tmmob makina mühendisleri odası MÜHENDiSLiĞi SURELİ TEKNiK Y A Y I N MART-NISAN 1998 SAYI:44 GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ 4. BASKI SIHHÎ TESİSAT PROJE HAZIRLAMA TEKNİK ESASLARI _ m mo yayın no 112' BJditörden Değerli Okuyucularımız, Dergimizin basılması ve dağıtılması konusunda antlaşma yapılan firmanın taahütünü yerine getirmemesi nedeniyle dergi yaklaşık bir yıldır sizlere ulaşamamaktadır. Bu durumdan dolayı sizlerden özür dileriz. Bu yıl başında göreve gelen yeni yönetimin çabalarıyla gecikmiş olan sayılar reklam gözetilmeksizin oda tarafından finanse edilerek bastırılmaktadır. Eylül- Ekim 1998 sayımızdan itibaren dergimizin tekrar rayına oturacağı ve periyoduna gireceğini ümit ediyoruz. Yeni bir yayın kurulu oluşturularak İstanbul dışındaki üyelerimizin de katkılarını sağlamaya çalışıyoruz. Özellikle son sayılarımızda sizlere ağırlıklı olarak sempozyum ve kongre yazıları sunduk. Her ne kadar bu yazıların da ilginizi çektiğini ve belki işlerinizin yoğunluğu nedeniyle takip edemediğiniz bu toplantıların bildirilerinin sizlere faydalı olduğunu düşünüyorsak da, gayemiz güncel ve özgün çalışmaları yayınlamaktır. Dergimizde yayınlanan yazılar bir hakem heyeti tarafından incelenmekte, uygun bulunanlar yayınlanmaktadır. Çok yakın bir zamanda dergiyi sınıflandırılmış dergiler kategorisine sokmak için başvuruda bulunacağız. Amacımız sizlere en iyi şekilde hizmet vermektir. Ancak bu konuda sizlerin katkılarının bekliyoruz. Konusunda uzman olan tecrübeli üyelerimizin, biraz zaman ayırarak bilgilerini ve deneyimlerini bizlerle paylaşmasını arzuluyoruz. Bu sayımıza yazdıkları yazılarla katkıda bulunan Sn. Osman F. Genceli'ye ve Ömer Faruk Noyan'a teşekkür ederiz. Önümüzdeki sayılarda buluşmak ümidiyle. TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 19981 l flcindekiler tmmob makina mühendisleri odası TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ IKI A Y D A B Î R Y A Y I N L A N I R M art-N i san Cilt* 1998 Sayı:44 MMO Adına Sahibi: Mehmet SOĞANCI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Zeki ARSLAN Editör: Hasan HEPERKAN 3 Isıtma Tesisatlarında Gürültü ve Titreşim A. ARISOY Yayın Sekreteri: Sevil GÜMRÜKÇÜ Yayın Kurulu: Ahmet ARISOY/Ayhan GÜLER Kani KORKMAZ / Coşkun ÖZBAŞ Macit TOKSOY Reklam Yönetmeni: Güler AKTAŞ Yapım: Yapım Matbaacılık Eski Oto Sanayi Sit. Dalgıç Sok. No: 27/2 4. Levent İSTANBUL Tel: (0.212) 283 70 14-283 49 84 Yönetim Merkezi: MMO İstanbul Şibesi Hüseyin Ağa Mah. Sakızağacı Cad. No:16 Beyoğlu 80080 İSTANBUL Tel: (0.212) 245 03 63-64 2529500-01 Faks: (0.212) 249 8674 Baskı Sayısı : 5.00 Adet Fiyatı : 300.000 TL Yıllık Abone Üye-Öğr.: 1.200.000 TL Diğer : 2.000.000 TL Tesisat Mühendisliği Dergisi'nde yayınlanan yazı ve çizimlerin her hakkı saklıdır. izin alınmadan yayınlanamaz. ISSN 1300-3399 2 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 24 Termostat!k Radyatör Valfleri, Uygulama Şekilleri ve Bu Yöntemle Elde Edilen Isı Ekonomisi R. KÖROĞLU akale ISITMA TESİSATLARINDA GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM* Ahmet ARISOY Sunulacak çalışmada öncelikle temel ses ve titreşim bilgisine ve bu konudaki literatüre yer verilecektir. Daha sonra da daha az incelenmiş olan ve daha az bilinen, ısıtma sistemleri ile ilgili gürültü ve titreşim problemleri ve bunların kontrol yöntemleri üzerinde durulacaktır. Bu çerçevede brülör - kazan - baca sistemi ele alınacak, bu sistemde gürültü kaynakları ve sönüm yöntemleri incelenecektir. Ayrıca kazan dairesi yapısının sese olan etkileri anlatılacak ve kazan dairesinden komşu hacimlere geçen sesin kontrolü tartışılacaktır. Pratikte karşılaşılan problemlerden ve ölçme sonuçlarından örnekler verilecektir. problemler, a) bina dışı ses kaynakları (su soğutma kuleleri, hava soğutmalı chillerler, split klima dış üniteleri gibi) b) bina içi kanal sistemi ile taşınan klima veya havalandırma santralı gürültüsü c) oda içi gürültü kaynakları (fan-coil gibi) d) kanallardan veya duvarlardan komşu, hacimlere ses geçişi sayılabilir. Tipik titreşim problemleri ise, daha çok pompa ve fanlardan kaynaklanır. Klima ve havalandırmadaki gürültü ve titreşim problemleri daha iyi tanımlanmıştır ve yöntemleri daha belirlidir. Daha fazla bilgi vardır. Sıhhi tesisatta ise gürültü kaynağı, daha çok akış kökenlidir. Akışta yaratılan rahatsızlıklar yüksek hızlarda sese neden olur. Dolayısı ile sıhhi tesisat gürültü kontrolü göreceli olarak daha kolay ve diğerlerinden daha farklıdır. Bir bildiride bu problemlerin tamamını detaylı olarak incelemek mümkün değildir. Sunulacak çalışmada öncelikle temel ses ve titreşim bilgisine ve bu konudaki literatüre yer verilecektir. Daha sonra da sadece daha az incelenmiş olan ve bilinen, ısıtma sistemleri ile ilgili gürültü ve titreşim problemleri ve bunların kontrol yöntemleri üzerinde durulacaktır. Ayrıca kazan dairesi yapısının sese olan etkileri anlatılacaktır. Pratikte karşılaşılan problemlerden örnekler verilecektir. GİRİŞ Isıtma, havalandırma klima ve sıhhi tesisat gibi bütün tesisat işlerinde ses ve titreşim önemli bir dizayn parametresidir. Buna karşılık her tesisat konusunun ses ve titreşim problemi, kendine özgü kaynakları ve karakteristikleri nedeniyle, birbirinden farklıdır. Bir gruplama yapılmak istenirse ısıtmadaki havalandırma ve klimadaki ve sıhhi tesisattaki gürültü ve titreşim problemi olarak üç grup tariflenebilir. Isıtmada ana ses ve titreşim kaynağı kazandır. Daha doğrusu, brülör - Kazan - bacadan oluşan sistemdir Burada geçerli gürültü ve titreşim konTEMEL TANIM VE KAVRAMLAR trolü yöntemleri tamamen kendine özgüdür. Ses elastik bir ortamın titreşimidir ve esas Ayrıca bu sistemdeki olayların teorik çözümleri olarak bir basınç olayıdır. çok zor olduğundan, Havada doğan ses, ortalama alınabilecek önlemlerin atmosferik basınç etrafında Ahmet ARISOY çoğu amprik yaklaşımlara İTÜ - Makina Fakültesi hava basıncının değişimi dayanmaktadır. Daha az biltitreşimidir. Elastik inmektedir ve daha az sis- 1950 yılı Ankara doğumludur. 1972 yılında veya İTÜ Makina Fakültesini Yüksek Mühendis ortam içerisinde, bu titreşim tematik hale olarak bitirmiştir. Aynı üniversiteden 1979 şeklindeki basınç dalgalangetirebilmişlerdir. yılında Doktor, 1984 yılında Doçent ve 1991 maları ortamın karakterine Havalandırma ve klima yılında profesör unvanını almıştır. Çalışma bağlı bir hızla yayılırlar. Ses sistemlerindeki ses kayhayatının tamamı İTÜ'de geçmiştir. bir basınç olayı olduğu kadar nakları ve tipik problemleri Çalışmaları yanma ve ısı tekniğli alanlarında aynı zamanda bir enerji daha çok sayıdadır. Tipik yoğunlaşmıştır. TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 3 olayıdır. Sesin doğması ve yayılması aynı zamanda bir enerji gerektirir. Frekans: Titreşim veya dalgalanmaların l saniyede tamamladığı dalga sayısıdır ve birimi Hertz (Hz) olarak tanımlanır. Dalga Boyu: Dalga boyu iki dalga arasındaki uzaklıktır. Dalga boyu, ses hızı ve frekans arasında k = c/f şeklinde bir bağlantı vardır. Burada A. dalga boyu (m), c ses hızı (m/s) ve frekans (Hz) olarak tanımlanmıştır Sesin Yoğunluğu: Sesin yoğunluğu veya şiddeti ses dalgalarının birim alandaki enerjisi olarak tarif edilir. Ses şiddeti kaynaktan itibaren mesafenin karesi ile orantılı olarak azalır ve basınca duyarlı cihazlarla ölçülebilir. Saf tonlar, rastgele ses ve kompleks ses: Tek bir frekansta verilen sese saf ton denir. Belirli bir tonu olmayan su sesi gibi seslere rastgele ses denir. Kompleks ses ise saf tonlar ve rastgele seslerin birarada bulunduğu seslere denir ki tabiattaki seslerin hemen hepsi bu karakterdedir. Gürültü: İstenmeyen sese gürültü denir. Oktav bandları: Ses kontrolü çalışmalarında herhangi bir kompleks ses, birleşenlerine ayrılarak incelenir. Bu konuda en geçerli yol duyulabilir ses frekanslarını oktav bandlarma bölmektir. İnsan kulağı 16-20.000 Hz arası frekanstaki sesleri duyabilir. Bir sesin bir oktav üstü ise o sesin frekansının iki katı frekansta olan sestir. Buna göre duyulabilir ses ! Oktav Bandı ' i li ı 1 2 3 4 ! 6 ! 7 - Frekans Aralığı (Hz) 45/90 90/180 180/355 355/710 710/1400 1400/2800 2800/5600 Oktav bandı düzeyi Orta Frekans (Hz) 63 125 250 500 • 1000 2000 4000 yapılmak istendiğinde 1/3 oktav bandları kullanılabilir. Desibel: Sayısal olarak, akustik güç veya enerji gibi iki benzer miktarın oranlarınm 10 tabanına göre logaritmasının 10 katına desibel denir. Ses gücü, ses şiddeti veya ses basıncı ile ilişkili olarak düzey (veya seviye) terimi kullanıldığında birimin desibel olduğu anlaşılmalıdır. Ses güç düzeyi L«: Bu düzey esas olarak ses kaynağından yayılan toplam akustik gücü ifade eder. Desibel (dB) cinsinden ses güç düzeyinin matematik ifadesi Lw = 10 loğ W / Wo [dB] şeklindedir Wo referans güç düzeyi olup Wo = 10 ' watt değerindedir. Ses güç düzeyi doğrudan ölçülemez. Ancak standart odalarda yapılan ölçümlerde hesapla bulunur. Tamamen kaynağa bağlı bir değerdir, alınan yolla değişmez. Ses basınç düzeyi Lp: Bu dü/.ey, söz konusu bir yerdeki ses basıncını belirler ve desibelmetrelerle kolayca ölçülebilir. Herhangi bir yerdeki müsaade edilebilecek ses düzeyleri de ses basınç düzeyleri cinsinden ifade edilir. Desibel (dB) cinsinden ses basınç düzeyinin matematik ifadesi Lp = 10 loğ PYPo2 = 20 loğ P / P o [dB] şeklindedir. Po referans basıncı 20 [l paskal (|i Pa) değerindedir. Yukarıdaki her iki loğ ifadesi de m T3 0) N S C) 0) olarak aşılmaması gereken ses şiddeti değerlerini veren bir eğri kullanılmalıdır. Tanımlanan bir eğriye; bir numara vererek, kriteri tek bir sayı ile ifade etmek mümkündür. Ses seviyesi kriteri olarak en çok kullanılan NC eğrileridir Bu eğrilerin belirlenmesinde yukarıda belirlenen eşit ses yüksekliği değişimi esas alınmıştır. Şekil 3'de NC eğrileri verilmiştir. Buna göre genel bir büro hacminde NC 40 seviyesi sağlanması yeterlidir 1 i 1 Frekans bandı Hz 63 125 üzerinde anlatılmaktadır. Ancak