patent değerlemesi ve türkiye`deki uygulamaları

advertisement
T.C.
TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ
PATENT DAİRESİ BAŞKANLIĞI
PATENT DEĞERLEMESİ
VE
TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARI
Uzmanlık Tezi
Mehmet Nurşad SÖZER
Ankara – 2008
T.C.
TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ
PATENT DAİRESİ BAŞKANLIĞI
PATENT DEĞERLEMESİ
VE
TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARI
Uzmanlık Tezi
Mehmet Nurşad SÖZER
Tez Danışmanı
Yrd. Doç. Dr. Bahar ÇELİKKOL ERBAŞ
Ankara – 2008
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER............................................................................................... i
TABLO LİSTESİ ........................................................................................ iii
ŞEKİL LİSTESİ .......................................................................................... iv
ÖZET............................................................................................................. v
ABSTRACT................................................................................................. vi
GİRİŞ ........................................................................................................... 1
1. BÖLÜM ................................................................................................... 3
DEĞER – DEĞERLEME ......................................................................... 3
1.1. Değer - Değerleme - Patent Değerlemesi ........................................... 3
1.2. Patent Değeri Göstergeleri .................................................................. 9
1.2.1. Dolaylı Göstergeler ..................................................................... 10
1.2.2. Doğrudan Göstergeler ................................................................ 13
1.3. Patent Değeri Dağılımı ...................................................................... 14
1.4. Patent Değerleme Süreci .................................................................. 15
2. BÖLÜM ................................................................................................. 20
PATENT DEĞERLEME METOTLARI ................................................ 20
2.1. MALİYET METODU........................................................................... 21
2.2. PAZAR METODU .............................................................................. 23
2.2.1. Satış Karşılaştırma Metodu ......................................................... 27
2.2.2. Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti Metodu .............................. 27
2.2.3. Karşılaştırmalı Gelir Farkı Metodu .............................................. 27
2.3. GELİR METODU ............................................................................... 28
2.3.1. Gelir Artış Metodu ....................................................................... 37
2.3.2. Kar Dağıtım Metodu .................................................................... 38
2.3.3. Teliften Kurtulma Metodu ............................................................ 38
2.3.3.1. Kar Farkı Analizi ................................................................... 40
2.3.3.2. Yatırım Geri Dönüş Oranı Analizi ......................................... 43
2.3.3.3. Satışın %5’i Metodu ............................................................. 44
2.3.3.4. Pratik Kural (%25 Kuralı) ...................................................... 44
2.3.3.5. Karşılaştırmalı Kuvvetli Yanlar Analizi .................................. 47
2.3.3.6. Diğer Telif Oranı Tespit Metotları ......................................... 47
2.3.4. Teknoloji Faktörü ........................................................................ 48
2.3.5. Ulaşılabilir Maksimum Kar Metodu.............................................. 49
2.4. DİĞER DEĞERLEME METOTLARI .................................................. 51
2.4.1. Risk Ayarlamalı Bugünkü Net Değer Metodu .............................. 52
2.4.2. Olasılık Ağaçları Metodu ............................................................. 52
2.4.3. Monte Karlo Metodu.................................................................... 55
2.4.4. Duran Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme Metodu ..................... 59
2.5. GENEL DEĞERLENDİRME .............................................................. 72
3. BÖLÜM ................................................................................................. 74
DÜNYA’DA ve TÜRKİYE’DE PATENT DEĞERLEMESİ ............... 74
3.1. PATENT DEĞERLEMELERİNİN KULLANIM ALANLARI ................. 76
3.1.1. Teknoloji Transferi ...................................................................... 77
3.1.2. Finansman Temini ...................................................................... 80
i
3.1.3. Sigortacılık Uygulamaları ............................................................ 83
3.1.4. Vergi ve Muhasebe Uygulamaları ............................................... 85
3.1.4.1. Muhasebe Uygulamaları ...................................................... 86
3.1.4.2. Vergi Uygulamaları ............................................................... 89
3.1.4.2.1. Patent Bağışı ................................................................. 90
3.1.4.2.2. Şirket Birleşme ve Devralmaları ve Lisans Anlaşmaları . 91
3.1.4.2.3. Transfer Fiyatlama ......................................................... 93
3.1.5. Dava ve Anlaşmazlıklar, İcra, İflas, Haciz Durumları .................. 95
3.1.6. Patent Değerlemelerinin Ülkemizdeki Kullanım Alanları ............. 98
3.2. PATENT DEĞERLEMESİ YAPAN KURUMLAR VE
PROGRAMLAR
...................................................................... 103
3.2.1. Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar........................................ 104
3.2.2. Patent Değerlemesi Yapan Programlar .................................... 108
3.2.3. Ülkemizde Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar ...................... 112
3.3. GENEL DEĞERLENDİRME ............................................................ 113
3.3.1. Patent Değerlemeleri İçin Yasal Düzenleme Çalışmaları.......... 115
3.3.2. Patent Değerlemeleri İçin Altyapı Çalışmaları ........................... 117
3.3.2.1. Ülkemizde Patent Değerlemeleri için Altyapı Çalışmaları ... 122
SONUÇ .................................................................................................... 126
KISALTMALAR ...................................................................................... 129
KAYNAKÇA ............................................................................................ 131
ii
TABLO LİSTESİ
Tablo 2.1 : Gelir Tablosu...........................................................................
30
Tablo 2.2 : Tektronix Şirketinin Gelir Tablosu...........................................
32
Tablo 2.3 : Patentli İlaçla Elde Edilmesi Beklenen Kar Marjı....................
42
Tablo 2.4 : Yatırım Geri Dönüş Oranı Analiziyle Telif Oranı Tespiti..........
43
Tablo 2.5 : UMK Metodunda Bazı Faktörlerin Derecelendirmeleri............
50
Tablo 2.6 : Seçenekli Değerleme İçin Net Kar Tablosu............................
69
Tablo 3.1 :
Patent Değerleme Metotları ve Bazı Kullanım Alanlarının
114
Karşılaştırması........................................................................
iii
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 1.1
: Avrupa Patentlerinin (EP) Değer Dağılımı...........................
15
Şekil 1.2
: Değerleme Piramidi.............................................................
17
Şekil 2.1
Yıllara Göre Beklenen Gelirin İskontolu Bugünkü Net
: Değerleri..............................................................................
35
Şekil 2.2
: Sektörlerdeki Telif Oranlarının Gerçekleşme Sıklığı............
40
Şekil 2.3
: Olasılık Ağacı Metoduyla Patent Değeri Tespiti..................
54
Şekil 2.4
Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı
: (İlk 1.000 Hesaplama)..........................................................
57
Şekil 2.5
Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı
: (İkinci 1.000 Hesaplama).....................................................
58
Şekil 2.6
Crystal Ball Programı Hassasiyet Tablosu (Değişkenlerin
: Hassasiyetleri).....................................................................
59
Şekil 2.7
Avonex İlacının Kalan Patent Ömrüne Göre Seçenekli ve
: Bugünkü Net Değer Metotlarıyla Patent Değeri...................
67
Şekil 3.1
1994-2002 Yılları Arasında Bilgi ve Makine/Ekipmanlar
: İçin Yapılan Yatırımlar ve Artış Oranları..............................
86
Şekil 3.2
: IPScore® Programının Ana Arayüzü...................................
109
Şekil 3.3
IPScore® Programında “Teknoloji Faktörü” Altında Yer
: Alan Örnek Bir Soru.............................................................
110
iv
ÖZET
Ülkemizde patent değerlemesi ve uygulama alanları üzerine yapılmış bir
çalışma bulunmamaktadır. Söz konusu alandaki boşluğu doldurmak amacıyla
bu
çalışmada,
gelişmiş
ülkelerdeki
uygulamalar
üzerinden
patent
değerlemesi konusunda ülkemizin bulunduğu yer incelenmiştir.
Bu amaçla, patent değeriyle ilgili değer, değeri etkileyen faktörler, değer
göstergeleri ve değer dağılımı gibi bazı temel kavramlar üzerinde durulmuş,
daha sonra patent değerlemeleri için sıklıkla kullanılan bazı metotlar
anlatılmıştır. Patent değerlemelerinin farklı kullanım alanlarından örneklerin
verildiği sonraki kısımda ülkemizdeki mevcut uygulamalara da yer verilmiştir.
Yapılan çalışma neticesinde, ülkemizin patent değerlemesi ve değerlemelerin
farklı alanlarda kullanımı konusunda gelişmiş ülkelere göre çok yetersiz
kaldığı tespit edilmiştir. Bu durumun temel nedeni olarak görülen ülkemizdeki
patent bilincinin azlığı ile patent başvuru sayılarındaki yetersizliğin, son
yıllarda ülkemizde yaşanan olumlu gelişmeler nedeniyle, ilerleyen yıllarda
problem
olmaktan
çıkacağı
düşünülmektedir.
Çalışma
çerçevesinde
gerçekleştirilen incelemelerin sonucunda, bu konuda alınacak tedbirlerin,
bazı kullanım alanlarına yönelik yasal düzenlemeler ile mevcut patent
değerlemesi uygulamalarını daha etkin hale getirecek sağlıklı veri temini
konularında yoğunlaşması gerektiği düşünülmektedir.
v
ABSTRACT
PATENT VALUATION AND APPLICATIONS IN TURKEY
In Turkish Literature, there is no study on patent valuation and its field of
appliation. In this study, in order to fill the gap in the field, the patent valuation
and the relevant practices in Turkey are examined in reference to the
practices in the developed countries.
For this purpose, firstly the key concepts about patent value such as value,
factors affecting the value, value indicators and distribution of value and then
frequently used patent valuation methods are summarized. Subsequently,
patent valuation examples from various fields of application as well as the
practices in Turkey are presented.
As a result of the study, it is found that compared to the developed countries
there are very limited, almost no, valuation cases and its applications in
Turkey. It is believed that the lack of patent awareness and existence of
small number of patent applications in the country are the reasons for
possessing the limitations. Furthermore, it is believed that this problem will
eventually be solved due to the improvements in the number of patent
applications in recent years and the development of certain facilitating
measures for the applications. It is concluded that in order to overcome the
difficulties in patent valuation, the relevant laws and regulations should be
redesigned and a reliable database should be created for better patent
valuations.
vi
GİRİŞ
Günümüz bilgi temelli ekonomilerinde bilgi ve onun pazarlanabilir ürün ve
süreç haline dönüşmüş hali, başarı için en önemli girdilerden biri haline
gelmiştir. Dolayısıyla bilgiyi satılabilir bir varlık haline getiren fikri haklar 1
şirketlerin büyümesi ve karlılıklarının artmasında önemli rol oynamaya
başlamıştır. Şirketler sahip oldukları maddi olmayan varlıkları aktif ve verimli
bir şekilde kullanarak katma değer üretme yarışına girmiş bulunmaktadır.
Özellikle 90’lı yıllardan sonra, bu yarış, fikri mülkiyetlerin altında ele alınan
sınai haklar -bilhassa patent hakları- alanında hissedilir şekilde artmıştır.
Yenilikçiliğin en önemli göstergelerinden biri olan patent başvurularında,
başta
gelişmiş
ülkeler
olmak
üzere
tüm
dünyada
önemli
artışlar
yaşanmaktadır. Söz konusu artışlara ek olarak, son zamanlarda patentlerin
kullanım alanlarında da değişiklikler gözlenmektedir. Patentler hala büyük
oranda tekelci amaçlar için kullanılmaya devam edilmekle birlikte, gelir getirici
bir yatırım aracı olarak finansal amaçlar için de kullanılmaya başlanmıştır.
Başta lisans vb. teknoloji transferleri olmak üzere, finansman temini,
sigortacılık, vergi muafiyeti ya da indirimi gibi değer yaratan geniş bir
yelpazeyi içine alan patent kullanım alanlarının artmasıyla, sahip oldukları
ekonomik değerlerinin belirlenmesi de bir zorunluluk haline gelmiştir. Patent
değerlemesi ve kullanım alanlarının inceleneceği bu çalışmada öncelikle
patent değeri, değeri etkileyen faktörler, değer göstergeleri, değer dağılımı
gibi bazı temel kavramlar üzerinde durulacaktır. İlk bölüm patent değerleme
sürecinde dikkat edilmesi gereken noktaların anlatılması ile sona erecektir.
Tezin ikinci bölümünde, başlıca patent değerleme metodları üzerinde
durulacaktır. Her bir metot için esas alınan kriterler ile metotların güçlü ve
zayıf yönlerinin detaylı olarak inceleneceği bu bölümden sonra patent
değerlemelerinin farklı kullanım alanlarından bahsedilecektir. Kullanım
1
Paul Braendli “Patents turn technical know-how into tradable assets”
1
alanları yanında, değerleme yapan kurum ve programlara dünyadan ve
ülkemizden örneklerin verildiği bu bölüm, patent değerlemesi uygulamaları ile
ilgili ülkemizde yapılması gerekenlerin anlatılmasıyla sona erecektir.
2
1. BÖLÜM
DEĞER – DEĞERLEME
Son yıllarda şirketlerin yapısında olağanüstü değişikliklerle birlikte, sahip
olunan varlıklar içinde gayri maddi varlıkların oranında muazzam artışlar
yaşanmaktadır. Ian Lewis’in Fortune 500 firmalarının 1975 ile 1995
yıllarındaki varlık karşılaştırmaları ile ilgili yaptığı çalışmada, 1975 yılında
firmaların
piyasa
değerlerinin
%60’ından
fazlasının
maddi
varlıklara
dayandığı, 1995 yılına gelindiğinde bu oranın %25’in altına düştüğü
görülmektedir.2 Şirketlerin rekabet gücünü artırmada finansal sermayenin
yerini bilgi sermayesinin aldığı günümüzde, gayri maddi varlıklara artan
ilgiden bu varlıklar içinde önemli bir yere sahip olan patentler de nasibini
almaktadır.
Bu bölümde değer ve değerleme kavramları üzerinde durularak, değerin
maliyet ve fiyattan farkları ile değer çeşitlerinden bahsedilecek, daha sonra
patent değerini etkileyen faktörler ve patent değeri göstergeleri anlatılacaktır.
Ardından önemli bir patent değeri göstergesi olan anket sonuçlarına göre
ortaya çıkan patent değeri dağılımlarının anlatılacağı bu bölüm, değerleme
sürecinde takip edilmesi gereken yol ve dikkat edilmesi gereken hususların
anlatılacağı kısım ile sona erecektir.
1.1. Değer - Değerleme - Patent Değerlemesi
Değer, bir varlığın kullanılması ile gelecekte elde edilecek ekonomik faydanın
bugünün fiyatı olarak ifadesidir. Diğer bir ifade ile değer, bir varlığa sahip
olmanın gelecekte getireceği faydaların tek bir ödeme içinde ifade edilişidir.
2
Taplin, R. (Editor); “Valuing IP in Japan, Britain and the United States”, RoutledgeCurzon,
2004, s. 5
3
Değerleme ise, bir varlığın parasal değerinin tespiti işlemidir. İlk olarak
gayrimenkul varlıklar için kullanılmaya başlanan değerleme, zaman içinde
makine ekipmanları, kıymetli taşlar, sanat eserleri ve nihayet gayri maddi
varlıklar için de kullanılarak uygulama alanı genişlemiştir.
Önemli bir gayri maddi varlık olan patentlerin değerinin tespiti manasında
kullanılan patent değerlemesi kavramı ile patent korumasıyla birlikte patente
konu buluşun (teknolojinin) değerinin tespiti kastedilmektedir. Sadece çok
nadir durumlarda, patent değerlemesi ile tek başına yasal patent korumasının
değerinin tespiti kastedilmektedir.3
Bir patentin değerlemesinin yapılabilmesi için, öncelikle buluşun (teknolojinin)
tanımlanabilir bir varlık olması, bu varlığın yasal bir unvanının olması (bir
sahibinin olması ve transfer edilebilir olması) ve tek başına gelir getirebilir
olması gerekmektedir.4
Bir patentin değeri ifade edilirken, değerlemenin ne zaman yapıldığı
belirtilmelidir. Zira bir varlığın değeri, gelecekte getireceği faydanın artış veya
azalışına bağlı olarak zamanla değişmektedir. Dolayısıyla, her değer,
belirlenen belli bir zaman (bugün ve gelecek) için bir mana ifade etmektedir.
Geçmişte büyük karların elde edilmesini sağlayan bir patent bugün
kullanılmıyorsa, değeri sıfırdır. Bu noktada bir hususu daha belirtmek gerekir
ki, bazen eşit olsalar ve birbirlerinin yerine kullanılabilseler de, maliyet, fiyat
ve değer birbiriyle ilgili fakat farklı kavramlardır.5
Patentin söz konusu olduğu durumlarda maliyet, geçmiş ya da günümüzdeki
(yerine koyma ve yeniden üretme) üretim maliyetleri ile ilgilidir. Hak sahibinin
3
Patent korumasının değeri, patentli buluşun değerinden çok daha azdır (Patent
Korumasının Değeri=Patentli buluşun değeri - Patentsiz buluşun değeri). Ashish Arora, bu
yargı ile kısmen çelişen bir değerlendirme yaparak, günümüzde hala buluşların değerini
artıran en önemli yol olarak değerlendirilmese de, düzenlenen anketlerde patent
korumasının bir buluşun değerini ortalama %47 oranında arttırdığını söylemektedir.
4
Taplin, R. (Editor); a.g.e., s. 8
5
Smith, G. V., Parr, R. L.; “Valuation of Intellectual and Intangible Assets”, John Wiley &
Sons, Inc., USA, 2000, s. 152
4
patenti satmayı veya alıcının patenti almayı kabul edeceği değerle bir ilgisi
yoktur. Fiyat ise, satıcının pazar fiyatına eşit ya da düşük bir mala biçtiği
değer ile alıcının pazar fiyatına eşit ya da fazla bir mala biçtiği değer
arasındaki uzlaşmayı temsil etmektedir.6 Her zaman için geçmişi ifade
etmekte olan fiyat, belli bir piyasa ve işlemi gerektirmektedir. Fiyatın değer
için bir gösterge olabilmesi için en az beş faktörün göz önüne alınması
gerekmektedir:7
-
Pazar koşulları (işlem zamanındaki fiyat değeri yansıtsa da, bu fiyatın
değerlemenin yapılacağı zaman için de değeri yansıtıp yansıtmadığı
vb.)
-
Pazar yeri (fiyatın ortaya çıktığı işlemin gerçekleştiği zamanda efektif
bir piyasanın var olup olmadığı, pazarın alıcının mı yoksa satıcının mı
pazarı
olduğu,
rekabetçi
fiyat
tekliflerinin
verildiği
bir
işlem
olupolmadığı, patentin işlem gerçekleşene kadar kaç gün/ay/yıl
piyasada beklediği vb.)
-
Alıcı ve satıcı güdüleri (her iki tarafın işlem için istekli olup olmadıkları
vb.)
-
Ödeme şekilleri (ödemenin nakit ya da başka bir şekilde mi
gerçekleştiği, ödemenin işlem sırasında mı sonra mı gerçekleştiği vb.)
-
İşlemin elemanları (işlemin sadece patent için mi yoksa patentle
birlikte başka varlıklar için mi gerçekleştiği, işlem dışında garanti,
geliştirme, kullanım vb. anlaşmaların da imzalanıp imzalanmadığı vb.)
Değer kendiliğinden ortaya çıkmamaktadır. Belli bir tarafın, söz konusu
patentin gelecek kullanımları düşünülerek biçtiği bir kıymettir. 8 Dolayısıyla,
gelecek kullanım ile ilgili olarak, değerlemenin yapılış amacına göre patent
değeri farklı sonuçlar göstermektedir. Aşağıda farklı değerleme amaçlarına
göre
ortaya
çıkan
patent
değeri
çeşitleri
yer
almaktadır.
Patent
6
Omland, N.; “Innovation Support Training Programme Strategic Use of IP Information
Module 4”, June 14 2007, İsveç
7
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; “Valuing Intangible Assets”, McGraw-Hill, USA, 1999, s. 121122
8
Neticede, değerleme yapan sadece değeri tahmin eder. Değeri belirleyecek olan sadece
pazardır. Bu yargı hangi değer standartı seçilirse seçilsin geçerlidir.
5
değerlemelerinde, bu değer çeşitlerinden hangisinin kullanılacağına karar
vermek önemli bir adımdır.
Gerçeğe Uygun Pazar Değeri9: Söz konusu varlık hakkında makul derecede
bilgi sahibi olan ve herhangi bir etki (iflas, yasal bir yaptırım gibi) altında
olmayan, istekli tarafların üzerinde anlaştığı değerdir. 10 Bu değerde farazi bir
işlemin gerçekleştiği varsayılmaktadır. En yaygın olarak kullanılan değer
çeşididir.
Gerçeğe Uygun Değer11: Varlık hakkında makul derecede bilgi sahibi olan ve
herhangi bir baskı altında olmayan, istekli belli tarafların üzerinde anlaştığı
değerdir. Bu değerin muhtemel bir pazar işleminin fiyatını yansıtması
zorunluluğu yoktur.12 Daha çok hakkında bir pazar bilgisinin olmadığı
mahkeme durumlarında kullanılmaktadır.
Pazar Değeri13: Rekabetçi açık bir piyasada her iki tarafın bilgili hareket ettiği
ve fiyatın yersiz etkenlerden etkilenmediği hallerde bir varlığın alacağı en
muhtemel değerdir. Gerçeğe uygun değerin her zaman için pazar ile ilgili
olmak zorunda olmaması gibi, pazar değeri de gerçeğe uygunluk ile ilgili
olmak zorunda değildir. Pazar değeri her zaman tüm taraflar için adil (uygun)
olmasa da, işleme konu varlık için genelde en iyi değer tahminidir.
Geçmiş Değer14: Daha çok tecavüz ve vergi ile ilişkili bazı özel hallerde
kullanılan bu değer, bir varlığın belli bir yer ve zamandaki değeridir.
Elde Etme Değeri15: Varlığın tüm benzersiz faydalarının belirli bir satın alana
geçeceği durumda, bu alıcının ödemesi beklenen miktardır. Diğer bir ifade
9
Fair market value
Gordon V. Smith, bu tanıma her iki tarafın eşit fayda sağlaması koşulunu da eklemektedir.
11
Fair value
12
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., s. 59
13
Market Value
14
Historial Value
15
Acquisition Value
10
6
ile, içinde bulunduğu durum hakkında bilgi sahibi olunan belli bir alıcının ilgili
varlık için vereceği miktardır.
Kullanım Değeri16: Varlığın belli bir kullanım şeklindeki - ki bu kullanım
mevcut ya da en iyi kullanım şeklinden farklı da olabilir - değeridir. Bu değer,
“Alıcı varlığı X bölgesinde kullanabilseydi, ne kadar ödemeye razı olurdu?”,
“Hak sahibi mevcut Y sektöründeki kullanımı yanında, Z sektöründe de
kullansaydı, değeri ne olurdu?” ve “Hak sahibi en iyi kullanım alanı olan T
sektöründeki kullanımı devam ettirmese değeri ne olurdu?“ gibi sorulara
verilen cevaplar ile tahmin edilebilir.
Yatırım (yatırımcı) Değeri17: Belli bir yatırım kriteri altındaki varlığın değeridir.
Bu değer türünde, söz konusu varlık için bir satış işlemi gerçekleşmesi
gerekmez. Yatırım değeri “varlık gelecek 5 yıl için ticari kulanımda kalacak
olsa, değeri ne olurdu?“ sorusunun cevabı ile ilgilidir.
Hak Sahibi Değeri18: Hak sahibinin varlığı mevcut kullanımı, sahip olduğu
kaynaklar ve varlığı ticarileştirme kabiliyeti altındaki değerdir. Bu değer için
de varlığın satış işlemine konu olması gerekmez. Örneğin, “hak sahibinin
mevcut kabiliyetleri, sermaye kaynakları ve ticarileştirme planı altında varlığın
değeri nedir?” sorusuna verilecek cevap bu değeri ifade eder.
Sigorta Edilebilir Değer19: İlgili varlığın benzer kullanışlılık, işlevsellik ve gelir
getirebilirlilik özelliklerine sahip bir varlık ile değiştirilebilmesi için gerekli
sigorta
miktarıdır.
Bu
değer
için
de
varlığın
satışa
konu
olması
gerekmemektedir.
16
Use Value
Invesment (Investor) Value
18
Owner Value
19
Insurable Value
17
7
Teminat Değeri20: Bir finansörün varlığı teminat kabul ederek vermeyi kabul
ettiği borç miktarıdır. Bu değer, genelde gerçeğe uyugun pazar değerinin belli
bir yüzdesi ya da tek başına pazar değeri kadardır.
Vergi Üzerinden Değer21: Varlığın vergi amaçlı değeridir. Bu değer, bazen
gerçeğe uygun pazar değerinin bir fonksiyonudur. Burada şunu belirtmek
gerekir ki, ölçülebilir pazar değerine sahip bazı varlıkların yasal vergi
kanunlarına göre gözlemlenen bir değeri bulunmayabilir.
Giriş bölümünde de ifade edildiği gibi, diğer birçok varlığın aksine, gayri
maddi varlıkların değerlerinin tespiti çok zordur. Söz konusu patent gibi
şirketler için stratejik öneme sahip varlıklar olunca, çoğu zaman bu zorluk
daha da artmaktadır. Değerlemenin kalitesi önemli ölçüde değerlemesi
yapılacak patent ile ilgili bilgilerin varlığı ve doğruluğuna bağlıdır. Halbuki
patentler ile ilgili sağlıklı bilgiye ulaşmak çoğu kez pek mümkün
olmamaktadır. Bu nedenle, patent değerlemelerinde sıkça varsayımlar
kullanılmaktadır.
Değerlemelerin
sıhhati
için,
en
azından
kullanılan
varsayımların ilgili sektörün gerçeklerini göz önüne alan ve içinde bulunulan
şartları mümkün olduğunca yansıtan varsayımlar olması gerekmektedir.
Patent değerlemesini zorlaştıran bir diğer unsur da, patent değerine etki eden
çok sayıda faktörün bulunmasıdır. Sağlıklı değerlemeler için bu faktörlerin
tespit edilmesi ve bunlar hakkında bilgi temin edilmesi gerekmektedir. Çeşitli
kaynaklarda belirtilen bu faktörlerden bazılarına;
-
kullanım şekli22,
-
patentin kullanılması/kullanılmaması23,
-
buluşun yeniliği,
-
patentli ürün ya da hizmetin pazar payı,
20
Collateral Value
Ad Valorem Value
22
Yukarıda değer çeşitlerinin anlatıldığı kısımdan da anlaşılacağı gibi, değerleme amacı
patent kullanım şekillerine göre belirlenmekte ve bu da farklı değerlerin ortaya çıkmasına
neden olmaktadır.
23
Sahipleri tarafından nasıl kullanılacakları bilinmediğinden ve ticarileşmeleri için uygun
değerlendirme şekilleri gerektiğinden dolayı, kullanılmayan patentlerin değeri düşüktür.
21
8
-
pazarın büyüyor/küçülüyor olması,
-
geniş
bir
ürün/hizmet
alanında
ve
sanayi
kolunda
kullanılabilir/kullanılamaz olması,
-
ticari uygulanabilirliği,
-
ticarileşmesi için yüksek/düşük maliyet gerektirmesi,
-
ticarileşmesi için çok/az vasıta olması,
-
buluşun altında yatan teknolojinin kendini ispatlamış/ispatlanmamış
olması (ürün/hizmet olarak tutarlı şeklide kullanılıyor/kullanılmıyor
olması),
-
ilgili teknoloji için rekabetin olması/olmaması,
-
teknolojiye talebin karşılanabiliyor/karşılanamıyor olması,
-
buluş ile ilgili devam eden geliştirmelerin olması/olmaması (varsa
yüksek/düşük maliyet gerektirmesi),
-
buluşun sağladığı çözüme başka alternatif yolların olması/olmaması,
-
buluşun uygulanmasının maliyeti,
-
hak sahibinin yönetim becerileri,
-
başarılı olarak lisanslanmış/lisanslanmamış olması,
-
patent ile sağlanan kar veya sermaye geri dönüş oranları,
-
değerlemenin yapıldığı zaman ve şartlar24,
-
değerlemenin kim tarafından25 gerçekleştirildiği,
-
değerlemenin tek bir patent için ya da portföy için yapılması,
örnek olarak verilebilir.
1.2. Patent Değeri Göstergeleri
Değer üzerinde etkili olan çok sayıdaki faktörü ele almanın zorlaştırdığı
patent değerlemelerini kolaylaştırmak adına, literatürde bazı patent değeri
24
İlgili patentli teknolojinin içerisinden geçtiği, araştırma-geliştirme, patent, prototip ve ürün
(ticarileşme) aşaması gibi farklı süreçlerdeki değeri farklı olmaktadır.
25
Değerlemenin kim tarafından yapıldığına göre de çıkan sonuç değişmektedir. Mesela,
büyük şirketler tarafından gerçekleştirilen değerlemenin sonucu genelde yüksek, küçük
şirketlerce gerçekleştirilenler ise genelde daha düşüktür. (Martin, D., Drews, D. C.;
“Intellectual Property Valuation Techniques”, The Licensing Journal, October 2006, s. 1)
9
göstergeleri tespit edilmiştir. Aşağıda genel kabul gören bu göstergelerden
bazılarına değinilecektir.
1.2.1. Dolaylı Göstergeler
Birçok kısıtlamaya tabi olmakla birlikte, patentlerin parasal değerinin
doğrudan olarak gözlemlenmediği durumlarda kullanışlı olan göstergelerdir.
26
Yenileme Ücretleri: Patent korumasının devamı için hak sahibi tarafından
ödenen ücretlerdir. Birçok ülkenin patent mevzuatında, patent korumasının
devamı için yenileme (yıllık vb. belli periyotlarda)27 ücretlerinin ödenmesi
zorunluluğu mevcuttur. Patent sahipleri, patentlerinden bekledikleri gelirin,
yenileme ücretlerini ödeyerek altına girecekleri maliyetten yüksek olacağını
düşündükleri müddetçe, söz konusu yıllık vs. ödemeleri yapmaktadırlar. Bu
nedenle, yenileme ücretleri, patent değeri için bir gösterge olarak
kullanılmaktadır. Patent yenileme ücretleri üzerinden patent korumasının özel
değerinin tahimini için Lanjouw (1993) tarafından geliştirilen bir model
mevcuttur.28
Patent Atıfları: Bir patentin yayımlanmasından sonra, başka patentler
tarafından aldığı atıf sayısı (forward citation) ile bir patentin içinde başka
patentlere ya da patent dışı kaynaklara yapılan atıf (backward citation)
sayısını ifade etmektedir. Yapılan atıf genelde ilgili teknolojinin geliştirme
adımları hakkında bilgi verirken, alınan atıf söz konusu teknolojinin kalitesi
hakkında bilgi vermektedir. Bu nedenle, patent değeri için esas olarak alınan
26
European Commission, Directorate-General for Internal Market; “Study on Evaluating the
Knowledge Economy - What are Patents Actually Worth? The Value of Patents for Today’s
Economy and Society”, May 9 2005, s. 15-17, 31
27
Mesela, patent yenileme ödemeleri, ABD’de başvuru tarihinden itibaren 3.5, 7.5 ve 11.5
yıllarda yapılırken, ülkemizde yıllık (her yıl başvuru tarihine göre vadesinde) olarak
yapılmaktadır.
28
Dilek, A. N.; “Economics of the Patent System”, Doktora Tezi, Bilkent Üniversitesi, Şubat
2000, s. 60
10
atıf sayısının kullanılması daha uygundur. 1976 yılında Amerikan Patent Ofisi
tarafından düzenlenen bir raporda29 bir patente yapılan atıf sayısının o
patentin teknik önemini gösterdiğinin belirtilmesi30 ve patentlerde atıf
kullanımının artmaya başlaması ile patent önemi/değeri ile atıf arasındaki
ilişkilerin araştırıldığı çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Trajtenberg’in
(1990) atıf ile yenilikçilik arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışması ile Hall, Jaffe
ve Trajtenberg’in (2001) patentlerin ekonomik değerleri ile sahip oldukları atıf
sayısı arasında doğrusal bir ilişkinin varlığı konusundaki makaleleri bu
konuda yapılan çalışmalara örnek olarak verilebilir. Atıf sayısı ile patent
değeri arasında pozitif bir ilişki olduğu PatVal-EU anketinin sonucunda da
görülmektedir. Buna göre, bir kimya-ilaç patentinin ortalama değeri, diğer
sınıflardaki herhangi bir patentin ortalama değerinden yüksektir. Aynı durum
bu alandaki patent dökümanlarının ortalama atıf sayısı için de geçerlidir. 31
Patent Kapsamı: Bir patent dokümanındaki temel bilgi içeriğinin genişliğini
ifade eden patent kapsamı ile ilgili Lerner (1994) tarafından gerçekleştirilen
bir çalışmada, ortalama patent kapsamındaki bir birim standart sapmalık
artışın şirket değerinde %21’lik artışa neden olduğu tespit edilmiştir.
Tarifname Detayı veya İstem Sayısı/Uzunluğu/Genişliği/Türü: Yenileme
ücretlerinin ödeme oranları (dolayısıyla patent değeri) ile istem sayısı
arasında (kısa istemli, uzun/detaylı şekilde yazılmış tarifnamesi olan ve çok
rüçhanlı olmak şartıyla) doğru bir ilişki olduğunu savunan Barney’in (2001)
çalışması yanında, Reitzig (2001/2) tarafından patent değeri üzerinde etkisi
olma
ihtimali
olan,
teknik
problemin
anlatıldığı
kısmın
uzunluğu,
29
Sixth Technology Assessment and Forecast Report
Winkless, B., O’Connor, B., Cooney, J.; “Invention Quality Measurement (IQM), Patent
Valuation. The Methods that TRIZ Forgot”, TRIZ Journal, September 2003, s. 12
31
Patentler için yapılan atıfların artması, hak sahibi şirketin piyasa değerinin de artmasına
neden olmaktadır. Bu konuda Pakes (1985), Bloom ve Van Reenen (2002), Hall, Jaffe ve
Trajtenberg (2005) tarafından yapılan çalışmalar örnek olarak verilebilir. Bunlardan Bloom ve
Van Reenen (2002) tarafından İngiliz patentleri için yapılan çalışmada, atıf ağırlıklı patent
stoğunun iki kat artması halinde, bir birim sermayenin %35 oranında arttığı sonucu elde
edilmiştir. Hall, Jaffe ve Trajtenberg, (2005) tarafından Amerikan şirketleri için yapılan diğer
çalışmada ise, bir patent için yapılan her ekstra atfın şirketin değerini %3 arttırdığı tespit
edilmiştir.
30
11
bağımlı/bağımsız istem ve ürün/yöntem istemi sayısı gibi özelliklerin
incelendiği çalışma örnek olarak gösterilebilir.32
İtiraz Sayısı: Bir patentin konu olduğu mahkeme/anlaşmazlık sayısını ifade
etmektedir. Harhoff ve Reitzig’in (2004) Avrupa Patent Ofisi tarafından 19781996 yılları arasında tescil edilen biyoteknoloji ve ilaç patentleri üzerinde
yaptıkları çalışmada, patent değerinin artması ile itiraz gelme olasılığının da
arttığı tespit edilmiştir.33 Ancak, söz konusu çalışmadaki yargıyı genele
yaymak mümkün değildir. Özellikle tecavüz davasına konu olan patentlerin
değerlerinde düşme yaşanması muhtemeldir.
Patent Ailesi: Bir patent için koruma talep edilen ülke sayısını ifade eden
patent ailesi ne kadar büyükse, söz konusu patent o kadar değerlidir. Patent
ailesi içinde uluslararası ya da bölgesel başvuru/belge bulunması değeri
daha da artırmaktadır.
Patent Ömrü: Patentin kalan yasal koruma süresini ifade etmektedir. Bazı
kaynaklarda yasal süreden ziyade ekonomik veya teknolojik yaşam süresi 34
olarak da ele alınan patent ömrü ile patent değeri arasında doğrusal bir ilişki
mevcuttur.
Patent Sayısı: İlgili teknoloji sahasındaki patent başvuru/belge sayısını ifade
etmektedir. Tam olarak kanıtlanabilmiş olmayan bir teze göre, patent
sayısının artması ile patent kalitesi ve dolayısıyla değeri düşmektedir. Ancak,
Lanjouw ve Schankerman’ın (2003) atıf sayısı üzerinden patent kalitesini
inceledikleri bir çalışmaya göre ise, patent sayısının artması ile ileriye yönelik
atıf sayısının arttığı tespit edilmiştir.
32
Winkless, B., O’Connor, B., Cooney, J.; a.g.m., s. 14
Sherry ve Teece (2004) tarafından gerçekleştirilen başka bir çalışmada da, Amerika’daki
patent davalarının başarı oranlarının, patent değerlerinin zaman içindeki değişimlerine etkisi
incelenmiştir.
34
Ekonomik/teknolojik ömür çoğu zaman patentin yasal ömründen kısa olmaktadır.
33
12
Çoklu Göstergeler: Patent değeri için birden çok dolaylı göstergenin bir arada
kullanılmasını ifade etmektedir. Bu konuda Harhoff, Scherer ve Vopel (1999)
tarafından yapılan bir çalışmada, patent atıflarının patent yenileme ücretleri
ve patent değeri ile ilgili olduğu bulunmuştur. Harhoff, Scherer ve Vopel
(2003) tarafından daha sonra gerçekleştirilen bir çalışmada da, patent
sahiplerinden alınan patent değer tahminleri ile bazı patent değeri
göstergeleri birlikte incelenerek bir model oluşturulmuştur.
1.2.2. Doğrudan Göstergeler
Başvuru ya da buluş sahiplerinden patentleri ile ilgili değer tahminlerinin
alındığı anketler bu kapsamdadır. Patentin ekonomik değeri ile ilgili
çalışmalarda genelde dolaylı değer göstergeleri kullanılmakta, doğrudan bir
gösterge olan anket çalışmalarına çok az rastlanmaktadır.
Patent değerleri ile ilgili anket çalışmalarına iyi bir örnek olarak PATVAL-EU35
çalışması verilebilir. Bu çalışmada başvuru ya da buluş sahiplerinden,
buluşlarının bugünkü değerleri için en iyi tahmini miktarları ile tescilden
hemen sonra patentlerini satmayı kabul edecekleri minimum değeri
belirtmeleri istenmiştir. Bu çalışmada ankete cevap verenlerin patentleri ile
ilgili tüm bilgilere sahip oldukları varsayılmıştır. Anket çalışmalarına diğer
örnekler de Scherer ve Harhoff (2000) ile Harhoff, Scherer ve Vopel (2003b)
tarafından Alman ve Amerikan patentleri için yapılan anketlerdir.
