İNANMANIN ÇEŞİTLİ BİÇİMLERİ 1- MONOTEİZM(TEK TANRICILIK) Fransızca kökenli sözcük. Türkçe "tek tanrıcılık" olarak da adlandırılır. Etimolojik açıdan, Yunanca μόνος (tek) ve θεός (Tanrı) sözcüklerinden türemiştir. Tek bir tanrıya inanma, tapınma manasındadır. Semavi dinler genel anlamda monoteist (inançlar) olarak tanımlanırlar. Bu inanca göre evreni yaratan ve yöneten, eşi, benzeri ve ortağı olmayan tek bir tanrı vardır. Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e tarihin çeşitli dönemlerinde ilahi tebliğe muhatap olmuş peygamberler insanları tek bir tanrıya inanmaya çağırmışlardır. Dinimiz İslam da insanları bir olan Allah’a inanmaya davet etmiş ve bu inanma şekline de İslam dininde TEVHİD adı verilmiştir. İslam inancını taşıyan insanlar olarak kutsal kitabımız Kur’an’ın “kapısı” olarak adlandırılan Fatiha Suresinde “Yalnız Sana İbadet eder ve Yalnız Senden Yardım Dileriz” deriz. Yine Allah Kur’an’ı Kerim’de Tevhidin önemini “Sizin ilahınız, yalnızca kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır. Onun ilmi herşeyi kuşatmıştır.” (Ta-Ha, 98) ayetiyle vurgulamaktadır. YAHUDİLİK: Hz. Musa (M.Ö. 1250) “Mısır”lı Mesih(kurtarıcı) beklentisi vardır. Ama sadece Yahudileri kurtaracaktır. Yehova adını verdikleri tek tanrıya inanırlar. Yehova sadece İsrâiloğulların'a şefaat eden, kıskanç Milli bir Tanrı'dır. Tevrat (Kanun) En eski Tevrat nüshaları M.S. 7.YY’a aittir.Dili İbranice. Cumartesi ibadet günü.Şabat günü ibadet haricinde hiçbir işle meşgul olunmaz. Çalışmak, ateş yakmak, taşıt kullanmak bile yasaktır.10 Emir, âhiret inancı kapalı. İbadet yerlerine sinagog veya havra denir.yedi kollu şamdan(Menora), 6 köşeli yıldız.Günde üç vakit ibâdet. Kadınlar toplu ibadetlere katılamazlar. Toplu dualar 13 yaşına girmiş en az 10 kişinin iştirakiyle.Süleyman mabedinden geriye kalan ağlama duvarı” duvarı önünde dua edilir. HRİSTIYANLIK: Hz. İsâ’ya ( v. 33) Nasıra’lı (Filistin) kurucusu: Paulus Saul (m.s. 5) Tarsus’lu. Teslis(Üçleme):Allah tek fakat Baba Allah, Oğul İsa ve Kutsal Ruh’tan oluşan üçlü tanrı anlayışı vardır. Hz. İsâ Tanrı’nın oğludur ve insan şeklinde bir ilâhtır. İncil (Müjde): Dili Aramice.4 İncil: Matta, Markos, Luka, Yuhanna.Resmi kabul edilmeyen “Barnabas İncili”(Tevhit inancı ve Hz.Muhammed’in geleceğini müjdeler.) Ezeli mesajın tenleştiğine ve İsa olarak aramızda yaşadığına inanırlar.Cennette “Yasak meyveyi” yemekle ademoğlu ölümlü ve günahkar olmuştur. İsa tüm insanların günahlarına kefarettir.İsa dünyaya geri dönecek Tanrısal Devleti 1000 yıldır.Hıristiyanlığa giriş vaftizle olur. İbadet yerleri kilisedir. Kilisede papaz gözetiminde ayin yapılır, ilahiler söylenir, vaazlar verilir.İbadete çağrı çanla olur. Haftalık ibadet Pazar günü.Vaftiz ve günah çıkarma önemli ayinlerindendir.Efkaristiya, Komünyon (Missa) “ekmek şarap” ayini.Haç İşareti: “Peder, Oğul ve Kutsal Ruh 'un adıyla. Amin” www.pekiyi.com İSLAMİYET: Hz. Muhammet ( m.s. 571-632) son peygamberdir. “Mekke”li. Tevhit: Allah vardır ve birdir, onun eşi ve benzeri yoktur.O, ne doğmuştur, ne de doğrulmuştur, her şeye gücü yeter ve bütün eksik sıfatlardan uzaktır. Kur’an-ı Kerim(Okunan yüce kitap): 23 yılda indi. 114 sure, 6236 ayet.Dili Arapçadır. Ahirete cennet ve cehenneme iman. Kadere iman.İnsanların eşitliği. Allah’ın istediği kul olma.