KAMU GÖREVLILERININ EGITIMI VE «KAMU YÖNETIMI AKADEMIsI» Muzaffer SENCER· çağımız sosyal devlet ilkesi uyarınca kamu yönetim işlevlerinin kap­ ve uzmanlaştığı bir çağdır. Günümüz top­ lumlarında devletin giderek sayısı artan ve çeşitlenen hizmetleri, bunlan üstlenen sayısız birimlerden oluşmuş karmaşık bir örgütlenmeye yolaçmış ve yine bu hizmetleri yerine getirecekpersonel ya da görevlilerin giderek uzmanlaşmasını gerektirmiştir. Kısacası, çağdaş kamu yönetimi örgütünde eğitimden sağlık hizmetılerine, sosyal güvenlikten (llt yapı hizmetlerine kadar sayısız hizmet alanında her birim ana işlev ve etkinliğiyle ötekiler­ den ayrılırken bu birimlerde görevli personel bir uzman niteliği kazan­ mıştır. Bu birimlerden bir bölümü büro ve eğitim hizmetlerini üstlenirken, bir bölümü telmik hizmetleri yerinı~ getirecek biçimde uzmanlaşmıştır. Bu nedenle, çağdaş yönetimi dar anlamde. bürokrat ve teknokratların yönetimi olarak nitelernek olanaklıdır. samca alabildiğine. genişlediği Ancak kamu yönetiminin işlevleri çoğalıp çeşitlenirken bu hizmetleri yerine getiren birimlerin en etkin biçimde örgütlenmesi sorunu da gün­ deme gelmiştir. Sayısız hizmet birimleri arasında verimli bir işbölümü ve etkin bir eşgüdümiin sağlanması için yönetimin yeniden örgütlenmesi ve ve değişen koşullara sürekli uyarlanması gereği doğmuştıur. Çağdaş yöne­ tim daha da önemlisi nitelik ve formasyonları çok değişik olan kamu gö­ revlerinin ortak bir potada eritilmesi sorunuyla karşılaşmıştır. Sözgelimi herbiri ayrı bir eğitim kökeninden gelen bir kaymakam, bir öğretme,1 ve bir güvenlik görevlisiyle bir ziraat mühendisi, bir jeolog ve bir sağlık per­ sonelinin birer kamu görevlisi olarak kamu yönetimi alanında ortak bilgi ve beceriler geliştirmeleri gerekmiştir. Bu nedenle, kamu görevlilerinin bir yandan hizmetin gereklerine ve değişen koşullara göre bilgilendirilmesi için hizmet içi eğitim görmelerine, daha önemlisi, özellikle orta ve üst ka­ deme yönetim görevi üstlenecek olanların kamu yönetimi konusunda eği­ tHmelerine gereksinme duyulmuştur. • Dr. Muzaffer Sencer, Türkiye ve Orta nOAU Amme İdaresi Enstitüsü'nde ~im üyesidir. KAMU GÖREVLiLERiNİN EGiTiM! 4 Yönetimin yeniden. örgütlenmesi vekamu görevlilerinin eğitilmesi baş­ ele alınabilecek olan bu iki gereksinme, günümüz Türk Ka­ mu Yönetiminin önünde ivedi çözüm bekleyen iki ana sorun olarak du'r­ maktadır. . lıkları altında Türkiye'nin son yıllarda içinden geçtiği bunalırnda kamu yönetiminin nedenlerle işlerlik ve etkinlikten yoksun kalmasının önemli bir payı olduğu herkesce bilinmektedir. Bu bakıme"an, yönetime çağdaş gereksin­ melere göre yeniden işlerlik kazandıracak bir örgütlenme ve eğitim uygu­ lamasının günümüz Türkiyesi için her zamankinden daha çok ivedilik taşı­ dığı söylenebilir. çeşitli 1960'lardan beri Türkiye'nin gündeminde bulunan idari reform yada yönetim düzenlemesi, sözü geçen iki konuda yeterli önlemler -alınmadığı ve bu amaçla hizmet veren kurumlara gereken gelişme ve etkinlik olanağı sağlanamadığı için bugüne kadar sürünceme,de kalmıştır. Türkiye'de yönetimin yeniden öıgütlenmesi ve kamu görevlilerinin eği­ timi yolunda etkin bir rol üstlenmiş olan TODAİE bu kurumların başında yer ·alır. Batı'daki örneklerine·· göre 19S2 yılında özerk bir eğitim ve araş­ tırma k!urumu olarak özel bir yasayla ku::-ulmuş olan Enstitü, sınırlı ola­ naklarıyla otuz yıllık geçmişi içinde Kuruluş Yasasının öngördüğü doğrul­ tuda kamu yönetimi ,alanında öııgün bir hizmet vermeye çalışmıştır. Eği­ tim ve öğretim alanınd·a çeşitli kamu kuruluşlarından gelen öneriler üze­ rine çeşitli hizmet-içi eğitim programhm gerçekleştirirken, kuruluşundan bu yana, orta ve üst kademe yönrtimine aday kamu görevlilerine lisans üstü düzeyde, kaymakam adaylimna ve örgüt -yöntem uzmanlarına kurs düzeyinde kamu yönetimi eğitimi kazandırmıştır. Eğitim alanındaki işlevi bununla kalmam.