Ankete cevap verenlerin patentlerinin değeri konusunda bilgisizlikleri ya da
doğru bilgi vermek istememelerinden dolayı, anket çalışmalarında yanlı
cevaplar alma ihtimali yüksektir. Buna rağmen, öneme dayalı dolaylı
göstergelere göre patent değerini daha doğrudan ve parasal olarak ifade
etmeleri bakımından anketler oldukça güvenilir bir gösterge olarak kabul
edilmektedir.
35
European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005
13
1.3. Patent Değeri Dağılımı
Daha
önce
de
belirtildiği
üzere,
patent
değerleri
çok
değişkenlik
göstermektedir. Öyle ki, bir şirketin aynı alandaki patentlerinden oluşan bir
portföy içinde bile değersiz patentlerin yanında onlarca milyon Euro
değerinde patentler de bulunabilmektedir. Patent değerlerindeki bu çeşitlilik
patent değer dağılımlarının çok çarpık (eğik, kayık) olmasına neden
olmaktadır. Gaussian veya normal dağılıma sahip diğer birçok ekonomik
varlığın aksine, patent değerlerinin dağılımı geniş dağılımlı Lognormale
uygundur.36
Bir önceki kısımda bazı örnekleri verilen anket çalışmaları da patent
dağılımlarının eğikliğini doğrular nitelikte sonuçlar vermektedir. Şekil 1.1’de
PATVAL-EU anketi sonuçlarına göre Avrupa Patentlerinin (EP) dağılımı yer
almaktadır.37
36
Carte, N.; “The Maximum Achievable Profit Method of Patent Valuation”, International
Journal of Innovation and Technology Management, Vol. 2, No. 2, 2005, s. 136
37
Harhoff, Narin, Scherer ve Vopel (1999), Scherer ve Harhoff (2000) ve Harhoff, Scherer ve
Vopel (2003a, 2003b) tarafından yapılan çalışmada da değerlerin dağılımı sıfır noktasında
sivriliğe (spike at zero) sahip çok eğik yapıda çıkmaktadır.
14
Kaynak: Nils Omland, 2007
Şekil 1.1: Avrupa Patentlerinin (EP) Değer Dağılımı
Anketin sonucuna göre, Avrupa Patentlerinin yaklaşık yarısının 300,000
Euro’dan düşük değere sahip olduğu ve toplam değerin çok büyük bir
kısmının (%88) az sayıdaki patentten (tüm patentlerin %10’unu oluşturan en
büyük değerli patentlerden) kaynaklandığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle,
az sayıdaki patent aslan payını almaktadır.38 Kısaca ifade etmek gerekirse,
patentlerin çoğunun düşük, azının yüksek değerlere sahip olduğu, patent
değeri dağılımının büyük standart sapmalı ortalamalara sahip olduğu ve
dağılımın eğikliğinden dolayı, patentlerin çok büyük bir kısmının değerinin bu
ortalama değerden az olduğu söylenebilir.
1.4. Patent Değerleme Süreci
Patent değerleme işinin karmaşıklığı, değerleme sürecinde takip edilmesi
gereken adımların ve her bir adımda dikkat edilmesi gereken hususların
38
Omland, N.; a.g.s., June 14 2007
15
tespitini
de
zorunlu
kılmaktadır.
Bu
konuda
literatürdeki
mevcut
çalışmalardan birinde, patent ile ilgili ileride ortaya çıkması muhtemel
durumlar için sağlam argümanlar verebilmek adına değerlemelere kapsamlı
bir aksiyon planı ile başlanması gerektiği, uygun değerleme metodunun
tespitinden önce, değerlemesi yapılacak patentin içeriğinin (context) ve değer
tespitinin niçin yapılmak istendiğinin belirlenmesi gerektiği ve ilgili sektörün
detaylı bir analizinin yapılması gerektiği belirtilmektedir.39
Amerikan patentlerinin (utility patent) değerlemesinde takip edilmesi gereken
20 adımın anlatıldığı diğer bir çalışmada40 ise;
-
patentin hayatta olup olmadığının kontrolü
-
değerlemenin hangi amaçla yapıldığının tespiti
-
ilgili alandaki kıymetli patentler ile ilgili bilgi toplama (başvuru
dosyalarının örneklerinin temini vb.)
-
değerleme için uzman bir takım oluşturma (patent, tekel, değerleme ile
ilgili kanunlarda uzman kişiler, ilgili teknolojide uzman kişiler, patent
vekili ve ekonomistlerden oluşan)
-
değerlemesi yapılacak patent dokümanının (tarifname, istemler vs.)
dikkatlice incelenmesi (istemlerde belirlenen patent kapsamının
pazarda ifade edeceği yerin tespiti)
-
patent vekili ile görüşme
-
telif oranının tespiti (Georgia-Pacific Corp. ile United States Plywood
Corp. arasındaki patent tecavüz davasında telif tespiti için mahkeme
tarafından önemli olduğuna hükmedilen 15 faktörün göz önünde
bulundurulması)
-
alternatif teknolojilerin takibi
-
ilgili sektörde pazar araştırması, anket, vb. çalışmalarla talep eğrisi
tahmini (farklı fiyatlar için beklenen gelir hesaplaması)
-
39
40
kar maksimizasyon analizi
Martin D., Drews, D. C.; a.g.m., s. 1
Cromley, J. T.; “20 Steps for Pricing a Patent”, Journal of Accountancy, November 2004
16
-
değerleme raporunun hazırlanması (değerlemesi yapılan patentin
bilgileri,
analizde
yürütülen
tahminler/kısıtlamalar,
takip
edilen
prosedür ve ulaşılan sonuçlar, değerleme takımındakilerin geçmişleri
hakkında bilgi vb. bilgiler yer almalı)
gibi adımların izlenmesi gerektiği anlatılmaktadır.
Değerleme
sürecinde
gerçekleştirilmesi
gereken
her
bir
değerleme
uygulamasını, bir üst katmandaki analizleri destekleyici bir “Değerleme
Piramidi” yapısı üzerinden anlatan bir diğer çalışmada41 ise beş aşamalı bir
süreç anlatılmaktadır.
Kaynak: Paul Flignor, 2006
Şekil 1.2: Değerleme Piramidi
Kuruluş Aşaması: Değerlemenin altında yatan mantığın
varsayımların
belirlendiği ilk
aşamadır.
Değerlemenin
ve başlıca
içeriğini,
odak
41
Flignor P., Orozco D.; “Intangible Asset and Intellectual Property Valuation a
Multidisciplinary Perspective”, IPthought, June 2006, s. 1-17
17
noktasını, derinliğini ve genel parametrelerini belirleyecek olan dört soruya
cevap niteliğinde dört kısımdan oluşur. Bunlar:
Amaç: Değerleme analizinin temel kullanım amacını ifade eder. Yasal
ya da düzenleyici kuralları, kabul edilmiş metotları ve ilgili alanda
geliştirilmiş temel ilkeleri belirler.
Tanım: Patentin genel karakteristik özellikleri tanımlanır.
Öncül: Patentin gelecekte nasıl kullanılacağına ilişkin tahmini ifade
eder. Zira bazen bir patentin kullanım alanı değişebilmektedir. Bu
durumda, yeni kullanım alanı için değerleme yapmak gerekmektedir.
Bu nedenle, öncül aşamasında, mevcut kullanım alanına bakmaksızın,
patentin değerinin en yüksek olacağı alan esas alınır.
Standart:
Değerleme
amacına
bağlı
olarak
değerin
tanımının
belirlenmesini ifade eder.
Bu soruların anlaşılması, yapılacak değerlemenin ilgili alanla ilgisinin kabul
edilebilir sınırlar içinde olduğunu da garanti edecektir.
Profil Aşaması: Söz konusu patentin ticari, yasal ve finansal özelliklerinin
belirlenmesi ile sahip olduğu fırsatların ve kısıtların tespit edildiği aşamadır.
Diğer bir ifadeyle, patentin gelir ve değer üretme potansiyelinin araştırıldığı
kısımdır. Değerleme analizinde en çok çaba sarfedilen aşamadır.
Metodoloji Aşaması: Bir önceki profil aşamasında tespit edilen yasal, ticari ve
finansal özelliklerin ışığında, uygun değerleme metodunun seçildiği ve bu
metotla değerin tespit edildiği kısımdır.
Çözüm Aşaması: Değerleme süreci bittikten sonra, yapılan analizlerden
anlamlı sonuçlar çıkarabilmek adına, olası çözümlerin rapor halinde
belirtildiği aşamadır. Değerlemenin yapılış amacına bağlı olarak hazırlanacak
raporlar farklılık arzedecektir.
Genel olarak değer ve değerleme kavramlarının açıklamasıyla başlayan bu
bölümde, değerin maliyet ve fiyattan farkları üzerinde durulmuştur. Daha
18
sonra, değer çeşitlerinden bahsedilerek, farklı patent değerlerinin ortaya
çıkmasında etkili olan ve patent değerlemelerini zorlaştıran önemli
unsurlardan biri olan patent değerini etkileyen faktörler anlatılmıştır.
Ardından, patent değeri göstergeleri ile patent değeri göstergelerinden biri
olan anket sonuçlarına göre ortaya çıkan patent değeri dağılımları
incelenmiştir. Değerleme sürecinde takip edilmesi gereken yol ve dikkat
edilmesi gereken hususların anlatılmasıyla sona eren bu bölümden sonra
patent değerleme metotları anlatılacaktır.
19
2. BÖLÜM
PATENT DEĞERLEME METOTLARI
Varolan teknikler ve uygulamalar incelendiğinde, bir patentin birden fazla ve
birbirinden farklı değerinin olabileceği önemli bir gerçek olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu bağlamda, değerlemenin doğasından dolayı çok değişken
değerlere sahip olan patentler için geliştirilen metotların anlatılacağı bu
bölüme başlarken belirtmek gerekir ki, patent değerlemesi konusu kesin
(tam) bir bilim değildir. Diğer bir ifadeyle, patent değerlemeleri için standart
kabul görmüş bir yöntem mevcut değildir. Patent değerlemesi literatüründe
geliştirilmiş birçok farklı metotun yanında, yeni metot çalışmaları da devam
etmektedir. Tezin bu bölümünde, kullanılan nitel ve nicel metot42 ayrımına
girilmeden, üç temel değerleme metodu ve bunların farklı form almış halleri43
olan diğer değerleme metotları anlatılacaktır. Bu bölümde anlatılacak
metotlar aşağıda toplu olarak listelenmektedir:

Maliyet Metodu
o Yeniden Üretme Metodu
o Yerine Koyma (Yenileme) Metodu

Pazar Metodu
o Satış Karşılaştırma Metodu
o Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti Metodu
o Karşılaştırmalı Gelir Farkı Metodu

Gelir Metodu
o Gelir Artış Metodu
o Kar Dağıtım Metodu
42
Nicel metotlar patentin parasal değerini, nitel metotlar ise, patentin özelliklerinin çok
boyutlu stratejik değerini hesaplamaktadır. Anlaşılması kolay, şeffaf ve hızlı olan nitel
değerlemeler, nicel değerlemeler için gerekli birçok bilgiyi netice vermesi bakımından
önemlidir.
43
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2000, s. 164
20
o Teliften Kurtulma Metodu

Kar Farkı Analizi

Yatırım Geri Dönüş Oranı Analizi

Satışın %5’i Metodu

Pratik Kural (%25 Kuralı)

Karşılaştırmalı Kuvvetli Yanlar Analizi

Diğer Telif Oranı Tespit Metotları
o Teknoloji Faktörü
o Ulaşılabilir Maksimum Kar (UMK) Metodu

Diğer Değerleme Metotları
o Risk Ayarlamalı Bugünkü Net Değer Metodu
o Olasılık Ağaçları Metodu
o Monte Karlo Metodu
o Duran Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme Metodu
2.1. MALİYET METODU
Patent değerlemesi literatüründe Yerine Koyma (Yenileme) Metodu ve
Yeniden Üretme Metodu olmak üzere iki ayrı başlık altında incelenen maliyet
metodu, değerlemesi yapılacak patentli teknolojinin aynısının ya da
benzerinin geliştirilmesi için yapılan harcamaları esas almaktadır.
Değerlemesi yapılacak patentli teknolojinin benzeri bir patentsiz teknolojinin
maliyetlerinin esas alındığı yerine koyma metodunda, benzer teknolojinin
üretilmesi için mevcut yeni bilimsel araştırmaların ve geliştirme metotlarının
kullanılması44 esas iken, yeniden üretme metodunda değerlemesi yapılan
patentte kullanılan eski araştırmaların ve geliştirme metotlarının kullanılması
esastır. Ayrıca, yeniden üretme metodu değerlemesi yapılan teknolojinin
aynısının pazar tarafından talep edilip edilmediği ile ilgilenmezken, yerine
koyma metodu pazar talebini önemsemektedir. Dolayısıyla, değerlemesi
44
Bu nedenle, yerine konulan teknoloji, değerlemesi yapılan teknolojiden daha avantajlı
özelliklere (daha iyi ticari potansiyel, teknolojik yeterlilik gibi) sahiptir.
21
yapılan patentli ürünün pazar tarafından talep edilmeyen kısımları yerine
koyma metodunda işleme alınmamaktadır.45
Maliyet metotlarında, değerlemesi yapılan patent için yapılan geçmiş
maliyetler (muhasebedeki maliyetler) değil, üretilecek benzer/aynı teknoloji
için yapılacak bugünkü maliyetler kullanılmaktadır. Ayrıca, hesaplama
sırasında süreç içindeki tüm maliyetler değil, sadece benzer/aynı teknolojiyi
üretmek için gerçekleşen maliyetler hesaba katılmaktadır. Bu maliyetler,
gerekli malzemeler için yapılan harcamalar ile işçi maliyetleri gibi doğrudan
maliyetlerin yanında, yönetim maliyetleri gibi bazı genel gider kalemlerini de
içine alan dolaylı maliyetleri de kapsamaktadır.46 Eskime ihtimali de göz
önüne alınarak, değerlemenin yapıldığı sırada demode hale gelmiş ürün
parçaları için yapılan harcamalar hesaba katılmamalıdır.47 Bunların yanında,
yerine konacak ya da yeniden üretilecek teknoloji, değerlemesi yapılacak
teknolojiden uzaklaştıkça, tespit edilen değerde bazı ayarlamalara gidilmesi
gerekmektedir.
Maliyet metotları benzer/aynı teknoloji için bir yatırımcının ödeyeceği
maksimum miktarı ifade eder. Zira muhtemel bir patent alıcısı, patentli bir
ürün için o ürünün benzerini/aynısını üretirken yapılacak harcamadan fazla
vermek istemeyecektir. Ayrıca, patentini satmak isteyen bir hak sahibi için de,
satış ile en azından patent için o zamana kadar yapılan harcamalar
karşılanmak isteneceğinden, alt limit tespitinde kullanılabilir.48
45
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 438, 98
Dolaylı maliyetlerin geliştirme süreci üzerindeki etkilerinin doğru yansıtılması için, belli
oranlarda direk harcamalar üzerine paylaştırılması gerekmektedir.
47
Maliyetin değer için bir gösterge olabilmesi için tüm ilgili eskime ölçütlerinin (fonksiyonellik
eskimesi, teknolojik eskime ve ekonomik eskime) tespiti, hesaplanması ve maliyetten
çıkartılması gerekmektedir. Maliyet metodunda değerlemesi yapılan patent için söz konusu
olan eskimelerin (bir patentin tüm eskime çeşitlerinden etkileniyor olması şart değildir) tespiti
ve hesaplanarak maliyetten çıkartılması önemli ve gerekli bir adımdır.
48
Carte, N.; a.g.m., s. 136-137
46
22
Maliyet metotları ile yapılan değerleme, geçmişte gerçekleşen maliyetlere
(tutarlı ölçütlere) dayandığı için güvenilir49 ve kolaydır. Yeni geliştirilmekte
olan teknolojilerde (varlıkla henüz bir gelirin elde edilmediği durumlarda),
minimum düzeyde ekonomik faaliyetin söz konusu olduğu durumlarda,
maliyetin makul bir güvenilirlik derecesinde tahmininin söz konusu olduğu
sınırlı durumlarda ve yasal korumanın zayıf veya teknolojinin nispeten bilinir
olduğu durumlarda uygulanabilir bir yöntemdir.
Maddi varlıklardan farklı olarak, bir patentli teknoloji için çoğu zaman
benzer/aynı fonksiyonellik ya da kullanışlılık özelliklerine sahip teknoloji
bulmak mümkün olmadığından, maliyet metodunun yukarıda bahsedilen
durumlardaki
uygulanabilirliği
kısıtlanmaktadır.
Genelde
geliştirilen
teknolojiler için tutulan maliyet muhasebesi devam edegelen yatırımların bir
parçası olarak ele alındığından, gerçek maliyeti bulmak da zor olmaktadır. 50
Ayrıca, bir varlık için yapılan harcama ile o varlığın değeri arasında karşılıklı
bir ilişki olmadığından, patente sadece maliyet açısından bakarak patent ile
sağlanacak ekonomik faydaları ihmal eden bu metotla elde edilen değer
patentin ekonomik değerini yansıtmaktan uzaktır.
2.2. PAZAR METODU
Emlak ve makine gibi varlıkların değerlemesinde de sıkça kullanılan bu
yöntemde, benzer patentlerin benzer değerlere sahip olduğu varsayımından
hareketle, değerlemesi yapılacak patentlerin yakın geçmişte lisans, devir vb.
işlemlere konu olmuş benzer patentlerle karşılaştırması yapılmaktadır.
Pazar metodunda maliyet ve gelir metotlarına göre daha az sayıda analitik
metotlar mevcuttur. Maliyet ve gelir metotlarındaki değerleme değişkenleri,
piyasa koşulları ile uyumlu olmakla birlikte, çoğunlukla iç bilgilerden derlenen
49
Normal işletme maliyetleri ile patentli teknoloji için yapılan harcamaları ayırdetmek zor
olduğundan, tam patent maliyetini hesaplamak zordur.
50
Razgaitis, R.; “Valuation and Pricing of Technology-Based Intellectual Property”, John
Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2003, s. 51
23
değişkenlerdir. Pazar metodundaki değişkenler ise daha ziyade kuramsal
olmayan
piyasa
odaklı
değişkenlerdir.
Dış
bilgilerin
toplanması,
düzenlenmesi ve analizleri iç bilgilere göre daha zor olduğundan, az sayıda
da olsa pazar metodundaki analitik metotlar daha karmaşıktır.51 Bu yüzden
kimi zaman değerleme yapanlar tarafından kullanılmak istenmemektedir. 52
Pazar metodunda aşağıdaki adımlar takip edilmektedir:53
-
devir ya da lisansa konu olan benzer ya da aynı teknolojilerin tespiti
(benzer teknoloji tipi, teknoloji kullanımı, sektör, işlem tarihi vb.),
-
karşılaştırılacak işlem bilgilerinin gerçeği ve pazar koşullarını yansıtıp
yansıtmadığının kontrolü (karşılaştırılacak işlem pazar koşullarında
değilse, bununla ilgili bilgilere bazı ayarlamalar/düzeltmeler yapılması
gerekebilmektedir),
-
karşılaştırmanın yapılacağı ilgili birimin (birim başına fiyat vb.) tespiti
ve karşılaştırma analizinin geliştirilmesi,
-
karşılaştırma birimleri kullanılarak karşılaştırmanın yapılması ve
karşılaştırılan işlem fiyatlarının değerlemesi yapılan patent için
ayarlanması54,
-
karşılaştırma için kullanılan işlemlerden elde edilen çeşitli değer
ifadelerinin tek bir değer ya da bir değer aralığı olarak ifade edilmesi. 55
Benzer patentli teknoloji ve bu teknolojiyle ilgili işlem bilgilerinin mevcut
olması halinde, çok kullanışlı, pratik ve anlaşılması kolay olan bir yöntemdir.
Söz konusu teknoloji için gerçekleşmiş bir işlem esas alındığından, bu
metotla ulaşılan değer gerçeğe uygun pazar değeridir. 56 Ayrıca, az sayıda
51
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 102
Buna rağmen, bağımsız taraflar arasında gerçekleşen piyasadaki işlemlerin değer için en
iyi gösterge olduğu düşüncesiyle, genelde değerleme yapanların ilk uyguladıkları metotlar
arasında yer almaktadır.
53
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 102-103
54
Söz konusu ayarlamalar, karmaşık istatistiki modeller kullanılarak yapılabildiği gibi,
tamamen değerlemeyi yapan kişinin subjektif kararlarına göre de yapılabilmektedir.
55
Kapalı bir piyasada değer aralığı, tek bir değer ifadesinden daha kullanışlı olabilmektedir.
56
Piyasa metodu, gerçeğe uygun pazar değerinin alt sınırına yaklaştırır. (Smith, G. V., Parr,
R. L.; a.g.e., 2000, s. 172)
52
24
varsayım kullanılmakta olduğundan, pazar metodu ile ulaşılan değer
objektifitir.
Buna rağmen, pazar metodunun başarısı, değerlemeye konu patent ile
benzerinin karşılaştırılabilirliğinin garanti edilmesine bağlıdır. Patentlerin
benzersiz yapısı, karşılaştırılabilir bir patent bulma ihtimalini azaltmaktadır.
Özellikle radikal şekilde yeni olan buluşlarda ve yeni gelişen sektörlerde,
karşılaştırma yapılacak benzer patent bulmak imkansız hale gelmektedir.
Lisans vb. bir işleme konu olmuş karşılaştırılabilir bir patent tespiti, birçok
faktörün göz önüne alınmasını gerektirmektedir.
-
Benzer işlem türü (devir, lisans, iç lisans, karşılıklı lisans, inhisari
lisans, toplu lisanslama vb.)
-
Karşılaştırılabilir işlemin ödeme şekilleri57 ve dönemleri
-
Karşılaştırılabilir işlemin geçerli olduğu coğrafi sınırlar
-
Karşılaştırılabilir işlemin zamanı58
-
Karşılaştırılabilir işlemde transfer edilen yasal sahiplik
-
Karşılaştırılabilir işlemin piyasa koşullarına uygun olması59
-
Karşılaştırılabilir işlemdeki tarafların durumu (iflas vb. haller)
-
Benzer ekonomik yaşam süreleri
-
Benzer sektör
-
Benzer yapıda ülkeler60
-
Benzer risk ve beklenen yatırım geri dönüş oranları
57
Belli bir zaman için sabit bir miktarın tek seferde nakit ödenmesi, üretilen ya da satılan
ürün başına sabit bir miktar ödenmesi, elde edilen gelirin (en yaygın olanı) ya da karın belli
bir yüzdesinin ödenmesi gibi farklı ödeme şekilleri yanında, her ödeme şeklinde de çok
sayıda ödeme koşulları (ön ödemeli, ön ödemesiz, ödenmesi garantilenmiş minimum ya da
maksimum miktarın belirlenmesi, satılan ya da üretilen ürün başına ödenecek miktarın belli
bir satış/üretim miktarından ya da zamandan sonra değişmesi, gelir ya da karın yüzdesinin
belli bir satış miktarından ya da zamandan sonra değişmesi vb.) söz konusudur.
58
Patentin geçmiş bir işlemdeki değeri, faiz oranları, arz-talep ilişkisi, enflasyon, maliyetler,
vergiler vb. bir çok değişkenden etkilenerek hesaplandığından, bu değer bugünkü değer
analizi için çok az şey ifade etmektedir. Dolayısıyla, uzak geçmişteki lisans anlaşmaları,
karşılaştırılabilir olmaktan uzaktır.
59
Karşılaştırılacak işlem piyasa geneli için geçerli olmayan spesifik bazı etkiler altında
gerçekleşmiş olmamalıdır.
60
Karşılaştırılabilir lisans işlemi tespitinde benzer ekonomik yapıda ülkelerdeki anlaşmaların
tespitine dikkat edilmelidir.
25
-
Karşılaştırılabilir
işlemdeki
taraflar
arasındaki
diğer
anlaşmalar
(teknoloji geliştirme çalışmalarına yardım, ticarileştirme vb.)
-
Karşılaştırılabilir işlemdeki teknoloji dışı varlıklar (portföy satışı,
pazarlama yardımı, marka, ürün geliştirme, sözleşmesel haklar vb.)
-
Karşılaştırılabilir işlemin gerçekleştiği anda uygun bir ikincil pazardaki
ekonomik koşullar
-
Karşılaştırılabilir işlemin kullanım (uygulama) ile ilgili özellikleri
Patentlerle ilgili piyasada gerçekleşen işlem bilgileri (yukarıda bahsedilen
faktörleri de içeren) nadiren açıklandığı/yayınlandığı için genelde benzer bir
patent bulmak mümkün olmakmaktadır. Benzer bir patent ve işlem bilgileri
bulunması halinde de, söz konusu patentin değerlemesinin istenen şekilde
yapılıp yapılmadığını garanti etmek mümkün olmamaktadır.
Bunun dışında, bu metotta sadece benzer patentin pazar değeri esas
alındığından, değerlemesi yapılan patentle gelecekte sağlanması muhtemel
gelir gözardı edilmektedir.
Sonuç olarak bu metot, gayrimenkuller, genel kullanım amaçlı makine ve
ekipmaları, araçlar, bilgisayar yazılımları ve donanımları, franchiselar, hisse
senetleri ve diğer menkul kıymetler ile şirket değerlemeleri için uygun olup,
genelde vergi otoriteleri ve diğer üçüncü kişiler tarafından sıklıkla
kullanılmaktadır.
Patentler söz konusu olduğunda ise, tek başına patent
değeri için kullanımı uygun görülmemekte ve daha çok diğer teorik metotların
sonuçlarının çapraz kontrolü için kullanılmaktadır.
Satış Karşılaştırma, Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti ve Karşılaştırmalı
Gelir Farkı gibi pazar metodu altında ele alınabilecek bazı metotlardan
bahsetmek mükündür:61
61
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 152-154
26
2.2.1. Satış Karşılaştırma Metodu
Karşılaştırılabilir bir patent için piyasa koşullarına uygun olarak gerçekleşmiş
bir satış işleminin esas alındığı satış karşılaştırma metodu62, ilgili satış bilgisi
mevcut olduğu taktirde, en doğrudan ve sistematik olan yöntemdir. Metot,
patentlerin ve ait oldukları piyasaların güçlü ve zayıf yanlarının karşılaştırmalı
değerlendirilmesi işlemiyle başlamaktadır. Daha sonra söz konusu patent ve
piyasaların aralarındaki farkların tespiti ve bu farklar için bir düzenleme
katsayısının belirlenmesi ile devam etmektedir. Son olarak, tespit edilen
değerleme katsayısılarının patentin seçilen parametresine uygulanması ile
değer elde edilmektedir.
2.2.2. Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti Metodu
Pazar odaklı yerine koyma maliyeti metodu63 açık bir piyasada, ilgili patentin
yerine koyma maliyetini tahmin etme yöntemidir. Maliyet metodu içinde ele
alınan yerine koyma metodundan farklı olarak, tahmin için iç bilgileri değil,
sektör ve ilgili patent hakkında bilgi sahibi olan dışarıdan bir gözlemcinin
bilgileri
kullanılmaktadır.
Tarafsız
şekilde
piyasa
koşullarına
uygun
tahminlerin elde edildiği durumlarda, piyasa odaklı güvenilir bir metottur. Bu
metotta da maliyet metodundaki prosedürün takibi gerekmektedir.
2.2.3. Karşılaştırmalı Gelir Farkı Metodu
Aynı alanda biri patentli, diğeri patentsiz teknolojilerle yürütülen iki benzer
aktivitenin bilgilerinin elde edildiği durumlarda uygulanabilen karşılaştırmalı
62
63
Sales Comparison Method / Sales Transaction Method
Market Replacement Cost Method
27
gelir farkı metodunda64, her iki aktivitenin gelirlerinin farkı alınarak piyasa
kaynaklı uygun bir aktifleştirme oranı ile çarpılarak değer tespit edilmektedir.
2.3. GELİR METODU
Patentin ekonomik hayatı boyunca (ticari kullanımı sonucunda) elde edilmesi
beklenen ekonomik faydanın bugünkü net değeri65 cinsinden ifade edilmesi
demek olan İskontolu Nakit Akışları66 (İNA) yöntemini esas alan bir metottur.
Gelecekte elde edilecek gelir bugün fiyatı ile ifade edilirken, gelirin elde
edileceği zaman ve elde edilme riski hesaba katılmaktadır.
Matematiksel olarak ifade etmek gerekirse,
X = Y / (1+k)n
Burada, X, bugünkü değeri (gelecekte elde edilecek gelirin k geri dönüş oranı
için bugünkü değeri, bugünkü net değer), Y, n yıl sonunda elde edilecek geliri
(gelecek değeri) ve k, iskonto oranını (gelecekte Y gelirinin gerçekleşme riski,
risk faktörü) ifade etmektedir.67 Örneğin; iskonto oranının %7 olduğu bir
durumda, 5 yıl sonra 1.000 YTL elde etmenin bugünkü değerle ifadesi 712,99
YTL’dir.68
Tüm gelir metodu çeşitlerinde üç temel bileşen mevcuttur. Bunlar:
-
ekonomik gelir tahmini
-
zaman periyodu tahmini
-
iskonto oranı tahmini
Ekonomik Gelir Tahmini
64
Comparative Income Differential Method
Net Present Value
66
Discounted Cash Flows
67
Yıllık “k” geri dönüşü oranı ile X YTL tutarında verilen borç, bir yılın sonunda “X+kX”
2
tutarında olacaktır. 2 yılın sonunda ise (X+kX)+(X+kX)k veya X(1+k) olacaktır. Buradan
n
Y=X(1+k) formülü çıkmaktadır.
68
5
X = 1000 / (1+0.07) = 712.99
65
28
Gelir metotlarındaki en temel adımlardan biri yukarıdaki İNA formülünde “Y”
olarak ifade edilen, patentle elde edilmesi beklenen gelirin tespit edilmesidir.
Değerlemelerde öncelikle, patentin geliri ne şekilde getireceğinin tespit
edilmesi
gerekmektedir.
Diğer
bir
ifadeyle,
gelirin
patent
kullanım
şekillerinden (patentin şirket içinde kullanım, lisans vb. şekillerde kullanım,
rakipleri önlemek amacıyla kullanım vb.) hangisiyle elde edileceğine karar
vermek gerekmektedir. Bu karar verilirken, kullanım şekillerinden hangisinin
söz konusu patent için en iyi kullanım şekli olduğu ve patentin değerleme
esnasındaki mevcut kullanım şeklinin ne olduğu gibi faktörler göz önünde
bulundurulmalıdır.
Gelir tahmininde temel süreçlerden biri, gelir tablosu oluşturma işlemidir.
Gelecek satışlarla gelir elde etmek için gerekli tüm maliyetlerin (ham madde,
işçi, yönetim, AR-GE, vergi vb.) belirlenmesiyle ilgili birçok varsayımı
gerektirdiğinden, gelir tablolarını hazırlamak zor bir süreçtir. 69 Bu metotta
gelir tablosunun farklı noktalarında ortaya çıkan farklı gelir çeşitleri esas
alınabilmektedir. Bunlar:
-
toplam ya da net gelir
-
toplam kar
-
net faaliyet geliri
-
vergi öncesi net gelir
-
vergi sonrası net gelir
-
faaliyet nakit akışı
-
net nakit akışı
Net nakit akışı söz konusu şirketin kazancından bir kısmının şirketin işlerini
devam ettirebilmesi amacıyla yeni yatırımlar için harcandıktan sonra geriye
kalan miktardır. Bu net nakit hissedarlara, bağış kurumlarına veya başka
çeşitli alanlara yatırım için kullanılabilmektedir. Kısacası, bu miktar şirketin
hayatiyetini devam ettirebilmesi için gerekli değildir. Şirketin elde edeceği bu
69
Ancak, söz konusu varsayımları gerektiren belirsizliklerin çokluğu, tek tek maliyet kalemleri
üzerinde detaylı olarak durmaksızın, geçmiş tecrübelerden yararlanarak basit varsayımlar
kullanmayı da sağlamaktadır.
29
net nakit akışların toplamının paranın zaman içindeki değerine göre
ayarlanmış hali bu şirketin değerini ifade etmektedir. Bu nedenle, bu
yöntemde daha çok net nakit akışları esas alınmaktadır. Aşağıda Tablo
2.1’de bugünkü net değer hesaplamasında net nakit akışlarının (net işletme
karının) esas alındığı bir durum için hazırlanan gelir tablosu yer almaktadır: 70
Tablo 2.1: Gelir Tablosu
Gelir
- Satılan Malın Maliyeti (Üretim Maliyetleri)
Brüt Satış Karı
- Genel Giderler (satış-pazarlama, yönetim, AR-GE maliyetleri)
Faiz ve Vergi Öncesi Gelir (İşletme Karı)
- Faiz ve Vergi Giderleri
Faiz ve Vergi Sonrası Gelir (Net Gelir)
+ Amortisman (Satılan Malın Maliyeti, Genel Giderler ve Diğerleri İçindeki Eskime)
- İşletme Sermayesi veya Diğer Gerekli Yatırımlardaki Artış
Net İşletme Karı (Net Nakit Akışı)
Net faaliyet karlarının hesaplanmasında kullanılan unsurlardan ilki olan gelir,
ilgili alanda pazar araştırması71 yapılarak, patentli ürünün ortalama satış fiyatı
ve bu ürünün satış miktarının (pazar büyüklüğü) tahmin edilmesi ile tespit
edilmektedir. Söz konusu patentli teknolojinin üretim maliyetleri de kapsamlı
çalışmalarla tahmin edilebilmektedir. Bunun için firma içinden veya çoğu
zaman dışarıdan ilgili alanda uzman bir danışman kullanılmaktadır.
Gelirin tespitinde, patentle ilgili doğrudan ya da dolaylı tüm maliyetlerin
hesaba katılması gerekmektedir. Satılan malın maliyeti, genel giderler ve
vergi miktarları ise, bazı şirketler tarafından farklı büyüklükteki firmaların farklı
zamanlardaki bilgileri kullanılarak yapılan çalışmalardaki gibi, gelirin yüzdesi
70
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 210-218
İNA metodu, söz konusu patentle elde edilecek kar tahminlerinin temellerinin araştırılması
gereken bir yöntemdir.
71
30
olarak ifade edilebilmektedir. Bu tür çalışmalarla bilgilerine ulaşılan firmalar
daha çok finansman temini için arayış içinde olan küçük firmalar olduğundan,
bu tablolardaki değerlerin karlılıkları düşük gösterme olasılıkları yüksek
olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu unsurlar (satılan malın maliyeti, genel
giderler ve vergi miktarları) için belirlenecek gelire göre yüzdelik oranlar,
başka kaynaklar kullanılarak da hesaplanabilmektedir. Bu kaynaklardan biri
halka açık firmaların yıllık vb. raporlarıdır. Belli sektörler için örnek bir firma
seçilerek, bu firmanın raporları üzerinden, satılan malın maliyeti, genel
giderler ve vergi oranları için gelire göre oranlar tespit edilebilmektedir.
Amortisman ve yatırımlardaki artışlarla 72 ilgili tahminlerde de birçok firmanın
farklı zamanlardaki raporları kullanılabilmektedir. Ayrıca, lisans alan taraftan
elde
edilecek
kullanılabilmektedir.
bilgiler
de
değer
tahmin
hesaplamalarında
73
Tablo 2.2 gelir tablosu unsurları için gerçekleştirilen tüm çalışmalar
neticesinde, yüksek teknoloji ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Tektronix
şirketinin 31 Mayıs 1997 tarihi itibariyle 6 yıl için tespit edilen net nakit
akışlarını (net işletme karları) göstermektedir.
Yeni ürünün ticarileşmesi için harcanan çabalar, işletme sermayesi ve diğer gerekli yatırım
harcamalarındaki artışlarla yansıtılmaktadır.
73
Diğer muhtemel alıcıların da bulunduğu durumlarda genelde alıcılardan bilgi temini
mümkün olmamaktadır. Ancak, tarafların karşılıklı bilgi paylaşımlarının her iki taraf için de
yararlı olacağı durumlarda, alıcılardan da bilgi temini mümkün olabilmektedir.
72
31
Tablo 2.2: Tektronix Şirketinin Gelir Tablosu
Yıl
Satış Miktarı (1)
Ortalama Satış Fiyatı (1)
Gelir*
1
2
3
4
5
6
100
200
300
350
400
400
10.000
10.000
9.500
9.000
8.000
8.000
1.000
2.000
2.850
3.150
3.200
3.200
Satılan Malın Maliyeti* (2)
%57
570
1.140
1.624,5
1.795,5
1.824
1.824
Genel Giderler* (2)
%35
350
700
997,5
1.102,5
1.120
1.120
İşletme Karı*
%8
Faiz ve Vergi Giderleri* (2)
%32
Net Gelir*
80
160
228
252
256
256
25,6
51,2
72,96
80,64
81,92
81,92
54,4
108,8
155,04
171,36
174,08
174,08
91,2
91,2
265,28
265,28
Amortisman* (3)
%5
28,5
57
81,225
89,775
Yatırımlardaki Artış* (4)
%10
100
85
30
5
-17,1
80,8
206,265
256,135
Net İşletme Karı*
(1): İlgili sektörde gerçekleştirilen pazar araştırmasıyla elde edilen değerler
(2): Yıllık rapor bilgilerine göre gelirin yüzdesi olarak belirlenmiş değerler
(3): Satılan malın maliyetinin %5'i olarak alınmıştır
(4): Yıllık satışlarda yaşanan artış oranına dayanılarak %10 olarak alınmıştır
* bin Dolar
Kaynak: Richard Razgaitis, 2003
Zaman Periyodu Tahmini
Patentle elde edilecek gelirin hangi zaman periyodu için geçerli olacağının
tahmini de gelir metotlarında belirlenmesi gereken diğer bir husustur. Bu
periyot için patent koruma süresi kadar patentin altında yatan teknolojinin
ekonomik ömrü de kullanılabilmektedir.74 Zaman periyotlarının yanında
periyot aralıklarının (aylık, yıllık vb.) da tespit edilmesi gerekmektedir.
