T.B.M.M. B:110 2.6.1994 0 : 2 kün değildir. 2 Haziran 1994 tarihi

advertisement
T.B.M.M.
B:110
2.6.1994
0:2
kün değildir. 2 Haziran 1994 tarihi itibariyle bugünkü Türkiye'nin gerçeklerine bakalım: Maalesef,
ekonomi, ülkemizde alev alev yanmaktadır. 5 Nisan 1994 tarihinde çıkarılan ye çözüm olacağı id­
dia edilen istikrar tedbirleri maalesef, çözüm olmaktan uzakta kalmaktadır. Hükümet, çözüm ola­
rak, Türk siyasetinde, yıllardır, IMF gibi bir kuruluşa müracaat etmeme zorunluluğuna aldanarak,
müracaat etmiş ve buradan sağlayacağı 700 milyon dolar ile, sanki Türkiye'nin içine düşmüş oldu­
ğu bu ekonomik bataktan çıkacağı hissine kapılmıştır.
Oysa, Türkiye'nin IMF'ye müracaat etmesi için de bir sebep yoktu. Bugün IMF ile yapılan
anlaşmada alınan kararları, bu Hükümet rahatlıkla alır ve geçmişte olduğu gibi rahatlıkla uygula­
yabilirdi. Mesela, kısa vadeli avansın azaltılması yapılabilirdi. Nitekim, bununla ilgili bir kanun da
çıkardık. Demek ki, biz bunları yapabiliyoruz. Biz bunu yapabiliyorsak; yani, IMF illa kâğıtlar ya­
zıp da "bunu yapın" deyince mi yapmak zorundayız? Kısa vadeli avansı çıkarmak veya belli bir
seviyede tutmak için, illa ve illa bir kanun mu çıkarmak gerekiyordu? Hazine isterse bunu tutabi­
lirdi. Biz de bunu böyle tutmuştuk. Anavatan Partisi iktidarda olduğu sırada, kısa vadede avans, li­
mitin dörtte biri oranında kullanılıyordu. Bugün ise, tahkim edilen kısmı hariç, yüzde 100 oranın­
da kullanılıyor. Bu yanlışı IMF söyleyince yapıyorsunuz. Kendimiz bunu tatbik edip de, Türki­
ye'nin ekonomisini kuvvetlendireceğimiz bildiğimiz halde niye yapmıyoruz? Bu suali sormak la­
zım.
Yine IMF diyor ki, "Merkez Bankasından borçlanmayacaksınız" ve bunun üzerine biz Mer­
kez Bankasından borçlanmaktan vazgeçiyoruz, piyasadan borçlanmaya dönüyoruz. Peki, bunu
IMF söyledi diye niye yapıyorsunuz da, daha evvelki hükümetlerin bu konuda yaptıklarının aynı­
sını uygulamaya devam etmediniz? Neticede, IMF'nin istediklerini yaptığınız takdirde -ki, yapmak
mecburiyetindesiniz; çünkü, niyet mektubu verdiniz- maalesef, Türk ekonomisinin direksiyonunda
frene aniden basmak zorunda kalırsınız. Şu anda bu frene maalesef aniden basılmıştır. Frene ani­
den basıldığı için, biz siyasetçiler değil, maalesef ve maalesef, vatandaş, frenine basılan bu araba­
nın camından dışarıya fırlamıştır.
Bakınız, bundan birkaç ay evvel bu Mecliste özelleştirme konusu görüşülürken, özelleştirme­
nin yapılmamasının sebebi; burada çalışan işçilerin işinden olacakları korkusu ve kuşkusu burada
dile getirildi. O günden bugüne özelleştirilme konusunda bir adım atılmadı; ama, özel sektör, dev­
letin yanlış icraatı yüzünden, şu ana kadar 100 bin kişiyi işten çıkardı.
Bunu bir tenkit olarak görmeyiniz. Bu bir hakikattir. Acaba şunu söyleyebilir miyiz; özel sek­
törün işten çıkardığı 100 bin işçi bizim vatandaşımız değil; ama, KİT'lerde çalışan, işten çıkarıla­
cak olan işçilerimiz bizim vatandaşımız!.. Bence her ikisi de bizim vatandaşımız, her ikisinin de
dertlerine çare bulmak lazım. Size burada defalarca ifade ettik. Yapıcı muhalefet yaparak, bugün,
bizim eskiden getirdiğimiz bir şeyin doğru olduğuna inandığımız için siz getiriyorsunuz diye red­
detmiyoruz; doğru olduğuna inandığımız için burada kabul ediyoruz. Size dedik ki, "Geliniz, bu­
rada kapatılacak tesisler varsa, Zonguldak Limanını serbest bölge yapın, Kafadenize dönük bir
Hong Kong, bir Singapur gibi olsun, burada çalışan insanlara yeni yatırım imkânları gelsin, yeni iş
sahaları açılsın; eğer işyerleri kapatılacak ve işsiz durumda bırakılacak olan insanlar varsa, buralar­
dan ekmek kazansın. Gelin aynısını İskenderun'da yapın" Bir kararname meselesidir ve Hükümet
bununla ilgili bir kararnameyi çok görmektedir. Peki, neticede ne olmuştur? İşi dalgalanmaya bı­
rakmıştır.
Sayın milletvekilleri, bazı konular vardır ki, dalgalanmaya bırakamazsınız. Mesela, dövizi dal­
galanmaya bırakırsınız, döviz 40 bin liraya çıkar, 32 bin liraya iner; ha, bundan o menfaat sağlar,
bu menfaat sağlar; bunlar tartışılır, bu olur; bu, ekonominin kaidelerinden bir tanesidir; ama, vatan­
daşın midesindeki ekmeği ilgilendiren konuları dalgalanmaya bırakamazsınız; çünkü, işsizliğin art-
- 391 -
Download