yüksek lisans tezi - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
ÖMER FARUK KIRMIT
TARİH ANABİLİM DALI
ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK
LİSANS
TEZİ
ÖMER BİN HATTAB’IN
HALİFELİĞİNDEN ÖNCEKİ HAYATI
ÖMER FARUK KIRMIT
TEMMUZ 2015
TARİH ANABİLİM DALI
ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
TEMMUZ 2015
ÖMER BĠN HATTAB’IN HALĠFELĠĞĠNDEN ÖNCEKĠ HAYATI
ÖMER FARUK KIRMIT
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
TARĠH ANABĠLĠM DALI
ORTAÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
TEMMUZ 2015
iv
ÖMER BĠN HATTAB‟IN HALĠFELĠĞĠNDEN ÖNCEKĠ HAYATI
(Yüksek Lisans)
Ömer Faruk KIRMIT
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
Temmuz 2015
ÖZET
Ġslâm tarihinin Hz. Muhammed (s.a.v)‟den sonra, önemli Ģahsiyetlerinden biri olan
Hz. Ömer‟in, halifeliğinden önceki yaĢantısı ve faaliyetleri üzerinde yeterince
durulmamıĢ, sıradan anlatımlarla üstünkörü geçiĢtirilmiĢtir. Bu tez, Ġslâm tarihinde
her yönüyle örnek alınması gereken, ÂĢere-i mübeĢĢere‟den olan ikinci halife Hz.
Ömer‟in, halife olmadan önceki yaĢantısı hakkında bir çalıĢmadır. Üç bölümden
oluĢan çalıĢmanın birinci bölümünde Hz. Ömer‟in soyu, yetiĢmesi, gençliği ve
Ġslâm öncesi yaĢantısı hakkında bilgi verilmiĢtir. Ġkinci bölümde Hz. Ömer‟in
Müslüman olması ve Hz. Muhammed (s.a.v) dönemindeki olaylarda tutum ve
davranıĢı ilk Ġslâm kaynakları ıĢığında incelenmiĢ ve tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır.
Üçüncü bölümde ise Hz. Ömer‟in, Hz. Ebu Bekir‟in halifeliği dönemindeki fiilleri
üzerinde durularak, siyasi ve sosyal rolüne değinilmiĢtir. Bu üç bölüm neticesinde
yararlanılan kaynaklar ve modern araĢtırmalar eĢliğinde Hz. Ömer‟in halifeliğinden
önceki yaĢamının gerçekten kayda değer olduğunu ve örnek alınması gerektiği
sonucuna varılmıĢtır
Bilim Kodu
:1124
Anahtar Kelimeler
: Hz. Ömer, Halife, Tasnif, Soy
Sayfa Adedi
: 79
Tez DanıĢmanı
: Yrd. Doç. Dr. Salih AKYEL
v
THE LIFE AND THE THINGS DONE BEFORE HIS CALIPHATE
BY HZ. OMAR B. HATTAB
(Master Thesis)
Ömer Faruk KIRMIT
GAZĠ UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES
July 2015
ABSTRACT
One of the most important character in Islam coming after Hz. Muhammad, have
not been explored enough deeply. This work is about Hz. Omar‟s, who is a
character from aĢere-iMubashara and should be taken as an example by
everybody, life period before his caliphate. The work includes there parts. In the
first part, the information about his lineage, upbringing, youth and pre-Islamic life
has been given. The second part of this work focuses on how Hz. Omar become a
Muslim and his behavior and thoughts about the things take placed during his life
period with Hz. Muhammad. And this information has been taken from first
example of Islamic recourses.In the third part, it is focuses on his life during Hz.
Ebubekir‟s caliphate. It also includes information about his siyasal and social
roles.As a result of resources looked and modern researches done to get
information about these three parts it is clear that the life period of Hz. Omar
before his caliphate is really valuable and his life should be taken as example.
Science Code
: 1124
Keyword
: Hz. Omar, Caliphate, Classification, Lineage.
Number of pages
: 79
Supervisor
: Yrd. Doç. Dr. Salih AKYEL
vi
TEġEKKÜR
Tezin hazırlanmasında ve çalıĢmalarım sırasında fikirleri ve rehberliği ile destek
olan danıĢman hocam Yrd. Doç. Dr. Salih AKYEL‟e teĢekkür ederim. Bu çalıĢmayı
baĢtan sona kadar okuyan, hatalarını düzelten hocalarıma ve arkadaĢlarıma; beni
büyütüp yetiĢtiren, maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen annem
Perihan KIRMIT‟a; Arapça kaynakları tercüme eden ve okuyup anlamamda
yardımcı olan arkadaĢım Oğuzhan KARAHAN‟a; Ankara Üniversitesi Ġlahiyat
Fakültesi Kütüphânesi ve Gazi Üniversitesi Kütüphânesinin değerli çalıĢanlarına
teĢekkür ederim.
vii
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa
ÖZET ...................................................................................................................... iv
ABSTRACT .............................................................................................................v
ĠÇĠNDEKĠLER ........................................................................................................ vii
KISALTMALAR ....................................................................................................... ix
GĠRĠġ...................................................................................................................... 1
I.BÖLÜM
MÜSLÜMAN OLMADAN ÖNCE HZ. ÖMER
1.1.Soyu ............................................................................................................. 7
1.2. Künyesi ve Lakabı ....................................................................................... 8
1.3. Gençliği ve YetiĢmesi .................................................................................. 9
II. BÖLÜM
ĠSLÂM PEYGAMBERĠ HZ. MUHAMMED (s.a.v) ZAMANINDA HZ. ÖMER
2.1. Müslüman Olması ..................................................................................... 13
2.2. Hz. Ömer‟in Medine‟ye Hicret Etmesi ........................................................ 18
2.3. Hz. Ömer‟in Medine‟de Ġlk Ayları ............................................................... 20
2.4.Hz. Peygamber (s.a.v) Dönemi Gaza ve Seriyyelerde Hz. Ömer ............... 22
2.4.1. Bedir SavaĢında Hz. Ömer ................................................................ 23
2.4.2. Uhud SavaĢında Hz. Ömer ................................................................ 27
2.4.3. Hendek SavaĢında Hz. Ömer ............................................................ 31
2.4.4. Hudeybiye AntlaĢmasında Hz. Ömer ................................................. 33
2.4.5. Hayber‟in Fethinde Hz. Ömer ............................................................. 36
2.4.6. Zâtü‟s-Selâsil Gazvesinde Hz. Ömer ................................................. 39
viii
Sayfa
2.4.7. Mekke‟nin Fethinde Hz. Ömer ............................................................ 41
2.4.8. Huneyn Gazvesinde Hz. Ömer........................................................... 45
2.4.9. Taif KuĢatmasında Hz. Ömer ............................................................. 47
2.4.10. Tebük Seferinde Hz. Ömer .............................................................. 49
2.4.11. Veda Haccında Hz. Ömer ................................................................ 51
2.4.12. Usâme Ordusunda Hz. Ömer ........................................................... 52
2.5. Hz. Peygamber (s.a.v)‟Ġn Vefatı ve Hz. Ömer‟in Durumu .......................... 54
2.5.1. Kırtâs Hadisesi ................................................................................... 54
2.5.2. Hz. Peygamber‟in Mescide açılan kapıları Kapattırması .................... 56
2.5.3. Hz. Peygamber‟in Hz. Ebu Bekir‟i Namaz Kıldırmakla
Görevlendirmesi ................................................................................ 56
2.5.4. Hz. Ömer‟in Abdullah b.Zem‟â‟ya Sitem Etmesi ................................. 58
2.5.5. Hz. Peygamber‟in Vefatı ve Hz. Ömer‟in Durumu .............................. 58
III. BÖLÜM
HZ. EBU BEKĠR’ĠN HALĠFELĠĞĠ ZAMANINDA HZ. ÖMER
3.1. Hz. Ebu Bekir‟in Halife Seçilmesi ve Hz. Ömer‟in Rolü ............................. 61
3.2. Hz. Ali‟nin Hz. Ebu Bekir‟e Bey‟at Etme Meselesi ..................................... 65
3.3. Usâme Ordusunun Gönderilmesi .............................................................. 66
3.4. Ridde Olayları ve Hz. Ebu Bekir Dönemi Olaylarında Hz. Ömer ............... 66
3.5. Hz. Ebu Bekir‟in MaaĢı .............................................................................. 68
3.6. Kur‟ân‟ı Kerîm‟in Kitap Haline Getirilmesi .................................................. 69
3.7. Hz. Ebu Bekir‟in Yerine Hz. Ömer‟i Halef Tayin Etmesi ............................. 70
SONUÇ ................................................................................................................ 73
KAYNAKÇA .......................................................................................................... 75
ÖZGEÇMĠġ........................................................................................................... 79
ix
KISALTMALAR
Bu çalıĢmada kullanılmıĢ kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aĢağıda sunulmuĢtur.
Kısaltmalar
Açıklamalar
a.g.e.
Adı geçen eser
a.g.m.
Adı geçen makale
bkz.
Bakınız
bsk.
Baskı
Çev.
Çeviren
H.
Hicri
Hz.
Hazreti
Hzr.
Hazırlayan
Ġ.A.
Ġslam Ansiklopedisi
ĠSTEM
Ġslam, Sanat, Tarih, Edebiyat ve Musikisi Dergisi
M.
Miladi
Mtb.
Matbaa
NĢr.
NeĢreden
ö.
Ölüm
r.a.
Radıyallahu anh
S.
Sayı
S.A.V.
Sallallahu Aleyhi Vesellem
T.D.V.Ġ.A.
Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi
t.y.
tarih yok
Thk.
Tahkik
y.y.
yer yok
1
GĠRĠġ
Bu çalıĢmayı kaleme almaktaki amaç; Hz. Ömer‟in Hz. Muhammed
(s.a.v)‟in peygamberliği ve Hz. Ebu Bekir‟in halifeliği dönemindeki icraatlarının,
doğru bir Ģekilde tanıtılması ve anlaĢılmasını sağlamak; Hz. Ömer‟in halifeliğinden
önceki faaliyetlerini, davranıĢlarını ortaya koymak ve belli baĢlı olaylara
yaklaĢımını göstermektir.
Hz. Ömer, Ġslâm ve Ġslâm medeniyet tarihinde önemli bir konuma sahiptir.
Onun böyle bir konuma sahip olmasındaki sebep ise; en baĢta Resûlullah
(Aleyhisselam)‟ı görmüĢ, O‟nun yaĢadığı çağı idrak etmiĢ ve Ġslam‟ın önemli
meselelerinde çözüm üretmede ön planda olmuĢtur. Hz. Ömer‟in önemi, sadece
sahabe olması değildir. Aynı zamanda bütün Müslümanlar tarafından Ģahsiyeti,
yorumları, uygulama ve görüĢleriyle, dini örnek ve “Hüccet” kabul ettikleri bir
sahabedir.
Hz. Ömer‟in halife olmadan önceki yaĢantısı ve faaliyetlerini derli toplu
anlatan bir çalıĢma, araĢtırdığımız kadarıyla mevcut değildir. Mevcut çalıĢmalarda
Hz. Ömer‟in Müslüman olması, Resûlulah‟ın vefatı esnasındaki durumu, Hz. Ebu
Bekir‟in halife seçilmesindeki gibi rolleri ele alınmıĢ ve anlatılmıĢtır. Dolayısıyla
onun halifeliğinden önceki hayatının ve faaliyetlerinin önemli bir kısmı, bu
çalıĢmalarının dıĢında kalmıĢtır. Bu nedenle çalıĢmanın konu baĢlığını “Ömer Bin
Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki Hayatı” Ģeklinde olmasını uygun gördük.
Bir dönemi incelerken, ele aldığımız zaman dilimini, tarihi süreci içerisinde
değil de, tek baĢına bir yere koyarak tahlil etmeye çalıĢırsak, tutarlılıktan uzaklaĢır
ve sağlıklı sonuçlar elde edemeyiz. ÇalıĢmamızın kapsamı, her ne kadar “Ömer
Bin Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki Hayatı” olsa da, ara ara Hz. Ömer‟in halifeliği
dönemine de atıflarda bulunuldu.
Hadis ve Siyer kaynaklarında Ömer Bin Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki
Hayatı ile alakalı farklı rivayetleri toplayıp karĢılaĢtırmayı; sened, metin ve tarihi
bağlam çerçevesinde tahlillerini yaparak, aralarında bir tercihte bulunduk.
ÇalıĢmada Hz. Ömeri‟in daha çok sosyal hayatından öte; askeri ve siyasi hayatına
değinilmiĢ, olaylar savaĢlar üzerinden anlatılmıĢtır.
2
AraĢtırmamızda bölümlerin içeriğine ve amaçlarına uygun metotları takip
ettik. Ağırlıklı olarak, açıklayıcı ve tasvir edici yöntemleri kullandık. Bu bakımdan
öncelikle kaynak ve belgeler tespit edilerek, tahlile tabi tutulmuĢtur. Eserler,
kronolojik
sıraya
göre
toplanarak,
değerlendirmesi
yapıldı
ve
modern
araĢtırmalarla da desteklenerek, içeriği zenginleĢtirildi.
Tezde, dilbilgisi (gramer) kurallarına, elimizden geldiğince uymaya çalıĢtık.
Arapçadan Türkçeye geçmiĢ olan özel adlarda “d-t” meselesi vardır. Örneğin;
tarihteki Muhammed, Mahmud, Mehmed, Ahmed adlarının sonu, “d” ile mi “t” ile mi
yazılacaktır sorusu, hala bir netlik kazanmamıĢtır. Bu yüzden, tarihi Ģahsiyetlerin
adları, yer isimleri asıllarındaki Ģekilleriyle, yani Muhammed, Mahmud, Mehmed,
Ahmed Ģeklinde yazdık.
Ayrıca bu araĢtırmada, yer verilen ayetlere anlam verilirken, Hâyrat NeĢriyat
Ġlmi AraĢtırma Merkezi Meâl Heyeti tarafından hazırlanan, “Kur’ân-ı Kerîm ve
Muhtasar Meâli, Hâyrat NeĢriyat Matbaa Tesisleri, Isparta, 2006” adlı meâlden
istifade edilmiĢtir.
3
Hz. Ömer (r.a) Hakkında Bilgi Veren Kaynaklara BakıĢ
1-Muasır Kaynaklar
Ġlk devir Ġslam Tarihi incelemelerinde, çağdaĢ kaynakların bulunmayıĢı
bilinen ve eksikliği her zaman hissedilen önemli bir konudur. Hicri II. asırdan
itibaren kaynak sıfatıyla ortaya çıkan eserlerde, Hz. Peygamber ve RaĢid
halifelerle ilgili, çoğunlukla yazılı-Ģifahi geleneğe dayalı haberleri, râvî zincirine
bağlı ciddi ürünlerde bulmak mümkündür. Hz. Peygamber dönemi dahil “Ömer B.
Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki Hayatı” adlı çalıĢmada olaylara bakarken Tarih ve
Hadis gibi ilim dallarının bu Ģekildeki çalıĢmalarının ürünü olan eserlere baktık. 1
Sîret-i Ġbn HiĢam
Kaynaklarda tarih, ahbâr, ensâb âlimi olarak tanıtılan Ebu Muhammed
Cemâlüddin Abdülmelik b. HiĢam (ö. H.218/M.833)
tarafından yazılmıĢtır. Ġbn
Ġshak‟ın Kitâbü‟l-Mübtede ve‟l-Meb‟as ve‟l-Meğazi ismindeki eserini, yeniden tertip
edip düzenlemesiyle meĢhur olmuĢtur. Eserde Hz. Peygamber‟in yaĢadığı devrin
bütün olaylarını detaylarıyla anlatılmıĢtır.2
Târih-i Taberî
Taberî (ö. H.310/M.922) tarafından yazılan eser, yaradılıĢtan H.303 yılına
kadarki olayları anlatır. Taberî, eserinde olayları bölümlere ayırarak anlatmıĢtır.
Bizim yararlandığımız bölüm ise, Ġslam Tarihi adlı kitabın esasını teĢkil eden
bölümdür. Sîret ve Meğazi, Ridde ĢavaĢları, Cemel, Sıffin, Fitne olayları, Emeviler
ve Abbasiler Tarihi bu bölümün içindedir.3Fetihleri esas alan, yapılan antlaĢmaları
kronolojik sıraya göre rivayet etmesi bu eserin tez için önemini hayli arttırmıĢtır.
Hz. Ömer‟in Müslüman olması ve Hz. Peygamber dönemindeki olaylara yaklaĢımı
gibi konulara anlatmada bu esere müracaat ettik.
1
Fayda, M., Hz. Ömer Zamanında Gayr-ı Müslimler, Marmara Üniversitesi Yayınları, No: 548, İlahiyat
Fakültesi Yayın No:6
2
Fayda, M.(1997)“İbn Hişâm”, D.İ.A, XX, İstanbul: T.D.V Yayınları, 71-72.
3
Fayda, M.“Taberî”, D.İ.A, XXXIX, 314-318.
4
es- Siyretu’n-nebeviyye (H. Peygamber’in Hayatı)
Es-Siyretu‟n-nebeviyye, Ġbn Kesîr‟in el-Bidâye ve‟n-Nihaye adlı eserinde Hz.
Peyğamber‟in bütün hayatının anlatıldığı kısmın ayrı bir eser haline getirilmiĢ
Ģeklidir.4 Eserden, Hz. Ömer‟in Hz. Peygamber zamanındaki faaliyetlerini
anlatırken istifade ettik.
Kitabu’l-Megâzi
Vakıdî (ö. H.207) tarafından yazılan, hem Hz. Muhammed (s.a.v.) dönemi,
hem de sonrası dönem hakkında bilgi veren ilk eserdir. Hz. Peygamber dönemini
tüm detaylarıyla anlatır. Ayrıca müellif olayları anlattığı yerleri bizzat görerek
araĢtırmıĢ ve incelemiĢtir.5
Menâkıb-ı Çehâr Yâr-ı Güzin
ġemseddin
Sivasî tarafından yazılan bu büyük eser, dört büyük halife
devrine ait en sıhhatli kaynaklardan süzülerek, sahih hadis ve kaynaklara
dayanarak, bilhassa bu husustaki değiĢik ve birbirine zıt kanatların asla tesirine
kapılmayarak yazılmıĢtır. Eser, dört büyük halife önemli bilgiler ihtiva etmektedir.
2-Yerli Tetkik ÇalıĢmalar
ÇalıĢmanın konusu olan Halifeliğinden Önce Hz. Ömer‟i anlatan, doğrudan
bir çalıĢma bulunmamaktadır. Ancak bu döneme dair yazılan diğer tetkik
eserlerden yararlanılarak, bu döneme ait bilgiler verilmiĢtir. ġibli Numanî Asr-ı
Saadet; ġemseddin Sivâsî Dört Büyük Halife (Menakîb-i Çehâr Yâr-ı Güzin);
Mahmud Es‟ad Ġslâm Tarihi; Murat Sarıcık Dört Halife Dönemi; Ġbrahim Sarıçam
Hz. Ömer; Hz. Ebu Bekir; Muhammed Hamidullah Ġslam Peygamberi; NeĢet
Çağatay Ġslâm’dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı; Muzaffer Doğan Hz.
Ömer; Ahmet Emin Temiz Hz. Ömer; Martin Lings Hz. Muhammed’in Hayatı,
Mustafa Asım Köksal Hz. Muhammed ve Ġslâmiyet; Erzurumlu Mustafa Darîr
Kitab-ı Siyer-i Nebi; Komisyon, Hakkı Dursun Yıldız‟ın editörlüğünde hazırlanan
4
5
Özaydın, A.“el-Bidâye ve’n-Nihâye”, D.İ.A, VI, 131-132.
Fayda, M.“Vâkıdî”, D.İ.A, XLII, 471-475.
5
DoğuĢtan Günümüze Büyük Ġslam Tarihi; Ġrfan Yücel Peygamber’imizin
Hayatı; Ali Himmet Berki ve Osman Keskioğlu Hz. Muhammed ve Hayatı; Ahmet
Ağırakça Hz. Ömer, Philiph K. Hitti Siyasi ve Kültürel Ġslam Tarihi; Ali
Muhammed Sallâbi II. Halife Hz. Ömer: Hayatı, ġahsiyeti ve Dönemi;
Muhammed Hamidullah Hz. Peygamber’in SavaĢları; Gazali Fıkhu’s S’ire;
Mustafa Necati Bursalı Hak ve Adalet GüneĢi Hz. Ömer; A. Cude es-Sahhar
Dört Halifenin Hayatı gibi bir çok eser, makale, Yüksek Lisans ve Doktora
tezlerinden faydalanılmıĢtır.
6
7
I.BÖLÜM
MÜSLÜMAN OLMADAN ÖNCE HZ. ÖMER
1.1.Soyu
Hz. Peygamber‟in en yakın sahabe ve yardımcılarından, adaletiyle Ģöhret
bulan Ömer b. Hattab, KureyĢ kabilesinin Adiyy koluna mensuptur. Nesebi baba
tarafından Ģöyledir: Ömer b.Hattab b. Nüfeyl b. Abdi‟l-Uzza6 b. Riyah b. Abdullah
b. Kart b. Rezzan b. Adiyy b. Ka‟b b. Lüey‟ b. Galib b. Fihr b. Mâlik b. Nadr
b.Kinâne‟dir. Annesi ise Mahsum b. Yakaza b. Mürre oğullarından HâĢim b.
Muğire‟nin kızı Hanteme‟dir. Hanteme, bir rivayete göre Ebu Cehil‟in kız kardeĢi
veya amcasının kızıdır.7
Hz Ömer‟in soyu ve sülalesi dokuzuncu batında, Hz. Peygamber‟in Kâ‟b
ismindeki dedesinde birleĢir.8 Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in ilk hanımı, Hz.
Hatice(r.a) ile, yakın bir kan bağı bulunmakta olup akraba idiler. Varaka b. Nevfel,
hem Ömer‟in hem de Hatice‟nin amcasıdır.9
Hz. Ömer, bir rivayete göre Fil Vakası‟ndan 13 yıl sonra Mekke‟de
doğmuĢtur.10Hz. Peygamber, bu olaydan 52 gün veya 53 gün sonra doğduğuna
göre, Hz Ömer Hz. Peygamberden 13 yaĢ küçüktür. Bu tespit Hz. Ömer‟in, Hz.
Peygamber‟in Medine‟ye hicretinden 40 yıl önce doğduğu rivayetine uygun
düĢmektedir. Hz. Peygamber, Medine‟ye hicret ettiği zaman 53 yaĢında
olduğundan, Hz. Ömer‟in de 40 yaĢında olduğu anlaĢılıyor. 11 BaĢka bir rivayete
göre ise büyük dördüncü Ficar (Feccâr) savaĢından 4 sene evvel,12Fil olayından
13 sene sonra doğmuĢtur.13BaĢka bir rivayette ise Hz. Peygamber‟e, peygamberlik
6
Sallâbi, A. M. (2006). II. Halife Hz. Ömer; Hayatı, Şahsiyeti, ve Dönemi, (Çev: Mehmet Akbaş). İstanbul:
Ravza Yayınevi, 17; Ağırkaça, A. (2004). Hz. Ömer, İstanbul: Beyan Yayınları, 7; Tosun, R. (2009).
Belâzür’i ve İbn A’sem’e Göre Hz. Ömer Dönemi Fetihlerinin Değerlendirilmesi (Basılmamış Yüksek Lisans
Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
7
Es’ad, M. (1983). İslâm Tarihi, İstanbul: Marifet Yayınları, 479.
8
Sivâsî Ş. (t.y.). Dört Büyük Halife (Menakîb-i Çehâr Yâr-ı Güzin).(Sadeleştiren: Ahmet Aslantürkoğlu).
İstanbul: Saadet Yayınevi, 94; Şibli Numani (1974). Asr-ı Saadet (Çev. Ömer Rıza Doğrul). İstanbul: Eser
Yayınları, IV, 195.
9
Temiz, A. E. (2003). Hz. Ömer, İstanbul: Sevgi Yayınları, 17.
10
Sallabi, a.g.e, 17; Fayda, M. (2015). Hulefây-ı Râşidin Devri Dört Halife Dönemi, İstanbul: Kubbealtı
Yayınları, 43.
11
Şibli Numanî, a.g.e, IV, 197.
12
Kısakürek, N. F. (2008). Peygamber Halkası, İstanbul: Büyük Doğu Yayınları, 14.basım, 31.
13
Algül, H. “Ficâr”, D.İ.A., XIII, 52.
8
gelmeden 30 yıl önce doğmuĢtur. Bu tarihte 581‟e tekabül eder.14 Bazı tarihçilere
göre Hz. Ömer Halife olduğu zaman 50 veya 51 yaĢlarında idi. Buna göre Hz.
Ömer‟in doğum tarihi 583 veya 584‟e tarihine denk gelmektedir.15
1.2. Künyesi ve Lakabı
Hem cahiliye hem de Ġslâm döneminde Hz. Ömer‟in adı “Ömer” olup,
künyesi “Ebu Hafs”tır. Hafs, aslında aslan yavrusu demektir. Bu künye ile Hz.
Ömer‟e Bedir savaĢı esnasında, ilk defa Hz. Peygamber hitap etmiĢtir.16
Hz. Ömer‟in lakabı “Faruk” tur. Lakabı olan Faruk, hak ile batılı ayıran
manasındadır. Bu lakabı Hz. Peygamber vermiĢtir. Faruk adının verilmesiyle
alakalı kaynaklarda iki farklı bilgi geçmektedir.
Birincisi Ģöyledir:
Hz.
Ömer
gizleniyorlardı.
Ġslâm
Hz.
dinine
Ömer
girdiği
Resûlullah‟a,
zaman,
“Ya
Müslümanlar
Resûlullah!
müĢriklerden
Biz
hak
üzere
bulunduğumuza, onlarda batıl üzere olduklarına göre biz niye dinimizi gizliyoruz?”
diye sorunca, Hz. Peygamber, “Sayıca çok azız.” buyurdular. Hz. Ömer:“Seni hak
din ve kitap ile peygamber gönderen Allah‟a yemin ederim ki hiç çekinmeden,
korkmadan,
İslâm
inanç
esaslarını
açıklamadığım
hiçbir
meclis
kalmayacaktır.”dedi.
Müslümanlar iki saf halinde dıĢarı çıktılar. Saflardan birinin baĢında Hz.
Hamza, ötekinin baĢında ise Hz. Ömer bulunuyordu. Aralarına ise Resûlullah‟ı
almıĢlardı.17 Müslümanlar Mescid-i Harama girdiler ve namaz kıldılar. KureyĢ
müĢrikleri cesaret edip Müslümanlara bir Ģey yapamadılar. O zaman Resûlullah,
Hz. Ömer‟e “Hak ile batılı ayıran” manasına gelen Faruk ismini verdi.
Diğer bilgi ise Ģöyledir:
Yahudilerden
anlaĢamamıĢtı.ĠĢlerini
birisi
ile
halletmesi
münafıklardan
ve
aralarını
biri,
bulması
bir
için,
iĢ
hakkında
Yahudi
Hz
Peygamber‟e, münafık da Yahudilerin büyüğü Kab‟ b. EĢrefe gitmeye karar
14
Halife b. Hayyât (2001). Halife b. Hayyât Târihi (Çev: Abdulhalık Bakır). Ankara: y.y., 190-191.
Sarıcık, M. (2010). Dört Halife Dönemi,İstanbul: Nesil Yayınları, 165; Tosun, a.g.e., 3.
16
Sarıçam, İ. (2013). Hz. Ömer, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 4.baskı, 18; Kısakürek, a.g.e, 31;
Bursalı, M. N. (2015). Hak ve Adalet Güneşi Hz. Ömer, İstanbul: Çelik Yayınevi, 6.
17
Fayda, a.g.e., 44,45; Sallâbi, a.g.e., 27,28.
15
9
vermiĢlerdi.Nihayet her ikisi de Hz. Peygamber‟in huzuruna gittiler. Hz.
Peygamber, bu iki kimsenin davasını halletti ve Yahudi‟nin lehine karar verdi.
Münafık, Hz. Peygamber‟in verdiği karara ve sonuca razı olmadı. Karar
vermesi için Ömer‟in yanına gidelim diye ısrar etti ve ikisi birlikte Hz. Ömer‟in
yanına gitti. Yahudi, Hz. Ömer‟e iĢlerini halletmesi için Peygamber‟in huzuruna
gittiklerini ve Peygamber‟in kendisinin lehinde karar verdiğini, münafığın da bu
karara razı olmadığını anlattı.
Hz. Ömer münafığa, Yahudi‟nin söylediklerin doğru olup olmadığını sordu.
Münafık, doğru olduğunu söyledi. Hz. Ömer, kendisini burada beklemelerini ve
birazdan gelip kararını vereceğini söyleyerek, içeri girdi. Kılıcını kuĢanıp geldi ve
münafığın baĢını gövdesinden ayırdı. Ardından da Ģöyle dedi:“Cenab-ı Hakkın ve
Resûl‟ünün hükmüne razı olmayan kimseye, ben böyle hüküm veririm.”
O sırada Cebrail Aleyhisselam Hz. Peygamber‟e gelerek, bu olayı haber
verdi. Ömer‟in hakkı batıldan ayırıp, hakkı ortaya koyduğunu söyledi. Hz. Ömer‟in
bundan dolayı bu lakabı aldığı rivayet edilmektedir.18
Kaynaklarda geçen her iki rivayette doğrudur. Faruk lâkabının ilk verilmesi
birinci rivayette olmuĢtur. Hz. Ömer Müslüman olduktan hemen sonra gösterdiği
tavır ve kahramanlık üzerine, Hz. Peygamber tarafından bu isim verilmiĢtir. Ġkinci
rivayette ise Hz. Ömer Müslüman olduktan, hayli bir zaman sonra olmuĢtur ve Hz.
Peygamber tarafından “Faruk” ismi ikinci defa onaylanmıĢtır.
1.3. Gençliği ve YetiĢmesi
Mekke Araplar tarafından kutsal sayılmaktaydı. Mekke‟ye bu kutsallığı
kazandıran Kâbe idi. Kâbe‟nin bakımından sorumlu olan KureyĢ kabilesi, bütün
Araplar üzerinde, siyasi ve dini hüküm sahibi, en asil ve en büyük kabile olup Kâbe
ile alakalı bazı görevleri vardı. Bu kabileye mensup her sülale bu görevleri
paylaĢmıĢlar ve kendilerine düĢen iĢi yapmaktaydılar. Sefaret(elçilik) ve Münâferet
(kabileler arasındaki davaların halledilmesi) görevini yerine getiren Hz. Ömer‟in
kabilesi Benî Adîyy kabilesiydi. Bu görev cahiliyenin son dönemlerinde, Ġslâm dini
gelmeden önce, Hz. Ömer tarafından yerine getiriliyordu.19
18
Sivasî, a.g.e., 95; Doğan, M. (1999). Hz. Ömer.İstanbul: Denge Yayınevi, 20-22; Bursalı, a.g.e., 11.
Çağatay, N. (1957). İslâm’dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı, Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Yayınları, 109; Şibli, a.g.e., III, 158-159; Ağırakça, a.g.e., 8.
19
10
Hz. Ömer, cahiliye devrinde Araplarca asalet ve Ģeref vesilesi olan iĢlerle
meĢgul olmuĢtur. O devirlerde Mekke toplumunda ticarete çok büyük önem
verilirdi. Herkes gibi Hz. Ömer de geçimini sağlamak için ticaretle uğraĢıyordu.
Özellikle Ġran, Suriye, Mısır, Irak‟a ticaret maksadıyla seyahatler yapmıĢtı. Bu
seyahatler bir devlet adamında olması gereken meziyetlere sahip olmasına katkı
sağlamıĢtır.20
Gençliğinde hile, yalan bilmezdi. Aldatarak ne mal alır ne de mal satardı.
Her Ģeyi mertçe ve çekinmeden yapardı. Ġyi bir hatipti. Kendini dinletir, ikna ederdi.
Sesi ne ince, ne de rahatsız edecek kadar kalındı. Gayet fasih bir dili
olup,söyleyeceklerini tane tane ve zaman zaman sesini alçaltıp yükselterek ortaya
koyardı.21Gençliğinde de halifeliği gibi sade ve mütevazı yaĢardı. Sert bir mizaca
sahip olduğu gibi düĢkünlere de yardım edecek kadar alçakgönüllüydü.
