Üreten Türkiye`nin Yanındayız

advertisement
H A L K B A N K ’ TA
Halkbank Kurumsal İletişim Dergisi
• İki Ayda Bir Yayımlanır
•
Temmuz - Ağustos 2008
Ana-kız’lar Halkbank ile okullu oluyor...
•
Üreten Türkiye'nin
Yanındayız
Sayı: 10
10
H A L K B A N K ’ TA
başlarken
Halkbank Ailesi olarak biz, eğitimin olmadığı yerde ekonomik
kalkınmadan bahsedemeyeceğimizi biliyoruz. Fabrikalar ve
makineler, onları çalıştıracak; üretecek ve ürettiğini pazarlayacak
eğitimli iş gücünüz yoksa hiçbir şey ifade etmez.
Değerli Halkbanklılar,
“Halkbank’ta Beraber”in 10. sayısında öncelikle, Halkbank’ın
bir parçası olmaktan ve siz değerli çalışma arkadaşlarımla
birlikte mesai harcamaktan gurur ve mutluluk duyduğumu
belirtmek istiyorum. Çünkü bizler, ekip ruhumuz ve ülkemize
karşı duyduğumuz sorumluluk bilinciyle elimizden gelenin
en iyisini yapıyor ve Bankamızı her seferinde daha büyük
başarılara taşıyoruz.
Hepinizin bildiği gibi 2008’e girerken hedefimiz, KOBİ
bankacılığındaki liderliğimizi korumak; bireysel bankacılık
hizmetlerimizi geliştirmek; Bankamızın büyümesini, kârlılık
ve verimliliği koruyarak sağlamaktı. 2008’in ilk çeyreğinde
elde ettiğimiz rakamlar bu hedefe varmak için Halkbank
olarak ne kadar hızlı koştuğumuzu bir kez daha kanıtladı.
Halkbank, 2008’in ilk üç ayında geçtiğimiz yılın aynı
dönemine göre %27’lik bir artış kaydederek 301 milyon
YTL net kâra ulaştı. 2008’in ilk dönemindeki bu başarımızla
kârlılık açısından ülkemizin en büyük beş bankası arasındaki
yerimizi koruduk. Halka açık bankalar kategorisinde ise en
büyük dördüncü banka olma başarısını gösterdik.
Halkbank olarak kârlılığımızı artırmanın yanı sıra
hizmet standartlarımızla yeni bir ödüle layık görülmenin
mutluluğunu da yaşıyoruz. 2007 yılında gönderdiğimiz
uluslararası standartlardaki ödeme emirleri ile Bank of
New York Mellon’dan STP Kalite Ödülü alarak dış işlemler
konusundaki kalitemizi belgelemiş olduk. Bankamızın bu
muazzam başarılara ulaşmasını sağlayan siz değerli iş
arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum.
Kurulduğu ilk günden beri “Üreten Türkiye”nin yanında
yer alarak sanayileşme ve kalkınma hamlesini başlatan
Bankamız, 70. yaşını kutladığı bu yıl, ülkemizin gelişimine
katkı sunacak sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya da
devam ediyor. Bankamız, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
başlatılan ve 3 milyon civarındaki okuma-yazma bilmeyen
insanımızı eğitimle buluşturmayı amaçlayan OkumaYazma Öğretimi Kampanyası’nın ana sponsoru oldu.
Çünkü Halkbank Ailesi olarak biz, eğitimin olmadığı yerde
ekonomik kalkınmadan bahsedemeyeceğimizi biliyoruz.
Fabrikalar ve makineler, onları çalıştıracak; üretecek
ve ürettiğini pazarlayacak eğitimli iş gücünüz yoksa
hiçbir şey ifade etmez. İşte tam da bu nedenle eğitime
sağlanacak katkı, Türkiye’nin kalkınmasına sunulacak
katkının merkezinde duruyor. Türkiye’deki eğitimli nüfusun
artırılmasına sağlayacağımız her türlü desteğin ise Halkbank
olarak misyonumuzun bir parçası olduğuna inanıyorum.
Bankamızın siz değerli çalışanlarına, hem müşterilerimize
en iyi bankacılık hizmetini sunmak için harcadığınız
çabadan, hem de Halkbank olarak altına imza attığımız
sosyal sorumluluk projelerine gösterdiğiniz duyarlılıktan
dolayı teşekkür ediyorum. Daha büyük hedeflere
ulaşmak için ihtiyacımız olan gücün, Bankamızın 70 yıllık
birikiminde, sizlerin azimli çabalarınızda, yatırımcılarımızın,
iş ortaklarımızın desteğinde ve Türk halkının güveninde
yattığına inanıyor, hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
Hüseyin AYDIN
Genel Müdür
2
İçindekiler
4
12
18
24
İnsan Kaynakları ve
Organizasyondan Sorumlu Genel
Müdür Yardımcısı Yakup Demirci
28
Bizden Biri
İnsan Kaynakları Daire
Başkanlığı
Departman
Eğitim Daire
Başkanlığı
Departman
Tarım
Destek Paketi
Ürün Hizmet
Uygarlıklar geçidi,
Cumhuriyet’in beşiği
Ankaramız’dayız
Gezi
Ankara 1. Bölge
Koordinatörlüğüne Bağlı
Şubelerimiz
35
Ziyaret
7
“Ana-Kız Okuldayız”
kampanyasına ana sponsor
olduk
Haberler
Organizasyon Daire
Başkanlığı
Departman
Genel Yönetim Hizmetleri
Daire Başkanlığı
Departman
25
15
21
Diyarbakır Şube
Şanlıurfa Şube
Alanya Şube
Başarı Öyküleri
Ankara 1. Bölge
Koordinatörlüğü
Bölge
Filiz Akın:
“Hayatın Provası Yok”
Konuk
32
39
3
İÇİNDEKİLER
42
43
46
Bankamızın
Segmentasyon
Uygulaması
Yükselen Değer
Yaşam
Koçluğu
Gelişim
Hobi
Yaz Döneminde Görülen
Salgın Hastalık:
Norovirüs
48
54
44
47
Sualtının Misafirleri
Balıkadamlar
Teknoloji
Haberlerinden
Seçmeler
Sağlık
Teknoloji
52
Ketenin
Dayanılmaz
Hafifliği
Etkinlik, Film,
Kitap, Müzik,
Sergi
Kültür Durağı
Renkler ve Mevsimler
55
Atölye
Mekan
Günübirlik
Kent Rehberi
Sudoku
Bunları Biliyor musunuz?
Eğlence
Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır.
İzinsiz kullanılamaz.
Yayın Koordinatörü
Yalçın KAYA
Tanıtım ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı
Yönetim Yeri
Türkiye Halk Bankası A.Ş.
Genel Müdürlüğü
Tanıtım ve Halkla İlişkiler
Daire Başkanlığı,
2. Cadde No: 63 Kat: 19
Söğütözü/ANKARA
Tel: 0312 289 45 51
Faks: 0312 289 45 75
Yayın Kurulu
Olcay DOĞAN, Mehmet KÜÇÜK,
Ayşe SÖNMEZLER, Erdal ÇELİK
Yayın Türü
Yerel Süreli / 2 Aylık
Türkiye Halk Bankası A.Ş.
Adına İmtiyaz Sahibi
Hüseyin AYDIN
Genel Müdür
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Osman ARSLAN
Genel Müdür Yardımcısı
Yapım: Kıvılcım Kurumsal İletişim ve
Reklam Hizmetleri Ltd. Şti.
Halil Rıfat Paşa Mahallesi, Aydınlık Tepe Sokak,
No: 19 Şişli / İSTANBUL
Tel: 0212 210 37 07 - 08 Faks: 0212 220 31 41
www.kivilcimajans.com
Genel Yayın Yönetmeni: Cezmi ZAFER
Editör: Nuray TAYİZ, Dilek YILMAZ ÖZMEN
Çizer: Haslet SOYÖZ
Fotoğraflar: Garbis ÖZATAY, Gürol KARA
Sayfa Düzenleme: Himmet DOĞAN
Katkıda Bulunanlar: Yıldırım GÜNGÖR
Renk Ayrımı
Baskı
Özgün Ofset
Yeşilce Mahallesi
Aytekin Sokak
No: 21
Kağıthane / İSTANBUL
Tel: 0212 280 00 09
Baskı Tarihi
11 Temmuz 2008
4
bizden biri
İnsan Kaynakları ve Organizasyondan Sorumlu Genel
Müdür Yardımcısı Yakup Demirci:
“Kişisel performans ana
ekseni oluşturacak”
İnsan Kaynakları ve Organizasyondan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı Yakup Demirci
5
BİZDEN BİRİ
K
urumların hedeflerini
gerçekleştirmede insan
kaynaklarının öneminin arttığı
günümüzde, biz de Halkbank’ta
Beraber dergisi olarak İnsan Kaynakları
ve Organizasyon Genel Müdür Yardımcısı
Yakup Demirci ile konuştuk. 29 Mayıs 2008
tarihinden itibaren bu görevini sürdüren
Yakup Demirci’nin sorumlu olduğu
alanlar; İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı,
Organizasyon Daire Başkanlığı, Eğitim Daire
Başkanlığı ve Genel Yönetim Hizmetleri Daire
Başkanlığından oluşmaktadır.
Kendinizi tanıtır mısınız?
1966 yılında doğdum. Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma
Ekonomisi Bölümü mezunuyum. 1989
yılında Bankamızda Müfettiş Yardımcısı
olarak göreve başladım. Sırasıyla Müfettişlik,
Kredi Risk İzleme Müdürlüğü Müdür
Yardımcılığı, Özlük İşleri Daire Başkanlığı
Bölüm Müdürlüğü ve İnsan Kaynakları Daire
Başkanlığı görevlerinde bulundum. 29 Mayıs
2008 tarihinden bu yana, İnsan Kaynakları
ve Organizasyondan sorumlu Genel Müdür
Yardımcılığı görevini sürdürüyorum.
Görev ve sorumluluk alanlarınızı
anlatır mısınız?
Sorumlu olduğum alanlar; İnsan
Kaynakları Daire Başkanlığı, Organizasyon
Daire Başkanlığı, Eğitim Daire Başkanlığı
ve Genel Yönetim Hizmetleri Daire
Başkanlığından oluşmaktadır. Bu
Başkanlıkların oldukça yaygın görev alanları
bulunmakla birlikte, ana başlıklar itibarıyla
temel görev alanları ve sorumluluklarından
bazıları şöyledir:
l Banka personelinin kariyer yollarının
planlanması, atama işlemlerinin
yapılması, ücret ve sosyal güvenlikle
ilgili işlemlerin yürütülmesi, bireysel
performanslarının izlenmesi ve
değerlendirilmesine yönelik insan
kaynakları uygulamaları,
l Personelin kariyer gelişimlerine
göre iç ve dış eğitim ihtiyaçlarının
belirlenmesi, planlanması ve
uygulanması,
l Bankanın gelişen ve değişen ihtiyaçları doğrultusunda, organizasyon
yapısında meydana gelecek değişikliklere göre planlamalar yapılması,
uygulamaların geliştirilmesi, süreçlerin tasarlanması, geliştirilmesi, görev
tanımlarının değişen şartlara göre
yeniden düzenlenmesi, işlerin hangi
yetkinliklerle ve kaç kişi ile nerede
yapılacağının belirlenmesi, kalite
"Uzun vadede
kurumsallaşmayı
güçlendirerek
Banka kültür
ve değerlerinin
çalışanlar
tarafından
içselleştirilmesinin
sağlanması, bizim
projeksiyonlarımızın
merkezini
oluşturmaktadır."
sistemlerinin oluşturulması, Banka
iş akışlarının düzenlenmesi, Banka
mevzuatının oluşturularak izlenmesi
ve arşivlenmesi,
l Banka personelinin ayni haklarına
ilişkin düzenlemelerin yapılması, haberleşme, güvenlik gibi hizmetlerin
yürütülmesi,
gibi süreçlerdir.
Sorumluluk alanınızla ilgili
önümüzdeki dönem hedef ve projeleriniz
nelerdir?
Önümüzdeki döneme çok yoğun bir iş
yükü ve çalışma temposu ile giriyoruz. İlk
etapta 1500 kişilik eleman alımını ve bunların
oryantasyon eğitimlerini tamamlayacağız.
Yine yıl içinde yükselme sınavı planlıyoruz.
Burada da ciddi bir eğitim süreci yaşanacak.
Önümüzdeki dönemden itibaren, bütün
insan kaynakları uygulamalarının ana
eksenini, kişisel performans oluşturacak. Bu
yüzden, önemli bir aşaması tamamlanan
performans değerlendirme sisteminin işlevsel
hale getirilmesi de odak noktalarımızdan biri
olacak. Personelimizin eğitim ihtiyaçları ve bu
ihtiyaçların giderilebilmesi için “Eğitim Portalı”
ve Halkakademi’nin yaygınlaştırılmasına
çalışılacaktır. Bankamız için çok önemli
olduğunu düşündüğümüz ve ilgili diğer
birimlerle birlikte yürütülen “Kimlik Yönetimi
(Zodyak) Projesi”nin tamamlanması ile
Doküman Yönetim ve Süreç Yönetim
programlarının alınması için çalışmalarımızı
sürdüreceğiz. Ayrıca Bankamız birimlerinin
Kalite Belgesi almasına yönelik çalışmalara hız
vermeyi düşünüyoruz.
İnsan kaynakları, eğitim ve
organizasyonun kurumların hedeflerini
gerçekleştirmedeki yeri nedir?
Bankamızın ana hedef ve stratejilerine
göre insan kaynakları ihtiyaçlarının
belirlenmesi; çalışanların bu hedeflere
yöneltilmesinde değişen ve gelişen eğitim
ihtiyaçlarının tespit edilmesi, organizasyonel
süreçlerinin değişen şartlara göre gözden
geçirilerek, ana hedeflere ulaşmada
gerekli revizyonların yapılması büyük
önem taşımaktadır. Diğer yandan uzun
vadede kurumsallaşmayı güçlendirerek
Banka kültür ve değerlerinin çalışanlar
tarafından içselleştirilmesinin sağlanması,
bizim projeksiyonlarımızın merkezini
oluşturmaktadır.
6
BİZDEN BİRİ
Günümüzün bankacı profilinde
hangi özellikler bulunmalı? Teknoloji
çağının ihtiyaçlarına cevap veren
bankacının işe yaklaşım konusundaki
felsefesi ne olmalıdır?
Artan rekabet koşullarında günümüz
bankacılarının; finans ve bankacılık
alanında kendini yetiştirmiş, hızla değişen
gündemi takip eden ve buna süratle ayak
uydurabilen, farklılık yaratmayı seven,
gelişime ve değişime açık, aynı zamanda
insanlarla iletişimi kuvvetli, güler yüzlü
bireyler olması gerektiğini düşünmekteyim.
Mevcut müşterilerin elde tutulması ve
gelecekte yeni müşteriler kazanılması
açısından kritik öneme sahip olan teknoloji,
pek çok banka tarafından etkin bir şekilde
kullanılmaktadır. Çağımız teknoloji çağı
olduğu için bilgisayar teknolojisi, yazılım
olanakları ve insan kaynakları bilgi sistemleri,
insan emeği isteyen ve zaman alıcı işlerde
personelin yerine geçmektedir. Bu nedenle
iyi bir bankacı kendisini her türlü teknolojik
yeniliğe hazırlamalıdır. Teknolojiyi başarılı
bir şekilde kullanabilen bankacı, kurum
hedeflerinin gerçekleştirilmesinde stratejik
bir rol üstlenmektedir.
Yönetim kadrosunda yer almak,
sürekli yenilenmeyi ve güncel
gelişmeleri yakından takip
etmeyi gerektiriyor.
Bu konuda siz neler
yapıyorsunuz?
Günümüz
iş yaşamında
yöneticiler, iş
ile ilgili birçok
süreci aynı
anda yönetirler.
“Bankamızın ana
hedef ve stratejilerine
göre insan kaynakları
ihtiyaçlarının belirlenmesi;
çalışanların bu hedeflere
yöneltilmesinde değişen
ve gelişen eğitim
ihtiyaçlarının tespit
edilmesi, organizasyonel
süreçlerinin değişen
şartlara göre gözden
geçirilerek, ana hedeflere
ulaşmada gerekli
revizyonların yapılması
büyük önem taşımaktadır.”
Bu durum, çok yönlü olmamızı
gerektirmektedir. Bununla birlikte,
İnsan kaynakları alanı, gün geçtikçe
profesyonelliğin ön plana çıktığı ve
yetkinliğin önemli hale geldiği bir
görünüm arz etmektedir. Bu noktada
Banka çalışanlarımızın uyumlu, etkili,
verimli ve işbirliği içinde çalışarak
Bankamızın hedeflerine ulaşması
konusunda biz yöneticilere büyük
görevler düşmektedir. Dolayısıyla
görev alanımızla ve bankacılık
sektörünün geneli ile ilgili
gelişmelerin gerisinde kalmamak,
gündemi ve yenilikleri sürekli takip
etmek çabalarımızın önemli bir kısmını
oluşturmaktadır.
Sektöre yeni girmiş kişilere
hedefledikleri başarılara ulaşmaları
için işe yaklaşım konusunda neler
önerirsiniz?
Bence, sektöre yeni adım atmış olan
arkadaşlar öncelikle, “Kendimi gelecekte
nerde görmek istiyorum?” sorusuna cevap
vermelidirler. Daha sonraki aşamalarda ise,
belirlenen hedefe ulaşmak için adımlar
atılmalıdır. Bu doğrultuda kişilerin kariyer
hedeflerine uygun donanımları sağlamak
üzere gerekli eğitim formasyonlarını
tamamlamalarını ve gerek bankacılığın
bütünü, gerekse spesifik olarak yaptıkları
işle ilgili tüm gelişmeleri yakından
izlemelerini salık veririm. Bununla birlikte
hizmet sektöründe yer almamız nedeniyle
kişisel tutumlarımızla ve görünümümüzle
insanlar üzerinde pozitif bir etki
yaratmanın gerekliliğine inanıyorum.
Halkbank Ailesinin bir üyesi olmak
size ne ifade ediyor?
Halkbank Ailesinin bir üyesi olmak
deyince benim aklıma gelen ilk şey; “Bu
Kurumun içinde var olma” duygusudur.
Bu duygu sadece üst kimlik olarak
aidiyet duygusunu ifade etmemekte,
aynı zamanda Bankamızın son yıllarda
gösterdiği başarılara tüm personelimizle
birlikte katkıda bulunmanın
gururunu ifade
etmektedir. l
7
haberler
"Ana-Kız Okuldayız" kampanyasına ana sponsor olduk
Ailelerimize ve
geleceğimize sahip
çıkıyoruz
“Üreten Türkiye”nin yanında yer alan Halkbank, 70. yaşını kutladığı bu yıl, ülkenin gelişimine
katkı sunacak sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya devam ediyor. Bankamız, Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından başlatılan ve 3 milyon civarındaki okuma-yazma bilmeyen insanı eğitimle
buluşturmayı amaçlayan “Ana-Kız Okuldayız” kampanyasının ana sponsoru oldu.
8
HABERLER
Ana-kız’lar Halkbank ile
okullu oluyor...
Bankamız, eğitime sağlanacak katkıyı
ülkenin gelişimine sunulacak katkının tam
merkezinde gördüğünü yine kanıtladı.
Eğitimli nüfusun artırılması için verilecek her
türlü desteği, misyonunun bir parçası olarak
tanımlayan Bankamız, “Ana-Kız Okuldayız”
kampanyasına ana sponsor oldu.
Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine
Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen “AnaKız Okuldayız” okuma-yazma kampanyası 6
Haziran’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda
düzenlenen törenle başladı.
Kampanyanın ilk kayıtlarının yapıldığı
ve protokolünün imzalandığı törene Emine
Erdoğan’ın yanısıra Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik, Kadın ve Aileden Sorumlu
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Milli Eğitim
Bakanlığı Yaygın Eğitim Genel Müdürü
Necmettin Yalçın, Genel Müdürümüz
Hüseyin Aydın ile çok sayıda sanatçı ve
davetli katıldı.
Törende bir konuşma yapan Emine Erdoğan, dünyanın en güçlü bireylerine, en güçlü
ailelerine, en güçlü toplumuna kavuşmanın
yolunun okumaktan geçtiğini anlattı.
Bankamız Kayseri
Tarım Fuarı’na Katıldı
15-18 Mayıs
tarihleri arasında Dünya Ticaret Merkezi’nde
yapılan Kayseri
Tarım Fuarı’na,
Bankamızdan Tarımsal
Bankacılık Daire
Başkanımız Cemal Ergen, Tarımsal Bankacılık Bölüm Müdürümüz Aysun Yavuz,
Kayseri Bölge Koordinatörlüğü Krediler
Bölüm Müdürümüz Osman Tayfun Erol,
Kayseri Bölge Operasyon ve Pazarlama
Bölüm Yöneticilerimiz ile Kayseri’deki
şube müdürlerimiz, MİY’lerimizin yanı sıra
çok sayıda müşterimiz katıldı. Kayseri Valisi Mevlüt Bilici standımızı ziyaret ederek
ürünlerimiz hakkında bilgi aldı.
Konuşmaların ve kampanya protokolünün
imzalanmasının ardından Emine Erdoğan ve
Bakan Çelik kursa ilk kayıtları birlikte yaptı. Bakan
Çelik’in kayıt bilgilerini alırken anlattığı fıkra ise
salonu kahkahaya boğdu. 15 yaş üstü 3 milyon
kişinin okur-yazar yapılmasının hedeflendiği
kampanya, 81 ilde ve ilçelerindeki Halk Eğitim
Merkezleri tarafından koordine edilecek.
Sabit ve geçici kurs merkezlerinin
yanı sıra, okulların boş mekânları da hafta
sonları ve diğer tatil günlerinde kurslar
için kullanılacak. Başarılı olan kursiyerlere
çekilişle beyaz eşya ve mutfak eşyası
verilecek.
Bankamızın Net Kârı 301 Milyon
YTL’ye Ulaştı
2008 yılının ilk çeyreği itibarı ile Bankamızın net
kârı 301 milyon YTL’ye ulaştı.
2008 Mart sonu itibarı ile bankamızın aktif
toplamı 2007 yıl sonuna kıyasla % 10,6 oranında
artarak 44,5 milyar YTL’ye yükseldi. Toplam kredilerin
toplam aktif içindeki payı ise düzenli bir artışla %
47 olarak kaydedildi. Halkbank, sektördeki gelişimin
üzerinde bir performans göstererek 2007 yılı sonuna
göre %14,1 oranında kredi büyümesine ulaştı. Geçen
yılın birinci çeyreği sonunda %7,8 olan takipteki kredi
oranı 31 Mart 2008 itibariyle %5 düzeyine geriledi.
Genel müdürümüz Hüseyin Aydın, bu olumlu
rakamların elde edilmesinde, Bankamızın tüm birimlerinin ekip ruhu bilinciyle gösterdikleri başarının
yanında, Türkiye’nin izlemiş olduğu makroekonomik
politikalarla uyumun da önemli katkısı olduğunu
ifade etti.
9
HABERLER
70. yıl hep birlikte,
coşkuyla, gururla...
Bankamızın 70. yılı, siyasetçiler, üst düzey bürokratlar, müşterilerimiz, Bankamızın
üst yönetimi ve müdürlerimizin katılımıyla
Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen iki
resepsiyonla kutlandı.
Ankara’da 26
Mayıs tarihinde Swiss
Otel’de gerçekleştirilen resepsiyon, Genel
Müdürümüz Hüseyin
Aydın ve Milli Eğitim
Bakanı Hüseyin
Çelik‘in konuşmaları
ile başladı.
Bankamız, 70. kuruluş yıldönümünde
Türkiye ekonomisinin tarihini, en önemli
paydaşlarımız arasında yer alan KOBİ’lerin
gözünden belgeleme sorumluluğunu da
üstlendi. Hazırlanan belgesel film ve kitabımızda; Bankamızdan kredi desteği alan, yola
ilk adımını Halkbank’la atan ve Halkbank’la
ulusal ve hatta uluslararası düzeyde tanınan
birer markaya dönüşen on iş ortağımızın
başarı öyküleri yer aldı. Bu öyküler ‘’Halkbank
ile büyüdüler, Türkiye için ürettiler’’ adı altında
belgesel filme ve kitaba dönüştürüldü.
İstanbul’da 30 Mayıs tarihinde Grand
Cevahir Otel’de gerçekleştirilen resepsiyon
Genel Müdürümüzün konuşmasıyla
başladı. Kısa versiyon belgesel film
gösterimini takiben ‘’Halkbank ile
büyüdüler, Türkiye için ürettiler’’ belgesel
ve kitabında yer alan firma sahiplerine
plaket verildi.
Açılış konuşmalarının ardından, hazırlanan belgesel filmin kısa bir versiyonu
sunuldu. Programın sonunda ise belgeselde
ve kitabımızda yer alan firma sahiplerine
plaket verildi.
Muazzez Ersoy, Ankara ve İstanbul’da
düzenlenen gecelerde özel konserleriyle
konuklarımıza müzik ziyafeti verdi.
Kutlamalar Anıtkabir ziyareti ile başladı
Yönetim Kurulu Başkanımız Hasan
Cebeci, Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz
Hasan Sezer, Denetim Kurulu Üyemiz Yusuf
Dağcan, Genel Müdür Yardımcılarımız,
Teftiş Kurulu Başkanımız, Disiplin
Kurulu Başkanımız, Genel Müdürlük
Daire Başkanlarımız, Ankara Bölge
Koordinatörlerimiz, Teftiş Kurulu Başkan
Yardımcılarımız, Disiplin Kurulu Üyelerimiz,
Ankara Genel Müdürlük ve Ankara Bölge
Koordinatörlükleri Bölüm Müdürlerimiz ile
Ankara Şube Müdürlerimizin katılımıyla
Anıtkabir’de bir tören düzenlendi.
Yönetim Kurulu Başkanımız Hasan
Cebeci, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı;
deftere yazdıklarından bir bölüm şöyle:
“Küçük esnaf ve sanatkârlara
yatırımlarında finansal destek sağlaması
amacıyla temellerini attığınız Halkbank,
bugün Türkiye’nin en büyük bankaları
arasındaki yerini aldı. Küçük el tezgâhlarında
üretime başlayan KOBİ’lerimiz Halkbank’tan
aldıkları destekle bugünün vizyon sahibi
markalarına dönüştüler.
Bugün topraklarımız üzerinde sanayi
kuruluşlarının bacaları tütüyorsa bunu sizin
ileri görüşlülüğünüze borçlu olduğumuzun
tüm Türk halkı gibi biz de farkındayız…”
10
HABERLER
Doğuş Üniversitesi Bahar Festivali’ne
sponsor olduk
Genel Müdürlük - Ankara
Ankara ve İstanbul
Genel Müdürlük Birimlerimizde
70. yıl etkinlikleri
Genel Müdürlük - Ankara Çalışanları
23 Mayıs tarihinde, İstanbul Genel Mü- mekhanesinde gerçekleştirilen kokteylde
dürlük Ek Hizmet binalarımızdaki program, Bankamız Yönetimi, Genel Müdür Yardımcılarımız, Ankara Genel Müdürlük Daire
Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Çelik’in
Başkanlarımız ile birlikte Genel Müdürlük
konuşmasıyla başladı. Sabah düzenlenen
personelimiz yer aldı.
kokteyl; Daire Başkanlarımız, Bölüm Müdürlerimiz ve tüm çalışanlarımızın
katılımıyla Gayrettepe ve Salıpazarı
binalarımızın yemekhanelerinde
gerçekleştirildi.
