siyasal katılım raporu 2017

advertisement
SİYASAL KATILIM RAPORU 2017
Almanya, Fransa ve Hollanda’da Yaşayan Türkiye Kökenli Gençlerin
Siyasal Tercihleri, Ayrımcılık Tecrübeleri ve Aidiyetleri
UETD
InhALT
Grafikler dizini
3
1. Giriş
5
Özet
2. Yöntem, örneklem ve sosyodemografik veriler
2.1 Yöntem ve örneklem
2.2 Sosyodemografik veriler
3. Siyasal katılım ve siyasete duyulan ilgi
3.1 Yaşanılan ülke siyasetine duyulan ilgi
4
6
6
7
15
16
3.2 Türkiye siyasetine duyulan ilgi
18
3.3 Siyasal katılım
22
3.3.1 Türkiye Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi
26
3.3.2 Avrupa Birliği Parlamento seçimleri
27
3.4 Parti tercihleri
31
3.4.1 Almanya’da parti tercihleri
31
3.4.2 Fransa’da parti tercihleri
33
3.4.3 Hollanda’da parti tercihleri
34
3.5 Siyasi parti üyeliği
35
3.6 Dil becerisi
37
3.7 Medya
40
3.8 Ayrımcılık ve İslam düşmanlığı
41
4. Dindarlık ve kültürel kimlik
47
4.2 Türk kültürünün aktarımı
49
4.3 Kimlik ve aidiyet
50
4.4 Yaşamak için ülke tercihi
51
4.1 Din ve dindarlık
5. Sonuç ve öneriler
Bibliyografya
47
52
54
GRAFİKLER DİZİnİ
Grafik 1: Yaş (Fransa, Hollanda) (Tüm denekler).
7
Grafik 2: Cinsiyet (Tüm denekler).
7
Grafik 3: Doğduğu ülke (Tüm denekler).
8
Grafik 4: Vatandaşlık(Tüm denekler)
8
Grafik 5: Eğitim durumu Almanya.
9
Grafik 6: Eğitim durumu Fransa.
10
Grafik 7: Eğitim durumu Hollanda.
10
Grafik 8: Çalışma durumu.
11
Grafik 9: Almanya eyalete göre dağılım.
12
Grafik 10: Fransa bölgelere göre dağılım.
13
Grafik 11: Hollanda bölgelere göre dağılım.
14
Grafik 12: Yaşanılan ülkenin siyasetine duyulan ilgi (Tüm denekler).
17
Grafik 13: Yurtdışı Türkler’in seçime katılım oranı.
19
Grafik 14: Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının seçime katılım oranı.
20
Grafik 15: Türkiye siyasetine duyulan ilgiv (Tüm denekler).
21
Grafik 16: Seçimlere katılım oranı. (Tüm denekler) (Birden fazla cevaplı)
23
Grafik 17: Türkiye için tercih edilen yönetim şekli (Tüm denekler).
25
Grafik 18: Genel Seçime katıldığını ifade edenlerin parti tercihi.
26
Grafik 19: Cumhurbaşkanlığı Seçimine katıldığını ifade edenlerin tercihi.
27
Grafik 20: AB Parlamento seçimlerine katılım (Tüm denekler).
28
Grafik 21: AB Parlamento seçimlerinde oy kullandığını ifade edenlerin parti tercihi, Almanya.
29
Grafik 22: AB Parlamento seçimlerinde oy kullandığını ifade edenlerin parti tercihi, Fransa.
29
Grafik 23: AB Parlamento seçimlerinde oy kullandığını ifade edenlerin parti tercihi, Hollanda.
30
Grafik 24: Federal Parlamento Seçimi parti tercihi, Almanya.
32
Grafik 25: Parlamento Seçimi parti tercihi, Fransa.
33
Grafik 26: Genel Seçim Hollanda parti tercihi (Tüm denekler).
35
Grafik 27: Almanya’da son 20 yılda değişen siyasi parti üye sayıları.
36
Grafik 28: Siyasi parti üyeliği.
37
Grafik 29: Aile ve arkadaş ortamında kullanılan dil.
38
Grafik 30: Türkçe diline hakim olmanın önemi.
39
Grafik 31: Medya.
40
Grafik 32: Ayrımcılık tecrübesi.
42
Grafik 33: Yaşam alanlarında ayrımcılık tecrübesi. Sözlü veya fiziki saldırıya uğrayanlar.
43
Grafik 34: Ayrımcılık tecrübesinin bildirilmesi. Sözlü ve fiziki saldırıya uğrayanlar.
45
Grafik 35: Ayrımcılığın gerekçeleri. Sözlü veya fiziksel saldırıya uğrayanlar.
46
Grafik 36: Dindarlık.
48
Grafik 37: Türk kültürünün gelecek nesillere aktarımı.
49
Grafik 38: Kimlik.
50
Grafik 39: Yaşamak için tercih edilen ülke.
51
3
ÖZET
• Almanya, Fransa ve Hollanda’da araştırmaya
katılanların profili; 18-40 yaş arasında, yarı
yarıya kadın ve erkekten oluşan, çoğunluğu
yaşadığı ülkelerde doğmuş ve yaşadığı ülke
vatandaşlığı veya Türkiye vatandaşlığı
bulunan, kısmen çifte vatandaşlığa sahip
üçüncü nesil Türkiye kökenlilerden oluşuyor.
• Siyasi parti üyeliği dikkat çekici düzeyde
düşük.
• Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı özel
hayatında ve aile ortamında Türkçe ile
beraber yaşadığı ülke dilini de konuşuyor.
Türkçe dilinin konuşulmasına büyük önem
atfediliyor.
• Araştırmaya katılanların çoğunluğu hem
yaşadığı ülke politikası ile hem de Türkiye
politikası ile ilgileniyor. Bu ilgi siyasi katılım
oranlarına aynı oranda yansımıyor. Siyasi
katılım siyasete duyulan ilgiye oranla zayıf ve
beşte bir ile üçte bir oran arasında
değişkenlik gösteriyor. Yaşanılan ülke
seçimlerine katılım ile Türkiye seçimlerine
katılım arasında büyük bir farklılık yok.
Avrupa Birliği parlamento seçimlerine katılım
oranı oldukça düşük.
• Ezici bir çoğunluk yaşadığı ülkenin
medyasına kuşku ile yaklaşıyor. Özellikle
Türkiye ve Müslümanlar ile ilgili haberler
yanlış ve taraflı bulunuyor.
• Araştırmaya katılanların çoğu yaşadığı ülkede
ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ediyor.
• Almanya, Fransa ve Hollanda’da yaşayan
Türkiye kökenlilerin çoğunluğu kendini
dindar olarak tanımlıyor, üçte ikisi Türk
kültürünün ve Türk İslam dini geleneğinin
gelecek nesillere aktarılmasına önem veriyor.
• Araştırmaya katılanların AK Parti’ye olan
desteği yüksek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’a olan destek ise AK Parti’den daha
yüksek.
• Çoğunluk hibrit kimlik özelliklerini ön plana
çıkartıyor. Kendini hem doğduğu ve yaşadığı
ülke üzerinden, hem de Türk kimliği
üzerinden tanımlıyor. Ezici bir çoğunluk
bundan sonra da Almanya, Fransa veya
Hollanda’da yaşamak istediğini vurguluyor.
• Ezici çoğunluk yaşadığı ülkede merkez sol
partilere oy verirken Türkiye seçimlerinde
merkez sağ partilere oy vermeyi tercih ediyor.
4
1. GİRİŞ
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yaklaşık 6 milyon
Türkiye kökenli insan yaşıyor. Türkiye kökenlilerin
yoğun olarak yaşadığı ülkelerin başında 3 milyon
kişi ile Almanya geliyor, onu 900 bin kişi ile Fransa
ve 480 bin kişi ile de Hollanda takip ediyor. Türkiye kökenliler yaşadıkları ülkelere yaptıkları ekonomik, sosyal ve kültürel katkılar ile sadece
yaşadıkları toplumu ve siyaseti şekillendirmiyor,
aynı zamanda Almanya, Fransa ve Hollanda’nın
Türkiye ile olan ikili ilişkilerini de etkiliyor.
• 18 – 40 yaş arasındaki Türkiye kökenlilerin Almanya, Fransa ve Hollanda’da siyasal katılımı
hangi düzeydedir?
• Türkiye siyasetine duydukları ilgi ile yaşadıkları
ülke siyasetine duydukları ilgi arasındaki fark
nedir? Türkiye siyasetine duyulan ilgi ile yaşanılan ülke siyasetine duyulan ilgi birbirini hangi
düzeyde etkilemektedir?
• Türkiye kökenlilerin dil becerileri (Almanca,
Fransızca, Hollandaca) hangi düzeydedir, Türkiye kültürüne ve İslamiyet’e olan bağlılıkları
nedir ve aidiyetlerini hangi kimlik üzerinden
ifade etmektedirler?
• Yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve İslam düşmanlığı ile karşı karşıya kalındı mı ve eğer kalındıysa ne tür bir tepki verildi?
Türkiye kökenliler Türk ve Müslüman kimlikleri dolayısıyla ve Türkiye ile devam ettirdikleri güçlü aidiyet bağı ve akraba ilişkileri nedeniyle yaşadıkları
ülkelerde çoğunluk toplum tarafından sürdürülen
entegrasyon tartışmalarının merkezinde yer alıyor.
Türkiye’de gerçekleşen 15 Temmuz darbe girişimi
ve akabindeki yaşanan dramatik olaylar sonrası
yurtdışında yaşayan Türkiye kökenliler arasında siyasallaşma süreci hızlandı. Türkiye’nin yurtdışında
sürdürdüğü seçim çalışmaları, entegrasyon tartışmalarını yürüten çoğunluk toplumun dikkatini Türkiye devleti ve Türk kökenliler üzerinde
yoğunlaştırdı. Türkiye kökenlilerin Türkiye’de yapılacak olan halk oylamasına gösterdikleri ilgi
medya, siyasiler ve çoğunluk toplum tarafından
kuşku ile takip edildi ve yaşadıkları ülkelere olan
sadakatleri tartışma konusu edildi. Üst düzey siyasiler uyum sorunu yaşadıklarını düşündükleri Türkiye kökenlilere sadakatlerinin Türkiye’ye değil,
yaşadıkları ülkelere olması gerektiği yönünde
14 Şubat – 7 Mart 2017 tarihleri arasında Almanya,
Fransa ve Hollanda’da yapılan nicel araştırma ile
yukarda değinilen sorulara cevap aranmıştır. Araştırmanın amacı üçüncü nesil Türkiye kökenlilerin
siyasal katılım oranını, aidiyet oluşumunda Türkiye
ile yaşanılan ülkenin kişi üzerine etkisini ve ayrımcılık tecrübesini araştırmak olmuştur. Araştırmanın
siyasi hedefi Almanya, Fransa ve Hollanda’da kamuoyu ve karar vericilerin üçüncü nesil Türkiye kökenlilerin ihtiyaç ve beklentilerine dikkat çekmek
ve hassasiyet geliştirmektir. “Almanya, Fransa ve
Hollanda’da Yaşayan Üçüncü Nesil Türklerin Siyasi
ve Sosyal Katılımı Kamuoyu Araştırması Raporu”
iki yılda bir yayınlanacaktır.
