TDV DIA - İslam Ansiklopedisi

advertisement
iBN ZÜHR
Abdülazlz el-Cezull'den nahve dair el-Cezılliyye adlı eserini okudu. Beni Zühr ailesinin ilmi mirasına sahip olan ve onu liyakatle temsil eden Ebu Muhammed, gençliğine rağmen Hükümdar Ebu Abdullah
Muhammed en-Nasır ' dan büyük saygı
görüyordu. Fakat Merakeş'e giderken Sela şehrinde henüz yirmi beş yaşında iken
zehirlenerek öldü. Cenazesi önce oraya
gömüldüyse de daha sonra İşblliye'ye nakledilerek atalarının yanında toprağa verildi. İşblliye'de yaşayan iki oğlundan Ebü'lAla Muhammed de hekimdi ve Callnus'un
eserleri ni ince l emişti (ibn Ebu Usaybia,
s. 530). Beni Zühr ailesinden ayrıca iki
kadın hekimin yetiştiğ i ve birinin Ebu Bekir el- Hafıd'in Ümmü Amr diye anıla n kız
kardeş i, diğerinin de onun kızı olduğu bilinmektedir. Bunlardan yeğen i Vezir Ebu
Zeyd Abdurrahman tarafından kendisiyle birlikte zehirletilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA :
Said el-Endelüsi. Tabaka tü '1-ümem (nşr. Hayat BOalvan), Beyrut 1985, s. 169-197; Yakut,
Mu 'cemü '1-üdeba', XVlll, 218; İ bnü'l-Ebbar. etTekmlle (n ş r. F. Codera). Madrid 1887, I, 76; ll,
616; İbn EbO Usaybia. 'UyO.nü '1-enba', s. 517530; İbn Hallikan, Vefeytıt, IV, 436 -437; Safedi, ei-Vafi, IV, 39-43; XIV, 225; Zehebi, A'lamü 'n-nübela', XXI, 324; Keşfü '?·?unun, I, 515;
Brockelmann. GAL, I, 487, 640; Suppl., ı, 889,
890; Ullmann, Die Medizin, s. 162-163; a.mlf. ,
Die Na tur und Geheimwissenscha{ten, s. 2829; Sarton. lntroduction, ll, 231 -234 ; Sami Hamarneh. "Ibn Zuhr Abü Marvan 'Abd al-Malik Ib n Abi'l-'Ala'", DSB, XIV, 637-639; Abdülhadi Ahmed el-Hüseysin. Me?ahirü'n-nehçiati'IJ:ıadişe fi
'ah di Ya'kub ei-Manşur ei-Muva/:ı/:ıidi,
Rahat 1403/1983, ll, 15-17; Fevzi Said lsa,
İbn
Zühr (ei-Hafid): VeşşaJ:ıu '1-Endelüs, İskenderi­
ye 1983; Muhammed Yahya Harrat, "Mine'zZehravi ila İbn Zühr", EbJ:ıaşu'l-mü'temeri's­
seneviyyi'ş-şamin
li-taril]i'l-'ulo.m 'inde'I-'Arab,
Halep 1984, s. 207 -222; Muhammedel-Arabi
ei-Hattabi, et-Tıb ve'l-etıbba' fi'I-Endelüs, Beyrut 1988, 1, 277-317; Islamic Medicine (ed. Fuat Sezgin). Frankfurt 1996, LIV; Mişel el-HOr!.
"et-Th'ıifbi'bn Zühr", MMLADm., XLIX/4 ( 1394/
1974), s. 780-823; Carmen Pena -Amador Diaz,
"Anatamy of Liver, Spleen and Abdomen, Their
Diseases and Treatment in the Kitab al-Taysir
by Ib n Zuhr (Avenzoar)", /slamic Medicine, ll,
Kuwait 1982, s. 210-217; Muhammed Mecid
es-Said. "İbn Zühr el-l:lafid el-Endelüsi", ei-Mevrid, IX/2, Bağdad 1980, s. 11-26; Abdülkerim
el-Yafi, "el-Müdavat ve·t-tagziye bi'l-'a~)5lr",
MMLADm., LIX/3 (1404/1984). s. 505-538; Fazı! es-Sibai. "Müna)5aşa İbn Ebu Uşaybi'a fi ma)5uletih 'ammen defe'a İbn Zühr li- te'lifih Kitabü't-Teysir", ei-Mecelletü'I-'Arabiyye li'ş-şeka­
fe, sy. 7, Tunus 1404/1984, s. 58 -73; a.mlf .. "etTabibü'l-Endelüsi: 'Abdü'l-Melik b. Zühr min
bilali kitabih et-Teysir" , ed-Dare, Xl/2, Riyad
1406/1985, s. 99-115; Gabriel Colin, "İbn Zühr",
İA, V/2, s. 838-840; R. Arnaldez. "Ib n Zuhr" ,
EP (İng . ), lll, 976-979; Ali Refii- Abdülemir Selim. "İbn Zühr", DMBİ, lll, 630-635.
