LİSANS

advertisement
KPSS SORU BANKASI
LİSANS
n
i
n
i
c
e
ç
k
r
ü
“T
n
ı
n
ı
r
a
l
u
r
o
S
l
e
z
Ö
”
i
r
e
l
m
ü
z
ö
Ç
Bu soruları görün,
KPSS sorununu çözün...
İÇİNDEKİLER
Sözcükte Anlam ……………………………………………………………..........................................…………………………....
3
Cümlede Anlam ……………………………………………………………..........................................…………………………....
13
Paragrafta Anlam ……………………………………………………………..........................................……………………
29
Paragrafta Yapı ……………………………………………………………..........................................…………………………
37
Paragrafta Anlatım ……………………………………………………………..........................................…………………
41
Ses Bilgisi ……………………………………………………………..........................................…………………………....……………
49
Yazım Kuralları ……………………………………………………………..........................................…………………………....
57
Noktalama İşaretleri ……………………………………………………………..........................................…………………
65
Yapı Bilgisi ……………………………………………………………..........................................…………………………....…………
71
Ad ……………………………………………………………..........................................…………………………....……………………………
75
Zamir ……………………………………………………………..........................................…………………………....………………………
79
Sıfat ……………………………………………………………..........................................…………………………....…………………………
83
Zarf ……………………………………………………………..........................................…………………………....…………………………
87
Edat – Bağlaç – Ünlem ……………………………………………………………..........................................………
91
Eylem ……………………………………………………………..........................................…………………………....……………………
95
Cümlenin Ögeleri ……………………………………………………………..........................................…………………………
105
Cümle Türleri ……………………………………………………………..........................................…………………………....…
109
Dil Bilgisi Karma ……………………………………………………………..........................................………………………
113
Anlatım Bozuklukları ……………………………………………………………..........................................………………
123
Sözel Mantık ……………………………………………………………..........................................………………………….........…
133
Deneme Sınavları ……………………………………………………………..........................................………………………
137
3
SÖZCÜKTE ANLAM – I
4
Temel anlam bir sözcüğün en yaygın kullanılan
anlamıdır. Sözlükteki birinci anlamdır. Seçeneklere baktığımızda A, B ve D’de altı çizili sözcükler
gerçek anlamın dışında (mecaz), C’de yan anlamda
kullanılmıştır. E’de ise “renkli” sözcüğü en yaygın
anlamında, sözlükteki ilk anlamında yani temel
anlamda kullanılmıştır.
Yanıt: E
Terim anlam bir sözcüğün bilim, sanat,
spor, siyaset gibi alanlarda kullanılmış, o
alana özgü sözcüklerdir. Seçeneklerde I.
cümledeki “perde” sözcüğü tiyatroda her
bir bölüm anlamında kullanılmıştır. Yani bu
sözcük tiyatro terimidir. V. cümlede de
“atletizm” sözcüğü de spor terimi olarak
kullanılmıştır. II., III., IV. cümlelerdeki altı
çizili sözcükler herhangi bir alanda kullanılan özel sözcükler değildir.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–1
1
2
5
“Soğuk” sözcüğünün temel anlamı, ısının üşü-
tecek kadar az veya düşük olması durumudur. Verilen cümlede “soğuk” sözcüğü “duygudan, sevgiden yoksun” anlamında yani mecaz
olarak kullanılmıştır. Seçeneklerde A, B, C,
E’de “soğuk” sözcüğü ilk anlamıyla kullanılırken D’de “ilgisiz, içten olmayan” anlamında
mecaz olarak kullanılmıştır.
Yanıt: D
3
Soruda belirtilen “gerçek anlamın dışında”
ifadesi ile “mecaz anlam” anlatılmak istenmiştir. Mecaz, bir sözcüğün temel ve yan
anlamlarından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni ve farklı anlamdır. A, B, D, E
seçeneklerinde altı çizili sözcükler ilk anlamlarıyla yani temel anlamlarıyla kullanılırken C’de “tatlı” sözcüğü gerçek anlamından
uzaklaşmış ve “güzel, hoşa giden” anlamında
kullanılmıştır. Bu da o sözcüğün mecaz
anlamıdır.
Yanıt: C
6
“Açmak” sözcüğünün temel yani ilk anlamı “bir şeyi kapalı durumdan açık duruma
getirmek”tir. Verilen cümlede sözcük ilk
anlamıyla değil sözlükte ikinci anlamıyla
kullanılmıştır. Sözlükte bir sözcüğün ilk anlamı temel, ondan sonraki anlamları ise yan
anlamdır. Seçeneklerde D’de “... kapanan
yolları açmak...” ifadesi “bir engeli kaldırmak”
anlamında kullanılmıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yan anlam temel anlamla birlikte gerçek anlamı
oluşturur. Temel anlama görev veya şekil olarak
benzer. Bir sözcüğün bir temel anlamı varken
sözcüğün onlarca yan anlamı olabilir. Seçeneklerde B’de “ağız” sözcüğü yan anlamda kullanılmıştır.
“Ağız” sözcüğünün temel anlamı yüzde, avurtlarla
iki çene arasında bulunan ses çıkarmaya, soluk
alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye
başlandığı organdır. Bu cümlede “Bıçağın ağzı...”
sözü yan anlamda kullanılmıştır.
Yanıt: B
4
7
“Yetişmek” sözcüğünün birçok anlamı vardır.
“Ulaşmak, varmak, vasıl olmak” temel anlamıdır. B’deki “Bir işe başlamış olanlara sonradan katılmak” yargısında “yetişmek” sözcüğü
yan anlamda kullanılırken kullanımı temel
anlamdır. Türkçede bir sözcüğün bir tek
temel anlamı varken yan anlam ve mecaz
anlam onlarca olabilir.
Yanıt: B
9
“Geçmek” sözcüğünün en yaygın, en genel
anlamı bir
Soruda ise
bir anlamı
rından biri
yerden başka bir yere gitmektir.
bu sözcüğün temel anlamına yakın
istenmektedir. Yani yan anlamlasorulmaktadır. E’de “sanma bir gün
geçer bu karanlıklar” dizesinde “geçmek” sözcüğü “bitmek, sona ermek” anlamındadır. A’da
“Karadan sevkedilen yüz gemi geçmiş Haliç’e.”
sözünde “geçmek” sözü “ilerlemek” anlamında,
B’de “Bu ne yürek? Para için insanlıktan geçiyor.” sözünde “geçmek” sözcüğü “vazgeçmek”
anlamında, C’de “Dudaktan dudağa geçsin ölümsüz şarkı” sözünde “geçmek” sözcüğü “iletmek”
anlamında, D’de “Eylülün bu hüznü geçer ta
iliklere” sözünde “geçmek” sözcüğü “işlemek, dokunmak” anlamında kullanılmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: E
8
Dizelerde “olmak” sözcüğü “dönüşmek, öyle
olduğunu varsaymak” anlamında yani mecazi
olarak kullanılmıştır.
C seçeneğinde “Bir yaprak ol, ...” sözü de
bu anlamda kullanılmış. Yani mecazdır. Mecaz anlam gerçek anlamlı bir sözcüğün en
uzak ve soyut anlamıdır.
Yanıt: C
10
“Çevre” sözcüğünün temel anlamı “bir şeyin
yakını, dolayı, etrafı” anlamındadır. III. cümlede “çevre” sözcüğü “kişinin bulunduğu ortam” anlamında yani mecazdır. Aynı anlam
V. cümlede de görülmektedir.
Yanıt: D
5
SSÖÖZZCCÜÜKKTTEE AANNLLAAM
M –- III
Parçada
geçen “bir çiçek dürbününden
bakmak” sözü ile ”Sarayköy ilçesinin Sakız
Şenliği”nin insana canlı ve renkli geldiği
anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile
de D’deki “hayatı tüm güzelliği ve canlılığıyla
görmek” anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: D
Parçada geçen “çalışırken dahi zaman öldürmek” sözü ile insanların iş saatlerinde çalışmayıp çalışır gibi göründüğü anlatılmış, bu
tür insanların da emeklerinin verime dönüşmediği belirtilmiştir. Parçadaki söz ile de
B’deki “iş saatlerini verimli kullanabilme başarısını göstermemek” anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: B
Parçada geçen “diline kira istemek” sözü bir
deyimdir ve bu deyim “söylenecek sözleri
söylemede nazlı davranmak” anlamındadır. Bu
da E seçeneğinde verilmiştir.
Yanıt: E
4
Parçada geçen “bütün ayrıntılarıyla yaşamı
kucaklaması” sözü ile sanatın insanlara daha
iyiye ve güzele ulaşma isteği aşılaması
gerektiği belirtilmiştir. Parçada geçen söz
ile de E’deki “Yaşamı görünen ve görünmeyen
tüm yönleriyle yansıtmak” yargısı anlatılmak
istenmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–2
1
6
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçada geçen “yaşarken ölüvermek” sözü
ile “zaman”ın, edebiyat ve sanat adamlarını
yerli yerine koymada şaşmaz bir ustalığı
olduğu belirtilmiş, hiçbir eserin, sanatçının
“zaman”ın elinden kurtulamayacağı anlatılmıştır. “Zaman”ın en iyi eleştirmen olduğu
vurgulanmış ve parçadaki sözle E’deki “hayattayken okunmaz duruma düşmek” yargısı
anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: E
7
Parçada geçen “bizden öncekilerin omzuna
basmak” sözü ile uygarlığın oluşumunda birikimden yararlanıldığı, oluşan her yeni kuşağın kendinden önceki kuşaktan yararlandığı
anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile de
C’deki yargı anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: C
8
6
Parçada geçen “kendi yaşamından ve hayal
dünyasından harmanlayıp kaleme almak” sözü
ile yazarın yaşamını ve düşlediklerini bir
araya getirdiği belirtilmiştir. Anlatılmak istenen de B’deki “Yaşadıklarını ve düşlerini
birbirine karıştırarak yazmak” yargısıdır.
Yanıt: D
Parçada geçen “şiiri hayattan damıtmak” sözünde “damıtmak” sözcüğü “süzmek, elemek”
anlamlarındadır. “Şiiri hayattan damıtmak”
deyince de şiirinin konusunun yaşam olduğu ve bunun belirli yönleriyle özleştirildiği
anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile
A’daki “özünü gündelik yaşamdan almak” anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: A
7
S ÖS ZÖCZ Ü
CK
ÜT
KE
T EA N
AN
LA
LM
A M– - I III
Parçada geçen “romana özgü kimlikler edinmek” sözü ile roman kahramanlarının sadece
gerçek hayattan değil de aklında oluşturduğu tiplerin de yer aldığı belirtiliyor. Bu da
C seçeneğindeki “romanın kurmaca dünyasına
uygun kişilik kazanması” yargısını çıkarır.
Yanıt: C
3
Parçada geçen “sarıp sarmalayan bir kabuk”
sözü ile “çağdaş yaşamda evlerimiz kabuğumuz gibidir” sözü benzeşir. Evlerimizin bizi
“koruyan ve değiştiren yerler” olduğu belirtiliyor. Bu da B seçeneğinde yer alıyor.
Yanıt: B
2
Parçada geçen “büyüteci hep bu kapalı kalmış lekeye yöneltiyor” sözü ile insanın bilinmeyenlerini ortaya çıkarmak, iç dünyasını yansıtmak amaçlanmıştır. Bu anlam da
A’daki “İnsanın iç dünyasını daha yakından
irdelemek” yargısıyla özdeştir.
Yanıt: A
Parçada geçen “günahın çocuğu” sözü ile
“sanat” anlatılmak istenmiştir. İnsanların
her şeyini “günahkârlarla suçlulara” borçlu
olduğu vurgulanmış, eğer onların yasaklarla
savaşmayıp onları delmeye kalkmaması ile
insanların bugün hâlâ mağaralarda yaşayacağı belirtilmiştir. “Günahın çocuğu” sözü
ile de “yaşanmış yasakların etkisiyle oluşmak”
anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–3
1
8
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçadaki “maziyi açacak anahtar” sözü ile
geçmişteki yaşantıların tekrar canlanması,
onların yeniden hatırlanması anlatılmaktadır. Bu anlam da E’deki “unutulmaya başlanan değerleri canlandırmak” ifadesinde vardır. Anlatılmak istenen E’deki yargıdır.
Yanıt: E
6
Parçada geçen “sanatının genç oluşu” sözü
ile sanatçının halen okunduğu, izlendiği anlatılmak istenmiştir. Çağdaşı olan yazarların unutulduğu fakat yazarın hâlâ canlılığını
koruduğu ifade edilmiştir. Bu da C’deki
“eskimeyen bir yenilik getirmek” ifadesiyle
örtüşmektedir.
Yanıt: C
7
Parçada geçen “zamanın affetmeyeceği”
sözü ile oluşturulan yapıtların değerinin er
ya da geç anlaşılacağı ve nitelikli yapıtların
zamana dayanacağı anlatılmak istenmiştir.
Bu da B’deki yargıyı ortaya çıkarır ve
anlatılmak istenen de “gerçek niteliğinin er
geç anlaşılacağı”dır.
Yanıt: B
8
Parçada geçen “gölgesi fazla koyu düşmek”
sözü ile “İkinci Yeni Şiiri”nden kimi şairlerin
çok etkilendiği bu şiirin gölgesinde kaldığı,
kimi şairlerin de bu koyu etkiden sıyrıldığı
anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile
D’deki “çok aşırı düzeyde etkilenmek” anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: D
9
SÖZCÜKTE ANLAM – IV
3
Parçada geçen “sözlerini tükettiklerinden”
sözüyle “Romancılarımızın elli yıllık Türk ro-
mancılığı serüveninde her konuya yönelerek
var olanları bitirdikleri” anlatılmak istenmiştir. Parçadaki sözle de D’deki “farklı ve
yeni bir anlatım bulamamak” anlatılmak is-
tenmiştir.
Parçada geçen “insanoğlunun evrensel çarpıklıkları” sözü ile tüm insanlarda görülebilecek
olumsuz durumlardan söz edilmektedir. Anlatılmak istenen de C’deki “insanların tümünde görülebilecek, insana özgü zayıflıklar”dır.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–4
1
Yanıt: D
Parçada geçen ilk altı çizili söz “kendine
dışardan bakabildiği ölçüde” sözü ile “eleştiriye açık ve nesnel olmak”, ikinci altı çizili söz
“zamanın değirmeninde öğütülüp gidecektir.”
sözü ile “zaman içerisinde unutulmaya yüz
tutmak” anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: B
Parçada geçen “sıkı edebiyat yapmak” sözüyle parçadaki “edebiyatın hakkını vermek,
soylu laflar etmek, güzel sözcüklerle seslenmek, ilginç hikâyeler kurgulamak istiyorum”
sözü yakın anlamlıdır. Parçadaki söz ile de
D’deki “Edebiyatla gereğince, tam anlamıyla
ilgilenmek” anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
2
10
5
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçada geçen altı çizili sözcük “evrensel”
sözcüğüdür. “Evrensel” demek tüm insanlık
demektir. Dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapılmamalıdır. Parçada boş bırakılan yere
“insanlığın tüm dönemleri” getirilmesi en uygundur.
Yanıt: E
Parçada geçen “bol sayfaların yazarı olmak”
sözü ile yazarın fazla ve bolca yazdığı anlatılmak istenmiştir. Parçadaki söz ile de
C’deki “ayrıntılı ve uzun uzun anlatmak” ifade
edilmiştir.
Yanıt: C
6
Parçada geçen “ileriye doğru tutulmuş bir
ışık” sözü ile romancının eserlerinde okurlarına aydınlatıcı fikirler aşılaması gerektiği belirtilmiştir. Anlatılmak istenen E’deki
“Toplumu aydınlatıcı, öğretici ve yenilikçi olmak” anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: E
8
Parçada geçen “içine dert olmak” bir deyimdir ve bu deyim “bir olay karşısında derin
bir üzüntü duymak” anlamındadır. Bu yargı
da E seçeneğinde verilmiştir.
Yanıt: E
11
SÖZCÜKTE ANLAM – V
3
Parçada geçen ilk altı çizili söz “kayıtsız
kalıp” ile “ilgi göstermemek, önem vermemek”
anlatılmak istenmiştir. İkinci altı çizili söz
“allanıp pullanan” ile “süslenmek, püslenmek”
anlatılmak istenmiştir. Bu anlamlar da
B’deki cümlede açıkça ifade edilmiştir.
Yanıt: B
Parçada geçen “Fakat siz geleni geçeni
seyretmesini bilmezsiniz ki” sözü ile yazar,
romancının insanları gözlemlemede sıradan
bireylerden daha farklı şeylere yöneldiği,
insanların fark edemediği ayrıntıları yakaladığı anlatılmak istenmiştir. Bu yargı da E
seçeneğinde verilmiştir.
ÇÖZÜM–5
1
Yanıt: E
4
Parçada geçen “dünyanın bizim çevremizde
döndüğüne inanıyorduk” yargısı ile yaptıkları
işi çok önemli gören iki kişiden söz edilmekte ve bu yargı ile yazar “Kendini çok
büyük işler başaran önemli biri olarak gördüğünü” ifade etmek istemiştir.
Yanıt: E
Parçada geçen “her şeyden önce” sözü ile
çeviri yapacak sanatçının öncelikle eserini
çevireceği kişiyi çok iyi tanıması gerektiği
belirtilmiştir. Altı çizili söz ile A’da geçen
“... öncelikle dilini geliştirmeye” yargısı örtüşmektedir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
12
5
7
Parçada geçen “yakası açılmamış” sözü ile
parçadaki şiir kitabında daha önce hiç kullanılmamış imgeler anlatılmak istenmiştir.
D’deki “Daha önce hiç kullanılmayan” sözü ile
örtüşmektedir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: D
Parçada geçen “dumanı tüten” sözü ile Nurullah Ataç’ın denemelerinin bir özelliğinden
söz ediliyor. Onun demelerini okurun acele
etmeden okuması gerektiği belirtiliyor. Bu
da E’deki “yeni ve özgün olan” anlamına
gelmektedir.
Yanıt: E
8
6
Parçada geçen “yazdıklarına dışardan bakabilmesi” sözü ile Halikarnas Balıkçısı’nın
en büyük özelliğinden söz edilmektedir. Bu
da C’deki “Yazarken duygularının etkisinde
kalmaması”dır.
Yanıt: C
Parçada geçen “aydın diliyle değil, halk diliyle yazı yazmak” ifadesinin anlamı A’daki
“günlük, basit dille anlatmak”, B’deki “halkın
anlayacağı dili kullanmak”, C’deki, “anlatımda
doğallığı benimsemek”, D’deki “içten inandırıcı
bir dille yazmak”tır. Sözün anlamı E’deki
“gereksiz sözcüklere yer vermek” olamaz.
Yanıt: E
13
CSÜÖM
Z CLÜEKDTEE AANNLLAAMM – - I I
I. cümlede sanatçının hüzünlü oluşu onun
ruh yapısıyla ilgili bir bilgidir. II. cümlede
deniz insanı ve balıkçıları anlatması öykülerinin içeriğini oluşturur. III. cümlede onun
Halit Ziya’ya ve Halide Edip’e benzemeyen
bir yönü özgünlüğüyle ilgilidir. IV. cümlede temiz bir Türkçe kullanması üslubunu
gösterir. V. cümlede sanatçının Amerika’da
Mark Twain Cemiyeti’ne seçilmesinden
bahsediliyor. Fakat ödül aldığıyla ilgili bir
bilgi verilmemiştir.
Yanıt: E
3
Olasılık tam olarak gerçekleşmemiş yargılardır, kesinlik ise tamamlanmış gerçekleşmiş yargılardır. Bu parçanın III. cümlesinde
“Beyin gücüyle insanın kendine yer çekimsiz
bir ortam yaratabilmesi mümkün olabilir.” ifa-
desi olasılığı ifade eder. Cümlenin devamında yer alan “fakat beynin bu yöndeki işleyişiyle ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır.” ifadesi
kesinlik taşır.
Yanıt: C
4
Doğrudan anlatım bir kişiye ait sözlerin biçim ve şekil değişikliğine uğramadan söylenenin ağzından çıktığı gibi yazılmasıdır. Bu
açıklamaya göre, Sabahattin Eyüboğlu’nun
tırnak içinde söylenen sözleri doğrudan anlatımı örnekler.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
A seçeneği bir öneri cümlesidir. B seçeneğinde kişisel bir değerlendirmede bulunulmuştur. D seçeneğinde karşılaştırma
yapılmıştır. E seçeneğinde neden-sonuç
ilişkisi vardır. Tahmin (olasılık) cümlesi C
seçeneğindeki ifadedir. Liderlerin bazı değişiklikler yapmaktan vazgeçebileceği tahmin
edilmektedir.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–6
1
14
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçanın içinde “sitem, özlem ve ümit” gibi
duygular yoktur. Parçanın son cümlesinde
şaşırma anlamı olsa da parçanın tümüne
baktığımızda bir beğeninin dile getirildiği
duygusu ağır basar.
Yanıt: B
6
A, B, D, E seçeneklerindeki dizelerde
amaç-sonuç ilgisiyle bağlanan yargılar yoktur. C seçeneğinde “Uyuman için kurdum
bu salıncağı” amaç bildirir, şair salıncağı
kurmasındaki amacı uyuma eylemine bağlamıştır.
Yanıt: C
7
I ve IV. cümlelerde sanatçılarla ilgili olumlu
değerlendirmelerde bulunulmuştur. II. cümlede Esendal’ın olay anlatma kolaycılığından sıyrılamaması ve III. cümlede Kuntay’ın
aruz vezninin tek düze seslerini kullanması
ve onu eritmeyi başaramaması sanatçılarla
ilgili yapılan olumsuz değerlendirmelerdir.
Yanıt: D
15
CÜMLEDE ANLAM – II
I. cümlede yaşanan tüm gerçeklerin sanatçıyı
yazmaya yönelttiği bir amaç olmuştur. III. cümlede eserin bir ailenin dramını ortaya koyar
ifadesi konuyla ilgilidir. IV. cümlede Ali Rıza
Bey’in eski bir devlet memuru olması mesleğiyle ilgilidir. V. cümlede ailenin İstanbul’da geçim
zorlukları yaşamaları ailenin durumuyla ilgilidir.
II. cümlede eserin hangi zaman dilimiyle ilgili
olduğu kesin değildir.
Yanıt: B
3
I. cümlede çocuğun okula başlaması onun
için önemli bir süreçtir. II. cümlede çocuğun
uyulması gereken kuralları ve görevlerinden
bahsedilerek sorumluluğa değinilmiştir. IV.
cümlede yaşıtlarıyla iyi geçinemeyen öğrenciler için okul korumasız bir ortamdır
ifadesi kimler için korumasız bir ortam
olduğunu belirtmiştir. V. cümlede aile ve
öğretmenlerin gerekli özeni göstermeleri
bir öneridir. II. cümlede çocuğu bu yeni
ortamda nelerin beklediği değil, tam tersi
bir açıklamada bulunulmuştur.
ÇÖZÜM–7
1
Yanıt: B
2
I. cümlede yazar, dağ insanlarının konuşkan
olmadığını söyleyip arkasından “Bence de doğru bir söz” diyerek destekleyici bir ifadede
bulunmuştur. II. cümlede çünkü diye başlayan
ifade I. cümleyi desteklemektedir. III. cümlede
şarkı mırıldamak ve ıslık çalmak insanın içinde
bulunduğu durumu gösterir. V. cümlede susmanın sebebinin kesin bir ihtiyaç olması durumuna
parçada ulaşılabilir. IV. cümlede insanın yapmak
istemediği bir durumdan söz edilmiştir. Fakat
bunun gerekçesi söylenmemiştir.
Yanıt: D
I. cümlede monarşik yönetimlerin egemen
olmaya başladığından söz edilmiştir. II. cümlede derebeylerin yönetime ortak olmaları
sonucunu, kilisenin yönetim gücünü kaybetmesi nedenine bağlamışlardır. III. cümlede
yönetim önceden karışıkken, yerini kanunlara ve kurallara bırakması ifadesi önceki
ve sonraki durumla ilgilidir. IV. cümlede
burjuva sınıfın ortaya çıkması ekonominin
iyiye gitmesine bağlanmıştır. V. cümlede
Descartes’in sözü doğrudan değil dolaylı bir
anlatımla dile getirilmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
16
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yaşama sevinci ve karamsarlığı şiirlerde işleyişi içerikle ilgilidir. Kişinin farklı olması,
özgünlükle ilgilidir. Söz yapısını bozmaması
biçem yeni üslupla ilgili bir yargıdır. Heceyle yazdıklarında daha başarılı olması bir
karşılaştırmadır. Anlatımda tekrarlardan kaçınmak, duruluk, az sözle çok şey anlatması
özlülükle ilgilidir.
Yanıt: D
6
Üslup yazarın anlatım tarzıdır. IV. cümlede
şiirlerini temiz bir Türkçeyle yazması onun
üslup özelliğiyle ilgilidir.
Yanıt: D
17
CÜMLEDE ANLAM – III
Amaç–sonuç cümleleri sonuç bildiren bir
yargıyla o sonuca ulaşmanın hangi amaçla
yapıldığını anlatan bir başka yargıdan oluşan cümlelerdir. Bu ilişki “–mak için, –mak
üzere” ilgeçleri veya “–a, –e” ekleriyle yapılır. Bu mantıkla seçenekleri incelediğimizde
II numaralı cümlede arama kurtarma ekiplerinin selde kaybolan iki kişiyi bulmak için
tüm güçleriyle çalıştıklarına değinilmiştir.
Bu da bir amaç–sonuç ilişkisini gösterir.
Yanıt: B
3
Verilen cümlede sanat ve düşünce akımlarının gerçekçi olmaları ve kurumların insanlık için çalışmaları aydınlanmanın koşulu
olarak görülmüştür. Bu düşünceyle aynı
doğrultuda olan cümle C seçeneğidir. Burada da kendini insanlığa adamış kurumların aydınlanmayı sağladığına dair bir vurgu
yapılmıştır.
Yanıt: C
I. cümlede moden yaşamın akıl ve bilim
merkezli olması onun temel ilkelerini ve
dayanağını oluşturur. II. cümlede fakirleşmenin sebebi olarak Batı merkezli bilim
ve teknolojinin diğer ülkeleri esir alması
gösterilmiştir. III. cümlede sanayi alanındaki gelişmelerin çevre sorununu oluşturması
olumsuz bir durumdur. V. cümlede kalabalıklaşma ve bunun sonucunda insanların
yalnızlaşması mutsuzluğa neden olmuştur,
yargılanma numaralanmış cümlelerle ilgili
söylenebilir yargılardır. Fakat IV. cümlede
modern yaşam için yurdunu terk eden insanların şehirleri yaşanmaz hâle getirdiğine
değinilmiş, toplumsal bir farklılaşma yarattığına değinilmemiştir.
Yanıt: D
4
İçerik bir metnin konusu, teması kısaca
ne anlattığıdır. İçerik cümlelerini bulmak
için “Neyi anlatıyor?” sorusunu sormak gerekir. Parçanın numaralanmış cümlelerine
baktığımızda IV. bölümde Homeros’un hem
insanların hem de tanrıların tutkularını özlemlerini ve sevgilerini işlemesi yapıtın içeriğiyle ilgilidir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
ÇÖZÜM–8
1
18
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Biçimce olumlu cümlelerde olumsuzluk eki
olan “–me, –maz, –değil, –yok” gibi ekler
bulunmaz. I. cümlede “Toplantıda konuşma
yapan adamın sözlerine gel de inan.” cümlesinde olumsuzluk eki yoktur fakat cümlede anlamca “inanma, inanılmaz” olumsuzluk
ifadesi vardır. Aynı durum IV. cümlede
de vardır. Bu iki cümle biçimce olumlu,
anlamca olumsuz yargılardır. II ve III. cümleler ise biçimce olumsuz, anlamca olumlu
yargılardır.
Yanıt: A
6
A seçeneğinde insanların okuma alışkanlığı kazanması okuryazar sayısının artması
koşuluna bağlanmıştır. B seçeneğinde yazarın öykülerinde kendi yaşadığı acıları...
anlatması içerikle ilgilidir. C seçeneğinde
Yunus Emre’nin en büyük lirik şair olması
bir karşılaştırmadır. D seçeneğinde modern
akımlarının varlığını sürdürmeleri için özgün ve yenilikçi olmaları gerekir ifadesi
öneridir. E seçeneğinde bir olasılık yoktur,
koşul–sonuç ilişkisi vardır.
Yanıt: E
7
Öneri cümleleri yapılmış veya yapılacak
herhangi bir olay ya da durum hakkında
tavsiyede bulunmaktır. Parçanın I, II, III,
IV. cümlelerinde bir öneri yoktur. V. cümlede de çevrenizi ve dünyayı değiştirmeye
ilkin kendinizden başlayacaksınız ifadesi bir
öneri bildirir.
Yanıt: E
8
I. cümlede Paspalumla Bermuda çimeni
karşılaştırılmıştır. II. cümlede “... tam not
alan mütevazı bir çimen” ifadesi bir beğeniyi
göstermektedir. IV. cümlede bitkinin hem
bakımının kolay olması hem de tatlı su kaynaklarından tasarruf ediliyor olması faydalı
yönleridir. V. cümlede kimyasal maddelere daha az ihtiyaç olması sudaki tuzların
zararlı maddeleri öldürmesi nedenine bağlanmıştır. Fakat III. cümlede Paspalum’un
sahile yakın yerler için ideal bir çimen
olması öznel bir ifadedir.
Yanıt: C
19
CÜMLEDE ANLAM – IV
Parçanın numaralanmış cümlelerine baktığımızda II. cümlede su taşımaya harcanan
zamanın gıda yetiştirmek ve hayvan beslemek gibi alanlara aktarılması, III. cümlede
ailelerin hasta olmaması, IV. cümlede pis
suyla bulaşan hastalığa yakalanma şansının az olması ve bundan dolayı bir zaman
kaybının olmaması, V. cümlede kızların su
taşımaktan ziyade okula gitmeleri erişilebilir su kaynaklarının insanlara sağladığı
katkılardandır. I. cümlede su kaynaklarının
bir katkısından bahsedilmemiştir. Sadece
amaçlarından söz edilmiştir.
Yanıt: A
3
I. cümlede sanatçının kendinden önceki yönelimlerinin etkisinde kalması bazı anlayışların etkisini gösterir. II. cümlede Nazım
Hikmet’in etkisinde kalması sanatçının yaşamında etkin olan kişiyle ilgili bir bilgidir. III. cümlede sanatçının süslü anlatımdan uzaklaşarak bireyi ait olduğu sınıfın
özellikleriyle ele alması üsluba ait tanıtıcı
ifadelerdir. V. cümlede yoksulların yaşamlarını değerlendirmesi şiirlerine konu alan
insan tipi örnekler. IV. cümlede sanatçının
sadece yaşadığı çağa tanıklık ettiğinden
bahsedilmiştir. Onun herhangi bir sanatçıya
önderlik yaptığına dair bilgi verilmemiştir.
Yanıt: D
I. cümlede sanatçının Ukrayna sınırlarına
dahil olan bir yerde, Yahudi ailenin çocuğu
olarak doğması, onun yaşamıyla ilgili bir
bilgiyi gösterir. II. cümlede resim yapıp bu
sanatla ilgilenmesi onun uğraş verdiği alanla ilgili bir bilgidir. III. cümlede sanatçının
düşsel ve yalın bir dil kullanması üslubunu
gösterir. IV. cümlede sanatçının bir yazar olarak kabul görmesi ve ödül alması
onun başarılı yönüne bir vurgudur. Fakat
V. cümlede sanatçının sadece öykülerinin
olmayıp mektup ve eleştiri türünde de yazılarının olduğuna dair bir bilgi verilmiştir.
Sanatçı tek bir türde eser vermemiştir.
Yanıt: E
4
Amaç cümleleri eylemin hangi amaçla olduğunu gösteren cümlelerdir. Neden ile amaç
aynı şey değildir. Amaç cümlelerinde amaç,
sonuçtan önce gerçekleşir ve genellikle istemli bir eylem söz konusudur. Parçanın
III. cümlesinde Dostoyevski’nin kendini edebiyata adamak için görevinden ayrılması
bir amaçtır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
ÇÖZÜM–9
1
20
5
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Kanıtlanabilirlik açısından farklı olan cümleler öznel veya nesnel cümlelerdir. Kişiden
kişiye değişmeyen kanıtlanabilir yargılar
nesnel, değişen ve kanıtlanamayan yargılar
ise özneldir. Öznel cümlelerde kişi yazı
içine kendi duygularını da katar. Verilen
seçenekleri incelediğimizde A, B, D, E
seçeneklerinde anlatıcının kişisel ifadeleri
geçtiği için bu cümleler öznel anlatımdır.
Fakat C şıkkında Alahan Manastırı’nın bazı
özellikleri hakkında bilgi verilmiştir ve kişisel bir duygu katılmamıştır. Diğerlerinde
farklı olarak nesnel bir yargı şeklindedir.
Yanıt: C
6
Tanım ve tanımlama, bir kavramın ne olduğunu açıklayan, onun ayırıcı özelliklerini
anlatan ifadelerdir. “Bu nedir?” sorusuna
cevap verirler. Verilen parçanın I. numaralı cümlesinde yalnızlığın tanımı yapılmıştır.
“Yalnızlık nedir?” diye soru sorduğunuzda
“Bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini
dünyadan koparmış hissetme duygusudur.” ya-
nıtını alırız. Bu da bir tanımdır.
Yanıt: A
Verilen parçanın III. cümlesinde günümüzde
lazerlerin hemen hemen her alanda karşımıza çıktığına değinilmiş ve arkasından IV.
cümlede CD, DVD’lerin okunması, mağaza
kasalarının stok denetiminin yapılmasında...
lazerden faydalanılmıştır açıklaması yapılmıştır. Verilen bu kavramlar kendinden önceki cümleyi örnekler niteliktedir.
Yanıt: D
21
CÜMLEDE ANLAM – V
I. cümlede Signagi kasabasının Gürcistan’ın
doğusunda, denizden 790 metre yüksekte
bulunması onun konumuyla ilgili bir bilgidir.
II. cümlede halkın 13. yüzyılda kasabaya
yerleşmeleri zamanla ilgili bir bilgidir. III.
cümlede kasabanın ortada kalması pek çok
kez saldırıya uğramasıyla ilişkilendirilmiştir.
IV. cümlede kasabanın harika bir güzelliğe
sahip olarak görülmesi kişisel bir beğeniyi
gösterir. V. cümlede kasabanın mimarisini
koruduğundan bahsedilmektedir. Fakat bu
mimaride hangi sanatların etkili olduğuna
dair bir bilgi verilmemiştir.
Yanıt: E
3
Verilen parçanın V. cümlesinde Siber savaş
dönemine girildiği bu dönemde hâlen her
modern ordunun vazgeçilmez ana unsurlarından biri durumunda olması onun geçerliliğiyle ilgili bir özelliktir.
Yanıt: E
2
Verilen parçada teknolojinin ilerlemesiyle
birlikte sosyal hayattaki değişmeler anlatılmaktadır. Parçada boş bırakılan yere A,
C, D, E seçeneklerini getirdiğimizde teknolojinin insanoğluna yaptığı katkılardan söz
etmiş oluruz. Fakat B seçeneğinde yazan
“Geçmişle olan bağlarını kopardı.” yargısını
getirirsek bu bir katkı olamaz. Çünkü insanoğlunun geçmişiyle bağlarını koparması
teknolojinin insanoğluna kattığı bir yenilik
sayılmaz.
Yanıt: B
I. cümlede Oktay Rifat’ın Garip akımının
“öncü” şairlerinden biri olması öznel bir
ifadedir. II. cümlede Garip şiirinin gündelik
yaşamını, sokaktaki küçük adam anlatması
içerikle ilgilidir. III. cümlede günlük konuşma dili, kolay okunup anlaşılması üslupla
ilgilidir. V. cümlede Oktay Rifat’ın halkın
beğenisini dikkate alması, deyim ve tekerlemelerden yararlanmasıyla çağdaşları
arasında bir adım önce çıkması bir nedensonuç oluşturur. Fakat parçanın IV. bölümünde bir karşılaştırma yapılmamıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–10
1
22
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Neden–sonuç cümleleri bir yargının nedeninin, gerekçesinin birlikte verildiği cümlelerdir. Bu tür cümlelerde yargının niçin
yapıldığına dair bir açıklamada bulunulur
ve buna bağlı olarak da bir sonuç ortaya
çıkar. Bu parçanın III numaralı bölümünde
yolun bozulması, nemin artması ve alanın
daralması gibi nedenler; endişenizin artması
sonucunu doğurmuştur. Bundan dolayı bu
iki yargı bir neden–sonuç ilişkisi oluşturmuştur.
Yanıt: C
6
I. cümlede Rusların önceleri kitap koleksiyonlarıyla ilgilenmemeleri fakat daha sonra kültür miraslarını geri almak istemeleri
onların bakış açılarını gösterir. II. cümlede
“yıllardır vazgeçilemeyen ve her çağda derinliğini hissettiren Rus edebiyatı” sözü bir beğe-
niyi gösterir. IV. cümlede Rus saraylarında keşfedilen Fransız el yazması eserlerin
olması ve bunun ortalığı karıştırması bir
sorunu gösterir. V. cümlede Çar Paul’un
kütüphanesinde Rausseau ve Gmelin gibi
sanatçılardan kitaplarının olması ve bunların birer el yazması türünde olmaları
da söylenebilecek yargılardır. III. cümlede
müzayedelere olan bir ilgi çokluğundan bahsedilmemiştir. Sadece aynı gün içinde farklı
sanatçıların eserlerinin tanıtıldığından söz
edilmiştir.
Yanıt: C
23
CÜMLEDE ANLAM – VI
3
I. cümlede “Dil, insanlar arası ilişkilerde anlaşmayı sağlayan gelişmiş bir olgudur.” ifadesi
bir tanımlamadır. II. cümlede insanlar başkalarının üzerinde etkide bulunmak amacıyla
konuşurlar yargısı amaç–sonuç ilişkisini gösterir. IV. cümlede dil ve düşünce, dil ve bilinç karşılaştırılması yapılmıştır. V. cümlede
“Düşünüyorum o hâlde varım.” Descartes’in
söylediği doğrudan anlatımlı bir ifadedir.
Bundan hareketle parçanın A, B, D, E seçeneklerinde verilenlere ulaşılabilmektedir.
Fakat III. cümledeki yargı kendinden önceki
yargının gerekçesi değil kendi içinde bir
koşul ilgisi olarak kullanılmıştır.
Yanıt: C
Bu parçanın I. cümlesinde tiyatronun ne
olduğu söylenmiş, III. cümlede Batılı anlamda tiyatronun ilk örneklerinin Tanzimat
Dönemi’nde yazıldığından bahsedilmiş, dahasonraki IV. cümlede ise bu ”Şair Evlenmesi”,
“Vatan Yahut Silistre” söylenerek bir önceki
yargı örneklenmiştir.
Yanıt: D
2
İşlev, görev demektir. Verilen bu parçanın
III. bölümünde “... bu gözlük sayesinde kulla-
nıcı internetten çağırdığı bilgilerin doğrudan
gözlüğe yansımasını sağlayacak ve bilgileri kullanacaktır” ifadesi gözlüğün işleviyle ilgili
bir açıklamadır.
Yanıt: C
Bu parçanın I. cümlesinde Türkiye’nin su
kaynakları bakımından zengin olmayışına
vurgu yapılmıştır. II. cümlede Türkiye’nin
kurak ve çölleşmeye eğimli yönüne değinilmiştir. III. cümlede suyun yaşamın her
alanında verimli kullanılması gerektiğine,
IV. cümlede tarımda geleneksel yöntemlerin yerine su kaybını önleyen daha modern
bir yönteme, V. cümlede ise halkın bilinçlendirilmesi için kısa filmlerden ve radyo
programlarından yararlanılması gerçekliğine
değinilerek çeşitli önlemlerden bahsedilmiştir. I. ve II. cümlede bir önlemden bahsedilmemiştir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–11
1
24
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. cümlede flamingolar bir heykele benzetilmiştir. II. cümlede “zarif kuşlar” ifadesi
kişisel bir beğeniyi gösterir. IV. cümlede
flamingonun Latincede “alev” anlamına gelen “flamma” kelimesinden türemesi onun
kökleriyle ilgili bilgiyi gösterir. V. cümlede
flamingoların Afrika ve Hindistan’da yaşamaları onların yaşam alanlarıyla ilgilidir. III.
cümlede flamingoların pembe renkleri nasıl
aldıklarına dair bir bilgi verilmiştir. Renklerinin farklı değişimiyle ilgili bir bilgi yoktur.
Yanıt: C
6
A seçeneğinde karayolları standardımızın
geliştirilmesi ve bununla ilgili bir beklenti
dile getirilmiştir.
C seçeneğinde yazarın romanları ve anıların kurgusuna dönük bir beğeni anlatılmıştır.
D seçeneğinde şiirlerindeki imge zenginliği
ses ve uyum tazeliği, dil yapısının sağlamlığı üslupla ilgili bir yargıdır. E seçeneğinde
Garipçilerin şiir diliyle II. Yenicilerin şiir
dili karşılaştırılmıştır. B seçeneğinde bir
olasılık değil bir öneride bulunulmuştur.
Yanıt: B
25
CÜMLEDE ANLAM – VII
3
I. cümlede 20. yüzyıl ve Cumhuriyet Dönemi’ndeki özelliklerden ve değişimden bahsedilmiştir. II. cümlede “... şehrin merkezinin
hükümetin ağır vergilendirmesi ve yabancı yatırımcıların çekilmesiyle canlılığını kaybetmesi” neden-sonuç ilişkisiyle anlatılmıştır. IV.
cümlede Şangay’ın büyümenin sorunlarıyla
baş edebilmeyi başaran ender şehirlerden
biri olması bir beğeniyi gösterir. V. cümlede kentin gökdelenleri, kültür sanat etkinlikleriyle Çin’in sembollerden biri olması
şehrin durumuyla ilgili bilgileri gösterir. III.
cümlede ise bir yargının gerçekleşmesi şarta değil bir amaca bağlanmıştır.
Yanıt: C
Parçanın V. bölümünde yer alan cümlede
“Türk bilim adamlarının hayali olan CERN
üyeliğinin gerçekleşmesi durumunda” ifadesi
henüz gerçekleşmemiş bir durumu göstermektedir. Arkasından da böyle bir durum
olduğunda “Türkiye’nin hızlı bir ilerleme kaydetmesi umuluyor.” ifadesi de bir beklentiyi
doğrulamaktadır.
Yanıt: E
2
III. cümlede “19. yüzyılın... başlayıp Alpler’de
henüz çıkılmamış az sayıda zirve vardı” ifadesinden sonra IV. cümle “... Alpler’in en
sınırlı zirvelerinden Matterhorn da bunlardan
biridir” ifadesi, III. cümleyi örnekler nitelik-
te kullanılmıştır.
Yanıt: D
I. cümlede genç yazarlarla usta yazarlar
karşılaştırılmıştır. II. cümlede merakımızın
tatmin edilebilmesi yazarın derin edebi çözümlemelere girmemesi koşuluna bağlanmıştır. IV. cümlede can sıkıntısını gidermek
amacıyla tek düzelikten uzaklaşmak gerekir
yargısı bir amacı anlatır. V. cümlede çünkü
diye başlayan yargı bir öncekinin açıklayıcısıdır. III. cümlede her koşulda yapılması
gerekli olan bir durumdan değil tam tersine koşullu bir durumdan söz edilmiştir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–12
1
26
5
7
Tanım, bir kavramın veya bir olayın ne
olduğunu açıklayan, onu öznel veya nesnel olarak ifade eden cümlelerdir. Tanım
cümleleri “Bu nedir?” sorusuna yanıt veren cümlelerdir. Bu parçanın numaralanmış
cümlelerine baktığımızda “Zaman nedir?” sorusunu sorduğumuzda “İnsan hayatının çeşitli
Bu parçanın V. cümlesinde geçen “Gecik-
melerinden korktuğu için sesini çıkartmamış.”
yargısı neden–sonuç içerir. Neden–sonuç
cümlelerinde “...dığı için”, amaç–sonuç cümlelerinde “...mak için” ifadeleri bulunmaktadır.
Yanıt: E
yönlerini çevre, karakter, duygu ve düşünceleriyle gerçeğe uygun olarak anlatan, uzun
sanat eserleridir.” yanıtını alırız.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: A
8
6
Parçanın I. cümlesinde dolu ve kar fırtınalarının büyük hasara yol açacağından
bahsedilmiştir. II. cümlede dolunun tarlaları
bütünüyle mahvedeceğinden söz edilmiştir.
IV. cümlede beklenmedik bir kar fırtınasının ölüme yol açabileceğinden bahsedilmiştir. Dolayısıyla parçanın I, II ve IV.
cümlelerinde doğa olaylarının vereceği bazı
zararlardan söz edilmiştir. Fakat parçanın
III. ve V. cümlelerinde bir zarardan değil
önlemlerden söz edilmiştir.
Yanıt: B
I. cümlede sanatçının Romanya’daki Banat
bölgesinde 1953’te doğması onun yaşamıyla ilgili bir bilgidir. II. cümlede sanatçının
çevirmen ve öğretmen olarak çalışması göreviyle ilgilidir.
III. cümlede sanatçının yurtsuzluğunun coğrafyasını şiirsel bir dille anlatması Nobel
almasındaki gerekçedir. IV. cümlede sanatçının devlet baskısı görmesi ve tehditler
alması onun içinde bulunduğu durumuyla
ilgilidir. V. cümlede sanatçının yaşadığı yer
öznel bir anlatımla değil nesnel bir anlatımla dile getirilmiştir. Çünkü anlatıma kişisel
bir yorum katılmamıştır.
Yanıt: E
27
CÜMLEDE ANLAM – VIII
Verilen öncülde Antarktika’da yer alan Sırt
A bölgesinin en soğuk ve en rüzgârsız
bölge olmasının dışında gözlem yapmaya
elverişli alanlardan biri olduğundan söz edilmiştir: Bu açıklamada kesin olarak çıkarılabilecek yargı D seçeneğidir. Çünkü gözlem
yapılacak alanlardan biri de Sırt A bölgesi
ifadesinden gözlem yapılacak başka alanların da olduğu sonucuna ulaşılır.
Yanıt: D
3
Öncülde verilen bilgiye baktığımızda Yaşar Nabi Nayır tarafından çıkarılan Varlık
dergisinin önce 1933’te Ankara’da, 1946’dan
sonra da İstanbul’da yayımlanmaya başlandığından söz edilmiştir. Bu açıklama doğrultusunda E seçeneğinde derginin 13 yıl
kadar Ankara’da yayımlandığı yargısı kesin
olarak çıkarılabilir.
Yanıt: E
Verilen öncülde hayvan gübresinden elde
edilen biyogazın tesis bakımından dünyadaki
bazı ülkelerdeki oranları verilmiştir. Yapılan
bu açıklamada Çin’de %60, Hindistan ve
Tayland’da %10’luk bir oran bulunmaktadır.
Verilen seçeneklerden kesin olarak çıkarılabilecek yargı C seçeneğindeki yargıdır.
Çünkü oranlara baktığımızda bu ülkelerin
sadece %70’lik bir dilime sahip oldukları
anlaşılmaktadır. Verilen bilgide ise %100’lük
bir biyogaz tesisinin olduğundan söz edilmektedir. Bundan hareketle bu ülkelerin
dışında biyogaz tesisinin olduğu ülkelerin de
olduğu yargısı çıkarılır.
Yanıt: C
4
Öncülde verilen cümleye baktığımızda
Anadolu’nun pek çok yöresinde dertlerini,
sevinçlerini dokuma sanatına yansıtan insanlardan söz edilmektedir. Bu yargıyı tam
olarak karşılayan açıklama ise E seçeneğidir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
ÇÖZÜM–13
1
28
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Öncülde verilen bilgilere baktığımızda 2000
yılında tamamlanan Birecik Barajı’nın etrafındaki verimli tarım arazileriyle birlikte
Zeugma Antik Kenti’nin de bir kısmının sulara boğduğundan bahsedilmiştir. Seçeneklerde verilenlere baktığımızda Zeugma Antik Kenti’nde su altında kalmayan yerlerin
de olduğu yargısı kesin olarak çıkarılabilir.
Yanıt: C
6
Verilen öncülde İstanbul Müzik Festivali’nin
37 yıldır Türk ve dünya çapındaki önemli
sanatçıları müzikseverlerle buluşturduğundan bahsedilmiştir. Bu açıklamayı doğrulayan ve kesin olarak çıkarılabilen yargı
A seçeneğindeki ifadelerdir. 37 yıldır yapılan bir festival geleneksel hâle gelmiştir.
Yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlaması da
bu festivalin uluslararası düzeyde olduğunu
gösterir.
Yanıt: A
7
Öncülde verilen cümleye baktığımızda Bermuda Şeytan Üçgeni’nin bulunduğu yerle
ilgili bilgi verilmiş ve açıklanamayan bazı
sebeplerle gemi, uçak, tekne kayıplarının
yaşandığından bahsedilmiştir. Bu mantıkla
seçenekleri incelediğimizde D seçeneğinde
yapılan açıklamanın kesin olarak çıkarıldığını görürüz.
Yanıt: D
8
Verilen öncülde Türkçenin en eski yazılı
belgeleri olarak 8. yüzyıla ait Orhun Yazıtları gösterilmektedir. Bu doğrultuda seçenekleri incelediğimizde 8. yüzyıldan önce
yazılı belgelerin varlığından söz edilemez
ifadesine kesin olarak ulaşılabilir. Çünkü
bu yazıtların en eski belge olduğundan söz
edilmiştir. Bu da 8. yüzyıldan önce yazılı
belgelerin olmadığını gösterir.
Yanıt: C
29
PARAGRAFTA ANLAM – I
Konu, parçanın geneline hâkim olan olay,
durum, düşünce vb. unsurların genelidir.
Parçada bireyin anne karnından başlayıp
dünyaya gelme evresine ve sosyal çevre
değerlerinin içindeki ailenin etkin bir role
sahip olduğuna değinilmiştir.
Yanıt: C
Parçadaki Anadolu’da bitki çeşitliliğinin çok
olmasında etkili olan neden sorulmuştur.
Metne göre toprak çeşitliliğinin olması, yağışın her bölgeye farklı oranda yağması,
plato ve engebeli araziye sahip olunması
ve volkanik bir fay üstünde bulunması gibi
nedenler bu çeşitliliği sağlayan unsurlar
olarak anlatılmamıştır. Parçada bitkilerin
farklı bölge ve iklimlerin etkisinde kalarak
özel yaşam alanlarının oluşmasının çeşitlilik
yarattığına değinilmiştir.
Yanıt: A
Parçada tanım alanlarının yerleşim bölgesi, yol, fabrika yapımında kullanılması gibi
sebepler bir azalmaya neden olmuştur. Verilen öncüllerin hepsinin tanım arazilerinin
azalmasında etkisi olduğu görülmüştür.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–14
1
30
4
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçada genç insanlara kendi kalıplarımıza
göre düşünmeyi öğretmenin zararlarından
söz edilmiştir. Böyle bir anlayışın yerine
onların kendi düşüncelerini yaratmalarına
imkân sağlayan ortamlar yaratmak fikri ön
plana çıkmıştır. Faydalı bir iş yapılmış gibi
görünürken aslında tam tersine kendi yerini bilemeyen rüzgârlar önünde savrulan
bireyler yetiştirmekten bahsedilmiştir.
Yanıt: B
5
Parçanın tümüne baktığımızda yapılan araştırmanın zekâ ile mutluluk arasında doğru
bir orantı olduğunu gösteriyor. Çünkü kendilerini mutlu görenlerin IQ seviyeleri yüksek, mutsuz görenlerin IQ seviyeleri düşüktür, bu da zekâ ile mutluluk arasında doğru
bir orantının olduğunu göstermektedir.
Yanıt: C
31
PARAGRAFTA ANLAM – II
3
Parçanın son bölümünde “onu ilgilendiren sa-
natçının toplum, özellikle de gençler üzerinde
bıraktığı etkilerdir.” ifadesi Platon’un sanat-
çılarda önem verdiği asıl özelliktir.
Yanıt: B
Konu, bir parçada üzerinde durulan; hakkında söylenen olay, durum, düşüncelere
denir. Bu parçanın tümüne baktığımızda
eski çağlardan beri köpeklerin insan hayatının içinde var oldukları ve onlara pek çok
anlamda yardımcı olduklarına dair vurgular
yapılmıştır.
Yanıt: A
2
Sanata ve sanatçıya bakışı için A, B, C,
D seçeneklerinde verilen açıklamalar söylenilebilir. Fakat E seçeneğinde verilen “sanatın durağan değil, sürekli bir gelişim içinde
olduğunu savunur.” yargısı Platon’un parçada
ifade ettiği bir özellik değildir.
Yanıt: E
Bu parçanın son bölümü okunduğunda köpeklerin iz sürüp avcılara yardım ettiği,
uyuşturucu ve patlayıcı maddelerin, kayıp
kişilerin bulunmasına yardımcı oldukları ve
bazı hastalıkların teşhisi için katkı sağladıkları konularından bahsedilmektedir. Fakat
köpeklerin görme engelli insanlara yardımcı
olduğuna dair bir bilgi verilmemiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–15
1
32
5
Bu parçada İstanbul’un su kaynaklarını ve
derelerini korumak için doğayı boyunduruk
altına almamak ve yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı onun kurallarına göre yeniden
düzenlemek gerektiği vurgulanmıştır. Bu
düşünceyi destekleyen yargı ise E seçeneğinde verilen ifadelerdir.
Yanıt: E
6
Bu parçada B, C, D, E seçeneklerindeki soruların yanıtlarına parçadan ulaşılabilmektedir. B seçeneğinin cevabı ”doğanın
kurallarına uygun olarak ve onunla barışık
yaşamak olmalı” C seçeneğinin cevabı ”çünkü
her zaman yok olan doğa değil canlılar oldu.”,
D seçeneğinin yanıtı “yaşam koşullarımızı ve
alışkanlıklarımızı onun kurallarına göre yeniden
düzenlemeli.”, E seçeneğinin cevabı “doğa
kendi hâlinde gelişimine devam etti” yargısı-
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
dır. Fakat A seçeneğinde sorulan sorunun
herhangi bir yanıtı parçada geçmemektedir.
Yanıt: A
33
PARAGRAFTA ANLAM – III
3
Parçada “Ben kendi kusurlarımı, eksiklerimi
gördüğüm için onların kusurlarını, eksiklerini
de görüyorum.” yargısı ile A’daki “Kendi eksiklerine göre diğer insanları ölçtüğü”, “... benim de o beğenmediğim kimseler gibi olduğumu biliyorum.” yargısı ile B’deki “Çevresinde
beğenmediği birçok insan bulunduğu”, “onların
düşünceleri de benimki gibi yalın, yavan neden
beğeneyim onları?” yargısı ile C’deki “Derin düşünceleri olmayan kişileri beğenmediği”,
“Bakıyorum çevremdekilerin çoğu bana benziyor.” yargısı ile de E’deki “Kimi yönlerden
çevresindekilerle ortak özelliklere sahip olduğu” yargısı söylenebilir. D’deki “Çevresindeki
insanlara örnek olma isteğinin olduğu” yargısı
Parçada yazar “İnsanların okul günlerini unutamadıklarına” (A), “Öğretmenlerin gençlere
yararlı olmaya çalıştığına” (B), “Öğretmen-
lerin, verdikleri emeğin karşılığını gördüklerine” (C), “Gençlerin arasında sürekli bulunan
öğretmenlerin hiç yaşlanmadığına inandığına”
(E) değinmiştir. Ancak D’deki “Çocukların
okulu sevmesinde öğretmenin etkili olduğuna”
ÇÖZÜM–16
1
yargısına değinmemiştir.
Yanıt: D
yazar için söylenemez.
Yanıt: D
4
Parçada anlatılan öğretmen “sorulan soruları can kulağıyla dinleyen” (A), “Öğrencileriyle iletişim kurmayı başaran” (B) “Kendisini
çevresindekilerden üstün görmeyen” (D) ve
“Çevresindeki insanlara seviyelerine göre davranan” (E) bir yapıya sahiptir. Sözü edilen
öğretmenin “Anlattığı konuyu ana hatlarıyla
ele alması” gibi bir özelliği yoktur.
Yanıt: C
Parçada destanlarla ilgili destanların “Zaman içinde geliştikleri” (A), “Ulusların yaşadığı
olayları yansıttığı” (B), “Ulusların kuruluş yıllarına ait olduğu” (C), “gelişmemiş bir tür şiir
oldukları” (D) yargıları çıkarılabilir. Ancak
“her ulusun tarihinde en az bir örneğinin olduğu” (E) yargısı çıkarılamaz.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
34
7
5
Parçadan “Az eser veren şairin mutlaka cimri olması gerekmez.” ifadesi ile A’daki “Şiirde
cimrilik az şiir yazmak anlamına gelmez.” yargısı; “Yahya Kemal’in az şiir vermesinden he-
pimiz şikâyetçi olabiliriz ama o bize musikisini,
lirizmini, ruhunu bol bol vermiştir.” ifadesi ile
B’deki “Yahya Kemal az ama değerli şiirler
yazan bir şairdir.” yargısı; “şiirin gözü değil
ruhu doyurması gerekir.” ifadesi ile D’deki
“Şairleri, şiirlerinin sayısına göre değerlendirmek yanlıştır.” yargısı; “Asıl cimri şair, bize
içindeki zengin musikiyi vermeyen, lirik coşkudan korkan, ruhunu dizelerinden esirgeyen
şairdir.” ifadesi ile E’deki “Gerçek sanatçı,
okurlara dizeleri aracılığıyla lirizmi duyurur.”
yargısı çıkarılır. Parçadan “En başarılı şairler en üretken olanlardır.” ifadesi (C) çı-
Parçada “Bir hayatın toplamı olarak hiç de
parlak şeyler değil.” yargısı ile A seçeneğini; “Bunları yayımlamak bana da başkalarına
da bir şey kazandırmaz elbet.” yargısı ile B
ve D seçeneklerini; “Araya karışan küçüklü
büyüklü aşklar ya da aşk sanıları...” yargısı
ile C seçeneğini söyleyebiliriz. Parçada konuşan kişiyi “Günlüklerine bakarak geleceğini
planlayan” biri olarak nitelendiremeyiz.