unutmamak gerekir ki dB (A) cinsinden toplam değer, sesin karakteri hakkında fikir vermez, sadece aynı karakterde iki sesin düzeyini karşılaştırmaya yarar. di'. (A) değen İÇİP çıkartılması ! veya eklenmesi aereken auzev • i -26 2 j -161 i KAZAN DAİRELERİ Bir kazan dairesinde algılanan ses doğrudan kaynaktan gelen ses ve duvarlardan yansıyarak gelen ses olarak iki kısma ayrılabilir. Her iki yolla dinleyiciye ulaşan sesin basınç düzeyine etkiyen Tablo 3: A-ağırlıklı ses basınç düzeyinin bulunması için her frekans pek çok parametre vardır. bandında çıkartılması veya ilave edilmesi gerekli ses düzeyi Öncelikle etkili olan odanın genel formudur. frekans bandında çıkarılacak veya ilave edilecek Odaları kübik, uzun ve yassı olarak üç ana sınıfa ses basınç düzeyi değerleri verilmiştir. Buna ayırmak mümkündür. Her üç sınıftaki geçerli göre her frekans bandında ölçülen ses basınç sönüm kanunları ve hesap yöntemi farklı oladüzeyi değerinden bu tablodaki değerler caktır. Bu çalışmada kazan daireleri kübik veya çıkarılarak bu frekans bandmdaki filtre edilmiş kübe benzer şekilde dikdörtgenler prizması (A-ağırlıklı olarak değerlendirilmiş) ses basınç olarak ele alınmış ve bu formlar için geçerli olan düzeyi değerleri dB (A) bulunur. ifadeler kullanılmıştır. Eğer yankılanan sesin Bu değerlerin toplanması ile de A-ağırlıklı difüz olduğu ve kararlı duruma ulaşıldığı kabul toplam ses basınç düzeyi değeri bulunur. edilirse; bu formdaki odalarda dinleyici konuBasit ses basınç düzeyi ölçen aletlerde sadece mundaki ses basınç düzeyi. bu değer ölçülür. Dolayısı ile bir hacimde ses Lp = Lw + 10 loğ (Qo/47t2) + 4/ccS) seviyesi 40 dB (A) değerim aşmasın demek, olarak ifade edilebilir. Burada bu hacimdeki sesin frekans bandlarına göre Lp= Belirlenen konumdaki ses basınç A-ağırlıklı toplamının 40 dB (A) değerini düzeyi, dB aşmaması anlamına gelir. Tablo 4'te toplam Lw= Kaynağın ses güç düzeyi, dB dB (A) değerinin bulunması, bir örnek Qo= Yön faktörü -8,6 -3,2 0 +1,2 +1,0 -1,1 250 500 1000 2000 4000 8000 Frekans bandı... Hz Lineer ses basınç düzeyi dp Çıkartılacak düzey dp j A-ağırlıklı değer..,. dB (A) 63 71 -26 4 ^ 125 74 -16 58 250 67 -9 58 500 65 -3 62 N —ı 1000 "2000 61 60 1 0 62 60 4000 62 1 63 800 0 5S -1 5£ _J -ı E_l T J66.6 j •' 67 .9 -•r-^ ı' İ" s j |68.7 •*-" ^-— - Tablo 4: Oktav bandmdaki ses basınç düzeylerinden, A-ağırlıklı toplam ses aasınç düzeyinin bulıanması TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 7 r= Kaynakla dinleyici arasındaki mesafe (m) S= Oda iç yüzey alanı, (m2) <x= Odanın ortalama istatistiksel yutma katsayısı olarak tanımlanmışlardır. Kazan ses güç seviyesi kazan üreticileri tarafından frekans katsayısı, Si bu malzemelerin yüzey alanıdır. Çeşitli malzemeler için «i yutma katsayıları literatürde verilmiştir. Özel akustik malzemeler için malzemenin kendi kataloglarına bakılmalıdır. Buna göre bir kazan dairesindeki ses basıncı düzeyi kazan dairesi büyüklüğüne, kazan dairesi yüzey malzemesi cinsine ve kazanın yerleştirilme biçimine bağlıdır. Yukarıdaki şekilde bu parametrelerin etkisi toplu biçimde görülmektedir. Bu şekilde dinleyici konumunda ölçülen ses basınç düzeyi ile kazan ses gücü düzeyi arasındaki fark (LP-L*). r / (Qo)1/2 değerine bağlı olarak ve R parametre olmak üzere verilmiştir. Burada R oda sabiti olarak bilinir ve R=S cx/(l-a) şeklinde tanımlanır. Buna göre özel akustik yalıtım yapılmamış kazan dairelerinde ses yutulması çok <ıxdır. Kullanılan normal inşaat malzemeleri beton, sıva, fayans, tuğla duvar yutma özellikleri açısından birbirine benzer ve bu malzemelerin yutma katsayıları çok düşüktür. Söz konusu malzemeler için literatürden alınan oktav frekans bantlarıııdaki yutma katsayıları değen Tablo 5'te verilmiştir. Görüldüğü gibi bu Şekil 4: Kazan dairelerinde ses sönümü malzemelerin sesin yutulması yönünde etkileri yok denecek bandlarında verilmiş olmalıdır. kadar azdır. Birinin yerine diğerinin Yön faktörü, Qo kazanın oda içinde yerleşim kullanılması veya kazan dairesinin fayans şeklini gözönüne alan bir terimdir. Bu faktör kaplanması ses yutumuna fazla etkili değildir. çeşitli haller için aşağıdaki değerleri alır. Tam tersine oda yüzeylerinin tamamen böyle Oda ortasında döşeme üzerindeki kazan için, yansıtıcı yüzeylerle kaplanması halinde bir Qo=2 çınlama odası elde edilir ki, kazan sesinde hiçbir Döşeme duvar kesişme bölgesine yerleştir- sönümleme etkisi olmadığı gibi bazı çok rrverilmiş kazan için, Qo=4 berant odalar halinde oda içindeki ses basınç Köşeye yerleştirilmiş kazan için, Qo=8 düzeyinin, kazan ses güç seviyesinin üzerine Ortalama olarak oda yutma katsayısı a çıkması bile mümkündür. Bu gibi durumlarda odanın duvar, döşeme ve tavanlarında belirli yüzeylerin özel yutucu malzemelerle kullanılan malzemelerin yutma katsayılarından kaplanması gerekir. Kazan dairelerinde yararlanılarak aşağıdaki ifade ile belirlenir. kullanılacak bu tip özel yutucu malzemelerin a = ZSıoci/S klasik yutucu malzemelere göre farklı özellikBurada oci herbir farklı malzemenin yutma leri olması gerekir. Örneğin bu malzemelerin 8 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 Yapı elemanı 125 Hz Oktav Frekans Bandı 250 Hz 500 Hz 1 kHz 2 kHz 4 kHz Tuğla üzeri sıva 0.013 0.015 0.02 0.03 0.04 0.05 Beton üzeri sıva 0.012 0.09 0.07 0.05 0.05 0.04 Fayans 0.01 0.01 0.01 0.02 0.02 0.02 Beton 0.01 0.01 0.015 0.02 002 0.02 Ahşap kapı 0.28 0.22 0.17 0.09 0,10 0.11 Pencere 0.35 0.25 0.18 0.12 0.08 Q 04 Akustik fayans 0.04 0.12 0.8 0.98 0.68 0.35 Tablo 5: Çeşitli yapı elemanlarının ses yutma katsayıları Oktav bandı (Hz) (U-U) 125 2.2 250 -0.4 500 0.5 100Û_ 2000 l 4000 0.8 0.4 0.5 II..' Tablo 6: dB cinsinden ses basınç ve güç düzeyleri arasındaki fark (LP-Lw) yıkanabilir veya kolay temizlenebilir olması önemli bir noktadır. Diğer aranılan önemli özellik ise yangın dayınımıdır. Şekil 4'ün incelenmesi ile aşağıdaki sonuçlara varılabilir. 1. Eğer odada yeteri kadar yutucu yüzey varsa, bu pahalı özel yutucu yüzey-miktarını daha fazla artırmak sönüm etkisini aynı ölçüde artırmaz. 2. Sönüm etkisi özellikle büyük kazan daireleri için önemlidir. Küçük kazan dairelerinde ve kazan yakınlarında direkt etki dominanttır ve oda yüzeylerinin yutuculuğu önemini göreceli olarak kaybeder. Şekil 5: Masif duvarlı biryapfda çeşitli ses geçiş yolları Örnek Kazan Dairesi Ses Sönümleme Hesapları Yukarıda anlatılan genel model çerçevesinde, özel olarak tarif edilen bir kazan dairesi için alternatif duvar, döşeme ve tavan malzemeleri kullanılması halinde odada meydana gelen sönüm düzeyleri (LP-Lw) oktav bandlarında hesaplanmıştır. Bu amaçla hazırlanan programa alternatif konstrüksiyonlar girilerek elde edilen sönüm değerleri "belirlenmiştir. Duvarları ve döşemesi fayans, tavanı sıvalı beton olan bir kazan dairesinde (LP-Lw) farkı dB cinsinden Tablo 6'daki gibidir. Bu tabloda negatif değerler sönümü, pozitif değerler ise artırımı ifade etmektedir. Buna göre tamamen fayans kaplı bir kazan L. D —f- K j s =~0ö D'' X" ' TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 9 dairesinde dinleyici üzerindeki ses basınç düzeyi kazan ses güç düzeyinin üzerine çıkmaktadır. Yani fayans yüzeyler yansımalarla sesi kuvvetlendirmektedir. Bu durumda kazan dairesinde yutucu yüzeyler oluşturmak en uygun çözümdür. Burada özellikle dikkat edilmesi gerekli bir başka önemli nokta kullanılacak yutucu yüzeylerin yutma karakteristikleridir. Genellikle kazan ses güç düzeyleri düşük frekanslarda yüksektir. Dolayısı ile seçilecek yutucu malzemenin özellikle düşük frekans bandlarında yutucu olması gereklidir. YAPI AKUSTİĞİ Kazan Dairesinden Komşu Hacimlere Ses Geçişi Malzeme ve yapı j Masif taş duvarlar Gözeneksiz ve sıvasız beton Şekil 5'te ses kaynağının bulunduğu hacimden, komşu hacme ses geçiş yollan görülmektedir. Burada esas ses geçiş yolu Bd ile gösterilen direkt geçiştir. Ses kaynağı odadaki Lı ile gösterilen ses basınç düzeyinin nasıl belirlendiği bu' önceki bölümde anlatıldı. Burada l numaralı odanın kazan dairesi olduğu düşünülürse, problem 2 numaralı odada oluşacak L,2 ses basınç düzeyinin belirlenmesidir. Sesin bir numaralı odadan 2 numaralı odaya direkt geçmesinde ara duvarda iki önemli olay söz konusudur. Bunlardan birincisi, sesin yansımasıdır. Duvarın birtarafındaki yüzeyi ne kadar yansıtıcı ise gelen ses aynı oranda geri döndürülecektir. Ancak bir önceki bölümde görüldüğü gibi ses kaynağı Duvar Kalınlığı Ağırlığı cm kg/m2 19 15 12 7 4 430 350 300 Kireçli kum taşı ve her iki taran sıvalı her iki tarafı alçı kartonpiyer 24 12 24 ! Her biri 17 cm çift kat beton + arada 3 cm cam yünü + sıvalı duvar Dolu tuğla ve her iki tarafı sıvalı Bimsli beton- dolu taş duvar sıvasız Delikli tuğla duvarlar Delikli tuğla ve her iki tarafı sıvalı 125 dB Ses sönüm R değerleri 2000 250 500 1000 dB dB dB dB 39 43 38 34 32 30 ' 42 38 33 32 480 260 455 41 38 38 37 660 24 12 55 54 62 5P 47 43 37 37 53 44 39 45 39 40 51 41 57 49 62 57 43 46 43 46 56 64 70 T^ 40 34 31 46 40 37 51 54 43 42 48 46 59 54 7 480 260 170 49 12 145 10 10 11 13 20 24 390 210 36 34 42 48 55 56 40 42 46 51 12 170 95 l 61 60 51 43 1 Bims- boşluklu taş ve her iki tarafı sıvalı 25 17 290 40 42 47 245 33 35 40 Tablo 7: Bazı yapı elamanı duvarların R ses yutuculuğu değerleri. l O • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 51 47 56 52 odadaki diğer yüzeylerin karakterinin büyük önemi vardır. Diğer yüzeyler yutucu ise ara duvardan yansıyan sesin tekrar buraya geri dönme olasılığı azalacaktır. İkinci önemli olay ise ara duvar yüzeyinden giren ses enerjisinin duvardan geçişi boyunca sönümlenmesidir. Duvar ne kadar sönümleyici ise 2 numaralı odaya daha az ses enerjisi geçecektir. Bir başka deyişle duvarın ses geçiş direnci ne kadar büyükse aynı oranda daha az ses enerjisi diğer odaya geçecektir. Unutulmaması gereken 2000 <tOOO SOO ..Frekans. H/ bir önemli nokta ise 2 nolu odada oluşacak ses