ISSN:2149‐1097 İZMİRARAŞTIRMALARI DERGİSİ 1 İZMİR2015 II İZMİRARAŞTIRMALARIDERGİSİ Sayı:1,2015 KURUCUSUVESAHİBİ/FOUNDERANDOWNER: EgeÜniversitesiİzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziAdına: Prof.Dr.M.AkifErdoğru SORUMLUYAZIİŞLERİMÜDÜRÜ/EDITOR:Prof.Dr.M.AkifErdoğru İDAREMERKEZİ/CORRESPONDENCE: EgeÜniversitesi,EdebiyatFakültesi,2.Kat,Bornova,İzmir,Türkiye YAYINKURULU/EDITORIALBOARD: Prof.Dr.ErsinDoğer,EgeÜniversitesi Prof.Dr.M.AkifErdoğru,EgeÜniversitesi Prof.Dr.FüsunSoykan,EgeÜniversitesi Prof.Dr.İnciKuyuluErsoy,EgeÜniversitesi Doç.Dr.HaleOkçay,EgeÜniversitesi YAYININTÜRÜ:Ulusal,hakemli,yıldaikisayı. KISALTMASI :IAD E‐POSTA:[email protected]‐[email protected] FAX :0232.3881102 TEL :02323113937 BASIMYERİ/PRESS:EgeÜniversitesiBasımevi,Bornova,İzmir BaskıTarihi:29Nisan2015 Yazılardailerisürülengörüşlerdenyazarı/yazarlarısorumludur. T.C.KültürveTurizmBakanlığıSertifikaNo:18679 III İÇİNDEKİLER/CONTENTS CandeğerYılmaz,EgeÜniversitesiRektörü Başlarken..................................................................................................................................................... V M.AkifErdoğru,MerkezMüdürü İlkSayıİçin...............................................................................................................................................VII MAKALELER/PAPERS MehmetKaya TasfiyeTalepnâmelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları........................ 1‐12 MehmetTütüncü Hollanda’ninİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ın Atatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiileİlgiliRaporu ................................................ 13‐26 NagihanÇetin‐YaşarKalafat BodrumÇevresiÖrnekleriileHalkİnançlarında GökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu ............................................................................. 27‐36 SadiyeTutsak EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu.......................... 37‐78 SirenBora HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıveKitaplarıIşığında İzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868).............................................................79‐156 BİYOGRAFİ/BIOGRAPHY MehmetDemirci EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârı Prof.Dr.AliYardım ................................................................................................................ 157‐164 ÇEVİRİLER/TRANSLATIONS IV SuraiyaFaroqhi,İzmir ........................................................................................................ 165‐172 V.J.Parry,Birgi ...................................................................................................................... 173‐174 YENİKİTAPLAR/NEWBOOKS 3.UluslararasıHerYönüyleBodrumSempozyumu,30Ekim‐1Kasım2013,Bodrum, Bildiriler,2cilt,Haz.M.AkifErdoğru,AhmetÖzgiray,İzmir2014,EgeÜniversitesi İzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziYayını......................................................................175 ÖmerBıyık,XVI.YüzyıldaUrla,İzmir2014,EgeÜniversitesiİzmirAraştırmave UygulamaMerkeziYayını, .................................................................................................175‐176 M.AkifErdoğru,FazlullahbinAbdüsselam,Defter‐ıEvkâf‐ıMekke‐iMükerremeve Medine‐iMünevverederBirgi(Metinveİnceleme),İzmir2014,EgeÜniversitesi İzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziYayını............................................................ 175‐176 HABERLER/NEWS BornovaAraştırmalarıSempozyumu,5‐6Kasım2014,Bornova,İzmir........ 177‐180 V BAŞLARKEN EgeÜniversitesininkuruluşunun60.yılınıkutladığımızbugünlerde, Ege Üniversitesi’nin akademik şanına yaraşır yeni, hakemli bir dergi ile karşınızdayız.RektörlüğümüzebağlıİzmirAraştırmaveUygulamaMerkezi, ‘İzmirAraştırmalarıDergisi’adıyla,İzmirveyakınçevresiyleilgiliakademik yazılarınyayımlanacağıçokdisiplinlivekapsamlıbirdergiçıkarmayakarar vermişbulunuyor. Zamanımızda, başta Ege Üniversitesi’nde olmak üzere, İzmir üniversitelerinde,İzmirvehinterlandıileilgilipekçokaraştırmayapılıyor. Tozluraflardakalmamasıadına,budeğerliaraştırmaların,üniversitemizin bu dergisi vasıtasıyla, akademik dünyaya güçlü bir şekilde açılacağını umuyorum. Türkiye’nin incisi, Doğu Akdeniz’in yıldızı, çokkültürlü, hoşgörülü İzmir kenti, hem tarihi hem de kültürüyle, böyle akademik bir dergiyi fazlasıyla hak ediyor. Genelde Türkiye’nin özelde Batı Anadolu’nun köklü üniversitelerinden biri olan Ege Üniversitesi, diğer anabilim dallarında olduğu gibi, Sosyal Bilimlerin tüm alanlarında, en azından bulunduğu çevreyeparlakbirışıksaçmayıhedefliyor. Bölge üniversitesi olarak, asli olarak, İzmir ile ilgili yapılan araştırmalaradestekolmakadına,bilgininbellimerkezlerdetoplanmasının gerekliliğinin farkındayız. Bilgi, toplumla paylaşıldıkça değer kazanır. Bu çerçevede, dergimizin hazırlanması ve basımında emeği geçen herkesi kutluyorvekalıcıolmasınıdiliyorum. Prof.Dr.CandeğerYILMAZ EgeÜniversitesiRektörü VI VII İLKSAYIİÇİN 1993 yılında kurulan Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi, Üniversitemizin kuruluşunun 60. yılı olan 2015 yılında, 22. yılını doldurmuş bulunuyor. 23.IX.1993 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 21707sayılıyönetmeliğin2.Maddesininefıkrasınadayanarak,İzmirşehri ve yakın çevresiyle ilgili araştırmaların yayınlanacağı İzmir Araştırmaları Dergisi’nin ilk sayısını yayına hazırlamış bulunuyoruz. İlgili yönetmeliğe göre, Merkez’e tevdi edilen resmi görevlerden biri, çeşitli bilim dalları (Tarih, Coğrafya, Sanat Tarihi, Türk Dili ve Edebiyatı, Arkeoloji vb.) ile akademik işbirliği yaparak, İzmir ve yakın çevresi ile ilgili yapılan araştırmaları, dergi veya kitap halinde yayınlamaktır. Yönetmeliğimizde geçen ‘İzmir ve yakın çevresi’ ifadesi, akademisyenlerimizce geniş anlamıyla yorumlanmıştır. Bu yoruma göre, basit ve anlaşılır bir ifade ile İzmirşehrimerkezolmaküzere,‘tümBatıAnadolu,EgeBölgesi,Adalarve DoğuAkdeniz’ikapsayanbircoğrafya’kastedilmiştir. Merkezimiz, şimdiye kadar, kısıtlı imkânları ile kamu ve özel kuruluşlarla ortaklaşa, sempozyumlar ve kongreler düzenlemiş ve bu sempozyumlarda sunulan tebliğler, kitap halinde yayınlanmıştır. Bu tür faaliyetleri şimdi de yürütmektedir. Ayrıca, ondan fazla farklı yayına imza atmıştır. Merkezimizin eski yöneticileri ve Merkezimiz ile bilimsel işbirliğine yapan bilim adamları, İzmir’i esas alan bilimsel bir derginin yayımlanmasının gerekliliğini yıllarca vurgulamışlardır. Ancak, çeşitli sebeplerle,böylebirdergininçıkarılmasınamuvaffakolunamamıştı.Şimdi, sevinçle ifade edelim ki, değerli Rektörümüz Prof. Dr. Candeğer Yılmaz Hanımefendi’nin desteğiyle ve İzmir’e ve yakın çevresinin tarih ve kültürüne ilgi duyan araştırmacılarımız sayesinde İzmir Araştırmaları Dergisi’nin ilk sayısı yayımlıyoruz. Bu sayımızda İzmir’in yanı sıra, Kuşadası, Uşak ve Bodrum ile ilgili makaleler de yayınlıyoruz Umarız, dergimiz sürekli olur ve İzmir ile ilgili bilgilerin toplandığı, aranılan, beğenilen, beklenilen bir yayın haline gelir. Başta Rektörümüz Prof. Dr. CandeğerYılmazhanımefendiolmaküzere,emeğigeçenherkeseteşekkür ediyorum. Prof.Dr.M.AkifERDOĞRU MerkezMüdürü VIII İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(1‐12),2015 TASFİYETALEPNAMELERİNEGÖREMÜBADİLLERİN KUŞADASI’NAİSKÂNLARI MehmetKaya* Özet İnsanınvarolduğundanberigöçkavramıonunlabütünleşmiştir.Göçüninsan hayatındaki etkisi isteğe bağlı ve zorunlu olmak üzere iki şekilde gerçekleşmiştir. Toplumları derinden etkileyen göç hareketinden Osmanlı Devleti de fazlasıyla etkilenmiştir. MilliMücadele’ninkazanılmasıylaLozangörüşmelerininilkevresinde30Ocak 1923’de Türk‐Yunan Mübadele Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler hariç tutulmak üzere mübadele antlaşmasınınkapsamıgeniştutulmuştur.BuyüzdendeAnadolu’yabüyükmiktarda birgöçhareketiyaşanmıştır. Mübadillerin kayıtlarını içeren tasfiye talepnameleri bu anlamda önemli bir kaynak durumundadır. Tasfiye talepnamelerinde mübadillerin taşınır ve taşınmaz mülklerinideiçerenkayıtlaryeralmaktadır.İzmirVilayetinebağlıKuşadasıkazası talepnamelerine göre mübadillerin geldikleri yerler ve iskânına dair bilgiler değerlendirilecektir. AnahtarKelimeler:Kuşadası,Mübadele,TasfiyeTalepnameleri Abstract The concept of migration is integrated with its very existence of man. The effectofhumanlifeandoptionalmigrationtookplaceintwoways,namelymandatory. OttomanEmpirecommunitiesdeeplyaffectedbymigrationisalsoaffected. In the first phase of the acquisition of the national struggle meeting in Lausanneon30January1923.Greek‐Turkishpopulationexchangetreatywassigned. According to the treaty to exclude the scope of the exchange agreement with the GreeksinIstanbulandWesternThraceTurkshasbeenextensive.Sotherehasbeena largeamountofmovementinamigrationAnatolia. Liquidation request updates containing records of emigrants has been an importantresourceinthisregard.Ontheemigrantsmovedtothepurgerequestand records, including the immovable property is situated. Izmir Province Kusadasi accident due to demand upgrades will be evaluated according to places and informationtheysoughttosettlementoftheemigrantscome. * Yrd.Doç.Dr,NiğdeÜniversitesiFen‐EdebiyatFakültesiTarihBölümü,[email protected] 2 MehmetKaya GİRİŞ İnsanoğlu varoluşundan beri göç kavramı ile sıkça karşılaşmıştır. Göçün daha uygun şartlar olan bölgelere gerçekleştiği gibi, istek dışında zorlama ve baskılarla gerçekleşen yönü de vardır. Bu anlamda birçok toplum göçlerden fazlasıyla etkilenmiş, öyle ki kavimler göçü olarak adlandırılanbüyükbirgöçdalgasıortayaçıkmıştır. Osmanlı Devleti bu göç olayından derinden etkilenen devletlerden biridir. Klasik dönemde fetih hareketlerinde Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden, Balkanlar başta olmak üzere, fethedilen bölgelere şenlendirmedededenilengöçlergerçekleşmiştir:Hızlıtoprakkayıplarının yaşandığı19.Yüzyıldanitibarentersinebirgöçhareketimeydanagelmiştir. Balkanlar ve Kafkaslar ağırlıklı olmak üzere gerçekleşen bu göçlerle kısa sürelerde yoğun bir nüfus Anadolu’ya gelmiştir. Yoğun bir nüfusun Anadolu’ya gelişi beraberinde önemli sorunları getirmiştir. Göçmenlerin sevkleri, iaşe ve iskânları bu anlamda karşılaşılan sorunlar arasında sayılabilir.OsmanlıDevletigöçmenlerinsevkveiskânlarınıbelirlikurallar ve denetim altında yapabilmek için İskân ve Muhacirin Müdüriyetini kurmuştur. Müdüriyetin vilayetlerde oluşturduğu komisyonlarla göçlerin eldengeldiğincebirdüzenaltınaalınmasınaçalışılmıştır. Lozan görüşmelerinin birinci safhasında Anadolu’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türklerin değişimi gündeme gelmiştir. Görüşmeler sonunda 30 Ocak 1923’de Türk‐Yunan mübadelesi imzalanmıştır. Türk topraklarında yaşayan Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarla, Yunanistan’da meskûn Müslüman uyruklular mübadeleye tabi tutulacaklardı.1 Mübadele 1 Mayıs 1923 tarihinden itibaren başlayacaktı. İstanbul’da yaşayan Rumlar ile Batı Trakya Türkleri mübadele dışında bırakılmıştır.2Ancakmübadeledairsorunlarıntamamengiderilmesi1930 tarihindegerçekleşecektir.BirinciDünyaSavaşınakatılmayandevletlerden görevlendirilecek üyelerle Muhtelit Mübadele Komisyonu oluşturulmuş, 1 SophiaKoufopoulou,“MüslimCreatansinTurkey,TheReformulationofEthnicIdentyin aAegeanCommunity”,CrossingtheAegean,AnApprasialof1923CompulsoryPopulation Exchange between Greece and Turkey, 209; Kemal Arı, Büyük Mübadele Türkiye’ye ZorunluGöç(1923‐1925),TarihVakfıYurtYayınları,İstanbul,2000,18;M.CemilBilsel, Lozan,C.1,İstanbul,1933,145 2 Mübadele öncesi Yunanistan’daki etkileri için bkz. Thomas Veremis, “1922: Poltical Continuations of Realigments in the Greek State”, Crossing the Aegean, An Apprasial of 1923 Compulsory Population Exchange between Greece and Turkey, 57; Nedim İpek, Mübadele ve Samsun, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2000, 23; Mesut Çapa, “Yunanistan’dan Gelen Göçmenlerin İskanı”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi EnstitüsüDergisi,5(Mayıs1990),53. TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 3 komisyonbaşkanlığınıtarafsızüyeleryürütmüştür.Mübadele işlemlerinin yürütülebilmesiiçinMübadeleİmarveİskânVekâletikurulmuş,başkanlığına MustafaNecatiBeygetirilmiştir.3 1‐TasfiyeTalepnamelerininİçeriği Mübadillerintaşınırvetaşınmazmallarınınbelirlenmesivebunların kayıt altına alınması için tasfiye talepnameleri hazırlanmıştır. Tasfiye talepnamelerinde mübadillerin Türkiye ve Yunanistan’daki taşınır ve taşınmazlarının kurulan yerel komisyonlarca kaydedilmesi gerekiyordu. Mübadillerin sahip olduğu mal ve mülklerine eş değerde gittikleri ülke tarafından mal ve mülk sağlanması esası kabul edilmiştir. Komisyonların hazırladığı tasfiye talepnameleri dört nüsha halinde düzenlenmiştir. OsmanlıDönemi Türkçesi,Yunanca veFransızca hazırlanan butalepname kayıtlarının bir nüshası yerel makamlara, diğeri yerel komisyona, üçüncü nüshasıgidilenülkedekikomisyonavesonnüshasıdamübadilinkendisine verilmiştir. Burada unutulmaması gereken nokta mübadillerin tasfiye talepnamelerine göre değerlendirmenin yeterli olmamasıdır. Yunan makamlarının mübadeleyi hızlandırmaya çalışmaları yüzünden bazı mübadillerin tasfiye talepnamelerini düzenletememeleri, bir kısmının kaydettirecek mal ve mülkü bulunmaması gibi nedenlerle talepname kayıtlarımübadeleyleorantılıgerçekleşmemiştir. Tasfiye talepnameleri hakkında birkaç araştırmacı dışında fazla bir çalışma gerçekleşmemiştir.4 Araştırmanın azlığının nedenleri arasında konuyaaittalepnamekayıtlarınınaraştırmacılarınhizmetinegeçsunulmuş olması, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi’nin internet sitesindekısasüreliyayımındansonrakaldırılmasısayılabilir. Tasfiye talepnamelerinde mübadilin ismi, geldiği yer, taşınır ve taşınmazlarının parasal değeri, kendisine verilen arazinin yeri belirtilmiş ve bu kayıt yerel komisyonca onaylanarak geçerliliği sağlanmıştır. Çalışmamızda mübadillerin taşınır ve taşınmaz mal ve mülkleri ele alınmayacak, iskân alanları ve meslekleri belirtilecektir. Esas amaç mübadillerin geldikleri yerler ve iskân alanları üzerine bir çalışma gerçekleştirmektir. 3ÇağlarKeyder,“TheConsequencesoftheExchangeofPopulationsforTurkey”,Crossingthe Aegean, An Apprasial of 1923 Compulsory Population Exchange between Greece and Turkey, Edited by Renée Hirschon, New York 2014, 49; Ercan Çelebi, “Mübadillerin Yunanistan’dakiMalKayıtlarıveMuhtelitMübadeleKomisyonuTasfiyeTalepnameleri”, ÇağdaşTürkTarihiAraştırmalarıDergisi,C.5,122006/Bahar,38. 4NecatÇetin,“BaşbakanlıkCumhuriyetArşivi(BCA)MuhtelitMübadeleKomisyonuTasfiye TalepnamelerineGöreGelibolu’yaİskanEdilenMübadillerinGeldikleriMemleketlerive Gelibolu’da İskan Edildikleri İdari Birimler”, Uluslararası Gelibolu Sempozyumu Bildirileri, Çanakkale, 2013, 293; Necat Çetin,” Torbalı Nüfus Arşivi Atik Nüfus Esas DefterKayıtlarınaGöreMübadilKayıtlarıÜzerineİnceleme(1927‐1932)”,MübadeleŞen Gittik‐Yaslı Döndük, Samsun Mübadele ve Balkan Türk Kültürü Araştırmaları Derneği KültürYayınlarıSerisi7,Samsun2011,79. 4 MehmetKaya 2‐GöçmenlerinGeldikleriBölgeler Kuşadası kazasına ait 63 kayıt bulunmaktadır. Bu kayıtların 51’i Cezayir‐i Bahr‐i Sefid vilayetine bağlı Sakız ve Girit adalarından, 12 kayıt iseManastırvilayetindengelenmübadillereaittir. GrafikI.VilayetlerdenGelenMübadillerinDağılımı Adalardan gelenler %82, Manastır vilayetinden gelenler de %18’lik biroranoluşturmaktadırlar.Sakızadasından7kayıtvarken,Girit’tenise43 kayıtbulunmaktadır.Sakızadasınınyüzdelikdağılımı%12ikenGirit’inise % 64’tür. Görüldüğü üzere Girit mübadillerin ağırlığı söz konusudur. Adalardaki bu dağılımdan başka Manastır vilayetinin de dahil edilmesiyle mübadillerhakkındadahafazlabilgiyeulaşılabilmektedir. GrafikII.VilayetlerdengelenMübadillerinYüzdelikDağılımı Geneldağılımiçinde%68ileGiritbaştagelmektedir.Manastır%21, Sakızda%11’likbirdağılımlayeralmaktadır. TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 5 GrafikIII.MübadillerinKazalaraGöreDağılımı Sakız adasından gelenlerin kazaları belirtilmemiş, sadece Camii‐yi atik mahallesi ile Kaçaba köyünden geldikleri kaydedilmiştir. Girit mübadilleri de Kandiye ve Menofaç (Rizo) kazalarından gelmişlerdir. Bu kayıtlara göre Meskenlik ve Alşin köylerine ait üç kayıt dışında diğer Kandiye kazası mübadillerinin nefs‐i Kandiye’den mi, yoksa başka köylerdenmigeldiklerinedairbirsomutdelilbulunmamaktadır. Menofaç (Rizo) kazasından gelen mübadiller köy nüfusu ağırlıklıdır. Bu mübadiller Turlotu (Turloti), Larani, Koto, Akriya, Manastaki, Ayaselemi, Gasi,Gurna,Kalahorya,Ligortinoköylerindengelmişlerdir. Manastır vilayetinden gelenler Kozana sancağının Kayalar kazasına aittir. Bu mübadiller de kırsal kesim ağırlıklı olup, Kayalar kazasının HaydarlıveNalbantköylerindengelmişlerdir.Bukayıtlardasadeceikisinin köyyadamahallesibelirtilmemiştir. Mübadillerinkazalaragöreyüzdelikdağılımınıbulmakmümkündür. Buanlamdagrafikverilmiştir. GrafikIV.MübadillerinKazalaraGöreYüzdelikDağılımı 6 MehmetKaya Bu dağılımda %46 ile Menofaç (Rizo), %22 ile Kandiye, %19 ile Kayalar,%11ileSakız,%2ileKinoryokazalarıyeralmaktadır. 2‐İskanAlanları Mübadillerin Kuşadası’na iskanlarında ağırlıklı noktayı Selçuk oluşturmaktadır. Selçuk’a bağlı Rum köyü olan Çirkince (Şirince) en çok mübadilin iskan edildiği yer olmuştur. Sakız’dan gelen iki kayıta Kuşadası’nın Hacı Feyzullah mahallesinde iskan edildikleri görülmektedir. Bunun dışında kalan 5 kayıtta herhangi bir köy ya da mahalle yazılmamıştır. Girit mübadillerine ait 15 kaydın tamamı Selçuk ilçesine ait olup, bunların 7 tanesi Çirkince köyünde iskan edilmişlerdir. Diğer 8 kayda ait başkabirköyadıbulunmadığındanbunlarınnefs‐iSelçuk’tayerleştirildikleri düşünülebilir. 3‐MübadillerinMeslekDağılımı Eldekibilgilerışığındamübadillerinkısıtlıdaolsameslekdağılımına ulaşılabilmektedir. Kayıtların yazımda ya da mübadillerin beyanlarında meslek dağılımı konusunda belirtilmeyen miktarın çok olması sebebiyle gerekli hassasiyetin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Gelen mübadillerin büyük bir çoğunluğunun köylerde iskan edildiği göz önüne alınırsa bu kişilerin çiftçi ve rençper oldukları akla gelmektedir. Bundan başka kadınlarındameslekdağılımıyazılmadığıiçinbunlardabelirtilmeyengrup içerisindeyeralmaktadır. Mübadillerin meslek grubuna göre dağılımı tabloda verilmiştir. Bu tabloyagöremesleklerhakkındabirfikiredinmekmümkünolabilmektedir. Meslekleriçerisindebelirtilmeyenler42,rençper10,çiftçi4,tacir3,kasap 2nalbantvekunduracı1’erkayıtyeralmaktadır. GrafikV.MübadillerinMesleklereGöreDağılımı TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 7 Bubilgilerışığındamübadillerinmesleklerinedairyüzdelikdağılımı tespitedebilmekteyiz.Bunadairgrafikaşağıdasunulmuştur. GrafikVI.MübadillerinMesleklereGöreYüzdelikDağılımı Grafikte görüldüğü üzere belirtilmeyenler %68, rençper %16, çiftçi, %6, tacir %5, kasap %3, nalbant da %2’dir. Yukarıda açıklamaya çalıştığımız sebeplerden tarım faaliyetlerinin %80’nin üzerinde olduğunu söylemek mümkündür. Burada söz edilmesi gereken bir nokta da rençperlerdir. Kendisini geçindirecek kadar tarlası az ya da olmayan kişilerin başkasının tarlasında çalıştıkları görülmektedir. Rençperlerin oranının da %16 olması mübadillerin hayat standartlarının yüksek olmadığınınbirişaretiolarakkabuledilebilir. Sonuç Tasfiye talepnameleri mübadillerin geldikleri bölgeler ve iskân alanları yanında, sahip oldukları taşınır ve taşınmazları hakkında da ayrıntılıbilgilervermektedir.Mübadillerinsadecetasfiyetalepnamelerinde yer alan kayıtlar olduğunu söylemek hatalı olur. Hiçbir mal varlığı olmadığından tasfiye talepnamesi düzenlenmemiş olanlar göz ardı edilmemelidir. Kayıtlardaki eksikliklere rağmen (mübadillerin eksik beyanları ve kaydedenlerinyaptığıeksikyazımlar)talepnamelermübadilleringeldikleri bölgeler,iskânalanları,meslekleri,ailedurumlarıhakkındaönemlibilgiler vermektedir. Tasfiye talepnameleri üzerine yapılacak daha kapsamlı çalışmalarda geldiklerin yerlerin fiziki konumu, ailelerin mal varlıkları, Cumhuriyetin ilk yıllarında iskân alanları hakkında daha fazla bilgi edinmek mümkün olabilecektir. Talepnameler bölge tarihleri üzerine yapılacak çalışmalarda önemli bir kaynak oluşturacaktır. Bu anlamda buradakibilgilerinayrıntılıçalışmalarayansıtılmasıgerekir. 8 MehmetKaya KAYNAKÇA 1‐ArşivKaynakları BaşbakanlıkCumhuriyetArşivi NafiaVekâletiKuşadasıKazasıTasfiyeTalepnameleri 2‐ResmiYayınlar T.B.M.MZabıtCeridesi,DevreII,C.II,Ankara,ty. 3‐SüreliYayınlar Anadolu’daYenigün Hâkimiyet‐iMilliye TürkSesi 4‐Kitaplar Arı, Kemal, Büyük Mübadele Türkiye’ye Zorunlu Göç (1923‐1925), Tarih Vakfı Yurt Yayınları,İstanbul,2000. Bilsel,M.Cemil,Lozan,C.1,İstanbul,1933. Ergene,Teoman,İstiklalharbindeTürkOrtodoksları,İstanbul,1951. İpek,Nedim,MübadeleveSamsun,TürkTarihKurumu,Ankara,2000. Karacan,AliNaci,Lozan,Milliyetyayınları,ty. Nayır,YaşarNabi,BalkanlarveTürklük,Ankara,1936. Yıldırım, Onur, Diplomasi ve Göç: Türk Yunan Mübadelesinin Öteki Yüzü, Bilgi ÜniversitesiYayınları,İstanbul,2006. 5‐Makaleler Akgün, Seçil, “ Birkaç Amerikan Kaynağından Türk‐Yunan Mübadele Sorunu”, ÜçüncüAskeritarihSemineriTürkYunanilişkileri,Gen.Kur.Yay,Ankara,1986, s.241‐257. Çapa,Mesut,“CumhuriyetinİlkMübadeleveİmarİskanVekiliMustafaNecatiBey”, MustafaNecatiSempozyumu,s.58‐70. Çelebi, Ercan, “Mübadillerin Yunanistan’daki Mal Kayıtları ve Muhtelit Mübadele Komisyonu Tasfiye Talepnameleri”, Çağdaş Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, C.5,S.122006/Bahar,s.35‐46. Çetin,Necat,“BaşbakanlıkCumhuriyetArşivi(BCA)MuhtelitMübadeleKomisyonu Tasfiye Talepnamelerine Göre Gelibolu’ya İskan Edildikleri İdari Birimler”, UluslararasıGeliboluSempozyumuBildirileri,Çanakkale,2013,s.292‐304. TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 9 Çetin,Necat,”TorbalıNüfusArşiviAtikNüfusEsasDefterKayıtlarınaGöreMübadil Kayıtları Üzerine İnceleme (1927‐1932)”, Mübadele Şen Gittik‐Yaslı Döndük, Samsun Mübadele ve Balkan Türk Kültürü Araştırmaları Derneği Kültür YayınlarıSerisi7,,Samsun2011,s.77‐90. Gökçe Bayındır Goularas, “1923 Türk Yunan Nüfus Mübadelesi ve Günümüzde Mübadil Kimlik ve Kültürlerinin Yaşatılması”, Alternatif Politika, C.54, S.2 (Temmuz2007). Keyder, Çağlar, “The Consequences of the Exchange of Populations for Turkey”, Crossing the Aegean, An Apprasial of 1923 Compulsory Population Exchange betweenGreeceandTurkey,EditedbyRenéeHirschon,NewYork2014,s.39‐52. Koufopoulou, Sophia, “Müslim Creatans in Turkey, The Reformulation of Ethnic Identy in a Aegean Community”, Crossing the Aegean, An Apprasial of 1923 CompulsoryPopulationExchangebetweenGreeceandTurkey,s.209‐219. Veremis,Thomas,“1922:PolticalContinuationsofRealigmentsintheGreekState”, Crossing the Aegean, An Apprasial of 1923 Compulsory Population Exchange betweenGreeceandTurkey,s.53‐62. 10 MehmetKaya EK:TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları TasfiyeTalepnamelerineGöreMübadillerinKuşadası’naİskânları 11 12 MehmetKaya İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(13‐26),2015 HOLLANDA’NINİZMİRBAŞKONSOLOSUSCHUURMAN’IN ATATÜRK’ÜNEKİM1925İZMİRZİYARETİİLEİLGİLİRAPORU MehmetTütüncü* Özet Buçalışmada1924‐1926yıllarıarasındaHollanda’nınİzmirbaşkonsolosuJ.A. Schuurmantarafından,Atatürk’ün1925’teİzmir’egelişiyleilgiliolarakhazırlanmış Hollandaca bir rapor, Türkçeye tercüme edilerek yayınlanmaktadır. Hollanda’da Milli Arşiv’inde muhafaza edilen bu rapora göre Şapka devriminin Cumhuriyet için anlamıüzerindeduruluyor.Budevrimin,şapkaticaretiyapanHollandafirmalarıiçin birfırsatolarakdeğerlendirilmesigerektiğiifadeediliyor. AnahtarKelimeler:İzmir,Atatürk,ŞapkaDevrimi,J.A.Schuurman Abstract: AnreportonAtaturkreformsin1925,preparedbyJ.A.Schuurman,Holland consul to Smyrna between 1924 and 1926, has been translated into Turkish from Holland language. In partıcular, the consul focus on the Hat Reform. According to him,thisreformwasacommercialopportunityforHollandtextilefirms. Keywords:Smyrna,Ataturk,TurkishRepublic,J.A.Schuurman Hollanda’nın İzmir konsolosluğu, Hollanda‐Türkiye ilişkilerinin hemen başlangıcında, 1612 yılında kurulmuş ve hala açık kalan konsolosluk olarak görevini sürdürmektedir. Bu konsolosluğun tüm arşivleri Hollanda Milli Arşivleri’nde saklanmaktadır. Bu arşiv malzemelerinin tasnifini yaparken epeyce ilginç raporlar bulduk. Bu arşivde, Osmanlı Devletinin son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait epeyce bir arşiv malzemesi bulunmaktadır. Bu raporlardan birisi de Atatürk’ün Ekim 1925de gerçekleştirdiği İzmir ziyareti ile ilgili olan rapordur. Mustafa Kemal Paşa, eşi Latife Hanım ile olan evliliğine son verdikten sonra, 11 Ekim 1925’te, İzmir’e ilk defa geldi. Belediye’de bir * SOTA Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi, Amsterdam, Hollanda, E‐mail: [email protected] 14 MehmetTütüncü konuşma yaptı. 