KPSS SORU BANKASI LİSANS n i n i c e ç k r ü “T n ı n ı r a l u r o S l e z Ö ” i r e l m ü z ö Ç Bu soruları görün, KPSS sorununu çözün... İÇİNDEKİLER Sözcükte Anlam ……………………………………………………………..........................................………………………….... 3 Cümlede Anlam ……………………………………………………………..........................................………………………….... 13 Paragrafta Anlam ……………………………………………………………..........................................…………………… 29 Paragrafta Yapı ……………………………………………………………..........................................………………………… 37 Paragrafta Anlatım ……………………………………………………………..........................................………………… 41 Ses Bilgisi ……………………………………………………………..........................................…………………………....…………… 49 Yazım Kuralları ……………………………………………………………..........................................………………………….... 57 Noktalama İşaretleri ……………………………………………………………..........................................………………… 65 Yapı Bilgisi ……………………………………………………………..........................................…………………………....………… 71 Ad ……………………………………………………………..........................................…………………………....…………………………… 75 Zamir ……………………………………………………………..........................................…………………………....……………………… 79 Sıfat ……………………………………………………………..........................................…………………………....………………………… 83 Zarf ……………………………………………………………..........................................…………………………....………………………… 87 Edat – Bağlaç – Ünlem ……………………………………………………………..........................................……… 91 Eylem ……………………………………………………………..........................................…………………………....…………………… 95 Cümlenin Ögeleri ……………………………………………………………..........................................………………………… 105 Cümle Türleri ……………………………………………………………..........................................…………………………....… 109 Dil Bilgisi Karma ……………………………………………………………..........................................……………………… 113 Anlatım Bozuklukları ……………………………………………………………..........................................……………… 123 Sözel Mantık ……………………………………………………………..........................................………………………….........… 133 Deneme Sınavları ……………………………………………………………..........................................……………………… 137 3 SÖZCÜKTE ANLAM – I 4 Temel anlam bir sözcüğün en yaygın kullanılan anlamıdır. Sözlükteki birinci anlamdır. Seçeneklere baktığımızda A, B ve D’de altı çizili sözcükler gerçek anlamın dışında (mecaz), C’de yan anlamda kullanılmıştır. E’de ise “renkli” sözcüğü en yaygın anlamında, sözlükteki ilk anlamında yani temel anlamda kullanılmıştır. Yanıt: E Terim anlam bir sözcüğün bilim, sanat, spor, siyaset gibi alanlarda kullanılmış, o alana özgü sözcüklerdir. Seçeneklerde I. cümledeki “perde” sözcüğü tiyatroda her bir bölüm anlamında kullanılmıştır. Yani bu sözcük tiyatro terimidir. V. cümlede de “atletizm” sözcüğü de spor terimi olarak kullanılmıştır. II., III., IV. cümlelerdeki altı çizili sözcükler herhangi bir alanda kullanılan özel sözcükler değildir. Yanıt: B ÇÖZÜM–1 1 2 5 “Soğuk” sözcüğünün temel anlamı, ısının üşü- tecek kadar az veya düşük olması durumudur. Verilen cümlede “soğuk” sözcüğü “duygudan, sevgiden yoksun” anlamında yani mecaz olarak kullanılmıştır. Seçeneklerde A, B, C, E’de “soğuk” sözcüğü ilk anlamıyla kullanılırken D’de “ilgisiz, içten olmayan” anlamında mecaz olarak kullanılmıştır. Yanıt: D 3 Soruda belirtilen “gerçek anlamın dışında” ifadesi ile “mecaz anlam” anlatılmak istenmiştir. Mecaz, bir sözcüğün temel ve yan anlamlarından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni ve farklı anlamdır. A, B, D, E seçeneklerinde altı çizili sözcükler ilk anlamlarıyla yani temel anlamlarıyla kullanılırken C’de “tatlı” sözcüğü gerçek anlamından uzaklaşmış ve “güzel, hoşa giden” anlamında kullanılmıştır. Bu da o sözcüğün mecaz anlamıdır. Yanıt: C 6 “Açmak” sözcüğünün temel yani ilk anlamı “bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek”tir. Verilen cümlede sözcük ilk anlamıyla değil sözlükte ikinci anlamıyla kullanılmıştır. Sözlükte bir sözcüğün ilk anlamı temel, ondan sonraki anlamları ise yan anlamdır. Seçeneklerde D’de “... kapanan yolları açmak...” ifadesi “bir engeli kaldırmak” anlamında kullanılmıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yan anlam temel anlamla birlikte gerçek anlamı oluşturur. Temel anlama görev veya şekil olarak benzer. Bir sözcüğün bir temel anlamı varken sözcüğün onlarca yan anlamı olabilir. Seçeneklerde B’de “ağız” sözcüğü yan anlamda kullanılmıştır. “Ağız” sözcüğünün temel anlamı yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organdır. Bu cümlede “Bıçağın ağzı...” sözü yan anlamda kullanılmıştır. Yanıt: B 4 7 “Yetişmek” sözcüğünün birçok anlamı vardır. “Ulaşmak, varmak, vasıl olmak” temel anlamıdır. B’deki “Bir işe başlamış olanlara sonradan katılmak” yargısında “yetişmek” sözcüğü yan anlamda kullanılırken kullanımı temel anlamdır. Türkçede bir sözcüğün bir tek temel anlamı varken yan anlam ve mecaz anlam onlarca olabilir. Yanıt: B 9 “Geçmek” sözcüğünün en yaygın, en genel anlamı bir Soruda ise bir anlamı rından biri yerden başka bir yere gitmektir. bu sözcüğün temel anlamına yakın istenmektedir. Yani yan anlamlasorulmaktadır. E’de “sanma bir gün geçer bu karanlıklar” dizesinde “geçmek” sözcüğü “bitmek, sona ermek” anlamındadır. A’da “Karadan sevkedilen yüz gemi geçmiş Haliç’e.” sözünde “geçmek” sözü “ilerlemek” anlamında, B’de “Bu ne yürek? Para için insanlıktan geçiyor.” sözünde “geçmek” sözcüğü “vazgeçmek” anlamında, C’de “Dudaktan dudağa geçsin ölümsüz şarkı” sözünde “geçmek” sözcüğü “iletmek” anlamında, D’de “Eylülün bu hüznü geçer ta iliklere” sözünde “geçmek” sözcüğü “işlemek, dokunmak” anlamında kullanılmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: E 8 Dizelerde “olmak” sözcüğü “dönüşmek, öyle olduğunu varsaymak” anlamında yani mecazi olarak kullanılmıştır. C seçeneğinde “Bir yaprak ol, ...” sözü de bu anlamda kullanılmış. Yani mecazdır. Mecaz anlam gerçek anlamlı bir sözcüğün en uzak ve soyut anlamıdır. Yanıt: C 10 “Çevre” sözcüğünün temel anlamı “bir şeyin yakını, dolayı, etrafı” anlamındadır. III. cümlede “çevre” sözcüğü “kişinin bulunduğu ortam” anlamında yani mecazdır. Aynı anlam V. cümlede de görülmektedir. Yanıt: D 5 SSÖÖZZCCÜÜKKTTEE AANNLLAAM M –- III Parçada geçen “bir çiçek dürbününden bakmak” sözü ile ”Sarayköy ilçesinin Sakız Şenliği”nin insana canlı ve renkli geldiği anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile de D’deki “hayatı tüm güzelliği ve canlılığıyla görmek” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: D Parçada geçen “çalışırken dahi zaman öldürmek” sözü ile insanların iş saatlerinde çalışmayıp çalışır gibi göründüğü anlatılmış, bu tür insanların da emeklerinin verime dönüşmediği belirtilmiştir. Parçadaki söz ile de B’deki “iş saatlerini verimli kullanabilme başarısını göstermemek” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: B Parçada geçen “diline kira istemek” sözü bir deyimdir ve bu deyim “söylenecek sözleri söylemede nazlı davranmak” anlamındadır. Bu da E seçeneğinde verilmiştir. Yanıt: E 4 Parçada geçen “bütün ayrıntılarıyla yaşamı kucaklaması” sözü ile sanatın insanlara daha iyiye ve güzele ulaşma isteği aşılaması gerektiği belirtilmiştir. Parçada geçen söz ile de E’deki “Yaşamı görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle yansıtmak” yargısı anlatılmak istenmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–2 1 6 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçada geçen “yaşarken ölüvermek” sözü ile “zaman”ın, edebiyat ve sanat adamlarını yerli yerine koymada şaşmaz bir ustalığı olduğu belirtilmiş, hiçbir eserin, sanatçının “zaman”ın elinden kurtulamayacağı anlatılmıştır. “Zaman”ın en iyi eleştirmen olduğu vurgulanmış ve parçadaki sözle E’deki “hayattayken okunmaz duruma düşmek” yargısı anlatılmak istenmiştir. Yanıt: E 7 Parçada geçen “bizden öncekilerin omzuna basmak” sözü ile uygarlığın oluşumunda birikimden yararlanıldığı, oluşan her yeni kuşağın kendinden önceki kuşaktan yararlandığı anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile de C’deki yargı anlatılmak istenmiştir. Yanıt: C 8 6 Parçada geçen “kendi yaşamından ve hayal dünyasından harmanlayıp kaleme almak” sözü ile yazarın yaşamını ve düşlediklerini bir araya getirdiği belirtilmiştir. Anlatılmak istenen de B’deki “Yaşadıklarını ve düşlerini birbirine karıştırarak yazmak” yargısıdır. Yanıt: D Parçada geçen “şiiri hayattan damıtmak” sözünde “damıtmak” sözcüğü “süzmek, elemek” anlamlarındadır. “Şiiri hayattan damıtmak” deyince de şiirinin konusunun yaşam olduğu ve bunun belirli yönleriyle özleştirildiği anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile A’daki “özünü gündelik yaşamdan almak” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: A 7 S ÖS ZÖCZ Ü CK ÜT KE T EA N AN LA LM A M– - I III Parçada geçen “romana özgü kimlikler edinmek” sözü ile roman kahramanlarının sadece gerçek hayattan değil de aklında oluşturduğu tiplerin de yer aldığı belirtiliyor. Bu da C seçeneğindeki “romanın kurmaca dünyasına uygun kişilik kazanması” yargısını çıkarır. Yanıt: C 3 Parçada geçen “sarıp sarmalayan bir kabuk” sözü ile “çağdaş yaşamda evlerimiz kabuğumuz gibidir” sözü benzeşir. Evlerimizin bizi “koruyan ve değiştiren yerler” olduğu belirtiliyor. Bu da B seçeneğinde yer alıyor. Yanıt: B 2 Parçada geçen “büyüteci hep bu kapalı kalmış lekeye yöneltiyor” sözü ile insanın bilinmeyenlerini ortaya çıkarmak, iç dünyasını yansıtmak amaçlanmıştır. Bu anlam da A’daki “İnsanın iç dünyasını daha yakından irdelemek” yargısıyla özdeştir. Yanıt: A Parçada geçen “günahın çocuğu” sözü ile “sanat” anlatılmak istenmiştir. İnsanların her şeyini “günahkârlarla suçlulara” borçlu olduğu vurgulanmış, eğer onların yasaklarla savaşmayıp onları delmeye kalkmaması ile insanların bugün hâlâ mağaralarda yaşayacağı belirtilmiştir. “Günahın çocuğu” sözü ile de “yaşanmış yasakların etkisiyle oluşmak” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–3 1 8 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçadaki “maziyi açacak anahtar” sözü ile geçmişteki yaşantıların tekrar canlanması, onların yeniden hatırlanması anlatılmaktadır. Bu anlam da E’deki “unutulmaya başlanan değerleri canlandırmak” ifadesinde vardır. Anlatılmak istenen E’deki yargıdır. Yanıt: E 6 Parçada geçen “sanatının genç oluşu” sözü ile sanatçının halen okunduğu, izlendiği anlatılmak istenmiştir. Çağdaşı olan yazarların unutulduğu fakat yazarın hâlâ canlılığını koruduğu ifade edilmiştir. Bu da C’deki “eskimeyen bir yenilik getirmek” ifadesiyle örtüşmektedir. Yanıt: C 7 Parçada geçen “zamanın affetmeyeceği” sözü ile oluşturulan yapıtların değerinin er ya da geç anlaşılacağı ve nitelikli yapıtların zamana dayanacağı anlatılmak istenmiştir. Bu da B’deki yargıyı ortaya çıkarır ve anlatılmak istenen de “gerçek niteliğinin er geç anlaşılacağı”dır. Yanıt: B 8 Parçada geçen “gölgesi fazla koyu düşmek” sözü ile “İkinci Yeni Şiiri”nden kimi şairlerin çok etkilendiği bu şiirin gölgesinde kaldığı, kimi şairlerin de bu koyu etkiden sıyrıldığı anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile D’deki “çok aşırı düzeyde etkilenmek” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: D 9 SÖZCÜKTE ANLAM – IV 3 Parçada geçen “sözlerini tükettiklerinden” sözüyle “Romancılarımızın elli yıllık Türk ro- mancılığı serüveninde her konuya yönelerek var olanları bitirdikleri” anlatılmak istenmiştir. Parçadaki sözle de D’deki “farklı ve yeni bir anlatım bulamamak” anlatılmak is- tenmiştir. Parçada geçen “insanoğlunun evrensel çarpıklıkları” sözü ile tüm insanlarda görülebilecek olumsuz durumlardan söz edilmektedir. Anlatılmak istenen de C’deki “insanların tümünde görülebilecek, insana özgü zayıflıklar”dır. Yanıt: C ÇÖZÜM–4 1 Yanıt: D Parçada geçen ilk altı çizili söz “kendine dışardan bakabildiği ölçüde” sözü ile “eleştiriye açık ve nesnel olmak”, ikinci altı çizili söz “zamanın değirmeninde öğütülüp gidecektir.” sözü ile “zaman içerisinde unutulmaya yüz tutmak” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: B Parçada geçen “sıkı edebiyat yapmak” sözüyle parçadaki “edebiyatın hakkını vermek, soylu laflar etmek, güzel sözcüklerle seslenmek, ilginç hikâyeler kurgulamak istiyorum” sözü yakın anlamlıdır. Parçadaki söz ile de D’deki “Edebiyatla gereğince, tam anlamıyla ilgilenmek” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 2 10 5 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçada geçen altı çizili sözcük “evrensel” sözcüğüdür. “Evrensel” demek tüm insanlık demektir. Dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapılmamalıdır. Parçada boş bırakılan yere “insanlığın tüm dönemleri” getirilmesi en uygundur. Yanıt: E Parçada geçen “bol sayfaların yazarı olmak” sözü ile yazarın fazla ve bolca yazdığı anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile de C’deki “ayrıntılı ve uzun uzun anlatmak” ifade edilmiştir. Yanıt: C 6 Parçada geçen “ileriye doğru tutulmuş bir ışık” sözü ile romancının eserlerinde okurlarına aydınlatıcı fikirler aşılaması gerektiği belirtilmiştir. Anlatılmak istenen E’deki “Toplumu aydınlatıcı, öğretici ve yenilikçi olmak” anlatılmak istenmiştir. Yanıt: E 8 Parçada geçen “içine dert olmak” bir deyimdir ve bu deyim “bir olay karşısında derin bir üzüntü duymak” anlamındadır. Bu yargı da E seçeneğinde verilmiştir. Yanıt: E 11 SÖZCÜKTE ANLAM – V 3 Parçada geçen ilk altı çizili söz “kayıtsız kalıp” ile “ilgi göstermemek, önem vermemek” anlatılmak istenmiştir. İkinci altı çizili söz “allanıp pullanan” ile “süslenmek, püslenmek” anlatılmak istenmiştir. Bu anlamlar da B’deki cümlede açıkça ifade edilmiştir. Yanıt: B Parçada geçen “Fakat siz geleni geçeni seyretmesini bilmezsiniz ki” sözü ile yazar, romancının insanları gözlemlemede sıradan bireylerden daha farklı şeylere yöneldiği, insanların fark edemediği ayrıntıları yakaladığı anlatılmak istenmiştir. Bu yargı da E seçeneğinde verilmiştir. ÇÖZÜM–5 1 Yanıt: E 4 Parçada geçen “dünyanın bizim çevremizde döndüğüne inanıyorduk” yargısı ile yaptıkları işi çok önemli gören iki kişiden söz edilmekte ve bu yargı ile yazar “Kendini çok büyük işler başaran önemli biri olarak gördüğünü” ifade etmek istemiştir. Yanıt: E Parçada geçen “her şeyden önce” sözü ile çeviri yapacak sanatçının öncelikle eserini çevireceği kişiyi çok iyi tanıması gerektiği belirtilmiştir. Altı çizili söz ile A’da geçen “... öncelikle dilini geliştirmeye” yargısı örtüşmektedir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 12 5 7 Parçada geçen “yakası açılmamış” sözü ile parçadaki şiir kitabında daha önce hiç kullanılmamış imgeler anlatılmak istenmiştir. D’deki “Daha önce hiç kullanılmayan” sözü ile örtüşmektedir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: D Parçada geçen “dumanı tüten” sözü ile Nurullah Ataç’ın denemelerinin bir özelliğinden söz ediliyor. Onun demelerini okurun acele etmeden okuması gerektiği belirtiliyor. Bu da E’deki “yeni ve özgün olan” anlamına gelmektedir. Yanıt: E 8 6 Parçada geçen “yazdıklarına dışardan bakabilmesi” sözü ile Halikarnas Balıkçısı’nın en büyük özelliğinden söz edilmektedir. Bu da C’deki “Yazarken duygularının etkisinde kalmaması”dır. Yanıt: C Parçada geçen “aydın diliyle değil, halk diliyle yazı yazmak” ifadesinin anlamı A’daki “günlük, basit dille anlatmak”, B’deki “halkın anlayacağı dili kullanmak”, C’deki, “anlatımda doğallığı benimsemek”, D’deki “içten inandırıcı bir dille yazmak”tır. Sözün anlamı E’deki “gereksiz sözcüklere yer vermek” olamaz. Yanıt: E 13 CSÜÖM Z CLÜEKDTEE AANNLLAAMM – - I I I. cümlede sanatçının hüzünlü oluşu onun ruh yapısıyla ilgili bir bilgidir. II. cümlede deniz insanı ve balıkçıları anlatması öykülerinin içeriğini oluşturur. III. cümlede onun Halit Ziya’ya ve Halide Edip’e benzemeyen bir yönü özgünlüğüyle ilgilidir. IV. cümlede temiz bir Türkçe kullanması üslubunu gösterir. V. cümlede sanatçının Amerika’da Mark Twain Cemiyeti’ne seçilmesinden bahsediliyor. Fakat ödül aldığıyla ilgili bir bilgi verilmemiştir. Yanıt: E 3 Olasılık tam olarak gerçekleşmemiş yargılardır, kesinlik ise tamamlanmış gerçekleşmiş yargılardır. Bu parçanın III. cümlesinde “Beyin gücüyle insanın kendine yer çekimsiz bir ortam yaratabilmesi mümkün olabilir.” ifa- desi olasılığı ifade eder. Cümlenin devamında yer alan “fakat beynin bu yöndeki işleyişiyle ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır.” ifadesi kesinlik taşır. Yanıt: C 4 Doğrudan anlatım bir kişiye ait sözlerin biçim ve şekil değişikliğine uğramadan söylenenin ağzından çıktığı gibi yazılmasıdır. Bu açıklamaya göre, Sabahattin Eyüboğlu’nun tırnak içinde söylenen sözleri doğrudan anlatımı örnekler. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 A seçeneği bir öneri cümlesidir. B seçeneğinde kişisel bir değerlendirmede bulunulmuştur. D seçeneğinde karşılaştırma yapılmıştır. E seçeneğinde neden-sonuç ilişkisi vardır. Tahmin (olasılık) cümlesi C seçeneğindeki ifadedir. Liderlerin bazı değişiklikler yapmaktan vazgeçebileceği tahmin edilmektedir. Yanıt: C ÇÖZÜM–6 1 14 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçanın içinde “sitem, özlem ve ümit” gibi duygular yoktur. Parçanın son cümlesinde şaşırma anlamı olsa da parçanın tümüne baktığımızda bir beğeninin dile getirildiği duygusu ağır basar. Yanıt: B 6 A, B, D, E seçeneklerindeki dizelerde amaç-sonuç ilgisiyle bağlanan yargılar yoktur. C seçeneğinde “Uyuman için kurdum bu salıncağı” amaç bildirir, şair salıncağı kurmasındaki amacı uyuma eylemine bağlamıştır. Yanıt: C 7 I ve IV. cümlelerde sanatçılarla ilgili olumlu değerlendirmelerde bulunulmuştur. II. cümlede Esendal’ın olay anlatma kolaycılığından sıyrılamaması ve III. cümlede Kuntay’ın aruz vezninin tek düze seslerini kullanması ve onu eritmeyi başaramaması sanatçılarla ilgili yapılan olumsuz değerlendirmelerdir. Yanıt: D 15 CÜMLEDE ANLAM – II I. cümlede yaşanan tüm gerçeklerin sanatçıyı yazmaya yönelttiği bir amaç olmuştur. III. cümlede eserin bir ailenin dramını ortaya koyar ifadesi konuyla ilgilidir. IV. cümlede Ali Rıza Bey’in eski bir devlet memuru olması mesleğiyle ilgilidir. V. cümlede ailenin İstanbul’da geçim zorlukları yaşamaları ailenin durumuyla ilgilidir. II. cümlede eserin hangi zaman dilimiyle ilgili olduğu kesin değildir. Yanıt: B 3 I. cümlede çocuğun okula başlaması onun için önemli bir süreçtir. II. cümlede çocuğun uyulması gereken kuralları ve görevlerinden bahsedilerek sorumluluğa değinilmiştir. IV. cümlede yaşıtlarıyla iyi geçinemeyen öğrenciler için okul korumasız bir ortamdır ifadesi kimler için korumasız bir ortam olduğunu belirtmiştir. V. cümlede aile ve öğretmenlerin gerekli özeni göstermeleri bir öneridir. II. cümlede çocuğu bu yeni ortamda nelerin beklediği değil, tam tersi bir açıklamada bulunulmuştur. ÇÖZÜM–7 1 Yanıt: B 2 I. cümlede yazar, dağ insanlarının konuşkan olmadığını söyleyip arkasından “Bence de doğru bir söz” diyerek destekleyici bir ifadede bulunmuştur. II. cümlede çünkü diye başlayan ifade I. cümleyi desteklemektedir. III. cümlede şarkı mırıldamak ve ıslık çalmak insanın içinde bulunduğu durumu gösterir. V. cümlede susmanın sebebinin kesin bir ihtiyaç olması durumuna parçada ulaşılabilir. IV. cümlede insanın yapmak istemediği bir durumdan söz edilmiştir. Fakat bunun gerekçesi söylenmemiştir. Yanıt: D I. cümlede monarşik yönetimlerin egemen olmaya başladığından söz edilmiştir. II. cümlede derebeylerin yönetime ortak olmaları sonucunu, kilisenin yönetim gücünü kaybetmesi nedenine bağlamışlardır. III. cümlede yönetim önceden karışıkken, yerini kanunlara ve kurallara bırakması ifadesi önceki ve sonraki durumla ilgilidir. IV. cümlede burjuva sınıfın ortaya çıkması ekonominin iyiye gitmesine bağlanmıştır. V. cümlede Descartes’in sözü doğrudan değil dolaylı bir anlatımla dile getirilmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 16 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yaşama sevinci ve karamsarlığı şiirlerde işleyişi içerikle ilgilidir. Kişinin farklı olması, özgünlükle ilgilidir. Söz yapısını bozmaması biçem yeni üslupla ilgili bir yargıdır. Heceyle yazdıklarında daha başarılı olması bir karşılaştırmadır. Anlatımda tekrarlardan kaçınmak, duruluk, az sözle çok şey anlatması özlülükle ilgilidir. Yanıt: D 6 Üslup yazarın anlatım tarzıdır. IV. cümlede şiirlerini temiz bir Türkçeyle yazması onun üslup özelliğiyle ilgilidir. Yanıt: D 17 CÜMLEDE ANLAM – III Amaç–sonuç cümleleri sonuç bildiren bir yargıyla o sonuca ulaşmanın hangi amaçla yapıldığını anlatan bir başka yargıdan oluşan cümlelerdir. Bu ilişki “–mak için, –mak üzere” ilgeçleri veya “–a, –e” ekleriyle yapılır. Bu mantıkla seçenekleri incelediğimizde II numaralı cümlede arama kurtarma ekiplerinin selde kaybolan iki kişiyi bulmak için tüm güçleriyle çalıştıklarına değinilmiştir. Bu da bir amaç–sonuç ilişkisini gösterir. Yanıt: B 3 Verilen cümlede sanat ve düşünce akımlarının gerçekçi olmaları ve kurumların insanlık için çalışmaları aydınlanmanın koşulu olarak görülmüştür. Bu düşünceyle aynı doğrultuda olan cümle C seçeneğidir. Burada da kendini insanlığa adamış kurumların aydınlanmayı sağladığına dair bir vurgu yapılmıştır. Yanıt: C I. cümlede moden yaşamın akıl ve bilim merkezli olması onun temel ilkelerini ve dayanağını oluşturur. II. cümlede fakirleşmenin sebebi olarak Batı merkezli bilim ve teknolojinin diğer ülkeleri esir alması gösterilmiştir. III. cümlede sanayi alanındaki gelişmelerin çevre sorununu oluşturması olumsuz bir durumdur. V. cümlede kalabalıklaşma ve bunun sonucunda insanların yalnızlaşması mutsuzluğa neden olmuştur, yargılanma numaralanmış cümlelerle ilgili söylenebilir yargılardır. Fakat IV. cümlede modern yaşam için yurdunu terk eden insanların şehirleri yaşanmaz hâle getirdiğine değinilmiş, toplumsal bir farklılaşma yarattığına değinilmemiştir. Yanıt: D 4 İçerik bir metnin konusu, teması kısaca ne anlattığıdır. İçerik cümlelerini bulmak için “Neyi anlatıyor?” sorusunu sormak gerekir. Parçanın numaralanmış cümlelerine baktığımızda IV. bölümde Homeros’un hem insanların hem de tanrıların tutkularını özlemlerini ve sevgilerini işlemesi yapıtın içeriğiyle ilgilidir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 ÇÖZÜM–8 1 18 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Biçimce olumlu cümlelerde olumsuzluk eki olan “–me, –maz, –değil, –yok” gibi ekler bulunmaz. I. cümlede “Toplantıda konuşma yapan adamın sözlerine gel de inan.” cümlesinde olumsuzluk eki yoktur fakat cümlede anlamca “inanma, inanılmaz” olumsuzluk ifadesi vardır. Aynı durum IV. cümlede de vardır. Bu iki cümle biçimce olumlu, anlamca olumsuz yargılardır. II ve III. cümleler ise biçimce olumsuz, anlamca olumlu yargılardır. Yanıt: A 6 A seçeneğinde insanların okuma alışkanlığı kazanması okuryazar sayısının artması koşuluna bağlanmıştır. B seçeneğinde yazarın öykülerinde kendi yaşadığı acıları... anlatması içerikle ilgilidir. C seçeneğinde Yunus Emre’nin en büyük lirik şair olması bir karşılaştırmadır. D seçeneğinde modern akımlarının varlığını sürdürmeleri için özgün ve yenilikçi olmaları gerekir ifadesi öneridir. E seçeneğinde bir olasılık yoktur, koşul–sonuç ilişkisi vardır. Yanıt: E 7 Öneri cümleleri yapılmış veya yapılacak herhangi bir olay ya da durum hakkında tavsiyede bulunmaktır. Parçanın I, II, III, IV. cümlelerinde bir öneri yoktur. V. cümlede de çevrenizi ve dünyayı değiştirmeye ilkin kendinizden başlayacaksınız ifadesi bir öneri bildirir. Yanıt: E 8 I. cümlede Paspalumla Bermuda çimeni karşılaştırılmıştır. II. cümlede “... tam not alan mütevazı bir çimen” ifadesi bir beğeniyi göstermektedir. IV. cümlede bitkinin hem bakımının kolay olması hem de tatlı su kaynaklarından tasarruf ediliyor olması faydalı yönleridir. V. cümlede kimyasal maddelere daha az ihtiyaç olması sudaki tuzların zararlı maddeleri öldürmesi nedenine bağlanmıştır. Fakat III. cümlede Paspalum’un sahile yakın yerler için ideal bir çimen olması öznel bir ifadedir. Yanıt: C 19 CÜMLEDE ANLAM – IV Parçanın numaralanmış cümlelerine baktığımızda II. cümlede su taşımaya harcanan zamanın gıda yetiştirmek ve hayvan beslemek gibi alanlara aktarılması, III. cümlede ailelerin hasta olmaması, IV. cümlede pis suyla bulaşan hastalığa yakalanma şansının az olması ve bundan dolayı bir zaman kaybının olmaması, V. cümlede kızların su taşımaktan ziyade okula gitmeleri erişilebilir su kaynaklarının insanlara sağladığı katkılardandır. I. cümlede su kaynaklarının bir katkısından bahsedilmemiştir. Sadece amaçlarından söz edilmiştir. Yanıt: A 3 I. cümlede sanatçının kendinden önceki yönelimlerinin etkisinde kalması bazı anlayışların etkisini gösterir. II. cümlede Nazım Hikmet’in etkisinde kalması sanatçının yaşamında etkin olan kişiyle ilgili bir bilgidir. III. cümlede sanatçının süslü anlatımdan uzaklaşarak bireyi ait olduğu sınıfın özellikleriyle ele alması üsluba ait tanıtıcı ifadelerdir. V. cümlede yoksulların yaşamlarını değerlendirmesi şiirlerine konu alan insan tipi örnekler. IV. cümlede sanatçının sadece yaşadığı çağa tanıklık ettiğinden bahsedilmiştir. Onun herhangi bir sanatçıya önderlik yaptığına dair bilgi verilmemiştir. Yanıt: D I. cümlede sanatçının Ukrayna sınırlarına dahil olan bir yerde, Yahudi ailenin çocuğu olarak doğması, onun yaşamıyla ilgili bir bilgiyi gösterir. II. cümlede resim yapıp bu sanatla ilgilenmesi onun uğraş verdiği alanla ilgili bir bilgidir. III. cümlede sanatçının düşsel ve yalın bir dil kullanması üslubunu gösterir. IV. cümlede sanatçının bir yazar olarak kabul görmesi ve ödül alması onun başarılı yönüne bir vurgudur. Fakat V. cümlede sanatçının sadece öykülerinin olmayıp mektup ve eleştiri türünde de yazılarının olduğuna dair bir bilgi verilmiştir. Sanatçı tek bir türde eser vermemiştir. Yanıt: E 4 Amaç cümleleri eylemin hangi amaçla olduğunu gösteren cümlelerdir. Neden ile amaç aynı şey değildir. Amaç cümlelerinde amaç, sonuçtan önce gerçekleşir ve genellikle istemli bir eylem söz konusudur. Parçanın III. cümlesinde Dostoyevski’nin kendini edebiyata adamak için görevinden ayrılması bir amaçtır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 ÇÖZÜM–9 1 20 5 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Kanıtlanabilirlik açısından farklı olan cümleler öznel veya nesnel cümlelerdir. Kişiden kişiye değişmeyen kanıtlanabilir yargılar nesnel, değişen ve kanıtlanamayan yargılar ise özneldir. Öznel cümlelerde kişi yazı içine kendi duygularını da katar. Verilen seçenekleri incelediğimizde A, B, D, E seçeneklerinde anlatıcının kişisel ifadeleri geçtiği için bu cümleler öznel anlatımdır. Fakat C şıkkında Alahan Manastırı’nın bazı özellikleri hakkında bilgi verilmiştir ve kişisel bir duygu katılmamıştır. Diğerlerinde farklı olarak nesnel bir yargı şeklindedir. Yanıt: C 6 Tanım ve tanımlama, bir kavramın ne olduğunu açıklayan, onun ayırıcı özelliklerini anlatan ifadelerdir. “Bu nedir?” sorusuna cevap verirler. Verilen parçanın I. numaralı cümlesinde yalnızlığın tanımı yapılmıştır. “Yalnızlık nedir?” diye soru sorduğunuzda “Bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan koparmış hissetme duygusudur.” ya- nıtını alırız. Bu da bir tanımdır. Yanıt: A Verilen parçanın III. cümlesinde günümüzde lazerlerin hemen hemen her alanda karşımıza çıktığına değinilmiş ve arkasından IV. cümlede CD, DVD’lerin okunması, mağaza kasalarının stok denetiminin yapılmasında... lazerden faydalanılmıştır açıklaması yapılmıştır. Verilen bu kavramlar kendinden önceki cümleyi örnekler niteliktedir. Yanıt: D 21 CÜMLEDE ANLAM – V I. cümlede Signagi kasabasının Gürcistan’ın doğusunda, denizden 790 metre yüksekte bulunması onun konumuyla ilgili bir bilgidir. II. cümlede halkın 13. yüzyılda kasabaya yerleşmeleri zamanla ilgili bir bilgidir. III. cümlede kasabanın ortada kalması pek çok kez saldırıya uğramasıyla ilişkilendirilmiştir. IV. cümlede kasabanın harika bir güzelliğe sahip olarak görülmesi kişisel bir beğeniyi gösterir. V. cümlede kasabanın mimarisini koruduğundan bahsedilmektedir. Fakat bu mimaride hangi sanatların etkili olduğuna dair bir bilgi verilmemiştir. Yanıt: E 3 Verilen parçanın V. cümlesinde Siber savaş dönemine girildiği bu dönemde hâlen her modern ordunun vazgeçilmez ana unsurlarından biri durumunda olması onun geçerliliğiyle ilgili bir özelliktir. Yanıt: E 2 Verilen parçada teknolojinin ilerlemesiyle birlikte sosyal hayattaki değişmeler anlatılmaktadır. Parçada boş bırakılan yere A, C, D, E seçeneklerini getirdiğimizde teknolojinin insanoğluna yaptığı katkılardan söz etmiş oluruz. Fakat B seçeneğinde yazan “Geçmişle olan bağlarını kopardı.” yargısını getirirsek bu bir katkı olamaz. Çünkü insanoğlunun geçmişiyle bağlarını koparması teknolojinin insanoğluna kattığı bir yenilik sayılmaz. Yanıt: B I. cümlede Oktay Rifat’ın Garip akımının “öncü” şairlerinden biri olması öznel bir ifadedir. II. cümlede Garip şiirinin gündelik yaşamını, sokaktaki küçük adam anlatması içerikle ilgilidir. III. cümlede günlük konuşma dili, kolay okunup anlaşılması üslupla ilgilidir. V. cümlede Oktay Rifat’ın halkın beğenisini dikkate alması, deyim ve tekerlemelerden yararlanmasıyla çağdaşları arasında bir adım önce çıkması bir nedensonuç oluşturur. Fakat parçanın IV. bölümünde bir karşılaştırma yapılmamıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–10 1 22 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Neden–sonuç cümleleri bir yargının nedeninin, gerekçesinin birlikte verildiği cümlelerdir. Bu tür cümlelerde yargının niçin yapıldığına dair bir açıklamada bulunulur ve buna bağlı olarak da bir sonuç ortaya çıkar. Bu parçanın III numaralı bölümünde yolun bozulması, nemin artması ve alanın daralması gibi nedenler; endişenizin artması sonucunu doğurmuştur. Bundan dolayı bu iki yargı bir neden–sonuç ilişkisi oluşturmuştur. Yanıt: C 6 I. cümlede Rusların önceleri kitap koleksiyonlarıyla ilgilenmemeleri fakat daha sonra kültür miraslarını geri almak istemeleri onların bakış açılarını gösterir. II. cümlede “yıllardır vazgeçilemeyen ve her çağda derinliğini hissettiren Rus edebiyatı” sözü bir beğe- niyi gösterir. IV. cümlede Rus saraylarında keşfedilen Fransız el yazması eserlerin olması ve bunun ortalığı karıştırması bir sorunu gösterir. V. cümlede Çar Paul’un kütüphanesinde Rausseau ve Gmelin gibi sanatçılardan kitaplarının olması ve bunların birer el yazması türünde olmaları da söylenebilecek yargılardır. III. cümlede müzayedelere olan bir ilgi çokluğundan bahsedilmemiştir. Sadece aynı gün içinde farklı sanatçıların eserlerinin tanıtıldığından söz edilmiştir. Yanıt: C 23 CÜMLEDE ANLAM – VI 3 I. cümlede “Dil, insanlar arası ilişkilerde anlaşmayı sağlayan gelişmiş bir olgudur.” ifadesi bir tanımlamadır. II. cümlede insanlar başkalarının üzerinde etkide bulunmak amacıyla konuşurlar yargısı amaç–sonuç ilişkisini gösterir. IV. cümlede dil ve düşünce, dil ve bilinç karşılaştırılması yapılmıştır. V. cümlede “Düşünüyorum o hâlde varım.” Descartes’in söylediği doğrudan anlatımlı bir ifadedir. Bundan hareketle parçanın A, B, D, E seçeneklerinde verilenlere ulaşılabilmektedir. Fakat III. cümledeki yargı kendinden önceki yargının gerekçesi değil kendi içinde bir koşul ilgisi olarak kullanılmıştır. Yanıt: C Bu parçanın I. cümlesinde tiyatronun ne olduğu söylenmiş, III. cümlede Batılı anlamda tiyatronun ilk örneklerinin Tanzimat Dönemi’nde yazıldığından bahsedilmiş, dahasonraki IV. cümlede ise bu ”Şair Evlenmesi”, “Vatan Yahut Silistre” söylenerek bir önceki yargı örneklenmiştir. Yanıt: D 2 İşlev, görev demektir. Verilen bu parçanın III. bölümünde “... bu gözlük sayesinde kulla- nıcı internetten çağırdığı bilgilerin doğrudan gözlüğe yansımasını sağlayacak ve bilgileri kullanacaktır” ifadesi gözlüğün işleviyle ilgili bir açıklamadır. Yanıt: C Bu parçanın I. cümlesinde Türkiye’nin su kaynakları bakımından zengin olmayışına vurgu yapılmıştır. II. cümlede Türkiye’nin kurak ve çölleşmeye eğimli yönüne değinilmiştir. III. cümlede suyun yaşamın her alanında verimli kullanılması gerektiğine, IV. cümlede tarımda geleneksel yöntemlerin yerine su kaybını önleyen daha modern bir yönteme, V. cümlede ise halkın bilinçlendirilmesi için kısa filmlerden ve radyo programlarından yararlanılması gerçekliğine değinilerek çeşitli önlemlerden bahsedilmiştir. I. ve II. cümlede bir önlemden bahsedilmemiştir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–11 1 24 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. cümlede flamingolar bir heykele benzetilmiştir. II. cümlede “zarif kuşlar” ifadesi kişisel bir beğeniyi gösterir. IV. cümlede flamingonun Latincede “alev” anlamına gelen “flamma” kelimesinden türemesi onun kökleriyle ilgili bilgiyi gösterir. V. cümlede flamingoların Afrika ve Hindistan’da yaşamaları onların yaşam alanlarıyla ilgilidir. III. cümlede flamingoların pembe renkleri nasıl aldıklarına dair bir bilgi verilmiştir. Renklerinin farklı değişimiyle ilgili bir bilgi yoktur. Yanıt: C 6 A seçeneğinde karayolları standardımızın geliştirilmesi ve bununla ilgili bir beklenti dile getirilmiştir. C seçeneğinde yazarın romanları ve anıların kurgusuna dönük bir beğeni anlatılmıştır. D seçeneğinde şiirlerindeki imge zenginliği ses ve uyum tazeliği, dil yapısının sağlamlığı üslupla ilgili bir yargıdır. E seçeneğinde Garipçilerin şiir diliyle II. Yenicilerin şiir dili karşılaştırılmıştır. B seçeneğinde bir olasılık değil bir öneride bulunulmuştur. Yanıt: B 25 CÜMLEDE ANLAM – VII 3 I. cümlede 20. yüzyıl ve Cumhuriyet Dönemi’ndeki özelliklerden ve değişimden bahsedilmiştir. II. cümlede “... şehrin merkezinin hükümetin ağır vergilendirmesi ve yabancı yatırımcıların çekilmesiyle canlılığını kaybetmesi” neden-sonuç ilişkisiyle anlatılmıştır. IV. cümlede Şangay’ın büyümenin sorunlarıyla baş edebilmeyi başaran ender şehirlerden biri olması bir beğeniyi gösterir. V. cümlede kentin gökdelenleri, kültür sanat etkinlikleriyle Çin’in sembollerden biri olması şehrin durumuyla ilgili bilgileri gösterir. III. cümlede ise bir yargının gerçekleşmesi şarta değil bir amaca bağlanmıştır. Yanıt: C Parçanın V. bölümünde yer alan cümlede “Türk bilim adamlarının hayali olan CERN üyeliğinin gerçekleşmesi durumunda” ifadesi henüz gerçekleşmemiş bir durumu göstermektedir. Arkasından da böyle bir durum olduğunda “Türkiye’nin hızlı bir ilerleme kaydetmesi umuluyor.” ifadesi de bir beklentiyi doğrulamaktadır. Yanıt: E 2 III. cümlede “19. yüzyılın... başlayıp Alpler’de henüz çıkılmamış az sayıda zirve vardı” ifadesinden sonra IV. cümle “... Alpler’in en sınırlı zirvelerinden Matterhorn da bunlardan biridir” ifadesi, III. cümleyi örnekler nitelik- te kullanılmıştır. Yanıt: D I. cümlede genç yazarlarla usta yazarlar karşılaştırılmıştır. II. cümlede merakımızın tatmin edilebilmesi yazarın derin edebi çözümlemelere girmemesi koşuluna bağlanmıştır. IV. cümlede can sıkıntısını gidermek amacıyla tek düzelikten uzaklaşmak gerekir yargısı bir amacı anlatır. V. cümlede çünkü diye başlayan yargı bir öncekinin açıklayıcısıdır. III. cümlede her koşulda yapılması gerekli olan bir durumdan değil tam tersine koşullu bir durumdan söz edilmiştir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–12 1 26 5 7 Tanım, bir kavramın veya bir olayın ne olduğunu açıklayan, onu öznel veya nesnel olarak ifade eden cümlelerdir. Tanım cümleleri “Bu nedir?” sorusuna yanıt veren cümlelerdir. Bu parçanın numaralanmış cümlelerine baktığımızda “Zaman nedir?” sorusunu sorduğumuzda “İnsan hayatının çeşitli Bu parçanın V. cümlesinde geçen “Gecik- melerinden korktuğu için sesini çıkartmamış.” yargısı neden–sonuç içerir. Neden–sonuç cümlelerinde “...dığı için”, amaç–sonuç cümlelerinde “...mak için” ifadeleri bulunmaktadır. Yanıt: E yönlerini çevre, karakter, duygu ve düşünceleriyle gerçeğe uygun olarak anlatan, uzun sanat eserleridir.” yanıtını alırız. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: A 8 6 Parçanın I. cümlesinde dolu ve kar fırtınalarının büyük hasara yol açacağından bahsedilmiştir. II. cümlede dolunun tarlaları bütünüyle mahvedeceğinden söz edilmiştir. IV. cümlede beklenmedik bir kar fırtınasının ölüme yol açabileceğinden bahsedilmiştir. Dolayısıyla parçanın I, II ve IV. cümlelerinde doğa olaylarının vereceği bazı zararlardan söz edilmiştir. Fakat parçanın III. ve V. cümlelerinde bir zarardan değil önlemlerden söz edilmiştir. Yanıt: B I. cümlede sanatçının Romanya’daki Banat bölgesinde 1953’te doğması onun yaşamıyla ilgili bir bilgidir. II. cümlede sanatçının çevirmen ve öğretmen olarak çalışması göreviyle ilgilidir. III. cümlede sanatçının yurtsuzluğunun coğrafyasını şiirsel bir dille anlatması Nobel almasındaki gerekçedir. IV. cümlede sanatçının devlet baskısı görmesi ve tehditler alması onun içinde bulunduğu durumuyla ilgilidir. V. cümlede sanatçının yaşadığı yer öznel bir anlatımla değil nesnel bir anlatımla dile getirilmiştir. Çünkü anlatıma kişisel bir yorum katılmamıştır. Yanıt: E 27 CÜMLEDE ANLAM – VIII Verilen öncülde Antarktika’da yer alan Sırt A bölgesinin en soğuk ve en rüzgârsız bölge olmasının dışında gözlem yapmaya elverişli alanlardan biri olduğundan söz edilmiştir: Bu açıklamada kesin olarak çıkarılabilecek yargı D seçeneğidir. Çünkü gözlem yapılacak alanlardan biri de Sırt A bölgesi ifadesinden gözlem yapılacak başka alanların da olduğu sonucuna ulaşılır. Yanıt: D 3 Öncülde verilen bilgiye baktığımızda Yaşar Nabi Nayır tarafından çıkarılan Varlık dergisinin önce 1933’te Ankara’da, 1946’dan sonra da İstanbul’da yayımlanmaya başlandığından söz edilmiştir. Bu açıklama doğrultusunda E seçeneğinde derginin 13 yıl kadar Ankara’da yayımlandığı yargısı kesin olarak çıkarılabilir. Yanıt: E Verilen öncülde hayvan gübresinden elde edilen biyogazın tesis bakımından dünyadaki bazı ülkelerdeki oranları verilmiştir. Yapılan bu açıklamada Çin’de %60, Hindistan ve Tayland’da %10’luk bir oran bulunmaktadır. Verilen seçeneklerden kesin olarak çıkarılabilecek yargı C seçeneğindeki yargıdır. Çünkü oranlara baktığımızda bu ülkelerin sadece %70’lik bir dilime sahip oldukları anlaşılmaktadır. Verilen bilgide ise %100’lük bir biyogaz tesisinin olduğundan söz edilmektedir. Bundan hareketle bu ülkelerin dışında biyogaz tesisinin olduğu ülkelerin de olduğu yargısı çıkarılır. Yanıt: C 4 Öncülde verilen cümleye baktığımızda Anadolu’nun pek çok yöresinde dertlerini, sevinçlerini dokuma sanatına yansıtan insanlardan söz edilmektedir. Bu yargıyı tam olarak karşılayan açıklama ise E seçeneğidir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 ÇÖZÜM–13 1 28 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Öncülde verilen bilgilere baktığımızda 2000 yılında tamamlanan Birecik Barajı’nın etrafındaki verimli tarım arazileriyle birlikte Zeugma Antik Kenti’nin de bir kısmının sulara boğduğundan bahsedilmiştir. Seçeneklerde verilenlere baktığımızda Zeugma Antik Kenti’nde su altında kalmayan yerlerin de olduğu yargısı kesin olarak çıkarılabilir. Yanıt: C 6 Verilen öncülde İstanbul Müzik Festivali’nin 37 yıldır Türk ve dünya çapındaki önemli sanatçıları müzikseverlerle buluşturduğundan bahsedilmiştir. Bu açıklamayı doğrulayan ve kesin olarak çıkarılabilen yargı A seçeneğindeki ifadelerdir. 37 yıldır yapılan bir festival geleneksel hâle gelmiştir. Yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlaması da bu festivalin uluslararası düzeyde olduğunu gösterir. Yanıt: A 7 Öncülde verilen cümleye baktığımızda Bermuda Şeytan Üçgeni’nin bulunduğu yerle ilgili bilgi verilmiş ve açıklanamayan bazı sebeplerle gemi, uçak, tekne kayıplarının yaşandığından bahsedilmiştir. Bu mantıkla seçenekleri incelediğimizde D seçeneğinde yapılan açıklamanın kesin olarak çıkarıldığını görürüz. Yanıt: D 8 Verilen öncülde Türkçenin en eski yazılı belgeleri olarak 8. yüzyıla ait Orhun Yazıtları gösterilmektedir. Bu doğrultuda seçenekleri incelediğimizde 8. yüzyıldan önce yazılı belgelerin varlığından söz edilemez ifadesine kesin olarak ulaşılabilir. Çünkü bu yazıtların en eski belge olduğundan söz edilmiştir. Bu da 8. yüzyıldan önce yazılı belgelerin olmadığını gösterir. Yanıt: C 29 PARAGRAFTA ANLAM – I Konu, parçanın geneline hâkim olan olay, durum, düşünce vb. unsurların genelidir. Parçada bireyin anne karnından başlayıp dünyaya gelme evresine ve sosyal çevre değerlerinin içindeki ailenin etkin bir role sahip olduğuna değinilmiştir. Yanıt: C Parçadaki Anadolu’da bitki çeşitliliğinin çok olmasında etkili olan neden sorulmuştur. Metne göre toprak çeşitliliğinin olması, yağışın her bölgeye farklı oranda yağması, plato ve engebeli araziye sahip olunması ve volkanik bir fay üstünde bulunması gibi nedenler bu çeşitliliği sağlayan unsurlar olarak anlatılmamıştır. Parçada bitkilerin farklı bölge ve iklimlerin etkisinde kalarak özel yaşam alanlarının oluşmasının çeşitlilik yarattığına değinilmiştir. Yanıt: A Parçada tanım alanlarının yerleşim bölgesi, yol, fabrika yapımında kullanılması gibi sebepler bir azalmaya neden olmuştur. Verilen öncüllerin hepsinin tanım arazilerinin azalmasında etkisi olduğu görülmüştür. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–14 1 30 4 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçada genç insanlara kendi kalıplarımıza göre düşünmeyi öğretmenin zararlarından söz edilmiştir. Böyle bir anlayışın yerine onların kendi düşüncelerini yaratmalarına imkân sağlayan ortamlar yaratmak fikri ön plana çıkmıştır. Faydalı bir iş yapılmış gibi görünürken aslında tam tersine kendi yerini bilemeyen rüzgârlar önünde savrulan bireyler yetiştirmekten bahsedilmiştir. Yanıt: B 5 Parçanın tümüne baktığımızda yapılan araştırmanın zekâ ile mutluluk arasında doğru bir orantı olduğunu gösteriyor. Çünkü kendilerini mutlu görenlerin IQ seviyeleri yüksek, mutsuz görenlerin IQ seviyeleri düşüktür, bu da zekâ ile mutluluk arasında doğru bir orantının olduğunu göstermektedir. Yanıt: C 31 PARAGRAFTA ANLAM – II 3 Parçanın son bölümünde “onu ilgilendiren sa- natçının toplum, özellikle de gençler üzerinde bıraktığı etkilerdir.” ifadesi Platon’un sanat- çılarda önem verdiği asıl özelliktir. Yanıt: B Konu, bir parçada üzerinde durulan; hakkında söylenen olay, durum, düşüncelere denir. Bu parçanın tümüne baktığımızda eski çağlardan beri köpeklerin insan hayatının içinde var oldukları ve onlara pek çok anlamda yardımcı olduklarına dair vurgular yapılmıştır. Yanıt: A 2 Sanata ve sanatçıya bakışı için A, B, C, D seçeneklerinde verilen açıklamalar söylenilebilir. Fakat E seçeneğinde verilen “sanatın durağan değil, sürekli bir gelişim içinde olduğunu savunur.” yargısı Platon’un parçada ifade ettiği bir özellik değildir. Yanıt: E Bu parçanın son bölümü okunduğunda köpeklerin iz sürüp avcılara yardım ettiği, uyuşturucu ve patlayıcı maddelerin, kayıp kişilerin bulunmasına yardımcı oldukları ve bazı hastalıkların teşhisi için katkı sağladıkları konularından bahsedilmektedir. Fakat köpeklerin görme engelli insanlara yardımcı olduğuna dair bir bilgi verilmemiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–15 1 32 5 Bu parçada İstanbul’un su kaynaklarını ve derelerini korumak için doğayı boyunduruk altına almamak ve yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı onun kurallarına göre yeniden düzenlemek gerektiği vurgulanmıştır. Bu düşünceyi destekleyen yargı ise E seçeneğinde verilen ifadelerdir. Yanıt: E 6 Bu parçada B, C, D, E seçeneklerindeki soruların yanıtlarına parçadan ulaşılabilmektedir. B seçeneğinin cevabı ”doğanın kurallarına uygun olarak ve onunla barışık yaşamak olmalı” C seçeneğinin cevabı ”çünkü her zaman yok olan doğa değil canlılar oldu.”, D seçeneğinin yanıtı “yaşam koşullarımızı ve alışkanlıklarımızı onun kurallarına göre yeniden düzenlemeli.”, E seçeneğinin cevabı “doğa kendi hâlinde gelişimine devam etti” yargısı- Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! dır. Fakat A seçeneğinde sorulan sorunun herhangi bir yanıtı parçada geçmemektedir. Yanıt: A 33 PARAGRAFTA ANLAM – III 3 Parçada “Ben kendi kusurlarımı, eksiklerimi gördüğüm için onların kusurlarını, eksiklerini de görüyorum.” yargısı ile A’daki “Kendi eksiklerine göre diğer insanları ölçtüğü”, “... benim de o beğenmediğim kimseler gibi olduğumu biliyorum.” yargısı ile B’deki “Çevresinde beğenmediği birçok insan bulunduğu”, “onların düşünceleri de benimki gibi yalın, yavan neden beğeneyim onları?” yargısı ile C’deki “Derin düşünceleri olmayan kişileri beğenmediği”, “Bakıyorum çevremdekilerin çoğu bana benziyor.” yargısı ile de E’deki “Kimi yönlerden çevresindekilerle ortak özelliklere sahip olduğu” yargısı söylenebilir. D’deki “Çevresindeki insanlara örnek olma isteğinin olduğu” yargısı Parçada yazar “İnsanların okul günlerini unutamadıklarına” (A), “Öğretmenlerin gençlere yararlı olmaya çalıştığına” (B), “Öğretmen- lerin, verdikleri emeğin karşılığını gördüklerine” (C), “Gençlerin arasında sürekli bulunan öğretmenlerin hiç yaşlanmadığına inandığına” (E) değinmiştir. Ancak D’deki “Çocukların okulu sevmesinde öğretmenin etkili olduğuna” ÇÖZÜM–16 1 yargısına değinmemiştir. Yanıt: D yazar için söylenemez. Yanıt: D 4 Parçada anlatılan öğretmen “sorulan soruları can kulağıyla dinleyen” (A), “Öğrencileriyle iletişim kurmayı başaran” (B) “Kendisini çevresindekilerden üstün görmeyen” (D) ve “Çevresindeki insanlara seviyelerine göre davranan” (E) bir yapıya sahiptir. Sözü edilen öğretmenin “Anlattığı konuyu ana hatlarıyla ele alması” gibi bir özelliği yoktur. Yanıt: C Parçada destanlarla ilgili destanların “Zaman içinde geliştikleri” (A), “Ulusların yaşadığı olayları yansıttığı” (B), “Ulusların kuruluş yıllarına ait olduğu” (C), “gelişmemiş bir tür şiir oldukları” (D) yargıları çıkarılabilir. Ancak “her ulusun tarihinde en az bir örneğinin olduğu” (E) yargısı çıkarılamaz. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 34 7 5 Parçadan “Az eser veren şairin mutlaka cimri olması gerekmez.” ifadesi ile A’daki “Şiirde cimrilik az şiir yazmak anlamına gelmez.” yargısı; “Yahya Kemal’in az şiir vermesinden he- pimiz şikâyetçi olabiliriz ama o bize musikisini, lirizmini, ruhunu bol bol vermiştir.” ifadesi ile B’deki “Yahya Kemal az ama değerli şiirler yazan bir şairdir.” yargısı; “şiirin gözü değil ruhu doyurması gerekir.” ifadesi ile D’deki “Şairleri, şiirlerinin sayısına göre değerlendirmek yanlıştır.” yargısı; “Asıl cimri şair, bize içindeki zengin musikiyi vermeyen, lirik coşkudan korkan, ruhunu dizelerinden esirgeyen şairdir.” ifadesi ile E’deki “Gerçek sanatçı, okurlara dizeleri aracılığıyla lirizmi duyurur.” yargısı çıkarılır. Parçadan “En başarılı şairler en üretken olanlardır.” ifadesi (C) çı- Parçada “Bir hayatın toplamı olarak hiç de parlak şeyler değil.” yargısı ile A seçeneğini; “Bunları yayımlamak bana da başkalarına da bir şey kazandırmaz elbet.” yargısı ile B ve D seçeneklerini; “Araya karışan küçüklü büyüklü aşklar ya da aşk sanıları...” yargısı ile C seçeneğini söyleyebiliriz. Parçada konuşan kişiyi “Günlüklerine bakarak geleceğini planlayan” biri olarak nitelendiremeyiz. Yanıt: E karılamaz. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: C 6 Parçanın yazarı ile ilgili “Toplumun tanımadığı kesimlerini yazmaktan uzak durduğu” (A), “Köy yaşamını yakından tanıdığı için köy romanları yazdığı” (B), “Yakından tanıdığı kitleleri anlatmanın doğru olduğuna inandığı” (C), “Köy romanı yazmakta başarılı olmasını köy ve köylüyü iyi tanımasına bağladığı” (E) yargıları söylenebilir. Ancak D’deki “Kimi eserlerin yeterince başarılı olmadığı kanısındadır.” yar- gısı yazar için söylenemez. Yanıt: D 8 Cahit Sıtkı ile ilgili “Bazı şairlerden etkilendiğine” (A), “şiirlerinin kişiliğini yansıttığına” (B), “Yalnız şiir türünde eser vermediğine” (C), “Genellikle ölçülü, kafiyeli şiirler yazdığına” (D) değinilmiştir. Ancak “Öykülerinin şiirleri kadar başarılı olmadığı” (E) yargısına değinilmemiştir. Yanıt: E 35 PARAGRAFTA ANLAM – IV 3 Parçada sanatla insan arasındaki ilişkiden söz edilmiştir. İnsanla karşılaşılan her yerde sanatın olduğu belirtilmiş, sanatın ne kadar ilkel olsa da var olacağı, onun yokluğundan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır. Bununla birlikte insanların kabileler hâlinde veya gruplar hâlinde olsa bile sanatın var olduğu dile getirilmiştir. Parçada “insanın olduğu her yerde sanat etkinliği vardır.” yargısı anlatılmak istenmiştir. Yanıt: A Parçada romancıların kendilerini hayata adayan, olayların değişikliğine dokunmadıkları belirtiliyor. Örnek olarak da Balzac’ın yaşadıkları gösteriliyor. Balzac’ın eserlerindeki kahramanları gerçek hayatta da var olduğunu düşündüğü belirtiliyor. Bu örnekten de yola çıkarak C’deki “Kimi sanatçılar,eserleriyle ve kahramanlarıyla bütünleşir.” yargısı çıkarılabilir. Yanıt: C Parçada şiirin işlediği konuya göre zamana direnebileceğinden bununla birlikte belli bir devrin olaylarını konu edinen şiirin o günler geçtikten sonra tarih olacağı belirtiliyor. Şiirin görünenin, yaşananın derinliklerindeki birleşmeleri, ortaklıkları gösterebildiği oranda sınırlarının genişlediği ve kalıcılığı yakalayacağı belirtiliyor. Parçadan da B’deki “İnsanın değişmeyen yanlarını işleyen şiirlerin kalıcı olacağı” sonucu çıkarılabilir. Yanıt: B Parçada okuma yazma becerisi kazanan kişinin kendi dilinin yazısını seslerden ve hecelerden sözcükler çıkararak öğrendiği belirtilmiştir ancak bu temel becerinin sürekli olarak işletilip geliştirildiği sürece bir değer taşıyacağı ifade edilmiştir. Gerçek okuryazarlık becerisinin okuduğunu kendi sözleriyle anlatabilmeyi kapsadığı, bu anlamda okuyanların başkalarına bağımlı olmadan dünyaya ve olaylara bakışını derinleştireceği söylenmiştir. Okuryazar olmanın ölçüsü olarak da E’deki “Okuduklarını anlatabilmek ve onlar üzerinde düşünebilmek” yargısı gösterilir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 2 ÇÖZÜM–17 1 36 5 Parçada konuşan kişinin şiir dilinin konuşma dilinden ayrı düşünülemeyeceğini vurguladığını söyleyebiliriz. Buna örnek olarak da Melih Cevdet, Oktay Rifat ve onlar gibilerin yazdığı şiirlerinde insanların günlük yaşamda kullandığı sözcüklerden yararlandığı ifade edilmiştir. Bunun sonucu olarak canlı bir dil dururken sözlüklerde eskimiş, küflenmiş sözcüklerle şiir yazamayacağı belirtilmiştir. Parçada konuşan kişinin asıl anlatmak istediği de C’deki “Şiir okuyucu tarafından bilinen, yaşayan bir dille yazılmalıdır.” ifadesidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: C 37 PARAGRAFTA YAPI – I Bu tür soruları çözerken paragrafın giriş cümlesini tespit etmeliyiz. Giriş cümlesini tespit ettiğimizde diğer cümlelerin dil ve düşünce yönünden birbirinin devamına bakmalıyız. Düşüncenin akışını bozan cümleyi tespit ettiğimizde bu cümleyi diğeriyle yer değiştirmeliyiz. Bu parçanın ilk cümlesi karın ... genleşen bulutların içinde oluştuğuna vurgu yapılmış daha sonra aşırı soğumuş su damlacıklarının buz kristallerine temas ettiğine değinilmiştir. Arkasından da “Bu bulutlarda...” diye başlayan bir ifadeye geçilmiştir. Anlatım ve dil yönüne baktığımızda II. cümlenin III. cümleyle yer değiştirmesi gerekmektedir. Yanıt: B 3 Parçanın I. bölümünde giriş cümlesi niteliğinde bir açıklamada bulunulmuş. II ve III. cümlesinde buna örnek niteliğinde Gümüşhane’deki yayla şenliklerinden bahsedilmiştir. Parçanın IV. bölümünde ise Karadeniz’deki yaylalardan birkaçına değinilmiştir. Parçanın V. bölümünde ise yine bu yayla şenliklerinin insana verdiği hazdan bahsedilmiştir. Dolayısıyla bu parçanın IV. cümlesi dil ve anlam akışını bozmuş farklı bir konuya değinmiştir. Yanıt: D 2 I. cümle parçanın giriş cümlesi niteliğindedir. Bu cümlenin dil ve anlam yönünden devamı III. cümledir. III. cümleden sonra II. cümle gelmelidir. IV. cümleyle de V. cümle yer değiştirmelidir. Bu parçanın doğru sıralanışı I, III, II, V, IV biçimindedir. Baştan ikinci cümle de III. cümledir. Yanıt: C Parçanın gelişme bölümünde “Ozanın in- sanoğlunun geçmişini şerefli kılan yüreklilik, onur, umut ve iyiliği kendilerine hatırlatmalıdır.” vurgusu yapılmıştır. Arkasından da “İnsanların yüreğine su serpmeli, onların dirençlerini artırmalıdır.” düşüncesine yer ve- rilmiştir. Bu düşünceleri destekleyen ve parçanın devamı olan cümle A seçeneğinde verilen cümledir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–18 1 38 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bu tür paragraf sorularında numaralanmış cümlelerin dil ve anlam yönüyle birbirinin devamı olmasına bakılmalıdır. Parçanın ikiye ayrılmak istenen yeni bir önceki cümleyle dil ve anlam yönüyle farklı kendinden sonraki cümleyle ilgili olması gerekir. Verilen parçanın numaralanmış bölümlerine baktığımızda I, II, III. cümlelerin sürgün ve tomurcuklarından bahsettiğini IV. cümleden başlayarak yaprakların ne olduğuyla ilgili bilgi verildiği görülür. Dolayısıyla IV. cümleden başlayarak bu parça ikiye ayrılmalıdır. Yanıt: D 6 Parçanın giriş bölümü II. numaralı cümledir. Arkasından I. cümle gelmektedir. Onu takiben IV. cümle arkasından da V. ve III. cümleler gelmektedir. Dolayısıyla doğru sıralama II, I, IV, V, III şeklindedir. Baştan dördüncü cümle V. cümledir. Yanıt: E 7 Bu parça, son cümlesi dışında genel olarak “dünyayı nasıl bir geleceğin beklediği sorusuna” yanıt olarak söylenmiştir. Bu tip sorularda genelleyici ifadelerin olduğu sorulara dikkat edilmelidir. Bu ifadeler parçayla bir bütün oluşturmalı ve öyle değerlendirilmelidir. Yanıt: B 39 PARAGRAFTA YAPI – II 3 Parçada I. cümleden itibaren hikâye yazmak isteyenler için belirtilen sokağın evlerine ve o evlerde yaşayan insanlara bakılmasını onları tanıma merakı olması belirtilmiş, uzaklarda hikâye aramaya gerek olmadığı dile getirilmiştir. V. cümleden yani “Bir zamanlar benim bütün dünyam bu penceresinden baktığım evden ibaretti.” yargısından itibaren ise parçada geçen kişinin bütün dünyasının penceresinden baktığı ev olduğu sonra evin kapısına çıktığı oradan birkaç ev öteye oradan da başka sokaklara, caddelere çıktığı belirtilmiştir. Yani V. cümleden itibaren yeni bir paragrafa geçilebilir. Yanıt: D 4 Parçada ressam Sabri Berkel’e sorulan bir soru ve onun cevabı var. Cevapta genel olarak Mrac Chagall ismi üzerinde duruluyor. Parçanın devamında Andre Lhote, George Braque, Fernand Leger, Picasso gibi yaşarken klasik olabilmiş ressamlardan söz ediliyor. Parçada boş bırakılan yere E’deki “Bugün yaşayan ressamlardan klasik kimliği kazanmış kaç kişi var?” yargısının getirilmesi en uygundur. Yanıt: E Parçaya baktığımızda I. cümleden yani “Be- beğe ad koyma işi geleneklere göre yapılır.” ifadesinden sonra gelen yargının parçanın anlam bütünlüğünü bozduğunu söyleyebiliriz. II. cümle yani “Bebek kundaklanır, başlığı giydirilip çeşitli nazarlıklar takılır.” ifadesi ile IV. cümlenin yani “O gün ailenin büyükleri ve yakın akrabaları toplanırlar.” yerlerini değiştirdiğimizde parçadaki anlam akışı ve bütünlük sağlanmış olur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 Parçada yazar Ziya Osman’la aynı şehirde oldukları hâlde pek fazla görüşememekten yakınıyor. Görüşmelerinin de öyle pek fazla değil yarım veya bir saati geçmediğini belirtiyor. Bu açıklamaya göre de parçanın başına E’deki “Ziya Osman’la pek fazla bir araya geldiğimiz söylenemez.” ifadesinin gelmesi en uygundur. Yanıt: E ÇÖZÜM–19 1 40 5 Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir paragraf şeklinde sıralanması şu şekildedir: “(II) Evrendeki sürekli oluşum ve değişim onun bir parçası olan insan için de geçerlidir. (I) İnsan da doğa ve toplumla birlikte başkalaşır. (IV) Ayrıca onları değiştirmeye çalışırken kendisi de değişikliğe uğrar. (III) Doğa, insan ve toplumdaki oluşum ve değişim edebiyata da yansır. (V) Edebiyat bu oluşumla değişimi hem yansıtır hem de onların etkisinde kalır.” Soru- Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! da paragrafın baştan ikinci cümlesi istendiğine göre baştan ikinci cümle I numaralı yani “İnsan da doğa ve toplumla birlikte başkalaşır.” cümlesidir. Yanıt: A 7 Parçanın I. cümlesinde Montaigne’nin denemelerinin sık sık okunduğu II. cümlede gecenin geç vaktinde bile olsa Denemeler’i açıp Montaigne’le konuştuğu, III. cümlede Montaigne’nin aslında kendisinden söz ederken okuyuculardan söz ettiği belirtiliyor. IV. cümleden itibaren ise yazar Montaigne’nin bir iklim adamı olduğu, V. cümlede Montaigne’nin hayatının en güzel zamanlarını şatosunun bahçesinde gezip dolaşarak geçirdiği ve VI. cümlede de odasında zevk içinde “Denemeler”ini yazdığı belirtiliyor. Yani parçada IV. cümleden itibaren yeni bir paragrafa geçilir. Yanıt: C 6 Paragrafın giriş cümlesi öncelikle bağlayıcı ögelerinin bulunmadığı cümlelerdir. Seçeneklere baktığımızda A’daki “Böylesine bir kişinin attığı her adım, ulaşıldıkça ulaşılamayacak olan...” ifadesi ile, B’deki “Ne yazık ki kişisel başarılar toplum için yaşayan bir insanı...” ifadesi ile, C’deki “Doğanın güzelliğinde bile bazen bu çelişkiyi...” ifadesi ile, E’deki “Böylece yarım yüzyıllık özgeçmişinde büyüyen başarının sevinci, tarifsiz bir acıyla...” ifadesi ile bir paragrafa başlanmaz. Çünkü bu ifadeler kendilerinden önceki bir yargıya bağlıdır. D’deki “Kimi zaman hüzün ve mutluluk aynı anlama gelebilir.” ifadesi bir paragrafın giriş cümlesi olabilir. Yanıt: D 8 Parçanın anlamlı bir paragraf oluşturması için şu şekilde sıralanması gerekir: “(II) Şair insan olarak ve vatandaş olarak vatanını sevecektir. (IV) Ama onun şairlik güçlerinin şairlik etkinliğinin vatanı iyilik, asalet ve güzelliktir. (I) Şair belli bir bölge ve belli bir ülkeye bağlı değildir. (V) Şair onları nerede bulursa orada kucaklar. (III) Bu konuda o, özgür bakışlarla ülkeler üzerinde uçan bir kartala benzer.” Parçada baştan dördüncü cümle de “V” numaralı cümledir. Yanıt: E 41 PARAGRAFTA ANLATIM – I Parça kişinin içinde yaşadığı bir zaman diliminin aktarımı şeklinde 1. kişili bir anlatımla yazılmıştır. Kişinin köyü ve yıldızları izlemesi görme duyusuyla, yağmurun yağmasıyla her tarafının ıpıslak oluşu dokunma duyusuyla ilgilidir. Bölgenin eşsiz bir manzaraya sahip olması diye başlayan ifadeler de öznel anlatımı gösterir. Parçada deyim ve ikileme oluşturan sözcükler ve ifadeler geçmemektedir. Yanıt: E 3 Mehmet Fuat’ın Nazım Hikmet kitabıyla ilgili değerlendirmesi tanık göstermeyi doğrular. Parçada kitapla ilgili çeşitli bilgiler verilerek açıklama yapılmıştır. 17.000 dize, 300 kişi sayısal ifadeleri gösterir. Ayrıca II. Meşrutiyet’ten II. Dünya Savaşı’na kadar Türk toplumunun siyasal ve toplumsal dönüşümünü anlatması yapıtın içeriğiyle ilgilidir. Fakat parçada Nazım Hikmet’in üslup (anlatım özelliği) yönüyle ilgili bir açıklama yapılmamıştır. Yanıt: A 2 Bu parçanın anlatımında öyküleme, tanımlama, benzetme ve betimleme kullanılmamıştır. Yazar parçanın giriş cümlesinde ele aldığı düşünceyi desteklemek amacıyla G. Flaubert’in sözlerine yer vermiştir. Bu anlatım yoluyla tanık göstermeden yararlanmıştır. Yanıt: C Parçanın bütününe baktığımızda sirüs ve kümülüs bulutları hakkında bilgi verdiğini görmekteyiz. Bilgi veren ifadeler açıklayıcı ifadelerdir. Kümülüs bulutlarının sirüs bulutlarından farklı olarak her yükseklikte görülebilmesi karşılaştırmadır. Ayrıca parçada “Bu nedir?” sorusunu sorduğumuzda sirüs ve kümülüs bulutlarının ne olduğuyla ilgili cevabı alırız. Bu da tanımlamayı gösterir. Ayrıca bulutların tüysüz görünümlü kabarık bulutlar olması niteleyici ifadelerdir. Fakat parçanın anlatımında benzetme oluşturan bir ifade yoktur. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–20 1 42 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Duruluk, bir cümlede gereksiz sözcük kullanmamakla ilgilidir. Yalınlık ise anlatımın süsten ve gösterişten arındırılmış hâlidir. Açıklık herkese göre aynı olan durumdur. Akıcılık ise anlatımı dil ve anlam yönünden pürüzsüz olmasıdır. Bu parçanın geneline baktığımızda Orhan Veli’nin Türk şiirine kazandırdıklarından bahsedilmiş ve onun söyleyeceklerini birkaç satıra özlü bir biçimde sığdırdığına değinilmiştir. Bir şairin az sözle çok şey anlatması onun özlü bir anlatımının olduğunu gösterir. Yanıt: D 6 Betimleme, bir kavram, bir obje ya da canlı hakkında ayrıntılı bir anlatımla ilgilidir. Betimlemede anlatılanlar görsel ögeler başta olmak üzere diğer duyu organlarıyla ayrıntılı bir biçimde verilir. Verilen parçaya baktığımızda sandal ağacının ayrıntılı bir biçimde tasviri yapılmıştır ve betimlemeden yararlanılmıştır. Yanıt: C 7 Betimlemede anlatımda ayrıntı, tartışmada görüş üstünlüğü, öykülemede de olay anlatımı esastır. Tanık göstermede ise kişinin tanıklığına başvurma esas alınır. Açıklayıcı paragraflarda bir konu hakkında bilgi vermek esastır. Bu parçada da Almanya’daki dergi ve dergicilik konusunda bazı bilgiler verilmiştir. Parçanın anlatımında açıklayıcı anlatımlar ağır basmaktadır. Yanıt: B 43 P A RSAÖGZRCA ÜF KTTA E ANLAT MI M- I– I I Parçada Amasra’dan ve Amasra’nın kurulduğu yerden söz ediliyor. Yazar ayrıntıların seçiminde sıfatlardan bolca yararlanıyor. Bir yer, ayrıntılı olarak anlatılıyor parçada. Gözümüzün önünde canlanıyor. Sanatçı sözcüklerle resim yapıyor. Bu türe de betimleme denir. Yanıt: B 3 Parçanın anlatımında önce günlük türü ile ilgili bilgiler veriliyor sonra da anı türü ile ilgili bilgiler yer alıyor. Parçada günlük ve anı arasında bir karşılaştırma yapılıyor. Parçanın anlatımında ağırlıklı olarak karşılaştırmadan yararlanılmıştır. Yanıt: B “MÖ 950-1150 yıllarında kıtlık nedeniyle göç etmeden önce buralarda Anagazi aileleri yaşıyordu.” sözü “A” seçeneğini (Tarihsel bilgilere yer verilmiştir.) “geniş bir düzlükteyiz, boş bir taş eve benziyor.” sözü “B” seçeneğini (Betimlemelerden yararlanılmıştır.), “baş döndürücü tepeler, bunaltıcı sıcak, cansız bir yer” sözü “C” seçeneğini (Yer yer öznel anlatım tarzına başvurulmuştur.), “Kanyon cansız bir yere, boş bir taş eve benziyor.” sözü “E” seçeneğini (Benzetmelerden yarar- lanılmıştır.) örnekler. Parçada konu ile ilgili örneklere (D) yer verilmemiştir. Yanıt: D 4 Parçada kişinin yaşadığı bir durum, belirli bir olay çerçevesinde “kişi, yer, zaman” kavramlarına bağlı olarak hikâye şeklinde anlatılmıştır. Bir olay akışı vardır ve bu olay akışı da belirli bir zaman diliminde gerçekleşmiştir. Bu anlatım biçimi de öykülemedir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 ÇÖZÜM–21 1 44 5 8 Parçada “lirik şiir”in tanımı yapılmıştır. Eski Yunanlılarda bu türün işlevinden söz edilmektedir. Eski Yunan’da “lyra” denen çalgı ile ozanların bu türde şiirler söylediği belirtilmektedir. Parçada tanımlama ağır basmaktadır. Yanıt: A “Babam şehirden çıktığımızdan beri somurtuyordu.” sözü “görme” (A), “ekşi ayranı içince” sözü “tatma” (B), “buz gibi ekşi”, “kavurucu öğle sıcağı” sözü “dokunma” (C), “gübre kokusu” sözü “koklama” (E) duyusu ile ilgilidir. Parçada “işitme” (D) duyusu ile algılanabile- cek bir kavram yoktur. Yanıt: D 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçada “Her yazarın kendi dilini bulabilmesi, başkalarından farklılaşabildiği o eşiği geçmesi gerekiyor.” sözü ile “dil”in “özgün”lüğünden söz edilmektedir. Yanıt: C 7 Parçada bir sanatçının sıradan sayılabilecek bir konuyu canlı bir anlatım tarzıyla sürükleyici ve çekici kıldığından söz ediliyor. Yani sanatçının farklılığı, özgünlüğü vurgulanmak istenmiştir. Yanıt: A 9 Parça, “Yazmak bir eğitim işidir.” sözü ile başlamış ve yazar bu görüşünü desteklemek için Flaubert ve Balzac’ın yazma konusunda neler yaptıklarını belirtmiş, bu da ağırlıklı olarak “örnekleme” (A) anlatımına girer. Parçada örnekleme kullanılmıştır. Yanıt: A 45 PARAGRAF KARMA - I Bu cümlede zekâ sayesinde başlayıp iyi bir eğitimle, oradan da iyi bir iş ve gelirle konforlu bir hayat sürmek ilişkilendirilmiştir. A, C, D, E seçeneklerinde söylenenler bu cümleyle çelişmeyen yapılardır. B seçeneğinde “Bu kadar rahat ve konforlu bir hayat sürmemi beni destekleyen kişilere borçluyum.” yargısı cümleyle çelişen bir yargıdır. Çünkü bu cümlede kişinin konforlu hayat sürmesinde birinin destekleyici etkisi değil, kendi imkânlarının etkisinden söz edilmiştir. Yanıt: B 3 Verilen parçada roman ve öyküde 1950’lerden sonra köylüden, işçiden, dar gelirli ailelerin bahsedildiği belirtilmiştir. Ağa-köylü, zengin-fakir gibi toplumsal zıtlıkların yanı sıra büyük kentlere göçün yarattığı sorunlar da ele alınmıştır. Dolayısıyla “sınıflar arası farklılıkları” ve “göçün yarattığı sorunları” böyle bir anlayışla yazar tarafından yazılmıştır. Bireyin içinde bulunduğu ruhsal yapı ve düş dünyasında yarattığı imgeler bu anlayışla yazılmaz. Yanıt: C 2 Parçada teknolojik gelişmelerin insan hayatında değişimlere uğrayarak devam etmesine değinilmiştir. Fakat asıl olarak çağlar boyunca ”konuşma”nın her şeyin önüne geçmesi ve önemini her geçen yüzyılda koruması konusuna değinilmiştir. Yanıt: C Yer değiştirme sorularında öncelikli olarak düşüncenin akışını bozan cümle tespit edilmelidir. Dil ve anlam bütünlüğüne dikkat edilerek bu cümle uygun yerden sonra getirilmelidir. Parçada İnsan Genom Projesi’nin kamuoyunda büyük yankı uyandırmasına değinilmiş fakat bunun nedeni II. cümlede değil III. cümlede verilmiştir. Parçayı anlamsal bir bütünlük içinde okuduğumuzda II. ile III. cümlenin yer değiştirmesi gerektiğini görürüz. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–22 1 46 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçada eğitimin bireyi bedeni ve zihni olarak geliştirdiği, insanı çağdaş bir seviyeye ulaştırdığı, bilimin özünü insana kavrattığı, bireye doğru olan davranışları kazandırdığı yargılarına ulaşılabilir. Fakat E seçeneğinde verilen eğitimin bireyin evrenselleşmesini sağladığı yargısına ulaşılamaz. Yanıt: E 6 Verilen parçada A, B, C, D seçeneklerde yapılan açıklamalara ulaşılabilmektedir. E seçeneğinde verilen Beylikler ve Selçuklular Dönemi’nde Anadolu’nun Türkleşmesi çok hızlı olmuştur yargısına ulaşılamaz. Parçada Beylikler ve Selçuklular Dönemi’nde Anadolu’ya göçte yaşanan kargaşadan ve sürekli olan bir yer değiştirmeden bahsedilmiştir. Anadolu’nun Türkleşmesinin çok hızlı olduğuyla ilgili bir bilgi verilmemiştir. Yanıt: E 47 PARAGRAF KARMA - II Bu parçada İkizderelilerin yörede çözüm olarak gördükleri şeyin ne olduğu sorulmuştur. Bunun yanıtı parçanın gelişme bölümünde yer alan turizmin geliştirilmesi ifadesidir. Yanıt: D 3 Bu tür sıralama sorularında öncelikle genel ifadenin bulunduğu giriş cümlesini bulmak gerekir. Ayrıca bağlayıcı unsurlara, sıfat ve ad tamlamalarına yani dil birimlerine de bakmak gerekir. Parçaya baktığımızda deniz salyangozlarıyla ilgili çeşitli özellikler verilmiştir. Cümleler anlamlı bir bütün hâline getirildiğinde III -II - I - IV - V şeklinde sıralanır. Baştan üçüncü cümlede I. cümle olur. Yanıt: A 2 Bu parçada İkizdere’de göç, işsizlik, doğanın tahrip edilmesi bilimsel olmayan uygulamalar gibi başlıca sorunlar görülmektedir. E seçeneğinde verilen gelir dağılımındaki dengesizlik parçada bahsedilen bir sorun değildir. Yanıt: E Parçada Yerköprü Şelalesi’yle ilgili ayrıntılı bir tasvirde bulunulmuştur. Bundan dolayı betimleyici bir anlatımı vardır. “Tabanı göl olan muhteşem bir yer” ifadesiyle öznellik kazandırmıştır. Parçanın tümünde bir bilgi verdiği için açıklayıcı bir anlatım vardır ve görsel ögelerle algılanabilecek kavramlardan da yararlanılmıştır. Fakat D seçeneğinde verilen deyim ve ikilemelerden yararlanılmıştır ifadesi yanlıştır. Parçada deyim ve ikileme oluşturacak herhangi bir ifade kullanılmamıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–23 1 48 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yer değiştirme sorularında parçanın anlam ve dil akışına dikkat etmek gerekir. Öncelikli olarak parçanın giriş cümlesi tespit edilmeli ve olayın akışına göre gelişme ve sonuç cümleleri bulunmaktadır. Sıralama buna göre yapılmalıdır. Bu parçaya baktığımızda I. cümle giriş cümlesidir. Fakat ondan sonra II. cümle değil. III. cümle getirilmelidir. Bundan dolayı II ve III. cümlelerin yerleri değiştirilmelidir. Yanıt: B 6 Yansıma sözcükler işitsel ögelerle ilgilidir. Parçada geçen “şırıl şırıl” sözcüğü bir yansımadır. Parçanın son bölümünde yer alan asırlık çınar ağaçları yurt köşesinin tanıklığını yapan heykellere benzetilmiştir. Derenin eskiden uslu uslu akarken şimdi başıboş akması bir karşılaştırmadır. Ayrıca şırıl şırıl, uslu uslu sözcükleri birer ikilemedir. Parçada görme duyusuyla algılanabilen kavramlar kullanılmıştır. Fakat tatma duyusuyla algılanabilen bir kavram yoktur. Yanıt: A 49 SES BİLGİSİ - I 5 I. sözcükte kalın ünlüden sonra ince ünlü ve V. sözcükte kalın ünlüden sora ince ünlü geldiği için bunlar büyük ünlü uyumuna uymaz. II. ve III. sözcükte ince ünlülerden sonra yine ince ünlüler, IV. sözcükte de kalın ünlüden sonra yine kalın ünlü gelmiş, bunlar büyük ünlü uyumuna uymaktadır. Yanıt: C A → Ufuk → ufku: Ünlü düşmesi B → tat → tadılır: Ünsüz yumuşaması C → eşya - y - a → Kaynaştırma E → uzak - da → uzakta: Ünsüz benzeşmesi Verilen cümlede ünlü daralması yoktur. Yanıt: D ÇÖZÜM–24 1 2 II. sözcükte araç - ı → “aracı” ünsüz yumuşaması II.I. sözcükte iste - y - en → kaynaştırma harfi IV. sözcükte kullandık - ı → “kullandığı” ünsüz yumuşaması V. sözcükte kuralları - n - ı →kaynaştırma harfi kullanılmıştır. I. sözcükte hiçbir ses olayı yoktur. Yanıt: A A’da “dert”, C’de “yaptık”, D’de “kitap”, “kapak”, E’de “yemek”, “geldik” sözcükleri sert ünsüzlerle (p, ç, t, k) bitmiş ve bunlar ünlü ile başlayan bir ek almış ve böylece yumuşamaya uğramıştır. B’de ise ünsüz yumuşaması yoktur. Ünsüz benzeşmesinde “f, s, t, k, ç, ş, h, p” seslerinden biriyle biten bir sözcük “c, d, g” ile başlayan bir ek alırsa bu sesler sertleşerek “ç, t, k”ye dönüşür. II. cümlede “içden” sözcüğü “içten”, III. cümlede “sanat - cı” sözcüğü “sanatçı” şekline dönerek sertleşmeye uğramıştır. Yanıt: B Yanıt: B 4 “Şehrin” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır. (Şehir - in → şehrin) A’da “ömür” ”ömrün”, C’de “alın” “alnı”, D’de “beyin” “beyni”, E’de “akıl” “aklı” şekline gelerek ünlü düşmesi görülmüş ancak B’de böyle bir kullanım yoktur. Yanıt: B 7 “sırrı” sözcüğünde “sır” sözcüğü iyelik eki almış ve sözcükte ünsüz türemesi, “sakla - yor” “→ saklıyor” sözcüğünde ünlü ile biten bir eylem (sakla–) “–yor” ekini alarak sözcüğün sonundaki “–a” sesi daralarak “–ı”ya dönüş- müş ve ünlü daralması meydana gelmiştir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 6 50 8 11 I. cümledeki “yükseldikçe” sözcüğü “yüksek” sözcüğünden türemiş ve sözcüğün sonundaki “-k” sesi düşmüştür. II. cümlede “durgunluğa” sözcüğü “durgunluk-a” şeklindedir. Sert sessiz harf yumuşayarak “durgunluğa” hâlini alır. Ünsüz yumuşaması vardır. III. ve IV. cümlelerdeki herhangi bir ses olayı yoktur. V. cümledeki “görülme-s-i” sözcüğünde kaynaştırma harfi vardır. Yanıt: A “yavaş” sözcüğü “f, s, t, k, c, ş, h, p” seslerinden biriyle bitmiş ve “-ca” ekini almıştır. “-ca” eki de sertleşerek sözcüğü “yavaşça” hâline getirmiştir. “dert” sözcüğü de “p, ç, t, k” ünsüzlerinden biriyle bitmiş ve ünlü ile başlayan bir ek almıştır. O da yumuşayarak “derdi” şeklini almıştır. Dizelerde ünsüz yumuşaması ve ünsüz benzeşmesi vardır. Yanıt: A 9 “Ayrılmıyor” sözcüğü “ayır-” eyleminden tü- Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! remiş ve sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşmüştür. Yani ünlü düşmesi vardır. Sözcük “-ma” olumsuzluk ekini almış ve sonra şimdiki zaman ekini almıştır. Türkçede “-a, -e” ile biten eylemler “-yor” ekini alınca “-ı, -i, -u, -ü”ye dönüşür. Yani ünlü daralması meydana gelir. Yanıt: C 12 Ünlü türemesi tek heceli bazı sözcüklere “-cık” eki getirildiğinde görülür. II. sözcükte “-dar” sözcüğü “-cık” eki almış ve “daracık” hâline dönmüştür. Bu sözcükte ünlü türemesi vardır. I., III. ve IV. sözcükte hiçbir ses olayı yoktur. V. sözcükte “parçalıyordu” eyleminde “parçala-” sözcüğü “-yor” ekini alarak daralmaya uğramıştır. Yanıt: B 10 “gittiğim” sözcüğünde hem ünsüz benzeşmesi (B) hem de ünsüz yumuşaması (A), “varılmıyorsun” sözcüğünde ünlü daralması (C), “nasıl” → → “ne asıl” sözcüğünde de ünlü düşmesi (D) vardır. Dizelerde ünlü değişimi yoktur. Yanıt: E 13 Ünlü düşmesi birleşik sözcüklerde, türeme sırasında, ikinci hecesinde dar ünlü bulunan sözcükler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında görülür. II. sözcükte “kayıp ol-” yardımcı eyleminde ünlü düşmesi; IV. sözcükte “sıyır-” eylemi yapım eki almış ve sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşmüştür. Yanıt: C 51 S ÖSZECSÜ KBTİEL GAİ SNİL A – MI I - I I. dizedeki “Beklemek ile” sözünde “ile” edatı kendinden önceki sözcükle birleşmiş ve “i” ünlüsü düşmüştür. Yine I. dizede “ömür– ümüz” sözcüğündeki ikinci hecedeki “-ü” sesi düşmüş ve ünlü düşmesi oluşmuştur. II. dizede ünsüz benzeşmesi (kovalamakta), III. ve IV. dizelerde ünsüz yumuşaması (edilen, yeşilliğine, sığındığımız) vardır. V. dizede ulama (bir anda) yapılmıştır. Yanıt: A 5 Ünsüz benzeşmesi “f, s, t, k, ç, ş, h, p” seslerinden biriyle biten bir sözcüğün “c, d, g” ile başlayan ekler aldığında bu seslerin “ç, t, k”ye dönüşmesidir. Parçada I. cümlede “çok” sözcüğü “-den” ayrılma eki almış ve ünsüz benzeşmesi (çoktan) olmuştur. Aynı cümlede “unutmuş” sözcüğü “-dı” ekini almış ve ünsüz benzeşmesi (unutmuştu) olmuştur. Diğer seçeneklerde ünsüz benzeşmesi yoktur. Yanıt: A ÇÖZÜM–25 1 2 “Yolculukta” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, “umudun olduğu” sözünde ulama, “sana” sözcüğünde ünlü değişimi, “olduğu, varacağım, taşıyacağım” sözcüklerinde ünsüz yumuşa- ması vardır. Dizelerde ünlü daralmasına (C) örnek yoktur. Yanıt: C “Koşuştuğu” sözcüğünde önce sert ünsüzlerin benzeşmesi ardından da ünsüz yumuşaması olayı vardır. Yanıt: B Birinci dizede “ekeceğim” sözcüğünde ünsüz yumuşaması, ikinci dizede “topraktan” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, üçüncü dizede “şefkatle” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır. Yani dizelerde sırasıyla “ünsüz yumuşaması, ünsüz benzeşmesi ve ünlü düşmesi” görülmektedir. Yanıt: B 7 4 Ünsüz yumuşaması “p, ç, t, k” ile biten sözcüklerin ünlü ile başlayan ek aldıklarında bu seslerin yumaşarak “b, c, d, g (ğ)”ye dönüşmesidir. D seçeneğinde “çocuk” sözcüğü ünlü ile (-u) başlayan bir ek almış ve sözcük yumuşayarak “çocuğu” şekline dönmüştür. Yanıt: D Ünsüz yumuşaması “p, ç, t, k” seslerinden biriyle biten bir sözcüğe ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde “p, ç, t, k”nin yumuşayarak “b, c, d, g (ğ)”ye dönüşmesidir. D seçeneğinde “Işıklar kıskanacak erdiğimiz aydınlığı” dizesinde “erdik–imiz → erdiğimiz, aydınlık–ı → aydınlığı” şekline dönmüş ve ünsüz yumuşaması gerçekleşmiştir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 6 52 8 “Kayıp et → Kaybeden” şeklini alarak ünlü düşmesi (A) ve ünsüz yumuşaması (B) görülür. “Yaktığı, yakmayacaktın” sözcüklerinde ünsüz benzeşmesi (C) vardır. “Yolu–n–u, yolcu–n–un, biri–n–i, yakma–y–acaktın” sözcüklerinde altı çizili harfler kaynaştırma (E) örneğidir. Dizelerde ünlü türemesi yoktur. Yanıt: D 11 A seçeneğinde “anlattığı” sözcüğünde hem ünsüz benzeşmesi (anlat–tık) hem de ünsüz yumuşaması (anlattık–ı → anlattığı) vardır. B ve C seçeneklerinde sadece ünsüz yumuşaması (düdüğü, düşündüğün) vardır. D seçeneğinde bir ses olayı yoktur. E’de ise ünlü düşmesi (sevgi ile → sevgiyle) vardır. Yanıt: A 12 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 Ünlü değişimi Türkçede sadece “ben, sen” kişi zamirlerinde görülür. Bu sözcükler “-e, -a” yönelme hâl ekini alınca kökteki “-e”ler “-a”ya dönüşür. A seçeneğinde “sana” sözcüğünde ünlü değişimi vardır (ben-a, bana). B’de ünsüz yumuşaması (aldığını), C’de ünlü düşmesi (hatırlardım), D’de ünlü düşmesi (eskisiydi), E’de ünlü düşmesi ve ünsüz yumuşaması (kaybolunca, gelirdi) vardır. Yanıt: A 10 Ünlü daralması ”-a, -e” ile biten eylemlere “-yor” eki getirildiğinde bu eylemlerdeki “-a, -e”lerin daralarak “-ı, -i, -u, ü”ye dönüşmesidir. C seçeneğinde “bekle-” eylemi “-yor” ekini almış ve daralmaya uğramıştır. (bekleyor → bekliyor) A’da ünsüz benzeşmesi (inandırmıştı), B’de ünsüz benzeşmesi ve ünsüz yumuşaması (unuttuğumuz), D’de ünlü değişimi (sana) vardır. E seçeneğinde herhangi bir ses olayı yoktur. Yanıt: C E seçeneğinde “devrilsin” sözcüğünde türeme sırasında ünlü düşmesi görülür. Sözcük “devir-il → devril-” şeklindedir. Sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşmüştür. A’da kaynaştırma (uğrama-y-an), B’de kaynaştırma (görme-y-en), C’de kaynaştırma (sevme-yen), D’de kaynaştırma (O-n-un, koku-s-u) ve ünsüz benzeşmesi (sarmıştır) vardır. Yanıt: E 13 Parçada “şehrin” sözcüğünde ünlü düşmesi (şehir-in şehrin) (A), “buldukça” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi (B), “kurtulmak isteyenler” sözünde ulama (C), “hava-s-ından, iste-y-enler, yayla-y-a” sözcüklerinde kaynaştırma harfleri (E) vardır. Parçada ünsüz düşmesi (D) yoktur. Yanıt: D 14 A seçeneğinde ünlü düşmesi (akıl-ım → aklım), B seçeneğinde ünlü değişimi (sen-a sana) ve ünsüz benzeşmesi (unuttum), C seçeneğinde ünsüz yumuşaması (kitap-ını kitabını), D seçeneğinde kaynaştırma (sıkıntıs-ı) ve ünsüz benzeşmesi (olamamaktır) vardır. E seçeneğinde herhangi bir ses olayı yoktur. Yanıt: E 53 SES BİLGİSİ – III I. cümlede “gitti”, II. cümlede “yaptı”, IV. cümlede “yerleşti”, V. cümlede “geçirecekti” yüklemlerinde ünsüz benzeşmesi vardır. III. cümlenin yüklemi “başladı” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi yoktur. Yanıt: C Bu şiirin ikinci dizesinde “yiyip” sözcüğünde ünlü daralması vardır. “Ye” eylem köküne “y” ünlüsü daralarak “i”ye dönüşmüştür. Bu olaya ünlü daralması denir. ”yiyecek, niye, diyecek”, sözcüklerinde de aynı şekilde ünlü daralması vardır. Yanıt: B I. cümlede geçen “kayboldu” ve “ağzına” sözcüklerinde ünlü düşmesi vardır. “kayıp olmak” yardımcı eylemiyle oluşmuş sözcüklerde ünlü düşmesi olduğu için bu sözcük birleşik yazılmıştır. “Ağız” sözcüğü ek aldığında “ı” ünlüsünü kaybetmiştir. Yanıt: A 4 I. sözcük “babasıyla” kaynaştırma ünsüzü, II. sözcük “kapağı” ünsüz yumuşamasını, III. sözcük “küçücük” ünsüz düşmesini, IV. sözcük “sana” ünlü değişimini örnekler. V. sözcükte de kaynaştırma ünsüzü vardır. Verilenler sözcüklerle eşleştirildiğinde ünlü türemesinin olmadığı görülür. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–26 1 54 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Şiirin ikinci dizesinde yazan “diyordun” sözcüğünde ünlü daralması, 4. dizede “Dinsin artık” ifadesinde ulama vardır. 5. dizede “ağacın” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır. Yine aynı dizede “gölgesinde” sözcüğünde “s” eki kaynaştırmayı örnekler. Dizelerde ünsüz türemesiyle ilgili bir bilgi verilmemiştir. Yanıt: D 7 Şiirin son dizesinde yer alan “yürekten” ve “yüreğe” sözcüklerinde sırayla ünsüz benzeşmesi ve ünsüz yumuşaması vardır. Sonunda sert ünsüz bulunan bir sözcük “c, d, g” yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek alınca bu ekler sertleşerek “ç, t, k” dönüşür. “p, ç, t, k” ünsüzleriyle biten bir sözcük ünlüyle başlayan bir ek alırsa bunlar da yumuşayarak “b, c, d, g, ğ”ye dönüşür. Yanıt: C 6 Ünsüz türemesi genellikle yardımcı eylemle oluşan birleşik fiillerin birleşmesi esnasında olur. “hissetmek, reddetmek, affetmek...” gibi sözcüklerdeki ikinci ünsüz harfler (s, d, f) ünsüz türemesini örneklendirir. Bu açıklamaya uygun olarak kullanılan sözcük C seçeneğindeki “zannetmiştim” sözcüğüdür. Buradaki “n” harfi ünsüz türemesi olarak kullanılmıştır. Yanıt: C 8 Sonunda sert ünsüz bulunan bir sözcük “c, d, g” yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek alınca bu ekler sertleşerek “ç, t, k” dönüşür. Bu ses olayına ünsüz sertleşmesi (benzeşmesi) denir. Bu açıklamaya göre I. cümlede geçen “kitaptan” sözcüğünde ünsüz sertleşmesi vardır. Yanıt: A 55 SES BİLGİSİ – IV I. dizede “gülüşten” sözcüğünde “ş” sert sessizle biten bir sözcük “c, d, g” ünsüzüyle başlayan bir ek aldığı için d → t’ye dönüşmüş, ünsüz sertleşmiştir. “Yokluğun” “yokluk”tan gelir ve ünlüyle başlayan bir ek aldığı için yumuşayarak “k - ğ”ye dönüşmüştür Yanıt: A 4 “minicik → minik, ufacık → ufak, alçalmak → alçak, yükselmek → yüksek”ten türemektedir. Bu sözcüklerde “k” ünsüzü düşmüştür. D seçeneğinde “sararmış → sarı” sözcüğünde türemektedir, bu sözcükte “ı” ünlüsü düş- ÇÖZÜM–27 1 müştür. Yanıt: D 2 5 “bağımsızlık” sözcüğü ünlüyle başlayan bir ek aldığında “k” ünsüzü yumuşayarak “ğ” dönüşmüştür. Aynı ses olayı “boyunduruğundan” sözcüğünde de vardır. Yanıt: B 6 3 III. cümlede “hukuğun” sözcüğü yazım yanlışı olan bir sözcüktür. “hukukun” şeklinde yazılmalıydı. Hukuk, devlet, evrak, millet, vb. sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek gelirse bu sözcüklerde ünsüz yumuşaması yapılmaz. Yanıt: C I. dizede “ağzımın” sözcüğünde “ağız”dan geldiği için ünlü düşmüş, II. dizede “yutkunduğumda” sözcüğü “g-k” değişimine uğrayarak ünsüz sertleşmesine uğramış, III. dizede “yoğa” sözcüğü “yok”tan gelmektedir ve “k-ğ”ya dönüşmüş ünsüz yumuşamıştır. V. dizede “yüzüm öfkeden” ifadesinde “m” ünsüzü “ö” ünlüsüne bağlanarak ulama yapılmıştır. Fakat IV. dizede ünsüz düşmesine uğramış bir sözcük yoktur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. cümlede “kalmıştır” ve IV. cümlede “hazırlamıştır” ünsüz sertleşmesine uğramıştır. V. cümlede “malzemesi” sözcüğünde kaynaştırma ünsüzü “s” vardır. II. ve III. cümlelerde yer alan “ulaştığı ve yazıcılığını” sözcüklerinde ünsüz yumuşaması vardır. Yanıt: E 56 7 I. dizede yer alan dünya–y–a sözcüğünde “y” kaynaştırma ünsüzüdür. Aynı dizede “taştılar” ünsüz benzeşmesine uğramış bir sözcüktür. Yanıt: A 10 I. cümlede “sevgiyi” sözcüğündeki “y” kaynaştırma ünsüzüdür. II. cümlede “bastırmak için, açıklamak için” sözcüklerinde ulama vardır. III. cümlede “yüreğimiz” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır. IV. cümlede “boyutu” sözcüğü ünsüz yumuşamasına aykırı kullanılmıştır. V. cümlede ünlü daralmasına uğrayan bir sözcük kullanılmamıştır. Yanıt: E 11 8 E seçeneğinde “reddetmişti” sözcüğünde sözcüğü yardımcı eylemle oluşmuş birleşik yapılı bir eylemdir ve “d” sesi türemiştir. Bu tür sözcüklerde ünsüz türemesi olursa sözcükler birleşik yazılır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “red–d-etmek” 9 “ben” sözcüğü “a” yönelme hâl ekini aldığın- da sözcüğün kökündeki ünlü değişime uğrar. ben - bana bu olaya ünlü değişimi denir. “Dostluğumuzda” sözcüğünde “dostluk” sözcüğü ünlüyle başlayan bir ek alırsa bu ünsüz yumuşar “k–ğ”ye dönüşür. Yanıt: B I. sözcükte (açtığı) ünsüz yumuşaması vardır. II. sözcükte (yürümekten) ünsüz sertleşmesi vardır. III. sözcükte (bekleyen) kaynaştırma ünsüzü kullanılmıştır. IV. sözcükte herhangi bir ses olayı yoktur. V. sözcükte ise (bekliyor) “bekle” fiili “yor” simdiki zaman ekini aldığında kelimenin sonundaki “e” ünlüsü “i” dönüşerek daralmıştır. Yanıt: E 12 A seçeneğinde “alnım”, B seçeneğinde “şehrin” D seçeneğinde “gönlünü” E seçeneğinde “burnun” sözcükleri çekimlenirken (çekim eki alırken) ünlü düşmesine uğramıştır. C seçeneğindeki “sararmıştı” sözcüğü “sarı”dan “sararmak” olmuş ve türetilirken “ı” ünlüsünü kaybetmiştir. Yanıt: C 57 YAZIM S Ö Z C Ü KKURALLARI T E A N L A M –- II I’de “hiç te” sözü “hiç de” şeklinde, III’te “Yapamıyacağın” sözcüğü “yapamayacağın” şeklinde, IV’te “birşey” sözcüğü “bir şey” şeklinde ayrı olarak ve V’te de “ihmaletme” sözü “ihmal etme” şeklinde ayrı olarak yazılmalıydı. II. sözcükte ise (Ara sıra) yazım yanlışı yoktur. Yanıt: B 2 B seçeneğinde “Sınıf arkadaşı Sibel de defterleri kalmıştı.” yargısında kullanılan “-de” ektir ve birleşik yazılmalıdır. Çünkü cümleden çıkarıldığında anlam bozuluyor ve anlam bozuluyorsa “-de” kendinden önceki sözcükle bitişik yazılır. A, C, D ve E seçeneklerinde kullanılan “de”ler bağlaçtır ve ayrı yazılmaları doğrudur. Yanıt: B 5 B’de “kalmıyarak” sözcüğü “kalmayarak”, C’de “madem ki” sözcüğü “mademki” şeklinde birleşik, D’de “Türkçe’nin” sözcüğünde kesme işareti kullanılmamalı yani “Türkçenin” diye, E’de “Dünya’nın” sözcüğü coğrafi terim olarak kullanılmadığı için küçük ve kesme işareti kullanılmadan yazılmalıydı yani “dünyanın” olmalıydı. A’da “Onu çok gücendirmiş olmalısınız ki sizi aramıyor.” cümlesinde yazım yanlışı yoktur. Yanıt: A 6 3 D seçeneğinde “Kadir Bey Doçentlik unvanını da aldı sonunda.” yargısında “Doçentlik” sözcüğü küçük harfle başlamalıydı. Çünkü sözü edilen kişinin bu unvanı aldığı belirtiliyor. A’da “Hanım”, B’de “Çolak”, C’de “Doktor” ve “Bey”, E’de “Yüzbaşı” sözcükleri birer unvandır ve büyük harfle yazılmaları doğrudur. Yanıt: D D’de “Mesnevi türünün en başarılı örneklerin- den biri Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun Mesnevisidir.” cümlesinde “Leyla ile Mecnun Mesnevisi” derken “Mesnevi” sözcüğü küçük harfle başlamalıydı. Çünkü burada özel ad sadece “Leyla ile Mecnun” sözüdür. “Mesnevi” onun türüdür ve tür adları özel adın içinde olmadığı sürece küçük harfle yazılır. A, B, C ve E’deki özel adlarda bir yazım yanlışı yoktur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yardımcı eylemler bazen ayrı bazen birleşik yazılır. Yardımcı eylemle ad arasında ses türemesi ya da düşmesi varsa birleşik yoksa ayrı yazılır. C’de “farzet” birleşik eylemi yanlış yazılmıştır. Ses olayı olmadığı için “farz et” şeklinde ayrı yazılmalıydı. A’da “terk edip”, B’de “kabul edersen”, E’de “çalışkan olduğunu” sözü yardımcı eylemdir ve ses olayı olmadığı için ayrı yazılmıştır. Doğrudur. D’de “devrettim” yardımcı eyleminde ses düşmesi (devir ettim → devrettim) vardır ve birleşik yazılması doğrudur. Yanıt: C 4 ÇÖZÜM–28 1 58 7 II. sözcükte yazım yanlışı vardır. Çünkü bu sözcük “terkedilen” diye birleşik yazılmış ama ayrı yazılmalıydı. Yardımcı eylemler arasında ses olayı olduğunda birleşik ses olayı yoksa ayrı yazılır. Bu sözcükte ses olayı olmadığı için sözcük “terk edilen” şeklinde yazılmalıydı. I’de “ihanetidir”, III’te “bırakıp”, IV’te “naylon”, V’te “zehir” sözcüklerinde yazım yanlışı yoktur. Yanıt: B 10 D seçeneğinde “Duydumki benimle ilgili ileri geri konuşuyormuşsun.” yargısında kullanılan “ki” bağlaçtır ve ayrı yazılmalıdır. Sözcük “Duydum ki” şeklinde olmalıdır. A ve B’de kullanılan “-ki”ler sıfattır ve birleşik yazılması C ve E’de kullanılan “ki” bağlaçtır ve ayrı yazılması doğrudur. D seçeneğinde yazım yanlışı vardır. Yanıt: D 11 8 C seçeneğinde “Emaneti, kıymet bilmiyen- Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! lere bırakırsan döndüğünde bulamayabilirsin.” yargısında “bilmiyenlere” sözcüğü yanlış yazılmıştır. Gereksiz yere ünlü daralması yapılmıştır. Sözcük “bilmeyenlere” şeklinde yazılmalıydı. A, B, D ve E seçeneklerinde herhangi bir yazım yanlışı yoktur. Yanıt: C B’de “Temmuz’da” sözcüğü bir tarih belirtmediği için küçük yazılmalıydı ve kesme işareti olmamalıydı. C’de “ayrılıkdır” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi olup sözcük “ayrılıktır” şeklinde olmalıydı. D’de “önemsenmiyecek” sözcüğünde daralma olmamalı, sözcük “önemsenmeyecek” şeklinde yazılmalıydı. E’de “Güney Doğu” sözü bir ara yöndür ve ara yönler her zaman birleşik yazılır. A seçeneğinde “Her şeyden el etek çekmesine hayret ettim doğrusu.” ifadesinde yazım yanlışı yoktur. Yanıt: A 9 E seçeneğinde “Sokakdan gelen sesler hepimizin dikkatini dağıtıyordu.” yargısında ünsüz benzeşmesi kuralına uyulmadığı için yazım yanlışı yapılmıştır. “Sokakdan” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi yapılıp sözcük “Sokaktan” şeklinde yazılmalıdır. A, B, C ve D seçeneklerinde yazım yanlışı yoktur. Yanıt: E 12 C seçeneğinde “Derslerine çok iyi çalışıyor, yinede sınavlarda başarılı olamıyor.” cümlesindeki ilk “de” sözcüğü bağlaçtır ve bağlaç olan “de”ler her zaman ayrı yazılır. A, B, D ve E seçeneklerinde ise bir yazım yanlışı yoktur. Yanıt: C 59 YAZIM KURALLARI – II 5 A, B, D ve E’de ünsüz benzeşmesi kuralına uyulmadığından yazım yanlışı vardır. Sözcüklerin doğru yazımları şu şekildedir: A “13.00’te”, D “pişkin” B “harcamaktan”, E “genişçe” C’de yazım yanlışı yoktur. A’da dağ, B’de dergi, C’de eser, E’de yön adı büyük yazılmıştır. Doğrudur. D’de ise “torosların” sözcüğü “Toroslar” şeklinde yazılmalıydı. Yanıt: D ÇÖZÜM–29 1 Yanıt: C 2 6 I. sözcük ayrı “bin atlı” şeklinde, II. sözcük “cümleside” ayrı, III. sözcük “san ki” birleşik, V. sözcük “kalır mıydı” şeklinde ayrı yazılmalıdır. IV. sözcükte yazım yanlışı yoktur. Yanıt: D 3 7 4 Bağlaç olan “de” her zaman ayrı yazılır. Ek olan “-de” birleşik yazılır. “-de” cümleden çıkarıldığında anlam bozulursa bitişik, bozulmazsa ayrı yazılır. A, B, D ve E’de “-de”ler ektir ve cümleden çıkarıldığında anlam bozulur, bitişik yazılması doğrudur. C’de ise “eleştirdiğide” sözcüğünde “de” bağlaçtır, ayrı yazılmalıdır. Yanıt: C I. cümlede “herşey” sözcüğü yanlış yazılmıştır. “şey” sözcüğü her zaman ayrı yazılır. III. cümlede “baş vurmaktan” sözcüğü yanlış yazılmıştır. Bu sözcük anlamca kaynaşmış birleşik eylemdir, bitişik yazılır. II. cümlede “bilinmiyen” sözcüğü “bilinmeyen” şeklinde yazılmalıdır. IV. cümlede “bir çok” sözcüğü bitişik yazılmalıydı. V. cümlede ise yazım yanlışı yoktur. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A, B ve D’deki “-ki”ler sıfat yapan “ki”ler olduğu için bitişik yazılmıştır, C’de “madem ki” sözcüğü kalıplaşmıştır ve bitişik yazılır. E’de ise “ne yazıkki” sözcüğünde “-ki” yanlış yazılmıştır, bağlaç olan “-ki”ler her zaman ayrı yazılır. Sözcük “ne yazık ki” şeklinde olmalıdır. Yanıt: E II. cümlede “ışılışıl” sözü bir ikilemedir ve ikilemeler her zaman ayrı yazılır. III. cümlede “farkedilmez” sözü birleşik eylemdir ve ayrı yazılmalıdır. Çünkü birleşik eylemleri oluşturan sözcükler arasında türeme ya da düşme yoksa bunlar her zaman ayrı yazılır. IV. cümlede “birgün” sözcüğü ayrı yazılmalıdır. V. cümlede “çıkı verir” kurallı birleşik eylemi bitişik yazılmalıdır. Çünkü kurallı birleşik eylemler her zaman bitişik yazılır. Yanıt: A 60 8 “bakdım” sözcüğü “baktım” şeklinde, “yokdu” sözcüğü “yoktu” şeklinde, “Güneşler” sözcüğü coğrafi terim olarak kullanılmadığından “güneşler” şeklinde, “ağırağır” sözü de ikileme olduğundan “ağır ağır” şeklinde yazılmalıdır. 4 tane yazım yanlışı olan sözcük vardır. Yanıt: C 9 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yön adları özel addan önce gelirse büyük, sonra gelirse küçük yazılır. C’de “kuzey” sözcüğü yön adından önce geldiği için büyük yazılmalıydı. Yanıt: C 11 C’deki “Bir an tüm yıldızların yer yüzüne indiğini düşündüm.” cümlesinde “yeryüzü” sözcüğü bitişik yazılmalıdır. A, B, D ve E’de yazım yanlışı yoktur. Yanıt: C 12 B’de özel isim (Uludağ’da) doğru, C’de özel isim (Ümitköy’de) doğru, D’de özel adlar (Bahar’ın, Ağa) doğru, E’de yön adı özel addan önce (Batı Ege) gelmiş, doğru yazılmıştır. A’da ise “Ay” sözcüğü küçük olmalıydı. Dünya, güneş, ay, sözcükleri coğrafi terim olarak kullanıldığında sadece büyük yazılır. Yanıt: A 10 A’da “bahis ettik” → “bahsettik” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır, bitişik yazılmalıdır. B’de “hüküm et–” → “hükmetmek” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır, bitişik yazılmalıdır. C’de “arz et–” eyleminde ses olayı yok, ayrı yazılmalıdır. E’de “buyur etti” sözünde ses olayı yok, ayrı yazılmalıdır. D’de ise “sarfet–” sözünde ses düşmesi ya da türemesi olmadığı için bu sözcük ayrı yazılmalıdır. Yanıt: D 13 II. sözcükte benzeşme kuralına uyulmadığı için (yapmakdan → yapmaktan) yazım yanlışı vardır. III. sözcükte daralma olmaması gerekir. Sözcük “gelmeyen” şeklinde olmalıdır. IV. sözcük (yalnışlarını) “yanlışlarını” şeklinde, V. sözcük (vurdum duymaz) “vurdumduymaz” şeklinde yazılmalıdır. I. sözcükte yazım yanlışı yoktur. Yanıt: A 61 YAZIM KURALLARI – III 4 A seçeneğinde “biride” sözcüğünde “de” yanlış yazılmıştır. Buradaki de bağlaç olan “de”dir. Ayrı yazılması gerekmektedir. Bağlaç olan “de, da” lar cümleden çıkarıldıklarında anlamsal bozukluk yaratmazlar, her zaman ayrı yazılırlar ve “te, ta” şekline dönüşmezler. Ek alan “–de, –da” ise daima bitişik yazılır ve ünsüz sertleşmesine uğrarsa “–te, –ta” şekline dönüşebilir. Yanıt: A Kısaltmalar, kısaltmanın açılımına göre değil, kısaltmanın son hecesine göre okunurlar. Gelen ekler de buna göre tamamlanırlar. Ünsüz sertleşmesi varsa ekte gösterilir ve daima ince ünlüyle okunur. A, B, C, E seçeneklerinde yazan kısaltmaların yazımı doğrudur. Fakat D seçeneğinde “TDK”nın” yanlış yazılmıştır doğrusu “TDK’nin” şeklinde olmalıdır. Yanıt: D ÇÖZÜM–30 1 2 5 I, II, IV, ve V. sözcüklerinde yazım yanlışı yapılmamıştır. III. sözcük “eşkiya” yanlış yazılmıştır. Doğrusu “eşkıya” şeklinde olmalıydı. Yanıt: C Yanıt: E 3 I.cümlede “ sorunlarıda” “sorunları da” şeklinde yazılmalıydı, buradaki “da” bağlaç olan “da” dır ve ayrı yazılır. II. cümlede “yönelikdir.” “yöneliktir” şeklinde yazılmalıdır. III. cümlede “gittikce” ünsüz sertleşmesine uğrayıp “gittikçe” şeklinde yazılmalıdır. IV. cümlede “gösteriyorki” sözcüğündeki “ki” bağlaç olan “ki” dır ve ayrı yazılır. V. cümlede bir yazım yanlışı yapılan sözcük yoktur. Yanıt: E 6 “onaltı, yanlızlık, başbaşa, yakıştır” Sözcükleri- nin yazımı yanlıştır. Sayılar, resmî belgeler dışında daima ayrı yazılır. (on altı) yanlızlık → “yalın” sözcüğünden türen doğru şekli “(yalnızlık)” olmalıydı. “Başbaşa” bir ikilemedir ve “baş başa” şeklinde ayrı yazılmalıdır. “Yakışdır” sözcüğü ünsüz sertleşmesine uğrayarak “yakıştır” şekline dönüşmelidir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I.cümlede “tabiat → tabiyat”, II. cümlede “küçüktür → küçükdür”, III. cümlede “bembeyaz → bem beyaz”, IV. cümlede ”yansıtmaya → yansıtmıya”, V. cümlede “dolayı da → dolayıda ve sebepten → sebebten” şeklinde yazılarak yazım yanlışı yapılmıştır. V. cümlede birden fazla yazım yanlışı vardır. 62 7 9 Gün ve ay adları yanlarında rakamla kullanılırsa büyük yazılır. A seçeneğinde “cumartesi” büyük yazılmalıydı. Kitap veya şiir başlıkları için ilk harfi büyük yazılır araya giren bağlaçlar küçük yazılır. B seçeneğinde “Karga İle Tilki” “Karga ile Tilki” şeklinde yazılmalıydı. Özel isimlerden sonra getirilen il, ilçe, bucak adları küçük yazılır. D seçeneğinde “Ankara’nın İlçeleri”, “Ankara’nın ilçeleri” şeklinde yazılmalıydı. Çağ, dönem, devir adları büyük yazılır. E seçeneğinde “Tanzimat dönemi” derken dönem, büyük harfle başlamalıydı. Özel isimlerden sonra getirilen dağ, göl, ova adları büyük yazılır. A seçeneğinde “Hürriyet Gazetesi” “Hürriyet gazetesi”, C seçeneğinde “Kültür Bakanlığı’nın” “Kültür Bakanlığının”, D seçeneğinde “çamur Şevket” “Çamur Şevket” E seçeneğinde “ingiliz anahtarı” “İngiliz anahtarı” şeklinde yazılmalıydı bu sözcüklerin yazımında yanlışlık yapılmıştır. B seçeneğinde “Yüksel Caddesi’nde” sözcüğü doğrudur. Özel adlarda sona getirilen cadde, sokak, meydan vb. adlar büyük harfle başlar. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: C 8 “olsa da, arasında da” sözcüklerinde kulla- nılan “de, da” lar bağlaç görevindedir ve doğru yazılmıştır. “açıklarlar ki” sözcüğünde “ki” bağlaç görevindedir. Onun da yazımı doğrudur. “sembollerin” sözcüğünde dudak ünsüzü “n, m’ye” dönüşmüştür. I. cümlede kullanılan “pekçok” sözcüğü ayrı yazılmalıydı. Yanıt: A 10 “mektup, uzun uzun, mesut, ayakkabımı” söz- cüğünün yazımları doğrudur. V. sözcük “kıravatımı” yanlış yazılmıştır. Doğrusu “ı” ünlüsünün olmadığı “kravatımı” şeklinde yazılmalıdır. Yanıt: E 63 YAZIM KURALLARI – IV I. sözcük “iç içe”, II. sözcük “birçok”, 3. sözcük “burada da”, IV. sözcük “temmuz” biçiminde yazılmalıydı. Bu sözcüklerin yazımında yanlışlık yapılmıştır. V. sözcük “Kabotaj Bayramı” doğru yazılmıştır. Özel günler ve haftalar büyük harfle yazılır. Yanıt: E 3 A seçeneğinde “duyar mısınız”, B seçeneğinde “Bolu Beyi’ne”, C seçeneğinde “döktü”, E seçeneğinde “kibrit” sözcüklerinin yazımları bu şekilde olmalıydı. Dizelerde altı çizili bu sözcükler yanlış yazılmıştır. D seçeneğinde “çiyi” sözcüğünün yazımı doğrudur. Yanıt: D 2 I, III, IV, V. cümlelerde yazım yanlışı olan bir sözcük yoktur. II. cümlede geçen Asya’nın Kuzeyinde sözcüğünde yazım yanlışı vardır. Yer adlarından sonra getirilen yön isimleri küçük yazılır. Doğrusu Asya’nın kuzeyinde şeklinde olmalıydı. Yanıt: B A, C, D, E seçeneklerinde yazan sözcüklerin herhangi birinde yazım yanlışı yoktur. Fakat B seçeneğinde “... devir etti” sözcüğünün yazımı yanlıştır. Yardımcı eylemlerin birleşme esnasında sözcük içinde ünlü düşmesi veya ünsüz türemesi varsa o sözcük birleşik yazılır. Doğrusu “devretti” biçiminde olmalıydı. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–31 1 64 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I, II, III, V. sözcüklerin yazımları doğrudur. IV. cümlede “... tır parkında ki araçları...” diye başlayan bölümde yazım yanlışı yapılmıştır. Burada kullanılan “ki” sıfat yapan ki’dir. Bu görevde kullanılan “ki”ler her zaman birleşik yazılır. Yanıt: D 6 Bu cümlede “söyliyeceğim” ve “okumakta” sözcüklerinde yazım yanlışı yapılmıştır. III. sözcük daralma yapılmadan “söyleyeceğim” biçiminde yazılmalıydı. İkinci sözcükte “ta” eki bağlaç olarak kullanılmıştır. Bağlaç olan “de, da”ler her zaman ayrı yazılır, cümleden çıkarıldıklarında anlamsal bir bozulma oluşturmazlar ve “te, ta” şeklinde dönüşmezler. Doğrusu “okumak da” şeklinde yazılmalıdır. Yanıt: B 7 Bu cümlelerden I, II ve III. bölümlerde yazım yanlışı yapılmamıştır. IV. cümledeki “başbaşa” bir ikilemedir ve ayrı yazılmalıdır. V. cümlede “2’şer 2’şer” üleştirme sayısıdır. Bu tür ifadeler rakamla değil yazıyla yazılır. Yanıt: E 8 A, B, D, E seçeneklerinde kısaltmaların ve sözcüklerin yazımında yanlışlık yapılmamıştır. C seçeneğinde TMO’nun (Toprak Mahsulleri Ofisi) yazımında yanlışlık yapılmıştır. Kurum ve kuruluş adları kısaltmaya uğradıklarında açılımına göre değil kısaltmanın son hecesine göre ince ünlüyle okunurlar. Doğrusu TMO’nin değil TMO’nun şeklinde olmalıydı. Yanıt: C 65 NOKTALAMA İŞARETLERİ – I A’da özel ada gelen çekim ekini (Ankara’ya) ayırmada, B’de sayılara gelen eki (75’inci) ayırmada, C’de kısaltmalara gelen eki (KPSS’de) ayırmada, E’de özel ada gelen çekim ekini (Ayşe Hanım’ın) ayırmada kullanılmıştır. D’deki kullanım yanlıştır. Çünkü “Haziran” sözcüğü belirli bir tarih bildirmediğinden kesme işareti kullanılmaz. Yanıt: D 2 İlk ayraca noktalı virgül (;) getirilir. Çünkü sıralı cümleleri ayırırken sıralı cümlelerin herhangi birinde virgül varsa bunlar noktalı virgülle ayrılır. İkinci ayraca virgül (,) gelir çünkü eş görevli soru sözcükleri ayrılmıştır. Üçüncü ayraca soru işareti (?) gelir çünkü soru anlamı vardır. Dördüncü ayraca da yargı bittiği için nokta (.) getirilir. Yani sırasıyla (;) (,) (?) (.) işaretleri getirilir. Yanıt: B I ve III’te yargı bittiği için nokta (.) kullanılması doğrudur. IV’te sıralı cümleyi ayırdığı için virgülün (,) kullanılması, V’te yargı bitmediği için üç nokta (...) kullanılması doğrudur. II’de ise nokta (.) yanlış kullanılmıştır. Çünkü eksiltili cümlelerin sonuna nokta değil üç nokta (...) konur. Yanıt: B 4 I, II, III ve IV numaralı yere tamamlanmış bir cümle olduğu için nokta (.) işareti, V’e ise benzer örneklerin devam edeceğini belirtmek için üç nokta (...) konur. Yani V numaralı yere farklı bir işaret getirilir. Yanıt: E Ayraçla belirtilen ilk yere sıralı cümleyi ayırdığından noktalı virgül (;) ikinci yere eş görevli sözcüklerin arasına geldiğinden virgül (,), üçüncü boşluğa da yargı tamamlandığı için nokta (.), dördüncü boşluğa soru anlamı olduğundan soru işareti (?), beşinci boşluğa da yargı tamamlandığından nokta (.) getirilir. Yani sırasıyla (;) (,) (.) (?) (.) işaretleri gelir. Yanıt: C 6 Ayraçla belirtilen ilk yere sıralı cümleyi ayırdığından virgül (,), ikinci yere açıklama yapılacağından iki nokta (:), üçüncü yere konuşma çizgisi (–) ve son boşluğa da aktarma cümlesinin sonuna, virgül (,) getirilmelidir. Yani (,) (:) (–) (,) işaretleri getirilmelidir. Yanıt: C 7 B, C, D ve E seçeneklerinde cümleler yanıt istediğinden soru anlamı taşır ve bunların sonuna soru işareti konur. A’da ise soru sorulduktan sonra yanıt da verildiğinden yargı tamamlanıyor ve nokta (.) işareti konur. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 5 ÇÖZÜM–32 1 66 8 Birinci ve ikinci ayraca ana sözü ayırdığından virgül (,) ya da kısa çizgi (–) gelir. Üçüncü ayraca soru anlamı taşıdığı için soru işareti (?), dördüncü ayraca açıklamadan önce geldiği için iki nokta (:), son ayraca da sıralı cümleleri ayırdığından virgül (,) getirilir. Yani (,) (,) (?) (:) (,) işaretleri kullanılır. Yanıt: A 12 A, B, C ve E’de sıralı cümleleri ayırdığından buradaki ayraçlara virgül (,) getirilmelidir. D’de ise sıralı cümleyi oluşturan bir cümlede virgül kullanılmış bu yüzden ayraçla belirtilen yere virgül yerine noktalı virgül (;) getirilir. Yanıt: D 9 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Birinci ayraca sıralı cümleleri ayırdığı için virgül (,) ikinciye açıklamadan önce geldiği için iki nokta (:), üçüncüye de tırnak içindeki yargı bittiğinden nokta (.) konur. Yani (,) (:) (.) işaretleri boşluklara gelir. Yanıt: A 10 I numaralı yere cümle tamamlandığı için nokta (.) konur. II, III, IV ve V’e ise eş görevli sözcükleri ayırdığından virgül (,) gelmelidir. I. işaret diğerlerinden farklıdır. Yanıt: A 13 A’da özneyi belirtmek için virgül (,), C’de sıralı cümleyi ayırdığı için virgül (,), D’de özneyi belirtmek için virgül (,), E’de özneyi belirtmek için virgülün (,) kullanılması doğrudur. B’de ise ad tamlamasında tamlayan ile tamlanan arasına virgül kullanılması yanlıştır. Yanıt: B 11 Üç nokta (...) eksiltili cümlelerin sonuna konur, benzer örneklerin devam edeceğini belirtmede kullanılır. A, B, C ve E’de cümleler bittiği için bunların sonuna nokta konur ama D’deki yargı eksiltili cümle özelliği taşıdığından buraya üç nokta (...) getirilir. Yanıt: D 14 I nolu yere yargı bittiği için nokta (.) konur. III’e özneyi ayırdığı için virgül, IV ve V’e de ara söz olduğu için virgül (,) veya kısa çizgi (-) getirilir. II nolu yere ise sıralı cümleyi ayırdığı için noktalı virgül (;) gelir. Yanıt: B 67 N O K TSAÖLZA CM Ü KAT Eİ Ş AAR NELTALME R- İ I – I I Parçadaki ilk boşluğa özneyi ayırdığı için virgül (,), sonra ikinci boşluğa sıralı cümleyi ayırdığından noktalı virgül (;), üçüncü boşluğa yargı bitirildiği için nokta (.) getirilmelidir. Dördüncü boşluğa eş görevli sözleri ayırdığı için virgül (,), beşinci boşluğa da soru anlamı olduğu için soru işareti (?) getirilmelidir. Yani sırasıyla (,) (;) (.) (,) (?) kullanılmalıdır. Yanıt: C 4 Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla şu işaretler getirilmelidir: İlk boşluğa yargı bittiği için nokta (.), ikinci boşluğa eş görevli sözü ayırdığı için virgül (,), üçüncü boşluğa özneyi belirtmek için virgül (,) son boşluğa da soru anlamı içerdiğinden soru işareti (?) getirilmelidir. Yani “(.) (,) (,) (?)” kullanılmalıdır. Yanıt: A ÇÖZÜM–33 1 2 5 Parçada V. işaret yanlış kullanılmıştır. Orada yargı bittiği için üç nokta (...) yerine nokta (.) kullanılmalıydı. I. işaret soru anlamı taşır, soru işareti (?) kullanılmıştır, II. işarette yargı bittiği için nokta (.) kullanılmıştır, III. işarette yargı bittiği için nokta (.) işareti kullanılmıştır. IV. işaret soru anlamı taşır ve soru işareti kullanılmıştır. I, II, III ve IV. işaret doğru kullanılmıştır. Yanıt: E 3 C seçeneğinde “Başarısının nedenleri soruldu- ğunda sıralıyor ( ) Bunu gerçekten istemek, buna inanmak ve çok çalışmak.” ifadesinde bir açıklama yapılacağından parantezle belirtilen yere iki nokta (:) getirilmelidir. A, B ve E seçeneklerinde sıralı cümleleri ayırdığı için noktalı virgül (;); D’de ise eş görevli sözcüklerin arasına konduğundan virgül (,) işareti konmalıdır. Yanıt: C 6 Parçada önce özneyi belirgin kılmak amacıyla kullanıldığı için virgül (,), sonra yargı tamamlandığı için nokta (.), doğrudan anlatımdan önce kullanıldığı için iki nokta (:) ve son işaret de soru anlamı taşıdığı için soru işareti (?) olmalıdır. Parçada sırasıyla (,) (.) (:) (?) kullanılmalıdır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! C seçeneğinde “Neler gördük neler: aslanlar, zebralar, yılanlar” ifadesinde yargı bitmemiş ve benzer örneklerin devam edebileceği belirtilmiştir, bu yüzden bu cümlenin sonuna üç nokta (...) konması gerekir. A, B, D, E seçeneklerinde ise yargılar tamamlanmıştır ve tamamlanmış yargıların sonuna nokta konur. Yanıt: C 68 7 D’deki “Bu dönemde pek çok ünlü şairden söz edebiliriz: Orhan Veli, Oktay Rifat, Cahit Sıtkı” yargısının sonuna benzer örneklerin devam edeceğini belirtmek amacıyla üç nokta (...) getirilmelidir. A, B, C ve E seçeneklerinde ise yargılar tamamlandığı için bunların sonuna nokta (.) konur. Yanıt: D 10 B’de “Eşimle aşağı–yukarı beş yıldır tatil yapmıyoruz.” cümlesindeki kısa çizgi (-) yanlış kullanılmıştır. Çünkü ikilemelerin arasına hiçbir noktalama işareti getirilmez. A’da ara sözün (-şu sınıfın en çalışkanını-) başına ve sonuna konmuştur, C’de ilgili tarihlerin (1914–1918) arasına, D’de ilgili saatlerin (13.30-17.30) arasına, E’de ise mastar eki (oku-, sev–, gör–) yerine kullanılmıştır ve doğrudur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 D seçeneğinde “Bu kitap senin mi? ne zaman aldın bu kitabı?” ifadesinde ilk soru işareti yanlış kullanılmıştır. Çünkü soru işaretinden sonra cümle büyük harfle başlar. A ve C’de cümleler soru anlamı taşıdığı için bu cümlelerin sonuna soru işaretinin konması doğrudur. B’de kesin olmayan bir bilgiden söz edildiği için soru işaretinin konması doğrudur ve E’de yargı soru anlamı taşıdığından cümlenin sonuna soru işaretinin konması doğrudur. Yanıt: D 9 IV. işaret yanlış kullanılmıştır. Çünkü bağ– eylem (–ıp) ekinden sonra virgül kullanılması yanlıştır. Ancak eş görevli durumlarda bağ–eylemden sonra virgül konur. I. işaret yargı bittiği için nokta (.), II. işaret kendisinden sonra örnekler sıralanacağı için iki nokta (:), III. işaret benzer örneklerin devam ettiğini belirtmek amacıyla üç nokta (...), V. işaret yargı tamamlandığı için nokta (.)’dır. Yanıt: D 11 D seçeneğinde “Dün akşam yapılan Tokat’lılar gecesine de katıldı.” cümlesinde kullanılan kesme işareti yanlıştır. Özel isme gelen yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. A’da kısaltmaya gelen eki (ODTÜ’den) ayırmış, B’de tarihe gelen eki (24.06.2008’de) ayırmış, C’de özel ada gelen çekim ekini (Mehmet Bey’in) ayırmış, E’de yine özel ada gelen çekim ekini (Ozan’da) ayırmıştır ve bunlar doğrudur. Yanıt: D 12 “Yazmak, yazmadan duracağımı sanmıyorum, rastlantılarla dolu bir sanattır.” cümlesinde virgül (,) ara sözün/cümlenin başında ve sonunda kullanılmıştır. E seçeneğinde de virgül ara sözün başında ve sonunda (“..., Yusuf’un kızını ve damadını, ...”) kullanılmıştır. A’da sıralı cümlelerin arasında, B’de önce özneyi belirgin kılmak için sonra da eş görevli sözcüklerin arasında C ve D’de özneyi belirgin kılmak amacıyla kullanılmıştır. Yanıt: E 69 N O K TSAÖLZACM ÜA K T İEŞ AARNELTALM E R-İ I– I I I I’de özel isimden sonra getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmıştır. Bu doğru bir kullanımdır. III’te tamamlanmış cümlenin sonuna nokta konulmuştur. IV’te eser adları cümle içinde tırnak içine alınabilir. Bu da doğru bir kullanımdır. V’te virgül özneyi vurgulamak için kullanılmıştır. II’de “yazın” “edebiyat” demektir. Burada edebiyat sözcüğü köşeli ayraçla değil parantezle (yay ayraç) gösterilmeliydi. Yanıt: B 3 I’de virgül eş görevli sözcük öbeklerini ayırmak için kullanılmıştır. IV’te sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır. V’te özneyi vurgulamak için kullanılmıştır. II’de ve III’te virgülün kullanımı yanlıştır. İsim tamlamalarında tamlayan ile tamlananın arasına virgül konulmaz, sıfat–fiiller ve fiilimsiler sıralanarak kullanılmadıklarında da sıfat–fiilin önüne virgül konulmaz. Yanıt: B B’de bir kişinin sözünden sonra iki nokta konulmuş ve bu söz konuşma çizgisiyle belirtilmiştir. Bu, doğru bir kullanımdır. C’de aralarında anlamca ilgi bulunan iki sözcüğü belirtmek için kısa çizgi konulmuştur. D’de cevap niteliği taşıyan sözden sonra virgül getirilmiştir. E’de de özneyi vurgulamak için virgül konulmuştur. Bunların tümünde noktalamalar doğru kullanılmıştır. A’da bir kişinin sözü doğrudan anlatımla gösterilmiş fakat bir sözün bittiği yere noktalı virgül konulmuştur. Doğrusu virgül olmalıydı. Yanıt: A 4 A seçeneğinde noktalı virgül yanlış kullanılmıştır. Bu seçenekte “o sevimli çocuğa” bir ara sözdür ve bu kısa çizgi veya virgülle gösterilmelidir. B seçeneğinde tırnak işaretinden önce noktalı virgül değil iki nokta konulmalıdır. D seçeneğinde 1944–1948 kısa çizgiyle gösterilmeliydi. E seçeneğinde “hayır sever insan” sözleri ayraç içinde ünlem işaretiyle gösterilmeliydi. C seçeneğinde virgülün kullanımı ve noktanın kullanımında bir yanlışlık yoktur. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 ÇÖZÜM–34 1 70 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 1. cümlede doğruluğundan emin olunmayan ifadeler soru işaretiyle gösterilir. 2. cümlede yabancı sözcüklerin Türkçe okunuşları ayraç içinde gösterilir. 3. cümlede eksik bırakılmış sözlerden sonra üç nokta konulur. 4. cümlede karşılıklı konuşmalarda konuşma çizgisinden önce iki nokta konulur. Noktalı virgülün kullanım özellikleriyle ilgili bilgi verilmemiştir. Yanıt: D 6 A seçeneğinde “hazan”, “sonbahar” demektir. Bir sözcüğün eş anlamlısı ayraç içinde gösterilebilir. C seçeneğinde kısaltmalardan sonra nokta konulur. D seçeneğinde virgül eş görevli sözcükleri ayırmak için kullanılmıştır. E seçeneğinde virgül ara sözü belirtmek için kullanılmıştır. B seçeneğinde “Kütahya Valiliğinden” sözü kesme işaretiyle ayrılmamalıydı. Kurum ve kuruluş adlarından sonra getirilen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz. Yanıt: B 7 I. cümlede dönem adlarından sonra getirilen ekler kesme işaretiyle ayrılır. II. cümlede eş görevli sözcük öbeklerini ayırmak için virgül kullanılmıştır. IV. cümlede Garip, I. Yeni demektir ve ayraç içinde doğru kullanılmıştır. V. cümlede virgül eş görevleri sözcük öbeklerini örnekleri sıralamak için kullanılmıştır. III. cümlede cümlenin sonuna üç nokta değil, nokta konulmalıydı. Çünkü devrik cümle de olsa tamamlanmış cümlelerin sonuna nokta konulur. Yanıt: C 8 Cümlede iki tane “çağdaş insan” sözü kullanılmıştır. Fakat ilk kullanım yerine noktalı virgül getirilmelidir. Bu cümlenin devamında fiilimsiyle kurulmuş söz öbekleri sıralandığı için buralara virgül konulur. Diğer “çağdaş insan” sözcü virgülle gösterilir. Çünkü burada özneyi vurgulamak için kullanılmıştır. Cümlenin sonuna tamamlandığı için nokta konulur. Doğru sıralama (;) (,) (,) (,) (.) şeklindedir. Yanıt: C 71 YAPI BİLGİSİ – I I nolu sözcük “eşya–m–a” iyelik ve yönelme hâl eki, II nolu sözcük “mektup–lar–ım–ı” çoğul, iyelik ve belirtme hâl eki, III nolu sözcük “kitap–lar–ım” çoğul ve iyelik eki, V nolu sözcük “el–in–e” iyelik ve yönelme hâl eki almış ve bunlar birden fazladır. IV nolu sözcük “defter–im” sadece iyelik eki almıştır. Yanıt: D 5 “Bilmem” ve “açtım” sözcüğünde “-m” eki eylem kişi eki, “neresindeyim” sözcüğünde “-im” eki ek eylem, “ahım, sesim, yanlışım” sözcüklerinde “-ım” eki aitlik bildirmiş, iyelik ekidir. “Benim” sözcüğündeki “-im” eki de tamlayan ekidir. “-m” eki dört farklı işlevde ÇÖZÜM–35 1 kullanılmıştır. Yanıt: D 2 II. sözcük (bahçeniz–e) “–e” hâl ekini, III. sözcük (biz–den) “–den” hâl ekini, IV. sözcük (bahtımıza) “–e” hâl ekini, V. sözcük (dalgasında) “–de” hâl ekini almıştır. I nolu sözcük (elveda) kök hâlindedir. Yanıt: A İyelik sahiplik, aitlik demektir. Ad tamlamalarının tamlanan kısmındaki ek (-ı, -i, -sı, -si ...) iyelik ekini oluşturur. B’de “haziranın ilk haftası”, C’de “sıra arkadaşına”, D’de “derenin kenarı”, E’de “yaz tatili” sözlerindeki altı çizili ekler iyelik ekidir. A’da iyelik eki yoktur. Yanıt: A 4 I. sözcük (şehir–i) iyelik eki, II. sözcük (insan–lar–la) çoğul ekini ve edatı, III. sözcük (kitabınız) iyelik ekini, V. sözcük ad tamlamasında tamlanan görevinde ve iyelik ekini almıştır. IV nolu sözcük çekim eki almamıştır, kök hâlindedir. Yanıt: D B’de “dert–in–e”, C’de “peş–i–(n)–de”, D’de “kahır et–er”, E’de “akıl–ın–dan” sözcükleri sadece çekim eki almıştır. A’da ise “öl– ü–m–ü” sözcüğü önce eylemden ad yapan sonra da addan ad yapan eki ve “–i” hâl ekini almıştır. Yani hem yapım hem çekim eki almıştır. Yanıt: A 7 I nolu sözcük (etraf–ta) sadece bulunma hâl ekini almış basit yapılı, III nolu sözcük (iş–in–i) iyelik ve “-i” hâl ekini almış basit yapılı, IV nolu sözcük (yap–ma–y–ı) hem ad-eylem hem “–i” hâl ekini almış türemiş yapılı, V nolu sözcük (sür–dür–dü) hem eylemden eylem yapan (–dır) hem de “–di”li geçmiş zaman ekini almıştır. II. sözcük ise (düş–ün–ce–li) önce eylemden eylem sonra eylemden ad ve addan ad yapan eki almıştır. Yani sadece yapım eki almış türemiş bir sözcüktür. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 6 72 8 I. sözcük (harc–ım) aitlik bildirir iyelik eki, III. sözcük (unut–du–m) “-di”li geçmiş zaman ve kişi eki, IV. sözcük (para–sız) addan ad yapan eki, V. sözcük (inan–ıyor–um) şimdiki zaman ve kişi eki almıştır. II. sözcük (sık–ın–tı–lar–ı) eylemden eylem ve sonra eylemden ad yapan eki almıştır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 A’da yüklem “severdi” sözcüğü, B’de “oluyordu”, C’de “gelmişti”, E’de “gidecekti” sözcükleri sadece çekim eki almış, yapıca basittir. D’de ise “yaşarmıştı” sözcüğü yaş – ar – mış – tı isim yapımçekimçekim köküeki eki eki hem yapım hem çekim eki almıştır. Yapıca türemiştir. Yanıt: D 10 Soruda sözcük kökünün türü dendiğinde isim ya da fiil olduğuna bakılır. I. sözcüğün kökü “sev–” eylemi, II. sözcüğün kökü “bük-” eylemi, III. sözcüğün kökü “dön-” eylemi, IV. sözcüğün kökü “ayır–” eylemidir. V. sözcük (kolay) kök hâlindedir ve addır. Yanıt: E 11 I. dizede “mahvetti” II. dizede “istifa ettim” IV. dizede “aşık oldum” V. dizede “nüksetti” sözcükleri birleşik eylemdir. III. dizenin yüklemi (alıştım) yapıca birleşik eylem değil, türemiştir. Yanıt: C 12 Soruda yapıca fark sorulduğunda “basit, türemiş ve birleşik sözcük”lere bakılır. A’da “oturmayı” B’de “başarılı”, C’de “gezintiyi”, D’de “yaşlı” sözcükleri yapım eki almıştır ve yapıca türemiştir. E’de “günlerinin” sözcüğü ise (gün–ler–i–n–in) sırasıyla çoğul ekini (– ler), iyelik ekini (–i) ve tamlayan ekini (–in) almıştır. Yani sadece çekim eki almıştır, yapıca basittir. Yanıt: E 13 A’da “başvuruları”, C’de “görebilmek”, D’de “fark ettim”, E’de “yardım ederdi” sözcükleri birleşik yapılıdır ancak birer tanedir. B’de ise “ilkbahar”, “nasıl” ve “anlayamadım” sözcükleri birleşik yapılı ve iki tanedir. Yanıt: B 73 S ÖYZACPÜIK B TE İLG AİNSL İ A–MI I - I Bir sözcüğün kökünün türü sorulduğunda o sözcüğün isim veya fiil kökü olduğuna bakarız. I. sözcükte “um(mak)” fiil kökü, II. sözcükte “yit(mek)” fiil kökü, III. sözcükte “gör(mek)” fiil kökü, IV. sözcükte “kötü” isim kökü ve V. sözcükte “inan(mak)” fiil köküdür. Farklı olan IV. sözcüğün köküdür. Yanıt: D “dünyada, nasırdan, değildi” sözcükleri sadece çekim eki almış basit yapılı sözcüklerdir. “çirkin” sözcüğü ise kök hâlindedir ve o da basit yapılıdır. I. sözcük “hiçbir” ise birleşik yapılıdır. Yanıt: A Türkçede “acak, -ecek” ekinin iki ana işlevi vardır. Bunlar da birinci gelecek zaman kip ekidir. Bu ek çekimli fiillere getirilir ve çekim eki kabul edilir. İkincisi ise sıfat fiil eki olan “acak, -ecek” ekidir ki bu eki aldığı zaman yapım eki olur ve genelde bir ismi niteleyerek sıfat tamlaması yapar. Burdan hareketle A seçeneğinde “yapılacak”, B seçeneğinde “yiyecek”, C seçeneğinde “sokacak”, D seçeneğinde “içecek” sıfat fiil eki işlevinde kullanılmışlardır. E seçeneğinde yer alan “duyulacak” bu cümlenin çekimli eylemidir. Buradaki “–acak” gelecek zaman kip eki işlevindedir. Yanıt: E 4 “bırak” eylem köküne “-ıl” ve “-an” yapım ekleri gelmiştir. “kokan, çöküp, yediği” sözcüklerinde birer yapım eki vardır. “bulutlu” sözcüğü ise yapım eki almamış sadece çekim eki almıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–36 1 74 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. sözcükte isimden fiil yapan ek vardır. II. sözcükte “roman” köküne “cı” ve “lık” yapım ekleri gelmiştir. III. sözcük gövdeden türemiştir. Bir sözcüğün gövde olması için en az bir yapım eki alması gerekmektedir. Gövdeden türeyen bir sözcük en az iki yapım eki alır. “yön-el-en” sözcüğünde de iki yapım eki vardır. V. sözcükte “ler” bir çoğul ekidir ve isim çekim eki kabul edilir. IV. sözcükte “sıra-da”da yönelme değil, bulunma hâl ekidir. Yanıt: D 7 A seçeneğinde “at–ı–n–a” sözcüğünde iyelik ve yönelme hâl eki vardır. B seçeneğinde “yer–den” sözcüğünde bulunma hâl eki vardır. D seçeneğinde “yorgan–ın–a” sözcüğünde iyelik ve yönelme hâl eki vardır. E seçeneğinde “dib–i–n–e” sözcüğünde iyelik ve yönelme hâl eki kullanılmıştır. Bu sayılan ekler isim çekim ekleridir. C seçeneğinde “damla–y–a” sözcüğünde “a” eki zarf fiil ekidir. Bu ek yapım eki kabul edilir. Yanıt: C 6 “Nefes” kök hâlindedir ve basit yapılıdır. “gölge–s–i-n–de” sözcüğünde kaynaştırma ün- süzleri ve isim çekim ekleri kullanılmıştır. “kenar–ı–n–da” sözcüğünde de sadece isim çekim ekleri kullanılmıştır. Bu iki sözcükte basit yapılıdır. II. sözcük “ağaran”, “ak–ar– an” ve III. sözcük “aç–ık” yapım eki aldıkları için türemiş yapılıdırlar. Yanıt: B 8 “A, B, C, D” seçeneklerinde yer alan “sarıldı, eleştirildi, uçuşuyorlardı, ayrıldı” eylemleri yapı itibariyle türemiştir. E seçeneğinde yer alan “seyrediyordu” fiili yardımcı eylemle oluşmuş birleşik yapılı bir sözcüktür. Yanıt: E 75 AD – I E’de “çocuk–a” sözcüğü yönelme hâl eki (-e/ -a) ni almıştır. A’da “gel–e”, B’de “kal–a”, C’de “konuş–a” sözcükleri eylemden ad yapan eki, D’de “yaş–a” sözcüğü de addan eylem yapan eki almıştır. A, B, C ve D seçeneklerinde hâl eki kullanılmamıştır. Yanıt: E 2 E’de “...şiirin gerçeğine hasına” Tamlayan TamlananTamlanan sözünde birden fazla tamlanan vardır. A’da “şiirin gerçeği, köy türküleri...” tamlamalarında, B’de “... türkünün yüreğinde...”, C’de “... köy türküsü...”, D’de “Yurdumun toprağında...” tamlamalarında birer tane tamlanan vardır. Yanıt: E C’deki “...sesi arıların, böceklerin” Tamlanan TamlayanTamlayan tamlamasında tamlanan önce tamlayan sonra söylenmiştir. Yani tamlayan ve tamlanan yer değiştirmiştir. A, D ve E’de ad tamlaması yoktur. B’de, “... sükutun...yaktığı... avize tamlayan tamlayan (sıfat) tamlamasında tamlayan ve tamlanan yer değiştirmemiştir. Yanıt: C A’da “Gün ortasında...” TamlayanTamlanan C’de“Günün birinde...” TamlayanTamlanan D’de “Gün yüzü...” TamlayanTamlanan E’de “Gün ışığı...” TamlayanTamlanan tamlamaları birer belirtisiz ad tamlamasıdır. B’de “Gün ışımadan atlılar yola çıktı.” cümlesinde ad tamlaması yoktur. Yanıt: B 5 D’de“... şiirin dünyası...” tamlayantamlanan tanımlaması belirtili, “... halı desenine”tamlaması tamlayan tamlanan belirtisiz ad tamlamasıdır. A’da“... toprağımızın gururudur.” tamlayantamlanan belirtili, B’de“Çınar ağacı” tamlayantamlanan “Serhat gazileri” tamlayantamlanan tamlamaları belirtisiz, C’de “Türk duyarlığında, yaşamında...” tamlaması belirtisiz, E’de “Eyüp servilikleri, Haliç manzarası...” belirtisiz ad tamlamalarına örnektir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 4 ÇÖZÜM–37 1 76 6 B’deki “deniz” sözcüğü tür adı olabildiği gibi insan adı olarak da kullanılabilir yani özel ad da olabilir. A’da “dudak”, C’de “kuşlar”, D’de “manzarası”, E’de “el” sözcükleri tür adı olarak kullanılır. Özel ad olmaz. Yanıt: B 7 İyelik (aitlik) eki sahiplik demektir. “meylim, dilim, ayağım, elim, halim” sözcük- lerinde altı çizili ekler sahiplik bildirir ve dizelerde beş tane iyelik eki kullanılmıştır. Yanıt: C 8 11 Topluluk adı biçimce tekil gibi görünmesine rağmen anlamca çoğul olan sözcüklerdir. E’deki “takım” sözcüğü de anlamca birden fazla kişiyi kastettiğinden topluluk adıdır. A’da “terzi”, B’de “vapur”, C’de “sınıf”, D’de “birçok” sözcüğü topluluk özelliği göstermez. Yanıt: E 12 A’da “gül”, B’de “çiçeklerden”, D’de “yonca”, E’de “sümbül” sözcükleri cümlede tür adı olarak kullanılmıştır. C’de “Lale” sözcüğü ise insan adı yerine kullanılmış, cümlede özel ad görevindedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “-den” eki ayrılma, çıkma bildirir. Cümle öge- lerinde de dolaylı tümleç görevindedir. B’de “... eskiden...” sözcüğündeki “-den” eki ayrılma, çıkma bildirmez, zaman anlamı taşır ve zarf görevindedir. A’da “yönden”, C’de “camlardan”, D’de “pencereden”, E’de “benden” sözcüklerindeki “-den” ekleri ayrılma, çıkma bildirir. Yanıt: B 9 A’da “yaş–ı–n–a”, D’deki “geniş–lik–i–n–e” sözcükleri “-e” hâlini; C’de “bir–in–den” sözcüğü “-den” hâlini, E’de “dün–ya–y–ı” sözcüğü “-i” hâlini almıştır. B’de “bir–i” sözcüğündeki “-i” eki iyelik ekidir. Yanıt: B 10 B seçeneğinde “Fikret Otyam’ın kitabını okurken mazide kalan dostluklarımızı düşündüm.” cümlesinde altı çizili sözcük sırasıyla çoğul ekini (–lar), iyelik ekini (–ımız) ve –i belirtme ekini almıştır. Yanıt: B 13 C’de “benim” sözcüğündeki “-im” eki tamlayan ekidir. İyelik eki değildir. A’da “Saçım”, B’de “sevmesi”, D’de “dertlerimin”, E’de “başıdır” sözcüğündeki altı çizili ekler sahiplik, aitlik bildirir. İyelik ekidir. Yanıt: C 14 “-cık” eki küçültme ekidir. Anlamca farklı özellikler de gösterebilir. Bazen eklendiği sözcük kalıplaşıp kalıcı bir varlığa ad olur. A’da “bademcik”, B’de “elmacık”, C’de “gelincik”, E’de “arpacık” sözcüklerinde “-cık” eki kalıcı bir ad yapmıştır. D’de ise “-cık” eki eklendiği sözcüğe “acıma” anlamı katmıştır. Yanıt: D 77 AD – II A’da “Buraların yazı”, B’de “Toprağın verimliliği”, C’de “Yolun kenarında”, E’de “doğanın yemişine” tamlamalarında hem tamlayan hem tamlanan ek almış ve bunlar belirtili ad tamlaması oluşturmuştur. D’de “su yolu” ad tamlamasında tamlayan ek almamış, tamlanan iyelik ekini almıştır. Bu da belirtisiz ad tamlamasıdır. Yanıt: D 5 A’da “ömrü” sözcüğünde “-i” iyelik (aitlik) eki vardır. İyelik ekinin olduğu yerlerde ad tamlaması da olur. Bu bazen tamlayanı düşmüş şekilde karşımıza çıkar. “ömrü” sözcüğünün tamlayanı “onun” sözcüğüdür ve düşmüştür. Yanıt: A ÇÖZÜM–38 1 2 B, C, D, E’de ad tamlamalarında tamlanan görevli sözcüklerin altı çizilidir. A’da “dünyanın” sözcüğü tamlayan “-ın” ekini almış ve ad tamlamasının tamlayanını oluşturmuştur. Yanıt: A 3 A’da “Armut ağacı”, B’de “tavsiye mektubu”, C’de “at ayağı”, E’de “Buğday tarlası” belirtisiz ad tamlamalarında altı çizili ekler iyelik ekidir. D’de “Gül Sokak’ta” tamlamasında iyelik eki düşmüştür. Yanıt: D 4 “Kardeşim” sözcüğündeki altı çizili ek sahip- lik bildirir iyelik eki (A)’dir, aynı zamanda yalın ada (B) örnektir. “Elemine” sözcüğü yönelme (-e) hâl ekini (C) almıştır. “Kardeşim” sözcüğü tamlayanı düşmüş ad tamlamasıdır. (E) Dizelerde belirtili ad tamlaması (D) yoktur. Yanıt: D 7 D’de“Çiçeklerin pembesi,alı” TamlayanTamlanan Tamlanan tamlamasında bir tamlayan birden fazla tamlanan vardır. A, B, C, E’de ise ad tamlaması yoktur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I’de Barbaros Meydanı, III’te “kare şeklinde”, V’te “yaz aylarında” tamlamaları belirtisiz, IV’te “yoksulların parkı” belirtili ad tamlamasıdır. II’de “Sağı anıt, solu türbe” dizesinde ad tamlaması yoktur. Yanıt: B 6 78 8 “Sabah gazeteleri, köşe başı, kar tanecikleri, İstanbul’un karı, İstanbulluların çoğu, kar korkusu içinde” tamlamaları ad tamlamasıdır. Parçada altı tane ad tamlaması kullanılmıştır. Yanıt: C 9 I’de “aruz vezni”, II’de “hece ölçüsü” belirtisiz ad tamlaması; III’te “Şiirin konusu” belirtili ad tamlaması, IV’te “halk edebiyatının konuları” zincirleme ad tamlamasıdır. V’te “Yararlandığı bir gerçektir” sözü niteleme sıfatıdır. Yani sıfat tamlamasıdır. Yanıt: E 12 İsim tamlamalarında tamlayan önce tamlanan sonra gelir. A’da ad tamlaması yoktur. C’de “yaz gecesi” belirtisiz ad tamlamasında, D’de “denizin derinliklerinde”, E’de “şehrin sokakları” belirtili ad tamlamalarında önce tamlayan sonra tamlanan gelmiştir. B’de ise “Pek hatırlamıyorum sesi nasıldı Tamlanan annemin” cümlesinde belirtili ad tamlamasında Tamlayan önce tamlanan sonra tamlayan gelmiştir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10 A, B, C ve D’de ad tamlaması yoktur. E’de “Yenmemiş bir meyvenin nasıl bilinir tadı.” tamlayantamlanan cümlesinde tamlayanı ile tamlananı arasına sözcükler girmiş belirtili ad tamlaması vardır. Yanıt: E 11 I’de “Yangın–ın ışığ–ı” tamlayantamlanan II’de“Annem–in gözler–i” tamlayantamlanan III’te “gün–ün ard–ı” tamlayantamlanan V’te“kız–ın rüya–sı” tamlayantamlanan tamlamaları belirtili ad tamlamasıdır. IV’te “dost el–i”tamlaması tamlayantamlanan belirtisiz ad tamlamasıdır. Yanıt: D 13 B’de “hüznün yanağı”, C’de “iskele kahvesi”, “Kanlıca’nın ihtiyarları” D’de “dalgaların sesi”, E’de “sahibinin sakalı” sözü ad tamlamasıdır. A’da “Görüyorsun, şimdiden yorulduk arabacı. Bu dimdik yokuşlara can mı dayanır?” dizelerinde ad tamlaması yoktur. Yanıt: A 14 D’de “-den” eki “-ın” tamlayan eki yerine kullanılmıştır. Yani “Oyunculardan biri hakemin üzerine yürüdü.” cümlesinde altı çizili söz belirtili ad tamlamasıdır. A, B, C ve E’de “-den”, eki ayrılma, çıkma görevindedir. Yanıt: D 79 ZAMİR – I A’da “nasıl” sözcüğü eylemi etkilediğinden soru zarfıyla; B, D ve E’de “mi” soru edatıyla soru anlamı sağlanmıştır. C’de “kim” sorusu adı sorduğu için, adın yerine kullanıldığı için soru anlamı zamirle sağlanmıştır. Yanıt: C 5 I’de “bunlardan” sözcüğü işaret zamiri, II’de “hiçbiri” sözcüğü belgisiz zamir, III’te “kimse” sözcüğü belgisiz zamir, IV’te “senin” sözcüğü kişi zamiridir. V’te “bir” sözcüğü kendisinden sonra gelen adı belirttiğinden belgisiz sıfattır. Farklı olan V. sözcüktür., Yanıt: E ÇÖZÜM–39 1 2 Verilen açıklama Türkçede sadece “ben” ve “sen” kişi zamirleri yönelme hâl eki aldığında kökündeki ünlülerin değişmesidir. C’de “sen” kişi zamiri “-e” hâl ekini alınca kökündeki ünlü değişmiş ve “sana” olmuştur. A’da “herkes, kimse” zamirleri ek almamıştır. B’de “burada, kendimi”, D’de “birinde”, E’de “beni” zamirleri ek almıştır ancak bunların kökünde değişiklik olmamıştır. Yanıt: C “Hiçbiri, hepsinin, biri (2 kez kullanılmış)” söz- cükleri adları belgisiz olarak göstermiş ve belgisiz zamirdir. “Ben” adın yerini tutmuş ve kişi zamiridir. “Buradan” sözcüğü bir adın yerini işaret ettiğinden işaret zamiridir. Dizelerde altı tane zamir kullanılmıştır. Yanıt: E 4 I. sözcük “birbirine” sözcüğü adın yerine kullanılmış ancak bunların ne olduğu belli olmadığından belgisiz zamirdir. IV’teki “hepsi” sözcüğü de hangi adların yerine geçtiği belli olmadığından belgisiz zamirdir. II’de “nereden” sözcüğü soru zamiri, III’te “bunlardır” sözcüğü işaret zamiri, V’te “onlarda” sözcüğü kişi zamiridir. Yanıt: B V’te “Kaybolmuş benim hasretimi çektiğim güzel sevgili” dizesinde geçen “benim” sözcüğü, I. tekil kişi zamiridir. I, II, III ve IV. cümlelerde geçen “nerede” sözcükleri adın yerini sorduğundan soru zamiridir. Yanıt: E 7 I. dizede “senin”, II. dizede “benim” sözcükleri, insan isminin yerine geçtiğinden kişi zamiri; IV’te “kendine” sözcüğü dönüşlülük zamiri, V’te “neredesiniz” sözcüğü adın yerini sorduğundan soru zamiridir. III. dizede “O dağlar, hani her gün doğar ya güneş” dizesinde zamir kullanılmamıştır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 6 80 8 C’de“kitapların kaçını” TamlayanTamlanan ad tamlamasında “kaçını” tamlananı soru zamiridir. A’da “onların tavrı” tamlamasında zamir tamlayan görevindedir. B’de zamir yoktur. D’de “bize” zamiri ad tamlamasının içinde değildir. E’de zamir yoktur. Yanıt: C 12 A’daki “paketlerin çoğu” tamlamasında zamir (çoğu) tamlanan görevindedir. B’de “kimsenin yardımı”, C’de “onun kardeşi”, D’de “neyin fiyatı”, E’de “hiçbirinin kitabı” ad tamlamalarında altı çizili zamirler tamlayan görevindedir. Yanıt: A 9 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A’da “bizim”, B’de “o”, C’de “onları”, E’de “sizin” sözcükleri bir insan adı yerine kullanıldığından kişi zamiridir. D’de “burası” sözcüğü ise bir adı işaret ettiğinden işaret zamiridir. Yanıt: D 10 13 C’de “ne” sözcüğü adın yerini tuttuğu için soru zamiri olarak kullanılmıştır. A’da “ne” sözcüğü “neden, niçin” anlamında olduğundan zarf, B’de “ne” sözcüğü “ne ... ne” bağlacı, D ve E’de “ne” sözcüğü adı belirttiğinden sıfat görevindedir. Yanıt: C A’da “hepsi”, B’de “çoğu” C’de “kimileri”, E’de “kimse” sözcükleri adların yerini belirsiz olarak tuttuğundan belgisiz zamir görevindedir. D’de “onun” sözcüğü ise kişi adı yerine kullanıldığı için kişi zamiridir. Yanıt: D 14 11 İlk sözcük “o” sözcüğü insan isminin yerine kullanıldığı için kişi zamiridir. İkinci sözcük “buraya” sözcüğü bir adın yerini işaret ettiğinden “işaret zamiri”, üçüncü sözcük “onu” sözcüğü yine bir adı işaret ettiğinden işaret zamiridir. Sırasıyla “kişi, işaret, işaret zamiri” kullanılmıştır. Yanıt: A D’de“bunların çoğu” tamlayantamlanan ad tamlamasında hem tamlayan (işaret zamiri) hem tamlanan (belgisiz zamir) zamirdir. A’da zamir yoktur. B’de “herkesin isteği” tamlamasında tamlayan, C’de “yolcuların hepsi” tamlamasında tamlanan, E’de “hiçbirinin hâli” tamlamasında tamlayan zamir görevindedir. Yanıt: D 81 SÖZCÜ ZA KT MEİ RA N – LI A I M - I I. ve II. cümlelerde yer alan “birkaçı ve kimse” sözcükleri adın yerini belirsiz biçimde tutan belgisiz zamirlerdir. III. ve IV. cümlelerdeki “bizi ve ben” ise kişi zamiri görevindedir. V. cümlede “orayı” sözcüğü işaret zamiridir. Yanıt: A 4 A seçeneğinde “kimseye”, B seçeneğinde “herkesi”, C seçeneğinde “birçoğu”, D seçeneğinde “hiçbiri”, belgisiz zamir görevinde kullanılmıştır. E seçeneğinde “benim” sözcüğü kişi zamiridir ve diğerlerinden farklıdır. Yanıt: E ÇÖZÜM–40 1 2 3 Bu parçada I, III, IV, V. cümlelerde zamir türünde bir sözcük kullanılmamıştır. II. cümlede “Bunlar” işaret zamiri görevinde kullanılan bir zamirdir. Yanıt: B 5 A seçeneğinde “ceylan” isim görevinde, C seçeneğinde “gözüm” isim görevinde kullanılmıştır. D’de “saydım” fiil, E’de “gibi” edat görevinde kullanılmıştır. B seçeneğinde “seni” kişi zamiri görevindedir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bu tür sorularda önce soru sözcüklerini tespit edip sonra da diğer sözcüklerle durumuna bakarız. A seçeneğinde “biliyor muydun” soru edatı, B ve D seçeneklerinde “nasıl” ve ”neden” soru zarfı, C seçeneğinde “kaç” soru sıfatı görevinde kullanılmışlardır. E seçeneğinde “nereye” ise adın yerini soru yoluyla tutan bir zamir görevindedir. Yanıt: E 82 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Zamirler adının yerlerini tutan sözcük türleridir. A seçeneğinde “ona”, B seçeneğinde “herkese”, C seçeneğinde “burada”, E seçeneğinde “kendi” zamir göreviyle kullanılmış sözcüklerdir. D seçeneğinde zamir görevli bir sözcük kullanılmamıştır. Yanıt: D 7 I. sözcük ismi nitelediği için sıfat görevindedir. II. sözcük “kişi zamiri”, III. sözcükte belgisiz zamir görevinde kullanılmıştır. IV. sözcük ve V. sözcüklerdeki “diren” ve “yürüt” eylem görevindedir. Zamir görevinde kullanılanlar II ve III. sözcüklerdir. Yanıt: C 8 Bu dizelerde “herkes” belgisiz zamir görevinde kullanılmıştır. ”beni” ise kişi (şahıs) zamiridir. Zamirler adın yerini tuttukları için ada getirilen hâl eki, çoğul eki gibi bazı ekleri de alabilirler. “beni” sözcüğündeki “i” eki de belirtme hâl ekidir. Yanıt: C 9 A seçeneğinde “kendisi” dönüşlülük zamiri, C seçeneğinde “hepimiz” belgisiz zamir, D seçeneğinde “onun” ve “sana” kişi zamiri, E seçeneğinde “biri” belgisiz zamirdir. B seçeneğinde zamir görevinde bir sözcük yoktur. Yanıt: B 83 SIFAT – I Dizelerdeki “atlılar, sesi, örtüler” sözcükleri isim olarak kullanılmıştır. Bir sözcüğün sıfat olabilmesi için ismi nitelemesi gerekir. Siyah → örtü, mavi → gözler tamlamalarındaki “siyah - mavi” sözcükleri sıfat göreviyle kullanılmıştır. Yanıt: C 5 A seçeneğinde “bütün günümüz”, B seçeneğinde “bazı akşamlar”, C seçeneğinde “yerdeki eşyalar”, E seçeneğinde “özel bir şirket” sıfat tamlaması görevinde kullanılmıştır. D seçeneğinde sıfat tamlamasına yer verilmemiştir. Yanıt: D ÇÖZÜM–41 1 2 “gizli ve açan” sözcükleri bir adı niteledikleri için sıfat göreviyle kullanılmışlardır. Sıfat fiil ekini alan sözcüklerde sıfat tamlaması görevinde kullanılırken “vermeye” fiilimsi, “gecelerde” isim, “yahut” bağlaç görevindedir. Yanıt: A I. cümlede “Parlak”, II. cümlede “siyah”, III. cümlede “sıcacık, oturan”, IV. cümlede “bir, tütmeyen, girmeyen” sözcükleri sıfat görevinde kullanılmışlardır. V. cümlede sıfat göreviyle kullanılan bir sözcük yoktur. Yanıt: E 4 A, B, C seçeneklerinde geçen “aşağısına, aşağıdan ve aşağıya” sözcükleri isim görevinde kullanılmışlardır. D seçeneğindeki “aşağı” sözcüğü zarf görevindedir. E seçeneğindeki “aşağı” sözcüğü mahalle ismini belirttiği için sıfat görevindedir. Yanıt: E B seçeneğinde “bu kasaba”, C seçeneğinde “ürkek bakış”, D seçeneğinde “dergideki yazılar”, sadece birer tane sıfat almış sözcüklerdir. E seçeneğinde sıfat türünde bir sözcük yoktur. Fakat A seçeneğinde “bu zor görev” tamlamasında “bu” belirtme sıfatı, “zor” da niteleme sıfatıdır. Yanıt: A 7 I. cümlede “nereden” soru zamiri, III, IV, V. cümlelerdeki “neden, niye, niçin” sözcükler soru zarfı görevinde kullanılmışlardır. II. cümledeki “hangi nedenler” söz öbeğinde “hangi” sözcüğü bir adı belirttiği için soru sıfatı vardır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 6 84 8 12 Belirtme sıfatları “işaret, sayı, soru, belgisiz” sıfatlarıdır. A ve E seçeneğinde “bu” sözcüğü işaret sıfatı, B seçeneğindeki “bir” sözcüğü sayı sıfatı, D seçeneğindeki “her” sözcüğü belgisiz sıfattır. C seçeneğinde sıfat türünde bir sözcük kullanılmamıştır. Yanıt: C “bir, o, taşıdığı, başka” sözcükleri önlerinde bir adı belirterek ve niteleyerek sıfat olmuşlardır. “sözlük karşılığı” bir belirtisiz ad tamlamasıdır, dolayısıyla II numaralı kelime ad görevindedir. Yanıt: B 9 “çöllerde, dermanı, ilacı” sözcükleri isim görevinde kullanılmışlardır. “seni” zamir görevindedir. I. cümledeki “bir” sözcüğü adı belirttiği için sıfat görevindedir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: A 10 “güzeller” sözcüğü adlaşmış sıfat görevinde kullanılmıştır. Niteleme sıfatlarının önlerindeki adlar düşerse adlaşmış sıfat oluşur. (güzel kızlar → güzeller). Yanıt: D 11 13 A seçeneğinde “yoksul mu yoksul”, B seçeneğinde “kıpkırmızı”, C seçeneğinde “eğri büğrü”, E seçeneğinde “simsiyah” sözcükleri pekiştirme sıfatı görevinde kullanılmışlardır. D seçeneğinde “ufacık” sözcüğü pekiştirme sıfatı değil, “küçültme” sıfatı durumundadır. Yanıt: D 14 “şu” işaret sıfatı, “bakır” niteleme sıfatı gö- revindedir. Yanıt: E “Yoksul” (yok–sul) türemiş bir sıfattır. “kara” basit yapılı bir sıfattır. “hoşgörülü” ise bir- leşik yapılıdır. Doğru sıralama II, I, III’tür. Yanıt: E 85 SIFAT – II 4 “bu” sıfat, “yankılanıp” fiilimsi, “var, aşağıda, toprakta” sözcükleri ad görevinde kul- lanılmıştır. Sıfatlar kendi içinde niteleme ve belirtme sıfatı olarak ikiye ayrılırlar. Ayrıca sıfat görevinde kullanılan sözcükler ad tamlamalarının arasına da girebilirler. I. sözcükte de “bu” sözcüğü bir ad tamlamasının arasına girerek kullanılmıştır. A seçeneğinde “her”, C seçeneğinde “kimi”, D seçeneğinde “bazı”, E seçeneğinde “birkaç” belgisiz sıfat görevinde kullanılmıştır. Fakat B seçeneğinde “farklı” sözcüğü niteleme sıfatı görevindedir ve diğerlerinden farklı türdedir. ÇÖZÜM–42 1 Yanıt: B Yanıt: A 5 2 için niteleme sıfatı görevindedir. “bin” ise bir sayı sıfatıdır. Yanıt: E Yanıt: A 3 I. ve IV. sözcükler (iyi, abartılı) niteleme sıfatı, II. ve V. sözcükler (bir, bütün) belirtme sıfatı görevinde kullanılmışlardır. III. sözcük “yaşamayı” ise sıfat değil fiilimsi görevinde kullanılmıştır. Yanıt: C 6 I.’de “üç ay” sayı sıfatıdır ve bir sıfat tamlamasıdır. II, III ve IV’te altı çizili sözcükler ad tamlaması görevinde kullanılmışlardır. V.’te ise “şimdi” sözcüğü zarf görevinde kmullanılmıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “Yeni” sözcüğü “nasıl” sorusuna yanıt verdiği A’da “iri iri”, B’de “sapsarı”, C’de “yepyeni”, D’de “uzun mu uzun” sözcükleri pekiştirme sıfatı görevinde kullanılmışlardır. E’de ise “minicik” sözcüğü pekiştirme değil küçültme sıfatı görevindedir. 