erdoğan toprak

advertisement
ERDOĞAN TOPRAK
HAFTALIK DEĞERLENDİRME
RAPOR ÖZETİ
06 ARALIK 2016
TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ
İÇİNDEKİLER
DIŞ POLİTİKA
1. Şirvan Barzani’den “Kürdistan” açıklaması!
2. K.Irak Kürtlerine, Bağdat yönetiminden Yeşil Işık!
3. AKP döneminde FETÖ’nün devlete sızmasına zemin
yaratıldı!
4. Rusya, dış politika ve küresel yaklaşım konseptini yeniledi.
5. İtalyan halkı, “tek adam-tek parti” modeline karşı çıktı!
6. Türkiye-AB arasında tırmanan gerilim yumuşatılıyor!
7. Tehdit ve şantajlar, Türkiye-AB ilişkilerine katkı sağlamıyor!
EKONOMİ
8. TL’deki değer kaybı 11 ayda yüzde 20’nin üzerine çıktı!
9. Merkez Bankasının rezervleri tükeniyor!
10. S&P: “ABD Merkez Bankası 5 kez faiz artışı yapacak”
11. Maliye’den Varlık Barışı’na yeni düzenleme!
12. Maliye Bakanının, “varlıklarınızı ülkeye getirin” çağrısı bir
itiraf mı?
13. Varlık Barışı’yla Türkiye’ye getirilecek servetlere garanti
yağıyor!
14. “Vergi Barışı” ve “Varlık Barışı” mükellefleri arasında
ayrımcılık!
15. Ulusal paralar cinsinden ikili ticaret yapılması zor bir olasılık!
16. Uyguladığı para, döviz ve faiz politikalarıyla, dolarizasyonu
gündeme getiren AKP iktidarıdır!
İÇ POLİTİKA
17. MHP’nin, “başkanlık” için istekli tavrı sorgulanmalı!
RAPORUN TAMAMINI OKUMAK İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ!
http://www.erdogantoprak.com.tr/dokuman/etoprakrapor06122016.pdf
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
1
1. Peşmergelerin önemli komutanları arasında yer alan Şirvan
Barzani: “Kürdistan’ı kuruyoruz. Bağdat yönetimi ile müzakerelere
başladık, önemli mesafe kat ettik.”
Neçirvan Barzani’nin ani Ankara ziyaretinden sonra, Şirvan Barzani’nin
yaptığı açıklamada Kürdistan’ı kurma görüşmelerine başladıklarını ifade
etmesi ve bu konuda Bağdat yönetimi ile de ilerleme kaydettiklerini dile
getirmesi, kritik bir sürece gelindiğini göstermektedir! KIBKY’nin 2017
yılında Ankara’da resmi temsilcilik açması konusunda bir mutabakatın
sağlandığı açıklanmıştı. Bu temsilciliğin “Kürdistan Büyükelçiliğine”
dönüşmesi olasılığı yükselmiş durumdadır.
Şirvan Barzani’nin Almanya’nın saygın gazetelerinden Die Welt’e
Kürdistan’ın kurulmakta olduğunu aktarması, bu açıklamanın yapılması
için Alman medyasının seçilmesi dikkat çekici! Bu açıklamaların Mesud
Barzani’nin ve Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’nin bilgisi ve onayı dışında
olduğunu düşünmek doğru olmaz.
2. Bağımsız devlet olma yolunda mesafe kaydeden Kuzey Irak
Kürtlerine, Bağdat yönetimi “retçi” bir tavır takınmamış, müzakereyi
benimsemiştir.
Peşmerge ile Irak ordusunun birlikte savaşması anlaşmanın temelini
oluşturuyor diyen Şirvan Barzani, merkezi hükümetle bağımsız bir
Kürdistan olup olmayacağı konusunda resmi görüşmelere başladıklarını,
gelecekte bütün bölge için referandum yapılacağını, dile getiriyor.
