NİN SESİ

advertisement
’NİN SESİ
NİSAN 2017 SAYI: 416
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
Çin ile Avrupa arasında önemli bir karayolu ve demiryolu güzergahı olması, Kazakistan’ın stratejik önemini artırıyor.
Asya’nın parlayan stratejik ülkesi
KAZAKİSTAN
Türk lojistikçilerinin de gözdesi
10 MİLYAR DOLAR YATIRIMI BULANAN SEKTÖR
DESTEK VE TEŞVİKLERLE
YATIRIMINI ARTIRACAK
FATİH şENER: DÜNYA
TİCARETİNİN KENARINDAYIZ
BAKAN Tüfenkci: Gümrük
kapılarını sonuna kadar açın
SEKTÖR DESTEK VE TEŞVİKLERLE
YATIRIMINI ARTIRACAK
içindekiler
Nisan
32
26
14 Zeybekci: “Türkiye’de Çin için
serbest bölge oluşturacağız”
“Bizim Asya Pasifik ve Uzakdoğu ile ilişkilerimizde Çin çok önemli, aynı zamanda
Çin’in Avrupa ile ilişkilerinde de biz önemliyiz” diyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’de, Çin için serbest bölge oluşturma çalışması yaptıklarını söyledi.
16 EKOL LOJİSTİK EN BÜYÜK OLMA YOLUNDA
YENİ LOGOSUYLA İLERLEYECEK
Sektörün en yenilikçi firmalarından Ekol Lojistik, lojistiğin geleceğine yaptığı
yatırımı logosunu ve mottosunu değiştirerek somutlaştırdı. Logistics 4.0 ile
teknolojiyi lojistiğe adapte eden Ekol Lojistik, en büyük olma yolunda ilerleyecek.
24 Ticaretin Kolaylaştırılması
Kurulu ilk toplantısını yaptı
2017
Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu I. Genel Kurul Toplantısı, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı ve Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı
İbrahim Şenel eş başkanlığında 24 Mart’ta Ankara’da gerçekleştirildi.
44 Treyler sanayicileri ‘destek’ bekliyor
TREDER Başkanı Kaan Saltık, Türkiye treyler pazarının son üç yıldır düşüş
yaşadığını belirterek, sektörün 1 milyar dolar ihracat ve üretim merkezi
hedefinden uzaklaşmaması için devletin treyler sanayicilerini desteklemesi
gerektiğini vurguladı.
46 Chep’den FMCG firmaları için
maliyetleri düşüren çözümler
Chep’in dünya genelindeki 275 milyon paletlik dolaşım ağı FMCG sektörünün
tedarik zinciri yönetimini baştan sona iyileştiriyor
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
www.locamedya.net
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Hasan Karakurt
Yazı Kurulu
Alper Özel, Muammer Ünlü,
Elif Sevim
Reklamlar için;
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
İletişim
0212 579 92 35
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Nisan 2017
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
54
48 Sertan Akçagöz: “Artık lastik değil,
çözüm satıyoruz”
Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü Sertan Akçagöz,
yeni bir hizmet modeli olan Michelin Solutions, sayesinde ağır vasıta,
otobüs, kamyonet ve inşaat filolarına anahtar teslim hizmet verdiklerini
anlattı.
50
55
50 İhracata bahar geldi
Türkiye’nin mart ayı ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 19 artışla
13 milyar 616 milyon dolara yükseldi. Son 12 aylık ihracat ise yüzde
2.4’lük artışla 144 milyar 877 milyon dolara ulaştı.
52 Ticari araç lastik pazarı
5 yılda yüzde 27 büyüyecek
2016 yılı performansı ve 2017 yılı beklentilerini açıklayan Brisa, Türkiye
ticari araç lastik pazarının 5 yılda yüzde 27 büyümesini bekliyor.
54 Kamyonları gibi lansmanı da ödül aldı
Mercedes-Benz Türk’ün Şubat 2016’da gerçekleştirdiği ‘Yeni Travego
Lansmanı’ En İyi Lansman Etkinliği, Mayıs 2016’da gerçekleştirdiği ‘Euro 6
Kamyonları Lansmanı’ ise En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel Ödülü’nü aldı.
55 Barsan Türkiye’nin en büyük
44
deposunu yapıyor
Barsan Global Lojistik, 30 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’nin en büyük
deposunu yapıyor. Gebze’de bulunan yeni tesiste 500 kişi istihdam
edilecek.
56 Saf Türkiye’de 35 bin treyler aksı üretecek
SAF-HOLLAND, Türkiye’deki ilk üretim tesisini hizmete açtı. Almanya
merkezli şirket, 5 milyon Euro’luk yatırım ile Türkiye’deki pazar payını
arttırmak üzere Düzce’de üretime başladı.
58 Pegasus 2017’den umutlu
2016 yılında havacılık sektörünü zorlayan tüm gelişmelere rağmen taşıdığı
misafir sayısını yüzde 8,1 artırarak 24,14 milyona çıkartan Pegasus, cirosunu
ise yüzde 6,2 yükselterek 3,7 milyar TL’ye çıkardı.
24
BAŞYAZI
Değerli Dostlarım,
T
ürkiye’de uluslararası rekabetçiliğin en yüksek olduğu sektörün lojistik olduğunu söylüyoruz. Uluslararası
hizmet sağlayan sektörümüzün performansı ülkemizin
dış ticaretine bağlı. Dış ticaret dengesinin değişmesi uluslararası taşımacılık yapan firmalarımızın karlılıklarını da etkiliyor.
Firmalarımızın, Türkiye merkezli taşımalardan, farklı ülkeler
arasında taşımalar gerçekleştiren, lojistik hizmetler üreten bir
modele evrilmeleri gerekiyor. Sanayisi güçlü olan üretim ülkeleri, farklı bölge ve ülkelerde üretim yaparken kendi ülkesinin lojistikçilerini de o ülkeye çekebiliyorlar. Sektörümüzün
bu anlamda kendisini besleyebilecek dış yatırım kaynağı yok.
Ancak bunu yapabilecek farklı yollar da elbette mevcut. Tabi
bunun için de finansman desteğine ihtiyaç var. Lojistik sektörü
hizmet ihracatı sağlayan bir sektör ve artık sektörümüz hizmet
ihracatçısı statüsü ile birçok destek ve teşvikten yararlanabiliyor.
Uluslararası rekabet gücünü artırmak isteyen sektörümüzün,
düşük maliyetli finansmana kolay ulaşması ve devlet desteklerinden daha fazla yararlanabiliyor olması gerekiyor. Firmalarımızın finansal büyüklükleri uluslararası pazarlara açılmak, yatırım
yapmak, fuarlara, konferanslara katılmak için yeterli değil. Aynı
zamanda firmalarımızın büyük bölümünün modern ve rekabetçi
yapıdan yoksun olduğunu görüyoruz. Biz ülkemize döviz kazandıran, ülke refahını artıran ve Türkiye’nin üretim gücünü artıran bir sektörüz. Ancak gücümüzün sadece ülke içinde sınırlı
kalması biraz da kurumsal yapımızın eksik olmasında kaynaklanıyor. Çok hızlı değişen, gelişen ve dönüşen dünya ekonomisine aynı hızla cevap verebilmeliyiz. Bunun için inovasyon, Ar-Ge,
teknolojik dönüşüm, eğitimli insan gücü ve nihayetinde uluslararası bir hedef gerekiyor. Bunun için devletimiz tarafından sağlanan birçok destek ve teşvik programları var. Firmalarımızın bu
desteklerden yeterince yararlanmadığını görüyoruz.
Sektör olarak finansmana ulaşmakta zorluklar çekiyoruz.
Çünkü en büyük sabit yatırımımızı araç oluşturuyor. 10 mil-
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
yar dolarlık yatırımı bulunan sektörümüz bankalar nezdinde teminat yaratamadığı için bu sorunları yaşıyor. Bunun için destek ve teşvikler çok daha önemli hale geliyor.
Eximbank tarafından sektörümüzün döviz kazandırıcı
hizmetler kategorisinde değerlendirilmesi ile birlikte Uluslararası Nakliyat ve Pazarlama Kredisini sektörümüz uzun
süredir uygun maliyetler ile kullanıyor. Aynı şekilde Kredi
Garanti Fonu kefaletini de Eximbank kredilerinde kullanılıyor. Kredi Garanti Fonunun yenilenen yapısı ile birlikte
daha da fazla kullanacaktır. Ayrıca sektörümüz Hizmet
İhracatçısı olarak Türkiye İhracatçılar Meclisinin üyesidir. 2016 yılı içerisinde sektörümüz Ekonomi Bakanlığı
nezdinde döviz kazandırıcı sektörler arasında sayılmaya
başlamış olması vesile ile Turquality ve Marka desteklerinden yararlanabilir konuma geldi. Yine aynı şekilde bu
sene Yurtdışı fuar desteklerinden de yararlanabiliyoruz.
KOSGEB ve İŞKUR’un da sektörümüze vermiş olduğu
destekler diğer destekler gibi sektörümüzün rekabet gücüne büyük etki ediyor.
Sektörümüzün en önemli oyuncuları destek ve teşvikler için
başvuruda bulunuyorlar ve önemli destek alan firmalarımız
ortaya çıkmaya başladı. Bu firmalarımızın da ana hedeflerinin uluslararası organizasyon yapısını güçlendirmek isteyen firmalar olduğunu görüyoruz. Rekabette öne geçmek
isteyen, yatırımlar yapan, pazarlama faaliyetleri bulunan ve
sadece Türkiye merkezli bir yapının en büyük oyuncusu
olmak yerine; uluslararası ticarette hizmet eden devlerin
bulunduğu bir ligde mücadele etmeyi tercih etmeleri sektörümüzün geleceği açısından umut verici. Bu sayıların
önümüzdeki dönemde daha da artacağını düşünüyorum.
Yeter ki hedeflerimizi büyütelim. Biz büyük düşündükçe
büyük oynayabilen bir sektörüz. Bunun için her fırsatı, her
desteği değerlendirmeliyiz. Bizim gelişmemiz ülkemiz üretiminin, ihracatının ve refahının gelişmesi demektir. Kendimize de ülkemize de hizmet etmeye devam edelim.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Nisan 2017
Editör’den
Yeni ticaret yolları ve Çin’in Avrupa’ya tren
taşımalarına başlamasını Türkiye’nin bypass edildiği
şeklinde yorumlayan uzmanlar var. Ben buna
katılmıyorum. Aksine Çin’in bu oyunun içine direkt
olarak girmesi Türkiye için büyük bir fırsattır.
Merhaba,
D
ünya ticaret haritasının değişmeye başladığını görüyoruz. Dünya ticaretinin en büyük aktörleri bir
birinden rol kapma yarışını sürdürürken bugüne
kadar figüran olarak görülen, herkesin görmezden geldiği
devletlerin, sahnede daha fazla gözükmeye başladığına
şahit oluyoruz. Tabi kimse rolünü kaptırma niyetinde değil
ve usta oyuncular yeni yatırımlar ve işbirlikleriyle konumlarını muhafaza etmek istiyorlar.
Dünya ticareti değişirken yeni hatlar ve koridorlar önem
kazanmaya başlıyor. Hız, maliyet ve güvenlik ekseninde
oluşturulan bu hatlardan yılda 100 milyarlarca dolar yük
geçeceği için bundan yararlanmak isteyen ülkelerin iştahının bir hayli kabarmış olduğunu görüyoruz.
Peki ya Türkiye? Türkiye de bu iştahta ve beklentide olan
bir ülke. Doğal köprü konumumuz bizim bu beklentimizin
karşılık bulması için bize büyük bir avantaj sağlarken, bu
konumumuzu destekleyen adımları atmadığımızda içinde
milyarlarca dolar yükün geçtiği treni kaçırabiliriz. Bunun
için Türkiye’nin önünde fırsat ülkeler ve işbirlikleri var. Yeni
ticaret yolları ve Çin’in Avrupa’ya tren taşımalarına başlamasını Türkiye’nin bypass edildiği şeklinde yorumlayan
uzmanlar var. Ben buna katılmıyorum. Aksine Çin’in bu
oyunun içine direkt olarak girmesini Türkiye için büyük bir
fırsat olarak görüyorum. Biraz önce de dediğim gibi bu
atılacak adımlara ve bu adımları hızlandıracak desteklere
ihtiyaç var.
Çin Avrupa’ya bitmiş ürün ihracatı yapan bir ülke ve bu
ürünler için vergi ödemek zorunda. Bu da ürün maliyetlerini artırıyor. Türkiye Avrupa ile Gümrük Birliği Anlaşması bulunan bir ülke. Çin şayet Avrupa’ya ihraç edeceği
ürünleri Türkiye’de montajlar ve bu şekilde gönderirse
vergi avantajı sağlayacaktır. Çin’in Türkiye’nin bu avan-
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
tajını kullanacağını düşünüyorum. TIR sözleşmesini kabul
eden, sadece Türkiye ile Karayolu Taşımacılık Anlaşması
15-16 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin Ziyareti
kapsamında imzalanması bekleniyor. Çin’in de bunu gördüğünü ve ülkemizi bu şekilde kullanma niyetinde olduğunu söyleyebiliriz.
Ülke olarak yapmamız gereken bu yolu açmaktır. Haziran
ayında açılacağı duyurulan Kars-Tiflis-Bakü tren hattı bu
adımlardan bir tanesi. Ulaştırma Bakanı Sayın Ahmet Arslan’ın
bu hattın İpekyolu’nu oluşturacağı, Çin’in Avrupa’ya hızlı ulaşma hedefi için önemli olduğunu söylemesi bu fikrin ülkemiz
tarafından da karşılık bulduğunu gösteriyor. Tabi bunun bir de
özel sektör boyutu var. Firmalarımızın da bu hedefte yatırımlarını yapmaları ve hedeflerini oluşturmaları gerekiyor.
Bu sayımızda da okuyacağınız gibi ticaret haritaları yeniden
oluşturulurken önemli firmalarımızın stratejisinin de buna
göre şekillendiğini görüyoruz. Bu yönde öne çıkan ülke Kazakistan ve Türk lojistikçileri bu ülkede kurdukları yapılanma
ile Çin taşımalarından pay almayı hedefliyorlar. Çin, Türkiye
arasında deneme seferlerine başlandı ve şu anda süreler 18
güne kadar indi. Kars-Tiflis-Bakü hattının devreye girmesiyle
bu süreler daha da kısalacaktır.
Çin artık üretimini Kazakistan sınırına yakın olan Sincan ve
Urumçi bölgesine taşıdı. Ve batıya olan ticaretini; iki Türkiye
boyu doğusundaki limanlara gidip 8 haftada Avrupa’ya göndermek yerine hemen Kazakistan’dan trene yükleyerek 2
haftada göndermeye çalışıyor. Bunu denedi ve Rusya steplerinden Kazakistan üzerinden Duisburg’a 18 günde gitti. En
son İngiltere’ye tren katarı 22 günde ulaştı. Firmalarımızın
Çin yüklerini alıp, Türkiye’de montajlayıp tekrar Avrupa’ya
gönderdiği, lojistiği üretimle desteklediği bir hat oluşturduğunda ülkemiz en önemli koridor olacaktır.
Saygılarımla…
10
UND’den
Gümrük Çalıştayı’nda etik sorunu tartışıldı
Başbakanlık Kamu Görevlileri
Etik Kurulu tarafından yürütülen
“Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin
Teşviki” konulu proje doğrultusunda
pilot kurumlarından bir tanesi olan
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile
10-11 Nisan tarihlerinde bir çalıştay
gerçekleştirildi.
Söz konusu çalıştayda şu konular
ele alındı: “Bakanlık hizmetlerinin
sunumunda karşılaşılması muhtemel etik sorunlar. Etik sorunların
önlenmesi yönünde hangi önlemlerin alınabileceği. Hangi çalışmaların
yapılabileceği, ne tür önleme mekanizmaları geliştirilebileceği, bakanlığın oluşturmuş olduğu spesifik
etik ilkelerde eksiklikler varsa yeni
ilkelerin neler olabileceği, etik ilkelerin geliştirilmesi, değerlendirilmesi.
Etik ilkelerin personel tarafından
bilinmesi, sahiplenmesi yönünde ne
gibi çalışmalar yapılabileceği.
Paydaşların, Bakanlık hizmet
sunumunda karşılaşabileceği etik
sorunların neler olabileceği ve bunlara nasıl önlemler sunulabileceği.
Dünyada gümrük hizmetlerinde etik
uygulamalara ilişkin ne gibi iyi uygulama örneklerinin var olduğu.”
Gümrük Çalıştayı’nda UND’yi İcra
Kurulu Üyesi Erman Ereke temsil
etti. Ereke çalıştayda UND olarak,
kamu kurumları arasında yaşanan
mevzuat ve uygulama konularındaki
anlaşmazlıkların ticaret erbabına
olan yansımaları, mevzuat ve ilgili
kamu kurum sistemlerindeki boşlukların etik olmayan davranışlara
olan etkisi, idarelerdeki yaptırım
eksiklikleri, Bakanlıkların personel
ve idare bazında performans ve
etik davranış konularındaki kontrol
mekanizmalarının yetersizliği, etik
davranışları arttırıcı tedbirler, uygulama alanında karşılaşılan olumlu
ve olumsuz örnekleri anlattı.
Tüm katılımcılar ile birlikte yapılan
ortak istişarelerde, Eylül ayında
başbakanlık tarafından yayınlanacak “Yolsuzluğun Önlenmesi ve
Etiğin Teşviki Raporu” içeriğinde
olması gereken önemli hususlar ve
önleyici tedbirler ele alındı.
İş Akademisi Projesi kursiyerleri teknik gezi yaptı
UND, Mersin Üniversitesi, Doğu
Akdeniz Belediyeler Birliği ile ortak
yürütülen ve AB tarafından desteklenen “İş Akademisi Projesi”nde
yer alan 35 kursiyerin katılımıyla
İstanbul’da teknik gezi gerçek-
Nisan 2017
leştirildi. Ziyaret kapsamında Ekol
Lojistiğin Lilyum Tesisine ziyaret
gerçekleştirildi. Lilyum Tesisinde
inceleme öncesi Tesis Yöneticisi
Alpay Görgeç ve Gökhan Topal
tarafından tesisleri ve iş süreçleri
hakkında sunum gerçekleştirildi.
Sunum sonrası tesislerine gelen
ürünlerin alınması, depolanması ve
dağıtım süreçlerinin nasıl gerçekleştirildiği ile ilgili birebir incelemelerde bulunuldu. Teknik gezinin
ikinci bölümünde UN Ro-Ro
gemilerinin hareket ettiği Pendik
Ro-Ro Limanı ziyareti gerçekleştirildi. Pendik Gümrük Müdürü
Yücel Tanç tarafından kursiyer ve
eğitmenlere gümrük sahasından
araçların ithalat ve ihracat taşımaları kapsamında, sahaya alınması,
evrak ve güvenlik kontrolleri ile
Ro-Ro gemilerine sevk edilmesi
süreçleri hakkında bilgilendirmede
bulundular. Ro-Ro gemisi ziyareti
sonrası UN Ro Ro işletmelerinin
Pendik limanında bulunan ofisi
ziyaret edildi. UN Ro-Ro Liman
Operasyon Müdürü Levent Şinel
ile Arif Akkoz tarafından UN Ro-Ro
işletmesi hakkında bilgilendirmede
yapıldı.
11
Nisan 2017
12
UND’den
Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu Teknik
Komite Toplantısı’nın ilki yapıldı
Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ)
Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması
hükümlerinin uygulanmasına ve
ticaretin kolaylaştırılması faaliyetlerinin kamu kurumları ve özel sektör
kuruluşları ile eş güdüm halinde
yürütülmesine katkı sağlayabilmek
amacıyla kurulan Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu bünyesinde yapılacak çalışmaları koordine etmek,
sorunların tespitini ve çözümü
hususunda katkı sağlayabilmek ve
kurulun verimli şekilde çalışmasını
sağlayabilmek amacıyla oluşturulan Teknik Komite’nin ilk toplantısı
19 Nisan’da Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı’nda yapıldı.
Teknik Komite Toplantısı’na UND
adına İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke
ve Ankara Koordinatörü Necla
Albayrak katıldı. İlki gerçekleştirilen
toplantıda şu konular ele alındı:
-Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu
hedefleri doğrultusunda bir Strateji Belgesi ve uluslararası ticaretin
kolaylaştırılması göstergeleri ile
ölçülebilir bir Eylem Planı hazırlıkları.
-Teknik Komite bünyesinde kurulacak ve sahada yaşanan uygulama
ve mevzuat kaynaklı sorunları tespit
edecek ve çözüm yollarını raporlayacak, ticaret erbapları ile iletişime
geçecek, analizler gerçekleştirecek
Çalışma Gruplarının tesisi.
Nisan 2017
-Dış ticaret firmaları ile uluslararası
partnerlerin ticari mevzuat ve uygulamalarımıza ilişkin bilgiye erişim
olanağının azami düzeyde sağlanmasını temin edecek bir Ticaretin
Kolaylaştırılması Kurulu internet
sayfasının kurulması.
-Dünya Ticaret Örgütü Ticaretin
Kolaylaştırılması Anlaşmasının
Bilginin Yayımlanması ve Erişilebilirliği başlıklı 1. maddesi uyarınca;
ülkemizde diğer hükümetler, ticaret
erbabı ve diğer ilgili tarafların makul
sorularına cevap vermek ve gerekli
form ve belgeleri temin etmek üzere danışma noktaları kurulması.
-Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının Bozulabilir Eşyalar başlıklı
7.9’uncu maddesi uyarınca, üye
ülkelerin bozulabilir eşyaların çürümesini veya bozulmasını önlemek için gerekli önlemleri alması,
bozulabilir eşyaların mümkün olan
en kısa sürede serbest bırakılması
ve muayenede bozulabilir eşyalara öncelik verilmesi hususlarında
gerekli tedbirlerin alınması. –
-Teminat mektuplarının bankayla organizeli olarak tek pencere
sistemine alınması ve kağıt ortamı
ve saymanlığa gerek duyulmadan
daha hızlı ve verimli yürütülebilecek
gümrük teminat uygulamaları.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener tarafından, ülkemiz lojistik
performansının arttırılması ve ülke
ekonomisine katkı sağlanması
açısından çok önemli bir rol üstlenecek olan Ticaretin Kolaylaştırılması
Kurulu Teknik Komitesine büyük
iş düştüğü, uluslararası raporlarda
ülkemiz sıralamasının üst sıralara
çıkarılması ve bu hedef doğrultusunda ticaretin kolaylaştırılması için
çalışmalar yürütülmesi gerektiği, kurul bünyesinde oluşturulacak strateji
ve eylem belgelerinde en üst çıtanın
hedeflenmesi gerektiği, ticaret erbabının yaşadığı sorunları kısa sürede
giderecek çalışmalara ivedilikle
başlanması gerektiği aktarıldı.
Toplantıya Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı
başkanlık etti. Toplantıya UND ile
birlikte şu kurumlar katıldı: Bilim,
Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve
Şehircilik, Dışişleri, Gıda, Tarım
ve Hayvancılık, Kalkınma, Sağlık,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
bakanlıkları ile Dış Ekonomik İlişkiler
Kurulu (DEİK), Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB),
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik
Hizmet Üretenleri Derneği (UKİKAD),
Türk Standardları Enstitüsü (TSE),
Türkiye Bankalar Birliği ve Gümrük
Müşavirleri Derneği.
14
güncel
Zeybekci: “Türkiye’de Çin için
bir serbest bölge oluşturacağız”
“Bizim Asya Pasifik ve Uzakdoğu ile ilişkilerimizde Çin çok önemli, aynı zamanda
Çin’in Avrupa ile ilişkilerinde de biz önemliyiz” diyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’de, Çin için serbest bölge oluşturma çalışması yaptıklarını söyledi.
T
im Akademi tarafından düzenlenen, ihracatçı şehirlerle
hedef ülkeleri buluşturan
toplantıların 9’uncusu Ankara’da
“Hedef Ülke Çin” teması ile gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci, Çin’in Türkiye ve Ankara
için çok önemli bir pazar olduğunu
söyledi. Buna rağmen, iki ülke arasındaki ticarette büyük dengesizlik
olduğunu belirten Zeybekci, “Biz
Çin’den 10 ithal ederken ancak 1
satabiliyoruz. Bu ilişki sürdürülebilir
değil. Hiç değilse yarı yarıya olmalı
yani 10 alıyorsak, 5 satabilmeliyiz” dedi. Çin’in Türk işadamlarına
yönelik vize konusunda da sıkıntı
çıkardığını kaydeden Nihat Zeybekci, “Vize ile bizi sıkıştırırlarsa biz de
başka yere gideriz demek istemiyorum ama buna karşı taraf da
Nisan 2017
dikkat etmeli” ifadelerini kullandı. İki
ülkenin de bulundukları coğrafyanın çok önemli olduğunu söyleyen
Zeybekci, “Bu coğrafya bizi birbirimize mecbur kılıyor. Bizim Asya
Pasifik ve Uzakdoğu ile ilişkilerimizde Çin çok önemli, aynı zamanda
Çin’in Avrupa ile ilişkilerinde de biz
önemliyiz” dedi. Çin ve Türk işadamlarının sadece karşılıklı ticaret
yerine 3’üncü ülkelerde işbirliği
yapabileceğini anlatan Nihat Zeybekci, Türkiye’de Çinli işadamları
için bir serbest bölge oluşturulası
yönünde çalışma yapıldığını aktardı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi
ise Ankara’nın Türkiye’nin ihracattaki 5’inci büyük ili olduğunu, 2023
hedeflerine ulaşabilmek için hem
genel ihracatın, hem de Ankara’dan
yapılan ihracatın arttırılmasının
önemli olduğunu vurguladı. Bunun
da teknoloji yatırımlarına bağlı olarak,
katma değerli üretimle gerçekleşebileceğinin altını çizen Büyükekşi,
“Ankara’nın ihracatı son 10 yılda
ciddi şekilde arttı. İhracatçı sayısı
ise yüzde 43 artış gösterdi. Ancak
daha çok çalışmamız gerekiyor” diye
konuştu. Ankara’nın en çok ihracat
yaptığı ürünler ile Çin’in en çok ithalat yaptığı ürünlerin birbirini tuttuğu
bilgisini veren Büyükekşi, dünyanın en büyük ithalatçısı olan Çin’e
Türkiye’nin daha çok mal satması
gerektiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki ay Çin’e ziyaret gerçekleştireceğini dile getiren Mehmet Büyükekşi,
bunun da ilişkilerin ilerletilmesine
büyük katkı sağlayacağına değindi.
Ayrıca Türk İşadamlarının vize alma
konularında yaşadığı sorunların da
olduğunu dile getirdi.
15
Nisan 2017
16
AKTÜEL
EKOL LOJİSTİK EN BÜYÜK OLMA YOLUNDA
YENİ LOGOSUYLA İLERLEYECEK
Ahmet Musul: “Hedefimiz en az yüzde 50’si yurtdışında
üretilmek üzere 2020’de 1.5 milyar Euro ciroya ulaşmak”
Sektörün en yenilikçi firmalarından Ekol Lojistik, lojistiğin geleceğine yaptığı yatırımı
logosunu ve mottosunu değiştirerek somutlaştırdı. Logistics 4.0 ile teknolojiyi
lojistiğe adapte eden Ekol Lojistik, en büyük olma yolunda ilerleyecek. Ekol’ün yeni
“E” si 2020’ye kadar Avrupa’nın lider taşımacılık şirketi olacak, Avrupa içi taşımacılık
için 10 bin filoya çıkacak, intermodalda 48 trenden 80 trene çıkarak lider olacak, RoRo seferleri 11’e çıkacak, liman sayısı 3’e çıkacak, İran’a hava taşımaları yapacak.
T
eknolojiyi en iyi kullanan
lojistik firmalarının başında
gelen Ekol Lojistik, Endüstri
4.0 ile birlikte yeni stratejiye uygun
olarak mottosunu ve logonusu değiştirdi. Logistics 4.0’ı tescil ettiren
ve bu ismi dünyada tek kulanan
marka olacak olan Ekol Lojistik,
yeni logosunu tanıtırken yeni stratejisini ve hedeflerini paylaştı.
