EĞİTİMDE ETKİLİ İLETİŞİM VE BEKLENTİLERİMİZ

advertisement
EĞİTİMDE ETKİLİ İLETİŞİM VE BEKLENTİLERİMİZ
Elif Nur KAPLAN/10-C
Teşekkür ederim sayın panel başkanım. Kıymetli Hocalarım ve siz sevgili arkadaşlarım; Hepiniz
panelimize hoş geldiniz.
Değerli konuklar, hani hikâyede de anlatılır ya; “Kör bir adam güneşli ve güzel bir bahar gününde,
parkta her zamanki yerinde dilenir. Üzerinde eski elbiseleriyle insanlardan yardım ister, yerdeki şapkasının
dolmasını ümit eder. Fakat ne kadar beklediyse de, parkın büyüleyiciliğine ve havanın güzelliğine kendini
kaptıran insanlar, onu bir türlü fark etmezler. Dilenci ümidini kaybetmeye başlamışken, oradan geçen bir adam
onu fark eder. Bir müddet onu izler ve kimsenin onu fark etmediğini görür. Bunun üzerine etraftan bir kağıt ve
kalem bularak, kağıda bir şeyler yazar. Yazdığı kağıdı kör adamın önüne koyar ve izlemeye başlar.Yazıyı gören
insanlar boş geçmez ve şapkaya para atıp giderler. Boş geçen insan çok azdır.Şapka dolarken sevincini
saklayamayan kör adamı uzaktan izleyen adam,büyük bir iç huzuruyla oradan ayrılır.Kağıtta şunlar
yazılıdır.”Hava ne kadar da güzeldir!Ama ben bu güzelliği göremiyorum!!”
Yaptığımız ya da yapmadığımız her şey karşı tarafa muhakkak bir mesaj verir. İletişim bir süreçtir ve bu
sanatın ustaları bu süreci iyi takip edebilen ve tepkilerini bu verilere göre yönlendirebilen kimselerdir. İletişim
güçtür. Bireyler birbirlerinin farkına vardıkları anda iletişim başlamış demektir. İki insan birbirine sırtını dönük
dahi olsalar yine de birbirlerine mesaj göndermektedirler. İletişimin alıcı, verici, mesaj, ortam, iletişim kanalları
gibi birtakım unsurları vardır ve bunlar bir süreç dahilinde gerçekleşir.Bu nedenle iletişimde bulunmak, karmaşık
ve zaman alan bir iştir. Ama iletişim sürecini daha iyi anlamak, böylece onu daha etkili bir şekilde kullanmak
mümkündür. Bunun için atılacak en önemli adımlardan biri, iletişimin etkili olmasını engelleyen etkenlerin
farkında olmak ve bunların üstesinden gelmenin yollarını bulmaktır. Etkili iletişim için;
-Neyi istediğimiz konusunda açık olmalı,
-İsteklerimizi açıkça ifade etmeli,
-Soğukkanlı ve akılcı olmalı,
-Anlaşılır olmalı,
-Sınırlarımızı ve seçeneklerimizi belirlemeli,
-Hissettiklerimizi açığa vurmalı,
-Mesajımızı net ve açık iletmeli,
-Özürler değil, nedenler sunmalıyız.
Eğitimin ruhunda iletişim vardır. Karşımızdaki kişiyi etkilemek; onun tutum ve davranışlarında bir
değişiklik yaratma düşüncesi hem eğitim sürecinin hem de iletişim sürecinin temel amacı içerisindedir.
Dolayısıyla iletişim ile eğitimi birbirinden ayırmak yani ayrı düşünmek mümkün değildir.
Sınıf içinde etkili iletişim kurabilmek için iletinin hem etkili bir biçimde gönderilmesi hem de etkili bir
biçimde alınması gerekir. Dolayısıyla hem öğretmene hem de öğrenciye bakan yanları vardır. Öğretmenin
iletisini öğrenci istem ve düzeyini göz önünde bulundurarak göndermesi, sınıfta sağlıklı bir iletişim süreci
oluşturur. Ayrıca insanların iletişimi ne kadar sağlıklı olursa, toplum da o kadar sağlıklı olur.
Sınıf içi iletişim sadece öğretmenle öğrenci arasında değil, öğrenciden öğretmene ve çevreden hepsine
dönük bir süreci kapsar. Bunlardan sadece birine yönelik olan tek yönlü iletişim, sıkıcı ve yararsızdır. Bu
nedenle öğretmen iletişimin doğası, niteliği ve doğurguları konusunda bilgili olmalıdır. Bu süreçte öğretmenin
öğrencilerinin alınlarında” bana önemli olduğumu hissettirt” diye bir cümlenin yazdığını varsayarak ve o
cümlenin içeriğine uygun olarak davranması gerekir.
İletişimde beden dili %55,ses tonu %38 ve kelimeler %7 önem taşımaktadır. Sözlü iletişim, sözsüz
iletişim ve diğer teknolojik araç-gereçler yardımıyla yapılan iletişim olmak üzere üç tür iletişim yöntemi yine
öğretmen tarafından etkili kullanılmalıdır. Ayrıca nasihat eğitimi yerine davranış eğitimine yer verilmelidir.
İnsan yetiştirmek sadece sınıf ortamında eğitim-öğretimden ibaret değildir. Hoca da sadece öğretmen, eğitmen
değildir. Cemil Meriç’in deyişi ile “hoca sadece öğretmez yetiştirir, aydınlatır, yaratır. Hoca tam bir yetiştiricidir,
öğrencinin zihnindeki karanlık hücreleri aydınlatmanın yanında bir karakter mimarıdır. Talibinin şahsiyetini
inşa eden bir mimardır. Enerjik, canlı, objektif,destekçi,hoşgörülü,beden dilini iyi kullanabilen,alanını iyi
bilen,bildiğini öğreten ve öğrencilerine değer veren, anadilini güzel kullanabilen öğretmenlerin eğitim sürecinde
başarılı oldukları bir gerçektir. Ne öğrenci ile öğretmen, ne de bilgi ile hayat birbirinden kopuk değildir. Bu
bağlamda hoca, bilgiyi öğretmenin yanında davranışları ve yaşayışıyla talebesine örnektir. Bilgiyi ete kemiğe
büründürendir. Hoca ile talebe bir kılıcın iki yüzü gibi ayrılmaz bir bütündür.Hani bir söz vardır ya;insanlar ne
kadar bildiğinize önem vermez,ta ki onlara ne kadar önem verdiğinizi bilene dek.
Öğrencilerin kendilerini nasıl hissettikleriyle onların başarı düzeyleri arasında doğru orantı vardır.
Öğrencilerin özgüvenlerinin gelişiminde yine güçlü etken kuşkusuz öğretmendir. Öğretmenlerin öğrencilerle
iletişime girdikleri andan itibaren takındıkları tavır ve tutumlar öğrencilerin özgüvenini olumlu veya olumsuz
etkilemektedir.
Kuşkusuz eğitimin amacı sadece bilgi ve beceri kazandırmak değildir. Öğrenciler dış dünyayı öğrenmek
kadar kendilerini de keşfetmeli ve tanımalıdır. Bu da özgüven temellidir. Kendilerini seven, sahip oldukları
potansiyele güvenen, kendisiyle barışık,olumlu ve olumsuz yönleriyle birlikte kendilerini kabul eden,hem
kendisiyle hem de diğer insanlarla barış içinde yaşayabilen,kendini;içinde yaşadığı toplumla çatışmadan ortaya
koyabilen fertler yetiştirmek de eğitimin en önemli amaçlarındandır. Bu da sürekli bir güven ortamı, istikrar,
mükemmel bir örnek teşkil etme ve sevgi ortamıyla sağlanır. Bu nedenle öğrenme ortamında gerçekçi talep ve
beklentilerin ortaya konması gerekir. Sonuçta sağlanan başarı ya da başarısızlık, ayrıca verilen tepkiler de bir o
kadar önemlidir. Hızlı değişimlerin yaşandığı günümüzde duygudan arınık bilgi veya beceri depolarına değil,
duyguları ve becerileriyle davranan sağlıklı insana ihtiyaç vardır.
Ömrünün en önemli yıllarını eğitim süreci içinde geçirecek öğrencilerin önce öğretmenleri ile etkili iletişim
kurmaları gerekir. Çünkü öğretmenlerle iletişim öğrencilerin önce kendilerini ve çevreyi algılayıp sonra da
çevreyi etkilemelerine yol açacaktır. Eğitimden beklentilerimiz günümüzde maalesef” okusun, yetişsin, hayatını
kurtarsın” şekline dönüştü. Eğitim denince hepimizin kafasındaki denklem eğitim=iyi meslek=iyi iş=iyi para=iyi
hayat şeklinde belirir oldu. Fakat ben böyle düşünmüyorum, bu denkleme de katılmıyorum. Bence eğitim, bilgi
ve beceriyle dünyayı imar etmek için gereken gayreti kuşanırken, ebedi yurdu da unutmamaktır. Zira öğrendik ki
gerçek hayat ahiret hayatıdır.
Download