-iman etme ve iyi işler yapmak. İyiliği emretme kötülükten sakındırma. İçki, uyuşturucu yasak. Domuz eti, kumar haram. Faiz yasak. Her doğan günahsızdır. Ayrıcalıklı sınıf yoktur. önceki kitaplara ve peygamberlere inanmak gerekir.Melek ve Cin inancı var. 5 şart: şehadet, her gün 5 vakit namaz, 1 ay oruç, zekat ve Hac.Toplu ibadet camide.Yer ve zaman sınırı olmaksızın her yerde ibadet edilebilir. Kutsal gün anlayışı ve din adamı sınıfı anlayışı yoktur. 2-POLİTEİZM (ÇOK TANRICILIK) :Çok tanrılı din anlayışıdır.Afrika, Güneydoğu Asya, büyük okyanustaki takım adalarda bu inanç türüne dayalı dinler yaşatılmaktadır. Eski Yunan, Mısır ve Roma dinleri çok tanrılı dinlerdendi. Birçok ilâhiyatçı, sosyolog ve filozofa göre, zamanla insanlar peygamberlerin getirdikleri dinleri unutarak veya terk ederek yanlış inanma biçimlerine kapılmışlardır. Böylece Ruhçuluk (Animizm) denilen bir din ortaya çıkmıştır. Yine bazı insanlar; güneş, yıldız, yağmur, şimşek, toprak vs gibi tabiat olaylarını ve kuvvetlerini ilâhlaştırmışlar ve Tabiatçılık (Natürizm) inancının doğmasına sebep olmuşlardır. Sonra bu gibi kuvvetler şekillendirilmiş ve putlaştırılmıştır. Bunun neticesinde de Totemizm (Totem bazı ilkel klan ve kabilelerden, onların atası sayılan hayvan veya bitkiye verilen isimdir. ), Fetişizm (Bir eşyayı veya nesneyi kutsama , uğurlu sayma) ve Paganizm (Puta tapıcılık,putperestlik) dinleri ortaya çıkmıştır. Bütün bu dinlerin hepsi çok tanrılı (politeist) bir din anlayışına sahiptirler. Şintoizm, Hinduizm çok tanrı inancı bulunan dinlerdir. Politeistik inanç sistemlerinde, tanrılar bireysel yetenek, ihtiyaç, hikâye, arzu ve özelliklere sahip karmaşık kişilikler olarak ortaya çıkar. Çoğu zaman bu tanrılar sınırsız güç ve bilgiye sahip değildir, bunun yerine, insan benzeri kişisel özelliklere sahip, ek olarak bazı bireysel (doğaüstü) güç, yetenek ve bilgiye sahip olarak tasvir edilirler. 3- GNOSTİSİZM (GİZEMCİLİK) : Bilgi ve irfan anlamına gelen “Gnosis” kelimesinden türemiş Yunanca bir kavramdır. Gizemcilik bilgi kaynağının keşif ve ilham olduğunu savunur.Başta Tanrı olmak üzere tüm varlığa ve olaylara ilişkin gerçek bilginin kaynağı vahiy ve akıl olmayıp sadece keşif ve ilhamdır. Buna göre kişilerin tanrıyı tanıyabilmesinin yolu ancak O’na karşı duymuş olduğu derin sevgi sonucu meydana gelen sezgiden geçer. Gnostikler kendi görüşlerine dayanak olması için pek çok günümüz dinlerinden faydalanmışlar ve kavramlarının pek çoğunu da bu dinlerden almışlardır. www.pekiyi.com Bir kısım Din Bilimci Gnostisizm’in Hıristiyanlığa ait mezheplerden biri olduğunu savunur. Bazı Gnostik İlkeler: 1- Hakikatlere ulaşabilmede dinler yetersizdir. 2- Hakiki bilgiler, yani hakikate ait ya da hakikate yakın bilgiler ancak ruhsal ve psişik gelişim yoluyla edinilebilir. 3- Ruh ölümsüzdür. Ruh dünya yaşamında bir tür hapishane yaşamı geçirmektedir. 4- Gerçek olan, fiziksel dünya yaşamı değil, ruhsal yaşamdır. 5- Ruhsal gelişim yolunda en önemli bilgi kaynaklarından biri ruhsal alemden ruhsal irtibatlarla alınabilecek yüksek bilgiler içeren tebliğlerdir ki, bunlar ruhsal bakımdan seçkin insanlara verilir. 