Dili, güzel konuĢabilen, belagati düzgün ve her zaman doğruyu konuĢan
cesur biriydi.22Ukaz panayırında pehlivanlarla güreĢ tutar ve hepsini yenerdi. Tek
sıçramada, hiç sarsılmadan ata biner ve atı iyi kontrol ederdi.23 Kızgın develerle
güreĢip, kuvvetini harcayan ve herkesin kendisinden çekindiği bir kimse olup,
Mekke‟nin en kuvvetli sahsıydı.24
O zamanlar Arabistan‟da çok önemli sayılan Ģecere ilmini öğrendi. Temel
bilgilerini babası Hattab‟tan öğrendi. ġiire meraklı olduğundan hitabet sanatını
öğrenmiĢ ve Arapların önemli Ģiirlerini ezberlemiĢtir.25
Belâzurî, Ġslam dini geldiği zaman yazı bilen kiĢileri zikretmiĢtir. O dönem
okuma-yazma bilen on yedi kiĢiden birisi de Hz. Ömer idi.26 Hz Ömer‟in
sülalesinden oğlu Abdullah, kızı Hafsa, eniĢtesi ve amcasının oğlu Said b. Zeyd de
okuma-yazma bilmekteydiler. Bu durum bize Hz. Ömer‟in içinde bulunduğu ailenin
hem erkeklerin, hem de kadınlarının okur-yazar olduğunu gösterir.27
Hz. Ömer çocukluk yıllarında babasına ait olan develere çobanlık yapmıĢtır.
O zamanki Arap toplumunda çobanlık yapmak kötü bir meslek olarak değil, aksine
milli bir meslek olarak görülüyordu. Bütün gün develerin arkasında çobanlık
20
Hasan, İ. H. (1979). Târihu’l-İslâm, Mısır, I, 210; Doğan, a.g.e., 19.
Temiz, a.g.e.,16-17.
22
Uzun, T. (2005). Dil ve Edebiyat Yönünden Hz. Peygamber ve Hulafâ-i Raşidin, İSTEM, 3(6), 141-142.
23
Koçak, M. (1982). Hz. Ömer ve Fıkhı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Samsun, 12.
24
Boyunağa, Y. (1997). Türk-İslâm Sentezi. (3. Baskı). İstanbul: Yağmur Yayınları, 137.
25
Fayda, M. “Ömer”, D.İ.A, XXXIV, 44.
26
Hamidullah, M. (1988). Allah’ın Elçisi ve Sahabe Devrinde Yazı Sanatı, İslami Araştırmalar Dergisi, II,
Sayı 7, 96; Şibli, a.g.e.,IV, 199; Doğan, a.g.e.,19.
27
Hamidullah, M. (1991). İslam Peygamberi (5. Baskı). (Çev: Salih Tuğ). İstanbul: İrfan Yayınları, I, 105.
21
11
yapmaktan yorulup dinleneceği zaman, babası tarafından hakarete maruz kalıp
dövülmekteydi.28
Halifeliği zamanında Hac‟dan dönerken, Mekke ile Medine arasında
bulunan Dacnân vadisine geldiği vakit, çobanlık yaptığı o günleri hatırlayarak Ģu
sözleri söylemiĢtir: “Ey rahmeti sonsuz olan Allah‟ım! Sırtımda keçe bir deve
çobanı olarak bu çöllerde dolaşır dururdum. Ne zaman yorgunluktan dolayı
oturacak
olsam
Hattab
beni
döverdi.
Şimdiyse
senden
başka
büyük
29
tanımıyorum.” Çocukluğunda maruz kaldığı sert muamelelerin Hz. Ömer‟in
otoriter ve sert bir mîzaca sahip olmasındaki en önemli etkenlerden birisi olduğunu
yani onun delikanlılık çağındaki katılık ve sertliğin bir bakıma babasından veraset
yoluyla geçtiğini söyleyebiliriz.30
Hz. Ömer‟in kabilesi Benî Adîyy, ilk zamanlar Hz. Peygamber‟in Ġslam‟a
çağrısına olumsuz cevap vermiĢ ve ona düĢmanca tavır takınmıĢlardı. Ancak
Ömer b. Hattab‟ın Müslüman olmasıyla düĢmanca tavırlarını bırakmıĢlardı. Hatta
Hz. Ömer‟e saygı gösterdiklerinden ve çekindiklerinden dolayı Bedir savaĢında,
müĢriklerin safında savaĢa katılmamıĢlardır. Bu durum bize Hz. Ömer‟in Ġslam
öncesi ve sonrası sosyal konumunun güçlü olduğunu gösterir. Hz. Ömer‟in
ifadesiyle Benî Adîyy kabilesi mensuplarının hepsi, Mekke‟nin fethinden önce
Müslüman olmuĢlardır.31
Bu dönemde Hz. Ömer‟e aitmiĢ gibi anlatılan bazı olaylar vardır. Hz.
Ömer‟in Cahiliye döneminde kızını gömerek öldürdüğüne dair anlatımlar
araĢtırdığımız kaynaklara göre gerçekleri yansıtmamaktadır. Hz. Ömer‟in ve
ailesinin Mekke toplumunda saygın bir yere sahip olmaları, kızı Hz. Hafsa‟nın
babasıyla yaĢ farklarının az olması, söylenenlerin doğru olmadığını gösteren en
önemli delilerdendir.32
28
Şibli, a.g.e.,IV, 198.
Doğan, a.g.e; 18.
30
Gezgin, A.G. (2009). Özgün Bir Kur’an Yorumu: Hz. Ömer Örneği, İstanbul: Rağbet Yayınları, 49.
31
Önkal, A.“Adîyy b. Ka’b”, D.İ.A., I, 380; Yüksel, M. M. (2006). Karizmatik Lider Örneği Olarak Hz.
Ömer (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya.
32
Demircan, A. (2004).Cahiliye Araplarında Kız Çocuklarını Gömerek Öldürme Âdeti, İSTEM, Yıl 2, Sayı 3,
29.
29
12
13
II. BÖLÜM
ĠSLÂM PEYGAMBERĠ HZ. MUHAMMED (s.a.v) ZAMANINDA HZ. ÖMER
2.1. Müslüman Olması
Hz. Muhammed (s.a.v.) kırk yaĢına girdiği vakit,
meleği Cebrail vasıtasıyla, 610 yılında,
33
Allah tarafından vahiy
Ramazan ayının on yedisinde, Pazartesi
günü Hırâ mağarasında seher vakti uyanık iken, “Oku” diye ilk vahiy indi.34
Cebrail Aleyhisselam:“Ya Muhammed! Yüce Allah sana selam söylüyor ve
senin için „Sen benim, bütün cinlere ve insanlara resûlümsün! Onları Lâ ilâhe
illallah kelime-i tevhidine davet et.‟ buyuruyor.” dedi.
Artık Ġslam dini tesis edilmeye baĢlanmıĢ ve Hz. Peygamber‟e, insanları
Ġslam‟a davet etmesi buyrulmuĢtu. Hz. Muhammed (s.a.v) Allah‟ın dini olan
Ġslâmiyet‟i herkese açıklayıp, insanları Ġslâm dinine girmeye davet ettiği zaman,
KureyĢ müĢrikleri ile arasında düĢmanlık arttı.
Hz. Ömer, Müslüman olmadan önce Peygamber‟e ve Müslümanlara karĢı
insanların en katı ve kötü davrananları arasındaydı.35 Hz. Ömer‟in Müslüman
olması, Hz. Hamza‟nın Müslüman oluĢundan üç gün sonra olup, bu tarih
nübüvvetin altıncı yılında, Zilhicce ayından bir Cuma gününe tekabül eder. Hz.
Peygamber Pazartesi günü Dârû‟l-Erkam‟da,
“Ey Allah‟ım! Şu iki adamdan, Ebu Cehil veya Ömer b. Hattab‟dan sana en
sevgili olanı ile İslâm‟ı aziz kıl, güçlendir.” diye dua etti.36 Bu iki Ömer‟den biri olan
Ömer bin HiĢam, diğer namıyla Ebû Cehil, Resûlullah‟ı öldürecek olana 100 deve
vaat ederken, Ömer bin Hattab da bu teklifi kabul edip, Resûlullah‟ı öldürmek
üzere yola çıkıyordu.
Hz. Ömer Ġslâmiyet‟i seçmeden önce Müslümanlığa karĢı sert bir tutum
içindeydi. Müslüman olmadan önce bir cariyeyi, Müslümanlıktan dönmesi için
dövdüğü, dövmeyi bırakınca da alaylı bir üslupla, “Kusura bakma! Dövmekten
33
İbn Hişam (2006). Sîret-i İbn-i Hişam (Tercüme: Hasan Ege). İstanbul: Kahraman Yayınları,I, 309; Taberî
(2007). Târihu’r-Rüsûl ve’l-Mülûk (Taberî Tarihi) (Tercüme: M. Faruk Gürtunca). İstanbul: Sağlam
Yayınevi, III, 64; Yücel, İ. (2012). Peygamberimiz’in Hayatı, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,
47.
34
İbn Hişam, a.g.e, I, 311.
35
Sallâbi, a.g.e., 22,26.
36
Sallâbi, a.g.e., 24; Fayda, a.g.e., 48; Yüksel, a.g.e., 66.
14
usandım. Bu sebeple seni bırakıyorum” dediği rivayet edilmiĢtir.37HabeĢiĢtan‟a göç
eden Müslümanlardan biri hanımına, Hz. Ömer için: “Hattab‟ın eşeğinin Müslüman
olduğunu görünceye kadar Ömer Müslüman olmaz.” demiĢti.38
Hz. Ömer‟in nasıl Müslüman olduğu hakkında, kaynaklarda bir çok bilgi
vardır. Bize ulaĢan bu bilgileri Ģöyle sıralayabiliriz.
KureyĢ‟li
müĢriklerin
ileri
gelenleri
her
zamanki
gibi
toplanmıĢlar,
Muhammed ve Müslümanlardan kurtulmanın çözümünü araĢtırıyorlardı. O
toplulukta Ömerb. Hattab‟ta bulunuyordu. MüĢriklerin lideri Ebu Cehil söz
aldı,babayı oğuldan ayıran, dinimizi ayıplayan, putlarımızı hor ve hakir gören
Muhammed‟i
öldürmekten
baĢka
çare
olmadığını
söyledi.39
Muhammed‟i
öldürecek olan kiĢiye, yüz tane kıvırcık deve, yüz okka altın, bin okka gümüĢ
vereceğini vaat etti. Ömer b. Hattab‟ta yeni gelen dinden memnun değildi.
KureyĢ‟lilerin iĢlerini bozan Muhammed ve ashabını sevmiyor, Müslümanlara kin
besliyordu. Ebu Cehil‟in bu konuĢmasıyla, Muhammed‟i öldürmeyi seve seve kabul
etti. Muhammed‟i öldürmek için evine gelen Ömer, kılıcını aldı, hamayil gibi
boynuna astı ve Dârü‟l-Erkam‟a doğru yol aldı.
Ömer öfkeli ve sert adımlarla Muhammed‟i öldürmeye giderken yolda Adiyy
b. Ka‟b oğullarından Nuaym b. Abdullah ile karĢılaĢtı. Nuaym b. Abdullah Ömer ile
aynı kabiledendi. Müslüman olmuĢ ve kavminden korktuğu için Müslümanlığını
gizliyordu. Nuaym b. Abdullah, Ömer‟in bu hareketinden ve öfkeli hallerinden
ĢüphelenmiĢti. Ömer‟in nereye gittiğini öğrenmek istedi.40
Nuaym b. Abdullah, Hz. Peygamber‟i korumak için:“Sen Muhammed‟i
öldürünce Abdi Menaf oğullarının seni sağ bırakacağını mı zannediyorsun?” dedi.
Gözü dönen, olacakların sonunu kestiremeyen Ömer, Nuaym‟ın dediklerini bile
duymuyordu. Ömer‟i bu Ģekilde vazgeçiremeyeceğini anlayan Nuaym, Hz.
Peygamberi ve sahabeyi uyarmak için zaman kazanmak amacıyla son çare
olarak:“Amcanın oğlu enişten Saîd b. Zeyd ile kız kardeşin Fâtıma her ikisi de
Müslüman oldular. Git önce onları öldür.”demek zorunda kalmıĢtı. Nuaym, Fatıma
37
Sallâbi, a.g.e., 22.
İbn Hişam, a.g.e.,I, 458; Boyunağa, Türk-İslâm Sentezi, 137; Gazali, M. (2014). Fıkhu’s Sîre, (Çev: Resul
Tosun). Ankara:Ankara Okulu Yayınları, 120.
39
İbn Hişam, a.g.e. ,I, 459; Bursalı, a.g.e., 14.
40
İbn Hişam, a.g.e.,I, 458-459; Darîr, Erzurumlu Mustafa (2000). Büyük İslam Tarihi ( Kitab-ı Siyer-i Nebî)
(Tercüme: Mehmet Faruk Gürtunca).İstanbul: Doğuş Yayınları, II, 759.
38
15
ve Saîd‟i Ömer‟in gazabına maruz bırakacağı için üzgündü. Fakat, Bunlarda
Nuaym‟ın gerçek niyetini öğrenince hak vereceklerini biliyordu.41
Nuaym b.Abdullah‟tan bu sözleri duyan Hz.Ömer, Hz. Muhammed‟i
öldürmekten vazgeçti, birden yolunu değiĢtirdi ve öfkeyle kız kardeĢinin evine
doğru yol aldı. Habbab b. Eret o sırada, Hz.Ömer‟in amcaoğlu ve eniĢtesi Saîd b.
Zeyd‟e ve kızkardeĢi Fâtıma‟ya Kur‟ân öğretiyordu. Ömer, onların kapısının önüne
geldiği zaman, Kur‟ân okuma sesi iĢitmiĢ idi. Hiddetle kapıyı çaldı: “Açın
kapıyı!”diye bağırdı. Ömer‟in sesini iĢiten Habbab b. Eret aceleyle evin içerisinde
bir yere saklandı. Fâtıma ise Kur‟ân sayfalarını gömleğinin arasına koyarak, hiçbir
Ģey olmamıĢ gibi kapıyı açtı.
Ömer bir hıĢımla içeri girdi, iĢitmiĢ olduğu o sesin ne olduğunu sordu. Kız
kardeĢiyle eniĢtesi, bir Ģey iĢitmediğini söyleyerek, Kur‟ân okuduklarını gizlediler.
Ömer, kesin olarak her Ġkisinin de Muhammed‟e uyduklarını ve onun dinine
girdiklerini anlamıĢtı. Birden eniĢtesi Saîd b. Zeyd‟in üzerine atılarak, dövmeye
baĢladı. Kız kardeĢi Fâtıma, O‟nu kocasından ayırmak isteyince bir tokat da ona
vurdu. Fâtıma ağzı gözü kan içinde yere düĢtü. Her ikisi de bu duruma daha fazla
dayanamadılar. Müslüman olduklarını, Allah‟a ve Resûl‟üne iman ettiklerini, artık
hak din olan Ġslâm‟dan ve Müslümanlıktan dönmeyeceklerini Ömer‟e söylediler.42
Hz. Ömer kız kardeĢini kanlar içinde görünce, yaptığı iĢe piĢman oldu,
dayanamayarak birden yumuĢadı, onların okudukları Ģeyleri merak ederek: “Bana
verin de Muhammed‟in getirmiş olduğu şeylere bir bakayım.” dedi. Yeni gelen
dinde, abdestsiz olanlar Kur‟ân ayetlerine dokunamazlardı. Kız kardeĢi Fatıma
Hatun, Hz. Ömer putlara taptığı için necis ve pis olduğunu düĢünmüĢ, “Bu
sayfalara ancak temiz olanlar dokunabilir” demiĢti.
Ömer banyo yaptı ve gusül abdesti aldı. Bedenen ve ruhen bütün
kirlerinden
kurtulup
tamamen
değiĢmiĢ,
sertliği
gitmiĢ,
farklı
bir
kiĢi
olmuĢtu.43Fâtıma Hatun Kur‟ân sayfalarını Ömer‟e verdi. Ömer gözlerini Kur‟ân
sayfalarına dikti. Okudukça kalbi ferahlayıp, gönlü açılıyordu. Bu deri parçasına
yazılmıĢ bir sayfalık kelamda büyük manaların olduğunu fark etti. Bu sayfalarda
41
Köksal, M. A. (2007). Hz. Muhammed ve İslâmiyet, , İzmir: Işık Yayınları, I-II, s.415; Editör: Tan, M.
(2007). Tematik Siyer Atlası,İstanbul:Moralite Yayınları, 149; Yücel, a.g.e., 66; Bursalı, a.g.e.,15.
42
Köksal, a.g.e., I-II, 416. Darîr, a.g.e., 2/763; Berki, A. H., Keskioğlu, O. (2012). Peygamberimiz’in Hayatı,
Ankara D.İ.B. Yayınları, 98; Agırakça, a.g.e., 11.
43
Sallâbi, a.g.e., 26; Yücel, a.g.e., 67; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 99.
16
Tâhâ sûresi yazılı idi. Ömer Tâhâ suresinin baĢından baĢlayarak, on altı ayet
okudu.44
Ömer, adeta Ģok geçirmiĢ gibiydi. “Bu sözler ne kadar güzel ve değerli.”
demekten kendini alamadı.Ömer, tekrar tekrar Tâhâ sûresini okudu ve ağlamaya
baĢladı. Artık Ömer okuduğu surenin etkisiyle gözle görülür bir değiĢimin içine
girdi. Hz. Ömer‟in değiĢtiğini fark eden, olanları uzaktan izleyen Habbab b. Eret,
saklandığı yerden çıktı ve Hz. Peygamber‟in birkaç gün önce, yaptığı duayı
hatırladı: “Müjde ey Ömer! Resûlullah (Aleyhisselam) filan gün şu duayı yaptı.
Umarım o dua sana tesir etti. Allahtan kork artık. Müslüman ol.” dedi. 45
Hemen Muhammed‟i görmek ve Müslüman olmak istedi. Habbab b.
Erett‟en, Peygamber‟in yerini göstermesini talep etti.
Habbab b. Eret,
Peygamber‟in Safa tepeciğinin yanındaki bir evde olduğunu söyledi.46
Hz. Ömer Hz. Peygamber ile ashabının bulunduğu yere doğru yol aldı ve
vardı,kapılarını çaldı.Kapıya bakan Bilal-i HabeĢi, Hz. Ömer‟i kılıcını kuĢanmıĢ bir
vaziyette gördü ve Resûlullah‟a haber verdi. O sırada yeni Müslüman olmuĢ Hz.
Hamza, korkmamalarını, Ömer‟e içeriye girmesi için izin vermelerini istedi. Ġyilik
için geldiyse ne âlâ. Eğer kötülük için geldiyse de, O‟nu kendi kılıcıyla öldüreceğini
söyleyerek, kapıyı açmalarını söyledi.
Resûlullah‟a Cebrail önceden gelip, Ömer‟in Müslüman olacağını haber
vermiĢti. Hz. Peygamber, olacak hadiselerden haberdar bir tavırla, Ömer‟e izin
verilmesini ve içeriye girmesini söyledi.47 Hz. Peygamber, Ömer‟i kemerinden tutup
odanın ortasına çekerek:“Ey Hattab‟ın oğlu! Ne için geldin? Allah‟ın senin başına
bir musibet indirmesine kadar duracağını sanmıyorum.” buyurdu. Hz. Ömer bir Ģey
diyemedi. O, Allah‟a ve Resûl‟üne ve ona Allah‟tan gelen Ģeylere iman etmeye
gelmiĢti. Müslüman olmak istediğini, Resûlullah‟a söyledi. Hz. Peygamber, “Allah-u
Ekber!” diyerek tekbir getirdi. O sırada evde bulunan halk tekbir sesini iĢitince,
Ömer‟in Müslüman olduğunu anladılar.48
Bu rivayeti bazı tarihçiler kabul etmez ve Hz. Ömer‟in tek baĢına, Hz
Peygamber‟i öldürmeye gitmesini makul görmezler.Hz Peygamber, kendisine
44
İbn Esîr, a.g.e., II, 85-86; Darîr, a.g.e., II/765; Bursalı, a.g.e., 16,17.
Hamidullah, M., İslam Peygamberi, I, 100-102; Darîr, a.g.e., II/768; Gazali, a.g.e., 120; Yüksel, a.g.e., 68.
46
İbn Kesîr (2013). Hz. Peygamber’in Hayatı (es- Siyretu’n-nebeviyye) (Tercüme: Hanifi Akın). İstanbul:
Çelik Yayınevi, 196; İbn Hişam, a.g.e.,I, 461.
47
Köksal,a.g.e.,I-II, 417.
48
İbn Hişam, a.g.e., I, 462; İbn Esîr, a.g.e. ,II, 86; İbn Kesîr; a.g.e., 197; Lings, M. (2012). Hz. Muhammed’in
Hayatı, , İstanbul: İnsan Yayınları, 93-94; Ağırakça, a.g.e., 12.
45
17
inanan ashabıyla birlikte Dârü‟l-Erkâm‟da tek baĢına olmayıp,orada yaklaĢık 40
kadar kiĢi kendisi uğruna canını seve seve verip, ölümü göze alacak mert,yiğit,
cesur kiĢiler bulunmaktaydı. Hz. Ömer, Muhammed‟i tek baĢına kuytu bir yerde
öldürmek varken, niye topluluğun içinde öldürmeyi düĢünsün?49Hz. Ömer‟in
Müslüman olmasıyla alakalı meĢhur olan bu rivayeti nakleden müellifler,
sorgulamadan ve akıl süzgecinden geçirmeden anlattıkları için, kendinden sonraki
gelenlerde aynı mantıkla naklederek ilim dünyasında yaygınlık kazandırmıĢlardır.
Son zamanlarda yazılan ilmi eserlerde, meĢhur olan bu rivayet yerini aĢağıda
anlatılan rivayete bırakmıĢtır.
Hz Ömer:“Ben cahiliye‟de şarabı çok sever ve içerdim. Bir gece gene şarap
içmek ve arkadaşlarla konuşmak için Benî Mahsum‟dan Ömer b. Abd b. İmran‟ın
evinin yanına gittim. Orada arkadaşlarımı bulamadım ve bari şarap içeyim diye,
şarap almak için şarapçıya gittim. Şarapçı da yerinde yok idi. Ben de o zaman
Kâbe‟ye gideyim, tavaf edeyim diye düşündüm. Gittiğim zaman Resûlullah orada
namaz kılıyordu. Ben de, beni görmesin diye Kâbe‟nin örtüsünün altına gizlendim
ve okuduğu ayetleri dinledim. Kureyş‟in dediği gibi onun şair olduğunu düşündüm.
Hz. Peygamber, “O Kur‟an şair sözü değildir.” ayetini okudu.50 Sonra ben kâhin‟dir
diye düĢündüm. Hz. Peygamber, “O Kur‟ân kâhin sözü de değildir. Âlemlerin
Rabbi olan Allah‟tan inzal olmuştur.” ayetlerini okudu.51 O esnada kalbim Ġslam
dinine ısındı ve Ġslam dini ve Kur‟ân‟a karĢı önyargılarımdan tamamen
kurtulmuĢtum.52
Sonra Resûlullah namazını bitirdi yürümeye baĢladı. Ben arkasından
yürüdüm ve kendisine yetiĢtim.Sesimi iĢitti ve benim Ömer olduğumu anlayınca
kendisine eziyet edeceğimi zannetti. Ben de: “Korkma ya Muhammed! Allah ve
Resûlüne ve Allah‟tan kendisine gelen şeylere iman etmeye geldim.” dedim. Ben
den bu sözleri duyan Resûlullah çok sevindi ve eliyle göğsümü sıvazlayarak kararlı
olmam ve dinden dönmemem için dua etti. Ġman ettiğimi kimseye söylemememi ve
belli bir müddete kadar gizlememi söyledi.53
49
Mahmud Es’ad, a.g.e.,482; Yüksel, a.g.e., 12.
Hakka Sûresi, 69/41.
51
Hakka Sûresi, 69/42-43.
52
Darîr; a.g.e., II/784-785; Fayda, a.g.e., 48,49.
53
Mahmud Es’ad, a.g.e.,482; Köksal, a.g.e., I-II, 413,414.
50
18
Her iki rivayet incelendiği zaman, ilmi veriler ıĢığında makul olanın ikinci
rivayet olduğu anlaĢılmaktadır. Nitekim Hz. Ömer‟e nasıl Müslüman oldun diye
sorulduğu zaman, yukarıdaki anlatılan olayları bizzat kendisi söylemiĢtir.
Hz. Ömer‟in Müslüman olmasıyla erkek Müslümanların sayısı kırka
ulaĢtı.Kadın Müslümanlar ise yirmi üç kiĢiydi.Hz. Ömer‟in bisetin 6. yılında, Zilhicce
ayında Müslüman olmasıyla, Müslümanlar Dârü‟l-Erkam‟dan çıkarak ibadetlerini
gizlemeden yapmaya baĢladılar.54
Hz. Ömer Müslüman olduğunu, Ebu Cehil‟e haber vermek için kapısını
çaldı. Ebu Cehil Ömer‟in hayırlı haberler getirdiğini sanarak sevinçle, “Hoş geldin
kız kardeşimin oğlu! Ne haber getirdin?”diye sordu. Hz. Ömer, “Allah‟a ve
Resûl‟üne iman ettiğimi ve ondan gelenleri tasdik ettiğimi, Müslüman olduğumu
sana bildirmeye geldim” demiĢtir. Ömer gibi Müslümanlara karĢı çok sert olan
birisinden bu sözleri duymak, Ebu Cehil‟e Ģaka gibi gelmiĢ, inanmamıĢ, ya da
inanmak istememiĢti. Ömer‟deki ciddiyeti, samimiyeti görünce içerleyerek çok
sinirlendi, “Allah seni de, senin getirdiğin haberi de kahretsin” diyerek kapıyı
yüzüne kapattı.55
Abdullah b. Mes‟ud:“Ömer‟in Müslüman olması bir fetih idi. Hicreti bir
yardım idi. Halifeliği bir rahmet idi. Ömer Müslüman oluncaya kadar, Kâbe‟nin
yanında açıktan namaz kılamıyorduk. O, Müslüman olunca Kureyş müşrikleriyle
dövüştü. Kendisi Kâbe‟nin yanında namaz kıldı, bize de kıldırdı. Allah (c.c) ondan
razı olsun.” dediği rivayet edilmiĢtir.56
Hz. Ömer‟in Müslümanlığı kabulü Ġslam davasında bir dönüm noktası oldu.
Ġslam‟a yeni bir istikamet verdi. Ġslam‟ı müĢriklerin saldırılarına karĢı müdafaa etti.
O‟nun
mertliğini,
cesaretini,
kahramanlığını
bilen
müĢriklerden
bir
çoğu
Müslümanlar‟a yapmıĢ oldukları eziyetten vazgeçtiler.
2.2. Hz. Ömer’in Medine’ye Hicret Etmesi
Peygamberi çok seven, O‟nu koruyup kollayan, dini yaymasında serbest
bırakan amcası Ebu Talib vefat edince, müĢrikler Müslümanlara yaptıkları baskıyı,
Ģiddeti, zulmü iyice arttırdılar. Onları dinlerinden döndürmek için akla, hayale
54
İbn Kesîr, a.g.e.,196; Darîr, a.g.e., II/775.
İbn Hişam, a.g.e., I, 467; Darîr, a.g.e., II/773.
56
İbn Hişam, a.g.e., I, 457; İbn Kesîr, a.g.e., 194.
55
19
gelmedik iĢkence yöntemlerine baĢvurdular. Mekke,Müslümanlar için oturulamaz
ve yaĢanılamaz bir yer haline gelmiĢti. Müslümanlar, Hz. Peygamber‟e
baĢvurarak, hicret için izin istediler. Hz. Peygamber, onlara yakın bir belde olan ve
ġam ticaret kervanı yolu üzerinde bulunan Medine Ģehrini iĢaret ederek:“Orası
yakın bir beldedir. Siz orayı biliyorsunuz. Gitmek isteyen oraya gitsin.” buyurdu.57
Müslümanlar, Hz. Peygamber‟in bu sözü üzerine kısa bir sürede
hazırlanarak, peĢpeĢe Medine‟ye doğru hicret etmeye baĢladılar. Hz. Ömer, karısı
Zeynep‟i, kızı Hafsa ile oğlu Abdullah‟ı da yanına alarak, 21 kiĢilik bir kafile ile
Medine‟ye hicret etti.58 Bu kafilede AyyaĢ b. Rebia, Bilâl-i HabeĢi, Hz. Ömer‟in
kardeĢi Zeyd b. Hattab gibi zatlar da bulunuyordu. Hz. Ömer‟in topluca hicret
etmeyi seçmesindeki neden, KureyĢ‟in herhangi bir güçlük çıkarmaması ve
hücuma maruz kalmamalarıydı.59
Hicretten haberdar olan müĢrikler, hicret etmek isteyenlere engel oluyor,
yollarını kesiyor ve yakaladıklarına iĢkence yapıyorlardı. Hz. Ömer hariç tüm
Müslümanlar gizlice hicret etmiĢlerdir.60Hz. Ömer hicret edeceği zaman kılıcını
kuĢandı, yayı ve okunu omzuna astı ve Kâbe‟ye vardı. O sırada Kâbe‟de
müĢriklerin ileri gelenleri oturmaktaydı. Hz. Ömer onların gözü önünde Kâbe‟yi
yedi kere tavaf etti. Sonra ise onların yanına giderek: “İşte ben Hattab‟ın oğlu
Ömer gidiyorum. Kim anasını ağlatmak, çocuğunu yetim, hanımını dul bırakmak
isterse
yarın
şu
vadinin
arkasında
gelip
benimle
karşılaşsın
benimle
savaşsın.”dedi.MüĢriklerden hiç kimse korkusundan cesaret edip, Hz. Ömer‟i takip
edemedi.61
Hz. Ali, “Muhacirlerden hiç kimse bilmiyorum ki müşriklerden gizli olarak
hicret etmiş olmasın. Ama Hattab‟ın oğlu Ömer bu durumdan müstesnadır” demiĢ,
Hz. Ömer‟in cesaretini takdir etmiĢtir.
Hicret gizli bir olay olduğu için, Hz. Ömer aleni olarak hicret edip, yanındaki
kiĢileri ve kendisini tehlikeye atmaz. Aleni olarak hicret ettiğine dair rivayetleri
yazanlar, gerçeklikle ne kadar örtüĢtüğünü sorgulamamıĢlardır. Bu tür rivayetlerin
meĢhur olması ve kabul görmesinin sebebinin, ilmi olmaktan daha çok hamasi ve
duygusal sebepler olduğunu söyleyebiliriz. Hz. Ömer zaman zaman fevri çıkıĢlar
57
Darîr, a.g.e., III/403; Yücel, a.g.e., 88.
İbn Hişam, a.g.e., II, 137; Lings, a.g.e., 121.
59
Darîr, a.g.e., III/405.
60
Sarıçam, Hz. Ömer, 32
61
Mahmud Es’ad, a.g.e.,525-526; Bursalı, a.g.e., 23; Köksal, a.g.e., I-II, 629.
58
20
yapan, sert mizaca sahip birisi olduğundan, hicret ederken anlattığımız mezkûr
rivayetler ona yakıĢtırılarak Ģöhret kazanmıĢtır. Hz. Ömer‟inde gizlice ve yanındaki
Müslümanların canını tehlikeye atmadan hicret ettiği kanaati, ilim dünyasında yeni
yeni kesinlik kazanmaktadır.62
2.3. Hz. Ömer’in Medine’de Ġlk Ayları
Hz. Ömer Medine‟ye hicret ettiği zaman, kafilesindeki kiĢilerle beraber Kuba
köyünde bulunan, Rifâa b. Abdulmünzir‟e konuk oldular.63Medine‟de yer sıkıntısı
vardı. Kuba köyü ise Medine‟ye yakın bir yerde bulunmaktaydı. Bazı rivayetlere
göre Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟den on beĢ gün sonra, bazı rivayetlere göre ise üç
ay sonra Medine‟ye hicret etmiĢtir.
