Yerel para ile dış ticaret `out`

advertisement
MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ
Yerel para ile dış ticaret ‘out’
Dış ticaret koridorlarında bir süreden beri yükselen Asya’ya Ortadoğu da ekleniyor. Fed’in
hamlesi sonrasında para birimlerinde halen yeni denge seviyesi bulunamadı. ‘Yerel para
ile ticaret’ gözden düştü
İSTANBUL - Kurlarda yaşanan dalgalanma Türk şirketleri açısından yerel para birimi ile ticaretin
cazibesini bitirdi. Ülkeler arası ihracat, ithalat ve ticari dengelerin analiz edildiği HSBC’nin dünya
ekonomisine dair tahmin ve analizleri baz alınarak Oxford Economics desteğiyle hazırlanan
HSBC Küresel Bağlantılar Raporu’nda dış ticarette yüzde 65’lik bir oran ile doların en çok tercih
edilen para birimi olduğu bilgisi verilerek “Kurlardaki dalgalanma Türk tüccarlar açısından temel
bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Nitekim, en son araştırma, katılımcılar arasında daha az
şirketin yerel para birimi ile dış ticaret yaptığını ortaya koyuyor ki bu da muhtemelen son
dalgalanmanın bir sonucu” denildi.
Dış ticarette Asya umut vaat ediyor
HSBC’nin araştırmasına katılanların yüzde 40’ı ‘önümüzdeki ay dış ticarette hacimler artacak’
diye düşünüyor. Bir bu kadarlık oran ise ‘koşullar aynı kalacak’ görüşünü savundu.
Rapora göre 2012’de dünyanın 5 büyük ihracat pazarı sırasıyla Almanya, İngiltere, Birleşik Arap
Emirlikleri, Fransa ve ABD olurken 2030 yılında bu sıralamadan Fransa düşecek. 2030’da
dünyanın en büyük 5 ihracat pazarı Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Çin, İngiltere ve ABD
olarak dizilecek. HSBC’nin araştırmasına katılanların neredeyse üçte biri ise Asya’yı dış ticarette
en çok umut vadeden bölge seçerken neredeyse yarısı ise Avrupa’yı seçti.
Türkiye’nin Avrupa’ya ihracatı kademeli olarak azalacak
Türk ihracatçısı geleneksel olarak büyük ölçüde Avrupa ve Ortadoğu ile ihracat gerçekleştirirken
2012 yılında, toplam mal ihracatının yaklaşık yüzde 70’i bu iki bölgeye gitti. Raporda, “Her ne
kadar Avrupa’nın Türkiye’nin endüstriyel faaliyetleri açısından çök önemli olmaya devam etmesi
bekleniyorsa da, daha dinamik olan yükselen ekonomilerin önemi arttıkça, Avrupa’ya yapılan
ihracatın payı da kademeli olarak azalacak” yorumuna yer verildi. Bu açıdan, BAE, Çin ve Suudi
Arabistan’ın 2030 yılına kadar ihracat pazarları olarak özellikle öne çıkması bekleniyor. Bununla
birlikte, Almanya, İngiltere ve ABD Türkiye’nin en önemli 5 ihracat pazarı arasındaki yerini
koruyacak.
Rapor, Türkiye ile Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin ve bu bölgelere olan
ihracatın orta vadede artacağına işaret ediyor. Türkiye son dönemde Ortadoğu ülkeleriyle
ilişkilerini artırmış olsa da, ticaretin büyük bir kısmı halen Avrupa ülkeleriyle yapılıyor. Avrupa
ekonomisinin umut verici toparlanması ve TL’nin değer kaybı gibi etkenler birleşince Türk
ihracatçıların, önümüzdeki yıllarda iş hacimlerini artırması bekleniyor.
2030’a kadar ihracatın üçte biri makinecilerden gelecek
Sektör düzeyinde, makine ve ulaşım ekipmanı malları ihracatta büyümede başı çekecek ana
sektörler olarak 2030 yılına kadar olan sürede mal ihracatındaki artışın yaklaşık üçte birini
[email protected] | www.evrim.com
MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ
sağlayacak. Türkiye’nin ihracatının yabancı ara mallara olan bağımlığı da dikkate alındığında, bu
iki sektör aynı zamanda bu dönemde ithalattaki büyümedeki ana katkıyı sağlayacak.
Ar-Ge’nin ihracattaki büyümeye katkısı yüzde 10’a kadar çıkacak
Raporda Türkiye’nin durgun ekonomiden çıkarak rekabetçi güce kavuşması, bilişim teknolojileri
ve Ar- Ge’ye yatırım yapmasıyla gerçekleşebileceği fikri üzerinde de duruldu. Türkiye’nin
GSYİH’den yalnızca %1 pay ayırdığı Ar-Ge yatırımlarını artırmasının, 2030 yılına kadar
ihracattaki toplam büyümeye katkısının yüzde 10’un üzerinde olacağı öngörülüyor.
Avrupalı yatırımcılar teknolojiyi yayacak
Türkiye’deki yabancı yatırımda en büyük paya sahip olan Avrupalı şirketlerin ülkedeki güçlü
varlığı teknoloji bilgisinin yayılmasına da katkı sağlayacak. Böylece Türk şirketleri sanayileşmiş
ülkelerden bu yolla teknoloji transferinden yararlanabilecek. Raporda Türkiye’nin, önümüzdeki
yıllarda dikkat çekici bir büyüme potansiyelini koruduğu belirtiliyor. Diğer taraftan yükselen
gelirler, ithal edilen ürünler için büyüyen bir tüketici pazarına da işaret ediyor.
Rekabetçi olabilmek için Ar-Ge’ye yatırım şart
HSBC Türkiye Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Virma Sökmen “HSBC
Küresel Bağlantılar Raporu ana hatlarıyla, gelişmekte olan pazarların, global arenada daha da
rekabetçi olabilmek için Ar-Ge’ye yatırım yapması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Rapor; yüksek teknolojili ürünleri kendileri üreten ülkelerin, rekabette her zaman avantaj sahibi
olacağına dikkat çekiyor. Türkiye’nin, Ar-Ge temelli yenilikçi çalışmaları ve eğitimli genç
nüfusuyla, bu konuda önemli bir potansiyel” açıklamasını yaptı. Hali hazırda, GSYİH’den ArGe’ye ayrılan sadece yüzde 1’lik pay da, söz konusu potansiyelin ne kadar ileri bir noktaya
ulaşabileceğini gösterdiğine de işaret eden Sökmen, “Ülkemizdeki Ar-Ge harcamalarının
artırılması, yüksek teknoloji alanında nitelikli insan kaynağının daha fazla geliştirilmesi,
Türkiye’nin gelişmiş pazarlardan biri olması için itici bir güç olacak. Diğer taraftan ülkemizin Ulusal
Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi de, Türkiye’nin bu alandaki kararlığının önemli bir göstergesi
olarak dikkat çekiyor” dedi.
En büyük 5 ihracat pazarı
Sıra
2012
2030
1
Almanya
BAE
2
İngiltere
Almanya
3
BAE
Çin
4
Fransa
İngiltere
5
ABD
ABD
Saygılarımızla,Best Regards
. Evrim Yazılım ve Danışmanlık.
[email protected] | www.evrim.com
Download