Yanıt: E
karılamaz.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: C
6
Parçanın yazarı ile ilgili “Toplumun tanımadığı kesimlerini yazmaktan uzak durduğu”
(A), “Köy yaşamını yakından tanıdığı için köy
romanları yazdığı” (B), “Yakından tanıdığı kitleleri anlatmanın doğru olduğuna inandığı” (C),
“Köy romanı yazmakta başarılı olmasını köy ve
köylüyü iyi tanımasına bağladığı” (E) yargıları
söylenebilir. Ancak D’deki “Kimi eserlerin
yeterince başarılı olmadığı kanısındadır.” yar-
gısı yazar için söylenemez.
Yanıt: D
8
Cahit Sıtkı ile ilgili “Bazı şairlerden etkilendiğine” (A), “şiirlerinin kişiliğini yansıttığına”
(B), “Yalnız şiir türünde eser vermediğine”
(C), “Genellikle ölçülü, kafiyeli şiirler yazdığına” (D) değinilmiştir. Ancak “Öykülerinin
şiirleri kadar başarılı olmadığı” (E) yargısına
değinilmemiştir.
Yanıt: E
35
PARAGRAFTA ANLAM – IV
3
Parçada sanatla insan arasındaki ilişkiden
söz edilmiştir. İnsanla karşılaşılan her yerde sanatın olduğu belirtilmiş, sanatın ne
kadar ilkel olsa da var olacağı, onun yokluğundan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır.
Bununla birlikte insanların kabileler hâlinde
veya gruplar hâlinde olsa bile sanatın var
olduğu dile getirilmiştir. Parçada “insanın
olduğu her yerde sanat etkinliği vardır.” yargısı anlatılmak istenmiştir.
Yanıt: A
Parçada romancıların kendilerini hayata adayan, olayların değişikliğine dokunmadıkları belirtiliyor. Örnek olarak da
Balzac’ın yaşadıkları gösteriliyor. Balzac’ın
eserlerindeki kahramanları gerçek hayatta da var olduğunu düşündüğü belirtiliyor.
Bu örnekten de yola çıkarak C’deki “Kimi
sanatçılar,eserleriyle ve kahramanlarıyla bütünleşir.” yargısı çıkarılabilir.
Yanıt: C
Parçada şiirin işlediği konuya göre zamana
direnebileceğinden bununla birlikte belli bir
devrin olaylarını konu edinen şiirin o günler
geçtikten sonra tarih olacağı belirtiliyor.
Şiirin görünenin, yaşananın derinliklerindeki
birleşmeleri, ortaklıkları gösterebildiği oranda sınırlarının genişlediği ve kalıcılığı yakalayacağı belirtiliyor. Parçadan da B’deki
“İnsanın değişmeyen yanlarını işleyen şiirlerin
kalıcı olacağı” sonucu çıkarılabilir.
Yanıt: B
Parçada okuma yazma becerisi kazanan
kişinin kendi dilinin yazısını seslerden ve
hecelerden sözcükler çıkararak öğrendiği
belirtilmiştir ancak bu temel becerinin sürekli olarak işletilip geliştirildiği sürece bir
değer taşıyacağı ifade edilmiştir. Gerçek
okuryazarlık becerisinin okuduğunu kendi
sözleriyle anlatabilmeyi kapsadığı, bu anlamda okuyanların başkalarına bağımlı olmadan dünyaya ve olaylara bakışını derinleştireceği söylenmiştir. Okuryazar olmanın
ölçüsü olarak da E’deki “Okuduklarını anlatabilmek ve onlar üzerinde düşünebilmek”
yargısı gösterilir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
2
ÇÖZÜM–17
1
36
5
Parçada konuşan kişinin şiir dilinin konuşma dilinden ayrı düşünülemeyeceğini vurguladığını söyleyebiliriz. Buna örnek olarak
da Melih Cevdet, Oktay Rifat ve onlar
gibilerin yazdığı şiirlerinde insanların günlük
yaşamda kullandığı sözcüklerden yararlandığı ifade edilmiştir. Bunun sonucu olarak
canlı bir dil dururken sözlüklerde eskimiş,
küflenmiş sözcüklerle şiir yazamayacağı
belirtilmiştir. Parçada konuşan kişinin asıl
anlatmak istediği de C’deki “Şiir okuyucu
tarafından bilinen, yaşayan bir dille yazılmalıdır.” ifadesidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: C
37
PARAGRAFTA YAPI – I
Bu tür soruları çözerken paragrafın giriş
cümlesini tespit etmeliyiz. Giriş cümlesini
tespit ettiğimizde diğer cümlelerin dil ve
düşünce yönünden birbirinin devamına bakmalıyız. Düşüncenin akışını bozan cümleyi
tespit ettiğimizde bu cümleyi diğeriyle yer
değiştirmeliyiz. Bu parçanın ilk cümlesi karın ... genleşen bulutların içinde oluştuğuna
vurgu yapılmış daha sonra aşırı soğumuş
su damlacıklarının buz kristallerine temas
ettiğine değinilmiştir. Arkasından da “Bu
bulutlarda...” diye başlayan bir ifadeye geçilmiştir. Anlatım ve dil yönüne baktığımızda
II. cümlenin III. cümleyle yer değiştirmesi
gerekmektedir.
Yanıt: B
3
Parçanın I. bölümünde giriş cümlesi niteliğinde bir açıklamada bulunulmuş. II ve III.
cümlesinde buna örnek niteliğinde Gümüşhane’deki yayla şenliklerinden bahsedilmiştir. Parçanın IV. bölümünde ise Karadeniz’deki yaylalardan birkaçına değinilmiştir.
Parçanın V. bölümünde ise yine bu yayla
şenliklerinin insana verdiği hazdan bahsedilmiştir. Dolayısıyla bu parçanın IV. cümlesi
dil ve anlam akışını bozmuş farklı bir konuya değinmiştir.
Yanıt: D
2
I. cümle parçanın giriş cümlesi niteliğindedir. Bu cümlenin dil ve anlam yönünden
devamı III. cümledir. III. cümleden sonra II.
cümle gelmelidir. IV. cümleyle de V. cümle
yer değiştirmelidir. Bu parçanın doğru sıralanışı I, III, II, V, IV biçimindedir. Baştan
ikinci cümle de III. cümledir.
Yanıt: C
Parçanın gelişme bölümünde “Ozanın in-
sanoğlunun geçmişini şerefli kılan yüreklilik,
onur, umut ve iyiliği kendilerine hatırlatmalıdır.” vurgusu yapılmıştır. Arkasından da
“İnsanların yüreğine su serpmeli, onların dirençlerini artırmalıdır.” düşüncesine yer ve-
rilmiştir. Bu düşünceleri destekleyen ve
parçanın devamı olan cümle A seçeneğinde
verilen cümledir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–18
1
38
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bu tür paragraf sorularında numaralanmış
cümlelerin dil ve anlam yönüyle birbirinin
devamı olmasına bakılmalıdır. Parçanın ikiye ayrılmak istenen yeni bir önceki cümleyle dil ve anlam yönüyle farklı kendinden sonraki cümleyle ilgili olması gerekir.
Verilen parçanın numaralanmış bölümlerine
baktığımızda I, II, III. cümlelerin sürgün
ve tomurcuklarından bahsettiğini IV. cümleden başlayarak yaprakların ne olduğuyla
ilgili bilgi verildiği görülür. Dolayısıyla IV.
cümleden başlayarak bu parça ikiye ayrılmalıdır.
Yanıt: D
6
Parçanın giriş bölümü II. numaralı cümledir. Arkasından I. cümle gelmektedir. Onu
takiben IV. cümle arkasından da V. ve III.
cümleler gelmektedir. Dolayısıyla doğru sıralama II, I, IV, V, III şeklindedir. Baştan
dördüncü cümle V. cümledir.
Yanıt: E
7
Bu parça, son cümlesi dışında genel olarak
“dünyayı nasıl bir geleceğin beklediği sorusuna”
yanıt olarak söylenmiştir. Bu tip sorularda
genelleyici ifadelerin olduğu sorulara dikkat
edilmelidir. Bu ifadeler parçayla bir bütün
oluşturmalı ve öyle değerlendirilmelidir.
Yanıt: B
39
PARAGRAFTA YAPI – II
3
Parçada I. cümleden itibaren hikâye yazmak
isteyenler için belirtilen sokağın evlerine
ve o evlerde yaşayan insanlara bakılmasını onları tanıma merakı olması belirtilmiş,
uzaklarda hikâye aramaya gerek olmadığı
dile getirilmiştir. V. cümleden yani “Bir zamanlar benim bütün dünyam bu penceresinden
baktığım evden ibaretti.” yargısından itibaren
ise parçada geçen kişinin bütün dünyasının
penceresinden baktığı ev olduğu sonra evin
kapısına çıktığı oradan birkaç ev öteye
oradan da başka sokaklara, caddelere çıktığı belirtilmiştir. Yani V. cümleden itibaren
yeni bir paragrafa geçilebilir.
Yanıt: D
4
Parçada ressam Sabri Berkel’e sorulan bir
soru ve onun cevabı var. Cevapta genel
olarak Mrac Chagall ismi üzerinde duruluyor. Parçanın devamında Andre Lhote, George Braque, Fernand Leger, Picasso gibi
yaşarken klasik olabilmiş ressamlardan söz
ediliyor. Parçada boş bırakılan yere E’deki
“Bugün yaşayan ressamlardan klasik kimliği
kazanmış kaç kişi var?” yargısının getirilmesi
en uygundur.
Yanıt: E
Parçaya baktığımızda I. cümleden yani “Be-
beğe ad koyma işi geleneklere göre yapılır.”
ifadesinden sonra gelen yargının parçanın
anlam bütünlüğünü bozduğunu söyleyebiliriz.
II. cümle yani “Bebek kundaklanır, başlığı
giydirilip çeşitli nazarlıklar takılır.” ifadesi ile
IV. cümlenin yani “O gün ailenin büyükleri ve yakın akrabaları toplanırlar.” yerlerini
değiştirdiğimizde parçadaki anlam akışı ve
bütünlük sağlanmış olur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
Parçada yazar Ziya Osman’la aynı şehirde
oldukları hâlde pek fazla görüşememekten
yakınıyor. Görüşmelerinin de öyle pek fazla değil yarım veya bir saati geçmediğini
belirtiyor. Bu açıklamaya göre de parçanın
başına E’deki “Ziya Osman’la pek fazla bir
araya geldiğimiz söylenemez.” ifadesinin gelmesi en uygundur.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–19
1
40
5
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir paragraf şeklinde sıralanması şu şekildedir: “(II)
Evrendeki sürekli oluşum ve değişim onun bir
parçası olan insan için de geçerlidir. (I) İnsan
da doğa ve toplumla birlikte başkalaşır. (IV)
Ayrıca onları değiştirmeye çalışırken kendisi de değişikliğe uğrar. (III) Doğa, insan ve
toplumdaki oluşum ve değişim edebiyata da
yansır. (V) Edebiyat bu oluşumla değişimi hem
yansıtır hem de onların etkisinde kalır.” Soru-
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
da paragrafın baştan ikinci cümlesi istendiğine göre baştan ikinci cümle I numaralı
yani “İnsan da doğa ve toplumla birlikte
başkalaşır.” cümlesidir.
Yanıt: A
7
Parçanın I. cümlesinde Montaigne’nin denemelerinin sık sık okunduğu II. cümlede
gecenin geç vaktinde bile olsa Denemeler’i
açıp Montaigne’le konuştuğu, III. cümlede Montaigne’nin aslında kendisinden söz
ederken okuyuculardan söz ettiği belirtiliyor. IV. cümleden itibaren ise yazar
Montaigne’nin bir iklim adamı olduğu, V.
cümlede Montaigne’nin hayatının en güzel zamanlarını şatosunun bahçesinde gezip dolaşarak geçirdiği ve VI. cümlede de
odasında zevk içinde “Denemeler”ini yazdığı
belirtiliyor. Yani parçada IV. cümleden itibaren yeni bir paragrafa geçilir.
Yanıt: C
6
Paragrafın giriş cümlesi öncelikle bağlayıcı
ögelerinin bulunmadığı cümlelerdir. Seçeneklere baktığımızda A’daki “Böylesine bir
kişinin attığı her adım, ulaşıldıkça ulaşılamayacak olan...” ifadesi ile, B’deki “Ne yazık ki
kişisel başarılar toplum için yaşayan bir insanı...” ifadesi ile, C’deki “Doğanın güzelliğinde
bile bazen bu çelişkiyi...” ifadesi ile, E’deki
“Böylece yarım yüzyıllık özgeçmişinde büyüyen
başarının sevinci, tarifsiz bir acıyla...” ifadesi
ile bir paragrafa başlanmaz. Çünkü bu ifadeler kendilerinden önceki bir yargıya bağlıdır. D’deki “Kimi zaman hüzün ve mutluluk
aynı anlama gelebilir.” ifadesi bir paragrafın
giriş cümlesi olabilir.
Yanıt: D
8
Parçanın anlamlı bir paragraf oluşturması
için şu şekilde sıralanması gerekir: “(II) Şair
insan olarak ve vatandaş olarak vatanını sevecektir. (IV) Ama onun şairlik güçlerinin şairlik
etkinliğinin vatanı iyilik, asalet ve güzelliktir.
(I) Şair belli bir bölge ve belli bir ülkeye bağlı
değildir. (V) Şair onları nerede bulursa orada
kucaklar. (III) Bu konuda o, özgür bakışlarla
ülkeler üzerinde uçan bir kartala benzer.”
Parçada baştan dördüncü cümle de “V”
numaralı cümledir.
Yanıt: E
41
PARAGRAFTA ANLATIM – I
Parça kişinin içinde yaşadığı bir zaman
diliminin aktarımı şeklinde 1. kişili bir anlatımla yazılmıştır. Kişinin köyü ve yıldızları
izlemesi görme duyusuyla, yağmurun yağmasıyla her tarafının ıpıslak oluşu dokunma
duyusuyla ilgilidir. Bölgenin eşsiz bir manzaraya sahip olması diye başlayan ifadeler
de öznel anlatımı gösterir. Parçada deyim
ve ikileme oluşturan sözcükler ve ifadeler
geçmemektedir.
Yanıt: E
3
Mehmet Fuat’ın Nazım Hikmet kitabıyla
ilgili değerlendirmesi tanık göstermeyi doğrular. Parçada kitapla ilgili çeşitli bilgiler
verilerek açıklama yapılmıştır. 17.000 dize,
300 kişi sayısal ifadeleri gösterir. Ayrıca II. Meşrutiyet’ten II. Dünya Savaşı’na
kadar Türk toplumunun siyasal ve toplumsal dönüşümünü anlatması yapıtın içeriğiyle
ilgilidir. Fakat parçada Nazım Hikmet’in
üslup (anlatım özelliği) yönüyle ilgili bir
açıklama yapılmamıştır.
Yanıt: A
2
Bu parçanın anlatımında öyküleme, tanımlama, benzetme ve betimleme kullanılmamıştır. Yazar parçanın giriş cümlesinde ele
aldığı düşünceyi desteklemek amacıyla G.
Flaubert’in sözlerine yer vermiştir. Bu anlatım yoluyla tanık göstermeden yararlanmıştır.
Yanıt: C
Parçanın bütününe baktığımızda sirüs ve
kümülüs bulutları hakkında bilgi verdiğini
görmekteyiz. Bilgi veren ifadeler açıklayıcı
ifadelerdir. Kümülüs bulutlarının sirüs bulutlarından farklı olarak her yükseklikte görülebilmesi karşılaştırmadır. Ayrıca parçada
“Bu nedir?” sorusunu sorduğumuzda sirüs
ve kümülüs bulutlarının ne olduğuyla ilgili
cevabı alırız. Bu da tanımlamayı gösterir.
Ayrıca bulutların tüysüz görünümlü kabarık
bulutlar olması niteleyici ifadelerdir. Fakat
parçanın anlatımında benzetme oluşturan
bir ifade yoktur.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–20
1
42
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Duruluk, bir cümlede gereksiz sözcük kullanmamakla ilgilidir. Yalınlık ise anlatımın
süsten ve gösterişten arındırılmış hâlidir.
Açıklık herkese göre aynı olan durumdur.
Akıcılık ise anlatımı dil ve anlam yönünden
pürüzsüz olmasıdır. Bu parçanın geneline
baktığımızda Orhan Veli’nin Türk şiirine
kazandırdıklarından bahsedilmiş ve onun
söyleyeceklerini birkaç satıra özlü bir biçimde sığdırdığına değinilmiştir. Bir şairin
az sözle çok şey anlatması onun özlü bir
anlatımının olduğunu gösterir.
Yanıt: D
6
Betimleme, bir kavram, bir obje ya da
canlı hakkında ayrıntılı bir anlatımla ilgilidir. Betimlemede anlatılanlar görsel ögeler
başta olmak üzere diğer duyu organlarıyla
ayrıntılı bir biçimde verilir. Verilen parçaya
baktığımızda sandal ağacının ayrıntılı bir
biçimde tasviri yapılmıştır ve betimlemeden
yararlanılmıştır.
Yanıt: C
7
Betimlemede anlatımda ayrıntı, tartışmada
görüş üstünlüğü, öykülemede de olay anlatımı esastır. Tanık göstermede ise kişinin
tanıklığına başvurma esas alınır. Açıklayıcı
paragraflarda bir konu hakkında bilgi vermek esastır. Bu parçada da Almanya’daki
dergi ve dergicilik konusunda bazı bilgiler
verilmiştir. Parçanın anlatımında açıklayıcı
anlatımlar ağır basmaktadır.
Yanıt: B
43
P A RSAÖGZRCA
ÜF
KTTA
E ANLAT
MI M- I– I I
Parçada Amasra’dan ve Amasra’nın kurulduğu yerden söz ediliyor. Yazar ayrıntıların
seçiminde sıfatlardan bolca yararlanıyor.
Bir yer, ayrıntılı olarak anlatılıyor parçada. Gözümüzün önünde canlanıyor. Sanatçı
sözcüklerle resim yapıyor. Bu türe de betimleme denir.
Yanıt: B
3
Parçanın anlatımında önce günlük türü ile
ilgili bilgiler veriliyor sonra da anı türü
ile ilgili bilgiler yer alıyor. Parçada günlük
ve anı arasında bir karşılaştırma yapılıyor.
Parçanın anlatımında ağırlıklı olarak karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
Yanıt: B
“MÖ 950-1150 yıllarında kıtlık nedeniyle göç
etmeden önce buralarda Anagazi aileleri yaşıyordu.” sözü “A” seçeneğini (Tarihsel bilgilere yer verilmiştir.) “geniş bir düzlükteyiz,
boş bir taş eve benziyor.” sözü “B” seçeneğini (Betimlemelerden yararlanılmıştır.), “baş
döndürücü tepeler, bunaltıcı sıcak, cansız bir
yer” sözü “C” seçeneğini (Yer yer öznel
anlatım tarzına başvurulmuştur.), “Kanyon
cansız bir yere, boş bir taş eve benziyor.”
sözü “E” seçeneğini (Benzetmelerden yarar-
lanılmıştır.) örnekler. Parçada konu ile ilgili
örneklere (D) yer verilmemiştir.
Yanıt: D
4
Parçada kişinin yaşadığı bir durum, belirli
bir olay çerçevesinde “kişi, yer, zaman” kavramlarına bağlı olarak hikâye şeklinde anlatılmıştır. Bir olay akışı vardır ve bu olay
akışı da belirli bir zaman diliminde gerçekleşmiştir. Bu anlatım biçimi de öykülemedir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
ÇÖZÜM–21
1
44
5
8
Parçada “lirik şiir”in tanımı yapılmıştır. Eski
Yunanlılarda bu türün işlevinden söz edilmektedir. Eski Yunan’da “lyra” denen çalgı ile ozanların bu türde şiirler söylediği
belirtilmektedir. Parçada tanımlama ağır
basmaktadır.
Yanıt: A
“Babam şehirden çıktığımızdan beri somurtuyordu.” sözü “görme” (A), “ekşi ayranı içince”
sözü “tatma” (B), “buz gibi ekşi”, “kavurucu
öğle sıcağı” sözü “dokunma” (C), “gübre kokusu” sözü “koklama” (E) duyusu ile ilgilidir.
Parçada “işitme” (D) duyusu ile algılanabile-
cek bir kavram yoktur.
Yanıt: D
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçada “Her yazarın kendi dilini bulabilmesi,
başkalarından farklılaşabildiği o eşiği geçmesi
gerekiyor.” sözü ile “dil”in “özgün”lüğünden
söz edilmektedir.
Yanıt: C
7
Parçada bir sanatçının sıradan sayılabilecek bir konuyu canlı bir anlatım tarzıyla
sürükleyici ve çekici kıldığından söz ediliyor. Yani sanatçının farklılığı, özgünlüğü
vurgulanmak istenmiştir.
Yanıt: A
9
Parça, “Yazmak bir eğitim işidir.” sözü ile
başlamış ve yazar bu görüşünü desteklemek için Flaubert ve Balzac’ın yazma
konusunda neler yaptıklarını belirtmiş, bu
da ağırlıklı olarak “örnekleme” (A) anlatımına
girer. Parçada örnekleme kullanılmıştır.
Yanıt: A
45
PARAGRAF KARMA - I
Bu cümlede zekâ sayesinde başlayıp iyi bir
eğitimle, oradan da iyi bir iş ve gelirle
konforlu bir hayat sürmek ilişkilendirilmiştir. A, C, D, E seçeneklerinde söylenenler
bu cümleyle çelişmeyen yapılardır. B seçeneğinde “Bu kadar rahat ve konforlu bir hayat sürmemi beni destekleyen kişilere borçluyum.” yargısı cümleyle çelişen bir yargıdır.
Çünkü bu cümlede kişinin konforlu hayat
sürmesinde birinin destekleyici etkisi değil,
kendi imkânlarının etkisinden söz edilmiştir.
Yanıt: B
3
Verilen parçada roman ve öyküde 1950’lerden sonra köylüden, işçiden, dar gelirli ailelerin bahsedildiği belirtilmiştir. Ağa-köylü,
zengin-fakir gibi toplumsal zıtlıkların yanı
sıra büyük kentlere göçün yarattığı sorunlar da ele alınmıştır. Dolayısıyla “sınıflar
arası farklılıkları” ve “göçün yarattığı sorunları” böyle bir anlayışla yazar tarafından
yazılmıştır. Bireyin içinde bulunduğu ruhsal
yapı ve düş dünyasında yarattığı imgeler
bu anlayışla yazılmaz.
Yanıt: C
2
Parçada teknolojik gelişmelerin insan hayatında değişimlere uğrayarak devam etmesine değinilmiştir. Fakat asıl olarak çağlar
boyunca ”konuşma”nın her şeyin önüne geçmesi ve önemini her geçen yüzyılda koruması konusuna değinilmiştir.
Yanıt: C
Yer değiştirme sorularında öncelikli olarak düşüncenin akışını bozan cümle tespit edilmelidir. Dil ve anlam bütünlüğüne
dikkat edilerek bu cümle uygun yerden
sonra getirilmelidir. Parçada İnsan Genom
Projesi’nin kamuoyunda büyük yankı uyandırmasına değinilmiş fakat bunun nedeni II.
cümlede değil III. cümlede verilmiştir. Parçayı anlamsal bir bütünlük içinde okuduğumuzda II. ile III. cümlenin yer değiştirmesi
gerektiğini görürüz.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–22
1
46
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçada eğitimin bireyi bedeni ve zihni olarak geliştirdiği, insanı çağdaş bir seviyeye
ulaştırdığı, bilimin özünü insana kavrattığı,
bireye doğru olan davranışları kazandırdığı
yargılarına ulaşılabilir. Fakat E seçeneğinde verilen eğitimin bireyin evrenselleşmesini sağladığı yargısına ulaşılamaz.
Yanıt: E
6
Verilen parçada A, B, C, D seçeneklerde
yapılan açıklamalara ulaşılabilmektedir. E
seçeneğinde verilen Beylikler ve Selçuklular Dönemi’nde Anadolu’nun Türkleşmesi
çok hızlı olmuştur yargısına ulaşılamaz. Parçada Beylikler ve Selçuklular Dönemi’nde
Anadolu’ya göçte yaşanan kargaşadan ve
sürekli olan bir yer değiştirmeden bahsedilmiştir. Anadolu’nun Türkleşmesinin çok
hızlı olduğuyla ilgili bir bilgi verilmemiştir.
Yanıt: E
47
PARAGRAF KARMA - II
Bu parçada İkizderelilerin yörede çözüm
olarak gördükleri şeyin ne olduğu sorulmuştur. Bunun yanıtı parçanın gelişme
bölümünde yer alan turizmin geliştirilmesi
ifadesidir.
Yanıt: D
3
Bu tür sıralama sorularında öncelikle genel
ifadenin bulunduğu giriş cümlesini bulmak
gerekir. Ayrıca bağlayıcı unsurlara, sıfat
ve ad tamlamalarına yani dil birimlerine
de bakmak gerekir. Parçaya baktığımızda
deniz salyangozlarıyla ilgili çeşitli özellikler verilmiştir. Cümleler anlamlı bir bütün
hâline getirildiğinde III -II - I - IV - V
şeklinde sıralanır. Baştan üçüncü cümlede
I. cümle olur.
Yanıt: A
2
Bu parçada İkizdere’de göç, işsizlik, doğanın tahrip edilmesi bilimsel olmayan uygulamalar gibi başlıca sorunlar görülmektedir.
E seçeneğinde verilen gelir dağılımındaki
dengesizlik parçada bahsedilen bir sorun
değildir.
Yanıt: E
Parçada Yerköprü Şelalesi’yle ilgili ayrıntılı
bir tasvirde bulunulmuştur. Bundan dolayı
betimleyici bir anlatımı vardır. “Tabanı göl
olan muhteşem bir yer” ifadesiyle öznellik
kazandırmıştır. Parçanın tümünde bir bilgi
verdiği için açıklayıcı bir anlatım vardır
ve görsel ögelerle algılanabilecek kavramlardan da yararlanılmıştır. Fakat D seçeneğinde verilen deyim ve ikilemelerden
yararlanılmıştır ifadesi yanlıştır. Parçada
deyim ve ikileme oluşturacak herhangi bir
ifade kullanılmamıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–23
1
48
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yer değiştirme sorularında parçanın anlam
ve dil akışına dikkat etmek gerekir. Öncelikli olarak parçanın giriş cümlesi tespit
edilmeli ve olayın akışına göre gelişme ve
sonuç cümleleri bulunmaktadır. Sıralama
buna göre yapılmalıdır. Bu parçaya baktığımızda I. cümle giriş cümlesidir. Fakat
ondan sonra II. cümle değil. III. cümle
getirilmelidir. Bundan dolayı II ve III. cümlelerin yerleri değiştirilmelidir.
Yanıt: B
6
Yansıma sözcükler işitsel ögelerle ilgilidir. Parçada geçen “şırıl şırıl” sözcüğü bir
yansımadır. Parçanın son bölümünde yer
alan asırlık çınar ağaçları yurt köşesinin
tanıklığını yapan heykellere benzetilmiştir.
Derenin eskiden uslu uslu akarken şimdi
başıboş akması bir karşılaştırmadır. Ayrıca
şırıl şırıl, uslu uslu sözcükleri birer ikilemedir. Parçada görme duyusuyla algılanabilen
kavramlar kullanılmıştır. Fakat tatma duyusuyla algılanabilen bir kavram yoktur.
Yanıt: A
49
SES BİLGİSİ - I
5
I. sözcükte kalın ünlüden sonra ince ünlü ve V.
sözcükte kalın ünlüden sora ince ünlü geldiği için
bunlar büyük ünlü uyumuna uymaz. II. ve III. sözcükte ince ünlülerden sonra yine ince ünlüler, IV.
sözcükte de kalın ünlüden sonra yine kalın ünlü
gelmiş, bunlar büyük ünlü uyumuna uymaktadır.
Yanıt: C
A → Ufuk → ufku: Ünlü düşmesi
B → tat → tadılır: Ünsüz yumuşaması
C → eşya - y - a → Kaynaştırma
E → uzak - da → uzakta: Ünsüz benzeşmesi
Verilen cümlede ünlü daralması yoktur.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–24
1
2
II. sözcükte araç - ı → “aracı” ünsüz yumuşaması
II.I. sözcükte iste - y - en → kaynaştırma harfi
IV. sözcükte kullandık - ı → “kullandığı” ünsüz
yumuşaması
V. sözcükte kuralları - n - ı →kaynaştırma harfi
kullanılmıştır. I. sözcükte hiçbir ses olayı yoktur.
Yanıt: A
A’da “dert”, C’de “yaptık”, D’de “kitap”, “kapak”, E’de “yemek”, “geldik” sözcükleri sert
ünsüzlerle (p, ç, t, k) bitmiş ve bunlar
ünlü ile başlayan bir ek almış ve böylece
yumuşamaya uğramıştır. B’de ise ünsüz yumuşaması yoktur.
Ünsüz benzeşmesinde “f, s, t, k, ç, ş, h,
p” seslerinden biriyle biten bir sözcük “c,
d, g” ile başlayan bir ek alırsa bu sesler
sertleşerek “ç, t, k”ye dönüşür. II. cümlede
“içden” sözcüğü “içten”, III. cümlede “sanat
- cı” sözcüğü “sanatçı” şekline dönerek sertleşmeye uğramıştır.
Yanıt: B
Yanıt: B
4
“Şehrin” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır.
(Şehir - in → şehrin) A’da “ömür” ”ömrün”,
C’de “alın” “alnı”, D’de “beyin” “beyni”, E’de
“akıl” “aklı” şekline gelerek ünlü düşmesi
görülmüş ancak B’de böyle bir kullanım
yoktur.
Yanıt: B
7
“sırrı” sözcüğünde “sır” sözcüğü iyelik eki almış ve sözcükte ünsüz türemesi, “sakla - yor”
“→ saklıyor” sözcüğünde ünlü ile biten bir
eylem (sakla–) “–yor” ekini alarak sözcüğün
sonundaki “–a” sesi daralarak “–ı”ya dönüş-
müş ve ünlü daralması meydana gelmiştir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
6
50
8
11
I. cümledeki “yükseldikçe” sözcüğü “yüksek”
sözcüğünden türemiş ve sözcüğün sonundaki “-k” sesi düşmüştür. II. cümlede “durgunluğa” sözcüğü “durgunluk-a” şeklindedir. Sert
sessiz harf yumuşayarak “durgunluğa” hâlini
alır. Ünsüz yumuşaması vardır. III. ve IV.
cümlelerdeki herhangi bir ses olayı yoktur.
V. cümledeki “görülme-s-i” sözcüğünde kaynaştırma harfi vardır.
Yanıt: A
“yavaş” sözcüğü “f, s, t, k, c, ş, h, p” seslerinden biriyle bitmiş ve “-ca” ekini almıştır.
“-ca” eki de sertleşerek sözcüğü “yavaşça”
hâline getirmiştir. “dert” sözcüğü de “p, ç,
t, k” ünsüzlerinden biriyle bitmiş ve ünlü ile
başlayan bir ek almıştır. O da yumuşayarak “derdi” şeklini almıştır. Dizelerde ünsüz
yumuşaması ve ünsüz benzeşmesi vardır.
Yanıt: A
9
“Ayrılmıyor” sözcüğü “ayır-” eyleminden tü-
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
remiş ve sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü
düşmüştür. Yani ünlü düşmesi vardır. Sözcük “-ma” olumsuzluk ekini almış ve sonra
şimdiki zaman ekini almıştır. Türkçede “-a,
-e” ile biten eylemler “-yor” ekini alınca “-ı,
-i, -u, -ü”ye dönüşür. Yani ünlü daralması
meydana gelir.
Yanıt: C
12
Ünlü türemesi tek heceli bazı sözcüklere
“-cık” eki getirildiğinde görülür. II. sözcükte
“-dar” sözcüğü “-cık” eki almış ve “daracık”
hâline dönmüştür. Bu sözcükte ünlü türemesi vardır. I., III. ve IV. sözcükte hiçbir
ses olayı yoktur. V. sözcükte “parçalıyordu” eyleminde “parçala-” sözcüğü “-yor” ekini
alarak daralmaya uğramıştır.
Yanıt: B
10
“gittiğim” sözcüğünde hem ünsüz benzeşmesi
(B) hem de ünsüz yumuşaması (A), “varılmıyorsun” sözcüğünde ünlü daralması (C), “nasıl” →
→ “ne asıl” sözcüğünde de ünlü düşmesi
(D) vardır. Dizelerde ünlü değişimi yoktur.
Yanıt: E
13
Ünlü düşmesi birleşik sözcüklerde, türeme
sırasında, ikinci hecesinde dar ünlü bulunan
sözcükler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında görülür. II. sözcükte “kayıp ol-” yardımcı eyleminde ünlü düşmesi; IV. sözcükte
“sıyır-” eylemi yapım eki almış ve sözcüğün
ikinci hecesindeki ünlü düşmüştür.
Yanıt: C
51
S ÖSZECSÜ KBTİEL GAİ SNİL A
– MI I - I
I. dizedeki “Beklemek ile” sözünde “ile” edatı
kendinden önceki sözcükle birleşmiş ve “i”
ünlüsü düşmüştür. Yine I. dizede “ömür–
ümüz” sözcüğündeki ikinci hecedeki “-ü” sesi
düşmüş ve ünlü düşmesi oluşmuştur.
II. dizede ünsüz benzeşmesi (kovalamakta),
III. ve IV. dizelerde ünsüz yumuşaması (edilen, yeşilliğine, sığındığımız) vardır. V. dizede ulama (bir anda) yapılmıştır.
Yanıt: A
5
Ünsüz benzeşmesi “f, s, t, k, ç, ş, h, p” seslerinden biriyle biten bir sözcüğün “c, d, g”
ile başlayan ekler aldığında bu seslerin “ç,
t, k”ye dönüşmesidir. Parçada I. cümlede
“çok” sözcüğü “-den” ayrılma eki almış ve
ünsüz benzeşmesi (çoktan) olmuştur. Aynı
cümlede “unutmuş” sözcüğü “-dı” ekini almış
ve ünsüz benzeşmesi (unutmuştu) olmuştur. Diğer seçeneklerde ünsüz benzeşmesi
yoktur.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–25
1
2
“Yolculukta” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi,
“umudun olduğu” sözünde ulama, “sana” sözcüğünde ünlü değişimi, “olduğu, varacağım,
taşıyacağım” sözcüklerinde ünsüz yumuşa-
ması vardır.
Dizelerde ünlü daralmasına (C) örnek yoktur.
Yanıt: C
“Koşuştuğu” sözcüğünde önce sert ünsüzlerin
benzeşmesi ardından da ünsüz yumuşaması
olayı vardır.
Yanıt: B
Birinci dizede “ekeceğim” sözcüğünde ünsüz
yumuşaması, ikinci dizede “topraktan” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, üçüncü dizede
“şefkatle” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır.
Yani dizelerde sırasıyla “ünsüz yumuşaması, ünsüz benzeşmesi ve ünlü düşmesi” görülmektedir.
Yanıt: B
7
4
Ünsüz yumuşaması “p, ç, t, k” ile biten
sözcüklerin ünlü ile başlayan ek aldıklarında bu seslerin yumaşarak “b, c, d, g
(ğ)”ye dönüşmesidir. D seçeneğinde “çocuk”
sözcüğü ünlü ile (-u) başlayan bir ek almış
ve sözcük yumuşayarak “çocuğu” şekline
dönmüştür.
Yanıt: D
Ünsüz yumuşaması “p, ç, t, k” seslerinden
biriyle biten bir sözcüğe ünlü ile başlayan
bir ek getirildiğinde “p, ç, t, k”nin yumuşayarak “b, c, d, g (ğ)”ye dönüşmesidir.
D seçeneğinde “Işıklar kıskanacak erdiğimiz
aydınlığı” dizesinde “erdik–imiz → erdiğimiz,
aydınlık–ı → aydınlığı” şekline dönmüş ve ünsüz
yumuşaması gerçekleşmiştir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
6
52
8
“Kayıp et → Kaybeden” şeklini alarak ünlü
düşmesi (A) ve ünsüz yumuşaması (B) görülür. “Yaktığı, yakmayacaktın” sözcüklerinde ünsüz benzeşmesi (C) vardır. “Yolu–n–u,
yolcu–n–un, biri–n–i, yakma–y–acaktın” sözcüklerinde altı çizili harfler kaynaştırma (E)
örneğidir. Dizelerde ünlü türemesi yoktur.
Yanıt: D
11
A seçeneğinde “anlattığı” sözcüğünde hem
ünsüz benzeşmesi (anlat–tık) hem de ünsüz
yumuşaması (anlattık–ı → anlattığı) vardır.
B ve C seçeneklerinde sadece ünsüz yumuşaması (düdüğü, düşündüğün) vardır. D
seçeneğinde bir ses olayı yoktur. E’de ise
ünlü düşmesi (sevgi ile → sevgiyle) vardır.
Yanıt: A
12
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
Ünlü değişimi Türkçede sadece “ben, sen”
kişi zamirlerinde görülür. Bu sözcükler “-e,
-a” yönelme hâl ekini alınca kökteki “-e”ler
“-a”ya dönüşür. A seçeneğinde “sana” sözcüğünde ünlü değişimi vardır (ben-a, bana).
B’de ünsüz yumuşaması (aldığını), C’de ünlü
düşmesi (hatırlardım), D’de ünlü düşmesi
(eskisiydi), E’de ünlü düşmesi ve ünsüz yumuşaması (kaybolunca, gelirdi) vardır.
Yanıt: A
10
Ünlü daralması ”-a, -e” ile biten eylemlere
“-yor” eki getirildiğinde bu eylemlerdeki “-a,
-e”lerin daralarak “-ı, -i, -u, ü”ye dönüşmesidir. C seçeneğinde “bekle-” eylemi “-yor”
ekini almış ve daralmaya uğramıştır. (bekleyor → bekliyor)
A’da ünsüz benzeşmesi (inandırmıştı), B’de
ünsüz benzeşmesi ve ünsüz yumuşaması
(unuttuğumuz), D’de ünlü değişimi (sana)
vardır. E seçeneğinde herhangi bir ses
olayı yoktur.
Yanıt: C
E seçeneğinde “devrilsin” sözcüğünde türeme sırasında ünlü düşmesi görülür. Sözcük
“devir-il → devril-” şeklindedir. Sözcüğün ikinci hecesindeki ünlü düşmüştür. A’da kaynaştırma (uğrama-y-an), B’de kaynaştırma
(görme-y-en), C’de kaynaştırma (sevme-yen), D’de kaynaştırma (O-n-un, koku-s-u) ve
ünsüz benzeşmesi (sarmıştır) vardır.
Yanıt: E
13
Parçada “şehrin” sözcüğünde ünlü düşmesi
(şehir-in şehrin) (A), “buldukça” sözcüğünde
ünsüz benzeşmesi (B), “kurtulmak isteyenler”
sözünde ulama (C), “hava-s-ından, iste-y-enler,
yayla-y-a” sözcüklerinde kaynaştırma harfleri (E) vardır. Parçada ünsüz düşmesi (D)
yoktur.
Yanıt: D
14
A seçeneğinde ünlü düşmesi (akıl-ım →
aklım), B seçeneğinde ünlü değişimi (sen-a
sana) ve ünsüz benzeşmesi (unuttum), C
seçeneğinde ünsüz yumuşaması (kitap-ını kitabını), D seçeneğinde kaynaştırma (sıkıntıs-ı) ve ünsüz benzeşmesi (olamamaktır) vardır. E seçeneğinde herhangi bir ses olayı
yoktur.
Yanıt: E
53
SES BİLGİSİ – III
I. cümlede “gitti”, II. cümlede “yaptı”, IV.
cümlede “yerleşti”, V. cümlede “geçirecekti”
yüklemlerinde ünsüz benzeşmesi vardır. III.
cümlenin yüklemi “başladı” sözcüğünde ünsüz
benzeşmesi yoktur.
Yanıt: C
Bu şiirin ikinci dizesinde “yiyip” sözcüğünde
ünlü daralması vardır. “Ye” eylem köküne
“y” ünlüsü daralarak “i”ye dönüşmüştür. Bu
olaya ünlü daralması denir. ”yiyecek, niye,
diyecek”, sözcüklerinde de aynı şekilde ünlü
daralması vardır.
Yanıt: B
I. cümlede geçen “kayboldu” ve “ağzına”
sözcüklerinde ünlü düşmesi vardır. “kayıp
olmak” yardımcı eylemiyle oluşmuş sözcüklerde ünlü düşmesi olduğu için bu sözcük
birleşik yazılmıştır. “Ağız” sözcüğü ek aldığında “ı” ünlüsünü kaybetmiştir.
Yanıt: A
4
I. sözcük “babasıyla” kaynaştırma ünsüzü,
II. sözcük “kapağı” ünsüz yumuşamasını,
III. sözcük “küçücük” ünsüz düşmesini, IV.
sözcük “sana” ünlü değişimini örnekler. V.
sözcükte de kaynaştırma ünsüzü vardır.
Verilenler sözcüklerle eşleştirildiğinde ünlü
türemesinin olmadığı görülür.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–26
1
54
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Şiirin ikinci dizesinde yazan “diyordun” sözcüğünde ünlü daralması, 4. dizede “Dinsin
artık” ifadesinde ulama vardır. 5. dizede
“ağacın” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır. Yine aynı dizede “gölgesinde” sözcüğünde “s” eki kaynaştırmayı örnekler. Dizelerde ünsüz türemesiyle ilgili bir bilgi
verilmemiştir.
Yanıt: D
7
Şiirin son dizesinde yer alan “yürekten” ve
“yüreğe” sözcüklerinde sırayla ünsüz benzeşmesi ve ünsüz yumuşaması vardır. Sonunda
sert ünsüz bulunan bir sözcük “c, d, g”
yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek alınca
bu ekler sertleşerek “ç, t, k” dönüşür. “p, ç,
t, k” ünsüzleriyle biten bir sözcük ünlüyle
başlayan bir ek alırsa bunlar da yumuşayarak “b, c, d, g, ğ”ye dönüşür.
Yanıt: C
6
Ünsüz türemesi genellikle yardımcı eylemle
oluşan birleşik fiillerin birleşmesi esnasında olur. “hissetmek, reddetmek, affetmek...”
gibi sözcüklerdeki ikinci ünsüz harfler (s,
d, f) ünsüz türemesini örneklendirir. Bu
açıklamaya uygun olarak kullanılan sözcük
C seçeneğindeki “zannetmiştim” sözcüğüdür.
Buradaki “n” harfi ünsüz türemesi olarak
kullanılmıştır.
Yanıt: C
8
Sonunda sert ünsüz bulunan bir sözcük “c,
d, g” yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir
ek alınca bu ekler sertleşerek “ç, t, k”
dönüşür. Bu ses olayına ünsüz sertleşmesi
(benzeşmesi) denir. Bu açıklamaya göre I.
cümlede geçen “kitaptan” sözcüğünde ünsüz
sertleşmesi vardır.
Yanıt: A
55
SES BİLGİSİ – IV
I. dizede “gülüşten” sözcüğünde “ş” sert sessizle biten bir sözcük “c, d, g” ünsüzüyle başlayan bir ek aldığı için d → t’ye dönüşmüş,
ünsüz sertleşmiştir. “Yokluğun” “yokluk”tan
gelir ve ünlüyle başlayan bir ek aldığı için
yumuşayarak “k - ğ”ye dönüşmüştür
Yanıt: A
4
“minicik → minik, ufacık → ufak, alçalmak →
alçak, yükselmek → yüksek”ten türemektedir.
Bu sözcüklerde “k” ünsüzü düşmüştür. D
seçeneğinde “sararmış → sarı” sözcüğünde
türemektedir, bu sözcükte “ı” ünlüsü düş-
ÇÖZÜM–27
1
müştür.
Yanıt: D
2
5
“bağımsızlık” sözcüğü ünlüyle başlayan bir ek
aldığında “k” ünsüzü yumuşayarak “ğ” dönüşmüştür. Aynı ses olayı “boyunduruğundan”
sözcüğünde de vardır.
Yanıt: B
6
3
III. cümlede “hukuğun” sözcüğü yazım yanlışı
olan bir sözcüktür. “hukukun” şeklinde yazılmalıydı. Hukuk, devlet, evrak, millet, vb.
sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek gelirse
bu sözcüklerde ünsüz yumuşaması yapılmaz.
Yanıt: C
I. dizede “ağzımın” sözcüğünde “ağız”dan
geldiği için ünlü düşmüş, II. dizede “yutkunduğumda” sözcüğü “g-k” değişimine uğrayarak ünsüz sertleşmesine uğramış, III.
dizede “yoğa” sözcüğü “yok”tan gelmektedir
ve “k-ğ”ya dönüşmüş ünsüz yumuşamıştır.
V. dizede “yüzüm öfkeden” ifadesinde “m”
ünsüzü “ö” ünlüsüne bağlanarak ulama yapılmıştır. Fakat IV. dizede ünsüz düşmesine
uğramış bir sözcük yoktur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. cümlede “kalmıştır” ve IV. cümlede “hazırlamıştır” ünsüz sertleşmesine uğramıştır. V.
cümlede “malzemesi” sözcüğünde kaynaştırma ünsüzü “s” vardır.
II. ve III. cümlelerde yer alan “ulaştığı ve
yazıcılığını” sözcüklerinde ünsüz yumuşaması
vardır.
Yanıt: E
56
7
I. dizede yer alan dünya–y–a sözcüğünde “y” kaynaştırma ünsüzüdür. Aynı dizede
“taştılar” ünsüz benzeşmesine uğramış bir
sözcüktür.
Yanıt: A
10
I. cümlede “sevgiyi” sözcüğündeki “y” kaynaştırma ünsüzüdür. II. cümlede “bastırmak için,
açıklamak için” sözcüklerinde ulama vardır.
III. cümlede “yüreğimiz” sözcüğünde ünsüz
yumuşaması vardır. IV. cümlede “boyutu”
sözcüğü ünsüz yumuşamasına aykırı kullanılmıştır. V. cümlede ünlü daralmasına uğrayan bir sözcük kullanılmamıştır.
Yanıt: E
11
8
E
seçeneğinde “reddetmişti” sözcüğünde
sözcüğü yardımcı eylemle
oluşmuş birleşik yapılı bir eylemdir ve “d”
sesi türemiştir. Bu tür sözcüklerde ünsüz
türemesi olursa sözcükler birleşik yazılır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“red–d-etmek”
9
“ben” sözcüğü “a” yönelme hâl ekini aldığın-
da sözcüğün kökündeki ünlü değişime uğrar.
ben - bana bu olaya ünlü değişimi denir.
“Dostluğumuzda” sözcüğünde “dostluk” sözcüğü ünlüyle başlayan bir ek alırsa bu ünsüz
yumuşar “k–ğ”ye dönüşür.
Yanıt: B
I. sözcükte (açtığı) ünsüz yumuşaması vardır. II. sözcükte (yürümekten) ünsüz sertleşmesi vardır. III. sözcükte (bekleyen) kaynaştırma ünsüzü kullanılmıştır. IV. sözcükte
herhangi bir ses olayı yoktur. V. sözcükte
ise (bekliyor) “bekle” fiili “yor” simdiki zaman ekini aldığında kelimenin sonundaki “e”
ünlüsü “i” dönüşerek daralmıştır.
Yanıt: E
12
A seçeneğinde “alnım”, B seçeneğinde “şehrin” D seçeneğinde “gönlünü” E seçeneğinde “burnun” sözcükleri çekimlenirken (çekim
eki alırken) ünlü düşmesine uğramıştır. C
seçeneğindeki “sararmıştı” sözcüğü “sarı”dan
“sararmak” olmuş ve türetilirken “ı” ünlüsünü kaybetmiştir.
Yanıt: C
57
YAZIM
S Ö Z C Ü KKURALLARI
T E A N L A M –- II
I’de “hiç te” sözü “hiç de” şeklinde, III’te
“Yapamıyacağın” sözcüğü “yapamayacağın”
şeklinde, IV’te “birşey” sözcüğü “bir şey”
şeklinde ayrı olarak ve V’te de “ihmaletme”
sözü “ihmal etme” şeklinde ayrı olarak yazılmalıydı. II. sözcükte ise (Ara sıra) yazım
yanlışı yoktur.
Yanıt: B
2
B seçeneğinde “Sınıf arkadaşı Sibel de defterleri kalmıştı.” yargısında kullanılan “-de”
ektir ve birleşik yazılmalıdır. Çünkü cümleden çıkarıldığında anlam bozuluyor ve
anlam bozuluyorsa “-de” kendinden önceki
sözcükle bitişik yazılır. A, C, D ve E seçeneklerinde kullanılan “de”ler bağlaçtır ve
ayrı yazılmaları doğrudur.
Yanıt: B
5
B’de “kalmıyarak” sözcüğü “kalmayarak”,
C’de “madem ki” sözcüğü “mademki” şeklinde
birleşik, D’de “Türkçe’nin” sözcüğünde kesme işareti kullanılmamalı yani “Türkçenin”
diye, E’de “Dünya’nın” sözcüğü coğrafi terim
olarak kullanılmadığı için küçük ve kesme
işareti kullanılmadan yazılmalıydı yani “dünyanın” olmalıydı. A’da “Onu çok gücendirmiş
olmalısınız ki sizi aramıyor.” cümlesinde yazım
yanlışı yoktur.
Yanıt: A
6
3
D seçeneğinde “Kadir Bey Doçentlik unvanını da aldı sonunda.” yargısında “Doçentlik”
sözcüğü küçük harfle başlamalıydı. Çünkü
sözü edilen kişinin bu unvanı aldığı belirtiliyor. A’da “Hanım”, B’de “Çolak”, C’de
“Doktor” ve “Bey”, E’de “Yüzbaşı” sözcükleri
birer unvandır ve büyük harfle yazılmaları
doğrudur.
Yanıt: D
D’de “Mesnevi türünün en başarılı örneklerin-
den biri Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun Mesnevisidir.” cümlesinde “Leyla ile Mecnun Mesnevisi” derken “Mesnevi” sözcüğü küçük harfle
başlamalıydı. Çünkü burada özel ad sadece
“Leyla ile Mecnun” sözüdür. “Mesnevi” onun
türüdür ve tür adları özel adın içinde olmadığı sürece küçük harfle yazılır. A, B,
C ve E’deki özel adlarda bir yazım yanlışı
yoktur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yardımcı eylemler bazen ayrı bazen birleşik yazılır. Yardımcı eylemle ad arasında
ses türemesi ya da düşmesi varsa birleşik
yoksa ayrı yazılır. C’de “farzet” birleşik
eylemi yanlış yazılmıştır. Ses olayı olmadığı için “farz et” şeklinde ayrı yazılmalıydı.
A’da “terk edip”, B’de “kabul edersen”, E’de
“çalışkan olduğunu” sözü yardımcı eylemdir
ve ses olayı olmadığı için ayrı yazılmıştır.
Doğrudur. D’de “devrettim” yardımcı eyleminde ses düşmesi (devir ettim → devrettim) vardır ve birleşik yazılması doğrudur.
Yanıt: C
4
ÇÖZÜM–28
1
58
7
II. sözcükte yazım yanlışı vardır. Çünkü
bu sözcük “terkedilen” diye birleşik yazılmış ama ayrı yazılmalıydı. Yardımcı eylemler arasında ses olayı olduğunda birleşik
ses olayı yoksa ayrı yazılır. Bu sözcükte
ses olayı olmadığı için sözcük “terk edilen”
şeklinde yazılmalıydı. I’de “ihanetidir”, III’te
“bırakıp”, IV’te “naylon”, V’te “zehir” sözcüklerinde yazım yanlışı yoktur.
Yanıt: B
10
D seçeneğinde “Duydumki benimle ilgili ileri
geri konuşuyormuşsun.” yargısında kullanılan
“ki” bağlaçtır ve ayrı yazılmalıdır. Sözcük
“Duydum ki” şeklinde olmalıdır. A ve B’de
kullanılan “-ki”ler sıfattır ve birleşik yazılması C ve E’de kullanılan “ki” bağlaçtır
ve ayrı yazılması doğrudur. D seçeneğinde
yazım yanlışı vardır.
Yanıt: D
11
8
C seçeneğinde “Emaneti, kıymet bilmiyen-
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
lere bırakırsan döndüğünde bulamayabilirsin.”
yargısında “bilmiyenlere” sözcüğü yanlış
yazılmıştır. Gereksiz yere ünlü daralması
yapılmıştır. Sözcük “bilmeyenlere” şeklinde
yazılmalıydı. A, B, D ve E seçeneklerinde
herhangi bir yazım yanlışı yoktur.
Yanıt: C
B’de “Temmuz’da” sözcüğü bir tarih belirtmediği için küçük yazılmalıydı ve kesme
işareti olmamalıydı. C’de “ayrılıkdır” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi olup sözcük “ayrılıktır” şeklinde olmalıydı. D’de “önemsenmiyecek” sözcüğünde daralma olmamalı, sözcük
“önemsenmeyecek” şeklinde yazılmalıydı. E’de
“Güney Doğu” sözü bir ara yöndür ve ara
yönler her zaman birleşik yazılır. A seçeneğinde “Her şeyden el etek çekmesine hayret ettim doğrusu.” ifadesinde yazım yanlışı
yoktur.
Yanıt: A
9
E seçeneğinde “Sokakdan gelen sesler hepimizin dikkatini dağıtıyordu.” yargısında ünsüz
benzeşmesi kuralına uyulmadığı için yazım
yanlışı yapılmıştır. “Sokakdan” sözcüğünde
ünsüz benzeşmesi yapılıp sözcük “Sokaktan”
şeklinde yazılmalıdır. A, B, C ve D seçeneklerinde yazım yanlışı yoktur.
Yanıt: E
12
C seçeneğinde “Derslerine çok iyi çalışıyor,
yinede sınavlarda başarılı olamıyor.” cümlesindeki ilk “de” sözcüğü bağlaçtır ve bağlaç
olan “de”ler her zaman ayrı yazılır. A, B,
D ve E seçeneklerinde ise bir yazım yanlışı yoktur.
Yanıt: C
59
YAZIM KURALLARI – II
5
A, B, D ve E’de ünsüz benzeşmesi kuralına uyulmadığından yazım yanlışı vardır.
Sözcüklerin doğru yazımları şu şekildedir:
A “13.00’te”, D “pişkin”
B “harcamaktan”, E “genişçe”
C’de yazım yanlışı yoktur.
A’da dağ, B’de dergi, C’de eser, E’de yön
adı büyük yazılmıştır. Doğrudur. D’de ise
“torosların” sözcüğü “Toroslar” şeklinde yazılmalıydı.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–29
1
Yanıt: C
2
6
I. sözcük ayrı “bin atlı” şeklinde, II. sözcük
“cümleside” ayrı, III. sözcük “san ki” birleşik,
V. sözcük “kalır mıydı” şeklinde ayrı yazılmalıdır. IV. sözcükte yazım yanlışı yoktur.
Yanıt: D
3
7
4
Bağlaç olan “de” her zaman ayrı yazılır.
Ek olan “-de” birleşik yazılır. “-de” cümleden çıkarıldığında anlam bozulursa bitişik,
bozulmazsa ayrı yazılır. A, B, D ve E’de
“-de”ler ektir ve cümleden çıkarıldığında
anlam bozulur, bitişik yazılması doğrudur.
C’de ise “eleştirdiğide” sözcüğünde “de” bağlaçtır, ayrı yazılmalıdır.
Yanıt: C
I. cümlede “herşey” sözcüğü yanlış yazılmıştır. “şey” sözcüğü her zaman ayrı yazılır.
III. cümlede “baş vurmaktan” sözcüğü yanlış
yazılmıştır. Bu sözcük anlamca kaynaşmış
birleşik eylemdir, bitişik yazılır. II. cümlede “bilinmiyen” sözcüğü “bilinmeyen” şeklinde
yazılmalıdır. IV. cümlede “bir çok” sözcüğü
bitişik yazılmalıydı. V. cümlede ise yazım
yanlışı yoktur.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A, B ve D’deki “-ki”ler sıfat yapan “ki”ler
olduğu için bitişik yazılmıştır, C’de “madem
ki” sözcüğü kalıplaşmıştır ve bitişik yazılır.
E’de ise “ne yazıkki” sözcüğünde “-ki” yanlış
yazılmıştır, bağlaç olan “-ki”ler her zaman
ayrı yazılır. Sözcük “ne yazık ki” şeklinde
olmalıdır.
Yanıt: E
II. cümlede “ışılışıl” sözü bir ikilemedir ve
ikilemeler her zaman ayrı yazılır. III. cümlede “farkedilmez” sözü birleşik eylemdir ve
ayrı yazılmalıdır. Çünkü birleşik eylemleri
oluşturan sözcükler arasında türeme ya da
düşme yoksa bunlar her zaman ayrı yazılır.
IV. cümlede “birgün” sözcüğü ayrı yazılmalıdır. V. cümlede “çıkı verir” kurallı birleşik
eylemi bitişik yazılmalıdır. Çünkü kurallı
birleşik eylemler her zaman bitişik yazılır.
Yanıt: A
60
8
“bakdım” sözcüğü “baktım” şeklinde, “yokdu”
sözcüğü “yoktu” şeklinde, “Güneşler” sözcüğü
coğrafi terim olarak kullanılmadığından “güneşler” şeklinde, “ağırağır” sözü de ikileme
olduğundan “ağır ağır” şeklinde yazılmalıdır.
4 tane yazım yanlışı olan sözcük vardır.
Yanıt: C
9
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yön adları özel addan önce gelirse büyük,
sonra gelirse küçük yazılır. C’de “kuzey”
sözcüğü yön adından önce geldiği için büyük yazılmalıydı.
Yanıt: C
11
C’deki “Bir an tüm yıldızların yer yüzüne
indiğini düşündüm.” cümlesinde “yeryüzü” sözcüğü bitişik yazılmalıdır. A, B, D ve E’de
yazım yanlışı yoktur.
