Peygamberliğin gerekliliği ve Hz. Muhammed (sav)`in

advertisement
Peygamberliğin gerekliliği ve Hz. Muhammed (sav)’in
peygamberliğinin delilleri
2017 Haziran ayında Konya Genç Komek Yaz Kurslarında öğrencilere
"İnanç Esasları" adı altında ders verdiğimiz 7 haftalık programı
başkaları da istifade eder düşüncesiyle burada paylaşıyoruz. Ders
içerikleri ehl-i ihtisas bir ekip tarafından hazırlanmıştır.
1. Ramazan-ı Şerif ve orucun hikmetleri
2. Allah’ın Varlığı, Birliği Ve Aynı Anda Birçok İşi Yapması
3. Öldükten sonra tekrar dirilme ve ahiret hayatı niçin vardır?
4. Kur’an-ı Kerim Allah kelamıdır.
5. Peygamberliğin gerekliliği ve Hz. Muhammed (sav)’in
peygamberliğinin delilleri
6. İbadet Ve Namaz
7. Helal ve sağlıklı beslenme (Yediğimiz ve içtiğimiz Helal Olmalı)
PEYGAMBERLİĞİN GEREKLİLİĞİ VE HZ. MUHAMMED (SAV)’İN
PEYGAMBERLİĞİNİN DELİLLERİ
Allahü Teâlâ’nın insanlar arasından seçerek vazifelendirdiği kişilere
peygamber denir. Peygamberler, biz insanlara dünyaya niçin
gönderildiğimizi bildirmek, kâinatın sahibi olan Allah’ı nasıl razı
edeceğimizi öğretmek ve ibadetlerimizi ne şekilde yapacağımızı
göstermekle görevlendirilmişlerdir.
İman esasları içerisinde Allaha imandan sonraki en mühim esaslardan
biri de, peygamberlere imandır. Çünkü bize imanın ve dinin bütün
meselelerini öğreten onlardır.
Allah (c.c) kâinatı ve bizleri niçin yarattı?
Çocuklar, yaratılışın amacı gayesi nedir, hiç düşündünüz mü? Yani ben
niçin varım? Akıl, göz, dil ve kulak gibi bu kadar kıymetli cihazlar bana
niçin verilmiş? Lezzetleri, şekilleri ve kokuları farklı bu kadar harika
1/8
yiyecekler, meyveler bize niçin yediriliyor? Her varlık niçin en güzel
şekilde yaratılıyor, rengârenk boyanıyor, en güzel aletler veriliyor ve bu
kadar masraf yapılıyor hâlbuki bazıları sadece birkaç gün yaşıyor sonra
ölüyor niçin? Peki, bal arısından ipek böceğine süt fabrikası olan inek
den bulutlara ve güneşlere kadar her şey neden benim için çalışıyor?
HİÇ BU SORULARIN CEVABINI DÜŞÜNDÜNÜZMÜ? ( bu slayt da
çocuklara bu sorular sorularak onları tefekküre sevk edebiliriz.)
Her güzellik sahibi kendi güzelliğini görmek ve göstermek
ister.
Çok güzel yüzlerce resim yapmış dünyaca ünlü bir ressam düşünelim.
Sizce o ressam yaptığı resimleri hiç kimseye göstermeyerek evinin
deposuna mı kilitler? Yoksa bir sergi yeri açıp insanları oraya davet
edip o harika resimleri orada mı sergiler? Elbette ikincisini yapar çünkü
her güzellik ve yetenek sahibi kendi güzelliğini, eserini görmek ve
göstermek ister. Aynen öylede en büyük sanatçı, ressam ve güzellik
sahibi olan Allah da kendi güzelliğini göstermek için kâinatı yarattı ve
bir sergi yeri gibi en güzel sanatlarıyla orayı süsledi.
İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin sebebi kâinatın
yaratıcısını tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir.