Genelde, elde edilecek gelir zaman içinde çok değişim gösteriyorsa kısa
74
Patentin yasal koruma ömrü genelde ekonomik ömründen daha kısa olmaktadır. Örnek
vermek gerekirse, elektronik sektöründeki patentlerin yasal ömrü 20 yıl olmasına rağmen,
ekonomik ömrü yaklaşık 3 yıl olmaktadır. Dolayısıyla bu noktada, patentli buluşun koruma
süresi kadar yaşayıp yaşamayacağı sorusu karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun cevabı, ilgili
sektördeki gelişim trentleri (mevcut AR-GE çalışmalarının takibi vb.) takip edilerek tespit
edilebilir.
32
aralıkların (aylık vb.), değilse uzun aralıkların (yıllık vb.) kullanılması
uygundur.
Beklenen gelirlerin belirlenen periyodun sonunda elde edileceği varsayımıyla,
yukarıdaki İNA formülünde “n” olarak ifade edilen zaman periyodu için
genelde pozitif tam sayılar kullanılmaktadır. Halbuki gerçekte beklenen
gelirler belirlenen periyodun sonunda toplu olarak değil, zaman içine yayılmış
şekilde gerçekleşmektedir. Örnek vermek gerekirse, 1. yıl geliri ilk yılın
sonunda değil, yıl içinde aylara vb. dağılmış şekilde elde edilmektedir.
Hesaplamalarda bu durumun da göz önünde bulundurulması istenildiği
taktirde, “n” değişkeninde ayarlamalar yapılarak aylık nakit akışları da
hesaplanabilmektedir. Aylık nakit akışını hesaplamak için “k” değişkenini
aylık hesap için ayarlamak gerekmektedir. Bunun yerine genelde, aylık nakit
akışına yakın netlikte sonuç verdiğinden “n” değerinde (2n-1/2) şeklinde yarı
periyoda (yıla) göre ayarlama yapılarak hesaplamalar da yapılabilmektedir.75
İskonto Oranı Tahmini
Risk faktörü vb. başka ifadelerle de tanımlanabilen ve yukarıdaki İNA
formülünde “k” olarak ifade edilen iskonto oranı76, geliri değer tahminine
çevirmek için kullanılan orandır. Patentin gelir üretme kapasitesi (hedeflenen
gelirin elde edilip edilmemesi) ile ilgili tüm riskleri 77 ifade eden iskonto
oranının piyasa türevli olması ve geçmişteki geri kazanım oranlarını değil,
gelecek beklentileri yansıtması gerekmektedir.
İskonto oranı, değerlemeyi yapanın karar verdiği bir oranı ifade ettiği için,
belirli standard bir değeri mevcut değildir. Patentler söz konusu olduğunda,
iskonto oranı, genelde şirket sermayesinin ağırlıklı ortalama maliyetinden 78
daha fazlasını ifade etmekte ve risk sermayesi yatırımlarında olduğu gibi
75
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 209-210
Discount rate
77
Genel pazar riskleri, özel sanayi riskleri, patentle ilgili riskler, paranın zaman değeri, fırsat
maliyeti ve enflasyon iskonto oranı hesaplamasında dikkate alınmalıdır.
78
Weighted Average Cost of Capital, WACC veya WACOC
76
33
yıllık %20-50 arasında olduğu varsayılabilmektedir.79 Uygun iskonto oranının
tespitinde, Sermaye Varlığı Fiyatlama Modeli80, Sermayenin Ağırlıklı
Ortalama Maliyeti81 ve Build-Up Metodu gibi hesaplama yöntemleri
kullanılabilmektedir.82 83 84
Gelir metoduyla patentli bir teknolojinin belli bir süre içerisindeki değeri
hesaplanırken, bu süre zarfında teknoloji için yapılan yatırım harcamaları
(harcanan nakit akışları) ile gelirler (kazanılan nakit akışları) için farklı iskonto
oranları kullanılmalıdır. Zira, harcanan ve kazanılan nakit akışları için
beklentiler aynı olmamaktadır. Örneğin, lisans alan taraf aldığı lisans için
gerekli teknoloji geliştirme, üretim ekipmanları alımı vb. yatırımlar yapmak
zorunda iken, bunun sonucunda piyasa tarafından talebin gerçekleşip
gerçekleşmeyeceği konusunda emin değildir. Bu nedenle, mantıksal olarak
yatırım için harcanan miktara mevcut enflasyona uygun bir “k” değeri
uygulanırken, kazanılan nakit akışı için beklenilen gelirin elde edilmesi riskini
yansıtan bir “k” değeri uygulamak gerekmektedir.
İskonto oranı için farklı değerler kullanma mantığı bazı sorunlara yol
açabilmektedir. Genelde yatırım için yapılan harcamalar (harcanan nakit
akışı) için kullanılan enflasyona uyumlu “k” değeri, kazanılması beklenen gelir
için kullanılan “k” değerine göre düşük olmaktadır. Bu durum, yatırım
sürecinin uzun olduğu hallerde, toplam nakit akışlarında negatif sonuçlar
çıkmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla, farklı “k” değeri kullanımı, daha
çok ilaç geliştirme süreçleri gibi uzun dönemli yatırım gerektiren teknolojilerin
söz konusu olduğu hallerde daha uygun olmaktadır. Bu gibi durumlar için
ileride anlatılacak seçenekli değerleme metotlarının kullanımı daha uygun
olmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse, kısa yatırım sürecinin (2 veya 3 yıl
79
Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17
Capital Asset Pricing Model, CAPM
81
Weighted Average Cost of Capital, WACC veya WACOC
82
Martin, D., Drews, D. C.; a.g.m., 2006, s. 4-5
83
Smith, G. V., Parr, R. L.; “IP Licensing and Joint Venture Profit Strategies”, John Wiley &
Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2004, s. 373-385
84
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2000, s. 168
80
34
gibi) olduğu durumlarda, harcanan ve kazanılan nakit akışları için farklı
iskonto oranları kullanılmamaktadır.85
Aşağıda Şekil 2.1’de patentli bir teknolojiyi lisans almak isteyen bir tarafın bu
teknoloji için 20 yıl boyunca gerçekleşmesini beklediği harcanan (ilk 6 yıl) ve
kazanılan (son 14 yıl) nakit akışları ve bu nakit akışlarına uygulanan farklı
iskonto oranlarına göre elde edilmesi beklenen gelirin bugünkü net değerleri
tablo ve grafik olarak yer almaktadır.
Kaynak: Richard Razgaitis, 2003
Şekil 2.1: Yıllara Göre Beklenen Gelirin Iskontolu Bugünkü Net Değerleri
Gelir metodu, birçok değişik değerleme amacına uygun ve farklı durumlara
adapte edilebilir esneklikte olduğundan, patent değerlemeleri için en çok
kullanılan metottur. Patentle ilgili gelir üretme kapasitesi, gelirin patent ve
patentle ilgili varlıklara dağıtımı, patentin beklenen yaşam ömrü, patente
yapılan yatırım riski gibi değişkenlerin açıkça ve tek tek belirlendiği bir
85
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 207-209
35
yöntem olduğundan güvenilir bir yöntemdir. Gelir metodu, doğrudan olarak
gerçeğe uygun pazar değerini gösterir.
Patentin kullanımıyla sağlanacak gelirin tahmini (toplu gelir içinde ne
kadarının ilgili patentten kaynaklandığı), gelirin beklenen büyüme eğilimi,
gelirin bugünün rakamlarıyla ifade edilmesi için uygulanacak uygun iskonto
oranının tespiti, gelir akışının ne kadar süreceği ve ödeme zamanları gibi
birçok varsayımı gerektiren bu yöntem, söz konusu tahminler için alt yapı
sağlayacak geçmiş bilgileri içeren geniş ve güvenilir veritabanlarının mevcut
olduğu durumlarda kullanışlıdır. Dolayısıyla, tahminler için gerekli (sektörle
ilgili pazar büyüklüğü, büyüme trentleri, şirketlerin pazar payları, riskler,
fiyatlama bilgileri gibi) bilgiler her zaman ulaşılabilir olmadığından, sınırlı bir
kullanım alanına sahip olmakta, patentin ekonomik değerini tespit etme
konusunda oldukça zayıf kalmaktadır.86
Tahminler için gerekli bilgilerin mevcut olması halinde de, manipüle edilmeye
açık hassas ekonomik değişkenleri ve karmaşık metotları içermesinden
dolayı, bu bilgileri sübjektif nakit akış değerlerini elde etmek için kullanarak
suistimal etmek de her zaman mümkündür. Karmaşık metotlar, kötü niyetli
olmayan hataların yapılmasına da neden olmaktadır.87
Bu metot anlatılırken kullanılan “gelir” ifadesiyle, her zaman patentle gelirde
yaşanan artışlar kastedilmemektedir. Farklı gelir metotlarında esas alınan
farklı gelir ölçütleri söz konusudur. Farklı gelir metotları arasında en göze
çarpan farklılık bu metotlarda kullanılan ekonomik gelir ölçütleri farklığıdır. 88
89
Aşağıda farklı gelir ölçütlerine göre farklı gelir metotları yer almaktadır:
86
Carte, N.; a.g.m., s. 138
Gelir metodu ile değerin yüksek hesaplanması muhtemeldir. Karmaşık yapıdan dolayı
bazen kullanılan değişken girdilerinin piyasa kaynaklı verilerle doğrulanması zor olmaktadır.
Bu da ne kadar sağlam analizler de yapılmış olsa sonuçların şüphe ile karşılanmasına neden
olmaktadır.
88
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 166
89
Hangi gelir ölçütü esas alınırsa alınsın, gelir metodunda ifade edilen gelir, sadece
değerlemesi yapılan patent ile sağlanan gelir ya da tasarruflardır.
87
36
-
ekonomik gelir artışlarını esas alan metotlar (söz konusu patente
sahip olmadan kaynaklanan gelir artışı)
-
ekonomik
maliyetlerin/yatırımların
azalma
seviyesini
esas
alan
metotlar (patente sahip olmadan kaynaklanan maliyet düşüşleri)
-
hayali
bir
telif
miktarını
hesaplayan
metotlar
(patente
sahip
olunmasaydı, sahip olan üçüncü kişilerden lisans almak için verilecek
telif miktarı)
-
patente sahip olma ve şirket içinde kullanımdan kaynaklanan şirket
değerindeki farkı hesaplayan metotlar
-
tüm şirket değeri ya da tüm gayri maddi varlıkların değeri dışında arta
kalan patent değerini hesaplayan metotlar
2.3.1. Gelir Artış Metodu
Patentle sağlanan gelir artışı ya da patentle sağlanan maliyet azalımı ya da
her ikisinin birden etkisinin hesaplanmaya çalışıldığı gelir artış metodunda90
ekonomik gelir ölçütü olarak çoğunlukla nakit akışları kullanılmaktadır.
Metotta gelir artışı ile;
-
parasal gelirdeki artış
-
birim gelirdeki artış
-
birim başı satış fiyatındaki artış
-
pazar payındaki artış
-
müşteri sayısındaki artış
durumlarından herhangi biri esas alınabilmektedir. Aynı şekilde maliyet
azaltımı ile de;
90
-
satılan malın maliyetinde düşüş
-
malzeme maliyetinde düşüş
-
üretim seviyesindeki artış
-
yönetim harcamalarındaki düşüş
-
toplam sermaye maliyetindeki düşüş
Incremental Income Method
37
durumlarından herhangi biri esas alınabilmektedir.
2.3.2. Kar Dağıtım Metodu
Kar dağıtım metodu91, şirket ya da bir birimin geliri içinde patente sahip
olmaktan kaynaklanan kısmın patentle ilişkilendirilmesi yöntemidir. Genelde
işletme gelirleri, işletme nakit akışı veya net nakit akışı gibi gelir ölçütlerinin
kullanıldığı metot, şirket gelirini oluşturan tüm varlıklara dağıtmak üzere
toplam gelirin parçalara ayrılması ile başlamaktadır.
Kar dağıtım oranları şirketin faaliyet tipine ve faaliyet alanına göre değişiklik
göstermektedir. Oran belirlenirken, piyasada gerçekleşen kar dağıtım
oranları, şirket için patentin fonksiyonelliği ve patentin gelir üretmede diğer
varlıklara göre karşılaştırmalı önemi gibi hususlara dikkat edilmelidir.
Belirlenen oran, toplam gelir içinde patente ayrılan kısmı, geri kalanı da
şirketin diğer varlıkları için ayrılan kısmı ifade etmektedir.
2.3.3. Teliften Kurtulma Metodu
Teliften kurtulma metodu92, sahip olunan patentin bağımsız bir tarafa lisans
verilmesiyle elde edilen gerçek ya da farazi telif gelirinin ya da patente sahip
olma sayesinde ödemekten kurtulmuş olunacak telif giderinin93 hesaplandığı
yöntemdir.
Gelir metodunda bahsedilen hususlara ek olarak, bu metotta söz konusu telif
gelirinin/giderinin hesaplanması için telif oranı tespiti işlemi de yer almaktadır.
Temel alınan belli bir miktarla çarpılarak bir teknolojinin kullanımı için bir
91
Profit Split Method
Relief from Royalty Method
93
Yöntemin bu adı almasındaki sebep, patente sahip olmaktan dolayı kurtulmuş olunan telif
harcamalarını hesaplamasıdır.
92
38
alıcının satıcıya ödeyeceği miktarın hesaplanmasına yarayan telif oranı94
için;
-
gelirin bir yüzdesi olarak telif oranı
-
karın bir yüzdesi olarak telif oranı
-
satılan ürün başına parasal olarak ödenen telif
-
üretilen ürün başına parasal olarak ödenen telif
-
bir zaman içindeki parasal olarak ödenen telif
gibi farklı ölçütler kullanılabilmektedir.
Telif oranı tespiti için başvurulacak ilk yerlerden biri değerlemesi yapılacak
patentin sahibi firma olmaktadır. Burada, firma söz konusu patente sahip
olmayıp da başkasından lisans almak zorunda kalsaydı, ödemeyi kabul
edeceği telif oranını bulmak amaçlanmaktadır. Şirket içinde bir telif oranı
tespit edilemediği taktirde, benzer risk ve beklenen yatırım geri dönüş
oranlarına sahip patentler için piyasada gerçekleşmiş lisans anlaşmaları ve
telif oranları incelenmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar neticesinde,
sektörden sektöre değişen telif oranları tespit edilmiştir. Doğrudan kar
marjlarına bağlı olarak değişen telif oranlarıyla ilgili söz konusu çalışmalardan
biri Russell L. Parr tarafından gerçekleştirilen bir çalışmadır.95 Şekil 2.2’de
söz konusu çalışmayla birçok sektörde gerçekleşen işlemlerdeki telif
oranlarının (toplu olarak) hangi sıklıkta gerçekleştiği gösterilmektedir. Telif
oranı ölçütü olarak satış gelirleri üzerinden yüzde oranların kullanıldığı
çalışmada, telif oranlarının satışların %1-40‘ı arasında değiştiği, çoğunun da
%10’un altında ve daha ziyade %5-10 arasında bir değerde gerçekleştiği
görülmektedir. 96
94
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 43
Parr, R. L.; “Royalty Rates for Tecnologies”, IPRA, Inc., Third Edition, 2003
96
Parr, R. L.; “Patent Valuation Using Relief From Royalty Method”, March/April 2006 9, 4
ABI/Inform Global, s. 4-13 ve 44-46
95
39
Kaynak: Russell L. Parr, 2003
Şekil 2.2: Sektörlerdeki Telif Oranlarının Gerçekleşme Sıklığı
Söz konusu çalışmalar, lisansa konu olan az sayıdaki patentin içinde çok az
sayıdaki açıklanan işlem bilgileriyle gerçekleştirildiğinden, bu bilgilerle elde
edilen karşılaştırılabilir telif oranları yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle, telif
oranı tespiti için bazı yöntemler geliştirilmiştir. Her biri kendi başına bir patent
değerleme metodu olarak da ele alınabilecek telif oranı tespit yöntemleri
aşağıda anlatılacaktır.97
2.3.3.1. Kar Farkı Analizi
İlk kez bir patent tecavüz davasında uygulanan kar farkı analizinde 98, patentli
buluşa tecavüz eden satışlardan elde edilmesi beklenen kar ile normal sektör
karı arasındaki fark esas alınarak makul bir telif oranı tespit edilmektedir.99
Tecavüz eden tarafın tecavüz öncesi iş planları ve şirket yöneticilerinden
beklenen karla ilgili alınan tahminler temel alınarak tecavüz zararı için telif
oranının belirlendiği TWM Mfg. Co. Inc. ile Dura Corp. şirketleri arasındaki
97
a.g.m.; s. 4-13 ve 44-46
Profit Differential Analysis
99
Telif Oranı = Beklenen Kar Marjı – Normal Kar Marjı
98
40
örnek bir olayda, mahkeme, tecavüz eden satışlardan beklenen brüt kar
marjının %53 olduğunu tespit etmiştir. Daha sonra brüt kar marjından genel
giderler çıkartılarak %37-42 aralığında değişen işletme kar marjı (vergi
öncesi) hesaplanmıştır. Mahkeme söz konusu karın ne kadarının davacıya
telif olarak verileceğini tespit etmek için, tecavüz esnasında sektördeki
standart kar marjlarını (%6.6-12.5) esas alarak, telif oranını %30 [(%37-42) (%6.6-12.5)] olarak belirlemiştir.100
Tarafların endüstrideki normal kar marjını oluşturacak hususlar üzerinde
anlaşmaları zordur. Ayrıca, bu metotla elde edilen telif oranı içinde sahip
olunan tüm gayri maddi varlıklarının katkısı bulunduğundan, bu oran
normalde lisans alacak tarafın razı olacağı miktardan fazladır. Ancak yine de,
diğer birçok endüstri kolu için patentle sağlanan ekonomik avantajın
görülebilmesi ve makul telif oranı için bir üst sınırın ifade edilmesi açısından
yararlıdır.101
Bu analiz, söz konusu patentin ticarileşmesi için gerekli tamamlayıcı varlıkları
hesaba katmamaktadır. Halbuki bir patent tek başına nadiren karlılığa neden
olmaktadır. Bu nedenle, karla birlikte yatırım yapılan tamamlayıcı varlıkların
da hesaba katıldığı daha gelişmiş versiyonları kullanılmalıdır. 102 Kar farkı
analizi kullanılırken yapılan hesaplamalarda, satış fiyatı primi 103, maliyet
tasarrufu104 ve satış rakamı105 konularına da dikkat edilmesi gerekmektedir.
100
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 86
Örnek olarak, sağlık ürünleri sektöründe faaliyette bulunan biri çok sayıda fikri varlığa
sahip (kendi patentli ürünleri olan) diğeri ticari mal alan/satan (başka firmaların ürünlerini
dağıtan/satan) iki firmanın kar marjları incelenmiştir. Fikri varlıklara sahip 4 şirketin ortalama
kar marjı %16 iken, fikri varlıklara sahip olmayan 2 şirketin ortalama kar marjı %2.4
çıkmaktadır. Buradan da görüldüğü üzere, fikri varlıklara sahip olan firmalar için %13.4
oranında ortalama kar marjı farkı söz konusudur.
102
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 88
103
Diğer şartlar eşit olmak üzere, patent koruması olmayan bir A ürünü 25 YTL, patentli bir
B ürünü de 30 YTL’ye satılıyor olsun. B ürününün üretim maliyeti 2 YTL daha fazla ise, bu
durumda, net prim 3 YTL olacaktır.
104
Benzer bir analiz de sadece maliyetler esas alınarak yapılabilir. Patentsiz A ve patentli B
ürünlerinin satış fiyatı aynı olsun. B ürününün maliyeti 2 YTL daha az ise, bu fark da
hesaplamalara yansıtılmalıdır.
105
Buluşun herhangi bir maliyet tasarrufuna neden olmadığı ve her iki ürün fiyatının da aynı
olduğu varsayılarak, patentli ürünün gelişmiş özelliklerinden dolayı daha fazla sayıda
satılmasıyla elde edilen fayda da hesaba katılmalıdır.
101
41
Tablo 2.3 yeni bir patentli ilacı ticarileştirmeyi planlayan bir firmanın kar marjı
beklentilerini göstermektedir. Bu kar marjının standart (normal) sektör kar
marjından çıkartılmasıyla karın söz konusu teknolojiye atfedilebilecek kısmı
(telif oranı) bulunmuş olacaktır. Normal sektör kar marjını bulmak için jenerik
ilaç
üretimi
yapan106
bir
grup
firma
tespit
edilmiştir.
Kar marjları
hesaplanırken, söz konusu ilaçla ilgili kısmı ayırt edebilmek için bazı
ayarlamalar yapmak gerekebilmektedir. Bunun için mümkün olduğu taktirde,
işletme faaliyetleriyle ilgili olmayan varlıklarla ve yinelenmeyen olaylarla ilgili
gelir ve giderlerin çıkartılması gerekmektedir. Bunun yanında, sermaye
yapısından kaynaklanabilecek farklarını etkisiz kılmak için faiz giderlerinin de
çıkartılması gerekmektedir. Bu hesaplamalar sonucunda söz konusu jenerik
ilaç üreticilerinin kar marjı %25 olarak bulunmuştur. Buradan da firmanın
patentli ilaçla elde etmeyi beklediği kar marjından sektör kar marjının
çıkartılmasıyla telif oranı %37 (62-25) olarak bulunmuştur.
Tablo 2.3: Patentli İlaçla Elde Edilmesi Beklenen Kar Marjı
1996
Ana Piyasa Gelirleri
Net Gelir (vergi öncesi)
Kar Marjı
Ortalama Kar Marjı
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004
2005
0
0
100
300
400
550
600
625
650
675
-25
0
80
150
225
350
375
385
395
400
zarar
0%
80%
50%
56% 64%
62%
63%
62%
61%
59%
Kaynak: Gordon V. Smith ve Russell L. Parr, 2004
106
Bu firmaların seri üretim yapan, rekabete dayalı fiyatlandırma yapan, geniş bir dağıtım
ağına sahip, düşük kar marjlarıyla çalışna firmalar olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
42
2.3.3.2. Yatırım Geri Dönüş Oranı Analizi
Kar farkı analizindeki tamamlayıcı varlıkları hesaba katmama eksikliği,
yatırım geri dönüş oranı analiziyle 107 giderilebilmektedir. Bunun için, patentli
teknoloji dahil şirketin birçok varlığıyla elde edilen gelir hesaplanmaktadır.
Daha sonra, toplam gelir farklı varlık kategorilerine, her bir kategorideki varlık
miktarı ve her bir varlık kategorisinin karşılaştırmalı yatırım risklerine göre
dağıtılmaktadır. Ardından, tüm varlıklar için adil şekilde geri dönüş (kar)
oranları belirlenmektedir. Her bir varlık için belirlenen bu oranlar, bu
varlıkların karşılaştırmalı risklerini ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle riski
fazla olan varlıkların geri dönüş (kar) oranları da yüksek olmaktadır. Tablo
2.4 sermaye maliyetinin ağırlıklı ortalamasının örnek bir firmanın varlıklarına
dağılımını göstermektedir. Şeklin en sağındaki sütunda yer alan ağırlıklı kar
dağılımları108 ilgili varlıkların telif oranlarını ifade etmektedir.
Tablo 2.4: Yatırım Geri Dönüş Oranı Analiziyle Telif Oranı Tespiti
Net İşletme
Sermayesi
Duran
Varlıklar
Gayri Maddi
Varlıklar
Yatırıma
Dönüştürülmüş
Sermaye
Miktar
(milyon YTL)
Yüzde (%)
Kar (%)
Ağırlıklı
Kar (%)
Ağırlıklı Kar
Dağılımı (%)
10.000
10
2
0,20
1,60
20.000
20
7
1,40
11,10
70.000
70
15,71
11,00
87,30
100.000
100
12,60
100,00
Kaynak: Gordon V. Smith ve Russell L. Parr, 2004
Buradan da görüldüğü gibi, gayri maddi varlıklar için elde edilen telif oranı %
87.3 olarak çıkmaktadır. Bu, karın %87’sinin gayri maddi varlıklardan
107
Investment Rate of Return Analysis
“Yüzde(%)” ile “Kar (%)”değerlerinin çarpılmasıyla “Ağırlıklı Kar (%)” değerleri, bu
değerlerin kendi içindeki oranlarıyla da “Ağırlıklı Kar Dağılımı (%)” değerleri
hesaplanmaktadır.
108
43
kaynaklandığı manasına gelmektedir. Mesela operasyon karı %20 olan bir
şirkette bu karın %17’si gayri maddi varlıklardan kaynaklanmaktadır. Bu
analizde yapılacak son iş, bu oran (%17) içinden ne kadarının söz konusu
patentli teknolojiden kaynaklandığına karar vermektir. Bunun için de, benzer
gayri maddi varlıklara sahip, ancak patentli teknolojiye sahip olmayan bir
şirket bulunarak yukarıdaki analizlerin aynısı bu şirket için de yapılacaktır. Bu
şirketin gayri maddi varlıkları için bulunan ağırlıklı kar dağılımının (örneğin
%10 olsun), patentli teknolojiye sahip olan şirketin gayri maddi varlıklarının
ağırlıklı kar dağılımından (%17) çıkartılmasıyla, patentli teknolojinin telif oranı
%7 olarak tespit edilmektedir.109
2.3.3.3. Satışın %5’i Metodu
Satış gelirlerinin %5’i alınarak telif miktarının hesaplandığı yöntem, gıda,
ekipman, elektronik, inşaat ve sağlık cihazları sektörleri gibi bir çok alanda
çekirdek haldeki teknolojiler için kullanılmaktadır. Kar, sermaye yatırımı, gelir
büyümesi, yatırım riskleri, geliştirme maliyetleri gibi birçok unsuru hesaba
katmadığı halde, en sık kullanılan metotlar arasında yer almaktadır.
2.3.3.4. Pratik Kural (%25 Kuralı)
Pratik kural110, basit yapısıyla birlikte 40 yıldan fazla bir süreden beri
kullanılmaya devam eden bir yöntemdir. 1950’lerin sonlarında Robert
Goldscheider ticari lisansları incelerken büyük bir Amerikan şirketinin
İsviçre’deki tali şirketinin lisans verdiği 18 şirketin satışlarında yaklaşık %20
kar ettiklerini ve bu satışların %5’i üzerinden telif ödediklerini, dolayısıyla, telif
miktarının (%5) karın (%20) %25’i olduğunu tespit etmiştir.
Bu yöntemle hem lisans veren hem de alan tarafın patentli teknolojiden
faydalanabilmeleri amaçlanmaktadır. Metot, lisans alan tarafın yüzyüze
olduğu risklerin (üretim olanakları, yasal ve yönetimsel sorunlar, geliştirme
109
110
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 89-94
Rule of Thumbs
44
çalışmaları, dağıtım ve pazarlama vb. sebeplerden dolayı) büyüklüğünden
dolayı, lisans alan tarafın patentli buluştan elde edilecek karın çoğunu alması
gerektiği esasına dayanmaktadır.111 Richard Razgaitis bu kuralla yapılan
%25-75 kar dağılımının altında yatan bazı nedenleri aşağıdaki gibi
açıklamaktadır:112
-
Birçok lisans alan ve veren taraf söz konusu kar dağılımını kabul
etmektedir.
-
Patentli bir ürünü geliştirme ve ticarileştirme çalışmalarının çoğu
(yaklaşık %75’i) lisans alan tarafından gerçekleştirilmektedir.
-
%25-33
arasında
Dört gerekli ticarileştirme adımından ilki teknolojidir.
Diğerleri,
AR-GE
harcamalarının
kara
oranı
genelde
değişmektedir.
-
teknolojik geliştirmeyi üretilebilir ürün haline getirme, üretme ve satma
adımlarıdır. Genelde, ilk adım lisans veren, diğerleri de lisans alan
tarafından gerçekleştirilmektedir.
Söz konusu oranın nerede uygulanacağı konusu da önem arz etmektedir. Bu
kurala göre, telif oranının gelir tablosunda yer alan birden çok kar ifadesi
(toplam kar, işletme karı, vergi öncesi gelir, net gelir) içinde işletme karına
uygulanması gerekmektedir. Zira, bir patent ne kadar kıymetli bir buluşa
dayanıyor da olsa, tek başına ticarileşmesi mümkün değildir. Bunun için
tamamlayıcı varlıklara yapılacak harcamaların (üretimle ilgili olmayan işletme
maliyetlerinin) da hesaba katılması gerekmektedir.
İşletme Karı = (Gelir) – (Satılan Malın Maliyeti) – (Üretimle İlgili Olmayan
Genel Giderler)
Burada faiz harcamaları gibi finansman maliyetleri bu kapsamın dışında
kalmalıdır. Çünkü, buluşun değerinin lisans alan tarafın finansman yapısı ile
111
Kar dağılımları, lisans anlaşmalarına, ilgili sektöre ve tarafların durumuna göre de
belirlenebilmektedir. Uygun kar dağılımı tespiti için Georgia-Pacific olayında tespit edilen 15
faktörün (özellikle de faktör 13) dikkate alınması yararlı olacaktır.
112
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 116
45
bir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca, buluş ne kadar büyük ekonomik fayda
sağlasa da, faiz harcamalarının da hesaba katılmasıyla ortada kar marjının
kalmaması muhtemeldir. Aynı durum, vergiler için de geçerlidir. Lisans alan
tarafın vergi stratejisi/yapısı şirkete değer katsa da, bunun buluşun ekonomik
değerine yapacağı bir katkı söz konusu değildir. Bu nedenle, kuralın vergi
indirimleri öncesi uygulanması gerekmektedir.
Netice olarak, her yıl için belirlenen işletme karının, aynı dönemdeki tahmini
satış rakamına bölünmesiyle elde edilen kar oranının %25’i alınarak telif
oranı tespit edilmektedir. Telif oranlarının net satış rakamlarıyla çarpılması ile
telif
miktarları
hesaplanmaktadır.
Telif
miktarlarına
iskonto
oranının
uygulanmasıyla da her yıl bugünkü net değer hesaplanmaktadır. Söz konusu
yıllık değerlerin toplamı da patentin gerçeğe uygun pazar değerini
vermektedir.
Birçok başarılı lisans anlaşması sonucunda ortaya çıkan telif oranlarının, bu
kuralla belirlenen %25 oranına yakın çıkması kurala güveni arttırmaktadır.
Kuralın deneysel testi için RoyaltySource.com’dan alınan 15 sektördeki telif
oranlarının medyanları ile The Bloomberg veritabanından alınan aynı
sektörlerdeki kar oranlarının ağırlıklı ortalamaları karşılaştırılmıştır.113 Gerek
genel lisans alanların karları gerekse en yüksek kar oranlarına sahip (en
yüksek ilk çeyrektekilerin) lisans alanların karları için yapılan testlerde çıkan
sonuçlar (telif oranının kara oranı) %27 ile %23 olup, kuralı teyit
etmektedir.114 Belli bazı sektörlerde oldukça farklı sonuçlar da çıkmaktadır.
Yukarıda bahsedilen güvenilirliğine ve yaygın kullanımına rağmen, bu kural
için bir takım eleştiriler de söz konusudur. Eleştiri sahiplerinden biri olan Mark
Berkman, patent değerine etki eden bazı durumların hesaba katılmadığı,
ekonomik
alternatiflerin
değeri
ve
sayısına
ve
patentli
teknolojinin
113
Burada kar oranlarının medyanlarının yerine ağırlıklı ortalamalarının kullanılmasının
nedeni, medyanların ağırlıklı ortalamalardan çok farklı sonuçlar vermesidir. Bunun nedeni
de, çok sayıda küçük yeni kurulan şirketlerin negatif kar marjlarıdır.
114
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 118-124
46
kullanımıyla
değerde
yaşanan
artışa
dikkat
edilmediği
konularına
değinmektedir. Bir diğer eleştiri de patentin ürünün değeri içinde küçük bir
paya sahip olduğu durumlar için kuralın yetersizliğiyle ilgilidir. 115
Bu kural ürün hattı geliri ve işletme kar bilgilerinin lisans alan tarafından
bildirildiği durumlarda uygulanabilmektedir. Kuralın uzun zamana yayılan
projelerde paranın zaman değerini hesaba katmaması da hatalara sebep
olabilmektedir. Ancak yine de lisans bedellerinin büyüklük dereceleri
konusunda rehberlik etmesi bakımından kullanışlıdır.
Sonuç olarak, kuralın daha karmaşık telif tespit analizleri öncesinde genel bir
değerleme için kullanılması, bu kuralla tespit edilen sonuçların söz konusu
analizlerle birlikte değerlendirilmesi daha uygun olacaktır.
2.3.3.5. Karşılaştırmalı Kuvvetli Yanlar Analizi
Her bir sektör için daha dar aralıklı telif oranları elde etmek için kullanılan bu
analiz, büyüme oranları, pazar payı, yasal ve geçmiş faktörler (kullanım
zamanı ve başvuru yapılıp yapılmadığı gibi), karşılaşılacak muhtemel
engeller (pazara girme zorluğu vb.) ve tamamlayıcı varlıkların olup olmaması
(dağıtım, pazarlama gibi olanaklar) gibi faktörlerden etkilenmektedir. Bu
analizle, belli bir patent için tespit edilen telif oranının, sektör için belirlenmiş
telif oranı aralığında nerede bulunduğu, alt sınıra mı üst sınıra mı daha yakın
olduğu anlaşılmaktadır.116
2.3.3.6. Diğer Telif Oranı Tespit Metotları
Yukarıda bahsedilenler dışında, telif oranlarının buluş için yapılan geliştirme
maliyetleri üzerinden hesaplanmasıyla ilgili metotlar da söz konusudur.
Ancak, bir patentin geliştirmesi için yapılan harcamaların patentin değeriyle
bir ilgisi olmaması ve geçmişte sektörde başkaları tarafından belirlenmiş
115
116
Bu olumsuz durum, zayıf patentler için düşük kar dağılımı uygulamasıyla aşılabilmektedir.
Martin, D., Drews, D. C.; a.g.m., 2006, s. 4-5
47
oranların değişen ekonomik koşullar altında bugün için esas kabul
edilmesinin hatalı olması nedeniyle, bu metotlar pek kullanılmamaktadır.
2.3.4. Teknoloji Faktörü
Gelir metodu altında incelenebilecek diğer bir yöntem olan teknoloji faktörü
yönteminde amaç, kullanılan bir teknolojinin şirketin sahip olduğu toplam
pazar değeri içindeki oranının tespit edilmesidir. Bu yöntemde de öncelikle bir
iskonto oranı kullanılarak bugünkü değer hesaplanmaktadır. Kullanılan
teknolojinin şirketin değerine sağladığı maksimum katkıyı ifade eden, düşük
teknolojili sektörler için düşük, ileri teknoloji gerektiren sektörler için yüksek
olan bir teknoloji faktörü (oranı) belirlenmektedir. Bu oran, teknolojinin şu an
hangi aşamada olduğu, teknolojinin pazarlanabilir hale gelmesi için gerekli
sermaye, pazar büyüklüğü gibi faydalılık özellikleri ile alternatif teknolojilerin
varlığı, demode olma ihtimali, rakiplerin tavrı ve teknolojinin var olanların
yerini alma potansiyeli gibi rekabetçi özellikler kullanılarak daha dar bir
aralığa indirgenmektedir. Tüm bu özelliklerden hangilerinin kullanılacağı
tespit edilmekte ve her birine ağırlıklar verilerek puanlandırılmaktadır.
Zorunlu olmamakla birlikte, gerçeğe uygun pazar değeri hesaplanırken
genelde faydalılık ve rekabetçi özelliklere eşit ağırlıklar verilmektedir. Her iki
özelliğin ortalaması alınarak teknoloji faktörünün son hali belirlenmektedir.
Daha sonra bu faktör şirketin bugünkü net pazar değeriyle çarpılarak
kullanılan
teknolojinin
değerine
ulaşılmaktadır.
Belli
bir
teknolojinin
lisanslanması ya da bağışı gibi durumlar için uygun bir yöntemdir.117
117
a.g.m., 2006, s. 4-5
48
2.3.5. Ulaşılabilir Maksimum Kar Metodu
Mevcut metotlarda, özellikle de hali hazırda en çok kullanılan metot olan İNA
metodunda karşılaşılan problemleri azaltmak amacıyla Norman Carte 118
tarafından geliştirilen ulaşılabilir maksimum kar (UMK) metodunda119,
potansiyel manipülasyon aracı olan iskonto oranının (risk priminin)
kullanılmaması ve bu sayede çok daha ideal sonuçlar elde edilmesi
amaçlanmaktadır.
Belirli bir şirket yerine ideal bir şirketin elde edeceği maksimum kar
hedeflerinin hesaplandığı UMK metodunda nihai bir değer tespiti yerine,
muhtemel maksimum değer tespiti yapılmaktadır. Gerçek değer, bu
maksimum değerin altında bir değer olarak derecelendirme süreciyle tespit
edilmektedir.
UMK metodu, pazar büyüklüğü, ulaşılabilir pazar payı ve bir birim patentli
ürünün satışından elde edilen karın tespitiyle başlamaktadır. Bu tespitler
sırasında, en geniş pazar büyüklüğü, bir şirketin ulaşabileceği en büyük
pazar payı, bir üründen elde edilebilecek maksimum kar gibi en iyimser
değerler kullanılmaktadır. Bu değerlerle UMK hesaplanmaktadır.
Patent değerini etkileyen tüm faktörler tespit edilerek, kategori, alt kategori ve
tek başına olmak üzere sınıflara ayrılmaktadır. Örnek: “patent” kategorisi
“istem genişliği” alt kategorisine, bu alt kategori de “toplam istem sayısı”
faktörüne sahiptir. Daha sonra, yeterli bilgi mevcutsa, patent değerini
etkileyen tüm faktörler sistematik şekilde derecelendirilmektedir. İNA
metodundaki iskonto oranı, UMK metodundaki bu derecelendirme sürecinde
ele alınmaktadır. Derecelendirme, her bir faktörün riske etkisinin ölçülmesi ve
keyfi bir risk primi belirlenmesi şeklinde olmaktadır. Bu dereceler aynı faktöre
verilen ağırlık katsayısıyla çarpılarak ağırlıklı derece elde edilmektedir. Patent
118
119
Carte N.; a.g.m., 2005
Maximum Achievable Profit Method
49
değerini etkileyen bazı faktörlerin derecelendirmeleri Tablo 2.5’te yer
almaktadır.