86 7 10 Şiirin IV. dizesinde “dümdüz bir mavilikte” sözcük öbeğinde hem pekiştirme hem de belirtme sıfatı kullanılmıştır. “Dümdüz” sözcüğü “m, p, r, s” eklerini alarak pekiştirilmiş bir sözcüktür. “Bir” sözcüğü ise belgisiz sıfattır, belgisiz sıfatlar da belirtme sıfatı içinde kabul edilir. Bu cümlede geçen “hiçbir, giden, bu” sözcükleri sıfat görevinde kullanılmışlardır. Yanıt: C Yanıt: D 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “Yapılan ve kuran” sözcükleri sıfat fiil ekini almış tamlamaları, “kimi” belgisiz sıfatı “bu” işaret sıfatını, “dümdüz” pekiştirme sıfatını örneklendirir. Cümlede soru sıfatı kullanılmamıştır. Yanıt: D 11 İkinci dizedeki “bir” sözcüğü sayı sıfatını, “eşsiz” sözcüğü de niteleme sıfatını örneklendirir. Sıfatın yapılarına göre basit, türemiş ve birleşik olarak üçe ayrılırlar. A’da “büyük” türemiş, B’de “yeni” basit, C’de “yaşlı” türemiş, D’de “farklı” türemiş ve E’de “yatan” türemiş sıfat olarak kullanılmışlardır. Yanıt: A Yanıt: B 9 87 ZARF – I V numaradaki “Çoğu zaman pek yavaş davranırdı.” cümlesinde altı çizili sözcük kendisinden sonra gelen “yavaş” zarfını derecelendirmiş ve “miktar zarfı” görevindedir. I’de “Aslında o evin hiçbir odasını sevmiyordu.” cümlesinde altı çizili sözcük, II’de “Fakat asıl, ders çalışırken sürekli kapısı gıcırdayan bu küçük oda canını sıkıyordu.” cümlesinde altı çizili sözcük, III’te “Sanki ömrünün bütün sıkıntıları” sözünde altı çizili sözcük, IV’te “o anda önünde sıralanıyordu.” cümlesinde altı 4 I’de “o kadar” ve II’de “çok” sözcükleri “ne kadar” sorusuna yanıt verdiğinden miktar zarfı, III’te “daima” ve V’te “her zaman” sözü “ne zaman” sorusuna yanıt verdiğinden ve zaman anlamı taşıdığından zaman zarfıdır. IV’te ise “her” sözcüğü kendisinden sonra gelen “eser” adını belirttiğinden belgisiz sıfattır. Yanıt: D ÇÖZÜM–43 1 çizili sözcük kendilerinden sonra gelen adları belirttiğinden sıfattır. Yanıt: E 2 3 A’da “deste deste” ikilemesi “şiirler” adını nitelediğinden niteleme sıfatıdır. B’de “zerre zerre” ikilemesi “çekildi” eylemini, C’de “yavaş yavaş” ikilemesi “kalktı” eylemini, D’de “yığın yığın” ikilemesi “toplanırken” eylemi, E’de “birer birer” ikilemesi “sönerek” eylemsisini durum bakımından tamamladığından durum zarfıdır. A’da farklı görevdedir. Yanıt: A 5 A’da “artık”, B’de “en”, D’de “geçip gittikten sonra, kim zaman”, E’de “pek” sözcükleri zaman ve durum anlamıyla kullanılmışlar ve zarf görevindedirler. C’de yani “İnsanoğlunun mutluluk düşüncesini ortaya çıkarması hatıralarının olmasına bağlıdır.” cümlesinde zarf kullanılmamıştır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İlk dizedeki “öyle” sözcüğü “dalmışım” eylemini nitelediğinden durum zarfı ve “akşam üstü” sözcüğü zaman anlamı taşıdığından zaman zarfıdır. Dizelerde iki tane zarf vardır. Yanıt: B 88 6 C’de “güzeli” sözcüğü adlaşmış sıfattır. Bu sözcüğü “en” zarfı dizede olduğu gibi derecelendirmiştir. A’da “nasıl” sözcüğü soru zarfıdır. B’de zarf yoktur. D’de “en” sözcüğü derecelendirme görevindedir ancak adlaşmış sıfatı değil niteleme sıfatını derecelendirmiştir. E’de “daha” sözcüğü de “güzel” durum zarfını miktar yönünden tamamlamıştır. Yanıt: C 9 I. cümledeki “Yerimden yavaşça kalktım, aynaya doğru ilerledim.” yargısında “yavaşça” sözcüğü “kalktım” eylemini durum yönünden tamamlamış ve zarftır. V. cümlede “Arkama dönüp Haydarpaşa İstasyonu’na bir daha baktım.” yargısında “dönüp” ve “bir daha” sözleri de “baktım” eylemlerini durum bakımından tamamladığından zarf görevindedir. II’de “Ben perişan bir hâldeyim.” cümlesinde, III’te “Ayakkabılarım çamur içindeydi.” cümlesinde, IV’te “Şapkam ıslak, yüzüm sarı, gözlerim kırmızıydı.” cümlesinde zarf kullanılmamıştır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 D’de “dağıtır” eyleminden sonra gelen “perde perde” ikilemesi bu eylemi durum bakımından tamamladığından zarftır. A’da “türlü türlü”, B’de “yanık yanık”, C’de “ışıl ışıl, yeşil yeşil”, E’de “renk renk” ikilemeleri adları nitelediğinden sıfattır. Yanıt: D 10 8 Zaman zarfı “ne zaman” sorusuna yanıt verir. IV’te geçen “akşamdan” sözcüğü, “ne zaman” sorusuna yanıt verdiğinden zaman zarfıdır. I’de “saatler boyu” ve III’te “üç saat” sözü “ne kadar” sorusuna yanıt verir ve miktar zarfıdır. II’de “kımıldamaktan korkarak” ve V’te “beceriksizce” sözleri eylemleri durum yönünden tamamladığından durum zarfıdır. Yanıt: D E’de “öğretmen sınıftan çıkınca” sözü “ne zaman” sorusuna yanıt veir ve “zaman zarfı”dır. “ayaklarımın üstünde yükselerek” sözü “baktım” eylemini durum yönünden tamamlar ve durum zarfıdır. “Dışarı” sözcüğü de “baktım” eylemini tamamlamış ve “nereye” sorusuna yanıt vermiş, yer–yön zarfıdır. A’da “anlayınca” ve “hemen” sözcüğü zaman zarfı, B’de “Birçok aile şehre göçtüğünden” sözü ve “hemen hemen” ikilemesi durum zarfıdır. C’de “sınıfın kapısı açılır açılmaz” zaman zarfı, “koşarak” sözü durum zarfıdır. D’de “öğretmenin sözlerini düşünerek” sözü durum zarfıdır. Yanıt: E 89 S Ö Z C ÜZKATREF A–N L I IA M - I Dizelerde “evvel” ve “şimdi” sözcükleri zaman zarfı görevini üstlenmiş sözcüklerdir. İki tane zaman zarfı görevli sözcük vardır. Yanıt: B 4 Yön bildiren sözcükler A, C ve E seçeneklerinde ek alarak kullanıldıkları için isim görevindedirler. D seçeneğinde “yukarı” yön adı ismi nitelediği için sıfat görevindedir. B seçeneğinde “geri” yön adı “dönmek” fiilini belirttiği için zarf görevinde kullanılmıştır. Yanıt: B ÇÖZÜM–44 1 2 3 B seçeneğinde “sabahleyin”, C seçeneğinde “sabaha karşı”, C seçeneğinde “akşamları”, E seçeneğinde “dün” zaman zarfı görevindedirler. Fakat sıfat tamlaması biçiminde kurulmamışlardır. A seçeneğinde “birkaç gün” sıfat tamlaması biçimindedir ve zarf göreviyle kullanılmıştır. Yanıt: A 5 A seçeneğinde “eğri büğrü”, B seçeneğinde “uzun uzun”, C seçeneğinde “yalan yanlış”, D seçeneğinde “eski püskü” bir adı niteledikleri için sıfat görevinde kullanılmışlardır. E seçeneğinde “koşa koşa” ikilemesi “gelmek” fiilini nitelediği için zarf görevinde kullanılmıştır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A seçeneğinde “kim” soru zamiri, B seçeneğinde “nereden” soru zamiri, D seçeneğinde “kaç” soru sıfatı, E seçeneğinde “tespit edebilir misin” soru edatı görevinde kullanılmışlardır. C seçeneğinde “niçin” eyleme sorulan bir soru olduğu için zarf görevindedir. Yanıt: C 90 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Zarflar eylem ve eylemsileri niteleyen sözcük türleridir. Zaman zarfı da “ne zaman” sorusuna yanıt veren bir zarf türüdür. Bu parçanın IV. bölümünde geçen “eskiden beri” zaman zarfı göreviyle kullanılmıştır. Diğer seçeneklerde zarf türünde bir sözcük kullanılmamıştır. Yanıt: D 7 A seçeneğinde “gözyaşlarımıza” ad görevinde, C seçeneğinde “kimse” zamir görevinde, D seçeneğinde “iflas etmiş” sıfat görevinde, E seçeneğinde “bahtsız” sıfat görevindedir. B seçeneğinde “akşamüstlerinde” zarf göreviyle kullanılmıştır. “Ne zaman” sorusuna yanıt veren zaman zarfıdır. Yanıt: B 8 Şiirin son dizesinde yer alan “yaprak yaprak” ikilemesi dökülüyordu eylemini niteleyen ve “nasıl” sorusuna yanıt veren bir durum zarfıdır. Devrik cümle şeklinde kurulmuş bu cümleyi kurallı bir cümle hâline getirdiğimizde “sessizlik bir yerde yaprak yaprak dökülüyordu” şeklinde zarf olur. Yanıt: E 9 A seçeneğinde “bugün” zaman zarfıdır. B seçeneğinde “fazlaca”, C seçeneğindeki “az” eylemleri derecelendiren azlık-çokluk zarflarıdır. E seçeneğinde “aşağı” yer–yön zarfıdır. D seçeneğindeki “güzel yarınlar” sıfat tamlamasıdır. “daha” sözcüğünde onu derecelendiren azlık-çokluk zarfıdır. Yanıt: D 91 EDAT, BAĞLAÇ, ÜNLEM – I 3 II. ve IV. cümledeki “ve” ler bağlaçtır. V. cümlede kullanılan “ister ister” de bağlaçtır. I. cümlede kullanılan “gibi” edat görevindedir. Yanıt: A B seçeneğinde “okul binası ve köy yolları”, C seçeneğinde “okul müdürü ve öğrenci veliler:”, D seçeneğinde “memleket sevgisi ve vatan özlemi” E seçeneğinde “gece bekçisi sokak çocukları” söz öbeklerinde “ve” bağlacı belirtisiz ad tamlamalarını bağlamıştır. A seçeneğinde “kırmızıgül ve sarı papatyalar” söz öbeklerinde sıfat tamlalarını bağlamıştır. ÇÖZÜM–45 1 Yanıt: A 4 Yanıt: D 2 A seçeneğinde “için” edatı amaç anlamı B seçeneğinde “–e doğru” zaman anlamı, D seçeneğinde “–dan (ta) beri” zaman anlamı E seçeneğinde “–e deki” zaman anlamı katmıştır. C seçeneğinde “arkadaşıyla” → (ile) birliktelik anlamı katmıştır. I. cümlede “icin”, II. cümlede “gibi”, III. cümlede “üzere”, IV. cümlede “–dan dolayı” edat görevindedir. V. cümlede “ve” bağlaçtır. Yanıt: C Yanıt: E 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A seçeneğinde “de”, B seçeneğinde “ne ne” C seçeneğinde “ki” E seçeneğinde “fakat” bağlaç görevinde kullanılmıştır. D seçeneğinde bağlaç kullanılmamıştır. 92 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! C seçeneğinde “parası olsa da bize borç vermez” cümlesinde “olsa da” olsa dahi (bile) anlamını vermektedir. Yanıt: C 8 Özetleme daha önce söylenmiş bir sözün kısa bir biçimde tekrar edilmesidir. C seçeneğinde “demek ki” diye başlıyan ifade özetleme niteliğindedir. Yanıt: C 9 7 II. cümlede “ve” bağlaç, III. cümlede “anladım” eylem, IV. cümlede “benden” zamir, V. cümlede “utanıyorum” eylem görevindedir. I. cümledeki “kadar” ise edattır. Yanıt: A Ünlem korku, heyecan, şaşırma gibi anlamlar taşıyan cümlelerden sonra getirilir. A seçeneğinde “Eyvah”, B seçeneğinde “yazık”, C seçeneğinde “Vah”, D seçeneğinde “Aman” ünlem görevinde “Ahlar, vahlar” ifadesi kalıplaşmış birer isimdir ünlem değildir. Yanıt: E 93 EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM – II 4 “Oh be, sonunda bu belayı da başımızdan attık!” ifadesinde ünlem cümleye “rahatlama” anlamı kazandırmıştır. Yanıt: D A seçeneğinde “bizimle” (ile), B seçeneğinde “-den başka”, C seçeneğinde “-a karşı”, D seçeneğinde “gibi” edat görevindedir. E seçeneğinde edat yoktur. ÇÖZÜM–46 1 Yanıt: E 2 Yanıt: E 5 I’de “gözümde” isim, III’te “Bütün” sıfat, IV’te “bende” zamir, V’te “Başımdaki” sıfat görevindedir. II’de “gibi” edat görevindedir. A seçeneğinde “üzüntüyle” B seçeneğinde “güzellikle”, C seçeneğinde “neşeyle”, E seçeneğinde “saygıyla” sözcüklerinde kullanılan “ile” durum anlamı katmış ve zarf olmuştur. D seçeğinde kullanılan “onlarla” durum değil birliktelik anlamı katmıştır. Yanıt: B Yanıt: D 3 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A seçeneğinde “ortasında” sözcüğü isim, B seçeneğinde “çılgınca” zarf, C seçeneğinde “ağlamaya” fiilimsi, D seçeneğinde “bağlar” isim görevindedir. C seçeneğinde “seninle” sözcüğünde “ile (le)” edat görevindedir. 94 6 9 “ile” iki kavramı bağlayıp “ve” anlamı katar- “yalnız” sadece anlamında kullanılırsa edat sa bağlaç; araç, birliktelik anlam katarsa edat olur. A, B, C, E seçeneklerinde araç ve birliktelik anlamı katarak edat olmuştur. olur. Fakat anlamında kullanılırsa bağlaç olur. Buna göre A’da bağlaç, B’de adlaşmış sıfat, C’de sıfat, D’de zarf E’de sadece anlamını veren bir edattır. C seçeneğinde “annesiyle babasını” “annesi ve babası” anlamını katmış bağlaç olmuştur. Yanıt: E Yanıt: C 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A, C, E seçeneklerinde “için” edatı neden sonuç anlamı katmıştır. D seçeneğinde “için” hakkında anlamı katmıştır. B seçeneğinde bu konuyu araştırmak için → araştırmak amacıyla anlamını katmıştır. Yanıt: B 10 8 Şiirin I. dizelerinde “de” bağlaç görevindedir. Dizelerde başka bir bağlaç kullanılmamıştır. I. cümlede “için” edat, III. cümlede “da” bağlaç IV. cümlede “de” bağlaç, V. cümlede “ve” bağlaçtır. II. cümlede edat ve bağlaç türünde bir sözcük kullanılmamıştır. Yanıt: A Yanıt: B 95 EYLEM S Ö Z(Kip-Anlam-Ek C Ü K T E A N L AEylem-Yapı M - I – I A’da “dertleşeduralım” eylemi istek, B’de “hazırla” eylemi emir, C’de “ver” eylemi emir, D’de “soralım” eylemi istek kipindedir ve bunlar dilek kipleridir. E’de “Sonra bu anlık nakış örtümü derleyip gittin” dizesinde “gittin” eylemi görülen geçmiş zaman kipiyle çekimlenmiştir, haber kipidir. Yanıt: E 2 Haber kipleri zaman anlamı taşıyan kiplerdir. I’de “baktım”, II’de “görmedim” eylemleri “-di”li geçmiş zaman kipiyle, IV’te “değer” ve V’te “görülür” eylemleri geniş zaman kipiyle çekimlenmiş haber kipleridir. III’te ise “kurul” eylemi emir kipiyle çekimlenmiştir ve emir kipi dilek kiplerinden biridir. Haber kipi değildir. Yanıt: C 3 4 “büyürmüş”, “olgunlaşırmış”, “yaşarmış” eylemleri birleşik zamanlı eylem (A); “bak” eylemi emir kipi (dilek kipi) ile çekimlenmiştir (B); “bak” eylemi aynı zamanda basit zamanlı eylemdir (C); “büyürmüş”, “olgunlaşırmış”, “yaşarmış” eylemleri geniş zamanın rivayeti şeklinde (E) oluşmuştur. Dizelerde hikâye birleşik zamanla çekimlenmiş eylem yoktur. Yanıt: E Zaman kavramı haber kiplerinde görülür. Haber kipleri de geniş zaman (-r), şimdiki zaman (-yor), gelecek zaman (-ecek), duyulan geçmiş zaman (-mış) ve görülen geçmiş zaman (-dı)’dır. A’da “göçer” eylemi, B’de “oluyor” eylemi, D’de “duymadı” eylemi, E’de “kesmiş” eyleminde zaman kavramı vardır. C’de “Ne başta dert ne gönülde hasret olsun.” cümlesinde “hasret olsun” eylemi emir kipiyle çekimlenmiştir ve emir kipi haber değil dilek kipidir. Yanıt: C 6 B’de“kapının önündeydi” tamlayantamlanan ad tamlaması yüklem görevindedir ve ek eylem ad tamlamasını yüklem yapmıştır. A’da “açıktı” sözcüğü adı yüklem yapmıştır ancak ad tamlaması içinde değildir. C’de “mümkün değildi” sözcük öbeğinde ek eylem adı yüklem yapmıştır ancak bu söz de ad tamlaması değildir. D’de “bensiniz” sözcüğü ek eylem alarak yüklem olmuş ancak ad tamlaması değildir. E’de “... orta yaşlı biriydi” tamlamasında ek eylem yüklem yapmıştır, bu tamlama ise sıfat tamlamasıdır. Yanıt: B 7 A’da “zirvesindeyiz”, B’de “... alevdir”, C’de “bahçedeyiz”, D’de “kemerdir” sözcükleri addır ve ek eylem alarak yüklem olmuştur. E’de “Denizlerden esen bu ince hava, saçlarınla eğlensin.” dizelerinde yüklem “eğlensin” sözcüğü basit zamanlıdır. Burada ek eylem kullanılmamıştır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! E’de “Yıllardan beri her gün sabah sekizde bu kahveye geliyor.” cümlesinde “geliyor” yükleminde şimdiki zaman eki vardır. Cümlenin anlamı ise her zaman yapıldığını bildirir yani geniş zaman anlamlıdır. Bu cümlede kip kayması vardır. A, B, C ve D’de yüklemlerdeki kip ekleri ile cümlenin anlamında uyum vardır. Yanıt: E 5 ÇÖZÜM–47 1 96 8 V. cümlede “Çünkü ikimiz de ne doktorlara ne de tıbba güveniyorduk.” ifadesinde “güveniyorduk” eylemi şimdiki zamanın hikâyesi şeklinde çekimlenmiş birleşik zamanlı bir eylemdir. I, II, II ve V. cümlelerde yüklemler tek kip eki almıştır. Bunlar basit zamanlıdır. Yanıt: E 9 Çekimli eylem kip ve kişi eki almış eyleme denir. I nolu “gör–dü–m” sözcüğü haber kipi ve I. tekil kişi eki almıştır, cümlede yüklem görevindedir. Bu sözcük çekimli eylemdir. II, III, V. sözcükler (giden, dalan, açıldığını) ortaç (sıfat–fiil) eki almıştır. Yani fiilimsidir. Fiilimsiler çekimli eylem değildir. IV. sözcük de addır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10 D’deki “Yarın yeni iş yerinde neler yapacağını düşünüyor.” cümlesinde yüklem (düşünüyor) ile cümlenin anlamı şimdiki zamana uyduğundan bu cümlede kip kayması yoktur. A’da “açar” yüklemi geniş zamanlıdır ancak cümle gelecek zamanı, B’de “gidiyor” yüklemi şimdiki zamanlıdır ancak cümle gelecek zamanı, C’de “geliyorlar” yüklemi şimdiki zamanlıdır ancak cümle geniş zamanı, E’de “bulamaz” yüklemi geniş zamanlıdır ancak cümle geçmiş zamanı ifade eder. Yanıt: D 11 Basit çekimli eylem tek haber ya da dilek kipi almış eylem demektir. “Durma, konuş, söner, kaybolur, olur, kaybetmişsin” sözcüklerinde tek kip kullanılmıştır. Altı tane basit çekimli eylem vardır. Yanıt: C 12 A’dan “geniş–le–r” sözcüğü addan eylem yapan eki almış türemiştir. C’de “din–dir–ir” sözcüğü eylemden eylem yapan eki almış türemiştir. B’de “gör–dü–m” ve D’de “düş–ün” sözcükleri yapım eki almamış basit eylemlerdir. E’de ise “akadursun” ve “kalkadursun” eylemleri birleşik yapılıdır. A ve C; B ile D eşleştirilir. E’de “akadursun” ve “kalkadursun” sözcükleri yapıca birleşiktir ve diğer seçeneklerle eşleştirilemez. Yanıt: E 13 A’da “görmüş”, B’de “girecek”, C’de “ayırdın”, E’de “aç” sözcükleri basit yapılı eylemlerdir. D’de “Özlemden başka neyim olabilir benim.” cümlesindeki “olabilir” eylemi ise kurallı birleşik eylemdir. Yanıt: D 14 “verirdi” sözcüğü basit yapılı eylemi (A) ve geniş zamanın hikâyesini örnekler (C); “manzaralardı” sözcüğü ek eylem almış ad soylu sözcüğü yüklem yapmıştır (D), “seyrederdik” sözcüğü de birleşik eylemdir (E). Parçada yapım eki almış eylem, basit zamanlıdır ifadesi (B) söylenemez. Yanıt: B E Y L ESMÖ Z( C KÜi pK– T AEn l aAmN– L EA k ME y-l e m I –Yapı) – II Şiirde geçen “bilmem, dokunur, severim” gibi sözcükler çekimli eyleme örnektir. Herhangi bir kip eki almış eylemlere çekimli eylem denir. “bilmem” ve “sevmez” geniş zamanın olumsuzuyla çekimlenmiş fiillerdir. Aynı zamanda “tanırım, severim” gibi sözcükler hem basit zamanlıdır hem de basit yapılı eylemlerdir. Şiirde A, B, D, E seçeneklerine ulaşılabilir. C seçeneğinde ek eylem kullanılmamıştır yargısı yanlıştır çünkü “memurum” sözcüğündeki “–um” ek eylemdir. İsim soylu bir sözcük cümlenin yüklemi olarak ek eylem görevinde kullanılmıştır. Yanıt: C 3 I. cümlede geçen “armağanıdır”, II. cümlede geçen “budur”, III. cümlede geçen “bağlıdır”, IV. cümlede geçen “kahramandır” isim soylu birer sözcüktür. Bunlar ek eylem eki “dır”ı alarak yüklem olmuşlardır. V. cümlede “olamaz” sözcüğü basit zamanlıdır. Ek eylem göreviyle kullanılmamıştır. Yanıt: E 2 Eylemler yapı itibariyle “basit, türemiş, birleşik” olabilirler. B seçeneğinde “bilmiyoruz”, C seçeneğinde “döndüm”, D seçeneğinde “kalktık”, E seçeneğinde “harcadık” sadece çekim eki aldıkları için basit yapılı eylemlerdir. A seçeneğinde “takip edeceğiz” yardımcı eylemle oluşmuş bir birleşik yapılı eylemdir. Yanıt: A Eylemler “-mış” ve “-yor” eklerini almış haber kipiyle çekimlenmişlerdir. Bu fiiller geçmiş ve şimdiki zaman kip ekleridir. Eylemlerde tek bir zaman eki olduğu için basit zamanlıdırlar. Aynı zamanda aldıkları kip eklerinden ötürü birer çekimli eylemdirler. A, C, D, E seçenekleri şiirden çıkarılabilir yargılardır. Fakat B seçeneğinde eylemlerin tümü basit yapılıdır yargısına ulaşılamaz. Çünkü sadece “geliyor” ve “doluyor” basit yapılıdır. “uzanmış” türemiş yapılıdır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–48 1 97 98 5 “sayılabilir” yeterlik eylemini örneklendirir. “yapmalıyız” gereklilik kipiyle çekimlenmiştir. “çekemiyordu” birleşik zamanlı eylem oldu- Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! ğundan ek eylemde kullanılmıştır diyebiliriz. Yine III. cümlede geçen “çekemiyorduk” şimdiki zamanın hikâyesiyle çekimlenmiş bir eylemdir. I. ve II. cümlelerde geçen “sayılabilir” ve “yapmalıyız” eylemleri birleşik değil basit zamanlıdır. Yanıt: D 6 Haber kipleri “di, mış, ecek, yor, ar” gibi zaman anlamı taşıyan kiplerdir. I. cümlede “buluştuk”, II. cümlede “kalkıyor”, III. cümlede “gitmiş”, IV. cümlede “kalkacak” haber kipiyle çekimlenmiş eylemlerdir. V. cümlede geçen “götür” ise emir kipiyle çekimlenmiştir ve bu dilek kiplerinden biridir. Yanıt: E 7 Ek eylemin isim soylu sözcüklü yüklem, basit zamanlı eylemleri birleşik zaman yapma gibi iki farklı görevi vardır. Bu parçada II. cümlede geçen “yaratmıştı”, III. cümlede geçen “sürülmüştü”, IV. cümlede geçen “ediyordu”, V. cümlede geçen “çıkmıştı” sözcüklerinde birleşik zaman yapma göreviyle kullanılmıştır. I. cümlede “vardır” isim soylu bir sözcüktür ve burada yüklem göreviyle kullanılmıştır. Yanıt: A 8 II. dizede “kokuyor–dur” ek eylemi, “kokuyordur” ve “yürüyorum” hem çekimli eylemi hem de basit zamanlı eylemi örnekler. “Her sabah yürüyorum” cümlesinde kip kayması vardır. Burada eylem, yürüyorum değil yürürüm şeklinde kullanılmalıydı. Dizelerde dilek kipi almış bir eylem kullanılmamıştır. Yanıt: D 99 S ÖE ZC YÜ LK ET ME ( E A yNl L em AsM i) - I Eylemsiler eylem kök ve gövdelerine çeşitli eklerin getirilmesiyle yapılan sözcüklerdir. Eylemlerden farklı olarak çekimlenme özellikleri yoktur. Bu dizelerdeki numaralı sözcüklerden I ve II çekimli eylemdir. III ve IV. cümlelerdeki sözcükler ise isim görevinde kullanılmışlardır. V. sözcük, “gören” ise “–en” ekini almış sıfat–fiil görevinde kullanılmıştır. Yanıt: E 3 I. cümlede “yaşayan” ve “koşan” sözcükleri sıfat–fiil, III. cümlede “bulmak ve yaşamak” sözcükleri isim–fiil, IV. cümlede “etkileyen” sıfat–fiil, V. cümlede “ilerleyiş” isim–fiil görevinde kullanılmış sözcüklerdir. II. cümlede fiilimsi türünde bir sözcük kullanılmamıştır. Yanıt: B ÇÖZÜM–49 1 4 2 A seçeneğinde “bayatlamış ekmekleri”, B seçeneğinde “yapacak işleri”, C seçeneğinde “tanıdık birini”, E seçeneğinde “konuşmadığı arkadaşını” söz öbeklerinde sıfat–fiil eki vardır. Bu ekler neyi sorusuna yanıt veren “nesne” görevinde kullanılmıştır. D seçeneğinde “yapınca” sözcüğünde “ınca” eki zarf fiil ekidir ve cümlede zarf göreviyle kullanılmıştır. Yanıt: D 5 I. sözcük “bulunca” zarf–fiil görevindedir. II. sözcük eylem, III. sözcük zarf, IV. sözcük isim, V. sözcük zamir görevinde kullanılmıştır. Türkçede eylem kök ve gövdelerine getirilen “ıp, -erek, -dıkça, -madan, -dığında, -maksızın vb.” ekler zarf–fiil ekleridir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I, II ve IV. cümlede yer alan sözcüklerin hiç birinde fiilimsi kullanılmamıştır. III. cümlede “koyduğu” ve V. cümlede “veren” sıfat–fiil görevindedir. Yanıt: D 100 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A seçeneğinde “hazırlamak”, B seçeneğinde “yararlanmayı”, C seçeneğinde “bitirmek”, D seçeneğinde “sakinleştirmeyi” sözcüklerinde ad–eylem eki (-ma, -ış, -mak) kullanılmıştır. E seçeneğinde “yapmadan” sözcüğünde “madan” eki zarf–fiil ekidir. Yanıt: E 8 I. cümlede “giymediklerini” sözcüğü adlaşmış ortaçtır. Sıfat–fiillerin niteledikleri ad düşerse adlaşmış ortaç oluşur. C, D, E seçeneklerinde yapılan açıklamaların hepsi doğrudur. Fakat B seçeneğinde “yapılacak” sözcüğü sıfat–fiil görevinde kullanılmamıştır. Buradaki “acak” eki gelecek zaman eki olan haber kipidir. Yanıt: B 7 I. cümlede “kuruyup” ve “yapmak” zarf–fiil ve isim–fiil eklerini almıştır. II. cümlede “almak, yazılan” isim–fiil ve sıfat–fiil ekini almışlarrdır. III. cümlede “algılandığı” sıfat–fiil ekini almıştır. IV. cümlede “kullanırken” zarf–fiil ekini almıştır. V. cümlede “tanınmış ve bahseden” sıfat fiil ekini almış sözcüklerdir. Yanıt: A 9 I. sözcük “kente” isim, II. sözcük “konmuş” fiil, III. sözcük “izliyor” fiil, IV. sözcük “izliyor” fiil, V. sözcük “kılıksız” sıfat görevinde kullanılmıştır. IV. sözcükte “çıkıp” zarf–fiil eki almıştır. Yanıt: D 101 S Ö ZE CY ÜL KE TM E A( ÇNALTAI M ) - I Nesne-yüklem ilişkisine göre eylem çatıları geçişli, geçişsiz, ettirgen ve oldurgan diye dörde ayrılır. Dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden I’de “kurudu”, II’de “bitmiyor”, III’te “düşüyor”, V’te “erer” eylemleri “neyi, kimi” sorularına yanıt vermez, nesne alamazlar yani geçişsizdir. IV’te “andırır” eylemi ise “neyi, kimi” sorularına yanıt verir, nesne alır yani geçişlidir. Yanıt: D 2 3 II. cümledeki “gönderilmiş” yükleminde özne “Ali”dir. Ancak sözde öznedir. “Gönderil–” eylemi başkaları tarafından yapılmıştır ve edilgen çatılıdır. I ve III’teki yüklemler ad soylu olduğu için bunlarda çatı özelliği aranmaz. IV’te ve V’te ise yüklemler edilgenlik ekleri “-l, -n”den birini almışlar, özneleri gerçek öznedir. Bunlar da etken çatılıdır. Yanıt: B Verilen açıklamaya göre C’deki “yarış-” eylemi nesne alamaz yani geçişsiz bir eylemdir. Bu eylem “-tır” ekini alınca nesne alır hâle gelmiştir ve oldurgan olmuştur. A’daki “aldır-”, D’deki “içir-”, E’deki “kapat-” eylemleri geçişli iken “-r, -t, -tır” eklerinden birini almış ettirgen olmuştur. B’deki “sarar–” eylemi ise addan eylem yapan eki almıştır ve geçişsizdir. Yanıt: C 5 C’de “vurul–” eyleminde yüklem “-I” çatı eki almıştır. Öznesi “ben” gerçek öznedir. Özne hem işi yapmış hem de yapılan işten etkilenmiştir. Yani dönüşlü eylemdir. A’da “unutul-”, B’de “kurul-”, D’de “duyul”, E’de “açıl-” eyleminde özneler sözde öznedir yani iş başkaları tarafından yapılmıştır. Bunlar edilgen çatılıdır. Yanıt: C 6 E’de yüklem “başarılı bulun-” eylemidir. Bu eylem “-l, -n” eklerinden birini almıştır ve özne (Merve) de sözde öznedir. Çünkü başkaları tarafından başarılı bulunur. Bu eylem edilgen çatılıdır. A’da “atıl-”, B’de “yıkan-”, C’de “bakın-”, D’de “süslen-” eylemlerinde özne hem işi yapan hem de yaptığı işten etkilenen varlıktır. Bu eylemler dönüşlü çatılıdır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Cümledeki işteşlik eylemi birliktelik bildirir. A’daki “yakıştı” eylemi ve C’deki “çalıştı” eylemleri işteş değildir. D’deki “tartıştı” ve E’deki “çarpıştı” eylemleri işteştir ancak birlikte değil karşılıklı yapılma bildirir. B’deki “kaçıştılar” eylemi ise birliktelik bildiren işteş çatılı bir eylemdir. Yanıt: B 4 ÇÖZÜM–50 1 102 7 Özne-yüklem ilişkisine göre çatı “etken, edilgen, dönüşlü ve işteş” diye dörde ayrılır. E’deki “bulun-” eylemi “-l, -n” çatı eklerinden birini almış, öznesi sözde öznedir. Bu eylem edilgen çatılıdır. A’da “atıl-”, B’de “katıl-” C’de “çekil-”, D’de “kırıl-” eylemleri de “-l, -n” çatı eklerinden birini almıştır, özneleri ise gerçek öznedir. Yani özne hem işi yapmış hem de o işten etkilenmiştir. Bu tür çatılara da dönüşlü çatı denir. Yanıt: E 10 Verilen cümle D’deki ifade ile bitirildiğinde cümle nesnesi bakımından geçişsiz duruma gelir. Cümle A, B, C ve E’deki yargılarla bitirildiğinde cümle nesne alır duruma gelir ve bu da geçişli eylem yapar. Yanıt: D 11 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Geçişsiz eylem nesne alamayan eylemdir. Yani “neyi, kimi” sorularına yanıt veremezler. C’deki “gül-” eylemi de bu sorulara yanıt veremez ve geçişsiz eylemdir. A’da “dik-”, B’de “hatırla-”, D’de “oku-”, E’de “uygula-” eylemleri “neyi, kimi” sorularına yanıt verir, bu eylemler geçişlidir. Yanıt: C 9 Verilen açıklamaya göre B’deki “duy-” eylemi nesne alır yani geçişlidir. Bu eylem “-r, -t, -tır” eklerinden “-ır” ekini almış ve eylemin geçişlilik derecesi artmıştır. Ettirgen çatılı olmuştur. A’daki “inlet-”, D’deki “ağlat-”, E’deki “durdur-” eylemleri “-r, -t, -tır” eklerinden birini alarak geçişsiz eylemleri geçişli yapmıştır, bunlara oldurgan eylem diyoruz. C’deki “yardımcı ol-” eylemi çatı eki almamıştır ve geçişsiz eylemdir. Yanıt: B C’deki yüklem “alınmış” eylemidir. Bu eylem “-l, -n” çatı eklerinden birini almış, öznesi de “o” gizli öznedir. Burada özne hem işi yapan hem de işten etkilenen durumdadır. Yani dönüşlü çatılıdır. A’da “söylendi”, B’de “yapılmış”, D’de “çıkarıldı”, E’de “söküldü” eylemleri “-l, -n” çatı eklerini almış ancak özneleri sözde öznedir. Yani iş başkaları tarafından yapılmıştır. Bu tür eylemlere de edilgen çatılı eylem diyoruz. Yanıt: C 12 Sözde özne edilgen çatının bir özelliğidir. Bir cümlede sözde özne olabilmesi için eylemin yani yüklemin “-l, -n” çatı eklerinden birini alması gerekir. C’deki “sevil-” eylemi bu eklerden “-l”yi almış ve öznesi de (bu tür yöresel yemekler) sözde öznedir. Yani iş başkaları tarafından yapılır. A, B, D ve E’de yüklemler “-l, -n” çatı eklerinden birini almamıştır. Bu cümlelerde sözde özne olamaz. Yanıt: C 103 S Ö ZECYÜLKETM E (AKNa L r mAaM) - I 4 Çekimli eylem kip ve kişi eki almış eylemlere denir. Dizelerde “uyandım, yaydı, büyülenmişti, alınmaz” sözcükleri kip eki ve kişi eki almıştır, cümlede yüklem olarak kullanılmıştır. Dizelerde dört tane çekimli eylem vardır. Yanıt: D “Bir süre kayalıkların arkasına gizlendim.” cümlesi çatısına göre dönüşlüdür. Çünkü yüklem hem “-n” dönüşlülük eki almış hem de özne yaptığı işten etkilenmiştir. C seçeneğinde “Bu habere herkes gibi ben de çok sevindim.” cümlesinde “sevindim” yüklemi hem ”-n” çatı eki almış hem de özne yaptığı işten etkilenmiştir. A ve B’de yüklemler etken çatılıdır. D’de “yıkanmalı” yüklemi “-n” edilgenlik eki almış ve sözde öznesi vardır. E’de de “tutuştular” yüklemi “-ş” işteşlik eki almış ve işteş çatılıdır. Yanıt: C ÇÖZÜM–51 1 2 Birleşik zamanlı eylem ek eylemle ilgili bir konudur. Haber ya da dilek kipiyle çekimlenmiş bir eyleme “-idi, -imiş, -ise” eklerinden biri getirilerek yapılır. Parçadaki “dönmüştü”, “yürüyordu, dokunuyordu, istiyordu” eylemleri birleşik zamanlı eylemlerdir. Ad-eylem eylem kök veya gövdelerine gelen ”–ma, –ış, –mak” ekleri ile yapılır. E’de “Okuma zamanı” sözü bir belirtisiz ad tamlamasıdır ve tamlayan ”okuma” sözcüğüdür. Bu sözcükte yer alan “–ma” eki olumsuzluk bildirmez ve ad–eylem ekidir. A, B ve D’de ad–eylem yoktur, C’de ise “senin bakışına” ad tamlamasında “bakışına” sözü tamlanandır ve “–ış” ad–eylem eki almıştır. Yanıt: E 3 Yapıca sözcükler basit, türemiş ve birleşik diye üçe ayrılır. A’da “sat–tır–mış” sözcüğü eylemden eylem yapım eki, B’de “giy–in– di–k” sözcüğü eylemden eylem yapım eki, D’de “tut–un–du” sözcüğü eylemden eylem yapım eki, E’de “kır–ıl–dı” sözcüğü eylemden eylem yapım eki almış ve türemiş sözcük oluşturmuştur. C’de ise “bul–ur–du” sözcüğü “–r” geniş zaman eki ve “–idi” ek eylem eki yani çekim eki almıştır ve basit yapılıdır. Yanıt: C 6 A’da “sinirlenince” sözcüğünde zarf–fiil (ulaç), “alınmayacak” sözcüğünde ortaç (sıfat–fiil), “söylemesi” sözcüğünde ad–eylem eki vardır, üç tür fiilimsi de kullanılmıştır. B’de eylemsi yoktur, C seçeneğinde ortaç (bulunduğu), D’de ortaç (gezen), E’de ortaç (gerçekleşmeyecek) vardır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: D 5 104 7 E’de “Süratle giden arabayı son anda durdurdu.” cümlesinde “durdurdu” eylemi “–dır” çatı eki almıştır. Bu ek “dur–” eylemine yani nesne alamayan bir eyleme gelmiş ve onu nesne alır hâle getirmiştir. Bu eylem oldurgan çatılıdır. A, B, C, D seçeneklerinde ise “–t, –tır” çatı eki alan eylemler geçişlidir ve geçişlilik durumları devam etmiştir, bu eylemler ettirgen çatılıdır. Yanıt: E 10 Ek eylem ya adlara gelir onları yüklem yapar ya da basit zamanlı eylemleri birleşik zamanlı eylem yapar. A’da “ustasıdır” sözcüğü “–dır” ek eylemini almış ve yüklem olmuştur. C’de ek eylemin olumsuzu (değil) vardır. D’de “kimselerdir” sözcüğü “–dır” ek eylemini almış ve yüklem olmuştur. B’de “toplamıştı” sözcüğü birleşik zamanlıdır ve ek eylem almıştır. E’de “Hareket eden otobüsün ardından bir süre koştular.” cümlesinde ise ek eylem yoktur. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 B seçeneğinde “Gece, hırsız açık pencereden içeri girer.” cümlesinde “girer” yüklemi geniş zamanla çekimlenmiştir ama cümlede geçmiş zaman anlamı vardır. Geçmiş zaman geniş zamana kaymıştır. A, C, D ve E seçeneklerinde ise yüklemde kullanılan kip eki ile cümlenin anlamı örtüşmektedir. Bu cümlelerde anlam kayması yoktur. Yanıt: B 9 A’da “Yarım saat boyunca çocuğu durmadan azarlamıştı.” cümlesinde “azarlamıştı” sözcüğü yapıca türemiştir. Addan eylem yapan eki (–la) almıştır. B’de “bakakalırsın”, C’de “çözebilirsin”, D’de “okuyuver” ve E’de “mutlu olduk” sözcükleri yapıca birleşik eylemdir. A’daki “azarlamıştı” sözcüğü ise yapıca türemiştir. Yanıt: A 11 “susmak” sözcüğü ad–eylem; “dövünüp” sözcüğü bağ–eylem (ulaç), “tutup” sözcüğü bağ– eylem (ulaç) görevindedir. Dizelerde üç tane eylemsi vardır. Yanıt: B 12 D’de “Yemeğe katılacağımızı öğrenince çok sevindi.” cümlesinde yüklem “sevindi” sözcüğüdür, çatısına göre dönüşlüdür. A’da “görülüyordu”, B’de “yakıldı”, C’de “duyuluyordu”, E’de “onarıldı” eylemleri “-l” edilgenlik ve eki almış ve sözde özne özneleri vardır. D seçeneği dönüşlü eylemdir, diğerleri edilgen çatılı eylemdir. Yanıt: D 105 C ÜSM Ö ZLCEÜNKİ N T EÖA GN ELE AR Mİ -– II Cümlede yargı bildiren sözcükler yüklem olur. Eylemlerde kip ve kişi eki almış sözcükler, adlarda ek eylem almış sözcükler yüklem olur. Dizelerde “getiremem, keser, suçsuzdur, suçsuzdur, yok mu” sözleri yüklem görevindedir. Dizelerde beş tane yüklem vardır. Yanıt: E 2 “çıkmıştı” sözcüğü kip ve kişi eki almış, yargı bildirir, yüklemdir (B). Yükleme sorulan “ne” sorusuna “sınav sistemimizin değiştiği haberi” yanıtı özne (C), “ne zaman” sorusuna verilen “iki gün önce” sözü zarf tümleci (D), “nerede” sorusuna verilen yanıt “bir gazetede” sözü dolaylı tümleçtir (E). Dizelerde “nesne” kullanılmamıştır. Yanıt: A 4 D’de “kalıyordu” yüklemine “torunu” cevabı özne, “nerede” sorusuna “yanında” cevabı dolaylı tümleçtir. Yükleme sorulan “neden” sorusuna “Kadın iyice yaşlandığı için” cevabı zarf tümlecidir. Bu öge yanlış ayrılmıştır. Diğer seçeneklerde herhangi bir yanlışlık yoktur. Yanıt: D B’de “verir” yükleminin öznesi “aynalar” sözcüğüdür. Özne ve yükleme sorulan “ne” sorusu “Kardeş tesellisi” ad tamlaması nesne görevindedir. A’da “benim dertlerimin başıdır” ad tamlaması yüklem, C’de “Ruhumun yelken gibi seyret açıldığını” ad tamlaması belirtili nesne, D’de ad tamlaması yoktur. E’de “Benim gönlüm” ad tamlaması özne, “Başka dünyaların şaşkın seliydi” ad tamlaması yüklem görevindedir. Yanıt: B 6 D’de “bilinen bir gerçektir” sözü yüklemdir. Yüklemden önceki tüm sözler de “ne” sorusuna yanıt verir ve “özne” görevindedir. A’da yüklemden önceki sözcük grubu “belirtili nesne”, B’de yüklemden önce “özne, zarf tümleci ve belirtili nesne” vardır. C’de yüklemden önce “özne ve zarf tümleci,” E’de yüklemden önce “özne, zarf tümleci” vardır. Yanıt: D 7 Verilen cümlede “bir geleneği tek başına tüketen, kendinden sonra gelenlere pek az bir şey bırakan eşsiz sanatkârlarımızdan birisidir.” sözü bir sıfat tamlamasıdır ve ek eylem olarak yüklem olmuştur. Yükleme sorulan “kim” sorusuna da “Büyük Usta Sinan” yanıtı özneyi oluşturur. Cümle “özne ve yüklemden” oluşmuştur. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! C’deki “Söylenmemiş aşkın güzelliğidir.” sözü yüklem, yükleme sorulan “ne” sorusuna “Kâğıtlarda yarım kalmış şiir” sözü de özne görevindedir. A’da “gördüm” yüklem, “Bir mavi yıldızın içime aktığını” belirtili nesne; B’de “gülümseyiverdi” yüklem, “yüzün” özne, “Bir bulutun kenarından” sözü dolaylı tümleç; D’de “boy attın” yüklem, “limon çiçeğim” özne, “Temmuz bahçelerinde” dolaylı tümleç, E’de “eserdi” yüklem, “Kuzey rüzgârları” yüklem, “Benim doğduğum köylerde” sözü dolaylı tümleçtir. Yanıt: C 3 5 ÇÖZÜM–52 1 106 8 11 Verilen cümlede “yanlıştır” sözcüğü yüklem ve ondan önceki bölüm öznedir. E’de de “dünle beraber bugünü, bugünle birlikte yarını kucaklayan insandır.” sözü yüklem ve “sanatçı” sözcüğü de öznedir. E şıkkı da özne ve yüklemden oluşur. “A” nesne, zarf tümleci ve yüklemden, “B” özne, belirtili nesne ve yüklemden, “C” özne, belirtili nesne, yüklemden, “D” dolaylı tümleç, özne ve yüklemden oluşur. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 C’deki “Onunla en son 20 Haziran’da, zarf tümleci sınavın yapıldığı gün, görüştüm.” açıklayıcı öge yüklem yargısında zarf tümleci açıklayıcısıyla birlikte verilmiştir. A’da ara cümle vardır ve bu, öge olarak kullanılmaz. B’de ara söz belirtili nesne, D ve E’de ara söz özne görevinde kullanılmıştır. Yanıt: C 12 A seçeneğinin ögeleri sırasıyla özne, belirtili nesne ve yüklemdir. A’da dolaylı tümleç yoktur. B’de “çuvallara” sözü, C’de “Arabanın içinde” sözü, D’de “Kasabada” ve “Eskicizade’ye” sözü, E’de “kendisine” sözü dolaylı tümleçtir. Yanıt: A A’da “tanıdım” yüklem, “Sınıfın en devamsızını” sözü belirtili nesne, “Bir sinema dönüşü” sözü zarf tümlecidir. “B” zarf tümleci, nesne, yüklem ve özne; “C” dolaylı tümleç, yüklem, belirtili nesne, “D” özne, dolaylı tümleç yüklem, zarf tümleci, “E” zarf tümleci, nesne, yüklem, zarf tümlecinden oluşur. Yanıt: A 13 10 Parçadaki “uğradım, oturuyordu, vardı” sözcükleri yüklem (A), “dükkânına” sözcüğü dolaylı tümleç (B), “dalgın” sözcüğü “zarf tümleci” (D) ve “Kanat çırpan, kafeslerin tellerine tırmanan, tünekten tüneğe sıçrayan yüzlerce kuş” sözü de özne (E) görevindedir. Parçada nesne yoktur. Yanıt: C B’deki altı çizili bölüm zaman anlamı taşır. Yükleme sorulan “ne zaman” sorusuna yanıt verir ve zarf tümleci görevindedir. A’da “yerine”, C’de “Yolculara”, D’de “parkta oynayanlara”, E’de “eve” sözcükleri yönelme bildirir ve “nereye, kime” sorularına yanıt verir ve bu sözler dolaylı tümleç görevinde kullanılmıştır. Yanıt: B 107 C ÜSM ÖL ZC EÜ NK İ NT EÖ G AENLLEARMİ –- II I 3 Cümle ögelerinde isim ve sıfat tamlamaları fiilimsilerle kurulmuş söz öbekleri ve birleşik yapılı eylemler cümlenin hangi ögesi olursa olsunlar hiçbir şekilde bölünmezler. Örnek cümleye bu yöntemle baktığımızda “Edebiyat tarihçisi / bir ulusun çağlar boyunca Özne Nesne oluşturduğu edebiyat yapıtlarını, bunları yaratan edebiyatçıların yaşayışlarını ve sanat anlayışlarını / bilimsel bir metodla / inceler.” A seçeneği “yüklem, özne”, B seçeneği “özne, zarf tümleci, zarf tümleci, nesne, yüklem”, C seçeneği “özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç, zarf tümleci, yüklem”, D seçeneği “özne, zarf tümleci, nesne, yüklem”, E seçeneği “zarf tümleci, nesne, yüklem” şeklinde sıralanmıştır. (sonbaharda / savrulan sararmış yapraklar / görürüz.) Yanıt: E ÇÖZÜM–53 1 Zarf tümleci Yüklem “özne–nesne–zarf tümleci, yüklem”den oluşmuş bir sıralamayla karşılaşırız. Yanıt: A 4 2 Örnek cümlenin ögelerinin sıralaması “Şiir, insanın saklı kalmış duygularının bir ÖzneYüklem dışavurumudur.” şeklindedir. Seçeneklerde özne ve yüklemden oluşan C şıkkıdır. Burada da “Teknenin suya yansıyan görüntüleri / muhteşemdi.” Özne Yüklem yargısı özne ve yüklemden oluşan iki ögeli bir cümledir. Yanıt: C 5 I. cümlenin ögeleri “özne, zarf tümleci, yüklem”, II. cümlenin ögeleri “özne, yüklem”, III. cümlenin ögeleri “özne, nesne, yüklem”, IV. cümlenin ögeleri “özne, nesne, zarf tümleci, yüklem”, V. cümlenin ögeleri “dolaylı tümleç, dolaylı tümleç, özne, yüklem” şeklinde sıralanmıştır. Özne ve yüklemde oluşan seçenek II. cümledir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bu cümlenin öge sıralaması şu şekildedir. Bir kar fırtınasının tam ortasında doğan ikizlerin hayatları “özne”, babalarının kararıyla “zarf tümleci”, değişecekti “yüklem”dir. Yanıt: E 108 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bu cümlenin ögelerinin sıralaması şu şekildedir: Renkli bir yeryüzü sütununun tepesindeki kaya parçası “özne”, bir kalkan işlevi görerek “zarf tümleci”, zararlı maddelerden “dolaylı tümleç”, onu “belirtili nesne”, koruyor “yüklem” görevindedir. Belirtisiz nesne kullanılmamıştır. Yanıt: D 7 A, C, D, E seçeneklerinde eğik çizgilerle gösterilen yerler doğru ayrılmıştır ve bir öge yanlışlığı yapılmamıştır. B seçeneğinde “Her ulusun kendine özgü bir edebiyat yapısı / vardır.” cümlesi bu şekilde ayrılmalıydı. İsim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına sözcük girse de bunlar bir bütün olarak alınmalıdır ve ayrılmamalıdır. Yanıt: B 8 Ara söz, cümlede iki göreviyle kullanılır: Herhangi bir ögenin açıklayıcısı olması, cümle dışı unsur olması. Ara sözün başına ve sonuna ya “virgül” ya da “kısa çizgi” konulur. Örneklerden hareketle A seçeneğinde “yıllardır gitmediği memleketine”, B seçeneğinde “yaşayan koca çınar”, D seçeneğinde “yeşillere bürünmüş süslü çocuğu”, C seçeneğinde “geçen gün bankada tanıştığım çocuk” farklı ögelerin açıklayıcısı olan ara söz olarak kullanılmışlardır. C seçeneğinde “hiç sanmıyorum” kişinin duygusunu belirttiği cümle dışı unsur olan bir ara sözdür. Yanıt: C 9 “gün batmadan” ikinci dizede yer alan cümlenin “zarf tümleci” görevinde kullanılmıştır. İkinci dizenin ögeleri “Kapanırdı / gün batmadan / kapılar” yüklem zarf tümleci özne şeklinde sıralanmıştır. Bu sözcükteki “madan” eki de zarf–fiil ekidir. Dolayısıyla zarf tümleci yapmıştır. Yanıt: D 109 CÜMLE TÜRLERİ – I II. cümle fiilimsi olduğu için girişik birleşik cümledir. III. cümlede yüklem sondadır ve olumsuzdur. IV cümle tek yargı bildiren basit yapılı isim cümlesidir. V. cümlede yüklem olumsuzdur ve cümle basit yapılıdır. I. cümle sıralıdır fakat bağımsız değil, bağımlıdır. “sevgi ve saygı” her iki cümlenin de ortak ögesidir. Bu tür öge ortaklı bulunan cümlelere bağımlı sıralı cümle denir. Yanıt: A Cümleler yapı bakımından “basit, birleşik, sıralı ve bağlı” olabilirler. A, B, D, E seçeneklerinde temel yargı olan yüklem dışında fiilimsi olan yargılar vardır. Bu tür cümleler birleşik yapılıdır. C seçeneğinde yüklem dışında başka bir yargı bildiren sözcük kullanılmamıştır. Bu tür cümleler basit yapılıdır. Yanıt: C Sıralı cümleler en az iki yargı taşıyan cümlelerdir. Bu tür cümleler kendi içinde bağımlı sıralı ve bağımsız sıralı cümle diye ikiye ayrılırlar. I, II, IV, V. cümleler yapı itibariyle birleşiktir. III. cümle ise iki yargı taşıyan bağımlı sıralı bir cümledir. Yanıt: C 4 Basit cümle tek yargısı olan cümlelerdir. Bu tür cümlelerde sadece yüklem bulunur. Yan cümlecik bulunmaz. Kurallı cümle yüklemi sonda olan cümlelerdir. İsim cümlesi yüklemi çekimli bir eylem olmayan cümlelerdir. Bu açıklamaya göre “basit, kurallı, isim” cümlesi A seçeneğidir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–54 1 110 5 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. cümlede fiilimsi alan yan cümlecik vardır ve yüklemi isimdir. II. cümle fiilimsiyle kurulmuş birleşik yapılı fiil cümlesidir. IV. cümle yüklem sonda ve olumsuzluk eki almış fiil cümlesidir. V. cümle “se, –sa” ekini alan şartlı birleşik cümledir. III. cümle bağlı bir cümle değil, basit yapılı bir cümledir. Bağlı cümle olması için iki ayrı cümlenin bağlaçlarla bağlanması gerekir. Yanıt: C I. cümle “kurallı, fiil, basit” yapılıdır. II. cümle “kurallı, isim, birleşik” yapılıdır. Bu cümlede hareketle A, C, D, E seçeneklerine ulaşabilir. Fakat her iki cümlede sıralı değildir. Bu yapıya ulaşılamaz. Sıralı cümleler en az iki yargı (yüklem) bildiren cümlelerdir. Yanıt: B 6 I, II, III, V. cümleler içinde fiilimsiyle kurulmuş birleşik yapılı bir fiil cümlelerdir. IV. cümle de fiilimsiyle kurulmuş birleşik yapılıdır fakat bu cümlenin yüklemi bir isimdir. Yanıt: D 8 Cümle yapı itibariyle birleşiktir çünkü içinde fiilimsiler geçmektedir. Cümlenin yüklemini “gösterir” sözcüğüdür. Bu da olumlu ve fiil cümlesi olduğunu gösterir. Yanıt: B 111 CS Ü ÖM Z CLÜEK TTEÜ RALNELRAİ M– -I I I 5 Eksiltili cümle yüklemi olmayan cümledir. I. cümlede “bilirim”, II. cümlede “düşer”, III. cümlede “durur.”, V. cümlede “geldim” ve “açmadı” sözcükleri yüklemdir ve bu cümleler eksiltili özellik göstermez. IV. cümlede ise yüklem yoktur, eksiltili cümle özelliği gösterir. Yanıt: D 2 Yüklemin türüne göre cümleler ad ve eylem cümlesi diye ikiye ayrılır. I. cümlenin yüklemi “taşınıyor.”, II. cümlenin yüklemi “kaplandı.”, IV. cümlenin yüklemi “barındıramıyor.”, V. cümlenin