Genel Müdürlük Makamımızın
yoğunluğu nedeniyle Ankara’da 26
Mayıs ’da yapılan kutlama, Tanıtım
ve Halkla İlişkiler Daire Başkanımız
Yalçın Kaya’nın yaptığı açılış konuşmasının ardından Genel Müdürümüz Hüseyin Aydın’ın konuşmasıyla
devam etti.
Hava muhalefeti nedeniyle bu
Genel Müdürlük - İstanbul
yıl Genel Müdürlük binamızın ye-
Bankamızın sponsor olduğu Doğuş
Üniversitesi Bahar Festivali, 24 Mayıs
2008 tarihinde Acıbadem Kampüsü’nde
gerçekleştirildi. Bankamız standına öğretim görevlileri ve öğrenciler tarafından
yoğun ilgi gösterilirken, Koordinatörlüğümüze bağlı Bakırköy Şubemiz personelleri
tarafından Bankamız ürünlerinin tanıtımı
gerçekleştirildi. Festival’de Demet Akalın,
Rita, DJ Performance ve Hüseyin Karadayı
konser verdi.
Bankamız Kırklareli Karagöz Kültür ve
Kakava Festivali’ne katıldı
Kırklareli Karagöz Kültür ve Kakava
Festivali’nin 18’incisi, Kamu Kurum ve
Kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri, Yöre
Dernekleri, Yerel Basın ve halkın ortak
çalışması ile Kırklareli şehir merkezindeki
festival alanında gerçekleştirildi.
Koordinatörlüğümüze bağlı Kırklareli
Şubemiz Bireysel ve KOBİ MİY’lerinin
görev aldığı standımızda, ziyaretçilere
Bankamız ürün ve hizmetleri hakkında
bilgi verildi.
Sekiz gün süren Festival’de; çeşitli
etkinliklerin yanı sıra yerel gruplar, Hakan
Altun, Nilüfer, Murat Boz, Aslı, Ferhat
Göçer, Ziynet Sali, Blues of Rumeli ve
MANGA grubu konserler verdi.
Şubelerimiz
yenileniyor
02 Mayıs 2008
l Alanya Sanayi Uydu
Şubemiz Yenilendi
08 Mayıs 2008
l İstanbul Trakya Bölge
Koordinatörlüğü ve Bakırköy
Şubemiz Yenilendi
09 Mayıs 2008
l Bodrum Şubemiz ve Bodrum
Uydu Şubemiz Yenilendi
11
HABERLER
Halkbank Evim Mortgage
Portalı Açıldı
Tüm dünyada uzun yıllardır bilinen
ve kullandırılan ‘Mortgage Kredisi’, 6 Mart
2007’de yayınlanan 5582 sayılı kanun ile
ülkemizde de kullanıma sunuldu.
Piyasa rekabet gücü ve pazarlama
stratejileri doğrultusunda, Bankaya ait bir
mortgage portalı oluşturulması çalışmaları
tamamlanarak, www.halkbankevim.com
mortgage portalı yayına hazırlandı. Test için
öncelikle Banka içi yayınlanan portal, kısa
süre sonra müşterinin hizmetine girmiş olacak. Bu süreye kadar mortgage@halkbank.
com.tr adresinden öneri ve görüşler Banka’ya
iletilebilecek.
Halkbank Evim Mortgage Portalında
mevcut ve hedeflenen müşteri kitlesinin
beklentilerini karşılayabilmek amacıyla çeşitli
fonksiyonlar ve bölümler sunuluyor. 1-2-3
Adımda Kredi, Kredi Seçenekleri, Kolay Kredi
Kumluca Tarım ve Seracılık Şenliklerine
sponsor olduk
Bankamız, bu yıl 9’uncusu
düzenlenen Kumluca Tarım ve Seracılık
Şenliklerine sponsor oldu. Kumluca’nın
tanıtımında geleneksel bir rol oynayan
domates güreşlerinin yapıldığı; Bülent
Sertaş, İntizar, Davut Güloğlu ve Yurt
Seven Kardeşler’in sahne aldığı şenlikler
Kumluca’nın ilçe oluşunun 50. yılı olması
sebebiyle oldukça coşkulu geçti.
Hesaplama, Uzmanına Danışın, Biz Sizi Arayalım, Ev Alırken, Mortgage Hakkında, Emlak
Haberleri/TOKİ Haberleri portaldaki başlıca
bölümler.
Saray Bahar ve Kültür Festivali’ne
sponsor olduk
Bank Of New York Mellon’dan
Bankamıza “Kalite” Ödülü...
Halkbank, 2007 yılında gönderdiği uluslararası standartlardaki ödeme emirleri ile
bu yıl da Bank of New York Mellon’dan STP
Kalite ödülü alarak bir kez daha Dış İşlemler
konusundaki kalitesini belgelemiş oldu.
Bilgi İşlem grubumuzun da desteği ile
alınan STP Kalite ödülü törenine; Bank of
New York Mellon Uluslararası Ödemeler ve
Dış Ticaret Yöneticisi Panagiota Bouboulıs,
Bank of New York Mellon Türkiye Temsilcisi
Cihat Takunyacı, Bankamızı temsilen Dış
İşlemler Operasyonları Daire Başkanımız
Suat Kepenek, Dış İşlemler Operasyonları
Daire Başkanlığı Bölüm Müdürlerimiz Nevin
Arman ve Ayla Ülgen, Finansal Kurumlar ve
Yatırımcı İlişkileri Daire Başkanlığı Bölüm
09 Mayıs 2008
l Turgutreis - Muğla
Şubemiz Yenilendi
Müdürümüz Ayça Evrim Nalçacı ve Dış
İşlemler Operasyonları Daire Başkanlığı
İstanbul birimlerinde görevli personelimiz
katıldı.
14 Mayıs 2008
l Muratlı-Tekirdağ
Şubemiz Açıldı
23-25 Mayıs tarihlerinde bu yıl
üçüncüsü gerçekleştirilen Saray Bahar
ve Kültür Festivali’ne Bankamız sponsor
oldu. Festivalde yer alan Bankamız
standında görev yapan Saray, Vize,
Çerkezköy Şubelerimizin Bireysel ve
KOBİ MİY personelleri, festival alanına
gelen ziyaretçilere Bankamız bireysel
ve kurumsal ürünlerinin tanıtımını gerçekleştirdi. Üç gün süren etkinliklerin
gündüz programında sergiler, söyleşiler
çeşitli etkinlikler düzenlenirken; gece
programında halk oyunları gösterilerinin yanısıra yerel gruplar yer aldı.
Festival Emel Müftüoğlu ve Muazzez
Ersoy’un konserleri ile son buldu.
15 Mayıs 2008
l Kırşehir Şubemiz
Açıldı
09 Haziran 2008
l Atisan / Ankara Şubemiz
Açıldı
12
departman
İnsan Kaynakları Daire Başkanı Erdal Çelik:
“İnsan kaynakları
yükselen değer
olmaya başlamıştır”
İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları
13
DEPARTMAN
İ
nsan Kaynakları Daire Başkanı Erdal
Çelik, 1970 Bartın doğumlu. 1991 yılında
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinden
mezun oldu. 1992 yılında Halkbank Teftiş
Kurulunda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve
başladı. 2001 yılına kadar Müfettiş olarak,
2001 yılından 4 Haziran 2008 tarihine kadar
da Başkan Yardımcısı olarak Teftiş Kurulundaki
görevine devam etti. 4 Haziran’dan itibaren
de İnsan Kaynakları Daire Başkanı olarak
Bankadaki görevini sürdürüyor. Evli, İrem
Göksu ve Deniz adlarında iki kızı var.
Departmanınızın yapısı, görev ve
sorumluluk alanları nelerdir?
Başkanlığımızın temel görev ve
sorumluluk alanlarını;
• Bankanın insan kaynakları politikasını
belirlemek, günün koşullarına göre
değiştirmek ve geliştirmek,
• Bankanın kariyer ve kişisel gelişim
planlarını ilgili birimlerle birlikte
oluşturmak,
• Belirlenmiş yetkinlik ve profile
uygun personelin işe alınmasını ve
uygun pozisyonlara yerleştirilmesini
sağlamak ve bunun için gerekli
işe alma sistemini geliştirmek ve
uygulamak,
• Çalışanların performans kriterlerini
ilgili birimlerle koordinasyon
içerisinde belirlemek, performansları
bireysel bazda takip etmek,
ölçülmesini ve değerlendirilmesini
koordine etmek, değerlendirme
sistemlerini geliştirmek ve uygulamak,
• Çalışanların performansları ve kariyer
yolları doğrultusunda gelişimlerini
takip ederek insan kaynağı
planlamasını yapmak ve insan kaynağı
havuzu oluşturmak,
• Bireysel performans sonuçlarına bağlı
olarak, kariyer yolları ve insan kaynağı
planları doğrultusunda çalışanların
tayin ve terfilerini gerçekleştirmek,
• Eğitim Departmanı ile koordineli
olarak, tayin, pozisyon değişikliği ve
terfilerden önce, personelin gerekli
yetiştirme ve geliştirme eğitimlerini
almalarını sağlamak,
• Etkin bir kariyer planlaması için gerekli
personel veri tabanını oluşturmak ve
sürekli olarak güncel tutmak,
• Bankanın ücret yönetimi çalışmalarını
yürütmek, bu konuda bankacılık
sektöründeki gelişmeleri izlemek ve
değerlendirmek,
• Personelle ilgili hukuki, cezai, idari ya
da icrai tüm dava, takip ve diğer iş ve
işlemleri yürütmek ve bu kapsamdaki
olası sorunları ilgili birimler ve şubeler
ile koordinasyon içinde çözmek,
Banka çalışanlarının her türlü özlük
işlemlerini takip etmek ve emeklilik ile
ilgili tüm işlemlerini yürütmek,
şeklinde özetleyebiliriz.
•
Başkanlığımızda bu görevler, altı ana
bölüm altında yürütülmektedir. Bunlar;
Planlama, Tayin, Sosyal Güvenlik, Ücret
Yönetimi, Sistem ve Hukuk bölümleridir.
"İnsan Kaynakları
departmanı,
organizasyonlarda,
içeriğinde insan bulunan
bütün süreçlerin ama az,
ama çok mutlaka içindedir.
Çünkü bizim işimiz
insanladır."
İnsan Kaynakları hangi
fonksiyonları yönetir?
İnsan Kaynakları, departmanın
adından da anlaşılacağı üzere;
organizasyonlarda, içeriğinde insan
bulunan bütün süreçlerin ama az, ama
çok mutlaka içindedir. Çünkü bizim işimiz
insanladır. İşimizi iyi yaptığımız ölçüde, iç
müşterimiz olarak gördüğümüz personelimiz
de kendi işlerini daha iyi yapmaya gayret
gösterecektir. Buradan hareketle, Bankadaki
tüm fonksiyonların yönetiminin içinde, aslında
İnsan Kaynakları vardır.
Departmanınızın personel yapısı
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Başkanlığımız; bir Daire Başkanı, dokuz
Bölüm Müdürü, altı Yönetmen ve 39 diğer
ünvanlardaki personel olmak üzere toplam 55
personelden oluşmaktadır. Yaş ortalamamız
41, hizmet yılı ortalamamız 19’dur. 55
personelin 7’si, Başkanlığımızın İstanbul’da
bulunan ve İstanbul bölgelerine bağlı şube
personelinden sorumlu bölümünde görev
yapmaktadır.
Departmanınızın insan kaynakları
politikası nedir?
Başkanlığımızın insan kaynakları politikası
“Tüm personele, eşit ölçüde fırsat ve açık
iletişim olanakları sağlayarak, çalışanlarımızın
mesleki, kişisel ve sosyal gelişimlerini
İnsan Kaynakları Daire
Başkanı Erdal Çelik
14
DEPARTMAN
yükselen değer olmaya başlamıştır.
Şirketlerin karar mekanizmalarının içerisinde
bulunan, şirket hedeflerinin arkasında
değil, önünde yer alan birimler haline
gelmiştir. Değişen şirket yapıları içinde insan
kaynakları, bugün artık daha stratejik bir rol
oynamaya başlamıştır. Yetenek savaşlarının
yaşandığı günümüzde, insan sermayesinin,
bir şirketin sahip olduğu en önemli değer
olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak,
insan kaynakları departmanına düşen görev
ve sorumluluklar da artmıştır.
İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı İstanbul çalışanları
desteklemek, dinamik ve nitelikli kadrolar
oluşturmaktır.”
"1990’lı yıllara kadar
insan kaynakları
departmanları,
organizasyonların en
önemsiz ve değersiz,
şirketin vizyon, misyon
ve hedeflerini hep
geriden takip eden,
operasyona boğulmuş
departmanları olarak
görülmekteydi. Ancak;
90’ların ortasından
itibaren bu bakış
değişmeye başlamıştır.
Artık insan kaynakları,
organizasyonlarda
yükselen değer
olmaya başlamıştır."
Departmanınız, hedeflerini
Halkbank’a tanıtmak için hangi
çalışmaları yapıyor?
Bilindiği üzere, Bankamızda 2001
yılından itibaren yeniden yapılanma süreci
yaşanmıştır. Bu süreçte, organizasyonda
ve personel yapısında önemli değişiklikler
yaşanmış, tüm bu değişimlerde ana
yüklenicilerden biri de İnsan Kaynakları
Departmanı olmuştur. Böylesi yoğun
ve stresli bir süreçte, İnsan Kaynakları
Departmanı olarak hedeflerimizi ve
yaptığımız projeleri tanıtmaya çok fazla
zaman bulabildiğimiz söylenemez.
Ama 2007 yılında başladığımız “Biz Bize
Yüz Yüze” projesi ile şubelerimiz ziyaret
edilerek; personelimizle, yöneticilerinin
katılmadığı doğrudan görüşmeler yapılarak,
projelerimiz anlatılmış, onların görüşleri,
önerileri ve varsa şikayetleri alınmıştır. Son
derece başarılı sonuçlar veren bu saha
projelerini devam ettirmeyi planlıyoruz.
Günümüzde İnsan Kaynakları
Yönetimi’nin kurumların hedeflerini
gerçekleştirmedeki yeri nedir?
1990’lı yıllara kadar insan kaynakları
departmanları, organizasyonların en
önemsiz ve değersiz, şirketin vizyon, misyon
ve hedeflerini hep geriden takip eden,
operasyona boğulmuş departmanları olarak
görülmekteydi. Ancak; 90’ların ortasından
itibaren bu bakış değişmeye başlamıştır.
Artık insan kaynakları, organizasyonlarda
Departmanınızın önümüzdeki
dönem hedefleri nelerdir, bunu
gerçekleştirmek için nasıl bir strateji
izleyeceksiniz?
Öncelikle içinde bulunduğumuz
süreçte, Banka tarihinin en büyük toplu
eleman alımını (yaklaşık 1500 kişi)
gerçekleştireceğiz. Bu süreç devam
etmektedir. Bununla birlikte, Bankamızda
insan kaynakları yapısını, ünvan bazlı
yapıdan, görev pozisyonu bazlı yapıya
dönüştürmek üzere çalışmalar planlıyoruz.
Bu dönüşümle birlikte; Ücret Yönetimi,
Kariyer Yönetimi, Performans Yönetimi ve
diğer insan kaynakları uygulamalarının
da bu yapıya uydurulmasını hedefliyoruz.
Yine önümüzdeki dönemde, birim
içinde Mutlu Personel Merkezi “MUPEM”i
oluşturmayı planlıyoruz. Bu sistemle, tüm
personelimiz her türlü insan kaynakları
soru veya sorununun başvurusunu
bir merkeze yapacak, bu merkezde
bulunan “Personel Temsilcisi” arkadaşımız
sorunun çözülmesinde yardımcı olacak,
olamadıysa gerekçesini personelimize
iletecektir. Gerektiğinde personel temsilcisi
arkadaşlarımız, personelimizi yerinde ziyaret
ederek, soru veya sorunların çözümünde
yardımcı olacaktır.
Hedefimiz; iç müşterimiz
olarak gördüğümüz personelimizin
memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak ve
sektörde çalışanların, çalışmayı öncelikle
tercih ettikleri, çalışmak istedikleri bir banka
olmaktır.
Halkbanklı olmak size ne ifade
ediyor?
Meslek hayatıma Halkbank’da başladım
ve bu bankada 15 yılımı doldurdum.
Meslek hayatımın hiçbir döneminde “Acaba
doğru yerde miyim” diye düşünmedim.
70 yıldır bu ülkenin gerçek anlamda ilk ve
tek KOBİ Bankası olan ve bu misyonu ile
ülkenin en büyük ve en önemli değerleri
arasında yer alan Halkbank’ın bir çalışanı
olmaktan, büyük mutluluk, gurur ve onur
duyuyorum. l
15
departman
Organizasyon Daire Başkanı Mehmet Küçük:
“Çalışmalarımızda
‘Biz’ bilincini ön
planda tutuyoruz”
Kendinizi tanıtır mısınız?
Ankara, 1961 yılı doğumluyum. Gazi
Üniversitesinde İş Yönetimi alanında
Lisans, Hacettepe Üniversitesinde
Muhasebe-Finans alanında Yüksek
Lisans öğrenimi gördüm. Ayrıca,
Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma
Enstitüsünde, hem Ticaret Hukuku
alanında, hem de Avrupa Topluluğu
Hukuku alanında Lisans Üstü uzmanlık
düzeyinde eğitimler aldım. Bankacılığa
1989 yılında Uzman Yardımcısı
olarak, Etüt Plan ve Organizasyon
Müdürlüğünde başladım. Mevzuat
Müdürlüğü, İşe Alma ve Kariyer
Planlama Daire Başkanlığı, Eğitim Daire
Başkanlığı görevlerinde bulundum.
Halen yürüttüğüm görev, iş
yaşamıma ilk adımı attığımda
öğrenmeye başladığım ve o günden
bu yana severek yaptığım işlerden
oluşuyor. Teknolojiye ve otomobillere
merakım var. Bu iki konuyu güncel
olarak izlemek beni mutlu ediyor.
Teknolojik yenilikler, yürüttüğüm
görevle de büyük ölçüde bağdaştığı
için, hem iş yaşamımda hem de hobi
olarak severek ilgilendiğim bir konu.
Evliyim ve iki çocuğumuz var. Ailemle
birlikte kültürel, sportif ve turizm amaçlı
seyahatler yapmayı seviyoruz.
Organizasyon Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları
"Mevcut işlerimizi daha etkin yürütebilmek ve hedeflerimizi
gerçekleştirebilmek adına yenilikleri sürekli takip ediyoruz. "
16
DEPARTMAN
"Zodyak-Kimlik Yönetimi
Projesi operasyonel alanda
verimliliği artıracak,
süreç güvenliği açısından
Bankamız sisteminin
dokunulmaz olmasını
sağlayacak ve çalışanların
yetkilerini kullanacağı
hesapların şifreleri tek şifreye
indirgenecektir."
Organizasyon Daire Başkanı Mehmet Küçük
Departmanınızın yapısını, görev ve
sorumluluk alanlarını anlatır mısınız?
Daire Başkanlığımız, Ankara’da İdari
Metinler ve Portal Yönetimi, Kalite Yönetimi,
Proje Yönetimi ve Organizasyonel İzleme,
İstanbul’da ise Güvenlik Ofisi ve Kullanıcı
Grupları Yönetimi, Süreç ve Kadro Yönetimi
ile Dokümantasyon Yönetimi olmak üzere 6
bölümden oluşuyor.
Başkanlığımızın temel görevleri;
• Genel Müdürlük, bölge
koordinatörlüğü ve şube organizasyon
şemalarını, görev ve yetki
yönetmeliklerini, pozisyon bazında
görev tanımlarını oluşturmak, norm
kadrolarını tespit etmek,
• Banka mevzuatını elektronik ortamda
arşivlemek, e-posta ve portal içeriğini
yönetmek,
• Güvenlik ofisi yapılanması içerisinde
mistral yetki gruplarını oluşturmak,
şifre kullanım esaslarını belirlemek, şifre
taleplerini karşılamak,
• Bankada Kalite Yönetim Sisteminin
kurulmasına yönelik çalışmaları
yürütmek, Kalite Öneri Sistemini
yönetmek,
• Banka genelinde iş süreçlerinin analizi/
ölçümü/basitleştirilmesi, fonksiyonel/
ergonomik yerleşim planlarının ve
ekipman kullanım/tahsis standartlarının
oluşturulması çalışmalarını yürütmek,
• Doküman Yönetim Sistemini
oluşturmak, Bankamız form
standartlarını belirlemek ve
uygulanmasını sağlamak,
• Yurt içinde şube, uydu şube ve
özel işlem merkezi açılması/nakli/
kapatılması ile ilgili yasal ve idari
işlemleri yürütmek ve gerekli
prosedürleri hazırlamak,
• İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi
(humanist) üzerinde gerekli
organizasyonel ve pozisyonel
tanımlamaları yapmak,
olarak sayabiliriz.
Başkanlık olarak son dönemde
yürüttüğümüz faaliyetlerimizden
bahsetmemiz gerekirse;
Bankaların pazar paylarını artırmaya
gayret gösterdikleri bu dönemde, Bankamız
da bir taraftan mevcut şubeleriyle müşteri
kitlesini genişletmek, bir taraftan da yeni
şubeleriyle yeni müşteri-banka ortaklıkları
oluşturmak için çaba göstermektedir. Bu
çabaların bir ürünü olarak, Bankamızın kârlılık
ve verimliliğine katkıda bulunacak yörelerde
yeni şube ve uydu şube açılması amacıyla
bir çalışma başlatılarak, öncelikle şube/
uydu şube açma kriterleri belirlenmiş, bu
doğrultuda bilgiler toplanmış, yeni yerlerde
yeni hizmet birimlerinin açılmasına yönelik
değerlendirmeler yapılmıştır.
2007 yılının ikinci yarısından itibaren
yürütülmekte olan şubeleşme politikası
kapsamında, Haziran 2008 sonu itibariyle
17 şube, 10 uydu şube ve 1 Özel İşlem
Merkezi açılmış, yurt içi şube sayımız 566’ya
(kurumsal/ticari/serbest bölge/diğer) uydu
şube sayımız 24’e ve özel işlem merkezi
sayımız 18’e yükselmiştir.
Günümüzde tüm kuruluşlarda olduğu
gibi biz de kalite olgusunu öncelikli hedefler
arasında görmekteyiz. Bu doğrultuda
öncelikle, Bankamız personelinin verimlilik,
tasarruf ve etkinliğe yönelik görüş ve
önerilerinden yararlanmak amacıyla
6 Ekim 2006 tarihinde Kalite Öneri Sistemini
faaliyete geçirdik. Haziran 2008 sonu itibariyle
toplamda 2947 kalite önerisi gelmiş ve
değerlendirme kriterlerine uygun 1587 öneri
ilgili daire başkanlıklarına yönlendirilmiş,
bu önerilerden 95’i tamamlanarak sisteme
aktarılmıştır. Kalite konusunda ayrıca, Kartlı
Ödeme Sistemleri ve Alternatif Dağıtım
Kanalları Daire Başkanlığında Kalite Yönetim
Sisteminin kurulması ve ISO 9001:2000
kalite belgesi alınmasına yönelik olarak ilgili
Başkanlık ile birlikte bir çalışma başlatmış
bulunmaktayız.
Haziran 2007’de İnsan Kaynakları ve
Altyapı İşletim ve Yönetimi Daire Başkanlığı
ile birlikte Türk bankacılık sisteminin
en büyük ölçekli bilgi güvenliği projesi
olan “Zodyak-Kimlik Yönetimi Projesi”ni
başlatmıştık. Bu projeyle, operasyonel
alanda verimliliği artıracak, süreç güvenliği
açısından Bankamız sisteminin dokunulmaz
olmasını sağlayacak ve çalışanların yetkilerini
kullanacağı hesapların şifreleri tek şifreye
indirgenecektir. Ayrıca denetlenebilir Kimlik
Yönetimi süreçlerinin devreye girmesiyle
tek merkezden yönetim ve raporlama
yapılmasına izin veren sistemde, olası bilgi
17
DEPARTMAN
kaçakları riski de en aza indirilecektir.
Pilot çalışmaları 25 şube ve 1
Bölge Koordinatörlüğünde yapılan
projenin ikinci adımı olan tüm
Bölge Koordinatörlüğü, şube
ve Nakit Operasyon Merkezi
personelinin sisteme dahil edilmesi
işlemi de tamamlanmış, böylece
Kimlik Yönetimi (Zodyak) Sistemi
bu yerlerde çalışanlar için aktif
kullanıma geçmiş bulunmaktadır.
Gelen-giden ve kurum içi
üretilen evrakların, elektronik
dokümanların, faksların, önemli
e-postaların Kurumsal İçerik Yönetim
Sistemine aktarılmasına, önceden
tanımlanmış iş akışlarına göre
yönlendirilmesine, tanımlı yetki
seviyelerine göre kullanıcılar ile
paylaşılmasına, arşivlenmesine kadar
olan yaşam döngüleri için otomatize
edilmiş kontroller uygulayarak,
yönetilmesini sağlayacak “Kurumsal
İçerik Yönetimi” projesini başlattık.
Bunlara ek olarak, Bankamız iş
süreçlerinin sisteme aktarılması için
“Süreç Yönetim Programı” alınmasına
yönelik çalışmalarımıza da devam
etmekteyiz.
Departmanınızın personel yapısı
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Başkanlığımızın Ankara ve İstanbul’daki
bölümlerinde toplam 38 personelimiz
çalışmaktadır. Yaş ortalaması 35 olan genç bir
personel yapısına sahibiz. Faaliyetlerimizi, ekip
ruhunu benimsemiş, koordinasyon ve takip
yetkinliğine sahip, yeniliğe açık ve dinamik bir
ekiple yürütmek, birçok birimle koordinasyon
içerisinde çalışan bir Daire Başkanlığı olarak
bize büyük avantaj sağlamaktadır.
Organizasyon Daire Başkanlığı
çalışmalarının Halkbank’ın hedeflerini
gerçekleştirmedeki yeri nedir?
Bankamız ana hedeflerinden olan “KOBİ
ve bireysel müşterilerin ilk sırada tercih
ettikleri banka olmayı” gerçekleştirmek
amacıyla, yeni müşteri kazanmak ve
müşteriyle kalıcı ilişki kurmak için hâlâ en etkili
yol olan şubeleşme politikasını benimseyerek
müşteri-banka ortaklığı oluşturmak üzere
yeni şube ve uydu şube açılması, ayrıca
“Mobil Şube ve Haftanın Belirli Günleri Açık
Olacak Şube” uygulaması yönünde çalışmalar
yürütmekteyiz.
Şubeleşme politikasına paralel
olarak, organizasyon yapımızın önemli
bileşenlerinden biri olan bölge
koordinatörlüklerinin, daha etkin
çalışabilmeleri için açılacak yeni şubeleri de
Organizasyon Daire Başkanlığı İstanbul Çalışanları
dikkate alarak sayısının artırılmasına yönelik
çalışmalarımız sürmektedir.
Biraz önce bahsettiğimiz Kalite Yönetimi,
Süreç Yönetimi, Kimlik Yönetimi, Kurumsal
İçerik Yönetimi gibi projelerimiz ile tüm iş
süreçlerinde, sektördeki en yüksek kalitede
hızlı hizmet seviyelerine ulaşarak, müşteri
memnuniyetini sağlamak doğrultusunda da
önemli bir rol oynamaktayız.