Yanıt: C
12
B’de özel isim (Uludağ’da) doğru, C’de özel
isim (Ümitköy’de) doğru, D’de özel adlar
(Bahar’ın, Ağa) doğru, E’de yön adı özel
addan önce (Batı Ege) gelmiş, doğru yazılmıştır. A’da ise “Ay” sözcüğü küçük olmalıydı. Dünya, güneş, ay, sözcükleri coğrafi
terim olarak kullanıldığında sadece büyük
yazılır.
Yanıt: A
10
A’da “bahis ettik” → “bahsettik” sözcüğünde
ünlü düşmesi vardır, bitişik yazılmalıdır.
B’de “hüküm et–” → “hükmetmek” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır, bitişik yazılmalıdır.
C’de “arz et–” eyleminde ses olayı yok, ayrı
yazılmalıdır.
E’de “buyur etti” sözünde ses olayı yok,
ayrı yazılmalıdır.
D’de ise “sarfet–” sözünde ses düşmesi ya
da türemesi olmadığı için bu sözcük ayrı
yazılmalıdır.
Yanıt: D
13
II. sözcükte benzeşme kuralına uyulmadığı
için (yapmakdan → yapmaktan) yazım yanlışı vardır. III. sözcükte daralma olmaması
gerekir. Sözcük “gelmeyen” şeklinde olmalıdır. IV. sözcük (yalnışlarını) “yanlışlarını”
şeklinde, V. sözcük (vurdum duymaz) “vurdumduymaz” şeklinde yazılmalıdır. I. sözcükte yazım yanlışı yoktur.
Yanıt: A
61
YAZIM KURALLARI – III
4
A seçeneğinde “biride” sözcüğünde “de” yanlış yazılmıştır. Buradaki de bağlaç olan
“de”dir. Ayrı yazılması gerekmektedir. Bağlaç olan “de, da” lar cümleden çıkarıldıklarında anlamsal bozukluk yaratmazlar, her
zaman ayrı yazılırlar ve “te, ta” şekline
dönüşmezler. Ek alan “–de, –da” ise daima
bitişik yazılır ve ünsüz sertleşmesine uğrarsa “–te, –ta” şekline dönüşebilir.
Yanıt: A
Kısaltmalar, kısaltmanın açılımına göre değil, kısaltmanın son hecesine göre okunurlar. Gelen ekler de buna göre tamamlanırlar. Ünsüz sertleşmesi varsa ekte gösterilir
ve daima ince ünlüyle okunur. A, B, C, E
seçeneklerinde yazan kısaltmaların yazımı
doğrudur. Fakat D seçeneğinde “TDK”nın”
yanlış yazılmıştır doğrusu “TDK’nin” şeklinde
olmalıdır.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–30
1
2
5
I, II, IV, ve V. sözcüklerinde yazım yanlışı yapılmamıştır. III. sözcük “eşkiya” yanlış
yazılmıştır. Doğrusu “eşkıya” şeklinde olmalıydı.
Yanıt: C
Yanıt: E
3
I.cümlede “ sorunlarıda” “sorunları da” şeklinde yazılmalıydı, buradaki “da” bağlaç olan
“da” dır ve ayrı yazılır. II. cümlede “yönelikdir.” “yöneliktir” şeklinde yazılmalıdır.
III. cümlede “gittikce” ünsüz sertleşmesine
uğrayıp “gittikçe” şeklinde yazılmalıdır. IV.
cümlede “gösteriyorki” sözcüğündeki “ki” bağlaç olan “ki” dır ve ayrı yazılır. V. cümlede
bir yazım yanlışı yapılan sözcük yoktur.
Yanıt: E
6
“onaltı, yanlızlık, başbaşa, yakıştır” Sözcükleri-
nin yazımı yanlıştır. Sayılar, resmî belgeler
dışında daima ayrı yazılır. (on altı) yanlızlık
→ “yalın” sözcüğünden türen doğru şekli
“(yalnızlık)” olmalıydı. “Başbaşa” bir ikilemedir ve “baş başa” şeklinde ayrı yazılmalıdır.
“Yakışdır” sözcüğü ünsüz sertleşmesine uğrayarak “yakıştır” şekline dönüşmelidir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I.cümlede “tabiat → tabiyat”, II. cümlede “küçüktür → küçükdür”, III. cümlede “bembeyaz →
bem beyaz”, IV. cümlede ”yansıtmaya → yansıtmıya”, V. cümlede “dolayı da → dolayıda ve
sebepten → sebebten” şeklinde yazılarak yazım
yanlışı yapılmıştır. V. cümlede birden fazla
yazım yanlışı vardır.
62
7
9
Gün ve ay adları yanlarında rakamla kullanılırsa büyük yazılır. A seçeneğinde “cumartesi” büyük yazılmalıydı. Kitap veya şiir
başlıkları için ilk harfi büyük yazılır araya
giren bağlaçlar küçük yazılır. B seçeneğinde “Karga İle Tilki” “Karga ile Tilki” şeklinde
yazılmalıydı. Özel isimlerden sonra getirilen il, ilçe, bucak adları küçük yazılır. D
seçeneğinde “Ankara’nın İlçeleri”, “Ankara’nın
ilçeleri” şeklinde yazılmalıydı. Çağ, dönem,
devir adları büyük yazılır. E seçeneğinde “Tanzimat dönemi” derken dönem, büyük
harfle başlamalıydı. Özel isimlerden sonra
getirilen dağ, göl, ova adları büyük yazılır.
A seçeneğinde “Hürriyet Gazetesi” “Hürriyet gazetesi”, C seçeneğinde “Kültür
Bakanlığı’nın” “Kültür Bakanlığının”, D seçeneğinde “çamur Şevket” “Çamur Şevket” E
seçeneğinde “ingiliz anahtarı” “İngiliz anahtarı” şeklinde yazılmalıydı bu sözcüklerin yazımında yanlışlık yapılmıştır. B seçeneğinde
“Yüksel Caddesi’nde” sözcüğü doğrudur. Özel
adlarda sona getirilen cadde, sokak, meydan vb. adlar büyük harfle başlar.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: C
8
“olsa da, arasında da” sözcüklerinde kulla-
nılan “de, da” lar bağlaç görevindedir ve
doğru yazılmıştır. “açıklarlar ki” sözcüğünde
“ki” bağlaç görevindedir. Onun da yazımı
doğrudur. “sembollerin” sözcüğünde dudak
ünsüzü “n, m’ye” dönüşmüştür. I. cümlede
kullanılan “pekçok” sözcüğü ayrı yazılmalıydı.
Yanıt: A
10
“mektup, uzun uzun, mesut, ayakkabımı” söz-
cüğünün yazımları doğrudur. V. sözcük
“kıravatımı” yanlış yazılmıştır. Doğrusu “ı”
ünlüsünün olmadığı “kravatımı” şeklinde yazılmalıdır.
Yanıt: E
63
YAZIM KURALLARI – IV
I. sözcük “iç içe”, II. sözcük “birçok”, 3.
sözcük “burada da”, IV. sözcük “temmuz”
biçiminde yazılmalıydı. Bu sözcüklerin yazımında yanlışlık yapılmıştır. V. sözcük “Kabotaj Bayramı” doğru yazılmıştır. Özel günler
ve haftalar büyük harfle yazılır.
Yanıt: E
3
A seçeneğinde “duyar mısınız”, B seçeneğinde “Bolu Beyi’ne”, C seçeneğinde “döktü”, E
seçeneğinde “kibrit” sözcüklerinin yazımları
bu şekilde olmalıydı. Dizelerde altı çizili bu
sözcükler yanlış yazılmıştır. D seçeneğinde
“çiyi” sözcüğünün yazımı doğrudur.
Yanıt: D
2
I, III, IV, V. cümlelerde yazım yanlışı
olan bir sözcük yoktur. II. cümlede geçen Asya’nın Kuzeyinde sözcüğünde yazım
yanlışı vardır. Yer adlarından sonra getirilen yön isimleri küçük yazılır. Doğrusu
Asya’nın kuzeyinde şeklinde olmalıydı.
Yanıt: B
A, C, D, E seçeneklerinde yazan sözcüklerin herhangi birinde yazım yanlışı yoktur.
Fakat B seçeneğinde “... devir etti” sözcüğünün yazımı yanlıştır. Yardımcı eylemlerin
birleşme esnasında sözcük içinde ünlü düşmesi veya ünsüz türemesi varsa o sözcük
birleşik yazılır. Doğrusu “devretti” biçiminde
olmalıydı.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–31
1
64
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I, II, III, V. sözcüklerin yazımları doğrudur.
IV. cümlede “... tır parkında ki araçları...”
diye başlayan bölümde yazım yanlışı yapılmıştır. Burada kullanılan “ki” sıfat yapan
ki’dir. Bu görevde kullanılan “ki”ler her zaman birleşik yazılır.
Yanıt: D
6
Bu cümlede “söyliyeceğim” ve “okumakta”
sözcüklerinde yazım yanlışı yapılmıştır. III.
sözcük daralma yapılmadan “söyleyeceğim”
biçiminde yazılmalıydı. İkinci sözcükte “ta”
eki bağlaç olarak kullanılmıştır. Bağlaç olan
“de, da”ler her zaman ayrı yazılır, cümleden
çıkarıldıklarında anlamsal bir bozulma oluşturmazlar ve “te, ta” şeklinde dönüşmezler.
Doğrusu “okumak da” şeklinde yazılmalıdır.
Yanıt: B
7
Bu cümlelerden I, II ve III. bölümlerde
yazım yanlışı yapılmamıştır. IV. cümledeki
“başbaşa” bir ikilemedir ve ayrı yazılmalıdır.
V. cümlede “2’şer 2’şer” üleştirme sayısıdır.
Bu tür ifadeler rakamla değil yazıyla yazılır.
Yanıt: E
8
A, B, D, E seçeneklerinde kısaltmaların ve
sözcüklerin yazımında yanlışlık yapılmamıştır. C seçeneğinde TMO’nun (Toprak Mahsulleri Ofisi) yazımında yanlışlık yapılmıştır.
Kurum ve kuruluş adları kısaltmaya uğradıklarında açılımına göre değil kısaltmanın
son hecesine göre ince ünlüyle okunurlar.
Doğrusu TMO’nin değil TMO’nun şeklinde
olmalıydı.
Yanıt: C
65
NOKTALAMA İŞARETLERİ – I
A’da özel ada gelen çekim ekini (Ankara’ya)
ayırmada, B’de sayılara gelen eki (75’inci)
ayırmada, C’de kısaltmalara gelen eki
(KPSS’de) ayırmada, E’de özel ada gelen
çekim ekini (Ayşe Hanım’ın) ayırmada kullanılmıştır. D’deki kullanım yanlıştır. Çünkü
“Haziran” sözcüğü belirli bir tarih bildirmediğinden kesme işareti kullanılmaz.
Yanıt: D
2
İlk ayraca noktalı virgül (;) getirilir. Çünkü
sıralı cümleleri ayırırken sıralı cümlelerin
herhangi birinde virgül varsa bunlar noktalı
virgülle ayrılır. İkinci ayraca virgül (,) gelir
çünkü eş görevli soru sözcükleri ayrılmıştır.
Üçüncü ayraca soru işareti (?) gelir çünkü
soru anlamı vardır. Dördüncü ayraca da
yargı bittiği için nokta (.) getirilir. Yani
sırasıyla (;) (,) (?) (.) işaretleri getirilir.
Yanıt: B
I ve III’te yargı bittiği için nokta (.) kullanılması doğrudur. IV’te sıralı cümleyi ayırdığı için virgülün (,) kullanılması, V’te yargı
bitmediği için üç nokta (...) kullanılması doğrudur. II’de ise nokta (.) yanlış kullanılmıştır. Çünkü eksiltili cümlelerin sonuna nokta
değil üç nokta (...) konur.
Yanıt: B
4
I, II, III ve IV numaralı yere tamamlanmış
bir cümle olduğu için nokta (.) işareti, V’e
ise benzer örneklerin devam edeceğini belirtmek için üç nokta (...) konur. Yani V
numaralı yere farklı bir işaret getirilir.
Yanıt: E
Ayraçla belirtilen ilk yere sıralı cümleyi
ayırdığından noktalı virgül (;) ikinci yere
eş görevli sözcüklerin arasına geldiğinden
virgül (,), üçüncü boşluğa da yargı tamamlandığı için nokta (.), dördüncü boşluğa soru
anlamı olduğundan soru işareti (?), beşinci
boşluğa da yargı tamamlandığından nokta
(.) getirilir. Yani sırasıyla (;) (,) (.) (?) (.)
işaretleri gelir.
Yanıt: C
6
Ayraçla belirtilen ilk yere sıralı cümleyi ayırdığından virgül (,), ikinci yere açıklama yapılacağından iki nokta (:), üçüncü
yere konuşma çizgisi (–) ve son boşluğa
da aktarma cümlesinin sonuna, virgül (,)
getirilmelidir. Yani (,) (:) (–) (,) işaretleri
getirilmelidir.
Yanıt: C
7
B, C, D ve E seçeneklerinde cümleler
yanıt istediğinden soru anlamı taşır ve
bunların sonuna soru işareti konur. A’da
ise soru sorulduktan sonra yanıt da verildiğinden yargı tamamlanıyor ve nokta (.)
işareti konur.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
5
ÇÖZÜM–32
1
66
8
Birinci ve ikinci ayraca ana sözü ayırdığından virgül (,) ya da kısa çizgi (–) gelir.
Üçüncü ayraca soru anlamı taşıdığı için
soru işareti (?), dördüncü ayraca açıklamadan önce geldiği için iki nokta (:), son ayraca da sıralı cümleleri ayırdığından virgül
(,) getirilir. Yani (,) (,) (?) (:) (,) işaretleri
kullanılır.
Yanıt: A
12
A, B, C ve E’de sıralı cümleleri ayırdığından buradaki ayraçlara virgül (,) getirilmelidir. D’de ise sıralı cümleyi oluşturan
bir cümlede virgül kullanılmış bu yüzden
ayraçla belirtilen yere virgül yerine noktalı
virgül (;) getirilir.
Yanıt: D
9
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Birinci ayraca sıralı cümleleri ayırdığı için
virgül (,) ikinciye açıklamadan önce geldiği
için iki nokta (:), üçüncüye de tırnak içindeki yargı bittiğinden nokta (.) konur. Yani
(,) (:) (.) işaretleri boşluklara gelir.
Yanıt: A
10
I numaralı yere cümle tamamlandığı için
nokta (.) konur. II, III, IV ve V’e ise eş
görevli sözcükleri ayırdığından virgül (,) gelmelidir. I. işaret diğerlerinden farklıdır.
Yanıt: A
13
A’da özneyi belirtmek için virgül (,), C’de
sıralı cümleyi ayırdığı için virgül (,), D’de
özneyi belirtmek için virgül (,), E’de özneyi belirtmek için virgülün (,) kullanılması
doğrudur. B’de ise ad tamlamasında tamlayan ile tamlanan arasına virgül kullanılması
yanlıştır.
Yanıt: B
11
Üç nokta (...) eksiltili cümlelerin sonuna
konur, benzer örneklerin devam edeceğini
belirtmede kullanılır. A, B, C ve E’de cümleler bittiği için bunların sonuna nokta konur ama D’deki yargı eksiltili cümle özelliği
taşıdığından buraya üç nokta (...) getirilir.
Yanıt: D
14
I nolu yere yargı bittiği için nokta (.) konur. III’e özneyi ayırdığı için virgül, IV ve
V’e de ara söz olduğu için virgül (,) veya
kısa çizgi (-) getirilir. II nolu yere ise sıralı
cümleyi ayırdığı için noktalı virgül (;) gelir.
Yanıt: B
67
N O K TSAÖLZA
CM
Ü KAT Eİ Ş AAR
NELTALME R- İ I – I I
Parçadaki ilk boşluğa özneyi ayırdığı için
virgül (,), sonra ikinci boşluğa sıralı cümleyi
ayırdığından noktalı virgül (;), üçüncü boşluğa yargı bitirildiği için nokta (.) getirilmelidir. Dördüncü boşluğa eş görevli sözleri
ayırdığı için virgül (,), beşinci boşluğa da
soru anlamı olduğu için soru işareti (?)
getirilmelidir. Yani sırasıyla (,) (;) (.) (,) (?)
kullanılmalıdır.
Yanıt: C
4
Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla şu
işaretler getirilmelidir: İlk boşluğa yargı
bittiği için nokta (.), ikinci boşluğa eş görevli sözü ayırdığı için virgül (,), üçüncü
boşluğa özneyi belirtmek için virgül (,) son
boşluğa da soru anlamı içerdiğinden soru
işareti (?) getirilmelidir. Yani “(.) (,) (,) (?)”
kullanılmalıdır.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–33
1
2
5
Parçada V. işaret yanlış kullanılmıştır. Orada yargı bittiği için üç nokta (...) yerine
nokta (.) kullanılmalıydı. I. işaret soru anlamı taşır, soru işareti (?) kullanılmıştır, II.
işarette yargı bittiği için nokta (.) kullanılmıştır, III. işarette yargı bittiği için nokta (.) işareti kullanılmıştır. IV. işaret soru
anlamı taşır ve soru işareti kullanılmıştır.
I, II, III ve IV. işaret doğru kullanılmıştır.
Yanıt: E
3
C seçeneğinde “Başarısının nedenleri soruldu-
ğunda sıralıyor ( ) Bunu gerçekten istemek,
buna inanmak ve çok çalışmak.” ifadesinde bir
açıklama yapılacağından parantezle belirtilen
yere iki nokta (:) getirilmelidir. A, B ve E
seçeneklerinde sıralı cümleleri ayırdığı için
noktalı virgül (;); D’de ise eş görevli sözcüklerin arasına konduğundan virgül (,) işareti
konmalıdır.
Yanıt: C
6
Parçada önce özneyi belirgin kılmak amacıyla kullanıldığı için virgül (,), sonra yargı
tamamlandığı için nokta (.), doğrudan anlatımdan önce kullanıldığı için iki nokta (:) ve
son işaret de soru anlamı taşıdığı için soru
işareti (?) olmalıdır. Parçada sırasıyla (,) (.)
(:) (?) kullanılmalıdır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
C seçeneğinde “Neler gördük neler: aslanlar,
zebralar, yılanlar” ifadesinde yargı bitmemiş
ve benzer örneklerin devam edebileceği belirtilmiştir, bu yüzden bu cümlenin sonuna
üç nokta (...) konması gerekir. A, B, D, E
seçeneklerinde ise yargılar tamamlanmıştır
ve tamamlanmış yargıların sonuna nokta
konur.
Yanıt: C
68
7
D’deki “Bu dönemde pek çok ünlü şairden
söz edebiliriz: Orhan Veli, Oktay Rifat, Cahit
Sıtkı” yargısının sonuna benzer örneklerin
devam edeceğini belirtmek amacıyla üç
nokta (...) getirilmelidir. A, B, C ve E seçeneklerinde ise yargılar tamamlandığı için
bunların sonuna nokta (.) konur.
Yanıt: D
10
B’de “Eşimle aşağı–yukarı beş yıldır tatil yapmıyoruz.” cümlesindeki kısa çizgi (-) yanlış
kullanılmıştır. Çünkü ikilemelerin arasına
hiçbir noktalama işareti getirilmez. A’da
ara sözün (-şu sınıfın en çalışkanını-) başına
ve sonuna konmuştur, C’de ilgili tarihlerin (1914–1918) arasına, D’de ilgili saatlerin
(13.30-17.30) arasına, E’de ise mastar eki
(oku-, sev–, gör–) yerine kullanılmıştır ve
doğrudur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
D seçeneğinde “Bu kitap senin mi? ne zaman
aldın bu kitabı?” ifadesinde ilk soru işareti
yanlış kullanılmıştır. Çünkü soru işaretinden
sonra cümle büyük harfle başlar. A ve
C’de cümleler soru anlamı taşıdığı için bu
cümlelerin sonuna soru işaretinin konması
doğrudur. B’de kesin olmayan bir bilgiden
söz edildiği için soru işaretinin konması
doğrudur ve E’de yargı soru anlamı taşıdığından cümlenin sonuna soru işaretinin
konması doğrudur.
Yanıt: D
9
IV. işaret yanlış kullanılmıştır. Çünkü bağ–
eylem (–ıp) ekinden sonra virgül kullanılması yanlıştır. Ancak eş görevli durumlarda
bağ–eylemden sonra virgül konur. I. işaret
yargı bittiği için nokta (.), II. işaret kendisinden sonra örnekler sıralanacağı için
iki nokta (:), III. işaret benzer örneklerin
devam ettiğini belirtmek amacıyla üç nokta
(...), V. işaret yargı tamamlandığı için nokta
(.)’dır.
Yanıt: D
11
D seçeneğinde “Dün akşam yapılan Tokat’lılar gecesine de katıldı.” cümlesinde kullanılan
kesme işareti yanlıştır. Özel isme gelen
yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz.
A’da kısaltmaya gelen eki (ODTÜ’den) ayırmış, B’de tarihe gelen eki (24.06.2008’de)
ayırmış, C’de özel ada gelen çekim ekini
(Mehmet Bey’in) ayırmış, E’de yine özel ada
gelen çekim ekini (Ozan’da) ayırmıştır ve
bunlar doğrudur.
Yanıt: D
12
“Yazmak, yazmadan duracağımı sanmıyorum,
rastlantılarla dolu bir sanattır.” cümlesinde
virgül (,) ara sözün/cümlenin başında ve
sonunda kullanılmıştır. E seçeneğinde de
virgül ara sözün başında ve sonunda (“...,
Yusuf’un kızını ve damadını, ...”) kullanılmıştır.
A’da sıralı cümlelerin arasında, B’de önce
özneyi belirgin kılmak için sonra da eş
görevli sözcüklerin arasında C ve D’de özneyi belirgin kılmak amacıyla kullanılmıştır.
Yanıt: E
69
N O K TSAÖLZACM
ÜA
K T İEŞ AARNELTALM
E R-İ I– I I I
I’de özel isimden sonra getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmıştır. Bu doğru
bir kullanımdır. III’te tamamlanmış cümlenin
sonuna nokta konulmuştur. IV’te eser adları
cümle içinde tırnak içine alınabilir. Bu da
doğru bir kullanımdır. V’te virgül özneyi
vurgulamak için kullanılmıştır. II’de “yazın”
“edebiyat” demektir. Burada edebiyat sözcüğü köşeli ayraçla değil parantezle (yay
ayraç) gösterilmeliydi.
Yanıt: B
3
I’de virgül eş görevli sözcük öbeklerini
ayırmak için kullanılmıştır. IV’te sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır. V’te özneyi vurgulamak için kullanılmıştır. II’de ve
III’te virgülün kullanımı yanlıştır. İsim tamlamalarında tamlayan ile tamlananın arasına
virgül konulmaz, sıfat–fiiller ve fiilimsiler
sıralanarak kullanılmadıklarında da sıfat–fiilin önüne virgül konulmaz.
Yanıt: B
B’de bir kişinin sözünden sonra iki nokta
konulmuş ve bu söz konuşma çizgisiyle belirtilmiştir. Bu, doğru bir kullanımdır. C’de
aralarında anlamca ilgi bulunan iki sözcüğü
belirtmek için kısa çizgi konulmuştur. D’de
cevap niteliği taşıyan sözden sonra virgül
getirilmiştir. E’de de özneyi vurgulamak
için virgül konulmuştur. Bunların tümünde
noktalamalar doğru kullanılmıştır. A’da bir
kişinin sözü doğrudan anlatımla gösterilmiş
fakat bir sözün bittiği yere noktalı virgül
konulmuştur. Doğrusu virgül olmalıydı.
Yanıt: A
4
A seçeneğinde noktalı virgül yanlış kullanılmıştır. Bu seçenekte “o sevimli çocuğa” bir
ara sözdür ve bu kısa çizgi veya virgülle
gösterilmelidir. B seçeneğinde tırnak işaretinden önce noktalı virgül değil iki nokta
konulmalıdır. D seçeneğinde 1944–1948 kısa
çizgiyle gösterilmeliydi. E seçeneğinde “hayır sever insan” sözleri ayraç içinde ünlem
işaretiyle gösterilmeliydi. C seçeneğinde
virgülün kullanımı ve noktanın kullanımında
bir yanlışlık yoktur.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
ÇÖZÜM–34
1
70
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
1. cümlede doğruluğundan emin olunmayan
ifadeler soru işaretiyle gösterilir. 2. cümlede yabancı sözcüklerin Türkçe okunuşları
ayraç içinde gösterilir. 3. cümlede eksik bırakılmış sözlerden sonra üç nokta konulur.
4. cümlede karşılıklı konuşmalarda konuşma
çizgisinden önce iki nokta konulur. Noktalı virgülün kullanım özellikleriyle ilgili bilgi
verilmemiştir.
Yanıt: D
6
A seçeneğinde “hazan”, “sonbahar” demektir. Bir sözcüğün eş anlamlısı ayraç içinde
gösterilebilir. C seçeneğinde kısaltmalardan
sonra nokta konulur. D seçeneğinde virgül
eş görevli sözcükleri ayırmak için kullanılmıştır. E seçeneğinde virgül ara sözü
belirtmek için kullanılmıştır. B seçeneğinde
“Kütahya Valiliğinden” sözü kesme işaretiyle
ayrılmamalıydı. Kurum ve kuruluş adlarından sonra getirilen ekler kesme işaretiyle
ayrılmaz.
Yanıt: B
7
I. cümlede dönem adlarından sonra getirilen ekler kesme işaretiyle ayrılır. II. cümlede eş görevli sözcük öbeklerini ayırmak
için virgül kullanılmıştır. IV. cümlede Garip,
I. Yeni demektir ve ayraç içinde doğru kullanılmıştır. V. cümlede virgül eş görevleri
sözcük öbeklerini örnekleri sıralamak için
kullanılmıştır. III. cümlede cümlenin sonuna
üç nokta değil, nokta konulmalıydı. Çünkü
devrik cümle de olsa tamamlanmış cümlelerin sonuna nokta konulur.
Yanıt: C
8
Cümlede iki tane “çağdaş insan” sözü kullanılmıştır. Fakat ilk kullanım yerine noktalı
virgül getirilmelidir. Bu cümlenin devamında fiilimsiyle kurulmuş söz öbekleri sıralandığı için buralara virgül konulur. Diğer
“çağdaş insan” sözcü virgülle gösterilir. Çünkü burada özneyi vurgulamak için kullanılmıştır. Cümlenin sonuna tamamlandığı için
nokta konulur. Doğru sıralama (;) (,) (,) (,)
(.) şeklindedir.
Yanıt: C
71
YAPI BİLGİSİ – I
I nolu sözcük “eşya–m–a” iyelik ve yönelme
hâl eki, II nolu sözcük “mektup–lar–ım–ı”
çoğul, iyelik ve belirtme hâl eki, III nolu
sözcük “kitap–lar–ım” çoğul ve iyelik eki, V
nolu sözcük “el–in–e” iyelik ve yönelme hâl
eki almış ve bunlar birden fazladır.
IV nolu sözcük “defter–im” sadece iyelik eki
almıştır.
Yanıt: D
5
“Bilmem” ve “açtım” sözcüğünde “-m” eki
eylem kişi eki, “neresindeyim” sözcüğünde
“-im” eki ek eylem, “ahım, sesim, yanlışım”
sözcüklerinde “-ım” eki aitlik bildirmiş, iyelik
ekidir. “Benim” sözcüğündeki “-im” eki de
tamlayan ekidir. “-m” eki dört farklı işlevde
ÇÖZÜM–35
1
kullanılmıştır.
Yanıt: D
2
II. sözcük (bahçeniz–e) “–e” hâl ekini, III.
sözcük (biz–den) “–den” hâl ekini, IV. sözcük
(bahtımıza) “–e” hâl ekini, V. sözcük (dalgasında) “–de” hâl ekini almıştır. I nolu sözcük
(elveda) kök hâlindedir.
Yanıt: A
İyelik sahiplik, aitlik demektir. Ad tamlamalarının tamlanan kısmındaki ek (-ı, -i, -sı, -si
...) iyelik ekini oluşturur. B’de “haziranın ilk
haftası”, C’de “sıra arkadaşına”, D’de “derenin
kenarı”, E’de “yaz tatili” sözlerindeki altı çizili
ekler iyelik ekidir. A’da iyelik eki yoktur.
Yanıt: A
4
I. sözcük (şehir–i) iyelik eki, II. sözcük
(insan–lar–la) çoğul ekini ve edatı, III. sözcük (kitabınız) iyelik ekini, V. sözcük ad
tamlamasında tamlanan görevinde ve iyelik
ekini almıştır. IV nolu sözcük çekim eki
almamıştır, kök hâlindedir.
Yanıt: D
B’de “dert–in–e”, C’de “peş–i–(n)–de”, D’de
“kahır et–er”, E’de “akıl–ın–dan” sözcükleri
sadece çekim eki almıştır. A’da ise “öl–
ü–m–ü” sözcüğü önce eylemden ad yapan
sonra da addan ad yapan eki ve “–i” hâl
ekini almıştır. Yani hem yapım hem çekim
eki almıştır.
Yanıt: A
7
I nolu sözcük (etraf–ta) sadece bulunma
hâl ekini almış basit yapılı, III nolu sözcük
(iş–in–i) iyelik ve “-i” hâl ekini almış basit
yapılı, IV nolu sözcük (yap–ma–y–ı) hem
ad-eylem hem “–i” hâl ekini almış türemiş
yapılı, V nolu sözcük (sür–dür–dü) hem eylemden eylem yapan (–dır) hem de “–di”li
geçmiş zaman ekini almıştır. II. sözcük ise
(düş–ün–ce–li) önce eylemden eylem sonra
eylemden ad ve addan ad yapan eki almıştır. Yani sadece yapım eki almış türemiş
bir sözcüktür.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
6
72
8
I. sözcük (harc–ım) aitlik bildirir iyelik eki,
III. sözcük (unut–du–m) “-di”li geçmiş zaman
ve kişi eki, IV. sözcük (para–sız) addan ad
yapan eki, V. sözcük (inan–ıyor–um) şimdiki zaman ve kişi eki almıştır. II. sözcük
(sık–ın–tı–lar–ı) eylemden eylem ve sonra
eylemden ad yapan eki almıştır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
A’da yüklem “severdi” sözcüğü, B’de “oluyordu”, C’de “gelmişti”, E’de “gidecekti” sözcükleri sadece çekim eki almış, yapıca basittir.
D’de ise “yaşarmıştı” sözcüğü
yaş – ar – mış – tı
isim yapımçekimçekim
köküeki eki eki
hem yapım hem çekim eki almıştır. Yapıca
türemiştir.
Yanıt: D
10
Soruda sözcük kökünün türü dendiğinde
isim ya da fiil olduğuna bakılır. I. sözcüğün
kökü “sev–” eylemi, II. sözcüğün kökü “bük-”
eylemi, III. sözcüğün kökü “dön-” eylemi, IV.
sözcüğün kökü “ayır–” eylemidir. V. sözcük
(kolay) kök hâlindedir ve addır.
Yanıt: E
11
I. dizede “mahvetti”
II. dizede “istifa ettim”
IV. dizede “aşık oldum”
V. dizede “nüksetti” sözcükleri birleşik eylemdir.
III. dizenin yüklemi (alıştım) yapıca birleşik
eylem değil, türemiştir.
Yanıt: C
12
Soruda yapıca fark sorulduğunda “basit, türemiş ve birleşik sözcük”lere bakılır. A’da
“oturmayı” B’de “başarılı”, C’de “gezintiyi”,
D’de “yaşlı” sözcükleri yapım eki almıştır ve
yapıca türemiştir. E’de “günlerinin” sözcüğü
ise (gün–ler–i–n–in) sırasıyla çoğul ekini (–
ler), iyelik ekini (–i) ve tamlayan ekini (–in)
almıştır. Yani sadece çekim eki almıştır,
yapıca basittir.
Yanıt: E
13
A’da “başvuruları”, C’de “görebilmek”, D’de
“fark ettim”, E’de “yardım ederdi” sözcükleri
birleşik yapılıdır ancak birer tanedir. B’de
ise “ilkbahar”, “nasıl” ve “anlayamadım” sözcükleri birleşik yapılı ve iki tanedir.
Yanıt: B
73
S ÖYZACPÜIK B
TE
İLG
AİNSL
İ A–MI I - I
Bir sözcüğün kökünün türü sorulduğunda
o sözcüğün isim veya fiil kökü olduğuna
bakarız. I. sözcükte “um(mak)” fiil kökü, II.
sözcükte “yit(mek)” fiil kökü, III. sözcükte
“gör(mek)” fiil kökü, IV. sözcükte “kötü” isim
kökü ve V. sözcükte “inan(mak)” fiil köküdür.
Farklı olan IV. sözcüğün köküdür.
Yanıt: D
“dünyada, nasırdan, değildi” sözcükleri sadece
çekim eki almış basit yapılı sözcüklerdir.
“çirkin” sözcüğü ise kök hâlindedir ve o da
basit yapılıdır. I. sözcük “hiçbir” ise birleşik
yapılıdır.
Yanıt: A
Türkçede “acak, -ecek” ekinin iki ana işlevi
vardır. Bunlar da birinci gelecek zaman kip
ekidir. Bu ek çekimli fiillere getirilir ve
çekim eki kabul edilir. İkincisi ise sıfat fiil
eki olan “acak, -ecek” ekidir ki bu eki aldığı
zaman yapım eki olur ve genelde bir ismi
niteleyerek sıfat tamlaması yapar. Burdan
hareketle A seçeneğinde “yapılacak”, B seçeneğinde “yiyecek”, C seçeneğinde “sokacak”, D seçeneğinde “içecek” sıfat fiil eki
işlevinde kullanılmışlardır. E seçeneğinde
yer alan “duyulacak” bu cümlenin çekimli
eylemidir. Buradaki “–acak” gelecek zaman
kip eki işlevindedir.
Yanıt: E
4
“bırak” eylem köküne “-ıl” ve “-an” yapım
ekleri gelmiştir. “kokan, çöküp, yediği” sözcüklerinde birer yapım eki vardır. “bulutlu”
sözcüğü ise yapım eki almamış sadece çekim eki almıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–36
1
74
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. sözcükte isimden fiil yapan ek vardır.
II. sözcükte “roman” köküne “cı” ve “lık”
yapım ekleri gelmiştir. III. sözcük gövdeden
türemiştir. Bir sözcüğün gövde olması için
en az bir yapım eki alması gerekmektedir.
Gövdeden türeyen bir sözcük en az iki
yapım eki alır. “yön-el-en” sözcüğünde de
iki yapım eki vardır. V. sözcükte “ler” bir
çoğul ekidir ve isim çekim eki kabul edilir.
IV. sözcükte “sıra-da”da yönelme değil, bulunma hâl ekidir.
Yanıt: D
7
A seçeneğinde “at–ı–n–a” sözcüğünde iyelik
ve yönelme hâl eki vardır. B seçeneğinde “yer–den” sözcüğünde bulunma hâl eki
vardır. D seçeneğinde “yorgan–ın–a” sözcüğünde iyelik ve yönelme hâl eki vardır. E
seçeneğinde “dib–i–n–e” sözcüğünde iyelik ve
yönelme hâl eki kullanılmıştır. Bu sayılan
ekler isim çekim ekleridir. C seçeneğinde
“damla–y–a” sözcüğünde “a” eki zarf fiil ekidir. Bu ek yapım eki kabul edilir.
Yanıt: C
6
“Nefes” kök hâlindedir ve basit yapılıdır.
“gölge–s–i-n–de” sözcüğünde kaynaştırma ün-
süzleri ve isim çekim ekleri kullanılmıştır.
“kenar–ı–n–da” sözcüğünde de sadece isim
çekim ekleri kullanılmıştır. Bu iki sözcükte
basit yapılıdır. II. sözcük “ağaran”, “ak–ar–
an” ve III. sözcük “aç–ık” yapım eki aldıkları
için türemiş yapılıdırlar.
Yanıt: B
8
“A, B, C, D” seçeneklerinde yer alan “sarıldı, eleştirildi, uçuşuyorlardı, ayrıldı” eylemleri
yapı itibariyle türemiştir. E seçeneğinde
yer alan “seyrediyordu” fiili yardımcı eylemle oluşmuş birleşik yapılı bir sözcüktür.
Yanıt: E
75
AD – I
E’de “çocuk–a” sözcüğü yönelme hâl eki (-e/
-a) ni almıştır. A’da “gel–e”, B’de “kal–a”,
C’de “konuş–a” sözcükleri eylemden ad yapan eki, D’de “yaş–a” sözcüğü de addan
eylem yapan eki almıştır. A, B, C ve D
seçeneklerinde hâl eki kullanılmamıştır.
Yanıt: E
2
E’de “...şiirin
gerçeğine
hasına”
Tamlayan TamlananTamlanan
sözünde birden fazla tamlanan vardır.
A’da “şiirin gerçeği, köy türküleri...” tamlamalarında, B’de “... türkünün yüreğinde...”, C’de
“... köy türküsü...”, D’de “Yurdumun toprağında...” tamlamalarında birer tane tamlanan
vardır.
Yanıt: E
C’deki “...sesi
arıların, böceklerin”
Tamlanan TamlayanTamlayan
tamlamasında tamlanan önce tamlayan sonra söylenmiştir. Yani tamlayan ve tamlanan
yer değiştirmiştir.
A, D ve E’de ad tamlaması yoktur. B’de,
“... sükutun...yaktığı... avize
tamlayan tamlayan (sıfat)
tamlamasında tamlayan ve tamlanan yer
değiştirmemiştir.
Yanıt: C
A’da “Gün ortasında...”
TamlayanTamlanan
C’de“Günün
birinde...”
TamlayanTamlanan
D’de “Gün
yüzü...”
TamlayanTamlanan
E’de “Gün
ışığı...”
TamlayanTamlanan
tamlamaları birer belirtisiz ad tamlamasıdır.
B’de “Gün ışımadan atlılar yola çıktı.” cümlesinde ad tamlaması yoktur.
Yanıt: B
5
D’de“... şiirin dünyası...”
tamlayantamlanan
tanımlaması belirtili,
“... halı desenine”tamlaması
tamlayan tamlanan
belirtisiz ad tamlamasıdır.
A’da“... toprağımızın gururudur.”
tamlayantamlanan
belirtili, B’de“Çınar
ağacı”
tamlayantamlanan
“Serhat gazileri”
tamlayantamlanan
tamlamaları belirtisiz, C’de “Türk duyarlığında, yaşamında...” tamlaması belirtisiz, E’de
“Eyüp servilikleri, Haliç manzarası...” belirtisiz
ad tamlamalarına örnektir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
4
ÇÖZÜM–37
1
76
6
B’deki “deniz” sözcüğü tür adı olabildiği gibi
insan adı olarak da kullanılabilir yani özel
ad da olabilir. A’da “dudak”, C’de “kuşlar”,
D’de “manzarası”, E’de “el” sözcükleri tür
adı olarak kullanılır. Özel ad olmaz.
Yanıt: B
7
İyelik (aitlik) eki sahiplik demektir.
“meylim, dilim, ayağım, elim, halim” sözcük-
lerinde altı çizili ekler sahiplik bildirir ve
dizelerde beş tane iyelik eki kullanılmıştır.
Yanıt: C
8
11
Topluluk adı biçimce tekil gibi görünmesine
rağmen anlamca çoğul olan sözcüklerdir.
E’deki “takım” sözcüğü de anlamca birden
fazla kişiyi kastettiğinden topluluk adıdır.
A’da “terzi”, B’de “vapur”, C’de “sınıf”, D’de
“birçok” sözcüğü topluluk özelliği göstermez.
Yanıt: E
12
A’da “gül”, B’de “çiçeklerden”, D’de “yonca”,
E’de “sümbül” sözcükleri cümlede tür adı
olarak kullanılmıştır. C’de “Lale” sözcüğü ise
insan adı yerine kullanılmış, cümlede özel
ad görevindedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“-den” eki ayrılma, çıkma bildirir. Cümle öge-
lerinde de dolaylı tümleç görevindedir. B’de
“... eskiden...” sözcüğündeki “-den” eki ayrılma,
çıkma bildirmez, zaman anlamı taşır ve zarf
görevindedir. A’da “yönden”, C’de “camlardan”,
D’de “pencereden”, E’de “benden” sözcüklerindeki “-den” ekleri ayrılma, çıkma bildirir.
Yanıt: B
9
A’da “yaş–ı–n–a”, D’deki “geniş–lik–i–n–e” sözcükleri “-e” hâlini; C’de “bir–in–den” sözcüğü
“-den” hâlini, E’de “dün–ya–y–ı” sözcüğü “-i”
hâlini almıştır. B’de “bir–i” sözcüğündeki “-i”
eki iyelik ekidir.
Yanıt: B
10
B seçeneğinde “Fikret Otyam’ın kitabını
okurken mazide kalan dostluklarımızı düşündüm.” cümlesinde altı çizili sözcük sırasıyla
çoğul ekini (–lar), iyelik ekini (–ımız) ve –i
belirtme ekini almıştır.
Yanıt: B
13
C’de “benim” sözcüğündeki “-im” eki tamlayan ekidir. İyelik eki değildir. A’da “Saçım”,
B’de “sevmesi”, D’de “dertlerimin”, E’de “başıdır” sözcüğündeki altı çizili ekler sahiplik,
aitlik bildirir. İyelik ekidir.
Yanıt: C
14
“-cık” eki küçültme ekidir. Anlamca farklı
özellikler de gösterebilir. Bazen eklendiği
sözcük kalıplaşıp kalıcı bir varlığa ad olur.
A’da “bademcik”, B’de “elmacık”, C’de “gelincik”, E’de “arpacık” sözcüklerinde “-cık” eki
kalıcı bir ad yapmıştır. D’de ise “-cık” eki
eklendiği sözcüğe “acıma” anlamı katmıştır.
Yanıt: D
77
AD – II
A’da “Buraların yazı”, B’de “Toprağın verimliliği”, C’de “Yolun kenarında”, E’de “doğanın
yemişine” tamlamalarında hem tamlayan hem
tamlanan ek almış ve bunlar belirtili ad
tamlaması oluşturmuştur. D’de “su yolu” ad
tamlamasında tamlayan ek almamış, tamlanan iyelik ekini almıştır. Bu da belirtisiz
ad tamlamasıdır.
Yanıt: D
5
A’da “ömrü” sözcüğünde “-i” iyelik (aitlik)
eki vardır. İyelik ekinin olduğu yerlerde
ad tamlaması da olur. Bu bazen tamlayanı düşmüş şekilde karşımıza çıkar. “ömrü”
sözcüğünün tamlayanı “onun” sözcüğüdür ve
düşmüştür.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–38
1
2
B, C, D, E’de ad tamlamalarında tamlanan
görevli sözcüklerin altı çizilidir. A’da “dünyanın” sözcüğü tamlayan “-ın” ekini almış ve
ad tamlamasının tamlayanını oluşturmuştur.
Yanıt: A
3
A’da “Armut ağacı”, B’de “tavsiye mektubu”,
C’de “at ayağı”, E’de “Buğday tarlası” belirtisiz ad tamlamalarında altı çizili ekler iyelik ekidir. D’de “Gül Sokak’ta” tamlamasında
iyelik eki düşmüştür.
Yanıt: D
4
“Kardeşim” sözcüğündeki altı çizili ek sahip-
lik bildirir iyelik eki (A)’dir, aynı zamanda
yalın ada (B) örnektir. “Elemine” sözcüğü
yönelme (-e) hâl ekini (C) almıştır. “Kardeşim” sözcüğü tamlayanı düşmüş ad tamlamasıdır. (E) Dizelerde belirtili ad tamlaması
(D) yoktur.
Yanıt: D
7
D’de“Çiçeklerin pembesi,alı”
TamlayanTamlanan Tamlanan
tamlamasında bir tamlayan birden fazla
tamlanan vardır. A, B, C, E’de ise ad
tamlaması yoktur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I’de Barbaros Meydanı, III’te “kare şeklinde”, V’te “yaz aylarında” tamlamaları belirtisiz, IV’te “yoksulların parkı” belirtili ad
tamlamasıdır. II’de “Sağı anıt, solu türbe”
dizesinde ad tamlaması yoktur.
Yanıt: B
6
78
8
“Sabah gazeteleri, köşe başı, kar tanecikleri,
İstanbul’un karı, İstanbulluların çoğu, kar korkusu içinde” tamlamaları ad tamlamasıdır.
Parçada altı tane ad tamlaması kullanılmıştır.
Yanıt: C
9
I’de “aruz vezni”, II’de “hece ölçüsü” belirtisiz
ad tamlaması; III’te “Şiirin konusu” belirtili
ad tamlaması, IV’te “halk edebiyatının konuları” zincirleme ad tamlamasıdır. V’te “Yararlandığı bir gerçektir” sözü niteleme sıfatıdır.
Yani sıfat tamlamasıdır.
Yanıt: E
12
İsim tamlamalarında tamlayan önce tamlanan sonra gelir. A’da ad tamlaması yoktur.
C’de “yaz gecesi” belirtisiz ad tamlamasında, D’de “denizin derinliklerinde”, E’de “şehrin
sokakları” belirtili ad tamlamalarında önce
tamlayan sonra tamlanan gelmiştir.
B’de ise “Pek hatırlamıyorum sesi nasıldı
Tamlanan
annemin” cümlesinde belirtili ad tamlamasında
Tamlayan
önce tamlanan sonra tamlayan gelmiştir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10
A, B, C ve D’de ad tamlaması yoktur.
E’de
“Yenmemiş bir meyvenin nasıl bilinir tadı.”
tamlayantamlanan
cümlesinde tamlayanı ile tamlananı arasına sözcükler girmiş belirtili ad tamlaması
vardır.
Yanıt: E
11
I’de “Yangın–ın ışığ–ı”
tamlayantamlanan
II’de“Annem–in gözler–i”
tamlayantamlanan
III’te “gün–ün
ard–ı”
tamlayantamlanan
V’te“kız–ın
rüya–sı”
tamlayantamlanan
tamlamaları belirtili ad tamlamasıdır.
IV’te “dost
el–i”tamlaması
tamlayantamlanan
belirtisiz ad tamlamasıdır.
Yanıt: D
13
B’de “hüznün yanağı”, C’de “iskele kahvesi”,
“Kanlıca’nın ihtiyarları” D’de “dalgaların sesi”,
E’de “sahibinin sakalı” sözü ad tamlamasıdır.
A’da “Görüyorsun, şimdiden yorulduk arabacı.
Bu dimdik yokuşlara can mı dayanır?” dizelerinde ad tamlaması yoktur.
Yanıt: A
14
D’de “-den” eki “-ın” tamlayan eki yerine
kullanılmıştır. Yani “Oyunculardan biri hakemin üzerine yürüdü.” cümlesinde altı çizili
söz belirtili ad tamlamasıdır. A, B, C ve
E’de “-den”, eki ayrılma, çıkma görevindedir.
Yanıt: D
79
ZAMİR – I
A’da “nasıl” sözcüğü eylemi etkilediğinden
soru zarfıyla; B, D ve E’de “mi” soru edatıyla soru anlamı sağlanmıştır. C’de “kim”
sorusu adı sorduğu için, adın yerine kullanıldığı için soru anlamı zamirle sağlanmıştır.
Yanıt: C
5
I’de “bunlardan” sözcüğü işaret zamiri, II’de
“hiçbiri” sözcüğü belgisiz zamir, III’te “kimse”
sözcüğü belgisiz zamir, IV’te “senin” sözcüğü
kişi zamiridir. V’te “bir” sözcüğü kendisinden sonra gelen adı belirttiğinden belgisiz
sıfattır. Farklı olan V. sözcüktür.,
Yanıt: E
ÇÖZÜM–39
1
2
Verilen açıklama Türkçede sadece “ben”
ve “sen” kişi zamirleri yönelme hâl eki
aldığında kökündeki ünlülerin değişmesidir.
C’de “sen” kişi zamiri “-e” hâl ekini alınca
kökündeki ünlü değişmiş ve “sana” olmuştur.
A’da “herkes, kimse” zamirleri ek almamıştır.
B’de “burada, kendimi”, D’de “birinde”, E’de
“beni” zamirleri ek almıştır ancak bunların
kökünde değişiklik olmamıştır.
Yanıt: C
“Hiçbiri, hepsinin, biri (2 kez kullanılmış)” söz-
cükleri adları belgisiz olarak göstermiş ve
belgisiz zamirdir. “Ben” adın yerini tutmuş
ve kişi zamiridir. “Buradan” sözcüğü bir
adın yerini işaret ettiğinden işaret zamiridir. Dizelerde altı tane zamir kullanılmıştır.
Yanıt: E
4
I. sözcük “birbirine” sözcüğü adın yerine
kullanılmış ancak bunların ne olduğu belli
olmadığından belgisiz zamirdir. IV’teki “hepsi” sözcüğü de hangi adların yerine geçtiği
belli olmadığından belgisiz zamirdir. II’de
“nereden” sözcüğü soru zamiri, III’te “bunlardır” sözcüğü işaret zamiri, V’te “onlarda”
sözcüğü kişi zamiridir.
Yanıt: B
V’te “Kaybolmuş benim hasretimi çektiğim güzel sevgili” dizesinde geçen “benim” sözcüğü,
I. tekil kişi zamiridir. I, II, III ve IV. cümlelerde geçen “nerede” sözcükleri adın yerini
sorduğundan soru zamiridir.
Yanıt: E
7
I. dizede “senin”, II. dizede “benim” sözcükleri, insan isminin yerine geçtiğinden kişi
zamiri; IV’te “kendine” sözcüğü dönüşlülük
zamiri, V’te “neredesiniz” sözcüğü adın yerini sorduğundan soru zamiridir. III. dizede
“O dağlar, hani her gün doğar ya güneş”
dizesinde zamir kullanılmamıştır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
6
80
8
C’de“kitapların kaçını”
TamlayanTamlanan
ad tamlamasında “kaçını” tamlananı soru zamiridir. A’da “onların tavrı” tamlamasında
zamir tamlayan görevindedir. B’de zamir
yoktur. D’de “bize” zamiri ad tamlamasının
içinde değildir. E’de zamir yoktur.
Yanıt: C
12
A’daki “paketlerin çoğu” tamlamasında zamir
(çoğu) tamlanan görevindedir. B’de “kimsenin
yardımı”, C’de “onun kardeşi”, D’de “neyin
fiyatı”, E’de “hiçbirinin kitabı” ad tamlamalarında altı çizili zamirler tamlayan görevindedir.
Yanıt: A
9
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A’da “bizim”, B’de “o”, C’de “onları”, E’de
“sizin” sözcükleri bir insan adı yerine kullanıldığından kişi zamiridir. D’de “burası” sözcüğü ise bir adı işaret ettiğinden işaret
zamiridir.
Yanıt: D
10
13
C’de “ne” sözcüğü adın yerini tuttuğu için
soru zamiri olarak kullanılmıştır. A’da “ne”
sözcüğü “neden, niçin” anlamında olduğundan
zarf, B’de “ne” sözcüğü “ne ... ne” bağlacı,
D ve E’de “ne” sözcüğü adı belirttiğinden
sıfat görevindedir.
Yanıt: C
A’da “hepsi”, B’de “çoğu” C’de “kimileri”, E’de
“kimse” sözcükleri adların yerini belirsiz olarak tuttuğundan belgisiz zamir görevindedir. D’de “onun” sözcüğü ise kişi adı yerine
kullanıldığı için kişi zamiridir.
Yanıt: D
14
11
İlk sözcük “o” sözcüğü insan isminin yerine
kullanıldığı için kişi zamiridir. İkinci sözcük
“buraya” sözcüğü bir adın yerini işaret ettiğinden “işaret zamiri”, üçüncü sözcük “onu”
sözcüğü yine bir adı işaret ettiğinden işaret zamiridir. Sırasıyla “kişi, işaret, işaret
zamiri” kullanılmıştır.
Yanıt: A
D’de“bunların çoğu”
tamlayantamlanan
ad tamlamasında hem tamlayan (işaret
zamiri) hem tamlanan (belgisiz zamir) zamirdir. A’da zamir yoktur. B’de “herkesin
isteği” tamlamasında tamlayan, C’de “yolcuların hepsi” tamlamasında tamlanan, E’de
“hiçbirinin hâli” tamlamasında tamlayan zamir görevindedir.
Yanıt: D
81
SÖZCÜ
ZA
KT
MEİ RA N
– LI A
I M - I
I. ve II. cümlelerde yer alan “birkaçı ve
kimse” sözcükleri adın yerini belirsiz biçimde tutan belgisiz zamirlerdir. III. ve IV.
cümlelerdeki “bizi ve ben” ise kişi zamiri
görevindedir. V. cümlede “orayı” sözcüğü
işaret zamiridir.
Yanıt: A
4
A seçeneğinde “kimseye”, B seçeneğinde
“herkesi”, C seçeneğinde “birçoğu”, D seçeneğinde “hiçbiri”, belgisiz zamir görevinde
kullanılmıştır. E seçeneğinde “benim” sözcüğü kişi zamiridir ve diğerlerinden farklıdır.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–40
1
2
3
Bu parçada I, III, IV, V. cümlelerde zamir türünde bir sözcük kullanılmamıştır. II.
cümlede “Bunlar” işaret zamiri görevinde
kullanılan bir zamirdir.
Yanıt: B
5
A seçeneğinde “ceylan” isim görevinde, C
seçeneğinde “gözüm” isim görevinde kullanılmıştır. D’de “saydım” fiil, E’de “gibi” edat
görevinde kullanılmıştır. B seçeneğinde
“seni” kişi zamiri görevindedir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bu tür sorularda önce soru sözcüklerini tespit edip sonra da diğer sözcüklerle
durumuna bakarız. A seçeneğinde “biliyor
muydun” soru edatı, B ve D seçeneklerinde
“nasıl” ve ”neden” soru zarfı, C seçeneğinde
“kaç” soru sıfatı görevinde kullanılmışlardır.
E seçeneğinde “nereye” ise adın yerini soru
yoluyla tutan bir zamir görevindedir.
Yanıt: E
82
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Zamirler adının yerlerini tutan sözcük türleridir. A seçeneğinde “ona”, B seçeneğinde
“herkese”, C seçeneğinde “burada”, E seçeneğinde “kendi” zamir göreviyle kullanılmış
sözcüklerdir. D seçeneğinde zamir görevli
bir sözcük kullanılmamıştır.
Yanıt: D
7
I. sözcük ismi nitelediği için sıfat görevindedir. II. sözcük “kişi zamiri”, III. sözcükte
belgisiz zamir görevinde kullanılmıştır. IV.
sözcük ve V. sözcüklerdeki “diren” ve “yürüt” eylem görevindedir. Zamir görevinde
kullanılanlar II ve III. sözcüklerdir.
Yanıt: C
8
Bu dizelerde “herkes” belgisiz zamir görevinde kullanılmıştır. ”beni” ise kişi (şahıs) zamiridir. Zamirler adın yerini tuttukları için
ada getirilen hâl eki, çoğul eki gibi bazı
ekleri de alabilirler. “beni” sözcüğündeki “i”
eki de belirtme hâl ekidir.
Yanıt: C
9
A seçeneğinde “kendisi” dönüşlülük zamiri,
C seçeneğinde “hepimiz” belgisiz zamir, D
seçeneğinde “onun” ve “sana” kişi zamiri, E
seçeneğinde “biri” belgisiz zamirdir. B seçeneğinde zamir görevinde bir sözcük yoktur.
Yanıt: B
83
SIFAT – I
Dizelerdeki “atlılar, sesi, örtüler” sözcükleri
isim olarak kullanılmıştır. Bir sözcüğün sıfat olabilmesi için ismi nitelemesi gerekir.
Siyah → örtü, mavi → gözler tamlamalarındaki “siyah - mavi” sözcükleri sıfat göreviyle kullanılmıştır.
Yanıt: C
5
A seçeneğinde “bütün günümüz”, B seçeneğinde “bazı akşamlar”, C seçeneğinde “yerdeki eşyalar”, E seçeneğinde “özel bir şirket”
sıfat tamlaması görevinde kullanılmıştır. D
seçeneğinde sıfat tamlamasına yer verilmemiştir.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–41
1
2
“gizli ve açan” sözcükleri bir adı niteledikleri
için sıfat göreviyle kullanılmışlardır. Sıfat
fiil ekini alan sözcüklerde sıfat tamlaması görevinde kullanılırken “vermeye” fiilimsi,
“gecelerde” isim, “yahut” bağlaç görevindedir.
Yanıt: A
I. cümlede “Parlak”, II. cümlede “siyah”, III.
cümlede “sıcacık, oturan”, IV. cümlede “bir,
tütmeyen, girmeyen” sözcükleri sıfat görevinde kullanılmışlardır. V. cümlede sıfat göreviyle kullanılan bir sözcük yoktur.
Yanıt: E
4
A, B, C seçeneklerinde geçen “aşağısına,
aşağıdan ve aşağıya” sözcükleri isim görevinde kullanılmışlardır. D seçeneğindeki “aşağı”
sözcüğü zarf görevindedir. E seçeneğindeki
“aşağı” sözcüğü mahalle ismini belirttiği için
sıfat görevindedir.
Yanıt: E
B seçeneğinde “bu kasaba”, C seçeneğinde
“ürkek bakış”, D seçeneğinde “dergideki yazılar”, sadece birer tane sıfat almış sözcüklerdir. E seçeneğinde sıfat türünde bir
sözcük yoktur. Fakat A seçeneğinde “bu
zor görev” tamlamasında “bu” belirtme sıfatı,
“zor” da niteleme sıfatıdır.
Yanıt: A
7
I. cümlede “nereden” soru zamiri, III, IV,
V. cümlelerdeki “neden, niye, niçin” sözcükler soru zarfı görevinde kullanılmışlardır.
II. cümledeki “hangi nedenler” söz öbeğinde
“hangi” sözcüğü bir adı belirttiği için soru
sıfatı vardır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
6
84
8
12
Belirtme sıfatları “işaret, sayı, soru, belgisiz” sıfatlarıdır. A ve E seçeneğinde “bu”
sözcüğü işaret sıfatı, B seçeneğindeki “bir”
sözcüğü sayı sıfatı, D seçeneğindeki “her”
sözcüğü belgisiz sıfattır. C seçeneğinde sıfat türünde bir sözcük kullanılmamıştır.