Iii
472
MAHMUT KAYA
r
ı
İBN ZÜMREK
(~yıj ~ f)
Ebu Abdiilah Muhammed b. Yusuf
b. Muhammed b. Zümrek
es-Sureyhi (es-Sarih!) el-Gırnat!
(ö. 798/1395 [?])
L
Endülüslü vezir, katip ve
şair.
_j
14 Şewal 733'te (28 Haziran 1333) Gır­
(Granada) kenar mahallelerinden
Beyyazin'de (Aibaicin) doğdu; yoksul bir
ailenin çocuğudur. Dedelerinden birinin
adı olan Zümrek kelimesini farklı şekiller­
de (Zemrek. Zümrük, Zimrik, Zemrec. Semrek) tesbit edenler ol muştur. Ancak Nasrl
sultanlarında n Nasır- Li diniilah lll. Yusuf
tarafından derlenen el-Ba]fıyye ve '1müdrek min şi'ri İbn Zümrek adlı eserin başlığındaki "m üd rek" ile "Zümrek"
kelimeleri arasında tam seci bulunduğu
düşünülerek söz konusu adın Zümrek
şeklinde okunması daha uygun görülmüştür (Ahmed Selim el-Hımsl, s. 82-84).
İbn Zümrek ilk öğrenimini tamamladık­
tan sonra Gırnata'da dil. edebiyat ve din'i
ilimleri tahsil etti. EbQ Abdullah Muhammed İbnü'l-Fehhar, kadı ve şerif Ebü'lKasım Muhammed el-Hüseynl (ei-HasenT)
ve Ebu Said İbn Lüb'den sarf. nahiv, lugat ve belagat okudu . Şiir ve nesirde devri n otoritesi kabul edilen Lisanüddin İb­
nü'l-Hatlb'den edebiyat ve şiir, Ebu Said
İbn Lüb ve Ebu Ali Mansur ez-Zevavl ile
Nef]J.u'Hib müellifi Ahmed b. Muhamm ed el-Makkarl'nin atası Ebu Abdullah
Muhammed el-Makkarl'den fıkıh ve fıkıh
usulü, Ebü'l-Berekat İbnü'l-Hac el-Billifiki ve İbn Beybeş el-Abderl ile Ebu Abdullah el - Levşl'den hadis, Fas'ın Tilimsan şeh ­
rinden gelerek Elhamra Sarayı'na imam
olan fakih. sufı ve hatip İbn Merzuk'tan
hitabet ve belagat dersleri aldı. Bu derslerin etkisiyle hacası İbn Merzuk'u ve onun
şerhetmeye başladığı Kadi İyaz'ın eş -Şi­
ta' adlı eserini öven bir methiye yazdı (İb­
nü'l-Hatlb, el-if:ıata, ll, 301; Makkarl,l'/eff:ı.u'Hib, VII. !65-!66). Bu yıllarda Ebu Ca'fer İbnü'z-Zeyyat el-Kelal ile kardeşi Ebu
Mehdi'nin mensup olduğu bir tarikata int isap etti (ibnü'l-Hatlb, el-if:ıata, II, 301 ).
İbn Zümrek ile üstatları Ebü'l-Kasım Muhammed el-Hüseynl ve Zahid Ebu Abdullah el-Makkarl arasındaki yakın ilişkinin
oluşmasında onun bu tasawufi eğilimi­
nin etkisi görülür. Şairin bu döneme ait
bazı şiirlerinde rastlanan tasawufı çeşni
de bu yaşantının sonucudur.
nata'nın
Öğren imini tamamladıktan sonra En-
dülüs ve
M ağr ib'd e yaygın
olan seyahat
geleneğine uyarak Fas'a giden İbn Züm-
rek, burada Şerif Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Alvlnl et-Tilimsanl'den
akli ilimleri öğrendi (a.g.e., II, 303; Makkarl, 1'/eff:ıu't-tib, VII, !47). Ebü'l-Hüseyin
İbnü't-Tilimsanl'den de hadis rivayet etti. Daha sonra Gırnata'ya dönerek sarf,
nahiv. lugat , belagat, ahbar, tefsir ve fı­
kıh dersleri vermeye başladı. Fas Merlnl
Sultanı Ebü'l-Hasan Ali'nin yakın dostu
olan hacası İbn Merzuk vasıtasıyla, o sı­
ralarda sultanın Gırnata 'ya iltica etmiş
olan oğlu Emir Ebu Salim İbrahim ile tanıştı. Bir süre sonra onun özel katibi oldu.
Gırnata Nasrl (BenT Ahmer) hükümdarlarından Ganl - Billah zamanında hacası Vezir ~isanüddin İbn ü 'l- Hatlb'in aracılığıyla
katip olarak tayin edildi. Zekası . hoş sohbeti, siyasi dehası ve methiyeleriyle V.
Muhammed'in gözüne giren İbn Zümrek,
sultanın ölümüne (793/139 ı) kadar otuz
yedi yıl boyunca onun yanında yer aldı. V.
Muhammed, 760 (1359) yılında kardeşi
Ebü'l-Velld ll. İsmail tarafından tahttan
indirilince Fas M erini Sultanı Ebu Salim
İbrahim'e sığındı. Birçok devlet erkanı ve
alimle birlikte İbn Zümrek de s ultanın
maiyetinde Fas'a gitti. Vezir İbnü'l-Hatlb,
Fas'ta onlardan ayrılıp Mağrib'in çeşitli
şehirlerini dolaşırken İbn Zümrek sultanın yanından ayrılmadı. Sohbetleriyle yalnızlığını gidererek onunla daha sıcak ve
güçlü dostluk kurma imkanı buldu. Bu
arada Gırnata'da iken bir süre katipliğini
yaptığı yeni Merlnl su ltanı Ebu Salim İb­
rahim ve hacası İbn MerzQk ile de ilişki ­
lerini güçlendirdi. Sultan Ebu Salim'in
kendisine gösterdiği yakınlığa bir methiye yazarak karşılık verdi ( ibnü'l-Hatlb, elil:ıfıta, ll, 227-230; Makkar!, 1'/eff:ıu'Hib, lV,
683-684 ). Fas'ta sürg ünde iken tahtın ı
gasbeden kardeşi ll. İsmail'i adamları vasıtasıyla öldürten (761/1360) V. Muhammed, onun yerin e geçen VI. Muhamm ed'in (Galib-Billah) 763'te (1362) Gırna­
ta'yı terketmesi üzerine yeniden tahtına
kavuştu. İbnü'l- Hatlb'i başvezir. İbn Zümrek'i de sır katibi olarak tayin etti ( a.g.e.,
IV, 692) . İ bn Zümrek, bu tarihten itibaren
"reis" ve "fakih" unvanlarıyla anılmaya
başl and ı ve sultan katınd aki itibarı arttı.
Elhamra Sarayı'nın r esmi şai ri s ıfatın ı
alan şair. V. Muhammed için methiyeler
yazmaya devam etti. Sultan, Elhamra Sarayı'nın duvarlarını süsleyen kitabelerin
çağuna İbn Zümrek'in bu şiirlerinden seçmelerin nakşedilmesini emrettL Bu kitabelerin bir kı smı zamanımıza ulaşmıştır
(Alcantara, s. 121-122; Palencia, s. 141).
İbn Zümrek ile Vezlr İbnü'l- Hatlb arasındaki
dostluk Şaban 770'e (Mart 1369)
kadar devam etti. Vezir İbnü'l-Hatlb' in,
iBN ZÜMREK
V. Muhammed'i tahttan indirme planları
içinde olduğu şayiası sultanı kuşkulandır­
dı. İbn Zümrek de sultanın nüfuzuna boyun eğerek onun safında yer aldı. İbnü'l­
Hatlb, düşmanlarının körüklemesiyle
bu şayianın kurbanı olacağını hissedince
Fas'a kaçarak Merlnl Sultanı Ebü'l-Faris
I. Abdülazlz'e sığındı (773/1 37 ı ı. Bu olaydan sonra söylentilerin gerçek olduğuna
inanan V. Muhammed onun yerine İbn
Zümrek'i vezir tayin etti. Eski vezirini ele
geçirip cezalandırmak için de onun iade
edilmesini istedi. Bu isteğinin sonuçsuz
kalması üzerine Merlnl prensleri arasın­
daki taht mücadelelerini körüklemeye
başladı. Neticede İbnü'l-Hatlb'in yakalanmasını temin etmek şartıyla M erini prenslerinden Ebü'I-Abbas Ahmed b. Ebü Salim'e yardım ederek onun Merlnl tahtını
ele geçirmesini sağladı (775!1373ı İbnü'l­
Hatlb'in yakalanması üzerine Gırnata'dan
Fas'a giden İbn Zümrek'in başkanlığında­
ki bir mahkeme heyeti bazı eserlerinde
küfür, ilhad ve zındıklık ifadeleri bulunduğu iddiasıyla onun zindana atılmasına
karar verdi. İbnü'l - Hatlb bir süre sonra
İbn Zümrek'in adamları tarafından boğularak öldürüldü (Cemaziyelevvel 7761
Ekim ı 374ı . Hacası ve dostu İbnü'l-Hatlb'i
ortadan kaldırdıktan sonra Gırnata emirliğinde ikinci adam konumuna yükselen
İbn Zümre k hayatının bundan sonraki döneminde başvezir, saray şairi ve resmi elçi olarak görevlerini sürdürdü.
İbn Zümrek'in uzun süren vezirliği sı­
devlet erkanına karşı takındığı
cüretkar. zalim ve küçümseyici tavır lar
kendisinden nefret edilmesine yol açtı.
V. Muhammed ölünce yerine geçen oğlu
ll. Yusuf tarafından aziedilerek Mürsiye
(Murcia) zindanında hapsedildL Yirmi ay
kadar zindanda kaldıktan sonra Ramazan 794'te (Ağustos 1392) görevine iade
rasında
796 tarihleri kaydedilirse de İbn Zümrek'in divanında onun 797 (1394-95) yı­
lında hayatta olduğu belirtilmektedir ( DfuanüİbnZümrekel-Endelüsi, S. 6oı.ooıa­
yısıyla
söz konusu hadisenin 798'de (1395)
cereyan etmiş olması kuwetle muhtemeldir. İbn Zümrek'in öldürülmesinde
İbnü'l- Hatlb'in yakınlarının etkisi olduğu
anlaşılmaktadır (Makkarl, Nefr.ıu'Hib, lll.
99; IV, 693 ı Nasrl prenslerinden lll. Yu suf. İbn Zümrek'in ölümü üzerine bir
mersiye kaleme almıştır (a.g.e., VIII, ıMı.
İbn Zümrek'in öğrencilerine dair kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Gırnatalı fıkıh usulü alimi İb­
rahim b. Musa eş-Şatıbl ( ö. 790/1388ı elİtadô.t ve'l-inşô.dô.t adlı eserinde, kitabın
beyan ilmine dair olan kısmının "arkadaşımız" dediği İbn Zümrek'ten tuttuğu
notlardan oluştuğunu söyler.
İbn Zümrek hakkında ilk kaynak Lisanüddin İbnü'l-Hatlb'in eserleridir. İbnü ' I­
Hatlb, henüz araları iyi iken telifini tamamladığı el-İJ:ıô.ta'sında onu övmüş.
Fas'a kaçtıktan sonra kendisine karşı tavır değiştiren öğrencileri Kadı Ahmed b.
Ferkün. Kadı Ebü'l-Hasan en-Nübahl ve
İbn Zümrek hakkında önceden yazdıkları­
nı gözden geçirerek yeniden kaleme aldı­
ğı el-Ketibetü'l-kfımine'sinde ona "yalan ve entrikadan yaratılm ı ş . düzenbaz"
gibi ağır hakaretlerde bulunmuştur. Bununla birlikte şairliğini, özellikle uzun kasidelerdeki başarısını kabul etmiş ve şiir­
lerinden birçok parçayı örnek olarak nakletmiştir. İbnü'l-Hatlb'in oğlu Ali b. Lisanüddin de babasının el-İJ:ıô.ta'sına yaptığı
ilavede İbn Zümrek'e duyduğu h ın cı yansıtmış. onun hakkında babasının söylediğ i
müsbet vasıfları n tam aksini söylemiştir.
devlet erkanına karşı yine sert ve zalimce davranışlarda bulunmaya devam edince sultan ın emri üzerine iki oğlu ile birlikte öldürüldü. Bu olayın ne zaman meydana geldiği kesin olarak belli değildir. Bu
Methiye. mevlidiye ve müveşşah türü
bilhassa uzun kasideleriyle Endülüs edebiyatının büyük şairleri arasında
yer alan İbn Zümrek'in şiirleri Nasrl sultanlarından N asır- Li diniilah lakabıyla tanınan lll. Yusuf İbnü'I-Ahmer tarafından
derlenerek el-Ba}sıyye ve'l-müdrek min
şi'ri İbn Zümrek adıyla bir divanda toplanmıştır. Son yıllara kadar kayıp olduğu
sanılan bu divanı Muhammed Tevfik enNeyfer adlı Tunuslu bir üniversite öğren­
cisi dedesi Muhammed en-Neyfer'in özel
kütüphanesinde bulmuş ve yeterlik tezi
olarak neşre hazırlayıp ( ı 971 ı daha sonra
dayayımlamıştır (Tunus 1984ı. 4584 beyit ihtiva eden divan da 345 kaside yer almaktadır. Kasidelerin başında yazılış tarihleri ve sebepleriyle kime takdim edildiklerine dair bilgi bulunmaktadır. Bu bilgiler divanı derleyen tarafından k aleme
hususta 790 ( 1388). 791, 795 ( 1393) ve
alınmış olmalıdır. Şairin çeşitli eserlerde
edildi. Birkaç ay sonra vefat eden ll.
Yüsufun yerine sultan olan oğlu VII. Muhammed de İbn Zümrek'i bu olumsuz
davranışları yüzünden azletti. Onun bu
sıralarda Elhamra Saray Camii ile Maleka ' da (Malaga) verdiği bilhassa tefsir ve
fıkıh derslerinin büyük ilgi gördüğü, Galib -Billah VII. Muhammed'in de birçok
dersini takip ettiği belirtilmektedir (ibnü'I-Hat'ı'b. el-İf:ıtita, 1, 222; Makkarl, Neff:ıu Hib, V, ı 68 ı. Azlinden bir yıl sonra vezir lik görevine iade edilen İbn Zümrek.
şiirleri.
dağınık halde bulunan diğer şiirleri de
Tevfik en-Neyfer tarafından divan ın sonuna eklenmiştir. İbn Zümrek'in günümüze
ulaşan şiirleri 7500 beyti aşmaktadır (Diuanü İbn Zümrek el-Endelüsl, s. 63ı.
Div anı dışında İbn Zümrek'in en çok şi­
irini ihtiva eden eser Makkarl'nin Ezhô.rü'r-riyô. :l'ı olup eserde şairin on beş müveşşahı ve 2481 beyti bulunmaktadır. Birçoğu Hz. Peygamber'in methine, ay rıca
at ve ci had tasvirlerine dair olması sebebiyle İbn Zümrek'in şiirlerine geniş yer
verdiğini söyleyen Makkarl bunları Tilimsan'da gördüğü divandan seçmiş olduğu­
nu belirtir (Ezharü'r-riyaz, ll. ı 1, 2ıı. Makkarl'nin NefJ:ı_u'Hib'inde ve Lisanüddin
İbnü'l -Hatlb' in başta el-İJ:ıô.ta'sı olmak
üzere diğer eserlerinde de İbn Zümrek'in
şiirlerine dair bol miktarda örnek bulunmaktadır. Bu şiirlerde Endülüs müslümanlarının sosyal ve kültürel durumu.
örf ve adetleri hakkında orüinal bilgiler
yer alır.
İbn Zümrek'in övgü. tasvir vegazel teklasik tarzdadır. Neo- klasik dönem kasidelerinin
özelliklerini yansıtan kasidelerinde genellikle uzun bir neslbden sonra övgüye geçilir. Ancak Hz. Peygamber'in methine
dair kasidelerle dini bayramlar münasebetiyle nazmedilmiş kasidelerde neslb
kısmı bulunmaz. İbn Zümrek'in şiirlerin­
de çok sayıda klişe ifade ve tekrar bulunduğu görülür. Bunun sebebi, lll. (IX.) yüzyıldan itibaren saray şairleri arasında gelenek halini alan irticalen şiir söyleme zarureti ve şairin çok sayıda şiir yazmasıdır.
Bilinen on beş müveşşahı ile Endülüs müveşşah şairlerinin önde gelenlerinden olan
İbn Zümrek'in bu tür şiirleri, biçim yönünden kasideye yakın olup geleneğin aksine
son beyitleri halk dilinden alınmıştır. Tasvir, gazel . özlem. kutlama ve hamriyyat
konularında yoğunlaşan bu şiirler. ritim
ve müzikalite bakımından diğer şiirlerine
göre daha edebi ve orüinaldir.
malarında yoğunlaşan şiirleri
İbn Zümrek, V. (Xl.) yüzyıldan itibaren
ve Endülüs'te başlayıp yaygınla­
şan m evlidiye türünde kasideler de yazmıştır. Hz. Peygamber'in doğum yıl dönümü münasebetiyle sultan sarayların­
da düzenlenen kutlamalarda saray şair­
leri tarafından yazılıp okunan bu tür kasidelerde ResGl-i Ekrem övülür ve onun
bazı mucizeleri anlatılır. Bu şiirlerin geleneksel övgü kasidelerinden bir farkı da
yoğun bir duygu ile nazmedilmiş olması­
dır. Vlll. (XIV.) yüzyılda Gırnata krallarının
Elhamra Sarayı'nda düzenlediği mevlid
kutlamaları ve bu vesileyle nazmedilmiş
mevlidiyeler konusunda V. Muhammed
Mağrib
473
iBN ZÜMREK
döneminin önemli bir yeri vardır. Bu dönemde Elhamra Sarayı ' nda okunmuş çok
sayıda mevlidiyeden on birinin zamanı­
mıza u l aştığı bilinmektedir. Bunlardan
altısı İb n Zümrek'e aittir. 76-11 O beyit
arasında değ i şen bu kasidelerin dördü
765, 767, 768, 769 (veya 770) yıllarındaki
mevlid kutlamalarında okunmuştur. İbn
Zümrek'in bu tür kasideleri Ahmed Selml tarafından derlenerek Les mawlidiyyat d'Ibn Zamrak adıyl a yayımlanmıştır
(Hesperis, XLIII [Paris ı 956]. s. 335-435) .
Onun şiirlerinin önemli bir kısmını Gani Billah V. Muhammed için nazmettiği kasideler oluşturur. Sultanın yaklaşık otuz
yedi yıllık saltanatı boyunca Elhamra Sar ayı'nda düzenlenen mevlid, bayram, doğum, sünnet kutlamal arı . tebrik ve taziye gibi çeşitli münasebetlerle İbn Zümrek
onun için altmış altı kaside kaleme almış­
tır. 68- 146 beyit arasında değişen bayram kasideleri müstakil divan teşkil edecek bir hacme sahiptir. "el-Ganiyyat" adı
verilen bu şiirler devri n tarihine. Elhamra
Sarayı ' nda yaşanan gelenekiere ve Merlnller'le ilişkilere dair değerli malzeme ihtiva etmektedir.
Endülüs şairleri a rasında yine bir gelenek halini alan bahçe. çiçek, gece, mehtap gibi tabiat tasvirleri İbn Zümrek'te
de yüksek düzeydedir. Onun başka şair­
lerde pek rastlanmayan sabah tasvirleriyle karanfil tasvirleri orüinal bulunmuştur.
Özellikle Elhamra Sarayı'nın köşkleri. bahçe, çiçek ve fıskıyeleri , sarayda düzenlenen çeşitli tören . şenli k ve kutlarnalara
ilişkin tasvirleri beğeniyle karşıianmış ve
bun l arın birçoğu V. Muhammed'in emriyle sarayın duvarla rına kitabe olarak nakşedilmiştir. Bundan dolayı İbn Zümrek
"Elhamra şairi" olarak da tanınır (Gomez,
Cinco poetas, s. 169) Genellikle methiyeleri ve müveşşahları içinde yer alan tasvir
parçalarında cihad. savaş ve savaş aletleriyle av. at yarışı tasvirleri ve hamriyyat temalarının yoğunluğu hissedilmektedir.
İbn Zümrek. kasidelerinin girizgahında
yer alan gazellerinde muhayyel sevgililere dair platonik bir aşk terennüm ederek
geleneksel kalıpların dışına ç ı kmıştır. Tasawufi şiirler de nazmeden İbn Zümrek
bu şiir l erinde Allah'a tazim, Hz. Peygamber'i medih, cihad gibi konuları işlemiş ,
bu vesileyle Kur'an'dan bol miktarda iktibas yapmıştır. Az sayıdaki mersiyelerinde taziyeden çok ölen kişinin erdemlerinin sayıldığı övgü karakteri ağır basar.
Methiyelerinin sonunda yer alan fahriyelerinde de sadece sanatı ve şiirleriyle
övündüğü görülür. Genellikle şiirlerinde
474
lafız sanatlarından cinasın,
mana sanatise istiare ve tevriyelerin bulungörülür.
larından
duğu
İbn Zümrek'in resmi ve özel mektuplarından
sadece birkaçı
zamanımıza ulaş­
mıştır. Lisanüddin İbnü'l-Hatib ile İbn HaldCın ' a yazdığı bu mektupların (İbn Hald Cı n, et-Ta' rif, s. 290-298; Makkarl, l'lefl:ıu 'ttib, VII, 458-460) baş tarafında yer alan övgü ve tazim kısmı sanatlı . talep kısmı
ise düz nesirle ifade edilmiştir. Zorlama
secilerin yer aldığı mektupları şiirleri kadar başarılı değildir.
Bİ BLİYOGRAFYA :
nales de l'institut d'etudes orientales, ll , Algier
1936, s. 292-312); Şevki Dayf, el-Fen ve me?fıhi­
büh, Kahire 1976, s. 453; İhsan Abbas, Tarif) u '1edebi 'l-Endelüsi, Beyrut 1985, s. 215, 250-251;
Ahmed Selim ei-Hımsi, İbn Zümrük el-Gırna(i :
siretühCı ve edebüh, Beyrut 1985; Ahmed Muhtar ei-Abbadi, Dirasat {1 tarii)i'l-Magrib ue'l-Endelüs, İskenderiye, ts. (Müessesetü şebabi'l-ca­
mia), s. 131,229, 235, 242,399,428, 454; Divanü İbn Zümre k el-Endelüsi (n ş[ M. Tevfik enNeyfer, Mecelletü Dirasat Endelüsiyye, sy. 18,
Tunus 141811997 içinde). s. 58-64; F. de la Graja.
"Ibn Zarrfrak", Ef2(Fr.) . lll, 997.
Iii
r
İbn Zam rak, Les mawlidiyyat d'lbn Zamrak
(nşr. Ahmed Sel ml, Hesperis, XLIII, Paris ı 956
içinde). s. 335-435; İbn Hatime, Dfvan (nşr. M.
Beyrut 1400/1980, s. 126, 130; ayrıca bk. neş­
redenin girişi, s. 1O; a.mlf.. fvTüşahedat (nşr. Ahmed Muhtar el-Abbadl), İskenderiye 1983, s.
143; a.mlf.. A 'malü 'l-a'lam (nşr. E. Levi- Provençal). Beyrut 1956, s. 78-80; İbrah i m b. Müsa eş­
Şatıbl. e l-İfadat ve ' l-inşadat (nşr. Muhammed
Ebü'l-Ecfan). Beyrut 1406/1986, s. 157-158;
İbnü'l-Ahmer, Neşiru fera'id i'l-cüman (nşr. M.
Rıdvan ed-Daye), Beyrut 1967, s. 327-329;
a.mlf., Meşahirü'ş-şu'ara' (nşr. M. Rıdvan edDa ye). Beyrut 1406/1986, s. 151-154; İbn
Haldün. el-'İber, VII , 444, 457-460; a.m lf .• etTa'rif, Kah ire 1979, s. 263-265, 268-274,
290-298; İbn Hacer. ed-Dürerü'l-kamine, IV,
312-313; İbnü'l-Kadl. Ce?vetü 'l·iktibas, Rabat 1973, ı, 132; Ahmed Baba et-Tinbüktl. Neylü 'l-ibtihac (İbn FerhOn . ed-Dfbfıcü 'l-mü?heb
içinde). Kahire 1329, s. 282-283; Makkari. Ezharü'r-riyaz (nşr. Mustafa es-Sekka v. dğr.). Kahire 1358/1939, 1, 59-60; ll, 7 -206; ayrıca bk.
tür.yer.; a.mlf.. Nef/:ıu't-tib, lll, 99; IV, 683-684,
692, 693; V, 134-135, 168; VII , 147, 165-166,
458-460; VIII, 164, 170; E. Lafuenta y Alcantara.
lnscripciones arabes de Granada, Madrid 1859,
s. 121-122; E. G. Gomez. "IbnZamrak, el-Poeta
de la Alhambra" , Cinco poetas musulmanes,
Madrid- Boenas Aires 1944, s. 169-271; a.m lf ..
eş-Şi'rü'l-Endelüsi (tre. M. Abdülhadi Şuayra).
Kahire 1951, s. 70; a.e. (tre. Hüseyin MOnis). Ka hire 1952, s. 32, 38, 40; a.mlf., Ma'a şu'ara'i'l­
Endelüs ve'l-Mütenebbi (tre. Tahir Ahmed Mekkl), Kahi re 1406/1985, s. 160-242; Brockelmann. GAL, ll, 336; Suppl., ll, 370;A. R. Nykl.
Hispano-Arabic Poetry, Baltimare 1946, s. 366370; M. Abdullah İnan. el-Aşarü'l-Endelüsiyye­
tü '/-bakıye, Kahire 1381/1961, s. 198, 199, 202,
203; a.mlf., İbn ljaldCın, Kahire 1991, s. 59-60;
E. Levi-Provençal. Muf:ı_açtarat (tre. M. Abdülhadl Şuayra). Kahire 1951 , s. 70; A. G. Palencia.
Tarii)u 'l-(ıkri'l-Endelüsi (tre. Hüseyin MOnis).
Kahire 1955, s. 139 - 141; J. T. Monroe. Hispano-Arabic Poetry, London 1974, s. 346; R.
Blachere. Analecta, Damas 1975, s. 499-520;
a.mlf., "el-Vezirü'ş-şa'ir İbn Zümrük ve ara'üh"
(tre. Muhammed el-Uceyml). ljavliyyatü'l-Cami'ati't-TCınisiyye, XXV, Tunus 1986, s. 131156; (aslı : "Le vizir-poete Ibn Zumruk ... ", An-
İBN ZÜNBÜL
(.}..ij.:,..!l)
Ahmed b. Ebi'I-Hasen All
b. NOriddin Ahmed er-Remmal
el-Mahalli eş-Şafii
(ö. 960/1553'ten sonra)
Rıdvan ed-Daye). Dımaşk 1399/1978, neşrede­
nin girişi, s. 8, 17, 19, 24-25, 33, 36, 37 , 42,
48; İbnü'l-Hatlb. el-İ/:ıfıta, 1, 222; ll, 221, 227230, 300-314; a.mlf.. el-Ketfbetü 'l-kamine (nşr.
İhsan Abbas). Beyrut 1983, s. 282-288; a.mlf ..
el-Lem/:ı.atü'l-bedriyye (ı'd-devleti'n-Naşriyye,
İSMAİL DURMUŞ
Mısırlı
L
saray müneccimi
ve tarihçi.
_j
Doğduğu veya yaşadığı yer olması itibariyle Aşağı Mısır'da bulunan Mahalle'ye
izafetle Mahall1 nisbesiyle veya remil ilmindeki mahareti dolayısıyla Hemmal unvanıyla anılırsa da daha ziyade babası Ali
Zünbül'e nisbetle İbn Zünbül olarak tanınır. Hemili iyi bildiği için Memlük Sultanı Kansu Gavri'nin (ı 50 ı- ı 5 I 6) sarayında
müneccimlik görevine getirilen İbn Zünbül, Mercidabık ve Ridaniye savaşlarıyla
lbn Zünbül'ün el-lfanun fi'd-dünya
fası
(TSMK, Revan Köşkü , nr. 1638)
.,
;.
adlı
eserinin ilk say-
Download