Hayvanlarda Davranış Bozuklukları

advertisement
Hayvanlarda Davranış Bozuklukları
Hayvan davranışları, genelde seleksiyona duyarlı biyolojik mekanizmaları içerir. Düzen ve düzensizlik arasında
dinamik bir denge olursa sağlıklı bir popülasyon elde edilebilir. Düzenin içindeki farklı türler, popülasyona karşı
gösterdikleri farklı tepkilerden dolayı farklı özellikler gösterebilir.
Hayvanların yaptığı hareketlere, canlı ve cansız çevre ile olan ilişkilerine davranış demekteyiz. Davranış, sinir
sisteminin tamamı ile alakalı bir durumdur ve genetik, öğrenilmiş ve türlere has edinsel hallerin
kombinasyonudur. Hipotalamus ve limbik sistem kombine çalışarak davranışın yanında vücut ısısı, yeme-içme
dürtüsü, vücut sıvılarının dengesi gibi durumları da kontrol eder.Hipotalamusun çeşitli bölgelerinin uyarılması
farklı dürtülerin oluşmasına yol açar.
- - Lateral uyarı : yeme-içme, bazen hiddet-kavga
- - Ventromedial uyarı : sakinlik
- - Proventriküler uyarı : korku
- - Ön ve arka bölge : çiftleşme
Ve bu bölgelerdeki lezyonlar, uyarılma halinin tam tersi davranışlara sebep olur. Limbik sistemin bazı
bölgelerindeki uyarılar doyma duygusunu, bazıları korku, saldırganlık gibi davranışlar oluşturduğu gibi, 24
saatten fazla uyarılmalar ciddi problemlere hatta ölümlere yol açabilmektedir.
Ödül ve Ceza : Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, ödül ve cezanın uygulanmadığı hareketleri zor
hatırladıklarını gösterir. Yeni ve ilginç uyarıların, beynin korteksini uyardığı ancak hareketten sonra ödül veya
ceza gelmiyorsa korteksin söndüğü belirtilmiştir. Eğer uyarılar ödül ya da ceza ile sonuçlanıyorsa; kortikal cevap
tekrarlayan uyarılarla gittikçe güçlenir ve hayvan ödül-ceza durumuna karşı güçlü bir hafızaya sahip olur.
Amigdaller : Beynin medial temporal lobunun ön kutbunda sinir hücrelerinden oluşan badem şeklinde bir
yapıdır. Duygusal hafıza ve duygusal hareketlerin oluşmasında önem bir yeri vardır. Uyarılması durumunda
istem dışı hareketler (başı kaldırma, vücudu eğme, dairesel dönme, ritmik hareketler, koklama, dudakları
yalama) meydana gelir.
Zarar görmesi durumunda ise (BUCY Sendromu), ruhsal körlük, korkusuzluk, otoburken etobur hale gelme, aşırı
seksüel dürtü, koku alamama gibi durumlar söz konusu olabilmektedir.
Hormonların Etkileri : Erkeklerde testosteron, dişilerde östrojen hormonları seksüel isteği arttırır. ACTH
(adrenokortikotropik hormon) korku meydana getirir. Norepinefrin enjeksiyonu beynin tüm fonksiyonunu
arttırır. Tiroid hormonu, tüm metabolizmayı etkilediği gibi, sinir sistemini de etkiler.
Kısırlaştırmanın Etkisi : Kısırlaştırılan canlı (erkek veya dişi) cinsel dürtüler doğrultusunda hareket
etmeyeceğinden, koku bırakma, karşı cinsiyetin peşine gitme gibi durumlar oluşmaz. Daha sakin bir davranış
sergiler. Hareketlilik azalacağından obezite oluşmaması için ihtiyacından fazla yemek yedirilmemelidir.
Gebeliğin Etkisi : Gebeliğin son 2-3 haftasındaki kedi-köpekler normal yedikleri mama miktarının 2 katına
kadar mama tüketebilirler. Seksüel davranışların sergilenmediği gebelik sürecinde hareketlerde azalma, sakinlik,
sessizlik, düzenli davranış ve fazla yeme sonucu obezite eğilimi görülebilmektedir.
Genetiğin Etkisi : Hayvanlarda mantıksal öğrenme yerine sezgisel öğrenme daha etkindir. İyi ile kötü, doğru ile
yanlış arasındaki fark eğitimle verilmelidir. Hafızalarının kuvvetli olmasından dolayı, yeni bir durumla
karşılaştıklarında, önceki durumun hatırasını kullanma yeteneğine sahiptirler. Eğitim, kalıtsal (genetik) faktörler
kadar önemlidir. Öğrenme, problemleri çözmek için doğal kabiliyet ile sonradan kazanılmış becerilerin birleşik
bir çabasıdır.
