tehcir kanunu ve izmit ermenileri - Kocaeli Tarihi Sempozyumu / 2017

advertisement
TEHCİR KANUNU VE İZMİT ERMENİLERİ
Selma ÇETİNKAYA*
Taner BİLGİN**
Tehcir Kanunu ve Tehcir Öncesinde İzmit Ermenileri
Ermeniler, Osmanlı Devletini yıkma amacı doğrultusunda, İtilaf Devletleri ile (başta
Rusya olmak üzere) işbirliği içerisinde, orduyu arkadan vurmak, Müslüman nüfusa
zulmetmek, çeşitli isyanlar çıkarmak gibi eylemlerini giderek artan bir şiddetle uygulamaya
koyulmuşlardır. Bunun neticesinde masum halkı katleden ve isyan çıkaran Ermenilerin
Musul, Zor, Halep ve Suriye’nin bazı bölgelerine sevkleri için1 26 Mayıs 1915’te Dâhiliye
Nezareti’nin verdiği tezkire üzerine Meclis-i Vükela tarafından 30 Mayıs 1915’te tehcir
kararı alınmıştır2. Askeri bir zorunluluk olarak görülmesi gereken tehcir kararı, Ermenilerin
“aşırı kışkırtma, tahrik ve gösterdikleri itaatsizlik” neticesinde ortaya konulmuştur3. 1
Haziran’da Takvim-i Vekayi’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve memleketi tehlikeye
atanların bulundukları yerlerden başka yerlere sevk edilip yerleştirilmesine yönelik bu
kanun kapsamında “isyan ve ihtilal hareketlerine karışan fesatçı ve bozguncu”4 438.758
kişi sevk edilmiş, 382.184’ünün iskânı gerçekleştirilmiştir.
Esasen tehcirin Çanakkale, Kafkasya ve Filistin’de savaşan Osmanlı ordu birliklerinin
lojistik destek yollarına yakın yerlerdeki Ermenilerle çeteleri destekleyen bütün Ermenileri
kapsadığını5 söylemek gerekir. Sevk ve iskân yerleri arasında İzmit de bulunmaktadır.
Ermenilerin İzmit’teki eylemlerinde genel itibariyle Yunanlılarla birlikte hareket ettikleri
görülmüştür. Başında Mıgırdiç Efendi’nin bulunduğu Osmanlı Nüfus Dairesi’nin 1914
istatistiklerine göre 13.339.000 nüfuslu Osmanlı Devleti’nde 1.234.671 Ermeni vatandaşı
vardı6 ve bu Ermenilerin 55.852’si de İzmit’te (İzmit’in Müslüman nüfusu 226.859, Rum
*
Yrd. Doç. Dr., Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, e-mail: selma.
[email protected]
** Yrd. Doç. Dr., Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, e-mail: taner.
[email protected].
1 Dahiliye Nezareti’nin 5 Temmuz 1915 tarihli şifre telgrafından İskan için ayrılan bölgenin sonradan genişletildiği
görülmektedir. Buna göre Kerkük ve Diyarbakır ve Halep bölgelerinde yerleşim planında değişikliğe gidilmiştir. Bkz.
BOA. DH. ŞFR, 54/315
2 BOA. MV, 198/24
3 Salahi R. Sonyel, Türk-Ermeni Çıkmazı/Barışma Ümitleri, Kıbrıs Türk Cemiyeti Yayınları, Londra 2007, s. 99.
4 Tahliye muamelesi sadece bozguncu ve komiteci Ermenilere uygulanmıştır. Bkz. BOA. DH. ŞFR, 53/201
5 Kanun kapsamında sadece Ermeniler değil, problem çıkartan Rum ve Araplar da tehcir edilmişlerdir. Bkz. Mustafa
Özdemir, “I. Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti Tarafından Gerçekleştirilen Rum Tehciri”, ÇTTAD, VI/ 14, Bahar
2007, ss. 27-40, s. 28. İzmit’ten de Ermeniler dışında sevk edilen unsurlar bulunmuştur. Bu durum 16 Ağustos 1916’da
Dahiliye Nezareti’nden İzmit Mutasarrıflığı’na gönderilen telgrafta geçen “Yalnız Ermenilerin sevk ve iâşe masraflarının
muhacirîn tahsisâtından i‘tâsı. Diğerleri hakkında tebligâta intizâr olunması” ibaresinden de anlaşılabilmektedir. Bkz.
BOA. DH. ŞFR, 67/249
6 http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/files/Ermeni_Dosyasi/Ittihat_Terakki/ErmeniNufusu.pdf (TTK, Osmanlı
Devleti’nde Ermeni Nüfusu, s. 10)
1311
nüfusu ise 40.048’dir.) yaşamaktaydı7. İzmit’teki Ermeni hareketliliğine baktığımızda
toplamda 54.370 rakamına ulaşmaktayız8.
Resim: 1 İzmit Ermeni Mahallesi’ndeki İstanbul Caddesi9
İzmit, İstanbul ile Anadolu’yu birbirine bağlayan güzergâhta olmasından dolayı önem arz
eden bir yerleşim yeridir. İzmit’in bu konumu tehcir esnasında da kendisini hissettirmiştir.
Aslında tehcirin öncesinde, Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, evrakına el konulması
ve komite elebaşlarının tutuklanmasını içeren10 ve 24 Nisan 1915’te çıkarılan genelgeyle11
İstanbul’da tutuklanıp12 Çankırı’ya nakledilen 155 kişiden affedilenlerin 11’i de İzmit’e
getirilmiştir13. 31 Ağustos 1915 tarihinde Kastamonu Vilayeti’nden Dahiliye Nezareti’ne
gönderilmiş defterden anlaşıldığına göre İzmit’e sevki uygun görülenler Mıgırdıç
Basmacıyan veled-i Mihran, Yervant Çavuşyan, Vartas Atanasyan, Ermişe Manastırı’na
gönderilmek üzere Rahip Kirkor Balakyan, Nişan veled-i Agop Nahabedyan, Papas Vartan
Karagözyan, Bogos veled-i Agop Tanyelyan, Doktor Arşak Kazasyan, Vahram Asaduryan,
Geyve’ye gidecek olan Kirkor Haçyan’dır14.