Ekol Lojistik Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmet Musul, 27 yıl önce
başladıkları yolculuğa yeni bir
yüzle yeni bir bakış açısıyla devam
edeceklerini söyleyerek, bu değişim
nedenleri hakkında açıklamalarda
bulundu. Ahmet Musul, teknolojinin insan hayatının vazgeçilmez
bir parçası olduğunu, endüstrinin
4’üncü aşamasının geldiğini söyledi
ve şöyle devam etti: “HayatıNisan 2017
mızın neredeyse her aşamasına
etki edecek; üretim sistemlerine,
paylaşım sistemlerine, hatta yönetim sistemlerine etki edecek bir
dönem başladı. Biz kurulduğumuz
günden bu yana işimiz yapmakla
yetinmedik, bilgimizi birikimimizi bütçemizi zorlayarak sektöre
yenilikler getirdik. Bu amacımıza
fazlasıyla ulaştık. 2020’ye kadar
50 ülkeye yayılmayı planlayan bir
marka olarak yeni yüzümüzü bu
çağa bu profesyonelliğe uygun
hale getirmek istedik. Endüstri 4.0’ı
sektörde en iyi uygulayan firmamız
için bunu bir fırsat olarak değerlendirdik. Otomasyon sistemlerini
sektörümüze uygulamış bir markayız. Ürünlerin araca el değmeden
geldiği bir yapı kurduk. Daha sonra
tekstilde 35 kişilik ekiple 250 kişinin
sergileyebileceği bir performans
ortaya koyduk. Teknolojinin bize
getireceği verimliliği etkin şekilde
uygulayarak rekabetçilikte öne
geçiyoruz. Logomuzun üzerinde
1,5 yıl çalıştık. Müşterilerimizin çok
sevdiği bir logomuz vardı ama yeni
bakış açısına uygun, yeni döneme
uygun daha yetkin bir yaklaşım geliştirmek istedik. Neyi vurgulamak
istiyorsak onu açıklayacak logo ve
mottoyu ortaya çıkardık. Lojistik
4.0 Ekol adına tescillendi. Bunun
gerekliliklerini yerine getirecek çalışma sistemine giriyor olacağız. ”
“E” DEYİNCE AKLA
EKOL GELECEK
Musul logoyla ilgili olarak da
şunları anlattı: “e harfini tek başına
kullanabilecek bir logo tasarladık. e
17
deyince herkesin aklına Ekol’ün geleceği bir dünya hedefliyoruz. Ekol
teknolojiyi iyi kullanmasıyla yenilikçi
yaklaşımıyla, müşterilerini ileriye taşıyan yapıcı yaklaşımıyla ve elbette
ki bu başarının arkasında insana
değer veren özelliği ile öne çıkıyor.
Üzerinde çok iyi çalıştığımız, tüm
paydaşlarımıza karşı sorumluluklarımızın ne olacağı, ne yapacağımızı
ortaya koyan ciddi bir manifesto
oluşturduk. Buradaki değerler bir
trend olarak arşivlenmesi için değil,
bundan sonra tüm Ekol çalışmalarını bağlayıcı olması, çalışanlara yol
göstermesi için yapıldı. Misyonumuz
müşterilerimizle birlikte ilham veren
ve sürdürülebilir değer yaratmak.”
10 BİN ADETLİK FİLO
İLE LİDER OLACAK
“7 bin kişilik bir aileyiz, 23 ulustan
çalışanımız var diyoruz ama sürekli
yenileri ekleniyor. Avrupa’nın en
büyük 3’üncü filosuna sahibiz.
Kendi filosunu kullanan Avrupa’daki
en büyük firmayız. 2 yıl içende 10
bin araca çıkararak Avrupa’da açık
ara lider olacağız” diyen Musul, yeni
hizmeti girecek olan Lotus tesisi ile
kapalı alanlarının 1 milyon metrekareyi aşacağını söyledi ve yıllık yüzde
20 büyüdüklerini kaydetti.
Ahmet Musul, 2011 yılında Türkiye dışında gelirleri yokken geçen
yıl bunu yüzde 15’e çıkardıklarını,
bu yıl ki hedeflerinin yüzde 20’nin
üzerine çıkarmak olduğunu söyledi.
Ekol’ün şu anda 15 ülkede kendi
şirketleri ile bulunduğunu bu yıl
bunu 23’e gelecek yıl da 35’e çıkaracaklarını aktardı. “Hızlı karar veren
bir şirketiz. Amacımız 2020’ye geldiğimizde Akdeniz, Hazar, Adriyatik
ve Karadeniz’de Ekol bayrağını dalgalandırmak olacak. Bu başarının
arkasında yetkin bir kadromuz var”
diyen Musul, teknolojiyi muhakkak
kullanmak zorunda olduklarını ifade
etti. Kurulduklarının 3’üncü ayından
itibaren mendi yazılımlarını kullandıklarının bilgisini verdi.
HEDEF AVRUPA’DA LİDERLİK
Ahmet Musul, Türkiye’nin ilk Ar-Ge
merkezini açtıklarını sektörde bu
sayının giderek artacağını söyleyerek Ekol’ün önümüzdeki dönem
hedefleri ile ilgili önemli açıklamalar
yaptı. “Teknoloji ile gerek kendi iç
performansımızı, gerek yaptığımız
tüm aktiviteleri gerçek zamanlı
olarak müşterilerimizle paylaşıyoruz.
Araç takip sistemlerinde geldiğimiz
nokta dünyadaki en ileri nokta.
Otomasyonu çözümlerimizde
gittikçe daha fazla kullanan bir hale
geldik. Mailin dahi ortadan kalkacağı altyapıları geliştiriyoruz. Biri
Hollandalı biri Amerikalı bir ortakla
kaynaklarımızın optimizasyonunu
yaptığımız çalışmayı sonlandırarak
bunu daha nitelikli kullanmaya
başlayacağız.
Ekol sektöründe belki hacim olarak
değil ama hizmet çeşitliliği ve nitelik
olarak dünyadaki en yetkin firmalardan. İlaç takibini dünyada ilk
hayata geçiren firmayız. Entegre bir
hizmet sunuyoruz, bunu yaparken
tüm sertifikalara sahibiz ve bunun
gururla söyleyebilirim Ekol’de hiçbir
sertifika alınmış olması için alınmaz.
YENİ İNTERMODAL
HATLAR GELİYOR
Hat geliştirme ve çözüm geliştirmede Avrupa’da lideriz. Kendi
lokomotif ve vagonlarımızla taşıma
yapacağız. Avrupa ve İran arasında hava taşıması yapan bir şirket
olacağız. Taşıdığımız ürünü 3 bin
500 kilometrelik mesafede sadece
50 kilometre karayolu kullanarak
taşıyoruz. İntermodal hatlarımız
Avrupa ve Türkiye arasında. Ancak
Kuzey-GünEy Avrupa’ya veya Kuzey Afrika-Güney Avrupa arasında,
Köstence ile Poti arasında, Trieste
ile Ostrova’ya, Trieste-Kiel oradan
da Finlandiya, İsveç ve Norveç’e
götüreceğiz. 3-4 bin kilometrede
karayolu 100 kilometre ile sınırlı
olacak.
Her ay 850 futbol sahasında büyük
ormanı kurtarıyoruz. E harfimiz
ilerde çeşitli şekillere girecek. Yaptığımız taşımalarla dünyanın etrafında 360 kez dolanacak kadar yakıtı
tasarruf ediyoruz. İntermodalin çevresel, operasyonel, avantajları var.
Onun dışında finansal avantajları var.
Konvansiyonel bir modelle çalışıyor
olsaydık 2.500 çekiciye ihtiyacımız
olacaktı bu da 250 milyon euroluk
yatırım anlamına gelecekti. Daha az
kilometre yaparak daha çok hizmet
veren bir yapı getiriyor.”
YALOVA LİMANI
MAYISTA AÇILIYOR
Yalova Limanı ile ilgili de bilgi veren
Ahmet Musul, 20 yıl ince tersane
olarak yatırım kararı bulunan ve atıl
bekleyen bir yeri limana çevirdiklerini anlatarak, limanın Mayıs ayında
hizmete gireceğini söyledi. Liman
alanının animasyonunu izleten Musul
limanın teknik kapasitesi ve durumu
hakkında bilgi verdi. Her katta 4 bin
metrekare depolama alanının bulunduğu yerlerin olacağını, gelirinin
UND’ye işletmesinin ise TÜV’e ait
olduğu bir laboratuvarın da olduğunu aktardı. Musul, “Türkiye yeni
bir giriş-çıkış kapışana kavuşuyor.
Ülkemizi her aracın Xray ile kontrol
edileceği çok modern giriş ve çıkış
kapısına kavuşturuyoruz” dedi.
İRAN’IN EN BÜYÜK VE
MODERN LOJİSTİK
TESİSİNİ AÇIYOR
Ahmet Musul, İran’da açılacak olan
olan Saffron (Safran) isimli tesis
hakkında da bilgi verdi: “Full operasyonlu bin palet kapasiteli bir bölümümüz olacak. İnşaattaki performans
durumuna göre bu yılın Kasım ayında
hizmete alacağız. Tesisimizde en
önemli müşterimiz Unilever olmakla
birlikte hızlı tüketim, otomotiv, tekstil,
hatta ilaçlar için çok kullanışlı bir
merkez. İran’ın en büyük en modern
lojistik tesisi olacak.
Nisan 2017
18
LOJİSTİK
DTÖ: Dünya ticaret
hacminde artış bekliyor
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), dünya ticaretinde 2017 ve 2018 yılları için artış
beklediğini açıkladı. Ancak bunun küresel ekonomide iyileşmelere ve hükümetlerin
doğru politikaları uygulamalarına bağlı olduğunu da bildirdi.
D
ünya Ticaret Örgütü,
2017’de kürsel ticaret
hacminin yüzde 2,4 oranında artacağını öngörüyor. Siyasi
riskler nedeniyle artışın baskılanma
ihtimalini de değerlendiren DTÖ,
2018’deki artış oranının yüzde 2,1
ila 4 arası olmasını beklediklerini
bildirdi.
DTÖ, küresel ekonominin kısa
vadeli yönünün tahmin edilemezliği,
hükümetlerin mali ve ticari politikalarının net olmaması nedeniyle,
artış oranının baskılanması riskini
doğurduğu uyarısında bulundu.
Enflasyonda yüksek faiz oranlarına,
daha sıkı maliye politikalarına ve
ticareti kısıtlamaya yönelik önlemlerin alınmasına yol açan bir artışın,
Nisan 2017
önümüzdeki iki yıl boyunca ticaret
hacminin büyümesini olumsuz etkileyebileceği belirtildi.
Dünya Ticaret Örgütü Direktörü
Roberto Azevêdo yaptığı açıklamada, “Son yıllardaki düşük
uluslararası ticari büyüme, büyük
ölçüde küresel ekonomide süregelen zayıflamayı yansıtıyor. Malların
dolaşımı ve hizmetlerin sınırlar ötesine taşınması durumunda; ticaret
küresel büyümeyi güçlendirme
potansiyeline sahip. Ancak eğer
siyasi yürütme organları, yurt içindeki istihdam kayıplarını, ithalatla
ilgili ciddi kısıtlamalar yaparak çözmeye kalkışırsa, ticaret büyümeyi
hızlandırmaya yardımcı olamaz
ve hatta toparlanma üzerinde bir
engel oluşturabilir” uyarısında
bulundu.
“Teknoloji, istihdamı
azaltıyor”
Azevêdo ayrıca, “İnovasyon, otomasyon ve yeni teknolojiler, kaybedilen imalat işlerinin yaklaşık yüzde
80’inden sorumlu. Ancak hiç kimse
teknolojik gelişmelerin çoğunun
insanlara yarar sağladığından şüphe
etmiyor. Bu nedenle çözüm; işçilerin
yeniden güçlenmesi ve geleceğin işleri için rekabet etmeye hazır olarak,
daha iyi eğitim ile sosyal programları
benimseyip işsizlik sorunlarına yatay
çözümler uygularken, bir yandan da
ticaretten yarar sağlayan politikalar
izlemektir” dedi.
19
Nisan 2017
20
GÜNDEM
DÜNYA TİCARETİNİN
KENARINDAYIZ
Bu yıl ikincisi düzenlenen Ekonomi ve Lojistik Zirvesi 5 Nisan’da yapıldı. UND’nin
de destekçileri arasında bulunduğu zirvede lojistik sektöründeki sorunlar yeni
gelişmeler ve neler yapılması gerektiği konuşuldu. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener, “Dünyanın ortasındayız ama dünya ticaret haritasına baktığımız zaman
aslında kenarındayız” dedi.
Z
irvenin açılış konuşmasını
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Orhan Birdal yaptı. Son yıllarda Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedefi doğrultusunda lojistik sektörünün
hızlı bir gelişim gösterdiğini vurgulayan
Birdal, diğer yandan hedefin başarılması için kurumsal yapılanma ve yasal
düzenlemelerin tamamlanmasının
önemli olduğuna dikkat çekti. Birdal,
tüm çalışmaların Türkiye’nin bölge ülkeleri ile olan ekonomik, sosyal, politik
ilişkileri ve rekabet şartları göz önünde
bulundurularak yapıldığını anlattı.
Taşıma modları arasında entegrasyon çalışmalarının önemine vurgu
yapan Birdal, “2023 yılı hedefimiz yük
taşımacılığı içinde karayolunun payını
yüzde 67’ye düşürmek ve bu alanda
yapılan taşımaları mümkün olduğun-
ca demiryoluna kaydırmak. Entegre
taşımacılığı teşvik ederek, taşıma
modlarını çeşitlendirmek ve bu sayede karayolunun ağırlığını diğer modlara aktarmak gayretindeyiz” dedi.
Sektörün geliştirilmesi için bakanlık
olarak yaptıkları çalışmalar hakkında
da bilgi veren Birdal şunları aktardı:
“Sektörün sorunlarının farkındayız.
Ancak bundan 5-10 yıl önce hayal
bile edemediğimiz bazı imkanlara da
kavuştuk, bunları da inkar etmeyelim.
Hükümetimizin bürokrasiyi azaltmak
için ciddi bir kararlılığı ve bu yönde çalışmaları var. Bunun sahaya yansıması
belki biraz zaman alabilir. Bu durumu
sivil toplum kuruluşlarının sık sık dile
getirmesi gerekir.”
FATİH ŞENER: DÜNYANIN
ORTASINDA AMA TİCARET
DÜNYASININ KENARINDAYIZ
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
lojistik sektörünün sorunlarını her
ortamda anlattıklarını ve sorunların
sürdüğünü söyledi. Erenköy’den
çıkan bir aracın Kapıkule’yi geçmesinin 37 saati bulduğunu söyleyen
Şener, “Biz döviz kazandıran bir
sektörüz. Dünyanın ortasındayız ama
dünya ticaret haritasına baktığımız
zaman aslında kenarındayız. Çünkü
doğumuzla ticaretimiz zayıf. Ticaret
Nisan 2017
hızlı olan, kolay olan yolu seçiyor.
Türkiye’den Türkmenistan’a uçakla
mermer taşıyoruz. Bu lojistik sıkıntıları
gösteriyor. Biz buraya ulaşacağız. Şu
anda o taraftan bir şey geliyor. Türkiye sadece bir geçiş güzergahı değil
aynı zamanda Avrupa’ya girişte bir
montajlama merkezi. Şu anda Türkiye aslında bir üretim merkezi. Batı’ya
yaptığımız ihracatın yüzde 50’sini
Avrupalı firmalar yapıyor. Doğu’daki
aktörler de oyuna girmeye başladı.
Gelişmiş ülkelerde lojistik maliyetler GSYH’da yüzde 10 iken bizde
yüzde 14 dolayında” dedi. Karayolu
taşımacılığında yaşanan zorluklara,
sorunlara dikkat çeken Fatih Şener,
durumun ciddiyetini esprili dille şu
sözlerle aktardı: “Anlata anlata sorunlar çözülmedi belki ama bu beni
sorun anlatmada uzman yaptı.”
AHMET MUSUL: HAFRİYAT
KAMYONLARI CİRİT ATIYOR
LOJİSTİKÇİ GİREMİYOR
Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Musul, UDHB Müsteşar
Yardımcısı Orhan Birdal’a Barselona
şehir merkezinde çektiği 7,5 tondan
fazla araçların şehir içine giremeyeceğini işaret eden levhayı göstererek,
Türkiye’de ise 3,5 ton istiap haddini
aşan araçların şehir içine giremediğini
söyledi. Musul, “Hafriyat kamyonlarının cirit attığı şehir içine biz giremiyoruz. 5 paleti 5 araçla dağıtmak zorundayız. İstiap haddi yılların taşıma
21
kapasitesiyle ilgilidir ki bizim şehirlerde
tonlarca ağırlıktaki hafriyat kamyonları
geçiyor. Binlerce araca yatırım yapılıyor. Biz bu sorunu çözemiyoruz. Basit
bir regülasyonla çözülecek, basit bir
yazışmayla çözülebilir” dedi.
Musul, yaptığı konuşmada kaynakları
heba etmememiz gerektiğini ve lojistik
sektöründe iyileştirmelerin hücrelere
kadar inilerek yapılması gerektiğini
söyledi. Avrupa’da haftada 48 tren
kaldırdıklarını ve en büyük olduklarını
belirten Musul, “BALO diye demiryolu
projesi yapıldı, okadar kaynak heba
edildi. Ekol olarak bize destek verin
dediğimizde dikkate almadılar” dedi.
Ahmet Musul özetle şunları söyledi:
“Haftada Avrupa’ya 48 tren kaldırıyoruz. BALO diye bir proje çıktı.
Dünyanın parası harcanıyor. Bize
destek verin dedik kimse dikkate
almadı. Avusturyalı işletmelere gidildi
ve o kadar kaynak heba edildi. Minik
minik hücre bazında iyileştirmelerle
gitmemiz gerekiyor. Yavuz Sultan Selim köprüsü nedeniyle sadece Ekol’ün
maliyeti 2 milyon Euro.
Böyle giderse 500 milyar dolarlık
ihracat hedefini bulamayız. 150 milyar
dolara çıkamayız. Hala kendi yaptıklarımızla övünür dünyadaki gelişmeleri
görmezsek başarılı olamayız. Nakliyeciyi koruyalım derken ticareti engellemeyelim. Biz tek pencere sistemine
geçene kadar dünya dokümansız
sisteme geçiyor. Kafamızı değiştirmemiz gerekiyor. İlk 15 sıradayken şimdi
17. Sıradayız. Sanayi mamullerinin
ihracatı azalıyor. Yapısal refomlara
ihtiyacımız var.”
İBRAHİM DÖLEN: LİMANLARDA ARZ FAZLASI VAR
TÜRKLİM Yönetim Kurulu Üyesi
ve Borusan Lojistik Genel Müdürü
İbrahim Dölen, 2008 yılında en büyük
korkunun limanlardaki elleçleme kapasitesinin yetersizliği iken, bugün arz
fazlası bir yapı oluştuğuna dikkat çekti.
Hem konteynerleşme oranın azal-
ması hem de talepten fazla yatırım
yapılmasıyla limancılık sektörünün kırmızı yola girdiğini vurgulayan Dölen,
“Limancılık sektörü zor bir dönem
yaşıyor. 4 konteyner hattının kaldığı
bir dünyada yeni konteyner limanı
yatırımı yapmak imkansız gibi bir şey.
Çünkü yeterince yatırımımız var” dedi.
Lojistik sektörünün önündeki
risklere de değinen Bülent Aymen,
“Bir süredir gündemde olan Lojistik
Master Planının bir an önce bitirilip
hayata geçmesi çok önemli. Bu
kadar kritik bir sektörün master
plan olmadan kat edebileceği
gelişim sınırlı” dedi ve sözlerine
şöyle devam etti “Bizim artık sanayi
4.0’ı konuşuyor olmamız gerekirdi,
rakiplerimizin yıllar önce çözdüğü
sorunlarla hala uğraşıyor olmamız
bize rekabette güç kaybettiriyor.
Bir süre önce bilim kurgu gibi gelen
teknolojiler yavaş yavaş hayata geçiyor. İnsansız hava aracı dronelar
ile teslimat denemeleri başladı bile.”
Lojistikte Başarı Ödülleri
Sahiplerini Buldu
AYMEN: ARTIK SANAYİ 4.0’I
KONUŞMAMIZ GEREKİYOR
Lojistik sektörünün beklentilerinin
ve çözüm önerilerinin paylaşıldığı
zirvede konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi
Başkanı Bülent Aymen, lojistik ve
ihracatın ayrılmaz bir ikili olduğunu
söyledi ve lojistiğe verilen önemin artıyor olmasından memnun
olduklarını belirtti.
Lojistik Koordinasyon Kurulu gibi
üst düzey temsilin olduğu bir
yapının oluşturulmasının lojistik
sektörüne verilen önemin göstergesi olduğuna değinen Aymen,
“TİM olarak uyum içerisinde çalıştığımız kurul ile hızlı yol alıyor ve
lojistik sektörü için olumlu adımlar
atıyoruz” dedi.
Lojistik sektöründe, formalitelerin
azaltılması, basitleştirme, uyumlaştırma gibi konuların önemine
değinen Bülent Aymen, “Ticaretin Kolaylaştırılmasının yürürlüğe
girmesiyle lojistikte hızın artacağını
maliyetlerin azalacağını ve bunun rekabet gücünü olumlu katkı
yapacağını belirtti. Söz konusu
anlaşmanın Türkiye için olduğu
kadar lojistik sektörü için de işlemlerin hızlandırılması anlamında çok
önemli olduğuna değinen Aymen,
“Anlaşmanın ihracatımızı olumlu
etkileyeceğine eminim. Örneğin;
bu anlaşma taşıma kotaları ile ticareti kısıtlayan ülkelerinin uygulamalarını zorlaştıracak düzenlemeler
getirmektedir. Ayrıca hava kargo
işlemleri, belirli taahhütleri veren
firmalar için hızlandırılacaktır” dedi.
2. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri
Töreni de düzenlendi.
www.lojistikhatti.com üzerinden gerçekleştirilen oylama sonuçlarına göre
ve UTA Lojistik Dergisi tarafından belirlenen özel ödül kategorileri kapsamında verilen Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri
lojistik sektörünün önemli isimlerini bir
araya getirdi. 14 kategoride verilen
ödüller gecede sahiplerini buldu.
Yılın Lojistiğe Katkı Ödülü– UDHB
Müsteşar Yardımcısı Orhan Birdal
Yılın Bürokratı – UDHB Deniz Ticareti
Genel Müdürü Cemalettin Şevli
Yılın Lojistik Girişimcisi - Ekol Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul
Yılın Lojistik Şirketi – Sertrans Logistics
Sınırları Aşan Lojistik Ödülü – Barsan
Global Lojistik
Yılın Lojistik Çözümleri Şirketi – Reysaş Lojistik (Çekici ve Kamyonlarda
Çift Yakıt Kullanımı)
Yılın Lojistik Projesi – TANAP Projesi ile
Mağdenli Nakliyat
Yılın Lojistik Dostu Kurumu - İDO A.Ş.
Ro-Ro Hattı ile İDO A.Ş.
Yılın Lojistik Profesyoneli – Gökbora
Lojistik Satış ve Pazarlama Müdürü
Sefa Ezgin
Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü
- Her Eğitim Bir Umut Projesi - Ford
Otosan
Otomotiv Sektöründe Yılın Lojistik Yöneticisi- Ford Otosan Lojistik Müdürü
Recai Işıktaş
Tekstil Sektöründe Yılın Lojistik Yöneticisi- Colin’s IT ve Lojistik Direktörü
Ergin Erşin
Enerji Sektöründe Lojistik YöneticisiNordex Proje Lojistik Müdürü Tarık
Ateş
Nisan 2017
22
gümrük
Tüfenkci: Gümrük kapılarını
sonuna kadar açın!
Gümrük müdürlerini toplayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci
“Güvenli ve hızlı ticaret için gümrük kapılarını sonuna kadar açın” dedi.
G
ümrük ve Ticaret Bakanı
Bülent Tüfenkci, Gümrük
ve Ticaret Bölge Müdürleri
ve Gümrük Müdürleri ile Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Sosyal Tesislerinde yapılan toplantıda bir araya geldi.
Bakan Tüfenkci, gümrük ve ticaret
müdürlerinin teşkilat bünyesinde
kilit görevler üstlendiklerini vurgulayarak “Bu tür toplantılar, hedeflerin
çalışanlar arasında doğru anlaşılmasında ve faaliyetlerin etkin biçimde yönlendirilmesinde önemli rol
oynamaktadır. Bu nedenle karşılıklı
konuşarak hem sorunları hem de
çözümleri daha iyi ifade edebileceğimizi düşünüyorum” dedi.
Tüfenkci, gümrük hizmetleri ile
ticaretin daha kolay ve güvenli
yapılması yolunda çalışmaların
kararlıkla sürdürüldüğünü belirterek, “Dış ticaret erbabımıza sağlıklı
bir şekilde hizmetimizi sunmaya
çalışıyoruz. 2016 yılında Küresel
Ticaretin Kolaylaştırılması Endeksinde 136 ülke arasında 59. sırada
yer aldık. Söz konusu rapora göre
ülkemizde ihracat sınır işlemlerinin
tamamlanması için gereken süre
16 saat, ithalatta ise 41 saat olarak
ölçülmüştür. Geldiğimiz seviyelerin
çok daha üstüne çıkmayı hedefliyoruz. 2023, 2053, 2071 gibi
hedefleri dikkate aldığımızda daha
çok çalışmamız, daha etkin yönetim
metotlarını uygulamamız, daha ye-
Nisan 2017
Bakan Tüfenkci, Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı değerlendirerek, “2002’de
dünya ticaretinden yüzde 0,67’lik pay alan ülkemiz, bugün yüzde 1,15’lik pay alan
bir konuma ulaşmıştır.” dedi.
nilikçi yaklaşımları ortaya koymamız
gerekiyor.” şeklinde konuştu.
İşlem sürelerinin kısaltılması
gerektiğine vurgu yapan Tüfenkci
şöyle devam etti: “İşlem sürelerinin
azaltılmasının ticaret hacmi üzerinde
önemli bir etkisi olacaktır. İthalatta
sürenin yüzde 10 azaltılması ticareti
yüzde 6,3 arttırmaktadır. Bölge
sayısının yüzde 10 azaltılmasının
ticareti yüzde 11 oranında arttıracağı yönünde çalışmalar var. Ticaret
ve gümrük süreçlerinin otomasyonu
ile maliyetlerin yüzde 2,8 düşeceğini
ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu
alanlardaki etkin çalışmalarımızı
sürdürmemiz ülkemizin ve ticaret
maliyetlerini azaltacaktır.”
Şubat ayında yürürlüğe giren ve
ülkemizin de taraf olduğu DTÖ
Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasına da değinen Tüfenkci, Ticaretin
Kolaylaştırılması Anlaşmasının tam
manasıyla uygulamaya girmesiyle
birlikte üye ülkelerin toplam ticaret
maliyetlerinde yüzde 14,3 oranında
düşüş beklendiği, anlaşmanın küresel ölçekte 1 trilyon dolarlık katkı
sağlamasının hedeflendiği, ihraç
edilen yeni ürün sayısının yüzde
20 artacağı değerlendirmesinde
bulundu.
Gümrük müdürlerinden gümrüklerde karşılaşılan bazı sorunları dinleyen Tüfenkci, “Sizlerden vatandaşı
dinlemenizi ve empati kurmanızı
istiyorum. İnsan ve çözüm odaklı
çalışın, kapılarınızı daima açık
tutun” diye konuştu.
Bakan Tüfenkci, vatandaşların hayatının kolaylaştırılmasının ve temel
kamu hizmetlerine rahatça erişimin
sağlamasının, kamu yönetiminin
ana misyonu olarak görüldüğünü
belirterek, “Reform ve icraatlarımız,
insan odaklı bir anlayışla; yatırım,
istihdam ve üretimi önceleyen;
refahın daha adil paylaşımını öngören bir Türkiye hedefine hizmet
edecektir” değerlendirmesinde
bulundu.
23
Nisan 2017
24
AKTÜEL
Ticaretin Kolaylaştırılması
Kurulu ilk toplantısı yaptı
Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu I. Genel Kurul Toplantısı, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı ve Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel
eş başkanlığında 24 Mart’ta Ankara’da gerçekleştirildi.
T
icaretin Kolaylaştırılması
Kurulu I. Genel Kurul Toplantısı, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı ve
Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel eş başkanlığında, Kurul
üyesi 18 kamu kurumu ve özel
sektör kuruluşunu temsilen yaklaşık
50 kişinin katılımıyla Ankara Sheraton Hotel & Convention Center’da
gerçekleştirildi.
Sekretarya hizmetleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış
İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından
yürütülen Kurulun, kamu kurumları,
özel sektör ve ticaret erbabı arasında ticaretin kolaylaştırılması konusunda koordinasyon ve işbirliğini
ve pozitif ticaretin kolaylaştırılması
reformlarının yapılmasını sağlayacak bir platform görevi görmesi
bekleniyor. Bu kapsamda Kurulun, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)
Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması
hükümlerini uygulamasının yanı sıra,
ticaretin kolaylaştırılması tedbirlerinin planlanması ve etkin bir şekilde
uygulanmasına, ulusal düzeyde ticaretin kolaylaştırılması stratejilerinin
belirlenmesine ve eylem planlarının
oluşturulmasına yönelik tavsiyelerde bulunması, böylece sınır geçiş
işlem sürelerinin daha da kısaltılması, ticari maliyetlerin düşürülmesi,
pazara girişin önündeki engellerin
kaldırılması ve ülkemizin ihracat
hacminin artırılmasına katkı sağlaması hedefleniyor.