Hz. Peygamber, Medine‟deki Ensâr kadınlarından biat almak için Hz. Ömer‟i
gönderdi. Hz. Ömer onlara selam verdi: “Ben Allah‟ın Resûl‟ünün halifesiyim.
Hırsızlık yapmayacağınıza, çocuklarınızı öldürmeyeceğinize, birbirinize iftira
atmayacağınıza, cenazede dövünerek saçınızı başınızı yolarak ağlamayacağınıza
dair, bey‟at ediyor musunuz?”dedi. Orada bulunanlar hep bir ağızdan „Evet‟
dediler.
Bir müddet sonra Hz. Peygamber, Hz. Ömer ile Hz. Ebu Bekir‟i kardeĢ
yaptı. Muhacir ile Ensâr arasında gerçekleĢtirilen kardeĢleĢtirme hadisesinde ise,
Hz. Ömer‟i Ensardan Utbân Ġbn Malik ile kardeĢ yaptı. Bir gün kendi bir gün de
kardeĢi çalıĢarak, sırasıyla Resûlullah‟ın huzurunda bulunurlar ve Resûlullah‟tan
iĢittiklerini birbirlerine anlatırlardı.64
Ezan ġeklinin Belirlenmesinde Hz. Ömer
Ezan meĢru olmadan önce, Hz. Peygamber Medine‟ye hicret ettiği vakit,
Müslümanlar kimseye haber vermeksizin, belirli saatlerde bir araya gelir ve namaz
vaktini beklerlerdi.65 Namaz kılmak için halkı namaza davet eden kimse yoktu.
Cemaat namaz vakitlerini karıĢtırıyor ve namazın ne zaman kılınacağını tam
olarak kestiremiyordu.
62
Köksal, a.g.e., I-II, 629; Özpınar, Ö. (2012). Hz. Ömer’in Medine’ye Hicretiyle İlgili Rivayetlerin
Değerlendirilmesi, İSTEM, Sayı: 20, 11, 36.
63
İbn Hişam, a.g.e., II, 140; Fayda, a.g.e., 51,52,
64
Sarıçam, Hz. Ömer,36; Gazali, a.g.e., 181;Ağırakça, a.g.e., 14.
65
İbn Hişam, a.g.e., II, 180.
21
O sırada Hz. Ömer, Halkı namaza çağırmak için bir adam gönderelim, diye
bir fikir sundu. Bu fikir Hz. Peygamber‟in hoĢuna gitti. Yanında bulunan Bilal
HabeĢî‟ye, Namaz için halka seslenmesini buyurdu. Bilal HabeĢi:“Essâlâten
câmiatan: Cemaatle Namaza!” diye çağırarak halkı namaz kılmaya topladı. Ayrıca
Medine sokaklarında da bir adam da “Essalât! Essalât!”diye bağırarak halkı
namaza toplardı. Namaz kılmak için yapılan bu davet Ģekli, bir müddet sonra
Müslümanlara ağır geldi. Hep birlikte toplanıp Resûlullah‟a geldiler. Namaza davet
için bir nâkus (çan) çalınmasını teklif ettiler. Hz. Peygamber, bunun Hıristiyanlara
mahsus bir Ģey olduğunu buyurdu ve izin vermedi. Müslümanlar, o zaman Namaz
vakti, herkesin görebileceği yüksek bir yerde ateĢ yakılmasını önerdiler. Hz.
Peygamber, Bunun da Mecusilere ait bir Ģey olduğunu buyurdu. Müslümanlar,
Namaz vakti girince bir bayrak dikelim. Bayrağı görenler birbirine haber versinler,
mescide gelsin, dediler. Hz. Peygamber bunu da beğenmedi ve eski düzen bir
süre daha devam etti.
Birkaç gün sonra Ensardan Abdullah b. Zeyd b. Abdi Rabbih bir rüya gördü
ve rüyasında ona ezan gösterildi.66 Abdullah b. Zeyd gördüğü rüyayı Hz.
Peygamber‟in yanına gelerek anlattı.
Bu rüya üzerine Hz. Peygamber:“İnşallah bu rüya hak ve gerçektir. Bilal‟e
gördüğün şekilde telkin et. Çünkü onun sesi senden daha yüksek ve daha gürdür.”
buyurdular.67Sonra Hz. Peygamber‟e ezanın bu Ģekilde olduğu ve bu Ģekilde
okunacağına dair vahiyde gelmiĢti.
Hz Bilal ezan-ı Ģerifi bu Ģekilde okurken, Hz. Ömer evin de bulunuyordu.
Ezan sesini iĢitince aceleyle, Hz. Peygamber‟in yanına gelerek, Bilal‟in okuduğu
Ģeyin aynısını, bu gece rüyasında gördüğünü söyledi. Hz. Peygamber Allah‟a
hamd etti. Hz. Ömer‟in yüzüne gülümseyerek baktıktan sonra: “Vahiy seni geçti Ya
Ömer.” buyurdu.68
Hz. Peygamber Aleyhisselam ile Hz. Hafsa‟nın Nikâhlanması
Hz. Hafsa‟nın annesi Zeyneb b. Mahzundu. Hz. Hafsa Hz. Peygamber‟e
peygamberlik gelmeden, beĢ yıl önce Kâbe‟nin yeniden inĢa edildiği yıl doğdu. Ġlk
66
İbn Hişam, a.g.e.,II, 180; Yücel, a.g.e., 107.
İbn Hişam, a.g.e., II, 180-181; İbn Kesîr, a.g.e., 302; Berki, Keskioğlu, a..g.e., 204.
68
İbn Hişam, a.g.e.,II, 181; Köksal, a.g.e., III-IV, 113-117; Sarıçam, İ. (2007). Hz. Muhammed ve Evrensel
Mesajı, Ankara:Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 5.baskı, 146; Fayda, a.g.e., 53.
67
22
önce ashaptan Huneys b.Huzâfe ile evlenerek, onunla Medine‟ye hicret etti.
Huneys vefat edince Hz. Hafsa dul kalmıĢtı. O sırada Hz. Osman‟ın zevcesi Hz.
Rukayye‟de vefat etmiĢti.
Hz Ömer, Hz. Osman‟ın hanımı Rukayye‟nin ölümüyle çok yalnız kaldığını
görerek, isterse kızı Hafsa‟yı ona nikâhlamayı teklif etti. Hz. Osman acele karar
vermemek için, birkaç gün düĢünmek için izin istedi. Hz. Osman bir süre sonra Hz.
Ömer‟e gelip, Ģuan için evlenmemesinin daha doğru olacağını söyleyerek, bu
teklifini nazikçe reddetti.
Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟e rastladığı zaman, isterse kızı Hafsa‟yı O‟na
nikâhlayacağını söyledi. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e müphem bir cevap verdi.Hz.
Osman‟ın olumsuz konuĢmasına, Hz. Ebu Bekir‟in olumlu veya olumsuz hiçbir bir
cevap vermemesine üzülen Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟in yanına gitti:“Ya
Resûlullah!
Ben
Osman‟a
kızım
Hafsa‟yı
teklif
ettim,
kaçındı
ve
yanaşmadı.”diyerek konuyu açtı.
Hz. Peygamber Hz. Ömer‟e:“Üzülme! Ben sana Osman‟dan daha hayırlı bir
damat, Osman‟a da senden daha hayırlı bir kayınpeder vereyim. Sen kızın
Hafsa‟yı
bana
nikâhlarsın,
bende
kızım
Ümmü
Gülsüm‟ü
Osman‟a
nikâhlarım.”buyurdu.69
Böylece H.3. yılda ġaban Ayında, Bedir savaĢından sonra Uhud
savaĢından önce, Hz. Hafsa ile Hz. Peygamber nikâhlanarak evlendiler.70
2.4.Hz. Peygamber (s.a.v) Dönemi Gaza ve Seriyyelerde Hz. Ömer
SavaĢ denen Ģey, insanlık tarihinden beri dünyada var olan bir durumdu.
Araplar arasında da çok yaygındı. 71 Hz. Peygamber, savaĢtan ve savaĢmaktan
asla hoĢlanmaz, bu durumdan çekinirdi72 Kendileriyle savaĢılanlara zulme
uğradıkları için müsaade edilmiĢtir. Müsaade edilen harbin tecavüzü bir mahiyet
taĢımadığı, aksine Müslümanlara taarruz edenlere karĢı durmak, kendilerini
müdafaa etmek, maruz kaldıkları haksızlığı ve zulmü gidermek için, Ġslam dini
69
Sivâsi, a.g.e., 249; Lings, a.g.e., 174-175.
Buharî,Nikâh 33; Doğan,a.g.e., s.20; Şibli Numani (2012).Peygamberimizin Risaleti ve Şahsiyeti (Türkçesi:
Ahmet Karataş). İstanbul: Timaş Yayınları, 374-375; Yücel, a.g.e., 137,138.
71
Watt, W. M. (2001). Peygamber ve Devlet Adamı (Çev: Ünal Çağlar). İstanbul: 117.
72
Bodley, R.V.C. (1958). Hz. Muhammed (Çev: Osman Nebioğlu). İstanbul: 171; Berki, Keskioğlu, a.g.e.,
244.
70
23
harbe müsaade etmiĢtir. Saldırganın hücumuna karĢı kendilerini müdafaa
etmiĢlerdir.
Gaza: DüĢmanla çarpıĢmaya gitmek, karĢılıklı olarak savaĢmak demektir.73
Seriyye: DüĢman üzerine gönderilen askeri birlikler demektir. Hz.
Peygamber‟in bizzat katılmayıp, görevlendirdiği kumandanlarla sevk ve idare ettiği
seferlerdir.74
Hicretten sonraki Hz. Ömer‟in hayatı, Hz. Peygamber‟in hayatı ile iç içedir.
Zira o, bütün önemli olaylarda rol oynamıĢ ve O‟nun görüĢleri genelde ağır
basmıĢtır.
75
Hz. Ömer Hz. Peygamber döneminde yapılan tüm gazalarda
bulunmuĢ, seriyyelerin ise birçoğuna iĢtirak etmiĢti.
2.4.1. Bedir SavaĢında Hz. Ömer
Hicretin 2. yılında KureyĢ kabilesinden kadın-erkek herkes, sermaye ve mal
koyarak büyük bir ticaret kervanını, ġam‟ın Gazze pazarına göndermiĢlerdi.
Müslümanlar Mekke‟den Medine‟ye hicret ettikleri zaman, Mekke‟de
bulunan tüm mallarına KureyĢ‟li müĢrikler el koymuĢlardı. Ayrıca müĢrikler
Müslümanların hac yapmasına ve Kâbe‟yi tavaf etmelerine de engel oluyorlardı.
Bu gibi nedenlerden dolayı, Müslümanlar müĢriklerin el koyduklarını mallarını
almak, onların ġam ticaret yolundaki kervanının önünü, Hz. Peygamber‟in emriyle
kesmek için hazırlandılar.
Bu durumu haber alan Ebu Süfyan Mekkelilere haber salarak,Hz.
Peygamber ve ashabının önlerine çıktığını, kervandaki mallarını korumalarını
haber vermesi için Damdam b. Amr‟ı, Tebük‟ten Mekke‟ye gönderdi.76 Bu haberi
alan MüĢrik ordusu, Ebu Cehil komutasında savaĢmak için yola çıktı. KureyĢ
eĢrafının hepsi gazveye çıkıp gittiler, onların eĢrafından birkaç kiĢi dıĢında geride
hiçkimse kalmadı. Sayıları dokuzyüz yada bin kiĢiydi.Yediyüz develeri, yüz veya
ikiyüz de atları vardı.77
73
Kafadar, C. “Gaza”, D.İ.A., c. XIII, 427.
Özdemir, S., “Seriyye”, D.İ.A., XVI, 565.
75
Sallâbi, a.g.e., 55.
76
Vakıdî (2014). Kitâbü’l-Megâzî, (Çev:Musa Koyulmaz). İstanbul:İlkharf Yayınevi, I, 74,75; İbn Kesîr,
a.g.e., 315; İbn Hişam, a.g.e., II/338,339; Hamidullah, M. (2012). Hz. Peygamber’in Bütün Savaşları, (Çev:
Nazire Erinç Yurter). İstanbul:Beyan Yayınları, 38.
77
Vakıdî, Megâzî, ,I/101; Yücel, a.g.e., 118; İbn Hişam, a.g.e., II/342.
74
24
Ebu Süfyan Mekke‟li KureyĢ müĢriklerine haber gönderdi. Siz kervanlarınızı,
mallarınızı korumak için yola çıktınız. Biz onlardan kurtulduk. Artık geri dönsünler
demiĢti.
Ebu Cehil komutasındaki MüĢrik ordusu, kendilerinin galip geleceğinden
emin bir tavırla, Ebu Süfyan‟ın sözünü dinlemeyeceklerdi. Ebu Cehil ve büyük
çoğunluğu:“Allah‟a yemin ederiz ki, Bedir‟e varmadan geri dönmeyeceğiz. Orada
üç gün oturacağız. Develer keseceğiz, yiyeceğiz, içeceğiz, eğleneceğiz.” demiĢler
ve Bedir istikametine doğru hızla yol almaya baĢlamıĢlardı.
Hz. Peygamber, Bedir de savaĢmaya karar vermeden önce muhacir ve
Ensar‟ın görüĢlerini almak istedi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer de muhacirler adına
savaĢma
kararında
olduklarını
açıkladılar.
Hz.Ömer
KureyĢ
ordusunun
karĢılanması yönünde görüĢ beyan etti. “Ya Resûlullah! KureyĢ‟in geldiği iyi oldu.
Zaten Allah Teâlâ‟nın dileği de buydu. Biz senin yolunda canımızla, malımızla
savaĢacağız. Bize güven. Vallahi iĢte KureyĢ ve onun gücü! Üstelik Onlar Ģimdiye
dek zelil olmadılar, aziz oldular; kâfir oldular, iman etmediler. Allah‟a and olsun ki
onlar güçlerini asla teslim etmeyecekler ve seninle savaĢacaklardır! Hazırlan!”
dedi.78
17 Ramazan 2/14 Mart 624 yılı, Cuma sabahın erken saatlerde her iki ordu
Bedir‟e doğru yola çıktı. Hz. Peygamber düĢman ordusu geldikten sonra ve
savaĢmadan önce, cahiliye devrinde KureyĢ‟in elçilik görevini yürüten Hz.
Ömer‟i,kan dökülmemesini istediği için müĢrik ordusuna gönderdi. Ġsterlerse
savaĢmadan barıĢ ve güven içinde Mekke‟ye döneceklerini bildirdi. Resûllullah‟ın
elçisinin teklifi dikkate bile alınmadı, Ebu Cehil bunu kabul etmedi, savaĢmakta
ısrar etti.79
Hz. Ömer Bedir savaĢına gelindiği günün gecesinde Hz. Peygamber‟in,
müĢriklerin ileri gelenlerinin vurulup düĢecekleri yerleri gösterdiğini ve onların
hepsinin Resûlullah‟ın gösterdiği yerde kâfir olarak öldüklerini anlatmıĢtır.80
Bedir savaĢında Hz. Ömer‟in kabilesi olan Adiyoğullarından baĢka, KureyĢ
kabilesinin her kolundan mutlaka savaĢa katılanlar oldu. Hz. Ömer‟in kabilesi
78
Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 157; Taberî, a.g.e., III/151; Lings, a.g.e., 149.
Sarıçam, a.g.e., 157;Fayda, a.g.e, 53.
80
Sallâbi, a.g.e., 56;
79
25
içinde Ģerefi ve üstünlüğü vardı. AdiyoğullarıHz. Ömer‟den çekindikleri için, savaĢa
iĢtirak etmemiĢlerdi. Hz Ömer ise, bununla her zaman övünüp, iftihar etmiĢtir.81
Bedir savaĢı mübareze usulüyle baĢlayınca müĢriklerden ortaya atılan Âmr
b. Hadrami‟ye karĢı, Hz. Ömer‟in azatlı kölesi Mihca çıktı ve Âmr b. Hadrami onu
attığı okla Ģehit etti. SavaĢ devam ederken Ebû Burde b. Niyâr adlı sahabi, Ma‟bed
b. Vehb‟i esir alıp gittiği sırada Hz. Ömer‟le karĢılaĢtı. Hz. Ömer o sırada tüm
esirlerin öldürülmesini tavsiye ediyordu. Ma‟bed b. Vehb Hz. Ömer‟i görünce:
“Ey Ömer! Galip geldiğinizi mi zannediyorsun. Lat ve Uzza hakkı için
hayır.”dedi. Hz. Ömer, “Sen elimizde esir olduğun halde daha konuşuyorsun ha!”
diyerek onun boynunu vurdu.82
Yüce Allah, Bedir savaĢından önce buyurduğu gibi, “Yakında o cemaat
bozulacak, arkalarını dönüp kaçacaklar”83 ayetinde gösterildiği gibi müĢrik ordusu
darmadağın olacak ve müĢriklerden yetmiĢ kiĢide esir alınacaktı.Hz. Ömer bu ayet
Mekke‟de indiği zaman bozulacak olan cemaatin hangisi olacağını merak
ediyordu, bunu bizzat gördü. Esirler arasında KureyĢ‟ten Süheyl b. Amr‟da vardı.
Hz. Ömer, “Ya Resûlullah! Şu Süheyl b. Amr, Kureyş‟lilerin hatibidir. Bırak
beni onun boynunu vurayım da, hiçbir yerde senin aleyhinde hutbe irad edemesin,
fesahatiyle Kureyş‟i harbe teşvik edemesin” diye izin istedi.84 Hz. Peygamber, eğer
ben ona bunu yaparsam, Allah‟ta bana aynısını yapar. Belki ileride bir gün Süheyl
b.Amr senin hoĢuna gidecek bir iĢ yapar, buyurdu ve Hz. Ömer‟e izin vermedi.85
Gerçekten de, Hz. Peygamber vefat ettiği zaman, Mekke karıĢmıĢ, halk ise
dinden geri dönecekleri zaman Süheyl b.Amr ortaya çıktı ve Ģunları söyledi:
“Muhammed (Aleyhisselam) ölmüştür. Allah ise diridir, bakidir ve hiç ölmez.
Muhammed Allah'ın gerçek elçisiydi! O emaneti yerine getirmeden ve risâleti tebliğ
etmeden ölmemiştir. Müminlerin ona karşı vazîfeleri, onun yolunda yürümektir. Ey
Kureyş cemaaatı! Müslüman olanların en sonuncusu olduğunuz halde, irtidad
edenlerin en öncüsü olmayınız. Yemin ederim ki, bu din şarktan garba kadar
uzanacak, her tarafı kaplayacaktır.”diye halkı yatıĢtırarak, KureyĢ‟lilerin Ġslam‟a
sebatlarını sağlamıĢ oldu. Ġrtidat etmek isteyenlerin önüne geçti.86
81
Vakıdî, Megâzî, I/101; İbn Kesîr, a.g.e., 322; Gazali, a.g.e., 219,220.
Sarıçam, Hz. Ömer, 39; İbn Hişam, a.g.e., II/362.
83
Kamer Suresi, Ayet:45.
84
Fayda, a.g.e., 53.
85
İbn Hişam, a.g.e., II/390.
86
İbn Kesîr, a.g.e., 345.
82
26
Hz. Ömer, Süheyl b. Amr‟ın bu konuĢmasını iĢittiği zaman, Hz.
Peygamber‟in Süheyl hakkında kendisine söylediklerini hatırlamıĢ ve “Senin
Allah‟ın Resûl‟ü olduğuna bir kez daha şahadet ederim” demekten kendini
alamamıĢtı.87
SavaĢ esirlerinin durumunun ne olacağı hakkında Hz. Peygamber, Hz. Ebu
Bekir, Hz. Ömer ve sahabe ile istiĢare etti. Hz. Ebu Bekir, esirlerden fidye
alınmasını uygun görmüĢtü. Allah‟ın onları doğru yola ve Ġslâmiyet‟e erdireceğini
düĢünmüĢtü.
Hz. Ömer, Ebu Bekir ile aynı görüĢ de değildi. Esirlerin boynunun
vurulmasını teklif etti. Ali kardeĢi Akîl‟in, Hamza kardeĢi Abbas‟ın boynunu
vurmasını
önerdi.
“Allah‟a
kalplerimizde
müşriklere
karşı
bir
yumuşaklık
bulunmadığını gösterelim” dedi.88
Rahmet
Peygamberi Hz.
Muhammed,
Hz.
Ebu
Bekir‟in
görüĢünü
benimsedi. Hz. Ömer‟in görüĢüne meyletmeyerek fidye karĢılığı esirleri serbest
bıraktırdı.
Hz. Peygamber:“Ey Ömer! Senin halin Nuh Aleyhisselam‟ın haline benzer.
O
Allah‟a:“Ey
Rabbim!
bırakma.”demiĢtir.89
Hz.
Yeryüzünde
Peygamber
kâfirlerden
Hz.
yurt
tutan
Ömer‟e:“Senin
hiç
kimse
halin
Musa
Aleyhisselam‟ın haline benzer. O Allah‟a: “…Sen, onların mallarını mahvet.
Yüreklerini şiddetle sık ki onlar inletici azabı görünceye kadar iman etmezler.”
demiĢti90buyurdular.91
Esirlerin fidye karĢılığında serbest bırakılması üzerine Cebrail Aleyhisselam
Ģu ayeti indirdi:
“Yeryüzünde savaĢırken düĢmanı yere sermeden esir almak hiçbir
peygambere yakıĢmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz.Oysa Allah ahireti
kazanmanızı ister. Allah güçlüdür, hâkimdir. Daha önceden Allah‟tan verilmiĢ bir
hüküm olmasaydı, aldıklarınızdan dolayı size büyük bir azap eriĢirdi.”92
Bu ayet‟in inmesi üzerine Hz. Peygamber ile Hz. Ebu Bekir oturup
ağlıyorlardı. Hz. Ömer sabahleyin yanlarına varmıĢ ve ne için ağladıklarını
87
Vakıdî, Megâzî, I/157; Sallâbi, a.g.e., 56; Fayda, a.g.e., 54.
Lings, a.g.e., 157; İbn Kesîr, a.g.e., 338; Ağırakça, a.g.e., 16; Gazali, a.g.e., 231; Yüksel, a.g.e., 73.
89
Nuh Suresi, Ayet:26
90
Yunus Suresi, Ayet:88
91
Sivâsi, a.g.e.,108.
92
Enfâl Suresi, Ayet:67-68.
88
27
sormuĢtu. Hz. Peygamber esirlerden aldıkları fidye hakkındaki inen ayeti bildirmiĢ,
vay benim baĢıma gelene diyerek, hüznünü ifade etmiĢti.93“Eğer Allah‟ın azabı
inseydi, o azaptan Ömer‟den başkası kurtulamazdı” buyurmuĢlardı.
Bedir savaĢında Hz. Ömer‟in yardımıyla sağlanan açık neticeler vardır.
SavaĢa KureyĢ Kabilelerinin hepsi iĢtirak etmiĢ, sadece Adiyyoğullarından hiçbir
fert gelmemiĢtir. Tabii bunun sebebi aĢiretinin Hz. Ömer‟in sahĢiyetine karĢı
duyduğu hürmet ve korkudur. SavaĢa katılan KureyĢin büyük komutanlarından biri
Hz. Ömer‟in dayısı As b. HaĢin, bizzat Hz. Ömer‟in eliyle öldürülmüĢtür. Hz.
Ömer‟in en önemli özelliklerinden biri, dine ait meselelerde akraba bağlarına önem
vermemesidir. Bunu burada çok iyi görmekteyiz. Bedir savaĢında ilk Ģehit olan
Müslüman, Hz. Ömer‟in azatlı kölesi Mihcadır.94
Bedir savaĢı sonrası müĢriklerden Ümeyr b. Vehb, Safvan b. Ümeyye ile
anlaĢarak Medine‟ye oğlunu kurtarma bahanesi ile Hz. Peygamber‟i öldürmeye
gelmiĢti. Kılıcını kuĢanarak Mescidin kapısına geldi. Onu ilk gören ve teĢhis eden
Hz. Ömer idi. Hz. Ömer Ümeyr‟in kılıcını kullanamayacağı Ģekilde kılıç kınından
tutarak Hz. Peygamber‟e getirdi ve O‟nun Hz. Peygamber‟e suikastına engel oldu.
Hz. Peygamber, Allah‟ın izniyle Umeyr b.Vehb‟e Safvan b.Ümeyye ile arasında
geçen konuĢmayı tek tek anlattı. Ümeyr, Ģahadet getirerek Müslüman oldu.95
2.4.2. Uhud SavaĢında Hz. Ömer
Bedir SavaĢında müĢrikler liderlerini kaybetmiĢler, gururları kırılmıĢ ve
Araplar arasında ki seçkinliklerini de yitirmiĢlerdi. Bedir‟in intikamını almak ve
Suriye
ticaret
yollarının
güvenliğini
sağlamak
amacıyla,
Uhud
savaĢına
hazırlandılar.96
SavaĢ için toplanan müĢriklerin sayısı üç bin kiĢiydi. Askerlerinin yediyüzü
zırhlı idi. Ġkiyüzü de atlıydı.97Yanlarında ise pek çok silah ve askeri malzeme
mevcuttu.98 Hz. Peygamber gördüğü bir rüya üzerine, düĢmanın Medine‟de
karĢılanması gerektiği görüĢündeydi. Ancak Bedir gazvesine katılmamıĢ olan
93
İbn Kesîr, a.g.e., 338,339; İbn Hişam, a.g.e., II/434,435; Gazali, a.g.e., 232.
Yüksel, a.g.e, 72,73.
95
Köksal, a.g.e.,III-IV, 388; İbn Hişam, a.g.e., II/405,407; Taberî, a.g.e., III/166,167; Lings, a.g.e., 167;
Sallâbi, a.g.e., 57.
96
Sarıçam,Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,69; İbn İshak, a.g.e., II/83.
97
Darîr, a.g.e., IV/869; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 274.
98
Vakıdî, Megâzi, I/256; Yücel, a.g.e., 128; Hamidullah, a.g.e., 64.
94
28
gençlerle, Hz. Hamza gibi bazı kahramanlar bir meydan savaĢı yapılmasını
istediler.
Enes b. Katade, “Bu iĢin sonunda ya Ģehit oluruz ya da ganimet ve zafer
elde ederiz” diye düĢüncesini belirtmiĢti. Bu söze karĢılık Hz. Peygamber gördüğü
rüya üzerine: “Ben sizin yenilgiye uğramanızdan korkuyorum” buyurdu.
Yahudilerin lideri Abdullah b. Übey, üçyüz adamıyla Müslüman ordusundan
ayrılınca, Müslümanların sayısı bin kiĢiden yediyüz‟e düĢtü. Orduda yüz zırhlı
vardı. Hz. Peygamber savaĢ baĢlamadan önce, KureyĢ‟in arkadan saldırmasını
önlemek için, Uhud dağı civarındaki Ayneyn Geçidi‟ne bakan okçular tepesine,
Abdullah b. Cübeyr komutasında elli okçu yerleĢtirdi.
Müslümanlar bin kiĢi, müĢrikler üç bin kiĢi ile H.3./ M.625. yılda, Receb,
ġaban, Ramazan ayları çıktıktan sonra ġevval ayında Cumartesi günü karĢılaĢtı.99
Hz. Peygamber savaĢa karar verince, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer‟i evine
götürdü. Onlarda, Hz. Peygamber‟in sarığını sarmasına ve zırhını giymesine
yardım ettiler.100 SavaĢ tam Müslümanların lehine sonuçlanacakken, okçular
savaĢ bitti ganimet toplayalım düĢüncesiyle yerlerini bıraktılar. Müslümanların
yerlerinden ayrıldığını gören müĢrik ordusu, onları arkadan kuĢattı. SavaĢta
Müslümanlar yenilince bazı sahabeler savaĢtan kaçtı. Bazı sahabeler ise Hz.
Peygamber‟i korumaya çalıĢtılar. Uhud savaĢında „Muhammed öldürüldü‟ Ģeklinde
asılsız bir haber yayıldı. Bu haberi alan Müslümanlar, bir köĢede çaresizlik içinde
oturmaktaydılar. Oturanlardan birisi de Hz. Ömer‟di.
Bu sırada Enes b. Nadr geldi ve “Niye burada oturuyorsunuz?” diye sordu.
Müslümanlar, Resûlullah‟ın Ģehit edildiğini haber aldıklarını söylediler. 101 Enes b.
Nadr, “Resûlullah şehit edildiyse hiç şüphesiz Allah Hayy‟dır. Resûlullah‟tan sonra
sağ kalıp ne yapacaksınız. Siz de onun can verdiği dava uğruna can verin” diyerek
orada bulunanları tekrar savaĢmaları için teĢvik etti.102Hz. Ömer Enes b. Nadr‟ın
kahramanca çarpıĢarak, Ģehit olduğuna Ģahit olmuĢ, Allah‟ın kıyamet gününde
Enes b. Nadr‟ı, tek baĢına bir ümmet olarak dirilteceğini temenni etmiĢtir.103
Müslümanlar tekrar savaĢmak için toplandılar. O sırada Hz. Ömer Ģehit
olmak arzusuyla zırhını çıkardı. KardeĢi Zeyd b. Hattab‟a verdi. Zeyd, Hz.
99
İbn Kesîr, a.g.e., 363; Fayda, a.g.e., 61.
Köksal, a.g.e., III-IV, 495; Lings, a.g.e., 187.
101
Berki, Keskioğlu, a.g.e., 282,283.
102
Taberî,Târih, III/183; Bursalı, a.g.e., 29; Gazali, a.g.e., 253,254.
103
Vakıdî, Megâzî, I/345,348,347; İbn Hişam, a.g.e., III/111.
100
29
Ömer‟den zırhını aldı, giydi ve sonra çıkardı. Kendiside Ģehit olmayı arzuluyordu.
Her ikiside zırhsız olarak savaĢmaya devam ettiler.104
Hz. Peygamber‟in ölmediğini, sağ olduğunu gören Ka‟b b. Malik“Ey
Müslümanlar! Ey Ensar! Sevininiz Resûlullah sağdır. ÖldürülmemiĢtir” diye
bağırdı.O‟nun sağ olduğunu duyan Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Talha b.
Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam, Haris b. Sımme ve bazı Müslümanlar, Hz.
Peygamber‟in etrafında toplanarak, Uhud dağındaki korunaklı tepeye çıktılar.
KureyĢ‟ten de bir grup o tepeye çıktı. Resûlullah, onları yanımıza yaklaĢtırmayın
buyurduğu vakit, Hz. Ömer ve muhacirlerden bir topluluk, onlarla savaĢarak onları
dağdan aĢağı indirdi.105
Halid b. Velid, Ebu Süfyan‟a, Muhammed‟i bazı ashabıyla birlikte dağa
çıkarken gördüğünü söyleyerek, karĢıdaki tepeyi gösterdi. Ebu Süfyan Uhud
dağına doğru ilerledi ve Müslümanların yakınına doğru geldi. Orada bulunan
topluluğa üç kere,106“Aranızda Muhammed var mı?”diye bağırdı. Hz. Peygamber:
“Ona cevap vermeyiniz.”buyurdu. Herhangi bir ses gelmeyince Ebu Süfyan,
“İçinizde Ebu Kuhafe‟nin oğlu Ebu Bekir var mı?”diye bağırdı. Hz. Peygamber
yine:“Ona cevap vermeyiniz.”buyurdu. Yine ses gelmeyince Ebu Süfyan:
“Topluluğun içinde Hattab‟ın oğlu Ömer var mı?”dedi. Hz. Peygamber tekrar:
“Cevap vermeyiniz ona.” buyurdular. Ebu Süfyan arkadaĢlarına dönerek: “Bunların
hepsi öldürülmüş sağ olsalardı muhakkak cevap verirlerdi.” dedi.