Tehcir Kanunu ile de İzmit hem Ermenilerin iskân edildiği, hem de tehcir edildiği
bir yer olmuştur. İzmit’te iskân ettirilen Ermeniler Edirne’nin Karaağaç bölgesinde
yaşayan Ermenilerdir. Aslında Karaağaç Ermenileri için İzmit önce sevk güzergâhı olarak
düşünülmüştür15. Tekirdağ yoluyla ve sevk edilmek için İzmit’e gönderilmiş olan fakat
Karaağaç Ermenilerinin sevkinden sonradan vazgeçilmiş ve Dahiliye Nezareti’nden İzmit
Mutasarrıflığı’na 22 Teşrinievvel 331’de gönderilen şifre telgrafla bu Ermenilerin İzmit’te
alıkonulmaları, sevk edilen varsa bunlardan haberdar edilmesi istenmiştir. Aynı tarihte
7
8
9
10
11
12
13
14
15
1312
ATASE. Koleksiyon: BDH Klasör: 56 Dosya: 274 Fihrist: 1
ATASE. Koleksiyon: BDH Klasör: 1768 E Dosya: 192 Y. Dosya: 206 Fihrist: 4-2
Raymond H. Kevorkian, Paul B. Paboudjian, 1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeniler, Aras Yayıncılık,
İstanbul 2013, s. 130.
Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Remzi Kitabevi, İstanbul 2005, s. 307.
BOA. DH. ŞFR, 52/96, 97, 98
24 Nisan genelgesiyle İstanbul’da toplamda 2345 kişi tevkif edilmiştir. Ermenilerin her yıl “katliam/soykırım günü”
olarak gösteriler yaptıkları 24 Nisan, bu 2345 kişinin tutuklandığı gündür. Bkz. Gürün, s. 307, Bilal Şimşir, Ermeni
Meselesi 1774-2005, Bilgi Yayınevi, Ankara 2005, s. 297.
Bülent Bakar, Ermeni Tehciri, ATAM, Ankara 2009, s. 69-71.
BOA. DH. EUM. 2. Şb, 10/73
Bekir Günay, Ermeni Tehciri İzmit 1914-1920, Kocaeli Üniversitesi, Ankara 2002, s. 53-54.
bu telgrafa ilaveten sevki henüz gerçekleştirilmemiş ya da orada kalmış olan Karaağaç
Ermenilerinin de iadeleri uygun görülmüştür. Bu doğrultuda 25 Teşrin-i evvel 331’de
Eskişehir ve Karahisar-ı Sahip Mutasarrıflıklarına16, 28 Teşrin-i evvel 331’de de Konya
ve Adana vilayetlerine17 gönderilen telgrafla İzmit’ten gönderilen Karaağaç Ermenilerinin
iadesi istenmiştir18.
İzmit’te sevk hareketliliği önce buraya Trakya’dan gelen Ermenilere, yani Karaağaç
Ermenilerine uygulanmıştır. Akabinde İzmit Ermenilerinin de tehcir edildiği görülmüştür.
İzmit’in özellikle Bahçecik ve Akmeşe (Ermeşe) kazalarında yaşayan Ermeniler, demiryolu
hattı güzergâhındaki Eskişehir, Afyon ve Konya şehirlerine gönderilmişlerdir19. İzmit
Ermenilerinin sevkine neden olan etkenlerden en mühimi İstanbul’da Taşnaksutyun’u
ve onun yayın organı olan Azadamart’ı besleyen yerlerin başında İzmit’in gelmesidir.
İzmit’le beraber Adapazarı ve Bursa’da da benzer faaliyet vardır20. Dahiliye Nazırı Talat
Beyin hatıralarına baktığımızda İzmit ve Adapazarı Ermenilerinin tavırlarının Rusların
Ereğli’yi bombardıman etmesi sürecinde değiştiğini görmekteyiz. Buna göre bombardıman
karşısında sevinç gösterileri yapmaları ve casusluğa başlamaları devleti fazlasıyla tedirgin
etmiştir. Zira İstanbul’a yakın bir yerde bu kadar açık bir şekilde hareket etmeleri tehlikenin
büyüklüğünü göstermektedir ve Osmanlı Hükümeti bölgede tahkikat yapmak zorunda
kalmıştır. Tahkikat neticesinde İzmit ve civarının özellikle Bahçecik’in ihtilal merkezi haline
getirildiği, Rusların Sakarya ağzına asker çıkarmasıyla ülke genelinde karışıklık çıkararak
Osmanlı ordusunun savunma gücünü kırma amacıyla harekete geçtikleri ortaya çıkarılmıştır.
Bu sırada sadece Adapazarı’nda, birkaç tanesinin burayı havaya uçurmaya yeteceği, yerli
ve yabancı imalatı bomba, dinamitler, dinamit fitilleri, mavzer, gra, son model tüfekler,
Karadağ tabancaları, jandarma üniformaları ve bomba yapımında kullanılan araçlar, asker
ve binlerce cephane ile mühimmat, ayrıca ecza 21 bulunmuş, İzmit’te de yüzlerce tüfek
ele geçirilmiştir. Bu silahların üretimi Meşrutiyet’in ilanından sonra gerçekleştirilmiştir.
Komite reisleri tahkikatta tutuklanmışlardır. Tahkikat sonrasında komite mensuplarının
çeteler oluşturduğu, İzmit’teki işçi gruplarıyla birlikte hareket ederek pek çok Müslüman’ı
öldürdüğünü Talat Bey belirtmektedir22.
İzmit’teki çeteler Yuvacık Köyünde Vahan Çetesi, Karamürselli Artin ve Antranik
(Donik) Çeteleridir. Bunların en büyüğü 300 kişiden oluşan Antranik (Donik) Çetesidir.
Bunlardan ayrı Bahçecik, Kandıra, Karasu, Geyve, Taraklı ve çevrelerinde de Ermeni
çeteleri ve bunların eylemleri görülmüştür23. Bu arada Ekim 1914’te Talat Bey ve diğer
devlet adamlarına yönelik suikast planları yapanlarla ilgili de bir tahkikat gerçekleştirilmiştir.
Gerçekleştirilen tahkikatta İzmit’ten komisyoncu Hrabet, fıçıcı Karabet Patukyan, tenekeci
Karabet Patukyan ve Patukyan’ın 18 yaşındaki oğlu Kirkor’un da eylemlerde yer aldığı
ortaya çıkmıştır. Kirkor’un ifadesinden İzmit’te öğrenci derneği olduğu ve bu derneğin
yönetim kurulunda bulunan İzmit Nalburlar Çarşısı esnafı kahveci Kirkor’un öğrenci
derneğindeki çocuklara Ermenice gazeteler dağıttığı öğrenilmiştir24.