4- AGNOSTİSİZM (BİLİNEMEZCİLİK) : Agnostisizm resmi olarak ilk defa 1800'lü yılların sonunda ünlü biyolog T. H. Huxley tarafından ortaya atılmıştır. Bilinmezcilik olarak da tanımlanır. Agnostisizm, tanrının varlığının "bilinemez" olduğunu savunur. Dinlerin tanrıdan gelmediğini söyler ve dinlerin tanrısını da reddeder ancak başka bir tanrının, bir yaratıcının var olup olmadığının hiçbir zaman bilinemeyeceğini söyler. Bu bakımdan agnostisizm kendini, "kesinliklinle tanrı vardır" diyen teizmden de "kesinlikle tanrı yoktur" diyen ateizmden de ayrı tutar. Agnostiklere göre tanrının varlığı meselesi insan aklının ötesinde bir konudur. O halde böyle bir varlık hakkında konuşmak ve hüküm vermek de imkansızdır Dolayısıyla agnostikler Tanrı inancı konusunda tarafsız kalmayı tercih etmişlerdir ancak onların bu tarafsızlığı bazen ateizm olacakta değerlendirilmiştir. Her ne kadar bazı agnostikler tavırları ve yaşamları onların ateist olduğu izlenimini vermekteyse de bir kısmı kendilerinin felsefi açıdan ateist olmadığını ifade etmiştir. Mesela ateist olarak bilinen ünlü düşünürlerden Bertrand Russell (1872-1970) felsefi açıdan kendisini agnostik olarak tanımlamıştır. Çünkü ona göre her şeye rağmen tanrının yokluğunu kanıtlıyacak bir delil mevcut değildir. 5- ATEİZM (TANRITANIMAZLIK) : Ateizm kelimesi Yunanca da "Tanrı" anlamına gelen "Theos"tan türemiştir. Bu kelimeden de "Tanrı inancına sahip olmak" ya da "Tanrı'ya inanmak" anlamına gelen theism anlayışı ortaya çıkmıştır. Ateizm kelimesi de İngilizce "theism" kelimesinin başına "a" ön takısının eklenmiş hali olup Türkçe’de "tanrı tanımazlık" anlamına gelmektedir. Ateistlere göre olmayan birşeyin varlığının ispatlanması mümkün değildir. Bununla birlikte varlığı kanıtlanmayanın var olduğuna inanmak da mantıklı değildir. Ateistler dine ve kutsal değerlere karşıdırlar. Amaçları dinsel olanla mücadele etmektir. anlamıyla Allah'ı yaşamına dahil etmeyen, hatta bunun gereğini bile duymayan görüş olarak ifade edilmektedir. Bu anlamıyla ateizm, dinî inançsızlığa ve dinî olan tüm değerler İle dinlerin hepsine karşı olmak demektir Onlara göre din, insanları uyuşturmaya yarayan bir “afyon”dur. İnsan ancak Allah'ı yok sayarak tam anlamıyla özgür olabilir. İnsani değerlerin de önünde engel teşkil ettiğinden insan hayatından kaldırılması gerekir. www.pekiyi.com 6.SATANİZM : Kaynağı Allah olmayan, Politeizm, Gnostisizm, ateizm gibi inançlar insanların kendilerini boşlukta hissetmelerine ve yanlış inançlara yönelmelerine sebep olmaktadır. Neye inanacakları konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan bazı gençler de satanizme yönelebilmekte, reenkarnasyon gibi batıl inançları benimseyebilmektedir. Özel olarak Hıristiyanlığa genel olarak da bütün dinlere karşı alternatif din olarak ortaya çıkan geçmişi oldukça eskiye dayanmasına rağmen yakın zamandan itibaren yeni bir din hüviyetine bürünen önemli bir harekettir Başta İngiltere, Fransa, ve Almanya olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde özelliklede Amerika 'da ortaya çıkan, oradan diğer ülkelere yayılan Satanizm; Şeytanın en önemli özelliği olan muhalefet ve başkaldırıyı esas alarak dinin ve dini olan herşeyin karşısında, fakat şeytanın ve onun temsil ettiği şeyin yanında yer alma hareketidir. Yüce Allah Kur’an’da “…şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o sizin apaçık düşmanınızdır.” (Bakara Suresi 168), “Ey Ademoğulları, Ben size and vermedim mi ki: Şeytana kulluk etmeyin, çünkü, o, sizin için apaçık bir düşmandır.” (Yasin Suresi 60), "... Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o." (Nisa Suresi, 38) belirterek şeytan ve onun kötülüklerinden uzak durmamızı ister. 