Hz. Ömer Ebu Süfyan‟ın bu sözü üzerine dayanamayarak: “Ey Allah‟ın
düşmanı yalan söylüyorsun. İsimlerini saydığın kişilerin hepsi sağdır ve seni
duymaktadırlar. Allah (c.c) seni zelil ve hakir etmek için sağ bıraktı.”dedi.107 Ebu
Süfyan Hz. Ömer‟e: “Savaş sırayladır. Bu gün Bedir‟e bedeldir.”dedi. Hz. Ömer:
“Ama eşit değildir.”dedi. Ebu Süfyan, “Yüce ol Hübel, aziz ol Hübel”diyerek
putlarını övdü. Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟den izin alarak: “Allah (c.c), yüce ve her
şeyden üstündür.”dedi.
Ebu Süfyan, “Bizim Uzzamız var sizin Uzza‟nız
yok”diyerek Uzza adlı putu övdü. Hz. Ömer: “Allah bizim mevlamızdır sizin
104
Köksal, a.g.e.,III-IV, 544. Zeyd b. Hattab, Hz. Ömer’in büyük abisiydi. Hz. Ömer’den önce İslam dinine
girmiştir. Taberî, a.g.e., III/185.
105
Peygamberin sağ olduğunu görüp, sevinerek “Peygamber ölmemiştir, yaşıyor” diye bağıran kişinin Sad b.
Ebi Vakkas olduğunu rivayet eder. Taberî, a.g.e., III/180; İbn Hişam ise bağıran kişinin Ka’b b. Malik
olduğunu rivayet eder. Muhtemelen doğru rivayette budur. İbn Hişam, a.g.e., III/112.
106
Vakıdî, Megâzî, I/269.
107
Hamidullah, a.g.e., 72; Fayda, a.g.e., 62.
30
mevlanız
yok.”dedi.108
Ebu
Süfyan:
“Gelecek
yıl
Bedir
de
buluşalım,
savaşalım.”dedi.Hz. Ömer Hz. Peygamber‟e baktı. Hz. Peygamber kafasını
sallayarak “Tamam” iĢareti yaptı.Hz. Ömer bunun üzerine Ebu Süfyan‟a: “Olur.
İnşallah!” Gelecek yıl Bedir sizin ve bizim çarpıĢma yerimizdir.”dedi.109
Bazı ġii kaynaklı kitaplar Hz. Ömer‟i kötülemek için, O‟nun Uhud savaĢında
Hz.
Peygamber‟i
bırakıp
kaçarak,
kendi
canının
derdine
düĢtüğünü
söylemektedirler. Hz. Ömer “Uhud günü düĢmanı hezimete uğrattık. Dinlenmek ve
rahatlamak için koĢarak dağa çıktım. Birden insanlar: “Muhammed öldürüldü!”diye
bağırmaya baĢladılar. Ben de o sırada etrafıma baktım, kimseyi bulamadım ki o
sözü söyleyen birisini bulup geberteyim. Sonra Hz. Peygamber ile birlikte hepimiz
dağa toplandık.110 Bu durum bize Hz. Ömer‟in böyle bir Ģey yapmadığını, buna
teĢebbüs bile etmediğini apaçık göstermektedir.
Müslümanların Uhud yenilgisinden sonra müĢriklerin tekrar Medine‟ye
dönüp, baskın yapacaklarına dair söylentiler alan Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir
ve Hz. Ömer ile ne yapacaklarına dair istiĢare etti. Uhud‟dakinden daha güçlü bir
kuvvetle düĢmanın takip edilmesi kararlaĢtırıldı. Bu grupta Hz. Ömer de
bulunuyordu ve on atlıdan birisiydi.111 Medine‟ye 8 mil uzaklıktaki Hamrâül-Esed‟e
kadar gittiler. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟le birlikte Uhut‟ta Ebu Süfyan‟a söz verildiği
gibi, Bedru‟l-Mev‟ıd gazvesine çıkmayı teklif etti. Ebu Süfyan gelmeyince alıĢ-veriĢ
yaparak geri döndüler. SavaĢtan sonra Hz. Ömer, diğer sahabelerle Uhud‟un en
büyük Ģehidi Hz. Hamza‟nın kabrinin kazılıp, gömülme vazifesini yerine getirdi.
Resûlullah bir gün, Hz Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman ile Uhud dağında
Ģehitleri ziyaret ettiği vakit, dağ deprem olmuĢ gibi sallandı. Resûlullah “ Ey Uhud
sakin ol. Senin üzerinde bir Peygamber, Bir Sıddık, iki Ģehit var” buyurdu.112
Uhud savaĢından sonra bazı münafık ve Yahudiler, Hz. Peygamber ve
Müslümanlar hakkında ileri geri konuĢarak yakıĢıksız sözler sarf etmekteydiler.
Özellikle Yahudiler ve münafık Abdullah b. Übey Müslümanlar için “Besle köpeği
yesin seni -yani- Besle kargayı oysun gözünü.” diyordu. Muhammed sadece krallık
peĢinde koĢuyor. Hiçbir Peygamber böyle bir sonla karĢılaĢmamıĢtır. Hem kendisi,
108
Sivâsi, a.g.e.,157; Yücel, a.g.e., 135.
Lings, a.g.e., 202; Tematik Siyer Atlası, 331; Ağırakça, a.g.e., 17,18.
110
Yücel, a.g.e., 134. İman sahibi küçük bir muhafız birliği Hz. Muhammed’i sonuna kadar korudu. Hz.
Muhammed, içine düştüğü durumdan Mü’minlerin yardımıyla kurtuldu. Vâkıdî, Megâzi, I/344.
111
Vâkıdî, Megâzi, I/378,379.
112
Sarıçam, Hz. Ömer,45-46.
109
31
hem de arkadaĢları büyük darbe almıĢlardır. 113 Hz. Peygamber bu sözleri duyunca
çok üzüldü. Hz. Peygamber‟in üzüldüğünü gören Hz. Ömer, Ġbn Übey‟in boynunu
vurmak için Hz. Peygamber‟den izin istedi. Hz. Peygamber, “Nasıl olur ya Ömer!
Halk aralarında Muhammed ashabını öldürüyor demezler mi? Yahudiler bizim
zimmetimizdedir. Ben onları öldüremem. Münafıklar içinde ben La ilahe illallah,
Muhammeden Resûlullah diyen kişiyi öldürmekten nehy olundum. Hayır! Asla ben
böyle bir şey yapmayacağım” buyurarak konuyu kapattı.114
2.4.3. Hendek SavaĢında Hz. Ömer
Hicretten sonra Medine‟de bulunan Yahudilerle, Müslümanlar arasında
antlaĢma yapılmıĢtı. Bir müddet sonra Yahudiler bu antlaĢmayı bozmuĢlar ve
müĢriklere yardım etmiĢlerdi. Böyle yaptıkları için Hz. Peygamber, Benî Kaynukâ
ve Benî Nâdir Yahudilerini Medine‟den çıkarmıĢtır. Medine‟de Yahudi kabilesi
olarak sadece Benî Kurayza kalmıĢtır. Benî Nadir Yahudilerinden bazıları
Hayber‟e sığındılar. Hayber Yahudilerinden önde gelen yirmi kadar kiĢi, Mekke‟ye
giderek KureyĢ müĢriklerini Müslümanlara karĢı savaĢmaya teĢvik ettiler. Sonra da
çevrede bulunan bütün Arap kabilelilerine tek tek uğrayarak, onları da kıĢkırtıp
ayaklandırdılar. Yahudiler ve müĢrik Arap kabileleri birleĢerek, dört bin asker
topladılar. Medine‟ye vardıkları zaman sayıları on bine ulaĢmıĢtı.115
Allah‟ın Hz. Peygamber‟e hendek kazılmasını ilham etmesi, Selman-ı Farisî
adlı sahabenin de destekleyen görüĢüyle düĢman Medine‟de karĢılanacak ve
hendek kazılacaktı. Hendek kazmak içinde Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer gibi
sahabeler, çalıĢmaya baĢladılar. Hatta zenbil bulamadıkları zaman toprağı ve taĢı
elbiselerinin etekleriyle taĢımıĢlardı.116
Her iki ordu H.5./ M. 627 Uhud savaĢından iki sene sonra yılda ġevval ile
Zilhicce ayları arasında karĢılaĢtı.117 Kazılan hendekten dolayı bu savaĢa Hendek
savaĢı veya çeĢitli grupların bir araya gelip, Müslümanlara saldırdığı için “Ahzab
gazvesi” diye de anılacaktır.118
113
Lings, a.g.e., 109.
Sarıçam, Hz. Ömer, 45-46; Köksal, a.g.e,III-IV, 747; Lings, a.g.e., 255.
115
Darîr, a.g.e., V/179; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 305.
116
Köksal, a.g.e, c. III-IV, 39;Hamidullah, a.g.e., 79.
117
Yücel, a.g.e., 159.
118
Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 183.
114
32
Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer Medine‟de bulunan Benî Kurayza Yahudilerinin,
Hendek savaĢında kendilerine arkadan saldıracaklarını ve yaptıkları antlaĢmaları
bozmalarından çok endiĢe etmekteydiler. Sel dağının güney tarafında bakan kaya
üzerinde eski kûfî yazısı ile Hz. Ömer tarafından yazıldığı anlaĢılan bir yazıda
Ģunlar kayıtlıdır: “Ömer ve Ebu Bekir akĢam-sabah savaĢın her türlü mihnet ve
meĢakkatinde Ģikâyetlerini Allah‟a sunarlar. Allah Ömer‟in duasını kabul etsin.
Allah Ömer hakkında mağfirette bulunsun.” Bu yazıdan Hz. Ömer‟in de Hz. Ebu
Bekir gibi gözcülük görevi yaptığı anlaĢılmaktadır.119
Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in yanına geldi, duyduğu habere göre Benî
Kurayza Yahudileri antlaĢmayı bozup, harbe hazırlandıklarını bildirdi. Hz.
Peygamber bu haberi duyunca çok üzüldü ve“Hasbunallah ve ni‟mel vekil: Allah
bize yeter. O ne güzel vekil‟dir” diyerek karĢılık verdi.120
Hz. Peygamber Hendek savaĢında, Gatafan kabilesinin savaĢtan çekilmesi
karĢılığında, Medine hurmalarının üçte birini vermeyi düĢünüyordu. Bu düĢünceyi
ashabına açmıĢtı.Hz. Ömer, “Bu emir Allah‟tan geliyorsa hemen uygulamasını;
eğer kendi arzunsa istediğin gibi yap, dinler ve sana itaat ederiz” diye görüĢünü
belirtti.121
SavaĢ esnasında Hz Ömer, Hz. Ali ile çarpıĢmaktan korkup kaçan kardeĢi
Dırâr b. Hattab‟ı kovaladı. Dırâr, dönüp Hz. Ömer‟e tam mızrakla vuracaktı ki
vazgeçti. Dırâr b. Hattab savaĢtan önce, KureyĢ‟ten birisini eline geçirirse, o kiĢiye
dokunmayacağına dair yemin etmiĢti. Mızrağı Ömer‟e atmaktan vazgeçti ve bu
iyiliğini unutmamasını söyledi.122
7 ġevval 5/1 Ocak 627 de baĢlayan Hendek savaĢı, Müslümanların
galibiyetiyle 5/24 Ocak 627 de sona erdi. Hz. Peygamber: “Bundan sonra
KureyĢliler
gelip
sizinle
savaĢacaksınız.”buyurdu.
çarpıĢmayacak
Hz.
Peygamber,
siz
gidip
hendekten
onların
yurtlarında
Medine‟ye
doğru
Müslümanlarla birlikte ayrıldılar ve silahlarını bıraktılar. Hendek savaĢından sonra
Müslümanlar taarruza, müĢrikler ise savunmaya geçti.123
Hendek savaĢından sonra Huzâa kabilesinin bir kolu olan Mustalik
kabilesinin, at ve silah satın alıp, çevre kabilelerle birleĢip Medine‟ye yürüyeceği
119
Sarıçam, Hz. Ömer,47; Fayda, a.g.e., 63.
Alî İmrân sûresi: Ayet 73; Sarıçam,Hz. Ömer, 47; Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,188.
121
Sarıçam, Hz. Ömer,47; Tematik Siyer Atlası, 406; Ağırakça, a.g.e., 19; Bursalı, a.g.e., 33.
122
Sarıçam, Hz. Ömer,48.
123
İbn Hişam, a.g.e., III/321; İbn Kesîr, a.g.e., 401,416.
120
33
haberi, Hz. Peygamber‟e ulaĢtı. Hz. Peygamber Mustalık Gazvesine hazırlandı. Bu
gazveye muhacirlerden on kiĢi de atlı olarak katılmıĢtı. Atlılardan birisi de Hz.
Ömer‟di. SavaĢtan önce müĢriklerden bir casus yakalandı. Hz. Ömer bu casusun
boynunu vurmak için Hz. Peygamber‟den izin aldı ve o casusun boynunu vurdu.124
Hz. Peygamber düĢmanı Müreysi kuyusu baĢında karĢıladı. SavaĢmadan
önce onlara, Hz. Ömer‟i göndererek Ġslam‟a davet etti. Onlar buna yanaĢmadılar
ve hemen savaĢmaya baĢladılar. Nihayet bu gazve de Müslümanların galibiyeti ile
sonuçlandı.125
2.4.4. Hudeybiye AntlaĢmasında Hz. Ömer
Hz. Peygamber bir gece rüyasında, ashabıyla birlikte kimseden korkmadan
ve çekinmeden Kâbe‟yi tavaf ettiklerini, ashabından bazılarının saçlarını
kısalttıklarını, bazılarının ise kazıttıklarını gördü.126 Hz. Peygamber gördüğü bu
rüya üzerine umreye gitmeye, Kâbe‟yi tavaf ve ziyaret etmeye niyetlendi. Ashabına
da hazırlanmalarını söyledi.
Hz. Peygamber‟in amacı umre yapmak, Kâbe‟yi tavaf etmek ve yanında
getirmiĢ olduğu kurbanları kesmekti. Yanlarında savaĢ araçları ve silah
götürmemelerini, ashabına tembih etmiĢti. H.6. yılda Zilhicce ayı 628 de bu
niyetlerle Kâbe‟ye doğru bin yedi yüz kiĢiyle, Hz. Peygamber eĢliğinde yola çıkıldı.
Zülhuleyfe‟ye gelindiği zaman Hz. Ömer,Hz. Peygamber‟e, “Sen‟inle savaş
halinde olan bir kavmin üzerine at ve silah olmadan mı gideceksin? Ebu Süfyan ve
adamlarının Kureyşli müşriklerin bize saldırmasından endişe etmiyor musunuz?”
diye sordu. Hz. Peygamber, “Umreye niyet için yola çıktığını, bu yüzden silah
taşımayacağını” buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer Medine‟ye adam gönderip,
herkesin silahlarını getirtti.127
Hz. Peygamber Bu olaydan sonra, Hz. Ömer‟i yanına çağırtarak Mekke‟ye
ne niyetle geldiklerini, KureyĢ müĢriklerine bildirsin diye O‟nu elçi göndermek
istedi.128Hz. Ömer, KureyĢ müĢrikleri kendilerine ne kadar düĢman olduğumu ve
onlara ne kadar sert davrandığımı bilirler. Mekke‟de Adiyyoğullarından beni
124
Sarıçam, Hz. Ömer,48.
Vakıdî, a.g.e., I/145,146; Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,194.
126
İbn Hişam, a.g.e., III/336; Sarıçam,Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,196.
127
Taberî, a.g.e., III/72; Sarıçam, Hz. Ömer,51; Ağırakça, a.g.e., 19; Fayda, a.g.e., 64
128
İbn Hişam, a.g.e., III/329; Ağırakça, a.g.e., 19,20.
125
34
koruyacak kimse olmadığı için hayatımdan endiĢe ediyorum. Elçiliğe ve bu iĢe
Osman benden daha layıktır. O, Mekkelilerin yanında o benden daha nüfuzlu ve
koruyucusu da benden çoktur. KureyĢ‟lilere elçi olarak, Hz. Osman‟ın gitmesinin
daha uygun olacağını söyledi.129
Hz. Peygamber, Mekke‟lilere Hz. Osman‟ı elçi olarak gönderdi. Mekkeliler,
Hz. Osman‟ı üç gün boyunca Mekke‟de tutarak gitmesine izin vermediler. Hz.
Osman‟ın müĢrikler tarafından alıkonularak tutulması, Müslümanlar arasında
Osman öldürüldü Ģayiası Ģeklinde makes buldu. Bu haber Hz. Peygamber‟e
ulaĢtığı zaman, “Hal böyleyse bu kavimle çarpıĢmadan buradan ayrılmayacağız.
Yüce Allah bana bey‟at yapılmasını emretti” buyurarak halkı kendine bey‟ata
çağırdı.
Hz. Ömer de zırh ve gömleğini giymiĢ, Hz. Peygamber‟e bey‟at için
Müslümanlara seslenerek, “Ey insanlar! Bey‟ata geliniz. Bey‟ata geliniz.”
diyordu.130
Müslümanlar Hz. Peygamber‟e bey‟at ederken, destek olmak
maksadıyla Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟in elinden tutuyordu.131
Bey‟at haberi KureyĢli müĢriklere ulaĢtığı zaman, telaĢa düĢerek Hz.
Osman‟ı serbest bıraktılar, Süheyl b. Amr‟ı barıĢ Ģartları yapmak üzere
Hudeybiye‟ye gönderdiler. GörünüĢte bu antlaĢma Müslümanların zararına gibiydi.
Ancak ileride Müslümanların faydasına olacak ve yirmi iki ay sonra Mekke‟nin
fethine zemin hazırlayacaktı. En güzel tarafı ise KureyĢ‟li MüĢrikler, ilk defa
antlaĢma yaparak Müslümanları tanıyacak, Ġslamiyet kısa sürede bütün Arap
Yarımadasında yayılacaktır.132
Maddeler yazıya geçirilip Ģahitler huzurunda imzalandı.Bu Ģahitlerden birisi
de Hz. Ömer‟di.133 Bu antlaĢma Hz. Ömer‟e çok ağır geldi. Hz. Peygamber‟in
yanına giderek,“Sen Allah‟ın hak ve gerçek Peygamber‟i değil misin?”diye, bir soru
sordu.
Hz. Peygamber: “Evet. Ben Allah‟ın hak ve gerçek Peygamber‟iyim.”
buyurdu. Hz. Ömer, “Düşmanlarımız batıl üzerinde biz ise hak üzerinde değil
miyiz?” diye sordu. Hz. Peygamber:“Evet! Biz hak üzereyiz. Onlar ise batıl
üzerinedir.” buyurdular. Hz Ömer, “Biz Müslüman değil miyiz?” diye sordu. Hz.
Peygamber: “Evet! Müslüman‟ız.”buyurdu. Hz. Ömer, “Öyle ise ne diye dinimizi
129
Taberî, a.g.e., III/77; Vakıdi, a.g.e., 2/252; Sallâbi, a.g.e., 60; Gazali, a.g.e., 324.
Taberî, Târih, III/78.
131
Sarıçam, Hz. Ömer,51.
132
Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,199
133
Taberî, a.g.e., III/80; İbn Hişam, a.g.e., III/323; Fayda, a.g.e., 65.
130
35
aşağı düşürmeye meydan veriyoruz. Allah onlarla aramızda hüküm vermemişken
geri dönüyoruz. Sen bize Beytullah‟a varıp onu tavaf edeceğimizi söylemiş değil
miydin?” diye sordu. Hz. Peygamber:“Ben Allah‟ın kulu ve Resûl‟uyum. Bu
antlaşma hükümlerini kabul etmekle, Allah‟a isyan etmiş karşı gelmiş değilim. O
beni hiçbir zaman zayi etmez. Ben bu yıl Kâbe‟ye gidip onu tavaf edeceğiz
demedim. Ama yine de söylüyorum. Sen, muhakkak Beytullah‟a gidecek ve onu
tavaf edeceksin.” buyurdular.134
Sonra Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟in yanına gitti. Hz. Peygamber‟e
söylediklerinin aynısını ona da söyledi. Hz. Ebu Bekir, “Ey Hattab‟ın oğlu Ömer! O
Allah‟ın Resulüdür. Bu antlaşmayı yapmakla Allah‟a karşı gelmedi ve asi olmadı.
İnşallah! Sen Beytullah‟a gideceksin ve onu tavaf edeceksin”
diye Hz. Ömer‟i
teselli etti.135
Ġmzalanmadan önce Müslümanlar arasında bu konuda ciddi muhalefet
ortaya çıktı. Ashaba da çok ağır ve güç gelen bu antlaĢma,136 özellikle de Hz.
Ömer‟e daha da ağır gelmiĢti. Hz. Ömer tekrar Hz. Peygamber‟in yanına gitti:“Ya
Resûlullah! Sen bize Mescid-i Haram‟a girilecek demiştiniz.”
dedi. Hz.
Peygamber: “Ben size bu sefer sırasında girilecek dedim mi?”buyurdular. Hz
Ömer:“Hayır!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:“Yine söylüyorum. Beytullah‟a
girilecektir. Kâbe‟nin anahtarını alacağım. Mekke‟de başımı kazıttıracağım. Sizler
de
başlarınızı
kazıttıracaksınız.
Ben
bunun
olacağını,
bilenlerle
birlikte
biliyorum.”buyurdu.137
Hz. Ömer‟in bu antlaĢmayı bir türlü içine bir türlü sindirememiĢti. Hz.
Ömer‟in endiĢeli tavrını gören Ebu Ubeyde b. Cerrah, görüĢünü kınamasını ve
Ģeytandan Allah‟a sığınmasını söyledi ve Hz. Ömer‟i uyardı. ġüphesiz Resûlullah
her Ģeyin hayırlı ve doğru olanını bilendir demiĢ ve Hz. Ömer‟in bundan dolayı
endiĢelenmesini söylemiĢti.
Hz. Ömer hayatının diğer kısmında, Resûlullah‟a söylediği sözlerden dolayı
çok korkmuĢtu.Allah‟ın affına mazhar olmayı ümit ederek, o hareketinden dolayı
devamlı sadaka verir, oruç tutar, namaz kılar ve köle azad ederdi.138
134
İbn Hişam, a.g.e., III/331; Yücel, a.g.e., 169,170; Bursalı, a.g.e., 35; Yüksel, a.g.e., 78.
Çokçevik, A. (2009). Hz. Ebu Bekir, İstanbul:Bilge Yayınevi, 48,49; Fayda, a.g.e., 66.
136
Sallâbi, a.g.e., 60.
137
Vâkıdî, Megâzî, II/258; Gazali, a.g.e., 327,328; Yücel, a.g.e., 169.
138
Köksal, a.g.e.,V-VI, 313-314; Sarıçam, Hz. Ömer,53.
135
36
Hz. Ömer Medine‟ye dönerken Resûlullah‟a geldi ve üç defa antlaĢmayla
alakalı bir Ģeyler sordu. Her seferinde Resûlullah cevap vermeyerek sessiz kaldı.
Hz. Ömer hakkında vahiy gelmesinden korkarak, devesini hızlandırdı ve
Resûlullah‟tan uzaklaĢtı.139 Sonra Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i yanına çağırttı. Hz.
Ömer hakkında vahiy indi korkusuyla, Resûllullah‟ın yanına gitti ve selam verdi.
Hz. Peygamber çok sevinçli bir halde, Hz. Ömer‟in selamına karĢılık verdi. Hz.
Ömer‟e:
“Ey Hattab‟ın oğlu! Bana bu gece bir sûre indi ki, üstüne güneş doğan her
şeyden daha hayırlıdır.” buyurdu. Ardından da, İnnâ fetehnâ leke fethan mübînan
(Biz gerçekten sana apaçık bir fetih ve zafer kapısı açtık) ayetini okudu.140
2.4.5. Hayber’in Fethinde Hz. Ömer
Hayber; Yahudi dilinde kale anlamına gelmektedir. Mevki olarak ise ġam
yolu üzerinde bulunmakta olup Medine‟ye 48 mil uzaklıkta olan, birçok ekinlik ve
hurmalıkları bulunan verimli ve ma‟mul bir yerdir.141
Yahudilerin Medine‟den çıkarılıp bir kısmının Hayber‟e yerleĢmesinden
sonra, Hayber Yahudileri her fırsatta müĢriklerle ve müĢrik Arap kabileleri ile ittifak
yaparak Müslümanlara karĢı olmuĢtu. Ayrıca Hayber Yahudilerinin düĢmanca tavrı
yüzünden Müslümanların kuzeye giden ticaret yolu da tehlike altındaydı. Üstelik
Hayber Yahudileri, güçlü Arap kabilelilerinden olan Gatafan‟lılara, Hayber‟in bir
yıllık mahsulünü vermek Ģartıyla, Gatafan‟lılardan destek alıp, Medine‟de bulunan
Müslümanların üzerine yürümeye karar vermiĢlerdi.Hayber Yahudileri Teymâ,
Fedek, Vâdi‟l-kurâ Yahudileri ile birleĢerek, Gatafan kabilesinden de 4000 kiĢilik
asker desteği aldılar.142
Hz. Peygamber bu durumu haber alınca ashabına, Hayber‟in fethi için
hazırlanmalarını emretti. Zira Hayber‟in kaleleri sağlam, savaĢçıları fazla olduğu
için ele geçirilmesi zordu. Resûlullah “Bizimle ancak cihada rağbet edenler gelsin”
sözünün, mücahitlere duyurulmasını istedi. Resûlullah‟ın bu çağrısı üzerine cihada
139
Sarıçam, Hz. Ömer, 53,
Fetih Suresi, Ayet: 1-2; Fayda, a.g.e., 66; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 332.
141
Hamidullah, a.g.e., 129; Yücel, a.g.e., 182.
142
Sarıçam, Hz. Ömer,54.
140
37
ilk hazırlanmaya baĢlayanlardan birisi de Hz. Ömer‟di.143Hayber gazasında
Müslümanlardan 1400 kiĢi piyade, 200 kiĢi de atlı var idi.144
Hayber‟in fethine hangi yoldan gidileceği bilinmiyordu. Hz. Peygamber
Huseyl b. Hârice adlı kılavuzu çağırdı. Huseyl, Hayber‟e giden yollardan Hazen,
ġaĢ‟(ġeĢ) ve Hâtıb isimlerini saydı. Hz. Peygamber her seferinde:“O yolu tutma.”
buyurdu. Orada bulunan Hz. Ömer Huseyl‟e döndü:“Ben senin Resûlullah‟a haber
vermek için bu gece de olduğu kadar kötü isimler saydığını görmedim ve şahit
olmadım.” dedi.145
Hz. Ömer‟in bu sözü üzerine Huseyl:“Bir yol daha var.”dedi. Hz.
Ömer:“Hangi yol?”dedi. Huseyl:“O yol Merhab‟dır.” dedi. Bunun üzerine Hz.
Peygamber:“Evet, o yolu tut.” buyurdular. Hz. Ömer Huseyl‟e:“Bu yolun ismini
daha önceden söyleseydin ya!” dedi.146
Hz. Peygamber bazı süvarileri keĢif yapmaları için ileriye göndermiĢti. O
sırada Yahudiler adına casusluk yapan bir bedevi yakalandı ve kendisinden bazı
bilgiler alınarak Hz. Peygamber‟e getirildi. Orada bulunan Hz. Ömer, onun
boynunun
vurulmasını
istedi
ancak
Hz.
Peygamber
casusun
boynunun
vurulmasına izin vermedi ve iĢ belli oluncaya kadar onun tutulmasını emretti.
Bedevi sonra Müslüman oldu ve serbest bırakıldı.147Hayber‟in fethi devam
ederken, Hz. Peygamber‟in baĢı ağrıdığı için savaĢa çıkamamıĢ ve sancağı Ebu
Bekir‟e vererek, O‟nu Yahudilerle çarpıĢması için göndermiĢti. Ebu Bekir
Yahudilerle Ģiddetli bir Ģekilde savaĢtı ama kaleyi ele geçiremeyerek geri döndü.
Hz. Peygamber sancağı Hz. Ömer‟e verdi ve Yahudilerle çarpıĢmaya
gönderdi. Hz. Ömer de, Hz. Ebu Bekir gibi canla baĢla savaĢtı fakat Hz. Ömer‟e de
kaleyi fethetmek nasip olmadı.148Hz. Ömer kendisiyle savaĢan Müslümanlarla
birlikte, bozguna uğrayarak döndü ve her iki taraf birbirlerini korkaklıkla
suçladılar.149 Hz. Ömer tekrar Hayber‟e gitti ve yine zafer elde edemeden geri
döndü.
Hayber‟in fethinde bulunulduğu zaman diliminde ashab sırası ile Hz.
Peygamber‟in kaldığı Reci‟ adlı karargâhı bekliyorlardı. Altıncı gece nöbet sırası
143
Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 230.
İbn Hişam, a.g.e., III/364.
145
Köksal, a.g.e.,V-VI, 453.
146
Vâkıdî, Megâzi, II/294; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 347.
147
Vâkıdî,Megâzi, II/295,296; Hamidullah, a.g.e., 134.
148
İbn Hişam, a.g.e., III/349; Ağırakça, a.g.e., 21.
149
Sarıçam, Hz. Ömer,55; Yücel, a.g.e., 184.
144
38
Hz. Ömer‟de idi. Hz. Ömer arkadaĢları ile nöbet tutarken askerler ordugâh
çevresinde bulunan bir Yahudi‟yi yakalayıp Hz. Ömer‟e getirdiler. Hz. Ömer
Yahudi‟nin boynunun vurulmasını emretti. Yahudi, eğer kendisini Peygamber‟in
yanına götürürlerse, bazı gizli bilgiler vereceğini söyledi. Hz. Ömer Yahudi‟nin
boynunu vurmaktan vazgeçerek, onu Hz. Peygamber‟in yanına götürdü. Casus,
Hz. Peygamber‟e Yahudiler hakkında,
Müslümanların iĢine yarayacak bilgiler
verdi. Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟e bu adamın anlattıklarının doğru olduğunu
söyledi. Hz. Peygamber, Yahudi‟nin boynunu vurmaktan vazgeçti.150
Hz. Peygamber:“Yarın sancağı öyle bir kişiye vereceğim. Allah ve Resûl‟ü
onu sever o da Allah ve Resûl‟ünü sever. O Hayber‟i zorla alacaktır. Allah fethi
onun eli ile gerçekleştirecektir.” buyurdular.151 Ashab sabırsızlıkla bir ertesi günü
bekledi. Herkes o kiĢinin kendisi olmasını arzu ediyordu.
Ertesi gün Hz. Peygamber sabah namazını kıldı ayağa kalktı ve ashaptan
sancağının getirilmesini ashaptan istedi. Hz. Peygamber sancağı eline aldı ve
ashabına bakarak, “Bunun hakkını yerine getirmek üzere kim alır?” diye ashaba
baktı.Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer ve hemen hemen bütün Müslümanlar sancağı
almak için boyunlarını uzatıp durdular. Hz. Peygamber orada bulunan hiç kimseye
sancağı vermedi. Ġleriki zamanlarda Hz. Ömer, “Benim kumandanlığı o güne kadar
şiddetle arzuladığım, hiçbir gün olmamıştır.” diye hüznünü dile getirmiĢti.152
Hz. Peygamber sancağı Hz. Ali‟ye verdi: “Al bu sancağı! Allah sana fethi
nasip edinceye kadar git ve çarpış arkana bakma.” buyurdular.153Allah‟ın izniyle,
Hz. Ali‟nin eliyle Hayber‟in fethi nasip oldu.
Hz. Peygamber Hayber‟de ele geçirilen ganimet ve gayrimenkulleri
bölüĢtürmek için, yüzer hisselik 18 tane grup oluĢturdu. Her yüz hisselik grubun
baĢına bir yönetici tayin etti. 18 gruptan bir grubun yöneticisi de Hz. Ömer idi.
Sonra hisse satıĢları oldu. Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in ashabından satın almıĢ
olduğu, Evsîlerin „Lefif‟ diye adlandırılan 100 kiĢilik ganimet hissesini Hz.
Peygamber‟den satın aldı. Hz. Ömer kendisine düĢen kısmı vakfetti. Bu da Ġslam
tarihinde kurulan il vakıflardan biri oldu.154
150
Vâkıdî, Megâzi, II/301,302; Hamidullah, a.g.e., 134.
Taberî, Târih, III/94; Sivâsi, a.g.e.,309.
152
Yücel, a.g.e., 79; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 347.
153
İbn Kesîr, a.g.e., 463; Sivâsi, a.g.e., 310.