Tablo 2.5: UMK Metodunda Bazı Faktörlerin Derecelendirmeleri
Kaynak: Norman Carte, 2005
Toplanan ağırlıklı dereceler mümkün olan maksimum skora bölünerek “yüzde
skor” elde edilmektedir. Skorun değere dönüştürülmesi için de “transfer
fonksiyonu” kullanılarak değerleme süreci tamamlanmaktadır. Skor ve değer
arasındaki doğrusal olmayan ilişkinin daha iyi işlemesini sağlayan transfer
fonksiyonu sayesinde, skordaki pozitif veya negatiflik belli bir noktaya kadar
değerdeki pozitif veya negatifliği getirmekte, bu noktadan sonraki skor artış
ya da azalımı (pazar doyumu ve ölçek olmayan ekonomi nedeniyle) değere
daha az yansımaktadır. UMK metodunun transfer fonksiyonu aşağıdaki
eşitliktir:
X = (UMK + Y) x e-[(S-100) /40] ² – Y;
X: Değer
UMK: Ulaşılabilir Maksimum Kar
50
Y: Yatırım Maliyeti
S: Yüzde Skor
İNA metodundaki potansiyel manipülasyon aracı olan iskonto oranını
kullanmayarak daha güvenilir sonuçlar elde etme iddiasında bulunulmasına
rağmen, UMK metodunda da derecelendirme (her bir faktörün riske etkisinin
ölçülmesi ve keyfi bir risk primi belirlenmesi) esnasında keyfilik söz
konusudur. Ancak, yine de, diğer metotlar gibi sadece birkaç faktör (atıf
sayısı, patent ailesinin büyüklüğü, itiraz olup olmadığı gibi) yerine, UMK
metodunda
tüm
bilinen
faktörlerin
ele
alınması
ve
faktörlerin
derecelendirilmesinde nispeten sağlanan objektiflik, metoda olan güveni
artırmakta ve anlaşmazlıkların çözümünde kolaylık sağlamaktadır.120
2.4. DİĞER DEĞERLEME METOTLARI
Yukarıda anlatılan maliyet, pazar ve gelir metotları hemen hemen tüm
değerleme analizlerinde kullanılan geleneksel metotlardır. Son zamanlarda
bunlara ek olarak daha karmaşık ve gelişmiş121 yeni bazı metotlar üzerinde
çalışmalar yoğunlaşmıştır. Bu metotlar içinde en göze çarpanlar, Risk
Ayarlamalı Bugünkü Net Değer, Olasılık Ağaçları, Monte Karlo ve Duran
Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme metotlarıdır.
Söz konusu metotlar, gelir ve maliyetler hakkındaki varsayımlarla oluşturulan
nakit akış modelleri ile ilgili varlığın değer üretmesi için gerekli koşullu
olayların
açık
bir
şekilde
modellendiği
karar
ağacı
modellerine
dayanmaktadır. Bu metotlarda ilk olarak, patentin değerini artıracak belli bir
120
Anlaşmazlık durumlarında, faktörlerin dereceleri ve bunlara verilen ağırlıklar üzerinde
tartışılıp değişiklikler yapılmasıyla sorunun çözülmesi mümkündür. Ağırlıklar üzerinde
anlaşıldıktan sonra tarafların derecelendirme süreci üzerinde anlaşmaları çok
kolaylaşmaktadır. Yeni faktörlerin tespiti veya mevcut olanların bilgilerinin güncellenmesiyle
UMK üzerinde değişikliklerin yapılması kolay olmaktadır.
121
Gelişmiş metotlar olarak adlandırılmalarının nedeni, İNA metodundan daha karmaşık
matematiksel hesaplamalar içermeleridir.
51
olayın gerçekleşme olasılığı hesaplanmakta, daha sonra, söz konusu olayın
gerçekleşmesi halinde, geleneksel metotlardan (maliyet, pazar ve gelir) biri
kullanılarak elde edilecek gelir hesaplanmaktadır.122
2.4.1. Risk Ayarlamalı Bugünkü Net Değer Metodu
İNA temelli bir diğer yöntem de risk ayarlamalı bugünkü net değer
metodudur.123 Daha önce de belirtildiği gibi uzun süreli projeler için tek
değerli iskonto oranı kullanmak, iskonto oranının birleştirici etkisinden dolayı,
ilerleyen yıllarda düşük değerlerin çıkmasına neden olmaktadır. Teknik, yasal
ve piyasa kaynaklı engeller nedeniyle yüksek riskli projeler olan yeni ilaç
geliştirme vb. çalışmalarda lisans sonrası dönemde 7 ila 10 yıla kadar gelir
elde edilememektedir. Bu gibi durumlarda, yüksek değerli iskonto oranları bu
teknolojilere yatırımı imkansız hale getirmektedir. Bu metotta söz konusu
probleme çözüm olarak, iskonto oranı, bünyesindeki risk bileşenlerine
(paranın zaman değeri, paranın fırsat maliyeti değeri, teknik risk, yasal risk
vb.) ayrılmaktadır. Çeşitli riskler atlatıldıkça, iskonto oranı içinde bu risk için
ayrılan kısım çıkartılarak, düşük iskonto oranlarının kullanımı sağlanmış
olmaktadır.124
2.4.2. Olasılık Ağaçları Metodu
Diğerleri içinde en sezgisel metot olan olasılık (karar) ağacı metodunda 125,
gerekli olaylar ve bu olaylar karşısında alınan kararlar olasılıklarıyla birlikte
açık bir şekilde modellenmektedir. Tüm potansiyel senaryolar incelenerek
hangi senaryoda hangi değerin çıkacağı tespit edilmektedir.126
122
Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17
Risk-Adjusted Net Present Value
124
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 241-242
125
Probability Trees Method
126
Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17
123
52
Bu metotta ilk olarak ticari açıdan başarılı ve başarısız senaryolar
belirlenmektedir. Olasılık ağaçları ile değerlemelerde genelde yüksek, orta
(temel) ve düşük olmak üzere üç başarılı senaryo ile bir veya iki adet
başarısız senaryo kullanılmaktadır. Örneğimizde (Şekil 2.3) üç adet başarılı
ve iki adet de başarısız senaryo kullanılmıştır.
İkinci adımda, herbir senaryo için belli bir birime (şeklin en sağındaki beş
adet senaryo için) göre iskonto edilmiş parasal nihai değerler tahmin
edilmektedir. Söz konusu değerler İNA metodu kullanılarak ve her bir
senaryoda
ilgili
senaryoyla
tutarlı
varsayımlar 127
kullanılarak
tespit
edilmektedir. Daha sonra her bir senaryonun kendi içinde gerçekleşme
olasılıkları belirlenmektedir. Başarılı senaryoların olasılıkları belirlenirken,
temel senaryo olduğu için, orta başarılı senaryonun gerçekleşme olasılığının
diğerlerine göre daha ağırlıklı olmasına dikkat edilmelidir.
Bu aşamadan sonra, her bir senaryoda gerçekleşen değerle bu senaryoların
gerçekleşme olasılıkları çarpılarak başarılı ve başarısız senaryoların ara
değerleri128 tespit edilmektedir. Hesaplanan bu ara değerler de toplu olarak
başarılı ve başarısız senaryoların karşılıklı gerçekleşme olasılıkları ile
çarpılmaktadır. Çıkan değerlerin toplamı patentin değerini (64,2 milyon YTL)
vermektedir.
127
Örneğin yüksek başarılı senaryoda kullanılan varsayımlar mantıksal olarak yüksek
beklentiler göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.
128
[0.2x100+0.7x70+0.1x30 = 72 milyon] ve [(-2)x0.5+(-10)x0.5 = -6 milyon]
53
Kaynak: Richard Razgaitis, 2003
Şekil 2.3: Olasılık Ağacı Metoduyla Patent Değeri Tespiti
Olasılık ağaçları ile değerlemelerde karşılaşılan en önemli sorun, her bir
senaryonun gerçekleşme olasılıklarının nasıl belirleneceği meselesidir.
Bazıları bu sorunun çözümü için geçmişte gerçekleşmiş birbirine benzer
projelerin
bilgilerinin
kullanılmasını
önermektedirler.
Ancak,
patentli
teknolojiler için bu tür portföylerin bulunduğu varsayılsa bile, her bir patentin
kendine has özellikleri, geçmişte başka patentler için gerçekleşmiş
başarı/başarısızlık olasılıklarının ilgili patent için bağlayıcılığını tartışmalı hale
getirmektedir. Bu konuda, ilgili alanda çok geniş tecrübelere sahip kişilerce
belirlenecek gerçekleşme olasılıklarının esas alınması daha makul bir çözüm
olacaktır. Senaryoların gerçekleşme olasılıklarının tahminiyle ilgili bir diğer
çözüm de, Monte Karlo metoduyla elde edilen sonuçların olasılık ağacının en
sağ kısmındaki beklenen senaryo değerlerine göre kümelenmesi, buradan
elde edilecek dağılıma göre de gerçekleşme olasılıklarının belirlenmesidir. 129
129
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 242-244
54
2.4.3. Monte Karlo Metodu
İsmini Akdeniz ülkelerinde oynanan bir kumar oyunundan alan bu yöntem,
mühendislik toleransları, hastalık yayılmaları ve turnuva vb. etkinliklerde
kazanma olasılıklarını hesaplamak için uzun yıllardan beri kullanılmaktadır.
Karar alma mekanizmalarına yardımcı, karmaşık problemlerin çözümü için
güçlü bir metot olan Monte Karlo metodu130 bilgisayar teknolojilerinin
gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla131 birlikte daha sık olarak kullanılmaya
başlanmıştır.
Daha önce de belirtildiği gibi, İNA metodunda, gelir, maliyet ve iskonto oranı
için tek bir değer tahmini yapılmakta, olasılık ağaçlarında sınırlı sayıda
senaryoya belli ağırlıklar verilmektedir. Monte Karlo metodunda ise, her birine
bir olasılık dağılımı (değer aralığı) verilen birkaç değişken kullanılarak gelirler
eş zamanlı hesaplanmakta ve bu şekilde çok boyutlu muhtemel olaylar için
karmaşık olasılık ağırlıklı hesaplamalar gerçekleştirilmektedir.
Monte Karlo metodunda, belli bir birime değer atama sürecine gelindiği
zaman, bu metodu kullanan yazılımlar yardımıyla matematik modellere
dayanan hesaplamalar gerçekleştirilmektedir. Belli bir sayısal sonuç elde
etmek için kullanılan matematiksel ifadelerin rasgele bir dağılım içerisinden
hesaplamayı gerçekleştirmesi, metodun “Olasılık Tekniği” olarak anılmasını
sağlamaktadır. Bu yaklaşımla çok kullanışlı sonuçlar elde edilmektedir.
İş hayatındaki gelecek değerlerle ilgili tahminlerde, eldeki veriler, tecrübe ve
mantıksal açıklamalar kullanılmaktadır. Geleneksel metotlardaki tahminlerde,
kabul edilebilir seçenekler içinden en uygun olan bir değer seçilirken, bu
metotla tek değerli en iyi tahminin yerini, en muhtemel sonuçla birlikte az
muhtemel sonuçları da içerisinde bulunduran bir dağılım aralığı almaktadır.
130
131
Monte Carlo Method
Bu tekniği kullanan bazı programlar: Crystal Ball, @Risk
55
Bu nedenle, bu metotta gerçekleştirilen her analiz sonucu farklı bir bugünkü
değer çıkmaktadır.
Yazılım yardımıyla monte karlo metodu uygulanırken, öncelikle hangi
değişkenlerin hangi dağılımları132, hangi değerler arasında göstereceği, hangi
değişkenlerin
de
İNA
analizindeki
gibi
tek
bir
değer
göstereceği
belirlenmektedir. Daha sonra bu veriler üzerinden yazılımla hesaplamalar
tekrar tekrar gerçekleştirilmektedir. Her bir hesaplama patentli ürünle farklı
ortamlarda elde edilen değerleri vermekte olduğundan, her bir hesaplamada
farklı sonuçlar çıkmaktadır. Neticede, tekrar tekrar yapılan hesaplamalar
sonucunda elde edilen tüm sonuçlar analiz edilmektedir.
Crystal Ball programı kullanılarak 1000 kere tekrarlanan hesaplamalarla
ulaşılan değerlerin dağılımı (Şekil 2.4) ve bu değerlerle ilgili elde edilen bazı
sonuçlar ve aşağıda yer almaktadır:
132
Örneğin, satılan patentli ürün miktarının dağılımı normal, ortalama satış fiyatınınki üçgen,
satılan malın maliyetininki ise tek düze dağılımdır. Söz konusu dağılım çeşitleri aşağıda
kısaca açıklanmaktadır:
Tek Düze Dağılım: Belli bir alt ve üst limit dışındaki değerlerin gerçekleşme olasılığının sıfır
olduğu, bu limitler arasındaki değerlerin ise eşit gerçekleşme olasılığının olduğu
dağılımlardır. Diğer bir ifadeyle, değerin belli bir aralıkta olma ihtimalinin yüksek olasılıkla
bilindiği, ancak bu aralıktaki hangi değerin olacağının yüksek olasılıkla belirsiz olduğu
durumlarda uygundur.
Üçgen Dağılım: Tekdüze dağılımın farklı bir çeşidi olan üçgen dağılımda da, belli alt ve üst
limitler dışındaki değerlerin gerçekleşme ihtimalleri sıfırdır. Burada farklı olarak, en muhtemel
sonuçla gerçekleşme olasılığı sıfır olan değer arasında (en yüksek ve en düşük olasılıklı
değerlerin arasında) doğrusal bir artış/azalış bulunmasıdır. Dolayısıyla, alt ve üst limit
arasında bir değerin gerçekleşmesinin en muhtemel olduğunu düşünmek için sebeplerin
olduğu ve bu muhtemel değerden uzaklaşıldıkça gerçekleşme olasılığının doğrusal olarak
azaldığı durumlar için kullanılmaktadır. Birçok durum için uygun bir dağılımdır.
Normal Dağılım: Üçgen dağılıma benzer şekilde en muhtemel sonuç için en yüksek, bu
değerden uzaklaşan sonuçlar için gittikçe azalan - fakat bu sefer üçgen dağılımdaki gibi
doğrusal değil, eğik olarak – olasılıkların söz konusu olduğu dağılımlardır. Bir örneklem
içindeki birçok değerin bir ortalama değerde yoğunlaştığı, bu ortalama değerden
uzaklaşıldıkça gerçekleşen değerlerin sayısının (olasılığın) hızla azaldığı normal
dağılımların, gerçek hayattaki birçok olayın dağılımı olduğu deneysel olarak ispat edilmiştir.
56
Şekil 2.4: Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı (İlk 1.000
Hesaplama)
Minimum değer = 282.000
Maksimum değer = 662.000
Değerlerin %80’i > 394.000
Değerlerin %20’si > 518.000
Ortalama değer = 458.000
Programla ikinci kez tekrarlanan hesaplamalar sonunda elde edilen
değerlerin dağılımı da Şekil 2.5’te gösterilmektedir. Her iki şekilden de
görülebileceği üzere, tek tek bakıldığında değerlerde değişiklikler bulunmakla
birlikte, genel dağılım şekilleri benzer çıkmaktadır.
57
Şekil 2.5: Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı (İkinci
1.000 Hesaplama)
Değer dağılımlarını değerlendirmeden önce, belirsizliklerin tespiti için Monte
Karlo yönteminin nasıl kullanılacağının tespiti de önemlidir. Herbir değer
tahmininde bilinmeyen birçok faktör bulunmakla birlikte, bunların belirsizlik
dereceleri eşit değildir. Hesaplamalarda genelde bir ya da iki değişken,
değerdeki tüm belirsizlikleri belirlemektedir. Söz konusu değişkenlerdeki
belirsizliklerin
azaltılması
değer
tahmininin
kalitesini
önemli
ölçüde
etkileyeceğinden, bu değişkenlerin tespit edilmesi önemlidir. Bu amaçla,
Crystal Ball programındaki “Hassasiyet Tabloları” kullanılabilmektedir. Şekil
2.6 hesaplamalardaki değişkenlerin hassasiyetlerini göstermektedir. Buna
göre, örneğimizde iki önemli belirsizlik kaynağı olarak, satılan malın maliyeti
ile genel giderler ve AR-GE harcamaları tespit edilmiştir.
58
Şekil 2.6: Crystal Ball Programı Hassasiyet Tablosu (Değişkenlerin
Hassasiyetleri)
2.4.4. Duran Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme Metodu
Yeni metot arayışları içinde, son zamanlarda üzerinde en çok durulmaya
başlanan yöntem olan duran varlıklar için seçenekli değerleme metodu133
(gerçek seçenek fiyatlandırma metodu) daha önce de değinildiği gibi, yatırım
maliyetlerinin yüksek, beklenen gelirlerin geç elde edildiği durumlarda
kullanılan bir yöntemdir. Zira bu tür durumlarda, tek değerli bir iskonto
oranının kullanılması, yıl değişkeninin (n) büyümesiyle bugünkü değerin (Y /
[1+k]n) gittikçe düşük sonuçlar vermesini netice vermektedir.134 Bu durum da
patentli ürüne ilgiyi azaltmaktadır. Seçenekli değerleme metodu bu tür
durumlarda yatırım ve gelir miktarını artan şekilde ele almaktadır.135
133
Real Option Pricing Method
Tek değerli iskonto oranı kullanmak, ilerleyen yıllardaki gelirler ne kadar da yüksek olsa,
iskonto etkisinden dolayı, bu değerlerin bugünkü net değeri çok düşük olmaktadır. Örnek
vermek gerekirse, 10 yılda beklenen gelirlerin 100 milyon YTL, iskonto oranının da %30
10
olduğu bir durumda bugünkü net değer sadece 7.25 (100/[1.3] ) milyon YTL olmaktadır.
135
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 244
134
59
Seçenek değerleme metodunun altındaki temel önermeye göre, asimetrik bir
gelirin (mesela potansiyel yüksek gelir ve sadece sınırlı bir kayıp) söz konusu
olduğu bir yatırımın değeri, belirsizlik seviyesi (volatility) arttıkça artmaktadır.
Bu nedenle, petrol arama ve ilaç endüstrileri gibi, büyük sermaye yatırımına
karşın yüksek belirsizlikle uzun bir vadede gelirin söz konusu olduğu
alanlarda kullanımı en uygundur.136
Seçenekli değerleme metodunun detayına
girmeden
önce, seçenek
(opsiyon) kavramı ve patentin bu kavramla ilişkisi üzerinde durmakta yarar
vardır. Seçenek, önceden belirlenmiş bir tarihe kadar, önceden belirlenmiş bir
fiyata (eksersiz fiyatı137) yatırım aracı bir varlığı alma ya da satma hakkı
(zorunlu değil) anlamına gelmektedir. Temel olarak iki tip seçenek türü
mevcuttur.
Bunlardan
call
opsiyonu,
yatırım
aracı
varlığın
fiyatının
yükseleceğinin umulduğu piyasada o yatırım aracını önceden sabitlenmiş bir
fiyatla satın alma hakkıdır. Put opsiyonu ise, yatırım aracı varlığın fiyatının
düşeceğinin umulduğu piyasada o yatırım aracını önceden sabitlenmiş bir
fiyatla satın alma hakkıdır. Söz konusu opsiyonları elde etmenin bedeline de
opsiyon primi denmektedir. Örnek vermek gerekirse, X firmasına ait 90 YTL
eksersiz fiyatlı bir Temmuz ayı call opsiyon kontratı, X firmasının bir adet
hisse senedini Temmuz ayına kadar herhangi bir tarihte 90 YTL fiyattan alma
hakkını vermektedir. Opsiyon sahibi bu opsiyonu kullanmak zorunda değildir.
X firmasının hisse senedi fiyatı 90 YTL’nin üstüne çıkarsa, opsiyon sahibi
opsiyonunu kullanarak kar edecektir. Bu şekilde 90 YTL opsiyonunu kullanan
kişi
onu
spot
edebilmektedir.
hisse
İlgili
senedi
tarihte
piyasasasında
hisse
satarak
senedi fiyatı
90
karını
realize
YTL’nin
altında
gerçekleşirse opsiyon sahibi bu hakkını kullanmayarak işlemini daha düşük
olan piyasa fiyatından gerçekleştirebilmektedir.138
Bir seçeneğin değeri, büyük oranda söz konusu varlığın fiyatının değişkenliği
ile gerçekleşecek/gerçekleşmeyecek işleme zaman olarak uzaklığa bağlıdır.
136
Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17
“exercise price” ya da “strike price”
138
Büktel, O.; “Opsiyonun Büyüsü”, http://www.ntvmsnbc.com/news/34536.asp
137
60
Varlığın bedelindeki değişimin dağılımının (belirsizliğin) artması seçeneğin de
değerini arttırmaktadır. Aynı şekilde, seçeneğin sona erme zamanının
uzaması da seçeneğin değerini arttırmaktadır. Ayrıca, diğerleri sabit kalmak
şartıyla, varlığın bugünkü değeri arttıkça, gerçekleşen fiyat azaldıkça ve
riskten arındırılmış faiz oranı arttıkça seçenek değeri de artmaktadır.
Bir seçenek paraya dönüşmediği taktirde, seçenek sahibinin kaybı en fazla
seçeneğin maliyeti kadar olmaktadır. Diğer bir ifadeyle, seçenek değeri için
başlangıç maliyetinden fazla bir risk yoktur. Buna karşın, kazanç ihtimali ise
sınırsızdır.
Bir seçenek, varlık sahibiyle seçenek sahibi arasında riskin transferidir. Varlık
sahibi bugün elde edeceği hazır para için, bu varlıkla elde etmesi mümkün
getirileri seçenek sahibine bırakma eğilimindedir. Diğer taraftan seçenek
sahibi de, riskli bir getiri için kesin (belli) bir miktarı vermeye hazırdır.
Yukarıda seçenek kavramıyla ilgili anlatılanlar ışığında ilk bakışta, bir
patentin seçenek olarak ele alınabileceği söylenebilir. Zira, söz konusu
varlıkla seçenek arasında bir ayrım mevcuttur. Patent, sahibine bazı
uygulamaları yapma hakkı vermektedir. Patent sahibi bu uygulamaları yapıp
yapmama konusunda serbesttir.139 Dolayısıyla, patenti kullanım zorunluluğu
yoktur. Bir patentin maliyeti onun AR-GE vb. yatırımlarla elde edilmesindeki
harcamalardan daha fazla değildir. Ayrıca, bir patent öldüğü zaman değersiz
hale gelmektedir. Netice olarak, patent bir ürünü önceden belirlenmiş fiyata
alma hakkı manasında “call option” olarak analiz edilebilmektedir. Burada,
patentin geliştirilmesi projesi için yapılan yatırım harcaması eksersiz fiyatı
olarak, patent ömrü de seçeneğin bitiş süresi olarak alınmaktadır.140
Hisse senedi vb. yatırım kararlarının (finansal seçeneklerin) değerlemesi için
kullanılan Black-Scholes modelini esas alan seçenekli değerleme yönteminin
uygulanabilmesi, büyük oranda ilgili yatırımın karakteristik özelliklerini tespit
139
140
Yani işlem yapma hakkı var, ancak uygulama zorunluluğu yoktur.
Damodaran, A.; “Investment Valuation”, John Wiley & Sons, Inc., New York, 2002, s. 24
61
etmeyi sağlayacak geniş bilgi kaynaklarının varlığına bağlıdır. Bu nedenle,
karmaşık matematiksel metotlardan oluşan seçenek değerlemelerinin
patentlerle ilgili uygulamalardaki kullanımları basitleştirilmiş hesaplamalarla
sınırlı kalmaktadır.141 Black-Scholes modeli, bir seçeneğin değerini aşağıdaki
değişkenlerin bir fonksiyonu olarak belirlemektedir:
S x e-yt x N(d1) – K x e-rt x N(d2);
S: Hisse bedeli
N(d1): Hisse bedelindeki değişkenlik
K: Seçeneğin önceden belirlenmiş (eksersiz) fiyatı
r: Riskten arınmış faiz oranı
y: Beklenen gecikme maliyeti
t: İşlemin gerçekleşmesine kadar olan zaman (seçeneğin bitiş süresi)
N(d2): Hisse bedelinde işlem esnasındaki değişkenlik
e-rt: Varlığın değerini bugünkü değere çevirmek için bir formül
Patent değerlemesinde seçenek teorilerini kullananlar, patentin değeriyle
patenti içeren projenin (mesela patentli buluşa konu olan ürün) değerini
ilişkilendirmektedirler. Black-Scholes modelinde kullanılacak veri söz konusu
projeden sağlanmaktadır. Black-Scholes modeli patente uyarlanacak olursa,
değişkenler aşağıdakileri ifade edecektir:142
S: Proje ile elde edilecek nakit akışlarının bugünkü değeri
K: Projenin yatırım (AR-GE vb.) maliyeti
N: Proje değerlerinin dağılımı
t: Yatırıma kadarki zaman (seçeneğin bitiş süresi)(patent ömrü)
Patentleri seçenek olarak ele alıp Black-Sholes formülüyle değerlemelerini
yapanlar yanında, finansal anlamda seçenek olarak görmeyerek, patentler
için
Black-Sholes
gibi
finansal
seçenekli
değerleme
yöntemlerinin
141
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 244
Kidder, D., Mody, N.; “Are Patents Really Options”, les Nouvelles, December, 2003, s.
191
142
62
kullanılmasını anlamsız bulanlar da mevcuttur. Patent değerlemelerinde
seçenekli metotların kullanılmasına karşı olanlardan Doug Kidder And Nisha
Mody’ye göre143, bu metotla elde edilen bazı doğru hesaplamalar tamamen
rastlantı eseridir.
Söz konusu görüşü paylaşanlara göre, patentleri seçenek olarak düşünmenin
doğuracağı en temel sorunlardan biri, seçeneğin altında yatan bir varlık
bulma sorunudur. Her ne kadar uygun olmasa da, bugün kullanıldığı şekliyle,
bu varlık buluşa konu patenti kullanan iş projesidir. Daha iyi anlaşılması için
bir örnek vermek gerekirse, bir şirketin bir ürünü %10 daha az maliyetle
üreteceği yeni bir üretim yöntemi bulduğunu düşünelim. Bu şirket, bu yeniliğe
patent almadan söz konusu ürünü üretmek için bir fabrika kurup başarılı oldu
diyelim. Başka bir olasılık olarak, bu şirketin yeniliğine patent alarak aynı
fabrikayı kurması da mümkündür. Burada, patentin değeri yukarıda
bahsedilen iki muhtemel projenin değerlerinin farkı kadar olacaktır. Kısaca,
patent bu fabrikanın kurulması için olması zorunlu olmadığı gibi, bu
fabrikadan elde edilecek gelirin belirsizliğinin azaltılmasında da bir etkisi
olmamaktadır. Patentten fayda sağlama, rakipleri önleyerek yenilikten elde
edilecek karın tamamını elde etmek ya da rakiplere bu patenti lisans vererek
olmaktadır. Her iki durumda da patent finansal anlamda iş projesindeki bir
seçenek değil, bu iş projesinde kendisinden değer elde edilen tamamlayıcı
bir varlıktır.
Finansal seçeneğin tersine, patentten herhangi bir risk transferi söz konusu
değildir. Patent, altında yattığı proje ile elde edilmesi muhtemel getirinin bir
kısmını bugün belli bir miktara karşılık satmaz. Patent sahibinin, AR-GE, vekil
ücretleri vb. harcamalarla yatırım yaptığı patentle elde edeceği tek olanak,
ileride diğer şirketleri dava edip etmemeye karar vermektir. Bu davalar
neticesinde kazanç mı yoksa kayıp mı yaşayacağı da belli değildir.
143
a.g.m.
63
Black-Scholes
modeli,
söz
konusu
varlığın
değerindeki
değişimlerin
dağılımını normal dağılım olarak kabul etmektedir. Halbuki bu dağılım hemen
hemen üstel dağılıma yakın özellikler taşımaktadır. Dolayısıyla, bu model
değerlemenin önemli bir bileşeni olan dağılımı aşırı basite indirgemektedir.
Bugünkü patent değeri dünkü patent değerine bağlıdır (t zamanındaki değeri
hesaplanırken t-1 zamanındaki değer hesaba alınır). Yani bir patent daha
sistematik olarak değer kazanıp, bu değeri devam ettirirken, bir seçenek
daha az tahmin edilebilir ve bir önceki günkü seçenek değerinden daha
bağımsız bulunmaktadır.
Black-Scholes modeli kullanılarak patent değerinin hesaplanması sırasında,
yenilik, patent ve iş projesi konularında karışıklık yaşanmaktadır. Yenilik
projeye değer katar, fakat bu değer projenin değerinin sadece bir kısmıdır.
Diğer bir ifadeyle, projeden elde edilen karın sadece bir kısmı yenilikten
kaynaklanmakta olup, bu kar bundan başka marka, dağıtım kanalları, üretim
olanakları, sermaye gibi diğer değişkenlere bağlıdır. Sadece eşsiz bir
yeniliğin söz konusu olduğu durumlar için, bu karın çoğunun yenilikten
kaynaklandığı iddia edilebilir.144
Black-Scholes modelinde diğer durumlar sabit kalmak şartıyla, proje ile elde
edilecek nakit akışı arttıkça, projenin yatırım maliyetleri düştükçe, proje
değerindeki belirsizlik arttıkça, riskten arındırılmış faiz oranı arttıkça ve daha
fazla zaman verildikçe patent değeri yükselmektedir. Halbuki, doğru bir
seçeneğin aksine, proje değerindeki belirsizliğin artması patent değerinin
artmasına neden olmayacaktır. Aksine, proje değerindeki belirsizlik arttıkça
patent değeri azalacaktır. Proje ile elde edilecek gelirin daha belirgin hale
gelmesine kadar beklemek anlamında zaman seçeneği ise, patentin değerine
doğrudan olarak yansıyacak bir durum değildir.
Bu model statiktir. Bir seçeneğin uygulanmasının ekonomik olarak değerli
olup olmayacağı hakkında kişilere bilgi vermek için geliştirilmiş bir finansal
144
Patent, bir yeniliğin eşsiz olduğunu göstermek için sadece bir yol olup, eşsizliği garanti
etmemektir.
64
enstrüman olan bu model, bir seçeneğin belli bir zamandaki (işlemin
tamamen anlaşıldığı noktada) değerini hesaplamaktadır. Gelecek değeri ya
da toplam nakit akışını ifade etmez. Bir seçenek incelenip varlığın tam değeri
bulunana kadar, varlığa hiçbir yatırım yapılmaz. Halbuki, patentler için
yapılan
yatırımlar,
bu
yatırımlardan
geri
dönüşlerin
yaşanmaya
başlamasından çok önceleri yapılmaktadır. Üstelik, patent yatırımlarının geri
dönüşü çoğu zaman yıllar sürmektedir.
Patent, seçenek ve Black-Scholes formülü ile ilgili yukarıda anlatılan
hususlardan sonra, patentli bir ilacın seçenekli değerlemesine örnek vermek
yararlı olacaktır.145 Örneğimiz, bir biyoteknoloji firması olan Biogen firmasının
doku sertleşmesi tedavisi için geliştirdiği ve yasal izinleri alınmış Avonex
ilacının patent değerinin seçenekli değerlemesiyle ilgilidir. Değerleme;
-
Şirket içi analizler neticesinde, ilacın finansal kapasitesi, potansiyel
pazar ve firmanın ilaca biçeceği fiyat temel alınarak, geliştirme
maliyetleri dikkate alınmadan önce beklenen nakit akışı 3.422 milyon
YTL olarak belirlenmiştir.
-
Geliştirme maliyeti de 2.875 milyon YTL olarak belirlenmiştir.
-
Patentin süresi 17 yıldır.
-
Uzun vadeli hazine bonosu oranı %6,7’dir.
-
Halka açık biyoteknoloji firmalarının şirket değerlerinin ortalama
varyansı 0,224 değeridir.
-
Ek gelirin sadece patent ömrü boyunca geçerli olacağı, rekabet
ortamından dolayı, bu dönem sonrası ek gelirin mümkün olamayacağı
varsayılmaktadır. Bu nedenle, ilacın piyasaya sürülmesindeki gecikme
firmaya patentle sağlanacak ek gelirin kaybı olarak yansıyacaktır. 146
varsayımlarıyla gerçekleştirilecektir. Bu varsayımlar ışığında, seçenekli
değerleme girdileri ve patentin değeri aşağıdaki gibi olmaktadır:
Nakit akışlarının bugünkü değeri (ilacın bugün piyasaya sunulması halinde) =
S = 3.422 milyon YTL
145
146
Damodaran, A.; a.g.e., s. 782-783
Örnek vermek gerekirse, ilk yılın gecikme maliyeti, gelirin 1/17’si, sonraki yılın 1/16, vb.
65
İlk geliştirme maliyeti (ilacın ticarileşmesine kadar) = K = 2.875 milyon YTL
Patent ömrü = t = 17 yıl
Risksiz yatırım getirisi oranı (17 yıllık hazine bonosu oranı) = r = %6,7
Beklenen bugünkü değerdeki varyans = 0,224
Beklenen gecikme maliyeti = y =1/17 = %5,89
Bu girdiler için d ve N(d) değerleri de;
d1 = 1,1362, N(d1) = 0,8720
d2 = -0,8512, N(d2) = 0,2076
Patentin Değeri = 3.422xe(-0,0589)x(17)x0,8720–2.875xe(-0,067)x(17)x0,2076
=907 milyon YTL
Projenin bugünkü net değeri (3.422-2.875 = 547 milyon YTL) ile seçenekli
değerlemeyle bulunan değer (907 milyon YTL) arasındaki 360 milyon YTL
tutarındaki fark zaman primini yansıtmaktadır. Zaman primi gecikme
maliyetine rağmen, firmanın ilacı hemen geliştirip piyasaya sunmasındansa,
beklemesinin daha uygun olacağını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle,
seçeneğin uygulanmasının (geliştirme neticesinde ticarileştirme, piyasaya
sürme) ilerleyen yıllarda gerçekleştirilmesi daha muhtemeldir.
Yukarıdaki yargıyı doğrulamak adına, patent ömrü dışındaki tüm verilerin
değişmediği varsayılarak call opsiyonunun değeri hesaplanırsa 147, Şekil
2.7‘deki gibi bir grafik elde edilmektedir. Grafikte her yıl için seçenek
değeriyle
birlikte
bugünkü
net
değer
gösterilmektedir.
Buradan
da
görülebileceği gibi, patent ömrü için 8 yıldan az bir zaman kaldığında söz
konusu ilacın ticari bir ürün olarak değeri, patent olarak değerinden fazla
olacağından, bu zaman patenti ticarileştirmek için de en uygun zaman
olmaktadır.
147
Örneğin, diğer tüm girdiler sabit kalmak şartıyla, patent ömrü 17 yıl yerine 16 yıl olursa,
kısalan kalan ömürden dolayı gecikme maliyetinde (y) artış, dolayısıyla nakit akışlarının
bugünkü değerinde (S) azalış yaşanacaktır. Neticede, patentin beklenen değerinde de
azalma yaşanacaktır.
66
Kaynak: Aswath Damodaran, 2002
Şekil 2.7: Avonex İlacının Kalan Patent Ömrüne Göre Seçenekli ve Bugünkü
Net Değer Metotlarıyla Patent Değeri
Bir başka örnek olay148 da seçenekli değerleme ile diğer değerleme
metotlarında (olasılık ağacı ve İNA metodu gibi) yapılan varsayımların farkını
göstermek için anlatılacaktır. Basitleştirme için, paranın zaman değeri
üzerinde durulmaksızın, sadece seçenek yönüne bakılacak örneğimiz, 5
milyon YTL ön ödemeli, sonrasında AR-GE çalışmaları için ek 10 milyon
harcama yapılacak bir lisans alma seçeneğiyle ilgilidir. Söz konusu
yatırımlara
ek olarak,
belli varsayımlar altında, lisans alan
tarafın
ticarileştirme çalışmaları için de 40, 80 veya 120 milyon YTL maliyetlerle
karşılaşması
muhtemeldir.
Tüm
bu
yatırımlar
neticesinde
başarılı
ticarileşmeyle elde edilmesi beklenen gelirler de 50 veya 130 milyon YTL
olarak tahmin edilmektedir. Başlangıçta gelir ve maliyetlerle ilgili her sonucun
gerçekleşme olasılığı da eşit kabul edilmektedir.
148
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 245-249
67
Bu varsayımlar ışığında, muhtemel maliyet, gelirler ve ortaya çıkacak altı
sonuç aşağıdaki gibi olacaktır:
Maliyetler;
C1: 40 milyon YTL
C2: 80 milyon YTL
C3: 120 milyon YTL
Gelir;
A: 50 milyon YTL
B: 130 milyon YTL
Altı muhtemel sonuç;
AC1 = 50-40 = 10 milyon YTL
AC2 = 50-80 = -30 milyon YTL
AC3 = 50-120 = -70 milyon YTL
BC1 = 130-40 = 90 milyon YTL
BC2 = 130-80 = 50 milyon YTL
BC3 = 130-120 = 10 milyon YTL
Yukarıdaki muhtemel sonuçlara başta yapılan 15 milyon YTL’lik ön ödeme ve
AR-GE yatırım harcamaları da dahil edilince, sadece iki ihtimalin (BC1 ve
BC2) pozitif sonuç verdiği görülmektedir.149 Örneğimizde olasılık ağacı
metodu kullanılırsa, eşit olasılıklı sonuçların fırsat değeri –5 milyon YTL
olarak bulunmaktadır.150 Bu durumda, başta ödenen 5 milyon YTL ön ödeme
olmadığı taktirde dahi, lisans alan için pozitif bir değer çıkmamaktadır.
Halbuki, bu bakış açısı yanlıştır. Zira, söz konusu 15 milyon YTL’lik yatırımla
alıcı taraf, gerçekleşen üç maliyet ve iki gelir ihtimalinden hangisinin
gerçekleşeceğine karar vermek için bir seçenek elde etmiş olmaktadır.
Seçenekli değerlemede olasılık ağacındaki (bugünkü net değer) hataya
düşülmemekte,
düşük
değerli
olacağı
farkedilen
seçenekteki
diğer
seçeneklere devam edilmemektedir. Örnek vermek gerekirse, yapılan AR-GE
harcaması sonucunda yukarıdaki AC3 ihtimalinin gerçekleşeceğini farkeden
149
15 milyon YTL tutarındaki harcamanın her ihtimalde hesaba katılmasının nedeni, altı
ihtimalin gerçekleşmesinin bu yatırımların yapılmasına bağlı olmasıdır.
