ORDU HU MAYUN

advertisement
ORDU HUMAYUN
Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 15 Ağustos 2011 Sohbeti,
Destur ya Seyyidi meded. Allahu akbar Allahu akbar La ilaha illa Allah wAllahu akbar, Allahu akbar wa
Lillahi l-hamd. Ya Rabbi zid Habibaka 'izzan wa sharafan nooran wa surura wa ridwanan wa Sultana.
Onun Sultanlığı ya Rabbi ma bayna l-maghribi wa mashriq arasında yayılsın. İslam'ın sancakları yükselsin.
Küfrün banderaları ayağımızın altında kalsın. Ya Rabbi, bizi İslam ile şereflendirdin. O şerefi muhafaza
etmeye Sen bize inayet buyur, hidayet buyur.
Ya RasulAllah alfu salat alfu salam alaika wa ala alika wa sahabatika, bize şefkat şefaat buyurun ya
RasulAllah, Sizin taşıdığınız sancağı taşıyalım ya RasulAllah. Ya AnbiyaAllah ya mashayiqi Kiram bize imdat
edin. Biz zayıf kullarız, bir şeye yaramayız. Bize kuvvet verin, küfrü yıkalım. Hüviyetimiz meydana çıksın.
Fatiha. As-salamu alaikum ey milleti İslam. En büyük şeref Allah bize bahşetmiş. Millete İbrahim. İbrahim
alaihi s-salam'ın milleti Ne millettensin? İbrahim alaihi s-salam'ın milletindeniz. Milleti İslam'danız. Ya.
Milleti İslam'dan. Milleti İslam kimindir? İbrahim Peygamber. Cenabı Hakk'a teslim olan İbrahim
Peygamber, 'ala Nabiyyina alaihi s-salatu wa s-salam.
Acayip olduk biz Müslüman geçinen insanlar. Mübarek Ramazan Şerif ayındayız. En şerefli ay bu.
Meded ya Sultanu l-Awliya bize imdat verin. Bu küfrün ağacını kökünden sökelim. İslam'ın ağacı ulu
ağaçtır. O ağaçtan ulu ağaç bulunmaz. Biz Müslümanlarız. Ve Müslümanlığımızla iftihar ederiz. Çünkü
Allahu dhul Jalal'in huzurunda makbul olan din, şeref Müslümanlıktır. "Walahu aslama" Astaidhu billah
"walahu aslama man fee alssamawati waalardi"(3:83)
Yerlerde ve göklerde ne varsa hepsi Cenabı Hakk'a teslim olmuştur. İslam. Allah Allah. Meded ya
Seyyidi ya Sultanu l-Awliya. Ey Audhu billahi min ash-shaytani r-rajeem. Euzu çek. Şeytan, Allah'ın
düşmanıdır. Şeytana uyanlar onlar da Allah'ın düşmanıdır. Allah'ın düşmanlarının olacağı, gideceği yer
cehennemdir. Ne dünyada şerefleri var ne de ahirette. Allah Allah. Müslümanlığı Müslüman olan
milletler ataları Müslüman olanlar unuttu.
Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Bu bir kaç kelime ey laz uşakları, ki sizin iddianız odur ki, biz en ziyade
Müslüman olanlarız. İsterim ki bu sözünüz lafta kalmasın. Fiilen ve hakikaten Müslüman olunuz,
Müslümanlığınızı gözetiniz, Müslüman yurdunu da muhafaza ediniz. Mühim olan mesele bu. İyi. Bu bir
sohbet meclisidir. İstersen kahvehanede söyle, istersen meydanda söyle, istersen mektepte söyle,
nerede istersen söyle. Söylediğimiz söz milleti uyandırmak maksadıylandır.