yüklemi “koparıyor” sözcükleri eylemdir. III. cümledeki yüklem “iki yüz bindir” sözü ad türündedir. III. cümle türüne göre diğerlerinden farklıdır. Yanıt: C 3 6 A’da tek yüklem vardır ve cümle tek yargı bildirir. Bu yüzden basit cümledir. Yüklemi “severler” sözcüğüdür ve sonda olmadığı için devriktir. Yüklem eylem özelliği gösterdiğinden türüne göre de eylem cümlesidir. B’deki yargı “birleşik, devrik, eylem”, C’deki yargı “basit, devrik, ad”, D’deki yargı “birleşik, kurallı, eylem”, E’deki yargı “birleşik, ad, kurallı cümle” özelliği gösterir. Yanıt: A 4 A’da Sınavda bu konulardan Zarf tümleci Dolaylı tümleç sorusorulacakmış; bunlara Belirtisiz nesne Yüklem Dolaylı tümleç iyi çalış. Zarf tümleci Yüklem cümlesinde hiçbir öge ortak değildir ve bağımsız sıralı cümledir. B’de özne (O), C’de zarf tümleci (Dün akşam), D’de özne (onlar); E’de belirtili nesne (künyesini) ortaktır. Yanıt: A 7 Birinci cümlede tek yüklem, tek yargı vardır basit (A) cümledir. Aynı cümlenin yüklemi ad cümlesi (E)’dir. “Eskiden buralar ormandı, çayır çimendi.” sözü sıralı cümle (B)’dir. Son yargıdaki “... insanları anlayışsızdır.” sözü de olumsuz cümleyi (C) örnekler. Parçada birleşik cümle yoktur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İlk dizede yüklem “seslenir” sözcüğü sonda yani kurallı (A), eylem (B) cümlesidir. İlk dize aynı zamanda tek yargı bildirir ve basit cümleye (C) örnektir, üçüncü dizede “Ruhum ebedidir” tamlaması ad cümlesidir (D). Dizelerde birleşik cümleye yer verilmemiştir. Yanıt: E D’de yüklem “köyümüze yaklaşık bir saatlik mesafedeydi.” sözüdür. Bu yüklem sonda olduğu için kurallıdır. Yüklem ad soyludur. Ek eylem almıştır. Cümlede tek yargı olduğu için de basittir. B’deki yargı “kurallı, birleşik, ad cümlesi”, C’deki yargı “kurallı eylem ve birleşik”, E’deki yargı “devrik, eylem ve birleşik cümle” özelliği gösterir. Yanıt: D ÇÖZÜM–55 1 112 8 E’de yüklem “gittiler” sözcüğüdür ve sonda bulunur. Kurallı cümle özelliği gösterir. A’da “ulaşmadı”, B’de “gittiler”, C’de “gömüldüm”, D’de “Yitirdim” sözcükleri yüklemdir ve sonda değildir. Bu cümleler de devrik cümle özelliği gösterir. E’deki yargı yüklemin yerine göre farklıdır. Yanıt: E 12 B’de “... bilmiyor muydun?” sözü anlamca olumsuzdur. A’da yüklem “yaraladı”, C’de “ağlıyordu”, D’de “çözdüm”, E’de “koyuldu” eylemleri anlamca olumludur. B seçeneği anlamca olumsuzdur, diğerlerinden farklıdır. Yanıt: B 9 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! B’deki “Bir merhamettir” tamlaması yüklemdir ve bu söz sonda olmadığı için devrik cümle özelliği gösterir. “Bir merhamettir” sıfat tamlaması ek eylem alarak yüklem olmuştur yani ad cümlesidir. A şıkkı “devrik, eylem”, C şıkkı “devrik, eylem”, D şıkkı “kurallı, eylem”, E şıkkı “devrik, eylem cümlesi” özelliği gösterir. Yanıt: B 10 13 C’de “çağırır” yüklemi temel cümledir. Bu dizedeki yükleme sorulan “ne” sorusuna verilen yanıt “İçimde çalınan ıslık” sözü de yan cümledir ve özne görevindedir. A, B ve D’de tek yüklem ve tek yargı vardır. Basit cümle olduğu için bu cümlelerde yan cümle yoktur. E’de birden fazla yüklem olduğu için o da sıralı cümleye örnektir. Yanıt: C Yapıca cümleler “basit, birleşik, sıralı cümle” diye üçe ayrılır. A’da tek yüklem vardır, fiilimsi de olduğu için bu cümle birleşik cümle özelliği gösterir. B, C, D ve E’de birden fazla yüklem kullanıldığı için bu cümleler sıralıdır. Yanıt: A 14 11 III. cümlede yüklem “sıcaktı” sözcüğüdür ve ad cümlesidir. I’de “geçirdi”, II’de “dolaşıyordu”, IV’te “gitti”, V’te “bakıyordu” sözcükleri yüklemdir ve eylem cümlesine örnektir. Yanıt: C Yan cümleler yüklemin dışında yargı bildiren sözcüklerdir. Bunlar da eylemsi, ki bağlacı, şart kipi, doğrudan anlatım cümlesi ile sağlanır. Dizelerde “duymak, uluyan, kalan” sözcükleri eylemsidir ve yan cümle görevinde kullanılmıştır. Dizelerde üç tane yan cümle vardır. Yanıt: C 113 DİL BİLGİSİ KARMA – I Dizelerdeki “ben” ve “sen” sözcükleri kişi zamiri (A), “İncir kuşlarının bakışları, su kenarı “sözleri ad tamlaması (B) Hayatla sözcüğündeki altı çizili ek edat (C) ve “bulurum, doldurur.”sözcükleri çekimli eylem (E) görevindedir. Verilen dizelerde sıfat–fiil (D) yoktur. Yanıt: D 2 4 Dizelerdeki “gibi” sözcüğü edat (A), “dururken (zarf–fiil) söylenmemiş (sıfat–fiil)” sözcükleri farklı türde eylemsileri (B), “karşımızda, Anadolu’muz sözcüklerinde birden fazla iyelik ekini (C) ve “Anadolumuz” sözcüğü de birleşik adı (D) oluşturur. Dizelerde kurallı birleşik eylem (E) kullanılmamıştır. Yanıt: E ÇÖZÜM–56 1 IV. cümlede yani “Bu saatlerde evde hayat durur, kadın ve çocukların şamatası birden kesilirdi.” ifadesinde bağlaç (ve) vardır ancak 3 III. söz (Alev alev) kendisinden sonra gelen “sardı” eylemini durum bakımından tamamlamış ve durum zarfı görevindedir. I. söz (muhacir kızı) Tamlayan Tamlanan belirtisiz ad tamlamasıdır. II. söz (kabul et) yardımcı eylemle kurulmuş birleşik eylemdir. IV. söz (taraf– ım – ı –) hem iyelik hem iyelik –i eki hali belirtme eki almıştır. V. sözcükte (ben–a– bana) ünlü değişimi vardır. Yanıt: C 5 Dizelerde “ıssız, vahşi, ışıksız” sözcükleri bir adı nitelediğinden niteleme sıfatı (A), “en” sözcüğü “ıssız” sıfatını derecelendiren zarf (C), “açar, durur” eylemleri basit yapılı eylem (D), “vardır” sözcüğünde de altı çizili ek eylemin geniş zamanı (E) görevinde kullanılmıştır. Dizelerde birleşik yapılı sözcükler (B) kullanılmamıştır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! edata yer verilmediğinden D seçeneği söylenemez. I. cümlede “her şeyden” sözünde tamlanan (şeyden) zamirdir. II. cümledeki “söz edilirdi” sözü birleşik eylemdir ve geniş zamanın hikâyesi şeklinde çekimlenmiştir. Yüklem yapıca ve zamanca birleşiktir. III. cümlede birden fazla yüklem (açılır, dinlenirdi) vardır ve öznesi (gizli özne, o) ortaktır. V. cümlede de “haber saati” sözü belirtisiz ad tamlamalıdır. Yanıt: D 114 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. dizede “Ellerin, ellerin ve parmakların”da “ve” bağlaçtır, II. dizede “Bir nar çiçeğini eziyor gibi” ifadesinde “eziyor” basit zamanlı eylemdir, III. dizede “Ellerinden belli olur bir kadın”da “belli olur” sözü birleşik eylemdir, V. dizede “Ellerin, ellerin ve parmakların”da “ellerin, parmakların” sözcüklerinde altı çizili ekler sahiplik, aitlik bildirir ve iyelik eki görevindedir. IV. dizede “denizin dibi” Tamlayan Tamlanan sözü belirtili ad tamlamasıdır. Belirtisiz değildir. Yanıt: D 8 I.sözcük (karış–an) “–an; –en” sıfat–fiil ekini almıştır ve ortaçtır. II. sözcükte (sabahlar ile ikindiler) bağlaç kullanılmıştır. III. sözcük (baharın) Tamlayan “baharın gülleri” tamlamasında tamlayan görevindedir. IV. sözcük (ürk – ek) eylem eylem ad kökünden türemiş ve ad olmuştur. V. sözcük ise (yer–i–n–e) bulunma durum ekini (– de) değil yönelme (–e) durum ekini almıştır. Yanıt: E 9 7 Dizelerdeki “Deniz köpüğü” sözü ad tamlaması (A) “gözlerinden, gönlüme” sözcüklerinde altı çizili ekler birden fazla hâl ekini(B), “esti” sözcüğü ünsüz benzeşmesini (C), “yalnız” sözcüğü de (yalın–ız–yalnız) türemiş sözcüğü (D) örnekler. Dizede zarf kullanılmamıştır. Yanıt: E Dizelerdeki “akşam oldu, karardı, kayboldu, inliyor” sözcükleri çekimli eylemleri (A) oluşturur. “Karardı” sözcüğünde hem yapım hem çekim eki (kara –r –dı) vardır. yapım çekim eki eki (C) “Akşam oldu karardı, kayboldu, ihtiyar” eylemlerinde tek zaman anlamı vardır yani basit zamanlı eyleme (D) örnektir. “Boş dağlar, beyaz kuğular, eğilen dallar” tamlamaları sıfat tamlamasına (E) örnektir. Dizelerde birleşik sıfat kullanılmamıştır. Yanıt: B 115 DİL BİLGİSİ KARMA – II I. cümledeki “göre” sözcüğü edattır. II. cümlede edebiyat–ın ... türler–i tamlamasında ilgi ve iyelik eki bulunur. III. cümlede “keserek” sözcüğünde “–erek” zarf fiil ekidir. IV. cümledeki “bazı” sözcüğü belgisiz sıfatı örneklendirir. Dönüşlülük zamiri “kendi” sözcüğüdür. V. cümlede dönüşlülük zamiri değil, işaret ve belgisizlik zamiri kullanılmıştır. Yanıt: E 3 Yüklem sonda olduğu için kurallıdır. ”kalkışmayınız” bir fiildir. “seslenen, anlayıp dinlemeden, çevirmeye” sözcükleri fiilimsi görevindedir ve birden çok yan cümlecik oluştururlar. Bu fiilimsilerin yüklemle birlikte kullanılması cümleyi birleşik yapar. Dolayısıyla bu cümle basit yapılı değildir. Yanıt: E 2 I, III, IV, V. sözcüklerle ilgili açıklamalarda bir yanlışlık yoktur. Fakat II. cümlede “hayatın” sözcüğünde iyelik eki değil ilgi eki kullanılmıştır. Yanıt: B “Bu ayazlarda” söz öbeğinde işaret sıfatı, “gözlerimiz” sözcüğünde iyelik eki “ayazlarda, sislerde, sularında” sözcüklerinde bulunma hâl ekleri kullanılmıştır. “Kar suları ve kuzey yıldızları” belirtisiz ad tamlaması göreviyle kullanılmış sözcük öbekleridir. Dizelerde sıfat–fiile yer verilmemiştir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–57 1 116 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Cümlede geçen “ve” bağlacı, “onun” zamiri, “hiçbir” belgisiz sıfat, “olsaydı” koşul kipini örnekler fakat bu cümlede geçen “olmazdı” sözcüğü basit zamanlı değil birleşik zamanlıdır. Yanıt: A 6 I. cümle fiilimsiyle kurulmuş, yüklemi sonda olan kurallı bir cümledir. II. cümlede “ertesi gün” zaman zarfı görevindedir. IV. cümle “ki” bağlacıyla kurulu birleşik yapılı bir cümledir. V. cümle basit yapılı fiil cümlesidir. III. cümle anlamca olumludur fakat yapısı itibariyle birleşik değil basittir. Yanıt: C 7 Cümlede“bir” sıfat “yakmaya” isim–fiil “ancak” edat “beni” zamir görevinde kullanılmıştır. Bu cümlede bağlaç görevli bir sözcük yoktur. Yanıt: E 8 sözcüğü yanlış yazılmıştır. Doğrusu meyvesinden şeklinde olmalıydı. Cümlede geçen “dolayı, gibi” edat; “ve, de” bağlaç görevindedir. “eriği ve yetiştirdiği” sözcüklerinde ünsüz yumuşaması vardır. Malta eriği belirtisiz ad tamlaması görevindedir. Fakat bu cümle etken değil edilgen çatılıdır. Yanıt: D “meyvasından” 117 DİL BİLGİSİ KARMA – III I. cümlede yüklem sondadır ve kurallı birleşik bir cümledir. II. cümlede “soğuk ve nemli” sözcükleri niteleme sıfatını örneklendirir. III. cümlede özne “soğuk ve nemli katmandan geçen damlalar” şeklinde oluşmuş bir söz öbeğidir. IV. cümlede “gibi, için” edat, “de” bağlacı örneklendirir. V. cümlede ise isim– fiil olacak bir kullanım yoktur. Yanıt: E 3 “Çınarların bakışları” ad tamlamasını, “daha” ve “öyle” zarfı örneklendirir. İsim soylu bir sözcük olan “kahverengi” ve “koyu” sözcük- leri ise yüklemi örneklendirir. Parçada geçen “gidiyorsun” çekimli bir eylemi gösterir. Eylemler kip eki alırlarsa çekimli eylem oluştururlar. Bu parçada birleşik zamanlı eylem yoktur. Yanıt: E 2 Dizelerde geçen “burada” işaret zamirini, “umut” soyut adı, “kötülükler” türemiş sözcüğü, “her mevsim” belgisiz sıfatı örneklendirir. A seçeneğinde zarf–fiil görevinde bir sözcük kullanılmamıştır. Yanıt: A I. cümlede “etmeye ve başlayan” sözcükleri birden fazla fiilimsiyi örneklendirir. II. cümledeki “Uludağ” birleşik bir sözcüktür. III. cümlede “bu” sözcüğü sıfat görevini üstlenmiştir. V. cümlede yüklem sondadır ve bir eylem cümlesidir. Fakat IV. cümlenin yüklemi (tercih ediyorlar) anlamca kaynaşmış bir fiil değil yardımcı eylemle oluşmuş bir sözcüğü örneklendirir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–58 1 118 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. cümlede “onada” sözcüğünün yazımı yanlıştır. Buradaki “da” bağlaç olandır ve ayrı yazılmalıdır. II. cümlede “mağaranın girişi” ad tamlamasıdır. IV. cümlede “en” üstünlük anlamı katan miktar zarfıdır. V. cümlede “sen” ve “bizim” sözcükleri kişi zamiridir. B seçeneğinde eylem (yeme) haber kipi değil emir kipidir. Emir kipleri de dilek kipidir. Yanıt: B 7 İlk dizedeki “sen” kişi zamiri “kadar” “ve” edat ve bağlacı, “baş başa” ikilemeyi, “uzandık” ise çekimli eylemi örneklendirir. Dönüşlülük adılı “kendi” sözcüğüdür. Şiirde böylebir zamir kullanılmamıştır. Yanıt: C 6 Cümlede yazan “kendi” dönüşlülük zamiri, “bulunduğuna ve inanan” sözcüklerindeki “dık ve an” sıfat–fiili, “büyük bir düşünür” niteleme ve belirtme sıfatını örneklendirir. “Düşünürdü” isim soylu bir sözcük olarak yüklem olmuş ve ek–eylem görevinde kullanılmıştır. E seçeneğindeki “miktar zarfına” verilen cümlede ulaşamayız. Yanıt: E 8 Dizelerde kullanılan “uzaktan” ünsüz sertleşmesini, “asmanın altı” belirtili isim tamlamasını, ”gibi” edatı, ”ben” ve “onu” zamiri örneklendirir. D seçeneğinde verilen birleşik yapılı bir sözcük dizelerde bulunmamaktadır. Yanıt: B 119 DİL S ÖB ZC İ LÜGKİTSEİ KAANRLM AM A –- I V Dizelerdeki “sen” sözcüğü kişi zamiri (A), “bayram sabahı” tamlaması ad tamlaması (B), “doğan” sözcüğü ortaç (C), “sensiz, doğan” sözcükleri de türemiş sözcüktür (E). Dizelerde yer–yön zarfına yer verilmemiştir. Yanıt: D 2 3 I. dizedeki “gökyüzü” sözcüğü birleşik sözcüğe (A), II. dizedeki “her dalgasıyla” sözündeki altı çizili sözcük belirtme sıfatına (B), IV. dizedeki “yolcusunda, tayfasında” sözcüklerindeki altı çizili ekler bulunma hâl eklerine (D), V. dizedeki “avladım” sözcüğü de çekimli eyleme (E) örnek gösterilebilir. III. dizede yüklem ad değil, eylemdir. Yanıt: C I. cümledeki “için” ve “–den beri” sözcükleri edatlara (A), II. cümledeki “içmiyor” sözcüğü basit zamanlı, “içiyordu” sözcüğü birleşik zamanlı eyleme (E) örnektir. III. cümlede “uğramış” ve “bırakmıştı” sözcüğü yüklemdir ve sıralı cümleyi oluşturur, öznesi de “o” gizli öznedir ve her iki yüklem için kullanılır. Yani III. cümle öznesi ortak, bağımlı, sıralı cümleye (C) örnektir. IV. cümlede “yataktan, ayakta, yapmaya” sözcüklerinde altı çizili ekler sırasıyla ayrılma, bulunma, yönelme hâl ekine (D) örnektir. V. cümlede ünsüz yumuşaması ve ünsüz türemesi yoktur. Sadece ünsüz benzeşmesi (dolaptan) vardır. Yanıt: E 5 I. cümlede kullanılan “ilk” sözcüğü belirtme sıfatına, “edebi, sözlü” sözcükleri niteleme sıfatlarına örnektir. II. cümlede “gelir” sözcüğü çekimli eyleme örnektir. III. cümledeki “toplumun yaşadığı, onu derinden sarsan olayları anlatan yiğitlik hikâyeleridir.” sözü yüklemdir ve sözcük öbeği şeklinde oluşmuştur. IV. cümledeki “şey” sözcüğü belgisiz zamire örnektir. V. cümlede eylemi durum bakımından tamamlayan sözcük yani durum zarfı kullanılmamıştır. Yanıt: E 6 “Dayandıkça” sözcüğü ulaç (B), “çisil çisil” ikilemesi durum zarfını (C), “Bu yağmur” tamlamasındaki altı çizili sözcük işaret sıfatını (D), “ben” sözcüğü de kişi zamirini (E) örnekler. Dizelerde edat yoktur. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Dizelerde “bir ağaç” tamlamasında “bir” sözcüğü belgisiz sıfattır, sayı sıfatına yer verilmemiştir. A’daki “boylu boyunca” sözü durum zarfıdır. C’deki II. dize dolaylı tümleç görevindedir. Dizelerde “farksız” ve “boşunadır” sözcükleri yüklemdir ve sonda kullanılmadığı için devrik cümle (D) özelliği gösterir. “Sağlığında, yatmayacağı, kütüğünden” sözcüklerinde ünsüz yumuşaması (E) vardır. Yanıt: B 4 ÇÖZÜM–59 1 120 7 “Karın-ım” (karnım) sözcüğünde ünlü düşmesi (A) meydana gelmiştir. “Bakmayın” sözcü- ğü yüklemdir eylem görevinde ve yüklem sonda olmadığı için devrik (C) cümledir. “Elim, karnım” sözcüklerinde altı çizili ekler iyelik ekidir (D). “Bir gün, bir şiir, üç beş kuruş” tamlamaları da sıfat tamlamalarına (E) örnektir. Dizelerde belirtisiz ad tamlamasına (B) yer verilmemiştir. Yanıt: B 8 10 I. cümlede “Okul tek katlı, duvarları badanasızdı.” yargısında “oku-l, kat-lı, badana-sız” sözcükleri yapım eki almıştır ve türemiş sözcüktür. II. cümlede “Kapıdan girilince üstü kapalı bir avlu vardı.” yargısında “üstü kapalı” sözü kurallı birleşik sıfattır. III. cümlede “Daha ilerisinde küçük, ağaçsız bir bahçe...” yargısında yüklem olmadığı için cümle eksiltilidir. IV. cümlede “Bahçenin sonunda kocaman bir depo vardı.” yargısında “kocaman bir depo” niteleme sıfatı belirtme sıfatı sözünde bir ad hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır. V. cümlenin yüklemi çatısına göre dönüşlü değil etkendir. Çünkü eylem dönüşlülük eki “-l, -n”den birini almamıştır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “Bayramdı” ve “beraberdik” sözcükleri yüklemdir ve ek eylem almıştır. (A) “Boğaziçi” birleşik sözcüktür ve belirtisiz ad tamlaması şeklinde oluşmuştur. (B) “Orhan Veli, Boğaziçi, Aşiyan, Fikret” sözcükleri özel ad (D)’dır. “Fikret’in eli” sözü de belirtili ad tamlamasına örnek (E) gösterilir. Dizelerde kişi ve işaret zamiri yoktur. Yanıt: C 9 I. sözcük “Merdivende” yapım eki almamıştır, sadece çekim eki (–de) almıştır, yapıca basittir, II. sözcük yani “Rıhtım” sözcüğü “Rıhtım taşında” tamlamasının tamlayanıdır. III. sözcük “gölgen” sözcüğünde altı çizili ek iyelik ekidir. V. sözcük “senindir” sözcüğü ek eylem alarak yüklem olmuştur. IV. sözcük ise (şimdi) zaman anlamı taşır ve zamir değil, zaman zarfı görevindedir. Yanıt: D 11 I. dizedeki “Suların durulduğu bir saat olsun” ifadesinde “durulduğu” sözcüğü ortaçtır, II. dizedeki “Güneşin vefasızdır.” sözünde “Güneşin” sözcüğünde altı çizili ek iyelik ekidir. IV. dizedeki “Yağmurun zararlı” sözünde “yağmur, zararlı” sözcükleri türemiş sözcüktür. V. dizedeki “Gör denizin güzelliğini” ifadesinde “denizin güzelliği” tamlaması da belirtili ad tamlamasına örnektir. III. dizede ise eylem yoktur. Yanıt: C 121 D İSLÖ ZBCİ L ÜG KT İ SEİ A KN AR LA MM A -– IV Dizelerdeki “baktık, başladı, öğrendik, sızar” sözcükleri çekimli eyleme (A); “Ey” sözcüğü ünleme (B); “Sen gittikten az sonra” sözü zaman zarfına (C); “Sen” sözcüğü de kişi zamirine (D) örnektir. Dizelerde zarf–fiil (E) kullanılmamıştır. Yanıt: E 2 Dizelerdeki “her yer” sözünde altı çizili sözcük sıfata (A), “duygulandırıyordu” ve “çıkıyordu” sözcüklerinde altı çizili ekler ek eyleme (B), aynı sözcükler çekimli eyleme (C), “yaşamak” sözcüğü de ad–eyleme (D) örnektir. Dizelerde belgisiz zamir yoktur. Yanıt: E 5 I. sözcük (buldum) yüklem görevindedir, kip ve kişi eki almıştır, çekimli eyleme (A) örnektir. II. sözcükte (çağ–ım–da) sadece çekim eki vardır, yapıca basittir (B). IV. sözcükte (baş–ım–da) “–ım” iyelik eki ve “-de” bulunma hâl eki (D) vardır. V. sözcük (kaçtığım) (E) ortaçtır. III. sözcük ise niteleme sıfatı değildir, “görmemiştim” eylemini durum yönünden tamamladığından durum zarfıdır. Yanıt: C 3 I. cümledeki “de” bağlaca “kaderle” sözcüğündeki altı çizili ek, edata örnektir. II. cümlede “sevmeyi, reddetmeyi” sözcüklerinde birden fazla eylemsi vardır. III. cümlede “insan sevgisi” sözü belirtisiz ad tamlamasına örnektir. IV. cümlede “acıyı” sözcüğünde belirtme, “önümüze” sözcüğünde yönelme, “karşısında” sözcüğünde bulunma durum eki kullanılmıştır. V. cümlede “Onun için insana iyi gelirler.” yargısında niteleme sıfatı yoktur. Yanıt: E 6 Dizelerde “uzun uzun” ikilemesi “konuştuk” eylemini tamamladığından durum zarfıdır (A), dördüncü dizede “hepimiz” belgisiz zamirdir ve özne görevindedir (B), “rüya” adı “uzak” niteleme ve “bir” belirtme sıfatlarını almıştır (C), “toplandık, andık, konuştuk” eylemleri de çekimli eyleme (E) örnektir. Dizelerde yer–yön zarfı kullanılmamıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Dizelerde “Hangi resmime...” sözünde soru sıfatı; “o günler, o zevk, o heyecan” sözlerinde işaret sıfatı; “güler yüzlü adam” sözü kurallı birleşik sıfat örneğidir (A); “değilim” sözcüğü ek eylemin olumsuzuna (C) örnektir; “resmim–e” sözcüğündeki altı çizili ek yönelme, “nerde” sözcüğündeki altı çizili ek bulunma durum ekine (D) örnektir; “resmime” sözcüğünde ünlü düşmesi (E) vardır. Dizelerde edat ve bağlaç (B) yoktur. Yanıt: B 4 ÇÖZÜM–60 1 122 7 Dizelerde “Sefil baykuş ne gezersin bu yerde” sözünde “ne” sorusu “neden, niçin” anlamı verdiğinden soru zarfı (B); “sefil baykuş” sözünde altı çizili sözcük ada sorulan “nasıl” sorusuna yanıt verdiğinden niteleme sıfatına (C); “mı” soru sözcüğü edata (D); “baykuş, vatanın, illerin” sözcükleri de tür adına (E) örnektir. Dizelerde kişi zamiri yoktur. Yanıt: A 10 I. sözcük (yağmış) yüklem görevinde olduğu için ve “-mış” eki zaman anlamı taşıdığından bu sözcük ortaç değildir, çekimli eylemdir. II. sözcük (artık) zaman zarfına (B), III. sözcük (istersen) birleşik zamanlı eyleme (C), IV. sözcük (bittiğimi) eylem kökünden türemiş sözcüğe (D) örnektir. V. sözcükte (uzaklardan) birden fazla isim çekim eki (E) almıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 I. cümlede yüklem “gördüm” sözcüğüdür, eylemdir ve sonda olmadığı için devriktir (A). II. cümlede “heyecanlandım” sözcüğü “heyecan” adından türemiş ve eylem olmuştur (B). III. cümlede “gelmeden” sözcüğü zarf–fiile, “okumaya” sözcüğü ad–eyleme örnektir ve farklı türden fiilimsiler vardır. V. cümlede “biliyordum” sözcüğü yüklem ve geri kalan “onun böyle başarılı bir yazar olacağını” sözü nesne görevindedir ve cümle yüklem ve nesneden oluşmuştur. IV. cümlede “Bir de baktım kitap bitmiş” ifadesinde ise tüm sözcükler basit yapılıdır, türemiş sözcük yoktur. Yanıt: D 11 Dizelerdeki “ayın ilk günü” sözü belirtili ad tamlamasına (A) örnektir. “akılım” sözcüğü ünlü düşmesine uğramış sözcüğe (B); “günü, masam, aklım” sözcüklerindeki altı çizili ekler iyelik eklerine (D); “olsun, yürüyor” sözcükleri basit zamanlı eyleme (E) örnektir. Dizelerde dönüşlü çatılı eylem (C) kullanılmamıştır. Yanıt: C 9 Dizelerde “kaybettim” sözcüğü birleşik eyleme (A), “umudumu, sevdalara” sözcükleri soyut ada (C), “zifiri karanlıkta, yalancı sevdalara” sözlerindeki altı çizili sözcükler ada sorulan “nasıl” sorusuna yanıt verdiğinden niteleme sıfatına (D); “umud–um–u”, “sırt–ım-ı” sözcüklerinde altı çizili ekler sırasıyla iyelik ve belirtme durum ekine (E) örnektir. Dizelerde durum zarfı yoktur. Yanıt: B 12 “İki gün sonra okuldan döndüğümde ruhumu ezen bir şey hissettim.” cümlesinde “İki gün” tamlamasındaki altı çizili sözcük sayı sıfatına (A), “şey” sözcüğü belgisiz zamire (C), “hissettim” sözcüğü birleşik eyleme (D), “döndüğümde” sözcüğü ortaca (E) örnektir. Cümlede miktar zarfı (B) kullanılmamıştır. Yanıt: B A N L A T I MS ÖBZOCZÜUKKTLEU ĞAUN L( A nMl a m- aI D a y a l ı ) – I 4 Bu cümledeki anlatım bozukluğu “1 Ocak 1949 yılından” ifadesiyle yapılmıştır. Burada bahsedilen bir yıl değil, bir tarihtir. Doğrusu “1 Ocak 1949 tarihinden” şeklinde olmalıydı. Yanıt: C A’da “kendi bildiğini yapmak”, B’de “her işe burnunu sokmak”, D’de “ağzında bakla ıslanmamak”, E’de “ağız birliği etmek” deyimleri içinde bulundukları cümleyle doğru kullanılmışlardır. C seçeneğinde oyuncuların yönetmeni dikkatli dinlemelerinden bahsedilip “kulak kabartmak” deyimi kullanılmıştır. Kulak kabartmak birini gizlice dinlemek anlamında kullanılır. Doğrusu “kulak kesilmek” deyimi olacaktır. Yanıt: C ÇÖZÜM–61 1 123 2 A, B, C, D seçeneklerinde anlatım bozukluğu oluşturacak bir kullanım yoktur. E seçeneğinde bir mantık hatası, sıralama yanlışlığı yapılmıştır. Doğrusu “Yeterli önlem Yanıt: E 5 3 I. cümlede “sade ve yalın”, II. cümlede “ayağa”, III. cümlede “dolayı”, V. cümlede “alçak ses” gereksiz kullanılmıştır. IV. cümlede yasanın 86’ya karşı 80 oyla kabul edilmesi bir mantık hatasıdır. Doğrusu 80’e karşı 86 oyla kabul edildi şeklinde olmalıydı. Yanıt: D Soru kökünde sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bozukluk sorulmuştur. B seçeneğinde “hemen ve vakit kaybetmeden” gereksiz sözcük kullanımını örnekler. C seçeneğinde nesne eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. İkinci cümlenin başına “şairleri” ifadesi getirilmeliydi. D seçeneğinde “ile” ve “birlikte” ifadesi gereksiz bir kullanımdır. E seçeneğinde teklik çokluk uyumundan kaynaklanan bir özne–yüklem uyumsuzluğu vardır. A seçeneğinde sebze ve meyve fiyatlarının pahalı olması bir anlatım bozukluğu oluşturur. Fiyatlar pahalı olmaz “yüksek” olur. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! alınmazsa hastalar salgın hastalığa yakalanabilir hatta ölebilir.” şeklinde olmalıdır. 124 6 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A, C, D, E seçeneklerinde herhangi bir anlatım bozukluğu oluşturacak sözcük kullanılmamıştır. B seçeneğinde “kuşkusuz” ve “istiyor olmalısın” anlamca birbirinin zıttı olan ifadelerdir. Burada çelişen sözcüklerden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Yanıt: B Parçanın I. ve V. cümlelerinde anlatım bozukluğu yoktur. II ve IV’te bahsedilen gereksiz sözcük kullanımıdır. III. cümlede “alkollü araç kullanan” değil, “aracını alkollü kullanan sürücüler” diye söylenmeliydi. Yanıt: C 9 “gezgin, kapsayan, yayımlanmıştır, kaynaklı” 7 Verilen cümlede “çocuğun deniz mavisi olan gözlerinden” bahsedilmektedir. Burada “olan” sözcüğünün yazılmasına gerek yoktur. “Çocuğun deniz mavisi gözleri salondaki herkesi büyüledi.” şeklinde olmalıydı. Yanıt: D sözcüklerinin kullanımında bir yanlışlık yoktur. Buradaki anlatım bozukluğu III. sözcükte yapılmıştır. Azımsamak niceliksel bir durum üzerine söylenir. Küçümsenecek ise daha çok niteliksel bir durum için kullanılır. “Arap gezgini küçümsenmeyecek derecede yabancı dil bilmesi” şeklinde söylenmeliydi. Yanıt: D ANLATIM BOZUKLUĞU (Anlama Dayalı) – II 4 D seçeneğinde “Karayollarına ait bir bina- da üç saat süreyle yolun açılmasını bekledik.” cümlesinde gereksiz sözcük kullanılmıştır. Bu cümlede “üç saat” ve “süreyle” sözcüklerinin bir arada olması anlatımı bozmuştur. “Süreyle” sözcüğü cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bir daralma ya da bozulma olmaz. Bu seçenekte cümleye katkısı olmayan (süreyle) bir sözcük kullanılmış ve anlatım bozulmuştur. I, II, III ve V. cümlelerde anlatım bozukluğu yoktur. Yanıt: D C seçeneğinde yani “Kitaplarını kitabevlerinin vitrinlerinde görmeye alıştık artık.” cümlesinde “Kitapların” kime ait olduğu belli değildir. Yani cümle “Senin kitaplarını...” ya da “Onun kitaplarını...”şeklinde de olabiliyor. Bu yüzden bu cümlenin başına “senin” veya “onun” kişi zamiri getirilmelidir. A, B, D ve E seçeneklerinde kişi zamirleri belirgindir. Bu cümlelerde anlatım bozukluğu yoktur. ÇÖZÜM–62 1 125 Yanıt: C 2 “Sağlamak” sözcüğü olumlu anlamlarda kulla- nılan bir sözcüktür. A, B, C ve len cümleler olumlu ve yargılar sözcüğüyle bitirilmiş, bir anlatım yoktur. D seçeneğinde “Sanat E’de veri- “sağlamak” bozukluğu yargısıyla bitirilmeliydi. Yanıt: D Kesinlik ve olasılık bildiren sözcüklerin, sözlerin bir arada kullanılması çelişen sözlerin kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu oluşturur. C’de “Korkutursak kesinlikle bir daha buraya gelmeyi kabul etmeyebilir.” cümlesinde “kesinlikle” sözcüğü kesinlik, “kabul etmeyebilir” sözcüğü olasılık bildirir ve bu iki söz çelişir, cümlede bir arada oldukları için de anlatım bozukluğu olmuştur. Yanıt: C 3 B seçeneğinde yani “Geçen yıl dinlenmeyi bırakın tatile bile çıkamadık.” cümlesinde sıralama yanlışlığından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümle “Geçen yıl bırakın tatile çıkmayı dinlenemedik bile.” şeklinde olmalıydı. A, C, D ve E seçeneklerinde bir anlatım bozukluğu yoktur. Yanıt: B 6 Verilen cümleden üç numaralı sözcük (gözünle) çıkarıldığında cümlenin anlamında bir daralma ya da değişme olmaz. I, II, IV veya V. sözcükler cümleden çıkarıldığında anlatım bozulur. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! anlayışları, kullandıkları dil Servetifünuncuların halktan kopmasını sağlamıştır.” ifadesinde olumsuz bir durumdan söz edilmiştir. Yargı “sağlamıştır” sözcüğü yerine “neden olmuştur.” 5 126 7 10 V. cümlede “Sanat yaşamının hiçbir döne- B seçeneğinde “Anteres adlı yıldızın çapı ifadesinde sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Bu cümledeki “bağımlı” sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. Bu sözcük yerine “bağlı” sözcüğü getirilirse cümledeki anlatım bozukluğu da giderilir. Yanıt: E cüğü birbiriyle çelişir ve cümlede çelişen sözcüklerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Yanıt: B minde bağımlı olduğu bir topluluk olmamış.” 11 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Güneş’in çapının tam üç yüz katı kadardır.” cümlesinde “tam” sözcüğü ile “kadardır.” söz- Verilen cümle olumsuz bitirilmiş ve seçeneklerde karşıtlık bağlaçları kullanılmıştır. Yani seçenekler olumlu bir şekilde olmalıdır. Ancak B’deki ifade olumsuz (uymaz) şekilde bitirildiği için bu cümle ile yargı tamamlanırsa anlatım bozukluğu oluşur. A, C, D ve E’deki ifadeler olumlu şekilde bitmiş ve bu cümlerle yargı tamamlandığında anlatım bozulmaz. C’deki cümlede “–i” belirtme eki gereksiz kullanılmıştır. Cümle “Bütün bunlar, rahatlıkla yazarın eski çalışmalarında görülebilir.” şekline getirilerek anlatım bozukluğu giderilebilir. A, B, D ve E’deki ifadelerde anlatım bozukluğu yoktur. Yanıt: C Yanıt: B 12 9 D’deki “Her okula giden çocuk öncelikle doğru yazmayı öğrenmelidir.” cümlesinde altı çizili sözcük (her) yanlış yerde kullanılmıştır. Bu sözcük “giden” sözcüğünden sonra getirilmeliydi. Cümle “Okula giden her çocuk öncelikle doğru yazmayı öğrenmelidir.” şeklinde düzeltilir. A, B, C ve E’deki yargılardaki altı çizili sözcükler yerinde kullanılmıştır. Yanıt: D “Bu yıl yaz tatilinde babam, kardeşime bisiklet sürmesini öğretecek.” cümlesinde iye- lik ekinin (sürmesini) gereksiz kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. D’deki ifadeyi uyguladığımızda yani “sürmesini” yerine “sürmeyi” getirdiğimizde anlamda hiçbir bozulma ve değişme olmaz. Anlatım bozukluğu giderilir. Yanıt: D 127 A N L A T ISM Ö ZB CO ÜZ KUTK EL A UĞ NU L A(M D i l - BI i l g i s i ) – I 3 Bu parçanın I, II, III, IV. cümlesinde anlatım bozukluğu yoktur. V. cümlede “... bir tabak yemeği ve sımsıcak çayı içmediğim...” ifadesinde anlatım bozukluğu yapılmıştır. Çay içilir fakat yemek içilmez. Doğrusu “... bir tabak yemeği yemediğim ve sımsıcak çayı içmediğim anlar olurdu.” şeklinde söylemeliydi. Yanıt: E Yukarıdaki A, B, D, E seçeneklerinde anlatım bozukluğu oluşturan bir sözcük kullanılmamıştır. C seçeneğinde çatı uyumsuzluğundan kaynaklanan bir bozukluk vardır. Aynı cümle içerisinde edilgen ve etken çatılı eylemler birlikte kullanılmazlar. Bu tür cümlelerde eylemler ya edilgen yapılmalı ya da etken yapılmalıdır. Cümlenin doğrusu ÇÖZÜM–63 1 “Edebiyat araştırmacılığında sadece edebiyat imkânlarından yararlanılıp başka alanlar önemsenmemiştir.” şeklinde söylenmelidir. Yanıt: C Bu cümledeki anlatım bozukluğu özne eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Soruda “... işyeri sahibinin sinirleri iyice bozulmuş, çok üzülmüştü.” ifadesi yanlıştır. İkinci cümlenin öznesi belli değildir, bunun için “bozulmuştu” sözcüğünden sonra “işyeri sahibi” söz öbeği getirilmeliydi. Yanıt: C 4 Bu cümledeki anlatım bozukluğu ikinci cümlenin dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanmaktadır. “yenik düşenler”den önce “baskılara” sözcüğü getirilmelidir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 128 5 7 Bu cümledeki anlatım bozukluğu tekillikçoğulluk uyumundan kaynaklanan bir özne-yüklem uyumsuzluğudur. İnsan dışındaki varlıkların çoğul özne olduğu yerlerde yüklem daima tekil olmalıdır. Cümlenin doğrusu “Geçmiş günler gözümün önünden birer birer geçti.” şeklinde olmalıydı. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: D Bir cümlede “neyi, kimi, ne” gibi sorulara cevap veren sözcük ve söz öbekleri nesne göreviyle kullanılmıştır. A seçeneğindeki anlatım bozukluğu dolaylı tümleç eksikliğidir. C seçeneğindeki bozukluk gerkesiz sözcük kullanmadan kaynaklanır. D seçeneğindeki bozukluk özne-yüklem uyumsuzluğudur. E’de ise gereksiz sözcük kullanımı vardır. B seçeneğinde “ama” bağlacından sonra “oyunu” sözcüğü getirilmelidir. Yanıt: B 8 6 B, C, D, E seçeneklerde anlatım bozukluğu yapılmamıştır. A seçeneğinde tamlama yanlışlığı yapılmıştır. Cümle “Ahmet, arkadaşlarının bir dediğini iki etmezdi.” şeklinde yapılmalıydı. Yanıt: A A, B, C, D seçeneklerinde iyelik ekinin gereksiz ve yanlış kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu yapılmıştır. “dinlemesini dinlemeyi, söylemesini söylemeyi, eğitmesini eğitmeyi, ağlamasını ağlamayı” şeklinde yazılmalıydı. E seçeneğinde ise bir tamlama yanlışlığı yapılmıştır. Doğrusu “karasal iklim ve Akdeniz iklimi” şeklinde söylenmelidir. Yanıt: E ANLATIM BOZUKLUĞU (Dil Bilgisi) – II C seçeneği “Haklı olduğuna inanıyordu fakat sonra gerçeği gördü ve vazgeçti.” yargısı sıralı bir cümledir. Üç tane yüklemi vardır. Üçüncü yüklem “vazgeçti“ sözcüğüdür. Bu cümlede “neyden” vazgeçtiği belirtilmemiş ve dolaylı tümleç eksikliği oluşmuştur. A, D ve E’de anlatım bozukluğu yoktur. B’de ise ikinci yüklemde “kimi” affedemediği belirtilmediğinden nesne eksikliğinden kaynaklı anlatım bozukluğu vardır. Yanıt: C 4 D seçeneğinde yani “O düşümde ağladı, Ben ise uyandıktan sonra” dizelerinde yüklem eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. İlk dizede sorun yoktur ancak ikinci dizede yüklem olmadığı için birinci dizedeki yükleme bağlanır. “Ben uyandıktan sonra ağladı.” Şeklinde olacağından anlatım bozukluğu doğar. “Sonra” sözcüğünden sonra “ağladım” yüklemi getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. Yanıt: D ÇÖZÜM–64 1 129 2 “Rehberlik servisi, öğrencilerin sorunlarıyla yakından ilgileniyor ve tercih konusunda yönlendiriyordu.” ifadesi sıralı bir cümledir. Bu 3 IV. cümlede “Sabah küçük bir tostla bir fin- can çay, öğle yemeğinde ise bir dilim ekmek yiyebildim.” ifadesinde yüklem eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. “bir fincan çay” sözünden sonra “içebildim” yükle- mi getirilmelidir. Bu yüklem getirilmezse bu söz “yiyebildim” yüklemine bağlanır ve “çay” yenmediği için anlatım bozukluğu oluşur. Yanıt: D 5 A seçeneğinde “Tören için uzun boylu ve kilolu olmayan öğrenciler seçilecekti.” ifadesinde yardımcı eylemin kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. “uzun boylu” sözünden sonra “olan” sözcüğü getirilerek anlatım bozukluğu giderilebilir. Yanıt: A 6 “Müşteri, çayı neden geç getirdiğini sorunca çocuğun yüzü kızardı, meğer pek de utangaçmış.” cümlesinde ikinci yargıda özne eksikliği vardır. Yüklem “utangaçmış” sözcüğüdür ancak “utangaç” olan kimdir belirtilmemiştir. Cümlede “meğer” sözcüğünden sonra “çocuk” sözcüğü getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! cümledeki ilk yüklemde bir sorun yoktur. Ancak ikinci yüklemdeki “yönlendiriyordu” sözcüğünde öznenin (Rehberlik servisi) kimi yönlendirdiği (öğrencileri) belirtilmemiştir. “ve” bağlacından sonra “öğrencileri” sözcüğü getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. Cümlede nesne eksikliğinden kaynaklı anlatım bozukluğu vardır. Yanıt: B 130 7 10 IV. cümlede özne–yüklem uyumsuzluğu vardır. Bu cümlede özne “Küçük köpek yavruları” sözüdür. Yani insan dışı ve çoğuldur. Öznenin insan dışı ve çoğul olduğu durumlarda yüklem tekil olmak zorundadır. Cümlenin yüklemi ise “titriyorlardı” sözcüğüdür. Bu sözcük “titriyordu.” şeklinde yapılarak anlatım bozukluğu giderilir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 “Bu yazar hakkında sağlıklı yargılara varmak isteyenler, onun yetiştiği dönemi de göz önünde bulundurmaları gerekir.” yargısında tam- lama yanlışlığından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. “isteyenler” sözcüğüne “–in” tamlayan eki getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. Yanıt: B 11 E’de “Yayın listesinin başında senin ve benim adım birlikte yer alacak.” yargısında “senin ve benim adım” ad tamlamasında tamlayanların aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. “Senin” sözcüğünden sonra “adın” tamlananı getirilerek anlatım bozukluğu giderilir. Yanıt: E Verilen cümle sıralı bir cümledir. Birden fazla yüklemi vardır. İlk cümlede ögeler doğru sıralanmıştır ve eksiksizdir. İkinci cümlede yüklem “durdurdu” sözcüğüdür. Öznesi yine “Otel görevlisi” dir. Ancak öznenin neyi durdurduğu ikinci cümlede belirtilmemiştir. Neyi sorusu nesneyi buldurur ve cümlede nesne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Yanıt: B 9 “Yeliz’in bu konuda anlattıklarını dikkate almadım çünkü hiç inandırıcı değildi.” ifadesi sıralı bir cümledir. İlk cümlede yüklem “almadım”, öznesi gizli özne “ben”dir. İkinci cümlede yüklem “inandırıcı değildi” sözüdür ve özne belirtilmemiştir. “Çünkü” sözcüğünden sonra “anlattıkları” sözcüğü getirilerek anlatım bo- zukluğu giderilir. Yanıt: A 12 Cümlede numaralı sözcüklerin V.’sinde iyelik eki gereksiz kullanılmıştır. Sözcük “belgedir.” şeklinde yapılarak anlatım bozukluğuda giderilmiş olur. Yanıt: E 131 ANLATIM BOZUKLUĞU (Karma) 4 “Öğretmenimizi en çok kızdıran şey birinin izinsiz sınıfa girmesiydi.” cümlesinde “izinsiz” sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır, cümlede sözcüğün yanlış yerde kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Cümle “Öğretmenimizi en çok kızdıran şey birinin sınıfa izinsiz girmesiydi.” şeklinde olmalıdır. Yanıt: C “Konuyu bitirmeye çalıştığım sırada öğrencilerden birisi elini kaldırıp bir soru yöneltti.” cümlesinde altı çizili sözcükte kullanılan iyelik eki (-si) gereksiz kullanılmış ve anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Cümle ÇÖZÜM–65 1 “Konuyu bitirmeye çalıştığım sırada öğrencilerden biri elini kaldırıp bir soru yöneltti.” şeklinde düzeltilebilir. Yanıt: E 2 “Behçet Necatigil’le sanat anlayışımız birbirine çok yakın olduğu için onun yazdığını sanki ben, benim yazdığımı o yazmış gibidir.” cümlesinde “ben” sözcüğünden sonra yüklem getirilmelidir. Yani cümle “... onun yazdığını sanki ben yazmış gibiyim, benim yazdığımı o yazmış gibidir.” şeklinde düzeltilir. Cümlede yüklem “Bu romanda bireysel ve toplum sorunlarına her açıdan yaklaşan insanlar tartışıyorlar.” cümlesinde “tamlama yanlışı”ndan kaynaklı bir anlatım bozukluğu vardır. Cümledeki “toplum sorunları” tamlaması doğru kullanılmış ancak “bireysel sorunlarına” sıfat tamlaması yanlış kurulmuştur. Cümlede “bireysel” sözcüğünden sonra “sorunlara” sözcüğü getirilmelidir. Yanıt: A 3 “Planladığım her şeyi ona anlattım, biraz nazlandıktan sonra yardımcı oldu.” cümlesinde ilk yargıda (Planladığım her şeyi ona anlattım.) bir bozukluk yoktur ancak ikinci yargıda (Biraz nazlandıktan sonra yardımcı oldu.) “kime” yardımcı olduğu belirtilmemiştir, “kime” sorusu da cümle ögelerinde dolaylı tümleci buldurduğundan cümlede “Dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Cümle “Planladığım her şeyi ona anlattım, biraz nazlandıktan sonra bana yardımcı oldu.” şeklinde düzeltilir. Yanıt: D 6 Çelişen sözlerin kullanımı cümlede kesinlik ve olasılık bildiren sözcüklerin bir arada kullanılmasıyla oluşur. A’da bir anlatım bozukluğu yoktur. C’de dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan, D’de nesne eksikliğinden kaynaklanan, E’de iyelik ekinin gereksiz kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. B’de ise “kuşkusuz” sözcüğü kesinlik; “olmalı” sözcüğü olasılık bildirir ve çelişen sözcükler bir arada kullanılmıştır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Yanıt: B 5 132 7 10 A’da dolaylı tümleç eksikliğinden (kente) kaynaklı, B’de dolaylı tümleç eksikliğinden (otelde) kaynaklı, C’de dolaylı tümleç eksikliğinden (şiirden) kaynaklı, E’de ise nesne eksikliğinden (kitabı) kaynaklı anlatım bozukluğu vardır. D’deki “Çevresindekileri çok sever ve sayar onlara her zaman yardımcı olurdu.” cümlesinde anlatım bozukluğu yok- V. cümlede “Belki bu yüzden seviyorum baharı ama yine de korkuyorum.” ifadesinde dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklı (“de” bağlacından sonra “bahardan” sözcüğü getirilmeli.) anlatım bozukluğu vardır. Yanıt: E tur. Yanıt: D 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Cümledeki III. (olarak) ve V. (mevcut) sözcükler gereksiz kullanılmıştır. Cümle “Çoğu insanda düşünmek ve sorunları tarafsız olarak ele almak yeteneği bulunmamaktadır.” şeklin- de düzeltilir. Yanıt: D 9 A’da tamlama yanlışından kaynaklı (benim ilkem), D’de eylemsi eksikliğinden kaynaklı (Kimin sporcu olduğunu...), E’de yüklem eksikliğinden kaynaklı (ya hiç gelişmemiş...) anlatım bozukluğu vardır. B’de anlatım bozukluğu yoktur. C’de ise “mühim” ve “önemli” sözcükleri aynı anlama geldiğinden gereksiz sözcük kullanımı olmuştur. Yanıt: C 11 “Yenilikleri topluma hemen benimsetemezsiniz zamanla yaşamımıza girerler.” cümlesinde te- mel cümledeki özne eksikliği (yenilikler) anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Yanıt: A 133 SÖZEL MANTIK – I 3 4 numaralı kutuda 100 TL’lik ödül bulunmaktadır. 100 TL’lik ödüllerni bulunduğu kutular yan yana bulunmadığından 4 nolu kutunun sağ tarafında üç kutuda, sol tarafında ise 2 kutuda bulunmak zorundadır. Dolayısıyla sol tarafta 1 ve 3 nolu kutularda kesinlikle 100 TL’lik ödüller bulunmalıdır. 1000 TL’lik ödellir yan yana kutularda bulunduğundan 2 nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunmaz. Dolayısıyla 2 nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunmalıdır. Yanıt: A 2 100 TL’lik ödüllerin bulunduğu kutular A, 1000 TL’lik ödüllerin bulunduğu kutular B, 10000 TL’lik ödüllerin bulunduğu kutular C harfi ile gösterilirse kutu sıralaması aşağıdaki gibi olabilir. 2 3 4 5 6 7 8 9 10 A B A B A B A C C A A B A B A C C A B A Tabloda görüldüğü gibi 1000 TL’lik ödülün bulunduğu kutular 6, 7, 8 ve 9 nolu kutular olabilir. Fakat 10 nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunsaydı aşağıdaki durum oluşurdu. Yani 9 numaralı kutuda da 1000 TL’lik ödül olmalıydı. 1 2 3 4 B 5 6 7 8 9 10 C C 4 nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunmaktadır. Ayrıca 100 TL’lik ödüller yan yana kutularda bulunmamaktadır. Bu koşullarda 4 nolu kutunun solundaki kutularda en fazla 2 tane 100 TL’lik ödül, sağındaki kutularda da en fazla 2 tane 100 TL’lik ödül bulunabilir. Oysa toplam 5 tane 100 TL’lik ödül vardır. Dolayısıyla 10 nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunamaz. Yanıt: E 4. – 6. sorular aşağıdaki bilgilere göre çözülecektir. Kişiler adlarının baş harfleri ile gösterilirse sorudaki öncüllere göre aşağıdaki tablo elde edilir. X markası Ayakkabı Y markası E Pantolon Gömlek Kravat Ayakkabı Pantolon D Kemer Ceket Kravat E –– Y markasında gömlek olmadığından Dursun X markalı gömlek almıştır. –– Bekir ve Coşkun’un aldığı ürünlerden biri aynı türden olduğu için ikisi de kesinlikle pantolon almıştır............................. (I) –– Emre ile Fatih birbirinden farklı ürünler aldığına göre Fatih ayakkabı veya kravat alamaz. Dolayısıyla Fatih kemer veya ceket almıştır. Yani Fatih kesinlikle Y markalı bir ürün almıştır......................... (II) Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 1 1. sorunun çözümünde 1 ve 3 nolu kutularda 100 TL’lik ödülün bulunduğu 2 nolu kutuda ise 1000 TL’lik ödülün bulunduğu elde edilmişti. 4 ve 6 nolu kutularda 1000 TL’lik ödül bulunmaktaysa 10000 TL’lik ödüller yan yana kutularda olacağından 5 nolu kutuda 100 TL’lik ödül bulunmalıdır. 7, 8, 9 ve 10 nolu kutularda 2 tane 100 TL’lik ve 2 tane 1000 TL’lik ödül olmalıdır. 10000 TL’lik ödüller 7 ve 8 nolu kutularda bulunursa 9 ve 10 nolu kutularda 100 TL’lik ödüller yan yana gelmek zorunda olur. Dolayısıyla 7 ve 10 nolu kutularda kesinlikle 100 TL’lik, 8 ve 9 nolu kutularda kesinlikle 10000 TL’lik ödül bulunmalıdır. Bu durumda 9 nolu kutuda 100 TL’lik ödül bulunamaz. Yanıt: E ÇÖZÜM–66 1 134 4 7 I numaralı ifadeye göre Bekir kesinlikle pantolon almıştır. Yanıt: D Elde edilen tabloya göre her iki durumda da Hollanda ile ilk önce oynanmalıdır. Yanıt: B 5 I numaralı ifadeye göre Bekir ve Coşkun kesinlikle pantolon almıştır. Coşkun’un aldığı pantolon Y markalı ise Bekir’in aldığı pantolon kesinlikle X markalıdır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6 5. sorunun çözümünde Bekir’in X markalı bir ürün alabileceği bulunmuştu. II numaralı ifadede Fatih’in almış olduğu ürünün kesinlikle Y markalı olduğu elde edilmişti, Ali ise X markalı kravat alabilir. Dolayısıyla Ali ve Bekir X markalı ürün alabilir. Yanıt: C 8 Elde edilen tabloya göre: II. durumda Brezilya ile 5. sırada oynanmaktadır. II. durumda Brezilya ile Almanya’da daha sonra oynanmaktadır. I. durumda İtalya ile Almanya’ya göre daha önce oynanmaktadır. I. durumda İtalya ile 3. sırada oynanmaktadır. Her iki durumda da Almanya ile 4. sırada maç yapılmamaktadır. Yanıt: A 7. – 9. sorular aşağıdaki bilgilere göre çözülecektir. Fransa ile 2. sırada, Brezilya ile İtalya’dan bir maç sonra, Almanya ile oynadığı maç, Hollanda ile oynanan maçtan daha sonra oynandığından öncülleare göre iki farklı durum söz konusudur: Maç Sırası I. durum II. durum 1. Hollanda Hollanda 2. Fransa Fransa 3. Brezilya Almanya 4. İtalya İtalya 5. Almanya Brezilya 9 Elde edilen tabloya göre Almanya ve Brezilya ile 3. sırada oynanma olasılığı sorulan İtalya ile Brezilya’dan sonra oynanacağı için 3. sırada maç yapılamaz. Yanıt: C 135 SÖZEL MANTIK – II tı a yb e ün g D kuzey F B 250 km 250 km 250 km 3 Şekle bakıldığında en doğuda yer alan şehrin A şehri olduğu görülmektedir. Yanıt: A A ÇÖZÜM–67 1. - 4. sorular aşağıdaki bilgilere göre cevaplanacaktır. C E Kuzey Kuzeybatı Kuzeydoğu Batı Doğu Güneybatı Güneydoğu 4 Güney Öncüller incelendiğinde elde edilir. yukarıdaki şekil Şekle bakıldığında en güneyde yer alan şehirlerin E ile F şehirleri olduğu görülmektedir. Yanıt: C Şekle bakıldığında A şehrinin C şehrine göre kuzeydoğuda bulunduğu görülmektedir. Yanıt: E 2 Şekle bakıldığında F şehrinin B şehrine göre güneybatıda bulunduğu görülmektedir. Yanıt: D 5 Tablo incelendiğinde komedi filmi izleyen 4 kişi vardır. Öncüllere göre Ayhan ve Burak aynı salonda film izlediğinden ikisinden biri komedi filmi izlemiş olmalıdır. Bu durumla Cahit, Demir ve Erdem komedi filmi izlemiş olduklarını belirten öncül birlikte düşünülürse Fırat, Gaye ve Hülya’nın kesinlikle macera filmi izledikleri sonucuna ulaşılır. 