ANKARA - TURKIYE SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPI TASARIMI KAPSAMINDA ÇEVRE DOSTU YEŞİL ÇATI UYGULAMALARININ İRDELENMESİ EXAMINATION OF ENVIRONMENT FRIENDLY GREEN ROOF APPLICATIONS IN THE CONTEXT OF SUSTAINABle BUILDING DESIGN Yrd. Doç. Dr.- Çiğdem Belgin DİKMEN a* ve Yrd. Doç.- Dr.-Serpil SAVCI b* Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Yozgat, Türkiye, [email protected] b* Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Biyosistem Mühendisliği Bölümü, Yozgat, Türkiye, [email protected] a* Özet 214 Günümüzde dünya nüfusunun yarısı kentlerde yaşamaktadır. Kentlerde nüfus artışı ve teknolojik gelişmelere koşut olarak artan yapısal faaliyetler doğal kaynakların tükenmesine, küresel ısınma ve iklim değişikliğine, havanın ve suyun kirlenmesine, doğanın tahrip edilmesine ve çevre sorunlarına yol açmaktadır. Günümüzde yapı tasarım ölçütleri arasında kabul gören sürdürülebilirlik kavramı yeşil, ekolojik, doğayla uyumlu, çevre dostu ve enerji etkin yapı kavramlarının doğmasına ve sürdürülebilir yapı yelpazesinin her geçen gün genişleyerek bu tür çevreci uygulamaların yaygınlaşmasına olanak sağlamaktadır. Bu bağlamda küresel ısınma, kuraklık, çevre kirliliği ve doğal kaynakların hızla tüketilmesine çözüm olarak görülen yeşil ve çevre dostu yapılara ilgi giderek artmaktadır. Bu çalışmada sürdürülebilirlik bağlamında ortaya çıkan yeşil ve çevre dostu yapı kavramları sorgulanacak, yeşil çatıların kent ve yapı ölçeğindeki rolleri tartışılarak dünyada ve Türkiye’de uygulanan yeşil çatı uygulamalarından örnekler ile yeşil çatı uygulamalarının çevreye etkileri irdelenecek ve yeşil çatıların yaygınlaştırılmasına, uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesine yönelik öneriler geliştirilecektir. Anahtar kelimeler: Sürdürülebilir yapı tasarımı, çevre dostu yapı, yeşil çatı, çevresel etki Abstract At the present time, half of the human population of the world reached 72 billion live in the urban areas. Increasing constructional facilities parallel to the population growth and technological development in the urban lead to depletion of natural resources, global warming and climate change, air and water contamination, the destruction of nature and environmental problems. Nowadays, sustainability concept which is an accepted construction design criteria allows to rise the green, ecological, nature and environmental friendly and energy-efficient building concept and the environmental friendly applications to become widespread by expanding the range of sustainable construction. In this context, the interest in green and environmental friendly construction which is seen as a solution for global warming, drought, environmental pollution and depletion of natural is growing. In this study, the concept of green and environmental friendly construction will be investigated in the context of sustainability. The roles of green roofs in urban and construction scale will be discussed. The environmental impact of green roof applications will be examined by the examples in Turkey and in the world and recommendations for dissemination of green roofs and for the elimination of the problems encountered in practice will be developed. Keywords: Sustainable building design, environment friendly building, green roof, environmental impact 1. Giriş Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu 2014 yılı verilerine göre, 7,2 milyara ulaşan dünya nüfusunun % 50’den fazlası kentlerde yaşamaktadır [1]. Kentlerde nüfus artışı ve teknolojik gelişmelere koşut olarak artan yapısal faaliyetler doğal kaynakların tükenmesine, küresel ısınma