www.saltanat.org
Page 1
Hususiyle Ramazan-ı Şerif ya şimdi mübarek günde eskiden alim ulemalar ikindide cami-i şeriflerde
vaaz-u nasihat ederler, milleti uyandırırlardı. E şimdi mübarekler hepsi gitti. Yerine kalan kimseler onların
yerini dolduramıyor. Onların yerini dolduramayınca millet sokaklarda dolaşır, camilere giden, camilerde
nasihat dinlemeye gelen kalmadı. Gezme, oyun, eğlence bu ahir zaman insanlarının yeme içme bunların
dinleri bu, mezhepleri bu. E yeme içme mezhep olursa bizden fazla yiyip içen bre laz uşakları hayvanlar
bizden daha fazla hücum eder yemeye içmeye. Yani yeme içmeyle insana şeref gelmez ki. Söyle.
Ha şimdi Allah selametlik versin, cübbeli Ahmet Efendiyi bırakıyorum. Bırakıyorum. Çünkü kendi
halinde ve hizmet vermek ister. Lakin çok meseleleri ne gibi meseleler var, onu söylemeye fırsat
verilmiyor. Hemen itham olunuyor. İtham olunan nedir? Biz Müslümanlarız. Neylen itham ediliyoruz?
Müslümanlıkla. Acayip. Demek Müslümanlık o kadar kötü bir şey ki Müslümanım diyeni itham ediyorlar.
E bu şeytan mezhebidir. Şeytan mezhebinde olanların haddi hesabı yok.
Onlar itham olunmaz. Müslüman olanlar itham olunuyor. Hele işte bakıyyatu s-suyuf derler, kılınç
artıkları kaçak maçak ders görüp bir şey öğrenen kimseleri böyle çok dikkatle takip ediyorlar. Ve diyorlar
ki he Ahmed hocanın asıl maksadı bu yenilikleri kaldırıp, yerine İslam nizamı getirmektir. Hay hay.
Kendisine sorun. Değildir derse, imansız gider. Laz uşakları size de sorsalar, deseler ki, siz İslam devleti
istiyor musunuz? Korkudan millet der ki yok, bizim hükümetimiz iyidir dediği anda gavur olur.
İslam nizamından iyidir bizim şimdiki nizamımız derse gavur olur, namazı kılınmaz, İslam mezarlığına
gömülmez. Söyle sen İstanbul müftüsü olan kimse, senden şimdi Ahmed efendi vazgeçtim, İstanbul
müftüsü olan efendiye, beye beydirler, efendi diyemem. Ulemalar efendiydi. Şimdikilere efendi
diyemezsin. Mesela Fikri efendi yok. İstanbul müftüsü, adı ne? İstanbul müftüsü Karadenizli Ahmed
dindar bey mesela. Böyle söyleyeceksin. Böyle söylemeye ona ait olaraktan bunu söyleyeceksin.
Şimdi bunu da söyletmiyorlar, İstanbul müftüsü Ahmed çaldıran bey. Neyi çaldırdı yahu? Dini imanı
çaldırdı. Amma iş etti. Bre lazlar dini imanı ne yaptınız be? Yüz senedir çaldırdık. Hoca efendi söyle senin
lügatta bakayım. Yüz senedir çaldırdık asli hüviyetimizi çaldırdık ve Müslümanlığımızı söyleyemez olduk.
Aşkolsun size. Aşkolsun. Şimdi müftü efendiye söyleyeceğiz. İstanbul müftüsü filan bey. Müftüler bey
değildir, müftülere efendi derler. İlmiye sınıfına bey söylenmez. Bey, beylik, beylik, devlet hizmetinde
olan kimseleredir. Yani hükümet adamlarına.