çağrıda bulundu. Bu araştırma sonucunda cevap
aranan sorular şöyledir;
5
2. YÖnTEM, ÖRnEKLEM vE SOSYO DEMOGRAFİK vERİLER
2.1 Yöntem ve örneklem
Araştırmada, Almanya’da 1.000 kişi, Fransa’da
1.000 kişi ve Hollanda’da 750 kişi olmak üzere 18
– 40 yaş arası toplam 2.750 kişi ile bilgisayarlı telefon sistemi (CATI) ile görüşmeler yapılarak veri
toplandı.
ması Almanya Ulm merkezli IFF International – Institute for Field Research GmbH katkıları ile gerçekleştirildi. Saha çalışması öncesi, uygulaması
15-20 dakika sürecek formal ve yönlendirilmeye
mahal vermeyecek bir soru formu UETD tarafından IFF International’in katkıları ile hazırlandı.
Soru formları Türkçe, Almanca, Fransızca ve Hollandaca hazırlanarak uygunlukları test edildi. Uygulamada
çıkabilecek
soru
formundan
kaynaklanan hataları bertaraf etmek için pilot görüşmeler yapıldı, soru formunda yürümeyen bazı
sorular ve teknik hatalar bu pilot çalışma sonrasında güncelleştirildi. Bu güncelleştirilmeler sonrası UETD’den soru formu onayı alındıktan sonra
14 Şubat 2017 tarihinde saha çalışmasına başlandı. Soru formu 16 kapalı uçlu, 3 açık uçlu, 5 skalalı olmak üzere toplam 24 sorudan oluşuyor.
Görüşmeler 14 Şubat – 7 Mart 2017 tarihleri arasında, onomastik yöntem ile belirlenen telefon
numaraları aranarak yapıldı. İsim ve soyisim üzerinden aranan kişinin göçmen ve Türkiye kökenli
olup olmadığı tespit edilmekte. Araştırma doğum
tarihi, yaş ve cinsiyet oranları baz alınarak seçilen
kaynak kişiler ile gerçekleştirildi. Kaynak kişilerin
sayısı o eyalet veya bölgede yaşayan Türkiye kökenlilerin genel oranına göre belirlendi.
Saha çalışması esnasında araştırmanın UETD
adına yapıldığı gizlendi. Araştırmanın saha çalış-
6
2.2 Sosyodemografik veriler
Almanya, Fransa ve Hollanda’da ankete katılan Türkiye kökenlilerin çoğu 18 – 30 yaş arasında olanlar.
Almanya
60%
40%
Hollanda
55%
45%
Fransa
45%
55%
18 - 30 Yaş
31 - 40 Yaş
Grafik 1: Yaş (Fransa, Hollanda), tüm denekler.
Almanya, Fransa ve Hollanda’da ankete katılanların cinsiyet dağılımı 50:50’dir.
Almanya,
Fransa,
Hollanda
50%
50%
Erkek
Kadın
Grafik 2: Cinsiyet, tüm denekler..
Ankete katılanların üçte ikisi Almanya, Fransa veya Hollanda doğumlu olup üçte biri ise Türkiye doğumludur.
7
65%
Almanya
34%
Fransa
61%
39%
Hollanda
59%
41%
1%
Almanya/Fransa/Hollanda
Türkiye
Diğer
Grafik 3: Doğduğu ülke, tüm denekler.
Sadece yaşadığı ülke vatandaşı olduğunu ifade
edenlerin oranı Hollanda’da %34, Fransa’da %39
ve Almanya’da %42. Çifte vatandaş oranlarında
Almanya, Fransa ve Hollanda arasında büyük fark
gözlemleniyor. Almanya’da çifte vatandaş oldu-
Almanya
16%
43%
42%
ğunu ifade edenlerin oranı %16 olurken Hollanda’da her iki kişiden biri çifte vatandaş olduğunu
ifade ediyor. Sadece Türk vatandaşı olanların sayısı %43 ile en fazla Almanya’da, %18 ile en düşük
Hollanda’da.
Almanya/Fransa/Hollanda
Fransa
Hollanda
39%
34%
22%
18%
39%
Türkiye
Çifte vatandaş
48%
Grafik 4: Vatandaşlık, tüm denekler, %.
8
Çifte vatandaşlık oranları arasında ülkeler arasında bu denli büyük fark olmasının öncelikli sebebi Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türkiye
kökenlilere şartsız çifte vatandaşlık hakkı tanınması. Bu iki ülkede yaşayan Türkiye kökenlilerin
çoğunun çifte vatandaşlığı bulunmakta. Almanya’ya bakıldığında bu oran oldukça düşük. Almanya’da çifte vatandaş olduğunu beyan
edenlerin oranı sadece %16. Almanya’da vatandaşlık hukukunda yapılan değişiklikler sonrası
çifte vatandaşlık hakkına sahip olma kriteri olarak
2000 yılından sonra doğmuş olma şartı getirildi.
Alman vatandaşlığına geçen, 2000 yılından önce
doğmuş olan herkes diğer vatandaşlığından çıkmak zorunda. Fransa ve Hollanda’da bu zorunluluk olmadığından çifte vatandaş olanların oranı
Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilere oranla
3%
5%
6%
Almanya’da ankete katılanların çoğunun eğitim
seviyesinin düşük olduğu gözlemleniyor. Sadece
%5 oranında bir kesim öğrenci ve/veya üniversite
öğrencisi olduğunu beyan ederken, %12 civarında ise lise ve meslek lisesi mezunu (Abitur/Fachabitur) olduğunu beyan ediyor.
Almanya
1%
8% 5%
6%
çok daha yüksek. Almanya’da ilk defa Zensus
2011 araştırmasında çifte vatandaşlık kayıt altına
alındı ve kamuoyu ile paylaşıldı. Açıklanan verilere göre 9 Mayıs 2011 tarihi itibariyle Almanya’da 4.3 milyon kişi çifte vatandaş olduğunu
beyan etti. Çifte vatandaş olduğunu bildirenlerin
yaklaşık 530 bini Alman vatandaşlığı yanı sıra Türkiye vatandaşlığının da bulunduğunu ifade ediyor.1
Öğrenci - Üniv. öğrencisi
Ortaokul - Hauptschule
Ortaokul - Realschule
38%
Lise - Fachabitur
Lise- Abitur
Üniversite mezunu
28%
Diğer
Mezun değil
Bilmiyorum - cevapsız
Grafik 5: Eğitim durumu Almanya.
1
Bkz. Federal İstatistik Kurumu 2011.
9
Ankete katılan 2.750 kişinin eğitim durumuna bakıldığında ülkeler arasında büyük farkların olmadığı
ve birbirine çok yakın veriler elde edildiği gözlemleniyor.
10%
2%
Lise - Baccalaureat
Yüksek Meslek Okulu Diplome d`etudes secondaires
48%
11%
Öğrenci - Üniv. öğrencisi
Ortaokul - Brevet des colleges
11%
12%
3%
Fransa
3%
Üniversite - Etudes superieures
Diğer
Mezun değil
Bilmiyorum - cevapsız
Grafik 6: Eğitim durumu Fransa.
3%
4%
3%
9%
Hollanda
9%
12%
Öğrenci - Üniv. öğrencisi
Ortaokul - Voorgezetonderwijs
Lise - MBO
16%
Lise - Havo/VWO
Üniversite mezunu - HBO
44%
Diğer
Mezun değil
Bilmiyorum - cevapsız
Grafik 7: Eğitim durumu Hollanda.
10
Edinilen meslek ve çalışma durumu ile ilgili veriler:
3%
2%
İş adamı / Kadını
5%
4%
5%
Üniversite mezunu
Meslek - Yönetim
Meslek - Taşımacılık
8%
5%
Meslek eğitimi devam ediyor
Meslek - Finans sektörü
5%
6%
7%
2%
3%
1%
1%
2%
Meslek - Tarım
1%
Meslek - Memur
1%
Hollanda
Frana
Almanya
9%
10%
Meslek - Sanayi
7%
Meslek - Perakende, toptan satış
1%
Meslek - Hizmet sektörü
1%
Mesleksiz / Ev hanımı / İşsiz
Diğer
4%
4%
Cevapsız
1%
8%
9%
7%
11%
9%
14%
6%
Grafik 8: Çalışma durumu.
11
10%
7%
5%
Meslek- İnşaat sektörü
Meslek - Anaokulu
4%
3%
Meslek - Otelcilik, gastronomi
12%
8%
9%
4%
Meslek - Sağlık sektörü
Meslek - Bilgisayar
11%
9%
17%
18%
Araştırmaya katılanların yaşadığı bölge
Almanya’da araştırmaya katılan 1.000 kişinin üçte
biri Türkiye kökenlilerin en yoğunlukta yaşadığı
Kuzey Ren Vestfalya (NRW) ve beşte biri BadenWürttemberg eyaletinden. Türkiye kökenlilerin ya-
şadığı diğer eyaletler olan Hessen ve Bavyera’dan
ise onda bir katılım oldu. Hangi eyaletten ne
oranda Türkiye kökenli ile anket yapılacağı orada
yaşayan Türk nüfusuna baz alınarak belirlendi.
Almanya
Baden-Württemberg
Schleswig-Holstein
Saarland
Rheinland-Pfalz
17%
2%
1%
4%
NRW
7%
Niedersachsen
Hessen
Hamburg
Bremen
Berlin
Bayern
2%
4%
7%
34%
10%
12%
Grafik 9: Almanya eyalete göre dağılım.
Fransa’da yaşayan Türkiye kökenliker Almanya’ya
kıyasla coğrafi olarak daha fazla bazı bölgelerde
kümelenmiş yaşıyor. Ankete katılan 1.000 kişinin
üçte ikisi Lorraine, Alsace, Rhone-Alpes ve İle-de-
France departmanında yaşıyor. Fransa’ya benzer
bir kümelenme Hollanda’da da mevcut. Ankete
katılan 750 kişinin üçte ikisi güney ve kuzey Hollanda’da yaşıyor.
12
Fransa
Limousin
Basse-Normandie
Nord-Pas-de-Calais
1%
Midi-Pyrenees
Picardie
Languedoc-Roussillon
Haute-Normandie
Pays de la Loire
Bretagne
2%
Bougogne
Champagne-Ardenne
Auvergne
Aquitaine
Provence-Alpes-Cote
Franche-Comte
Centre
Lorraine
4%
5%
7%
Alsace
13%
Rhone-Alpes
Ile-de-France
Grafik 10: Fransa bölgelere göre dağılım.
13
18%
27%
7%
Utrecht
South Holland
14%
Overijssel
North Holland
North Brabant
Gelderland
Hollanda
4%
9%
40%
26%
Grafik 11: Hollanda bölgelere göre dağılım.