basınç düzeyinin aynı zamanda bu Şekil 7: Çeşitli tip hücrelerin ses sönümü ve açıklıkların buna etkisi — o — Klima cihazı, Grup 2 b, ALkA= 16 dB (A) odanın yüzeyinin yutu- - O - - Brülör hücresi, Plastik ALkA= 16 dB (A) culuğuna da bağlı olduğudur. Eğer 2 nolu oda yutucu yüzeyleri içermiyL2 = Komşu odadaki ses basınç düzeyi (dB) orsa ara duvardan geçen ses enerjisi az bile olsa S = Ara duvarın komşu oda tarafındaki bu odada ses basınç düzeyi yüksek olacaktır. yüzey alanı (m2) Sonuç olarak; ses basınç düzeyi L ı olan ses A = Komşu odadaki yutucu yüzey alanı (m2) kaynağı oda (kazan dairesi) ile komşu oda gözününe alındığında, komşu odada oluşan ses A = ZSıOCı olarak daha önceki bölümde basınç düzeyi L2 için aşağıdaki bağlantı kul- tanımlanmıştı. Bu ifadede görülen R ise duvarın lanılabilir. ses sönümleyiciliğini temsil etmektedir. Bu R= Lı - Lz + 10 loğ S / A (dB) ifadeden anlaşılabileceği gibi duvarın ses yutuBurada culuğu frekansa göre değişmektedir. Lı = Ses kaynağı odadaki ses basınç düzeyi Tablo 7'de çeşitli duvar elemanlarının ses (dB) sönümleme değerleri frekanka bağlı olarak ver- Şekil 6: Ses Kaynağı mekanilarının hücre içine alınması ilmiştir. Tek katmanlı duvarlarda ses sönümü esas olarak duvar kütlesi ile ilişkilidir. Duvar kütlesi ne kadar fazla ise sönüm de o kadar fazla olur. Bunun için ses geçirimsiz duvarların yoğun malzemeden ve kalın olması gerekir. Duvarda ses sönümünde ikinci imkan çok katmanlı duvar oluşturmaktır. Burada ses geçiş yönünde iki katı duvar arasında ses yutucu malzeme kullanılır. İki katı yüzey arasındaki mesafe yani cam yünü gibi ses yutucu malzemenin kalınlığı absorbe edilmek istenen sesin dalga boyu mertebesinde olmalıdır. İki katı yüzey arasında yansıtılan ses aradaki yutucu TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 11 malzeme taraflından yutulur. Özellikle sönümleyici olması istenen duvarlar çok katmanlı yapılır, îlk katman yoğun malzemedir. Bu malzemenin kendi doğal frekansına karşı gelen frekansta sönüm etkisi çok azdır. Dolayısı ile bu frekansa karşı gelen dalga boyunda kalınlıkta ikinci katman hafif ses yutucu malzemedir. Son katman ise ses yansıtıcı katı bir malzemeden seçilir. Kalın veya yoğun olması şart değildir. azalma aşağıdaki üç faktöre bağlıdır. 1. Hücre duvarlarının formuna ve mal/,,;mesine bağlı olan ses sönüm R değeri, 2. Hücre iç yüzeylerinin a absorbsiyon katsayısı, 3. Makina veya cihazın ses spektrumu. Buna göre hücre içine alarak ses basınç düzeyinde meydana gelen azalma AL = Lwi - Lw2 = R - 10 loğ l/a (dB) CİHAZLARIN HÜCRE İÇİNE ALINMASI Ses yayan cihazlar akustik bir hücre içine alınarak, fonksiyonları etkilenmeden sessizleştirilebilirler. Bununla ilgili prensip şeması Şekil 6'da görülmektedir. Hücre içindeki Lwi ses basınç düzeyi ile dışındaki Lw2 ses basınç düzeyi arasındaki Alman standartlarında (VDI 2711) akustik hücre konstrüksiyonlan Şekil 7'de görüldüğü gibi olmak üzere üç grupta sınıflandırılır. Hücrenin ses yutuculuğunda içteki yutucu mantonun büyük bir etkisi vardır. Yukarıdaki denkleme göre beklenen R hücre etkisi değerine ulaşabilmesi hücre duvarının konstrüksiyonunda aşağıdaki konuların yerine . 1r^> i [£ "~ ^•"•^ — ' -^II~Iljx x ' i • ! / Talep grupları Hücre konstrüksiyonu 1 Ses sonümleyici manto Ses yutucu kaplamasız tek kat hücre Ses yutucu kaplamalı tek kat hücre (B tipi) ila ıib İİC Ula ııib Ses yutucu kaplamalı iki katlı hücre (A tipi) 'Tfcfiif^ J i •«s» 1İT" " / 1 Hücre duvarlarının yüzey yoğunluğu kg/m2 5. ..6 5 ..15 / \ 4 6 ^ 7 Sızdırmazlık ve müsade edilen açıklık büyüklüğü % Yapı yolu ile geçen ses yalıtımı (genellikle gereklidir ve uygulama biçimine bağlıdır A-ses düzey; düşümü Crt d8(Aj Toplam açıklık <.%10 Toplam açıklık Yok 3 <%5 5. ..15 Toplam açıklık 20... 25 Toplam açıklık <0. 1 Toplam aç klik <.0.01 Her kat 5.. .10 veya bütün olarak yaklaşık 100 Her kat 10.. 15 veya toplam yakl. 400 <%5 Sızmalar mümkün olan en iyi biçimde önlenmiş Titreşim yalıtımsız veya ses kaynağı tek ka! elastik ayaklara oturuyor Tek kat elastik ayaklar elastik malzeme ile yalıtılmış. ' hücre sızdırmaz ve yalıtımlı biçimde yapıya bağlanmış llb gibi. titreşim sonümleyici Çift elastik yataklama veya tek elastik ayak artı yalıtılmış kaide. hücre sızdırmaz ve yalıtımlı biçimde yapıya bağlanmış illa gibi Tablo 8: Farklı hücre elemanlarında ses düzeyi düşümü 12 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 10 5.. '5 ! i | 7 . 25 10 . 30 20 . 40 30 . 50 j 31 5 3 Şekil 8: Bir elektrik motoru Labirent hava giriş çıkış açıklıkları getirilmesi ile mümkündür. • Hücre cihazı her tarafından gerekli sızdırmazlığı sağlayacak biçimde bohçalanmış olmalıdır. En küçük sızıntı hücre etkisini önemli ölçüde azaltır. • Hücrenin kendisi yeterli gövde ses sönüm değerine sahip olmalıdır. • Hücre yapıya ses geçimini önleyecek yalıtkanlarla bağlanmalıdır. Yukarıda tarif edelin çeşitli hücre konstrüksiyonlannın yarattığı ses basınç düşümü Tablo 8'de verilmiştir. Bu tablonun incelenmesinden aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir. l. Hücrenin sızdırmazhğma bağlı olarak tek katmanlı yapılarda %0.5 sızdırmazlığa kadar (hücre dış yüzeyine kadar tariflenmiş), en fazla 25 dBA ses basınç düşümü eldesi hedeflenir. Bu J Şekil 9: Reaktif susturucu örnekleri şekildeki duvar konstrüksiyonları tipik olarak klima cihazları için kullanılır. Bu konstrüksiyonlarda sızdırmazlığı %0.5 değerinin altına indirmek zor olduğundan 25 dBA değerinin üzerinde sönüm elde edilemez. Pratikteki uygulamalarda elde edilen sonuçlar 15-20 dBA mertebelerindedir. Şekil 7'de 2b sınıfı bir klima cihazı hücresinin yarattığı sönümün ölçüm sonuçları görülmektedir. Brülör hücrelerinde gerekli olan hava giriş açıklıkları nedeniyle, hücre sızdırmazlığı göreceli olarak daha kötüdür. Buna bağlı olarak ses sönüm verimi daha yüksek olan hücreler kullanılmalıdır. Yine Şekil 7'de plastik bir brülör hücresi ölçüm sonuçları görülmektedir. Bu hücrelerde Şekil 8'de gösterilen benzer labirent hava giriş yolları yaratmak suretiyle sönümü iyileştirmek gerekmektedir. 2. Hücre duvarlarının ses geçirimsizliği açısından ağır malzemeden olması hücrenin yapıya oturduğu noktalarda yapıya ses iletmeyecek yalıtım önlemlerinin alınmış olması, hücre gövdesinin kendisinin titreşmeyecek şekilde rijit olması diğer önemli konulardır. Hücre konstrüksiyonunda bunlara dikkat edilmelidir. SUSTURUCULAR Akustik susturucular gaz akış yollarında ilerleyen ses dalgalarının sönümlenmesi amacı ile kullanılırlar. Pratikte kullanılan susturucuları, yutuculu (disipatif) ve reaktif olarak iki grupta toplamak mümkündür. • Disipatif susturucular ses yutucu malzeme ile kaplanmış akış kanallarından oluşur. • Reaktif susturucular ise yutucu içermeyen bir veya birden fazla elemandan oluşur. Birden fazla sayıda eleman bulunduğunda bu elemanlar paralel veya seri bağlanabilir. Tipik reaktif susturucu elemanları olarak ani genişleme odaları, yan-kol (Helmholtz) rezonetörleri ve perfore (delikli) borular sayılabilir (Bakınız Şekil 9) Dispatif susturucularda adından da anlaşılabileceği gibi akustik enerji dispasyonla ısıya dönüştürülür. Ses dalgaları yutucu malzemeye çarptıklarında burada sönümlenirler, buna karşılık reaktif susturucularda temel işlev ses dalgalarını kaynağa doğru geri yansıtmaktır. Bu TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 13 yansıtma sırasındaki kayıplar önemsizdir. Akustik enerjinin sönümlenmesi iç yansımalar sonucu uzayan akış yolu ve kaynaktaki yutulma sayesinde gerçekleşir. Bu tip susturucuların performansı kaynak ve terminal tarafının empedanslarına büyük ölçüde bağlıdır. Bu nedenle, bu tip susturucuların sistemde yerleştirilecekleri nokta kritik bir öneme sahiptir. Burada; A = Sönüm (dB/m) P = Akış kesintisinin çevresi (m) S = Akış kesit alanı (m2) a = frekans bandında verilmiş yutucu malzemenin absorbsiyon katsayısıdır. Disipatif Susturucular Disipatif susturucular daha çok yüksek frekanslarda etkindirler. Bu tip susturucularda belirli sınırlayıcı şartların yerine getirilmesi halinde meydana getirilebilecek sönüm Sabin tarafından ortaya atılan aşağıdaki ifade ile yaklaşık olarak hesaplanabilir. Bu tip susturucularda susturucu boyu on az geçiş kanal ölçüsünün 2 katı uzunlukta olmalıdır. Gaz akış hızları 20 m/s değerinin üzerinde olmamalı ve akışın kendisi ses kaynağı olmamalıdır. En önemlisi de özellikle yüksek frekanslardaki ses dalgalanmn yutucu mal/eme üzerine çarpmadan doğrudan geçebilme şansını A = 1.05- T L " l O loğ (l T l/4fm -irsin-' ü) dB CJ Basıl genleşme i'il.ısı i;.ır;ıklcrısıı jı Yan: *cn Alan S ı uzunluk /.s—- -Al:m -Si < Çap Çap di </» > HJCİIH = Sh/Lh' . UV s ı b ı Fr ~ C = ses lıı/ı '" Basil Helınlıoll/ rc/on;ı!