Yanıt: C
“bir, o, taşıdığı, başka” sözcükleri önlerinde
bir adı belirterek ve niteleyerek sıfat olmuşlardır. “sözlük karşılığı” bir belirtisiz ad
tamlamasıdır, dolayısıyla II numaralı kelime
ad görevindedir.
Yanıt: B
9
“çöllerde, dermanı, ilacı” sözcükleri isim görevinde kullanılmışlardır. “seni” zamir görevindedir. I. cümledeki “bir” sözcüğü adı
belirttiği için sıfat görevindedir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: A
10
“güzeller” sözcüğü adlaşmış sıfat görevinde
kullanılmıştır. Niteleme sıfatlarının önlerindeki adlar düşerse adlaşmış sıfat oluşur.
(güzel kızlar → güzeller).
Yanıt: D
11
13
A seçeneğinde “yoksul mu yoksul”, B seçeneğinde “kıpkırmızı”, C seçeneğinde “eğri
büğrü”, E seçeneğinde “simsiyah” sözcükleri
pekiştirme sıfatı görevinde kullanılmışlardır.
D seçeneğinde “ufacık” sözcüğü pekiştirme
sıfatı değil, “küçültme” sıfatı durumundadır.
Yanıt: D
14
“şu” işaret sıfatı, “bakır” niteleme sıfatı gö-
revindedir.
Yanıt: E
“Yoksul” (yok–sul) türemiş bir sıfattır. “kara”
basit yapılı bir sıfattır. “hoşgörülü” ise bir-
leşik yapılıdır. Doğru sıralama II, I, III’tür.
Yanıt: E
85
SIFAT – II
4
“bu” sıfat, “yankılanıp” fiilimsi, “var, aşağıda, toprakta” sözcükleri ad görevinde kul-
lanılmıştır. Sıfatlar kendi içinde niteleme
ve belirtme sıfatı olarak ikiye ayrılırlar.
Ayrıca sıfat görevinde kullanılan sözcükler
ad tamlamalarının arasına da girebilirler. I.
sözcükte de “bu” sözcüğü bir ad tamlamasının arasına girerek kullanılmıştır.
A seçeneğinde “her”, C seçeneğinde “kimi”,
D seçeneğinde “bazı”, E seçeneğinde “birkaç” belgisiz sıfat görevinde kullanılmıştır.
Fakat B seçeneğinde “farklı” sözcüğü niteleme sıfatı görevindedir ve diğerlerinden
farklı türdedir.
ÇÖZÜM–42
1
Yanıt: B
Yanıt: A
5
2
için niteleme sıfatı görevindedir. “bin” ise
bir sayı sıfatıdır.
Yanıt: E
Yanıt: A
3
I. ve IV. sözcükler (iyi, abartılı) niteleme
sıfatı, II. ve V. sözcükler (bir, bütün) belirtme sıfatı görevinde kullanılmışlardır. III.
sözcük “yaşamayı” ise sıfat değil fiilimsi
görevinde kullanılmıştır.
Yanıt: C
6
I.’de “üç ay” sayı sıfatıdır ve bir sıfat tamlamasıdır. II, III ve IV’te altı çizili sözcükler
ad tamlaması görevinde kullanılmışlardır.
V.’te ise “şimdi” sözcüğü zarf görevinde
kmullanılmıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“Yeni” sözcüğü “nasıl” sorusuna yanıt verdiği
A’da “iri iri”, B’de “sapsarı”, C’de “yepyeni”,
D’de “uzun mu uzun” sözcükleri pekiştirme
sıfatı görevinde kullanılmışlardır. E’de ise
“minicik” sözcüğü pekiştirme değil küçültme
sıfatı görevindedir.
86
7
10
Şiirin IV. dizesinde “dümdüz bir mavilikte”
sözcük öbeğinde hem pekiştirme hem de
belirtme sıfatı kullanılmıştır. “Dümdüz” sözcüğü “m, p, r, s” eklerini alarak pekiştirilmiş
bir sözcüktür. “Bir” sözcüğü ise belgisiz
sıfattır, belgisiz sıfatlar da belirtme sıfatı
içinde kabul edilir.
Bu cümlede geçen “hiçbir, giden, bu” sözcükleri sıfat görevinde kullanılmışlardır.
Yanıt: C
Yanıt: D
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“Yapılan ve kuran” sözcükleri sıfat fiil ekini
almış tamlamaları, “kimi” belgisiz sıfatı “bu”
işaret sıfatını, “dümdüz” pekiştirme sıfatını
örneklendirir. Cümlede soru sıfatı kullanılmamıştır.
Yanıt: D
11
İkinci dizedeki “bir” sözcüğü sayı sıfatını,
“eşsiz” sözcüğü de niteleme sıfatını örneklendirir.
Sıfatın yapılarına göre basit, türemiş ve
birleşik olarak üçe ayrılırlar. A’da “büyük”
türemiş, B’de “yeni” basit, C’de “yaşlı” türemiş, D’de “farklı” türemiş ve E’de “yatan”
türemiş sıfat olarak kullanılmışlardır.
Yanıt: A
Yanıt: B
9
87
ZARF – I
V numaradaki “Çoğu zaman pek yavaş davranırdı.” cümlesinde altı çizili sözcük kendisinden sonra gelen “yavaş” zarfını derecelendirmiş ve “miktar zarfı” görevindedir.
I’de “Aslında o evin hiçbir odasını sevmiyordu.”
cümlesinde altı çizili sözcük, II’de “Fakat
asıl, ders çalışırken sürekli kapısı gıcırdayan
bu küçük oda canını sıkıyordu.” cümlesinde
altı çizili sözcük, III’te “Sanki ömrünün bütün
sıkıntıları” sözünde altı çizili sözcük, IV’te “o
anda önünde sıralanıyordu.” cümlesinde altı
4
I’de “o kadar” ve II’de “çok” sözcükleri “ne
kadar” sorusuna yanıt verdiğinden miktar
zarfı, III’te “daima” ve V’te “her zaman”
sözü “ne zaman” sorusuna yanıt verdiğinden ve zaman anlamı taşıdığından zaman
zarfıdır. IV’te ise “her” sözcüğü kendisinden
sonra gelen “eser” adını belirttiğinden belgisiz sıfattır.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–43
1
çizili sözcük kendilerinden sonra gelen adları belirttiğinden sıfattır.
Yanıt: E
2
3
A’da “deste deste” ikilemesi “şiirler” adını nitelediğinden niteleme sıfatıdır. B’de “zerre
zerre” ikilemesi “çekildi” eylemini, C’de “yavaş yavaş” ikilemesi “kalktı” eylemini, D’de
“yığın yığın” ikilemesi “toplanırken” eylemi,
E’de “birer birer” ikilemesi “sönerek” eylemsisini durum bakımından tamamladığından
durum zarfıdır. A’da farklı görevdedir.
Yanıt: A
5
A’da “artık”, B’de “en”, D’de “geçip gittikten
sonra, kim zaman”, E’de “pek” sözcükleri zaman ve durum anlamıyla kullanılmışlar ve
zarf görevindedirler. C’de yani “İnsanoğlunun
mutluluk düşüncesini ortaya çıkarması hatıralarının olmasına bağlıdır.” cümlesinde zarf
kullanılmamıştır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İlk dizedeki “öyle” sözcüğü “dalmışım” eylemini nitelediğinden durum zarfı ve “akşam
üstü” sözcüğü zaman anlamı taşıdığından zaman zarfıdır. Dizelerde iki tane zarf vardır.
Yanıt: B
88
6
C’de “güzeli” sözcüğü adlaşmış sıfattır. Bu
sözcüğü “en” zarfı dizede olduğu gibi derecelendirmiştir. A’da “nasıl” sözcüğü soru
zarfıdır. B’de zarf yoktur. D’de “en” sözcüğü derecelendirme görevindedir ancak
adlaşmış sıfatı değil niteleme sıfatını derecelendirmiştir. E’de “daha” sözcüğü de
“güzel” durum zarfını miktar yönünden tamamlamıştır.
Yanıt: C
9
I. cümledeki “Yerimden yavaşça kalktım, aynaya doğru ilerledim.” yargısında “yavaşça”
sözcüğü “kalktım” eylemini durum yönünden
tamamlamış ve zarftır. V. cümlede “Arkama
dönüp Haydarpaşa İstasyonu’na bir daha baktım.” yargısında “dönüp” ve “bir daha” sözleri
de “baktım” eylemlerini durum bakımından
tamamladığından zarf görevindedir. II’de
“Ben perişan bir hâldeyim.” cümlesinde, III’te
“Ayakkabılarım çamur içindeydi.” cümlesinde,
IV’te “Şapkam ıslak, yüzüm sarı, gözlerim kırmızıydı.” cümlesinde zarf kullanılmamıştır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
D’de “dağıtır” eyleminden sonra gelen “perde perde” ikilemesi bu eylemi durum bakımından tamamladığından zarftır. A’da “türlü
türlü”, B’de “yanık yanık”, C’de “ışıl ışıl, yeşil
yeşil”, E’de “renk renk” ikilemeleri adları
nitelediğinden sıfattır.
Yanıt: D
10
8
Zaman zarfı “ne zaman” sorusuna yanıt verir. IV’te geçen “akşamdan” sözcüğü, “ne
zaman” sorusuna yanıt verdiğinden zaman
zarfıdır. I’de “saatler boyu” ve III’te “üç
saat” sözü “ne kadar” sorusuna yanıt verir ve miktar zarfıdır. II’de “kımıldamaktan
korkarak” ve V’te “beceriksizce” sözleri eylemleri durum yönünden tamamladığından
durum zarfıdır.
Yanıt: D
E’de “öğretmen sınıftan çıkınca” sözü “ne
zaman” sorusuna yanıt veir ve “zaman
zarfı”dır. “ayaklarımın üstünde yükselerek”
sözü “baktım” eylemini durum yönünden tamamlar ve durum zarfıdır. “Dışarı” sözcüğü
de “baktım” eylemini tamamlamış ve “nereye” sorusuna yanıt vermiş, yer–yön zarfıdır.
A’da “anlayınca” ve “hemen” sözcüğü zaman
zarfı, B’de “Birçok aile şehre göçtüğünden”
sözü ve “hemen hemen” ikilemesi durum zarfıdır. C’de “sınıfın kapısı açılır açılmaz” zaman
zarfı, “koşarak” sözü durum zarfıdır. D’de
“öğretmenin sözlerini düşünerek” sözü durum
zarfıdır.
Yanıt: E
89
S Ö Z C ÜZKATREF A–N L
I IA M - I
Dizelerde “evvel” ve “şimdi” sözcükleri zaman zarfı görevini üstlenmiş sözcüklerdir.
İki tane zaman zarfı görevli sözcük vardır.
Yanıt: B
4
Yön bildiren sözcükler A, C ve E seçeneklerinde ek alarak kullanıldıkları için isim
görevindedirler. D seçeneğinde “yukarı” yön
adı ismi nitelediği için sıfat görevindedir.
B seçeneğinde “geri” yön adı “dönmek” fiilini
belirttiği için zarf görevinde kullanılmıştır.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–44
1
2
3
B seçeneğinde “sabahleyin”, C seçeneğinde
“sabaha karşı”, C seçeneğinde “akşamları”,
E seçeneğinde “dün” zaman zarfı görevindedirler. Fakat sıfat tamlaması biçiminde
kurulmamışlardır. A seçeneğinde “birkaç
gün” sıfat tamlaması biçimindedir ve zarf
göreviyle kullanılmıştır.
Yanıt: A
5
A seçeneğinde “eğri büğrü”, B seçeneğinde
“uzun uzun”, C seçeneğinde “yalan yanlış”, D
seçeneğinde “eski püskü” bir adı niteledikleri için sıfat görevinde kullanılmışlardır. E
seçeneğinde “koşa koşa” ikilemesi “gelmek”
fiilini nitelediği için zarf görevinde kullanılmıştır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A seçeneğinde “kim” soru zamiri, B seçeneğinde “nereden” soru zamiri, D seçeneğinde
“kaç” soru sıfatı, E seçeneğinde “tespit edebilir misin” soru edatı görevinde kullanılmışlardır. C seçeneğinde “niçin” eyleme sorulan
bir soru olduğu için zarf görevindedir.
Yanıt: C
90
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Zarflar eylem ve eylemsileri niteleyen sözcük türleridir. Zaman zarfı da “ne zaman”
sorusuna yanıt veren bir zarf türüdür. Bu
parçanın IV. bölümünde geçen “eskiden beri”
zaman zarfı göreviyle kullanılmıştır. Diğer
seçeneklerde zarf türünde bir sözcük kullanılmamıştır.
Yanıt: D
7
A seçeneğinde “gözyaşlarımıza” ad görevinde, C seçeneğinde “kimse” zamir görevinde,
D seçeneğinde “iflas etmiş” sıfat görevinde,
E seçeneğinde “bahtsız” sıfat görevindedir.
B seçeneğinde “akşamüstlerinde” zarf göreviyle kullanılmıştır. “Ne zaman” sorusuna
yanıt veren zaman zarfıdır.
Yanıt: B
8
Şiirin son dizesinde yer alan “yaprak yaprak” ikilemesi dökülüyordu eylemini niteleyen ve “nasıl” sorusuna yanıt veren bir
durum zarfıdır. Devrik cümle şeklinde kurulmuş bu cümleyi kurallı bir cümle hâline
getirdiğimizde “sessizlik bir yerde yaprak
yaprak dökülüyordu” şeklinde zarf olur.
Yanıt: E
9
A seçeneğinde “bugün” zaman zarfıdır. B
seçeneğinde “fazlaca”, C seçeneğindeki “az”
eylemleri derecelendiren azlık-çokluk zarflarıdır. E seçeneğinde “aşağı” yer–yön zarfıdır. D seçeneğindeki “güzel yarınlar” sıfat
tamlamasıdır. “daha” sözcüğünde onu derecelendiren azlık-çokluk zarfıdır.
Yanıt: D
91
EDAT, BAĞLAÇ, ÜNLEM – I
3
II. ve IV. cümledeki “ve” ler bağlaçtır. V.
cümlede kullanılan “ister ister” de bağlaçtır.
I. cümlede kullanılan “gibi” edat görevindedir.
Yanıt: A
B seçeneğinde “okul binası ve köy yolları”, C
seçeneğinde “okul müdürü ve öğrenci veliler:”,
D seçeneğinde “memleket sevgisi ve vatan
özlemi” E seçeneğinde “gece bekçisi sokak
çocukları” söz öbeklerinde “ve” bağlacı belirtisiz ad tamlamalarını bağlamıştır. A seçeneğinde “kırmızıgül ve sarı papatyalar” söz
öbeklerinde sıfat tamlalarını bağlamıştır.
ÇÖZÜM–45
1
Yanıt: A
4
Yanıt: D
2
A seçeneğinde “için” edatı amaç anlamı B
seçeneğinde “–e doğru” zaman anlamı, D
seçeneğinde “–dan (ta) beri” zaman anlamı
E seçeneğinde “–e deki” zaman anlamı katmıştır. C seçeneğinde “arkadaşıyla” → (ile)
birliktelik anlamı katmıştır.
I. cümlede “icin”, II. cümlede “gibi”, III. cümlede “üzere”, IV. cümlede “–dan dolayı” edat
görevindedir.
V. cümlede “ve” bağlaçtır.
Yanıt: C
Yanıt: E
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A seçeneğinde “de”, B seçeneğinde “ne ne”
C seçeneğinde “ki” E seçeneğinde “fakat”
bağlaç görevinde kullanılmıştır. D seçeneğinde bağlaç kullanılmamıştır.
92
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
C seçeneğinde “parası olsa da bize borç
vermez” cümlesinde “olsa da” olsa dahi (bile)
anlamını vermektedir.
Yanıt: C
8
Özetleme daha önce söylenmiş bir sözün
kısa bir biçimde tekrar edilmesidir. C seçeneğinde “demek ki” diye başlıyan ifade
özetleme niteliğindedir.
Yanıt: C
9
7
II. cümlede “ve” bağlaç, III. cümlede “anladım” eylem, IV. cümlede “benden” zamir, V.
cümlede “utanıyorum” eylem görevindedir. I.
cümledeki “kadar” ise edattır.
Yanıt: A
Ünlem korku, heyecan, şaşırma gibi anlamlar taşıyan cümlelerden sonra getirilir. A
seçeneğinde “Eyvah”, B seçeneğinde “yazık”,
C seçeneğinde “Vah”, D seçeneğinde “Aman”
ünlem görevinde “Ahlar, vahlar” ifadesi kalıplaşmış birer isimdir ünlem değildir.
Yanıt: E
93
EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM – II
4
“Oh be, sonunda bu belayı da başımızdan attık!” ifadesinde ünlem cümleye “rahatlama”
anlamı kazandırmıştır.
Yanıt: D
A seçeneğinde “bizimle” (ile), B seçeneğinde “-den başka”, C seçeneğinde “-a karşı”,
D seçeneğinde “gibi” edat görevindedir. E
seçeneğinde edat yoktur.
ÇÖZÜM–46
1
Yanıt: E
2
Yanıt: E
5
I’de “gözümde” isim, III’te “Bütün” sıfat, IV’te
“bende” zamir, V’te “Başımdaki” sıfat görevindedir. II’de “gibi” edat görevindedir.
A seçeneğinde “üzüntüyle” B seçeneğinde
“güzellikle”, C seçeneğinde “neşeyle”, E seçeneğinde “saygıyla” sözcüklerinde kullanılan
“ile” durum anlamı katmış ve zarf olmuştur.
D seçeğinde kullanılan “onlarla” durum değil
birliktelik anlamı katmıştır.
Yanıt: B
Yanıt: D
3
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A seçeneğinde “ortasında” sözcüğü isim, B
seçeneğinde “çılgınca” zarf, C seçeneğinde
“ağlamaya” fiilimsi, D seçeneğinde “bağlar”
isim görevindedir. C seçeneğinde “seninle”
sözcüğünde “ile (le)” edat görevindedir.
94
6
9
“ile” iki kavramı bağlayıp “ve” anlamı katar-
“yalnız” sadece anlamında kullanılırsa edat
sa bağlaç; araç, birliktelik anlam katarsa
edat olur. A, B, C, E seçeneklerinde araç
ve birliktelik anlamı katarak edat olmuştur.
olur. Fakat anlamında kullanılırsa bağlaç
olur. Buna göre A’da bağlaç, B’de adlaşmış
sıfat, C’de sıfat, D’de zarf E’de sadece
anlamını veren bir edattır.
C seçeneğinde “annesiyle babasını” “annesi
ve babası” anlamını katmış bağlaç olmuştur.
Yanıt: E
Yanıt: C
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A, C, E seçeneklerinde “için” edatı neden
sonuç anlamı katmıştır. D seçeneğinde “için”
hakkında anlamı katmıştır. B seçeneğinde
bu konuyu araştırmak için → araştırmak
amacıyla anlamını katmıştır.
Yanıt: B
10
8
Şiirin I. dizelerinde “de” bağlaç görevindedir. Dizelerde başka bir bağlaç kullanılmamıştır.
I. cümlede “için” edat, III. cümlede “da”
bağlaç IV. cümlede “de” bağlaç, V. cümlede
“ve” bağlaçtır. II. cümlede edat ve bağlaç
türünde bir sözcük kullanılmamıştır.
Yanıt: A
Yanıt: B
95
EYLEM
S Ö Z(Kip-Anlam-Ek
C Ü K T E A N L AEylem-Yapı
M - I
– I
A’da “dertleşeduralım” eylemi istek, B’de
“hazırla” eylemi emir, C’de “ver” eylemi
emir, D’de “soralım” eylemi istek kipindedir
ve bunlar dilek kipleridir. E’de “Sonra bu
anlık nakış örtümü derleyip gittin” dizesinde
“gittin” eylemi görülen geçmiş zaman kipiyle
çekimlenmiştir, haber kipidir.
Yanıt: E
2
Haber kipleri zaman anlamı taşıyan kiplerdir. I’de “baktım”, II’de “görmedim” eylemleri
“-di”li geçmiş zaman kipiyle, IV’te “değer” ve
V’te “görülür” eylemleri geniş zaman kipiyle
çekimlenmiş haber kipleridir. III’te ise “kurul” eylemi emir kipiyle çekimlenmiştir ve
emir kipi dilek kiplerinden biridir. Haber
kipi değildir.
Yanıt: C
3
4
“büyürmüş”, “olgunlaşırmış”, “yaşarmış” eylemleri birleşik zamanlı eylem (A); “bak” eylemi
emir kipi (dilek kipi) ile çekimlenmiştir (B);
“bak” eylemi aynı zamanda basit zamanlı eylemdir (C); “büyürmüş”, “olgunlaşırmış”,
“yaşarmış” eylemleri geniş zamanın rivayeti
şeklinde (E) oluşmuştur. Dizelerde hikâye
birleşik zamanla çekimlenmiş eylem yoktur.
Yanıt: E
Zaman kavramı haber kiplerinde görülür.
Haber kipleri de geniş zaman (-r), şimdiki
zaman (-yor), gelecek zaman (-ecek), duyulan geçmiş zaman (-mış) ve görülen geçmiş
zaman (-dı)’dır. A’da “göçer” eylemi, B’de
“oluyor” eylemi, D’de “duymadı” eylemi, E’de
“kesmiş” eyleminde zaman kavramı vardır.
C’de “Ne başta dert ne gönülde hasret olsun.” cümlesinde “hasret olsun” eylemi emir
kipiyle çekimlenmiştir ve emir kipi haber
değil dilek kipidir.
Yanıt: C
6
B’de“kapının önündeydi”
tamlayantamlanan
ad tamlaması yüklem görevindedir ve ek
eylem ad tamlamasını yüklem yapmıştır.
A’da “açıktı” sözcüğü adı yüklem yapmıştır
ancak ad tamlaması içinde değildir. C’de
“mümkün değildi” sözcük öbeğinde ek eylem
adı yüklem yapmıştır ancak bu söz de ad
tamlaması değildir. D’de “bensiniz” sözcüğü
ek eylem alarak yüklem olmuş ancak ad
tamlaması değildir. E’de “... orta yaşlı biriydi” tamlamasında ek eylem yüklem yapmıştır, bu tamlama ise sıfat tamlamasıdır.
Yanıt: B
7
A’da “zirvesindeyiz”, B’de “... alevdir”, C’de
“bahçedeyiz”, D’de “kemerdir” sözcükleri addır ve ek eylem alarak yüklem olmuştur.
E’de “Denizlerden esen bu ince hava, saçlarınla eğlensin.” dizelerinde yüklem “eğlensin”
sözcüğü basit zamanlıdır. Burada ek eylem
kullanılmamıştır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
E’de “Yıllardan beri her gün sabah sekizde bu
kahveye geliyor.” cümlesinde “geliyor” yükleminde şimdiki zaman eki vardır. Cümlenin
anlamı ise her zaman yapıldığını bildirir
yani geniş zaman anlamlıdır. Bu cümlede
kip kayması vardır. A, B, C ve D’de yüklemlerdeki kip ekleri ile cümlenin anlamında
uyum vardır.
Yanıt: E
5
ÇÖZÜM–47
1
96
8
V. cümlede “Çünkü ikimiz de ne doktorlara
ne de tıbba güveniyorduk.” ifadesinde “güveniyorduk” eylemi şimdiki zamanın hikâyesi
şeklinde çekimlenmiş birleşik zamanlı bir
eylemdir. I, II, II ve V. cümlelerde yüklemler tek kip eki almıştır. Bunlar basit
zamanlıdır.
Yanıt: E
9
Çekimli eylem kip ve kişi eki almış eyleme
denir. I nolu “gör–dü–m” sözcüğü haber kipi
ve I. tekil kişi eki almıştır, cümlede yüklem
görevindedir. Bu sözcük çekimli eylemdir.
II, III, V. sözcükler (giden, dalan, açıldığını)
ortaç (sıfat–fiil) eki almıştır. Yani fiilimsidir. Fiilimsiler çekimli eylem değildir. IV.
sözcük de addır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10
D’deki “Yarın yeni iş yerinde neler yapacağını
düşünüyor.” cümlesinde yüklem (düşünüyor)
ile cümlenin anlamı şimdiki zamana uyduğundan bu cümlede kip kayması yoktur.
A’da “açar” yüklemi geniş zamanlıdır ancak
cümle gelecek zamanı, B’de “gidiyor” yüklemi şimdiki zamanlıdır ancak cümle gelecek
zamanı, C’de “geliyorlar” yüklemi şimdiki zamanlıdır ancak cümle geniş zamanı, E’de
“bulamaz” yüklemi geniş zamanlıdır ancak
cümle geçmiş zamanı ifade eder.
Yanıt: D
11
Basit çekimli eylem tek haber ya da dilek
kipi almış eylem demektir. “Durma, konuş,
söner, kaybolur, olur, kaybetmişsin” sözcüklerinde tek kip kullanılmıştır. Altı tane basit
çekimli eylem vardır.
Yanıt: C
12
A’dan “geniş–le–r” sözcüğü addan eylem yapan eki almış türemiştir. C’de “din–dir–ir”
sözcüğü eylemden eylem yapan eki almış
türemiştir. B’de “gör–dü–m” ve D’de “düş–ün”
sözcükleri yapım eki almamış basit eylemlerdir. E’de ise “akadursun” ve “kalkadursun”
eylemleri birleşik yapılıdır. A ve C; B ile
D eşleştirilir. E’de “akadursun” ve “kalkadursun” sözcükleri yapıca birleşiktir ve diğer
seçeneklerle eşleştirilemez.
Yanıt: E
13
A’da “görmüş”, B’de “girecek”, C’de “ayırdın”,
E’de “aç” sözcükleri basit yapılı eylemlerdir.
D’de “Özlemden başka neyim olabilir benim.”
cümlesindeki “olabilir” eylemi ise kurallı birleşik eylemdir.
Yanıt: D
14
“verirdi” sözcüğü basit yapılı eylemi (A) ve
geniş zamanın hikâyesini örnekler (C); “manzaralardı” sözcüğü ek eylem almış ad soylu
sözcüğü yüklem yapmıştır (D), “seyrederdik”
sözcüğü de birleşik eylemdir (E). Parçada
yapım eki almış eylem, basit zamanlıdır
ifadesi (B) söylenemez.
Yanıt: B
E Y L ESMÖ Z( C
KÜi pK– T
AEn l aAmN– L
EA
k ME y-l e m
I –Yapı) – II
Şiirde geçen “bilmem, dokunur, severim” gibi
sözcükler çekimli eyleme örnektir. Herhangi
bir kip eki almış eylemlere çekimli eylem
denir. “bilmem” ve “sevmez” geniş zamanın
olumsuzuyla çekimlenmiş fiillerdir. Aynı zamanda “tanırım, severim” gibi sözcükler hem
basit zamanlıdır hem de basit yapılı eylemlerdir. Şiirde A, B, D, E seçeneklerine
ulaşılabilir. C seçeneğinde ek eylem kullanılmamıştır yargısı yanlıştır çünkü “memurum” sözcüğündeki “–um” ek eylemdir. İsim
soylu bir sözcük cümlenin yüklemi olarak
ek eylem görevinde kullanılmıştır.
Yanıt: C
3
I. cümlede geçen “armağanıdır”, II. cümlede
geçen “budur”, III. cümlede geçen “bağlıdır”,
IV. cümlede geçen “kahramandır” isim soylu
birer sözcüktür. Bunlar ek eylem eki “dır”ı
alarak yüklem olmuşlardır. V. cümlede “olamaz” sözcüğü basit zamanlıdır. Ek eylem
göreviyle kullanılmamıştır.
Yanıt: E
2
Eylemler yapı itibariyle “basit, türemiş, birleşik” olabilirler. B seçeneğinde “bilmiyoruz”,
C seçeneğinde “döndüm”, D seçeneğinde
“kalktık”, E seçeneğinde “harcadık” sadece
çekim eki aldıkları için basit yapılı eylemlerdir. A seçeneğinde “takip edeceğiz”
yardımcı eylemle oluşmuş bir birleşik yapılı
eylemdir.
Yanıt: A
Eylemler “-mış” ve “-yor” eklerini almış haber kipiyle çekimlenmişlerdir. Bu fiiller
geçmiş ve şimdiki zaman kip ekleridir. Eylemlerde tek bir zaman eki olduğu için basit zamanlıdırlar. Aynı zamanda aldıkları kip
eklerinden ötürü birer çekimli eylemdirler.
A, C, D, E seçenekleri şiirden çıkarılabilir
yargılardır. Fakat B seçeneğinde eylemlerin tümü basit yapılıdır yargısına ulaşılamaz. Çünkü sadece “geliyor” ve “doluyor”
basit yapılıdır. “uzanmış” türemiş yapılıdır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–48
1
97
98
5
“sayılabilir” yeterlik eylemini örneklendirir.
“yapmalıyız” gereklilik kipiyle çekimlenmiştir.
“çekemiyordu” birleşik zamanlı eylem oldu-
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
ğundan ek eylemde kullanılmıştır diyebiliriz.
Yine III. cümlede geçen “çekemiyorduk” şimdiki zamanın hikâyesiyle çekimlenmiş bir
eylemdir. I. ve II. cümlelerde geçen “sayılabilir” ve “yapmalıyız” eylemleri birleşik değil
basit zamanlıdır.
Yanıt: D
6
Haber kipleri “di, mış, ecek, yor, ar” gibi
zaman anlamı taşıyan kiplerdir. I. cümlede
“buluştuk”, II. cümlede “kalkıyor”, III. cümlede
“gitmiş”, IV. cümlede “kalkacak” haber kipiyle
çekimlenmiş eylemlerdir. V. cümlede geçen
“götür” ise emir kipiyle çekimlenmiştir ve
bu dilek kiplerinden biridir.
Yanıt: E
7
Ek eylemin isim soylu sözcüklü yüklem, basit zamanlı eylemleri birleşik zaman yapma
gibi iki farklı görevi vardır. Bu parçada
II. cümlede geçen “yaratmıştı”, III. cümlede geçen “sürülmüştü”, IV. cümlede geçen
“ediyordu”, V. cümlede geçen “çıkmıştı” sözcüklerinde birleşik zaman yapma göreviyle
kullanılmıştır. I. cümlede “vardır” isim soylu
bir sözcüktür ve burada yüklem göreviyle
kullanılmıştır.
Yanıt: A
8
II. dizede “kokuyor–dur” ek eylemi, “kokuyordur” ve “yürüyorum” hem çekimli eylemi
hem de basit zamanlı eylemi örnekler. “Her
sabah yürüyorum” cümlesinde kip kayması
vardır. Burada eylem, yürüyorum değil
yürürüm şeklinde kullanılmalıydı. Dizelerde
dilek kipi almış bir eylem kullanılmamıştır.
Yanıt: D
99
S ÖE
ZC
YÜ
LK
ET
ME ( E
A yNl L
em
AsM
i) - I
Eylemsiler eylem kök ve gövdelerine çeşitli eklerin getirilmesiyle yapılan sözcüklerdir. Eylemlerden farklı olarak çekimlenme
özellikleri yoktur. Bu dizelerdeki numaralı
sözcüklerden I ve II çekimli eylemdir. III
ve IV. cümlelerdeki sözcükler ise isim görevinde kullanılmışlardır. V. sözcük, “gören”
ise “–en” ekini almış sıfat–fiil görevinde
kullanılmıştır.
Yanıt: E
3
I. cümlede “yaşayan” ve “koşan” sözcükleri
sıfat–fiil, III. cümlede “bulmak ve yaşamak”
sözcükleri isim–fiil, IV. cümlede “etkileyen”
sıfat–fiil, V. cümlede “ilerleyiş” isim–fiil görevinde kullanılmış sözcüklerdir. II. cümlede
fiilimsi türünde bir sözcük kullanılmamıştır.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–49
1
4
2
A seçeneğinde “bayatlamış ekmekleri”, B
seçeneğinde “yapacak işleri”, C seçeneğinde “tanıdık birini”, E seçeneğinde “konuşmadığı arkadaşını” söz öbeklerinde sıfat–fiil
eki vardır. Bu ekler neyi sorusuna yanıt
veren “nesne” görevinde kullanılmıştır. D
seçeneğinde “yapınca” sözcüğünde “ınca” eki
zarf fiil ekidir ve cümlede zarf göreviyle
kullanılmıştır.
Yanıt: D
5
I. sözcük “bulunca” zarf–fiil görevindedir. II.
sözcük eylem, III. sözcük zarf, IV. sözcük
isim, V. sözcük zamir görevinde kullanılmıştır. Türkçede eylem kök ve gövdelerine
getirilen “ıp, -erek, -dıkça, -madan, -dığında,
-maksızın vb.” ekler zarf–fiil ekleridir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I, II ve IV. cümlede yer alan sözcüklerin hiç birinde fiilimsi kullanılmamıştır. III.
cümlede “koyduğu” ve V. cümlede “veren”
sıfat–fiil görevindedir.
Yanıt: D
100
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A seçeneğinde “hazırlamak”, B seçeneğinde
“yararlanmayı”, C seçeneğinde “bitirmek”, D
seçeneğinde “sakinleştirmeyi” sözcüklerinde
ad–eylem eki (-ma, -ış, -mak) kullanılmıştır.
E seçeneğinde “yapmadan” sözcüğünde “madan” eki zarf–fiil ekidir.
Yanıt: E
8
I. cümlede “giymediklerini” sözcüğü adlaşmış ortaçtır. Sıfat–fiillerin niteledikleri ad
düşerse adlaşmış ortaç oluşur. C, D, E
seçeneklerinde yapılan açıklamaların hepsi
doğrudur. Fakat B seçeneğinde “yapılacak”
sözcüğü sıfat–fiil görevinde kullanılmamıştır.
Buradaki “acak” eki gelecek zaman eki olan
haber kipidir.
Yanıt: B
7
I. cümlede “kuruyup” ve “yapmak” zarf–fiil ve
isim–fiil eklerini almıştır. II. cümlede “almak,
yazılan” isim–fiil ve sıfat–fiil ekini almışlarrdır. III. cümlede “algılandığı” sıfat–fiil ekini
almıştır. IV. cümlede “kullanırken” zarf–fiil
ekini almıştır. V. cümlede “tanınmış ve bahseden” sıfat fiil ekini almış sözcüklerdir.
Yanıt: A
9
I. sözcük “kente” isim, II. sözcük “konmuş”
fiil, III. sözcük “izliyor” fiil, IV. sözcük “izliyor” fiil, V. sözcük “kılıksız” sıfat görevinde
kullanılmıştır. IV. sözcükte “çıkıp” zarf–fiil
eki almıştır.
Yanıt: D
101
S Ö ZE
CY
ÜL
KE
TM
E A( ÇNALTAI M
) - I
Nesne-yüklem ilişkisine göre eylem çatıları
geçişli, geçişsiz, ettirgen ve oldurgan diye
dörde ayrılır. Dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden I’de “kurudu”, II’de “bitmiyor”, III’te
“düşüyor”, V’te “erer” eylemleri “neyi, kimi”
sorularına yanıt vermez, nesne alamazlar
yani geçişsizdir. IV’te “andırır” eylemi ise
“neyi, kimi” sorularına yanıt verir, nesne alır
yani geçişlidir.
Yanıt: D
2
3
II. cümledeki “gönderilmiş” yükleminde özne
“Ali”dir. Ancak sözde öznedir. “Gönderil–”
eylemi başkaları tarafından yapılmıştır ve
edilgen çatılıdır. I ve III’teki yüklemler
ad soylu olduğu için bunlarda çatı özelliği aranmaz. IV’te ve V’te ise yüklemler
edilgenlik ekleri “-l, -n”den birini almışlar,
özneleri gerçek öznedir. Bunlar da etken
çatılıdır.
Yanıt: B
Verilen açıklamaya göre C’deki “yarış-” eylemi nesne alamaz yani geçişsiz bir eylemdir. Bu eylem “-tır” ekini alınca nesne
alır hâle gelmiştir ve oldurgan olmuştur.
A’daki “aldır-”, D’deki “içir-”, E’deki “kapat-”
eylemleri geçişli iken “-r, -t, -tır” eklerinden birini almış ettirgen olmuştur. B’deki
“sarar–” eylemi ise addan eylem yapan eki
almıştır ve geçişsizdir.
Yanıt: C
5
C’de “vurul–” eyleminde yüklem “-I” çatı
eki almıştır. Öznesi “ben” gerçek öznedir.
Özne hem işi yapmış hem de yapılan işten
etkilenmiştir. Yani dönüşlü eylemdir. A’da
“unutul-”, B’de “kurul-”, D’de “duyul”, E’de
“açıl-” eyleminde özneler sözde öznedir yani
iş başkaları tarafından yapılmıştır. Bunlar
edilgen çatılıdır.
Yanıt: C
6
E’de yüklem “başarılı bulun-” eylemidir. Bu
eylem “-l, -n” eklerinden birini almıştır ve
özne (Merve) de sözde öznedir. Çünkü başkaları tarafından başarılı bulunur. Bu eylem
edilgen çatılıdır. A’da “atıl-”, B’de “yıkan-”,
C’de “bakın-”, D’de “süslen-” eylemlerinde
özne hem işi yapan hem de yaptığı işten
etkilenen varlıktır. Bu eylemler dönüşlü çatılıdır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Cümledeki işteşlik eylemi birliktelik bildirir.
A’daki “yakıştı” eylemi ve C’deki “çalıştı”
eylemleri işteş değildir. D’deki “tartıştı”
ve E’deki “çarpıştı” eylemleri işteştir ancak birlikte değil karşılıklı yapılma bildirir.
B’deki “kaçıştılar” eylemi ise birliktelik bildiren işteş çatılı bir eylemdir.
Yanıt: B
4
ÇÖZÜM–50
1
102
7
Özne-yüklem ilişkisine göre çatı “etken, edilgen, dönüşlü ve işteş” diye dörde ayrılır.
E’deki “bulun-” eylemi “-l, -n” çatı eklerinden birini almış, öznesi sözde öznedir. Bu
eylem edilgen çatılıdır. A’da “atıl-”, B’de
“katıl-” C’de “çekil-”, D’de “kırıl-” eylemleri
de “-l, -n” çatı eklerinden birini almıştır,
özneleri ise gerçek öznedir. Yani özne hem
işi yapmış hem de o işten etkilenmiştir. Bu
tür çatılara da dönüşlü çatı denir.
Yanıt: E
10
Verilen cümle D’deki ifade ile bitirildiğinde
cümle nesnesi bakımından geçişsiz duruma
gelir. Cümle A, B, C ve E’deki yargılarla
bitirildiğinde cümle nesne alır duruma gelir
ve bu da geçişli eylem yapar.
Yanıt: D
11
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Geçişsiz eylem nesne alamayan eylemdir.
Yani “neyi, kimi” sorularına yanıt veremezler. C’deki “gül-” eylemi de bu sorulara
yanıt veremez ve geçişsiz eylemdir. A’da
“dik-”, B’de “hatırla-”, D’de “oku-”, E’de “uygula-” eylemleri “neyi, kimi” sorularına yanıt
verir, bu eylemler geçişlidir.
Yanıt: C
9
Verilen açıklamaya göre B’deki “duy-” eylemi nesne alır yani geçişlidir. Bu eylem “-r,
-t, -tır” eklerinden “-ır” ekini almış ve eylemin geçişlilik derecesi artmıştır. Ettirgen
çatılı olmuştur. A’daki “inlet-”, D’deki “ağlat-”, E’deki “durdur-” eylemleri “-r, -t, -tır”
eklerinden birini alarak geçişsiz eylemleri
geçişli yapmıştır, bunlara oldurgan eylem
diyoruz. C’deki “yardımcı ol-” eylemi çatı eki
almamıştır ve geçişsiz eylemdir.
Yanıt: B
C’deki yüklem “alınmış” eylemidir. Bu eylem
“-l, -n” çatı eklerinden birini almış, öznesi
de “o” gizli öznedir. Burada özne hem işi
yapan hem de işten etkilenen durumdadır.
Yani dönüşlü çatılıdır. A’da “söylendi”, B’de
“yapılmış”, D’de “çıkarıldı”, E’de “söküldü” eylemleri “-l, -n” çatı eklerini almış ancak
özneleri sözde öznedir. Yani iş başkaları
tarafından yapılmıştır. Bu tür eylemlere de
edilgen çatılı eylem diyoruz.
Yanıt: C
12
Sözde özne edilgen çatının bir özelliğidir.
Bir cümlede sözde özne olabilmesi için eylemin yani yüklemin “-l, -n” çatı eklerinden
birini alması gerekir. C’deki “sevil-” eylemi
bu eklerden “-l”yi almış ve öznesi de (bu
tür yöresel yemekler) sözde öznedir. Yani
iş başkaları tarafından yapılır. A, B, D ve
E’de yüklemler “-l, -n” çatı eklerinden birini almamıştır. Bu cümlelerde sözde özne
olamaz.
Yanıt: C
103
S Ö ZECYÜLKETM
E (AKNa L
r mAaM) - I
4
Çekimli eylem kip ve kişi eki almış eylemlere denir. Dizelerde “uyandım, yaydı,
büyülenmişti, alınmaz” sözcükleri kip eki ve
kişi eki almıştır, cümlede yüklem olarak
kullanılmıştır. Dizelerde dört tane çekimli
eylem vardır.
Yanıt: D
“Bir süre kayalıkların arkasına gizlendim.”
cümlesi çatısına göre dönüşlüdür. Çünkü
yüklem hem “-n” dönüşlülük eki almış hem
de özne yaptığı işten etkilenmiştir. C seçeneğinde “Bu habere herkes gibi ben de çok
sevindim.” cümlesinde “sevindim” yüklemi hem
”-n” çatı eki almış hem de özne yaptığı
işten etkilenmiştir. A ve B’de yüklemler
etken çatılıdır. D’de “yıkanmalı” yüklemi “-n”
edilgenlik eki almış ve sözde öznesi vardır.
E’de de “tutuştular” yüklemi “-ş” işteşlik eki
almış ve işteş çatılıdır.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–51
1
2
Birleşik zamanlı eylem ek eylemle ilgili
bir konudur. Haber ya da dilek kipiyle
çekimlenmiş bir eyleme “-idi, -imiş, -ise” eklerinden biri getirilerek yapılır. Parçadaki
“dönmüştü”, “yürüyordu, dokunuyordu, istiyordu” eylemleri birleşik zamanlı eylemlerdir.
Ad-eylem eylem kök veya gövdelerine gelen ”–ma, –ış, –mak” ekleri ile yapılır. E’de
“Okuma zamanı” sözü bir belirtisiz ad tamlamasıdır ve tamlayan ”okuma” sözcüğüdür.
Bu sözcükte yer alan “–ma” eki olumsuzluk
bildirmez ve ad–eylem ekidir. A, B ve D’de
ad–eylem yoktur, C’de ise “senin bakışına”
ad tamlamasında “bakışına” sözü tamlanandır
ve “–ış” ad–eylem eki almıştır.
Yanıt: E
3
Yapıca sözcükler basit, türemiş ve birleşik
diye üçe ayrılır. A’da “sat–tır–mış” sözcüğü
eylemden eylem yapım eki, B’de “giy–in–
di–k” sözcüğü eylemden eylem yapım eki,
D’de “tut–un–du” sözcüğü eylemden eylem
yapım eki, E’de “kır–ıl–dı” sözcüğü eylemden
eylem yapım eki almış ve türemiş sözcük
oluşturmuştur. C’de ise “bul–ur–du” sözcüğü
“–r” geniş zaman eki ve “–idi” ek eylem eki
yani çekim eki almıştır ve basit yapılıdır.
Yanıt: C
6
A’da “sinirlenince” sözcüğünde zarf–fiil (ulaç),
“alınmayacak” sözcüğünde ortaç (sıfat–fiil),
“söylemesi” sözcüğünde ad–eylem eki vardır,
üç tür fiilimsi de kullanılmıştır. B’de eylemsi yoktur, C seçeneğinde ortaç (bulunduğu),
D’de ortaç (gezen), E’de ortaç (gerçekleşmeyecek) vardır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: D
5
104
7
E’de “Süratle giden arabayı son anda durdurdu.” cümlesinde “durdurdu” eylemi “–dır” çatı
eki almıştır. Bu ek “dur–” eylemine yani
nesne alamayan bir eyleme gelmiş ve onu
nesne alır hâle getirmiştir. Bu eylem oldurgan çatılıdır. A, B, C, D seçeneklerinde
ise “–t, –tır” çatı eki alan eylemler geçişlidir ve geçişlilik durumları devam etmiştir,
bu eylemler ettirgen çatılıdır.
Yanıt: E
10
Ek eylem ya adlara gelir onları yüklem
yapar ya da basit zamanlı eylemleri birleşik zamanlı eylem yapar. A’da “ustasıdır”
sözcüğü “–dır” ek eylemini almış ve yüklem
olmuştur. C’de ek eylemin olumsuzu (değil)
vardır. D’de “kimselerdir” sözcüğü “–dır” ek
eylemini almış ve yüklem olmuştur. B’de
“toplamıştı” sözcüğü birleşik zamanlıdır ve
ek eylem almıştır. E’de “Hareket eden otobüsün ardından bir süre koştular.” cümlesinde
ise ek eylem yoktur.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
B seçeneğinde “Gece, hırsız açık pencereden içeri girer.” cümlesinde “girer” yüklemi
geniş zamanla çekimlenmiştir ama cümlede
geçmiş zaman anlamı vardır. Geçmiş zaman
geniş zamana kaymıştır. A, C, D ve E
seçeneklerinde ise yüklemde kullanılan kip
eki ile cümlenin anlamı örtüşmektedir. Bu
cümlelerde anlam kayması yoktur.
Yanıt: B
9
A’da “Yarım saat boyunca çocuğu durmadan
azarlamıştı.” cümlesinde “azarlamıştı” sözcüğü yapıca türemiştir. Addan eylem yapan
eki (–la) almıştır. B’de “bakakalırsın”, C’de
“çözebilirsin”, D’de “okuyuver” ve E’de “mutlu
olduk” sözcükleri yapıca birleşik eylemdir.
A’daki “azarlamıştı” sözcüğü ise yapıca türemiştir.
Yanıt: A
11
“susmak” sözcüğü ad–eylem; “dövünüp” sözcüğü bağ–eylem (ulaç), “tutup” sözcüğü bağ–
eylem (ulaç) görevindedir. Dizelerde üç
tane eylemsi vardır.
Yanıt: B
12
D’de “Yemeğe katılacağımızı öğrenince çok
sevindi.” cümlesinde yüklem “sevindi” sözcüğüdür, çatısına göre dönüşlüdür. A’da “görülüyordu”, B’de “yakıldı”, C’de “duyuluyordu”,
E’de “onarıldı” eylemleri “-l” edilgenlik ve
eki almış ve sözde özne özneleri vardır. D
seçeneği dönüşlü eylemdir, diğerleri edilgen
çatılı eylemdir.
Yanıt: D
105
C ÜSM
Ö ZLCEÜNKİ N
T EÖA
GN
ELE
AR
Mİ -– II
Cümlede yargı bildiren sözcükler yüklem
olur. Eylemlerde kip ve kişi eki almış
sözcükler, adlarda ek eylem almış sözcükler yüklem olur. Dizelerde “getiremem, keser,
suçsuzdur, suçsuzdur, yok mu” sözleri yüklem
görevindedir. Dizelerde beş tane yüklem
vardır.
Yanıt: E
2
“çıkmıştı” sözcüğü kip ve kişi eki almış,
yargı bildirir, yüklemdir (B). Yükleme sorulan “ne” sorusuna “sınav sistemimizin değiştiği
haberi” yanıtı özne (C), “ne zaman” sorusuna
verilen “iki gün önce” sözü zarf tümleci (D),
“nerede” sorusuna verilen yanıt “bir gazetede” sözü dolaylı tümleçtir (E). Dizelerde
“nesne” kullanılmamıştır.
Yanıt: A
4
D’de “kalıyordu” yüklemine “torunu” cevabı özne, “nerede” sorusuna “yanında” cevabı
dolaylı tümleçtir. Yükleme sorulan “neden”
sorusuna “Kadın iyice yaşlandığı için” cevabı
zarf tümlecidir. Bu öge yanlış ayrılmıştır.
Diğer seçeneklerde herhangi bir yanlışlık
yoktur.
Yanıt: D
B’de “verir” yükleminin öznesi “aynalar” sözcüğüdür. Özne ve yükleme sorulan “ne”
sorusu “Kardeş tesellisi” ad tamlaması nesne
görevindedir.
A’da “benim dertlerimin başıdır” ad tamlaması yüklem, C’de “Ruhumun yelken gibi seyret
açıldığını” ad tamlaması belirtili nesne, D’de
ad tamlaması yoktur. E’de “Benim gönlüm”
ad tamlaması özne, “Başka dünyaların şaşkın
seliydi” ad tamlaması yüklem görevindedir.
Yanıt: B
6
D’de “bilinen bir gerçektir” sözü yüklemdir.
Yüklemden önceki tüm sözler de “ne” sorusuna yanıt verir ve “özne” görevindedir.
A’da yüklemden önceki sözcük grubu “belirtili nesne”, B’de yüklemden önce “özne,
zarf tümleci ve belirtili nesne” vardır. C’de
yüklemden önce “özne ve zarf tümleci,” E’de
yüklemden önce “özne, zarf tümleci” vardır.
Yanıt: D
7
Verilen cümlede “bir geleneği tek başına
tüketen, kendinden sonra gelenlere pek az bir
şey bırakan eşsiz sanatkârlarımızdan birisidir.”
sözü bir sıfat tamlamasıdır ve ek eylem
olarak yüklem olmuştur. Yükleme sorulan
“kim” sorusuna da “Büyük Usta Sinan” yanıtı
özneyi oluşturur. Cümle “özne ve yüklemden”
oluşmuştur.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
C’deki “Söylenmemiş aşkın güzelliğidir.” sözü
yüklem, yükleme sorulan “ne” sorusuna
“Kâğıtlarda yarım kalmış şiir” sözü de özne
görevindedir. A’da “gördüm” yüklem, “Bir
mavi yıldızın içime aktığını” belirtili nesne;
B’de “gülümseyiverdi” yüklem, “yüzün” özne,
“Bir bulutun kenarından” sözü dolaylı tümleç;
D’de “boy attın” yüklem, “limon çiçeğim” özne,
“Temmuz bahçelerinde” dolaylı tümleç, E’de
“eserdi” yüklem, “Kuzey rüzgârları” yüklem,
“Benim doğduğum köylerde” sözü dolaylı tümleçtir.
Yanıt: C
3
5
ÇÖZÜM–52
1
106
8
11
Verilen cümlede “yanlıştır” sözcüğü yüklem
ve ondan önceki bölüm öznedir. E’de de
“dünle beraber bugünü, bugünle birlikte yarını
kucaklayan insandır.” sözü yüklem ve “sanatçı” sözcüğü de öznedir. E şıkkı da özne ve
yüklemden oluşur. “A” nesne, zarf tümleci
ve yüklemden, “B” özne, belirtili nesne ve
yüklemden, “C” özne, belirtili nesne, yüklemden, “D” dolaylı tümleç, özne ve yüklemden
oluşur.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
C’deki “Onunla en son 20 Haziran’da,
zarf tümleci
sınavın yapıldığı gün, görüştüm.”
açıklayıcı öge yüklem
yargısında zarf tümleci açıklayıcısıyla birlikte verilmiştir. A’da ara cümle vardır ve
bu, öge olarak kullanılmaz. B’de ara söz
belirtili nesne, D ve E’de ara söz özne
görevinde kullanılmıştır.
Yanıt: C
12
A seçeneğinin ögeleri sırasıyla özne, belirtili nesne ve yüklemdir. A’da dolaylı
tümleç yoktur. B’de “çuvallara” sözü, C’de
“Arabanın içinde” sözü, D’de “Kasabada” ve
“Eskicizade’ye” sözü, E’de “kendisine” sözü
dolaylı tümleçtir.
Yanıt: A
A’da “tanıdım” yüklem, “Sınıfın en devamsızını” sözü belirtili nesne, “Bir sinema dönüşü”
sözü zarf tümlecidir.
“B” zarf tümleci, nesne, yüklem ve özne;
“C” dolaylı tümleç, yüklem, belirtili nesne,
“D” özne, dolaylı tümleç yüklem, zarf tümleci, “E” zarf tümleci, nesne, yüklem, zarf
tümlecinden oluşur.
Yanıt: A
13
10
Parçadaki “uğradım, oturuyordu, vardı” sözcükleri yüklem (A), “dükkânına” sözcüğü
dolaylı tümleç (B), “dalgın” sözcüğü “zarf
tümleci” (D) ve “Kanat çırpan, kafeslerin
tellerine tırmanan, tünekten tüneğe sıçrayan
yüzlerce kuş” sözü de özne (E) görevindedir.
Parçada nesne yoktur.
Yanıt: C
B’deki altı çizili bölüm zaman anlamı taşır. Yükleme sorulan “ne zaman” sorusuna
yanıt verir ve zarf tümleci görevindedir.
A’da “yerine”, C’de “Yolculara”, D’de “parkta
oynayanlara”, E’de “eve” sözcükleri yönelme
bildirir ve “nereye, kime” sorularına yanıt
verir ve bu sözler dolaylı tümleç görevinde
kullanılmıştır.
Yanıt: B
107
C ÜSM
ÖL
ZC
EÜ
NK
İ NT EÖ G
AENLLEARMİ –- II I
3
Cümle ögelerinde isim ve sıfat tamlamaları
fiilimsilerle kurulmuş söz öbekleri ve birleşik yapılı eylemler cümlenin hangi ögesi
olursa olsunlar hiçbir şekilde bölünmezler.
Örnek cümleye bu yöntemle baktığımızda
“Edebiyat tarihçisi / bir ulusun çağlar boyunca
Özne
Nesne
oluşturduğu edebiyat yapıtlarını, bunları yaratan edebiyatçıların yaşayışlarını ve sanat
anlayışlarını / bilimsel bir metodla / inceler.”
A seçeneği “yüklem, özne”, B seçeneği “özne,
zarf tümleci, zarf tümleci, nesne, yüklem”, C
seçeneği “özne, zarf tümleci, dolaylı tümleç,
zarf tümleci, yüklem”, D seçeneği “özne, zarf
tümleci, nesne, yüklem”, E seçeneği “zarf
tümleci, nesne, yüklem” şeklinde sıralanmıştır. (sonbaharda / savrulan sararmış yapraklar / görürüz.)
Yanıt: E
ÇÖZÜM–53
1
Zarf tümleci
Yüklem
“özne–nesne–zarf tümleci, yüklem”den oluşmuş
bir sıralamayla karşılaşırız.
Yanıt: A
4
2
Örnek cümlenin ögelerinin sıralaması
“Şiir, insanın saklı kalmış duygularının bir
ÖzneYüklem
dışavurumudur.” şeklindedir. Seçeneklerde
özne ve yüklemden oluşan C şıkkıdır. Burada da
“Teknenin suya yansıyan görüntüleri / muhteşemdi.”
Özne Yüklem
yargısı özne ve yüklemden oluşan iki ögeli
bir cümledir.
Yanıt: C
5
I. cümlenin ögeleri “özne, zarf tümleci, yüklem”, II. cümlenin ögeleri “özne, yüklem”, III.
cümlenin ögeleri “özne, nesne, yüklem”, IV.
cümlenin ögeleri “özne, nesne, zarf tümleci,
yüklem”, V. cümlenin ögeleri “dolaylı tümleç,
dolaylı tümleç, özne, yüklem” şeklinde sıralanmıştır. Özne ve yüklemde oluşan seçenek
II. cümledir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bu cümlenin öge sıralaması şu şekildedir.
Bir kar fırtınasının tam ortasında doğan
ikizlerin hayatları “özne”, babalarının kararıyla “zarf tümleci”, değişecekti “yüklem”dir.
Yanıt: E
108
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bu cümlenin ögelerinin sıralaması şu şekildedir: Renkli bir yeryüzü sütununun tepesindeki kaya parçası “özne”, bir kalkan işlevi
görerek “zarf tümleci”, zararlı maddelerden
“dolaylı tümleç”, onu “belirtili nesne”, koruyor
“yüklem” görevindedir. Belirtisiz nesne kullanılmamıştır.
Yanıt: D
7
A, C, D, E seçeneklerinde eğik çizgilerle
gösterilen yerler doğru ayrılmıştır ve bir
öge yanlışlığı yapılmamıştır. B seçeneğinde
“Her ulusun kendine özgü bir edebiyat yapısı
/ vardır.” cümlesi bu şekilde ayrılmalıydı.
İsim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan
arasına sözcük girse de bunlar bir bütün
olarak alınmalıdır ve ayrılmamalıdır.
Yanıt: B
8
Ara söz, cümlede iki göreviyle kullanılır:
Herhangi bir ögenin açıklayıcısı olması,
cümle dışı unsur olması. Ara sözün başına
ve sonuna ya “virgül” ya da “kısa çizgi”
konulur. Örneklerden hareketle A seçeneğinde “yıllardır gitmediği memleketine”, B
seçeneğinde “yaşayan koca çınar”, D seçeneğinde “yeşillere bürünmüş süslü çocuğu”, C
seçeneğinde “geçen gün bankada tanıştığım
çocuk” farklı ögelerin açıklayıcısı olan ara
söz olarak kullanılmışlardır. C seçeneğinde
“hiç sanmıyorum” kişinin duygusunu belirttiği
cümle dışı unsur olan bir ara sözdür.
Yanıt: C
9
“gün batmadan” ikinci dizede yer alan cümlenin “zarf tümleci” görevinde kullanılmıştır.
İkinci dizenin ögeleri
“Kapanırdı / gün batmadan / kapılar”
yüklem
zarf tümleci
özne
şeklinde sıralanmıştır. Bu sözcükteki “madan” eki de zarf–fiil ekidir. Dolayısıyla zarf
tümleci yapmıştır.
Yanıt: D
109
CÜMLE TÜRLERİ – I
II. cümle fiilimsi olduğu için girişik birleşik
cümledir. III. cümlede yüklem sondadır ve
olumsuzdur. IV cümle tek yargı bildiren
basit yapılı isim cümlesidir. V. cümlede
yüklem olumsuzdur ve cümle basit yapılıdır. I. cümle sıralıdır fakat bağımsız değil,
bağımlıdır. “sevgi ve saygı” her iki cümlenin
de ortak ögesidir. Bu tür öge ortaklı bulunan cümlelere bağımlı sıralı cümle denir.
