ÖMER FARUK KIRMIT TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÖMER BİN HATTAB’IN HALİFELİĞİNDEN ÖNCEKİ HAYATI ÖMER FARUK KIRMIT TEMMUZ 2015 TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI TEMMUZ 2015 ÖMER BĠN HATTAB’IN HALĠFELĠĞĠNDEN ÖNCEKĠ HAYATI ÖMER FARUK KIRMIT YÜKSEK LĠSANS TEZĠ TARĠH ANABĠLĠM DALI ORTAÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TEMMUZ 2015 iv ÖMER BĠN HATTAB‟IN HALĠFELĠĞĠNDEN ÖNCEKĠ HAYATI (Yüksek Lisans) Ömer Faruk KIRMIT GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ Temmuz 2015 ÖZET Ġslâm tarihinin Hz. Muhammed (s.a.v)‟den sonra, önemli Ģahsiyetlerinden biri olan Hz. Ömer‟in, halifeliğinden önceki yaĢantısı ve faaliyetleri üzerinde yeterince durulmamıĢ, sıradan anlatımlarla üstünkörü geçiĢtirilmiĢtir. Bu tez, Ġslâm tarihinde her yönüyle örnek alınması gereken, ÂĢere-i mübeĢĢere‟den olan ikinci halife Hz. Ömer‟in, halife olmadan önceki yaĢantısı hakkında bir çalıĢmadır. Üç bölümden oluĢan çalıĢmanın birinci bölümünde Hz. Ömer‟in soyu, yetiĢmesi, gençliği ve Ġslâm öncesi yaĢantısı hakkında bilgi verilmiĢtir. Ġkinci bölümde Hz. Ömer‟in Müslüman olması ve Hz. Muhammed (s.a.v) dönemindeki olaylarda tutum ve davranıĢı ilk Ġslâm kaynakları ıĢığında incelenmiĢ ve tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. Üçüncü bölümde ise Hz. Ömer‟in, Hz. Ebu Bekir‟in halifeliği dönemindeki fiilleri üzerinde durularak, siyasi ve sosyal rolüne değinilmiĢtir. Bu üç bölüm neticesinde yararlanılan kaynaklar ve modern araĢtırmalar eĢliğinde Hz. Ömer‟in halifeliğinden önceki yaĢamının gerçekten kayda değer olduğunu ve örnek alınması gerektiği sonucuna varılmıĢtır Bilim Kodu :1124 Anahtar Kelimeler : Hz. Ömer, Halife, Tasnif, Soy Sayfa Adedi : 79 Tez DanıĢmanı : Yrd. Doç. Dr. Salih AKYEL v THE LIFE AND THE THINGS DONE BEFORE HIS CALIPHATE BY HZ. OMAR B. HATTAB (Master Thesis) Ömer Faruk KIRMIT GAZĠ UNIVERSITY GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES July 2015 ABSTRACT One of the most important character in Islam coming after Hz. Muhammad, have not been explored enough deeply. This work is about Hz. Omar‟s, who is a character from aĢere-iMubashara and should be taken as an example by everybody, life period before his caliphate. The work includes there parts. In the first part, the information about his lineage, upbringing, youth and pre-Islamic life has been given. The second part of this work focuses on how Hz. Omar become a Muslim and his behavior and thoughts about the things take placed during his life period with Hz. Muhammad. And this information has been taken from first example of Islamic recourses.In the third part, it is focuses on his life during Hz. Ebubekir‟s caliphate. It also includes information about his siyasal and social roles.As a result of resources looked and modern researches done to get information about these three parts it is clear that the life period of Hz. Omar before his caliphate is really valuable and his life should be taken as example. Science Code : 1124 Keyword : Hz. Omar, Caliphate, Classification, Lineage. Number of pages : 79 Supervisor : Yrd. Doç. Dr. Salih AKYEL vi TEġEKKÜR Tezin hazırlanmasında ve çalıĢmalarım sırasında fikirleri ve rehberliği ile destek olan danıĢman hocam Yrd. Doç. Dr. Salih AKYEL‟e teĢekkür ederim. Bu çalıĢmayı baĢtan sona kadar okuyan, hatalarını düzelten hocalarıma ve arkadaĢlarıma; beni büyütüp yetiĢtiren, maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen annem Perihan KIRMIT‟a; Arapça kaynakları tercüme eden ve okuyup anlamamda yardımcı olan arkadaĢım Oğuzhan KARAHAN‟a; Ankara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Kütüphânesi ve Gazi Üniversitesi Kütüphânesinin değerli çalıĢanlarına teĢekkür ederim. vii ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖZET ...................................................................................................................... iv ABSTRACT .............................................................................................................v ĠÇĠNDEKĠLER ........................................................................................................ vii KISALTMALAR ....................................................................................................... ix GĠRĠġ...................................................................................................................... 1 I.BÖLÜM MÜSLÜMAN OLMADAN ÖNCE HZ. ÖMER 1.1.Soyu ............................................................................................................. 7 1.2. Künyesi ve Lakabı ....................................................................................... 8 1.3. Gençliği ve YetiĢmesi .................................................................................. 9 II. BÖLÜM ĠSLÂM PEYGAMBERĠ HZ. MUHAMMED (s.a.v) ZAMANINDA HZ. ÖMER 2.1. Müslüman Olması ..................................................................................... 13 2.2. Hz. Ömer‟in Medine‟ye Hicret Etmesi ........................................................ 18 2.3. Hz. Ömer‟in Medine‟de Ġlk Ayları ............................................................... 20 2.4.Hz. Peygamber (s.a.v) Dönemi Gaza ve Seriyyelerde Hz. Ömer ............... 22 2.4.1. Bedir SavaĢında Hz. Ömer ................................................................ 23 2.4.2. Uhud SavaĢında Hz. Ömer ................................................................ 27 2.4.3. Hendek SavaĢında Hz. Ömer ............................................................ 31 2.4.4. Hudeybiye AntlaĢmasında Hz. Ömer ................................................. 33 2.4.5. Hayber‟in Fethinde Hz. Ömer ............................................................. 36 2.4.6. Zâtü‟s-Selâsil Gazvesinde Hz. Ömer ................................................. 39 viii Sayfa 2.4.7. Mekke‟nin Fethinde Hz. Ömer ............................................................ 41 2.4.8. Huneyn Gazvesinde Hz. Ömer........................................................... 45 2.4.9. Taif KuĢatmasında Hz. Ömer ............................................................. 47 2.4.10. Tebük Seferinde Hz. Ömer .............................................................. 49 2.4.11. Veda Haccında Hz. Ömer ................................................................ 51 2.4.12. Usâme Ordusunda Hz. Ömer ........................................................... 52 2.5. Hz. Peygamber (s.a.v)‟Ġn Vefatı ve Hz. Ömer‟in Durumu .......................... 54 2.5.1. Kırtâs Hadisesi ................................................................................... 54 2.5.2. Hz. Peygamber‟in Mescide açılan kapıları Kapattırması .................... 56 2.5.3. Hz. Peygamber‟in Hz. Ebu Bekir‟i Namaz Kıldırmakla Görevlendirmesi ................................................................................ 56 2.5.4. Hz. Ömer‟in Abdullah b.Zem‟â‟ya Sitem Etmesi ................................. 58 2.5.5. Hz. Peygamber‟in Vefatı ve Hz. Ömer‟in Durumu .............................. 58 III. BÖLÜM HZ. EBU BEKĠR’ĠN HALĠFELĠĞĠ ZAMANINDA HZ. ÖMER 3.1. Hz. Ebu Bekir‟in Halife Seçilmesi ve Hz. Ömer‟in Rolü ............................. 61 3.2. Hz. Ali‟nin Hz. Ebu Bekir‟e Bey‟at Etme Meselesi ..................................... 65 3.3. Usâme Ordusunun Gönderilmesi .............................................................. 66 3.4. Ridde Olayları ve Hz. Ebu Bekir Dönemi Olaylarında Hz. Ömer ............... 66 3.5. Hz. Ebu Bekir‟in MaaĢı .............................................................................. 68 3.6. Kur‟ân‟ı Kerîm‟in Kitap Haline Getirilmesi .................................................. 69 3.7. Hz. Ebu Bekir‟in Yerine Hz. Ömer‟i Halef Tayin Etmesi ............................. 70 SONUÇ ................................................................................................................ 73 KAYNAKÇA .......................................................................................................... 75 ÖZGEÇMĠġ........................................................................................................... 79 ix KISALTMALAR Bu çalıĢmada kullanılmıĢ kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aĢağıda sunulmuĢtur. Kısaltmalar Açıklamalar a.g.e. Adı geçen eser a.g.m. Adı geçen makale bkz. Bakınız bsk. Baskı Çev. Çeviren H. Hicri Hz. Hazreti Hzr. Hazırlayan Ġ.A. Ġslam Ansiklopedisi ĠSTEM Ġslam, Sanat, Tarih, Edebiyat ve Musikisi Dergisi M. Miladi Mtb. Matbaa NĢr. NeĢreden ö. Ölüm r.a. Radıyallahu anh S. Sayı S.A.V. Sallallahu Aleyhi Vesellem T.D.V.Ġ.A. Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi t.y. tarih yok Thk. Tahkik y.y. yer yok 1 GĠRĠġ Bu çalıĢmayı kaleme almaktaki amaç; Hz. Ömer‟in Hz. Muhammed (s.a.v)‟in peygamberliği ve Hz. Ebu Bekir‟in halifeliği dönemindeki icraatlarının, doğru bir Ģekilde tanıtılması ve anlaĢılmasını sağlamak; Hz. Ömer‟in halifeliğinden önceki faaliyetlerini, davranıĢlarını ortaya koymak ve belli baĢlı olaylara yaklaĢımını göstermektir. Hz. Ömer, Ġslâm ve Ġslâm medeniyet tarihinde önemli bir konuma sahiptir. Onun böyle bir konuma sahip olmasındaki sebep ise; en baĢta Resûlullah (Aleyhisselam)‟ı görmüĢ, O‟nun yaĢadığı çağı idrak etmiĢ ve Ġslam‟ın önemli meselelerinde çözüm üretmede ön planda olmuĢtur. Hz. Ömer‟in önemi, sadece sahabe olması değildir. Aynı zamanda bütün Müslümanlar tarafından Ģahsiyeti, yorumları, uygulama ve görüĢleriyle, dini örnek ve “Hüccet” kabul ettikleri bir sahabedir. Hz. Ömer‟in halife olmadan önceki yaĢantısı ve faaliyetlerini derli toplu anlatan bir çalıĢma, araĢtırdığımız kadarıyla mevcut değildir. Mevcut çalıĢmalarda Hz. Ömer‟in Müslüman olması, Resûlulah‟ın vefatı esnasındaki durumu, Hz. Ebu Bekir‟in halife seçilmesindeki gibi rolleri ele alınmıĢ ve anlatılmıĢtır. Dolayısıyla onun halifeliğinden önceki hayatının ve faaliyetlerinin önemli bir kısmı, bu çalıĢmalarının dıĢında kalmıĢtır. Bu nedenle çalıĢmanın konu baĢlığını “Ömer Bin Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki Hayatı” Ģeklinde olmasını uygun gördük. Bir dönemi incelerken, ele aldığımız zaman dilimini, tarihi süreci içerisinde değil de, tek baĢına bir yere koyarak tahlil etmeye çalıĢırsak, tutarlılıktan uzaklaĢır ve sağlıklı sonuçlar elde edemeyiz. ÇalıĢmamızın kapsamı, her ne kadar “Ömer Bin Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki Hayatı” olsa da, ara ara Hz. Ömer‟in halifeliği dönemine de atıflarda bulunuldu. Hadis ve Siyer kaynaklarında Ömer Bin Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki Hayatı ile alakalı farklı rivayetleri toplayıp karĢılaĢtırmayı; sened, metin ve tarihi bağlam çerçevesinde tahlillerini yaparak, aralarında bir tercihte bulunduk. ÇalıĢmada Hz. Ömeri‟in daha çok sosyal hayatından öte; askeri ve siyasi hayatına değinilmiĢ, olaylar savaĢlar üzerinden anlatılmıĢtır. 2 AraĢtırmamızda bölümlerin içeriğine ve amaçlarına uygun metotları takip ettik. Ağırlıklı olarak, açıklayıcı ve tasvir edici yöntemleri kullandık. Bu bakımdan öncelikle kaynak ve belgeler tespit edilerek, tahlile tabi tutulmuĢtur. Eserler, kronolojik sıraya göre toplanarak, değerlendirmesi yapıldı ve modern araĢtırmalarla da desteklenerek, içeriği zenginleĢtirildi. Tezde, dilbilgisi (gramer) kurallarına, elimizden geldiğince uymaya çalıĢtık. Arapçadan Türkçeye geçmiĢ olan özel adlarda “d-t” meselesi vardır. Örneğin; tarihteki Muhammed, Mahmud, Mehmed, Ahmed adlarının sonu, “d” ile mi “t” ile mi yazılacaktır sorusu, hala bir netlik kazanmamıĢtır. Bu yüzden, tarihi Ģahsiyetlerin adları, yer isimleri asıllarındaki Ģekilleriyle, yani Muhammed, Mahmud, Mehmed, Ahmed Ģeklinde yazdık. Ayrıca bu araĢtırmada, yer verilen ayetlere anlam verilirken, Hâyrat NeĢriyat Ġlmi AraĢtırma Merkezi Meâl Heyeti tarafından hazırlanan, “Kur’ân-ı Kerîm ve Muhtasar Meâli, Hâyrat NeĢriyat Matbaa Tesisleri, Isparta, 2006” adlı meâlden istifade edilmiĢtir. 3 Hz. Ömer (r.a) Hakkında Bilgi Veren Kaynaklara BakıĢ 1-Muasır Kaynaklar Ġlk devir Ġslam Tarihi incelemelerinde, çağdaĢ kaynakların bulunmayıĢı bilinen ve eksikliği her zaman hissedilen önemli bir konudur. Hicri II. asırdan itibaren kaynak sıfatıyla ortaya çıkan eserlerde, Hz. Peygamber ve RaĢid halifelerle ilgili, çoğunlukla yazılı-Ģifahi geleneğe dayalı haberleri, râvî zincirine bağlı ciddi ürünlerde bulmak mümkündür. Hz. Peygamber dönemi dahil “Ömer B. Hattab‟ın Halifeliğinden Önceki Hayatı” adlı çalıĢmada olaylara bakarken Tarih ve Hadis gibi ilim dallarının bu Ģekildeki çalıĢmalarının ürünü olan eserlere baktık. 1 Sîret-i Ġbn HiĢam Kaynaklarda tarih, ahbâr, ensâb âlimi olarak tanıtılan Ebu Muhammed Cemâlüddin Abdülmelik b. HiĢam (ö. H.218/M.833) tarafından yazılmıĢtır. Ġbn Ġshak‟ın Kitâbü‟l-Mübtede ve‟l-Meb‟as ve‟l-Meğazi ismindeki eserini, yeniden tertip edip düzenlemesiyle meĢhur olmuĢtur. Eserde Hz. Peygamber‟in yaĢadığı devrin bütün olaylarını detaylarıyla anlatılmıĢtır.2 Târih-i Taberî Taberî (ö. H.310/M.922) tarafından yazılan eser, yaradılıĢtan H.303 yılına kadarki olayları anlatır. Taberî, eserinde olayları bölümlere ayırarak anlatmıĢtır. Bizim yararlandığımız bölüm ise, Ġslam Tarihi adlı kitabın esasını teĢkil eden bölümdür. Sîret ve Meğazi, Ridde ĢavaĢları, Cemel, Sıffin, Fitne olayları, Emeviler ve Abbasiler Tarihi bu bölümün içindedir.3Fetihleri esas alan, yapılan antlaĢmaları kronolojik sıraya göre rivayet etmesi bu eserin tez için önemini hayli arttırmıĢtır. Hz. Ömer‟in Müslüman olması ve Hz. Peygamber dönemindeki olaylara yaklaĢımı gibi konulara anlatmada bu esere müracaat ettik. 1 Fayda, M., Hz. Ömer Zamanında Gayr-ı Müslimler, Marmara Üniversitesi Yayınları, No: 548, İlahiyat Fakültesi Yayın No:6 2 Fayda, M.(1997)“İbn Hişâm”, D.İ.A, XX, İstanbul: T.D.V Yayınları, 71-72. 3 Fayda, M.“Taberî”, D.İ.A, XXXIX, 314-318. 4 es- Siyretu’n-nebeviyye (H. Peygamber’in Hayatı) Es-Siyretu‟n-nebeviyye, Ġbn Kesîr‟in el-Bidâye ve‟n-Nihaye adlı eserinde Hz. Peyğamber‟in bütün hayatının anlatıldığı kısmın ayrı bir eser haline getirilmiĢ Ģeklidir.4 Eserden, Hz. Ömer‟in Hz. Peygamber zamanındaki faaliyetlerini anlatırken istifade ettik. Kitabu’l-Megâzi Vakıdî (ö. H.207) tarafından yazılan, hem Hz. Muhammed (s.a.v.) dönemi, hem de sonrası dönem hakkında bilgi veren ilk eserdir. Hz. Peygamber dönemini tüm detaylarıyla anlatır. Ayrıca müellif olayları anlattığı yerleri bizzat görerek araĢtırmıĢ ve incelemiĢtir.5 Menâkıb-ı Çehâr Yâr-ı Güzin ġemseddin Sivasî tarafından yazılan bu büyük eser, dört büyük halife devrine ait en sıhhatli kaynaklardan süzülerek, sahih hadis ve kaynaklara dayanarak, bilhassa bu husustaki değiĢik ve birbirine zıt kanatların asla tesirine kapılmayarak yazılmıĢtır. Eser, dört büyük halife önemli bilgiler ihtiva etmektedir. 2-Yerli Tetkik ÇalıĢmalar ÇalıĢmanın konusu olan Halifeliğinden Önce Hz. Ömer‟i anlatan, doğrudan bir çalıĢma bulunmamaktadır. Ancak bu döneme dair yazılan diğer tetkik eserlerden yararlanılarak, bu döneme ait bilgiler verilmiĢtir. ġibli Numanî Asr-ı Saadet; ġemseddin Sivâsî Dört Büyük Halife (Menakîb-i Çehâr Yâr-ı Güzin); Mahmud Es‟ad Ġslâm Tarihi; Murat Sarıcık Dört Halife Dönemi; Ġbrahim Sarıçam Hz. Ömer; Hz. Ebu Bekir; Muhammed Hamidullah Ġslam Peygamberi; NeĢet Çağatay Ġslâm’dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı; Muzaffer Doğan Hz. Ömer; Ahmet Emin Temiz Hz. Ömer; Martin Lings Hz. Muhammed’in Hayatı, Mustafa Asım Köksal Hz. Muhammed ve Ġslâmiyet; Erzurumlu Mustafa Darîr Kitab-ı Siyer-i Nebi; Komisyon, Hakkı Dursun Yıldız‟ın editörlüğünde hazırlanan 4 5 Özaydın, A.“el-Bidâye ve’n-Nihâye”, D.İ.A, VI, 131-132. Fayda, M.“Vâkıdî”, D.İ.A, XLII, 471-475. 5 DoğuĢtan Günümüze Büyük Ġslam Tarihi; Ġrfan Yücel Peygamber’imizin Hayatı; Ali Himmet Berki ve Osman Keskioğlu Hz. Muhammed ve Hayatı; Ahmet Ağırakça Hz. Ömer, Philiph K. Hitti Siyasi ve Kültürel Ġslam Tarihi; Ali Muhammed Sallâbi II. Halife Hz. Ömer: Hayatı, ġahsiyeti ve Dönemi; Muhammed Hamidullah Hz. Peygamber’in SavaĢları; Gazali Fıkhu’s S’ire; Mustafa Necati Bursalı Hak ve Adalet GüneĢi Hz. Ömer; A. Cude es-Sahhar Dört Halifenin Hayatı gibi bir çok eser, makale, Yüksek Lisans ve Doktora tezlerinden faydalanılmıĢtır. 6 7 I.BÖLÜM MÜSLÜMAN OLMADAN ÖNCE HZ. ÖMER 1.1.Soyu Hz. Peygamber‟in en yakın sahabe ve yardımcılarından, adaletiyle Ģöhret bulan Ömer b. Hattab, KureyĢ kabilesinin Adiyy koluna mensuptur. Nesebi baba tarafından Ģöyledir: Ömer b.Hattab b. Nüfeyl b. Abdi‟l-Uzza6 b. Riyah b. Abdullah b. Kart b. Rezzan b. Adiyy b. Ka‟b b. Lüey‟ b. Galib b. Fihr b. Mâlik b. Nadr b.Kinâne‟dir. Annesi ise Mahsum b. Yakaza b. Mürre oğullarından HâĢim b. Muğire‟nin kızı Hanteme‟dir. Hanteme, bir rivayete göre Ebu Cehil‟in kız kardeĢi veya amcasının kızıdır.7 Hz Ömer‟in soyu ve sülalesi dokuzuncu batında, Hz. Peygamber‟in Kâ‟b ismindeki dedesinde birleĢir.8 Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in ilk hanımı, Hz. Hatice(r.a) ile, yakın bir kan bağı bulunmakta olup akraba idiler. Varaka b. Nevfel, hem Ömer‟in hem de Hatice‟nin amcasıdır.9 Hz. Ömer, bir rivayete göre Fil Vakası‟ndan 13 yıl sonra Mekke‟de doğmuĢtur.10Hz. Peygamber, bu olaydan 52 gün veya 53 gün sonra doğduğuna göre, Hz Ömer Hz. Peygamberden 13 yaĢ küçüktür. Bu tespit Hz. Ömer‟in, Hz. Peygamber‟in Medine‟ye hicretinden 40 yıl önce doğduğu rivayetine uygun düĢmektedir. Hz. Peygamber, Medine‟ye hicret ettiği zaman 53 yaĢında olduğundan, Hz. Ömer‟in de 40 yaĢında olduğu anlaĢılıyor. 11 BaĢka bir rivayete göre ise büyük dördüncü Ficar (Feccâr) savaĢından 4 sene evvel,12Fil olayından 13 sene sonra doğmuĢtur.13BaĢka bir rivayette ise Hz. Peygamber‟e, peygamberlik 6 Sallâbi, A. M. (2006). II. Halife Hz. Ömer; Hayatı, Şahsiyeti, ve Dönemi, (Çev: Mehmet Akbaş). İstanbul: Ravza Yayınevi, 17; Ağırkaça, A. (2004). Hz. Ömer, İstanbul: Beyan Yayınları, 7; Tosun, R. (2009). Belâzür’i ve İbn A’sem’e Göre Hz. Ömer Dönemi Fetihlerinin Değerlendirilmesi (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. 7 Es’ad, M. (1983). İslâm Tarihi, İstanbul: Marifet Yayınları, 479. 8 Sivâsî Ş. (t.y.). Dört Büyük Halife (Menakîb-i Çehâr Yâr-ı Güzin).(Sadeleştiren: Ahmet Aslantürkoğlu). İstanbul: Saadet Yayınevi, 94; Şibli Numani (1974). Asr-ı Saadet (Çev. Ömer Rıza Doğrul). İstanbul: Eser Yayınları, IV, 195. 9 Temiz, A. E. (2003). Hz. Ömer, İstanbul: Sevgi Yayınları, 17. 10 Sallabi, a.g.e, 17; Fayda, M. (2015). Hulefây-ı Râşidin Devri Dört Halife Dönemi, İstanbul: Kubbealtı Yayınları, 43. 11 Şibli Numanî, a.g.e, IV, 197. 12 Kısakürek, N. F. (2008). Peygamber Halkası, İstanbul: Büyük Doğu Yayınları, 14.basım, 31. 13 Algül, H. “Ficâr”, D.İ.A., XIII, 52. 8 gelmeden 30 yıl önce doğmuĢtur. Bu tarihte 581‟e tekabül eder.14 Bazı tarihçilere göre Hz. Ömer Halife olduğu zaman 50 veya 51 yaĢlarında idi. Buna göre Hz. Ömer‟in doğum tarihi 583 veya 584‟e tarihine denk gelmektedir.15 1.2. Künyesi ve Lakabı Hem cahiliye hem de Ġslâm döneminde Hz. Ömer‟in adı “Ömer” olup, künyesi “Ebu Hafs”tır. Hafs, aslında aslan yavrusu demektir. Bu künye ile Hz. Ömer‟e Bedir savaĢı esnasında, ilk defa Hz. Peygamber hitap etmiĢtir.16 Hz. Ömer‟in lakabı “Faruk” tur. Lakabı olan Faruk, hak ile batılı ayıran manasındadır. Bu lakabı Hz. Peygamber vermiĢtir. Faruk adının verilmesiyle alakalı kaynaklarda iki farklı bilgi geçmektedir. Birincisi Ģöyledir: Hz. Ömer gizleniyorlardı. Ġslâm Hz. dinine Ömer girdiği Resûlullah‟a, zaman, “Ya Müslümanlar Resûlullah! müĢriklerden Biz hak üzere bulunduğumuza, onlarda batıl üzere olduklarına göre biz niye dinimizi gizliyoruz?” diye sorunca, Hz. Peygamber, “Sayıca çok azız.” buyurdular. Hz. Ömer:“Seni hak din ve kitap ile peygamber gönderen Allah‟a yemin ederim ki hiç çekinmeden, korkmadan, İslâm inanç esaslarını açıklamadığım hiçbir meclis kalmayacaktır.”dedi. Müslümanlar iki saf halinde dıĢarı çıktılar. Saflardan birinin baĢında Hz. Hamza, ötekinin baĢında ise Hz. Ömer bulunuyordu. Aralarına ise Resûlullah‟ı almıĢlardı.17 Müslümanlar Mescid-i Harama girdiler ve namaz kıldılar. KureyĢ müĢrikleri cesaret edip Müslümanlara bir Ģey yapamadılar. O zaman Resûlullah, Hz. Ömer‟e “Hak ile batılı ayıran” manasına gelen Faruk ismini verdi. Diğer bilgi ise Ģöyledir: Yahudilerden anlaĢamamıĢtı.ĠĢlerini birisi ile halletmesi münafıklardan ve aralarını biri, bulması bir için, iĢ hakkında Yahudi Hz Peygamber‟e, münafık da Yahudilerin büyüğü Kab‟ b. EĢrefe gitmeye karar 14 Halife b. Hayyât (2001). Halife b. Hayyât Târihi (Çev: Abdulhalık Bakır). Ankara: y.y., 190-191. Sarıcık, M. (2010). Dört Halife Dönemi,İstanbul: Nesil Yayınları, 165; Tosun, a.g.e., 3. 16 Sarıçam, İ. (2013). Hz. Ömer, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 4.baskı, 18; Kısakürek, a.g.e, 31; Bursalı, M. N. (2015). Hak ve Adalet Güneşi Hz. Ömer, İstanbul: Çelik Yayınevi, 6. 17 Fayda, a.g.e., 44,45; Sallâbi, a.g.e., 27,28. 15 9 vermiĢlerdi.Nihayet her ikisi de Hz. Peygamber‟in huzuruna gittiler. Hz. Peygamber, bu iki kimsenin davasını halletti ve Yahudi‟nin lehine karar verdi. Münafık, Hz. Peygamber‟in verdiği karara ve sonuca razı olmadı. Karar vermesi için Ömer‟in yanına gidelim diye ısrar etti ve ikisi birlikte Hz. Ömer‟in yanına gitti. Yahudi, Hz. Ömer‟e iĢlerini halletmesi için Peygamber‟in huzuruna gittiklerini ve Peygamber‟in kendisinin lehinde karar verdiğini, münafığın da bu karara razı olmadığını anlattı. Hz. Ömer münafığa, Yahudi‟nin söylediklerin doğru olup olmadığını sordu. Münafık, doğru olduğunu söyledi. Hz. Ömer, kendisini burada beklemelerini ve birazdan gelip kararını vereceğini söyleyerek, içeri girdi. Kılıcını kuĢanıp geldi ve münafığın baĢını gövdesinden ayırdı. Ardından da Ģöyle dedi:“Cenab-ı Hakkın ve Resûl‟ünün hükmüne razı olmayan kimseye, ben böyle hüküm veririm.” O sırada Cebrail Aleyhisselam Hz. Peygamber‟e gelerek, bu olayı haber verdi. Ömer‟in hakkı batıldan ayırıp, hakkı ortaya koyduğunu söyledi. Hz. Ömer‟in bundan dolayı bu lakabı aldığı rivayet edilmektedir.18 Kaynaklarda geçen her iki rivayette doğrudur. Faruk lâkabının ilk verilmesi birinci rivayette olmuĢtur. Hz. Ömer Müslüman olduktan hemen sonra gösterdiği tavır ve kahramanlık üzerine, Hz. Peygamber tarafından bu isim verilmiĢtir. Ġkinci rivayette ise Hz. Ömer Müslüman olduktan, hayli bir zaman sonra olmuĢtur ve Hz. Peygamber tarafından “Faruk” ismi ikinci defa onaylanmıĢtır. 