ış, kendisine bağlı olarak kurulan Sevk ve İd-are Yüksek Okulu'yla Lisans düzeyinde çağdaş yönetim ve işletmecilik eğitimi ver­ miştir. Özetle, kısıtlı kaynaklarına karşın Enstitü. yönetimle doğrudan ilişki içinde ,ve yönetimin gereksinıneIeri doğrultusunda eğitim, araştırma. der­ lemeve yayınkonularında Türk kamu yönetimine özgün bir hizmet sun­ muştur. Görüldüğü gibi özellikle 1970'li yıllarda, Enstitünün kapsamı giderek özeEikle eğitim ve öğretim, öncelik ve ağır­ lık kazanmıştır. Türk Kamu Yöne1ımindeki hızlı gelişmelere bağlı olarak sayıları giderek kabaran kamu görevlilerini.çağdaş yönetim bilgileriyıe do­ natmak kurumun temel işlevi olmüştur. genişleyenetkinlikleri arasında Kamu kuruluşlarına yerinde verilen eğitim hizmetlerinin yanısım ku­ rumda, yönetimleişbirliğilçindeve kamu kesiminden gelen gen:Sksinmelere göre yapılan sürekli kurs ve programlarla Enstitü giderekkamu görevlile­ rine eğitim verenkendineözgü bir .ıkademik kuruma dönüşmüştür. Ancak Enstitünün hizmet yükLi artıp akademik işlevi ağır bastıkça 19S0'lerin koşullarında hazırlanmış olan kuruluş yasası giderek dar gel­ meyeve kurumun gereğince hizmet vermesi yolunda yetersiz kalmaya baş­ MUZAFFI'.R SENCER 5 lamıştır. Özellikle Enstitünün işlev:ne uygun bir akademik statü ve yöne­ time yasal ka'l.Işturulması gaşah saoası lediği en ivedi bir sorun olarak .belirmiştir. Bu yolda çeşitli ancak hazıdanan tasarılar; son yılların kar­ ortamında Mecliste görüşülüp yasalaşma olanağı bulamamıştır. Kı­ Enstitü bugün de dar giysisiyle kamu yönetiminin kendisinden bek­ işlevi yerine getirme çabasındadır. girişimlerde bulunulmuş, Kendine özgü bir işlevi ve yapısı olan Enstitünün karşılaştığı yasal engelleri, yine kendine özgü bir düzenlemeyle aşabileceğine kuşku yoktur. Bu görüş yetkililerce de paylaşıldığı içindir ki, 2547 sayılı yeni Yüksek Öğrenim Yasası, hizmetinin özelliğinden ;itürü Enstitüyü kapsam dışında bırakmış ve örtük olerak bu kurumun ke!ldi yasasıyla düzenlenmesini ön­ görınüştür. Gerçekten adı geçen Yasa, yüksek öğrenimin birliği ve bütünlüğü ilke­ sinden yola çıkarak tüm yüksek öğretim kurumlarını tek bir statü içinde düzenlemekle birlikte, 2. maddesiyle "Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Örgütüne bağlı Yüksek Öğretim Kurumları» gibi, kendine özgü hizmet ve­ ren kimi öğretim kurumlarını aynk tutarak bunların ayrıca düzenlenme­ sini ilkeye bağlamıştır. Kapsamı dar olmakla birlikte bu ilke (çağdaş eği­ lime olduğu kadar ülke gereksinmelerine uygun olarak) eğitim kurumla­ rının işlevlerine göre uzmanlaşarak özgül statülere kavuşmasına olanak sağlamıştır .. Bu yaklaşımla, öğretim kurumlerı arasında çağdaş uzmanlaş­ manın gerektirdiği çeşitlenmeler bir ölçüde korunurken, kimi öğretim ku­ rumlarına özgül işlevine göre örgütlenme olanağı tanınmış olmaktadır. Ancak böyle bir örgütlenmeyle hizmetin özelliğinden ötürü kendine özgü bir kuruluş göstermeleri gereken özgül işlevli kurumlar, bu işlevle­ rini gereğince yerine getirıne olanağını bulabileceklerdir. Sözgelimi görevi­ nin özelliğinden ötürü yönetimle yakın bir iletişim ve işbirliği içinde bu­ lunması gereken ve kamu görevlilerine yöneticilik eğitimi verecek okın bir öğretim kurumunun bu işlevini Yüksek Öğrenim Yasasının öngördüğü statüyle yerine getirınesine olanak yoktur. Böyle bir statü içinde yöneti­ min temsil edildiği ortak organlar oluşturmaya olanak bulunmadığı gibi, lisans eğitimi veren bir kurumda savcı, kaymakam, emniyet amiri, lise müdürü ya da subay gibi kamu görevlilerini eğitmenin sayısız giiçlük­ leri vardır. Bu güçlüğün çözümüyse, kamu yönetimi eğitimi alanında uzmanlaşmış olan TODAİE'nü bugünkü yasal engellerinden kurtar·arak ona kendisinden beklenen işlevleri yerine getirebileceği bir statü kazandırmaktır. Bu da ancak yönetimle yakın işbirliği içinde yönetilen bir akademi statüsü ola­ bilir. Daha yerinde bir deyişle, Türkiye'nin gereksinmelerine ve hizmetin niteliğine uygun bir kamu yönetimi eğitimi, bu alanda uzmanlaşmış, aka­ demik nak ve olanaklarla donatılmış özerk bir Kamu Yönetimi Akademisi statüsüyle verilebilir. Böylelikle TODAİE, yönetimin düzenlenmesine ve kamu görevlilerinin ilişkin temel görevini gerçekten yerine getirebileceği koşulları bulurken, Türk Kamu Yönetimi kendisine gereğince hizmet veren özgiin bir kuruma kavuşmuş olacaktır. eğitimine