16
17
18
19
20
21
BOA. DH. ŞFR 57/334 Belge No: 1
BOA.DH. ŞFR 57/373 Belge No: 1
Günay, s. 53-54
Günay, s. 76-77
Fahri Parin, Gökhan Balcı, Yalova Çevresindeki Ermeni Faaliyetleri, Truva Yayınları, İstanbul 2007, s. 36.
http://www.satemer.sakarya.edu.tr/pdf/ermese.pdf (Haluk Selvi, “Ermeşe (Akmeşe) Manastırı ve Ermeni Olaylarındaki
Yeri”)
22 Bakar, s. 86.
23 Parin ve Balcı, s. 37-38.
24 Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri, Cilt 3, Genelkurmay Başkanlığı, Ankara 2009, s. V, 71-78.
1313
Resim: 2 Adapazarı Ermeni Caddesi25
Ayrıca Adapazarı’ndaki Ermeni Okulu öğretmenlerinden Artin Mefroderiç, Piskopos ve
İzmit Murahhası Ovakimyan ve Agob Nişancıyan, Bahçecik’te öğretmenlik yapan Serkis
Saruni ile Adapazarlı öğretmen Agop Frekyan da faaliyet gösteren Ermeniler arasındadır.
İzmit’in İstanbul ile Anadolu arasındaki stratejik konumu dolayısıyla Ermeni komitelerinin
ilgisini çektiği muhakkaktır. Taşnak Komitesi’nin stratejik ve lojistik olarak İstanbul’un
doğusunda kullandığı hat Bursa-Bahçecik-Adapazarı’dır. Bursa ve Adapazarı’ndaki
kiliselerle Bahçecik’teki Amerikan Koleji ve Bursa’daki Ermeni okulları hattın hareket
noktalarıdır. Robert Koleji de Balkanlar’da Bulgar ve Arnavutları, Marmara’nın doğusunda
da Ermenileri isyana yönlendirmiştir. Bölgede Amerikalı misyonerlerin olması da dikkat
çekmektedir26. Yine 1915 yılı başında Dahiliye Nezareti’nin İzmit Mutasarrıflığı’na
gönderdiği bir yazıda İzmit’te Şimendifer Caddesi’ndeki Fransız Frerler Mektebi’nin de
öğrencileri İngiliz ve Fransızların Çanakkale’yi bombaladığına yönelik haberler vererek
kışkırttığına ve okulda telsiz telgraf olduğuna dair haberler üzerine tahkikata dâhil tutulması
istendiği görülmektedir. Fakat polisin tahkikatı sonrası okulda telsiz telgraf olmadığı
anlaşılmıştır. Ancak aynı tahkikatta Bahçecik, Yuvacık, Arslanbey ve Döngel’de bazı
evlerde silah ele geçirilmiş, jandarma da Ermişe Kilisesi’nde çok sayıda silah bulmuştur27.
Tehcir Esnasında İzmit Ermenileri
İzmit’teki Ermeniler tüm bu silah depolamaları, çeteleşmeleri, yasa dışı faaliyetlere
girişmeleri gibi devlete yönelik eylemleri neticesinde tehcir kapsamına alınmışlardır. 1
Haziran 1915 tarihinde Dahiliye Nezareti’nden de bildirildiği üzere tehcir sadece bozguncu ve
komiteci Ermenilerin isyan çıkaramayacak şekilde dağıtılmaları şeklinde düzenlenmiştir28.
Bu dağıtım esnasında Ermenilerin Müslüman nüfusun % 10’unu geçmemesine dikkat
edildiğini de belirtmek gerekir29. Ayrıca yerlerinden çıkarılan Ermenilerin kaç tanesinin
ve hangi yerden tehcir edildiğine de Dahiliye Nezareti tarafından dikkat edilmiş ve bunun
takibatı yapılmıştır30.
25
26
27
28
29
30
1314
Kevorkian, Paboudjian, s. 140.
Günay, s. 39-41.
BOA. DH. EUM. 2. Şb, 2/67-A
BOA. DH. ŞFR,53/201
BOA. DH. ŞFR, 54/315
BOA. DH. ŞFR, 54/412
Selma ÇETİNKAYA
Taner BİLGİN
9 Ağustos 1915 tarihinde İzmit Mutasarrıflığı’na gönderilen şifre telgrafta Adapazarı,
İzmit ve Bahçecik Ermenilerinin sevklerinin başlatılması istenmiştir. Bu telgraftan
Adapazarı Ermenilerinin bir kısmının önceden sevk edildiği de anlaşılmaktadır ve
bölgedeki kalan Ermenilerin de sevki gerekli görülmüştür31. 13 Ağustos 1915 tarihinde
sevk yerlerine ve İzmit’e de gönderilen telgrafta Ermenilerin sadece vilayet veya liva
sınırları dışına çıkarılıverdikleri ve bunun istasyonlarda yığılmaya yol açtığı bildirilerek
sevklerin kafileler halinde yapılması, erzak ve diğer ihtiyaçlarının Muhacirin Tahsisatı’ndan
karşılanmak üzere görevlendirilmiş memurlar tarafından giderilmesi istenmiştir32. Sevki
gerçekleştirilen Ermenilerle ilgili uygulamaların savaş dönemi Osmanlısında hem maddi
külfet hem de zaman ve işgücü yükü oluşturduğu muhakkaktır. Borçlarını ödeyemeyecek
bir durumda olan devletin tehcire tabi tutulanların masraflarını Muhacirin Tahsisatı’ndan
karşılamasından ayrı bir takım düzenlemeleri de bu kapsamda düşünülmelidir.
10 Ağustos 1915’te İzmit de dâhil birçok mutasarrıflık ve vilayete gönderilen telgrafta
sevk edilen Ermenilerin borç ve alacaklarının tesviyesi ile bir deftere kayıtlarının
düşülmesinin gerekliliği beyan edilmiştir33. Ayrıca bu Ermenilerin istedikleri eşyalarını
yanlarında götürebilecekleri, götüremeyecekleri eşyalarından bozulabileceklerin ve gerekli
görülenlerin müzayede ile satışı, bozulmayacak eşyaların ise sahibi adına korunması34,
ucuza satılan malların satışıyla ilgili anlaşmaların feshedilerek gerçek değerinden satılması
şeklinde bir uygulama da sevk yerlerine bildirilmiştir35. 24 Ağustos 1915 tarihli telgraftan
anlaşıldığına göre de sevk edilen Ermenilerin menkul ve gayr-ı menkul mallarının satılıp
borçlarının ödenmesi, kalan paranın da sahiplerine ödenmesi ile ilgili bir düzenleme
yapacak olan Dahiliye Nezareti, İzmit ve sevk dâhilindeki diğer yerlerden böylesi
malların, gidenlerden alacağı olanların miktarlarının hazinenin hukukun korumak üzere
belirlenip listelerin hazırlanması istenmiştir36. Bunun haricinde sevk edilen Ermenilere
Harbiye Tahsisatı’ndan yevmiye verilmiştir. Bu yevmiyenin miktarı 20 Haziran 1917’de
Mülteciler Talimatnamesi’nin 6. Maddesi bağlamında Temmuz ayı itibariyle küçükler
için 60 para, büyükler için 3 kuruşa yükseltilmiştir37. 1 Eylül 1915 tarihli yazıda da
Dahiliye Nezareti’nden sevk esnasında kullanılmak, Ermenilerin sefalet çekmelerini
önlemek, ekmek ve zahirelerini temin etmek adına gönderilen paralar kaleme alınmıştır.