Bağımsız Kürdistan’ın temellerinin hızla atıldığı bu süreçte AKP Hükümeti
suskun! Yaklaşımının ve tavrının ne olduğu bilinmiyor! “Sükût ikrardan
gelir” sözünden yola çıkarsak, mevcut suskunluğun, Barzani’nin Bağımsız
Kürdistan’ına onay anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Böyle bir oluşumun,
bölgemizdeki siyasi ve etnik dengelerde köklü bir değişimi beraberinde
getireceğini, Suriye, İran ve Türkiye’nin de bundan etkileneceğini
öngörmek durumundayız.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
2
3. Gerici yapılanmalara karşı devletin korunması yaklaşımlarının
hemen tamamı AKP iktidarları döneminde ters yüz edildi. FETÖ’nün
devlete sızmasına zemin yaratıldı!
Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin uygulanırlığı, iktidarların bu
belgede saptanan devlet siyaseti çizgisine iç ve dış politika açısından ne
ölçüde sadık kaldıkları 2004’de MGK kararlarıyla açığa çıktı. İlginç olan,
AKP o tarihte, Fethullah Gülen Cemaati’ni “terör örgütü” olarak
görmüyordu. Gülen Cemaati’nin ulusal güvenliğe yönelik tehdidi, terör
faaliyetleri, devleti ele geçirme çabaları Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde
hükümete iletilmesine karşın, bunların hiç birisi ciddiye alınmadı. PKK
terör örgütü ile masaya oturuldu, müzakereler yürütüldü. Dış politikada
“Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesi terk edildi. Komşularla barış içinde ve
toprak bütünlüğüne karşılıklı saygının yerini, komşularla kavga, içişlerine
müdahale aldı. Tüm bunların sonucunda bugünlere gelindi.
4. Rusya, dış politika ve küresel yaklaşım konseptini yeniledi.
“Devlet Aklı” devreye sokularak güncellenen yeni konsept, 2017’de
uygulamaya girecek.
Rusya’nın yeni dış politika konsepti Devlet Başkanı Vladimir Putin
tarafından onaylandı. Uluslararası terör, uluslararası hukuk, diplomatik
çözüme öncelik gibi unsurlar ön plana çıktı. 2017’den itibaren
bölgemizde ve dünyada yeni oluşumlara hazır olma zorunluluğu
belirginleşti! Rusya’nın küresel hedef ve stratejileri arasında, uluslararası
terör tehdidindeki artış, günümüz dünyasının en tehlikeli ve mücadele
edilmesi gereken öncelikli gerçeklerinden birisi olarak yer alıyor.
Yeni dış politika konseptine göre öncelik, sorunlara diplomatik çözüm.
Rusya, ülkelerin iç işlerine yönelik dış müdahale girişimlerine “karşı
koyacağını” taahhüt ediyor. Avrupa ile vizelerin karşılıklı kaldırılmasının
işbirliğini çok daha ileriye taşıyacağı görüşü yeni konseptte yer alıyor.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
3
5. İtalyan halkı, Anayasa Değişikliği Referandumu’nda “Hayır”
diyerek, demokratik hakları ve parlamenter sistemi kısıtlayacak “tek
adam-tek parti” modeline karşı çıktı!
Erken seçime gitmesi beklenen İtalya’da “tek adamlığı” hedeflediği için
çoğunluğun karşı çıktığı referandumun ardından AB karşıtlarının da elinin
güçlenmesi, AB’den ayrılma yanlılarının, Renzi’nin yenilgisi sonrası
yeniden ön plana çıkması gündemde.