ve iklim değişikliğine, 28 - 30th May 2015 | Ankara - TURKIYE havanın ve suyun kirlenmesine, doğanın tahrip edilmesine ve çevre sorunlarına yol açmaktadır. Bunun yanı sıra rant amaçlı olarak arsa yoğunluklarının arttırılması, imar planlarında yeşil alan kullanımına ayrılmış alanların yetersizliği ve imar plan değişiklileri yoluyla ağaçlandırılacak alanların kullanım kararlarının değiştirilmesi kentlerde yeşil alanları ve bu alanların etkin kullanımını azaltmaktadır. Dünya genelinde tüketilen enerjinin % 50’si, suyun % 42’si [2-4], yok olan bitkisel toprağın % 40’ı, ormanların % 25’i ve malzeme kaynaklarının % 30’u [5] bina yapımında veya kullanım süreçlerinde harcanmakta ve yapı sektörü % 75’lik bir oranla tek başına mevcut enerji kaynaklarını en çok tüketen sektör olarak görülmektedir. Küresel ısınmaya neden olan sera gazlarının % 50’si, içme sularındaki kirlenmenin % 40’ı, hava kirliliğinin % 24’ü ve CFC, HCFC salımlarının % 50’si yapılarla ilişkili faaliyetlerden kaynaklanmaktadır [6]. 1970’li yıllarda ortaya çıkan enerji krizi, çevre kirliliği, yetersiz gıda üretimi, doğal kaynakların tükenebilirliğinin ve fosil yakıt kaynaklarının çevre dostu ve yenilenebilir olmadığının anlaşılması başta akademik çevreler olmak üzere yerel ve küresel ölçekte çevre ve enerji kavramlarının sorgulanmasına neden olmuştur. Çevre ve enerji konularına dikkat çekmek amacıyla 1972 yılında gerçekleştirilen Stockholm Çevre Konferansı’nda başlayan tartışmaların katkısıyla, 1987 yılında Çevre ve Gelişme Komisyonu tarafından yayımlanan Ortak Geleceğimiz Raporu “Sürdürülebilir Gelişme” kavramını gündeme getirmiştir. Sürdürülebilir gelişme bugünün gereksinimleri karşılanırken gelecek nesillerin gereksinimlerini karşılama yeteneklerini ortadan kaldırmayan gelişme olarak tanımlanmakta [7] ve anahtar bir kavram olarak birçok disiplini etkilemektedir. Mimarlık disiplininde de bu yaklaşım ile üretilmiş sürdürülebilir yapı tasarımı kavramının pek çok ülke tarafından kabul görmesi, ülkeleri yeni enerji kaynaklarının araştırılmasına yöneltmiş, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarından etkin biçimde yararlanmak, habitatı korumak, çevre kirliliğini azaltmak, çevreye duyarlı yapı malzemeleri ile çevre dostu ve enerji etkin yapı tasarlamak ülkelerin politikalarında yer almaya başlamıştır. Sürdürülebilir yapı tasarımı insanın varlığını sürdürebilmesi, nitelikli bir yaşamının olabilmesi ve ekosistem dengeleri bozulmadan çevre kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla uzun dönem çözümler üretmeyi hedeflemektedir [8]. Sürdürülebilir yapı tasarım ölçütlerinden bir veya birkaçının ön plana çıkması yeşil, ekolojik, doğayla uyumlu, çevre dostu ve enerji etkin yapı gibi farklı kavramların doğmasına, sürdürülebilir yapı yelpazesinin her geçen gün genişlemesine ve giderek daha çok kabul görmesine olanak sağlamaktadır. Bu bağlamda küresel ısınma, kuraklık, çevre kirliliği ve doğal kaynakların hızla tüketilmesine çözüm olarak görülen yeşil ve çevre dostu yapılara ilgi giderek artmaktadır. Bu çalışmada, sürdürülebilirlik bağlamında ortaya çıkan yeşil ve çevre dostu yapı kavramları sorgulanmış, yeşil çatıların kent ve yapı ölçeğindeki rolleri tartışılarak, dünyada ve Türkiye’de uygulanan yeşil çatı uygulamalarından örnekler verilmiş ve yeşil çatıların yaygınlaştırılmasına, uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesine yönelik öneriler geliştirilmiştir. 