Müftü efendi hükümet adamı değildir. Anlıyor musun laz uşağı? M:Anlıyoruz efendim. Müftü efendi
hükümet adamı olamaz. Yok. Onun için onlara bey denmez. Müftü efendi derler. Müftü bey dedin mi
usulün dışına çıktın. Müftü bey olmaz. Müftü efendi daha ilerisiyse efendi hazretleri denir. İlmiye sınıfı
bu. Şimdi ey şey uşakları, laz uşaklarıyla beraber doksan milyonluk koca bir memleketteki Müslümanlar
konuşmayı biliyor musunuz? Neyi konuşacağız yahu Şeyh Efendi?
www.saltanat.org
Page 2
Konuşuruz biz aramızda konuşuyoruz. Neyden bahsedersiniz? Bizim bahsettiğimiz mesele fındıklar kaça
gidecek veyahut çay narhı ne kadar olacak. Veyahut hangi yol yeni yapılacak, hangi konak yeni olacak,
nasıl hamsi tutulacak, hamsiyi tutacaksın elinle ondan sonra bağlayacaksın ipe ve gezdireceksin ey millet
taze hamsi getirdik bak oynuyor. Suda oynuyor ey Karadenizliler geliniz. Yahu nasıl iş bu? Nasıl işi var mı
ya? Laz işi bu be. Peki laz eti mi, yok kabak, hamsi mi daha tatlı, yoksa kaz eti mi daha tatlıdır. Bu
meseleyi daha müzakere edeceğiz. Kime soracağız, soracağız bunu biz?
Müftüye soracağız, müftü beye. Bre bey deme demedik mi sana, ne kalın kafalısın. Müftüye bey olmaz.
Beyden müftü de olmaz. Beyden müftü uydurmadır. Müftü. Müftü bey uydurmadır. Çünkü müftüye bey
diyemeyiz. Bey dedin mi uydurma olduğu meydana çıkar. Müftü efendi olur. Müftü efendi. Memura bey
dersin, müftüye diyemezsin. İşte Efendimiz sallAllahu alaihi wa sallam Hazretleri "Anzilu n-nasa
manazilahum"
Müftü efendi, müftü efendi İstabul müftüsü sen çok bilmişlik yapıyorsun da sorayım böyleyse her şeyi
biliyorum dersin. Ne diyor Peygamber alaihi s-salatu wa s-salam "Anzilu n-nasa manazilahum" Ne
söylemezsiniz bunu? İnsanları kendi mertebelerine göre ağırlayınız. Herkesin taşıdığı sıfata göre ona
muamele ediniz. Ve ilk olarak insan Cenabı Hakk'ın yarattığı mahlukatın içerisinde en şerefli olduğu için
insanı en hürmetli yerde tutunuz. Müftü efendi değil mi?
İlk talimat İslam'da şimdi. Sohbettir oradan buradan, dereden tepeden konuşacağıma içerisinde bazen
size yarayacak noktalar vardır. Ben doğduğumda müftü efendinin İstanbul müftüsünün babası
doğmadıydı. Yani kolay adam diyerekten istediğini söyle. Zarar yok. "Anzilu n-nasa manazilahum" Bir
memlekette ilmiye sınıfı sayılmazsa o memleketin hayrı yoktur. Bir memlekette askeriye var, ilmiye var,
bir de hükümetin idarecileri var, sivil hükümet var.
Askeri hükümet var, ilmiye hükümeti var, üç. İlmiye sınıfı hem askeriyeden hem sivil hükümetten üsttür
mertebesi. Onu aşağı ettin mi Allah'ın yükselttiğini açağı indirirsin ve hayır etmezsin. Bir gün seni ayak
altına attırır gökyüzünün emri fermanı. Bir mühim mesele o. Sivil kime hükmeder? Sivil umum millete
hükmeder. Sivilin hükmü askeriyenin hükmüyle yürür. Eğer askeriye olmasa sivil hükümetin yapabileceği
bir şey yoktur. Onun için sivil hükümetin itibarı askeriyeden daha aşağıdır.
Askeriye hiçbir zaman sivil hükümetin emrine giremez. Bastır Karadenizliler. Bu millet kırk imparatorluk
kurdu, kırk sultanlık kurdu, kırk padişahlık ve saltanat kurdu. Hiçbirisinde sivil, askere hükmetmedi. Bu
nokta çok mühimdir. Şimdiki hükümetlerin hepsine hitap ederim. İddiam doğrudur. Çünkü sultan bizzat
kendisi askerdir. Padişah, başkumandanı dediğimiz şimdi, bütün memlekete hükmeden sultan askeridir.
