18580_3.Ünite 8.Sınıf İnkılap Tarihi.docx

advertisement
3.ÜNİTE İNKİLAP TARİHİ CEVAP ANAHTARI “Harp, yalnız iki ordunun değil, iki milletin bütün varlıklarıyla ve ellerindeki her şeyle, bütün elde tutulur ve tutulmaz güçleriyle birbirleriyle karşı karşıya gelmesi ve birbiriyle vuruşması demektir. 11 şubat 1920 gecesi, Fransızlar ve Ermeniler, karanlıktan faydalanarak şehri gizlice terk ettiler. 16 Mart 1921’de Moskova Antlaşması’nın imzalanmasıyla Kars, Ardahan ve Artvin Türkiye’ye; Batum Gürcistan’a, Nahcivan ise Azerbaycan’a bırakıldı. 18 Eylül 1922 tarihi itibarıyla Batı Anadolu’da bir tek Yunan askeri kalmadı. Mustafa Kemal de yanında bulunan komutanlarla birlikte 9 Eylül gecesini Kemalpaşa’da geçirdikten sonra 10 Eylül günü İzmir’e girdi. 1919 yılında İngiliz egemenliğinden kurtularak bağımsızlığını kazanan Afganistan, tarihî ve kültürel nedenlerle Türkiye’ye yakınlık duyuyordu. 21 Şubat 1921’deki Londra Konferansında, İstanbul Hükûmetini Sadrazam Tevfik Paşa, Ankara Hükûmetini ise Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey temsil etti. 30 Ağustos günü Dumlupınar’da yapılan savaşı doğrudan doğruya Mustafa Kemal Paşa yönetti. Tarihe ’’Başkomutan Meydan Muharebesi” adıyla geçen bu savaşta ordumuz Yunan ordusunu büyük bir bozguna uğrattı. Ali Saip Bey, Urfa’nın kurtuluşunda rol oynamış millî kahramanlarımızdan biridir. Ankara Antlaşması’yla Türkiye ile Fransa arasındaki savaş durumu sona erdi ve Fransa, Hatay dışında işgali altında bulundurduğu topraklarımızdan çekilmeyi kabul etti. Başkomutanlık görevini üstlendikten sonra ordunun eksikliklerini gidermek üzere “Tekâlifi milliye Emirleri”ni yayımladı. Batı Cephesi’nde düzenli ordunun kurulması kararı, o zamana kadar serbest hareket etmeye alışmış Çerkez Ethem gibi bazı Kuvayı milliye liderlerinde rahatsızlık yarattı. Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa, 24 Ekim 1920’de Gediz’de bulunan Yunanlılara Kuvayı milliye birliklerinin düzensizliği nedeniyle başarılı olamadı. Batı Cephesi Komutanlığına Albay İsmet Bey, Güney Cephesi Komutanlığına ise Albay Refet Bey getirildi.Kuvayı milliye birlikleri süratle düzenli ordu bünyesine alınmaya başlandı. Birinci Dünya Savaşı sürerken 1917 yılında Rusya’da çıkan ihtilal sonucunda çarlık rejimi yıkıldı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Ermenileri Büyük Ermenistan hayallerini gerçekleştirmeleri için harekete geçiren devlet İngiltere oldu. Birinci İnönü Zaferi, İtilaf Devletlerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları daha da derinleştirdi. Birinci İnönü Zaferi’yle düzenli ordumuz Batı Cephesi’ndeki ilk başarısını kazandı. BMM Hükûmetini tanıyan ilk İslam devleti Afganistan olmuştur. Büyük Taarruz ile elde edilen zafer sonrasında Batı Anadolu Yunan askerinden temizlenmişti. fakat İstanbul, Trakya ve Boğazlar bölgesinde hâlâ İtilaf Devletleri askerleri bulunuyordu. Çerkez Ethem kendisine bağlı kuvvetlerle birlikte düzenli orduya katılmayı reddederek ayaklandı ve ancak üzerine gönderilen düzenli ordu birlikleri karşısında tutunamayarak Yunanlılara sığınmak zorunda kaldı. Çukurova bölgesinde Fransızların ve onların silahlandırdığı Ermenilerin saldırılarına karşı ilk millî teşkilat Karaisalı’da kuruldu. Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulmasını öngören Sevr Antlaşması’nın imzalanmasından sonra da Türk topraklarına doğru saldırıya geçtiler. Dörtyol ve Osmaniye’deki Fransızlar ve Ermeniler geri çekilmek zorunda kaldılar. Düzenli orduya geçiş yolunda ilk adım Sivas Kongresi’nde atılmıştır. Ege Bölgesi’nde de halk Yunanlıların ve yerli Rumların saldırılarına karşı kendisini savunmak üzere silahlı Kuvayı milliye birlikleri kurmak için harekete geçti. Ermeniler başta İngiltere olmak üzere Batılı devletlerden aldıkları desteğe güvenerek Kars ve çevresinde yaşayan Türkleri göç etmeye zorladılar. Ermenistan Cumhuriyeti ’nin amacı, Doğu Anadolu topraklarını içine alarak Büyük Ermenistan’ı kurmaktı. Ermenistan Hükûmeti Sevr Antlaşması’nı geçersiz saydığını ilan ederek Anadolu topraklarına yönelik taleplerinden vazgeçti. Ermenistan’a karşı kazanılan zafer düzenli birliklerimizin askerî alandaki ilk başarısıdır. Ermenistan ile imzalanan Gümrü Antlaşması, Büyük Millet Meclisinin uluslararası alanda kazandığı ilk siyasi zaferdir. Fransa, 11 Aralık 1918’de çoğu Ermenilerden oluşan orduyla Dörtyol’a girdi. Fransa, Güney Cephesi’nden sonra Anadolu’da başlayan Millî Mücadele’nin basit bir direniş hareketi olmadığını görmüştü. Fransız işgali Ermeni çetelerinin yardımıyla Kozan, Osmaniye, Tarsus, Mersin ve Pozanı’yı içine alacak şekilde genişledi. Fransızlar 20 Ekim 1921’de TBMM Hükûmetiyle imzaladıkları Ankara Antlaşması’yla Adana ve çevresindeki işgallerine son verdiler. Fransızlar bölgeye girdikleri andan itibaren Ermenilerle iş birliği yaparak Türklere karşı baskı ve şiddet uygulamaya başladılar.Türkler de onların bu saldırıları karşısında Kuvayımilliye birlikleri kurarak savunmaya geçtiler. Fransızlar, 20 Ekim 1921’de TBMM Hükûmeti ile Ankara Antlaşması’nı imzaladılar, ve Güney Cephesi’nden çekildiler. Gediz Muharebesi’nde uğranılan yenilgi üzerine düzenli orduya geçiş süreci hızlandırıldı. Güçlenen Türk direnişi karşısında tutunamayan Fransızlar ve Ermeniler şehir içinde yaşanan şiddetli çarpışmalarda büyük kayıplar verdiler. Gümrü Antlaşması ile Doğu Cephesi’ndeki savaş durumu sona ermiştir. Güney Cephesi’nde Fransızlara ve onlarla iş birliği yapan Ermenilere karşı sürdürülen mücadele Sakarya Zaferi’nin kazanılmasına kadar devam etti. Halide Edip Adıvar, Millî Mücadele’yi anlattığı romanlarıyla tanınmış edebiyatçılarımızdan biridir. Her yaştan eli silah tutan gönüllülerin oluşturduğu Kuvayı milliye birliklerine bazı yerlerde subaylar, bazı yerlerde ise Demirci Mehmet Efe ve Yörük Ali Efe gibi yerli halktan liderler komuta ediyordu. II.