Organizasyon Daire Başkanlığı
çalışmalarının diğer bankalardan farklı
olan yanları nelerdir?
İşini seven ve gerçek anlamda işine sahip
çıkan bir ekibe sahibiz. Çalışmalarımızda
“Biz” bilincini ön planda tutuyoruz. Bu da
tüm çalışmalarımıza olumlu yönde yansıyor.
Çalışmalarımızı ve projelerimizi çok yönlü
bakış açısıyla ele almamız, birçok alternatifi
bir arada değerlendirerek Bankamız için en
doğru kararı almamızı sağlıyor.
Departmanınızın önümüzdeki dönem
hedefleri nelerdir, bunu gerçekleştirmek
için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
Önümüzdeki dönemde öncelikli
hedefimiz; şubeleşme politikamız
doğrultusunda yeni yerler için
değerlendirmeler yaparak, şube ağımızı
genişletmektir.
Bunun yanı sıra, “Kimlik Yönetimi
(Zodyak) Projesi” kapsamında tüm Genel
Müdürlük çalışanlarının Ekim 2008’de
sisteme dahil edilmesi, Doküman Yönetim
ve Süreç Yönetim programlarının alınması ile
Kartlı Ödeme Sistemleri ve Alternatif Dağıtım
Kanalları Daire Başkanlığına ISO 9001:2000
kalite belgesi alımından sonra, Bankamızın
diğer birimlerinin de belgelendirilmesini
hedeflemekteyiz.
Mevcut işlerimizi daha etkin
yürütebilmek ve hedeflerimizi
gerçekleştirebilmek adına yenilikleri sürekli
takip ediyoruz. Optimum düzeyde verimlilik
elde edebilmek için yeniliklerden maksimum
düzeyde yararlanmaya çalışıyoruz.
Halkbanklı olmak size ne ifade
ediyor?
Esnaf ve sanatkârlar ile küçük ve orta
ölçekli sanayi işletmelerinin sektördeki ilk
bankası olan Halkbank, 70 yıllık birikimiyle,
geçmişinde birçok bankayı bünyesine katarak,
bir kültür mozaiği oluşturan ve sektörde
sağlam bir yere sahip olan güçlü bir ailedir.
Bugün yurt çapına yaygın şubeleri ve
yurt dışı teşkilatıyla hizmet vermeye devam
eden Bankamızın, yeniden yapılandırma
dönemi ve sonrasında yenilikçi yaklaşımlarla
teknolojiyi birleştirerek yaptığı atılımlar
ile sektördeki hızlı ilerleyişinin yakın
şahidi olarak, büyük gurur ve mutluluk
duymaktayım.
İnanıyorum ki çağdaş bankacılık anlayışı
içerisinde çalışan, nitelikli, özverili ve yetkin
personelimiz ile daha nice yeniliklere ve
başarılara imza atacağız. l
18
departman
Eğitim Daire Başkanı Olcay Doğan:
“Hiçbirimiz
hepimizden akıllı
olamayız”
Eğitim Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları
19
DEPARTMAN
E
ğitim Daire Başkanı Olcay Doğan 1970
Ankara doğumlu. Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun olduktan sonra, 1994 yılında
Bankamızda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve
başladı. 2001 yılına kadar Müfettişlik,
2002 – 2005 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığının ardından, İç Kontrol Daire
Başkanlığı görevlerinde bulundu. Halen, 2008
yılında atandığı Eğitim Daire Başkanlığı görevini yürütüyor. Evli ve 5 yaşında bir oğlu var.
Departmanınızın yapısını, görev ve
sorumluluk alanlarını anlatır mısınız?
Başkanlığımız, Bankamızın stratejik
hedeflerine ulaşılmasında ve performansın
arttırılmasında iş sonuçlarına en yüksek katkıyı sağlayacak kurum içi ve kurum dışı mesleki
eğitimleri, kurum kültürünün yerleştirilmesine ve kişisel gelişime yönelik eğitim programlarını planlamak ve uygulamak, iş odaklı
eğitim programları ile bankacılık faaliyetlerini
ve insan kaynakları stratejilerini desteklemek,
gerektiğinde; girişimcilere, küçük ve orta
ölçekli işletmelere, Bankanın iştiraklerine ve
kamu kurumlarına eğitim faaliyetleriyle ilgili
destek vermekle sorumludur. Doğru pozisyonlara doğru eğitimler vermek suretiyle,
Bankamızın stratejik hedeflerine ulaşmasına
katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
Eğitim Daire Başkanlığına bağlı olarak,
Silivri Bankacılık Okulu ile birlikte, Ankara,
İstanbul ve İzmir’de eğitim merkezlerimiz
bulunuyor. Eğitim merkezlerimizin dışında da
eğitim konusu ve konseptine uygun olarak
farklı lokasyonlarda da eğitimler düzenliyoruz.
Departmanınızın personel yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Son derece dinamik, iş odaklı ve sektörel
gelişmeleri yakından takip eden, özveri ile çalışan, sahadan ve birimlerimizden gelen öneri
ve ihtiyaçlara son derece hassas ve çözüm
odaklı yaklaşan, 28 kişilik kaliteli bir ekibimiz
var. Birimimizdeki her çalışanımız sorumluluklarının bilinci ile hizmet kalitesini düşürmeden,
profesyonel bir anlayışla hizmet vermeye özen
gösteriyor. Görev ve sorumluluklarımızı, “Hiçbirimiz hepimizden akıllı olamayız” felsefesiyle
departmandaki çalışanlarımızla paylaşımcı ve
önerilere açık, yapıcı bir ortamda gerçekleştiriyoruz.
Çalışanlarımızın her biri tek tek çok nitelikli
ve değerlidir ancak bunun kurumsal başarıyı
getirmediğinin tüm arkadaşlarım farkındadır.
Önemli olan hedeflerin beraberce belirlenmesi ve herkesin rotayı ve rolünü bilmesidir. Bizde
herkes rotayı bilir ve belirttiğim gibi temel
prensip paylaşmaktır. Zorluklara rağmen hızla
yorulmadan koşmaya devam eden çalışma
arkadaşlarıma bu vesile ile teşekkür ediyor ve
onlarla çalışmanın zevk olduğunu
belirtmek istiyorum.
Eğitim Daire Başkanlığının
Halkbank’ın hedeflerini gerçekleştirmedeki yeri nedir?
Sektörde süregelen rekabet
yarışında en önde koşabilmenin ilk
şartı çalışanların kalitesini, becerilerini, motivasyonunu, liderliğini
ve kurumsal anlamda iş yapabilme
istekliliğini geliştirmektir. Bunun
yolu da insan kaynağına yapılacak
yatırımdan geçmektedir.
Bankamızın kurumsal imajının
yükseltilmesi, hizmetlerin daha kısa
sürede, daha nitelikli ve müşteri
memnuniyeti ön planda tutularak gerçekleştirilmesi, en temel
stratejimiz olan kârlılık ve büyümeyi
arttırması ve sürdürülebilir kılması
açısından eğitimin son derece
önemli bir yere sahip olduğu
inancındayız.
Bankacılık alanındaki gelişmeleri yöneticilere ve diğer
çalışanlara aktarmak için hangi
çalışmaları yapıyorsunuz?
Diğer bankaların uygulamaya
koymaya çalıştığı işlevsel görev
ayrılığı ilkesine dayalı organizasyonel
yapılanmayı Bankamız uzun süredir
uygulamaktadır. Müşteri odaklı
olan bu yapılanmada pazarlama,
operasyon, kredi tahsis ve istihbarat
mali tahlil personelinin görev yetki
ve sorumlulukları açık olarak tanımlanmış ve iş
süreçleri buna göre oluşturulmuştur. Bu kapsamda görev pozisyonlar bazında personelin
tüm kariyeri boyunca alması gereken eğitim
haritalarını belirledik ve ilgili birimlerin görüşlerini de alarak yetkinlik bazlı eğitim programları
oluşturduk. Ünvanlara göre değil, personelin
yaptığı işin gerektirdiği yetkinliklerin kazandırılmasına yönelik pozisyon bazlı bir anlayışla
kurduğumuz yapıyı başarıyla uyguluyoruz.
Şubelerimizin yönetici ihtiyacının karşılanması için, mesleki ve yönetsel yetkinliklerin geliştirilmesine yönelik konuları içeren, “Yönetici
Geliştirme” programları uygulamaya başladık.
Bu eğitime katılan yönetici adaylarımızdan bir
kısmının, şubelerimize müdür olarak atamaları
yapılmıştır. Sektörde de bu yönde bir eğilim
gelişmektedir.
Bankacılık alanındaki gelişmelerin personelimize aktarılmasına yönelik olarak yurt
içinde ya da yurt dışında düzenlenen eğitim
ve seminerleri, gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve ilgili birimlerin de talepleri doğrultusunda personelimizin katılımını sağlıyoruz.
Eğitim Daire Başkanı Olcay Doğan
"Doğru
pozisyonlara
doğru eğitimler
vermek suretiyle,
Bankamızın
stratejik
hedeflerine
ulaşmasına
katkı sağlamayı
amaçlıyoruz."
20
DEPARTMAN
Personel başına verilen eğitim sürelerinde de sektörde oldukça iyi bir yerdeyiz.
Yenilikleri takip eden, sektörü yakından izleyen kaliteli personel yapımızla, Bankamızın
her alandaki eğitim planlamalarını yapmaya
devam edeceğiz. Temel stratejimiz mesleki
gelişime katkı sağlayacak, hizmet kalitesini
ve verimliliği artıracak çalışanlarımıza değer
katan eğitimler vermektir.
Eğitim Daire Başkanlığı İstanbul Çalışanları
Yerel ve global trendlerin analizi yapılarak
kurumumuzda uygulanmasına yönelik ilgili
birimlerle eşgüdümlü çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Örneğin Bireysel Ürünler Pazarlama
Daire Başkanlığı ile birlikte tüm Bireysel
MİY’lerimizin “Mortgage Uzmanlığı” sertifikası
almalarına yönelik eğitim planlıyoruz. Bireysel
MİY’imize verilecek üniversite onaylı Mortgage sertifikası ile Bankamızı, süregelen rekabet
yarışında sertifikalı ve donanımlı MİY’lerimizle
öne çıkarmayı amaçlıyoruz.
Bu tür yeni uygulamaların Bankamıza
aktarılması çalışmalarının yanı sıra Bankamız yeni ya da mevcut ürün ve hizmetleri
konusunda personelimizin bilgilendirilmesi
amaçlı eğitimler de yürütülmektedir. Sigorta
işlemleri, hazine ürünleri konusunda yoğun
eğitimler düzenlenmiş ve sonucunda bu
ürünlerde sayısal olarak ölçülebilen önemli
artışlar kaydedilmiştir.
Performans yönetimi eğitimleri sonucunda personelimizin kârlılık ve aktif pasif
yönetimi konusunda bilgilendirilmeleri
sağlanmakta, bilanço yönetimi ve kârlılığın
artırılmasına yönelik yetkinlikleri artırılması
amaçlanmaktadır.
Operasyonel riskler, risk yoğunlaşmaları
belirlenerek bu alanlarda eğitim planlamaları
yapılmaktadır.
Müşterilerimize daha etkili finansal
danışmanlık sağlayabilmek ve şube bilanço
yönetiminde büyük resmi görebilmek, analiz
edebilmek adına gerekli altyapıyı oluşturmak
üzere; ülkemizdeki ve dünya ekonomisindeki gelişmeleri, konusunda uzman akademisyenlerden aktarmaya devam etmeyi
amaçlıyoruz.
Bankoda görevli personelimiz için; bireysel bankacılık ürünlerinin yanı sıra “Bankoda
Satış Teknikleri” adı altında eğitim planlaması
yaptık.
Eğitim Daire Başkanlığınızın çalışmalarının, diğer bankaların çalışmalarından
farklı olan yanları nelerdir?
Sektördeki gelişmeleri, en yakından takip
eden ve ilkleri uygulayan bankalardan biriyiz.
e-öğrenme eğitimlerini, elektronik sınavı
yaygın ve etkin bir şekilde kullanıyoruz.
Görevde yükselme sınavlarını merkezi olarak
sistem üzerinden on-line bir şekilde başarı ile
gerçekleştiriyoruz.
"Sektörde süregelen
rekabet yarışında en
önde koşabilmenin
ilk şartı çalışanların
kalitesini, becerilerini,
motivasyonunu,
liderliğini ve
kurumsal anlamda iş
yapabilme istekliliğini
geliştirmektir."
Departmanınızın önümüzdeki
dönem hedefleri nelerdir, bunu gerçekleştirmek için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
Bankacılığın yanı sıra kültürel ve sosyal
konuları da içeren, eğitsel amaçlarının yanı
sıra, kurumsal iletişimi güçlendiren interaktif, dinamik bir “Eğitim Portalı” oluşturma
konusunda çalışmaları başlattık ve kısa süre
içerisinde sonuçlandırmayı planlamaktayız.
e-öğrenme platformu Halkakademi’nin
içeriğini daha da geliştirmeyi düşünüyoruz.
Öncelikle yaygın olarak verdiğimiz, Bankamız
uygulamalarını içeren konuların, e-öğrenme
eğitim setlerine dönüştürülmesi konusunda
çalışmalar başlatılmıştır. Uzaktan öğrenme
eğitimleri ile sınıf içi eğitimlerini birbirini destekler karma bir yapıda uygulayarak eğitimin
etkinliğini artırmayı hedefliyoruz.
İlgili daire başkanlıkları ile birlikte eğitim
yayınları hazırlamayı ve bu yayınları Eğitim
Daire Başkanlığının Web sitesinden personelimizin erişimine açmayı, kütüphanemizin
zenginleştirilerek, eğitim portalı üzerinden
içerik paylaşımı ve ödünç verme işlemlerinin
gerçekleştirilmesini planlıyoruz.
Yurtdışında ilişki halinde bulunduğumuz
bankalar, ajanslarla görüşmeler yapıyoruz.
Başarılı personelimize yurtdışında staj imkanı
sağlamayı düşünüyoruz. Bu tür çalışmaların
Bankamız çalışanlarına, geleceğin yöneticilerine farklı bir vizyon kazandıracağına
inanıyoruz.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk projesi kapsamında; önümüzdeki dönemde KOBİ’lere
ve personelimize yönelik düzenlenecek
eğitim ve konferanslarla olumlu bir sinerji
yaratacağımızı düşünüyoruz.
Halkbanklı olmak size ne ifade
ediyor?
Meslek hayatıma Bankamızda başladım.
Bugüne kadar Bankamıza sürekli olarak
değer katmak; sorumluluğum altındaki
işlerde takım arkadaşlarımla birlikte oluşturduğumuz sinerji ile ileriye, daha iyi ve daha
yeniye ulaşmak, arzusu ve çabası içerisinde
oldum. Zorluklarını, hüzünlerini, sevinçlerini
paylaştığım Bankamın, bir çalışanı, yöneticisi
olmanın sorumluluğunu ve onurunu her
zaman hissediyorum. l
21
departman
Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Nihat Altınöz:
“Faaliyet alanımıza
insanla ilgili her türlü
konu girmektedir”
Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı Ankara Çalışanları
Departmanınızın yapısını, görev ve
sorumluluk alanlarını anlatır mısınız?
Başkanlığımız Ankara Genel Müdürlük
ve İstanbul ek hizmet binalarımızda
faaliyet göstermekte olup; Sosyal
Hizmetler, Poliklinik Hizmetleri, İdari
Büro ve Araçlar, Haberleşme ve Arşiv
Hizmetleri, Sivil Savunma, Güvenlik
ve Temizlik Hizmetleri ile Teknik
Hizmetler servisleri gibi alt bölümlerden
oluşmaktadır. Başkanlığımız kısaca sağlık,
güvenlik, ulaşım, beslenme, temizlik,
teknik hizmetler, sosyal faaliyetler gibi
alanlarda personelimize temel desteği
vermekten sorumludur. Faaliyet alanımıza
doğumdan ölüme kadar insanla ilgili
her türlü konu girmektedir. Başka bir
deyişle Başkanlığımız temel bankacılık
hizmetlerini yürüten personelimize lojistik
hizmet sağlayan bir birimdir. Bu yönüyle
diğer bankacılık departmanlarından farklı
bir yapısı vardır.
Başkanlığımız bünyesinde faaliyet
gösteren Sosyal Hizmetler Servisinde
Bankamız mülkiyetindeki veya
kiralanan konutların ve Ankara-İstanbul
misafirhanelerimizin tahsis işlemleri,
sıcak yemek çıkartılan ünitelerimizdeki
tabldot hizmetleri, T.C. Emekli Sandığına
tabi çalışan personelimizin ve bakmakla
yükümlü oldukları aile bireylerinin tedavi
işlemleri;
Halkbank Mensupları Sosyal
Yardım Sandığına üyelerin vefatı ya da
çalışamayacak kadar sakat kalmaları
halinde ailelerine yardım işlemleri, hasta
22
DEPARTMAN
Genel Yönetim Hizmetleri
Daire Başkanı Nihat
Altınöz, 1958 yılı
Mardin doğumlu. Bursa
İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisinden mezun
oldu. Halkbank İstihbarat
ve Proje Değerlendirme
Biriminde; Mali Tahlil
Uzman Yardımcısı, Uzman,
Baş Uzman, Birim Müdür
Yardımcısı olarak çalıştı.
Daha sonra Ticari Krediler
ve Kobi Pazarlamada
Bölüm Müdürü, KurumsalTicari Pazarlama, TicariKobi Pazarlama ile
Kredi Risk İzleme Daire
Başkanlıklarında Daire
Başkanı olarak görev
yaptı. 25 Haziran 2007
tarihinden bu yana da
Genel Yönetim Hizmetleri
Daire Başkanlığında Daire
Başkanı olarak görev
yapıyor.
Genel Yönetim Hizmetleri
Daire Başkanı Nihat Altınöz
ve cenaze nakli için ambulans hizmetleri,
sosyal tesislerimizdeki faaliyetlerin
yürütülmesi işlemleri, Türkiye genelinde
otellerle anlaşma yapılarak Bankamız
personeli ve aile bireylerine indirimli
konaklama sağlanması gibi hizmetler
yapılmaktadır.
Poliklinik Hizmetleri Servisine bağlı
Ankara-İstanbul ve İzmir sağlık ünitelerinde
resmi ve özel sağlık kuruluşlarına sevk
işlemleri yapılmaktadır. Ayrıca bu sağlık
ünitelerimizde ayakta tedavi, ilk müdahale,
enjeksiyon, tansiyon ölçme, muayene
gibi birinci basamak sağlık hizmetleri
verilmektedir. Ankara Sağlık Ünitemizde
ayrıca laboratuvar ve diş hekimliği hizmeti de
verilmektedir.
İdari Büro ve Araçlar Servisinde rutin
idari işlemlerin yanı sıra Bankamızın malı
ya da kiralık araçların gelen taleplere göre
tahsisi, günlük araç taleplerinin karşılanması,
akaryakıt limitlerinin belirlenmesi ve takibi,
Genel Müdürlük binalarındaki araçların tamir,
bakım ve onarımının yaptırılması, Bölge
Koordinatörlüklerine, şubelere tahsis edilmiş
araçların bakım-onarım ve tamirlerinin
yapılmasının koordine edilmesi ve ödenek
işlemleri, tahsis edilen araçların sigorta ve
vergi işlemleri, Ankara ve İstanbul’daki Genel
Müdürlük ve il içi şube personelinin anlaşmalı
servislerle taşıma işlemleri yapılmaktadır.
Haberleşme ve Arşiv Hizmetleri Servisinde
Bankamız genelinde telefon, teleks, faks, telsiz,
cep telefonu hattı ve benzeri haberleşme
araçları ile ilgili ihtiyaçların belirlenmesi,
tahsis işlemleri; abonelik sözleşmeleri, telefon
ücretlerinin ilgili kuruluşlara yatırılması,
telefon rehberi hazırlanması, gelen/giden
evrak ve kargo gönderileri işlemleri, Genel
Müdürlük arşivinin yönetimi vb. işlemler
yürütülmektedir.
Sivil Savunma, Güvenlik ve Temizlik
Hizmetleri Servisi Bankamız bünyesinde sivil
savunma hizmetleri ve “Personel SeferberliğiLojistik Seferberlik ve Koruyucu Güvenlik”
hizmetlerinin yürütülmesi, Genel Müdürlük
ve taşra teşkilatındaki güvenlik elemanlarının
koordinasyonu, alarm ve kamera sistemlerinin
bakım, onarım işlemleri, Genel Müdürlük ve
ek hizmet binaları ile Bölge Koordinatörlükleri
ve şubelerimizin temizlik ve hamaliye işlerinin
koordinasyonu ile ilgilenmektedir.
Teknik Hizmetler Servisi Genel Müdürlük
ve ek hizmet binalarımız, lojmanlarımız ve
diğer sosyal tesislerimizdeki bina otomasyon,
kartlı geçiş sistemi, tube-mail, havalandırma,
soğutma, ısınma, network, UPS-kesintisiz
güç kaynağı, yangın alarmları, telefon
santrali, CCTV kamera, toplantı ve konferans
salonlarında ses ve video konferans sistemleri
gibi teknik sistemlerin düzenli çalışması ve
bakımından sorumludur. Ayrıca binalarımızın
elektrik, su, doğalgaz abonelik işlemlerini,
aidat giderlerinin ödenmesini, personel
kimliklerinin basılmasını, Genel Müdürlük
binalarımızda giriş-çıkış takibinin yapıldığı
manyetik kartların yapılmasını da bu servis
yürütür.
Departmanınızın personel yapısı
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Hem Ankara hem de İstanbul’da faaliyet
gösteren Başkanlığımızın Başkan ve 5 Bölüm
Müdürünün haricinde toplam kadrolu
eleman sayısı en son durum itibariyle
131’dir. Ayrıca güvenlik, temizlik, teknik ve
sıcak yemek hizmetleri için özel firmalarla
sözleşmeler yapılmış olup, buralarda da çok
sayıda destek elemanı çalışmaktadır.
Genel yönetim hizmetlerinin
Halkbank’ın hedeflerini gerçekleştirmedeki yeri nedir?
Genel yönetim hizmetleri aslında
Bankamızın faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde
yürütebilmesi için birçok hayati işlevi
üstlenmektedir. Genel yönetim hizmetlerinde
yaşanan bir aksama Bankanın temel
faaliyetlerinin yürütülmesini ciddi bir şekilde
etkileyebilir.
Lojistik desteğin gücü ya da
güçsüzlüğü Halkbank’ın günlük
faaliyetlerini nasıl etkiler?
Başkanlığımızın temel işlevinin aktif
bankacılık yapan personelimize lojistik destek
sağlamak olduğunu daha önce belirtmiştim.
Nasıl cephede çarpışan askerlere yiyecek,
ulaşım, barınma, güvenlik gibi alanlarda
yeterli destek sağlanamazsa en güçlü
orduların bile savaş kazanması mümkün
değilse; bankacılıkta da personelin çalışma
yerine ulaşımı, sıcak yemek ihtiyacı, sağlıklı
ve temiz bir çalışma ortamında çalışması,
ısınması, güvenliği sağlanamazsa günlük
rutin faaliyetler önemli ölçüde aksayabilir.
Böyle bir durumda da bankanın verimli ve
kârlı olması mümkün değildir.
Genel Yönetim Hizmetleri Daire
Başkanlığınızın çalışmalarının, diğer
bankaların çalışmalarından farklı olan
yanları nelerdir?
Son yıllarda birçok kurum genel yönetim
hizmetleri kapsamındaki hizmetleri dışarıdan
23
DEPARTMAN
"Nasıl cephede çarpışan
askerlere yiyecek, ulaşım,
barınma, güvenlik gibi
alanlarda yeterli destek
sağlanamazsa en güçlü
orduların bile savaş kazanması
mümkün değilse; bankacılıkta
da personelin çalışma yerine
ulaşımı, sıcak yemek ihtiyacı,
sağlıklı ve temiz bir çalışma
ortamında çalışması, ısınması,
güvenliği sağlanamazsa
günlük rutin faaliyetler önemli
ölçüde aksayabilir."
“outsourcing” şeklinde almaktadır. Yani daha
önce şirket içinde yapılan bazı işler dışarıdan
başka şirketlere yaptırılmaktadır. Bankamızda
da daha önce banka bünyesinde kadrolu
elemanlarla yürütülen sıcak yemek, güvenlik,
temizlik, bakım, onarım işleri gibi işler özel
şirketler aracılığıyla yapılmaktadır. Bu şekilde
bankamız asli fonksiyonlarına odaklanmakta
önemli ölçüde personel ve maliyet tasarrufu
sağlayabilmektedir.
Yeniden yapılanma öncesinde Halkbank
genel yönetim hizmetleri kapsamındaki
birçok işi kendi kadrolu elemanlarıyla
yürütmeye çalışıyordu. Bu da haliyle
sunulan hizmetlerin kalite yönünden
zayıf ve maliyetli olmasına yol açıyordu.
Dışarıdan kaynak sağlama yöntemiyle
personelimize daha uygun şartlarda kaliteli
Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı
Sağlık Ünitesi Çalışanları
hizmet sağlamamız mümkün oldu. Kendi
ölçeğindeki diğer bankalarla kıyaslandığında
Bankamız birçok hizmeti daha uygun
şartlarda ve kaliteli olarak sağlamaktadır.
Departmanınızın önümüzdeki dönem
hedefleri nelerdir, bunu gerçekleştirmek
için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
Önümüzdeki dönemde verimli olmayan,
Bankamıza mali külfet getiren lojman ve
misafirhanelerin satışını hızlandıracağız.
Yeni açılan şubelerimize alarm sistemleri
kurulmasına ve teknolojik gelişmeler
doğrultusunda bazı şubelerimizdeki
eskiyen alarm sistemlerinin yenilenmesine
devam edeceğiz. Kamera sistemi olmayan
şubelerimizde bu eksikliğin tamamlanmasını
sağlayacağız. Genel Müdürlük ve ek
hizmet binalarını en son teknolojik
ürünler kullanarak daha güvenli bir şekilde
korunmasına önem vereceğiz. Bölge
koordinatörlüklerimiz ve şubelerimizden
gelen araç taleplerini yeni araç kiralayarak
karşılamaya çalışacağız. Doğal olarak bütün
bu hizmetlerin alımı ve kullanımında
Bankamız bütçe hedefleri ve tasarruf ilkeleri
çerçevesinde hareket edeceğiz.
Halkbanklı olmak size ne ifade
ediyor?
Halkbanklı olmak her şeyden önce bir
ayrıcalık. Kuruluşundan bu yana üstelendiği
misyonuyla Halkbank bu ülkenin en
köklü markalarından biri olmuştur. Böyle
bir kuruma hizmet vermekten büyük bir
mutluluk ve gurur duyuyorum. l
Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı İstanbul Çalışanları
24
ürün hizmet
Tarım
destek paketi
Banka olarak tarımsal sanayiyi de, uzun vadeli, ödemesiz dönemli ve
uygun faiz oranlı -Bankamız kaynaklı ve Dış kaynaklı- kredi imkânları
sağlayarak destekliyoruz.
