Materials and Methods

advertisement
TÜBİTAK PROJESİ
Kırkağaç 637 Kavun Çeşidine Kabak Sarılık
Mozayik Virüsü Kılıf Protein Geninin
Aktarılması ve Transgenik Kavun Bitkilerinin
Elde Edilmesi
Yeşim YALÇIN-MENDİ
2004
İÇİNDEKİLER
1-Giriş
7
2-Materyal ve Metod
12
2.1.Materyal
12
2.2.Metod
12
2.2.1.Rejenerasyon Denemeleri ve Histolojik Analizler
12
2.2.1.1. Kırkağaç ve Ananas Çeşitlerinde Rejenerasyon
12
2.2.1.2. Kırkağaç 637 Kavun Çeşidinde Rejenerasyonun
Anotomik ve Morfolojik Yapısının İncelenmesi
14
2.2.1.3. Hasanbey ve Ç.Ü.MA2 Kavun Çeşitlerinde Rejenerasyon
14
2.2.1.4. Ananas Kavun Çeşidinde Histolojik Analizler
15
2.2.2. Transformasyon Denemeleri
15
2.2.2.1. Tohumların Sterilizasyonu
16
2.2.2.2. Agrobacterium Bakterisinin Hazırlanması
16
2.2.2.3. Transformasyon ve Rejenerasyon
16
2.2.2.4. Eksplantların Seleksiyon Ortamına Aktarılması (M2)
17
2.2.2.5. Eksplantların İkinci Seleksiyon Ortamına Aktarılması (M3)
18
2.2.2.6. Sürgün Geliştirme ve Köklendirme Ortamlarına Aktarılması 18
2.2.2.7. ELISA Testi
19
2.2.2.8. DNA İzolasyonu
19
2.2.2.9. PCR Testi
19
3-Sonuçlar
20
3.1. Rejenerasyon Denemeleri ve Histolojik Analiz Sonuçları
20
3.2. Transformasyon Denemesi Sonuçları
28
3.2.1. Farklı Tohum Yaşı ve Eksplant Tiplerinin Rejenerasyon Üzerine Etkileri
ve Transformasyon
4-Kaynaklar
28
52
2
ÇİZELGE LİSTESİ
Çizelge 1. NA8 rejenerasyon ortamının içeriği
13
Çizelge 2. NB00101 sürgün geliştirme ortamının içeriği
13
Çizelge 3. Transformantlarda PCR analizi sonucunda ZYMV CP (1000baz çift)
geninin X2 analizi
33
3
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 1. Eksplantların Agrobacterium ile İnoküle Edilmesi
16
Şekil.2. MR Ortamı Üzerindeki İnoküle Edilmiş Eksplantlar
17
Şekil. 3. İlk Seleksiyon Ortamı Üzerindeki Eksplantlar (MR+ timentin)
17
Şekil.4. İkinci Seleksiyon Ortamı Üzerindeki Eksplantlar (MR+ timentin+kanamysin)18
Şekil.5. Sürgün Geliştirme Ortamındaki Eksplantlar
18
Şekil.6. Köklendirme Ortamındaki Eksplantlar
19
Şekil 7. Ananas kavun çeşidinin NA8 rejenerasyon ortamına konulduktan 1. (A), 2.(B),
6. (C),12. (D), günlerden sonraki kotiledonlarının rejenerasyon durumları
21
Şekil.8. Kırkağaç 637 kavun çeşidinin 5 (A),8 (B),10 (C),12 (D),14 (E) günlük
kotiledonlarının rejenerasyon durumları
22
Şekil 9. Kırkağaç 637 kavun çeşidinde gerçek büyüme ucunun görüntüsü (A). NA8
rejenerasyon ortamına konulan 4 (B), 4 (C), 6 (D), 10 (E), 12 (F),14 (G) günlük kotiledon
eksplantlarının hücresel düzeydeki görünümü . (C: Kotiledon; UE : üst meristem; SP:
sünger parankiması; PP; palisat parankiması; AE: alt epidermis; MB: meristematik
bölge;SP:sürgün primordiyumu).
23
Şekil 10. Hasanbey kavun çeşidinin NA8 rejenerasyon ortamına konulduktan 3.(A),
6.(B), 9. (C),12.(D), 15.(E) günlerdeki kotiledonlarının rejenerasyon durumları
25
Şekil 11. ÇÜ.MA2 kavun çeşidinin NA8 rejenerasyon ortamına konulduktan 0.(A),
3.(B), 6. (C), 9.(D), 11.(E), 14.(F), 17.(G), 20. (H) günlerdeki kotiledonlarının
rejenerasyon durumları
26
Şekil 12. Ananas kavun çeşidinde NA8 rejenerasyon ortamına konulan 3 (A1, A2), 6
(B1, B2), 9 (C1, C2), 12 (D1, D2), 15 (E1, E2) günlük kotiledon eksplantlarının hücresel
düzeydeki görünümü . (PP; palisat parankiması; SP: sünger parankiması; MB:
meristematik bölge)
27
Şekil 13. 1. ELISA (NPT II) Testi Sonuçları (Mavi renk: Pozitif, Siyah renk:Negatif) 29
Şekil 14. 2. ELISA (NPT II) Testi Sonuçları (Mavi renk: Pozitif, Siyah renk:Negatif) 29
Şekil 15. İzole Edilmiş Olan DNA’ların Jel Elektroforesisdeki Görünümü
30
Şekil 16. PCR Yapılan 2 Farklı DNA’da ZYMV Kılıf Protein Genini Kodlayan Yaklaşık
1000 Baz Çiftlik Bandın Görünümü
30
Şekil 17. PCR Reaksiyonu Sonucunda ZYMV Kılıf Protein Genini Kodlayan Yaklaşık
1000 Baz Çiftlik Bandın Görünümü
31
4
Şekil 18. Doku Kültüründen Çıkarılan Bitkilerin Plastik Poşetler İçerisinde
Adaptasyonlarının Sağlanması
34
Şekil 19. Bitkiciklerin 1 / 1 Oranında Torf ve Perlit İçeren Saksılara Aktarılması
34
Şekil 20. Bitkiciklerin Küçük Saksılardan Büyük Saksılara Aktarılması
35
Şekil 21. Büyük Saksılarda Gelişen Bitkilerin İpe Alınması
36
Şekil 21’in devamı..Büyük Saksılarda Gelişen Bitkilerin İpe Alınması
37
Şekil 22. Bitkicikler Üzerinde İlk Olarak Gelişen Erkek Çiçeklerin Görünümü
38
Şekil 23. Sera’ya Aktarılan Bitkiciklerin Görünümü
39
Şekil 24. Dişi ve Erkek Çiçeklerin Bir Gün Önceden Maşa ile Kapatılarak Kendileme
İçin Hazırlanması
40
Şekil 25. Erkek ve Dişi Çiçeklerin Görünümü
41
Şekil 26. Klon 20’de Dişi Çiçeklerin Ana Gövdeden Erkek Çiçeklerin ise Yan Dallardan
Geliyor Olması
42
Şekil 27. Serada Gelişen Bitkilerin Görünümü
42
Şekil 28. Dişi ve Erkek Çiçeklerin Gelişim Durumları
43
Şekil 29. Klon 4 Bitkisinin ve Meyvesinin Görünümü
44
Şekil 30. Klon 20’nin Bitki ve Meyvesinin Morfolojik Görünümü
45
Şekil 31. Birgün Önce Kapatılan Dişi ve Erkek Çiçeklerin Bir Gün Sonra Kendilenmesi
45
Şekil 32. Kendileme Sonucunda Elde Edilmiş Meyvenin Görünümü
46
Şekil 33. Klon 4 ve 20’nin Gelişmiş Olan Meyvelerinden Görünüm
47
Şekil 34. Çiçekte ve Meyvede Rastlanan Şekil Bozuklukları
48
Şekil 35. Klon 4’ün Meyvesinin Görünümü
49
Şekil 36. Klon 4 ve 20’nin Meyvelerinin Görünümü
50
Şekil 37. Klon 4 ve 20’de Elde Edilmiş Olan Tohumların Çimlendirildikten Sonra Virüs
İnokülasyonlarının Yapılması
51
5
ÖZET
Türkiye’de ekonomik önemi olan Kırkağaç, Ananas, Hasanbey ve ÇÜ.MA2 kavun
çeşitlerinde bitki rejenerasyonu ve gen transferi koşulları optimize edilmiştir.
Agrobacterium tumefaciens yoluyla Kırkagac 637 kavun çeşidine, Kabak Sarı Mozayik
Virüsü (ZYMV; Zucchini Yellow Mosaic Virus) kılıf protein geni aktarılarak dayanıklı
kavun hatları elde edilmiştir.