öni knrnkıcristıâi Şekil 10: Reaktif susturuculann performans karakteristikleri 14 •TESİSATMÜHENDİSLİĞİMart-Nisan 1998 önleyebilecek şekilde geçiş kanalları ölçülerinin küçük tutulmasıdır. Geçiş kanalı ölçüsü söz konusu frekanstaki dalga boyunun 7 mislinden büyük olmamalıdır. Bu şartın yerine getirilebilmesi için bazı ticari susturucularda gaz geçiş yolları dalgalı yapılmaktadır. Bu tip susturucuların seçiminde ticari ürün teknik bilgi föylerinden yararlanılabilir. İstenilen sönümü yaratacak susturucu bu kataloglardan belirlenebilir. Disipatif susturucu tasarımı yukarıdaki benzeri formüller veya hazır diyagramlar yardımı ile yapılabilirse de, sonuçtaki ürünün yarattığı sönüm mutlaka deneylerle ölçülmeli ve ticari kataloglarda bu ölçülen değerlere yer verilmelidir. Disipatif susturucuların en önemli tasarım parametrelerinden biri de yarattıkları akış direncidir. Özellikle kazan duman yollarına yerleştirilen bu tip susturucuların yarattığı ilave direnç mutlaka dikkate alınmalı ve kazan çalışmasında bir problem oluşmaması garanti edilmelidir. Sözü edilen kataloglarda her susturucunun yarattığı akış direnci de verilir. tçten akustik kaplı kanallar, dirsekler ve plenumlar da bir nevi disipatif susturucu olarak görev yaparlar. (Plenumlar aynı zamanda reaktif susturcu fonksiyonuna da sahiptirler). Ancak bu tip uygulamalar daha çok klima ve havalandırma tesisatında geçerlidir. Bu nedenle bu konu üzerinde durulmayacaktır. Reaktif Susturucular Reaktif susturucular, disiptaif susturucuların en etkin olamadığı düşük frekans uygulamalarında ve yutucu malzemenin dayanmadığı uygulamalarda kullanılırlar. Buradan eğer mümkünse, disipatif susturucuların kullanılması, ancak bu tip susturucuların kullanılamadığı veya etkisiz kaldıkları hallerde reaktif susturucuların düşünülmesi sonucuna varılabilir. Reaktif susturucuların tasarımı güç ve karmaşıktır. Deneysel verilere dayanır. Başarılı olunabilmesi için pek çok faktörün dikkate alınması gerekir. Bu tip susturucuların seçimi ve kullanımı mutlaka uzmanlık gerektirir. Reaktif susturucuların yarattığı ses düşümü etkisi frekansla ve sistemde yerleştrildikleri nokta ile çok büyük ölçüde değişir. Halbuki disipatif susturucular frekansa göre daha üniform ve tahmin edilebilir sönüm karakterlidir ve yerleştirildikleri noktanın etkisi yoktur. Reaktif susturucuların tipik kullanma yeri örnekleri otomobil egzost susturucuları, generatör susturucuları ve endüstriyel proseslerde kullanılan susturuculardır. En çok kullanılan reaktif elemanlar genişleme odaları ve yan-kol (Helmholtz) rezonatörleridir. bu iki temel eleman performans verileri Şekil 10a ve b'de görülmektedir. Şekil lOa'da basit genleşme odası performansı görülmektedir, burada frekansa bağlı olarak sus- Şekil 11: Bir kazan dairesinden hava ve yapı vasıtasıyla ses geçiş yolları TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998115 turucuya gelen ses ile çıkan ses şiddetleri oranı olan ses geçirgenlik kaybı, TL değerleri verilmiştir. Susturucunun yaratmış olduğu kaybın belirli frekanslarda maksimum ve belirli frekanslarda sıfır olduğu görülmektedir. Aynışekilde Helmholtz rezonatöründe de sönümün belirli bir frekansta keskin bir şekilde maksimuma ulaştığı görülmektedir. Dolayısı ile reaktif susturucular eğer sönümlenmeli; istenen tek bir frekans değeri varsa, buna göre boyutlandırılarak kullanılır. Eğer daha geniş bir frekans aralığında sönüm isteniyorsa, bu elemanlar seri ve paralel bağlanarak belirli karakterde sönüm yaratılmaya çalışılır. Kazan dairelerinde baca bağlantı kanallarında pratikte disipatif tip susturucular kullanılmakla birlikte, özel problemlerin çözümü için reaktif susturucular da kullanılabilir. Ancak böyle bir uygulamada uzman bir tasarımcıya ve detaylı akustik ölçümlere ihtiyaç vardır. ISITMA TESİSATINDA SES PROBLEMİ Isıtma tesisatında ses problemi esas olarak kazan dairesi kaynaklıdır. Burada asıl problem bir tek ürünle uğraşmamaktan doğmaktadır. Her ne kadar ana ses kaynağı kazan gibi görülse de ortada bir sistem vardır ve bu sistemin eleman- lan tek tek farklı üreticilerin ürünüdür. Bıülör, kazan, baca ve baca bağlantıları üreticileri veya yapımcıları farklıdır. Elemanların birbirleriyle bağlantısında çok sayıda kombinasyon ortaya çıkmaktadır. Isıtma sisteminde ses probleminin bir tek sorumlusu yoktur. Sonuçta problemin çözümü, yapıyı ve tek tek elemanların birb:ıri ile uyuşumunu birlikte ele almaktır. Bir kazan dairesindeki gürültü iletişimi hava yolu ile ve yapı yolu ile olur. Şekil 11 'de bir kazan dairesinden çeşitli yollarla olan gürültü iletimi gösterilmiştir. Burada kazan dairesindeki ses, kazan dairesinden komşu hacimlere hava yolu ile ileten ses ve baca yolu ile komşu hacimlere iletilen ses üzerinde durulacaktır. Yapı yolu ile iletilen ses ve titreşim konusuna hiç girilmeyecektir. Sadece sıcak su borularının genleşmesi sonucu oluşan ve yapı yolu ile iletilen ses üzerinde duruluacaktır. Kazan dairelerinde gürültü düzeyi DÎN 4109'a göre konutlarda 85 dB (A) değerini aşmamalıdır. Bu konudaki önlemler ve: kazan dairelerinde gürültü düzeyi hesabı ile ilgili bölümlerde verilmiştir. KAZAN - BRÜLÖR UYUMU Bir kazan sisteminde ortaya çıkan gürültü kazan-brülör kombinasyonu tarafından belirlenir. Kazan tek başına ses kaynağı değildir. Gürültü brülörün çalışmasından, oluşan yanmadan ve yanma ürünlerinin duman yollarındaki akışından kaynaklanır. ÎOO Bir sıcak su kazanında ana ses kaynakları: a) briilör sesi, b) yanma odasındaki yanma sesi, c) yanmanın ocak sonrası gaz akış yollarındaki yapı ile akuple olmasından doğan ses olarak sayılabilir. Briilör sesi karakterini esas olarak motor devir sayısı, fan kanat sayısı ve pompa dişli sayıları belirler. Örneğin motor devir sayısı 70 2800 d/d ve fan kanat sayısı 36 olduğunda __ ._ _30C .... _400 briilör için dominant frekans (2800 .36/60 Kullanılan briilör gücü , kw = 1700 Hz) civarındadır. Yanma odasındaki yanma sesi yanma odası boyutları, yakıt cinsi, tüıbülans Şekil 12: Hücrcsiz modülasyonlu doğalgaz brülörü boyutları ve seviyesi ile karışma biçimine kullanıldığında, farklı briilör - kazan kombinasyonu ekleri bağlıdır. Bu ses daha çok düşük frekans • • l no'lu kazanda l no'lu briilör • • 2 no'lu kazanda l no'lu briilör karakterli uğultu biçiminde (roaring) kenA —•— A 2 no'lu kazanda 2 no'lu briilör disini duyurmaktadır. — •••— 2 no'lu kazanda 3 no'lu briilör Üçüncü tip ses ise tamamen gaz yollan, 16 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 ve doğa frekansları ile ilgilidir. 1. Yanmada oluşan belirli kararsızlıkların bu doğal frekansları tahrik etmesiyle ortaya çıkabilir. Bu ses belirli karakteristik frekanslarda pikler şeklinde kendini gösterir ve çoğu zaman özel koşullar altında oluşur. 2. Baca ve baca bağlantılarındaki yüksek direnç ve hızlar dolayısı ile yanmanın etkilenmesi ve akışta oluşan rahatsızlıklar nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu rahatsızlıkların baca doğal frekanslarını tahrik etmesi ile düşük frekanslarda kuvvetli pikler meydana gelir. Bütün bu gürültü aslında en iyi kaynakta yani kazan - brülör uyumu ile, tekniğine uygun baca şartı ile azaltılabilir. Ancak yukarıda ifade edildiği gibi olayı etkileyen pek çok faktör vardır. Dolayısı ile tamamen teorik olarak doğru çözümleri üretmek mümkün değildir. Bu konuda daha ziyade ampirik çözümler öne çıkmaktadır. Örnek olarak Şekil 12'de yapılan bir dizi deneyin belirli sonuçları verilmiştir. Farklı üflemeli gaz brülörleri ile farklı sıcaksu kazanları birlikte çalıştırılarak belirli güç aralalıklarında oluşan ses - güç seviyeleri ölçülmüştür, bu deney sonuçları yanlış brülör seçilmesi durumunda bir kazan imalatçısını ne gibi güçlüklerin beklediğini açıkça ortaya koymaktadır. Aynı kazanda kullanılan üç farklı brülörun çok farklı ses gücü düzeyi oluşturdukları görülmektedir. BRÜLÖR AYARI Yukarıda ifade edildiği gibi brülörun kendisinin oluşturduğu mekanik ses, motor, yataklar, fan ve pompadan kaynaklanır ve hava ve gövde yolu ile yayılır. Ama asıl dengesiz üflemeden kaynaklanan ses önemlidir. Yakıt pompalan filtre ve pompa gövdesinde hafif tortu birikimi ile çalıştığında, istenmeyen gürültü gelişir. Akış sesi brülör gövdesi ile fan çarkı arasındaki hava akışındaki düzensizliklere bağlıdır. Burada fanın konstrüksiyonu, akışkanlar mekaniği açısından en uygun kanat profili yapılıp yapılmadığı çok önemlidir. Aynı şekilde brülörun yanma odasına bağlantısı önemlidir. Uygun olmayan hava regülatörleri ve klapeleri ses kaynağıdır. Emme tarafındaki kuvvetli kısılmalar ve buna bağlı dar kesitlerdeki yüksek hava hızları, brülörden ıslık sesi gelmesine neden olur. Brülör fanının basınç tarafında ocak kombinasyonunda türbülatör, elektrotlar, yakıt boru- ları veya alev gözleyici kontrol elemanları gibi direnç yaratan elemanlar hava akımında kuvvetli girdaplara (vortex) neden olurlar ve bu da her seferinde gürültü oluşumu ile sonuçlanır. Eğer motor veya fandan kaynaklanan bir akış bozukluğu özel bir doğal frekansı tahrik ederse, üfleme doğrudan gürültü de üretebilir. Mekanik gürültü sadece üflemeli brülörler için geçerlidir. Buna karşılık akış sesi sıvı veya gaz yakıt üflemeli brülörler olduğu kadar, atmosferik gaz brülörleri için de söz konusudur. Gaz veya sıvı yakıtlı bir yakma sisteminde ilk devreye girişte yakıtın tutuşması sırasında yanma odasında önemli bir ivmelenme ve basınç artışı oluşur. Bu ilk yanma ve tutuşma olayları sırasında ses düzeyi normal yanma ses düzeyinin yaklaşık 10 dB(A) kadar üzerine çıkar. Ani basınç yükselmesine bağlı olarak aynı zamanda kazanın başka bölümlerinde de, örneğin ateşleme klapeleri, temizleme kapakları, patlama kapaklan saç dış kılıflarda gürültü oluşur. İlk ateşleme gürültülerinin azaltılması için hava fazlalık sayısının azaltılması ateşleme elektrot aralıklarının değiştirilmesi, yakıt püskürtme karakterlerinin değiştirilmesi (meme çapı, meme açısı veya püskürtme formu değişimi), yakıt pompası basıncının ayarlanması öngörülebilir. Doğal olarak kademeli yanma bu yöndeki en uygun önlemlerden biridir. Bütün üflemeli sıvı ve gaz yakıt brülörleri için ses yutucu brülör hücreleri kullanmak, brülör gürültüsüne karşı pratikte alınabilecek en iyi önlemlerden biridir. Ancak eğer brülörde geniş ölçüde bir ses sönümü elde edilmek isteniyorsa, her seferinde bütün brülörü kapatacak bir hücreyle uğraşmak gerekecektir. Bu brülör hücresi kazana veya kazan üreticisine uygun olmalıdır. Zira farklı her kazan için farklı boyutlarda özel hücre gerekir. Dolayısı ile bu hücreler brülör üreticisinden çok kazan üreticisinin ilgi alanına girer. Buna karşılık ses sönümü tamamen brülör donanımına bağlıdır. Örneğin yutucu uygulanmış brülörde, önlem alınmazsa ses brülör bağlantısından ve yansıma ile kazan dış kabuğuna geçerek buradan odaya yansıyabilir. Brülör hücreleri, tamamen hava sızdırmaz olmalıdır. Ses köprüleri kesinlikle önlenmiş olmalıdır. Özellikle bağlantılar, örneğin hücre ile kazan birleşmeleri tamamen sızdırmaz ve yutucu olmalıdır. Gaz yakıt brülörlerinde gaz borularının geçişlerinin sızdırmazlığının sağlanması güçlükler