T
arım Sektörü, nüfusun gıda
maddeleri gereksinimini
karşılaması, tarıma dayalı sanayinin
hammadde kaynağını oluşturması,
belli bir kesime istihdam olanağı sağlaması,
dışa bağımlılığın önlenmesi ve ödemeler
dengesi üzerinde önemli etkilerinin
olması, küresel kuraklık v.b. nedenlerle,
ekonomideki stratejik rol ve işlevini her
geçen gün artırarak sürdürmektedir.
Sektöre kapsamlı bir destek
sunabilmek amacıyla Bankamızca “Tarım
Destek Paketi” hazırlanmıştır.
Bu paket içerisinde dört ürün
bulunmaktadır (Tarım Destek Kredisi,
Traktör ve Tarım Makinaları/ Ekipmanları
Kredisi, Sera İşletme ve Sera Yapım Kredisi,
Topraksız Tarım Kredisi). Pakette yer alan
tüm kredilerin vadeleri çiftçilerin nakit
girdilerinin olduğu hasat zamanında
ödeme yapılmasına olanak sağlayacak
şekilde düzenlenmiştir.
Tarım Destek Kredisi: Çiftçilerin
özellikle sulama, gübre, tohum gibi
ekim öncesi finansman ihtiyaçları
karşılanmaktadır. Kredi vadesi hasat
dönemine paralel olarak belirlenmektedir. Vade sonunda anapara,
faiz ve BSMV ile birlikte kapatılmaktadır. Azami 12 ay vadeye kadar kullandırılabilmektedir.
Traktör ve Tarım Makinaları/ Ekipmanları Kredisi: Tarım makinaları
alımı için 36 aya, traktör alımı için
ise 60 aya varan vadelerle ve esnek
ödeme alternatifleri ile geri ödeme
imkânı sunmaktayız. Çiftçilerin hasat
zamanına uygun olarak AET ve 3/
6/ 9/12 ayda bir eşit taksitli ödeme
yapılabilmektedir. Tarımsal üreticilerimizin, Traktör ve Tarım Makinaları/
Ekipmanları ihtiyaçlarını kredimiz ile
karşılarken sektörde öncü firmalarla
katkı paylı protokoller yaparak maliyetlerininin aşağıya çekilmesine
olanak sağlıyoruz.
Sera İşletme ve Sera Yapım Kredisi:
Seracılık faaliyetinde bulunan ya da
bulunacak olan çiftçilik belgesi sahibi çiftçiler ile tarımsal üretim faaliyetinde bulunan tarımsal işletmelere;
Sera yapımı, mevcut serasının büyütülmesi, modernizasyonu, kültür
mantarı odası yapımı gibi amaçlarla
48 ay vadeye kadar, işletme giderlerinin finansmanı için ise 24 ay vadeye
kadar kullandırılmaktadır. Kredi ile
ödemesiz dönem imkanı ve hasat
dönemine uygun ödeme alternatifleri sunmaktayız.
Son yıllarda değeri giderek artan ve
ülkemizde de modern tarım/seracılık
alanlarında uygulanmaya başlayan
Topraksız Tarımın desteklenmesi
için “Topraksız Tarım Kredisi” oluşturduk. Kredinin limiti projeye ve
ihtiyaca göre belirlenmektedir. Kredi,
üreticinin hasat dönemine paralel
olarak 3/6/9/12 ayda bir eşit taksitli
olarak ya da 3 ya da 6 ayda bir
anapara eşit taksit ödemeli olarak
belirlenebilmektedir. Kredi, YTL ve YP
olarak kullandırılabilmektedir. İşletme kredileri; azami 2 yıl vadeli olarak
ve 6 aya kadar ödemesiz dönemli,
Yatırım Kredileri ise; 2 yıldan az olmamak kaydıyla, azami 5 yıl vadeli olarak kullandırılmakta olup, azami 1 yıl
ödemesiz dönem verilebilmektedir.
Tarım Destek paketinin yanısıra, TMO
(Toprak Mahsulleri Ofisi) ile yaptığımız
protokol ile, TMO’ ya makbuz karşılığı ürün
teslimi yapan üreticilere, makbuz karşılığında kredi kullandırmaktayız.
Ayrıca bazı tarımsal kurum ve birliklerle
işbirliği yaparak, üyelerinin kredi gereksinmelerini karşılamaktayız.
Banka olarak tarımsal sanayiyi de, uzun
vadeli, ödemesiz dönemli ve uygun faiz
oranlı Bankamız kaynaklı ve Dış kaynaklı
kredi (Avrupa Yatırım Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı, Dünya Bankası v.b.) imkânları
sağlayarak destekliyoruz. l
25
başarı öyküleri
Diyarbakır Şube Müdürü Recep Tüzer:
“Başarımızın sırrı; pozitif yönde enerji vermek”
R
ecep Tüzer. 1952 Diyarbakır doğumlu.
30 yılı aşkın bir süredir Halkbank’ta
çalışıyor. 17 yıldır Halkbank’ın değişik
Şubelerinde yönetici olarak görev
yaptı. 5 Temmuz 2006 tarihinden bu yana
Diyarbakır Şubesinde çalışmalarını sürdüren
Tüzer, bu yılın Temmuz ayı itibarıyla Diyarbakır
Bölge Koordinatörlüğüne atandı.
Şubenizi konum, personel ve işleyiş
özellikleriyle tanıtır mısınız?
Şubemiz daha önce Emlak Kredi Bankası
ve Halkbank’ın birleşmesi ile 2001 yılından
beri Girişimci Şube ( A Grubu Şube ) olarak
hizmet vermeye başlamıştır. 34 personeli ile
başarılı bir şekilde görevini yürüten Şubemiz, Mayıs 2008 tarihi itibariyle Diyarbakır
( T ) unvanına yükselmiştir. Şube, konum
olarak Suriçi Gazi Caddesi’nde çalışmalarını
sürdürmektedir.
Şubenizi öne çıkaran başarılı çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Şubemizde müşteri memnuniyeti ön
planda olmak üzere sivil toplum örgütleri ile
iyi ilişkiler içindeyiz. İlimizde önde gelen kredibilitesi yüksek firmaların ihtiyaçlarını belirleyip, büyük montanlı kredi kullandırmamız,
yatırımcı firmalara dış kaynaklı fon kredileri
ile onların büyümelerine katkıda bulunmamız ve yeni yatırımcı firmalar yaratmamız
Şubemizin önde gelen özelliklerindendir.
Bu misyonumuzu yerine getirirken Bireysel
Bankacılık alanında da çalışmalarımız yoğun
bir şekilde devam etmektedir.
Başarınızı hangi özelliklerinize ve
prensiplerinize borçlusunuz?
Çalışma arkadaşlarımıza pozitif yönde
bir enerji vermek, huzurlu ve güvenli bir
çalışma ortamı yaratmak başarıyı artırmak
için uygulamaya önem verdiğim konuların
başında geliyor. Bunun yanı sıra, müşteri
odaklı çalışarak profesyonel bir şekilde
kaliteli hizmet verme anlayışımız başarımızı
artıran en önemli etmen olmuştur.
ve hatta durduğumuz an düşeceğimizi
düşünerek çalışmalarımı sürdürdüm. Hiç bir
çalışmanın karşılıksız kalmayacağına inançla
hareket ettim. Bunun semeresi olarak da
Diyarbakır Bölge Koordinatörlüğüne terfi
ettirildiğimi öğrendim. Bu terfinin mesleki
heyecanıma ivme kattığını belirtmek isterim. Bu görevimde de, Halkbank’ın Bölge ve
ülke ekonomisine olan katkılarının bilinci ile
çalışmalarımı sürdüreceğim. l
NOT: Dergimizin baskı aşamasında, Diyarbakır
Şube Müdürü Recep Tüzer, Diyarbakır Bölge
Koordinatörü olarak atanmıştır.
Başarının sırrını özetlemenizi istesek,
neler söylersiniz?
İşinizi ‘’benimsemek, önemsemek ve
sevmek’’ olarak özetleyebiliriz.
Bankacılıkta başarılı olmak diğer
mesleklerden farklı hangi özellikleri
gerektiriyor?
Bankacılığı diğer mesleklerden ayıran
en önemli özellik; çevrenize saygı ve güven
duygusu vermek, ayrıca mesaiye bağlı kalmadan özverili bir çalışma gerektirmektedir.
Yeni başarılara imza atmak için hedef
ve projeleriniz nelerdir?
Bankamız yeniden yapılanmaya geçtikten sonra özverili çalışmalarımızın aralıksız
sürdürülmesi için, koşmamız gerektiğini
Diyarbakır Şube Müdürü Recep Tüzer
26
başarı öyküleri
Şanlıurfa Şube
Şube Müdürü
Müdürü M.
M. Fuat
Fuat Ayhan:
Ayhan:
Şanlıurfa
“Başarıda müşteri memnuniyetinin önemi büyük”
M
ehmet Fuat Ayhan 1961
Adıyaman doğumlu.
Meslek hayatına 1984
yılında Halkbank’ta başladı.
Memurluktan yöneticiliğe kadar Banka’nın
çeşitli kademelerinde görev yaptı. 2005
yılının Şubat ayından beri Şanlıurfa Şube
Müdürü olarak görevini sürdürüyor.
Şubenizi konum, personel ve işleyiş
özellikleriyle tanıtır mısınız?
Şanlıurfa Şubemiz, 23 personeli
ile il merkezinde Belediye karşısında,
bankaların yoğun olduğu ana cadde
üzerinde bulunan beş katlı binamızda
faaliyetlerini sürdürmektedir.
Emeklilerimize, bireysel müşterilerimize,
esnaf - KOBİ ve ticarî müşterilerimize
en iyi hizmeti vermenin mücadelesi
içersindeyiz.
Şubenizi öne çıkaran başarılı
çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Göreve başladığım tarihten itibaren
Şubemiz rakamları istikrarlı bir şekilde
büyümeye başladı.Yeni müşteri anlayışı
ile portföyümüzü genişlettik. 31 Aralık
2007 tarihi itibariyle Halkbank Şubeleri
arasında 18’inci sırada yer almaktayız.13
Haziran 2008 tarihinde Mavi Yıldız ödülü
alan Şubemiz, kendi segmentinde, yine
Halkbank Şubeleri arasında 31 Mayıs 2008
tarihi itibariyle KOBİ kredilerinde birinci
sırada yer almaktadır. Kısaca özetlemek
gerekirse tüm rakamlarımız yükselmeye
devam etmektedir.
Başarınızı hangi özelliklerinize ve
prensiplerinize borçlusunuz?
Başarılı olmak için öncelikle
işinizi severek yapacaksınız. Ben işimi
büyük bir sevgi ve istekle yapıyorum.
Çalışma arkadaşlarımla aile ortamı
içersinde, sevgi ve saygı bütünlüğü ile
çalışmaktayım. Ayrıca başarımızın diğer
bir etmeni de müşteriyi sabırla dinlemek
ve ihtiyaçlarını tespit etmektir. Başarıda
müşteri memnuniyeti önemli bir yer
almaktadır.
Başarının sırrını özetlemenizi
istesek, neler söylersiniz?
Kısaca özetlemek gerekirse başarının
sırrı; ekip halinde, pozitif enerji ile
çalışmak, işini severek yapmaktır.
Çalışanlarımız arasında disiplinli bir
sevgi, saygı ortamı yaratarak ekip
ruhu oluşturduk. Böylece, değişen
ortamlarda da etkin bir şekilde, bütünü
görerek çalışabilme ve yeniliklere uyum
sağlayabilmeleri sayesinde başarı
çizgisinde yürümekteyiz. Şubemizin başarı
grafiğindeki artış, personelimin üstün
çalışma performansından kaynaklanan
müşteri memnuniyeti ile sağlanmış
bulunmaktadır.
Yeni başarılara imza atmak için
hedef ve projeleriniz neler?
Hedefimiz mevcut portföyümüze
yeni müşteriler katmak, KOBİ’lerimizin
yeni projelerini desteklemek, bireysel
kredilerde ilerlemek, kârlılığımızı daha da
arttırmaktır. Bu nedenle müşteri odaklı
etkin çalışma faaliyetlerimizi sürdürmeye,
müşterilerimiz için sorun çözücü ve yol
gösterici olmaya devam edeceğiz. l
NOT : Dergimizin baskı aşamasında Şanlıurfa Şube
Müdürü Mehmet Fuat Ayhan, Adıyaman Şube
Müdürü olarak atanmıştır.
Şanlıurfa Şube Müdürü M. Fuat Ayhan
27
başarı öyküleri
Alanya Şube Müdürü Ahmet Yıldız:
“Çözüm, takdir ve ödül başarıyı getirdi”
A
hmet Yıldız 1953 Ordu - Perşembe doğumlu. Ticaret Meslek Lisesi
mezunu. 1978’de İnebolu Halkbank
Şubesi’nde göreve başladı. 1981’de
Alanya Şubeye Şef Yardımcısı olarak atandı.
1997’den itibaren, Isparta-Eğirdir, Gazipaşa,
Manavgat, Burdur Halkbank Şubelerinde görev
yaptıktan sonra, 2007’den itibaren Alanya Şube
Müdürü olarak görevini sürdürüyor. Yıldız, evli
ve iki çocuk babası.
Şubenizi konum, personel ve işleyiş
özellikleriyle tanıtır mısınız?
Şubemiz, Alanya ilçemizde Müftüler
Caddesi üzerinde merkezi bir mevkide, ‘Ana
Şubedir’. Toptancı Hali Büromuz Alanya
hali üst caddesinde bulunmakta, yaklaşık 2
yıldan bu yana hizmet vermektedir. Sanayi
Sitesi Uydu Şubemiz, Alanya’da görevime
başladıktan sonraki çabalarımla Bölge
Koordinatörlüğümüz ve Genel Müdürlüğümüzün olurları ile açılmıştır. Bu üç
Şubemizde özel güvenlik dahil 27 personel
bulunmaktadır.
veriler kullanarak ikna yöntemi ve ticari prensiplerimizde adil olduğumuzu hissettirmek
etken olmuştur.
Başarınızı hangi özelliklerinize ve
prensiplerinize borçlusunuz?
Her şeyden önce profesyonellik, işime
olan sevgi ve saygım, kurumsal yapımızı en
iyi bir şekilde temsil etmek. Personel, müşteri
ve diğer rakip banka çalışanlarına örnek
olmak. Çalışanlarıma onları çok sevdiğimi,
değer verdiğimi hissettirmek, iyi bir iletişim
kurarak onları birbirleriyle yarıştırmak,
birbirlerine olan güvenlerini artırmak. Ayda
bir piknikler ve aile görüşmeleri ile iletişimi
güçlendirerek personeli motive etmek.
Şubenizi öne çıkaran başarılı çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Başarının sırrını özetlemenizi istesek
neler söylersiniz?
Severek çalışmak, zamanı verimli bir
şekilde kullanmak için planlama yapmak,
prensiplerden taviz vermemek. Güncel
bilgilere sahip olmak, kendimize hedef koymak… Sızlanan değil düşünen, öneri getiren
biri olmak. Verimli bir şekilde çalışanı takdir
etmek ve ödüllendirmek gibi özelliklerim
başarılı olmamı sağlamıştır.
2007 yılı Ekim-Kasım-Aralık Performans
Dönemi Türkiye Üçünçülüğü ve Bölge
Birinciliği, 2008 Yılı Ocak-Şubat-Mart ayı Performans Dönemi Türkiye Altıncılığı ve Bölge
Birinciliğimiz bulunmaktadır. Başarımızda,
Bankamızın ilkeleri doğrultusunda somut
Bankacılıkta başarılı olmak diğer
mesleklerden farklı hangi özellikleri
gerektiriyor?
Sabır, özgüven, riski iyi yönetebilmek
ve özverili olmak bir bankacıda bulunması
gereken en önemli özelliklerdir.
Yeni başarılara imza atmak için hedef
ve projeleriniz nelerdir?
Hedefimiz mevcut riskimizi piyasa
şartlarına göre organize etmek ve yönetmek.
Piyasa şartlarına göre çalışma planı hazırlamak, blok kredi ve mevduat yerine tabana
yaygın kredi ve mevduat çalışması yapmak.
Yılın ikinci yarısı için köy çalışmalarına başlamak, bireysel yanımızı güçlendirmek, biraz
daha ağırlık vererek kâr marjımızı yükseltmek de projelerimiz arasında. Şubemizdeki
hedefler için ekip çalışması ile piyasalarda
etkin pazarlama çalışması yapılması öncelikli
hedeflerimiz… l
Alanya Şube Müdürü Ahmet Yıldız
28
gezi
Uygarlıklar geçidi,
Cumhuriyet'in beşiği
Ankaramız’dayız
“Ankara’nın bulunduğu bölgeye önce Hititler
egemen olmuşlar. Daha sonra tarih sahnesinde
sırasıyla Frigyalılar, Kimmerler, Persler, Lidyalılar,
Makedonyalılar, Galatlar, Romalılar, Selçuklular ve
Osmanlılar boy göstermişler.”
Yazı ve fotoğraflar: Yıldırım Güngör
Ulus Meydanı
29
GEZİ
İlk TBMM
T
ürkiye Büyük Millet Meclisinin önündeki caddeden, arka plandaki modern
Ankara görüntüsünü fotoğraflamaya
çalışıyorum. Sürekli çalan bir düdük
dikkatimi çekiyor. Geri döndüğümde bir polis
memurunun ısrarla "Çekme! Çekme!" işareti
yaptığını görüyorum. Nedenini sormak için
yanına gidiyorum ve Meclisin fotoğrafını çekmenin yasak olduğunu öğreniyorum.
- Anlıyorum. Şimdi ben bu fotoğrafı çeker de
yayınlarsam ve birilerinin eline geçerse Meclisin tüm sırları açığa çıkar. Öyle mi ?
- Evet!
- Siz Google Earth diye bir şey duydunuz mu!
- Hayır. Duymadım. Nedir o !!?
- Neyse boşverin. Size iyi nöbetler...
- Sakın Meclis’i çekme ha!…
...
Sabahın erken saatlerinde yola çıkmıştım.
Ulustan başlayarak görebildiğim kadar yer
görmeye çalışacaktım. Ankara’nın simgelerinden biri haline gelmiş Atatürk Heykeli ilk
durağımdı. Daha sonraki hedefim ise Julien
Sütunu. Sora sora önce sütunu buldum. Sora
sora diyorum, çünkü sütuna çok yaklaşmama
rağmen her hangi bir tabela veya işaret yoktu. Sütun’da biraz oyalandıktan sonra Roma
Hamamı’na doğru yola çıktım.
Roma Hamamı’nda bir saat zaman geçirdim. Ben yaşamım boyunca gezdiğim hiç bir
yerde böylesine büyük ve düzenli bir hamam
görmedim. Hamamın girişindeki sütünlar,
mermerlere yazılmış yazılar, hamamın içi…
Her şey olağanüstüydü.
Hamamdan sonraki hedefim Hacıbayram
Camii. Yaklaşık bir saatimi de Hacıbayram
Camii ve yanındaki Agustus Tapınağı’na
harcadıktan sonra Ankara Kalesi’nin yolunu tuttum. Kaleiçi evlerinin geçen yüz yılı
andıran sokaklarından geçerek kısa sürede
Ankara Kalesi’nin tepesine çıkmayı başardım.
Tün Ankara ayaklarımın altındaydı. Modern
Ankara ve eski Ankara ayırımı en güzel
buradan gözleniyor. Altımdaki düzlükte üç
çocuk yaptıkları kağıttan uçakları uçuruyorlar. Uçaklar hava boşluğunda kaybolunca,
yanlarındaki defterden yeni bir sayfa koparıp
birkaç saniyede bir uçak daha yaparak onu da
uçuruyorlardı. Kendi oyuncaklarını kendileri
yapıyorlardı ve çok mutluydular.
Ankara’nın tarihi hakkında çok kesin bilgi
yok. Ancak yapılan çalışmalar Ankara’nın şu
anda üzerinde bulunduğu alanda çok eski
yerleşimlerin olduğunu ortaya koymuş. Adı
ise Galatlar tarafından Ancyra olarak verilmiş.
Bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Ankara’nın
bulunduğu bölgeye önce Hititler egemen
olmuşlar. Daha sonra tarih sahnesinde Sırasıyla
Frigyalılar, Kimmerler, Persler, Lidyalılar, Makedonyalılar, Galatlar, Romalılar, Selçuklular ve
Osmanlılar boy göstermişler.
Atatürk 19 Mayıs’ta ayak bastığı Anadolu
topraklarının son durağı olarak Ankara’yı seçmiş. Kurtuluş Savaşı’nın karargâhı olarak seçtiği
Roma Hamamı
Ankara’ya 27 Aralık 1919 tarihinde ayak basan
Atatürk, Cumhuriyet’in temellerini burada
atmış. Ankara, 23 Nisan 1920’de TBMM hükümetinin merkezi ilân edilmiş, 13 Ekim 1923
tarihinde de genç Türkiye Cumhuriyeti’nin
başkenti olmuş.
Güneş tepeye yaklaşmaya başlamıştı. Bu
saatlerde fotoğraf çekmenin bir anlamı olmayacağı için müzeleri gezmeye başladım. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezdiğim süre
boyunca neredeyse tüm Anadolu tarihi geçti
gözlerimin önünden. 10 bin yıl öncesinden
başlayan gezim bittiğinde bir filmden çıkmış
gibiydim. Müzeye yakın olan At Pazarı’ndaki
Rahmi Koç Müzesi’ni de gezdikten sonra taksi
durağından aldığım tarifle kestirmeden Etnografya Müzesi’ne doğru yola koyuldum. Kısa
bir süre sonra Müze’nin girişindeydim. Hem
Etnografya hem de Resim– Heykel Müzesi’nin
mimarisi muhteşem. Saat 15:00 gibi müze
gezimi bitirdikten sonra yürüyerek Sıhhıye
semtine inJulien Sütunu
dim. Nostaljik
Ankara, yerini
büyük iş merkezlerinin ve
gökdelenlerin
bulunduğu
modern
Ankara’ya
bırakmıştı.
Kızılay, Bakanlıklar derken,
Kavaklıdere’de
buldum kendimi.
Kuğulu
Park bu bölgenin nefes
alınacak yer-
30
GEZİ
turist sayısı da her geçen yıl katlanarak artıyor.
Beypazarı’ndan 20-25 km. sonra Nallıhan Kuş
Cenneti de görülmeye değer bölgelerden biri.
Önereceğim başka bir bölge de Kızılcahamam
civarı. Hem kaplıcaları, hem de doğasıyla mutlaka görülmesi gereken bir yer. Özellikle Soğuksu Milli Parkı’na bir gününüzü ayırmalısınız.
Gezilecek Yerler
Cumhuriyet Müzesi (II.TBMM Binası):
Mimar Vedat Tek tarafından 1923 yılında tasarlanan bina Ulus Meydanı’nda. Meclis toplantı
salonu, Atatürk ilkelerinin anlatıldığı odalar ve
ilk üç cumhurbaşkanına ait belge ve fotoğraflar da müzenin diğer nadide eserleri.
Ankara Kalesi
lerinden biri. İçinde kuğu, kaz ve ördeklerin
bulunduğu bir göle sahip park dinlenmek için
oldukça ideal bir serinliği sahip. Parkta dinlendikten sonra tekrar yola koyuldum. Hedefim
Atakule. Kule uzaktan yakın gibi gözüküyor
ama Kule’ye giden yol öyle bir yokuş ki, çık çık
bitmiyor. Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra
kuleye varmayı başardım. Bir kafeteryada oturup biraz dinlendim. Dile kolay Ulus-Ankara Kalesi- Atakule güzergâhını yürümüştüm. Hem
de 34 oC sıcaklıkta. Dinlendikten sonra ücretli
asansörle yukarı çıktım. Kulenin üstünde bir
seyir terası, bir de döner restoran var. Ancak
seyir terasının etrafını çevreleyen saydam bakalit o kadar kirli ki fotoğraf çekmek için epey
uğraşmak gerekiyor. Bu olumsuzluğa rağmen
Atakule’den Ankara manzarası muhteşem.
Tüm kent ayaklarımım altındaydı sanki. Yaklaşık
yarım saatimi Kule’de geçirdikten sonra aşağı
indim. Artık epey yorulmuştum. Ertesi gün
yine Ulus civarında dolaşacak, akşama doğru
Anıtkabir’e zaman ayıracaktım. Bindiğim taksiye otelimin ismini söyler söylemez uyumuşum.
Ankara’ya ilk kez gidenlerin ilk olarak uğramaları gereken bir yer Anıtkabir. Anıtkabir bir
zamanlar haftada en az iki gün ziyaret ettiğim
bir yerdi. Okulum Beşevler’de olduğu için
yürüyerek giderdik. Anıtkabir’e giden yoldan
çıkarken yağmur çiselemeye başladı. Adımlarımı hızlandırdım. Yine kalabalık bir grup vardı
içeride. Uzun süredir içini gezmemiştim. İçerideki müze çok etkileyici ve neredeyse canlı.
Yaklaşık bir saat süren müze gezisi bittiğinde
ülkemizin ne koşulllarda ve zorluklarla kurulduğu insanı beyinine kazınıyor adeta.
Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı canlandırmaları da sanki canlı gibi. Sanki birazdan
54. Alay, Mustafa Kemal’in emriyle süngü
takacak ve ölüme koşacak; topraklarımızdan
işgalcileri atmak için.
Ben göremedim ama, Ankara’ya gidip
de Ankara Kedisi’nden söz etmeden olmaz.
Dünyanın en sevilen saf kan kedi ırkları arasında yer almaktaymış. Bu ipeksi orta uzunlukta kürkü olan ince uzun yapılı kedilerle Avrupa
Haçlı Seferleri sonrasında tanışmış. Ankara’dan
götürülen kediler uzun yıllar Fransız sosyetesinin en nadide ev hayvanları arasında yer almış.
Ankara’nın etrafı da gezmek için ideal. Gezmek için de bir sürü yayla ve köy var. Ancak en
ünlülerinin başında eski ahşap evleriyle ünlü
Beypazarı geliyor. Sadece evleri değil, havucu,
gümüş işçiliği ve kurusu ile de meşhur. Gelen
Kurtuluş Savaşı Müzesi (I.TBMM Binası):
Ulus Meydanı’nda bulunan bina, 1961 yılında
TBMM Müzesi olarak ziyarete açıldı. Atatürk’ün
doğumunun 100. yılında ciddi bir restorasyon
geçiren müze, 1981 yılında Kurtuluş Savaşı
Müzesi adıyla yeniden hizmete açıldı.
Etnografya Müzesi: Ankara Numune
Hastanesi’nin yanında Namazgâh semtinde
bulunan, madeni eserlerden, dokuma giysilere,
silahlardan ahşap kapılara kadar çok zengin bir
kolleksiyona sahip olan müze, Atatürk’ün naaşına da 1943 yılına kadar ev sahipliği yapmış.
Resim Heykel Müzesi: Etnoğrafya Müzesi ile
aynı bahçenin içinde yer alan Müze’de, ülkemizin yetiştirdiği önemli ressam ve heykeltraşların
eserleri sergileniyor. Ankara’ya giderseniz gezmeden dönmeyin.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi: Ankara
Kalesi’nin GD tarafında yer alıyor. Eskiden Atpazarı olarak bilinen semtte yer alan Müze’de
Paleolitik Çağ’dan Osmanlı Dönemi’ne kadar,
Anadolu’da iz bırakmış tüm uygarlıkların eserlerini görmek mümkün. Bu özelliği ile Müze,
dünyanın en önemli müzeleri arasında.