2. Sürdürülebilir Yapı Tasarımı Yapıların sebep olduğu çevre ve enerji sorunlarını azaltarak nitelikli, yaşanılabilir mekânlar yaratmak ve gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmak amacıyla ortaya çıkan sürdürülebilirlik kavramı yapıları ekolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla tanımlamaktadır [9, 10]. Bu kapsamda ekolojik sürdürülebilirlik; kaynakların ve ekosistemin korunmasına, ekonomik sürdürülebilirlik; kaynakların uzun dönem kullanılabilirliğine ve kullanım bedellerinin düşük olabilmesine, sosyal ve kültürel sürdürülebilirlik ise insan sağlığı ve konforu ile sosyal ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik stratejileri kurgulayan ilkelerdir. Sürdürülebilir bir yapının tasarım ilkeleri; yapının ve yapının alt bileşeni yapı malzemelerinin yaşam döngüleri boyunca değerlendirilmesini, enerji, su, malzeme gibi doğal kaynakların daha az ve yeniden kullanarak kaynakların korunumunu ve insan-yapıdoğa arasındaki ilişkilerinin düzenlenerek bu etkileşime yönelik çözümler üreten yaşanabilir çevrelerin tasarımını öngörmektedir [11]. Sürdürülebilirliğin ana teması, gelişen ve sürdürülebilirlik boyutuyla değişen tasarım ölçütleri, bu ölçütlere uygun olarak seçilen yapı malzemeleri ve yapım teknikleridir. Sürdürülebilir yapı tasarım ölçütleri ile yapıları ve yapı malzemelerini yaşam döngüleri boyunca değerlendiren; iklim, topoğrafya, hakim rüzgar, yön ve yer seçimi gibi fiziksel çevre verilerini dikkate alan; yenilenebilir ve çevreye duyarlı enerji kaynaklarını etkin ve verimli kullanan; esnek ve değişen koşullara uyum sağlayabilen; habitatın korunumunu önemseyen; sağlık ve güvenlik risklerini minimize eden; doğal, bakım-onarımı kolay, atık üretmeyen, çevre dostu yapı malzemeleriyle uzun hizmet ömrüne sahip bütüncül ve çevreci bir anlayışla tasarlanan ekosistemlere duyarlı yapılar; ekolojik, yeşil, doğayla uyumlu, enerji etkin, çevre dostu gibi birbirinden farklı kavramlarla tanımlanmakla birlikte [12, 13], bu kavramlar çoğunlukla birbirlerinin yerine de kullanılmaktadır. Yeşil yapı sağlıklı, doğal malzemelerin kullanıldığı, az enerji tüketen, bu enerjiyi doğal kaynaklardan elde eden, bakımonarımı kolay ve ekonomik yapı olarak tanımlanabilir [14]. Bir başka tanıma göre yaşam döngüsünün tüm evrelerinde, fiziksel çevre verilerine uygun, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanımını teşvik eden, gereksinim duydukları enerjinin bir kısmını veya tamamını yapı formu ve kabuğu, yapı malzemesi seçimi gibi tasarım sırasında alınan kararlar doğrultusunda üretebilen ve çevresel etkileri az olan yapılar yeşil yapıdır [15]. Bu 215 2nd International Sustainable Buildings Symposium yüzeyindeki bitkiler ve toprağın suyu buharlaştırmasıyla, yapının doğal olarak soğutulmasına ve havanın nemlendirilmesine katkı sağlamaktadır. Çatı yüzeyinde bulunan toprak tabakası yapıda ek bir yalıtım olarak iklim değişikliği ve rüzgâra bağlı ısı kayıplarını % 50 oranında azaltırken, ısı kazançlarını arttırarak enerji tasarrufuna yardımcı olmaktadır [22]. Yapılan araştırmalar yeşil çatı kullanımının yapı sıcaklığını 3°C düşürdüğünü göstermektedir [23]. tanımlardan da anlaşılacağı gibi konum ve yer seçimi, yapım tekniği, yapı malzemelerinin özellikleri, enerjinin etkin kullanımı ve korunumu ile atık malzemenin geri dönüştürülebilirliği konularında seçici yaklaşımlarla yapı tasarlanmasını hedefleyen, çevre ve enerji konularına duyarlı yapılar yeşil yapı olarak ifade edilmektedir. 