Yanıt: A
Cümleler yapı bakımından “basit, birleşik,
sıralı ve bağlı” olabilirler. A, B, D, E
seçeneklerinde temel yargı olan yüklem dışında fiilimsi olan yargılar vardır. Bu tür
cümleler birleşik yapılıdır. C seçeneğinde
yüklem dışında başka bir yargı bildiren
sözcük kullanılmamıştır. Bu tür cümleler
basit yapılıdır.
Yanıt: C
Sıralı cümleler en az iki yargı taşıyan
cümlelerdir. Bu tür cümleler kendi içinde
bağımlı sıralı ve bağımsız sıralı cümle diye
ikiye ayrılırlar. I, II, IV, V. cümleler yapı
itibariyle birleşiktir. III. cümle ise iki yargı
taşıyan bağımlı sıralı bir cümledir.
Yanıt: C
4
Basit cümle tek yargısı olan cümlelerdir.
Bu tür cümlelerde sadece yüklem bulunur.
Yan cümlecik bulunmaz. Kurallı cümle yüklemi sonda olan cümlelerdir. İsim cümlesi
yüklemi çekimli bir eylem olmayan cümlelerdir. Bu açıklamaya göre “basit, kurallı,
isim” cümlesi A seçeneğidir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–54
1
110
5
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. cümlede fiilimsi alan yan cümlecik vardır ve yüklemi isimdir. II. cümle fiilimsiyle
kurulmuş birleşik yapılı fiil cümlesidir. IV.
cümle yüklem sonda ve olumsuzluk eki almış fiil cümlesidir. V. cümle “se, –sa” ekini
alan şartlı birleşik cümledir.
III. cümle bağlı bir cümle değil, basit yapılı
bir cümledir. Bağlı cümle olması için iki
ayrı cümlenin bağlaçlarla bağlanması gerekir.
Yanıt: C
I. cümle “kurallı, fiil, basit” yapılıdır. II.
cümle “kurallı, isim, birleşik” yapılıdır. Bu
cümlede hareketle A, C, D, E seçeneklerine ulaşabilir. Fakat her iki cümlede
sıralı değildir. Bu yapıya ulaşılamaz. Sıralı
cümleler en az iki yargı (yüklem) bildiren
cümlelerdir.
Yanıt: B
6
I, II, III, V. cümleler içinde fiilimsiyle kurulmuş birleşik yapılı bir fiil cümlelerdir. IV.
cümle de fiilimsiyle kurulmuş birleşik yapılıdır fakat bu cümlenin yüklemi bir isimdir.
Yanıt: D
8
Cümle yapı itibariyle birleşiktir çünkü içinde fiilimsiler geçmektedir. Cümlenin yüklemini “gösterir” sözcüğüdür. Bu da olumlu ve
fiil cümlesi olduğunu gösterir.
Yanıt: B
111
CS Ü
ÖM
Z CLÜEK TTEÜ RALNELRAİ M– -I I I
5
Eksiltili cümle yüklemi olmayan cümledir.
I. cümlede “bilirim”, II. cümlede “düşer”, III.
cümlede “durur.”, V. cümlede “geldim” ve “açmadı” sözcükleri yüklemdir ve bu cümleler
eksiltili özellik göstermez. IV. cümlede ise
yüklem yoktur, eksiltili cümle özelliği gösterir.
Yanıt: D
2
Yüklemin türüne göre cümleler ad ve eylem cümlesi diye ikiye ayrılır. I. cümlenin
yüklemi “taşınıyor.”, II. cümlenin yüklemi
“kaplandı.”, IV. cümlenin yüklemi “barındıramıyor.”, V. cümlenin yüklemi “koparıyor” sözcükleri eylemdir. III. cümledeki yüklem “iki
yüz bindir” sözü ad türündedir. III. cümle
türüne göre diğerlerinden farklıdır.
Yanıt: C
3
6
A’da tek yüklem vardır ve cümle tek yargı
bildirir. Bu yüzden basit cümledir. Yüklemi
“severler” sözcüğüdür ve sonda olmadığı için
devriktir. Yüklem eylem özelliği gösterdiğinden türüne göre de eylem cümlesidir.
B’deki yargı “birleşik, devrik, eylem”, C’deki
yargı “basit, devrik, ad”, D’deki yargı “birleşik, kurallı, eylem”, E’deki yargı “birleşik, ad,
kurallı cümle” özelliği gösterir.
Yanıt: A
4
A’da Sınavda
bu konulardan
Zarf tümleci Dolaylı tümleç
sorusorulacakmış;
bunlara
Belirtisiz nesne Yüklem Dolaylı tümleç
iyi
çalış.
Zarf tümleci Yüklem
cümlesinde hiçbir öge ortak değildir ve bağımsız sıralı cümledir. B’de özne (O), C’de
zarf tümleci (Dün akşam), D’de özne (onlar); E’de belirtili nesne (künyesini) ortaktır.
Yanıt: A
7
Birinci cümlede tek yüklem, tek yargı
vardır basit (A) cümledir. Aynı cümlenin
yüklemi ad cümlesi (E)’dir. “Eskiden buralar
ormandı, çayır çimendi.” sözü sıralı cümle
(B)’dir. Son yargıdaki “... insanları anlayışsızdır.” sözü de olumsuz cümleyi (C) örnekler.
Parçada birleşik cümle yoktur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İlk dizede yüklem “seslenir” sözcüğü sonda
yani kurallı (A), eylem (B) cümlesidir. İlk
dize aynı zamanda tek yargı bildirir ve basit
cümleye (C) örnektir, üçüncü dizede “Ruhum
ebedidir” tamlaması ad cümlesidir (D). Dizelerde birleşik cümleye yer verilmemiştir.
Yanıt: E
D’de yüklem “köyümüze yaklaşık bir saatlik
mesafedeydi.” sözüdür. Bu yüklem sonda olduğu için kurallıdır. Yüklem ad soyludur.
Ek eylem almıştır. Cümlede tek yargı olduğu için de basittir. B’deki yargı “kurallı,
birleşik, ad cümlesi”, C’deki yargı “kurallı
eylem ve birleşik”, E’deki yargı “devrik, eylem
ve birleşik cümle” özelliği gösterir.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–55
1
112
8
E’de yüklem “gittiler” sözcüğüdür ve sonda bulunur. Kurallı cümle özelliği gösterir.
A’da “ulaşmadı”, B’de “gittiler”, C’de “gömüldüm”, D’de “Yitirdim” sözcükleri yüklemdir
ve sonda değildir. Bu cümleler de devrik
cümle özelliği gösterir. E’deki yargı yüklemin yerine göre farklıdır.
Yanıt: E
12
B’de “... bilmiyor muydun?” sözü anlamca
olumsuzdur. A’da yüklem “yaraladı”, C’de
“ağlıyordu”, D’de “çözdüm”, E’de “koyuldu”
eylemleri anlamca olumludur. B seçeneği
anlamca olumsuzdur, diğerlerinden farklıdır.
Yanıt: B
9
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
B’deki “Bir merhamettir” tamlaması yüklemdir ve bu söz sonda olmadığı için devrik
cümle özelliği gösterir. “Bir merhamettir”
sıfat tamlaması ek eylem alarak yüklem olmuştur yani ad cümlesidir. A şıkkı “devrik,
eylem”, C şıkkı “devrik, eylem”, D şıkkı “kurallı, eylem”, E şıkkı “devrik, eylem cümlesi”
özelliği gösterir.
Yanıt: B
10
13
C’de “çağırır” yüklemi temel cümledir. Bu
dizedeki yükleme sorulan “ne” sorusuna verilen yanıt “İçimde çalınan ıslık” sözü de yan
cümledir ve özne görevindedir. A, B ve
D’de tek yüklem ve tek yargı vardır. Basit
cümle olduğu için bu cümlelerde yan cümle
yoktur. E’de birden fazla yüklem olduğu
için o da sıralı cümleye örnektir.
Yanıt: C
Yapıca cümleler “basit, birleşik, sıralı cümle”
diye üçe ayrılır. A’da tek yüklem vardır,
fiilimsi de olduğu için bu cümle birleşik
cümle özelliği gösterir. B, C, D ve E’de
birden fazla yüklem kullanıldığı için bu
cümleler sıralıdır.
Yanıt: A
14
11
III. cümlede yüklem “sıcaktı” sözcüğüdür ve
ad cümlesidir. I’de “geçirdi”, II’de “dolaşıyordu”, IV’te “gitti”, V’te “bakıyordu” sözcükleri
yüklemdir ve eylem cümlesine örnektir.
Yanıt: C
Yan cümleler yüklemin dışında yargı bildiren sözcüklerdir. Bunlar da eylemsi, ki
bağlacı, şart kipi, doğrudan anlatım cümlesi ile sağlanır. Dizelerde “duymak, uluyan,
kalan” sözcükleri eylemsidir ve yan cümle
görevinde kullanılmıştır. Dizelerde üç tane
yan cümle vardır.
Yanıt: C
113
DİL BİLGİSİ KARMA – I
Dizelerdeki “ben” ve “sen” sözcükleri kişi
zamiri (A), “İncir kuşlarının bakışları, su
kenarı “sözleri ad tamlaması (B) Hayatla
sözcüğündeki altı çizili ek edat (C) ve
“bulurum, doldurur.”sözcükleri çekimli eylem
(E) görevindedir. Verilen dizelerde sıfat–fiil
(D) yoktur.
Yanıt: D
2
4
Dizelerdeki “gibi” sözcüğü edat (A), “dururken (zarf–fiil) söylenmemiş (sıfat–fiil)” sözcükleri farklı türde eylemsileri (B), “karşımızda, Anadolu’muz sözcüklerinde birden fazla
iyelik ekini (C) ve “Anadolumuz” sözcüğü de
birleşik adı (D) oluşturur.
Dizelerde kurallı birleşik eylem (E) kullanılmamıştır.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–56
1
IV. cümlede yani “Bu saatlerde evde hayat
durur, kadın ve çocukların şamatası birden kesilirdi.” ifadesinde bağlaç (ve) vardır ancak
3
III. söz (Alev alev) kendisinden sonra gelen
“sardı” eylemini durum bakımından tamamlamış ve durum zarfı görevindedir.
I. söz (muhacir kızı)
Tamlayan Tamlanan
belirtisiz ad tamlamasıdır. II. söz (kabul
et) yardımcı eylemle kurulmuş birleşik eylemdir.
IV. söz (taraf– ım – ı –) hem iyelik hem
iyelik –i
eki
hali
belirtme eki almıştır. V. sözcükte (ben–a–
bana) ünlü değişimi vardır.
Yanıt: C
5
Dizelerde “ıssız, vahşi, ışıksız” sözcükleri bir
adı nitelediğinden niteleme sıfatı (A), “en”
sözcüğü “ıssız” sıfatını derecelendiren zarf
(C), “açar, durur” eylemleri basit yapılı eylem (D), “vardır” sözcüğünde de altı çizili ek
eylemin geniş zamanı (E) görevinde kullanılmıştır. Dizelerde birleşik yapılı sözcükler
(B) kullanılmamıştır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
edata yer verilmediğinden D seçeneği söylenemez. I. cümlede “her şeyden” sözünde
tamlanan (şeyden) zamirdir.
II. cümledeki “söz edilirdi” sözü birleşik eylemdir ve geniş zamanın hikâyesi şeklinde
çekimlenmiştir. Yüklem yapıca ve zamanca
birleşiktir. III. cümlede birden fazla yüklem
(açılır, dinlenirdi) vardır ve öznesi (gizli
özne, o) ortaktır. V. cümlede de “haber
saati” sözü belirtisiz ad tamlamalıdır.
Yanıt: D
114
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. dizede “Ellerin, ellerin ve parmakların”da
“ve” bağlaçtır, II. dizede “Bir nar çiçeğini
eziyor gibi” ifadesinde “eziyor” basit zamanlı
eylemdir, III. dizede “Ellerinden belli olur bir
kadın”da “belli olur” sözü birleşik eylemdir,
V. dizede “Ellerin, ellerin ve parmakların”da
“ellerin, parmakların” sözcüklerinde altı çizili
ekler sahiplik, aitlik bildirir ve iyelik eki
görevindedir.
IV. dizede “denizin
dibi”
Tamlayan Tamlanan
sözü belirtili ad tamlamasıdır. Belirtisiz değildir.
Yanıt: D
8
I.sözcük (karış–an) “–an; –en” sıfat–fiil ekini
almıştır ve ortaçtır. II. sözcükte (sabahlar
ile ikindiler) bağlaç kullanılmıştır. III. sözcük
(baharın)
Tamlayan
“baharın gülleri” tamlamasında tamlayan görevindedir. IV. sözcük (ürk – ek) eylem
eylem ad
kökünden türemiş ve ad olmuştur. V. sözcük ise (yer–i–n–e) bulunma durum ekini (–
de) değil yönelme (–e) durum ekini almıştır.
Yanıt: E
9
7
Dizelerdeki “Deniz köpüğü” sözü ad tamlaması (A) “gözlerinden, gönlüme” sözcüklerinde
altı çizili ekler birden fazla hâl ekini(B),
“esti” sözcüğü ünsüz benzeşmesini (C), “yalnız” sözcüğü de (yalın–ız–yalnız) türemiş
sözcüğü (D) örnekler. Dizede zarf kullanılmamıştır.
Yanıt: E
Dizelerdeki “akşam oldu, karardı, kayboldu,
inliyor” sözcükleri çekimli eylemleri (A)
oluşturur. “Karardı” sözcüğünde hem yapım
hem çekim eki (kara –r –dı) vardır.
yapım çekim
eki
eki
(C) “Akşam oldu karardı, kayboldu, ihtiyar”
eylemlerinde tek zaman anlamı vardır yani
basit zamanlı eyleme (D) örnektir. “Boş
dağlar, beyaz kuğular, eğilen dallar” tamlamaları sıfat tamlamasına (E) örnektir. Dizelerde birleşik sıfat kullanılmamıştır.
Yanıt: B
115
DİL BİLGİSİ KARMA – II
I. cümledeki “göre” sözcüğü edattır. II. cümlede edebiyat–ın ... türler–i tamlamasında
ilgi ve iyelik eki bulunur. III. cümlede “keserek” sözcüğünde “–erek” zarf fiil ekidir. IV.
cümledeki “bazı” sözcüğü belgisiz sıfatı örneklendirir. Dönüşlülük zamiri “kendi” sözcüğüdür. V. cümlede dönüşlülük zamiri değil,
işaret ve belgisizlik zamiri kullanılmıştır.
Yanıt: E
3
Yüklem sonda olduğu için kurallıdır. ”kalkışmayınız” bir fiildir. “seslenen, anlayıp dinlemeden, çevirmeye” sözcükleri fiilimsi görevindedir ve birden çok yan cümlecik oluştururlar. Bu fiilimsilerin yüklemle birlikte
kullanılması cümleyi birleşik yapar. Dolayısıyla bu cümle basit yapılı değildir.
Yanıt: E
2
I, III, IV, V. sözcüklerle ilgili açıklamalarda
bir yanlışlık yoktur. Fakat II. cümlede “hayatın” sözcüğünde iyelik eki değil ilgi eki
kullanılmıştır.
Yanıt: B
“Bu ayazlarda” söz öbeğinde işaret sıfatı,
“gözlerimiz” sözcüğünde iyelik eki “ayazlarda, sislerde, sularında” sözcüklerinde bulunma
hâl ekleri kullanılmıştır. “Kar suları ve kuzey
yıldızları” belirtisiz ad tamlaması göreviyle
kullanılmış sözcük öbekleridir. Dizelerde sıfat–fiile yer verilmemiştir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–57
1
116
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Cümlede geçen “ve” bağlacı, “onun” zamiri,
“hiçbir” belgisiz sıfat, “olsaydı” koşul kipini
örnekler fakat bu cümlede geçen “olmazdı”
sözcüğü basit zamanlı değil birleşik zamanlıdır.
Yanıt: A
6
I. cümle fiilimsiyle kurulmuş, yüklemi sonda
olan kurallı bir cümledir. II. cümlede “ertesi
gün” zaman zarfı görevindedir. IV. cümle
“ki”
bağlacıyla kurulu birleşik yapılı bir
cümledir. V. cümle basit yapılı fiil cümlesidir. III. cümle anlamca olumludur fakat
yapısı itibariyle birleşik değil basittir.
Yanıt: C
7
Cümlede“bir” sıfat
“yakmaya” isim–fiil
“ancak” edat
“beni” zamir
görevinde kullanılmıştır. Bu cümlede bağlaç
görevli bir sözcük yoktur.
Yanıt: E
8
sözcüğü yanlış yazılmıştır.
Doğrusu meyvesinden şeklinde olmalıydı.
Cümlede geçen “dolayı, gibi” edat; “ve, de”
bağlaç görevindedir. “eriği ve yetiştirdiği”
sözcüklerinde ünsüz yumuşaması vardır.
Malta eriği belirtisiz ad tamlaması görevindedir. Fakat bu cümle etken değil
edilgen çatılıdır.
Yanıt: D
“meyvasından”
117
DİL BİLGİSİ KARMA – III
I. cümlede yüklem sondadır ve kurallı birleşik bir cümledir. II. cümlede “soğuk ve nemli” sözcükleri niteleme sıfatını örneklendirir.
III. cümlede özne “soğuk ve nemli katmandan
geçen damlalar” şeklinde oluşmuş bir söz
öbeğidir. IV. cümlede “gibi, için” edat, “de”
bağlacı örneklendirir. V. cümlede ise isim–
fiil olacak bir kullanım yoktur.
Yanıt: E
3
“Çınarların bakışları” ad tamlamasını, “daha”
ve “öyle” zarfı örneklendirir. İsim soylu bir
sözcük olan “kahverengi” ve “koyu” sözcük-
leri ise yüklemi örneklendirir. Parçada geçen “gidiyorsun” çekimli bir eylemi gösterir.
Eylemler kip eki alırlarsa çekimli eylem
oluştururlar. Bu parçada birleşik zamanlı
eylem yoktur.
Yanıt: E
2
Dizelerde geçen “burada” işaret zamirini,
“umut” soyut adı, “kötülükler” türemiş sözcüğü, “her mevsim” belgisiz sıfatı örneklendirir.
A seçeneğinde zarf–fiil görevinde bir sözcük kullanılmamıştır.
Yanıt: A
I. cümlede “etmeye ve başlayan” sözcükleri birden fazla fiilimsiyi örneklendirir. II.
cümledeki “Uludağ” birleşik bir sözcüktür.
III. cümlede “bu” sözcüğü sıfat görevini üstlenmiştir. V. cümlede yüklem sondadır ve
bir eylem cümlesidir. Fakat IV. cümlenin
yüklemi (tercih ediyorlar) anlamca kaynaşmış bir fiil değil yardımcı eylemle oluşmuş
bir sözcüğü örneklendirir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–58
1
118
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. cümlede “onada” sözcüğünün yazımı yanlıştır. Buradaki “da” bağlaç olandır ve ayrı
yazılmalıdır. II. cümlede “mağaranın girişi”
ad tamlamasıdır. IV. cümlede “en” üstünlük
anlamı katan miktar zarfıdır. V. cümlede
“sen” ve “bizim” sözcükleri kişi zamiridir. B
seçeneğinde eylem (yeme) haber kipi değil
emir kipidir. Emir kipleri de dilek kipidir.
Yanıt: B
7
İlk dizedeki “sen” kişi zamiri “kadar” “ve”
edat ve bağlacı, “baş başa” ikilemeyi, “uzandık” ise çekimli eylemi örneklendirir. Dönüşlülük adılı “kendi” sözcüğüdür. Şiirde böylebir zamir kullanılmamıştır.
Yanıt: C
6
Cümlede yazan “kendi” dönüşlülük zamiri,
“bulunduğuna ve inanan” sözcüklerindeki “dık
ve an” sıfat–fiili, “büyük bir düşünür” niteleme ve belirtme sıfatını örneklendirir.
“Düşünürdü” isim soylu bir sözcük olarak
yüklem olmuş ve ek–eylem görevinde kullanılmıştır. E seçeneğindeki “miktar zarfına”
verilen cümlede ulaşamayız.
Yanıt: E
8
Dizelerde kullanılan “uzaktan” ünsüz sertleşmesini, “asmanın altı” belirtili isim tamlamasını, ”gibi” edatı, ”ben” ve “onu” zamiri örneklendirir. D seçeneğinde verilen birleşik yapılı bir sözcük dizelerde bulunmamaktadır.
Yanıt: B
119
DİL
S ÖB
ZC
İ LÜGKİTSEİ KAANRLM
AM
A –- I V
Dizelerdeki “sen” sözcüğü kişi zamiri (A),
“bayram sabahı” tamlaması ad tamlaması
(B), “doğan” sözcüğü ortaç (C), “sensiz, doğan” sözcükleri de türemiş sözcüktür (E).
Dizelerde yer–yön zarfına yer verilmemiştir.
Yanıt: D
2
3
I. dizedeki “gökyüzü” sözcüğü birleşik sözcüğe (A), II. dizedeki “her dalgasıyla” sözündeki altı çizili sözcük belirtme sıfatına (B),
IV. dizedeki “yolcusunda, tayfasında” sözcüklerindeki altı çizili ekler bulunma hâl eklerine (D), V. dizedeki “avladım” sözcüğü de
çekimli eyleme (E) örnek gösterilebilir. III.
dizede yüklem ad değil, eylemdir.
Yanıt: C
I. cümledeki “için” ve “–den beri” sözcükleri
edatlara (A), II. cümledeki “içmiyor” sözcüğü basit zamanlı, “içiyordu” sözcüğü birleşik
zamanlı eyleme (E) örnektir. III. cümlede
“uğramış” ve “bırakmıştı” sözcüğü yüklemdir
ve sıralı cümleyi oluşturur, öznesi de “o”
gizli öznedir ve her iki yüklem için kullanılır. Yani III. cümle öznesi ortak, bağımlı,
sıralı cümleye (C) örnektir. IV. cümlede
“yataktan, ayakta, yapmaya” sözcüklerinde
altı çizili ekler sırasıyla ayrılma, bulunma,
yönelme hâl ekine (D) örnektir. V. cümlede ünsüz yumuşaması ve ünsüz türemesi
yoktur. Sadece ünsüz benzeşmesi (dolaptan)
vardır.
Yanıt: E
5
I. cümlede kullanılan “ilk” sözcüğü belirtme
sıfatına, “edebi, sözlü” sözcükleri niteleme
sıfatlarına örnektir. II. cümlede “gelir” sözcüğü çekimli eyleme örnektir. III. cümledeki “toplumun yaşadığı, onu derinden sarsan
olayları anlatan yiğitlik hikâyeleridir.” sözü
yüklemdir ve sözcük öbeği şeklinde oluşmuştur. IV. cümledeki “şey” sözcüğü belgisiz
zamire örnektir. V. cümlede eylemi durum
bakımından tamamlayan sözcük yani durum
zarfı kullanılmamıştır.
Yanıt: E
6
“Dayandıkça” sözcüğü ulaç (B), “çisil çisil”
ikilemesi durum zarfını (C), “Bu yağmur”
tamlamasındaki altı çizili sözcük işaret sıfatını (D), “ben” sözcüğü de kişi zamirini (E)
örnekler. Dizelerde edat yoktur.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Dizelerde “bir ağaç” tamlamasında “bir”
sözcüğü belgisiz sıfattır, sayı sıfatına yer
verilmemiştir. A’daki “boylu boyunca” sözü
durum zarfıdır. C’deki II. dize dolaylı tümleç görevindedir. Dizelerde “farksız” ve
“boşunadır” sözcükleri yüklemdir ve sonda
kullanılmadığı için devrik cümle (D) özelliği
gösterir. “Sağlığında, yatmayacağı, kütüğünden” sözcüklerinde ünsüz yumuşaması (E)
vardır.
Yanıt: B
4
ÇÖZÜM–59
1
120
7
“Karın-ım” (karnım) sözcüğünde ünlü düşmesi
(A) meydana gelmiştir. “Bakmayın” sözcü-
ğü yüklemdir eylem görevinde ve yüklem
sonda olmadığı için devrik (C) cümledir.
“Elim, karnım” sözcüklerinde altı çizili ekler
iyelik ekidir (D). “Bir gün, bir şiir, üç beş
kuruş” tamlamaları da sıfat tamlamalarına
(E) örnektir.
Dizelerde belirtisiz ad tamlamasına (B) yer
verilmemiştir.
Yanıt: B
8
10
I. cümlede “Okul tek katlı, duvarları badanasızdı.” yargısında “oku-l, kat-lı, badana-sız”
sözcükleri yapım eki almıştır ve türemiş
sözcüktür. II. cümlede “Kapıdan girilince üstü kapalı bir avlu vardı.” yargısında
“üstü kapalı” sözü kurallı birleşik sıfattır.
III. cümlede “Daha ilerisinde küçük, ağaçsız
bir bahçe...” yargısında yüklem olmadığı için
cümle eksiltilidir. IV. cümlede “Bahçenin sonunda kocaman bir depo vardı.” yargısında
“kocaman
bir depo”
niteleme sıfatı
belirtme sıfatı
sözünde bir ad hem niteleme hem belirtme
sıfatı almıştır. V. cümlenin yüklemi çatısına
göre dönüşlü değil etkendir. Çünkü eylem
dönüşlülük eki “-l, -n”den birini almamıştır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“Bayramdı” ve “beraberdik” sözcükleri yüklemdir ve ek eylem almıştır. (A) “Boğaziçi”
birleşik sözcüktür ve belirtisiz ad tamlaması şeklinde oluşmuştur. (B) “Orhan Veli,
Boğaziçi, Aşiyan, Fikret” sözcükleri özel ad
(D)’dır. “Fikret’in eli” sözü de belirtili ad
tamlamasına örnek (E) gösterilir. Dizelerde
kişi ve işaret zamiri yoktur.
Yanıt: C
9
I. sözcük “Merdivende” yapım eki almamıştır, sadece çekim eki (–de) almıştır, yapıca
basittir, II. sözcük yani “Rıhtım” sözcüğü
“Rıhtım taşında” tamlamasının tamlayanıdır.
III. sözcük “gölgen” sözcüğünde altı çizili ek
iyelik ekidir. V. sözcük “senindir” sözcüğü ek
eylem alarak yüklem olmuştur. IV. sözcük
ise (şimdi) zaman anlamı taşır ve zamir
değil, zaman zarfı görevindedir.
Yanıt: D
11
I. dizedeki “Suların durulduğu bir saat olsun” ifadesinde “durulduğu” sözcüğü ortaçtır, II. dizedeki “Güneşin vefasızdır.” sözünde
“Güneşin” sözcüğünde altı çizili ek iyelik
ekidir. IV. dizedeki “Yağmurun zararlı” sözünde “yağmur, zararlı” sözcükleri türemiş
sözcüktür. V. dizedeki “Gör denizin güzelliğini” ifadesinde “denizin güzelliği” tamlaması da
belirtili ad tamlamasına örnektir. III. dizede
ise eylem yoktur.
Yanıt: C
121
D İSLÖ ZBCİ L
ÜG
KT
İ SEİ A
KN
AR
LA
MM
A -– IV
Dizelerdeki “baktık, başladı, öğrendik, sızar”
sözcükleri çekimli eyleme (A); “Ey” sözcüğü
ünleme (B); “Sen gittikten az sonra” sözü
zaman zarfına (C); “Sen” sözcüğü de kişi
zamirine (D) örnektir. Dizelerde zarf–fiil
(E) kullanılmamıştır.
Yanıt: E
2
Dizelerdeki “her yer” sözünde altı çizili sözcük sıfata (A), “duygulandırıyordu” ve “çıkıyordu” sözcüklerinde altı çizili ekler ek
eyleme (B), aynı sözcükler çekimli eyleme
(C), “yaşamak” sözcüğü de ad–eyleme (D)
örnektir. Dizelerde belgisiz zamir yoktur.
Yanıt: E
5
I. sözcük (buldum) yüklem görevindedir, kip
ve kişi eki almıştır, çekimli eyleme (A)
örnektir. II. sözcükte (çağ–ım–da) sadece
çekim eki vardır, yapıca basittir (B). IV.
sözcükte (baş–ım–da) “–ım” iyelik eki ve
“-de” bulunma hâl eki (D) vardır. V. sözcük
(kaçtığım) (E) ortaçtır. III. sözcük ise niteleme sıfatı değildir, “görmemiştim” eylemini
durum yönünden tamamladığından durum
zarfıdır.
Yanıt: C
3
I. cümledeki “de” bağlaca “kaderle” sözcüğündeki altı çizili ek, edata örnektir. II.
cümlede “sevmeyi, reddetmeyi” sözcüklerinde
birden fazla eylemsi vardır. III. cümlede
“insan sevgisi” sözü belirtisiz ad tamlamasına
örnektir. IV. cümlede “acıyı” sözcüğünde belirtme, “önümüze” sözcüğünde yönelme, “karşısında” sözcüğünde bulunma durum eki kullanılmıştır. V. cümlede “Onun için insana iyi
gelirler.” yargısında niteleme sıfatı yoktur.
Yanıt: E
6
Dizelerde “uzun uzun” ikilemesi “konuştuk”
eylemini tamamladığından durum zarfıdır
(A), dördüncü dizede “hepimiz” belgisiz zamirdir ve özne görevindedir (B), “rüya” adı
“uzak” niteleme ve “bir” belirtme sıfatlarını almıştır (C), “toplandık, andık, konuştuk”
eylemleri de çekimli eyleme (E) örnektir.
Dizelerde yer–yön zarfı kullanılmamıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Dizelerde “Hangi resmime...” sözünde soru
sıfatı; “o günler, o zevk, o heyecan” sözlerinde işaret sıfatı; “güler yüzlü adam” sözü
kurallı birleşik sıfat örneğidir (A); “değilim”
sözcüğü ek eylemin olumsuzuna (C) örnektir; “resmim–e” sözcüğündeki altı çizili ek
yönelme, “nerde” sözcüğündeki altı çizili ek
bulunma durum ekine (D) örnektir; “resmime” sözcüğünde ünlü düşmesi (E) vardır.
Dizelerde edat ve bağlaç (B) yoktur.
Yanıt: B
4
ÇÖZÜM–60
1
122
7
Dizelerde “Sefil baykuş ne gezersin bu yerde”
sözünde “ne” sorusu “neden, niçin” anlamı
verdiğinden soru zarfı (B); “sefil baykuş”
sözünde altı çizili sözcük ada sorulan “nasıl”
sorusuna yanıt verdiğinden niteleme sıfatına (C); “mı” soru sözcüğü edata (D); “baykuş, vatanın, illerin” sözcükleri de tür adına
(E) örnektir. Dizelerde kişi zamiri yoktur.
Yanıt: A
10
I. sözcük (yağmış) yüklem görevinde olduğu
için ve “-mış” eki zaman anlamı taşıdığından
bu sözcük ortaç değildir, çekimli eylemdir.
II. sözcük (artık) zaman zarfına (B), III.
sözcük (istersen) birleşik zamanlı eyleme
(C), IV. sözcük (bittiğimi) eylem kökünden
türemiş sözcüğe (D) örnektir. V. sözcükte
(uzaklardan) birden fazla isim çekim eki (E)
almıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
I. cümlede yüklem “gördüm” sözcüğüdür, eylemdir ve sonda olmadığı için devriktir (A).
II. cümlede “heyecanlandım” sözcüğü “heyecan” adından türemiş ve eylem olmuştur
(B). III. cümlede “gelmeden” sözcüğü zarf–fiile, “okumaya” sözcüğü ad–eyleme örnektir
ve farklı türden fiilimsiler vardır. V. cümlede “biliyordum” sözcüğü yüklem ve geri
kalan “onun böyle başarılı bir yazar olacağını”
sözü nesne görevindedir ve cümle yüklem
ve nesneden oluşmuştur. IV. cümlede “Bir
de baktım kitap bitmiş” ifadesinde ise tüm
sözcükler basit yapılıdır, türemiş sözcük
yoktur.
Yanıt: D
11
Dizelerdeki “ayın ilk günü” sözü belirtili ad
tamlamasına (A) örnektir. “akılım” sözcüğü
ünlü düşmesine uğramış sözcüğe (B); “günü,
masam, aklım” sözcüklerindeki altı çizili ekler iyelik eklerine (D); “olsun, yürüyor” sözcükleri basit zamanlı eyleme (E) örnektir.
Dizelerde dönüşlü çatılı eylem (C) kullanılmamıştır.
Yanıt: C
9
Dizelerde “kaybettim” sözcüğü birleşik eyleme (A), “umudumu, sevdalara” sözcükleri
soyut ada (C), “zifiri karanlıkta, yalancı sevdalara” sözlerindeki altı çizili sözcükler ada
sorulan “nasıl” sorusuna yanıt verdiğinden
niteleme sıfatına (D); “umud–um–u”, “sırt–ım-ı”
sözcüklerinde altı çizili ekler sırasıyla iyelik
ve belirtme durum ekine (E) örnektir. Dizelerde durum zarfı yoktur.
Yanıt: B
12
“İki gün sonra okuldan döndüğümde ruhumu
ezen bir şey hissettim.” cümlesinde “İki gün”
tamlamasındaki altı çizili sözcük sayı sıfatına (A), “şey” sözcüğü belgisiz zamire
(C), “hissettim” sözcüğü birleşik eyleme (D),
“döndüğümde” sözcüğü ortaca (E) örnektir.
Cümlede miktar zarfı (B) kullanılmamıştır.
Yanıt: B
A N L A T I MS ÖBZOCZÜUKKTLEU ĞAUN L( A nMl a m- aI D a y a l ı ) – I
4
Bu cümledeki anlatım bozukluğu “1 Ocak
1949 yılından” ifadesiyle yapılmıştır. Burada bahsedilen bir yıl değil, bir tarihtir.
Doğrusu “1 Ocak 1949 tarihinden” şeklinde
olmalıydı.
Yanıt: C
A’da “kendi bildiğini yapmak”, B’de “her işe
burnunu sokmak”, D’de “ağzında bakla ıslanmamak”, E’de “ağız birliği etmek” deyimleri
içinde bulundukları cümleyle doğru kullanılmışlardır. C seçeneğinde oyuncuların yönetmeni dikkatli dinlemelerinden bahsedilip “kulak kabartmak” deyimi kullanılmıştır. Kulak
kabartmak birini gizlice dinlemek anlamında
kullanılır. Doğrusu “kulak kesilmek” deyimi
olacaktır.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–61
1
123
2
A, B, C, D seçeneklerinde anlatım bozukluğu oluşturacak bir kullanım yoktur.
E seçeneğinde bir mantık hatası, sıralama
yanlışlığı yapılmıştır. Doğrusu “Yeterli önlem
Yanıt: E
5
3
I. cümlede “sade ve yalın”, II. cümlede “ayağa”, III. cümlede “dolayı”, V. cümlede “alçak ses” gereksiz kullanılmıştır. IV. cümlede
yasanın 86’ya karşı 80 oyla kabul edilmesi
bir mantık hatasıdır. Doğrusu 80’e karşı 86
oyla kabul edildi şeklinde olmalıydı.
Yanıt: D
Soru kökünde sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan bozukluk sorulmuştur. B seçeneğinde “hemen ve vakit kaybetmeden” gereksiz sözcük kullanımını örnekler. C seçeneğinde nesne eksikliğinden
kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır.
İkinci cümlenin başına “şairleri” ifadesi getirilmeliydi. D seçeneğinde “ile” ve “birlikte”
ifadesi gereksiz bir kullanımdır. E seçeneğinde teklik çokluk uyumundan kaynaklanan
bir özne–yüklem uyumsuzluğu vardır. A seçeneğinde sebze ve meyve fiyatlarının pahalı olması bir anlatım bozukluğu oluşturur.
Fiyatlar pahalı olmaz “yüksek” olur.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
alınmazsa hastalar salgın hastalığa yakalanabilir hatta ölebilir.” şeklinde olmalıdır.
124
6
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A, C, D, E seçeneklerinde herhangi bir
anlatım bozukluğu oluşturacak sözcük kullanılmamıştır. B seçeneğinde “kuşkusuz” ve
“istiyor olmalısın” anlamca birbirinin zıttı
olan ifadelerdir. Burada çelişen sözcüklerden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu
vardır.
Yanıt: B
Parçanın I. ve V. cümlelerinde anlatım
bozukluğu yoktur. II ve IV’te bahsedilen
gereksiz sözcük kullanımıdır. III. cümlede
“alkollü araç kullanan” değil, “aracını alkollü
kullanan sürücüler” diye söylenmeliydi.
Yanıt: C
9
“gezgin, kapsayan, yayımlanmıştır, kaynaklı”
7
Verilen cümlede “çocuğun deniz mavisi olan
gözlerinden” bahsedilmektedir. Burada “olan”
sözcüğünün yazılmasına gerek yoktur. “Çocuğun deniz mavisi gözleri salondaki herkesi
büyüledi.” şeklinde olmalıydı.
Yanıt: D
sözcüklerinin kullanımında bir yanlışlık yoktur. Buradaki anlatım bozukluğu III. sözcükte yapılmıştır. Azımsamak niceliksel bir
durum üzerine söylenir. Küçümsenecek ise
daha çok niteliksel bir durum için kullanılır. “Arap gezgini küçümsenmeyecek derecede
yabancı dil bilmesi” şeklinde söylenmeliydi.
Yanıt: D
ANLATIM BOZUKLUĞU (Anlama Dayalı) – II
4
D seçeneğinde “Karayollarına ait bir bina-
da üç saat süreyle yolun açılmasını bekledik.”
cümlesinde gereksiz sözcük kullanılmıştır.
Bu cümlede “üç saat” ve “süreyle” sözcüklerinin bir arada olması anlatımı bozmuştur.
“Süreyle” sözcüğü cümleden çıkarıldığında
cümlenin anlamında bir daralma ya da bozulma olmaz. Bu seçenekte cümleye katkısı
olmayan (süreyle) bir sözcük kullanılmış ve
anlatım bozulmuştur. I, II, III ve V. cümlelerde anlatım bozukluğu yoktur.
Yanıt: D
C seçeneğinde yani “Kitaplarını kitabevlerinin vitrinlerinde görmeye alıştık artık.” cümlesinde “Kitapların” kime ait olduğu belli
değildir. Yani cümle “Senin kitaplarını...” ya
da “Onun kitaplarını...”şeklinde de olabiliyor.
Bu yüzden bu cümlenin başına “senin” veya
“onun” kişi zamiri getirilmelidir. A, B, D ve
E seçeneklerinde kişi zamirleri belirgindir.
Bu cümlelerde anlatım bozukluğu yoktur.
ÇÖZÜM–62
1
125
Yanıt: C
2
“Sağlamak” sözcüğü olumlu anlamlarda kulla-
nılan bir sözcüktür. A, B, C ve
len cümleler olumlu ve yargılar
sözcüğüyle bitirilmiş, bir anlatım
yoktur. D seçeneğinde “Sanat
E’de veri-
“sağlamak”
bozukluğu
yargısıyla bitirilmeliydi.
Yanıt: D
Kesinlik ve olasılık bildiren sözcüklerin, sözlerin bir arada kullanılması çelişen sözlerin
kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu oluşturur. C’de “Korkutursak kesinlikle bir
daha buraya gelmeyi kabul etmeyebilir.” cümlesinde “kesinlikle” sözcüğü kesinlik, “kabul
etmeyebilir” sözcüğü olasılık bildirir ve bu
iki söz çelişir, cümlede bir arada oldukları
için de anlatım bozukluğu olmuştur.
Yanıt: C
3
B seçeneğinde yani “Geçen yıl dinlenmeyi bırakın tatile bile çıkamadık.” cümlesinde sıralama yanlışlığından kaynaklanan bir anlatım
bozukluğu vardır. Cümle “Geçen yıl bırakın
tatile çıkmayı dinlenemedik bile.” şeklinde olmalıydı.
A, C, D ve E seçeneklerinde bir anlatım
bozukluğu yoktur.
Yanıt: B
6
Verilen cümleden üç numaralı sözcük (gözünle) çıkarıldığında cümlenin anlamında bir
daralma ya da değişme olmaz. I, II, IV
veya V. sözcükler cümleden çıkarıldığında
anlatım bozulur.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
anlayışları,
kullandıkları dil Servetifünuncuların halktan
kopmasını sağlamıştır.” ifadesinde olumsuz
bir durumdan söz edilmiştir. Yargı “sağlamıştır” sözcüğü yerine “neden olmuştur.”
5
126
7
10
V. cümlede “Sanat yaşamının hiçbir döne-
B seçeneğinde “Anteres adlı yıldızın çapı
ifadesinde sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu
vardır. Bu cümledeki “bağımlı” sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. Bu sözcük yerine
“bağlı” sözcüğü getirilirse cümledeki anlatım
bozukluğu da giderilir.
Yanıt: E
cüğü birbiriyle çelişir ve cümlede çelişen
sözcüklerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.
Yanıt: B
minde bağımlı olduğu bir topluluk olmamış.”
11
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Güneş’in çapının tam üç yüz katı kadardır.”
cümlesinde “tam” sözcüğü ile “kadardır.” söz-
Verilen cümle olumsuz bitirilmiş ve seçeneklerde karşıtlık bağlaçları kullanılmıştır.
Yani seçenekler olumlu bir şekilde olmalıdır. Ancak B’deki ifade olumsuz (uymaz)
şekilde bitirildiği için bu cümle ile yargı
tamamlanırsa anlatım bozukluğu oluşur. A,
C, D ve E’deki ifadeler olumlu şekilde bitmiş ve bu cümlerle yargı tamamlandığında
anlatım bozulmaz.
C’deki cümlede “–i” belirtme eki gereksiz
kullanılmıştır. Cümle “Bütün bunlar, rahatlıkla yazarın eski çalışmalarında görülebilir.”
şekline getirilerek anlatım bozukluğu giderilebilir. A, B, D ve E’deki ifadelerde
anlatım bozukluğu yoktur.
Yanıt: C
Yanıt: B
12
9
D’deki “Her okula giden çocuk öncelikle doğru
yazmayı öğrenmelidir.” cümlesinde altı çizili
sözcük (her) yanlış yerde kullanılmıştır. Bu
sözcük “giden” sözcüğünden sonra getirilmeliydi. Cümle “Okula giden her çocuk öncelikle
doğru yazmayı öğrenmelidir.” şeklinde düzeltilir. A, B, C ve E’deki yargılardaki altı
çizili sözcükler yerinde kullanılmıştır.
Yanıt: D
“Bu yıl yaz tatilinde babam, kardeşime bisiklet sürmesini öğretecek.” cümlesinde iye-
lik ekinin (sürmesini) gereksiz kullanılması
anlatım bozukluğuna yol açmıştır. D’deki
ifadeyi uyguladığımızda yani “sürmesini” yerine “sürmeyi” getirdiğimizde anlamda hiçbir
bozulma ve değişme olmaz. Anlatım bozukluğu giderilir.
Yanıt: D
127
A N L A T ISM
Ö ZB
CO
ÜZ
KUTK
EL A
UĞ
NU
L A(M
D i l - BI i l g i s i ) – I
3
Bu parçanın I, II, III, IV. cümlesinde anlatım bozukluğu yoktur. V. cümlede “... bir tabak yemeği ve sımsıcak çayı içmediğim...” ifadesinde anlatım bozukluğu yapılmıştır. Çay
içilir fakat yemek içilmez. Doğrusu “... bir
tabak yemeği yemediğim ve sımsıcak çayı içmediğim anlar olurdu.” şeklinde söylemeliydi.
Yanıt: E
Yukarıdaki A, B, D, E seçeneklerinde anlatım bozukluğu oluşturan bir sözcük kullanılmamıştır. C seçeneğinde çatı uyumsuzluğundan kaynaklanan bir bozukluk vardır.
Aynı cümle içerisinde edilgen ve etken çatılı eylemler birlikte kullanılmazlar. Bu tür
cümlelerde eylemler ya edilgen yapılmalı
ya da etken yapılmalıdır. Cümlenin doğrusu
ÇÖZÜM–63
1
“Edebiyat araştırmacılığında sadece edebiyat
imkânlarından yararlanılıp başka alanlar önemsenmemiştir.” şeklinde söylenmelidir.
Yanıt: C
Bu cümledeki anlatım bozukluğu özne eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Soruda “...
işyeri sahibinin sinirleri iyice bozulmuş, çok
üzülmüştü.” ifadesi yanlıştır. İkinci cümlenin
öznesi belli değildir, bunun için “bozulmuştu”
sözcüğünden sonra “işyeri sahibi” söz öbeği
getirilmeliydi.
Yanıt: C
4
Bu cümledeki anlatım bozukluğu ikinci cümlenin dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanmaktadır. “yenik düşenler”den önce “baskılara” sözcüğü getirilmelidir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
128
5
7
Bu cümledeki anlatım bozukluğu tekillikçoğulluk uyumundan kaynaklanan bir özne-yüklem uyumsuzluğudur. İnsan dışındaki
varlıkların çoğul özne olduğu yerlerde yüklem daima tekil olmalıdır. Cümlenin doğrusu
“Geçmiş günler gözümün önünden birer birer
geçti.” şeklinde olmalıydı.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: D
Bir cümlede “neyi, kimi, ne” gibi sorulara
cevap veren sözcük ve söz öbekleri nesne
göreviyle kullanılmıştır. A seçeneğindeki anlatım bozukluğu dolaylı tümleç eksikliğidir.
C seçeneğindeki bozukluk gerkesiz sözcük
kullanmadan kaynaklanır. D seçeneğindeki
bozukluk özne-yüklem uyumsuzluğudur. E’de
ise gereksiz sözcük kullanımı vardır. B seçeneğinde “ama” bağlacından sonra “oyunu”
sözcüğü getirilmelidir.
Yanıt: B
8
6
B, C, D, E seçeneklerde anlatım bozukluğu yapılmamıştır. A seçeneğinde tamlama
yanlışlığı yapılmıştır. Cümle “Ahmet, arkadaşlarının bir dediğini iki etmezdi.” şeklinde
yapılmalıydı.
Yanıt: A
A, B, C, D seçeneklerinde iyelik ekinin
gereksiz ve yanlış kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu yapılmıştır. “dinlemesini dinlemeyi, söylemesini söylemeyi, eğitmesini eğitmeyi, ağlamasını ağlamayı” şeklinde
yazılmalıydı.
E seçeneğinde ise bir tamlama yanlışlığı
yapılmıştır. Doğrusu “karasal iklim ve Akdeniz iklimi” şeklinde söylenmelidir.
Yanıt: E
ANLATIM BOZUKLUĞU (Dil Bilgisi) – II
C seçeneği “Haklı olduğuna inanıyordu fakat
sonra gerçeği gördü ve vazgeçti.” yargısı sıralı bir cümledir. Üç tane yüklemi vardır.
Üçüncü yüklem “vazgeçti“ sözcüğüdür. Bu
cümlede “neyden” vazgeçtiği belirtilmemiş
ve dolaylı tümleç eksikliği oluşmuştur. A,
D ve E’de anlatım bozukluğu yoktur. B’de
ise ikinci yüklemde “kimi” affedemediği belirtilmediğinden nesne eksikliğinden kaynaklı
anlatım bozukluğu vardır.
Yanıt: C
4
D seçeneğinde yani “O düşümde ağladı, Ben
ise uyandıktan sonra” dizelerinde yüklem
eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. İlk dizede sorun yoktur ancak
ikinci dizede yüklem olmadığı için birinci
dizedeki yükleme bağlanır. “Ben uyandıktan
sonra ağladı.” Şeklinde olacağından anlatım
bozukluğu doğar. “Sonra” sözcüğünden sonra
“ağladım” yüklemi getirilerek anlatım bozukluğu giderilir.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–64
1
129
2
“Rehberlik servisi, öğrencilerin sorunlarıyla
yakından ilgileniyor ve tercih konusunda yönlendiriyordu.” ifadesi sıralı bir cümledir. Bu
3
IV. cümlede “Sabah küçük bir tostla bir fin-
can çay, öğle yemeğinde ise bir dilim ekmek
yiyebildim.” ifadesinde yüklem eksikliğinden
kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. “bir
fincan çay” sözünden sonra “içebildim” yükle-
mi getirilmelidir. Bu yüklem getirilmezse bu
söz “yiyebildim” yüklemine bağlanır ve “çay”
yenmediği için anlatım bozukluğu oluşur.
Yanıt: D
5
A seçeneğinde “Tören için uzun boylu ve kilolu olmayan öğrenciler seçilecekti.” ifadesinde yardımcı eylemin kullanılmaması anlatım
bozukluğuna neden olmuştur. “uzun boylu”
sözünden sonra “olan” sözcüğü getirilerek
anlatım bozukluğu giderilebilir.
Yanıt: A
6
“Müşteri, çayı neden geç getirdiğini sorunca
çocuğun yüzü kızardı, meğer pek de utangaçmış.” cümlesinde ikinci yargıda özne eksikliği vardır. Yüklem “utangaçmış” sözcüğüdür
ancak “utangaç” olan kimdir belirtilmemiştir.
Cümlede “meğer” sözcüğünden sonra “çocuk” sözcüğü getirilerek anlatım bozukluğu
giderilir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
cümledeki ilk yüklemde bir sorun yoktur.
Ancak ikinci yüklemdeki “yönlendiriyordu”
sözcüğünde öznenin (Rehberlik servisi) kimi
yönlendirdiği (öğrencileri) belirtilmemiştir.
“ve” bağlacından sonra “öğrencileri” sözcüğü
getirilerek anlatım bozukluğu giderilir.
Cümlede nesne eksikliğinden kaynaklı anlatım bozukluğu vardır.
Yanıt: B
130
7
10
IV. cümlede özne–yüklem uyumsuzluğu vardır. Bu cümlede özne “Küçük köpek yavruları” sözüdür. Yani insan dışı ve çoğuldur.
Öznenin insan dışı ve çoğul olduğu durumlarda yüklem tekil olmak zorundadır. Cümlenin yüklemi ise “titriyorlardı” sözcüğüdür.
Bu sözcük “titriyordu.” şeklinde yapılarak
anlatım bozukluğu giderilir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
“Bu yazar hakkında sağlıklı yargılara varmak
isteyenler, onun yetiştiği dönemi de göz önünde bulundurmaları gerekir.” yargısında tam-
lama yanlışlığından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. “isteyenler” sözcüğüne “–in”
tamlayan eki getirilerek anlatım bozukluğu
giderilir.
Yanıt: B
11
E’de “Yayın listesinin başında senin ve benim
adım birlikte yer alacak.” yargısında “senin
ve benim adım” ad tamlamasında tamlayanların aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. “Senin” sözcüğünden
sonra “adın” tamlananı getirilerek anlatım
bozukluğu giderilir.
Yanıt: E
Verilen cümle sıralı bir cümledir. Birden
fazla yüklemi vardır. İlk cümlede ögeler
doğru sıralanmıştır ve eksiksizdir. İkinci
cümlede yüklem “durdurdu” sözcüğüdür. Öznesi yine “Otel görevlisi” dir. Ancak öznenin
neyi durdurduğu ikinci cümlede belirtilmemiştir. Neyi sorusu nesneyi buldurur ve
cümlede nesne eksikliğinden kaynaklanan
anlatım bozukluğu vardır.
Yanıt: B
9
“Yeliz’in bu konuda anlattıklarını dikkate almadım çünkü hiç inandırıcı değildi.” ifadesi sıralı
bir cümledir. İlk cümlede yüklem “almadım”,
öznesi gizli özne “ben”dir. İkinci cümlede
yüklem “inandırıcı değildi” sözüdür ve özne
belirtilmemiştir. “Çünkü” sözcüğünden sonra
“anlattıkları” sözcüğü getirilerek anlatım bo-
zukluğu giderilir.
Yanıt: A
12
Cümlede numaralı sözcüklerin V.’sinde iyelik eki gereksiz kullanılmıştır. Sözcük “belgedir.” şeklinde yapılarak anlatım bozukluğuda
giderilmiş olur.
Yanıt: E
131
ANLATIM BOZUKLUĞU (Karma)
4
“Öğretmenimizi en çok kızdıran şey birinin
izinsiz sınıfa girmesiydi.” cümlesinde “izinsiz”
sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır, cümlede
sözcüğün yanlış yerde kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Cümle
“Öğretmenimizi en çok kızdıran şey birinin
sınıfa izinsiz girmesiydi.” şeklinde olmalıdır.
Yanıt: C
“Konuyu bitirmeye çalıştığım sırada öğrencilerden birisi elini kaldırıp bir soru yöneltti.” cümlesinde altı çizili sözcükte kullanılan
iyelik eki (-si) gereksiz kullanılmış ve anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Cümle
ÇÖZÜM–65
1
“Konuyu bitirmeye çalıştığım sırada öğrencilerden biri elini kaldırıp bir soru yöneltti.”
şeklinde düzeltilebilir.
Yanıt: E
2
“Behçet Necatigil’le sanat anlayışımız birbirine
çok yakın olduğu için onun yazdığını sanki ben,
benim yazdığımı o yazmış gibidir.” cümlesinde
“ben” sözcüğünden sonra yüklem getirilmelidir. Yani cümle “... onun yazdığını sanki
ben yazmış gibiyim, benim yazdığımı o yazmış
gibidir.” şeklinde düzeltilir. Cümlede yüklem
“Bu romanda bireysel ve toplum sorunlarına
her açıdan yaklaşan insanlar tartışıyorlar.”
cümlesinde “tamlama yanlışı”ndan kaynaklı
bir anlatım bozukluğu vardır. Cümledeki
“toplum sorunları” tamlaması doğru kullanılmış ancak “bireysel sorunlarına” sıfat tamlaması yanlış kurulmuştur. Cümlede “bireysel”
sözcüğünden sonra “sorunlara” sözcüğü getirilmelidir.
Yanıt: A
3
“Planladığım her şeyi ona anlattım, biraz nazlandıktan sonra yardımcı oldu.” cümlesinde
ilk yargıda (Planladığım her şeyi ona anlattım.) bir bozukluk yoktur ancak ikinci
yargıda (Biraz nazlandıktan sonra yardımcı
oldu.) “kime” yardımcı olduğu belirtilmemiştir, “kime” sorusu da cümle ögelerinde dolaylı tümleci buldurduğundan cümlede
“Dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan
anlatım bozukluğu vardır. Cümle “Planladığım her şeyi ona anlattım, biraz nazlandıktan
sonra bana yardımcı oldu.” şeklinde düzeltilir.
Yanıt: D
6
Çelişen sözlerin kullanımı cümlede kesinlik
ve olasılık bildiren sözcüklerin bir arada
kullanılmasıyla oluşur. A’da bir anlatım bozukluğu yoktur. C’de dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklanan, D’de nesne eksikliğinden kaynaklanan, E’de iyelik ekinin gereksiz
kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. B’de ise “kuşkusuz” sözcüğü
kesinlik; “olmalı” sözcüğü olasılık bildirir ve
çelişen sözcükler bir arada kullanılmıştır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu
vardır.
Yanıt: B
5
132
7
10
A’da dolaylı tümleç eksikliğinden (kente)
kaynaklı, B’de dolaylı tümleç eksikliğinden
(otelde) kaynaklı, C’de dolaylı tümleç eksikliğinden (şiirden) kaynaklı, E’de ise nesne
eksikliğinden (kitabı) kaynaklı anlatım bozukluğu vardır. D’deki “Çevresindekileri çok
sever ve sayar onlara her zaman yardımcı
olurdu.” cümlesinde anlatım bozukluğu yok-
V. cümlede “Belki bu yüzden seviyorum baharı ama yine de korkuyorum.” ifadesinde
dolaylı tümleç eksikliğinden kaynaklı (“de”
bağlacından sonra “bahardan” sözcüğü getirilmeli.) anlatım bozukluğu vardır.
Yanıt: E
tur.
Yanıt: D
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Cümledeki III. (olarak) ve V. (mevcut) sözcükler gereksiz kullanılmıştır. Cümle “Çoğu
insanda düşünmek ve sorunları tarafsız olarak
ele almak yeteneği bulunmamaktadır.” şeklin-
de düzeltilir.
Yanıt: D
9
A’da tamlama yanlışından kaynaklı (benim
ilkem), D’de eylemsi eksikliğinden kaynaklı (Kimin sporcu olduğunu...), E’de yüklem
eksikliğinden kaynaklı (ya hiç gelişmemiş...)
anlatım bozukluğu vardır. B’de anlatım bozukluğu yoktur. C’de ise “mühim” ve “önemli”
sözcükleri aynı anlama geldiğinden gereksiz
sözcük kullanımı olmuştur.
Yanıt: C
11
“Yenilikleri topluma hemen benimsetemezsiniz
zamanla yaşamımıza girerler.” cümlesinde te-
mel cümledeki özne eksikliği (yenilikler) anlatım bozukluğuna neden olmuştur.
Yanıt: A
133
SÖZEL MANTIK – I
3
4 numaralı kutuda 100 TL’lik ödül bulunmaktadır. 100 TL’lik ödüllerni bulunduğu kutular
yan yana bulunmadığından 4 nolu kutunun
sağ tarafında üç kutuda, sol tarafında ise 2
kutuda bulunmak zorundadır. Dolayısıyla sol
tarafta 1 ve 3 nolu kutularda kesinlikle 100
TL’lik ödüller bulunmalıdır. 1000 TL’lik ödellir
yan yana kutularda bulunduğundan 2 nolu
kutuda 1000 TL’lik ödül bulunmaz. Dolayısıyla
2 nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunmalıdır.
Yanıt: A
2
100 TL’lik ödüllerin bulunduğu kutular A,
1000 TL’lik ödüllerin bulunduğu kutular B,
10000 TL’lik ödüllerin bulunduğu kutular C
harfi ile gösterilirse kutu sıralaması aşağıdaki gibi olabilir.
2
3
4
5
6
7
8
9
10
A
B
A
B
A
B
A
C
C
A
A
B
A
B
A
C
C
A
B
A
Tabloda görüldüğü gibi 1000 TL’lik ödülün
bulunduğu kutular 6, 7, 8 ve 9 nolu kutular
olabilir. Fakat 10 nolu kutuda 1000 TL’lik
ödül bulunsaydı aşağıdaki durum oluşurdu.
Yani 9 numaralı kutuda da 1000 TL’lik ödül
olmalıydı.