1 nolu salonda macera filmi gösterilmediğinden Fırat kesinlikle 1 nolu salonda film izlemiş olamaz. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 1 136 6 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bir önceki sorunun çözümü incelendiğinde Gaye’nin kesinlikle macera filmi izlediği görülür. Yanıt: C 7 Öncüllerde verilen Ayhan ve Burak’ın aynı salonda film izlemesi durumu ile soruda verilen Hülya’nın da 3 nolu salonda film izlediği durumu birlikte düşünülürse Ayhan ve Burak kesinlikle 4 nolu salonda film izlemiştir. Fakat hangisinin hangi türde film izlediğine dair kesin bir yargı çıkarılamaz. Fırat 1. katta macera filmi izlediğinden ve Hülya 3 nolu salonda macera filmi izlediğinden Fırat 2 nolu salonda film izlemiş olmalıdır. Gaye 2. katta macera filmi izlediğinden ve Ayhan ya da Burak ikilisinden biri 4 nolu salonda macera filmi izlediğinden Gaye 5 nolu salonda film izlemiş olmalıdır. Erdem 2. katta komedi filmi izlediğinden ve Ayhan ya da Burak ikilisinden biri 4 nolu salonda komedi filmi izlediğinden Erdem 6 nolu salonda film izlemiş olmalıdır. Öncüllerden ve soruda verilen koşuldan elde edilen bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda aşağıdaki tablo oluşturulur. KAT NO: 1. KAT 2. KAT SALON NO: MACERA FİLMİ Öncüllerde verilen Cahit’in komedi filmi izlemesi durumu ile soruda verilen Cahit’in 3 nolu salonda film izlemesi durumu ve Ayhan ile Burak’ın aynı salonda film izlemesi durumu birlikte düşünülürse Ayhan ve Burak kesinlikle 4 nolu salonda film izlemiştir. Fakat hangisinin hangi türde film izlediğine dair kesin bir yargı çıkarılamaz. Gaye 2. katta macera filmi izlediğinden ve Ayhan ya da Burak ikilisinden biri 4 nolu salonda macera filmi izlediğinden Gaye 5 nolu salonda film izlemiş olmalıdır. Erdem 2. katta komedi filmi izlediğinden ve Ayhan ya da Burak ikilisinden biri 4 nolu salonda komedi filmi izlediğinden Erdem 6 nolu salonda film izlemiş olmalıdır. Demir komedi filmi izlediğinden ve geriye komedi filminin izlediği tek salon 1 nolu salon olduğundan Demir kesinlikle 1 nolu salonda film izlemiş olmalıdır. Fırat ve Hülya macera filmi izlediğinden 2 nolu ve 3 nolu salonlarda film izlemiş olabilirler. Öncüllerden ve soruda verilen koşuldan elde edilen bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda aşağıdaki tablo oluşturulur. KAT NO: SALON NO: MACERA FİLMİ KOMEDİ FİLMİ KOMEDİ FİLMİ 1 - Demir 2 Fırat(Hülya) - 1 - Cahit(Demir) 2 Fırat - 3 Fırat(Hülya) Cahit 4 Ayhan(Burak) Ayhan(Burak) 5 Gaye - 6 - Erdem 3 Hülya Cahit(Demir) 4 Ayhan(Burak) Ayhan(Burak) 5 Gaye - 6 - Erdem Elde edilen bu tablodan da görüldüğü gibi Cahit 1 ya da 3 nolu salonda film izlemelidir. Dolayısıyla Cahit kesinlikle 2. katta bir salonda film izlemiş olamaz. Fakat diğer seçeneklerin gerçekleşmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Yanıt: B 1. KAT 2. KAT Elde edilen bu tablodan da görüldüğü gibi 1 nolu salonda komedi filmi izleyen, 5 nolu salonda macera filmi izleyen ve 6 nolu salonda komedi filmi izleyen kişilerin kim oldukları kesinlikle bellidir. Fakat 4 nolu salonda macera filmi izleyen kişi Ayhan ya da Burak olabilir. Yanıt: E 137 DENEME - 1 1. 5. Parçada Yunanlıların ve İtalyanların Osmanlı topraklarını paylaşmak istedikleri dile getirilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Bu tür sorularda, cümlenin tamamı yerine cümledeki bir ifadeden de yararlanılabilir. CEVAP: C ÇÖZÜM–1 Parçanın geneline bakıldığında uluslaşma hareketlerinden bahsedildiği görülmektedir. Bu kavramdan hareketle “kendini ötekilere karşı sınırlama” ifadesinden bir milletin kendini diğer milletlerden soyutlaması anlaşılmaktadır. Ek Bilgi: Bu tür sorularda soru kökünde verilen ifadenin tamamı dikkate alınmalı ve ona göre yorum yapılmalıdır. 2. “yatmak” ve “beslemek” sözcükleri mecaz anlamda kullanılmıştır. “Sık sık” ifadesi, ikilemeye örnektir. “Anlaşılmak” sözcüğü yan anlamda kullanılmıştır. “Roman” ve “romancılık” sözcükleri terim anlamlıdır. Parçada duyular arası aktarım yoktur. 6. Cümlede, âşık edebiyatının 15. yüzyıldan sonra Anadolu’da ortaya çıktığı yargısı dile getirilmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Cümleden çıkarılacak kesin yargı bulunurken cümlenin ana düşüncesine de dikkat edilmelidir. CEVAP: B Ek Bilgi: Mecaz anlam, bir sözcüğün temel anlamından uzaklaşarak kazandığı anlamdır. Cümle anlam olarak incelendiğinde özellikle ikinci boşluğa getirilecek “egemen” sözcüğünün cümlenin anlamına uygun bir sözcük olduğu görülür. 7. CEVAP: D CEVAP: C Ek Bilgi: Bu tür sorularda yapısal uyuma dikkat etmek gerekir. 4. I. cümlede “... kesin çizgiler olmadığı için” ifadesi gerekçe, “... dilbilimsel ölçütlerle belirlenmesi gerekir.” ifadesi gereklilik bildirmektedir. II. cümlede, “... belirlenmesini zorunlu kılmaktadır.” sonucu ve “... yeterli filolojik malzemenin bulunmayışı” nedeni verilmiştir. III. cümlede “... dallanmalarına rağmen sınırlı sayıdadır.” ifadesiyle karşıt durumlar dile getirilmiştir. V. cümlede diğer cümleler bir sonuca vardırılmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Karşılaştırma, benzerlik ve farklılık açısından yapılabilir. Numaralı ifadeler anlam bütünlüğüne göre dizildiğinde doğru sıralamanın IV - V - V - III - II olduğu görülür. Ek Bilgi: Bu tür sorularda öncelikle yüklem bulunmalıdır. 8. II. cümlede “taklidi” sözcüğü, III. cümlede “oysaki” sözcüğü, IV. cümlede “sahiptir” sözcüğü, V. cümlede “hiçbir” sözcüğü yanlış yazılmıştır. CEVAP: A Ek Bilgi: “p, ç, t, k” ile biten sözcüklerden sonra sesi harfle başlayan bir ek gelirse “p, ç, t, k” yumuşar ve “b, c, d, g, ğ”ye dönüşür. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3. 138 9. II. cümlede “klasik olma” ifadesinden sonra virgül konmaz. Çünkü “kaygısı” sözcüğü “klasik olma” sözünün tamlananıdır. 13. CEVAP: B Ek Bilgi: Tamlamalarda, tamlayan ve tamlanan arasına noktalama işareti konmaz. I. sözcük “eğit-” eylemine “-im” eki getirilerek oluşmuştur. II. sözcükteki “-t” ve “-ıl” ekleri yapım ekidir. III. sözcük, “ön” kökünden türemiştir. V. sözcükteki “-mak” eki, isim-fiil ekidir. IV. sözcükte kişi eki değil, iyelik eki vardır. CEVAP: D Ek Bilgi: “-ma/-me, -mak/-mek, -ış/-iş/-uş/-üş” ekleri, isim-fiil ekleridir. 14. 10. “kaybeder” sözcüğünde hem ünlü düşmesi hem ünsüz yumuşaması vardır. “demektir” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi “sapasağlam” sözcüğünde ünlü türemesi vardır. Soru kökünde verilen cümle “Yıllarca emek verdiği çocuklarının çekip gitmesi (özne) onu (belirtili nesne) çok (zarf tümleci) üzdü (yüklem) şeklinde ögelenmiştir. Bununla özdeş olan cümle E seçeneğinde verilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Cümle ögelerine ayrılırken yüklemde birleşik eylem olup olmadığına dikkat edilmelidir. CEVAP: E Ek Bilgi: Sözcükler birleşirken ses olayı olmuşsa, o birleşik sözcük bitişik yazılır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 15. 11. “bunun yanı” sözü, A seçeneğini; “yüz ve yirmi” sözcükleri, B seçeneğini; “alışveriş” sözcüğü, C seçeneğini; “üretmiyordu” sözcüğü, D seçeneğini örnekler. “söyleyecek” sıfat-fiil, “geldiğinde” zarf-fiil, “dinlemek” isim-fiildir. “yetinirdi” sözcüğündeki “-di”, “idi” ek eyleminin ek olarak kullanılmışıdır. Parçadaki ilk cümle yapı bakımından basit, ikinci cümle bağlı cümledir. Fiilimsi olarak kullanılan sözcükler türemiş yapılıdır. CEVAP: D Ek Bilgi: Birden fazla yargının, bağlaçlarla ayrıldığı cümleler bağlı cümledir. CEVAP: E Ek Bilgi: “Alışveriş” sözcüğündeki “alış” ve “veriş” sözcükleri, isim-fiildir ve isim-fiillerden de birleşik sözcük yapılabilir. 16. 12. “Türk yazarları” ifadesi, belirtisiz ad tamlamasıdır. “bir” sözcüğü belgisiz sıfat, “şey” sözcüğü belgisiz zamirdir. CEVAP: C Ek Bilgi: Tamlayanın ek alıp tamlananın ek almadığı tamlamalar belirtisiz ad tamlamasıdır. “Diğer ülkelerde günün her saatinde yayımlanırken...” ifadesi A seçeneğini, “... animasyon filmler hazırlanıp büyük küçük herkese sunulmaktadır.” ifadesi B seçeneğini, “Animasyonun filmlerde, video kliplerde ve reklam filmlerinde kullanılması...” ifadesi C seçeneğini, “Başka bir ifadeyle ülkemizde animasyon eserleri, çoğunlukla çocuklara yönelik eserlerdir. Dolayısıyla bu noktanın, animasyonun ülkemizdeki gelişimi açısından önemli bir yanlış ya da eksik algılama olduğunu söylemek mümkündür.” CEVAP: D Ek Bilgi: “Değinilmemiştir” kalıbıyla biten sorular, yardımcı düşüncelerin tespit edilmesini gerekli kılan sorulardır. 139 17. “Kahramanlarına temsilî özellikler yükleyerek devrin hükümdarlarını eleştirmiştir.” ifadesinden A’ya, “Eserleriyle padişahlar ve padişahlık sistemi aleyhinde kamuoyu oluşturmaya çalıştırmıştır.” ifadesinden B’ye, “Hamid’in niyeti... dönemin padişahlarını daha rahat tenkit etmektir.” ifadesinden C’ye, yine aynı ifadeden D’ye ulaşılabilir. 21. III ve IV numaralı cümleler, doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilir yani nesnel anlatımlı cümlelerdir. CEVAP: C Ek Bilgi: “Kanıtlanabilirlik açısından” ifadesinden nesnel ya da öznel yargı anlaşılmalıdır. CEVAP: E Ek Bilgi: Bu tür sorularda parçada yer alan düşüncelerin tersi bir düşünce, doğru cevap olabilir. 22. 18. Parçada sanatın ne olduğu açıklanmaya çalışılmıştır. Bu açıklanırken de yazar, sanatın sürekli devam eden, eskinin taklidi olmayan bir özelliği olduğunu anlatmak istemiştir. CEVAP: B CEVAP: A Ek Bilgi: Parçadaki cümleler dikkatli bir şekilde okunmalı, seçeneklerle eşleştirme yapılmalıdır. Ek Bilgi: “Anlatılmak istenen nedir?” soru kalıbı, ana düşünceyi buldurmayı amaçlar. Parçanın birçok yerinde kişisel görüşler söz konusudur. (... kamburu çıkmış gibiydi.) Başlayıp birbiri ardına devam eden olaylar anlatılmıştır. Yazar, kendi yaşadığı olayı anlattığı için birinci kişili anlatım vardır. “Simsiyah saçlarına aklar serpiştirilmiş, biraz da kamburu çıkmış,” ifadeleri betimleme yapıldığını gösterir. 23. CEVAP: D CEVAP: C Ek Bilgi: Başlık, konunun özeti niteliğinde, onunla ilgili ipucu verecek biçimde olmalıdır. Ek Bilgi: İkilemeler, anlatımı pekiştirme amaçlı kullanılan kalıplaşmış söz öbekleridir. 20. “Dünyada ilk sıraya girmeyi başardı.” ifadesinden A’ya, “... çeşitli bilimsel teorilerle birleştirip sonunda hayranlık uyandıran bir kurguya dönüştürmesi.” ifadesinden B’ye, “... kuantum mekaniğinden termodinamik yasalarına” ifadesinden C’ye, “... ajanlar, bilim adamları, kumarbazlar...” ifadesinden E’ye ulaşılır. Parçada ele alınan konu, insanlarımızın genel olarak vurdumduymaz olması olduğu için en uygun başlık da “Umursamaz İnsanlarımız” olmalıdır. 24. “O zamanlarda duraklı çekim yöntemi vardı”, “Bu yöntemde kareler tek tek çizilerek çizgi testinden geçirilir. Daha sonra ana kareler temize çekilir.”, “Animasyon, sinemanın başlangıcından itibaren onunla birliktedir.”, “1914 yılı animasyon tarihinde dönüm noktasıdır.” ifadelerinden sırasıyla A, B, D, E seçeneklerine ulaşılır. CEVAP: D CEVAP: C Ek Bilgi: Parçadaki cümleler yorumlanarak da doğru cevap bulunabilir. Ek Bilgi: Parçadaki bir yargının farklı bir şekilde söylenmiş hâli, seçeneklerde aranabilir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 19. “... yeni nesil her şeye kayıtsızdı”, “... birkaçımız hariç suskunluğa gömülmüşüz”, “... bu sorun öyle üzeri kapatılacak cinsten de değil.”, “... milletçe suskunluğumuz” ifadelerinde sırasıyla A, C, D, E seçeneklerine değinilmiştir. 140 25. Parçada bilgi verme amaçlandığı için “açıklama” yöntemi kullanılmıştır. 28. CEVAP: B Ek Bilgi: Açıklama, bir konu hakkında okuyucunun kafasındaki soru işaretlerini gidermek için yapılır. A 1 E 2 İ 3 K 4 M N P R S 5 6 7 8 9 E harfine 2 rakamı karşılık gelir. CEVAP: B Ek Bilgi: Kelime ve sayı eşleştirmelerinde tekrar eden harf ve rakamlar belirleyicidir. 26. Parçadaki cümleler incelendiğinde futbolun erkeklere yönelik bir spor olarak algılanma nedenine değinilmediği görülür. 29. CEVAP: C Ek Bilgi: Verilen kelimedeki harflere karşılık gelen rakamlar yazılarak istenilen sayı oluşturulabilir. CEVAP: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! KESİN kelimesine; 42936 sayısı karşılık gelir. Ek Bilgi: Parçadaki cümlelerin seçeneklerle uygunluk gösterip göstermediği tespit edilmelidir. 30. S A K İ N ↓ ↓ ↓ ↓ ↓ 27. Parçadaki IV ve V numaralı cümlelerde herhangi bir karşılaştırma yapılmadığı görülmektedir. CEVAP: D Ek Bilgi: Karşılaştırma cümlelerinde “daha, kadar, göre, en” sözcüklerine dikkat edilmelidir. 9 1 4 3 6 sayısı elde edilir. CEVAP: D Ek Bilgi: Verilen kelimedeki harflere karşılık gelen rakamlar yazılarak istenilen sayı oluşturulabilir. 141 DENEME - 2 1. 6. CEVAP: B Ek Bilgi: Bu tür sorularda altı çizili söz öbeğinin mecaz anlam yüklü olabileceğine dikkat edilmelidir. 2. İlk boşluğa getirilecek sözcük, “Osmanlıların üç kıtada hâkimiyet kurmalarına karşın” ifadesiyle ilgili olumsuz bir durum bildiren bir sözcük olması gerekmektedir. İkinci boşlukta da “Arapça, Farsça ve Türkçe” den bahsettiği ve Osmanlıcanın nasıl bir dil olduğu anlatıldığı için “karışım” sözcüğü kullanılmalıdır. CEVAP: C Ek Bilgi: Soru kökünde sorulan ifadenin yerinin baştan mı sondan mı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. 7. Ek Bilgi: Parçanın genelinde verilen anlam bütünlüğünün dikkate alınması, bu tür sorularda doğru cevabın bulunmasını kolaylaştırır. 3. Numaralanmış ifadeler anlamsal ve yapısal olarak incelendiğinde doğru sıralamanın V-IV-II-III-VI-I olduğu görülür. Buna göre de baştan dördüncü ifadenin III numaraları ifade olduğu görülür. I.cümlede, Türklerin, dünya üzerine geniş sahalara yayılmış olmaları, kendisi ile menşe bakımından yakınlığı olan veya olmayan pek çok dille temasa geçmeleriyle ilgili bir gerekçe olarak verilmiştir. II.cümlede bir önceki cümlede verilen yargıyla ilgili bir tespitte bulunulmuştur. III.de, Moğol, Mançu ve Tunguzlarla ve Çinlilerle etkileşimde bulunulduğuna değinilmiştir. V.de Arapça ve Farsçadan birçok sözcüğün Türkçeye girdiğinden söz edilmiştir. CEVAP: D Birinci sözcük olan “bilirimki” sözcüğünde “ki” bağlacının ayrı yazılması gerekmektedir. III. sözcükte ünlü daralması yapılmaması gerekirken “istemeyen” sözcüğü “istemiyen” şeklinde yazılmıştır. IV. sözcükte bağlaç olan “da/de” ayrı yazılmıştır ancak “ta/te” şeklinde yazılması doğru değildir. V.sözcükte de herhangi bir ses olayı olmadığı için sözcüğün ayrı yazılması gerekmektedir. CEVAP: B Ek Bilgi: Söyleyişte görülen ünlü daralmaları, yazarken gösterilmez. Konuşma dilinde “anlıyan” biçiminde yer alan sözcük, yazı dilinde “anlayan” biçiminde gösterilmelidir. 8. Cümlede, insanların hayatta öğrendikleri bazı şeyleri bedel ödeyerek öğrendikleri vurgulanmıştır. Buna göre de hayattan alınan bir dersin, insanlara pahalıya mal olabileceği yargısı, bu cümleden kesinlikle çıkarılır. CEVAP: E IV ve V. işaretler yanlıştır. Bağlaç olan “de”den sonra virgülün gelmesi gereksizdir. Türemiş özel isimlere getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. CEVAP: E Ek Bilgi: Öznenin yüklemden uzak düştüğü cümlelerde, özneden sonra virgül kullanılabilir. Ek Bilgi: Bu tür sorularda ihtimal dahilinde olan yargı değil, mutlak surette çıkarılacak yargı tespit edilmelidir. 9. 5. Cümlede, bir eserin özünün yakalanmasının o eseri yaratan kişinin yönlendirmesine bağlı olduğu yargısı verilmek istenmiştir. Buna göre de eserin özünün yakalanmasını isteyen bir sanatçının yol gösterici olması gerektiği yargısı cümleden kesinlikle çıkarılır. CEVAP: D Ek Bilgi: Cümleden çıkarılacak kesin yargı, o cümlenin ana düşüncesini ortaya çıkaran bir yargı olabilir. “diyordun” sözcüğünde ünlü daralması (de-yordu-n), “dönemeçte” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi (dönemeç-de), “adım” sözcüğünde ünsüz yumuşaması (at-ım), “ömrümüz” (ömür-ümüz) sözcüğünde ise ünlü düşmesi vardır. CEVAP: E Ek Bilgi: Ünlü daralmasının olduğu yerde “-yor” eki ya da “y” sesi kullanılmış olmalıdır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Gerekçe bildiren yargılarda, neden-sonuç ilişkisi olabileceğine dikkat edilmelidir. 4. ÇÖZÜM–2 Cümledeki anlama bakıldığında amacı olmayan insanların ele alındığı görülmektedir. Altı çizili sözde de bu insanlarla ilgili olarak kendilerini hayatın akışına kaptırmış olmaları durumu anlatılmak istenmiştir. CEVAP: B 142 10. I.de, “olacaktı” eyleminde hem gelecek zaman eki hem de ek eylemin hikâye birleşik zamanı oluşturan biçimi kullanılmıştır. II.de, “yok” sözcüğü isim soylu bir sözcüktür ve cümlede yüklem görevindedir. III.de, “uyku” ismi, hem “iyi” niteleme sıfatıyla hem de “bir” belgisiz sıfatıyla tamamlanmıştır. V.de, cümleye soru anlamı katan sözcük “neden” sözcüğüdür ve bu sözcük de bir soru zarfıdır. 14. CEVAP: E Ek Bilgi: Türemiş sözcük, en az bir yapım eki almış sözcüktür. Türemiş sözcükler, addan da eylemden de türeyebilir. CEVAP: D Ek Bilgi: “var” ve “yok” sözcükleri ad soylu sözcük olarak kabul edilirler ve cümlede yüklem görevinde kullanılabilirler. 11. I. sözcük “iç-er-diği” şeklinde iki yapım eki almıştır. II.sözcük “yap-“ eylem kökünden “yapıt” adına dönüşmüştür. III.sözcükte “taşı-ma-sı” şeklinde hem yapım hem çekim eki almıştır (-ma/yapım eki, -ı/çekim eki). IV.sözcük “beslen-“ eyleminde “-diği” sıfat-fiil eki getirilerek türeyen bir fiilimsidir. I.de, “kızlı erkekli”, II.de “aldatıcı”, III.de “tahta çerçeveli, köpük köpük”, V.de “sarıya çalan” sözcük ve sözcük öbekleri sıfat görevindedir. CEVAP: D Ek Bilgi: Sıfat, adları çeşitli yönlerden niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. 15. Numaralandırılmış cümleler, anlam bütünlüğüne göre incelendiğinde IV numaralı cümlenin, II numaralı cümleden sonra gelmesi gerektiği görülür. Dolayısıyla yer değiştirmesi gereken cümleler III ve IV numaralı cümlelerdir. CEVAP: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Bu tür sorularda, cümleler arasındaki anlamsal ilişkilere de dikkat etmek gerekir. 12. I.de “durmaksızın”, III.de “gelen”, IV.de “kesildiğini görünce”, V.de “alıp uçuran” eylemsileri kullanılmıştır. Bu yüzden bu cümleler yapıca birleşiktir. Ancak II. cümlede birden fazla yargı noktalama işaretleriyle ayrıldığı için bu cümle, sıralı cümledir. CEVAP: B Ek Bilgi: Sıralı cümlelerde birden fazla yargı ve dolayısıyla birden fazla yüklem vardır. Bu yargılar genellikle virgüllerle ayrılır. 16. 13. III.de “başkalarının bilmediği kusurlarımızı” ifadesi cümlede belirtili nesne görevindedir. Bu ifadeya bakıldığında ifadenin tamlama olduğu görülür. CEVAP: C Ek Bilgi: Tamlamalar, hem ad hem sıfat tamlaması şeklinde görülebilir. Bazı tamlamalarda hem ad hem sıfat bir arada kullanılabilmektedir. “11. yy’daki Song Hanedanı Dönemi’nde, altın ve gümüş sikkeler sağda solda taşımak için fazla ağır hâle geldiğinden Çin’de “taahhüt kağıtları” kullanılmaya başlandı.” İfadesinde neden-sonuç ilişkisi vardır. Parçanın genelinde bilgi verme amaçlanmıştır. “resmî mühür, boyanmış dut ağacı” gibi ifadelerde niteleyici unsurların (sıfat) kullanıldığı görülür. “üzerinde yazılı altın ve gümüş sikke” ifadesinde görselliğe dayalı unsurlar kullanılmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Niteleyici unsur, bir varlığın nasıl olduğunu ya da bir işin nasıl yapıldığını belirten unsurlardır. 143 17. “Toplumların eğitim düzeyi; iş gücüne katılma oranını pozitif yönde etkilediği gibi…” ifadesinden A’ya, “Bireylere sağladığı yararların yanında, toplumsal açıdan yaratmış olduğu negatif dışsallıklar…” ifadesinden C’ye, “Toplumların eğitim düzeyi; iş gücüne katılma oranını pozitif yönde etkilediği gibi emeğin verimliliğinin artması sonucu ulusal gelir düzeyini de yükseltmektedir.” cümlesinden D’ye, “Bireylerin karar alma sürecinde ve iş beklentilerinde doğrudan etkisi olmaktadır.” cümlesinden de E’ye ulaşılır. 20. CEVAP: B Ek Bilgi: Hangisi söylenemez?, Hangisi çıkarılamaz?, Hangisine ulaşılamaz?, gibi sorularda, cümle bazında yorumlama yapmak gerekebilir. “Üstelik bunu yaparken, öyle bir dil kullanıyorlar ki o “çok sıkıcı” olduğuna inandığınız sergilerin ne kadar eğlenceli değerlendirilebileceğini görüyorsunuz.” ifadesinde B’ye, “ Bunu Ben de Yaparım isimli kitapta sanat tarihçisi Christian Saehrendt ve Steen T.Kittl, bir türlü anlam veremediğiniz modern sanat eserlerine nasıl bakmanız gerektiğini gösteriyorlar.” ifadesinde C’ye, “Onlar, ezilip bir çiviyle delinmiş teneke kola kutusunda, tüketim toplumuna yönelik ağır eleştirileri ve bireyci toplumun dışavurumunu görürken siz “Yahu çöp bu!” diyenlerden misiniz?” ifadesinde D’ye, “Büyük isimlerden korkmadan, sahte saygı gösterilerinde bulunmadan hem modern sanatı nasıl anlayabileceğimizi gösteriyorlar hem de çizimlerle veya resim altı dipnotlarıyla keyifli bir kuram kitabına imza atıyorlar.” ifadesinde E’ye değinilmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında parçadaki cümlelerle seçeneklerin eşleştirilmesi yöntemi uygulanabilir. 21. 18. CEVAP: C CEVAP: D Ek Bilgi: “Üzerinde durulan nedir?” soru kalıbının, parçanın konusunu sorduğu unutulmamalı ve parça buna göre incelenmelidir. Ek Bilgi: Öncüllü sorularda numaralı ifadelerden yalnızca biri doğru cevap olabileceği gibi birden fazla öncül de doğru cevap olabilir. 22. 19. Parçanın genelinde hayat şartlarının değiştiğinden ve değişen bu hayat şartlarının insanları özellikle de gençleri olumsuz etkilediğinden söz edilmiştir. Parçada anlatılmak istenen ise buradan hareketle gençlerin bu durumdan kurtulmalarının çözüm yolunun ne olduğudur. CEVAP: D Ek Bilgi: “Parçada anlatılan nedir?” konuyla ilgili bir soru kalıbı iken “Anlatılmak istenen nedir?” ana düşünceyi soran bir soru kalıbıdır. Parçadaki V (“Bunu Ben de Yaparım” isimli kitapta sanat tarihçisi Christian Saehrendt ve Steen T.Kittl, bir türlü anlam veremediğiniz modern sanat eserlerine nasıl bakmanız gerektiğini gösteriyorlar. (VI) Üstelik bunu yaparken, öyle bir dil kullanıyorlar ki o “çok sıkıcı” olduğuna inandığınız sergilerin ne kadar eğlenceli değerlendirilebileceğini görüyorsunuz.) ve VII (Büyük isimlerden korkmadan, sahte saygı gösterilerinde bulunmadan hem modern sanatı nasıl anlayabileceğimizi gösteriyorlar hem de çizimlerle veya resim altı dipnotlarıyla keyifli bir kuram kitabına imza atıyorlar.) numaralı cümlelerde kitapta ne anlatıldığıyla ilgili bilgiler verilmektedir. CEVAP: E Ek Bilgi: İçerik, bir parçada ya da bir eserde ne anlatıldığı ya da ne anlatılmadığı ile ilgili bilgi verilmesine dayanır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçanın geneline bakıldığında parçada tarih öğretimi ve tarih öğretiminde görülen değişikliklerden söz edildiği görülmektedir. II ve IV numaralı cümleler, sanat eserinin anlaşılmamasıyla ilgili neden bildiren yargılardan oluşmuştur. (Biraz yardımcı olur diye serginin kataloğunu okumaya niyetlendiğinizde konjonktür, bağlam, uzam, simulakr ve daha birçok ilaç prospektüsünü hatırlatan kelimeler kafanızı karıştırmaya mı başlıyor? / Onlar, ezilip bir çiviyle delinmiş teneke kola kutusunda, tüketim toplumuna yönelik ağır eleştirileri ve bireyci toplumun dışavurumunu görürken siz “Yahu çöp bu!” diyenlerden misiniz?) 144 23. “Tam tersine yaratıcılığın merkezi olan hayal gücünü harekete geçirici niteliktedir.” İfadesinden A’ya, “İnsanoğlunun pek çok hayalinin bilim sayesinde gerçeğe dönüştüğünü düşünürsek…” ifadesinden B’ye, “Bu türlerle çocuğa, insanın önünde gerçekleştirebileceği pek çok şey olduğu hissettirilir.” İfadesinden C’ye, “Bu tarz romanlara günümüzün masalları, modern masallar gözüyle bakabiliriz.” İfadesinden E’ye ulaşılabilir. 27. “Denilebilir ki problemler, hem bilim hem de sanat söz konusu olduğunda yazarın hayal gücünü harekete geçiren çelik yaylardır.” cümlesinde problemler, çelik yaylara benzetilmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Benzetme cümlelerinde her zaman “gibi” edatı kullanılmayabilir. Ayrıca gibi edatı her zaman benzetme anlamı katmayabilir. CEVAP: D Ek Bilgi: Parçadaki yardımcı düşüncelerin neler olabileceği tespit edilmeli ve bu düşünceler seçeneklerde aranmalıdır. 28. K E K İ K KEKİK kelimesinin kodlaması yukarıdaki gibidir. 24. “hayal gücü” ifadesi soyut kavramlara, “İşte Gülten Dayıoğlu’nun “Dünya Çocukların Olsa”, “Işın Çağı İnsanları”, “Parbat Dağının Esrarı” gibi romanları, insanın hayal gücünün sınır tanımadığını gösteren örneklerdir.” İfadesi örneklemeye, “. İnsanoğlunun pek çok hayalinin bilim sayesinde gerçeğe dönüştüğünü düşünürsek bizden sonraki kuşaklara seslenen bu kitaplardaki bitkiler, ışınlar vb. yollarla oluşturulan yeni dünya düzeni hiç de akıl dışı değildir. Tam tersine yaratıcılığın merkezi olan hayal gücünü harekete geçirici niteliktedir.” ifadeleri karşıtlık bildiren yargılara örnektir. Parçada yazar kendi düşünceleri kendi ağzından ele almıştır. “B” şıkkı doğrudur. CEVAP: B Ek Bilgi: Verilen kelimedeki harflere karşılık gelen kodlar yanyana yazılıp istenilen bulunabilir. 29. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! CEVAP: B verilen kodlama karşılık gelen kelime “EKİM” dir. Ek Bilgi: Birinci kişili anlatımda yazar yaşadığı olayları ya da düşüncelerini kendi ağzından açıklar. 25. Parçada bir düşüncenin yanlış olduğu, bunun yerine hangi düşüncenin doğru olduğu anlatılmaya çalışılmaktadır. Yani tartışmacı anlatım biçimi söz konusudur. CEVAP: D Ek Bilgi: Tartışmacı anlatımda yazar, kendi düşüncelerini okuyucuya benimsetmek ya da onun düşüncesini değiştirmek ister. 26. Parçada yazarların sorunları işleyiş biçimlerinin onların sanatsal görüşlerini ortaya çıkardığına yönelik bir yargı söz konusu değildir. CEVAP: D Ek Bilgi: Parçada ele alınan konuyla ilgili kendi bilgilerimizden yararlanarak yorum yapmak, bizi yanlışa götürebilir. E K İ M CEVAP: D Ek Bilgi: Verilen koda karşılık gelen harfler yazılıp ortaya çıkan kelime şıklardan bulunabilir. 30. A) K İ M İ → M var B) N E M → M var C) E K E N → M yok D) K İ M → M var E) M M İ N → M var CEVAP: C Ek Bilgi: M harfinin kodunun bulunduğu şıklar elenerek istenilen bulunabilir. 145 DENEME - 3 1. 5. CEVAP: B CEVAP: C Ek Bilgi: Cümlede ele alınan konunun tespit edilmesi, çıkarılacak yargı konusunda ipucu verebilir. Ek Bilgi: Söz öbeği sorularında cümlenin tamamının okunması, sorunun çözümü konusunda daha yararlı olmaktadır. 2. Cümlede boş bırakılan yerlere getirilmesi gereken en uygun sözcükler “yaşamlarıyla-örtüşür” sözcükleridir. Çünkü cümledeki anlam bütünlüğü dikkate alındığında bir yazarın ya da şairin eserinin hayatından da izler taşıması gerektiği yargısı vurgulanmıştır. Ayrıca ilk boşluktan sonra gelen “hayal, özlem…” gibi sözcükler, bu boşluğa getirilecek sözcüğün daha somut bir sözcük olmasını gerekli kılar. 6. Ek Bilgi: Seçenekler incelenerek de numaralı ifadelerin sıralanabileceği unutulmamalıdır. Ek Bilgi: Boşluk doldurma sorularında her iki sözcüğün de cümlenin anlamıyla tam bir uygunluk içinde olması gerekir. 7. I. cümlede Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili yapılan bir saptama dile getirilmiştir. II. cümlede I. cümlede söz edilen dönüşümün ne olduğuyla ilgili bilgi verilmiştir. IV. cümlede medya ile ilgili bir saptama söz konusudur. V. cümlede “özetle” ifadesiyle, parçanın önceki kısımlarında anlatılanlarla ilgili bir sonuç çıkarılmıştır. CEVAP: C CEVAP: C Ek Bilgi: Cümlede verilen boşlukların, bir tamlamaya ait olup olmadığına da dikkat edilmesi gerekir. Tamlamanın anlamından hareketle de doğru cevap bulunabilir. Ek Bilgi: Bir kavramın ne olduğuyla ilgili bilgi vermek, o kavramın tanımını yapmaktır. Cümlede, bir şairin şiir yazdıkça başarılı ve yetkin bir duruma geldiği anlatılmıştır. Yazdığı her şiir onun şiirle olan iletişimini güçlendirmektedir. Buna göre “Şair, son kitabındaki şiirleriyle daha yetkin bir hâle gelmiştir.” yargısı, bu cümleden kesin olarak çıkarılır. CEVAP: D Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı tespit edilirken, cümleden çıkacak en uygun anlamın tespit edilmesi gerekir. 8. I. cümlede geleneksel fıkranın genel özelliği olarak güldürme verilmiş ancak bir kısım geleneksel fıkranın düşündürme ve eğitme işlevi gibi farklı bir özelliğe sahip olduğundan söz edilmiştir. II. cümlede geleneksel fıkra ile modern fıkra arasındaki farkın düşündürme oranındaki artış olduğu dile getirilmiştir. III.cümlede geleneksel fıkranın dinleyicileri bir anda güldürmesi, örnek olarak verilmiştir. IV. cümlede modern fıkrada gülme tepkisinin olmadığıyla ilgili bir saptama yapılmıştır. CEVAP: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4. Övülmek, insanı mutlu eden durumlardan biridir. Ancak övgü, her zaman başkaları tarafından beklenmemelidir. İnsan kendi kendine övünmeyi de bilmelidir. Bütün bu anlamlara bakıldığında boşluklara getirilmesi gereken en uygun sözcüklerin “övgü-mutluluklarını” sözcükleri olduğu görülür. Numaralı cümleler anlam bütünlüğü oluşturacak şekilde sıralandığında doğru sıralamanın IV-II-V-I-III şeklinde olduğu görülür. IV numaralı ifadede yer alan “özel kütüphanelerin en zengini” tamlamasının II numaralı ifadede yer alan “ve değerlisi olan bu kütüphanedeki” söz öbeğiyle bir bütün oluşturacağına da özellikle dikkat edilmesi gerekir. CEVAP: E CEVAP: E 3. Cümlede verilen anlama bakıldığında gazetecilerin ve gazeteciliğin tarafsızlıktan taraf olmana durumuna geçiş yapmaya başladıkları görülür. Buna göre de cümleden çıkarılacak kesin yargı gazetecilik anlayışında eskiye göre değişiklik olduğu yargısıdır. ÇÖZÜM–3 Cümlede verilen anlama bakıldığında, öykünün insanın iç dünyasına ve hayata yönelik olması gerektiğinden söz edilmiştir. Bu durumu anlatırken kullanılan “iç titreşim yaratabilme” sözüyle anlatılmak istenen de bir öykünün “kişinin ruhsal yapısını derinden etkileyebilmesi” olduğu görülür. 146 9. Parçadaki I ve V numaralı sözcüklerin yazımı yanlıştır. I numaralı sözcük “gözü pek”, II numaralı sözcük “mahzuru” biçiminde yazılmalıdır. 13. CEVAP: B Ek Bilgi: Birleşik sözcükler yazılırken birleşme esnasında ses olayı olmuşsa o sözcük bitişik yazılır. 10. İlk boşluğa kendisinden sonra örnekler sıralanacağı için iki nokta (:), ikinci boşluğa benzer örneklerin devam edebileceğini göstermek için üç nokta (…), üçüncü boşluğa tamamlanmış cümle sonu olduğu için nokta (.), dördüncü boşluğa özne vurgulandığı için virgül (,), son boşluğa da sıralı cümlelerin herhangi birinde virgül kullanıldığı için ve bu sıralı cümleler birbirinden ayrılacağı için noktalı virgül (;) getirilmelidir. Ek Bilgi: “a” ya da “e” ile biten bazı sözcüklerden sonra “-yor” eki ya da “y” sesi gelirse sözcüğün sonundaki “a” ve “e” daralır, “ı, ı, u, ü”ye dönüşür. 14. CEVAP: C 15. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “doğrudan etkilemiştir” ifadesindeki “doğrudan” sözcüğü, kendinden sonra gelen “etkilemiştir eylemini etkilediği için durum zarfıdır. “sözlü anlatılar” ifadesindeki “sözlü” sözcüğü de kendinden sonra gelen “anlatılar” ismini durum yönünden nitelediği için niteleme sıfatıdır. “anlat-“ eyleminden “anlatı”, “kayna-“ eyleminden “kaynak” gibi adlar türemiştir. “öykü geleneği”, “halk hikâyeleri” gibi söz öbekleri belirtisiz ad tamlamasıdır. “bizde” sözcüğündeki “biz” kişi zamiridir. 16. CEVAP: B I. cümlede “gelen” sözcüğü sıfat-fiildir. III. cümlede özetle” sözcüğündeki “-le”, “ile” edatının ek durumunda kullanılışıdır. IV. cümlede “göz ardı etmemek” deyimleşmiş birleşik eylemdir. V. cümlede “bir kişilik” ifadesinde geçen “bir” sözcüğü kendinden sonra gelen adı kesinlikten uzak bir biçimde belirttiği için belgisiz sıfattır. CEVAP: B Ek Bilgi: Ek eylem, isim soylu sözcüklerin sonuna gelerek onları cümlenin yüklemi durumuna getirir. I, II ve IV numaralı cümlelerdeki yüklemler, ad soylu sözcüklerden oluşmuşlardır. Dolayısıyla bu cümlelerde çatı özelliği aranmaz. CEVAP: D Ek Bilgi: “Özne-yüklem ilişkisi” ya da “nesne-yüklem” ilişkisi dendiğinde akla eylemde çatı konusu gelmelidir. Ek Bilgi: Durum bildiren sözcük denince akla ya bir eylemin nasıl yapıldığını belirten durum zarfı ya da bir adın nasıl olduğunu niteleyen niteleme sıfatı gelmelidir. 12. “ışıkları” sözcüğünde hem yapım hem çekim eki vardır (ışı-k-ları). Yapım eki alarak tür değiştirmiş sözcük vardır (“din-“ eylemine “-gin” yapım eki gelmiş ve sözcük, isim olmuştur). “sakinleşiyordu” sözcüğünde hem “-yor” geniş zaman yani kip eki hem de “idi” ek eyleminin ek biçimine girmiş hâli olan “-du” vardır. “ışı-“ eylemine “-k” yapım eki gelmiş ve sözcük, isim olmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: Ek eylemler, basit zamanlı (tek kip eki almış) eylemleri, birleşik zamanlı eylem yapar. Ek Bilgi: İki noktadan sonra örnek sıralanacaksa küçük harf, cümle değerinde bir açıklama yapılacaksa büyük harfle başlanır. 11. “yıktı” sözcüğünde “ünsüz benzeşmesi”, “gelmiyordu” sözcüğünde “ünlü daralması”, “sessizliği” sözcüğünde “ünsüz yumuşaması”, “aklıma” sözcüğünde ise “ünlü düşmesi” vardır. CEVAP: A III numaralı cümlenin yükleminde “anlamak” işinin yapıldığı bildirildiği için cümle olumludur. Yüklem sonda olmadığı için cümle devriktir. “Anlamak” eylem olduğu için cümle eylem cümlesidir. CEVAP: C Ek Bilgi: Yüklemin bildirdiği yargı gerçekleşmiş ya da gerçekleşecekse bu cümleler anlamca olumlu cümlelerdir. 17. I.cümleye bakıldığında “sevindirdi” sözcüğünün yargı bildirdiği için yüklem olduğu görülür. Sevindirenin ne olduğunu bulmak için (özne) yükleme “ne,kim” sorularından uygun olanı sorulur ve öznenin “Edebiyat Lisesi projesi” olduğu tespit edilir. “beni” sözcüğü “belirtili nesne” görevindedir. “Çok” sözcüğünün de yüklemi miktar bakımından etkilediği için “zarf tümleci” olduğu görülür. CEVAP: A Ek Bilgi: Zarf tümleci, yüklemin anlamını “durum, zaman, miktar, yer-yön ve soru” bakımlarından tamamlayan ögedir. 147 18. Parçada anlatılanlar incelendiğinde görülür ki bir ülkenin kültürel değerleri, sosyal ve siyasal olaylardan olumsuz bir şekilde etkilenebilmektedir. Mutfak kültürü de kültürel bir değer olduğu için böyle bir sonuca ulaşılabilir. CEVAP: D 22. Ek Bilgi: Parçadaki yazardan veya şairde bahsedilen sorularda, bu kişilerin özellikleri yorumlanmamalı, verilen bir özellikten verilmeyen bir özelliğe ulaşılmamalıdır. Ek Bilgi: “Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?” gibi sorularda ana düşüncenin sorulduğuna dikkat edilmelidir. 23. 19. “Uyar, şiirinin biçimini de söylediği şeye göre ayarlamıştır.” cümlesi anlamca incelendiğinde şairin şiirlerinin şekilsel özelliklerinin işlediği konuya göre belirlendiği görülür. CEVAP: D Parçada teknolojik gelişmelerin bazı kültürel değerleri olumsuz etkilediği vurgusu yapılmıştır. Buna göre bu parçada anlatılmak istenen de “Dünyadaki değişen koşullar, bazı kültürel değerlerin olumsuz olarak etkilenmesine neden olmaktadır.” yargısıdır. CEVAP: C Ek Bilgi: Ana düşünce, yazarın yazdığı yazının yazılma amacı olarak değerlendirilmelidir. “İnsanın kendine ve nesline acımasızlığı karşısında tedirgindir, ümitsizlikten kaynaklanan bir bunalım duygusu yaşar.” ifadesinde B’ye, “Bu nedenle şiirinde, mutluluktan çok mutsuzluk getirdiğini iddia ettiği bilim ve teknoloji birikimlerinin protestosu çok yaygındır.” ifadesinde C’ye, “Yaşam içerisinde her şeyin bölünmüşlüğü/dağınıklığı gibi şiirin şekli de belirsiz/karmaşık olmalıdır.” ifadesinde D’ye, “Turgut Uyar, uygarlığın/ modernitenin geldiği en son hâli, insanın iç ve dış uyumunun bozulmasında ve doğayla olan irtibatının koparılmasında yegâne etken olarak görür.” ifadesinde E’ye değinilmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Parçada değinilmeyen ifadeyi bulmak için, öncelikle değinilen ifadelerin seçeneklerden bulunması çözümü kolaylaştırır. 20. 24. Ek Bilgi: Bu tür sorularda, parçaya eklenecek cümle hem kendinden önceki hem de sonraki cümleyle bağlantılı olmalıdır. 21. “Lokanta bölümünün ağır kokusu” ifadesi koklama, “Daha akşam olmamıştı”, “Musluğu olmayan ve hep akan çeşme” ifadeleri de görme duyusuyla ilgilidir. Parçada olaylar oluş sırasına göre anlatıldığı için öyküleme yapılmıştır. “Lokanta bölümünün ağır kokusu ve yoğun sigara dumanı, otobüstekini aratmıyordu hiç.” ifadesinde karşılaştırma yapılmıştır. Yine aynı cümle, devrik cümle özelliği göstermektedir. CEVAP: E Ek Bilgi: Kişileştirme, insana ait özelliklerin, insan dışındaki canlı ya da cansız varlıklara yansıtılmasıyla oluşur. II numaralı cümle, I numaralı cümlenin sonucu durumundadır. Bu duruma, II numaralı cümlenin başında geçen “bu nedenle” ifadesi kanıt olarak gösterilebilir. CEVAP: A Ek Bilgi: Neden-sonuç, amaç-sonuç gibi ilişkilerin sadece aynı cümlede değil, farklı cümleler arasında da olabileceği unutulmamalıdır. 25. Parçada Atatürk’ün yurt gezileriyle ilgili bilgi verildiği görülür. Parçadaki cümleler incelendiğinde Atatürk’ün gezi için en sık gittiği yerin neresi olduğuna değinilmemiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Yardımcı düşünceler, ana düşüncenin bulunmasını sağlayan, kapsam olarak ana düşünceden daha dar olan yargılardır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Soru kökünde verilen cümlede “Bu eleştiriyi…” söz öbeği ipucu olarak değerlendirilmelidir. Zira bundan önceki cümlede “eleştiri” kavramı verilmiş olmalıdır. Cümleler anlam olarak incelendiğinde ve ipucu olacak ifade de değerlendirildiğinde soru kökünde verilen cümlenin IV numaralı cümleden sonra getirilmesi gerektiği görülür. CEVAP: D 148 26. Parçadaki II, III, V ve VII numaralı cümlelerde, Atatürk’ün yurt gezilerini yapmasıyla ilgili amaçlara yer verilmiştir. CEVAP: E 29. Yeliz – Özcan karşılıklı değil tüm durumlarda yanyana oturmaktadırlar. CEVAP: E Ek Bilgi: Verilen ön bilgilere göre tablo yapılıp karşılıklı oturmayanları bulabiliriz. Ek Bilgi: Amaç-sonuç yargılarında “için” edatı yerine “amacıyla” sözcüğünün getirilebileceğine dikkat edilmelidir. 27. “Asker-sivil, doktor-öğretmen çeşitli uzmanlarla gerçekleştirmiş olduğu bu geziler, her yörenin olduğu kadar aynı zamanda ülkenin sorunlarını aşmaya yönelik olmuştur.” Cümlesinde yöreler ve ülkenin bütünü karşılaştırılmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Karşılaştırma, birbirinden farklı kavram, olay veya durumların benzerlik veya farklılık açısından kıyaslanmasına dayanır. Deneme Sınavı – 3 KPSS / GY - GK ÇÖZÜMLERİ 28. Verilen Verilen bilgilere 28. bilgilere göre göre masaya masayaoturma oturmadurumları 31. aşağı2 1 daki gibidir; 3 2 5 2. 1 2 4 5 durumları aşağıdaki gibidir; – + = – . + 4 3 6 3 4 1 3 6 Musa Zerrin Özcan Yeliz 2 4 8 5 1 = + – 6 3 6 ( 1 ) (2 ) ( 1 ) Aydın Yeşim Aykut Işıl Yeliz Özcan Zerrin Musa = Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! = Işıl Aykut Yeşim Aydın Aydın Yeşim Aykut Işıl 34. 1 1 2 1 e1 – 2 o.c1 + 4 m = 1– k 2 2 c1– Zerrin Özcan Yeliz Aykut Yeşim Aydın 2 Özcan Zerrin 1 2k k = 4 bulunur. 63 CEVAP: C 5 bulunur. 3 2 Ek Bilgi: (a – b). (a + b) = a – b2 dir. 35. Tek sayıların en büyüğünün en fazla olması için çift sayıların en küçük ardışık çift doğal sayılar olması gerekir. Bu durumda en küçük 4 çift doğal sayı 0,2, 4 ve 6 olduğundan bu sayıların toplamı 0 + 2 + 4 + 6 = 12 olur. Musa Dolayısıyla tek sayıların toplamı Aynı cinsten iki kişi yanyana oturamayacağından Öz5 +2 108 – 12 = 96 olur. 5 +2– 5 +Musa 2 – ile Zerrin’in arasında oturamaz. = can, 5–4 5 –2 En küçük tek sayıyaDn denirse CEVAP: ( 5 + 2) n + n + 2 + n + 4 + n + 6 = 96 Ek Bilgi: Tablo yapıldıktan sonra eleme yöntemiyle – 5 –elenip 2 5 + 2şıklar = doğru yanlış şıkka ulaşılabilir. 4n + 12 = 96 30. 1 = 0 bulunur. 4n = 84 n = 21 olur. CEVAP: A CEVAP: C Musa – Zerrin – Özcan – Yeliz Dolayısıyla bu sayıların en büyüğü Ek Bilgi: CEVAP: C Ek Bilgi: Verilen ön bilgiler doğrultu^ 5 – 2h .^ 5 + 2h = ( 5 ) 2 – 2 2 sunda tablo yapılıp bulunabilir. Ek Bilgi: Verilen önsıralama bilgiler doğrultusunda tablo yapılıp n + 6 = 21 + 6 = 27 bulunur. =5–4 sıralama bulunabilir. CEVAP: E = 1’dir. 33. Yeliz – Özcan karşılıklı değil tüm durumlarda yanyana oturmaktadırlar. =1– CEVAP: B Musa – Zerrin – Özcan – Yeliz 29. 1 42 1 1 = 16 2 k 10 5 =– 32. Yeliz 1 1 1 m.c1 + m = 1– 4 4 2k 1 – a.c = b olur. Işıl 1 1 1 1 m.c1 + m.c1 + m = 1– 4 2 2 2k 1 – 16 + 5 6 a a c Ek Bilgi: b = 1 . b c Musa c1– 3– 2 1 9 –1+ a –1 3– 2 Ek Bilgi: Ardışık tek sayılar arasındaki fark 2’dir. = 19 – 1 36. x xyz 62 149 DENEME - 4 1. 5. II.de, olumsuz eleştirinin nasıl bir nitelik taşıdığı dile getirilmiştir. III.de olumsuz eleştirinin amacından sapması hâlinde nasıl durumlar ortaya çıkardığı söylenmiştir. IV.de, asıl eleştirinin ne olduğu kişisel bir şekilde tanımlanmıştır. V.de, bir kavramın oluşmasının, başka bir kavrama bağlı olduğu söylenmiştir. yorumun çıkacağı anlaşılır. ÇÖZÜM–4 Parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen, bir sanat eserinin (düzyazı ya da şiir) okuyan herkeste farklı duygulanımlar ve değerlendirmeler uyandırmasıdır. Buna göre bu ifadeyle anlatılmak istenen, bir sanat eserinden herkese yönelik bir sonuç çıkarılabileceği yargısı olamaz. Çünkü bu yargıda bir sanat eserinden ortak bir CEVAP: A CEVAP: D EK BİLGİ: Eleştiri, bir kavram, kişi, durum ya da eserle ilgili olarak olumlu ya da olumsuz özelliklerin ortaya konmasıdır. EK BİLGİ: “Anlatılmak istenen hangisi değildir?” şeklindeki sorularda altı çizili ifade ile çelişen yargının bulunması gerekir. 6. 2. İlk boşluğa getirilecek sözcük “resim” sözcüğüdür. Çünkü cümlenin devamında resimle ilgili bir ifade söz konusudur. İkinci boşluğa da getirilmesi gereken en uygun sözcük “evrensel” sözcüğünden de hareketle “dil” sözcüğüdür. Soru kökündeki cümle incelendiğinde üniversite mezunlarının alanlarıyla ilgili değil de alan dışı işlerde çalıştıkları tespit edilir. Buna göre de üniversite mezunlarının eğitimini almadıkları bir alanda çalıştıkları yargısı, bu cümleden kesin olarak çıkartılır. CEVAP: C EK BİLGİ: parçası mı olduğu tespit edilmelidir. konuyla çelişen bir durum ortaya çıkaramaz. B, C ve D seçeneklerindeki sözcükler, boşluklara getirildiğinde anlam bütünlüğü olmayan bir cümle ortaya çıkmaktadır. A seçeneğindeki ikinci sözcük ise anlamsız bir söz 7. öbeği oluşturmaktadır. EK BİLGİ: Soru kökündeki cümle incelendiğinde insanın tutkularının hem olumlu (hedefe ulaşma) hem de olumsuz üzüntülerimiz) sonuçlar doğuracağı yargısın verilmek istendiği görülür. CEVAP: E CEVAP: D Boşluklara getirilecek sözcüklerin, anlatım EK BİLGİ: Kesin olarak çıkarılacak yargı, cümlenin ta- bozukluğuna yol açmamasına dikkat edilmelidir. 4. Cümleden çıkartılan yargı, cümlede işlene I.de, felsefe ile ilgilenen okurlara yönelik bir uyarıda bulunulmuştur. II.de bir durumu ortaya koyabilmek için ihtiyaç duyulan bir kavramdan söz edilmiştir. III.de, söz edilen yargı kesinlik bildiren bir yargıdır. IV.de, III.nün devamı mamını kapsamayabilir. 8. Numaralandırılmış sözlerin anlamlı bir şekilde sıralanışı IV-II-V-III-I şeklindedir. “IV-II-V-III” numaralı sözler, “Marshall’ın günlüğü” ifadesinin tamlayanı durumundadır. CEVAP: E niteliğinde bir örneğe yer verilmiştir. CEVAP: E EK BİLGİ: Uyarı cümleleri, bir eylem ya da bir durumun yapılıp yapılmaması ya da nasıl yapılacağı ile ilgili yönlendirme içeren cümlelerdir. EK BİLGİ: Bir sıfat/sıfat öbeği ve bir ad/ad öbeğinden oluşan söz gruplarının da tamlama oluşturabileceğine dikkat edilmelidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3. CEVAP: B EK BİLGİ: Boşluklara getirilen sözcükler bulunurken boşluğun tek bir sözcük mü olduğu yoksa bir söz öbeğinin 150 9. I numaralı söz öbeği “herhangi bir şey”, III numaralı sözcük “inandıramamıştı”, IV numaralı sözcük “art arda” biçi- 13. Parçadaki III numaralı cümlede “gibi” edatı ve “da” bağlacı kullanılmıştır. minde yazılmalıydı. CEVAP: C CEVAP: C EK BİLGİ: EK BİLGİ: Ünsüz benzeşmesi yapılması gereken yerde “gibi, “için, göre, mi” gibi sözcükler, her za- man edattır. bu kurala uyulmazsa yazım yanlışı ortaya çıkar. 