14
3. YAŞAnILAn ÜLKE SİYASETİnE DUYULAn İLGİ
Siyasete duyulan ilgi göçmen kökenlilerin topluma intibak etme oranı ve siyasi, sosyal ve ekonomik hayata katılım sağlama açısından önemli
bir gösterge. ‘Entegrasyon’ göçmen toplum ile
çoğunluk toplum arasındaki uzun vadeli ve çok
boyutlu etkileşim sürecini, birbirine duyulan saygı
ve gösterilen anlayışı, olumlu ve barışcıl yönden
birlikte hareket etme yeteneğini tanımlar.2 ‘Enteg-
süreçte siyasi katılımı sağlamak adına birçok zorluk ve engellemeler ile karşı karşıya kalıyor. Hukuki ve sosyal faktörler göçmenlerin karar alma
mekanizmalarına etki yapmasını zorlaştırıyor. Siyaset biliminde “siyasal ilgi” kelime anlamı ile siyasal gelişmelere, vatandaşların ihtiyaçlarına,
değer yargılarına ve beklentilerine ilgi göstermek
anlamında kullanılmakta.5
rasyonu’ sağlamış toplumların özelliği toplumsal
çatışma alanlarını minimize eden, toplumun değişik kesimlerinin eşit imkanlara sahip olduğu,
insan haklarının sağlandığı, sosyal dezavantajlı ve
etnik farklı grupların ayrımcılığa maruz kalma korkusu yaşamadığı toplum olmasıdır.3
Siyasal katılımı ve siyasete duyulan ilgiyi etkileyen
faktörlerin başında vatandaşlık, eğitim seviyesi, dil
bilgisi, sosyal ve ekonomik çevre geliyor. Vatandaşın yaşadığı ülke, eyalet veya bölge, il veya ilçedeki siyasal sisteme etki yapabileceğine olan
inancı sistem içerisindeki siyasal angajmanını
müspet yönde desteklemekte.6
‘Entegrasyon’ tanımlaması içerisinde özellikle siyasal katılım önemli bir yer tutmaktadır ve vatandaşın siyasete duyduğu ilgi üzerinden yaşadığı
ülkenin karar mekanizmalarına etki yapmasını ve
gücü kontrol etmekle beraber yönlendirmesini
sağlar.4
Siyasal katılım ve siyasete duyulan ilgi seçimlere
katılım oranı ve siyasi partilere üyelik sayıları üzerinden ölçülebilir. Göçmen kökenli vatandaşlar bu
2
3
4
5
6
Koser (2007: 43).
Auermüller (2009: 25)
Fuchs (1995: 135).
Bkz. Holtmann (2000), S. 271ff.
Bkz. Schmidt (2010), S. 1-2.
15
3.1 Yaşanılan ülke siyasetine duyulan ilgi
Araştırma sonucuna göre Almanya’da yaşayan
Türkiye kökenlilerin yaşadıkları ülke siyasetine
olan ilgileri Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenlilere oranla çok daha fazla. Ankete
katılanlardan yaşadıkları ülke siyasetine duydukları ilgiyi 1 – “hiç ilgilenmiyorum” ve 5 - “çok
yakından ilgileniyorum” seçenekleri arasında
ifade etmeleri istendi. Almanya’da yaşayanların
üçte biri Almanya siyasetiyle yakından veya çok
yakından ilgilendiklerini ifade ediyor. Fransa’da
yaşayan Türkiye kökenlilerde bu oran %30, Hollanda’da yaşayanlarda ise sadece %23.
Türkiye kökenliler Almanya, Fransa ve Hollanda siyasetiyle ilgilendiklerini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Yarıdan daha az bir kesim yaşadığı ülke
siyaseti ile ilgilenmediğini veya az ilgilendiğini
ifade ediyor. Yaşadığı ülke siyasetiyle ilgilenmediğini ifade edenlerin oranının en yüksek olduğu
ülke Hollanda, en düşük olduğu ülke ise Almanya.
Ülkeler arası bu farklılığın oluşmasındaki sebeplerden birisi göç tarihi. Almanya’da yaşayan
Türkiye kökenliler Fransa ve Hollanda’dan çok
daha uzun göç tarihine sahip. Bunun yanı sıra
Almanya’da yaşayan Türkiye kökenliler, göçmenler arasında en büyük etnik gruplardan birini
oluşturuyor. Fransa ve Hollanda’da ise Türkiye
kökenli göçmenler göçmen grupları arasında
daha küçük bir azınlık grup.
16
10%
Çok yakından ilgileniyorum
15%
17%
Hollanda
13%
Fransa
15%
18%
Yakından ilgileniyorum
Almanya
24%
26%
28%
İlgileniyorum
15%
12%
Biraz ilgileniyorum
13%
Hiç ilgilenmiyorum
Bilmiyorum / cevapsız
23%
31%
1%
Grafik 12: Yaşanılan ülkenin siyasetine duyulan ilgi. Tüm denekler.
17
38%
3.2 Türkiye siyasetine duyulan ilgi
Türkiye kökenlilerin Türkiye siyasetine duyduğu
ilgi ve seçimlerde gösterdikleri yüksek katılım üç
ülke kamuoyunda da yoğun tartışmaların yaşanmasına neden oldu. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları 2014 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana yurtdışı temsilciliklerinde oy kullanabiliyor. Almanya, Fransa ve
Hollanda’da yürütülen seçim kampanyaları ülkelerin resmi makamları ve karar alıcıları ile bazı gerginlikler yaşanmasına yol açtı. Belediye salonları
iptal edildi, bazı milletvekili ve bakanların konuşma yapması güvenlik gerekçesi bahane edilerek polis tarafından iptal edildi.
Yurtdışında oy kullanma oranları her seçimde giderek yükselmeye devam ediyor. 7 Haziran 2015
Genel Seçimi’nde katılım oranı %36,84’e, hükümetin kurulamaması sebebiyle gidilen 1 Kasım
2016 Erken Seçimi’nde ise %44,78’e ulaştı. Anayasa değişikliği Başkanlık Sistemi halk oylamasına
katılım son seçime oranla %3 arttı ve 2 milyon 972
bin 771 yurtdışı seçmeninin neredeyse yarısı anayasal hakkını kullanmak üzere sandığa gitti.7
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına seçme
hakkının tanınması uzun yıllardır talep edilen bir
haktı. Gerekli yasal düzenlemeler 2012 yılında
parlamentodan geçirildi. Düzenlemeden önce
yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları sadece sınır
kapılarında, havalimanlarında veya Türkiye’de
nüfus kayıdının olduğu ilde oy kullanabiliyordu.
Tarihte ilk defa 2014 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminde dış temsilciliklerde oy
verme imkanı sağlandı. Kullanılan oyların sayımı
Türkiye’de yapılmakta. Cumhurbaşkanlığı seçiminde (Konsolosluklarda, sınır kapılarında ve
uluslararası havalimanlarında) 526.541 (%18,94)
Türk vatandaşı oy kullandı.
7
Yurtdışı seçmen sayısı tüm seçmen sayısının ortalama %5’ine tekabül etmekte.
18
36,84%
44,78%
47,92%
Cumhurbaşkanlığı Seçimi 2014
7 Haziran 2015 Genel Seçim
18,94%
1 Kasım 2015 Genel Seçim
Cumhurbaşkanlığı Sistemi
Halk Oylaması
Seçime katılım oranı
Grafik 13: Yurt dışı Türklerin seçime katılım oranı.8
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının seçime
katılım oranlarının yükselişinin sebebi, oy hakkı tanınmasından sonra yurtdışında oy vermeyi kolaylaştırmak üzere bir dizi reformun yapılmış olması.
Özellikle değinilmesi gereken önemli düzenlemelerden bazıları; randevulu oy verme sisteminin
kaldırılması, oy verilecek sandık sayılarının arttırılması, oy verme merkezlerinin çoğaltılması, vatandaşın sadece bağlı bulunduğu konsoloslukta oy
verme zorunluluğunun kaldırılması.
8
Katılım oranlarının yükselmesine yol açan başka
bir önemli husus ise yurtdışı ana akım medyasının
Türkiye seçimlerine geniş yer vermesi, olumsuz
haberler yaparak Türkiye seçimlerini gündemden
düşürmemesi. Vatandaşın tepkisini çeken ve siyasallaşmasını sağlayan bu haberler seçime katılım
oranını müspet yönde etkiledi.
Bkz. www.ysk.gov.tr.
19
38,20%
40,78%
46,20%
7 Haziran 2015 Genel Seçim
1 Kasım 2015 Genel Seçim
Cumhurbaşkanlığı Sistemi
Halk Oylaması
Grafik 14: Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının seçime katılım oranı.
Araştırmaya katılanların Türkiye politikasına gösterdikleri ilgi yaşadıkları ülke politikasına gösterdikleri ilgiden oldukça yüksek. Bu sonucun
çıkmasının öncelikli nedeni Türkiye’de yaşayan
akraba ve arkadaşlar ile kopartılmayan ve yoğun
şekilde devam ettirilen bağlar olarak görülebilir.
Bunun yanı sıra yurtdışında yaşayan Türkiye kökenliler son yıllarda artarak devam eden ayrımcılık ve İslam düşmanlığı ile karşı karşıya kalıyor.
Yaşanan ayrımcılık tecrübesi, çoğunluk toplum tarafından kabul görmeme hissini pekiştirirken
daha çok Türkiye’ye ve Türkiye siyasetindeki gelişmelere odaklanmayı destekliyor.
Araştırma; Türkiye siyasetine olan ilginin çok yüksek olduğunu gözler önüne seriyor. Bu ilgi özellikle Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilerde
oldukça belirgin. Üç ülkede çıkan sonuçlar kıyaslandığında Türkiye siyasetine en az ilgi duyanlar
Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenliler. Hollanda’da ankete katılanların %38’i Türkiye siyaseti
ile hiç ilgilenmediğini ifade etse de geri kalanları
%50’si ilgilendiğini belirtiyor. ‘Türkiye siyaseti ile
ne kadar ilgileniyorsunuz?’ sorusuna verilen cevaplar şöyle:
20
20%
Çok yakından ilgileniyorum
13%
14%
19%
Yakından ilgileniyorum
34%
17%
İlgileniyorum
7%
Biraz ilgileniyorum
21%
20%
12%
Hollanda
Fransa
11%
Almanya
15%
Hiç ilgilenmiyorum
Bilmiyorum - cevapsız
29%
29%
38%
1%
Grafik 15: Türkiye siyasetine duyulan ilgi. Tüm denekler.
Türkiye siyasetine gösterilen ilginin yaşanılan ülke
siyasetine gösterilen ilginin çok üstünde olması
bazı reel politik sebeplerden dolayı etkilenmenin
olabileceğini de ortaya koyuyor. Araştırmanın
gerçekleştirdiği tarihte (14 Şubat ile 7 Mart 2017
arası) Cumhurbaşkanlığı Sistemi halk oylaması ile
ilgili siyasal tartışmalar Almanya, Fransa ve Hollanda ana akım medyasında yoğun şekilde
devam ediyor ve kamuoyunda yer buluyordu.