Kur’an da şöyle buyrulur: “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet
etsinler diye yarattım.” (Zariyat,56) Evet, Allah kendi güzelliklerini ve
sanatlarını göstermek için kâinatı yarattı. Seyretme vazifesini de bize,
insana verdi. Demek bizim yaratılışımızın yani dünyaya gönderilişimizin
gayesi bu kâinatın ve her şeyin yaratıcısı olan Allah’ı tanımak, onun
güzelliklerini araştırmak, öğrenmek ve ona iman edip ibadet etmektir.
Ve varlıklarda görülen Allah’ın isimlerini keşfetmektir. Mesela güzel bir
çiçeğe baktığımızda Allah’ın Cemil (güzel)ismini hatırlamak ya da hasta
olduktan sonra iyileşince Allah’ın şafi yani şifa veren ismini hatırlamak
gibi
Hiç mümkün müdür ki Allah (c.c) bilinmek için âlemi yaratsın ve
peygamberler göndermeyerek kendini bildirmesin ve
tanıttırmasın?
Çocuklar şimdi hep birlikte biraz mantık yürütelim. Hiç mümkün müdür
ki Allah kendini insanlara bildirmek, isimlerini, güzelliklerini göstermek
için koca kâinatı ve içindekileri yaratsın ama bunları bize öğretecek,
2/8
gösterecek peygamberler göndermesin. Elbette imkânsız. Biz
peygamberler sayesinde Allah’ın varlıkların üzerinde görünen isimlerini
öğreniriz. Eğer peygamberler olmasa idi Allah’ın şafi (şifa veren) , cemil
(güzel olan) , âdil (adaletli olan), rahman (merhamet eden) gibi
yüzlerce isimlerini öğrenemezdik. Ve Allah’ı tanıyamazdık. O zaman
kâinatın yaratılışının bir anlamı olmazdı.
Hiç mümkün müdür ki Allah (c.c) yeryüzünü bizim için sofra
gibi yapsın sonra bu nimetlere karşı bizden şükür istesin ama
nasıl şükredeceğimizi bir peygamber vasıtasıyla bildirmesin?
Allah yeryüzünü bizim için adeta bir sofra yapmıştır. Sadece meyveleri
incelesek bile bunu anlarız. Dünyada yüzlerce çeşit meyve var. Erik,
karpuz, üzüm, elma, şeftali vb. Her bir meyvenin de onlarca farklı alt
türleri var. Mesela sadece elmanın yaklaşık 15 farklı alt çeşidi var.
Sebzeleri, yemişleri, etleri, yumurtaları vb. daha saymadık bile. Evet,
Allah’ın nimetlerini saymakla bitiremeyiz.
Peki, hiç mümkün müdür ki bize bu kadar nimet veren Allah (c.c)
bizden bu kıymetli nimetlere karşı ibadetle şükür etmemizi istesin ama
nasıl yapacağımızı öğretecek peygamberler göndermesin? Asla! Biz
bütün ibadetleri peygamberlerden öğrendik eğer onlar olmasa idi
namaz kılmayı, oruç tutmayı, zekât vermeyi vb. gibi ibadetleri
yapamazdık ve Allaha şükredemezdik. Her işini en mükemmel bir
şekilde yapan Allah (c.c) böyle bozuk bir iş yapmaz.
Hiç mümkün müdür ki, Allah(c.c) insanı yaratsın, her şeyi onun
hizmetine versin sonra onu başıboş bıraksın, niçin yaratıldığını
ve vazifelerini peygamberleri vasıtasıyla bildirmesin?
Allah (c.c) kâinatın içine milyarlarca gezegen, yıldız ve galaksiler
koydu. Sonra dünyaya bizi gönderdi. Ağaçları, dağları, denizleri,
ırmakları, bulutları, güneşi ve canlıları bizim hizmetimize verdi. Peki, hiç
mümkün müdür ki Allah bizim için bu kadar masraf yapsın, sonra
başıboş bıraksın, niçin yarattığını ve bizden ne istediğini
peygamberleriyle bildirmesin? Elbette imkânsız. Evet, biz
peygamberler vesilesiyle en çok merak ettiğimiz şu üç sorunun; Kimiz?