Anıtkabir
31
GEZİ
Etnografya Müzesi
Çengelhan Rahmi Koç Müzesi: Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’ne çok yakın olan
Müze, Ankara’nın ilk sanayi müzesi. Müze’nin
bulunduğu Çengel Han, Kanunî zamanında
Mihrimah Sultan’ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522-1523 tarihleri arasında yaptırılmış. Günümüzde özgün mimarisini koruyan
ender binalardan biri. Müzeyi gezerken sanayinin geçirdiği aşamaları keyifle ve hayranlıkla
izleyeceksiniz.
Roma Hamamı: Ulus’tan Yıldırım Beyazıt’a
giden Çankırı Caddesi’nin ilk ışıklarından hemen sonra solda yer alıyor. Roma Dönemi’nin
ihtişamını anlatacak denli korunmuş olan
hamam üç ana kısımdan oluşuyor. İmparator
Karakalla Dönemi’nde (211 - 217) inşa edilen
hamamda Roma Dönemi Ankarası’ndan
toplanmış yazıtları kapsayan zengin bir koleksiyon bulunuyor.
Augustus Tapınağı: Roma İmparatoru
Agustus adına bağlılık nişanesi olarak yaptırılan tapınak, Hacıbayram Camii ile neredeyse
iç içe .Yapının iki yan duvarı ile işlemeli olan
kapı kısmı orijinal hali ile ayakta.
Julien Sütunu : Ankara’nın bir çok tarihi
eseri gibi bu da Ulus’da. Vergi Dairesi ile Valilik
arasında kalan küçük bir meydanda yer alıyor.
Yüksekliği 15 metre olan sütunun 362 yılında
Ankara’yı ziyarete gelen Roma İmparatoru
Julien adına diktirildiği sanılıyor.
Anıtkabir: Temeli 9 Ekim 1944 tarihinde atılan Anıtkabir, 9 yılda tamamlandı. Atatürk’ün
masolesinin bulunduğu yapı Barış Parkı ve
Anıt Bloku olarak tasarlanmış. Anıtkabir’de,
Atatürk’ün yaşamından kesitler ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşunun her aşamasının
olağanüstü anlatıldığı bir müze de bulunuyor. Özellikle Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı
bölümü öylesine canlı ki, insan kendini bir an
orada hissediyor.
Ankara Kalesi: Tarihi oldukça eski olan
Ankara Kalesi’nin İ.Ö. 2. yüzyılda var olduğu biliniyor. Romalılar Dönemi’nde büyük bir onarım gören Kale, Malazgirt Savaşı’ndan sonra
1073 yılında Selçuklular’ın eline geçti. Ankara
Kalesi’nin içinde 17. yüzyılda inşâ edilmiş
birçok Ankara evi bulunuyor. Kale içindeki bu
evlerin bir kısmı onarılarak otel veya lokantaya
dönüştürülmüş.
kalarak taşlaşan bir fosil ağaç ormanı bulunuyor.
Nallıhan Kuş Cenneti: Son yıllarda suyu azalma eğilimi gösterse de göçmen kuşların uğrak
yeri. Kuş Cenneti’nin hemen karşısındaki Kız
Tepe ve etrafındaki jeolojik oluşumlar ise muhteşem görüntüler sunuyorlar.
Beypazarı Evleri: Beypazarı’nın talihi Avukat
Mansur Yavaş’ın Belediye Başkanı seçilmesiyle
değişti. İlçedeki ahşap Beypazarı evleri tek tek
restore edilerek, bir kısmı pansiyona dönüştürüldü. Ankara’ya giden herkesin mutlaka
görmesi gereken bir yer. l
Gençlik Parkı: Bir zamanlar Ankaralılar’ın en
önemli eğlence merkezi olan ve Ankaralılar’ın
serinlemek için yaz aylarında akın ettikleri
Gençlik Parkı bu aralar büyük bir yenilenme
çalışması yüzünden kapalı durumda.
Kuğulu Park: Kavaklıdere’de bulunan Kuğulu
Park, 80’ler Ankarası’nın en çok ziyaret edilen
yerlerinden biriydi. Hâlâ da ziyaret ediliyor.
Parkın içindeki havuzda kuğular dışında ördek
ve kazlar da var.
Atakule: Muhteşem bir Ankara manzarasının
izlenebildiği Atakule Çankaya’da.
Soğuksu Milli Parkı: Kızılcahamam ilçesinde
yer alan park, biyolojik çeşitliliğinin yanı sıra
taşlaşmış iri ağaç fosilleri ile de meşhur.
Çamlıdere Fosil Ağaç Ormanı:
Kızılcahamam’a bağlı Çamlıdere’de günümüzden tam 10 milyon yıl önceki volkanik
faaliyetler sonucunda, volkanik küllerin altında
Atakule
32
bölge
Ankara 1. Bölge Koordinatörü Levent Nihat Güleç:
“Ürün odaklı değil,
müşteri odaklıyız”
Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğü Çalışanları
Ankara, başkent olması sebebiyle askeri ve sivil bürokrasinin merkezi
konumunda. Tüm bakanlıkların,
kamu kurumlarının, mesleki örgütlenmelerinin, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin varlığı nedeniyle, geçmişten bu yana hep memur
ve öğrenci kenti olarak görülmüş.
Ankara 1. Bölge Koordinatörü Levent
Nihat Güleç ile Halkbank’ta Beraber
dergimiz için röportaj yaptık.
Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğünün
görev ve sorumluluk alanları hakkında bilgi
verir misiniz?
Ankara 1.Bölge Koordinatörlüğü olarak
Ankara’da 23, Konya’da 8, Kastamonu’da 5,
Çankırı ve Kırıkkale’de birer tane olmak üzere
toplam 38 Şubede aynı hedeflere doğru yürüyen 602 kişilik büyük ve güçlü bir ekibiz.
Hali hazırda Koordinatörlüğümüze bağlı
38 şubede; şubelerin planlamasını, yönlendirmesini, performans yönetimini, iletişim ve
koordinasyonunu sağlamak, pazarlama, kredi
tahsisi ve yönetimi, operasyon ile istihbarat ve
mali tahlil fonksiyonlarına ilişkin uygulamaları
temin etmek, bağlı şubelerimizin kârlı ve verimli
şekilde çalışmalarına destek olmak görev ve
sorumluluk alanlarımızın başında gelmektedir.
Koordinatörlüğünüzün yeni projeleri ve
hedefleri neler?
Sorumluluğumuz dahilindeki bölgemiz içinde Bankamız piyasa payının artırılmasına yönelik
33
BÖLGE
L
Genel Müdürlüğümüz tarafından belirlenen
yeni projelere ve hedeflere uygun bir çalışma
tarzı izlenmektedir. Koordinatörlüğümüz bu
amaçla çeşitli araştırmalar yapmakta, şubelerimize bilanço kalemleri dışında müşteri sayılarımızı artırmaya dönük hedefler vermektedir.
Bu amaçla yeni hedef sektörler ve müşteriler
belirlenmekte, bu müşterilerin ihtiyaçlarının
tespit edilmesine yönelik olarak şubelerimiz ile
beraber müşteri ziyaretlerine katılınmaktadır.
Bu bölgede bankacılık faaliyetlerinin
durumunu ve Halkbank’ın önemini anlatır
mısınız?
Bankacılık sektörünün verilerine baktığımız zaman Ankara ilinde toplanan mevduatın
yüksekliğine rağmen toplanan bu kaynakların krediye dönüşüm oranı diğer illere göre
oldukça düşük kalmaktadır. Bu açıdan Ankara,
“tasarruf (fon) fazlası” olan illerin başında gelmektedir. 2007 yıl sonu itibariyle Ankara’da il
çapında mevcut 30 bankanın 749 Şubesindeki
toplam mevduat 63.764.885 bin YTL olup,
toplam kullandırılan krediler ise 27.386.567 bin
YTL düzeyindedir. Kısacası Ankara’da toplanan
mevduatın ancak % 43’ü kredi kullandırımına
dönüşmektedir.
Ankara’da bankacılık faaliyetleri bakımından çarpıcı bir başka özellik ise geçen yıl
sonu itibariyle mevcut 749 banka şubesinin,
% 52’sine tekabül eden 389 şubesinin sadece
Çankaya İlçesinde bulunmasıdır. Çankaya İlçesini 103 adet şube ile Altındağ ve 91 adet şube
ile Yenimahalle ilçeleri izlemektedir. Bu da bize
Ankara’da belli yerlerdeki yığılma nedeniyle,
adım başı bir banka şubesinin olmasından
dolayı yoğun bir rekabet ortamının bulunduğunu açıkça göstermektedir.
Ankara’da Bankamızın 2 tane Bölge Koordinatörlüğü bulunmaktadır. Şereflikoçhisar
hariç Ankara’nın tüm çevre ilçelerindeki şubelerimiz Ankara 2. Bölge Koordinatörlüğüne
bağlı olup, Ankara Büyükşehir Belediye sınırları
içerisinden ise birlikte pay alınmaktadır. 1. Bölge Koordinatörlüğümüz şubelerinin ağırlıklı
olarak yer aldığı hinterlant Ankara’nın gelir
düzeyi nispeten yüksek yerleşim yerlerinden
oluşmaktadır. Gerçi Ankara’nın bir özelliği olarak, kesin hinterlant sınırlarından bahsetmek
çok mümkün değildir. İnsanların ulaşımlarının
diğer büyük şehirlere göre nispeten kolay olması nedeni ile müşteriler iyi hizmet alabildiklerini düşündükleri şubelere kolaylıkla ulaşma
olanağına sahiplerdir. Şubelerimizin Bireysel ve
Ticari-KOBİ segmentinde tüm Ankara hinterlandından müşteri edinmeleri mümkündür.
Ankara dışında bölgemize bağlı Konya,
Kastamonu, Kırıkkale ve Çankırı illerini değerlendirdiğimiz zaman Konya’nın hem sanayi
hem tarım üssü konumunda olması ve yüksek
dış ticaret potansiyelinin bulunması nede-
event Nihat GÜLEÇ,
1966 doğumlu.
A.Ü. Siyasal Bilgiler
Fakültesi Kamu Yönetimi
Bölümünden 1988 yılında
mezun olduktan sonra,
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İngilizce İktisat Anabilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı. 1989
yılında Uzman Yardımcısı olarak Halkbank’ta
meslek hayatına başladı.
1990 yılında aynı Bankanın Müfettiş Yardımcılığı
sınavını kazanarak Teftiş
Kuruluna katıldı. Müfettişlik, Başkan Yardımcılığı, Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Başkent Kurumsal
Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 2007
Temmuz ayından itibaren
yaklaşık bir yıldır ise
Ankara 1.Bölge Koordinatörü olarak çalışmalarına
devam etmektedir.
Evli ve 1 çocuk sahibi.
Ankara 1. Bölge Koordinatörü Levent Nihat GÜLEÇ
niyle bankacılık faaliyetleri bakımından diğer
illerimize göre daha şanslı konumda olduğu
görülmektedir.
Çankırı, Kırıkkale ve Kastamonu ise
“kalkınmada öncelikli iller” arasında yer aldığı
için Bankamızın misyonu gereği bu illerdeki
yatırımlara çok büyük önem vermekteyiz. Bu
illerde yapılan her fizibl yatırımı sevinçle karşılamakta ve ilk ilgilenen banka biz olmaktayız.
Bölgenizde hangi sektör ön planda
ve bu doğrultuda nasıl bir çalışma tarzı
izliyorsunuz?
Bölgemizde inşaat-taahhüt, eğitim, sağlık,
imalat, orman ürünleri, tarım ve tarıma dayalı
sanayi ile perakende ticaret ve hizmet sektörleri ön planda yer almaktadır.
Bölge Koordinatörlüğümüz kendisine
verilen hedeflere ve bu hedefleri doğrultusunda şubelere verilen hedeflere ulaşılmasını
sağlamak amacı ile şubelerimiz ve MİY’lerimiz
ile değerlendirme toplantıları yapmakta, bağlı
şubelerimizin performanslarını takip etmekte, şube performanslarının en üst düzeyde
gerçekleşmesine yönelik bir çalışma tarzı
izlenmektedir.
Koordinatörlüğümüze bağlı şubelerimiz
ile yapılan ziyaret planları çerçevesinde müşteri ziyaretleri yapmakta, mevcut ve potansiyel
müşterilerle ilgili pazar araştırmalarına katıl-
makta, şubelerimizin kredilendireceği veya
kredilendirdiği müşterilere yapılan ziyaretlere
katılmaktadır. Piyasadaki tüm gelişmeler en
az şubelerimiz kadar yakından izlenmekte ve
gerekli önlemler vakit geçirilmeden ortaklaşa
şekilde alınmaktadır.
Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğünün bölgenizde fark yaratan çalışmaları
nelerdir?
Günümüzde gelişen teknoloji ve bilgiye
tüm insanların hızlı bir şekilde ulaşması sonucu her müşteri bankasından özel olduğunu
duymak ve özel hizmet aldığını hissetmek
istemektedir.
Günümüzün bankacılığı artık ürün odaklı
değil, müşteri odaklıdır. Müşterilerimizle ilişkilerde ürün satışından öte, müşteri sadakatinin
oluşturulması hedeflenmelidir. Bu da banka ile
müşteri arasında sağlam bir iletişim yaratmaktan geçmektedir. Bu durumu göz önüne
alarak yaptığımız çalışmalarla müşterilerimize
en yüksek kalitede hizmet vermeyi amaçladık.
Geçmişte bizim müşterimiz olan fakat zaman
içinde birçok nedenle başka bankalara kaptırdığımız iyi müşterileri yeniden kazanmaya
başladık.
Şubelerimiz ve MİY’lerimiz artık müşterilerini derinlemesine tanımakta, ihtiyacı olan her
türlü hizmet ve ürünü müşterisine sunmakta
34
BÖLGE
bilirseniz, ancak o zaman Halkbank adı size
çalışmalarınızda avantaj sağlar.
Başarılı olma ve başarıyı sürdürme
konusunda nasıl bir yol izliyorsunuz?
Başarı bir sonuçtur. Sonuca ulaşıncaya
kadar kişilerde gerekli ön birikimin, özgüvenin ve bilgiye dayalı cesaretin bulunması, hazırlıkların/noksanlıkların önceden
tamamlanması, varsa engellerin kaldırılması
gerekir. Bunlar yerli yerince doğru şekilde
dizayn edilmeden ve ön koşullar sağlanmadan uygulamaya geçilmesi, şans faktörleri
dışında başarı yerine genellikle hüsranla sonuçlanır. Kendimden başlayarak etrafımda
birlikte çalıştığım her kişinin bu özelliklerini
harekete geçirecek bir planlama ve görev
dağılımı dahilinde işe başlarım ve sonrasını
zamana bırakırım.
Bir Amerikalı kadın gazeteci, Mustafa
Kemal Atatürk’e, “Başarınızın sırrı nedir?” diye
sorar. Atatürk şöyle cevap verir: “Ben bir işte
nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe
neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri
kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür.”
“Günümüzün
bankacılığı artık
ürün odaklı değil,
müşteri odaklıdır.
Müşterilerimizle
ilişkilerde ürün
satışından
öte, müşteri
sadakatinin
oluşturulması
hedeflenmelidir.”
ve müşterisinin en iyi hizmeti almasını
sağlamakta, bankacılık işlemleriyle ilgili her
konuda onlara yol göstermektedir.
Halkbank adı çalışmalarınızda size
nasıl bir avantaj sağlıyor?
Bana göre Halkbank, Türk bankacılık sektöründe 70 yıllık geçmişe sahip çok büyük
ve kurumsal bir markadır. Bir ülkenin gücü,
zenginliği, yarattığı ve marka haline getirdiği
değerlerle artar. Türkiye’deki firmaların ve kurumların sağlıklı bir şekilde 2. veya 3. kuşaklara intikali oldukça ülkemiz gelişmiştir. 20 yıllık
dönemleri birer kuşak olarak düşünürseniz
Bankamız büyüyerek ve güçlenerek 4. kuşağa doğru sağlıklı bir şekilde ilerlemektedir.
Ziyaretine gittiğimiz ve bugün
Türkiye’nin sayılı büyük şirketleri arasına
girmiş saygın firma sahiplerinin, “50 yıl önce
ilk makinemi sizin kredinizle aldım” sözünü
duymak bizlere ayrı bir gurur vermektedir.
Aradan geçen sürede birçok müşterimizin
işletmesi büyüdü, Bankamız da onlara hizmet verebilmek için daha geniş olanaklara
kavuştu.
Üniversiteden mezun olup, yüksek
lisansa başladığımda Enstitünün kapısında
Bankanın işe giriş ilanıyla ilk kez Halkbank
adını duymuştum. Çok fazla reklamını yapmayan Halkbank hakkında başlangıçta fazla
bir şey bilmiyordum. Ancak işe başladıktan
sonra Halkbank’ı misyon olarak diğer bankalardan ayıran çok güçlü özellikleri olduğunu
anladım.
Henüz hiçbir banka KOBİ kavramını bilmez iken, sanayi kredileriyle ilgili genelgelerimizde KOBİ’nin bilimsel ve literatürlere geçen
tanımını yıllar önce ilk kez okuduğumda çok
şaşırmıştım. Dünya Bankası, Avrupa Yatırım
Bankası, AKKB, KFW gibi birçok uluslararası
kuruluşun çok uzun yıllar boyunca fonlarına aracılık ettiğimizi ve bu yurtdışı finansal
kuruluşların nezdinde yüksek bir saygınlığımızın olduğunu, hatta Avrupa’da Halk Bankaları Birliğinin bulunduğunu ve bir dönem
yöneticiliğini dahi yaptığımızı, çok geniş bir
muhabir ağımızın varlığını işe girdiğim ilk
yıllarda öğrenince, sıradan bir bankada işe
başlamadığımın farkına vardım. Bu farkındalıkla hep Bankamı severek ve ona bağlı kalarak
çalışmalarımı bugüne kadar sürdürdüm.
Kısacası çalıştığınız kurumun tarihini,
özelliklerini, misyonunu ve gücünü çok iyi
Bankacılık faaliyetleriniz dışındaki
ilgi alanlarınız ve faaliyetlerinizle ilgili
bilgi verir misiniz?
Müfettişlik görevim nedeniyle uzun
yıllar çoğu zaman evimden uzakta kaldım,
Anadolu’yu dolaştım. Bu görevim sayesinde
ülkemin bütün doğal, tarihi güzelliklerini
gördüm, insanlarımızı tanıdım. Gezdiğimgördüğüm yerleri daha sonraki yıllarda
da hatırlayabilmek için fotoğraf karelerine
yansıtmaya başladım. Zenith marka fotoğraf
makinemle başlayan bu merakım amatör
düzeyde kaldı. Sadece kendime ayırdığım
zamanlarda ise bol bol kitap okumayı,
gösterimdeki filmleri seyretmeyi ve bir
Beşiktaşlı olarak futbol ile birlikte Bankamız
voleybol takımının maçlarını izlemeyi tercih
ediyorum.
Mesleğimiz gereği akşamları dahi
sürekli hep aynı camiadan arkadaşlarımızla
veya müşterilerimizle birlikte toplantılarda
bulunmaktan mı, yoksa kendimi sonradan
aileme karşı affettirmek isteğinden mi olsa
giderek evime ve aileme olan düşkünlüğüm
arttı. İş dışındaki zamanlarımda, önceliği
aileme vermek ve onlarla vakit geçirmek
istiyorum. Özellikle çocuğunuz büyüdükçe
kum saati gibi akıp giden zaman içinde bazı
şeyleri kaçırdığınızı ve çocuğunuzla daha
çok birlikte olmanız gerektiğini sonradan
anlıyorsunuz. Çocuğunuz ve eşiniz sizi aynı
zamanda en yakın arkadaşı olarak gördüğü
zaman, kişi birebir karşılaştığı zorlukları
daha kolay aşabiliyor ve kendini daha mutlu
hissedebiliyor. l
35
ziyaret
Ankara 1. Bölge Koordinatörlüğüne Bağlı Şubelerimiz;
İnsan merkezli bir
çalışmayla başarıya
koşuyorlar...
Tarihi, Bronz Devri’ndeki Hatti uygarlığına kadar uzanır, Orta Anadolu’daki bu güzel
kentin. Başkent Ankara, bir sürü uygarlığa
beşiklik etmiş… Hititlerden tutalım da, taa
Osmanlı’lara kadar çeşitli uygarlıkların kültürleriyle beslenerek bugüne kadar gelmiştir.
Ankara denince ilk akla gelen simgelerden biri de Ankara Kalesi’dir. Ne zaman
yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte,
Hititlere kadar uzanan bir tarihi olduğu tahmin ediliyor. Kale, tepenin yüksek bölümünü
kaplayan iç kale ve çevresini kuşatan dış
kaleden oluşuyor. Dış kale, eski Ankara şehrini baştanbaşa çevirmiş. İç kale de yaklaşık
43.000 km2’lik bir yer kaplıyor. Ayrıca Ankara
Kalesi’nin içinde 17. yüzyılda inşa edilmiş
birçok Ankara Evi bulunuyor…
İnsana huzur veren bu sakin ve güzel
kent, bir de parklarıyla ünlüdür. Gençlik
Parkı, Güven Park, Kurtuluş Parkı, Abdi İpekçi
Parkı… Yapılışları Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanan bu parklar havuzlarıyla,
fıskiyeleriyle, gezilebilecek yeşil alanlarıyla
Ankaralıların sıcak yaz günlerinde nefes
almasını sağlıyor.
Düzenli şehir planlaması, şehir içinde bir
noktadan başka bir noktaya kolay bir ulaşımın olması, Ankara’yı cazibeli kent yapan
özelliklerden sadece birkaç tanesi…
Şubeler ziyaretimizde ilk sözü Necatibey
Şube Müdürü İlhami Ünal’a veriyoruz.
Kale, tepenin yüksek bölümünü kaplayan iç kale ve çevresini kuşatan dış
kaleden oluşuyor.
36
ZİYARET
Necatibey Şube Müdürü İlhami Ünal: “Bireysel bankacılıkta atak yaptık”
Necatibey Şubesinin zemin katında geniş
ve ferah bir girişle karşılaşıyoruz. Sonra öğreniyoruz ki, bir alt katta aynı şekilde düzenlenmiş.
İnsanı rahatlatan bir dekorasyon düzenlemesi
yapılmış Şubede. Müdür İlhami Ünal, tam bir
Halkbanklı. Bütün mesleki hayatı, Halkbank’ın
çeşitli kademelerinde geçmiş. 2004’ten bu
yana da Necatibey Şubesinde.
Bireysel Kredilerde Bankadaki sıralamada
Şube olarak önlerde yer almışlar. Geçen sene
Halka Arz’da derece alınmış, yine Altın MİY’de
Türkiye genelinde dereceler almışlar. İlhami
Ünal bunları öyle bir ses tonuyla anlatıyor ki,
sanki bu başarıları elde eden kendileri değil
de başka bir şube. Sadece zorluklar karşısında değil, başarılar karşısında da soğukkanlığını yitirmeyen, kendini kaybetmeyen
bir Halkbanklı’yla karşı karşıya olduğumuzu
görüyoruz.
İlhami Ünal meslekte deneyimli, mütevaziliği elden bırakmayan bir bankacı. Başarılarının
yanında, geliştirilmesi gereken yanlarını da
anlatarak, yaptıklarına özeleştirel yaklaşması,
sadece diğer bankacılara değil, bizlere de iyi
bir hayat dersi oluyor.
Necatibey Şubesi, Ankara’nın merkezinde
dershanelerin, kamu kurumlarının ve yüksek
yargı organlarının bulunduğu bölgede yer alıp,
20 personeliyle hizmet vermekte. Hem kredi büyüklüğü,
hem mevduat büyüklüğü ve
hem de kâr büyülüğü açısından Necatibey Caddesi’ndeki
en büyük şube. Ankara’da
sanayi çok ağırlıklı olmadığı
için Halkbank’ın o geleneksel
sanayi, KOBİ ilişkisinin bu
bölgede ağırlığı yok. Şubede
bireysel krediler ağırlıkta.
İlhami Ünal bireysel
kredilerdeki başarılarını sıcak
insan ilişkisi sonucu yaratıldığına dikkat çekerek: “Bizim bireysel kredilerdeki başarılarımız
birebir insanlarla ilgilenmekten geldi. Biz 3 yıl
önce hemen hemen sıfırdan başladık. Gelen
müşteriye ilgili davranınca onlar da kendi
müşterilerini getirdi. Biz şunun farkındaydık,
gelen müşteriye iyi davranırsak o üç müşteri
getirecek, onlara da iyi davranırsak dokuz kişi
getirecek, böylece artış olacak. Bu konuda çok
dikkatli davrandık, hassasiyet gösterdik. Birebir
ve sıcak ilişki bizim yaklaşımımızda önemli bir
etkendir” dedi. l
NOT : Dergimizin baskı aşamasında Necatibey/Ankara
Şube Müdürü İlhami Ünal, Yenişehir/Ankara Şube
Müdürü olarak atanmıştır.
Kavaklıdere Şube Müdürü Ülkü Dağdelen: “2008’in temel önceliği risk yönetimi"
Ziyaretlerdeki yeni durağımız Kavaklıdere
Şubesi. Şube Müdürü Ülkü Dağdelen’in odasına girdiğimizde hem şaşırıyor, hem seviniyoruz. Duvarlar resimler ve mozaiklerle dolu. Bir iç
huzur ve dinginlik yaşatıyor bize, bu sanatla iç
içe geçmiş oda.
Dağdelen, Merkez Bankasında başlamış meslek yaşamına. 1988 yılından beri
Halkbank’ın yurtiçi ve yurtdışındaki şubelerinde görev yapmış. 3 yıldır da Kavaklıdere’de.
Şube konum olarak, Çankaya, Gaziosmanpaşa, Ayrancı, Küçükesat, Kavaklıdere, Bakanlıklar semtlerinin yer aldığı orta ve üst gelir
gruplarının yaşadığı bir bölgede bulunuyor.
Öğle ve akşam saatlerindeki insan yoğunluğunun banko işlemlerine katkısı olsa da Şube,
daha çok pazarlamaya dayalı kredi ağırlıklı bir
Şube. Hinterlandı ise bütün Ankara.
15 çalışanıyla Şube, bireysel kredilerde
Banka genelinde 6. sırada (özellikle konut kredileriyle fark yaratmış). 20 milyon YTL’lik konut
kredisi hacmi ve Altın MİY konut kredisinde
birincilikleri bulunuyor.
Önümüzdeki süreci değerlendiren Dağdelen: “Zor geçecek 2008’in temel önceliği
risk yönetimi olacaktır. Bu yıl, % 4 gibi makul
seviyelerde olan Takipteki
Krediler/Toplam Krediler rasyomuzu daha da
iyileştirmeye çalışacağız.
Diğer taraftan kaliteli
konut kredilerinde (ve
diğer bireyselde) ve proje
kredilerinde kontrollü bir
şekilde büyümeye devam
edeceğiz. Tabii ki, çalışan
ve müşteri memnuniyeti
ile performans ve kaliteden
ödün vermeden” dedi.