Askerin başıdır. Sivil ona hükmetmedi. Sivil dediğimiz avamı nastır.
www.saltanat.org
Page 3
Avamı nas padişaha hükmetmedi. Çünkü padişah askeri temsil eden en yüksek makamdır. Ve her
padişah her sultan, askerin ta kendisi, askeri elinde tutan askere kumandan sultan idi. Onun için bizim
töremizde hiçbir zaman sivil hükümet askerine hükmetmedi. Hiçbir zaman askeri ordu sivilin, sivil
hükümetin elinde mahkum veyahutta onun emrinin altında olmamıştır. Asker onun için, askerin ismi
tarihlerimizde 700 senelik Osmanlı Devleti Aliyyesinde ordunun ismi Orduyu Hümayun. Ya. Hükümet için,
hükümetlik yapanlar için hümayun denmedi.
Hümayun en yüksek şeref ünvanıdır ki Orduyu Hümayun donanmayı hümayun en şerefli. E şimdiki bu
uydurma Allah'ın nizamına karşı gelen bu temokrat, (...)rat bilmem nesi bunlar ortalığı velveleye verdi.
Bunlar biz siviller hükmedeceğiz bu memleketi. Sivil, memlekete hükmedemez. Çünkü sivili ayakta
tutacak, gözetecek orduyu hümayundur. orduyu hümayuna hükmeden de en yüksek mertebede sultan.
Sultan orduyu hümayunun sultanıydı.
Bu çok mühim mesele. Bundan kimsenin haberi yok. Sivil askere hükmetti mi içinden çıkılmaz hale
getiriyorlar. Bu mahkemelerdir, bilmem nelerdir sivil askere, asker sivile... Yok.Her şeyin nizamı vardır.
Biz dün gelen millet değiliz. Bizim tarihimiz kaç bin seneyse hepsinde bilhassa İslam olduktan sonra ki biz,
asıl yurdumuz Buhara, Semerkand, Türkistan illeri hepsi, hepsine olan usulümüz ve erkanımız, töremiz
Türkün töresi diyecek o zamanın şeylerine. Türk'ün töresinde Han vardı. Han veya kağan veya sultan.
Sonunda sultan.
Ey müftü efendi, Cenabı Hakk'ın emri nedir? "Ati kulli dhi haqqin haqqa" İstanbul müftüsüne
söylüyorum ki çok kendini bir şey zannedip duruyor, lakırdı ediyor oraya buraya. O oraya buraya yok
ölüleri ziyaret etme, yok Eba Eyyubu l-Ansari Hazretlerine gidip bakınma, bakma, okuma. Böyle şeyleri
sen bırak. Senin işin bu değil. Milletin itikadını sen tayin edecek değilsin. Millet kendi töresini, adedini
biliyor. Senden öğrenecek bir şeyleri yoktur.
Bin asırdır bu bizim atalarımız 1500 yıldır atalarımız İslam'ın sancağını kaldırmıştır. Demokrasi
banderası kaldırmış değildir. O seni tayin edenlerin yoludur o. Sen İslam'ın yolunu söyle. De.
Müslümanların başı Sultandır. Ne için? Orduyu hümayun Sultanı tanır, sivili tanımaz. Ne için? Ordu
Padişah, Sultan Sultanın mertebesi insan sınıflarının içerisinde, rütbelerin içerisinde en yüksektir. Onun
için orduyu hümayun padişahın önünde sultanın önünde selam dururdu.