1.3. Gençliği ve YetiĢmesi Mekke Araplar tarafından kutsal sayılmaktaydı. Mekke‟ye bu kutsallığı kazandıran Kâbe idi. Kâbe‟nin bakımından sorumlu olan KureyĢ kabilesi, bütün Araplar üzerinde, siyasi ve dini hüküm sahibi, en asil ve en büyük kabile olup Kâbe ile alakalı bazı görevleri vardı. Bu kabileye mensup her sülale bu görevleri paylaĢmıĢlar ve kendilerine düĢen iĢi yapmaktaydılar. Sefaret(elçilik) ve Münâferet (kabileler arasındaki davaların halledilmesi) görevini yerine getiren Hz. Ömer‟in kabilesi Benî Adîyy kabilesiydi. Bu görev cahiliyenin son dönemlerinde, Ġslâm dini gelmeden önce, Hz. Ömer tarafından yerine getiriliyordu.19 18 Sivasî, a.g.e., 95; Doğan, M. (1999). Hz. Ömer.İstanbul: Denge Yayınevi, 20-22; Bursalı, a.g.e., 11. Çağatay, N. (1957). İslâm’dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı, Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 109; Şibli, a.g.e., III, 158-159; Ağırakça, a.g.e., 8. 19 10 Hz. Ömer, cahiliye devrinde Araplarca asalet ve Ģeref vesilesi olan iĢlerle meĢgul olmuĢtur. O devirlerde Mekke toplumunda ticarete çok büyük önem verilirdi. Herkes gibi Hz. Ömer de geçimini sağlamak için ticaretle uğraĢıyordu. Özellikle Ġran, Suriye, Mısır, Irak‟a ticaret maksadıyla seyahatler yapmıĢtı. Bu seyahatler bir devlet adamında olması gereken meziyetlere sahip olmasına katkı sağlamıĢtır.20 Gençliğinde hile, yalan bilmezdi. Aldatarak ne mal alır ne de mal satardı. Her Ģeyi mertçe ve çekinmeden yapardı. Ġyi bir hatipti. Kendini dinletir, ikna ederdi. Sesi ne ince, ne de rahatsız edecek kadar kalındı. Gayet fasih bir dili olup,söyleyeceklerini tane tane ve zaman zaman sesini alçaltıp yükselterek ortaya koyardı.21Gençliğinde de halifeliği gibi sade ve mütevazı yaĢardı. Sert bir mizaca sahip olduğu gibi düĢkünlere de yardım edecek kadar alçakgönüllüydü. Dili, güzel konuĢabilen, belagati düzgün ve her zaman doğruyu konuĢan cesur biriydi.22Ukaz panayırında pehlivanlarla güreĢ tutar ve hepsini yenerdi. Tek sıçramada, hiç sarsılmadan ata biner ve atı iyi kontrol ederdi.23 Kızgın develerle güreĢip, kuvvetini harcayan ve herkesin kendisinden çekindiği bir kimse olup, Mekke‟nin en kuvvetli sahsıydı.24 O zamanlar Arabistan‟da çok önemli sayılan Ģecere ilmini öğrendi. Temel bilgilerini babası Hattab‟tan öğrendi. ġiire meraklı olduğundan hitabet sanatını öğrenmiĢ ve Arapların önemli Ģiirlerini ezberlemiĢtir.25 Belâzurî, Ġslam dini geldiği zaman yazı bilen kiĢileri zikretmiĢtir. O dönem okuma-yazma bilen on yedi kiĢiden birisi de Hz. Ömer idi.26 Hz Ömer‟in sülalesinden oğlu Abdullah, kızı Hafsa, eniĢtesi ve amcasının oğlu Said b. Zeyd de okuma-yazma bilmekteydiler. Bu durum bize Hz. Ömer‟in içinde bulunduğu ailenin hem erkeklerin, hem de kadınlarının okur-yazar olduğunu gösterir.27 Hz. Ömer çocukluk yıllarında babasına ait olan develere çobanlık yapmıĢtır. O zamanki Arap toplumunda çobanlık yapmak kötü bir meslek olarak değil, aksine milli bir meslek olarak görülüyordu. Bütün gün develerin arkasında çobanlık 20 Hasan, İ. H. (1979). Târihu’l-İslâm, Mısır, I, 210; Doğan, a.g.e., 19. Temiz, a.g.e.,16-17. 22 Uzun, T. (2005). Dil ve Edebiyat Yönünden Hz. Peygamber ve Hulafâ-i Raşidin, İSTEM, 3(6), 141-142. 23 Koçak, M. (1982). Hz. Ömer ve Fıkhı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Samsun, 12. 24 Boyunağa, Y. (1997). Türk-İslâm Sentezi. (3. Baskı). İstanbul: Yağmur Yayınları, 137. 25 Fayda, M. “Ömer”, D.İ.A, XXXIV, 44. 26 Hamidullah, M. (1988). Allah’ın Elçisi ve Sahabe Devrinde Yazı Sanatı, İslami Araştırmalar Dergisi, II, Sayı 7, 96; Şibli, a.g.e.,IV, 199; Doğan, a.g.e.,19. 27 Hamidullah, M. (1991). İslam Peygamberi (5. Baskı). (Çev: Salih Tuğ). İstanbul: İrfan Yayınları, I, 105. 21 11 yapmaktan yorulup dinleneceği zaman, babası tarafından hakarete maruz kalıp dövülmekteydi.28 Halifeliği zamanında Hac‟dan dönerken, Mekke ile Medine arasında bulunan Dacnân vadisine geldiği vakit, çobanlık yaptığı o günleri hatırlayarak Ģu sözleri söylemiĢtir: “Ey rahmeti sonsuz olan Allah‟ım! Sırtımda keçe bir deve çobanı olarak bu çöllerde dolaşır dururdum. Ne zaman yorgunluktan dolayı oturacak olsam Hattab beni döverdi. Şimdiyse senden başka büyük 29 tanımıyorum.” Çocukluğunda maruz kaldığı sert muamelelerin Hz. Ömer‟in otoriter ve sert bir mîzaca sahip olmasındaki en önemli etkenlerden birisi olduğunu yani onun delikanlılık çağındaki katılık ve sertliğin bir bakıma babasından veraset yoluyla geçtiğini söyleyebiliriz.30 Hz. Ömer‟in kabilesi Benî Adîyy, ilk zamanlar Hz. Peygamber‟in Ġslam‟a çağrısına olumsuz cevap vermiĢ ve ona düĢmanca tavır takınmıĢlardı. Ancak Ömer b. Hattab‟ın Müslüman olmasıyla düĢmanca tavırlarını bırakmıĢlardı. Hatta Hz. Ömer‟e saygı gösterdiklerinden ve çekindiklerinden dolayı Bedir savaĢında, müĢriklerin safında savaĢa katılmamıĢlardır. Bu durum bize Hz. Ömer‟in Ġslam öncesi ve sonrası sosyal konumunun güçlü olduğunu gösterir. Hz. Ömer‟in ifadesiyle Benî Adîyy kabilesi mensuplarının hepsi, Mekke‟nin fethinden önce Müslüman olmuĢlardır.31 Bu dönemde Hz. Ömer‟e aitmiĢ gibi anlatılan bazı olaylar vardır. Hz. Ömer‟in Cahiliye döneminde kızını gömerek öldürdüğüne dair anlatımlar araĢtırdığımız kaynaklara göre gerçekleri yansıtmamaktadır. Hz. Ömer‟in ve ailesinin Mekke toplumunda saygın bir yere sahip olmaları, kızı Hz. Hafsa‟nın babasıyla yaĢ farklarının az olması, söylenenlerin doğru olmadığını gösteren en önemli delilerdendir.32 28 Şibli, a.g.e.,IV, 198. Doğan, a.g.e; 18. 30 Gezgin, A.G. (2009). Özgün Bir Kur’an Yorumu: Hz. Ömer Örneği, İstanbul: Rağbet Yayınları, 49. 31 Önkal, A.“Adîyy b. Ka’b”, D.İ.A., I, 380; Yüksel, M. M. (2006). Karizmatik Lider Örneği Olarak Hz. Ömer (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya. 32 Demircan, A. (2004).Cahiliye Araplarında Kız Çocuklarını Gömerek Öldürme Âdeti, İSTEM, Yıl 2, Sayı 3, 29. 29 12 13 II. BÖLÜM ĠSLÂM PEYGAMBERĠ HZ. MUHAMMED (s.a.v) ZAMANINDA HZ. ÖMER 2.1. Müslüman Olması Hz. Muhammed (s.a.v.) kırk yaĢına girdiği vakit, meleği Cebrail vasıtasıyla, 610 yılında, 33 Allah tarafından vahiy Ramazan ayının on yedisinde, Pazartesi günü Hırâ mağarasında seher vakti uyanık iken, “Oku” diye ilk vahiy indi.34 Cebrail Aleyhisselam:“Ya Muhammed! Yüce Allah sana selam söylüyor ve senin için „Sen benim, bütün cinlere ve insanlara resûlümsün! Onları Lâ ilâhe illallah kelime-i tevhidine davet et.‟ buyuruyor.” dedi. Artık Ġslam dini tesis edilmeye baĢlanmıĢ ve Hz. Peygamber‟e, insanları Ġslam‟a davet etmesi buyrulmuĢtu. Hz. Muhammed (s.a.v) Allah‟ın dini olan Ġslâmiyet‟i herkese açıklayıp, insanları Ġslâm dinine girmeye davet ettiği zaman, KureyĢ müĢrikleri ile arasında düĢmanlık arttı. Hz. Ömer, Müslüman olmadan önce Peygamber‟e ve Müslümanlara karĢı insanların en katı ve kötü davrananları arasındaydı.35 Hz. Ömer‟in Müslüman olması, Hz. Hamza‟nın Müslüman oluĢundan üç gün sonra olup, bu tarih nübüvvetin altıncı yılında, Zilhicce ayından bir Cuma gününe tekabül eder. Hz. Peygamber Pazartesi günü Dârû‟l-Erkam‟da, “Ey Allah‟ım! Şu iki adamdan, Ebu Cehil veya Ömer b. Hattab‟dan sana en sevgili olanı ile İslâm‟ı aziz kıl, güçlendir.” diye dua etti.36 Bu iki Ömer‟den biri olan Ömer bin HiĢam, diğer namıyla Ebû Cehil, Resûlullah‟ı öldürecek olana 100 deve vaat ederken, Ömer bin Hattab da bu teklifi kabul edip, Resûlullah‟ı öldürmek üzere yola çıkıyordu. Hz. Ömer Ġslâmiyet‟i seçmeden önce Müslümanlığa karĢı sert bir tutum içindeydi. Müslüman olmadan önce bir cariyeyi, Müslümanlıktan dönmesi için dövdüğü, dövmeyi bırakınca da alaylı bir üslupla, “Kusura bakma! Dövmekten 33 İbn Hişam (2006). Sîret-i İbn-i Hişam (Tercüme: Hasan Ege). İstanbul: Kahraman Yayınları,I, 309; Taberî (2007). Târihu’r-Rüsûl ve’l-Mülûk (Taberî Tarihi) (Tercüme: M. Faruk Gürtunca). İstanbul: Sağlam Yayınevi, III, 64; Yücel, İ. (2012). Peygamberimiz’in Hayatı, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 47. 34 İbn Hişam, a.g.e, I, 311. 35 Sallâbi, a.g.e., 22,26. 36 Sallâbi, a.g.e., 24; Fayda, a.g.e., 48; Yüksel, a.g.e., 66. 14 usandım. Bu sebeple seni bırakıyorum” dediği rivayet edilmiĢtir.37HabeĢiĢtan‟a göç eden Müslümanlardan biri hanımına, Hz. Ömer için: “Hattab‟ın eşeğinin Müslüman olduğunu görünceye kadar Ömer Müslüman olmaz.” demiĢti.38 Hz. Ömer‟in nasıl Müslüman olduğu hakkında, kaynaklarda bir çok bilgi vardır. Bize ulaĢan bu bilgileri Ģöyle sıralayabiliriz. KureyĢ‟li müĢriklerin ileri gelenleri her zamanki gibi toplanmıĢlar, Muhammed ve Müslümanlardan kurtulmanın çözümünü araĢtırıyorlardı. O toplulukta Ömerb. Hattab‟ta bulunuyordu. MüĢriklerin lideri Ebu Cehil söz aldı,babayı oğuldan ayıran, dinimizi ayıplayan, putlarımızı hor ve hakir gören Muhammed‟i öldürmekten baĢka çare olmadığını söyledi.39 Muhammed‟i öldürecek olan kiĢiye, yüz tane kıvırcık deve, yüz okka altın, bin okka gümüĢ vereceğini vaat etti. Ömer b. Hattab‟ta yeni gelen dinden memnun değildi. KureyĢ‟lilerin iĢlerini bozan Muhammed ve ashabını sevmiyor, Müslümanlara kin besliyordu. Ebu Cehil‟in bu konuĢmasıyla, Muhammed‟i öldürmeyi seve seve kabul etti. Muhammed‟i öldürmek için evine gelen Ömer, kılıcını aldı, hamayil gibi boynuna astı ve Dârü‟l-Erkam‟a doğru yol aldı. Ömer öfkeli ve sert adımlarla Muhammed‟i öldürmeye giderken yolda Adiyy b. Ka‟b oğullarından Nuaym b. Abdullah ile karĢılaĢtı. Nuaym b. Abdullah Ömer ile aynı kabiledendi. Müslüman olmuĢ ve kavminden korktuğu için Müslümanlığını gizliyordu. Nuaym b. Abdullah, Ömer‟in bu hareketinden ve öfkeli hallerinden ĢüphelenmiĢti. Ömer‟in nereye gittiğini öğrenmek istedi.40 Nuaym b. Abdullah, Hz. Peygamber‟i korumak için:“Sen Muhammed‟i öldürünce Abdi Menaf oğullarının seni sağ bırakacağını mı zannediyorsun?” dedi. Gözü dönen, olacakların sonunu kestiremeyen Ömer, Nuaym‟ın dediklerini bile duymuyordu. Ömer‟i bu Ģekilde vazgeçiremeyeceğini anlayan Nuaym, Hz. Peygamberi ve sahabeyi uyarmak için zaman kazanmak amacıyla son çare olarak:“Amcanın oğlu enişten Saîd b. Zeyd ile kız kardeşin Fâtıma her ikisi de Müslüman oldular. Git önce onları öldür.”demek zorunda kalmıĢtı. Nuaym, Fatıma 37 Sallâbi, a.g.e., 22. İbn Hişam, a.g.e.,I, 458; Boyunağa, Türk-İslâm Sentezi, 137; Gazali, M. (2014). Fıkhu’s Sîre, (Çev: Resul Tosun). Ankara:Ankara Okulu Yayınları, 120. 39 İbn Hişam, a.g.e. ,I, 459; Bursalı, a.g.e., 14. 40 İbn Hişam, a.g.e.,I, 458-459; Darîr, Erzurumlu Mustafa (2000). Büyük İslam Tarihi ( Kitab-ı Siyer-i Nebî) (Tercüme: Mehmet Faruk Gürtunca).İstanbul: Doğuş Yayınları, II, 759. 38 15 ve Saîd‟i Ömer‟in gazabına maruz bırakacağı için üzgündü. Fakat, Bunlarda Nuaym‟ın gerçek niyetini öğrenince hak vereceklerini biliyordu.41 Nuaym b.Abdullah‟tan bu sözleri duyan Hz.Ömer, Hz. Muhammed‟i öldürmekten vazgeçti, birden yolunu değiĢtirdi ve öfkeyle kız kardeĢinin evine doğru yol aldı. Habbab b. Eret o sırada, Hz.Ömer‟in amcaoğlu ve eniĢtesi Saîd b. Zeyd‟e ve kızkardeĢi Fâtıma‟ya Kur‟ân öğretiyordu. Ömer, onların kapısının önüne geldiği zaman, Kur‟ân okuma sesi iĢitmiĢ idi. Hiddetle kapıyı çaldı: “Açın kapıyı!”diye bağırdı. Ömer‟in sesini iĢiten Habbab b. Eret aceleyle evin içerisinde bir yere saklandı. Fâtıma ise Kur‟ân sayfalarını gömleğinin arasına koyarak, hiçbir Ģey olmamıĢ gibi kapıyı açtı. Ömer bir hıĢımla içeri girdi, iĢitmiĢ olduğu o sesin ne olduğunu sordu. Kız kardeĢiyle eniĢtesi, bir Ģey iĢitmediğini söyleyerek, Kur‟ân okuduklarını gizlediler. Ömer, kesin olarak her Ġkisinin de Muhammed‟e uyduklarını ve onun dinine girdiklerini anlamıĢtı. Birden eniĢtesi Saîd b. Zeyd‟in üzerine atılarak, dövmeye baĢladı. Kız kardeĢi Fâtıma, O‟nu kocasından ayırmak isteyince bir tokat da ona vurdu. Fâtıma ağzı gözü kan içinde yere düĢtü. Her ikisi de bu duruma daha fazla dayanamadılar. Müslüman olduklarını, Allah‟a ve Resûl‟üne iman ettiklerini, artık hak din olan Ġslâm‟dan ve Müslümanlıktan dönmeyeceklerini Ömer‟e söylediler.42 Hz. Ömer kız kardeĢini kanlar içinde görünce, yaptığı iĢe piĢman oldu, dayanamayarak birden yumuĢadı, onların okudukları Ģeyleri merak ederek: “Bana verin de Muhammed‟in getirmiş olduğu şeylere bir bakayım.” dedi. Yeni gelen dinde, abdestsiz olanlar Kur‟ân ayetlerine dokunamazlardı. Kız kardeĢi Fatıma Hatun, Hz. Ömer putlara taptığı için necis ve pis olduğunu düĢünmüĢ, “Bu sayfalara ancak temiz olanlar dokunabilir” demiĢti. Ömer banyo yaptı ve gusül abdesti aldı. Bedenen ve ruhen bütün kirlerinden kurtulup tamamen değiĢmiĢ, sertliği gitmiĢ, farklı bir kiĢi olmuĢtu.43Fâtıma Hatun Kur‟ân sayfalarını Ömer‟e verdi. Ömer gözlerini Kur‟ân sayfalarına dikti. Okudukça kalbi ferahlayıp, gönlü açılıyordu. Bu deri parçasına yazılmıĢ bir sayfalık kelamda büyük manaların olduğunu fark etti. Bu sayfalarda 41 Köksal, M. A. (2007). Hz. Muhammed ve İslâmiyet, , İzmir: Işık Yayınları, I-II, s.415; Editör: Tan, M. (2007). Tematik Siyer Atlası,İstanbul:Moralite Yayınları, 149; Yücel, a.g.e., 66; Bursalı, a.g.e.,15. 42 Köksal, a.g.e., I-II, 416. Darîr, a.g.e., 2/763; Berki, A. H., Keskioğlu, O. (2012). Peygamberimiz’in Hayatı, Ankara D.İ.B. Yayınları, 98; Agırakça, a.g.e., 11. 43 Sallâbi, a.g.e., 26; Yücel, a.g.e., 67; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 99. 16 Tâhâ sûresi yazılı idi. Ömer Tâhâ suresinin baĢından baĢlayarak, on altı ayet okudu.44 Ömer, adeta Ģok geçirmiĢ gibiydi. “Bu sözler ne kadar güzel ve değerli.” demekten kendini alamadı.Ömer, tekrar tekrar Tâhâ sûresini okudu ve ağlamaya baĢladı. Artık Ömer okuduğu surenin etkisiyle gözle görülür bir değiĢimin içine girdi. Hz. Ömer‟in değiĢtiğini fark eden, olanları uzaktan izleyen Habbab b. Eret, saklandığı yerden çıktı ve Hz. Peygamber‟in birkaç gün önce, yaptığı duayı hatırladı: “Müjde ey Ömer! Resûlullah (Aleyhisselam) filan gün şu duayı yaptı. Umarım o dua sana tesir etti. Allahtan kork artık. Müslüman ol.” dedi. 45 Hemen Muhammed‟i görmek ve Müslüman olmak istedi. Habbab b. Erett‟en, Peygamber‟in yerini göstermesini talep etti. Habbab b. Eret, Peygamber‟in Safa tepeciğinin yanındaki bir evde olduğunu söyledi.46 Hz. Ömer Hz. Peygamber ile ashabının bulunduğu yere doğru yol aldı ve vardı,kapılarını çaldı.Kapıya bakan Bilal-i HabeĢi, Hz. Ömer‟i kılıcını kuĢanmıĢ bir vaziyette gördü ve Resûlullah‟a haber verdi. O sırada yeni Müslüman olmuĢ Hz. Hamza, korkmamalarını, Ömer‟e içeriye girmesi için izin vermelerini istedi. Ġyilik için geldiyse ne âlâ. Eğer kötülük için geldiyse de, O‟nu kendi kılıcıyla öldüreceğini söyleyerek, kapıyı açmalarını söyledi. Resûlullah‟a Cebrail önceden gelip, Ömer‟in Müslüman olacağını haber vermiĢti. Hz. Peygamber, olacak hadiselerden haberdar bir tavırla, Ömer‟e izin verilmesini ve içeriye girmesini söyledi.47 Hz. Peygamber, Ömer‟i kemerinden tutup odanın ortasına çekerek:“Ey Hattab‟ın oğlu! Ne için geldin? Allah‟ın senin başına bir musibet indirmesine kadar duracağını sanmıyorum.” buyurdu. Hz. Ömer bir Ģey diyemedi. O, Allah‟a ve Resûl‟üne ve ona Allah‟tan gelen Ģeylere iman etmeye gelmiĢti. Müslüman olmak istediğini, Resûlullah‟a söyledi. Hz. Peygamber, “Allah-u Ekber!” diyerek tekbir getirdi. O sırada evde bulunan halk tekbir sesini iĢitince, Ömer‟in Müslüman olduğunu anladılar.48 Bu rivayeti bazı tarihçiler kabul etmez ve Hz. Ömer‟in tek baĢına, Hz Peygamber‟i öldürmeye gitmesini makul görmezler.Hz Peygamber, kendisine 44 İbn Esîr, a.g.e., II, 85-86; Darîr, a.g.e., II/765; Bursalı, a.g.e., 16,17. Hamidullah, M., İslam Peygamberi, I, 100-102; Darîr, a.g.e., II/768; Gazali, a.g.e., 120; Yüksel, a.g.e., 68. 46 İbn Kesîr (2013). Hz. Peygamber’in Hayatı (es- Siyretu’n-nebeviyye) (Tercüme: Hanifi Akın). İstanbul: Çelik Yayınevi, 196; İbn Hişam, a.g.e.,I, 461. 47 Köksal,a.g.e.,I-II, 417. 48 İbn Hişam, a.g.e., I, 462; İbn Esîr, a.g.e. ,II, 86; İbn Kesîr; a.g.e., 197; Lings, M. (2012). Hz. Muhammed’in Hayatı, , İstanbul: İnsan Yayınları, 93-94; Ağırakça, a.g.e., 12. 45 17 inanan ashabıyla birlikte Dârü‟l-Erkâm‟da tek baĢına olmayıp,orada yaklaĢık 40 kadar kiĢi kendisi uğruna canını seve seve verip, ölümü göze alacak mert,yiğit, cesur kiĢiler bulunmaktaydı. Hz. Ömer, Muhammed‟i tek baĢına kuytu bir yerde öldürmek varken, niye topluluğun içinde öldürmeyi düĢünsün?49Hz. Ömer‟in Müslüman olmasıyla alakalı meĢhur olan bu rivayeti nakleden müellifler, sorgulamadan ve akıl süzgecinden geçirmeden anlattıkları için, kendinden sonraki gelenlerde aynı mantıkla naklederek ilim dünyasında yaygınlık kazandırmıĢlardır. Son zamanlarda yazılan ilmi eserlerde, meĢhur olan bu rivayet yerini aĢağıda anlatılan rivayete bırakmıĢtır. Hz Ömer:“Ben cahiliye‟de şarabı çok sever ve içerdim. Bir gece gene şarap içmek ve arkadaşlarla konuşmak için Benî Mahsum‟dan Ömer b. Abd b. İmran‟ın evinin yanına gittim. Orada arkadaşlarımı bulamadım ve bari şarap içeyim diye, şarap almak için şarapçıya gittim. Şarapçı da yerinde yok idi. Ben de o zaman Kâbe‟ye gideyim, tavaf edeyim diye düşündüm. Gittiğim zaman Resûlullah orada namaz kılıyordu. Ben de, beni görmesin diye Kâbe‟nin örtüsünün altına gizlendim ve okuduğu ayetleri dinledim. Kureyş‟in dediği gibi onun şair olduğunu düşündüm. Hz. Peygamber, “O Kur‟an şair sözü değildir.” ayetini okudu.50 Sonra ben kâhin‟dir diye düĢündüm. Hz. Peygamber, “O Kur‟ân kâhin sözü de değildir. Âlemlerin Rabbi olan Allah‟tan inzal olmuştur.” ayetlerini okudu.51 O esnada kalbim Ġslam dinine ısındı ve Ġslam dini ve Kur‟ân‟a karĢı önyargılarımdan tamamen kurtulmuĢtum.52 Sonra Resûlullah namazını bitirdi yürümeye baĢladı. Ben arkasından yürüdüm ve kendisine yetiĢtim.Sesimi iĢitti ve benim Ömer olduğumu anlayınca kendisine eziyet edeceğimi zannetti. Ben de: “Korkma ya Muhammed! Allah ve Resûlüne ve Allah‟tan kendisine gelen şeylere iman etmeye geldim.” dedim. Ben den bu sözleri duyan Resûlullah çok sevindi ve eliyle göğsümü sıvazlayarak kararlı olmam ve dinden dönmemem için dua etti. Ġman ettiğimi kimseye söylemememi ve belli bir müddete kadar gizlememi söyledi.53 49 Mahmud Es’ad, a.g.e.,482; Yüksel, a.g.e., 12. Hakka Sûresi, 69/41. 51 Hakka Sûresi, 69/42-43. 52 Darîr; a.g.e., II/784-785; Fayda, a.g.e., 48,49. 53 Mahmud Es’ad, a.g.e.,482; Köksal, a.g.e., I-II, 413,414. 50 18 Her iki rivayet incelendiği zaman, ilmi veriler ıĢığında makul olanın ikinci rivayet olduğu anlaĢılmaktadır. Nitekim Hz. Ömer‟e nasıl Müslüman oldun diye sorulduğu zaman, yukarıdaki anlatılan olayları bizzat kendisi söylemiĢtir. Hz. Ömer‟in Müslüman olmasıyla erkek Müslümanların sayısı kırka ulaĢtı.Kadın Müslümanlar ise yirmi üç kiĢiydi.Hz. Ömer‟in bisetin 6. yılında, Zilhicce ayında Müslüman olmasıyla, Müslümanlar Dârü‟l-Erkam‟dan çıkarak ibadetlerini gizlemeden yapmaya baĢladılar.54 Hz. Ömer Müslüman olduğunu, Ebu Cehil‟e haber vermek için kapısını çaldı. Ebu Cehil Ömer‟in hayırlı haberler getirdiğini sanarak sevinçle, “Hoş geldin kız kardeşimin oğlu! Ne haber getirdin?”diye sordu. Hz. Ömer, “Allah‟a ve Resûl‟üne iman ettiğimi ve ondan gelenleri tasdik ettiğimi, Müslüman olduğumu sana bildirmeye geldim” demiĢtir. Ömer gibi Müslümanlara karĢı çok sert olan birisinden bu sözleri duymak, Ebu Cehil‟e Ģaka gibi gelmiĢ, inanmamıĢ, ya da inanmak istememiĢti. Ömer‟deki ciddiyeti, samimiyeti görünce içerleyerek çok sinirlendi, “Allah seni de, senin getirdiğin haberi de kahretsin” diyerek kapıyı yüzüne kapattı.55 Abdullah b. Mes‟ud:“Ömer‟in Müslüman olması bir fetih idi. Hicreti bir yardım idi. Halifeliği bir rahmet idi. Ömer Müslüman oluncaya kadar, Kâbe‟nin yanında açıktan namaz kılamıyorduk. O, Müslüman olunca Kureyş müşrikleriyle dövüştü. Kendisi Kâbe‟nin yanında namaz kıldı, bize de kıldırdı. Allah (c.c) ondan razı olsun.” dediği rivayet edilmiĢtir.56 Hz. Ömer‟in Müslümanlığı kabulü Ġslam davasında bir dönüm noktası oldu. Ġslam‟a yeni bir istikamet verdi. Ġslam‟ı müĢriklerin saldırılarına karĢı müdafaa etti. O‟nun mertliğini, cesaretini, kahramanlığını bilen müĢriklerden bir çoğu Müslümanlar‟a yapmıĢ oldukları eziyetten vazgeçtiler. 2.2. Hz. Ömer’in Medine’ye Hicret Etmesi Peygamberi çok seven, O‟nu koruyup kollayan, dini yaymasında serbest bırakan amcası Ebu Talib vefat edince, müĢrikler Müslümanlara yaptıkları baskıyı, Ģiddeti, zulmü iyice arttırdılar. Onları dinlerinden döndürmek için akla, hayale 54 İbn Kesîr, a.g.e.,196; Darîr, a.g.e., II/775. İbn Hişam, a.g.e., I, 467; Darîr, a.g.e., II/773. 56 İbn Hişam, a.g.e., I, 457; İbn Kesîr, a.g.e., 194. 55 19 gelmedik iĢkence yöntemlerine baĢvurdular. Mekke,Müslümanlar için oturulamaz ve yaĢanılamaz bir yer haline gelmiĢti. Müslümanlar, Hz. Peygamber‟e baĢvurarak, hicret için izin istediler. Hz. Peygamber, onlara yakın bir belde olan ve ġam ticaret kervanı yolu üzerinde bulunan Medine Ģehrini iĢaret ederek:“Orası yakın bir beldedir. Siz orayı biliyorsunuz. Gitmek isteyen oraya gitsin.” buyurdu.57 Müslümanlar, Hz. Peygamber‟in bu sözü üzerine kısa bir sürede hazırlanarak, peĢpeĢe Medine‟ye doğru hicret etmeye baĢladılar. Hz. Ömer, karısı Zeynep‟i, kızı Hafsa ile oğlu Abdullah‟ı da yanına alarak, 21 kiĢilik bir kafile ile Medine‟ye hicret etti.58 Bu kafilede AyyaĢ b. Rebia, Bilâl-i HabeĢi, Hz. Ömer‟in kardeĢi Zeyd b. Hattab gibi zatlar da bulunuyordu. Hz. Ömer‟in topluca hicret etmeyi seçmesindeki neden, KureyĢ‟in herhangi bir güçlük çıkarmaması ve hücuma maruz kalmamalarıydı.59 Hicretten haberdar olan müĢrikler, hicret etmek isteyenlere engel oluyor, yollarını kesiyor ve yakaladıklarına iĢkence yapıyorlardı. Hz. Ömer hariç tüm Müslümanlar gizlice hicret etmiĢlerdir.60Hz. Ömer hicret edeceği zaman kılıcını kuĢandı, yayı ve okunu omzuna astı ve Kâbe‟ye vardı. O sırada Kâbe‟de müĢriklerin ileri gelenleri oturmaktaydı. Hz. Ömer onların gözü önünde Kâbe‟yi yedi kere tavaf etti. Sonra ise onların yanına giderek: “İşte ben Hattab‟ın oğlu Ömer gidiyorum. Kim anasını ağlatmak, çocuğunu yetim, hanımını dul bırakmak isterse yarın şu vadinin arkasında gelip benimle karşılaşsın benimle savaşsın.”dedi.MüĢriklerden hiç kimse korkusundan cesaret edip, Hz. Ömer‟i takip edemedi.61 Hz. Ali, “Muhacirlerden hiç kimse bilmiyorum ki müşriklerden gizli olarak hicret etmiş olmasın. Ama Hattab‟ın oğlu Ömer bu durumdan müstesnadır” demiĢ, Hz. Ömer‟in cesaretini takdir etmiĢtir. Hicret gizli bir olay olduğu için, Hz. Ömer aleni olarak hicret edip, yanındaki kiĢileri ve kendisini tehlikeye atmaz. Aleni olarak hicret ettiğine dair rivayetleri yazanlar, gerçeklikle ne kadar örtüĢtüğünü sorgulamamıĢlardır. Bu tür rivayetlerin meĢhur olması ve kabul görmesinin sebebinin, ilmi olmaktan daha çok hamasi ve duygusal sebepler olduğunu söyleyebiliriz. Hz. Ömer zaman zaman fevri çıkıĢlar 57 Darîr, a.g.e., III/403; Yücel, a.g.e., 88. İbn Hişam, a.g.e., II, 137; Lings, a.g.e., 121. 