Transformasyon sonucunda elde edilen bitkilerde ELISA testi ve PCR analizi yapılmış
ve transgenik olduğu varsayılan bitkicikler belirlenmiştir. Dört transformant (20.1, 20.2,
4.1, 4.2) kendine tozlanarak yeni generasyonlar (F2) elde edilmiştir. F2 generasyonundaki
bitkiciklerde PCR reaksiyonu gerçekleştirilmiş ve ZYMV kılıf protein genini (1000 bp)
içerip içermedikleri ve genin Mendel esaslarına göre alt generasyonlara geçişi
incelenmiştir. Toplam 4 grubun açılım oranı X2 analiziyle test edildiğinde tahmini Mendel
oranlarıyla uyumlu olduğu bulunmuştur. Her durumdaki P değeri P= % 5 önem
düzeyinden büyük olarak saptanmıştır.
6
ABSTRACT
Plant regeneration and transformation conditions were optimized for Kırkağaç,
Ananas, Hasanbey and ÇU.MA2 melon varieties, important for Turkey. ZYMV coat
protein gene was transferred into Kirkagac 637 melon variety using Agrobacterium
tumefaciens and obtained resistant lines to ZYMV (ZYMV; Zucchini Yellow Mosaic
Virus).
ELISA test and PCR analysis were performed to determine transformants. Four
transformants (20.1, 20.2, 4.1 and 4.2) were self pollinated to obtained new generation
lines (F2). The plants from F2 generation lines were tested by PCR to observe ZYMV coat
protein gene (1000 bp) and Mendel Segregation Ratio. Segregation of 4 transformants was
tested by X2 analysis.
It was found that the results were consistent with predicted
Mendelian ratios as tested by X2 analysis. In each case the P values were much greater
than the rejection level of P= % 5.
7
1-Giriş
Türkiye’de 774.563 ha’lık alanda yaklaşık 19 milyon ton sebze üretimi
yapılmaktadır. Bu üretimin yaklaşık %40’ını Cucurbitacea familyasına ait sebze türleri
oluşturmakta ve kavun bu familya içerisinde üretim bakımından 1.8 milyon ton ile
karpuzdan sonra ikinci sırayı almaktadır (Anonim 1999). Ülkemizde gerçekleştirilen bu
üretimin %35’i Orta Anadolu Bölgesinde, %27’si Ege, %15’i Güneydoğu Anadolu, %7’si
Akdeniz, %16’sı ise diğer bölgelerde üretilmektedir. Akdeniz bölgesinde kavun genel
olarak alçak tüneller altında, serada veya açıkta erken ilkbahar döneminde yetiştirilirken;
Ege, Orta Anadolu, Marmara ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ise çoğunlukla açıkta
ve yaz aylarında yetiştirilmektedir.
Diğer bitki türlerinde olduğu gibi kabakgil familyası sebzelerinin üretimini
sınırlandıran en önemli faktörlerin başında hastalıklar ve zararlılar gelmektedir. Hastalık ve
zararlılar, birim alandan alınan verimin azalmasına, bazı çeşitlerimizin kaybolma tehlikesi
ile karşı karşıya kalmasına ve ürün ve kalitenin kaybolmasına neden olmaktadır. Bunlar
içerisinde de doğrudan mücadelesi olmadığı için virüs hastalıkları önemli bir yere sahip
olmaktadır. Virüs hastalıklarının şiddeti yıldan yıla, virüs, konukçu vektör ve çevre
faktörlerinin bireysel veya kompleks etkisine göre değişebilmektedir.
Kavun türünde etkili olan çok sayıda virüs hastalığı bulunmakla birlikte,
Türkiye’de bunlardan en yaygın olarak bulunanlarının ZYMV ve CMV (Yılmaz ve Davis,
1984, Yılmaz ve ark., 1992) olduğu tespit edilmiştir. Türkiye’de yaygın olarak yetiştirilen
bazı kavun genotipleriyle yapılan çalışmalarda, denemede yer alan tüm çeşitlerin
ZYMV’ye hassas oldukları; bu hassasiyetin özellikle Yuva ve Hasanbey’de ölümlerle
sonuçlandığı saptanmıştır (Sarı ve ark., 1994).
Kabak Sarı Mozayik Virüsü (ZYMV; Zucchini Yellow Mosaic Virus), yapraklarda
belirli mozayikler oluşturan, yaprak kenarlarının dişli bir yapı almasına neden olan,
yaprakta kloklar, sararma, deformasyonlar, damar açılmaları, boğum aralarının kısalması
ile çeşide ve patotiplere göre öldürücü simptomlara da neden olabilen bir virüsdür; yaprak
biti (Aphis gossypii ve Myzus persicae) ile taşınır. Hastalığa karşı değişik kabakgil
türlerinde dayanıklılık özelliği bulunmaktadır. Kavun türünde de C. melo’ya giren
PI414723 materyalinde ZYMV’ye dayanıklılık ve bu dayanıklılığın tek bir genle idare
edildiği saptanmıştır (Pitrat ve Lecoq, 1984).
8
Virüs hastalıkları dışındaki hastalık ve zararlılarla mücadelede kimyasal preparatlar
kullanılarak kayıplar bir miktar azaltılabilmektedir. Ancak hastalık etmenlerinin kimyasal
maddelere dayanıklı ırklar (suşlar) geliştirmeleri, yeni kimyasalların kullanımını gerekli
kılmakta, bu da doğal dengeyi bozarak önemli çevre sorunlarına yol açmaktadır. Özellikle
son yıllarda çevre bilincinin artmasıyla kimyasal ilaçların ekolojik denge ve insan sağlığı
üzerindeki olumsuz etkileri daha fazla tartışılır hale gelmiş ve böylece kimyasal maddelere
alternatif olabilecek sistemler üzerindeki çalışmalar artmıştır (Çetiner, 1993).
Dünya’da 20.yy’da klasik ıslah yöntemleriyle elde edilen yeni çeşitler, bitkisel
üretimi önemli bir düzeyde arttırmasına rağmen, 21.yy’da artacak nüfusun ihtiyaç duyacağı
bitkisel ürünü karşılamada yetersiz kalacağı düşünülmektedir. Çünkü, klasik ıslah
yöntemleriyle yürütülen ıslah programları yıllarca devam etmekte, kısırlık ve uyuşmazlık
gibi durumlarda işlevini yitirmekte, ve organizmalar arasında gen alışverişini
sınırlamaktadır. Bu gibi durumlarda biyoteknolojik yöntemlere başvurulmaktadır.
Tarımsal üretimin arttırılmasında modern biyoteknolojik yöntemler arasında
şüphesiz en fazla ilgi çekeni genetik mühendisliği ya da ‘Reombinant DNA’ teknikleridir.
Bunun nedeni özellikle bitki ıslahı alanında somaklonal varyasyon ve protoplast füzyonu
tekniklerinin ilk zamanlardaki fazla iyimser beklentilere yanıt veremeyişlerinin yanında
genetik mühendisliğinin açtığı yeni ufuklardır (Çetiner, 1993).
Virüslere dayanıklı bitkilerin elde edilmesinde izlenen yol bakteri ve funguslara
dayanıklılıktan oldukça farklıdır. Virüs kılıf proteinlerini şifreleyen genler saptanıp gerekli
konstrüksiyon işlemlerinden sonra bitkilere aktarıldığında, yeterli çapraz korunmanın
sağlandığı görülmüştür (Powel-Abel ve ark., 1986). Bu temel prensip ile farklı taksonomik
gruplara ait virüslerin kılıf proteinlerini şifreleyen genlerin aktarıldığı çeşitli ürün
bitkilerinde sera veya tarla denemelerinde de hastalık simptomlarının geciktiği veya hiç
görülmediği saptanmıştır. Bunlara örnek olarak: tütünde tütün mozaik virüsü (TMV), tütün
şerit virüsü (TSV), tütün çıngırak virüsü (TRV), yonca mozaik virüsü (AIMV), hıyar
mozaik virüsü (CMV), soya mozaik virüsü (SMV), patateslerde patates yaprak kıvırcıklığı
virüsü (PLRV), patates X ve patates Y virüsleridir.
Bugüne kadar elde edilen transgenik bitkilerin önemli bir bölümünde,
Agrobacterium aracılığı ile gen aktarma yöntemi kullanılmıştır. Çift çenekli bitkilerde
kanser gibi tümör oluşturan A. tumefaciens’in bu özelliği bilim adamlarının ilgisini çekmiş
ve bu hastalığa neden olan etmenler biyokimyasal ve genetik olarak saptanmıştır. Elde
edilen sonuçların birleştirilmesi ile tümör oluşturan etmenlerin, Agrobacterium içerisindeki
9
büyük bir plasmid (pTi= tümör oluşturan plazmid) üzerinde bulunan ve oksin biyosentezi
(iaaM ve iaaH) ile sitokinin biyosentezinde (ipt) rol oynayan enzimleri şifreleyen genler
olduğu belirlenmiştir (Zambryski, 1992).
Agrobacterium tumefaciens kullanılarak ‘Karpuz Mozaik Virüs II’ (WMV) ve
‘Zucchini Yellow Mosaic Virus’in (ZYMV) kılıf protein geni Nicotiana benthamiana
bitkisine aktarılmıştır. VMV II veya ZYMV’nin kılıf protein genini eksprese eden
transgenik N.benthamiana bitkileri, WMVII ve diğer 6 potyvirüs (BYMV), PVY, PeaMV,
CYVV, PeMV, TFV ile inoküle edildiği zaman simptom gelişimine karşı korunma
göstermişlerdir.
Bitkilere gen transferinde, transgenik hücrelerin regenere olması ve bunlardan bitki
elde edilmesi, son derece önemlidir. Farklı genotiplerin ve farklı eksplantların değişik
düzeylerde regenere olduğu kavunda bu konu özellikle dikkat çekecek düzeydedir (Çürük
ve ark., 1998). Bu itibarla transformasyon çalışmalarında, öncelikle söz konusu
genotiplerin en yüksek düzeyde regenere olabildikleri protokolün optimize edilmesi
transformasyon sisteminin etkinliğini arttırmaktadır.
Fang ve Grumet (1990), in vitro koşullarda yetiştirilen 4-5 günlük fidelerin
kotiledon yapraklarının 4 kenarını kör bistüri ucu ile keserek elde ettikleri eksplantları
kullanmak suretiyle, NPTII genini Hale’s Best Jumbo kavun çeşidine aktarmak amacıyla
çeşitli
denemeler
yapmışlardır.
Gen
aktarma
çalışmalarının
107-108
hücre/ml
yoğunluğundaki bakteri kültürü ile yürütüldüğünü, en uygun bakteri inokülasyon süresinin
10 ile 30 dakika olduğunu saptamışlardır. Araştırıcılar, inoküle ettikleri eksplantlardan % 3
ile % 7’sinden transgenik bitki üretebildiklerini vurgulamışlardır.
Fang ve Grumet (1993) adlı araştırıcılar, ZYMV’ne dayanıklılık sağlayan kılıf
protein genini kavuna aktararak ZYMV’ne dayanıklı transgenik bitkiler geliştirmişlerdir.
Valles ve Lasa (1994) adlı araştırıcılar, in vitro koşullarda yetiştirilen 5 günlük
fidelerin kotiledon yapraklarını kullanarak, pBI121 plazmidine sahip A. tumefaciens’in
LBA4404 suşu aracılığıyla, NPTII ve GUS genlerini Amarillo.Oro kavun çeşidine
aktarmak amacıyla çeşitli denemeler yapmışlardır. IK1560, NB00101 ve BM3 ortamlarını
sırasıyla regenerasyon, sürgün büyütme ve köklendirme ortamları olarak kullanmışlardır.
Regenerasyonda 0, 25, 100 ve 200 mg/l’lik kanamisin konsantrasyonlarını deneyerek 100
mg/l’lik dozda büyüme ve gelişmenin etkili bir şekilde engellendiğini belirlemişlerdir.
Eksplantların Agrobacterium ile bulaştırıldıktan sonra antibiyotik (kanamisin ve
sefatoksim) içermeyen regenerasyon ortamında 1, 2, ve 3 günlük farklı bekletme
10
sürelerinin transformasyon oranı üzerine olan etkisini araştırdıklarını ve en uygun sürenin
2 gün olduğunu tespit etmişlerdir. 3 günlük sürenin uygulandığı eksplantlarda hiç
regenerasyon
gözlenmediğini
ve
bunun
Agrobacterium’un
ortamdan
uzaklaştırılamamasından kaynaklanmış olabileceğini vurgulamışlardır. İnokülasyondan 10
gün sonra eksplantların yaklaşık % 10’unun tomurcuk oluşturduğunu, oluşan
tomurcukların ise % 50’sinin küçük sürgünlere dönüştüğünü saptamışlardır.
Bordas ve ark., (1997) kavunda genetik transformasyonu optimize etmek amacıyla,
transformasyon etkinliğinde önemli bir rol oynayan pek çok faktörün etkisini
araştırdıklarını bildirmişlerdir. Araştırıcılar, eksplant olarak ‘Pharo’ kavun çeşidinin hem
gerçek yapraklarından hem de kotiledon yapraklarından, ‘Amarillo Canario’ çeşidinin ise
sadece gerçek yapraklarından aldıkları parçaları kullanmışlardır. Araştırmada HAL1
(Tuzluluğa dayanıklılık sağlayan gen), GUS ve NPTII genlerini ihtiva eden pRS655
plazmidine sahip A.tumefaciens’in LBA4404 suşunu kullanmışlardır. Pharo çeşidinin
gerçek yaprakları kullanılarak yapılan gen aktarma çalışmalarında, % 0.4 oranında
transgenik bitki elde edildiğini saptamışlardır. Amarillo Canario çeşidinin gerçek
yapraklarının eksplant olarak kullanıldığı ve 200 µM acetosyringone’nun co-cultivation
ortamına eklendiğinde veya hem bakteri çoğaltma ortamında hem de co-cultivation süresi
boyunca ortama eklendiğinde ya da acetosyringon kullanılmadığında elde ettikleri
transformasyon oranının sırasıyla % 0.7, % 13 ve % 0 olduğunu bildirmişlerdir.
Çürük ve ark. (1998), yapmış oldukları çalışmada kavunun hipokotil uç kısmını
içeren eksplantlarının, tepe tomurcuğu olmaksızın MS ve BA içeren ortamda çok sayıda
sürgün oluşturabilme yeteneğine sahip olduğunu belirtmişlerdir. Elde etmiş oldukları
bulgular sonucunda; hipokotilin tepe kısmından regenerasyonun daha hızlı olduğunu ve 2
gün içerisinde ilk sürgünlerini oluşturduğunu buna nazaran kotiledon yapraklarında bu
sürenin 1 ay gibi bir süre olduğunu, hipokotilin tepe kısmından regenerasyonun karanlıkta
meydana geldiğini, kotiledon eksplantlarından regenerasyonun ise ışığa ihtiyaç duyduğunu,
hipokotilin tepe kısmından regenerasyonun % 100 diploid olan sürgün oluşumu ile
sonuçlandığını, buna karşıt olarak kotiledon kısmından regenerasyonun % 42 tetraploid
olarak sonuçlandığını bildirmişlerdir.
Gaba ve ark. (1999)’nın bildirdiğine göre; hıyar (Gambley ve Dodd 1990; ColijnHooymans ve ark. 1994), kavun (Leshem, 1989; Gonzalves ve ark., 1994) ve karpuz
(Compton ve Gray, 1993) gibi çoğu baklagil türlerinde kotiledon yaprağının proksimak
11
kısmının tohum apeksine yakın kesim bölgesi regenerasyon açısından en çok aktif olan
bölge olarak kabul edilmiştir.
In vitro koşullarda kotiledon eksplantlarından sadece direkt organogenesis yoluyla
regenere olan kavunun Galia çeşidinde gözlenen göz (tomurcuk) regenerasyonunun
anatomisi ve morfolojisi, Gaba ve ark. (1999) tarafından araştırılmıştır. Araştırma
sonucunda, kavun kotiledon yapraklarından elde edilen direk rejenerasyonun epidermis
tabakasındaki hücre bölünmesi sonucu oluştuğunu bildirmişlerdir.
Araştırmanın konusu Türkiye’de ekonomik önemi olan Kırkağaç, Ananas, Hasanbey ve
Ç:Ü.MA2 kavun çeşitlerinde bitki rejenerasyonu ve gen transferi koşullarını optimize
etmek ve Agrobacterium tumefaciens ve partikül bombardmant yoluyla bu çeşitlere Kabak
Sarı Mozayik Virüsüne (ZYMV; Zucchini Yellow Mosaic Virus) karşı dayanıklılık genini
aktararak önemli ekonomik kayıplara neden olan bu virüs hastalığına dayanıklı kavun
hatlarını elde etmektir.
12
2-Materyal ve Metod
2.1.Materyal
Araştırmada Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsünden temin edilmiş olan Kırkağaç 637,
ticari tohum firmasından (May tohum) temin edilmiş olan Ananas, Hasanbey ve Çukurova
Üniversitesi tarafından geliştirilmiş olan Ç.Ü.MA2 kavun çeşitleri kullanılmıştır.
2.2.Metod
2.2.1.Rejenerasyon Denemeleri ve Histolojik Analizler
2.2.1.1. Kırkağaç ve Ananas Çeşitlerinde Rejenerasyon
Kırkağaç 637 ve Ananas kavun çeşitlerinde rejenerasyon kapasitesini ve sürgün oluşum
oranını arttırmak amacıyla farklı denemeler kurulmuştur.
Yapılan
birinci
denemede;
çimlendirme aşamasındaki karanlık ve aydınlık uygulamalarının ve aynı zamanda eksplant
yaşının sürgün oluşum oranı üzerine etkisi araştırılmıştır. Rejenerasyon çalışmalarında
kullanılan kavun fideleri in vitro’da yetiştirilmiştir. Tohumlar, tohum kabukları soyulmadan
önce % 50’lik sodyum hipoklorit çözeltisinde 15 dakika bekletilmiş, steril kabin içerisinde,
3 kez steril saf su ile yıkandıktan sonra steril bir pens
yardımıyla
tohum kabukları
soyulmuş, kabukları soyulan kavun tohumları, %70’lik etil alkol çözeltisi içerisinde 5 dakika
karıştırılarak bekletilmiş, yeniden 3 kez steril saf su ile yıkama işlemi yapılmış ve yıkanan
tohumlar % 30’luk sodyum hipoklorid çözeltisine
hazırlanan çözeltide 10
dakika karıştırılarak
1-2 damla Tween 20 damlatılarak
bekletilmiş ve kabin içerisinde sterilant
maddeleri uzaklaştırmak amacıyla üç kez steril saf su ile yıkanmışlardır.
Sterilizasyon işlemleri tamamlanan kavun tohumları, çimlenmeleri için içerisinde 1520 ml MS (Murashige and Skoog, 1962) ortamı bulunan küçük kavanozlara ekilmiş ve 26 ±
1°C sıcaklık ve 60-75 μmol/m2.sn ışıklanmanın sağlandığı bir büyütme odasına alınmıştır. 3.,
5. ve 7. günlerin sonunda çimlenmiş olan tohumlar rejenerasyon ortamına transfer
edilmişlerdir. Çimlenme esnasında tohumların bir kısmı karanlıkta bir kısmı da aydınlıkta
inkübe edilmiş ve böylece hem 3, 5 ve 7. günlerin hem de aydınlık ve karanlığın
rejenerasyon üzerine etkisi araştırılmıştır. In vitro’da yetiştirilen 3, 5 ve 7 günlük fidelerin
kotiledonları eksplant olarak alınmıştır. Kavun fidelerinin kotiledon yapraklarının hem
hipokotil kısmı hem de kotiledonun uç kısmı kesilerek ayrılmıştır. Her kotiledon 4 parça
olacak şekilde ortadan kesilmiş ve içerisinde 10 ml rejenerasyon ortamı bulunan bir cam
petriye konulmuştur. Regenerasyon ortamı olarak NA8 ortamı kullanılmıştır (Çizelge 1).
13
Çizelge 1. NA8 rejenerasyon ortamının içeriği
MS Makro (× 10 )
100 ml/l
MS Mikro (× 100 )
10 ml/l
MS Vitamin
1 mg/l
IAA
5 μM
BA
5 μM
Sukroz
30 g/l
Agar
8 g/l
Her çeşitten toplam 60 fide ile çalışma yapılmıştır. Hem aydınlık hem de karanlıkta
3, 5 ve 7 gün boyunca çimlendirilmeye bırakılan tohumlar, NA8 rejenerasyon ortamına
transfer edilmiş, 1 petride 1 fidenin kotiledonları olacak şekilde 10’er fide konulmuştur. Bu
işlemler steril kabin içerisinde yapılmıştır.
Rejenerasyon ortamına alınan eksplantlar 26±1°C sıcaklık ve 60-75 μmol/m2sn
ışıklanmanın sağlandığı büyütme odasına konulmuştur. Rejenerasyon ortamına alınan
eksplantlarda ilk hafta kallus oluşumu, 2. hafta organogenesis, 3. hafta ise sürgün
primordiyumu oluşum oranlarını belirlemek amacıyla gözlemler yapılmıştır. Farklı günlerin
ve aynı zamanda aydınlık ve karanlığın rejenerasyon ve sürgün oluşumu üzerine etkileri
belirlenmiştir.
Rejenerasyon ortamında organogenesis
başlangıcı ve organogenesis gösteren
eksplantlar rejenerasyon ortamına alındıktan 4 hafta sonra sürgün geliştirme ortamı olan
NB00101’e (Çizelge 2) aktarılmışlardır.
Çizelge 2. NB00101 sürgün geliştirme ortamının içeriği
MS Makro (× 10 )
100 ml/l
MS Mikro (× 100 )
10 ml/l
Thiamine/HCl
1 mg/l
NAA
0.01mg/l
BA
0.1 mg/l
Sukroz
30 g/l
Myo-inositol, Agar
100 mg/l, 8 g/l
Organogenesis gösteren kısım zarar görmeyecek şekilde etrafındaki sararmış,
vitrifikasyon göstermiş ve ölü dokular temizlenmiş ve daha sonra sürgün geliştirme ortamına
14
alınmıştır. Sürgün geliştirme ortamına eksplantların alınma işlemi de diğer çalışmalarda
olduğu gibi steril kabin içerisinde ve steril çalışma koşullarında yapılmıştır. Sürgün
geliştirme ortamında 3-4 hafta kalan sürgünler daha sonra köklendirme ortamına
aktarılmışlardır.
2.2.1.2. Kırkağaç 637 Kavun Çeşidinde Rejenerasyonun Anotomik ve Morfolojik
Yapısının İncelenmesi
Kırkağaç 637 kavun çeşidinde rejenerasyonun anotomik ve morfolojik yapısı
incelenmiştir. Öncelikle kavun tohumları rejenerasyon denemelerinde olduğu gibi sterilize
edilmiştir. Yüzey sterilizasyonu yapılan tohumlar 30-35 ml MS ortamı konulan kültür
kaplarına ekilmiş ve 24 + 2 oCde ve 60-75 μmol/m2sn ışıklanmanın sağlandığı büyütme
odasına konulmuştur.
Kültür odası koşullarında yetişen 3 günlük kavun fidelerinin kotiledon yapraklarının
herbiri ucundan ve proksimal kısmındaki yaprak sapı ile hipokotil kısmından kesilerek
atılmıştır. Kotiledonun kalan kısmı enine 2 eşit parçaya bölünerek yeşil yüzeyi ortama
gelecek şekilde NA8 (Çizelge 1) ortamına yerleştirilmiştir. Ortamlara yerleştirilen
eksplantlardan aynı gün ve bunu takip eden 20 gün içerisinde iki günde bir kez örnekler
alınarak fiksasyon solusyonu FDA (% 90 etil alkol + % 5 fenilalenin + % 5) içerisine
koyulmuşlardır. Fiksasyon solusyonuna koyulan eksplantlar en az 24 saat süreyle FDA
solusyonunda bekletilmiş, daha sonra % 70’lik alkol konsantrasyonunda (300 ml saf su, 500
ml % 96’lık etil alkol, 200 ml tersiyer bütir alkol) iki saat, % 85’lik alkol konsantrasyonunda
(150 ml saf su, 500 ml % 96’lık etil alkol, 350 ml tersiyer bütir alkol) iki saat, % 95’lik alkol
konsantrasyonunda (450ml % 96’lık etil alkol, 550 ml tersiyer bütir alkol) iki saat ve %
100’lük alkol konsantrasyonunda (200 ml % 96’lık etil alkol, 800 ml tersiyer bütir alkol) iki
saat bekletildikten sonra, TBA (tersiyer bütir alkol) içerisine konulan eksplantlar burada 1
gece bekletilmişlerdir. Daha sonra eksplantlar sırasıyla TBA-2 ve TBA-3 solusyonları
içerisine alınmış ve burada 3’er saat bekletilmişlerdir. Buradan alınan eksplantlar sıvı parafin
içerisine yerleştirilerek en az 24 saat süre ile 65 oC’de bekletildikten sonra buz üzerine
yerleştirilen camlar üzerinde hızlıca soğutulmuştur. Buradan alınan örnekler bölünerek
bloklar üzerine yerleştirilmiş ve mikrotom üzerinde kesitler alınmıştır.
2.2.1.3. Hasanbey ve Ç.Ü.MA2 Kavun Çeşitlerinde Rejenerasyon
Hasanbey ve Ç.Ü.MA2 kavun tohumlarının sterilizasyonu, çimlendirilmesi ve
rejenerasyonu için gerekli olan ortamlar, Kırkağaç ve Ananas çeşitlerinde uygulanmış olan
protokoller esas alınarak hazırlanmıştır.
15
In vitro’da yetiştirilen 3 günlük fidelerin kotiledonları eksplant olarak alınmıştır.
Kavun fidelerinin kotiledon yapraklarının hem hipokotil kısmı hem de kotiledonun uç kısmı
kesilerek ayrılmıştır. Her kotiledon 4 parça olacak şekilde ortadan kesilmiş ve içerisinde 10
ml rejenerasyon ortamı bulunan bir cam petriye konulmuştur. Rejenerasyon ortamına alınan
eksplantlar 26±1°C sıcaklık ve 60-75 μmol/m2sn ışıklanmanın sağlandığı büyütme odasına
konulmuşlardır.
2.2.1.4. Ananas Kavun Çeşidinde Histolojik Analizler
Yapılan diğer bir denemede ise Ananas kavun çeşidinde rejenerasyonun anotomik ve
morfolojik yapısı incelenmiştir. Histolojik analizler için Kırkağaç 637’de kullanılan protokol
kullanılmıştır.
2.2.2. Transformasyon Denemeleri
Projenin dördüncü 6 aylık döneminde, ZYMV ‘Kabak Sarılık Mozayik Virüsü’ kılıf
protein geninin Agrobacterium vasıtasıyla kavunlara aktarılması çalışmalarına başlanmıştır.
ZYMV kılıf protein geninin klonlama çalışmaları proje işbölümü kısmında da belirtildiği
üzere, Dr. Victor GABA ve Dr. Amit GAL-ON tarafından İsrail’de ‘Volcani Center’, Viroloji
Bölümünde gerçekleştirilmiştir. Genin klonlanmasında karşılaşılan problemlerden dolayı
çalışmanın transformasyon kısmında da gecikmeler yaşanmıştır. Gen klonlanma çalışmaları
ve Agrobacterium içerisine genin aktarılması çalışması 2002 yılında tamamlanmıştır. Beşinci
6 aylık dönemin başından itibaren transformasyon protokolünün oturtulması üzerine
yoğunlaşılmıştır.
Tübitak NATO B2 bursu çerçevesinde, Kırkağaç 637 kavun çeşidine ‘Kabak Sarılık
Mozayik Virüsü kılıf protein geninin aktarılması ve transgenik kavun bitkilerinin elde
edilmesi’ konulu araştırmayı yürütmek üzere 2 Mayıs 2002 tarihinde Michigan Eyalet
Üniversitesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Dr. Rebecca GRUMET’in genetik laboratuvarında
çalışmalara başlanmıştır. Dr. Rebecca Grumet ve grubu ilk olarak kavunda genetik
transformasyonu gerçekleştirmişlerdir. Bu araştırıcılar, aynı zamanda son yıllarda yaptıkları
çalışmalarda, Ananas kavun çeşidine Kabak Sarılık Mozayik Virüsü kılıf protein genini
aktararak bu geni taşıyan transgenik bitkileri elde etmişlerdir. Bu nedenle çalışmamızda
sadece Kırkağaç 637 kavun çeşidi üzerinde yoğunlaşılmıştır.
Çalışmaların ilk 3 aylık dönemi Kabak Sarılık Mozayik Virüsü (ZYMV) kılıf protein
geninin, Kırkağaç 637 kavun çeşidine aktarılması üzerine olmuştur. Ancak İsrail’den temin
16
edilen gen’de yaşanan problemlerden dolayı Grumet ve grubu tarafından klonlanmış
CaMV35S promotır’ının kontrolü altındaki ZYMV kılıf protein genini taşıyan PGA643
ekspresyon vektörünün kullanılmasına karar verilmiştir.
Aşağıda kısaca kavun tohumlarına ZYMV kılıf protein geninin aktarılma protokolü
belirtilmektedir;
2.2.2.1. Tohumların Sterilizasyonu
Sterilizasyonun ilk aşamasında tohum kabukları soyulmuş ve 10-12 dak. % 15 NaOCl
+ 1-2 damla tween 20’de bekletilmişlerdir. Daha sonra tohumlar 3-4 defa steril saf su ile
çalkalanmış ve bir gece steril saf suda karanlıkta bırakılmışlardır.
2.2.2.2. Agrobacterium Bakterisinin Hazırlanması
Bir gece önceden –80 oC’de muhafaza edilen ZYMV kılıf protein genini içeren
agrobacterium, 2 ml LB + 5 µg/ml kanamyasin içeren ortama inoküle edilmiştir. İkinci gün
gelişen kültürden 200-500 µl alınıp 20 ml LB ortamına aktarılmıştır. 1 gece boyunca
bekletilen tohumlar, 20 ml agrobacterium içeren LB ortamına konulmuşlardır.
2.2.2.3. Transformasyon ve Rejenerasyon
Sterilize edilmiş kavun tohumları ve hazırlanmış olan agrobacterium kültürü steril
petri kabına konulmuştur. Tohumlar, ilk olarak proksimal ve distal kotiledon olmak üzere iki
parçaya bölünmüşlerdir. Proksimal kotiledondan apikal meristem çıkarılmış ve geriye kalan
kısım bakteri içerisinde inkübe edilmiştir. Aynı zamanda, distal kotiledon eksplantları ise
bakteri kültürü içerisinde ilk olarak yarıya, daha sonra da 6 parçaya bölünmüştür. Bu sayede
bakterinin bitkiye bulaştırılması için yara dokusu oluşturulmuştur (Şekil 1).
Şekil 1. Eksplantların Agrobacterium ile İnoküle Edilmesi
17
Kesilen parçalar 10 dak. agrobacterium içeren solusyonda bırakılmıştır. Daha sonra
bakteri boşaltılıp bulaştırılan dokular filtre kağıdına yayılmış ve MR ortamına
yerleştirilerek 3-4 gün karanlıkta bekletilmişlerdir (Şekil.2) (Bu aşamada amacımız; 3 gün
boyunca antibiyotiksiz ortamda gelişen bakterilerin, kotiledon eksplantlarının kesilmiş
yerlerinden içeri girmesine izin verilmesidir).
Şekil.2. MR Ortamı Üzerindeki İnoküle Edilmiş Eksplantlar
2.2.2.4. Eksplantların Seleksiyon Ortamına Aktarılması (M2)
MR ortamında 3 gün boyunca bekletilen eksplantlar, steril saf su ile 3 kez çalkalanmış
ve steril filtre kağıdının üzerine yayılmıştır. Daha sonra dokular, M2 (MR+timentin) ortamına
belirli aralıklarla konulmuş ve büyütme odasında 7 gün boyunca ışıkta bekletilmişlerdir (M2
ortamına konulan timentin, ortamda bakterinin gelişimini engelleyecektir) (Şekil. 3).
Şekil. 3. İlk Seleksiyon Ortamı Üzerindeki Eksplantlar (MR+ timentin)
18
2.2.2.5. Eksplantların İkinci Seleksiyon Ortamına Aktarılması (M3)
Yedinci
günün sonunda M2 (MR+timentin) ortamında bulunan eksplantlar, M3
ortamına (MR+ timentin+kanamayasin) aktarılmıştır (Şekil.4).
Şekil.4. İkinci Seleksiyon Ortamı Üzerindeki Eksplantlar (MR+ timentin+kanamysin)
2.2.2.6. Sürgün Geliştirme ve Köklendirme Ortamlarına Aktarılması
M3 rejenerasyon ortamı üzerinde 4-5 hafta içerisinde oluşan sürgünler, kan. ve tim.
içeren sürgün geliştirme ortamına aktarılmışlardır. Geni almış olan hücrelerden gelişen
sürgünler daha sağlıklı gelişirken, geni almamış olanlar zayıf kalmıştır (Şekil.5).
Şekil.5. Sürgün Geliştirme Ortamındaki Eksplantlar
19
Son olarak da gelişmiş olan sürgünlerin köklendirme ortamına aktarılması ve köklenen
sürgünlerde DNA, RNA ve Protein analizlerinin yapılmasıdır (Şekil.6).
Şekil.6. Köklendirme Ortamındaki Eksplantlar
2.2.2.7. ELISA Testi
Patho Screen Kit’i (Neomycin phosphotransferase II) kullanılarak, köklendirme
ortamında bulunan bitkilere ELISA testi yapılmıştır.
2.2.2.8. DNA İzolasyonu
Bitkilerden DNA’lar Promega’nın belirtmiş olduğu yöntem’e göre izole edilmiştir;
Doku kültüründeki bitkilerden yaprak örnekleri alınarak eppendrof tüpler içerisine konulmuş
ve sıvı azotta dondurulmuştur. Üzerlerine 200µl ‘Nuclei Lysis’ solusyonu eklenmiş ve 65
o
C’de 10 dakika bekletilmiştir. 1µl RNase eklenen örnekler, 37 oC’de 10 dakika inkübe
edilmiştir. Daha sonra 60 µl ‘Protein Precipitation’
solusyonu eklenerek hafifçe el ile
çalkalanmıştır. 5 dakika 13.000 rpm’de santrifüj edilen örneklerin süpernatant kısımları
ayrılmış ve üzerlerine 180 µl isopropanol eklenmiş ve buzdolabında 15 dakika bekletilmiştir.
Son olarak soğuk odada 15 dakika santrifüj edilen örneklerin süpernatant kısımları atılmış,
geriye kalan DNA kısmı ilk olarak % 70 ethanol ile yıkanarak kurutulmuş ve üzerlerine 50 µl
steril saf su eklenerek muhafaza edilmiştir.
2.2.2.9. PCR Testi
PCR reaksiyonu için; 14.8 µl H2O, 2.5 µl 10 x buffer, 2.0 µl dNTP, 1.5 µl MgCl2, 0.2
µl Pri I, 0.2 µl Pri.II, 3.0 µl DNA 0.2 µl Taq Polymerase kullanılmıştır.
20
3-Sonuçlar
3.1. Rejenerasyon Denemeleri ve Histolojik Analiz Sonuçları
Ananas kavun çeşidinin kotiledon eksplantlarının, NA8 rejenerasyon ortamına
konulduktan 0, 2, 6 ve 12. günlerden sonraki rejenerasyon durumları görsel olarak
incelenmiştir.
Altıncı
günden
itibaren
dokularda
organogenetik
farklılaşmalar
belirginleşmiştir. Sürgün primordiyum oluşumlarına ise 10. ve 12. günlerden itibaren
rastlanmıştır (Şekil 7).
Kırkağaç 637 kavun çeşidinin kotiledon eksplantlarının, NA8 rejenerasyon ortamına
konulduktan 5, 8, 10, 12 ve 14. günlerden sonraki rejenerasyon durumları görsel olarak
incelenmiştir. 8. günden itibaren dokularda şişkinleşmeler ve farklılaşmalar başlamıştır.
Sürgün primordiyum oluşumları 10. günden itibaren görülmüş, 12. ve 14. günlerde ise bu
durum belirginleşmiştir (Şekil 8).
Aynı zamanda Kırkağaç 637 kavun çeşidinde rejenerasyonun anotomik ve morfolojik
yapısı da incelenmiştir. Kotiledonun en dış kısmından içeriye doğru üst epidermis, palisat
parankiması, sünger parankiması ve alt epidermis bulunmaktadır. NA8 rejenerasyon ortamına
konulduktan 4 gün sonraki kotiledon eksplantlarında henüz organogenetik bir farklılaşma
görülmemektedir. 6 günlük eksplantlarda rejenerasyonun, epidermisin alt kısmındaki
hücrelerde yani palisat parankimasının bulunduğu bölgelerde başladığı belirlenmiştir. 10 ve
12 günlük rejenere olmuş dokularda ise epidermis tabakasında ve palisat parankimasının
bulunduğu bölgelerde meristematik bölgenin ve sürgün primordiyum yapılarının oluştuğu
görülmektedir (Şekil 9).
Kırkağaç 637 kavun çeşidinde çimlendirme aşamasında aydınlık ve karanlık
uygulamalarının etkisi araştırılmıştır. MS (Murashige and Skoog., 1962) çimlendirme
ortamında 3, 5, ve 7 gün boyunca hem aydınlıkta hem de karanlıkta bekletilen kavun
tohumları, günlerin sonunda NA8 rejenerasyon ortamına (Çizelge 1) aktarılmışlardır. 1, 2 ve
3. hafta sonunda kallus, organogenetik farklılaşma ve sürgün primordiyum oluşum oranları
hesaplanmıştır (Tukey’s, % 5). Yaklaşık 1 ay sonra rejenere olmuş dokular NB00101 sürgün
geliştirme ortamına (Çizelge 2) aktarılmıştır.
Birinci hafta sonunda 7.günde % 83; 5.günde %79; 3 günde ise % 67 oranında kallus
oluşumu saptanmıştır. İkinci hafta ise 3.günde % 73; 5.günde %73; 7.günde ise % 42
oranında organogenetik farklılaşma belirlenmiştir. Üçüncü hafta ise en fazla sürgün
primordiyum ve sürgün oluşum oranları sırasıyla 3, 5 ve 7.günlerde % 87, %51 ve % 23
oranında saptanmıştır. Günler arasında aydınlık ve karanlıkta istatistiksel anlamda farka
21
rastlanmamıştır. Sürgün oluşumu ise 3 günlük karanlıktan ve aydınlıktan gelen
eksplantlardan elde edilmiştir (% 64 ve % 19). 5 ve 7 günlük eksplantlardan, kallus oluşumu
ve bakteriyel enfeksiyon nedeniyle sürgün elde edilememiştir.
A
B
C
D
Şekil 7. Ananas kavun çeşidinin NA8 rejenerasyon ortamına konulduktan 1. (A), 2.(B), 6.
(C),12. (D), günlerden sonraki kotiledonlarının rejenerasyon durumları
22
A
B
C
D
E
Şekil.8. Kırkağaç 637 kavun çeşidinin 5 (A),8 (B),10 (C),12 (D),14 (E) günlük kotiledonlarının rejenerasyon
durumları
23
MB
C
A
ÜE
SP
PP
AE
MB
B
E
SP
UE
PP
C
PP
D
F
G
Şekil 9. Kırkağaç 637 kavun çeşidinde gerçek büyüme ucunun görüntüsü (A). NA8 rejenerasyon ortamına
konulan 4 (B), 4 (C), 6 (D), 10 (E), 12 (F),14 (G) günlük kotiledon eksplantlarının hücresel düzeydeki görünümü
. (C: Kotiledon; UE : üst meristem; SP: sünger parankiması; PP; palisat parankiması; AE: alt epidermis; MB:
meristematik bölge;SP:sürgün primordiyumu).
24
Hasanbey kavun çeşidinin kotiledon eksplantlarının, NA8 rejenerasyon ortamına
konulduktan 3, 6, 9, 12, 15. günlerdeki rejenerasyon durumları görsel olarak incelenmiştir.
Altıncı günden itibaren dokularda organogenetik farklılaşmalar belirginleşmiştir. Sürgün
primordiyum oluşumlarına ise 9 ve 12. günlerden itibaren rastlanmıştır (Şekil 10). 15. günde
ise sürgün oluşumları saptanmıştır.
Ç.Ü.MA2 kavun çeşidinin kotiledon eksplantlarının, NA8 rejenerasyon ortamına
konulduktan 0, 3, 6, 9, 11, 14, 17, 20. günlerdeki rejenerasyon durumları görsel olarak
incelenmiştir.
Altıncı
günden
itibaren
dokularda
organogenetik
farklılaşmalar
belirginleşmiştir. Sürgün primordiyum oluşumlarına ise aynı şekilde 9. ve 11. günlerden
itibaren rastlanmıştır (Şekil 11). 14
ve 17. günlerden sonra ise sürgün oluşumları
görülmüştür. Yeterli oranda Hasanbey ve Ç.Ü.MA2 tohumlarından temin edilemediğinden
dolayı bu çeşitlerle sadece rejenerasyon denemeleri kurulabilmiş ancak transformasyon
çalışmaları yapılamamıştır.
Ananas kavun çeşidinde de rejenerasyonun anotomik ve morfolojik yapısı
incelenmiştir.
NA8
rejenerasyon
ortamına konulduktan 3 gün sonraki kotiledon
eksplantlarında organogenetik bir farklılaşma görülmemiştir. 6 günlük eksplantlarda ise aynı
Kırkağaç kavun çeşidinde olduğu gibi rejenerasyonun, epidermisin alt kısmındaki hücrelerde
yani palisat parankimasının bulunduğu bölgelerde başladığı belirlenmiştir. 9 ve 12 günlük
rejenere olmuş dokularda ise epidermis, palisat ve sünger parankimasının bulunduğu
bölgelerde meristematik bölgenin ve sürgün primordiyum yapılarının oluştuğu, meristematik
bölgenin şekillendiği saptanmıştır (Şekil 12).
25
A
B
C
D
E
Şekil 10. Hasanbey kavun çeşidinin NA8 rejenerasyon ortamına konulduktan 3.(A), 6.(B), 9.
(C),12.(D), 15.(E) günlerdeki kotiledonlarının rejenerasyon durumları
26
A
E
B
F
C
G
D
H
Şekil 11. ÇÜ.MA2 kavun çeşidinin NA8 rejenerasyon ortamına konulduktan 0.(A), 3.(B), 6.
(C), 9.(D), 11.(E), 14.(F), 17.(G), 20. (H) günlerdeki kotiledonlarının rejenerasyon durumları
27
SP
PP
A1
A2
B1
B2
C1
D1
C2
D2
MB
MB
E1
E2
Şekil 12. Ananas kavun çeşidinde NA8 rejenerasyon ortamına konulan 3 (A1, A2), 6 (B1, B2), 9
(C1, C2), 12 (D1, D2), 15 (E1, E2) günlük kotiledon eksplantlarının hücresel düzeydeki görünümü .
(PP; palisat parankiması; SP: sünger parankiması; MB: meristematik bölge).
28
3.2. Transformasyon Denemesi Sonuçları
Bu denemede transformasyon aşamasında 1800 kavun tohumu kullanılmıştır.
Rejenerasyon kapasitesini arttırmak amacıyla farklı tohum yaşları (suyun içerisinde 6, 15, 21
saat bekletilerek) ve farklı eksplant tipleri (distal ve proksimal kotiledon) denenmiştir.
3.2.1. Farklı Tohum Yaşı ve Eksplant Tiplerinin Rejenerasyon Üzerine Etkileri ve
Transformasyon
Tohumlar sterilize edilerek 6, 15, 21 saat steril saf su içerisinde ayrı olarak karanlıkta
bekletilmiş ve daha sonra bir gece önceden hazırlanmış olan bakteri ile inoküle edilmiştir.
Tohumlar, ilk olarak proksimal ve distal kotiledon olmak üzere iki parçaya
bölünmüşlerdir. Proksimal kotiledondan apikal meristem çıkarılmış ve geriye kalan kısım
bakteri içerisinde inkübe edilmiştir. Aynı zamanda, distal kotiledon eksplantları bakteri
kültürü içerisinde ilk olarak yarıya, daha sonra da 6 parçaya bölünmüştür. Bakteri ile
bulaştırılmış olan eksplantlar ayrı olarak MR ortamına yerleştirilmiş ve 3 gün karanlıkta
bekletilmiştir. MR ortamında antibiyotik bulunmadığından dolayı dokuların etrafında bakteri
gelişmiştir. Bu aşama Agrobacterium’un yara dokularından içeri girmesinde etkili olmuştur.
Daha sonra eksplantlar, steril su ile çalkalanmış ve sadece timentin içeren ilk seleksiyon
ortamına aktarılmıştır. Ortam içerisinde bulunan timentin, bakterinin gelişimini engellemiştir.
Eksplantlar 7 gün boyunca ışıklı ortamda bırakılmış ve timentin ve kanamayasin içeren ikinci
seleksiyon ortamına transfer edilmişlerdir.
Distal kotiledon eksplantlarının yarısı abaksiyal diğer yarısı da adaksiyal yüzeyi
ortama gelecek şekilde yerleştirilmiştir. M3 ortamı içerisindeki eksplantların ilk gözlemi 10.
günün sonunda yapılmıştır. Proksimal kotiledon eksplantlarında distal’e nazaran daha fazla
şişkinlik ve kallus oluşumu gözlenmiştir.
Kotiledonun abaksiyal ve adaksiyal yüzeyleri
arasında önemli farklılıklar gözlenmemiştir. Farklı suda bekletme zamanlarının rejenerasyon
üzerine çok büyük etkisi olmamıştır. Rejenerasyon ve sürgün oluşumunu gözlemek amacıyla
20 gün sonra ikinci gözlem yapılmıştır. Rejenerasyon ve sürgün oluşum kapasitesi proksimal
kotiledonda distal’e nazaran daha yüksek bulunmuştur. Farklı suda bekletme zamanları,
rejenerasyon açısından benzer sonuçlar vermiş olsa da sürgün oluşumu açısından farklı
sonuçlar doğurmuştur. Bakteri ile bulaştırılmadan önce 15 ve 21 saat suda bekletilmiş olan
dokular, 6 saat bekletilene oranla daha yüksek oranda sürgün oluşturmuşlardır.
Aynı zamanda transforme olmuş hücreler daha sağlıklı gelişip yeşil renge dönerken,
transforme olmamış hücreler, kallus, organize olmamış dokular ve sarı renkli yapraklar
29
oluşturmuşlardır. Sağlıklı olarak gelişmiş olan sürgünler, sürgün geliştirme ortamına
aktarılmıştır. Bu aşamada da kanamayasinden dolayı transforme olmuş eksplantların seçimi
devam etmiştir. Aktarılmış olan geni içeren hücrelerden rejenere olmuş sürgünler gelişimine
devam ederken, diğerleri sarı renge dönmüş ve kurumuşlardır. M3 ortamı üzerinde rejenere
olarak gelişen sürgünlere ELISA (NPT II) testi uygulanmıştır. İlk gelişen 44 bitki içerisinde
25’i pozitif bulunmuştur. Daha sonra gelişimini tamamlayan 78 bitki içerisinden de 31’i
pozitif olarak saptanmıştır (Şekil 13, 14).
1
1
2
3x
4x
5x
6
7
2
9x
10
11x
12x
13x
14
15
3
17
18
19x
20x
21
22x
23x
4
25x
26
27
28
29x
30x
31x
5
33x
34
35x
36
37
38x
39
8x
16x
24x
32x
40
6
41x
42x
43x
44
-bitki
+ bitki
Tampon
solusyon
NPT kit
Şekil 13. 1. ELISA (NPT II) Testi Sonuçları (Mavi renk: Pozitif, Siyah renk:Negatif)
1
45
2
53
46
47
48x
49
50
51
52
54
55
56
57
58x
59x
60
3
61
4
69
5
6
77
7
85
8
93
9
10
11
101x 109 117x
62x
63
64
65
66x
67x
68x
70x
71x
72
73
74
75x
76x
78x
79
80x
81
82x
83x
84
86
87x
88x
89x
90
91
92x
94
95x
96x
97x
98
99x
100x
102x
103
104x
105
106
107x
108
110
111
112
113
114
115
116
118
119x
120
121x
122
Tampon
solusyon
NPT kit
+plant
-plant
Şekil 14. 2. ELISA (NPT II) Testi Sonuçları (Mavi renk: Pozitif, Siyah renk:Negatif)
ELISA testi sonucunda pozitif olarak görünen bitkilerden DNA’lar izole edilmiştir.
İzole edilen DNA’ların bir kısmı agaroz jel elektroforez’de koşularak konsantrasyonları
belirlenmiştir (Şekil 15).
30
Şekil 15. İzole Edilmiş Olan DNA’ların Jel Elektroforesisdeki Görünümü
ELISA testi sonucunda pozitif olarak saptanan bitkilerden izole edilmiş olan birkaç
DNA’da PCR analizi yapılmış, PCR koşulları optimize edilmiş ve ZYMV kılıf protein genini
kodlayan1000 çiftlik band incelenmiştir (Şekil 16).
↓ 1000 baz çifti
Şekil 16. PCR Yapılan 2 Farklı DNA’da ZYMV Kılıf Protein Genini Kodlayan Yaklaşık
1000 Baz Çiftlik Bandın Görünümü
31
Klon 4
↓
Klon 20
↓
Şekil 17. PCR Reaksiyonu Sonucunda ZYMV Kılıf Protein Genini Kodlayan Yaklaşık 1000
Baz Çiftlik Bandın Görünümü
PCR koşulları optimize edildikten sonra izole edilmiş diğer DNA’larda da PCR
reaksiyonu gerçekleştirilmiş ve ZYMV kılıf protein genini kodlayan 1000 baz çiftlik band
incelenmiştir (Şekil 17).
ELISA testi sonucunda pozitif olarak saptanan bitkilerin tamamında 1000 baz
çiftindeki banda ratlanmamıştır. Bandın görülmemesinin nedeni, PCR koşullarının
optimizasyonundan kaynaklanabileceği gibi izole edilmiş DNA’nın kalitesinin de iyi
olmamasından kaynaklanabilmektedir. Bitkilerin büyük bir kısmını kaybetmiş olduğumuzdan
dolayı PCR reaksiyonu tekrar edilmemiştir. Ancak şu anda elimizde bulunan klon 4 ve klon
20’de 1000 baz çiftlik band Şekil 17’de de görülmektedir. Markır olarak da λ Hind III
kullanılmıştır.
Klon 4 ve 20’nin bitkileri, ilk olarak dış ortama adapte edilmek amacıyla üstlerine
plastik poşet geçirilerek içerisinde 1 / 1 oranında torf ve perlit bulunan küçük saksılara
aktarılmıştır (Şekil 18). Yaklaşık 2 hafta büyütme odasında tutularak bitkilerin adaptasyonu
ve gelişimleri sağlanmıştır. Haftada 2 kez olmak üzere MS vitamin verilmiştir. Gelişimlerini
tamamlayan bitkiler daha büyük saksılara aktarılarak serada büyümeye bırakılmışlardır (Şekil
19). Bitkiler üzerinde ilk olarak erkek çiçekler daha sonra da dişi çiçekler görülmüştür.
Erkek ve dişi çiçek gelişimleri tamamlandıktan sonra kendileme çalışmaları
başlamıştır. Birgün önceden dişi ve erkek çiçekler bir maşa yardımı ile kapatılarak ikinci gün
32
yapılacak olan tozlanma çalışmasına hazırlanmıştır (Şekil 24). Yeterli toz ihtiyacını
sağlayabilmek amacıyla 1 dişi çiçeğe 2-3 erkek çiçek olacak şekilde ayarlanmıştır. İkinci
günün çok erken saatlerinde tozlanma işlemi gerçekleştirilmiş ve dişi çiçek bir plastik poşet
ile kapatılmıştır. Yaklaşık bir hafta içerisinde eğer iyi bir tozlanma gerçekleşmişse dişi
çiçeğin alt kısmında bulunan yumurtalık kısmı kendini toparlayarak gelişimine başlamıştır.
Klon 20’de rastlanılan ilginç bir durum olarak dişi çiçeklerin ana gövdeden erkek
çiçeklerin ise yan dallardan geldiği gözlenmiştir. Bilindiği gibi normal
şartlarda erkek
çiçekler ana dal üzerinden dişi çiçekler ise yan dallardan gelmektedir. Klon 20’de aynı
zamanda yaprak alt kısmı, yeni tutan ve kendilenmiş meyve üzerlerinin aşırı tüylü olduğu
gözlenmiştir. Ancak meyve, gelişimini tamamladıktan sonra normal morfolojisine
kavuşmuştur. Tad kontrolü, laboratuvarda çalışan öğrencilerle birlikte yapılmış ve normal
Kırkağaç kavunları ile karşılaştırıldığında belirgin bir farklılık gözlenmemiştir (Şekil 30).