12 Ekim’de Kemalpaşa Türk Ocağı’nda, 13 Ocak’ta Müstahkem Mevki Komutanlığı’nın verdiği yemekte, 14 Ocak’ta İzmir Belediyesi’nin düzenlediği ziyafette, 15 Ocak’ta Kız ve Erkek Öğretmen okullarında birer konuşma yaptı. 16 Ekim’de Konya’ya gitmek üzere İzmir'denayrıldı. 1924‐1926 yılları arasında Hollanda’nın İzmir başkonsolosu, J. A. Schuurman adında profesyonel diplomattı. İyi bir gözlemci olan Schuurman, 16 Ekim 1925 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir ziyaretini uzunca bir raporla yayınlamıştır. Rapor, İstanbul’daki geçici Hollanda maslahatgüzarı Bosch Ridder van Rosenthal’a dört nüsha olarak yazılmış ve 21 Ekim 1925 tarihinde İstanbul’a ulaşmıştır. Raporun numarası 2059.126’dır. Raporun bu nüshası Hollanda’nın Nationaal Archief’de saklanan İstanbul Konsolosluğu Arşivi’nde 491 numarada bulunmaktadır. Arşiv kaydı Hollandaca olarak şöyledir: “491 Stukken betreffende het bezoek van de Turkse president Moestafa Kemal Pasja aan Smyrna. 1925. 1 omslag” Türkçesi: ‘491 Türk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in 1925 yılı İzmir ziyareti ile ilgili evraklar, 1 gömlek’. Raporun sunulduğu üst mektupta, ‘Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın İzmir ziyaretininyanısırakavaslarınkıyafetlerinindeğiştirilmesiveşapkaithalatı konusunda bilgiler verilmektedir’ denilmektedir. Raporun kendisi 11 sayfadır ve daktilo ile yazılmıştır. Raporda, Hollanda konsolosunun genç Cumhuriyetveyapılanreformlarileilgiliilginçgözlemlerineyerveriliyor. Atatürk’ün İzmir’de karşılanması ile ilgili haberlerin yanı sıra, bu ziyaretin esas amacının, Şapka devrimini halka anlatılması olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’de bilinen bilgileri tekrarlarken, Atatürk reformlarının ülke düzeyinde kabul görmesinin sebepleri ve bazen Batılı gözüyle gülünç olarak algılanan uygulamalardan söz açmaktadır. Avrupalılar tarafından oldukça tuhaf ve zorlama olarak nitelenen Şapka devriminin Cumhuriyet için sembolik anlamı, uzun uzadıya vurgulanıyor. Bunun yanında, başkonsolosun Şapka devrimini Hollanda firmaları açısından bir ticaret fırsatı olarak görmesi ve onları haberdar etmesi ve Türkiye’ye yapılacak şapka ithalatının teşviki için yollar aramasın, rapordaki ilginç paragraflardan birisidir. Son olarak, Türk devlet yetkililerinkonsolosluklardagörevlikavaslarınOsmanlıusulüşalvarvefesi bırakarak,Avrupaîbirtarzdagiyinmelerineistemelerivebunudilegetiren İzmir valisine karşı Hollandalıların direnişi de not edilmesi gereken bir başkanoktadır. Arşiv’debulunandosyadaİstanbul’dakiHollandaelçisininelyazısıyla yazdığı bir müsvedde mektupta (1085/435 numaralı), raporun 3 nüshasının 21 Ekim tarihinde hemen Hollanda’ya gönderildiği Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu15 anlaşılmaktadır.Elçi,kavaslarınelbiselerisorununadeğinerek,İstanbul’da da aynı sorunla karşılaştıklarını belirterek, kavasların fesli olarak sokağa çıktıklarında, sorunlarla karşılaştıklarını ve bunun için ne yapılması gerektiği konusunda, bir an önce talimat beklediğini yazmaktadır. Bu raporda yer alan görüşleri uzun uzadıya değerlendirmek, buradaki amacımız değildir. Şimdiye kadar dikkate alınmamış bu raporu HollandacadanTürkçeyeçevirerek,Batılıbirdiplomatın,Cumhuriyet’inilk yıllarınaaitilginçgözlemlerini,ilimâleminindikkatinesunmakistiyorum. RAPOR Eylül1925TarihindeMustafaKemalPaşa’nınİzmirZiyareti: 11 Ekim Pazar günü öğleden önce Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal İzmir’i ziyarete gelmiş ve bugün (Cuma sabahı) ayrılmıştır. Burayı ziyaret etmesiKüçükAsya’dameydanagelenbirçokkonudakiolaylarvedurumlara açıklıkgetirmektedir.Ziyaretsebebi,neziyaretöncesindennedesonrasından açıklanmamıştır.Amabiliyoruzki,BelediyeBaşkanıveGenelVali,onuİzmir’e davetetmişlerdir.9Ekimakşamındagörüştüğüm,GenelValibanabukonuda hiçbir kelime dahi konuşmamıştır. 10 Ekim tarihinde gazetelerdeki haberlerdeGazi’nindaveteicabetedeceğinedairhaberlerçıkmışvehemen1 gün sonra Gazi çıkagelmiştir. Onun gelişi, İzmir halkı için de bir sürpriz olmuştur.MustafaKemalPaşa’nınbirikigünkalacağıbeklenirken,yaklaşık birhaftaİzmir’dekalmıştır. Benim tahminim Cumhurbaşkanının bu İzmir ziyaretinin maksadının devrimlerin halka anlatılması (emansipasyon) amacı taşıdığıdır. Eğer bu Küçük Asya ziyaretinde İzmir’e uğramadan geçseydi, bunun eşinden boşanması ile bağlantılı olduğu şayiasının yayılmasına sebep olacağı muhtemeldi. Bunun yanında, zamanlamanın başka bir önemi ise zaferden sonraKemalpaşaadınıalanNif(Nymphio)yakınlarındaaskerîharekâtların yapılmasıydı. Burada Ordu müfettişi Fahreddin Paşa da bulunmaktaydı. Bu durum, fazla da önemli olmayabilir, çünkü Ordu müfettişi geçen yıl da aynı amaçlaburadabulunmuştur. Gazi, İzmir’de ne Genel Valinin konağında, ne Konak’ta ne de İzmir’in Türk mahallesinde ikamet etmemiş, bunun yerine, oradan oldukça uzakta Avrupalıların semtinde ve konsolosluğumuzun yakınında bulunan Naim Oteli’nde kalmayı tercih etmiştir. Otel tamamen boşaltılmıştır. Bunun yanında Otele komşu olan bir İtalyan ailene ise evlerini boşaltmaları emredilmiştir. Bu ev, Gazi’nin korumaları ve askerlerine tahsis edilmiştir. Cumhurbaşkanı’nın ziyareti sırasında ise elektrikler, önceden bir bildirim yapılmadan,sadeceaydınlatmakiçinkullanılmıştır. 16 MehmetTütüncü Gazeteler, halkın O’nu büyük bir heyecanla karşıladığını yazsalar da, benim görebildiğim kadarıyla, halkın tutumu Türk anlayışına göre oldukça kaygısızdı(Laconiek). Kutlamalar ise sadece resmî otoriteler tarafından hazırlanmıştır. İzmir’i koruyan gemiler (ahşap gemiler) limanda gündüz bayraklarla, gece ışıklarla süslü olarak demirlediler. Liman girişine şeref kapıları yapıldı ve Cumhurbaşkanı’nın gelişi esnasında 2 yüzer gemi, bir taşıma gemisi ve bir mayın gemisinden oluşan filo, Gazi’yi top atışları ile karşıladı. Tüm ziyaret basit ve demokratik bir karakter taşıyordu. Gazi’ye çoğu zaman şehrin yöneticileri, bir kaç polis ve küçük meraklılardan oluşan bir grubun eşlik ettiğini, gezerken görebiliyorduk. O’nun İzmir ziyareti sonuna doğru sıradanlaştı.O’nunülkevebabalıkanlayışınauygunolarak,biryetimhaneyi, buradaki çocukların uygun bir şekilde giyinmedikleri için, kızgın bir şekilde terk ettiğini söyleyebilirim. Doğru dürüst bir organizasyon yoktu. İstasyona gelişindekarşılamatöreniçokbasitti.Konak’tayapılanbirkabulmerasimide oldukça eksik ve kusurlu idi. Bunlar belki de bu yüksek ziyaretin önceden bilinmemesinden kaynaklanmaktaydı. Bunun yanında, aynı şeyi Cordelio semtinde bir kaç gün sonra yapılan bir başka kabul içinde söylemek mümkündür. Bu bankete katılan bir Türk bankacısına göre, bu, Gazi’ye yapılan büyük bir ayıptı (une honte). Kısacası, devlet başkanının ziyaretine bir ayrıcalık (relief) vermek mümkün olmamıştır. Cumhurbaşkanı sadece erkeklerinkatıldığıyemeklerdenbıktığınısöyleyerek,birazdeğişiklikistemesi sonucu,Valitarafındanhazırlananveküçükkatılımlıbirbalodaçokparlak geçmemiş olmalıdır. En olumlu ziyaret ise, askerî kışlada yapılan ve subayların şapkalarıyla Cumhurbaşkanı’nı selamladıkları (Türkiye’de bilinmeyenbirşeydir)kabulolmalıdır. Gazi’nin İzmir'e gelmeden önce uğradığı Cordelio5 ziyaretinde “intikamcı olmak gereklidir” şeklinde sözler sarf ettiği söylenmektedir. Buradavefatedenannesininmezarınıziyaretetmiştir. İzmir’in Avrupalı sakinleri, özellikle eski rejimi unutamayan Levantenler arasında, Mustafa Kemal Paşa’nın onlarla görüşmemesi yüzündenkırgınlıklarmeydanagelmiştir.Banagöre,bukırgınlıklaryersizdir. Çünkü genel bir kabul töreni verilmemiştir. Aynı şekilde, bir meslektaşımın otelevizitkardınıbırakmasıvekonsoloslarındoyenitarafındankonsolosların huzura kabul edilmesi ricası da aynı şekilde gereksizdi. Bunun yanında, Gazi’nin Türk bankacılarla görüşmesine yanlışlıkla katılan Banco Di Roma’nındirektörününsalondandışarıçıkarılmasıdagereksizdi. 5Karşıyaka Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu17 Burada ek olarak, Gazi’nin İzmir Belediye binasında halka yaptığı konuşmanın metnini (13 Ekim tarihli Levant Gazetesi’nden) ve 14 Ekim’de Ordu müfettişine yaptığı konuşmanın tam metnini gönderiyorum. Gazi’ye hitap eden konuşmalar ise içerik yokluğu ve övgüden başka bir şey taşımamaktadır. Belediye Meclisi Başkanının söylediğine göre, Mustafa Kemal Paşa sadece Türkiye’nin değil tüm Dünyanın en büyük kahramanı imiş. Fahreddin Paşa ise Türk Ordusuna hitap eden konuşmasında, Türk ordusununDünya’nınengüçlüordularıarasındaolduğunusöylemiştir. Bunların bir istisnası da Balıkesir’de Dr Galib6 tarafından yapılan konuşmadır. Cumhurbaşkanı İzmir’e gelmeden önce buraya uğramıştır. Bu konuşma, Levant Gazetesi’nde yayınlanmıştır. Bu konuşma, aydın Türkler arasındaki genel görüşü yansıtmaktadır. Konuşamaya göre, “Türk halkını cahil ve eski adetlerden kurtararak, onu serbest hür insanlar olarak yetiştirmekveonuheranlamdamedenihalklarailesininbirüyesiyapmaktır’. Gazi,sadeceTürkhalkınıdüşmandankurtarmışbirzaferkazanmışkomutan değil, aynı zamanda O, halkını özgürlüğe kavuşturmuş ve ileri medeniyet seviyesine götürecek bir peygamber gibi görülmektedir. Onun görüşlerinin kendi görüşleriyle uygun olup olmadıkları önemli değildir. Onun zayıf yönlerini ise görmemezlikten gelmektedir. Ve Mustafa Kemal adına yaptığı iyilikleresonsuzbirteşekkürveminnetduyulmaktadır.Busebeptenbukadar retorik konuşmaların ve kitlelerin hareketsizliğine rağmen, Paşa’nın çok konuşmasınınyanısıra,çokçalışmasınınvehızlahareketetmesininveonun büyük bir karakter ve cesaret ve aksiyon ve azim sahibi olduğunun bilincindedir. Her devrimde olduğu gibi bu devrimler de şüphesiz büyük bir mukavemet ve karşı gelme sonucunu doğurmaktadır. Ama bu karşı gelme nüfuzu ve gücü olmayan gruplardan geldiği için önemli bir rol oynamamaktadır. Bu sebepten dolayı sanki herkes bu devrimlerin arkasındaymış gibi bir algı oluşmaktadır. Bunun sebebi ise Türklerin iyi disiplinli ve mutedil bir halk (Arap kabileleri aksine) olmasından kaynaklanmaktadır. Bu halk, eski rejimden ne kadar acılar çektiğini unutmamıştır. Bütün bunlar kısa bir zamanda bir halkın nasıl böyle bir değişime evet dediğinin sebepleridir. Cumhurbaşkanı kendisine verilen zamanıhızlıvegüçlübirşekildekullanarak,devrimlerigerçekleştirmektedir. Galibbeykonuşmasında,yukarıdakigörüşlerşöyleözetlenmiştir:TürkMilleti Atasınasonsuzmüteşekkirdir.Çünkü1asırdayapılacakişleribirikiadımla yapmıştır. Bu büyük devrimler, bazen Avrupalılar tarafından devletin 6ReşitGalibbey 18 MehmetTütüncü karışmaması gerektiğine inanılan gereksiz ve yersiz konulara da uzanmaktadır. Bunlardan birisi de hükûmetin halkı fes ve kalpak yerine şapka giymeye bütün gücüyle ikna etme çalışmasıdır. Cumhurbaşkanı’nın Anadolu ziyareti, fese karşı ve şapka giymeye yönelik bir kampanyaya dönüşmektedir. Bilindiği gibi, bir kaç yıl önce, Kara ve Deniz Kuvvetleri’nde fes yerine Avrupaî askerî başlıklar kullanılmaya başlandı. Kısa zaman önce, bütün devlet memurları ve görevlilerine şapka giyme zorunluluğu getirildi. Bunun yanında, bütün Küçük Asya’da yukardan esinlenen şapka lehine kampanya yürütülmektedir. Ben bunun için Haziran ayında bir Hollanda firmasınatavsiyelerdebulundum.Bufirma,bendenTürkiye’yefesithaletmek için tavsiyeler istiyordu. Ben, şu andaki fes aleyhtarı durumu anlatarak, buraya bir temsilci göndermelerini ve buradaki durumu tespit etmelerini tavsiye ettim. Şu ana kadar, bu firmadan bir ses çıkmadı. Bunun yanında, başka ülkelerden İzmir’e şapka ithalatı hızla artmaktadır. Ben, bu sebepten dolayı,bufirmaya(P.Dassen,Maastricht)tekraryazaraktanyapabilecekleri ithalat konusunda ve eski şapka dahi satabilecekleri konusunda dikkat çektim. Bir kaç hafta önce, İstiklal Mahkemeleri’nin kurulması şapka taşıyanların yaygınlaşmasını artırmıştır. Birçok kabine ve meclis üyesi, yükseksubaylarveTBMMBaşkanıdaİzmir’iziyaretlerindeşapkataşımanın faziletlerini anlatmışlardır. Ama şapkaya en büyük desteği Cumhurbaşkanı’nın ziyareti vermiştir. Onun ziyareti fesin toplu olarak terk edilmesinin bir işareti olmuştur. Bazen resmî konuşmalarda ciddi ülke ve dünya politikaları arasında şapka ile ilgili pasajların alınması biraz garip sayılmalıdır.SankişapkaTürkiye’ninaradığımedeniyetinsembolüolmuştur. Fakat şuna da dikkat edilmelidir ki, fes, orijin olarak bir Yunan giyeceğidir. Eski Türkler başlarına türban takarlardı. Bir iki asır önce, Türk İmparatorluğu’nun her yerinde zorla türban yerine fes kullanılması zorunluluğugetirildiBuradandaİslamDünyası’nayayıldı.Buzorlamalar,o zaman, epeyce kanın akmasına; hatta bu Müslümanların Hıristiyan şapkasıyla gezmesine karşı gelen Şeyhülislamın da idam edilmesine vesile olmuştur. Türkler için fes bu haliyle bir Yunan sembolüdür. Bu sebepten dolayı, yeni hükümetin fese karşı yürüttüğü kampanyanın sebebi daha iyi anlaşılır. Bununyanında,fesinAvrupalıolmakisteyenTürkleriçinnedenterkedilmek istediği anlaşılır. Aynı zamanda, fesin yazın taşınmasının sıcaklarda epeyce sıkıntıverdiğidegözönündebulundurulmalıdır. Banagöre,şuanda,İzmir’dekierkeklerinyarısıfesiterketmiştir.Şapka stokları yeterli olmadığından dolayı Cumhurbaşkanı geleceği zaman, Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu19 sokaklarda şapka pazarları kurulmuş ve satışa sunulmuş ve birçok Türk erkeğiiseödünçşapkaaramayabaşlamıştır.Bazıfakirlerisebaşlarındabir giyecek bulunduramamaktadırlar. Bazı arabacıların ise polis tarafından zorlafesvekalpaklarınıbırakmayazorlandıklarınaşahitoldum. Kışboyuncavebaharzamanında,yazşapkalarınailgininartacağından hareketle, Panama modeli şapkaların tercih edildiğinden, Willemstad şehrindeki temsilcilere hitaben bir mektup yazarak, bana Curacao ve Java şapkalarının örneklerini ve fiyat listelerinin gönderilmesini istedim. Burada bunlaragenişbirilgiduyulacağınızannederim.İkihükümettebanagerekli örneklerigöndermeyitaahhütettiler. Bunun yanında, erken veya geç (ve görece kısa zamanda) kadın şapkaları da lazım olacaktır. Bu ihtiyaçların sağlanmasında Hollanda sömürgelerinde yapılan malların rekabet edip edemeyecekleri fiyatlara bağlıdır.YakınülkelerolanİtalyaveYunanistan,önemli(düşüktransportve dövizler)avantajlarasahiptirlerveçetinrakiplerdir. İthal şapkada gümrüklerin indirilmesi ise beklenmemelidir. Çünkü Türklerin kendi şapka imalatlarını korumaları ve geliştirmeleri için bunu yapmayacaklarıaşikârdır. Fese karşı olumsuz propagandanın yanında, milli kıyafetlere karşı da bir propaganda yürütülmektedir. Polislerin geniş pantolon paçalarını (şalvar) ellerinde makaslarla kestikleri gelen haberler arasındadır. Bunun yanında,İzmir’dekitekstilfirmaları,ellerindekistoklarıbiranönceeriterek yeni gelişen modaya hazırlanmaktadırlar. Hollanda firmalarının da buna hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’de imzaladığı bir karara göre, memurların resm‐i kabullerde takım ve smokin giyme zorunluluğu getirmiştir. Bundan dolayı, kumaşlara olan ihtiyacın artmasıbeklenmektedir. Buradasonolarakşunubildirmekzorundayım:geçenhaftaGenelVali Başkonsolosluğumuzda çalışan kavasların kıyafetlerini değiştirip değiştirmeyeceklerinisordu.Bunlareskidenberi,genişpaçalıTürkpantolonu (şalvar)giyerlervebaşlarındaHollandaarmalıfestakarlardı.Tarafımızdan Vali’ye tutumlu olmamız nedeniyle, böyle bir değişikliğe gitmeyeceğimizi belirttim. Bunun üzerine İhsan Paşa ”ama bu hepimiz için bir mecburiyet” cevabını verdi. Bugünlerde Hükümet Konağı’na giden kavasımıza burada kaba bir ifade ile eğer aynı kıyafetlerle gelirlerse, bir daha huzura kabul edilmeyeceğibildirilmiştir.Bununiçinkendimibukonuyutarafınızaaçmakta mecbur görüyorum. Şu anda, Hollanda Başkonsolosluğu kavasları (kendi paralarıylasatınaldıkları)eskikıyafetlerigiyerekgezdiğitekkonsolosluktur. 20 MehmetTütüncü Başka konsoloslukların kavasları, hem yüksek maaş hem de devletleri tarafından temin edilen elbiseleri giymektedirler. Bay Hoochepied Türk hükümetinin yakında kavaslarda giyecekleri elbiseler konusunda karar çıkaracağını söylemektedir. Eğer Kraliyet hükümeti kavasların elbiselerinin değiştirilmesiisteğineuyacaksa,onlara(a)yaziçinbeyaztakımelbiselerive (b)birtakımkumaştakımelbisegöndermenizgerekmektedir. İzmir,16Ekim1925 Başkonsolos Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu21 EKLER: 16 Ekim tarihli üst mektup ve Raporun 1,2 ve 11. (son) sayfası ve 21 Ekim Tarihli Hollanda elçisinin Lahey’e yazdığı mektubun müsveddesi. 22 MehmetTütüncü Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu23 24 MehmetTütüncü Hollanda’nınİzmirBaşkonsolosuSchuurman’ınAtatürk’ünEkim1925İzmirZiyaretiİleİlgiliRaporu25 26 MehmetTütüncü İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(27‐36),2015 BODRUMÇEVRESİÖRNEKLERİİLEHALKİNANÇLARINDAGÖK KUŞAĞIİNANCININMİTOLOJİKBOYUTU NagihanÇetin*YaşarKalafat** Özet Buyazımızda,Gökkuşağıetrafındaoluşmuşinançlar,buinançların,GökTanrı İnançSistemiilevariseilişkileri,buinançlaraİslamidönemdekazandırılankimliğe yervereceğiz.Bunuyapmayaçalışırken,Türkkültürlühalklarınhalkinançlarından örneklemeleryapıp,onlarıBodrumveçevresindekibenzerleriileilişkilendireceğiz. AnahtarKelimeler:Bodrum,Gökkuşağı,EbemKuşağı,İneğimSağma,Fatma Ana GİRİŞ Mitoloji, kökleri üzerinde durmak isteyen her millet için çok önemlidir. Köklerinizin derinliği nispetinde yaşadığınız topraklara tutunursunuz. Bunu yapamadığınız durumlarda kökleri daha derinlerde olan halkların nazarında “misafir halk” “işgalci millet” durumuna düşersiniz. MegaloİdeaileYunanmitolojisininideolojikbağlantısısanıldığından kuvvetlidir. Bizde ideoloji denilince bilhassa son yıllarda “gençlerin kavga sebebi” veya itham anlamında “resmi ideoloji” söylemleri ile sınırlandırılabilmiştir. Bunu söylerken mitolojik katmanlaşmayı inkâr etmekveyatabiîkiYunanmitolojisinedüşmanlıkyapmakdaistemiyoruz. Dünyahalklarınınkültürelgeçmişleriinsanlığınortakmallarıdır.Anlatmak istediğimiz husus, Türk kültürlü halkların ortak değerlerine, bu arada mitolojik verilerine sahip çıkabilmek, sadece Türk kültürlü halklar için değilbölgekültürününortakkültürelkimliğiiçindegereklidir. Günümüzde UNESCO gibi maddi olmayan kültürün de korunması adına projeler üretilmesini teşvik eden ulus üstü kuruluşlar, sözlü kültür verilerinin araştırılmalarına özel önem vermektedirler. Birçok kültürel veri, milletlerin veya bölge halklarının adına kimliklendirilip sahiplendirilmektedir. Bu hizmet yarışına katılan halklar, genelde ortak *YerelAraştırmacı,E‐mail:[email protected] **Dr.,Halkbilimci,E‐mail:[email protected]@gmail.com 28 NagihanÇetin‐YaşarKalafat sahiplenmenin yanı sıra özelde kültürel miraslarına sahip de çıkabilmektedirler. Yunanistan ile Türkiye arasında süren, Gölge Oyunu örneğinde olduğugibi,maddikültürverilerininsahiplenilmesimücadelesininsürdüğü bilinmektedir. Bu mücadelede, Yunanistan’ı avantajlı duruma çıkaran husus, Yunan mitolojisi çalışmaları ile alınmamış olan mesafedir. Yunan mitolojisinin varlığını, onun hüküm sürdüğü coğrafya ile birlikte tanıtma imkânı bulan Yunan fikir hayatı, mevcut bölge halklarının mitolojik verilerinihep“yok”sayabilmiştir.Öyleki,halkoyunlarıvehattaetnografya dasahiplenilebilmektedir. Bütün bunlar nedeniyle içindir ki, Selçuklu ve Osmanlı Türk maddi kültürününkaybınedeniyleesefedilebilengünümüzde,bölgesözlükültür verilerinin araştırılıp, onlara çağdaş kültür vasıtalarıyla fonksiyon kazandırılmasıgerekir. AnadoluTürkkültürcoğrafyasısadeceYunanmitolojisiişgalialtında değildir. Yüzyıllık bu savaşa, doğuda Fars ve Türkiye genelinde ise bir boyutuileİsrailliyeteşliketmektedir. Bukısagiriştensonrabizbuyazımızda,Gökkuşağıetrafındaoluşmuş inançlar, bu inançların, Gök Tanrı İnanç Sistemi ile var ise ilişkileri, bu inançlara İslami dönemde kazandırılan kimliğe yer vereceğiz. Bunu yapmaya çalışırken, Türk kültürlü halkların halk inançlarından örneklemeler yapıp, onları Bodrum ve çevresindeki benzerleri ile ilişkilendireceğiz. Metin Gök Kuşağı yağmurun yağmasının ardından güneş ışınlarının gökte farklı renklerde ve Türk kültür coğrafyası halklarından Çerkezlerin tanımlaması ile Kazan Kulpu olarak görülmesidir7. Gök kuşağı, düşmekte olan yağmur damlalarında güneş ışınlarının kırılması ile meydana gelen yedirenklikemerbiçimligörünümdür8. Ayrıntılı olarak üzerinde durulacak olmakla birlikte, Türk dünyasında gök kuşağına; alkım, ebekuşağı, ebemkuşağı, eleğim sağma, hacılarkuşağı,YağmurKuşağı,alaim‐isemagibiadlarverildiğinibelirtmiş olalım9. 7NagihanÇetin,“TürkKültüründeIşıkKültü”,SakaryaÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsü, TürkDiliveEdebiyatıHalkBilimiYüksekLisansTezi,Şubat2011 8YaşarÇağbayır,TürkçeSözlük,5,Ötükenyayınlarıİstanbul,2007 9Çağbayır,a.g.e.1740 BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 29 Hakaslar, Umay Ana’yı çocuğa kan ve et veren beyaz bir kuş olarak benimsemişlerdir. Teleutler, Sayan ve Altaylara göre ise gümüş saçlı genç vegüzelbirkadınolanUmayAna,Gökkuşağıboyuncayereinerveelindeki yaylaçocuklarıtehlikelerekarşıkorur.10 Tyan‐ŞanKırgızlarınagöreO,göklerdeyuvakuranbirkuşveyeryüzü ileyeraltıdünyasıarasındabağlantıyısağlayanbiraracıydı11. Bu tespitlerdeki ortak taraf, Umay’ın daha ziyade kuş olarak düşünüldüğü,dişibirvarlıkolduğu,çocuklarıhayatlarınınherdöneminde ve her türlü tehdide karşı koruduğu şeklindedir. Ayrıca onun etkinlikleri arasında,şamanınözellikleriarasındadagörülen,yeraltı‐yeryüzüilişkisini kurmak olduğunu da görüyoruz. Yazarın bir kara iye olan Ölüm Meleği Ayısıt ile O’nu ilişkilendirmesi bizim sistemde Al Karısı‐Umay bağlantısını kurmamızı, Umay Gökkuşağı bağlantısına dair Ankara‐Kazan’ı da kapsamına alabilen tespitlerimizi yapmamızı kolaylaştırmıştı12. Bu coğrafyaya Bodrum kırsalını da ekleyebiliyoruz. Bu arada Al Karısı bazı hallerdeölümeyolaçabiliyorduanlaşılabilenkadarıileAyısıtdüzeyindeve aynıanlamdaolmasabileölümişlemiilegörevlendirilmemişti. Sivas‐Kangal’da Ocaklı olmanın yöntemlerinden birisinin de Fatma Ana’yı rüyada görmek olduğuna inanılır. Fatma Ana’yı rüyasında gören kimse O’nu bizzat görmüş kabul edilir. O’nu rüyasında gören ve O’ndan rüyada“elalan”kimseOcaklıolur.13OcaklılıkanlayışıveFadimeAnakültü Bodrum kırsalında da yaşamaktadır. Türkmen aşiretleri arasında yapılanacakalançalışmalarıcanlıörneksayısınıartırabilecektir. Gök kuşağının Iğdır’ın Alkamer köyündeki adı Fatma Nene ak kuşağıdır.KarapapakTürklerindeisebukaşağınadıGökKuşağıveNogay TürklerindeismiiseGurtGasig/Kartkadınçiği’dir.14 Türk kültürlü halklarda Gök Kuşağı ile ilgili inançlar bir hayli zengindir. Iğdır’da bazı kesimler Buna Fatma Nene’nin Hanası/Kilimi, Fatma Nene’nin Örkeni, Fatma Neni’nin Kuşağı da derler. O aynı zamanda YediRenkliKilimolarakdabilinir.AyrıcaGörsüGuzeolarakdaadlandırılır ve kürsün yarısı anlamına gelir. Anadolu Türk kültür coğrafyasının birçok yerindedeolduğugibiBodrum’dadaonunaltındangeçebilenkızlarınerkek 10CelalBeydili,TürkMitolojisiAnsiklopedikSözlük,Çev.E.Ercan,YurtKitapyayınıAnkara,2005 11Beydili,a.g.e.,12 12 Yaşar Kalafat, “Kazan ve Çevresi İzleri İle Türk Mitolojisinde Umay”, I. Uluslar arası Ankara‐KazanveÇevresiHalkKültürüSempozyumuveTürkİslamSanatlarıKarmaResim Sergisi,(Kazan06‐07Kasım2012) 13EnginDoymuş,HerYönüyleKangal,Sivas,1999,122 14Çetin,a.g.e.,15 30 NagihanÇetin‐YaşarKalafat ve erkeklerin kız olabileceklerine inanılır. Onu İlk gören çocuk yeşili sahiplenir ve arkadaşına “yeşili benim kırmızısı senin” der. Yeşil cenneti temsiletmektedir.15 MuhtemelenGökKuşağıkemeriâlemiikiyeayırabilenbirsınırolarak düşünülüyordu. Kuşakla bölünen âlemin bu tarafı ve öteki tarafı vardı. Taraf bölgeyi değiştirebilen kimse kaderine hükmeden gücün, güç alanındançıkmışoluyordu. Yakut Türklerinin inancına göre Kam’a asıl gücünü veren Kutsal Şah’dır. Yakutlar bu kamın bu ruhunun gökteki kutlu ağacın dallarında bittiğine inanırlar. Bu ruhun gök kuşağı şeklinde şamanın vücuduna girip onu sardığını kabul etmektedirler. Bu nedenle bir kısım Yakut Şaman davullarındagökkuşağınınsembolüyeralmaktadır16. YakutTürklerininbukabullerindegökkuşağı,kamagüçverenKutsal Şahilekamarasındabirirtibataracıolarakkabuledilmektedir17. YakutTürklerinindavullarındaolduğugibitatarlarındavullarındada Gök Kuşağı, Evren Ağacı ve gökyüzünün aydınlatıcı araçları olan ay ve güneşgibisimgelerlebirliktekullanılmaktadır18. Şamanlık, Türklerin İslamiyet’ten öncesinde sahip oldukları Gök TanrıİnançSistemiiçerisindeyeralmaktadır.GökTanrıİnançSisteminde gök ve göye dair güneş, ay, yıldızlar yağmur gibi her şey kutsal kabul edilirken Gök Kuşağı’nın da kutsal kabul edilmesi doğaldır. Iğdır’da “Gök kutsaldır Gök kuşağı da göktedir göktedir, oda kutsaldır.” diye bir inanç vardır.19Buyöredeonunaltındadilektutulurveonunaltındangeçilebildiği hallerde dileğin olacağı söylenir. Esasen bu inanç Anadolu Türk kültür coğrafyasında oldukça yaygındır. Ancak Karapapak Türk halk inanmalarında “Göy kuşağı altından geçeni vurur” şeklinde bir inanç vardır20.BuözelliğiileGökKuşağıay,güneşvebenzerleriiyelerinözelliğini arzetmekte ve adeta tabu konumunda bir yeri bulunmaktadır. Ak ve kara iyeözelliğinibiraradaiçermektedir. 