İnönü Savaşı’ndan sonra İtalya Anadolu’daki kuvvetlerini çekmeye başladı. İkinci İnönü Zaferi, İtilaf Devletleri arasında görüş ayrılıklarını daha da belirginleştirdi. İkinci İnönü Zaferinden sonra Fransa görüşmeler yapmak üzere bir temsilcisini Ankara’ya gönderdi. İkinci İnönü Zaferinden sonra halkın düzenli orduya güveni artarken TBMM Hükûmetinin otoritesi güçlendi. İkinci İnönü Zaferinden sonra İtalya, Antalya bölgesindeki kuvvetlerini çekmeye başladı. İngilizler ise Türk ordusunun Boğazlar bölgesine girmesi durumunda savaşacaklarını söylediler. İngilizlerin katı tutumu nedeniyle bir ara kesintiye uğrayan ve sert tartışmalara sahne olan Mudanya Konferansı nihayet 11 Ekim’de antlaşmayla sonuçlandı. İsmet Paşa konferansta Trakya’daki Yunan birliklerinin Meriç Nehri’nin batısına çekilmesini isteyerek ateşkesin ancak bu şekilde sağlanabileceğini söyledi. İtalya ve Fransa, İngiltere’yi de ikna ederek antlaşma hükümlerini yumuşatıp uygulanabilir hâle getirmek amacıyla Londra’da bir konferans toplamaya karar vermişlerdi. İtalya Yunanistan’ı daha da güçlendirecek olan Sevr Antlaşması’ndaki bazı hükümlerin çıkarlarına aykırı olduğunu düşünüyordu. İtilaf Devletleri BMM Hükûmetinin temsilcilerini Londra Konferansı’na davet ederek BMM’nin hukuki varlığını tanımışlardır. İtilaf Devletleri TBMM Hükûmetinin yanı sıra İstanbul Hükûmetini de konferansa davet ettiler. İtilaf Devletleri Yunanlıların başarısızlığından sonra Sevr Antlaşması’ndaki maddelerin silah gücüyle uygulanamayacağını anlamışlardı. İtilaf Devletleri, görüşmeler sırasında Sevr Antlaşması’nda bazı önemsiz değişiklikler yaparak projeyi gündeme getirdiler fakat Türk tarafından kabul görmedi. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali Türk milleti tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Kars Antlaşmasıyla daha önce imzalanmış olan Moskova Antlaşması’nın hükümleri söz konusu Kafkas Cumhuriyetleri tarafından da kabul edildi. Kars Antlaşmasıyla doğu sınırımız bugünkü şekliyle kesin biçimde çizilmiş oldu. Kâzım Karabekir, 28 Eylül 1920’de karşı taarruza geçerek Ermenilerin işgali altındaki Sarıkamış, Kars ve Gümrü’yü geri aldı ve böylece onları barış istemek zorunda bıraktı. kendisine yapılmış sayacak ve saldırgana karşı bütün imkânlarıyla mücadele edecekti. Kurtuluş Savaşı’nda Güney Cephesi’ndeki mücadeleler bölge halkının çabalarıyla yürütüldü. Kuvayı milliye birlikleri büyük fedakârlıklarla yürüttükleri mücadeleye rağmen düzenli Yunan ordusunu durduracak ve Anadolu’dan tamamen söküp atabilecek durumda değildi. Kuvayı milliye birlikleri genellikle askerî eğitimden yoksun kişilerin oluşturuyordu ve silah ve cephane yönünden yetersizdi. Kuvayi Milliye birlikleri İzmir’e çıkan ve iç bölgelere doğru yayılmak isteyen Yunan kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele ettiler. Kütahya ‐ Eskişehir Savaşlarında, ordumuzun daha fazla kayba uğramaması ve yeniden düzenlenmesi için Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesi kararını verdi. Kütahya‐Eskişehir savaşları Türk ordusunun geri çekilmesi ile sonuçlanmıştır. Kütahya‐Eskişehir savaşlarında stratejik önemi olan şehirlerimizin kaybedilmesi ve ordumuzun Londra Konferansı’na kalmakla TBMM Hükûmeti , Türk milletinin haklı davasını ve Misakımillî’yi dünya kamuoyuna duyurma imkânı buldu. Londra Konferansı’ndan istediği sonucu alamayan İngiltere, Sevr Antlaşması’nı Türklere zorla kabul ettirmek için Yunanlıları bir kez daha saldırıya geçirdi. Maraş, İngilizlerin çekilmesinden sonra 30 Ekim 1919’da çoğunluğu Ermenilerden oluşan Fransız birlikleri tarafından işgal edildi. Maraş’ın düşman işgalinden kurtarılması Millî Mücadele’de kazanılan ilk zafer oldu. Millî Mücadele sırasında en şiddetli çarpışmalar Yunanlılara karşı Batı Cephesi’nde yaşandı. Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal eden İngilizler bu şehirleri Fransızlara bıraktılar. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın hemen ardından Trakya’ya asker çıkaran Yunanistan, 15 Mayıs 1919’da da Paris Barış Konferansı’nda alınan karara dayanarak İzmir’i işgal etmişti. Moskova Antlaşması’yla TBMM Hükûmetinin hukuki varlığı ve ileride kurulacak devletin sınırları ilk kez büyük bir devlet tarafından tanınmış oldu. Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Türk‐Yunan Savaşı fiilen sona ermiştir. Mudanya Konferansı’na katılmayan Yunanistan bu konferansta İngiltere tarafından temsil edilmiştir. Mudanya Konferansı’na Türkiye, İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcileri katıldı. Mustafa Kemal Paşa pek çok defa olduğu gibi Kurtuluş Savaşı’mızın bu aşamasında karşılaştığı zorluğu da yine TBMM’den aldığı güçle aştı. Mustafa Kemal Paşa’nın “Ordular,ilk hedefiniz Akdeniz’dir.İleri!” emriyle Ege ve Marmara kıyılarına doğru kaçan düşmanı takip etmeye başladı. Mustafa Kemal, İtilaf Devletlerine askerlerini çekmelerini, istedikleri ateşkesin ancak bu yolla kabul edilebileceğini bildirdi. Mustafa Kemal, Türk milletinin gerçek temsilcisinin TBMM olduğunu ve doğrudan çağırılmadıkça Londra Konferansı’na katılmayacaklarını bildirdi. Mustafa Kemal,cehalete karşı savaşın en az bağımsızlık savaşı kadar önemli olduğunu düşünmüş, gönüllü olarak cepheye gitmek için Ankara’ya gelen öğretmenleri tekrar okullara göndermiştir. Mustafa Kemal,Millî Mücadele’nin en kritik günlerinde bile eğitimle ilgilenmiştir. Mustafa Kemal’e mareşal rütbesi Sakarya Savaşı’nda kazandığı zafer nedeniyle verilmiştir. Mustafa Kemal’in ordumuzun daha fazla kayba uğramaması için Kütahya‐Eskişehir savaşlarında bütün sorumluluğu üzerine alarak verdiği çekilme kararı Mecliste de sert tartışmalara neden oldu. Ordumuz, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle düşmanı yurttan atmak üzere zaman geçirmeden taarruz hazırlıklarına başladı. Osmanlı temsilcisi Tevfik Paşa“Söz milletimin asıl vekillerine aittir.Bundan dolayı Anadolu heyetine söz verilmesini rica ederim.” diyerek görüşmelerden çekildi. Pek çok yerde irili ufaklı Kuvayımilliye birlikleri kuruldu. Rus kuvvetlerinin çekilmesi üzerine de Kafkasya’da Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan adıyla üç yeni devlet kuruldu. Rusya savaştan çekilerek Doğu Anadolu ve Kafkasya’da işgal etmiş olduğu yerleri boşalttı. Rusya’da çarlık rejiminin yıkılmasından sonra kurulan Sovyetler Birliği, Batılı devletlerin Anadolu’ya girmesini güney sınırlarının güvenliği bakımından tehlikeli buluyordu. Sakarya Meydan Savaşı (23 Ağustos ‐ 13 Eylül 1921) Yunan birliklerinin 23 Ağustos’taki saldırısıyla başladı ve 13 Eylül’de Sakarya Nehri’nin doğusunu düşmandan temizleyerek büyük bir zafer kazandılar. Sakarya Savaşı öncesi Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nde öğretim programlarının bilimsel esaslara göre yeniden hazırlanması kararı alınmıştır. Sakarya Zaferi’nden sonra Mustafa Kemal’ 19 Eylül 1921 tarihli toplantısında “Mareşallik” rütbesi ile “Gazilik” unvanı verildi. Sakarya Zaferi’nin ardından 13 Ekim 1921’de TBMM Hükûmeti ile Sovyetler Birliği’ne bağlı Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan arasında Kars Antlaşması imzalandı. Sakarya Zaferi’nin siyasi alandaki sonuçlarından biri de TBMM Hükûmeti ile Fransa arasında 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara Antlaşması’dır. Sakarya’nın doğu kıyılarına kadar çekilmesi bütün yurtta üzüntüyle karşılandı. Tayyar Rahmiye Hanım, Adana ve çevresindeki Fransız işgaline karşı savaşırken şehit düşen kadın kahramanlarımızdan biridir. TBMM 5 Ağustos 1921 tarihli toplantısında çıkardığı kanunla Mustafa Kemal’i üç ay süreyle Başkomutan tayin etti.Bu Kanun’a göre Başkomutan’ın vereceği emir, kanun olacaktı. TBMM Hükûmeti ile Afganistan arasında 1 Mart 1921 tarihinde dostluk ve iş birliği Antlaşması imzalandı. Tekâlifi milliye Emirleri bir yandan millî birlik ve beraberliği sağlarken diğer yandan ordu‐millet bütünlüğünün benzersiz örneklerinden birini daha sergiledi. Tekâlifimilliye Emirleri Sakarya Savaşı öncesinde yürürlüğe konulmuştur. Türk birlikleri, aralarında Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis’in de bulunduğu çok sayıda Yunan askerini esir alarak 9 Eylül’de İzmir’e girdiler. Türk birliklerinin büyük bir kararlılıkla Boğazlar bölgesine doğru ilerlemesi karşısında ateş açmayı göze alamayan İngilizler ateşkes görüşmelerinde bulunmayı kabul ettiler. Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık tutkusunu yansıtacak bir millî marşın yazılmasına karar verildi ve Mehmet Âkif’in “İstiklâl Marşı” adlı şiiri TBMM’nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda millî marşımız olarak kabul edildi. Türk ordusu kadar güce sahip olmadıklarını gören Yunanlılar, İngiltere Başbakanı Lloyd George’un (Loyd Corc) da desteğiyle yeni ve daha büyük bir saldırıya hazırlandılar. Türk ordusunun Yunanlıları İnönü’de bir kez daha yenilgiye uğratması ülke içinde büyük bir sevinç yarattı. Türkiye‐Afganistan Dostluk Antlaşması İslam dünyasında Millî Mücadele ve TBMM Hükûmeti lehine bir kamuoyunun oluşmasını sağladı. Türkiye‐Afganistan Dostluk Antlaşması’na göre taraflardan biri saldırıya uğrarsa diğer taraf bunu kendisine yapılmış sayacak ve saldırgana karşı bütün imkânlarıyla mücadele edecekti. Urfalılar 11 Nisan 1920’de de düşmanı şehirlerinden atmayı başardılar. Yunanistan’ın İngiltere tarafından temsil edildiği Mudanya Konferansı’nda Türk heyetinin başkanlığını İsmet Paşa yaptı. Yunanlılar, İstanbul’u Türklerin elinden alarak Bizans İmparatorluğu’nu yeniden diriltmek ve Batı Anadolu’ya hâkim olmak istiyorlardı. 
Download