Siyasi kariyerini referandumun sonucuna bağlayan, yüzde 41 “Evet”
oyuna karşılık, yüzde 59’luk “Hayır” sonucuyla ağır bir siyasi yenilgi alan
Demokratik Parti Lideri ve Başbakan Matteo Renzi, istifasını açıkladı. Bu
paketin en önemli maddesi İtalyan Parlamentosu’nun alt kanadını
oluşturan Temsilciler Meclisi ile eşit yetkilere sahip olan Senato'nun
yapısının değiştirilmesi ve yetkilerinin azaltılmasıydı. Eleştirilerin ve
tepkilerin ağırlık noktası bu yönde oldu. İtalya’da yeni hükümet krizi,
ekonomik krizi de tetikleyebilir.
6. Türkiye-AB arasında tırmanan gerilim, bazı uyarılar ve telkinler
sonrasında “biçim” değiştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye bir
Avrupa ülkesidir” diyerek ilk işareti verdi!
AB ile ilişkilerde sadece mülteci anlaşması ve vize muafiyetine indirgenen
diyalog, kopma noktasına doğru giderken, AP’nin müzakerelerin askıya
alınması kararına gösterilen tepki yanında, perde gerisinden de bazı gizli
temaslarla, normalleşme arayışlarına girişildiği anlaşılıyor. Alman
medyasında yer alan haberlerde, diplomatik düzeyde yürütülen gizli
temaslarla, vize muafiyetinin yürürlüğe girmesi için, Türkiye tarafının
bazı tavizleri gündeme getirdiği öne sürülürken, Merkel-Erdoğan
arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, ilişkilerin yeniden
değerlendirildiği yer alıyor. Cumhurbaşkanının “Türkiye bir Avrupa
ülkesidir, Osmanlı’dan bu yana 650 yıldır Avrupa’nın içindedir”
açıklamaları, bu değişikliğin ilk işareti olarak yorumlanabilir.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
4
7. Karşılıklı tehdit ve şantajların, mültecileri öne sürmenin, TürkiyeAB ilişkilerine katkı sağlamadığı, AB’den gelen sert açıklamalarla teyit
edildi!
Mülteci anlaşmasının askıya alınacağı, mültecilere Avrupa’ya gitmeleri
için sınır kapılarının açılacağı vb. tehditlere AB’den gelen tepkiler sert
oldu. Almanya Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier yaptığı açıklamada
“AB bu şantajlara boyun eğmez. Vize muafiyetinin yürürlüğe girmesi,
Türkiye ile AB arasında birlikte kararlaştırılan ve Türkiye’nin de altına
imza attığı şartların, Türkiye tarafından yerine getirilmesine bağlı
olduğunu” söyledi. Hessen Eyalet Başbakanı Volker Bouffier, AB’nin
Türkiye’nin tehdit ve şantajlarına boyun eğerek, gülünç duruma
düşürülmesine müsaade etmeyeceklerini, dile getirerek asıl Türkiye’nin
kaybedecek çok şeyi olduğunu vurguladı.
8. TL’deki değer kaybı 11 ayda yüzde 20’nin üzerine çıktı! Ekonomiye
ve yönetime güven azaldıkça yabancı yatırımcılar hızla Türkiye’den
çekiliyor!
Kronik şekilde değer kaybetmeye devam eden TL, yabancı yatırımcıları,
TL enstrümanlarına yatırımdan hızla uzaklaştırmaya ve satış yapıp dövize
dönerek, yurt dışına kaçmaya yönlendirmiş durumda.
İktidar yetkililerinin, “dövizden TL’ye geçin, yastık altındaki dövizlerinizi,
altınlarınızı bozdurun” çağrıları karşılık bulmuyor. Cumhurbaşkanının
bizzat “yastık altı” olarak nitelendirdiği altın ve dövizlerin, kayıt dışı
tutulan, bir yerlerde bekletilen döviz ve altınlar olduğu anlaşılıyor.