7.REENKARNASYON : Karma felsefesinin bir sonucu olarak reenkarnasyon, -yani bir insanın öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya tekrar geldiği- inancı Hint dinlerinde çok köklü olarak yerleşmiştir. Karma ve reenkarnasyon arasındaki ilişki Dinler Tarihi isimli kitapta şöyle açıklanmaktadır: Karma doktrinine bağlı olarak tenasuh, yani ruhun bir bedenden ötekine geçtiği inancı doğdu. Böylece ölümden sonra devamlı var olma, ruhun bedenden ayrı olduğu fikri gelişmiş oldu. Bu inanışa göre, ruh kendi derecesi içinde yüksek veya alçak olarak doğar. İnsan yaptıklarına göre hayvan, bitki, insan veya tanrı şeklinde doğar. (Buna göre insan kendi kaderinin mimarıdır.) Reenkarnasyona İslam Bakışı : KURAN'DA REENKARNASYON YOKTUR, ÖLÜM VE DİRİLME BİR KEREDİR Reenkarnasyon hiçbir ilahi kaynağa dayanmayan batıl bir inançtır. Ancak sadece Hint dinlerinde değil, dünyanın her yerinde reenkarnasyona inanan, daha doğrusu reenkarnasyonun doğru olmasını isteyen insanlar bulunmaktadır. Bunun nedeni, dine inanmayan, ahiretin varlığını inkar eden, ölümden sonra yok olmaktan veya sonsuza kadar cehennemde kalmaktan korkan insanların, reenkarnasyonu, bu korkularını yenmek için bir çıkar yol olarak görmeleridir. Çünkü reenkarnasyon inancının temelinde de ölümden www.pekiyi.com korkmamak gerektiği ve insanın yeniden doğuşlarla arzularına ulaşabileceği yönünde gerçek dışı bir telkin yatmaktadır. Oysa Kuran'da ölümün ve dirilişin bir kez olduğu bildirilmektedir. Her insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür ve ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine göre sonsuza kadar cennette veya cehennemde kalmayı hak eder. Yani insanın bir dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı vardır. İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri Kuran'da çok açık olarak bildirilmektedir: Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler. (Enbiya Suresi, 95) FETİŞİZM Fetişizm, Putperestliğin ilk ilkel şeklidir. "A.Comte" dahi "Fetiş" kelimesini bu kapsamlı anlamıyla ele alarak, Fetişizmi dînî açılımların en aşağı derecesi olarak kabul etmiştir. Fetişlerin sayısı çok fazladır. Kişilere, ailelere, köylere hatta kabile ve devlete ait Fetişler olduğu gibi, sürekli ve geçici Fetişler de vardır. TOTEMİZM "Toteme" bazı ilkel kabile ve klanlarda, raslanmakta olup klan ve kabilenin atası kabul edilen ve bu sıfatla kutsallaştırılan hayvan veya bitkiye verilen isimdir. Klanın totemi, fertlerinden her birinin de totemidir. Her klanın kendine has bir totemi vardır. Aynı kabilenin değişik iki klanının totemleri de ayrı ayrıdır. Totem kabul edilen maddeler, çoğunlukla bitki ve hayvanlar alemine aittir. Fakat Totemin hayvana nispet edilmesi daha yaygın olup cansız varlıkların totem olarak kullanılmasına nadir olarak rastlanır. Avustralya'nın güneybatı bölgesinde ki kabileler hakkında geniş incelemeler yapan "Howitt", beş yüzden fazla "totem" arasında, hayvan veya bitki ismini taşımayanların sayısının kırkı geçmediğini haber vermektedir. Hayvan veya bitki olmayan totemler, yağmur, dolu, kırağı, ay, güneş, rüzgar, sonbahar, yaz, kış, yıldız, gök gürlemesi, ateş, duman, su, aşı boyası ve deniz gibi şeylerdir... klanlar arasında, sadece iki klanın toteminin "güneş", ikisinin "ay", üçünün bir "yıldız", üçünün "gök gürlemesi", ikisinin de "şimşek" olduğu görülüyor. Tabiat olaylarından "yağmur"un totem olarak kullanıldığı çoktur. Totem, genelde tam bir şey, Örneğin tam bir hayvan veya bitkidir. Oysa bu sistemin aksine, bir şeyin bir parçasını veya bir kısmım örneğin bir hayvanın bir uzvunu totem kabul eden bazı klanlar vardır. Bazı kabilelerde de totemin bir ata veya atalar grubu olduğu görülmektedir. Totemin