Bunun yanı sıra Türkiye kökenlilerin çoğunluğu
yaşadığı ülke siyaseti tarafından dışlandığını, düşünceleri ve hayat tarzı sebebiyle kendine yer bulamadığını düşünüyor. Türkiye’de destekledikleri
siyasi parti veya siyasi liderlerin bu denli haksız ve
sert eleştirilere maruz kalması Türkiye kökenliler
tarafından çifte standart veya haksız eleştiri olarak
değerlendiriliyor.
Hollanda’da 11 Mart 2017 tarihinde diplomatik
teamüllere uymayacak şekilde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan’ın Persona non
grata ilan edilerek sınır dışı edilmesi, buna tepki
olarak Hollanda hükümetine karşı protesto yapan
Türkiye kökenlilerin polis şiddetine maruz kalması
ve protesto gösterisinin gerçekleştiği bölgede
olağanüstü hal ilan edilerek sert polis müdahalesiyle karşılaşılmasının Avrupa’daki Türkiye kökenlilerin Türkiye siyasetine olan ilgisini daha da
21
arttırdığı söylenebilir. Araştırma sonucuna göre
vurgulanması gereken husus, Türkiye siyasetine
olan ilginin, yaşanılan ülke siyasetine olan ilgiyi
3.3 Siyasal katılım
18 – 40 yaş arasındaki Türkiye kökenlilerin siyasal
katılımını daha detaylı araştırma amacıyla kendilerine en son hangi seçimlerde oy kullandıkları
soruldu.
Almanya, Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türkiye
kökenlilerin Türkiye seçimlerine gösterdikleri katılım, Türkiye siyasetine gösterdikleri ilgi ile kıyaslandığında daha zayıf kaldığı gözlemleniyor.
Türkiye genel seçimlerine katılımın yaşanılan ülkenin genel seçimine olan katılımın altında kalmasının başlıca sebebi olarak lojistik nedenler
gösterilebilir. Türkiye seçiminde oy vermek isteyen vatandaşların, yurtdışı seçim sistemine kayıt
yaptırmakla beraber sandıkların kurulduğu merkezlere ulaşmak için uzun mesafe gitmeyi göze alması gerekiyor.
Araştırmada ortaya çıkan ilginç bir diğer veri, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilerin Fransa ve
Hollanda’da yaşayanlara oranla neredeyse iki kat
fazla bir oranda Türkiye’de yapılan seçimlere katılım gösterip göstermedikleri ile ilgili soruyu cevapsız bırakması veya bilmiyorum şıkkını tercih
etmesi. Buna gerekçe olarak ayrımcılığa maruz
kalma endişesi ve Almanya’da yürütülen entegrasyon tartışmalarının etkisi gösterilebilir. Türkiye
seçimlerine katılım veya Türkiye siyaseti ile ilgilenme Alman kamuoyunda entegrasyon eksikliğine bir gösterge olarak yansıtılıyor. Türkiye
siyaseti ile ilgilenen Türkiye kökenlilerin bu denli
olumsuz yönde etkilediğine dair bir bulgu gözlemlenmemesi.
eleştirilmesi, Türkiye siyasetine duydukları ilgiyi
veya destekledikleri siyasi partiyi saklamalarına
yol açıyor.
Özellikle Türkiye kökenli genç nesil, yaşadığı ülke
siyasetinde görünür olmak, karar vericiler arasında yer almak ve yaşadığı ülkeye duygusal aidiyet geliştirmek istiyor. Hollanda’daki DENK-Partisi
örneğinde olduğu gibi göçmen partilerine gösterilen ilginin artması, ayrımcılık tecrübesi ve siyasi partilerde temsil edilememe gerçeğini
yansıtıyor.
Almanya ve Fransa’da araştırmaya katılanların
yaklaşık dörtte biri Federal Parlamento veya
Fransa Parlamento seçimlerine katıldıklarını ifade
ediyor. Hollanda’da parlamento seçimlerine katıldığını ifade edenlerin oranı %43’lere ulaşıyor.
Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenlilerin siyasal
katılımı Fransa ve Almanya’da yaşayan Türkiye kökenliler ile kıyaslandığında oldukça yüksek.
Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenlilerde Avrupa
Birliği (AB) Parlamento seçimlerine katılım %12 ile
Fransa ve Almanya’da yaşayanlara oranla çok
daha yüksek. Buna gerekçe olarak Hollanda’da
daha fazla Türkiye kökenli Avrupa Parlamentosu
Milletvekili adayının çıkması gösterilebilir. Almanya’da AB seçimlerine katılım sadece %3 olurken
bu oran Fransa’da %5.
22
12%
Türkiye Cumhurbaşkanlığı
Seçimi
15%
23%
Hollanda
14%
10%
11%
Türkiye - Genel Seçim
Fransa
Almanya
20%
Almanya Eyalet Seçimi
25%
Almanya Genel Seçimi
AB Parlamento Seçimi
5%
3%
12%
35%
Fransa Cumhurbaşkanlığı
Seçimi
27%
Fransa Parlamento Seçimi
Hollanda Su Kurumu Seçimi
4%
10%
Hollanda Eyalet Meclisi
Seçimi
43%
Hollanda Genel Seçimi
Diğer
5%
4%
14%
21%
Bilmiyorum / cevapsız
27%
44%
Grafik 16: Seçimlere katılım oranı. Tüm denekler, birden fazla cevap mümkün.
23
Genel tespitler şöyle: Seçmenin yaşı ne kadar
düşükse, siyasal katılım da o kadar düşük oluyor,9
Bu araştırmada sadece 18 – 40 yaş arasında kişilere soru yöneltildi. Bu araştırmanın sonucuna
göre bu yaş grubundaki Türkiye kökenlilerin oy
verme oranı düşük ve siyasal katılımda büyük eksiklikler mevcut.
Araştırma verileri Türkiye kökenlilerin siyasal karar
verme mekanizmalarına yeterince dahil olamadığını ve göçmen olunan ülkenin siyasi egemen sınıfında temsil edilemediğini gösteriyor. Almanya’da göçmenlere tanınmayan yerel seçimlerde
oy verme hakkı ve ön şartsız çifte vatandaşlık
hakkı, yaşanılan ülke siyaseti ile yakından ilgilenmeyi ve sistem içinde aktif olmayı zorlaştırıyor.
Türkiye kökenlilerin siyasal katılımının düşük olması ve siyasal sistem dışında tutularak siyasi gelişmelere ve karar mekanizmalarına etki yapamaması göç edilen ülkenin çıkarına değildir.
Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin Türkiye
Cumhurbaşkanlığı seçimine Almanya ve Hollanda’da yaşayanlardan daha yüksek oranda katılım
göstermesi, göç edilen ülkenin siyasal sisteminin
Türkiye seçimlerinde siyasal tercihleri de etkilediğini gösteriyor. Fransa yarı başkanlık sistemi ile
yönetilen ve ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı’nın
halk tarafından seçildiği bir ülke. Yapılan Anayasa
değişikliği sonucunda Türkiye tarihinde ilk defa
2014 yılında Cumhurbaşkanı doğrudan halk tara-
9
fından seçildi. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan
Cumhurbaşkanlığı Sistemi Anayasa değişikliği reformu ile mevcut parlamenter sistem 2019 yılına
kadar Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüştürülecek.
Araştırmaya katılanların “Türkiye için hangi siyasal
sistemi uygun görüyorsunuz?” sorusuna verdiği
cevaplar yaşanılan ülke siyasal sisteminin Türkiye
için tercih edilen siyasal sisteme büyük oranda
etki yaptığını ortaya koyuyor. Almanya ve Hollanda parlamenter sistem ile yönetilen ve partiler
arası konsensus kültürünün yaygın olduğu iki
ülke. Hollanda 1848 yılında kralın yetkilerini sınırlandırarak anayasal monarşi sistemine geçti. Ülke
yönetiminde kraliyet temsili görevler üstlenmekte, bunun yanı sıra yasaların yürürlüğe girmesi için onayı gerekmekte. Hollanda ve
Almanya’da parlamenter sistem son derece başarılı ve sorunsuz işliyor. Almanya, Fransa ve Hollanda’nın yönetim şekilleri göz önünde bulundurulduğunda Türkiye kökenliler arasında parlamenter ve başkanlık sistemine olan desteğin farklı
boyutlarda olduğu gözlemleniyor.
Bkz. Bundeszentrale für politische Bildung (2013).
24
35%
Başkanlık Sistemi
Parlamenter Sistem
27%
21%
43%
32%
Hollanda
49%
Fransa
Almanya
33%
Bilmiyorum / cevapsız
25%
36%
Grafik 17: Türkiye için tercih edilen yönetim şekli. Tüm denekler.
Fransa’da yaşayan her iki Türkiye kökenliden birisi
Türkiye için kendisinin de aşina olduğu Başkanlık
sistemini tercih ediyor. Almanya’da her iki kişiden
biri Türkiye için parlamenter sistemi tercih ederken Hollanda’da her üç kişiden biri tercih ediyor.
Soruyu cevapsız bırakan veya ‘bilmiyorum’ şıkkını
tercih edenlerin oranının yüksek olması, araştırmanın yapıldığı tarihlerde Türkiye’deki sistem değişikliği ile ilgili görüşlerin net olmadığını ortaya
koyuyor.
katılanların %59,1’i (831 bin 208 seçmen) Cumhurbaşkanlığı sistemini destekledi. Hollanda’da
Cumhurbaşkanlığı sistemini destekleyenlerin
oranı %73, Fransa’da %65 ve Almanya’da %63
oldu.10
Araştırmada Türkiye seçimlerinde oy kullandığını
ifade edenlere son genel seçimde hangi partiye
ve son Cumhurbaşkanlığı seçiminde hangi adaya
oy verdikleri soruldu.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi Anayasa değişikliği
halk oylamasında yurtdışında yaşayan 1 milyon
424 bin 227 seçmen oy kullandı. Halk oylamasına
10
Bkz. Seçim Haberler 2017.
25
3.3.1 Türkiye Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi
53%
50%
46%
AK Parti
5%
CHP
MHP
8%
13%
3%
7%
HDP
2%
Diğer
1%
Hollanda N=105
Fransa N=102
6%
Almanya N=108
7%
6%
21%
Bilmiyorum / cevapsız
31%
39%
Grafik 18: Genel Seçime katıldığını ifade edenlerin parti tercihi.