Nereden geldik? Ve nereye gidiyoruz? Cevaplarını öğreniriz.
Soru;
3/8
Siz çok büyük paralar harcayarak yaptırdığınız bir okulda
öğrencileri başıboş öğretmensiz bırakır mısınız?
Evet, Çocuklar şimdi size bir soru!Siz çok büyük paralar harcayarak
yaptırdığınız bir okulda öğrencileri başıboş bir şekilde öğretmensiz
bırakır mısınız? (hayır) İşte bu kâinat da çok büyük masraflar yapılarak
hazırlanmış bir okul gibidir. Öğrencileri bizleriz, öğretmenleri de
peygamberler. Siz bile bir okulu öğretmensiz bırakmıyorsunuz da her
işini en mükemmel bir şekilde yapan Allah (c.c) bu kâinat okulunu ve
bizleri öğretmensiz bırakır mı? Elbette hayır.
Peygamberler niçin insanlar arasından seçilmiştir?
Peygamberler, Allah’ın emir ve yasaklarını insanlara bildiren elçilerdir.
Aynı zamanda bildirdiklerini kendi hayatlarında uygulayan en güzel
örnek ve rehberlerdir. Çünkü biz insanlara, imanın ne olduğunu,
İslamiyet’in ne olduğunu, bu dünyaya niçin geldiğimizi anlatacak;
namazın nasıl kılınacağını, duanın nasıl yapılacağını, kulluğun nasıl
olacağını gösterecek bizim gibi insan olan örnekler ve rehberler
lazımdır. O yüzden peygamberler de üzülürler, sevinirler, yaşlanırlar,
hasta olurlardı.
Hem peygamberler melekler veya başka varlıklardan olsaydı, insanların
birçoğu buna itiraz eder, “O bir melek, biz nasıl onun gibi olabiliriz?”
Derlerdi. Hâlbuki Rabbimiz peygamberleri insanlar arasından seçmekle,
onların insanlara tam bir rehber olmasını sağlamıştır.
O (sav)’in Peygamberlik delilleri
Sevgili çocuklar buraya kadar olan kısımda peygamberliğin gerekliliğini
ve peygamberler olmadan yaratılışın manasızlığını anlatmaya çalıştık.
Şimdi ise son peygamber olan Hz. Muhammed (a.s.m) ın
peygamberliğinin delillerini anlatacağız.
Peygamberimiz (sav)’in en büyük delili Allah (c.c)’tan bizlere getirdiği
Kur’an-ı Kerimdir.
Kur’an, peygamberimiz (sav)’in en büyük mucizesidir. Peygamberimiz
(sav) bir hadisinde “Peygamberlerden her bir peygambere insanların
iman etmesi için (Allah tarafından) mutlaka mucizeler verilmiştir. Bana
verilen mucize ise Allah’ın bana vahyettiği Kur’andır.” (buhari)
4/8
Peygamberimiz (sav) elindeki Kur’an ile etrafındaki insanlara meydan
okumuştur. Ve onları Ku’ran’ın bir benzerini yapmaya davet etmiştir.
Onlar o dönemin en büyük şairleri ve söz ustaları oldukları halde
okuma yazma bilmeyen Hz. Muhammed (sav)’e mağlup olmuşlardır.
Çünkü O (sav) bir peygamberdi. Ve 1400 sene geçmesine rağmen hala
bir benzerini getirememişlerdir. İşte Hz Muhammed (sav) in
peygamberliğinin en büyük ispatı Kur’an’dır.
O (sav)’in Kur’an-ı Kerim’den sonraki en büyük delili kendisidir.
Peygamberimizin (sav) peygamberliğinin Kur’an’dan sonraki en büyük
delili kendisidir. Yani sahip olduğu yüce ahlakıdır. Bütün güzel huyların
tamamı onda vardır. Mesela hayatı boyunca hiç yalan söylememiştir.
Düşmanları dahi onun güzel ahlakını övmüşlerdir. Okuma yazma
bilmediği halde insanlık için en büyük öğretmen o olmuştur. Dinimizi
anlatırken hiç kimseden korkmamış, tehdit edenlere aldırış etmemiş
para ve makam tekliflerini geri çevirmiştir.(ayve güneş olayı
anlatılmalı) Allah’ı herkesten daha çok tanımış, sevmiş ve korkmuş,
ibadetlerde ise herkesten en ileride olmuştur. Getirdiği dinin kurallarına
herkesten çok o uymuştur. Bütün bu durumlar, onun hileye, yalana
başvurmadığını, davasında samimi ve doğru olduğunu gösteren
delillerdendir.
İnsanlarda yaptığı benzersiz inkılâp (değişim)
Bundan 1400 sene önce peygamberimiz (sav) büyük bir inkılâp
gerçekleştirdi. O cahiliye yani karanlık dönemi bütünüyle ortadan
kaldırıp, Kur’an’a göre şekillenmiş yepyeni bir toplum oluşturdu. Ondan
önce putlara tapan insanlar, geceleri namaz kılıp gündüz oruç tutan
insanlara dönüştüler. Kızlarını diri diri toprağa gömen o insanlar,
karıncaya bile ayak basamaz hale geldiler. O medeniyetten uzak kaba
insanlar, başka milletlere medeniyet dersi veren öğretmenler oldular.
Peygamberimizin (sav) yaptığı bu değişiklik dünya tarihinde tektir. O bu
değişikliği kendi gücü ve kuvvetiyle değil, Allah’ın yardımıyla yani
peygamberliği ile yapmıştır. Bu da onun peygamberliğinin
delillerindendir.
Geçmiş peygamberler ve kitaplar
Hz. Muhammed (sav) ‘n peygamberliğinin en büyük delillerinden biri de
5/8
Tevrat, Zebur, İncil gibi kutsal kitapların onun peygamberliğini haber
vermesidir. Bir İslam âlimi olan Hüseyin-i cisri bozulmuş olan Tevrat ve
İncil den Hz. Muhammed’in peygamberliğine delil olacak 114 işaret
bulmuştur. Elbette bu kitaplarda bozulmadan önce daha çok işaret
varmış.
Hz. Âdem den peygamberimize kadar binlerce peygamber gelmiştir.
Onlar mucizeleriyle, kitaplarıyla ve ahlaklarıyla davalarını ispat ederek
insanlara rehber olmuşlardır. Bu peygamberlerin peygamberliğine delil
olan ahlakları, mucizeleri vb. özelliklerinin hepsi en mükemmel şekilde
peygamberimiz (sav)’de de vardır. Diğer peygamberleri kabul eden
elbette o (sav)’i de kabul etmelidir.
O (sav)’in eliyle gerçekleşen 1000 kadar mucize
Mucize Allah’ın peygamberlerine peygamberliklerini ispat etmeleri için
verdiği olağanüstü şeylerdir. İslam âlimleri peygamberimize verilen
1000 kadar mucize olduğunu söylemişlerdir. Onlardan bazıları geçmiş
ve gelecekten verdiği haberlerle ilgilidir. Bazıları ağaçların, taşların dile
gelmesi, bazıları hayvanların dile gelmesi, bazıları yemeklerin ve
suların bereketlenmesiyle ilgilidir.
Şimdi bu mucizelerden bazılarını size anlatacağız.
Sütsüz Keçi
İbn-i Mesud Mekke de keçilere çobanlık yapıyordu. Her sabah keçileri
toplar otlak yerlere götürürdü. İbn-i Mesud dürüst bir adamdı. Bu
yüzden işini iyi yapmaya çalışırdı. Keçilere sahip çıkar, kimsenin hakkını
yemezdi.
Sevgili peygamberimiz ve Hz. Ebu Bekir, İbn-i Mesud’un yanına gitti.