yaratır. TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nison 1998 • 17 Şekil 13: Her türlü gürültü ve titreşim önleminin alındığı örnek kazan sistemi 1. Brülör hücresi 2. Baca bağlantısı kompansatörü 3. Baca susturucusu 4. Titreşim yalıtıcıları 5. Sıcak su borulan komprosatörleri 6. Titreşim yalıtımlı boru elemanları 7. Havalandırma açıklıklarında susturucu!;İT. İyi bir brülör hücresinde kullanılan malzemenin cinsi, formu, kalınlığı ve sağlanan sızdırmazlığa bağlı olarak gerçekleştirebilecek ses düzey düşümü 7-15 dB arasındadır. Yakma havası temini için gerekli açıklıklarda meydana getirilecek bir azaltma ve iyileştirme, ses düşümüne ilave olarak 10 kez daha azaltılabilir yani ilave 10 dB kadar bir indirim daha sağlanabilir. Buna karşılık bu daraltma hava akış direncini arttırır ve gerekli fan emiş gücü ihtiyacı artar. Bununla ilgili sonuçlara katlanmak gerekir. Brülör hücreleri aynı zamanda yangına karşı dayanıklı yani yanmaz olmalıdır. Sıvı yakıt yakıldığında sıvı yakıt ve nem emme kabiliyeti olmaması temizlik ve yangın emniyet açısından önemlidir. Bir başka önemli nokta ise hücre yerleşmesi için kazan önünde yeterli yerin bulunmasıdır. Gerekli bakım vs. için hücre kolayca çekilebilmeli ve bununla ilgili yeterli yer bulunmalıdır. Bir brülör hücresi kullanımına karar verilmeden önce, bir değerlendirme yapılıp, buna gerek olup olmadığı ve hangi ölçüde gürültü düzeyi düşümü istendiği belirlenmelidir. Brülörden hava yolu ile kazan dairesinin dikkate alınan yüzeylerine önemli ölçüde gürültü yayımı söz konusu ise hücre yararlı ve gereklidir. Buna karşılık komşu hacimlere yapı yolu ile gürültü 18 • TESiSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 iletimi söz konusu ise bir brülör hücresi kullanımının problemin çözümüne yararı yoktur. KAZAN Daha önce de ifade edildiği gibi, yanlış olarak kazanlar gürültü kaynağı olarak bilinirler. Aslında akustik olarak kazanlar gürültü kaynağı değildir. Fakat rezonans ortamı oluşturabilirler ve böylece brülörün çalışması ve yanma yoluyla oluşan belirli frekanstaki dalgalar burada kuvvetlendirilebilirler. Kazandan gelen gürültünün esas kaynağı birinci derecede ocaktaki yanma reaksiyonudur. Yanlış regüle edilen veya kötü kurulan kazanlarda oluşan uygun olmayan kazan iç akış gürültüsü veya ikincil gürültüler istisnai durumlardır. Burada tekniğine uygun sistemler gözönüne alınacaktır. Yanma fiziko kimyasal bir tepkimedir ve kaçınılmaz olarak gürültü içerir. Reaksiyon bölgesinde alevde ısı enerjisi ve akustik enerji yani ses dalgalan açığa çıkar. Bu ses kazan bo> unca taşınır ve kazan dış yüzeylerinden kazan dairesine gürültü olarak yayılır. Bu kazan dairesine yayılan gürültü az veya çok hava yoluyla buradan komşu hacimlere geçreken, aynı zaman da yapı yolu ile de yayılır. Günümüz sıvı ve gaz yakıt yakıcılarında reaksiyon sonunda türbülanslı alev oluşur, böylece hava ve yakıtın mükemmel karasum ve durumlarda brülör değişikliği yapmak, farklı üfleme yapan dolayısı ile çalışma noktası farklı bir brülör kullanmak gerekebilir. göreceli olarak küçük bir hacimde tam yanması mümkün olur. Bu şekildeki yoğun yanma biçimi aynı zamanda gürültü düzeyini de arttırır. Yanma odası ve kazan kaynaklı gürültünün sönümünde en akıllıca yöntem yanmanın tamamını bir bütün olarak ele almak yerine bunu ikiye ayırmaktır. Olayın primer tarafında brülör vardır sekonder tarafında da ısıtma ve duman yollan bulunmaktadır. Rezonans oluşumu halinde yanma sesi şiddetlenir. Rezonans olayına yanma odasında basınç dalgalanmaları eşlik eder ve (pulsating) titreşen bir alev oluşur. Pulsasyon uygun olmayan bir durumdur ve akustik olarak çok yüksek ses düzeylerine ulaşılır. Pulsasyon gürültüsünün görülmesi ancak brülör yanma odası ve sonrasındaki gaz yollarının, uygun bir biçimde arka arkaya denk düşmesi ile mümkündür. Özellikle brülör sisteminin düzeni, böyle bir tehlikenin ortaya çıkması açısından çok önemlidir. Pulsasyon brülör modifikasyonu ile örneğin ateşleme elektrot aralığının değiştirilmesi veya püskürtme karakteristiğinin değiştirilmesi (meme büyüklüğü, açısı veya pompa basıncı değiştirilerek) yardımı ile önlenebilir. Ekstrem roo | 90 İ ! i L i^fc so '& 70 "° O 60 N :3 i _.^| î .._._, i \' 2f T3 DUMAN YOLLARI Yanma odasında ve ısıtma yüzeylerinde gelişen gürültü kendisini kazan baca bağlantısında ve bacada gösterir. Bu ses baca ve baca bağlantı kanalı dış yüzeylerinden hava yolu ile yayılır. Bu ses aynen otomobillerde olduğu gibi, kazan çıkışında baca bağlantısına yerleştirilecek bir susturucu ile sönümlenerek, bacaya taşınması önlenebilir. Baca susturucuları ses absorbsyionu (yutumu) esasına göre çalışır ve kazan serilerine paralel olarak üretilir. Her özel kazan tipi için ona uygun bir susturucu dizayn etmek gerekir. Aynı zamanda deneysel olarak da susturucunun test edilerek uygunluğu görülmelidir. Susturucular silindirik veya kübik formda olabilir. Bir temizleme kapağı yardımı ile temizlenebilir olmalıdırlar. Ayrıca özellikle doğalgaz yakıtlı sistemlerde kondensasyona karşı, drenaj imkanı düşünülmelidir. Bağlantılarında titreşim yalıtıcılı flanş kullanılarak veya tamamen esnek bağlantı (kompansatör) ile yukarıdan asarak, O> « 50 > 40 r^f/ ı ı ~f i» ] i ./!/ i ; / ı ^- _- ' ı l 32 î ' i ı 63 l ; 125 250 ı ı ]"^ "1 ^S^ iı s / ! --! - j — | 30 r6 r /] \ i : | ! l ; i 500 1000 2000 4000 ! 8000 16000 Frekans Hz ..._ Sadece brülör fanı çalışması UV.A = 86 dB(A) -.— Alev olusumlu brülör çalışması LJVA = 94 ' •"•"*"• Sadece duman vollarmda aaz akısı Lw* = 69 dB(A) ——— Gaz akışı ve alevle birlikte tam brülör çalışması LwA = 90 dB(A) Şekil 14: Bir kazan üzerinde laboratuarda ölçülen brülör ve gaz akış gürültüleri TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 19981 19 m •D 90 0? 80 N 0- C/1 (0 .Q ' ; ' i ! ' ! j : ! , i j , 70 İ ! _ \ ''V -^^ j /..,.,j X i i __ ! ' r e ' "30 İ= j^ ! ı —r -aç ^— 'g £ 60 2 40 < 30 O — j ^_x; VI ca ! ' 20 -..-'\ //i I-U ^ 1 15 1 -Nj/-< , 32 63 )25 ı -i|- —J j ; 250 ' 500 1 X_ ' lS. !! s >! -i»o i N. i ı i i i .....JSsJ . ...:i 5 f 000 2000 1 ; , 1 ; * 4000 8000 16000 Frekans Hz _____ Baca $usi'..:.ruc'jsü oirtıai<sızı<ı — — — ~_- Baca susturucusu varken — .— . Susturucudaki sonum Şekil 15: Örnek baca susturucusu sönüm deneyi sonuçları Şekil 13'deki gibi monte edilebilir. Baca susturucuları 10 ile 50 Pa mertebelerinde bir basınç kaybına neden olurlar. Bu durumun baca hesabında veya brülör fanı seçiminde veya zorlanmış çekişte aspiratör hesabında göz önüne alınması gerekir. VDI 2715 esaslarına göre 100 kW gücün altında bir titreşim yalıtımı gerekli değildir. Buna rağmen problemler çıkabilir. Bu özellikle kazan baca sistemi, doğal frekansı 15-40 Hz arasında bulunan bir titreşim sistemi oluşturduğunda geçerlidir. Duman yolu ne kadar uzunsa ve baca ne kadar yüksekse, doğal frekans aynı oranda düşüktür. Sistemin doğal frekansı yaklaşık olarak, c /~Â~ fo = - v.h ifadesi ile bulunabilir. Burada, c = (m/s) olarak duman gaz içindeki ses hızıdır c = V386.TA alınabilir. TA= (K) gazın çıkışı ile baca ağzı arasındaki ortalama mutlak baca gazı sıcaklığıdır. A = (m2) baca kesiti V = (m3) yanma odası hacmi h = (m) bağlantı kanalı dahil baca yük20 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Niscn 1998 l sekliğidir. 5 Hz bölgesinde ise ses dalgalanmaları kazana monte edilen ekipmanlar ve duman gazı kanallarında kuvvetli mekanik titreşimlere neden olur. Bunun dışında yanma odasının doğal frekansı tahrik edilebilir. Bu durumda yanma odası içinde durağan dalga oluşur ve bu aynı zamanda duyulan en pes kazan sesine karşı gelir. Bu gibi durumlarda baca susturucusu, bunun ön ve arka bağlantılarında kompansatorler (Şekil 13'teki gibi) kullanılması, vaziyeti her zaman istenen biçimde düzeltmez. Bunun yerine öncelikle aşağıdakileri yapmak daha iyidir. • Ya baca yüksekliğini ve baca bağlantı kanalı uzunluğunu değiştirmek. • Veya kazan-baca-sistem tahrikinin nedenlerini araştırmak gerekir. Örneğin ocağa hava veya gaz besleme biçimi tahrikin nedeni olabilir. Gaz akışında oluşan bir Karman girdap yolu yanma odasındaki durağan dalganın nedeni olabilir. Bir baca susturucusunun gerekliliği proje aşamasında ortaya konamaz. Kazan üretic ileri Oktav bandı 63 125 250 500 1000 2000 4000 8000 A-Ağırlıkiı toplam ses düzeyi Ses basınç düzeyi (dB) 1. Hal 80,9 82,0 77,9 60,0 45,7 43,5 45,9 38,7 Ses basınç düzeyi (dB) 2. Hal 73,4 77,5 75.7 60,5 47,4 48,6 j 50,7 | 42,7 73,1 (dBA) 67,5 (dBA) Tablo 9: Örnek ölçüm sonucu kendi kazanları için bacadaki ses gücü düzeyini vermezler. Bu önceden görülmeyen pek çok faktöre bağlıdır. Montajın son aşaması bitip, kesin durum ortaya çıkmadan ses düzeyine pek çok ilave olabilir. Şekil 14'de görüldüğü gibi ilginç değerler ortaya çıkabilir. Bir kazanın brülör - baca gürültüsü laboratuar test sonuçlarının görüldüğü bu şekilde brülör ve kazan kombinasyonu, toplam ses gücü, tek tek bileşenlerin ses güçlerinden çok farklı karakterdedir. Bu nedenle baştan baca susturucu konulması öngörülmez. Ancak kazan yerleşimi, kanal ve baca boyutları bu bölümde verilen sistem doğal frekansını uygun değerlere çekmek üzere planlanabilir. Kural olarak yutucu tip baca susturucularında 10-15 dB (A) ses düzeyi düşümü hedeflenir. Ancak düşük frekanslı sesler bu tip susturucularda daha az sönümlendiğinden daha yüksek kalırlar. Şekil 15'te susturucu olmadan ve susturucu takıldıktan sonra 1/1 oktav bandlannda A ağırlıklı ses basıma düzeyleri verilmiştir. Aynı şekil üzerinde susturucunun sönüm etkisi de, şeklin sağından okunmak üzere, işaretlenmiştir. Burada A-ağırlıklı ses düzeylerinde daha önce anlatıldığı gibi özellikle düşük frekanslarda fazla olmak üzere (örneğin 31.5 Hz'de - 39 dB) indirim yapıldığı unutulmamalıdır. Doğal olarak susturucu konstürüksiyonuna bağlı olarak sönüm karakteri farklı olacaktır. Duman yolları ve baca üzerinden komşu hacimlere ses geçişi olur. Burada kanalların bacaya bağlantısı ve bacanın duvarlara