Ankete katılanların neredeyse yarısı son seçimlerde AK Parti'ye oy verdiğini belirtiyor. AK Parti’nin kurucu lideri ve 16 Nisan anayasa referandumu sonrası partili Cumhurbaşkanı sisteminin
gelmesiyle beraber tekrar AK Parti Genel Başkanı
seçilen Recep Tayyip Erdoğan, yurtdışında yaşayan seçmenler arasında AK Parti’den daha büyük
bir ilgi görüyor. Bu ilginin temelinde, Türkiye’de
son 15 yılda gerçekleşen ekonomik gelişmeler ve
altyapı çalışmalarının ardındaki en önemli faktör
olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinin
görülmesi yatıyor. Buna ek olarak Sayın Erdoğan,
yurtdışında yaşayan Türklerin askerlikten emeklilik
sorununa kadar birçok problemine çözüm geliştirmiş bir politikacı ve devlet adamıdır. Avrupa’daki karar alıcılar karşısında kendinden emin
26
bir duruş sergilemesi de yurtdışında yasayan Türkiye kökenliler tarafından takdir görüyor.
yor. Böylesi süreçlerde Angela Merkel ya da
Recep Tayyip Erdoğan gibi liderler siyasi deneyimleri ve uzun yıllar boyunca elde ettikleri tecrübeleriyle yüksek itibar görüyor ve güven elde
ediyor.
Küresel krizler, ekonomik ve politik zorluklar, toplumlarda güçlü lider figürü arzusunu güçlendiri-
Recep Tayyip Erdoğan
12%
Ekmelettin İhsanoğlu
Selahattin Demirtaş
Diğer
Bilmiyorum / cevapsız
2%
5%
18%
20%
12%
65%
66%
73%
Hollanda N=86
Fransa N=233
Almanya N=153
1%
6%
10%
8%
Grafik 19: Cumhurbaşkanlığı Seçimine katıldığını ifade edenlerin tercihi.
3.3.2 Avrupa Birliği Parlamento seçimleri
1979’dan bu yana AB üyesi ülkelerin vatandaşları
arasında Avrupa Parlamentosu üyelerini seçmek
üzere seçimler yapılıyor. Üye devletlerarasında
seçime katılım oranı farklı olsa da, Avrupa genelinde katılım oranlarında sürekli bir düşüş sözko-
11
nusu. Avrupa genelinde 1979 yılında ortalama
katılım oranı %62 olarak gerçekleşirken, 2014 Avrupa seçimlerinde bu oran sadece %43’de kalmıştır.11
Bkz. Avrupa Parlamentosu (2014).
27
58%
Hiç katılmadım
12%
14%
11%
Bir kez katıldım
Birçoğuna katıldım
Her seçime katıldım
Bilmiyorum / cevapsız
69%
77%
9%
10%
6%
2%
3%
Hollanda
Fransa
Almanya
12%
9%
6%
4%
Grafik 20: AB Parlamento seçimlerine katılım. Tüm denekler.
AB politikası ve Avrupa Parlamento seçimlerine
olan ilgi, Avrupa ülkelerinin kendi parlamento ve
yerel seçimlerine olan ilgiyle kıyaslandığında oldukça düşük. Almanya’da yaşayan ve ankete katılanların %77’si Avrupa seçimlerine hiç katılmadığını beyan ediyor. Aynı şekilde Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenlilerin içerisinde
de Avrupa seçimlerine hiç katılmadığını ifade
edenlerin oranı oldukça yüksek.
Avrupa Parlamento seçimlerine olan ilgi eksikliği
farklı açılardan değerlendirilebilir. AB kararları genellikle seçmen tarafından kendi günlük yaşamı
için etkisiz ve kritik olmayan siyasi kararlar olarak
algılanıyor. Buna ek olarak bu ilgisizliğin gerekçesi biraz da siyasi partilerin kendisi; Avrupa Birliği kararlarını ve politikasını çoğu zaman kendi
seçmeni ile yeterince paylaşmıyor ve gelişmeleri
aktarmıyor. AB politikalarının, Türkiye kökenliler
arasında da ilgi uyandırmadığı ve günlük yaşamlarına etki yapmadığı gözlemleniyor.
Türkiye kökenliler kendilerini ne AB politikacıları
ile ne de politik içerikler ile özdeşleştiremiyor. AB
seçimlerine katıldığını ifade edenlerin parti tercihi
şöyle:
28
CDU/CSU
Almanya N=26
4%
SPD
19%
Bündnis 90/Die Grüne
FDP
Die Linke
4%
54%
4%
15%
Bilmiyorum / cevapsız
Grafik 21: AB Parlamento seçimlerinde oy kullandığını ifade edenlerin parti tercihi, Almanya.
Fransa N=46
43%
PS
11%
LR
13%
Les Verts
PCF
4%
11%
LFG
Diğer
Bilmiyorum / cevapsız
7%
11%
Grafik 22: AB Parlamento seçimlerinde oy kullandığını ifade edenlerin parti tercihi, Fransa.
29
Fransa ve Almanya'da yaşayan Türkiye kökenliler
tarafından genellikle merkez sol partiler tercih
ediliyor. Almanya'da her iki kişiden biri Sosyal Demokrat Parti’ye, Fransa’da ise Parti Sosyalist’e oy
verdiğini ifade ediyor. Hollanda’da çok partili sistem olduğundan dolayı %80 civarında diğer ve
bilmiyorum/cevapsız kategorisinin kullanılması
dikkat çekici.
Almanya, Fransa ve Hollanda'da yaşayan Türkiye
kökenlilerin çoğu muhafazakar kimliğe sahip olsa
4%
SP
DENK
SGP-Christen Unie
Hollanda N=92
6%
D66
Groenlinks
da parti tercihinde bunu yansıtmıyor. Muhafazakar partilere karşı mesafeli davranılıyor çünkü bu
partiler yabancılara karşı dışlayıcı politika izlemelerinin yanı sıra göçmenleri öncelikle güvenlik politikası perspektifi ile değerlendiriyorlar. Türkiye
kökenliler muhafazakar partilerin kendi gereksinimlerini ve ihtiyaçlarını dikkate almadığını düşünerek kendi dünya görüşlerinin aksine,
göçmenlerin endişeleri ve sorunları için çaba gösterdiğini düşündükleri merkez sol partilere yöneliyor.
1%
6%
2%
29%
Diğer
Bilmiyorum / cevapsız
52%
Grafik 23: AB Parlamento seçimlerinde oy kullandığını ifade edenlerin parti tercihi, Hollanda.
30
3.4 Parti tercihleri
3.4.1 Almanya’da parti tercihleri
Almanya'da ankete katılan Türkiye kökenlilerin üçte ikisi merkez solu ve burada ilk öne çıkan SPD’yi
tercih ettiğini belirtiyor.
Eyalet Seçimi N=209
Son Federal Parlamento Seçimi
N=166
12%
CDU/CSU
CDU/CSU
46%
SPD
46%
SPD
14%
Bündnis 90/Die
Grünen
9%
13%
Bündnis 90/Die
Grünen
1%
FDP
1%
FDP
Die Linke
5%
Die Linke
6%
Diğer
4%
Diğer
Bilmiyorum /
cevapsız
1%
21%
Bilmiyorum /
cevapsız
21%
“bilmiyorum/cevapsız” seçeneğini tercih edenlerin oranı %41 ile iki katına çıkıyor.
Vatandaşlık durumlarından bağımsız olarak Almanya’da yaşayan Türk kökenlilere “Oy kullanma
hakkınız olsa, önümüzdeki genel seçimlerde
hangi partiye oy verirdiniz?” sorusu yöneltildi. Verilen cevaplar oldukça dikkat çekici; SPD’ye verilen destek oldukça büyük bir düşüş gösterirken
Bunun nedeni birçok Türkiye kökenlinin, partilerin
kendilerini temsil etmediklerini düşünmesi. Seçmenlerin, siyasi partilerin Türkiye politikaları ve
31
PKK gibi terör örgütlerine olan yakınlıkları dolayısıyla geleneksel olarak tercih ettikleri merkez sol
partiler ile de aralarına mesafe koydukları anlaşılıyor.
Buna ek olarak siyasi partilere karşı güvensizlik ve
siyasetin yozlaştığına dair genel bir algı hakim.
Karar alma süreçlerinde yeterince yer alamadıkları ve siyasi beklentilerinin dikkate alınmadığı gö-
rüşü bu kesimde hakim bir bakış açısı. Bu durum
“bilmiyorum/fikrim yok” cevabı verenlerin büyük
bir kısmı için de muhtemel bir açıklama olabilir.
Eleştirilen partilere rağmen alternatif siyasi partilerin olmayışı, Türk kökenlilerin siyasi katılımını
zorlaştırıyor. Ayrıca %15 oranındaki oy kullanmayacağını ifade edenlerin büyüklüğüne de dikkat
çekmek gerekir.
Önümüzdeki Fereral Parlamento Seçimi N=1000
7%
CDU/CSU
22%
SPD
Bündnis 90/Die Grünen
FDP
Die Linke
Diğer
2%
6%
4%
3%
Bilmiyorum /
cevapsız
15%
Oy kullanmayacağım
Grafik 24: Federal Parlamento Seçimi Almanya parti tercihi.
32
41%
3.4.2 Fransa’da parti tercihleri
PS - Sosyalist Parti Fransa'da katılımcılar arasındaki sıralamada en önde yer almakta. Bununla
beraber gelecek parlamento seçimleri için büyük
bir belirsizlik söz konusu olup, anket katılımcıları-
nın üçte ikisi ya hangi partiye oy vereceklerini bilmemekte ya da bu konuda bir görüş beyan etmemekte. PS Sosyalist Partisinin popülaritesinin
ankette %27’den %9’a düştüğü görülmekte.
Önümüzdeki Parlamento Seçimi N=1000
9%
PS
LR
5%
Les Verts
3%
PCF
3%
LFG
Diğer
Oy kullanmayacağım
4%
6%
4%
65%
Bilmiyorum /
cevapsız
Grafik 25: Parlamento Seçimi Fransa parti tercihi.
33
3.4.3 hollanda’da parti tercihleri
Hollanda'da bir sonraki genel seçimde tercih edileceği ifade edilen en popüler partiler SP ve göçmen partisi DENK ile bunları takip eden D66 ve
Groenlinks partileri. Hollanda'da parti sistemi çok
bölünmüş olduğundan anket katılımcılarının üçte
ikisi son seçimde başka bir parti seçtiğini ya da
gelecekte seçeceğini ifade ediyor.
Genel Seçim N=354
Eyalet Meclisi Seçimi N=72
VVD
SP
4%
4%
3%
SGP-Christen Unie
3%
D66
Groenlinks
DENK
SGP-Christen Unie
57%
Diğer
Bilmiyorum /
cevapsız
SP
7%
DENK
1%
VVD
11%
D66
Groenlinks
PVV
Diğer
11%
Bilmiyorum /
cevapsız
34
12%
10%
11%
2%
1%
20%
40%
Önümüzdeki Genel Seçim N=1000
PVV
VVD
SP
D66
Groenlinks
2%
2%
4%
9%
4%
15%
DENK
Diğer
Oy kullanmayacağım
15%
7%
41%
Bilmiyorum /
cevapsız
Grafik 26: Genel Seçim Hollanda parti tercihi. Tüm denekler.
3.5 Siyasi parti üyeliği
Siyasi partiler son yıllarda giderek daha çok üye
kaybetmeye başladı. Parti ve parti üyeliği durumu
bir dönüşüm süreci içerisinde bulunuyor. Siyasete
giderek artan güvensizlik ile birlikte 2015 mülteci
krizi gibi yeni siyasi zorluklar federal parlamentoda temsil edilen siyasi partilerin üye sayılarını
da etkiledi. Yeni oluşan sağcı popülist AFD – Almanya için Alternatif Partisi Aralık 2015’te 22.000
12
13
olan üye sayısını Aralık 2016’da 26.000’e yükseltti
ve neredeyse tüm eyalet parlamentolarında temsil edilmeye başlandı. Buna karşın federal parlamentoda temsil edilen tüm partilerin üye sayısı
yaklaşık 1,3 milyon civarında.12 Bütün siyasi partilerin 20 yıl önceki üye sayısı 2,4 milyon idi. Bu
oran 20 yıl içinde % 40’lık bir düşüşe tekabül etmekte.13
Bkz. Statista (2015).
Bkz. Klein/Spier 2011.
35
900.000
800.000
700.000
600.000
500.000
31.12.1995
400.000
31.12.2015
300.000
200.000
100.000
0
CDU
CSU
SPD
Die
Die Linke
Grünen
FDP
AfD
Grafik 27: Almanya’da son 20 yılda değişen siyasi parti üye sayıları.14
Bir siyasi partide üyelik motivasyonları çok çeşitlidir.
Siyasi parti araştırmacıları Patrick Seyd ve Paul Whiteley genel teşvik modeli çerçevesinde “sert” ve
“yumuşak teşvikler” şeklinde bir ayrım yapmakta.15
“Sert teşvikler” arasında resmi kurumlara olan erişim, kişisel yararlar, bir parti üyeliğinin getirebileceği, -parti içinde yada dışında- istihdam beklentileri olarak sıralanabilir. “Yumuşak teşvikler” ise
zaman alıcı parti içi angajman olmadan da siyasi
partiye üye olarak siyasi hedeflere erişilebileceği
ve demokrasinin işleyişine katkı sunulabileceği
inancını taşımak şeklinde tanımlanabilir.
Türkiye kökenli vatandaşların siyasi partilere üyelik oranları çoğunluk topluma kıyasla oldukça
14
15
düşük. Fransa’da siyasi partilere üye olan Türkiye
kökenlilerin oranının Hollanda ve Almanya’da yaşayan Türkiye kökenliler ile kıyaslandığında iki kat
fazla olması da dikkat çekici.
Türkiye kökenlilerin parti üyeliliğine ilgisiz olma
nedenleri; belirtilen ‘sert’ teşviklerden gerektiği
gibi faydalanamamaları ve parti içerisinde yükselme ve ilerleme fırsatı bulamamaları. Ayrıca Türkiye kökenlilerin kendi siyasi önceliklerini hayata
geçirme fırsatları da oldukça düşük, buna karşın
siyasi partiler içinde yükselmeleri için oldukça
fazla engel var.
Bkz. a. Statista (2015).
Bkz. Klein/Spier (2013: 50).
36
Bu bağlamda ankete katılanların büyük çoğunluğunun daha önce hiç bir siyasi partiye üye olmadığını görmekteyiz. “Daha önce herhangi bir
partiye üye oldunuz mu?” sorusu Almanya’da
%88, Fransa’da %90 ve Hollanda'da %94 oranda
hayır ile cevaplandırıldı.
94%
90%
88%
Hayır
Evet
Cevapsız
4%
7%
4%
2%
3%
Hollanda
Fransa
Almanya
8%
Grafik 28: Siyasi parti üyeliği.
3.6 Dil becerisi
Türkiye kökenlilere dil becerileri ve dil alışkanlıkları da soruldu, zira dil becerisi topluma başarılı
entegrasyon için önemli bir önkoşul. Yaşanılan ülkenin diline hakim olmadan topluma intibak
etmek mümkün değil. Akademik çevrede çok dilliliğin çocuklar için avantaj olduğu, öğrenme kabiliyeti ve okul derslerinde faydalı olduğu
konusunda bir mutabakat sözkonusu. Göçmen
kökenli çocuklar ana dillerine hakim oldukları ölçüde yaşadıkları ülkenin dilini daha hızlı öğreniyor. Kamuoyunda ve bir takım akademik çevrelerde yanlış olarak yerleşmiş olan çok dilliliğin yaşanılan ülkenin dilini öğrenmeye olumsuz etki
yaptığı görüşü, göçmenlerin anadil eğitimini
ihmal etmesine ve gelecekteki kariyer olanaklarını
sınırlandırmasına yol açıyor. Özellikle Türkiye kökenlilerin çok dilliliği, anadil öğrenimi ile ilgili kamuoyunda yürütülen ateşli tartışmaların ana
konusu.
UNESCO´ya göre dünya nüfusunun %70´i günlük
hayatta birden fazla dil kullanmakta. Buna ek olarak çocuklarda kendi kültürel ve dilsel köklerine
olan mesafenin sonraki yıllarda kimlik krizlerine
yol açtığı akademik çevrelerce ifade edilmekte.
Bütün bu durumlar erken dil gelişiminin ve öğreniminin önemine işaret etmekte.
37
Türkiye kökenli birçok ailede, anadil ile yaşadıkları
ülkenin dili birlikte konuşuluyor. Almanya'da, sadece Türkçe konuşan ailelerin oranı Fransa ve
Hollanda'dan daha yüksek. Bu durum Türk dilinin
destek imkanlarının Almanya’da okullarda ve sivil
toplumda, Fransa ve Hollanda'ya oranla daha
yüksek olmasından kaynaklanabilir.
15%
12%
Türkçe
Aynı anda her iki dili konuşan Türkiye kökenliler
üçüncü nesil göç biyografilerinin doğal bir sonucu. Genelde ev veya aile ortamında Türkçe,
okul ve meslek hayatta yaşanılan ülke dili ve arkadaşlar arasında iki dil arasında geçişler yapılarak
konuşulmakta.
22%
47%
İki dilin karışımı
13%
12%
Yaşadığı ülke dili
14%
13%
Kişiye göre değişiyor
Diğer
20%
21%
1%
Grafik 29: Aile ve arkadaş ortamında kullanılan dil..
38
52%
58%
Hollanda
Fransa
Almanya
Almanya, Fransa ve Hollanda'da dil çeşitliliğinin
korunması ve desteklenmesi, yaşanılan ülke ve
Türkiye arasında iyi eğitimli ve çok dilli Türkiye kökenlilerin bir köprü işlevi yerine getirmesine yol
Çok önemsiz
Önemsiz
açar ve bu durum tüm toplumun menfaatine olur.
Türkiye kökenlilerin büyük çoğunluğu Türk diline
hakim olmanın önemli olduğunu ifade ediyor.
6%
7%
5%
6%
7%
4%
Hollanda
11%
13%
9%
17%
15%
16%
Önemli
Oldukça önemli
Fransa
Almanya
59%
57%
Çok önemli
Bilmiyorum /
cevapsız
1%
Grafik 30: Türkçe diline hakim olmanın önemi.
39
65%
3.7 Medya
Almanya ve Fransa’dan araştırmaya katılanların
yarısından fazlası Türk devleti ve Türkiye kökenliler
ile ilgili basında yapılan haberleri taraflı/sübjektif
100%
90%
33%
80%
70%
60%
50%
40%
30%
20%
10%
0%
20%
28%
1%
16%
Almanya
ve ötekileştirici/yanlış olarak değerlendiriyor. Hollanda‘da basında çıkan haberler ile ilgili memnuniyetsizlik %70´i buluyor.
22%
16%
18%
38%
Tarafsız ve objektif
32%
Taraflı ve subjektif
30%
5%
Ayrımcı ve yanlış
Diğer
Bilmiyorum / cevapsız
25%
8%
9%
Fransa
Hollanda
Grafik 31: Medya.
Müslümanlara ve müslümanların ibadet mekanlarına, mültecilere ve mülteci barınaklarına yapılan
saldırılar medya, siyaset ve kamuoyunda beklenen dikkati ve ilgiyi görmüyor. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) gibi kurumlara gerçekleştirilen saldırılar, medya, kamuoyu ve siyasiler
tarafından bilinçli bir şekilde gündeme getirilmiyor hatta görmezlikten geliniyor. 2014 yılı temmuz
ayından 2016 yılının sonuna kadar UETD Genel
Merkezi ve şubelerine dini ve siyasi motifli toplamda 13 saldırı gerçekleşti ve bu saldırılar ile ilgili medyada bir haber yapılmadı. Aynı zamanda
Türk kökenlilere karşı yapılan aşırı sağcı/ırkçı ve
radikal sol terör saldırıları da yine bu bağlamda
dikkate alınmamakta.
40
3.8 Ayrımcılık ve İslam düşmanlığı
Avrupa’da yaşayan Müslümanlar için burası artık
yeni bir anavatan durumunda. Farklı Avrupa ülkelerinde dinlerin birlikte yaşamı başarılı olmasına
rağmen Müslümanlar öfke ve negatif imaj ile karşı
karşıya kalıyor. Barışçıl bir arada yaşam ve katılım,
çoğunluğun ve kurumların Müslümanlar ve İslam'ı
tanımasını ve değer vermesini gerektirir.
Ayrımcılık ve İslam düşmanlığı toplumda marjinal
olgular değil. AB ülkelerindeki siyasi partilerin
İslam karşıtı tavrının giderek arttığı gözlemleniyor.
Almanya’da “AfD”, Fransa´da “Front National” ve
Hollanda’da “Partei für Freiheit” bu durumu siyasi
alanda güçlendiren partiler. Müslüman karşıtlığı
toplumun merkezinde daha görünür bir hale gelerek Müslümanların günlük yaşamlarını şekillendirecek bir hal aldı. Leipzig Üniversitesi’nde
yapılan anket sonuçları her iki katılımcıdan birinin
Müslümanlardan dolayı “kendisini ülkesinde bir
yabancı gibi” hissettiğini gösteriyor. Müslüman,
sığınmacı ve mülteci karşıtlığı endişe verici bir şekilde artıyor. Almanya'da nüfusun yarısından fazlası İslam’ı bir tehdit olarak algılıyor ve çok daha
yüksek bir oranı ise İslam’ın Batı dünyasına uymadığını ifade ediyor. Müslüman azınlıklar toplumda
artan bir oranda reddedilen bir tavır ile karşı karşıya gelmekte.16
Araştırmada Almanya, Fransa ve Hollanda'daki
Türkiye kökenli vatandaşlara sadece ayrımcılık deneyimleri değil aynı zamanda ayrımcılık deneyimlerinin detayları soruldu. Almanya’da ankete
katılanların neredeyse üçte biri en az bir kez dış
görünüşlerinden dolayı sözlü ya da fiziki saldırıya
maruz kaldığını ifade ediyor. Hollanda’da bu
rakam dörtte bir oranında, Fransa’da ise daha az.