Kurulun birinci Genel Kurul Top-
Nisan 2017
lantısının ilk oturumunda, Ticaretin
Kolaylaştırılması Anlaşmasının
getirdiği yükümlülükler ile dünya
ve ülkemiz ekonomisine sağlayacağı muhtemel faydalar hakkında
bilgilendirme yapıldı. Ardından
Sekretarya tarafından Ticaretin
Kolaylaştırılması Kurulu Çalışma
Usul ve Esasları Yönergesi taslağı
hakkında bir sunum gerçekleştirilerek Yönerge Kurul üyelerinin
görüşüne açıldı. Üyelerin görüş ve
önerileri ile şekillendirilen Yönerge
taslağı oybirliği ile kabul edildi.
Ticaretin Kolaylaştırılması Stratejisi
ve Eylem Planlarının hazırlanması
amacıyla Sekretarya tarafından
uluslararası enstrümanlar ve en iyi
uygulama örnekleri ışığında genel
bir bilgilendirme yapıldı ve Teknik
Komite’nin 2017 yılı Nisan ayı içerisinde ilk toplantısını düzenlemesi,
konu hakkında gerekli çalışmaları
ivedilikle yapması kararlaştırıldı.
Akabinde, ticaretin kolaylaştırılması
alanında faaliyet gösteren diğer
kurullarla ilişkilerin yöntemi ele alındı
ve bahse konu oluşumların Ticaretin
Kolaylaştırılması Kurulu’nun faaliyetlerini destekleyici mahiyette olacağı
konusunda görüş birliğine varıldı.
Toplantının ikinci oturumunda ise,
bir ticaret portalı görevi de görmesi
planlanan Kurul internet sitesinin
kurulması ve sitenin içeriği konusu görüşüldü, konunun Teknik
Komite’nin ilk toplantısında ele
alınması kararlaştırıldı.
Son olarak, Kurula üye olma ve
Kurul toplantılarına iştirak etme yönünde talepte bulunan diğer kurum,
kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin
talepleri değerlendirildi ve mevcut
özel sektör üye kuruluşlarının hali
hazırda çatı kuruluş olarak Kurulda
yer aldığı, teknik konularda görüşlerine başvurmak üzere toplantılara
diğer oluşumların da katılmalarının
önünün açık olduğu konusunda
mutabık kalındı.
Bir sonraki toplantının yerinin ve tarihinin de görüşüldüğü toplantı, Kurul
tutanağının okunması ve kabulü ile
sona erdi.
25
Nisan 2017
26
10 MİLYAR DOLAR YATIRIMI
BULUNAN SEKTÖR DESTEK VE
TEŞVİKLERLE YATIRIMINI ARTIRACAK
UND’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Teşvik ve Destekler Semineri 13 Nisan’da
yoğun bir katılımla gerçekleşti. Zor bir dönemden geçen firmaların destek ve
teşviklerden nasıl yararlanabilecekleri anlatıldı.
U
ND 13 Nisan’da nakliyecilerin katılımıyla Teşvik ve
Destekler Semineri yaptı.
Seminere 300’e yakın firma temsilcisi katıldı. UND Başkanı Çetin
Nuhoğlu’nun sektör firmalarının
Ar-Ge ve inovasyon becerisi kazanabilmeleri için gerekli desteklerin
verilmesinin önemine vurgu yaptığı
seminerde; Kredi Garanti Fonu temsilcisi olarak İstanbul Şube Müdürü
Murat Gökçe, Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Enis Gültekin, Genel
Nisan 2017
Müdür Yardımcısı Vekili Necdet Karadeniz, Pazarlama Müdürü Osman
Kul, Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret
Uzmanı Ahmet Burak Eren, İŞKUR
Şube Müdürü Levent Taş, KOSGEB
Uzmanı Gökhan Akdağoğlu özel
sunumlar yaptılar.
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu açılışta
yaptığı konuşmada, “Sektörün
rekabet gücünü artırabilmesi için
değişen ve globalleşen dünyaya
uyum sağlayabilmesi için düşük
maliyetli finansmana kolay ulaşması
ve devlet desteklerinden daha fazla
yararlanabiliyor olması gerekmektedir. Bu kapsamda seminere katılan
değerli konuşmacıların önemli
bilgiler vereceğini, bizlere yol göstereceğine eminim” dedi.,
Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 99,5’inin Küçük ve
Orta Boy İşletmelerden oluştuğunu
sektördeki oranın da yüzde 95 gibi
yüksek bir oran olduğunun bilgisini
veren Nuhoğlu, “Firmalarımızın
çok büyük bir bölümü ise modern
27
ve rekabetçi yönetim yapısından
yoksundur. Şirketlerimizin kurumsal yapılarının güçlendirilmesi ve
kapasitelerinin artırılarak modern
bir yapıya kavuşturulması şarttır.
Özellikle iş planı yapma ve finansal
yönetim becerilerinin artırılması artık
bir başarı koşulu haline gelmiştir.
Tüm sektörleri destekleyen Taşımacılık ve Lojistik sektörü, özellikle
günümüz koşullarında finansal
piyasalardan uygun koşullarda
yararlanma imkânları elde etmeleri,
yenilikçi projeler geliştirmeleri ve
uygulamaları, yurtdışı piyasalara tanıtma ve ortaklık kurma olanaklarını
artırabilmeleri, Ar-Ge ve inovasyon
becerisi kazanabilmeleri için gerekli
desteklerin verilmesi büyük önem
taşımaktadır” diye konuştu.
Sektör firmalarının sabit yatırımları
araç olduğu için bankalar nezdinde
teminat yaratmakta güçlük çektiğini,
yeni yatırımlara finansman bulmakta
zorlandıklarını aktaran Nuhoğlu,
destek ve teşviklerin 10 milyar doların üzerinde yatırımı bulunan sektör
için önemli olduğunu vurguladı.
Nuhoğlu, “Eximbank tarafından
sektörümüzün döviz kazandırıcı hizmetler kategorisinde değerlendirilmesi ile birlikte Uluslararası Nakliyat
ve Pazarlama Kredisini sektörümüz
uzun süredir uygun maliyetler ile
kullanmaktadır. Aynı şekilde Kredi
garanti fonu kefaletini de Eximbank
kredilerinde kullanmaktadır. Kredi
Garanti Fonunun yenilenen yapısı ile
birlikte daha da fazla kullanacaktır.
Ayrıca sektörümüz Hizmet İhracatçısı olarak Türkiye İhracatçılar Meclisinin üyesidir. 2016 yılı içerisinde
sektörümüz Ekonomi Bakanlığı
nezdinde döviz kazandırıcı sektörler
arasında sayılmaya başlamış olması
vesile ile Turquality ve Marka desteklerinden yararlanabilir konuma
gelmiştir. Yine aynı şekilde bu sene
yurtdışı fuar desteklerinden de ya-
rarlanabilir konumdadır. KOSGEB ve
İŞKUR’un da sektörümüze vermiş
olduğu destekler diğer destekler
gibi sektörümüzün rekabet gücüne
büyük etki etmektedir” diye konuştu.
EXİMBANK 2017’DE TOPLAM
40 MİLYAR DOLARLIK
DESTEK SAĞLAYACAK
Eximbank Genel Müdür Yardımcısı
Enis Gültekin sunulan destekler
hakkında bilgiler verdi.
Eximbank, ihracatın artırılması, ihraç
ürünlerinin ve pazarlarının çeşitlendirilmesi, rekabet gücünün artırılması
için destek veriyor. Ülkemizin tek
resmi ihracat finansman kuruluşu
olan Eximbank, Yurtiçi Krediler,
Sigorta ve Uluslararası Krediler sağlıyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye ihracatının
yüzde 23’üne destek verildi. Geçtiğimiz yıl 21 milyar doları yurtiçi krediler
11 milyar doları sigorta olmak üzere
toplam 32 milyar 700 milyon dolarlık
Nisan 2017
28
semİner
destek sağlandı. 2017 hedefi ise 25
milyar 400 milyon dolar kredi ve 14
milyar 400 milyon sigorta desteği
sağlamak.
Eximbank’tan kredi kullananlar ihracat ve hizmet satışı taahhüdü altına
girmiş oluyorlar. Her firmaya aynı
faiz oranı uygulanıyor.
Nakliyat sektörüne yönelik Sevk
Öncesi İhracat kredisi, Reeskont
Kredisi ve Uluslararası Nakliyet
Kredisi destekleri veriliyor.
Alacak Sigorta kapsamında ise 238
ülkede riski Eximbank alıyor. Bu
sayede firmaların tahsilat endişesi
kalmıyor.
veriliyor. Katılımcılar, programdan
yaklaşık 3 ay, 78 fiili güne kadar
yararlanıyor. İŞKUR katılımcıya
günlük 54 TL cep harçlığı veriyor.
İşverenin ücret ödeme zorunluluğu
bulunmuyor. İstihdam zorunluluğu yüzde 50. Program süresince işverenin herhangi bir maddi
yükümlülüğünün olmaması, maliyet
avantajı sağlıyor. Bu programı
tamamlayanlar istihdam edildiğinde
imalat sanayi sektöründe 42 ay,
diğer sektörlerde 30 ay boyunca
SGK yatırılan işveren payı, sigorta
primi, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan
karşılanıyor.
KGF KEFALETİ 3 AYDA
74 MİLYAR LİRAYI GEÇTİ
Kredi Garanti Fonu temsilcisi İstanbul Şube Müdürü Murat Gökçe,
finansman konusunda sunulan kolaylıkları anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Kredi Garanti Fonu TOBB,
Bankalar ve KOSGEB tarafından
oluşturulan bir fon. Geçtiğimiz yıl
5 milyar lira olan kefalet hacmi,
yeni dönemli birlikte 3 aylık süre
İŞKUR EĞİTİM PROGRAMI İLE
DÜŞÜK MÜLİYETLE
NİTELİKLİ ELAMAN
İŞKUR Şube Müdürü Levent Taş,
İstihdam Politikaları ve İŞKUR
Faaliyetleri hakkında bilgilendirmede bulundu. İŞKUR, İşbaşı Eğitim
Programı ile iş tecrübesi olmayan
işsizlerin iş başında çalışarak eğitilmesini ve deneyim kazanmasını
sağlayarak işe daha kolay yerleştirilmesi amaçlıyor. En az 2 sigortalı
çalışanı bulunan İŞKUR’a kayıtlı
özel firmalar bu programdan yararlanabiliyor. Çalışan sayısının yüzde
10’u kadar katılımcı çalıştırma hakkı
Nisan 2017
Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması Projesi kapsamında, proje
başına 400 bin dolar ve ulaşım konaklama organizasyon giderleri için 150
bin dolar veriliyor.
29
içerisinde 74,5 milyar liraya yükseldi.
KGF Kefaletleri; bankalar aracılığıyla
ve doğrudan Eximbank, KOSGEB,
TÜBİTAK, TTGV ve Bilim sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı tarafından
veriliyor. İşletme Kredileri 60 ay 1
yıl sınırsız ödemeli verilirken Yatırım
Kredileri 120 ay, 3 yıl ödemesiz
veriliyor.
KOSGEB KARŞILIKSIZ
DESTEKLER SUNUYOR
KOSGEB Uzmanı Gökhan Akdağoğlu, sağlanan destek ve bilgiler
hakkında hazırladıkları sunumu
paylaştı. KOBİGEL-KOBİ Gelişim
Destek Programı ile 300 bin TL geri
ödemesiz, 700 bin TL geri ödemeli
destek sağlanıyor. İşbirliği-Güçbirliği
Destek Programı ile 300 bin TL geri
ödemesiz ve 700 bin ve bir milyon
200 TL geri ödemesiz destek sunuluyor. Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı kapsamında; Ar-Ge ve İnovasyon için,
Teknopark içi 30 bin TL, Teknopark
dışı 24 bin TL kira desteği, 150 bin
TL makine, donanım, teçhizat..
desteği gibi farklı desteklerle toplam
750 bin TL destek sağlanıyor. Endüstriyel Uygulama Programı ile de,
yine kira desteği, teçhizat, donanım,
makine desteklerinin toplamı 818
bin TL’yi buluyor. Toplam destek
miktarı 1 milyon 568 bin TL.
ULUSALARARASI HİZMET
İHRACATI İÇİN TURQUALITY
DESTEĞİ
Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret
Uzmanı Ahmet Burak Eren, lojistik
sektörüne yönelik devlet yardımı
programlarını anlattı. Eren, 2015/8
Sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet
Ticaretinin Desteklenmesi Kararı’nın
detaylarını paylaştı.
Destekler içerisinde Turquality
Destek Programı, Hizmet Sektörü
marka Destek Programı ve Hizmet
Sektörü Genel destek Programı bulunuyor. Lojistik firmaları ve işbirliği
kuruluşlarının bireysel fuar katılımlarının desteklenmesi kapsamında
15 bin dolarlıt katılım giderleri ve
ulaşım desteği veriliyor. Milli katılım
organizasyonlarının desteklenmesi
kapsamında organizasyon başına
15 bin dolar katılım giderleri ve
ulaşım harcaması desteği verilirken
tanıtım ve pazarlama harcamaları
için organizasyon başına 120 bin
dolar veriliyor.
Ekonomi Bakanlığı’nın desteklerinden biri de Döviz Kazandırıcı
Hizmet Sektörleri Markalaşma Destekleri
Ekonomi Bakanlığı’nın desteklerinden biri de Döviz Kazandırıcı
Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi
Nisan 2017
30
DOSYA
Asya’nın parlayan stratejik ülkesi
KAZAKİSTAN
Türk lojistikçilerinin de gözdesi
Dünya ticaretinde adeta görünmeyen bir güç olan Kazakistan, yeni ticaret
yollarının şekillenmeye başlamasıyla yabancı yatırımcıların da ilgi odağı oldu. Son
birkaç yılda yabancı yatırımcı sayısını 3’e katlayan Kazakistan’a Türk firmalarının
ve lojistikçilerinin de ilgisi arttı. Kazakistan’ın Çin ile Avrupa arasında önemli
bir karayolu ve demiryolu güzergahı olması, ülkenin stratejik önemini artırıyor.
Yılda 100 milyarlarca dolar yükün geçeceği ülkede, Türkiye’nin büyük lojistik
oyuncuları yapılanıyorlar. Hedef bu ticaretten daha fazla pay almak ve bölgesel
bir güç olmak.
Nisan 2017
31
Asya-Avrupa ticaretinde bir lojistik
merkez olarak konumlandırmak.
21 BİN 800 YABANCI
ŞİRKET BU ÜLKEDE
FAALİYET GÖSTERİYOR
D
ünya ticaretindeki dengeler değişirken yeni ülkeler
ve yeni ticaret yolları öne
çıkıyor. Çin, Pakistan, Hindistan
gibi devasa nüfusa sahip ülkeler
oyuna dahil oluyorlar. Batı –Doğu
arasındaki ticaretin hızlanması ve
lojistik maliyetlerin düşmesi için son
dönemde milyar dolarlık yatırımların
arka arkaya geldiğini görüyoruz.
Özellikle Çin tarafından yapılan
demiryolu yatırımları bu ülkenin
Avrupa’ya ulaşımını 2 haftaya kadar
düşürdü. Avrupa-Asya arasında doğal bir köprü görevi gören
Türkiye iki kıta arasındaki ticaretten
ve lojistik akıştan pay almak için en
şanslı ülkelerden birisi. Tabi bunu
yeni işbirlikleri ile desteklemesi
gerekiyor. Doğu-Batı arasındaki mal
akışını kontrol etmek ve yönetmek
için işbirliği yapılacak ülkelerden biri
Kazakistan. Tam bir ithalat ülkesi
olan, ihracatı ise tamamen petrole
bağlı olan Kazakistan ise büyük bir
sıçrama gerçekleştirmek istiyor. Bunun için Nurlu Yol Ekonomi Programı açıklandı ve yoğun bir çalışma
yapılıyor. Yabancı ülkelerin de son
birkaç yılda bu ülkeye yatırımlarının
3 kata yakın arttığı görülüyor. Hem
düşük enerji fiyatları hem de yeni
ticaret yollarının merkezi olan Kazakistan Türk firmaları için de büyük
bir yatırım merkezi. Türk şirketleri
bu ülkeye bugüne kadar 2 milyar
dolarlık yatırım gerçekleştirdiler.
Ülke lojistik açısından da çok büyük bir potansiyele sahip. Özellikle
Çin’in bu ülkeden geçerek Batı’ya
ulaşma hedefi, lojistikçilerin Çin taşımalarından pay alma yarışına getirecektir. Kazakistan’da Türkiye’nin
en büyük lojistik firmalarının bir
yapılanma içerisinde olduğunu
görüyoruz. Bu ülkenin artan inşaat
ve enerji taşımalarından pay almak
isteyen firmalarımızın önümüzdeki
dönemdeki hedefi ise bu ülkeyi
Kazakistan Cumhuriyeti Ulusal
Ekonomi Bakanlığına bağlı Ulusal
İstatistik Komitesi tarafından yapılan
bir açıklamaya göre; 1 Mart 2017
tarihi itibarıyla Kazakistan’da yabancı sermaye iştiraki ile kurulan faal
firma sayısının bir yıl içinde 2,5 kat
artarak 21 bin 800’e ulaştığı bildirildi. Kazakistan’da faaliyet gösteren
yabancı şirketler arasında Rusya 7
binden fazla şirket ile birinci, Türkiye
1.800 adet ile ikinci sırada yer alıyor.
Çin, Hollanda ve Alman iş dünyasını
temsilen 900’den fazla şirket bu ülkede faaliyet gösteriyor. Ayrıca, 893
adet Özbek şirketi, 657 adet Ukrayna şirketi, 612 adet Kırgız şirketi,
513 adet İngiliz şirketi, 509 adet
Amerikan, 485 adet Güney Koreli ve
422 adet Azeri şirket bulunuyor.
İRAN KAZAKİSTAN İLE ORTAK
LOJİSTİK ŞİRKET KURUYOR
İran, Kazakistan’ın lojistik potansiyeleni ve stratejik konumunu
kullanmak isteyen ülkelerin başında
geliyor. Kazakistan Demir Yolları
Ulusal Şirketi (KTJ) ile “Islamic Republic of Iran Shipping Lines” (IRISL)
arasında imzalanan bir Mutabakat
Zaptına göre, ortak bir lojistik firması
kurulması kararlaştırıldı. Söz konusu
Nisan 2017
32
DOSYA
ortaklığın Bandar Abbas ve Aktau
Limanlarının daha da geliştirilmesi
ve yük trafiğine daha fazla açık
hale getirilmesi için 2017 yılı son
çeyreğinden itibaren ortak somut
çalışmaların başlatılması hususunda
mutabakata varıldı.
ÇİN, KAZAKİSTAN’DA 26
MİLYAR DOLARLIK 51 FARKLI
PROJE GERÇEKLEŞTİRECEK
Bölgenin en önemli oyuncusu Çin,
geçtiğimiz yılın eylül ayında G20
Zirvesi’ne Kazakistan’ı özel olarak
davet etti. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile Çin
Devlet Başkanı Xi Jipping arasında
gerçekleştirilen ikili görüşmede,
önümüzdeki 5 yıl içinde 26 milyar
dolar değerinde 51 adet projenin
hayata geçirilmesi kararlaştırıldı.
Söz konusu projeler arasında
Atrau şehrinde kimyasal ürünlerin
üretimini yapacak bir adet fabrika,
3 adet petrol rafinerisi, Kostanay
şehrinde bir adet otomotiv fabrikası,
gıda işleme fabrikaları ve çok sayıda
müteahhitlik projesi yer alacak.
ASYA KALKINMA BANKASI
ULAŞTIRMA ALTYAPISI
İÇİN 240 MİLYON DOLARLIK
KREDİ VERDİ
Asya Kalkınma Bankası geçtiğimiz
yıl, Kazakistan’ın ulaştırma alanında altyapısının güçlendirilmesi
amacıyla 240 milyon dolar değerinde kredi sağladı. Söz konusu
kredi ile, Kazakistan’ın özellikle
başkent Astana’dan Hazar Denizi
Nisan 2017
istikametindeki geniş coğrafyada
karayolu ve demiryolu ulaşımının
daha modern bir hale getirilmesi
amaçlanıyor. Kazakistan’ın Çin ile
Avrupa arasındaki önemli bir karayolu ve demiryolu güzergahı olması
sebebiyle, son yıllarda özellikle Çin
tarafından Kazakistan’ın ulaştırma
altyapısı ile ilgili projelere büyük ilgi
duyuluyor.
BAKÜ-TİFLİS-KARS HATTI ve
KUZEY GÜNEY BAĞLANTISI
Türkiye’nin bölgeyle ulaşımını
kolaylaştıracak önemli projelerden
biri olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu
hattı haziranda açılacak. Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, bu hattın yeni
hatlarla desteklenmesi konusunda
çok önemli bir bilgi verdi. Arslan
Kars’tan batıya doğru giden tren
yükünün Karadeniz’e de gitmesi
gerektiğine işaret etti. Arslan şunları söyledi: “Kars’tan batıya giden
tren yükünün Karadeniz’e de gitmesi gerekir. Dolayısıyla Kırıkkale,
Çorum, Samsun’a, Erzincan’dan
Trabzon’a bağlantı yapacağız.
Erzincan’dan güneye, Sivas’tan
güneye yani Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Mardin’e de inen demiryolu
ağlarını yapacağız. Bunlar birbirinin
tamamlayıcısı. Bunlar bizim için
de ülkemiz için de çok önemli. Bu
projelerin en önemli halkalarından
biri de Londra’dan kalkan bir trenin
Pekin’e gidebilmesi için Bakü-TiflisKars (BTK) Demiryolu Projesi. Bu
proje bölgemiz ve Kars için çok
önemli. İnşallah haziranda işletmeye açıyoruz.”
KARADENİZ-AKDENİZ
KESİNTİSİZ BAĞLANACAK
Ahmet Arslan Türkiye’nin güneyi ve
kuzeyini Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu üzerinden 18 ulaşım
koridoru ile birbirine bağlayacaklarını söyledi. Araslan şunları söyledi:
“Türkiye’nin kuzeyinden güneyine,
Karadeniz’i Akdeniz’e ve Doğu
Anadolu üzerinden Güneydoğu
Anadolu bölgesine bağlamak
için 18 koridor belirlendi. Bu 18
koridorun son 3 tanesi Karadeniz’i
Doğu Anadolu’dan Akdeniz’e ve
güneye bağlamak adına yapılıyor.
Bunlardan bir tanesi Ovit Tüneli,
çok önemli bir tünel. 14 bin 200
33
metrelik bir güzergah ve devamında
da Kop Tüneli ile gelip Erzincan’a,
Erzurum’un İspir ilçesi üzerindeki
tünellerden Erzurum’a, Gümüşhane
üzerinden Trabzon’a, Erzincan’a
bağlanması, bütün bunlar birbirinin
tamamlayıcısı. O geçit vermeyen
Tendürek Dağlarını da çok daha
rahat aşabilmemiz, geçebilmemiz
için Tendürek’te bir tünel planlaması
yaptık, şu an proje çalışması yapılıyor. İnşallah onu da yaptığımızda
Karadeniz’i Akdeniz’e, ülkemizin
en doğusundan kesintisiz şekilde,
tünel gerektiğinde tünel, viyadük
gerektiğinde viyadük ve köprü yaparak bölünmüş yollarla bağlamış
olacağız.”
4 ZORLU GÜZERGAH
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Kazakistan’ın Türkiye için çok
önemli bir ülke olduğunu söyledi.
Şener, en son KUKK toplantısın-
da Türkiye’nin 1.000 transit geçiş
hakkı bulunan Kazakistan’dan 50
bin adet geçiş hakkı istediğini, bu
isteğin herkeste şaşkınlık yarattığını
aktardı. Şener, “Bu adetleri Çin
yüklerini taşımak için istedik. Bize
2 bin geçiş belgesi verildi ama 100
dolarlık bir ücret karşılığında geçişler
süresiz oluyor” diyerek Kazakistan’ın
ülkemiz için de stratejik bir ülke
olduğuna vurgu yaptı.
Kazakistan’a giden araçların yarıya
yakınının boş döndüğünü aktaran
Şener, Kazakistan’a ulaşımda sıkıntılar olduğunu söyledi. İstanbul’dan
Kazakistan’a gitmek için araçların önce Ukrayna’ya buradan da
Rusya’yı transit geçip bu ülkeye
ulaştıklarını anlattı. Bunun sağ elle
sol kulağı göstermeye benzediğini
aktaran Şener, “Bir yolu da Sarp’tan
çıkıp Gürcistan’a buradan tekrar
Rusya’ya girip Hazar’ın batısından
çıkmaktı. Çok az araç daha kısa
olmasına rağmen Hazar güzergahını
kullanıyordu. Gemi geçiş sorunları
nedeniyle bu güzergah çok kullanışlı değildi. Bir başka grup da İran
üzerinden Kazakistan’a gidiyordu.
Orada da vize ve transit sorunlarından dolayı Türkmenistan taşımacılarımızı zorluyordu. Araçlar İran-Türkmenistan-Özbekistan-Kazakistan
hattından gidiyordu” dedi.
Nisan 2017
34
DOSYA
KAZAKİSTAN’IN BİZİM
İÇİN ÖNEMİ ÇİN İLE
KOMŞU OLMASI
Kazakistan’ın Türkiye için en önemli
yönünün Çin’e komşu olması
olduğunu söyleyen Şener, “Çünkü Çin artık üretimini Kazakistan
sınırına yakın olan Sincan ve Urumçi
bölgesine taşıdı. Ve batıya olan
ticaretini; iki Türkiye boyu doğusundaki limanlara gidip 8 haftada
Avrupa’ya göndermek yerine hemen Kazakistan’dan trene yükleyerek 2 haftada göndermeye çalışıyor.
Bunu denedi ve Rusya steplerinden
Kazakistan üzerinden Duisburg’a
18 günde gitti. En son İngiltere’ye
tren katarı 22 günde ulaştı” dedi.
ÇİN’İN AKTARMA
MERKEZİ OLUYOR
Türkiye-Çin karayolu taşımacılık anlaşmasının mayıs ayında parafe edileceğini söyleyen Fatih Şener, Türk
TIR’larının bu anlaşma ile Çin içlerine kısa mesafe gidip yükleri alabileceğini aktardı. Çin TIR’larının ölçü
ve uzunluklar nedeniyle ülke dışına
çıkmalarının mümkün olamadığının
bilgisini veren Şener, ayrıca Çin’in 1
Ocak 2017 tarihi ile TIR sistemine
girdiğini de hatırlattı. Tır Sisteminin
uygulanmasında zorluklar olacağını
ifade eden Şener, “Şimdi buradan
yola çıkarak şuna bakmalıyız: Çin
kendi iç sistemi, iç trafiği, araç standartları olarak bakıldığında girilmesi
Nisan 2017
çok zor bir ülke gibi görünüyor. Çin
bu nedenlerle yüklerini Kazakistan’a
aktaracak, Kazakistan’dan da
batı dünyasına ulaştıracak görüşü
hakim. Kazakistan’ı Çin’in aktarma merkezi olarak düşünebiliriz.
Çin Pakistan’da ticaret merkezi
kurdu. Pakistan’a göndereceği
yükleri oraya göndermeye çalışıyor.
Kazakistan’ın kuzeyinde bir aktarma merkezi kurdu oradan günde 2
tren Almanya’ya kadar gidiyor” diye
konuştu.
LOJİSTİK PROJELER
BEKLENİYOR
“Çin’de Asya Altyapı Kalkınma
Bankası diye bir banka kuruldu. Bu
banka aslında İpekyolu’nu canlandırmak için finansal destek sağlıyor.
Türkiye’de en son Antalya’daki G20
zirvesinde bu bankaya 2 milyar 500
bin dolar yatırdı ve ortak oldu” diyen
Fatin Şener, Dış İşleri Bakanlığı’nın
özel sektöre bir çağrı yaparak, bu
güzergahın orta koridoru canlandıracağını bunun için lojistik merkezler
olur, demiryolu olur, limanlar olur
farklı projelerle kendilerine başvuruda bulunulmasını istediğini ancak
şu ana kadar böyle bir projenin
gitmediğini de kaydetti.