1
2
3
4
B
5
6
7
8
9
10
C
C
4 nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunmaktadır. Ayrıca 100 TL’lik ödüller yan yana
kutularda bulunmamaktadır.
Bu koşullarda 4 nolu kutunun solundaki
kutularda en fazla 2 tane 100 TL’lik ödül,
sağındaki kutularda da en fazla 2 tane
100 TL’lik ödül bulunabilir. Oysa toplam 5
tane 100 TL’lik ödül vardır. Dolayısıyla 10
nolu kutuda 1000 TL’lik ödül bulunamaz.
Yanıt: E
4. – 6. sorular aşağıdaki bilgilere göre
çözülecektir.
Kişiler adlarının baş harfleri ile gösterilirse sorudaki öncüllere göre aşağıdaki tablo
elde edilir.
X markası
Ayakkabı
Y markası
E
Pantolon
Gömlek
Kravat
Ayakkabı
Pantolon
D
Kemer
Ceket
Kravat
E
–– Y markasında gömlek olmadığından
Dursun X markalı gömlek almıştır.
–– Bekir ve Coşkun’un aldığı ürünlerden biri aynı türden olduğu için
ikisi de kesinlikle pantolon almıştır............................. (I)
–– Emre ile Fatih birbirinden farklı
ürünler aldığına göre Fatih ayakkabı veya kravat alamaz. Dolayısıyla
Fatih kemer veya ceket almıştır.
Yani Fatih kesinlikle Y markalı bir
ürün almıştır......................... (II)
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
1
1. sorunun çözümünde 1 ve 3 nolu kutularda 100 TL’lik ödülün bulunduğu 2 nolu kutuda ise 1000 TL’lik ödülün bulunduğu elde
edilmişti. 4 ve 6 nolu kutularda 1000 TL’lik
ödül bulunmaktaysa 10000 TL’lik ödüller
yan yana kutularda olacağından 5 nolu kutuda 100 TL’lik ödül bulunmalıdır. 7, 8, 9
ve 10 nolu kutularda 2 tane 100 TL’lik ve
2 tane 1000 TL’lik ödül olmalıdır. 10000
TL’lik ödüller 7 ve 8 nolu kutularda bulunursa 9 ve 10 nolu kutularda 100 TL’lik
ödüller yan yana gelmek zorunda olur. Dolayısıyla 7 ve 10 nolu kutularda kesinlikle
100 TL’lik, 8 ve 9 nolu kutularda kesinlikle
10000 TL’lik ödül bulunmalıdır. Bu durumda
9 nolu kutuda 100 TL’lik ödül bulunamaz.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–66
1
134
4
7
I numaralı ifadeye göre Bekir kesinlikle
pantolon almıştır.
Yanıt: D
Elde edilen tabloya göre her iki durumda
da Hollanda ile ilk önce oynanmalıdır.
Yanıt: B
5
I numaralı ifadeye göre Bekir ve Coşkun
kesinlikle pantolon almıştır. Coşkun’un aldığı
pantolon Y markalı ise Bekir’in aldığı pantolon kesinlikle X markalıdır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6
5. sorunun çözümünde Bekir’in X markalı
bir ürün alabileceği bulunmuştu. II numaralı
ifadede Fatih’in almış olduğu ürünün kesinlikle Y markalı olduğu elde edilmişti, Ali
ise X markalı kravat alabilir. Dolayısıyla
Ali ve Bekir X markalı ürün alabilir.
Yanıt: C
8
Elde edilen tabloya göre:
II. durumda Brezilya ile 5. sırada oynanmaktadır.
II. durumda Brezilya ile Almanya’da daha
sonra oynanmaktadır.
I. durumda İtalya ile Almanya’ya göre daha
önce oynanmaktadır.
I. durumda İtalya ile 3. sırada oynanmaktadır.
Her iki durumda da Almanya ile 4. sırada
maç yapılmamaktadır.
Yanıt: A
7. – 9. sorular aşağıdaki bilgilere göre
çözülecektir.
Fransa ile 2. sırada, Brezilya ile İtalya’dan
bir maç sonra, Almanya ile oynadığı maç,
Hollanda ile oynanan maçtan daha sonra
oynandığından öncülleare göre iki farklı durum söz konusudur:
Maç Sırası
I. durum
II. durum
1.
Hollanda
Hollanda
2.
Fransa
Fransa
3.
Brezilya
Almanya
4.
İtalya
İtalya
5.
Almanya
Brezilya
9
Elde edilen tabloya göre Almanya ve Brezilya ile 3. sırada oynanma olasılığı sorulan
İtalya ile Brezilya’dan sonra oynanacağı
için 3. sırada maç yapılamaz.
Yanıt: C
135
SÖZEL MANTIK – II
tı
a
yb
e
ün
g
D
kuzey
F
B
250 km
250 km
250 km
3
Şekle bakıldığında en doğuda yer alan şehrin A şehri olduğu görülmektedir.
Yanıt: A
A
ÇÖZÜM–67
1. - 4. sorular aşağıdaki bilgilere
göre cevaplanacaktır.
C
E
Kuzey
Kuzeybatı
Kuzeydoğu
Batı
Doğu
Güneybatı
Güneydoğu
4
Güney
Öncüller incelendiğinde
elde edilir.
yukarıdaki
şekil
Şekle bakıldığında en güneyde yer alan
şehirlerin E ile F şehirleri olduğu görülmektedir.
Yanıt: C
Şekle bakıldığında A şehrinin C şehrine
göre kuzeydoğuda bulunduğu görülmektedir.
Yanıt: E
2
Şekle bakıldığında F şehrinin B şehrine
göre güneybatıda bulunduğu görülmektedir.
Yanıt: D
5
Tablo incelendiğinde komedi filmi izleyen
4 kişi vardır. Öncüllere göre Ayhan ve
Burak aynı salonda film izlediğinden ikisinden biri komedi filmi izlemiş olmalıdır. Bu
durumla Cahit, Demir ve Erdem komedi
filmi izlemiş olduklarını belirten öncül birlikte düşünülürse Fırat, Gaye ve Hülya’nın
kesinlikle macera filmi izledikleri sonucuna ulaşılır. 1 nolu salonda macera filmi
gösterilmediğinden Fırat kesinlikle 1 nolu
salonda film izlemiş olamaz.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
1
136
6
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bir önceki sorunun çözümü incelendiğinde Gaye’nin kesinlikle macera filmi izlediği
görülür.
Yanıt: C
7
Öncüllerde verilen Ayhan ve Burak’ın aynı
salonda film izlemesi durumu ile soruda
verilen Hülya’nın da 3 nolu salonda film
izlediği durumu birlikte düşünülürse Ayhan
ve Burak kesinlikle 4 nolu salonda film
izlemiştir. Fakat hangisinin hangi türde film
izlediğine dair kesin bir yargı çıkarılamaz.
Fırat 1. katta macera filmi izlediğinden ve
Hülya 3 nolu salonda macera filmi izlediğinden Fırat 2 nolu salonda film izlemiş
olmalıdır.
Gaye 2. katta macera filmi izlediğinden ve
Ayhan ya da Burak ikilisinden biri 4 nolu
salonda macera filmi izlediğinden Gaye 5
nolu salonda film izlemiş olmalıdır.
Erdem 2. katta komedi filmi izlediğinden ve
Ayhan ya da Burak ikilisinden biri 4 nolu
salonda komedi filmi izlediğinden Erdem
6 nolu salonda film izlemiş olmalıdır.
Öncüllerden ve soruda verilen koşuldan
elde edilen bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda aşağıdaki tablo oluşturulur.
KAT NO:
1. KAT
2. KAT
SALON NO:
MACERA FİLMİ
Öncüllerde verilen Cahit’in komedi filmi izlemesi durumu ile soruda verilen Cahit’in
3 nolu salonda film izlemesi durumu ve Ayhan ile Burak’ın aynı salonda film izlemesi
durumu birlikte düşünülürse Ayhan ve Burak kesinlikle 4 nolu salonda film izlemiştir.
Fakat hangisinin hangi türde film izlediğine
dair kesin bir yargı çıkarılamaz.
Gaye 2. katta macera filmi izlediğinden ve
Ayhan ya da Burak ikilisinden biri 4 nolu
salonda macera filmi izlediğinden Gaye 5
nolu salonda film izlemiş olmalıdır.
Erdem 2. katta komedi filmi izlediğinden
ve Ayhan ya da Burak ikilisinden biri
4 nolu salonda komedi filmi izlediğinden
Erdem 6 nolu salonda film izlemiş olmalıdır.
Demir komedi filmi izlediğinden ve geriye
komedi filminin izlediği tek salon 1 nolu
salon olduğundan Demir kesinlikle 1 nolu
salonda film izlemiş olmalıdır.
Fırat ve Hülya macera filmi izlediğinden
2 nolu ve 3 nolu salonlarda film izlemiş
olabilirler.
Öncüllerden ve soruda verilen koşuldan
elde edilen bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda aşağıdaki tablo oluşturulur.
KAT NO:
SALON NO:
MACERA FİLMİ
KOMEDİ FİLMİ
KOMEDİ FİLMİ
1
-
Demir
2
Fırat(Hülya)
-
1
-
Cahit(Demir)
2
Fırat
-
3
Fırat(Hülya)
Cahit
4
Ayhan(Burak)
Ayhan(Burak)
5
Gaye
-
6
-
Erdem
3
Hülya
Cahit(Demir)
4
Ayhan(Burak)
Ayhan(Burak)
5
Gaye
-
6
-
Erdem
Elde edilen bu tablodan da görüldüğü gibi
Cahit 1 ya da 3 nolu salonda film izlemelidir. Dolayısıyla Cahit kesinlikle 2. katta
bir salonda film izlemiş olamaz. Fakat diğer seçeneklerin gerçekleşmesinin mümkün
olduğu görülmektedir.
Yanıt: B
1. KAT
2. KAT
Elde edilen bu tablodan da görüldüğü gibi
1 nolu salonda komedi filmi izleyen, 5 nolu
salonda macera filmi izleyen ve 6 nolu
salonda komedi filmi izleyen kişilerin kim
oldukları kesinlikle bellidir. Fakat 4 nolu
salonda macera filmi izleyen kişi Ayhan ya
da Burak olabilir.
Yanıt: E
137
DENEME - 1
1.
5.
Parçada Yunanlıların ve İtalyanların Osmanlı topraklarını paylaşmak istedikleri dile getirilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bu tür sorularda, cümlenin tamamı yerine
cümledeki bir ifadeden de yararlanılabilir.
CEVAP: C
ÇÖZÜM–1
Parçanın geneline bakıldığında uluslaşma hareketlerinden bahsedildiği görülmektedir. Bu kavramdan hareketle “kendini ötekilere karşı sınırlama” ifadesinden
bir milletin kendini diğer milletlerden soyutlaması anlaşılmaktadır.
Ek Bilgi: Bu tür sorularda soru kökünde verilen ifadenin tamamı dikkate alınmalı ve ona göre yorum yapılmalıdır.
2.
“yatmak” ve “beslemek” sözcükleri mecaz anlamda
kullanılmıştır. “Sık sık” ifadesi, ikilemeye örnektir. “Anlaşılmak” sözcüğü yan anlamda kullanılmıştır. “Roman”
ve “romancılık” sözcükleri terim anlamlıdır. Parçada
duyular arası aktarım yoktur.
6.
Cümlede, âşık edebiyatının 15. yüzyıldan sonra
Anadolu’da ortaya çıktığı yargısı dile getirilmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Cümleden çıkarılacak kesin yargı bulunurken
cümlenin ana düşüncesine de dikkat edilmelidir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Mecaz anlam, bir sözcüğün temel anlamından uzaklaşarak kazandığı anlamdır.
Cümle anlam olarak incelendiğinde özellikle ikinci boşluğa getirilecek “egemen” sözcüğünün cümlenin anlamına uygun bir sözcük olduğu görülür.
7.
CEVAP: D
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bu tür sorularda yapısal uyuma dikkat etmek
gerekir.
4.
I. cümlede “... kesin çizgiler olmadığı için” ifadesi gerekçe, “... dilbilimsel ölçütlerle belirlenmesi gerekir.”
ifadesi gereklilik bildirmektedir. II. cümlede, “... belirlenmesini zorunlu kılmaktadır.” sonucu ve “... yeterli
filolojik malzemenin bulunmayışı” nedeni verilmiştir. III.
cümlede “... dallanmalarına rağmen sınırlı sayıdadır.”
ifadesiyle karşıt durumlar dile getirilmiştir. V. cümlede
diğer cümleler bir sonuca vardırılmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Karşılaştırma, benzerlik ve farklılık açısından
yapılabilir.
Numaralı ifadeler anlam bütünlüğüne göre dizildiğinde
doğru sıralamanın IV - V - V - III - II olduğu görülür.
Ek Bilgi: Bu tür sorularda öncelikle yüklem bulunmalıdır.
8.
II. cümlede “taklidi” sözcüğü, III. cümlede “oysaki” sözcüğü, IV. cümlede “sahiptir” sözcüğü, V. cümlede “hiçbir” sözcüğü yanlış yazılmıştır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: “p, ç, t, k” ile biten sözcüklerden sonra sesi
harfle başlayan bir ek gelirse “p, ç, t, k” yumuşar ve “b,
c, d, g, ğ”ye dönüşür.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3.
138
9.
II. cümlede “klasik olma” ifadesinden sonra virgül konmaz. Çünkü “kaygısı” sözcüğü “klasik olma” sözünün
tamlananıdır.
13.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Tamlamalarda, tamlayan ve tamlanan arasına noktalama işareti konmaz.
I. sözcük “eğit-” eylemine “-im” eki getirilerek oluşmuştur. II. sözcükteki “-t” ve “-ıl” ekleri yapım ekidir. III.
sözcük, “ön” kökünden türemiştir. V. sözcükteki “-mak”
eki, isim-fiil ekidir. IV. sözcükte kişi eki değil, iyelik eki
vardır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: “-ma/-me, -mak/-mek, -ış/-iş/-uş/-üş” ekleri,
isim-fiil ekleridir.
14.
10.
“kaybeder” sözcüğünde hem ünlü düşmesi hem ünsüz yumuşaması vardır. “demektir” sözcüğünde ünsüz
benzeşmesi “sapasağlam” sözcüğünde ünlü türemesi
vardır.
Soru kökünde verilen cümle “Yıllarca emek verdiği
çocuklarının çekip gitmesi (özne) onu (belirtili nesne)
çok (zarf tümleci) üzdü (yüklem) şeklinde ögelenmiştir.
Bununla özdeş olan cümle E seçeneğinde verilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Cümle ögelerine ayrılırken yüklemde birleşik
eylem olup olmadığına dikkat edilmelidir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Sözcükler birleşirken ses olayı olmuşsa, o
birleşik sözcük bitişik yazılır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
15.
11.
“bunun yanı” sözü, A seçeneğini; “yüz ve yirmi” sözcükleri, B seçeneğini; “alışveriş” sözcüğü, C seçeneğini;
“üretmiyordu” sözcüğü, D seçeneğini örnekler.
“söyleyecek” sıfat-fiil, “geldiğinde” zarf-fiil, “dinlemek”
isim-fiildir. “yetinirdi” sözcüğündeki “-di”, “idi” ek eyleminin ek olarak kullanılmışıdır. Parçadaki ilk cümle yapı
bakımından basit, ikinci cümle bağlı cümledir. Fiilimsi
olarak kullanılan sözcükler türemiş yapılıdır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Birden fazla yargının, bağlaçlarla ayrıldığı
cümleler bağlı cümledir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: “Alışveriş” sözcüğündeki “alış” ve “veriş” sözcükleri, isim-fiildir ve isim-fiillerden de birleşik sözcük
yapılabilir.
16.
12.
“Türk yazarları” ifadesi, belirtisiz ad tamlamasıdır. “bir”
sözcüğü belgisiz sıfat, “şey” sözcüğü belgisiz zamirdir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Tamlayanın ek alıp tamlananın ek almadığı
tamlamalar belirtisiz ad tamlamasıdır.
“Diğer ülkelerde günün her saatinde yayımlanırken...”
ifadesi A seçeneğini, “... animasyon filmler hazırlanıp
büyük küçük herkese sunulmaktadır.” ifadesi B seçeneğini, “Animasyonun filmlerde, video kliplerde ve
reklam filmlerinde kullanılması...” ifadesi C seçeneğini, “Başka bir ifadeyle ülkemizde animasyon eserleri,
çoğunlukla çocuklara yönelik eserlerdir. Dolayısıyla bu
noktanın, animasyonun ülkemizdeki gelişimi açısından
önemli bir yanlış ya da eksik algılama olduğunu söylemek mümkündür.”
CEVAP: D
Ek Bilgi: “Değinilmemiştir” kalıbıyla biten sorular, yardımcı düşüncelerin tespit edilmesini gerekli kılan sorulardır.
139
17.
“Kahramanlarına temsilî özellikler yükleyerek devrin
hükümdarlarını eleştirmiştir.” ifadesinden A’ya, “Eserleriyle padişahlar ve padişahlık sistemi aleyhinde kamuoyu oluşturmaya çalıştırmıştır.” ifadesinden B’ye,
“Hamid’in niyeti... dönemin padişahlarını daha rahat
tenkit etmektir.” ifadesinden C’ye, yine aynı ifadeden
D’ye ulaşılabilir.
21.
III ve IV numaralı cümleler, doğruluğu ya da yanlışlığı
kanıtlanabilir yani nesnel anlatımlı cümlelerdir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: “Kanıtlanabilirlik açısından” ifadesinden nesnel ya da öznel yargı anlaşılmalıdır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bu tür sorularda parçada yer alan düşüncelerin tersi bir düşünce, doğru cevap olabilir.
22.
18.
Parçada sanatın ne olduğu açıklanmaya çalışılmıştır.
Bu açıklanırken de yazar, sanatın sürekli devam eden,
eskinin taklidi olmayan bir özelliği olduğunu anlatmak
istemiştir.
CEVAP: B
CEVAP: A
Ek Bilgi: Parçadaki cümleler dikkatli bir şekilde okunmalı, seçeneklerle eşleştirme yapılmalıdır.
Ek Bilgi: “Anlatılmak istenen nedir?” soru kalıbı, ana
düşünceyi buldurmayı amaçlar.
Parçanın birçok yerinde kişisel görüşler söz konusudur. (... kamburu çıkmış gibiydi.) Başlayıp birbiri ardına
devam eden olaylar anlatılmıştır. Yazar, kendi yaşadığı
olayı anlattığı için birinci kişili anlatım vardır. “Simsiyah
saçlarına aklar serpiştirilmiş, biraz da kamburu çıkmış,”
ifadeleri betimleme yapıldığını gösterir.
23.
CEVAP: D
CEVAP: C
Ek Bilgi: Başlık, konunun özeti niteliğinde, onunla ilgili
ipucu verecek biçimde olmalıdır.
Ek Bilgi: İkilemeler, anlatımı pekiştirme amaçlı kullanılan kalıplaşmış söz öbekleridir.
20.
“Dünyada ilk sıraya girmeyi başardı.” ifadesinden A’ya,
“... çeşitli bilimsel teorilerle birleştirip sonunda hayranlık uyandıran bir kurguya dönüştürmesi.” ifadesinden
B’ye, “... kuantum mekaniğinden termodinamik yasalarına” ifadesinden C’ye, “... ajanlar, bilim adamları,
kumarbazlar...” ifadesinden E’ye ulaşılır.
Parçada ele alınan konu, insanlarımızın genel olarak
vurdumduymaz olması olduğu için en uygun başlık da
“Umursamaz İnsanlarımız” olmalıdır.
24.
“O zamanlarda duraklı çekim yöntemi vardı”, “Bu yöntemde kareler tek tek çizilerek çizgi testinden geçirilir.
Daha sonra ana kareler temize çekilir.”, “Animasyon,
sinemanın başlangıcından itibaren onunla birliktedir.”,
“1914 yılı animasyon tarihinde dönüm noktasıdır.” ifadelerinden sırasıyla A, B, D, E seçeneklerine ulaşılır.
CEVAP: D
CEVAP: C
Ek Bilgi: Parçadaki cümleler yorumlanarak da doğru
cevap bulunabilir.
Ek Bilgi: Parçadaki bir yargının farklı bir şekilde söylenmiş hâli, seçeneklerde aranabilir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
19.
“... yeni nesil her şeye kayıtsızdı”, “... birkaçımız hariç suskunluğa gömülmüşüz”, “... bu sorun öyle üzeri
kapatılacak cinsten de değil.”, “... milletçe suskunluğumuz” ifadelerinde sırasıyla A, C, D, E seçeneklerine
değinilmiştir.
140
25.
Parçada bilgi verme amaçlandığı için “açıklama” yöntemi kullanılmıştır.
28.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Açıklama, bir konu hakkında okuyucunun kafasındaki soru işaretlerini gidermek için yapılır.
A 1
E 2
İ 3
K 4
M
N
P
R
S
5
6
7
8
9
E harfine 2 rakamı karşılık gelir.
CEVAP:
B
Ek Bilgi: Kelime ve sayı eşleştirmelerinde tekrar eden
harf ve rakamlar belirleyicidir.
26.
Parçadaki cümleler incelendiğinde futbolun erkeklere
yönelik bir spor olarak algılanma nedenine değinilmediği görülür.
29.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Verilen kelimedeki harflere karşılık gelen rakamlar yazılarak istenilen sayı oluşturulabilir.
CEVAP: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
KESİN kelimesine; 42936 sayısı karşılık gelir.
Ek Bilgi: Parçadaki cümlelerin seçeneklerle uygunluk
gösterip göstermediği tespit edilmelidir.
30.
S A K İ N
↓ ↓ ↓ ↓ ↓
27.
Parçadaki IV ve V numaralı cümlelerde herhangi bir
karşılaştırma yapılmadığı görülmektedir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Karşılaştırma cümlelerinde “daha, kadar,
göre, en” sözcüklerine dikkat edilmelidir.
9 1 4 3 6 sayısı elde edilir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Verilen kelimedeki harflere karşılık gelen rakamlar yazılarak istenilen sayı oluşturulabilir.
141
DENEME - 2
1.
6.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Bu tür sorularda altı çizili söz öbeğinin mecaz
anlam yüklü olabileceğine dikkat edilmelidir.
2.
İlk boşluğa getirilecek sözcük, “Osmanlıların üç kıtada
hâkimiyet kurmalarına karşın” ifadesiyle ilgili olumsuz
bir durum bildiren bir sözcük olması gerekmektedir.
İkinci boşlukta da “Arapça, Farsça ve Türkçe” den bahsettiği ve Osmanlıcanın nasıl bir dil olduğu anlatıldığı
için “karışım” sözcüğü kullanılmalıdır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Soru kökünde sorulan ifadenin yerinin baştan
mı sondan mı olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
7.
Ek Bilgi: Parçanın genelinde verilen anlam bütünlüğünün dikkate alınması, bu tür sorularda doğru cevabın
bulunmasını kolaylaştırır.
3.
Numaralanmış ifadeler anlamsal ve yapısal olarak incelendiğinde doğru sıralamanın V-IV-II-III-VI-I olduğu
görülür. Buna göre de baştan dördüncü ifadenin III numaraları ifade olduğu görülür.
I.cümlede, Türklerin, dünya üzerine geniş sahalara yayılmış olmaları, kendisi ile menşe bakımından yakınlığı
olan veya olmayan pek çok dille temasa geçmeleriyle
ilgili bir gerekçe olarak verilmiştir. II.cümlede bir önceki
cümlede verilen yargıyla ilgili bir tespitte bulunulmuştur. III.de, Moğol, Mançu ve Tunguzlarla ve Çinlilerle
etkileşimde bulunulduğuna değinilmiştir. V.de Arapça
ve Farsçadan birçok sözcüğün Türkçeye girdiğinden
söz edilmiştir.
CEVAP: D
Birinci sözcük olan “bilirimki” sözcüğünde “ki” bağlacının ayrı yazılması gerekmektedir. III. sözcükte ünlü
daralması yapılmaması gerekirken “istemeyen” sözcüğü “istemiyen” şeklinde yazılmıştır. IV. sözcükte bağlaç olan “da/de” ayrı yazılmıştır ancak “ta/te” şeklinde
yazılması doğru değildir. V.sözcükte de herhangi bir
ses olayı olmadığı için sözcüğün ayrı yazılması gerekmektedir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Söyleyişte görülen ünlü daralmaları, yazarken gösterilmez. Konuşma dilinde “anlıyan” biçiminde
yer alan sözcük, yazı dilinde “anlayan” biçiminde gösterilmelidir.
8.
Cümlede, insanların hayatta öğrendikleri bazı şeyleri
bedel ödeyerek öğrendikleri vurgulanmıştır. Buna göre
de hayattan alınan bir dersin, insanlara pahalıya mal
olabileceği yargısı, bu cümleden kesinlikle çıkarılır.
CEVAP: E
IV ve V. işaretler yanlıştır. Bağlaç olan “de”den sonra
virgülün gelmesi gereksizdir. Türemiş özel isimlere getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Öznenin yüklemden uzak düştüğü cümlelerde, özneden sonra virgül kullanılabilir.
Ek Bilgi: Bu tür sorularda ihtimal dahilinde olan yargı
değil, mutlak surette çıkarılacak yargı tespit edilmelidir.
9.
5.
Cümlede, bir eserin özünün yakalanmasının o eseri
yaratan kişinin yönlendirmesine bağlı olduğu yargısı
verilmek istenmiştir. Buna göre de eserin özünün yakalanmasını isteyen bir sanatçının yol gösterici olması
gerektiği yargısı cümleden kesinlikle çıkarılır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Cümleden çıkarılacak kesin yargı, o cümlenin
ana düşüncesini ortaya çıkaran bir yargı olabilir.
“diyordun” sözcüğünde ünlü daralması (de-yordu-n), “dönemeçte” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi
(dönemeç-de), “adım” sözcüğünde ünsüz yumuşaması
(at-ım), “ömrümüz” (ömür-ümüz) sözcüğünde ise ünlü
düşmesi vardır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Ünlü daralmasının olduğu yerde “-yor” eki ya
da “y” sesi kullanılmış olmalıdır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Gerekçe bildiren yargılarda, neden-sonuç ilişkisi olabileceğine dikkat edilmelidir.
4.
ÇÖZÜM–2
Cümledeki anlama bakıldığında amacı olmayan insanların ele alındığı görülmektedir. Altı çizili sözde de bu
insanlarla ilgili olarak kendilerini hayatın akışına kaptırmış olmaları durumu anlatılmak istenmiştir.
CEVAP: B
142
10.
I.de, “olacaktı” eyleminde hem gelecek zaman eki hem
de ek eylemin hikâye birleşik zamanı oluşturan biçimi
kullanılmıştır. II.de, “yok” sözcüğü isim soylu bir sözcüktür ve cümlede yüklem görevindedir. III.de, “uyku”
ismi, hem “iyi” niteleme sıfatıyla hem de “bir” belgisiz
sıfatıyla tamamlanmıştır. V.de, cümleye soru anlamı
katan sözcük “neden” sözcüğüdür ve bu sözcük de bir
soru zarfıdır.
14.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Türemiş sözcük, en az bir yapım eki almış
sözcüktür. Türemiş sözcükler, addan da eylemden de
türeyebilir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: “var” ve “yok” sözcükleri ad soylu sözcük olarak kabul edilirler ve cümlede yüklem görevinde kullanılabilirler.
11.
I. sözcük “iç-er-diği” şeklinde iki yapım eki almıştır.
II.sözcük “yap-“ eylem kökünden “yapıt” adına dönüşmüştür. III.sözcükte “taşı-ma-sı” şeklinde hem yapım
hem çekim eki almıştır (-ma/yapım eki, -ı/çekim eki).
IV.sözcük “beslen-“ eyleminde “-diği” sıfat-fiil eki getirilerek türeyen bir fiilimsidir.
I.de, “kızlı erkekli”, II.de “aldatıcı”, III.de “tahta çerçeveli, köpük köpük”, V.de “sarıya çalan” sözcük ve sözcük
öbekleri sıfat görevindedir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Sıfat, adları çeşitli yönlerden niteleyen ya da
belirten sözcüklerdir.
15.
Numaralandırılmış cümleler, anlam bütünlüğüne göre
incelendiğinde IV numaralı cümlenin, II numaralı cümleden sonra gelmesi gerektiği görülür. Dolayısıyla yer
değiştirmesi gereken cümleler III ve IV numaralı cümlelerdir.
CEVAP: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Bu tür sorularda, cümleler arasındaki anlamsal ilişkilere de dikkat etmek gerekir.
12.
I.de “durmaksızın”, III.de “gelen”, IV.de “kesildiğini görünce”, V.de “alıp uçuran” eylemsileri kullanılmıştır. Bu
yüzden bu cümleler yapıca birleşiktir. Ancak II. cümlede birden fazla yargı noktalama işaretleriyle ayrıldığı
için bu cümle, sıralı cümledir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Sıralı cümlelerde birden fazla yargı ve dolayısıyla birden fazla yüklem vardır. Bu yargılar genellikle
virgüllerle ayrılır.
16.
13.
III.de “başkalarının bilmediği kusurlarımızı” ifadesi
cümlede belirtili nesne görevindedir. Bu ifadeya bakıldığında ifadenin tamlama olduğu görülür.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Tamlamalar, hem ad hem sıfat tamlaması
şeklinde görülebilir. Bazı tamlamalarda hem ad hem
sıfat bir arada kullanılabilmektedir.
“11. yy’daki Song Hanedanı Dönemi’nde, altın ve gümüş sikkeler sağda solda taşımak için fazla ağır hâle
geldiğinden Çin’de “taahhüt kağıtları” kullanılmaya
başlandı.” İfadesinde neden-sonuç ilişkisi vardır. Parçanın genelinde bilgi verme amaçlanmıştır. “resmî mühür, boyanmış dut ağacı” gibi ifadelerde niteleyici unsurların (sıfat) kullanıldığı görülür. “üzerinde yazılı altın
ve gümüş sikke” ifadesinde görselliğe dayalı unsurlar
kullanılmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Niteleyici unsur, bir varlığın nasıl olduğunu ya
da bir işin nasıl yapıldığını belirten unsurlardır.
143
17.
“Toplumların eğitim düzeyi; iş gücüne katılma oranını
pozitif yönde etkilediği gibi…” ifadesinden A’ya, “Bireylere sağladığı yararların yanında, toplumsal açıdan yaratmış olduğu negatif dışsallıklar…” ifadesinden C’ye,
“Toplumların eğitim düzeyi; iş gücüne katılma oranını
pozitif yönde etkilediği gibi emeğin verimliliğinin artması sonucu ulusal gelir düzeyini de yükseltmektedir.”
cümlesinden D’ye, “Bireylerin karar alma sürecinde ve
iş beklentilerinde doğrudan etkisi olmaktadır.” cümlesinden de E’ye ulaşılır.
20.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Hangisi söylenemez?, Hangisi çıkarılamaz?,
Hangisine ulaşılamaz?, gibi sorularda, cümle bazında
yorumlama yapmak gerekebilir.
“Üstelik bunu yaparken, öyle bir dil kullanıyorlar ki o
“çok sıkıcı” olduğuna inandığınız sergilerin ne kadar
eğlenceli değerlendirilebileceğini görüyorsunuz.” ifadesinde B’ye, “ Bunu Ben de Yaparım isimli kitapta
sanat tarihçisi Christian Saehrendt ve Steen T.Kittl, bir
türlü anlam veremediğiniz modern sanat eserlerine nasıl bakmanız gerektiğini gösteriyorlar.” ifadesinde C’ye,
“Onlar, ezilip bir çiviyle delinmiş teneke kola kutusunda, tüketim toplumuna yönelik ağır eleştirileri ve bireyci
toplumun dışavurumunu görürken siz “Yahu çöp bu!”
diyenlerden misiniz?” ifadesinde D’ye, “Büyük isimlerden korkmadan, sahte saygı gösterilerinde bulunmadan hem modern sanatı nasıl anlayabileceğimizi gösteriyorlar hem de çizimlerle veya resim altı dipnotlarıyla
keyifli bir kuram kitabına imza atıyorlar.” ifadesinde
E’ye değinilmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında parçadaki
cümlelerle seçeneklerin eşleştirilmesi yöntemi uygulanabilir.
21.
18.
CEVAP: C
CEVAP: D
Ek Bilgi: “Üzerinde durulan nedir?” soru kalıbının, parçanın konusunu sorduğu unutulmamalı ve parça buna
göre incelenmelidir.
Ek Bilgi: Öncüllü sorularda numaralı ifadelerden yalnızca biri doğru cevap olabileceği gibi birden fazla öncül de doğru cevap olabilir.
22.
19.
Parçanın genelinde hayat şartlarının değiştiğinden ve
değişen bu hayat şartlarının insanları özellikle de gençleri olumsuz etkilediğinden söz edilmiştir. Parçada anlatılmak istenen ise buradan hareketle gençlerin bu durumdan kurtulmalarının çözüm yolunun ne olduğudur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: “Parçada anlatılan nedir?” konuyla ilgili bir
soru kalıbı iken “Anlatılmak istenen nedir?” ana düşünceyi soran bir soru kalıbıdır.
Parçadaki V (“Bunu Ben de Yaparım” isimli kitapta sanat tarihçisi Christian Saehrendt ve Steen T.Kittl, bir
türlü anlam veremediğiniz modern sanat eserlerine
nasıl bakmanız gerektiğini gösteriyorlar. (VI) Üstelik
bunu yaparken, öyle bir dil kullanıyorlar ki o “çok sıkıcı” olduğuna inandığınız sergilerin ne kadar eğlenceli
değerlendirilebileceğini görüyorsunuz.) ve VII (Büyük
isimlerden korkmadan, sahte saygı gösterilerinde bulunmadan hem modern sanatı nasıl anlayabileceğimizi
gösteriyorlar hem de çizimlerle veya resim altı dipnotlarıyla keyifli bir kuram kitabına imza atıyorlar.) numaralı
cümlelerde kitapta ne anlatıldığıyla ilgili bilgiler verilmektedir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: İçerik, bir parçada ya da bir eserde ne anlatıldığı ya da ne anlatılmadığı ile ilgili bilgi verilmesine
dayanır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçanın geneline bakıldığında parçada tarih öğretimi
ve tarih öğretiminde görülen değişikliklerden söz edildiği görülmektedir.
II ve IV numaralı cümleler, sanat eserinin anlaşılmamasıyla ilgili neden bildiren yargılardan oluşmuştur. (Biraz
yardımcı olur diye serginin kataloğunu okumaya niyetlendiğinizde konjonktür, bağlam, uzam, simulakr ve
daha birçok ilaç prospektüsünü hatırlatan kelimeler kafanızı karıştırmaya mı başlıyor? / Onlar, ezilip bir çiviyle
delinmiş teneke kola kutusunda, tüketim toplumuna yönelik ağır eleştirileri ve bireyci toplumun dışavurumunu
görürken siz “Yahu çöp bu!” diyenlerden misiniz?)
144
23.
“Tam tersine yaratıcılığın merkezi olan hayal gücünü
harekete geçirici niteliktedir.” İfadesinden A’ya, “İnsanoğlunun pek çok hayalinin bilim sayesinde gerçeğe
dönüştüğünü düşünürsek…” ifadesinden B’ye, “Bu türlerle çocuğa, insanın önünde gerçekleştirebileceği pek
çok şey olduğu hissettirilir.” İfadesinden C’ye, “Bu tarz
romanlara günümüzün masalları, modern masallar gözüyle bakabiliriz.” İfadesinden E’ye ulaşılabilir.
27.
“Denilebilir ki problemler, hem bilim hem de sanat söz
konusu olduğunda yazarın hayal gücünü harekete geçiren çelik yaylardır.” cümlesinde problemler, çelik yaylara benzetilmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Benzetme cümlelerinde her zaman “gibi”
edatı kullanılmayabilir. Ayrıca gibi edatı her zaman
benzetme anlamı katmayabilir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Parçadaki yardımcı düşüncelerin neler olabileceği tespit edilmeli ve bu düşünceler seçeneklerde
aranmalıdır.
28.
K E K İ K
–š– –š –š– –– –š–
KEKİK kelimesinin kodlaması yukarıdaki gibidir.
24.
“hayal gücü” ifadesi soyut kavramlara, “İşte Gülten
Dayıoğlu’nun “Dünya Çocukların Olsa”, “Işın Çağı İnsanları”, “Parbat Dağının Esrarı” gibi romanları, insanın
hayal gücünün sınır tanımadığını gösteren örneklerdir.”
İfadesi örneklemeye, “. İnsanoğlunun pek çok hayalinin
bilim sayesinde gerçeğe dönüştüğünü düşünürsek bizden sonraki kuşaklara seslenen bu kitaplardaki bitkiler,
ışınlar vb. yollarla oluşturulan yeni dünya düzeni hiç de
akıl dışı değildir. Tam tersine yaratıcılığın merkezi olan
hayal gücünü harekete geçirici niteliktedir.” ifadeleri
karşıtlık bildiren yargılara örnektir. Parçada yazar kendi
düşünceleri kendi ağzından ele almıştır.
“B” şıkkı doğrudur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Verilen kelimedeki harflere karşılık gelen kodlar yanyana yazılıp istenilen bulunabilir.
29.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
CEVAP: B
verilen kodlama karşılık gelen kelime “EKİM” dir.
Ek Bilgi: Birinci kişili anlatımda yazar yaşadığı olayları
ya da düşüncelerini kendi ağzından açıklar.
25.
Parçada bir düşüncenin yanlış olduğu, bunun yerine
hangi düşüncenin doğru olduğu anlatılmaya çalışılmaktadır. Yani tartışmacı anlatım biçimi söz konusudur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Tartışmacı anlatımda yazar, kendi düşüncelerini okuyucuya benimsetmek ya da onun düşüncesini
değiştirmek ister.
26.
Parçada yazarların sorunları işleyiş biçimlerinin onların
sanatsal görüşlerini ortaya çıkardığına yönelik bir yargı
söz konusu değildir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Parçada ele alınan konuyla ilgili kendi bilgilerimizden yararlanarak yorum yapmak, bizi yanlışa
götürebilir.
–š –š– –– –šš
E K İ M
CEVAP: D
Ek Bilgi: Verilen koda karşılık gelen harfler yazılıp ortaya çıkan kelime şıklardan bulunabilir.
30.
A) K İ M İ
→ M var
–š– –– –šš –– B) N E M
–šš– –š –šš
→ M var
C) E K E N → M yok
–– –š– –š –šš– D) K İ M
–š– –– –šš
→ M var
E) M M İ N → M var
–šš –šš –– –šš– CEVAP: C
Ek Bilgi: M harfinin kodunun bulunduğu şıklar elenerek istenilen bulunabilir.
145
DENEME - 3
1.
5.
CEVAP: B
CEVAP: C
Ek Bilgi: Cümlede ele alınan konunun tespit edilmesi,
çıkarılacak yargı konusunda ipucu verebilir.
Ek Bilgi: Söz öbeği sorularında cümlenin tamamının
okunması, sorunun çözümü konusunda daha yararlı
olmaktadır.
2.
Cümlede boş bırakılan yerlere getirilmesi gereken en
uygun sözcükler “yaşamlarıyla-örtüşür” sözcükleridir.
Çünkü cümledeki anlam bütünlüğü dikkate alındığında
bir yazarın ya da şairin eserinin hayatından da izler taşıması gerektiği yargısı vurgulanmıştır. Ayrıca ilk boşluktan sonra gelen “hayal, özlem…” gibi sözcükler, bu
boşluğa getirilecek sözcüğün daha somut bir sözcük
olmasını gerekli kılar.
6.
Ek Bilgi: Seçenekler incelenerek de numaralı ifadelerin sıralanabileceği unutulmamalıdır.
Ek Bilgi: Boşluk doldurma sorularında her iki sözcüğün de cümlenin anlamıyla tam bir uygunluk içinde
olması gerekir.
7.
I. cümlede Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili yapılan bir
saptama dile getirilmiştir. II. cümlede I. cümlede söz
edilen dönüşümün ne olduğuyla ilgili bilgi verilmiştir.
IV. cümlede medya ile ilgili bir saptama söz konusudur.
V. cümlede “özetle” ifadesiyle, parçanın önceki kısımlarında anlatılanlarla ilgili bir sonuç çıkarılmıştır.
CEVAP: C
CEVAP: C
Ek Bilgi: Cümlede verilen boşlukların, bir tamlamaya
ait olup olmadığına da dikkat edilmesi gerekir. Tamlamanın anlamından hareketle de doğru cevap bulunabilir.
Ek Bilgi: Bir kavramın ne olduğuyla ilgili bilgi vermek, o
kavramın tanımını yapmaktır.
Cümlede, bir şairin şiir yazdıkça başarılı ve yetkin bir
duruma geldiği anlatılmıştır. Yazdığı her şiir onun şiirle
olan iletişimini güçlendirmektedir. Buna göre “Şair, son
kitabındaki şiirleriyle daha yetkin bir hâle gelmiştir.” yargısı, bu cümleden kesin olarak çıkarılır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı tespit edilirken, cümleden çıkacak en uygun anlamın tespit edilmesi gerekir.
8.
I. cümlede geleneksel fıkranın genel özelliği olarak güldürme verilmiş ancak bir kısım geleneksel fıkranın düşündürme ve eğitme işlevi gibi farklı bir özelliğe sahip
olduğundan söz edilmiştir. II. cümlede geleneksel fıkra
ile modern fıkra arasındaki farkın düşündürme oranındaki artış olduğu dile getirilmiştir. III.cümlede geleneksel fıkranın dinleyicileri bir anda güldürmesi, örnek
olarak verilmiştir. IV. cümlede modern fıkrada gülme
tepkisinin olmadığıyla ilgili bir saptama yapılmıştır.
CEVAP: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4.
Övülmek, insanı mutlu eden durumlardan biridir. Ancak
övgü, her zaman başkaları tarafından beklenmemelidir.
İnsan kendi kendine övünmeyi de bilmelidir. Bütün bu
anlamlara bakıldığında boşluklara getirilmesi gereken
en uygun sözcüklerin “övgü-mutluluklarını” sözcükleri
olduğu görülür.
Numaralı cümleler anlam bütünlüğü oluşturacak şekilde sıralandığında doğru sıralamanın IV-II-V-I-III şeklinde olduğu görülür. IV numaralı ifadede yer alan “özel
kütüphanelerin en zengini” tamlamasının II numaralı
ifadede yer alan “ve değerlisi olan bu kütüphanedeki”
söz öbeğiyle bir bütün oluşturacağına da özellikle dikkat edilmesi gerekir.
CEVAP: E
CEVAP: E
3.
Cümlede verilen anlama bakıldığında gazetecilerin ve
gazeteciliğin tarafsızlıktan taraf olmana durumuna geçiş yapmaya başladıkları görülür. Buna göre de cümleden çıkarılacak kesin yargı gazetecilik anlayışında
eskiye göre değişiklik olduğu yargısıdır.
ÇÖZÜM–3
Cümlede verilen anlama bakıldığında, öykünün insanın
iç dünyasına ve hayata yönelik olması gerektiğinden
söz edilmiştir. Bu durumu anlatırken kullanılan “iç titreşim yaratabilme” sözüyle anlatılmak istenen de bir öykünün “kişinin ruhsal yapısını derinden etkileyebilmesi”
olduğu görülür.
146
9.
Parçadaki I ve V numaralı sözcüklerin yazımı yanlıştır. I
numaralı sözcük “gözü pek”, II numaralı sözcük “mahzuru” biçiminde yazılmalıdır.
13.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Birleşik sözcükler yazılırken birleşme esnasında ses olayı olmuşsa o sözcük bitişik yazılır.
10.
İlk boşluğa kendisinden sonra örnekler sıralanacağı
için iki nokta (:), ikinci boşluğa benzer örneklerin devam edebileceğini göstermek için üç nokta (…), üçüncü boşluğa tamamlanmış cümle sonu olduğu için nokta
(.), dördüncü boşluğa özne vurgulandığı için virgül (,),
son boşluğa da sıralı cümlelerin herhangi birinde virgül
kullanıldığı için ve bu sıralı cümleler birbirinden ayrılacağı için noktalı virgül (;) getirilmelidir.
Ek Bilgi: “a” ya da “e” ile biten bazı sözcüklerden sonra
“-yor” eki ya da “y” sesi gelirse sözcüğün sonundaki “a”
ve “e” daralır, “ı, ı, u, ü”ye dönüşür.
14.
CEVAP: C
15.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“doğrudan etkilemiştir” ifadesindeki “doğrudan” sözcüğü, kendinden sonra gelen “etkilemiştir eylemini etkilediği için durum zarfıdır. “sözlü anlatılar” ifadesindeki
“sözlü” sözcüğü de kendinden sonra gelen “anlatılar”
ismini durum yönünden nitelediği için niteleme sıfatıdır. “anlat-“ eyleminden “anlatı”, “kayna-“ eyleminden
“kaynak” gibi adlar türemiştir. “öykü geleneği”, “halk
hikâyeleri” gibi söz öbekleri belirtisiz ad tamlamasıdır.
“bizde” sözcüğündeki “biz” kişi zamiridir.
16.
CEVAP: B
I. cümlede “gelen” sözcüğü sıfat-fiildir. III. cümlede
özetle” sözcüğündeki “-le”, “ile” edatının ek durumunda
kullanılışıdır. IV. cümlede “göz ardı etmemek” deyimleşmiş birleşik eylemdir. V. cümlede “bir kişilik” ifadesinde geçen “bir” sözcüğü kendinden sonra gelen adı kesinlikten uzak bir biçimde belirttiği için belgisiz sıfattır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Ek eylem, isim soylu sözcüklerin sonuna gelerek onları cümlenin yüklemi durumuna getirir.
I, II ve IV numaralı cümlelerdeki yüklemler, ad soylu
sözcüklerden oluşmuşlardır. Dolayısıyla bu cümlelerde
çatı özelliği aranmaz.
CEVAP: D
Ek Bilgi: “Özne-yüklem ilişkisi” ya da “nesne-yüklem”
ilişkisi dendiğinde akla eylemde çatı konusu gelmelidir.
Ek Bilgi: Durum bildiren sözcük denince akla ya bir
eylemin nasıl yapıldığını belirten durum zarfı ya da bir
adın nasıl olduğunu niteleyen niteleme sıfatı gelmelidir.
12.
“ışıkları” sözcüğünde hem yapım hem çekim eki vardır
(ışı-k-ları). Yapım eki alarak tür değiştirmiş sözcük vardır (“din-“ eylemine “-gin” yapım eki gelmiş ve sözcük,
isim olmuştur). “sakinleşiyordu” sözcüğünde hem “-yor”
geniş zaman yani kip eki hem de “idi” ek eyleminin ek
biçimine girmiş hâli olan “-du” vardır. “ışı-“ eylemine “-k”
yapım eki gelmiş ve sözcük, isim olmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Ek eylemler, basit zamanlı (tek kip eki almış)
eylemleri, birleşik zamanlı eylem yapar.
Ek Bilgi: İki noktadan sonra örnek sıralanacaksa küçük harf, cümle değerinde bir açıklama yapılacaksa
büyük harfle başlanır.
11.
“yıktı” sözcüğünde “ünsüz benzeşmesi”, “gelmiyordu”
sözcüğünde “ünlü daralması”, “sessizliği” sözcüğünde
“ünsüz yumuşaması”, “aklıma” sözcüğünde ise “ünlü
düşmesi” vardır.
CEVAP: A
III numaralı cümlenin yükleminde “anlamak” işinin yapıldığı bildirildiği için cümle olumludur. Yüklem sonda olmadığı için cümle devriktir. “Anlamak” eylem olduğu için
cümle eylem cümlesidir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Yüklemin bildirdiği yargı gerçekleşmiş ya da
gerçekleşecekse bu cümleler anlamca olumlu cümlelerdir.
17.
I.cümleye bakıldığında “sevindirdi” sözcüğünün yargı
bildirdiği için yüklem olduğu görülür. Sevindirenin ne
olduğunu bulmak için (özne) yükleme “ne,kim” sorularından uygun olanı sorulur ve öznenin “Edebiyat Lisesi
projesi” olduğu tespit edilir. “beni” sözcüğü “belirtili nesne” görevindedir. “Çok” sözcüğünün de yüklemi miktar
bakımından etkilediği için “zarf tümleci” olduğu görülür.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Zarf tümleci, yüklemin anlamını “durum, zaman, miktar, yer-yön ve soru” bakımlarından tamamlayan ögedir.
147
18.
Parçada anlatılanlar incelendiğinde görülür ki bir ülkenin kültürel değerleri, sosyal ve siyasal olaylardan
olumsuz bir şekilde etkilenebilmektedir. Mutfak kültürü
de kültürel bir değer olduğu için böyle bir sonuca ulaşılabilir.
CEVAP: D
22.
Ek Bilgi: Parçadaki yazardan veya şairde bahsedilen sorularda, bu kişilerin özellikleri yorumlanmamalı, verilen bir
özellikten verilmeyen bir özelliğe ulaşılmamalıdır.
Ek Bilgi: “Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?” gibi sorularda ana düşüncenin sorulduğuna
dikkat edilmelidir.
23.
19.
“Uyar, şiirinin biçimini de söylediği şeye göre ayarlamıştır.” cümlesi anlamca incelendiğinde şairin şiirlerinin
şekilsel özelliklerinin işlediği konuya göre belirlendiği
görülür.
CEVAP: D
Parçada teknolojik gelişmelerin bazı kültürel değerleri
olumsuz etkilediği vurgusu yapılmıştır. Buna göre bu
parçada anlatılmak istenen de “Dünyadaki değişen koşullar, bazı kültürel değerlerin olumsuz olarak etkilenmesine neden olmaktadır.” yargısıdır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Ana düşünce, yazarın yazdığı yazının yazılma amacı olarak değerlendirilmelidir.
“İnsanın kendine ve nesline acımasızlığı karşısında
tedirgindir, ümitsizlikten kaynaklanan bir bunalım duygusu yaşar.” ifadesinde B’ye, “Bu nedenle şiirinde,
mutluluktan çok mutsuzluk getirdiğini iddia ettiği bilim
ve teknoloji birikimlerinin protestosu çok yaygındır.”
ifadesinde C’ye, “Yaşam içerisinde her şeyin bölünmüşlüğü/dağınıklığı gibi şiirin şekli de belirsiz/karmaşık
olmalıdır.” ifadesinde D’ye, “Turgut Uyar, uygarlığın/
modernitenin geldiği en son hâli, insanın iç ve dış uyumunun bozulmasında ve doğayla olan irtibatının koparılmasında yegâne etken olarak görür.” ifadesinde E’ye
değinilmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Parçada değinilmeyen ifadeyi bulmak için,
öncelikle değinilen ifadelerin seçeneklerden bulunması
çözümü kolaylaştırır.
20.
24.
Ek Bilgi: Bu tür sorularda, parçaya eklenecek cümle
hem kendinden önceki hem de sonraki cümleyle bağlantılı olmalıdır.
21.
“Lokanta bölümünün ağır kokusu” ifadesi koklama,
“Daha akşam olmamıştı”, “Musluğu olmayan ve hep
akan çeşme” ifadeleri de görme duyusuyla ilgilidir.
Parçada olaylar oluş sırasına göre anlatıldığı için öyküleme yapılmıştır. “Lokanta bölümünün ağır kokusu ve
yoğun sigara dumanı, otobüstekini aratmıyordu hiç.”
ifadesinde karşılaştırma yapılmıştır. Yine aynı cümle,
devrik cümle özelliği göstermektedir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Kişileştirme, insana ait özelliklerin, insan
dışındaki canlı ya da cansız varlıklara yansıtılmasıyla
oluşur.
II numaralı cümle, I numaralı cümlenin sonucu durumundadır. Bu duruma, II numaralı cümlenin başında
geçen “bu nedenle” ifadesi kanıt olarak gösterilebilir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Neden-sonuç, amaç-sonuç gibi ilişkilerin sadece aynı cümlede değil, farklı cümleler arasında da
olabileceği unutulmamalıdır.
25.
Parçada Atatürk’ün yurt gezileriyle ilgili bilgi verildiği
görülür. Parçadaki cümleler incelendiğinde Atatürk’ün
gezi için en sık gittiği yerin neresi olduğuna değinilmemiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Yardımcı düşünceler, ana düşüncenin bulunmasını sağlayan, kapsam olarak ana düşünceden
daha dar olan yargılardır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Soru kökünde verilen cümlede “Bu eleştiriyi…” söz öbeği ipucu olarak değerlendirilmelidir. Zira bundan önceki
cümlede “eleştiri” kavramı verilmiş olmalıdır. Cümleler
anlam olarak incelendiğinde ve ipucu olacak ifade de
değerlendirildiğinde soru kökünde verilen cümlenin IV
numaralı cümleden sonra getirilmesi gerektiği görülür.
CEVAP: D
148
26.
Parçadaki II, III, V ve VII numaralı cümlelerde,
Atatürk’ün yurt gezilerini yapmasıyla ilgili amaçlara yer
verilmiştir.
CEVAP: E
29.
Yeliz – Özcan karşılıklı değil tüm durumlarda yanyana
oturmaktadırlar.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Verilen ön bilgilere göre tablo yapılıp karşılıklı
oturmayanları bulabiliriz.
Ek Bilgi: Amaç-sonuç yargılarında “için” edatı yerine
“amacıyla” sözcüğünün getirilebileceğine dikkat edilmelidir.
27.
“Asker-sivil, doktor-öğretmen çeşitli uzmanlarla gerçekleştirmiş olduğu bu geziler, her yörenin olduğu kadar aynı zamanda ülkenin sorunlarını aşmaya yönelik
olmuştur.” Cümlesinde yöreler ve ülkenin bütünü karşılaştırılmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Karşılaştırma, birbirinden farklı kavram, olay
veya durumların benzerlik veya farklılık açısından kıyaslanmasına dayanır.
Deneme Sınavı – 3
KPSS / GY - GK ÇÖZÜMLERİ
28. Verilen
Verilen bilgilere
28.
bilgilere göre
göre masaya
masayaoturma
oturmadurumları
31. aşağı2
1
daki gibidir;
3
2 5 2. 1
2 4 5
durumları
aşağıdaki gibidir;
–
+ =
– . +
4
3 6 3 4
1 3 6
Musa
Zerrin
Özcan
Yeliz
2
4
8
5
1
=
+
–
6
3
6
( 1 ) (2 ) ( 1 )
Aydın
Yeşim
Aykut
Işıl
Yeliz
Özcan
Zerrin
Musa
=
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
=
Işıl
Aykut
Yeşim
Aydın
Aydın
Yeşim
Aykut
Işıl
34.
1
1
2 1
e1 – 2 o.c1 + 4 m = 1– k
2
2
c1–
Zerrin
Özcan
Yeliz
Aykut
Yeşim
Aydın
2
Özcan
Zerrin
1
2k
k = 4 bulunur.
63
CEVAP: C
5
bulunur.
3
2
Ek Bilgi: (a – b). (a + b) = a – b2 dir.
35.
Tek sayıların en büyüğünün en fazla
olması için çift sayıların en küçük ardışık çift doğal sayılar olması gerekir. Bu
durumda en küçük 4 çift doğal sayı 0,2,
4 ve 6 olduğundan bu sayıların toplamı
0 + 2 + 4 + 6 = 12 olur.
Musa
Dolayısıyla tek sayıların toplamı
Aynı cinsten iki kişi yanyana oturamayacağından Öz5 +2
108 – 12 = 96 olur.
5 +2–
5 +Musa
2 – ile Zerrin’in arasında oturamaz.
= can,
5–4
5 –2
En küçük tek
sayıyaDn denirse
CEVAP:
( 5 + 2)
n
+
n
+
2
+
n
+
4 + n + 6 = 96
Ek Bilgi: Tablo yapıldıktan sonra eleme yöntemiyle
– 5 –elenip
2
5 + 2şıklar
= doğru
yanlış şıkka ulaşılabilir. 4n + 12 = 96
30.
1
= 0 bulunur.
4n = 84
n = 21 olur.
CEVAP: A
CEVAP: C
Musa – Zerrin – Özcan – Yeliz
Dolayısıyla bu sayıların en büyüğü
Ek Bilgi:
CEVAP: C
Ek Bilgi: Verilen ön bilgiler doğrultu^
5 – 2h .^ 5 + 2h = ( 5 ) 2 – 2 2
sunda
tablo
yapılıp
bulunabilir.
Ek Bilgi:
Verilen
önsıralama
bilgiler doğrultusunda
tablo yapılıp
n + 6 = 21 + 6
= 27 bulunur.
=5–4
sıralama bulunabilir.
CEVAP: E
= 1’dir.
33.
Yeliz – Özcan karşılıklı değil tüm durumlarda yanyana oturmaktadırlar.
=1–
CEVAP: B
Musa – Zerrin – Özcan – Yeliz
29.
1
42
1
1
=
16 2 k
10 5
=–
32.
Yeliz
1
1
1
m.c1 + m = 1–
4
4
2k
1 –
a.c
= b olur.
Işıl
1
1
1
1
m.c1 + m.c1 + m = 1–
4
2
2
2k
1 – 16 + 5
6
a
a c
Ek Bilgi: b = 1 . b
c
Musa
c1–
3– 2
1
9 –1+ a –1
3– 2
Ek Bilgi: Ardışık tek sayılar arasındaki
fark 2’dir.
= 19 – 1
36.
x
xyz
62
149
DENEME - 4
1.
5.
II.de, olumsuz eleştirinin nasıl bir nitelik taşıdığı dile getirilmiştir. III.de olumsuz eleştirinin amacından sapması
hâlinde nasıl durumlar ortaya çıkardığı söylenmiştir. IV.de,
asıl eleştirinin ne olduğu kişisel bir şekilde tanımlanmıştır.
V.de, bir kavramın oluşmasının, başka bir kavrama bağlı
olduğu söylenmiştir.
yorumun çıkacağı anlaşılır.
ÇÖZÜM–4
Parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen, bir sanat eserinin (düzyazı ya da şiir) okuyan herkeste farklı
duygulanımlar ve değerlendirmeler
uyandırmasıdır.
Buna göre bu ifadeyle anlatılmak istenen, bir sanat eserinden herkese yönelik bir sonuç çıkarılabileceği yargısı
olamaz. Çünkü bu yargıda bir sanat eserinden ortak bir
CEVAP: A
CEVAP: D
EK BİLGİ: Eleştiri, bir kavram, kişi, durum ya da eserle
ilgili olarak olumlu ya da olumsuz özelliklerin ortaya konmasıdır.