en ilkel şekillerinin görüldüğü Avustralya'da, örneğin "Kurbağa" ismini taşıyan klan fertlerine göre kurbağa, hayvan cinsinden bir ma'bud özelliğindedir. Kendileri de kurbağadan inmiştir. Bu sebeple klanlarına da kurbağa ismi verilmiştir. Totem, "tavşan" veya "kurt" olduğu durumlarda, klan fertleri atalarının kurt veya tavşan olduğu inancındadırlar. www.pekiyi.com Bir klanın erkekleri, aynı klana mensup kadınlara haram olarak kabul edilip, evliliklerine izin verilmemiştir. Bir klana mensup olan erkek, mutlaka başka bir klandan kız almak zorunda kalmıştır. Totemsel gruplann çoğunda, annenin totemi doğumla çocuğun da totemi olur. Dışarıdan evlilik kuralında olduğu gibi, bu durumda da kadının, eşinin toteminden başka bir toteminin olma zorunluluğu vardır. Totemin bir amblem özelliği taşıdığı, Amerika ve Avustralya yerlilerinin birtakım tutumlarından anlaşılmaktadır: Aslında bu yerliler, Avrupalılarla karşılıklı iletişimde bulunduklarında veya birbirleriyle sözleşme yaptıklarında, her klan karar kıldıkları sözleşmeyi kendi totemleriyle mühürlüyorlardı. Anlaşma ve sözleşmeler, ancak bu şekilde mühürlendiğinde kabul edilip geçerli sayılırdı."Tlinkit"ler kapılarının önüne 15 m. yüksekliğinde bir direk dikerek, bunun üzerine rengarenk boyalarla hayvan şekillerini işliyorlardı. Bu işlemlerin bazen insan şekilleriyle ka-nştıklan görülmektedir. Tlinkit kabilesine ait köylerde, totemin tasviri için adı geçen direkler, sadece ileri gelenlerin ve zenginlerin evlen önünde bulunurdu. Bunlara ait kayıklarda, alet ve edevatta, mezar taşlan üzerinde de, totem resimlerine rastlanır. Ölünün kemiklerinin kurutulup toz haline getirildikten sonra, üzerine totem işlenmiş kutsal bir yer çevresine defn edildiği haber verilmektedir. "Mara" ve "Auula" kabilelerinin, ölülerini totemlerle süslenmiş tabutlara koyduklan görülür. klanlarda fertler, bazı dînî bayramlarda, totem kabul edilen hayvanı, kısmen veya tamamen hatırlatan bir elbise giyer, hatta özel maskeler dahi takarlardı. Örneğin, totem bir kuş ise, klan fertleri, başlarına bu kuşun tüylerim taşırlardı."Iowa"larda, her klanın özel bir saç kesme şekli vardır. Kartal klanına mensup olanlar, başlarının önünde iki büyük demet perçem bırakırlar. Oysa diğer klanlarda saç demetleri, aksine başm arka tarafında bırakılır. "Buffle" klanı fertleri ise bu saç demetlerini boynuz şekline sokmaktadırlar. 1 Kaplumbağa klanında, başın yan taraflarında ikişer, önle arkasında birer sıra bırakılarak, diğer taraflar tıraş edilirdi. Bu klanın fertleri, saçlarına verdikleri bu şekil ile, kaplumbağanın pençelerini, baş ve kuyruğunu taklit etmiş olurlar. 2 Totemlerin beden üzerine resimlerinin yapıldığı da görülmektedir. Bedene totemsel bir işaret işlemekle, kendilerine totem manzarası verme amacının güdüldüğünde şüphe yoktur. Bazı klanlarda, bir çocuk, ergenliğe erdiğinde üst çenesindeki ön dişlerinden ikisini çekmek son derece riayet edilen bir gelenektir. Özel bir törenle gerçekleştirilen bu geleneğin, Totemizm inancıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Örneğin "Arunta'larda bu gelenek sadece yağmur ve su klanında görülür. Rivayete göre, bu klanın fertlerinin ön dişlerini çektirmeleri, yağmurun yaklaştığını gösteren, ortası siyah, çevresi açık bulutlara benzeme amacım taşımaktadır. Demek ki bu gelenek de totemle ilgilidir. 1 Schoolcraft, IH. p. 269 2 Dorsey, Omaha social, third Rep; p. 226, 238, 240, 245. www.pekiyi.com www.pekiyi.com