150
1/6 (10-30-70+90+50+10) – 15 = - 5 milyon YTL
68
hiçbir makul alıcı, başta yapılan 15 milyon YTL yatırıma ek olarak 70 milyon
YTL’lik ek bir masrafa daha girmeyecektir.151
Sonucun BC2 ihtimali olacağı seçeneğin seçilmesi halinde, alıcı seçeneğe
devam edecek ve 15 milyon YTL yatırım harcaması da çıkartıldıktan sonra,
35 milyon net kar elde edilecektir. Neticede maliyetin 120 milyon YTL (C3)
olarak gerçekleşmesi halinde bile, alıcı elde edilecek gelire (A veya B)
bakmaksızın seçeneğe devam etmelidir. Zira, 15 milyonluk harcama zaten
gerçekleşmiş ve neticede –5 milyon YTL sonucuyla karşılaşma ihtimali
yanında, 75 milyon YTL net kar elde etme fırsatı da doğmuştur.
Tablo 2.8 seçenekli değerleme için oluşturulmuş net kar tablosudur. Tabloda
yer alan hücrelerin sol tarafındaki rakamlar muhtemel gelirlerden muhtemel
maliyetlerin çıkartılmasıyla, sağ tarafındaki rakamlar da soldaki rakamlardan
15 milyon YTL’lik harcamanın çıkartılmasıyla bulunmuştur.
Tablo 2.6: Seçenekli Değerleme İçin Net Kar Tablosu
Kaynak: Richard Razgaitis, 2003
151
Bugünkü net değerin hesaplandığı İNA ve olasılık ağacı yöntemleri, yatırıma giden tüm
paranın harcandığını varsaymaktadırlar. Halbuki gerçekte, teknolojiye yatırım yapan taraf,
karşılaşılan riskin beklenilenden fazla olması ya da beklenen karların elde edilmemesi gibi
durumlarda, teknolojiden vazgeçerek yatırımının kalan kısmını kaybetmekten
kurtulabilmektedir.
69
Yukarıdaki şekilden de görülebileceği gibi, BC1 ve BC2 hücrelerindeki sonuç,
15 milyon YTL’lik harcama hesaba katılınca dahi pozitif çıkmaktadır. AC1 ve
BC3 hücrelerinde ise, seçeneğin uygulanmasıyla 10 milyon YTL kar elde
edilmekle birlikte, seçenek maliyeti (15 milyon YTL) de hesaba katılınca
negatif sonuç oluşmaktadır. AC2 ve AC3 hücrelerine gelince, bu seçenekler
alıcının projeden vazgeçmesini netice verecek kadar açık kayıpları
gösterdiğinden, buralardaki net kayıp seçenek maliyeti kadar olmaktadır.
Netice olarak, altı sonucun gerçekleşme olasılığı eşit kabul edildiğinden,
seçenek değeri 11,7 milyon YTL olarak hesaplanmaktadır.152
Görüldüğü gibi, bugünkü net değerle negatif çıkan sonuç (-5 milyon YTL),
seçenek değerlemesiyle pozitif çıkmaktadır. Bunun nedeni, AC2 ve AC3
ihtimallerindeki kayıpların, bugünkü net değer analizinde (diğer dört seçenek
gibi ticarileşme çalışmalarına devam edildiği varsayılarak) 15 milyon YTL
tutarındaki ilk yatırım harcamasından çok olması, seçenekli değerlemede ise
(ticarileşme çalışmalarına devam edilmediğinden) 15 milyon YTL’den fazla
olmamasıdır.
Seçenekli değerleme konusuna, patentli bir teknolojiden kaynaklanan iş
seçenekleri incelenirken göz önünde bulundurulması gereken aşağıdaki dört
faktörden bahsedilerek son verilecektir. Bu faktörler:153
-
Teknoloji eşleştirmesi: Yeni bir teknoloji mevcut bir teknolojiyle
eşleştirilerek değer yaratılabilmektedir. Bu eşleştirmeyle en büyük
değer yaratma fırsatlarının nerelerde olduğu tespit edilebilmektedir.
Teknoloji platformları teknoloji eşleştirme için önemli bir kaynaktır.
Mevcut pillere göre iki ya da üç kat daha fazla enerji sağlayan şarj
edilebilir yeni bir pil üzerindeki buluş çalışması için, elektrikli araçlar,
taşınabilir bilgisayarlar, cep telefonları vb. teknoloji çiftlerine örnek
olarak verilebilir.
-
Teknolojiler arasındaki bağın kuvveti: Bir teknolojinin değeri farklı
pazarlarda çok farklı olabilmektedir. Bunun nedeni, farklı pazarlardaki
152
153
1/6 (-5-15-15+75+35-5) = 11,7 milyon YTL
Boer, F. P.; a.g.e., 1999, s. 311-312
70
mevcut teknolojilerle ilgili teknoloji arasındaki bağların zayıf veya
kuvvetli olmasıdır. Örneğin, hafif ağırlıklı piller, elektrikli araç
sektöründe müşteri ilgisini çekici önemli bir teknolojidir. Aynı şekilde,
taşınabilir yeni tıbbi cihazlar da hafif piller sayesinde ticari hale
gelebilmektedir. Yine, taşınabilir bilgisayarlar da hafif ve az yer
kaplayan pillerle daha fonksiyonel hale gelebilmektedir. Tüm bu
örneklerde
teknolojiler
arasındaki
bağlar
kuvvetlidir.
Ancak,
sektörlerdeki mevcut teknolojilerin müşteri tatminini sağlıyor olduğu
durumlarda, teknolojiler arasındaki bağ daha zayıf olacaktır.
-
Mevcut ve gelecekteki pazarın büyüklüğü: Teknolojinin değeri, ürün
başına katma değerin yanında, hedef pazardaki ürün sayısıyla da
ilişkilidir. Örneğin, elektrikli araçlar pazarının potansiyeli büyüktür.
Ancak bu potansiyelin gelişmesi çok zaman alacaktır. Bunun yanında,
taşınabilir tıbbi cihaz pazarı, bu pazardan etkilenen sınırlı sayıda insan
bulunduğundan kısıtlı olmakla birlikte, ürün başına katma değer çok
yüksek olabilmektedir.
-
Teknoloji baskınlığı: Aynı sektörde faaliyet gösteren taraflar arasında
birinin sahip olduğu teknolojinin diğerlerininkine göre baskın olması,
dolayısıyla katma değerin çoğunu alması muhtemeldir. Bu tür
durumlarda, söz konusu baskınlığın hangi taraftan yana olduğunu
belirtmek için kutuplaşma terimi kullanılmaktadır. Burada, fazla pay
almada, teknolojiyle birlikte ticari güç de belirleyici olmaktadır.
Örneğin, yüksek üstünlükte yeni bir pil teknolojisinin sahibinin, elektrikli
araçlar pazarında birçok müşteriyi çekme ihtimali vardır. Zira, teknoloji
üstün özellikleri sayesinde gayet kullanışlıdır (sadece fiyat politikaları
ile bu teknolojiye karşı rekabet etmek mümkün değildir) ve pazarda
söz konusu teknolojiyi kullanacak birçok başka firma bulunmaktadır.
Bunun yanında, taşınabilir bilgisayar sektörü gibi, teknolojinin çoğunun
ticari olarak mevcut olduğu, yüksek rekabetten dolayı pazarda baskın
olabilmek için tek başına üstün bir teknolojiye sahip olmanın yeterli
olmadığı pazarlarda, piyasadaki mevcut satıcıların daha baskın olma
71
ihtimali yüksek, pazara sonradan giren teknoloji sahibi şirketlerin
baskın olma ihtimali düşüktür.
2.5. GENEL DEĞERLENDİRME
Değerleme yapan kişi analizlerine “Değeri nasıl tahmin edebiliriz?” ile
başlayıp “Değeri daha doğru şekilde nasıl tahmin edebiliriz?” sorusu ile
neticelendirdiğinden, değerlemelerde nihai mükemmel bir sonuç bulmak
mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle, patent değerlemeleri için en iyi ya da
standart bir yöntem söz konusu değildir. En iyi metot varlığın içinde
bulunduğu şartları sağlayan en basit ve doğrudan olan metottur.
Metotlar arasında bir hiyerarşi söz konusu olmayıp, tüm değerleme metotları
prensipte eşit uygulanabilirliğe sahiptir. Düzgün uygulandıkları taktirde, tüm
metotlarla elde edilen sonuçların yakın değerler çıkması beklenir. Bu
nedenle, bir patentin değerlemesi yapılırken birden çok metodu kullanmak ve
sonuçları karşılıklı kontrol etmek değerlemenin sıhhati açısından önemlidir.
Genelde, farklı metotlarla elde edilen sonuçların yakın çıkması değer
hakkında güven verir. Sonuçların çok farklı çıkması varsayımların yeniden
gözden geçirilmesi ve metotların yeniden uygulanmasını gerektirir.
Mevcut metotların yanında, daha basit ve güvenilir değerlemeler için yeni
metotlar üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Yapılan yeni metot
çalışmalarına, geniş patent portföylerine sahip firmalar için 154 geliştirilen
yöntemler örnek olarak verilebilir. Geniş portföyler içinde en önemli olan
grubun
tespiti için yapılan
parametreler
kullanılarak
alt
bir çalışmada155,
sınıflara
büyük portföyler bazı
ayrılmaktadır.
Her
bir
sınıfın
puanlanmasıyla da en önemli portföy belirlenmektedir. Bu şekilde tespit
edilen en önemli portföy içinde değerin büyük kısmının yoğunlaştığı az
154
Çok sayıda patentin üzerinde tek tek durarak değerleme yapmak imkansızdır.
Fröhling, W.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as
an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin
155
72
sayıdaki patentin tespiti için yapılan başka bir çalışmada156 da, patent değeri
ile ilgili atıf sayısı, patent ailesi büyüklüğü gibi bazı parametreler
kullanılmaktadır. Portföydeki tüm patentler için parametrelerden hangilerine
sahip oldukları çalışması yapıldıktan sonra, portföy içinden portföyü temsil
edecek bir alt sınıf (referans portföy) seçilmektedir. Referans portföydeki
değerlere standart regresyon teknikleri uygulanarak bir değerleme fonksiyonu
elde edilmekte, bu fonksiyon sayesinde, parametrelerdeki değişimlerin patent
değerini ne kadar değiştirdiği bulunabilmektedir. Bu şekilde, değerin
yoğunlaştığı az sayıdaki önemli patentin değerlemesiyle patent potföyünün
değerlemesini gerçekleştirebilen bu yöntemde var olan bazı problemler157 de
geliştirmelere açıktır.
Tezin bu bölümünde, patent dışında diğer varlık türleri için de kullanılan üç
temel değerleme metodu (maliyet, pazar ve gelir) ve bu metotların çeşitli
versiyonları ile bunlara göre daha matematiksel karmaşık hesaplamalar
gerektiren ve daha çok gelir metodu üzerine bina edilen gelişmiş değerleme
metotları üzerinde durulmuştur. Bundan sonraki bölümde de patent
değerleme metotlarının kullanım alanları, patent değerleme metotları veya
yazılımları ile değerleme yapan kurum ve kuruluşlar anlatılacaktır.
156
Harhoff, D.; “How to Assess the Value of Patents”, IP Issues for Government Officials and
Information Administrators, European Patent Office, 10-13 June 2003, Munich
157
Bazı parametrelerin belli bir zamandan sonra mevcut olabilmesi (Mesela citation sayısı
ancak 4-5 sene içinde netlik kazanmakta), referans olarak seçilen portföydeki patentlerin her
birinin farklı patent süreci aşamalarında olmaları, vb.
73
3. BÖLÜM
DÜNYA’DA ve TÜRKİYE’DE PATENT DEĞERLEMESİ
Araştırma ve Geliştirme gibi yenilikçi faaliyetlerle elde edilen bilgiler artan bir
şekilde patentlerle korunmaya başlanmıştır. 2003 Trilateral Statistical
Raporu’na göre, 1996-2000 yılları arasında dünya genelinde patent başvuru
(PCT uluslararası patent başvuruları) sayısı %25 oranında artarken, dalgalı
küresel ekonomiye rağmen aynı artış oranı 2000-2002 yılları arasında da
devam etmiştir.158 Patent başvuru sistemleri dışında, ülkeler bazında yapılan
patent başvuru sayılarında da önemli artışlar yaşanmaktadır. Örnek vermek
gerekirse, ABD’de 1992-2002 yılları arasında patent başvuru sayısı %94,
Avrupa’da %76 oranında artmıştır.159 Ülkemizde 2007 yılında yapılan yerli
patent başvurularında da bir önceki yıla göre %68.62’lik bir artış
gerçekleşmiştir.
Patent sayılarındaki bu artışın altında yatan nedenler araştırıldığında ortaya
çok çarpıcı sonuçlar çıkmaktadır. Patent alma nedenlerinin araştırıldığı
çalışmalardan birinde160, takliti önleme, üçüncü kişilere karşı engelleyici
kullanım, davaları önleme, pazarlıklarda kullanım, itibar arttırma, lisanslama
geliri elde etme ve performans ölçümü gibi nedenler tespit edilmiştir.
Patentleme nedenlerinin incelendiği diğer bir çalışma olan PATVAL-EU161
anketine göre, ticari kullanım, lisanslama, karşılıklı lisanslama, taklitten
korunma, rakipleri engelleme ve itibar gibi başlıca 6 neden tespit edilmiştir.
Patentleme nedenlerinin önem derecelerinin 1 ile 5 arası rakamlarla ifade
edildiği ankette, en önemli patentleme nedeni olarak ticari kullanım (3.78)
tespit edilmiştir. Taklitten korunma (3.76) ikinci önemli neden olurken,
158
Taplin, R. (Editor); a.g.e, s.72
Bonturi, M.; “Creating Value from Intellectual Assets”, Policy Brief, February 2007, s. 3
160
Arora, A.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an
Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin
161
European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005, s.
44-45
159
74
lisanslama (2.06) ve karşılıklı lisanslama (1.78) en düşük öneme sahip
nedenler olarak bulunmuştur.
Bu çalışmalar, son dönem patent sayılarında yaşanan artışlara paralel olarak
patentleme nedenlerinde de önemli bir değişimin yaşanmakta olduğunu
göstermektedir.
Söz
konusu
nedenler,
hak
sahiplerinin
patentlerinin
yönetiminde takip ettikleri stratejiler hakkında önemli ipuçları vermektedir.
Şirketlerin
sahip
oldukları
patentlere
yönelik
yönetim
stratejilerine
bakıldığında, başlıca dört strateji göze çarpmaktadır:162
Korumacı Strateji: Tek amaca odaklı ve az masraflı pasif bir strateji olan
korumacı stratejide temel esas, kar ve pazarın korunmasıdır. Bu stratejide,
patentler elde tutularak rakiplerin hareket alanı kısıtlanmaya çalışılır. Patent
sahibi, rakiplerini patentli ürün/teknoloji ile aynı ya da yakın ürün/teknoloji
üretmeleri halinde dava etmek ile tehdit eder. Bu strateji sonucu amaç
olmamakla birlikte lisans geliri de elde edilebilir. Fakat bu durum çoğunlukla
açılan dava sonucu oluşan tecavüz zararı olarak gerçekleşmektedir. Bu
stratejiyi takip eden firmalar için yasal departmanlar önemlidir.
Maliyet Merkezli Strateji: Aktif patent portföyü yönetiminin ilk adımı sayılan bu
strateji ise sahip olunan portföydeki gereksiz patentler için yapılan yenileme
ücreti vb. harcamaların tespiti ve bu patentlerden kurtulma çalışmalarını
içermektedir.
Kar Merkezli Strateji: Sahip olunan patentten doğrudan gelir elde etmenin
amaçlandığı bu stratejinin en kolay uygulamalarından biri aynı sektördeki
rakip bir firmaya ya da farklı bir sektördeki herhangi bir firmaya lisans
vermektir. Bir diğer uygulama da vergi tasarrufu amaçlı patent bağışı vb.
stratejilerdir.
162
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 274-278
75
Entegre Yönetim Stratejisi: Önceki stratejilere ek olarak patentlerle ilgili
staretjik kararların alındığı bir yönetim şeklidir. Genel manada fikri
mülkiyetler, özelde patentler, şirketin temel stratejileri içinde ele alınmaktadır.
Patentler, büyük oranda tekelci amaçlarla üçüncü kişilere karşı engelleyici bir
araç olarak kullanılmaya devam edilmekle birlikte, gelir getiren stratejik
öneme
sahip
varlıklar
haline
gelmektedirler.
Diğer
bir
ifadeyle,
korumacı/engelleyici amaçlı kullanımların (pasif patent stratejisi) yerini hızla
lisans vb. patent portföy yönetimi uygulamaları (aktif patent stratejileri)
almaktadır.
Tezimizin bu bölümünde, karar alıcılar için önemli bir yardımcı yönetim aracı
olan
patent
değerlemelerinin
kullanım
alanları,
bazı
alanlardaki
uygulamalardan örnekler verilerek anlatılacaktır. Ardından ülkemizin söz
konusu alanlardaki uygulamalar açısından nerede olduğu mevcut durumdan
örnekler verilerek tartışılacaktır. Tüm bunlar yapılırken, patent değerlemesi ile
ilgili mevcut durum ve uygulamalarda karşılaşılan zorluklar ve yapılması
gerekenler anlatılacaktır.
3.1. PATENT DEĞERLEMELERİNİN KULLANIM ALANLARI
Patent sayıları ve patentlerin stratejik kullanımlarındaki artışla birlikte, patent
değerlemesi de önemli hale gelmiştir. Zira sahip olunan bir varlıkla ilgili doğru
iş kararlarının alınabilmesi için öncelikle değerinin bilinmesi gerekmektedir.
Sir William Thompson, Lord Kelvin’in (1824-1907) de söylediği gibi:
“Hakkında konuşulan şeyin ölçülüp, rakamsal olarak değerinin ifade edilmesi,
o şey hakkında bir şeyler bilindiğini gösterir. Aksi taktirde, o şey hakkında
yetersiz bir bilgiye sahipsiniz demektir.” Değerleme, söz konusu patent
hakkındaki bilgimizin artmasını ve farklı disiplinler için ortak metotlar
geliştirilerek söz konusu patentin ticari, yasal ve finansal yönlerinin daha iyi
tanımlanmasını sağlamaktadır.
76
Mevcut patent korumasının sahip olunan ürünün korunması için yeterli olup
olmadığı, sahip olunan patentin rakiplere karşı kullanılacak kadar güçlü olup
olmadığı, lisans geliri getirme potansiyeline sahip olup olmadığı, yapılan
patent
başvurusunun
devam
ettirilip
ettirilmeyeceği,
yeni
patent
başvurularının yapılıp yapılmayacağı, firma değerinin ne kadarının patent
portföyünden kaynaklanmakta olduğu ve rakip firmanın sahip olduğu patentin
ne kadar kaliteli olduğu gibi birçok önemli kararda patent değerlemesi önemli
bir rol oynamaktadır.
3.1.1. Teknoloji Transferi
Patent değerlemelerine en sık rastlanan uygulama alanlarının başında
teknoloji transferleri gelmektedir. Patent lisans ve devir anlaşmaları, patent
odaklı şirket ortaklıkları ile şirket birleşme ve alımlarını içine alan teknoloji
transferlerinde son yıllarda önemli artışlar gerçekleşmektedir.
Hak sahiplerince kullanılmadığı halde, başka firmalar için önemli olan
patentlere sıklıkla rastlanmaktadır. Bunun yanında, hak sahiplerinin faaliyet
alanı dışındaki pazar veya sektörlerde de patentlerin kullanım imkanları
olabilmektedir. Patent lisans ve devirlerinin hak sahibinin rekabetçi
pozisyonuna zarar vermeyeceği yukarıda bahsedilen durumlarda, patentler
için lisans ve devir işlemleri gerçekleşebilmektedir.163 Sadece ABD’deki
patent lisans gelirlerinin 1990-1998 yılları arasında 15 milyar dolardan 100
milyar dolara çıktığı (Rivette ve Kline, 2000)164, 2003 yılında Almanya’da
uluslararası lisanslamadan elde edilen gelirin 1990 yılı rakamlarının 2 katına
163
Birkaç çeşit patent lisansından bahsetmek mümkündür. İç lisans, dışarıdan alınan patent
kullanım hakkını; dış lisans, dışarıya lisans vermeyi; karşılıklı lisans da her iki (iç ve dış)
lisans türünü aynı anda gerçekleştirmeyi ifade etmektedir. Karşılıklı lisanslar genelde patente
konu teknolojik alanda hareket özgürlüğü elde etmek ve tamamlayıcı teknoloji temini için
tercih edilmektedir.
164
EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic
Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation; Background and Issues”, 30 June-1 July
2005, Berlin, s. 20
77
ulaşarak 2,4 milyar Euroyu bulduğu165 ve bazı büyük firmaların tek başlarına
patent lisanslarından elde ettikleri gelirlerin milyar dolarlara ulaştığı 166 göz
önüne alınacak olursa, patent lisans ve devirlerinin teknoloji transferi içindeki
yeri anlaşılmaktadır.
Patent değerlemelerinin ilgili olduğu bir diğer teknoloji transfer türü de şirket
ortaklıklarıdır. Özellikle 1990’ların başından itibaren stratejik ortaklıklar
çağına girilmiş bulunulmaktadır. Başarılı şirketlerin yıllık raporlarına ya da
yöneticilerinin yaptıkları açıklamalara dikkat edilecek olursa, bu şirketlerde
patent
kullanımı
konusuna
odaklı
ortaklıkların
yoğun
olduğu
göze
çarpmaktadır.167 Patent odaklı ortaklıkların oluşmasında ana etkenlerden biri
AR-GE maliyetleridir. Büyük sanayi kuruluşlarının dahi AR-GE harcamalarını
kısma ihtiyacı hissettiği bir ortamda,168 şirketlerin yönetim stratejilerini çok
dikkatli olarak belirlemeleri gerekmektedir. Yeni bir ürünün piyasaya
sürülmesinin
milyonlarca
başarısızlıkla
karşılaşılması
doları
bulduğu
halinde
hızlı
yaşanacak
gelişen
iflas
vb.
piyasalarda
durumlar,
ortaklıklarla yatırım riski paylaşımını zorunlu kılmaktadır. Şirketlerin yüksek
maliyetli AR-GE harcamalarının altından kalkabilmek amacıyla geliştirdikleri
stratejilerden biri ortak AR-GE çalışmalarıdır. PatVal-EU anketi, Avrupa
patentlerinin yaklaşık %21’inin, büyük şirketlerin patentlerinin de yaklaşık
yarısının (%49.79) farklı tarafların ortak çalışması sonucu ortaya çıktığını
göstermektedir.169
165
Schlögl, H.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an
Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin
166
Bunlardan biri olan IBM firmasının 1998-2005 yılları arası 5800 patent ailesinden elde
ettiği yıllık lisans geliri 1.5 milyar dolar (patent ailesi başına düşen ortalama gelir 250,000
dolar civarında) olarak gerçekleşmiştir. (Wurzer, A. J.; EPO, BMWA, OECD; “International
Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and
Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin)
167
Bugün şirketler arasında yaşanan ortaklıklarda sahip olunan nakit ya da maddi
varlıklardan ziyade, gayri maddi varlıklar ve özellikle de patentler önemli rol oynamaktadır.
168
Ernst and Young’s tarafından hazırlanan 2003 Avrupa Biyoteknoloji Raporu’na göre,
Avrupalı biyoteknoloji şirketlerinin AR-GE yatırımları 2000 yılında 6.7 milyar Euro iken, bu
rakam 2002’de 1.2 milyar Euro’ya gerilemiştir. Aynı raporda, halka açık şirketlerin AR-GE
harcamalarında %18, genel sanayininkinde ise %6 oranında bir düşüşün yaşandığı
belirtilmektedir. (Taplin, R. (Editor); a.g.e., s.80)
169
European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005, s.
50-55
78
Ortaklıkların artmasında AR-GE maliyetleri ve risklerin paylaşımı dışındaki bir
diğer saik de kompleks hale gelen ürünlerin, farklı teknoloji alanlarından
uzmanlıkları gerekli kılmaya başlamasıdır. Tek başına bir şirket nadiren farklı
alanlardaki uzmanlıkları bünyesinde bulundurabilmektedir. Ayrıca, uzun
soluklu teknoloji geliştirme sürecinde yakalanan birçok fırsatın, şirketlerin
kendi kaynaklarını kullanmada ısrar etmelerinden dolayı kaçırıldığı ve
teknoloji yarışında geri kalındığı görülmektedir. Bu nedenle, ortaklıklar zaman
tasarrufu için de gerekli hale gelmiştir. Tüm bunlara ek olarak, patent
sahipleri lisans verdikleri teknolojilerin yeni buluşlara neden olarak yeni iş
imkanları yarattığının farkına vardıkça, patent ömrü ile sınırlı bir süre için
verilen küçük telif miktarlarına razı olmamaya başlamışlardır. Bu nedenle,
patent sahipleri buluşları sayesinde ulaşılan sonraki nesil geliştirilmiş
ürünlerle uzun dönem faydalardan da yararlanabilmek adına, ortaklık
imkanlarını zorlamaktadırlar.
Şirket ortaklıklarında olduğu gibi, iş dünyasında yaşanan şirket birleşmeleri
ve devralmalarında da daha çok sahip olunan maddi olmayan varlıklar etkili
olduğundan,
patent
değerlemelerine
bu
konuda
da
sıklıkla
ihtiyaç
duyulmaktadır. 2002 yılında ABD’de gerçekleşen 7300’den fazla satın alma
ve birleşme işleminden 2800 kadarında söz konusu işlemlerin gerçekleşen
fiyatları açıklanmıştır.170 Açıklanan işlemlerde gerçekleşen toplam 440,7
milyon dolarlık tutarın önemli bir kısmının teknoloji satın alma amacıyla
yapıldığını söylemek mümkündür.171
Yukarıda sayılan ve sayılmayan nedenlerle, her geçen gün büyüyen teknoloji
transfer piyasası için patent değerlemesi önemli hale gelmiştir. Lisans ve
devir görüşmelerine hangi fiyatlardan girileceğine karar vermek, ortaklıklarda
ilgili olunan alana ait gelecek vadeden konuları tespit etmek ve bu konulara
yatırım yapmak, geliştirilen bir teknoloji için patent başvurusu yapıp
yapmama gibi stratejileri belirlemek, bir araya gelen tarafların karşılıklı
170
Gerçekleşen işlemlerin açıklanmama nedeni, işleme konu olan teknoloji varlıklarının
stratejik önemidir.
171
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 23
79
sahipliklerini tespit etmek, birleşme ve alımlar öncesi sahip olunan varlıkları
değerlendirmek
vb.
amaçlarla
duyulmaktadır.
Patent
patent
değerlemeleri
değerlerinin
sayesinde,
tespitine
teknoloji
ihtiyaç
transfer
görüşmelerinde tarafların üzerinde anlaşacakları fiyata daha kolay ulaşmaları
mümkün olmakta ve işlemler hızlanmaktadır.
Teknoloji transferleri için gerçekleştirilen patent değerlemeleri çoğunlukla
üçüncü parti aracı kurumlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Teknoloji
transferlerinde işleme konu patentle sağlanması beklenen gelecek ekonomik
faydalar esas alındığı için, bu amaçla gerçekleştirilen değerlemelerde
çoğunlukla gelir metotları kullanılmaktadır. 1997 yılında Degnan ve Horton’un
lisanslarla ilgili yaptıkları ankete göre, teknoloji transferleri içinde en önemli
yere sahip olan lisanslama işlemlerinin %25’inde, pratik kuralın (%25 kuralı)
görüşmelere başlanırken kullanıldığı tespit edilmiştir.172
3.1.2. Finansman Temini
Patentli teknolojileri temel alan yeni kurulan firmalar173, ürünlerini geliştirip
pazarlayacak kaynaklara sahip olmayan küçük şirketler ile biyoteknoloji, yarı
iletkenler ve kimya gibi araştırma-geliştirme maliyetlerinin çok yüksek olduğu
sektörlerdeki şirketler için finansman temini hayati öneme sahip hale
gelmiştir. Zira, söz konusu şirketlerin yararlanabileceği risk sermayesi
yatırımları, banka kredileri vb. finansman kaynakları gittikçe azalmakta ve bu
172
a.g.e., s. 113-114
Son dönemde yapılan çalışmalar, literatürde “start-ups” veya “spin-offs” olarak
adlandırılan teknoloji temelli yeni firmaların kuruluşunda patentlerin rolünün arttığını
göstermektedir. Küçük, belli bir alanda uzmanlaşmış, yenilikçi firmaların kuruluşu istihdam ve
ekonomik performansın artışında önemli bir etki yaratmaktadır. PatVal-EU anketine göre,
Avrupa patentlerinin %5.13’ü yeni firma doğuşuna neden olmaktadır. AUTM tarafından
düzenlenen, üniversite kaynaklı şirketlerin araştırıldığı bir ankete göre, 1999 yılında Kuzey
Amerika’da üniversitelerdeki araştırmalar neticesinde 344 yeni şirket kurulmuştur. Aynı yıl
470 tane de yeni ürün pazara girmiştir. Ayrıca, üniversite teknoloji transferleri ile doğrudan ve
dolaylı olarak 270.900 kişiye istihdam yaratılarak, 40,9 milyar dolarlık bir ekonomik etki
oluşturulmuştur. Tüm bunlara 5 milyarlık vergi gelirini eklersek, üniversitelerde
gerçekleştirilen buluşlarla kurulan firmaların önemi daha iyi anlaşılacaktır. (Taplin, R.
(Editor); a.g.e., 2004, s.27)
173
80
kaynaklardan pay kapma yarışı hızlanmaktadır.174 Söz konusu rekabet
ortamında, patent sahibi şirketler diğerlerine göre yarışa birkaç adım önde
başlamaktadırlar. Zira bankalar sahip oldukları gayri maddi varlıklar
ölçüsünde şirketlere güven duymaktadırlar. Aynı şekilde, risk sermayedarları
aldıkları yatırım kararlarında en önemli faktör olarak yüksek değerli patentleri
görmektedirler.175 Dolayısıyla, finansman temininde patent değerlemelerine
ihtiyaç duyulmaktadır.
Patentli teknolojiler için finansman temini yollarından biri olan banka kredileri
konusunda bazı ülkelerde bir uygulama dikkati çekmektedir. Bu uygulamada,
finansman ihtiyacı olan bir patent sahibi, bankadan alacağı kredi için sahip
olduğu patenti teminat olarak gösterebilmektedir. Ancak, söz konusu patentin
teminat olarak kabul edilmesi için değerinin tespiti gerekmektedir.
Patentlerin teminat olarak kabul edildiği ülkelerden biri olan Japonya’da
devlete ait Japon Kalkınma Bankası176 1995 yılında uygulamaya başladığı bu
sistemle 10 yıllık süreç içinde 250 girişimci şirkete finansman sağlamıştır. Bu
sistemde, teminat miktarının belirlenmesi için yapılan değerlemede, gelir
(İNA) metodu kullanılmakta, yani söz konusu patentle elde edilecek gelirin
bugünkü değeri hesaplanmaktadır.177 Yine Japonya’da birkaç banka KOBİ’ler
için verdikleri banka kredilerinde sahip olunan patentleri teminat olarak kabul
etmeye başlamışlardır. Japonya’da bazı finans şirketleri de fikri mülkiyet
temelli bazı güvence sistemleri geliştirmektedirler.178 Almanya’da Ulusal
Finansal Denetleme Otoritesi179 finansman için teminat olarak tek başına
patentlerin
kabul
edilmesi
konusunda
bankalara
teklif
sunmuştur.
Almanya’daki bazı bankalar teminat sistemi için patentleri daha sistematik
174
Özellikle, yeni kurulan teknoloji temelli küçük şirketlerin yöneticileri büyük şirketler ile
rekabet ve finansman temini için en önemli araç olarak patentleri görmektedir.
(http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/fk_biotec.htm, http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/eat_set.htm)
175
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 8
The Development Bank of Japan
177
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 5
178
Schlögl, H.; 30 June-1 July 2005
179
Federal Financial Supervisory Authority (BaFin)
176
81
olarak değerleyecek yeni yöntemler kullanmaya başlamıştır. Ancak, henüz bu
konuda hizmet sunan birkaç tane özel değerleme şirketi mevcuttur.180
Finans kuruluşları genelde, teminat miktarlarının belirlenmesi için yapılan
patent değerlemelerinde hesaplanan değerleri yüksek ve az güvenilir
bulduklarından bu sisteme karşı isteksizdirler. Örneğin, Avrupa’da 50 ticari
bankaya yapılan bir ankette (EC, 2000), özellikle yeni teknoloji temelli küçük
firmalara, sahip oldukları gayri maddi varlıkları teminat kabul ederek düzenli
şekilde finansman sağlayan hiçbir banka bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu
sistemin yaygınlaşması, gelişmiş patent değerleme tekniklerinin kullanımını
gerekli kılmaktadır.
Banka kredileri yanında risk sermayelerinden yararlanabilmenin yolu da yine
patent
değerlemelerinden
geçmektedir.
Özellikle
teknolojik
buluşların
finansmanında bankalardan da önce rol almakta olan risk sermayesi sistemi,
2000’li yılların başında tüm dünyada 100 milyar dolarlık dev bir sektör haline
gelmiş ve birçok dünya devi şirketin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Son
yıllarda gerçekleşen büyük buluşların çoğunun hayat bulmasını sağlayan risk
sermayesinin
gelişimi
için
ülkeler
kendi
fonlarını
yaratmaya
çalışmaktadırlar.181
Risk
sermayesi
finansörleri
değerlemelerde
genellikle
nicel
metod
kullanmamaktadırlar. Şirketi genel olarak değerlemeyi ve patentleri de bu
değerleme içinde ele almayı tercih etmektedirler.182
Patent değerlemelerini ilgilendiren bir diğer finansman temini yöntemi de “sat
ve geri kirala”183 yöntemidir. Özsermaye ile karı kısa vadede yükseltmek için
özellikle gayrimenkul piyasasında sıklıkla kullanılan bu yöntemde, leasing
180
Scheffer, G. V., Zieger, M.; “International Conference on Intellectual Property as an
Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin
181
Ablak, E.; “Fikri olup parası olmayanlarla, parlak fikirlere yatırım yapmak isteyenler için
girişim sermayesi”, 15 Ekim 2007, (www.bilgicagi.com)
182
Köllner, M.; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key
Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June - 1 July 2005, Berlin
183
Sale-and-Leaseback
82
firmaları veya bankalar hak sahiplerinden sahip oldukları patentleri satın
aldıktan sonra bu patentleri sahiplerine inhisari olarak lisanslamaktadır.
Böylece, hak sahibi patent satışı ile kar ve özsermayesini hemen artırırken,
lisans ödemeleri yıllara dağıtılmış olmaktadır. Bu sistem, patentlerin teminat
olarak kullanılarak banka kredisi alma yönteminden daha avantajlıdır. Zira,
patent teminatı ile alınan kredilerde gerçekleşen ödeme, bilançoda borç
olarak
görünürken,
bu
sistemde
gerçekleşen
ödeme
özsermayeye
yansımaktadır. Dolayısıyla, sat ve geri kirala sistemiyle şirketler daha iyi bir
sermaye yapısına sahip olmaktadırlar.184
3.1.3. Sigortacılık Uygulamaları
Son dönemlerde ABD’de Sigorta ve Risk Yöneticileri (AIRMIC) gibi
kurumların yaptığı anketler, şirketlerin en büyük korkularının yakın bir
geçmişte yangın vb. durumlarla ilgiliyken, şimdilerde gayri maddi varlıklarıyla
ilgili hale geldiğini göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, gayri maddi varlıklar
özellikle de patentlerle ilgili riskler, firmaların risk yönetimlerinde öncelikli hale
gelmektedir. Bir örnek vermek gerekirse, şirketleri ciddi anlamda sarsan
yüzlerce dava yanında, sadece ABD’de 100 milyon doları bulan kararların
alındığı patent dava sayısı otuzu bulmuştur.185 Bu durum firmaları, potansiyel
olarak kırılgan ve büyük önem taşıyan bir varlık haline gelen patentleri
konusunda yeni tedbirler almaya itmektedir. Bu tedbirlerden biri de
sigortalamadır.
KOBİler özellikle büyük firmalar tarafından patentlerine tecavüz edildiği
durumlarda açtıkları davalarda veya tecavüz eden taraf olarak yüksek zarar
tazminatları ile karşı karşıya kaldıklarında veya patentleriyle ilgili açılan
hükümsüzlük davalarında büyük risklerle karşılaşmaktadırlar. Söz konusu
finansal riskleri teminat ödemeleri ile düşürmek için patent sigortalama
sistemi geliştirilmiştir.
184
185
Omland, N.; a.g.s., June 14 2007
Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.74, 80
83
Patent sigortalamasında da patent değerlemesi önemli roller üstlenmektedir.
Patent
sigortaları
genelde
ciro
ya
da
patent
sayısına
göre
hesaplanmaktadır.186 Bunun yanında, gelecekte gerçekleşecek satışlara ya
da patent için yapılan AR-GE veya diğer finansal yatırımlara göre de
hesaplanabilmektedir. Değerin AR-GE veya finansal yatırımlara göre
belirlenmesi halinde, yapılan gerçek yatırım miktarı sigortalanabildiği gibi,
duruma göre patentle elde edilmesi beklenen telif veya özsermaye miktarı da
sigortalanabilmektedir.
Gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarda sigortacılar, sigortalama işleminden önce
değerleme uzmanlarıyla birlikte patentin değerine karar vermektedirler. Kayıp
sonrası
anlaşmazlıkları
önlemek
için
hesaplanan
değerler
sigorta
kontratlarında belirtilmektedir. Sigorta kontratlarında genel bir uygulama
olarak, sigortalanacak varlık üzerinde patentli teknoloji dışında başka fikri
mülkiyetler de var ise, bunların değeri de ayrı ayrı belirtilmektedir.
ABD’de Birinci Parti Sigortası Politikası187 aynen maddi varlıkların yangına
karşı
sigortalanması
gibi
şirketlere
patentlerini
sigortalama
fırsatı
vermektedir. Şirketler sahip oldukları patentlerin kalite ve genişliğine göre
tamamını sigortalayabilmektedirler. Ancak, daha çok stratejik öneme sahip
seçilmiş bir patent portföyünün sigortalanması tercih edilmektedir.
Patentlerin sigortalanması sayesinde, patentten elde edilecek gelirin veya
patente yapılan yatırımın korunması sağlanmakta, patentle ilgili risklerden
dolayı yaşanan değer düşüklüklerinden kurtulmak mümkün olmaktadır.
Ayrıca, sigortalama sürecindeki yasal ve finansal denetimlerin varlığı ile
sigorta
uzmanlarının
raporları,
finansörlere
söz
konusu
patentlere
yapacakları yatırımlar için güven vermektedir. Böylece, risk sermayesi ya da
banka kredileriyle finansman temini kolay hale gelmektedir.
186
187
Omland, N.; a.g.s., June 14 2007
First-party insurance
84
Sigortalama amacıyla patentin değerinin tespitinde de, diğer durumlarda
yapılan değerlemelerde olduğu gibi, tüm tarafları tatmin edecek standart bir
metot mevcut değildir. Dolayısıyla, patentler için sigorta uygulamalarında
değerlemeyle ilgili alınacak çok yol bulunmaktadır. Ancak, patentlerin
karşılaştığı tehditlere çözüm olarak geliştirilen sigortalama uygulamasının
bugün bir sektör haline gelmiş olması, değerleme ile ilgili sorunların çözümü
için bir umut kaynağıdır.
3.1.4. Vergi ve Muhasebe Uygulamaları
Fikri mülkiyetlerin günümüz ticaret hayatının yeni para birimi haline geldiği 188
bilgi ağırlıklı yeni ekonomide şirket değeri, maddi varlıklardan ziyade maddi
olmayan varlıklardan oluşur hale gelmeye başlamıştır. 189 Bu durum, son
yıllarda OECD ülkelerinde fikri varlıklar için yapılan harcamalardaki artışın,
makine ve ekipmanlar için yapılan harcamalardaki artıştan fazla olduğunu
gösteren Şekil 3.1’de açık şekilde görülmektedir.190
188
Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s. 58
US Federal Reserve Board uzmanlarının tahminlerine göre, 1990’ların sonlarında ABD’de
fikri varlıklara yapılan yatırım yaklaşık 800 milyar dolar olup, maddi varlıklara yapılan
yatırımla yaklaşık aynı değerdeydi. Günümüzde ise, ABD’de fikri varlıklara yapılan yıllık
yatırımlar 1 trilyon doları bulmaktadır.
190
Bonturi, M.; a.g.m., February 2007, s. 2
189
85
Kaynak: OECD (2005), Science, Technology and Industry Scoreboard
Şekil 3.1: 1994-2002 Yılları Arasında Bilgi ve Makine/Ekipmanlar için Yapılan
Yatırımlar ve Artış Oranları
Buradan da anlaşılacağı gibi, gayri maddi varlıklar özellikle de patentlerin
değerleri şirketlerin bilançolarının önemli bir bölümünü teşkil eder hale
gelmektedir. Bu nedenle, sahip olunan patentlerle ilgili vergi ve muhasebe
uygulamaları tüm dünyada önemli hale gelmiştir.
3.1.4.1. Muhasebe Uygulamaları
Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu’na191 (FASB) göre, bir
şeyin varlık olarak finansal raporlarda gösterilebilmesi için bazı şartları
sağlaması gerekmektedir. Öncelikle varlık tanımına uyması yani geçmiş bir
işlem sonucu elde edilmesi ve sahibine gelecekte ekonomik fayda getirme
potansiyelinin olması gerekmektedir.192 Ayrıca, ölçülebilir, ilişkili ve güvenilir
191
192
Financial Accounting Standarts Board
FASB (1985), Paragraph 25, SFAC No.6, Elements of Financial Statements.
86
olması da gerekmektedir.193 Dolayısıyla, güvenilir bir ölçüm yapılamayan bir
varlık finansal raporlarda gösterilememektedir. Patentler de dahil olmak
üzere, birçok maddi olmayan varlık bu nedenle kayıt dışı kalmaktadır. 194
Muhasebe uygulamalarında, patentlerin değerlemesi, elde ediliş şekline
(firma içinde üretim ya da dışarıdan alma) bağlı olarak yapılmaktadır. 195
Firma içinde yapılan geliştirmelerle ortaya çıktığı durumlarda, patentlere
değerlerinin belirsizliğinden dolayı birkaç muhasebe döneminde geçerli
olacak bir varlık gözüyle bakılmaksızın, AR-GE çalışmalarına yapılan
harcamalar, yapıldığı dönem için yatırım yerine gider olarak işlenmektedir.
Sadece, söz konusu patentler için kolaylıkla bir pazar değerinin bulunabildiği
ya da AR-GE maliyetleri ve patentlerin belli bir projeye atfedilebileceği nadir
durumlarda muhasebeleştirme mümkün olmaktadır.196 Dolayısıyla, bilançolar
oluşturulurken patent değerlemeleri gerçekleştirilememektedir.
Patentler genelde dışarıdan lisans, devir vb. yollarla elde edildiklerinde
bilançolarda gösterilmektedir. Patentlerin bilançodaki gösterimleri değerleri
üzerinden değil, satın alınma fiyatları (geçmiş maliyet rakamları) üzerinden
olmakta ve patent için yapılan ödemeler yatırım olarak ele alınmaktadır. Her
ne kadar patentin geçerli pazar değeri ile satın alma fiyatı işlemin
gerçekleştiği zaman diliminde aynı olarak ele alınabilse bile, zaman geçtikçe
bu iki kavram arasındaki ilişki azalmaktadır. Bilançonun aktifinde yatırım
olarak gösterildiklerinden, diğer yatırımlarda olduğu gibi, yapılan ödemeler
193
FASB (1984), SFAC No.5, Recognition and Measurements in Financial Statements of
Business Enterprises.
194
Fikri mülkiyet sahibi şirketlerle yapılan bir anketin sonucuna göre, ankete katılanların
%41’inin fikri varlıklarının tespit edilen değerlerinin bilançolarında gösterilip
gösterilmediğinden emin olmadığı, %10.3’ünde fikri varlıkların bilançolarda gösterildiği,
%48.7’sinde ise gösterilmediği tespit edilmiştir. (Vosper, R.; “Patents: What Are They
Worth?”, Corporate Legal Times, May 2005, s. 47)
195
Tony Samuel bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Bilançonun amacı ile değerlemede
kullanılan kavramların arasında temel bir fark vardır. Bilançolar geçmiş maliyetleri, fon
kaynaklarını ve bu kaynakların nasıl harcandığını rapor ederler. Bu nedenle, patentler
sadece dışarıdan elde edildikleri durumlarda bilançolarda gösterilmektedir. (Taplin, R.
(Editor); a.g.e., 2004, s. 7)
196
Bazı büyük firmaların yaptığı gibi, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS)
kullanılarak patent üretim maliyetlerinin yatırım olarak ele alınması mümkün olmaktadır.
Ancak, bunun için patentin ekonomik faydalarının açık şekilde ispatı gereklidir.
87
patentin kalan ömrü boyunca amortismana tabi tutulmaktadır. Böylece, her yıl
alış fiyatının belli bir kısmı harcama olarak işlem görmüş olmaktadır.
Patentler sonrasında da değer düşüklüğü için periyodik testlere tabi
tutulmaktadır. Netice olarak, patentlerin dışarıdan alınmaları durumunda da
muhasebe uygulamaları için patent değerlemesi yapılmamakta, alış fiyatı
patentin değeri olarak kabul edilmektedir.
Raporlama ve kontrol amaçlı uygulamalar şirket içi olduğu sürece, istenilen
değerleme metodu kullanılabilmektedir. Ancak, muhasebeleştirme gibi dış
raporlama ve kontrollerin söz konusu olduğu hallerde, çoğu zaman parasal
değeri tespit eden değerlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle,
karmaşık
nitel
değerleme
raporları
muhasebeleştirme
ile
uyumlu
olmamaktadır.
Muhasebe kuralları muhafazakar yapısından pazar değerlerini temel alan
yapıya
doğru
değişmektedir.
Önümüzdeki
günlerin
muhasebe
uygulamalarında maddi olmayan varlıkların değerlemesinin zorunlu standart
bir iş haline geleceği günler olması beklenmektedir. Bu konuda ABD’de bazı
gelişmeler yaşanmaktadır. Yeni yürürlüğe giren “Statement of Financial
Accounting Standard 142, Goodwill and Other Intangible Assets” ile şirket
birleşmeleriyle elde edilen bazı gayri maddi varlıklar için muhasebe
uygulamalarında değişikliğe gidilmiştir.197 2001 yılında FASB alım, satım vb.
ticari faaliyetlere konu bazı maddi olmayan varlıkların raporlamalarıyla ilgili
detaylı yeni düzenlemeler getirmiştir. Söz konusu düzenlemeler, değerleme,
amortisman198, vb. gayri maddi varlıklarla ilgili hükümleri belirlemektedir.199
Bu konudaki bir diğer çalışma200 da 2002 yılında FASB tarafından başlatılan
gayri maddi varlıkların açıklanması ile ilgili olanıdır. Şirket içinde geliştirilen
197
Martin D., Drews, D. C.; a.g.m., October 2006, s. 1
Belirli bir amortisman süresine sahip bu varlıklar artık bilançolarda daha doğru
değerleriyle yer almakta ve periyodik azalma/bozulma testine tabi tutulmaktadır
199
FASB 2001’de SFAS 141 nolu kanun ile, sözleşme ya da diğer yasal yollarla elde
edilmeleri veya elde edilen bir varlıktan ayırt edilebilir olmaları halinde, gayri maddi varlıkların
kaydının şerefiyeden ayrı yapılması zorunluluğunu getirmiştir. Patentler de bu kapsama
girmektedir.
200
Disclosures of Intangible Assets
198
88
maddi olmayan varlık bilgilerinin açıklanmasının arttırılması için standart
geliştirme
konusundaki
bu
çalışma
sonuçlanmadan
gündemden
çıkartılmıştır.201
Muhasebe uygulamaları ve patentlerle ilgili bir diğer sorun da ülkeden ülkeye
değişen standartlardır. Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun202 bir
kolu olan Muhasebe Standartları Kurulu’nun203 homojenizasyon ve ülkeleri
şirket varlıklarını ortak ifadelerle belirtmeleri konusunda teşvik çalışmalarına
rağmen, ülkelerin muhasebe uygulamaları arasında hala önemli farklılıklar
mevcuttur. Mesela, ABD ve İngiltere’de muhasebe kuralları, hissedar ve
yatırımcıları alacakları yatırım kararlarında desteklemek için tam finansal bilgi
sağlama yönündedir. Bu durum, lisans vb. işlemler için uygun ortam
sağlamaktadır. Şirketlerin sermaye yapılarının daha fazla oranda borç
üzerine olduğu Almanya’da ise, finansal ifadeler daha çok borç verenler ve
vergi amaçlı nedenler doğrultusunda düzenlenmektedir. Japonya’da da
benzer durum söz konusu olup, finansal rapor sunumlarında daha geniş bir
özgürlük mevcuttur.
3.1.4.2. Vergi Uygulamaları
Maddi olmayan varlıklar vergi amaçlı uygulamalarda kötü kullanıma maddi
varlıklara nazaran daha açıktır. Mesela, bir patentin değerini olduğundan çok
ya da az göstermek, oturmuş bir piyasası olan bir maddi varlığa göre çok
daha kolaydır. Örneğin; bir şirket devralımında, şirketin değeri sahip olunan
maddi olmayan varlıklara yüksek değer biçilerek olduğundan çok gösterilerek
haksız kazanç elde edilebilmektedir. Diğer yandan, düşük bir değerleme ile
yatırımcılar/hissedarlar da mağdur edilebilmektedir. Bu durum, yetkililerin
şirketlerin maddi olmayan varlıklarını nasıl değerlediklerini daha dikkatli
incelemelerini gerektirmektedir.
201
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June - 1 July 2005, s. 22
International Federation of Accountants
203
International Accounting Standards Board
202
89
Vergi otoriteleri geleneksel olarak duran varlıkların değerleri üzerinden
vergilendirme yapmaktadırlar. Halbuki, bu varlıkların değerlemelerinde
kullanılan metotlar aslında maddi olmayan varlıkları da içerebilmektedir.
Maddi
olmayan
kullanılmasıyla
varlıkların
daha
doğru
değerlerinin
vergilendirmeler
vergi
amaçlı
analizlerde
yapılabilecektir.
Örneğin,
Amerikan Vergi Kanunu, bazı vergi uygulamalarında maddi olmayan
varlıkların değerlemesinin yapılmasını zorunlu kılan hükümlere sahiptir. Söz
konusu uygulamalar, gayri maddi varlıkların bağışı, şirket birleşme ve
devralımları, lisans anlaşmaları ve transfer fiyatlama olarak sayılabilir.
3.1.4.2.1. Patent Bağışı
Patent değerlemelerinin vergi otoritelerini ilgilendiren yanlarından biri vergi
indirimlerinden
yararlanabilmek
kaynaklanmaktadır.
için
yapılan
patent
bağışlarından
ABD’de 1958 yılından bu yana uygulanan patent
bağışları; vergi indirimleri, kullanılmayan patentler ile ilgili maliyetlerden
(yenileme ücretleri ve yönetimsel harcamalardan) kurtulma, itibar kazanma,
gelecekteki muhtemel işbirlikleri adına bağış yapılan tarafla iyi ilişkilerin
geliştirilmesi gibi kurumsal faydalarla birlikte, kullanılmayan patentlerin
kullanılır hale gelmesi gibi sosyal faydalar da sağlamaktadır.
Bazen şirketler AR-GE çalışmaları sonucu ortaya çıkan patentleri şirket
stratejilerine göre gerekli görmemektedir. Hak sahipleri, ticarileşmeleri için ek
geliştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulan kullanılmayan bu patentleri üniversite
ve enstitü gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlara bağışlayarak vergi
indirimlerinden yararlanabilmektedirler. ABD’de patent bağışı 1996 yılında
Dow Chemical şirketinin Case Western Üniversitesi’ne yaptığı bağışa kadar
çok yaygın bir uygulama değilken, bu olaydan sonra yüksek AR-GE
harcamalarına sahip büyük firmalar arasında yaygın hale gelmiştir. 204 Bu
konuda en yakın örneklerden biri, yıllık 1,7 milyar dolar AR-GE yatırımı olan
204
Layton, R., Bloch, P.; “IP Donations: A Policy Review”, International Intellectual Property
Institute, January 2004
90
Amerikan P&G şirketinin Milwaukee Mühendislik Fakültesi’ne yaptığı 40’tan
fazla ulusal (ABD patenti) ve uluslararası patent bağışıdır. 205
ABD’deki patent bağış sisteminde vergi indirimi, patentin değeri kadar
olmaktadır. Bağışlanan patentlere yüksek değerler biçilmesi Dahili Gelir
Servisi206 (IRS) yetkililerini patent bağışları konusuna dikkatle eğilmeye
sevketmektedir. Bağış yapan tarafların değerlemeleri bağımsız şirketlere
yaptırmak zorunda olduğu bu sistemde 2004 yılında yapılan değişiklikle,
değerler bağışlanan patentlerle sağlanan ekonomik faydalar esas alınarak
hesaplanmaya başlanmıştır. Buna göre, bağışlardan kaynaklanan ilk vergi
indirimi, bağış yapanın varlığı kaydettiği defter değeri ile gerçeğe uygun
pazar değerinden, az olanı ile sınırlandırılmıştır. Bağış sahibi bazı
durumlarda, bağıştan sonraki yıllarda söz konusu patentin kullanımı ile elde
edilecek gelirin bir kısmını da vergi indirimine dahil edebilmektedir.
Lisans anlaşmalarında olduğu gibi, patent sahiplerinin bağışlarla ilgili bilgi
verme konusunda istekli olmamalarından dolayı, bu uygulamanın taraflara
sağladığı faydalar hala çok net değildir.
3.1.4.2.2. Şirket Birleşme ve Devralmaları ve Lisans Anlaşmaları
2002 yılı itibariyle Amerika’daki şirketlerin pazar değerlerinin %75’inin,
içerisinde
patentlerin
kaynakladığı207
göz
de
bulunduğu
önüne
maddi
alındığında,
olmayan
şirket
varlıklardan
değerlemelerinin
gerçekleştirildiği şirket birleşme ve devralımları, halka arz veya şirketlere
yapılan yatırımlarda patent değerlemelerinin ne kadar önemli hale geldiği
anlaşılacaktır.
205
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 277
Internal Revenue Service
207
Kaplan, R. S., Norton, D. P.; “Measuring the Strategic Readiness of Intangible Assets.”,
Harvard Business Review, February 2004, s. 52-63
206
91
Daha önce de belirtildiği gibi, patentlerin tek başlarına dışarıdan alınması
durumunda değer, alış fiyatı üzerinden kaydedilmektedir. Ancak varlıkları
arasında patentlerin de bulunduğu şirketlerle ilgili olarak bahsedilen
işlemlerin gerçekleşmesi halinde sorunlar ortaya çıkmaktadır. Söz konusu
işlemlerde gerçekleştirilen şirket değerlemelerinde, bir varlık olarak sahip
olunan patentlerin de göz önünde bulundurulması ve değerlerinin tespit
edilmesi gerekmektedir. Bu değerlemelerde, şirketin bilançosu ile ilgili
olmadıktan sonra, patent değerlemelerinin hangi metotla yapılacağı taraflara
kalmıştır. Çoğunlukla İNA veya lisans örneksemesi metotları kullanılmaktadır.
Şirket değerlemelerinde patentler, alım fiyatı (şirkete ödenen bedel) ile
bilançodaki varlıkların değerlerinin (şirketin net defter değeri) farkı demek
olan şerefiye içinde ele alınmaktadır. Şirket birleşme ve devralımlarında
patent değerlemesinin zorunlu olduğu ülkelerde, hangi metotla değerlemenin
yapılacağı
tartışma
konusudur.
ABD’de
tüm
vergi
amaçlı
yönetim
kararlarında olduğu gibi, birleşme ve devralma kararlarında da %25 kuralı
sıklıkla kullanılmaktadır.208
Halka açık firmaların ilk çıkan hisse senetlerinin209 değeri şirket değeri
üzerinden hesaplanırken bunun içinde patent değeri de olduğundan, patent
değerlemeleri hisse senedi değerine etki etmektedir.210 Bu nedenle, patent
değerlemeleri, sermaye piyasası kurumlarını da ilgilendirmektedir. Ayrıca,
belirlenen
değerden
fazla
fiyata
satılan
hisse
senedi
geliri
de
vergilendirilmekte olduğundan, vergi otoriteleri de bu konuyla yakından
ilgilenmektedir.
Tüm bunlara ek olarak, hemen hemen tüm dünyada, patentlerle ilgili lisans
vb. anlaşmalarla elde edilen gelirler üzerinden vergi alındığından, buralardan
elde edilen gelirlerin belirleyicisi olan patent değerlemeleri vergi otoritelerini
ilgilendirmektedir.
208
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 114-115
Initial Public Offering (IPO)
210
Kamuya açılan şirketlerin ilk çıkan hisse senedi dökümanlarında da bazen değerleme
sonuçları sunulabilmektedir.
209
92
3.1.4.2.3. Transfer Fiyatlama
Özellikle son 20 yılda ulusal ekonomilerin entegre hale gelmesi ve çok uluslu
şirketlerin sayısının artması vergilendirme meselelerini karmaşık hale
getirmiştir. Bu meseleler transfer fiyatlama konusu altında incelenmekte ve
uygulanmaktadır.
ülkelerdeki
Transfer
iştirakleriyle
fiyatlaması,
uluslararası
gerçekleştirdikleri
işlemlerde
şirketlerin
serbest
farklı
piyasa
değerinden farklı fiyatlandırmalar yaparak elde ettikleri karları (iştirakin ya da
merkezin bulunduğu ülkede) vergiden muaf kılmak ya da karın kurumlar
vergisi düşük olan ülkelere aktarılmasıyla vergi yükünü azaltmak için
başvurdukları bir uygulamadır.211
Patentler için ülkeler arası yapılan ödemeler, ödeme yapan için vergi
düşürümüne, ödeme yapılan için ise
vergilendirilebilir gelire neden
olmaktadır. Bu tür işlemlerin vergiden kurtulmak için aynı şirketin farklı
ülkelerdeki iştirakleri arasında gerçekleştirilmesi durumlarında, suiistimal
edilip
edilmediğinin
kontrolü
için
vergi
otoritelerinin
daha
hassas
davranmaları gerekmektedir.
Patent değerlemelerinin transfer fiyatlamaları ile ilişkisi, transfere konu olan
patente emsal bedel bulabilmek için gerçekleştirilen karşılaştırılabilirlik
analizinden gelmektedir. Transfer fiyatlaması konusunda OECD tarafından
yayımlanan kılavuzun212 VI. Kısmı C bendinde emsal bedel prensipleri
anlatılmaktadır. Transfer fiyatlamalarında pazar fiyatlarının esas alınması
gerektiği
düşünüldüğünden,
değerlemelerde
genelde
benzer
lisans
karşılaştırması metodu kullanılmaktadır.213 1. Dünya Savaşı’ndan beri
transfer fiyatlama ile ilgili vergi yasaları bulunan ABD’de214 ise, konuyla ilgili
211
Uyanık, N. K.; “Transfer Fiyatlandırma”, Türmob Yayınları, s. 11-12
OECD; “Transfer Pricing Guidelines for Multinational Enterprises and Tax
Administrations”, s. 1996
213
Omland, N.; a.g.s., June 14, 2007
214
Bugünkü halini 1968’de “Internal Revenue Code” yasasının 482 nolu kısmı ile almaya
başlayan yasada 1986’daki Vergi Reformu Kanunu (Tax Reform Act) ile değişiklik
212
93
düzenlemeler daha geniş olup, OECD kılavuzuna göre bazı farklılıklar
içermektedir.215 482 nolu yasaya göre gayri maddi varlıkların transfer
fiyatlarının belirlenmesinde başlıca dört metottan birinin kullanılması
gerekmektedir.216
Karşılaştırılabilir Kontrol Edilemez İşlem Metodu217: Bu metot, kontrol
edilebilir bir işlem için fiyat belirlemek adına, birbiriyle ilgili olmayan (kontrol
edilemez) iki taraf arasında benzer bir patent için gerçekleşen bir işlemde
belirlenen fiyatın esas alınması ilkesine dayanmaktadır. 482 nolu yasada bu
metodun açıklaması için şöyle bir örnek verilmektedir: “FP isimli yabancı bir
firma ABD’deki tali şirketi USSub’a X ürününü üretebilmek için patentli bir
teknolojiyi lisans vermiştir. Bunun için USSub şirketi FP’ye satışların %3’ü
kadar telif ödemektedir. FP daha önce aynı teknolojiyi başka bir şirkete lisans
vermemiştir. Ancak, pazarda X’e benzer birçok ürün için kontrol edilemez
taraflar arasında transferler gerçekleşmiştir. SEC218’in veritabanından, söz
konusu işlemle aynı yılda gerçekleşmiş benzer ürünler için yapılan 40 adet
lisans anlaşması tespit edilmiştir. Bunların da 25 tanesinin X ile aynı teknik
detaya sahip ürün için gerçekleştiği fakat sadece 15 tanesinin söz konusu
kontrol
edilebilir
işlemdeki
sözleşme
hükümleriyle
benzer
nitelikler
(gerçekleşme yeri, patentli teknolojiler için, teknik destek gerekliliği, benzer
süreler için vb.) taşıdığı tespit edilmiştir. Benzer nitelikli 15 lisans
anlaşmasında telif oranlarının %1 ile %3 arasında değiştiği, bu anlaşmalara
konu ürün ile X ürünü arasında belirlenmemiş malzeme farklılıkları olma
ihtimaline
binaen,
telif
oranlarının
medyanının
alınması
gerektiği
düşünülmüştür. Böylece, iki şirket arasında belirlenen %3’lük oranın %2
olarak değişmesi gerektiğine karar verilmiştir.”
yapılmıştır. Buna göre, gayri maddi varlık için yapılan ödemenin bu varlık ile elde edilecek
gelirle orantılı olması zorunluluğu getirilmiştir. Kongre yüksek kar marjlı maddi olmayan
varlıkların transferi konusuna dikkatle eğilmeye başlamıştır. Bu yasanın uygulayıcısı olan
IRS vergi ödeyenlerin transfer fiyatlamaları ile ilgili nadiren dokümantasyon tuttukları ve çoğu
zaman da transfer fiyatlamayla ilgili bilgilere ulaşımı geciktirme veya engellemeye
çalıştıklarını tespit etmiştir. Bunun üzerine, IRS 1988‘de White Paper adı altında yasa
değişikliği teklifi hazırlamıştır. Yasa son halini 1 Temmuz 1994’te almıştır.
215
Uyanık, N. K.; a.g.e., s. 172
216
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 339-342
217
Comparable Uncontrolled Transaction - CUT
218
U.S. Securities and Exchange Commission
94
Karşılaştırılabilir Kar Metodu219: Bir önceki metoda benzer şekilde, aynı
sektörde, benzer dönemlerde, benzer telif oranları ile transfer gerçekleştirilen
bir örnek bulunur. Bu örnek tali şirketin karının test edilen tali şirketin karına
yakın olması halinde, test edilen için gerçekleşen transfer fiyatı kabul
edilmektedir. Bu yöntemi uygulayabilmek için gerekli şartların sağlanması bir
önceki yöntemden daha kolay olmamaktadır.
Kar Bölüşümü Metodu220: Diğer metotlara göre daha zor ancak daha
gerçekçi olan bu yöntemde, “patentler ve tarafların işlem için sağladığı
fonksiyonların değeri nedir?” ve “karşılaştıkları risklere göre, taraflara
sağlanacak kazanımlar nelerdir?” sorularına cevap aranmaktadır. Bu sorulara
verilecek cevaplar uygun bir transfer fiyatının bulunmasını sağlamaktadır.
Ancak cevaplar vergi otoritelerince şüpheyle bakılan vergi ödeyenler ve
pazar bilgilerine dayandığından, ABD’de pek kullanılmamaktadır. Buna
rağmen, Japonya gibi başka bazı ülkelerde ise, transfer fiyatlamaları için ana
metot olarak uygulanmaktadır.
Belirlenmemiş Metotlar221: Bu kategori yukarıda anlatılanlar dışında tüm
uygun olabilecek metotları kapsamaktadır.
3.1.5. Dava ve Anlaşmazlıklar, İcra, İflas, Haciz Durumları
Dünya genelinde patentlere olan ilginin ve patentlerin aktif kullanımının
artışına paralel olarak, patentlerle ilgili dava, anlaşmazlık, icra, iflas ve haciz
gibi durumların sayısında da bir artış gözlenmektedir.
Patentlerle ilgili anlaşmazlıklardan biri olan patent tecavüz davalarında
özellikle gelişmiş ülkelerde son yıllarda önemli artışlar yaşanmıştır. Bu
219
Comparable Profits Method
Profit Split Method
221
Unspecified Methods
220
95
nedenle, sınai mülkiyet sisteminin önemli unsurlarından biri olan ve bu
konuyla ilgili mevzuatın uygulanmasında karşılaşılan anlaşmazlıkların
çözümü
ile
Bahsedilen
ilgilenen
önemi
ihtisas
gösterir
mahkemelerinin
nitelikte
önemi de
Japonya’dan
bir
artmaktadır.
örnek
vermek
mümkündür. 1 Nisan 2005‘te Tokyo Yüksek Mahkemesi bünyesinde patent
ile ilgili bölge mahkemelerinde alınan kararların temyizi için Fikri Mülkiyet
Yüksek Mahkemesi222 kurulmuştur. ABD’de ise 1982’de kurulan Federal
İstinaf Mahkemeleri223 patent tecavüzleri konusunda daha etkili bir sistem için
yeniden organize edilmiş224 ve verilen tazminat kararları geçmiştekilere göre
çok daha ağırlaştırılarak kasıtlı tecavüzler riskli hale getirilmiştir. Bu sayede,
ülke genelinde patent değerleri yükselmiş, lisans işlemlerinin sayısı ve telif
gelirlerinde de artış yaşanmıştır.
Patent değerlemelerini yakından ilgilendiren patent tecavüz davalarıyla ilgili
iki tür maliyet söz konusudur. Bunlardan biri vekalet ve dava hazırlık
masrafları gibi harcamaları içeren ve her iki taraf için de söz konusu olan
dava maliyetleridir. Diğer dava türlerine göre, patent (tecavüz) davalarının
dava maliyetleri daha yüksek olarak gerçekleşmektedir. ABD’de 1 milyon
dolardan az tazminat riski olan davaların dava maliyetleri 500.000 doları
bulurken, 25 milyon dolar riskli davalarda bu maliyet 4-5 katına çıkmaktadır.
Hatta dava maliyetlerinin 100 milyon dolara kadar çıktığı örnekler
mevcuttur.225 Bir diğer istatistiğe göre, ABD’de ortalama patent davası
maliyeti 1,5-2 milyon dolar, İngiltere ve Japonya’da ise yarım ile 1 milyon
dolar civarındadır. Patent davalarıyla ilgili diğer maliyet de, mahkeme
tarafından tecavüz eden tarafa verilen zarar tazminatlarıdır. ABD’de patent
tecavüz davalarında karara bağlanan yıllık zarar tazmini 15 milyon doları
aşmaktadır.226
222
IP High Court
Court of Appeals for the Federal Circuit
224
Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.26
225
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 27
226
Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.61
223
96
Gerek patent dava maliyetleri, gerekse tazminat miktarları, davalara konu
patentlerin değerleri ile yakından ilgili olduğundan, patent değerlemeleri
patent tecavüz davalarında önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, ABD’de
patent
tecavüz
davalarına
bakan
mahkemelerde227
alınan
tazminat
kararlarında patent değerlemeleri kullanılmaktadır. Zarar tazminatlarının
hesaplanması için kullanılan metotlar her ülkede o ülkenin kanunlarına göre
belirlenmektedir. Örneğin, ABD mahkemeleri patentlerle ilgili davalarda
(tecavüz, iflas, hak kaybı vb.) telif oranı tespiti için temel olarak pratik kuralı
(%25 kuralı) kullanırken,228 Alman mahkemeleri, ispatlanmış ciro ya da fiyat
düşüklükleri kullanılarak beklenen karın hesaplanması ile benzer lisans
karşılaştırması (tecavüz eden hak sahibinden lisans alsaydı ödeyeceği miktar
ve faizi) olmak üzere iki metodu kullanmaktadır. 229
Genelde patent tecavüzleriyle ilgili olan, ancak yukarıda bahsedildiği gibi
mahkemelere
intikal
etmeden,
uyuşmazlıkların
çözümünde
giderek
yaygınlaşan alternatif uyuşmazlık çözümü (Alternative Dispute Resolution)230
veya tarafların kendi aralarında çözdükleri anlaşmazlıklar da gelişmiş
ülkelerde sık rastlanan durumlardandır. Patentlerle ilgili anlaşmazlıkların
%95’ini oluşturan mahkeme kararı dışında (mahkeme öncesi ya da
esnasında) çözüme kavuşturulan bu tür anlaşmazlıklar için de patent
değerlemeleri önem arzetmektedir.
Ayrıca, şirket iflası gibi durumlarda geriye kalan en değerli varlıklar genelde
gayri maddi varlıklar - özellikle de patentler - olduğundan, şirketin tüm
varlıklarının değerinin belirlenmesi, hazırlanan yeniden yapılanma planlarının
muhtemel sonuçlarının etkisinin ölçülmesi veya iflas edenin borçlularının
mahkeme nezdinde kayıplarını tazmin edebilmeleri için sahip olunan
varlıkların
değerlerinin
tespiti
gerekebilmektedir.
Amerika’da
İflas
227
The Court of Appeals for the Federal Circuit
Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 114-115
229
Omland, N.; a.g.s., June 14, 2007
230
Ildır, G.; “Alternatif Uyuşmazlık Çözümü: Medeni Yargıya Alternatif Yöntemler”, Seçkin
Yayıncılık, Haziran 2003, s. 21
228
97
Mahkemeleri231 iflas eden şirketin varlıklarını düzgün bir şekilde elden
çıkarmak (satmak) için değerlemeyi zorunlu tutmaktadır. Bunlara ek olarak,
patent vekillerinin hak kaybına neden olduğu durumlarda da mahkemeler ilgili
patentin değerinin tespitini istemektedir.
3.1.6. Patent Değerlemelerinin Ülkemizdeki Kullanım Alanları
Tezin bu kısmında, yukarıda bazı ülkelerdeki uygulamaların anlatıldığı patent
değerlemelerinin kullanım alanlarına ülkemizden örnekler verilecektir.
Patent değerlemelerinin en sık kullanıldığı alanlardan biri olan patent lisans
ve devirleri, şirket birleşme ve devralmaları ile ortaklıklarda ülkemizde patent
değerlemelerinin kullanımı konusunda bir bilgiye ulaşılamamıştır. Gerek
incelenen
akademik
literatür
gerekse
ilgili
güncel
uygulamalara
ait
dokümanlarda bu konuda bilgi içeren bir kaynak bulunamamıştır. Tüm
dünyada olduğu gibi patentli teknolojiler için finansman sıkıntısının yaşandığı
ülkemizde, yukarıda bazı gelişmiş ülkelerden örneklerin verildiği banka
kredileri
için
patentlerin
teminat
olarak
kullanılması
sistemi
uygulanmamaktadır.
Önceki bölümde gelişmiş ülkelerdeki risk sermayedarları gibi ülkemizdeki risk
finansörleri232 de, yatırım yapacakları patentli teknolojilerin analizlerinde nicel
değerlemeler yerine, genelde iş planları ve bilançoları temel alarak bu
teknolojiye sahip olan şirketin genel bir değerlendirmesini yapmaktadırlar.
Mevcut durumda, bazı risk sermayedarları analiz edilen firmanın patente
sahip olmasını olumlu bir özellik olarak ele almakla birlikte, bu özellik için
kabul kriterleri açısından tanımlanmış herhangi bir nitel (patentin kalitesi,
başvuru aşamasındaysa tescil edilip edilmeyeceği, herhangi bir dava ya da
anlaşmazlığa konu olup olmadığı ya da söz konusu patentle elde edilmesi
231
The Bankruptcy Court
Ülkemizde faaliyet gösteren bazı risk sermayesi finansörleri: İş Girişim Sermayesi Yatırım
Ortaklığı A.Ş., Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., KOBİ Girişim Sermayesi A. Ş.,
Golden Horn Ventures (GHV).
232
98
muhtemel gelir gibi) ya da nicel (parasal değer tespiti) bir analiz
gerçekleştirmemektedir.
Ülkemizde hak sahiplerinin tecavüz, tazminat veya hükümsüzlük davalarına
konu olan patentleriyle ilgili karşılaştıkları riskler için uygulanan bir patent
sigortalama sistemi mevcut değildir.
Dünya genelindeki uygulamaya benzer şekilde, ülkemizde de maddi olmayan
duran varlıklar arasında ele alınan patentler, bir bedel ödenmek suretiyle elde
edildikleri taktirde bilançonun aktifinde gösterilmekte, maliyet bedeli ile
değerlendirilmekte ve yok edilmeleri de amortisman yolu ile olmaktadır. 233
Firma içi geliştirmelerle elde edildikleri taktirde de, geliştirmenin yapıldığı
dönem için bilançoya gider olarak işlenmektedir. Türk Ticaret Kanununa göre
de patent hakları, en fazla maliyet değeri üzerinden değerlenerek bilançoya
geçirilmekte ve işletmeye yararlı olacak süreye göre tespit edilen bir oranla
amorti (itfa) edilmektedirler.234 Dışarıdan elde edildiklerinde gelir ya da
yatırım, iç geliştirmelerle elde edildiklerinde gider olarak bilançolara işlenen
patentlerle ilgili bedellerin ne şekilde belirleneceklerine ilişkin herhangi bir
yasal standart bulunmamakta ve bu bedellerin sıhhatine yönelik yasal
organlar tarafından herhangi bir kontrol yapılmamaktadır.
Patentlerin şirket birleşme ve devralmaları yoluyla elde edildiği durumlarda
ise, uluslararası standartlarda tanımlanan belli şartların sağlanması halinde
patent değerlemelerinin ayrı yapılarak kaydedilmelerinin önü açık olmakla
birlikte235, ülkemizde bu konuda bir uygulama bulunmamakta, işlemler için
gerçekleştirilen şirket değerlemelerinde patentler, şerefiye içinde ele
alınmaktadır.
Transfer fiyatlama konusunda da ülkemizde geçen seneye kadar vergi
mevzuatında özel bir yasal düzenleme bulunmamaktaydı. Bu tarihe kadarki
233
Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 269
Türk Ticaret Kanunu (TTK) made 460
235
Kaya, Y.; “Marka Değerinin Ölçülmesinde Mali ve Hukuki Çerçeve”, Marka Değerinin
Ölçülmesi Semineri, TÜSİAD, 7 Haziran 2006
234
99
uygulama genel olarak transfer fiyatlamasını düzenleyen örtülü sermaye ve
örtülü kazançla ilgili Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15., 16. ve 17. maddeleri
çerçevesinde
yürütülmekteydi.
Gayri
maddi
varlıkların
değerlemesine
kanunun 24. maddesi altında değinilmekte ve kapsanan maddi olmayan
varlıklar arasında patentler belirtilmekteydi.236 Ayrıca, Maliye Bakanlığı maddi
olmayan varlıkların değerlemesinden sorumlu kurum olarak belirtilmekteydi.
Transfer fiyatlaması 13.06.2006 tarihinde kabul edilen yeni Kurumlar Vergisi
Kanunu’nun 13. maddesiyle 01.01.2007 tarihi itibariyle ülkemizde yürürlüğe
girmiştir. Söz konusu düzenleme ve 2007 Kasım ayında yayımlanan 1 Seri
Numaralı Genel Tebliğe göre belirlenen emsal bedel tespit yöntemleri içinde
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, maddi olmayan varlıklar için emsal bedel tespit
edilirken kullanılabilmektedir.237
Maddi olmayan varlıkların transfer fiyatlaması uygulamalarında, mevcut telif
ödemesi, emsal teşkil edebilecek diğer lisans sözleşmeleri ve teliflerle
karşılaştırılmaktadır. Çoğunlukla esas alınacak telif ödemeleri, lisanslı ürünle
elde edilen karlılığın iyi bir göstergesi olması nedeniyle, net satış tutarına
bağlı bir oran olmaktadır. Emsal sözleşme ve telif oranları için Lexis Nexis,
Royalty Stat ve Royalty Source gibi veritabanları kullanılabilmektedir. Ancak,
karşılaştırma için gerekli bilgi yetersizliği, transfer fiyatlamadan çok raporlama
için oluşturulmuş olmaları gibi nedenlerle, internet (şirket sayfaları), sanayi ve
ticaret odaları vb. kaynaklara da başvurulabilmektedir.238 Ülkemizde halka
açık firmaların marka gibi maddi olmayan bazı varlıkları ile ilgili transfer
fiyatlaması uygulamaları görülebilmektedir.239 Ancak şu ana kadar patentlerin
bu amaçla kullanıldığı gözlenmemiştir.
236
Çelikkol, B.; “Transfer Pricing in Turkey”, Corporate Business Taxation Monthly, V. 6, No
11, August 2005, s. 37
237
Gündüz, Z.; “2007 Biterken Transfer Fiyatlandırması Uygulaması”, 30 Kasım 2007,
İstanbul
238
PriceWaterhouseCoopers; “Transfer Fiyatlaması Uygulamasında Neredeyiz?”, 28
Haziran 2007, İstanbul
239
Kaya, Y.; “Marka Değerleme Yöntemleri ve Markaların Mali Tablolara Alınmalarının
Etkileri”, Marmara Üniveristesi Yüksek Lisans Tezi, 2003, s. 31
100
Benzer durum halka açık firmaların şirket değerlerinin tespitinde de
yaşanmaktadır.
Halka
açık
işletmelerin
zarara
uğramaması
veya
yatırımcıların doğru bilgilendirilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)
tarafından denetlenen firmalar yaptıkları şirket değerlemelerini daha çok, İNA
metoduyla bilançoları üzerinden gerçekleştirmektedir. Bazı çok nadir
durumlarda,
şirketin
sahip
olduğu
markalarla
ilgili
değerlemelere
rastlanmaktadır. Bu konuda da şu ana kadar patentlerle ilgili bir örnek
yaşanmamıştır.
değerlemelerini
Firmalar,
bağımsız
SPK
tarafından
danışmanlık
denetlenen
şirketlerine
markalarının
düzenletmek
zorundadırlar. Düzenlenen değerleme raporlarını, yayımladığı uluslararası
değerleme ilkeleriyle ilgili bir tebliğdeki240 “Maddi Olmayan Duran Varlıkların
Değerlemesi” hakkındaki kılavuza göre denetleyen SPK, kendilerine rapor
halinde sunulan marka değerlemelerinde birden fazla değerleme metodunun
kullanılmasını241 ve değerlemelerde kullanılan varsayımların ayrıntılı bir
şekilde açıklanmasını istemektedir.
Söz konusu varsayımların şirketin
geçmişi, piyasa ve piyasadaki beklentilerle tutarlı olmaması halinde, marka
için yeni bir değerleme raporu düzenlenmesini istemektedir.
Ülkemizde patent zarar tazminatları, Ankara, İstanbul ve İzmir’de olmak
üzere 9 adet Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi (ihtisas mahkemeleri)
ile diğer illerdeki varsa 3. Asliye Hukuk, yoksa 1. Asliye Hukuk
Mahkemeleri’nde görülen hukuk davalarında tespit edilmektedir. 551 Sayılı
Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
(551 Sayılı KHK) 136-145 inci maddeleri altında incelenen patent tecavüz
davalarında zarar tazminatları için bazı uygulamalar söz konusudur. 551
Sayılı KHK’nın 140 ıncı maddesi, tecavüzden dolayı patent sahibinin uğradığı
zararın, sadece fiili kaybın değeri ile değil, ayrıca patent hakkına tecavüz
dolayısıyla yoksun kalınan kazanç ile de ilgili olduğundan bahsetmektedir.
Ancak,
uygulamada
fiili
(reel)
hak
kaybını
tespit
etmek
mümkün
240
Sermaye Piyasasında Uluslararası Değerleme Standartları Hakkında Tebliğ (Seri: VIII,
No: 45) (http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=292&ct=f&action=displayfile)
241
Söz konusu kılavuzda pazar, gelir ve maliyet metotları anlatılmakta ise de, genel ilkelere
uygun olarak hazırlandığı taktirde, diğer metotların kullanımı da kabul edilmektedir.
101
olmadığından, tazminat değerlerinin tespitinde asıl olarak yoksun kalınan
kazanç hesaplanmaktadır. Bu hesaplama da, davacının seçimine bağlı
olarak, üç farklı değerleme usulünden birine göre yapılmaktadır. 551 Sayılı
KHK’nın 140 ıncı maddesinin 2. fıkrasında belirtilen bu usuller;
“a- Patentten doğan hakka tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, patent
sahibinin patenti kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre;
b- Patentten doğan hakka tecavüz edenin, patent konusu buluşu
kullanmakla elde ettiği kazanca göre;
c- Patentten doğan hakka tecavüz edenin, buluşu bir lisans anlaşması
ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken
lisans bedeline göre.”
olarak ifade edilmektedir. İlk iki usulün uygulama zorluğundan dolayı,
mahkemeler genelde davacıları (c) bendindeki usulü (rayiç bedel tespiti)
seçmeleri
hususunda
yönlendirmektedir.
Söz
konusu
usul,
Alman
mahkemelerinin tecavüz davalarında kullandığı metotlardan biri olan lisans
örneksemesi metodu ya da tezin 2. bölümünde “teliften kurtulma metodu” adı
altında anlatılan metoda benzemektedir.
Mahkemeler seçilen usule göre belirlenecek tazminat miktarı için bilirkişileri
kullanmaktadır. Patent uzmanı, dava konusu patentin ait olduğu alanda
uzman bir kişi ve halkla ilişkiler, yönetim, pazarlama vb. konularda uzman bir
kişiden oluşan bilirkişi heyeti, davacının sunduğu dokümanlar ışığında,
sektör, yayılımı, potansiyel tüketiciler, pazarlandığı coğrafya, kar, ekipman
(yatırım)
vb.
konular
göz
önünde
bulundurularak
zarar
tazminatını
hesaplayarak tek bir rapor halinde hakime sunmaktadırlar.
Ülkemizde icra, iflas, haciz vb. durumlara konu olan patentlerle de
karşılaşılabilmektedir. Bu tür durumlarda patent değerlemeleriyle ilgili ne tür
uygulamaların bulunduğu konusunda halka açık yazılı bir kaynağa
ulaşılamamıştır.
102
3.2. PATENT DEĞERLEMESİ YAPAN KURUMLAR VE PROGRAMLAR
Önceki kısımda anlatılan patent değerlemelerinin kullanım alanlarına paralel
olarak, patentli bir teknolojinin fikir aşamasından ticari hale gelene kadar
geçtiği teknoloji analizi, pazar araştırması ve finansal analiz gibi adımların her
birinde teknoloji kuvvetinin ve parasal değerinin tespiti önem arzetmektedir.
Patentli teknolojinin geçtiği söz konusu adımlarda, patentlerle ilgili teknolojik
analizler genelde bizzat teknolojiyi üretenler tarafından, yasal analizler de
avukat ya da patent vekilleri tarafından yapılmaktadır. Patentlerle ilgili
ekonomik analizler ise zorluklarından dolayı daha kapsamlı yapıları
gerektirmektedir. Patentlerin ekonomik analizlerinden biri olan patent
değerlemeleri ideal olarak, değerleme konusunda uzmanlaşmış hukukçu,
iktisatçı, mühendis ve diğer profesyonellerden oluşan bir takım tarafından
gerçekleştirilmelidir.
Çoğu zaman yukarıda bahsedilen ideal yapıda olmasa da, piyasada patent
değerlemeleri farklı taraflarca yapılabilmektedir. Söz konusu taraflar,
patentlerin kullanım alanlarına bağlı olarak; aynı sektördeki rakip firmalar,
teknoloji transfer görüşmeleri yapan taraflar, patentli teknolojilere finansman
temin eden yatırımcılar, hissedarlar, finansman kuruluşları ya da bankalar,
alıcı ve satıcılar arasındaki aracı şirketler, patent vekilleri ve teknoloji transfer
ofisleri olabilmektedir. Tezin bu kısmında, patent dünyada ve ülkemizde
değerlemesi yapan bazı aracı kurum ve kuruluşlar ile patent değerlemesi
yapan programlar anlatılacaktır.242
242
Tezimizin bu kısmında, sermaye piyasası ya da vergi otoriteleri ile bilirkişiler vb.
değerleme yapan taraflar anlatılmayacaktır.
103
3.2.1. Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar
Patent değerlemesi yapan kurumlar arasında ilk sırayı, özellikle 2000
yılından sonra gelişmiş ülkelerde sayıları hızla artan 243, içerisinde internet
ortamında alıcı ve satıcıların buluşturulduğu platformların da bulunduğu özel
aracı şirketler almaktadır. Bir bedel karşılığında farklı patent kullanım alanları
için farklı taraflara değerleme hizmeti sunan bu firmalara, PL-X244, Nihon
IR245, QED Intellectual Property246, PATEV247, TAEUS248, IPB249 gibi örnekler
verilebilir.
Patent değerlemesi yapan özel şirketler içinde ele alınabilecek aracı kurum
örneklerinden bir diğeri de değerleme yanında teknoloji alıcısı ile satıcısının
buluşturulması görevini de üstlenen platformlardır. Yet2.com250, UTEK-pax251
ve Patentcafe252 gibi bazı aracı platformların çoğu son yıllarda başarısız
olduklarından, bu alanda bazı şirket alımları yaşanmıştır. 2002 yılında QED
Intellectul Property Ltd.’nin ana şirketi olan Scipher Ltd. yet2.com’u satın
almış, 2004 yılında da QED Intellectul Property Ltd. şirketi Innovation
Development Ltd. tarafından satın alınmıştır.253
243
Bu artış hala patent değerlemesinin sahip olduğu potansiyele göre yeterli değildir.
Avrupa’da yapılan bir ankete göre, firmaların sadece %12’lik bir kısmının sahip oldukları
patentlerin değerlemelerini üçüncü parti şirketlere yaptırdıkları tespit edilmiştir. Söz konusu
oranlar bazı ülkeler bazında daha yüksek (Japonya’da %50, Almanya ve Fransa %32,
İngiltere %40) olmakla birlikte, patent değerleri ile ilgili daha objektif sonuçlar elde etmeleri
mümkün olan uzman şirketlerin kullanımı henüz istenen seviyede değildir. (EPO, BMWA,
OECD; a.g.e., s. 16)
244
Patent and License Exchange (PLX) (www.pl-x.com)
245
Japon Patent Ofisi tarafından geliştirilen Patent Değerleme Göstergesi’ni esas alan Nihon
IR, söz konusu sisteme bazı eklemeler yaparak (patent değerleme amacına göre uyarlanmış
sonuçların elde edilmesi gibi) daha objektif sonuçlar elde etmektedir. (Taplin, R. (Editor);
a.g.e., 2004, s.39)
246
www.qed-ip.com
247
Lisanslama, tecavüz, devir ve finansman temin gibi birçok alan için değerleme hizmeti
sunmaktadır. (http://www.patev.de/en/index.php)
248
www.taeus.com
249
www.ipb-ag.com/en_index.htm
250
www.yet2.com/app/about/home
251
www.pax.co.uk
252
Patentlerin nitel olarak analiz edilerek derecelendirildiği bir patent puanlama sistemi
(Patent Factor Index-PFI) mevcuttur. (www.patentcafe.com)
253
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 9
104
Yukarıda sayılanlar dışında, iflas etmiş firmalardan ya da patentlerini
kullanmayan hak sahiplerinden ucuz fiyatlara elde ettikleri patentlerle, başka
şirketleri tecavüz davası açma ile tehdit ederek telif ya da zarar tazminatı
elde eden ve çoğu zaman normal aracı firmalardan ayırt edebilmenin zor
olduğu şirketler254 de patent değerlemesi yapmaktadır. Ayrıca, vekillik
firmaları da patent değerleme hizmeti sunabilmektedir. Özellikle Avrupa’da,
patent vekillerinde teknik ve hukuki bilgi birikimi yanında ekonomik bilgi
altyapısı da aranır hale gelmiştir. Bu süreç, vekillik firmalarında patent
değerlemesi yapan çalışan istihdamını beraberinde getirmektedir.
Patent değerlemelerinin kamu kurumları tarafından yapıldığı durumlara
örnekler de mevcuttur. Genelde, değerlemelerinde nitel yöntemleri kullanan
bu kurumlara örnek olarak Japon Patent Ofisi gösterilebilir. Ofis tarafından
1999 yılında patentin ekonomik değerinden ziyade, patent korumasının
gücünün ve buluşun iş potansiyelinin tespit edildiği Patent Değerleme
Göstergesi255 geliştirilmiştir. Bu metot patentin değerini bazı kriterleri esas
alarak belirlemektedir:
-
Patentin temel özellikleri (başvurunun durumu, patentin ömrü, koruma
talep edilen ülke sayısı, lisansa konu olup olmaması, üçüncü kişiler ile
anlaşmazlık bulunup bulunmaması)
-
Temel değer analizi (koruma kapsamı genişliği ve açıklığı, üçüncü
kişilerce itiraza konu olma riski, benzer teknolojilere göre teknik
üstünlüğü, teknolojik kusursuzluk derecesi, ticarileşmesi için gerekli ek
geliştirmelere ihtiyaç derecesi)
-
Transfer edilebilirlik (teknoloji transferinin gerçekleşebilirliği, patentin
sağlamlığı, ilgili teknolojinin buluş sahibi tarafından geliştirilmeye açık
olması, yeni buluşlara yol açmaya açık olması, hak sahibinin korumayı
devam ettirebilmesi için gerekli kaynak ve zamana sahiplik)
-
Ticari potansiyel (karlılığı, pazarlanabilirliği, hitap edeceği pazarın
büyüklüğü, buluş ile kazanılması düşünülen pazar payının büyüklüğü)
254
255
Patent trolls
“Patent Valuation Indicator” veya “Value Assessment Indicator”
105
-
Genel değerlendirme (yukarıdaki kriterlerin değerlendirme amacı ile
birlikte ele alınması)
Patent değerleme hizmeti veren diğer bir kamu kurumu da Alman Patent
Ofisi ile ortak çalışmayla patentlerin banka teminatı olarak kullanılmasını
artırmak amacıyla patent değerlemeleri yapan Bölgesel Patent Bilgi
Merkezleri
(PIZs)’dir.
Bu
merkezlerden
bazıları
kullandıkları
patent
değerlemelerini geliştirme çalışmaları başlatmıştır. 256
Kamu kurumları dışında, kısaca Patent Ajansları olarak adlandırılabilecek,
özerk statüde bazı aracı kurumlar da patent değerlemesi yapabilmektedir.
Ülkeden ülkeye değişen organizasyon yapıları ve farklı faaliyet alanları
içinde, söz konusu kurumların bazısında patent değerlemesi yapıldığı
görülmektedir. Değerleme yapan özerk aracı kurumlara Japonya’dan bir
örnek 2001 yılında Japon Patent Ofisi’nden ayrılarak kurulan Ulusal Sınai
Mülkiyet
Bilgi
ve
Eğitim
Merkezi’dir.257
Ülke
geneline
yayılmış
danışmanlarıyla teknoloji satıcıları ile alıcılarını eşleştirme görevi sonucunda
ortaya çıkan anlaşmalarda değer tespiti yapmaktadır. Danışmanların birebir
görüşmeleri neticesinde 1997-2004 arasında 5461 lisans anlaşması
gerçekleştirilirken, ekonomiye 158 milyar yenlik bir katkı sağlanmıştır. 258
Patent ajanslarına Avrupa’dan bir örnek olarak da Finlandiya Buluş Vakfı 259
verilebilir. 1971 yılında Finlandiya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından
kurulan vakfın amacı, buluş sahipleri ile girişimcilerin yaratıcı buluş ve
fikirlerinin desteklenmesi ve ticarileştirilmesidir. Toplam 24 teknik ve ticari
uzmanın yanında, üniversiteler ve çeşitli araştırma merkezlerinde de 28
inovasyon yöneticisinin görev yapmakta olduğu vakfın başlıca görevleri
arasında patent değerlemesi de bulunmaktadır.
256
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 25
National Center for Industrial Property Information and Training (NCIPI)
258
Yonetsu, K.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as
an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin
259
Foundation for Finnish Inventions
257
106
Patent ajansı kapsamına girmeyen ancak patent değerlemesi yapan diğer bir
özerk kuruma Avrupa Patent Ofisi260 (EPO) örnek olarak verilebilir. Kurum,
değerleme için Danimarka Patent Ofisi’nden satın aldığı IPScore®
programını kullanmaktadır. Bu yazılımla patentli teknolojiler beş faktör analiz
edilerek
nitel bir değerleme
gerçekleştirilmektedir.
Ayrıca,
geliştirme
maliyetleri, geliştirme zamanı, pazar ve ürün koşulları gibi bilgilerin verilmesi
halinde,
nicel
(bugünkü
yapılabilmektedir.
net
değer
hesaplaması)
değerlemeler
de
261
Ana görevi üniversite bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalar sonucu ortaya
çıkan yeni teknolojilerin sanayi ile buluşturulması olan ve Avrupa’da Teknoloji
Transfer Ofisi (TTO), ABD ve Japonya’da ise Teknoloji Lisanslama Ofisi
(TLO) olarak adlandırılan yapılar da patentleri değerlemektedir. Sektörde
gerçekleşen teknoloji transferlerinden farklı olarak, satış, kar ve pazar payı
gibi amaçların temel motivasyon olmadığı bu yapılara gelişmiş ülkelerin
üniversitelerinde çokça rastlanmaktadır. Sadece Avrupa ülkelerinde 450’den
fazla TTO, Kuzey Amerika’da 200’den fazla TLO mevcuttur.262
ABD’de Bayh-Dole, Japonya’da TLO Yasası263 ile uygulamaya konan
üniversite Teknoloji Lisanslama Sistemi buralarda üretilen patentlerin
endüstriye aktarılarak ticarileştirilmesinden hemen önce değerlemeye tabi
tutulmaları konusunu gündeme getirmiştir. Değerleme konusunda ABD’de
halen
yeni
çalışmalar
yapılmaktadır.
Üniversite
buluşlarının
doğru
değerlemesi, bu sistemle ortaya çıkacak buluşların artmasında önemli bir
yere sahip olacaktır.
Bu ofisler gerçekleşecek lisanslar ile kazanılacak gelirleri de önemsemekle
birlikte, ana amaç olarak kamu yararını göz önüne almaktadırlar. Ana
260
European Patent Office
Nielsen, P. E.; “Evaluating Patent Portfolios: A Danish Initiative”, World Patent
Information
Volume 26, Issue 2, June 2004, s. 143-148
262
Taplin, R. (Editor); a.g.e., s.26
263
The TLO Law (Promoting University – Industry Technology Transfer Law)
261
107
amaçlarına ulaşmak ve muhtemel anlaşmazlıkları önlemek için birçok
üniversite lisans anlaşmaları ile ilgili (nasıl gerçekleştirileceği, anlaşmazlık
durumlarında neler yapılacağı, lisans şekilleri, lisans ödemelerini zamanları,
gelir dağılımı gibi) birçok konuyu açıklayan kılavuzlar hazırlamışlardır. Bu
kılavuzlarda patent değerlemeleri ile ilgili hükümler de bulunmaktadır.
3.2.2. Patent Değerlemesi Yapan Programlar
PatentCafe firması tarafından geliştirilen ve patentleri nitel olarak analiz
ederek derecelendiren bir puanlama sistemine (Patent Factor Index-PFI)
sahip olan Portfolio-Xpert™ programı, ipIQ, Inc. Firması tarafından geliştirilen
ve her patenti seçkin akademik yayınlarda ve Amerikan ve Avrupa patent
dokümanlarında aldıkları atıf sayılarına göre puanlandıran Patent Board
programı gibi piyasada birçok değerleme programı mevcuttur. Tezimizin bu
kısmında Danimarka Patent Ofisi tarafından geliştirilen ve daha sonra EPO
tarafından alınan IPScore® programı anlatılacaktır.
Beş faktör analiz edilerek nitel, geliştirme maliyetleri, geliştirme zamanı,
pazar ve ürün koşulları gibi ek bilgilerin verilmesiyle de nicel değerlemeler
(NPV modülü ile bugünkü net değer hesaplaması) yapılabilen program,
özellikle sistematik nitel değerlemelerle teknoloji/portföy yönetim kararlarına
sağladığı destek açısından önemlidir. IPScore® ile tek tek veya grup
halindeki patentler dışında, geliştirilen teknolojilerin ve projelerin (fikirlerin) de
sistematik analizi yapılabilmektedir. Portföy içinde en umut vadeden fikir,
varlık ve projelerin tespiti için yapılan bu analizler, benzer kriterler ve ölçütler
kullanılarak gerçekleştirilmektedir.
Nitel metotlarda amaç, patentin parasal değeri yerine özelliklerini tespit
etmek olduğundan,
patentler bazı değerleme faktörleri (patentin ilgili
özelliğinin tespiti için sorulan sorular) kullanılarak incelenmektedir. Nitel
değerlemelerde sistematik ve karşılaştırılabilir incelemelerin mümkün olması
için, her zaman önceden tespit edilmiş değerleme faktörlerine, benzer
108
kriterler kullanılarak cevaplar vermek gerekmektedir. Yazılımda söz konusu
faktörler; yasal statü, teknoloji, pazar durumu, finans ve strateji olarak
belirlenmiştir. Şekil 3.2’de kullanılan beş faktörün de yer aldığı programın ana
arayüzü gösterilmektedir.
Şekil 3.2: IPScore® Programının Ana Arayüzü
IPScore® ile nitel değerleme, beş faktör altında 40 soruya cevap verilerek
gerçekleştirilmektedir. Her bir soru, 1 ile 5 arasında bir değer alabilen 5
seçeneğe sahiptir. Seçenekler, kullanımı kolaylaştırmak için önceden
belirlenmiş cevaplar ya da aralıklar şeklinde (Şekil 3.3) verilmektedir. Tüm
sorulara verilen cevaplar sonucunda elde edilen toplam puan, değerlemesi
yapılan patentin/patentlerin önem derecesini göstermektedir.
109
Şekil 3.3: IPScore® Programında “Teknoloji Faktörü” Altında Yer Alan Örnek
Bir Soru
Yazılım, değerleme sırasında özel notların girilebildiği kısımlara da sahiptir.
Girilen tüm bilgiler sonraki güncellemelere de imkan verecek şekilde kayıt
altına alınmaktadır. Programla, değerleme sonuçlarının kolay anlaşılması ve
pratik kullanım için, girilen bilgilerle oluşturulmuş yazılı ve grafiksel raporların
alınması da mümkündür.
IPScore® ile gerçekleştirilen nitel değerleme, proje analizlerinde kullanılan
skor modellerine benzemektedir. Tek fark, skorlama modellerinin aksine,
yazılımın
değerleme
sonucu
olarak
bir
ağırlıklı
genel
skor
hesaplamamasıdır.264 Bunun yerine, çok boyutlu analizle patentlerin
karmaşık yapısının anlaşılması ve patentler hakkındaki detaylı bilgi
sayesinde karar almanın kolaylaştırılması sağlanmaktadır. Bu sayede,
aktiviteler stratejik hedeflere odaklı hale getirilerek patentlerle ilgili fırsat
(kullanılmayan patentlerin tespit edilerek lisanslanması vb.) ve riskleri tespit
imkanı doğmaktadır.
264
Zira, iki patenti karşılaştırmak, iki rakamı karşılaştırmak kadar basit bir iş değildir.
110
IPScore®
yazılımının
en
uygun
kullanımı,
patentlerin
şirket
içinde
kullanımlarının söz konusu olduğu durumlardır. Patentlerle ilgili diğer
uygulamalarda (şirket dışı) da kullanılması mümkün olmakla birlikte, bu
durumlarda nicel değerleme metotlarını kullanmak daha uygundur.
Patent kullanım alanlarına göre IPScore® programının kullanılabilirlik
durumlarına
değinmek
yararlı
olacaktır.
Sadece
basit
muhasebe
uygulamalarında bu programla elde edilen değerleri kullanmak mümkün
olabilmektedir. Transfer fiyatlamalarında da sadece destekleyici bir fikir
olarak programın NPV modülüyle elde edilecek değerler kullanılabilmektedir.
Patent portföyleri içinde lisanslanabilecek patentlerin tespiti için bu
programdan yararlanılabilmektedir. IPScore® ile yapılan nitel değerleme,
portföy raporları ve bugünkü net değer hesaplaması ile muhtemel lisans geliri
hakkında genel bir bilgi sahibi olmak da mümkündür. Bununla birlikte, burada
elde edilecek değer, patentin hak sahibi tarafından kullanılması durumundaki
değer olacağından, lisans alan tarafların biçeceği değerden farklı olacaktır.
IPScore® ile hızlı şekilde bugünkü net değer tahminleri elde etmek
mümkündür. Bu sayede, firmalar patentlerinin değeri hakkında bir fikre sahip
olarak, patentlerini bankalarda teminat olarak kullanıp kullanmama kararı
verebilmektedirler.
Programı
sistematik
olarak
kullanarak
kredi
derecelendirmelerini yükseltmek, dolayısıyla borçlanma (bankaya ödenen
faiz) maliyetlerini azaltmak mümkün olmaktadır.
Mahkemelerde alınan tazminat kararlarının belirlenmesi için uygun bir
uygulama olmayan IPScore® ile yapılan yasal risk analizleri sayesinde,
kısmen de olsa sigorta şirketlerinin ikna edilmesi kolaylaşmaktadır. Program
şirket değerlemelerinde doğrudan uygulanabilir olmamakla birlikte, nitel
analiz raporları ve bugünkü net değer hesaplaması ile şirket değerlemelerini
gerçekleştirenler için yardımcı bir araç olarak kullanılabilmektedir.
111
3.2.3. Ülkemizde Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar
Ülkemizde patent değerlemesi kullanım alanları kısıtlı ve buna bağlı olarak
patent değerlemesi yapan kurumlar gelişmiş ülkelere göre hem sayı hem de
kapasite açısından yetersiz kalmaktadır. Marka gibi maddi olmayan
varlıkların değerlemesini yapan, henüz patent değerlemesi yapmamış bazı
yabancı ortaklı danışmanlık şirketleri bulunmakla birlikte, yukarıda anlatılan
yabancı ülkelerdeki örnekleri gibi değerleme hizmetinde uzmanlaşmış özel
aracı kurumlara rastlanamamıştır. Ülkemizde teknoloji alıcı ve satıcılarını
buluşturan yapılara verilebilecek örnekler bulunmakta, ancak buralarda da
patent değerleme hizmeti sunulmamaktadır. Bu yapılara örnek olarak Avrupa
Birliği
Altıncı
Çerçeve
Programı
bünyesinde
ODTÜ-Teknokent
koordinatörlüğünde KOSGEB ve ASO tarafından oluşturulan bir konsorsiyum
tarafından yürütülmekte olan IRC-Anatolia265 projesi ile Türk Patent Enstitüsü
bünyesinde faaliyete geçen web sitesi266 verilebilir.
Üniversitelerimizin bünyesinde yeni yeni kurulmaya başlanan teknoloji
transfer ofislerine267 verilebilecek ilk örneklerden biri olan ve Sabancı
Üniversitesi
tarafından
Gebze
Organize
Sanayi
Bölgesi
Teknoparkı
bünyesinde kurulan İnovent Fikri Mülkiyet Hakları, Yönetim, Ticaret ve
Yatırım A. Ş.268, ülkemizde patent değerlemesi yapan kurumlardan biridir.
Sabancı Üniversitesi bünyesindeki proje ofisiyle koordinasyon içinde çalışan
ve ofis bünyesinde belli bir noktaya varan projelerin ticarileştirme sürecini
yöneten İnovent, patent değerleme analizlerini ortağı olunan şirketin satışı ya
da patentli/patentlenebilir teknolojisinin lisans vb. işlemlere konu olduğu
aşamada, görüşme öncesi fiyat belirleme amacıyla gerçekleştirmektedir.
Değerlemelerde olasılık ağacı metotlarını uygulayan şirket, değerlemede
265
Bakınız: Yenilikçilik Aktarım Merkezleri (IRCs-Innovation Relay Centres)(www.ircanatolia.org.tr)
266
www.bulusalim.tpe.gov.tr
267
Türk Patent Enstitüsü’nün Avrupa Patent Ofisi ile yürüteceği 2008-2010 Ulusal Eylem
Planı projelerinden biri olan Gazi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi projesi için bakınız:
(http://www.gazihaber.gazi.edu.tr/index.php?menu=view&BIK=337)
(http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=703&haber=504)
268
www.inovent.com.tr
112
kullanılan varsayımlar için patentle ilgili gerçekleşen maliyetlerin yanında,
akademi
ve
iş
dünyasındaki
bağlantılarından
elde
ettiği
verileri
kullanmaktadır. Bunun dışında, TTO olarak ele alınabilecek Teknopark A. Ş.
bünyesindeki ODTÜ-Teknokent ile Ankara Üniversitesi İleri Teknoloji
Yatırımları A.Ş.’nde yürütülen teknoloji transfer faaliyetlerinde patent
değerlemesi yapılmamaktadır.
3.3. GENEL DEĞERLENDİRME
Tezin bu kısmında 2. bölümde anlatılan değerleme metotlarının yukarıda
anlatılan kullanım alanları ile ilişkisi, ülkemizdeki patent değerleme
uygulamalarının
yetersizliği
ve
nedenleri
ile
yapılması
gerekenler
anlatılacaktır.
Değerleme amacı, değerlemeyle elde edilen sonuç üzerinde doğrudan etkisi
olan bir faktördür. Bu nedenle, farklı uygulama alanlarında kullanılması
gereken metotların farklı olması doğaldır. Patent değerlemelerinde mümkün
olduğu taktirde, birden fazla metodun kullanılması tavsiye edilmekle birlikte,
her bir metodun uygun olduğu bazı uygulama alanlarından bahsetmek
mümkündür. Örneğin, muhasebe ve vergi amaçlı uygulamalar gibi, farklı
amaçlara sahip tarafların bulunduğu durumlarda varsayımlardan uzak, açık
prosedürleri kullanan maliyet metotları; değerlemelerin tarafların gönüllü
istekleriyle gerçekleştirildiği ve sahip olunan patentle elde edilmesi muhtemel
gelir beklentisinin olduğu teknoloji transferi, finansman temini gibi durumlarda
gelir metotları ve performans analizleri, kaynak tahsisi vb. şirket içi yönetim
kararları için de pazar metotları uygun olmaktadır. Bunun dışında, patentlerle
ilgili yönetim kararlarındaki esnekliklerin dikkate alınmasını gerektiren yüksek
miktarlı ve uzun dönemli yatırımların söz konusu olduğu durumlarda da
gelişmiş değerleme metotlarının kullanılması uygun olmaktadır. Tablo 3.1’de
113
temel patent değerleme metotları ile bazı kullanım alanlarının karşılaştırması
yer almaktadır.269
Kaynak: Watanabe, 2002
Tablo 3.1: Patent Değerleme Metotları ve Bazı Kullanım Alanlarının
Karşılaştırması
Üçüncü bölümde patent değerlemelerinin kullanım alanlarıyla ilgili verilen
örneklerden de görülebileceği gibi, ülkemiz patent değerleme uygulamaları
bakımından
gelişmiş
ülkelerin
çok
gerisinde
bulunmaktadır.
Patent
değerlemesi ve uygulama alanlarındaki yetersizliğimizin başlıca nedeni, ülke
olarak patent bilinci konusundaki ve dolayısıyla patent başvuru sayısındaki
yetersizliğimizdir. Son yıllarda patent başvuru sayılarında dünya geneli
ortalamalarının
çok
üzerinde
gerçekleşen
artışlar
ve
bilinçlendirme
konusunda atılan olumlu adımlar, patent değerlemesi önündeki söz konusu
engellerin kısa bir süre içinde aşılması konusunda umut vermektedir. Patent
bilinci ve başvuru sayılarındaki artış sayesinde, diğer bir önemli problem olan
patent kullanımının azlığı konusunda da gelişme yaşanacaktır.
269
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 18
114
Bu nedenle, ülkemizde patent değerlemesi konusunda yaşanan yetersizliğin
yapılacak bazı yasal düzenlemeler ve oluşturulacak altyapı ile giderileceği
düşünülmektedir. Ülkemizde gelişmiş ülkelerdekine benzer uygulamaların
olmadığı, patent teminatı ile banka kredisi, patent sigortası, muhasebe/vergi
uygulamaları, patent bağışıyla vergi indirimi gibi konular yanında, benzer
ancak yetersiz olan uygulamaların bulunduğu, risk sermayesi, transfer
fiyatlama uygulamaları, halka açık firmaların denetimi, mahkeme kararları
gibi konular da bulunmaktadır. Benzer uygulamaların bulunmadığı konularda
mevzuatta
yapılacak
düzenlemeler
ile
benzer
fakat
yetersiz
olan
uygulamaların bulunduğu konularda etkinliği sağlayıcı altyapı çalışmalarına
ihtiyaç bulunmaktadır.
3.3.1. Patent Değerlemeleri İçin Yasal Düzenleme Çalışmaları
AB Komisyonu’nun yenilikçi KOBİlere finansman kaynağı sağlanması
konusunda yaşanan sorunları tespit etmek için oluşturduğu uzmanlar
grubunun ve çalıştayların270 da konusu olan “fikir varlıklarının sağlanacak
finansmanın teminatı olarak kabul edilmesi” meselesinin, ülkemizde de bir an
önce gündeme gelmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki yenilikçi birçok KOBİnin
ve üniversitelerimizin bünyesinde yeni yeni oluşmaya başlayan Teknoloji
Transfer Ofisleri ile kurulacak teknoloji temelli yeni firmaların önemli bir
finansman kaynağı olacak böyle bir sistem için gerekli yasal düzenlemelerin
yapılması gerekmektedir. Yapılacak yasal düzenlemede, bazı gelişmiş
ülkelerdekine benzer şekilde, patentler için teminat kredisi sağlama şartı
olarak değerleme hizmeti sunan bağımsız şirketlerce sistematik patent
değerlemeleri yapılmasının
getirilmesi ile
sistemin
sağlıklı
çalışması
sağlanabilecektir.
270
http://www.capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=4297
115
2007 yılından itibaren Avrupa Birliği ülkelerindeki bankalar tarafından
uygulanmaya başlanan, banka ve finans kuruluşlarında sermaye yeterliliği
hesaplamasında ve risk yönetimi stratejilerinde çok önemli yenilikler getiren
Basel II Türkiye’de de bankacılık ve finans kesiminin en önemli gündem
maddelerinden biri olacaktır. Bu kapsamda, gerek bankaların kredi
müşterilerini değerlendirmek için kuracakları derecelendirme sistemleri,
gerekse kredi alacak şirketlerin birçok alanda bankalara sunmaları gerekecek
daha detaylı bilgiler açısından da patent değerlemeleri önemli bir yere sahip
olacaktır.
Bankalar ve risk sermayesi şirketleri dışında ulusal inovasyon sistemimizdeki
diğer finansman kaynakları olan TÜBİTAK, TTGV, KOSGEB ile Dış Ticaret
ve Hazine Müsteşarlıkları gibi kurum ve kuruluşlar271 tarafından verilen
desteklerde de patent değerleme analizleri kullanılmamaktadır. Bu kurum ve
kuruluşların, patentli/patentlenebilir teknolojiler söz konusu olduğunda,
mevcut
proje
kabul
kriterleri
yanında,
sistematik
patent
değerleme
metotlarlarıyla oluşturulmuş değerleme raporlarını da kullanmalarının yararlı
olacağı düşünülmektedir. Bu sayede, zaman içinde, mevcut sistemde birçok
farklı kurum tarafından verilmekte olan destekler için ortak standartların
oluşması yönünde gelişme sağlanmış olacaktır.
Patentle ilgili gelir ve yatırımların korunmasını, risklerden dolayı yaşanan
değer düşüklüklerinden kurtulmayı ve finansman teminini kolaylaştırmayı
sağlayacak patent sigortalama sisteminin ülkemizde bir an önce uygulamaya
konması gerekmektedir.
Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu 2001 yılında SFAS 141
nolu kanunla, sözleşme ya da diğer yasal yollarla elde edilmeleri veya elde
edilen bir varlıktan ayırt edilebilir olmaları halinde, gayri maddi varlıkların
271
Ayrıca, Sanayi Bakanlığı da 2008 yılı Hükümet programında “AR-GE ve Yenilikçiliğin
Geliştirilmesi” başlığı altında yer alan 2.4 Nolu tedbir ile ilgili olarak AR-GE ürünlerine yatırım
desteği vermeyi planlamaktadır. Bu kapsamda, teknoloji geliştirme projelerinin sonuçlarının
ürüne dönüştürülmesi, fikri ve sınai haklarının korunması ve pazarlanması için geliştirilecek
destek mekanizmaları oluşturulacaktır.
116
kaydının şerefiyeden ayrı yapılması zorunluluğu getirmiştir. Uluslararası
muhasebe standartlarına göre patentlerin bilançolara kayıt uygulamaları ile
benzer uygulamaların bulunduğu ülkemizde de, patent değerlemeleriyle ilgili
muhasebe uygulamalarında dünyada yaşanmaya başlanan söz konusu
gelişmelere paralel olarak, şirket birleşme ve devralmaları ile patent lisans ve
devirlerinde patent değerlemelerinin kullanılması zorunluluğunun getirilmesi
gerekmektedir.
Daha ziyade geniş patent portföylerine sahip şirketleri ilgilendirmekle birlikte,
patent başvurularının artmaya başlamasıyla kullanılmayan patentlerinin de
artması muhtemel şirketlerimiz ve patentlerini ticarileştiremeyerek sonraki
başvurular için isteği azalan küçük bütçeli firmalarımız için teşvik edici bir
uygulama olacağı düşünülen patent bağışlarına vergi indiriminin de bir an
önce uygulanması gerekmektedir.
3.3.2. Patent Değerlemeleri İçin Altyapı Çalışmaları
Ülkemizde mevcut uygulamaların olmadığı yukarıda bahsedilen alanların
dışında, yasal ya da yapısal olarak değerleme yapmanın mümkün olduğu,
ancak değerlemelere temel teşkil edecek veri azlığından etkin değerlemelerin
yapılamadığı alanlar da mevcuttur.
