TBMM B: 14 6 .11. 2008 O: 3 Gelinen noktaya bakıyoruz: Dolar 1150

advertisement
TBMM
6 . 1 1 . 2008
B: 14
O: 3
Gelinen noktaya bakıyoruz: Dolar 1,150'lerden 1,750'lere çıkmış sonra 1,450'lere, 1,500'lere
gerilemiş. Âdeta on beş gün içerisinde boyu kadar yol katetmiş, birilerini milyarder sınıfına sokarken
kimilerinin de ocağına incir ağacı dikmiştir.
Borsadaki kayıp milyarlarca doları bulmuş, firmalar kırmızı alarm durumuna geçmiş, üretimlerini
düşürmüş, işçi çıkarmalar başlamıştır. Ancak Hükümete sorarsanız, hâlâ daha bir şey yok. Daha ne
olacak değerli arkadaşlar? Büyük kıyametin kopmasını mı bekliyorsunuz? Anladığınız ekonomi
yönetimi, kastettiğiniz istikrar bu mu? Bu mu övündüğünüz rakamlar? Kamuoyu patlama noktasına
gelmiş, iş çevreleri burnundan soluyor, alınması gerekli olan birçok tedbir var. Son dakikada dostlar
alışverişte görsün nevisinden yüzeysel bir hamle...
Yurt dışındaki varlıkları kaynağını sormadan ülkeye getirmek. Bu girişimle neye engel olacak­
sınız? Haramı helali de vicdanlarınıza bırakıyorum. Ancak kanunsuz olup olmadığına bakmaksızın
bu varlıkları ülkeye transfer edeceksiniz de neyi değiştireceksiniz? Örneğin ekim dikim ayı geldi.
Gübreyi mi ucuzlatacaksınız? Esnafın işlerini mi düzelteceksiniz? Memurun, emeklinin hayatını mı
kolaylaştıracaksınız? Rantiye ekonomisi eksenli yürüttüğünüz ekonomi politikanıza, seçimler
yaklaşıyor, sıcak para açısından duvara dayandınız da değirmeninize su mu taşımak istiyorsunuz?
Beyler, bu palyatif, göz boyayıcı ve reel ekonomiden uzak tedbirlerin ülke insanımıza hiçbir faydası
yok maalesef; hâlâ daha bunu anlayamamış gözüküyorsunuz.
Bakın, senelerdir Milliyetçi Hareket Partisi "Üretim ekonomisi." diyor. Üretmeyen toplumların
istiklallerinin tehlikede olduğunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk yetmiş beş yıl önce belirtmiş. "Nedir
bu üretim ekonomisi?" diyorsanız, ekonomi kurmaylarımız var, bir danışın lütfen. Kriz akşamdan
sabaha gelmiş değil. İktidarınız döneminde Anadolu alev alev, zaten krizi yaşıyor. Sizin ise krizi
aşma konusunda üretebildiğiniz yegâne çözüm bu. Ülkeye getirilecek varlıklar içinde ilginç bir başlık
da var: Gayrimenkuller. "Gayrimenkul ülkeye nasıl taşınır?" üzerine kafa yorunca dervişin fikri de
ortaya çıkıverdi. İcra İflas Kanunu'nun 23'üncü maddesi gemileri de gayrimenkul kapsamı içinde
zikretmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
S.NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Arkadaşlar, gelin, bu "gemi, gemicik" konularına gir­
meyelim. Biliyorsunuz, bu birileri için şaibeli konular. Deniz Feneri Derneğinin gemi aldığından
falan bahsediyor gazeteler. Açık açık bu düzenlemeden ne murat ediyorsunuz yüce Meclisi bir
bilgilendirin lütfen. Dışarıdan kaynak mı getirmek istiyorsunuz? Bu düzenlemeyle getirebileceğiniz
şaibeli birkaç milyar doları kâr olarak mı görüyorsunuz? Ya ülkemizin kaybedeceği itibar? Bunun
yerine, gelin, yatırım ortamım cazip hâle getirelim. Örneğin istihdam yaratan reel yatırımlarda vergi
indirimlerine gidelim. Bürokratik engelleri bir çırpıda kaldıralım, yatırım teşviklerini daha somut,
daha işlevsel kılalım. Gösteriş ve sadaka dağıtma zihniyetini terk edip reel yatırımları destekleyelim.
Sanayicinin kullandığı elektrik, su ve doğal gazın, yani üretim girdilerinin fiyatlarını düşürelim.
Gerekiyorsa üreticinin işçi maliyetlerine destek olalım, bizler de destek verelim. Bu ülkenin alın
teriyle kazandığı millî servetine de ne idüğü belirsiz kara paralan kanştırmayalım.
Saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
-621-
Download