EK BİLGİ: “Anlatılmak istenen hangisi değildir?” şeklindeki sorularda altı çizili ifade ile çelişen yargının bulunması gerekir.
6.
2.
İlk boşluğa getirilecek sözcük “resim” sözcüğüdür. Çünkü
cümlenin devamında resimle ilgili bir ifade söz konusudur.
İkinci boşluğa da getirilmesi gereken en uygun sözcük
“evrensel” sözcüğünden de hareketle “dil” sözcüğüdür.
Soru kökündeki cümle incelendiğinde üniversite mezunlarının alanlarıyla ilgili değil de alan dışı işlerde çalıştıkları
tespit edilir. Buna göre de üniversite mezunlarının eğitimini almadıkları bir alanda çalıştıkları yargısı, bu cümleden
kesin olarak çıkartılır.
CEVAP: C
EK BİLGİ:
parçası mı olduğu tespit edilmelidir.
konuyla çelişen bir durum ortaya çıkaramaz.
B, C ve D seçeneklerindeki sözcükler, boşluklara getirildiğinde anlam bütünlüğü olmayan bir cümle ortaya çıkmaktadır. A seçeneğindeki ikinci sözcük ise anlamsız bir söz
7.
öbeği oluşturmaktadır.
EK BİLGİ:
Soru kökündeki cümle incelendiğinde insanın tutkularının
hem olumlu (hedefe ulaşma) hem de olumsuz üzüntülerimiz) sonuçlar doğuracağı yargısın verilmek istendiği
görülür.
CEVAP: E
CEVAP: D
Boşluklara getirilecek sözcüklerin, anlatım
EK BİLGİ: Kesin olarak çıkarılacak yargı, cümlenin ta-
bozukluğuna yol açmamasına dikkat edilmelidir.
4.
Cümleden çıkartılan yargı, cümlede işlene
I.de, felsefe ile ilgilenen okurlara yönelik bir uyarıda bulunulmuştur. II.de bir durumu ortaya koyabilmek için ihtiyaç
duyulan bir kavramdan söz edilmiştir. III.de, söz edilen
yargı kesinlik bildiren bir yargıdır. IV.de, III.nün devamı
mamını kapsamayabilir.
8.
Numaralandırılmış sözlerin anlamlı bir şekilde sıralanışı IV-II-V-III-I şeklindedir. “IV-II-V-III” numaralı sözler,
“Marshall’ın günlüğü” ifadesinin tamlayanı durumundadır.
CEVAP: E
niteliğinde bir örneğe yer verilmiştir.
CEVAP: E
EK BİLGİ: Uyarı cümleleri, bir eylem ya da bir durumun
yapılıp yapılmaması ya da nasıl yapılacağı ile ilgili yönlendirme içeren cümlelerdir.
EK BİLGİ: Bir sıfat/sıfat öbeği ve bir ad/ad öbeğinden
oluşan söz gruplarının da tamlama oluşturabileceğine
dikkat edilmelidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3.
CEVAP: B
EK BİLGİ: Boşluklara getirilen sözcükler bulunurken
boşluğun tek bir sözcük mü olduğu yoksa bir söz öbeğinin
150
9.
I numaralı söz öbeği “herhangi bir şey”, III numaralı sözcük “inandıramamıştı”, IV numaralı sözcük “art arda” biçi-
13.
Parçadaki III numaralı cümlede “gibi” edatı ve “da” bağlacı kullanılmıştır.
minde yazılmalıydı.
CEVAP: C
CEVAP: C
EK BİLGİ:
EK BİLGİ: Ünsüz benzeşmesi yapılması gereken yerde
“gibi, “için, göre, mi” gibi sözcükler, her za-
man edattır.
bu kurala uyulmazsa yazım yanlışı ortaya çıkar.
10.
A seçeneğinde, sayılardan sonra gelen çekim eki kesme
işaretiyle ayrıldığı için, B seçeneğinde büyük harfle yapılan kısaltmalara getirilen ek kesme işaretiyle ayrıldığı için,
C seçeneğinde özel addan sonra gelen saygı ve unvan
bildiren sözcüklere getirilen ek kesme işaretiyle ayrıldığı
için, D seçeneğinde ses düşmesi yapılmış bir kısım gös-
14.
I numaralı cümlede etkilenmektedir” sözcüğü, cümlenin
yüklemi durumundadır. Bu yüklem “Öğretmenler modellik
etmek amacıyla farklı stratejiler kullandıkları zaman…”
ifadesi tarafından tamamlanmıştır ve zarf tümleci görevindedir. Bu zarf tümleci öbeğinin içinde de “farklı stratejiler”
ifadesi yani sıfat tamlaması kullanılmıştır.
terildiği için yazım yanlışı yapılmamıştır.
CEVAP: A
CEVAP: E
EK BİLGİ:
EK BİLGİ: Zarf tümleci, yüklemin anlamını “durum, zaman, miktar, yer-yön ve soru” bakımlarından tamamlayan
ögedir.
Kurum, kuruluş ve kurul isimlerine getirilen
çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11.
Anlamca olumsuz cümle, yüklemin bildirdiği yargının olmadığı ya da olmayacağı cümlelerdir. Biçimce olumsuz
cümle ise içinde “-ma/-me ya da –sız/-siz olumsuzluk eki,
yok, değil” sözcüklerini barındıran cümlelerdir. Buna göre
“En yakın arkadaşın, doğum günü partisine seni çağırmamış olamaz.” cümlesi, “çağırmamış olamaz” ifadesi
nedeniyle hem biçimce hem de anlamca olumsuzdur. Bir
cümlede iki tane olumsuzluk bildiren parça varsa cümle
15.
Bu parçada IV numaralı cümle hariç diğer cümleler içinde
eylemsi geçen cümleler oldukları için birleşik cümle özelliği göstermektedir. IV numaralı cümle, birden fazla yargının bağlaçlarla bağlandığı cümle olduğu için bağlı cümle
özelliği gösterir.
CEVAP: D
biçimce olumlu olur.
EK BİLGİ: Yapı bakımından cümle dendiğinde akla “baCEVAP: D
sit, birleşik, sıralı ve bağlı cümle” gelmelidir.
EK BİLGİ: “ne…ne” bağlacı, cümleyi anlamca olumsuz
yapar ancak biçimce olumsuz yapmaz.
12.
I. cümlede “yaşadığı” sözcüğü sıfat-fiildir. III.cümlede
“onun yaşamı” belirtili ad tamlamasıdır ve araya “tüm” sıfatı girmiştir. IV.cümlede “etkiler” sözcüğüne hem “-gı/-gi
(-ki) hem de “-la/-le” yapım ekleri gelmiştir. V.cümlede
“yoluyla” sözcüğündeki “-la”, aslında “ile” edatının ek olarak kullanılmış biçimidir. Bu cümlede ayrıca “gibi” edatı da
kullanılmıştır.
CEVAP: B
EK BİLGİ: Belgisiz zamirler, adın yerini kesinlikten uzak
bir biçimde tutan zamirlerdir.
16.
“gerek…gerek” ifadesi A seçeneğini, “birtakım,kalburüstü”
sözcükleri B seçeneğini, “birtakım” ve “hepimiz” sözcükleri D seçeneğini, “manevi, çeşitli, azimli” sözcükleri de E
seçeneğini örneklendirmektedir.
CEVAP: C
EK BİLGİ: “ya…ya, hem …hem, ne…ne, ister…ister”
gibi bağlaçlar, tekrarlı bağlaçlardır ve bu bağlaçlar arasında virgül kullanılmaz.
151
17.
İlk beş cümlede epik tiyatronun genel özellikleriyle ilgili bilgi verilirken VI. cümleden sonra epik tiyatronun izleyiciye
21.
bakış açısı ele alınmıştır.
CEVAP: E
EK BİLGİ: paragrafın ikiye ayrılması gereken yerde
ya konu değişmeli ya da aynı konu farklı bir açıdan ele
“Onlarla birlikte birçok bilgi de…” ifadesi A seçeneğini,
“bozuk ekonomi, canlı barınağı” ifadeleri C seçeneğini,
“Belki de tedavi edilebilecek birçok hastalık, ilaç yokluğundan ölümlere neden olacak.” cümlesi D seçeneğini,
“Latin Amerika ülkelerinin bozuk ekonomileri, Amazon’da
her gün yeni bir parçanın yok edilmesine neden oluyor.”
cümlesi de E seçeneğini örneklendirmektedir.
CEVAP: B
alınmalıdır.
18.
EK BİLGİ: Eksiltili cümle, yüklemin yani asıl yargıyı bil-
Parçanın genelinde öznel ifadelere yer verilmiştir. “Söz
gelimi” ifadesiyle başlayan cümle, örneklemelerin yapıldığı bir cümledir. “rahatlıkla iletmek, çeşitli tipler” gibi söz
öbeklerinde niteleyici unsurlar kullanılmıştır. Parçanın
tamamında meddahlıkla ilgili açıklama yapma yani bilgi
diren sözcük/sözcük öbeğinin kullanılmadığı cümlelerdir.
verme amaçlanmıştır.
CEVAP: D
22.
EK BİLGİ: Parçanın ana düşüncesi, konuyla ilgili ve bir
CEVAP: E
dirmek için kullanılan kalıplaşmış söz öbekleridir.
19.
Parçada, ülkemizdeki okurların Türk klasikleri hakkında
yeterince bilgi sahibi olmadıklarından ve bunun sorumlusunun da farklı kişiler ve kurumlar olduğundan söz edilmektedir. Buna göre de parçada, edebiyatımızı okurlarımıza tanıtırsak bu okurlar klasik eserlerimizi de tanımış
olacaklardır yargısı vurgulanmıştır.
yargı (mesaj) bildirir nitelikte olmalıdır.
20.
EK BİLGİ: Parçada verilen cümlelerle seçeneklerin eşleştirilmesi, bu soruların çözümünü kolaylaştırmaktadır.
“2020 yılına kadar Amazon’da yaşayan türlerin beşte biri
yok olacak.” cümlesi, A seçeneğindeki; “Özellikle tıp, çok
önemli olabilecek ilaç kaynaklarını geri dönüşü olmayacak şekilde kaybedecek.” cümlesi, B seçeneğindeki;
“2020 yılına kadar Amazon’da yaşayan türlerin beşte biri
yok olacak. Onlarla birlikte birçok bilgi de…” cümlesi, C
seçeneğindeki; “Latin Amerika ülkelerinin bozuk ekonomileri, Amazon’da her gün yeni bir parçanın yok edilmesine neden oluyor.” cümlesi, D seçeneğindeki soruların
23.
I.cümlede “fikir akımları” sözcüğü ile, IV.cümlede “Türk
toplumu ve Batı toplumu”, VI.cümlede ise Atatürk ve diğer
reformcular” karşılaştırılmıştır.
yanıtıdır.
CEVAP: E
CEVAP: A
EK BİLGİ: Bu tarz soruların da bir çeşit yardımcı düşünce sorusu olduğu ve ona göre çözülmesi gerektiği
EK BİLGİ: Karşılaştırma, sadece farklılık açısından değil, benzerlik açısından da yapılabilir.
unutulmamalıdır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
CEVAP: D
“…yeni devletin Batılı anlamda modern, çağdaş bir devlet
olması için İmparatorluktan intikal eden bütün kurumlar
terk edilerek yerlerine çağdaş kurumlar oluşturulmuştur.”
ifadesinde A’ya, “Bu devrim hareketleri içinde temel hareket noktası ise daima Batılılaşma fikri olmuştur.” cümlesinde B’ye, “Ancak Mustafa Kemal, pek çok reformcudan
farklı olarak salt bir modernleşmeden ziyade, toplumun
ve devletin yapısında temelden değişikliklerin zorunlu
olduğuna inanmış, “kültür” ve “medeniyet” tartışmalarını
bir yana bırakarak Batı medeniyetinin bir bütün olarak
alınmasından yana olmuştur.” ifadesinde C’ye, “Özellikle
Cumhuriyetin laboratuarı olarak görülen Meşrutiyet Devri…” ifadesinde de D’ye değinilmiştir.
EK BİLGİ: İkilemeler, anlatımı pekiştirmek ya da güçlen-
152
24.
Parçanın II. ve VI. cümlelerinde Atatürk’ün Batılılaşmadan
28.
Verilen bilgilere göre ülkerin konumu aşağıdaki gibidir.
C
|
F — A — D — E
|
B
ne anladığı dile getirilmiştir.
CEVAP: B
EK BİLGİ: Parçadaki her cümlenin ana düşünceyi bul-
En kuzeyde C vardır.
maya yardımcı bir cümle olduğu unutulmamalıdır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Ön bilgiler doğrultusunda adım adım yön sıralaması yapılıp en kuzeydeki ülke bulunabilir.
25.
Parça incelendiğinde sanat eserleriyle (roman ya da şiir)
bilimsel bilgi veren kitapların karıştırılmaması gerektiğinden söz edildiği görülür. Ve buna göre de parçada asıl
eleştirilen şey, roman ve şiirin öğretici bir türmüş gibi görülmesidir.
CEVAP: C
EK BİLGİ: Paragrafların pek çoğunda ana düşüncenin
son cümlelerde olabileceği unutulmamalıdır.
29.
En doğuda E vardır
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
CEVAP: D
26.
Ek Bilgi: Yön tablosu yapıldıktan sonra en doğudaki
ülke bulunabilir.
Parçada yazar yanlış olduğunu düşündüğü bir görüşü
eleştirmekte ve kendi düşüncesini ortaya koymaktadır.
Bu nedenle parçanın anlatım biçimi “tartışma”dır.
CEVAP: C
EK BİLGİ: Tartışma paragraflarında bir tez (savunulan
görüş) bir de antitez (karşı çıkılan görüş) söz konusudur.
27.
Parçadaki II ve V numaralı cümlelerde neyin neden yanlış
olduğuyla ilgili doğrudan eleştiri yapılmıştır.
CEVAP: B
EK BİLGİ: Soru köklerinde verilen altı çizili ifadelere dikkat edilmeli, bu ifadelerin çeldiricileri elemeye yarayacağı
unutulmamalıdır.
30.
En batıda F vardır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Yön tablosu yapıldıktan sonra en batıdaki
ülke bulunabilir.
153
DENEME - 5
1.
6.
CEVAP: A
Ek Bilgi: “hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?”
Kalıbıyla sorulan sorularda “öznellik” ve “nesnellik” durumlarının sorulduğu unutulmamalıdır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: bu tür sorularda sadece altı çizili ifadeyi okuyarak da doğru cevap bulunabilir ancak parçanın tamamını okumak doğru cevabın daha sağlıklı bir şekilde
bulunmasını kolaylaştırır.
2.
Cümledeki anlam bütünlüğü dikkate alındığında boşluklara getirilmesi gereken en uygun sözcüklerin “sevgi
ve saygı” sözcükleri olduğu görülür.
7.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Boşluklara getirilecek sözcükler bulunurken
anlam bütünlüğünü sağlayacak en doğru kelimelerin
bulunması gerektiğine dikkat edilmelidir.
3.
Cümlede, çocukların başkalarının yanında övülmesinin onların gelişimi açısından önemli olduğu vurgusu
yapılmıştır. Buna göre, bir çocuğun sağlıklı bir şekilde
gelişmesinde, başkalarının yanında övülmesinin etkili
olduğu yargısı bu cümleden kesinlikle çıkarılır.
CEVAP: B
Numaralandırılmış sözler anlamlı ve kurallı bir şekilde
sıralandığında doğru sıralamanın III-V-II-I-IV olduğu
görülür. Buna göre de baştan dördüncü ifade I numaralı ifadedir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Bu tür sorularda önce yüklemin yerinin bulunması ve bazen sondan hareket edilmesi, doğru cevabı
bulmayı kolaylaştırabilir.
8.
Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargının, yazarların
hak ettikleri değeri sonradan kazanmaları durumunun
sadece ülkemizde görülen bir durum olmadığı, yargısı
olduğu görülür.
I. de,öğrencilerin ana dillerini dil bilgisini öğrenmeden
yani bir koşula bağlı olmadan edindikleri dile getirilmiştir. II. de, ana dili eğitiminde amacın ne olduğuna
yönelik yanlış bir bilgiden bahsedilmiştir. III. de, “…kullanabilmek için dilin kurallarını doğru öğrenmeli, çeşitli
etkenlerden kaynaklanan dil yanlışlarından korunmalıdır.” İfadesinde bir gereklilik söz konusudur. IV. de, dil
bilgisine ihtiyaç olduğundan söz edilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: gereklilikten söz edilen cümlelerde “gerekir”
ya da “-malı/-meli” gibi unsurlar yer alabilir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Bu tür sorularda, cümleler kendi görüşlerimize göre değerlendirilmemeli, yoruma çok fazla başvurulmamalıdır.
5.
I. de, bir saptamada bulunulmuştur. II. de, “çünkü”
bağlacıyla başlayan cümle, bir önceki cümleyle ilgili bir
gerekçe bildirmektedir. III. de, bir çocuğun kendi millî
dilinin kullanmasıyla ilgili bir koşul dile getirilmiştir. IV.
de, “elbette” ifadesi, cümlede kesinlik olduğunu göstermektedir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Koşul-sonuç ilişkili cümlelerde, yargılardan
birinin gerçekleşmesi, diğer yargının oluşmasına bağlanmıştır.
9.
Soru kökünde verilen öncülde söz edilen ses olayı ünlü
düşmesidir. Buna göre c seçeneğinde “ilime” sözcüğünün “ilme” şeklinde yazılması gerekir. Ancak bu kurala
uyulmadığı için yazım yanlışı yapılmıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Sözcükler birleşirken ünlü düşmesi söz konusu ise bu sözcükler bitişik yazılır (sabır etmek-sabretmek)
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Cümleden çıkarılacak kesin yargı, çoğu zaman cümlenin ana düşüncesini verir.
4.
I numaralı cümle dışında kalan cümleler, kanıtlanması
mümkün olmayan cümleler iken, I numaralı cümledeki
yargının doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilir.
ÇÖZÜM–5
Parçada, sözü söyleyen kişinin komedi filmlerini izlerken filmlerde kendisinden bir şeyler bulduğundan söz
edilmektedir. Buna göre de altı çizili ifadede anlatılmak
istenen, sözü söyleyen kişinin komedi filmlerinde izlediği olayların kendi yaşantısını yansıttığıdır.
154
10.
“gelişen teknoloji ile birlikte insanlar elektriği temel ihtiyaçlar dışında da kullanıma sokmuştur ; eğlence, ışık
gösterileri, süslemeler, kişisel aksesuarlar… bu cümledeki altı çizili noktalama işareti yanlış kullanılmıştır çünkü kendisinden sonra örnekler sıralanacaktır ve burada
kullanılması gereken işaret iki noktadır.
14.
CEVAP: B
CEVAP: D
Ek Bilgi: İki noktadan sonra örnek sıralanacaksa ve bu
örnekler özel isim değilse küçük harfle başlanır.
EK Bilgi: “-dan/-den” eki ayrılma/uzaklaşma durum
ekidir. Bulunma/kalma durum eki, “-da/-de”dir.
15.
11.
“çağdaş ülkeler” söz öbeğinde “çağdaş” sözcüğü niteleme sıfatıdır. “Onu” sözcüğü işaret zamiri, “bu amaca”
ifadesindeki “bu” sözcüğü ise işaret sıfatıdır. “Çağın
gerisi” söz öbeği, belirtili ad tamlamasıdır. “Önemlidir”
sözcüğündeki “-dir” ek eylem görevinde kullanılmıştır.
CEVAP: C
CEVAP: D
16.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bir eylemin birleşik zamanlı olması, hem kip eki hem
de ek eylem alması demektir. Birleşik yapılı eylemden
kasıt da en az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan bir
eylem olmasıdır. “Anla-(y)-abil-(i)yor-du” sözcüğünde
hem kip ekinden sonra ek eylem kullanılmıştır hem de
sözcük anlamak ve bilmek sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur.
Ek Bilgi: Bir eylemden sonra (a/e)bilmek eylemi gelirse yeterlik birleşik eylem meydana gelir. Yeterlik birleşik eylemi, kurallı birleşik eylemlerdendir.
Ek Bilgi: Ek eylem ya ad soylu sözcükleri yüklem yapar ya da basit zamanlı eylemleri birleşik zamanlı eylem yapar.
12.
I. Sözcükte “et-“ eylemine “-gın” eki gelmiş ve isim
oluşmuştur. II. Sözcük olan “uygar-lık-ın” sözcüğündeki “-lık” eki yapım, “-ın” eki çekim ekidir. III. Sözcükte
“yarar” ad köküne gelen “-lan” ve “-ecek” ekleri yapım
ekidir. V. Sözcük, “sağla-“ eylem gövdesine “-mak” adeylem eki getirilerek oluşmuş bir addır.
I. de, “söylemez” yüklemi, geniş zamanın olumsuz
biçimiyle çekimlenmiştir yani haber kipindedir. II. de,
“üzeri-(n)-de” sözcüğünde bulunma durum eki, “izler-i”
sözcüğünde belirtme durum eki kullanılmıştır. III. de,
“okuyabilirler” birleşik yapılı bir eylemdir. IV. de, “çok”
sözcüğü, “büyük” sıfatını derecelendiren bir zarftır.
I. Cümlede “sinema filmi teklifi” söz öbeği, zincirleme
ad tamlamasıdır ve cümlenin belirtisiz nesnesi görevindedir. Iı.Cümle, yüklemin yerine göre devrik cümle,
diğer cümleler ise kurallı cümle özelliği göstermektedir.
Iıı.Cümle, iç içe girmiş birleşik cümledir. V.Cümle, biçimce ve anlamca olumlu cümledir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Cümlenin biçimce olumlu olması demek, o
cümlenin yüklemindeki yargının yapıldığını, yapılıyor
olduğunu ya da yapılacağını bildirmesi demektir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Derecelendirme zarfları, miktar zarfı denilen
zarflardır. Hem eylem/eylemsi hem sıfat hem de kendisi gibi zarfları miktar yönünden belirtirler.
17.
13.
“koğuş-ta-ki (-da-ki)” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi,
tanıma-dık-ım (-dığım)” sözcüğünde ünsüz yumuşaması, “yalnız (yalın-ız)” sözcüğünde ünlü düşmesi,
“yapayalnızım” sözcüğünde de ünlü türemesi söz konusudur.
Parçanın genelinde Fazıl Hüsnü Dağlarca için yazı
yazma konusunda çaba sarf ettiğine değinilmiştir. “Bu
mutlu kişi için yazdıklarımı çok basit ve yetersiz buluyordum” cümlesinden C’ye, “…her yeni şiirini okudukça
içimde beliren duyguları oturup beyaz kâğıtlara geçirmek isterdim ama yapamazdım.” Cümlesinden D’ye,
“kaleme kâğıda sarılıyor, yazıyor, yazıyordum. Sonra
bir kere göz gezdirir gezdirmez utanarak kâğıdı yırtıp
atıyordum.” cümlesinden E’ye ulaşılabilir.
CEVAP: B
CEVAP: B
Ek Bilgi: Ünlü türemesi, ya küçültme eki alan ya da
pekiştirmeye uğrayan bazı sözcüklerde görülen bir ses
olayıdır.
Ek Bilgi: parçada verilen yazarın özellikleriyle ilgili
tespitler yapılmalı ve bu tespitler seçeneklerde aranmalıdır.
155
18.
19.
Numaralı ifadelerden özellikle ıı ve ıv numaralı ifadelerin birbirinin devamı olduğuna dikkat edildiğinde ıv
numaralı cümleden önce ıı numaralı ifadenin gelmesi
gerektiği görülür.
22.
CEVAP: B
CEVAP: A
Ek Bilgi: Numaralanmış ifadelerin yer değiştirilmesi
istenen sorularda, cümlelerde geçen sözcüklerden de
yararlanma yoluna gidilebilir.
Ek Bilgi: Amaç ilişkili cümlelerde “-mek için, -mek üzere, diye” gibi unsurlar kullanılabilir.
Parçanın genelinde usta yazarlara yönelik çıkartılan
eserlerden söz edilmekte ve bu eserler içinde Ahmet
Hamdi Tanpınar için yazılan eserin özellikleri hakkında
bilgi verilmektedir. VI numaralı cümle ise ahmet hamdi
ile ilgili farklı bir özelliğe değinmiştir.
23.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Parçadaki anlam akışını bozan cümle, parçada ele alınan konuyla ilgisi olmayan cümledir.
20.
“…mesafeyi kapatmak için askerî kurumları batı bilim-eğitim tekniklerine göre ıslah etmeyi yeterli bulan
osmanlı devlet adamları…” ifadesinde bir amaç söz
konusudur.
Parçaya bakıldığında parçada kullanılan anlatım biçiminin açıklama olduğu görülür. Çünkü parçada Osmanlı Devleti’ndeki ıslahat hareketleri ile ilgili bilgi verilmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Bilgi vermek, okuyucuya bir şeyler öğretmek
amacıyla yazılan yazılarda açıklayıcı anlatım biçimi
kullanılır.
Parçada kadın yazarların gazeteci sıfatı kazanıp asıl
gazetecileri saf dışı bırakmaları konusu ele alınmıştır.
Buna göre de parçanın giriş cümlesi olmaya en uygun
cümle c seçeneğindeki cümledir.
CEVAP: C
21.
“Bu sebeple uzun zaman ıslahatçılar, ulema ve onun
kontrolü altında bulunan ve halkın tepkisine yol açacak,
asırlar boyunca oluşmuş kültür, medeniyet, eğitim ve
hukuk alanlarında değişiklik yapma çabalarına girmemişledir.” Cümlesinden a, “ama ıslahat ve yeniliklerin
önce hangi alanda yapılacağı hakkında hiçbir plan ve
program düşüncesine sahip olmamışlardır.” Cümlesinden b, “17. Yüzyıldan 19. Yüzyıla kadar avrupa devletlerinin üstünlüğünü yalnız askerî sahada gören ve
mesafeyi kapatmak için askerî kurumları batı bilim-eğitim tekniklerine göre ıslah etmeyi yeterli bulan osmanlı
devlet adamları; ıı. Mahmut ve tanzimat dönemlerinde,
batı’nın her alanda üstünlüğünü kabul ederek devletin
bütün kurumlarında ıslahat yapmak ihtiyacını hissetmişlerdir.” Cümlesinden c ve e yargıları çıkarılabilir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: “hangisi çıkarılamaz?” şeklindeki sorularda
parçada yer alan cümlelerin tek tek yorumlanması gerekebilir.
24.
“Eğitim psikologlarının görüşlerine göre, öğrencilerin gelişim özellikleri, zekâ düzeyleri, bilme biçimleri,
öğrenme biçimleri, öğrenme becerileri, yaratıcılıkları,
tutumları, motive olma düzeyleri, ben kavramı gibi kişilik özellikleri onları birbirinden ayırır ve öğrenmelerini
etkiler.” Cümlesinden B’ye, “bu nedenle, öğretmen iyi
bir iletişim kurarak öğrencinin kapasitesinden haberdar
olmalı ve buna göre beklentisini ortaya koyarak, öğrenme ortamını öğrencinin ihtiyacı olan şekilde düzenlemelidir.” Cümlesinden C’ye, “kişisel özelliklere bağlı
olarak gelişen problemlerin çözümünde, öğrenciye
ailesi ve öğretmen tarafından küçük adımlarla ilerleyen
hedeflerin konulması ve bu hedeflere ulaşıldıkça ödüllendirilmesi, böylece neyi ne kadar iyi yapabileceğinin
farkına varmasının sağlanması yararlı olmaktadır.”
Cümlesinden D’ye, öğretmen-öğrenci arasındaki ilişkiyi güçlendirecek olan öğretmendir.” Cümlesinden de
E’ye ulaşılabilir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında, parçada kesin
olarak bulunmayan yargının tespit edilmesi gerekmektedir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: parçanın başına getirilecek cümle, giriş cümlesi özelliği taşımalıdır. Yani bu cümlelerde kendinden
önce başka cümle olduğu izlenimini veren ifadeler olamaz.
156
25.
Parçaya bakıldığında sorudaki öncüllerde verilen ifadelerden ı ve ıv numaralı ifadelerin eğitim-öğretim sürecinde faydalı olabilmek için yapılması gereken şeyler
olduğu görülür.
28.
Otobüs firmalarının Ankara’ya yakınlıklarını küçükten
büyüğe doğru sıralayalım.
İlk maddeye göre P < M < N
İkinci madde de R < N
CEVAP: D
Üçüncü madde ise R < P = S < M < N
Ek Bilgi: Öncüllerde verilen ifadelerin de parçadaki
anlama göre değerlendirilmesi gerektiğine dikkat edilmelidir.
Sıralaması çıkar.
O halde Ankara’ya en yakın giden otobüs R dir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Tüm firmalar Ankara’dan hareket ettiğinden
ön bilgide verilenlerden yolculuk süresi en kısa olan en
önce ulaşmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
26.
“İnsan gibi, meydana getirdiği sanat da biraz çevresinin mahsulüdür. Her sanatkâr, çevrenin iç dünyasında
oluşturduğu dalgalanmaları dile getirerek yola çıkar.”
Cümlelerinde A’ya, “hangi çevrede olursa olsun, hava
ve toprak gibi, insan hayatının vazgeçilmezlerinden biri
de sudur.” Cümlesinde B’ye, “karşımıza bazen çeşme,
bazen dere, ırmak, nehir, göl, bazen de deniz olarak
çıkan su, türk edebiyatında kendine geniş bir mecra bulmuştur” cümlesinde C’ye, “var olduğundan beri
güzellik, insanı kendine çekmiştir. Birçok güzelliğin
kaynağı ise tabiattır. Bundan dolayı pek çok düşünür
ve sanatkâr tabiata yönelmiş, ondaki gerçekleri ve güzellikleri keşfetmeye çalışmıştır.” Cümlelerinde de D’ye
değinilmiştir.
29.
Ankara’ya en uzak giden otobüs N dir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Verilen ön bilgilere göre Ankara’ya uzak mesafede olan gideceği yere en son ulaşandır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bir parçadaki yardımcı düşünceler hem konuyla hem de ana düşünceyle çelişkili olamaz.
30.
Muğla’ya giden otobüs N dir.
Kayseri’ye giden otobüs R dir.
27.
III numaralı cümlede pek çok düşünür ve sanatçının
tabiata yöneldiği dile getirilmiştir. II numaralı cümlede
de bu yönelimin nedeni dile getirilmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Neden – sonuç ilişkili cümleler arasında gerekçe ya da açıklama ilgisi de bulunabilir.
Muğla Ankara’ya Kayseri’den 3 saat daha yakın değil
3 saat daha uzaktır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: “Yanlış” şıkkı sorduğundan gerekli sıralamalar yapılıp eleme yöntemiyle doğrular atıldıktan sonra
yanlış şık ortaya çıkar.
157
DENEME - 6
1.
5.
CEVAP: D
CEVAP: D
Ek Bilgi: Altı çizili sözün, genellikle mecaz anlamda
kullanılan sözcüklerden oluşabileceği unutulmamalıdır.
2.
Parçada anlatılanlara bakıldığında yazarların farklı
duygular yaşadıkları için değil, aynı duyguları farklı bir
şekilde anlatabildikleri için yazar oldukları söylenmek
istenmiştir.
I. de mizahın geniş kitlelere ulaşma özelliği dile getirilmiştir. III. de, edebî eserlerde mizahtan yararlanıldığı
yani aralarında bir etkileşim olduğu söylenmiştir. IV. de,
kültürün edebiyat sayesinde aktarıldığına değinilmiştir.
VI. de, Dede Korkut Kitabı’nda mizahtan yeri geldikçe
yararlanıldığı söylenmiştir.
ÇÖZÜM–6
Parçada bazı insanların maceraya düşkün olduklarından ve tek hayatla yetinmediklerinden söz edilmiştir.
Buna göre altı çizili ifadeyle söz konusu insanların farklı insanların hayatlarını yaşamayı istemeleri anlatılmak
istenmiştir.
Ek Bilgi: İçerik, bir eserde ne anlatıldığını ya da ne
anlatılmadığını belirten ifadeleri kapsar.
6.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Boş bırakılan yere getirilecek sözcükler bulunurken anlatım bozukluğu yapılmamasına da dikkat
edilmelidir.
I. de, heyecan bağı olmayan insanların bir arada yaşamalarının düşmanlık duygusuna yol açacağına değinilmiştir. II. de, sinirsel gerilime neden olan bir durumla
ilgili bir öznel bir saptama yapılmıştır. IV. de, bireylerin
hareketli olmaları gerektiğinden söz edilmiştir. V. de,
zenginlik-yoksulluk, düzen-kaos gibi karşıt kavramlara
yer verilmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Öznel yargılar, kişisel görüşlerin ele alındığı
yargılardır.
Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı, “daha önce
de aynı adla bir etkinlik düzenlenmiştir.” yargısıdır.
Çünkü cümlede “ikincisi dün başladı” ifadesi vardır.
CEVAP: C
7.
Ek Bilgi: Soru kökünde verilen cümledeki kesinlik bildiren ifadeler ya da yaklaşıklık bildiren ifadelere dikkat
edilmelidir.
4.
Numaralı ifadelerin anlamlı ve kurallı bir şekilde dizilişi “IV-II-II-V-I” olmalıdır. Bu soruda IV ve III numaralı
ifadelerin birbirlerini tamlayan ifadeler oldukları gözden
kaçırılmamalıdır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bu tür sorularda, yüklem yerine yerleştirildikten sonra seçenekleri deneme yöntemi de kullanılabilir.
1950-1960 arasında eser veren sanatçıların yurt içinde
ve yurt dışında katıldıkları etkinliklere söylenmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Karşılaştırma, farklılık açısında olabileceği
gibi benzerlik açısından da olabilir.
8.
III numaralı cümledeki “dolaysıyla” sözcüğü yanlış yazılmıştır. Doğru yazımı “dolayısıyla” olmalıdır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Ünlü düşmesi, sözcükler yapım eki aldığında
ya birleşme esnasında da görülebilen bir ses olayıdır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3.
158
9.
A seçeneğinde sıralı cümleleri birbirinden ayırdığı için,
B seçeneğinde özneyi vurgulamak için, C seçeneğinde
sıfat tamlamalarını ayırmak için, D seçeneğinde sıralı
zarf-fiilleri ayırmak için virgül kullanılmalıdır.
13.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Sıralı cümlelerin herhangi birinin içinde virgül
kullanılmışsa bu cümleler arasına noktalı virgül getirilmelidir.
I. cümlede birden fazla yargı virgüllerle ayrıldığı için
cümle, sıralı cümledir. II. cümledeki “başlanmıştır” eylemi ve “kurulan,görülmeye” eylemsileri çatı özelliği bakımından edilgendir. III. cümlede “yansımıştır” sözcüğü
yüklem, “ekonomik koşulların değişmesi” özne, “devlet
politikalarına” ifadesi de dolaylı tümleçtir. V. cümlede
“olan” sözcüğü sıfat-fiil, “ulaşma” sözcüğü “isim-fiil”,
“kapatılarak” sözcüğü de zarf-fiildir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Zarf tümleci, yüklemin anlamını zaman, durum, miktar, yer-yön ve soru bakımlarından tamamlar.
10.
I. sözcük “bütün-lük-lü” biçiminde birden fazla yapım
eki almıştır. II. sözcük “göster-“ eylemine “-en” sıfat-fiil
eki gelerek sıfat olmuştur. III. sözcük “öğren-“ eylemine
“-ci” yapım eki gelmiş ve sözcük isim olmuştur. Ayrıca “-in” eki de çekim ekidir. V.Sözcük olan “becerisini”
sözcüğünde “becer-i-(s)-i-(n)-i” şeklinde üç farklı “-i” eki
kullanılmıştır.
14.
I. cümlede “yirminci yüzyıl tamlaması özneyi, geri kalan
tüm sözler ise yüklemi oluşturmaktadır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Bir cümlede herhangi bir öge, tek sözcükten
oluşabileceği gibi, sözcük öbeğinden de oluşabilir.
CEVAP: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: “-i” eki hem yapım, hem iyelik hem de belirtme durum eki olarak kullanılmaktadır.
11.
I. de, “batılılaşma faaliyetleri” ad tamlaması, “bazı değişimler, 18.Yüzyıl” gibi tamlamalar da sıfat tamlamasıdır.
III. de, “bunu” sözcüğü zamirdir. IV. de, “anıtlarla” sözcüğündeki “-la”, ile edatının ek olarak kullanılmış biçimidir.
Aynı cümlede “ve” sözcüğü de bağlaçtır. V. de “Cumhuriyet Dönemi anıtları” şeklinde zincirleme ad tamlaması
kullanılmıştır.
CEVAP: B
15.
“Yüklemine göre” ifadesinden kasıt, yüklemdeki sözcüğün çekimli eylem olması ya da ad soylu bir sözcük
olmasıdır. Buna göre C seçeneği dışında kalan seçeneklerdeki cümlelerin yüklemleri çekimli eylem iken, C
seçeneğindeki cümlenin yüklemi addır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bir cümlenin yüklemi ad olabileceği gibi zamir, edat, bağlaç, ünlem de olabilir.
Ek Bilgi: Bir sıfat ne sıfatı olursa olsun, bir isimle söz
öbeği oluşturmuşsa o söz öbeği sıfat tamlaması olur.
16.
12.
“sayılmıyor (sayılma-yor)” sözcüğünde ünlü daralması,
“yaşamak-dan (yaşamaktan)” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, “yürek-in-de-ki (yüreğindeki)” sözcüğünde
ünsüz değişimi (yumuşaması), “yalın-ız (yalnız)” sözcüğünde ünsüz düşmesi söz konusudur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Ünsüz türemesi, ya küçültme eki alan bazı
sözcüklerde ya da sözcüğün pekiştirilmesi durumunda
ortaya çıkar.
Parçanın genelinde gözlemlerin yer aldığı görülmektedir. “Bana bakıyor” ifadesi üçüncü kişili, “dışarıya
çıkıyorum” ifadesi birinci kişili anlatıma örnektir. “İkisi
de ince, kısa kollu safari takım giymişler” cümlesinde
geçen “ince” ve “kısa kollu” ifadeleri niteleyici unsur
olarak kullanılmıştır. Olaylar oluş sırasına göre aktarıldığı ve bir olay ele alındığı için öyküleyici anlatım söz
konusudur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Birinci kişili anlatımda yazar olayı kendi yaşamış gibi anlatır.
159
17.
Parçanın ilk üç cümlesinde Osmanlı Dönemi’nde kadınların edebiyat hayatına nasıl girdiklerine dair bilgiler
verilmiştir. III. cümleden sonra Osmanlı feminizmiyle
ilgili bilgiler verilmeye başlanmıştır. Buna göre ilk paragrafın son cümlesi III numaralı cümle olur.
21.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Paragrafın ikiye ayrılması demek, iki farklı
konunun ele alınması demektir.
“Bugüne kadar sözlü dilin kullanılmadığı bir topluma
rastlanılmamıştır.” cümlesinde A’ya, “Bu iletişim aracını kullanmak ve ondan yararlanmak, teknolojik ya da
bilimsel olarak gelişmiş olmaya ya da ilkelliğe bağlı
değildir.” cümlesinde B’ye, “dil, her toplumun iletişim
aracıdır.” cümlesinde D’ye, “Belirli bir düzen içinde
düşünebilme ve bu düşünceleri diğerleriyle paylaşma
durumu, dil ile somut bir hâle dönüşmektedir.” cümlesinde E’ye değinilmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Paragraf soruları yanıtlanırken, ana düşünce
olabilecek cümlenin tespit edilmesi, yardımcı düşünce
yargılarının bulunmasını kolaylaştırabilir.
18.
Soru köküne bakıldığında parçanın konusuna yönelik
bir soru sorulduğu görülür. Parçada “bir şairin anlatım
tarzının, onun kişiliğini yansıtabileceği” düşüncesi, üzerinde durulan konudur.
CEVAP: E
22.
Ek Bilgi: Konu, parçada ne anlatıldığıyla ilgili bir kavramdır. “Üzerinde durulan nedir?” Biçiminde de sorulabilir.
Parçadaki anlama bakıldığında ikinci yeni şiirinin anlamdan çok, anlatıma önem verdiği vurgusunun yapıldığı görülür. Boşluktan sonraki cümlede, eleştirmenlerin divan şiiriyle ilgili özellikleri ikinci yeni şiirine de yansıttıkları yargısı söz konusudur. Buna göre bir önceki
cümlede olması gerek yargı, B seçeneğindeki yargıdır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Tanımlama cümleleri “–dir” ek eylemi ya da
“denir” sözcüğüyle bitebilir. Ancak her “-dir” ekiyle biten
cümle, tanım cümlesi olmayabilir.
23.
CEVAP: D
CEVAP: B
Ek Bilgi: Bu tür sorularda, seçeneklerdeki yargıların
olumluluk-olumsuzluk açısından incelenmesi, doğru
cevabın bulunmasını kolaylaştırabilir.
Ek Bilgi: Parçanın ortasında boş bırakılan cümle tespit
edilirken bir önceki ya da bir sonraki cümleden yararlanılabilir.
24.
20.
Parçaya bakıldığında kent yaşamıyla ilgili olumsuz
bazı durumların dile getirildiği görülür. Ancak “kent yaşamının insanları fiziksel özellikleriyle gruplandırması”
yargısı, parçada dile getirilen olumsuz durumlardan biri
değildir.
CEVAP: E
Parçada kent yaşamının insanları olumsuz olarak etkilediğinden söz edilmektedir. Kent yaşamı içinde yer
alan insanların, hayat şartları nedeniyle girdikleri rollerin, takındıkları tavırların, onların gerçek yüzlerinin
anlaşılmasını zorlaştırdığı düşüncesi, bu parçada vurgulanan düşüncedir.
Ek Bilgi: Cümleler sıraya konulurken, giriş cümlesi
olabilecek yargının tespit edilmesi doğru cevabın bulunmasını kolaylaştırabilir.
Ek Bilgi: Ana düşünce içeren yargının, parçadaki sonuç cümlelerinde verilme olasılığı yüksektir.
Numaralı cümleler anlamlı bütün oluşturacak şekilde dizildiğinde “IV-II-V-I-III” sıralaması oluşur. Buna göre de üçüncü cümlenin v numaralı cümle olduğu görülür.
CEVAP: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
19.
Parçadaki IV. cümlede dilin ne olduğuna dair öznel bir
tanımlama yapılmıştır.
160
25.
“İnsanlar, kendilerine yarar sağladığı için, belli bir rol
çerçevesinde başkalarıyla ilişki kurar.” ve “Kent hayatı
dış görünüşe önem verdiği için, kentli insanlar arasındaki fiziksel yakınlık, sosyal yakınlığa dönüşememektedir.” cümlelerinde neden-sonuç ilişkileri söz konusudur.
28.
Gömlek
Ceket
Murat
sarı
x
(mavi)
Barış
x
(mavi)
x
(mavi)
Çağdaş
x
(mavi)
y
(yeşil)
İbo
z
(siyah)
t
Aydın
y
(yeşil)
beyaz
CEVAP: B
Ek Bilgi: Neden-sonuç ilişkili cümlelerde, bu ilişki, “için,
nedeniyle, diye,-den dolayı” gibi unsurlarla kurulabilir.
Çağdaş’ın ceketi yeşil renklidir.
CEVAP: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
26.
“Fatih Sultan Mehmet’in midilli adasının fethi için gerekli olan gemilerin yapımında kendilerinden faydalanmak gayesiyle adana civarından getirdiği bu türkmen
aşiretine kerestecilikten anladıkları için tahtacı dendiği
rivayet edilmektedir.” cümlesi, B seçeneğinin; “Daha
sonra ise Ahmet Vefik Paşa’nın da bu bölgeye Türkmen iskânında bulunduğu ve bilhassa kaz dağı eteklerindeki köylerin bu iskândan sonra oluştuğu bilinmektedir.” cümlesi C seçeneğinin; “Yüzlerce yıl sürecek
olan hayatlarına bu şekilde başlayan Türkmen aşiretleri, bölgede hâkim olan Yunan tesirini dinamik kültürel ve sosyal yaşantılarıyla kendi lehlerine çevirmeyi
başarmışlardır.” cümlesi D seçeneğinin; “Nitekim Kaz
Dağı’nın gür ormanlarından faydalanarak yaptıkları gemilerle tahtacı Türkmenlerin Midilli’nin fethinde önemli
katkıları olmuştur.” cümlesi E seçeneğinin cevabıdır.
Ek Bilgi: Bu tip sorularda cümleler tek tek analiz edilip
tüm durumlar tek bir tabloda gösterilebilir.
29.
CEVAP: C
CEVAP: A
Ek Bilgi: Tablo yapıldıktan sonra İbrahim’in ceket renginin ne olabileceği rahatlıkla görülebilir.
Ek Bilgi: “Bu parçada hangisinin cevabı yoktur?” Kalıbında sorulmuş sorular, yardımcı düşüncelerin bulunmasına yönelik sorulardır.
27.
Parçada bilgi vermek amaçlandığı için parçanın anlatım biçimi “açıklama”dır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Açıklama paragraflarında açık, anlaşılır bir dil
kullanılmalı; söz sanatlarına çokça yer verilmemelidir.
İbrahim’in ceketi diğer renklerden farklı olacağından
kırmızı olabilir.
30.
Aydın’ın gömleği yeşildir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Soruda olabilirlik durumu olmadığından tek
bir renk durumu söz konusudur.
161
DENEME - 7
1.
5.
Cümlede, aklını kullanan insanlara bir işi zorla yaptırmanın kolay olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Buna
göre cümleden, D seçeneğindeki yargıya kesin olarak
ulaşılabilir.
CEVAP: D
Ek bilgi: Cümleden net bir şekilde çıkan yargı, bu tür
sorularda doğru cevap olur.
CEVAP: D
ÇÖZÜM–7
Parçada, yazarın okuma etkinliğiyle çok erken yaşlarda tanıştığı, bunun sonucunda da birçok yazarı genç
yaşlarda okuduğu ve bunlardan kendisine bir birikim
meydana getirdiği anlatılmaktadır. Bu anlam bütünlüğü de dikkate alındığında “heybenin okumalarla dolu
olması” sözüyle anlatılmak istenen, “okunan pek çok
kitabın birikim oluşturması” yargısıdır.
Ek bilgi: Parçadan alınan bir söz öbeğiyle anlatılmak
istenenin sorulduğu sorularda, parçanın anlam bütünlüğünün de dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır.
6.
2.
İlk boşluğa getirilecek sözcüğün ne olması gerektiğiyle ilgili olarak “evrensel değerlere ulaşabilmek” yargısı
ipucu olarak kullanılabilir. Bu şekilde değerlendirme
yapıldığında D ve E seçeneklerinin kalacağı görülmektedir. İkinci boşluğa getirilmesi en uygun olan sözcük
de “çevresinin” sözcüğüdür.
Numaralanmış ifadeler, kurallı ve anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında doğru sıralamanın
IV-II-V-III-I şeklinde olduğu görülür.
CEVAP: E
Ek bilgi: Bu tür sorularda önce yüklem bulunmalı ve
yüklemdeki yargılara göre diğer ifadeler de sıralanmalıdır.
CEVAP: E
Ek bilgi: Bu tür sorularda sözcüklerden birinin tespit
edilmesinden sonra, seçenek eleme yöntemine de
başvurulabilir.
7.
Parçadaki boşluklara getirilmesi gereken en uygun ifadeler “susturmaya- güvenimizin olmadığını” ifadeleridir.
Çünkü bu ifadeler getirildikten sonra cümlede anlam
bütünlüğü sağlanmış olur. Yani insanlar, kendilerine
güvenmedikleri için başkalarını susturmaya çalışırlar.
Çünkü karşıdaki doğruyu söyleyebilir ve bu da bizi zor
durumda bırakabilir.
CEVAP: C
Ek bilgi: “Gerekçe” ifadesinin yer aldığı cümlelerde ya
bir neden ya da bir amaç söz konusudur.
CEVAP: B
Ek bilgi: Cümledeki boşluklar tamamlandıktan sonra
ortaya çıkan yargının anlam ve anlatım olarak düzgün
olması gerekmektedir..
8.
4.
Soru kökünde verilen cümlede, şiirlerin kime ait olduğunu gösterecek belirtilerin olmadığı vurgulanmaktadır.
I.de, mekân kavramının her yazar için farklı değerlendirilebileceğine değinilmiştir. III.de, romanların türüne
göre mekânların da farklı olabileceği söylenmiştir. IV.de
romanlarda kullanılan mekânlarla ilgili önceki cümlelerde verilenlerden farklı özellikler olduğu söylenmiştir.
V.de bir önceki cümlede söz edilen roman türlerinde,
dekorun işlevinden söz edilmiştir.
CEVAP: C
CEVAP: B
Ek bilgi: Bu tür sorularda cümlenin vermek istediği mesaj doğru cevap olabileceği gibi, parçadaki bir ifade de
doğru cevap olabilir.
Ek bilgi: Numaralandırılmış cümleler arasında nedensonuç, amaç-sonuç gibi ilgiler olabileceğine dikkat edilmeli, cümleler buna göre de değerlendirilmelidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3.
I.cümlede kültürün öznel tanımı yapılmıştır. II. cümlede
dilin toplumdaki kurumlar arasındaki yeriyle ilgili bir karşılaştırma yapılmıştır. IV.cümlede dilin nasıl bir görevi
olduğuna değinilmiştir. VI.cümlede, dilin ve kültürün neden birbirinden soyutlanamayacağı söylenmiştir.
162
9.
IV numaralı cümlede geçen “rastgelirse” sözü yanlış
yazılmıştır. “Rast gelmek” ayrı yazılması gereken bir
sözcüktür.
13.
CEVAP: D
Ek bilgi: Sözcükler birleşirken herhangi bir ses olayı
(ünlü düşmesi, ünsüz türemesi) olmamış ise o birleşik
sözcükler ayrı yazılır.
I. cümle dışında kalan diğer cümlelerin yüklemi eylem
iken I. cümlenin yüklemi addır. II. cümlede eylemsiler
kullanılıp yan yargılar oluştuğu için cümle birleşiktir. IV.
cümlede hem “bilmiyorum” hem de “sormadım” sözcükleri yüklem görevindedir. V. cümle, yüklemin bildirdiği yargı bakımında olumludur ve cümlede olumsuzluk
oluşturan bir unsur kullanılmamıştır.
CEVAP: C
Ek bilgi: Cümleler “-ma/-me, -sız/-siz, yok, değil” gibi
unsurlarla biçimce olumsuz yapılır.
10.
“Türkçe’nin düştüğü durum…” ifadesinde geçen
“Türkçe’nin” sözcüğü yanlış yazılmıştır. “Türkçe” türemiş bir özel isimdir ve türemiş özel isimlere getirilen
çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz.
14.
CEVAP: B
Ek bilgi: Özel isimlere getirilen “-lar/-ler” çoğul ekleri ve
yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz.
III numaralı cümlede “bugünkü meslek okulları” söz
öbeği, cümlenin öznesi görevindedir. “Meslek okulları”
söz öbeği, belirtisiz ad tamlaması, “bugünkü” sözcüğü
de bu tamlamayı tamlayan bir sıfattır. Yani “bugünkü
meslek okulları” söz öbeği aynı zamanda sıfat tamlamasıdır.
CEVAP: C
Ek bilgi: Belirtisiz ad tamlamalarında sıfat, tamlamanın
başına gelir ve sıfat tamlaması oluşturur.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11.
“Çünkü” ve “ve” sözcükleri bağlaçtır. “Devlet adamlarının anıları” söz öbeği, zincirleme ad tamlamasıdır.
“Onun” kişi zamiri, “kendi” dönüşlülük zamiridir. “Tanıma” sözcüğü isim-fiil, “okuduğu” sözcüğü de sıfat-fiildir.
15.
CEVAP: D
Ek bilgi: Ek eylem, ya ad soylu sözcüklerin sonuna
gelerek onları yüklem yapar ya da basit zamanlı eylemlerden birleşik zamanlı eylem yapar.
I. cümlede “tamamladım” eylemi “tamam” adından türemiştir. II. cümlede “kazanamadım” sözcüğü, “kazanabildim” sözcüğünün olumsuzudur ve birleşik yapılıdır.
III. cümledeki tüm sözcükler basit yapılıdır yani yapım
eki almamıştır. V. cümledeki “yüz yüze geldim” söz
öbeği yüklemdir ve birleşik yapılıdır.
CEVAP: D
Ek bilgi: p,ç,t,k ile biten bir sözcükten sonra sesli harfler başlayan bir ek gelirse sözcüğün sonundaki p,ç,t,k
yumuşar ve b, c, d, g, ğ’ye dönüşür. Ancak bazı sözcüklerde bu kurala uyulmaz. “İç-i”, “tek-i” gibi sözcükler
bu durumu örneklendirir.
12.
II. cümlede geçen “sağlam” sözcüğü, kendinden sonra
gelen “sur” adını nitelemiştir. III.cümlede “doğal” ve “bir”
sözcükleri “engel” adını tamamlamıştır. IV.cümlede geçen “doğal” niteleme, “bir” belirtme sıfatıdır. “savunma”
sözcüğü ad-eylem, “olarak” sözcüğü bağ-eylemdir.
V.cümledeki “en” sözcüğü, kendinden sonra gelen
“görkemli” sıfatını derecelendiren bir zarftır.
16.
CEVAP: A
Parçanın geneline bakıldığında bilgi ekonomisine geçebilen ülkelerin neler kazanacağı, geçemeyenlerin
neler kaybedeceği ele alınmıştır. Dolayısıyla parçanın
konusu bilgi ekonomisinin ülkeler için önemidir.
Ek bilgi: Derecelendirme (miktar) zarfları, eylemleri,
eylemsiler, sıfat ve zarfları miktar yönünden belirten
zarflardır.
Ek bilgi: Parçanın konusu, bu parçada ne anlatılmıştır
sorusu cevaplandırılarak bulunur.
CEVAP: C
163
17.
Cümleler anlam bakımından incelendiğinde ilk iki
cümlenin anlamsal olarak doğru sıralandığı görülür.
V. numaralı cümlenin de III numaralı cümlenin sonucu
olduğuna dikkat edilecek olursa yer değiştirmesi gereken cümlelerin ııı ve IV numaralı cümle olması gerektiği
ortaya çıkar.
21.
Parçadaki cümleler incelendiğinde papirüsün neden bu
kadar önemli bir malzeme olduğu ile ilgili herhangi bir
bilgi verilmediği görülmektedir.
CEVAP: B
Ek bilgi: Bu tür sorularda seçeneklerle parçadaki cümleler eşleştirilmeli ve doğru cevaba bu şekilde ulaşılmalıdır.
CEVAP: D
Ek bilgi: Yer değiştirmesi gereken cümleler bulunurken
cümleler arasındaki neden-sonuç ilişkilerine de dikkat
edilmesi gerekir.
18.
VI. cümle dışındaki cümlelerde felsefenin ne olduğu ve
işleviyle ilgili açıklamalar yapılmıştır. Ancak VI. cümlede insanların felsefeye nasıl baktıklarıyla ilgili bir görüş
bildirilmiştir. Dolayısıyla bu cümle, parçanın anlam akışını bozmaktadır.
22.
CEVAP: E
Ek bilgi: Parçanın anlam ve anlatım akışını bozan
cümle bulunurken konunun dışında kalan cümlenin
tespit edilmesi gerekir.
19.
CEVAP: A
Ek bilgi: Birden fazla kavram, nesne, durum gibi unsurun benzerlik ya da farklılık açısından kıyaslanması,
karşılaştırma olarak değerlendirilir.
CEVAP: C
Ek bilgi: Soru kökünde verilen cümle, parçadaki bir
cümlenin nedeni ya da sonucu olabilir. Dolayısıyla bu
tür sorular çözülürken bu duruma da dikkat edilmelidir.
20.
Parçanın genelinde tecrübenin önemli olduğu konusu ele alınmıştır. “Belirli hareket yolları seçerken ve
kararlar verirken gök bilginlerinin yıldızlar hakkında
yaptıkları kesin hesaplamalardan değil, tecrübelerine
dayalı kaba tahminlerden faydalandıkları da bilinen bir
gerçektir.” cümlesinden de tecrübenin bazı zamanlarda
bilimsel bilgiden daha önemli olduğu yargısı çıkarılır.
CEVAP: D
Ek bilgi: “Bu parçada anlatılmak istenen nedir?” gibi
sorularda, parçada verilmek istenen mesajın doğru tespit edilmesi gerekir.
23.
I, I, III ve IV.cümlelerde “önemsiz, basit, etkili, önemli ve
kalıcı” gibi sözcükler kullanılarak kişisel görüşler ifade
edilmiştir. Ancak V numaralı cümlede nesnel bir yargı
söz konusudur.
CEVAP: E
Ek bilgi: Kişisel görüşe yer verilmemiştir, şeklindeki
sorularda öznel olmayan yargının bulunması gerekir.
Öznellik bildiren ifadeler de beğeni ya olumsuzluk bildiren sözcükler olabilir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Soru kökünde verilen “bu durumdan kurtulmanın
yolu…” ifadesinden de anlaşılacağı gibi bir önceki cümlede olumsuz bir durumdan söz edilmesi gerekmektedir. Parçadaki cümleler bu açından incelendiğinde soru
kökünde verilen cümlenin “ayrıca bilimin bilgiler topluluğu olduğu…” ifadesiyle başlayan cümleden sonra
getirilmesi gerektiği görülür.
“Antik Çağ’da kullanılan en önemli yazı malzemesi
papirüstür.” cümlesinde karşılaştırma yapılmıştır. “Papirüsten önce çanak-çömlek parçaları, yassı taşlar,
bronz, kurşun, kalay, bakır, gümüş ve altın madenlerinden yapılan basit ve önemsiz levhalar kullanılırdı.
Bunların yanı sıra bitki kökleri ve yapraklarından yapılan yazı malzemeleri, balmumu ile sıvanmış tahta levhalar, fildişinden yapılan levhalar ve keten kamışından
yapılan organik yazı malzemeleri de etkili bir biçimde
kullanılmıştı.” cümlelerinde papirüsten önce kullanılan
malzemeler sıralanmış, sayılmıştır. “Papirüs ilk defa
MÖ 3300’lü yıllarda Eski Mısır’da yapılarak kullanılmıştır. Papirüs kâğıdı, önemini MS XI. yüzyıla kadar korumuştur.” cümlelerinde sayısal bilgi verilmiştir. Parçanın
genelinde de açıklayıcı yani bilgi verici anlatım biçimi
söz konusudur.