KAZAKİSTAN-ÇİN SINIRINA
TÜRK LOJİSTİK MERKEZİ
KURULABİLİR
En son KUKK toplantısında 2 bin
transit geçiş hakkı aldığımızı ancak
100 dolar ödeyen herkesin sınırsız
transit geçiş hakkına sahip olacağını aktaran Fatih Şener, “Şayet Kazakistan Çin sınırının Çin tarafında
bir Türk lojistik merkezi kurulursa
Tır’larımız kısa mesafe girip bu
yükleri alırlar ve Kazakistan’dan
transit geçişle bu işi halledebiliriz.
Kazakistan’a gelen yükleri alacaksak bu ya demiryoluyla olacak
ya karayoluyla olacak. Karayoluyla olunca 3. ülke yükü olacak.
Çin’e ait bir yükü alacağız. Bunun
prosedürleri açısından Kazakistan
ile karayolu anlaşmasının yeniden
revize edilmesine ihtiyaç var.
Ahmet Davutoğlu’nun bakanlığı
döneminde Astana’ya başkonsolosluk açıldı. Bu Bakü’den gemilerin gittiği limandır. Davutoğlu biz
bunu İpekyolu’nu düşünerek yaptık
demişti. Buradan geçecek ticaret
için bu konsolosluk açıldı. Ancak
uygulamalara baktığımızda Dış
İşleri Bakanlığı bunu yapmış ama
Gümrük Bakanlığı’nın ve Ekonomi
Bakanlığı’nın bununla ilgili planları
olduğu söylenemez. Koordinasyon
sorun var” dedi.
KAZAKİSTAN-TÜRKİYE
DEMİRYOLU TAŞIMALARI
Fatih Şener, Kazakistan’dan
Türkiye’ye olan demiryolu ulaşım
hattının kullanılacağını söyledi ve
şu bilgiyi verdi: “Çin yüklerini alıp
35
Aktau’ya geleceğiz. Buradan da
Bakü’ye ulaşacağız. Haziran ayında
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı
açılıyor. Bu hat üzerinden yükleri
Kars’a kadar getireceğiz. Ray ölçülerindeki farklılıklar nedeniyle tren
dingillerinin Gürcistan’da değişmesi
gerekiyor. Kars’ta ve Erzurum’da
büyük lojistik merkezlerinin oluşturulması gerekiyor. Demiryolu yüklerin hızlı taşınmasını sağlayacaktır.
Çünkü Rusya ve Kazakistan’da
kışlar çok sert geçiyor. Zor hava
koşullarında trenlerin hareket kabiliyeti çok daha fazla oluyor. Vagon
taşınması potansiyeli çok fazla çünkü vagon taşıyan gemiler çok fazla,
limanlar buna uygun.”
HAZARDA TARİFELİ
SEFERLER OLACAKTIR
Fatih Şener yüksek lojistik maliyetler nedeniyle Kazakistan’ın
Rusya’dan çok daha kaliteli ve
uygun fiyata ürettiği tahıl, bitüm,
gübre gibi ürünleri Türkiye’ye satamadığına dikkat çekerek “Aslında
Kazakistan’ın lojistik imkanları geliştiğinde, Hazar’ın geçiş imkanları
geliştiğinde Türkiye’nin Orta Asya
ile yapacağı ticaret hacmi çok fazla
büyüyecektir. Taşıma maliyetleri
nedeniyle Kazaklar çok kaliteli
olmasına rağmen buğdayını ve bitümünü satamıyor. Lojistik sorunlar
ucuz enerjiye sahip Kazakistan’ın
üretim üssü olmasına da mani
oluyor. Bizim konteynerlik yükü
götürmemiz 7.500 dolar. Bir yükü
buradan Amerika’nın diğer tarafına
götürmemizin maliyeti 2.500
dolar. Ama lojistik sorunlar ulaşım
sorunları üretim merkezi olmasını
engelliyor. Kazikastan’ın transit
rolü arttığından Kazakistan’a hatta
Çin’e ihracat yapacağımızı düşünüyorum. Öyle ürünlerimiz var ki 9
bin dolara gidiyor. Ucuz ürünlerimiz satılamaz haline geliyor” dedi.
Kazakistan’ın Çin nedeniyle transit
geçişlerinin artmasıyla Hazar’da
tarifeli seferlerin başlayacağının,
taşıma kalitesinin artacağının altını
çizen Şener, “Normalde bu tip
güzergahların gücü en zayıf halkanın gücüne eşit. Şu anda en zayıf
halka Gürcistan. Özellikle Sarp
sınır kapısına başlattığımız inşaatın
da etkisiyle dönüşte 8-10 günde
geçilebiliyor. Kazakistan’da özellikle
güneye doğru yapılan demiryolu
yatırımları var. İslam Kalkınma
Bankası’nın desteğiyle Umman’a
kadar giden bir hat kurdular. Gelecekte daha önemli bir hat olacaktır.
Şunu da söylemek gerekiyor. Eski
yolların hepsi Moskova’ya doğru
gidiyor. Batı’ya doğru bir yol yok.
Ancak son dönemde Doğu-Batı
eksenli yol çalışmaları yapılıyor”
diyerek son gelişmeler hakkında
bilgilerini aktırdı.
TÜRKİYE BYPAS EDİLEMEZ
Yeni ticaret yolları ve Çin’in
Avrupa’ya tren taşımalarına başla-
masının Türkiye’yi bypass edildiği
şeklinde değerlendirenler olduğunu
söyleyen Şener, “Ben Türkiye’nin
bypas edileceğine inanmıyorum” dedi. Şener bu düşüncesini
Türkiye’nin Gümrük Birliği avantajına, üretim gücüne ve düşük lojistik
maliyetlere bağladı ve görüşlerini
şöyle açıkladı: “Çünkü Türkiye’nin
olmadığı taşımalarda maliyetler
çok yüksek. Tabi bunun yanında
Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne üye
olmasının avantajı var. Çin örneğin
bir televizyonu Avrupa’ya direkt
olarak gönderse ürün fiyatı artacaktır. Ancak parça olarak bu ürünleri
Türkiye’ye getirip burada montajlayıp Avrupa’ya gönderdiğinde üzerindeki vergi yükü azalacağından
–Gümrük Birliği nedeniyle- ürün
fiyatı daha ucuz olacaktır. Çin aslında Türkiye’yi bir üretim üssü olarak
da değerlendiriyor. Çin Avrupa’ya
ürünlerini götürmek için Türkiye’nin
Gümrük Birliği avantajını kullanmak
isteyecektir.”
TRANSİT TAŞIMALARDA
GÜMRÜK PROSEDÜRLERİ
KOLAYLAŞTIRILMALI
Özellikle transit taşımalarda gümrük
prosedürlerimizin kolaylaşması gerektiğini kaydeden Şener, “Malların
girişi ve çıkışını kolaylaştırmalıyız.
Türkiye’nin kapılardan giriş çıkış
sorunu var. İhracatla kalkınan bir
ülkede bu sorunların yaşanmaması
gerekir” dedi.
Nisan 2017
36
DOSYA
EKOL LOJİSTİK’İN STRATEJİSİNDE KAZAKİSTAN VAR
Ahmet
Musul
Avrupa’da kurduğu intermodal ağ
ile bu alanda liderliğe oynayan ve
Türk lojistiğinin en büyük lejyonerlerinin başında gelen Ekol Lojistik,
Kazakistan’ı stratejik bir ülke olarak
görüyor. Ekol Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet Musul,
Kazakistan’da mutlaka bir yapılanma oluşturacaklarını ve bunun
sadece o ülke için değil Çin için de
olacağını söyledi. Musul önümüzdeki dönem içerisinde bu ülkede neler
yapacaklarının ortaya çıkacağını
söyledi.
leyip, öz mal araçlarımızla güvenli
bir şekilde Türkiye’deki üreticilere
getirebiliyoruz. Bunun testlerini
yaptık” diyen Öztuğran, Türkiye’nin
büyük firmalarının talepleri doğrultusunda denemelerinin sürdüğünü
aktardı. Amaçlarının denizyolunda
şu anda 45 günü bulanan transfer
sürelerini kısaltmak olduğunun altını
çizen Öztuğran, tren taşımaları, tren
artı karayolu taşımacılığı ve karayolu
artı karayolu şeklinde denemelerinin
devam ettiğinin bilgisini verdi.
Şu anda yapılan taşımalarda 1820 güne kadar indiklerini söyleyen Öztuğran, “Bu süreleri biraz
daha kısaltma hedefimiz var. Tren
seferlerinin denemelerini yaptık ve bir anlaşma olmadığı için
Çin’den Kazakistan’ın sınırına gelip
Kazakistan’ın kuzey sınırından yine
bizim Kazak araçlarımızın Çin’den
Diane
Arcas
ARKAS LOJİSTİK
BAKÜ-KARS-TİFLİS HATTINI
4 GÖZLE BEKLİYOR
BORUSAN KAZAKİSTAN
ÜZERİNDEN ÇİN’E ULAŞIYOR
Kazakistan’ın Çin’e karayoluyla
ulaşılabilecek en düzgün ve güvenli
yol olduğunu söyleyen Borusan
Lojistik Uluslararası Taşımacılık
Genel Müdür Yardımcısı Okyay Öztuğran, Kazakistan üzerinden Çin’e
taşımalar yaptıklarını söyledi. “Çin’in
farklı noktalarından çıkan treni,
Kazakistan’da bir istasyonda elleç-
Nisan 2017
da anlatan Öztugran, “Bu hat taşımanın uç kısmını hızlandıracaktır.
Çünkü tren bağlantısının o kısmı
eksik. Tren Kazakistan üzerinden
geçerek Hazar’ı geçerek, Bakü
ve Türkiye’ye getirdiğimizde hem
maliyette hem de zamanda büyük
bir tasarruf sağlanacaktır. Tiflis
üzerinden Kars’a henüz bağlantı
yapılmadı. O yüzden tren kesiliyor.
Biz de o kesilmeyi Kazakistan’da
yapıyoruz. Buraya gelen trenlerden
yükleri alıp Türkiye’ye getiriyoruz.
Bunu iyileştirme çabalarımız var.
Çünkü müşterilerimizden o yönde
ciddi talepler alıyoruz. Teknoloji
firmaları, tekstil firmaları daha hızlı
ürünlerini buraya getirebilmenin
peşindeler” diye konuştu.
Öztuğran Kazakistan’ın stratejik
konumuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Çin sınırında olması
nedeniyle transit ticaret ve oradaki
lojistik üs olmaya aday bir ülke.
Çünkü güneye indiğiniz zaman
karışık bölgeler var. İran daha
henüz açılmadı, Pakistan, Afganistan hala savaşların olduğu yer.
Hindistan’da zaten fiziksel zorluklar
var. O yüzdende de direkt Çin’den
gelen yolun Kazakistan ile örtüşüp
oradan batıya açıldığı yol.”
Okyay
Öztuğran
devralıp Türkiye’ye getirdikleri hızlı
bir taşıma koridoru oluşuyor” dedi.
Bakü-Kars-Tiflis hattının bu taşımalara nasıl bir destek sağlayacağını
Kazakistan’a yatırımı bulunan
lojistik firmalarımızın başında
Arkas Lojistik geliyor ve firma
hem bu ülke, hem de bölge için
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattına
dikkat kesilmiş durumda. Arkas
Holding Lojistik Hizmetleri Grup
Başkanı Diane Arcas, “Çünkü biz
Hazar Denizi’nde çok aktif olmayı
planlıyoruz. Yenice’de demiryolu bağlantımız var ve bu hat
37
Kars-Tiflis-Bakü projesine entegre
olacak. Aynı zamanda Kartepe’ye
de bağlantı olacak. Dolayısıyla o
hat bizim için çok önemli. O hat
açıldığı anda Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan gibi ülkelere
taşımalarımız artacak. Bizim
lojistik terminallerimiz de o hat
üzerine kuruldu. Dolayısıyla o hat
açıldığında biz çok iyi bir noktaya
geleceğiz” dedi.
BARSAN KAZAKİSTAN
MERKEZLİ BÖLGESEL
TAŞIMALAR YAPIYOR
Cengiz
Çaptuğ
Yurtdışı yatırımlarla öne çıkan
Barsan Global Lojistik 2012’de
Almati’de 2 bin 500 metrekarelik
deposu ile hizmet vermeye başladı. Bugün iki ayrı depoda toplam
8 bin metrekarede 60 çalışanla
hizmetlerini sürdürüyor. Barsan’ın
Çin ve Özbekistan’da da depoları
var. Firma önümüzdeki dönemde
Kırgızistan ve Türkmenistan’da da
yatırım planlıyor.
Barsan Global Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ,
Kazakistan’da verdikleri hizmetlerle ilgili “Almati’deki merkezimizde ağırlıklı olarak perakende
ve tekstil sektörüne depo ve stok
yönetimi, elleçleme, sipariş hazırlama, iade lojistiği gibi her türlü
katma değerli hizmetler veriyoruz. Eylül ayı itibarı ile iç nakliye
hizmeti de vermeye başlayacağız
sipariş hazırlama ve iade hizmeti
veriyoruz” dedi. Çaptuğ Kazakistan hattının bir merkez görevi
gördüğüne de vurgu yaptı: “Uzak
doğudan Kazakistan’a ve Rusya
ya direkt tren yolu çıkışlarımızı yönettiğimiz operasyonlarımız mevcut. Çin - Kazakistan, Bangladeş
Kazakistan ve Kazakistan – Rusya
– Moskova haftalık tren seferlerimiz mevcut” diye konuştu.
Çaptuğ, Kazakistan’a olan yatırımlarının süreceğini, Almati’de üçüncü
depolarını açacaklarını söyledi ve
“Kazakistan’daki ikinci merkezimiz
de Astana olacak. Yıl sonuna kadar
her iki yatırımı da tamamlamayı
hedefliyoruz” dedi.
TUNA LOJİSTİK KAZAKİSTAN
ÇIKIŞLI HİZMETLER SUNUYOR
Kazakistan’da hem ofisi hem de ayrı
bir şirketi bulunan Tuna Uluslararası
Nisan 2017
38
DOSYA
Sıtkı Civelek
Lojistik bölgede önemli bir oyuncu
olmak istiyor. Tuna Uluslararası
Lojistik Genel Müdürü Sıtkı Civelek,
Kazakistan’da 2011 yılında ofis
kurduklarını, 2013 yılında burada
ayrı bir şirket kurarak çalışmalarına
devam ettiklerini söyledi. Civelek
burada verdikleri hizmetlerle ilgili,
“Şirketimiz Türkiye’den ve Avrupa ülkelerinden Kazakistan’a ve
diğer Asya ülkelerine TIR ve vagon
taşımacılığı hizmeti veriyor. Kazakistan ofisimiz de bu bağlamda
müşterilerimize ulaşmak, konulara yakından vakıf olmak, olası
sorunların daha hızlı çözülmesi
konusunda destek hizmeti sağlıyor”
dedi. “Diğer yandan Kazakistan’da
sahip olduğumuz yerel şirketimizde
kayıtlı 50 adet Kazakistan plakalı
özmal taşıtlarımız ile Türkiye’den
Kazakistan’a, Kazakistan’dan ise
gümrük birliği olan diğer ülkelere
taşıma işi gerçekleştirmektedir”
diyen Sıtkı Civelek, Kazekistan’a
taşımacılık yapan şirketler arasından
ilk 3’te olduklarını belitti. Civelek
Kazakistan denilince ilk akla gelen
lojistik firması olmak istediklerinin de
altını çizdi.
LOGITRANS ÇİN MALLARINI
KAZAKİSTAN’DA YÖNETECEK
Kazakistan’da 2009 yılında ilk ofisini açan Logitrans Lojistik, Almati
merkezi ofis olmak üzere Astana ve
Aktau’daki ofisleriyle bu ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. 35 kişilik ekibi
bulunan şirket, 20 araçlık Tır filosu
oluşturarak bu ülkede KAZOTO Tır
lisansı alan ilk Türk yatırımcı firması
oldu. Logitrans Lojistik Yönetim
Kurulu Üyesi Cihan Sünel, bu ülkedeki faaliyetleri hakkında şu bilgileri
verdi: “Kazakistan’da karayolu taşımacılığı ana faaliyet alanımız olup
Nisan 2017
Cihan
Sünel
gelişen ve değişen ticari faaliyetlere
uygun olarak Almati’de 2 bin 500
metrekare ve Astana da 1.100 metrekare kapalı –raflı alanda tekstil ve
perakende sektörüne kendi yazılım
programımız ile depo yönetimi, iç
dağıtım kanalları, mağazalar arası
koordinasyon, iade süreçleri ile,
Aktau-Almati ve Astana da gümrük
brokerlığı hizmetlerini gerçekleştirerek, lojistik hizmetleri teknolojik
olarak geliştirerek sürdürmekteyiz.”
Sünel, bu ülkede sadece karayolu
hizmeti sunmadıkların, demiryolu ve
havayolu gibi farklı taşıma modlarını da kullandıklarını söyledi. Bu
taşımaların sadece Türkiye ile sınırlı
olmadığının altını çizen Sünel, “Tüm
Avrupa’dan Uzakdoğu’dan, Çin
ve Avrasya gümrük birliği ülkeleri
ile olan ticari faaliyetlerin tamamını
yürütmekteyiz” dedi.
“Türkiye-Kazakistan ticaretinde
2016 verilerine göre Logitrans
olarak taşıma alanındaki payımız
yüzde 14,8’dir. 2017 yılındaki
hedefimiz yüzde 20 olup, 2017 ilk
çeyreği istatistikleri yıl sonu hedeflerimize uygun orantıda seyretmektedir” diyen Cihan Sünel, amaçlarının Türk ihracatçısını global
piyasalarda daha rekabetçi hale
getirebilmek için ekonomik maliyet
ve süre anlamında yeni modeller ve
taşıma modları geliştirmek olduğunu söyledi. Sünel, 2016 yılında
IRU vasıtası ve KAZOTO tebliği ile
Ukrayna’da gerçekleşen lojistik
ödül töreninde Kazakistan’da yılın
en iyi lojistikçisi ödülünü aldıklarını da hatırlattı. Kazakistan’ın,
Türkiye’nin Asya ve Doğu ülkeleri
ile genişlemesinde hedef ülke olduğunu aktaran Cihan Sünel, ülkenin,
Çin İpekyolu projesi açısından
önemli bir geçiş ve aktarma noktası konumunda olduğunu kaydetti.
“Logitrans olarak Çin –Kazakistan
sınırı olan Hargos şehrinde depolama ve aktarma trafiğini yönetmek
üzere çalışmalarımız başlamıştır”
diyen Sünel, “Logitrans’ın stratejik
hedefleri arasında Kazakistan da
ülke genelinde 2020 yılına kadar
Aktau ve Çimkent ofislerimizin aktif
olarak teşkilatlanması ile ülke genelinde 25 bin metrekare kapalı-raflı
depo yönetimi, 50 araçlık uluslararası ve 20 birimlik iç dağıtım filosu
yakın planda ki hedefimiz olup, soğuk tadarik zinciri lojistiği, gelecek
planda ki hedeflerimizin başında
bulunmaktadır” diye konuştu.
39
UND İpsala’ya çıkarma yaptı
U
ND heyeti Trakya Üniversitesi İpsala Yüksek Meslek
Okulunu ziyaret etti. Trakya üniversitesi adına UND Heyetini
Yrd.Doç.Dr. Ahmet Serdar ve ekibi
karşıladı ve İpsala Sınır Kapısında
sağlanabilecek katkılar istişare edildi. Program kapsamında Lojistik ve
Dış Ticaret Fakültesi öğrencilerine
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener “Lojistik ve Kariyer” konularında
konuşma gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen konuşmaya öğrencilerden yoğun bir katılım gerçekleşirken UND
Heyeti adına Sayın Şener’e sektöre
yönelik katkılarından dolayı plaket
taktim edildi.
İpsala ziyaretinin ikinci önemli noktası ise İpsala Kaymakamlığı idi. 3
ay önce görevine başlayan Kaymakamımız Sayın Ali Uysal makamın-
da heyet tarafından ziyaret edildi
ve ülkemizin Avrupa’ya açılan en
önemli sınır kapılarından bir olan
İpsala Sınır Kapısında yaşanan göçmen sorunu ve diğer hususlar hakkında bilgilendirmelerde bulunuldu.
Sorunların önemli bir kaynağı olan
başta bölgedeki yetersiz aydınlatma
ve sürücülerimiz için TIR Parkının
olmayışı konuları ve diğer ihtiyaçlar
hakkında bilgilendirme yapıldı. Kaymakam Sayın Ali Uysal’ın sektörümüzün sorunlarına karşı hassasiyeti
UND heyeti tarafından memnuniyet
ile karşılanmış bu sorunların çözümü hususunda işbirliğimizi güçlendirmiştir.
Programın önemli kısımlarından biri
olan İpsala Sınır Kapısı ziyareti çerçevesince İpsala Gümrük Müdürü
Ali İhsan Bilgetürk ve Müdür Yar-
dımcısı Ömer Yaşar ile saha yerinde
ziyaret edilmiş ve yaşanan sorunlar
birlikte tespit edilmiştir. Gerçekleştirilen görüşmelerde Sınır Kapısında
yaşanan beklemeler ve insan kaçakçılığına dair alınabilecek tedbirler değerlendirilmiştir.
İpsala ziyaretinin son bölümünde
sınırın diğer tarafı olan Kipi Sınır Kapısı ziyareti edildi. UND Heyeti ve İpsala Gümrük Yetkilileri Kipi Gümrük
Müdürü Thahasis Grigoriu ile Kipi
Sınır Kapısının yetersiz kapasitesi,
200 litrelik akaryakıt sınırlaması ve
olası litre ihlallerinde kesilen cezalar
ve gümrük idareleri ve özel sektör
arasındaki karşılıklı işbirlikleri hususları görüşülmüştür. Derneğimiz
ziyaretini memnuniyet ile karşılayan
Sayın Grigoriu’ye 200 litrelik akaryakıt kısıtlamasında yapılan hatalı
ölçümlerden kaynaklı cezai işlemler
konusunda iyileştirmelerin yapılması talebi iletilmiş ve bu ölçümlerde
hataların önüne geçilmesi için daha
titiz olunacağı bilgisi Derneğimiz ile
paylaşılmıştır.
Ülkemiz sürücülerinin Kipi Sınır Kapısında karşılaştığı en önemli sorun
olan Schengen Bölgesinde 90 gün
oturum süresinin aşılmış olarak hesaplanması kaynaklı sorunlar da
toplantının diğer bir önemli gündem
maddesi olmuş ve bu hesaplama
sisteminde yapılan yanlışlar masaya
yatırılmıştır.
Programa Derneğimiz adına UND
Yönetim Kurulu Üyesi Doğan
Bayındır, UND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener, UND İcra Kurulu Üyesi
Erman Ereke, UND Batı Sınır Kapıları ve Avrupa Ülkeleri Uzmanı Kadir
Çirkin, Yunanistan Çalışma Grubu
Başkanı Oktay Tarhan ve Çalışma
Grubu Üyesi Fatih Çakırca katılım
göstermiştir.
Nisan 2017
40
röportaj
Otomotiv Tedarik Sanayi ihracatını
3 katına çıkarmak için lojistik destek bekliyor
Otomotiv Tedarik Sanayinin 9 milyar dolarlık ihracatını 30 milyar dolara
çıkarmasının lojistik maliyetlerin düşmesine bağlı olduğunu söyleyen, TAYSAD
Yönetim Kurulu Üyesi ve Lojistik Çalışma Grubu Başkanı Kemal Yazıcı, “Türk
Ticaret Merkezleri (TTM) aracılığıyla Avrupa’da depolama ve elleçlemede sektöre
destek olunursa 2023’te sektöre verilen 30 milyar dolarlık ihracat hedefini
gerçekleştirebilmek için önemli bir yol alırız” diyor.
T
İM tarafından hazırlanan ve
YPK kararı olarak Resmi Gazetede yayınlanarak Devlet
Belgesi haline gelen “2023 Türkiye
İhracat Stratejisi ve Eylem Planı”nına
göre 2023 yılında 500 milyar dolar
ihracat hedefine ulaşabilmek için
Otomotiv Ana Sanayi ve Tedarik
Sanayisi tarafından yapılması gereken ihracatın toplam 75 milyar dolar
seviyesine ulaşması beklentisi vurgulandı. Tedarik Sanayiinin ihracattaki
payını yüzde 40 olarak öngördüğümüzde 2023 yılı toplam ihracatının
30 milyar dolar seviyesinde olması
gerekiyor.
Otomotiv sektörünün toplam
ihracatının yüzde 40’ını oluşturan
yan sanayi üreticileri, ihracatını
artırmak için lojistiğe odaklandı.
Nisan 2017
Lojistik maliyetlerin yüksek olması
nedeniyle lojistikte sinerji yaratmak
isteyen sanayiciler, Türk Ticaret
Merkezleri’nden depolama ve elleçlemede destek bekliyorlar. TAYSAD
Lojistik Çalışma Grubu Başkanı ve
Ecoplas Yönetim Kurulu Başkanı
Kemal Yazıcı, “Sektörümüz yıllık 9
milyar dolar ihracat yapıyor. Bunu 30
milyar dolara çıkarma hedefi verildi.
Sektörümüz TTM’ler vasıtasıyla
desteklenir, depolama ve elleçlemede destek sağlanırsa biz bu ihracat
hedefini zorlarız” diyor.
TAYSAD Lojistik Çalışma Grubu
Başkanı ve Ecoplas Yönetim Kurulu
Başkanı Kemal Yazıcı ile UND’nin
Sesi Dergisi olarak otomotiv tedarik
sanayinin ihracat kapasitesi, lojistik
beklentiler ve hedefler hakkında
konuştuk. Yazıcı otomotiv ana
sanayiden gelen biri olduğunu ve
sektörle ilgili geniş bir bilgi birikimine
sahip olduğunu ve şu anda sektöre
tedarikci olarak destek sağladıklarını söylüyor. Yazıcı, otomotiv ana
sanayi firmalarında edindiği bilgi ve
tecrübesini sektöre aktarmak için
TAYSAD’da görev aldığını belirtiyor.
Şu anda derneğin Lojistik Çalışma
Grubu Başkanlığını yürüten Kemal
Yazıcı, “Lojistik Çalışıma Grubu, değişik firmalardan ana görevleri; dış
ticaret, lojistik ve tedarik zinciri olan
arkadaşların katılımıyla kuruldu. Ana
hedefimiz, sektörün ihracat kabiliyetini artırmak. Lojistik açısından bir
sinerji yaratabilir miyiz, bir kolaylık
ortaya çıkarabilir miyiz? Onun çalışmalarını yapıyoruz” diyor.
41
30 MİLYAR DOLARLIK
HEDEFE ULAŞMAK İÇİN
ÖNCELİK LOJİSTİK OLMALI
Kemal Yazıcı, otomotiv ana sanayi
firmalarının tedarik sanayinden beklentilerini; teknoloji, maliyet, kalite ve
teslimat olarak yıllardan beri vurguladığını söyleyerek, “Firmalarımızın
teknolojik kabiliyetlerinin arttırılması
ihracatın artırılması için en önemli
konulardan birisidir ve son yıllarda
bu konuda Ar-Ge teşvikleri ile iyi
bir ivme yakalanmıştır” diyor. Kalite
açısından bakıldığında Türk tedarikçilerinin ürettikleri ürünlerin beklenen
kalite seviyesinin üzerinde olduğunu
belirten Yazıcı “Ürünlerimizi küresel
pazarlarda rekabete çıkardığımızda
Lojistik nedeniyle Maliyet ve Teslimat
açısından sorunlar yaşıyoruz” diye
konuşuyor.
“Türk tedarik firmalarının parça
maliyeti açısından Avrupa’da ki
rakiplerine göre avantajlı olmasına
rağmen üretilen parçaların paketleme maliyeti, geri dönüşümlü kutu
veya karton kutu maliyetleri, ülke
içinde gümrüklere kadar nakliye maliyeti, gümrük maliyetleri, Avrupa’ya
nakliye maliyetleri, Avrupa’da depo
kirası ve gerektiğinde elleçleme
maliyetleri nedenleri ile müşteriye
maliyet açısından bakıldığında Türk
Tedarikcileri genellikle rekabetçi
olamamakta ve bu nedenle ihracat
sınırlı miktarlarda kalmaktadır” diyen
Yazıcı Türkiye’de üretilen parça veya
sistemlerin Avrupa ve diğer pazarlardaki müşterilere istenen zamanda,
istenen miktarda ve istenen maliyet
ile temin edilmesi konusu mutlaka
detaylı çalışılması ve ihracatın artırılması için mevcut durum iyileştirilmesi
gerektiğini söylüyor.