216 Dünya Ulusal Yeşil Bina Konseyleri yeşil yapı tasarlamak isteyen mimar ve mühendislere kılavuzluk etmek ve bu yapıların yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla, yeşil yapıların çevre ve enerji konularına duyarlılıklarının belirli standartlarla sınıflandırılmasını öngörmüştür. Yeşil yapıların çevresel etkilerini değerlendiren sertifika kurumlarından bazıları BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method-İngiltere 1990), LEED (Leadership in Energy and Environmental Design-ABD 1998), IISBE (International Initiative for Sustainable Built Environmentçok uluslu 1998), GREENSTAR- Avustralya 2003), CASBEE (Comprehensive Assessment for Building Environmental Efficiency-Japonya 2004) ve DGNB (Deutsche Gesellschaft für Nachhaltiges Bauen-Almanya 2009)’dir [14, 16]. Sertifikalar yeşil binaların çevre ve enerji performanslarının ölçülmesinde ve kıyaslanmasında önemli rol oynamaktadır. Türkiye’de henüz kurumsallaşmış bir sertifika sistemi bulunmamakla birlikte, LEED ve BREEAM sertifikaları yaygın olarak uygulanmaktadır. Bundan başka Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nin (ÇEDBİK) katkıları ile kurulan Bina Kodu ve Sertifikasyon Komitesi, ulusal koşullara uygun bir değerlendirme ve sertifika sistemi oluşturmak için çalışmalarını sürdürmektedir [17]. Yeşil yapı kapsamında gerçekleştirilen en önemli uygulamalardan biri de yeşil çatılardır. Son yıllarda kentlerde ısı adası etkilerinin azaltılması, hava ve su kalitesinin iyileştirilmesi, yaşamın nitelikli hale getirilmesi ve yapısal faaliyetlerle tahrip olan doğanın geri kazanımına yönelik olarak uygulanan yeşil çatılar, dünyada ve Türkiye’de yaygın kabul görmektedir [18-20]. 3. Yeşil Çatılar • Kentte yapıların sert yüzeylerinin gün boyunca güneşten gelen ısıyı biriktirip gece serbest bırakmaları, geceleri hava sıcaklığının normale kıyasla daha yüksek seviyelere çıkmasına ve kent ısı adalarının oluşmasına neden olmaktadır. Yeşil çatılardaki bitkiler sağladıkları gölge etkisi ısı adaları etkisini azaltmaktadır. • Bitkilendirilmiş çatı yüzeyi yağmur suyunu tutarak yağışların toprak tarafından emilmesine ve bitkiler tarafından kullanılmasına olanak tanımaktadır. 20-40 cm. arası yoğun bitkilendirilmiş bir çatı yüzeyi 10-15 cm. yüksekliğinde su tutma kapasitesine sahiptir. Yeşil çatı uygulamaları ile yağmur sularının % 10-15’inin çatı yüzeyinde tutulması mümkündür. Çatı üzerinde kullanılan 10 cm. yüksekliğinde toprak % 50, 20 cm. yüksekliğinde toprak % 60 ve 50 cm. yüksekliğinde toprak % 90 oranında yağmur suyunu tutabilmektedir [20-23]. Yeşil çatılar yağmur suyuna havadan karışan ağır metaller ve tuzun toprak tarafından tutulmasına ve sudan arındırılmasına olanak tanımaktadır. Yeşil çatıların kadmiyum, bakır ve kurşun gibi metalleri % 98, çinkoyu % 16 oranında tutarak sudan arındırdığı bilinmektedir [2]. • Yeşil çatılar su tutma özelliği çatı yüzeyinde yeşil dokuyu korumakta, yapıda drenaj yükünü hafifletmekte ve yağışların fazla olduğu durumlarda su baskınlarının önlenmesine de yardımcı olmaktadır. • 1 m2 çim alan 100 m2 yaprak yüzeyi yaratmakta, her metrekare başına yılda rüzgâra bağlı olarak 200 gr. ile 2 kg. arasında toz tutulabilmektedir. Yeşil örtüsü olan ve olmayan bölgeler arasında yapılan ölçümlerde, yeşil çatıya sahip olmayan bölgelerde bir litre havada 3-7 kat fazla toz partikülü bulunmuştur [18, 22]. Yeşil çatılar kentlerde endüstri ve trafik kaynaklı nitrojen bileşiklerinin neden olduğu hava kirliliğini ve tozu azaltarak, nitrojen bileşiklerinin emilmesini, filtre edilerek hava kalitesinin iyileştirilmesini sağlamaktadır [24]. • Kentlerde enerji kullanımında fosil yakıt kaynaklarının yaygın olarak kullanılması ve HCF, HCFC, CO2 ve O3 gibi gazların atmosfere salımı sera etkisini arttırmakta, havayı kirleterek doğal dengeyi bozmaktadır. Yeşil çatı kullanımı solunumda CO2 kullanan bitkiler aracılığıyla hava kirliliğindeki olumsuz etkileri azaltmaktadır [19]. 3.1. Yeşil Çatı Uygulamalarının Faydaları Çatı bahçeciliği, bitkilendirilmiş çatı teknolojisi veya eko çatılar olarak da tanımlanan yeşil çatılar, normalin altında ağırlıklı çevrede yetişen mikroorganizmaları ve bitkileri barındıran biyolojik oluşumlardır [21]. Yapıların toprakla kaplanarak ısı yalıtımı, yangın korunumu ve kamuflaj gibi amaçlarla yeşil çatı uygulamaları bina yapımı kadar eski zamanlara dayanmaktadır. İlk uygulamalar ısı yalıtımı sağlamak amacıyla çatı yüzeyinin toprakla kaplanarak üzerinin bitkilendirildiği çatılardır. Bundan başka 20. yüzyıl başında Le Corbusier gibi öncü mimarlar da teras çatı döşemelerini yeşillendirerek kullanmışlardır. Yeşil çatıların kent ve yapı düzeyindeki rolleri şöyle sıralanabilir: • Yeşil çatılar yapı ile çatı arasındaki ısı ve sıcaklık ilişkilerini düzenleyerek çatıyı ısıl şoklardan korumakta, çatı 28 - 30th May 2015 | Ankara - TURKIYE • Yeşil çatı üzerinde yer alan bitkiler buhar geçirim özellikleri ile yapının nefes almasını, yapıdan nemin atılmasını sağlamakta, ürettikleri oksijen ile kullanıcı ve yapı sağlığını olumlu etkilemekte ve konfor düzeyini arttırmaktadır. 25 m2 yaprak yüzeyinin bir kişinin bir saatlik oksijen tüketimini karşıladığı, oksijen üretiminin yaz mevsiminde 1 m2 çim çatı yüzeyinin 4 kişinin gereksinim duyduğu oksijeni üretecek kadar arttığı bilinmektedir. Bir yıl için gece ve kış mevsimi ortalamaya katıldığında ise 1,5 m2 çim alanın bir kişinin bir yıllık ihtiyacı kadar oksijen üretebileceği görülmektedir [2]. • Yeşil çatıların uygulanmasında çok düşük enerji kullanılmakta, yeşil çatılar teras çatılarda olduğu kadar eğimli çatılarda da rahatlıkla uygulanabilmektedir. Yeşil çatı uygulamaları çatı alanlarının peyzaj düzenlemelerine, rekreaktif olarak kullanılmasına ve yapı alanı ile kaybedilmiş doğanın geri kazanılmasına olanak tanımaktadır. • Kentte trafik ve kalabalık kaynaklı gürültü, yapılardan ve kentteki sert zemin yüzeylerden yansımaktadır. Yeşil çatılar tıpkı yeşil alanlar, bitkilerle kaplı duvarlar ve ağaçlar gibi gürültünün yutularak azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Gürültünün şiddetine göre alçak frekansların toprak ve yüksek frekansların bitki örtüsü ile bloke edildiği bilinmektedir. Normal konuşmada ses şiddeti seviyesi 50 dB ve gürültü rahatsızlık eşiği 60 dB kabul edildiğinde, 12 cm. kalınlığında bir yeşil çatının 90-100 dB olan kamyon ve tren sesini dahi gürültü eşiğinin altına düşürdüğü görülmektedir [2]. • Yeşil çatılar elektromanyetik radyasyonu soğurmaktadır. 10 cm. toprak katmanı olan yeşil çatının elektromanyetik ışınımı % 99 oranında azalttığı kanıtlanmıştır [2]. • Yapıda insan-doğa etkileşimi sağlayan yeşil çatılar, canlı türleri için yaşam ortamı yaratmakta, habitatın ve biyoçeşitliliğin korunmasına yardımcı olmaktadır. Yeşil çatı uygulamaları nesli tükenen bitki ve hayvan türleri için de koruma alanı oluşturmaktadır. • Yeşil çatılar yapıyı ultraviyole ışınlarından, çatıyı ve taşıyıcı konstrüksiyonu da mekanik hasarlardan korumaktadır. Geleneksel çatılarda yüksek ısı farkları ve -20 ile +80 arasındaki genleşme aralığına karşılık, 10 cm.lik bir yeşil çatı günlük ve mevsimsel ısı farklarını azaltmaktadır. Isı farklarının azalmasıyla yeşil çatı yüzeyinde büzülme, genleşme, malzeme yorgunluğu ve kırılganlık olmaması, çatının ve dolayısıyla yapının hizmet ömrünü uzatmakta, bakım-onarım ve işletim giderlerini düşürmektedir. • Yeşil çatı uygulaması insan sağlığına aykırı madde içermemesi nedeniyle sağlıklı ve çevrecidir. Yeşil çatılar hiçbir yanıcı malzeme içermediği, ısı ve alev geçirmediği için üst düzeyde yangın korunumu da sağlamaktadır [2, 23]. • Yeşil çatıların öngörülen yaşam