Hisse senedi ve DİBS toplamında oluşan son tablo, Merkez Bankası
verilerine göre şöyle: Yabancı yatırımcılar, Ocak-Eylül döneminde dokuz
ayda 4,9 milyar dolarlık hisse senedi ve DİBS aldılar. Ekim ve Kasım’da,
3,3 milyar dolarlık satış yaparak çekildiler. Ocak-Kasım arasındaki 11 aylık
dönemde net alım tutarı toplamı 1,6 milyar dolara geriledi.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
5
9. MB döviz satarak kurlara müdahale seçeneğini kullanma yoluna
gitse bile, mevcut net rezervleri ile ancak birkaç günlük müdahaleye
yetecek dövizi var!
Bu durum, kurlara müdahale konusunda MB’nin elini kolunu iyice
bağlıyor ve faiz artışı dışında bir seçenek bırakmıyor. Merkez Bankası'nın
brüt döviz rezervleri, bir haftada 2,2 milyar dolar azalarak, 99 milyar 35
milyon dolara geriledi. Uzun bir aradan bu yana ilk kez, MB’nin döviz
rezervleri 100 milyar doların altına inmiş oldu. Kaldı ki, “brüt” 99 milyar
dolara inen rezervlerin, doğrudan MB’nin kullanımına ve kendisine ait
olan kısmı, sadece 30 milyar dolar düzeyinde!
10. S&P, ABD Merkez Bankasının önümüzdeki aylarda 5 kez faiz artışı
yapacağı öngörüsünde bulundu.
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, devletin bizzat ekonomide
yatırımlara yönlendirileceğini ve yatırımlara devlet kaynaklarının tahsis
edileceğini söylemektedir. Bu ekonomik yaklaşımın sonucu, ABD devlet
harcamalarının artması, devletin kaynak ihtiyacının büyümesidir. Bu
kaynağın ülkeye çekilmesi için de ABD Merkez Bankası peş peşe faiz
artışlarına giderek, küresel piyasalardaki kaynakları ABD ekonomisine
çekme stratejisine yönelecektir. 2008-2009 Küresel Finansal Krizi’nden
sonra “parasal genişleme” politikasına yönelen ve piyasaları dolara
boğan ABD Merkez Bankası son dönemde bu politikadan vazgeçtiğini
zaten ilan etmişti. Şimdi parasal sıkılaştırma yaklaşımıyla, küresel
piyasalara akıtılan dolarların, ABD ekonomisine çekilmesi, yatırımların
artırılması yoluna gidilecektir.
İktidarın “dövizinizi bozdurun, Milli Para’ya geçin” çağrıları ile, küresel
ekonominin bir parçası olan Türkiye ekonomisinin döviz ve dış kaynak
ihtiyacının karşılanması, olanaksızdır. Keskin saflaşmalara, ayrışmalara
zemin yaratan bir siyasal söylem ve iktidar yapısının, yabancı yatırımcıya
ve sermayeye güven vermesi güçtür.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
6
11. Maliye Bakanlığı, Ağustos ayında yasalaştırılan “Varlık Barışı”
düzenlemesinde, paraların yurda getirilmesi için daha kapsamlı
garantiler verme yoluna gitti.
Hükümet, dışarıdan gelmesini beklediği kaynak açısından umudunu
Varlık Barışı’na bağlamış görünmektedir. Ancak bu konuda, yeteri kadar
güven veremediği için olsa gerek, yeni bir tebliğ ile servet sahiplerine,
daha geniş ve kapsamlı taahhütlerde bulunmak zorunda kaldı!
2011 yılında “ülkeler arası bilgi paylaşımı” kuralları çerçevesinde, “Vergi
Konularında İdari Yardımlaşma Anlaşması”, G-20 Liderler Zirvesi’nde
Türkiye’nin de dâhil olduğu 93 ülke tarafından imzalandı. Bu anlaşmayla
yurt dışında serveti bulunanlar, bunları beyan etmek ve vergisini ödemek
zorunda olacaklar, kaynağını da bildirmekle yükümlü olacaklar. Maliye
Bakanı işte bunun için çağrıda bulunuyor “Ülkeler bilgi paylaşımına
gitmeden varlığınızı Türkiye’ye getirin” diyor.
