TDV DIA

advertisement
KELABAZf, Mahmud b. EbO Bekir
Kehkeşan
motifi divan ş ii rinde çeşitli
görülmektedir. Bazan hem çokluğu hem parlaklığı itibariyle aşığın göz
yaşı olarak ele alınmış . şekli itibariyle de
daha çok yola benzetilmiştir. Hayall'nin,
"Aks-i rah - ı pür - şüküfendi r miyan - bend-i
felek" mısraında kehkeşan sevgilinin yı l ­
dız çiçekleriyle dolu yolunu ifade etmek
üzere kullanılmıştır. Ayrıca yine şekil yönünden kervana da benzetildiğinden divan şiirinde "kervan - rah - ı kehkeşan" tabirine sık sık rastlanır. Ahmed Paşa'nın ,
"Geh kahkeşan gah iletip hırmen-i mehten 1 Dülab-ı felekdelv ile dökerdi ana
ma" beytinde kehkeşanın ay harmanın ­
dan saman götürmesi ve "felek dolabı"­
nın delv ile (kova= kova burcu) ona su dökmesi bir arada zikredilerek kerpiç yap ı ­
rnma telmihte bulunulmuştur. Nev'I'nin.
"Kem kase bezm -i işretine mah-ı asuman 1Yetmez ziyafetinde simat olsa kehkeşan " beytinde kehkeşan, kendisini teş­
kil eden küme içindeki yıldız baliuğundan
ötürü övülen şahsın sofrasındaki zenginliği ifade eder. Bazan da Şeyhl'nin . "San
daneyidi encü m ü dam idi kehkeşan 1 Ya
sayd - ı nesr-i tayire pertab idi ş i hab " beytinde olduğu gibi kehkeşan tuzağa , yıldız­
lar ise kuş l arı aldatmak için içine serpilmiş yeme benzetilmiştir.
şekillerde
Yakın
dönem Türk matb u atında "Kehverilen bazı edebi dergiler yayımlanmıştır. Bunlardan Trabzon'da Ali
Rıza tarafında n çıkarılan dergi on beş
günlük "musawer, edebi, fennl, zirai, t icari, sınai bir mecmua" olarak 23 Temmuz 1909 ile 191 O arasında yirmi dört
sayı çıkarılmıştır. Şiir. makale, tenkit. felsefi yazılar, kısa hikaye ve m usahabelerin
yer aldığı mecmuada Hamamizade İhsan.
Halil Nihad (Boztepe). İbrahim Alaeddin
(Gövsa) ve Tahsin Nahid gibi imzalar görülmektedir. Fecr-i Ati'nin yerini almak
isteyen Yeni Nesil ad lı edebi grubun yayın organı olarak İ stanb ul'da neşredilen
Kehkeşan ise "fennl, edebi, içtimal on
beş günde bir neşrolunur mecmua-i musawer" tanıtımıyla yayın hayatına girmiş .
8 Eylül 1912 - 2 Eylül1914tarihleri arasında sadece dokuz sayı çıkabilmiştir. Görülebilen beş sayısındaki başlıca imzalar
şunlardır : Hasib (D inçsoy) , Halid Fahri
(Ozansoy). İsmail Hami (Dan işmend), Sadi,
Münir Süreyya (Münir Süleyman Çapa n oğ­
lu). Selahaddin Enis (Kantarağasızade, Atabeyoğ l u). Yusuf Ziya (Ortaç).
keşan " adı
BİBLİYOGRAFYA :
Burhan-ı Katı' Tercümesi, s. 685; I Redhouseı.
ilaveli Lugat·ı Osmaniye, İstanbul 1283, ll, 181;
a.m lf ., A Turkish and Eng lish Lexicon, İstan·
bul 1890, s. 1520; Ş ükü n, Farsça · Türkçe Lügat,
s. 1492; Tarama Sözlüğü, Ankara 1967. 7 1, lll ,
-1893; V, 3290; Agah S ı rrı Levend, Divan Edebiyatı (İstanbul 1943). İsta n bul ı 980, s. 216-217 ;
Yusuf Ziya Ortaç. Bizim Yokuş, İstanbu l 1966, s.
ı ı- ı 5; Halit Fahri Ozansoy. Edebiyatçı/ar Çev·
remde, Ankara 1970, s. 228-230; Mehmed Çavuşoğlu. Necati Bey Dlvanı'n ın Tah li li, İstan­
bu l 1971, s. 252; Bahaeddin Öge!, Tü rk Mitoloji·
si, İstanbul 1971, ll, tür. yer.; Hasan Duman, Katalog, s. 206; Cemal Kurnaz. Hayali Bey Dlvanı
(Tahlili), Ankara 1987, s. 439 ; M. Nejat Sefercioğlu, Nev'i Dlvanı'nın Tahlili, Ankara 1990,
s. 334-359; İskende r Pala. Ansiklopedik Divan
Şiiri Sözlüğü , Ankara 1999, s. 236; Dihhuda,
Lugatname, XXII , 298; Cengiz Yurdanur. "Kehkeşan", TDEA, V, 260. r;ı;:ı
IJll!l!.l
ı
~
~
NA Z lM
Şa]Ji]Jayn
ravileri hakkında telif ettiğ i
Buharl'nin raviler iyle ilgili
olarak Kelabazl'nin eser ini esas alm ıştır.
ça lı şmasında
BİBLİYOGRAFYA :
Kelabazi. Rica l ü Şatıltıi'l-Bul].fıri, ı, 15-24; ·
Hatib. Tari/] u Bagdad, IV, 434-435; Zehebi. Te?kireta 'l·tıufffı?, lll, 1027-1 028; a.mlf.. A' la mü 'nnübela', XVII , 94-96; Keşfü ';r.-;r.un ün, 1, 88, 555;
Brockelmann, GAL Suppl., 1, 280; Hediyyeta'l·
'ari{in, ı, 69 ; Sezgin, GAS, 1, 2 16-217; a.m lf. ,
GAS (Ar.). 1, 443.
!il
ı
KELABAZI, Ahmed b. Muhammed
( 1.5~ ~~, ~ .:i. .Mı.> i)
L
Buhari' nin ravilerine dair
eseriyle tanınan hadis alimi.
L
_j
323'te (935) Buhara ' nın bir semti olan
Kelabaz'da d oğdu. Maveraünnehir. Horasan ve Bağdat gibi ilim merkezlerini dolaşarak alimlerden ders ald ı. Hocaları arasında Heysem b. Küleyb eş-Şaşl. Ebü Ca'fer Muhammed b. Muhammed el-Cemmal, Ebu Ya'la Abdülmü'min b. Halef gibi
muhaddisler bulunmaktadı r. Darekutnl,
Hakim en-Nisabürl ve Ca'fer b. Muhammed ei- M üstağfirl gibi alimler de onun
tat ebeleri arasında yer alm ı ştır. Kelabazl
Cemaziyelahir 398'de (Ş ubat 1008) vefat
etti. Bu tarih 378 (988) olarak da zikredilmişti r.
Buhar! rivayetleri hakkındaki gen iş bilgisiyle tanınan ve güvenilir bir muhaddis
olduğunda ihtilaf bulunmayan Kelabazl
için Hatlb ei - Bağdadl sika ve hafı z, Hakim
en- Nisabürl sebt ve müt kın terimlerini
kull anmışl a rdır. Ayrıca öğ rencisi Ca'fer b.
Muhammed ei-Müstağfirl onun devrinde Maveraünnehir'de en çok hadis bilen
kimse olduğunu, Hakim en-Nisabürl de
Maveraünnehir'de benzeri bulunmadığ ı­
nı söylemiştir.
Kelabazl'nin el-Hidô.ye ve'l-irşô.d ii
ma'rifeti ehli'ş - şi~a ve's-sedô.d elle~i­
ne al]rece lehüm el-Bul]ari ii Cami'ih
adlı eseri , Buharl'nin 1525 ravisini alfabetik olarak ve kısa nottarla tanıtmakta
olup Abdullah ei-Leysl tarafından neş re­
di l miştir (Beyrut 1407/1987) K itabı Abdullah b. Abdurrahman ei-Cüzey 562'de
(1167) tehzip etmiştir. İbnü 'I- Kayseranl,
ı
Ebü'l-Aia Şemsüddin Mahmud
b. Ebi Bekr b. Mahmud
ei-Buhari ei-Kelabazi
(ö. 700/1300)
ı
Ebu Nasr Ahmed b. Muhammed
b. ei-Hüseyn ei-Buhari ei-Kelabazi
(ö . 398/1008)
~· ~
KELABAZI, Mahmud b. Ebu Bekir
( -s~~ ~~ _f:! .si .:i. ~~ ı
H. P üLAT
~
~
SALAHATTİN P OLAT
Hanefi fakihi ve hadis alimi.
_j
644'te (1246) veya 649 yı lı nın Cemaziyelewel ayının başlarında (Temmuz 1251
sonları) Buhara ' nın büyük semtlerinden
Kelabaz'dadünyaya geldi. Hılatl'den (ö.
652/1254) ders aldığına ve elli altı yaşın­
da öldüğüne dair bilgiler doğru ise doğu­
mu için 644 (1246) yılı tercih edilmelidir.
Buharl, ayrıca feraiz alanındaki şöhreti
sebebiyle Farazi nisbeteriyle de anılır. Fı ­
kıhta temel öğrenimini Buhara'da yaptı.
Necmeddin ömer b. Muhammed ei-Kahuştüvanl'den feraiz okudu . 670 (1272)
yılı civarında Buhara'da Ahmed b. Ma'şer' den hadis öğrendiğine dair bilgiden o
tarihlerde henüz memleketinde olduğu
anlaşılmaktadır. Kelabazl hadis rivayet
etmek için Merv, Eblverd. Damega n ve
Serahs'ı dolaşarak çeşitli alimlerden hadis dinledikten sonra Bağdat. Musul,
Mardin ve Düneysir'e gidip K evaşl ve
Ebü'I-Fazl Muhammed b. Muhammed İb­
nü'd-Debbab gibi alimierin yanında hadis öğrenim ini sürdürdü. 677'de (1279)
hacca gitti. 684 (1285) yı lınd a Dımaşk'a
geçerek Sümeysatiyye Hankahı'na yerleş­
ti : bizzat istinsah ettiğ i birçok eserden
oluşan özel kütüphanesini buraya vakfetti. Fahreddin İbnü'I-Buharl, Ebu Abdullah
İbnü' I - Kemal ei-Makdisl, Abdürrahlm b.
Abdülvahid ei-Makdisl, Muhammed b.
Abdülmü'min es-Sürl gibi birçok muhaddisten hadis öğrendi. 680 (1281) yılından
sonra M ısır 'a göç etti; uzun süre kaldığ ı
Kahire'de İbn Hamdan ve Ahmed b. İs­
hak ei-Eberkühi gibi alimle r den hadis
okudu. Kendisinden hadis veya feraiz öğ ­
renen ki şiler arasında Abdülmü'min b.
Halef ed-Dimyatl. Yusuf b. Abdurrahman
191
KELABAZI. Mahmud b. EbO Bekir
ei-Mizzl. Ebu Hayyan ei-Endelüsi, İbn Seyyidünnas. Kutbüddin ei-Halebi ve Zehebi
gibi önemli şahsiyetler yer almaktadır.
Zehebi onu mütkın ve sika olarak nitelemektedir (Mu'cemü'ş-şüyül]., s. 615). Tatar istilasının dağuracağı kargaşadan kaçarak Mardin'e giden Kelabazi birkaç ay
sonra 700 yılı Rebiülewel ayının başların­
da (Kasım 1300 ortaları) burada vefat etti. Kelabazi, özellikle miras hukuku, hadis
· ve rica! ilimlerinde söz sahibi olup takva
ehli bir kimse idi.
Eserleri. 1. l)av'ü 's-Sirô.c. Hanefi fakihi Muhammed b. Muhammed es-Secavendi'nin el-Ferô.'iz ü 's-Sirdciyye'sinin
mezhepler arası karşılaştırmalı ve delilli
bir şerhidir. Kelabazi bu eserini hocası Kahuştüvani'nin feraiz derslerinde tuttuğu
notlardan faydalanarak hazırlamış. son
kısmında bazı ihtilaflı meselelere de yer
ayırmıştır. 1O Cemaziyelewel 676 (29 Eylül 1277) tarihinde tamamlanan kitabın
Kayseri Raşid Efendi Kütüphanesi'nde
(nr. ı ı 4 7) aynı yıl istinsah edilmiş bir nüshası vardır. Bu şerh çok rağbet görmüş
ve medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Hanefi fakihi Baberti. el-Ferô.'iZü 's-Sirô.ciyye'nin en güzel şerhle­
rinden biri olduğunu söylediği l)av'ü 'sSirô.c'ı talebenin isteği üzerine özetleyip
bazı yerlerini de açıklayarak Şerf:ıu's-Si­
rô.ciyye adıyla anılan eserini kaleme almıştır. Leknevi, l)av'ü 's-Sirô.c'ın çeşitli
meselelerde mezheplerin görüşlerini delilleriyle birlikte aktardığını ve müellifin
bu ilme vukufunun derinliğini gösterdiğini söyler (el-Feua'idü '1-behiyye, s. 2 I I).
Eser. Kelabazi tarafından el-Minhô.cü '1müntel]ab min l)aV'i's-Sirô.c adıyla Bağ­
dat'ta ihtisar edilmiş olup 678 (1279) yı­
lında tamamlanan bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'nde (Nuri Arlasez, nr.
155), diğer bir nüshası da Manisa İl Halk
Kütüphanesi'nde (nr. ı 432) bulunmaktadır. Her iki yazmanın Türkiye kütüphanelerinde başka nüshaları da mevcuttur (bu
iki eserin nüshaları için ayrıca bk. Brockelmann, GAL, 1, 470; Suppl. , 1, 650; Tales, s.
97). Z. Tel]fif:ıu'l-efhô.m fi şerf:ıi mesô.'ili
~evi'l-erl).dm (Süleymaniye Ktp., Cil.rullah
Efendi, nr. ı I 15; KılıçAli Paşa, nr. 5 I 3; Atıf
Efendi Ktp., Atıf Efendi, nr. I 739; Kayseri
Raşid Efendi Ktp., nr. 658). 3.Ijallü'l-]farô.'iz fi tenni'l-ferô.'iz (Süleymaniye Ktp.,
Laleli, nr. 1318). 4. Müştebehü'n-nisbe.
Zehebi, Kelabazi'nin bu kitabının müsveddesinden pek çok nakilde bulunduğu ­
nu söyler (el-Müştebih, s. 452). S. Meşye­
l]a . 750 civarında hocasının biyografisini
ihtiva eden bir eserdir (Kureşl, lll, 454).
192
BİBLİYOGRAFYA :
ruf'ta sohbetinde bulunduğu üstatları­
Zehebl, Te?kiretü '1-/:ıuffii?, IV, 1502; a.mlf.,
Mu'cemü şüyüi]i'?-lehebf (nşr. RCıhiyye Abdurrahman es-SüyCıff). Beyrut 1410/1990, s. 615;
a.m lf ., ei-MüŞtebih, s. 452; Safed1, ei-Vafi, XXV,
291-292; a.mlf.. A'yanü '1-'aşr(nşr. Ali Ebu Zeyd
v.dğr.), Beyrut- Dımaşk 1418/1998, V, 365-366;
Yafi1, Mir'atü'l-cenan (CübCırl). IV, 234; Kureş1.
ei-Cevahirü '1-muçityye, lll, 453-455; Takıyyüd­
din ei-Fasl, Tarfi]u 'ulema'i Bagdad: ei-Müntei]abü '1-mui]tar(nşr. Abbas ei-Azzavf), Bağdad
1357/1938, s. 213-215; Makrlzl, es-Sü/Qk (Ziyade). ı/3, s. 918; İbn Hacer, ed-Dürerü'l-kamine, IV, 342-343; İbn Tağrlberdl, en-Nücümü'zzahire, VIII, 197; a . mıf., ed-Delflü 'ş-şafi (nşr. Fehim M. ŞeltCıt), Kahire 1399/1979, ll , 721; İbn
Kutluboğa. Tacü 't-teracim {f men şannefe mine'l-/jane{iyye (nşr. ibrahim Salih). Dımaşk
1412/1992, s. 70; Keş{ü';Nunün, ll, 1249; İb­
nü'ı-imad, Şe?erat, V, 457-458; Lekmivl, ei-Feva'idü '1-behiyye, s . 210-211; Brockelmann,
GAL, ı, 470; Suppl., ı, 650; izaf:ıu'l-meknün, ı,
417; ll, 185, 486; Hediyyetü '1-'arifin, ll, 406;
M. Es' ad Tates, ei-Keşşaf 'an mai]tütati i]aza'ini
kütübi '1-evkaf. Bağda d 1372/1953, s. 97; Mevsü'atü Tabaf!:ati'l-fuf!:aha' (nşr. Ca'feres-Sübhanf). Kum 1418, VII , 268. ı:;;;:ı
J!l!1l
~
~
A
A
BiLAL SAKLAN
o
~
KELABAZI, Muhammed b. Ihrahim
L.s~4~' ~'.r.! .y ~)
EbCı
Bekr Tacülislam Muhammed
b. EbCı İshak İbrahim b. Ya'kub
ei-Buhari el-Kelabazi
(ö. 380/990)
Tasavvufun temel
olan
eseriyle tanınan
fıkıh ve hadis alimi.
kaynaklarından
et-Tacarruf adlı
L
mutasavvıf,
~
Nisbesini Buhara'nın bir mahallesi olan
Kelabaz'dan almaktadır. Gulabadi nisbesiyle de anılan Kelabazi'nin ailesi, yetişme
tarzı ve ziyaret ettiği yerler hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Tasawufla
ilgili iki önemli eseri olduğu halde sCıfilere
dair bilgi veren tabakat kitaplarında kendisine yer verilmemiş, sadece Abdurrahman-ı Cami tasawufta üstadı olan Paris
b. Isa'dan bahsederken onun ismine temas etmiştir (Nefe/:ıfitü'L-üns, s. 205). İbn
Kutluboğa ve Leknevi gibi daha ziyade
Hanefi fıkıh alimleri hakkında bilgi veren yazarlar bir Hanefi fakihi olması dolayısıyla ondan kısaca söz etmişlerdir ( Tacü't-teracim, s. 87; el-Feua'idü'l-behiyye,
S. 161 ).
Muhammed b. Fazi'dan fıkıh okuduğu
bilinen Kelabazi, Me'ô.ni'l-al]bô.r olarak
da bilinen Baf:ırü'l-fevô.'id adlı eserinde
hadis öğrendi ği hocalarının isimlerini kaydetmiştir. Tasavvuftaki üstadı ise Hallac-ı
Mansur'un takipçilerinden Paris b. Isa' dır.
Kelabazl, Me'ô.ni'l-al]bô.r ve et- Ta'ar-
nın adını
zikreder. Bunların bir kısmının
Reyli, Hemedanlı, Kufeli ve
Bağdatlı olduğu dikkate alınırsa bu şe­
hirleri ziyaret ettiği söylenebilir. Kızı Ümmü'I-Kasım'ın Me'ô.ni'l-al]bô.r' ı rivayet
edenler arasında bulunması onun çocuklarının eğitimleriyle de ilgilendiğini göstermektedir. Buhara'da vefat eden Kelabazi'nin kabrinin Muhammed Parsa ve
Ali b. Hüseyin Vaiz-i Kaşifi zamanında
bir ziyaret yeri olduğu anlaşılmaktadır
( Teuhide Giriş, s. 99; Reşehat Tercümesi,
Semerkantlı,
S.
18).
Eserleri. 1. et-Ta'arruf li-meg;hebi ehThsawuf konusunda erken
dönemde yazılmış eserlerden biridir. Müellif giriş kısmında sufi olmadıkları halde
sufi görünen istismarcılardan şikayet
eder, yaşadığı çağda gerçek sufiliğin yok
denecek kadar azaldığını söyler. Eserin ilk
dört bölümünde sufilik ve sufiler hakkın­
da özet bilgiler verilmiş, ikinci kısımda sufilerin inanç konularındaki kanaatleri anlatılmıştır. Burada verilen bilgiler el-Fı]f­
hü'l-ekber ve Nesefi akaidindeki bilgilere benzer. Kelabazi bu bilgileri vererek
sCıfilerin akaid konularında Ehl-i sünnet
mezhebini takip ettiklerini gösterir ve
onları savunur. Üçüncü kısımda bazı tasawufi haller ve makamlar kısaca anlatı­
lır. Dördüncü kısım vecd, fena, sekr, marifet. tecelli ve tevhid gibi tasawufun
özünü oluşturan hususlar ve terimiere
dairdir. Beşinci kısım riyazet. halkla ilişki­
ler, ilham, rüya, keramet ve sema gibi konuları içerir. Bu konularda verdiği özlü
bilgilerle bir Sünni tasawufunun varlığını
ortaya koyduğu için, "Ta'arruf olmasaydı tasawuf bilinmezdi" denilmiştir. Eser
İzzeddin ei-Kaşi'nin de kaynakları arasın­
da yer alır (DİA, XXIII, 555). et-Ta'arruf
tasawuf tarihinde etkili olmuş, üzerine
şerhler yazılmış ve erken bir dönemde
Farsça'ya tercüme edilmiştir. İsmail b.
Muhammed ei-Müstemll eseri Nurü'lmüridin ve fazif:ıatü'l-müdde'in ve
]fam'u'l-mübtedi' in ve f:ıüccetü Ehli'ssünne ve'l-mü'minin adıyla Farsça şer­
hetmiştir (l-ll, Leknev 1328/1912; nşr. Muhammed Revşen, 1-11, Tahran 1984-87). Bu
şerh, tasawufla ilgili ilk önemli Farsça
eser olması bakımından da değerlidir.
Ahmed Ali Recai tarafından Jjulô.şa-yı
ŞerJ:ı-i Ta'arruf adıyla yayımlanan (Tahran 1349) ve yazarı belli olmayan kitap
Müstemii'nin şerhinin bir özetidir. Alaeddin Konevi'nin şerhi lfüsnü't-taşarruf
fi şerf:ıi't- Ta'arruf adını taşımaktadır (Süleymaniye Ktp., Şe h id Ali Paşa, nr. 1232).
li't-taşavvuf.
Download