DNA, vücut hareketlerini kontrol eden hormon ve diğer maddelerin yapılarına giren ve çok farklı fonksiyonlara
sahip proteinlerin oluşmasına neden olan 20 aminoasidin değişik şekilde dizilişini denetler. DNA molekülleri,
canlının hayatı boyunca hangi proteinleri ve RNA’ları organizmanın hangi bölgesinde ve ne zaman
sentezleyeceği, canlının nasıl bir kişiliğe sahip olacağını belirleyecek bilgileri yapısında tutar.
Hayvanlardaki kimi davranışlar genetik ve çevrenin kombine etkileri ile oluşur. Yapılan deneylere göre
doğumdan itibaren annelerinden ve diğer akranlarından ayrılan maymunlarda annelik davranışı, sosyal oyun ve
seksüel aktivitelerin tam olgunlaşmadığı saptanmıştır.
Stresin Etkisi : Sıkıntı veren durumlara fazla maruz kalmanın sonucunda gelişen
sistemik bir olgudur. Hayvanın bünyesinin çevre ile uyumunu düzenleyen
mekanizmaların (hormonal ve sinirsel) bozulması sonucu meydana gelen stres,
hayvanların enfeksiyonlara karşı hassas hale gelmesine neden olmaktadır. Sütten
erken kesilen buzağının E.coli enfeksiyonuna, taşınma işleminden sonra akciğer
hastalığına yakalanmaları stresle ilgilidir.
Hayvanların uygun ısı, fiziksel rahatlık, beslenme, sağlıklı olma durumları stres
faktörünü uzak tuttuğundan davranışları da o ölçüde olumlu etkilenmektedir.
- Yetersiz ve dengesiz beslenme
- Ani iklim değişiklikleri
- Kronik rahatsızlıklar
- Hijyensiz ve sağlıksız ortam
- Alışık olduğu ortam veya arkadaşlarından ayrılma gibi durumlar hayvanlarda strese ve buna bağlı olarak
davranış bozukluklarına yol açar.
Hayvanların evcilleştirilmeden önce nasıl davrandıkları, sürüleştikleri, üreme, yeme ve içme davranışlarının
nasıl olduğu incelenmiş ve bu doğrultuda elde edilen veriler yardımıyla evcilleştirme işlemleri tamamlanmıştır.
Deprem Öncesi : Çinliler, doğal afetlerden önce hayvanların çeşitli davranış değişiklikleri gösterdiklerini
belirtmişlerdir.
Deprem öncesi hayvanlarda görülen davranışlar:
- - Sığır, koyun ve atlar barınaklara girmeyi reddetmesi
- - Fareler saklandıkları yerlerden dışarı çıkması
- - Tavuklar ağaçlara uçması
- - Ördekler suya girmeyi reddetmesi
- - Köpekler sebepsiz havlaması
- - Yılanlar kış uykusundan erken uyanması
- - Balıklar suyun dışına sıçraması
Çin’de yapılan deprem öncesi araştırma sonuçları arasında yer alan verilerdendir.
Delilik : Çevrelerine karşı ilgisiz ve garip hareketler sergileyen hayvanlar, sürekli bağırma, yabancı maddeleri
yalama, yeme, anormal sesler çıkarma, bakar körlük, sallantılı yürüyüş, saldırganlık gibi davranışlar
gösterebilmektedir. Kuduz, yalancı kuduz, beyin toksikasyonu, beynin metabolik hastalıklarında delilik
görülebilmektedir.
İrade Dışı Davranışlar : Sinir sistemi hastalıkları, zehirlenmeler, spinal sinirlerin yaralanması, thalamus –
hipothalamus düzensizlikleri gibi durumlara yol açabilecek (striknin zehirlenmesi, tetanoz, koma) olgularda
gösterilen istemsiz kas kasılmalarıdır.
Hastalıkların meydana gelmesinde çevresel faktörler ve stres önemli rol oynar. Beslenme ve stres ile metabolik
hastalıklar arasında devamlı bir ilişki vardır. Sinir sistemine ait hastalıklarda zihinsel durum, duruş, hareket,
idrak ve sfinkter aktiviteye ait davranış bozuklukları oluşabilir.
Yavruyu Reddetme : Annelerin yavruyu ya da yavruları reddetmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Reddedilen
yavru, anne tarafından öldürülebilir. Durumun fark edilmesinden sonra yavrunun anneden uzaklaştırılıp, bir süt
anne bulunması veya insanlar tarafından bakımının yapılması gerekmektedir.
Davranış bozukluğu gösteren hayvanların önce asıl probleminin çözülmesi gerekmektedir. Evde beslenen
köpeklerin mutlaka özenle ve sabırla eğitilmeleri gerekir. Eğitim esnasında yapılacak en ufak bir hatanın,
yavrunun hafızasında olumsuz bir stres faktörü olarak yer edeceği, ilerleyen dönemlerde daha büyük problemler
ortaya çıkarabileceği unutulmamalıdır. Eğitimde temel esas güven telkin etmektir..
Bora BİLGİN
Veteriner Hekim
Download