59 Darîr, a.g.e., III/405. 60 Sarıçam, Hz. Ömer, 32 61 Mahmud Es’ad, a.g.e.,525-526; Bursalı, a.g.e., 23; Köksal, a.g.e., I-II, 629. 58 20 yapan, sert mizaca sahip birisi olduğundan, hicret ederken anlattığımız mezkûr rivayetler ona yakıĢtırılarak Ģöhret kazanmıĢtır. Hz. Ömer‟inde gizlice ve yanındaki Müslümanların canını tehlikeye atmadan hicret ettiği kanaati, ilim dünyasında yeni yeni kesinlik kazanmaktadır.62 2.3. Hz. Ömer’in Medine’de Ġlk Ayları Hz. Ömer Medine‟ye hicret ettiği zaman, kafilesindeki kiĢilerle beraber Kuba köyünde bulunan, Rifâa b. Abdulmünzir‟e konuk oldular.63Medine‟de yer sıkıntısı vardı. Kuba köyü ise Medine‟ye yakın bir yerde bulunmaktaydı. Bazı rivayetlere göre Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟den on beĢ gün sonra, bazı rivayetlere göre ise üç ay sonra Medine‟ye hicret etmiĢtir. Hz. Peygamber, Medine‟deki Ensâr kadınlarından biat almak için Hz. Ömer‟i gönderdi. Hz. Ömer onlara selam verdi: “Ben Allah‟ın Resûl‟ünün halifesiyim. Hırsızlık yapmayacağınıza, çocuklarınızı öldürmeyeceğinize, birbirinize iftira atmayacağınıza, cenazede dövünerek saçınızı başınızı yolarak ağlamayacağınıza dair, bey‟at ediyor musunuz?”dedi. Orada bulunanlar hep bir ağızdan „Evet‟ dediler. Bir müddet sonra Hz. Peygamber, Hz. Ömer ile Hz. Ebu Bekir‟i kardeĢ yaptı. Muhacir ile Ensâr arasında gerçekleĢtirilen kardeĢleĢtirme hadisesinde ise, Hz. Ömer‟i Ensardan Utbân Ġbn Malik ile kardeĢ yaptı. Bir gün kendi bir gün de kardeĢi çalıĢarak, sırasıyla Resûlullah‟ın huzurunda bulunurlar ve Resûlullah‟tan iĢittiklerini birbirlerine anlatırlardı.64 Ezan ġeklinin Belirlenmesinde Hz. Ömer Ezan meĢru olmadan önce, Hz. Peygamber Medine‟ye hicret ettiği vakit, Müslümanlar kimseye haber vermeksizin, belirli saatlerde bir araya gelir ve namaz vaktini beklerlerdi.65 Namaz kılmak için halkı namaza davet eden kimse yoktu. Cemaat namaz vakitlerini karıĢtırıyor ve namazın ne zaman kılınacağını tam olarak kestiremiyordu. 62 Köksal, a.g.e., I-II, 629; Özpınar, Ö. (2012). Hz. Ömer’in Medine’ye Hicretiyle İlgili Rivayetlerin Değerlendirilmesi, İSTEM, Sayı: 20, 11, 36. 63 İbn Hişam, a.g.e., II, 140; Fayda, a.g.e., 51,52, 64 Sarıçam, Hz. Ömer,36; Gazali, a.g.e., 181;Ağırakça, a.g.e., 14. 65 İbn Hişam, a.g.e., II, 180. 21 O sırada Hz. Ömer, Halkı namaza çağırmak için bir adam gönderelim, diye bir fikir sundu. Bu fikir Hz. Peygamber‟in hoĢuna gitti. Yanında bulunan Bilal HabeĢî‟ye, Namaz için halka seslenmesini buyurdu. Bilal HabeĢi:“Essâlâten câmiatan: Cemaatle Namaza!” diye çağırarak halkı namaz kılmaya topladı. Ayrıca Medine sokaklarında da bir adam da “Essalât! Essalât!”diye bağırarak halkı namaza toplardı. Namaz kılmak için yapılan bu davet Ģekli, bir müddet sonra Müslümanlara ağır geldi. Hep birlikte toplanıp Resûlullah‟a geldiler. Namaza davet için bir nâkus (çan) çalınmasını teklif ettiler. Hz. Peygamber, bunun Hıristiyanlara mahsus bir Ģey olduğunu buyurdu ve izin vermedi. Müslümanlar, o zaman Namaz vakti, herkesin görebileceği yüksek bir yerde ateĢ yakılmasını önerdiler. Hz. Peygamber, Bunun da Mecusilere ait bir Ģey olduğunu buyurdu. Müslümanlar, Namaz vakti girince bir bayrak dikelim. Bayrağı görenler birbirine haber versinler, mescide gelsin, dediler. Hz. Peygamber bunu da beğenmedi ve eski düzen bir süre daha devam etti. Birkaç gün sonra Ensardan Abdullah b. Zeyd b. Abdi Rabbih bir rüya gördü ve rüyasında ona ezan gösterildi.66 Abdullah b. Zeyd gördüğü rüyayı Hz. Peygamber‟in yanına gelerek anlattı. Bu rüya üzerine Hz. Peygamber:“İnşallah bu rüya hak ve gerçektir. Bilal‟e gördüğün şekilde telkin et. Çünkü onun sesi senden daha yüksek ve daha gürdür.” buyurdular.67Sonra Hz. Peygamber‟e ezanın bu Ģekilde olduğu ve bu Ģekilde okunacağına dair vahiyde gelmiĢti. Hz Bilal ezan-ı Ģerifi bu Ģekilde okurken, Hz. Ömer evin de bulunuyordu. Ezan sesini iĢitince aceleyle, Hz. Peygamber‟in yanına gelerek, Bilal‟in okuduğu Ģeyin aynısını, bu gece rüyasında gördüğünü söyledi. Hz. Peygamber Allah‟a hamd etti. Hz. Ömer‟in yüzüne gülümseyerek baktıktan sonra: “Vahiy seni geçti Ya Ömer.” buyurdu.68 Hz. Peygamber Aleyhisselam ile Hz. Hafsa‟nın Nikâhlanması Hz. Hafsa‟nın annesi Zeyneb b. Mahzundu. Hz. Hafsa Hz. Peygamber‟e peygamberlik gelmeden, beĢ yıl önce Kâbe‟nin yeniden inĢa edildiği yıl doğdu. Ġlk 66 İbn Hişam, a.g.e.,II, 180; Yücel, a.g.e., 107. İbn Hişam, a.g.e., II, 180-181; İbn Kesîr, a.g.e., 302; Berki, Keskioğlu, a..g.e., 204. 68 İbn Hişam, a.g.e.,II, 181; Köksal, a.g.e., III-IV, 113-117; Sarıçam, İ. (2007). Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Ankara:Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 5.baskı, 146; Fayda, a.g.e., 53. 67 22 önce ashaptan Huneys b.Huzâfe ile evlenerek, onunla Medine‟ye hicret etti. Huneys vefat edince Hz. Hafsa dul kalmıĢtı. O sırada Hz. Osman‟ın zevcesi Hz. Rukayye‟de vefat etmiĢti. Hz Ömer, Hz. Osman‟ın hanımı Rukayye‟nin ölümüyle çok yalnız kaldığını görerek, isterse kızı Hafsa‟yı ona nikâhlamayı teklif etti. Hz. Osman acele karar vermemek için, birkaç gün düĢünmek için izin istedi. Hz. Osman bir süre sonra Hz. Ömer‟e gelip, Ģuan için evlenmemesinin daha doğru olacağını söyleyerek, bu teklifini nazikçe reddetti. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟e rastladığı zaman, isterse kızı Hafsa‟yı O‟na nikâhlayacağını söyledi. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e müphem bir cevap verdi.Hz. Osman‟ın olumsuz konuĢmasına, Hz. Ebu Bekir‟in olumlu veya olumsuz hiçbir bir cevap vermemesine üzülen Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟in yanına gitti:“Ya Resûlullah! Ben Osman‟a kızım Hafsa‟yı teklif ettim, kaçındı ve yanaşmadı.”diyerek konuyu açtı. Hz. Peygamber Hz. Ömer‟e:“Üzülme! Ben sana Osman‟dan daha hayırlı bir damat, Osman‟a da senden daha hayırlı bir kayınpeder vereyim. Sen kızın Hafsa‟yı bana nikâhlarsın, bende kızım Ümmü Gülsüm‟ü Osman‟a nikâhlarım.”buyurdu.69 Böylece H.3. yılda ġaban Ayında, Bedir savaĢından sonra Uhud savaĢından önce, Hz. Hafsa ile Hz. Peygamber nikâhlanarak evlendiler.70 2.4.Hz. Peygamber (s.a.v) Dönemi Gaza ve Seriyyelerde Hz. Ömer SavaĢ denen Ģey, insanlık tarihinden beri dünyada var olan bir durumdu. Araplar arasında da çok yaygındı. 71 Hz. Peygamber, savaĢtan ve savaĢmaktan asla hoĢlanmaz, bu durumdan çekinirdi72 Kendileriyle savaĢılanlara zulme uğradıkları için müsaade edilmiĢtir. Müsaade edilen harbin tecavüzü bir mahiyet taĢımadığı, aksine Müslümanlara taarruz edenlere karĢı durmak, kendilerini müdafaa etmek, maruz kaldıkları haksızlığı ve zulmü gidermek için, Ġslam dini 69 Sivâsi, a.g.e., 249; Lings, a.g.e., 174-175. Buharî,Nikâh 33; Doğan,a.g.e., s.20; Şibli Numani (2012).Peygamberimizin Risaleti ve Şahsiyeti (Türkçesi: Ahmet Karataş). İstanbul: Timaş Yayınları, 374-375; Yücel, a.g.e., 137,138. 71 Watt, W. M. (2001). Peygamber ve Devlet Adamı (Çev: Ünal Çağlar). İstanbul: 117. 72 Bodley, R.V.C. (1958). Hz. Muhammed (Çev: Osman Nebioğlu). İstanbul: 171; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 244. 70 23 harbe müsaade etmiĢtir. Saldırganın hücumuna karĢı kendilerini müdafaa etmiĢlerdir. Gaza: DüĢmanla çarpıĢmaya gitmek, karĢılıklı olarak savaĢmak demektir.73 Seriyye: DüĢman üzerine gönderilen askeri birlikler demektir. Hz. Peygamber‟in bizzat katılmayıp, görevlendirdiği kumandanlarla sevk ve idare ettiği seferlerdir.74 Hicretten sonraki Hz. Ömer‟in hayatı, Hz. Peygamber‟in hayatı ile iç içedir. Zira o, bütün önemli olaylarda rol oynamıĢ ve O‟nun görüĢleri genelde ağır basmıĢtır. 75 Hz. Ömer Hz. Peygamber döneminde yapılan tüm gazalarda bulunmuĢ, seriyyelerin ise birçoğuna iĢtirak etmiĢti. 2.4.1. Bedir SavaĢında Hz. Ömer Hicretin 2. yılında KureyĢ kabilesinden kadın-erkek herkes, sermaye ve mal koyarak büyük bir ticaret kervanını, ġam‟ın Gazze pazarına göndermiĢlerdi. Müslümanlar Mekke‟den Medine‟ye hicret ettikleri zaman, Mekke‟de bulunan tüm mallarına KureyĢ‟li müĢrikler el koymuĢlardı. Ayrıca müĢrikler Müslümanların hac yapmasına ve Kâbe‟yi tavaf etmelerine de engel oluyorlardı. Bu gibi nedenlerden dolayı, Müslümanlar müĢriklerin el koyduklarını mallarını almak, onların ġam ticaret yolundaki kervanının önünü, Hz. Peygamber‟in emriyle kesmek için hazırlandılar. Bu durumu haber alan Ebu Süfyan Mekkelilere haber salarak,Hz. Peygamber ve ashabının önlerine çıktığını, kervandaki mallarını korumalarını haber vermesi için Damdam b. Amr‟ı, Tebük‟ten Mekke‟ye gönderdi.76 Bu haberi alan MüĢrik ordusu, Ebu Cehil komutasında savaĢmak için yola çıktı. KureyĢ eĢrafının hepsi gazveye çıkıp gittiler, onların eĢrafından birkaç kiĢi dıĢında geride hiçkimse kalmadı. Sayıları dokuzyüz yada bin kiĢiydi.Yediyüz develeri, yüz veya ikiyüz de atları vardı.77 73 Kafadar, C. “Gaza”, D.İ.A., c. XIII, 427. Özdemir, S., “Seriyye”, D.İ.A., XVI, 565. 75 Sallâbi, a.g.e., 55. 76 Vakıdî (2014). Kitâbü’l-Megâzî, (Çev:Musa Koyulmaz). İstanbul:İlkharf Yayınevi, I, 74,75; İbn Kesîr, a.g.e., 315; İbn Hişam, a.g.e., II/338,339; Hamidullah, M. (2012). Hz. Peygamber’in Bütün Savaşları, (Çev: Nazire Erinç Yurter). İstanbul:Beyan Yayınları, 38. 77 Vakıdî, Megâzî, ,I/101; Yücel, a.g.e., 118; İbn Hişam, a.g.e., II/342. 74 24 Ebu Süfyan Mekke‟li KureyĢ müĢriklerine haber gönderdi. Siz kervanlarınızı, mallarınızı korumak için yola çıktınız. Biz onlardan kurtulduk. Artık geri dönsünler demiĢti. Ebu Cehil komutasındaki MüĢrik ordusu, kendilerinin galip geleceğinden emin bir tavırla, Ebu Süfyan‟ın sözünü dinlemeyeceklerdi. Ebu Cehil ve büyük çoğunluğu:“Allah‟a yemin ederiz ki, Bedir‟e varmadan geri dönmeyeceğiz. Orada üç gün oturacağız. Develer keseceğiz, yiyeceğiz, içeceğiz, eğleneceğiz.” demiĢler ve Bedir istikametine doğru hızla yol almaya baĢlamıĢlardı. Hz. Peygamber, Bedir de savaĢmaya karar vermeden önce muhacir ve Ensar‟ın görüĢlerini almak istedi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer de muhacirler adına savaĢma kararında olduklarını açıkladılar. Hz.Ömer KureyĢ ordusunun karĢılanması yönünde görüĢ beyan etti. “Ya Resûlullah! KureyĢ‟in geldiği iyi oldu. Zaten Allah Teâlâ‟nın dileği de buydu. Biz senin yolunda canımızla, malımızla savaĢacağız. Bize güven. Vallahi iĢte KureyĢ ve onun gücü! Üstelik Onlar Ģimdiye dek zelil olmadılar, aziz oldular; kâfir oldular, iman etmediler. Allah‟a and olsun ki onlar güçlerini asla teslim etmeyecekler ve seninle savaĢacaklardır! Hazırlan!” dedi.78 17 Ramazan 2/14 Mart 624 yılı, Cuma sabahın erken saatlerde her iki ordu Bedir‟e doğru yola çıktı. Hz. Peygamber düĢman ordusu geldikten sonra ve savaĢmadan önce, cahiliye devrinde KureyĢ‟in elçilik görevini yürüten Hz. Ömer‟i,kan dökülmemesini istediği için müĢrik ordusuna gönderdi. Ġsterlerse savaĢmadan barıĢ ve güven içinde Mekke‟ye döneceklerini bildirdi. Resûllullah‟ın elçisinin teklifi dikkate bile alınmadı, Ebu Cehil bunu kabul etmedi, savaĢmakta ısrar etti.79 Hz. Ömer Bedir savaĢına gelindiği günün gecesinde Hz. Peygamber‟in, müĢriklerin ileri gelenlerinin vurulup düĢecekleri yerleri gösterdiğini ve onların hepsinin Resûlullah‟ın gösterdiği yerde kâfir olarak öldüklerini anlatmıĢtır.80 Bedir savaĢında Hz. Ömer‟in kabilesi olan Adiyoğullarından baĢka, KureyĢ kabilesinin her kolundan mutlaka savaĢa katılanlar oldu. Hz. Ömer‟in kabilesi 78 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 157; Taberî, a.g.e., III/151; Lings, a.g.e., 149. Sarıçam, a.g.e., 157;Fayda, a.g.e, 53. 80 Sallâbi, a.g.e., 56; 79 25 içinde Ģerefi ve üstünlüğü vardı. AdiyoğullarıHz. Ömer‟den çekindikleri için, savaĢa iĢtirak etmemiĢlerdi. Hz Ömer ise, bununla her zaman övünüp, iftihar etmiĢtir.81 Bedir savaĢı mübareze usulüyle baĢlayınca müĢriklerden ortaya atılan Âmr b. Hadrami‟ye karĢı, Hz. Ömer‟in azatlı kölesi Mihca çıktı ve Âmr b. Hadrami onu attığı okla Ģehit etti. SavaĢ devam ederken Ebû Burde b. Niyâr adlı sahabi, Ma‟bed b. Vehb‟i esir alıp gittiği sırada Hz. Ömer‟le karĢılaĢtı. Hz. Ömer o sırada tüm esirlerin öldürülmesini tavsiye ediyordu. Ma‟bed b. Vehb Hz. Ömer‟i görünce: “Ey Ömer! Galip geldiğinizi mi zannediyorsun. Lat ve Uzza hakkı için hayır.”dedi. Hz. Ömer, “Sen elimizde esir olduğun halde daha konuşuyorsun ha!” diyerek onun boynunu vurdu.82 Yüce Allah, Bedir savaĢından önce buyurduğu gibi, “Yakında o cemaat bozulacak, arkalarını dönüp kaçacaklar”83 ayetinde gösterildiği gibi müĢrik ordusu darmadağın olacak ve müĢriklerden yetmiĢ kiĢide esir alınacaktı.Hz. Ömer bu ayet Mekke‟de indiği zaman bozulacak olan cemaatin hangisi olacağını merak ediyordu, bunu bizzat gördü. Esirler arasında KureyĢ‟ten Süheyl b. Amr‟da vardı. Hz. Ömer, “Ya Resûlullah! Şu Süheyl b. Amr, Kureyş‟lilerin hatibidir. Bırak beni onun boynunu vurayım da, hiçbir yerde senin aleyhinde hutbe irad edemesin, fesahatiyle Kureyş‟i harbe teşvik edemesin” diye izin istedi.84 Hz. Peygamber, eğer ben ona bunu yaparsam, Allah‟ta bana aynısını yapar. Belki ileride bir gün Süheyl b.Amr senin hoĢuna gidecek bir iĢ yapar, buyurdu ve Hz. Ömer‟e izin vermedi.85 Gerçekten de, Hz. Peygamber vefat ettiği zaman, Mekke karıĢmıĢ, halk ise dinden geri dönecekleri zaman Süheyl b.Amr ortaya çıktı ve Ģunları söyledi: “Muhammed (Aleyhisselam) ölmüştür. Allah ise diridir, bakidir ve hiç ölmez. Muhammed Allah'ın gerçek elçisiydi! O emaneti yerine getirmeden ve risâleti tebliğ etmeden ölmemiştir. Müminlerin ona karşı vazîfeleri, onun yolunda yürümektir. Ey Kureyş cemaaatı! Müslüman olanların en sonuncusu olduğunuz halde, irtidad edenlerin en öncüsü olmayınız. Yemin ederim ki, bu din şarktan garba kadar uzanacak, her tarafı kaplayacaktır.”diye halkı yatıĢtırarak, KureyĢ‟lilerin Ġslam‟a sebatlarını sağlamıĢ oldu. Ġrtidat etmek isteyenlerin önüne geçti.86 81 Vakıdî, Megâzî, I/101; İbn Kesîr, a.g.e., 322; Gazali, a.g.e., 219,220. Sarıçam, Hz. Ömer, 39; İbn Hişam, a.g.e., II/362. 83 Kamer Suresi, Ayet:45. 84 Fayda, a.g.e., 53. 85 İbn Hişam, a.g.e., II/390. 86 İbn Kesîr, a.g.e., 345. 82 26 Hz. Ömer, Süheyl b. Amr‟ın bu konuĢmasını iĢittiği zaman, Hz. Peygamber‟in Süheyl hakkında kendisine söylediklerini hatırlamıĢ ve “Senin Allah‟ın Resûl‟ü olduğuna bir kez daha şahadet ederim” demekten kendini alamamıĢtı.87 SavaĢ esirlerinin durumunun ne olacağı hakkında Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve sahabe ile istiĢare etti. Hz. Ebu Bekir, esirlerden fidye alınmasını uygun görmüĢtü. Allah‟ın onları doğru yola ve Ġslâmiyet‟e erdireceğini düĢünmüĢtü. Hz. Ömer, Ebu Bekir ile aynı görüĢ de değildi. Esirlerin boynunun vurulmasını teklif etti. Ali kardeĢi Akîl‟in, Hamza kardeĢi Abbas‟ın boynunu vurmasını önerdi. “Allah‟a kalplerimizde müşriklere karşı bir yumuşaklık bulunmadığını gösterelim” dedi.88 Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed, Hz. Ebu Bekir‟in görüĢünü benimsedi. Hz. Ömer‟in görüĢüne meyletmeyerek fidye karĢılığı esirleri serbest bıraktırdı. Hz. Peygamber:“Ey Ömer! Senin halin Nuh Aleyhisselam‟ın haline benzer. O Allah‟a:“Ey Rabbim! bırakma.”demiĢtir.89 Hz. Yeryüzünde Peygamber kâfirlerden Hz. yurt tutan Ömer‟e:“Senin hiç kimse halin Musa Aleyhisselam‟ın haline benzer. O Allah‟a: “…Sen, onların mallarını mahvet. Yüreklerini şiddetle sık ki onlar inletici azabı görünceye kadar iman etmezler.” demiĢti90buyurdular.91 Esirlerin fidye karĢılığında serbest bırakılması üzerine Cebrail Aleyhisselam Ģu ayeti indirdi: “Yeryüzünde savaĢırken düĢmanı yere sermeden esir almak hiçbir peygambere yakıĢmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz.Oysa Allah ahireti kazanmanızı ister. Allah güçlüdür, hâkimdir. Daha önceden Allah‟tan verilmiĢ bir hüküm olmasaydı, aldıklarınızdan dolayı size büyük bir azap eriĢirdi.”92 Bu ayet‟in inmesi üzerine Hz. Peygamber ile Hz. Ebu Bekir oturup ağlıyorlardı. Hz. Ömer sabahleyin yanlarına varmıĢ ve ne için ağladıklarını 87 Vakıdî, Megâzî, I/157; Sallâbi, a.g.e., 56; Fayda, a.g.e., 54. Lings, a.g.e., 157; İbn Kesîr, a.g.e., 338; Ağırakça, a.g.e., 16; Gazali, a.g.e., 231; Yüksel, a.g.e., 73. 89 Nuh Suresi, Ayet:26 90 Yunus Suresi, Ayet:88 91 Sivâsi, a.g.e.,108. 92 Enfâl Suresi, Ayet:67-68. 88 27 sormuĢtu. Hz. Peygamber esirlerden aldıkları fidye hakkındaki inen ayeti bildirmiĢ, vay benim baĢıma gelene diyerek, hüznünü ifade etmiĢti.93“Eğer Allah‟ın azabı inseydi, o azaptan Ömer‟den başkası kurtulamazdı” buyurmuĢlardı. Bedir savaĢında Hz. Ömer‟in yardımıyla sağlanan açık neticeler vardır. SavaĢa KureyĢ Kabilelerinin hepsi iĢtirak etmiĢ, sadece Adiyyoğullarından hiçbir fert gelmemiĢtir. Tabii bunun sebebi aĢiretinin Hz. Ömer‟in sahĢiyetine karĢı duyduğu hürmet ve korkudur. SavaĢa katılan KureyĢin büyük komutanlarından biri Hz. Ömer‟in dayısı As b. HaĢin, bizzat Hz. Ömer‟in eliyle öldürülmüĢtür. Hz. Ömer‟in en önemli özelliklerinden biri, dine ait meselelerde akraba bağlarına önem vermemesidir. Bunu burada çok iyi görmekteyiz. Bedir savaĢında ilk Ģehit olan Müslüman, Hz. Ömer‟in azatlı kölesi Mihcadır.94 Bedir savaĢı sonrası müĢriklerden Ümeyr b. Vehb, Safvan b. Ümeyye ile anlaĢarak Medine‟ye oğlunu kurtarma bahanesi ile Hz. Peygamber‟i öldürmeye gelmiĢti. Kılıcını kuĢanarak Mescidin kapısına geldi. Onu ilk gören ve teĢhis eden Hz. Ömer idi. Hz. Ömer Ümeyr‟in kılıcını kullanamayacağı Ģekilde kılıç kınından tutarak Hz. Peygamber‟e getirdi ve O‟nun Hz. Peygamber‟e suikastına engel oldu. Hz. Peygamber, Allah‟ın izniyle Umeyr b.Vehb‟e Safvan b.Ümeyye ile arasında geçen konuĢmayı tek tek anlattı. Ümeyr, Ģahadet getirerek Müslüman oldu.95 2.4.2. Uhud SavaĢında Hz. Ömer Bedir SavaĢında müĢrikler liderlerini kaybetmiĢler, gururları kırılmıĢ ve Araplar arasında ki seçkinliklerini de yitirmiĢlerdi. Bedir‟in intikamını almak ve Suriye ticaret yollarının güvenliğini sağlamak amacıyla, Uhud savaĢına hazırlandılar.96 SavaĢ için toplanan müĢriklerin sayısı üç bin kiĢiydi. Askerlerinin yediyüzü zırhlı idi. Ġkiyüzü de atlıydı.97Yanlarında ise pek çok silah ve askeri malzeme mevcuttu.98 Hz. Peygamber gördüğü bir rüya üzerine, düĢmanın Medine‟de karĢılanması gerektiği görüĢündeydi. Ancak Bedir gazvesine katılmamıĢ olan 93 İbn Kesîr, a.g.e., 338,339; İbn Hişam, a.g.e., II/434,435; Gazali, a.g.e., 232. Yüksel, a.g.e, 72,73. 95 Köksal, a.g.e.,III-IV, 388; İbn Hişam, a.g.e., II/405,407; Taberî, a.g.e., III/166,167; Lings, a.g.e., 167; Sallâbi, a.g.e., 57. 96 Sarıçam,Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,69; İbn İshak, a.g.e., II/83. 97 Darîr, a.g.e., IV/869; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 274. 98 Vakıdî, Megâzi, I/256; Yücel, a.g.e., 128; Hamidullah, a.g.e., 64. 94 28 gençlerle, Hz. Hamza gibi bazı kahramanlar bir meydan savaĢı yapılmasını istediler. Enes b. Katade, “Bu iĢin sonunda ya Ģehit oluruz ya da ganimet ve zafer elde ederiz” diye düĢüncesini belirtmiĢti. Bu söze karĢılık Hz. Peygamber gördüğü rüya üzerine: “Ben sizin yenilgiye uğramanızdan korkuyorum” buyurdu. Yahudilerin lideri Abdullah b. Übey, üçyüz adamıyla Müslüman ordusundan ayrılınca, Müslümanların sayısı bin kiĢiden yediyüz‟e düĢtü. Orduda yüz zırhlı vardı. Hz. Peygamber savaĢ baĢlamadan önce, KureyĢ‟in arkadan saldırmasını önlemek için, Uhud dağı civarındaki Ayneyn Geçidi‟ne bakan okçular tepesine, Abdullah b. Cübeyr komutasında elli okçu yerleĢtirdi. Müslümanlar bin kiĢi, müĢrikler üç bin kiĢi ile H.3./ M.625. yılda, Receb, ġaban, Ramazan ayları çıktıktan sonra ġevval ayında Cumartesi günü karĢılaĢtı.99 Hz. Peygamber savaĢa karar verince, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer‟i evine götürdü. Onlarda, Hz. Peygamber‟in sarığını sarmasına ve zırhını giymesine yardım ettiler.100 SavaĢ tam Müslümanların lehine sonuçlanacakken, okçular savaĢ bitti ganimet toplayalım düĢüncesiyle yerlerini bıraktılar. Müslümanların yerlerinden ayrıldığını gören müĢrik ordusu, onları arkadan kuĢattı. SavaĢta Müslümanlar yenilince bazı sahabeler savaĢtan kaçtı. Bazı sahabeler ise Hz. Peygamber‟i korumaya çalıĢtılar. Uhud savaĢında „Muhammed öldürüldü‟ Ģeklinde asılsız bir haber yayıldı. Bu haberi alan Müslümanlar, bir köĢede çaresizlik içinde oturmaktaydılar. Oturanlardan birisi de Hz. Ömer‟di. Bu sırada Enes b. Nadr geldi ve “Niye burada oturuyorsunuz?” diye sordu. Müslümanlar, Resûlullah‟ın Ģehit edildiğini haber aldıklarını söylediler. 101 Enes b. Nadr, “Resûlullah şehit edildiyse hiç şüphesiz Allah Hayy‟dır. Resûlullah‟tan sonra sağ kalıp ne yapacaksınız. Siz de onun can verdiği dava uğruna can verin” diyerek orada bulunanları tekrar savaĢmaları için teĢvik etti.102Hz. Ömer Enes b. Nadr‟ın kahramanca çarpıĢarak, Ģehit olduğuna Ģahit olmuĢ, Allah‟ın kıyamet gününde Enes b. Nadr‟ı, tek baĢına bir ümmet olarak dirilteceğini temenni etmiĢtir.103 Müslümanlar tekrar savaĢmak için toplandılar. O sırada Hz. Ömer Ģehit olmak arzusuyla zırhını çıkardı. KardeĢi Zeyd b. Hattab‟a verdi. Zeyd, Hz. 99 İbn Kesîr, a.g.e., 363; Fayda, a.g.e., 61. Köksal, a.g.e., III-IV, 495; Lings, a.g.e., 187. 101 Berki, Keskioğlu, a.g.e., 282,283. 102 Taberî,Târih, III/183; Bursalı, a.g.e., 29; Gazali, a.g.e., 253,254. 103 Vakıdî, Megâzî, I/345,348,347; İbn Hişam, a.g.e., III/111. 