T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI 4 Kasım 2013 DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM ABD’de Eylül ayındaki Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) iki günlük toplantısından sonra yapılan açıklamada varlık alımlarının hızında düşüşe gitmeyen FED’in bu toplantı sonrasında da bu yöndeki yaklaşımını koruduğu, istihdam piyasasında gelişmeler yaşansa da işsizlik oranlarının yüksek kalmaya devam ettiği ve konut sektöründe son aylarda bazı yavaşlamalara karşın, yatırım ve harcamalarda artış olduğu; mali politikanın ekonomik büyümeyi kısıtladığı belirtildi. FED’in işsizlik oranının en azından yüzde 6,5’e düşene kadar kısa vadeli sıfıra yakın faiz politikasını aynı şekilde sürdüreceği beklentisi korundu. Avrupa Merkez Bankası Para Kurulu tarafından 2 Ekim 2013 tarihinde gerçekleştirilen toplantı sonrasında, faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceği ve yurtiçi talebi desteklemek ve finansal piyasalardaki iyileşmelerin reel ekonomiye daha güçlü bir şekilde yansımasını sağlayabilmek için geleneksel olmayan para politikalarına devam edileceği belirtilmiştir. Japonya Hükümeti, 1 Ekim 2013 tarihinde 5 trilyon dolarlık teşvik paketini açıklamıştır. Japonya Merkez Bankası (BOJ) FED’in aksine, küresel büyümeyi desteklemeyi sürdüreceğini dile getirmiş ve bu paralelde, 4 Ekim 2013 tarihli toplantı sonrasında para politikasına devam edeceğini açıklamıştır. Euro Bölgesi işsizlik oranı yüzde 12,2 olarak gerçekleşirken enflasyon oranı yüzde 0,7’ye gerilemiştir. 2013’ün ikinci çeyreğinde ABD, Japonya, İngiltere ve Almanya gibi önde gelen gelişmiş ülkelerin ilk çeyreğe kıyasla ikinci çeyrek büyümelerinde artış yaşanmış ve Avro Bölgesi resesyondan çıkmıştır. IMF ve OECD’nin Eylül ve Ekim aylarında yayınladıkları Dünya Ekonomik Görünüm Raporları’nda küresel büyüme tahmini 2013 yılı için yüzde 2,9, 2014 yılı için yüzde 3,6 olurken ülkeler bazında 2013 yılı dördüncü çeyrek büyüme tahminleri ABD için yüzde 2,7, Çin için yüzde 8,1 ve Almanya için yüzde 2,4 oranındadır. T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI 4 Kasım 2013 ABD’nin birinci çeyrekte yüzde 1,1 olan büyümesi ikinci çeyrekte yüzde 2,5 düzeyinde gerçekleşmiştir. Avro Bölgesinde son altı çeyrek boyunca kesintisiz olarak devam eden daralma 2013 yılının ikinci çeyreğinde sona ermiştir. 2013 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0,2 oranından daralan Avro Bölgesi 2013 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 oranında büyümüştür. JP Morgan tarafından hazırlanan küresel imalat PMI verisi Eylül ayında 53,5 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde HSBC tarafından gelişmekte olan ekonomilere yönelik hazırlanan PMI verisi Eylül ayında 50,8 ile krizin başlangıcı olan 2009 yılının ilk çeyreğinden bu yana en düşük seviyede gerçekleşmiştir. Japonya Merkez Bankası (BOJ) tarafından yapılan açıklamaya göre, ABD Merkez Bankası (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BOE) ve Kanada ile İsviçre merkez bankaları "geçici ikili takas düzenlemelerini" "ikinci bir açıklamaya kadar kalıcı" anlaşmalar haline getirmişlerdir. Açıklamada, "Var olan geçici takas anlaşmaları küresel finans piyasalarındaki sıkışıklığı azaltmaya ve sıkışıklığın ekonomik koşullar üzerindeki etkilerini telafi etmeye yardımcı olmuştur.” İfadesine yer verilmiştir. Çin'de 1 Kasım’da açıklanan veriye göre, resmi imalat PMI Ekim'de 51,4 değerini alarak 18 ayın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Ekim ayı içinde ABD’de yaşanan borç tavanı krizi, resmi olarak borç tavanına ulaşmasına çok kısa bir zaman kala Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin borç tavanı limitinin yükseltilmesi ve hükümetin işler hale gelmesi için anlaşmasıyla aşılmıştır. ABD’nin borç tavanına ulaşmasına 24 saatten az bir zaman kala ülkenin not görünümünü negatife çeviren kredi derecelendirme kuruluşu Fitch yaptığı açıklamada, ABD’nin küresel ekonomi için yarattığı risk nedeniyle böyle bir karar alındığını belirtmiştir. 