Şube Müdürü Ülkü
Dağdelen, edebiyatla ve
resimle iç içe. Ve bunun meslek yaşamında da
çok katkısını görmüş. Hem beraber çalıştığı
personeli, yani insanı en verimli şekilde yönlendirdiği; hem de gittiği firmalarda duvardaki
resimlere ilişkin yaptığı açıklamalarla…vs firma
sahipleriyle çok kısa sürede iletişime geçmeyi
başardığı için. Kendinden söz etmeyi çok sevmeyen, alabildiğine mütevazi Ülkü Dağdelen,
her şey gibi bankacılığın da insan ilişkisi olduğunun ve kültürel birikimin ve insan merkezli
çalışmanın “işleri” daha da kolaylaştırdığının
farkında olan sayılı insanlardan… l
37
ZİYARET
Bakanlıklar Şube Müdürü Berrin Yayla: “Mutlaka beraber karar veriyoruz”
Bakanlıklar Şubesinde güler yüzlü ve
enerjik bir ekip karşılıyor bizi. Şube Müdürüyle
tanışınca bu enerjinin nerden geldiğini anlıyoruz. Berrin Yayla son derece enerjik, heyecanlı,
pozitif bir insan. Bankacılığa 1977 yılında
Atasanayi Şubesinde memur olarak başlamış.
Tüm yetkilerini bu Şubede alarak, son 6 yılı müdürlük olmak üzere 25 yıl aynı Şubede görev
yapmış. 2003 yılından itibaren de Bakanlıklar
Şubesinde müdür olarak görev yapmakta…
Berrin Yayla her zaman kendini aşmayı,
çıtayı sürekli yükseklerde tutmayı hedefle-
yen, yarışmacı ve mükemmelliyetçi bir ruha
sahip… Şubedeki çalışmaları da hep bu
doğrultuda olmuş. 1. Bölgede, ilk Mavi Yıldız
ödülünü Bakanlıklar Şubesi almış. Bankanın
koyduğu hedeflerde ya ilk sıralarda ya da ortalarda yer almış, sıralamada altlarda olduğu
hiç olmamış Şubenin.
İlkleri yaşamanın çok güzel olduğunu
söyleyen Berrin Yayla, para ve insan yönetmek anlamına gelen bankacılığın; başarı
yolunda ilerlenmeye başlanırsa, dünyanın en
keyifli mesleklerinden biri olduğunun altını
çizdi. Yayla: “ Bu şubede göreve başladığım
Temmuz 2003 yılından itibaren risk iyi takip
edilerek Ticari Krediler 13 kat, Bireysel Krediler
22 kat büyümüş, mevduat
büyüklüğünde de en üst
sıralara ulaşılmıştır. FDGG
oranında %100’ün üzerinde
artış sağlanmış, Dış Ticaret
işlemlerinde de Bölgemizin
lokomotif şubelerinden
biri haline gelinmiştir.
Performans toplantıları
sonucunda şubemiz 2 kez
teşekkür edilen ve ödüllendirilen şubeler arasında yer
almıştır…” dedi.
Yeniliklere açık, gelişmeleri yakından
takip eden Yayla, şubenin giriş kapısının tam
üzerine koydurduğu LCD reklam panosuyla
da bir ilke daha imza atmış. Başka şubelerde
ve bankalarda henüz olmayan bu panoyla
da caddeden geçenlere tanıtım yapılmaya başlanmış. 17 personelin bulunduğu
Şubede, başarıya ulaşmak için, iyi bir ekip
ruhu oluşturmanın gerekliliği her çalışan
tarafından benimsenmiş. Şube yemekleriyle,
beraber kutlanan doğum günleriyle tam bir
aile ortamı yaratılmış. Ekibin bir halkası bile
olmayınca işlerin aksayacağına inanmış bir
Şube Bakanlıklar. Bundan dolayı da Şubeye
gelen her türlü bilgi paylaşılıyor. l
ATİSAN San. Sit. Şube Müdürü Mehmet Çelik: “Hedefe odaklanmış durumundayız”
Yolculuğumuzun bu durağı ATİSAN Sanayi
Sitesi Şubesi. Ankara’nın merkezine bir hayli
uzak olan, sanayi bölgesine kurulmuş bir Şube.
Henüz çok genç, 1 yaşında bile değil, 3 aylık
bir geçmişi var. Sanayi bölgesindeki ilk ve tek
banka şubesi.
ATİSAN Sanayi Bölgesi’nin hemen girişinde kocaman bir ATİSAN yazısının ve logosunun hemen yanında Halkbank logosunu
görünce “Acaba, ATİSAN Halkbank’ın mı” diye
geçiriyoruz içimizden. Müdüre ilk sorduğumuz sorulardan biri de bu oluyor. Öğrendik ki
değilmiş. Ama güzel bir konsept oluşturmuş,
ATİSAN ve Halkbank…
Şubenin kapısından içeri girdiğimizde çok
sıcak bir ortamla karşılaşıyoruz. Şube Müdürü
Mehmet Çelik, üniversiteden mezun olduğu
1991 yılından beri bir Halkbanklı. Deneyimli
bir bankacı olduğu her halinden belli. Kendine
güvenle, mütevaziliği çok dengeli bir şekilde
harmanlamış. İşi dışındaki zamanı da çok
verimli geçiriyor. Bağlama çalıyor. Kayak yapıyor
ve bu sporun incelikleriyle yakından ilgileniyor.
İşinin gereklerini yerine getirirken, “insan”
faktörünü hiçbir zaman gözardı etmediğine
1 saatlik görüşmemiz sırasında biz de tanık
oluyoruz. Ekip ruhuna inanmış bir yönetici
olan Çelik’e konuya ilişkin sorumuzu sorduğumuzda, “Ekip olmak, sadece
direktiflerle, elektronik ortamda
delegasyonlarla gerçekleşmez.
İnsanla çalışıyoruz. Biz de insanız.
Personelimle karşılıklı oturup,
gözünün içine bakarak konuşmam lazım. Başka türlü o görevini
yerine getirmiş olur, ben liderliğimi yapmış olurum. Çok mekanik
kalır…” yanıtını alıyoruz.
Şube açılmadan 2 ay önce
müşteri adaylarını ziyaret eden
ATİSAN Şube çalışanları, açılış haf-
tasında 80 ticari, 120 bireysel hesap açmışlar.
Olağan koşullarda açılıştan ancak 2 ay gibi bir
zaman diliminden sonra bu sayıya ulaşması
gereken ATİSAN Şube, ön çalışmalarıyla bu rakamlara 1 haftalık zamanda ulaşarak Ankara’da
bir ilke de imza atmış.
Çelik, son sözlerinde ATİSAN’daki şubenin
misyonunu şöyle değerlendirdi: “ Bulunduğumuz faaliyet alanının özellikleri itibarıyla Bankamızın temel misyonu olan KOBİ’lere hizmet
vermenin yanı sıra büyüklerin de bankası olma
yönündeki hedefe odaklanmış durumdayız.”
Yeni başarılara imza atacağını düşündüğümüz ATİSAN Şubesine kolay gelsin diyoruz. l
38
ZİYARET
1. Organize Sanayi Bölgesi Müdürü Hüseyin Zeybek: “Bölgeden aldığımız pay arttı"
ATİSAN’dan sonraki durağımız yine
bir organize sanayi şubesi olan, 1. Organize Sanayi Bölgesi Şubesi… 5 ay önce
yenilendiğini öğrendiğimiz şubenin 14
personeli bulunuyor. Şube Müdürü Hüseyin Zeybek’in henüz 38 yaşında olduğunu
öğreniyoruz. Genç yaşına güzel başarılar
sığdırmış Zeybek, işinde çok titiz ve itinalı… Pozitif bir enerji yayıyor bulunduğu
ortama. 1995 yılında Halkbank Teftiş Kurulu
Başkanlığında Müfettiş Yardımcısı olarak
başladığı işinde, 1995 yılından itibaren
müfettiş, Başmüfettiş, IT ve Merkezden
Denetim Grup Başkanı olarak görev yapmış. 2007’den itibaren de Organize Sanayi
Şubesinde görev yapmakta.
Organize Sanayi Şubesi de tıpkı ATİSAN
gibi bölgenin ilk açılan bankası. 1998 yılında
açıldığında uzun zaman bölgenin tek
bankası olma özelliğini korumuş. Bir sanayi
bölgesi şubesi olmanın gereklerinin farkında olan Zeybek: “KOBİ ve Ticari firmalara
yatırım kredileri ve diğer ticari kredi ürünleri
kullandırımında, verilen hedeflerin üzerinde
bir seviyeye ulaşmamız
önemli başarılarımızdan
biridir. Diğer önem verdiğimiz ve başarılı olduğumuz
bir husus ise kuruluşundan
itibaren Bankamızın desteklediği, ancak bizimle çalışmasına ara vermiş firmaları
tekrar Bankamıza kazandırma
konusunda olumlu sonuçlar
elde etmemizdir. Kredi ağırlıklı
bir şube olmamızdan dolayı
kredilerdeki büyüme kadar
riski yönetmenin de önemli
olduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle firmaların üretim, pazarlama, bilanço gelişimlerini
ve piyasadaki itibarını yakından izlemeye
çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
İletişim ve dayanışmanın önemini çok
iyi kavrayan Zeybek, müşterilerin mutlu ve sıkıntılı anlarında onların yanında
olduklarını, banka için önemli olduklarını
onlara hissettirdiklerini ifade ediyor. Şubeye
gittiğimizde de pasta ve çikolatalarla sıcak
bir şekilde karşılanmamız, onların iletişim
yönünün gelişkin olduğuna ilişkin bir veri
olarak belleğimizde iz bırakıyor. l
Sincan Şube Müdürü Ahmet Oral: “Konut kredisinde bölgede birinciliklerimiz var”
Yeni ziyaret şubemize ulaşmak
için, Ankara’nın merkezinden bayağı
uzaklaşıyoruz. Uzaktan tek tük evler
gözükmeye başlayınca, Sincan’a girdiğimizi
anlıyoruz. Sincan Ankara’ya 35 km uzaklıkta,
nüfusu, sanayisi ve geniş hinterlandı ile
birçok ilimizden büyük. Özellikle orta ve
alt gelir insanının yoğunlukta olduğu, her
geçen gün genişleyen, yeni yerleşme alanları
nedeniyle önemli bir tüketici ve konut kredisi
potansiyeline sahip.
Bizi Şube Müdürü Ahmet Oral
karşılıyor. Sohbetimiz sırasında genç
ama, işi ve özellikle bölgesi konusunda
tüm süreçlere hakim bir yöneticiyle karşı
karşıya olduğumuzu görüyoruz. Güler
yüzlü, pozitif ve insan ilişkilerinde başarılı…
Dezavantajları sabırlı ve istikrarlı bir şekilde
avantaja çevirmeyi çok iyi başaran bir
bankacı tipi karşımızdaki.
Halkbank Sincan Şubesi, henüz
yenilenmiş. Şubede, genç ve dinamik
personelle Sincan potansiyelini Halkbank’ta
toparlamaya uygun bir yapılanma
oluşturulmuş. Şube, Sincanlılarla bir aile
gibi olmuş. Her gelen yeni müşteri getiriyor,
yaşlılar da dualarını Halkbank’tan eksik
etmiyormuş. Önceden bir
sürgün yeri olarak görülen
Sincan Şubesi, bu süreçteki
çalışmalarıyla bunu da kırmış.
Sürecin değerlendirmesini
yapan Ahmet Oral: “Hızlı,
güler yüzlü ve kaliteli hizmet
anlayışımız ile son bir yıl
içerisinde aktiflerimizi % 50,
Ticari Kredilerimizi %100,
Bireysel Kredilerimizi ise %70
civarında büyüttük. Tabana
yaygın ve düşük maliyetli
mevduat yapımızla birlikte
şube kârlılığımızı artırdık, FDGG oranımızı
%85’lerden % 120’lerin üzerine, operasyon
kalitemizi ise en üst seviyelere çıkarttık.
Özellikle konut kredisi kullandırımında
bölge bazında defalarca birincilik almış
olan şubemiz, son dönem içerisinde Altın
MİY Kredi ve Mevduat kampanyalarında
da sıralamaya girerek ödül almaya hak
kazanmıştır” dedi.
Ekip olarak katı bir hiyerarşik yapıda
değil, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı,
dayanışmaya ve arkadaşlığa önem veren bir
anlayışla işlerini kotaran Sincan Şubesi yeni
başarılara imza atmaya aday... l
39
konuk
"Hayatın
provası yok"
Röp: Pınar Çekirge
İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı
Y
ıllar yılı sadece ünlü bir sinema
sanatçısı olmaktan öte, ‘zerafet,
şıklık ve estetik gurusu’ olarak da,
toplumun kollektif varlığı, platonik
tutkusu, önemli idollerinden biri olmuştur
Filiz Akın. Nasıl desem, sanki görünmez
halatlarla bağlıydık O’na. Hayatımızın
en kalıcı klişelerinden biriydi çünkü. Rol
aldığı yüz onyedi filmle izleyicisinin kılcal
damarlarına nüfuz etmişti. Lirizmin en
güzel yüzlerinden biriydi aynı zamanda.
Şehirli dünyanın ‘esas kızı’ydı.
Hep o incelik, hep o kırılganlıkla
gülümsüyordu perdede. (Bakışlarında
hep o manolya küskünlüğü.) Kırk altı yıl
boyunca kitlelerin önünde kalabilmek,
unutulmamak, eskimeden klasikleşmek…
hep varolmak. Ve çok sevilmek.
Star’dı. Star parlak ışığıyla gözlerimizi
kamaştırmıştı bir kez. İçimizde, bir yerlerde
eksik bırakılmış, unutulmuş, korkutulup
sindirilmiş sevinçleri, hüzünleri, neş’e ve
elemleri yaşar kılıyordu sinemada. Hüzün
en güzel onunla gövdeleniyor gibiydi.
Neredeyse bir ömrü beraber yaşadık. O
filmleri, o şarkıları...
40
KONUK
"Her şeyin başı,
verdikçe çoğalan,
koşulsuz sevgi...
Ve ertelemeden
yaşamak. Mavinin,
sarının ayırdına
vararak, dolu dolu
yaşamak. Nasıl
desem, bu zorlu
süreç esnasında
hayattaki
önceliklerimi
gördüm. Sevgi
dediğim gibi bir ilaç
aslında. "
F.A. Çünkü sinemanın gücü büyüktü. Ne
mutlu bize ki o dönemde isim olmuşuz. Laf
aramızda ben bunu kendimden çok o zamanlar
rekabetsiz bir etkileme aracı olan, senede
200-300 film çevrilen, tapınılacak kadın / erkek
kahramanların hikayelerini anlatan sinemanın
gücünde ve star sisteminde görüyorum.
Peki, bugün bile aynı duyarlılıkla
izlenen o filmlerin tılsımını sorsam ?
F.A. Günümüz gençliği çok ciddi yaklaşıyor
eski Türk filmlerine. Çünkü onları çeken büyük
bir olgu var bu filmlerde. Yitirdiğimiz manevi
duygular, henüz kaybolmamış romantizm.
Bugün insanlık adeta iki şeye tapıyor: Para
ve güç. Bir yanıyla insanlar onlardan daha
zevkli, onlardan alınamayan aşkı eski Türk
filmlerinde arıyor. Israrla seyrettikleri, çoğunluğu
fotoroman tadındaki filmlerde, fedakârlıklar,
dostluk, arkadaş dayanışması, romantizmin
en klişeleşmiş halini (Aşığın yağmur altında
beklemesi, deniz kenarında koşmalar,
İstanbul’un o dönemdeki yeşilliği, tenhalığı,
betonlaşmamış olması) buluyorlar bence.
’Türk Sineması’nda sarışın kadın yıldız
olamaz’ kuralı geçerliydi o tarihe kadar.
Sarışın kadın sevenleri ayıran, felaketlere
neden olan, acımasız, olumsuz bir kimlikti
belleklerde. 1962 yılında sarı saçlı, ela
gözlü bir genç kızın sinemaya adım
atışı, geniş kitlelerce benimsenmesi bu
bağlamda bir devrim olmuştu. Farkına
varmasa da, bu sessiz devrimin lideriydi
Filiz Akın. Sonrasında Kerime Nadir,
Muazzez Tahsinvari senaryolarda rol
alacak, gün gelecek Türkiye’nin en ünlü,
en özel kadınlarından biri olacaktınız...
( Gülümseyerek dinliyor beni.)
F.A. İnsanların cinsel kimliklerinin öne
çıkartılmadığı filmlerde oynadık biz. Masum
yıllardı, dünya başkaydı. O yılların filmleri
hâlâ ekranlarda izleyici buluyorsa, temelinde
yatan, içimizde taşıdığımız samimiyet ve
masumiyet duygusudur. Seyirciye geçen, sevgi
temasının ağılıklı olduğu filmler çektik. Evet,
sinemaya başladığım yıllarda role model
olarak Belgin Doruk’u örnek almıştım kendime.
Halk tarafından sevilen, saygı gören bir
hanımefendiydi Belgin Hanım. Haklısın Pınar,
sinema sanatçısının belki örnek olma gibi bir
zorunluluğu yok, ama biz öyle olmayı seçtik.
Ödüller, alkışlar, gişe rekoru kıran
filmler. Sinema kapılarında insan
saçakları. Attila İlhan’ın sesini duyar
gibi oluyorum : ‘Bizim Türk Sineması
da, Türk Tiyatrosu da, erkeklerin alıştığı
tiplerden yıldız yapar. O tipin dışındaki
kadınlar istedikleri kadar iyi oyuncu
olsunlar, yıldızlığa ulaşamazlar. Böyle
kadınlardan, yalnızca iki kişi tanıyorum,
yıldızlığa ulaşmış. Biri Çolpan’dır, birisi
de Filiz ! Bunlar, bizim alıştığımız star
geleneğinin dışındadır. Buna rağmen star
olmuştur ikisi de!’ Onca film arasında en
beğendiklerinizi sorsam ?
F.A. Öncelikle Umutsuzlar, derim.
Agah Özgüç’ün satırlarını
hatırlıyorum: ‘O bir Catherine Deneuve’dür
Umutsuzlar ‘da.’ Sonra Ankara Ekspresi,
Utanç, Geçmiş Bahar Mimozaları, Emine,
Reyhan, Gurbet Kuşları, Kader, Fadime…
Sinemayı çok erken bıraktınız aslında.
F.A. Pınar biliyor musun, hiç kimsenin
vazgeçilemez olmadığına inananlardanım.
Sinemayla olan ilişkimde bırakan ben olduğum
için bir zorluk yaşamadım. Dahası zirvedeyken,
inişe geçmeden, güzel anılarla ayrılmak bana
daha doğru göründü. Yalnız sinema yıldızı
olarak değil, herhangi bir insan olarak da
yaşamak gerektiğini düşündüğümden belki
de. Bu karar bana duygusal özgürlük verdi
diyebilirim.
2004 yılında, hiç umulmadık bir anda
gelen sevimsiz konuğu, en iyi, en hızlı
nasıl geriye yollarımın arayışı ve zorlu
mücadelesini verdiniz. Dahası, belleklerde
yer etmiş ‘Kanser = Ölüm’ düşüncesine set
çeken bir nefer oldunuz. Deneyimlerinizi
aktardınız… sonrasında sarı ve mavi
bilezik kampanyalarıyla umut ve ses
oldunuz…
F.A. Ben aynı yazgıyı paylaştığım bütün
insanlara seslenmek istiyorum aslında. Biz
yapmamız gerekenleri yapalım, bize yardım
edecek insanlar, şifa verecek ilaçlar illa ki ortaya
çıkacaktır. Kendi adıma bana gönderilen duayı,
sevgiyi, enerjiyi, ışığı sizlerle büyütmeye çok
hevesliyim, bu konuda sınırsız bir paylaşıma
gönüllüyüm. Yeter ki bunu birlikte daha
büyük, daha aydınlık, daha pozitif bir enerjiye
dönüştürelim. Çünkü biliyorum ki, hepimiz daha
fazla yaşamak istiyoruz. Daha gerçekleşmesini
görmek istediğimiz umutlarımız, rüyalarımız,
bu dünyadan alacaklarımız var. Bunun için bir
umut adımına gereksinimimiz olmakta. Şunu
unutmayın; can çiçekleri gibi inançla, inatla
hayata tutunanların iyileşmeleri, hatta imkânsızı
başarmaları her zaman için mümkün…
Şu an sağlığınız nasıl? F.A. Sağlığım çok daha iyi. Sadece
aldığım tedavinin sonucu bazı zorluklar söz
konusu. Kulağım yeterince duymadığı için
gerektiğinde işitme cihazı kullanıyorum. Ağız,
boğaz kuruluğunun yanı sıra reflü sorunu
da yaşıyorum. Bazen çabuk yorulduğumu
41
KONUK
gibi sesler çıkartıyor. Deniz akvaryum gibi
sakinken, kumlara sürtünürken bile mırıldanır.
Nefes alır gibi gelir, nefes verir gibi gider. Her
seferinde en azından birkaç kum tanesinin yeri
değişir. Hayatımızda gel-gitler hiç değişmez. Bir
şans verilir, dünyaya geldiğimizde nefes alırız.
Alırken de ağlarız. Günü, saati geldiğinde bir
bahane olur nefes verir, yok oluruz. Bu sefer
arkamızda kalanlardan birkaç kişi ağlar. Ama
mutlaka hiç olmazsa birkaç kum tanesinin
yerinin değiştiğini, hayatta bir iz bıraktığımızı
bilmek isteriz. Bu ölümden korktuğumuz, başka
bir boyutta yaşama isteğimizden midir? Yoksa
yaşadığımız serüvene değer katmak, farklı
kılmak arzusuyla çapımızı göstermek ihtirası
mıdır? Göçüp gittikten sonra arkasından ‘Ey
ahali, buradan falanca adlı biri geçti’ denmesini
istemeyecek birini düşünemiyorum...
....
hissediyorum. Şimdilerde hayatın değerini
çok daha iyi anladığımı söyleyebilirim. Sevgi
çok önemli. Her şeyin başı, verdikçe çoğalan,
koşulsuz sevgi... Ve ertelemeden yaşamak.
Mavinin, sarının ayırdına vararak, dolu dolu
yaşamak. Nasıl desem, bu zorlu süreç esnasında
hayattaki önceliklerimi gördüm. Sevgi dediğim
gibi bir ilaç aslında. Bunu elbette ispat edemem
fakat beni çevreleyen, beni seven insanların
dilek, dua ve enerjileriyle oluşan o yoğun sevgi
halesi tedavimin bir parçası olmuştu. Evet,
‘Kanser = Ölüm’ olmadığını anlatıyorum...
yeter ki zamanında teşhis edilsin. Doğru tedavi
uygulansın. Kanser elbette bir hastalık ama bir
‘son’ değil. Asla !
Sağlıklı bir hayat için neler önerirsiniz?
F.A. Herşeyden önce stresten uzak
durmak lazım. Hayata sevgiyle tutunup
her şeye pozitif bakmak gerekiyor. Çünkü
hayat hiçbir şeyi kafaya takmayacak kadar
kısa ve hayatın provası yok. Herhangi bir
sağlık sorunu ile karşılaşıldığında soğukkanlı
davranıp tıbbi yardım alınmalı. Sebze, meyve
ağırlıklı beslenmek çok önemli bu arada. Her
şeyi mevsiminde tüketmeye özen göstermek
gerekiyor. Dahası, sağlığınızın kıymetini bilin,
öyle “Hayata Merhaba” demek pek kolay
olmuyor.
Halkbank desem?
F.A. Herşeyden önce, 70 yıllık güven veren,
köklü bir kuruluş. Ana Kız Okula kampanyası için
de ayrıca kutluyorum.
Hayalden hayallere koşuyorduk
filmlerinizle. Sığındığımız bir vaha
olmuştunuz adeta. Bir zarafet
Odessa’sı, kimbilir? Sizsiz bir dünya
hiç kuşkusuz, kuru, yavan, lezzetsiz
olacaktı. Hatırlıyorum, çocukluğumda,
ilk gençliğimde kaç senaryo yazmıştım
sizin için. Yağmur ve gözyaşı yağmalıydı.
Tarumar bahçelerde dolaşmalıydınız
ağır aksak. Film rüyadan serpintilerle
başlamalıydı. Tülleri dışarıya savrulan
bir pencereden işitilen belli belirsiz bir
şarkı. Uçuşan sarı saçlar. Ayışığının ziyası
düşmeliydi gölgeliklere. Dedim ya, ille
kreşento sahneler. Fonda ılık bir melodi.
Örneğin “Les Feuilles Mortes“, ”If We Were
Free”. Gülümsedi. Mavimsi kül rengi bir
ışık döküldü saçlarına.
F.A. Hayat sanki dalgalar gibi, sahile
vurduğunda bir şeyler götürüyor. Bazen neşe ve
mutluluklar bırakıyor kucaklarımıza, bazen de
içimizden birini alıp gidiyor. Arkasından, bıraktığı
köpüklere bakakalıyoruz. Fırtına çıktığında
büyük dalgalar patlıyor kayalarda, çığlık atar
Pembeli, erguvanlı, lacivertli bir
günbatımıydı. Bir yerlerde yağmur
yağıyor olmalıydı.
Gökyüzünde yıldız sağanakları...
Muhittin Sirer ”Güzel dendiğinde
gözlerinin önünde onun silueti beliren
herkes olarak…” diyerek yıllar önce son
noktayı koyarken; Ertuğrul Özkök belki
de Filiz Akın imgesini en doğru biçimde
özetlemişti: “Modernitenin doğuşunu
haber veren ilk sarışın ikonamız. Güzellik,
iyilik ve zekayı birleştiren sarışın Mona
Lisa’mız.
....
Spotlar çoktan sönmüş, sarı, kirli bir
aydınlık çökmüştü Yeşilçam Sokağı’na.
Hayatın provası yoktu !... l
42
yükselen değer
Bankamızın
segmentasyon uygulaması
B
ankacılık için, ülkemiz ekonomisinin en dinamik, en yoğun
ve kıyasıya rekabetin yaşandığı
sektörlerden birisi, hatta birincisi
denilebilir. Gelişmiş bilgi işlem teknolojilerinin kullanıldığı, güçlü altyapı donanımına
ve en iyi eğitim almış insan kaynaklarına
sahip olan sektörde, doğal olarak ayakta
kalmanın kuralı sürekli kendini yenilemek
ve gelişmektir. Dolayısıyla klasik bankacılık olarak anılan mevduat toplama-kredi
kullandırma faaliyetleri ve bunların her şube
tarafından yapılagelmesi dönemi geride
kalmıştır. Günümüzde ‘her müşteri özeldir,
her müşterinin ihtiyaç ve beklentileri bir
diğerinden farklıdır’ anlayışı doğrultusunda bankacılık yapılmaktadır. Sektörün
büyük oyuncularından olan Bankamız, bu
anlayışı benimsemiş ve kendisini bu amaçla
yeniden yapılandırmak suretiyle rakiplerine
göre avantaj sağlamış bir bankadır.
Kurumların müşterileriyle daha iyi ve
üretken ilişkiler kurabilmeleri için öncelikle
kendi müşteri tabanlarını doğru bir şekilde
sınıflandırabilmeleri gerekir. Bu sınıflandırmaya segmentasyon adı verilir.
Bankamızda uygulanan gerek müşteri,
gerek şube segmentasyonun asıl amacı,
uygun ürün ve uygun hizmeti müşterilerine en uygun şekilde sağlamak ve müşteri
sadakatini yaratmaktır. Bu kapsamda,
Bankamız müşterileri “Kurumsal”, “Ticari”,
“KOBİ”, “Bireysel” ve “Diğer Müşteri” şeklinde,
Şubelerimiz ise “Kurumsal”, “Ticari” ve “Şube”
olarak ayrımlanmıştır.