100 29 Ömer‟den zırhını aldı, giydi ve sonra çıkardı. Kendiside Ģehit olmayı arzuluyordu. Her ikiside zırhsız olarak savaĢmaya devam ettiler.104 Hz. Peygamber‟in ölmediğini, sağ olduğunu gören Ka‟b b. Malik“Ey Müslümanlar! Ey Ensar! Sevininiz Resûlullah sağdır. ÖldürülmemiĢtir” diye bağırdı.O‟nun sağ olduğunu duyan Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvam, Haris b. Sımme ve bazı Müslümanlar, Hz. Peygamber‟in etrafında toplanarak, Uhud dağındaki korunaklı tepeye çıktılar. KureyĢ‟ten de bir grup o tepeye çıktı. Resûlullah, onları yanımıza yaklaĢtırmayın buyurduğu vakit, Hz. Ömer ve muhacirlerden bir topluluk, onlarla savaĢarak onları dağdan aĢağı indirdi.105 Halid b. Velid, Ebu Süfyan‟a, Muhammed‟i bazı ashabıyla birlikte dağa çıkarken gördüğünü söyleyerek, karĢıdaki tepeyi gösterdi. Ebu Süfyan Uhud dağına doğru ilerledi ve Müslümanların yakınına doğru geldi. Orada bulunan topluluğa üç kere,106“Aranızda Muhammed var mı?”diye bağırdı. Hz. Peygamber: “Ona cevap vermeyiniz.”buyurdu. Herhangi bir ses gelmeyince Ebu Süfyan, “İçinizde Ebu Kuhafe‟nin oğlu Ebu Bekir var mı?”diye bağırdı. Hz. Peygamber yine:“Ona cevap vermeyiniz.”buyurdu. Yine ses gelmeyince Ebu Süfyan: “Topluluğun içinde Hattab‟ın oğlu Ömer var mı?”dedi. Hz. Peygamber tekrar: “Cevap vermeyiniz ona.” buyurdular. Ebu Süfyan arkadaĢlarına dönerek: “Bunların hepsi öldürülmüş sağ olsalardı muhakkak cevap verirlerdi.” dedi. Hz. Ömer Ebu Süfyan‟ın bu sözü üzerine dayanamayarak: “Ey Allah‟ın düşmanı yalan söylüyorsun. İsimlerini saydığın kişilerin hepsi sağdır ve seni duymaktadırlar. Allah (c.c) seni zelil ve hakir etmek için sağ bıraktı.”dedi.107 Ebu Süfyan Hz. Ömer‟e: “Savaş sırayladır. Bu gün Bedir‟e bedeldir.”dedi. Hz. Ömer: “Ama eşit değildir.”dedi. Ebu Süfyan, “Yüce ol Hübel, aziz ol Hübel”diyerek putlarını övdü. Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟den izin alarak: “Allah (c.c), yüce ve her şeyden üstündür.”dedi. Ebu Süfyan, “Bizim Uzzamız var sizin Uzza‟nız yok”diyerek Uzza adlı putu övdü. Hz. Ömer: “Allah bizim mevlamızdır sizin 104 Köksal, a.g.e.,III-IV, 544. Zeyd b. Hattab, Hz. Ömer’in büyük abisiydi. Hz. Ömer’den önce İslam dinine girmiştir. Taberî, a.g.e., III/185. 105 Peygamberin sağ olduğunu görüp, sevinerek “Peygamber ölmemiştir, yaşıyor” diye bağıran kişinin Sad b. Ebi Vakkas olduğunu rivayet eder. Taberî, a.g.e., III/180; İbn Hişam ise bağıran kişinin Ka’b b. Malik olduğunu rivayet eder. Muhtemelen doğru rivayette budur. İbn Hişam, a.g.e., III/112. 106 Vakıdî, Megâzî, I/269. 107 Hamidullah, a.g.e., 72; Fayda, a.g.e., 62. 30 mevlanız yok.”dedi.108 Ebu Süfyan: “Gelecek yıl Bedir de buluşalım, savaşalım.”dedi.Hz. Ömer Hz. Peygamber‟e baktı. Hz. Peygamber kafasını sallayarak “Tamam” iĢareti yaptı.Hz. Ömer bunun üzerine Ebu Süfyan‟a: “Olur. İnşallah!” Gelecek yıl Bedir sizin ve bizim çarpıĢma yerimizdir.”dedi.109 Bazı ġii kaynaklı kitaplar Hz. Ömer‟i kötülemek için, O‟nun Uhud savaĢında Hz. Peygamber‟i bırakıp kaçarak, kendi canının derdine düĢtüğünü söylemektedirler. Hz. Ömer “Uhud günü düĢmanı hezimete uğrattık. Dinlenmek ve rahatlamak için koĢarak dağa çıktım. Birden insanlar: “Muhammed öldürüldü!”diye bağırmaya baĢladılar. Ben de o sırada etrafıma baktım, kimseyi bulamadım ki o sözü söyleyen birisini bulup geberteyim. Sonra Hz. Peygamber ile birlikte hepimiz dağa toplandık.110 Bu durum bize Hz. Ömer‟in böyle bir Ģey yapmadığını, buna teĢebbüs bile etmediğini apaçık göstermektedir. Müslümanların Uhud yenilgisinden sonra müĢriklerin tekrar Medine‟ye dönüp, baskın yapacaklarına dair söylentiler alan Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer ile ne yapacaklarına dair istiĢare etti. Uhud‟dakinden daha güçlü bir kuvvetle düĢmanın takip edilmesi kararlaĢtırıldı. Bu grupta Hz. Ömer de bulunuyordu ve on atlıdan birisiydi.111 Medine‟ye 8 mil uzaklıktaki Hamrâül-Esed‟e kadar gittiler. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟le birlikte Uhut‟ta Ebu Süfyan‟a söz verildiği gibi, Bedru‟l-Mev‟ıd gazvesine çıkmayı teklif etti. Ebu Süfyan gelmeyince alıĢ-veriĢ yaparak geri döndüler. SavaĢtan sonra Hz. Ömer, diğer sahabelerle Uhud‟un en büyük Ģehidi Hz. Hamza‟nın kabrinin kazılıp, gömülme vazifesini yerine getirdi. Resûlullah bir gün, Hz Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman ile Uhud dağında Ģehitleri ziyaret ettiği vakit, dağ deprem olmuĢ gibi sallandı. Resûlullah “ Ey Uhud sakin ol. Senin üzerinde bir Peygamber, Bir Sıddık, iki Ģehit var” buyurdu.112 Uhud savaĢından sonra bazı münafık ve Yahudiler, Hz. Peygamber ve Müslümanlar hakkında ileri geri konuĢarak yakıĢıksız sözler sarf etmekteydiler. Özellikle Yahudiler ve münafık Abdullah b. Übey Müslümanlar için “Besle köpeği yesin seni -yani- Besle kargayı oysun gözünü.” diyordu. Muhammed sadece krallık peĢinde koĢuyor. Hiçbir Peygamber böyle bir sonla karĢılaĢmamıĢtır. Hem kendisi, 108 Sivâsi, a.g.e.,157; Yücel, a.g.e., 135. Lings, a.g.e., 202; Tematik Siyer Atlası, 331; Ağırakça, a.g.e., 17,18. 110 Yücel, a.g.e., 134. İman sahibi küçük bir muhafız birliği Hz. Muhammed’i sonuna kadar korudu. Hz. Muhammed, içine düştüğü durumdan Mü’minlerin yardımıyla kurtuldu. Vâkıdî, Megâzi, I/344. 111 Vâkıdî, Megâzi, I/378,379. 112 Sarıçam, Hz. Ömer,45-46. 109 31 hem de arkadaĢları büyük darbe almıĢlardır. 113 Hz. Peygamber bu sözleri duyunca çok üzüldü. Hz. Peygamber‟in üzüldüğünü gören Hz. Ömer, Ġbn Übey‟in boynunu vurmak için Hz. Peygamber‟den izin istedi. Hz. Peygamber, “Nasıl olur ya Ömer! Halk aralarında Muhammed ashabını öldürüyor demezler mi? Yahudiler bizim zimmetimizdedir. Ben onları öldüremem. Münafıklar içinde ben La ilahe illallah, Muhammeden Resûlullah diyen kişiyi öldürmekten nehy olundum. Hayır! Asla ben böyle bir şey yapmayacağım” buyurarak konuyu kapattı.114 2.4.3. Hendek SavaĢında Hz. Ömer Hicretten sonra Medine‟de bulunan Yahudilerle, Müslümanlar arasında antlaĢma yapılmıĢtı. Bir müddet sonra Yahudiler bu antlaĢmayı bozmuĢlar ve müĢriklere yardım etmiĢlerdi. Böyle yaptıkları için Hz. Peygamber, Benî Kaynukâ ve Benî Nâdir Yahudilerini Medine‟den çıkarmıĢtır. Medine‟de Yahudi kabilesi olarak sadece Benî Kurayza kalmıĢtır. Benî Nadir Yahudilerinden bazıları Hayber‟e sığındılar. Hayber Yahudilerinden önde gelen yirmi kadar kiĢi, Mekke‟ye giderek KureyĢ müĢriklerini Müslümanlara karĢı savaĢmaya teĢvik ettiler. Sonra da çevrede bulunan bütün Arap kabilelilerine tek tek uğrayarak, onları da kıĢkırtıp ayaklandırdılar. Yahudiler ve müĢrik Arap kabileleri birleĢerek, dört bin asker topladılar. Medine‟ye vardıkları zaman sayıları on bine ulaĢmıĢtı.115 Allah‟ın Hz. Peygamber‟e hendek kazılmasını ilham etmesi, Selman-ı Farisî adlı sahabenin de destekleyen görüĢüyle düĢman Medine‟de karĢılanacak ve hendek kazılacaktı. Hendek kazmak içinde Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer gibi sahabeler, çalıĢmaya baĢladılar. Hatta zenbil bulamadıkları zaman toprağı ve taĢı elbiselerinin etekleriyle taĢımıĢlardı.116 Her iki ordu H.5./ M. 627 Uhud savaĢından iki sene sonra yılda ġevval ile Zilhicce ayları arasında karĢılaĢtı.117 Kazılan hendekten dolayı bu savaĢa Hendek savaĢı veya çeĢitli grupların bir araya gelip, Müslümanlara saldırdığı için “Ahzab gazvesi” diye de anılacaktır.118 113 Lings, a.g.e., 109. Sarıçam, Hz. Ömer, 45-46; Köksal, a.g.e,III-IV, 747; Lings, a.g.e., 255. 115 Darîr, a.g.e., V/179; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 305. 116 Köksal, a.g.e, c. III-IV, 39;Hamidullah, a.g.e., 79. 117 Yücel, a.g.e., 159. 118 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 183. 114 32 Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer Medine‟de bulunan Benî Kurayza Yahudilerinin, Hendek savaĢında kendilerine arkadan saldıracaklarını ve yaptıkları antlaĢmaları bozmalarından çok endiĢe etmekteydiler. Sel dağının güney tarafında bakan kaya üzerinde eski kûfî yazısı ile Hz. Ömer tarafından yazıldığı anlaĢılan bir yazıda Ģunlar kayıtlıdır: “Ömer ve Ebu Bekir akĢam-sabah savaĢın her türlü mihnet ve meĢakkatinde Ģikâyetlerini Allah‟a sunarlar. Allah Ömer‟in duasını kabul etsin. Allah Ömer hakkında mağfirette bulunsun.” Bu yazıdan Hz. Ömer‟in de Hz. Ebu Bekir gibi gözcülük görevi yaptığı anlaĢılmaktadır.119 Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in yanına geldi, duyduğu habere göre Benî Kurayza Yahudileri antlaĢmayı bozup, harbe hazırlandıklarını bildirdi. Hz. Peygamber bu haberi duyunca çok üzüldü ve“Hasbunallah ve ni‟mel vekil: Allah bize yeter. O ne güzel vekil‟dir” diyerek karĢılık verdi.120 Hz. Peygamber Hendek savaĢında, Gatafan kabilesinin savaĢtan çekilmesi karĢılığında, Medine hurmalarının üçte birini vermeyi düĢünüyordu. Bu düĢünceyi ashabına açmıĢtı.Hz. Ömer, “Bu emir Allah‟tan geliyorsa hemen uygulamasını; eğer kendi arzunsa istediğin gibi yap, dinler ve sana itaat ederiz” diye görüĢünü belirtti.121 SavaĢ esnasında Hz Ömer, Hz. Ali ile çarpıĢmaktan korkup kaçan kardeĢi Dırâr b. Hattab‟ı kovaladı. Dırâr, dönüp Hz. Ömer‟e tam mızrakla vuracaktı ki vazgeçti. Dırâr b. Hattab savaĢtan önce, KureyĢ‟ten birisini eline geçirirse, o kiĢiye dokunmayacağına dair yemin etmiĢti. Mızrağı Ömer‟e atmaktan vazgeçti ve bu iyiliğini unutmamasını söyledi.122 7 ġevval 5/1 Ocak 627 de baĢlayan Hendek savaĢı, Müslümanların galibiyetiyle 5/24 Ocak 627 de sona erdi. Hz. Peygamber: “Bundan sonra KureyĢliler gelip sizinle savaĢacaksınız.”buyurdu. çarpıĢmayacak Hz. Peygamber, siz gidip hendekten onların yurtlarında Medine‟ye doğru Müslümanlarla birlikte ayrıldılar ve silahlarını bıraktılar. Hendek savaĢından sonra Müslümanlar taarruza, müĢrikler ise savunmaya geçti.123 Hendek savaĢından sonra Huzâa kabilesinin bir kolu olan Mustalik kabilesinin, at ve silah satın alıp, çevre kabilelerle birleĢip Medine‟ye yürüyeceği 119 Sarıçam, Hz. Ömer,47; Fayda, a.g.e., 63. Alî İmrân sûresi: Ayet 73; Sarıçam,Hz. Ömer, 47; Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,188. 121 Sarıçam, Hz. Ömer,47; Tematik Siyer Atlası, 406; Ağırakça, a.g.e., 19; Bursalı, a.g.e., 33. 122 Sarıçam, Hz. Ömer,48. 123 İbn Hişam, a.g.e., III/321; İbn Kesîr, a.g.e., 401,416. 120 33 haberi, Hz. Peygamber‟e ulaĢtı. Hz. Peygamber Mustalık Gazvesine hazırlandı. Bu gazveye muhacirlerden on kiĢi de atlı olarak katılmıĢtı. Atlılardan birisi de Hz. Ömer‟di. SavaĢtan önce müĢriklerden bir casus yakalandı. Hz. Ömer bu casusun boynunu vurmak için Hz. Peygamber‟den izin aldı ve o casusun boynunu vurdu.124 Hz. Peygamber düĢmanı Müreysi kuyusu baĢında karĢıladı. SavaĢmadan önce onlara, Hz. Ömer‟i göndererek Ġslam‟a davet etti. Onlar buna yanaĢmadılar ve hemen savaĢmaya baĢladılar. Nihayet bu gazve de Müslümanların galibiyeti ile sonuçlandı.125 2.4.4. Hudeybiye AntlaĢmasında Hz. Ömer Hz. Peygamber bir gece rüyasında, ashabıyla birlikte kimseden korkmadan ve çekinmeden Kâbe‟yi tavaf ettiklerini, ashabından bazılarının saçlarını kısalttıklarını, bazılarının ise kazıttıklarını gördü.126 Hz. Peygamber gördüğü bu rüya üzerine umreye gitmeye, Kâbe‟yi tavaf ve ziyaret etmeye niyetlendi. Ashabına da hazırlanmalarını söyledi. Hz. Peygamber‟in amacı umre yapmak, Kâbe‟yi tavaf etmek ve yanında getirmiĢ olduğu kurbanları kesmekti. Yanlarında savaĢ araçları ve silah götürmemelerini, ashabına tembih etmiĢti. H.6. yılda Zilhicce ayı 628 de bu niyetlerle Kâbe‟ye doğru bin yedi yüz kiĢiyle, Hz. Peygamber eĢliğinde yola çıkıldı. Zülhuleyfe‟ye gelindiği zaman Hz. Ömer,Hz. Peygamber‟e, “Sen‟inle savaş halinde olan bir kavmin üzerine at ve silah olmadan mı gideceksin? Ebu Süfyan ve adamlarının Kureyşli müşriklerin bize saldırmasından endişe etmiyor musunuz?” diye sordu. Hz. Peygamber, “Umreye niyet için yola çıktığını, bu yüzden silah taşımayacağını” buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer Medine‟ye adam gönderip, herkesin silahlarını getirtti.127 Hz. Peygamber Bu olaydan sonra, Hz. Ömer‟i yanına çağırtarak Mekke‟ye ne niyetle geldiklerini, KureyĢ müĢriklerine bildirsin diye O‟nu elçi göndermek istedi.128Hz. Ömer, KureyĢ müĢrikleri kendilerine ne kadar düĢman olduğumu ve onlara ne kadar sert davrandığımı bilirler. Mekke‟de Adiyyoğullarından beni 124 Sarıçam, Hz. Ömer,48. Vakıdî, a.g.e., I/145,146; Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,194. 126 İbn Hişam, a.g.e., III/336; Sarıçam,Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,196. 127 Taberî, a.g.e., III/72; Sarıçam, Hz. Ömer,51; Ağırakça, a.g.e., 19; Fayda, a.g.e., 64 128 İbn Hişam, a.g.e., III/329; Ağırakça, a.g.e., 19,20. 125 34 koruyacak kimse olmadığı için hayatımdan endiĢe ediyorum. Elçiliğe ve bu iĢe Osman benden daha layıktır. O, Mekkelilerin yanında o benden daha nüfuzlu ve koruyucusu da benden çoktur. KureyĢ‟lilere elçi olarak, Hz. Osman‟ın gitmesinin daha uygun olacağını söyledi.129 Hz. Peygamber, Mekke‟lilere Hz. Osman‟ı elçi olarak gönderdi. Mekkeliler, Hz. Osman‟ı üç gün boyunca Mekke‟de tutarak gitmesine izin vermediler. Hz. Osman‟ın müĢrikler tarafından alıkonularak tutulması, Müslümanlar arasında Osman öldürüldü Ģayiası Ģeklinde makes buldu. Bu haber Hz. Peygamber‟e ulaĢtığı zaman, “Hal böyleyse bu kavimle çarpıĢmadan buradan ayrılmayacağız. Yüce Allah bana bey‟at yapılmasını emretti” buyurarak halkı kendine bey‟ata çağırdı. Hz. Ömer de zırh ve gömleğini giymiĢ, Hz. Peygamber‟e bey‟at için Müslümanlara seslenerek, “Ey insanlar! Bey‟ata geliniz. Bey‟ata geliniz.” diyordu.130 Müslümanlar Hz. Peygamber‟e bey‟at ederken, destek olmak maksadıyla Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟in elinden tutuyordu.131 Bey‟at haberi KureyĢli müĢriklere ulaĢtığı zaman, telaĢa düĢerek Hz. Osman‟ı serbest bıraktılar, Süheyl b. Amr‟ı barıĢ Ģartları yapmak üzere Hudeybiye‟ye gönderdiler. GörünüĢte bu antlaĢma Müslümanların zararına gibiydi. Ancak ileride Müslümanların faydasına olacak ve yirmi iki ay sonra Mekke‟nin fethine zemin hazırlayacaktı. En güzel tarafı ise KureyĢ‟li MüĢrikler, ilk defa antlaĢma yaparak Müslümanları tanıyacak, Ġslamiyet kısa sürede bütün Arap Yarımadasında yayılacaktır.132 Maddeler yazıya geçirilip Ģahitler huzurunda imzalandı.Bu Ģahitlerden birisi de Hz. Ömer‟di.133 Bu antlaĢma Hz. Ömer‟e çok ağır geldi. Hz. Peygamber‟in yanına giderek,“Sen Allah‟ın hak ve gerçek Peygamber‟i değil misin?”diye, bir soru sordu. Hz. Peygamber: “Evet. Ben Allah‟ın hak ve gerçek Peygamber‟iyim.” buyurdu. Hz. Ömer, “Düşmanlarımız batıl üzerinde biz ise hak üzerinde değil miyiz?” diye sordu. Hz. Peygamber:“Evet! Biz hak üzereyiz. Onlar ise batıl üzerinedir.” buyurdular. Hz Ömer, “Biz Müslüman değil miyiz?” diye sordu. Hz. Peygamber: “Evet! Müslüman‟ız.”buyurdu. Hz. Ömer, “Öyle ise ne diye dinimizi 129 Taberî, a.g.e., III/77; Vakıdi, a.g.e., 2/252; Sallâbi, a.g.e., 60; Gazali, a.g.e., 324. Taberî, Târih, III/78. 131 Sarıçam, Hz. Ömer,51. 132 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,199 133 Taberî, a.g.e., III/80; İbn Hişam, a.g.e., III/323; Fayda, a.g.e., 65. 130 35 aşağı düşürmeye meydan veriyoruz. Allah onlarla aramızda hüküm vermemişken geri dönüyoruz. Sen bize Beytullah‟a varıp onu tavaf edeceğimizi söylemiş değil miydin?” diye sordu. Hz. Peygamber:“Ben Allah‟ın kulu ve Resûl‟uyum. Bu antlaşma hükümlerini kabul etmekle, Allah‟a isyan etmiş karşı gelmiş değilim. O beni hiçbir zaman zayi etmez. Ben bu yıl Kâbe‟ye gidip onu tavaf edeceğiz demedim. Ama yine de söylüyorum. Sen, muhakkak Beytullah‟a gidecek ve onu tavaf edeceksin.” buyurdular.134 Sonra Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟in yanına gitti. Hz. Peygamber‟e söylediklerinin aynısını ona da söyledi. Hz. Ebu Bekir, “Ey Hattab‟ın oğlu Ömer! O Allah‟ın Resulüdür. Bu antlaşmayı yapmakla Allah‟a karşı gelmedi ve asi olmadı. İnşallah! Sen Beytullah‟a gideceksin ve onu tavaf edeceksin” diye Hz. Ömer‟i teselli etti.135 Ġmzalanmadan önce Müslümanlar arasında bu konuda ciddi muhalefet ortaya çıktı. Ashaba da çok ağır ve güç gelen bu antlaĢma,136 özellikle de Hz. Ömer‟e daha da ağır gelmiĢti. Hz. Ömer tekrar Hz. Peygamber‟in yanına gitti:“Ya Resûlullah! Sen bize Mescid-i Haram‟a girilecek demiştiniz.” dedi. Hz. Peygamber: “Ben size bu sefer sırasında girilecek dedim mi?”buyurdular. Hz Ömer:“Hayır!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:“Yine söylüyorum. Beytullah‟a girilecektir. Kâbe‟nin anahtarını alacağım. Mekke‟de başımı kazıttıracağım. Sizler de başlarınızı kazıttıracaksınız. Ben bunun olacağını, bilenlerle birlikte biliyorum.”buyurdu.137 Hz. Ömer‟in bu antlaĢmayı bir türlü içine bir türlü sindirememiĢti. Hz. Ömer‟in endiĢeli tavrını gören Ebu Ubeyde b. Cerrah, görüĢünü kınamasını ve Ģeytandan Allah‟a sığınmasını söyledi ve Hz. Ömer‟i uyardı. ġüphesiz Resûlullah her Ģeyin hayırlı ve doğru olanını bilendir demiĢ ve Hz. Ömer‟in bundan dolayı endiĢelenmesini söylemiĢti. Hz. Ömer hayatının diğer kısmında, Resûlullah‟a söylediği sözlerden dolayı çok korkmuĢtu.Allah‟ın affına mazhar olmayı ümit ederek, o hareketinden dolayı devamlı sadaka verir, oruç tutar, namaz kılar ve köle azad ederdi.138 134 İbn Hişam, a.g.e., III/331; Yücel, a.g.e., 169,170; Bursalı, a.g.e., 35; Yüksel, a.g.e., 78. Çokçevik, A. (2009). Hz. Ebu Bekir, İstanbul:Bilge Yayınevi, 48,49; Fayda, a.g.e., 66. 136 Sallâbi, a.g.e., 60. 137 Vâkıdî, Megâzî, II/258; Gazali, a.g.e., 327,328; Yücel, a.g.e., 169. 138 Köksal, a.g.e.,V-VI, 313-314; Sarıçam, Hz. Ömer,53. 135 36 Hz. Ömer Medine‟ye dönerken Resûlullah‟a geldi ve üç defa antlaĢmayla alakalı bir Ģeyler sordu. Her seferinde Resûlullah cevap vermeyerek sessiz kaldı. Hz. Ömer hakkında vahiy gelmesinden korkarak, devesini hızlandırdı ve Resûlullah‟tan uzaklaĢtı.139 Sonra Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i yanına çağırttı. Hz. Ömer hakkında vahiy indi korkusuyla, Resûllullah‟ın yanına gitti ve selam verdi. Hz. Peygamber çok sevinçli bir halde, Hz. Ömer‟in selamına karĢılık verdi. Hz. Ömer‟e: “Ey Hattab‟ın oğlu! Bana bu gece bir sûre indi ki, üstüne güneş doğan her şeyden daha hayırlıdır.” buyurdu. Ardından da, İnnâ fetehnâ leke fethan mübînan (Biz gerçekten sana apaçık bir fetih ve zafer kapısı açtık) ayetini okudu.140 2.4.5. Hayber’in Fethinde Hz. Ömer Hayber; Yahudi dilinde kale anlamına gelmektedir. Mevki olarak ise ġam yolu üzerinde bulunmakta olup Medine‟ye 48 mil uzaklıkta olan, birçok ekinlik ve hurmalıkları bulunan verimli ve ma‟mul bir yerdir.141 Yahudilerin Medine‟den çıkarılıp bir kısmının Hayber‟e yerleĢmesinden sonra, Hayber Yahudileri her fırsatta müĢriklerle ve müĢrik Arap kabileleri ile ittifak yaparak Müslümanlara karĢı olmuĢtu. Ayrıca Hayber Yahudilerinin düĢmanca tavrı yüzünden Müslümanların kuzeye giden ticaret yolu da tehlike altındaydı. Üstelik Hayber Yahudileri, güçlü Arap kabilelilerinden olan Gatafan‟lılara, Hayber‟in bir yıllık mahsulünü vermek Ģartıyla, Gatafan‟lılardan destek alıp, Medine‟de bulunan Müslümanların üzerine yürümeye karar vermiĢlerdi.Hayber Yahudileri Teymâ, Fedek, Vâdi‟l-kurâ Yahudileri ile birleĢerek, Gatafan kabilesinden de 4000 kiĢilik asker desteği aldılar.142 Hz. Peygamber bu durumu haber alınca ashabına, Hayber‟in fethi için hazırlanmalarını emretti. Zira Hayber‟in kaleleri sağlam, savaĢçıları fazla olduğu için ele geçirilmesi zordu. Resûlullah “Bizimle ancak cihada rağbet edenler gelsin” sözünün, mücahitlere duyurulmasını istedi. Resûlullah‟ın bu çağrısı üzerine cihada 139 Sarıçam, Hz. Ömer, 53, Fetih Suresi, Ayet: 1-2; Fayda, a.g.e., 66; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 332. 141 Hamidullah, a.g.e., 129; Yücel, a.g.e., 182. 142 Sarıçam, Hz. Ömer,54. 140 37 ilk hazırlanmaya baĢlayanlardan birisi de Hz. Ömer‟di.143Hayber gazasında Müslümanlardan 1400 kiĢi piyade, 200 kiĢi de atlı var idi.144 Hayber‟in fethine hangi yoldan gidileceği bilinmiyordu. Hz. Peygamber Huseyl b. Hârice adlı kılavuzu çağırdı. Huseyl, Hayber‟e giden yollardan Hazen, ġaĢ‟(ġeĢ) ve Hâtıb isimlerini saydı. Hz. Peygamber her seferinde:“O yolu tutma.” buyurdu. Orada bulunan Hz. Ömer Huseyl‟e döndü:“Ben senin Resûlullah‟a haber vermek için bu gece de olduğu kadar kötü isimler saydığını görmedim ve şahit olmadım.” dedi.145 Hz. Ömer‟in bu sözü üzerine Huseyl:“Bir yol daha var.”dedi. Hz. Ömer:“Hangi yol?”dedi. Huseyl:“O yol Merhab‟dır.” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:“Evet, o yolu tut.” buyurdular. Hz. Ömer Huseyl‟e:“Bu yolun ismini daha önceden söyleseydin ya!” dedi.146 Hz. Peygamber bazı süvarileri keĢif yapmaları için ileriye göndermiĢti. O sırada Yahudiler adına casusluk yapan bir bedevi yakalandı ve kendisinden bazı bilgiler alınarak Hz. Peygamber‟e getirildi. Orada bulunan Hz. Ömer, onun boynunun vurulmasını istedi ancak Hz. Peygamber casusun boynunun vurulmasına izin vermedi ve iĢ belli oluncaya kadar onun tutulmasını emretti. Bedevi sonra Müslüman oldu ve serbest bırakıldı.147Hayber‟in fethi devam ederken, Hz. Peygamber‟in baĢı ağrıdığı için savaĢa çıkamamıĢ ve sancağı Ebu Bekir‟e vererek, O‟nu Yahudilerle çarpıĢması için göndermiĢti. Ebu Bekir Yahudilerle Ģiddetli bir Ģekilde savaĢtı ama kaleyi ele geçiremeyerek geri döndü. Hz. Peygamber sancağı Hz. Ömer‟e verdi ve Yahudilerle çarpıĢmaya gönderdi. Hz. Ömer de, Hz. Ebu Bekir gibi canla baĢla savaĢtı fakat Hz. Ömer‟e de kaleyi fethetmek nasip olmadı.148Hz. Ömer kendisiyle savaĢan Müslümanlarla birlikte, bozguna uğrayarak döndü ve her iki taraf birbirlerini korkaklıkla suçladılar.149 Hz. Ömer tekrar Hayber‟e gitti ve yine zafer elde edemeden geri döndü. Hayber‟in fethinde bulunulduğu zaman diliminde ashab sırası ile Hz. Peygamber‟in kaldığı Reci‟ adlı karargâhı bekliyorlardı. Altıncı gece nöbet sırası 143 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 230. İbn Hişam, a.g.e., III/364. 145 Köksal, a.g.e.,V-VI, 453. 146 Vâkıdî, Megâzi, II/294; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 347. 147 Vâkıdî,Megâzi, II/295,296; Hamidullah, a.g.e., 134. 148 İbn Hişam, a.g.e., III/349; Ağırakça, a.g.e., 21. 149 Sarıçam, Hz. Ömer,55; Yücel, a.g.e., 184. 144 38 Hz. Ömer‟de idi. Hz. Ömer arkadaĢları ile nöbet tutarken askerler ordugâh çevresinde bulunan bir Yahudi‟yi yakalayıp Hz. Ömer‟e getirdiler. Hz. Ömer Yahudi‟nin boynunun vurulmasını emretti. Yahudi, eğer kendisini Peygamber‟in yanına götürürlerse, bazı gizli bilgiler vereceğini söyledi. Hz. Ömer Yahudi‟nin boynunu vurmaktan vazgeçerek, onu Hz. Peygamber‟in yanına götürdü. Casus, Hz. Peygamber‟e Yahudiler hakkında, Müslümanların iĢine yarayacak bilgiler verdi. Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟e bu adamın anlattıklarının doğru olduğunu söyledi. Hz. Peygamber, Yahudi‟nin boynunu vurmaktan vazgeçti.150 Hz. Peygamber:“Yarın sancağı öyle bir kişiye vereceğim. Allah ve Resûl‟ü onu sever o da Allah ve Resûl‟ünü sever. O Hayber‟i zorla alacaktır. Allah fethi onun eli ile gerçekleştirecektir.” buyurdular.151 Ashab sabırsızlıkla bir ertesi günü bekledi. Herkes o kiĢinin kendisi olmasını arzu ediyordu. Ertesi gün Hz. Peygamber sabah namazını kıldı ayağa kalktı ve ashaptan sancağının getirilmesini ashaptan istedi. Hz. Peygamber sancağı eline aldı ve ashabına bakarak, “Bunun hakkını yerine getirmek üzere kim alır?” diye ashaba baktı.Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer ve hemen hemen bütün Müslümanlar sancağı almak için boyunlarını uzatıp durdular. Hz. Peygamber orada bulunan hiç kimseye sancağı vermedi. Ġleriki zamanlarda Hz. Ömer, “Benim kumandanlığı o güne kadar şiddetle arzuladığım, hiçbir gün olmamıştır.” diye hüznünü dile getirmiĢti.152 Hz. Peygamber sancağı Hz. Ali‟ye verdi: “Al bu sancağı! Allah sana fethi nasip edinceye kadar git ve çarpış arkana bakma.” buyurdular.153Allah‟ın izniyle, Hz. Ali‟nin eliyle Hayber‟in fethi nasip oldu. Hz. Peygamber Hayber‟de ele geçirilen ganimet ve gayrimenkulleri bölüĢtürmek için, yüzer hisselik 18 tane grup oluĢturdu. Her yüz hisselik grubun baĢına bir yönetici tayin etti. 18 gruptan bir grubun yöneticisi de Hz. Ömer idi. Sonra hisse satıĢları oldu. Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in ashabından satın almıĢ olduğu, Evsîlerin „Lefif‟ diye adlandırılan 100 kiĢilik ganimet hissesini Hz. Peygamber‟den satın aldı. Hz. Ömer kendisine düĢen kısmı vakfetti. Bu da Ġslam tarihinde kurulan il vakıflardan biri oldu.154 150 Vâkıdî, Megâzi, II/301,302; Hamidullah, a.g.e., 134. Taberî, Târih, III/94; Sivâsi, a.g.e.,309. 152 Yücel, a.g.e., 79; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 347. 153 İbn Kesîr, a.g.e., 463; Sivâsi, a.g.e., 310. 154 Köksal, a.g.e.,V-VI, 523-527. 151 39 H.7. yıl ġaban ayında Hz. Peygamber, Hilal oğullarından bir adamın kılavuzluğunda ve Hz. Ömer‟in komutasındaki otuz kiĢilik bir birliği “Türebe” adlı yerde toplanmıĢ olan, Hevâzin kabilesi üzerine gönderdi. Müslümanlar gece yol alarak, gündüz dinlenerek Hevâzinliler üzerine yürüdüler. Bunu öğrenen Hevâzinliler kaçarak yurtlarını terk ettiler. Kimseyi bulamayan Hz. Ömer, Medine‟ye geri dönmek istedi. DönüĢ yolunda Hilal oğullarından olan kılavuz, Hz. Ömer‟e Has‟am kabilesi üzerine yürünmesini teklif etti. Hz.Ömer, “Peygamber‟in bu konuda bir talimatı yoktur. Ben sadece Hevâzinliler üzerine yürünmekle emrolundum” diyerek bu teklifi reddetti. Mekke‟ye geri döndü. Hz. Ömerin “Ben ancak Hevâzinliler üzerine yürümekle emrolundum” sözü, bize askeri olarak Ģu neticeleri gösterir. Hz. Ömer‟in komutanlığa ehil biri olduğunu göstermektedir. ġayet böyle olmasaydı Resûlullah onu tehlikeli bir bölgeye komutan olarak göndermezdi. Çünkü Hevâzinliler Arapların en güçlü ve en tehlikeli olanlarıdır. Hz. Ömer gündüzleri gizleniyor, geceleri yol alıyordu. Bu, hedefe kilitlenme ve düĢmanı caydırma anlamına geliyordu. SavaĢların en önemli unsurlarından biriside düĢmanı korkutup, kaçmaya sevk etmektir. Bu sayede az sayıdaki kuvvetle, müĢriklerin güçlü ve kalabalık ordusu bertaraf edilebilirdi. Hz. Ömer, yüce komutan Hz. Peygamber‟in dediklerini harfiyen uygulayarak, erteleme yoluna gitmedi. Bu da, her zaman ve mekanda olduğu gibi askeri ruhun esası demektir.155 2.4.6. Zâtü’s-Selâsil Gazvesinde Hz. Ömer Beliyy ve Kudâa kabilelerinin birleĢerek, Medine‟ye saldıracakları haberi Hz. Peygamber‟e ulaĢtı. Resûlullah, Amr b. As komutasındaki ikiyüz kiĢilik bir birliğiZât‟üs-Selâsil‟e gönderdi. Amr b. As kalabalık bir düĢmanla karĢılaĢacağını anlayınca, Hz. Peygamber‟e haber göndererek destek istedi ve Resûlullah, Ebu Ubeyde b. Cerrah komutasında, içinde Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir‟in de bulunduğu, ikiyüz kiĢilik bir kuvveti, yardımcı olarak gönderdi.156 Bu sefer H.8. yılda Cumâde‟l-âhire ayında vuku bulmuĢtur.157 155 Sarıçam; Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 203; Sarıçam, Hz. Ömer, 55; Fayda, a.g.e., 66. Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı,205; Vâkıdî, a.g.e. II/430. 157 Yücel, a.g.e., 196. 156 40 Bu gazve esnasında Amr b. As her iki birliğe de komuta etmek istemiĢtir. Amr‟ın bu istediğini gören Hz. Ömer‟in, bu duruma canı sıkılmıĢ ve Ebu Ubeyde b. Cerrah‟a gitmiĢ, “Sen Nâbiga‟nın oğluna itaatle onu hem kendine hem Ebu Bekir‟e hem de bizlere kumandan ettin. Bu ne biçim görüş?” diyerek, bu durumdan hoĢnut olmadığını belirtmiĢtir. Ebu Ubeyde b. Cerrah “Ben Amr b. As‟a itaat etmeyecek olursam Resûllulah‟a asi olmuş olacağımdan korktum” diye karĢılık vermiĢtir.158 Gece hava soğuk olduğu için mücahitler odun toplayıp ateĢ yakmak istediler. Amr b. As bunlara engel oldu ve hiç kimsenin ateĢ yakmamasını istedi. AteĢ yakacak biri olursa onu yaktığı ateĢin içine atacağını söyledi.159Amr‟ın bu davranıĢı orada bulunan askerlerin çok ağırına gitmiĢti. Amr b. As‟ın, böyle davranmasından hoĢnut olmayan Hz. Ömer, olanları Hz. Ebu Bekir‟e anlattı. Hz. Ebu Bekir, Amr b. As ile konuĢmaya gitti. Amr b. As Hz. Ebu Bekir‟e, “Sen beni dinlemek ve bana itaat etmekle emrolundun. Emrolunduğun şeyi işle” diye, Hz. Ebu Bekir‟i azarladı.160 Hz. Ömer, Amr‟ın bu sözlerini iĢitince çok sinirlendi ve ona çok kızdı ve söylediği sözlerden dolayı, O‟na çatmak istedi. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e engel olunca, Hz. Ömer sustu ve yapacağı iĢten vazgeçti.161 Bu gazada Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir, Avf b. Malik el-EĢcaî ile arkadaĢ olmuĢlardı.Durak ve dinlenme yerlerinde hep birlikte konaklamıĢlardı. Avf b. Malik bir ordugâha gitmiĢ, orda bulunanlar bir deve kesmiĢ ve etini on parçaya alıp bölüĢmek istemiĢler; ama bir türlü becerememiĢlerdi. Avf b. Malik etin bir parçasından kendisi alması karĢılığında, deve etini on parçaya bölüĢtürmüĢtü. Kendisine düĢen parçayı ise Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer ile piĢirip yediler. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer eti yedikten sonra, Avf b. Malik‟e etin nereden geldiğini sordular. Avf b. Malik olayı anlatınca Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer karınlarına girenden dolayı korka korka ayağa kalkarak, “Vallahi sen bize bunu yedirdiğine iyi etmedin” diyerek, akıbetlerinden endiĢe ettiler.162 Bu seferde askeri birliğin baĢında Amr b. As ve birlikte de Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer gibi muhacirlerin önde gelen kiĢileri de bulunuyordu. Amr b. As içinden, “Eğer ben Ebu Bekir ve Ömer‟den üstün olmasam, Resûlullah beni onlara 158 Gazali, a.g.e., 366; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 363. Vâkıdî, a.g.e. 2/429. 160 Yücel, a.g.e., 197. 161 Berki, Keskioğlu, a.g.e., 362,363. 162 İbn Hişam, a.g.e., IV/274; Vâkıdî, Megâzî, II/432. 159 41 komutan yapmazdı” diye düĢünmüĢtü. SavaĢtan sonra doğruca Resûlullah‟ın yanına gitti ve Resûlullah‟a: “Ya Resûlullah. Sana halkın en sevgilisi kimdir?” dedi. Resûlullah: “Aişedir.” buyurdu.Amr b.As:“Erkeklerden hangisidir?” dedi. Resûlullah: “Aieşe‟nin babasıdır.” buyurdu. Amr b. As:“Ondan sonra kimdir?” dedi. Resulullah: “Ondan sonra Hattab‟ın oğlu Ömer‟dir.” buyurdu. Sonra da birtakım erkeklerin ismini daha saydı. Amr b. As, “Beni en sona bırakmasından korktum ve sustum. Artık bu sorumu bir daha tekrarlamamaya karar verdim” demiĢtir.163 2.4.7. Mekke’nin Fethinde Hz. Ömer Mekke; her tarafı yüksek dağlarla çevrili akarsuları olmayan, tek tük hurma ağacından baĢka meyve ağaçları olmayan bir yerdi. Mekke‟nin fethinin tek sebebi, Hudeybiye‟de imzalanan antlaĢmanın KureyĢ müĢrikleri tarafından tek taraflı ihlal ediliĢiydi. Bu antlaĢma ile Huzâa‟lılar ve Ka‟b oğulları Müslümanların himayesine girmiĢ, Bekr oğulları da KureyĢ müĢriklerinin himayesine geçmiĢti.164 Müslümanların müttefiki olan Huzaâ‟lılar ve müĢriklerin müttefikleri olan Bekr oğulları, öteden beri birbirlerine düĢman idi. Hudeybiye antlaĢmasındaki “her iki taraf birbiriyle savaĢmayacak, birbirlerinin himayesine giren taraflarda savaĢmayacak, birbirlerinin düĢmanına yardım etmeyecekler” maddesinden dolayı, bu düĢmanlık bir süre unutulmuĢtu. Bekir oğulları kabilesinden bir grup bu düĢmanlığı unutmamıĢ, müttefikleri KureyĢ‟in desteğini de alarak, bir gece baskınında Huzâa‟lılardan yirmi üç kiĢiyi öldürmüĢlerdi. KureyĢ müĢrikleri de Benî Bekr‟leri silahlarla, atlarla, kölelerle desteklediler.“Gece karanlığında kimse bizi görmez. Muhammed bizim yaptığımızı bilmez” zannederek, geceleyin gizlice Beni Bekr‟lerin yanında savaĢmıĢtılar.165 Sabah olunca KureyĢ müĢrikleri yaptıkları iĢten dolayı çok piĢman olmuĢlardı. Bu davranıĢlarıyla Hudeybiye‟de imzalanmıĢ olan antlaĢmayı bozmuĢ olduklarını anladılar. Bütün bu olanlardan Ebu Süfya‟nın haberi yoktu. ġam‟dan yeni gelmiĢti. Olanları iĢitince KureyĢ‟lilerin yaptığı iĢi beğenmedi ve bundan dolayı baĢlarına kötü bir Ģey geleceğini söyledi. KureyĢ müĢrikleri Ebu Süfyan‟dan, 163 İbn Kesîr, a.g.e., 519-520; Sallâbi, a.g.e., 84; Yücel, a.g.e., 199. Taberî, Târih, III/79; Vâkıdi, a.g.e., III/14 165 İbn Hişam, a.g.e., IV/32; Taberî, Târih, III/111. 164 42 Muhammed‟e gitmesini, antlaĢmayı yenilemesini istediler. Kendilerinin antlaĢmayı bozmadıklarını, ancak Benî Bekr‟lere yardım edip, Onların su ihtiyacını karĢıladıklarını, Muhammed‟e iletmesini istediler.166 Huzâalar Bekroğullarının ve KureyĢ‟li müĢriklerin kendilerine yaptıklarını, Medine‟ye gelerek Hz. Peygamber‟e anlatmıĢlar ve yardım istemiĢlerdi. Hz. Peygamber, KureyĢ‟lilerin Hudeybiye‟de imzalamıĢ olduğu antlaĢmayı, tek taraflı olarak fesh ettiklerini görünce çok sinirlenmiĢ ve “Eğer kendime yardım ettiğim gibi, Huzâa‟lılara yardım etmezsem bende yardım görmeyeyim” buyurarak, KureyĢ müĢriklerine mektup gönderdi. Bu mektupta, ya Benî Bekr ile olan ittifaktan vazgeçilmesini ya da Huzâa‟lılardan öldürülenlerin diyetlerinin ödenmesi istenmekteydi. Bunlardan birinin yapılmaması halinde, KureyĢ‟lilerle çarpıĢılacağı bildiriliyordu.167 KureyĢ müĢrikleri Hudeybiye antlaĢmasını yenilemesi için, Ebu Süfyan‟ı Medine‟ye gönderdiler. Ebu Süfyan ilk önce Medine‟de bulunan, Hz. Peygamber‟in zevcesi ve kendi öz kızı olan Ümmü Habibe‟nin yanına gelerek, yardım isteğinde bulundu. Ümmü Habibe babası müĢrik olduğu için saygı göstermedi. Ebu Süfyan mescide Hz. Peygamber‟in yanına geldi ve antlaĢmayı yenilemesini istedi. Hz. Peygamber cevap bile vermedi. Hz. Peygamber‟den yardım göremeyen Ebu Süfyan, yardım isteğiyle Hz. Ebu Bekir‟e gitti.Hz. Ebu Bekir, olanları Ömer‟e anlatmasını söyledi. Ebu Süfyan Hz. Ömer‟in yanına gitti ve Hz. Ömer‟den antlaşmayı yenilemesini, halkın arasını düzeltmesini istedi. Hz. Ömer “Demek antlaşmayı bozdunuz. Eğer ondan bir şey kalmışsa Allah onu da yok etsin. Ben sizin için Resûllulah‟tan af mı dileyeceğim? Eğer bana kalacak olsa en ufak bir bahane bulup sizinle çarpışırım” diyerek Ebu Süfyan‟ı azarlayarak, istediği Ģeyi reddetmiĢti.168 Hz. Ömer‟den beklemediği sözleri iĢiten Ebu Süfyan: “Sen ve akrabaların kötülükle cezalanasınız. Kavmine karşı senin kadar katı ve kötü davranan görmedim.” dedi ve oradan uzaklaĢtı.169 Ebu Süfyan birçok kiĢiden daha yardım istedi. Ama umduğunu bulamayarak Mekke‟ye geri döndü. Olanları tek tek müĢriklere anlattı ve sonra da Hattab‟ın oğlu Ömer‟in yanına gittiğini, O‟nu daha düĢman bulduğunu söyledi. 166 Vâkıdî, Megâzî, III/18; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 366,367. Hamidullah, a.g.e., 98; Yücel, a.g.e., 200. 168 Vâkıdî, Megâzî, III/26; Fayda, a.g.e., 67; Sallâbi, a.g.e., 64. 169 Berki, Keskioğlu, a.g.e., 368. 167 43 Hz. Peygamber ashabına sefer için hazırlanmalarını, sonra da Mekke ye doğru gidileceğini bildirdi. Hz. Peygamber Mekke‟ye giden dağ yollarını ve geçitlerini nöbetçilere tutturdu ve gözetletti. Hz. Ömer‟i de bu geçitler ve nöbetçiler üzerine denetçi olarak görevlendirdi. Hz. Ömer bu yollar ve geçitler üzerinde durmadan dönüp dolaĢmaktaydı ve nöbetçilere “Gizlice Mekke‟ye gitmek isteyen kimseyi bırakmayacaksınız, onları geri çevireceksiniz” diyordu.170 Mekke‟nin fethi için toplanan mevcut 10.000 kiĢi idi. Yolda gelip katılanlar ile bu mevcut 12.000 kiĢi olmuĢtu.171 Sahabeden Hâtıb b. Ebi Beltea bir kadınla Mekke‟lilere mektup gönderdi.Daha sonra bu mektup yakalandı ve mektupta, “Hz. Muhammed kesin olarak üzerinize yürümektedir. Hazırlıklı ve uyanık olunuz. Tedbirinizi alınız” yazılı idi. Bu mektup yakalandığı zaman Hz. Peygamber, Hatıb b. Ebi Beltea‟yı sorguya çekti: “Niye böyle bir iş yaptın.” buyurdu.172 Hâtıb b. Ebi Beltea: “Ya Resûlullah! Ben dinimden asla dönmedim. Ama Medine‟de eşim ve çocuklarım bulunmakta ve onları koruyacak hiçbir kimsem yok. Belki bu yazdıklarımdan dolayı, Mekke‟lilerin zararlarından çoluk çocuğumu korumak istedim.”dedi. Hatıb‟ın bu sözleri üzerine Hz. Ömer, bu adamın Allah‟a, Allah‟ın Resûl‟üne ve müminlere hainlik ettiğini söylemiĢ, boynunu vurmak için Resûlullah‟tan izin istemiĢtir.173 Resûlullah: “İzin versem onu öldürür müsün?” buyurdular. Hz. Ömer:“Evet!”dedi. Peygamber Aleyhisselam Hz. Ömer‟e: “Onun Bedir savaĢına katılmıĢ olduğunu Allah‟ın bu yüzden onlara: „Siz istediğinizi yapın cennet size vacip olmuĢ‟ dediğini söylediği zaman Hz. Ömer‟in gözleri yaĢlarla doldu ve hüzünlenerek,“Allah ve Resûl‟ü daha iyi bilir” diyerek konuyu kapattı. Resulullah ile Hz. Ömer arasında geçen konuĢmadan elde edeceğimiz dersler ve ibretler vardır. Casus hakkında verilecek hüküm öldürmektir. Fakat Resûlullah bunu yapmamıĢtır. Hz. Ömer‟in din konusunda tavizsiz olması. Onun bu tutumu Hatıb‟ın boynunu vurmak istemesiyle ortaya çıkmaktadır. Hz. Ömer Hatıb hakkında ki münafık sözünü lafzen söylemiĢ, ıstılahı anlamda kullanmamıĢtır. Resûlluh‟ın sözleriyle, Hatıb‟a cezasını vermeyi düĢünen bir adam pozisyonu içinde haĢyet ve teessür hissedip, Allah ve Resûlü daha iyi bilir demiĢtir.174 170 Sarıçam, Hz. Ömer, 57,58. Taberî, a.g.e., III/114. 172 Hamidullah, a.g.e., 99,100. 173 Sallâbi, a.g.e., 64,65; Yücel, a.g.e., 202,203. 174 Sarıçam,Hz. Ömer,58; Bursalı, a.g.e., 38; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 369; Gazali, a.g.e., 371. 171 44 O sırada Ebu Süfyan Müslüman olmuĢ ve Resûllulah‟ın huzuruna vararak, Müslüman olduğunu haber verdi ama Hz. Peygamber ondan yüzünü çevirmiĢtir. Ebu Süfyan‟ı orada gören Hz. Ömer:”Ey Allah‟ın düşmanı. Resûlullah‟ı ve ashabını inciten sensin. Sen düşmanlığını yeryüzünün doğularına ve batılarına kadar ulaştırdın.” dedi. Müslümanlardan hiçbir kimse, Müslüman oldu diye, Ebu Süfyan‟a iltifat etmedi. Hz. Abbas ile karĢılaĢan Ebu Süfyan, durumunu ve KureyĢ‟in baĢına gelecekleri O‟na anlattı. Hz. Abbas Ebu Süfyan için Resûlullah‟tan eman dilemeyi teklif etti. Ebu Süfyan‟ı katırının terkisine bindirdi ve Resûlullah‟a doğru götürdü. Ebu Süfyan‟ı gören Hz. Ömer, onlardan daha hızlı ve daha önce Resûlullah‟ın yanına gitti. “Ya Resûlullah! Bu Ebu Süfyan. Allah, onu bize akidsiz ve ahdsiz olarak ele geçirmek imkân ve fırsatını verdi. Bırak beni de onun boynunu vurayım” diye ısrar etti. Hz. Ömer‟in bu ısrarını gören Hz. Abbas, “Ya Resûlullah. Ben Ebu Süfyan‟a öldürülmeyeceğine dair eman verdim. Ey Ömer! Ebu Süfyan Adiy b. Ka‟b oğullarından bir kimse olsaydı, böyle söylemezdin. Sen onun Abdi Menaf oğullarının erkeklerinden olduğu için boynunu vurmak istiyorsun” diye, Hz. Ömer‟e sitem etti. Hz. Abbas‟ın bu sitemine Hz. Ömer:“Sus Ey Abbas! Babam Hattab sağ olup Müslüman olsaydı ona, senin Müslüman olduğun gün sevindiğim kadar sevinmezdim.” dedi, bunun Hz. Abbas‟ın düĢündüğü gibi olmadığını söyledi.175 Hz. Peygamber Ebu Süfyan‟ın, Müslüman olup, selamete ermesini buyurarak, Ġslam‟a davet etti. Ebu Süfyan, Uzzâ adlı putu ne yapacağını ve ondan nasıl vazgeçeceğini söyledi. O sırada çadırın arkasında bulunan ve olanları iĢiten Hz. Ömer, Uzzâ adlı putun üzerine iĢeyip, onu terslemesini istedi. Eğer çadırın dıĢında olsaydın bu sözü ağzına alamazdın dedi. Ebu Süfyan Hz. Ömer‟e, “Senin baban da sert ve kaba idi. Sen de baban gibisin. Ey Hattab‟ın oğlu ben sana gelmedim. Ben amcamın oğluna geldim. Bırak beni, amcamın oğlu ile konuşayım” diye Hz. Ömer‟i uyararak, yanlarından ayrılmasını istedi.176Amcaoğlundan kastı Resûlullah idi. Sonra Ebu Süfyan Ģahadet getirerek Müslüman oldu. Hz. Peygamber Ebu Süfyan‟ın evine giren kurtulmuĢtur buyurarak onu Ģereflendirdi. Mücahitler alaylar halinde Mekke‟ye doğru ilerliyorlardı. Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in alayını yönetiyordu ve sırtına da zırh gömlek giymiĢti.177 Hz. Ömer 175 İbn Hişam, a.g.e., IV/45; Taberî,Târih, III/166; Sarıçam, Hz. Ömer,58; Vakıdî, Megâzî; III/42,53,52. Hamidullah, a.g.e., 101; Sallâbi, a.g.e., 65,66; Fayda, a.g.e., 67; Bursalı, a.g.e., 40. 177 Vakıdî, Megâzî; III/56,57; Hamidullah, a.g.e., 103. 176 45 saf düzenini bozdurmamak için bağırıyor, “Ahiriniz evvelinize gelip kavuşuncaya kadar yavaş yürüyünüz” diye emirler vererek alay çavuĢluğu yapıyordu. Hz. Ömer‟in sözlerini iĢiten Ebu Süfyan Hz Abbas‟a, “Az ve önemsiz olan Adiyy oğullarının bundan sonra işi iş” diyerek hayıflandı. Hz. Abbas, “Allah dilediği kimseyi dilediği şeyle yükseltir. Muhakkak ki Ömer de İslamiyet‟in yükselttiği kişilerdendir” diye cevap verdi ve hayıflanmamasını söyledi.178 Hz. Peygamber, H.8. yılda Ramazan ayından 13 gün geçtikten sonra Cuma günü, son derece mütevazi bir halde baĢında siyah bir sarıkla, devesinin üzerinde Fetih süresini okuyarak Mekke‟ye girdi.179 Kendisi Bathâ‟da iken, Kâbe‟nin içindeki tüm resimleri imha etme görevini Hz. Ömer‟e verdi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer‟i, Osman b. Talhadan Kâbe‟nin anahtarını almakla görevlendirdi.180 Mekke feth olunduğu gün Hz. Peygamber, Mekke‟nin eĢrafına Müslüman olmaları için haber gönderdiğinde, Hz. Ömer kendi içinden, “Allah onlara hâkim olma fırsatını Ģimdi bize vermiĢtir. GeçmiĢte yapmıĢ oldukları kötülükleri anlatıp, baĢlarına kalkayım” diye düĢündü. Hz. Peygamber‟e Hz. Ömer‟in düĢündükleri Yüce Allah tarafından haber verildi. Daha sonra Hz. Ömer, istemeden düĢündüğü Ģeyler için piĢmanlık duyduğunu ve Resûlullah‟tan utandığını söyleyerek, af etmesini istemiĢtir.181 Mekke‟liler Safâ tepesi üzerinde, Hz. Peygamber‟e bey‟at için toplandılar. Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in beri tarafında durarak, halkın ellerinden tuttu, “Güçleri yettiği kadar Allah ve Resûlünün buyruklarını dinleyip, itaat edeceklerine dair” Hz. Peygamber adına birer birer bey‟atlarını aldı.182 Bey‟at alırken Hz. Ömer,Hz. Peygamber‟in buyruklarını bey‟at edeceklere duyurmakta ve ulaĢtırmaktaydı. Hz. Ömer, Erkeklerin bey‟atından sonra kadınların da bey‟atlarını aldı.183 2.4.8. Huneyn Gazvesinde Hz. Ömer Mekke‟nin fethinden sonra Hevâzin ve Sakif kabileleri, Hz. Peygamber‟in Medine‟den yola çıktığını iĢitmiĢler ve kendilerini üzerine yürüyeceğini zannederek, 178 Vakıdî, Megâzî; III/57; Sarıçam, Hz. Ömer, s.59. Hamidullah, a.g.e., 104,105; Yücel, a.g.e., 207. 180 Sarıçam; Hz. Ömer,59; Fayda, a.g.e., 67; Vakıdî, Megâzî; III/69. 181 Köksal, a.g.e.,V-VI, 818. 182 Taberî, Târih, III/12. 183 Köksal, a.g.e.,V-VI, 829; Ağırakça, a.g.e., 22 179 46 Evtas‟ta ordugâhlarını kurmuĢ ve ondört bin asker toplayarak, savaĢ hazırlığı yapmıĢlardı.184 Hz. Peygamber‟in her iki kabilenin savaĢmak için hazırlandıklarını iĢitince, Abdullah b. Ebi Hadrad adlı sahabeyi, düĢman ordugâhına bilgi toplamak için gönderdi. Abdullah b. Ebi Hadrad orada iki gün kaldı. Duyduğu, gördüğü, iĢittiği Ģeyleri Hz. Peygamber‟e anlattı. Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i yanına çağırdı ve Abdullah b. Ebi Hadrad‟ın haber verdiği Ģeyleri ona da anlattı. 185 Bu sözleri iĢiten Hz. Ömer, Ġbn Hadrad‟ın doğruyu ifade etmediğini söyledi. Bunun üzerine Ġbn Hadrad, “Ey Ömer! Sen şimdi beni yalanladığın gibi vaktiyle Hakkı‟da yalanlamıştın. O zaman yalanladığın zat benden daha hayırlı idi” diyerek, Hz. Ömer‟in Müslüman olmadan önceki yaptığı yanlıĢ Ģeyleri anlattı. Hz. Ömer, “Ya Resûlullah! İbn Ebi Hadrad‟ın söylediklerini işittin mi?” diye sordu. Belki de Hz. Peygamber‟in Ġbn Hadrad‟ı, söylediği sözlerden dolayı kınayacağını düĢünmüĢtü. DüĢündüğünün tam tersi olmuĢ, Hz. Peygamber, “Doğru söylüyor ey Ömer! Vaktiyle sen yolunu şaşırmıştın. Allah sana doğru yolu göstermişti” buyurarak konuyu kapattı.186 Müslümanların sayıları 10.000 kiĢi idi. 2000 kiĢi de Mekke‟li olmak üzere toplam 12.000 kiĢi olmuĢlardı. Muhacirlerin sancağını Hz. Ali, bayraklarını da Sa‟d b. Ebi Vakkas‟la Hz. Ömer taĢıyordu.187 SavaĢ baĢlayınca Hevâzin‟lilerin, Ġslam askerlerinden ilk karĢılaĢtıkları kimseler, genellikle zırhsız, aceleci, silahsız ve toy gençlerdi. Buna rağmen onlar Hevâzin‟lileri yenilgiye uğrattılar. Hevâzin‟lilerin kesin yenildiklerini sanarak, yerlerini terk edip ganimet toplamaya baĢladılar. Bunun üzerine Hevâzin‟lilerin keskin niĢancı olan ok atıcıları, onları ok yağmuruna tuttu. Ġslam askerleri bozularak geri kaçmak zorunda kaldı.188 Ümmü Hâris adlı kadın sahabe bozgundan kaçanları görünce Hz. Ömer‟e, Müslümanların hali niye böyle oldu diye sordu. Hz. Ömer, “Bu Allah‟ın işidir” diyerek, her Ģeyde bir hayrın olduğunu söyledi.189 Hz. Ömer savaĢ esnasında, Hz. Peygamber‟in yanından ayrılmayarak, Peygamber‟i koruyan az sahabeden biriydi.190Ġslâm askerlerinin kaçıp, düĢman 184 Taberî, a.g.e., III/125-126; Vâkıdî, Megâzi, III/120,121; Yücel, a.g.e., 213. İbn Hişam, a.g.e., IV/82-83. 186 Taberî, a.g.e., III/127; Vâkıdî, Megâzi, III/128. 187 Köksal, a.g.e.,VII – VIII, 39. 188 Yüce, a.g.e., 215,216. 189 Köksal, a.g.e.,VII – VIII, 43. 190 Sarıçam, Hz. Ömer,64; Fayda, a.g.e., 68. 185 47 ordularının kendisine doğru geldiğini gören Hz. Peygamber, “Bu yüzler kara olsun” diye dua etti. Allah‟ın izniyle tekrar Müslümanlar müĢriklere galip geldi.191 Huneyn savaĢında altı bin esirin yanı sıra, yirmidört bin deve, kırkbinden fazla koyun ve bir miktar gümüĢ Müslümanların eline geçti. Hz. Peygamber bütün bu ganimetlerin Ci‟râne‟ye götürülüp, orada tutulması için emir verdi.192Ci‟râne; Mekke‟nin 24 km Kuzeydoğusunda bulunan bir yer idi. 193 2.4.9. Taif KuĢatmasında Hz. Ömer Evtas‟taki ordugâhta tutunamayan ve bozguna uğrayan Sakîf‟liler, Taif Ģehrine sığınıp Ģehrin kapılarını kilitlediler. SavaĢ hazırlıklarını tamamlayarak savaĢmaya hazırlandılar.194Hz. Peygamber,Huneyn‟den sonra etrafı sağlam surlarla çevrili, Taif Ģehrine hareket ederek burayı kuĢattı. Taif‟liler, surları yeni tamir etmiĢ ve bir yıl yetecek kadar da erzak depolamıĢlardı.195 Ġslam ordugâhı Taif surlarına çok yakındı. Taif‟liler Müslümanların saldırmasına fırsat vermeden, onları ok yağmuruna tutmuĢlardı. Sakif‟ler, Taif‟ten Müslümanlara on dokuz gece ok ve taĢ atarak savaĢtılar. Günlerce en Ģiddetli Ģekilde ok savaĢı yapıldı.196Taif‟in feth edilememesi üzerine Hz. Peygamber, Taif‟teki üzüm bağlarının yakılmasını veya kesilmesini, herkesin meyvesi yenmeyen ağaçlardan beĢer tane kesmesini emretti.197 Hz. Ömer Taif‟te bulunan Süfyan b. Abdullah es-Sakafi‟ye, çoluk çocuğunun geçimi olan üzüm asmalarını keseceklerini haber verdi. Süfyan b. Abdullah esSakafi, Hz. Ömer‟in söylediklerini yapmayacağını düĢünmüĢtü. Cevap olarak, su ile toprağın yerinde durduğunu, gerekirse tekrar dikeceklerini dile getirdi. Süfyan b. Abdullah es-Sakafi, Müslümanların ciddi olduğunu ve üzüm asmalarının kesildiğini gördü. Dayanamadı ve Hz. Peygamber‟den mallarını kesmemelerini, Allah‟ın rızasını ve akrabalık haklarını gözeterek, üzüm asmalarını bırakmasını istedi. 