15KaynakKişi;ZiyaŞakirAvşar 16 Ü.Günay‐H.Güngör, Başlangıçlardan Günümüze Türklerin Dini Tarihi, Beyan yayınları, İstanbul,2007 17Çetin,a.g.e.,13 18 M. Elieda, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 2, Gatama Budha’dan Hıristiyanlığın Doğuşuna,Kabalcı,İstanbul,2009 19Çetin,a.g.e.,14 20Çetin,a.g.e.,15 BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 31 Gök kuşağının kutsallığı inancına işaret eden bir tespit de Kocaeli yöresindenyapılmıştır21. Tatar kabilelerinde de Gök Kuşağına Fadime Ana Kuşağı denildiği 22 olur. Gök Kuşağına çocuklar arasında bu türden sahiplenme Kazan ve çevresinde de olduğu gibi Bodrum’da da vardır. Baratov bu kuşağa “Gök Köprüsü”demektedir23. Boratav’un tanımlaması esas alınınca, inancın derinliklerinde köprünün bu yanı ile öteki yanının farklı hüküm alanları olduğu veya hükümsahibinin,hükümlüyetercihhakkıtanıdığıdüşünülebilecektir. Gök Kuşağının renklerinden yeşilin sahiplenilmesi, İslamiyet’te yeşilin cenneti simgeleyişi ile izah edilmiştir. Mavinin huzur, sükûnet, vuslat rengi olduğu da ifade edilir. Eski Türk inanç Sisteminde Gök Tengri’nin renginin mavi olduğu şeklinde açıklamalar vardır. Yeşil ise yaşamıncanlılığınsimgesiolarakbilinir. GökKuşağıTürkkültürlühalklardamitolojikderinliğiolanbirkottur. Onunlailgiçoksayıdainançtespitininoluşuvevedeğişendinlererağmen yeni giysilerle de olsa varlığını sürdürmekte oluşu bu kanaati doğurmaktadır. NitekimTürkkültürcoğrafyasıhalklarındanTalişlerininancınagöre, Ebem Kuşağı/Gök Kuşağı’nın yere yakın olan ucunun bulunduğu yerde kızıl/altın vardır.24 Türk kültür coğrafyasının Kafkasya kesiminde Fatma AnaKuşağı’nındenizedoğrusarkanucuiçin“sualmayaindiği”şeklindebir açıklama yapılır. Umay da Gökyüzünden çocuklara yardım için yeryüzüne inerkenelindekiyayındanyararlanmaktadır. Makedonya’nın Müslüman Çingenelerindeki bir inanca göre Ebem Kuşağı/ Fatma Ana Kuşağı’nın altından geçebilenler cennete gidecektir.25 Bu inanç Kars ve Muğla yöresinde de yaşamaktadır. Gök Kuşağı cennet bağlantısı Gök Kuşağına adeta Sırat köprüsü özelliği kazandırmıştır, şu farklakibirisininaltındandiğerininüstündengeçilebilmesigerekmektedir. 21IşılAltun,KandıraDoğum,EvlenmeveÖlümKocaeli,2004 22 İ. Çetin ”Nevruz ve Nevruz Kutlamasına Bir Örnek”, Nevruz ve Renkler, Ankara 1996 470–476 23P.N.Boratav,TürkMitolojisi,Oğuzların‐Anadolu,AzerbaycanveTürkmenistanTürklerinin Mitolojisi,BilgeSu,Ankara,2012,73–74 24 Yaşar Kalafat, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları V‐VI, Dedem Korkut Yukarı Eller, Lalezar,Ankara2008,254 25 Yaşar Kalafat, Balkanlardan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları IX‐X, Berikan, Ankara 2006,59 32 NagihanÇetin‐YaşarKalafat Türk kültür coğrafyasının bazı kesimlerinde ise Gök kuşağının yere değdiği ucunda hazine vardır26. Bu tespitte bu kutlu nokta dünya nimeti vaatetmektedir. İslamî bir kimliğe büründürülen Gök Kuşağı’na mezhebi özellikler kazandırılmıştır. Ehli Beyt’e olan saygı ve sevgi Alevi inançlı Müslüman kesimde yaşayan halk inançlarında daha yoğundur. Tunceli Bölgesinde güneşindoğmavaktinde“YaHızır”deyipduaveyasecdeedilir.Bubölgede bir kısım Alevi inançlı Müslüman halk, Ay Işığı’nı da “Ya Fatma Ana” diye kutsarlar. 27 Lerik Talişleri’nde çocuğu olmayan anne adayları Fatma Ana adına Pirlere nezir adar. Bu adağın adı Nene‐i Fadime İhsanı’dır.28 Bunun OrtaAnadolu’daAlkımolarakbilindiğikesimlerdevardır.BuinançKazan veBodrumkırsalındadayaşamaktadır. Bodrum Mumcular bölgesinde Gök kuşağının altından geçenin cennete gideceğine inanılır. Bu inanç, Yalvaç halk inanmalarında da yaşamaktadır29. Bodrum Güvercinlik’de Gök kuşağını gören çocuklar yeşilinisahiplenmekisterler.Konya’daisegökkuşağıİneğimSağmaolarak bilinir30. Anadolu’nun bazı çevrelerinde Gök Kuşağı’nın Hz. Ali’nin ok ve yayı olduğunadainanılır.Gökkuşağıileileridedeğinileceğigibi,Hz.Fatma’nın kuşağınıözleştirenanlatılardavardır.Herhangibirşeydenkorkankişiye korkusunun geçmesi için su içirilir veya bir süre kalması için ağzına tuz verilir. Tuz kutsaldır ve onu Hz. Ali kutsamıştır, inancı yaygındır. Su ve tuzunHz.Fatime‐iZehra’nınBaşlığıolduğuinancındanhareketledekutsal sayıldığı bilinmektedir. Tuzda kutsiyetin aranılması inancı, Türk kültür coğrafyasınıngenelindebuaradaBodrumçevresindedevardır. Çukurova’da pişirilen yemeğin tuzu fazla kaçınca yemeği pişiren kadın “Fadime anamız yemeğim tuzlu oldu bu senin yemeğindir, yüzümü kara etme” demesi halinde, yemeğin tuzluluğunun giderilmiş olacağına inanılır.31 ButespitlerarasındayeralanGökKuşağı’nınbirucunungökyüzünde iken, diğer ucunun yeryüzünde olan su ile temas edebilmesi, bize, Umay Ana’nın yeraltı ve yeryüzü ile temas kurabilmesi özelliğini hatırlatır. Keza 26Çetin,a.g.e. 27NejatBirdoğan,“BinYıllıkKültürDirenişiAlevilik”Tempo,3–9,Mart1991,Sayı:10,50–51 28Birdoğan,a.g.e. 29Kaynakkişi,Prof.Dr.NuriKöstüklü 30Kaynakkişi;Prof.Dr.SaimSakaoğlu 31YaşarKalafat,BalkanlardanUluğTürkistan’aTürkHalkİnançları,VII,Berikan,200726 BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 33 UmayAnaileFatmaAnailişkilendirmesindedeaynıteşhisikoyabiliyoruz. Cennetyukarılardadıronauçularakyüklenilerekvarılır,cehennemiseyer altındayerinderinliklerindedir. Umay Ana‐Fadime Ana aynileştirilmesi durumu, Umay inancının canlılığınıdahafazlakoruduğuTürkkültürbölgelerindedahabarizdir.Çok kere bu iki kutsal kabul edilen isim birlikte kullanılır. Kırgızistan’da eski nesilhanımlarUmayAna’yayakarırlarken“UmayAna,FadimaZehrakadın Ana“diyeyakarırlardı.32 Mitolojik verilere göre yedi ana renkten meydana gelmiş olan Ebem Kuşağı/Gök Kuşağı, Ülgen’in eseri idi. Ebem Kuşağı’nın Türk kültür coğrafyasının bazı yörelerinde, mesela Tatar Türklerindeki adı Fatma Nene/Fatma Ana Kuşağı olduğu bilinmektedir. Bu kuşağın altından geçebilenkızlarınerkekveerkeklerindekızolabileceğiinancıbutoplumda da vardır. Ayrıca bu kuşağın altından geçebilenin cennete gideceğine de inanılır. Bu kuşağı gören çocukların “yeşili benim” demek için Kars’ta yarıştıklarınıdahatırlıyoruz.KuşağınTürkkültürlühalklarınbirkısmında birucunundenizeulaştığınaorayasuiçmekiçinuzandığınainanılır.Esasen Fatma ana etrafında bir kült oluşmuştur. Doğumu kolaylaştıracağına inanılan FatmaAnaOtu,yemeğin yapılmasıçabuklaştıracağı vebereketini artıracağıiçinyemeğiyapanhanımvakitazisevetalaşlanıyorsa,“bubenim elim değil Fatma Ana Eli” der. Ayrıca Ehli Beyt’i ve İmam Zadeleri temsil ettiğine de inanılan, açık beş parmak şeklindeki elin Derbentteki isimlerindenbirisideFatmaAnaEli’dir.Nazarlıkşeklindehazırlananbuel çocukların omzuna asılarak onların korunacaklarına inanılır, Nazarlığın rengi, yapıldığı madenin rengine göre sarı‐kırmızı veya mavi olabilir. Ziyaret edilen Fatma Ana Çukuru ve benzeri gibi inanç ve uygulamalar da vardır. Sonucagiderken,Y.Songlu’nunbukonudakitespitlerinededeğinmek istiyoruz. Songlu Gök Kuşağı inanç coğrafyasını anlatırken Türk dilli halkların inanç kültürlerine ait bir olduğunu belirtip, Avrupa, Akdeniz havzası,Sibirya,batıÇin,Pasifik,BaltıkDenizigibibölgelerizikretmektedir. Rainbow olarak tanımlandığını belirttiği bu tespitin “Karı Nene Kuşağı”, “YağmurKuşağı”,“7RenkKuşağı”,“CennetYolu”gibiisimlerledebilindiğini TalatTekin’inçalışmalarınadagöndermeleryaparakbelirtmektedir33. 32 HüsamettinYıldırım,“KırgızTürklerindeUmayAnaİnanışı”,TürkKültürü,Aralık1992, 758–763 33 YongSöngli,“TürkDilindeGökKuşağıİçinAdlandırmalar”,VIII.Milletlerearsı Türkoloji Kongresi(30Eylül–04Ekim2013)İstanbul. 34 NagihanÇetin‐YaşarKalafat AnadolukültürcoğrafyasınınGökKuşağıkültürüiletanışmasıkadim Anadolu medeniyetleri dönemine kadar uzanabilmektedir. Tanrı Nimurta’nın tacı bir gök kuşağı olarak tanımlanırdı. Akat dilinde Gök KuşağınınkarşılığıolanManzat,birTanrınınveAndromedatakımındanbir yıldızın adıydı. Yıldız bir Kudurnu’nun üzerine, at kafasının üstünde yay çizenbirbirgökkuşağıolarakresmedilirdi.GökkuşağıaynızamandaUruk Şehri’ninedebiyattakiadlarındanbiriydi34. Sonuç Türk sosyolojisi “vatanla Göç” kavramını yaşayan yer adlarından hareketleTürkkültürcoğrafyasıiçinörnekleyebilirken,inançlagöçgerçeği, son yıllarda yapılmaya çalışılan birkaç çalışma bir yana, yeterince veya gereği kadar ele alınamamıştır. Anadolu kültür coğrafyası farklı büyük medeniyetlerebeşiklikyapmışken,Türkinançkültürününbucoğrafyadaki köklerinin bilinebilmesi, inanç göçü gerçeğinin bilinmesi ile mümkündür. AnadoluinançcoğrafyasınınTürkkimliğiiçin önemi,yaşananbusentezin bilinmesi ile mümkündür. Halk inançları çalışma alanı ihmal edilerek, bu gerçekgünışığınaçıkarılamaz. Bunun içindir ki, halk kültürü seviyesinde yaşanan bu inanç mayalanmasına kuzey‐doğu Kafkasya üzerinden Altaylar’dan, Doğu üzerinden Uluğ Türkistan’dan ve güney‐doğu üzerinden körfezden gelen inançgöçüyoksayılarakAnadolu’nunmitolojikkökhücrelerineulaşılamaz. Gök Kuşağı inancı bu bu neviden bir göç ürünü inanç olup aslını yitirmeksizinvarlığınısürdürmüştür. BİBLİYOGRAFYA Celal Beydili, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Çev. E. Ercan, Yurt Kitap yayını Ankara,2005 EnginDoymuş,HerYönüyleKangal,Sivas,1999,122 HüsamettinYıldırım,“KırgızTürklerindeUmayAnaİnanışı”,TürkKültürü,Aralık1992, 758–763 IşılAltun,KandıraDoğum,EvlenmeveÖlümKocaeli,2004 İ. Çetin ”Nevruz ve Nevruz Kutlamasına Bir Örnek”, Nevruz ve Renkler, Ankara 1996470–476 Jeremy Black‐Anthony Gren, Mezopotamya Mitolojisi Sözlüğü, Aram yayıncılık, İstanbul,201396 34 JeremyBlack‐AnthonyGren,MezopotamyaMitolojisiSözlüğü,Aramyayıncılık,İstanbul, 201396 BodrumÇevresiÖrnekleriİleHalkİnançlarındaGökKuşağıİnancınınMitolojikBoyutu 35 M.Elieda,DinselİnançlarveDüşüncelerTarihi2,GatamaBudha’danHıristiyanlığın Doğuşuna,Kabalcı,İstanbul,2009 Nagihan Çetin, “Türk Kültüründe Işık Kültü”, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,TürkDiliveEdebiyatıHalkBilimiYüksekLisansTezi,Şubat2011 NejatBirdoğan,“BinYıllıkKültürDirenişiAlevilik”Tempo3–9,Mart1991,10,50–51 P. N. Boratav, Türk Mitolojisi, Oğuzların‐Anadolu, Azerbaycan ve Türkmenistan TürklerininMitolojisi,BilgeSu,Ankara,2012,73–74 Ü. Günay‐H. Güngör, Başlangıçlardan Günümüze Türklerin Dini Tarihi, Beyan yayınları,İstanbul,2007 YaşarÇağbayır,TürkçeSözlük,ÖtükenyayınlarıC.5,İstanbul,2007 YaşarKalafat,“KazanveÇevresiİzleriİleTürkMitolojisindeUmay”,I.Uluslararası Ankara‐Kazan ve Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu ve Türk İslam Sanatları KarmaResimSergisi,(Kazan06‐07Kasım2012)(yayınlanmamıştır). _____, Balkanlardan Uluğ Türkistan’a Türk Halk İnançları IX‐X, Berikan, Ankara 2006,s.59 ______,BalkanlardanUluğTürkistan’aTürkHalkİnançları,VII,Berikan,200726 _____, Türk Kültürlü Halklarda Halk İnançları V‐VI, Dedem Korkut Yukarı Eller, Lalezar,Ankara2008,254 Yong Söngli, “Türk Dilinde Gök Kuşağı İçin Adlandırmalar”, VIII. Milletlerearsı TürkolojiKongresi30Eylül–04Ekim2013,İstanbul. 36 NagihanÇetin‐YaşarKalafat İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(37‐78),2015 EGEÜNİVERSİTESİ’NDEAÇILANBİROKUL: UŞAKMESLEKYÜKSEKOKULU SadiyeTutsak Özet Uşak Meslek Yüksekokulu, İzmir’de Ege Üniversitesi çatısı altında öğretim hayatına başlamış yüksek öğretim seviyesinde bir eğitim kurumudur. Türkiye’de gittikçe büyüyen tekstil sektörüne kalifiye eleman yetiştirmek gayesiye okul açma çabası İzmir’de ivme kazanırken, bu konuda Uşak’ta da bir arayışın olduğu bilinmektedir. İzmir’in iktisadi sahasının içinde bulunan Uşak, özellikde dokumacılıktaöneçıkmışolanbirilimizdir.EgeÜniversitebünyesindeUşakismiyle açılan bu okulun ilk programlarının tekstile dayalı olması incelenmeye değer bir hadisedir.Tekstildegelişmişbiryöreyeaitböylebirokuluaçılması,üniversiteninhem okulakarşıhemdeUşak’akarşıhimayecibirtavırınıortayakoymaktadır.Buradabir üniversite kurulmadan daha uzun yıllar öncesinde bir yükseköğretim okulunun eğitimhayatınaEgeÜniversitesi’ndehangişartlardabaşladığı,nasıldevamettiğive adını taşıdığı Uşak merkezine taşındığında karşılaştığı güçlüklerin neler olduğu bu çalışmadaelealınmayaçalışılacaktır. Bu çalışma; Ege Üniversitesi, Afyonkocatepe Üniversitesi, Uşak Üniversitesi arşiv kayıtları, gazeteler, canlı kaynaklar, telif eserler ve internet kayıtlarından faydalanarakyapılmasıplanlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Tekstil, Uşak, Meslek Yüksekokulu, Dokuma, İplik, Ege Üniversitesi. Abstract UşakVocationalCollegewasaninstitutionofhighereducationlevelandwas foundedinIzmirundertheroofofEgeUniversity.WhileeffortsinIzmirforopening schools for the purpose of training qualified personnel for the growing textile industry in Turkey were gaining momentum, there was also an interest on this matter in Uşak. Uşak is a city especially distinguished in textile and also a part of economichinterlandofIzmir.Itisworthanalyzingthattheinitialprogramsofthis school, which was opened under the roof of Ege University with the name of Uşak, were based on textile. The opening of such school for a textile‐advanced region revealstheprotectiveattitudeofEgeUniversitybothagainsttheschoolandagainst Uşak. In this study, we will try to discuss the circumstances in which a higher education‐levelinstitutionbeganandcontinueditseducationinEgeUniversityyears Doç.Dr.,UşakÜniversitesiFenEdebiyatFakültesiTarihBölümü,[email protected] 38 SadiyeTutsak before a university was founded in Uşak and the challenges encountered when the schoolrelocatedtoUşakcenter. We will construct this study with the data from archival records on Ege University, Afyon Kocatepe University, Uşak University; newspapers; witness statements;copyrightedworksandwebsources. Keywords:Textile,Uşak,VocationalCollege,Weaving,Thread,EgeUniversity GİRİŞ Uşak’tabirüniversitekurulmasınınçoköncesinde,EgeÜniversitesi’ne bağlı olarak açılan Uşak Meslek Yüksekokulu, adını taşıdığı bir ilde bina tedarik edilememesinden dolayı Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi binasıdahilindeönlisansseviyesindeikiyıllıköğretimfaaliyetinebaşladı. Daha sonra Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne nakledilen okulun, öğrenim hayatına Uşak’ta devam edecek olması beraberinde yine bina sıkıntısını gündemegetirdi.Uygunbirbinatedarikedilemediğiiçindiğeryenikurulan eğitim ve mühendislik fakülteleri ile birlikte Yüksekokul, Uşak’ın Bölme köyünde öğrenim faaliyetini devam ettirmek mecburiyetinde kaldı. Batı Anadolu’da en son kurulan Uşak’ta üniversitesi, Bir Eylül Kampüsü içerisinde toplanıncaya kadar çekilen fakülte ve Yüksekokullar bina sıkıntısından dolayı sürekli taşınma telaşı yaşadılar. Ege Üniversitesi senatosunun ilk açılmasına karar verdiği Uşak Meslek Yüksekokulu’nun 1984 yılında İzmir Bornova’da başlayan sancılı öğrenim serüveninin Uşak Üniversitesi’ne bağlanması süreci, aslında Uşak’ın üniversiteye sahip olduğusancılıdönemianlattığıgibi,Uşak’ındüşünceyapısındakibirölçüde evrilmeyi de ortaya koyar. Türkiye’de tekstil sektörünün gelişmesinde önemli konuma sahip olan Uşak’ın bu sahada kalifiye eleman yetiştirecek birYüksekokulayeraçmakonusundaimkansağlanamaması,Uşak’ıntarihi gelişimindeirdelenmesigerekenbirbaşkahadisedir. A.EgeÜniversitesi’ninAçılması TarihiömrüsonaermişolanOsmanlıDevleti’nintopraklarıüzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne Osmanlı’dan miras kalan Darülfünun, 1933 yılında kapatıldı. Üniversite reformu çerçevesinde Darülfünun yerine aynı yılda açılan İstanbul Üniversitesi, ardından 1944 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi ve 1946 yılında ise Ankara Üniversitesi kuruldu.CumhuriyetTürkiyesindeüniversitereformlarınıngerçekleştirilmeye EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 39 çalışıldığı bu süreç, 1955‐1957 yılları arasında daha fazla ivme kazandı35. Trabzon’daKaradenizTeknikÜniversitesiveİzmir’deEgeÜniversitesi’nin açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden karar, 20 Mayıs 1955 tarihinde geçti. 27 Mayıs 1955 tarihinde neşredilen Resmi Gazete’de; KaradenizTeknikÜniversitesi’ninaçılışkararı659436,EgeÜniversitesi’nin kararı ise 659537 olarak yer almaktadır. Aynı gün Türkiye Büyük Meclisi’nde kabul edilen ve Resmi Gazete’de kanun numaralarının ardışık olarak yer alması nedeniyle bu iki üniversitenin Türkiye’de dördüncü sıradaaçılanüniversitekonumundadeğerendirilmesigerekir. Maarif Vekilliği’ne bağlı olarak açılan Ege Üniversitesi’nin toplam yedimaddedenoluşankuruluşkanununilküçmaddesişöyledir. “Madde 1 — «Ege Üniversitesi» adiyle İzmir'de bir üniversite tesis etmek için lüzumlu fakülte, enstitü ve diğer yüksek öğretim ve araştırma müesseselerini kurmak üzere gerekli muameleleri yapmaya Maarif Vekili salahiyetlidir. Madde 2 — Ege Üniversitesi, iki fakültesinin kuruluşunun ikmali ve tedrisata açılmasıyla Üniversiteler Kanunu’nda musarrah bütün hak ve vecibelerlehükmişahsiyetiktisabeder. Madde 3 — Ege Üniversitesi Öğretim Heyeti; ordinaryüs profesör, profesör ve doçentlerden; öğretim yardımcıları da öğretim görevlileri, rektörler,mütehassıslar,mütercimlerveasistanlardanteşekküleder”38. ÜniversitelerileilgiliihtiyaçlarıtedariketmeklemükellefMilliEğitim Bakanlığı olduğu için mevcut Bakan; 10 Mayıs 1963 tarihinde verdiği demeçteİzmir’deinşaat,makineelektrikvetekstilmühendisliğiilemimar yetiştirecek bir teknik okul inşa edileceğini beyan etti39. Ege Üniversitesi Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu teknik eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla bu girişimi Batı Anadolu için ayrı bir öneme haizdir. Bu oluşum; iş yerlerinde mühendis ile işçiler arasında ara eleman statüsünde çalışacak olan vasıflı teknik elemanın yetiştirilmesi için üniversitede ileride kapı araladı. 35 Sevil Sargın, “Türkiye’de Üniversitelerin Gelişim Süreci ve Bölgesel Dağılımı” Süleymen DemirelÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsüDergisi,Cilt3,Sayı5,2007,137. 36T.C.ResmiGazete,27Mayıs1955,Sayı9013,KanunNo.6594,Kabultarihi20Mayıs1955. www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). 37T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi27Mayıs1955,Sayı9013,KanunNo.6595,Kabultarihi 20Mayıs1955.www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). T.C. Resmi Gazete, Sayı 9013, Kanun No. 6595, Kabul tarihi 20 Mayıs 1955. www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). 39“MillîEğitimBakanı,KöyEnstitütüleriniİstemiyor”,Milliyet,11.05.1963. 38 40 SadiyeTutsak Yakın tarihimizin önemli bir hadisesi olan 1980 İhtilalinin olduğu dönemde; Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1981 yılının başlarında hazırlanan Yönetmelik’e göre Meslek Yüksek Okulları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösterecekti. Yönetmeliğin 2. Maddesine göreisebuokullarınvereceğieğitiminyapılacağıvesüresivemüfredatı; “Meslek Yüksek Okulları, 1739 sayılı Kanunun 37. maddesinin öngördüğü lisans öncesi düzeyinde iki yıllık meslek eğitimi veren yüksek öğretimkurumlarıdır. Bu okulların teknik bölümlerinden, ilgili alanlann «Tekniker» leri; diğerbölümlerindenise,ilgilialanlarınmeslekelemanlarıyetiştirilir. Okulun programlan, bu tanıma uygun olarak düzenlenir” şeklinde düzenlendi40. Meslek Yüksek Okulları bu yönetmelikle; Elektrik, Elektronik, Makina, Makina Resmî ve Konstrüksiyon, Motor, Seramik, Maden, Harita ‐ Kadastro,İnşaat,Döküm,Tekstil,İşletme‐Muhasebe,Turizmİşletmeciliği, Kamu Sevk ve idare, Pazarlama, Sekreterlik öğretim alanlarında diploma sahibiolanöğrencilerteknikerünvanınıalmayahakkazandılar41. Uşak Meslek Yüksekokulu’nun derslere başlayacağı 1988 yılı güz yarıyılıhemenöncesindeEgeÜniversitesi’nebağlıbirimler;DişHekimliği, Eczacılık, Edebiyat, Fen, Mühendislik, Tıp, Ziraat Fakülteleri, Basın Yayın, Su Ürünleri, Hemşirelik, Yüksekokulları, Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı ile Ege Meslek, Alaşehir ve Uşak Meslek Yüksek Okulları, Beden Eğitimi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Türk Dili, Yabancı Diller Bölümleri idi. mevcut 15.782 olan öğrencisi, 133 Profesörü, 252 Doçenti, 197YardımcıDoçenti,55ÖğretimGörevlisiile9YabancıÖğretimGörevlisi ile Üniversite, yeni ders yılına başlamak üzere hazırdı. Bu yeni öğretim yılında mevcut öğrencilerin yanında 3.441 talebe daha üniversitede öğretimhayatınadahiloldu.Gıda,Bilgisayar,KimyaMühendisliklerininilk sınıfı;yabancıdileğitimimahiyetindehazırlıkolacaktı.Üniversiteningözde bölümüBilgisayarMühendisliğiidi42. Üniversite Rektörü olan Prof. Dr. Sermet Akgün, yeni öğretim döneminebaşlarken,düşüncelerinişöyleifadeetmiştir. 40 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 19.01.1981, Sayı 17225, www.resmigazete.gov.tr (22.03.2014). 41 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 19.01.1981, Sayı 17225, www.resmigazete.gov.tr (22.03.2014); “Meslek Yüksek Okulu Mezunları Hakkındaki Yönetmelik Kabul Edildi”, Milliyet,15.01.1981. 42“EgeÜniversitesi”,Milliyet,26.06.1988. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 41 “Üniversitemiz ağırlıklı olarak fen bilimlerini kapsayan programlar yürütmektedir. Özellikle sağlık bilimleri konusunda Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Hemşirelik Yüksekokulu faal olarak çalışacaktır. Şu anda üniversitemizin en büyük sorunu uygulama yaptıracak yetişmiş insan gücü yoksunluğudur. Kuruluşlarımızın yüzde 90’ında labaratuvar,araç‐gereçvar.Fakatbumalzemeninkullanılmasıiçinyetişmiş, bilgiliöğretmenlerimizyok. Üniversitemizinbirdiğerözelliğidemezuniyetsonrasıeğitimeverdiği önemdir. Yüksek lisans ve doktora çalışmaları yarın uzmanlarını, öğretim üyeleriniyetiştirdiğiiçinbüyükbirtitizliklesürdürülmektedir.Mevcut16bin lisans öğrencimize karşılık 2 bine yakın lisansüstü öğrencimiz var. Bu da verdiğimizönemiaçıkçagösterenbirrakam…”43. Uşak Meslek Yüksekokulu öğrenime 1988‐1989 yılında başladığını gösteren başka resmi bir işaret, 1989 ve 1990 yılı Mali Yılı Bütçe Kanunları’nda,EgeÜniversitesi’nebağlıolarakadınıngeçmesidir44. B. İzmir’de Açılan Tekstil Okulu’nun Ege Üniversitesi’ne BağlanmaSüreci Anadolu topraklarında tekstilin geçmişi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine uzanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti zamanında tekstil,Cumhuriyetinilkyıllarındabirendüstridalıolarakülkedefaaliyete geçti ve zamanla gelişti45. Sümerbank, yurt dışından 1950 yılında Gemlik, Bakırköy,Merinos,EreğliBezDokumaFabrikalarındaihtiyaçduyulanpek çok tekstil makinası satın almayı kararlaştırdı46. Türkiye’de gittikçe büyüyen tekstil sektörünün ihtiyacı olan vasıflı teknik elemanın yetişmesi için Maarif Vekaleti, 1955 yılında yurtdışına öğrenci gönderilmesini planlandı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 21‐23 Eylül 1955 tarihleri arasındayapılacakmüsabakaimtihanınıkazanan22öğrenci,Kamuİktisadi 43“EgeÜniversitesi”,Milliyet,26.06.1988. 44T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi09.01.1989,Sayı20044,KanunNo.3514,KabulTarihi 23Aralık1988.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014);T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi 06.01.1989, Sayı 20747, Kanun No. 3692, Kabul Tarihi 24 Aralık 1990. www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). 45SevalUyanık‐R.TuğrulOğulata,“TürkTekstilVeHazırGiyimSanayiininMevcutDurumu Ve Gelişimi”, TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası, Cilt 20, Sayı 92, 2013, 59. http://www.tekstilvemuhendis.org.tr(29.03.2014). 46“SümerbankFabrikaları”,Miliyet,15.05.1950. 42 SadiyeTutsak Teşebbüsü kapsamında olan Sümerbank Genel Müdürlüğü hesabından Amerika,İngiltere,Almanyagönderileceğiniilanetti47. Tekstil endüstrisinin ülkede gelişmesinin bir uzantısı olarak bir taraftan yurt dışına öğrenci gönderirken diğer taraftan ülkede kalifiye elemanyetiştirmekiçinokullarınaçılmasıkonusundaçabalarortayaçıktı. İzmirValisiKemalHadımlı,1956yılıEkimayıbaşlarındaİzmir’deElektrik Enstitüsü,EğitimEnstitüsüveTekstilOkuluaçılacağıbilgisinikamuoyuyla paylaştı48. İzmir Valisi’nin bu demecini kısa süre sonra Türkiye’de tekstil alanında kalifiye işçi yetiştirmek amacıyla 1956 yılı güzünde bir “Tekstil Okulu” açma projesi gündeme geldi. Bu girişimden 22 Ekim 1956 tarihli Milliyetgazetesindeçıkanbirhaberdeşöylebahsediliyor. “Hükümetin üzerinde durduğu bu okul, üç sınıflı olacak ve ortaokul mezunlarından 15‐18 yaşındaki öğrenciler alınacaktır. Okulda iki sene okuyacakolanöğrenciler,üçüncüdersyılını,birmensucatfabrikasındastajla dolduracaklar.Veancakbirstajdevresindemuvaffakolanlardiplomayahak kazanabileceklerdir.Okulunöğretmenlerihükümettarafındantâyinedilecek veayrıca,sanayicilerdenmüteşekkilbirMüşavirHeyet,daimisuretteokulun inkişafıilemeşgulolacaktır. Okuldanmezunolanlarilkolarak12lirayevmiyeileişyerlerindeusta olarakçalıştırılacaktır. OkulunkuruluşveMüşavirHeyetintespitiiçin, Hollanda’dangetirilen birmütehassısçalışmalarabaşlamıştır”49. Bu Tekstil Okulu’nun temel atma töreni İzmir’de 8 Haziran 1956 tarihinde yapıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Amerikan Büyükelçisinin de iştirak ettiği temel atma töreninden, açılacak mektebe verilenkıymetanlaşılıyor.Mektep,tekstilbranşındakalifiyeişçiler,ustalar, ustabaşılarvemühendisleryetiştirecekti.Devletinkontrolüaltındaeğitim‐ öğretim faaliyetlerini yürütüleceği okulda öğrenciler, sekiz sömestrede toplam dört yıl ders göreceklerdi. Orta ve sanat okulları mezunları imtihanla buraya alınacağı gibi, beş sene fabrikada çalışan işçilerde aynı muameleye tabi olacaklardı50. Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından 47“MaarifVekaletindenEcnebiMemleketlereGönderilecek”,Milliyet,25.06.1955. 48“İzmirdedeİmârHareketleri”,Milliyet,07.10.1956. 49NecmiOkur,“KalifiyeİşçiTeminiİçinTekstilOkulu”,Milliyet,22.10.1956.TekstilOkulu açılmadanönceİstanbulBeşiktaş’taTatbikîGüzelSanatlarMektebi’nebağlıolarakteksil ve moda bölümü 1957‐1958 eğitim ve öğretim yılı başında faaliyete geçecektir. Bkz. “TatbikîGüzelSanatlarOkuluDünAçıldı”,Milliyet,26.10.1957. 50“TekstilOkuklununTemeliAtıldı”,Milliyet,09.006.1957. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 43 yaptırılan Tekstil Okulu’nun Milli Eğitim Bakanlığı’na devri için protokol hazırlandı. Okulun bünyesinde tekstilin haricinde elektrik, makine bölümleri dışında yağlı boya ve sabunculuk şubelerinin açılması isteniyordu51. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1958 yılı Eylül ayı başlarında yaptığıİzmirziyaretleriarasındaTekstiOkuludabulunmasıbinanınvücut bulduğunugöstermektedir52.BaşbakanSüleymanDemirel,İzmir’indüşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünden sonra 10 Eylül 1966 tarihinde yapacağı bir dizi açılış esnasında bu Tekstil Okulu da vardı53. Basında Tekstil Okulu ismiyle anılan bu okul, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak “Tekstil Teknik Yüksek Okulu” resmi adıyla faaliyete geçti54. Bu yılda Almanya’dan gelen öğretim üyeleri bu okulda 1978 yılına kadar görev yaptılar.Almanbilimadamlarınınverdiğidestekle20tekstilmühendisi18 aysüreyleAlmanya’yagönderildiler55. İzmir’de Tekstil Okulu’nun açıldığı süreçte Sümerbank Genel Müdürlüğü’nün,beşyıllıkkalkınmaplanıkapsamında1967yılında“İzmir BasmaSanayiî“ndedokumacılığınbüyümesiiçinyaptığıprojeile4,4milyon ham bez dokunmasını hedeflemesi56, burada dokumacılık sektörünün canlılığınıişaretetmektedir.Milliyetgazetesinin27Ağustos1968tarihinde İzmir Yüksek Tekstil Teknik Okulu Müdürlüğü tarafından acele asistan ihtiyacı için verilen ilanda, “Okulumuz ihtiyacı için Almanya’dan Aachen Yüksek Teknik Okulu Tekstil Bölümü, Tekstil Mühendis Okulu İplik, Dokuma veTekstilKimyasıBölümümezunlarındanasistanalınacaktır. Asistanlar, öğretim üyesi yetiştirmek üzere Alman öğretim üyeleri yanındaçalıştırılacakvebaşarılıolanlar,maaşlarıyuttakalmaküzereburslu olarak bir yıl süre ile Almanya’ya gönderileceklerdir”57 ifadesinden tekstil alanındaülkemizdeduyulanteknikelemanihtiyacınıidrakediliyor.Ayrıca durum, Türkiye’de tekstil sektörü gelişmesinde konusunda Almanya ile işbirliğiningittikçekuvvetlendiğinigösteriyor. Eğitim ve Öğretim faaliyetlerini devam ettiren İzmir Yüksek Tekstil Teknik Okulu, sağ‐sol karşıt görüşlü öğrencilerin faaliyetlerinden menfi 51“TekstilOkuluGelecekYılÖğretimeBaşlayacak”,Milliyet,12.08.1961. 52“İzmirZiyaretleri,Milliyet,03.09.1958. 53“BaşbakanBugünEgeGezisineÇıkıyor”,Milliyet,08.09.1966. 54KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,s.495.www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014). 55 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,s.3. 56 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 13.02.1967, Sayı 12526, Karar Sayısı 6/7684, www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). 57“İzmirYüksekTekstilTeknikOkuluMüdürlüğünden”,Milliyet,27.08.1968. 44 SadiyeTutsak yönde etkilendi. Okul Müdürü Emin Dalkılıç, binada başlayan öğrenci boykotu karşısında İzmir Valiliği’ne müracaat ederek, “okulun muhtar olmadığını” bildirdi ve polisin işgalci öğrencileri dışarıya çıkarması talebindebulundu.Polisinçağrısıüzerinebazıöğrencilerokuluterkettiler. Kırk öğrenci hakkında görevlilerin görevini yapmasına engel oldukları gerekçesiyle soruşturma açıldı. Ege Üniversitesi Senatosu boykotun bitirilmesi için öğrencilere çağrıda bulundu. Bunun üzerine bir görüşme yapanTıp,ZiraatveFenFakülteleriöğrencileriboykotadevametmekararı aldı58. Boykot hadisesi devam ederken İzmir Yüksek Tekstil Teknik Okulu’nda ders veren Alman öğretim üyeleri, 1969 yılı Haziran ayı sonlarında, okulun Ege Üniversitesi’ne bağlanmaması yüzünden istifa edeceklerini açıkladılar59. Bu tepkiler karşısında İzmir Yüksek Tekstil TeknikOkuluEgeÜniversitesi’nebağlanmışolmalıdır.Zirayükseköğretim seviyesinde ilk Tekstil Bölümü, 17.08.1971 tarihinde açıldı60. İzmir Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığı’ndan 07 Haziran 1971 tarihinde verilen bir ilanla, Akademinin Yönetim Kurulunun 31 Mayıs 1971’de aldığı karar gereğince; 1971‐1972 ders yılında Makine ve Tekstil Bölümlerine Lise, Teknisyen Okulu, Sanat Enstitüsü, sadece Tekstil Bölümüne; Tekstil Sanat Enstitüsü ile Kız Sanat Enstitüsü mezunlarının üniversitelerarasımerkezigirişimtihanısonuçlarınagöreöğrencialınacağı ilanedildi61.EgeÜniversitesibünyesindebulunanMühendislikveMimarlık Akademisi Başkanlığı, Tekstil Bölümüne; Dokuma, Örme, Konfeksiyon, Terbiye ve Tekstil maddeleri dallarında asistan alınacağı duyurusu ise 18 Haziran 1973 tarihinde yapıldı62. Ege Üniversite’sinde Tekstil öğretimi, 04.05.1976 tarihinde Mühendislik Bilimleri Fakültesi’ne bağlı dört yıllık “Tekstil Mühendisliği Yüksek Okulu”nun açılmasıyla daha müstakil hale geldi. Aslında bu gelişme, Tekstil Mühendisliği’ne giden bir süreçti ve bu konuda çalışmalar başlatıldı. Yapılan çalışmalar neticesinde Tekstil Mühendisliğinin açılmasına 10.01.1978 tarihinde karar verildi ve 01.03.1978tarihindefaaliyetegeçildi63. 58“TekstilTeknikOkulundakiHâdise”,Milliyet,08.06.1969. 59“YüksekTekstil’inAlmanÖğretimÜyeleriİstifaEdecek”,Milliyet,28.06.1969. 60KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,67.www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014). 61“İzmirDevletMühendislikveMimarlıkAkademisiBaşkanlığından”,Milliyet,07.06.1971. 62 “Ege Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığından”, Milliyet, 18.06.1973. 63KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,23.www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014). EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 45 İzmir’de oduğu gibi ülke genelinde de tekstil sahasında teknik elemana ihtiyaç duyulmakta idi. Komple bir tekstil fabrikasının çeşitli kısımlarında yetiştirilmek üzere 23 Kasım 1972 tarihinde verilmeye başlanan ilanlarla Tekstil San’at Okulu, Tetbiki Güzel Sanatlar Akademisi TekstilBölümüveTekstilMühendisOkulumezunubayanveerkekmezun aranıyordu64. Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürü olan Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu,İzmirTekstilBilimleriMeslekYüksekokulu’nunkurulmasıiçin hazırladığıgerekçelidosyada,dışülkelerdeveTürkiye’detekstilsahasında özelliklebuyıllardaortayaçıkanaraelemanihtiyacınışöyleifadeediyor. “Elemeğininucuzolduğukalkınmaktaolanülkelerdeihracatayönelik olarakkurulantekstilsanayileriilerekabettezorlanansanayileşmişülkeler, 1970’li yılların ikinci yarısından klasik emek‐yoğun tekstil sanayisinin yapısını değiştirmek için yoğun çaba harcamışlar ve tekstil teknolojisini geliştiren ve üreten ülkeler olarak da, bu alanda başarı sağlamışlardır. Tekstilsanayiiartıkdünyanın4.Sermaye‐yoğunsanayidalıhalinegelmiştir. Konfeksiyon sanayii ise emek‐yoğun yapısını daha tam kaybetmemiş olmaklaberaber,busanayidalındadabilgisayardesteklitasarımveüretim (CAD ve CAM), kesim ve dikim otomatları ile robotların kullanılması gibi konularda şu anda bile çok başarılar sağlanmıştır ve çalışmalar bütün yoğunluğuyladevametmektedir. Türkiye’de konfeksiyon işletmelerinin büyük bir çoğunlukla dışarıdan gönderilen model, kalıp veya kesim resimlerine göre üretim yapılmaktadır. Bu durumuyla daha ziyade “fason dikim sanayii” hüviyetine sahip Türk KonfeksiyonSanayiiningerçekbirkonfeksiyonsanayiihalinegelebilmesiiçin, kendikreasyonarını,kolleksiyonlarını: ‐Kendisiningeliştirip, ‐Kendimarkasıaltındapazarlayabilmesi ‐ve üretebilmesi gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için ise, her seviyedeiyiyetişmişkalifiyeelemanaihtiyaçbüyüktür”65. Yeni sermaye ile yoğun Tekstil Teknolojilerinin, Türkiye’de tekstil sanayisinde buluşması az olmakla beraber, diğer ülkelerle rekabetin gelişmesiiçinçokdahaiyiyetişmişinsangücüneihtiyaçduyuluyordu.Bu, ancak sahada iyi bir eğitim ve öğretimle sağlanabilirdi66. Ülke genelinde oluşmaya başlayan bu algı, eğitim‐öğretim tekstil konusunda 64“ElemanAranıyor”,Milliyet,23.11.1972. 65 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,1‐2. 66 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,2. 46 SadiyeTutsak hareketlenmesini sağladı. Tekstil Sanayi sektöründe duyulan eleman ihtiyaçlarının karşılanması için Mili Eğitim Bakanlığı harekete geçti. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 23 Nisan 1981 tarihinde verilen bir ilanda Mesleki veTeknikYüksekÖğretimGenelMüdürlüğü’nebağlıokullarda1981‐1982 ders yılı için alınacak öğretmen ve asistanlarda yer almaktadır. Bu ilanda; İstanbul Teknik Öğretmen Okulu’na Tekstilde 2 öğretmen, 3 asistan, İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’na Testil Bölümüne Tekstil Teknolojisi, Testerasyon, Giyim Endüstrisi ve Tasarım alanlarında birerasistanalınacağıduyuruldu67. C.TekstilSahasındaUşak’taEğitimveÖğretimiOluşturmaÇabası 1.Uşak’taDokumacılık Halı dokumacılığının menşei konumunda olan şark, yüzyıllardır meşgulolduğubuelsanatınınbirmahsulüolarakpekçokimalatmerkezini oluşturdu. İnsanların kendi kültürlerinden ve yaşam tarzlarından süzerek meydana getirdiği bu merkezlerin imal ettiği halılar, kendine has mahalli özellikler taşıyordu68. Bu imalat merkezlerinden birisi de, Orta Asyadan Anadolu’yagöçedenTürkinsanınınkendiyaşamtarzıylaiçiçegirmişhalı dokumacılığını beraberinde getirdiği Uşak idi. Halıcığı kendi yerelinde geliştiren Uşaklılar, bu el sanatının ününü ülke sınırlarından yurt dışına taşımayı başardılar. Osmanlı döneminde bu halılar, 16. yüzyılın sonlarına doğru İzmir limanı vasıtasıyla Avrupa’ya ihraç edilir hale geldi69. İzmir’in iktisadi hinterlandı içerisinde yer alan ve İzmir vilayetinin halı sanayinin 19.yüzyılınsonlarındabaşlıcaüretimmerkeziolanUşak’ın,buzamanlarda halıimalatındanekadaröndeolduğuortayaçıkıyor.İzmir’in1899yılında elde ettiği istihsalin ticari boyutunun 4 miyon frank olduğu düşünüldüğünde,UşakhalıcılığınınAvrupa’yaçıkışlimanıolanİzmir’iniçin kıymeti daha iyi anlaşılmaktadır70. Cumhuriyet döneminde halıcılık; Uşak halkının başlıca geçim kaynağı olmaya devam etmesine rağmen Osmanlı Devleti’nininkırazısürecindeuzunsürensavaşlarnedeniyle halıdokuyan kişilerin başka yerlere göç etmesi, vefatların yaşanması, çıkan iktisadi buhranlareskicanlılığınıyitirdi71. 67“MilliEğitimBakanlığından”,Milliyet,23.041981. 68 Pretextat Lecomte, Türkiyede Sanatlar ve Zeneatlar, Baskıya Hazırlayan: Ayla Düz, Tercüman1001TemelEser,İstanbul,1970,83. 69 Sadiye Tutsak, “Osmanlı Devleti’nin Son Döneminde Uşak’ta Halıcılığın Makineleşme Süreci”,Belleten,CiltLXXI,Sayı260,Nisan2007,65‐92. 70Lecomte,a.g.e.100. 71 Sadiye Tutsak, Cumhuriyet’in İk Yıllarında Uşak, 1923‐1933, Uşak Belediyesi Kültür Yayınları,İzmir,1998,121‐122. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 47 Cumhuriyetin ilk yıllarında Uşak’ta hepsi birincisi sınıf kapasiteye sahip olan 1 Halı İpliği ve Şayak Fabrikası, 3 Halı İpliği Fabrikası, 1 Halı İpliği Boyahanesi mevcuttu72. Bu yıllarda 1500’den fazla olan halı tezgâhlarında yıllık ortalama 3500 metrekareden fazla halı dokunuyor ve dokunan bu halılardan Uşak halkı 1.500.000 lira civarında gelir temin ediyordu.1929yılındaçıkanDünyaiktisadibuhranındanetkilenenUşak’ta halıdokumatezgâhı200’edüştü73.Halıcıkbubuhrandansonraheryılbir parça daha geriledi. Devlet desteği ile 1936’larda yeniden canlanmaya başlasa da önceki haline bir türlü ulaşamadı. Yörede halıcılık yeniden canlanmada kendi önünü açamadı, fakat Uşak’ta dokumacık biraz boyut değiştirerekyenibirmecradakendisineyolbuldu. Uşak’ta halı dokumacığı için iplik üreten fabrikalar, 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren şayak dokuma tezgâhlarını kurararak bu sahadaki dokumacığı başlattılar. Tiritoğlu Mehmet Paşa, Hamzaoğlu Hacı Hüseyin Efendi, Hacı Gedikoğlu ve Hacı Mustafa Efendiler bir taraftan halı ipliği üretirken,diğertaraftanşayakdokumayauygunbüyükfabrikalarkurdular. Arkasından Yılancızadeler ve Bacakzadeler de fabrikalarında, iplik tezgâhlarıyanısıradokumatezgâhlarınıkurdular.Cumhuriyetilkyılarında Yılancızadelerin fabrikası kaşmir şayak, vs. mensucat imalatı için satın alınan son sistem makinalarla hummalı bir çalışmaya girdiğinden dokumacılıkta göz kamaştırıyordu. Bu yıllarda İplik Şayak fabrikası yıllık yüz bin metreye yakın şayak ve yüz bin metre civarında battaniye dokuyordu. Bacakzadeler Uşak’taki bu yeni dokumacığın gerisinde kalmamış, fabrikalarına satın aldıkları yeni makinalarla şayak dokumaya işine devam ettiler74. Cumhuriyet döneminde Uşak’taki dokuma fabrikalarında reçine, kaput bezi, astarlık, ince bez perdelikler, zafir yatak veyorgançarşafları,sofratakımları,elhavlularıgibidahapekçokdokuma işi yürütülüyordu. Uşak’ta bu dokuma sektörü kısa sürede hızla gelişiyordu75. Cumhuriyetin on beşinci yılında Uşak ve Gediz merkez köylerinde el dokuma tezgâhları binleri aşıyordu. Zarif ve dayanıklı Uşak kumaşları piyasada çok tutuluyordu76. Bu sektörün Uşak’ta örgütlenmesinde önemli bir konuma sahip olan ve Uşak esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı vazifesini uzun süredir yürüten 72 M. Ziya Lütfi, İzmir Mıntıkası Ticaret ve İktisadiyatı, İzmir, 1929, s.219. Uşak’ta 1927 yılında400.000,1928yılında350.000metrekarehalıdokundu 73UşakTicaretveSanayiOdası,1923‐193310CumhuriyetSenesindeUşak,İzmir,29Teşrin‐i Evvel1933,2. 74UşakTicaretveSanayiOdası,1923‐193310CumhuriyetSenesindeUşak,İzmir,29Teşrin‐i Evvel1933,2. 75Tutsak,a.g.e.,s.122‐124. 76KütahyaXV.Yıl,MatbaaKütüphane,İstanbul,1938,s.67. 48 SadiyeTutsak Sadettin Öztürk, dokumacılık konusunda çocukluğundan hafızasında kalanlarla birlikte bildiklerini şöyle aktarıyor. “İlkokulun birinci, ikinci sınıfında idim. Mahallenin çocuğu olduğum için iyi bilirim. Uşak merkezinin mahallesiolanDikilitaş’ıntamamındadokumatezgahıvardı.Aynızamanda eskiTabakhaneveeskiÇayKenarındadokumatezgâhlarıvardı.Çoğaldıkça Çukurtara dokuma tezgâhları sanayi tarafına kayıldı. 1961‐1962 yıllarında Uşak’ta dokuma tezgâhı 500‐600 civarında idi. 1970’lere gelindiğinde dokuma tezgâhı sayısı iyice arttı. Binleri buldu. 1980’lerde dokuma tezgahı daha da arttı. 1990’lara iyice zirve yaptı. Körfez krizinden sonra Uşak’ta dokumacılıktagerilemeoldu”77. EgeÜniversitesiTekstilMühendisliğiBölümü’ndeÖğretimÜyesiDoç. Dr. M. Fikri Şenol, Sanayi Bakanlığı’na yaptıkları bir projede tekstil sektörünün Avrupa Birliği ile rekabet imkânını araştırdıklarını, bu araştırma esnasında “Uşak’ta 16.000 dokuma tezgâhının olduğunu tespit ettiklerini”ifadeetmektedir78. 1.Uşak’taTekstilBölümüAçmaGirişimleri A.Karahallı Batı Anadolu’da idari olarak Uşak’a rapt edilmiş olan Karahallı’nın iktisadigelişimindedokumacılıktarihîsüreçteönemlibirkonumasahiptir. Eskiden beri elde imal ettikleri ipliklerle 30‐40 cm. genişliğinde el tezgâhlarında bez üreten Karahallı halkı, daha fenni yöntemlerle bez dokuma işini devam ettirmek istediler. Denizli vilayetine bağlı Babadağ’ında Kiraz Arif isminde dokuma ustası ile 1929 yılında irtibat kurdular.Karahallı’da20kişibuustaya1000lirakarşılığındaödeyecekleri ücret karşılığında, 20 tezgâhtan çıkacak mamullerin satışından elde edecekleri hasılattan elde edecekleri karda ortak olmak üzere 2000 sermayelibirortaklıkkurdular.AyrıcaNiyaziMercanİsmindekibaşkabir müteşebbis ise yine Denizli’nin Buldan kazasından elde edilen kazancın ortak olacağı bir başka dokum ustası ile işe başladı. Böylece Karahallı’da dokumacılıkgittikçegelişti79. Karahallı ilçesi merkezinde iş adamı Veyis Turan, halkın geçim kaynağı dokumacılık olduğundan, burada bir fabrika kurmak için 1970’i yıllarınbaşlarındateşebbüstebulundu80.1935yılındaKarahallı’dadünyaya 77SadettinÖztürk,DoğumTarihi10Mart1949,DoğumYeriUşak‐AktaşKöyü,19.03.2014. 78MahmutŞenol,DoğumTarihi:30.09.1952,İzmirMerkez,10.03.2014tarihliröportaj. 79KarahallıyaBirBakış,SuhuletMatbaası,İzmir1946,10. 80BayramMercan,DoğumTarihi15.10.1960,Uşak‐Karahalı,19.03.2014tarihliröportaj. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 49 gelenveburadaBelediyeBaşkanlığıgörevinidebirdönemyapanAliİhsan Özkan,bufabrikanınkuruluşhikâyesinişöyleanlatıyor. “Dokumacılığın gelişmesi için dokumacılık hakkında pratik ve teorik ders verecek ve uygulayacak bir okul olması bu amaçla “ Tekstil Meslek Lisesi” açılması için ilerden yeri beri (ilerden beri yeri) Karahallı’nın spor sahası olan alanı belediye okul yapmak üzere vermiştir. Bu yere hayırsever Hacı Veyis Turan büyük miktarda katkıda bulunmuş ve Belediye’nin öncülüğünde dört atölye ve bir idare binası yapılmaya başlanmıştır. Tekstil okulu açılması amacı ile Milli Eğitim Bakanlığına başvurulmuş. Bakanlık olumlu karşılamış bu maksatla dış ülkelerden ithal edilen makinalar Karahallı’ya getirilmiş. Makinalar ambalajı açılmadan uzun yıllar bekletilmiştir. Karahallı’ların ekonomik hayatında önemli yeri olan bu okul tüm uğraşlara rağmen okul yapılamamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Yetkilileri tekstil dalında öğretmen bulamayacaklarını üstelik Karahallı’da yeterli dokuma,dokumayıtürlübiçimleresokacakbirfabrikaolursabufabrikadaiş içinde eğitim verecek usta öğretmenleri verebileceklerini söylediler. Dedikleriningerçekleşmesiiçindevletdesteğindehalkaaçıkbiranonimşirket kurmak ve şirket sayesinde düşünülen bir fabrikada yapak gerekiyordu. Bu amacı gerçekleştirecek teşebbüste birçok nedenlerden dolayı tahakkuk edemedi”81. Uşak Bayındırlık Müdürlüğü görevini yürütmüş olan Sabahattin Güzelay, görevde bulunduğu sırada konunun uzmanı olarak yaptığı bir çalışmada, Uşak’ın resmi yapılarından bahsederken “Karahallı Tekstil Okulu”başlığıaltındabusürecişöyleizahetmektedir. “Milli Eğitim Bakanlığının projesine göre Karahallı halkı tarafından inşaata başlanmış ve kaba yapısının büyük bir kısmı bitirilerek Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığınca 18.8.1969’da ikmâl inşaatına başlanmış ve 17.8.1971’de geçici kabulü yapılmıştır. Ancak; Milli EğitimBakanlığıncaTekstilOkulununaçılmasındanvazgeçilmişveikiünitesi ikmâledilerekpratiksanatokuluaçılmıştır.PratikSanatOkuluhalenbinada eğitiminisürdürmektedir”82. Fabrikanınbirtarafındatekstilüretilirken,diğertaraftabusektörde çalışacak olan öğrencilere uygulamalı olarak bunun eğitiminin düşünülmesi, bu alanda yetişmiş insan gücünün azlığını ortaya koymaktadır. Tekstil fabrikasının kurulma aşamasında ortaokul birinci 81AliİhsanÖzkan,Dünden‐BugüneKarahallı,BatıkolMatbaacılık,Uşak,2003,165‐166. 82SabahattinGüzelay,“Uşak’taResmiYapılar”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt1,Sayı6,Ocak 1979,23. 50 SadiyeTutsak sınıfta öğrenci olan Bayram Mercan, bu hadiseyi şöyle anlatıyor. “1973 yılında ben ortaokul birde idim. Tekstil Okulu yapılacak denildi. O yıllarda milletvekili Orhan Dengiz’di. 8‐10 kişilik bir ekip Ankara’ya gidiyor. Okulun yapımının hızlanması için rica olunuyor. Ama Karahallı’dan giden heyetin basireti yokmuş. Bakan okulun açılması için sorduğu sorulara bilgi sahibi olmayan heyet tarafından cevap verilememiş. Bundan dolayı okul açılamamış.Sonra1974’teEndüstriPratikAkşamSanatOkuluadıaltındabu tekstilfabrikasındaaçıldığınıhatırlıyorum.DahasonraVeyisEndüstriMeslek Lisesi, bu fabrika binasında açılıyor. Daha sonra Ege Üniversitesi’nden yöneticiler geldi. Burada Tekstil Mühendisliği kurulsun diye, ama Karahallı eşrafıbunukabuletmedi”83. Akşam Pratik Sanat Okulu açılmadan hemen önce fabrika binasının içindepaketleridahiaçılmadanduranmakinalar,NazilliBasmaFabrikasına götürüldü84. Karahallı’da 1974 yılında açılan Pratik Akşam Sanat Okulu’nda öğrencilere marangozluk, demircilik, tesviyecilik, elektrikçilik gibi bilgi beceri kazandıran bölümler açıldı. Buraya 12‐18 yaşları arasında alınan öğrenciler, mezun olduktan sonra Yükseköğrenim kurumlarına giremedikleri için bu okul pek rağbet görmedi. Gençler Sanat Okulu’na gitmek yerine köylerde dokumacılıkla meşgul oluyordu. Bu yüzden 1979‐ 1980 yılları arasında Sanat Okulu’nun bazı bölümleri kapanmak zorunda kaldı.BuaradaVeyisTuranEndüstriMeslekLisesi’ninaçılmasıiçinaltyapı hazırlandı. Okul, Milli Eğitim Bakanı Nejdet Uğur döneminde 1981‐1982 öğretimyılıbaşındaeğitimegeçti85. Karahallı’dabirtekstilfabrikasında,buamacayönelikbirokulaçma teşebbüsü1970’liyıllardagerçekleşmesede,dahasonraaçılacakolanVeyis Turan Endüstri Meslek Lisesi bünyesinde tekstil bölümünün bulunması, dokumacılığın alttan teknik eleman yetiştirme düşüncesinin vücut bulduğunugöstermektedir. B.Uşak HalıdokumacılığıkonusundaünkazanmışolanUşak’ındokumacılıkta gittikçe tekstile kayması, mesleki eğitimi almış kalifiye eleman 83 Bayram Mercan, 19.03.2014 tarihli röportaj. Pratik Akşam Sanat Okulları, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı halk eğitimini sağlamak amacıyla 1973‐1974 ders yılı öncesinde açıldılar. Bkz. T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 30.07.1973, Sayı 14610, Karar Sayısı 7/6782.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). 84 İsmet Gürbüz, Doğum Tarihi 15.05.1958, Doğum Yeri, Denizli Çal, 19.03.2014 tarihli röportaj. 85Özkan,a.g.e.,166‐167. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 51 yetiştirilmesiihtiyacınıdoğurduvebukonudaKarahallı’dansonrahareket geçti. Uşak’ta bu çalışmalar daha ziyade Yükseköğretim düzeyinde ele alınarakyönlendirildiğigörülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Türkiye’de Yaygın Öğretim YüksekKurumu,26.01.1976tarihli7/11306sayılıkararnameyeekolarak çıkarılan EK A maddesi ile merkez teşkilatı kuruldu86. Resmi Gazete’de 01.02.1977 tarihinde neşredilen yönetmelik gereğince Yaygın Öğretim Yüksek Kurumunun bölüm ve şubelerinin açılmasına dair alınan karar şöyledir. “Madde6—AçıkYüksekOkul,Teknikbilimler,Sosyalbilimler,Hayati bilimler alanlarında öğretim yapacak şekilde kurulur. Her alan için, ihtiyaç veimkânlaragöre,bölümlerveşubeleraçılır. Madde 7 — Okuldaki bölümlerin ve şubelerin açılması veya faaliyetlerinesonverilmesiBakanlığınkararıileolur”87. YaygınÖğretimYüksekKurumu’nunyaygınolarakbilinenkısaltılmış ismi Yaykur’un teşekkülünden sonra Türkiye’de iki yıl öğretim verecek olan49MeslekYüksekOkuluaçıldı88.Uşak’taYaykurMeslekYüksekOkulu, ilk1975‐1976dersyılınınikinciyarıyılıbaşındafaaliyetegeçti.Yaykur’un açıldığı dönemde Uşak’ta, altı bloktan oluşan binasında Yükseköğrenim seviyesinde “Uşak Eğitim Enstitüsü” öğrenim faaliyetine devam ediyordu. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavir Başmüfettişi olan Ziver Tezeren, Uşak’a ikincikezgeldiği1976yılındaYaykur’unaçıldığını,“Uşak’taeskiden3orta dereceliokulvardı.1976dasayılarının41eyükseldiğiniöğrendim.Busayıya yüksek okul olan Eğitim Enstitümüz ile 1976 da, orada bulunduğum günlerde, öğretime başlıyan «Yaykur» dahil değildir” cümlelerinden öğreniyoruz89. Uşak’ta kurulan Yaykur Meslek Yüksekokulu Müdürü, İstanbul Üniversitesi’ndengelenOğuzÖzkeseidi.UşakLisesiBaşMüdürYardımcısı olan Mehmet Ersin, Yaykur Meslek Yüksekokul’una yine Baş Müdür Yardımcılığıvazifesiyle,İlMilliEğitimMüdürYardımcısıolanErhanAktaş iseMüdürYardımcılığınaatandı.Okul,ilkönceeskiUşakHalkevibinasının 86 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 18.02.1976, Sayı 15503, Karar Sayısı 7/11306. www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014). 87 T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 01.02.1977, Sayı 15817, Karar Sayısı 7/13089. www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014). 88 Mehmet Ersin, Mehmet Ersin,Doğum Tarihi:15.05.1943, Doğum Yeri Denizli‐Acıpayam‐ Yeşilyuvaköyü,10.04.2014tarihliröportaj. 89ZiverTezeren,“Uşak’taAnılarveDüşündürdükleri”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt1,Sayı 6,Ocak1979,7,24. 52 SadiyeTutsak ve Askeri Garnizon’un bulunduğu yerde faaliyete geçti. Halkevi binasının İsmet Paşa Caddesine bakan 3‐4 odası vardı. Bu odalarda müdür, müdür yardımcıları ayrı odalarda, kâtipler ise tek odada oturuyorlardı. Burada bulunan konferans salonu Yaykur Meslek Yüksekokulu’na verildiği için, konferans salonu okulun dersliği olarak kullanıldı. Yüksekokul’da kalifiye elemanaduyulanihtiyacabinaenGıdaTeknolojisiveTeknikBilimlerolarak iki program açıldı. Okulda; Bilge Özkese Matematik, Halil Bardakçıoğlu Biyoloji,MühendisRuhiEraslanveMühendisMehmetKuntTekstil,Nuray Mert ve Cemil Uşaklıgil İngilizce, Dilek Oğuz Almanca, Gülsüm Yılmaz Fransızca, Kemal Özal meslek derslerine girerlerdi. Gıda Teknolojisi bölümüöğrencileri;zabıtamemuru,TeknikBilimleröğrencileriiseTekstil Teknikeriünvanıylamezunolmahakkınasahiptiler.1975‐1976dersyılının ikinci döneminde faaliyete geçen okul, ilk yarıyı açığını kapatmak için yazındaeğitimöğretimedevamettiveİlkmezunlarını1976‐1977dersyılı sonunda verdi. Halkevi binasında 1976‐1977 ders yılında faaliyet gösterirken çıkan öğrenci olayları üzerine okul, İl Halk Kütüphanesi binasına taşındı90. Kütüphanesi binası, 29 Ocak 1976 tarihinde hizmete girmiş dört katlı yeni yapılmış bir bina idi91. Bu bina değişikliği olayları daha da tırmandırdı. Birbirine çok yakın Yaykur ve Eğitim Enstitüsü öğrencileri arasında92 17 Mart 1977 tarihinde olaylar çıktı. Bu esnada Yaykur öğrencisi olan Harun Öztürk öldürüldü. Ardından Uşak Lisesi 2. Sınıf öğrencisi olan Semiha Özkar’ın Yaykur Meslek Yüksekokulu’nun bodrumundagöğsündentabancailevurulmuşhaldebulundu.Buolayda32 kişi yaralandı. Tutuklanan öğrencilerden birisi Ümmü Balkan diğeri ise Yaykur öğrencilerinden Hamdi Özer idi. Eğitim Enstitüsü Müdürü Halit Akarcaolaylaryüzündengörevindenazledildi93.Uşak’taanarşininartması nedeniyleMilliyetgazetesişehirdekiortamışöyletasvirediyor. “Akşamsaatlerinedoğrucaddevesokaklardadolaşaninsanlarıtektek saymak hiçte zor değil. Uşak’ta saat 20.00’da sonra da kent içinde sanki kendiliğindenbir“sokağaçıkmayasağı”uygulanıyor. Anarşi bu ilimizde 17 Mart 1977’de iki öğrencinin öldürülmesi ile tırmanışageçiyordu.Olaylarhalkayansıyor,biraragüvenlikgüçleriilehalk 90 Mehmet Ersin, 10.04.2014 tarihli röportaj. Halkevi ve Askeri Garnizon binasının olduğu yerde günümüzde Maliye binası bulunmaktadır. Karahallı’da fabrika ve okul açılması için satın alınan makineleri Yaykur Uşak Meslek Yüksek Okulu’na nakletmek için Karahaklı’yagidenMüdürOğuzÖzkese,bunamuvaffakolamamıştır. 91Güzelay,a.g.m.,25. 92MehmetErsin,10.04.2014tarihliröportaj; 93“UşaktaOlaylarYatıştı,32YaralıVar”,Milliyet,20.03.1977. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 53 arasında da çatışma çıkyordu. O günden bu yana da olaylar ortak sürüyordu”94. Uşak’ta öğrenci olaylarının devam etmesi ve Eğitim Enstitüsü ve Yaykurun öğrencilerinin bu hadiselerin içerisinde etkin olarak bulunması, 1979‐1980 ders yılında Uşak’ta Ömer Bedrettin Uşaklıgil İlköğretim Okulu’nunüstkatına taşınmasınasebepoldu.Olaylarındurulmaması nedeniyle okul1980yılındakapatıldı.Kapatılıncayakadarbuokuldörtdefaöğrenci mezunverdi95. İl merkezinde Uşak şehrinde 1944‐1945 ders yılı başında Yılancızadelereaitbirkonaktailk“UşakSanatOkulu”olarakfaaliyetegeçen Endüstri Meslek Lisesi’nin, 1946 yılında Demircilik, Ağaç İşleri, Tesviye Atölyeleri ile birlikte dershane binası hizmete geçti96. Daha sonra, ek dershahne ve yeni atölye binaları yapılarak tesviye, motor, metal, ağaçişleri, elektrik, elektronik, resim, model ve döküm bölümleri faaliyete başladı97.GittikçebüyüyenEndüstriMeslekLisesi’nin,1988‐1989dersyılı başında Uşak’ta dokuma sanayisinin gelişimi dikkate alınarak Dokuma Bölümüaçıldı98. D.EgeÜniversitesi’ndeUşakMeslekYüksekokulu’nunAçılması Cumhuriyet döneminde İzmir’in tekstil öğretimi konusunda gittikçe ivme kazanması, Türkiye’de Ege Üniversitesi bünyesinde ilk Teksil Mühendisliği Fakültesi’nin açılmasını sağladı. Osmanlı Devleti döneminde daha ziyade halı ve kilim dokumacılığında gelişmiş olan Uşak’ın, Cumhuriyet Türkiyesi’nde dokumacılığın farklı alanlarında da gelişme göstermesi,UşakMeslekYüksekokulu’nunTürkiye’nineniyitekstileğitim ve öğretiminin yapıldığı bu fakültenin himayesinde kurulması rastlantı değildir. Yüksekokulun ilk bölümünü tekstil sahasında olması bunu işaret etmektedir. ÖğrenimhayatındazorlubadireleratlatanUşakMeslekYüksekokulu, Ege Üniversitesi bünyesinde kurulması için iki senato kararı 94 “Anarşinin Titrediği Bir İl Daha”, Miliyet, 07.08.1980. Uşak’ta olaylar o kadar tırmanışa geçtikibeşaydabeşkişiöldürüdü. Mehmet Ersin, 10.04.2014 tarihli röportaj. Yaykur Meslek Yüksek Okulu’nun evrakları demirbaşeşyalarıylabirlikteYaykurBolvadinMeslekYüksekokulu’nagönderildiğiifade edilmektedir. Yaykur Uşak Meslek Yüksek Okulu Öğretmen ve Öğrencilerin 1970’lerin sonlarındaçekilmişfotoğrafiçinbkz.EkII. 96CumhuriyetinEllinciYılındaUşakSanatEnstitüsü,1973,s.yok. 97Güzelay,a.g.m.,21. 98UşakTeknikveEndüstriMeslekLisesiBrifingDosyası.11. 95 54 SadiyeTutsak bulunmaktadır. Ege Üniversitesi Senatosu, 18.12.1984 tarihli ve 46 / 2 sayılı kararı ile Uşak’ta E. Ü. Uşak Meslek Yüksek Okulu açılması kararını aldı. Bu karar yükseköğretim Kurulu’nun 09.09.1985 gün ve EÖ / 07.112‐ 304 sayılı kararı ile onaylandı. Muhtemelen Uşak’ta uygun bir bina bulunamadığıiçinokulaçılamadı99.EgeÜniversitesiSenatosu,bünyesinde Tekstil Dokuma ve İplik programlarının bulunacağı Uşak Meslek Yüksekokulu’nun Uşak ilinde açılması kararını ikinci kez 07.07.1987 tarihinde aldı100. Rektörlük Makamı, Yükseköğretim Başkanlığına “Ege Üniversitesi Uşak Meslek Yüksek Okulu”nun açılmasına dair 09.07.1987 tarihlive307‐44797.Asayılıyazıyla gönderdi.YükseköğretimKurumuise buokulunaçılmasınınuygungörüldüğünedairkararını28.08.1987tarihli 3177 Sayılı resmi bir yazıyla bildirdi101. Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne MühendislikFakültesiDekanlığıtarafındanUşakMeslekYüksekOkulu’nun kurulmasıiçinUşak’taincelemeleryapıldıvefizikselimkânlarvepersonel ihtiyaçlarıbelirlendi.Dekanlık,20Temmuz1987tarihindeEgeÜniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdiği resmi bir yazıda; Uşak Meslek Yüksekokulu’nda ilk etapta “Dokuma Teknikerliği”nin açılması için belirlenen ihtiyaçlar tedarik edildiği takdirde, 1988‐1989 ders yılında 40 öğrenci ile derslere Uşak’taüçkatlıolan“HalkKütüphanesiBinası”ndabaşlayabileceğikararını bildirdi. Ayrıca Dekanlık 657 Sayılı Kanun kapsamında; kadrolu, yerleşik personelihtiyacıolarakYüksekOkulMüdürü,MüdürYardımcısı,Sekreter, Büro memuru, Muhasebe Memuru (şef, ayniyet, mubayaa, ödemeler için), Öğrenci İşleri Memuru, Hizmetli ve 2547 Sayılı Kanun kapsamında ise kadroluPrefesör,Doçent,YardımcıDoçent,ÖğretimGörevlisiveAraştırma Görevlisi’nin tedarik edilmesi talebinde bulundu. Yüksekokulun ihtiyaçlarınıntedarikihususundatitizdavrananDekanlık,yerelkuruluşları Fizik, Teknik Resim, Makine Elemanları, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi derslerini verebilecek 4 Öğretim Elemanı sağlanmakla mükellef tuttu ve bazı uygulamalar için Endüstri Meslek Lisesi laboratuarlarından faydalanması gerekliliğini vurguladı. Bunlardan başka açılacak olan Dokuma Teknikerliği programına devam eden öğrencilerin öğretimi için 99 “Uşak Meslek Yüksekokulu”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 278‐80. www.egebook.ege.edu.tr. (22.03.2014). 100EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,07.07.1987 tarihli ve Toplantı Sayısı: 8 yazısı; Kuruluşundan Günümüze Ege Üniversitesi, 24. www.egebook.ege.edu.tr.(22.03.2014). 101 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları; KuruluşundanGünümüzeEgeÜniversitesi,28.08.1987Tarihlive02/3177Sayılıyazı. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 55 çevresindeki işletmelerden yapılacak hibeler yoluyla makine teçhizat sağlanmasızorunluluğuhassasiyetledilegetirildi102. Tablo1:1988‐1989TekstilTeknikerliğiDokumaOpsiyonuÖğretimPlanı103: I.Yarıyıl D U Matematik 2 2 TeknikResim 1 GenelKimya D U TeknikResimII 1 3 3 MakineElemanlarıII 2 0 2 2 Ekonomi 2 0 Fizik 2 2 KumaşBilgisi 2 0 TekstilHam.Mad. 2 0 Genel Dokuma Örmecilik 2 2 Dokuma ve Hazırlık ve Teknolojisi ve Makineleri 2 2 İplikTeknolojisi 2 2 Makineİplikçilik 2 2 II.Yarıyıl ve Toplam 13 11 Toplam 13 9 III.Yarıyıl D U IV.Yarıyıl D U DokumaAnaliziI 1 2 MakineBakımTekniği 2 2 Dokuma Konstrüksiyonu 2 2 TekstildeİşEtüdü 1 1 DokumaMakinaları 2 4 DokumaOtomasyonu 2 2 DokumaHataları 2 2 DokumaAnaliziII 0 2 TekstilTerbiyesi 4 2 İş Güvenliği Yardım 1 1 İşlem Hesaplama Terbiyesi 2 0 Desenlendirme Uygulama 2 4 Atatürk İlkeleri ve İnk. Tar. 2 0 13 12 Toplam 10 12 Toplam ve İlk ve 102 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. Dokuma Teknikerliği Proğramının Uşak’ta açılması için gerekli Makine ve Teçhizat hakkında bkz Ek I. ; Uşak Meslek Yüksekokulu”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 278. www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014). 103 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 20.07.1987Tarihlive20/5313Sayılıyazı. 56 SadiyeTutsak Uşak Meslek Yüksekokulu’nun, öğrenim faaliyetine geçiş aşamasına kadar olan çalışmaları müdür atanıncaya kadar Doç. Dr. Şenol yürüttü104. Uludağ Üniversite’sinden rotasyon ile Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’ne Profesör atanan Pof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, Tekstil Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanlığı’na getirildi. MühendislikFakültesibinasındaaçılmışolanikiyıllıkönlisansseviyesinde açılan Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü’ne Rektörlük Makamı, 03.08.1988 tarihinde Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu tayin edildi105. Müdür Yardımcılığı görevlerine ise Öğr. Gör. Dr. Fikri Şenol ve Öğr. Gör. Bertan Tokun06.09.1988tarihindeatandı106. Üniversiteler Akademik Teşkilat Yönetmenliği’nin 14. Maddesine 31.07.1982 tarihinde eklenen “Bir bölümlü fakültelerde dekan aynı zamanda bölüm başkanıdır” şıkkına istinaden, yüksekokul müdürü Tarakçıoğlu’nun, “Teknik Programlar Bölümü Başkanı” olduğu sonucuna varıldığını ve Uşak Meslek Yüksekokul kurulunun Müdür ve Teknik Programlar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, Müdür Yardımcısı Öğr.Gör.Dr.FikriŞenolveÖğr.Gör.BertanTolkun’danoluştuğuRektörlük Makamınabiryazıylabildirildi107. Yüksekokul Müdürü Tarakçıoğlu, Yüksekokulun Uşak’ta açılamamasının gerekçesini Rektörlük Makamına “Alt yapı ve kadrosunun bulunmaması nedeniyle 1988‐1989 öğretim yılında öğretim‐eğitim faaliyetlerini geçici olarak Mühendislik Fakültesinin İzmir Bornova’daki binalarında sürdürecek olan Yüksekokulumuzun, 1989‐1990 öğretim yılında asıl kuruluş yeri olan Uşak il merkezine intikali konusunda incelemeler yapmak üzere 8.9.1988 tarihinde Yüksekokulumuz Müdür ve Yardımcılarından oluşan 3 kişilik bir heyet Uşak’a gitmiştir” şeklinde açıklamaktadır108. Bu heyet müdür ve müdür yardımcılarından oluşuyordu109. Tarakçıoğlu mevcut yazıda, bu heyetin Uşak’ta; Uşak Valisi, Milli Eğitim Müdürü, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ile Uşak Tekstil İşverenleri Sendikası Başkanı ve 104Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 105 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu 03.08.1988Tarihlive20/380Sayılıyazı. 106 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu 06.09.1988Tarihlive09/60Sayılıyazı. 107 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu 06.09.1988Tarihlive09/60Sayılıyazı. 108 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu 09.09.1988Tarihlive13/60Sayılıyazı. 109 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu 27.09.1988TarihliveİdariveMaiİşlerDaireMüdürlüğü95Sayılıyazı. Evrak Kayıtları. Evrak Kayıtları. Evrak Kayıtları. Evrak Kayıtları. Evrak Kayıtları. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 57 Yönetim Kurulu Üyeleriyle temasta bulunduğu konusunda bilgi verdikten sonra Yüksekokulun açılması için düşünebilecek binaları yerinde değerlendirdiğini açıklamasını yapmaktadır. Yapılan incelemeler neticesindeheyetinaldığıkararıniçeriğini,buyazıda“Uşak’tahaleninşaat halinde bulunan 600 yataklı ortaöğretim Öğrenci Yurdu’nun (Yüksekokulumuz fakir öğrencilerine belirli bir kontenjan dahilinde burada kalma imkanı da tanınmak şartıyla) eğitim‐öğretim faaliyetlerinin burada yürütülmesi için Yüksekokulumuza tahsis edilmesinin uygun olacağı görüşünevarılmıştır”bildirmektedir110. Ege Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Sermet Akgün, heyetin yaptığı inceleme neticesinde almış olduğu kararı 12.09.1988 tarihli yazıyla bildirdi111.Yüksekokulatahsisedilmesiisteneninşaathalindeki600yataklı Ortaöğretim Öğrenci Yurdu’nun tamamlanması için çaba sarf eden Akgün, Uşak Valiliği’ne 20.09.1988 tarihinde gönderdiği resmi bir yazıda sağlayabileceğidesteğibildirdi. “Anılan bina inşaatının tamamlanabilmesi için; yatırım ödeneğinin, Devlet Plânlama Teşkilâtınca Üniversitemize verilmesi uygun görüldüğü takdirde,inşaatıntamamlanmasıüniversitemizceyapılabilecektir. “Bu yatırım ödeneğinin Üniversitemize alınabilme başvurusunun yapılabilmesiiçin;anılanbinanın,“EgeÜniversitesiUşakMeslek Yüksekokulu” olarak kullanılmak üzere Üniversitemize tahsis edilip, edilemeyeceğinin bildirilmesigerekmektedir”112. Uşak Valiliği 21.09.1988 tarihinde Rektörlük Makamına verdiği cevabi yazıda; inşaatı devam eden Yurdun tamamlanarak Uşak Meslek Yüksekokuluna devredilmesi şartıyla Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yatırım ödeneği verildiğine dair bilgisinin kendilerine verildiğini açıklamaktadır.Valilik,YurdundevrihususundaVilayetçeKasım1988’deİl Genel Meclisinde yapılacak toplantıda karara bağlanacağı bilgisi bu resmi yazıdaveriliyor113. 110 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 09.09.1988Tarihlive13/60Sayılıyazı.UşakMeslekYüksekokuluiçinkütüphanebinası verilmemişolacakki,heyetdahapekçokbinayabakmıştır.Buheyet,buesnadaAnadolu Lisesi,Çivrilyoluüzerindekipekçokbinayıincelemiş,buralarınokulaçılmasınamüsait olmadığınıgörmüşlerdir.Uşak’taaçılmasıiçinparaalınamadığındanbirbinayapımıda sözkonusuolamamıştır.Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 111 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 12.09.1988Tarihlive20/432Sayılıyazı. 112 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 20.09.1988Tarihlive20/461Sayılıyazı. 113EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,Uşak ValiliğiÖzelİdareMüdürlüğü’nün21.09.1988Tarihlive1061Sayılıyazısı. 58 SadiyeTutsak Rektör Akgün, Uşak Valiliği’nden kararı beklemeden Yurt binasının tamamlanarak okulun hizmetine açması için “1 milyar proje tutarı 2 yıla sâri bir projenin 1989 programına alınarak ayni yıl için 500 Milyon TL. Ödenek verilmesi hususunda” Devlet Planlama Teşkilatı’ndan talepte bulundu114. Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu, Uşak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı’na gönderdiği 02.11. 1988 tarihli yazısıyla, yurt binasının Uşak Meslek Yüksek Okulu’na verilmesi konusunda kararını“ … Ege Üniversitesi bünyesinde “Uşak Meslek Yüksek Okulu” olarak kullanılmak üzere Üniversiteye tahsis edilmesine dair talebi; Uşak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının, fondan aktarılan para oranında, işi ikmal edildiği tarihdeki karne katsayısı üzerinden değerlendirilmek şartıyla mülkiyete iştirak etmesi, binanın bir kısmının öğrenci yurdu olarak kullanılması ve üniversite ile Vakıf arasında bir protokolyapılaraköğrenciyurdundanvakıfcatesbitedilecek öğrencilerede kontenjanayrılmasıkaydıylauygungörüldüğünde,fonkurulunca10.10.1988 tarih ve 1988/9 sayı ile karar verilmiştir” şeklinde bildirdi115. Başbakanlık SosyalYardımlaşmaveDayanışmaTeşvikFonu’nunbeyanettiğibukararı, Uşak Valiliği Özel İdare Müdürlüğü, Ege Üniversitesine gönderdi116. Afyon KocatepeÜniversitesinebağlanıncayakadarUşakMeslekYüksekokulu’nun Mühendislikbinasıharicindemüstakilbirbinasıolmadı117. Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Temel Çakaloz118, Uşaklı olduğu için Uşak Meslek Yüksekokulu’nun mühendislik binasında açılmasınısağladı.EgeÜniversitesi MühendislikFakültesibinasıiçindeilk ders yılına 23 Öğrenciyle başlaması planlanan Uşak Meslek Yüksekokulu’nun119; 1988‐1990 ders yılında 50 öğrenci ile Uşak’ta 114 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 27.09.1988TarihliveİdariveMaliİşlerDaireMüdürlüğü95Sayılıyazı. 115 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 27.09.1988TarihliveİdariveMaliİşlerDaireMüdürlüğü95Sayılıyazı. 116EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,Uşak ValiliğiÖzelİdareMüdürlüğü’nün08.11.1988Tarihlive1334Sayılıyazısı. 117Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 118“Dekan Prof. Dr. Temel Çakaloz”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 562. www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014). 119 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 27.09.1988 Tarihlive İdari veMali İşler Daire Müdürlüğü 95 Sayılı yazı; “Öğrenci Çok, BinaYok”,Cumhuriyet,14.09.1988. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 59 faaliyete geçmeyi planlamaktadır120. İlk ders yılına Mühendislik binasının dört dersliğinde faaliyete geçen Yüksekokul, 1988‐1989 ders yılına tek bölüm olan Dokumacılık programı ile başladı121. Öğrenciler, mühendislik fakültesinin bütün imkânlarından faydalanabiliyordu122. Ege Üniversitesi Senatosu, 10 Ekim 1989 tarihinde yaptığı toplantıda Uşak Meslek Yüksekokulu’naİplikçilikyandalprogramınınaçılmasıkararınıaldı123. İmkânsızlıklar içinde açılan Uşak Meslek Yüksekokulu’nda ilk müdürlük yapan Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu ile yardımcıları için yer sıkıntısından dolayı ayrı oda verilemedi. Mühendislik Fakültesi binasında bulunan mevcut odalarını aynı zamanda makam odası olarak kullandılar. Dokumacılık Bölümünde Müdür ve Müdür Yardımcısı ve sekreteri dışında kadrolu öğretim elemanı yoktu. Dersleri zaten Tekstil Mühendisliğindeki hocalar yürüyordu. Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlı Terbiyeci olduğu için Meslek YüksekOkulu’ndadersleregirmiyordu. Tarakçıoğlu, süresinin 04.08.1991 tarihinde dolacağından yeni ataması 25.07.1991 tarihi itibariyle yapıldı124. Afyon Kocatepe Üniversitesine 1993 yılında bağlanıncaya kadar Uşak Meslek Yüksek Okulu’na Müdür Yardımcılığı görevini Doç. Dr. Fikri Şenol (1989‐1992), Yrd.Doç.Dr.ŞerefÇıtak(1989‐1992),DoçDr.YalçınBozkurt(1992‐1993), Dr.BertanTolkun(1992‐1993)yürüttü125. UşakMeslekYüksekokulu,YükseköğretimKurumlarının1991Taban Puanlarına bakıldığında Tekstil Bölümüne taban 134.589 puanla öğrenci kabul etti. Bu dönemde Erciyes Üniversitesi Tekstil ve Halı Makineleri Bölümü 125.751 taban puanla öğrenci kabul ettiği dikkate alındığında, bu okulatercihindahayüksekolduğuanlaşılıyor126. 120 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu’nun 02.11.1988 tarihli ve 06436Sayılıyazısı. 121Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 122 Şenol, 10.03.2014 tarihli röportaj; Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu Biyografisi, www.biyoğrafi.net(22.03.2014). 123“UşakMeslekYüksekokulu”,KuruluşundanGünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr. (22.03.2014). 124 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 25.07.1991Tarihlive20/348Sayılıyazı 125 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 12.09.1991 Tarihli ve 10/190 Sayılı yazı; “Uşak Meslek Yüksekokulu”, Kuruluşundan GünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014). 126“YükseköğretimKurumlarının1991TabanPuanları”,Miliyet,13.06.1992. 60 SadiyeTutsak Tablo2:UşakMeslekYüksekokuluÖğrenciveMezunMevcudu127: ÖğrenciMevcudu MezunMevcudu ÖğrenimYılı TekstiÖğrenim Programı Tekstil‐ Dokuma Tekstil‐İplik 1988‐1989 1989‐1990 1990‐1991 1991‐1992 1992‐1993 19 55 50 46 69 ToplamMezun ‐ 7 21 20 18 66 ‐ ‐ 18 19 22 59 Uşak Meslek Yüksekokulu’ndan mezun olduktan heman sonra öğrenciler iş bulma imkânlarının çok fazla olduğunu Okul Müdürü Tarkçıoğlu, şöyle bahsediyor. “…Tekstil programı içerisinde “İplikçilik” ve “Dokuma”opsiyonlarındayürütüleneğitim‐öğretime,Şubatayındanitibaren ikili öğretim çerçevesinde “Kalite Kontrol” ve “Tekstil Terbiyesi” opsiyonları da eklenecektir. Tekstil proğramı uygulayan diğer Meslek Yüksekokullarından farklı olarak ders verme ve uygulamaların profesyonel öğretim üyeleri ve görevlilerince Türkiye’nin en iyi tekstil eğitim ve öğretim üyeleri ve görevlilerince yürütüldüğü Uşak Meslek Yüksekokulunun mezunlarıkısasüredesanayidearananelemanlarhalinegelmişlerdir”128. Ege Üniversitesi’nden ayrılmadan hemen önce Uşak Meslek Yüksekokulu’da açılan İkinci Öğretime kısmına 50 öğrenci alınması kararı verildi129. Uşak Meslek Yüksekokulu’nun Normal öğretim kısmı Uşak’a devredilmesine rağmen 1993‐1994 öğrenim yılında İkinci Öğretim Proğramı İzmir’de Ege Üniversitesi bünyesinde faaliyetine devam etti. Dersler yine üniversitenin Mühendislik Fakültesi öğretim üyeleri tarafındanyürütüldü130.EgeÜniversitesiRektörlüğüncedersleriyürütecek öğretim üyelerinin listesi Afyon Kocatepe Üniversitesine 21 Mart 1994 tarihindebildirildi131. 127“UşakMeslekYüksekokulu”,KuruluşundanGünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr. (22.03.2014). Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 18.01.1993Tarihlive60/14Sayılıyazınıngerekçelimetni,3;Şenol,10.03.2014tarihli röportajdaŞenol,UşakMeslekYüksekokulu’ndanmezunolanlarınişverenlertarafından “havadakapılıyordu”ifadesindebulundu. 129 “Gece Üniversitesi Başvuru Klavuzu”, Milliyet, 10.12.1992; “Seyyar Öğrenciler”, Milliyet, 27.08.1992. 130 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı21.03.1994Tarihlive051238‐2609Sayılıyazısı. 131 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı21.03.1994Tarihlive051238‐2609Sayılıyazısı. 128Ege EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 61 Tablo3:1993‐1994DersYılıBaharYarıyılıİ.Ö.UşakMeslekYüksekokuluDersleri DersinAdı Saati ÖğretimÜyesi KimyasalTestilMuayeneleri 5+2 Doç.Dr.SüleymanÇoban KimyasalTekstilMuayeneleri 6+2 Doç.Dr.SüleymanÇoban TektilFabrikaOrganizasyonu 2+0 Prof.Dr.IşıkTarakçıoğlu TekstilBoyacılığıII 4+2 Doç.Dr.AbbasYurdakul TekstilBasmacılığıII 3+2 Doç.Dr.AbbasYurdakul YünİplikçiliğiII 2+2 Dr.MühendisEmelKarınca E.UşakMeslekYüksekOkulu’nunEgeÜniversitesi’ndenAyrılma Süreci Yükseköğretim Kurumları Teşkilatının 3837 Sayılı ve 03.07.1992 tarihliKanununaekli18.MaddeçerçevesindeAfyonKocatepeÜniversitesi kuruldu. Afyon’da kurulan yeni Üniversiteye bağlı olarak Uşak’ta; “Uşak Eğitim Fakültesi, Uşak Mühendislik Fakültesi” açılırken, “Ege Üniversitesine bağlı iken bağlantısı değiştirilerek rektörlüğe bağlanan Uşak Meslek Yüksekokulu”daburayaraptedildi132. Uşak Meslek Yüksekokulu’nun Afyonkocatepe Üniversitesine bağlanması sonrasında Müdür Tarakçıoğlu, Ege Üniversitesi Rektörlük Makamı’na istifasını sunar. Bu istifasını sunulmasında; yapılan seçimler sonrasındayenirektöratanmasınınetkisivardır.İstifametnişöyledir. “20 Ağustos 1992 tarihinde fiilen başlayacağınız Rektörlük görevini yürütmeniz sırasında size yardımcı olmaktan şeref duyacak çalışma arkadaşlarınızı daha rahat bir şekilde seçebilmeniz için, halen yürütmekte olduğum Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü görevinden istifamın kabulünüizinlerinizearzederim”133. Ege Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Refet Saygılı bu istifa karşısında gönderdiği cevabi yazıda istifanın kabul edilmediği “Başarılı olarak yürütmekte olduğunuz, Okul müdürlüğü görevinize devam etmeniz uygun görülmüştür” cümlesiyle açıklanmıştır134. Tarakçıoğlu’nun Ege ÜniversitesiRektörütarafındantekraratanması,resmiolarakokulunkâğıt 132T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi11.07.1992,Sayı201281,KanunNo.3824,KabulTarihi 25Haziran1992.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 20.08.1992Tarihlive60/196Sayılıyazı 134 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 31.08.1992Tarihlive20/258Sayılıyazı 133 62 SadiyeTutsak üzerinde Afyonkocatepe Üniversitesi’ne bağlanmasına mukabil, eğitim ve öğretimin 1992‐1993 ders yılında mevcut konumunda devam ettiğini göstermektedir. Işık Tarakçıoğlu, Uşak Meslek Yüksekokulu’nun taşınacak olmasındandolayıyenibirokulunaçılmasıkonusundateklifini,Rektörlük Makamına 18.01.1993 tarihli yazısında şöyle sunmaktadır. “Yalnızca “Tekstil Programı” uygulanan Meslek Yüksekokulumuz öğrencilerinin 1993/1994 Eğitim‐Öğretim yılından itibaren öğretimlerine, Afyon‐Kocatepe Üniversitesi’ne bağlı olarak Uşak’ta devam edecek olmaları nedeniyle, üniversitemizdetekstilvekonfeksiyonteknikerliğieğitim‐öğretimiçinmevcut alt yapı, öğretim yapısı, öğretim kadrosu ve tecrübeden en iyi şekide faydalanmaya devam edebilmesi amacıyla Üniversitemiz bünyesinde “İzmir Tekstil Bilimleri Meslek Yüksekokulu”nun kurulması hakkında gerekçe ekte sunulmaktadır”135. Tarakçıoğlu’nun bu ifadesinden Uşak Meslek Yüksek Okulu’nun Ege Üniversitesi’nden ayrılarak Uşak’ta öğrenim faaliyetine geçeceği anlaşılıyor. Bu yüksekokul daha Uşak’a nakli gerçekleşmeden yerine yeni bir Yüksekokulun açılmasının planlanması tekstil alanında kalifiye elemana duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır. İzmir Tekstil Bilimleri Meslek Yüksekokulu’nun açılması için Ege Üniversitesi Senatosu’nun 26.01.1993 tarihli toplantısında oy çokluğu ile karara bağlandı136. Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne rapt edildikten sonra, 1993‐1994 ders yılında Uşak’ta faaliyete geçecek olan Uşak Meslek Yüksekokulu’nun müdürlüğüne Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu devam etti. 12 Ağustos 1993 tarihindeve21666SayılıResmiGazete’deyayınlanarakfaaliyetegeçirilmiş ve 12 Ekim 1993 tarihinde yapılacak olan Uşak Üniversitesi Vakfı toplantısına katılımı için Uşak Valiliği Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü tarafından Ege Üniversitesi’nde bulunan Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu’na Uşak Meslek Yüksekokulu sıfatıyla davet edilmesi bunu ispatlamaktadır137.IşıkTarakçıoğlu’nunUşakMeslekYüksekokuluMüdürü sıfatıyla alınan yönetim kurulu kararlarını 25.12.1994 tarihinde 138Afyon 135 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları. 18.01.1993 Tarihli ve 60/14 Sayılı yazı. İzmir Tekstil Bilimleri Meslek Yüksekokulu’nun açılmasıiçinraporyazınınekindebulunmaktadır. 136 Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 26.01.1993TarihliveToplantıSayısı:1yazısı. 137 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 23.09.1993 Tarihli ve 13.1/81Sayılıyazı. 138UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,25.02.1994Tarihlive60/40 Sayılıyazı.AfyonKocatepeÜniversitesinebağlandıktansonra EgeÜniversitesiBornova MeslekYüksekokulolarakdeğişenokulunMüdürlüğügöreviniProf.Dr.IşıkTarakçıoğlu yürüttüğü, Yrd. Doç. Dr. Şeref Çıtak’ın ders yükü bildirim formuna attığı imzadan EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 63 Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğü’ne göndermesi bu görevinin devam ettiğini göstermektedir. Yüksekokulunun Uşak’ta ilköğretim görevlisi olarak kadroya alınan Fatma Çatinkaya, ilk müdürünün Tarakçıoğlu’nun olduğunu ve kendisinin bu sürede Uşak’ta bulunmadığını, Ege Üniversitesi’ndegörevyaptığıyönündeifadesibunuteyitetmektedir139. Afyon Kocatepe Üniversitesi, “Ege Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürlüğünün tarihsiz ve 60 sayılı yazısı”na istinaden Yüksekokula cevaben yazdığı yazıda yapılan bir protokol gereği Uşak Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin 1993‐1994 ders yılında Uşak’ta öğrenim görmeye başlayacaklarını bildirmektedir140. Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlı olarak Uşak Meslek Yüksekokulu’nun 1993‐1994 güz yarıyılı öğrenim başlangıcında 28 Eylül 1993 tarihinde başlayacağına dair akademiktakvimkararıbulunmaktadır141. Uşak Meslek Yüksekokulu öğretim faaliyetine 1993‐1994 ders yılı başlarında Uşak Merkez Bölme köyünde Hüseyin Cahit İlkokulu ek binasında başladı142. Bu bina, eğitim öğretim faaliyeti içerisinde bulunan ilkokulun mevcut binası eski olduğu için yapılmıştı. 143. Fakat Uşak’a nakledilen yükesekokul, kendisine şehirde uygun bir yer bulunamaması yüzünden Bölme köyünde yeni yapılan bu ilkokul binasına taşındı. Afyon KocatepeÜniversitesi’ne bağlı faaliyetegeçecekolanUşak Mühendislikve Eğitim Fakültelerine Uşak’ta yine uygun bina tahsisi yapılamadığından dolayı yüksekokulun, aynı bina içinde faaliyete geçmesi oldukça sıkıntılı oldu. İlk aşamada İlkokul ek binasının sınıflarından birisi Mühendislik, birisi Eğitim Fakültesine, birisi de Uşak Meslek Yüksekokulu’na verildi144. Binanın zemin katı çay ocağı, birinci katta bir sınıf Uşak Eğitim Fakültesi, ikinci katta ise Uşak Mühendislik Fakültesi ile Uşak Meslek Yüksekokulu yerleşti145. Mühündislik Fakültesi’nin kurucu Dekanı olarak vekâleten anlaşılmaktadır. Bkz. “Emel Akın Meslek Yüksekokulu”, www.eamyo.edu.tr (06.03.2014);UşakÜniversitesiKarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,Yrd.Doç.Dr.Şeref ÇıtakDersYüküBildirimFormu. 139FatmaÇetinkaya,09.04.2014tarihliröportaj. 140 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 11.10.1993 Tarihli ve 554/7/2719Sayılıyazı. 141UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,28.10.1993Tarihlive500‐ 47/15Sayılıyazı. 142 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 24.08.1994 Tarihli ve 00/42115Sayılıyazı. 143FatmaÇetinkaya,DoğumTarihi:19.01.1966,DoğumYeri:İzmir‐Kemalpaşa,09.04.2014 tarihliröportaj. 144Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 145YusufÇetinkaya,DoğumTarihi:11.01.1966,DoğumYeri:UşakBanaz,31.03.2014tarihli röportaj;FatmaÇetinkaya,09.04.2014tarihliröportaj. 64 SadiyeTutsak atananDoç.Dr.FikriŞenol,yersıkıntısıyüzündenYrd.Doç.Dr.ŞerifÇıtak aynıodayıpaylaştılar146.Uşak’taaçılanikifakültevemeslekyüksekokulu için bina bulunamaması öğretim üyeleri kadar, öğrencileri de büyük mağduriyet yaşadılar. Öğrenim görmek üzere gelen öğrenciler ne okul ne debarınacakyerbulabildiler147. UşakMeslekYüksekokulu’nunöğrenimfaaliyetlerinebaşlayabilmesi içinhazırlıklarınbaşladığıgörülmektedir.MüdürYardımcısıfatıylaDoç.Dr. FikriŞenol,27.10.1993tarihinde“AfyonKocatepeÜniversitesiUşakMeslek Yüksekokulu” ibaresi altında Uşak’tan Öğretim Görevlisi olarak Fatma Çetinkaya’nıngörevebaşladığınadairRektörlükMakamı’nıbilgilendirdi148. Diğer Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Şeref Çıtak’ın Uşak’tan 4 Kasım 1993 tarihinde “Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu” ibaresi altında Rektörlük Makamı’na Ertuğrul Doğan’ın mutemet tayin edilmesi hususundaki talebine dair gönderdiği resmi bir yazı, okulun Uşak’ta faaliyetegeçmeyebaşladığınadairönemlibirişarettir149.Şenoltarafından RektörlükMakamınademirbaşalımıiçinihtiyaçlistesibildirmesi,mutemet tayinindensonraokulunUşak’tafaaliyetegeçeceğinedairivmekazandığını göstermektedir150.YüksekokulunsekreterlikişleriniÖmürYay17.08.1994 yılındagörevebaşlayıncayakadaryürütmüştür151. UşakMeslekYüksekokulu’nunUşak’taöğrencilerinöğrenimgörmesi içinvilayetteçalışmalarbaşladı.UşakİlMilliEğitimMüdürüYılmazTufan, 1.11.1993 tarihinde Ege Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne hitaben, “Bu yıl ilimizde ilk olarak eğitim öğretime başlayacak olan Meslek Yüksekokulunda ders verebilecek, ilimiz Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesinde görevli tecrübeli öğretmenlerimizin isimleri aşağıya çıkarılmıştır” ifadesindebulundu.152. 145Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 146Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 147 “Üniversiteler Sorun Yumağı”, Cumhuriyet, 03.10.1993. Uşak Meslek Yüksekokulu 15.09.1994 tarihinde Uşak Merkezde Şekerevleri Anadolu Kız Öğretmen Lisesi bitişindeki binaya taşınacaktır. Bkz. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları,24.08.1994Tarihlive00/421Sayılıyazı. 148 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 27.10.1993 Tarihli ve 242/15Sayılıyazı. 149 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 04.11.1993 Tarihli ve 242/42Sayılıyazı. 150 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 29.11.1993 Tarihli ve 800/67Sayılıyazı. 151 Bkz. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 17.08.1994 Tarihli ve 242‐408Sayılıyazı. 152 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 01.11.1993 Tarihli ve 230/16817Sayılıyazı. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 65 Tablo4:İlMilliEğitimMüdürlüğününTeklifEttiğiÖğretmenler153: DersinAdı GörevlendirilenÖğretmen Ad‐Soyadı GörevliBulunduğuOkul Mekanik TuncayUçaroğlu TenikLiseVeEndüstri MeslekLisesiMüdürlüğü MekanikAtelye Uygulaması MehmetDarakçı “ TeknikResimI AbdullahKutlu “ Uşak Meslek Yüksek Okulu Tekstil Programına 1993 yılı Aralık ayında kayıtlı 45 öğrencinin 30’u kız, 15’i erkek idi. Bu yeni kayıtlı öğrencilerin birinci sınıf olması, bu öğrencilerin Uşak’ta derse başladığını göstermektedir154.MüdürYardımcısıDoç.Dr.FikriŞenol’un“MüdürAdına” ifadesiyle imzalayarak Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlük Makamına 29.12.1993tarihindegönderdiğiresmibiryazıdaUşak’tanokulunfinalve bütünleme tarihlerini bildirmesi Uşak’ta öğrenim faaliyetinin başladığını gösterdiği gibi, Tarkçıoğlu’nun müdürlüğünün devam ettiğini de açıklamaktadır155. Evraklarda Müdür adına ifadelerinin bulunması, Tarakçıoğlu’nun Uşak’ta bulunmadığını, onun yerine işleri yardımcılarının yürüttüğüanlaşılmaktadır. Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden 1993‐1994 güz yarıyılında Uşak Meslek Yüksekokuluna Uşak’ta ders vermek üzere gelen öğretim elemanlarına İzmir‐Bornova ile Uşak arasında yolluk ve harcırah ödenememesi, Uşak’ın Bölme köyünde ilkokul binasında derslerin başladığını göstermektedir. Dersleri vermek üzere gelen, fakat yolluk ve yevmiyesini 23.02.1994tarihinekadaralamayanöğretimelemanları;Doç. Dr.FikriŞenol,Yrd.Doç.Dr.ŞerefÇıtak,Öğr.Gör.EmelKarıncaveÖğr.Gör FarukTugaybulunmaktadır.Buöğretimgörevlilerinenerken11.101993 tarihinde yolluk ve harcırahını alamadığını dikkate alırsak derslerinde yüksekokuldabutarihlerdeeğitiminbaşladığınıkabuledebiliriz156.Finalve 153 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 01.11.1993 Tarihli ve 230/16817Sayılıyazı. 154UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,Aralık1993Tarihli. 155 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 29.12.1993 Tarihli ve 102 Sayılı yazı. Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Fikri Şenol malzeme alımı konusunda Afyon KocatepeÜniversitesiRektörlükMakamı’nayazdığıbiryazıdada“Müdüra.”İfadesinin kullanılması, Uşak Meslek Yüksek adına resmi işleri yürüttüğü anlaşılmaktadır. Bkz. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları,20.04.1994 Tarihli ve242‐ 154Sayılıyazı. 156UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,23.02.1994Tarihlive100/048 Sayılıyazı. 66 SadiyeTutsak Bütünleme sınavlarından Yüksekokul öğrencilerinin Tekstil Proğramında; Mekanik Atölye, Mekanik, Doğal Lifler, Yabancı Dil, Matematik, Teknik ResimI,TürkDili,TekstilMekanizmaları,PamukİpliğiYünİpliğiderslerini okuduğuanlaşılmaktadır157.OkuldaaynıdersyılınıngüzyarıyılındaTekstil programıyanındaDericilikprogramı;5’ikız,20’sierkekolarak25öğrenci ile derslere başladı158. Final ve Bütünleme tarihlerini belirten yazıda Dericilik bölümünün Kimya, Baskı Finisaj, Yabancı Dil, Matematik, Genel deri Teknolojisi, Türk Dili, Büyükbaş Deri Teknolojisi derslerinden sınava gireceklerdir159. Uşak Meslek Yüksekokulu’nun ikinci sınıf öğrencileri derslerini Ege Üniversitesi’nde mevcut konumunda devam etti160. Uşak Meslek Yüksekokulu’nun 1993‐1994 ders yılı bahar yarıyılında ikinci sınıfın Ege Üniversitesi’nde öğretim elemanlarının verdiği dersler aşağıdadır161. Tablo5:UşakMeslekYüksekokulu’nunİzmir’deYürütülenN.Ö.2.SınıfDersleri: DersinAdı Saati ÖğretimÜyesi İplikFabrikalarıTesisleri 3+0 Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu ModernİplikEğir.Sis.veMak. 2+2 Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu İplikHataları 1+1 Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu İplikMakinaBakımTekniği 2+2 Yrd.Doç.Dr.HüseyinKadıoğlu TekstilTerbiyesi 2+0 Doç.Dr.SüleymanÇoban DokumaAnaliziI 2+2 Öğr.Gör.OğuzTan DokumaHataları 1+1 Öğr.Gör.OğuzTan DesenlendirmeveUyg.II 0+8 Öğr.Gör.OğuzTan DokumaAnaliziII 2+2 Öğr.Gör.OğuzTan DokumaAnaliziI 2+2 Öğr.Gör.BertanTolkun DesenlendirmeveUyg.II 0+8 Öğr.Gör.BertanTolkun DokumaAnaliziII 2+2 Öğr.Gör.BertanTolkun 157UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,29.12.1993Tarihlive102Sayılı yazı. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, Aralık 1993 Tarihli; Fatma Çetinkaya,09.04.2014tarihliröportaj. 159UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,29.12.1993Tarihlive102Sayılı yazı. 160 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı25.03.1994Tarihlive05.505‐2839Sayılıyazısı. 161 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları arasında Ege Üniversitesi RektörlüğüPersonelDaireBaşkanlığı25.03.1994Tarihlive05.234‐2845Sayılıyazısı. 158 EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 67 Dr. Şerif Çıtak, Uşak Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. kadro unvanıyla Uşak Meslek Yüksekokulu’na Müdür Vekili olarak 11.10.1994tarihindetayinedildi162.Buatamanınyapıldığı1994yılıKasım ayında Uşak Meslek Yüksekokulu, mühendislik ve eğitim fakülteleri ile birlikteUşakşehirmerkezinedahayakınbirmevkidebulunanŞekerevleri semtine Şehit Abdülkadir Klavuz Anadolu Öğretmen Lisesi binasının dört katlı olan iki bloğundan kız öğrencilerinin üst katını pansiyon olarak kullandığıbinayataşındı163. Tablo6:1993‐1994/1994‐1995dersYılıBahar‐GüzYarıyıllarındaAkademikPersonel164: İdariKadro AkademikPersonel GörevlininAdveSoyadı ÖmürYay Görevi Yrd.Doç.Dr.ŞerifÇıtakMd.V. YüksekokulSekreteri ÖğrGör.FatmaÇetinkaya YaseminMavi Memur ÖğrGör.YusufÇetinkaya AmbarMemuru ÖğrGör.ErtenÇakal ErtuğrulDoğan Daktilograf AliBabalık Teknisyen Hizmetli RafetGezer İbrahimCanbulat Uşak’tafaaliyetegeçmesiiçinhazırlıklarbirtaraftandevamederken, ikincisınıflarınderslerininEgeÜniversitesikampüsündeyürütülmesinden kaynaklı olarak Uşak Meslek Yüksekokulu’nun iki üniversite arasında aidiyet konusunda yazışma kargaşası yaşandı. Afyon Kocatepe Üniversitesine bağlı olmasına rağmen Ege Üniversitesinde öğrenim faaliyetine 1993‐1994 ders yılı güz yarıyılında devam etmesinden dolayı 162UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,11.10.1994Tarihlive243‐ 190314674Sayılıyazı. Fatma Çetinkaya, 09.04.2014 tarihli röportaj. Şehir Abdülkadir Klavuz Öğretmen Lisesi’nin bu binasında yüksekokul, eğitim ve mühendislik fakültelerinin idari kısmı zeminkatataşındı.Üstkatlardaeğitim,mühendislikfakültelerininveyüksekokulunsınıf veöğretimelemanlarınınoturduğuodalarmevcuttu. 164UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,11.03.1994Tarihlive242‐ 066Sayılıyazı;UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,17.08.1994 Tarihli ve 242‐408 Sayılı yazı; Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 20.04.1994 Tarihli ve 242‐154 Sayılı yazı; Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 20.07.1994 Tarihli ve 242‐353 Sayılı yazı; Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 07.12.1994 Tarihli ve 242‐825 Sayılıyazı. 163 68 SadiyeTutsak resmi yazışmalar, Afyon’da bulunan Rektörlük ile İzmir Bornova’da bulunan Uşak Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü illeri arasında sürdü. Bu yazışmalarda Yüksek okuldan bahsedilirken “Ege Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu” ifadesinin kullanılması, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin bu okulu daha fikri ve kurumsal olarak bünyesine dâhil edemediğinin bir işareti olarak görülebilir165. Ege Üniversitesi Rektörlüğü”nün Afyon KocatepeÜniversitesiRektörlüğüneyazdığıresmibiryazıda“…1993‐1994 öğretim yılında eğitimine 1. Sınıf öğrencisi olarak üniversitenize bağlanan Uşak Meslek Yüksekokulunda devam etmesinin uygun görülmesi nedeniyle, Başkanlığımızda bulunan şahsi dosyası ilişikte gönderilmiştir” ifadesi yüksekokulun kurumsal aidiyet konusunda geçirdiği sıkıntılı süreci işaret etmektedir166.UşakMeslekYüksekokulu’nunUşakBölme’debulunankısmı yazışmalarında “Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü”ibaresiileyazışmalarınıyapmıştır. Uşak’ta faaliyete geçen Uşak Meslek Yüksekokulu’nun ita amirliğini ise Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı kendi üzerine aldığını 29.12.1993 tarih okula bildirdi167. Yüksekokulda derse girecek öğretim elemanlarının ders ücretlerinin ödemesi Afyon KocatepeÜniversitesiRektörlüğü’ndenyapılacaktı168. Afyon Kocatepe Üniversitesine bağlandıktan sonra Uşak Meslek Yüksek Okulu’nun kendi bünyesinde sadece İplik Bölümü kaldı. Karahallı bez dokumacılığında gelişmiş olduğundan Dokuma Bölümü, Karahallı Meslek Yüksek Okulu’na bağlandı169. İlk ders yılları olan 1993‐1994 ve 1994‐1995 İplik Bölümü’nde öğrencilere Kumaş Kalite Kontrol I, Kumaş kalite Kontrol II, İplik Kalite Kontrol I, İplik Kalite Kontrol II, Tekstil Maddeleri,PamukİpliğiI,PamukİpliğiII,GenelDokumacılık,Konfeksiyon Kalite Kontrol, Kimyasal Lifler, Tekstil Terbiyesi, İplikçilik Uygulama, DokumaAnalizi,MakineElemanları,İşveZamanEtüdü,Doğallifler,Tekstil Mekanizmaları,Mekanik,Genelİplikçilikgibiderslerokutuldu170. 165UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,12.11.1993Tarihlive509‐ 111/3408Sayılıyazı. 166 Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 12.11.1993 Tarihli ve 40‐ 247/5741Sayılıyazı. Uşak Üniversitesi, Uşak Meslek Yüksekokulu Evrak Kayıtları, 29.12.1993 Tarihli ve 100/4157Sayılıyazı. 168UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,21.10.1993Tarihlive581‐ 46/3015Sayılıyazı. 169Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 170KarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,DersYüküBildirimFormları. 167 EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 69 Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlı olarak açılan Karahallı Meslek Yüksekokulu’nun 1993‐1994 ders yılı başında ilk faaliyete geçen Dokuma Bölümü’nün ders programı, Ege Üniversitesi Eşme Meslek Yüksekokulu DokumaBölümü’nündersprogramıaynenuygulandı171.Buprogramagöre; 1993‐1994 ve 1994‐1995 ders yıllarında Karahallı Meslek Yüksekokulu Mekanik, Tekstil Mekanizmaları I, Tekstil Maddeleri, Genel İplikçilik, Dokumaya Giriş, Dokuma Uygulamaları I, Dokuma Uygulamamaları II, Dokuma Konstrüksiyonu, Makine Bakım Tekniği, Dokuma Hazırlık, Dokuma Makineleri I, Dokuma Makineleri II, Tekstil Terbiyesi, Dokuma Hazırlık I, İplik Kalite Kontrol, Dokuma Hataları, Desenlendirme ve Uygulamaları, Dokuma Analizi I, Dokuma Analizi II, Dokuma Konstrüksiyonu I, Dokuma Konstrüksiyonu II, Mekanik, Kumaş Kalite Kontrolü,İplikEsasları,DoğalLiflerdersleriokutuldu172. Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlandıktan sonra Yüksekokuldan mezun olanlar, diplomalarını Ege Üniversitesi veya yeni bağlandıkları üniversitedenalmahakkınasahipoldular. F.UşakMeslekYüksekokulu’nunUşakÜniversitesi’neBağlanması Batı Anadolu’da en son açılan bir üniversite konumunda bulunan Uşak Üniversitesi, 28.03.1983 tarihli ve 2809 Sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa eklenen 5467 Sayılı Kanun ve 01.03.2006 tarihli kanuna eklenen maddeler çerçevesinde kurulan üniversiteler arasındabulunmaktadır.5467SayılıKanunun60.Eklimaddesineistinaden kurulan Uşak Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden ayrıldı. Uşak’ta mevcut olan Fakülte ve Okullar, Uşak Üniversitesi’ne kanunda geçenşekliyleşöylebağlandı. “a) Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Fen‐Edebiyat Fakültesi,EğitimFakültesi,MühendislikFakültesiileİktisadîveİdarîBilimler Fakültesinden, b) Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Sağlık Yüksekokulundan, 171Şenol,10.03.2014tarihliröportaj. 172KarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,Yrd.Doç.Dr.ŞerefÇıtakveÖğr.Gör.OğuzTanDers YüküBildirimFormları. 70 SadiyeTutsak c) Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iken adı ve bağlantısı değiştirilerek oluşturulan ve rektörlüğe bağlanan Meslek Yüksekokulu, Banaz Meslek Yüksekokulu, Eşme Meslek Yüksekokulu, KarahallıMeslekYüksekokulu,SivaslıMeslekYüksekokuluileUlubeyMeslek Yüksekokulundan”173. Ege Üniversitesinde 1988 yılında öğrenim faaliyetine geçen Uşak Meslek Yüksekokulu, hem mekân olarak hem de bağlandığı üniversite olarakUşak’taeğitimöğretimfaaliyetinedevametmeyebaşladı. Sonuç Türkiye’de tekstil sektörünün gittikçe güçlendiği bir dönemde kalifiye elemen yetiştirme arayışları yükseköğretimde yüksekokul, bölüm, fakülte açmaya sevk etti. Türkiye’de ilk açılan Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği öğretim elamanlarının öncülüğünde açılan Uşak Meslek Yüksekokulu’nunilkfaaliyetegeçenprogramlarınıntekstilsahasınınteknik elemanihtiyacınıgidermeyeyönelikoldu.Uşak’tatekstilingüçlüolmasına rağmenbinalarınyetersizliği,teknikkonulardaeksiklerinfazlasıylaolması, dersleri yürütecek öğretim elemanı sıkıntısı vb. sebeplerden dolayı yüksekokul dersleri, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi binası içinde yürütüldü. Burada Tekstil Mühendisliğinin bütün imkânlarından faydalananyüksekokulöğrencileri,aynızamandasahasındaTürkiye’ninen iyi yetişmiş öğretim elemanlarından ders alma imkânına sahip olduklarından sahalarında iyi yetiştiler. Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlanan yüksekokulun Uşak’a nakledilmesinden sonra Tekstil Mühendisliği hocaları yüksekokulla bağlantısını kesmediler, hatta bütün zorluklara göğüs gererek Bölme köyünde bir ilkokulda derslerini vermek üzere İzmir’den gelip gitme özverisini gösterdiler. Kuruluş aşamasında ve sonrasında Yüksekokulun idari ve akademik olarak sorumluğunu önemli ölçüdeyürütenöğretimelemanlarıUşak’tatekstilöğretiminingelişmesinde önemlikatkılarıoldu. 173T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi17.03.2006,KanunNo.5467,KabulTarihi01.03.2006. www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 71 BİBLİYOGRAFYA Arşiv EgeÜniversitesiRektörlüğüArşivi,EmelAkınMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları. UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluArşivKayıtları. UşakÜniversitesi,KarahallıMeslekYüksekokuluArşivi,DersYüküBildirimFormları. ResmiYayınlar T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi, 27 Mayıs 1955, Sayı 9013, Kanun No. 6594, KabulTarihi20 Mayıs1955.www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi, 27 Mayıs 1955, Sayı 9013, Kanun No. 6595, KabulTarihi20 Mayıs1955.www.resmigazete.gov.tr(20.03.2014). T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi13.02.1967,Sayı12526,KararSayısı6/7684, www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi30.07.1973,Sayı14610,KararSayısı7/6782. www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 18.02.1976, Sayı 15503, Karar Sayısı 7/11306. www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014). T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi01.02.1977,Sayı15817,KararSayısı7/13089. www.resmigazete.gov.tr(04.04.2014). T.C. Resmi Gazete, Neşriyat Tarihi 19.01.1981, Sayı 17225, www.resmigazete.gov.tr (22.03.2014). T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi09.01.1989,Sayı20044,KanunNo.3514,Kabul Tarihi23 Aralık1988.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi06.01.1989,Sayı20747,KanunNo.3692,Kabul Tarihi24 Aralık1990.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). T.C.ResmiGazete,NeşriyatTarihi11.07.1992,Sayı201281,KanunNo.3824,Kabul Tarihi25 Haziran1992.www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). T.C. Resmi Gazete, Kanun, Neşriyat Tarihi 17.03.2006, No.5467, Kabul Tarihi 01.03.2006. www.resmigazete.gov.tr(22.03.2014). UşakTeknikveEndüstriMeslekLisesiBrifingDosyası,1‐19. Gazeteler “SümerbankFabrikaları”,Milliyet,15.05.1950. “MaarifVekâletindenEcnebiMemleketlereGönderilecek”,Milliyet,25.06.1955. “İzmir’dedeİmârHareketleri”,Milliyet,07.10.1956. NecmiOkur,“KalifiyeİşçiTeminiİçinTekstilOkulu”,Milliyet,22.10.1956. “TekstilOkulununTemeliAtıldı”,Milliyet,09.006.1957. “TatbikîGüzelSanatlarOkuluDünAçıldı”,Milliyet,26.10.1957. “İzmirZiyaretleri,Milliyet,03.09.1958. “TekstilOkuluGelecekYılÖğretimeBaşlayacak”,Milliyet,12.08.1961. “MillîEğitimBakanı,KöyEnstitüleriniİstemiyor”,Milliyet,11.05.1963. “BaşbakanBugünEgeGezisineÇıkıyor”,Milliyet,08.09.1966. 72 SadiyeTutsak “İzmirYüksekTekstilTeknikOkuluMüdürlüğünden”,Milliyet,27.08.1968. “TekstilTeknikOkulundakiHâdise”,Milliyet,08.06.1969. “YüksekTekstil’inAlmanÖğretimÜyeleriİstifaEdecek”,Milliyet,28.06.1969. “İzmir Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığından”, Milliyet, 07.06.1971. “ElemanAranıyor”,Milliyet,23.11.1972. “Ege Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığından”, Milliyet, 18.06.1973. “UşaktaOlaylarYatıştı,32YaralıVar”,Milliyet,20.03.1977. “AnarşininTitrediğiBirİlDaha”,Milliyet,07.08.1980. “Meslek Yüksek Okulu Mezunları Hakkındaki Yönetmelik Kabul Edildi”, Milliyet, 15.01.1981. “MilliEğitimBakanlığından”,Milliyet,23.041981. “ÖğrenciÇok,BinaYok”,Cumhuriyet,14Eylül1988. “YükseköğretimKurumlarının1991TabanPuanları,Milliyet,13.06.1992. “SeyyarÖğrenciler”,Milliyet,27.08.1992. “GeceÜniversitesiBaşvuruKlavuzu”,Milliyet,10.12.1992. “ÜniversitelerSorunYumağı”,Cumhuriyet,03.10.1993. Dergiler Güzelay,Sabahattin,“Uşak’taResmiYapılar”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt1,Sayı 6,Ocak1979,21‐26. Tezeren,Ziver,“Uşak’taAnılarveDüşündürdükleri”,UşakHalkEğitimDergisi,Cilt 1,Sayı6,Ocak1979,6‐8. CanlıKaynaklar Bayram Mercan, Doğum Tarihi 15.10.1960, Uşak‐Karahallı, 19.03.2014 tarihli röportaj. Fatma Çetinkaya, Doğum Tarihi: 19.01.1966, Doğum Yeri: İzmir‐Kemalpaşa, 09.04.2014tarihliröportaj. İsmet Gürbüz, Doğum Tarihi 15.05.1958, Doğum Yeri, Denizli Çal, 19.03.2014 tarihliröportaj. Mahmut Şenol, Doğum Tarihi: 30.09.1952, İzmir Merkez, 10.03.2014 tarihli röportaj. MehmetErsin,DoğumTarihi:15.05.1943,DoğumYeriDenizli‐Acıpayam‐Yeşilyuva köyü, 10.04.2014tarihliröportaj. Sadettin Öztürk, Doğum Tarihi 10 Mart 1949, Doğum Yeri Uşak ‐ Aktaş Köyü, 19 Mart2014. Yusuf Çetinkaya, Doğum Tarihi: 11.01.1966, Doğum Yeri: Uşak Banaz, 31.03.2014 tarihli Röportaj Yaşar Kayacık, Doğum Tarihi: 07.04.1955, Doğum Yeri: Uşak‐Merkez. 