Gürdal ÇETİNKAYA1 GEÇMİŞTEN GELECEĞE TÜRKİYE

advertisement
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 472-474
Gürdal ÇETİNKAYA1
GEÇMİŞTEN GELECEĞE TÜRKİYE PAKİSTAN İLİŞKİLERİ
İsmail Akbaş, Zeus Kitabevi Yayınları, İzmir,2013,1.Baskı
Pakistan 1947 yılında Muhammed Ali Cinnah önderliğinde İngilizler’in
himayesindeki Hindistan’dan ayrılarak Güney Asya Müslümanlarının ülkesi olma
amacıyla kurulmuştur. Pakistan, ilk olarak Doğu Pakistan ve Batı Pakistan isimleri altında
birbirlerinden uzak yerlerde kurulmuştur. Doğu Pakistan, Pakistan’dan 1971 yılında
ayrılarak Bangladeş adı altında bağımsızlığını kazanmıştır.
Pakistan ile Hindistan arasında sebebleri Keşmir’e dayanan üç savaş meydana
gelmiştir. Pakistan’ın kuruluşundan bu yana ise “Müslüman Keşmirliler için adalet
sağlamak”, dış politika ve güvenlik politikası haline gelmiştir. Pakistan-Hindistan
arasında çıkan her anlaşmazlığın nedenlerinden bir tanesi Keşmir olmuştur. 1947,1965 ve
1971 yıllarında yaşanan savaşların ortak sebebini ise Keşmir Sorunu oluşturmaktadır.
Pakistan ise kendisine yapılan tüm baskılara rağmen günümüze kadar durumunu
değiştirememiştir.
Pakistan da da Türkiye’de olduğu gibi birçok kez askeri darbe yaşanmıştır.
Özellikle toplumsal yapıdaki çeşitli sorunlar ve siyasi yapının çarpık bir gelişme
göstermesine rağmen; Pakistan’ın ordu’nun denetiminden çıktığı söylenemez. Hatta bu
durum şu şekilde ifade edilmektedir: “Birçok devlet orduya sahipken, Pakistan’da ordu
devletin sahibidir.”
Pakistan ile Türkiye liderlerinden, yaşadıkları problemlerden ve yaşam tarzları
gibi yönlerden birbirlerine benzerlik göstermektedirler. İki ülkenin kurucusu M. Kemal
Atatürk ile Muhammed Ali Cinnah, yine iki ülkenin büyük şairleri olan M. Akif Ersoy ile
Muhammed İkbal, Adnan Menderes ile Zülfikar Ali Butto, Kadın Başbakanlar Tansu
Çiller ile Benazir Butto zaman zaman birbirlerine benzetilmişlerdir.
1
Tarih Uzmanı, Dokuz Eylül Üniversitesi, [email protected]
473
Geçmişten Geleceğe Türkiye Pakistan İlişkileri
Her iki ülke geçmişten günümüze kadar dostane ilişkilerini sürdürmüşlerdir.
Birbirlerini her fırsatta destekleyen bu iki ülke ekonomik alan dışında birçok alanda iyi
seviyede ve başarılı ilişkiler göstermişlerdir.
İki ülke Afganistan’ın katılımıyla gerçekleşen ekonomik ilişkileri geliştirmek
amacıyla Ekonomik Forum oluşturmuşlardır. Kıbrıs ve Keşmir sorunları konusunda her
iki ülke birbirlerini desteklemişlerdir.
İki ülke ilişkilerin canlı tutulup geliştirilmesi için karşılıklı ziyaretler
gerçekleştirmişlerdir. Hatta Afganistan’ın da katılımıyla gerçekleşen üçlü zirve
toplantıları yapılarak hem sorunlara çözüm aranmakta hem de işbirliğinin geliştirilmesi
için çalışmalar yapılmaktadır.
Yazarın doktora tezi olan bu çalışma her alandan konuya meraklı olan bir
araştırmacının ihtiyaç duyabileceği tüm bilgileri kapsamaktadır. Ayrıca yazar her alt
başlığında birer tez konusu olabileceğini savunmaktadır.
Eser giriş bölümü ile birlikte altı bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde yazar
Pakistan hakkında genel bir bilgi vererek ülkenin coğrafi yapısını, jeopolitik ve stratejik
özelliklerini, iklimini, sosyal yapısını ve ülkenin yetiştirmiş olduğu tarihi şahsiyetleri
okurlara tanıtmıştır.
Yazar birinci bölümde Pakistan’ın kurulduğu bölgenin tarihini gerilere kadar
giderek ele almakta ve günümüze kadar getirmektedir.
Eserin ikinci bölümünde ise Pakistan’ın siyasi, sosyal, kültürel ve askeri
alanlardaki yaptığı faaliyetler değerlendirilerek ülkedeki Keşmir ve terör sorunu ele
alınmaktadır. Ayarıca bu sorunların çözümü için Türkiye ile olan ilişkiler ele
alınmaktadır.
Üçüncü bölümde ise Pakistan’ın ekonomik durumu geçmişten günümüze kadar
değerlendirilerek Türkiye ile olan ekonomik ilişkiler incelenmektedir. Bu bölümde
Afganistan’ın katılımıyla gerçekleşen Ekonomik Forumlara da değinilmektedir.
Dördüncü bölümde ise Türkiye ile Afganistan arasındaki diplomatik ilişkiler
geçmişten başlayarak 11 Eylül 2001 tarihine kadar ele alınıp incelenmektedir.
Eserin beşinci bölümünde ise 11 Eylül 2001 sonrası iki ülke arasında yaşanan
diplomatik ilişkiler günümüze kadar incelenmektedir. Bölüm içerisinde ayrıca
Afganistan’ın da katılımıyla gerçekleşen zirve toplantıları da ele alınmaktadır.
Yazara göre; Türkiye’nin laikliği, Pakistan’ın ise İslam’ı temel alması iki ülke
arasındaki bugüne kadar olan ilişkilerde herhangi bir sorun yaratmamış, gelecek içinse bu
sürecin olağanüstü bir durum olmadığı sürece herhangi bir şekilde bozulmayacağı dile
getirilmiştir.
Yazar ayrıca Radikal İslam tehlikesine karşı dikkat çekerek bu tehlikenin
Türkiye’den ziyade Afganistan’da daha çok yayılma alanı bulabileceğine değinmiştir.
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 472-474
Gürdal Çetinkaya
474
Yazara göre her iki ülke arasındaki dostluğu din kardeşliğine bağlamak sığ bir
düşünce olur. Dünya üzerinde birçok Müslüman ülke varken hiçbiriyle olan ilişkilerimiz
Pakistan’la olduğu kadar dostluk seviyesine ulaşamamıştır. Pakistan ile Türkiye
arasındaki kardeşlikte en büyük etkenlerden biri din olmakla birlikte geçmişten
günümüze kadar yaşanan hadiseler de bu iki ülkenin dostluğunda önemli bir faktördür.
Yazar iki ülke arasındaki bu kuvvetli dostluk ve kardeşlik durumuna rağmen
ilişkilerde halen yeterli seviyeye gelinemediğinin düşüncesindedir.
The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s. 472-474
Download