Sivilin öününde durmadı. Bu milli töremiz ve geleneğimiz veya ananemizdir. Bunu 100 senedir
bozdular. Ordu ne yapacağını bilmedi. Sivil hükümet, şaşırıp kaldı, birbirine girdiler şimdi. Orduyu
hümayun olsa ses çıkaramaz. Çünkü orduyu hümayuna hükmeden Sultandır. Mısır böyle battı. Şam da
böyle battı. Libya böyle battı. Hicaz böyle battı. Tunus böyle, Yemen böyle, Irak böyle battı. İran böyle
battı. Bizim töremiz orduyu hümayun Sultanın tam hükmettiği kuvvettir.
www.saltanat.org
Page 4
İkisi de birbirlerini kabul etmiş ve bir olmuşlardır. Efendimiz sivil hükümet veyahur askeri hükümet diye
ayırmadı. Efendimiz'in nizamı baştaki kimse sultan, sultana tabi olunuz dedi. Sultana karşı gelen
Peygamber'e karşı gelmiş olur. Peygamber'e karşı gelen Sultana Allah'a, Allah'a karşı gelmiş olur. İşte
şimdi bizi yıkanlar hangi yoldan yıkmışlar yüz senedir? Osmanlı son padişahı son Sultan orduyu hümayun
onun teyit ediyordu.
Bu Avrupalılar uğraşa uğraşa, uğraşa uğraşa orduyu hümayunu sivilin eline verdiler. Başı bozuktur
derdik biz sivil dediğimizde başı bozuk demek. Ne gibi sayılır o vakit siviller? Kabakçı Mustafa'nın
İstanbul'u darmadağın etmesi gibi altüst etti. Orduyu hümayun durduğu müddetçe saltanatımız devam
etti. Devletimiz devleti aliyyeydi. Hangi mecliste oturursa devleti aliyye Ottoman Empire Osmanlı
İmparatoru hazır olmadıktan sonra hiçbir devlet oraya oturamazdı.
Devletler protokolünün içerisinde, birinci number one Osmanlı Ottoman Empire, sonra gelirdi Alman,
sonra gelirdi Rus, sonra gelirdi İngiliz, sonra gelir Fransız, sonra gelir İtalyan, sonra gelir Avusturya. En
yüksek şeref Ottoman Empire, Osmanlı imparatoru, yani Osmanlı Sultanı gelecek meclisi o açar. Allahu
akbar. O kuvveti, o saltanatı veren Allah. O heybeti onlara giydirdi, şimdi sivil hükümet çarşıdan pazardan
adam toplayıp da hükümet yapıp da sen koca bir orduya hükmedesin.
E ordu onu kabul eder mi? Ses çıkartmadılar ordu şimdiye kadar. Ama şimdi ses çıkaracak. Ses
çıkaracak ordu isteyecek biz orduyu hümayunuz yani bizim ancak bize hükmedecek sultan olur. Sultanın
altında olan adamların hükmüne biz girmeyiz, biz orduyu hümayunuz. Tarihe şeref vermiş olan bir
orduyuz. Şimdikileri böyle siville mahkum ettik. Olamaz. Olamaz. Doğruyu söyle müftü efendi. İstanbul
müftüsü olan zat söyle ki doğrudur benim söylediğim veyahut yanlıştır.
Söyle bakayım. Sıfır olan adamım ama bazen sıfır birin önüne geçince kıymet bulur, değilse solda sıfır.
Sen kendini sağda sıfır hesap ediyorsan söyle söyleyeceğini. De ki bu Kıbrıs'taki söyleyen adam yanlış
söyledi de, imansız gidersin. ordumuzun kıymetini biz biliyoruz. Orduyu hümayundu. Orduyu hümayunun
kıyafetlerine bak. Bir de sivil hükümetin ordumuza giydirdiği kıyafete bak.
E Allah için söyle. Allah'tan kork. Bildir hakkı. Bizim söylediğimiz hak sözdür. Yanlıştır diyecek adam yok.
Yanlıştır diyen adamın çenesi imansız kapanır. Hak sahibinin hakkını ver. Ben bir şey ümit ettiğim yok.
Lakin töremizi söylüyorum ben size. Töremizi 100 senedir bozdular. Bozan kimseleri kabul etmeyiz. Hiç
kabul etmeyiz. Sen kabul edersen git onunla beraber.
