Tiyatro tenkitleri SABRİİ SEBAT • VATAN Türk Tiyatrom Tarihî temsilleri- ve temsil ettirdi. «Vatan» şüphesiz tiyatromuzun nin hu beşinci sonuncu ayı ilk tiyat­ ilk devresinde uyanan, yerli bir ti­ ro müelliflerimizden en şöhretli iki­ sine: Abdülhak Hâmit’le Namık Ke­ yatro kurmak heyecanının en güzel numunelerinden biridir. «Tiyatro mal’e ayrılmıştır. Başta «Sabrü Sebat» la Abdülhak fikrin hayalâtma vicdan, vicdanın Hâmit geliyor. Hâmit, yazdığı dört ulviyatma can, canin hayatına lisan mensur piyesle tiyatromuzun ilk dev­ verir.» diyen Namık Kemal, be» resine oldukça hizmet etmiştir. Bun­ türlü mahviyeti bertaraf ederek lar: Macerayı Aşk. Sabrü Sebat. İçli «Mukaddemei Celâl» de «Vatan, tiyatroyu bulunduğu halden kırk eli Kız Ve Duhteri Hindu’dur. Hâmit ilk piyesi olan «Macerayı derece ileri götürmüştür.» demekte Aşk» ı henüz yirmi yaşım doldur­ pek hakhdır. Çünkü «Vatan» la va­ madan yazdı. «Macerayı Aşk t in ve tan muhabbetine ölmez bir lisan ve yeniliklerle dolu şiirlerinin neşri üze­ tiyatromuza da yeni bir can vereı rine Hâmid’e o zaman matbuatta Namık Kemal’dir. Kemal’in «Vatan» ı yazarken yük­ çok şiddetli hücumlar başladı. Na­ mık Kemal bu sırada Hâmid'i mü­ sek seciyesinin heyecanı ile hissettiği dafaa için: «Hâmit, seni muhatap haykırmak, bağırmak ihtiyacının o etmeğe adından büyük kelime bula­ zaman ne kadar lüzumlu olduğu mıyorum.» hitabı ile başhyan güzel derhal susturulmasına uğraşılması 'bir ifdLfatnameyâ âleme ilân edince ili de sabittir. Mevzuu «Bir adamın maden va­ sesler kesildi. «Macerayı Aşk» i okuyan Ahmet tanını hayatına ve cananına tercih V’efik Paşa ise, sayın İbnülemin Mah­ etmesi» olan «Vatan» piyesinin ilk mut Kemal’in «Son Asır Türk Şair­ temsil edildiği geceyi Nuri Beyden leri» nde kaydettiği gibi, kendisine dinliydim: «Birinci perde küşadmda «Afganistanda, Hindistanda dola­ takdisi vatana dair sözler huzzardan şacağına. millî eserler yazmağa ça­ bir takım zevatı hamiyetsematm lış» şeklinde nasihatlerde bulundu­ ol derece takdirine mazhar oldu ki ğundan Hâmit derhal «Sabrü Sebat» gözlerinden yaşlar akarak, nidayı başka «eksik olma Ke­ .1 kaleme aldı ve paşanın tavsiyesini aferind'en mal» iltifatını bülend avaz ile belki | yerine getirdi. i «Sabrü Sebat», mukaddemeskıde tiyatro haricinde bulunanlara bile j Hâmid'in de itiraf ettiği gibi, «tiyat­ işittirdiler. İkkıct, üçüncü perdeler dahi bu ro oyunlarına tamamen nazire de­ ğilse de bir raddeye kadar mutabık yolda birer güne tahs’ın ve alkışla ve âdet ve taibiafe muvafık olması­ geçildi. Dördüncü perdede izhar ettikleri na çalışılarak» yazılmıştır. şadümani arasında kemali şevk ve Hâmit üçüncü eseri olan «İçli Kız» ı yazarken yine sahne mecburi­ hahı’şle «Kemal Bey çok yaşa» diye yetlerine boyun eğemedi. Sanatkâr barbar bağırdılar.» ruhunun tesiri altında temsil kabili­ Ötesi malûm. Halkın duyduğu bu yeti noksan, fakat güzellikleri nok­ müspet heyecan Abdülâziz’in sara­ yından menfi bir şekil addı. Namık sansız bu eseri vücude getirdi. Hâmid'in dördüncü eseri olan Kemal «Neşriyatı muzırreye iptidan «Duhteri Hindu» nun da temsil ka­ cihetile lieclittedip Magosa kalesine biliyeti pek yoktur. Yalnız «Hati­ kalebent» edildi. Vatan uğrunda yapılan neşriyatı me» si tiyatro tarihimizi pek yakın­ dan alâkadar eder. Bir kaç satırını «Neşriyatı muzirre» sayan o devri aynen alıyorum: «Şimdi halkımızın bir düşünmeli. rağbeti millî tiyatrolara münhasır Namık Kemal Magosa zindanında gibidir. Tercüme olunan ve münde- vatan duygusunun biç bir felâketten ricatı ahlâkı milliyerrrize tevafuk et- sarsılmıyacak kadar yüksek olduğu­ miyen eserlere nazarı iltifat ile ba­ nu göstermek emeli ile durmadar kılmıyor.» çalıştı. Hattâ Gülnfhal'i, Zavallı Ço­ Bu sözler üzerinde durmak ve cuk'u ve Akif Bey’i yazarak yine ti­ düşünmek bugün de bizim için çok