bağlantısı, döşeme ve çatı geçişleri ve baca şapkasının önemi vardır. Büyük kazanlar bir kaideye oturmalıdır. Kazanın kaideye oturmasında titreşim ve ses yalıtımı kullanılmalıdır. Bacanın dıştan akustik yalıtımı özellikle havalandırma boşluklarından veya yaşanan hacimlere komşu şaftlardan geçen bacalarda büyük önem taşır. Bacanın sadece cam yünü ile sarılması bir akustik yatılım değildir. Bunun tekniğine uygun yapılması gerekir. Bütün alınan önlemlerde ses köprülerine özellikle dikkat edilmelidir. Örneğin baca bağlantı kanalı ile baca bağlantısında bir ses sönümleyici kullanılmalıdır. Ayrıca unutulmaması gereken bir başka husus, tekniğine uygun olarak yapılmış, iyi dizayn edilmiş sistemlerin ses açısından da sorun yaratma ihtimalinin az olmasıdır. Bir kazan eğer uygun çapta, uygun eğimde ve uygun uzunlukta yalıtımlı bir kanalla; mümkünse dirsek kullanmaksızın bacaya bağlanırsa, baca çapı ve yapısı yeterli ve standartlara uygun ise, kazana uygun bir brülör seçilmeşse ve kazan yanma odası tekniğine uygun konstrükte edilmiş ve boyutlandırılmışsa normal şartlarda böyle bir sistemde aşırı ve rahatsız edici bir gürültü oluşmaz. Genellikle şikayet konusu olan kazan daireleri, dönüşüm TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 21 şikayet konusu olan kazan daireleri, dönüşüm yapılan, yetersiz çapta baca kullanılan, baca bağlantı kanallarının çok dar bir alanda keskin dirseklerle büyük direnç yaratarak bacaya bağlandığı kazan daireleri olmaktadır. Aynı şekilde bacanın apartman aydınlıklarından geçirildiği veya mevcut tuğla baca içine geçirilen çelik kılıfın eğilip büküldüğü veya daraltıldığı yerlerde sorunlar yoğunlaşmaktadır. Bu gibi yerlerde baca kanalına herhangi bir susturucu yerleştirmek sorunu çözmek yerine ağırlaştırmaktadır. Örneğin susturucu takıldığı halde şikayetlerin devam ettiği bir apartmanda mevcut ticari susturcu dahil bütün baca kanalının sökülerek yerine daha geniş ve daha az sayıda; daha geniş radyüslü bir bağlantı kanalı takıldığında, yani baca gazlarının akışı rahatlatıldığında (susturucu olarak kanal geçiş kesitini değiştirmeyen yaklaşık 40 cm uzunlukta içten akustik kaplama kullanılmıştır), kazan dairesinde oktav bandında ölçülen ses basınç düzeyleri Tablo 9'da verilmiştir. Buna göre ses basınç düzeyinde 5.6 dBA mertebesinde bir düşme elde edilmiştir. Özellikle eski kömürlü sistemlerin üflemeli brülörü doğalgaz sistemlerine dönüştürülmesinde karşılaşılan gürültü problemlerinde, gelişigüzel brülör hücresi ve baca susturucusu kullanarak çözüm aramak çoğu zaman yararsızdır. 1. Öncelikle bu gibi dönüşümlerde ses açısından duyarlı bir durum varsa atmosferik brülörlü kazanlar seçilmelidir. 2. Eğer üflemeli brülörü kazanlar kullanılmak zorunda ise, sistemin tekniğine uygun yapılması çok önemlidir. 3. Yapılan bir sistemde gürültü şikayeti varsa, öncelikle sistem bir uzman gözü ile araştırılmalı ve gürültü kaynağı veya kaynakları belirlenmelidir. 4. Buna göre öncelikle konstrüktif önlemler alınmalıdır. 5. Sönümleme gerekiyorsa, en azından 1/1 oktav bandlarında ölçüm yapılarak amaca uygun susturucu ve sönümleyici seçimi veya tasarımı yapılmalıdır. BORU TESİSATI VE RADYATÖRLER Kömür yakan kalorifer sistemlerinden doğal gaza dönüşüm yapıldığında en çok karşılaşılan gürültü problemlerinden biri de ısıtma boruları ve radyatörlerde duyulan darbe sesidir. Normal 22 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 gece söndürülen sistemlerde sabah ilk harekette ve gece söndürülmesi sırsında duyulan bu ses, yanlış yapılmış tesisatta normal on-off çalışma sırasında da devam etmektedir. Çekiç darbelerine benzeyen bu ses ısıl genleşmeden kaynaklanmaktadır. Boru]arda ortaya çıkan ses tesisatta iletilmekte ve radyatörlerden adeta bir hoparlör gibi odaya yayılmaktadır. Eğer boru tesisatı ısıl genleşmeleri alacak şekilde doğru yapılmışsa böyle bir sesle karşılaşılmaz. Bunun için ana borular yaklaşık her 30 m düz gidiş için bir kompansatörle donatılmalıdır. Kompansatör kullanılan tesisatta kayar ve sabit mesnet konstürüksiyonu ve yeri doğu seçilmelidir. Duvar, döşeme geçişlerinde boru çevresi uygun şekilde kovanlanmalıdır.Branşmanlar en az l m uzunlukta olmalı, branşman duvar borularından kolonlara geçişler tekniğine uygun olma) ı ve esneyebilmelidir. Eğer bunlar yapılmaz ve boru sistemi rahatça genleşemezse hızlı su sıcaklığı değişimlerinde vuruntu sesi kaçınılmazdır. Kömürlü sistemlerde su sıcaklığı değişimi çok yavaş olduğundan yanlış sistemlerde de bu tür bir ses problemi ile genelde karşılaşılmaz. Ancak on-off çalışan güçlü doğalgaz sistemlerinde belirli bir aralıkta su sıcaklığı sürekli dalgalanmaktadır ve değişim hızı çok yüksektir. Özellikle soğuk havalarda tam kapasitede çalışmada şikayetler daha da artmaktadır. Bu problemin çözümü ve yapılmış bir tesisatın düzeltilmesi çok güçtür. Çözümde en etkili imkan kompansatör ve esnek bağlantılar kullanılmasıdır. Boru duvar geçişleri ile tutturma elemanlarının (kelepçeler) gözden geçirilerek buralarda elastik malzemeden dolgu veya conta (ara eleman) kullanılması bir başka etkili önlemdir. Bu problemin çözümünde kazan çalışma rejiminin değiştirilmesi, brülör ayarı gibi önlemler pratik değildir. Hidrolik olarak doğru dizayn edilmiş ve doğru uygulanmış sıcak sulu ısıtma sisteminde tesisatta başka gürültü sorunu olmaz. Ancak 1. Yüksek pompa basınçlarında termostatik vanalar kıstığında paralel radyatörde akış sesi duyulur. 2. Bir başka ilginç olay radyatör - boru sisteminin bir telefon gibi bir odadan komşu oı laya ses taşımasıdır. 3. Yanlış hidrolik dizayn yapılan tesisatta yüksek akış hızlarında ani kesit değişikliklerinde ve düşük statik basınç noktalarında kavitasyon ve buna bağlı ses oluşur. 4. Yüksek akış hızlarında su akış sesi duyulur. Isıtma tesisatında su hızı konutlarda l m/s değerini geçmemelidir. 5. Örneğin çek valfler gibi, yanlış armatür seçimi de tesisatta sese neden olabilir. KAYNAKLAR [1] Noise Control For Engineers, H. Lord, W.S. Gatley, H.A. Evensen, Mc Graw-Hill Book Comp. 1980 [2] Environmental Acustic, L. Doelle, Mc Graw-Hill. [3] ASHRAE Handbook Fundamentals, 1993 [4] A Practical Guide to Noise and Vibration Control for HVAC Systems, Mark E. Schaffer, ASHRAE, 1993 [5] Noise and Vibration Control in Buildings, Robert S Jones, Mc Graw-Hill Book Comp. 1984 [6] Handbuch für Heizungstechnik (13.Bölüm), Buderus, Beuth Verlağ, 1994 *Bu makale III. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sergisi, İzmir kitabından alınmıştır. TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 23 TERMOSTATIK RADYATÖR VALELERİ, UYGULAMA ŞEKİLLERİ VE BU YÖNTEMLE ELDE EDİLEN ISI EKONOMİSİ* Ramazan KOROGLU ii ZET f l Kalorifer sistemlerimizin en ^*r ekonomik bir şekilde kullanılmaları ve arzu edilen konforu en mükemmel temin etmeleri istenir. En uygun ekonomi ile ısınıp ısınmadığımızı, paramızın ne kadarını boşa yaktığımızı da bilemeyiz. atör valfleri üzerine olacaktır. Burada hem bu sorunun yanıtını bulmak hem de bu soruna çözüm getiren termostatik radyatör valflerinden söz etmek istiyoruz. 1. TERMOSTATIK VALFİ: GİRİŞ İçinde bulunduğumuz zaman diliminden 30 yıl önce, özellikle enerji tasarrufunda insanlar bu kadar arayış içinde değillerdi. Ancak 70'li yıllarda yaşanan petrol krizleri, kaynakların çok yakın bir gelecekte tükenecek olması ve sürekli artan maliyetler nedeniyle insanlar tasarruf düşüncesine vardılar. Ayrıca enerjinin verimli kullanılmaması ve zararlı atıklar nedeniyle çevreye olumsuz etkileri, insanları olayın başka boyutu ile de ilgilenmelerine neden oldu. TERMOSTATİK RADYATÖR VALFLERİ UYGULAMA YERLERİ VE BU YÖNTEMLE ELDE EDİLEN ISI EKONOMİSİ RADYATÖR Radyatör giriş hattı üzerinde ve radyatör girişine takılan termostatik duyar eleman yardımı ile oda sıcaklığına bağlı olarak sıcak su debisini ayarlayan bir valf grubudur. Konstrüksiyona bağlı olmakla birlikte 6°C den 40°C'ye kadar oda sıcaklığını kontrol ederler. Termostatik radyatör valfleri 2 ana parçadan oluşurlar. Birincisi termostatik r.ıdyatör metal valf grubu, ikincisi ise termos ı atik duyar eleman grubu (diğer bir i s m i ile regülatör grubu) olarak adlandırılırlar. 1. grup dış görünüş olarak klasik rad>atör valflerine benzeyen, açma kapama düzeneği olarak da duyar eleman başlığı ile u y u m l u çalışan bir konstrüksiyona sahiptir. Yatay eksendeki debi ayar m i l i Ramazan KOROGLU duyar eleman pistonu VALF San. A.Ş. yardımıyla i t i l i r veya 1956 yılında Göksün (Kahramanmaraş)'ta geriye çekilir (Şekil l ) Burada sanayide tüketilen enerjinin verimli k u l l a n ı l ı p kullanılmadığına yönelmiyoruz. Aktarmaya doğdu. İlk ve orta okulu aynı yerde, Liseyi çalıştığımız konu, tasarru- Ankara Mustafa Kemal Lisesi'nde tamamladı. 1973 yılında girdiği Ege Üniversitesi fun bir bölümünü Mühendislik Bilimleri Fakültesi Makina ilgilendiren kaloriferli Bölümünden 1978 yılında mezun oldu. ısınma tesisatlarında en Yaklaşık 20 yıldır çeşitli özel sektörde yönetici uygun ısı ekonomisi olarak görev aldı. sağlayan termostatik radyEvli, 2 çocuğu var. İngilizce biliyor. 24 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 2. grup, Termosıatik duyar eleman baslığı içideki termal eleman yardımıyla ortam sıcaklığını algılayıp hacimsel genleşmeyi düzlemsel 1. Gövde 2. Salmastra Gövdesi 3. Somun 4. Mil 5. Segman 6. Klape 7. Kalpe Tablası 8. Conla 9. Yay 10. Yay Baskı Rondel 11. Rondel 12. O-Ring 13. Somun 14. Nioei Sekili: Valf Grubu harekete dönüştüren bir konstrüksıyona sahiptir (Şekil 2). Bu grup ortam ile valfi ilişkilendirip debi kontrolünü sağlayan temel gruptur. 