11.04.2014 tarihliröportaj. TelifEserler CumhuriyetinEllinciYılındaUşakSanatEnstitüsü,1973. Karahallı’yaBirBakış,SuhuletMatbaası,İzmir1946. KütahyaXV.Yıl,MatbaaKütüphane,İstanbul,1938. M.ZiyaLütfi,İzmirMıntıkasıTicaretveİktisadiyatı,İzmir,1929. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 73 Lecomte,Pretextat,Türkiye’deSanatlarveZanaatlar,BaskıyaHazırlayan:AylaDüz, Tercüman 1001TemelEser,İstanbul,1970. Özkan,Aliİhsan,Dünden‐BugüneKarahallı,BatıkolMatbaacılık,Uşak,2003. Sargın, Sevil, “Türkiye’de Üniversitelerin Gelişim Süreci ve Bölgesel Dağılımı” SüleymanDemirel ÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsüDergisi,Cilt3,Sayı5,2007,s.133‐150. Uşak Ticaret ve Sanayi Odası, 1923‐1933 10 Cumhuriyet Senesinde Uşak, İzmir, 29 Teşrin‐iEvvel1933. Tutsak, Sadiye, Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Uşak, 1923‐1933, Uşak Belediyesi KültürYayınları, İzmir,1998. Tutsak, Sadiye, “Osmanlı Devleti’nin Son Döneminde Uşak’ta Halıcılığın MakineleşmeSüreci”, Belleten,CiltLXXI,Sayı260,Nisan2007,65‐9297. Uyanık,Seval–Oğulata,R.Tuğrul,“TürkTekstilveHazırGiyimSanayisininMevcut DurumuveGelişimi”,TMMOBTekstilMühendisleriOdası,cilt20,Sayı92,2013, 59‐78.http://www.tekstilvemuhendis.org.tr(29.03.2014). İnternetSiteleri “EmelAkınMeslekYüksekokulu”,www.eamyo.edu.tr(06.03.2014). Prof.Dr.IşıkTarakçıoğluBiyografisi,www.biyografi.net(22.03.2014). “UşakMeslekYüksekokulu”,KuruluşundanGünümüzeEÜ,278.www.egebookege.edu.tr. (22.03.2014). “Dekan Prof. Dr. Temel Çakaloz”, Kuruluşundan Günümüze EÜ, 562. www.egebookege.edu.tr.(22.03.2014). EKI:Uşak MeslekYüksekokuluDokumaTeknikerliğiProgramı içinGerekliMakineveTeçhizat: (Kaynak: Ege Üniversitesi Rektörlüğü Arşivi, Emel Akın Meslek YüksekokuluEvrakKayıtları,20.07.1987Tarihlive20/5313Sayılıyazı) MAKİNELER 20adetElDokumaTezgâhı 16adediarmürlü(tuşlu) 4adedijakarlı 1adetkumaşkontrolmakinesi 4adetdokumamakinesi 2adeteksantriklidokumamakinesi 1adetarmürlüdokumamakinesi 1adetjakarlıdokumamakinesi 1adetkartondelmemakinesi 1adetatkıaktarmamakinesi 1adetbobinmakinesi(klasik20iğli) 74 SadiyeTutsak 1adetkonikçözgümakinesi 1adetbükümmakinesi 1adetringiplikmakinesi 1adetfitilmakinesi 1adetcermakinesi 1adettarakmakinesi 1adetbatörmakinesi LABARATUVARCİHAZLARI 6adethassasterazi 1adet3kilogramlık0,1veya1gramhassasiyetinde 1adet400gramlık0,01gramhassasiyetinde 1adet200gramlık0,01gramhassasiyetinde 2adet100miligramlık1miligramhassasiyetinde 1adet1miligramlık 1adetnumaraterazisiveçıkrığı 1adetmikroskop 1adetbükümölçmecihazı 1adetiplikmukavemetcihazı 10adetlup ELALETLERİveATELYEMAKİNELERİ 6adetmengene,masayamonteli Anahtartakımları; Açıkağızlı Yıldız Lokmatakımı Gömmevidaanahtarları 10adettornavida 5adetçekiç 5adettestere 10adeteğe 2adetsentil 1adetmomentanahtarı 4adetkumpas 1adetmatkap 1adetzımparataşı 1adetelektrikkaynakmakinesi EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 75 EK II: Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Meslek Yüksekokulu ProgramlarıÖğrenimPlanları Tablo5:DörtYarıyıllıkTekstilProgramıİplikOpsiyonuÖğretimi I.Yarıyıl DersAdı II.Yarıyıl Ders Uyg. Krd. MatematikI 2 0 2 MekanikAtölyeUyg.. 1 1 TekstilMekanizmaları 2 DoğalLifler Ders Uyg. Krd. Ekonomi 2 0 2 2 KimyasalLifler 2 0 2 0 2 MakineElemanları 2 0 2 2 0 2 TeknikResimII 1 3 4 TeknikResimI 1 3 4 YünİplikçiliğiII 2 2 4 YünİpliğiI 2 2 4 İplikKaliteKontrolüI 2 2 4 PamukİpliğiI 3 3 6 GenelDokumacılık 2 2 4 YabancıDil 4 0 4 Bilgisayar Programlama 2 2 4 TürkDili 2 0 2 YabancıDil 4 0 4 BedenEğitimi 1 0 1 TürkDili 2 0 2 Mekanik 4 0 4 İplikçilikUyg. 2 2 4 BedenEğitimi 2 0 2 11 37 Toplam 11 34 Uyg. Krd. DersAdı Uyg. Krd. Toplam 26 III.Yarıyıl DersAdı Ders DersAdı 23 IV.Yarıyıl Ders İşveZamanEtüdü 1 1 2 İplikFabrikaTesisleri 3 0 3 PamukİplikçiliğiII 3 3 6 TekstilTerbiyesi 2 0 2 İplikKaliteKontrolü 2 1 3 ModernİplikEğirme SistemiveMakineleri 2 2 4 MatematikII 2 0 2 İplikHataları 1 1 2 İplikçilikUygulamaları 0 8 8 İplikçilikUygulama. 0 8 8 Ata.İlk.veİnk.Tar. 2 0 2 Ata.İlk.veİnk.Tar. 2 0 2 SeçmeliDersler: SeçmeliDersler KumaşKaliteKontrolü 2 2 4 DokumaAnalizi 2 2 4 DokumaHazırlık 2 2 4 İplikMakineBakım Tekniği 2 2 4 14 17 31 2 15 29 Toplam Toplam 76 SadiyeTutsak I.Yarıyıl DersAdı II.Yarıyıl Ders Uyg. Krd. DersAdı Ders Uyg. Krd. MatematikI 2 0 2 Ekonomi 2 0 2 MekanikAtelyeUygula. 1 1 2 MatematikII 2 0 2 TekstilMekanizmalarıI 2 2 4 MakineElemanları 2 0 2 TekstilMaddeleri 2 0 2 TeknikResimII 1 3 4 TeknikResimI 1 3 4 Dokuma.KonstrüksiyonuI 2 2 4 Genelİplikçilik 2 2 4 DokumaHazırlıkI 2 2 4 DokumayaGiriş 3 3 6 BilgisayarProğramlama 2 2 4 YabancıDil 2 0 2 YabancıDil 2 0 2 Ata.İlk.veİnk.Tar. 2 0 2 Ata.İlk.veİnk.Tar. 2 0 2 TürkDili 2 0 2 İplipKaliteKontrolü 2 2 4 MakineBakımTekniği 1 1 2 TekstilMekanizmalarıII 1 1 2 23 13 36 Ders Uyg. Krd. TürkDili 2 0 2 BedenEğitimi(Seçmeli) 2 0 2 Mekanik 4 0 4 DokumaUyguamalarıI 0 4 4 25 15 40 Toplam Ders Uyg. Krd. DersAdı SeçmeliDersler Toplam Seçmelidersler III.Yarıyıl DersAdı IV.Yarıyıl DokumaAnaliziI 2 2 4 DokumaHataları 1 1 2 DokumaMakinalarıI 2 2 4 TekstilTerbiyesi 2 0 2 Desenlendirmeve UygulandırmalarıI 1 1 2 Desenlendirmeve UygulandırmalarıII 1 3 4 Dokuma KonstrüksiyonuII 1 1 2 İŞveZamanEtüdü 1 1 2 DokumaUygulamalarıII (yıllık) 0 8 8 DokumaUygulamalarıII (yıllık) 0 8 8 2 1 3 DoumaAnaliziII DokumaMakinalarıII SeçmeliDersler KumaşKaliteKontrolü DokumaHazırlığıII Toplam SeçmeliDersler 2 1 3 11 17 28 Toplam 2 2 4 2 2 4 8 16 24 DörtYarıyıllıkTekstilProgramıİplikOpsiyonuÖğretimPlanı174: 174 UşakÜniversitesi,UşakMeslekYüksekokuluEvrakKayıtları,25.05.1994Tarihlive564/217 Sayılıyazı. EgeÜniversitesi’ndeAçılanBirOkul:UşakMeslekYüksekokulu 77 EKIII:Resimler:YaykurUşakMeslekYüksekOkulu’ndanBirResim (1977‐1978) (Kaynak: Yaşar Kayacık, Doğum Tarihi: 07.04.1955, Doğum Yeri:Uşak‐Merkez.11.04.2014tarihliröportaj). EgeÜniversitesiTekstilMühendisliğiÖğretimÜyeleriFotoğrafı(1985’lerde) (Kaynak:FikriŞenol,10.03.2014tarihliröportaj). 78 SadiyeTutsak İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(79‐156),2015 HAHAMBAŞIHAYİMPALAÇİ’NİNHAYATIVEKİTAPLARI IŞIĞINDAİZMİRYAHUDİCEMAATİ’NİNTARİHİ(1788‐1868) SirenBora* Özet YahudilikveYahuditarihi,birbirleriilekesintisizvekarşılıklıetkileşimiiçeren birseyirizlemektedir.Çünküherikisidetaenbaşındanitibarendinileetnikkimliğin iç içe geçtiği bir yapıyı barındıran topluma, ‘’Yahudi toplumuna’’ özgüdür. Dört bin yıllık Yahudi tarihi boyunca Yahudi toplulukları, soyutlanma refleksine değil, adaptasyona dayalı olarak dinlerini ve kimliklerini korudukları, hatta çevre kültürlerden aldıkları unsurları kendi bünyelerine katarak varlıklarını devam ettirdikleri bir sürece sahiptir. Böylece Yahudi topluluklarının yapısı, konuştukları dillerden giydikleri giysilere, yaptıkları mesleklerden uyguladıkları ritüellere kadar, kültürel, coğrafi ve dönemsel farklılıklara sahip olmuştur. Osmanlı’ya ve Türklüğe özgü renkleri bünyesinde özümseyerek farklılaşan İzmir Yahudi Cemaati ve onun tarihselgelişimi,büyükbirdinalimiolanHahambaşıHayimPalaçi’ninyaşamınıizah ederken değindiğimiz Yahudi tarihinin o küçücük bölümü; aslında “sürgündeki bir toplumun‐diasporanın‐evriminin bir parçasıdır.’’ 1827 yılından itibaren sırası ile “Dini Hakimlik, Baş Hakimlik, Tora eğitmenliği, Dini Kurul Başkanlığı, Yeşivaların Baş hahamlığı ve en son olarak 1856 yılından ölünceye dek Hahambaşılığı’’ görevlerinde,yaklaşıkolarak40yılboyunca,İzmirYahudiCemaati’ninhukukivedini liderliğini üstlenen, üstelik 72 eser kaleme almış olan Rav Hayim Palaçi’nin yaşamının her evresi, aynı zamanda İzmir Yahudi Cemaati’nin yaşamındaki ayrıntılarıbarındırmaktaveyansıtmaktadır. Anahtar Kelimeler: Hahambaşı Hayim Palaçi, İzmir Yahudi Cemaati, Responsa,Yahudilik,Diaspora,YahudiTarihi. Abstract: Judaism and Jewish History have progresses which are uninterrupted and interacted with each other. Because, both of them are intrinsic to the community, ‘’JewishCommunity’’whichincludesastructurewherereligionandethnicalidentity engagewitheachothersincetheverybegining.JewishCommunitieshaveaprocess where they have conserved their religion and identity based on adaptation rather than isolation reflex and they have continued their existence by including the elementsfromproximalculturestoitsstructureduringfourthousandyearofJewish History. Thus the structure of Jewish Communities has cultural, geographical and periodicaldifferencesfromthelanguagesspokentoclothsworn,fromtheproffesions * Dr.YerelAraştırmacı 80 SirenBora performedto the rituals implemented. İzmir Jewish Community differentiating by assimilating the colors of Ottomans and Turks and its historical change; that little part of Jewish History that we touched on while describing the life of Chief Rabbi HayimPalaggiisactually‘’apartofcommunityinexile‐Diaspora‐evolution’’.Every stageofRavHayimPalaggiwhoundertookthelegalandreligiousleadershipofIzmir Community in the positions of “religious judgeship, first judgeship, Torah educater, Presidency of Religious Council, First Rabbinate of Yeshivas and finally Chief Rabbinate” from 1856 to his death respectively and drew up 72 books also during almost40yearssince1827includesandreflectsthedetailsofthelifeofIzmirJewish Community. Key Words: Chief Rabbi Hayim Palaggi, Jewish Community of Izmir, Responsa,Judaism,Diaspora,JewishHistory. GİRİŞ İzmireskibiryerleşimbirimidir.Burada,HellenveRomadöneminde bir Yahudi Cemaati’nin bulunduğu bilinmektedir. Bizans döneminde ise, yerleşik bir cemaatin olup olmadığı hakkında elimizde herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Barnai'ye göre, İzmir 1424 yılında Osmanlılar tarafından fethedildiği zaman ’’tahminen’’ bir Yahudi Cemaati yoktu. 175 Henri Nahum ise farklı bir iddiada bulunmaktadır: ‘’II. Mehmet İstanbul’u fethedinceyekadarİzmir’deYahudiler(Romanoit)vardı.Onlar1453yılında Fatih Sultan Mehmet’in sürgün politikası ile İstanbul’a sevk edilip yerleştirildiler.’’176 Böylece 1492 yılında İspanya’dan Osmanlı topraklarına gelenYahudiler,İzmirhemküçükbirköygörünümünesahipolduğu,hem de Yahudi Cemaati barındırmadığı için; çevredeki yerleşim alanlarına yerleşmeyiyeğlediler.Kent,ancak16.yüzyılınsonlarındaekonomikaçıdan gelişmeyebaşladıveböyleceDoğu’nunenönemliticaretmerkezi(limanı) haline geldi. 177 Nüfusu da ekonomik önemi ile doğru orantılı olarak hızla 175Barnai, özellikle bu belirsizliği vurgulamaktadır. Bkz. Yakob Barnai, ‘’Raşit hakehila haYahudit Beİzmir betkufa haOtomanit’’, Peamim, n. 12 (1982), s.47. Ayrıca ayrıntılı bilgiiçinbkz.Ş.Rozanes,DivreyyimeyİsraelbeTogarmo,helekrişon,TelAviv1930,1‐2. AvramGalante,HistoiredeJuifsd’Anatolie–LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,7‐ 10. Moshe Sevilla Sharon, Türkiye Yahudileri‐Tarihsel Bakış, Yerushalayim 1981, 3. AvramGalante,LesJuifssousladomunationdesTurcsSeldjoukides,İstanbul1941,12. 176Alliance Israelite Universelle Arşivi, Henri Nahum, ‘’Jews in Smyrna of confinement at theopeningtheworld’’,JournalofMuslimworldsandtheMediterranean(online),s.107‐ 110,acssedJune18,2014,URL:http://remmm.Revues.Org/2799. 177Yakob Barnai, ‘’The development of community organizational structure’’, Türkiye’de Yahudiler–500YıldırPaylaşılanTarihSempozyumuİstanbul(31Mayıs‐4Haziran1992) (yayınlanmamışbildiri),s.4.EliezerBashan,‘’ContactsbetweenJewsinSmyrnaandthe Levant Company of London in the seventeenth and eighteenth centuries’’, Jewish HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)81 büyüdü. Önce Tire ve Manisa’daki (böylece Tire ve Manisa’nın Yahudi nüfusu iyice azaldı), sonra Batı Anadolu’nun diğer yerleşim birimlerindeki(Aydın, Akhisar, Nazilli, Bergama, Urla) Yahudiler, yavaş yavaş buraya gelip yerleşmeye başladılar. Daha sonra Selanik, İstanbul, Ankara,Balkanlar,Akdenizadalarındangelenler,FilistinliYahudiler(özellikle Safet’tengelenyoksulYahudiler)178veönemlibirPortekiz(Conversoyada Marrano‐Dönme)göçmengrububurada,birarada,İzmirYahudiCemaatini oluşturdular.179 İzmir Yahudi Cemaati’nin kökeninin 16. yüzyıl sonlarına dayandığı hakkında bazı somut kanıtlar vardır.180 Nitekim, İzmir’in yetiştirdiği en büyük Yahudi din alimlerinden biri olan Hayim Palaçi’nin görüşleri de, bu kanıtların verdiği bilgileri doğrulamaktadır. Barnai’nin gezgin Ludwig August Frankl’den aktardığına göre, Frankl, Kudüs yolunda iken1856yılındaİzmir’euğramışveHahambaşıHayimPalaçiilegörüşme olanağınasahipolmuştur.Palaçi’ninİzmirYahudiCemaati’nintarihçesiile ilgiliverdiğibilgişöyledir: 181‘‘İlkailelerOsmanlıİmparatorluğununhüküm sürdüğü topraklardan, Asya, Afrika ve Venedik’ten geldiler. İzmir Yahudi Historical Studies‐Transactions of the Jewish Historical Society of England, 29(1988). Daniel Goffman, Izmir and the Levantine World 1550‐1650, University Of Washington Pres. 1990. Yakob Barnai, ‘’LeToledot hakeşerim şebeyn Yahudi İzmir leYahudi Eretz‐ İsraelbemeothaşeva‐asaravehaşmone‐asara’’,Şalem5(1987),95. 178 Tekstilendüstrisi,16.yüzyılakadarTsafetYahudilerininelindeidi.ButarihteTsafet’in ekonomisiçökünce,ozamanakadardiniveekonomikmerkezniteliğitaşıyanbölgedeki Yahudiler yoksullaştılar. Bkz. Barnai, ‘’The development of community…’’, 5. Barnai, ‘’LeToledothakeşerimşebeynYahudiİzmir…’’,96. 179İspanyolca Converso ‘’dönme’’; Marrano ise ‘’melun’’ ya da ‘’domuz’’ anlamına gelmektedir.PortekizdengelenConverso’laryadaMarrano’larİzmir’de,Hıristiyanlıktan Yahudi dinine geri döndüler. Böylece kentte iki Sefarad grubu oluştu: ‘’1492 göçmenlerinin torunları’’ ve ‘’Marrano’’lar. Ayrıntılı bilgi için bkz. Barnai,’’ The development of commuity…’’, 4‐6. Yakob Barnai, ‘’Anusi Portugal beİzmir bemea heyyudzayn’’, Eight World Congress of Jewish Studies, Jerusalem 1981, 85‐88. Yakob Barnai, ‘’Anusi Portugal beİzmir bemea heyyudzayn’’, Nation and History, vol. 1 Jerusalem 1983, 289‐298. Ayrıca 19. yüzyıldan itibaren, Portekiz asıllı İtalyan zengin Yahudiler (Frankos) ve Doğu Avrupalı özellikle Rusya göçmeni yoksul Yahudiler (Eşkenazlar)İzmir’egelipyerleşeceklerdi. 180Bir kentte yerleşik cemaatin varlığının kanıtı mezarlıklardır. Bu bağlamda, Osmanlı döneminde İzmir’deki Yahudi varlığının başlangıcı hakkında bizi aydınlatan ilk somut kanıt, 1565 tarihli Haham İtshak Leon’a ait mezar taşının varlığıdır. Barnai, ‘’Raşit hakehila haYahudit…’’, 48. Her ne kadar Avram Galante, İzmir Yahudi Cemaati’nin başlangıç tarihi olarak 1605 yılını vermekte ise de, aynı zamanda Barnai’nin söz ettiği 1565 tarihli mezar taşının varlığını da doğrulamaktadır. Bkz. Galante, Histoire de Juifs d’Anatolie–LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,9. 181Palaçi’ninyaptığısaptamayagöre(1856tarihinden257rakamınıçıkarınca1559tarihine ulaşıyoruz), İzmir Yahudi Cemaati 1599 yılında kurumsal bir nitelik kazanmıştır. Ayrıntılıbigiiçinbkz.Barnai,‘’RaşithaKehilahaYahudit…’’,48. 82 SirenBora Cemaati kurumsal olarak varlığını 257 yıldan beri sürdürmektedir.’’ İzmir YahudiCemaati’ninsosyal,ekonomik,kültürelveidariyapısı,16.yüzyıldan 20. yüzyıla kadar süren uzun tarihsel süreç boyunca, dört farklı aşama geçirdi:182 Bunlardan birincisi; 1500’lü yıllardan 1688 büyük depremine kadar geçen dönemdir. Bu dönem, farklı coğrafi bölgelerden kente göç eden Yahudi toplulukları arasında adet gelenek farklılıkları, liderlik yarışı ve ekonomik çıkar çatışmaları nedeniyle şiddetli kavgalara sahne oldu. 183 Anlaşıldığına göre, ‘’sosyal çatışma’’ İzmir Yahudi Cemaati’nin genel karakterihalinegelecekgibigörünmektedir.ÇünküYahudiCemaatiiçinde ilerideki yıllarda da bu kez farklı nedenlerle farklı sınıflar arasında farklı çatışmalarçıkacaktır.Bukonudaeniyibilinenörnek,ilerideayrıntılıolarak değineceğimiz,19.yüzyılboyuncasürencemaatkavgalarıdır. 1688 depremindeki büyük insan kayıplarından sonra 184 İzmir bir süre boşaldı, ekonomik ve sosyal hayat durma noktasına geldi. Limanın ticari etkinliğinin normalleştiği 18. yüzyıl başında kent, ekonomik açıdan tekrar eski parlak görünümüne kavuştu. Doğal olarak, Yahudi Cemaati de hareketlenen ekonomiye entegre oldu. Bu dönem, İzmir Yahudi Cemaati’nin parlak dönemidir (yani ikinci aşama) ve 18. yüzyılın sonuna değin devam edecektir. 185 18. yüzyılın sonundan 19. yüzyılın ortasına kadar geçen süre ise, üçüncü aşama olarak isimlendirilmektedir. Alliance Israelite Universelle ve Batılı Yahudilerin Doğu Yahudiliğini kalkındırma 182BukategorikayırımYakobBarnaitarafındanyapılmaktadırvekanımızca,İzmirYahudi Cemaati’nin tarihi evrimine birebir uymaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Barnai, ‘’The developmentofcommunity……’’,3. 183Barnai,‘’a.g.m.’’,11. 184Tahminen 20.000 kişi öldü. Bunun 400’ü Yahudi idi. Bkz. Barnai, ‘’The development of community.’’, 11. Raif Nezih, 1688 depreminin yıkıcılığı ile ilgili şu ayrıntıları vermektedir: ‘’…1688 senesi Ağustosunun onuncu günü, öğleden bir saat evvelde şiddetli ve birbirine müteakkib birkaç zelzele oldu. Tam bu sırada şehirde bir de büyük yangın zuhuretti.Biriyıkan,birideyakanbuikifelaketİzmirşehrinindecanınıaldı.’’.BkzRaif Nezih,İzmirTarihi,altıncıforma,İzmir,10. 185Anlaşıldığına göre, Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlü merkezi yapısı ve ekonomisi ile İzmir Yahudi Cemaati’nin sosyo ekonomik yapısının kaderi, adeta birbirine endekslenmişti. Biri güçlenince diğeri de güçleniyor, biri zayıflayınca diğeri de zayıflıyordu. Aslında bu olgu, sadece İzmir Yahudi Cemaati için değil tüm Osmanlı kentlerindeki Yahudi Cemaatleri için geçerli idi.Hatta, İzmir kenti Yahudileri ile diğer kentlerin Yahudilerinin tüm Osmanlı tarihi boyunca ortak bir kader paylaştıklarını söyleyebiliriz.Barnai’nindebelirttiğigibi,sadeceİzmirYahudiCemaatiileilgiliyapılan biraraştırmadahi,OsmanlıİmparatorluğusınırlarıiçindeyaşayanYahudilerintarihini anlama konusunda tüm araştırmacılara yardımcı olacaktır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Barnai,‘’RaşithakehilahaYahudit…’’. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)83 çalışmalarını başlattıkları tarihte de, İzmir Yahudi Cemaati için üçüncü aşamasonaerecekvedördüncüaşamabaşlayacaktır. 18. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, İzmir Yahudi Cemaati büyük bir ekonomik bunalım yaşamaya başladı ve cemaatin sosyal tansiyonu hızla yükseldi. Sosyal tansiyonun yükselmesinde, Yahudi Cemaati’nin diğer gayrımüslim cemaatlere nazaran daha az hiyerarşik fakat bir o kadar da hizipçi bir yapıya sahip olmasının etkisi büyüktü. Değişik coğrafi kökenlerden olup sonra bir araya gelen Yahudi toplulukları üzerinde her türlüyetkikurumunakarşıkoyancemaatdüzenlemelerihakimdi:186 Kehalim=Toplumlarsistemi. Her Kahal’in kendi sinagogu vardı. Büyük kentlerde düzinelerce Kehalim oluşmuştu. Bu, adeta bir cins ‘‘Derebeylik’’ sistemi idi. Ancak fert yerine temsilcileri (hahamlar) aracılığıyla imparatorluk yönetimiyle ilişki kurmaktaydılar. Osmanlı kentlerinde yaşayan Yahudi Cemaatleri’nin idari yapısının karakteristik özelliği Kehalim187 olup, Kehila Organizasyonu bir kenttevarolanKahaller’in(Kehalim’in)yadabaşkabirdeyişlecemaatlerin (toplulukların) tümünü temsil etmekte idi. Kehila önderliği, otoritelerini Talmud’danalan 188hahamlarcaüstlenilmekteidi. 189Sonuçolarak,değişik coğrafi bölgelerden gelip kente yerleşen ve değişik adetlere, geleneklere sahip olan Yahudi toplulukları hem birbirleriyle bir türlü kaynaşmayı beceremediler hem de farklı gerekçelerle çıkar çatışmalarını sürdürmeye devamettiler: Dinselvesosyalalanlardaaralarındaliderlikyarışıvardı. Ekonomiksektörlerdekiçıkarlarıfarklılıklargösteriyoridi. Toplumsal vergilerin toplanmasındaki adaletsizlikler ise, ileride yoksulluk ile yüz yüze gelecek olan cemaat üyelerinin büyük bir kısmını, hemen hemen bir yüzyıl boyunca (18. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın sonlarına kadar) cemaatin idari yapısına ve onu 186BenjaminBraude,‘’OsmanlıMilletDüzenininKuruluşEfsaneleri‐1’’,TarihveToplum,cilt 7,230. 187İbranice Kahal (eril) veya Kehila (dişil); her ikiside cemaat ya da topluluk anlamına gelmektedir. Kehalim (eril) ise, Kahal’in çoğulu olup Cemaatler veya topluluklar anlamındakullanılmaktadır. 188Mark A. Epstein, ‘’The leadership of the Ottoman Jews in the fifteenth and sixteenth centuries’’,ChristiansandJewsintheOttomanEmpire,vol.1,NewYork(1982),101. 189Ayrıntılıbilgiiçinbkz.YakobBarnai,‘’OnthehistoryoftheJewsintheOttomanEmpire’’ Sephardi Jews in the Ottoman Empire ‐ Aspects of Material Culture, (Ed. Esther Juhasz) NewYork1990,22‐25. 84 SirenBora tekellerine alan zengin sınıfa karşı isyana yöneltecekti. 190 Nitekim, 18. yüzyılın sonlarında, Osmanlı imparatorluğu şiddetli bir siyasi ve ekonomik çöküşle karşı karşıya kaldığı zaman İzmir Yahudi Cemaati de bu çöküşten payını aldı ve Yahudi nüfusun büyük bir kısmı yoksullaştı.‘’Çatışmaolgusu’’üzerinde: Kapitalist sisteme uyum sağlamış zengin İtalyan asıllı işadamlarının (Frankos’lar)kentegelipyerleştiktensonraidareyielegeçirmelerive reformisttavırlarıylatoplumsalçatışmalarıkörüklemeleri191 Kentte misyoner etkinliklerinin artmasıyla birlikte bazı yoksul Yahudilerin din değiştirmek için cemaat kurumlarına baskı uygulaması192 190Yosef Eskapa, İzmir Yahudi Cemaati’nin Hahambaşısı iken bir dizi reform girişiminde bulundu.Onunzamanınıdaidarivemaliişleriyürütecekikikuruloluşturuldu:BeitDin (Dini Kurul) ve Cemaat Kurulu (Laik Kurul). Bu reformlar aynı zamanda cemaat yetkilerinin iki hahambaşı arasında paylaşılmasını sağladı. (İki başlılık denen olgu). Böylece 18 ve 19. yüzyıllar boyunca İzmir Yahudilerini iki karşıt gruba ayıran zıtlığın pekişmesiiçinuygunbirortamıntemellerideatılacaktı.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Galante, Histoire de Juifs d’Anatolie…, 71. 1749 yılında cemaat yönetimindeki iki başlılığa son vermekiçinHahambaşıseçimsistemindedeğişikliğegidildiancakbaşarılıolunamadıve 1751 yılında tekrar eski sisteme geri dönüldü. Ayrıntılı bilgi için bkz. Barnai, ‘’The developmentofcommunity…’’,11‐16. 19117. yüzyılda Livorno’dan İzmir’e gelen Yahudilerin çoğu Portekiz asıllı idi. İlerideki yıllarda gelecek olan ‘‘Frankos‘‘lar gibi Osmanlı Yahudiliğinin aydınlanması için çalışacaklardı. Bu tutumları nedeniyle toplumsal çatışmaların körüklenmesine neden olmuşlardır.Bkz.Barnai,‘’OnthehistoryoftheJews…’’,33.Barnai,‘’Thedevelopmentof community…’’,14. 192‘’LondraYahudilerarasındaHıristiyanlığıYaymaCemiyeti’’,Osmanlıİmparatorluğundaki ilk okulunu 1829 yılında İzmir’de açarak etkinliklerine başladı. İskoçya Kilisesi ise, 1846’daİzmir’debirokulkurdu.Hahamların,çocuklarınıbuokullaragönderenailelere aforoz (herem) tehdidinde bulunmalarına rağmen bu Misyoner Okullarının parasız yiyecekvegiysidağıtmalarıvedeYahudiCemaatininkendieğitimkurumlarınayatırım yapmasınısağlayacakmalikaynağasahipolmayışıkimiMisyonerOkullarınınYahudiler arasında en azından bir süre (özellikle Alliance Israelite Universelle’in etkinlikleri başlayıncaya kadar) rağbet görmesine neden oldu. Bkz. Aron Rodrigue, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması‐Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara 1997, s. 60. Ayrıca bkz. Eliezer Başan, ‘’Sırefot ve Reidot adama beİzmir bamea heyudzayn‐yudtet veteuda al haeşematYahudimbehetzta’’,MiggedemUmiyyam2(1986),18.Barnai,‘’a.g.m.’’,15,18‐ 19, 21. M. Barnai, ‘’On the History of the Jews…’’, 33‐34. Jacques Bigart, ‘’L’Action de L’Alliance Israelite en Turquıe’’, Conference Faite a Paris, 24 Mai 1913, A L’Universite Populaire Juive, 8‐9. Avner Levy, ‘’Shavat Aniim: Social Cleavage Class War and LeadershipintheSephardiCommunity‐TheCaseofIzmir1847’’,OttomanandTurkish Jewry‐CommunityandLeadership,IndianaUniversityTurkishStudies12,Bloomington 1992 (ed. Aron Rodrigue), 184‐195. Shavat Aniim’in, fonetik okunuşu ve doğru yazım şekli‘’ŞaavatAniyim’’olup‘’yoksullarınçığlığı’’anlamındadır. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)85 1744 yangını,193 1772 büyük yangını (kentteki Sinagogların tamamı yanmıştı),194 1834, 195 1841 (Yahudi mahallesi ve Sinagoglar yandı), 1862ve1883196yangınlarınınYahudiCemaatiüyelerinindahadaçok yoksullaşmasına neden olması ve yoksullaşan nüfusun kenti terk etmekzorundakalması, Depremlerin, kentte sık sık baş gösteren salgın hastalıkların ve çok uzunsürenkarantinauygulamalarınınözellikleyoksulYahudisınıfın yaşamıüzerindekiolumsuzetkileri(22)197 Zengin‐orta‐yoksul sınıflar arasında sınıfsal farklılıkların artması (aralarındaadetauçurumoluştu) Çoğunlukla yoksul işçi üyeye sahip olan esnaf loncalarının dolaylı vergilereisyanıoldukçaetkiliolacaktı.198 Yahudi Cemaati, vergilendirme bakımından iki sistemle karşı karşıya idi: İmparatorluk Vergileri (cizye ya da harac, bina vergisi, gümrük vergisivekellevergisi)veToplumsalVergiler. Toplumsal vergiler, doğrudan(kişilerin mal mülk ve geliri üzerinden ödediği vergi) ve dolaylı (‘’Gabel’’ ya da ‘’Gabela’’ : Et, şarap, tuz vergileri gibi)alınmaktaidi.Kısacası,doğrudanvergiyiortaveyükseksınıföderken dolaylı vergileri ödemek özellikle yoksullar dahil tüm cemaat üyelerinin 193Bkz.1744yangınısonrasıİzmirYahudileri’ninimparatorlukvergileri(cizye,harac,bina vergisi v.b.)ve toplumsal vergilerde indirim yapılması isteğini içeren istidaları. BOA, C. ML.198‐8211,16/C/1160tarihlibelge. 