yatromuza hizmette devam etti. faydalı olacaktır. Türk tiyatrosu ta­ «Vatan» piyesinin sahneye konul­ rihine gösterilen rağbet seyircileri­ duğu 1 Nisan 1873 akşamı sahne ta­ yerli teiıt eser cereyanının n«uu<K.i mizin d« Hâmid’in bu mülâhazasını rihimiz kadar inklâp tarihimiz içi» başlangıcıdır. takdir ve tasvip ettiklerini ispat et­ de bir dönüm noktasıdır. «Vatan» temsili il« Şehir Tiyatro­ mez mi? «Vatan» ı yazarken Namık Ke­ su muvaffakiyetin son derecesine «Sabrü sebat» m birinci perdesi­ mal bakınız ne düşünüyordu: «Sadi erişmiştir. Cahide'yi «Zekiye» ro­ nin ilk kısmı ile ikinci perdesi mu­ akşamı oynanacak eseri âcizanem lündeki kabiliyetten dolayı ne kadar vaffakiyetle temsil edilmektedir. hakkında ashabı mütalâaya bir iki tebrik etsek azdır. Bu işlerin kurdu İkinci perdesinde hemen kâmilen mazeret beyan etmek isterim. Burun bir san’atkârm da tasdik ettiği gibi «atalar sözü» ile konuşan şahısların birincisi ve en ehemmiyetlisi oyunun garp sahnelerinde bile bu kadar sözlerindeki tabiîlik Hâmid'in büyük mevzuu olan muhabbeti vatan kadar genç ve bu kadar san’atkâr bir ar­ kudretinin parlak delilleridir. Birbir­ âli bir fikrin benim gibi bir âciz ta­ tiste güç Taslanabilir. leri arkasından sarfed'ilen bütün bu rafından teşrih olunmasıdır. İkinci Cahide’nin perde açıldığı zaman ata sözleri Hâmid’in cümlelerine maksat yalnız hubbu vatan ve hub- kendi kendisile yaptığı hasbıhaldeki vermek istediği mânayı öyle renkli bu aile gibi en maruf, en sade iki samimiyeti, İslâm Beyi odasında bir şekilde ifade etmektedirler ki hissin tasvirinden ibaret olduğu için karşısında gördüğü zamanki isyana dinledikçe büyük bir hâz duyma­ oyunun hikâyesi de ziyadesi ile sa­ hazır fakat cesaretsiz tavırları, İs­ mak kabil değildir. de olmak iltizam olunmuştur. İçin­ lâm Beyin vatanperverane sözlerini Şimdi temsilin ikinci kısmını teş­ de bazı müşkülpesentlerin aradığı yavaş yavaş hazmederek mukabele­ kil edeci «Vatan» a geliyorum. nagehzuhur tesadüfler, fevkalrne- si ve hissettiği ruhî tahavvülü belirt­ Namık Kemal, Süleyman Nazif’in mul tegayyürîer ender bulunur. Bel* mesi, İslâm Bey gittikten sonra da söylediği gibi «Vatanında, anane- ki hiç bulunmaz. Her halde nakr^yı- çektiği ıztırabm ifadesi o kadar kuv­ nin, hurafatın, hasis ve pis menafi ve sm zaten derkâr olan aczi kabiliye­ vetli idi ki tarif kabul etmez. ihtirasatm doğurduğu ve yaşattığı te inzimam eden müptediliğe ba,Ji5* İslâm Bey rolünü oynıyan Avni bir istibdat idareye ilk isyan eden, lanmasıru niyaz ederim.» Dilligilin san’atinden geçenlerde bir ümmetin idraki önüne çekilmiş per­ Görülüyor ki Namık Kemal «V a­ avukat rolü dolayısile oldukça uzun­ deyi ilk koparıp parçılayan, milleti­ tan» ı yazarken tiyatronun içini, di- ca bahsetmiştim. Bu defa da kâmi­ nin destü pâyine desti asar ile bağ­ şmı pek iyi biliyor, seyircilerin umu­ len muvaffak olduğunu ilâve etmeli­ lanmış zinciri kırmağa ilk teşebbüste miyetle «nagehzuhur tesadüfimden, yim. Kendisinin romantik bir tavrı bulunan, hasılı koyun sürüsünün felkalmemul tegayyürlerden» zevk var. Hele bu piyese o kadar uyuyor fevkinde bir mevkii eşrefileri oldu­ aldıklarım takdir ediyordu Fakat ki... ğunu efradı kavmine ilk haıber ve­ yine görülüyor ki alkış topl >' ak Başta Muhsin Ertuğrul olmak üze­ ren Türk Namık Kemal’dir.» emeli ile böyle kolay çarelere baş re Şehir Tiyatrosunu ve bütün ar­ Hararetle çıkardığı «İbret» gaze­ vurmak istemedi. Eserin?e mi & em- tistlerini Türk Tiyatrosu Tarihî ma­ tesinin kapatılacağını öğrenince Na­ mel bir kalıp vererek hail., {ısk a ­ tinelerine sarfettikleri himmetten mık Kemal elinde bulunan «sahne» landırmak tansa mükemm-’ :r ıt-h dolayı bir daha tebriki bir vazife bi­ istifade etmek istedilirim. in ru-' Selim Nüzbet Gerçek Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği