SELANİK MEKTUBU (7) BAKİ SARISAKAL

advertisement
SELANİK MEKTUBU (7)
BAKİ SARISAKAL
SELANİK MEKTUBU (7)
Yunan Hükümeti bir endişe içinde yuvarlanıyor. Nasıl endişeli olmasın ki Selanik’e
birkaç devlet nazarı hırs ve hasetini dikmiş bulunduklarını ve bu memleketin hakiki sahibi
olan Türklerin şark ve şimal cihetlerinden her gün biraz daha yaklaştıkları görülüyor.
Bulgarlar Makedonya şarkısını yine Sofya sokaklarında okuyorlar. Sofya’da münteşir
“ Veçirna Posta “ yazdığı makalede: “ Vatanperver Bulgarlar, hakiki vatan Makedonya’dır. “
diyor.
Avusturya balkan çorbasını karıştırmakta her zamandan ziyade faaliyet ibraz ediyor.
Arnavutluk şarki ve cenubiye doğru yayılma politikasını bilfiil icra eylemişti. Küçük Yunan,
bilhassa muhaberat mütevelliyeden yorgun ve bitap düşen Yunan Hükümeti, askersiz,
kuvvetsiz, parasız, pulsuz yeni birçok müşkülata nasıl göğüs gerebilecek.
Bulgarların karşısında hiç olmazsa Türkler ve İslamları bir kuvvet olarak tasavvur ve
tahlil ediyordu. Bu gün bir de Türklerin vaziyet ihtilalkaresi ortaya çıkıyor. Aklı başında
Rumlar “ Çarıkları iyice ayağa sıkıp kaçmaktan başka çare olmadığını “ anlıyorlar. Sadece
hükümet taraftarları böyle bir silsilei muvaffakiyet ve muzafferiyetten sonra bütün büyük
ümitler ve hayallere veda etmeyi hiçbir suretle düşünmüyorlar.
Onun için biltabi umum vesaiti müdafaiye müracaat eylemek mecburiyeti hasıl oluyor.
Milis teşkilatı bu tasarrufatı tavsiye ediyor. Kasabalarda umum Yunan ahalisine silah
dağıtıyorlar.
Selanik’te Rumların haneleri silahla doldu. Hükümet silah tevzi edip duruyor:
“Bunlarla İslamları öldüreceksiniz “ diyorlar. Fakat korkak ahali Osmanlı çetelerinin
yaklaştığını, Osmanlı-Yunan münasebetinin düzelmekte bulunduğunu anladıkça bu silahların
mahiyetini pek takdir edemiyor.
Bu dehşetin ne dereye kadar intişar ettiğini tayin ve ifade için size Süpürgeciler
civarında vuku bulan bir yangına müteakip cereyan eden vakayı arz edeyim:
“ Yangının vuku memlekette umumi bir endişeye yol açtı. Derhal Efzun Askeri başta
olmak üzere asker, ahali kaçışmaya başladı. Kaleden atılan toplar üzerine Efzun askerleri
beyaz eteklerini toplayarak Osmanlı geliyor, Türk çeteleri şehre dahil oldu diye kaçışmaya
başladılar. “
Yangın olduğu ve henüz Osmanlıların gelemediği hakkında ümit hasıl olunca asker,
ahali sokağa çıkıyor ve jandarmalar utanmadan yekdiğerlerinin yüzüne bakıyorlardı.
Yunan mezalimi yüzünden Selanik’ten firar edipte hanelerini boş bırakan veyahut bir
Rum müstecire icar eden Müslümanlar, Selanik’e dönüp biriken kiraları isteyince “
Müslümanlara para vermeyeceklerini “ kati bir lisanla ifade ederek, iflas ettik diyorlar.
İflas, hakikaten iflas ettiler. Fakat ahlaki, iktisadi, içtimai olan bu iflas Osmanlı
Ordusunun Garba yürümeye başladığı dakika teşkil edecektir. Biz bu olayın gerçekleşmesinin
pek uzak olmadığına inanıyoruz.
Geçen mektubumda İslam çetelerinden bahsetmiştim. Usturumca’ya kadar
teşkilatlanan İslam çeteleri, şimal havalisinde icrai faaliyet ederken, Manastır civarında OhriDoyran havalisinde Bulgar çeteleri icrai tahribat yapmaya devam ediyorlar.
Yunanistan Hükümeti, Bulgar çetelerinin ifa ettiği hasarattan dolayı Bulgar Hükümeti
nezdinde protestoda bulunmuş ise de Bulgar Hükümeti mezkur çetelerle alakası olmadığını
beyan ile bir zaman Türkiye karşısında takip ettiği siyaseti tatbike başlamıştır.
Kafkasya’da bulunan Rumlardan bir çoğu Makedonya, Yunanlıların işgal ettiği arazi
cedideye muvasalat etmişlerdir. Bir zaman Türkiye muhacirin İslamiyeyi Makedonya’ya
yerleştirmek isterken Atina, Sofya Meclisi Mebusanında Hükümeti Osmaniye’nin Bulgar,
Rum hukuku mahalliyesini helaldar ettiğini bağırarak ilan ediyorlardı.
Gümilcine
Cemaati İslamiye Heyeti Mahsusası, hükümeti seniyeye ve düveli muazzamaya iki
telgraf keşide ederek arzuhal etmek istemişse de Yunan Hükümeti bu telgrafnameleri tevkif
ve muhaberatı men eylemişlerdir.
Muhacirinin Anadolu’ya sevki için Dersaadet’den buraya gönderilmiş olan Heyeti
Mahsusa’nın Reisi Atanaş Remzi Efendi’yi artık bilmeyen kimse kalmamıştır zannederim.
Tıynıyetindeki mayasıyla asla ve kata Hukuku Osmaniye ve İslamiye’yi müdafaa
etmeyen bilakis yar ve ağyar önünde mevcudiyet İslamiye ve Osmaniye’nin tezliline sebep
olan bu adamı hala burada yevmiye birçok lira masraf ile ifa etmekte olduğunu ve ve
Hükümetin bu adama ibraz etmekte olduğu mahalline gayrı masraf itimattan ne çıkacağını
hiçbir suretle anlamak mümkün değildir.
Ahiren Sırbistan’dan Selanik’e 2500 kadar esir asker muvasalat eylemiştir Esasen Sırp
Hükümeti esirleri Gümülcine’ye kadar nakleylemiş ve orada Selanik’in Heyeti memuriyesini
haberdar ederek esirlerin Selanik’e nakli lüzumunu bildirmişlerdir.
Fakat aç, çıplak, susuz bir halde bulunan bu felaketdide kardeşlerimiz, Cemaati
İslamiye’ninde haberdar bulunması hasebiyle, Gümülcine’den Selanik’e kadar ayakla gelmek
mecburiyetinde kalmıştır. Bunlarda her türlü hakarete maruz bulunmuşlardır.
Atanaş Remzi Efendi Hazretleri, Esir Osmanlı askerlerinin geleceklerini bildiği halde
akrabasından birinin ziyaretini bahane ederek vasifei asliye ve esasiyesini ihmal etmiş millet
noktai nazarından bir cinayet addedilebilecek bu müthiş ve feci lakaydide bulunmuştur.
Hükümetin bu zat üzerinde nazari dikkatini celb ederim ve ahvalin tahkiki pek kolay
olabildiği gibi Selanik Cemaat İslamiye Heyeti Mahsusasındanda istihbar keyfiyeti
mümkündür.
Şaşkın Yunan siyasetinin, şaşkın taraftarları ne yapacaklarını bilmiyorlar. İki gün
evvel fesler hakkında Yeni Asır’ın şiddetli bir makalesi üzerine efkârı umumiyenin
heyacanından korkan Yunan Hükümeti, feslerin yırtılmaması lehinde bir makale neşreden
Tarus gazetesini kapamış, dün ise umum gazeteleri Balkanlar ve Yeni Asır’da dahil olmak
üzere kapatılmıştır.
Türk Esirler Selanik’e Getiriliyor
Adı geçen gazetelerin kapatılmasına sebep olmak üzere Viyana’dan varit olan bir
telgrafnamenin neşri gösteriliyor. Bu telgrafnamede Bulgar çetelerinin Yunan Hükümetine bir
beyanname tebliğ ederek 15 gün içerisinde Selanik’i terk etmediği Makedonya muhtariyetini
ilan et6mediği takdirde milli mücadeleye başlayacakları ve Avusturya’nın Atina Sefirininde
Yunan Hükümeti nezdinde buna yakın bir teşebbüste bulunduğu bildiriliyor.
Önce sansür bu haberin neşrine müsaade etmiş ise de Atina’dan gelen kati bir emir
üzerine derhal gazeteler toplattırılmıştır.
Mezkur gazetelerin kapatılmasının diğer bir sebep de gösterilmektedir. Deniliyor ki:
Yunan gazeteleri yeni Türkiye – Yunanistan münasebeti hasebiyle Türkiye aleyhinde
neşriyatta bulunmak mecburiyetindedirler. Türkçe gazetelerin de tenkitte bulunacakları, cevap
verecekleri tabidir. 1
1
Tasviri Efkâr 29 Eylül 1913
Download