Bu sonuçlar anketlerin yapıldığı ülkelerde büyüyen İslam düşmanlığı ve ırkçılığı da gözler önüne
sermekte.
Çoğunluk toplumun algısı ile Batı Avrupa'da Müslümanlar’ın hayatının gerçeği büyük tutarsızlıklar
olduğunu gösteriyor. Bertelsmann Vakfı’nın17 din
araştırmaları ve raporları Almanya'daki Müslümanlar’ın devlet ve topluma hangi çerçevede
bağlı olduklarını gözler önüne seriyor. Müslümanlar’ın %90'ı demokrasinin iyi bir yönetim şekli olduğunu söylüyor, Müslüman olmayanlar ile yakın
ilişkiler geliştirdiklerini, Almanya’da yaşam tarzlarını ve tutumlarını çoğunluk topluma uygun bir
şekilde yönlendirdiklerini ifade ediyor. Nesillerdir
16
17
Bkz. Decker/Kiess/Brähler (2016).
Bkz. Hafez/Schmidt (2015).
41
100%
90%
80%
70%
60%
50%
4%
18%
5%
8%
3%
3%
14%
9%
14%
64%
84%
74%
40%
30%
Cevapsız
Evet, sözlü saldırıya uğradım
Evet, fiziksel saldırıya uğradım
Hayır, hiç uğramadım
20%
10%
0%
Almanya
Fransa
Hollanda
Grafik 32: Ayrımcılık tecrübesi.
Ayrımcılık deneyimlerine en fazla kamusal alanda
ve sosyal hayatta rastlanmakta. İkinci sırada
Fransa ve Hollanda’da eğitimde, bununla birlikte
Almanya’da dördüncü sırada Internet/Medya ve
iş hayatında rastlanmakta.
42
41%
38%
Hollanda N=172
5%
19%
65%
36%
2%
28%
23%
Fransa N=115
2%
92%
48%
Kamusal alan /
boş zaman
Eğitim
İnternet/Medya
İş hayatı
38%
Resmi daireler
1%
Diğer
64%
30%
Cevapsız
38%
Almanya N=325
3%
33%
Grafik 33: Yaşam alanlarında ayrımcılık tecrübesi. Sözlü veya fiziki saldırıya uğrayanlar.
43
Ayrımcılığa maruz kalanların bu durum sonrasında nasıl davrandıkları kendilerine sorulduğunda Fransa ve Hollanda’daki katılımcılar resmi
bir kuruma bu durumu bildirdiklerini ifade ediyor.
Almanya’da ise ayrımcılığa uğrayanlar bu durumu
ağırlıklı olarak kamuoyunda gündeme getirmeyi
tercih ettiklerini belirtiyor. Bu durum aynı zamanda Türk kökenlilerin Almanya’da resmi ku-
rumlara güvenmediklerinin bir göstergesi olarak
görülmekte. NSU cinayetleri ve NSU davasında
yaşanan istenmeyen gelişmeler Türkiye kökenlilerin hafızasında daha taze. Birçok vatandaş NSU
sürecini büyük bir dikkatle izliyor ve aşırı sağcı
kesim ile devlet güvenlik kurumlarının iç içe olduğu izlenimini paylaşıyor.
44
9%
Hollanda N=172
3%
10%
36%
17%
18%
8%
Resmi dairede şikayette
bulunmak
17%
23%
Şikayette bulunmak /
dava açmak
11%
Fransa N=115
Yardım almak
3%
32%
19%
8%
Almanya N=325
Kamuoyunun dikkatini
çekmek
30%
Danışmandan destek almak
Diğer
Cevapsız
11%
9%
17%
Grafik 34: Ayrımcılık tecrübesinin bildirilmesi. Sözlü ve fiziki saldırıya uğrayanlar.
45
Ankete katılanların büyük bir kısmı ayrımcılık deneyimi yaşamış olmalarına sebep olarak İslam ve
terörizmin aynı kefeye konulmasını kaynak olarak
ifade ediyor. Hollanda'da, Müslümanlara karşı po-
litikacıların kullandığı saldırgan dilin önyargıları
ateşlediği vurgulanıyor. Ayrımcılık sebebi olarak
birçok faktör ve neden sayılabilir.
52%
46%
Hollanda N=172
54%
64%
67%
İslam ile terörizmin eşit
görülmesi
Din ve hayat görüşü
2%
Fransa N=115
1%
Almanya N=325
3%
17%
29%
21%
20%
52%
50%
43%
59%
31%
35%
Toplumda artan ırkçı
hareketler
Siyasetçilerin kullandığı dil
Sosyoekonomik durum
Diğer
Cevapsız
Grafik 35: Ayrımcılığın gerekçeleri. Sözlü veya fiziksel saldırıya uğrayanlar.
46
4. DİnDARLIK vE KÜLTÜREL KİMLİK
4.1 Din ve dindarlık
Avrupa'daki Türk kökenlilerde din, kimlik inşaasının önemli bir parçası. Türkiye kökenliler seküler
ve Hristiyan temelli toplumlarda büyümekte ve
yetişmekte. Çoğunluk kültürün değerlerinin hakimiyeti kimlikleri şekillendirmekte ve bu dini değerlerin sekülerizm ile aynı zamanda uzlaşı içinde
olduğunu göstermekte. Farklı derecelerde din ile
bağlantıları olan Türkiye kökenli aileler, çoğunluk
toplum içerisinde dinleri ile alakalı sorularla karşılaşıyor. Bu bağlamda hem “öteki” din ile hem de
kendi dinleri bir ilişki geliştiriyorlar. Avrupa’da ya-
şayan Müslümanlar dindarlıklarının yoğunluğundan bağımsız olarak devlet ve toplum ile sıkı bir
bağa sahipler. ‘Kendinizi ne kadar dindar değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna Almanya’daki Türkiye
kökenlilerin %45’i “oldukça dindar” ve “çok dindar” cevabını veriyor. Fransa’da bu oran %62 ve
Hollanda’da ise %59 olarak oldukça yüksek bir
düzeyde. Ankette dindarlıktan anladığınız nedir
ve hangi dini ritüelleri yerine getirmektesiniz gibi
sorular bilinçli olarak, katılımcıların ankete devam
etmeyeceği endişesi ile sorulmadı.
47
Hiç dindar değilim
11%
3%
10%
5%
Dindar değilim
8%
9%
21%
22%
Dindarım
17%
18%
22%
Oldukça dindarım
23%
Çok dindarım
Bilmiyorum / cevapsız
1%
2%
34%
Hollanda
Fransa
Almanya
42%
44%
8%
Grafik 36: Dindarlık.
Kültür ve din kavramları entegrasyon tartışmalarında sıkça eş anlamlı olarak kullanılmakta oysa İslam’da dini uygulamaların oldukça farklı yorum-
ları olup, İslam dünyasında kültürel farklılıklar söz
konusu.
48
4.2 Türk kültürünün aktarımı
ketlerin etkisini ortadan kaldırma noktasında da
etkili olgu. Çünkü “Anadolu İslam´ı”, Selefilik ve
Vahabilik gibi radikal yorumlara aykırı. Türk dini
cemaatleri Almanya, Fransa ve Hollanda’da genç-
Ankette katılımcılara Türk kültürünün gelecek nesillere aktarılması konusundaki görüşleri de soruldu. Cevaplar, Türk kültürünün geleceğe
aktarılmasına Türkiye kökenli vatandaşların büyük
değer verdiklerini gösteriyor. Türk kültürü ve hoşgörülü din yorumu federal hükümetin güvenlik
politikası hedefleri açısından radikal İslamcı hare-
Çok önemsiz
leri radikal ve marjinal dini gruplara karşı koruma
noktasında, devlet kurumlarından da takdir kazanmakta.
3%
5%
8%
5%
6%
Önemsiz
9%
11%
Önemli
15%
16%
Oldukça önemli
1%
Fransa
22%
Almanya
47%
Çok önemli
Bilmiyorum / cevapsız
Hollanda
19%
7%
Grafik 37: Türk kültürünün gelecek nesillere aktarımı.
49
58%
63%
4.3 Kimlik ve aidiyet
Almanya, Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türkiye
kökenliler için ülke aşırı iletişim kurmak ve yeni
kitle iletişim araçlarını kullanmak günlük hayatın
vazgeçilmez bir parçası. Türkiye kökenliler anavatanları ile sürekli iletişim halinde ve yoğun bir şekilde ilişkilerini sürdürmekte, sosyal alanları ve
iletişim ağları Almanya Fransa, Hollanda ve Türkiye’yi de kapsamakta. Bu bağlamda Türkiye kökenlilerin çifte vatandaşlığının engellenmesi onların
transnasyonal bağlarını ve melez kimliklerini tanımamak anlamına geliyor.
Sadece Türk
5%
Katılımcıların bir çoğu kendilerini yarı Türk, yarı
Alman, Fransız y ada Hollandalı bir kimliğe sahip
görüyor. Entegrasyon ve çifte vatandaşlık ile ilgili
son tartışmalar dikkate alındığında bu araştırma
şunu göstermektedir ki, tek kimlik, tek vatandaşlık
ya da tek ülke, Türkiye kökenli vatandaşların hayat
realitesini yansıtmıyor. Transnasyonel toplumlarda
melez kimlikler artık sıradanlaşmış durumda. Göçmen kökenli insanlar kendilerini iki ya da daha
fazla kültüre eşit olarak ait hissetmekte.
9%
Alman/Fransız/Hollandalıdan çok Türk
Eşit şekilde Türk ve
Alman/Fransız/Hollandalı
Türkten çok Alman/Fransız/Hollandalı
6%
8%
Sadece Alman/Fransız/Hollandalı
Kendimi Avrupalı olarak görüyorum
Diğer
Cevapsız
2%
1%
2%
13%
15%
16%
12%
14%
11%
10%
1%
Grafik 38: Kimlik.
50
40%
40%
48%
Hollanda
Fransa
Almanya
4.4 Yaşamak için ülke tercihi
Ankete katılanların çoğunluğu hayat merkezlerini yaşadıkları ülkeler olarak görmekte.
56%
Almanya/Fransa/
Hollanda
33%
28%
22%
Türkiye
İki ülkede de
Başka bir yer
Bilmiyorum
1%
3%
2%
70%
Hollanda
Fransa
Almanya
6%
8%
5%
4%
5%
1%
Grafik 39: Yaşamak için tercih edilen ülke.
Hollanda ve Fransa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin bu ülkelerde uzun vadede yaşama arzusu içerisinde olma oranı Almanya’da yaşamak isteyenlere kıyasla oldukça düşük. Almanya’da yaşayan
Türkiye kökenlilerin üçte ikisi uzun süreli olarak Almanya’da yaşamak istediğini beyan ediyor. Bu
bağlamda ilgili ülkelerde Türkiye kökenlilerin siyasete, sivil topluma ve siyasi sisteme daha sıkı
entegre edilmesi ve onlara siyasi katılım yolları
geliştirmede imkanlar sunulması çoğunluk toplumun üzerine düşen önemli sorumluluk.