Türkiye’nin 2023 hedefi olan 500
milyar dolarlık ihracatı hatırlatan
Kemal Yazıcı, bu hedefin 75 milyar
dolarlık kısmının otomotive ayrıldığını
kaydediyor. Otomotiv sektörünün
yaptığı ihracatın yüzde 40’ının
tedarik sanayi tarafından gerçekleştirildiğinin bilgisini veren Yazıcı,
kendilerine düşen kısmın 30 milyar
dolar olduğunu belirtiyor. Otomotiv
tedarik sanayinin 2016 yılındaki
ihracat rakamının 9 milyar dolar
olduğunu anlatan Yazıcı şunları
söylüyor:
“9 milyar dolar ihracatı 2023 yılı
sonuna kadar 30 milyar dolara
çıkarmamız lazım. Yani 3’e katlamamız lazım. Ben bir hesap yaptım.
Yaklaşık her yıl Tedarik sanayi olarak ihracatımızı yüzde 20 artırmamız
lazım. Bunu nasıl yapacağız? Çok
inovatif, teknoloji yönü çok kuvvetli
ürünler üretirsek ihracatımızın yüzde
70’ini yaptığımız Avrupa’ya daha
fazla ürün satarız. Ama bu da zamanla olur, şimdiden başlarsak belki
5 veya 10 sene sonra sonuç almaya
başlarız. Ama bizim her yıl yüzde 20
büyümemiz lazım. 30 milyarı nasıl
yakalayacağız. O zaman lojistik çok
önemli hale geliyor. Biz diyoruz ki;
kendi fabrikamızdan teslim açısından
her yerden iyiyiz. Ama buradan ben
ürettiğim ürünü İngiltere’ye gönderdiğimde öyle olmuyor. Yani İngiltere’de
ya da Almanya’da teslim anlamında
fiyatımıza bakıldığında bizden daha
iyi olanlar işi alıyor.”
Tedarik sanayinin ihracatını arttırabilmek için teknoloji seviyesi yanında en
önemli engellerden birisi üretilen parça
veya sistemlerin paketleme, nakliye ve
depo hizmetleri dahil Avrupa ve diğer
pazarlardaki müşterilere rekabetçi
fiyatlarla temin edilebilir olmasının sağlanmasıdır tesbitini yapan Yazıcı, “Biz
bunu tüm lojistik sürecine etki eden
maliyetlerin yönetimi olarak görüyoruz”
diyor. Bu kapsamda üye firmaların
ihracat sırasında yaşadığı problemlerin
incelendiğini belirten Yazıcı, çözüm
yolunu ise şöyle sıralıyor:
-Türk tedarikçilerinin kullanımı için
mali avantaj yaratacak yurtdışı depo
alternatifleri oluşturulması
-Yurtdışına nakliye konusunda
uzman firmalar ile anlaşarak, hacim
artışı yolu ile, üyelere mali avantaj
sağlanması
-Avrupa ihracatı için alternatif taşıma
yöntemleri geliştirerek lojistik maliyetlerinin düşürülmesi (taşıma, gümrük
ve depo hizmetlerinin aynı firma
tarafından yapılması, tren taşıması,
deniz taşıması,..)
-Yurtdışına ihracatta geri dönüşümlü
kasa yönetimi konusunda destek
olunması
Nisan 2017
42
röportaj
LOJİSTİK MALİYETLER
PAHALILAŞTIRIYOR
Kemal Yazıcı, Türk tedarik sanayinin
Almanya’da üretim yapan bir firmadan daha ucuza üretim yaptığını,
ancak aradaki lojistik maliyetler
nedeniyle fiyat farkının kapanabildiğini aktarıyor. “Lojistik maliyet
iyileşmedikçe bizim rekabetçiliğimiz
zorlaşıyor” diyen Yazıcı, Avrupa’daki
en büyük maliyetin depolama ve
elleçleme maliyetleri olduğunun bilgisini veriyor. Yazıcı, “Lojistik komple
bir süreç. Parçanın üretildiği andan,
araca takıldığı ana kadarki tüm süreci kapsıyor. Öyle bakınca maliyetler
değişiyor. Bir kamyonun taşıma maliyetinden bahsetmiyorum. -Taşıma
maliyetini düşürelim, karayolu yerine
denizyolunu kullanalım- bu problemi
çözmüyor. Elbette bir maliyet avantajı sağlar ama maliyetin önemli bir
kısmı bunun dışında” diyor.
AVRUPA OTOMOTİV
ÜRETİMİNİ BESLEYECEK
SİSTEM KURULMALI
Peki nedir bu maliyet? Yazıcı bu soruya, “Avrupa’da ki depolama ve elleçleme maliyeti” diye cevap veriyor.
Bu maliyetin nasıl oluştuğunu da şu
sözlerle açıklıyor: “Avrupalı müşteriniz size diyor ki; –malı bana burada
teslim edeceksin, ben öyle istiyorum.
Ve bana her zaman verebileceğini
garanti edeceksin.- Nasıl olacak bu?
2 bin kilometre mesafe var. Kapılarda aracın 3 gün bekleyebilir. Oysa
otomotivde üretim saniyelik. Üreticiler 45 saniyede bir araç yapacağım
diyor ve üretimini buna göre ayarlıyor. Saniyelik üretime parça vermek
zorundasınız. Verememe ihtimaliniz
Nisan 2017
var ve karşı taraf hissederse, sizin ile
çalışmaz. Ne kadar ucuz olursanız
olun. Bunun parayla da alakası yok”
şeklinde cevap veriyor.
LOJİSTİK AVANTAJ SAĞLAYAMAZSAK TÜRKİYE’Yİ
TERCİH ETMEZLER
Otomotiv Ana sanayinde lojistik
sürecin çok kritik olduğunu anlatan
Kemal Yazıcı, üretimi sürekli beslemek için Avrupa’da depolama ve
stok yapma mecburiyetinin olduğunu ifade ediyor. Tabi bu da ilave
maliyet anlamına geliyor. Türkiye’den
Avrupa’ya ihracat yapan Tedarik
sanayinin müşteri beklentilerine depolarda stok tutarak çözüm ürettiğini
vurgulayan Yazıcı, “Artık müşteri
kendisi stok tutmak istemiyor. Çünkü üretim adetleri çok fazla yükseldi.
OEM’ler, parçalar yakınlarındaki bir
depoda olsun, günlük ve haftalık
stoklar garanti edilsin, kalite proble-
mi veya üretim planlarında değişiklik
olması durumunda kolay çözüm
üretilsin istiyor. Bunu bizler ancak
yüksek maliyetlerle çözebiliyoruz
ve buda Türk Tedarik Sanayinin
rekabetciliğini düşürüyor.
Türkiye’den parça alım isteği her
geçen yıl azalıyor. Düşünün siz
Volkwagen’in satın almasına karar
veren birisiniz. Parçayı Türkiye’den
de, Fransa’dan da Almanya’dan da
alabilirsiniz. Oturup risklere bakıyorsunuz. Türkiye’deki parça daha
ucuz ama Fabrikanız JIT teslimat
istiyor, Fabrikanız üretimde esneklik
yani farklı parçaların her an hazır olmasını istiyor ve Satın alma sorumlusu olarak siz bir karar vereceksiniz. Bu noktada maliyet tek faktör
olmuyor, işin içine JIT teslimat ve
esneklik giriyor. Türkiye’den aldığınız parçalar lojistik maliyetle birlikte
Almanya’da ki firmaların parçaları
ile aynı seviyelere geliyor ve siz eğer
JIT teslimat yapamıyorsanız oyunun
doşında kalıyorsunuz.
Her ülke milliyetçidir diyen Yazıcı,
biz nasıl vatanımızı milletimizi seviyorsak onlar da öyleler. O zaman
diyor ki –kendi ülkemin şirketinden alayım- ya da yakın ülkelere
yöneliyor. Bizim belki 9 milyar dolar
değil 2 katını 3 katını ihraç etmemiz
mümkünken bu nedenlerden dolayı
bir kısmını bizim yerimize başka
ülkelerden alıyor olabilirler” diye
konuştu.
SEKTÖRE TTM’LERLE LOJİSTİK DESTEK SAĞLANABİLİR
Kemal Yazısı sektörün TTM’ler
aracılığıyla desteklenebileceğini ve
bu sayede ihracatın 3’e katlanabileceğini söylüyor. “Devletimizin
43
Türk Ticaret Merkezi (TTM) kanunu
var. TTM kapsamında yurtdışındaki,
depo, fuar faaliyetleri destekleniyor.
Ama oradaki depo tanımı, otomotivin
istediği depo tanımına tam girmiyor.
Bununla ilgili olan tebliğde aşağıda
özetlenen değişiklikleri bekliyoruz.
Eğer bunu başarabilirsek ihracat
artışında epey yol alırız.
1.Otomotiv Sektörünün ihracatını
arttırmak amacı ile Avrupa ve diğer
kıtalarda oluşturacağı, tanıtım ve pazarlama amaçlı olmayan, fakat müşteriye JIT teslimat imkanı sağlayarak
satışı destekleyen depoların TTM
tebliği kapsamında değerlendirileceği
resmileştirilsin
2.TTM kapsamında kurulan Depo
işleyişinin outsource edilmesi
durumunda (depolama hizmetleri,
elleçleme işleri, sevkiyat hazırlığı vb)
oluşan giderler destek kapsamında
değerlendirilsin
3.TTM deposu kullanan firmaların
geri dönüşümlü kasaları, kasalar işletici şirket tarafından yönetilen depo
kullanılarak Türkiye’ye geri gönderildiğinde, gümrük beyanında 3151
Gümrük rejimine tabi tutulmayacak
bir düzenleme yapılsın
4.TTM Kullanıcı firmalardan teminat mektubu veya nakit blokajı gibi
taleplerde bulunulmasın
Konuyla ilgili Uludağ İhracatçılar Birliği, TİM, Ekonomi Bakanlığı ile görüşmelerimiz oldu. Bizim istediğimiz şu:
TTM kapsamı içerisinde çok ufak bir
değişikle, otomotivin ihracat için kullanımı olan depoların depo maliyetleri
ve elleçleme maliyetlerinin teşvik
kapsamına alınması. Sektörümüzün
maliyetleri düşeceğinden ihracatımız
artacaktır. Tabi bunun yanında farklı
sinerjiler de ortaya çıkacaktır.
Böyle olunca konsolidasyon yapabilir
hale geleceğiz. Bir çok firmanın
aynı depoda hizmet verdiği bir yapı
oluşacak ve döneceğiz nakliye
kısmında konsolidasyon yapmanın
yollarını araştıracağız. Sektörün önü
açılacaktır. Bunun ihracatın artışına
teknolojik sıçramaya yakın ve ondan
önce katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”
140 MİLYAR DOLARLIK
PAZARIN 9 MİLYAR
DOLARINI YAPIYORUZ
Depolama yeni üretim modelleri
içerisinde çok daha fazla önem
kazanmış durumda. Kemal Yazıcı
bunu şu sözlerle vurguluyor: “10 yıl
önce üreticiler genellikle standart
araba yapma eğilimi içerisindeydiler.
Bir aracın en çok 3 – 4 versiyonu
bulunurdu ve genellikle benzer
parçalar kullanılırdı. Artık öyle değil.
Şimdi insanlar internetten aracını
oluşturuyor. Şu renk olsun, şu
opsiyon bulunsun, kaplaması şöyle
olsun… Eskiden 2 bin parçayla
bir araba yapılırken şimdi 3-4 bin
parçayla yapılıyor. Bunu Ana Sanayi
Fabrikalarının depolaması büyük
bir sorun. Üretici istiyor ki, 4 saatlik
parça kendi stoğunda olsun ve
tedarikçiden günde birkaç defa
istediği parçaları istediği miktarlarda alabilsin. Onun için depolama
yapmazsanız Türk sanayicisi direkt
devre dışı kalıyor. Eğer bir deponuz
olursa ve parçaları birleştirmeden
düşük lojistik maliyeti ile o depoya
getirebilirseniz ve orada basit bir
montaj işlemi ile son ürünü hazırlayarak müşterinin istediği zaman ve
adette müşterinize teslim ederseniz
üretici ürünü nerden getirdiğine
bakmayacaktır. Bunu yapabilirsek 30
milyar dolarlık ihracat hayal değildir.
Avrupa’da yaklaşık 15 milyon araç
imal ediliyor. Bunun yaklaşık 8 - 9
bin Euro’su parça. Yani yaklaşık 140
milyar dolarlık bir pazar var. Şu anda
140 milyar dolarlık Avrupa pazarının
yaklaşık 7 milyar dolarını biz satabiliyoruz.”
Lojistik sektörünün temsilcileriyle
bir araya gelip, lojistik süreçlerde
nasıl bir iyileşme olacağı konusunu
görüşüp görüşmediklerini soruyoruz.
Yazıcı bu sorumuza şöyle cevap
veriyor: “Biz şunu çok iyi biliyoruz.
Nakliyecilerle oturduğumuzda mutlaka bir sinerji yaratacağız. Bundan
eminiz. Bunu işin kolay kısmı olarak
görüyoruz. Önce tebliğ değişikliğini
yapalım, sistemi doğru kurgulayalım,
depo ve destek kısmını çözelim sonra nakliyecilerle bir araya geleceğiz.”
KEMAL YAZICI
1962 yılında Trabzon’da doğan Kemal Yazıcı evli ve 2 çocuk babasıdır. İstanbul Teknik
Üniversitesi Makine Fakültesi, Uçak Mühendisliği bölümünden 1982 yılında mezun olduktan sonra TUSAŞ - Türk Uçak San AŞ’de proje mühendisi olarak iş hayatına başladı.
Türkiye’de Uçak Fabrikası kuruluş çalışmalarında yer alarak 1994 yılına kadar F-16 savaş uçağı ve CN-235 Nakliye uçağı projelerinde değişik yönetim sorumlulukları üstlendi.
1995 – 2006 yılları arasında Toyota – Türkiye ve Avrupa’da üst düzey yönetici olarak
değişik görevlerde bulundu ve Türk tedarik sanayinin gelişimi için uğraş verdi. 2006 –
2011 yılları arasında Tofaş Türk Otomobil Fabrikası AŞ’de Ar-Ge Direktörü olarak, Tofaş
Ar-Ge’nin dünya standartlarında araç geliştirme yeteneğine ulaşması için çalıştı. Kemal
Yazıcı şu anda iş hayatına Ecoplas Otomotiv AŞ’de şirket ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak devam ediyor. Ayrıca otomotiv sektöründe faaliyet gösteren 6 ayrı firmada
Yönetim Kurulu Üyesi olarak sektöre destek vermeyi sürdürüyor. Gebze Organize Sanayi
Bölgesi’nde kurulmuş olan ve otomotiv sektörüne yönelik iç plastik trim parçaları ve hava
üfleçleri üreten Ecoplas hakkında da bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yazıcı,
“530 çalışanımızla 12 bin metrekarelik alanda üretim yapıyoruz. 54 enjeksiyon makinemiz, 2 boyahanemiz ve montaj hatlarımızla sektöre destek veriyoruz, ağırlıklı Toyota’ya ve
Honda’ya çalışıyoruz ve yaptığımız işin yüzde 20’sini direkt ihraç ediyoruz dedi.
Nisan 2017
44
TREYLER
Treyler sanayicileri ‘destek’ bekliyor
TREDER Başkanı Kaan Saltık, Türkiye treyler pazarının son üç yıldır düşüş
yaşadığını belirterek, sektörün 1 milyar dolar ihracat ve üretim merkezi hedefinden
uzaklaşmaması için devletin treyler sanayicilerini desteklemesi gerektiğini vurguladı.
Hurda teşvikinin verilebileceği ve KDV oranın yüzde 8 indirilebileceğini gündeme
taşıyan Kaan Saltık, “Türkiye’deki treylerin yüzde 95’i yerli üretim. Böyle bir sektör
otomotivde kolay kolay bulunmaz. Biz sanayiciyiz üreticiyiz, dolayısıyla doğrudan
istihdam sağlarız. Güçlü bir iç pazar ile ihracat iddiamızı da arttırırız” dedi.
T
ürkiye treyler pazarının tek
temsilcisi Treyler Sanayicileri Derneği’nin (TREDER)
7. Olağan Genel Kurulu 26 Nisan
2017 tarihinde, Sheraton Grand
İstanbul Ataşehir’de gerçekleştirildi.
Genel Kurul sonrası basın mensuplarına 2016 yılını değerlendiren
TREDER Başkanı Kaan Saltık,
sektörün hedefleri ve kamudan
beklentilerini dile getirdi.
Avrupa’nın keyfi yerinde
Konuşmasına dünyadaki genel
ekonomik gelişmeleri aktararak
başlayan Başkan Kaan Saltık,
“ABD’de işler iyi gidiyor, bütün
Nisan 2017
makro göstergeler olumlu yönde.
Trump’ın istihdamı arttıramaya yönelik hedefleri, ekonomideki olumlu
havayı daha da pozitif hale getiriyor. AB’de de işler iyi gidiyor. Tek
olumsuz gelişme olarak İngiltere’nin
Eurozone’dan ayrılmasını söyleyebiliriz. Bunu Fransa, takip eder
mi? AB’nin geleceği konusunda en
büyük risk bu. Almanya’nın aşırı bir
ekonomi disiplini var. Diğer üyeler
daha genişlemeci bir politikanın
takip edilmesini istiyor. Almanya
geçen yıl 1,9 oranla son 5 yılın
büyümesini yakaladı. Rusya’da
enflasyon düştü, petrol fiyatlarının
düzelmesi biraz daha nefes alma-
sını sağladı. Rusya, krizden çıkma
yolunda önemli adımlar atıyor.
Çin halen 6,7 büyüme ile halen iyi
gidiyor. Hindistan ise gelişmekte
olan ülkelerin yıldızı son çeyreği 7,2
büyüme oranı ile kapattı. Dünyada ekonomik gelişmelerin pozitif
yönde olduğunu söyleyebiliriz”
şeklinde konuştu.
Avrupa treyler pazarında genel
olarak büyüme yaşandığına dikkat
çeken Kaan Saltık, özellikle pazarı
domine eden Almanya’da 2016
yılında 58 bin treylerin trafiğe kaydının yapıldığını belirtti. 2016 yılında
Almanya treyler pazarının yüzde 8
büyüdüğüne dikkat çeken Saltık,
45
destekler verilebileceğini aktaran
Kaan Saltık, “Türkiye’de 20 yaş
üzerinde 45 bin, 15 yaşından
büyük 60 bin adet treyler var. Bu
araçların yenilenmesi gerekiyor.
Yenilenme için araç sahiplerine ‘hurda teşviki’ verilebilir. Bu
sayede trafikte hem can hem de
mal güvenliği için önemli bir adım
atılabilir. Yeni nesil treylerler eskilerine göre daha hafif ve daha çok
yük taşımaya müsait. Bu anlamda
hem kullanıcı hem de ülke ekonomisi bundan yarar görecektir.”
dedi.
2017 yılında yüzde 4 büyüme beklendiğini ifade etti. “Almanya’da 120
bin adet treyler yapılıyor. 76 bin
adedi ihraç ediliyor.” diyen Saltık,
diğer pazarlarla ilgili şunları söyledi:
“Avrupa’nın 2. büyük pazar İngiltere
oldu. Fransa yüzde 7,5 büyüdü 23
bin adet ile kapadı. Kamyon pazarlarına da baktığımızda 6 ton ve
üzeri pazarlarda Almanya’da 80 bin,
İngiltere 46 bin, Fransa’da 45 bin
adetlerde olduğunu görüyoruz.”
Üç yıldır düşüşteyiz
Başkan Kaan Saltık, Türkiye’nin
treyler pazarın 2016 yılında yüzde
31 düştüğünü ve yılı 18 bin adetle
kapattığını söyledi. Türkiye treyler
pazarının 2011 yılında 27 bin adetle
pik yaptığını kaydeden Saltık,
2011 yılından itibaren de pazarda
düşüş yaşandığına dikkat çekti.
Irak, Suriye ve Rusya ile yaşanan
olumsuzluklardan çok etkilendiklerini belirten Saltık, 2017 yılının ilk
iki aydı da bu olumsuzluğun devam
ettiğini ilk iki ayda sadece 552 adet
treyler satılabildiğinde dikkat çekti.
TÜİK rakamlarına göre ilk iki ayda
yüzde 40 düşüş yaşandığını dile
getiren Kaan Saltık, 2017 yılında
pazarın yüzde 30 düşüş yaşayabileceğini vurguladı.
Hurda teşviki verilsin,
KDV yüzde 8’e düşürülsün
Treyler pazarındaki bu düşüşün
önüne geçebileceğini ve sektöre
Geçen yıl yüzde 43 ihracatı
arttırdık, hedef 1 milyar dolar
Kaan Saltık, hurda teşviğinin yanı
sıra KDV oranının yüzde 18 den
yüzde 8’e düşürülebileceğini dile
getirdi. Böyle bir sektör otomotivde kolay kolay bulunmaz. Biz
sanayiciyiz üreticiyiz, dolayısıyla
doğrudan istihdam sağlarız. Güçlü
bir iç pazar ile ihracat iddiamızı
da arttırırız” diyen Kaan Saltık,
treyler sektörünün 1 milyar dolar
ihracat hedefini de yineledi. Treyler
sektörünün her geçen yıl ihracatını
arttırdığını ve 2016 yılında ihracat pazarlarında 8 bin 365 adet
satış gerçekleştirdiğini ifade eden
Saltık, sektöre verilecek desteklerle
Türkiye’nin üretim merkezi haline
geleceğini savundu.
Nisan 2017
46
tedarİK
Chep’den FMCG firmaları için
maliyetleri düşüren çözümler
FMCG firmaları, iş modellerinde verimi artırmak ve sürdürülebilirliği etkin kılmak
için tedarik zinciri süreçlerini optimize eden çözümlere yöneliyor. Chep’in dünya
genelindeki 275 milyon paletlik dolaşım ağı FMCG sektörünün tedarik zinciri
yönetimini baştan sona iyileştiriyor
Palet yönetimini kendisi yapan
FMCG şirketleri operasyonel anlamda ağır bir yükün altına girdikleri
için büyük maliyetlere erişebilen
ekonomik kayıplar yaşıyor. Yaşanan
bu kayıplar iş geliştirmeye yönlendirilebilecek kaynaklardan çalıyor.
2009 yılından bu yana Türkiye
pazarında hizmet veren Chep’in
yeniden kullanıma ve paylaşıma dayalı sürdürülebilir iş modeli, tedarik
zincirinde karşılaşılan bu sorunlara
akılcı çözümler sunuyor.
FMCG sektörünün devleri, Chep
paletlerini kiralayıp yeniden kullanmayı tercih ederek depolama maliyetlerini düşüyor, nakliye süreçlerini
optimize ediyor, palet toplama ve
onarma masraflarını ortadan kaldırıyor ve taşınan ürünlerin zarar görme riskini en aza indiriyor. Bu yeşil
ve döngüsel modele geçiş, aynı zamanda firmaların çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini destekliyor.
FMCG sektörünün tedarik
zincirinde karşılaştığı 7 sorun
ve çözümü
1. Paletler için harcanan yüksek
maliyetler
Tedarik zinciri yönetiminde palet
satın alımı önemli bir yatırım olarak
yüksek bedelli bir harcama olarak öne çıkıyor. Chep’in paylaşım
ekonomisini öne çıkaran kiralamaya
dayalı iş modeli sayesinde FMCG
şirketleri ihtiyaçları olmayan paletleri
satın almak durumunda kalmıyor.
Böylece, kullanılmayan ekipman için
ödeme yapılmazken satın almak
için ayrılan ekstra palet maliyetleri
iş geliştirme alanında daha etkin bir
şekilde yönlendiriliyor.
2. Tedarik zinciri süreçlerindeki gizli
maliyetler
Palet yönetimi pek çok FMCG
şirketi için ekonomik açıdan acil
durum anlamına geliyor. Değişken
maliyetleri karşılayabilmek, onarım
ve ekipman yönetimine ek olarak
yüksek yakıt fiyatları ve kereste
Nisan 2017
temininde görülen dalgalanmalar
sürekli yeni bir masraf kalemi doğurabiliyor. Chep’in modelinde sadece
paletler kullanıldığında ödeme yapılıyor, ek maliyetler ve gizli masraf
kalemleri ortadan kalkıyor.
3. Palet toplama için harcanan
zaman, maliyet ve emek
Üreticiler ve perakendeciler için
tedarik zinciri yönetimi maliyetleri
yönetilmesi güç masraf kalemleri
olarak görülüyor. Chep’in palet
yönetimi içinde, zincir mağazalar ve
bayilerle olan bakiye takibi ve mutabakat süreçleri üreticilerin üzerinden
alınıyor. Ayrıca toplama sürecindeki
operasyonel yük ve ekstra maliyetler tamamen ortadan kalkıyor.
4. Yüksek ürün hasarı ve
iş kazası riski
Düşük kaliteli palet kullanımı
operasyonel süreçleri aksattığı gibi
kaza riskini ve zararları artırıyor.
Kiralanmayıp satın alınan paletler,
şirketler için yüksek maliyetlere
sebep olurken taşıma sırasında da
düşük kaliteli palet kullanımı nedeniyle ürünler zarar görüyor. Chep’in
dünya standartlarını belirleyen
yüksek kaliteli paletleri, ürünlerin
taşıma sırasında zarar görmesini
önlerken rafa yerleştirilme sürecini
kolaylaştırıyor.
5. Yüksek sezonda palet bulma
problemi
Beyaz palet kullanımında özellikle yoğun dönemler için FMCG
firmaları palet bulma konusunda
sorunlar yaşıyor. Chep’in kiralama
sisteminde iş ortakları istedikleri
sayıda palete diledikleri yerde ve
zamanda ulaşabiliyor.
6. Doğal kaynak israfı
Chep’in sorumlu şirket anlayışı,
iş modelinin her aşamasında öne
çıkıyor. FMCG sektörünün büyük
çaplı operasyonları için kullanılan
çok sayıda paletin atık yönetim süreci tamamen Chep tarafından üstleniliyor. Mavi paletlerini tamamını
sürdürülebilir ve sertifikalı ormanlardan üreten Chep, kullanılmaz
duruma gelen paletlerin %100’ünü
geri dönüştürüyor.
7. Karmaşık nakliye süreçleri
CHEP, iş ortaklarının nakliye süreçlerini optimize ederek tırların kat
ettiği gereksiz mesafeleri azaltmalarına, toplama ve teslimat sürelerini hızlandırmalarına ve maliyetlerini
düşürmelerine yardımcı oluyor.
Böylece Chep partneri olan şirketler, büyük oranda ekonomik katma
değer elde ediyor.
47
Ford Trucks’dan, yeni beton pompası ve hafifletilmiş mikser
Beton İstanbul 2017 Fuarı’nda Ford
Trucks tarafından Nuh Beton’a 10
adet, Tırtaş Beton’a ise 1 adet 4142P
Pompa, Yeşilbaş Beton’a ise 2
adet 3542P Pompa teslimatı yapıldı.
Ford Trucks’ın damper, mikser, hafif
inşaat ve beton pompası tipi araçların
aralarında bulunduğu yeni modelleri,
hafriyattan hazır betona, sektörün her
alanını kapsayan bir çeşitlilik sunuyor.
Genişleyen ürün gamı ile farklı üstyapılara uyum sağlayan Ford Trucks
inşaat serisi, iki katına çıkarılan 1500
saat bakım aralığı ile işletme maliyetlerinde önemli iyileşmeler vaat ediyor.
Ford Trucks inşaat serisi, şantiyelerin
dik yokuşlu çalışma şartlarında 2150
Nm’ye varan yüksek tork ile yokuşları
tırmanırken; yeni 400 KW gücündeki
motor freni ile gücü sürekli kontrol
altında tutuyor. Daha zorlu şartlar için
ise opsiyonel olarak sunulan 600KW
gücündeki Intarder seçeneği ile
toplam 1000 KW lık frenleme kabiliyeti
sayesinde en dik rampa ve yokuşlarda
en ağır yükler güvenli bir şekilde yol
alabiliyor. Yeni Ford Trucks inşaat serisindeki bir diğer yenilik ise ‘otomatik
şanzıman’ opsiyonu oldu. Ağır şantiye
ortamları için en uygun şekilde tasarlanmış serilikte ve verimlilikte sınıfının
lider özelliklerine sahip otomatik şanzıman, sürücülere sunduğu; Off-road,
Rocking (Beşik Hareketi) ve Ekonomi
modları ile her türlü kullanım şartında
sürücülerin sorunsuz ilerlemesini sağlıyor. 22% lik dönüş açısı iyileştirmesi
ile dar şantiye şartlarında yapılacak
manevra sayısı önemli oranda azaltılarak; dar şantiye sahaları sürücüler için
her türlü manevrayı yapabilecekleri bir
oyun sahasına dönüştürülüyor. Ford
Trucks, inşaat sektörü beton işlerinin
tüm ihtiyaçlarına hizmet eden 3542M,
4142M, 3542P ve 4142P araçlarına
ek olarak; şimdi de 9 L motor ve
kauçuk süspansiyon seçenekleri,
standart olarak sundugu disk fren ve
8 ton ön aks kapasitesi ile 6x4 ve 8x4
hafifletilmiş mikser versiyonlarıyla karşımıza çıkıyor. Ürün gamına 9L 330
PS gücündeki motor, disk fren ve
kauçuk süspansiyon ile ultra hafif 8x4
talebini karşılayacak 3233M aracını
ekleyerek, 980 kg’a kadar hafifletilmiş
yeni mikser serisini müşterileri ile buluşturdu. Güçlenen 8T on aks kapasitesi
ve ağırlık avantajı ile artık daha az
seferde daha çok iş yaparak inşaat
alanlarının yeni gözdesi olacak bu araç,
müşteriye her konuda avantaj sağlayacak. Ford Trucks’ın mevcut 3542M ve
4142M mikser modelleri ise standart
disk fren uygulamasının yanında farklı
kullanım alanlarına yonelik şanzıman
tipleri ve kabin modülleri ile kişiselleştirilebiliyor. 9 m3 ila 12 m3 üstyapıya
uygun mikserler, ağır inşaat kullanımına
hizmet eden 10 mm 500 MPa şasi
ve opsiyonel kauçuk süspansiyon ile
hafiflik ve gücü bir arada sunuyor.
Mercedes-Benz fuara yerlileri ile katıldı
Mercedes-Benz Türk Yönetim
Kurulu Başkanı Süer Sülün, “Türk
inşaat sektörünün iş kapasitesi ve
kapsamı hızlı şekilde artıyor. Türkiye olarak büyük projelere imza
atıyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak biz de bu oluşuma uygun ürün
ve hizmetlerimizle destek veriyoruz. Sektörün nabzını tutan Beton
2017 Fuarı’nda da bu sebeple yer
alıyoruz. Önümüzdeki dönemde
sektörün daha da büyüyeceğini
öngörüyoruz” dedi. MercedesBenz Türk Kamyon Pazarlama ve
Satış Müdürü Bahadır Özbayır,
fuarda “Bu yıl Türkiye’de 50.yılımızı
kutluyoruz. 30 yılı aşkın süredir
de İç Anadolu Bölgesi Aksaray
ilinde inşaat kamyonları üretimine
devam ediyoruz. Yaklaşık bir yıl
önce tüm ürün gamımız ile birlikte
inşaat araçlarımızı da yeniledik ve
bu alanda çeşitliliği ciddi oranda
artırdık. Yeni modelimiz Arocs sektörden son derece olumlu geribildirimler alıyor. Araçlarımız sektörün
ihtiyacına karşılık verebilecek son
derece güçlü araçlar ve çok farklı
özelliklere sahipler. Bu özelliklerle
araçlarımız uzun vadede daha
da ön plana çıkacaktır” şeklinde
konuştu. Mercedes-Benz Türk,
günümüzde Türkiye’de üretilen her
üç kamyondan ikisine imza atıyor.
İnşaat sektörünün değişen ve gelişen ihtiyaçlarına hızlı şekilde yanıt
veren Mercedes-Benz Türk’ün,
yeni ürünleriyle de piyasada fark
yaratacağına inanılıyor. Pompa
üstyapılı araçlarını Almanya’daki
Daimler AG Wörth Fabrikasından
temin edip müşterilerine sunan
şirket, düşük bakım maliyetleri ve
avantajlı yedek parça fiyatlarıyla
araçlarını sektörde tercih edilen
ürünler olarak konumlandırdı.
Dünyanın en yüksek kalite standartlarıyla üretilen Mercedes-Benz
kamyonlar, en zor kullanım şartlarında bile en yüksek performansı
kesintisiz sunuyorlar.
Nisan 2017
48
lastİk
Sertan Akçagöz:
“Artık lastik değil, çözüm satıyoruz”
Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü Sertan Akçagöz, yeni bir hizmet modeli olan
Michelin Solutions, sayesinde ağır vasıta, otobüs, kamyonet ve inşaat filolarına anahtar teslim hizmet
verdiklerini anlattı. Türkiye ve Avrupa’da 80 dakikada lastikten kaynaklanan sorunları gidererek
aracın mobilitesini sağladıklarını aktaran Akçagöz, bu yıldan itibaren orta büyüklükteki lojistik
firmalarına da Michelin Solutions hizmeti vermeye başlayacaklarını söyledi.
A
ğır vasıta segmentindeki yeni
ürünlerini ve pazara ilişkin
değerlendirmelerini 12 Nisan
Çarşamba günü Michelin Türkiye
Ağır Vasıta Lastikleri Ticari Direktörü
Sertan Akçagöz, Michelin Türkiye Ağır
Vasıta Lastikleri Pazarlama Müdürü
Emir Aydemir ve Ağır Vasıta Lastikleri
Ürün Teknik Müdürü Recep Uçan’ın
katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikle
anlatan Michelin, lastik pazarı ve yeni
ürünleriyle ilgili detayları paylaştı.
Michelin Türkiye Ağır Vasıta Lastikleri
Ticari Direktörü Sertan Akçagöz’ün
açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte
Akçagöz, “Türkiye, özellikle ağır vasıta
lastikleri segmentinde mega projeler
ve ülkemizin dinamik yapısı nedeniyle uzun süredir büyüme ivmesini
sürdürüyor. 2016 yılında da Türkiye
ağır vasıta lastikleri pazarı son üç yıldır
olduğu gibi büyüme grafiğini korudu
ve özellikle son 3 aylık dönemde gerNisan 2017
çekleştirdiği satışlarla 2016 yılını yüzde
5’lik bir büyüme ile kapattı. Michelin
Türkiye olarak pazarın üzerindeki
büyüme oranımızla ve ülkemizin
bu segmentteki potansiyeli ile grup
içerisinde de bizim pozisyonumuzu
sağlamlaştırıyoruz.” dedi.
Akçagöz, “İlk çeyrekte
büyümeyi sürdürüyoruz”
Türkiye’nin Avrupa’nın en önemli
ve en hızlı büyüyen ağır vasıta lastik
pazarı olduğunu belirten Akçagöz,
“Ülkemizin Avrupa’ya oranla daha
dinamik ve büyüme odaklı olması,
inşaat sektöründe yaşanan hareketlilik
sektördeki bu büyümeyi destekliyor.
Biz de Michelin Türkiye olarak, ilk
çeyrekte oldukça başarılı bir performans sergiliyoruz. 2017 yılını yeni
ürünlerimiz, markalarımız, müşteri
odaklı çözüm paketlerimiz, farklı
ve yenilikçi satış kanalları sayesin-
de pazara oranla daha yüksek bir
şekilde büyüyerek kapatmayı ve
tüketicilerin tüm ihtiyaçlarını geniş bir
yelpazede karşılamayı planlıyoruz.”
dedi. Michelin’den 360 derece lastik
hizmeti; Michelin Solutions Sektörde bir ilk olarak gerçekleştirdikleri
Michelin Solutions ile fark yarattıklarını
belirten Akçagöz, “Yeni bir hizmet
modeli olan Michelin Solutions, ağır
vasıta, otobüs, kamyonet ve inşaat
filolarına önemli avantajlar sağlıyor.
Michelin Solutions ile ulusal ve
uluslararası onlarca firmaya anahtar
teslim hizmet veriyoruz. Karsan’dan
Mercedes’e, Omsan’dan Borusan’a,
Mars Lojistik’ten Gökbora ve Ekol
Lojistik’e kadar pek çok firmanın yer
aldığı müşteri portföyümüzde şirketler
yakıttan sonra en büyük maliyet
kalemi olan lastik ve lastik yönetimi
konusunu tamamen bize devrediyorlar. Kilometre başına faturalandırma,
49
yol yardımı, raporlama, stok yönetimi,
lastik bakım yönetimi, filo yönetimi
ve çözüme bağlı hizmetleri bir arada
sunuyoruz. Böylece ekipman, servis,
satınalma gibi prosedürleri hepsi bizim
tarafımızdan yönetiliyor ve verimlilik
artarken kilometre maliyetleri düşüyor.” dedi.
Michelin Solutions
dünyaya örnek oluyor”
Michelin Solutions ile Türkiye’de pek
çok mega projeye hizmet sunduklarını belirten Akçagöz; dünyaya
örnek teşkil eden bir işbirlikleri hayata
geçirdiklerini ifade etti. Akçagöz, “İETT
bünyesinde hizmet veren Karsan ve
Mercedes’in Michelin Solutions ile
olan işbirliği dünya çapında örnek bir
model. Michelin Solutions bu model
ile lastiğe bağlı herhangi bir sorun
veya talepte 80 dakika gibi kısa bir
sürede İstanbul’un neresinde olursa
olsun araca ulaşıp talebi gerçekleştirme taahhüdü ile hizmet veriyor.”
şeklinde konuştu.
2016 yılında 12 bin
müşteri ziyaret ettik
Sertan Akçagöz başarılarının altında
yatanın düzenli müşteri ziyaretleri
ve son kullanıcı odaklı yaklaşım
olduğunu belirterek; “Michelin 16
Müşteri yöneticisi ile Türkiye nin
her noktasında ki son kullanıcılara
düzenli ziyaretler gerçekleştiriyor.
2016 yılında 12 bin müşteri ziyareti
ve 60.000’in üzerinde araç lastiği
inceledik. Saha ekibimiz, müşterileri
ile paylaştığı raporlarla Doğru Lastik
Kullanımı, Doğru Hava Basıncı ,Yakıt
Ekonomisi gibi alanlarda müşteriye
özel analizler sunarak, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşıdılar”
diyerek sözlerini tamamladı. Yeni
Michelin ağır vasıta lastikleri; X Multi
ve X Line Energy Tanıtımı yapılan X
Multi serisi ve MICHELIN X®LINE™
ENERGY™ lastiklerinin özellikleriyle
ilgili sunum yapan Emir Aydemir ve
Recep Uçan, “Bölgesel ve uluslararası taşımacılık şirketleri için en çok
rağbet gören kamyon lastik serimizin
yeni serisi X Multi’yi piyasaya sunuyoruz. Yeni nesil lastiklerin kilometre
performansı bir önceki nesil Multi
serisine kıyasla %15-20 fazla. Yeni
MICHELIN X Multi lastikleri sürücülere her türlü hava ve yol koşulunda
mükemmel bir yol tutuş ve uzun
ömürlülük sağlayacak.” dedi. X Line
Energy ile 16.000 TL yakıt tasarrufu
Tüm araçlar için enerji verimliliğini
ön planda tutan MICHELIN X Line
Energy, yeni lastikte 100 km’de 1
litreye kadar, lastiğin ilk ömründe
100 km’de ortalama 0,5 litreye kadar
yakıt tasarrufu sunuyor. Lastiğin ilk
ömründe ortalama 16.000 TL yakıt
tasarrufu ve 3.724 kg CO2 emisyon
tasarrufu sağlayan lastikler, üstün
bir yol tutuşu sağlıyor. X Multi son
teknolojileri biraraya getiriyor X Multi
bölgesel lastik serisi, nakliye şirketlerine ekstra değer ve performans
sağlamaya yardımcı olan REGENION
TM, INFINICOIL TM, POWERCOIL
TM ve CARBION TM ürünlerinde
kullanılan son teknolojileri bir araya
getiriyor. Lastiğinin içine yerleştirilen RFID çipi sayesinde filo ve lastik
yönetimini de basitleştiren yeni seri,
gelişmiş filo ve stok yönetimi, operasyon takip kabiliyeti gibi birçok
avantaj sağlıyor. İlk kilometreden
son kilometreye kadar her türlü yol
koşulunda lastiğin her milimetresinde yol tutuş kabiliyeti sunan
lastikler, 4 temel lastik ebatında
pazara sunulacak.
Nisan 2017
50
LOJİSTİK
İhracata bahar geldi
Türkiye’nin mart ayı ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 19 artışla 13 milyar 616
milyon dolara yükseldi. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 2.4’lük artışla 144 milyar
877 milyon dolara ulaştı.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) verilerine göre Mart
2017 ihracatı geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 19 artışla 13
milyar 616 milyon dolar oldu. TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİM
rakamlarına göre Kasım 2012’den bu
yana en güçlü artışın Mart ayında kaydedildiğine dikkat çekti. Büyükekşi,
“2017 yılına yüksek bir artış oranıyla
başlamıştık. Mart ayında bu artış
oranı çok daha yukarılara çıkmış oldu.
Böylelikle ilk 3 aydaki ihracat artışımız
yüzde 6,7 oldu. Atılım yılı ilan ettiğimiz
2017 yılında dünya ekonomisindeki
toparlanma ile birlikte Hükümetimizin
ihracatçılara verdiği desteklerin de
etkisiyle ihracatımız yükselişe geçti.
Verilere baktığımızda genele yayılan
ve gittikçe hızlanan bir ihracat yapısına
kavuştuğumuzu görüyoruz.” dedi.
Büyükekşi, son 12 aylık ihracatın da
bir önceki yıla göre yüzde 2,4 artışla
144 milyar 877 milyon dolara ulaştığını
belirtti. Geçtiğimiz dönemde olduğu
gibi Mart ayında da otomotiv sektörüNisan 2017
nün ihracatımızda başı çektiğini belirten Büyükekşi, “İhracatımıza sektörel
olarak baktığımızda Mart ayında 666
milyon dolarlık artış ile değer bazında
en yüksek artışı Otomotiv sektörümüz
kaydetti. Oransal olarak en yüksek
artışlar yüzde 87,3 ile Gemi ve Yat ve
yüzde 75,4 ile Mücevherde görüldü.
Tarım sektörümüzün ihracatı ise
yüzde 7,2 artış gösterirken, bu sektör
altında izlenen Zeytin ve Zeytinyağı
ihracatımız yüzde 71,2 Süs Bitkileri
ve Mamulleri ihracatımız yüzde 24,7
artışla oransal olarak başı çekti. Yılın
ilk üç ayına baktığımızda ise 4 milyar
73 milyon dolarlık ihracat artışının 1
milyar 470 milyon dolarlık kısmı otomotiv sektöründen, 874 milyon doları
çelik sektöründen, 788 milyon doları
ise kimyevi maddeler ve mamullerindeki ihracat artışından kaynaklandı.
Geçtiğimiz dönemde emtia fiyatlarının
gerilemesi sebebiyle çelik ve kimyevi
maddeler sektörlerimizdeki ihracatımız gerileme kaydederken, bu sene
tam tersine emtia fiyatlarının yükselişe
geçmesiyle birlikte bu sektörlerimiz
ihracat artışına en fazla destek veren
sektörlerden oldu.” dedi. Mart
ayında kilogram başına ihracatın düştüğünü söyleyen Büyükekşi, “Geçtiğimiz senenin Mart ayında altın hariç
kilogram başı ihracatımız 1,24 dolar
iken, bu sene bu rakam 1,18 dolara
geriledi. Ancak ortalama düşse bile
kg başı ihracatını artırmayı başaran
sektörlerimiz var. İlk 3 aylık döneme
baktığımızda, kg başı ihracatını en
fazla artıran sektörümüz Savunma
ve Havacılık oldu. Bu sektörümüzün
kg başı değeri geçen seneye göre
9 dolar artış kaydetti ve 30,7 dolar
oldu” dedi.
ASYA VE UZAKDOĞU
ÜLKELERİNE İHRACATIMIZ
SIÇRAMA YAPIYOR
İhracat pazarlarına yönelik değerlendirmelerini de paylaşan Büyükekşi “Mart ayında en dikkat çekici
ihracat artışlarını Asya ve Uzakdoğu
ülkelerinde görüyoruz. Bu ayda
51
Asya ülkelerine ihracatımız yüzde
44 artarken, Uzakdoğu ülkelerine
ihracatımız ise yüzde 91’lik bir oranda
artarak adeta sıçrama yaşadı. Ülkelere
göre incelediğimizde ise, Mart ayında
Singapur’a ihracatımız yüzde 340,5
gibi yüksek bir oranda artarken, Çin’e
yapmış olduğumuz ihracat da yüzde
73 oranında yükseldi. AB ülkelerine
ihracatımız her zaman olduğu gibi
dengeli bir şekilde artmaya devam
ediyor. Mart ayında AB-28’e olan
ihracatımız yüzde 20 artarken, AB
ülkeleri arasında en dikkat çekici
artışların ise yüzde 95,9 ile Malta ve
yüzde 92,1 ile Portekiz’de yaşandığını
görüyoruz. Rusya’ya ihracatımız ise
bu ay da artmaya devam etti, Mart
ayında yüzde 45,3 oranında, ilk 3
ayda ise yüzde 40,3 seviyesinde artış
kaydetti. En önemli ihraç pazarlarımız-
dan birisi olan Irak’a ihracatımız da
benzer şekilde artışını sürdürüyor. Bu
ülkeye ihracatımız Mart ayında yüzde
36,1 artış gösterdi. Diğer taraftan,
siyasi sorunlar yaşadığımız Hollanda,
İran ve Mısır’a ihracatımız ise sırasıyla
yüzde 8,5, 17,1 ve 13,3 oranında
düşüş kaydetti” dedi.
2017’DE GÜÇLÜ İHRACAT
ARTIŞI BÜYÜMEMİZİ
YUKARI ÇEKECEK
Açıklanan büyüme rakamlarını değerlendiren Büyükekşi, “2016 yılının
3. çeyreğinden sonra son çeyrekte
tekrar büyümeye geçmemiz olumlu
bir gelişme. Son çeyreğe ilişkin yüzde
3,5’lik artış ülkemizin potansiyelinin
altında, ancak beklentilerin üzerinde geldi. Bu sayede ekonomimizin
temellerinin ne derece sağlam olduğu
verilerle de pekişmiş oldu. Darbe
girişimi, akabinde terör olayları ve
derecelendirme kuruluşlarının notlarına
rağmen büyümeye devam ediyoruz.
Bunlara Hükümetimiz tarafından
verilen destek ve teşvik paketlerinin
de etkisi eklenince 2017’de çok daha
yüksek büyüme rakamlarını yakalayacağımıza inanıyoruz. Ülkemizdeki
güven ve istikrar ortamı da bunu
destekler nitelikte. Bankacılık sistemimiz son derece güçlü, mali disiplinden
taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Alınan tedbirler sayesinde kısa
vadede turizm ve yatırımlar da atağa
kalkacak. 2017’de sadece ihracatta
değil tüm ekonomide bu atılımın izlerini
göreceğiz.” dedi.
2016 yılının son çeyreğinde net dış
ticaretin büyümeye 0,2 puanlık negatif
katkı verdiğini kaydeden TİM Başkanı
“Net dış ticaretin büyümeye katkısında mal ticaretinin yanında turizmi
de kapsayan hizmet ticareti de var.
Son çeyrekte sadece mal ticaretinin
büyümeye katkısı pozitif olurken kötü
bir sezon geçiren turizm dolayısıyla
hizmet ticareti büyümeye negatif katkı
verdi. 2017 yılında gelen güçlü ihracat
verileri net dış ticaretin büyümeye
katkısında da olumlu bir etki yaratacak
ve ihracatımız bu yıl büyüme verilerini
yukarı çekecek” diye belirti.
İMAJ KAMPANYAMIZI MART
AYINDA BAŞLATTIK
Son dönemde yurtdışında maruz
kaldığımız olumsuz propagandaların
ülkemizin imajı üzerindeki negatif
etkileri ortadan kaldırmayı hedeflediklerini ifade eden Büyükekşi, “Sayın
Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci
liderliğinde, Türkiye İmaj Kampanyası çalışmalarımızı Mart ayı itibariyle
başlatmış bulunuyoruz. Almanya,
ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya
ve Birleşik Arap Emirlikeri’nin olduğu
toplam 7 ülkenin TV, gazete, dergi
ve sosyal medya mecralarında ülke
tanıtımımızı gerçekleştiriyoruz. Bunu
yaparken de yabancılara kendimizi
anlatmıyoruz. Aksine, ülkemizde
iletişimden ilaç sanayine, hızlı tüketim
mallarından elektroniğe, otomotivden
bankacılığa birçok sektördeki büyük
oyuncuların üst düzey yöneticileri bizzat kendi hikâyelerini ve tecrübelerini
anlatarak, kendi insanlarını ülkemizi
keşfe davet ediyorlar. İnanıyoruz ki,
bu kampanyamızla birlikte ülkemize
karşı oynanan oyunları tersine çevireceğiz.” dedi.
Nisan 2017
52
LASTİK
100 araçlık filoda
1.7 milyon TL tasarruf
Brisa, 2016 yılında da filo yönetim çözümleri Profleet ile filoların verimliliğini
artırarak ekonomik ve çevresel katma değer yaratmayı sürdürdü. Şirket, 106
Profleet Danışmanı ile yaklaşık 1,3 milyon lastiğe dokundu, lastik takip sistemi
Aspects+ ile yaklaşık 7 bin rapor sundu; 36 bin lastik kaplama ve 13 bin lastik
tamiri gerçekleştirdi.
D
ünya genelinde 5 yılda
yüzde 19 büyüme beklenen ticari araç lastik
pazarının önemli bir potansiyel
taşıdığını söyleyen Brisa Ticari
Ürünler Pazarlama ve Satış Genel
Müdür Yardımcısı Egemen Atış;
“Ticari araç lastikleri adetsel olarak
baktığımızda dünya lastik pazarının
yüzde 10’unu oluştururken, cirosal
olarak yüzde 36’sını oluşturuyor.
2016 yılında dünyada ticari araç
lastikleri, toplamda 185 milyon
adetlik ve 144 milyar TL ciroya
sahip bir pazar oluşturdu. Bu
rakamın 2021 yılında yüzde 19’luk
artışla 220 milyon adede ulaşması
bekleniyor. Avrupa’nın en büyük
ikinci ticari araç parkına sahip olan
ülkemizde ise bu artışın yüzde 27
oranında olacağı öngörülüyor. Böylece 2016 yılında 2,4 milyon adet
ile toplam 2 milyar TL ciroya ulaşan
ticari araç lastik pazarı, 2021’de 3
milyon adede ulaşacak. Ağır ticari
araç pazarı da bu beklentimizi destekliyor. 2016 yılında Euro 6 geçişi
sebebiyle ticari araç kayıtlarında
beklenen daralma yaşandı ve yüzde
44 oranında azalma gerçekleşti.
Ancak bu yıldan itibaren yeniden artış eğilimiyle 2017 yılında yüzde 24
büyüme bekleniyor. Diğer yandan
karayolu ulaşımı, altyapı çalışmaları
ve inşaat sektörlerindeki yatırımların
ve büyümenin devam etmesi de
pazardaki büyümeyi destekliyor. Bu
segmentin taşıdığı potansiyel ve ülkemizin gelişiminde oynadığı önemli
rol dolayısıyla Brisa olarak bu alana
önemli yatırımlar yapıyoruz. Bu
segmentte satılan her üç lastikten
biri Brisa’ya ait. Ayrıca ortağımız
Bridgestone’un Avrupa satışlarına
en büyük katkıyı da biz gerçekleştirdik. Özellikle müşterilerimizin
ihtiyaçlarına odaklanarak sektörde
Nisan 2017
fark yaratan hizmetler geliştirmeye
odaklanıyoruz. Aynı zamanda yeni
nesil araçlara uygun sağlam, emniyetli ve konforlu lastikler üretmeye
devam ediyoruz” dedi.
Mega projelerin
lider lastik ve
hizmet sağlayıcısı
Türkiye inşaat, taşımacılık ve turizm
sektörlerinin liderliğinde yeni bir
yapılanma içerisinde. Yeni dönemde
kritik önem taşıyan bu projeler, ticari
araç lastik pazarını da doğrudan etkiliyor. Brisa bu projeler için yenilikçi
ürün ve hizmetler geliştiriyor. 2016
yılında Brisa 3. Havalimanı, Yavuz
Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü projelerinde ürün ve
hizmetleriyle yer aldı.
Brisa 2016 yılında Türkiye’nin yanı
sıra farklı ülkelerin de gelişiminde rol
alan projelere hizmet sundu. Şirket,
Etiyopya’da filo yönetim projesi,
Dubai metrosu ve Sudan’daki El
Mek Nımır Köprüsü projelerinin ürün
ve hizmet tedarikçisi oldu, projelere
Türkiye’den destek verdi.
Ticari araç pazarında
trendler değişiyor
Ticari araç üretiminde trendler
ve teknolojiler değişiyor. Gelişmiş sürüş emniyeti sunan, yeni
nesil teknolojilerden yararlanan ve
özellikle yakıt verimliliği sağlayan
bağlantılı araçlar ön plana çıkıyor. Sürüş deneyimini tamamen
değiştirecek olan yeni teknoloji ise
otonom sürüş. Otonom sürüşe
sahip araçlar özellikle daha geniş
lastiklere ihtiyaç duyuyor ve RunFlat teknolojisini tercih ediyor. Diğer
yandan filolaşma giderek artıyor.
Artan filolaşma sonucu artık operasyonel maliyetleri yönetebilmek
daha da önem kazanıyor. Dijital
izleme sistemleri de bu yönde
sürekli gelişiyor.
Bu trendlere uygun ürün ve
hizmetler geliştirdiklerini belirten Atış; “Dünyadaki ticari araç
pazarı trendlerine paralel olarak
biz de ürünlerimizi sürekli olarak
geliştiriyoruz. Ürünlerimizle birlikte
sağladığımız 360 derece yenilikçi
hizmetler bütünüyle de filoların ve
53
ticari araç gruplarının yolculuklarını
mükemmelleştirmeye odaklanıyoruz. Aynı zamanda filo müşterilerimizin operasyonlarını daha düşük
maliyetlerle yönetebilmesi amacıyla
hayata geçirdiğimiz sistemlerle de
işlerini geliştirmelerine destek oluyoruz” diye konuştu.
100 araca
1,7 milyon TL tasarruf
Brisa, 2016 yılında da filo yönetim
çözümleri Profleet ile filoların verimliliğini artırarak ekonomik ve çevresel
katma değer yaratmayı sürdürdü.
Şirket, 106 Profleet Danışmanı ile
yaklaşık 1,3 milyon lastiğe dokundu, lastik takip sistemi Aspects+ ile
yaklaşık 7 bin rapor sundu; 36 bin
lastik kaplama ve 13 bin lastik tamiri
gerçekleştirdi.
Brisa, Profleet hizmetler bütünü içerisinde sunduğu mobil tır bakım servisi Mobilfix, Bandag lastik kaplama,
TPMS, Probox ve Filofix yol yardım
hizmetleri ile 100 adet aracı olan bir
filoya bir yılda toplam 1,7 milyon TL
tasarruf sağlayabiliyor. Öte yandan
Brisa’nın ağır ticari araçlara yönelik
tek noktada hızlı bakım ve servis
zinciri Propratik 2016 yılında müşterilerine sunduğu değerler paketini
geliştirerek yeniledi. Ağır ticari araçlar için lastik bakım ve satışından
akü, yağ ve yedek parçaya kadar
sürücülerin tüm ihtiyacını karşılayan Propratik hizmet noktalarını
yaygınlaştırmayı hedefleyen Brisa,
geçtiğimiz yıl İstanbul, Gaziantep ve
Hatay’da üç yeni mağaza açtı. Brisa, 2017 yılında Mersin ve Muğla’da
iki yeni mağaza daha açacak.
maya devam edecek. Şirket aynı
zamanda filolar için gerçekleştirdiği,
Avrupa’da da Türkçe hizmet veren
ilk özel yol yardım hizmeti Filofix ile
yüzde 96’nın üzerinde bir oranda
servis sağladı. 2016 yılında Filofix,
856 yol yardım hizmeti sundu. Bu
yardımların yüzde 25’i Avrupa’da
gerçekleşti.
Brisa, Bandag ile
bir yılda 127 binden
fazla lastik kapladı
Brisa, kaplama lastik pazarında
da liderliği üstleniyor. Pazarda
lastik kaplama yüzdesi yüzde 25’e
ulaşırken, kaplanan her 3 lastikten biri Brisa’nın imzasını taşıyor.
Şirket 2016 yılında ECE R109
belgesine sahip iş ortaklarıyla,
125 bin’den fazla otobüs kamyon
lastiği, 2 bin 200 iş makinesi lastiği
kapladı. Brisa’nın 2016 yılında
başlattığı Shearography teknolojisi
de bu alandaki hizmetlerinin zenginleşmesini sağlıyor. Bu yeni nesil
teknoloji lastiklerin kaplanmaya
uygun olup olmadıkları tıraşlamaya
gerek kalmadan saptıyor, böylece lastiklerin ömür planlaması en
doğru şekilde yapılıyor.
Brisa sektör ihtiyaçları doğrultusun-
da inşaat ve hafriyat segmentinde
yüzde 20’den az yol dışı koşullar
için tasarlanmış M-Serisi’ni geliştirdi.
Brisa’nın yeni ürün serisi güçlendirilmiş çekiş ve yeni desen tasarımı
ile gelişmiş sürüş konforu sağlıyor.