Buna göre İzmit sancağına 100 bin kuruş ayrılmıştır. Karşılaştırma açısından en yüksek
meblağın 400 bin kuruş ile Konya vilayetine, 100 bin kuruş ile de İzmit sancağı ve Suriye
vilayetine gönderildiğini söyleyebiliriz38. 22 Mart 1917 tarihinde Talat Beyin mültecilerle,
Ermeni, Rum ve Arap ailelerinin iskân ve iaşesi için para gönderdiğine dair yazısından
İzmit Sancağına 500 bin kuruş yardım yapıldığı anlaşılmaktadır. Toplam yardım 6.640.00
kuruştur ve en çok meblağ 1.000.000 kuruş ile Zor Sancağına, en az ise 20 bin kuruş ile
Kastamonu vilayetine gönderilmiştir39.
31
32
33
34
35
36
37
38
39
BOA. DH. ŞFR,54-A/340
BOA. DH. ŞFR, 54-A/392
BOA. DH. ŞFR, 54-A/368
Sonraki süreçte sevk edilen Ermenilerin geride bıraktığı malların hükümet adına korunması bazı yerlerde temel
ihtiyaçların karşılanmasını engellediğinden gereksinim maddesi olup dışarıdan tedarik edilemeyecek eşyaların açık
arttırmayla satışına karar verilmiştir. Bkz. DH. ŞFR, 55/330
BOA. DH. ŞFR, 54-A/388
BOA. DH. ŞFR, 55/184
BOA. DH. ŞFR, 77/168
BOA. DH. ŞFR, 55-A/17
BOA. DH. ŞFR, 74/234
1315
Tehcir Haricindeki İzmit Ermenileri
Sevk haricinde tutulan Ermenilerle ilgili düzenlemeler de belgelerde dikkat çekmektedir.
Bu düzenlemelerden sadece İzmit’e dair olanlar yahut İzmit’i de içerenler şunlardır: 15
Ağustos 1915 tarihli şifre telgrafta Ermeni asker, zabit ve sıhhiye zabitlerinin ailelerinin
yerlerinde kalmaları40, Ermeni mebus ve ailelerin sevk edilmemeleri41, aynı tarihli bir diğer
telgrafta Protestan Ermenilerin sevk edilmesinden vazgeçilmesi ve sevki gerçekleştirilenlerle
kalanların sayılarının belirlenmesi42 uygun görülmüştür. 17 Ağustos 1915’te gönderilen şifre
telgrafta şimendiferde görevli Ermeni memurlar, işçiler ve hizmetliler gibi ellerinde görev
belgesi olanların aileleriyle beraber sevklerinin yapılmaması ve sayılarının belirlenmesi43
istenmiştir. 18/19 Eylül 1915 tarihli telgrafta da Anadolu Demiryolu Kumpanyası’nda
görevli olanların ve ailelerinin ki buna büyükanne, büyükbaba, anne, baba, eş, çocuk,
küçük erkek kardeş, evlenmemiş kız kardeş, kayınpeder ve kayınvalide dâhildir, sevkten
muaf tutulmaları istenmiştir44.
Yine benzer şekilde ve İzmit’e de gönderilmiş bir başka telgrafta sevkten muaf tutularak
nakil ve tahliye gerçekleştirmiş yerlerde görevine devam eden Düyun-ı Umumiye ve Reji
İdaresi’ndeki Ermenilerin bulunmasına karşın yeniden buralara Ermeni memurların tayin
edilmesine değinilerek hem muaf olan Ermenilerin hem de yeni görevlendirilenlerin isim
listesi istenmiştir45.
29 Ağustos 1915 tarihli telgrafta da ihtiyaç oranında sanatkârın ve Katolik Ermenilerin
de sevk olunmaması gerekli görülmüştür. Aynı telgrafta belirlenenler dışındakilerin
gönderilmemeleri ve giden kafilelerin korunmasıyla ilgili önlemlerin alınarak bunlara
saldıranların saldıranlara ön ayak olan memur ve jandarmaların hakkında soruşturma
yapılıp azledilip Divan-ı Harplere teslim edilmesi, isimlerinin bildirilmesi böylesi olayların
tekrarından vilayet ve livanın sorumlu tutulacağı da belirtilmiştir46. Öyle ki bu tür olayları
incelemesi için Harbiye Nezareti’nde özel bir soruşturma kurulu oluşturulmuş, bu kurul
40
41
42
43
44
45
46
1316
BOA. DH. ŞFR, 55/18
BOA. DH. ŞFR, 55/19
BOA. DH. ŞFR, 55/20
BOA. DH. ŞFR, 55/48
BOA. DH. ŞFR, 56/77
BOA. DH. ŞFR, 60/48
BOA. DH. ŞFR, 55/292
Selma ÇETİNKAYA
Taner BİLGİN
1918’e kadar görevini yerine getirmiştir. Kurulun suçlu görerek Örfi İdare’ye sevk ettiği 1397
kişiden 33’ü de İzmit Mutasarrıflığı’ndan olmuştur47. Dahiliye Nezareti’nin tehcir ile ilgili
uygulamalarda gayet ciddi bir tavır takındığını söylemek gerekir. Gerek kolluk güçlerine
gerekse idari görevlilere sorumsuz davranışları dolayısıyla müsamaha gösterilmemiştir.