5-6 Eylül 2013 tarihinde Rusya’nın St. Petersburg kentinde “küresel ekonomiyi güçlendirmek” amacıyla toplanan G-20 zirvesinin ana başlıkları “büyümenin artırılması, yatırımların finansmanı, çok taraflı ticaretin artırılması, uluslararası finansal düzenlemeler, sürdürülebilir enerji politikası, iklim yoğunlaştırılması” olarak belirlenmiştir. değişikliği ve yolsuzlukla mücadelenin T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI 4 Kasım 2013 Brezilya Merkez Bankası 10 Ekim 2013 tarihinde zayıf para biriminin enflasyonu yavaşlatma çabalarını zorlaştırması nedeniyle politika faizi olan Selic faizini yüzde 9'dan yüzde 9,5'e çıkarmıştır. 2. BÖLGESEL GÖRÜNÜM 2.1. ABD Son üç çeyrek boyunca görülen kesintisiz büyüme, gerek üretim gerek de tüketim yönünde tesis edilen güven ortamı ve öncü göstergelerin gelecek dönemlerde büyümenin artacağına yönelik sinyaller vermesi, ABD ekonomisinin toparlanmaya devam ettiğini göstermektedir. 18-19 Eylül tarihinde yapılan FED toplantısında piyasaları şaşırtan bir kararla tahvil alım miktarında azaltıma gidilmediği açıklanmıştır. Toplantı sonrasında FED’in Eylül 2012'den beri uyguladığı aylık 85 milyar dolarlık tahvil alım programını sürdüreceği ve bu programla birlikte gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye'ye sermaye akımının devam edeceği belirtilmiştir. ABD’den gelen veriler ışığında piyasalarda tahvil alım miktarında azaltıma gidilmesinin 2014’ün ilk aylarını bulabileceği beklenmektedir. 2011 yılında ABD Hazinesi temerrüde düşmek üzereyken Cumhuriyetçilerin son anda ikna edilmesiyle aşılan borç tavanının yükseltilmesi sorunu Ekim ayında resmi olarak borç tavanına ulaşmasına çok kısa bir zaman kala limitin yükseltilmesiyle aşılmıştır. ABD ekonomisi 2013 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 oranında büyüme kaydederek, 2012 yılı dördüncü çeyrekten bu yana yakalanan yukarı yönlü ivmeyi sürdürmüştür. Bu artışta yüzde 1,8 oranında artan tüketim harcamalarının, yüzde 9,9 oranında artan yatırımların ve ilk çeyreğe kıyasla azalan ticaret açığının etkisi olmuştur. 2013 yılı ilk yarısında büyümede yakalanan bu ivme, diğer yarıda da tahminlerin yüzde 2’nin üzerine çıkmasına neden olmuştur. OECD, ABD’nin yılın kalan iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 2,5 ve yüzde 2,7 ve 2013 yılında yüzde 1,9 oranında, IMF ise 2013 yılında yüzde 2,9 oranında büyümesini öngörmektedir. ISM (Institute for Supply Management) tarafından açıklanan Satın Alma Yöneticileri Endeksi (Purchasing Manager Index-PMI) Ekim ayında, Eylül ayına göre 0,2 puan artarak 56,4 düzeyine yükselmiştir. PMI endeksi Haziran’dan bu yana kesintisiz yükseliş gösterek 2013’ün en yüksek seviyesine ulaşmıştır. T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI 4 Kasım 2013 Eylül ayında işsizlik oranı bir önceki aya göre düşüş göstererek yüzde 7,2 oranına gerilemiştir. ABD'de işsizlik maaşı başvuruları ise 26 Ekim'de sona eren haftada 340.000'e geriledi. ABD'de tüketici fiyatları endeksi Eylül'de yüzde 0,2 ile beklentiler seviyesinde artarken, enerji ile gıda fiyatlarındaki değişimleri içermeyen çekirdek endeks yüzde 0,1 oranında artış göstermiştir. Yılın ikinci çeyreğinde ABD’nin toplam ihracatı 564 milyar dolar olurken toplam ithalatı 682 milyar dolara; dış ticaret açığı ise 118 milyar dolara yükselmiştir. Temmuz ayında ise ihracat 189 milyar dolar, ithalat 229 milyar dolar olmuştur. 