Klon 4 ’de de yaprak alt ve üst yüzeyinde daha belirgin ve sık tüyler, meyve üzerinde
aşırı tüylülük, yeni çıkan yapraklarda ise normal bir morfolojik yapı gözlenmiştir (Şekil 29).
Döllenmede
istenmeyen
şartlardan
kaynaklanan
çiçekte
ve
meyvede
şekil
bozukluklarına rastlanmıştır (Şekil 34).
Virüs testlerine gelince, klon 4 ve 20’nin meyvelerinden elde edilmiş olan tohumlar,
1/1 oranında torf ve perlit bulunan viollerde çimlendirilerek gelişmeye bırakılmışlardır.
Viollerde çimlenip gelişmiş olan bitkiler büyük saksılara transfer edilmiştir. İlk gerçek yaprak
şekillenmeye başladığı zaman, kotiledon yaprakları üzerine karborandum tozu serpilmiş ve
daha sonra üzerine 0.01 M fosfat tamponu (pH:7) içerisinde 1/10 oranında çözünmüş
enfekteli doku içeren solusyon spatula yardımı ile inoküle edilmiştir (Şekil 37). 5 -10 dakika
sonra piset ile çeşme suyuyla yıkanmıştır. Daha sonra bitkiler büyütme odasında gelişmeye
bırakılmışlardır. 10-15 gün içerisinde semptomlar gözlenmiştir.
Kontrol olarak kullanılan transgenik olmayan bitkilerde yoğun bir semptom
gözlenirken, transgenik olduğunu düşündüğümüz klon 4 ve 20’nin bitkilerinde çok az
semptoma rastlanmıştır. Daha once yapılan çalışmalar da incelendiğinde dayanıklı olduğu
farzedilen bitkilerin ya hiç semptom göstermediği ya da çok az semptom gösterdiği
belirtilmiştir.
Dört transformant (20.1, 20.2, 4.1, 4.2) kendine tozlanarak yeni generasyon (F2) elde
edilmiştir. Herbirinden toplam 20 tohum çimlendirilmiş ve DNA’ları izole edilmiştir. İzole
edilmiş bu DNA’lar kullanılarak PCR reaksiyonu gerçekleştirilmiş ve ZYMV kılıf protein
genini içerip içermedikleri ve yeni generasyonlara genin geçişi incelenmiştir.
33
Toplam 4 grubun açılım oranı X2 analiziyle test edildiğinde tahmini Mendel
oranlarıyla uyumlu olduğu bulunmuştur. Her durumdaki P değeri P= % 5 önem düzeyinden
büyük olarak saptanmıştır. Kendilenen bitkilerden 20.1 ve 4.1; 3:1 (ZYMV pozitif:ZYMV
negative) beklenen açılımı göstererek 1 gen lokusunun bulunduğunu, 4.2; 15:1 açılımını
göstererek 2 gen lokusunun bulunduğunu, 20.2 ise 1:3 açılımını göstererek 1 gen lokusu
tarafından karekterize edildiğini göstermiştir (Çizelge 3).
Çizelge 3. Transformantlarda PCR analizi sonucunda ZYMV CP (1000baz çift) geninin X2
analizi
Melon
transgenic
+ZYMV
-ZYMV
Plants
Probable
lines
CP gene
CP gene
tested
integrations
Expected
X2
P
ratio
20.1
13
7
20
1
3:1
1.06
30 %
20.2
7
13
20
1
1:3
1.06
30 %
4.1
16
4
20
1
3:1
0.26
50-70%
4.2
18
2
20
2
15:1
0.48
50 %
34
Şekil 18. Doku Kültüründen Çıkarılan Bitkilerin Plastik Poşetler İçerisinde Adaptasyonlarının
Sağlanması
Şekil 19. Bitkiciklerin 1 / 1 Oranında Torf ve Perlit İçeren Saksılara Aktarılması
35
Şekil 20. Bitkiciklerin Küçük Saksılardan Büyük Saksılara Aktarılması
36
Şekil 21. Büyük Saksılarda Gelişen Bitkilerin İpe Alınması
37
Şekil 21’in devamı..Büyük Saksılarda Gelişen Bitkilerin İpe Alınması
38
Şekil 22. Bitkicikler Üzerinde İlk Olarak Gelişen Erkek Çiçeklerin Görünümü
39
Şekil 23. Sera’ya Aktarılan Bitkiciklerin Görünümü
40
Şekil 24. Dişi ve Erkek Çiçeklerin Bir Gün Önceden Maşa ile Kapatılarak Kendileme İçin
Hazırlanması
41
Şekil 25. Erkek ve Dişi Çiçeklerin Görünümü
42
Şekil 26. Klon 20’de Dişi Çiçeklerin Ana Gövdeden Erkek Çiçeklerin ise Yan Dallardan
Geliyor Olması.
Şekil 27. Serada Gelişen Bitkilerin Görünümü
43
Şekil 28. Dişi ve Erkek Çiçeklerin Gelişim Durumları
44
Şekil 29. Klon 4 Bitkisinin ve Meyvesinin Görünümü.
45
Şekil 30. Klon 20’nin Bitki ve Meyvesinin Morfolojik Görünümü
Şekil 31. Birgün Önce Kapatılan Dişi ve Erkek Çiçeklerin Bir Gün Sonra Kendilenmesi
46
Şekil 32. Kendileme Sonucunda Elde Edilmiş Meyvenin Görünümü
47
Şekil 33. Klon 4 ve 20’nin Gelişmiş Olan Meyvelerinden Görünüm
48
Şekil 34. Çiçekte ve Meyvede Rastlanan Şekil Bozuklukları
49
Şekil 35. Klon 4’ün Meyvesinin Görünümü
50
Şekil 36. Klon 4 ve 20’nin Meyvelerinin Görünümü
51
Şekil 37. Klon 4 ve 20’de Elde Edilmiş Olan Tohumların Çimlendirildikten Sonra Virüs
İnokülasyonlarının Yapılması
52
4-Kaynaklar
ÇÜRÜK, S., Elman, C., Schlarman, E., Sagee, O., Çetiner, S., Gray, D.J., Gaba, V.,
Direct shoot regeneration from the top of the hypocotyl of melon is distinct from direct
regeneration from melon cotyledons, (1998).
EZURA, H., How biotechnology can contribute to conventional breeding in melon.
Proc. 1st Int. Symp. On Cucurbits Acta Hort. 492, ISHS, (1999).
FANG, G and Grumet, R., Agrobacterium tumefaciens mediated transformation and
regeneration of muskmelon plants. Plant Cell Rep. 9: 160-164, (1990).
FANG, G and Grumet, R., Genetic engineering of potyvirus resistance using
constructs derived from the zucchinellow mosaic virus coat protein gene. Molec. Plant
Microbe Interact. 6: 358-367, (1993).
GABA, V., Feldmesser, E., Gal-On, A., Kless, H., and Antignus, Y., Genetic
transformation of a recalcitrant melon (Cucumis melo L.) variety. Cucurbitaceae, 94:188-190,
(1995).
GABA, V., Schlarman, E., Elman, C., Sagee, O., Watad, A.A., and Gary, D.J., In vitro
studies on the anatomy and morphology of bud regeneration in melon cotyledons. In Vitro
Cell. Dev. Biol.-Plant, 35:1-7, (1999).
GRUMET, R., Yadav, R.C., Geethanjali, A., Hammar, S. and Provvidenti, R., Genetic
Engineering of virus resistance in cucurbit crops. Cucurbitaceae’94, 17-22, (1995).
GONSALVES, C., Xue, B., Yepes, M., Transferring cucumber mosaic virus-white
leaf strain coat protein gene into Cucumis melo L. and evaluating transgenic plants for
protection against infections. J.Am.Soc.Hortic.Sci.119: 345-355, (1994).
MANİATİS, T., Fritsch, E.F. and sambrook, J., Molecular Cloning: A Laboratory
Manual. New York: Cold Spring Harbor Laboratory, (1982).
MOLİNA, R.V. and Nuez, F., Correlated Response of in vitro regeneration capacity
from different source of explants in Cucumis melo. Plant Cell Reports, 15: 129-132, (1996).
NAMETH, S.T., Dodds,J.A., Paulus, A.O. and Laemmlen, F.F., Cucurbit viruses of
California: An ever changing problem. Plant Dis. 70: 8-11, (1986).
SASS, J.E., Botanical microtechnique. Third edition. Ames, Iowa: Iowa State
University Press; 73-74, (1958).
YOSHİOKA, K., Hanada, K, Nakazaki, Y., Minobe, T. and Oosawa, K., Successful
transfer of the cucumber mosaic virus coat protein gene to Cucumis melo L. Jor. Breed. 42:
278-285, (1992).
53
MURASHIGE, T. and Skoog, F., A revised medium for rapid growth and bioassays
with tobacco tissue cultures. Physiol. Plant 15: 473-497, (1962).
54
55
Download