Nezaretten Bursa Vilayeti’ne gönderilen 29 Ağustos 1915 tarihli telgrafta da jandarmanın
görevlerindeki aksaklıklardan bahsedilmiştir. Buna göre Bursa’daki Ermeni firarilerin
oluşturduğu çeteler Yalova ve İzmit’e geçerek buradaki Müslümanlara saldırmakta olmasına
karşın jandarmanın bunları uzaklaştırmada sorumsuz davrandığı, İzmit Mutasarrıflığı’na
gerekli takibatın yapılması için alay komutanını bölgeye gönderilmesi emrinin verildiği,
gevşek davranan memurların da cezalandırılacağı bildirilmiştir48.
Ancak şunu da ekleyelim, bu muamelelerin sıkça suiistimal edildiği görülmektedir.
Nitekim 16 Ocak 1916’da bazı vilayetlerle Eskişehir ve İzmit Mutasarrıflıklarından
şimendifer işlerinde görevli olmadığı halde sevkten muaf tutulmak için müstahdemdir
diyerek alıkonanların sayıları ve isimleri istenmiştir49. 21 Ekim 1916’da da memur ve asker
olduklarından dolayı ve görev dolayısıyla İstanbul ile başka yerlere gidebilen Ermenilerin
haricinde, şimendifer memur ve hizmetlilerin dahi izinsiz yerlerinden ayrılmamaları
istenmiştir50. 21 Mayıs 1917’de ise Geyve’de Şimendifer Kumpanyası’nda amelelik,
duvarcılık, taşçılık gibi işlerle uğraştıklarından tehcir dışında kalan ve sayıları oldukça
fazla olan Ermenilerin Doğançayı’ndaki Sille Amele Taburu’ndaki Ermenilerle birlikte
faaliyet gösterdiklerine dair Geyve Kaymakam Vekili Hüseyin Sabri Bey İzmit’e bir
yazı göndermiştir. Bunların uzak yerlere dağıtılmalarını, bu gerçekleşmezse bahsi geçen
Ermenilerin Geyve’deki eylemlerinin daha da artacağını ifade eden Hüseyin Sabri Bey,
1917 Nisanından beri Sille Amele Taburundan kaçarak çeteler oluşturan Ermenilerin çok
sayıda Müslümanı öldürdüğünü, savaş dolayısıyla Müslüman köylerde eli silah tutan erkek
kalmamışken amele taburundaki genç Ermenilerin firar edip önceden gömdükleri silahları
çıkararak savunmasız kadın, çocuk ve ihtiyar Müslümanları katlettiklerini belirtmiştir. Bu
çetelerin tehcir sonrasında İzmit’in her yerinde eylemlerde bulunduğu, sadece Geyve’nin
kaldığını ancak önlem alınmazsa buranın da aynı sonuçla karşılaşacağını ifade ederek
nüfusu 100’ü bulan istasyondaki Ermeniler ile amele taburundakilerin sevki istenmiştir.
1916’da Geyve’nin pazarının olduğu bir gün Ziraat Bankası dışına kundak koyarak
eyleme girişmiş olmalarına rağmen bu Ermenilerin burada bırakılmaları eleştirilmiştir.
Bu Ermenileri Trablusgarp savaşı sırasında buradan çıkartılmasına rağmen şu anda yine
burada olan Mösyö Sotyo isimli İtalyan mühendisin koruduğu ve yardım ettiği, bunun
bilindiği, hükümetçe ifadesi alınmasına karşın yine serbest bırakıldığı da bu mektupta yer
almaktadır51.
Savaş dolayısıyla görevli olduklarından dolayı sevk haricinde tutulan Ermeniler de
İzmit örneğinde de görüldüğü üzere tehcir öncesindeki gibi eylemlerine devam etmişlerdir.
Hükümetin önlemleri bu noktada fazla etkili olamamıştır. Tehcir sürecinde Divan-ı Harpte
yargılananlar da olmuştur. Dahiliye Nezareti’nden Hariciye Nezareti’ne gönderilen 19
Şubat 1916 tarihli, 12 Mart 1916 ve 22 Mayıs 1916 tarihli gizli yazılardaki listelere göre
Divan-ı Harp’te toplam 1667 kişi yargılanmıştır. Bunların 28’i İzmit’tendir52. Ancak
bu yargılamaların da yaptırımının fazla olmadığını olayların devamlılığından anlamak
mümkündür. Bu noktada yabancıların da Ermenilere desteği devam etmiştir. Sadece
İtalyan mühendisin telaffuz edilmesi yetersizdir. 25 Mart 1916’da Dahiliye Vekili Talat
47
48
49
50
51
52
Gürün, s. 319.
BOA. DH. ŞFR, 55/296
BOA. DH. ŞFR, 60/45
BOA. DH. ŞFR, 69/62
BOA. DH. EUM, 2. Şb, 38/3
Bakar, s. 132-133
1317
Bey, Başkumandanlığa gönderdiği gizli yazıda Amerika’da oturan Ermenilerin Osmanlı
topraklarındaki Ermenilere gönderdiği paralarla ilgili 23 Ocak tarihli tezkereye cevaben
İzmit’le ilgili şu satırlara yer vermiştir. “İzmit sancağındaki Ermenilere para dağıtıldığı
anlaşılamamış ise de Amerika’daki Ermenilerin İstanbul’da Pit tarafından gönderildiği ve
buna Beyoğlu’ndan Singer Şirketi Şubesi’nde çalışan Gregor Kasbaryan’ın yol gösterdiği
ilgili yerden bildirmiştir53.”
Talat Bey, Geyve Kaymakamı Vekili Sabri Bey’in mektubuna binaen bir hafta sonra, yani
28 Mayıs 1917’de Başkumandanlığa bir şifre telgraf çekerek İzmit Amele Taburu’ndaki
Ermenilerin eşkıya çetelerine yataklıkları devam ettiğinden bunların başka yere naklini
istemiştir. Ermeni çetelerinin İzmit’teki eylemlerine de şöyle yer vermiştir:
“Ermeni çetesinin dolaştıkları alan olan orman içinden, köylerine giderlerken kaybolan
ve arattırılmakta oldukları daha önce bildirilen, Serindere (Bahçecik’e bağlı) köyünden
Hacı Bilal’in kızı Hatice ve Aksığın (Bahçecik’e bağlı) köyünden Süleyman’ın kızı
Gülfedar isimlerindeki iki kadınla, Servetiye (Bahçecik’e bağlı) köyünden 13 yaşındaki
Ahmet oğlu Cafer’in cesetlerinin yarı çürümüş bir halde Efraziye ve Şefkiye köylerinin
alt tarafındaki dere içinde bulunduğu ve yapılan keşif neticesinde bunların enselerinden
kesilmek ve yaralayıcı aletlerle parçalanmak suretiyle çete tarafından katledildikleri;
kadınların elbiselerinin başka bir yerde bulunmasından, soyularak ırzlarına geçildiği de
kesin olarak anlaşıldığından söz konusu çeteyi koruyan ve yataklık eden İzmit amele
taburlarındaki Ermenilerin başka yere” sevki uygundur54.