2.2. AVRUPA BİRLİĞİ 31 Ekim’de açıklanan verilere göre Euro Bölgesi işsizlik oranı yüzde 12,2 olurken bölgedeki enflasyon oranı yüzde 1,3’ten yüzde 0,7’ye geriledi. Avro Bölgesinde son altı çeyrek boyunca kesintisiz olarak devam eden daralma 2013 yılının ikinci çeyreğinde sona ermiştir. 2013 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0,2 oranından daralan Avro Bölgesi 2013 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 oranında büyümüştür. Bu dönemde Portekiz yüzde 1,1 oranında; Almanya, Litvanya, Finlandiya ve İngiltere ise yüzde 0,7 oranında büyüme kaydetmiştir. Borç krizi sorunu giderek derinleşen ve yedi çeyrektir resesyondan çıkamayan İspanya ve İtalya ekonomileri 2013 yılının ikinci çeyreğinde sırasıyla yüzde 0,1 ve yüzde 0,2 oranında daralmıştır. Avrupa Merkez Bankası Para Kurulu tarafından 2 Ekim 2013 tarihinde gerçekleştirilen toplantı sonrasında, faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceği ve yurtiçi talebi desteklemek ve finansal piyasalardaki iyileşmelerin reel ekonomiye daha güçlü bir şekilde yansımasını sağlayabilmek için geleneksel olmayan para politikalarına devam edileceği belirtilmiştir. Eylül ayında 52,2 seviyesinde gerçekleşen bileşik PMI endeksi, Ekim ayında 51,5 seviyesine düşse de halen 50 kritik seviyesinin üzerinde kalmayı başarmıştır. PMI göstergesinde son 29 ayın en hızlı yükselişini İtalya 50,7 ile gerçekleştirmiştir. İspanya’da Ekim ayında PMI 50,9 iken İsviçre’de 54,2 olarak gerçekleşmiştir. Avro Bölgesinin ticaret performansının güçlenmesi, küresel düzeyde ve bölge düzeyinde yaşanan tedrici toparlanmanın belirleyicilerinden biri olmuştur. Bölgede 2013 yılının ilk T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI 4 Kasım 2013 çeyreğinde 25 milyar avro olan dış fazla, 2013 yılının ikinci çeyreğinde 52,8 milyar avroya yükselmiştir. Ağustos ayında ise Avro Bölgesi’nin dış fazlası 11,9 milyar avro olmuştur. 2013 yılı Ağustos ayında Hırvatistan’ın da dâhil edilmesiyle beraber Avro Bölgesi’nde ihracat ve ithalat rakamları sırasıyla 206,9 milyar avro ve 200,2 milyar avro olarak gerçekleşirken, dış ticaret dengesi 6,6 milyar avro fazla vermiştir. Hırvatistan’ın da içinde bulunduğu 28 üyeli Avrupa Birliği’nde Haziran ve Temmuz aylarında yüzde 1,7 seviyesinde gerçekleşen gösterge enflasyon, Ağustos ayında yüzde 1,5, Eylül ayında ise yüzde 1,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon geçen yılın Eylül ayında yüzde 2,6 seviyesindeydi. AB'de eylül ayında en yüksek enflasyon oranları yüzde 2,7'yle İngiltere, yüzde 2,6'yla Estonya ve yüzde 2,4'le Hollanda'da görülürken Bulgaristan, Yunanistan ve Letonya'da eksi enflasyon kaydedilmiştir. Almanya’da perakende satışlar Eylül’de artık beklenmesine karşılık aylık bazda yüzde 0,4 düşüş kaydetmiştir. Daha önce açıklanan yüzde 0,5’lik Ağustos ayı perakende satışlarındaki artış ise yüzde 0,2 düşüşe revize edilmiştir. Almanya'da enflasyon Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0,2 oranında düşerek yıllık bazda yüzde 1,2 olarak gerçekleşmiştir. Almanya’da işsizlik oranının ise Ekim ayında yüzde 6,9 seviyesinde olduğu açıklanmıştır. Euro Bölgesi’nde iş yatırım oranı yüzde 19,2’ye yükselirken AB-27 ülkelerinde yüzde 18,9 olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılının son çeyreğinde GSYH’a oran olarak yüzde 85 seviyesinde gerçekleşen AB-27 kamu borcu, 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 87 seviyesine yükselmiştir. İkinci çeyrek verilerine göre kamu borcunun GSYH’a oranı olarak yüzde 169 ile Yunanistan, yüzde 133 ile İtalya ve yüzde 131 ile Portekiz en yüksek orana sahip ekonomilerken, yüzde 10 ile Estonya, yüzde 18 ile Bulgaristan en düşük orana sahip ekonomilerdir. İspanya ekonomisi 2013’ün üçüncü çeyreğinde binde bir oranında büyümüştür. Böylece İspanya’da dokuz çeyrek devam eden daralma, buu çeyrekte kaydedilen büyüme ile sona ermiştir. OECD’nin Eylül ayında yayınladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda Avro Bölgesi’nde devam eden mali konsolidasyon, güvensizlik ve sıkı kredi koşullarının ekonomik etkinliği olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir. Raporda ayrıca yüksek işsizlik oranı ve atıl kapasitenin T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI enflasyon baskılarını azaltıcı etkide bulunacağından 4 Kasım 2013 ve mali konsolidasyonun sürdürülmesinde fayda görüldüğünden bahsedilmektedir. 2.3.ÇİN Çin’de yılın ilk çeyreği için yüzde 7,7, ikinci çeyrek için yüzde 7,5’lik büyüme açıklanırken üçüncü çeyrek için büyüme oranı beklentilerin üzerinde, yüzde 7,8 seviyesinde gerçekleşmiş ve ülkede ekonomik büyümenin yeniden hızlandığı ortaya koyulmuştur. Ayrıca yılın ikinci yarısından itibaren gerek hükümetin kararlı şekilde uyguladığı reformlar gerekse dış piyasalarda yaşanan toparlanma neticesinde Çin Ekonomisinin büyümesinde iyimser bir hava yakalandığı belirtilmiştir. Çin hizmet sektörü endeksi Ekim ayında, 55,4 düzeyinden sene içerisindeki en yüksek seviyesi olan 56,3’e yükselmiştir. Ayrıca Çin’de resmi imalat PMI Ekim ayında 51,4 değerini alarak son 18 ayın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Çin’in Ekim ayındaki PMI değer büyük çaplı imalat sektöründeki büyümenin Ekim'de daha da güçlendiği; ancak, ihracat siparişlerini de içeren önemli alanlara ilişkin karmaşık işaretler dünyanın ikinci büyük ekonomisindeki toparlanmanın kademeli olacağını göstermektedir. OECD tarafından Eylül ayında yayınlanan Ara Dönem Değerlendirme Bülteninde Çin’in 2013 yılının son çeyreğinde yıllık bazda yüzde 8,1 büyüyeceği tahmin edilirken IMF tarafından yayınlanan Dünya Ekonomik Görünümü’nde ise Çin’in 2013 yılında yüzde 7,6, 2014 yılında yüzde 7,3 ve 2015 yılında yüzde 7 oranında büyüyeceği tahmin edilmiştir. Toplamda 4,4 trilyon dolarlık döviz rezervine sahip olan ve dünya nüfusunun yüzde 43'ünü oluşturan dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkeleri (BRICS) kalkınma ve döviz volatilitesi sorunlarını çözmek için yeni bir banka kurmayı ve bu sayede IMF ve Dünya Bankasına alternatif bir yapı oluşturmayı planlanmaktadır ve bu doğrultuda Rusya’da yapılan G-20 toplantısında, Çin’in 41 milyar dolar, Brezilya, Hindistan ve Rusya’nın 18’er milyar dolar ve Güney Afrika’nın 5 milyar dolar katkıda bulunacağı toplam 100 milyar dolarlık bir fon kurulmasına karar verildiği açıklanmıştır. Çin’de tüketici fiyatları endeksi, beklentilerin altında seyrederek Ağustos ayında yüzde 2,6 seviyesinde artış göstermiştir. Enflasyonun, hükümetin belirlediği yüzde 3,5 hedefinin T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI 4 Kasım 2013 altında seyretmesi, politika yapıcılara; parasal genişleme kamu hizmet fiyatlarını artırması için hareket alanı sağlamaktadır. Çin’de işsizlik oranı yüzde 4 civarında istikrar kazanmıştır. İşgücü piyasası diğer ülkelere göre oldukça sıkı kurallara bağlıdır. Bu durum büyüme oranındaki değişimlerin istihdam seviyesine doğrudan yansımasını engellemektedir. Çin’de dış ticaret verileri Ağustos ayında beklenenin üzerinde gerçekleşerek büyümenin toparlanacağına işaret etmektedir. Ağustos ayında ihracat bir önceki yıla göre yüzde 7,2 yükselerek 190,6 milyar dolar, ithalat ise yüzde 7 artarak 162,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde dış ticaret fazlası 28,5 milyar dolara yükselmiştir. 2.4. JAPONYA Japonya ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,6 ile beklentilerin altında büyüme kaydederken yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 0,5’lik bir büyüme kaydetmiştir. Yıllık bazda ise yüzde 1 olan beklentilerin aksine büyüme yüzde 2 olarak gerçekleşmiş ve Japon ekonomisi son yedi çeyrektir kesintisiz olarak büyümektedir. Japonya Merkez Bankası (BOJ) 31 Ekim 2013 tarihindeki para politikası kurulu toplantısında izlenen politikalarda değişiklik yapmama kararı alırken 2013’e ilişkin büyüme tahminini de yüzde 1,5’e revize etmiştir. OECD’nin Eylül ayında yayınladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda Japonya’nın dördüncü çeyrekte yüzde 3, 2013 yılında yüzde 1,6 oranında büyümesi beklenmektedir. IMF’nin Ekim ayında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda ise 2013 büyümesi yüzde 2; 2014 büyümesi ise yüzde 1,2 olarak öngörülmüştür. Yüksek enerji maliyetlerinin etkisiyle Japonya'da enflasyon Ağustos'ta yüzde 0,8 ile 2008'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Taze gıda hariç tüketici fiyatları Ağustos'ta yıllık bazda yüzde 0,8 artarken enerji ve dayanıksız mallardan arındırılmış fiyatlar yüzde 0,1 düşmüştür. IMF ayrıca 5 Ağustos tarihinde, Japonya ekonomisinin kendini idame ettiren büyümeye ulaşması ve deflasyon probleminin ortadan kaldırılmasında önemli bir rolü olan yeni parasal çerçevenin, geniş kapsamlı yapısal reformlarla desteklenmesi ve mali riskleri içeren, politika belirsizliklerini azaltıcı ve güvenilir orta vadeli mali planların acilen kabul edilmesi gerektiği vurgulandığı değerlendirme raporunu yayınlamıştır. T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI 4 Kasım 2013 2.5. HİNDİSTAN 2009 küresel krizinden sonra hızla toparlanan Hindistan’da büyüme tekrar yavaşlamaya başlamıştır. Rupinin dolar karşısında önlenemez değer kaybının sebebinin cari açık olduğu, cari açığın sebebinin de altına ve petrole ayrılan kaynakların çok fazla olduğu düşünülmektedir. Rupideki düşüşün Hindistan’da ihracatı artıracağı bu şekilde ekonomide denge sağlanacağı beklenmektedir. OECD’nin Eylül ayında yayınladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda Hindistan’da büyümenin mali kısıntılar ile iç ve dış talepteki daralmanın etkisiyle 2012 yılında son on yılın en düşük seviyesine gerilediği; büyük yatırım projeleri onaylandığı ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları hızlandırıldığı takdirde büyümenin kademeli olarak canlanabileceği belirtilmiştir. Raporda kötü hava koşullarının gıda fiyatlarını olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle enflasyonun da yüksek kalmaya devam edeceği öngörülmektedir. Mali kısıntılar ve yeni mali konsolidasyon yol haritası iyi birer adım olarak değerlendirilirken vergi sisteminde reforma gidilmesi ve özel yatırımlar ile rekabet edebilirliğin teşvik edilmesi raporda ayrıca vurgulanan unsurlardan olmuştur. IMF’nin Ekim ayında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nda Hindistan ekonomisinin büyümesinin 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 3,8 ve yüzde 5,1; enflasyonun yüzde 10,9 ve yüzde 8,9; cari açığın ise yüzde 4,4 ve yüzde 3,8 seviyelerinde gerçekleşmesi öngörülmektedir. KAYNAKLAR Uluslararası Para Fonu (IMF) Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Dünya Bankası (WB) Avrupa İstatistik Ofisi (EuroStat) Bureau of the Census ve Bureau of Labor Statistics Institute for Supply Management (ISM) National Bureau of Statistics of China Statistics Bureu of Japan T.C. Kalkınma Bakanlığı NOT: Bu rapor RYKGM - Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu raporda yer verilen görüş ve değerlendirmeler, hiçbir şekilde T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın kurumsal görüş ve yaklaşımını yansıtmamaktadır.