Nerede gömdülerse onu seni de yanına gömsünler. Orduyu hümayundur. Ve orduyu hümayuna ne
lazım müftü efendi söyle, sultan lazım yoksa cumhurreisi? Cumhurreisi sivildir, ordu onu kabul edemez.
Orduyu hümayun sultan isteriz diyor. Yedi tuğlu vezirler isteriz diyor. Osmanlıyız pek şanlıyız diyor. Ama
sesini çıkarmıyor, çıkaramıyor. Ne için?
www.saltanat.org
Page 5
Sivil bir sürü şeyler uydurma, Allah'ın emrinin dışında kanunlar yapmışlar, şöyleydi böyleydi hiçbirisi de
geçmez. Orduyu hümayun var şimdi meydana gelecek olan. Orduyu hümayun ve Sultanı gelmedikçe TC
devleti diye devletin hiçbiri işi yoluna girmez. Hiçbir kanunla o yolunu bulamaz. Yolunu bulacak. Orduyu
Hümayun sivilin emrine giremez. Bitti. Çünkü orduyu hümayunun şerefi gökyüzünden gelir. Bunların
sivillerin şeref diye bir şey bulamazsın. Bugün milletvekili yarın illetvekili olur atarlar. Atıverirler.
Gökyüzünden gelen şeref orduya inmiştir, ordu sivile tabi olamaz, Sultana tabi olur. Değiştirin hepsini.
Ey Müslüman bre lazlar, neredesiniz akıllı adamınız yok mu be sizin? Türkiye'de akıllı adam kalmadı mı?
Şeyh Efendi orduyu böyle. Hay hay. Ben orduyu hümayun isterim. Sivilin elinde oyuncak olacak orduyu
istemem. Hürüm. Madem hürriyet verdiniz, hürüm söylerim. Karşılık ver sen. Yanlıştır desin bir kimse,
ağzı imansız kapanır. Aman ya Rabbi Sen bilirsin.
Bu mübarek günler hürmeti için. Biraz bir kaç lakırdı böyle söyleyiverdik. Cenabı Hak bizi affeylesin.
Müftü Efendi soruyormuş, niye Şeyh Efendi başına fes giyiyor. E fes giydim. Fes, bizim ananevi olan
başlığımız. Giyeriz. Osmanlı olduğumuzu bildirmek isterim. Maksadım bu. Osmanlıyım diyen bu
hüviyetiyle, yani eline kart istemez, bu kıyafeti gördüğünde hemen bilinir ki bu Osmanlıdır. Osmanlı'dan
geldiğimi bildirmek için ben tacı İslam olan sarığımı namaza tahsis ederim.
Dışarıda sivil hayata Osmanlı olduğumuz bilinsin. Kıbrıs ahalisi hala Türkiye'nin hüviyetini almadı. Rum
da vermiyor, İngiliz de kabul etmiyor. Doğrudur, hakikaten bizim hüviyetimiz kimliğimiz Osmanlı kaldı.
Yeryüzünde Osmanlı yalnız bu Kıbrıs adasındadır. Onun için isterim görünsün Osmanlı burada bizim
hakkımızı versin bütün devletler. Vermezlerse yukarıya mahkemeye vereceğim.
Nereye vereceksin Şeyh Efendi? Lahey mahkemesi bana yaramaz. Büyük mahkeme var yukarıda ona
havale ederim, her birerleri sabaha ağzı kulağına varır, kolu tutmaz, ayağı tutmaz, dili söylemez olur.
Kalırlar. Ona dikkat edin. İlahi gazap tecellisi olan bir zamandayız, dilini tut. Müftü kadı deme bana, hakkı
söyle, doğruyu kabul et, değilse Ramazan'dan sonra şeye bakalım Edirnekapı'ya mı gömerler, başka
yerlere mi gömerler, nereye atarlar belli olmaz senin işin.