51
5. SOnUÇ vE ÖnERİLER
Almanya üç milyondan fazla Türkiye kökenli vatandaşın yaşadığı ve yüksek oranda göçmen kökenli seçmen eğilimi olan bir göç ülkesi. Buna
rağmen göçmenlerin siyasal katılımı konusunda
herhangi bir analiz yapmayan siyasi partiler ve
seçim araştırmaları mevcut. Göçmen grupları içerisinde özellikle Türkiye kökenliler ayrımcılığa
maruz kalsa da, İslam düşmanlığı ile karşılaşsa da,
siyasal ve sosyal katılımlarını olumsuz etkileyen
engeller olsa da ihtiyaçları dikkate alınmıyor.
Bu araştırma, Türkiye kökenlilerin yaşadıkları ülkelerin siyasetine çok ilgi duyduklarını ve daha fazla
siyasi katılımı arzu ettiklerini göstermekte. Ancak
mevcut siyasi partilere karşı ciddi şüpheler sözkonusu. Yaşadıkları ülkelerde merkez sol partileri
desteklemeleri ve Türkiye bağlamında muhafazakar yada sağ partileri tercih etmeleri, Almanya,
Fransa ve Hollanda’daki sağ partilerin Türkiye kökenlilere karşı açık ve samimi olmamaları ile ilgili.
Bu araştırmada elde edilen önemli bir bilgi, Türkiye kökenlilerin anavatanları ile yaşanılan ülkelerdeki siyasi önceliklerinin birbiri ile örtüşmediği
gerçeğidir.
Araştırma sonucu elde edilen bir diğer önemli
tespit; Türkiye kökenlilerin transnasyonel kimliğinin olması, Türk kültürü ve İslam ile derin ve pozitif
bir bağ kurmuş olmaları. Bu durum entegrasyon
tartışmalarında yaygın olarak dile getirilen ve yaşadıkları ülkelere uyum sağlayamadıkları anlamına gelmemekte. Türk kültürüne olan bağları ve
İslam ile ilişkileri yaşadıkları ülkelere karşı geliştirdikleri bağlılık ve aidiyet duygusunu entegrasyon
tartışmalarında iddia edildiği gibi olumsuz etkilememekte.
Her ne kadar Türkiye kökenlilerin büyük bir kısmı
arasında Türk kültürünün, dil ve dindarlık konusunun önemsendiği eğilimi görülse de, Almanya,
Fransa ve Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenliler
geleceklerini ve hayat merkezlerini yaşadıkları ülkelerde görmekte.
Her ne kadar bu araştırma önemli bir bilgi açığını
kapatmak adına katkı sağlasa da, Türkiye kökenli
grupların yeni siyasi eğilimleri, siyaset ve medya
ilişkileri, Türkiye ile ilgili gündemi işgal eden - dış
politika, AB müzakere süreci, diplomatik gerilimler, seçim kampanyaları vs. gibi konulara bakışı,
İslam ile ilişkileri gibi hususlarda devamlı ve düzenli yeni araştırmaların yapılması gerekmekte.
“Almanya, Fransa ve Hollanda’da Yaşayan Üçüncü
Nesil Türkler’in Siyasi ve Sosyal Katılımı Kamuoyu
Araştırması”nın bu bağlamda her iki yılda bir tekrarlanması hedeflenmekte.
52
Avrupa politikasına olan eksik ilgi, ülkelerin siyaset kurumuna, Türkiye kökenlilerin siyasi ve AB
karar alma süreçleri ile bilgilendirmesi görevini
yüklemekte.
Elde ettiğimiz verilerden hangi tespitler yapılabilir
ve hangi sonuçlar çıkarılabilir?
Şimdiye kadar yapılan analizlerden, siyasetin Türkiye kökenlilerin siyasal katılımını sınırlayan toplumsal ve siyasi engelleri ortadan kaldırma görevi
olduğu görülmekte. Bu durumda Türkiye kökenlilere yöneltilen sadakat çağrıları zarar verici olurken - ki bu aynı zamanda bir sadakatsizlik ithamı
anlamına geliyor, benlik ve öz değerlerini olumsuz etkilemekte. Türkiye kökenlilerin siyasal yönelimleri, Avrupa temel değerleri, demokrasi ve
çoğulculuk ile örtüştüklerini ortaya koyuyor ve yaşadıkları ülkelerin toplumuna ve devletine bağlılıklarını güçlü bir şekilde gösteriyor.
Siyasi partilerin görevi daha güçlü bir şekilde Türkiye kökenlileri sisteme entegre etme, önündeki
engelleri kaldırarak ihtiyaçlarını ve beklentilerini
karşılama, parti içerisinde yükselmelerini destekleme olmalı.
53
BİBLİYOGRAFYA
Auermüller, Jutta (2009): Assimilation: Kontroversen um ein migrationspolitisches Konzept, Bielefeld.
BpB (2013): „Wahlbeteiligung nach Altersgruppen”, Bundesz. f. politische Bildung, Bonn:
http://www.bpb.de/nachschlagen/zahlen-und-fakten/bundestagswahlen/205686/wahlbeteiligung-nach-altersgruppen, letzter Abruf: 08.05.2017.
Decker, Oliver/Kiess, Johannes/Brähler, Elmar (Hg.) (2016): Die enthemmte Mitte: Autoritäre und
rechtsextreme Einstellung in Deutschland – Die Leipziger »Mitte«-Studie 2016, Gießen:
Psychosozial-Verlag, https://www.otto-brennershop.de/uploads/tx_mplightshop/Buch_Mitte_Studie_Uni_Leipzig_2016_OBS.pdf, letzter
Abruf: 09.05.2017.
Europäisches Parlament (2014): „Ergebnisse der Europawahl 2014”,
http://www.europarl.europa.eu/elections2014-results/de/turnout.html, letzter Abruf:
10.05.2017.
Fuchs, Dieter (1995): „Die Struktur politischen Handelns in der Übergangsphase”, in: Klingemann,
Hans-Dieter/Erbring, Lutz/Diederich, Nils (Hg.): Zwischen Wende und Wiedervereinigung.
Analysen zur politischen Kultur in West- und Ostberlin 1990, Opladen: 135-163.
Hafez, Kai/Schmidt, Sabrina (2015): Die Wahrnehmung des Islams in Deutschland, Studie der Bertelsmann Stiftung, https://www.bertelsmann-stiftung.de/de/themen/aktuellemeldungen/2015/januar/religionsmonitor/, letzter Abruf: 27.05.2017.
Holtmann, Everhard (2000): Politik-Lexikon, 3.Auflage, München und Wien.
Klein, Markus /Spier, Tim (2011): „Parteibeitritt und Parteimitgliedschaft im Wandel” Bundeszentrale
für politischen Bildung, 26.10.2011, http://www.bpb.de/apuz/59716/parteibeitritt-und-parteimitgliedschaft-im-wandel?p=all, letzter Abruf: 09.05.2017.
Klein, M./Spier, T. (2013): „Die Deutsche Parteimitgliederstudie”, in: U. von Alemann/M. Morlok/Steffen Schmidt (Hg.), Politisches Interesse, Bundeszentrale für politische Bildung.
Koser, Khalid (2007): Internationale Migration, Stuttgart.
Nghi Ha, Kien (2005): Hype um Hybridität : kultureller Differenzkonsum und postmoderne
Verwertungstechniken im Spätkapitalismus, Bielefeld.
Pries, Ludger (2010): Transnationalisierung: Theorie und Empirie grenzüberschreitender Vergesellschaftung, Wiesbaden.
54
Seçim Haberler (2017): „Yurtdışı Genel Referandum Sonuçları”, in:
http://secim.haberler.com/2017/referandum-yurtdisi-sonuclari/, letzter Abruf: 08.05.2017.
Spier, T. (2013) (Hg.): Parteien ohne Mitglieder? Baden-Baden.
Statista (2017): „Mitgliederzahlen der politischen Parteien in Deutschland am 31. Dezember 2015”,
Das Statistik Portal, https://de.statista.com/statistik/daten/studie/1339/umfrage/mitgliederzahlen-der-politischen-parteien-deutschlands/, Abruf: 09.05.2017.
Statistischer Ämter (2011): „Ergebnisse der Zensus 2011”, Statistische Ämter des Bundes und der
Länder, online: https://www.zensus2011.de/SharedDocs/Aktuelles/Ergebnisse/DemografischeGrunddaten.html;jsessionid=EC0D328F5F3307CC2F8842473E33A79D.2_cid389?nn=306
5474, letzter Abruf: 08.05.2017.
YSK (2014): „Onikinci Cumhurbaşkanı Seçimi Yurt Dışı ve Gümrük Kapılarında Kullanılan Geçerli Oyların Adaylara Dağılımı”, Yüksek Seçim Kurulu,
http://www.ysk.gov.tr/ysk/content/conn/YSKUCM/path/Contribution%20Folders/HaberDosya/2014CB-Kesin-GumrukYurdisi.pdf, Abruf: 13.05.2017.
YSK (2017): „Anayasa Değişikliğinin Halkoyuna Sunulması”, in: T.C. Yüksek Seçim Kurulu, online:
http://www.ysk.gov.tr/ysk/faces/HaberDetay;MyJSessionID=nJn2Z5gJvKMhVplmTsbPpwvn9
GC8hfK2dgNV1z2V66yghSdw6fP4!457713770?training_id=YSKPWCN1_4444022475&_adf.
ctrl-state=1r737d6dn_102&_afrLoop=510181996429739&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=null#%40%3F_afrWindowId%3Dnull%26_afrLoop%3D510181996429739%26training_id
%3DYSKPWCN1_4444022475%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3Dirj07rlbc_4,
letzter Abruf: 8.6.2017.
55
KÜnYE
Yayınlayan:
Union Europäisch Türkischer Demokraten – UETD
Concordiaplatz 1, 51143 Köln
[email protected]
www.uetd.org
Tel: +49 2203 / 101 98 – 0
Fax: +49 2203 / 101 98 – 99
Araştırma ve danışmanlık:
IFF International – Institute for Field Research GmbH
Frauenstrasse 65
89073 Ulm/Donau
+49 (0) 731850796 0
Yazarlar:
Zafer Sırakaya (Genel Başkan)
Asiye Bilgin (Genel Başkan Yardımcısı)
Enes Seydanlıoğlu (Yönetim Kurulu Üyesi)
Bülent Bilgi (Genelsekreter)
Bülent Güven (Yönetim Kurulu Üyesi)
Filiz İşler (Genel Muhasip)
Bülent Aydın (Genel Başkan Yardımcısı)
Haziran 2017
56
Union Europäisch
Türkischer Demokraten
UETD
T +49 2203 10198-0
F +49 2203 10198-99
Concordiaplatz 1 | 51143 Köln
www.uetd.org | [email protected]
uetd
Download