Yeni seri lastikler, ön aksta yüzde
23, çeker aksta yüzde 33 daha uzun
ömür ve dayanıklılık sunuyor.
Şirket aynı zamanda yeni markalarından Dayton ile de düzensiz aşınmaya karşı dirençli ve uygun fiyatlı
lastikleri pazara sunuyor.
Brisa 2017’de ticari araç pazarında
bireysel müşterilere de daha yakından
odaklanmayı planladıklarını açıkladı. Atış; “Müşterilerimizi yakından
dinliyoruz ve ihtiyaçlarını tespit etmeye
odaklanıyoruz. Bu yıldan itibaren ticari
araçlarda farklı müşteri gruplarımıza
sektörde ilk olacak yeni uygulamalarla ulaşacağız. İletişim stratejilerimizi
de bu yönde oluşturuyoruz Lassa
markamızla kamyon sürücülerine
daha yakından birebir dokunarak,
Bridgestone markamız ile de filo
müşterilerimize özel farklı hizmetlerle
sunduğumuz değeri zenginleştirmeyi
ve derinleştirmeyi hedefliyoruz. Bu
kapsamda çok yakında duyuracağımız heyecan verici bir sürece hazırlanıyoruz” diye konuştu.
Mobilfix, artık
Anadolu yollarında
Brisa’nın özel mobil tır bakım servisi Mobilfix, 2016 yılında Türkiye
turuna başladı. Mobilfix servis tırı,
sadece 2016 yılı içinde 30 filoya
kendi çalışma sahalarında hizmet
verdi, yaklaşık 1.000 araca servis
sundu ve 234 aracın aks kaçıklıkları
düzeltilerek 1 milyon TL civarında
yakıt tasarrufu sağladı. Brisa, 2017
yılında Mobilfix’i daha fazla filo ile
buluşturmak üzere yeni turlar ve
kampanyalar düzenlemeyi hedefliyor. Bu sayede şirket, filolar içerisinde servis bilincini artıracak, düzenli
bakım ile lastiğin ömrünü tamamlamasını sağlayacak ve aks kaçıklıklarını düzelterek yakıt tasarrufu sun-
TİCARİ ARAÇ ANKETİ
12 ilde, İnşaat-hafriyat işinde çalışan, damperli kamyonlar, bölgesel taşımacılık
yapan her türlü yük taşıyan kasalı kamyon ve tırlar, uluslararası taşımacılık yapan
şehirlerarası otobüs ve şehir içi otobüs kapsamında 275 firma sahibi ve 325 araç
sahibi/şoför ile yapılan araştırma sonuçlarına göre;
•Araştırmaya katılan şoförlerin en sevdiği üç markadan biri Lassa
•Lastik tercihlerinde Lassa yüzde 30’luk bir payla ilk sırada.
•Ticari araç şoförlerinin karşılaştıkları en büyük zorluklar yorgunluk, uykusuzluk, ailelerinden ayrı kalmak, yalnızlık, sıkılmak ve ekonomik zorluklar.
•Şoförler kullandıkları araçlarla duygusal bir bağ kuruyor; araçlarını evim, ailem,
çocuğum, ekmek teknem, can dostum, yol arkadaşım, her şeyim, hayatım olarak
nitelendiriyor.
•Şoförlerin lastik tercihlerinde ürün ömrü, yol tutuşu ve fiyat öncelikli olarak öne
çıkıyor.
•Şoförlerin yüzde 75’i internet ve sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyor.
Nisan 2017
54
TİCARİ ARAÇ
Kamyonları gibi lansmanı da ödül aldı
Mercedes-Benz Türk’ün Şubat 2016’da gerçekleştirdiği ‘Yeni Travego Lansmanı’
En İyi Lansman Etkinliği, Mayıs 2016’da gerçekleştirdiği ‘Euro 6 Kamyonları
Lansmanı’ ise En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel Ödülü’nü aldı.
T
ürkiye’de kuruluşunun 50.
yılını kutlayan Mercedes-Benz
Türk, otobüs ve kamyon
sektöründeki başarılarını ödüllerle taçlandırmaya devam ediyor.
Mercedes-Benz Türk bu kez, geçen
yıl Euro 6 normlarına göre tamamen
yenilediği ‘Yeni Travego Lansmanı’
ve ‘Euro 6 Kamyonları Lansmanı’ ile
alanının en prestijli ödülü olan ACE of
M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik
Ödülleri’nde iki özel ödüle değer bulundu. Kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün kalite çıtasının yükselmesine
katkıda bulunmak amacıyla verilen
ve MICE sektörünün tek ödül töreni
organizasyonu olan ACE of M.I.C.E.
Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri,
bu yıl beşinci kez sahiplerini buldu.
Tüm kategorilerde incelenen çalışmalar, 85 ayrı firma ve derneğin üst düzey yöneticisi ile akademisyenlerden
oluşan jüri heyeti tarafından değerlendirildi. Otobüs piyasasında 2005
yılından beri liderliğini koruyan ve
Türkiye otobüs sektöründe bir efsane
olan Travego otobüslerini Hoşdere
Otobüs Fabrikası’nda Euro 6 standartlarına göre yenileyen MercedesBenz Türk, yeni Travego’yu “Gelecek
Nisan 2017
Gamze Şulen; Üretimde mükemmeli yakalamak için en ufak detay
üzerinde yaptığımız titiz çalışmalarımızı, ürünlerimizi tanıtırken de
devam ettiriyor lansmanlarımızda da aynı özeni gösteriyoruz.
Sefer” konseptiyle tanıttığı lansmanla
“En İyi Lansman Etkinliği” ödülünün sahibi oldu. Aksaray Kamyon
Fabrikası’nda ürettiği kamyonları Euro
6 standartlarına göre yenileyerek uzun
yol ve nakliye araçlarını Actros, inşaat
araçlarını Arocs, şehir içi dağıtım araçlarını ise Atego çatısı altında toplayan
Mercedes-Benz Türk, Comvex Fuarı
2016’da yeni kamyonlarını tanıttığı
lansmanla ise “En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel Ödülü”ne layık görüldü.
Mercedes-Benz Türk Kamyon ve
Otobüs Pazarlama İletişimi Müdürü
Gamze Şulen “Mercedes-Benz Türk
olarak hem şehirlerarası otobüs hem
kamyon pazarında geleneksel hale
gelen liderliğimizi 2016 yılında da
sürdürmeyi başardık. Bu başarımızın
arkasında Mercedes-Benz’in kalite,
güvenlik ve konfordan ödün vermeyen üstün mühendisliği ve teknolojisi,
Mercedes-Benz Türk olarak Hoşdere
Otobüs ve Aksaray Kamyon Fabrikalarımıza yaptığımız toplamda 1
milyon Avro’yu aşan yatırımlarımız,
araştırma-geliştirme çalışmalarımız
ve çalışanlarımızın emeği yatıyor.
Üretimde mükemmeli yakalamak için
en ufak detay üzerinde yaptığımız titiz
çalışmalarımızı, ürünlerimizi tanıtırken
de devam ettiriyor lansmanlarımızda
da aynı özeni gösteriyoruz. Yoğun
emek verdiğimiz, özenle sunduğumuz ve her türlü detayı ile mükemmeli hedeflediğimiz bu çalışmalarımızın ödüllendirilmesi bize gurur veriyor.
Kuruluşumuzun 50. yılında bu ödüle
layık görüldüğümüz için ayrıca mutluluk duyduk” şeklinde konuştu.
55
Barsan Türkiye’nin en büyük
deposunu yapıyor
Barsan Global Lojistik, 30 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’nin en büyük deposunu
yapıyor. Gebze’de bulunan yeni tesiste 500 kişi istihdam edilecek.
Barsan Global Lojistik 2016 hedeflerini başarıyla gerçekleştirerek, 2017
yılına da iddialı girdi. Gebze’de 30
milyon dolar yatırımla Türkiye’nin en
büyük deposunu inşa etmeye başlayan BGL, yeni yatırımıyla 500 kişiye
daha istihdam sağlayacak.
Barsan Global Lojistik yatırımlarıyla
büyümeye ve hizmet alanını genişletmeye devam ediyor. Gebze’de
30 milyon dolara mal olacak yeni bir
depo inşa etmeye başlayan BGL,
bu yatırımla 500 kişiye istihdam
sağlayacak. Proje tamamlandığında
75 bin metrekarelik kapalı alanı bulunan bu yapı, Türkiye’nin en yüksek hacimli lojistik merkezi olacak.
Gebze’de inşasına başlanan deponun bir yıl içinde tamamlanarak, perakende kategorisindeki ürünler için
kullanılması planlanıyor.
YATIRIMLA
BÜYÜMEYE DEVAM
BGL’nin özgün girişimlerle sürekli
yenilerek büyümesinden gurur duyduklarını belirten Barsan Global Lo-
jistik Şirket Kurucusu ve Sahibi Kamil Barlın, şunları söyledi: “Barsan
Global Lojistik olarak, Türkiye’nin ve
dünyanın önde gelen markalarına
hizmet veriyoruz. Bugün itibarıyla
hizmet verdiğimiz müşteri sayımız
5 bini aştı. Geldiğimiz nokta, 35
yıllık çabanın ve güvenin sonucudur. Müşterilerimizin memnuniyetle
karşıladığı yatırımlara ve aralıksız
büyümeye 2017 yılında da devam
edeceğiz.”
YURT DIŞINDA 20
YENİ MERKEZ AÇACAK
2016 yılında büyüme hedeflerini ve
yatırım planlarını başarıyla uygulayan BGL, 22 ülkedeki 59 lojistik
merkezde faaliyetlerine devam ediyor. Önümüzdeki yıl yurt dışında 20
merkez daha açacak olan Barsan
Global Lojistik, yurt içinde de yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor.
Barsan Global
Lojistik hakkında
1982 yılında İstanbul’da gümrük
müşavirliği firması olarak kurulan
Barsan, 1988 yılında kendi mülkü
olan ilk ofisini Şişli’de açtı. 1990 yılına
kadar yatırımlarına aralıksız devam
eden Barsan, 1990’da 17 araçlık filosu ile lojistik sektörüne ilk adımını
attı. 1994 yılına kadar hava ve deniz
forwarderliği hizmeti veren şirket, 94
yılında Türkiye’de 9 noktada depolarını tamamlayıp, ISO 9002 belgesini
alan ilk Lojistik hizmet sağlayıcı oldu.
Türkiye yatırımlarına hız kesmeden
devam eden şirket, deneyim ve birikimini global alanda kullanmak için
1995 yılında ilk yurt dışı yatırımını
Nürnberg deposunu açarak gerçekleştirdi ardından 1996 yılında da ilk
deniz aşırı ofisini New York da açtı.
Yurtdışı yatırımları kapsamında 1999
yılında NVOCC lisansını da alan firma, 2000 yılında dünya genelinde
yaptığı antrepo yatırımlarını tamamladı. 2002 yılında global alanda yaptığı yatırımların bir gerekliliği olarak
adını BGL (Barsan Global Lojistik)
olarak değiştiren firmanın bugün 22
ülkede 59 lojistik merkezi bulunuyor.
Nisan 2017
56
tedarik
Saf Türkiye’de 35 bin treyler aksı üretecek
SAF-HOLLAND, Türkiye’deki ilk üretim tesisini hizmete açtı. Almanya merkezli
şirket, 5 milyon Euro’luk yatırım ile Türkiye’deki pazar payını arttırmak üzere
Düzce’de üretime başladı.
Y
ıllık ortalama 1 milyar 42
milyon Euro’luk satış hacmi
ve 3 bin 200’ün üzerinde istihdam kapasitesiyle, treyler, çekici
ve otobüsler için aks bağlantılı sistemler ve bileşenlerinin lider üreticilerinden SAF-HOLLAND, Düzce’deki yeni üretim tesisinin kapılarını
açtı. Tesisin açılışı; SAF-HOLLAND
CEO’su Detlef Borghardt, EMEA
Bölge Başkanı Alexander Geis ve
SAF-HOLLAND Türkiye Genel Müdürü Bilal Azizoğlu’nun ev sahipliğinde kamu ve özel sektörden üst
düzey katılımla gerçek-leşti. SAFHOLLAND ürün ailesi, treyler ve
semitreyler için komple aks grupları,
treyler ayakları ve king pin gibi kritik
ürünlerin yanı sıra çekiciler için beşinci teker, ağır kamyon ve otobüsler için havalı süspansiyon sistemleri
gibi çözümleri kapsıyor.
Türkiye’den ihracat
yapılacak
2020 yılı stratejileri doğrultusunda
Türkiye’nin kendileri için önemine
değinen SAF-HOLLAND CEO’su
Detlef Borghardt açıklamasında;
“SAF-HOLLAND olarak 2020’ye
kadar belirlediğimiz büyüme stratejimizde yeni pazarların önemi büyük.
Dünya geneline bakıldığında, sunduğumuz her ürün grubunda ilk üç
tedarikçi arasında yer almaktayız.
Avrupa’da aks sistemlerinde genel
pazar payımız yüzde 40’ların üzerindedir. Türkiye’deki araç üretimine bakıldığında ise yüzde 25’lik bir
pazar payına sahibiz. Türkiye’deki
pazar payımızı arttırabilmek, müşterilerimize daha yakın olmak, ürün ve
hizmetlerimizi hızlı sunabilmek, orta
vadede de komşu pazarlara Türkiye
merkezli ihracat yapmak üzere yeni
tesisimizi faaliyete geçiriyoruz. Türkiye, bizim için Avrupa ve Ortadoğu
pazarları arasında önemli bir köprü
ve bu bölgede yaptığımız yatırım
doğrultusunda büyük fırsatlar görüyoruz” dedi.
Taşımacılık sektöründe yükselen maliyetlere dikkat çeken SAFHOLLAND EMEA Bölge Başkanı
Alexander Geis, yaptığı açıklamaNisan 2017
da; “SAF-HOLLAND olarak ürünlerimizin tasarım ve üretiminde kalite ve dayanıklılık açısından yüksek
mü-hendislik becerisine sahibiz.
Müşterilerimizin içinde bulunduğu
rekabetçi koşullar ve ihtiyaçları doğrultusunda kaliteden ödün vermeden, daha hafif ve bakım gideri düşük ürünler üretiyoruz ki bu da yakıt
tüketimini ve kilometre başına maliyeti azaltıyor. Türkiye’de aks sistemleri ile üretime başlayacağız. Uzun
vadede üretim yelpazemizi genişleterek çekici araçlar için beşinci teker
gibi ürünlerin de üretimini Türkiye’de
gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Eş
zamanlı olarak. Türkiye’deki satış
sonrası hizmetler ve servis ağı yapılanmamıza da yatırım yapmaya
devam edeceğiz” diye belirtti.
35 bin aks üretimi
yapılacak
Yeni fabrikaları ile ilgili detaylı bilgi
veren SAF-HOLLAND Türkiye Genel Müdürü Bilal Azizoğlu konuşmasında; “10 bin metrekaresi kapalı, 3 bini açık olmak üzere toplam
13 bin metrekarelik bir alan üzerine
fabrikamızı kurduk. 90’lı yıllardan
bu yana ülkemizde ürünleri kullanılan ve 2011 itibariyle Türkiye’de
resmi olarak faali-yete geçen SAFHOLLAND’ın ekonomiye şimdi de
üretici olarak katkı sağlamasından
büyük mutluluk duyuyoruz. SAFHOLLAND Grup’un yüksek kalite
stan-dartlarında üretim yapacağımız
tesisimizde orta vadeli planlarımız
dahilinde hedefimiz, iki yıla kadar 35
bin adet aks üretmek. Türkiye’deki
pazar payımızı arttırarak komşu pazarlara ihracat yapmak ana hedeflerimiz arasında. Fabrikamızı, başta
Ortadoğu olmak üzere, Afrika, Rusya, Güney Afrika ve hatta ihtiyaç
halinde Orta Avrupa’ya ürün sağlayacak bir merkez haline getirmeyi
planlıyoruz” diye açıkladı.
Ticari Ağır Vasıta sektöründeki
araç üreticilerinin önde gelen iki
tedarikçisinin (Al-manya’da SAF,
A.B.D.’de HOLLAND) 2006 yılı sonunda birleşmesi ile doğan Almanya merkezli SAF-HOLLAND Grubu,
özellikle kamyon ve treyler üreticilerine global bazda hizmet vermektedir. Kökleri 19.yüzyıla kadar uzanan
bu iki şirket birleşmeden sonra da
AR-GE geleneklerine bağlı kalarak
teknolojik anlamda pazar liderliklerini sürdürmüş, grup sinerjisinden
faydalanarak rakipleri ile arayı daha
da açmıştır. SAF-HOLLAND bugün
çok sayıda patent ile korunmakta
olan en ileri teknoloji ve yüksek kaliteye sahip ürünlerin yanı sıra küresel
bazda yaygın servis ve yedek parça
hizmeti de sunmaktadır. Treyler ve
semitreyler için komple aks grupları, park ayakları ve king pin gibi kritik
ürünlerin yanı sıra çekiciler için beşinci teker, ağır kamyon ve otobüsler için havalı süspansiyon sistemleri gibi sistemsel çözümler ana ürün
gruplarını temsil etmektedir. Araç
üreticilerinin (OEM) servisle-rinden
bağımsız olarak kurulan servis ağı,
tüm SAF-HOLLAND kullanıcılarına
yurt çapında yedek parça ve servis
hizmetlerine kısa yoldan ulaşma
imkanı tanımaktadır.
57
Ford Otosan ve tedarikçileri ile
“Yarına Yön Verecek”
Ford Otosan ve tedarikçilerinin her yıl bir araya geldiği geleneksel İmalatçılar Zirvesi bu yıl 31 Mart’ta “Yarına Yön Ver” teması altında Divan İstanbul Asia’da gerçekleştirildi. Ford Otosan, başarılarıyla öne çıkan tedarikçi firmalarını ödüllendirdi.
F
ord Otosan, bu yıl 6. kez
düzenlediği İmalatçılar
Zirvesi’nde yurt çapındaki
tedarikçileri ile bir araya gelerek
otomotiv endüstrisinin geleceğini
değerlendirdi. Etkinliğe, Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Çenk
Çimen, Ford Avrupa Satın Almadan
Sorumlu Başkan Yardımcısı Werner
Pütz ve Ford Otosan Genel Müdürü
Haydar Yenigün’ün yanı sıra Ford
Otosan Genel Müdür Başyardımcısı
Lisa King ve Ford Otosan Satın
Almadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Güven Özyurt da katıldı.
Etkinlik kapsamında gerçekleşen ve
Ford Otosan’ın en başarılı tedarikçilerinin ödüllendirildiği İmalatçılar Zirvesi
Ödül Töreni’nde ise şirketin ürettiği
araçlarla global pazarlarda büyük
başarı, Avrupa’da da liderlik elde
etmesinde katkısı olan 10 imalatçı
firma ödüle layık görüldü. “Yarına Yön
Ver” teması altında gerçekleştirilen etkinliğin ödül töreninde Ersan Kauçuk,
Nursan Kablo ve TI Otomotiv şirket-
leri Altın Yıldız ödülüne layık görülürken,
Bosch Fren, Ototrim Panel ve Sakarya İz
Reklam firmalarına Gümüş Yıldız ödülleri
takdim edildi. Ege Fren, Kipsan Kalıp ve
Sisan Bronz Yıldız ile ödüllendirilirken,
Elatek Kauçuk ise Teşvik Ödülü’ne layık
bulundu.
“100 yılda yapılandan
fazlası 10 yıl içinde
yaşayacak”
Etkinlikte otomotiv sektörünü değerlendiren Ford Otosan Genel Müdürü Haydar
Yenigün, şu şekilde konuştu: “Otomotiv
endüstrisi tüm dünyada hızla büyümeye
ve dönüşmeye devam ediyor. Türkiye’de
de son yıllarda otomotiv endüstrisinde
hızlı bir büyüme söz konusu, önümüzdeki
yıllarda daha da büyümesini öngörüyoruz. Bu büyümeden hak ettiğimiz payı
almak için her alanda gelişim ve rekabetçiliğimizi sürdürülebilir kılmak zorundayız.
Son 2 yıldır Türkiye’nin ihracat şampiyonluğu, üst üste 6. kez de otomotiv
sektörünün ihracat şampiyonluğunu
gururla sürdürüyoruz. Sektörümüz bugün
dijitalleşmeyle birlikte birçok önemli
trendin etkisinde ve kritik bir eşikten
geçiyor. Otomotiv endüstrisinin son
100 yılda yaşadığı değişiklikten daha
fazlasını önümüzdeki 10 yılda yaşayacak. Tedarikçilerimizle iş birliğimizi
ve iş alanımızı büyüterek, yeni ürün
gruplarını Türkiye’de imal edebilir
konuma gelmeliyiz. Gerek endüstrimizin büyümesine, gerekse istihdama
katkı sağlamak gibi ülkemize pozitif
getirilerini de düşünürsek çok kritik
ve stratejik olan bu konularda imalatçılarımızla el ele çalışmamız gerektiği bilincindeyiz. Ancak inovasyonu
işimizin tüm süreçlerine uygulayarak
ve yine tüm süreçlerimizde başarılı bir
şekilde dijital dönüşümü gerçekleştirerek, aynı zamanda, insan kaynağımızın
yetkinliklerini geliştirerek sürdürülebilir
ve sağlıklı büyüme ile işimizi geleceğe
taşıyabiliriz. Bugüne kadar imalatçılarımızla geleceğe birlikte yön verdik ve
bugünlere geldik. Şimdi yeni ve farklı
yaklaşımları benimseyip geleceğe yine
birlikte yön vereceğiz.”
Nisan 2017
58
HAVA KARGO
Pegasus 2017’den umutlu
Pegasus Hava Yolları 2016 yılı performansını değerlendirdi ve gelecek döneme
ait hedeflerini açıkladı. 2016 yılında havacılık sektörünü zorlayan tüm gelişmelere
rağmen taşıdığı misafir sayısını yüzde 8,1 artırarak 24,14 milyona çıkartan Pegasus, cirosunu ise yüzde 6,2 yükselterek 3,7 milyar TL’ye çıkardı. Pegasus CEO’su
Mehmet T. Nane, havacılık sektöründe 2017 yılında temkinli bir iyileşme olmasını,
asıl büyümenin 2018 itibarıyla gelmesini beklediklerini ifade etti.
D
üzenlenen basın toplantısında konuşan Mehmet T.
Nane, “2016 yılı sektörümüz
için oldukça zorlayıcı oldu. Yıl boyunca hava trafiğini olumsuz etkileyen pek çok engelle karşılaştık, bu
engellerin en büyüğünü 15 Temmuz
sürecinde yaşadık. Buna rağmen yıl
boyunca misafir sayımızı ve gelirlerimizi artırmak için çok yoğun çalışırken,
diğer yandan akıllı ve zaman zaman
zihni sinir projelerle masraflarımızı
kontrol altında tuttuk. Yıl sonu itibarıyla
iç hatlarda 15,29 dış hatlarda ise 8,85
olmak üzere toplam 24,14 milyon
misafirimize hizmet verdik. Ana merkezimiz İstanbul Sabiha Gökçen’de
toplam pazar iç hatlarda yüzde 5,8
büyürken Pegasus olarak biz misafir
sayımızı yüzde 10,7 artırmayı başardık. Aynı şekilde pazar dış hatlarda
yüzde 15,5 oranında daralırken biz
yüzde 3,9 büyümeyi başardık” dedi.
Bir koltuk günde
yaklaşık 7 kez satılıyor
Mehmet T. Nane sözlerine “82 uçaklık
filomuzu etkin ve verimli kullanmaya
devam ederek 2016 yılında konma
sayımızı 166.691’e çıkardık. Her
bir uçağımızın günde ortalama 12
saat kullanımını sağlıyoruz. Yani bir
uçağımız günde 7 sefer yaparken
biz bir koltuğu günde yaklaşık 7 kez
satmış oluyoruz” diye devam etti.
Pegasus’un Mart 2017 itibarıyla 5,7
yaş ortalamasına sahip Türkiye’nin en
genç uçak filosuna sahip havayolu
olduğunu belirten Mehmet T. Nane,
“Uçuş ağımıza Grozni, Samara, Nijniy
Novgorod ve Volgograd şehirlerini
ekleyerek Rusya’da toplam 7 noktaya uçmaya başlıyoruz. Orta Doğu
bölgesinde ise uçtuğumuz şehirler
arasına 12. noktamız olarak Birleşik
Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu
Dabi’yi kattık. Yeni hatlarımız ile birlikte
uçuş ağımızı 40 ülkede toplam 103
noktaya ulaştırdık” dedi.
Nisan 2017
“2016’da aldığımız
yönetim kararları ile
geleceğe çok güçlü
hazırlanıyoruz”
Mehmet T. Nane, zor geçen 2016 yılı
içinde verimli yönetim kararları aldıklarını ifade etti. “Önceliğimiz maliyetleri
düşürmek oldu. Low-cost havayolu
olmanın hakkını verecek ‘zihni sinir’
diyebileceğimiz projeler başlattık. Tüm
maliyet kalemlerimizde sıkı bir optimizasyon başlattık. Yakıt verimlilikleri
daha yüksek olan Airbus siparişlerimizin öne çekilmesi, Boeing teslimatlarının ise yeni bir takvime oturtulması
gibi stratejik adımlarla hem nakit akışımızı hem de yakıt masrafı yönetimimizi ele aldık. Tüm filomuzda elektronik
uçuş çantası (Electronic Flight Bag
/ EFB) uygulamasına geçerek uçuş
operasyonlarımızdaki verimlilik ve
tasarrufu artırdık. Kokpitte kağıt kullanımını bitirerek uçuşlarımızda ağırlık
azaltıcı ve operasyonel verimlilik artırıcı
çalışmalarımız kapsamında hedefimize ulaştık.”
Mehmet T. Nane, sözlerine “2016 yılı
ve 2017’nin ilk çeyreğinde mevcut
filomuzu da verimlilik adına değerlendirdik. Öncelikle 4 adet Boeing
B737-800 tipi uçağımızı Pakistan
Hava Yolları’na (PIA), 2 tanesini de
Flynas’a wet lease olarak kiraladık.
Ayrıca 20 Mart itibarıyla şirket aktiflerimiz arasında yer alan 7 adet Boeing
737-800NG uçağımızı da toplam
178,7 Milyon ABD Doları bedelle Air
Lease Corporation’a sattık. Ekim ayı
sonuna kadar tamamlanması beklenen satış işleminden elde edeceğimiz
geliri, filomuza finansal kiralama
yöntemiyle eklenmiş bu uçakların
ödemesinde, Pegasus’un yeni yatırımlarında kullanacağız. Bu satış operasyonu ile 2012 tarihli 100 uçaklık
Airbus NEO anlaşması kapsamında
yakıt kullanımında optimizasyon sağlayan portföy değişimini hızlandırmış
olduk ve 2017 için planlanan 3 adet
yeni A320 Neo alımını 6’ya çıkardık.
Böylece şirketimizin ortalama filo
yaşını düşürecek ve uçak işletme
maliyetlerinde iyileşme sağlayacağız”
diye devam etti.
59
Lojistikte donanımlı eleman sorunu var
14. Lojistik Zirvesi’nde konuşan Türk Hava Yolları Kargo’dan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcı Turhan Özen, Türkiye’nin dünyanın ağırlık merkezinde olduğuna işaret etti
ve 2023 yılında Turkish Cargo’nun dünyanın ilk 10 firması arasına gireceğini söyledi.
Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı ve MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin
Taha ise bugünlere nasıl geldiğini anlatarak 3 metrekareden 750 bin metrekarelik
bir lojistik firmasına ulaşmayı başardığını aktardı. Lojistikte büyük kazancın parsiyel
taşımalarda olduğuna değinen Taha, şirketindeki en büyük sorunun işe aldığı
elamanlarının donanımlı olmamasını söyledi.
İ
stanbul Üniversitesi Lojistik Kulübü
‘nün organize ettiği 14. Lojistik
Zirvesi, 19 Nisan’da İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi
Oditoryumu’nda düzenlendi.
Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı
ve MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha, Laleli’de 3
metrekarelik bir dükkanda başladığını,
bugün 750 bin metrekarelik alana ve
1100 kişiye ulaştığını söyledi. Son 5
senede bir milyar dolar ciro yaptıklarını, şu an 50 bin Iraklı müşteriye
sahip olduklarını belirten Taha, şunları
söyledi: “Parsiyel yaptığımız çalışmada ülkemize çok fazla sıcak para
getirebiliyoruz. Bir Tır’da 100’den
fazla müşterinin malı var. Bir Tır için
100 kişinin uğraşması lazım. Parsiyel
lojistikte çok fazla para var. Lojistiğin
de en zor kısmı parsiyeldir. Bir kalem
malın 100 tır ile taşınması kolay. Bir
tırda 100 parsiyel yük için 100 tane
personele ihtiyaç var. Kapıdan kapıya
servisimizle teslim ediyoruz. Dünyada
en güçlü operasyonlardan biridir.