154
Köksal, a.g.e.,V-VI, 523-527.
151
39
H.7. yıl ġaban ayında Hz. Peygamber, Hilal oğullarından bir adamın
kılavuzluğunda ve Hz. Ömer‟in komutasındaki otuz kiĢilik bir birliği “Türebe” adlı
yerde toplanmıĢ olan, Hevâzin kabilesi üzerine gönderdi. Müslümanlar gece yol
alarak, gündüz dinlenerek Hevâzinliler üzerine yürüdüler.
Bunu öğrenen
Hevâzinliler kaçarak yurtlarını terk ettiler. Kimseyi bulamayan Hz. Ömer,
Medine‟ye geri dönmek istedi. DönüĢ yolunda Hilal oğullarından olan kılavuz, Hz.
Ömer‟e Has‟am kabilesi üzerine yürünmesini teklif etti. Hz.Ömer, “Peygamber‟in
bu konuda bir talimatı yoktur. Ben sadece Hevâzinliler üzerine yürünmekle
emrolundum” diyerek bu teklifi reddetti. Mekke‟ye geri döndü. Hz. Ömerin “Ben
ancak Hevâzinliler üzerine yürümekle emrolundum” sözü, bize askeri olarak Ģu
neticeleri gösterir.
Hz. Ömer‟in komutanlığa ehil biri olduğunu göstermektedir. ġayet böyle
olmasaydı Resûlullah onu tehlikeli bir bölgeye komutan olarak göndermezdi.
Çünkü Hevâzinliler Arapların en güçlü ve en tehlikeli olanlarıdır.
Hz. Ömer gündüzleri gizleniyor, geceleri yol alıyordu. Bu, hedefe kilitlenme
ve düĢmanı caydırma anlamına geliyordu. SavaĢların en önemli unsurlarından
biriside düĢmanı korkutup, kaçmaya sevk etmektir. Bu sayede az sayıdaki
kuvvetle, müĢriklerin güçlü ve kalabalık ordusu bertaraf edilebilirdi.
Hz.
Ömer,
yüce
komutan
Hz.
Peygamber‟in
dediklerini
harfiyen
uygulayarak, erteleme yoluna gitmedi. Bu da, her zaman ve mekanda olduğu gibi
askeri ruhun esası demektir.155
2.4.6. Zâtü’s-Selâsil Gazvesinde Hz. Ömer
Beliyy ve Kudâa kabilelerinin birleĢerek, Medine‟ye saldıracakları haberi Hz.
Peygamber‟e ulaĢtı. Resûlullah, Amr b. As komutasındaki ikiyüz kiĢilik bir
birliğiZât‟üs-Selâsil‟e gönderdi. Amr b. As kalabalık bir düĢmanla karĢılaĢacağını
anlayınca, Hz. Peygamber‟e haber göndererek destek istedi ve Resûlullah, Ebu
Ubeyde b. Cerrah komutasında, içinde Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir‟in de
bulunduğu, ikiyüz kiĢilik bir kuvveti, yardımcı olarak gönderdi.156 Bu sefer H.8.
yılda Cumâde‟l-âhire ayında vuku bulmuĢtur.157
155
Sarıçam; Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 203; Sarıçam, Hz. Ömer, 55; Fayda, a.g.e., 66.
Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,205; Vâkıdî, a.g.e. II/430.
157
Yücel, a.g.e., 196.
156
40
Bu gazve esnasında Amr b. As her iki birliğe de komuta etmek istemiĢtir.
Amr‟ın bu istediğini gören Hz. Ömer‟in, bu duruma canı sıkılmıĢ ve Ebu Ubeyde b.
Cerrah‟a gitmiĢ, “Sen Nâbiga‟nın oğluna itaatle onu hem kendine hem Ebu Bekir‟e
hem de bizlere kumandan ettin. Bu ne biçim görüş?” diyerek, bu durumdan hoĢnut
olmadığını belirtmiĢtir. Ebu Ubeyde b. Cerrah “Ben Amr b. As‟a itaat etmeyecek
olursam Resûllulah‟a asi olmuş olacağımdan korktum” diye karĢılık vermiĢtir.158
Gece hava soğuk olduğu için mücahitler odun toplayıp ateĢ yakmak
istediler. Amr b. As bunlara engel oldu ve hiç kimsenin ateĢ yakmamasını istedi.
AteĢ yakacak biri olursa onu yaktığı ateĢin içine atacağını söyledi.159Amr‟ın bu
davranıĢı orada bulunan askerlerin çok ağırına gitmiĢti. Amr b. As‟ın, böyle
davranmasından hoĢnut olmayan Hz. Ömer, olanları Hz. Ebu Bekir‟e anlattı. Hz.
Ebu Bekir, Amr b. As ile konuĢmaya gitti. Amr b. As Hz. Ebu Bekir‟e, “Sen beni
dinlemek ve bana itaat etmekle emrolundun. Emrolunduğun şeyi işle” diye, Hz.
Ebu Bekir‟i azarladı.160
Hz. Ömer, Amr‟ın bu sözlerini iĢitince çok sinirlendi ve ona çok kızdı ve
söylediği sözlerden dolayı, O‟na çatmak istedi. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e engel
olunca, Hz. Ömer sustu ve yapacağı iĢten vazgeçti.161
Bu gazada Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir, Avf b. Malik el-EĢcaî ile arkadaĢ
olmuĢlardı.Durak ve dinlenme yerlerinde hep birlikte konaklamıĢlardı. Avf b. Malik
bir ordugâha gitmiĢ, orda bulunanlar bir deve kesmiĢ ve etini on parçaya alıp
bölüĢmek istemiĢler; ama bir türlü becerememiĢlerdi. Avf b. Malik etin bir
parçasından kendisi alması karĢılığında, deve etini on parçaya bölüĢtürmüĢtü.
Kendisine düĢen parçayı ise Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer ile piĢirip yediler. Hz. Ebu
Bekir ve Hz. Ömer eti yedikten sonra, Avf b. Malik‟e etin nereden geldiğini
sordular. Avf b. Malik olayı anlatınca Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer karınlarına
girenden dolayı korka korka ayağa kalkarak, “Vallahi sen bize bunu yedirdiğine iyi
etmedin” diyerek, akıbetlerinden endiĢe ettiler.162
Bu seferde askeri birliğin baĢında Amr b. As ve birlikte de Hz. Ebu Bekir,
Hz. Ömer gibi muhacirlerin önde gelen kiĢileri de bulunuyordu. Amr b. As içinden,
“Eğer ben Ebu Bekir ve Ömer‟den üstün olmasam, Resûlullah beni onlara
158
Gazali, a.g.e., 366; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 363.
Vâkıdî, a.g.e. 2/429.
160
Yücel, a.g.e., 197.
161
Berki, Keskioğlu, a.g.e., 362,363.
162
İbn Hişam, a.g.e., IV/274; Vâkıdî, Megâzî, II/432.
159
41
komutan yapmazdı” diye düĢünmüĢtü. SavaĢtan sonra doğruca Resûlullah‟ın
yanına gitti ve Resûlullah‟a:
“Ya Resûlullah. Sana halkın en sevgilisi kimdir?” dedi. Resûlullah: “Aişedir.”
buyurdu.Amr
b.As:“Erkeklerden
hangisidir?”
dedi.
Resûlullah:
“Aieşe‟nin
babasıdır.” buyurdu. Amr b. As:“Ondan sonra kimdir?” dedi. Resulullah: “Ondan
sonra Hattab‟ın oğlu Ömer‟dir.” buyurdu. Sonra da birtakım erkeklerin ismini daha
saydı. Amr b. As, “Beni en sona bırakmasından korktum ve sustum. Artık bu
sorumu bir daha tekrarlamamaya karar verdim” demiĢtir.163
2.4.7. Mekke’nin Fethinde Hz. Ömer
Mekke; her tarafı yüksek dağlarla çevrili akarsuları olmayan, tek tük hurma
ağacından baĢka meyve ağaçları olmayan bir yerdi.
Mekke‟nin fethinin tek sebebi, Hudeybiye‟de imzalanan antlaĢmanın KureyĢ
müĢrikleri tarafından tek taraflı ihlal ediliĢiydi. Bu antlaĢma ile Huzâa‟lılar ve Ka‟b
oğulları Müslümanların himayesine girmiĢ, Bekr oğulları da KureyĢ müĢriklerinin
himayesine geçmiĢti.164
Müslümanların müttefiki olan Huzaâ‟lılar ve müĢriklerin müttefikleri olan
Bekr oğulları, öteden beri birbirlerine düĢman idi. Hudeybiye antlaĢmasındaki “her
iki taraf birbiriyle savaĢmayacak, birbirlerinin himayesine giren taraflarda
savaĢmayacak, birbirlerinin düĢmanına yardım etmeyecekler” maddesinden
dolayı, bu düĢmanlık bir süre unutulmuĢtu.
Bekir oğulları kabilesinden bir grup bu düĢmanlığı unutmamıĢ, müttefikleri
KureyĢ‟in desteğini de alarak, bir gece baskınında Huzâa‟lılardan yirmi üç kiĢiyi
öldürmüĢlerdi. KureyĢ müĢrikleri de Benî Bekr‟leri silahlarla, atlarla, kölelerle
desteklediler.“Gece karanlığında kimse bizi görmez. Muhammed bizim yaptığımızı
bilmez” zannederek, geceleyin gizlice Beni Bekr‟lerin yanında savaĢmıĢtılar.165
Sabah olunca KureyĢ müĢrikleri yaptıkları iĢten dolayı çok piĢman
olmuĢlardı. Bu davranıĢlarıyla Hudeybiye‟de imzalanmıĢ olan antlaĢmayı bozmuĢ
olduklarını anladılar. Bütün bu olanlardan Ebu Süfya‟nın haberi yoktu. ġam‟dan
yeni gelmiĢti. Olanları iĢitince KureyĢ‟lilerin yaptığı iĢi beğenmedi ve bundan dolayı
baĢlarına kötü bir Ģey geleceğini söyledi. KureyĢ müĢrikleri Ebu Süfyan‟dan,
163
İbn Kesîr, a.g.e., 519-520; Sallâbi, a.g.e., 84; Yücel, a.g.e., 199.
Taberî, Târih, III/79; Vâkıdi, a.g.e., III/14
165
İbn Hişam, a.g.e., IV/32; Taberî, Târih, III/111.
164
42
Muhammed‟e gitmesini, antlaĢmayı yenilemesini istediler. Kendilerinin antlaĢmayı
bozmadıklarını, ancak Benî Bekr‟lere yardım edip, Onların su ihtiyacını
karĢıladıklarını, Muhammed‟e iletmesini istediler.166
Huzâalar Bekroğullarının ve KureyĢ‟li müĢriklerin kendilerine yaptıklarını,
Medine‟ye gelerek Hz. Peygamber‟e anlatmıĢlar ve yardım istemiĢlerdi. Hz.
Peygamber, KureyĢ‟lilerin Hudeybiye‟de imzalamıĢ olduğu antlaĢmayı, tek taraflı
olarak fesh ettiklerini görünce çok sinirlenmiĢ ve “Eğer kendime yardım ettiğim
gibi, Huzâa‟lılara yardım etmezsem bende yardım görmeyeyim” buyurarak, KureyĢ
müĢriklerine mektup gönderdi. Bu mektupta, ya Benî Bekr ile olan ittifaktan
vazgeçilmesini
ya
da
Huzâa‟lılardan
öldürülenlerin
diyetlerinin
ödenmesi
istenmekteydi. Bunlardan birinin yapılmaması halinde, KureyĢ‟lilerle çarpıĢılacağı
bildiriliyordu.167
KureyĢ müĢrikleri Hudeybiye antlaĢmasını yenilemesi için, Ebu Süfyan‟ı
Medine‟ye gönderdiler. Ebu Süfyan ilk önce Medine‟de bulunan, Hz. Peygamber‟in
zevcesi ve kendi öz kızı olan Ümmü Habibe‟nin yanına gelerek, yardım isteğinde
bulundu. Ümmü Habibe babası müĢrik olduğu için saygı göstermedi. Ebu Süfyan
mescide Hz. Peygamber‟in yanına geldi ve antlaĢmayı yenilemesini istedi. Hz.
Peygamber cevap bile vermedi. Hz. Peygamber‟den yardım göremeyen Ebu
Süfyan, yardım isteğiyle Hz. Ebu Bekir‟e gitti.Hz. Ebu Bekir, olanları Ömer‟e
anlatmasını söyledi. Ebu Süfyan Hz. Ömer‟in yanına gitti ve Hz. Ömer‟den
antlaşmayı yenilemesini, halkın arasını düzeltmesini istedi. Hz. Ömer “Demek
antlaşmayı bozdunuz. Eğer ondan bir şey kalmışsa Allah onu da yok etsin. Ben
sizin için Resûllulah‟tan af mı dileyeceğim? Eğer bana kalacak olsa en ufak bir
bahane bulup sizinle çarpışırım” diyerek Ebu Süfyan‟ı azarlayarak, istediği Ģeyi
reddetmiĢti.168 Hz. Ömer‟den beklemediği sözleri iĢiten Ebu Süfyan: “Sen ve
akrabaların kötülükle cezalanasınız. Kavmine karşı senin kadar katı ve kötü
davranan görmedim.” dedi ve oradan uzaklaĢtı.169
Ebu Süfyan birçok kiĢiden daha yardım istedi. Ama umduğunu bulamayarak
Mekke‟ye geri döndü. Olanları tek tek müĢriklere anlattı ve sonra da Hattab‟ın oğlu
Ömer‟in yanına gittiğini, O‟nu daha düĢman bulduğunu söyledi.
166
Vâkıdî, Megâzî, III/18; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 366,367.
Hamidullah, a.g.e., 98; Yücel, a.g.e., 200.
168
Vâkıdî, Megâzî, III/26; Fayda, a.g.e., 67; Sallâbi, a.g.e., 64.
169
Berki, Keskioğlu, a.g.e., 368.
167
43
Hz. Peygamber ashabına sefer için hazırlanmalarını, sonra da Mekke ye
doğru gidileceğini bildirdi. Hz. Peygamber Mekke‟ye giden dağ yollarını ve
geçitlerini nöbetçilere tutturdu ve gözetletti. Hz. Ömer‟i de bu geçitler ve nöbetçiler
üzerine denetçi olarak görevlendirdi. Hz. Ömer bu yollar ve geçitler üzerinde
durmadan dönüp dolaĢmaktaydı ve nöbetçilere “Gizlice Mekke‟ye gitmek isteyen
kimseyi bırakmayacaksınız, onları geri çevireceksiniz” diyordu.170
Mekke‟nin fethi için toplanan mevcut 10.000 kiĢi idi. Yolda gelip katılanlar ile
bu mevcut 12.000 kiĢi olmuĢtu.171
Sahabeden
Hâtıb
b.
Ebi
Beltea
bir
kadınla
Mekke‟lilere
mektup
gönderdi.Daha sonra bu mektup yakalandı ve mektupta, “Hz. Muhammed kesin
olarak üzerinize yürümektedir. Hazırlıklı ve uyanık olunuz. Tedbirinizi alınız” yazılı
idi. Bu mektup yakalandığı zaman Hz. Peygamber, Hatıb b. Ebi Beltea‟yı sorguya
çekti: “Niye böyle bir iş yaptın.” buyurdu.172 Hâtıb b. Ebi Beltea: “Ya Resûlullah!
Ben dinimden asla dönmedim. Ama Medine‟de eşim ve çocuklarım bulunmakta ve
onları koruyacak hiçbir kimsem yok. Belki bu yazdıklarımdan dolayı, Mekke‟lilerin
zararlarından çoluk çocuğumu korumak istedim.”dedi. Hatıb‟ın bu sözleri üzerine
Hz. Ömer, bu adamın Allah‟a, Allah‟ın Resûl‟üne ve müminlere hainlik ettiğini
söylemiĢ, boynunu vurmak için Resûlullah‟tan izin istemiĢtir.173
Resûlullah:
“İzin
versem
onu
öldürür
müsün?”
buyurdular.
Hz.
Ömer:“Evet!”dedi. Peygamber Aleyhisselam Hz. Ömer‟e: “Onun Bedir savaĢına
katılmıĢ olduğunu Allah‟ın bu yüzden onlara: „Siz istediğinizi yapın cennet size
vacip olmuĢ‟ dediğini söylediği zaman Hz. Ömer‟in gözleri yaĢlarla doldu ve
hüzünlenerek,“Allah ve Resûl‟ü daha iyi bilir” diyerek konuyu kapattı. Resulullah ile
Hz. Ömer arasında geçen konuĢmadan elde edeceğimiz dersler ve ibretler vardır.
Casus hakkında verilecek hüküm öldürmektir. Fakat Resûlullah bunu yapmamıĢtır.
Hz. Ömer‟in din konusunda tavizsiz olması. Onun bu tutumu Hatıb‟ın boynunu
vurmak istemesiyle ortaya çıkmaktadır. Hz. Ömer Hatıb hakkında ki münafık
sözünü lafzen söylemiĢ, ıstılahı anlamda kullanmamıĢtır. Resûlluh‟ın sözleriyle,
Hatıb‟a cezasını vermeyi düĢünen bir adam pozisyonu içinde haĢyet ve teessür
hissedip, Allah ve Resûlü daha iyi bilir demiĢtir.174
170
Sarıçam, Hz. Ömer, 57,58.
Taberî, a.g.e., III/114.
172
Hamidullah, a.g.e., 99,100.
173
Sallâbi, a.g.e., 64,65; Yücel, a.g.e., 202,203.
174
Sarıçam,Hz. Ömer,58; Bursalı, a.g.e., 38; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 369; Gazali, a.g.e., 371.
171
44
O sırada Ebu Süfyan Müslüman olmuĢ ve Resûllulah‟ın huzuruna vararak,
Müslüman olduğunu haber verdi ama Hz. Peygamber ondan yüzünü çevirmiĢtir.
Ebu Süfyan‟ı orada gören Hz. Ömer:”Ey Allah‟ın düşmanı. Resûlullah‟ı ve ashabını
inciten sensin. Sen düşmanlığını yeryüzünün doğularına ve batılarına kadar
ulaştırdın.” dedi.
Müslümanlardan hiçbir kimse, Müslüman oldu diye, Ebu Süfyan‟a iltifat
etmedi. Hz. Abbas ile karĢılaĢan Ebu Süfyan, durumunu ve KureyĢ‟in baĢına
gelecekleri O‟na anlattı. Hz. Abbas Ebu Süfyan için Resûlullah‟tan eman dilemeyi
teklif etti. Ebu Süfyan‟ı katırının terkisine bindirdi ve Resûlullah‟a doğru götürdü.
Ebu Süfyan‟ı gören Hz. Ömer, onlardan daha hızlı ve daha önce Resûlullah‟ın
yanına gitti. “Ya Resûlullah! Bu Ebu Süfyan. Allah, onu bize akidsiz ve ahdsiz
olarak ele geçirmek imkân ve fırsatını verdi. Bırak beni de onun boynunu vurayım”
diye ısrar etti. Hz. Ömer‟in bu ısrarını gören Hz. Abbas, “Ya Resûlullah. Ben Ebu
Süfyan‟a öldürülmeyeceğine dair eman verdim. Ey Ömer! Ebu Süfyan Adiy b. Ka‟b
oğullarından bir kimse olsaydı, böyle söylemezdin. Sen onun Abdi Menaf
oğullarının erkeklerinden olduğu için boynunu vurmak istiyorsun” diye, Hz. Ömer‟e
sitem etti. Hz. Abbas‟ın bu sitemine Hz. Ömer:“Sus Ey Abbas! Babam Hattab sağ
olup Müslüman olsaydı ona, senin Müslüman olduğun gün sevindiğim kadar
sevinmezdim.” dedi, bunun Hz. Abbas‟ın düĢündüğü gibi olmadığını söyledi.175
Hz. Peygamber Ebu Süfyan‟ın, Müslüman olup, selamete ermesini
buyurarak, Ġslam‟a davet etti. Ebu Süfyan, Uzzâ adlı putu ne yapacağını ve ondan
nasıl vazgeçeceğini söyledi. O sırada çadırın arkasında bulunan ve olanları iĢiten
Hz. Ömer, Uzzâ adlı putun üzerine iĢeyip, onu terslemesini istedi. Eğer çadırın
dıĢında olsaydın bu sözü ağzına alamazdın dedi. Ebu Süfyan Hz. Ömer‟e, “Senin
baban da sert ve kaba idi. Sen de baban gibisin. Ey Hattab‟ın oğlu ben sana
gelmedim. Ben amcamın oğluna geldim. Bırak beni, amcamın oğlu ile konuşayım”
diye Hz. Ömer‟i uyararak, yanlarından ayrılmasını istedi.176Amcaoğlundan kastı
Resûlullah idi. Sonra Ebu Süfyan Ģahadet getirerek Müslüman oldu. Hz.
Peygamber Ebu Süfyan‟ın evine giren kurtulmuĢtur buyurarak onu Ģereflendirdi.
Mücahitler alaylar halinde Mekke‟ye doğru ilerliyorlardı. Hz. Ömer Hz.
Peygamber‟in alayını yönetiyordu ve sırtına da zırh gömlek giymiĢti.177 Hz. Ömer
175
İbn Hişam, a.g.e., IV/45; Taberî,Târih, III/166; Sarıçam, Hz. Ömer,58; Vakıdî, Megâzî; III/42,53,52.
Hamidullah, a.g.e., 101; Sallâbi, a.g.e., 65,66; Fayda, a.g.e., 67; Bursalı, a.g.e., 40.
177
Vakıdî, Megâzî; III/56,57; Hamidullah, a.g.e., 103.
176
45
saf düzenini bozdurmamak için bağırıyor, “Ahiriniz evvelinize gelip kavuşuncaya
kadar yavaş yürüyünüz” diye emirler vererek alay çavuĢluğu yapıyordu.
Hz. Ömer‟in sözlerini iĢiten Ebu Süfyan Hz Abbas‟a, “Az ve önemsiz olan
Adiyy oğullarının bundan sonra işi iş” diyerek hayıflandı. Hz. Abbas, “Allah dilediği
kimseyi dilediği şeyle yükseltir. Muhakkak ki Ömer de İslamiyet‟in yükselttiği
kişilerdendir” diye cevap verdi ve hayıflanmamasını söyledi.178
Hz. Peygamber, H.8. yılda Ramazan ayından 13 gün geçtikten sonra Cuma
günü, son derece mütevazi bir halde baĢında siyah bir sarıkla, devesinin üzerinde
Fetih süresini okuyarak Mekke‟ye girdi.179 Kendisi Bathâ‟da iken, Kâbe‟nin içindeki
tüm resimleri imha etme görevini Hz. Ömer‟e verdi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer‟i,
Osman b. Talhadan Kâbe‟nin anahtarını almakla görevlendirdi.180
Mekke feth olunduğu gün Hz. Peygamber, Mekke‟nin eĢrafına Müslüman
olmaları için haber gönderdiğinde, Hz. Ömer kendi içinden, “Allah onlara hâkim
olma fırsatını Ģimdi bize vermiĢtir. GeçmiĢte yapmıĢ oldukları kötülükleri anlatıp,
baĢlarına kalkayım” diye düĢündü. Hz. Peygamber‟e Hz. Ömer‟in düĢündükleri
Yüce Allah tarafından haber verildi. Daha sonra Hz. Ömer, istemeden düĢündüğü
Ģeyler için piĢmanlık duyduğunu ve Resûlullah‟tan utandığını söyleyerek, af
etmesini istemiĢtir.181
Mekke‟liler Safâ tepesi üzerinde, Hz. Peygamber‟e bey‟at için toplandılar.
Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in beri tarafında durarak, halkın ellerinden tuttu, “Güçleri
yettiği kadar Allah ve Resûlünün buyruklarını dinleyip, itaat edeceklerine dair” Hz.
Peygamber adına birer birer bey‟atlarını aldı.182 Bey‟at alırken Hz. Ömer,Hz.
Peygamber‟in buyruklarını bey‟at edeceklere duyurmakta ve ulaĢtırmaktaydı. Hz.
Ömer, Erkeklerin bey‟atından sonra kadınların da bey‟atlarını aldı.183
2.4.8. Huneyn Gazvesinde Hz. Ömer
Mekke‟nin fethinden sonra Hevâzin ve Sakif kabileleri, Hz. Peygamber‟in
Medine‟den yola çıktığını iĢitmiĢler ve kendilerini üzerine yürüyeceğini zannederek,
178
Vakıdî, Megâzî; III/57; Sarıçam, Hz. Ömer, s.59.
Hamidullah, a.g.e., 104,105; Yücel, a.g.e., 207.
180
Sarıçam; Hz. Ömer,59; Fayda, a.g.e., 67; Vakıdî, Megâzî; III/69.
181
Köksal, a.g.e.,V-VI, 818.
182
Taberî, Târih, III/12.
183
Köksal, a.g.e.,V-VI, 829; Ağırakça, a.g.e., 22
179
46
Evtas‟ta ordugâhlarını kurmuĢ ve ondört bin asker toplayarak, savaĢ hazırlığı
yapmıĢlardı.184
Hz. Peygamber‟in her iki kabilenin savaĢmak için hazırlandıklarını iĢitince,
Abdullah b. Ebi Hadrad adlı sahabeyi, düĢman ordugâhına bilgi toplamak için
gönderdi. Abdullah b. Ebi Hadrad orada iki gün kaldı. Duyduğu, gördüğü, iĢittiği
Ģeyleri Hz. Peygamber‟e anlattı. Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i yanına çağırdı ve
Abdullah b. Ebi Hadrad‟ın haber verdiği Ģeyleri ona da anlattı. 185 Bu sözleri iĢiten
Hz. Ömer, Ġbn Hadrad‟ın doğruyu ifade etmediğini söyledi. Bunun üzerine Ġbn
Hadrad, “Ey Ömer! Sen şimdi beni yalanladığın gibi vaktiyle Hakkı‟da
yalanlamıştın. O zaman yalanladığın zat benden daha hayırlı idi” diyerek, Hz.
Ömer‟in Müslüman olmadan önceki yaptığı yanlıĢ Ģeyleri anlattı. Hz. Ömer, “Ya
Resûlullah! İbn Ebi Hadrad‟ın söylediklerini işittin mi?” diye sordu. Belki de Hz.
Peygamber‟in Ġbn Hadrad‟ı, söylediği sözlerden dolayı kınayacağını düĢünmüĢtü.
DüĢündüğünün tam tersi olmuĢ, Hz. Peygamber, “Doğru söylüyor ey Ömer!
Vaktiyle sen yolunu şaşırmıştın. Allah sana doğru yolu göstermişti” buyurarak
konuyu kapattı.186
Müslümanların sayıları 10.000 kiĢi idi. 2000 kiĢi de Mekke‟li olmak üzere
toplam 12.000 kiĢi olmuĢlardı. Muhacirlerin sancağını Hz. Ali, bayraklarını da Sa‟d
b. Ebi Vakkas‟la Hz. Ömer taĢıyordu.187 SavaĢ baĢlayınca Hevâzin‟lilerin, Ġslam
askerlerinden ilk karĢılaĢtıkları kimseler, genellikle zırhsız, aceleci, silahsız ve toy
gençlerdi. Buna rağmen onlar Hevâzin‟lileri yenilgiye uğrattılar. Hevâzin‟lilerin
kesin yenildiklerini sanarak, yerlerini terk edip ganimet toplamaya baĢladılar.
Bunun üzerine Hevâzin‟lilerin keskin niĢancı olan ok atıcıları, onları ok yağmuruna
tuttu. Ġslam askerleri bozularak geri kaçmak zorunda kaldı.188
Ümmü Hâris adlı kadın sahabe bozgundan kaçanları görünce Hz. Ömer‟e,
Müslümanların hali niye böyle oldu diye sordu. Hz. Ömer, “Bu Allah‟ın işidir”
diyerek, her Ģeyde bir hayrın olduğunu söyledi.189
Hz. Ömer savaĢ esnasında, Hz. Peygamber‟in yanından ayrılmayarak,
Peygamber‟i koruyan az sahabeden biriydi.190Ġslâm askerlerinin kaçıp, düĢman
184
Taberî, a.g.e., III/125-126; Vâkıdî, Megâzi, III/120,121; Yücel, a.g.e., 213.
İbn Hişam, a.g.e., IV/82-83.
186
Taberî, a.g.e., III/127; Vâkıdî, Megâzi, III/128.
187
Köksal, a.g.e.,VII – VIII, 39.
188
Yüce, a.g.e., 215,216.
189
Köksal, a.g.e.,VII – VIII, 43.
190
Sarıçam, Hz. Ömer,64; Fayda, a.g.e., 68.
185
47
ordularının kendisine doğru geldiğini gören Hz. Peygamber, “Bu yüzler kara olsun”
diye dua etti. Allah‟ın izniyle tekrar Müslümanlar müĢriklere galip geldi.191
Huneyn savaĢında altı bin esirin yanı sıra, yirmidört bin deve, kırkbinden
fazla koyun ve bir miktar gümüĢ Müslümanların eline geçti. Hz. Peygamber bütün
bu ganimetlerin Ci‟râne‟ye götürülüp, orada tutulması için emir verdi.192Ci‟râne;
Mekke‟nin 24 km Kuzeydoğusunda bulunan bir yer idi. 193
2.4.9. Taif KuĢatmasında Hz. Ömer
Evtas‟taki ordugâhta tutunamayan ve bozguna uğrayan Sakîf‟liler, Taif
Ģehrine sığınıp Ģehrin kapılarını kilitlediler. SavaĢ hazırlıklarını tamamlayarak
savaĢmaya hazırlandılar.194Hz. Peygamber,Huneyn‟den sonra etrafı sağlam
surlarla çevrili, Taif Ģehrine hareket ederek burayı kuĢattı. Taif‟liler, surları yeni
tamir etmiĢ ve bir yıl yetecek kadar da erzak depolamıĢlardı.195
Ġslam ordugâhı Taif surlarına çok yakındı. Taif‟liler Müslümanların
saldırmasına fırsat vermeden, onları ok yağmuruna tutmuĢlardı. Sakif‟ler, Taif‟ten
Müslümanlara on dokuz gece ok ve taĢ atarak savaĢtılar. Günlerce en Ģiddetli
Ģekilde ok savaĢı yapıldı.196Taif‟in feth edilememesi üzerine Hz. Peygamber,
Taif‟teki üzüm bağlarının yakılmasını veya kesilmesini, herkesin meyvesi
yenmeyen ağaçlardan beĢer tane kesmesini emretti.197
Hz. Ömer Taif‟te bulunan Süfyan b. Abdullah es-Sakafi‟ye, çoluk çocuğunun
geçimi olan üzüm asmalarını keseceklerini haber verdi. Süfyan b. Abdullah esSakafi, Hz. Ömer‟in söylediklerini yapmayacağını düĢünmüĢtü. Cevap olarak, su
ile toprağın yerinde durduğunu, gerekirse tekrar dikeceklerini dile getirdi. Süfyan b.
Abdullah es-Sakafi, Müslümanların ciddi olduğunu ve üzüm asmalarının kesildiğini
gördü. Dayanamadı ve Hz. Peygamber‟den mallarını kesmemelerini, Allah‟ın
rızasını ve akrabalık haklarını gözeterek, üzüm asmalarını bırakmasını istedi.
191
Hamidullah, a.g.e., 13; Gazali, a.g.e., 384,385.
İbn Hişam, a.g.e., IV/101; Taberî, Târih, III/132.
193
Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 216.
194
Taberî, Târih, III/132;.
195
Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 217.
196
Taberî, Târih, III/133.
197
Vâkıdî, Megâzî, III/159; Hamidullah, a.g.e., 195.