191 Hamidullah, a.g.e., 13; Gazali, a.g.e., 384,385. İbn Hişam, a.g.e., IV/101; Taberî, Târih, III/132. 193 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 216. 194 Taberî, Târih, III/132;. 195 Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 217. 196 Taberî, Târih, III/133. 197 Vâkıdî, Megâzî, III/159; Hamidullah, a.g.e., 195. 192 48 Süfyan b. Abdullah es-Sakafi‟nin bu isteği üzerine, Hz. Peygamber üzüm asmalarını kestirmekten vazgeçti.198 KuĢatma sırasında Sahabeden Uyeyne b. Hısn, Taif‟lileri Ġslam‟a davet etmek ve savaĢmaktan vazgeçirmek maksadıyla, Hz. Peygamber‟den izin alarak Taif kalesine girdi. Taif müĢriklerine, silahların çok, akarsularının bol olduğunu söyledi. Katiyen Hz. Peygamber ve ashabından korkmamalarını, Müslümanlarla savaĢmaya devam etmelerini istedi.199 Taif‟ten döndü ve Hz. Peygamber‟e, Taif‟lileri Ġslam‟a davet ettiğinisöyledi. Hz. Peygamber Uyeyne b. Hısn‟ın anlattıklarını, suratını asarak sonuna kadar dinledive sonra Uyeyne‟ye:“Hayır! Sen yalan söylüyorsun. Onları İslam‟a davet etmedin. Şunları şunları söyleyerek onları daha iyi fitledin.” buyurdular. Uyeyne b. Hısn, Resûlullah‟ın doğru söylediğini ama inancından zerre kadar bir Ģey kaybetmediğini söyledi. Taif‟lilere söylediği bu sözler için, Allah‟tan mağfiret dileyerek, tövbe etti. Hz. Ömer, Resûlullah‟tan Uyeyne b. Hısn‟ın boynunu vurmak için izin istedi. Hz. Peygamber, “Ġnsanlar Muhammed ashabını öldürüyor derler” diye izin vermedi.200 buyurarak Hz. Hz. Peygamber, Ömer‟e, “Taif‟in Ģimdilik Müslümanların fethedileceğini kuĢatmayı kaldırıp, sanmıyorum” göç etmeye hazırlanmalarını ilan ettirdi.201 Taif‟in feth olunmadan gidileceğine, bazı Müslümanların gönülleri razı değildi. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer‟e gelerek, Hz. Peygamber‟e savaĢmaya devam etmelerini söylemelerini istediler. Hz. Ömer bu iĢe karıĢmaktan kaçındı: “Hudeybiye antlaĢmasında itiraz ettim. Fakat sonucun Müslümanlar için hayırlı olduğunu gördüm. Bir daha Resûlullah‟ın kararlarına itiraz etmeyeceğim. Resûlullah, en doğru ve en iyisini bilendir.”dedi.202 Taif kuĢatmasından sonra Hz. Peygamber Ci‟râne‟ye döndü. Huneyn ganimetlerini halka dağıtmaya baĢladı.Hz. Ömer‟ede bir cariye verdi. Hz. Ömer o cariyeyi oğlu Abdullah‟a verdi. Sonra Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i Huneyn esirlerinin geri teslim etmeleri için muhacirlere gönderdi. Muhacirler Hz. 198 İbn Hişam, a.g.e., IV/126; Tâberî, Târih, III/133; Vâkıdî, Megâzî, III/162,163. Vâkıdî, Megâzî, III/166,167. 200 Vâkıdî, Megâzî, III/212; Sarıçam,Hz. Ömer,64. 201 İbn Kesîr, a.g.e., 807; Sarıçam,Hz. Ömer,64. 202 Sarıçam, Hz. Ömer, 64; Köksal, a.g.e., VII-VIII, 90; Gazali, a.g.e., 394; Fayda, a.g.e., 68. 199 49 Peygamber‟in isteği üzerine, esirleri serbest bıraktılar. Hevâzin‟liler gelip Abdullah b. Ömer‟den, o cariyeyi geri aldılar. 203 Hz. Peygamber ganimetleri dağıttığı sırada, Benî Temim kabilesinden Zülhuvaysıra adlı kiĢi Hz. Peygamber‟in huzuruna gelerek, adaletli olmasını ve malları eĢit bölüĢtürmesini istemiĢti. Hz. Peygamber hüzünlendi ve o kiĢiye sitem etti. “Yazıklar olsun sana. Ben adalet yapmazsam kim yapar.” buyurdu. Resûlullah‟ın üzüldüğünü gören Hz. Ömer, Zülhuvaysıra‟nın boynunu vurmak için izin istedi. Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟e izin vermedi ve konuyu kapattı. Bu konuda Hz. Ömer‟in gösterdiği büyük bir davranıĢa Ģahit olmaktayız. Önünde hakkın çiğnenmesine sabrı yoktur onun. Risalet ve Nübüvvetin kudsiyetini çiğneyenin karĢısında gösterdiği tavır, gerçektende takdire Ģayandır.204 2.4.10. Tebük Seferinde Hz. Ömer Tebük; Vâdi‟l-kurâ ile ġam arasında bulunmakta olup kalesi, akarsuyu ve hurma bahçeleri olan bir yerdir. Seferin nedenini Hz. Ömer Ģöyle anlatıyor: “Gassan hükümdarlarından birinin üzerimize yürümek istediğini ve savaĢmak için atlarını nallatmakta olduklarını haber almıĢtık. Yüreklerimiz onların saldırma endiĢesiyle doluydu. Çünkü Müslümanlar için Rumlardan daha korkunç düĢman yoktu. Onların sayılarını askeri hazırlıklarını gidip gelen tüccarlardan öğrenmiĢtik.”205 Hz. Peygamber Rumlarla savaĢmak için Mekke‟ye ve Müslüman Arap kabilelerine adam gönderdi. O sıralarda Arabistan‟da kıtlık ve kuraklık vardı. Sıcaklık çok Ģiddetli idi. Halk geçim sıkıntısı içindeydi. Bu nedenle Hz. Peygamber Müslümanlardan Allah yolunda canları ve mallarıyla cihat etmeleri için, orduya maddi yardım etmelerini istiyordu. Müslümanlar birbirleriyle yarıĢarak ellerinde neyi var, neyi yoksa Resûlullah‟a getirdiler.206 Hz. Ömer, vaktiyle Hz. Ebu Bekir, bütün hayırlı iĢlerde beni geçmiĢti. Ben de bu gün onu geçeyim diye, servetinin yarısını Tebük ordusuna bağıĢlamıĢtı. Hz. Ebu Bekir‟in malının tamamını, Tebük ordusuna bağıĢlayarak dört bin dirhem verdiğinden haberi yoktu. Hz. Peygamber Hz. Ebu Bekir‟e, ev halkına ne 203 Sarıçam, Hz. Ömer, 64; Berki, Keskioğlu, a.g.e.,393. Sarıçam, Hz. Ömer,65; Sallâbi, a.g.e., 67. 205 Yücel, a.g.e., 230; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 407. 206 İbn Hişam, a.g.e., IV/161; Tâberî,a.g.e., III/143; Gazali, a.g.e., 400. 204 50 bıraktığını sormuĢtu. Ebu Bekir, Allah ve Resûl‟ünü bıraktığını söylemiĢ ve sadakatini göstermiĢti.207 Hz. Ebu Bekir‟de ki samimiyeti gören Hz. Ömer,“Ey Ebu Bekir! Anam, babam sana feda olsun. Artık hayırlı her şeyde seni geçemeyeceğim” diyerek ağladı.208 Hz. Ömer malının yarısını Tebük ordusuna bağıĢlayıp, Hz. Peygamber‟e getirdiği zaman münafıklardan birisi,“Ey Ömer! Malının yarısını getirmekle gösteriş mi yapıyorsun?” diye soru sormuĢtu. Bu soruya Hz. Ömer Ģöyle cevap verdi. “Gösteriş Allah ve Resûl‟üne ise evet ama başkalarına ise hayır.”209 Diğer Müslümanlarda mallarını sefer için bağıĢladılar. Sefer için toplanan Müslümanların sayısı divan defterine sığmayacak kadar çoktu. 10.000 at 12.000 veya 15.000 tane deve bulunuyordu. Tebük seferine H.9. Yılda Receb ayında, PerĢembe günü Resûlullah komutasında çıkıldı.210 Sefer sırasında orduda su sıkıntısı çekilmekteydi. Hz.Ömer bu durumu Ģöyle anlatır: “Konak yerlerinden birinde konduk ve orada dayanılmaz bir susuzluğa uğradık. Boyunlarımız kopacak zannettik. Hatta bazıları devesinin iĢkembesindeki tersini sıkıp suyunu içiyordu.”211 Hz. Peygamber Hz. Ebu Bekir‟in ricasıyla yağmur yağması için Allah‟a dua etti. Allah‟ın izniyle hemen yağmur yağdı. Ordu susuzluktan kurtuldu. Hz. Ömer: “Dönüp baktığımızda yağan yağmuru ordugâhtan öteye geçmiĢ bulmadık. Yeryüzünde sadece o ordunun bulunduğu yere yağmıĢtı.” dedi. Hz. Ömer, Tebük seferi arasında abdest alınırken abdest azaları birer kez yıkandığını belirtmiĢtir.212 Müslümanlar sefer sırasında, ġam taraflarında bir yerde veba (taûn) hastalığı zuhur ettiğini iĢitmiĢlerdi. Hz. Peygamber ġam üzerine yürüyüp yürümeme hususunda, ashabıyla istiĢare etti. Hz. Ömer,“Gitmekle emrolundunsa git Ya Resûlullah” diye görüĢünü belirtti. Resûlullah: “Eğer öyle bir emir gelseydi zaten size danışmazdım.” buyurdular. Hz. Ömer: “Ya Resûlullah! Rumların sayıları çoktur. Orada ise tek bir Müslüman yoktur. Senin onların yanına kadar gelmiş olman onları korkutmuştur. Uygun görürsen bu yıl buradan geri dön. Yahut yüce Allah sana bu husustaki emrini bildirecektir.”dedi.213 207 Sivâsi, a.g.e.,23; Ağırakça, a.g.e., 23. Vâkıdî, Megâzî, III/226,227; Sallâbi, a.g.e., 68; Fayda, a.g.e.,68. 209 Vâkıdî, Megâzî, III/326; Yücel, a.g.e., 232. 210 Vâkıdî, Megâzî, III/238; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 412. 211 İbn Kesîr; a.g.e., 591. 212 İbn Hişam, a.g.e., IV/165. 213 Vâkıdî, Megâzî, III/255; İbn Kesîr, a.g.e.,591; Sarıçam,Hz. Ömer,66. 208 51 Tebük seferinden ayrılırken ordu toplandığı zaman azıklar tükenmiĢ yiyecek bir Ģeyler yoktu. Müslümanların iyice sabrı tükenmiĢti. Bazı kimseler Hz. Peygamber‟e gelip, “Su taĢıyan develeri kesip etlerini yesek” diye sordular. Hz. Peygamber, develerin kesilip, etlerinin yenmesine izin verdi. Su taĢıyan develerin kesileceğini haber alan Hz. Ömer, Müslümanlara develeri kestirmedi ve ben gelene kadar bekleyin diyerek, doğruca Hz. Peygamber‟in yanına gitti, “Ya Resûlullah! Develeri kesersek üzerine binilecek hayvan azalır. Böyle yapma. Develer çok zayıflamıştır. Sen yiyecekleri bir araya getir ve onlar üzerine bereket duası yapsan olmaz mı?” diye Resûlullah‟a ricada bulundu. Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟in ricası üzerine yiyecekleri bir araya toplattı ve bereket duası yaptı. O kadar çoğaldı ki ordugâhta yiyecek dolmadık hiçbir kap kalmadı.214 2.4.11. Veda Haccında Hz. Ömer Hz. Peygamber, H.10. yılda Zilkâde ayında Medine‟de ki Müslümanlara hac için hazırlanmalarını,emretti. Hz. Peygamber ile hacca gidenlerin sayısı 14.000 kiĢiden fazlaydı. Hz. Ömer de Veda Haccında Hz. Peygamber ile birlikte idi. Hz. Peygamber Kâbe‟yi tavaf etti ve Hacerü‟l-Esved‟i istilâm etti.215 Sonra yanında bulunan Hz. Ömer‟e: “Ey Ömer! Sen güçlü kuvvetli bir adamsın. Hacerü‟l-Esved‟e erişmek için insanlara omuz vurma! İnsanları, zayıfları sıkıştırma. Ne rahatsız et ne de rahatsız edil. Olmazsa uzaktan el sürüp öpme işareti yap. Kelime-i tevhid oku. Tekbir getir, geç!” buyurdu.216 Resûlullah‟ın bu sözü, Hz. Ömer‟in aklından hiç çıkmamıĢ ve vefatına kadar uygulamıĢtır. Sıcaktan bunalan ve yorulan Hz. Peygamber, hacdan dönerken Medine yolunda, Cuhfe de bulunan Gadîr-i Humm mevkiinde konaklamak üzere durdu. Müslümanlara hitap etmek için ayağa kalktı,“Size iki ağır emanet bırakıyorum. Allah‟ın kitabı ve Ehl-i Beytim‟dir” buyurarak yanında bulunan Hz. Ali‟nin elinden tuttu. “Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır. Allah‟ım ona dost olana dost ol düşman olana düşman ol. Ona yardım edene yardım et” diye Allah‟a yalvardı. 214 Sarıçam, Hz. Ömer,66-67; Sallâbi, a.g.e., 68. Berki, Keskioğlu, a.g.e., 429. 216 İbn Kesîr, a.g.e., 734; Vâkıdî, Megâzî, III/337. 215 52 Resûlullah‟ın Hz Ali hakkında zikrettiği bu sözler, ileriki zamanlarda çok tartıĢılacaktır. Özellikle ġiiler, hiçbir Ģeye dayanmaksızın, sadece bu sözden dolayı, Resûlullah‟ın Hz. Ali‟yi kendinden sonra, halife olmasını söylediği zannına kapılmıĢlardır. Hz. Ebu Bekir‟in, Hz. Ömer‟in, Hz. Osman‟ın, halifeliği Hz. Ali‟den gasp ettiklerini ifade etmiĢlerdir. Resûlullah‟tan, Hz. Ali hakkındaki sözlerini iĢiten Hz. Ömer, Hz. Ali‟yi gördüğü zaman, diyerek Hz.Ali‟yi tebrik etti ve kutladı.217 Onların arasında geçmiĢte de gelecekte de hiçbir Ģey olmayacaktı. Ömer Ali‟yi, Ali de Ömer‟i çok seviyor ve her Ģeyde birbirlerine danıĢarak iĢ yapıyorlardı. Hz. Ali, Ümmü Habib binti Rebia el Bekriyye‟den dünyaya gelen erkek çocuğuna Ömer ismini bile vermiĢtir. Öyle anlaĢılıyor ki Hz. Ali, Ömer‟e saygı, sevgi ve samimi duygular beslemekteydi.218 Hz. Ali bir konuĢmasında; Ömer‟in yanlıĢlıkları düzeltip Hz. Peygamber‟in yolundan ayrılmadığını, kınanacak herhangi bir davranıĢta bulunmadan vefat ettiğini, Allah‟tan çok korktuğunu ve bu hususta günah iĢlemediğini, zulmetmediğini ilan etmiĢtir.219 2.4.12. Usâme Ordusunda Hz. Ömer H.11. M.632 Safer ayında, Hz. Peygamber Mute savaĢında Ģehit düĢen, Zeyd b. Hârise,Câfer b. Ebu Talib ve diğer Müslümanların öcünü almak ve Rumlarla savaĢmak için Müslümanlara hazırlanmalarını emretti. Bu orduya da Zeyd b. Hârise‟nin oğlu, Usâme b. Zeyd‟i komutan olarak atadı.220 Bu orduya birçok ünlü sahabe de katılmıĢtı. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Ebu Ubeyde b. Cerrah… Ayrıca bu kiĢiler komutanlık konusunda bilgi ve deneyim olarak Usâme b.Zeyd‟den üstün idiler. Bu nedenle muhacirlerden bazı kiĢiler, “Usâme on sekiz, on dokuz yaşlarında bir genç. Şu genç çocuk, ilk muhacirlerin üzerine nasıl komutan olur,” diye sitem ediyorlardı. Onlar da biliyordu ki, Resûlullah yanlıĢ iĢ yapmazdı. Muhacirler ileri geri konuĢurken ve böyle söylentiler etrafta yayıldı. Hz. Ömer söylenen sözlerden rahatsız oldu. Hz. Peygamber‟in yanına giderek,söylenenleri haber verdi. Hz. Peygamber minbere çıktı ve insanlara 217 Arı, S. (2011). İmamiye Şia’sı Kaynaklarına Göre İlk Üç Halife, İstanbul:Düşün Yayıncılık, 63. Zahîr, İ. İ. (1999). eş-Şîa ve Ehlü’l- Beyt, Lahor, 129. 219 Zahîr, a.g.e., 94. 220 Tâberî, Târih, III/188. 218 53 seslendi, “Usâme ve babası her ikisi de iyiliğe layıktır. Size Usâme‟yi tavsiye ediyorum. O sizin hayırlı olanlarınızdan ve bu iĢe elveriĢli bulunanlardandır” buyurarak, askerlerden Usame‟ye itaat etmelerini istedi.221 Kalpleri iyice mutmain olan sahabe, söylediklerinden dolayı piĢman oldular ve savaĢ hazırlığını hızlandırdılar. 221 Yücel, a.g.e., 252; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 436. 54 2.5. Hz. Peygamber (s.a.v)’Ġn Vefatı ve Hz. Ömer’in Durumu Hz. Peygamber, 29 Safer 17 Mayıs 632 ÇarĢamba günü hastalandı.222 Hastalığını Hz. AiĢe‟nin evinde geçirmek için diğer hanımlarından izin almıĢ ve onlara haklarını helal etmesini söylemiĢtir. Hz. Peygamber Ģiddetli bir Hummâ‟ya (Ģiddetli sıtma) tutulmuĢ ve tir tir titriyordu. Üzerini Ģilte ile örtmüĢlerdi. Resûlullah ilk defa böyle bir hastalığa yakalanmıĢ ve uzun süre yatakta kalmıĢtır. 2.5.1. Kırtâs Hadisesi Kırtas; Yunanca yaprak veya papirüs yaprağı anlamına gelen, chartes kelimesinden türetilmiĢ bir kelime olmakla birlikte, kâğıt anlamına gelmekteydi.223 Kırtas/Karâtîs kelimesi, Kur‟ân-ı Kerimde En‟am suresi 6/7, 91. ayetlerde de geçer. PerĢembe günü Hz. Peygamber‟in hastalığının Ģiddetlendiği gündür. O sırada evinde sahabeden bazıları ve Ömer b. Hattab gibi zâtlar da bulunuyordu. Hz. Peygamber yanında bulunanlardan, “Size bir yazı yazayım ki bundan sonra hiçbir zaman delalete düşmeyesiniz ve doğru yoldan sapmayasınız” diyerek kâğıt, kalem getirmelerini istedi.224 Hz. Peygamber, bu sözü söylediği zaman, hastalığı Ģiddetliydi. Hz. Ömer, Resûlullah daha fazla yorulmasın, hastalığı geçince söylemek istediklerini o zaman söylesin gibi, iyi niyetli bir düĢünceyle, “Yanımızda Kur‟ân var. Allah‟ın kitabı bize yeter” sözleri ağzından çıktı.225 Hz. Ömer‟in bu sözü daha sonraki zamanlarda çok tartıĢılacaktır. Özellikle ġiî kaynaklı kitaplarda Hz. Ömer‟e iftira atılarak, Hz. Ali‟nin halifeliğine engel olduğu söylenmektedir. Eğer Hz. Ömer kâğıt kalemin getirilmesine izin verseydi, Hz. Peygamber Hz. Ali‟yi, kendinden sonra yerine halife bırakacağını yazacaktı denilmektedir.226 Hz. Ömer‟in buradaki sözünde ince bir anlayıĢ vardır. Hz. Peygamberin kendileri için üstünden kalkamayacakları bir Ģey yazmasından korkmuĢtur. Allah‟ın Kur‟ân‟ı bize yeter diyecekti. Çünkü “Bu kitapta hiçbir Ģeyi eksik bırakmadık-En‟am 6/38”, “Bugün size dininizi tamamladım-Maide 4/3” ayetleri vardı. Hz. Peygamber, 222 Sarıçam, Hz. Ömer,68. Watt, W. M. (1998). Kur’ân’a Giriş (Çev: Süleyman Kalkan). 1. Baskı, Ankara Okulu Yayınları, 471. 224 Sallâbi, a.g.e., 85; Yüksel, a.g.e., 82; Hizmetli, S. (2011). İslam Tarihi İlk Dönem, Ankara:Ankara Okulu Yayınları, 412. 225 Köksal, a.g.e.,VII-VIII, 737. 226 Fıglalı, E. R. (1984). İmamiyye Şiası, İstanbul, 22-42, 209-219; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 438,439. 223 55 o an acılar içinde üstelik kızgın olduğu için, Hz. Ömer yazmasını arzu etmemektedir. ġia ile ehl-i sünnet arasında ihtilafa yol açan meselelerden biri olan Kırtâs olayıdır. Eğer Hz. Peygamber, Hz. Ali‟yi halife tayin etmek istese bu iĢi sonrada yapardı. Olaydan sonra üç Ģifahi vasiyet etmiĢtir. Arap yarımadasında müĢrik kalmayacak, kabilelerden gelen heyetler kendi zamanında olduğu gibi ikramla ağırlanacak, Ravi üçüncü nokta aklımda kalmamıĢ diyor. 227 ġii inanca göre kırtas olayından dolayı; Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Osman‟ın suçları pek büyüktür. Onlar Allah‟ın tayin ettiği ve Hz. Peygamberin bildireceği imamı kabul etmemiĢlerdi. Allah‟ın tayin ettiğini kabul etmemek sahabeleri küfre ve irtidata kadar götürebilirdi. Onların az bir grubu hariç, sahabe ve Hulafâı RâĢidînden üçüne soğuklukları ve düĢmanlıkları buradan gelir.228 O sırada Resûlullah‟ın baĢında bulunan kadınlardan birisi, Resûlullah‟ın istediğinin yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. O kadının sözü üzerine Hz. Ömer biraz sert çıkarak, öfkeli bir yüz ifadesiyle, “Sus siz onun sahibelerisiniz. O hastalandığında ağlar sıhhatli olduğu zaman boynunu tutar, boğazını sıkarsanız”diye, o kadını azarladı. Hz. Ömer, Resûlullah‟ı düĢünüyor ve rahat etmesini, kendisini yormamasını istiyordu. Bazıları Ömer‟in dediği doğrudur. Bazıları ise kâğıt kalem getirilmesini daha uygundur diye tartıĢmaya baĢladılar. TartıĢma büyümeye ve çığırından çıkmaya baĢladı. Daha hayatta iken ümmetini arasında ihtilaf çıktığını gören Resûllullah, bu tartıĢmalardan çok rahatsız oldu.Orada bulunanlara: “Yanımdan kalkınız benim yanımda tartışmayınız.” buyurdu.229 Resûllullah‟ın rahatsız olduğunu gören sahabe, özür dileyerek oradan ayrıldılar. Daha sonra Hz. Peygamber, hastalığı ağırlaĢtığı sırada Hz. AiĢe‟ye, “Babası Ebu Bekir‟i ve kardeşini çağır da bir yazı yazdıracağım” diye, onları çağırmasını istedi.230 Hz. Peygamber o sırada hastalığın Ģiddetinden dolayı bayıldı. Bayıldığı sırada Hz. Ebu Bekir yerine Hz. Ömer‟i çağırdılar. Hz. Peygamber ayıldığı zaman Hz. Ebu Bekir yerine Hz. Ömer‟i gördü. “Bana Ebu Bekir‟i çağırınız.” buyurarak tekrar bayıldı. Ayıldığı zaman Hz. Ebu Bekir‟in yerine Hz. Ömer çağırdıklarını görünce orada bulanlara kızdı. Hz. Peygamber hastalığının Ģiddeti biraz geçince minbere çıktı ve oturdu. Bu onun son minbere 227 Sallâbi, a.g.e.,86,87. Sarıcık, a.g.e., 42. 229 Sallâbi, a.g.e., 85,86,87. 230 Sivâsi,a.g.e.,41. 228 56 çıkıĢı ve son oturuĢu idi. Ümmetine son kez hitap edecekti. Yakında vefat edeceğini anlamıĢtı. Hüzünle ümmetine baktı ve: “Şanı yüce olan Allah bir kulunu dünya ile kendi katındaki nimetler arasında muhayyel bıraktı. O kul da Allah katındakini seçti.231 Ey insanlar! Nefsinden korkan varsa ayağa kalksın da kendisi için dua edeyim.”buyurdu. Bir adam ayağa kalktı, “Ya Resûllullah. Ben çok yalancıyım. Hem de münafığım. Benim işlemediğim hiçbir kötülük ve günah kalmadı” diye hatalarını söyleyerek, Resûlullah‟tan dua temenni etti. Hz. Ömer, O kiĢiye, “Be adam kendini rezil ve rüsva eyledin.” diye adamı kınadı. Hz. Peygamber: “Ey İbn Hattab! Dünya rüsvalığı ahiret rüsvalığından hafiftir.”buyurarak o adama dua etti. Hz. Ömer birkaç Ģey daha söyledi. Hz. Peygamber Hz. Ömer‟in söylediklerine güldü ve “Ömer benimledir ve ben de onunlayım. Nerede olursa olsun hak Ömer iledir.” buyurarak, Hz. Ömer‟i övücü sözler söyledi.232Ömer artık mutluydu. Demek ki Resûlullah kendisinden memnun ve hoĢnut idi. 2.5.2. Hz. Peygamber’in Mescide açılan kapıları Kapattırması Hz. Peygamber hastalığı sırasında, mescidin çevresindeki evlerin kapılarının hepsini kapattırdı. Sadece Hz. Ebu Bekir‟in kapısını kapattırmadı. Onun kapısının açık durmasını istedi. Hz. Ömer, namaza çıktığı zaman bakayım diye, kendi kapısının da açık kalmasını, Resûlullah‟tan istedi. Hz. Peygamber, Hz. Ömer‟in bu teklifini reddetti ve Hz. Ömer‟in kapısının açık kalmasına izin vermedi.233 Bu Ömer için ağır bir durumdu ama yapacak bir Ģey yoktu. Resûlullah‟ın sözüne muhalefet etmeyi hiçbir zaman aklından bile geçirmemiĢti. Emre itaat ederek, kapısını kapattı. 2.5.3. Hz. Peygamber’in Hz. Ebu Bekir’i Namaz Kıldırmakla Görevlendirmesi Hz. Peygamber hastalığının Ģiddetinden dolayı, Müslümanlara namaz kıldırmaya takat getiremeyerek bayıldı. Ayıldığı zaman, Ebu Bekir‟e insanlara yatsı 231 Yücel, a.g.e., 252; Sallâbi, a.g.e., 85; Gazali, a.g.e., 460. Sarıçam, Hz. Ömer, 76; Köksal, a.g.e.,VII-VIII, 749. 233 Köksal, a.g.e., VII-VIII, 750. 232 57 namazını kıldırsın diye haber gönderdi.234 Hz. AiĢe, “Ya Resûlullah! Babam Ebubekir râkik-i hilkâttir. Senin yerine namaz kıldıracağını duyunca Kur‟ân okuyamaz sadece ağlar. Ağlamaktan dolayı da sesini kimseye işittiremez. Ömer‟e emretsen insanlara namazı o kıldırsın” diye ricada bulundu. Hz. AiĢe, yanında bulunan Hz. Hafsa‟ya:“Resûlullah‟a, Ömer‟e emret de insanlara namazı o kıldırsın de.” dedi. Hz. HafsaHz. Peygamber‟e böyle söyleyince, Hz. Peygamber: “Sus! Ebubekir‟e söyleyiniz. Namazı o kıldırsın.”buyurdular. Resûlullah bayıldı ve ayıldığı zaman Hz AiĢe‟ye: “Ebu Bekir‟e haber gönderdin mi?”buyurdular. Hz. AiĢe: “Ya Resûlullah! Ömer‟e emretsen, namazı o kıldırsa!” dedi. Hz. Peygamber Hz. AiĢe‟ye:“Muhakkak sizler de Yusuf (as)‟ın sahibeleri takımındaki kadınlar gibisiniz.” buyurdular.235Yerine namazı kıldırması için Hz. Ebu Bekir‟e adam gönderdi.236 Adam: “Ebu Bekir! Resûlullah, insanlara namaz kıldırmanı sana emretti.”dedi. Hz.Ebu Bekir Hz. Ömer‟e namaz kıldırmasını söyledi.Hz. Ömer, buna Hz. Ebu Bekir‟in buna daha layık olduğunu söyleyerek kabul etmedi.237 Hz. Ebu Bekir mihraba geçince kendisi tutamadı ağladı ve mihraptan ayrıldı. Müezzin, Hz. Ebu Bekir‟in namaz kıldıramayarak ağladığını ve ne yapmaları gerektiğini Hz. Peygamber‟e haber vermek için evine gitti. Hz. Peygamber baygın halde bulunduğu için, Hz Hafsa Resûllullah ayılıncaya kadar, Ömer‟in namazı kıldırmalarını söyledi.238Abdullah b. Zem‟a, Hz Ebu Bekir‟i cemaat arasında göremedi. O sırada Ömer oradaydı. Hz. Ömer‟e Cemaate namaz kıldırmasını söyledi. Hz Ömer tekbir alarak namazı kıldırmaya baĢladı. O sırada Hz. Peygamber ayılmıĢtı ve tekbir sesini iĢitince,“Ömer‟in sesi değil mi bu?”diye, yanında bulunanlara sordu. Hz. Peygamber‟in zevceleri:“Evet! Ya Resûlullah! Ömer b. Hattab‟ın sesidir.239 Müezzin gelip Ebu Bekir‟in ağlamak yüzünden mihrabtan ayrıldığını ve Hz. Peygamber‟in birisine emir buyurmasını istediklerini söylediler. Siz o zaman baygındınız. Hafsa da, “Ömer‟e söyleyiniz namazı o kıldırsın.” dedi, dediler. Hz. Peygamber yaptıkları iĢten dolayı onlara kızdı,“İşin böyle olmasına ne Allah ne de Müslümanlar razı olur. Peygamber‟in vekil bırakmadığına insanlar itaat 234 Sivâsi, a.g.e.,62. Sivâsi, a.g.e.,62; Gazali, a.g.e., 462. 