2- TERMOSTATİK RADYATÖR VALFİ ÇALIŞMA PRENSİBİ Belirtildiği gibi 2 gruptan oluşan valfın ana fonksiyonları termostatik duyar eleman grubu yardımıyla gerçekleşir. Grup, termoeleman ve termoelemanın genleşme hareketini doğrusal harekete dönüştüren parçalar ile diğer ayar parçası ve taşıyıcı gövde gibi parçalardan oluşur. Valfin temel elemanı olan termoeleman radyatör sistemlerinde çoğunlukla 2 tip olarak kullanılmaktadır. - Sıvı esaslı duyar eleman, - Yan katı (macun) esaslı eleman (wax tipi) - Sıvı esaslı tiplerde histerizis daha kısa, diğer tiplerde daha uzundur. Histerizis duyar elemanın ortam sıcaklığını algılayıp reaksiyon gösterdiği zamana kadar geçen süredir. Doğal olarak bu süre ne kadar kısa olursa valf de amaca o kadar uygun hizmet eder. Arzu edilen konforu sağlamak için valfin ortamdaki anı sıcaklık değişikliklerinde hızlı reaksiyon göstermesi arzulanır. Bu nedenle de sıvı esaslı TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Marf-Nisan 1998 • 25 1. Dış Gövde 2. Termo eleman yuvası 3. İç Gövde 4. Kapak 5. Termo Eleman 6. Yay gövdesi 7. Ayar parçası 8. Somun 9. Yay gövdesi 10. Yay Şekil 2: Termostat grubu 26 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-NIsan 1998 duyar elemanlar kullanılmaktadır. daha yaygın olarak Duyar eleman içindeki sıvı veya macun, ortam sıcaklığı ile genleşir veya büzülür. Bu hacimsel değişiklik konstrüksiyon sayesinde doğrusal harekete dönüştürülür ve bu haraketle valf mili itilir veya çekilir. İtilen valf mili ile radyatör suyu debisi kısılır, tersine açılır. Bu şekilde ortam ile valfin ilişkilendirilmesiyle radyatör üzerinden geçen su debisi değişkenlik gösterir. Sürekli ve dinamik bir çalışma ile bir çevrim oluşur. 3- KULLANIM AMACI, KULLANIM YERLERİ, ÜLKEMİZDE VE DİĞER ÜLKELERDEKİ DURUM Anlaşılacağı üzere termostatik radyatör valfleri ısınmak için harcadığımız yakıttan tasarruf elde etmek amacıyla kullanılmaktadır. Geçtiğimiz son 20-25 yıldan bu yana insanlar her sektörde olduğu gibi hem pahalı olması hem de kaynakların sınırlı ve kıt olması nedeniyle enerji sektöründe de tasarrufa yönelmişlerdir. Bu tür otomatik kontrol üniteleri dışında bina yalıtımı, çift cam, ısıcam uygulamaları gibi teknikler de sürekli geliştirilmiştir. Yapılardaki kalorifer tesisatları genellikle optimum ihtiyacın üzerinde tasarlanmaktadırlar. Yani yöredeki kabul edilen minimum sıcaklığa göre hesaplanmaktadır. Oysa minimum sıcaklığın yıllık dağılımı dikkate alınırsa çoğunlukla bir kapasite fazlalığından söz etmek mümkündür. Yapılardaki yalıtımlarda dikkate alınırsa ki sonradan yalıtılan yapılar vardır bu kabul doğrulanmaktadır. Ayrıca gün boyunca değişik saatlerde ısıtılan mahallin bir bölümünde harici kazanç, diğer bölümünde de kayıp oluşabilmektedir. Bu durumda mevcut sistem her iki bölüme de aynı ısı yükünü taşımaktadır. Bunlar var olan sistemlerimizdeki olumsuz şartlardır. Kalorifer sistemlerindeki otomatik veya el ile kontrol yöntemlerine göz atılırsa sıvı yakıtlı veya otomatik yüklemeli katı yakıtlı sistemlerde kazan suyu sıcaklığı kontrol edilmektedir ve edilmelidir de. Bu şekilde de bir tasarruf elde edilmektedir. El ile yüklemeli sistemlerde ise ateşçi belli periyotlarda gözleme dayalı olarak yakıt beslemesi yapmaktadır. Bu yöntemler tasarrufa yönelik olmalarına rağmen hiçbiri termostatik radyatör valfleri kadar etkin değildir. En etkin yöntem ortam ile valfi ilişkilendiren ve değişken debi sağlayan bu sistemlerdir. Termostatik radyatör valfleri ile bağımsız bölümleri ayrı ayrı kontrol etmek mümkündür. Bu şekilde kontrol söz konusu valflerin bir diğer uygulanabilir ve avantaj getiren özelliğidir. Bu sayede de bağımsız bölümlerde harici kazanım ve kayıplar dikkate alınarak maksimum tasarruf ve mükemmel konfor elde edilmiş olur. Ülkemizde ve diğer ülkelerde durum: Son yıllarda yaygın olarak gündeme gelen münferit ısınma biçimleri ile birlikte özellikle doğal gazlı sistemlerde, termostatik radyatör valfleri ülkemizde kullanılmaya başlanmıştır. Ancak yeteri kadar yaygın değildir. Ülke olarak bu ve benzeri konularda maalesef yeterince duyarlı davranmıyoruz. Eğitim seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkeler bu konuda çok daha duyarlı. Örnğin Almanya'da bu valflerin kullanımı zorunlu hale getirilmiştir. Diğer birçok Avrupa ülkesinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Çünkü en etkin yöntem bu. Bir de Avrupa'daki konut türleri ve ısı yükü dağıtımı ile ülkemizdeki şekil farklı. Avrupa'da müşterek ısıtılan yerlerde pay ölçüler veya münferit dağıtımda şebekede kalorimetreler bağımsız bölümlerin ısı yükü ölçülüyor ve kullanıcı yaptığı tasarrufu direkt olarak hissediyor. Bizde ise pay ölçer kullanımı olmadığı için bu giderler müşterek hesaptan karşılanıyor. Girişimler, yani termostatik radyatör valfi takma isteği apartman bazında bütünlük kazanmayınca da bireysel talepler oluşuyor. Bu da ülkemize özel bir durum olarak görülmektedir. Bu tür termostatik valf donatımı zorunlu hale getiren ülkelerde sistemin işletme şartları da değiştirilmektedir. Termostatik radyatör valfi kullanılan sistemlerde 90/70°C işletme terkedilip örneğin Almanya'da 75/60°C sistemine geçilmiştir. TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 27 4VALFIN KULLANIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Termostatik radyatör valfleri prensip olarak debi ayarı esasına göre çalıştığı için zaman zaman %60-70'lere varan kısma yapabilirler. Harici kazancın yüksek olduğu saatlerde dış ortam sıcaklığının ani yükselmesi durumunda kısma bu seviyelere kadar oluşabilir. Bu da pompa devrelerinde arzu edilmeyen zorlanmalara neden olabilir. Bu tip problemleri engellemek için banyo, antre vs... gibi ısı yükü az olan devreler üzerine termostatik radyatör valfi takmayıp, bu devreler üzeriden pompanın rahatlaması sağlanabilir, ya da by-pass kontrollü devrelerle sirkülasyona yardımcı olunabilir. Bu tür valflerle donatılan sistemlerde debi azalmasının getirdiği bir diğer problem de kazanda salt uzamasıdır. Salt sıklığının uzaması veya kısalması genel olarak arzu edilmeyen bir olaydır. Seçilen kazan büyüklüğünün su hacmi yönüyle uygun büyüklükte olmasına dikkat etmek gerekir. Böylelikle optimum verimle işletme şartları ve emisyon sağlanmış olur. Salt uzaması ile kazan verimi düşecek, salt kısalmasıyla da emisyon artacak ve verim düşecektir. Projecilerin de bu konularda tasarım aşamasında dikkatli olması gerekmektedir. Termostatik radyatör valfi montajında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, valfin branşmana takıldığı yerin konumudur. Valf üzerinden geçmesi gereken havayı engelleyici konumlarda yanlış algılama olacağı için valften beklenen verim elde edilemez. Valfin montaj, yeri oda sıcaklığını en iyi hissedebileceği bir konumda belirlenmelidir. 5- TERMOSTATİK RADYATÖR VALFLERİNİN AVANTAJLARI - Çalışması için harici enerji kaynağına ihtiyaç duymaması, dolayısı ile işleme giderinin olmayışı, - Arzu edilen radyatör ünitelerine takılarak her birinin ayrı kontrolüne olanak sağlaması. 28 •TESİSATMÜHENDİSLİĞİ Mart-Niscn 1998 - Radyatör valfinin yerine takılması nedeniyle klasik sistemle yüksek olmayan bir farklı yatırım gerektirmesi, - Kullanımının kolay ve anlaşılabilir olması, - Set edilen sıcaklıkta kilitleme yaparak daha yüksek sıcaklıklara ayar imkanının isteğe bağlı olarak engellenmesi. Bu özellik konstrüksiyona bağlı olmakla birlikte, genellikle bir çok konstrüksiyon buna olanak sağlamaktadır. Özellikle otel, motel, iş merkezleri gibi yerlerde harici müdahale i l e set edilen sıcaklığın değiştirilememesi arzu edilmektedir. Sistemin buna olanak sağlayabilmesi bir avantajdır. Arzu edildiğinde bir sıcaklığa set edilip sabitlenebilir. Arzu edildiğinde set edilen sıcaklık ile daha düşük sıcaklıklar arası kullanılabilir. Yani set edilen sıcaklık maksimum değer olarak sabitlenmiş olur. 23°C maximum'a set edildiyse cihaz +6 ile 23°C arası kullanılabilir. Ya da opsiyonel olarak 23 °C'de sabitlenebilir. - Donma riskine karşı sistemi lam açık konumda tutulması, - Kazan sistemindeki mevcut otomatik kontrol sistemlerine olumsuz etki etmemesi, - Periyodik ve arıza bakım gerektirmeyen bir konstrüksiyona sahip olmaları, - Yatırımın geri kazanım süresinin çok kısa olması, başlıca avantajlar olarak sayılabilir. 6- TERMOSTATİK RADYATÖR VALFLERİ İLE ELDE EDİLEBİLİR ISI EKONOMİSİ Termostatik radyatör valfi çalışma prensiplerinde de vurguladığımız gibi sistemin amacı gerek harici kazançlardan dolayı gerekse mevcut sistemin yüksek kapasiteli olması nedeniyle ortaya çıkan gereksiz yakıt tüketimlerini engellemektedir. Meteorolojik veriler incelendiğinde yurdumuzn hemen hemen her bölgesinde günlük belli dilimlerde sıcaklık farklılıkları oluşmaktadır. Bu fark üç büyük kent ortalaması olarak İstanbul'da 7°C, Ankara'da 9°C, İzmir'de ise 6°C civarında günlük maximum ve minimum arası sıcaklık farkı oluşmaktadır. Projelendirmede kullanılan en düşük kabul edilen dış ortam sıcaklıklarının da ortalama rakam olduğunu varsayarsak günün kalorifer yakılan diliminde 6°C'lik bir sıcaklık farkı olsumu kabulü %90 mertebelerinde doğru sayılabilir. Şartları daha da olumsuzlaştırarak bu farkın yakılan periyot içinde yaklaşık %80 gerçekleştiği kabul edilir. Sonuçta 5°C'lik sıcaklık farkı kabulü ortaya çıkar. Zaten böyle bir fark oluşmasaydı bu valflerin kullanımı da olmazdı. Hatta projelendirme ve diğer otomatik kontrol cihazları daha farklı olurdu. Bu tür sistemlerde kontrol edilen sıcaklığın +5°C olması son derece makuldür. Bunu günlük yaşamda da hepimiz hissetmekteyiz. Diğer tüm projelendirme sabitlerini aynı kabul ederek, -3°C, 0°C, +3°C projelendirme sıcaklıklarına göre 20°C'lik bir ortam içinde elde edilebilir ısı tasarrufu şu şekilde hesaplanabilir: -3°Ciçin AT projc =23°C ATreel= 18°C Oransal Fark ( l - AT,proje ix 100= 21.73 AT,reel -0°C için ATprojc= 20°C ATrcel= 15°C / Oransal Fark ( l 15 x )x 100= 25 / 20 +3°C için ATproje= 17°C ATreel= 12°C Oransal Fark (l- 12 )x 100= 29.4 17 ' Buradan çıkan sonuç yöresel farklılıklar göstermekle birlikte %20 ile %30 arasında değişmektedir. Kaloriferli konut yoğunluğu da dikkate alındığında üç büyük kent için minimum %20 tasarruf söylenebilir. 