Nev-i beşerin o zamanda gafletleri cihetiyle kısa

advertisement
Sorularlarisale.com
"Nev-i beşerin o zamanda gafletleri cihetiyle kısa,
kuvvetsiz, nâkıs, bereketsiz sümbüllerine nisbeten,
gayet yüksek ve kuvvetli ve meyvedar ve bereketli bir
surette çoğalacaklar ve kuvvet bulacaklar ve ..."
İhtişamlı imparatorluklara rağmen bu benzetmenin
yapılmasını izah eder misiniz?
"İKİNCİ VECİH: Şu fıkra ihbar ediyor ki, sahabeler çendan azlığından
ve zaafından Sulh-u Hudeybiyeyi kabul etmişler; elbette, herhalde
az bir zamandan sonra sür'aten öyle bir inkişaf ve ihtişam ve kuvvet
kesb edecekler ki, rû-yi zemin tarlasında dest-i kudretle ekilen, nevi beşerin o zamanda gafletleri cihetiyle kısa, kuvvetsiz, nâkıs,
bereketsiz sümbüllerine nisbeten gayet yüksek ve kuvvetli ve
meyvedar ve bereketli bir surette çoğalacaklar ve kuvvet bulacaklar
ve haşmetli hükûmetleri gıptadan, hasetten ve kıskançlıktan gelen
bir gayz içinde bırakacaklar. Evet, istikbal bu ihbar-ı gaybîyi çok
parlak bir surette göstermiştir."(1)
Pers ve Bizans imparatorlukları o zamanın süper güçleri ve devletleridir. Bu
devletler eski ve köklü devletler olup bu güçlerine çok uzun zamanlarda gelmişler.
Ama Araplar, İslam nuru ile otuz kırk yıl gibi çok kısa bir zaman içinde, bu süper
güçleri mağlup edip onları itaatleri altına almışlardır.
Sahabenin bu mucizevi başarısı, o devlet mensuplarının aristokrat tabakasında
müthiş bir kin, hasetlik ve düşmanlık oluşturmuş ve bu tabaka kin ve düşmanlıklarını
bidat fırkalarına girmekle üstü kapalı bir şekilde kamufle etmişlerdir. Şia’nın Ömer
ismine düşman olması Pers milliyetçiliğinin ve hasetliğinin bir yansımasıdır.
Evet, İran milliyetçileri ya da Pers İmparatorluğunun aristokrat tabakası Hz. Ömer
(ra)’in İran’ı fethedip onların saltanatını paralamasını bir türlü sindirip
kabullenemediler. Bu tabakalarda Hz. Ömer (ra)’e karşı daima bir kin ve düşmanlık
var olageldi.
O dönemde Araplar bedevi ve medeni hayattan uzak iken, İranlılar ise şehirli ve
medeni bir toplumdu. İran medeniyeti Arapları küçümser, onları ciddiye almazlardı.
Hz. Peygamber (asm) gelip, Arapları İslam ile medenileştirip güçlü bir şekle sokunca,
durum tersine döndü. İslam medeniyeti kısa bir süre içinde İran medeniyetini yuttu
ve onların övünç ve kibir pınarlarını yerle bir etti. Bu durum İran’ın aristokrat
page 1 / 2
tabakasını fazlası ile rahatsız edip düşmanlığa sevk etmeye yetti. Bu tabaka zahiren
Müslüman gibi dururken içten içe İslam düşmanı idiler. İçindeki nifakı da Şia inancı
ile örtmeye çalıştılar.
Yani Hz. Ali (ra) muhabbeti adı altında Hz. Ömer (ra) düşmanlığı yaptılar
ve halen de yapmaktalar. Esasında Şia inancının kabuğu Ehl-i beyt sevgisi iken,
özü Pers milliyetçiliğidir. Bu sosyolojik bir realitedir. Özellikle Hazreti Ömer (ra)’a
düşmanlık beslemeleri İran’ın onun dönemde fethedilmesinden dolayıdır.
Sahabenin kısa bir süre içinde böyle haşmetli ve kudretli bir hale gelmesi, Hz.
Peygamber (asm)'in bir mucizesinden başka bir şey değildir.
(1) bk. Lem'alar, Yedinci Lem'a.
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download