Bütün bu uygulamalarla beraber 17 Eylül 1915’te İzmit Mutasarrıflığı’ndan bildirildiği
üzere İzmit ve buraya bağlı yerlerde Ermenilerin tamamı (58 bin raddesindeki Ermeniler)
sevk edilmiş, liva dâhilindeki istasyonlarda bekleyen Ermeni kafilesi kalmamıştır55. İzmit
Ermenilerinin sevk edildiği yerlerle ilgili yazışmalara baktığımızda biraz önceki belge
tarihinin hemen ertesi günü yani 18 Eylül 1915’te Adana Valisi Hakkı Beyin Dahiliye
Nezareti’ne gönderdiği telgraftan “İzmit ve Kayseriye ve mevaki-i saireden gelmiş
bugün derdest-i sevk Osmaniye’de on bin, Tarsus’un Gülek İstasyonu’nda keza on bin
kadar Ermeni vardır” ibaresinden de anlaşılacağı üzere bahsi geçen yerlerde yığılma
yaşanmıştır. Nitekim yazının devamında artık buraya Ermeni gönderilmemesi Adana
vilayeti tarafından istenmektedir56. Ancak sonrasındaki süreçte sevk devam etmiştir. 6
Şubat 1916’da Zor’a Antep ve İzmit’ten 250057, 11 Şubat 1916’da İzmit ve Samsun’dan
40058 Ermeni getirildiğine dair belgeler mevcuttur. Ancak 15 Mart 1916 tarihli belge
bizim için önemlidir. Zira İzmit de dahil sevkin yapıldığı yerlerden, idari ve askeri lüzum
üzerine Ermeni sevkinin durdurulması ve şimdiye değin çıkanların haricindeki Ermenilerin
gönderilmemesi istenmiştir59. 22 Nisan 1916’da ise gönderilen Ermeniler, başka yerlerden
getirilip iskân edilenler ve sevk edilmek üzere yolda olan Ermenilerin sayılarının iki gün
içinde bildirilmesi istenmiştir60. 30 Nisan 1916’da da yalnız kalan ailelerin Ermeni ve
yabancı olmayan köy ve kasabalara dağıtılıp iaşelerinin sağlanması, genç ve dul kadınların
evlendirilmesi, on iki yaşına kadar olan çocukların yetimhanelere yerleştirilmesi ve
buralar yetmezse Müslümanların yanlarına verilmesi buna uygun Müslüman bulunmazsa
Muhacirin Tahsisatı’ndan ayda 30 kuruş iaşe masrafı verilerek köylülere bırakılması uygun
görülmüştür61.
53
54
55
56
57
58
59
60
61
1318
BOA. BDH Klasör: 521, E. Dosya: 1031, Y. Dosya: 2029, Fihrist: 20 (1, 2)
ATASE. BDH Klasör: 311, E. Dosya: 1028, Y. Dosya: 1264, Fihrist: 19-16
BOA. DH. ŞFR, 2. Şb. 68/67
BOA. DH. EUM. 2. Şb. 68/77
BOA. DH. EUM, 2. Şb. 69/6
BOA. DH. EUM, 2. Şb. 69/8
BOA. DH. ŞFR, 62/21
BOA. DH. ŞFR, 63/72
BOA. DH. ŞFR, 63/142
Selma ÇETİNKAYA
Taner BİLGİN
İzmit Ermenilerinin Sevkten Dönüşleri
21 Ekim 1918’de Dahiliye Nezareti’nden yine İzmit ve onunla birlikte pek çok vilayet ve
livaya, sevk edilen Ermenilerden isteyenlerin yerlerine geri dönebilecekleri belirtilmiştir62.
Ancak bunun öncesinde geriye dönüşlerin başladığını söyleyebiliriz. Nitekim 28 Ekim 1918
tarihli Yenigün’de 2 haftada 25 bin kişinin eski yerlerine döndüğü yazmaktadır. Tehcir edilip
de ilk etapta yerlerine dönenler arsında İzmit Ermenileri de vardır. 22 Aralık 1918 tarihli Ati
ise 1 Kasım-20 Aralık 1918 tarihleri arasında İzmit’e 9526 Ermeni’nin döndüğünü yazmıştır.
Yine Tasvir-i Efkar’da da aynı rakam telaffuz edilmiştir63. 20 Kasım 1918’de Dahiliye
Nazırı Mustafa Arif Bey Hariciye Nezareti’ne iadelerle ilgili bilgiler vermiştir. Buna göre
İzmit’in Bahçecik Ermenileri kamilen iade edilmiş, Ermeni Darüleytamı sorumlularına
teslim olunmuş, İzmit’teki Ermeni yetimlerle farklı yetimhanelerdeki yetimler ve halkın
elindeki kimsesiz Ermenilerden çoğu Patrikhanelere iade edilmiştir64. 21 Kasım 1918’de
İzmit mutasarrıflığı Bahçecik’e dönen Ermenilerin evlerinin henüz teslim edilmediğini
Dahiliye Nezareti’ne bildirmiştir65. Ancak bu uygulama ile ortaya çıkan bir sıkıntı Ermeni
çocuklarla beraber Müslüman çocukların da Ermeniler tarafından gayr-ı Müslim zannedilip
istenmesidir. Bununla ilgili 20 Şubat 1919’da İzmit de dâhil böylesi problemlerle karşılaşan
yerlere bu çocukların Hıristiyanların eline geçmesine meydan verilmemesi bildirilmiştir66.