Müşteri segmentasyonu çalışmasında;
“Bireysel” (ticari ihtiyaçları için talepte bulunmayan) müşteriler dışında,
müşteri segmentasyonunda ana kriter,
müşterinin son mali yıla ait brüt cirosu,
Ciro
40 Milyon YTL üzeri
5-40 Milyon YTL arası
0-5 Milyon YTL arası
Müşteri Tipi
Kurumsal
Ticari
KOBİ
Taahhüt sektöründe faaliyet gösteren
firmalar için müşteri segmentasyonunda ana kriter, firmanın toplam referans
limiti,
Toplam Referans Limiti
70 Milyon YTL üzeri
15-70 Milyon YTL arası
0-15 Milyon YTL arası
Müşteri Tipi
Kurumsal
Ticari
KOBİ
Turizm sektöründe faaliyet gösteren
konaklama işletmeleri için müşteri
segmentasyonunda ana kriter, tesisin
mevcut yatak sayısı,
Mevcut Yatak Sayısı
1000 yatak üzeri
300-1000 yatak arası
0-300 yatak arası
Müşteri Tipi
Kurumsal
Ticari
KOBİ
ana kriterler olarak belirlenmiştir.
Müşteri tipinde değişiklik; en az birbirini
takip eden iki hesap yılı sonu verileri
değerlendirilerek yapılmaktadır.
Müşteri segmentasyonunda dikkate
alınması gereken önemli hususlar:
Şubelerin, kendi müşteri tipleri ile
çalışması esastır. Gerek fiyatlamada, gerekse
kredi tahsisinde müşteri segmentleri dikkate alınacağından, tüm Şubelerin, MUTA
tekliğinin sağlanması suretiyle müşteri tipini
doğru tanımlamaları gerekmektedir.
Şube tipine uygun olmayan firmalar
için yapılacak kredi tekliflerine yönelik KDR/
GDR/PDR taleplerinin değerlendirilebilmesi
için müşteri tipinden sorumlu ilgili Pazarlama Daire Başkanlıklarının onayı aranır.
Bir şubede MUTA’sı bulunan ve bu
şube ile aktif olarak çalışan bir müşteri,
MUTA’sının bulunduğu şubeye bilgi
verilmeksizin başka bir şube tarafından
kesinlikle ziyaret edilmez. Müşteriye, uygun
şubede hizmet verilmediğinin tespiti
halinde, müşterinin hangi şubeden hizmet
alacağına (Bölgelere bağlı şubeler için
Bölge Koordinatörlüğünün görüşü dikkate
alınarak) müşteri tipinden sorumlu ilgili Pazarlama Daire Başkanlıklarınca karar verilir.
Bankamızla ilk defa çalışılacak bir müşteri ziyaret edildiğinde, müşteri ziyaretini
gerçekleştiren şubenin tipine uygun değil
ise söz konusu müşteri uygun bir şubeye
yönlendirilir. l
Organizasyon Daire Başkanlığı tarafından
hazırlanmıştır
43
gelişim
Yaşam
koçluğu
Y
aşamın belirsizliği kimi zaman
bizleri hayal kırıklığına uğratır.
Ne kadar onu kontrol etmeye
çalışsak da ipin ucunu kaçırdığımız
zamanlar olur. Bu da bize “öğrenilmiş çaresizlik” olarak geri döner; yani, kaderimizin,
geleceğimizin bizim elimizde olamayacağını,
bizim tarafımızdan şekillendirilemeyeceğini
kabul ediveririz.
İşte Yaşam Koçları burada devreye girerek düzene sokmakta zorluk çektiğiniz hayatınızın kontrolünü elinize alabilmeniz için
hangi yönde çalışıp çabalamanız gerektiğini
size gösterir. Para biriktirmekte zorlanmanızın, kendinize ve sevdiklerinize zaman ayıramamanızın, hedeflerinize ulaşamamanızın
altında yatan nedenleri ve bunları tersine çevirmenin yollarını keşfedeceğiniz yolculuğa
sizinle beraber çıkar. Bu içsel yolculuğunuzda
kendinize bir ayna tutar, yeni bir bakış açısı
ile kendinizle yüzleşir ve eksik noktaları tespit
ederek gelişim basamaklarında tırmanmaya
başlarsınız. Yaşam Koçu sizin yanınızdadır :
Size yol göstermek, bakış açınızı değiştirmek,
kendinizi, önceliklerimizi ve asıl amaçlarınızı
fark etmek, bu amaçları gerçekleştirmek için
uygun koşulları sağlamanız için sizi teşvik
etmek ve bazen de zorlamak için…
“Coach” (Koç), İngiltere’de 1500’lerde,
insanları bir yerden diğer bir yere taşımak
için kullanılan aracın adı olarak ortaya çıkmış.
Macaristan’ın Kocs (okunuşu “koç”) şeh-
rinde yapılan araçların “bir yerden bir yere
ulaştırma” işlevinden hareketle, 1850’lerde
İngiliz üniversitelerinde öğrencileri sınava
hazırlayan özel öğretmenlere verilen bu isim,
kısa süre içinde spor takımlarının çalıştırıcılarınca da benimsenmiş. 1960’larda kurum içi
lider gelişimleri için danışman koçlar ortaya
çıkmış. Günümüzde ise hayatın her alanında
koçlara rastlamak mümkün.
Potansiyelini fark ederek bunu kullanmak, yaşamını daha iyiye doğru düzeltip
hedeflerine ulaşmak isteyen kişilerin tercihi
olan yaşam koçları, danışanlarına şu şekilde
destek olur:
-
Kendisini tanımasını, gerçek tutku, yetenek, değer, öncelik ve hedefleri ile kendi
kendine kendi önüne koyduğu engelleri
görmesini sağlayarak bir “farkındalık”
yaratır.
-
Belirlenen hedeflere daha hızlı bir şekilde, karşısına çıkan fırsatları en iyi şekilde
değerlendirerek ilerlemesini sağlar.
-
Yaratıcı düşünme yollarını gösterir,
böylece karşılaştığı her probleme çözüm
üretebilirken, her problemle yeni bir bakış açısı ve düşünce biçimi geliştirmesini
sağlar.
-
Kişinin bu alışverişi “sürekli öğrenme”
zemininde ele alması için ona “balık
vermez, balık tutmayı öğretir”. Böylece
koç-danışan ilişkisi sona erdikten sonra
dahi, kişi sahip olduğu bakış açısı ile
ilerlemeye devam eder.
-
Başta belirlenen hedeflere ulaşılması
için yol gösterir, gelecekteki başarılarına
odaklanmasını ve bu doğrultuda motive olmasını sağlar. Bunun için uygun
koşulları oluşturma yolunda kendisini
geliştirmesi için destek olur.
Başarıya ulaşan bir yaşam koçluğu çalışması sonucunda kişinin daha iyi hedefler
belirleyerek bunlara çok daha kolaylıkla
ulaşabildiği, stresi azaltarak hayattan daha
fazla zevk alabildiği, profesyonel ve kişisel
anlamda öne çıkarak kendini daha iyi ifade
edebildiği, daha sağlıklı ve mutlu olduğu
gözlemlenmiştir.
Ancak yaşam koçunun başarıya ulaşabilmesi için olmazsa olmaz iki şartın olduğu
da asla unutulmamalıdır : Değişime istekli
olmak ve kendini öğrenmeye hazır olmak.
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır”
Yunus Emre
Eğitim Daire Başkanlığı tarafından
hazırlanmıştır
Kaynaklar :
www.wikipedia.org, “Coach”, “Coaching”
Talane Miedaner, “Yaşam Koçluğu”, Kuraldışı
Yayınevi
44
hobi
“Sualtı çok farklı bir dünya. Aslında spordan ve
hobiden de öte bir yaşam biçimi…”
Sualtının misafirleri
balıkadamlar
Mim. Z. Kürşad Öztek
Balıkadamlar Spor Kulübü Sualtı Sorumlusu
Kürşad Öztek ve eşi Seda Akçer Öztek
Öncelikle Balıkadamlar Spor Kulübü
Derneği’ne hoşgeldiniz. Balıkadamlar Spor
Kulübü Derneği’nin Sualtı sorumlusuyum.
Çocukluğumdan beri su sporlarına hep ilgi
duydum. Maskemi takıp, sualtını seyretmeye
ilk başladığımda 4 yaşındaymışım. Aletli dalışla
1996 yılında tanışma fırsatım oldu. O günden
beri de sualtı ve aletli dalış asıl mesleğim olan
eski eser restorasyonu ile birlikte bir tutku
olarak devam ediyor.
Kulübümüz 1954 yılında kurulmuş
Avrupa’nın ikinci sivil dalış okuludur. O günden
beri Kulübümüz aletli dalış eğitimleri ve sualtı
ile ilgili organizasyonları ile faaliyetlerine devam etmektedir. Kulübümüzde 1 yıldız, 2 yıldız
ve 3 yıldız dalıcı eğitimleri, 1 ve 2 yıldız dalıcı
eğitmeni eğitimleri verilmektedir. Yeni bröve
almış ve tecrübeli dalıcılar için de Türkiye’nin
çeşitli dalış noktalarına organizasyonlar
düzenlenmektedir. Kulübümüzde aletli dalışın
yanı sıra manopalet, sualtı rugby, renkronize
yüzme, serbest dalış, surf gibi spor takımlarımız
bulunmakta ve bu takımlarımız dünya çapında
başarılar elde etmektedirler.
Kulübümüzde aynı zamanda Türkiye’nin
ilk Sualtı Arama Kurtarması bulunmaktadır. Bu
ekip Sivil Savunma, Deniz Polisi, Sualtı Jandarma, İtfaiye gibi kuruluşların sualtı ekiplerinin
45
HOBİ
Eğitmen ve öğrenci derste
eğitimlerini vermekte ve ihtiyaç olduğunda
bu ekiplerle göreve gitmektedir.
Türkiye’nin ilk sualtı görüntüleme
yarışması 1993 yılında Kulübümüz tarafından gerçekleştirilmiş, 2000 yılından beri bu
yarışma yurt dışından katılımlarla da uluslararası bir organizasyon haline gelmiştir. Bu
sene 15’incisini gerçekleştireceğimiz Yaşayan
Marmara Sualtı Görüntüleme yarışması ve
Festivali’ne bütün sualtı severlerini davet
ediyorum.
Dalıcı, suüstünden bağımsız bir şekilde
kullandığı aletler sayesinde ağırlıksız bir
ortamda soluyabilen kişidir. Dalıcı olmak
isteyen arkadaşlar bu spora ya benim gibi bu
işi gerçekten çok merak ediyorlar, sualtının
güzelliklerini görmek, yaşamak, arkadaşları
ile paylaşmak istiyorlar ya da eşleri dalıcı
oldukları için başlıyorlar. Bizim de arkadaşlardan dalıcı olabilmeleri için istediğimiz iki şart
var. Birincisi sağlıklı olmaları, ikincisi de yüzme
bilmeleri. Bu iki koşulu sağlayabilen herkes
dalıcı olabilir.
Dalış bir çok kişi tarafından bir hobi olarak
görülse de müsabakası olmamasına rağmen
oldukça kondisyon gerektirir. Bu sebeple
aslında dalış için spor demek daha doğru.
Üstelik çevre bilincini ve sualtı canlılarını
korunması düşüncesini daha ilk günden aşılamaya başladığımız bir doğa sporu. Dalıcıların
unutmaması gereken en önemli şey bizlerin
sualtında misafir olduğu ve ev sahiplerini
rahatsız etmeden dalmamız gerekliliği.
Dalıcı olmak isteyen arkadaşların kafalarındaki ilk soru acaba ben bu işi yaparken
ne kadar para harcayacağım oluyor. Biz bu
işi uzun süre yapmak isteyen ve sık dalışlar
yapacak arkadaşlara kendi malzemelerini
almalarını tavsiye ediyoruz. Bu sebeple ilk
yatırımı biraz pahalı. Ama bakımları düzgün
yapıldığında malzemelerin evladiyelik olduğunu söyleyebilirim. Ben 1996 yılında aldığım
başının çaresine bakabilen, 30 metreye kadar
kendi seviyesinde bir dalıcı ile dalış yapabilen
kişidir. Bu sebeple bütün dalıcıların eğitimlerini tamamlayabilmeleri için en azından 2 yıldız
seviyesine gelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kulübümüzde bir devir teslim mekanizması çalışmaktadır. Yani bir ekip 1 yıldız
dalıcı olarak kursa başlar, diğer ileri derece
eğitimlerini beraber devam ettirir ve bir süre
sonra bakmışsınız ki aynı ekip eğitmen olmuş,
kulüp yönetiminde görev almış. Bu süre içinde öğrenciniz olarak dalış hayatına başlamış
kişiler yakın arkadaşlarınız olmuş, beraber
sayısız dalış yapmışsınız, eğitimler almışsınız,
hatta sizin eğitmeniniz haline gelmiş. Bu çok
gurur verici.
Son zamanlarda dalıcılara, sualtında
dolaşmak, canlıları seyretmek de yetmiyor.
Bir çok dalıcı bu canlıları dalıcı olmayanlarla
da paylaşmak istiyor. Bu sebeple sualtında
fotoğraf ve video çekmeye başlıyorlar. Kulübümüzde de bu konuda önce temel fotoğraf
ve video eğitimleri veriliyor, sonra da bu
eğitim sualtına taşınıyor. Şu an kulübümüzde
yeni kurmuş olduğumuz sualtı görüntüleme
takımı da bulunmaktadır.
Bütün doğa sporlarında olduğu gibi
dalışta da paylaşım çok önemli ve kaçınılmaz. Kursun 3 hafta sonrasında gruba
dışından baktığınızda birbirini tanıyan 14-60
yaş arasında, değişik meslek guruplarından
insanları görürsünüz. 70 yaşındaki profesörün
14 yaşındaki öğrenci arkadaşı ile gerektiğinde
aynı sualtı ortamını paylaşacak olması garip
bir duygu alışverişi.
Eğer siz de hayatınızı değiştirmek,
monotonluktan kurtulmak ve yaşamak
için bir sebep daha bulmak istiyorsanız; sizi
Balıkadamlar Spor Kulübü’ne davet ediyorum.
Sualtının güzellikleri sadece televizyonda
izlediğiniz programlarda kalmaktan kurtulsun,
bunu hep birlikte paylaşalım. l
malzemelerin tamamını hâlâ kullanıyorum.
Bazı arkadaşlar da var ki, ben senede 1-2
kez tatile gittiğimde dalış yapacağım diyor.
Bu arkadaşlar da malzemeleri gittikleri dalış
merkezinden kiralıyorlar.
Sualtında dengede durabilmek, soluyabilmek ve görebilmek için bazı malzemeler
kullanıyoruz . Bu malzemelerin başında ABC
dediğimiz maske, palet ve snorkel geliyor.
Ama asıl dalış sporunun yapılması için gerekli
olan tüp, denge yeleği ve regülatör dediğimiz
aletlerin nasıl kullanılacağının öğrenilmesi
gerekiyor.
Bir çok belgeselde duymuşsunuzdur “dalıcının tüpündeki oksijen” diye. Bilinenin aksine
dalış tüplerinde asla oksijen olmaz. Sualtında
komresöz vasıtası ile tüpün içine 200 kat
sıkıştırılarak yerleştirilmiş, neminden arındırılmış normal hava soluyoruz. Regülatör de bu
200 kat sıkıştırılmış havayı, sualtında ortam
basıncında solumamızı sağlıyor. Sualtında
dengemizi sağlamak ve nötr seviyede durabilmek için de (BC) denge yeleği dediğimiz
aleti kullanıyoruz. Bu malzemelerin yanında
Balıkadamlar Spor Kulübü
kullandığımız dalış saati, bilgisayarı, bıçak, elTel : 0216. 355 56 28 www.bsk.org.tr
bise, patikler, ağırlık kemeri ve ağırlıklar, fener
vs. gibi malzemelerimiz var.
Aletli dalışı ben daha çok
araba kullanmaya ve trafik kurallarına benzetiyorum. Dalışta da
aynı şey var. Kurallar çok açık ve
kesinlikle uyulması gerekiyor.
Dalıcı adayları 3 haftalık
kurstan sonra 1 yıldız dalıcı
oluyorlar. 1 yıldız dalıcı derinlik
sınırı 18 metre olan bir eğitmen
veya 3 yıldız dalıcı eşliğinde
dalabilen kişi demektir. 1 yıldız
dalıcı brövesini aldıktan sonra
20 deniz dalışı yaparak 2 yıldız
dalıcı olmaya hak kazanır. 2
Fotoğraf: Kürşad Öztek
yıldız dalıcı artık sualtında kendi
46
sağlık
Yaz mevsiminde görülen salgın hastalık:
NOROVİRÜS
Dr. Mehmet İskenderoğlu
Genel Yönetim Hizmetleri Daire Başkanlığı
İstanbul Sağlık Ünitesi
Y
az aylarında sıklıkla görülen
hastalığın etkeni olan “Norovirus”
aslında daha önceden bilinen
ve tanınan bir virüstür. Daha
önceden bu virüse “norwalk like virus”
adı verilmekteydi. Bu virüs insanlarda,
sindirim sistemini (mide ve bağırsaklar)
tutan, bulantı, kusma, ishal, ateş ve baş
ağrısı şikayetlerine yol açan bir enfeksiyon
hastalığına sebep olmaktadır.
Belirtiler: Norovirüs’ü alan kişilerde 2448 saat sonra; şiddetli bulantı, kusma, ishal,
kimi zaman baş ağrısı ve ateş gibi belirtiler
meydana gelmektedir. Hastalık 2-3 gün
içerisinde kendiliğinden geçmekle birlikte
özellikle küçük çocuklarda, yaşlılarda,
düşkünlerde ve vücut direncinin düşük
olduğu; kalp hastalığı, akciğer hastalığı,
şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı gibi
hastalıkları bulunanlarda şiddetli seyredebilmektedir.
Hastalık sağlıklı bireylerde özel bir
tedavi gerektirmemekle birlikte, kaybedilen sıvı ve tuzun ağız yoluyla alınmasıyla
kendiliğinden iyileşme olmaktadır. Ancak
yukarıda belirtilen, hastalığı ağır seyredenlerde hastanede yatarak destek tedavisi
uygulanması gerekli olabilmektedir. Hastalık, sağlıklı insanlara, etkenin ağız yoluyla
alınması sonucunda bulaşmaktadır. Daha
çok gıda hazırlayıcıları ve sunucularından
(restoran, cafe, tabldot yemekhaneleri,
oteller, hastaneler v.b. mutfak ve yemekhanelerinde çalışanlar) yayılmakta ve bu
yerlerde kontamine yiyecek ve içecekleri
yiyen, içen insanlara bulaşma olmaktadır.
Bundan başka, hasta olan insanlardan,
onların çıkartıları ile temas eden hastalara
da bulaşma olabilmektedir.
Deniz ürünlerinin yenmesi ile de
salgınlar meydana geldiği bilinmektedir.
Etken virüs soğukta canlılığını koruduğundan, dondurulmuş besinlerden kaynaklanan salgınlar da bilinmektedir. Lağım
suları ile kirlenme ihtimali olan çiğ sebze
ve salata malzemelerinin çok iyi yıkanması
ve bunlardan arta kalan çöplerin ortada
bırakılmayıp, hemen çöpe atılması gerekmektedir. Çok az miktarda virüs
alınması, hastalık oluşumu için
yeterli olduğu için hastalık, hızla
yayılma ve salgın oluşturma
eğilimi göstermektedir.
Hastalıktan korunmada en
etkili yol yemek yemeden önce
ve sonra el yıkamaktır!!!!
Özellikle gıda hazırlayan ve
sunanların tuvaletten çıktıklarında mutlaka ellerini yıkamaları, sık sık banyo yapmaları,
kısacası kişisel hijyen kurallarına
riayet etmeleri büyük önem taşımaktadır. Hastaların kullandığı çamaşır, masa
örtüsü ve benzeri tekstil ürünlerinin ise
yüksek sıcaklıkta yıkanması gerekmektedir.
Bundan başka hasta olanların uygun süre
(norovirüs enfeksiyonu tanısı konulan
gıda hazırlayıcı ve sunucularında iki hafta)
işlerine ara vermeleri, diğer bireylerin ise
hastalık süresince evde istirahat etmeleri
uygun olmaktadır.
Bir kişi bu hastalığa birden çok kez
yakalanabilir, çünkü virüsün farklı serolojik tipleri (farklı antijen yapısına sahip
tipler) bulunmakta ve bunlardan birisi ile
hastalanan kişilerde, o tipe karşı oluşan
antikorlar, diğer tiplere karşı koruyuculuk
sağlamamaktadır. Etken virüsün bu özelliği
nedeniyle bir koruyucu aşısı da geliştirilememiştir. l
47
AVUÇİÇİ
HANDYCAM
KAMERA
Sony’nin yeni Handycam’i, şu an
için dünyanın en küçük boyuttaki Full
HD dijital kamerası. 5.1 kanal surround
ses ve 1080x1920 Full HD görüntü
kalitesinde videolar kaydetmek artık
hiç zor değil. Sony HDR-TG3E aynı
zamanda Bravia TV’lere uyumlu
ve TV’nin uzaktan kumandasıyla
çalışabiliyor.
Ayrıca Memory
Stick PRO
Duo karta
kayıt yapıyor.
16 GB’lık
karta, 1 saat
55 dakika’lık
HD çekilmiş
bir video
sığdırabilirsiniz.
teknoloji
CİSCO TELEPRESENCE
KİŞİSEL OFİSLERDE
Cisco TelePresence System 500, yenilikçi TelePresence teknolojisini kişisel
ofislere taşıyor. Bu model, çalışanların ofislerindeki masalarından kalkmadan
geniş grup toplantılarına katılmalarına ve uzak mesafedeki veya farklı ofislerdeki
kişilerle yüzyüze görüşme yapabilmelerine imkân tanıyor.
Cisco TelePresence System 3200 ise katılımcıların büyük çoğunluğunun
bir lokasyonda olduğu geniş grupların karşılıklı olarak toplantı yapmaları veya
eğitmenin farklı, sınıfın farklı ortamlarda olduğu eğitimler için ideal bir çözüm.
MiniC G100 LAPTOP
EL FENERLERİNİN SULTANI: GATLIGHT
El feneri üretcisi Lumencraft, Gatlight adını verdiği markasını
uzay mühendisleri ile geliştirdi. Kullanılan LED (Luxeon ve
Seoul Semiconductor) ve Hyper Prismatic Reflector
elemanlarıyla fenerin çıkış gücü 240+ Lumen
değerine kadar ulaştırılmış. ~9 cm
uzunluğundaki fener, azami kuvette
ışık verirken 40 dakika, asgari kuvvette
çalışırken 240 saat pil ömrü sağlıyor.
Fenerin satış fiyatı 400 dolar.
Cep telefonu ışınlarına
X-SHİELD
Cep telefonların yaydığı radyasyonun yan
etkilerinden müşterilerini korumak isteyen
Altınyıldız, hazırladığı ceketlere özel bir teladan
yapılmış telefon cepleri ekliyor. Özel cepli
ceketlerde 'Elektromanyetik radyasyondan
korur' etiketi yer alıyor. Alman markası Kufner
tarafından üretilen, Kufner bilim adamlarından
Dr. Shild’ın icadı olan X-Shield isimli bu telanın,
cep telefonu ile benzeri cihazların yaydığı
elektromanyetik radrasyonu yüzde 99.9999
oranında engellediği ispatlanmış.
Crea, küçük fakat yetenekli MiniC
serisi ile dizüstü bilgisayar dünyasına
farklı bir bakış getiriyor. Intel'in ultra
mobil cihazlar için geliştirdiği atom
mobil işlemcilere sahip olan MiniC ile
enerji tüketimi 4W-8W olacak. 6 saate
varan pil ömrü ile kullanıcılara neredeyse tüm gün boyu kullanım imkânı
tanınıyor.
MiniC’in 80 GB notebook diski
seçeneği veya uzun pil ömrü, dayanıklılık ve hız isteyenler için 16 GB'a
kadar Flash veya Solid State Disk (SSD)
seçeneği de mevcut.
MiniC'i rakiplerinden ayıran en
önemli özelliği ise kullanıcılara zengin
bağlantı seçenekleri sunarak sürekli
olarak online kalmalarına imkân
tanımak.
48
renkler
ve mevsimler
"Ketenin
dayanılmaz hafifliği"
K
enevir, yani keten kumaşının
hammaddesi, insanlık
tarihinin en eski bitkisel
hammadde kaynaklarından,
en önemli keşiflerinden biri…
Geçmişte sadece Romalıların
ve Mısırlıların kullandığı keteni,
günümüzde özellikle yaz
aylarında farklı ülkelerden, farklı
coğrafyalardan insanların üzerinde
görebiliyoruz. Keten kumaşı
bu anlamda evrenselleşti. Tüm
dünyada rahatlığın ve şıklığın
ortak adı oldu. Özellikle daha
rahat tercih yapma şansımızın
olduğu hafta sonlarında içimizdeki
coşkunluğu, sıcak ve çekici
görünümler biçiminde dışarıya
yansıtmak istiyorsak, yüzümüzü
ketene dönelim. Çünkü moda
saatlerimiz, bize keten giymenin
dayanılmaz hafifliğini gösteriyor…
49
RENKLER VE MEVSİMLER
Y
az sıcaklarında, keten gibi doğal
hammaddelerden yapılan kıyafetler tercih edilmesinin en büyük
sebeplerinden biri hiç kuşkusuz
bu kumaşların rahatlığı. Vücuda nefes aldıran keten giysiler sıcak yaz günlerini rahat
ve serin geçirmenizi sağlarken şıklıktan
taviz vermek istemeyenlere birbirinden
şık ve farklı seçenekler ile göz kırpıyor. Bu
kadar modern çizgilere sahip, bu kadar
rahat, bu kadar özgün olan ketenin yaz
sıcaklarına meydan okuyan, gülümseyen
yüzünü görmemek mümkün mü?
Ketenin fazlasıyla yer aldığı 2008
yaz koleksiyonlarında, klasik ve modern
çizgiler; farklı dikiş tekniklerinden, doğal
görünümlü iplik çeşitliliğine uzanan detayları ile kişiye bir yandan yeninin olanaklarını sunarken diğer yandan da ferahlık
duygusunu yaşatıyor. Yoğun iş ve yaşam
temposuna rağmen, moda ve estetik
kavramlarından vazgeçmeyenlere bu aşırı
yaz sıcaklarında kendilerini her an ferah
tutacak keten kıyafetlerden de vazgeçmemelerini öneriyoruz…
Farklı stillerde yapılan, ketenden tasarlanmış yaz koleksiyonlarında daha çok bej,
beyaz, pudra, mavi, ekru, yeşil, pembe ve
oranj tonlarındaki renkler hakim. Keten giy-
si alırken, bedeninizi sıkı sıkıya
saran modellerden daha çok,
üstünüzden akar gibi duran
“ zengin görünümlü” bolluğa
sahip kıyafetleri tercih etmeniz,
zarafetiniz için en doğru seçim
olur. Çok ince dokulu keten kumaşların kullanımı biraz zordur.
Çünkü bedeninizdeki fazlalıkları
ortaya çıkarır. Bu nedenle rahat
bir şekilde inen, çok ince olmayan keten giysileri kullanmayı
şıklığınız için öncelikleriniz
arasına alın.