döngüleri boyunca kendilerinden beklenilen performansı gerçekleştirebilmesi; olası çevresel etkiler, gereksinimler, olanaklar ve kısıtlar dikkate alınarak tasarlanmasına bağlıdır. Yeşil çatıların tasarımında işlevsellik, görsel etki ve estetik, ekonomi, uygulanabilirlik gibi mimari tasarım ölçütlerinin yanı sıra, sürdürülebilir yapı tasarımı ölçütlerinin de tüm boyutları ile ele alınması gerekmektedir [25]. Uygulamalarda yerel ve ulusal bitki türlerine bakılarak, farklı çatı sistemleri arasında gereksinime uygun olan yeşillendirme sisteminin seçilmesi önemli görülmektedir [26]. Yeşil çatı sistemleri bitkiler, toprak, drenaj ve su geçirmez membrandan oluşmaktadır [27]. Çatılarda kullanılacak bitki türlerinin ve büyüme ortamlarının seçimi yeşil çatı uygulaması ile sağlanacak performansın verimi konusunda belirleyici olmaktadır [28]. Yeşil çatıların oluşturulmasında kullanılan yeşillendirme sistemleri aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir [25, 29]: • Çatı üzerinde daha az toprak kullanması nedeniyle daha sığ yetişme ortamlarına gereksinim duyan ve az bakımonarım gerektiren seyrek bitki dokulu ekstensif (seyrek) yeşil çatılar, • Çatı üzerinde ekstensif yeşillendirme sistemine kıyasla daha fazla toprak kullanan ve çalı grupları ve otların yetişmesi için uygun ortam sağlayan, düzenli ve sık bakımonarım gerektiren yarı intensif yeşillendirme sistemi ve • Çatı üzerinde bol toprak kullanması nedeniyle çatıya görece daha fazla yük bindiren ve bu nedenle statik açıdan uygun veya yeni tasarlanmış yapılarda uygulanan, bodur ağaçların yetiştirilmesine olanak tanıyan ve sürekli bakım-onarım gerektiren sık bitki dokulu intensif (yoğun) yeşillendirme sistemi. Tablo 1 kullanılan toprak yüksekliği, yeşillendirilen sistem ağırlığı, bitki türü, su tutma kapasitesi ve bakım-onarım gerektirme durumuna göre yeşil çatıların karşılaştırılmasını ifade etmektedir. Yeşil çatıların olumsuz yönleri ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması, bitki türüne göre sık bakım-onarım gerektirmesi, iklim ve hava durumuna bağlı kısıtlar içermesi, ek yapı yükü getirmesi ve farklı kullanıcıların yeşil doku ile yaşam alanı oluşan canlılar için olumsuz düşünceler beslemesidir. Çizelge 1’de yeşil çatıların oluşturulmasında kullanılan yeşillendirme sistemleri karşılaştırılmıştır. 217 2nd International Sustainable Buildings Symposium Çizelge 1. Yeşil çatı sistemlerinin karşılaştırılması Seyrek bitki dokulu yeşil çatılar Geniş ve sık bitki dokulu yeşil çatılar Sık bitki dokulu yeşil çatılar 10-35 cm. 12-100 cm. 50-300 kg/m² Genellikle dona, kuraklığa, aşırı suya dayanıklı, üremesi yüksek otlar 110-360 kg/ m² 250-1300 kg/ m² Çalı grupları ve otlar Bodur odunsu ağaçlar ve çimen tarzı bitkiler % 40-92 % 50-90 % 70-99 Sulama, gübreleme, ilaçlama, budama, yabancı ot alma gibi konularda düzenli ve sık bakım gerektiren İnsanların kullanımına açık, sık bakım gerektiren Toplam tabaka 8-25 cm. yüksekliği Yeşillendirilen sistem ağırlığı Bitki türü Su tutma kapasitesi Az bakım Bakım gerektirme gerektiren Honda Wako Building, Kume Sekkei Co. Ltd., Tokyo [24] Milennium Park, Terry Guen, Chicago, [32] 3.2. Türkiye’de ve Dünyada Yeşil Çatı Uygulama Örnekleri 218 BURAYA KISA DA OLSA BİR AÇIKLAMA GİRİLMELİ. School of Art, Design & Media, Nanyang, CPG Consultants Pte Ltd., Singapore [33] Preston Park House, ,UFA Ushida Findlay Mimarlık, İngiltere [30] Schwab Rehabilitasyon Hastanesi, Stephen Rankin, Illinois Chicago, [24] Milennium Park, Terry Guen, Chicago, Illinois [31] California Fen Bilimleri Akademisi, Renzo Piano, San Francisco Golden Gate Park [34] 28 - 30th May 2015 | Ankara - TURKIYE Meydan AVM, Foreign Office Architects FOA, İstanbul [35] Kanyon Alışveriş Merkezi, Tabanlıoğlu Mimarlık ve The Jerde Partnership, İstanbul [36] duyarlılık, yapı üretimi ile ilişkili tüm disiplinleri işbirliği yapmaya zorlamaktadır. Yapılan araştırmalar yeşil veya çevre dostu olarak tanımlanan yapıların kullanılması durumunda enerji tüketiminin % 24-50, CO2 salımının % 33-39, su tüketiminin % 40 ve atıkların % 70 oranında azalacağını göstermektedir [KAYNAK EKLENMELİ]. Yeşil yapı kapsamında uygulanan yeşil çatılar ilk yatırım maliyetleri yüksek olmasına karşın, yapıların sebep olduğu olumsuz çevresel etkileri azaltan, enerji verimliliği sağlayan, ekosistem dengelerini korumaya çalışan, uzun vadede çevreci ve ekonomik uygulamalardır. Türkiye’de ulusal koşullara uygun bir değerlendirme ve sertifika sistemi oluşturulması ve yeşil çatı uygulamalarını teşvik edecek ve yaygınlaşmasını sağlayacak düzenlemeler ivedilikle gerçekleştirilmelidir. Yapılacak yeşil çatı uygulamalarında yerel ve ulusal bitki türleri kullanarak, farklı çatı sistemleri arasından gereksinime uygun olanın seçilmesi gereklidir. Bu bağlamda yapı sektörünün aktörleri arasında önemli bir yere sahip olan tasarımcıların çevreye duyarlı, enerji tüketimini ve gürültüyü azaltan, hava kalitesini arttıran, yapı ile kaybedilen doğayı kazanmaya çalışan, biyolojik çeşitliği destekleyen tasarımlar yapmayı ilke edinmesi, çevre dostu-yeşil yapılar ve yeşil çatıları yaygın olarak kullanması, bu yönde yapılacak akademik çalışmaların desteklenmesi önemli görülmektedir. Kaynaklar Türkcell Ar-Ge Binası, Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık Bürosu, İstanbul [37] Şekil 1. Türkiye’de ve dünyada yeşil çatı örnekleri ŞEKİL 1 DE YER ALAN ÖRNEKLERİ BÖLÜM 3.1’DE SINIFLANDIRILAN YEŞİLLENDİRME SİSTEMLERİNE GÖRE AYIRMAK MÜMKÜN MÜ? MÜMKÜNSE İYİ OLUR. DEĞİLSE BU ŞEKİLDE KALABİLİR. 4. Sonuçlar Yapı ve yapı ile ilgili faaliyetler dünyada kullanılan enerji kaynaklarının % 75’ini tek başına kullanmakta ve yapılarla oluşan fiziksel çevre küresel ısınmaya sebep olan CO2 salımlarının % 40’ından sorumlu tutulmaktadır [KAYNAK EKLENMELİ]. Bundan başka yapılar yer seçiminden başlayarak çevre ile etkileşime geçmekte, enerji kaynaklarını tüketmekte, doğayı tahrip etmekte, çevre sorunlarına yol açmakta ve en önemlisi de ekosistemlerin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Çevre sorunlarını azaltmak, nitelikli bir çevrede yaşama olanağı yaratmak ve gelecek nesillere bugünün kaynaklarını aktarabilmek amacıyla ortaya çıkan sürdürülebilirlik yaklaşımı, mimarlık disiplini kadar yapı ile ilgili diğer disiplinlerin de ilgi alanına girmekte, çevre ve enerji sorunlarına karşı artan [1] http://www.unfpa.org/publications (Erişim tarihi: 25.01.2015) [2] Erengezgin, Ç. (2005), “Enerji Mimarlığı”, Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü 4.Yenilenebilir Enerjiler Sempozyumu ve Sanayi Sergisi Bildiri Özetleri, 47-48. [3] Ayaz, E. (2006), Sürdürülebilir Yapılar, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. [4] Sev, A. (2009). Sürdürülebilir Mimarlık, YEM Kitabevi, İstanbul. [5] http://yesilbina.com/Surdurulebilir-YESIL-Binalar_a407.html (Erişim tarihi: 20.09.2012) [6] http://www.yapi.com.tr/Haberler/bir-paradigma-degisikligi-olarakyesil-bina_66169.html (Erişim tarihi: 24.09.2012) [7] Ruacan, İ. ve Ruacan Ş. (2002), 21. Yüzyılda Sürdürülebilirliğe Geçiş Bilim ve Teknolojinin Katkısı, Dünya Bilim Akademilerinin Bildirisi, (Çeviri). [8] Dikmen Ç. B. ve Gültekin, A. B. (2009), Intelligent Building Concept in Architectural Design Process within Scope of Sustainable Building Design, 