236 İbn Hişam, a.g.e., IV/303. 237 Sallâbi, a.g.e., 85. 238 Yücel, a.g.e., 253. 239 Arı, a.g.e., 166,167. 235 58 eder mi hiç? Ebu Bekir‟e söyleyiniz o namazı kıldırsın” buyurarak, Hz. Ebu Bekir‟in namazı tekrar kıldırmasını istedi.240 2.5.4. Hz. Ömer’in Abdullah b.Zem’â’ya Sitem Etmesi Hz. Ebu Bekir ağlayıp mihrabı terk edince, namazı kıldırmaya Hz. Ömer devam etti. Hz. Peygamber Hz. Ömer‟in namaz kıldırmasına razı olmadı ve Hz. Ebu Bekir‟e namaz kıldırması için haber gönderdi. Ebu Bekir gelip Ömer„in kıldırdığı namazdan sonra halka namaz kıldırdı. Hz. Ömer Abdullah b. Zemâ‟ya, “Yazıklar olsun sana ey Zemâ‟nın oğlu. Ben de namaz kıldırmayı Resûlullah emretti sanmıştım. Eğer bilseydim namazı ben kıldırmazdım” diye, Abdullah b. Zemâ‟ya kızdı. Abdullah b. Zem‟a, Resûlullah bana senin kıldırmanı emretmediğini, cemaat içinde Ebu Bekir‟i göremeyince orada bulunanların içinde, halka namaz kıldırmaya en layık kendisini gördüğünü söyleyerek, kötü bir niyetinin olmadığını belirtti. Hz. Ömer, keĢke insanlara bu namazı ben kıldırmamıĢ olsaydım diye hayıflanarak, Abdulllah b. Zem‟a‟ya sitem etti241 2.5.5. Hz. Peygamber’in Vefatı ve Hz. Ömer’in Durumu Hz. Peygamber‟in hastalığı iyice ĢiddetlenmiĢ, bu acıya daha fazla dayanamayarak H.11. yılda, Rebiyülevvel ayının 12. Pazartesi vefat eyledi Vefat ettiği zaman altmıĢ üç yaĢındaydı. Hz. Peygamber‟in vefatı üzerine, Müslümanlar mescitte ağlaĢıyorlardı. Hz. Ömer ile Muğîre b. ġûbe izin alarak, Hz. Peygamber‟in yattığı odaya girdiler. Hz. Peygamber yüzünü açarak baktılar. Hz. Ömer, “Vah bayılmış! Resûlullah‟ın baygınlığı ne kadar da ağırmış” diye hayret etti, ardından yüzünü örttü.242 Muğîre b. ġûbe, Hz. Peygamber‟in vefat ettiğini anlamıĢ ve ağlamaklı bir ses tonuyla :“Ey Ömer! Vallahi Resûlullah vefat etmiştir.” dedi. O sırada kendinden geçen, olanlara inanmak istemeyen Hz. Ömer, “Yalan söylüyorsun! Resûlullah vefat etmemiştir. Zaten sen fitneden ürperen ürkek bir adamsın” diye, Muğîre b. ġûbe‟ye çıkıĢtı. 240 İbn Hişam, a.g.e., IV/302-303; Köksal, a.g.e., VII-VIII, 754. İbn Hişam, a.g.e., IV/303; Sallâbi, a.g.e., 85; 242 Berki, Keskioğlu, a.g.e., 443; Köksal, a.g.e., VII-VIII, 770. 241 59 O sırada münafıklara fırsat doğmuĢtu. Bu duruma için için seviniyorlardı. “Eğer Muhammed gerçek Peygamber olsaydı ölmezdi” diye ortada dolaĢarak, inancı sağlam olmayan halkın zihinlerini bulandırıyorlardı. Hz. Ömer, “Hiç kimseden Muhammed öldü dediğini işitmeyeyim. Yoksa kılıcımla onun boynunu vururum. Musa b. İmran‟ın 40 gece kavminden ayrılıp Rabbine gittiği gibi, O‟da Rabbine gitmiştir ve geri dönecektir. Öldüğünü iddia edenlerin elleri kesilecektir. 243 Ben, Allah‟ın Muhammed öldü diyen münafık adamların, dillerini kestirinceye kadar yaĢatacağını umuyorum” diyecek kadar ileriye giderek, konuĢmaya devam etti.244 Hz. Abbas ayağa kalktı, “Resûlullah‟ın vefat etmeyeceği hakkında, sizden herhangi birinizde bize söylenecek bir sözü olan var mıdır?” diye halka sordu. Bu soruya, orada bulunanlar “Yoktur!” diye, hüzünle cevap verdiler. Hz. Abbas Hz. Ömer‟e doğru baktı, “Ey Ömer! Bu konuda sen de bir bilgi mevcut mudur?” diye sordu. Hz. Ömer usulca “Yoktur!” dedi. Hz. Abbas, “Biliniz ki Resûlullah vefat etmiştir. Çünkü o nihayet bir beşerdir. Onu bekletmeden gömünüz.” Ġbn Hattab‟ın ve sizin dediğiniz gibi doğru çıkarsa ve vefat etmediyse Allah onun kabrinin üzerindeki toprağı giderip, kendisini yanınıza çıkarmaktan aciz olamayacağını söyledi. Hz. Abbas‟ın bu sözleri, sahabeyi biraz olsun teskin etmiĢti. Sahabe de biliyordu ki herkes ölecekti. Ağır olan Resûlullah‟ın aralarından erken ayrılmasıydı. Hz. Peygamber‟in vefat haberi Hz. Ebu Bekir‟e geldiği zaman, hemen atına binip Medine‟ye geldi. Doğruca Hz. Peygamber‟in odasına girdi, yüzünü açtı, alnından öptü.“Sen sağ iken de güzeldin, ölü iken de güzelsin” diye ağladı.245 Hz. Ömer hala halka hitap ediyor ve “Resûlullah vefat etmemiştir” diyordu ve diyecekti de. Herkesten çok Ömer Ģok olmuĢtu ve bir türlü bu Ģoku üzerinden atamıyordu. Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟e:“Otur artık ey Ömer!” dedi. Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir‟i duymamıĢtı bile. Saatlerce tek konuĢtuğu söz, Resûlullah vefat etmemiĢtir olmuĢtu. Hz. Ebu Bekir sözünü üç kere tekrar etti. Hz. Ömer oturmadı ve konuĢmaya devam etti. Hz. Ömer‟i kendi haline bırakarak, orada bulunanlara seslendi. Hz. Ebu Bekir‟de ki teslimiyeti ve soğukkanlılığı gören halk, Hz. Ömer‟in konuĢmasını dinlemeyi bıraktılar ve Hz. Ebu Bekir‟in konuĢmasını dinlemeye yöneldiler. 243 İbn Hişam, a.g.e., IV/305; Yücel, a.g.e., 256,257; Ağırakça, a.g.e., 23. Sallâbi, a.g.e., 88; Bursalı, a.g.e., 49; Gazali, a.g.e., 465. 245 Köksal, a.g.e., VII-VIII, 772. 244 60 Hz. Ebu Bekir, “Resûlullah ölmüştür. Ey İnsanlar! Kim Muhammed‟e tapıyorsa bilsin ki Muhammed ölmüştür. Kim Allah‟a ibadet ediyor ise şüphesiz Allah Hayy‟dır ve ölümsüzdür…246Yüce Allah: „Ey Resûlüm! Elbette sen de öleceksin onlarda ölecekler.247 Muhammed Resûl‟den başka bir şey değildir. Ondan önce nice Resûller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse ökçeniz üzerinde geriye mi döneceksiniz.‟248 buyuruyor, ayetlerini Müslümanlara okudu. Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟e döndü, “Ey Ömer! Bu ayetleri bilmiyor musun? Yahut dininde kuşkun mu var” diye sordu. Hz. Ömer, Resûlullah‟ın gerçekten vefat ettiğine inandı. Hz. Ömer, sanki bu günden önce o ayetleri hiç iĢitmemiĢ gibiydi. Artık oda anladı ki Resûlullah vefat etmiĢti. Hz. Ömer Resûlullah‟ın üzerine eğilip, alnından öptü. Daha fazla dayanamadı dizlerinin bağı çözüldü ve yere çöktü. Resûlullah‟a ağıt yakarak hıçkırıklarla ağladı. Hem kendisini hem de halkı ağlattı.249 246 Köksal, a.g.e., VII-VIII, 775; Sallâbi, a.g.e., 88. Zümer Suresi, Ayet:30 248 Âl-i İmran Suresi, Ayet:144 249 Sallâbi, a.g.e., 88. 247 61 III. BÖLÜM HZ. EBU BEKĠR’ĠN HALĠFELĠĞĠ ZAMANINDA HZ. ÖMER 3.1. Hz. Ebu Bekir’in Halife Seçilmesi ve Hz. Ömer’in Rolü Allah, Hz. Peygamber‟e:“Ey Muhammed! BaĢını secdeden kaldır. Dilediğin verilecek. ġefaat et. ġefaatin kabul olunacak.” buyurdu. Hz. Peygamber: “Ya Rab! Ümmetimi, ümmetimi, ümmetimi dileyeceğim.” diye Allah‟tan ümmeti için Ģefaat talep etti. Hz. Peygamber hayatta olduğu müddetçe Peygamberlik, kanun koyuculuk, ordu kumandanı, devlet baĢkanı fonksiyonunu Ģahsında toplamıĢ, bunları ifa etmiĢti. ġimdi O‟nun, Peygamberlik müstesna yerini kim alacaktı. Böyle bir durumda herkes hem çok üzgün, hem de kafaları karıĢıktı. 250 Hz. Peygamber‟den sonra kimin halife olacağı meselesi ortaya çıkmıĢtı. Hz. Ömer gibi bir zât bile bu durumda ne yapacağını ĢaĢırmıĢ, Ebu Ubeyde b. Cerrah‟a gidip, “Uzat elini! Sana bey‟at edeyim. Çünkü Resûlullah sana sen bu ümmetin eminisin” dediğini, iĢittiğini söyledi. Ebu Ubeyde b. Cerrah, Hz. Ömer‟e, “Bu ne hal Ey Ömer! Ben bundan önce Müslüman olduğun günden beri, böylesine zayıf bir görüşü sende görmedim. İçimizde Sıddîk, ikinin ikincisi, Resûlullah‟ın bize imam olmasını emir buyurduğu bir zât varken ve kendisi hala sağ iken ben onun önüne mi geçeceğim! Sen bana mı bey‟at edeceksin?” diye Hz. Ömer‟i kınayarak teklifini kabul etmemiĢti.251 Ensardan, Medine‟nin en kalabalık nüfusa sahip kabilesi olan Hazrecîler Sa‟d b. Ubâde‟nin, Evsîler ise Useyd b. Hudayr‟ın etrafında toplanmıĢ ve onlardan Resûlullah‟ın yerine geçerek, halife olmalarını istiyorlardı. Ensar Benî Saide örtmesinde (sofa, avlu) toplanmıĢ, Sa‟d b. Ubâde‟ye bey‟ata hazırlanıyorlardı.252 Hz. Peygamber Pazartesi günü kuĢluk vaktinde vefat ettiğinden dolayı, muhacirlerden birçoğu defin iĢlemleri ile uğraĢıyorlardı. 253 O gün bir Müslüman zât, Hz. Ömer‟in kapısını çaldı. Hz. Ömer,“Ne istiyorsun? Biz şimdi meşgulüz” diye, o adamı geri çevirdi. O zât, “Muhakkak 250 Hitti, P. K., (2011). Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, (Çev:Salih Tuğ). İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 197. 251 Sallâbi, a.g.e., 89. 252 Arnold, T. (1965). The Caliphate, London, 19. 253 Taberî, Târih, III/197; Vâkıdî, Megâzî, III/1120; Azimli, a.g.e., 36. 62 benim yanıma çıkmalısın. İnşallah geri yerine döneceksin” diyerek teklifinde ısrar etti. Önemli bir Ģeyler olduğunu anlayan Hz. Ömer dıĢarı çıktı. Gelen Müslüman zât Ģöyle dedi: “Ensar kabilesinden olan Sa‟d b. Ubâde ile birlikte olanlar Benî Sâide avlusunda toplandılar. Eğer bundan sonra halkın iĢiyle siz uğraĢacaksanız onlar iĢi büyütmeden, Resûlullah‟ın techiz, tekfin iĢinden boĢalmayı beklemeden onların yanına yetiĢiniz.”254 Hz. Ebu Bekir de orada bulunuyordu. Hz. Ali ise, Hz. Peygamber‟in techiz ve tekfin iĢleriyle uğraĢıyordu. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir‟e, “Yanıma çıkıversin” diye haber gönderdi.Hz. Ebu Bekir, “Ben şimdi meşgulüm” diye geri çevirdi. Hz. Ömer, “Ortaya çıkan mesele önemli. Kendisinin muhakkak bulunması gereklidir” diye içeriye tekrar haber saldı ve bu haber üzerine Hz. Ebu Bekir dıĢarıya çıktı.Hz. Ömer: “Ensar Sa‟d b. Ubâde‟yi halife tayin etmek üzere toplanmışlar. Bir emir bizden bir emir Kureyş‟ten olsun demişler. Bu işi büyütmeden gidip bakalım.” dedi ve her ikisi yola koyuldular. Yolda Ebu Ubeyde b. Cerrah‟a rastladılar. Üçü de beraber Benî Sâide örtmesine gittiler.255Hz. Ebu Bekir onlara, “Burada toplanmaktaki amacınız nedir?” diye sorunca Ensarın hatibi ayağı kalktı, “Ey Muhacirler cemaati. Siz ensara göre sayıca azsınız ve yavaş yürüyüşlüsünüz. Böyle cemaat bize ait bir işi (halifelik meselesi) nasıl ele geçirmek ister” diye cevapladı. Hz. Ömer cevap vermeye davranınca Hz. Ebu Bekir, “Yavaş ol ey Ömer” diyerek uyardı. Hz. Ömer Ebu Bekir‟in kendisinden daha akıllı ve bilgili olduğunu bildiği için sustu.256 Hubab b. Münzir, “Bir emir bizden bir emir sizden olsun. Ensarın dine hizmetinin yanında, muhacirlerin hizmeti çok az kalır” demiĢti. Hz. Ömer: “Asıl muhacirlerin dine hizmeti yanında ensarın hizmeti çok az kalır.”dedi. Hubab b. Münzir Hz. Ömer‟in sözlerini reddetti.Hz. Ömer:“Ey Ensar. Resûlullah halka namaz kıldırmaya Ebu Bekir‟i memur ettiğini biliyorsunuz. Ebu Bekir‟in önüne geçmeye hanginizin gönlü razı olur?”dedi. Ensar: “Ebu Bekir‟in önüne geçmekten Allah‟a sığınırız.”dediler. BeĢir b. Sad:“Bu iş iki eşit parçadır. Bir sizden bir bizden olsun.”dedi. Hz. Ömer BeĢir b. Sad‟a:“Sen Resûlullah‟ın imamlar Kureyş‟tendir dediğini duymadın mı?”dedi. BeĢir 254 İbn Hişam, a.g.e., IV/307; Ağırakça, a.g.e., 24; Bursalı, a.g.e., 52. İbn Hişam ,a.g.e., IV/307; Sallâbi, a.g.e., 89; es-Sahhar, A. C. (2011). Dört Halifenin Hayatı, (Çev:Ebu Bekir Sıddık). İstanbul: Kahraman Yayınları, 6. 256 İbn Hişam, a.g.e., IV/309; Fayda, a.g.e., 114; Arı, a.g.e., 173,174. 255 63 b.Sa‟d:“Vallahi duydum.”dedi. Hz. Ömer, “Öyleyse ne diye öyle konuşuyorsun.” diye BeĢir b. Sad‟a kızdı.257 Hz. Ebu Bekir ayağa kalktı. Allah‟a hamd-ü senada bulunduktan sonra, nazikçe fakat kesin bir Ģekilde konuĢmaya baĢladı. “Ey İnsanlar! Biz Muhacirler İslâmiyet‟i ilk kabul edenleriz. Akrabalık yönünden Resûlullah‟a en yakında bulunanlarız. Sizler dinde bizim kardeşlerimiz, ganimetlerde ise ortaklarımızsınız. Bizi sizler barındırdınız, bize iyilikler yaptınız. Allah sizleri hayırla mükâfatlandırsın. Biz emirleriz sizlerde vezirlersiniz.” dedi. Sa‟d b. Ubade: “Doğru söyledin. Biz vezirleriz sizler de emirlersiniz.”dedi.258Hubab b. Münzir:“Bizden bir emir sizden de bir emir olsun.” dedi. Hz. Ömer:“Emirler bizden vezirler sizdendir. Bir kında iki kılıç durmaz.”dedi.259 Hubab b. Münzir:“Ey Ensar cemaati! Siz emirinizi kendiniz seçin. Şu iki adamın (Hz Ebubekir, Hz. Ömer) sözlerini dinlemeyiniz. Bu işe siz onlardan daha layıksınız.” dedi.260 Hz. Ömer, Hubab b. Münzir‟e:“Allah seni ve söylediklerini kahretsin.”dedi. Hubab b. Münzir de Hz. Ömer‟e:“Hayır! Allah seni kahretsin!”dedi. Hz. Peygamber hayatta iken Hz. Ömer Hubab b. Münzir‟le tartıĢmıĢ, Hz. Peygamber Hz. Ömer‟i Hubab‟la tartıĢmaktan ve çekiĢmekten men etmiĢti. Bu nedenle Hz.Ömer Hubab b. Münzir‟in sözlerine daha fazla karĢılık vermedi ve sustu.261 Ebu Ubeyde barındıranların ilki b. Cerrah: olmuştunuz. “Ey Ensar! Sizler Sakın bunu yardım edenlerin değiştirenlerin de ve ilki olmayınız.”dedi.262 O sırada Übeyy b. Ka‟b evinden dıĢarı çıkıp Beni Saide‟lerin suffasında toplanmıĢ olan Ensarın yanına geldi, “Siz bu yönetim işinde hiçbir şeye müstahak değilsiniz. Bu iş sizin dışınızda şu iki zata aittir.” diyerek Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer‟i gösterdi. Hz. Ebu Bekir Hz.Ömer‟le Ebu Ubeyde b. Cerrah‟ın ellerini tuttu:“Şu iki adamdan hangisini isterseniz bey‟at ediniz. İşte Ömer b. Hattab. Resûlullah ona ey 257 İbn Hişam, a.g.e.,IV/310. Es-Sahhar, a.g.e., 17; Agırakça, a.g.e., 25; Berki, Keskioğlu, a.g.e., 444. 259 İbn Hişam, a.g.e., IV/310; Arı, a.g.e., 175. 260 Fayda, a.g.e., 114. 261 Taberî, a.g.e., III/309; Arı, a.g.e., 176. 262 Fayda, a.g.e., 113. 258 64 Allah‟ım dini onunla aziz kıl diye dua etti. İşte Ebu Ubeyde b. Cerrah Resûlullah ona bu ümmetin emini demişti.” dedi.263 Ebu Ubeyde b. Cerrah Hz. Ebu Bekir‟e, “Hayır! Biz sana bey‟at edeceğiz. Çünkü sen muhacirlerin en üstünü ve mağarada ikinin ikincisisin. Resûlullah‟ın yerine namaz kılmaya emrettiği halifesisin. Sen bu işe bizden daha layıksın” diyerek, bu teklifi reddetti. Hz. Ömer de Hz. Ebu Bekir‟e:“Sen bizim en hayırlımızsın. Resûlullahın koyduğu makamdan seni sağ iken geri çekecek kimse bulunamaz. Uzat elini ey Ebu Bekir. Sana bey‟at edeyim.”dedi.264Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟e:“Ey Ömer! Bu işe sen benden daha güçlüsün.”dedi. Hz. Ömer Ebu Bekir‟in elini tuttu ve açtı:“Benim gücüm senin içindir. Senin gücünün yanındadır.”dedi.265 Hz. Ömer Hz.Ebu Bekir‟e bey‟at etti. Orda bulunanlar ve bu iĢi gören herkes, Hz. Ebu Bekir‟e bey‟at etti. Salı günü Hz. Ebu Bekir mescidin minberine çıkıp oturdu. KonuĢmaya baĢlamadan önce Hz. Ömer ayağa kalktı: “Allah halifelik iĢini sizin en hayırlınız Resûlullah‟ın arkadaĢı olan zât üzerinde topladı. Kalkınız ve ona bey‟at ediniz.”dedi. Mescitteki halk Hz.Ömer‟in bu sözü üzerine kalktı ve Hz. Ebu Bekir‟e umumî bey‟at ettiler.266 Hz. Ömer‟in konuĢma ve değerlendirmesine göre; Hz. Ebu Bekir Sahib-i Resulullahtı ve sahabileri içinde ona en yakın olandı.Tevbe suresi kırkıncı ayetindede Resulullah‟ın arkadaĢı olarak anılıyor ve iki kiĢinin ikincisi olarak bahsediliyordu. Ayrıca Hz. Peygamber ona arkadaĢım diye hitap etmiĢti. Hz. Ömer‟e göre Hz. Ebu Bekir ashabın en faziletlisiydi. Onun faziletini büyüten önemli hadiselerden biride hicret sırasında olmuĢtur. Allah Resulü bu ölüm kalım gününde, en güvendiği kimseyi yol arkadaĢı olarak ve can dostu olarak seçmiĢti. Demek ki ashab-ı kiram içinde Allah Resulüne en bağlı, davasında en fedakar ve en sarsılmaz insan Hz. Ebu Bekir‟di. Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir‟e ait tüm bu meziyetleri ashaba anlattıktan sonra, yeni halifeye bey‟at ettirdi. Hz. Ömer‟in bu tavrı yeni kurulan ve geliĢen Ġslam dinini fitnelerden ve yıkılmaktan korumuĢtu.267 Büyük bir değiĢim meydana getiren Hz. Muhammed‟e karĢı beslenen sevgi ancak O‟nun fikirlerini, esaslarını korumakla yaĢatılabilirdi. Peygamber vefat eder 263 İbn Hişam, a.g.e., IV/310; Bursalı, a.g.e., 54; Azimli, a.g.e., 37. Es-Sahhar, a.g.e., 8; Sallâbi, a.g.e., 89; Arı, a.g.e., 168,169,176. 265 İbn Hişam, a.g.e., IV/310. 266 Taberî,Târih, III/203; Fayda, a.g.e., 125. 267 Sarıcık, a.g.e., 27,28. 264 65 etmez düĢünülecek Ģey, O‟nu bir an evvel toprağa vermek değil, Ġslam‟ı güvence altına almaktı. Bu da, yerine evvela bunu kavramıĢ en yakın bir arkadaĢı yerine geçerek, baĢ gösterecek tehlikeleri önlemesiyle olurdu. Bunu kavramıĢ ve ona bütün varlığıyla bağlanmıĢ böyle bir halef seçtikten sonradır ki, O‟nun gömülmesi düĢünülebilirdi. Bu hakikati üç büyük insan Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Ebu Ubeyd‟e kavramıĢ. Olayların geliĢimini, Müslümanlığın, bu üç büyük insanının giriĢimleri ve azimleriyle kurtulmuĢ olduğunu ortaya koymuĢtur.268 3.2. Hz. Ali’nin Hz. Ebu Bekir’e Bey’at Etme Meselesi Hz. Ebu Bekir‟e bey‟at edildiğinde Hz. Ali,hanımı Hz. Fatıma ile evindeydi. Zübeyr b. Avvam, Mikdad, Selman, Ebu Zer, Ammar ve Ubey b. Ka‟b da yanlarında oturmaktaydı.Hz. Ali hilafet konusunda kendisine danıĢılmamasından dolayı kırgın ve üzgündü. MeĢveretten geri bırakıldığı için kızmıĢtır. Hz. Ömer Hz. Aliye kızıyor ve Hz. Ebu Bekir‟e, “Neden Ali Sakife‟ye gelip işe karışmadı. Yoksa senin hilafetini kabul etmiyor mu?” diyordu.269 Halifelik meselesinden dolayı sahabe arasında görüĢ ayrılığı ortaya çıkmıĢtı. Zübeyr b. Avvam, Ali‟ye biat olunmadıkça kılıcımı kınına koymayacağım diye ortalıkta geziyordu. Zübeyr b.Avvam‟ın bu sözlerini iĢiten Hz. Ömer ise, O‟nun kılıcının alınıp, taĢa çarpılmasını emretti.270 Bu olaylar devam ederken Ebu Süfyan Hz Ali‟ye gelerek, isterse asker toplayıp kendisini halife yapmayı teklif etti. Ebu Süfyan Ġslam milleti arasına ayrılık mı koymak istiyorsun dedi. Çoğunluğun kararına uyacağını söyleyerek bunu reddetti.271 Sadece kendisini halifelik hakkında meĢveretten geri bıraktıkları için kızgındı. Hz. Ali‟nin bey‟at etmemesi üzerine, Hz. Ebu Bekir bu konuyu Hz. Ömer ile müĢavere etti ve Ebu Ubeyde b.Cerrah‟ı, Hz. Ali‟nin yanına gönderdiler. Ertesi gün Hz. Ali Mescidi Nebeviye gelip cemaati yararak Hz. Ebu Bekir‟e biat etti. Hz. Ebu Bekir, hilafet konusunda istiĢareye katılamadığından üzülen Hz. Ali‟ye özürlerini bildirdi. Ġzin isteyip kalktı. Hz. Ömer onu yola vururken, Hz. Ömer‟e Ģöyle demiĢti: “ġimdiye kadar gelmeyiĢimin sebebi Hz. Ebu Bekir‟i kabul etmediğimden 268 Günaltay, Ş. (1945). Ülkü Dergisi, c. IX, sayı 100, 3,4. Sarıcık, Dört Halife Dönemi, 26; Azimli, a.g.e., 38; Arı, a.g.e., 196. 270 Ahmet Cevdet Paşa (1984).Kısas-ı Enbiyâ,, İstanbul:Bedir Yayınevi, I/291. 271 Sarıcık, a.g.e., 25; Akbulut, A. (1992). Sahabe Devri Siyasi Hadiselerin Kelami Problemlere Tesirleri, İstanbul, 46. 269 66 dolayı değildir. ġimdi de korkumdan dolayı gelmedim. Lakin bela üzerine gelen belada atımın gemini çektim” Bela üzerine gelen bela, Resulullah‟ın vefatı ve kendisi için hilafet talebi ve ithamıydı. Hz. Ali zamn zaman “Resulü Ekremden sonra bu ümmetin en hayırlısı Ebu Bekir ve Ömerdir” derdi. ġianın iddialarına karĢı sahabe arasında hiçbir problem olmadığını göstermek açısından önemlidir.272 3.3. Usâme Ordusunun Gönderilmesi Hz. Peygamber vefat etmeden önce bir ordu hazırlamıĢ ve bu orduya da komutan olarak Usame b. Zeyd‟i görevlendirmiĢti. Hz. Peygamber‟in vefatıyla bu ordu gidememiĢ ancak Hz. Ebu Bekir halife olunca göndermiĢti. Lakin ortada bir durum vardı. Ensar, Usame‟nin yerine daha yaĢlı ve tecrübeli birisinin komutan olmasını istiyordu ve bu isteklerini Hz. Ömer‟e söylediler. Hz. Ömer bu konuyu Hz. Ebu Bekir‟e açtı. Hz. Ebu Bekir, Resûlullah‟ın komutan tayin ettiği kiĢiyi yerinden alıp baĢkasını geçiremeyeceğini, Resûlullah‟ın bağladığı düğümü asla kendisinin çözmeyeceğini söyledi ve bunu kabul etmedi.273 Hz. Ömer‟de Usâme b. Zeyd‟in ordusunda bir nefer olarak bulunuyordu. Hz. Ebu Bekir Usame b. Zeyd‟ten, Hz. Ömer‟in orduda değil de Medine‟de kalıp kendisine yardım etmesi için müsaade istedi. Usame, müsaade etti. Hz. Ebu Bekir Usame‟ye öğütlerde bulundu ve sonrada dua ederek orduyu yolcu eyledi. Hz. Ömer ile birlikte Medine‟ye döndü.274 3.4. Ridde Olayları ve Hz. Ebu Bekir Dönemi Olaylarında Hz. Ömer Hz. Peygamber‟in vefatıyla Medine ve Taif hariç Arap kabileleri içinde dinden dönenler oldu. Buna “ridde olayları” denir. Ridde‟ye karıĢanlar ve dinden dönenler zekât vermek istemediler. Namaz kılarız ama zekât vermeyiz diyorlardı.275 Hz. Ebu Bekir onlarla savaĢılmasını emretti. Hz. Ömer bu savaĢ emrini duyunca tereddütle düĢtü ve Hz. Ebu Bekir‟e, “La ilaha illallah, Muhammeden Resûlullah diyenlere nasıl kılıç çekeriz” demiĢ ve 272 Es-Sahhar, a.g.e., 9,10,11; Sarıcık, a.g.e., 46,49. Akkad, A. M. (1974).Hz. Ebu Bekir’in Sahşiyeti ve Dehası (Çev: Ali Özbek). İstanbul, 188. 274 Hamidullah, M. (1963). İslam’da devlet İdaresi (Çev: Kemal Kuşçu) Ankara, 459; Sarıçam,Hz. Ömer,84; Bursalı, a.g.e., 55; Hizmetli, a.g.e., 44, es-Sahhar, a.g.e., 14. 275 Sarıcık,a.g.e.,51; Sallâbi, a.g.e., 91; Fayda, a.g.e., 130. 273 67 bunun uygun olmadığını belirtmiĢti. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e, “Vallahi! Resûlullah‟a verdikleri bir dişi oğlağı şimdi vermekten kaçınırlarsa, elim kılıç tuttukça onlarla savaşırım” diye cevap vererek, görüĢünde kararlı olduğunu söyledi.276 Hz. Ömer, bir müddet düĢünerek, Allah‟ın Ebu Bekir‟in görüĢünü benimsemiĢ ve bu konuda Hz. Ebu Bekir‟in yanında yer alarak, O‟na her konuda yardım etmiĢtir. Hz. Ömer‟den baĢka diğer sahabelerde Hz. Ebu Bekir‟in bu tavrını onaylamıĢtır.277 Hz. Ömer Halid b. Velid‟in Yemâme savaĢındaki bazı uygulamalarını eleĢtirmiĢ ve Hz. Ebu Bekir‟e Halid b. Velid‟i görevden almasını teklif etmiĢtir. Halid b. Velid Yemâme savaĢında, Mâlik b. Nüveyre‟yi öldürmüĢ ve onun dul kalan eĢi Leyla ile evlenmiĢti. Hz. Ömer halifeye, Halid‟in Leyla ile evlenmek için Malik‟i öldürdüğünü ve görevinden alınması gerektiğini söylemiĢti. Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟in bu sözlerini reddederek, asla Allah‟ın kâfirlere karĢı kınından çıkardığı bir kılıcı o kına tekrar koymayacağını söylemiĢ ve Halid b. Velid‟in görevinde kalmasını istemiĢtir.278 Bunun üzerine Hz. Ömer:“Tamam! Ya Ebu Bekir! Onu kumandan tayin ettin ve ordunun başında görevlendirdin. Fakat o cahiliye işlerine girdi ve senin emrine muhalefet etti.” dedi.279Hz. Ebu Bekir:“Tamam ya Ömer! Artık bu sözü bırak!”dedi. Hz. Ömer, “Peki! O zaman senin istediğin gibi olsun” diyerek meseleyi kapattı.280 Hz. Ömer Halid b. Velid‟in Yemâmede iĢi bittiği ve onu orada daha fazla bekletmeden, Irak cephesine tayin edilmesini Hz. Ebu Bekir‟e söylemiĢtir. Hz. Ebu Bekir onun bu görüĢünü beğenerek, Halid‟in Irak‟a gitmesini emretmiĢti.281 Hz. Ebu Bekir Rumlara karĢı Suriye‟ye ordular sevk etmek istemiĢ ve bu konuda Müslümanlara danıĢmıĢtır. Müslümanlar, Rumlardan çekindikleri için bu davete çekimser kalarak susmuĢlardı. Hz. Ömer ise olumlu görüĢ bildirmiĢ, sonrada “Ey Müslümanlar topluluğu! Resûlullah‟ın halifesinin çağrısına niye icabet etmiyorsunuz?” diyerek, halkı cihada çağırdı. Hz. Ömer‟in bu konuĢması tesirli 276 Rûdanî (2011).Büyük Hadis Külliyatı (Çev: Naim Erdoğan). İstanbul: 4.baskı, II, Hadis No: 6700; Hizmetli, a.g.e., 418; es-Sahhar, a.g.e.,13 277 Şakir, M. (1993). Hz. Adem’den Bugüne İslam Tarihi (Çev: Ferit Aydın). İstanbul: Kahraman Yayınları, II/268-269; Sarıçam,a.g.e.,85. 