Keten pantolon kesimleri
çok önemlidir. Her ne kadar
moda olursa olsun, modeli bol
olan keten pantolonları şıklığınız için tercih etmeyin. Bu tip
pantolonlar sizi olduğunuzdan
daha şişman ve kısa gösterir.
Bol pilili ya da büzgülü
pantolonların yerine
pilisiz, bol paçalı
pantolonları
tercih edebilirsiniz. Beli
ayarlanabilir
pantolonlar
ise hem
spor hem
de klasik
kullanıma
uyarlanabilir. Keten
giysilerde oldukça
zarif duran ve zamana
meydan okuyan bir stil
de safaridir. Her daim
trenddir safari modelleri. Özellikle ceketetek, ceket-pantolon
ve ceket-bermuda
ikilileri çok kullanışlıdır.
Çok renkli giyinmeyi sevenlerdenseniz
farklı renklere sahip
aksesuarlar ile keten
giysilerinizi birleştirerek
özgün bir tarz oluşturabilir, enerjik ve sempatik bir
görüntüye sahip olabilirsiniz. Sade çizgilerden
oluşmuş safari tipi bol cepli
ketenlerinizi ya da etnik
desenli giysilerinizi ahşap
görünümlü takılar ile hareketlendirebilirsiniz. Tüm keten giysilerinize yakışacak yine
doğal materyallerden üretilmiş uzun
ve geniş fularlar ise şıklığınızı tamamlayabilir. Denizci rengi olan beyaz, maun
ve kırmızı keten giysiler tek renk ya da çizgili pantolonlar, bol üstler, rahat kesimlere
sahip ceketler ile birleştirebilirsiniz.
Yalnızca şık değil, aynı zamanda ferah ve
rahat da olmak istiyorsanız, alacağınız keten
giysilerin sentetik karışımlı, sahte keten
olmamasına özen gösterin.
50
RENKLER VE MEVSİMLER
Gözlükler,
yüzün aynası
Baharı geride bırakıp yazın kavuGüneş gözlükleri
rucu günlerinde, güneşin sıcaklığını
iyiden iyiye yüzümüzde hissettiğimiz şu
kişinin şık ve zarif
zamanlarda eski gözlüklerimizi kutulagörünmesinin yanı
rından çıkarmadan önce, 2008’in güneş
sıra modern insanın
gözlüklerine şöyle bir göz atalım.
Güneş gözlüğünde kemik ve büyük
da vazgeçilmez
çerçevelerin ağırlığını hissettirdiği bu
ihtiyaçlarından biri
yaz sezonunda, özellikle 70’lerin gözlük
haline geldi… Modern
stillerinin bugüne taşındığını görüyoinsan, çalışırken faklı,
ruz. 2008’de yüzü tamamen kaplayan,
büyük çerçeveli, yuvarlak hatlı gözlükler
hafta sonlarında farklı,
moda. Gözlük çerçeveleriyle sapların
tatillerde farklı güneş
birleşme noktalarında bol bol parlayan
gözlükleri kullanıyor
taşların olduğu tasarımlar, geçtiğimiz
yıl olduğu gibi bu yıl da trend olmaya
artık...
devam ediyor. Siyah ve kahverengi
gözlükler, pastel renkler, beyaz ve altın
renginin tonları bu yılın güneş gözlüğünde öne çıkan renkler… Bunların yanı sıra kemik ve kırmızı modeller
ve turkuaz renkli gözlükler de bu yılın favorileri arasında.
Unutmayalım ki, iyi seçilmiş
bir gözlük yüzün güzelliğini ortaya
çıkarır. Üstelik elbisenin de önemli
bir aksesuarı haline gelir. Gözlük
seçiminin, kullanan kişinin yaşadığı coğrafyasına da uygun olması
gerekir. Çünkü çene, burun ve yüz
yapısı coğrafyaya göre değişiklik
gösterir. Gözlük alırken göz rengine,
ten rengine uyum sağlayan gözlükler tercih edilmeli. Eğer oval bir
yüzünüz varsa çok şanslı sayılırsınız,
çünkü oval yüz için hemen hemen
her güneş gözlüğü uygundur.
Yüzünüz yuvarlak ise köşeli bir
güneş gözlüğü tercih edebilirsiniz.
Kare yüz şekline sahip iseniz; oval ve kedigözü modelleri gibi kıvrımlı
çerçeveler, yüzünüzü yumuşatmaya yarar. Hemen belirtmekte fayda
var; koyu renk gözlükler kişiyi, yani
yüzü ön plana çıkarırken, açık ve
iddialı renklerde, gözlük daha çok
ön plana çıkar.
Kadınların yüzde 65’i, erkeklerin yüzde 35’inin bu aksesuarı
kullandığı günümüzde, güneş
gözlüğünün yaş ilerledikçe daha
da belirginleşen göz kenarlarındaki kırışıklıkları önleyen önemli
bir koruyucu olduğu henüz geniş
kesimler tarafından bilinmiyor.
RENKLER VE MEVSİMLER
Yaz Makyajı
by
Corci'den
Makyaj
Önerileri
İşte size Yaz Kadınının makyajı:
l Yaz ayları boyunca, hafif bir
makyaj uygulaması taze
görünümünüzü korumanıza
yardımcı olacaktır. Başlamadan
önce, gözaltlarınıza göz
kremini parmaklarınızın ucuyla
uygulamalısınız.
l Kaşlarınızı uygun tonda göz
farıyla doldurarak başlayın.
Bu işlemden sonra kaşlarınızı
kaş şekillendiricisiyle düzeltin.
Daha sonra göz bölgesine kaş
çizgisinden kirpik dibine kadar
kemik rengi gölge uygulayın.
l Göz kapağına far fırçasıyla far
uygulayarak devam edin. Alt kirpik
çizginizi belirginleştirmek için
eyeliner fırçasıyla koyu far sürün.
l Bundan sonra granit veya
siyah renk eyeliner ile üst göz
kapağınızın hattını ince eyeliner
fırçasıyla belirginleştirin. Ve son
adım: Kirpiklerinize iki kat rimel
sürün.
l Dudaklarınızı boyarken
sadece görüntünüze değil,
aynı zamanda dudaklarınızın
ihtiyaçlarına da kulak verin.
Kullanacağınız dudak
boyasının rengi olduğu kadar
dudaklarınızın beslemesini,
nemlenmesini ve korunmasını
da sağlayacak ürünler seçin.
Bunun için SPF bazlı, yani
koruma faktörü içeren rujlar
seçmeniz daha sağlıklı olur.
Yeni sezondaki ayakkabıların topukları “ben buradayım benim güzelliğimi görün” diye
konuşuyor. Çok farklı dizaynlarla karşımıza çıkan ayakkabıların özellikle topukları sanki
bir sanat eseri gibi tasarlanmış. Hâlâ annelerinin ayakkabı modellerini tercih edenlerin, o
eski topuklu ayakkabıları bulmak için oldukça dolaşmaları gerekecek…
Bu ayakkabılar “konuşuyor”
Geçmiş zamanlarda sadece ihtiyaç için giyilen ayakkabılar artık
moda sektörünün önemli alanlarından biri. Her tarza hitap eden ayakkabıların tanıtımları “ayakkabı defileleriyle” gerçekleştiriliyor. Ayakkabı
bu açıdan Türkiye’de geç keşfedilen ama hızlı yol
kateden bir moda alanı…
İnsanlar yıllar boyunca siyah ve
kahverengi renk ayakkabıların dışında
bir ayakkabı giymediler. Bu renklere
sıkışmış ayakkabı sektörü nihayet
kabuğundan çıktı. Hem kadın hem
erkek ayakkabısı artık modayla ilişki
kurularak tercih ediliyor. Giysilerde
trend neyse ayakkabıda da o…
Kişinin duruşunu, yürüyüşünü,
görünüşünü en çok etkileyen ürün olan
ayakkabılar her sezon farklı tasarımlar ve
canlı renklerle karşımıza çıkıyor.
Topuklu ya da topuksuz, spor ya da klasik ayakkabılar, ayak sağlığınızı korumak kadar duruşumuzu, imajımızı tazelememizde de etkili oluyor.
Rugan ayakkabı ve çantalar geçen sezon hayatımıza girdi ve bu sezon da çok moda. Egzotik
modeller ve canlı renklerin hakim olduğu yaz
trendinde güneş sarısı, turkuaz mavi, elektrik mavi,
portakal rengi, menekşe
moru, fuşya pembe, kan
kırmızı gibi canlı renkler
yer alıyor. Rengarenk, çeşit
çeşit babetler, yüksek ökçeli
stilettolar ve sandaletler, dolgu
topuklu ve platformlu modeller
göz dolduruyor.
51
52
kültür durağı
ETKİNLİK
FİLM
KISA KISA
Kocaeli Kültür ve Eğlence Fuarı
Ben X
Kocaeli Kültür ve
Eğlence Fuarı, 42.
kez kapılarını açtı.
Demet Akalın
konseri ile açılışı
yapılan fuar, 3 ay
boyunca Kocaeli’nin eğlence merkezi haline
gelecek. Fuar 5 Ekim Pazar gününe kadar açık
kalacak. Yer: İzmit, 6 Haziran - 5 Ekim 2008
Gösterim Tarihi: 25 Temmuz 2008
l Bütün dünyada 30
milyondan fazla seyirci
tarafından izlenen Mamma Mia Müzikali, BKM ve
İKSV’nin organizasyonu
ile 7-12 Ekim tarihlerinde
İstanbul’a geliyor.
Tarih: 7-12 Ekim 2008
Geleceğin Yayın Dünyası Bilkent’te
Tartışılacak
Bilkent Üniversitesi
İletişim ve Tasarım
Bölümü, 10-11
Ekim 2008 tarihlerinde, uluslararası
alanda önemli
ağırlığa sahip
Video Vortex Konferansı’nın üçüncüsüne ev
sahipliği yapacak. Geleceğin iletişim dünyasını
belirleyecek “online video” konusunun ele alındığı Video Vortex konferanslarından ilki Brüksel’de,
ikincisi ise Amsterdam’da gerçekleştirilmişti.
Yer: Bilkent Üniversitesi, Ankara, 10-11 Ekim 2008
Forum Meandros ‘08
“Uygarlıklar Deltası
Meandros”u tanıtmak için Didim,
Söke, Güllübahçe,
Gelebeç, Akköy,
Milet, Priene, Magnesia, Herakleia
ve Bafa Gölü’nü
kapsayacak şekilde bir ay sürecek etkinlikler Forum Meandros
başlığı altında gerçekleşecek. Forum Meandros,
Uygarlıklar Deltası I. Tarih ve Sanat Buluşması 27
Temmuz 2008’e kadar sürecek.
Yer: Yoran (Eski Köy) / Didim
Mersin Yenice’de Ödüllü Şiir yarışması
1–2 Eylül 2008 tarihlerinde düzenlenecek olan
Yenice 5. Barış ve Kültür Festivali etkinlikleri
kapsamında “ Hece ve Serbest Vezin “ dallarında
ödüllü, 4. ulusal şiir yarışması düzenlenmiştir.
Son Katılım: 15 Ağustos 2008
Ben kimseye benzemez.
Kendine has bir dünyası, o dünyayı kaplayan
ArchLord adlı bir internet
oyunu ve o oyunda saygı
duyulan çok güçlü bir
karakteri vardır. Oyunda
edindiği tecrübeleri
gerçek hayata aktarma
hayali kurar. Ama gerçek
dünyada okul, her gün
karşılaştığı zorbalıklarla
cehennem gibidir.
Smart People
Gösterim Tarihi: 25 Temmuz 2008
Profesör Lawrence, başarılı
birisidir ama aşk ve aile
gibi konularda, kişisel
problemlerinin çözümünde çaresiz kalmaktadır.
Özlemini çektiği tutkuyu
hiçbir şeyde bulamayan Lawrence, orta yaş
krizinin eşiğindedir. Ancak
üvey kardeşinin aniden
çıkıp gelişiyle, eski öğrencisi Janet ile yıllar sonra
tesadüfen yeniden karşılaşması aynı günlere denk
gelince, Wetherhold ailesi büyük bir değişim yaşar.
Kara Şövalye
Gösterim Tarihi: 25 Temmuz 2008
Batman, Teğmen Jim Gordon
ve Bölge Savcısı Harvey
Dent’in yardımlarıyla, şehir sokaklarını sarmış olan
suç örgütlerinden geriye
kalanları temizlemeye
girişir. Bu ortaklığın etkili
olduğu açıktır, ama ekip
kısa süre sonra kendilerini, Joker olarak bilinen ve
Gotham şehri sakinlerini
daha önce de dehşete
boğmuş olan suç dehasının yarattığı karmaşanın
ortasında bulurlar.
l İzmir Kültür Sanat ve
Eğitim Vakfı’nın (İKSEV)
düzenlediği ‘Dr. Nejat F.
Eczacıbaşı Ulusal Beste
Yarışması’na başvurular
başladı. İKSEV’in kurucu
başkanı Dr. Nejat F. Eczacıbaşı anısına iki yılda bir
gerçekleştiren Ulusal Beste Yarışması’na 50 yaşını
aşmamış tüm vatandaşlar
katılabilecek.
Tarih: 26 Eylül 2008
l Ekrem Yalçındağ’ın
duvar resminden oluşan
‘Camouflage’ sergisi VKV
Amerikan Hastanesi Sanat
Galerisi’nde 25 Haziran
- 20 Eylül 2008 tarihleri
arasında gezilebilecek.
l Ankara, Keçiören’de Açık
Hava Film Şenliği yapılacak. Şenlik, 4 Ağustos - 4
Eylül tarihleri arasında
gerçekleşecek.
l Plato Film Okulu yaz
döneminde de yeni yıldız
adayları yetiştirmeye
devam ediyor. 28 Haziran
- 31 Ağustos tarihleri
arasında gerçekleşecek
olan ‘Oyunculuk Atölyesi’
toplam 120 saatlik bir
ders programı ile öncelikli olarak sinema-dizi ve
reklam oyunculuğuna
yönelik bir eğitim vermeyi
amaçlıyor.
53
KÜLTÜR DURAĞI
KİTAP
MÜZİK
SERGİ
Çünkü Zordur Sevgi
Çok Sevdim İkimizi
Rainer Maria Rilke, Cem Yayınevi
Cem Yayınevi, Rilke’nin düzyazı
eserlerini Kâmuran Şipal’ın
çevirileriyle Türkçeye
kazandırıyor. Kâmuran
Şipal, daha önce Rilke’nin
öyküleri, mektupları ve
denemelerini Türkçeye
çevirmişti. Bu kez Rilke’nin
özdeyişleri, gözlemleri
ve seçme düşüncelerini
bize sunuyor. Rilke’nin zengin iç dünyasını
anlamak ve günümüz için sunduğu olanakları
değerlendirmek için kaçırılmaması gereken
bir kitap.
Ferhat Göçer
Dali Sergisi 19 Eylül’de
İstanbul’da
Müzik dünyasının
aşk, hüzün ve
romantik şarkılarının yorumcusu
Ferhat Göçer’in,
yeni albümü olan
“Çok Sevdim
İkimizi” de
Sezen Aksu imzalı dört şarkı var. Ozan
Doğulu’nun düzenlemelerini yaptığı
albümde Sinan Akçıl, Aslı Zen Yentur,
Bülent Özdemir ve Ferhat Göçer imzalı
şarkılar da var. Göçer, “Doymadım Sana”
adlı şarkıda da Türk Sanat Müziği’nin
dev ismi Emel Sayın ile yaptığı düet ile
karşımıza çıkacak.
Joan Miró Pera Müzesi’nde
Yan Etkiler
Woody Allen, Siren Yayınları
Çağımızın ünlü sinema
ustası, unutulmaz
komedyen, kült filmlerin
akıllara kazınmış başrol
oyuncusu ve kitapları
dünyanın her yerinde
büyük ilgi gören
yazar Woody Allen,
uzun bir aradan sonra
Türkiye’deki okurlarıyla
buluşuyor. Felsefeden siyasete, sanattan
gündelik hayatın absürt detaylarına uzanan
bir yelpazede, zamanımızın bu önemli figürü
Woody Allen, eğlenceli ve entelektüel bir
klasikle, Yan Etkiler’le karşınızda.
Kim Bu Çılgın Türkler
Ali Nahit Babaoğlu, Okuyan Us Yayın
Psikiyatrist Ali Nahit
Babaoğlu, uzun yıllar
içinde, gerek yurtiçinde
gerekse yurtdışında
edindiği gözlemlerden
yola çıkarak, Türklerin
kimlik özelliklerini
inceliyor. Kültürümüzü
oluşturan etmenlerden
aile yapımıza, dinle
ilişkilerimizden
demokrasi anlayışımıza
kadar birçok alanı konu edinen yazar, bir
psikiyatristin bakış açısıyla, sahip olduğumuz
özelliklerin nereden geldiği, zaman içinde
nasıl değiştiğini ve başka milletlerle
aramızdaki farkları yorumluyor.
Zaman Beklemez
Pinhani
2006'nın Nisan
ayında yayınlanan ilk albümü
"İnandığın
Masallar"la müzik
dünyasında
kendine önemli
bir yer edinen
Pinhâni, yeni
albümü "Zaman Beklemez"le dinleyicisiyle yeniden buluştu. Pinhani, 2007'nin yaz
aylarında yayınlanmaya başlayan "Kavak
Yelleri" dizisinin müziklerini yapmasıyla
birlikte tüm Türkiye'nin tanıdığı bir grup
haline gelmişti.
Düşünce
Özgür Çevik
Akademi Türkiye
yarışmasıyla tanınan ve "Yabancı
Damat" dizisinde
ki Niko rolüyle
ünlenen Özgür
Çevik, ilk solo albümünü tamamladı. Stardium
Müzik etiketiyle müzik marketlerde yerini
alan "Düşünce" isimli albümünde söz ve
müziği Özgür Çevik'e ait 9 şarkı, ayrıca
Fikret Kızılok'a ait "Farketmeden" isimli
şarkı yer alıyor...
Dali’nin resimleri,
19 Eylül’den
itibaren Sakıp Sabancı
Müzesi’nde
sergilenecek.
Sabancı
Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi
(SSM), İspanyol ressamının yağlı
boya tabloları, çizimleri ve grafiklerinden oluşan yaklaşık 270 eserin
yanı sıra el yazmaları, fotoğraflar
ve çeşitli belgelere de ev sahipliği
yapacak. Sergi, 19 Eylül ile 19 Ocak
tarihleri arasında gerçekleşecek.
Pera Müzesi,
31 Ağustos
tarihine kadar, dünya
sanatının
büyük ismi,
İspanyol
sanatçı Joan Miró’nun (1893-1983)
rengarenk baskı, resim ve heykellerinden oluşan 120 eserini sergileyecek. Genel olarak canlı renkler,
çizgiler, daireler, çocuksu ve mizahi
bir anlatımı olan Miró’nun yapıtları;
evrenin ana elementleriyle -toprak,
ateş, su ve hava- sıkı sıkıya ilişkili.
Baş köşeyse kadına, ana-kadına,
besleyici kadına ayrılmış.
İğne Deliği Fotoğrafları
İstanbul Modern,
2500 yıllık
Camera Obscura ilkesine
dayalı iğne
deliği tekniğini kullanan
33 genç
fotoğrafçının çalışmalarını, “İğne
Deliği Fotoğrafları” sergisinde bir
araya getiriyor. Fotoğraf sanatının
tarihsel bir dönemini yeniden yaşatan 67 fotoğraftan oluşan sergi,
24 Ağustos 2008’e kadar İstanbul
Modern Fotoğraf Galerisi’nde yer
alacak.
54
kent rehberi
ATÖLYE
Camın Büyüsü
Atölye KA’nın tecrübeli hocaları ile yön
bulacaksınız. Vitray ve
cam sanatında Mozaik
ve Tiffany teknikleriyle
aydınlatma ve dekoratif ev eşyaları (kapı ve
pencere camları, ayna,
sehpa vs.) gibi artistik
obje çalışmaları ve cam takı üretimi
yapılmakta. Renkli camlar ile yapılan
takı tasarımlarında birden fazla teknik
ile çalışmak ve sürprizlerle dolu eserler
yaratmak mümkün. Atölye KA, güzel
sanatlara hazırlık ve resim alanında da
etkin.
Tel: 0216. 464 67 21 İstanbul Suadiye
www.atolyeka.net
Sanat Alanınız İçin
Bir sanat dalına mutlaka
yeteneğiniz
var. Kendinizi en iyi
şekilde ifade
edeceğiniz
sanat alanında size hizmet vermeye
hazır; Tiyatro, Drama, Diksiyon, Yazım,
Resim, Hobi , Müzik, Dans, Animasyon,
Satranç, Felsefe, Fotoğraf Atölyelerini
ve Yaz Sanat Atölyesini kendiniz ve
çocuklarınız için değerlendirebilirsiniz.
Telefon: 0224. 224 75 57 Bursa
www.ekimsanatatolyeleri.com
MEKÂN
Ankara'nın orta yerinde deniz
kokusu
Artık, Ankara’nın da
kendine has tasarımıyla,
her mevsimde, her çeşit
balık yiyebileceğiniz bir
balık restorantı var; Martı
Balık Evi… Kendine özgü
tasarımı dedik, çünkü restorantın giriş kapısından
itibaren bir deniz havası, bir
deniz kokusu gelir burnunuza. Bunu sağlayan orijinal bir şekilde hazırlanmış
dekorasyonudur. Kapının
girişinden çocukluğumuzun kahramanları
olan deniz korsanları karşılar sizi. Duvarları
boydan boya süsleyen resimde, coşkun bir
denizde yol alan tekne ve tepesinde uçan
martılar gidemediğiniz uzak diyarların özlemini duyurur içinizde...
Balık yemeye giderken çocukları nereye
bırakacağım diye kara kara düşünmenize
gerek yok.
Çünkü Martı
Balık Evi sadece
ebeveynleri
değil, çocuklara da hizmetin
en güzelini veriyor. Siz keyifle
lezzet diyarlarını dolaşırken,
Düşünce Atölyeleri
Başarı, mutluluk,
özgüven... Mutlu
çocuk, mutlu
birey, mutlu aile,
mutlu toplum...
3 yaşından 103
yaşına kadar bütün
çocuklara.... Sanatsal hobi çalışmaları,
motivasyon seminerleri, düşünce
atölyeleri…
Tel: 0312. 230 63 67 - 230 65 86
Ankara www.happykids.com.tr
Martı’dan:
çocuklarınız da kendilerine ayrılmış “Çocuk
Alanı”nında neşeli zamanlar geçirecekler.
Bir balık restoranından beklediğinizden
fazlasını bulabileceğiniz Martı, masanıza
getirdiği balığın tazeliği konusunda iddialı. Menüdeki, “Balıkçının Ağına Takılanlar”
bölümünde, hangi mevsim olursa olsun,
istediğiniz her balığı bulmanız mümkün.
Seçim yapmakta zorluk çekerseniz levreği
tatmanızı öneririz. Balıkların yanı
sıra çorbalar, soğuk başlangıçlar,
salatalar, sıcak başlangıçlar, kabuklu ürünler ve tatlılar yer alıyor.
Halkbanklılar’a buradan bir müjde
verelim; bu leziz menü çalışanlara
%15 indirimli. Çukurambar’da
bulunan Martı Balık Evi’nin
telefonu: (0312) 287 65 05
Kılıç Şiş
İri kılıçbalığı özenle temizlendikten
sonra, küçük dilimler şeklinde kesilir.
Bunun ardından taze fesleğen, taze
sarımsak, rozmeri, safran ve rendelenmiş
domatesten harmanlanmış sos hazırlanır
ve temizlenen balık, sos içinde bekletilir.
Sosun içinde bir süre bekleyen kılıç balığı
dilimleri şişe dizilir. Her dilim arasına taze
defne yaprağı, limon ve biber takılır;
ızgarada pişirilerek servis edilir.
55
eğlence
GÜNÜBİRLİK
Sudoku
KIYIKÖY
çözüm
Bizans dönemine
kadar uzanan
tarihi kalıntıları ve
harika kumsalları
ile günübirlik
geziler için ideal
bir yer Kıyıköy.
Trakya'nın Karadeniz sahilinde, Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı.
Yöre, İstanbul'a 164 km. uzaklıkta huzurlu bir tatil
beldesi. Kazandere yakınlarından başlayan ve
yaklaşık 2 saat süren yürüyüş yolu orman içinden
devam ediyor. Kalan zaman diliminde denize
girebilir veya nehirde sandalla gezebilirsiniz.
Arnika Turizm: 0212. 245 15 93
BEYPAZARI
3500 yıllık tarihi,
ünlü ahşap evleri,
el sanatları ve
saray tarzı
mutfağıyla en
önemli yerleşim
alanlarımızdan
biri. Özellikle
Ankaralılar için
ulaşımı çok kolay, huzur bulmak ve temiz hava
depolamak için ideal bir mekan. Hıdırlık tepesi,
Beypazarı Evleri, Müze, Halk Pazarı, Halkevi, ünlü
gümüş atölyeleri ve İnözü Vadisi size doyumsuz
bir gezi zevki yaşatacak. Beypazarı kurusu, güveci, dolması, baklavası, höşmerim tatlısı ve havuç
lokumu ise çok meşhur.
Tempo Tur: 0312. 428 20 96
GÖKOVA
Akyaka beldesi
Ege Bölgesi
içinde doğal
güzellikleri,
tarihsel kalıntıları, su altı
zenginlikleri
ile düzenli ve
sağlıklı yapılaşma göstermiş, hâlâ tüm doğal güzelliklerini korumuş ender yerlerden. Akyaka’nın
Gökova Körfezi tipik bir Akdeniz iklimine sahip.
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı.Yılda
yaklaşık 7 ay denize girilebilir. İğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanları ise çok yaygın.
Riva Tour: 0232. 441 73 00
Bunları biliyor musunuz?
l Legionella pnömonisi olarak
adlandırılan zatürre, klimalar yolu
ile bulaşmaktadır. Bu hastalıktan
korunmak için bakteri filtresi
kullanılmalıdır. 25 derecelik sıcaklık
en uygun ısı derecesidir. Ortamı
aşırı soğutmamak ve klimaların
üflediği havaya direkt maruz
kalmamak önemlidir.
l “Hasta bina sendromu”, binaların
hastalanması sonucu insanlarda
sağlık sorunları oluşturmaktadır.
Gözde sulanma, göğüste daralma,
yorgunluk gibi sorunlar bu hastalığın belirtileri arasında. Sendromun
sebepleri ise binaların havalandırılma
şekli ve sistemi, hava kaynaklı kirleticiler, iş stresi ve binaları saran mikroorganizmalar şeklinde sıralanıyor.
l
İşyerinde en sık yapılan
yanlışlardan biri dizleri 90 derecelik
açıyla tutarak
oturmaktır.
Çünkü diz
kapağındaki
kıkırdak arkadaki kemikle temastan yumuşak
hale geliyor.
Bu rahatsızlığı
önlemek için bacakların uzatılarak
oturulması, masa altına yükseltici
konulması gerekiyor. Koltuğun arkası dik olmalı, sırt arkasına destek
yapılmalı.
l Bir büro elemanın
yılda 81 kilo yüksek
vasıflı kâğıdı çöpe
attığını, bir ton
kullanılmış beyaz
kağıt geri
kazanıldığında
16 adet çam ağacının
kurtarıldığını biliyor
muydunuz?
ekOkOmik
Haslet SOYÖZ
Download