164
24.
Parçadaki ilk üç cümlede verilenlerden A seçeneğine,
“1950’den itibaren kendi sanat anlayışlarını ve tarzlarını ortaya koyacak eserler üretmeye başlamışlardır.” ifadesinden B seçeneğine, “1940’ların sonunda
Avrupa’dan dönen sanatçılar, oradaki izlenimleri ve
1950’de devlet desteğinin kesilmesi ile yeni arayışlar
içine girmişlerdir.” ifadesinden C seçeneğine, “1940’ların sonunda Avrupa’dan dönen sanatçılar, oradaki izlenimleri ve 1950’de devlet desteğinin kesilmesi ile yeni
arayışlar içine girmişlerdir.” ifadesinden de D seçeneğine ulaşılır.
27.
“Bir yandan eğitimli kadının kamusal alana çıkma isteği, diğer yandan savaşların etkisiyle erkeklerden boşalan alanları kadınların doldurması, kadınların çalışma
hayatına dâhil olmasını sağlamıştır.” cümlesinde kadınların çalışma hayatına dahil olmasının nedeni olarak kadının kamusal alana çıkma isteği ve erkeklerde
boşalan alanların olması gösterilmiştir.
CEVAP: C
Ek bilgi: Neden sonuç ilişkili cümlelerde, için, diye, dolayı” gibi sözcükler kullanılabilir.
CEVAP: E
Ek bilgi: Yardımcı düşünceler, ana düşüncenin bulunmasını kolaylaştıran, ana düşünceyi belirginleştiren
düşüncelerdir.
28.
Verilen bilgiler doğrultusunda meydana yakınlıklarına
göre bir sıralama yapılırsa;
Meydan – İplikçi Cami – Şifa Hamamı – Nasreddin
Hoca Türbesi – Taş Medrese – Hıdırlık Tepesi
25.
Meydana en yakın tarihi mekan İplikçi Camidir.
“1950 öncesi devletin beğenisine uygun işler yapan sanatçılar, 1950’den itibaren kendi sanat anlayışlarını ve
tarzlarını ortaya koyacak eserler üretmeye başlamışlardır.” cümlesinde 1950 öncesinin heykel sanatı anlayışıyla 1950’den sonraki durumu karşılaştırılmış ve bir
değişmeden söz edilmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Verilen ön bilgilerden şehrin meydanı merkez
kabul edilip ona göre sıralama yapılırsa en yakın yer
bulunabilir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
CEVAP: C
Ek bilgi: Her paragrafın kendi içinde bir ana düşüncesi
yani vermek istediği bir mesajı olduğu unutulmamalıdır.
29.
Meydana en uzak tarihi mekan Hıdırlık Tepesidir.
CEVAP: C
26.
“Bir yandan eğitimli kadının kamusal alana çıkma isteği, diğer yandan savaşların etkisiyle erkeklerden boşalan alanları kadınların doldurması, kadınların çalışma
hayatına dâhil olmasını sağlamıştır.” cümlesinde A
seçeneğine, “Emine Semiye de eğitimli bir kadın olarak öğretmenlik, gazetecilik ve hemşirelik yapmıştır.”
cümlesinde B seçeneğine, “19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kadınlar yavaş yavaş kamusal alana dâhil
olurlar.” cümlesinde C seçeneğine, “…eğitimli olmayanlar ise işçi olarak fabrikalarda çalışmaya başlarlar.”
ifadesinde E seçeneğine değinilmiştir.
CEVAP: D
Ek bilgi: Bir paragraftaki yardımcı düşünceler, kapsam
olarak ana düşüncelerden geniş olamaz.
Ek Bilgi: Meydana en uzaklıklara göre sıralama yapılırsa en uzak tarihi yer bulunabilir.
30.
Meydana yakınlık sırasına göre yapılan sıralama ise
yukarda verildiği gibidir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Soru kökü sıralamayı en yakından uzağa
olacak şekilde isteğinden sıralamada bu duruma göre
yapılmalıdır.
165
DENEME - 8
1.
5.
CEVAP: C
CEVAP: C
Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı tespit edilirken, cümlenin vermek istediği mesajın da bulunması gerekir.
Ek Bilgi: Altı çizili sözün anlamı hangisinde vardır, tarzındaki sorularda yakın anlamlı söz öbeklerinin tespit
edilmesi gerekmektedir.
6.
2.
Cümlede sanatçı ve bilim adamının ortak yönü üzerinde durulmuştur. Buna göre ilk boşluğa getirilmesi en
uygun ifade “aynı zamanda” ifadesidir. İkinci boşluğa
da sanatçının araştırmacı özelliğinden de hareketle
“araştırarak” sözcüğü getirilmelidir.
CEVAP: B
CEVAP: D
7.
II.de “…gerçekleştiremeyeceği için Çin’i almaktan vazgeçti.” ifadesinde neden-sonuç ilişkisi vardır. III.de Hun
Türklerinin Tsin Türklerinin durumuna düşebilecekleri
belirtilmiş ve karşılaştırma yapılmıştır. IV.de, “…önemli
değil, önemli olan…” ifadeleriyle öznellik vurgulanmıştır. V.de, “…bu durum, iskân yani ‘kondurma’ kelimesiyle…” ifadesiyle bir kavramın karşılığı verilmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Tanımlama, bir kavramın ya da bir varlığın
ne olduğunu söylemektir. Ya “denir” sözcüğüyle ya da
“-dir” ekiyle biter. Ancak her “-dir” ekiyle biten cümle,
tanım cümlesi değildir.
Ek Bilgi: Boşluklara getirilecek sözcükler belirlenirken
tamlama oluşturan sözcükler kullanılıp kullanılmadığına dikkat edilmelidir.
8.
Cümlede, III.Selim Türbesi ile ilgili bir karşılaştırma
yapılmıştır. III.Selim Türbesi dışında dünyada samarra
üslubuyla yapılan başka yapıtların da var olduğu yargısı bu cümleden kesinlikle çıkarılabilir.
II.de, Atatürk’ün yurt gezilerinde siyasal, toplumsal,
askerî alanlarla ilgili neler yapılması gerektiğini tespite çalıştığına değinilmiştir. IV.de, halkın içine girerek
görüşler aldığına ve buna göre planlamalar yaptığına
değinilmiştir. V.de, Atatürk’ün halk üzerinde etkili olmasının nedeni olarak engin bir güven ve sevgiye sahip
olması verilmiştir. VI.da, önemli ölçüde kamuoyu sağladığına yer verilmiştir.
CEVAP: D
CEVAP: B
Ek Bilgi: Kesin olarak çıkarılacak yargı, cümlenin tamamından çıkarılabileceği gibi cümlenin bir bölümünden de çıkarılabilir.
Ek Bilgi: Bu tarz sorularda numaralanmış cümlelerde
verilenlerin, ilgili olduğu seçenekle dikkatli bir şekilde
eşleştirilmesi gerekir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“Duyduğumuz, gördüğümüz” sözcüklerinden hareketle
ilk boşluğa “somut” sözcüğü getirilmelidir. İkinci boşluğa da “…şeyler değildir; aynı zamanda…” dediği için
ilk yargının karşıtı bir yargı oluşturacak bir sözcüğün
getirilmesi gerekir.
CEVAP: E
4.
Numaralandırılmış ifadeler dikkatle incelendiğinde
sona gelmesi gereken ifadenin, yüklemin içinde bulunduğu ifade yani II numaralı ifade olması gerektiği görülür. III ve V numaralı ifadelerde de tamlayan tamlanan
bağlantısı bulunduğundan önce V sonra da III numaralı
ifade getirilmelidir. Çünkü bu ifadeler cümlenin öznesini
oluşturur. Diğer ifadeler de incelendiğinde doğru sıralamanın V-III-I-IV-II biçiminde olması gerektiği görülür.
Ek Bilgi: Bu tarz sorularda ifadeler sıralanırken Türkçenin söz diziminin de (Özne-Tümleç-Yüklem) dikkate
alınması, soruların çözümünü kolaylaştırabilir.
Ek Bilgi: Boşluklara sözcükler getirilirken cümlenin
anlamlı bir bütün oluşturması hedeflenmelidir, anlam
belirsizliği oluşmamalıdır.
3.
Cümlede, anı yazarının anı yazmaktaki amacının duygusal durumlarını değil, yaşadıklarını anlatması olduğu
söylenmiştir.
ÇÖZÜM–8
Parçada bazı yazarların yaşları ilerlemesine rağmen
yazmaya devam ettiklerinden söz edilmiştir. Altı çizili
sözle anlatılmak istenen de yazarların yaşlandıkları
hâlde yazmaya devam edecekleri yargısıdır.
166
9.
I.sözcük olan “ulusca” yanlış yazılmıştır çünkü “ulusça”
şeklinde, ünsüz benzeşmesine dikkat edilerek yazılmış
olması gerekir. III. sözcük “hiçbir” şeklinde bitişik yazılmalıdır. IV. sözcükte kullanılan “de” bağlaçtır ve ayrı
yazılması gerekmektedir.
13.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bağlaç olan “de” cümleden çıkarıldığında
cümlenin anlamında az da olsa bozulma olur. Ancak
durum eki olan “-de” cümleden çıkarıldığında cümle
tamamen anlamsız hâle gelir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Bir sözcükte ünlü daralması olması için “-yor”
eki ya da “y” sesi kullanılmış olması gerekir.
14.
10.
II numaralı işaret yanlış kullanılmıştır çünkü kendisinden sonra ne açıklama yapılmıştır ne de örnek sıralanmıştır. Dolayısıyla iki nokta kullanılmasına gerek yoktur. III numaralı işaret de yanlıştır çünkü devamı olan
örnekler sıralanmış ve cümle bitmemiştir. Dolayısıyla
cümlenin sonuna üç nokta getirilmesi uygundur.
Ek Bilgi: Kip ya da kişi eki almış eylemlere çekimli
eylem denir. Çekimli eylem çekimlendiği kipe göre hiç
ek almamış da olabilir. Örnek: “Git” eylemi emir kipinde
çekimlenmiş bir eylemdir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Yüklemden uzak kalmış özneleri vurgulamak
için özneden sonra virgül kullanılır.
15.
“siz” kişi zamiri, “onun” işaret zamiridir. “bakmak” isimfiil, “geçerken” zarf-fiilidir. Eylemin miktarını bildiren bir
sözcük ve birleşik yapılı eylem yoktur.
Ek Bilgi: Kurallı eylem cümlelerinde vurgulu sözcük,
yüklemden önceki sözcüktür. Bu sözcük cümlenin farklı
ögesi olabilir.
Ek Bilgi: Birleşik zamanlı eylem, kip eki almış bir eyleme ek eylem (İDİ, İMİŞ, İSE) getirilerek oluşturulan
eylemdir.
16.
I.cümlede “iyice” sözcüğü “öğrenmeli” eylemini,
IV.cümlede “kesinlikle” sözcüğü “inanmıyorum” eylemini durum yönünden etkilemiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Durum belirten sözcükler adları da etkileyebilir. Durum belirten sözcükleri bulmak için “nasıl” sorusu
kullanılmalıdır.
“Küçük çocuğun etkileyici sesi, dinleyen herkesi büyülüyordu.” cümlesinde “dinleyen herkesi” ifadesi eylemden etkilenen varlık yani nesnedir ve cümlenin vurgusunu üstlenmiştir.
CEVAP: D
CEVAP: C
12.
“Okumuştum” eylemi, parçadaki tek birleşik zamanlı eylemdir. “İstanbul hakkında çalışmak isteyen hiç
kimse onun yazdığı onlarca monografiyi atlayamaz.”
cümlesi, anlamca olumsuzdur. Yine aynı cümlede
“çalışmak” ve “isteyen” sözcükleri sırasıyla isim-fiil ve
sıfat-fiildir. “Önem taşımıştır” ve “atlayamaz” sözcükleri
çekimli eylemdir.
CEVAP: B
CEVAP: C
11.
“yükselmesinde” sözcüğünde “ünsüz düşmesi” söz konusudur. Sözcüğün kökü “yüksek”tir ve bu sözcükten
sonra “-l” yapım eki gelmiştir. “Olmuştur” sözcüğünde
ünsüz benzeşmesi vardır. “Olmuş” sözcüğünden sonra “-dur” eki gelmiş ve “-tur” biçimine girmiştir. “Süreç”
sözcüğüne “-i” eki gelmiş ve sözcüğün sonundaki “ç”
ünsüzü yumuşamış ve “c” ye dönüşmüştür. “Kısmını”
sözcüğünün kökü “kısım”dır ve “ı” ünlüsü düşmüştür.
II.sözcük “kitap + evi” şeklinde birleşmiş ve “-de” durum ekini almıştır. III.sözcük, “karıştırıyordu” sözcüğü
“karış-“ eylemine “-tır” yapım eki gelmesiyle oluşan türemiş bir sözcüktür. Ayrıca bu sözcükte hem “-yor” kip
eki hem de “idi (-du)” ek eylemi almış bir sözcüktür. IV.
sözcük, “basmak” eylemine “bas-“ eylemine “-ıl” yapım
eki getirilmiş ve sözcük edilgen duruma getirilmiştir. V.
sözcük, “çık-“ eylemine “-mak” mastar eki getirilerek
oluşmuş bir isim-fiildir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Çatı ekleri ve eylemsi ekleri, yapım ekidir. Ve
bu ekleri alan sözcükler türemiş sözcüktür.
167
17.
I. cümlede “başlayan” sözcüğü sıfat-fiildir. II. cümlede
“kendi” sözcüğü dönüşlülük zamiridir. III. cümlede “sarayların bahçeleri” belirtili, “hayvan heykelleri” belirtisiz
ad tamlamasıdır. IV. cümlede yüklem “tamamlanmıştır”
sözcüğüdür ve “tamam” ad soylu sözcüğünden türemiştir.
21.
CEVAP: E
Ek Bilgi: “İle” sözcüğü hem edat hem bağlaç olarak
kullanılabilen bir sözcüktür. “İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa bağlaç, getirilemiyorsa edat olarak kullanılır.
18.
Parçada, sanatçının yeni bir şey üretmesi esnasında
beyinde meydana gelen fizyolojik durumlar dile getirilmiştir. Buna göre de parçanın sonuna getirilecek ifadenin, bu fizyolojik durumun nasıl bir sonuca varacağını
bildiren bir ifade olması gerekir.
Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında parçada değinilmeyen ifade tespit edilirken seçeneklerin parça içerisinde dikkatli bir şekilde bulunması gerekir.
22.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Parçanın sonuna getirilecek cümle bulunurken özellikle boşluktan bir önceki cümleye dikkat edilmesi gerekir.
Parçada Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne
dönüşen bir devletin geçirdiği ekonomik süreç ele
alınmıştır. Ancak parçada genel olarak Türkiye
Cumhuriyeti’nde uygulanan ekonomik politikalardan
söz edilmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Parçada üzerinde durulan şey, o parçada ele
alına konudur. Konu genellikle paragrafın giriş cümlelerinde yer alır ancak parçanın tamamına da sindirilmiş
olabilir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: “Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?” soruları da yardımcı düşüncenin bulunmasının istendiği sorulardır.
23.
20.
Parçanın tamamına bakıldığında dilin, bireyin ve toplumun yaşantısındaki işlevlerinden söz edildiği görülür.
Ayrıca kültürün de dil sayesinde belirgin hâle geldiği
dile getirilmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: En kapsamlı yargı bulunurken, ana düşünce
olacak yargının yardımcı düşünce yargılarından ayrılması gerekir.
“Bu kadar uzun bir sahneleme, bir okulun sınırlı olanaklarıyla oyuncu grubunu baskı altına alarak süreci sıkıntılı hale getirebilir.” cümlesinden A’ya, “Genelde yönetmen/öğretmenin tek başına yaptığı drama çalışmasını öğrencilerle birlikte yapması, bu sürecin olmazsa
olmaz ayağını oluşturmalıdır.” cümlesinden B’ye, “Zira
bir eğitim kurumunda oyun sahnelemenin amacı, öğrencilerin rol yapma yeteneklerini sergilemek, yarının
oyuncularını keşfetmek olmayıp, öğrencinin bir tiyatro
metni üzerinde çalışmadan başlayarak perde açıncaya
kadar geçen süreci yaşamasıdır.” cümlesinden E’ye,
“Zira bir eğitim kurumunda oyun sahnelemenin amacı, öğrencilerin rol yapma yeteneklerini sergilemek,
yarının oyuncularını keşfetmek olmayıp, öğrencinin bir
tiyatro metni üzerinde çalışmadan başlayarak perde
açıncaya kadar geçen süreci yaşamasıdır. İnceleyerek,
değerlendirerek ve yorumlayarak tiyatro metni aracılığıyla yeni bir dünya kurmasıdır. Öğrencinin edebiyat, tiyatro ve sanatla yoğrularak, onun kendi dilini ve dünyasını zenginleştirmesidir.” cümlesinden D’ye ulaşılabilir.
“Bu nedenle grupla masa başı çalışması yapmak, asıl
metni her yönüyle inceledikten sonra metni yeniden
yazarak sahnelemeye geçmek gerekir. Genelde yönetmen/öğretmenin tek başına yaptığı drama çalışmasını
öğrencilerle birlikte yapması, bu sürecin olmazsa olmaz ayağını oluşturmalıdır.” cümlelerinde öğrencilerin
tiyatro çalışmalarıyla ilgili öneri sunulmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Öneri, bir işin yapılması ya da yapılmamasıyla ilgili yönlendirme içeren cümlelerdir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
19.
“Sergileme etkinlikleri artmış ve yurt dışında sergi, yarışma ve bienal gibi etkinliklere katılımda büyük bir artış
olmuştur.” cümlesinde A’ya, “1940-1950 yılları arasında Türk heykeltıraşlarının kaydettiği ilerleme ve açık
görüşlülük sayesinde heykel sanatı büyük bir atılım
yapmıştır.” cümlesinde B’ye, “Devlet tarafından yaptırılan resmî işler dışında özel kurumların heykel siparişi
vermesi ve koleksiyonculuğun bu dönemde başlaması
ile 1950-1960 yılları arasındaki dönemde sanat ortamı
daha canlanmıştır.” cümlesiyle C’ye, “…1950-1960 yılları arasındaki dönemde sanat ortamı daha canlanmıştır. Sergileme etkinlikleri artmış ve yurt dışında sergi,
yarışma ve bienal gibi etkinliklere katılımda büyük bir
artış olmuştur.” cümlesinde E’ye değinilmiştir.
CEVAP: D
168
24.
“Fotoğrafçılık gerçekte zanaat olmasına karşın o gün
için, fotoğrafçılarca bir sanat gibi görülürdü.” ve “Ancak bugün fotoğrafın yaratıcı bir sanat biçimine girmesi
onları gerçek konumuna yani zanaatkârlığa döndürdü.”
cümlelerinde A seçeneği, “Fotoğraf ülkemizde on beş
yirmi yıl öncesine kadar ancak fotoğraf stüdyolarında
çekilebiliyor, akla daha çok da portre fotoğrafı geliyordu.” cümlesinde B seçeneği, “Bu fotoğraflarda doğal
olarak yüzdeki pürüzler ve çukurlar da çıkardı. Bunlar
negatifler üzerinde uzun ve özenli bir çalışmayla kalemle kapatılırdı.” cümlelerinde C seçeneği, “Dört buçuğa
altı santimetre olan vesikalık fotoğraflar bile birkaç gün
içinde tabedilirdi. Bir de en iyi olasılıkla ancak bir haftada tabedildiğinden “haftalık” tabir edilen fotoğraflar
vardı.” cümlelerinde D seçeneği üzerinde durulmuştur.
28.
Öncüllere göre C notunu ikisi erkek olmak üzere 3 öğrenci, B notunu ikisi kız olmak üzere iki öğrenci almıştır.
Filiz’in aldığı not A ve bu grupta 7 kişi olduğundan 7.
kişi erkek olmak ve A notu almak zorundadır. Yani A
notu alan iki kişiden biri Filiz diğeri de erkek bir öğrenci
olmalıdır. Dolayısıyla Birkan ve Deniz’in aldığı notlar A
olamaz.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Sözel mantık sorularında öncüller gerekirse
bir tablo üzerinde bir araya getirilmelidir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bu tarz sorularda parçada yer almayan düşüncenin seçeneklerde arayıp bulunması gerekmektedir. Bu tarz sorular da yardımcı düşünce sorusudur.
25.
29.
“Resmî evrak ve belgelerde kullanıldığı için olmalı “vesikalık” olarak adlandırılmış ve kullanılmıştır.” cümlesinde tahmin anlamı vardır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Bir ifadenin kesinlikle doğru olması için her
durumda doğru olması gereklidir. Yani ifadenin birkaç
durumda doğru olması o ifadeyi kesinlikle doğru yapmaz.
CEVAP: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Tahmin cümlelerinde, bir işin nasıl gerçekleştiği ya da nasıl gerçekleşeceği ile ilgili akıl yürütme söz
konusudur.
26.
“Bilgi güvenliğinin sadece teknoloji veya bilgisayar
güvenliği olmadığı gerçeğinin anlaşılması da büyük
önem taşımaktadır.” cümlesinde A’ya “Bilgi güvenliği
bir maliyet veya ek bir yük olarak görülmemeli” ifadesinde B’ye, “Kurumun ticari stratejileri ve iş geliştirme
vizyonu kadar önemli ve belirleyici bir yerde konumlanmalı, bir kurum kültürü hâline getirilmelidir.” ifadesinde
C’ye, “Bilgi güvenliği yönetiminin kurumlarda etkin ve
etkili biçimde sağlanabilmesi için üst düzey yöneticilerin maddi ve manevi destek vererEk Bilgi güvenliği
süreçlerini sahiplenmeleri gerekmektedir.” cümlesinde
E’ye değinilmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Bir parçada geçen her yardımcı düşünce
cümlesi, ana düşüncenin bulunmasını kolaylaştıran
birer ipucu olarak değerlendirilmelidir.
27.
I. cümlede hem gereklilik hem amaç anlamı vardır. VI.
cümlede öneri söz konusudur. Cümlelerin tamamında
öznel anlatım yapılmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Amaç-sonuç ilişkili cümlelerde “için, diye,
-mek üzere, -a / -e” gibi sözcük ve ekler kullanılabilir.
28. sorunun çözümünde A notunu Filiz ile bir erkek
öğrencinin almak zorunda olduğu elde edilmişti. Dolayısıyla Filiz ile Deniz aynı notu alamayacağından kesinlikle farklı notu almışlardır.
30.
C notunu ikisi erkek olmak üzere üç kişi ve B notunu
iki kız öğrenci aldığından Birkan ile Deniz’in aynı notu
alması için her ikisinin de C alması gerekmektedir. Bu
durumda C notunu alan 3. Kişi Ayhan ya da Cengiz olabilir. Kız öğrencilerden Filiz A, Deniz de C aldığı için B
notu alan iki kız öğrenci de kesinlikle Esra ve Gülşah
olmalıdır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Öncüller bir arada düşünülürse aşağıdaki
tablo elde edilir:
A notu
B notu
C notu
Filiz
(Kız öğrenci)
Birkan
(Erkek öğrenci)
(Kız öğrenci)
Deniz
XXX
XXX
(Erkek öğrenci)
169
DENEME - 9
1.
6.
CEVAP: C
CEVAP: D
Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargı bulunurken bazı cümlelerin konusunun tespit edilmesi
gerekebilir.
Ek Bilgi: Altı çizili söz öbeği sorularında parçanın tamamının okunması sorunun çözümünü kolaylaştırabilir.
2.
TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’nde “akıllara durgunluk vermek” deyimi, “hayranlık uyandırmak” olarak
açıklanmıştır. Diğer deyimlerin açıklamaları doğrudur.
CEVAP: B
Parçada Tanzimat Dönemi tiyatroları ile ilgili bilgi verildiği görülür. Bu bilgiye göre de bu dönemdeki tiyatro
eserlerinde birden fazla akımın etkili olduğu yargısına
kesin olarak ulaşılabilir.
7.
Ek Bilgi: Deyimler, bir durumu etkili bir biçimde anlatmak için kullanılan, söz öbeği biçiminde ortaya çıkan,
mecaz anlamlı kalıplaşmış sözlerdir.
ÇÖZÜM–9
Parçadan alınan sözle ilgili olarak anlatılmak istenen,
sanat camiasında ortaya çıkan genç sanatçıların ustalaşıncaya kadar geçirecekleri aşamaları pek kabullenmedikleri ve hemen usta olmaya çalışmak istemeleri
yargısıdır.
Numaralandırılmış ifadeler incelendiğinde II numaralı
ifadede yüklemin olduğu görülmektedir. Dolayısıyla II
numaralı ifade, en sonda olmalıdır. Ayrıca yüklem “denir” sözcüğü olduğu için bu ifadelerin sıraya konulmuş
biçiminden bir tanım cümlesi çıkacağı anlaşılmaktadır.
Doğru sıralama IV-I-V-III-II şeklinde olacaktır.
CEVAP: C
3.
Ek Bilgi: Numaralı ifadeler sıralanırken bağlayıcı unsurlara dikkat edilmeli, bu unsurlar ipucu olarak kullanılmalıdır.
“…okurken farklı---- gerektiriyor” ifadesindeki “farklı”
sözcüğünden hareketle ilk boşluğa, öykü ve romanın
benzer olduğuna yönelik bir sözcük getirilmelidir. Son
sözcük olan “gerektiriyor” eyleminden de hareketle de
ikinci boşluğa “çabalar” sözcüğü getirilmelidir.
CEVAP: B
8.
4.
İlk boşluktan sonra gelen “…her alanında” ifadesinde,
“alanı” sözcüğünün tamlanan olduğu görülür. Dolayısıyla bu tamlanan sözcüğe tamlayan sözcük gerekmektedir. Seçenekler incelendiğinde boşluklara getirilmesi gereken en uygun sözcüklerin “sanatın-edebiyata” sözcükleri olduğu görülür.
I.de, “…açık olması gereken bir süreçtir” ifadesiyle bir
zorunluluktan söz edilmiştir. II.de, bilgi güvenliğinin ne
olmadığı söylenmiştir. III.de, bilgi güvenliğinin tanımı
yapılmıştır. V.de, bilgi güvenliği ile ilgili bir öneri sunulmuştur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Zorunluluk bildiren cümlelerde “gerekir,
-malı/-meli” gibi sözcük ve ekler kullanılabilir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Boşluklara sözcükler getirilirken tamlama
oluşturup oluşturmadıklarına dikkat edilmelidir.
9.
5.
Soru kökünde verilen cümlede Kültigin Yazıtı’nın ne
ifade ettiği üzerinde durulmuştur. Cümle dikkatle okunduğunda Bilge Kağan’ın başa geçmesiyle devletin ilerleme kaydettiği yargısı çıkarılabileceği görülür.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bu tarz sorularda, parçanın tamamından değil de bir bölümünden de kesin bir yargıya ulaşılabileceği gözden kaçırılmamalıdır.
I.de, teknolojinin iktisatla ilişkili olduğuna değinilmiştir.
III.de,”Bu yüzden…” diye başlayan cümle, II.cümlenin
sonucudur. IV.de, yeni teknolojiye ulaşan ülkelerin ekonomik açıdan yeterliğe sahip oldukları söylenmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Bu tarz sorularda, her cümlenin bir seçenekle ilgili olduğuna dikkat edilmeli, seçenekler buna göre
incelenmelidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Boşluklar doldurulurken sözcüklerin deyim,
ikileme gibi kalıplaşmış bir söz öbeği oluşturup oluşturmadığına dikkat edilmesi gerekir.
170
10.
A seçeneğinde “yeraltı” sözcüğünün “yer altı” biçiminde
ayrı yazılması gerekir çünkü “alt” sözcüğü somut olarak
bir şeyin altını göstermektedir. B seçeneğinde “farketmemişti” sözcüğü “fark etmemişti” şeklinde yazılması
gerekir çünkü sözcükler birleşirken herhangi bir ses
olayı olmamıştır. C seçeneğinde “sivribiber” sözcüğü
yanlış yazılmıştır. E seçeneğinde ise “kuruyemiş” sözcüğü ayrı yazılması gereken bir sözcüktür.
14.
CEVAP: A
CEVAP: D
Ek Bilgi: Derecelendirme zarfı, eylemlerin, eylemsilerin miktarını bildiren ya da sıfat ve zarfları derecelendiren zarflardır.
Ek Bilgi: Sözcüklerden her ikisi ya da ikincisi gerçek
anlamını koruyor ise bu sözcükler ayrı yazılır.
11.
III numaralı virgül yanlıştır çünkü ki bağlacının olduğu
yerde virgül kullanılmasına gerek yoktur.IV numaralı
virgül yanlıştır çünkü zarf-fiilden sonra virgül kullanılmaz. V numaralı virgül yanlıştır çünkü şart ekinden
sonra virgül kullanılmaz.
15.
CEVAP: E
CEVAP: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“Buzdolabı” birleşik sözcüğe örnektir. “Tüketim malları”
belirtisiz ad tamlaması, “kimi” belgisiz sıfatı tarafından
tamamlanmıştır. “Aşağı yukarı” ikilemesi, yaklaşıklık
bildiren ikilemenin örneğidir. “Halk” sözcüğü de topluluk adıdır.
16.
Ek Bilgi: “Etmek, olmak, eylemek, kılmak, buyurmak”
gibi sözcükler, isim soylu sözcüklerin sonuna gelerek o
sözcüklerle birleşik eylem oluşturur.
Ek Bilgi: Eksiltili cümle, yüklemi yani yargısı olmayan
tamamlanmamış cümledir. Bu cümlelerin sonuna üç
nokta getirilmelidir.
I.cümlede “olmayan” sıfat-fiili, II.cümlede “yapılan” sıfat-fiili, III.cümlede “kullanılmış” sıfat-fiili, V.cümlede
“geçmesi” isim-fiili kullanılmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Eylemsiler, eylem kökünden türeyerek isim,
sıfat ve zarf olarak kullanılan sözcüklerdir. Eylemsiler,
kip ve kişi eki almazlar.
B seçeneğindeki “olmuştu” eylemi birleşik zamanlıdır
ancak birleşik yapılı değildir. C seçeneğindeki “olacak”
eylemi basit yapılı ve basit zamanlıdır. D seçeneğinde
“değerlendirirdin” eylemi birleşik zamanlıdır. E seçeneğindeki “vazgeçmez” eylemi birleşik yapılıdır.
CEVAP: A
CEVAP: E
13.
III. cümlede “çizdik-i” sözcüğü “çizdiği” biçimine gelmiştir. V. cümlede “çoku” sözcüğü “çoğu” ya dönüşmüştür.
Ek Bilgi: “p,ç,t,k” ile biten bir sözcükten sonra sesli harfle başlayan bir ek gelirse sözcüğün sonundaki
“p,ç,t,k” yumuşar ve “b,c,d,g,ğ”ye dönüşür.
Ek Bilgi: Eş görevli, sözcük ya da söz öbeklerini ayırırken virgül kullanılır. Ayrıca sıralı cümleler de birbirinden
virgüllerle ayrılır.
12.
“Sinema dünyamız” belirtisiz ad tamlamasıdır. “anlamıyla” sözcüğündeki “-la”, “ile” edatının ek olarak
kullanılmış biçimidir. “ve”, “ya da” gibi bağlaçlara yer
verilmiştir. “seçilmez”, “alır”, “öğrenir” ve “seçilir” eylemleri geniş zamanla çekimlenmiştir ve geniş zaman da
haber kiplerindendir. “hiçbir”, “bir” gibi sözcükler belgisiz sıfat, “şey” sözcüğü belgisiz zamirdir.
17.
“et-gi” sözcüğü “etki” şeklini almıştır yani ünsüz benzeşmesi söz konusudur. “Aracıdır” sözcüğü de “araç-ıdır” sözcüğünün yumuşamaya uğramış hâlidir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Sert ünsüzlerle biten bir sözcükten sonra
“c,d,g” ünsüzleriyle başlayan bir ek gelirse ekin başındaki “c,d,g” sertleşir ve “ç,t,k”ye dönüşür. Buna ünsüz
benzeşmesi denir.
171
18.
“Simsiyah” sözcüğü pekiştirilmiş bir sözcüktür. “…
omuzlarına kadar inen simsiyah saçlarına düştü” ifadesiyle izlenim kazandırmak amaçlanmıştır. Olay aktarımı söz konusudur ve olaylar oluş sırasına göre ele
alınmıştır. “Beyaz palto”, “kırık topuklu ayakkabı” gibi
ifadelerde niteleyici unsurlar kullanılmıştır.
22.
CEVAP: D
Ek Bilgi: İnsana ait özelliklerin insan dışında canlı ya
da cansız herhangi bir varlığa aktarılmasına kişileştirme denir.
“Çünkü eğitilen kadın çocuğunu iyi yetiştirecek, kocasını mutlu edebilecek ve böylece toplumun ilerlemesine
katkıda bulunmuş olacaktır.” cümlesinde A’ya, “Tanzimat Dönemi’nde modernleşmenin simgesi hâline gelen
kadının eğitimi meselesinde amaç, Osmanlı toplum yapısı içerisinde kadının üstlendiği rolleri iyileştirmek ve
geliştirmektir.” cümlesinde C’ye, “Bu dönemde kadın
eğitimi konusunda iki farklı anlayış söz konusudur: Batıcılar ve gelenekçiler.” cümlesinde D’ye, “Bu sebeple
yazarlar makalelerinde ve edebî eserlerinde dikkatleri
sık sık kadın eğitimi meselesine çekerler.” cümlesinde
E’ye değinilmiştir.
CEVAP: B
19.
Ek Bilgi: Yardımcı düşünceler, bir parçadaki düşünceyi geliştirme yollarından olabilir. Yani karşılaştırma,
örnekleme, tanık gösterme cümleleri, birer yardımcı
düşünce olabilir.
Parçada anlatılanlara dikkat edildiğinde felsefenin ne
ifade ettiği ve aslında ne olup ne olmadığı üzerinde durulduğu görülür. Yani parçanın konusu felsefenin sahip
olduğu asıl özelliklerdir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bu tarz sorularda seçeneklerden en az biri
güçlü bir çeldirici olarak verilir. Bu durumda yapılması gereken, parçanın bütününde ne anlatıldığını tespit
etmektir.
23.
CEVAP: E
20.
Parçada dilin önemli bir kültürel unsur olduğu, bir milleti
oluşturan ve o milletin devamlılığını sağlayan en önemli etken olma özelliğini taşıdığı anlatılmak istenmiştir.
Ek Bilgi: “Hangisi kendinden önceki cümlenin gerekçesidir?” şeklindeki sorularda, iki cümlenin birbirine
çünkü bağlacıyla bağlanabilmesi gerekir. Ya da başında “çünkü” olan cümle, sorunun doğru cevabı olur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Ana düşünce, bir parçanın yazılış amacıdır.
Ana düşünceyi bulmak için “Bu parçada anlatılmak istenen nedir?” sorusu cevaplanmalıdır.
24.
21.
Parçada, ülkemizde heykel sanatının cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte ortaya çıkan gelişimi ile ilgili bilgiler
verilmiştir. Ancak VI numaralı cümle, cumhuriyetin sanatla ilgili nasıl bir amacı olduğunu ortaya koymaktadır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Parçadaki anlam ve anlatım akışını bozan
cümle, parçadaki diğer cümlelerle çelişen bir cümle
olma özelliği gösterebilir.
“Tanzimat yıllarında modernleşmeden yana olan Batıcıların ve mevcut durumun korunmasını isteyen gelenekçilerin birleştikleri nokta öncelikle kadının iyi bir
anne ve eş olmasının gerekliliğidir.” cümlesinde yenilikçilerin ve gelenekçilerin kadının iyi bir anne ve eş
olması gerektiği konusunda ortak bir anlayışa sahip
oldukları görülür.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Cümlelerde ele alınan yargıyı soran bu tarz
sorularda, soru kökünde ne istendiği dikkatlice tespit
edilmeli ve cümleler buna göre incelenmelidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“(VI) Tanzimat Dönemi’nden itibaren erkek reformcular kadının eğitimli olmasını, iyi bir anne ve iyi bir eş
olabilmesi yönüyle gündeme getirirler. (VII) Çünkü
eğitilen kadın çocuğunu iyi yetiştirecek, kocasını mutlu
edebilecek ve böylece toplumun ilerlemesine katkıda
bulunmuş olacaktır.” cümleleri arasında neden-sonuç
ilişkisi söz konusudur. VII numaralı cümle, kendinden
önce gelen VI numaralı cümlenin gerekçesi (nedeni)
durumundadır.
172
25.
Parçadaki cümleler incelendiğinde “Ülkemizde kentleşme oranını etkileyen en önemli faktör, turizmdir.” yargısının bu parçadan çıkarılamayacağı görülmektedir.
Parçada kentleşme oranıyla ilgili böyle bir bilgi verilmemiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: “Çıkarılamaz, ulaşılamaz, söylenemez” gibi
olumsuz yargılar içeren sorular da yardımcı düşüncelerin tespit edilmesine yönelik sorulardandır.
28.
26.
“Bununla birlikte, kentleşmenin son 30 yıllık tarihine
göz atıldığında, kentlerin çok farklı nedenlerle hızlı bir
nüfuslanma sürecine girdikleri de dikkatlerden kaçmamaktadır.” cümlesini örneklendirecek cümleler, “Başta
Antalya olmak üzere Güney ve Güneybatı Akdeniz kıyılarında turizme dayalı bir kentleşme ve nüfuslanma hareketinden söz edilebilir. Bunun yanında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da özellikle kırsal alanda yoğunlaşan
terör hareketlerinin, kırsal alanda önemli çözülmeler
yarattığı ve bu bölgelerin kentlerinde çok hızlı bir nüfuslanmaya neden olduğu da bir gerçektir.” cümleleridir.
5
Barış
Barış
4
Durmuş
Aydın
3
Aydın
Barış
2
Ceviz
Ceviz
1
Emek
Emek
Tablo ve açıklamalar incelendiğinde Emek ailesinin kesinlikle 1. Katta oturduğu görünmektedir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bir ifadenin kesinlikle doğru olması için her
durumda da doğru olması yani yanlış olma ihtimalinin
bulunmaması gerekir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Örneklemek, ele alınan düşüncenin somutlaşmasını, belirginleşmesini sağlamaya yarar. Örneklemelerle düşüncelerin ayakları yere basar.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
27.
“Bugün göçlerin genel yapısı içinde, kentlerden kentlere göç önem kazanmış olsa da büyük gelişme kaydettiği dönemlerde, kentleşmenin temel dinamiği kırlardan
gelen nüfusa dayalı olmuş; göç alan yerlerde hızlı bir
nüfus artış süreci yaşanırken net göç oranları da yükselmiştir.” cümlesinde kentleşmenin farklı zamanlarda
nasıl oluştuğu üzerinde durulmuştur.
29.
Tablo ve açıklamalar incelendiğinde B, C, D ve E seçeneklerinin doğru olabildiği durumların mümkün olduğu
fakat Aydın ailesinin 4. katta oturma ihtimalinin olmadığı görünür.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bir ifadenin kesinlikle yanlış olması için hiçbir
durumda doğru olmaması gerekir. Bu tür sorularda seçeneklerin doğru olduğu durumlar aranır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Paragraf soruları kendi düşüncelerimizle, değer yargılarımızla değil, parçada verilen bilgilerle değerlendirilmeli ve ona göre çözülmelidir.
28. - 30. çözümler aşağıdaki bilgilere göre yapılacaktır.
Öncüllere göre, Ceviz ailesi 2. katta oturduğundan
ve Barış ailesi, Durmuş ailesinin bir üst katında oturduğundan Barış ve Durmuş aileleri 3.,4. Ya da 5 katta
oturuyor olmalıdır.
Aydın ailesinin, Emek ailesinin üstünde yer alan katlardan birinde oturma öncülü de yukarıdaki durumla birlikte düşünüldüğünde iki farklı durum söz konusu olur. Bu
durumlar aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
30.
Tablodaki iki duruma da bakıldığında Aydın ve Barış ailelerinin 3. katta oturma olasılıklarının olduğu görünür.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Durmuş ailesinin 4. ya da 5. Katta oturma
ihtimali vardır.
173
DENEME - 10
1.
5.
CEVAP: D
CEVAP: B
Ek Bilgi: Deyimler, her cümlede aynı anlama gelir. Bir
deyim, bir cümlede farklı, başka bir cümlede farklı bir
anlam taşımaz.
Ek Bilgi: Cümleden kesin olarak çıkarılacak yargıyı
bulabilmek için cümlede hangi konuya değinildiğinin de
tespit edilmesi, sorunun çözümünü kolaylaştırır.
6.
2.
“Dudak bükmek” hem mecaz anlamlı bir ifadedir hem
de kalıplaşmış söz öbeğidir. “yapıt” ve “eser” sözcükleri
eş anlamlıdır. “çarpıcılık” soyut, “insan” somut anlamlı
bir sözcüktür.
Ek Bilgi: Bu tür sorularda cümlede kesinlik ya da olasılık bildiren ifadelerin olup olmadığına dikkat edilmesi
gerekir.
Ek Bilgi: Kalıplaşmış söz öbeklerinden kasıt, ikilemeler, deyimler ve atasözleridir. İkilemeler, anlamı pekiştirmek, güçlendirmek kullanılır.
7.
Anlamlı ve kurallı cümle oluşturulması istendiği için
yüklemin içinde olduğu ifadenin yani I numaralı ifadenin en sonda yer alması gerekir. “temeline” sözcüğü,
tamlanan durumunda olduğu için bu sözcükten önce
bir tamlayan getirilmesi gerekmektedir. Tamlayan olabilecek sözcük “yansıtılması” sözcüğüdür. IV numaralı
ifadeden önce de II numaralı ifadenin gelmesi uygundur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Bu tür sorularda, boşluklara getirilecek bir
sözcüğün bulunmasından sonra seçeneklere de bakılabilir.
Ek Bilgi: Bu tür sorularda numaralandırılmış ifadeler
anlamca sıralanabileceği gibi yapısal olarak da sıralanabilir.
8.
CEVAP: C
II.de felsefeyle ilgili olarak yapılan parçalı çalışmalarla
ilgili olarak bir saptama yapılmıştır. III.de, felsefeyle ilgili kesinlik bildiren bir yargı söz konusudur. V.de, “çünkü”
bağlacıyla bağlanmış bir neden sonuç yargısı vardır.
VI.da, “…ontolojiye dayandırılabilirler.”yargısında olasılık söz konusudur.
Ek Bilgi: Cümlede, boşluklara getirilecek sözcüklerin
eş anlamlılarının olmamasına dikkat edilmelidir çünkü
eş anlamlı sözcükleri ,ikilemeler haricinde, aynı cümlede kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar.
Ek Bilgi: Olasılık, bir işin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ile ilgili fikir yürütmektir. Olasılık cümlelerinde genellikle “a/ebilmek” sözcüğü kullanılır.
Tiyatronun gerçek hayatta olanları daha gerçekçi bir
biçimde yansıtma özelliğinden hareketle ilk boşluğa
getirilmesi gereken sözcük “gerçeklerini” sözcüğüdür.
CEVAP: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bu soruda ikinci boşluktan hareket edilmesi, çözümü
kolaylaştırır. Çünkü “o güne bağlayan” ifadesinden
önce eskiye yönelik bir sözcük getirilmelidir. Dolayısıyla ikinci boşluğa getirilmesi gereken sözcük “geçmişini”
sözcüğüdür.
CEVAP: E
4.
Cümlede Namık Kemal’in Tanzimat Dönemi’nde hem
şiir hem de düzyazı yazdığından söz edilmiştir. Buna
göre de Namık Kemal’in edebiyatın farklı türlerinde
eser verdiği yargısı, bu cümleden kesinlikle çıkarılabilir.
CEVAP: C
CEVAP: C
3.
Cümlede bireylerin iç dünyalarını, ruhsal yanlarını ele
alan tiyatro anlayışının romantizm dönemiyle ortaya çıkıp geliştiği dile getirilmiştir. Yani romantizmden önce
insanların ruhsal yaşantılarını ele alan bir tiyatro anlayışı görülmez.
ÇÖZÜM–10
Parçada Puşkin’in üslubuyla ilgili bir bilgi verilmiştir.
Üslubunda kendine güvenen bir söyleyişi olduğu dile
getirilmiştir. Altı çizili sözde bir deyime yer verilmiştir.
Deyim de çevresindekileri etkileyebilmek için övünerek
konuşmak anlamına gelmektedir.
174
9.
I.de “ön plana çıkmaktadır” ifadesiyle şairin şiirlerindeki
belirgin bir özellikten söz edilmiştir. III.de, “…geleneğin karışında durarak değil” ifadesiyle şairin geleneği
inkâr etmediği dile getirilmiştir. IV.de, “edebî sanatları
kendine has üslubuyla yeniden tanımlamıştır.” ifadesiyle özgün bir üslup oluşturduğundan söz edilmiştir.
V.de, “…geleneği tekrar etmeyen bir duruş” ifadesiyle
de kendinden önceki anlayışı taklit etmediği üzerinde
durulmuştur.
13.
“aklıma” sözcüğünde ünlü düşmesi, “geçtik” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi, “bakmıyorum” sözcüğünde ünlü
daralması, “gördüğüm” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: “Yüksek, alçak,” gibi sözcüklere “-l” yapım eki
geldiğinde ya da “ufak, küçük, minik” gibi sözcüklere
“-cık/-cik/-cuk/-cük/-cak/-cek” gibi küçültme ekleri geldiğinde ünsüz düşmesi görülür.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Cümlelerde geçen sözcüklerin eş ya da yakın
anlamlılarının seçeneklerde bulunması, sorunun doğru
cevabını bulmakta yardımcı olabilir.
14.
10.
I.sözcük bir millet ismidir ve büyük harfle başlaması
gerekir. II.sözcükteki “altı” sözcüğü somut olarak yer
bildirmemiştir, dolayısıyla sözcüğün bitişik yazılması
gerekir. III.sözcükte ünlü düşmesi yapılarak sözcüğün
“azmi” şeklinde yazılması gerekir. V. sözcükte “dünya”
sözcüğü terim olmadığı için sözcüğün büyük harfle
başlamasına gerek yoktur.
“edebiyatçıların dünyasını, evlerini” tamlama grubunda
“edebiyatçıların” tamlayanı “dünyasını, evlerini” tamlananını tamlayan bir sözcüktür.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Bazı tamlamalarda tek tamlayan birden fazla
tamlananın tamamlayabildiği gibi bazı tamlamalarda
da birden fazla tamlayan, tek tamlananı da tamlayabilir
(çocuğun gözleri ve saçları).
CEVAP: D
Ek Bilgi: “Ay, dünya ve güneş” sözcükleri, terim anlamda kullanıldıklarında büyük harfle başlar ve bu sözcüklere getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11.
İlk boşluğa sıralı cümleleri birbirinden ayırdığı için virgül, ikinci boşluğa soru cümlesinin sonu olduğu için
soru işareti, üçüncü boşluğa kendisinde sonra açıklama yapılacağı için iki nokta, dördüncü boşluğa ögeleri
arasında virgül kullanılan sıralı cümleleri ayırdığı için
noktalı virgül, son boşluğa da tamamlanmış bir cümle
olduğu için nokta getirilmelidir.
15.
“hiçbir yerini” tamlamasındaki “hiçbir” sözcüğü belgisiz
sıfattır. “Dün akşam sekizden sonra” ifadesi zaman zarfıdır. “için” ve “-e dek” sözcükleri edattır. “beni” sözcüğü
kişi zamiridir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Edilgen çatılı eylemler, işin kim tarafından
yapıldığının belli olmadığı eylemlerdir ve bu eylemlerin
yüklem olduğu cümlelerde gerçek özne bulunmaz.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlelerin sonuna iki nokta konur ve açıklama cümlesi niteliği taşıyan cümle, büyük harfle başlar.
16.
12.
I.cümlede “bu” sözcüğü işaret sıfatı ve “ arayan” sözcüğü de niteleme sıfatıdır. II. cümlede “yer alıyor” birleşik
yapılı bir eylemdir. IV.cümlenin yüklemi “diyor” sözcüğüdür ve bu sözcükte “de” eylem kökü daralmaya
uğramış ve “di” olmuştur. V.cümlede “okurken” ve “yankılanmadıkça” sözcükleri zarf-fiildir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Belirtili ad tamlaması, hem tamlayanı hem
de tamlananı ek almış ad tamlamasıdır. Bu tür tamlamalarda, tamlayan, tamlananın neye ya da kime ait
olduğunu bildirir.
“Adıdır” sözcüğü ek eylem almış bir addır. “Damlacıklardan” sözcüğü hem yapım eki hem çekim eki almıştır. “Gözlerinde” sözcüğünde bulunma durum eki (-de)
vardır. “Aslında” sözcüğünde de ünlü düşmesi vardır.
Sözcüğün ünlü düşmesine uğramamış hâli “asıl-ı-(n)da” biçimindedir. “Hiçbir” sözcüğü birleşik bir sözcüktür.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Birleşik sözcük, en az iki sözcüğün (iki isim,
iki fiil, bir isim-bir fiil, bir sıfat-bir isim) bir araya gelip
başka bir kavramı karşılamak için oluşturdukları bütünlüktür.
175
17.
I.deki “severim” ve “ararım” eylemleri tek kip eki (geniş zaman kipi) aldıkları için basit zamanlı eylemlerdir.
II.cümle “isterim” yargısı olumlu olduğu için hem biçimce hem de anlamca olumludur. IV.de, “çalışmam”
eylemi, “çalışırım” eyleminin olumsuzudur. “V.de “rahatsız olurum” eylemi, “rahatsız” isim soylu sözcüğüne
“olmak” yardımcı eyleminin getirilmesi ile oluşmuş bir
birleşik eylemdir.
21.
Parçada, dillerin birbirini etkilediği ve aralarında sözcük
alışverişi olduğundan söz edilmektedir. Ancak parçanın
sonuç bölümünde bu alışverişin bir dilin özünü kaybettirmemesi gerektiği vurgulanmıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bir paragraf tümdengelimli ya da tümevarımlı
olabilir. Tümdengelimli paragraflarda ana düşünce paragrafın giriş cümlelerinde, tümevarımlı paragraflarda
ise sonuç cümlelerinde yer alır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Edat öbekleri, bir edatın kendinden önceki
sözcükle birleşerek oluşturduğu gruptur ve bu öbekler
cümlede farklı türlerde görev alıp cümlenin farklı ögeleri olabilir.
18.
Parçada, İkinci Yeni akımının özellikle üslup açısından
nasıl bir yapıya sahip olduğu ve şiir anlayışımıza getirdiği yenilikler üzerinde durulmuştur. Yani parçanın
konusu İkinci Yeni’nin özellikleridir.
22.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Bir parçada üzerinde durulan kavram, olay,
durum, düşünce gibi unsurlar, o parçanın konusunu
ortaya koymaktadır.
19.
“Gerçek dünyadaki bütün oluş ve hareketler, zamandan bağımsız olmadığı gibi, kurmaca dünyadaki bütün
durum ve hareketler de bir zaman dilimi içinde gerçekleşir ve az veya çok her olay veya şahıs, içinde olduğu
zamanın izlerini taşır.” cümlesinde A’ya, “Olayların sırası, süresi ve sıklığı bu zaman dilimi içinde düzenlenir.
Her anlatıcı, bu süreyi istediği şekilde verebilir.” cümlelerinde B’ye, “Sondan başlayarak ‘geriye doğru’, veya
ortadan başlayarak ‘geriye ve ileriye doğru’ gidebilir.”
cümlesinde C’ye, “Alışılmış olanı, kronolojik düzenlemedir.” cümlesinde D’ye değinilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bir paragrafta bir ana düşünce vardır ancak
yardımcı düşünceler birden fazla olabilir. Ve yardımcı
düşünce cümleleri, ana düşünceden daha kapsamlı
olamaz.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bir parçanın ikiye bölünmesi esnasında cümleler arasında bağlantı dağlayan bağlayıcı unsurlara
dikkat edilmesi gerekir.
23.
20.
“Başına gelmek” bir deyimdir. “Ya bir de doğrulabilseydiniz…” ifadesi, eksiltili cümleye örnektir. “…sanki
dünyanın en büyük kupasını kaldırmak gibi bir coşku
verir…” ifadesinden benzetme söz konusudur. “dört
nala ilerlemek”, büyük kupa” ifadelerinde niteleyici unsurlar kullanılmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Eksiltili cümle, yüklemi yani yargı bildiren
sözcüğü olmayan cümlelerdir ve genellikle üç noktayla
biter. Devrik cümlelerde yüklem sonda olmadığı için bu
tür cümleler eksiltili cümle ile karıştırılabilir.
“Anlatıcı bu sırayı, hikâyesine hâkim olan yazarlardan
beklenir bu, değiştirebilir.” cümlesinde ara söz kullanılmıştır. I ve II numaralı cümleler arasında neden-sonuç
ilişkisi söz konusudur. “Meselâ olaylar bir kişinin doğumundan itibaren başlar, ölümüne kadarki hayatını
sırayla anlatabilir.” cümlesi, bir önceki cümlenin örneği niteliğindedir. I numaralı cümlede ise karşılaştırma
yapılmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Benzetme, birbirinden farklı iki kavram, varlık,
nesne gibi unsurlardan güçlü olanının özelliklerini güçsüz olana aktarma işidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Parçanın ilk üç cümlesinde ülkemizde gençlik tiyatrosunun olmadığından ve yazarlarımızın da bu konuya
önem vermediklerinden bahsedilmiştir. IV numaralı
cümleden itibaren ise tiyatro eğitimi vermek isteyen bir
öğretmenin sıkıntı yaşayabileceği ve bu olumsuzluğun
giderilmesi için neler yapılması gerektiğinden söz edilmiştir.
176
24.
“İşin niteliği veya sürecin yapısı ne olursa olsun, teknoloji bağlantılı olmayan süreçlerin yönetiminde bile,
bilgi güvenliğinin de etkin, sürekli ve başarılı bir şekilde
sağlanarak yönetilmesi, çok önemli bir gereksinim olmaktadır.” cümlesinde A’ya, “Aynı zamanda, her türlü
örgütsel yapılanmada, iş sürecinde ve kurumda veya
şirkette; ilgili her türlü iş sürecinde mutlaka bilgi ilintili
işler, parçalar ve unsurlar da vazgeçilmez bir biçimde
yer almaktadır.” cümlesinde B’ye, “21. yüzyılda şirketler, devletler, kurumlar, bireyler ve toplumların tamamının ortak bileşkesi, bilgi çağında yaşıyor olmaları
ve bilgi çağının gereklerine ayak uydurma zorunda olmalarıdır.” cümlesinde D’ye, “Bu kadar vazgeçilmez ve
değerli bir unsur olan bilginin güvenliği ve güvenilirliği
de artık yadsınamaz bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.” cümlesinde E’ye değinilmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Yardımcı düşünce sorularında yanlış cevap
olan yargı, parçadaki hiçbir cümleden çıkarılamayacak
bir nitelikte olmalıdır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
25.
“İşlerin ve süreçlerin sağlıklı yönetimi, aynı zamanda
ilgili bilgi güvenliği süreçlerinin de sağlıklı yönetimini
zorunlu kılmaktadır. Bilgi güvenliği stratejileri ve bunları yönetecek uygun yöntemleri olmayan kurumlar,
sadece güvenlik açısından değil, operasyonel ve diğer
her türlü iş süreçlerinin yönetimi açısından da ciddi sıkıntılar yaşamakta, maddi ve/veya manevi kayıplarla
yüzleşmektedir.” cümlelerinde bir durumun başka bir
duruma yol açtığına değinilmiştir.
CEVAP: E
27.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Amaç-sonuç ilişkili cümlelerde “için” edatı
yerine “amacıyla” sözcüğünün getirilebileceği unutulmamalıdır.
28. - 30. sorular için verilen şartları sağlayan sıralamalar
• Pirinç, fasulye, mercimek, bulgur, makarna, nohut,
mısır
• Pirinç, fasulye, mercimek, bulgur, nohut, makarna,
mısır
• Pirinç, fasulye, makarna, bulgur, mercimek, nohut,
mısır
şeklinde olur. O hâlde 5. kavanozun nohut olduğu sıralamada baştan üçüncü kavanoz mercimektir.
28.
Ek Bilgi: Paragraf soruları çözülürken önce soru kökü
okunmalı, daha sonra parça bu soru kökü göz önünde
bulundurularak dikkatli bir şekilde okunmalıdır.
26.
“Gündem oluşturma sürecinde; bazı olayları aydınlatma, bazı olaylara dikkat çekme, bazı durumları çerçeveleyip özelleştirme, olaylar, durumlar ve kişiler arasında bağlantı kurma gibi yöntemler vardır.” cümlesinden
A seçeneği, “Gündem oluşturma konusunda medyanın
materyal sıkıntısı yoktur.” cümlesinden B seçeneği,
“Medya çoğunlukla kendi çıkarları doğrultusunda ya da
kendine yakın kişi ve kurumların çıkarları için gündem
oluşturur.” cümlesinden C seçeneği, “Medya elindeki
sınırsız olanakları kullanarak bütün yaşamı, yönetimi
ve yöneticileri etkileyebilecek erke sahiptir.” cümlesinden de D seçeneği çıkarılabilir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: “Bu parçadan hangisi çıkarılamaz?” şeklindeki sorularda, parçadaki cümleler yorumlanarak seçeneklerde bu yorumlar aranabilir. Yani parçadaki cümlelerin benzerlerinin seçeneklerde olması gerekmez.
II numaralı cümlede insanların yaşamlarını planlamak
amacıyla mutlaka bir gündeme ihtiyaç duydukları yargısı verilmiştir.
Verilen şarta göre baştan üçüncü kavanoz mercimek
kavanozudur.
CEVAP: C
29.
Verilen şarta göre 1. ihtimale bakmak gerekir.
CEVAP: B
30.
Verilen şarta göre 3. ihtimale bakmak gerekir.
CEVAP: C
Download