192
48
Süfyan b. Abdullah es-Sakafi‟nin bu isteği üzerine, Hz. Peygamber üzüm
asmalarını kestirmekten vazgeçti.198
KuĢatma sırasında Sahabeden Uyeyne b. Hısn, Taif‟lileri Ġslam‟a davet
etmek ve savaĢmaktan vazgeçirmek maksadıyla, Hz. Peygamber‟den izin alarak
Taif kalesine girdi. Taif müĢriklerine, silahların çok, akarsularının bol olduğunu
söyledi. Katiyen Hz. Peygamber ve ashabından korkmamalarını, Müslümanlarla
savaĢmaya devam etmelerini istedi.199 Taif‟ten döndü ve Hz. Peygamber‟e,
Taif‟lileri Ġslam‟a davet ettiğinisöyledi. Hz. Peygamber Uyeyne b. Hısn‟ın
anlattıklarını, suratını asarak sonuna kadar dinledive sonra Uyeyne‟ye:“Hayır! Sen
yalan söylüyorsun. Onları İslam‟a davet etmedin. Şunları şunları söyleyerek onları
daha iyi fitledin.” buyurdular. Uyeyne b. Hısn, Resûlullah‟ın doğru söylediğini ama
inancından zerre kadar bir Ģey kaybetmediğini söyledi. Taif‟lilere söylediği bu
sözler için, Allah‟tan mağfiret dileyerek, tövbe etti.
Hz. Ömer, Resûlullah‟tan Uyeyne b. Hısn‟ın boynunu vurmak için izin
istedi. Hz. Peygamber, “Ġnsanlar Muhammed ashabını öldürüyor derler” diye izin
vermedi.200
buyurarak
Hz.
Hz.
Peygamber,
Ömer‟e,
“Taif‟in
Ģimdilik
Müslümanların
fethedileceğini
kuĢatmayı
kaldırıp,
sanmıyorum”
göç
etmeye
hazırlanmalarını ilan ettirdi.201
Taif‟in feth olunmadan gidileceğine, bazı Müslümanların gönülleri razı
değildi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer‟e gelerek, Hz. Peygamber‟e savaĢmaya
devam etmelerini söylemelerini istediler. Hz. Ömer bu iĢe karıĢmaktan kaçındı:
“Hudeybiye antlaĢmasında itiraz ettim. Fakat sonucun Müslümanlar için hayırlı
olduğunu gördüm. Bir daha Resûlullah‟ın kararlarına itiraz etmeyeceğim.
Resûlullah, en doğru ve en iyisini bilendir.”dedi.202
Taif kuĢatmasından sonra Hz. Peygamber Ci‟râne‟ye döndü. Huneyn
ganimetlerini halka dağıtmaya baĢladı.Hz. Ömer‟ede bir cariye verdi. Hz. Ömer o
cariyeyi oğlu Abdullah‟a verdi. Sonra Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i Huneyn
esirlerinin geri teslim etmeleri için muhacirlere gönderdi. Muhacirler Hz.
198
İbn Hişam, a.g.e., IV/126; Tâberî, Târih, III/133; Vâkıdî, Megâzî, III/162,163.
Vâkıdî, Megâzî, III/166,167.
200
Vâkıdî, Megâzî, III/212; Sarıçam,Hz. Ömer,64.
201
İbn Kesîr, a.g.e., 807; Sarıçam,Hz. Ömer,64.
202
Sarıçam, Hz. Ömer, 64; Köksal, a.g.e., VII-VIII, 90; Gazali, a.g.e., 394; Fayda, a.g.e., 68.
199
49
Peygamber‟in isteği üzerine, esirleri serbest bıraktılar. Hevâzin‟liler gelip Abdullah
b. Ömer‟den, o cariyeyi geri aldılar. 203
Hz. Peygamber ganimetleri dağıttığı sırada, Benî Temim kabilesinden
Zülhuvaysıra adlı kiĢi Hz. Peygamber‟in huzuruna gelerek, adaletli olmasını ve
malları eĢit bölüĢtürmesini istemiĢti. Hz. Peygamber hüzünlendi ve o kiĢiye sitem
etti. “Yazıklar olsun sana. Ben adalet yapmazsam kim yapar.” buyurdu.
Resûlullah‟ın üzüldüğünü gören Hz. Ömer, Zülhuvaysıra‟nın boynunu vurmak için
izin istedi. Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟e izin vermedi ve konuyu kapattı. Bu konuda
Hz. Ömer‟in gösterdiği büyük bir davranıĢa Ģahit olmaktayız. Önünde hakkın
çiğnenmesine sabrı yoktur onun. Risalet ve Nübüvvetin kudsiyetini çiğneyenin
karĢısında gösterdiği tavır, gerçektende takdire Ģayandır.204
2.4.10. Tebük Seferinde Hz. Ömer
Tebük; Vâdi‟l-kurâ ile ġam arasında bulunmakta olup kalesi, akarsuyu ve
hurma bahçeleri olan bir yerdir. Seferin nedenini Hz. Ömer Ģöyle anlatıyor:
“Gassan
hükümdarlarından
birinin
üzerimize
yürümek
istediğini
ve
savaĢmak için atlarını nallatmakta olduklarını haber almıĢtık. Yüreklerimiz onların
saldırma endiĢesiyle doluydu. Çünkü Müslümanlar için Rumlardan daha korkunç
düĢman yoktu. Onların sayılarını askeri hazırlıklarını gidip gelen tüccarlardan
öğrenmiĢtik.”205
Hz. Peygamber Rumlarla savaĢmak için Mekke‟ye ve Müslüman Arap
kabilelerine adam gönderdi. O sıralarda Arabistan‟da kıtlık ve kuraklık vardı.
Sıcaklık çok Ģiddetli idi. Halk geçim sıkıntısı içindeydi. Bu nedenle Hz. Peygamber
Müslümanlardan Allah yolunda canları ve mallarıyla cihat etmeleri için, orduya
maddi yardım etmelerini istiyordu. Müslümanlar birbirleriyle yarıĢarak ellerinde
neyi var, neyi yoksa Resûlullah‟a getirdiler.206
Hz. Ömer, vaktiyle Hz. Ebu Bekir, bütün hayırlı iĢlerde beni geçmiĢti. Ben
de bu gün onu geçeyim diye, servetinin yarısını Tebük ordusuna bağıĢlamıĢtı. Hz.
Ebu Bekir‟in malının tamamını, Tebük ordusuna bağıĢlayarak dört bin dirhem
verdiğinden haberi yoktu. Hz. Peygamber Hz. Ebu Bekir‟e, ev halkına ne
203
Sarıçam, Hz. Ömer, 64; Berki, Keskioğlu, a.g.e.,393.
Sarıçam, Hz. Ömer,65; Sallâbi, a.g.e., 67.
205
Yücel, a.g.e., 230; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 407.
206
İbn Hişam, a.g.e., IV/161; Tâberî,a.g.e., III/143; Gazali, a.g.e., 400.
204
50
bıraktığını sormuĢtu. Ebu Bekir, Allah ve Resûl‟ünü bıraktığını söylemiĢ ve
sadakatini göstermiĢti.207 Hz. Ebu Bekir‟de ki samimiyeti gören Hz. Ömer,“Ey Ebu
Bekir!
Anam,
babam
sana
feda
olsun.
Artık
hayırlı
her
şeyde
seni
geçemeyeceğim” diyerek ağladı.208
Hz. Ömer malının yarısını Tebük ordusuna bağıĢlayıp, Hz. Peygamber‟e
getirdiği zaman münafıklardan birisi,“Ey Ömer! Malının yarısını getirmekle gösteriş
mi yapıyorsun?” diye soru sormuĢtu. Bu soruya Hz. Ömer Ģöyle cevap verdi.
“Gösteriş Allah ve Resûl‟üne ise evet ama başkalarına ise hayır.”209
Diğer Müslümanlarda mallarını sefer için bağıĢladılar. Sefer için toplanan
Müslümanların sayısı divan defterine sığmayacak kadar çoktu. 10.000 at 12.000
veya 15.000 tane deve bulunuyordu. Tebük seferine H.9. Yılda Receb ayında,
PerĢembe günü Resûlullah komutasında çıkıldı.210
Sefer sırasında orduda su sıkıntısı çekilmekteydi. Hz.Ömer bu durumu
Ģöyle anlatır: “Konak yerlerinden birinde konduk ve orada dayanılmaz bir
susuzluğa uğradık. Boyunlarımız kopacak zannettik. Hatta bazıları devesinin
iĢkembesindeki tersini sıkıp suyunu içiyordu.”211
Hz. Peygamber Hz. Ebu Bekir‟in ricasıyla yağmur yağması için Allah‟a dua
etti. Allah‟ın izniyle hemen yağmur yağdı. Ordu susuzluktan kurtuldu. Hz. Ömer:
“Dönüp baktığımızda yağan yağmuru ordugâhtan öteye geçmiĢ bulmadık.
Yeryüzünde sadece o ordunun bulunduğu yere yağmıĢtı.” dedi. Hz. Ömer, Tebük
seferi arasında abdest alınırken abdest azaları birer kez yıkandığını belirtmiĢtir.212
Müslümanlar sefer sırasında, ġam taraflarında bir yerde veba (taûn)
hastalığı zuhur ettiğini iĢitmiĢlerdi. Hz. Peygamber ġam üzerine yürüyüp
yürümeme hususunda, ashabıyla istiĢare etti. Hz. Ömer,“Gitmekle emrolundunsa
git Ya Resûlullah” diye görüĢünü belirtti. Resûlullah: “Eğer öyle bir emir gelseydi
zaten size danışmazdım.” buyurdular. Hz. Ömer: “Ya Resûlullah! Rumların sayıları
çoktur. Orada ise tek bir Müslüman yoktur. Senin onların yanına kadar gelmiş
olman onları korkutmuştur. Uygun görürsen bu yıl buradan geri dön. Yahut yüce
Allah sana bu husustaki emrini bildirecektir.”dedi.213
207
Sivâsi, a.g.e.,23; Ağırakça, a.g.e., 23.
Vâkıdî, Megâzî, III/226,227; Sallâbi, a.g.e., 68; Fayda, a.g.e.,68.
209
Vâkıdî, Megâzî, III/326; Yücel, a.g.e., 232.
210
Vâkıdî, Megâzî, III/238; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 412.
211
İbn Kesîr; a.g.e., 591.
212
İbn Hişam, a.g.e., IV/165.
213
Vâkıdî, Megâzî, III/255; İbn Kesîr, a.g.e.,591; Sarıçam,Hz. Ömer,66.
208
51
Tebük seferinden ayrılırken ordu toplandığı zaman azıklar tükenmiĢ yiyecek
bir Ģeyler yoktu. Müslümanların iyice sabrı tükenmiĢti. Bazı kimseler Hz.
Peygamber‟e gelip, “Su taĢıyan develeri kesip etlerini yesek” diye sordular. Hz.
Peygamber, develerin kesilip, etlerinin yenmesine izin verdi.
Su taĢıyan develerin kesileceğini haber alan Hz. Ömer, Müslümanlara
develeri kestirmedi ve ben gelene kadar bekleyin diyerek, doğruca Hz.
Peygamber‟in yanına gitti, “Ya Resûlullah! Develeri kesersek üzerine binilecek
hayvan azalır. Böyle yapma. Develer çok zayıflamıştır. Sen yiyecekleri bir araya
getir ve onlar üzerine bereket duası yapsan olmaz mı?” diye Resûlullah‟a ricada
bulundu. Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟in ricası üzerine yiyecekleri bir araya toplattı
ve bereket duası yaptı. O kadar çoğaldı ki ordugâhta yiyecek dolmadık hiçbir kap
kalmadı.214
2.4.11. Veda Haccında Hz. Ömer
Hz. Peygamber, H.10. yılda Zilkâde ayında Medine‟de ki Müslümanlara hac
için hazırlanmalarını,emretti. Hz. Peygamber ile hacca gidenlerin sayısı 14.000
kiĢiden fazlaydı. Hz. Ömer de Veda Haccında Hz. Peygamber ile birlikte idi. Hz.
Peygamber Kâbe‟yi tavaf etti ve Hacerü‟l-Esved‟i istilâm etti.215 Sonra yanında
bulunan Hz. Ömer‟e: “Ey Ömer! Sen güçlü kuvvetli bir adamsın. Hacerü‟l-Esved‟e
erişmek için insanlara omuz vurma! İnsanları, zayıfları sıkıştırma. Ne rahatsız et
ne de rahatsız edil. Olmazsa uzaktan el sürüp öpme işareti yap. Kelime-i tevhid
oku. Tekbir getir, geç!” buyurdu.216 Resûlullah‟ın bu sözü, Hz. Ömer‟in aklından
hiç çıkmamıĢ ve vefatına kadar uygulamıĢtır.
Sıcaktan bunalan ve yorulan Hz. Peygamber, hacdan dönerken Medine
yolunda, Cuhfe de bulunan Gadîr-i Humm mevkiinde konaklamak üzere durdu.
Müslümanlara hitap etmek için ayağa kalktı,“Size iki ağır emanet bırakıyorum.
Allah‟ın kitabı ve Ehl-i Beytim‟dir” buyurarak yanında bulunan Hz. Ali‟nin elinden
tuttu. “Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır. Allah‟ım ona dost olana
dost ol düşman olana düşman ol. Ona yardım edene yardım et” diye Allah‟a
yalvardı.
214
Sarıçam, Hz. Ömer,66-67; Sallâbi, a.g.e., 68.
Berki, Keskioğlu, a.g.e., 429.
216
İbn Kesîr, a.g.e., 734; Vâkıdî, Megâzî, III/337.
215
52
Resûlullah‟ın Hz Ali hakkında zikrettiği bu sözler, ileriki zamanlarda çok
tartıĢılacaktır. Özellikle ġiiler, hiçbir Ģeye dayanmaksızın, sadece bu sözden
dolayı, Resûlullah‟ın Hz. Ali‟yi kendinden sonra, halife olmasını söylediği zannına
kapılmıĢlardır. Hz. Ebu Bekir‟in, Hz. Ömer‟in, Hz. Osman‟ın, halifeliği Hz. Ali‟den
gasp ettiklerini ifade etmiĢlerdir.
Resûlullah‟tan, Hz. Ali hakkındaki sözlerini iĢiten Hz. Ömer, Hz. Ali‟yi
gördüğü zaman, diyerek Hz.Ali‟yi tebrik etti ve kutladı.217 Onların arasında
geçmiĢte de gelecekte de hiçbir Ģey olmayacaktı. Ömer Ali‟yi, Ali de Ömer‟i çok
seviyor ve her Ģeyde birbirlerine danıĢarak iĢ yapıyorlardı. Hz. Ali, Ümmü Habib
binti Rebia el Bekriyye‟den dünyaya gelen erkek çocuğuna Ömer ismini bile
vermiĢtir. Öyle anlaĢılıyor ki Hz. Ali, Ömer‟e saygı, sevgi ve samimi duygular
beslemekteydi.218 Hz. Ali bir konuĢmasında; Ömer‟in yanlıĢlıkları düzeltip Hz.
Peygamber‟in
yolundan
ayrılmadığını,
kınanacak
herhangi
bir
davranıĢta
bulunmadan vefat ettiğini, Allah‟tan çok korktuğunu ve bu hususta günah
iĢlemediğini, zulmetmediğini ilan etmiĢtir.219
2.4.12. Usâme Ordusunda Hz. Ömer
H.11. M.632 Safer ayında, Hz. Peygamber Mute savaĢında Ģehit düĢen,
Zeyd b. Hârise,Câfer b. Ebu Talib ve diğer Müslümanların öcünü almak ve
Rumlarla savaĢmak için Müslümanlara hazırlanmalarını emretti. Bu orduya da
Zeyd b. Hârise‟nin oğlu, Usâme b. Zeyd‟i komutan olarak atadı.220
Bu orduya birçok ünlü sahabe de katılmıĢtı. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Ebu
Ubeyde b. Cerrah… Ayrıca bu kiĢiler komutanlık konusunda bilgi ve deneyim
olarak Usâme b.Zeyd‟den üstün idiler. Bu nedenle muhacirlerden bazı kiĢiler,
“Usâme on sekiz, on dokuz yaşlarında bir genç. Şu genç çocuk, ilk muhacirlerin
üzerine nasıl komutan olur,” diye sitem ediyorlardı. Onlar da biliyordu ki,
Resûlullah yanlıĢ iĢ yapmazdı.
Muhacirler ileri geri konuĢurken ve böyle söylentiler etrafta yayıldı. Hz.
Ömer
söylenen
sözlerden
rahatsız
oldu.
Hz.
Peygamber‟in
yanına
giderek,söylenenleri haber verdi. Hz. Peygamber minbere çıktı ve insanlara
217
Arı, S. (2011). İmamiye Şia’sı Kaynaklarına Göre İlk Üç Halife, İstanbul:Düşün Yayıncılık, 63.
Zahîr, İ. İ. (1999). eş-Şîa ve Ehlü’l- Beyt, Lahor, 129.
219
Zahîr, a.g.e., 94.
220
Tâberî, Târih, III/188.
218
53
seslendi, “Usâme ve babası her ikisi de iyiliğe layıktır. Size Usâme‟yi tavsiye
ediyorum. O sizin hayırlı olanlarınızdan ve bu iĢe elveriĢli bulunanlardandır”
buyurarak, askerlerden Usame‟ye itaat etmelerini istedi.221 Kalpleri iyice mutmain
olan sahabe, söylediklerinden dolayı piĢman oldular ve savaĢ hazırlığını
hızlandırdılar.
221
Yücel, a.g.e., 252; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 436.
54
2.5. Hz. Peygamber (s.a.v)’Ġn Vefatı ve Hz. Ömer’in Durumu
Hz. Peygamber, 29 Safer 17 Mayıs 632 ÇarĢamba günü hastalandı.222
Hastalığını Hz. AiĢe‟nin evinde geçirmek için diğer hanımlarından izin almıĢ ve
onlara haklarını helal etmesini söylemiĢtir. Hz. Peygamber Ģiddetli bir Hummâ‟ya
(Ģiddetli sıtma) tutulmuĢ ve tir tir titriyordu. Üzerini Ģilte ile örtmüĢlerdi. Resûlullah
ilk defa böyle bir hastalığa yakalanmıĢ ve uzun süre yatakta kalmıĢtır.
2.5.1. Kırtâs Hadisesi
Kırtas; Yunanca yaprak veya papirüs yaprağı anlamına gelen, chartes
kelimesinden türetilmiĢ bir kelime olmakla birlikte, kâğıt anlamına gelmekteydi.223
Kırtas/Karâtîs kelimesi, Kur‟ân-ı Kerimde En‟am suresi 6/7, 91. ayetlerde de geçer.
PerĢembe günü Hz. Peygamber‟in hastalığının Ģiddetlendiği gündür. O
sırada evinde sahabeden bazıları ve Ömer b. Hattab gibi zâtlar da bulunuyordu.
Hz. Peygamber yanında bulunanlardan, “Size bir yazı yazayım ki bundan sonra
hiçbir zaman delalete düşmeyesiniz ve doğru yoldan sapmayasınız” diyerek kâğıt,
kalem getirmelerini istedi.224
Hz. Peygamber, bu sözü söylediği zaman, hastalığı Ģiddetliydi. Hz. Ömer,
Resûlullah daha fazla yorulmasın, hastalığı geçince söylemek istediklerini o
zaman söylesin gibi, iyi niyetli bir düĢünceyle, “Yanımızda Kur‟ân var. Allah‟ın
kitabı bize yeter” sözleri ağzından çıktı.225 Hz. Ömer‟in bu sözü daha sonraki
zamanlarda çok tartıĢılacaktır. Özellikle ġiî kaynaklı kitaplarda Hz. Ömer‟e iftira
atılarak, Hz. Ali‟nin halifeliğine engel olduğu söylenmektedir. Eğer Hz. Ömer kâğıt
kalemin getirilmesine izin verseydi, Hz. Peygamber Hz. Ali‟yi, kendinden sonra
yerine halife bırakacağını yazacaktı denilmektedir.226
Hz. Ömer‟in buradaki sözünde ince bir anlayıĢ vardır. Hz. Peygamberin
kendileri için üstünden kalkamayacakları bir Ģey yazmasından korkmuĢtur. Allah‟ın
Kur‟ân‟ı bize yeter diyecekti. Çünkü “Bu kitapta hiçbir Ģeyi eksik bırakmadık-En‟am
6/38”, “Bugün size dininizi tamamladım-Maide 4/3” ayetleri vardı. Hz. Peygamber,
222
Sarıçam, Hz. Ömer,68.
Watt, W. M. (1998). Kur’ân’a Giriş (Çev: Süleyman Kalkan). 1. Baskı, Ankara Okulu Yayınları, 471.
224
Sallâbi, a.g.e., 85; Yüksel, a.g.e., 82; Hizmetli, S. (2011). İslam Tarihi İlk Dönem, Ankara:Ankara Okulu
Yayınları, 412.
225
Köksal, a.g.e.,VII-VIII, 737.
226
Fıglalı, E. R. (1984). İmamiyye Şiası, İstanbul, 22-42, 209-219; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 438,439.
223
55
o an acılar içinde üstelik kızgın olduğu için, Hz. Ömer yazmasını arzu
etmemektedir. ġia ile ehl-i sünnet arasında ihtilafa yol açan meselelerden biri olan
Kırtâs olayıdır. Eğer Hz. Peygamber, Hz. Ali‟yi halife tayin etmek istese bu iĢi
sonrada yapardı. Olaydan sonra üç Ģifahi vasiyet etmiĢtir. Arap yarımadasında
müĢrik kalmayacak, kabilelerden gelen heyetler kendi zamanında olduğu gibi
ikramla ağırlanacak, Ravi üçüncü nokta aklımda kalmamıĢ diyor. 227 ġii inanca göre
kırtas olayından dolayı; Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Osman‟ın suçları pek
büyüktür. Onlar Allah‟ın tayin ettiği ve Hz. Peygamberin bildireceği imamı kabul
etmemiĢlerdi. Allah‟ın tayin ettiğini kabul etmemek sahabeleri küfre ve irtidata
kadar götürebilirdi. Onların az bir grubu hariç, sahabe ve Hulafâı RâĢidînden
üçüne soğuklukları ve düĢmanlıkları buradan gelir.228
O sırada Resûlullah‟ın baĢında bulunan kadınlardan birisi, Resûlullah‟ın
istediğinin yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. O kadının sözü üzerine Hz. Ömer
biraz sert çıkarak, öfkeli bir yüz ifadesiyle, “Sus siz onun sahibelerisiniz. O
hastalandığında
ağlar
sıhhatli
olduğu
zaman
boynunu
tutar,
boğazını
sıkarsanız”diye, o kadını azarladı. Hz. Ömer, Resûlullah‟ı düĢünüyor ve rahat
etmesini, kendisini yormamasını istiyordu.
Bazıları Ömer‟in dediği doğrudur. Bazıları ise kâğıt kalem getirilmesini daha
uygundur diye tartıĢmaya baĢladılar. TartıĢma büyümeye ve çığırından çıkmaya
baĢladı. Daha hayatta iken ümmetini arasında ihtilaf çıktığını gören Resûllullah, bu
tartıĢmalardan çok rahatsız oldu.Orada bulunanlara: “Yanımdan kalkınız benim
yanımda tartışmayınız.” buyurdu.229 Resûllullah‟ın rahatsız olduğunu gören
sahabe, özür dileyerek oradan ayrıldılar.
Daha sonra Hz. Peygamber, hastalığı ağırlaĢtığı sırada Hz. AiĢe‟ye,
“Babası Ebu Bekir‟i ve kardeşini çağır da bir yazı yazdıracağım” diye, onları
çağırmasını istedi.230 Hz. Peygamber o sırada hastalığın Ģiddetinden dolayı
bayıldı. Bayıldığı sırada Hz. Ebu Bekir yerine Hz. Ömer‟i çağırdılar. Hz.
Peygamber ayıldığı zaman Hz. Ebu Bekir yerine Hz. Ömer‟i gördü. “Bana Ebu
Bekir‟i çağırınız.” buyurarak tekrar bayıldı. Ayıldığı zaman Hz. Ebu Bekir‟in yerine
Hz. Ömer çağırdıklarını görünce orada bulanlara kızdı. Hz. Peygamber
hastalığının Ģiddeti biraz geçince minbere çıktı ve oturdu. Bu onun son minbere
227
Sallâbi, a.g.e.,86,87.
Sarıcık, a.g.e., 42.
229
Sallâbi, a.g.e., 85,86,87.
230
Sivâsi,a.g.e.,41.
228
56
çıkıĢı ve son oturuĢu idi. Ümmetine son kez hitap edecekti. Yakında vefat
edeceğini anlamıĢtı. Hüzünle ümmetine baktı ve:
“Şanı yüce olan Allah bir kulunu dünya ile kendi katındaki nimetler arasında
muhayyel bıraktı. O kul da Allah katındakini seçti.231 Ey insanlar! Nefsinden korkan
varsa ayağa kalksın da kendisi için dua edeyim.”buyurdu. Bir adam ayağa kalktı,
“Ya Resûllullah. Ben çok yalancıyım. Hem de münafığım. Benim işlemediğim
hiçbir kötülük ve günah kalmadı” diye hatalarını söyleyerek, Resûlullah‟tan dua
temenni etti.
Hz. Ömer, O kiĢiye, “Be adam kendini rezil ve rüsva eyledin.” diye adamı
kınadı. Hz. Peygamber: “Ey İbn Hattab! Dünya rüsvalığı ahiret rüsvalığından
hafiftir.”buyurarak o adama dua etti. Hz. Ömer birkaç Ģey daha söyledi. Hz.
Peygamber Hz. Ömer‟in söylediklerine güldü ve “Ömer benimledir ve ben de
onunlayım. Nerede olursa olsun hak Ömer iledir.” buyurarak, Hz. Ömer‟i övücü
sözler söyledi.232Ömer artık mutluydu. Demek ki Resûlullah kendisinden memnun
ve hoĢnut idi.
2.5.2. Hz. Peygamber’in Mescide açılan kapıları Kapattırması
Hz.
Peygamber
hastalığı
sırasında,
mescidin
çevresindeki
evlerin
kapılarının hepsini kapattırdı. Sadece Hz. Ebu Bekir‟in kapısını kapattırmadı. Onun
kapısının açık durmasını istedi.
Hz. Ömer, namaza çıktığı zaman bakayım diye, kendi kapısının da açık
kalmasını, Resûlullah‟tan istedi. Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟in bu teklifini reddetti
ve Hz. Ömer‟in kapısının açık kalmasına izin vermedi.233 Bu Ömer için ağır bir
durumdu ama yapacak bir Ģey yoktu. Resûlullah‟ın sözüne muhalefet etmeyi hiçbir
zaman aklından bile geçirmemiĢti. Emre itaat ederek, kapısını kapattı.
2.5.3. Hz. Peygamber’in Hz. Ebu Bekir’i Namaz Kıldırmakla Görevlendirmesi
Hz. Peygamber hastalığının Ģiddetinden dolayı, Müslümanlara namaz
kıldırmaya takat getiremeyerek bayıldı. Ayıldığı zaman, Ebu Bekir‟e insanlara yatsı
231
Yücel, a.g.e., 252; Sallâbi, a.g.e., 85; Gazali, a.g.e., 460.
Sarıçam, Hz. Ömer, 76; Köksal, a.g.e.,VII-VIII, 749.
233
Köksal, a.g.e., VII-VIII, 750.
232
57
namazını kıldırsın diye haber gönderdi.234 Hz. AiĢe, “Ya Resûlullah! Babam
Ebubekir râkik-i hilkâttir. Senin yerine namaz kıldıracağını duyunca Kur‟ân
okuyamaz sadece ağlar. Ağlamaktan dolayı da sesini kimseye işittiremez. Ömer‟e
emretsen insanlara namazı o kıldırsın” diye ricada bulundu. Hz. AiĢe, yanında
bulunan Hz. Hafsa‟ya:“Resûlullah‟a, Ömer‟e emret de insanlara namazı o kıldırsın
de.” dedi. Hz. HafsaHz. Peygamber‟e böyle söyleyince, Hz. Peygamber: “Sus!
Ebubekir‟e söyleyiniz. Namazı o kıldırsın.”buyurdular.
Resûlullah bayıldı ve ayıldığı zaman Hz AiĢe‟ye: “Ebu Bekir‟e haber
gönderdin mi?”buyurdular. Hz. AiĢe: “Ya Resûlullah! Ömer‟e emretsen, namazı o
kıldırsa!” dedi. Hz. Peygamber Hz. AiĢe‟ye:“Muhakkak sizler de Yusuf (as)‟ın
sahibeleri takımındaki kadınlar gibisiniz.” buyurdular.235Yerine namazı kıldırması
için Hz. Ebu Bekir‟e adam gönderdi.236 Adam: “Ebu Bekir! Resûlullah, insanlara
namaz kıldırmanı sana emretti.”dedi. Hz.Ebu Bekir Hz. Ömer‟e namaz kıldırmasını
söyledi.Hz. Ömer, buna Hz. Ebu Bekir‟in buna daha layık olduğunu söyleyerek
kabul etmedi.237
Hz. Ebu Bekir mihraba geçince kendisi tutamadı ağladı ve mihraptan
ayrıldı. Müezzin, Hz. Ebu Bekir‟in namaz kıldıramayarak ağladığını ve ne
yapmaları gerektiğini Hz. Peygamber‟e haber vermek için evine gitti. Hz.
Peygamber baygın halde bulunduğu için, Hz Hafsa Resûllullah ayılıncaya kadar,
Ömer‟in namazı kıldırmalarını söyledi.238Abdullah b. Zem‟a, Hz Ebu Bekir‟i cemaat
arasında göremedi. O sırada Ömer oradaydı. Hz. Ömer‟e Cemaate namaz
kıldırmasını söyledi. Hz Ömer tekbir alarak namazı kıldırmaya baĢladı. O sırada
Hz. Peygamber ayılmıĢtı ve tekbir sesini iĢitince,“Ömer‟in sesi değil mi bu?”diye,
yanında bulunanlara sordu. Hz. Peygamber‟in zevceleri:“Evet! Ya Resûlullah!
Ömer b. Hattab‟ın sesidir.239 Müezzin gelip Ebu Bekir‟in ağlamak yüzünden
mihrabtan ayrıldığını ve Hz. Peygamber‟in birisine emir buyurmasını istediklerini
söylediler. Siz o zaman baygındınız. Hafsa da, “Ömer‟e söyleyiniz namazı o
kıldırsın.” dedi, dediler.
Hz. Peygamber yaptıkları iĢten dolayı onlara kızdı,“İşin böyle olmasına ne
Allah ne de Müslümanlar razı olur. Peygamber‟in vekil bırakmadığına insanlar itaat
234
Sivâsi, a.g.e.,62.
Sivâsi, a.g.e.,62; Gazali, a.g.e., 462.
236
İbn Hişam, a.g.e., IV/303.
237
Sallâbi, a.g.e., 85.
238
Yücel, a.g.e., 253.
239
Arı, a.g.e., 166,167.
235
58
eder mi hiç? Ebu Bekir‟e söyleyiniz o namazı kıldırsın” buyurarak, Hz. Ebu Bekir‟in
namazı tekrar kıldırmasını istedi.240
2.5.4. Hz. Ömer’in Abdullah b.Zem’â’ya Sitem Etmesi
Hz. Ebu Bekir ağlayıp mihrabı terk edince, namazı kıldırmaya Hz. Ömer
devam etti. Hz. Peygamber Hz. Ömer‟in namaz kıldırmasına razı olmadı ve Hz.
Ebu Bekir‟e namaz kıldırması için haber gönderdi. Ebu Bekir gelip Ömer„in
kıldırdığı namazdan sonra halka namaz kıldırdı.
Hz. Ömer Abdullah b. Zemâ‟ya, “Yazıklar olsun sana ey Zemâ‟nın oğlu. Ben
de namaz kıldırmayı Resûlullah emretti sanmıştım. Eğer bilseydim namazı ben
kıldırmazdım” diye,
Abdullah b. Zemâ‟ya kızdı. Abdullah b. Zem‟a, Resûlullah
bana senin kıldırmanı emretmediğini, cemaat içinde Ebu Bekir‟i göremeyince
orada bulunanların içinde, halka namaz kıldırmaya en layık kendisini gördüğünü
söyleyerek, kötü bir niyetinin olmadığını belirtti. Hz. Ömer, keĢke insanlara bu
namazı ben kıldırmamıĢ olsaydım diye hayıflanarak, Abdulllah b. Zem‟a‟ya sitem
etti241
2.5.5. Hz. Peygamber’in Vefatı ve Hz. Ömer’in Durumu
Hz. Peygamber‟in hastalığı iyice ĢiddetlenmiĢ, bu acıya daha fazla
dayanamayarak H.11. yılda, Rebiyülevvel ayının 12. Pazartesi vefat eyledi Vefat
ettiği zaman altmıĢ üç yaĢındaydı.