21. International Congress of Building and Life: Nature, City and Sustainability, Chamber of Architects, Branch Office of Bursa. [9] Çelebi, G. ve Gültekin, A. B. (2007), “Sürdürülebilir Mimarlığın Kapsamı, Kavramsal Bir Çerçeveden Bakış”, Mimaran Dergisi Konya: Konya Mimarlar Odası Yayını. Sayı:2. [10] Kohler, N. (1999), “The Relevance of the Green Building Challenge: an Observer’s Perspective”, Building Research & Information, Volume 27. Issue 4/5. p. 309-320. [11] Çelebi, G. Gültekin, A.B. Harputlugil G. Bedir, M. ve Terci, A. (2008), TMMOB Mimarlar Odası Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi Yayınları No:2, SMGM (Sürekli Merkezi Gelişim Merkezi) Koruma Programı Eğitimi, Ankara [12] Alparslan, B. Gültekin, A. B. ve Dikmen, Ç. B. (2009), “Ekolojik Yapı Tasarım Ölçütlerinin Türkiye’deki Güneş Evleri Kapsamında İncelenmesi, 5. Uluslararası İleri Teknolojiler Sempozyumu, IATS’09, Karabük [13] Dikmen, Ç. B. (2011), “Enerji etkin Yapı tasarım Ölçütlerinin Örneklenmesi”, Politeknik Dergisi, Cilt:14, sayı:2, s. 121-134, Ankara. [14] ]http://www.cedbik.org/sayfalar.asp?KatID=3&ID=24 (Erişim Tarihi: 05.10.2012) [15] http://www.yesilbina.com/Yesil-Bina-Nedir_a2.html (Erişim tarihi: 21.09.2012) [16] Sev, A. ve Canbay, N. “Dünya Genelinde Uygulanan Yeşil Bina 219 2nd International Sustainable Buildings Symposium 220 Değerlendirme ve Sertifika Sistemleri”, www.epy.com.tr/files/ SertifikaSistemleri.pdf (Erişim Tarihi: 05.10.2012) [17] http://cedbik.org/sayfalar.asp?KatID=3&KatID=25&ID =25 (Erişim Tarihi: 05.10.2012) [18] http://www.yesilbina.com/kavram.asp (Erişim Tarihi: 05.10.2012) [19] www.yalitim.com (Erişim Tarihi: 10.10.2012) [20} www.cevredostubinalardernegi.org (Erişim Tarihi: 02.10.2012) [21] Yücel, Ç. (2009), “Sürdürülebilirlik ve Yeşil Çatılar”, 21. Yapı ve Yaşam Kongresi, Bursa. [22] Koç, Y. ve Gültekin, A.B. (2010), “Yeşil Çatılar ve Türkiye’deki Uygulamaları”, 5. Ulusal Çatı-Cephe Sempozyumu, İzmir. [23] http://yalitim.com/editoryal_detay.asp?id=368 (Erişim Tarihi: 10.10.2012) [24] Kabuloğlu, K.S. (2006), “Yeşil Çatıların Ekolojik Yönden Değerlendirilmesi”, Ulusal Çatı ve Cephe Kaplamalarında Çağdaş Malzeme ve Teknolojiler Sempozyumu, İTÜ, İstanbul. [25] Özdemir, E. ve Altun, M.C. (2010). “Bitkilendirilmiş Çatı Sistemi Tasarımı için Bir Kontrol Listesi Önerisi”, 5. Ulusal Çatı & Cephe Sempozyumu, İzmir. [26] http://www.mo.org.tr/mimarlikdergisi/index.cfm? sayfa=mimarlik&Der giSayi=371&RecID=2679 (Erişim Tarihi: 02.10.2012) [27] Kariptaş, S. F. (2010), “Yeşil Çatıların Ekoloji Bağlamında Değerlendirilmesi ve Turkcell Ar-Ge Binası Örneği”, 5. Ulusal ÇatıCephe Sempozyumu, İzmir. [28] http://www.yapi.com.tr/Haberler/bitkilendirilmis-cati-yüzeylerinederinlemesine-bir-bakis_87784.html (Erişim Tarihi: 22.09.2012) [29] Ekşi, M. ve Uzun A. (2012), “Bir “Ekstensif Yeşil ÇatınınNicel Değerlendirilmesi”: İÜ Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Peyzaj Teknikleri Anabilim Dalı Yeşil Çatı Araştırma Projesi Örneği”, 6.Ulusal Çatı & Cephe Sempozyumu, Bursa. [30] http://arkitera.com.tr/news.php?action= displayNewsItem&ID=36431 &month=1&year=2009 (Erişim Tarihi: 02.10.2012) [31] Milennium Park, Terry Guen, Chicago, Illinois [32] http://www.tgda.net/projects/green-roofs.htm (Erişim Tarihi: 22.09.2012) [33]http://greensource.constructiononstruction.com/projects/2009/05_ Nanyang-Technological-University.asp (Erişim Tarihi: 22.09.2012) [34] www.greenroofs.com (Erişim Tarihi: 02.10.2012) [35] www.yesilbina.com (Erişim Tarihi: 02.10.2012) [36] www.kanyon.com.tr (Erişim Tarihi: 18.09.2012) [37] v3.arkitera.com (erişim Tarihi:22.09.2012)