278 Sivâsi, a.g.e., 45; Lammens, H.“Mâlik b. Nuvayra” İ.A., VII/259; Fayda, a.g.e., 133. 279 Ömer Rıza (1928). İslam Tarihi Sadr-ı İslam, İstanbul: Matbay-ı Âmire, VI/82-85. 280 Fayda, M. (1990).Halid b. Velid, İstanbul, 288; Komisyon (1992).Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınevi, II/39; Hitti, a.g.e., 200. 281 Fayda,a.g.e.,318. 68 olmuĢ olacak ki, Müslümanlar Rumlara karĢı savaĢmak için hazırlanmaya baĢladılar. Hz. Ebu Bekir döneminde Ömer b.Hattab ve Abdullah b. Mesud geceleri Medine sokaklarında dolaĢarak, halkın can ve mal güvenliğini sağlarlardı. Hz. Ebu Bekir baĢkent kadılığını Hz. Ömer‟e vermiĢti. Bir yıl içinde herhangi bir dava için, Hz. Ömer‟e bir kiĢinin bile gelmediği rivayet edilir. Hz. Ebu Bekir H.11. yılda Hz. Ömer‟i hac emiri tayin etti. H.12. yılının Receb ayında, Hz. Ömer‟i Medine‟de yerine vekil bırakarak, umre yapmaya gitti. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir döneminde pek çok konularda, Hz. Ebu Bekir‟e muhalefet etmiĢtir. Muhalefet; kiĢisel görüĢ ve nefsi için değil, her daim Allah rızası için olmuĢtur. Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer‟in muhalefet ettiği konularda ısrar edince, Hz. Ömer son söz halifeye ait olduğu için her daim itaat etti. Hz Ömer, kendisinin Hz. Ebu Bekir‟den üstün tutulmasına Ģiddetle tepki gösterirdi. Kendisini birinci halifeye üstün tutanlara sopa atmakla cezalandırırdı. 3.5. Hz. Ebu Bekir’in MaaĢı Hz. Ebu Bekir halife seçildiği ertesi gün omzunda elbiselerle ticaret için yola çıktı ve yolda Hz. Ömer ile karĢılaĢtı. Hz. Ömer, “Bunlar nedir? Bu halin ne ya Ebu Bekir?” diye sorunca, Hz. Ebu Bekir, “Benim geçindirmem gereken bir ailem ve çoluk çocuğum var” diye cevap vermiĢti. Hz. Ömer, Onun artık halife olduğunu, eğer ticaretle meĢgul olursa bu ümmetin ihtiyaçlarını kimin karĢılayacağını ve dertlerini kimin dinleyeceğini söylemiĢtir. Hz. Ebu Bekir‟i, Ebu Ubeyde b. Cerrah‟ın yanına gitmeye ikna ederek, ailesinin geçimini temin etmek için, Ebu Ubeyde‟den bir Ģey takdir etmesini istemiĢtir.282 Ebu Ubeyde b. Cerrah Hz. Ebu Bekir‟e, muhacirlerden birisinin ölmeyecek kadar yaĢayacağı, yiyecek ve giyecek elbiseyi belirlemiĢtir. Her gün bir koyunun yarısını veya bunun ücretini vermeyi teklif etmiĢtir. Seni evine götürecek bir bineğin var diye, binek vermemiĢ ve böylece halifenin maaĢını kararlaĢtırmıĢtır. 282 Sivâsi, a.g.e., 42-43. 69 3.6. Kur’ân’ı Kerîm’in Kitap Haline Getirilmesi Hz. Peygamber‟in sağlığında nâzil olan Kur‟ân ayetleri, vahiy kâtipleri tarafından yapraklara, derilere, hurma ağaçlarının dallarına ve çeĢitli materyaller üzerine yazılmıĢtı.283 Hz. Ebu Bekir döneminde yalancı peygamberlerle ve Yemâme‟de yapılan savaĢlarda birçok hafız Ģehit düĢmüĢtü ve bu durum Hz. Ömer‟i endiĢeye sevk etmiĢtir. Yemâme savaĢları çok Ģiddetli bir Ģekilde, halen devam etmekteydi. Hz. Ömer bu endiĢesini, halife Hz. Ebu Bekir‟e anlattı. Yemâme savaĢlarının uzun sürmesinden dolayı, Kur‟ân‟ın zayi olacağından korkuyordu. Kur‟ân-ı Kerîm‟in toplanmasını uygun görmüĢtü. Hz. Ebu Bekir, Allah Resûl‟ünün yapmadığı bir Ģeyi, ben nasıl yaparım endiĢesi içinde, bu iĢe taraf olmak istememiĢti. Hz. Ömer, “Vallahi bu iş hayırlıdır ve ümmetin yararınadır” diyerek Hz. Ebu Bekir‟i ikna etti.284 Hz. Ebu Bekir Kur‟ân‟ı-Kerim‟in kitap haline getirilmesi görevini, Zeyd b. Sâbit‟e verdi. Zeyd b. Sâbit‟in, genç ve akıllı bir adam olduğunu, Resûlullah‟a nazil olan Kur‟ân ayetlerini yazdığını söyledi. Kur‟ân‟da, yanında ve baĢkalarının yanında yazılı bulunan ayetleri araĢtırıp, toplamasını ve bir araya getirmesini istedi. Zeyd b. Sâbit, “Hz. Peygamber‟in yapmadığı bir şeyi nasıl yaparız” endiĢesi içinde, bu iĢi üstlenmek istemedi. Hz. Ebu Bekir, bu iĢin hayırlı olduğunu söyleyerek Zeyd b. Sâbit‟i ikna etti. Zeyd b. Sâbit ikna olduktan sonra, “Keşke bana dağlardan bir dağı nakletme işini teklif etselerdi, Kur‟ân‟ı cem etme işinden daha ağır olmazdı” demiĢti. Hz. Ömer de kendisine yardım ederse, bu iĢi yapacağını söyledi. Hz. Ömer ve Übeyy b. Ka‟b‟ın yardımlarıyla bu iĢi beraber yaptılar.285 Hz. Ebu Bekir‟in emriyle, Hz. Ömer ve Zeyd b Sâbit Mescid-i Nebevi‟nin kapısı önünde beraber bekleyerek, iki Ģahitle beraber getirilen vahiy malzemesini,sahabelerden alarak kaydetmiĢlerdir. Özellikle Hz. Ömer çok titiz davranmıĢ, iki kiĢi o hususta Ģahitlik etmedikçe, bir ayeti Mushaf‟a eklememiĢtir. Abdullah b. Mes‟ud, “Habeşlilere ait bir kitap gördüm ki onu Mushaf diye anıyorlardı” dediği zaman toplanan Kur‟an sayfalarına„Mushaf ‟ ismi verildi.286 283 Sarıçam, a.g.e.,87. Sivâsi, Menakıb-ı Çehâr,47-48; es-Sahhar, a.g.e., 28,29. 285 Sallâbi, a.g.e., 95. 286 Köksal,a.g.e.,I –II, 195. 284 70 Kur‟ân‟ın toplanan sahifeleri vefatına kadar, Hz. Ebu Bekir„in yanında kaldı. Sonra hayatı boyunca Hz. Ömer‟in yanında, Hz.Ömer‟den sonra da Resûlullah‟ın zevcesi ve Hz. Ömer‟in kızı Hafsa binti Ömer‟in yanında kaldı.287 Kur‟ân Hz. Ebu Bekir döneminde Mushaf haline getirildi. Kur‟ân‟ı ilk cem eden kiĢi Hz. Ömer‟dir diye bazı rivayetlerde geçer.288 Genel olarak kabul edilen görüĢ ise, bu fikri ilk ortaya atan ilk kiĢinin Hz. Ömer olduğudur.289 Hz. Ömer‟in fikriyle, Kuranı Kerimin toplanması ile ilgili neticeler Ģu Ģekildedir: Kur‟ân‟ı Kerim‟i toplama düĢüncesi onun kaybolmasından korkulduğu için gerçekleĢmiĢtir. Kur‟ân‟ı Kerim‟in toplanması bir maslahat icabı olmuĢtur. Ġlkin bir maslahat icabı baĢlanan bu iĢ, Hz. Ömer‟in teklifi sayesinde sonradan bu konuda Müslümanlar arasında icmada sağlanmıĢtır. Hz. Ömer‟in teklifi hayrın vuku bulmasıydı. Bu iĢe ilk önce kendi kalbi tatmin olmuĢ, sonrada hayırlı bir iĢ olduğunu belirterek Hz Ebu Bekir‟i ve diğer sahabeleri ikna etmiĢtir.290 3.7. Hz. Ebu Bekir’in Yerine Hz. Ömer’i Halef Tayin Etmesi Hz. Ebu Bekir H.13. yıl 634‟te Cumade‟l-ahire ayının yedisinde hastalandı ve 15 gün mescide gelemedi. Ġmamlığı 50 yaĢlarındaki yakın arkadaĢı Hz.Ömer‟e bıraktı. Bu durum onun hilafet hususunda verdiği ilk iĢareti ve hilafete onu layık görmesiydi.291 Kendisinden sonra yerine Ömer‟i halef tayin etme meselesini sahabenin önde gelenleriyle tek tek konuĢtu. Muhacir sahabelerden ilk konuĢtuğu kiĢi Abdurrahman b. Avf‟tı. Hz. Ebu Bekir Abdurrahman b. Avf‟a, kendisinden sonra, Ömer‟in yerine geçme konusunu sorarak, onun görüĢünü almak istemiĢti.Abdurrahman b. Avf, hem Ebu Bekir‟in hem de Ömer‟in önemli yardımcısı ve dostuydu. Her ikisi de Abdurrahman‟ın fikir ve görüĢlerine çok önem veriyorlardı. Abdurrahman b. Avf Hz. Ebu Bekir‟e, “Senin görüşün mutlaka en faziletli olandır. Düşündüğünden daha iyidir. Fakat Ömer biraz serttir.” diye olumlu 287 Sallâbi, a.g.e., 95,96; Hizmetli, a.g.e., 421,422. Şen, Z. (2007). Kur’ân’ın Metinleşme Süreci,İstanbul: Ensar Neşriyat, 173. 289 Şahin, D. (t.y.). Hz. Ömer’in Kur’ân Anlayışı ve Yorum Yöntemi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, A.Ü.S.B.E., Ankara, 72. 290 Sallâbi, a.g.e., 96. 291 Halil, İ. (1985). İslam Tarihi: Bir Yöntem Araştırması (Çev: Ubeydullah Dalar). İstanbul, 22; Sarıçam, İ. (2013). Hz. Ebu Bekir,Ankara: T.D.V. Yayınları, 60; Sarıcık, a.g.e.,161. 288 71 cevap vermiĢti.292Hz. Ebu Bekir, “Onun sertliği benim yumuşak huyluluğumu dengelemek içindir.”dedi. Hz. Ebu Bekir Abdurrahman b. Avf‟tan sonra Hz. Osman‟ı çağırarak onun görüĢünü sordu. Hz. Osman, “Onun içi dışından daha iyidir ve içimizde bir benzeri yoktur” demiĢti.293 Hz. Ebu Bekir daha sonra Hz. Ömer‟in eniĢtesi ve amcasının oğlu Said b. Zeyd‟in görüĢünü aldı. Said b. Zeyd‟de olumlu görüĢ bildirdi. Sonra ensarın büyüklerinden olan Üseyd b. Hudayr‟a sordu. Üseyd b. Hudayr da diger sahabeler gibi, “Senden sonra Ömer‟den daha iyisi olmaz. Ömer hoşnut olunacak şeyden hoşnut olur. Hoşnut olunmayacak şeyden hoşnut olmaz. İçi dışından daha iyidir. Bu işe ondan daha layık kimse yoktur” diye cevap verdi Hz. Ebu Bekir‟in sahabelerle görüĢmesi ve yerine Hz. Ömer‟i bırakmak istemesi bazı sahabelerin kulağına gitmiĢ ve bu durumdan hoĢnut olmamıĢlardı. Herkes biliyordu ki; Hz. Ömer cesur, yiğit, adaletli, bilgili bir kimse olmasına rağmen biraz sert mizaçlı idi. Talha b. Ubeydullah, Hz. Ömer‟in sert mizaçlı olduğunu hatırlatarak Hz. Ebu Bekir‟e, “Ömer‟i niçin halife tayin ettin? Onun sert mizaçlı olduğunu bilmez misin? Yarın Allah‟ın huzuruna vardığın zaman Allah‟a ne diyeceksin?” diye sormuĢtu. Hz. Ebu Bekir o sırada hasta ve yatağında yatıyordu. Yanında bulunanlara kendisini yataktan kaldırmalarını iĢaret etti. Doğrularak Ģu sözleri sarfetti: “Siz beni Allah ile mi korkutuyorsunuz? Yarın Allah‟ın huzuruna çıktığım zaman, Ya Rab! Senin yarattığın kullar üzerine onların en iyisini tayin ettim. Sizin işinizde zerre kadar kim haksızlık yaparsa hüsrana uğrasın.”294 Hz. Ebu Bekir Hz. Osman‟ı çağırarak yerine Ömer‟i halife tayin ettiği ahitnameyi yazdırdı:“Ebu Bekir b. Kuhafe‟den Müslümanlara taahhüttür. Kendimden sonra yerime Ömer b. Hattab‟ı tayin ettim. Onu dinleyin ve ona itaat edin…” Sonra bu uzun ahitnameyi mescitte tekrar okuttu. “Başınıza akrabamdan birini değil Ömer‟i seçtim. Kabul ediyor musunuz?” diye Müslümanlara sordu.295 Orada bulunan Müslümanlar, “Duyduk ve itaat ettik” diyerek, Hz. Ömer‟in ikinci halife olmasını kabul ettiler.296 292 Doğuştan Günümüze; II/63; Sarıcık,a.g.e.,164. Sarıçam,Hz. Ömer,89; Sarıçam; Hz. Ebu Bekir,61; es-Sahhar, a.g.e., 29. 294 Doğuştan Günümüze, 2/64; Sarıçam, Hz. Ebu Bekir, 61. 295 Sivâsi, a.g.e., 11; Sallâbi, a.g.e., 111; Bursalı, a.g.e., 56,57. 296 Sarıçam,Hz. Ebu Bekir,61-62; Doğuştan Günümüze; 2/63-64; Sarıçam,Hz. Ömer,90-91 293 72 Hz. Ebu Bekir‟in vefatı esnasında Müslümanlar, Ġran ve Bizans‟la çok Ģiddetli savaĢlar yapmaktaydılar. Hz. Ebu Bekir bu can alıcı zamanda hilafet sebebiyle antlaĢmazlığa düĢmemesi için halifeliğe bir kiĢinin aday gösterilmesi, Müslümanların yararına olacağını düĢündü. Bunun için sahabenin en güçlüsü Ömer b. Hattab‟ı seçti. Bu seçimi yapmadan önce ashapla görüĢmüĢ, onlara danıĢarak onaylarını almıĢtır. Sonra Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟e haber gönderdi. Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir‟in yanına girdiği vakit ne karar verdiğini anlamıĢ, bunu kabul etmek istememiĢtir. Hz. Ebu Bekir kılıçla tehtit etmiĢtir. Hz. Ömer‟in kabul etmekten baĢka çaresi kalmadı. Hz. Ebu Bekir‟in hilafeti ona vermesi, ümmetin icmasıyla olmuĢtur. Onlar bu iĢi kabul edip, teslim oldular. Hiç kimse karĢı çıkmadı. Bu duruma ancak bazı sahabeleri bahane ederek fitne ve karıĢıklıklara düĢen ġia vb. gruplar karĢı çıkmıĢtır.297 Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer‟i halifelik için tavsiye ettiğinde, ashab onun bir çok hasletinin, özellikle de teĢkilatçılık konusundaki enerji ve becerisinin farkındaydılar. Eğer Ġslam dünya çapında bir önem kazanmıĢ, Ġslam devletinin iç savaĢlar, parçalanma ve dıĢ saldırılarla sarsılabilecek ama yıkılmayacak olan temelleri atılmıĢ ise, bütün bu baĢarılarda Hz. Ömer‟in siyasi dahası çok büyüktür.298 Böylece Hz. Ömer H.13. sene Cemâziye‟l-Âhir ayında Salı günü ikinci halife olmuĢtu. Hz. Ömer 583 veya 584‟te Mekke‟de doğduğuna göre halife olduğunda 50 veya 51 yaĢlarındaydı.299 297 Rayyıs, Z. (1995). İslamda Siyasi Düşünce Tarihi (Çev: İbrahim Sarmış). İstanbul: Nehir Yayınları, 65. Komisyon (1988). İslam Tarihi Kültür ve Medeniyeti (The Cambridge History of İslam). Çev:Komisyon, İstanbul: Hikmet Yayınevi, I, 77.78. 299 Sarıcık, a.g.e., 165. 298 73 SONUÇ Tarihi süreç içerisinde, tarihe yön veren güzide sahĢiyetler vardır. Ġslam tarihinin baĢlangıcında, dinin ortaya çıkıp önce Arap toplumuna sonrada bütün dünyaya tanıtıp, yer edilmesini temin eden Hz. Muhammed‟in insanüstü gayret ve çabasıyla ondört asır önce Ġslam Medeniyeti teĢekkül etmiĢtir. Hz. Muhammed (s.a.v)‟in, sahih hadisleri içerisinde:“Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tutunursanız hak ve doğru yolu bulursunuz.‟ ‟buyurmuĢlardır. Biz de bu çalıĢmada dini, siyasi ve sosyal alanlarda vazgeçilmez umdeler tesis eden Hz. Muhammed‟in ocağında yetiĢen, Ġslâm‟ın emirlerinin uygulanmasında fevkalade titiz bir rol oynayan Hz. Ömer üzerinde durduk. Hz. Ömer Ġslâm diniyle müĢerref olduktan sonra, Hz. Peygamber‟in ashabı arasında kendisine önemli bir yer edinmiĢtir. Müslüman olduğu günden itibaren Hz. Peygamber‟in yanında bulunmuĢ, Resûlullah‟a danıĢmanlık yapmıĢ ve O‟nun (s.a.v) rahle-i tedrisinde yetiĢmekten hisseyâb olmuĢtur. Hz. Muhammed (s.a.v) ile aynı zaman ve mekânı paylaĢtığı için, Resûlullah‟ın söz ve fiillerine vakıf olmuĢ, yirmi üç senelik vahyin on yedi senesini, Resûlullah ile geçirme olanağına sahip olmuĢtur. Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟in vefat eylemesiyle meydana gelen hilafet kavgasında, Ridde savaĢlarının yaĢandığı bir toplumda, o kritik zamanlarda yeni halifenin seçiminde önemli rol oynamıĢ ve Hz. Ebu Bekir‟in halifeliği döneminde, Hz. Ebu Bekir‟e her konuda yardımcı olarak, danıĢmanlık yapmıĢtır. Resûlullah ve O‟nun ilk halifesi olan, Hz. Ebu Bekir zamanının etkili bir Ģahsiyeti olan Hz. Ömer, tüm yönlerini Ġslâm ve insanlık için kullanmıĢtır. Hz. Ömer, Müslüman olmadan öncede sosyal konumu ve kiĢisel meziyetleri olarak, o dönem Arap toplumunun geçirmiĢ olduğu olaylarda etkin roller oynamıĢtır. KureyĢ kabilesinin elçisi idi. Tabiatı icabı, sahip olduğu sert ve otoriter yapısı, O‟nun halifeliği öncesindeki saygınlığını olumlu yönde etkilemiĢtir. Hz. Ömer‟in sert ve otoriter yapısı, Müslümanlar açısından Ģiddet gayesine yönelik olarak değil, davasına aĢırı inancı ve davasını baĢarıya ulaĢtırma gayesi olarak algılanmıĢtır. Feraset; zekâ ve ilhamın karĢılığı olarak Hz. Ömer de tecelli etmiĢtir. Bir konu hakkında yürüttüğü tahminleri ve görüĢleri hep isabetli olmuĢtur. 74 Hz. Ömer‟in Müslüman olması, henüz yeni yayılan Ġslam‟a güç kazandırmıĢtır. Hz. Peygamber‟in karĢılaĢmıĢ olduğu tüm zorluklarda yanında olmuĢ, tüm savaĢlara Hz. Peygamber ile birlikte katılmıĢ, istiĢareler sonucu alınan bütün siyasi ve askeri kararlara, isabetli görüĢleriyle katkı sağlamıĢtır. Hz. Ömer, Hz. Peygamber‟den sonra meydana gelen kargaĢada, derhal Hz. Ebu Bekir‟e biat ederek, Müslüman toplumun parçalanmasına müsaade etmemiĢtir. Hz. Ebu Bekir‟in Halifeliği döneminde “ikinci adam” konumunda bulunmuĢ, bu dönemde Kur‟ân‟ın toplanmasına ön ayak olmuĢ, hem o dönem, hem de sonra gelen Müslümanların takdirini kazanmıĢtır. Hz. Ömer, her zaman halkın içinden biri gibi davranmıĢ ve Hz. Peygamber‟i kendisine rehber edinerek, O‟nun gibi yaĢamıĢtır. Ġslam‟ın vazettiği değerlerden taviz vermeden, Ġslam‟ın emirlerini uygulamıĢtır. 75 KAYNAKÇA Ağırakça, A. (2004). Hz. Ömer, Ġstanbul: Beyan Yayınları. Ahmet Cevdet PaĢa (1984). Kısas-ı Enbiyâ. Ġstanbul: Bedir Yayınevi. Akbulut, A. (1992). Sahabe Devri Siyasi Problemlerin Kelami Problemlere Tesirleri. Ġstanbul. Akkad, A. M. (1974). Hz. Ebu Bekir‟in Sahşiyeti ve Dehası (Çev: Ali Özbek) Ġstanbul. Algül, H., “Ficâr”, D.Ġ.A., XIII. Arı, M. S. (2011). İmamiye Şiası Kaynaklarına Göre İlk Üç Halife. Ġstanbul: DüĢün Yayıncılık. AteĢ, Süleyman (1988).Yüce Kur‟ân‟ın Tefsiri, Ġstanbul, 1988. Azimli, Mehmet, Hulefa-i RaĢidin Dönemleri Halife ġeçimleri, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, VII(I). Berki, A. H., Keskioğlu, O. (2013). Hz. Muhammed ve Hayatı. Ankara: D.Ġ.B. Yayınları. Bodley, R.V.C. (1958). Hz. Muhammed (Çev: Osman Nebioğlu), Ġstanbul. Boyunağa, Y. (1997). Türk-İslâm Sentezi. (3. Baskı). Ġstanbul: Yağmur Yayınları. Bursalı, M.N. (2015). Hak ve Adalet Güneşi Hz. Ömer, Ġstanbul: Çelik Yayınları. Çağatay, N. (1957). İslâm‟dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı. Ankara: Ankara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Yayınları. Çokçevik, A. (2009), Hz. Ebu Bekir. Ġstanbul: Bilge Yayınları. Darîr, Erzurumlu Mustafa (2000). Büyük İslam Tarihi (Kitab-ı Siyer-i Nebî) (Tercüme: Mehmet Faruk Gürtunca), Ġstanbul: DoğuĢ Yayınları. Demircan, A. (2004). Cahiliye Araplarında Kız Çocuklarını Gömerek Öldürme Adeti, İSTEM, 2(3). Doğan, M. (1999). Hz. Ömer, Ġstanbul: Denge Yayınevi, El-Vâkıdî, Kitâbü‟l- Megâzi (Çev:Musa Koyulmaz), Ġstanbul, Ġlkharf Yayınevi Es‟ad Mahmud (1983). İslâm Tarihi, Ġstanbul:Marifet Yayınları, Es-Sahhar, A. Cude (2011). Dört Halifenin Hayatı (Çev: Ebu Bekir Sıddık) Ġstanbul: Kahraman Yayınları. 76 Fayda, M., Hz. Ömer Zamanında Gayr-ı Müslimler, Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Yayınları, No: 548, Ġlahiyat Fakültesi Yayın No:6 Fayda, Mustafa (1990). Halid b. Velid. Ġstanbul. Fayda, M. (1997). “Ömer”, D.i.A. Ġstanbul: XXXIV, T.D.V. Yayınları. Fayda, M. (2015). Hulefâ-yı RâĢîdin Devri Dört Halife. Ġstanbul: Kubbealtı Yayınları. Fıglalı, E.R. (1984), İmamiyye Şiası. Ġstanbul. Gazali, M.(2014). Fıkhu‟s Sîre. (Çev: Resul Tosun). Ġstanbul: Risale Yayınları. Halife B. H. (2001),Halife b. Hayyât Târihi (Çev: Abdulhalık Bakır), y.y., Ankara. Halil, Ġ. (1985),İslam Tarihi: Bir Yöntem Araştırması (Çev: Ubeydullah Dalar), Ġstanbul. Hamidullah, M. (1963). İslam‟da devlet İdaresi. (Çev: Kemal KuĢçu), Ankara. Hamidullah, M. (1988, Mayıs). Allah‟ın Elçisi ve Sahabe Devrinde Yazı Sanatı. İslami Araştırmalar Dergisi, 2(7). Hamidullah, M. (1991). İslam Peygamberi. (Çev: Salih Tuğ), (5. Baskı), Ġstanbul: Ġrfan Yayınları. Hamidullah, M. (2012). Hz. Peygamber‟in SavaĢları, (Çev: Nazire Erinç Yurter), Ġstanbul, Beyan Yayınları. Hitti, Philiph K. (2011). Siyasi ve Kültürel Ġslam Tarihi. (Çev: Salih Tuğ). Ġstanbul: Marmara Üniversitesi Fakültesi Yayınları. Hizmetli, S. (2011). İslam Tarihi İlk Dönem, Ankara: Ankara Okulu Yayınları. Ġbn HiĢam (2006). Sîret-i İbn Hişam (Tercüme: Hasan Ege). Ġstanbul: Kahraman Yayınları. Ġbn Kesîr (2013). Hz. Peygamber‟in Hayatı (es-Siyretu‟n Nebeviyye) (Tercüme: Hanifi Akın). Ġstanbul: Çelik Yayınevi. Kısakürek, Necip Fazıl (2008). Peygamber Halkası. (14.basım). Ġstanbul: Büyük Doğu Yayınları. Koçak, M. (1982). Hz. Ömer ve Fıkhı, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Dokuz Eylül Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġzmir. Komisyon (1992). Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Ġstanbul: Ġstanbul Çağ Yayınevi. Komisyon (1988), İslam Tarihi Kültür ve Medeniyeti (The Cambridge History of Ġslam), (Çev:Komisyon). Ġstanbul: Hikmet Yayınevi. 77 Köksal, M.A. (2007). Hz. Muhammed ve İslâmiyet, I-VIII, Ġzmir: IĢık Yayınları. Kur‟ân-ı Kerim ve Muhtasar Meâli (2006). (Hazırlayan: Hayrât NeĢriyat Ġlmi AraĢtırma Merkezi Meâl Heyeti). Isparta: Hayrât NeĢriyat Matbaa Tesisleri. Lings, M. (2012). Hz Muhammed‟in Hayatı. Ġstanbul: Ġnsan Yayınları. Lammens, H; “Mâlik b. Nuvayra” Ġ.A. Ömer, R. (1928). İslam Tarihi Sadr-ı İslam, Ġstanbul: Matbaay-ı Âmire. Önkal, A. “Adî b. Ka‟b”, D.Ġ.A., I. Öztürk, M. (2011). Kur‟ân Tefsir ve Usul Üzerine: Problemler, Tespitler, Teklifler, Ankara: Ankara Okulu Yayınları. Rayyıs, Z. (1995). İslam‟da Siyasi Düşünce Tarihi. (Çev: Ġbrahim SarmıĢ). Ġstanbul: Nehir Yayınları. Rûdanî (2011). Büyük Hadis Külliyatı. (4.baskı). (Çev: Naim Erdoğan). Ġstanbul. Sallâbi, A. M. (2006). II. Halife Halife: Hayati, SahĢiyeti ve Dönemi. (Çev:Mehmet AkbaĢ). Ġstanbul: Ravza Yayınları. Sarıcık, Murat (2010). Dört Halife Dönemi, Ġstanbul, Nesil Yayınları. Sarıçam, Ġbrahim (2007). Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı. (5.baskı). Ankara: Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları. Sarıçam, Ġbrahim (2013). Hz. Ebu Bekir. Ankara: T.D.V. Yayınları. Sarıçam, Ġbrahim(2013). Hz. Ömer. (4.Baskı). Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Sivâsî, ġ. (t.y.). Dört Büyük Halife (Menakîb-i Çehâr Yâr-ı Güzin),(SadeleĢtiren: Ahmet Aslantürkoğlu). Ġstanbul: Saadet Yayınevi. ġahin, D. (t.y.). Hz. Ömer‟in Kur‟ân Anlayışı ve Yorum Yöntemi, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. ġakir, M. (1993). Hz. Adem‟den Bugüne İslam Tarihi (Çev: Ferit Aydın). Ġstanbul: Kahraman Yayınları. ġen, Z. (2007). Kur‟ân‟ın Metinleşme Süreci, Ġstanbul, Ensar NeĢriyat. ġibli, N. (1974). Asr-ı Saadet (çev. Ömer Rıza Doğrul), Ġstanbul: Eser Yayınları. ġibli, N. (2002). Peygamberimizin Risaleti ve Şahsiyeti (Çev: Ahmet KarataĢ). Ġstanbul: TimaĢ Yayınları. Taberî (2008). Tarih-i Taberî. (Tercüme: M. Faruk Gürtunca). Ġstanbul: Sağlam Yayınevi. 78 Tan, M. (Editör) (2007).Tematik Siyer Atlası. Ġstanbul: Moralik Yayınları. Temiz, A. E. (2003). Hz. Ömer. Ġstanbul: Sevgi Yayınları. Tosun, R. (2009). Belâzüri ve İbn A‟sem‟e Göre Hz. Ömer Dönemi Fetihlerinin Değerlendirilmesi, (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Uzun, T. (2005). Dil ve Edebiyat Yönünden Hz. Peygamber ve Hulafây-i RaĢidin, İSTEM, 3(6), Konya. Watt, W.M. (1998), Kur‟ân‟a Giriş. (1. Baskı). (Çev: Süleyman Kalkan). Ankara: Ankara Okulu Yayınları. Watt, W. M. (2001). Peygamber ve Devlet Adamı (Çev: Ünal Çağlar), Ġstanbul. Yücel, Ġ. (2012). Peygamberimiz‟in Hayatı. Ankara: D.Ġ.B. Yayınları. Yüksel, M. M. (2006). Karizmatik Lider Örneği Olarak Hz. Ömer. (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. 79 ÖZGEÇMĠġ KiĢisel Bilgiler Soyadı, adı : KIRMIT, Ömer Faruk Uyruğu : T.C Doğum tarihi ve yeri : 18.09.1989 Medeni hali : Bekar Telefon : 05456468740 Faks :………………… e-mail :[email protected] Eğitim Derece Eğitim Birimi Mezuniyet tarihi Yüksek lisans Gazi Üniversitesi 2015 Lisans Gazi Üniversitesi – Tarih ABD 2012 Lise Düziçi ÇEAġ Anadolu Lisesi 2007 ĠĢ Deneyimi Yıl 2014 Yer Gazi Üniversitesi Tarih ABD Görev AraĢtırma Görevlisi Yabancı Dil Ġngilizce: 82.5 Yayınlar Hobiler Kitap okumak, Gezmek, Sinema, Voleybol Oynamak, Koleksiyonculuk GAZİ GELECEKTİR... ÖMER FARUK KIRMIT TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÖMER BİN HATTAB’IN HALİFELİĞİNDEN ÖNCEKİ HAYATI ÖMER FARUK KIRMIT TEMMUZ 2015 TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI TEMMUZ 2015