10. A seçeneğinde, sayılardan sonra gelen çekim eki kesme işaretiyle ayrıldığı için, B seçeneğinde büyük harfle yapılan kısaltmalara getirilen ek kesme işaretiyle ayrıldığı için, C seçeneğinde özel addan sonra gelen saygı ve unvan bildiren sözcüklere getirilen ek kesme işaretiyle ayrıldığı için, D seçeneğinde ses düşmesi yapılmış bir kısım gös- 14. I numaralı cümlede etkilenmektedir” sözcüğü, cümlenin yüklemi durumundadır. Bu yüklem “Öğretmenler modellik etmek amacıyla farklı stratejiler kullandıkları zaman…” ifadesi tarafından tamamlanmıştır ve zarf tümleci görevindedir. Bu zarf tümleci öbeğinin içinde de “farklı stratejiler” ifadesi yani sıfat tamlaması kullanılmıştır. terildiği için yazım yanlışı yapılmamıştır. CEVAP: A CEVAP: E EK BİLGİ: EK BİLGİ: Zarf tümleci, yüklemin anlamını “durum, zaman, miktar, yer-yön ve soru” bakımlarından tamamlayan ögedir. Kurum, kuruluş ve kurul isimlerine getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11. Anlamca olumsuz cümle, yüklemin bildirdiği yargının olmadığı ya da olmayacağı cümlelerdir. Biçimce olumsuz cümle ise içinde “-ma/-me ya da –sız/-siz olumsuzluk eki, yok, değil” sözcüklerini barındıran cümlelerdir. Buna göre “En yakın arkadaşın, doğum günü partisine seni çağırmamış olamaz.” cümlesi, “çağırmamış olamaz” ifadesi nedeniyle hem biçimce hem de anlamca olumsuzdur. Bir cümlede iki tane olumsuzluk bildiren parça varsa cümle 15. Bu parçada IV numaralı cümle hariç diğer cümleler içinde eylemsi geçen cümleler oldukları için birleşik cümle özelliği göstermektedir. IV numaralı cümle, birden fazla yargının bağlaçlarla bağlandığı cümle olduğu için bağlı cümle özelliği gösterir. CEVAP: D biçimce olumlu olur. EK BİLGİ: Yapı bakımından cümle dendiğinde akla “baCEVAP: D sit, birleşik, sıralı ve bağlı cümle” gelmelidir. EK BİLGİ: “ne…ne” bağlacı, cümleyi anlamca olumsuz yapar ancak biçimce olumsuz yapmaz. 12. I. cümlede “yaşadığı” sözcüğü sıfat-fiildir. III.cümlede “onun yaşamı” belirtili ad tamlamasıdır ve araya “tüm” sıfatı girmiştir. IV.cümlede “etkiler” sözcüğüne hem “-gı/-gi (-ki) hem de “-la/-le” yapım ekleri gelmiştir. V.cümlede “yoluyla” sözcüğündeki “-la”, aslında “ile” edatının ek olarak kullanılmış biçimidir. Bu cümlede ayrıca “gibi” edatı da kullanılmıştır. CEVAP: B EK BİLGİ: Belgisiz zamirler, adın yerini kesinlikten uzak bir biçimde tutan zamirlerdir. 16. “gerek…gerek” ifadesi A seçeneğini, “birtakım,kalburüstü” sözcükleri B seçeneğini, “birtakım” ve “hepimiz” sözcükleri D seçeneğini, “manevi, çeşitli, azimli” sözcükleri de E seçeneğini örneklendirmektedir. CEVAP: C EK BİLGİ: “ya…ya, hem …hem, ne…ne, ister…ister” gibi bağlaçlar, tekrarlı bağlaçlardır ve bu bağlaçlar arasında virgül kullanılmaz. 151 17. İlk beş cümlede epik tiyatronun genel özellikleriyle ilgili bilgi verilirken VI. cümleden sonra epik tiyatronun izleyiciye 21. bakış açısı ele alınmıştır. CEVAP: E EK BİLGİ: paragrafın ikiye ayrılması gereken yerde ya konu değişmeli ya da aynı konu farklı bir açıdan ele “Onlarla birlikte birçok bilgi de…” ifadesi A seçeneğini, “bozuk ekonomi, canlı barınağı” ifadeleri C seçeneğini, “Belki de tedavi edilebilecek birçok hastalık, ilaç yokluğundan ölümlere neden olacak.” cümlesi D seçeneğini, “Latin Amerika ülkelerinin bozuk ekonomileri, Amazon’da her gün yeni bir parçanın yok edilmesine neden oluyor.” cümlesi de E seçeneğini örneklendirmektedir. CEVAP: B alınmalıdır. 18. EK BİLGİ: Eksiltili cümle, yüklemin yani asıl yargıyı bil- Parçanın genelinde öznel ifadelere yer verilmiştir. “Söz gelimi” ifadesiyle başlayan cümle, örneklemelerin yapıldığı bir cümledir. “rahatlıkla iletmek, çeşitli tipler” gibi söz öbeklerinde niteleyici unsurlar kullanılmıştır. Parçanın tamamında meddahlıkla ilgili açıklama yapma yani bilgi diren sözcük/sözcük öbeğinin kullanılmadığı cümlelerdir. verme amaçlanmıştır. CEVAP: D 22. EK BİLGİ: Parçanın ana düşüncesi, konuyla ilgili ve bir CEVAP: E dirmek için kullanılan kalıplaşmış söz öbekleridir. 19. Parçada, ülkemizdeki okurların Türk klasikleri hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıklarından ve bunun sorumlusunun da farklı kişiler ve kurumlar olduğundan söz edilmektedir. Buna göre de parçada, edebiyatımızı okurlarımıza tanıtırsak bu okurlar klasik eserlerimizi de tanımış olacaklardır yargısı vurgulanmıştır. yargı (mesaj) bildirir nitelikte olmalıdır. 20. EK BİLGİ: Parçada verilen cümlelerle seçeneklerin eşleştirilmesi, bu soruların çözümünü kolaylaştırmaktadır. “2020 yılına kadar Amazon’da yaşayan türlerin beşte biri yok olacak.” cümlesi, A seçeneğindeki; “Özellikle tıp, çok önemli olabilecek ilaç kaynaklarını geri dönüşü olmayacak şekilde kaybedecek.” cümlesi, B seçeneğindeki; “2020 yılına kadar Amazon’da yaşayan türlerin beşte biri yok olacak. Onlarla birlikte birçok bilgi de…” cümlesi, C seçeneğindeki; “Latin Amerika ülkelerinin bozuk ekonomileri, Amazon’da her gün yeni bir parçanın yok edilmesine neden oluyor.” cümlesi, D seçeneğindeki soruların 23. I.cümlede “fikir akımları” sözcüğü ile, IV.cümlede “Türk toplumu ve Batı toplumu”, VI.cümlede ise Atatürk ve diğer reformcular” karşılaştırılmıştır. yanıtıdır. CEVAP: E CEVAP: A EK BİLGİ: Bu tarz soruların da bir çeşit yardımcı düşünce sorusu olduğu ve ona göre çözülmesi gerektiği EK BİLGİ: Karşılaştırma, sadece farklılık açısından değil, benzerlik açısından da yapılabilir. unutulmamalıdır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! CEVAP: D “…yeni devletin Batılı anlamda modern, çağdaş bir devlet olması için İmparatorluktan intikal eden bütün kurumlar terk edilerek yerlerine çağdaş kurumlar oluşturulmuştur.” ifadesinde A’ya, “Bu devrim hareketleri içinde temel hareket noktası ise daima Batılılaşma fikri olmuştur.” cümlesinde B’ye, “Ancak Mustafa Kemal, pek çok reformcudan farklı olarak salt bir modernleşmeden ziyade, toplumun ve devletin yapısında temelden değişikliklerin zorunlu olduğuna inanmış, “kültür” ve “medeniyet” tartışmalarını bir yana bırakarak Batı medeniyetinin bir bütün olarak alınmasından yana olmuştur.” ifadesinde C’ye, “Özellikle Cumhuriyetin laboratuarı olarak görülen Meşrutiyet Devri…” ifadesinde de D’ye değinilmiştir. EK BİLGİ: İkilemeler, anlatımı pekiştirmek ya da güçlen- 152 24. Parçanın II. ve VI. cümlelerinde Atatürk’ün Batılılaşmadan 28. Verilen bilgilere göre ülkerin konumu aşağıdaki gibidir. C | F — A — D — E | B ne anladığı dile getirilmiştir. CEVAP: B EK BİLGİ: Parçadaki her cümlenin ana düşünceyi bul- En kuzeyde C vardır. maya yardımcı bir cümle olduğu unutulmamalıdır. CEVAP: C Ek Bilgi: Ön bilgiler doğrultusunda adım adım yön sıralaması yapılıp en kuzeydeki ülke bulunabilir. 25. Parça incelendiğinde sanat eserleriyle (roman ya da şiir) bilimsel bilgi veren kitapların karıştırılmaması gerektiğinden söz edildiği görülür. Ve buna göre de parçada asıl eleştirilen şey, roman ve şiirin öğretici bir türmüş gibi görülmesidir. CEVAP: C EK BİLGİ: Paragrafların pek çoğunda ana düşüncenin son cümlelerde olabileceği unutulmamalıdır. 29. En doğuda E vardır Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! CEVAP: D 26. Ek Bilgi: Yön tablosu yapıldıktan sonra en doğudaki ülke bulunabilir. Parçada yazar yanlış olduğunu düşündüğü bir görüşü eleştirmekte ve kendi düşüncesini ortaya koymaktadır. Bu nedenle parçanın anlatım biçimi “tartışma”dır. CEVAP: C EK BİLGİ: Tartışma paragraflarında bir tez (savunulan görüş) bir de antitez (karşı çıkılan görüş) söz konusudur. 27. Parçadaki II ve V numaralı cümlelerde neyin neden yanlış olduğuyla ilgili doğrudan eleştiri yapılmıştır. CEVAP: B EK BİLGİ: Soru köklerinde verilen altı çizili ifadelere dikkat edilmeli, bu ifadelerin çeldiricileri elemeye yarayacağı unutulmamalıdır. 30. En batıda F vardır. CEVAP: E Ek Bilgi: Yön tablosu yapıldıktan sonra en batıdaki ülke bulunabilir. 153 DENEME - 5 1. 6. CEVAP: A Ek Bilgi: “hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?” Kalıbıyla sorulan sorularda “öznellik” ve “nesnellik” durumlarının sorulduğu unutulmamalıdır. CEVAP: C Ek Bilgi: bu tür sorularda sadece altı çizili ifadeyi okuyarak da doğru cevap bulunabilir ancak parçanın tamamını okumak doğru cevabın daha sağlıklı bir şekilde bulunmasını kolaylaştırır. 2. Cümledeki anlam bütünlüğü dikkate alındığında boşluklara getirilmesi gereken en uygun sözcüklerin “sevgi ve saygı” sözcükleri olduğu görülür. 7. CEVAP: E Ek Bilgi: Boşluklara getirilecek sözcükler bulunurken anlam bütünlüğünü sağlayacak en doğru kelimelerin bulunması gerektiğine dikkat edilmelidir. 3. Cümlede, çocukların başkalarının yanında övülmesinin onların gelişimi açısından önemli olduğu vurgusu yapılmıştır. Buna göre, bir çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişmesinde, başkalarının yanında övülmesinin etkili olduğu yargısı bu cümleden kesinlikle çıkarılır. CEVAP: B Numaralandırılmış sözler anlamlı ve kurallı bir şekilde sıralandığında doğru sıralamanın III-V-II-I-IV olduğu görülür. Buna göre de baştan dördüncü ifade I numaralı ifadedir. CEVAP: A Ek Bilgi: Bu tür sorularda önce yüklemin yerinin bulunması ve bazen sondan hareket edilmesi, doğru cevabı bulmayı kolaylaştırabilir. 8. Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargının, yazarların hak ettikleri değeri sonradan kazanmaları durumunun sadece ülkemizde görülen bir durum olmadığı, yargısı olduğu görülür. I. de,öğrencilerin ana dillerini dil bilgisini öğrenmeden yani bir koşula bağlı olmadan edindikleri dile getirilmiştir. II. de, ana dili eğitiminde amacın ne olduğuna yönelik yanlış bir bilgiden bahsedilmiştir. III. de, “…kullanabilmek için dilin kurallarını doğru öğrenmeli, çeşitli etkenlerden kaynaklanan dil yanlışlarından korunmalıdır.” İfadesinde bir gereklilik söz konusudur. IV. de, dil bilgisine ihtiyaç olduğundan söz edilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: gereklilikten söz edilen cümlelerde “gerekir” ya da “-malı/-meli” gibi unsurlar yer alabilir. CEVAP: D Ek Bilgi: Bu tür sorularda, cümleler kendi görüşlerimize göre değerlendirilmemeli, yoruma çok fazla başvurulmamalıdır. 5. I. de, bir saptamada bulunulmuştur. II. de, “çünkü” bağlacıyla başlayan cümle, bir önceki cümleyle ilgili bir gerekçe bildirmektedir. III. de, bir çocuğun kendi millî dilinin kullanmasıyla ilgili bir koşul dile getirilmiştir. IV. de, “elbette” ifadesi, cümlede kesinlik olduğunu göstermektedir. CEVAP: E Ek Bilgi: Koşul-sonuç ilişkili cümlelerde, yargılardan birinin gerçekleşmesi, diğer yargının oluşmasına bağlanmıştır. 9. Soru kökünde verilen öncülde söz edilen ses olayı ünlü düşmesidir. Buna göre c seçeneğinde “ilime” sözcüğünün “ilme” şeklinde yazılması gerekir. Ancak bu kurala uyulmadığı için yazım yanlışı yapılmıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Sözcükler birleşirken ünlü düşmesi söz konusu ise bu sözcükler bitişik yazılır (sabır etmek-sabretmek) Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Cümleden çıkarılacak kesin yargı, çoğu zaman cümlenin ana düşüncesini verir. 4. I numaralı cümle dışında kalan cümleler, kanıtlanması mümkün olmayan cümleler iken, I numaralı cümledeki yargının doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilir. ÇÖZÜM–5 Parçada, sözü söyleyen kişinin komedi filmlerini izlerken filmlerde kendisinden bir şeyler bulduğundan söz edilmektedir. Buna göre de altı çizili ifadede anlatılmak istenen, sözü söyleyen kişinin komedi filmlerinde izlediği olayların kendi yaşantısını yansıttığıdır. 154 10. “gelişen teknoloji ile birlikte insanlar elektriği temel ihtiyaçlar dışında da kullanıma sokmuştur ; eğlence, ışık gösterileri, süslemeler, kişisel aksesuarlar… bu cümledeki altı çizili noktalama işareti yanlış kullanılmıştır çünkü kendisinden sonra örnekler sıralanacaktır ve burada kullanılması gereken işaret iki noktadır. 14. CEVAP: B CEVAP: D Ek Bilgi: İki noktadan sonra örnek sıralanacaksa ve bu örnekler özel isim değilse küçük harfle başlanır. EK Bilgi: “-dan/-den” eki ayrılma/uzaklaşma durum ekidir. Bulunma/kalma durum eki, “-da/-de”dir. 15. 11. “çağdaş ülkeler” söz öbeğinde “çağdaş” sözcüğü niteleme sıfatıdır. “Onu” sözcüğü işaret zamiri, “bu amaca” ifadesindeki “bu” sözcüğü ise işaret sıfatıdır. “Çağın gerisi” söz öbeği, belirtili ad tamlamasıdır. “Önemlidir” sözcüğündeki “-dir” ek eylem görevinde kullanılmıştır. CEVAP: C CEVAP: D 16. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bir eylemin birleşik zamanlı olması, hem kip eki hem de ek eylem alması demektir. Birleşik yapılı eylemden kasıt da en az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan bir eylem olmasıdır. “Anla-(y)-abil-(i)yor-du” sözcüğünde hem kip ekinden sonra ek eylem kullanılmıştır hem de sözcük anlamak ve bilmek sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Ek Bilgi: Bir eylemden sonra (a/e)bilmek eylemi gelirse yeterlik birleşik eylem meydana gelir. Yeterlik birleşik eylemi, kurallı birleşik eylemlerdendir. Ek Bilgi: Ek eylem ya ad soylu sözcükleri yüklem yapar ya da basit zamanlı eylemleri birleşik zamanlı eylem yapar. 12. I. Sözcükte “et-“ eylemine “-gın” eki gelmiş ve isim oluşmuştur. II. Sözcük olan “uygar-lık-ın” sözcüğündeki “-lık” eki yapım, “-ın” eki çekim ekidir. III. Sözcükte “yarar” ad köküne gelen “-lan” ve “-ecek” ekleri yapım ekidir. V. Sözcük, “sağla-“ eylem gövdesine “-mak” adeylem eki getirilerek oluşmuş bir addır. I. de, “söylemez” yüklemi, geniş zamanın olumsuz biçimiyle çekimlenmiştir yani haber kipindedir. II. de, “üzeri-(n)-de” sözcüğünde bulunma durum eki, “izler-i” sözcüğünde belirtme durum eki kullanılmıştır. III. de, “okuyabilirler” birleşik yapılı bir eylemdir. IV. de, “çok” sözcüğü, “büyük” sıfatını derecelendiren bir zarftır. I. Cümlede “sinema filmi teklifi” söz öbeği, zincirleme ad tamlamasıdır ve cümlenin belirtisiz nesnesi görevindedir. Iı.Cümle, yüklemin yerine göre devrik cümle, diğer cümleler ise kurallı cümle özelliği göstermektedir. Iıı.Cümle, iç içe girmiş birleşik cümledir. V.Cümle, biçimce ve anlamca olumlu cümledir. CEVAP: D Ek Bilgi: Cümlenin biçimce olumlu olması demek, o cümlenin yüklemindeki yargının yapıldığını, yapılıyor olduğunu ya da yapılacağını bildirmesi demektir. CEVAP: E Ek Bilgi: Derecelendirme zarfları, miktar zarfı denilen zarflardır. Hem eylem/eylemsi hem sıfat hem de kendisi gibi zarfları miktar yönünden belirtirler. 17. 13. “koğuş-ta-ki (-da-ki)” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, tanıma-dık-ım (-dığım)” sözcüğünde ünsüz yumuşaması, “yalnız (yalın-ız)” sözcüğünde ünlü düşmesi, “yapayalnızım” sözcüğünde de ünlü türemesi söz konusudur. Parçanın genelinde Fazıl Hüsnü Dağlarca için yazı yazma konusunda çaba sarf ettiğine değinilmiştir. “Bu mutlu kişi için yazdıklarımı çok basit ve yetersiz buluyordum” cümlesinden C’ye, “…her yeni şiirini okudukça içimde beliren duyguları oturup beyaz kâğıtlara geçirmek isterdim ama yapamazdım.” Cümlesinden D’ye, “kaleme kâğıda sarılıyor, yazıyor, yazıyordum. Sonra bir kere göz gezdirir gezdirmez utanarak kâğıdı yırtıp atıyordum.” cümlesinden E’ye ulaşılabilir. CEVAP: B CEVAP: B Ek Bilgi: Ünlü türemesi, ya küçültme eki alan ya da pekiştirmeye uğrayan bazı sözcüklerde görülen bir ses olayıdır. Ek Bilgi: parçada verilen yazarın özellikleriyle ilgili tespitler yapılmalı ve bu tespitler seçeneklerde aranmalıdır. 155 18. 19. Numaralı ifadelerden özellikle ıı ve ıv numaralı ifadelerin birbirinin devamı olduğuna dikkat edildiğinde ıv numaralı cümleden önce ıı numaralı ifadenin gelmesi gerektiği görülür. 22. CEVAP: B CEVAP: A Ek Bilgi: Numaralanmış ifadelerin yer değiştirilmesi istenen sorularda, cümlelerde geçen sözcüklerden de yararlanma yoluna gidilebilir. Ek Bilgi: Amaç ilişkili cümlelerde “-mek için, -mek üzere, diye” gibi unsurlar kullanılabilir. Parçanın genelinde usta yazarlara yönelik çıkartılan eserlerden söz edilmekte ve bu eserler içinde Ahmet Hamdi Tanpınar için yazılan eserin özellikleri hakkında bilgi verilmektedir. VI numaralı cümle ise ahmet hamdi ile ilgili farklı bir özelliğe değinmiştir. 23. CEVAP: E Ek Bilgi: Parçadaki anlam akışını bozan cümle, parçada ele alınan konuyla ilgisi olmayan cümledir. 20. “…mesafeyi kapatmak için askerî kurumları batı bilim-eğitim tekniklerine göre ıslah etmeyi yeterli bulan osmanlı devlet adamları…” ifadesinde bir amaç söz konusudur. Parçaya bakıldığında parçada kullanılan anlatım biçiminin açıklama olduğu görülür. Çünkü parçada Osmanlı Devleti’ndeki ıslahat hareketleri ile ilgili bilgi verilmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Bilgi vermek, okuyucuya bir şeyler öğretmek amacıyla yazılan yazılarda açıklayıcı anlatım biçimi kullanılır. Parçada kadın yazarların gazeteci sıfatı kazanıp asıl gazetecileri saf dışı bırakmaları konusu ele alınmıştır. Buna göre de parçanın giriş cümlesi olmaya en uygun cümle c seçeneğindeki cümledir. CEVAP: C 21. “Bu sebeple uzun zaman ıslahatçılar, ulema ve onun kontrolü altında bulunan ve halkın tepkisine yol açacak, asırlar boyunca oluşmuş kültür, medeniyet, eğitim ve hukuk alanlarında değişiklik yapma çabalarına girmemişledir.” Cümlesinden a, “ama ıslahat ve yeniliklerin önce hangi alanda yapılacağı hakkında hiçbir plan ve program düşüncesine sahip olmamışlardır.” Cümlesinden b, “17. Yüzyıldan 19. Yüzyıla kadar avrupa devletlerinin üstünlüğünü yalnız askerî sahada gören ve mesafeyi kapatmak için askerî kurumları batı bilim-eğitim tekniklerine göre ıslah etmeyi yeterli bulan osmanlı devlet adamları; ıı. Mahmut ve tanzimat dönemlerinde, batı’nın her alanda üstünlüğünü kabul ederek devletin bütün kurumlarında ıslahat yapmak ihtiyacını hissetmişlerdir.” Cümlesinden c ve e yargıları çıkarılabilir. CEVAP: D Ek Bilgi: “hangisi çıkarılamaz?” şeklindeki sorularda parçada yer alan cümlelerin tek tek yorumlanması gerekebilir. 24. “Eğitim psikologlarının görüşlerine göre, öğrencilerin gelişim özellikleri, zekâ düzeyleri, bilme biçimleri, öğrenme biçimleri, öğrenme becerileri, yaratıcılıkları, tutumları, motive olma düzeyleri, ben kavramı gibi kişilik özellikleri onları birbirinden ayırır ve öğrenmelerini etkiler.” Cümlesinden B’ye, “bu nedenle, öğretmen iyi bir iletişim kurarak öğrencinin kapasitesinden haberdar olmalı ve buna göre beklentisini ortaya koyarak, öğrenme ortamını öğrencinin ihtiyacı olan şekilde düzenlemelidir.” Cümlesinden C’ye, “kişisel özelliklere bağlı olarak gelişen problemlerin çözümünde, öğrenciye ailesi ve öğretmen tarafından küçük adımlarla ilerleyen hedeflerin konulması ve bu hedeflere ulaşıldıkça ödüllendirilmesi, böylece neyi ne kadar iyi yapabileceğinin farkına varmasının sağlanması yararlı olmaktadır.” Cümlesinden D’ye, öğretmen-öğrenci arasındaki ilişkiyi güçlendirecek olan öğretmendir.” Cümlesinden de E’ye ulaşılabilir. CEVAP: A Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında, parçada kesin olarak bulunmayan yargının tespit edilmesi gerekmektedir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: parçanın başına getirilecek cümle, giriş cümlesi özelliği taşımalıdır. Yani bu cümlelerde kendinden önce başka cümle olduğu izlenimini veren ifadeler olamaz. 156 25. Parçaya bakıldığında sorudaki öncüllerde verilen ifadelerden ı ve ıv numaralı ifadelerin eğitim-öğretim sürecinde faydalı olabilmek için yapılması gereken şeyler olduğu görülür. 28. Otobüs firmalarının Ankara’ya yakınlıklarını küçükten büyüğe doğru sıralayalım. İlk maddeye göre P < M < N İkinci madde de R < N CEVAP: D Üçüncü madde ise R < P = S < M < N Ek Bilgi: Öncüllerde verilen ifadelerin de parçadaki anlama göre değerlendirilmesi gerektiğine dikkat edilmelidir. Sıralaması çıkar. O halde Ankara’ya en yakın giden otobüs R dir. CEVAP: D Ek Bilgi: Tüm firmalar Ankara’dan hareket ettiğinden ön bilgide verilenlerden yolculuk süresi en kısa olan en önce ulaşmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 26. “İnsan gibi, meydana getirdiği sanat da biraz çevresinin mahsulüdür. Her sanatkâr, çevrenin iç dünyasında oluşturduğu dalgalanmaları dile getirerek yola çıkar.” Cümlelerinde A’ya, “hangi çevrede olursa olsun, hava ve toprak gibi, insan hayatının vazgeçilmezlerinden biri de sudur.” Cümlesinde B’ye, “karşımıza bazen çeşme, bazen dere, ırmak, nehir, göl, bazen de deniz olarak çıkan su, türk edebiyatında kendine geniş bir mecra bulmuştur” cümlesinde C’ye, “var olduğundan beri güzellik, insanı kendine çekmiştir. Birçok güzelliğin kaynağı ise tabiattır. Bundan dolayı pek çok düşünür ve sanatkâr tabiata yönelmiş, ondaki gerçekleri ve güzellikleri keşfetmeye çalışmıştır.” Cümlelerinde de D’ye değinilmiştir. 29. Ankara’ya en uzak giden otobüs N dir. CEVAP: B Ek Bilgi: Verilen ön bilgilere göre Ankara’ya uzak mesafede olan gideceği yere en son ulaşandır. CEVAP: E Ek Bilgi: Bir parçadaki yardımcı düşünceler hem konuyla hem de ana düşünceyle çelişkili olamaz. 30. Muğla’ya giden otobüs N dir. Kayseri’ye giden otobüs R dir. 27. III numaralı cümlede pek çok düşünür ve sanatçının tabiata yöneldiği dile getirilmiştir. II numaralı cümlede de bu yönelimin nedeni dile getirilmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Neden – sonuç ilişkili cümleler arasında gerekçe ya da açıklama ilgisi de bulunabilir. Muğla Ankara’ya Kayseri’den 3 saat daha yakın değil 3 saat daha uzaktır. CEVAP: C Ek Bilgi: “Yanlış” şıkkı sorduğundan gerekli sıralamalar yapılıp eleme yöntemiyle doğrular atıldıktan sonra yanlış şık ortaya çıkar. 157 DENEME - 6 1. 5. CEVAP: D CEVAP: D Ek Bilgi: Altı çizili sözün, genellikle mecaz anlamda kullanılan sözcüklerden oluşabileceği unutulmamalıdır. 2. Parçada anlatılanlara bakıldığında yazarların farklı duygular yaşadıkları için değil, aynı duyguları farklı bir şekilde anlatabildikleri için yazar oldukları söylenmek istenmiştir. I. de mizahın geniş kitlelere ulaşma özelliği dile getirilmiştir. III. de, edebî eserlerde mizahtan yararlanıldığı yani aralarında bir etkileşim olduğu söylenmiştir. IV. de, kültürün edebiyat sayesinde aktarıldığına değinilmiştir. VI. de, Dede Korkut Kitabı’nda mizahtan yeri geldikçe yararlanıldığı söylenmiştir. ÇÖZÜM–6 Parçada bazı insanların maceraya düşkün olduklarından ve tek hayatla yetinmediklerinden söz edilmiştir. Buna göre altı çizili ifadeyle söz konusu insanların farklı insanların hayatlarını yaşamayı istemeleri anlatılmak istenmiştir. Ek Bilgi: İçerik, bir eserde ne anlatıldığını ya da ne anlatılmadığını belirten ifadeleri kapsar. 6. CEVAP: E Ek Bilgi: Boş bırakılan yere getirilecek sözcükler bulunurken anlatım bozukluğu yapılmamasına da dikkat edilmelidir. I. de, heyecan bağı olmayan insanların bir arada yaşamalarının düşmanlık duygusuna yol açacağına değinilmiştir. II. de, sinirsel gerilime neden olan bir durumla ilgili bir öznel bir saptama yapılmıştır. IV. de, bireylerin hareketli olmaları gerektiğinden söz edilmiştir. V. de, zenginlik-yoksulluk, düzen-kaos gibi karşıt kavramlara yer verilmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Öznel yargılar, kişisel görüşlerin ele alındığı yargılardır. Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı, “daha önce de aynı adla bir etkinlik düzenlenmiştir.” yargısıdır. Çünkü cümlede “ikincisi dün başladı” ifadesi vardır. CEVAP: C 7. Ek Bilgi: Soru kökünde verilen cümledeki kesinlik bildiren ifadeler ya da yaklaşıklık bildiren ifadelere dikkat edilmelidir. 4. Numaralı ifadelerin anlamlı ve kurallı bir şekilde dizilişi “IV-II-II-V-I” olmalıdır. Bu soruda IV ve III numaralı ifadelerin birbirlerini tamlayan ifadeler oldukları gözden kaçırılmamalıdır. CEVAP: E Ek Bilgi: Bu tür sorularda, yüklem yerine yerleştirildikten sonra seçenekleri deneme yöntemi de kullanılabilir. 1950-1960 arasında eser veren sanatçıların yurt içinde ve yurt dışında katıldıkları etkinliklere söylenmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Karşılaştırma, farklılık açısında olabileceği gibi benzerlik açısından da olabilir. 8. III numaralı cümledeki “dolaysıyla” sözcüğü yanlış yazılmıştır. Doğru yazımı “dolayısıyla” olmalıdır. CEVAP: C Ek Bilgi: Ünlü düşmesi, sözcükler yapım eki aldığında ya birleşme esnasında da görülebilen bir ses olayıdır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3. 158 9. A seçeneğinde sıralı cümleleri birbirinden ayırdığı için, B seçeneğinde özneyi vurgulamak için, C seçeneğinde sıfat tamlamalarını ayırmak için, D seçeneğinde sıralı zarf-fiilleri ayırmak için virgül kullanılmalıdır. 13. CEVAP: E Ek Bilgi: Sıralı cümlelerin herhangi birinin içinde virgül kullanılmışsa bu cümleler arasına noktalı virgül getirilmelidir. I. cümlede birden fazla yargı virgüllerle ayrıldığı için cümle, sıralı cümledir. II. cümledeki “başlanmıştır” eylemi ve “kurulan,görülmeye” eylemsileri çatı özelliği bakımından edilgendir. III. cümlede “yansımıştır” sözcüğü yüklem, “ekonomik koşulların değişmesi” özne, “devlet politikalarına” ifadesi de dolaylı tümleçtir. V. cümlede “olan” sözcüğü sıfat-fiil, “ulaşma” sözcüğü “isim-fiil”, “kapatılarak” sözcüğü de zarf-fiildir. CEVAP: D Ek Bilgi: Zarf tümleci, yüklemin anlamını zaman, durum, miktar, yer-yön ve soru bakımlarından tamamlar. 10. I. sözcük “bütün-lük-lü” biçiminde birden fazla yapım eki almıştır. II. sözcük “göster-“ eylemine “-en” sıfat-fiil eki gelerek sıfat olmuştur. III. sözcük “öğren-“ eylemine “-ci” yapım eki gelmiş ve sözcük isim olmuştur. Ayrıca “-in” eki de çekim ekidir. V.Sözcük olan “becerisini” sözcüğünde “becer-i-(s)-i-(n)-i” şeklinde üç farklı “-i” eki kullanılmıştır. 14. I. cümlede “yirminci yüzyıl tamlaması özneyi, geri kalan tüm sözler ise yüklemi oluşturmaktadır. CEVAP: A Ek Bilgi: Bir cümlede herhangi bir öge, tek sözcükten oluşabileceği gibi, sözcük öbeğinden de oluşabilir. CEVAP: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: “-i” eki hem yapım, hem iyelik hem de belirtme durum eki olarak kullanılmaktadır. 11. I. de, “batılılaşma faaliyetleri” ad tamlaması, “bazı değişimler, 18.Yüzyıl” gibi tamlamalar da sıfat tamlamasıdır. III. de, “bunu” sözcüğü zamirdir. IV. de, “anıtlarla” sözcüğündeki “-la”, ile edatının ek olarak kullanılmış biçimidir. Aynı cümlede “ve” sözcüğü de bağlaçtır. V. de “Cumhuriyet Dönemi anıtları” şeklinde zincirleme ad tamlaması kullanılmıştır. CEVAP: B 15. “Yüklemine göre” ifadesinden kasıt, yüklemdeki sözcüğün çekimli eylem olması ya da ad soylu bir sözcük olmasıdır. Buna göre C seçeneği dışında kalan seçeneklerdeki cümlelerin yüklemleri çekimli eylem iken, C seçeneğindeki cümlenin yüklemi addır. CEVAP: C Ek Bilgi: Bir cümlenin yüklemi ad olabileceği gibi zamir, edat, bağlaç, ünlem de olabilir. Ek Bilgi: Bir sıfat ne sıfatı olursa olsun, bir isimle söz öbeği oluşturmuşsa o söz öbeği sıfat tamlaması olur. 16. 12. “sayılmıyor (sayılma-yor)” sözcüğünde ünlü daralması, “yaşamak-dan (yaşamaktan)” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, “yürek-in-de-ki (yüreğindeki)” sözcüğünde ünsüz değişimi (yumuşaması), “yalın-ız (yalnız)” sözcüğünde ünsüz düşmesi söz konusudur. CEVAP: D Ek Bilgi: Ünsüz türemesi, ya küçültme eki alan bazı sözcüklerde ya da sözcüğün pekiştirilmesi durumunda ortaya çıkar. Parçanın genelinde gözlemlerin yer aldığı görülmektedir. “Bana bakıyor” ifadesi üçüncü kişili, “dışarıya çıkıyorum” ifadesi birinci kişili anlatıma örnektir. “İkisi de ince, kısa kollu safari takım giymişler” cümlesinde geçen “ince” ve “kısa kollu” ifadeleri niteleyici unsur olarak kullanılmıştır. Olaylar oluş sırasına göre aktarıldığı ve bir olay ele alındığı için öyküleyici anlatım söz konusudur. CEVAP: B Ek Bilgi: Birinci kişili anlatımda yazar olayı kendi yaşamış gibi anlatır. 159 17. Parçanın ilk üç cümlesinde Osmanlı Dönemi’nde kadınların edebiyat hayatına nasıl girdiklerine dair bilgiler verilmiştir. III. cümleden sonra Osmanlı feminizmiyle ilgili bilgiler verilmeye başlanmıştır. Buna göre ilk paragrafın son cümlesi III numaralı cümle olur. 21. CEVAP: C Ek Bilgi: Paragrafın ikiye ayrılması demek, iki farklı konunun ele alınması demektir. “Bugüne kadar sözlü dilin kullanılmadığı bir topluma rastlanılmamıştır.” cümlesinde A’ya, “Bu iletişim aracını kullanmak ve ondan yararlanmak, teknolojik ya da bilimsel olarak gelişmiş olmaya ya da ilkelliğe bağlı değildir.” cümlesinde B’ye, “dil, her toplumun iletişim aracıdır.” cümlesinde D’ye, “Belirli bir düzen içinde düşünebilme ve bu düşünceleri diğerleriyle paylaşma durumu, dil ile somut bir hâle dönüşmektedir.” cümlesinde E’ye değinilmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Paragraf soruları yanıtlanırken, ana düşünce olabilecek cümlenin tespit edilmesi, yardımcı düşünce yargılarının bulunmasını kolaylaştırabilir. 18. Soru köküne bakıldığında parçanın konusuna yönelik bir soru sorulduğu görülür. Parçada “bir şairin anlatım tarzının, onun kişiliğini yansıtabileceği” düşüncesi, üzerinde durulan konudur. CEVAP: E 22. Ek Bilgi: Konu, parçada ne anlatıldığıyla ilgili bir kavramdır. “Üzerinde durulan nedir?” Biçiminde de sorulabilir. Parçadaki anlama bakıldığında ikinci yeni şiirinin anlamdan çok, anlatıma önem verdiği vurgusunun yapıldığı görülür. Boşluktan sonraki cümlede, eleştirmenlerin divan şiiriyle ilgili özellikleri ikinci yeni şiirine de yansıttıkları yargısı söz konusudur. Buna göre bir önceki cümlede olması gerek yargı, B seçeneğindeki yargıdır. CEVAP: B Ek Bilgi: Tanımlama cümleleri “–dir” ek eylemi ya da “denir” sözcüğüyle bitebilir. Ancak her “-dir” ekiyle biten cümle, tanım cümlesi olmayabilir. 23. CEVAP: D CEVAP: B Ek Bilgi: Bu tür sorularda, seçeneklerdeki yargıların olumluluk-olumsuzluk açısından incelenmesi, doğru cevabın bulunmasını kolaylaştırabilir. Ek Bilgi: Parçanın ortasında boş bırakılan cümle tespit edilirken bir önceki ya da bir sonraki cümleden yararlanılabilir. 24. 20. Parçaya bakıldığında kent yaşamıyla ilgili olumsuz bazı durumların dile getirildiği görülür. Ancak “kent yaşamının insanları fiziksel özellikleriyle gruplandırması” yargısı, parçada dile getirilen olumsuz durumlardan biri değildir. CEVAP: E Parçada kent yaşamının insanları olumsuz olarak etkilediğinden söz edilmektedir. Kent yaşamı içinde yer alan insanların, hayat şartları nedeniyle girdikleri rollerin, takındıkları tavırların, onların gerçek yüzlerinin anlaşılmasını zorlaştırdığı düşüncesi, bu parçada vurgulanan düşüncedir. Ek Bilgi: Cümleler sıraya konulurken, giriş cümlesi olabilecek yargının tespit edilmesi doğru cevabın bulunmasını kolaylaştırabilir. Ek Bilgi: Ana düşünce içeren yargının, parçadaki sonuç cümlelerinde verilme olasılığı yüksektir. Numaralı cümleler anlamlı bütün oluşturacak şekilde dizildiğinde “IV-II-V-I-III” sıralaması oluşur. Buna göre de üçüncü cümlenin v numaralı cümle olduğu görülür. CEVAP: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 19. Parçadaki IV. cümlede dilin ne olduğuna dair öznel bir tanımlama yapılmıştır. 160 25. “İnsanlar, kendilerine yarar sağladığı için, belli bir rol çerçevesinde başkalarıyla ilişki kurar.” ve “Kent hayatı dış görünüşe önem verdiği için, kentli insanlar arasındaki fiziksel yakınlık, sosyal yakınlığa dönüşememektedir.” cümlelerinde neden-sonuç ilişkileri söz konusudur. 28. Gömlek Ceket Murat sarı x (mavi) Barış x (mavi) x (mavi) Çağdaş x (mavi) y (yeşil) İbo z (siyah) t Aydın y (yeşil) beyaz CEVAP: B Ek Bilgi: Neden-sonuç ilişkili cümlelerde, bu ilişki, “için, nedeniyle, diye,-den dolayı” gibi unsurlarla kurulabilir. Çağdaş’ın ceketi yeşil renklidir. CEVAP: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 26. “Fatih Sultan Mehmet’in midilli adasının fethi için gerekli olan gemilerin yapımında kendilerinden faydalanmak gayesiyle adana civarından getirdiği bu türkmen aşiretine kerestecilikten anladıkları için tahtacı dendiği rivayet edilmektedir.” cümlesi, B seçeneğinin; “Daha sonra ise Ahmet Vefik Paşa’nın da bu bölgeye Türkmen iskânında bulunduğu ve bilhassa kaz dağı eteklerindeki köylerin bu iskândan sonra oluştuğu bilinmektedir.” cümlesi C seçeneğinin; “Yüzlerce yıl sürecek olan hayatlarına bu şekilde başlayan Türkmen aşiretleri, bölgede hâkim olan Yunan tesirini dinamik kültürel ve sosyal yaşantılarıyla kendi lehlerine çevirmeyi başarmışlardır.” cümlesi D seçeneğinin; “Nitekim Kaz Dağı’nın gür ormanlarından faydalanarak yaptıkları gemilerle tahtacı Türkmenlerin Midilli’nin fethinde önemli katkıları olmuştur.” cümlesi E seçeneğinin cevabıdır. Ek Bilgi: Bu tip sorularda cümleler tek tek analiz edilip tüm durumlar tek bir tabloda gösterilebilir. 29. CEVAP: C CEVAP: A Ek Bilgi: Tablo yapıldıktan sonra İbrahim’in ceket renginin ne olabileceği rahatlıkla görülebilir. Ek Bilgi: “Bu parçada hangisinin cevabı yoktur?” Kalıbında sorulmuş sorular, yardımcı düşüncelerin bulunmasına yönelik sorulardır. 27. Parçada bilgi vermek amaçlandığı için parçanın anlatım biçimi “açıklama”dır. CEVAP: C Ek Bilgi: Açıklama paragraflarında açık, anlaşılır bir dil kullanılmalı; söz sanatlarına çokça yer verilmemelidir. İbrahim’in ceketi diğer renklerden farklı olacağından kırmızı olabilir. 30. Aydın’ın gömleği yeşildir. CEVAP: E Ek Bilgi: Soruda olabilirlik durumu olmadığından tek bir renk durumu söz konusudur. 161 DENEME - 7 1. 5. Cümlede, aklını kullanan insanlara bir işi zorla yaptırmanın kolay olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Buna göre cümleden, D seçeneğindeki yargıya kesin olarak ulaşılabilir. CEVAP: D Ek bilgi: Cümleden net bir şekilde çıkan yargı, bu tür sorularda doğru cevap olur. CEVAP: D ÇÖZÜM–7 Parçada, yazarın okuma etkinliğiyle çok erken yaşlarda tanıştığı, bunun sonucunda da birçok yazarı genç yaşlarda okuduğu ve bunlardan kendisine bir birikim meydana getirdiği anlatılmaktadır. Bu anlam bütünlüğü de dikkate alındığında “heybenin okumalarla dolu olması” sözüyle anlatılmak istenen, “okunan pek çok kitabın birikim oluşturması” yargısıdır. Ek bilgi: Parçadan alınan bir söz öbeğiyle anlatılmak istenenin sorulduğu sorularda, parçanın anlam bütünlüğünün de dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. 6. 2. İlk boşluğa getirilecek sözcüğün ne olması gerektiğiyle ilgili olarak “evrensel değerlere ulaşabilmek” yargısı ipucu olarak kullanılabilir. Bu şekilde değerlendirme yapıldığında D ve E seçeneklerinin kalacağı görülmektedir. İkinci boşluğa getirilmesi en uygun olan sözcük de “çevresinin” sözcüğüdür. Numaralanmış ifadeler, kurallı ve anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında doğru sıralamanın IV-II-V-III-I şeklinde olduğu görülür. CEVAP: E Ek bilgi: Bu tür sorularda önce yüklem bulunmalı ve yüklemdeki yargılara göre diğer ifadeler de sıralanmalıdır. CEVAP: E Ek bilgi: Bu tür sorularda sözcüklerden birinin tespit edilmesinden sonra, seçenek eleme yöntemine de başvurulabilir. 7. Parçadaki boşluklara getirilmesi gereken en uygun ifadeler “susturmaya- güvenimizin olmadığını” ifadeleridir. Çünkü bu ifadeler getirildikten sonra cümlede anlam bütünlüğü sağlanmış olur. Yani insanlar, kendilerine güvenmedikleri için başkalarını susturmaya çalışırlar. Çünkü karşıdaki doğruyu söyleyebilir ve bu da bizi zor durumda bırakabilir. CEVAP: C Ek bilgi: “Gerekçe” ifadesinin yer aldığı cümlelerde ya bir neden ya da bir amaç söz konusudur. CEVAP: B Ek bilgi: Cümledeki boşluklar tamamlandıktan sonra ortaya çıkan yargının anlam ve anlatım olarak düzgün olması gerekmektedir.. 8. 4. Soru kökünde verilen cümlede, şiirlerin kime ait olduğunu gösterecek belirtilerin olmadığı vurgulanmaktadır. I.de, mekân kavramının her yazar için farklı değerlendirilebileceğine değinilmiştir. III.de, romanların türüne göre mekânların da farklı olabileceği söylenmiştir. IV.de romanlarda kullanılan mekânlarla ilgili önceki cümlelerde verilenlerden farklı özellikler olduğu söylenmiştir. V.de bir önceki cümlede söz edilen roman türlerinde, dekorun işlevinden söz edilmiştir. CEVAP: C CEVAP: B Ek bilgi: Bu tür sorularda cümlenin vermek istediği mesaj doğru cevap olabileceği gibi, parçadaki bir ifade de doğru cevap olabilir. Ek bilgi: Numaralandırılmış cümleler arasında nedensonuç, amaç-sonuç gibi ilgiler olabileceğine dikkat edilmeli, cümleler buna göre de değerlendirilmelidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3. I.cümlede kültürün öznel tanımı yapılmıştır. II. cümlede dilin toplumdaki kurumlar arasındaki yeriyle ilgili bir karşılaştırma yapılmıştır. IV.cümlede dilin nasıl bir görevi olduğuna değinilmiştir. VI.cümlede, dilin ve kültürün neden birbirinden soyutlanamayacağı söylenmiştir. 162 9. IV numaralı cümlede geçen “rastgelirse” sözü yanlış yazılmıştır. “Rast gelmek” ayrı yazılması gereken bir sözcüktür. 13. CEVAP: D Ek bilgi: Sözcükler birleşirken herhangi bir ses olayı (ünlü düşmesi, ünsüz türemesi) olmamış ise o birleşik sözcükler ayrı yazılır. I. cümle dışında kalan diğer cümlelerin yüklemi eylem iken I. cümlenin yüklemi addır. II. cümlede eylemsiler kullanılıp yan yargılar oluştuğu için cümle birleşiktir. IV. cümlede hem “bilmiyorum” hem de “sormadım” sözcükleri yüklem görevindedir. V. cümle, yüklemin bildirdiği yargı bakımında olumludur ve cümlede olumsuzluk oluşturan bir unsur kullanılmamıştır. CEVAP: C Ek bilgi: Cümleler “-ma/-me, -sız/-siz, yok, değil” gibi unsurlarla biçimce olumsuz yapılır. 10. “Türkçe’nin düştüğü durum…” ifadesinde geçen “Türkçe’nin” sözcüğü yanlış yazılmıştır. “Türkçe” türemiş bir özel isimdir ve türemiş özel isimlere getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. 14. CEVAP: B Ek bilgi: Özel isimlere getirilen “-lar/-ler” çoğul ekleri ve yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. III numaralı cümlede “bugünkü meslek okulları” söz öbeği, cümlenin öznesi görevindedir. “Meslek okulları” söz öbeği, belirtisiz ad tamlaması, “bugünkü” sözcüğü de bu tamlamayı tamlayan bir sıfattır. Yani “bugünkü meslek okulları” söz öbeği aynı zamanda sıfat tamlamasıdır. CEVAP: C Ek bilgi: Belirtisiz ad tamlamalarında sıfat, tamlamanın başına gelir ve sıfat tamlaması oluşturur. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11. “Çünkü” ve “ve” sözcükleri bağlaçtır. “Devlet adamlarının anıları” söz öbeği, zincirleme ad tamlamasıdır. “Onun” kişi zamiri, “kendi” dönüşlülük zamiridir. “Tanıma” sözcüğü isim-fiil, “okuduğu” sözcüğü de sıfat-fiildir. 15. CEVAP: D Ek bilgi: Ek eylem, ya ad soylu sözcüklerin sonuna gelerek onları yüklem yapar ya da basit zamanlı eylemlerden birleşik zamanlı eylem yapar. I. cümlede “tamamladım” eylemi “tamam” adından türemiştir. II. cümlede “kazanamadım” sözcüğü, “kazanabildim” sözcüğünün olumsuzudur ve birleşik yapılıdır. III. cümledeki tüm sözcükler basit yapılıdır yani yapım eki almamıştır. V. cümledeki “yüz yüze geldim” söz öbeği yüklemdir ve birleşik yapılıdır. CEVAP: D Ek bilgi: p,ç,t,k ile biten bir sözcükten sonra sesli harfler başlayan bir ek gelirse sözcüğün sonundaki p,ç,t,k yumuşar ve b, c, d, g, ğ’ye dönüşür. Ancak bazı sözcüklerde bu kurala uyulmaz. “İç-i”, “tek-i” gibi sözcükler bu durumu örneklendirir. 12. II. cümlede geçen “sağlam” sözcüğü, kendinden sonra gelen “sur” adını nitelemiştir. III.cümlede “doğal” ve “bir” sözcükleri “engel” adını tamamlamıştır. IV.cümlede geçen “doğal” niteleme, “bir” belirtme sıfatıdır. “savunma” sözcüğü ad-eylem, “olarak” sözcüğü bağ-eylemdir. V.cümledeki “en” sözcüğü, kendinden sonra gelen “görkemli” sıfatını derecelendiren bir zarftır. 16. CEVAP: A Parçanın geneline bakıldığında bilgi ekonomisine geçebilen ülkelerin neler kazanacağı, geçemeyenlerin neler kaybedeceği ele alınmıştır. Dolayısıyla parçanın konusu bilgi ekonomisinin ülkeler için önemidir. Ek bilgi: Derecelendirme (miktar) zarfları, eylemleri, eylemsiler, sıfat ve zarfları miktar yönünden belirten zarflardır. Ek bilgi: Parçanın konusu, bu parçada ne anlatılmıştır sorusu cevaplandırılarak bulunur. CEVAP: C 163 17. Cümleler anlam bakımından incelendiğinde ilk iki cümlenin anlamsal olarak doğru sıralandığı görülür. V. numaralı cümlenin de III numaralı cümlenin sonucu olduğuna dikkat edilecek olursa yer değiştirmesi gereken cümlelerin ııı ve IV numaralı cümle olması gerektiği ortaya çıkar. 21. Parçadaki cümleler incelendiğinde papirüsün neden bu kadar önemli bir malzeme olduğu ile ilgili herhangi bir bilgi verilmediği görülmektedir. CEVAP: B Ek bilgi: Bu tür sorularda seçeneklerle parçadaki cümleler eşleştirilmeli ve doğru cevaba bu şekilde ulaşılmalıdır. CEVAP: D Ek bilgi: Yer değiştirmesi gereken cümleler bulunurken cümleler arasındaki neden-sonuç ilişkilerine de dikkat edilmesi gerekir. 18. VI. cümle dışındaki cümlelerde felsefenin ne olduğu ve işleviyle ilgili açıklamalar yapılmıştır. Ancak VI. cümlede insanların felsefeye nasıl baktıklarıyla ilgili bir görüş bildirilmiştir. Dolayısıyla bu cümle, parçanın anlam akışını bozmaktadır. 22. CEVAP: E Ek bilgi: Parçanın anlam ve anlatım akışını bozan cümle bulunurken konunun dışında kalan cümlenin tespit edilmesi gerekir. 19. CEVAP: A Ek bilgi: Birden fazla kavram, nesne, durum gibi unsurun benzerlik ya da farklılık açısından kıyaslanması, karşılaştırma olarak değerlendirilir. CEVAP: C Ek bilgi: Soru kökünde verilen cümle, parçadaki bir cümlenin nedeni ya da sonucu olabilir. Dolayısıyla bu tür sorular çözülürken bu duruma da dikkat edilmelidir. 20. Parçanın genelinde tecrübenin önemli olduğu konusu ele alınmıştır. “Belirli hareket yolları seçerken ve kararlar verirken gök bilginlerinin yıldızlar hakkında yaptıkları kesin hesaplamalardan değil, tecrübelerine dayalı kaba tahminlerden faydalandıkları da bilinen bir gerçektir.” cümlesinden de tecrübenin bazı zamanlarda bilimsel bilgiden daha önemli olduğu yargısı çıkarılır. CEVAP: D Ek bilgi: “Bu parçada anlatılmak istenen nedir?” gibi sorularda, parçada verilmek istenen mesajın doğru tespit edilmesi gerekir. 23. I, I, III ve IV.cümlelerde “önemsiz, basit, etkili, önemli ve kalıcı” gibi sözcükler kullanılarak kişisel görüşler ifade edilmiştir. Ancak V numaralı cümlede nesnel bir yargı söz konusudur. CEVAP: E Ek bilgi: Kişisel görüşe yer verilmemiştir, şeklindeki sorularda öznel olmayan yargının bulunması gerekir. Öznellik bildiren ifadeler de beğeni ya olumsuzluk bildiren sözcükler olabilir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Soru kökünde verilen “bu durumdan kurtulmanın yolu…” ifadesinden de anlaşılacağı gibi bir önceki cümlede olumsuz bir durumdan söz edilmesi gerekmektedir. Parçadaki cümleler bu açından incelendiğinde soru kökünde verilen cümlenin “ayrıca bilimin bilgiler topluluğu olduğu…” ifadesiyle başlayan cümleden sonra getirilmesi gerektiği görülür. “Antik Çağ’da kullanılan en önemli yazı malzemesi papirüstür.” cümlesinde karşılaştırma yapılmıştır. “Papirüsten önce çanak-çömlek parçaları, yassı taşlar, bronz, kurşun, kalay, bakır, gümüş ve altın madenlerinden yapılan basit ve önemsiz levhalar kullanılırdı. Bunların yanı sıra bitki kökleri ve yapraklarından yapılan yazı malzemeleri, balmumu ile sıvanmış tahta levhalar, fildişinden yapılan levhalar ve keten kamışından yapılan organik yazı malzemeleri de etkili bir biçimde kullanılmıştı.” cümlelerinde papirüsten önce kullanılan malzemeler sıralanmış, sayılmıştır. “Papirüs ilk defa MÖ 3300’lü yıllarda Eski Mısır’da yapılarak kullanılmıştır. Papirüs kâğıdı, önemini MS XI. yüzyıla kadar korumuştur.” cümlelerinde sayısal bilgi verilmiştir. Parçanın genelinde de açıklayıcı yani bilgi verici anlatım biçimi söz konusudur. 164 24. Parçadaki ilk üç cümlede verilenlerden A seçeneğine, “1950’den itibaren kendi sanat anlayışlarını ve tarzlarını ortaya koyacak eserler üretmeye başlamışlardır.” ifadesinden B seçeneğine, “1940’ların sonunda Avrupa’dan dönen sanatçılar, oradaki izlenimleri ve 1950’de devlet desteğinin kesilmesi ile yeni arayışlar içine girmişlerdir.” ifadesinden C seçeneğine, “1940’ların sonunda Avrupa’dan dönen sanatçılar, oradaki izlenimleri ve 1950’de devlet desteğinin kesilmesi ile yeni arayışlar içine girmişlerdir.” ifadesinden de D seçeneğine ulaşılır. 27. “Bir yandan eğitimli kadının kamusal alana çıkma isteği, diğer yandan savaşların etkisiyle erkeklerden boşalan alanları kadınların doldurması, kadınların çalışma hayatına dâhil olmasını sağlamıştır.” cümlesinde kadınların çalışma hayatına dahil olmasının nedeni olarak kadının kamusal alana çıkma isteği ve erkeklerde boşalan alanların olması gösterilmiştir. CEVAP: C Ek bilgi: Neden sonuç ilişkili cümlelerde, için, diye, dolayı” gibi sözcükler kullanılabilir. CEVAP: E Ek bilgi: Yardımcı düşünceler, ana düşüncenin bulunmasını kolaylaştıran, ana düşünceyi belirginleştiren düşüncelerdir. 28. Verilen bilgiler doğrultusunda meydana yakınlıklarına göre bir sıralama yapılırsa; Meydan – İplikçi Cami – Şifa Hamamı – Nasreddin Hoca Türbesi – Taş Medrese – Hıdırlık Tepesi 25. Meydana en yakın tarihi mekan İplikçi Camidir. “1950 öncesi devletin beğenisine uygun işler yapan sanatçılar, 1950’den itibaren kendi sanat anlayışlarını ve tarzlarını ortaya koyacak eserler üretmeye başlamışlardır.” cümlesinde 1950 öncesinin heykel sanatı anlayışıyla 1950’den sonraki durumu karşılaştırılmış ve bir değişmeden söz edilmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Verilen ön bilgilerden şehrin meydanı merkez kabul edilip ona göre sıralama yapılırsa en yakın yer bulunabilir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! CEVAP: C Ek bilgi: Her paragrafın kendi içinde bir ana düşüncesi yani vermek istediği bir mesajı olduğu unutulmamalıdır. 