Hz. Peygamber‟in vefatı üzerine, Müslümanlar mescitte ağlaĢıyorlardı. Hz.
Ömer ile Muğîre b. ġûbe izin alarak, Hz. Peygamber‟in yattığı odaya girdiler. Hz.
Peygamber yüzünü açarak baktılar. Hz. Ömer, “Vah bayılmış! Resûlullah‟ın
baygınlığı ne kadar da ağırmış” diye hayret etti, ardından yüzünü örttü.242 Muğîre
b. ġûbe, Hz. Peygamber‟in vefat ettiğini anlamıĢ ve ağlamaklı bir ses tonuyla :“Ey
Ömer! Vallahi Resûlullah vefat etmiştir.” dedi. O sırada kendinden geçen, olanlara
inanmak istemeyen Hz. Ömer, “Yalan söylüyorsun! Resûlullah vefat etmemiştir.
Zaten sen fitneden ürperen ürkek bir adamsın” diye, Muğîre b. ġûbe‟ye çıkıĢtı.
240
İbn Hişam, a.g.e., IV/302-303; Köksal, a.g.e., VII-VIII, 754.
İbn Hişam, a.g.e., IV/303; Sallâbi, a.g.e., 85;
242
Berki, Keskioğlu, a.g.e., 443; Köksal, a.g.e., VII-VIII, 770.
241
59
O sırada münafıklara fırsat doğmuĢtu. Bu duruma için için seviniyorlardı.
“Eğer Muhammed gerçek Peygamber olsaydı ölmezdi” diye ortada dolaĢarak,
inancı sağlam olmayan halkın zihinlerini bulandırıyorlardı. Hz. Ömer, “Hiç
kimseden Muhammed öldü dediğini işitmeyeyim. Yoksa kılıcımla onun boynunu
vururum. Musa b. İmran‟ın 40 gece kavminden ayrılıp Rabbine gittiği gibi, O‟da
Rabbine gitmiştir ve geri dönecektir. Öldüğünü iddia edenlerin elleri kesilecektir. 243
Ben, Allah‟ın Muhammed öldü diyen münafık adamların, dillerini kestirinceye kadar
yaĢatacağını umuyorum” diyecek kadar ileriye giderek, konuĢmaya devam etti.244
Hz. Abbas ayağa kalktı, “Resûlullah‟ın vefat etmeyeceği hakkında, sizden
herhangi birinizde bize söylenecek bir sözü olan var mıdır?” diye halka sordu. Bu
soruya, orada bulunanlar “Yoktur!” diye, hüzünle cevap verdiler. Hz. Abbas Hz.
Ömer‟e doğru baktı, “Ey Ömer! Bu konuda sen de bir bilgi mevcut mudur?” diye
sordu. Hz. Ömer usulca “Yoktur!” dedi. Hz. Abbas, “Biliniz ki Resûlullah vefat
etmiştir. Çünkü o nihayet bir beşerdir. Onu bekletmeden gömünüz.” Ġbn Hattab‟ın
ve sizin dediğiniz gibi doğru çıkarsa ve vefat etmediyse Allah onun kabrinin
üzerindeki toprağı giderip, kendisini yanınıza çıkarmaktan aciz olamayacağını
söyledi. Hz. Abbas‟ın bu sözleri, sahabeyi biraz olsun teskin etmiĢti. Sahabe de
biliyordu ki herkes ölecekti. Ağır olan Resûlullah‟ın aralarından erken ayrılmasıydı.
Hz. Peygamber‟in vefat haberi Hz. Ebu Bekir‟e geldiği zaman, hemen atına
binip Medine‟ye geldi. Doğruca Hz. Peygamber‟in odasına girdi, yüzünü açtı,
alnından öptü.“Sen sağ iken de güzeldin, ölü iken de güzelsin” diye ağladı.245 Hz.
Ömer hala halka hitap ediyor ve “Resûlullah vefat etmemiştir” diyordu ve diyecekti
de. Herkesten çok Ömer Ģok olmuĢtu ve bir türlü bu Ģoku üzerinden atamıyordu.
Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟e:“Otur artık ey Ömer!” dedi. Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir‟i
duymamıĢtı bile. Saatlerce tek konuĢtuğu söz, Resûlullah vefat etmemiĢtir
olmuĢtu. Hz. Ebu Bekir sözünü üç kere tekrar etti. Hz. Ömer oturmadı ve
konuĢmaya devam etti. Hz. Ömer‟i kendi haline bırakarak, orada bulunanlara
seslendi. Hz. Ebu Bekir‟de ki teslimiyeti ve soğukkanlılığı gören halk, Hz. Ömer‟in
konuĢmasını dinlemeyi bıraktılar ve Hz. Ebu Bekir‟in konuĢmasını dinlemeye
yöneldiler.
243
İbn Hişam, a.g.e., IV/305; Yücel, a.g.e., 256,257; Ağırakça, a.g.e., 23.
Sallâbi, a.g.e., 88; Bursalı, a.g.e., 49; Gazali, a.g.e., 465.
245
Köksal, a.g.e., VII-VIII, 772.
244
60
Hz. Ebu Bekir, “Resûlullah ölmüştür. Ey İnsanlar! Kim Muhammed‟e
tapıyorsa bilsin ki Muhammed ölmüştür. Kim Allah‟a ibadet ediyor ise şüphesiz
Allah Hayy‟dır ve ölümsüzdür…246Yüce Allah: „Ey Resûlüm! Elbette sen de
öleceksin onlarda ölecekler.247 Muhammed Resûl‟den başka bir şey değildir.
Ondan önce nice Resûller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse ökçeniz
üzerinde geriye mi döneceksiniz.‟248 buyuruyor, ayetlerini Müslümanlara okudu.
Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟e döndü, “Ey Ömer! Bu ayetleri bilmiyor musun? Yahut
dininde kuşkun mu var” diye sordu. Hz. Ömer, Resûlullah‟ın gerçekten vefat
ettiğine inandı. Hz. Ömer, sanki bu günden önce o ayetleri hiç iĢitmemiĢ gibiydi.
Artık oda anladı ki Resûlullah vefat etmiĢti.
Hz. Ömer Resûlullah‟ın üzerine eğilip, alnından öptü. Daha fazla
dayanamadı dizlerinin bağı çözüldü ve yere çöktü. Resûlullah‟a ağıt yakarak
hıçkırıklarla ağladı. Hem kendisini hem de halkı ağlattı.249
246
Köksal, a.g.e., VII-VIII, 775; Sallâbi, a.g.e., 88.
Zümer Suresi, Ayet:30
248
Âl-i İmran Suresi, Ayet:144
249
Sallâbi, a.g.e., 88.
247
61
III. BÖLÜM
HZ. EBU BEKĠR’ĠN HALĠFELĠĞĠ ZAMANINDA HZ. ÖMER
3.1. Hz. Ebu Bekir’in Halife Seçilmesi ve Hz. Ömer’in Rolü
Allah, Hz. Peygamber‟e:“Ey Muhammed! BaĢını secdeden kaldır. Dilediğin
verilecek. ġefaat et. ġefaatin kabul olunacak.” buyurdu. Hz. Peygamber:
“Ya Rab! Ümmetimi, ümmetimi, ümmetimi dileyeceğim.” diye Allah‟tan
ümmeti için Ģefaat talep etti.
Hz. Peygamber hayatta olduğu müddetçe Peygamberlik, kanun koyuculuk,
ordu kumandanı, devlet baĢkanı fonksiyonunu Ģahsında toplamıĢ, bunları ifa
etmiĢti. ġimdi O‟nun, Peygamberlik müstesna yerini kim alacaktı. Böyle bir
durumda herkes hem çok üzgün, hem de kafaları karıĢıktı.
250
Hz. Peygamber‟den
sonra kimin halife olacağı meselesi ortaya çıkmıĢtı. Hz. Ömer gibi bir zât bile bu
durumda ne yapacağını ĢaĢırmıĢ, Ebu Ubeyde b. Cerrah‟a gidip, “Uzat elini! Sana
bey‟at edeyim. Çünkü Resûlullah sana sen bu ümmetin eminisin” dediğini, iĢittiğini
söyledi.
Ebu Ubeyde b. Cerrah, Hz. Ömer‟e, “Bu ne hal Ey Ömer! Ben bundan önce
Müslüman olduğun günden beri, böylesine zayıf bir görüşü sende görmedim.
İçimizde Sıddîk, ikinin ikincisi, Resûlullah‟ın bize imam olmasını emir buyurduğu
bir zât varken ve kendisi hala sağ iken ben onun önüne mi geçeceğim! Sen bana
mı bey‟at edeceksin?” diye Hz. Ömer‟i kınayarak teklifini kabul etmemiĢti.251
Ensardan, Medine‟nin en kalabalık nüfusa sahip kabilesi olan Hazrecîler
Sa‟d b. Ubâde‟nin, Evsîler ise Useyd b. Hudayr‟ın etrafında toplanmıĢ ve onlardan
Resûlullah‟ın yerine geçerek, halife olmalarını istiyorlardı. Ensar Benî Saide
örtmesinde (sofa, avlu) toplanmıĢ, Sa‟d b. Ubâde‟ye bey‟ata hazırlanıyorlardı.252
Hz. Peygamber Pazartesi günü kuĢluk vaktinde vefat ettiğinden dolayı,
muhacirlerden birçoğu defin iĢlemleri ile uğraĢıyorlardı. 253
O gün bir Müslüman zât, Hz. Ömer‟in kapısını çaldı. Hz. Ömer,“Ne
istiyorsun? Biz şimdi meşgulüz” diye, o adamı geri çevirdi. O zât, “Muhakkak
250
Hitti, P. K., (2011). Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, (Çev:Salih Tuğ). İstanbul: Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Yayınları, 197.
251
Sallâbi, a.g.e., 89.
252
Arnold, T. (1965). The Caliphate, London, 19.
253
Taberî, Târih, III/197; Vâkıdî, Megâzî, III/1120; Azimli, a.g.e., 36.
62
benim yanıma çıkmalısın. İnşallah geri yerine döneceksin” diyerek teklifinde ısrar
etti. Önemli bir Ģeyler olduğunu anlayan Hz. Ömer dıĢarı çıktı. Gelen Müslüman
zât Ģöyle dedi: “Ensar kabilesinden olan Sa‟d b. Ubâde ile birlikte olanlar Benî
Sâide avlusunda toplandılar. Eğer bundan sonra halkın iĢiyle siz uğraĢacaksanız
onlar iĢi büyütmeden, Resûlullah‟ın techiz, tekfin iĢinden boĢalmayı beklemeden
onların yanına yetiĢiniz.”254
Hz. Ebu Bekir de orada bulunuyordu. Hz. Ali ise, Hz. Peygamber‟in techiz
ve tekfin iĢleriyle uğraĢıyordu. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟e, “Yanıma çıkıversin” diye
haber gönderdi.Hz. Ebu Bekir, “Ben şimdi meşgulüm” diye geri çevirdi. Hz. Ömer,
“Ortaya çıkan mesele önemli. Kendisinin muhakkak bulunması gereklidir” diye
içeriye tekrar haber saldı ve bu haber üzerine Hz. Ebu Bekir dıĢarıya çıktı.Hz.
Ömer: “Ensar Sa‟d b. Ubâde‟yi halife tayin etmek üzere toplanmışlar. Bir emir
bizden bir emir Kureyş‟ten olsun demişler. Bu işi büyütmeden gidip bakalım.” dedi
ve her ikisi yola koyuldular.
Yolda Ebu Ubeyde b. Cerrah‟a rastladılar. Üçü de beraber Benî Sâide
örtmesine gittiler.255Hz. Ebu Bekir onlara, “Burada toplanmaktaki amacınız nedir?”
diye sorunca Ensarın hatibi ayağı kalktı, “Ey Muhacirler cemaati. Siz ensara göre
sayıca azsınız ve yavaş yürüyüşlüsünüz. Böyle cemaat bize ait bir işi (halifelik
meselesi) nasıl ele geçirmek ister” diye cevapladı. Hz. Ömer cevap vermeye
davranınca Hz. Ebu Bekir, “Yavaş ol ey Ömer” diyerek uyardı. Hz. Ömer Ebu
Bekir‟in kendisinden daha akıllı ve bilgili olduğunu bildiği için sustu.256
Hubab b. Münzir, “Bir emir bizden bir emir sizden olsun. Ensarın dine
hizmetinin yanında, muhacirlerin hizmeti çok az kalır” demiĢti. Hz. Ömer: “Asıl
muhacirlerin dine hizmeti yanında ensarın hizmeti çok az kalır.”dedi. Hubab b.
Münzir Hz. Ömer‟in sözlerini reddetti.Hz. Ömer:“Ey Ensar. Resûlullah halka namaz
kıldırmaya Ebu Bekir‟i memur ettiğini biliyorsunuz. Ebu Bekir‟in önüne geçmeye
hanginizin gönlü razı olur?”dedi.
Ensar: “Ebu Bekir‟in önüne geçmekten Allah‟a sığınırız.”dediler. BeĢir b.
Sad:“Bu iş iki eşit parçadır. Bir sizden bir bizden olsun.”dedi. Hz. Ömer BeĢir b.
Sad‟a:“Sen Resûlullah‟ın imamlar Kureyş‟tendir dediğini duymadın mı?”dedi. BeĢir
254
İbn Hişam, a.g.e., IV/307; Ağırakça, a.g.e., 24; Bursalı, a.g.e., 52.
İbn Hişam ,a.g.e., IV/307; Sallâbi, a.g.e., 89; es-Sahhar, A. C. (2011). Dört Halifenin Hayatı, (Çev:Ebu
Bekir Sıddık). İstanbul: Kahraman Yayınları, 6.
256
İbn Hişam, a.g.e., IV/309; Fayda, a.g.e., 114; Arı, a.g.e., 173,174.
255
63
b.Sa‟d:“Vallahi duydum.”dedi. Hz. Ömer, “Öyleyse ne diye öyle konuşuyorsun.”
diye BeĢir b. Sad‟a kızdı.257
Hz. Ebu Bekir ayağa kalktı. Allah‟a hamd-ü senada bulunduktan sonra,
nazikçe fakat kesin bir Ģekilde konuĢmaya baĢladı. “Ey İnsanlar! Biz Muhacirler
İslâmiyet‟i ilk kabul edenleriz. Akrabalık yönünden Resûlullah‟a en yakında
bulunanlarız. Sizler dinde bizim kardeşlerimiz, ganimetlerde ise ortaklarımızsınız.
Bizi sizler barındırdınız, bize iyilikler yaptınız. Allah sizleri hayırla mükâfatlandırsın.
Biz emirleriz sizlerde vezirlersiniz.” dedi.
Sa‟d
b.
Ubade:
“Doğru
söyledin.
Biz
vezirleriz
sizler
de
emirlersiniz.”dedi.258Hubab b. Münzir:“Bizden bir emir sizden de bir emir olsun.”
dedi.
Hz.
Ömer:“Emirler
bizden
vezirler
sizdendir.
Bir
kında
iki
kılıç
durmaz.”dedi.259 Hubab b. Münzir:“Ey Ensar cemaati! Siz emirinizi kendiniz seçin.
Şu iki adamın (Hz Ebubekir, Hz. Ömer) sözlerini dinlemeyiniz. Bu işe siz onlardan
daha layıksınız.” dedi.260
Hz. Ömer, Hubab b. Münzir‟e:“Allah seni ve söylediklerini kahretsin.”dedi.
Hubab b. Münzir de Hz. Ömer‟e:“Hayır! Allah seni kahretsin!”dedi. Hz. Peygamber
hayatta iken Hz. Ömer Hubab b. Münzir‟le tartıĢmıĢ, Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i
Hubab‟la tartıĢmaktan ve çekiĢmekten men etmiĢti. Bu nedenle Hz.Ömer Hubab b.
Münzir‟in sözlerine daha fazla karĢılık vermedi ve sustu.261
Ebu
Ubeyde
barındıranların
ilki
b.
Cerrah:
olmuştunuz.
“Ey
Ensar! Sizler
Sakın
bunu
yardım
edenlerin
değiştirenlerin
de
ve
ilki
olmayınız.”dedi.262
O sırada Übeyy b. Ka‟b evinden dıĢarı çıkıp Beni Saide‟lerin suffasında
toplanmıĢ olan Ensarın yanına geldi, “Siz bu yönetim işinde hiçbir şeye müstahak
değilsiniz. Bu iş sizin dışınızda şu iki zata aittir.” diyerek Hz. Ebu Bekir ve Hz.
Ömer‟i gösterdi.
Hz. Ebu Bekir Hz.Ömer‟le Ebu Ubeyde b. Cerrah‟ın ellerini tuttu:“Şu iki
adamdan hangisini isterseniz bey‟at ediniz. İşte Ömer b. Hattab. Resûlullah ona ey
257
İbn Hişam, a.g.e.,IV/310.
Es-Sahhar, a.g.e., 17; Agırakça, a.g.e., 25; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 444.
259
İbn Hişam, a.g.e., IV/310; Arı, a.g.e., 175.
260
Fayda, a.g.e., 114.
261
Taberî, a.g.e., III/309; Arı, a.g.e., 176.
262
Fayda, a.g.e., 113.
258
64
Allah‟ım dini onunla aziz kıl diye dua etti. İşte Ebu Ubeyde b. Cerrah Resûlullah
ona bu ümmetin emini demişti.” dedi.263
Ebu Ubeyde b. Cerrah Hz. Ebu Bekir‟e, “Hayır! Biz sana bey‟at edeceğiz.
Çünkü sen muhacirlerin en üstünü ve mağarada ikinin ikincisisin. Resûlullah‟ın
yerine namaz kılmaya emrettiği halifesisin. Sen bu işe bizden daha layıksın”
diyerek, bu teklifi reddetti.
Hz. Ömer de Hz. Ebu Bekir‟e:“Sen bizim en hayırlımızsın. Resûlullahın
koyduğu makamdan seni sağ iken geri çekecek kimse bulunamaz. Uzat elini ey
Ebu Bekir. Sana bey‟at edeyim.”dedi.264Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟e:“Ey Ömer! Bu
işe sen benden daha güçlüsün.”dedi. Hz. Ömer Ebu Bekir‟in elini tuttu ve
açtı:“Benim gücüm senin içindir. Senin gücünün yanındadır.”dedi.265
Hz. Ömer Hz.Ebu Bekir‟e bey‟at etti. Orda bulunanlar ve bu iĢi gören
herkes, Hz. Ebu Bekir‟e bey‟at etti. Salı günü Hz. Ebu Bekir mescidin minberine
çıkıp oturdu. KonuĢmaya baĢlamadan önce Hz. Ömer ayağa kalktı: “Allah halifelik
iĢini sizin en hayırlınız Resûlullah‟ın arkadaĢı olan zât üzerinde topladı. Kalkınız ve
ona bey‟at ediniz.”dedi. Mescitteki halk Hz.Ömer‟in bu sözü üzerine kalktı ve Hz.
Ebu Bekir‟e umumî bey‟at ettiler.266
Hz. Ömer‟in konuĢma ve değerlendirmesine göre; Hz. Ebu Bekir Sahib-i
Resulullahtı ve sahabileri içinde ona en yakın olandı.Tevbe suresi kırkıncı
ayetindede Resulullah‟ın arkadaĢı olarak anılıyor ve iki kiĢinin ikincisi olarak
bahsediliyordu. Ayrıca Hz. Peygamber ona arkadaĢım diye hitap etmiĢti. Hz.
Ömer‟e göre Hz. Ebu Bekir ashabın en faziletlisiydi. Onun faziletini büyüten önemli
hadiselerden biride hicret sırasında olmuĢtur. Allah Resulü bu ölüm kalım
gününde, en güvendiği kimseyi yol arkadaĢı olarak ve can dostu olarak seçmiĢti.
Demek ki ashab-ı kiram içinde Allah Resulüne en bağlı, davasında en fedakar ve
en sarsılmaz insan Hz. Ebu Bekir‟di. Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir‟e ait tüm bu
meziyetleri ashaba anlattıktan sonra, yeni halifeye bey‟at ettirdi. Hz. Ömer‟in bu
tavrı yeni kurulan ve geliĢen Ġslam dinini fitnelerden ve yıkılmaktan korumuĢtu.267
Büyük bir değiĢim meydana getiren Hz. Muhammed‟e karĢı beslenen sevgi
ancak O‟nun fikirlerini, esaslarını korumakla yaĢatılabilirdi. Peygamber vefat eder
263
İbn Hişam, a.g.e., IV/310; Bursalı, a.g.e., 54; Azimli, a.g.e., 37.
Es-Sahhar, a.g.e., 8; Sallâbi, a.g.e., 89; Arı, a.g.e., 168,169,176.
265
İbn Hişam, a.g.e., IV/310.
266
Taberî,Târih, III/203; Fayda, a.g.e., 125.
267
Sarıcık, a.g.e., 27,28.
264
65
etmez düĢünülecek Ģey, O‟nu bir an evvel toprağa vermek değil, Ġslam‟ı güvence
altına almaktı. Bu da, yerine evvela bunu kavramıĢ en yakın bir arkadaĢı yerine
geçerek, baĢ gösterecek tehlikeleri önlemesiyle olurdu. Bunu kavramıĢ ve ona
bütün varlığıyla bağlanmıĢ böyle bir halef seçtikten sonradır ki, O‟nun gömülmesi
düĢünülebilirdi. Bu hakikati üç büyük insan Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Ebu
Ubeyd‟e kavramıĢ. Olayların geliĢimini, Müslümanlığın, bu üç büyük insanının
giriĢimleri ve azimleriyle kurtulmuĢ olduğunu ortaya koymuĢtur.268
3.2. Hz. Ali’nin Hz. Ebu Bekir’e Bey’at Etme Meselesi
Hz. Ebu Bekir‟e bey‟at edildiğinde Hz. Ali,hanımı Hz. Fatıma ile evindeydi.
Zübeyr b. Avvam, Mikdad, Selman, Ebu Zer, Ammar ve Ubey b. Ka‟b da
yanlarında oturmaktaydı.Hz. Ali hilafet konusunda kendisine danıĢılmamasından
dolayı kırgın ve üzgündü. MeĢveretten geri bırakıldığı için kızmıĢtır. Hz. Ömer Hz.
Aliye kızıyor ve Hz. Ebu Bekir‟e, “Neden Ali Sakife‟ye gelip işe karışmadı. Yoksa
senin hilafetini kabul etmiyor mu?” diyordu.269 Halifelik meselesinden dolayı
sahabe arasında görüĢ ayrılığı ortaya çıkmıĢtı. Zübeyr b. Avvam, Ali‟ye biat
olunmadıkça kılıcımı kınına koymayacağım diye ortalıkta geziyordu. Zübeyr
b.Avvam‟ın bu sözlerini iĢiten Hz. Ömer ise, O‟nun kılıcının alınıp, taĢa
çarpılmasını emretti.270
Bu olaylar devam ederken Ebu Süfyan Hz Ali‟ye gelerek, isterse asker
toplayıp kendisini halife yapmayı teklif etti. Ebu Süfyan Ġslam milleti arasına ayrılık
mı koymak istiyorsun dedi. Çoğunluğun kararına uyacağını söyleyerek bunu
reddetti.271 Sadece kendisini halifelik hakkında meĢveretten geri bıraktıkları için
kızgındı. Hz. Ali‟nin bey‟at etmemesi üzerine, Hz. Ebu Bekir bu konuyu Hz. Ömer
ile müĢavere etti ve Ebu Ubeyde b.Cerrah‟ı, Hz. Ali‟nin yanına gönderdiler. Ertesi
gün Hz. Ali Mescidi Nebeviye gelip cemaati yararak Hz. Ebu Bekir‟e biat etti. Hz.
Ebu Bekir,
hilafet konusunda istiĢareye katılamadığından üzülen Hz. Ali‟ye
özürlerini bildirdi. Ġzin isteyip kalktı. Hz. Ömer onu yola vururken, Hz. Ömer‟e Ģöyle
demiĢti: “ġimdiye kadar gelmeyiĢimin sebebi Hz. Ebu Bekir‟i kabul etmediğimden
268
Günaltay, Ş. (1945). Ülkü Dergisi, c. IX, sayı 100, 3,4.
Sarıcık, Dört Halife Dönemi, 26; Azimli, a.g.e., 38; Arı, a.g.e., 196.
270
Ahmet Cevdet Paşa (1984).Kısas-ı Enbiyâ,, İstanbul:Bedir Yayınevi, I/291.
271
Sarıcık, a.g.e., 25; Akbulut, A. (1992). Sahabe Devri Siyasi Hadiselerin Kelami Problemlere Tesirleri,
İstanbul, 46.
269
66
dolayı değildir. ġimdi de korkumdan dolayı gelmedim. Lakin bela üzerine gelen
belada atımın gemini çektim” Bela üzerine gelen bela, Resulullah‟ın vefatı ve
kendisi için hilafet talebi ve ithamıydı. Hz. Ali zamn zaman “Resulü Ekremden
sonra bu ümmetin en hayırlısı Ebu Bekir ve Ömerdir” derdi. ġianın iddialarına karĢı
sahabe arasında hiçbir problem olmadığını göstermek açısından önemlidir.272
3.3. Usâme Ordusunun Gönderilmesi
Hz. Peygamber vefat etmeden önce bir ordu hazırlamıĢ ve bu orduya da
komutan olarak Usame b. Zeyd‟i görevlendirmiĢti. Hz. Peygamber‟in vefatıyla bu
ordu gidememiĢ ancak Hz. Ebu Bekir halife olunca göndermiĢti. Lakin ortada bir
durum vardı. Ensar, Usame‟nin yerine daha yaĢlı ve tecrübeli birisinin komutan
olmasını istiyordu ve bu isteklerini Hz. Ömer‟e söylediler.
Hz. Ömer bu konuyu Hz. Ebu Bekir‟e açtı. Hz. Ebu Bekir, Resûlullah‟ın
komutan tayin ettiği kiĢiyi yerinden alıp baĢkasını geçiremeyeceğini, Resûlullah‟ın
bağladığı düğümü asla kendisinin çözmeyeceğini söyledi ve bunu kabul etmedi.273
Hz. Ömer‟de Usâme b. Zeyd‟in ordusunda bir nefer olarak bulunuyordu. Hz.
Ebu Bekir Usame b. Zeyd‟ten, Hz. Ömer‟in orduda değil de Medine‟de kalıp
kendisine yardım etmesi için müsaade istedi. Usame, müsaade etti. Hz. Ebu Bekir
Usame‟ye öğütlerde bulundu ve sonrada dua ederek orduyu yolcu eyledi. Hz.
Ömer ile birlikte Medine‟ye döndü.274
3.4. Ridde Olayları ve Hz. Ebu Bekir Dönemi Olaylarında Hz. Ömer
Hz. Peygamber‟in vefatıyla Medine ve Taif hariç Arap kabileleri içinde
dinden dönenler oldu. Buna “ridde olayları” denir. Ridde‟ye karıĢanlar ve dinden
dönenler zekât vermek istemediler. Namaz kılarız ama zekât vermeyiz
diyorlardı.275 Hz. Ebu Bekir onlarla savaĢılmasını emretti.
Hz. Ömer bu savaĢ emrini duyunca tereddütle düĢtü ve Hz. Ebu Bekir‟e, “La
ilaha illallah, Muhammeden Resûlullah diyenlere nasıl kılıç çekeriz” demiĢ ve
272
Es-Sahhar, a.g.e., 9,10,11; Sarıcık, a.g.e., 46,49.
Akkad, A. M. (1974).Hz. Ebu Bekir’in Sahşiyeti ve Dehası (Çev: Ali Özbek). İstanbul, 188.
274
Hamidullah, M. (1963). İslam’da devlet İdaresi (Çev: Kemal Kuşçu) Ankara, 459; Sarıçam,Hz. Ömer,84;
Bursalı, a.g.e., 55; Hizmetli, a.g.e., 44, es-Sahhar, a.g.e., 14.
275
Sarıcık,a.g.e.,51; Sallâbi, a.g.e., 91; Fayda, a.g.e., 130.
273
67
bunun uygun olmadığını belirtmiĢti. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e, “Vallahi!
Resûlullah‟a verdikleri bir dişi oğlağı şimdi vermekten kaçınırlarsa, elim kılıç
tuttukça onlarla savaşırım” diye cevap vererek, görüĢünde kararlı olduğunu
söyledi.276
Hz. Ömer, bir müddet düĢünerek, Allah‟ın Ebu Bekir‟in görüĢünü
benimsemiĢ ve bu konuda Hz. Ebu Bekir‟in yanında yer alarak, O‟na her konuda
yardım etmiĢtir. Hz. Ömer‟den baĢka diğer sahabelerde Hz. Ebu Bekir‟in bu tavrını
onaylamıĢtır.277
Hz. Ömer Halid b. Velid‟in Yemâme savaĢındaki bazı uygulamalarını
eleĢtirmiĢ ve Hz. Ebu Bekir‟e Halid b. Velid‟i görevden almasını teklif etmiĢtir. Halid
b. Velid Yemâme savaĢında, Mâlik b. Nüveyre‟yi öldürmüĢ ve onun dul kalan eĢi
Leyla ile evlenmiĢti. Hz. Ömer halifeye, Halid‟in Leyla ile evlenmek için Malik‟i
öldürdüğünü ve görevinden alınması gerektiğini söylemiĢti.
Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟in bu sözlerini reddederek, asla Allah‟ın kâfirlere
karĢı kınından çıkardığı bir kılıcı o kına tekrar koymayacağını söylemiĢ ve Halid b.
Velid‟in görevinde kalmasını istemiĢtir.278 Bunun üzerine Hz. Ömer:“Tamam! Ya
Ebu Bekir! Onu kumandan tayin ettin ve ordunun başında görevlendirdin. Fakat o
cahiliye işlerine girdi ve senin emrine muhalefet etti.” dedi.279Hz. Ebu
Bekir:“Tamam ya Ömer! Artık bu sözü bırak!”dedi. Hz. Ömer, “Peki! O zaman
senin istediğin gibi olsun” diyerek meseleyi kapattı.280
Hz. Ömer Halid b. Velid‟in Yemâmede iĢi bittiği ve onu orada daha fazla
bekletmeden, Irak cephesine tayin edilmesini Hz. Ebu Bekir‟e söylemiĢtir. Hz. Ebu
Bekir onun bu görüĢünü beğenerek, Halid‟in Irak‟a gitmesini emretmiĢti.281
Hz. Ebu Bekir Rumlara karĢı Suriye‟ye ordular sevk etmek istemiĢ ve bu
konuda Müslümanlara danıĢmıĢtır. Müslümanlar, Rumlardan çekindikleri için bu
davete çekimser kalarak susmuĢlardı. Hz. Ömer ise olumlu görüĢ bildirmiĢ,
sonrada “Ey Müslümanlar topluluğu! Resûlullah‟ın halifesinin çağrısına niye icabet
etmiyorsunuz?” diyerek, halkı cihada çağırdı. Hz. Ömer‟in bu konuĢması tesirli
276
Rûdanî (2011).Büyük Hadis Külliyatı (Çev: Naim Erdoğan). İstanbul: 4.baskı, II, Hadis No: 6700;
Hizmetli, a.g.e., 418; es-Sahhar, a.g.e.,13
277
Şakir, M. (1993). Hz. Adem’den Bugüne İslam Tarihi (Çev: Ferit Aydın). İstanbul: Kahraman Yayınları,
II/268-269; Sarıçam,a.g.e.,85.
278
Sivâsi, a.g.e., 45; Lammens, H.“Mâlik b. Nuvayra” İ.A., VII/259; Fayda, a.g.e., 133.
279
Ömer Rıza (1928). İslam Tarihi Sadr-ı İslam, İstanbul: Matbay-ı Âmire, VI/82-85.
280
Fayda, M. (1990).Halid b. Velid, İstanbul, 288; Komisyon (1992).Doğuştan Günümüze Büyük İslam
Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınevi, II/39; Hitti, a.g.e., 200.
281
Fayda,a.g.e.,318.
68
olmuĢ olacak ki, Müslümanlar Rumlara karĢı savaĢmak için hazırlanmaya
baĢladılar.