İşte budur. Çok mühim meseledir bu söylediğimiz. Ey laz uşakları da bütün Müslümanlar da biz dönme
değiliz. Biz dönmedik. Osmanlı'dan sonra biz dönmedik. Yok. Gene Osmanlıyız. Başka hüviyet verdiler
ama geçer hüviyet değil o. Bizim atalarımız Osmanlıydı. Başka hüviyeti ne yapayım ben şimdi? Kendini
tanı, kendini öğren. Allah sana yardım etsin. Değilse sana şeytan yardım eder, şeytanın da yardımı seni
berbat edip helak etmektir. Bundan ibaret. Astagfirullah. Tawbah ya Rabbi. Tawbah ya Rabbi, tawbah
astagfirullah.
www.saltanat.org
Page 6
Bu hitap aynı zamanda Mısır'a, ondan sonra Libya'ya, ondan sonra Tunus, Cezayir'e, ondan sonra
Suriye'ye Şam'a ve Bağdat'a, ondan sonra Sudan'a, ondan sonra Hicaz'daki devletçiklere, emirliklere,
sonra İran'a, sonra Afgan'a, sonra Pakistan'a, nerede Müslüman varsa hepsine hitaptır. Kabul etti, etti;
etmedin başına geleni çek. Tawbah ya Rabbi, tawbah ya Rabbi, tawbah. Fatiha.
M:Hiç işitmedik. ŞE: Böyle şey işittin mi? M: Hiç işitmedik efendim. ŞE: Ben de işitmedim. Ama
söyleyene değil, söyletene bak. Vakit saat geldi. "Ati kulli dhi haqqin haqqa." Müftü olacak bey bilir. Hak
sahibinin hakkını ver. Ben veriyorum. Kendi veremez. Orduyu hümayunun hakkını çarşı pazar ahalisine
veremez. Ordunun şerefi var, orduyu hümayundur. Şerefini vereceksin.
Sokakta sen sandık koyup, içerisine kağıt atıp bimemne atığ da böyle hüküm, hükümet değildir. Bizde,
şeriatımızda böyle şey yok. Töremizde de böyle şey yok. Dünya kurulalı bu millet var. Sandıkla mı geçti
başına gelen hükmeden hükümdarlarımız, sultanlarımız hanlarımız, hakanlarımız sandıkla mı geçtiler
şeye? Ne gevezeliktir bu. Gavurun uydurduğu rönesans dediği beladan itibaren gelen beladır bu. Ki
hüviyetmizi kaybettirdiler.
Orduyu hümayun isteriz, sultan isteriz. İster kabul et, ister kabul etme. Ben şeyimde hürüm. İster kabul
etsin, ister etmesin. Bana ne. Aylık mı veriyor bana? Yok. Fatiha. Allahu akbaru l-akbar. Allahu akbar
Allahu akbar La ilaha illa Allah wAllahu akbar, Allahu akbar wa lillahi l-hamd. O Allah bizi yere düşürmez.
Orduyu hümayun da verecek bize kuvvet de verecek. Biz kafirin yolunu takip etmeyiz. Aman ya Rabbi
şükür.
Tam şey ifadedir bu, benim değil. M: Efendim orduyu hümayun okuduk ama ne olduğunu bilmezdik.
Yani kitapta böyle orduyu hümayun diye okuduk ama ne olduğunu bilmezdik. Şimdi anladık ne demek
olduğunu. ŞE:Tabi. Şeref onda. Sultanın emrinde orduyu hümayundur.
Bu sivillerin bunlar bunlar nedir? Sivilin emrine orduyu sokar mı be? Ya Rabbi Sen büyüksün, ya Rabbi
Sen büyüksün. Tövbe ya Rabbi tövbe ya Rabbi, bu milleti uyandıracak kullarını bize gönder ya Rabbi.
Mübarek Ramazan günü acıktık da, tövbe astagfirullah.
Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=1243&name=2011-08-15_tr_OrduHumayun.mp4
www.saltanat.org
Page 7
Download