12. Maliye Bakanının, “varlıklarınızı ülkeye getirin” çağrısı, hükümetin
dış kaynak açısından içinde bulunduğu sıkıntılı tablonun en yetkili
ağızdan itirafıdır!
Bakan, şeffaf dönem başlamadan kayıt dışı paralara yasallaşma
tavsiyesinde bulunmaktadır. Bilindiği gibi AKP hükümetleri döneminde,
ilk ‘Varlık Barışı’ uygulaması, 5811 sayılı Kanun ile 22 Kasım 2008’de
kabul edildi. Daha sonra, 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Yasa’yla,
2008’deki 5811 sayılı Yasa kapsamında beyan edilen yurtdışında bulunan
varlıklarını, süresi içinde Türkiye’ye getiremeyen servet sahiplerine, 2
Mayıs 2011’e kadar ek süre verildi. 2013 yılında ise bu kez AKP hükümeti,
sadece yurtdışı varlıkları kapsayan varlık barışını, 29 Mayıs 2013’te 6486
sayılı Kanun ile yürürlüğe koydu. Beyan edildiği halde getirilmediği,
tahakkuk ettirilen vergi tutarının büyük kısmının tahsil edilemediği
yönünde, yaygın bir şekilde medyaya yansıyan bilgiler, Maliye Bakanlığı
tarafından yalanlanmadı.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
7
13. 4. kez uygulamaya konulan Varlık Barışı’yla Türkiye’ye getirilecek
servetlerin geçmişe dönük bir vergi incelemesi yapılmayacak ve bilgi
talep edilemeyecek!
Maliye, 130 milyar dolara ulaştığı kaydedilen, yurt dışı servetlerden vergi
talep etmiyor. Ne Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), ne vergi
dairesi, ne bankalar, ne Sermaye Piyasası Kurulu, ne BDDK hiç birisinin
inceleme yapmayacağı, soruşturma açmayacağı, geriye dönük bir takibin
söz konusu olmayacağı taahhüt ediliyor. Bilgi Edinme Hakkı Yasası başta
olmak üzere, pek çok yasa düzenlemesi, kurumsal yetkiler vb. bu tebliğ
kapsamında askıya alınıyor, geçersiz kılınıyor. Varlık barışına daha önce
başvurmamış kişiler için de özel bir “Form” olanağı getiren yeni tebliğ,
önemli taahhütler içeriyor. Yurda getirilen varlıklar ve bu varlıklara ilişkin
bildirim formlarında, dekont ve makbuzlarda yer alan “bilgiler ve diğer
belgeler ilgili yasalara uygun sır ve mahremiyet” kapsamında
değerlendirilecek, hiçbir şekilde açıklanmayacak.
14. “Vergi Barışı” ile “Varlık Barışı” kıyaslandığında, mükellefler
arasında ciddi bir ayrımcılık, yükümlülükler açısından farklılıklar söz
konusudur!
Vergi Barışı’nda taksitini ödeyemeyen mükellefin yapılandırmasının iptal
edileceği, Varlık Barışı'nda 31 Aralık’a kadar servetini getirmeyenlere
ilave süre tanınacağı sözü verilmektedir.
Vergi Barışı’nda beyan ettiği halde, ödeyemediği kazancının vergisini,
prim borcunu ödemek için dürüstçe, Maliye ile anlaşma ve yapılandırma
yoluna giden mükellefe “iki taksitini ödemezsen, yapılandırmanı
sonlandırırım” diyen bir Maliye…
Varlık Barışı'nda serveti yurt dışında, kazancını beyan dahi etmemiş,
vergisini ödememiş, nasıl kazandığının hesabını vermemiş mükellefe
“yeter ki paranı getir, tek kuruşun hesabını bile sormayacağım” sözü
veren bir Maliye…
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
8
15. Cumhurbaşkanının gündeme getirdiği, Rusya, Çin ve İran ile ulusal
paralar cinsinden ikili ticaret yapılması düşüncesinin yakın dönemde
hayata geçmesi zor görünmektedir!
