Büyüme İstikrarlı fakat Daha Fazla Yapısal Reforma İhtiyaç Var

advertisement
IMF Survey
EKONOMİK SAĞLIK KONTROLÜ
Türkiye: Büyüme İstikrarlı fakat Daha
Fazla Yapısal Reforma İhtiyaç Var
IMF Survey
25 Nisan 2016
İstanbul'da çay satan bir sokak satıcısı.
Ekonomi iyi durumda, fakat daha fazla
insanın resmi pazara girmesi gerekiyor
(fotoğraf:) Marc Dozier/Hemis/Corbis)

Türkiye ekonomisi 2015 yılında istikrarlı bir tabloya sahip

Fakat dış dengesizlikler sürüyor

Hükümet özel tasarrufu teşvik etmelidir
Türkiye dış çalkantılara karşı direnç göstermiş ve sağlıklı büyüme rakamları elde
etmiştir, ancak IMF, orta vadede büyümeyi engelleyebilecek yüksek cari açık riski
konusunda uyarılarda bulunmaktadır.
Türkiye dış çalkantılara karşı direnç göstermiş ve sağlıklı büyüme rakamları elde etmiştir.
Ülkenin 2015 yılındaki ekonomik performansını değerlendiren IMF Misyonu, ülkenin
başarısını kabul etmekte, ancak orta vadede büyümeyi engelleyebilecek yüksek cari açık riski
konusunda uyarılarda bulunmaktadır.
IMF Survey, Türkiye Misyonu Başkanı Antonio Spilimbergo ve Üst Düzey Ekonomist
Gregorio Impavido ile birlikte değerlendirmenin ayrıntıları hakkında konuştu.
IMF Survey: Türkiye'deki misyonun bulgularını nasıl özetlersiniz?
Spilimbergo: Türkiye ekonomisi, 2015'te, özellikle gelişmekte olan diğer ülkelere kıyasla
oldukça iyi bir ilerleme kaydetmiştir. Son veriler, ekonominin 2015 yılında yüzde 4 oranında
büyüdüğünü doğruluyor.
Türkiye ekonomisinin geçen yıl bir dizi olumsuz faktör ile karşı karşıya kaldığı gerçeğini göz
önüne aldığımızda, bu büyüme epey şaşırtıcı olmuştur. Gelişmekte olan birçok ülke gibi
Türkiye de sermaye çıkışlarıyla uğraşmak zorunda kalmıştır. Ayrıca, Rusya ve Orta Doğu da
dahil olmak üzere, Türkiye'deki bazı geleneksel ihraç pazarları kötü bir performans
sergilemiştir. Yurtiçinde, siyasi belirsizliğin eşlik ettiği iki seçim yaşanmış ve yatırımlar
yetersiz kalmıştır. Bununla birlikte, güvenlik durumu bir dizi terörist saldırısının etkisiyle zor
bir hal almıştır. Bu zorluklara rağmen özet tüketim güçlü kalmaya devam etmiştir.
IMF Survey: Sürekli tüketimin sebepleri nelerdir?
Spilimbergo: Bunda rol oynayan birçok faktör var. Birincisi, petrol fiyatlarının düşmeye
devam etmesidir ki, bu önemlidir çünkü yakıta harcanmayan gelir onun yerine başka ürünlere
2
harcanacaktır. İkincisi, birçok ailenin yabancı para biriminde mevduatının bulunmasıdır. Bu
birikimler, Lira'nın değer kaybetmesinden dolayı değer kazanmıştır. Üçüncüsü, yavaş da olsa
da kredi büyüme hızının devam etmesidir. Dördüncüsü, zaten sayısı çok olan ve giderek artan
mültecilerin yurtiçi talebin artmasını sağlamalarıdır. Beşincisi, faiz oranlarının düşük
kalmasıdır. Son olarak, tüketicilerin, muhtemelen, ek değer kaybının fiyatların artmasına yol
açacağı korkusuyla dayanıklı tüketim mallarını ve özellikle arabaları erken satın almalarıdır.
Özel tüketim büyüme hızının, 2016'nın başından bu yana 8 milyonu aşkın çalışanın
yararlandığı yaklaşık yüzde 30 oranındaki asgari ücret zammı sayesinde devam edeceğini
öngörüyoruz.
IMF Survey: IMF, Türk ailelerini daha fazla birikim yapmaları gerektiği konusunda
uyarmıştı. Bu yönde ne gibi gelişmeler oldu?
Impavido: Düşük özel tasarruf oranı, bir süredir Türkiye ekonomisinin zayıf noktasını
oluşturuyor (Tablo 1). Bu durum iki sorun doğuruyor: birincisi, yüksek, iş yaratan büyümeyi
destekleyen yatırımların yetersiz olması; ikincisi ise, hangi yatırım yapılıyorsa ona kaynak
sağlamak için yabancı tasarruflardan yararlanmak zorunda kalınmasıdır. Diğer bir ifadeyle,
Türkiye, gelişmiş ekonomilerin kişi başı gelir seviyesine ulaşmak için yeterince hızlı gelir elde
edememekte ve yinelenen ve çok büyük cari hesap açıkları nedeniyle dünyanın geri kalan
ülkelerine karşı ağır borç yükü altında bulunmaktadır. Dış borç ve bunun yeniden finanse
edilmesi Türkiye'nin temel sorunlarını oluşturmaya devam etmektedir: dış borç miktarı
gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 52'sine tekabül ederken, brüt finansman için her yıl gayrisafi
yurtiçi hasılanın yaklaşık yüzde 25'ine ihtiyaç duyulmaktadır.
3
Ve cari hesap açığı kalıcı bir hal almaktadır. Düşen petrol fiyatlarının etkisini gözardı edecek
olursak, cari denge gelişme kaydetmemiştir ki, bu durum ekonominin daha fazla rekabetçi
olmadığının bir göstergesidir. Petrol fiyatları yükseldiğinde cari açık artış gösterebilir.
Bu manzarayı iyileştirebilecek, örneğin, yurtiçi tasarrufları ve rekabet gücünü artırmak ve
zamanla potansiyel üretimi güçlendirmek gibi birçok yapısal reform mevcuttur. Hükümet bu
sorunların tamamen farkındadır ve farklı yapısal tedbirler uygulamaktadır.
IMF Survey: Türk hükümeti oldukça iddialı bir yapısal reform gündemiyle meşgul
olurken, siyasi öncelikler neler olmalıdır?
Impavido: Türkiye'de yapısal reformlara yönelik iki ana hedef bulunuyor. Birincisi, yurtiçi
tasarruf oranını artırarak dış dengeyi sağlamak. İkincisi ise, işgücü piyasasını güçlendirerek
potansiyel üretim hızını artırmak. Türk işgücü piyasası, hızla artan işgücü maliyetleri, durgun
üretkenlik ve özellikle kadınlar arasındaki düşük istihdam oranı gibi meseleler ile mücadele
ediyor. Aynı kalkınma seviyesindeki ülkeler arasında Türkiye'nin en düşük kadın istihdam
oranlarından birine sahip olması ve düşük verimli sektörlerde birçok kişiyi istihdam etmesi
dikkat çekicidir. İleride, işgücüne katılım oranının artması ve beceri uyumsuzluklarının
azalması halinde büyüme oranları daha yüksek olabilir.
Potansiyel üretim oranının artması biraz zaman alacaktır ve hükümet bu konuda ciddi planlar
yapmaktadır. Ancak, yüksek cari hesap açığı ve büyük dış finansman ihtiyacından dolayı,
ekonomi dışsal şoklara maruz kalmaya devam edecektir. Yapısal reformlar etkisini
göstermeden önce bunları azaltmak için, daha sıkı parasal ve mali politikalar ile tüketimin
kontrol altına alınmasını tavsiye ediyoruz.
IMF Survey: Şimdi, para politikasının rolüne ve politika karışımına tekrar göz atalım.
Parasal çerçevenin güçlendirilmesi gerektiğini söylüyorsunuz.
Impavido: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yüzde 5 oranında bir enflasyon hedefi var,
fakat bu hedefe nadiren ulaşılabilmiştir (Tablo 2). Sonuç olarak, enflasyona yönelik beklentiler
yetersiz bir şekilde sağlama bağlanmaktadır. Ne yazık ki, parasal çerçeve, likiditenin sağlandığı
çok sayıda enstrüman nedeniyle halen aşırı derecede karmaşıktır. Ayrıca, para politikası
yeterince güvenli değildir. Bu yüzden, parasal çerçevenin sadeleştirilmesini ve aynı zamanda,
beklentileri yeniden güvence altına almak ve enflasyonu düşürmek için para politikasının
güçlendirilmesini tavsiye ediyoruz.
4
IMF Survey: Suriye'deki savaş, sayıları giderek artan mültecileri ağırlayan Türkiye'ye
kadar yayıldı. Aynı zamanda, ülke, Avrupa Birliği'nden 6 milyar Euro'luk bir destek
taahhüdü aldı. Bütün yönleriyle değerlendirildiğinde, savaşın Türkiye ekonomisi
üzerindeki etkisi nedir ve ülke, mülteci sorununu nasıl ele almalıdır?
Spilimbergo: 2011 Arap baharından bu yana, yaklaşık 2,5 milyon mülteci Suriye'den
Türkiye'ye göç etti. İleride bu sayının artması kuvvetle muhtemeldir, çünkü Suriye'de 8 milyon
insanın kendi ülkelerinde yerinden edildiği tahmin ediliyor. Halihazırda Türkiye'de bulunan
Suriyeli mülteciler Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturuyor ki, bu gerçekten büyük
bir rakamdır. Bu mültecilerin gayriresmi işgücü piyasaları, gayrimenkul piyasaları, işletme
mülkiyeti, hükümet bütçesi, okullar vs. üzerindeki etkisini ölçmek zordur. Türk makamları,
devlet tarafından ve özel kuruluşlar aracılığıyla ödenen çok fazla maliyetin bulunduğunu
tahmin ediyor. Hükümetin tahminine göre, genel masraflar 2011'den bu yana 10 milyar ABD
Doları'nı aşmıştır. Suriyeli mültecilere çalışma hakkının tanınması, bazı kısıtlamalarla olsa
dahi, Ocak 2016'da atılmış önemli ve memnuniyet verici bir adımdı.
5
Türkiye Misyonu ekibi soldan sağa: Enrique Flores, Natalia Novikova, Alexander Tieman,
Antonio Spilimbergo ve Gregorio Impavido (fotoğraf: IMF)
İlgili Linkler
Basın bültenini okuyun
Personel raporunu okuyun
Türkiye’de özel tasarruf
Türkiye ve IMF
Mülteci dalgasının ekonomik zorlukları
Download