29. Meydana en uzak tarihi mekan Hıdırlık Tepesidir. CEVAP: C 26. “Bir yandan eğitimli kadının kamusal alana çıkma isteği, diğer yandan savaşların etkisiyle erkeklerden boşalan alanları kadınların doldurması, kadınların çalışma hayatına dâhil olmasını sağlamıştır.” cümlesinde A seçeneğine, “Emine Semiye de eğitimli bir kadın olarak öğretmenlik, gazetecilik ve hemşirelik yapmıştır.” cümlesinde B seçeneğine, “19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kadınlar yavaş yavaş kamusal alana dâhil olurlar.” cümlesinde C seçeneğine, “…eğitimli olmayanlar ise işçi olarak fabrikalarda çalışmaya başlarlar.” ifadesinde E seçeneğine değinilmiştir. CEVAP: D Ek bilgi: Bir paragraftaki yardımcı düşünceler, kapsam olarak ana düşüncelerden geniş olamaz. Ek Bilgi: Meydana en uzaklıklara göre sıralama yapılırsa en uzak tarihi yer bulunabilir. 30. Meydana yakınlık sırasına göre yapılan sıralama ise yukarda verildiği gibidir. CEVAP: C Ek Bilgi: Soru kökü sıralamayı en yakından uzağa olacak şekilde isteğinden sıralamada bu duruma göre yapılmalıdır. 165 DENEME - 8 1. 5. CEVAP: C CEVAP: C Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı tespit edilirken, cümlenin vermek istediği mesajın da bulunması gerekir. Ek Bilgi: Altı çizili sözün anlamı hangisinde vardır, tarzındaki sorularda yakın anlamlı söz öbeklerinin tespit edilmesi gerekmektedir. 6. 2. Cümlede sanatçı ve bilim adamının ortak yönü üzerinde durulmuştur. Buna göre ilk boşluğa getirilmesi en uygun ifade “aynı zamanda” ifadesidir. İkinci boşluğa da sanatçının araştırmacı özelliğinden de hareketle “araştırarak” sözcüğü getirilmelidir. CEVAP: B CEVAP: D 7. II.de “…gerçekleştiremeyeceği için Çin’i almaktan vazgeçti.” ifadesinde neden-sonuç ilişkisi vardır. III.de Hun Türklerinin Tsin Türklerinin durumuna düşebilecekleri belirtilmiş ve karşılaştırma yapılmıştır. IV.de, “…önemli değil, önemli olan…” ifadeleriyle öznellik vurgulanmıştır. V.de, “…bu durum, iskân yani ‘kondurma’ kelimesiyle…” ifadesiyle bir kavramın karşılığı verilmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Tanımlama, bir kavramın ya da bir varlığın ne olduğunu söylemektir. Ya “denir” sözcüğüyle ya da “-dir” ekiyle biter. Ancak her “-dir” ekiyle biten cümle, tanım cümlesi değildir. Ek Bilgi: Boşluklara getirilecek sözcükler belirlenirken tamlama oluşturan sözcükler kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmelidir. 8. Cümlede, III.Selim Türbesi ile ilgili bir karşılaştırma yapılmıştır. III.Selim Türbesi dışında dünyada samarra üslubuyla yapılan başka yapıtların da var olduğu yargısı bu cümleden kesinlikle çıkarılabilir. II.de, Atatürk’ün yurt gezilerinde siyasal, toplumsal, askerî alanlarla ilgili neler yapılması gerektiğini tespite çalıştığına değinilmiştir. IV.de, halkın içine girerek görüşler aldığına ve buna göre planlamalar yaptığına değinilmiştir. V.de, Atatürk’ün halk üzerinde etkili olmasının nedeni olarak engin bir güven ve sevgiye sahip olması verilmiştir. VI.da, önemli ölçüde kamuoyu sağladığına yer verilmiştir. CEVAP: D CEVAP: B Ek Bilgi: Kesin olarak çıkarılacak yargı, cümlenin tamamından çıkarılabileceği gibi cümlenin bir bölümünden de çıkarılabilir. Ek Bilgi: Bu tarz sorularda numaralanmış cümlelerde verilenlerin, ilgili olduğu seçenekle dikkatli bir şekilde eşleştirilmesi gerekir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “Duyduğumuz, gördüğümüz” sözcüklerinden hareketle ilk boşluğa “somut” sözcüğü getirilmelidir. İkinci boşluğa da “…şeyler değildir; aynı zamanda…” dediği için ilk yargının karşıtı bir yargı oluşturacak bir sözcüğün getirilmesi gerekir. CEVAP: E 4. Numaralandırılmış ifadeler dikkatle incelendiğinde sona gelmesi gereken ifadenin, yüklemin içinde bulunduğu ifade yani II numaralı ifade olması gerektiği görülür. III ve V numaralı ifadelerde de tamlayan tamlanan bağlantısı bulunduğundan önce V sonra da III numaralı ifade getirilmelidir. Çünkü bu ifadeler cümlenin öznesini oluşturur. Diğer ifadeler de incelendiğinde doğru sıralamanın V-III-I-IV-II biçiminde olması gerektiği görülür. Ek Bilgi: Bu tarz sorularda ifadeler sıralanırken Türkçenin söz diziminin de (Özne-Tümleç-Yüklem) dikkate alınması, soruların çözümünü kolaylaştırabilir. Ek Bilgi: Boşluklara sözcükler getirilirken cümlenin anlamlı bir bütün oluşturması hedeflenmelidir, anlam belirsizliği oluşmamalıdır. 3. Cümlede, anı yazarının anı yazmaktaki amacının duygusal durumlarını değil, yaşadıklarını anlatması olduğu söylenmiştir. ÇÖZÜM–8 Parçada bazı yazarların yaşları ilerlemesine rağmen yazmaya devam ettiklerinden söz edilmiştir. Altı çizili sözle anlatılmak istenen de yazarların yaşlandıkları hâlde yazmaya devam edecekleri yargısıdır. 166 9. I.sözcük olan “ulusca” yanlış yazılmıştır çünkü “ulusça” şeklinde, ünsüz benzeşmesine dikkat edilerek yazılmış olması gerekir. III. sözcük “hiçbir” şeklinde bitişik yazılmalıdır. IV. sözcükte kullanılan “de” bağlaçtır ve ayrı yazılması gerekmektedir. 13. CEVAP: C Ek Bilgi: Bağlaç olan “de” cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında az da olsa bozulma olur. Ancak durum eki olan “-de” cümleden çıkarıldığında cümle tamamen anlamsız hâle gelir. CEVAP: A Ek Bilgi: Bir sözcükte ünlü daralması olması için “-yor” eki ya da “y” sesi kullanılmış olması gerekir. 14. 10. II numaralı işaret yanlış kullanılmıştır çünkü kendisinden sonra ne açıklama yapılmıştır ne de örnek sıralanmıştır. Dolayısıyla iki nokta kullanılmasına gerek yoktur. III numaralı işaret de yanlıştır çünkü devamı olan örnekler sıralanmış ve cümle bitmemiştir. Dolayısıyla cümlenin sonuna üç nokta getirilmesi uygundur. Ek Bilgi: Kip ya da kişi eki almış eylemlere çekimli eylem denir. Çekimli eylem çekimlendiği kipe göre hiç ek almamış da olabilir. Örnek: “Git” eylemi emir kipinde çekimlenmiş bir eylemdir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Yüklemden uzak kalmış özneleri vurgulamak için özneden sonra virgül kullanılır. 15. “siz” kişi zamiri, “onun” işaret zamiridir. “bakmak” isimfiil, “geçerken” zarf-fiilidir. Eylemin miktarını bildiren bir sözcük ve birleşik yapılı eylem yoktur. Ek Bilgi: Kurallı eylem cümlelerinde vurgulu sözcük, yüklemden önceki sözcüktür. Bu sözcük cümlenin farklı ögesi olabilir. Ek Bilgi: Birleşik zamanlı eylem, kip eki almış bir eyleme ek eylem (İDİ, İMİŞ, İSE) getirilerek oluşturulan eylemdir. 16. I.cümlede “iyice” sözcüğü “öğrenmeli” eylemini, IV.cümlede “kesinlikle” sözcüğü “inanmıyorum” eylemini durum yönünden etkilemiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Durum belirten sözcükler adları da etkileyebilir. Durum belirten sözcükleri bulmak için “nasıl” sorusu kullanılmalıdır. “Küçük çocuğun etkileyici sesi, dinleyen herkesi büyülüyordu.” cümlesinde “dinleyen herkesi” ifadesi eylemden etkilenen varlık yani nesnedir ve cümlenin vurgusunu üstlenmiştir. CEVAP: D CEVAP: C 12. “Okumuştum” eylemi, parçadaki tek birleşik zamanlı eylemdir. “İstanbul hakkında çalışmak isteyen hiç kimse onun yazdığı onlarca monografiyi atlayamaz.” cümlesi, anlamca olumsuzdur. Yine aynı cümlede “çalışmak” ve “isteyen” sözcükleri sırasıyla isim-fiil ve sıfat-fiildir. “Önem taşımıştır” ve “atlayamaz” sözcükleri çekimli eylemdir. CEVAP: B CEVAP: C 11. “yükselmesinde” sözcüğünde “ünsüz düşmesi” söz konusudur. Sözcüğün kökü “yüksek”tir ve bu sözcükten sonra “-l” yapım eki gelmiştir. “Olmuştur” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi vardır. “Olmuş” sözcüğünden sonra “-dur” eki gelmiş ve “-tur” biçimine girmiştir. “Süreç” sözcüğüne “-i” eki gelmiş ve sözcüğün sonundaki “ç” ünsüzü yumuşamış ve “c” ye dönüşmüştür. “Kısmını” sözcüğünün kökü “kısım”dır ve “ı” ünlüsü düşmüştür. II.sözcük “kitap + evi” şeklinde birleşmiş ve “-de” durum ekini almıştır. III.sözcük, “karıştırıyordu” sözcüğü “karış-“ eylemine “-tır” yapım eki gelmesiyle oluşan türemiş bir sözcüktür. Ayrıca bu sözcükte hem “-yor” kip eki hem de “idi (-du)” ek eylemi almış bir sözcüktür. IV. sözcük, “basmak” eylemine “bas-“ eylemine “-ıl” yapım eki getirilmiş ve sözcük edilgen duruma getirilmiştir. V. sözcük, “çık-“ eylemine “-mak” mastar eki getirilerek oluşmuş bir isim-fiildir. CEVAP: A Ek Bilgi: Çatı ekleri ve eylemsi ekleri, yapım ekidir. Ve bu ekleri alan sözcükler türemiş sözcüktür. 167 17. I. cümlede “başlayan” sözcüğü sıfat-fiildir. II. cümlede “kendi” sözcüğü dönüşlülük zamiridir. III. cümlede “sarayların bahçeleri” belirtili, “hayvan heykelleri” belirtisiz ad tamlamasıdır. IV. cümlede yüklem “tamamlanmıştır” sözcüğüdür ve “tamam” ad soylu sözcüğünden türemiştir. 21. CEVAP: E Ek Bilgi: “İle” sözcüğü hem edat hem bağlaç olarak kullanılabilen bir sözcüktür. “İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa bağlaç, getirilemiyorsa edat olarak kullanılır. 18. Parçada, sanatçının yeni bir şey üretmesi esnasında beyinde meydana gelen fizyolojik durumlar dile getirilmiştir. Buna göre de parçanın sonuna getirilecek ifadenin, bu fizyolojik durumun nasıl bir sonuca varacağını bildiren bir ifade olması gerekir. Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında parçada değinilmeyen ifade tespit edilirken seçeneklerin parça içerisinde dikkatli bir şekilde bulunması gerekir. 22. CEVAP: E Ek Bilgi: Parçanın sonuna getirilecek cümle bulunurken özellikle boşluktan bir önceki cümleye dikkat edilmesi gerekir. Parçada Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüşen bir devletin geçirdiği ekonomik süreç ele alınmıştır. Ancak parçada genel olarak Türkiye Cumhuriyeti’nde uygulanan ekonomik politikalardan söz edilmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Parçada üzerinde durulan şey, o parçada ele alına konudur. Konu genellikle paragrafın giriş cümlelerinde yer alır ancak parçanın tamamına da sindirilmiş olabilir. CEVAP: C Ek Bilgi: “Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?” soruları da yardımcı düşüncenin bulunmasının istendiği sorulardır. 23. 20. Parçanın tamamına bakıldığında dilin, bireyin ve toplumun yaşantısındaki işlevlerinden söz edildiği görülür. Ayrıca kültürün de dil sayesinde belirgin hâle geldiği dile getirilmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: En kapsamlı yargı bulunurken, ana düşünce olacak yargının yardımcı düşünce yargılarından ayrılması gerekir. “Bu kadar uzun bir sahneleme, bir okulun sınırlı olanaklarıyla oyuncu grubunu baskı altına alarak süreci sıkıntılı hale getirebilir.” cümlesinden A’ya, “Genelde yönetmen/öğretmenin tek başına yaptığı drama çalışmasını öğrencilerle birlikte yapması, bu sürecin olmazsa olmaz ayağını oluşturmalıdır.” cümlesinden B’ye, “Zira bir eğitim kurumunda oyun sahnelemenin amacı, öğrencilerin rol yapma yeteneklerini sergilemek, yarının oyuncularını keşfetmek olmayıp, öğrencinin bir tiyatro metni üzerinde çalışmadan başlayarak perde açıncaya kadar geçen süreci yaşamasıdır.” cümlesinden E’ye, “Zira bir eğitim kurumunda oyun sahnelemenin amacı, öğrencilerin rol yapma yeteneklerini sergilemek, yarının oyuncularını keşfetmek olmayıp, öğrencinin bir tiyatro metni üzerinde çalışmadan başlayarak perde açıncaya kadar geçen süreci yaşamasıdır. İnceleyerek, değerlendirerek ve yorumlayarak tiyatro metni aracılığıyla yeni bir dünya kurmasıdır. Öğrencinin edebiyat, tiyatro ve sanatla yoğrularak, onun kendi dilini ve dünyasını zenginleştirmesidir.” cümlesinden D’ye ulaşılabilir. “Bu nedenle grupla masa başı çalışması yapmak, asıl metni her yönüyle inceledikten sonra metni yeniden yazarak sahnelemeye geçmek gerekir. Genelde yönetmen/öğretmenin tek başına yaptığı drama çalışmasını öğrencilerle birlikte yapması, bu sürecin olmazsa olmaz ayağını oluşturmalıdır.” cümlelerinde öğrencilerin tiyatro çalışmalarıyla ilgili öneri sunulmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: Öneri, bir işin yapılması ya da yapılmamasıyla ilgili yönlendirme içeren cümlelerdir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 19. “Sergileme etkinlikleri artmış ve yurt dışında sergi, yarışma ve bienal gibi etkinliklere katılımda büyük bir artış olmuştur.” cümlesinde A’ya, “1940-1950 yılları arasında Türk heykeltıraşlarının kaydettiği ilerleme ve açık görüşlülük sayesinde heykel sanatı büyük bir atılım yapmıştır.” cümlesinde B’ye, “Devlet tarafından yaptırılan resmî işler dışında özel kurumların heykel siparişi vermesi ve koleksiyonculuğun bu dönemde başlaması ile 1950-1960 yılları arasındaki dönemde sanat ortamı daha canlanmıştır.” cümlesiyle C’ye, “…1950-1960 yılları arasındaki dönemde sanat ortamı daha canlanmıştır. Sergileme etkinlikleri artmış ve yurt dışında sergi, yarışma ve bienal gibi etkinliklere katılımda büyük bir artış olmuştur.” cümlesinde E’ye değinilmiştir. CEVAP: D 168 24. “Fotoğrafçılık gerçekte zanaat olmasına karşın o gün için, fotoğrafçılarca bir sanat gibi görülürdü.” ve “Ancak bugün fotoğrafın yaratıcı bir sanat biçimine girmesi onları gerçek konumuna yani zanaatkârlığa döndürdü.” cümlelerinde A seçeneği, “Fotoğraf ülkemizde on beş yirmi yıl öncesine kadar ancak fotoğraf stüdyolarında çekilebiliyor, akla daha çok da portre fotoğrafı geliyordu.” cümlesinde B seçeneği, “Bu fotoğraflarda doğal olarak yüzdeki pürüzler ve çukurlar da çıkardı. Bunlar negatifler üzerinde uzun ve özenli bir çalışmayla kalemle kapatılırdı.” cümlelerinde C seçeneği, “Dört buçuğa altı santimetre olan vesikalık fotoğraflar bile birkaç gün içinde tabedilirdi. Bir de en iyi olasılıkla ancak bir haftada tabedildiğinden “haftalık” tabir edilen fotoğraflar vardı.” cümlelerinde D seçeneği üzerinde durulmuştur. 28. Öncüllere göre C notunu ikisi erkek olmak üzere 3 öğrenci, B notunu ikisi kız olmak üzere iki öğrenci almıştır. Filiz’in aldığı not A ve bu grupta 7 kişi olduğundan 7. kişi erkek olmak ve A notu almak zorundadır. Yani A notu alan iki kişiden biri Filiz diğeri de erkek bir öğrenci olmalıdır. Dolayısıyla Birkan ve Deniz’in aldığı notlar A olamaz. CEVAP: A Ek Bilgi: Sözel mantık sorularında öncüller gerekirse bir tablo üzerinde bir araya getirilmelidir. CEVAP: E Ek Bilgi: Bu tarz sorularda parçada yer almayan düşüncenin seçeneklerde arayıp bulunması gerekmektedir. Bu tarz sorular da yardımcı düşünce sorusudur. 25. 29. “Resmî evrak ve belgelerde kullanıldığı için olmalı “vesikalık” olarak adlandırılmış ve kullanılmıştır.” cümlesinde tahmin anlamı vardır. CEVAP: B Ek Bilgi: Bir ifadenin kesinlikle doğru olması için her durumda doğru olması gereklidir. Yani ifadenin birkaç durumda doğru olması o ifadeyi kesinlikle doğru yapmaz. CEVAP: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Tahmin cümlelerinde, bir işin nasıl gerçekleştiği ya da nasıl gerçekleşeceği ile ilgili akıl yürütme söz konusudur. 26. “Bilgi güvenliğinin sadece teknoloji veya bilgisayar güvenliği olmadığı gerçeğinin anlaşılması da büyük önem taşımaktadır.” cümlesinde A’ya “Bilgi güvenliği bir maliyet veya ek bir yük olarak görülmemeli” ifadesinde B’ye, “Kurumun ticari stratejileri ve iş geliştirme vizyonu kadar önemli ve belirleyici bir yerde konumlanmalı, bir kurum kültürü hâline getirilmelidir.” ifadesinde C’ye, “Bilgi güvenliği yönetiminin kurumlarda etkin ve etkili biçimde sağlanabilmesi için üst düzey yöneticilerin maddi ve manevi destek vererEk Bilgi güvenliği süreçlerini sahiplenmeleri gerekmektedir.” cümlesinde E’ye değinilmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Bir parçada geçen her yardımcı düşünce cümlesi, ana düşüncenin bulunmasını kolaylaştıran birer ipucu olarak değerlendirilmelidir. 27. I. cümlede hem gereklilik hem amaç anlamı vardır. VI. cümlede öneri söz konusudur. Cümlelerin tamamında öznel anlatım yapılmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Amaç-sonuç ilişkili cümlelerde “için, diye, -mek üzere, -a / -e” gibi sözcük ve ekler kullanılabilir. 28. sorunun çözümünde A notunu Filiz ile bir erkek öğrencinin almak zorunda olduğu elde edilmişti. Dolayısıyla Filiz ile Deniz aynı notu alamayacağından kesinlikle farklı notu almışlardır. 30. C notunu ikisi erkek olmak üzere üç kişi ve B notunu iki kız öğrenci aldığından Birkan ile Deniz’in aynı notu alması için her ikisinin de C alması gerekmektedir. Bu durumda C notunu alan 3. Kişi Ayhan ya da Cengiz olabilir. Kız öğrencilerden Filiz A, Deniz de C aldığı için B notu alan iki kız öğrenci de kesinlikle Esra ve Gülşah olmalıdır. CEVAP: D Ek Bilgi: Öncüller bir arada düşünülürse aşağıdaki tablo elde edilir: A notu B notu C notu Filiz (Kız öğrenci) Birkan (Erkek öğrenci) (Kız öğrenci) Deniz XXX XXX (Erkek öğrenci) 169 DENEME - 9 1. 6. CEVAP: C CEVAP: D Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı bulunurken bazı cümlelerin konusunun tespit edilmesi gerekebilir. Ek Bilgi: Altı çizili söz öbeği sorularında parçanın tamamının okunması sorunun çözümünü kolaylaştırabilir. 2. TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nde “akıllara durgunluk vermek” deyimi, “hayranlık uyandırmak” olarak açıklanmıştır. Diğer deyimlerin açıklamaları doğrudur. CEVAP: B Parçada Tanzimat Dönemi tiyatroları ile ilgili bilgi verildiği görülür. Bu bilgiye göre de bu dönemdeki tiyatro eserlerinde birden fazla akımın etkili olduğu yargısına kesin olarak ulaşılabilir. 7. Ek Bilgi: Deyimler, bir durumu etkili bir biçimde anlatmak için kullanılan, söz öbeği biçiminde ortaya çıkan, mecaz anlamlı kalıplaşmış sözlerdir. ÇÖZÜM–9 Parçadan alınan sözle ilgili olarak anlatılmak istenen, sanat camiasında ortaya çıkan genç sanatçıların ustalaşıncaya kadar geçirecekleri aşamaları pek kabullenmedikleri ve hemen usta olmaya çalışmak istemeleri yargısıdır. Numaralandırılmış ifadeler incelendiğinde II numaralı ifadede yüklemin olduğu görülmektedir. Dolayısıyla II numaralı ifade, en sonda olmalıdır. Ayrıca yüklem “denir” sözcüğü olduğu için bu ifadelerin sıraya konulmuş biçiminden bir tanım cümlesi çıkacağı anlaşılmaktadır. Doğru sıralama IV-I-V-III-II şeklinde olacaktır. CEVAP: C 3. Ek Bilgi: Numaralı ifadeler sıralanırken bağlayıcı unsurlara dikkat edilmeli, bu unsurlar ipucu olarak kullanılmalıdır. “…okurken farklı---- gerektiriyor” ifadesindeki “farklı” sözcüğünden hareketle ilk boşluğa, öykü ve romanın benzer olduğuna yönelik bir sözcük getirilmelidir. Son sözcük olan “gerektiriyor” eyleminden de hareketle de ikinci boşluğa “çabalar” sözcüğü getirilmelidir. CEVAP: B 8. 4. İlk boşluktan sonra gelen “…her alanında” ifadesinde, “alanı” sözcüğünün tamlanan olduğu görülür. Dolayısıyla bu tamlanan sözcüğe tamlayan sözcük gerekmektedir. Seçenekler incelendiğinde boşluklara getirilmesi gereken en uygun sözcüklerin “sanatın-edebiyata” sözcükleri olduğu görülür. I.de, “…açık olması gereken bir süreçtir” ifadesiyle bir zorunluluktan söz edilmiştir. II.de, bilgi güvenliğinin ne olmadığı söylenmiştir. III.de, bilgi güvenliğinin tanımı yapılmıştır. V.de, bilgi güvenliği ile ilgili bir öneri sunulmuştur. CEVAP: D Ek Bilgi: Zorunluluk bildiren cümlelerde “gerekir, -malı/-meli” gibi sözcük ve ekler kullanılabilir. CEVAP: E Ek Bilgi: Boşluklara sözcükler getirilirken tamlama oluşturup oluşturmadıklarına dikkat edilmelidir. 9. 5. Soru kökünde verilen cümlede Kültigin Yazıtı’nın ne ifade ettiği üzerinde durulmuştur. Cümle dikkatle okunduğunda Bilge Kağan’ın başa geçmesiyle devletin ilerleme kaydettiği yargısı çıkarılabileceği görülür. CEVAP: E Ek Bilgi: Bu tarz sorularda, parçanın tamamından değil de bir bölümünden de kesin bir yargıya ulaşılabileceği gözden kaçırılmamalıdır. I.de, teknolojinin iktisatla ilişkili olduğuna değinilmiştir. III.de,”Bu yüzden…” diye başlayan cümle, II.cümlenin sonucudur. IV.de, yeni teknolojiye ulaşan ülkelerin ekonomik açıdan yeterliğe sahip oldukları söylenmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Bu tarz sorularda, her cümlenin bir seçenekle ilgili olduğuna dikkat edilmeli, seçenekler buna göre incelenmelidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Boşluklar doldurulurken sözcüklerin deyim, ikileme gibi kalıplaşmış bir söz öbeği oluşturup oluşturmadığına dikkat edilmesi gerekir. 170 10. A seçeneğinde “yeraltı” sözcüğünün “yer altı” biçiminde ayrı yazılması gerekir çünkü “alt” sözcüğü somut olarak bir şeyin altını göstermektedir. B seçeneğinde “farketmemişti” sözcüğü “fark etmemişti” şeklinde yazılması gerekir çünkü sözcükler birleşirken herhangi bir ses olayı olmamıştır. C seçeneğinde “sivribiber” sözcüğü yanlış yazılmıştır. E seçeneğinde ise “kuruyemiş” sözcüğü ayrı yazılması gereken bir sözcüktür. 14. CEVAP: A CEVAP: D Ek Bilgi: Derecelendirme zarfı, eylemlerin, eylemsilerin miktarını bildiren ya da sıfat ve zarfları derecelendiren zarflardır. Ek Bilgi: Sözcüklerden her ikisi ya da ikincisi gerçek anlamını koruyor ise bu sözcükler ayrı yazılır. 11. III numaralı virgül yanlıştır çünkü ki bağlacının olduğu yerde virgül kullanılmasına gerek yoktur.IV numaralı virgül yanlıştır çünkü zarf-fiilden sonra virgül kullanılmaz. V numaralı virgül yanlıştır çünkü şart ekinden sonra virgül kullanılmaz. 15. CEVAP: E CEVAP: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “Buzdolabı” birleşik sözcüğe örnektir. “Tüketim malları” belirtisiz ad tamlaması, “kimi” belgisiz sıfatı tarafından tamamlanmıştır. “Aşağı yukarı” ikilemesi, yaklaşıklık bildiren ikilemenin örneğidir. “Halk” sözcüğü de topluluk adıdır. 16. Ek Bilgi: “Etmek, olmak, eylemek, kılmak, buyurmak” gibi sözcükler, isim soylu sözcüklerin sonuna gelerek o sözcüklerle birleşik eylem oluşturur. Ek Bilgi: Eksiltili cümle, yüklemi yani yargısı olmayan tamamlanmamış cümledir. Bu cümlelerin sonuna üç nokta getirilmelidir. I.cümlede “olmayan” sıfat-fiili, II.cümlede “yapılan” sıfat-fiili, III.cümlede “kullanılmış” sıfat-fiili, V.cümlede “geçmesi” isim-fiili kullanılmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Eylemsiler, eylem kökünden türeyerek isim, sıfat ve zarf olarak kullanılan sözcüklerdir. Eylemsiler, kip ve kişi eki almazlar. B seçeneğindeki “olmuştu” eylemi birleşik zamanlıdır ancak birleşik yapılı değildir. C seçeneğindeki “olacak” eylemi basit yapılı ve basit zamanlıdır. D seçeneğinde “değerlendirirdin” eylemi birleşik zamanlıdır. E seçeneğindeki “vazgeçmez” eylemi birleşik yapılıdır. CEVAP: A CEVAP: E 13. III. cümlede “çizdik-i” sözcüğü “çizdiği” biçimine gelmiştir. V. cümlede “çoku” sözcüğü “çoğu” ya dönüşmüştür. Ek Bilgi: “p,ç,t,k” ile biten bir sözcükten sonra sesli harfle başlayan bir ek gelirse sözcüğün sonundaki “p,ç,t,k” yumuşar ve “b,c,d,g,ğ”ye dönüşür. Ek Bilgi: Eş görevli, sözcük ya da söz öbeklerini ayırırken virgül kullanılır. Ayrıca sıralı cümleler de birbirinden virgüllerle ayrılır. 12. “Sinema dünyamız” belirtisiz ad tamlamasıdır. “anlamıyla” sözcüğündeki “-la”, “ile” edatının ek olarak kullanılmış biçimidir. “ve”, “ya da” gibi bağlaçlara yer verilmiştir. “seçilmez”, “alır”, “öğrenir” ve “seçilir” eylemleri geniş zamanla çekimlenmiştir ve geniş zaman da haber kiplerindendir. “hiçbir”, “bir” gibi sözcükler belgisiz sıfat, “şey” sözcüğü belgisiz zamirdir. 17. “et-gi” sözcüğü “etki” şeklini almıştır yani ünsüz benzeşmesi söz konusudur. “Aracıdır” sözcüğü de “araç-ıdır” sözcüğünün yumuşamaya uğramış hâlidir. CEVAP: B Ek Bilgi: Sert ünsüzlerle biten bir sözcükten sonra “c,d,g” ünsüzleriyle başlayan bir ek gelirse ekin başındaki “c,d,g” sertleşir ve “ç,t,k”ye dönüşür. Buna ünsüz benzeşmesi denir. 171 18. “Simsiyah” sözcüğü pekiştirilmiş bir sözcüktür. “… omuzlarına kadar inen simsiyah saçlarına düştü” ifadesiyle izlenim kazandırmak amaçlanmıştır. Olay aktarımı söz konusudur ve olaylar oluş sırasına göre ele alınmıştır. “Beyaz palto”, “kırık topuklu ayakkabı” gibi ifadelerde niteleyici unsurlar kullanılmıştır. 22. CEVAP: D Ek Bilgi: İnsana ait özelliklerin insan dışında canlı ya da cansız herhangi bir varlığa aktarılmasına kişileştirme denir. “Çünkü eğitilen kadın çocuğunu iyi yetiştirecek, kocasını mutlu edebilecek ve böylece toplumun ilerlemesine katkıda bulunmuş olacaktır.” cümlesinde A’ya, “Tanzimat Dönemi’nde modernleşmenin simgesi hâline gelen kadının eğitimi meselesinde amaç, Osmanlı toplum yapısı içerisinde kadının üstlendiği rolleri iyileştirmek ve geliştirmektir.” cümlesinde C’ye, “Bu dönemde kadın eğitimi konusunda iki farklı anlayış söz konusudur: Batıcılar ve gelenekçiler.” cümlesinde D’ye, “Bu sebeple yazarlar makalelerinde ve edebî eserlerinde dikkatleri sık sık kadın eğitimi meselesine çekerler.” cümlesinde E’ye değinilmiştir. CEVAP: B 19. Ek Bilgi: Yardımcı düşünceler, bir parçadaki düşünceyi geliştirme yollarından olabilir. Yani karşılaştırma, örnekleme, tanık gösterme cümleleri, birer yardımcı düşünce olabilir. Parçada anlatılanlara dikkat edildiğinde felsefenin ne ifade ettiği ve aslında ne olup ne olmadığı üzerinde durulduğu görülür. Yani parçanın konusu felsefenin sahip olduğu asıl özelliklerdir. CEVAP: C Ek Bilgi: Bu tarz sorularda seçeneklerden en az biri güçlü bir çeldirici olarak verilir. Bu durumda yapılması gereken, parçanın bütününde ne anlatıldığını tespit etmektir. 23. CEVAP: E 20. Parçada dilin önemli bir kültürel unsur olduğu, bir milleti oluşturan ve o milletin devamlılığını sağlayan en önemli etken olma özelliğini taşıdığı anlatılmak istenmiştir. Ek Bilgi: “Hangisi kendinden önceki cümlenin gerekçesidir?” şeklindeki sorularda, iki cümlenin birbirine çünkü bağlacıyla bağlanabilmesi gerekir. Ya da başında “çünkü” olan cümle, sorunun doğru cevabı olur. CEVAP: C Ek Bilgi: Ana düşünce, bir parçanın yazılış amacıdır. Ana düşünceyi bulmak için “Bu parçada anlatılmak istenen nedir?” sorusu cevaplanmalıdır. 24. 21. Parçada, ülkemizde heykel sanatının cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte ortaya çıkan gelişimi ile ilgili bilgiler verilmiştir. Ancak VI numaralı cümle, cumhuriyetin sanatla ilgili nasıl bir amacı olduğunu ortaya koymaktadır. CEVAP: E Ek Bilgi: Parçadaki anlam ve anlatım akışını bozan cümle, parçadaki diğer cümlelerle çelişen bir cümle olma özelliği gösterebilir. “Tanzimat yıllarında modernleşmeden yana olan Batıcıların ve mevcut durumun korunmasını isteyen gelenekçilerin birleştikleri nokta öncelikle kadının iyi bir anne ve eş olmasının gerekliliğidir.” cümlesinde yenilikçilerin ve gelenekçilerin kadının iyi bir anne ve eş olması gerektiği konusunda ortak bir anlayışa sahip oldukları görülür. CEVAP: D Ek Bilgi: Cümlelerde ele alınan yargıyı soran bu tarz sorularda, soru kökünde ne istendiği dikkatlice tespit edilmeli ve cümleler buna göre incelenmelidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “(VI) Tanzimat Dönemi’nden itibaren erkek reformcular kadının eğitimli olmasını, iyi bir anne ve iyi bir eş olabilmesi yönüyle gündeme getirirler. (VII) Çünkü eğitilen kadın çocuğunu iyi yetiştirecek, kocasını mutlu edebilecek ve böylece toplumun ilerlemesine katkıda bulunmuş olacaktır.” cümleleri arasında neden-sonuç ilişkisi söz konusudur. VII numaralı cümle, kendinden önce gelen VI numaralı cümlenin gerekçesi (nedeni) durumundadır. 172 25. Parçadaki cümleler incelendiğinde “Ülkemizde kentleşme oranını etkileyen en önemli faktör, turizmdir.” yargısının bu parçadan çıkarılamayacağı görülmektedir. Parçada kentleşme oranıyla ilgili böyle bir bilgi verilmemiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: “Çıkarılamaz, ulaşılamaz, söylenemez” gibi olumsuz yargılar içeren sorular da yardımcı düşüncelerin tespit edilmesine yönelik sorulardandır. 28. 26. “Bununla birlikte, kentleşmenin son 30 yıllık tarihine göz atıldığında, kentlerin çok farklı nedenlerle hızlı bir nüfuslanma sürecine girdikleri de dikkatlerden kaçmamaktadır.” cümlesini örneklendirecek cümleler, “Başta Antalya olmak üzere Güney ve Güneybatı Akdeniz kıyılarında turizme dayalı bir kentleşme ve nüfuslanma hareketinden söz edilebilir. Bunun yanında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da özellikle kırsal alanda yoğunlaşan terör hareketlerinin, kırsal alanda önemli çözülmeler yarattığı ve bu bölgelerin kentlerinde çok hızlı bir nüfuslanmaya neden olduğu da bir gerçektir.” cümleleridir. 5 Barış Barış 4 Durmuş Aydın 3 Aydın Barış 2 Ceviz Ceviz 1 Emek Emek Tablo ve açıklamalar incelendiğinde Emek ailesinin kesinlikle 1. Katta oturduğu görünmektedir. CEVAP: E Ek Bilgi: Bir ifadenin kesinlikle doğru olması için her durumda da doğru olması yani yanlış olma ihtimalinin bulunmaması gerekir. CEVAP: A Ek Bilgi: Örneklemek, ele alınan düşüncenin somutlaşmasını, belirginleşmesini sağlamaya yarar. Örneklemelerle düşüncelerin ayakları yere basar. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 27. “Bugün göçlerin genel yapısı içinde, kentlerden kentlere göç önem kazanmış olsa da büyük gelişme kaydettiği dönemlerde, kentleşmenin temel dinamiği kırlardan gelen nüfusa dayalı olmuş; göç alan yerlerde hızlı bir nüfus artış süreci yaşanırken net göç oranları da yükselmiştir.” cümlesinde kentleşmenin farklı zamanlarda nasıl oluştuğu üzerinde durulmuştur. 29. Tablo ve açıklamalar incelendiğinde B, C, D ve E seçeneklerinin doğru olabildiği durumların mümkün olduğu fakat Aydın ailesinin 4. katta oturma ihtimalinin olmadığı görünür. CEVAP: C Ek Bilgi: Bir ifadenin kesinlikle yanlış olması için hiçbir durumda doğru olmaması gerekir. Bu tür sorularda seçeneklerin doğru olduğu durumlar aranır. CEVAP: E Ek Bilgi: Paragraf soruları kendi düşüncelerimizle, değer yargılarımızla değil, parçada verilen bilgilerle değerlendirilmeli ve ona göre çözülmelidir. 28. - 30. çözümler aşağıdaki bilgilere göre yapılacaktır. Öncüllere göre, Ceviz ailesi 2. katta oturduğundan ve Barış ailesi, Durmuş ailesinin bir üst katında oturduğundan Barış ve Durmuş aileleri 3.,4. Ya da 5 katta oturuyor olmalıdır. Aydın ailesinin, Emek ailesinin üstünde yer alan katlardan birinde oturma öncülü de yukarıdaki durumla birlikte düşünüldüğünde iki farklı durum söz konusu olur. Bu durumlar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. 30. Tablodaki iki duruma da bakıldığında Aydın ve Barış ailelerinin 3. katta oturma olasılıklarının olduğu görünür. CEVAP: E Ek Bilgi: Durmuş ailesinin 4. ya da 5. Katta oturma ihtimali vardır. 173 DENEME - 10 1. 5. CEVAP: D CEVAP: B Ek Bilgi: Deyimler, her cümlede aynı anlama gelir. Bir deyim, bir cümlede farklı, başka bir cümlede farklı bir anlam taşımaz. Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargıyı bulabilmek için cümlede hangi konuya değinildiğinin de tespit edilmesi, sorunun çözümünü kolaylaştırır. 6. 2. “Dudak bükmek” hem mecaz anlamlı bir ifadedir hem de kalıplaşmış söz öbeğidir. “yapıt” ve “eser” sözcükleri eş anlamlıdır. “çarpıcılık” soyut, “insan” somut anlamlı bir sözcüktür. Ek Bilgi: Bu tür sorularda cümlede kesinlik ya da olasılık bildiren ifadelerin olup olmadığına dikkat edilmesi gerekir. Ek Bilgi: Kalıplaşmış söz öbeklerinden kasıt, ikilemeler, deyimler ve atasözleridir. İkilemeler, anlamı pekiştirmek, güçlendirmek kullanılır. 7. Anlamlı ve kurallı cümle oluşturulması istendiği için yüklemin içinde olduğu ifadenin yani I numaralı ifadenin en sonda yer alması gerekir. “temeline” sözcüğü, tamlanan durumunda olduğu için bu sözcükten önce bir tamlayan getirilmesi gerekmektedir. Tamlayan olabilecek sözcük “yansıtılması” sözcüğüdür. IV numaralı ifadeden önce de II numaralı ifadenin gelmesi uygundur. CEVAP: D Ek Bilgi: Bu tür sorularda, boşluklara getirilecek bir sözcüğün bulunmasından sonra seçeneklere de bakılabilir. Ek Bilgi: Bu tür sorularda numaralandırılmış ifadeler anlamca sıralanabileceği gibi yapısal olarak da sıralanabilir. 8. CEVAP: C II.de felsefeyle ilgili olarak yapılan parçalı çalışmalarla ilgili olarak bir saptama yapılmıştır. III.de, felsefeyle ilgili kesinlik bildiren bir yargı söz konusudur. V.de, “çünkü” bağlacıyla bağlanmış bir neden sonuç yargısı vardır. VI.da, “…ontolojiye dayandırılabilirler.”yargısında olasılık söz konusudur. Ek Bilgi: Cümlede, boşluklara getirilecek sözcüklerin eş anlamlılarının olmamasına dikkat edilmelidir çünkü eş anlamlı sözcükleri ,ikilemeler haricinde, aynı cümlede kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar. Ek Bilgi: Olasılık, bir işin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ile ilgili fikir yürütmektir. Olasılık cümlelerinde genellikle “a/ebilmek” sözcüğü kullanılır. Tiyatronun gerçek hayatta olanları daha gerçekçi bir biçimde yansıtma özelliğinden hareketle ilk boşluğa getirilmesi gereken sözcük “gerçeklerini” sözcüğüdür. CEVAP: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bu soruda ikinci boşluktan hareket edilmesi, çözümü kolaylaştırır. Çünkü “o güne bağlayan” ifadesinden önce eskiye yönelik bir sözcük getirilmelidir. Dolayısıyla ikinci boşluğa getirilmesi gereken sözcük “geçmişini” sözcüğüdür. CEVAP: E 4. Cümlede Namık Kemal’in Tanzimat Dönemi’nde hem şiir hem de düzyazı yazdığından söz edilmiştir. Buna göre de Namık Kemal’in edebiyatın farklı türlerinde eser verdiği yargısı, bu cümleden kesinlikle çıkarılabilir. CEVAP: C CEVAP: C 3. Cümlede bireylerin iç dünyalarını, ruhsal yanlarını ele alan tiyatro anlayışının romantizm dönemiyle ortaya çıkıp geliştiği dile getirilmiştir. Yani romantizmden önce insanların ruhsal yaşantılarını ele alan bir tiyatro anlayışı görülmez. ÇÖZÜM–10 Parçada Puşkin’in üslubuyla ilgili bir bilgi verilmiştir. Üslubunda kendine güvenen bir söyleyişi olduğu dile getirilmiştir. Altı çizili sözde bir deyime yer verilmiştir. Deyim de çevresindekileri etkileyebilmek için övünerek konuşmak anlamına gelmektedir. 174 9. I.de “ön plana çıkmaktadır” ifadesiyle şairin şiirlerindeki belirgin bir özellikten söz edilmiştir. III.de, “…geleneğin karışında durarak değil” ifadesiyle şairin geleneği inkâr etmediği dile getirilmiştir. IV.de, “edebî sanatları kendine has üslubuyla yeniden tanımlamıştır.” ifadesiyle özgün bir üslup oluşturduğundan söz edilmiştir. V.de, “…geleneği tekrar etmeyen bir duruş” ifadesiyle de kendinden önceki anlayışı taklit etmediği üzerinde durulmuştur. 13. “aklıma” sözcüğünde ünlü düşmesi, “geçtik” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, “bakmıyorum” sözcüğünde ünlü daralması, “gördüğüm” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır. CEVAP: B Ek Bilgi: “Yüksek, alçak,” gibi sözcüklere “-l” yapım eki geldiğinde ya da “ufak, küçük, minik” gibi sözcüklere “-cık/-cik/-cuk/-cük/-cak/-cek” gibi küçültme ekleri geldiğinde ünsüz düşmesi görülür. CEVAP: B Ek Bilgi: Cümlelerde geçen sözcüklerin eş ya da yakın anlamlılarının seçeneklerde bulunması, sorunun doğru cevabını bulmakta yardımcı olabilir. 14. 10. I.sözcük bir millet ismidir ve büyük harfle başlaması gerekir. II.sözcükteki “altı” sözcüğü somut olarak yer bildirmemiştir, dolayısıyla sözcüğün bitişik yazılması gerekir. III.sözcükte ünlü düşmesi yapılarak sözcüğün “azmi” şeklinde yazılması gerekir. V. sözcükte “dünya” sözcüğü terim olmadığı için sözcüğün büyük harfle başlamasına gerek yoktur. “edebiyatçıların dünyasını, evlerini” tamlama grubunda “edebiyatçıların” tamlayanı “dünyasını, evlerini” tamlananını tamlayan bir sözcüktür. CEVAP: B Ek Bilgi: Bazı tamlamalarda tek tamlayan birden fazla tamlananın tamamlayabildiği gibi bazı tamlamalarda da birden fazla tamlayan, tek tamlananı da tamlayabilir (çocuğun gözleri ve saçları). CEVAP: D Ek Bilgi: “Ay, dünya ve güneş” sözcükleri, terim anlamda kullanıldıklarında büyük harfle başlar ve bu sözcüklere getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11. İlk boşluğa sıralı cümleleri birbirinden ayırdığı için virgül, ikinci boşluğa soru cümlesinin sonu olduğu için soru işareti, üçüncü boşluğa kendisinde sonra açıklama yapılacağı için iki nokta, dördüncü boşluğa ögeleri arasında virgül kullanılan sıralı cümleleri ayırdığı için noktalı virgül, son boşluğa da tamamlanmış bir cümle olduğu için nokta getirilmelidir. 15. “hiçbir yerini” tamlamasındaki “hiçbir” sözcüğü belgisiz sıfattır. “Dün akşam sekizden sonra” ifadesi zaman zarfıdır. “için” ve “-e dek” sözcükleri edattır. “beni” sözcüğü kişi zamiridir. CEVAP: E Ek Bilgi: Edilgen çatılı eylemler, işin kim tarafından yapıldığının belli olmadığı eylemlerdir ve bu eylemlerin yüklem olduğu cümlelerde gerçek özne bulunmaz. CEVAP: C Ek Bilgi: Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlelerin sonuna iki nokta konur ve açıklama cümlesi niteliği taşıyan cümle, büyük harfle başlar. 16. 12. I.cümlede “bu” sözcüğü işaret sıfatı ve “ arayan” sözcüğü de niteleme sıfatıdır. II. cümlede “yer alıyor” birleşik yapılı bir eylemdir. IV.cümlenin yüklemi “diyor” sözcüğüdür ve bu sözcükte “de” eylem kökü daralmaya uğramış ve “di” olmuştur. V.cümlede “okurken” ve “yankılanmadıkça” sözcükleri zarf-fiildir. CEVAP: C Ek Bilgi: Belirtili ad tamlaması, hem tamlayanı hem de tamlananı ek almış ad tamlamasıdır. Bu tür tamlamalarda, tamlayan, tamlananın neye ya da kime ait olduğunu bildirir. “Adıdır” sözcüğü ek eylem almış bir addır. “Damlacıklardan” sözcüğü hem yapım eki hem çekim eki almıştır. “Gözlerinde” sözcüğünde bulunma durum eki (-de) vardır. “Aslında” sözcüğünde de ünlü düşmesi vardır. Sözcüğün ünlü düşmesine uğramamış hâli “asıl-ı-(n)da” biçimindedir. “Hiçbir” sözcüğü birleşik bir sözcüktür. CEVAP: E Ek Bilgi: Birleşik sözcük, en az iki sözcüğün (iki isim, iki fiil, bir isim-bir fiil, bir sıfat-bir isim) bir araya gelip başka bir kavramı karşılamak için oluşturdukları bütünlüktür. 175 17. I.deki “severim” ve “ararım” eylemleri tek kip eki (geniş zaman kipi) aldıkları için basit zamanlı eylemlerdir. II.cümle “isterim” yargısı olumlu olduğu için hem biçimce hem de anlamca olumludur. IV.de, “çalışmam” eylemi, “çalışırım” eyleminin olumsuzudur. “V.de “rahatsız olurum” eylemi, “rahatsız” isim soylu sözcüğüne “olmak” yardımcı eyleminin getirilmesi ile oluşmuş bir birleşik eylemdir. 21. Parçada, dillerin birbirini etkilediği ve aralarında sözcük alışverişi olduğundan söz edilmektedir. Ancak parçanın sonuç bölümünde bu alışverişin bir dilin özünü kaybettirmemesi gerektiği vurgulanmıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Bir paragraf tümdengelimli ya da tümevarımlı olabilir. Tümdengelimli paragraflarda ana düşünce paragrafın giriş cümlelerinde, tümevarımlı paragraflarda ise sonuç cümlelerinde yer alır. CEVAP: C Ek Bilgi: Edat öbekleri, bir edatın kendinden önceki sözcükle birleşerek oluşturduğu gruptur ve bu öbekler cümlede farklı türlerde görev alıp cümlenin farklı ögeleri olabilir. 18. Parçada, İkinci Yeni akımının özellikle üslup açısından nasıl bir yapıya sahip olduğu ve şiir anlayışımıza getirdiği yenilikler üzerinde durulmuştur. Yani parçanın konusu İkinci Yeni’nin özellikleridir. 22. CEVAP: D Ek Bilgi: Bir parçada üzerinde durulan kavram, olay, durum, düşünce gibi unsurlar, o parçanın konusunu ortaya koymaktadır. 19. “Gerçek dünyadaki bütün oluş ve hareketler, zamandan bağımsız olmadığı gibi, kurmaca dünyadaki bütün durum ve hareketler de bir zaman dilimi içinde gerçekleşir ve az veya çok her olay veya şahıs, içinde olduğu zamanın izlerini taşır.” cümlesinde A’ya, “Olayların sırası, süresi ve sıklığı bu zaman dilimi içinde düzenlenir. Her anlatıcı, bu süreyi istediği şekilde verebilir.” cümlelerinde B’ye, “Sondan başlayarak ‘geriye doğru’, veya ortadan başlayarak ‘geriye ve ileriye doğru’ gidebilir.” cümlesinde C’ye, “Alışılmış olanı, kronolojik düzenlemedir.” cümlesinde D’ye değinilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Bir paragrafta bir ana düşünce vardır ancak yardımcı düşünceler birden fazla olabilir. Ve yardımcı düşünce cümleleri, ana düşünceden daha kapsamlı olamaz. CEVAP: C Ek Bilgi: Bir parçanın ikiye bölünmesi esnasında cümleler arasında bağlantı dağlayan bağlayıcı unsurlara dikkat edilmesi gerekir. 23. 20. “Başına gelmek” bir deyimdir. “Ya bir de doğrulabilseydiniz…” ifadesi, eksiltili cümleye örnektir. “…sanki dünyanın en büyük kupasını kaldırmak gibi bir coşku verir…” ifadesinden benzetme söz konusudur. “dört nala ilerlemek”, büyük kupa” ifadelerinde niteleyici unsurlar kullanılmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Eksiltili cümle, yüklemi yani yargı bildiren sözcüğü olmayan cümlelerdir ve genellikle üç noktayla biter. Devrik cümlelerde yüklem sonda olmadığı için bu tür cümleler eksiltili cümle ile karıştırılabilir. “Anlatıcı bu sırayı, hikâyesine hâkim olan yazarlardan beklenir bu, değiştirebilir.” cümlesinde ara söz kullanılmıştır. I ve II numaralı cümleler arasında neden-sonuç ilişkisi söz konusudur. “Meselâ olaylar bir kişinin doğumundan itibaren başlar, ölümüne kadarki hayatını sırayla anlatabilir.” cümlesi, bir önceki cümlenin örneği niteliğindedir. I numaralı cümlede ise karşılaştırma yapılmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Benzetme, birbirinden farklı iki kavram, varlık, nesne gibi unsurlardan güçlü olanının özelliklerini güçsüz olana aktarma işidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Parçanın ilk üç cümlesinde ülkemizde gençlik tiyatrosunun olmadığından ve yazarlarımızın da bu konuya önem vermediklerinden bahsedilmiştir. IV numaralı cümleden itibaren ise tiyatro eğitimi vermek isteyen bir öğretmenin sıkıntı yaşayabileceği ve bu olumsuzluğun giderilmesi için neler yapılması gerektiğinden söz edilmiştir. 176 24. “İşin niteliği veya sürecin yapısı ne olursa olsun, teknoloji bağlantılı olmayan süreçlerin yönetiminde bile, bilgi güvenliğinin de etkin, sürekli ve başarılı bir şekilde sağlanarak yönetilmesi, çok önemli bir gereksinim olmaktadır.” cümlesinde A’ya, “Aynı zamanda, her türlü örgütsel yapılanmada, iş sürecinde ve kurumda veya şirkette; ilgili her türlü iş sürecinde mutlaka bilgi ilintili işler, parçalar ve unsurlar da vazgeçilmez bir biçimde yer almaktadır.” cümlesinde B’ye, “21. yüzyılda şirketler, devletler, kurumlar, bireyler ve toplumların tamamının ortak bileşkesi, bilgi çağında yaşıyor olmaları ve bilgi çağının gereklerine ayak uydurma zorunda olmalarıdır.” cümlesinde D’ye, “Bu kadar vazgeçilmez ve değerli bir unsur olan bilginin güvenliği ve güvenilirliği de artık yadsınamaz bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.” cümlesinde E’ye değinilmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında yanlış cevap olan yargı, parçadaki hiçbir cümleden çıkarılamayacak bir nitelikte olmalıdır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 25. “İşlerin ve süreçlerin sağlıklı yönetimi, aynı zamanda ilgili bilgi güvenliği süreçlerinin de sağlıklı yönetimini zorunlu kılmaktadır. Bilgi güvenliği stratejileri ve bunları yönetecek uygun yöntemleri olmayan kurumlar, sadece güvenlik açısından değil, operasyonel ve diğer her türlü iş süreçlerinin yönetimi açısından da ciddi sıkıntılar yaşamakta, maddi ve/veya manevi kayıplarla yüzleşmektedir.” cümlelerinde bir durumun başka bir duruma yol açtığına değinilmiştir. CEVAP: E 27. CEVAP: A Ek Bilgi: Amaç-sonuç ilişkili cümlelerde “için” edatı yerine “amacıyla” sözcüğünün getirilebileceği unutulmamalıdır. 28. - 30. sorular için verilen şartları sağlayan sıralamalar • Pirinç, fasulye, mercimek, bulgur, makarna, nohut, mısır • Pirinç, fasulye, mercimek, bulgur, nohut, makarna, mısır • Pirinç, fasulye, makarna, bulgur, mercimek, nohut, mısır şeklinde olur. O hâlde 5. kavanozun nohut olduğu sıralamada baştan üçüncü kavanoz mercimektir. 28. Ek Bilgi: Paragraf soruları çözülürken önce soru kökü okunmalı, daha sonra parça bu soru kökü göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde okunmalıdır. 26. “Gündem oluşturma sürecinde; bazı olayları aydınlatma, bazı olaylara dikkat çekme, bazı durumları çerçeveleyip özelleştirme, olaylar, durumlar ve kişiler arasında bağlantı kurma gibi yöntemler vardır.” cümlesinden A seçeneği, “Gündem oluşturma konusunda medyanın materyal sıkıntısı yoktur.” cümlesinden B seçeneği, “Medya çoğunlukla kendi çıkarları doğrultusunda ya da kendine yakın kişi ve kurumların çıkarları için gündem oluşturur.” cümlesinden C seçeneği, “Medya elindeki sınırsız olanakları kullanarak bütün yaşamı, yönetimi ve yöneticileri etkileyebilecek erke sahiptir.” cümlesinden de D seçeneği çıkarılabilir. CEVAP: E Ek Bilgi: “Bu parçadan hangisi çıkarılamaz?” şeklindeki sorularda, parçadaki cümleler yorumlanarak seçeneklerde bu yorumlar aranabilir. Yani parçadaki cümlelerin benzerlerinin seçeneklerde olması gerekmez. II numaralı cümlede insanların yaşamlarını planlamak amacıyla mutlaka bir gündeme ihtiyaç duydukları yargısı verilmiştir. Verilen şarta göre baştan üçüncü kavanoz mercimek kavanozudur. CEVAP: C 29. Verilen şarta göre 1. ihtimale bakmak gerekir. CEVAP: B 30. Verilen şarta göre 3. ihtimale bakmak gerekir. CEVAP: C