7- EKONOMİNİN KONUT BAŞINA MİKTARI Kaloriferli bir konutun ortalama saatte ihtiyaç duyacağı ısı yükünü 12.000 Kcal/h olarak kabul edilebilir. Günlük 8 saat yakıldığını düşünerek, 12.000 x 8 = 96.000 Kcal/gün. 180 gün yıllık yakılan gün kabulü ile de, 96.000 x 180 = 17.280.000 Kcal/yıl. İstatistiki verilere dayanarak ve fabrikalar, resmi kurum, kuruluşlar ile bunlara bağlı lojmanları ele almaksızın sadece konut bazında düşünürsek, Türkiye'de kaloriferli ve kombi ile ısınan 1.600.000 adet konut vardır. Her yıl da ortalama 70.000 kaloriferli konut yapılmaktadır. Yaklaşık %4'lük bir artış söz konusudur. Yukarıda elde edilen ısı yükünden sağlanan tasarrufu %20 olarak konut başına, 17.280.000 x 0.20 = 3.456.000 Kcal/yıl buluruz. [1] 1.600.000 x 3.456.000 = 5.53 x 1012 Kcal/yıl olarak ülke genelinde tasarruf elde edilir. 1000 Kcal'lik enerjinin maliyetini yaklaşık 6.000 TL (0.036 USD) alınırsa 1997 Ağustos ayı verileri ile, 12 5.53 x l O x 6000 1000 = 3.318 x 1013 TL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 • 29 Tasarruf 9- YAPILMASI GEREKENLER Bunun da döviz karşılığı bugün için yaklaşık 200.000.000.- USD'dir. Bu rakam biraz önce bahsedildiği gibi fabrikalar, resmi kurum, kuruluşlar, vs. dikkate alındığnda en az 350 = 400 Milyon Dolarlara ulaşacaktır. Bu rakam enerjide dışa bağlı ve gelişmekte olan ülkemiz için hiç de küçümsenmeyecek bir rakamdır. Bu hesaplamalardan sonra konut başına geri kazanım sürecine de bir göz atılırsa: Konut başına 3.456.000 Kcal/yıl tasarruf elde etmiştik. [1] Bunun maddi karşılığı yaklaşık bugün için 20.000.000.-TL (veya 125 USD) mertebelerindedir. Herbir ünite için yaklaşık yatırımın 1.200.000. 1.300.000.- TL arası yani 7.5 USD kabul edersek ve her bir konuta 5 adet yatırım ön görürsek 6 = 6.5 Milyon TL 35 = 40 USD yatırım ile yıllık 20 Milyon TL (125 USD) tasarruf mümkündür. Buradan da anlaşılacağı üzere, geri dönüş süresi 3-4 ay gibi son derere kısa bir süredir. 8- MEVCUT KALORİFER TESİSATLARIMIZA UYGULANABİLİRLİK Mevcut radyatör gruplarımızda girişte mutlaka bir radyatör valfi bulunuyor. Çıkışta ise bazen var bazen yok. Ancak bir de geridönüş valfi bulunması gerekiyor. Klasik anlamda bildiğimiz volanlı tip radyatör valflerinin termostatik radyatör valfleri ile uyumlu çalışmaları ve sadece termoeleman başlığı takarak kullanılmaları, konstrüksiyonları nedeniyle mümkün değildir. Ancak son yıllarda piyasada görülebilen ve termostatik radyatör valfi ile uyumlu, dönüştürülebilen valfler vardır. Eğer tesisatımızda bu valflerden var ise sadece termoeleman grubu al.narak sistem dönüştürülebilir. Diğer vaif grubunun yeni radyatör valfi ile termoeleman başlığı çifti ile birlikte değiştirilmesi gerekmektedir. Rakor sistemleri, valf boyutları bakımından buna olanak sağlamakta sadece vidalama işlemi ile eski sistemler termostatik gruplu olarak dönüştürülebilmektedir. 30 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 l- Bireysel olarak; Tasarrufa yönelik, geri dönüş süresi de oldukça kısa bir yatırım olması nedeniyle kendi yaşadığımız ortamlarda uygulamaya geçilmeli. Sistemin yararlarının diğer tüketicilere de aktarılmasında yardımcı olunmalıdır. 2- Meslek örgütleri olarak; Belirli bir meslek grubuna yönelik aktivitiler sürdürüyor olmamız nedeniyle, konuyu özel bazı seminer ve yayınlar aracılımı ile kitlelere aktarmada öncü rolü üstlenmelidir. Belediyeler ve projeci meslektaşlarımızın bilgilendirilmeleri ve teşviki anlamında ela çeşitli çalışmaların meslek örgütleri tarafından sürdürülmesinde yarar vardır. 3- Devlet olarak; Gerek yerel yönetimler olarak, gerekse kamu yönetimi olarak termostatik radyatör valfi kullanımının yaygınlaştırılması, üretcilerin teşvik edilmesi, hatta zorunlu uygulamalar için çok uzun ve kısa dönemli programlar hazırlanmalı ve yürütülmesine destek olunmalıdır. SONUÇ Ülkemiz adına ve bireysel olarak yalarlar sağladığına inandığımız bir konuda b i l d i r i hazırlamaya çalıştık. Amacımız ülke yöneticileri ve fertler olarak anlatmaya çalıştığımız konuya hep birlikte sahip çıkmak ve günlük yaşamda uygulamaya geçirmektir. Eğer başta meslek örgütleri olmak üzere bizler konunun ciddiyetine inanır ve d u y a r l ı davranırsak, kitlelere aktarmada da kolay yol alabiliriz. Tüketime özendirilmiş, tasarrufa yönlendirilmemiş bir toplumun daha eğitimli üyeleri olarak üzerimize düşeni y a p m a k l a yükümlü olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. *Bu makale III. Ulusal Tesisat Mühenc'ısliği Kongresi ve Sergisi, İzmir kitabından alınmıştır. BÖLGESEL ISITMA - KOJENERASYON KONFERANSI VE TEKNİK GEZİ PROGRAMI Açılış Bölümü Konuşmacıları 10.00 10.15 10.30 10.45 11.15 ÜmitÜLGEN Gürbüz ÇAPAN Yük. Müh. Özkan AĞIŞ Prof. Dr. Nilüfer EĞRİCAN Mustafa MENDİLCİOĞLU TMMOB MMO istanbul Şube Başkanı Esenyurt Belediye Başkanı Kojenerasyon Derneği Başkanı İTÜ Makina Fakültesi Dekanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji işl.Gen.Müd. Teknik Oturum Konuşmacıları 11.30 Mak. Müh. Tanju KOÇAK Bölgesel Isıtma ve Kojenerasyon (Bölgesel Isıtma ve Bileşik Isı-Güç Üretimi) Tanım Paremetreler (Isı-elektrik oranı, verim ısı oranı, yük süre eğrisi.) Kojenerasyon Sistemleri (buhar, gaz türibinii sistemler, gaz motorlu sistemler, kombine çevrim) ve sistemlerin karşılaştırılması 12.30 Kokteyl 13.30 Prof. Dr. Taner DERBENTLİ Bölge Isıtması ve Kojenerasyonun Ekonomik Olurluluğu Elektrik ve ısının fiyatlandırılması. Bölge ısıtması ve kojenerasyon uygulamalarından örnekler. 14.00 Prof. Dr. Ahmet ARISOY Bölgesel ısıtma Sistemlerinin Tasarımında Gözetilecek Kriterler ve Sistem Elemanlarının Seçimi 15.00 Mak. Müh. Hasan SINAR 2000'li Yıllara Doğru Enerji Üretiminde Doğal Gaz Kullanımının Getireceği Sorunlar Yer: Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum Salonu 2. Gün 25 Ekim Pazar 13.00 Ali URAL Paul PAPPİN-Ray HANLEY Mak. Müh. İlhan GENCE Mak. Müh. Yaman GENÇ Taner DOĞAN 14.00 Doğa Enerji Termik Santralının Tanıtımı Esenyurt Termik Santralının Teknik Tanıtımı Dizayn Felsefesi Ekipman Seçim Kriterleri Bölgesel Isıtma Projenin Statüsü ve Programı Ekonomik Yararlan İşletme ve Bakım Bölgesel Isıtma ve Kojenerasyonun Hukuki Altyapısı Esenyurt Bölgesel Isıtma Şebekesinin Teknik Tanıtımı Dizayn Felsefesi Ekipman Seçim Kriterleri, Boru Şebekesi Isı Eşanjörleri Doğa Enerji Termik Santralında Teknik Gezi TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ DERGİSİ İLAN KOŞULLARI VE ŞARTNAMESİ 1. TANIMLAR Bu şartnamede TMMOB Makina Mühendisleri Odasına ODA, ODA süreli yayını Tesisat Mühendisliği Dergisi'ne DERGİ ve DERGİ'ye ilan veren kuruluşlara FİRMA denir. 2. KAPSAM Şartnamenin kapsamı ODA'nın yayınladığı DERGİ'de üretim ve/veya hizmetlerini tanıtmak ve duyurmak isteyen FİRMA'ların aşağıda belirtilen koşullarda, DERGİ'ye ilan vermesini kapsar. 3. İLAN KOŞULLARI 3.1. DERGİ'nin sayfa boyutları 20x27 cm'dir. Reklamlar 16x23.5 boyutlarında pozitif ofset film olarak gönderilir. 3.2. İlan bedelleri aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Bu bedellere KDV eklenecektir. 3.3. Film gönderilmemesi halinde film bedeli FİRMA tarafından ödenir. 3.4. ODA gerektiğinde ilan bedellerini ve koşullarını değiştirebilir, sözleşme yapan firmalar bu değişiklikten etkilenmez. 4.ÖDEME KOŞULLARI 4.1. DERGİ yayınlandıktan sonra 2 adet DERGİ, FİRMA'nın bu DERGİ'de yayınlanan reklamların tutarını belirten, ODA'nın açık faturası ile b i t l i k t e FİRMA'ya gönderilir. 4.2. Reklam bedeli fatura tarihinden başlayar ık en geç 15 gün içerisinde nakit olarak T. İş Bankası Galatasaray Şubesi 623683 nolu hesaba y a p ı l ; bilir. Bankaya yapılan ödemelerin dekontu ODA'ya fakslanm alıdır. 4.3. FİRMA yapılan ödemelerde, ödeme ile i l g i l i ODA faturasının tarih ve numarası ile r e k l a m ı n yayınlandığı DERGİ sayısını belirtir. 4.4. Fatura bedelinin sözleşmede bel i n i l e n opsiyondan sonra ödenmesi durumunda a y l ı k % 8 gecikme farkı alınır. 4.5. Süresinde yapılmayan ödemelerde ODA tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh etmek hakkına sal-iptir. Bu gibi durumlarda FİRMA'ya önceki f a t u r a l a r d a yapılan indirimler, ek bir fatura kesilerek, geri a l ı n ı r . 5. DİĞER KOŞULLAR 5.1. Şartname konusu işlerin y ü r ü t ü l m e : inde FİRMA'nın adresine yapılacak bildirim, a y n ı gUn FİRMA'nın kanuni adresine yapılmış sayılacaktır. 5.2. Uyuşmazlıklar ve ortaya çıkacak yeni d u r u m ların görüşmeler yoluyla çözülmesi esastır. Çii/.ümlenemeyen uyuşmazlıklar için İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir. 5.3. Bu Şartname, 15 Temmuz 1998 t a r i h i n d e n başlayarak geçerli olup 5 madde o arak düzenlenmiştir. İLAN YERİ U İLAN SAYISI => 1-2 SAYI 3-4 SAYI 5-6 SAYI ARKA KAPAK (RENKLİ) 320.000.000 282.000.000 247.000.000 ÖN İÇ KAPAK (RENKLİ) 270.000.000 243.000.000 210.000.000 ARKA İÇ KAPAK (RENKLİ) 230.000.000 205.000.000 180.000.000 İKİNCİ KAPAKLAR (RENKLİ) 182.000.000 167.000.000 152.000.000 İÇ SAYFALAR (RENKLİ) 146.000.000 133.000.000 115.000.000 İÇ SAYFALAR (SİYAH-BEYAZ) 90.000.000 79.000.000 70.000.000 1/2 SAYFALAR (RENKLİ) 65.000.000 61.000.000 57.000.000 1/2 SAYFALAR (SİYAH-BEYAZ) 45.000.000 41.000.000 39.000.000 1/4 SAYFALAR (RENKLİ) 37.000.000 33.000.000 29.000.000 1/4 SAYFALAR (SİYAH-BEYAZ) 22.000.000 19.000.000 15.000.000 800.000.000 720.000.000 660.000.000 İÇ TANITIM BÖLÜMÜ *Peşin Ödeme: İlan bedelinin tamamının sözleşme imzalandığında nakit olarak ODA'nın hanku Icsap numarasına yatırılması durumunda DERGİ'de yayınlanacak ilanlara ayrıca % 20 indirim uygulanır. *İkinci Kapak: Ön kapaktan hemen sonra gelen sayfalardır. ** İç tanıtım Bölümü: Derginin tam ortasında yer alan 4 sayfadır (2'si karşılıklı) 32 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ Mart-Nisan 1998 . _ makina 12. BASKI YAYIN NO: 84 tmmob makina mühendisleri odası istanbul şubesi AutoCAD Windows Word BİLGİSAYAR KURSLARI Daha fazla bilgi için: Sakızağacı Caddesi No: 16 80080 Beyoğlu [!• ! Tel : (0212) 245 03 63 - 64 / 252 95 O'! - 01 / ! ı Fax: (0212) 249 86 74