Hem finans, müşteriler paralarını bizim
ofislere bırakır, Türkiye’ye gönderir.
O para hesabımızda görülür, satıcıya
pasaport ve paranı gösterip malı bize
getir. Sakın beyaz gömlek istemiş siyah gönderme. Biz garantörüz. Kötü
niyetli yabancıların Türkiye’deki üreticilere zarar vermesini de engelliyoruz.
Bursa’dan Irak’a ihracat o kadar arttı
ki… kumaş, çocuk elbiseleri…”
Dünyanın en riskli ve
paralı yeri Irak
“Irak’tan Çin’e giden tüccarlar tekrar
bizim sisteme döndüler. Bu sistemi
dünyanın her yerinde uygulayabilirsiniz. Irak, en riskli yer ancak paranın
da en bol olduğu ülkedir.” diyen Taha,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Lojistik ve
kargonun şekli değişmeye başladı.
Lojistik yazılımsız olmuyor. Şu anda
AB’de malını paketliyor, kodu veriyor,
bazen de satışa başlayan kargo
firmaları var. Bizim Ortadoğu’ya daha
fazla mal satıp, döviz kazandırmamız
gerekiyor.” Emin Taha, en büyük
sorunun işe aldığı elamanlarının
donanımlı olmamasını göstererek,
üniversite mezunu almalarına karşın
elemanlarının yeterli donanıma sahip
olmamasından şikayet etti.
TurkIsh Cargo dünyada
ilk 10’a girecek
Türk Hava Yolları Kargo’dan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcı Turhan Özen
de öğrencilere Turkish Cargo’nun
hedefleri ve yeni hava limanı ile ilgili
bilgiler verdi. “Turkish Cargo 2016
yılında 900 bin ton yük taşıyan bir
organizasyon“ diyen Özen, “THY’de
120 ülke ile dünyanın en fazla
ülkesine uçan, 248 dış hat noktası ile
dünyada en fazla dış hat noktasına
uçan ve 299 nokta ile dünyanın en
büyük 4. uçuş ağıdır.” dedi.
Turkish Cargo’nun dünyadaki kargo
pazarındaki payının yüzde 3’ün biraz
altında olduğunu belirten Özen, “Bu
pazar payının, Türkiye’nin GSMH’dan
daha fazla olduğunu söylemek
gerekiyor. 2023 yılında 2 milyon tona
yakın bir kargo taşımasını bekliyoruz.
Böylece dünyanın ilk 10 firmasından
biri olacağız. 2,5 milyon ton olursa ilk
5’e girmiş olacağız.” şeklinde konuştu.
Dünyanın ağırlık
merkezi Türkiye
Yüklerin yüzde 58’ini transit yüklerin
oluşturduğuna dikkat çeken Özen,
büyümenin buradan geleceğini vurguladı. Türkiye hava kargo trafiğinin
merkezide bulunduğuna işaret eden
Özen, dünyanın ağırlık merkezine en
yakın havalimanına sahip olduklarını
söyledi. Özen, yeni hava limanı ile ilgili
şu bilgileri verdi: “Dünyadaki hava kargo pazarından daha fazla pay almak
istiyorsanız, terminaller çok önemlidir.
Bütün uçuşların merkez noktası şu
anda AHL, yeni havalimanına geçecek. Tesis alanı 60 bin metrekareye,
toplamda 130 bin metrekareye çıkıyor.
Bu yüzde 67 kapasite artışı anlamına
geliyor.
2 milyon tonun ardından Amerika ile
Çin arasındaki en büyük kargo terminalini sahip olacağız.”
Nisan 2017
60
KISALAR
Ekol Turquality’e alınan ilk lojistikçi oldu
Sektöründe ilklere imza atan Ekol, Turquality programına alınan ilk lojistik şirket
unvanını elde etti. Dünyanın devlet destekli ilk ve en gelişkin marka destekleme
programı olan Turquality kapsamına giren
Ekol, Türk bayrağını küresel pazarlarda
dalgalandıracak.
Hizmet sektörünün Turquality kapsamına alınmasıyla hemen hazırlık sürecini başlatan Ekol; stratejik planlama,
kurumsal yönetim, marka, pazarlama,
tedarik zinciri, finansal performans, yeni
hizmet geliştirme, insan kaynakları ve bilgi
teknolojileri gibi performans kriterlerini
yerine getirmesinin ardından, denetimleri
de başarıyla geçerek Turquality programına dahil edildi. Avrupa’nın intermodal
taşımacılık alanında lider lojistik markası
olma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Ekol Lojistik Yönetim Kurulu
Başkanı Ahmet Musul, “Türk markalarının küresel pazarlarda desteklenmesi
amacı ile başlatılan Turquality programına sektörümüzde layık görülen ilk
firma olduğumuz için son derece gururluyuz. Hedefimize azim ve büyük bir
sorumlulukla yürürken Turquality bize
çok büyük bir ivme kazandıracak, bir
Türk markası olarak Avrupalı rakiplerimizin önüne geçmemizi sağlayacak”
dedi. Ekonomi Bakanlığı tarafından
Turquality programının hizmet sektörlerine açılmasının gündeme geldiği
ilk gün itibarıyla Ekol olarak kurum içi
bilinçlendirme çalışmalarını ve ilgili tüm
iş süreçlerini Turquality modeline göre
gözden geçirdiklerini anlatan Musul;
“Türkiye haricinde 14 ülkede daha
bayrağımızı dalgalandıran, hali hazırda
cirosunun yüzde 25’ini bu ülkelerden
Avrupalılar Tırsan’ı yerinde
görmeye devam ediyor
Tırsan, Avrupa’nın en modern üretim
tesisinde yurtdışı bayilerini ve müşterilerini ağırlamaya devam ediyor.
Kässbohrer Polonya Bayisi TIMEX
S.A. ve Ogólnopolskie Stowarzyszenie Pracodawców Transportu
Nienormatywnego (Polonya Ağır Taşımacılık Derneği) üyelerini 27-30 Mart
tarihleri arasında Adapazarı fabrikasında ağırlayan Tırsan, en son üretim
teknolojilerini yerinde göstererek,
özel sunumlarla üretim süreçlerini ve
treyler üretiminde gelinen son noktayı
anlattı. Müşterilerine daha iyi cevap
vermek ve ürünleri yakından tanımak
için Tırsan fabrikasına gelen TIMEX
S.A ve dernek üyeleri, yapılan sunumları dinledikten sonra Kässbohrer’in
sergilenen 6 farklı modeli Kässbohrer
K.SLL 2, K.SLL 3, K.SLA 3, K.SLA 4,
K.SLS 3 ve K.SLH 6 araçları hakkında
Nisan 2017
detaylı bilgiler aldılar.
Avrupa’nın önemli lojistik merkezlerinden biri olan Polonya’da Tırsan
ürünlerine olan ilgi sürekli artıyor.
2016 yılında da Akaryakıt tankeri
segmentinde liderliğini sürdüren Tırsan, Polonya’da satışlarını yüzde 50
yükselterek, bu ülkenin en çok tercih
edilen ilk beş treyler üreticisinden biri
oldu. Tırsan, Polonya‘da Akaryakıt
pazarında elde etmiş olduğu başarısını şimdi de low-bed segmentine
taşıyor. Tırsan, yurtdışı bayilerini
Adapazarı fabrikasında ağırlayarak,
bayilerinin Tırsan markası ve üretim
prosesleri hakkında detaylı bilgiler
edinmesini amaçlıyor. Fabrikanın çalışma prensipleri ve sistemini öğrenen
bayiler, sistemin nasıl işlediğini bildikleri için araç siparişlerini bu bilgiler
doğrultusunda veriyorlar.
elde eden bir şirket olarak, Turquality için
yaptığımız ön çalışmaların dahi marka
yolculuğumuza katkı sağladığını söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Qatar, Mars
Lojistik’e
ödül verdi
Katar merkezli ulusal havayolu
Qatar Airways tarafından düzenlenen Kargo Acenteleri Ödül
Töreni’nde Mars Hava ve Deniz
Kargo, geçtiğimiz yıl gösterdiği üstün performansından dolayı ödül
almaya hak kazandı. 28 Mart
Salı akşamı Elite World Europe
Hotel’de gerçekleştirilen törende,
2016 yılında en iyi performans
gösteren acenteler ödüllendirildi.
Mars Hava ve Deniz Kargo adına
ödülü, Türkiye Hava İhracat Satış
ve Operasyon Müdürü Bora Sarp
aldı. Sarp, Mars Hava ve Deniz
Kargo olarak her yıl artan iş hacimlerinden ve aldıkları ödüllerden
dolayı gurur duyduğunu belirtti.
61
Borusan’dan uluslararası taşımacılık için önemli işbirliği
Borusan Lojistik Avrupa’nın önde
gelen lojistik şirketlerinden Raben Group ile iş birliği yapmaya
karar verdi. Merkezi Almanya’nın
Nürnberg kentinde bulunan ve
halen Avrupa çapında 26 noktada hizmet veren Raben Group
ile iş birliği anlaşması imzalayan
Borusan Lojistik bu sayede başta
Almanya olmak üzere Türkiye –
Avrupa arasında uluslararası kara
nakliyede hızlı bir büyüme elde
etmeyi hedefliyor. Bu anlaşma
çerçevesinde Borusan Lojistik’in
İstanbul, İzmir, Bursa ve Mersin’de
bulunan tesisleri ile Raben Group
arasında düzenli doğrudan seferler
gerçekleştirilecek.
Bu iş birliğine yönelik bir açıklama
yapan Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen kendileri ile aynı
vizyona sahip olan Raben Group
ile yaptıkları anlaşmadan duyduğu
memnuniyeti dile getirerek şunları
söyledi:”Geçtiğimiz günlerde Al-
manya, Fransa, Hollanda ve İspanya’daki iş ortağımız olan Rhenus
Logistics’le karşılıklı mutabık kalarak ilişkimizi sonlandırmaya karar
vermiştik. Şimdi yeni iş birlikleriyle
işimizi büyütmeye devam ediyoruz. Bundan sonra da yolumuza
bizim vizyonumuza sahip, müşteri
beklentilerimizi karşılayabilecek,
bugüne kadar olduğu gibi bundan
sonra da Borusan Lojistik müşterilerine fayda sağlayacak Raben
Group ile devam edeceğiz. Bu iş
birliğinin herkes için verimli olmasını
diliyorum.”
Raben Group, lojistik faaliyetlerini
“outsource” etmek isteyen tüm küçük, orta ve büyük ölçekli firmalara
hizmet sunabilen bir servis sağlayıcısıdır. 85 yıllık geçmişi, tecrübesi ve
bilinilirliği ile Raben Group müşterileri
ile şirket mottosu olan “ Lojistikteki
partneriniz” ifadesine uygun uzun
dönemli iş ilişkileri kurmaktadır.
Raben müşterilerine, kontrat lojistiği,
uluslararası ve Avrupa içi kara yolu
network’ü, frigofrik taşımacılık,
komple taşımacılık, intermodal
çözümler ve hava- deniz kargo
hizmetlerini de içeren kapsamlı çözümler sunmaktadır. Raben Group
11 Avrupa ülkesinde, 9500 çalışanı
ve yaklaşık 1.150.000 m2 depolama alanı ile hizmet vermektedir ve
2016 yılı itibariyle 1 Milyar 50 Milyon
Euro Ciroluk bir büyüklüğe ulaşmış
olup, hem organik olarak hem de
çeşitli satın almalar yaparak hızlı bir
şekilde büyümektedir. Ayrıntılı bilgi
için www.raben-group.com
Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı
Garip Sahillioğlu’na Lüksemburg’tan Liyakat Nişanı
Geçtiğimiz günlerde, başta lojistik ve finans olmak üzere birçok
sektörde Türkiye ve Lüksemburg
arasındaki iş fırsatları, DEİK (Dış
Ekonomik İlişkiler Kurulu) TürkiyeLüksemburg İş Forumu’nda ele
alındı.
Gerçekleştirilen toplantı sonrasında
Lüksemburg Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Etienne
Schneider’ın yanı sıra Lüksemburg
Büyükelçisi Georges Faber’ın da
katıldığı özel törende, Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip
Sahillioğlu’na, iki ülke arasındaki
gelişmelere katkılarından dolayı
Lüksemburg Büyük Dukalığı Liyakat
Nişanı verildi. Nişan, Lüksemburg
Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi
Bakanı Etienne Schneider tarafından takdim edildi. Sahillioğlu’na
Liyakat Nişanı’nın yanı sıra Grand
Dük’ün kendisine hitaben yazdığı
“Liyakat Nişanı Belgesi” de verildi.
Mars Logistics Yönetim Kurulu
Başkanı Garip Sahillioğlu yaptığı
konuşmada, “İstikrarlı ekonomisiyle iş dünyası için önem arz eden
Lüksemburg’un Türkiye ile yakın
ilişkileri bulunuyor.
Bu nişanı almaktan
dolayı onur duyuyorum. İki ülke
arasında ilişkilerin
ve ticaretin geliştirilmesi için yaptığımız
çalışmalara hız
kesmeden devam
edeceğiz.” dedi.
Lüksemburg-Türkiye ve AlmanyaTürkiye arasındaki
Intermodal hatlarını
2017’de daha da
geliştireceklerini de
ifade eden Sahillioğlu; ekonomik,
güvenli ve çevreci
taşımacılık modeli
olarak nitelendirilen
bu taşıma modelinin, hem çevreye katkısı hem
de sabit transit sürelerde hizmet
vermesi bakımından tercih edildiğini söyledi.
Mars Logistics, İtalya’nın Trieste
kenti ve Lüksemburg’un Bettembourg şehirleri arasında işleyen bu
hattı 2012 yılında ‘optimum süre,
maksimum çevrecilik’ sloganıyla
faaliyete geçirmişti. Şirket, sadece
bu rotadaki Intermodal Taşımacılık ile yıllık 624 sefer ve yaklaşık
20 bin treylerlik taşıma hacmine
ulaşıyor.
Nisan 2017
62
TESLİMAT
ANT Lojistik 20 adet Mercedes Actros aldı
ANT Lojistik, filosunu 20 adet yeni Mercedes-Benz Actros1843 LSnRA ile
güçlendirdi. Servis sözleşmesi ve kasko dâhil olan satışın finansmanı
Mercedes-Benz Finansal Hizmetler tarafından karşılandı.
Filosunu düzenli olarak teknolojinin
son ürünü, yükleme faktörü yüksek
yeni tırlarla genişleten ve geliştiren
ANT Lojistik, 40 adet MercedesBenz Actros 1843 siparişinin 20
adedinin teslim aldı ve filosundaki
toplam aracı 155’e, MercedesBenz araç sayısını 70’e yükseltti.
Mercedes-Benz Türk tesislerinde
gerçekleştirilen teslimat törenine
ANT Lojistik Genel Müdürü Cem
Eker, Genel Müdür Yardımcısı Ceren Eker Güven, Finans Direktörü
Can Eker, Satış Direktörü Günay
Hacıoğlu, Pazarlama Müdürü Ayça
Sobutay, Mercedes-Benz Türk
yetkili bayii Koluman Motorlu Araçlar İstanbul Şubesi Kamyon Satış
Müdürü Aytekin Yeşil, MercedesBenz Türk Kamyon Pazarlama/
Satış Müdürü Bahadır Özbayır ve
Filo Satış Müdürü Haluk Burçin Aki
katıldılar.
Mercedes-Benz Türk ve ANT Lojistik yöneticilerinin katıldığı törende
ANT Lojistik Genel Müdürü Cem
Eker, “Mercedes-Benz markası ile
olan uzun yıllara dayanan işbirliğimiz dışında Mercedes-Benz’i tercih
etmemizin birçok somut sebebi var.
Öncellikle bu araçların bizim için en
önemli iki özelliği, araçların sorunNisan 2017
suz olması ve işletme maliyetlerinin
düşük olması. Bunun yanında
Mercedes-Benz Finansal Hizmetler şirketinin bize sunduğu uygun
ödeme koşulu ve uzatılmış garanti
paketi. Bu sebeple Mercedes-Benz
Actros’u tercih ettik.” şeklinde
konuştu.
Eker, “1994’ten beri bitmiş araç
lojistiği üzerine çalışan ANT Lojistik
ekibi, yıllar içerisinde uluslararası
taşımalardaki başarısından güç
alarak, 2015 yılı sonrasında rotasını
yurt içine çevirdi. Yurt içindeki distribütör, üretici ve ithalatçı otomotiv
firmalarına da bayi dağıtımı, liman
taşımaları, antrepo, serbest stok,
PDI ve diğer katma değer yaratan
hizmetler konusunda birçok markaya hizmet veriyoruz. ANT Lojistik
tarafından satın alınan MercedesBenz Actros 1843 LSnRA çekiciler
öncelikle Mercedes-Benz marka
araçların taşınmasında kullanılacak. Yeni ürünlerimizle bu hizmetleri daha da güçlendireceğimize
inanıyor, Mercedes-Benz Türk’e iş
birliğinden dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi.
Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır
Özbayır ise “Bugün, iş ortağımız
ANT Lojistik şirketine 20 adet
yeni Mercedes-Benz Actros1843
LSnRA teslimatını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Geçen
sene piyasaya sunduğumuz
ihtiyaca uygun geniş ürün yelpazemiz içerisinden Mercedes-Benz
Actros1843 özellikle araç taşıması
alanındaki kullanım için güçlü bir
araç. 2017 yılının ikinci yarısında
ulusal ve uluslararası lojistik sektörünün daha da hareketleneceğini
ve bu araçlarımıza ilginin artacağını
düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Mercedes-Benz Actros 1843
LSnRA, oto taşıyıcı uygulaması
için özel olarak üretilmiş alçak şasi
(lowliner) ve alçak kabine (L-Cab
CompactSpace) ve uzun ömürlü
ve ekonomik motora sahip bir
çekicidir.
Tüm aksları hava süspansiyonlu
olan araçta, 315 kW / 428 PS
güce sahip 10.7 litre hacimli Euro
VI motor, Powershift 3 otomatik
şanzıman ve 620 litre yakıt deposu
bulunuyor. Ayrıca araç ESP Denge
Kontrol Yardımcısı, Aktif Fren Sistemi, Şerit Takip Sistemi, Yorgunluk Algılama Asistanı ve Powerbrake gibi ileri güvenlik sistemlerini
bünyesinde barındırıyor.
63
Quattro Lojistik, kaliteli ve hızlı hizmet için Tırsan’ı seçti
Lojistik sektörüne yeni bir bakış
açısı getirmek için kurulan ve hizmet
kalitesiyle adından söz ettiren Quattro
Petrol Enerji ve Lojistik Tic. A.Ş, filosunu Tırsan ile yeniledi. Müşterilerine
kaliteli ve hızlı lojistik hizmet sağlamak
için yola çıkan firma, filosuna 50 adet
Tırsan Çift Katlı Frigo kattı. Araçların
36 adetlik ilk partisi Tırsan Adapazarı
Fabrikası’nda yapılan törenle teslim
edildi. Türkiye’nin lider treyler üreticisi
Tırsan, sunduğu çözümlerle lojistik
firmalarının ilk tercihi olmaya devam
ediyor. Hızlı, kaliteli ve verimli lojistik
hizmet sağlamak için 2012 yılında
kurulan Quattro Petrol Enerji ve Lo-
jistik Tic. A.Ş. filosuna 50 adet Tırsan
Çift Katlı Frigo T.SRI P kattı. Araçların
36 adetlik ilk partisi, Tırsan Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu tarafından Tırsan’ın Adapazarı fabrikasında
düzenlenen törenle, Quattro Petrol
Enerji ve Lojistik Tic. A.Ş. CEO’su
Cengiz Yılmaztürk’e teslim edildi.
Gerçekleşen teslimat töreninde konuşan Quattro Petrol Enerji ve Lojistik
Tic. A.Ş. CEO’su Cengiz Yılmaztürk;
tekstil, otomotiv, inşaat, kimyasal,
gıda, su ürünleri ve ilaç gibi farklı
ürünlerin taşımalarını gerçekleştirdiklerini belirterek amaçlarının müşterilerine en hızlı ve en verimli lojistik hizmeti
sağlamak olduğunu ifade etti. “Bu
nedenle filomuzu Tırsan ile büyütüyoruz” diyen Yılmaztürk, Tırsan’ı kaliteli
ürünler ürettiği ve güvenilir bir marka
olduğu için tercih ettiklerini, bununla
birlikte vermiş oldukları lojistik hizmetlerinde Tırsan araçlarının kendilerine
büyük avantaj sağladığının altını çizdi.
Cengiz Yılmaztürk, yeni aldıkları araçların iç net yükseklikleri nedeniyle daha
fazla yük taşıma imkanı sunduğunu,
çift kat opsiyonu ile ürünleri istedikleri
yükseklikte yükleyebildiklerini aktardı.
Yılmaztürk, “Tırsan Çift Katlı Frigo,
panele entegre raylarıyla ihtiyacımız
olan iç genişliği maksimum seviyede
sunuyor. Alüminyum zemin yapısı
sayesinde araç temizliği de oldukça
kolay ve gıda taşımacılığı için ihtiyacımız olan hijyeni sağlamamızda kolaylık
sağlıyor. Öte yandan soğuk zincir
taşımacılığı için ihtiyacımız olan tüm
sertifikaları sunuyor. Bununla birlikte,
aracın yan panellerindeki koruyucu plakalar yükleme ve boşaltma
sırasında oluşan darbelerin araca
zarar vermesini önlüyor. Baktığınız
zaman aracın kaliteli ve sağlam
yapısı taşıdığımız ürünlerin doğru
şekilde korunacağı konusunda bize
tam güven veriyor” dedi.
Netlog’un tercihi Scania oldu
Intercombi Uluslararası Taşımacılık
ve Soğuk Zincir Lojistik şirketi Polar
Express şirketlerini bulunduran Netlog
Lojistik, 800’ün üzerinde araçtan
oluşan filosuna 10 adet Scania R 450
çekici ekledi. Netlog’a, yeni Scania
araçları firmanın Hadımköy tesislerinde düzenlenen törenle teslim edildi.
Törene Netlog Lojistik Grup Araç
ve Teknik Destek Genel Müdürü Ali
İstanbullu, Netlog Ağır Ticari Bakım
Müdürü Erdal Mantaroğlu, Doğuş
Otomotiv Scania Servis Müdürü Gökhan Altun, Scania Bölge Yöneticileri
Volkan Kahya ve Ali Süner katıldı.
Yeni Scaniaları teslim alan Netlog
Lojistik Grup Araç ve Teknik Destek
Genel Müdürü Ali İstanbullu sürekli
büyüme odaklı bir firma olduklarını
belirterek “Hedefimiz Türkiye’de
ve Avrupa’da pazarımızı daha da
büyütmek. Sorunsuz ve zamanında
teslimatlar gerçekleştirmek öncelikli
işimiz. Araçlarımızın kesintisiz ve
arızasız yolda olmalarını istiyoruz bu
nedenle parça bulunabilirlik ve servis
süreleri bizim için oldukça önemli. Filomuzda 700’den fazla çekici
araç var. Scania’yı filomuza ilk kez
dahil ediyoruz. Scania’yı tercih etme
nedenimiz yüksek kalitede sorunsuz
bir araç olması, parça bulunabilirliği
ve geniş servis ağı. İş birliğimizin
devam edeceğini ümit ediyoruz.”
dedi. Doğuş Otomotiv Scania Servis
Müdürü Gökhan Altun ise Türkiye’nin
en büyük taşımacılık firmalarından biri
olan Netlog ile gerçekleştirdikleri bu
işbirliğinden duydukları mutluluğu belirtirken “Teslimatını gerçekleştirdiğimiz
araçlarımızı daha verimli kullanmaları
için sürücülere yerinde eğitimler vereceğiz. Böylelikle araçlarımızın yüksek
verimliliğini daha iyi anlatabileceğiz.”
açıklamasında bulundu.
Nisan 2017
64
TESLİMAT
Logitrans yatırımlarını Tırsan ile sürdürdü
Lojistik sektörünün önemli isimlerinden Logitrans Lojistik, 2017 yılı
yatırımlarına Tırsan ile başlayarak filosuna 60 adet T.SCS X+ Perdeli Maxima Plus kattı. Araçların ilk 45 adedi
13 Şubat’ta Logitrans Lojistik’in
Tuzla’daki Genel Merkezinde yapılan
törenle DAF-TIRSAN Satış Yöneticisi
Recep Öndal Demirci tarafından
Logitrans Lojistik CEO’su Sertalp
Demirağ’a teslim edildi. Logitrans
Lojistik CEO’su Sertalp Demirağ teslimat töreninde yaptığı konuşmada,
kimya, tekstil, inşaat, makine, plastik
gibi farklı sektörlere hizmet verdiklerini belirterek en büyük amaçlarının
sorunsuz ve verimli bir lojistik hizmet
sunmak olduğunu söyledi. Doğru
araç seçiminin çok önemli olduğunun altını çizerek Tırsan kalitesine
vurgu yapan Demirağ, “Filomuzda
135 adet Tırsan ürünü bulunuyor ve
bugüne kadar hiç bir sorun yaşamadık. Verdiğimiz paranın karşılığını
fazlasıyla aldık. Tırsan’ın geniş bayi
ve servis ağının her an yanımızda
olduğunu bilerek işimizi gözümüz
arkadan kalmadan yapıyoruz” dedi.
Uluslararası taşımacılıkta öne çıkan
Lojitrans Lojistik’in İstanbul dışında
Gürcistan’da Tiflis, Rusya’da Moskova, Kazakistan’da Astana, Almatı
ve Aktau’da depoları bulunuyor.
Firma, Tırsan Perdeli Maxima Plus
semi-treyleri tercih ederek, aracın
sunduğu hafiflik avantajı ile daha
fazla ağırlık taşıyacak ve verimliliğini arttıracak. Gümrük Mevzuatı
kurallarına tam uyumu sayesinde,
uluslararası komple yük taşımacılığı
gerçekleştiren firmalar için en ideal
çözümü sunan Perdeli Maxima
Plus, 2.800 mm iç net yüksekliği
ile hacimli yük taşıyan firmaların ilk
tercihi olarak öne çıkıyor. Ayrıca
K-Fix Yük Güvenlik Sistemine de
sahip olan araç, yüksek mukavemetli çelikten üretilen şasisi, tüm
kaynaklı çelik üstyapı komponentleri
ve çinko-fosfat kataforez (KTL) kaplama sayesinde müşterilerine 10 yıl
paslanmazlık garantisi sunuyor.
Nuh Beton, 30. yılında 35 Ford aldı
30. Yılını kutlayan Nuh Beton,
filosunu Ford Trucks İnşaat Serisi
araç ile güçlendirdi. Nuh Beton,
25 adet 4142M, 10 adet 4142P
olmak üzere toplam 35 adet Ford
Trucks inşaat kamyonunu filosuna
kattı. Araçlar, 13 Nisan Perşembe
günü İstanbul Fuar Merkezi Beton
Fuarı’nda düzenlenen törenle Nuh
Beton’a teslim edildi.
Düzenlenen teslimat törenine Nuh
Çimento Grubu CEO’su K. Gökhan Bozkurt, Nuh Beton Genel
Müdürü Tamer Sağır, Nuh Çimento Grubu Satınalma Direktörü
Osman Duru, Nuh Beton Teknik
Koordinatörü Bülent Başarır, Nuh
Beton Operasyon ve Pazarlama
Direktörü Onurhan Kiçki, Ford
Trucks Türkiye Direktörü Serhan Turfan, Ford Trucks Türkiye
Satış Müdürü Burak Hoşgören,
Ford Trucks Pazarlama Müdürü
Armağan Hazar ve Ford Trucks
Satış Sonrası Hizmetler Müdürü
Nisan 2017
Mustafa Bostancı katıldı. Şirket,
Ford Trucks araçları büyük çaplı
kentsel dönüşüm projelerinde
kullanacak.
65
Nisan 2017
0
RDE 15
AHILE
IRA V
AR L
MILY
da 6
: Hafta
Periyod : 11
Sayfa
Gün
IYOR
LANM
ARAR
IKÇI Y
JIST
AR LO
17
20
20.04.
Tarih : .147
46
Tiraj :
1/1
ünya
Adı : D nbul
Yayın
: Ista
Ili
Yayın
Adı :
Ili
Sabah
: Istan
bul
TÜR
K TIR
DAN
GEÇ
IS ÜC
R
ETI A
Periy
LINA
od
MAZ
Sayfa : Günlük
:9
Tarih
:
Tiraj 08.04.201
7
: 316
.221
m
kip.co
edyata
www.m
medya
1/1
Download