Ancak dönemin en elem verici hadiselerinden biri maalesef bu konu olmuş, her ne kadar
hükümet önlem almaya çalışmışsa da çok sayıda Müslüman çocuk Ermeni oldukları
gerekçesiyle zorla alıkonulmuştur. 10 Mayıs 1919 tarihli bir yazıdan da anlaşılacağı üzere
bir diğer sıkıntı da Müslüman erkeklerle evlenmiş ve evliliğini sürdürmek isteyen Ermeni
kadınların eşlerinden ayrılmasıyla ilgili yapılan baskı olmuştur. Devlet bununla da ilgili
tedbirler alma yoluna gitmiştir67. Devlet konuyla oldukça ilgilidir. Fakat Harb-i Umumi’nin
mağluplarından olmak uygulamalarda aksaklıklara yol açmıştır. Öyle ki tehciri doğuran
nedenler sanki böylesi bir uygulama yaşanmamış gibi bu dönemde de yani Mütareke
sürecinde de gözlemlenmiştir. Tehcirden dönen Ermeniler işgal Anadolu’sunda çeteleşerek
faaliyet göstermeyi sürdürmüşlerdir. Nitekim 24 Mart 1919’da İzmit Mutasarrıflığı’na
gönderilen telgraftan Taşnaksütyun Fırkası’nın Mondros Mütarekesi’nin68 imzalanması
itibariyle faaliyete geçtiği bildirilmiştir. Buna göre Taşnaksütyun, Rusya’dan dönen
Ütücüyan isimli birisini Adapazarı ve İzmit çevresindeki Ermeni köylerine göndermiştir.
Bundan ayrı Bolşevik fikrini benimsemiş 150-200 Ermeni neferi de Amerika Vapuru’nda
işçi olarak çalıştırılmak bahanesiyle İzmit’e gönderilmişlerdir. Bir başka mütareke dönemi
Ermeni faaliyeti de Ermenilerin yerlerine yerleştirilen Müslüman muhacirlere saldırmak
şeklinde görülmüştür. Nitekim İzmit ve Adapazarı’na sevki yapılmış olan Adapazarılı Vahan
Kabadayan, Nerses Samuel Hamparsumyan, Setrak, Ardaş Haçik Kalaycıyan, Antranik
ve Bahçecikli Kirkor, Aram, Agop ve kardeşi Minas Stepanyan Andreyasyan, Ohannes
Davidyan, Matosyan Leon isimli kişiler bir çete oluşturup Müslümanların yerleştirildiği
yerlere saldırılacaklarına dair ihbarların alındığı 24 Mart 1919’da Dahiliye Nezareti’nden
İzmit Mutasarrıflığı’na bildirilmiştir69.
62
63
64
65
66
67
68
BOA. HR. SYS, 2569/1-2
Bakar, s. 174-184
BOA. HR. SYS, 2569/1-1
Bakar, s. 202.
BOA. DH. ŞFR, 96/248
BOA. DH. ŞFR, 99/110
Mondros Mütarekesi’ndeki bazı maddelerin Ermenilerle ilgili olduğu da belirtilmelidir. Örneğin İngiliz Amiral Sir Arthur
Gough Calthrope “Müttefik ülke vatandaşı bütün savaş esirleri, Ermeni tutuklular ve enterne edilen bütün şahısların
İstanbul’da toplanması ve Müttefik Devletlere kayıtsız şartsız teslim edilmesini” içeren bir teklifi öne sürmüştür. Ayrıca
Mütareke’nin 24. Maddesi de “Altı Ermeni vilayetinde kargaşa çıkması durumunda, Müttefik Devletler bu vilayetlerin
her hangi bir bölgesini işgal etme hakkını kendilerinde saklı tutarlar” demektedir. Bkz. Sonyel, s. 125.
69 BOA. DH. ŞFR, 97/244
1319
Bu süreçte siyasi suçlardan dolayı tutuklananlarla idari kararlar sonucu sevki yapılan
Ermeniler de hiçbir başvuruya meydan vermeden hemen tahliye edilmişlerdir. Bununla
ilgili emir 5 Aralık 1918’de Dahiliye Nezareti’nden gönderilmiştir70. Bu arada nasıl
Ermenilerin tehciri sırasında maddi destek sağlanmışsa geri dönüşte de bu durum devam
ettirilmiştir. Konya vilayeti ile Eskişehir ve İzmit Mutasarrıflıklarına gönderilen 16 Ocak
1919 tarihli telgrafta sevk edilen Ermenilerden yardıma ihtiyacı olanlara memleketlerine
dönünceye değin yol masrafı ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması için gereken yardımın
yapılması istenmiştir. Eğer ki kendi memleketi dışında bir yere gitmek istiyorlarsa ki
bu konuda Ermeniler serbest bırakılmışlardır, bu Ermenilere yapılacak maddi desteğin
kendi memleketlerine gidiyormuş gibi düzenlenmesi ve o kadar meblağ ödenmesi uygun
görülmüştür71. Bundan ayrı tehcire tabi tutulmuş Ermenilerin mallarının iadesi ve tazminat
ödenmesi konuları da geri dönüşle beraber ortaya çıkan meselelerden olmuştur. Bu konularla
ilgili zorluklarla karşılaşmamak için tedbir alınması gerekliliği 15 Şubat 1919’da72, emval-i
metruke depolarından resmi dairelere geçici olarak nakledilmiş eşyaların sahiplerine iadesi
19 Şubat 1919’da73 İzmit de dahil gerekli mutasarrıflık ve vilayetlere bildirilmiştir.
Son olarak İzmit’te sevk hareketliliğinin 1920 yılında da devam ettiğini söyleyelim.
Nitekim 24 Temmuz 1920 tarihli İleri’de “İzmit’in Rum ve Ermeni Muhacirlerini hamil olan
iki mavna şehrimize gelmiştir. Muhacirler Yenikapı Kilisesi havalisine yerleştirilmişlerdir”
şeklinde bir haber çıkmıştır. Aynı gazetedeki bir diğer haber de 17 Temmuz 1920 tarihlidir.
Buna göre İstanbul ve İzmit Ermenilerinden şimdiye kadar gönüllü olarak Yunan ordusuna
8 bin kişi geçmiştir74. Buradan da anlaşılacağı üzere Ermenilerin aşırıcı fikirleri tehcirin
ardından da devam ede gelmiş, Milli Mücadele Döneminde de Anadolu’da bu kez Rumlarla
birlikte karışıklık çıkartmayı sürdürmüşlerdir. Buradan yola çıkarak 12 Mart 1920’de Lord
Curzon’un Avam Kamarası’ndaki konuşmasında söylediği sözler Ermenilerle ilgili bir
görüş bildirmesi yönünden mühim görülmelidir: “Bana öyle geliyor ki siz Ermenileri sekiz
yaşında, pek temiz ve masum bir kız gibi zannediyorsunuz. Bunda pek yanılıyorsunuz.