Hz. Ebu Bekir döneminde Ömer b.Hattab ve Abdullah b. Mesud geceleri
Medine sokaklarında dolaĢarak, halkın can ve mal güvenliğini sağlarlardı. Hz. Ebu
Bekir baĢkent kadılığını Hz. Ömer‟e vermiĢti. Bir yıl içinde herhangi bir dava için,
Hz. Ömer‟e bir kiĢinin bile gelmediği rivayet edilir.
Hz. Ebu Bekir H.11. yılda Hz. Ömer‟i hac emiri tayin etti. H.12. yılının Receb
ayında, Hz. Ömer‟i Medine‟de yerine vekil bırakarak, umre yapmaya gitti.
Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir döneminde pek çok konularda, Hz. Ebu Bekir‟e muhalefet
etmiĢtir. Muhalefet; kiĢisel görüĢ ve nefsi için değil, her daim Allah rızası için
olmuĢtur. Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟in muhalefet ettiği konularda ısrar edince, Hz.
Ömer son söz halifeye ait olduğu için her daim itaat etti. Hz Ömer, kendisinin Hz.
Ebu Bekir‟den üstün tutulmasına Ģiddetle tepki gösterirdi. Kendisini birinci halifeye
üstün tutanlara sopa atmakla cezalandırırdı.
3.5. Hz. Ebu Bekir’in MaaĢı
Hz. Ebu Bekir halife seçildiği ertesi gün omzunda elbiselerle ticaret için yola
çıktı ve yolda Hz. Ömer ile karĢılaĢtı.
Hz. Ömer, “Bunlar nedir? Bu halin ne ya Ebu Bekir?” diye sorunca, Hz. Ebu
Bekir, “Benim geçindirmem gereken bir ailem ve çoluk çocuğum var” diye cevap
vermiĢti. Hz. Ömer, Onun artık halife olduğunu, eğer ticaretle meĢgul olursa bu
ümmetin ihtiyaçlarını kimin karĢılayacağını ve dertlerini kimin dinleyeceğini
söylemiĢtir. Hz. Ebu Bekir‟i, Ebu Ubeyde b. Cerrah‟ın yanına gitmeye ikna ederek,
ailesinin geçimini temin etmek için, Ebu Ubeyde‟den bir Ģey takdir etmesini
istemiĢtir.282
Ebu Ubeyde b. Cerrah Hz. Ebu Bekir‟e, muhacirlerden birisinin ölmeyecek
kadar yaĢayacağı, yiyecek ve giyecek elbiseyi belirlemiĢtir. Her gün bir koyunun
yarısını veya bunun ücretini vermeyi teklif etmiĢtir. Seni evine götürecek bir
bineğin var diye, binek vermemiĢ ve böylece halifenin maaĢını kararlaĢtırmıĢtır.
282
Sivâsi, a.g.e., 42-43.
69
3.6. Kur’ân’ı Kerîm’in Kitap Haline Getirilmesi
Hz. Peygamber‟in sağlığında nâzil olan Kur‟ân ayetleri, vahiy kâtipleri
tarafından yapraklara, derilere, hurma ağaçlarının dallarına ve çeĢitli materyaller
üzerine yazılmıĢtı.283
Hz. Ebu Bekir döneminde yalancı peygamberlerle ve Yemâme‟de yapılan
savaĢlarda birçok hafız Ģehit düĢmüĢtü ve bu durum Hz. Ömer‟i endiĢeye sevk
etmiĢtir. Yemâme savaĢları çok Ģiddetli bir Ģekilde, halen devam etmekteydi.
Hz. Ömer bu endiĢesini, halife Hz. Ebu Bekir‟e anlattı. Yemâme
savaĢlarının uzun sürmesinden dolayı, Kur‟ân‟ın zayi olacağından korkuyordu.
Kur‟ân-ı Kerîm‟in toplanmasını uygun görmüĢtü. Hz. Ebu Bekir, Allah Resûl‟ünün
yapmadığı bir Ģeyi, ben nasıl yaparım endiĢesi içinde, bu iĢe taraf olmak
istememiĢti. Hz. Ömer, “Vallahi bu iş hayırlıdır ve ümmetin yararınadır” diyerek Hz.
Ebu Bekir‟i ikna etti.284
Hz. Ebu Bekir Kur‟ân‟ı-Kerim‟in kitap haline getirilmesi görevini, Zeyd b.
Sâbit‟e verdi. Zeyd b. Sâbit‟in, genç ve akıllı bir adam olduğunu, Resûlullah‟a nazil
olan Kur‟ân ayetlerini yazdığını söyledi. Kur‟ân‟da, yanında ve baĢkalarının
yanında yazılı bulunan ayetleri araĢtırıp, toplamasını ve bir araya getirmesini
istedi. Zeyd b. Sâbit, “Hz. Peygamber‟in yapmadığı bir şeyi nasıl yaparız” endiĢesi
içinde, bu iĢi üstlenmek istemedi. Hz. Ebu Bekir, bu iĢin hayırlı olduğunu
söyleyerek Zeyd b. Sâbit‟i ikna etti. Zeyd b. Sâbit ikna olduktan sonra, “Keşke
bana dağlardan bir dağı nakletme işini teklif etselerdi, Kur‟ân‟ı cem etme işinden
daha ağır olmazdı” demiĢti. Hz. Ömer de kendisine yardım ederse, bu iĢi
yapacağını söyledi. Hz. Ömer ve Übeyy b. Ka‟b‟ın yardımlarıyla bu iĢi beraber
yaptılar.285
Hz. Ebu Bekir‟in emriyle, Hz. Ömer ve Zeyd b Sâbit Mescid-i Nebevi‟nin
kapısı
önünde
beraber
bekleyerek,
iki
Ģahitle
beraber
getirilen
vahiy
malzemesini,sahabelerden alarak kaydetmiĢlerdir. Özellikle Hz. Ömer çok titiz
davranmıĢ, iki kiĢi o hususta Ģahitlik etmedikçe, bir ayeti Mushaf‟a eklememiĢtir.
Abdullah b. Mes‟ud, “Habeşlilere ait bir kitap gördüm ki onu Mushaf diye
anıyorlardı” dediği zaman toplanan Kur‟an sayfalarına„Mushaf ‟ ismi verildi.286
283
Sarıçam, a.g.e.,87.
Sivâsi, Menakıb-ı Çehâr,47-48; es-Sahhar, a.g.e., 28,29.
285
Sallâbi, a.g.e., 95.
286
Köksal,a.g.e.,I –II, 195.
284
70
Kur‟ân‟ın toplanan sahifeleri vefatına kadar, Hz. Ebu Bekir„in yanında kaldı.
Sonra hayatı boyunca Hz. Ömer‟in yanında, Hz.Ömer‟den sonra da Resûlullah‟ın
zevcesi ve Hz. Ömer‟in kızı Hafsa binti Ömer‟in yanında kaldı.287
Kur‟ân Hz. Ebu Bekir döneminde Mushaf haline getirildi. Kur‟ân‟ı ilk cem
eden kiĢi Hz. Ömer‟dir diye bazı rivayetlerde geçer.288 Genel olarak kabul edilen
görüĢ ise, bu fikri ilk ortaya atan ilk kiĢinin Hz. Ömer olduğudur.289
Hz. Ömer‟in fikriyle, Kuranı Kerimin toplanması ile ilgili neticeler Ģu
Ģekildedir: Kur‟ân‟ı Kerim‟i toplama düĢüncesi onun kaybolmasından korkulduğu
için gerçekleĢmiĢtir. Kur‟ân‟ı Kerim‟in toplanması bir maslahat icabı olmuĢtur. Ġlkin
bir maslahat icabı baĢlanan bu iĢ, Hz. Ömer‟in teklifi sayesinde sonradan bu
konuda Müslümanlar arasında icmada sağlanmıĢtır. Hz. Ömer‟in teklifi hayrın vuku
bulmasıydı. Bu iĢe ilk önce kendi kalbi tatmin olmuĢ, sonrada hayırlı bir iĢ
olduğunu belirterek Hz Ebu Bekir‟i ve diğer sahabeleri ikna etmiĢtir.290
3.7. Hz. Ebu Bekir’in Yerine Hz. Ömer’i Halef Tayin Etmesi
Hz. Ebu Bekir H.13. yıl 634‟te Cumade‟l-ahire ayının yedisinde hastalandı
ve 15 gün mescide gelemedi. Ġmamlığı 50 yaĢlarındaki yakın arkadaĢı Hz.Ömer‟e
bıraktı. Bu durum onun hilafet hususunda verdiği ilk iĢareti ve hilafete onu layık
görmesiydi.291
Kendisinden sonra yerine Ömer‟i halef tayin etme meselesini sahabenin
önde gelenleriyle tek tek konuĢtu. Muhacir sahabelerden ilk konuĢtuğu kiĢi
Abdurrahman b. Avf‟tı. Hz. Ebu Bekir Abdurrahman b. Avf‟a, kendisinden sonra,
Ömer‟in
yerine
geçme
konusunu
sorarak,
onun
görüĢünü
almak
istemiĢti.Abdurrahman b. Avf, hem Ebu Bekir‟in hem de Ömer‟in önemli yardımcısı
ve dostuydu. Her ikisi de Abdurrahman‟ın fikir ve görüĢlerine çok önem
veriyorlardı. Abdurrahman b. Avf Hz. Ebu Bekir‟e, “Senin görüşün mutlaka en
faziletli olandır. Düşündüğünden daha iyidir. Fakat Ömer biraz serttir.” diye olumlu
287
Sallâbi, a.g.e., 95,96; Hizmetli, a.g.e., 421,422.
Şen, Z. (2007). Kur’ân’ın Metinleşme Süreci,İstanbul: Ensar Neşriyat, 173.
289
Şahin, D. (t.y.). Hz. Ömer’in Kur’ân Anlayışı ve Yorum Yöntemi, Yayınlanmamış Doktora Tezi,
A.Ü.S.B.E., Ankara, 72.
290
Sallâbi, a.g.e., 96.
291
Halil, İ. (1985). İslam Tarihi: Bir Yöntem Araştırması (Çev: Ubeydullah Dalar). İstanbul, 22; Sarıçam, İ.
(2013). Hz. Ebu Bekir,Ankara: T.D.V. Yayınları, 60; Sarıcık, a.g.e.,161.
288
71
cevap vermiĢti.292Hz. Ebu Bekir, “Onun sertliği benim yumuşak huyluluğumu
dengelemek içindir.”dedi.
Hz. Ebu Bekir Abdurrahman b. Avf‟tan sonra Hz. Osman‟ı çağırarak onun
görüĢünü sordu. Hz. Osman, “Onun içi dışından daha iyidir ve içimizde bir benzeri
yoktur” demiĢti.293
Hz. Ebu Bekir daha sonra Hz. Ömer‟in eniĢtesi ve amcasının oğlu Said b.
Zeyd‟in görüĢünü aldı. Said b. Zeyd‟de olumlu görüĢ bildirdi. Sonra ensarın
büyüklerinden olan Üseyd b. Hudayr‟a sordu. Üseyd b. Hudayr da diger sahabeler
gibi, “Senden sonra Ömer‟den daha iyisi olmaz. Ömer hoşnut olunacak şeyden
hoşnut olur. Hoşnut olunmayacak şeyden hoşnut olmaz. İçi dışından daha iyidir.
Bu işe ondan daha layık kimse yoktur” diye cevap verdi
Hz. Ebu Bekir‟in sahabelerle görüĢmesi ve yerine Hz. Ömer‟i bırakmak
istemesi bazı sahabelerin kulağına gitmiĢ ve bu durumdan hoĢnut olmamıĢlardı.
Herkes biliyordu ki; Hz. Ömer cesur, yiğit, adaletli, bilgili bir kimse olmasına
rağmen biraz sert mizaçlı idi.
Talha b. Ubeydullah, Hz. Ömer‟in sert mizaçlı olduğunu hatırlatarak Hz. Ebu
Bekir‟e, “Ömer‟i niçin halife tayin ettin? Onun sert mizaçlı olduğunu bilmez misin?
Yarın Allah‟ın huzuruna vardığın zaman Allah‟a ne diyeceksin?” diye sormuĢtu.
Hz. Ebu Bekir o sırada hasta ve yatağında yatıyordu. Yanında bulunanlara
kendisini yataktan kaldırmalarını iĢaret etti. Doğrularak Ģu sözleri sarfetti: “Siz beni
Allah ile mi korkutuyorsunuz? Yarın Allah‟ın huzuruna çıktığım zaman, Ya Rab!
Senin yarattığın kullar üzerine onların en iyisini tayin ettim. Sizin işinizde zerre
kadar kim haksızlık yaparsa hüsrana uğrasın.”294
Hz. Ebu Bekir Hz. Osman‟ı çağırarak yerine Ömer‟i halife tayin ettiği
ahitnameyi
yazdırdı:“Ebu
Bekir
b.
Kuhafe‟den
Müslümanlara
taahhüttür.
Kendimden sonra yerime Ömer b. Hattab‟ı tayin ettim. Onu dinleyin ve ona itaat
edin…” Sonra bu uzun ahitnameyi mescitte tekrar okuttu. “Başınıza akrabamdan
birini değil Ömer‟i seçtim. Kabul ediyor musunuz?” diye Müslümanlara sordu.295
Orada bulunan Müslümanlar, “Duyduk ve itaat ettik” diyerek, Hz. Ömer‟in ikinci
halife olmasını kabul ettiler.296
292
Doğuştan Günümüze; II/63; Sarıcık,a.g.e.,164.
Sarıçam,Hz. Ömer,89; Sarıçam; Hz. Ebu Bekir,61; es-Sahhar, a.g.e., 29.
294
Doğuştan Günümüze, 2/64; Sarıçam, Hz. Ebu Bekir, 61.
295
Sivâsi, a.g.e., 11; Sallâbi, a.g.e., 111; Bursalı, a.g.e., 56,57.
296
Sarıçam,Hz. Ebu Bekir,61-62; Doğuştan Günümüze; 2/63-64; Sarıçam,Hz. Ömer,90-91
293
72
Hz. Ebu Bekir‟in vefatı esnasında Müslümanlar, Ġran ve Bizans‟la çok
Ģiddetli savaĢlar yapmaktaydılar. Hz. Ebu Bekir bu can alıcı zamanda hilafet
sebebiyle antlaĢmazlığa düĢmemesi için halifeliğe bir kiĢinin aday gösterilmesi,
Müslümanların yararına olacağını düĢündü. Bunun için sahabenin en güçlüsü
Ömer b. Hattab‟ı seçti. Bu seçimi yapmadan önce ashapla görüĢmüĢ, onlara
danıĢarak onaylarını almıĢtır. Sonra Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e haber gönderdi.
Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir‟in yanına girdiği vakit ne karar verdiğini anlamıĢ, bunu
kabul etmek istememiĢtir. Hz. Ebu Bekir kılıçla tehtit etmiĢtir. Hz. Ömer‟in kabul
etmekten baĢka çaresi kalmadı. Hz. Ebu Bekir‟in hilafeti ona vermesi, ümmetin
icmasıyla olmuĢtur. Onlar bu iĢi kabul edip, teslim oldular. Hiç kimse karĢı çıkmadı.
Bu duruma ancak bazı sahabeleri bahane ederek fitne ve karıĢıklıklara düĢen ġia
vb. gruplar karĢı çıkmıĢtır.297
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟i halifelik için tavsiye ettiğinde, ashab onun bir çok
hasletinin, özellikle de teĢkilatçılık konusundaki enerji ve becerisinin farkındaydılar.
Eğer Ġslam dünya çapında bir önem kazanmıĢ, Ġslam devletinin iç savaĢlar,
parçalanma ve dıĢ saldırılarla sarsılabilecek ama yıkılmayacak olan temelleri
atılmıĢ ise, bütün bu baĢarılarda Hz. Ömer‟in siyasi dahası çok büyüktür.298
Böylece Hz. Ömer H.13. sene Cemâziye‟l-Âhir ayında Salı günü ikinci halife
olmuĢtu. Hz. Ömer 583 veya 584‟te Mekke‟de doğduğuna göre halife olduğunda
50 veya 51 yaĢlarındaydı.299
297
Rayyıs, Z. (1995). İslamda Siyasi Düşünce Tarihi (Çev: İbrahim Sarmış). İstanbul: Nehir Yayınları, 65.
Komisyon (1988). İslam Tarihi Kültür ve Medeniyeti (The Cambridge History of İslam). Çev:Komisyon,
İstanbul: Hikmet Yayınevi, I, 77.78.
299
Sarıcık, a.g.e., 165.
298
73
SONUÇ
Tarihi süreç içerisinde, tarihe yön veren güzide sahĢiyetler vardır. Ġslam
tarihinin baĢlangıcında, dinin ortaya çıkıp önce Arap toplumuna sonrada bütün
dünyaya tanıtıp, yer edilmesini temin eden Hz. Muhammed‟in insanüstü gayret ve
çabasıyla ondört asır önce Ġslam Medeniyeti teĢekkül etmiĢtir.
Hz. Muhammed (s.a.v)‟in, sahih hadisleri içerisinde:“Ashabım gökteki
yıldızlar gibidir. Hangisine tutunursanız hak ve doğru yolu bulursunuz.‟
‟buyurmuĢlardır. Biz de bu çalıĢmada dini, siyasi ve sosyal alanlarda vazgeçilmez
umdeler tesis eden Hz. Muhammed‟in ocağında yetiĢen, Ġslâm‟ın emirlerinin
uygulanmasında fevkalade titiz bir rol oynayan Hz. Ömer üzerinde durduk.
Hz. Ömer Ġslâm diniyle müĢerref olduktan sonra, Hz. Peygamber‟in ashabı
arasında kendisine önemli bir yer edinmiĢtir. Müslüman olduğu günden itibaren
Hz. Peygamber‟in yanında bulunmuĢ, Resûlullah‟a danıĢmanlık yapmıĢ ve O‟nun
(s.a.v) rahle-i tedrisinde yetiĢmekten hisseyâb olmuĢtur. Hz. Muhammed (s.a.v) ile
aynı zaman ve mekânı paylaĢtığı için, Resûlullah‟ın söz ve fiillerine vakıf olmuĢ,
yirmi üç senelik vahyin on yedi senesini, Resûlullah ile geçirme olanağına sahip
olmuĢtur.
Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟in vefat eylemesiyle meydana gelen hilafet
kavgasında, Ridde savaĢlarının yaĢandığı bir toplumda, o kritik zamanlarda yeni
halifenin seçiminde önemli rol oynamıĢ ve Hz. Ebu Bekir‟in halifeliği döneminde,
Hz. Ebu Bekir‟e her konuda yardımcı olarak, danıĢmanlık yapmıĢtır. Resûlullah ve
O‟nun ilk halifesi olan, Hz. Ebu Bekir zamanının etkili bir Ģahsiyeti olan Hz. Ömer,
tüm yönlerini Ġslâm ve insanlık için kullanmıĢtır.
Hz. Ömer, Müslüman olmadan öncede sosyal konumu ve kiĢisel meziyetleri
olarak, o dönem Arap toplumunun geçirmiĢ olduğu olaylarda etkin roller
oynamıĢtır. KureyĢ kabilesinin elçisi idi. Tabiatı icabı, sahip olduğu sert ve otoriter
yapısı, O‟nun halifeliği öncesindeki saygınlığını olumlu yönde etkilemiĢtir. Hz.
Ömer‟in sert ve otoriter yapısı, Müslümanlar açısından Ģiddet gayesine yönelik
olarak değil, davasına aĢırı inancı ve davasını baĢarıya ulaĢtırma gayesi olarak
algılanmıĢtır. Feraset; zekâ ve ilhamın karĢılığı olarak Hz. Ömer de tecelli etmiĢtir.
Bir konu hakkında yürüttüğü tahminleri ve görüĢleri hep isabetli olmuĢtur.
74
Hz.
Ömer‟in
Müslüman
olması,
henüz
yeni
yayılan
Ġslam‟a
güç
kazandırmıĢtır. Hz. Peygamber‟in karĢılaĢmıĢ olduğu tüm zorluklarda yanında
olmuĢ, tüm savaĢlara Hz. Peygamber ile birlikte katılmıĢ, istiĢareler sonucu alınan
bütün siyasi ve askeri kararlara, isabetli görüĢleriyle katkı sağlamıĢtır.
Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟den sonra meydana gelen kargaĢada, derhal Hz.
Ebu Bekir‟e biat ederek, Müslüman toplumun parçalanmasına müsaade
etmemiĢtir. Hz. Ebu Bekir‟in Halifeliği döneminde “ikinci adam” konumunda
bulunmuĢ, bu dönemde Kur‟ân‟ın toplanmasına ön ayak olmuĢ, hem o dönem,
hem de sonra gelen Müslümanların takdirini kazanmıĢtır.
Hz. Ömer, her zaman halkın içinden biri gibi davranmıĢ ve Hz. Peygamber‟i
kendisine rehber edinerek, O‟nun gibi yaĢamıĢtır. Ġslam‟ın vazettiği değerlerden
taviz vermeden, Ġslam‟ın emirlerini uygulamıĢtır.
75
KAYNAKÇA
Ağırakça, A. (2004). Hz. Ömer, Ġstanbul: Beyan Yayınları.
Ahmet Cevdet PaĢa (1984). Kısas-ı Enbiyâ. Ġstanbul: Bedir Yayınevi.
Akbulut, A. (1992). Sahabe Devri Siyasi Problemlerin Kelami Problemlere Tesirleri.
Ġstanbul.
Akkad, A. M. (1974). Hz. Ebu Bekir‟in Sahşiyeti ve Dehası (Çev: Ali Özbek)
Ġstanbul.
Algül, H., “Ficâr”, D.Ġ.A., XIII.
Arı, M. S. (2011). İmamiye Şiası Kaynaklarına Göre İlk Üç Halife. Ġstanbul: DüĢün
Yayıncılık.
AteĢ, Süleyman (1988).Yüce Kur‟ân‟ın Tefsiri, Ġstanbul, 1988.
Azimli, Mehmet, Hulefa-i RaĢidin Dönemleri Halife ġeçimleri, Din Bilimleri
Akademik Araştırma Dergisi, VII(I).
Berki, A. H., Keskioğlu, O. (2013). Hz. Muhammed ve Hayatı. Ankara: D.Ġ.B.
Yayınları.
Bodley, R.V.C. (1958). Hz. Muhammed (Çev: Osman Nebioğlu), Ġstanbul.
Boyunağa, Y. (1997). Türk-İslâm Sentezi. (3. Baskı). Ġstanbul: Yağmur Yayınları.
Bursalı, M.N. (2015). Hak ve Adalet Güneşi Hz. Ömer, Ġstanbul: Çelik Yayınları.
Çağatay, N. (1957). İslâm‟dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı. Ankara: Ankara
Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Yayınları.
Çokçevik, A. (2009), Hz. Ebu Bekir. Ġstanbul: Bilge Yayınları.
Darîr, Erzurumlu Mustafa (2000). Büyük İslam Tarihi (Kitab-ı Siyer-i Nebî)
(Tercüme: Mehmet Faruk Gürtunca), Ġstanbul: DoğuĢ Yayınları.
Demircan, A. (2004). Cahiliye Araplarında Kız Çocuklarını Gömerek Öldürme
Adeti, İSTEM, 2(3).
Doğan, M. (1999). Hz. Ömer, Ġstanbul: Denge Yayınevi,
El-Vâkıdî, Kitâbü‟l- Megâzi (Çev:Musa Koyulmaz), Ġstanbul, Ġlkharf Yayınevi
Es‟ad Mahmud (1983). İslâm Tarihi, Ġstanbul:Marifet Yayınları,
Es-Sahhar, A. Cude (2011). Dört Halifenin Hayatı (Çev: Ebu Bekir Sıddık)
Ġstanbul: Kahraman Yayınları.
76
Fayda, M., Hz. Ömer Zamanında Gayr-ı Müslimler, Ġstanbul: Marmara Üniversitesi
Yayınları, No: 548, Ġlahiyat Fakültesi Yayın No:6
Fayda, Mustafa (1990). Halid b. Velid. Ġstanbul.
Fayda, M. (1997). “Ömer”, D.i.A. Ġstanbul: XXXIV, T.D.V. Yayınları.
Fayda, M. (2015). Hulefâ-yı RâĢîdin Devri Dört Halife. Ġstanbul: Kubbealtı
Yayınları.
Fıglalı, E.R. (1984), İmamiyye Şiası. Ġstanbul.
Gazali, M.(2014). Fıkhu‟s Sîre. (Çev: Resul Tosun). Ġstanbul: Risale Yayınları.
Halife B. H. (2001),Halife b. Hayyât Târihi (Çev: Abdulhalık Bakır), y.y., Ankara.
Halil, Ġ. (1985),İslam Tarihi: Bir Yöntem Araştırması (Çev: Ubeydullah Dalar),
Ġstanbul.
Hamidullah, M. (1963). İslam‟da devlet İdaresi. (Çev: Kemal KuĢçu), Ankara.
Hamidullah, M. (1988, Mayıs). Allah‟ın Elçisi ve Sahabe Devrinde Yazı Sanatı.
İslami Araştırmalar Dergisi, 2(7).
Hamidullah, M. (1991). İslam Peygamberi. (Çev: Salih Tuğ), (5. Baskı), Ġstanbul:
Ġrfan Yayınları.
Hamidullah, M. (2012). Hz. Peygamber‟in SavaĢları, (Çev: Nazire Erinç Yurter),
Ġstanbul, Beyan Yayınları.
Hitti, Philiph K. (2011). Siyasi ve Kültürel Ġslam Tarihi. (Çev: Salih Tuğ). Ġstanbul:
Marmara Üniversitesi Fakültesi Yayınları.
Hizmetli, S. (2011). İslam Tarihi İlk Dönem, Ankara: Ankara Okulu Yayınları.
Ġbn HiĢam (2006). Sîret-i İbn Hişam (Tercüme: Hasan Ege). Ġstanbul: Kahraman
Yayınları.
Ġbn Kesîr (2013). Hz. Peygamber‟in Hayatı (es-Siyretu‟n Nebeviyye) (Tercüme:
Hanifi Akın). Ġstanbul: Çelik Yayınevi.
Kısakürek, Necip Fazıl (2008). Peygamber Halkası. (14.basım). Ġstanbul: Büyük
Doğu Yayınları.
Koçak, M. (1982). Hz. Ömer ve Fıkhı, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Dokuz Eylül
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġzmir.
Komisyon (1992). Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Ġstanbul: Ġstanbul Çağ
Yayınevi.
Komisyon (1988), İslam Tarihi Kültür ve Medeniyeti (The Cambridge History of
Ġslam), (Çev:Komisyon). Ġstanbul: Hikmet Yayınevi.
77
Köksal, M.A. (2007). Hz. Muhammed ve İslâmiyet, I-VIII, Ġzmir: IĢık Yayınları.
Kur‟ân-ı Kerim ve Muhtasar Meâli (2006). (Hazırlayan: Hayrât NeĢriyat Ġlmi
AraĢtırma Merkezi Meâl Heyeti). Isparta: Hayrât NeĢriyat Matbaa Tesisleri.
Lings, M. (2012). Hz Muhammed‟in Hayatı. Ġstanbul: Ġnsan Yayınları.
Lammens, H; “Mâlik b. Nuvayra” Ġ.A.
Ömer, R. (1928). İslam Tarihi Sadr-ı İslam, Ġstanbul: Matbaay-ı Âmire.
Önkal, A. “Adî b. Ka‟b”, D.Ġ.A., I.
Öztürk, M. (2011). Kur‟ân Tefsir ve Usul Üzerine: Problemler, Tespitler, Teklifler,
Ankara: Ankara Okulu Yayınları.
Rayyıs, Z. (1995). İslam‟da Siyasi Düşünce Tarihi. (Çev: Ġbrahim SarmıĢ). Ġstanbul:
Nehir Yayınları.
Rûdanî (2011). Büyük Hadis Külliyatı. (4.baskı). (Çev: Naim Erdoğan). Ġstanbul.
Sallâbi, A. M. (2006). II. Halife Halife: Hayati, SahĢiyeti ve Dönemi. (Çev:Mehmet
AkbaĢ). Ġstanbul: Ravza Yayınları.
Sarıcık, Murat (2010). Dört Halife Dönemi, Ġstanbul, Nesil Yayınları.
Sarıçam, Ġbrahim (2007). Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı. (5.baskı). Ankara:
Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
Sarıçam, Ġbrahim (2013). Hz. Ebu Bekir. Ankara: T.D.V. Yayınları.
Sarıçam, Ġbrahim(2013). Hz. Ömer. (4.Baskı). Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları,
Sivâsî, ġ. (t.y.). Dört Büyük Halife (Menakîb-i Çehâr Yâr-ı Güzin),(SadeleĢtiren:
Ahmet Aslantürkoğlu). Ġstanbul: Saadet Yayınevi.
ġahin, D. (t.y.). Hz. Ömer‟in Kur‟ân Anlayışı ve Yorum Yöntemi, YayınlanmamıĢ
Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
ġakir, M. (1993). Hz. Adem‟den Bugüne İslam Tarihi (Çev: Ferit Aydın). Ġstanbul:
Kahraman Yayınları.
ġen, Z. (2007). Kur‟ân‟ın Metinleşme Süreci, Ġstanbul, Ensar NeĢriyat.
ġibli, N. (1974). Asr-ı Saadet (çev. Ömer Rıza Doğrul), Ġstanbul: Eser Yayınları.
ġibli, N. (2002). Peygamberimizin Risaleti ve Şahsiyeti (Çev: Ahmet KarataĢ).
Ġstanbul: TimaĢ Yayınları.
Taberî (2008). Tarih-i Taberî. (Tercüme: M. Faruk Gürtunca). Ġstanbul: Sağlam
Yayınevi.
78
Tan, M. (Editör) (2007).Tematik Siyer Atlası. Ġstanbul: Moralik Yayınları.
Temiz, A. E. (2003). Hz. Ömer. Ġstanbul: Sevgi Yayınları.
Tosun, R. (2009). Belâzüri ve İbn A‟sem‟e Göre Hz. Ömer Dönemi Fetihlerinin
Değerlendirilmesi, (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Uzun, T. (2005). Dil ve Edebiyat Yönünden Hz. Peygamber ve Hulafây-i RaĢidin,
İSTEM, 3(6), Konya.
Watt, W.M. (1998), Kur‟ân‟a Giriş. (1. Baskı). (Çev: Süleyman Kalkan). Ankara:
Ankara Okulu Yayınları.
Watt, W. M. (2001). Peygamber ve Devlet Adamı (Çev: Ünal Çağlar), Ġstanbul.
Yücel, Ġ. (2012). Peygamberimiz‟in Hayatı. Ankara: D.Ġ.B. Yayınları.
Yüksel, M. M. (2006). Karizmatik Lider Örneği Olarak Hz. Ömer. (BasılmamıĢ
Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
79
ÖZGEÇMĠġ
KiĢisel Bilgiler
Soyadı, adı
: KIRMIT, Ömer Faruk
Uyruğu
: T.C
Doğum tarihi ve yeri
: 18.09.1989
Medeni hali
: Bekar
Telefon
: 05456468740
Faks
:…………………
e-mail
:[email protected]
Eğitim
Derece
Eğitim Birimi
Mezuniyet tarihi
Yüksek lisans
Gazi Üniversitesi
2015
Lisans
Gazi Üniversitesi – Tarih ABD
2012
Lise
Düziçi ÇEAġ Anadolu Lisesi
2007
ĠĢ Deneyimi
Yıl
2014
Yer
Gazi Üniversitesi Tarih ABD
Görev
AraĢtırma Görevlisi
Yabancı Dil
Ġngilizce: 82.5
Yayınlar
Hobiler
Kitap okumak, Gezmek, Sinema, Voleybol Oynamak, Koleksiyonculuk
GAZİ GELECEKTİR...
ÖMER FARUK KIRMIT
TARİH ANABİLİM DALI
ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK
LİSANS
TEZİ
ÖMER BİN HATTAB’IN
HALİFELİĞİNDEN ÖNCEKİ HAYATI
ÖMER FARUK KIRMIT
TEMMUZ 2015
TARİH ANABİLİM DALI
ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
TEMMUZ 2015
Download