TBMM B:28 9 . 1 2 . 2009 Kamuoyunda Ergenekon davası olarak bilinen Silivri Cezaevi kampusu içerisinde yargılamaları devam eden bir kısım tutukluların tutuklama kararı verilmesinin hemen akabinde, çeşitli hastane ve sağlık kuruluşlarına sevk edildikleri aylarca bu sağlık kuruluşlarında kaldıkları bilinmektedir. Özellikle asker kökenli bir kısım tutukluların askeri sağlık kuruluşlarında tedavi gerekçesi ile tutulduğu da kamuoyuna yansımıştır. Hatta Arif Doğan gibi asker kökenli tutuklularla ilgili olarak, Adli Tıp ihtisas Kurulundan raporlar alındığı da bilinmektedir. Yasa bu kadar açık ve ayrıntılı düzenleme yapmışken, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bu tutuklarla ilgili olarak yasa hükümlerinin açık bir şekilde ihlal edildiği ortadadır. Bugün Türkiye Cezaevlerinde onlarca sağlık durumu ciddi olarak bozulmuş ve ölüm eşiğine gelmiş onlarca tutuklu ve hükümlü bulunmakta iken ve cezaevi ve hastanelerin mahkum odaları koşullarında tedavilerinin mümkün olmadığı doktor raporları ile sabit olmasına rağmen, bu tutuklu ve hükümlüler Adli Tıp Kurumu rapor gerekçe gösterilerek tahliye edilmemişler, bunların bir kısmı ölmüş, Güler Zere ve Erol Zavar gibi büyük bir kısmı ise artık ölümü bekler hale gelmiştir. Tutuklu ve hükümlülerin tedavi sürecinde açık bir ayrımcılık yapıldığı açıktır. Özellikle Ergenekon davası diye bilinen davanın sanıklarına, Türkiye cezaevlerinde yatan onlarca ağır derecede hastadan ayrı olarak özel bir muameleye tabi tutuldukları bellidir. Bu durum ise toplumsal vicdanı ve adalet duygusunu ağır derecede zedelemektedir. Sorular: 1- Kamuoyunda Ergenekon davası olarak bilinen davanın tutuklu sanıklarından hangileri, 2 yıllık süreç içerisinde ve hangi gerekçe ile hangi sağlık kuruluşlarına sevk edilmişler ve bu tedavileri ne zamandan beri devam etmektedir? Bu sağlık kuruluşlarında kalış süreleri ve verilen raporlara dayalı olarak tahliye edilen tutukluların isimleri nedir? 2-Bilindiği üzere hastanelerde tutuklu ve hükümlülere ayrılmış özel tutulma koşullarının uygulandığı mahkûm koğuşları bulunmaktadır. Hastanelere sevk edilen söz konusu dava tutukluları, hastanenin mahkûmlara ayrılmış bu bölümlerinde mi yoksa servis ve özel odalarda mı tutulmaktadır? Mahkûmlara ayrılmış koğuşlarda tutulmuyorlarsa bu ayrımcı uygulamanın hukuki ve tıbbi gerekçeleri nelerdir? 3- Sağlık kuruluşlarına sevk edilen tutukluların sevk işlemlerinde 5275 sayılı yasanın 57 maddesi hükümlerine uygun hareket edilmiş midir? 4- Özellikle asker kökenli bir kısım tutuklunun askeri hastanelere şevkinin yapıldığı, aylarca bu kurumlarda tedavilerinin yapıldığı bilinmektedir. 57.madde de yetkili sağlık kuruluşu olarak sadece Devlet Hastanesi ve Üniversite hastanesi zikredildiği halde bu tutuklular hangi gerekçe ile askeri sağlık kuruluşlarına sevk edilmiştir? Eğer yasal bir dayanağı yoksa şevklerin durdurulması için gereği yapılacak mıdır? 5- Bu davada yargılanan hangi tutuklular, hangi sağlık nedeni gerekçesi ve hangi rapora dayalı olarak tahliye edilmişlerdir? 6- 5 Haziran 2009 tarihinde tutuklu Arif Doğan hakkında Adlı Tıp 3. İhtisas dairesince verilen raporda "hastane şartlarında tedavi edilmesi gerekir" denmiştir. 57 madde hükmüne rağmen bu tutuklu hangi yasal gerekçe ile Adli Tıp Kurumuna sevk edilmiştir? Eğer lö.madde hükmü gerekçe gösteriliyorsa, bu hükmün sadece hükümlülere ilişkin olduğu, öncelikle uygulanması gereken hükmün 57.madde olduğu, alınacak raporların burada öngörülen sevk zincirine uygun olarak yapılması gerektiği bilinmemekte midir? -803-