Zira Ermeniler bilhassa son harekâtı vahşiyaneleri ile ne derecelere kadar hunhar bir millet
olduklarını bizzat ispat etmişlerdir.”75
Sonuç
Tehcir uygulamasının başlaması öncesinde bölgedeki Rumlarla beraber hareket ederek
Müslüman halka eza çektiren İzmit Ermenileri, tehcir esnasında da savaş dönemi olması
hasebiyle görevlerinde bırakılanlar ve yeni atananlar (ki devlet bunlarla ilgili önlem almışsa
da pek başarılı olamamıştır) vasıtasıyla bölgede eylemlerini devam ettirmişlerdir. Tehcirin
sonrasında ise sanki böyle bir süreç yaşanmamış gibi dönmelerine müteakip kaldıkları
yerden mütareke Anadolu’sunda ve İzmit’te halka zulme devam etmişlerdir. Bundan ayrı
gönüllü olarak Yunan ordusunda yer almışlardır. Ayrıca Bahçecik Ermenileri 1922’de
Yunan işgalinin bitmesiyle buradan ayrılmışlardır. Görüldüğü üzere Tehcir geçici bir çözüm
yoludur ancak bu süreç de bile Ermeni eylemleri sonlandırılamamıştır. Devletin iyi niyeti
suiistimal edilmiştir. İstanbul’a yakın olduğu için başkentin tehlikeye düşmesi noktasında
hassas bir yer olan İzmit’teki çetelerin faaliyetlerinden doğan tedirginlik İzmit kadar
İstanbul’u da fazlasıyla tedirgin etmiştir. İzmit tarihi sürecinde İstanbul’un koruyuculuğu
görevini üstlenmiş ve onun hinterlandı olma gibi stratejik bir önem taşımasının etkisini
tehcir döneminde de fazlasıyla hissettirmiştir.
70
71
72
73
74
75
1320
BOA. DH. ŞFR, 94/61
BOA. DH. ŞFR, 95/137
BOA. DH. ŞFR, 96/195
BOA. DH. ŞFR, 96/230
Bakar, s. 196, 240.
Şimşir, s. 328.
Selma ÇETİNKAYA
Taner BİLGİN
KAYNAKlAR
ATASE. Koleksiyon: BDH Klasör: 56 Dosya: 274 Fihrist: 1
ATASE. Koleksiyon: BDH Klasör: 1768 E Dosya: 192 Y. Dosya: 206 Fihrist: 4-2
ATASE. BDH Klasör: 521, E. Dosya: 1031, Y. Dosya: 2029, Fihrist: 20 (1, 2)
ATASE. BDH Klasör: 311, E. Dosya: 1028, Y. Dosya: 1264, Fihrist: 19-16
BOA. DH. ŞFR, 52/96, 97, 98
BOA. DH. EUM. 2. Şb. 10/73
BOA. DH. ŞFR 57/334 Belge No: 1
BOA. DH. ŞFR 57/373 Belge No: 1
BOA. DH. EUM. 2. Şb. 2/67-A
BOA. DH. ŞFR, 54/315
BOA. DH. ŞFR, 53/201
BOA. DH. ŞFR,53/201
BOA. DH. ŞFR, 54/315
BOA. DH. ŞFR, 54/412
BOA. DH. ŞFR,54-A/340
BOA. DH. ŞFR, 54-A/392
BOA. DH. ŞFR, 54-A/368
BOA. DH. ŞFR, 55/330
BOA. DH. ŞFR, 54-A/388
BOA. DH. ŞFR, 55/184
BOA. DH. ŞFR, 77/168
BOA. DH. ŞFR, 55-A/17
BOA. DH. ŞFR, 74/234
BOA. DH. ŞFR, 55/18
BOA. DH. ŞFR, 55/19
BOA. DH. ŞFR, 55/20
BOA. DH. ŞFR, 55/48
BOA. DH. ŞFR, 56/77
BOA. DH. ŞFR, 60/48
BOA. DH. ŞFR, 55/292
BOA. DH. ŞFR, 55/296
BOA. DH. ŞFR, 60/45
BOA. DH. ŞFR, 69/62
BOA. DH. ŞFR, 67/249
BOA. DH. EUM, 2. Şb. 38/3
BOA. DH. ŞFR, 2. Şb. 68/67
BOA. DH. EUM. 2. Şb. 68/77
BOA. DH. EUM, 2. Şb. 69/6
BOA. DH. EUM, 2. Şb. 69/8
BOA. DH. ŞFR, 62/21
BOA. DH. ŞFR, 63/72
1321
BOA. DH. ŞFR, 63/142
BOA. DH. ŞFR, 96/248
BOA. DH. ŞFR, 99/110
BOA. DH. ŞFR, 97/244
BOA. DH. ŞFR, 94/61
BOA. DH. ŞFR, 95/137
BOA. DH. ŞFR, 96/195
BOA. DH. ŞFR, 96/230
BOA. MV, 198/24
BOA. HR. SYS, 2569/1-2
BOA. HR. SYS, 2569/1-1
Araştırma Eserleri:
Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri, Cilt 3, Genelkurmay Başkanlığı, Ankara 2009
Bakar, Bülent, Ermeni Tehciri, ATAM, Ankara 2009
Günay, Bekir, Ermeni Tehciri İzmit 1914-1920, Kocaeli Üniversitesi, Ankara 2002
Gürün, Kamuran, Ermeni Dosyası, Remzi Kitabevi, İstanbul 2005
Osmanlı Belgelerinde Ermenilerin Sevk ve İskânı 1878-1920, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 2007
Kevorkian Raymond H., Paul B. Paboudjian, 1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeniler, Aras
Yayıncılık, İstanbul 2013
Özdemir, Mustafa, “I. Dünya Savaşı Sırasında Osmanlı Devleti Tarafından Gerçekleştirilen Rum Tehciri”, ÇTTAD,
VI/ 14, Bahar 2007, ss. 27-40
Parin, Fahri, Balcı, Gökhan, Yalova Çevresindeki Ermeni Faaliyetleri, Truva Yayınları, İstanbul 2007
Sonyel, Salahi R., Türk-Ermeni Çıkmazı/Barışma Ümitleri, Kıbrıs Türk Cemiyeti Yayınları, Londra 2007
Şimşir, Bilal, Ermeni Meselesi 1774-2005, Bilgi Yayınevi, Ankara 2005
http://www.satemer.sakarya.edu.tr/pdf/ermese.pdf (Haluk Selvi, “Ermeşe (Akmeşe) Manastırı ve Ermeni
Olaylarındaki Yeri”)
http://dunyasavasi.ttk.gov.tr/upload/files/Ermeni_Dosyasi/Ittihat_Terakki/ErmeniNufusu.pdf
1322
Download