Mesud keçileri otlatıyordu. Peygamberimiz ondan süt isteyince oda
şöyle cevap verdi: “o keçiler benim değil başkalarının malıdır.”
Peygamberimiz başkasının malından izni olmadan asla yemezdi. Bu
yüzden sütü olan keçilerden içmek istemedi. Peygamberimiz İbn-i
Mesud’a: “Kısır sütsüz keçi getir.” Dedi. Mesud keçilerin arasından iki
yıldır hiç süt vermeyen bir keçi getirdi. Merakla peygamberimizin ne
yapacağını düşündü. Peygamberimiz mübarek ellerini keçiye sürdü ve
dua etti. Sonra keçiyi sağdılar. Sütsüz keçi peygamberimizin
6/8
mucizesiyle o anda süt verdi. İbn Mesud gözlerine inanamadı. Nasıl olur
diye düşünmeye başladı. Peygamberimiz ona İslamiyet’i anlattı. İbn-i
Mesud bu mucizeden sonra Müslüman oldu. Afiyetle sütü içtiler.
Konuşan taşlar
Sahabelerden Hz. Enes’in anlattığına göre, bir gün peygamberimizin
yanında birkaç sahabe vardı. Aralarında Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Ebu
Zerr Gıfari ve Hz. Osman da vardı. Sevgili peygamberimiz yerden bir
avuç taş aldı. Elindeki taşlar o anda konuşmaya başladı. Allah’ın adını
söylemeye başladılar. Sahabeler de bunu duyuyordu. Şaşırdılar.
Taşların konuşması nasıl olurdu?
Peygamberimiz elindeki çakıl taşlarını Hz. Ebu Bekir’in eline koydu.
Taşlar tesbih etmeye devam etti. Sonra Ebu Zerr’in eline koydu. Taşlar
yine konuşup tesbih etmeye devam etti. Sahabeler ellerindeki taşların
konuşmasını hayretle seyrettiler. Peygamberimiz taşları bu sefer Hz.
Ömer ve Hz. Osman’ın ellerine de koyunca taşlar yine Allah’ı tesbih
etti.
Taşların konuşması ve Allah’ın isimlerini söylemesi sevgili
peygamberimizin bir mucizesiydi. Daha bunun gibi birçok varlık
Peygamberimizin mucizesi olarak konuşup İslamiyet’in doğru, hak din
olduğunu insanlara göstermişti.
Bereketlenen yemek
Tebük seferi esnasında ordu aç kaldı. Sahabeler, Allah Resulü’ne (sav)
müracaat edip durumu arz ettiler. Allah Resulü (sav) buyurdu ki :
“Herkes yanında kalan yiyecekleri bir yere toplasın.” Herkes yanındaki
hurmaları getirdi. En çok getiren sahabe, dört avuç getirebildi. Bir
kilime koydular.
Hz. Seleme der ki: “Tamamı ancak oturmuş bir keçi kadar olmuştu.”
Sonra Allah Resulü (sav) bereketle dua edip dedi ki: “Herkes kabını
getirsin.” Koştular, kaplarını alıp geldiler. O ordu içinde hiçbir kap
kalmadı, hepsini doldurdular. Hem fazla kaldı. Hatta mucizeye tanık
olan bir sahabe demiş ki: “ O bereketin gidişatından anladım, Eğer
bütün dünya gelseydi, onlara dahi yetecekti.”
DUA
7/8
Ya Rabbi bizi kendine Kul kabul eyle. Hz. Muhammed (sav)’e ümmet
eyle. Son nefesimize kadar onun gittiği yoldan gitmeyi onun gibi dürüst
ve ahlaklı olmayı bizlere nasip eyle. Ahirette de bizi o (sav)’e komşu
eyle. ÂMİN ÂMİN BİNLERLE ÂMİN…
İnanç Esasları Dersi ile ilgili sunuları Altınbaşak Derneği web
sitesindeki bu adrese tıklayarak indirebilirsiniz.
8/8
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download