Hukuki altyapı yetersiz olmakla beraber risk sermayesi şirketi kurulabilir
yapıda olan ülkemizde, iş ve ticaret kanun ve yönetmeliklerinde yapılacak
bazı düzenlemelerle daha etkin bir yapı kurmak mümkündür. Son yıllarda
ülkemizdeki düşük faizli ekonomik ortam sayesinde, yeni gelişmekte olan ve
fikri mülkiyete dayalı haklar sayesinde tekel yaratarak yüksek kar sağlamanın
mümkün olduğu alanlara yatırım yapmaya eskiye nazaran daha hevesli olan
risk sermayedarlarına272 patent değerlemeleriyle daha güvenli yatırım imkanı
sağlamak mümkündür. Ülkemizde bazı risk sermayesi şirketleri mevcut olup,
272
Görgün, S., Boyacıgiller, Z.; “Fikri Olup Parası Olmayanlarla, Parlak Fikirlere Yatırım
Yapmak İsteyenler İçin Girişim Sermayesi”, 15 Ekim 2007
117
yatırım için analiz ettikleri firmalardaki patentli/patentlenebilir teknolojiler için
herhangi bir nitel ya da nicel değerleme yapmamaktadırlar. Halbuki, söz
konusunun gelecek vadeden bir teknoloji olduğu durumlarda dikkat edilmesi
gereken husus, şirketin kağıt üzerindeki değerinden çok, bu teknolojinin vaat
ettiği fırsatlar olmalıdır. Dolayısıyla, patentli/patentlenebilir teknolojileri içeren
projelerin analizlerinde, bu teknolojilerin nitel ve nicel analizlerinin yapıldığı
değerleme metotlarının kullanılması gerekmektedir. Farklı proje kabul
kriterlerine sahip risk sermayesi finansörlerinin, yatırım yapmayı düşündükleri
patentli teknolojiye sahip firmaları analiz ederken, patent değerleme
metotlarını sistematik olarak kullanmaları, hızlı yatırım kararlarının alınması
için de yararlı olacaktır.
Transfer fiyatlaması ve halka açık firmaların denetimi konularında, ulusal
yasal
düzenlemeler
değerlemelerinin
ve
uluslararası
mümkün
olduğu
standartlar
ülkemizde
sayesinde
gerçekleşmiş
bir
patent
örnek
uygulamaya rastlanmamıştır.
551 Sayılı KHK’nın 140 ıncı maddesi 2. fıkrasında patentlerle ilgili tazminat
kararlarında kullanılacak üç değerleme usulü belirtilmiş olmakla birlikte, bu
usullerin
ne
şekilde
uygulanacaklarına
dair
genel
bir
format
bulunmamaktadır.
Patent değerlemelerinin etkin hale gelmesi değerlemelere temel teşkil
edecek sağlıklı verilerin sağlanmasıyla mümkün olacaktır.273 Bu nedenle,
tezin bu kısmında patent değerlemeleri için hayati öneme sahip olan sağlıklı
veri temini konusu üzerinde durularak bu konuda yapılması gerekenler
anlatılacaktır.
Artan
teknoloji
transferleri
ile
birlikte
teknoloji
pazarları
oluşmakta,
değerlemelerin önemli rol oynadığı söz konusu işlemlerde standardizasyon
273
Değerleme sürecinin en kritik öneme sahip aşamalarından biri veri toplama işlemidir.
Değerlemede kullanılacak metodun tespiti bile toplanacak bilginin miktarı ve kalitesine
bağlıdır.
118
ihtiyacı artmaktadır. Zira teknoloji transferi anlaşmalarının başarısızlıkla
sonuçlanmasının274 altında
yatan önemli nedenlerden
biri, piyasada
gerçekleşen işlemlerle ilgili bilgilerin açıklanmamasından kaynaklanan
standart eksikliğidir.
Japon firmalarının patent değerlemeleri ile ilgili yaşadıkları zorlukların
araştırıldığı JIII tarafından düzenlenen 2003 tarihli bir ankette, cevap
verenlerin önemli bir kısmı (%28,1) en büyük zorluk olarak muhtemel lisans
alıcı bilgilerinin azlığını göstermişlerdir.275 Lisans anlaşmaları ile ilgili
bilgilerden sadece biri olan bu konudaki bilgi azlığının bile önemli bir sorun
olarak
görülmesi,
lisans
işlemleriyle
ilgili
bilgi
temininin
önemini
göstermektedir.
Teknoloji transferi anlaşmalarının çoğu gizli tutulan özel anlaşmalardır. Bu
nedenle,
hak
sahipleri
genelde
lisans
vb.
işlem
bilgilerini
açıklamamaktadırlar. Lisans gelirlerinin açıklanması yatırımcıların ilgisini
çekmesine rağmen, hala birçok firma (anlaşma yapanların %50’si) lisans
bilgilerini açıklamak istememektedir.276
Teknoloji transferleriyle ilgili işlemlerin açıklanmasını sağlayıcı yollardan biri
yasal zorunluluk getirmektir. Bazı patent kanunları lisans anlaşmalarının
resmi organlara (patent ofislerine) kaydını zorunlu tutmaktadır. Birçok OECD
ülkesindeki lisans gelirlerinin yayınlanması zorunluluğu da daha çok ülkeler
arası işlemler için geçerli olup, bu yayınlardaki bilgiler de toplu haldeki lisans
anlaşması bilgileridir.277
Patentleriyle ilgili gerçekleşen işlem bilgilerini açıklayan hak sahipleri için bazı
teşvik edici uygulamalar da veri temini yollarından biridir. Teşvik edici
274
LES (Licensing Executives Society) tarafından 230 şirket ile gerçekleştirilen bir ankete
göre, 100 lisanslanabilir teknolojinin sadece %25’i için potansiyel lisans alıcısı bulunmuştur.
Bunların da %6-7’lik kısmı ile görüşme ve %3-4’lük kısmı ile de nihai anlaşma
gerçekleşmiştir. (Cookburn, I.; EPO, BMWA, OECD; 30 June-1 July 2005)
275
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 12
276
Gu, F., Lev, B.; “The Information Content of Royalty Income”, Accounting Horizons,
March 2004, s. 1-12
277
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 20
119
çalışmalardan birine örnek olarak bazı yabancı patent ofislerinin patentlerini
lisanslayan hak sahiplerine yenileme ücretlerinde sağladıkları indirim
uygulamaları gösterilebilir.278
Patent değerlemeleri için altyapı sağlayacak önemli bir veri temini yöntemi de
hak sahipleriyle yapılan anket çalışmalarıdır. Anketler, cevap verenlerin
durumu
(yanlılık
vb.)
ve
işlenmemiş
veri
(doğru
bilgilere
dayanıp
dayanmadığı, yeterli detayın bulunmaması) olmaları nedeniyle sınırlı bir
kullanıma sahip olmakla birlikte, önemli bilgiler de sağlamaktadır. Yabancı
ülkelerdeki örnekleri içinde lisans anlaşmaları ile ilgili birçok anket mevcuttur.
Lisans işlemlerinin çok farklı bileşenleri için yapılan anket çalışmaları içinde
de telif oranları ile ilgili olanları çoğunluktadır. Lisans anlaşmalarında
gerçekleşen değerlerin üzerinde belirleyici olan birçok faktör bulunduğundan,
sadece telif oranlarıyla ilgili anketler çok sağlıklı bir veri kaynağı
olmamaktadır. Telif ödeme şekilleri, lisans şekli (inhisari, karşılıklı vb.), diğer
anlaşmaları
içermesi
vb.
bilgileri
de
ihtiva
eden
anketlere
ihtiyaç
duyulmaktadır.279
Bu konuda yapılan başarılı çalışmalardan biri, Avrupa Komisyonu’nun bir
projesi olarak, Avrupa patentlerinin değerleri, ekonomik kullanımları,
patentleme gerekçeleri, yeni şirket kurmada patentin önemi ve bilgi akışı gibi
konularda ülke, teknoloji alanı ve başvuru sahibi türleri bazında veri
sağlamak amacıyla oluşturulan PATVAL-EU veritabanıdır.280 Söz konusu
veritabanı, Mayıs 2003 ile Ocak 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen bir
anket çalışmasıyla, 1993-1997 yılları arasında Avrupa’nın 6 büyük
ülkesinden (Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda ve İspanya) rüçhan
gösterilerek
yapılan
yaklaşık
9017
Avrupa
Patenti
esas
alınarak
oluşturulmuştur. Çalışmaya konu patent başvurularının ülkelere göre dağılımı
278
Almanya, Fransa ve İngiltere Patent Ofisleri, patentleri için inhisari olmayan lisans veren
hak sahiplerine yenileme ücretlerinde %40-50 civarında indirim uygulamaktadır. (EPO,
BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 23)
279
Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 66-74
280
European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005, s.
24-25
120
(Almanya 3346, İngiltere 1542, Fransa 1486, İtalya 1250, Hollanda 1124 ve
İspanya 269), ülkelerin nüfus büyüklüklerine göre belirlenmiştir. Bu çalışma
sayesinde Avrupa Patentleri ile ilgili bazı önemli bilgiler elde edilmiştir.
Bunların arasında, buluş sahibi karakteristikleri (yaş, eğitim ve iş deneyimi
arka
planları,
(araştırma
çalışmalar),
çalıştıkları
süreçlerinde
patent
kurumlar),
kullanılan
kullanım
yenilikçi
bilgi
sürecin
kaynakları,
karakteristikleri
karakteristikleri
oluşturulan
(lisanslama
vb.
ortak
sratejik
uygulamalar) sayılabilir. Bu çalışmayla elde edilen bilgiler sayesinde, yenilikçi
süreçlerin analizi kolaylaşmış, uygulanacak politikalar için sağlam bilgiler elde
edilmiştir.
Lisans uygulamaları ile ilgili Japonya’da yapılan bir diğer çalışma da Japon
Patent Ofisi tarafından yıllık olarak düzenlenen bir ankettir. Bu ankette
başvuru sahiplerine patent kullanım şekilleri, lisanslanan patentlerinden elde
ettikleri gelirler ve tecavüz davaları ile ilgili bilgiler sorulmaktadır.281 Anketlerle
ilgili diğer bazı çalışmalara örnek olarak McGavock, Haas ve Patin282 ile
Degnan ve Horton283 tarafından gerçekleştirilenler gösterilebilir.
Halka açık şirketlerin raporları, geçmiş finansal raporlar (bilançolar), bütçeler,
uzman görüşleri, mülakatlar284, proje yönetim kararları, fiyat listeleri, alım
maliyeti ya da tahmini geliştirme maliyetleri, alım tarihi ya da geliştirme
zaman
aralığı,
pazar
potansiyeli,
mevcut
rakip
teknolojiler,
sektör
raporları/yayınları, yayınlanmış anlaşmalar, sektör dernek ve odaları,
mahkeme kararları, aracı kurumlar vb. patent değerlemelerinde alınacak
kararları destekleyici her tür bilgi kaynağına da sıklıkla başvurulmaktadır.
281
EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 10
McGavock, D, Haas, D., Patin, M.; “Factors Affecting Royalty Rates”, les Nouvelles, June
1992, s. 107
283
Degnan, S., Horton, C.; “A Survey of Licensed Royalties”, les Nouvelles, June 1997, s. 91
284
Değerlemesi yapılan patentin ilgili olduğu alanda deneyimli şirket yöneticileriyle yapılan
mülakatlar da değerlemeler için önemli bilgilerin elde edilebileceği bir yoldur. Mülakatlarla,
patentli teknolojinin ekonomik ve ticarileşme potansiyeli, benzer teknolojileri geliştiren
rakipler ve pazar payları, pazara girişler ile ilgili engeller ve teknoloji geliştirme maliyetleri ile
patentin ticari ömrü gibi konularda bilgi edinmek mümkündür.
282
121
Yukarıda anlatılan kaynaklardaki ham bilgileri düzenleyerek analizler için
kullanılır hale getiren veritabanları, bilimsel makale, kitap285 vb. çalışmalar da
patent değerlemeleri için önemli diğer kaynaklardır. Bu tür kaynaklara
özellikle ABD’den çok sayıda örnek vermek mümkündür. Çoğunlukla üye
esaslı ya da ücret karşılığı hizmet sunan veritabanlarına örnek olarak
RoyaltySource286 ve RoyaltyStat287 web tabanlı veritabanları gösterilebilir.
Bilimsel çalışmalara örnek olarak da Anand ve Khanna tarafından 2000
yılında
SDC
stratejik
ortaklık
veritabanından
yararlanılarak,
taraflar
arasındaki ilişkinin analizi (ne kadar lisansın yakın ilişkili şirketler arasında
gerçekleştiği vb.), lisans anlaşmalarının sektörel dağılımı ve kapsamlarının
sektörlere göre gösterdiği özelliklerin (lisans çeşitleri, kullanım alanı, coğrafi
sınırlama, anlaşma uzunluğu vb.) analiz edildiği çalışma gösterilebilir.
3.3.2.1. Ülkemizde Patent Değerlemeleri için Altyapı Çalışmaları
Ülkemizde patentlerle ilgili gerçekleşen devir ve lisans işlemlerinin Türk
Patent Enstitüsü Patent Siciline kaydettirilmesine yönelik bir zorunluluk
bulunmamaktadır. Ancak, gerçekleşen işlem Patent Siciline kaydedilmediği
taktirde, bu işlemle ilgili üçüncü kişilere karşı hak iddiası mümkün
olmamaktadır.288 Bu nedenle, Enstitü siciline kayıtlı olanlar dışında piyasada
gerçekleşmiş işlemlerin bulunması mümkün olmakla birlikte, bu tür işlem
sayısının fazla olmayacağı düşünülmektedir.
Patent Siciline kaydedilmeyen söz konusu muhtemel işlemlerin kaydının
sağlanması için hak sahiplerini teşvik edici uygulamalar bulunmamaktadır.
Patentleriyle ilgili işlemleri Patent Siciline kaydettiren hak sahiplerine, yıllık
ücretlerde sağlanacak indirim uygulamasının kayıtlı işlem sayısını arttıracağı
düşünülmektedir. Buna ek olarak, işlem kayıtlarının Enstitü tarafından
285
Telif oranlarıyla ilgili bazı kitaplar için bakınız: www.ipresearch.com
Lisans anlaşmalarını içeren bu bir veritabanda, belli bir ücret karşılığında, ilgili teknoloji,
endütri, SIC kodu, sektördeki oyuncularla ilgili bilgiler ve anahtar kelimeler vb. veriler girilerek
aratma yapılabilmektedir.
287
SEC Edgar Arşivi’nden derlenen, içerisinde telif oranları ve lisans anlaşmaları ile ilgili
bilgilerin yer aldığı üye esaslı bir veritabanıdır. Bu veritabanı ile karşılaştırmalı telif oranları
elde edilebilmektedir.
288
551 Sayılı KHK’nın 92 nci ve Yönetmeliğin 46 ncı maddesi için bakınız: www.tpe.gov.tr
286
122
bedelsiz olarak ya da çok cüzi bir bedel karşılığında gerçekleştirilmesinin de
sicile kayıtları artıracağı düşünülmektedir. İşlemlerin sicile kaydı için belli bir
ücretin alınması halinde, hak sahiplerine, söz konusu işlemlerini tek bir ücret
karşılığında istedikleri sayıda patentleri için kaydettirme hakkının tanınması
da sicile kayıtlı işlem sayısının artmasını sağlayacaktır. 289
Patent Siciline kayıtlı işlem bilgisi sayısından daha önemli bir diğer husus ise,
hak
sahiplerinin
izni
olmaksızın
bu
bilgilerin
değerlemeler
için
kullanılamaması meselesidir. Söz konusu işlem bilgilerinin Enstitü siciline
kaydettirilmesi
bu
bilgilerin
değerlemelerde
kullanılabilmesi
anlamına
gelmemektedir. Teknoloji transferi anlaşmaları genelde gizli tutulan özel
anlaşmalar olduğundan, hak sahiplerinin sicile kayıtlı bilgilerin kullanılması ve
paylaşılmasını istememe ihtimali yüksek olacaktır. Bu nedenle, değerlemeler
için kullanılabilecek veriler, kaydedilen bilgilerinin kullanılmasını kabul eden
hak sahiplerinin işlem bilgileri ile sınırlı kalacaktır. Bu noktada, hak sahiplerini
işlem bilgilerini kullanıma açma konusunda ikna etmek için ücret indirimi ya
da muafiyetlerinden daha büyük teşviklerin uygulanması gerekecektir. Sicile
kayıtlı bilgilerinin kullanılmasına izin veren hak sahiplerine verilebilecek en
uygun teşviğin, ilgili işlemde gerçekleşen bedel üzerinden alınan vergilerle
ilgili olacağı düşünülmektedir.
Bu bedeller üzerinden alınacak verginin kaldırılması ya da çok cüzi bir orana
çekilmesi, kayıtlı işlem bilgileriyle ilgili bir diğer problem olan, gerçeğe uygun
olmayan işlem bedeli bildirimi konusuna çözüm olacaktır. 551 Sayılı KHK’nın
90 ıncı maddesi, sözleşmelerde lisansın/devrin bir bedel karşılığında veya
bedelsiz olarak yapıldığının belirtilmesi gerektiği hükmüne amir olduğundan,
sicile kayıt işlemi için gönderilen sözleşmelerde, bir telif miktarı belirtilmekte
ya da bedelsiz gerçekleştiği ifade edilmektedir. Söz konusu işlemlerle elde
edilen gelirler üzerindeki vergi yükleri (kurumlar ya da gelir vergisi, KDV,
geçici vergiler vb.), işlemde gerçekleşen bedele göre artan noter harçları gibi
nedenlerle, Enstitüye bildirilen sözleşmelerin çoğunun çok düşük bedellerle
289
Mevcut uygulamada, birden fazla patentini lisans veren veya devreden hak sahibi, her bir
işlemin sicile kaydı için ayrı ödemeler yapmak zorundadır.
123
ya da bedelsiz gerçekleştiği görülmektedir. Ülkemizdeki teknoloji pazarı
hakkında doğru bilgi edinebilmek için lisans/devir sözleşmelerinde gerçek telif
miktarlarının açıklanması gerekmektedir. T.C. Maliye Bakanlığı’nın 2004 yılı
Ağustos ayında patent yıllık ücretlerinin harçları için gerçekleştirdiği
güncelleme (harç miktarlarını düşürme) çalışmasına benzer şekilde, patent
lisans/devir gelirlerinden alınacak vergiler konusunda da bir düzenlemeye
gitmesi
halinde,
sözleşmelerde
gerçeği
yansıtan
telif
miktarlarının
açıklanması sağlanacaktır. Söz konusu düzenleme ile vergi indirimi/muafiyeti
kapsamına girecek işlemler için, sözleşmelerdeki miktarların sorumlu bir
yasal organ tarafından kontrolü ile de uygulanacak sistemin kötüye
kullanılmasının (olduğundan çok yüksek işlem bedellerinin açıklanması)
önüne geçmek mümkün olacaktır.
Patent değerlemeleri için veri sağlayacak diğer bir önemli çalışma da,
ülkemizdeki lisanslanması muhtemel patentlerle ilgilidir. Hak sahipleri, Türk
Patent Enstitüsü Başkanlığı’nın aylık Resmi Patent Bülteni’nde sahip
oldukları patentlerle ilgili lisans verme tekliflerini (Lisans Verme Tekliflerinin
Yayınlanması Talebi) yayımlatabilmektedirler.290 Hak sahiplerinin patentlerine
müşteri bulmak için tercih ettikleri yollardan biri olan bu uygulama ile,
Türkiye’de lisansa konu olması muhtemel patentler hakkında bilgi edinmek
mümkün olmaktadır. Lisans ve devir işlemlerinin Patent Siciline kaydında
olduğu gibi, patentlerini lisans vermek isteyen tüm hak sahiplerinin Enstitü
bültenini kullanmasını sağlamak için, Enstitü tarafından bu hizmet için alınan
“Lisans Verme Teklifi” ücretinin kaldırılması gerekmektedir.
Yukarıda örnekleri verilen yabancı ülkelerdeki anket çalışmalarına benzer
çalışmalara ülkemizde de ihtiyaç vardır. Türk Patent Enstitüsü Patent Sicili’ne
kayıtlı geçerli patent başvuru ve belgelerinin (örneğin, yukarıda anlatılan
lisans verme teklifinde bulunanlar) üzerinden gerçekleştirilecek anketler
sayesinde, patent değerlemelerine temel teşkil edecek önemli bilgilerin elde
edileceği düşünülmektedir.
290
551 Sayılı KHK’nın 94 üncü ve Yönetmeliğin 36 ncı maddeleri için bakınız:
www.tpe.gov.tr
124
Ülkemizdeki patentlerin kullanımları ile ilgili elde edilecek veriler de patent
değerlemeleri için önemli bir bilgi kaynağı olacaktır. 551 Sayılı KHK’nın 96-98
inci ve Yönetmeliğin 39-40 ıncı maddeleri hükmü uyarınca, hak sahipleri
patentlerini patentin verildiğine ilişkin ilanın ilgili bültende yayınlandığı tarihten
itibaren üç yıl içinde kullanmak ve bu kullanımı Enstitü’ye ispat etmek
zorundadırlar. Ancak, TPE uygulamada hak sahiplerinin bu yükümlülüklerini
yerine getirip getirmedikleriyle ilgili bir kontrol yapılmamaktadır. Mevcut
durumda söz konusu kullanma bildirimini, patenti kullanmadıkları için zorunlu
lisansa konu olmak istemeyen sınırlı sayıda hak sahibi yapmakta, patentlerin
çok büyük kısmı için bu bildirim yapılmamaktadır. Konuyla ilgili KHK ve
Yönetmelik maddelerinin tüm patentler için uygulanmasını sağlayarak,
ülkemizdeki patentlerin kullanım bilgilerine dair çok önemli bir veri elde etmek
mümkün olacaktır.
Ayrıca, patent değeri için dolaylı göstergelerin anlatıldığı bölümde değinilen
istem sayısı, tarifname genişliği, patent ailesi, alınan ve verilen atıf sayıları
gibi değer göstergeleri için de bir çalışma yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde geçerli patentlerin söz konusu göstergelerle ilgili verilerinin
derlenerek
patent
değerlemeleri
için
kullanılabilir
hale
getirilmesiyle
değerlemeler için önemli bir veri kaynağı sağlanmış olacaktır.
TPE tarafından yapılacak yukarıda örnekleri verilen veri temini çalışmaları ve
kamu (ekonomiyle ilgili resmi istatistikler, mahkeme kararları vb.) ve özel
sektörden (bilançolar, maliyetler vb.) ilgili tarafların yapacakları çalışmalar ya
da sağlayacakları verilerle oluşturulacak bir veritabanı ülkemizde patent
değerlemesi bilincinin oluşması ve uygulamaların yaygınlaşmasında hayati
bir rol oynayacaktır. Oluşturulacak veritabanı, yabancı ülkelerden bazı
örnekleri verilen değerleme programlarına benzer yazılımların ülkemizde de
geliştirilmesi için zemin hazırlayacaktır. Bunun dışında, söz konusu
veritabanı, içerisindeki bilgilerden yararlanılarak üretilecek kitap, makale,
rapor vb. çalışmalar için de önemli bir kaynak oluşturacaktır.
125
SONUÇ
Bilgi temelli günümüz ekonomisinde gayri maddi varlıklar şirketler için maddi
varlıklara göre daha önemli hale gelmiştir. Geçmişte şirket değerlerinin
önemli bir kısmı maddi varlıklara dayanırken, günümüzde bu durum tersine
dönmüştür. Süreç içerisinde, özellikle 90’lı yıllardan sonra maddi olmayan
varlıklar içinde önemli bir yere sahip olan patentlere olan ilgide gözle görülür
bir artışın yaşandığı gözlenmektedir. Başlangıçta artan bu ilgide patentin
tekel işlevinin etkisi olduğu söylenebilir. Ancak, zaman içinde patentlerin
önemli bir yatırım aracı haline geldiği ve çok farklı uygulamalara konu olduğu
görülmektedir.
Patentlerin kullanım şekillerindeki söz konusu değişim, patentlerin ekonomik
değerlerinin belirlenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Maddi varlıklara göre değer
tespitinin çok daha zor olduğu patentler için birçok değerleme metodu
geliştirilmiştir. Söz konusu değerleme metotları ve bunların farklı kullanım
alanlarına dünyadan ve ülkemizden örneklerin verildiği bu çalışmada, ilk
olarak patent değeriyle ilgili bazı temel kavramlar ile değerlerleme metotları
üzerinde durulmuştur. Ardından, ülkemizin söz konusu metotlar ve kullanım
alanları konusunda gelişmiş ülkelere göre bulunduğu yerin tespit edilmesi
adına yazılı literatür ve bilgi kaynakları taranmıştır.
Yapılan inceleme neticesinde, ülkemizin gerek patent değerlemesi kullanım
alanları gerekse değerleme yapan kurumlar bazında çok yetersiz kaldığı
tespit edilmiştir. Bu durumun temel nedeninin ülkemizdeki patent bilincinin
azlığı ile patent başvuru sayılarındaki yetersizlik olduğu yargısına varılmıştır.
Patent bilinci ve başvuru sayısı konularında son yıllarda ülkemizde yaşanan
olumlu gelişmelere bakıldığında, söz konusu yetersizliklerin ilerleyen yıllarda
problem olmaktan çıkacağı düşünülmektedir. Patent değerlemeleri ve
uygulama alanlarıyla ilgili ülkemizde yaşanacak temel sorunun, patent bilinci
ve sayısındaki artışa paralel olarak gündeme gelmesi beklenilen mevzuat ve
altyapıdaki yetersizliklerle ilgili olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, patent
126
değerlemelerinin kullanım alanlarına yönelik bazı yasal düzenlemelerin
yapılması ve değerlemelere temel teşkil edecek sağlıklı veri temini için
çalışma başlatılması gerekmektedir.
Ülkemizde patent teminatı ile banka kredisi, patent sigortası, muhasebe/vergi
uygulamaları, patent bağışıyla vergi indirimi gibi mevcut sistemde yer
almayan uygulamalar, yapılacak yasal düzenlemelerle hayata geçirilmeli ve
bu uygulamalar için patent değerlemeleri zorunlu hale getirilmelidir. Örneğin,
muhasebe uygulamalarında, şirket birleşme ve devralmaları ya da lisans ve
devir yollarıyla dışarıdan elde edilen patentler için bilançolara şerefiyeden
ayrı kayıt zorunluluğu getirilmeli, bu tür işlemlerde patent değerlemelerinin
kullanılması zorunlu hale getirilmelidir.
Ülkemizde risk sermayesi yatırım kararları, transfer fiyatlama uygulamaları,
halka
açık
firmaların
denetimi
ve
mahkeme
kararları
gibi
patent
değerlemelerinin mümkün olduğu, ancak bunun için gerekli altyapının
yetersiz olması nedeniyle etkin değerleme çalışmalarının gerçekleşmediği
alanlar da mevcuttur. Gerek söz konusu alanlardaki mevcut uygulamalarda
gerekse
yukarıda
bahsedilen
yasal
düzenlemelerle
hayata
geçecek
uygulamalarda yapılacak patent değerlemeleri için sağlıklı veri temininin
hayati öneme sahip olduğu düşünülmektedir.
Bu amaçla, başta TPE olmak üzere, kamu ve özel sektörden tüm ilgili
taraflarca yapılacak çalışmalar ve sağlanacak bilgilerle geniş veritabanlarının
oluşturulması gerektiği düşünülmektedir. Piyasada gerçekleşen lisans vb.
işlem bilgilerinin Patent Siciline kaydını teşvik edici uygulamalar, sicile kayıtlı
işlem bilgilerinin değerleme analizlerinde kullanılması konusunda hak
sahiplerini ikna edici vergi muafiyeti/indirimi uygulamaları, Enstitüye yapılan
lisans verme tekliflerinin sayısını artırmaya yönelik teşvik edici uygulamalar,
Enstitüye yapılan kullanma/kullanmama talepleri üzerinden ülkemizdeki
patentlerin kullanım bilgilerinin elde edilmesine yönelik çalışmalar, patent
değer göstergeleriyle ilgili yapılacak çalışma ve patentlerle ilgili anket
127
çalışmaları vb. çalışmalarla oluşturulacak veritabanının yabancı ülkelerde
örnekleri
görülen
değerleme
yazılımlarının
geliştirilmesi
için
kaynak
oluşturacağı düşünülmektedir. Bu veritabanı üzerinden yapılacak kitap,
makale vb. çalışmalarla ülkemizde patent değerlemesine yönelik yeni
kaynakların da ortaya çıkacağı düşünülmektedir.
Ülkemizde patent değerlemesi ve uygulamaları ile ilgili gerek akademik
gerekse güncel uygulamalara ait literatürde kaynak sayısı çok kısıtlıdır. Bu
nedenle, ülkemizde bu konuda yapılacak çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.
128
KISALTMALAR
AB
: Avrupa Birliği
ABD
: Amerika Birleşik Devletleri
AR-GE
: Araştırma ve Geliştirme
ASO
: Ankara Sanayi Odası
AUTM
: The Association of University Technology Managers
EPO
:
FASB
:
IFRS
:
IRCs
:
IRS
:
JIII
: Japan Institute of Invention and Innovation
KOBİ
: Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme
KOSGEB :
Avrupa Patent Ofisi
(European Patent Office)
Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu
(Financial Accounting Standards Board)
Uluslararası Finansal Raporlama Standartları
(International Financial Reporting Standards)
Yenilikçilik Aktarım Merkezleri
(Innovation Relay Centres)
Internal Revenue Service
(Dahili Gelir Servisi)
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı
ODTÜ
: Ortadoğu Teknik Üniversitesi
PCT
:
SEC
: U.S. Securities and Exchange Commission
SPK
: Sermaye Piyasası Kurulu
TPE
: Türk Patent Enstitüsü
TLO
: Teknoloji Lisanslama Ofisi
Patent İşbirliği Sözleşmesi (Uluslararası Patent Başvuru
Sistemi)
129
TTGV
: Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı
TTO
: Teknoloji Transfer Ofisi
TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
130
KAYNAKÇA
1 Seri Numaralı Genel Tebliğ
551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname
551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik
Ablak, E.; “Fikri Olup Parası Olmayanlarla, Parlak Fikirlere Yatırım Yapmak
İsteyenler İçin Girişim Sermayesi”, 15 Ekim 2007, www.bilgicagi.com
Arora, A.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual
Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”,
30 June - 1 July 2005, Berlin
Barney, J.; “Comparative Patent Quality Analysis: A Statistical Approach for
Rating and Valuing Patents”, Patent Ratings, LLC, 2001
Bloom, N., Reenen, J. V.; “Patents, Real Options and Firm Performance”,
The Economic Journal, Volume 112 Issue 478 Page C97-C116, March 2002
Boer, F. P.; “The Valuation of Technology, Business and Financial Issues in
R&D”, John Wiley & Sons, Inc., 1999
Bonturi, M.; “Creating Value from Intellectual Assets”, Policy Brief, February
2007, s. 1-8
Büktel, O.; “Opsiyonun büyüsü”, http://www.ntvmsnbc.com/news/34536.asp
Carte, N.; “The Maximum Achievable Profit Method of Patent Valuation”,
International Journal of Innovation and Technology Management, Vol. 2, No.
2 (2005), s. 135-151
Cookburn, I.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual
Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”,
30 June-1 July 2005, Berlin
Cromley, J. T.; “20 Steps for Pricing a Patent”, Journal of Accountancy,
November 2004
Çelikkol, B.; “Transfer Pricing in Turkey”, Corporate Business Taxation
Monthly, V. 6, No 11, August 2005, s. 33-38
Damodaran, A.; “Investment Valuation”, John Wiley & Sons, Inc., New York,
2002
131
Degnan, S., Horton, C.; “A Survey of Licensed Royalties”, les Nouvelles,
June 1997
Dilek, A. N.; “Economics of the Patent System”, Bilkent Üniversitesi, Doktora
Tezi, Ankara, Şubat 2000
EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as
an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation; Background
and Issues”, 30 June - 1 July 2005, Berlin
European Commission, Directorate-General for Internal Market; “Study on
Evaluating the Knowledge Economy - What are Patents Actually Worth? The
Value of Patents for Today’s Economy and Society”, May 9 2005, s. 1-127
Flignor P., Orozco D.; “Intangible Asset and Intellectual Property Valuation a
Multidisciplinary Perspective”, IPthought, June 2006, s.1-17
Görgün, S., Boyacıgiller, Z.; “Fikri Olup Parası Olmayanlarla, Parlak Fikirlere
Yatırım Yapmak İsteyenler İçin Girişim Sermayesi”, 15 Ekim 2007
Gu, F., Lev, B.; “The Information Content of Royalty Income”, Accounting
Horizons, March 2004, s. 1-12
Gündüz, Z.; “2007 Biterken Transfer Fiyatlandırması Uygulaması”, 30 Kasım
2007, İstanbul
Hall, B., Jaffe, A., Trajtenberg, M.; “The NBER Patent Citations File: Lessons,
Insights and Methodological Tools”, NBER Publications, 2001
Hall, B. H., Jaffe, A., Trajtenberg, M.; "Market Value and Patent Citations",
RAND Journal of Economics, The RAND Corporation, vol. 36(1), Spring
2005, s. 16-38
Harhoff, D., Reitzig, M.; "Determinants of Opposition Against EPO Patent
Grants -The Case of Biotechnology And Pharmaceuticals", International
Journal of Industrial Organization, Elsevier, vol. 22(4), April 2004, s. 443-480
Harhoff, D., Narin, F., Scherer, F. M., Vopel, K.; "Citation Frequency and The
Value of Patented Inventions", The Review of Economics and Statistics, MIT
Press, vol. 81(3), August 1999, s. 511-515,
Harhoff, D., Scherer, F. M., Vopel, K.; "Citations, Family Size, Opposition and
the Value of Patent Rights", Research Policy, Elsevier, vol. 32(8), September
2003, s. 1343-1363
132
Ildır, G.; “Alternatif Uyuşmazlık Çözümü: Medeni Yargıya Alternatif
Yöntemler”, Seçkin Yayıncılık, Haziran 2003
Kaplan, R. S., Norton, D. P.; “Measuring the Strategic Readiness of
Intangible Assets.”, Harvard Business Review, February 2004, s.52-63
Kaya, Y., “Marka Değerleme Yöntemleri ve Markaların Mali Tablolara
Alınmalarının Etkileri”, Marmara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul,
2003
Kaya, Y.; “Marka Değerinin Ölçülmesinde Mali ve Hukuki Çerçeve”, Marka
Değerinin Ölçülmesi Semineri, TÜSİAD, 7 Haziran 2006
Kidder, D., Mody, N.; “Are Patents Really Options”, les Nouvelles, December
2003, s.190-192
Köllner, M.; “International Conference on Intellectual Property as an
Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June - 1 July
2005, Berlin
Kurumlar Vergisi Kanunu
Layton, R., Bloch, P.; “IP Donations: A Policy Review”, International
Intellectual Property Institute, January 2004
Martin, D., Drews, D. C.; “Intellectual Property Valuation Techniques”, The
Licensing Journal, October 2006, s. 15-21
McGavock, D, Haas, D., Patin, M.; “Factors Affecting Royalty Rates”, les
Nouvelles, June 1992
Nielsen, P. E.; “Evaluating Patent Portfolios: A Danish Initiative”, World
Patent Information Volume 26, Issue 2, June 2004, s. 143-148
OECD; “Transfer Pricing Guidelines for Multinational Enterprises and Tax
Administrations”
Omland, N.; “Innovation Support Training Programme Strategic Use of IP
Information Module 4”, June 14, 2007, İsveç
Parr, R. L.; “Royalty Rates for Tecnologies”, IPRA, Inc., Third Edition, 2003
Parr, R. L.; “Patent Valuation Using Relief From Royalty Method”, March/April
2006 9, 4 ABI/Inform Global, s. 4-13 ve 44-46
PriceWaterhouseCoopers;
“Transfer
Neredeyiz?”, 28 Haziran 2007, İstanbul
Fiyatlaması
Uygulamasında
133
Razgaitis, R.; “Valuation and Pricing of Technology-Based Intellectual
Property”, John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2003
Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; “Valuing Intangible Assets”, McGraw-Hill, USA,
1999
Scheffer, G. V., Zieger, M.; “International Conference on Intellectual Property
as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June- 1
July 2005, Berlin
Schlögl, H.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual
Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”,
30 June- 1 July 2005, Berlin
Sermaye Piyasasında Uluslararası Değerleme Standartları Hakkında Tebliğ
(Seri: VIII, No: 45)
Teece, D. J., Sherry, E. F.; “Royalties, Evolving Patient Rights, and the Value
of Innovation”, Research Policy, 33:2, March 2004, s. 179-191.
Smith, G. V., Parr, R. L.; “Valuation of Intellectual and Intangible Assets”,
John Wiley & Sons, Inc., USA, 2000
Smith, G. V., Parr, R. L.; “IP Licensing and Joint Venture Profit Strategies”,
John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2004
Taplin, R. (Editor); “Valuing IP in Japan, Britain and the United States”,
RoutledgeCurzon, 2004
Trajtenberg, M.; "A Penny for Your Quotes: Patent Citations and the Value of
Innovations", RAND Journal of Economics, The RAND Corporation, vol.
21(1), Spring 1990, s. 172-187
Türk Ticaret Kanunu (TTK)
Uyanık, N. K.; “Transfer Fiyatlandırma”, Türmob Yayınları-278, 2006
Vosper, R.; “Patents: What are They Worth?”, Corporate Legal Times, May
2005, s. 47
Winkless, B., O’Connor, B., Cooney, J.; “Invention Quality Measurement
(IQM), Patent Valuation. The Methods that TRIZ Forgot”, TRIZ Journal,
September 2003, s.1-18
Wurzer, A. J.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual
Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”,
30 June-1 July 2005, Berlin
134
Yonetsu, K.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual
Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”,
30 June-1 July 2005, Berlin
Fröhling, W.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual
Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”,
30 June-1 July 2005, Berlin
Harhoff, D.; “How to Assess the Value of Patents”, IP Issues for Government
Officials and Information Administrators, European Patent Office, 10-13 June
2003, Munich
Vergi Usul Kanunu (VUK)
İnternet Siteleri:
http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/fk_biotec.htm
http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/eat_set.htm
www.bilgicagi.com
http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=292&ct=f&action=displayfile
www.pl-x.com
www.qed-ip.com
www.patev.de
www.taeus.com
www.ipb-ag.com
www.yet2.com
www.pax.co.uk
www.patentcafe.com
www.irc-anatolia.org.tr
www.bulusalim.tpe.gov.tr
http://www.gazihaber.gazi.edu.tr/index.php?menu=view&BIK=337
http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=703&haber=504
www.inovent.com.tr
135
http://www.capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=4297
www.ipresearch.com
www.tpe.gov.tr
136
Download