Rusya örneğini verecek olursak; iki ülke arasındaki ticaret ulusal paralarla
yapılsa bile, Rusya’nın Türkiye’ye yaptığı 19-22 milyar dolarlık ihracat
karşılığında TL kabul etmesi söz konusu olmayacaktır. Çünkü Rus Merkez
Bankası bu kadar TL’yi Rusya’nın üçüncü ülkelerden yaptığı ithalatta,
dolar ya da Euro yerine kullanma olanağına sahip olamayacaktır. Karşı
taraf merkez bankası, Rusya’dan ödemeyi TL ile değil, dolar ya da Euro ile
yapmasını isteyecektir. Bu durumda Rusya Merkez Bankası belki de hiç
kullanamayacağı 19-22 milyar dolar karşılığı bir TL rezervini kasasında
tutmaya rıza göstermeyecektir. Ulusal paralarla ikili ticaretin işlerlik
kazanabilmesi için iki ülkenin birbiriyle ticari ilişkilerinde dengeli bir
durum, birbirine yakın ihracat ve ithalat tutarları gerekmektedir.
16. 15 yıldır uyguladığı para, döviz ve faiz politikalarıyla, Türkiye
ekonomisinde dolarizasyonu gündeme getiren, bu düzeye ulaşmasına
zemin hazırlayan, AKP iktidarıdır!
TL’yi değersiz kılan, Hükümetin 15 yıldır dolarizasyonu destekleyen
ekonomi politikaları, dövizle kamu alımları, dövizle mega projeler,
özelleştirmeler, vb. uygulamalarıdır. TL’ye güveni yok eden, dövize
yatırımı cazip ve güvenli kılan bu politikalardır.
ABD Merkez Bankası’nın parasal genişleme programıyla küresel
piyasalarda bollaşan ve ucuzlayan dolar kurunun ilanihaye bu şekilde
süreceği anlayışıyla, ucuz dolar, değerli TL politikası izlendi. Özel sektör
ve finans kesimi dövizle yurt dışından borçlanmaya özendirildi.
İktidar, “TL’ye dönüş” kampanyasına yönelmiş olsa da; mevcut mega
projelerin gelecek yıllarda, hazineye, devlete, tek tek hepimize ve
gelecekte çocuklarımıza yüklediği ve her gün TL karşılığı artan bir borç
yükü gündemdedir.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
9
17. 7 Haziran seçimleri sonrasında “erken seçim” diyerek AKP ile
koalisyona kapıları kapatan MHP’nin, şimdi “başkanlık” için çok istekli
bir tavır sergilemesi düşündürücü!
Hiçbir koalisyonun içinde yer almayacaklarını ilk günden ilan ederek
kapıları kapatan Bahçeli ve MHP, 1 Kasım’a giden ve yeniden AKP’ye tek
başına iktidar yolunu açan parti oldu. Hiçbir seçeneği tartışmayacağını
ilan ederek, o dönemden bugüne gelinen aşamada, başrolü üstlenen
MHP, şimdi “AKP-MHP Başkanlık Koalisyonu” için en istekli görüntüyü
sergiliyor.
MHP’nin, Başkanlığı gündeme taşıyarak, resmen olmasa da “fiilen”
gerçekleştirdiği bu siyasi sürecin perde arkasında, çok ciddi pazarlıkların,
karşılıklı vaatlerin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu pazarlığa tepki
gösteren, anayasa değişikliğine oy vermeyeceğini açıklayan MHP’li
vekilleri ihraca kadar varan bu tavır değişikliği sorgulanmalıdır.

06 ARALIK 2016 HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPORUNUN
TAMAMINI OKUMAK İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ!
http://www.erdogantoprak.com.tr/dokuman/etoprakrapor06122016.pdf
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 06 ARALIK 2016
10
Download