194 Bkz. Yanmış olan Sinagoglarının tamir edilmesine müsaade olunması hakkında İzmir Yahudi Cemaati tarafından verilen arzuhale yanıt. BOA, C. DH. 38‐1856, 29/B/1214 tarihlibelge. 195 Bkz. Altı saat sürdükten sonra söndürülen yangınla ilgili İzmir İhtisab (Vergi) Nazırı Tahir beyin gönderdiği arıza. BOA, Hatt‐ı Hümayun 52783/A‐1351, 27/M/1250 tarihli belge. 196Bkz.İzmir’deYahudimahallesindeçıkanyangındazarargörenYahudiailelerinadlarıve sayısı.BOA,Y.PRK.UM.5‐28,3/N/1299tarihlibelge. 1971834‐1838 ve 1865 tarihli büyük veba salgınları, 1866 ve 1895 tarihli Şüpheli Hastalık(kolera)salgınları,uzunsürenKarantinauygulamaları,İzmirYahudiCemaati’nin sosyo ekonomik yapısını bozup yoksullaştıracaktı. Bkz. BOA, Hatt‐ı Hümayun 1330‐ 51866, 1330‐51866/A, 1321‐51551, 524‐25575 numaralı belgeler. BEO 245‐18318, 246‐ 18319,249‐18429numaralıbelgeler.Ayrıcabkz.1866ve1895tarihlerindebaşgösteren kolerasalgınınedeniyleYahudihalkınçadırlardaiskanıhk.BOA,SadaretA.)MKT.MHM. 338‐39., 26/S/1282 tarihli ve BEO 258‐19347, 7/S/1311 tarihli belgeler. Osmanlı İmparatorluğundaKarantinaNezareti,1831yılında,II.Mahmut’unemriilekurulmuştur. 29Nisan1838tarihindeKarantina’nıncaizolduğunadairŞeyhülislamtarafındanverilen fetva ile, önce İstanbul’da, sonra başta İzmir olmak üzere çeşitli kentlerde Karantina Teşkilatları oluşturulmuştur. Ayrıntılı bilgi için bkz. Pelin Böke, ‘’İzmir Karantina Teşkilatı’nınKuruluşuveFaaliyetleri’’,CumhuriyetTarihiAraştırmalarıDergisi,VIII/18‐ 19(2009/Bahar‐Güz),137‐159. 198Barnai,‘’Thedevelopmentofcommunity…’’,17‐19. 86 SirenBora sorumluluğu altında idi.199 Sözkonusu dolaylı vergilerin toplanması sırasındaadaletsizuygulamalarsonucuyoksulhalkınödeyemeyeceğikadar ağır vergiler altında ezilmesi, cemaatin idari yapısındaki bölünme ve yetkilerin iki kişi arasında bölüşülmesi sonucu oluşan iki başlılığın ürünü olan siyasi otorite eksikliği, İzmir Yahudi Cemaatini derin bir sosyal uçurum ve çatışma ortamıyla karşı karşıya bıraktı. Hatta bu ortamdan hahamlardahietkileneceklervetoplumsalolaylarkarşısındataraftutarak birbirlerine zıt tavırlar sergileyeceklerdi. Örneğin, 19. yüzyılın başlarında, İzmir’in iki hahamından biri olan Yosef (David) Hazan yoksul sınıfı desteklerken, diğeri İsak Mayo zengin sınıfı desteklemişti .200 Böylece cemaatbirbiriylezıtlaşan‐çatışanikifarklıgrubaayrıldı. Yukarıdakısaca,sebepolanetkenlerveyolaçtığısonuçlarilebirlikte açıkladığımızİzmirYahudiCemaati’ninsosyal,ekonomik,kültürelveidari yapısındakidönemseldeğişikliklerdışında;İzmirYahudileri’ninheralanda gelişmesini etkileyen ve bu gelişmeyi iki asır boyunca durdurduğu için, ‘’miladi’’ olarak nitelendirebileceğimiz önemli bir olay vardır: ‘’Sahte Mesih’’ Sabetay Tsevi(1626–1676) Olayı.201 17. yüzyılda İzmir’de yaşanan bu‘’büyüktravma’’,bazıtarihçivearaştırmacılaragöreise‘’gericihareket’’, 202 İzmir Yahudileri için ‘’bir kırılma noktası’’ olacaktır. Sabetay Tsevi, kendiniMesihilanedereksöylevleri,yorumları,iddialarıvegelecekleilgili vaadleri ile sadece İzmir Yahudilerini ve Osmanlı Yahudilerini değil, aynı zamanda Osmanlı sınırları dışında yaşayan dünya Yahudilerini de etkileyerekhepsininyaşamındabüyükdeğişikliklereyolaçmıştır: 199Barnai,‘’OnthehistoryoftheJews…’’,s.25.YahudiCemaati,dolaylıalınantoplumsalvergileri ifade etmek için, hem ‘’Gabel’’i hem de ‘’Gabela’’yı kullanmaktadır.Her ikisinin de anlamı aynıdır. 200Barnai, ‘’The development of community…’’, 19. Elimizde, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunanikiadetbelgevar:Belgelerdenbirinegöre,1825yılındaİzmirYahudileritarafından ‘’Avram İsak adlı hahamın azledilmesi’’ için Dersaadete şikayette bulunuluyor. Bu haham, ‘’tahminen’’zenginsınıfıkoruyupkollayanİsakMayoolabilir.Bkz.BOA.,C.Adliye980.Diğer belge ise, 1264(1848) tarihini taşıyor ve ‘’İzmir’deki Yahudilerin Hahamı olup daha önce azledilmiş olan David Hazan’ın görevine iadesi’’ni konu alıyor. Sözkonusu David Hazan’da ‘’tahminen’’ yoksulları destekleyen Haham David Hazan olabilir. Yoksulların verdiği dilekçelerde, birinin görevden alınması diğerinin de görevine iade edilmesi istenmektedir. Bkz.BOA.,İ.HR.44/2073.AvnerLevyveYakobBarnai’yegöre,RabiDavidHazanhenüzgenç yaşlardakariyerininbaşındaikenyoksullarabüyükbirsempatibeslemeyebaşlamıştı.Şaavat Aniyimadlırisale’ninyazıldığı1847yılındaise,Şohetidi.Bkz.AvnerLevy,‘’ShavatAniim: SocialCleavage,ClassWarandLeadershipintheSephardiCommunity‐TheCaseofIzmir’’, OttomanandTurkishJewry‐CommunityandLeadership,Bloomington1992,65‐66. 201Sabetay Tsevi Olayı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.Yakob Barnai, ‘’LetoledotHaSabetayot vemakoma behaya haYahudim beİmperya haOtomanit’’, Peamim, 3(1979), 59–71. Yakob Barnai, ‘’Ştey teudot letoledot haSabetayot beTunis vebeİzmir’’, Hateuda, 52 (1987), 191– 202.GershomScholem,SabbataiSevi:TheMysticalMessiah,PrincetonUniversityPrinceton 1973. 202Bkz.AvramGalante,TürklerveYahudiler,İstanbul1947,152–155. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)87 Beklenen Mesih’in geldiğini haber alır almaz varını yoğunu geride bırakıp vaad edilmiş topraklara doğru yola çıkan sayısız Yahudinin varlığı Onların terk ettiği kentlerdeki Yahudi Cemaatleri’nin toplumsal yapısındaoluşançalkantılar OsmanlıyönetimininSabetayTseviolayınaserttepkisi Sabetay Tsevi ile birlikte İslamiyet’e geçerek topluca din değiştiren Yahudiler(DönmeleryadaGizliYahudiler). İzmirYahudilerinin,biryandanuzunbirsüreiçin‘’içekapanmasına’’ öteyandan,Yahudieğitimsistemininyozlaşıpgerilemesinenedenolanbu olay; kentte Yahudilikle ilgili yapılan çalışmalarda, konuların seçimini de etkileyecektir. Artık yazılan eserlerin büyük bir bölümü,’’Kabala’’ ya da ‘’Talmud’’ileilgilidir. II. Mahmut, 1835 yılında, Osmanlı Yahudi Cemaati’nin tek bir merkezden yönetimini sağlayacak olan Osmanlı Hahambaşılık makamını resmen tanıdı. 203 Yeni sisteme göre, Osmanlı Yahudi Cemaati’nin önderi durumuna getirilen İstanbul’daki Hahambaşı, kent Hahambaşılarının atanmasında Osmanlı padişahına öneride bulunma yetkisine sahipti. Böylece İzmir Hahambaşılık Kurumu’ndaki iki başlı yönetime de son verilecekti. Ancak ne yazık ki bu uygulama fazla uzun sürmedi. 1835’ten sonra değişen tek şey, İstanbul dışındaki Yahudi Cemaatleri’nin de kendi Hahambaşıları için ‘’berat’’ almaya başlamaları oldu. Bunun dışında ‘’statüko’’olduğugibidevametti.204 HahambaşıHayimPalaçi’ninEğitimiveÇalışmaHayatı Hayim Palaçi, Gürçeşme Yahudi Mezarlığı’nda bulunan Kabri’ndeki kitabeye göre, 19 Şevat 5548 (Ocak‐Şubat 1788) tarihinde bir Çarşamba günü;Ekştayn’agöreise,5548(1787)yılındaHeşvan(Ekim‐Kasım)ayının 9’unda yine Çarşamba günü İzmir’ de doğdu.205 Ona gelenekler uyarınca, 203Braude, ‘’a.g.m’’. s. 229. Barnai, ‘’On the history of the Jews…’’, 30. Bernard Lewis, The JewsofIslam,PrincetonNewJersey1984,174‐175. 204Rodrigue,a.g.e.,70. 205Şimon Ari Leyev Ekştayn, Sefer Toledot HaHabif‐ Toledot hayav vepaulav şel Rabeynu Hayim Palaçi, Yeruşalayim 1999, s. 1.Bukitap, Şimon Ekşyatn tarafından 1970 yılında New York Yeshiva Üniversitesinde hazırlanan ‘’The Life, work and influence of Rabbi Chayim Palaggi on the Jewish Community in İzmir’’ başlıklı Doktora tezinin yeniden basımıdır. Şimon Ekştayn, Hayim Palaçi’nin doğum gününü, 9 Heşvan 5548 olarak vermiştir.İbrani takvimine göre Roş Haşana (yılbaşı), Tişri ayının (Eylül‐Ekim) birinci günüdür.Heşvan(Ekim‐Kasım)ise,Tişriayındansonragelenaydır.Buyüzden,Hayim Palaçi’nin doğum tarihi olan 9 Heşvan 5548’i miladi yıla çevirdiğimiz zaman, Ekim ‐ 88 SirenBora büyükbabasınınadıolan‘’Hayim’’adıverildi.Gençyaştanitibaren,anneve babasınınrehberliğindeToraeğitimialmayabaşladı.Eğitimisürecindeona önce Rabi İtshak Gatenya tarafından birleştirilerek bir arada idare edilen ikiBeitMidraş’ta(ortaokul):‘’Beitİshak’’ve‘’BeitMoed’’de,yineRabiİtshak Gatenya öğretmenliğinde temel dini eğitim verildi. Palaçi’nin kaç yaşında buokuldanmezunolduğubilinmemektedir.Eğitimini,RabiYaakovRibi’ye ait olan yeşiva, ‘’Beit Yaakov’’da sürdüren Palaçi, kitaplarında, buradaki eğitim döneminden sevgi ve özlemle söz etmektedir. O yıllarda‘’Beit Yaakov’’,İzmir’in50adetyeşivasıarasında,enönemliveenbüyükmerkez yeşiva olarak bilinmekte idi. En son olarak Palaçi’yi, din eğitimini tamamladığı yer olan ‘’Beit Hillel’’ de görüyoruz. Palaçi kitaplarında(Sefer Torat Hayim, Yismah Hayim, Eyney Kol Hay, Hayim ve Şalom, Halakim BaHayim, LeHayim BeYeruşalayim ve Ruah Hayim’de), Beit Hillel’de ‘’on kutsal yıl geçirdiği’’ni yazmaktadır. 206 Beit Hillel’i, Eliezer Hillel Behor(Behar) Menuah, tek başına kurmuştu. Romanya(Bükreş) kökenli zenginvehayırseverbirYahudiolanEliezerHillel’inoldukçagirişimcibir yapıya sahip olduğu anlaşılıyor. Çünkü Beit Hillel’i inşa ettirirken aynı zamanda,1841tarihliİzmiryangınındaharapolan‘’BeitYaakovRibi’’ninve AvrahamMatsliyah’aaitolan‘’BeitAvraham’’ındatamiredilipyenilenmesine katkıda bulunmuştu. Ayrıca, Hayim Palaçi’nin yazdıklarının basılmasına sayısız kez paraca destek veren Eliezer Hillel Behor (Behar) Menuah, 28 Sivan(Mayıs‐Haziran)5622’de(1862)İzmir’deöldü.207 Kasım 1787’ye denk gelmektedir. Öte yandan, Hahambaşı Hayim Palaçi’nin Gürçeşme YahudiMezarlığı’ndabulunanKabriüzerindekimezartaşındayeralankitabededoğum tarihi, 19 Şevat Çarşamba olarak verilmiştir. Şevat, Miladi takvimde, Ocak‐Şubat aylarınadenkgelmektedir.Palaçi’nindoğduğuayOcak‐Şubatoluncadoğduğuyılıİbrani takviminden miladi takvime çevirdiğimiz zaman, Ocak‐Şubat 1788’e denk gelmektedir. Bkz. Hahambaşı Hayim Palaçi’ye ait olan Kabrin kitabesinini tercümesi. Bu Kitabeyi tercüme etme nezaketinde bulunan Türkiye Hahambaşılığı mensuplarından Rav İsak Alaluf’amüteşekkirim. 206Ekştayn, a.g.e. 407. Hayim Palaçi, Le Hayim BeYeruşalayim, İzmir 5648 (1878), Kitabın baş tarafında şöyle yazmaktadır:‘’Eser lamadeti baBet Midraşo şel hagevir Senyor Eliezer Hillel Behor(Behar) Menuah’’ (Saygıdeğer Beyefendi Eliezer Hillel Behor(Behar) Menuah’ın Beit Midraşında on yıl eğitim gördüm). Ayrıca Bkz. Hayim Palaçi, Eyney Kol Hay,İzmir5638(1868),kitabıngirişkısmı‘’KadimuEyney’’.HayimPalaçi,RuahHayim, İzmir 5635 (1865),Helek alef (Birinci bölüm) kitabın giriş kısmı. Hayim Palaçi, Yismah Hayim,İzmir5644(1874).HayimPalaçi,SeferToratHayim,Selanik5621(1851).Ayrıca Sefer Torat Hayim’de Palaçi, Elyezer Hillel Behor (Behar) Menuah’ın on yıl boyunca kendisinemalidestektebulunduğundandasözetmektedir. 207Ekştayn,a.g.e.,118‐123.RabiHayimPalaçi’ninhayatınıkonualanbazıkitaplarda,1841 yangınısonrasındaEliezerBehor(Behar)HillelMenuahtarafındantamirettirilen‘’Beit Yaakov’’Yeşivası’nınadınındeğiştirildiğiveadının‘’BeitHillel’’edönüştürüldüğüiddia edilmektedir. İddiaya göre, cemaat yönetimi tarafından Eliezer Hillel’e bir jest HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)89 İzmir Yahudi Cemaati Hahambaşısı Rafael Yosef Hazan’ın 208 öğrencisiolanHayimPalaçi’ninbabasıRabiYaakovPalaçi’ninde,oğlunun eğitiminebüyükkatkıdabulunduğunubiliyoruz.RabiYaakovPalaçi,İzmir Yahudi Cemaati’nce sevilen ve saygı duyulan bir din alimiydi. Oğluna yazdırdığı ’’Şeelot utşuvot’’(Sorular ve Cevaplar) 209 adlı kitabının, 1841’dekiİzmirYangını 210sırasındapekçoksinagoglabirlikte,neyazıkki yanıpkülolduğusanılmaktadır. yapılmıştır. Bu iddialar tamamiyle yanlıştır. Beit Yaakov ve Beit Hillel, her ikisi de birbirinden farklı yeşivalardır. Beit Yaakov’da eğitim veren Rabi, aynı zamanda Rabi HayimPalaç’nindeamcasıolanRabiRafaelYosefHazan’dır(RavHayimDavidHazan’ın babası) Palaçi ailesine mensup olan pek çok kişi bu yeşiva’da eğitim görmüş ve Rabi Yosef Hazan’ın öğrencisi olmuştur. Nitekim Palaçi’nin büyük oğlu Rabi Avraam Palaçi’nin de bu yeşivada eğitim gördüğü bilinmektedir. Beit Hillel ise, 19. yüzyılın başlarında eğitim veren iki adet Rabi’ye sahiptir. Bunlardan biri Rabi Baruh Kalomiti, diğeri ise, 1820‐30 yıllarında burada eğitim veren ve 1838 yılında ölen Rabi David Amado’dur. Beit Hillel ve Beit Yaakov Yeşivaları hakkında elinde bulunan bilgileri benimlepaylaşanProfesörLeaMakovetsky’yemüteşekkirim. 208HemRabiYosefHazan,hemdeBeitYaakovYeşivasınınkurucusuolanRabiYaakovRibi yaşamlarınınsonlarınadoğruKudüs’egöçediporadaöldüler.AynızamandaRabiHayim Palaçi’ninamcasıolanRabiRafaelYosefHazanYaakovRibiileakrabaidi.Önce,Yaakov Ribi Kudüs’e gitti ve İzmir’den ayrılırken yeşivasının yönetimini yeğeni Yosef Hazan’a emanet etti. Yosef Hazan’da yaşlandığı zaman, Kudüs’e göç ederek oraya yerleşmeyi yeğleyecekti. Bkz. Rabbi Naftali Haleva, ‘’Rabbi Hayim Palachi(1788‐1868)‐Rabbi of Izmir’’,www.jewishideas.org. 209 Kitapta yer alan İbranice kelimelerin tümünü, fonetik yazımı ile (okunuşu) ile verdik. Responsa(Tşuvot), Yahudilikte Şeelot utşuvot (Sorular ve Cevaplar) şeklinde işleyen bir sisteme sahip fetvalar dizinidir. Bir başka deyişle, Geonim döneminin ortalarından itibaren önem kazanan Responsa literatürü, Tora’ya dayanan Şer’i kuralların (Mitsva) yanı sıra genel bağlayıcılığı olayan hükümler (Takana) ve yerel gelenekleri (Minhag) aktaranrisalelerdir.Bkz.SalimeLeylaGürkan,Yahudilik,İstanbulHaziran2012,s.174. Responsa’da amaç, uygulamada Yahudilikle ilgili sorularına yanıt arayan Yahudilere kılavuzluketmektir.Kanımızca,hernekadargünümüzekadarulaşamamışolsada,Rabi YaakovPalaçi’ninkitabınınsadeceadıdahi,onunHalahayorumcusuveHalahakılavuzu olduğunu kanıtlamaktadır. Nitekim, Palaçi ailesinden pek çok hahamın eserleriyle Responsa’yakatkıdabulunduğunubiliyoruz. 210 Haziran 1841’de başlayan İzmir YangınıYahudi mahallesiile birlikte pekçok Sinagogu yakıp kül etti. Binlerce insan evsiz kaldı. A. Levy’nin anlatımı ile; ‘’ İzmir’li Yahudiler, Ağustos 1841 yangınının, kaşer et yemeyen yoksullar için Tanrısal bir ceza olduğuna inandılar’’.AvnerLevy,‘’ShavatAniim:SocialCleavage,ClassWarandLeadershipinthe SephardiCommunity–TheCaseofIzmir1847’’,OttomanandTurkishJewry‐Community and Leadership , Bloomington 1992, 186. Eliezer Başan’a göre, İzmir Yahudileri için ‘’büyükbirdarbe’’olanbuyangınkenttekiYahudinüfusununazalmasınavemorallerinin bozulmasınanedenoldu.AyrıntılıbilgiiçinBkz.Başan,‘’SırefotveReidotadamabeİzmir bemeot hayudzayn‐yudtet veteuda al haeşemat Yahudim behetzta’’, 17. Yakob Barnai, ‘’OntheHistoryoftheJews…’’,33veYakobBarnai,‘’Thedevelopmentofcommunity…’’, 14. Rauf Beyru, 18 ve 19. Yüzyıllarda İzmir, İzmir 1973. 1841 Yangını Yahudi 90 SirenBora HayimPalaçi’ninşahitolduğu1841,1845ve1862yangınlarıkentteo kadar büyük bir yıkıma neden olmuş ve onun üzerinde o kadar derin bir etki bırakmıştır ki; ‘’Lev Hayim’’, ‘’Moşe Hayim’’ ve ‘’Ruah Hayim’’ adlı kitaplarında, İzmir’in ünlü yangınlarının Yahudi Cemaati üzerindeki kalıcı olumsuzetkilerindensözettiktensonra‘’LevHayim’’de,1841Yangını’nın İzmir Yahudi Cemaati’nin sosyal ve ekonomik yapısında açtığı derin yaraları,İsrailUlusu’nungeçmiştekikötükaderinebağlayarakduygularını şöyle dile getirmekte idi: 211 ‘’İsrail ulusu bu ağıta pek çok kez tanıklık etti’’.212 Bir kitabında ise, ’’…bu benim yangının ardından yazdığım ilk kitabım.1841 yılı zihnime en acı yıllardan biri olarak kazındı’’ notunu düşmekteidi. Hayim Palaçi, sadece anne ve babasının değil aynı zamanda büyükbabası Hayim Palaçi’nin de rehberliğinde dini eğitim aldı ve ondan büyükölçüdeetkilendi.Hatta1826yılındaSelanik’tebasılacakolan‘’Smiha leHayim’’ adlı kitabını büyükbabası ile birlikte yazdığı söylenmektedir. 213 mahallelerini hemen hemen tümünü yakıp kül etti; çaresiz kalan yoksul Yahudi halkın varlığıise,İzmir’deMisyoneretkinliklerininyoğunlaşmasınanedenoldu.YusufTurhan ve Kemalettin Kuzucu’nun verdikleri bilgiye göre, 1845 Yangını, akşam saatlerinde başlayıp ertesi gün öğle vaktikontrol altına alınabildi. Birçok gezginin anılarında övgü ilesözettiğiİzmir,17saatsürenvesekizonkolaayrılarakçokgenişbiralanayayılan alevlerleyerlebiroldu.Fırınvetemelgıdamaddelerisatandükkanlardahiyandığıiçin aç ve açıkta kalan kent halkına, İstanbul’dan hatta Mısır’dan para ve yiyecek yardımı yapıldı.Bkz.KemalettinKuzucu,‘1845İzmirYangını’’ToplumsalTarihDergisisayı62, İstanbul 1999, 20‐25. Yusuf Turhan, ‘’İzmir(Hicri: 5/N/1260‐29/C/1263 Miladi: 18/Eylül/1844‐13/Haziran/1847), AKADEMİK TARİH‐ Tarih’e Işık Tutalım, www.akademiktarih.com. İzmir’deki üç Fransız Rahibe tarafından Paris’teki Rahibe kardeşlerine yazılan bir mektupta ise, 1845 İzmir yangını şöyle anlatılmaktadır: ‘’3 TemmuzPerşembegünüşehirdeinanılmazbiryangınpatlakverdi…Yarımgündeşehrin büyük bir kısmı ateşler içinde kaldı.Fransa’da bu tür bir yangının ne dehşetini ne de çıkardığısesihayaledebilirsiniz.Buradangörülenmanzaradehşetvericibircehennem görüntüsü. Bütün Katolik semti ateşler içinde. Cumartesi sabahı yangın yavaş yavaş durulmaya başladı. Katolik semti tanınımaz haldeydi. Biribirine girmiş kalıntılar arasındaydık… Geriye yalnızca toprak kalmıştı. 1841 yılında Türk ve Rum mahalleleri yandığı zaman zengin Katolikler onlara yardım etmişti. Şimdi Katoliklere kim yardım edecek’’.Bkz.DetailsDonnesParlesSeursdeSmyrnesurles RavagesdeL’Incendiedu3 Juillet1845,Paris1845. 212 Hayim Palaçi, Lev Hayim, İzmir 5660 (1890),Helek gimel (üçüncü bölüm). Ayrıca Bkz. Başan, ‘’a.g.m.’’, 18. Başan’ın makalesinde, 17. ile 19. yüzyıllar arasında İzmir’de meydanagelenbüyükyangınlar,depremler,salgınhastalıklarvebunlarınİzmirYahudi Cemaatiüzerindekiolumsuzetkilerihakkındakronolojikbilgiyeralmaktadır. 213Naftali Haleva’ya göre, Hayim Palaçi ‘’Smiha LeHayim’’ adlı kitabının hazırlanması ve yayınlanması aşamalarında Rabi Rafael Yosef Hazan ile birlikte çalışmıştır. Bkz. Rabbi Haleva,‘’a.g.m.’’. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)91 ŞimonEkştayn’ın,HayimPalaçi’nin‘’HakkayLev’’ve‘’TsavaaMehayim’’adlı kitaplarındanaktardığınagöre,Palaçi,aldığıdinieğitiminyoğunluğunuve insanlar arasında barışı, huzuru temin etmek konusundaki hassasiyetini vurgulayanşuaçıklamalarıyapmaktadır: 214‘’Göklervesemalarşahidimdir. Kendimi bildiğim günden yirmi yaşıma kadar Tora eğitimime hiç ara vermedim. Hiçbir zaman dünyevi işler nedeni ile Tora öğrenimimi ertelemedim veya iptal etmedim. Tanrısal gündemimden uzaklaşıp, dünyevi ve maddi işlerle hiç uğraşmadım. Kırk yaşıma varıncaya kadar, çevremdeki insanlarınsorunlarınayardımcıolmaya,ikiinsanarasındakianlaşmazlıkları muhakeme ederek adaletin tecelli etmesine, iki insan arasındaki anlaşmazlıkları ve küslükleri barışçı yollarla gidermeye çalıştım. Bunun dışındakizamanlardakendimisürekliToraeğitimineverdim.’’ Hayim Palaçi üç kez evlendi. İlk evliliğini, İzmir’in ünlü ve önemli hahamlarından biri olan İtshak Ribi’nin kızı Esterula (Ester) ile tahminen 1807 ile 1809 yılları arasında yaptı. Eşini 1838 yılında kaybedince ikinci kez, Haham Avraam N. Azra’nın ailesinden olan Bayan Vida Nama ile evlendi. Onunla 10 yıl evli kaldılar. İkinci eşi de ölünce, Bayan Coya ile üçüncüevliliğiniyaptı.215 İlkevliliğindenolanüçoğlu(Avraam,RehamimNesimİtshakveBen Zakunav Yosef) 216ve üç kızı vardır. İlkkızının adı bilinmiyor. Ancak onun 1823yılındaRabiİtshakBenHagevirYaakovGiatileevlendiğinibiliyoruz. İkinci kızının adı Lea idi ve o da 1846 yılında Rabi Ben Tsiyon B. Şlomo Çikurel ile evlendi. Üçüncü kızının adı ise yine bilinmiyor. Onun da, Rabi MenahemGigonileevlendiğinibiliyoruz.2171810yılındadoğanenbüyük oğlu Avraam Palaçi, ileride İzmir Hahambaşısı olacaktır. Küçük oğlu Yosef’in ise, Hayim Palaçi’nin yaşlandığı yıllarda doğduğu, ‘’ben zakunav’’ (yaşlıbabanınoğlu)tanımlamasındananlaşılıyor. Hayim Palaçi 1813 yılında 26 yaşında iken, ‘’Hahaham haşalem’’ (Haham) ünvanını aldı. Diploması ‘’Dereh Etz Hahayim’’(Hayat Ağacının Yolu) kitabının yazarı olan İzmirli ünlü Hahambaşı Hayim İtshak Algazi tarafındanonaylandıisede,Palaçi,babasınınöldüğüHeşvan(Ekim‐Kasım) 5581 (1820)’e değin, onun gölgesinde kalmayı yeğledi. 1827 yılında 40 yaşında,’’Dayan Sofet‐ Hakim’’ (Dini Yargıç) ünvanını alarak hakimlik yapmaya başladı. Aynı yıl, Beit Yaakov Yeşiva’sının müdürlüğüne atandı. 214Ekştayn,a.g.e.,279. 215Ekştayn, a.g.e., 108‐109. Naftali Haleva’nın verdiği bilgiye göre ise, Hayim Palaçi ilk evliliğini henüz 20 yaşında ve öğrenci iken, ‘’Bahis İtshak’’ adlı kitabın da yazarı olan öğretmeniRabiİtshakGatenya’nınkızıileyapmıştı.BkzRabbiHaleva,‘’a.g.m.’’. 216Ekştayn,a.g.e.,109‐116. 217Ekştayn,a.g.e.,116‐117. 92 SirenBora 1837 yılında 50 yaşında iken ‘’Av Beit Din’’ (Baş yargıç) ve ‘’Umarbitz Torah’’(Tora eğitmeni) ünvanlarını aldı.218 Bu arada İzmir Yahudi Cemaati’ningereksinmeduyduğunainandığıyasavetüzüklerihazırlamaya başladı.ŞimonEkştayn’ınPalaçi’ninkitaplarındanaktardığınagöre;Palaçi, Yahudi Cemaati üyelerinin namuslu ve sade bir yaşam sürmesini sağlayacak kuralları içeren fetvalar yayınlamaktaydı. O, fetvalarda ve teftişleri sırasında verdiği söylevlerde, küçük veya büyük diye ayırmadan tümtoplumsalsorunlaratektekdeğinmeyeözengöstermişti.Amacı,kentin kamusal yaşamını karışmak ve onu baştan aşağı düzenleyip değiştirmek değil; Yahudilerin geleneksel yaşamında gördüğü yanlışları düzelterek onlarıdoğrularayönlendirmekti.Önerilerininuygulanmasınısağlamakiçin hazırladığı tüzükler gerçekten de, ‘’fetva’’ niteliği taşıyordu. Örneğin, ‘’Tohahat Hayim’’ ve ‘’Hukey Hayim’’ kitaplarından edinilen bilgilere göre, fetvalarından birinde, gençlerin ‘’şarkıları, ilahileri, cinselliği çağrıştıran şarkıları’’ öğrenmesini yasaklamıştı. Ayrıca, Palaçi, fetvalarının uygulanıp uygulanmadığını da kontrol etmekteydi. Denetimi sağlamak için özel görevliler atadığını görmekteyiz: Palaçi, bu iş için‘’Haver İr’’ (Kent Dostu) adıyla bir kurum oluşturup, kurumda ‘’Hahaham haMarbitz Torah’’ (Tora öğretmenlerini) görevlendirmişti. Nihai hedefi, ‘’İzmir Yahudi Cemaati’nin geleneksel ve sade hayatının saflığını korumaktı’’.219 Bu amacını gerçekleştirebilmek için, İzmir Yahudi Cemaati’nin yaşamının hemen her alanı ile ilgili fetvalar yayınlamıştır. Şimon Ekştayn, söz konusu fetvaları sınıflandırarakşöylesıralamaktadır: Evliliklerin sona erdirilmesi(boşanma) için hangi koşulların yerine getirilmesigerektiğini, Yahudi kızlarının Yahudi olmayanların yanında çalışmasının uygun olupolmadığını, Yalanyereyeminedilmesinindoğruolmadığıvehangikoşullaraltında afedilebileceğini, İskambiloynamakvetütüniçmeninzararlarını, Kendini kaybedecek kadar fazla şarap içmenin zararlarını ve hangi koşullaraltındaşarapiçilebileceğini, Yahudi olmayanlarca yapılan yoğurdun tüketilmesinin uygun olup olmadığını açıklayan ve yukarıdaki maddelerin tümü ile ilgili çeşitli ‘’yasaklamalar’’getirenhükümler.220 218Ekştayn,a.g.e.,106. 219Ekştayn, a.g.e., 158‐161. Hayim Palaçi, Tsadaka Hayim adlı kitabında, dürüst, namuslu hayatınsırlarınıvebuhayatasahipolmakisteyenYahudilerinuymasıgerekenkuralları sıralamaktadır.Bkz.HayimPalaçi,TsadakaHayim,İzmir5618(1848). 220Ekştayn,a.g.e.,234‐255. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)93 Hayim Palaçi, 1847 yılının Mayıs ayında 60 yaşında iken İzmir’in ikinci büyük Hahamı ve Beit Din’in (Dini Kurul) başkanı oldu. Böylece, o sırada Beit Din’in üyeleri olan Rabi Yeşua Şlomo Arditi, Rabi Hayim Binyamin Pontremoli, Rabi Rahamim Nisim Yehuda de Sigura ve Rabi Nisim Moşe Modai ile 45 İzmirli hahamın dini lideri konumuna geldi.221 1855 yılının Eylül ayında, İzmir Hahambaşılığı tarafından ‘’Roş Hakolel’’ (Yeşivaların Başhahamı) olarak atandı. Tam bir yıl sonra ise(1856 yılı), yine Eylül ayında 69 yaşında iken Hahambaşı seçildi. Ölümüne dek‐1868 yılına kadar‐bu görevde kaldı. Sultan Abdülmecit 1850 li yıllarda Osmanlı ve kent Hahambaşılarını atamaktan vazgeçip seçim yetkisini cemaat yönetimine geri verdiği için, Hayim Palaçi cemaat yönetimi tarafından Hahambaşı seçilmişti. Ama buna rağmen, Hayim Palaçi’nin Hahambaşılığı’nın, Padişah Abdülmecit tarafından bir fermanla onaylanıp duyurulmasısözkonusudur.222 Kişiliği Hayim Palaçi’nin Hahambaşılığı dönemi(1856‐1868), özellikle onun kişiselnitelikleriışığındaelealınıpincelenmelidir.Palaçi,diniyargıçolarak atandığı andan itibaren dürüstlüğü, adaleti ile İzmir kentinde, çevredeki yerleşim alanlarında, İstanbul’da, Selanik’te ve hatta Osmanlı İmparatorluğununsınırlarıdışında,saygınbirdinişahsiyetolarakünyaptı. ODoğu’dayetişmişYahudidinadamlarıarasında‘’DevlerinSonunucusu’’,223 son önemli ‘’Posek’’(Müçtehid) idi. Ondan söz edilirken ‘’HaHabif’’ kısaltması (adının tamamı, Hayim ben Yaakov Palaçi idi), ‘’Rabbeynu’’(Üstadımız) veya ‘’Tsadik’’(Şeyh veya Pir)224 ya da ‘’Maalat Ateret Tiferet’’(Başımızın Onur Tacı) gibi öneklerin veya ünvanların kullanıldığınıgörmekteyiz.225HayimPalaçi,PadişahAbdülmecittarafından 1861yılında(ikincieşininölümündenbirkaçaysonra),‘’adalettensorumlu dinadamı’’nişanıileödüllendirildi.Bunişanverildiğisırada,aynızamanda cemaatin adalet işlerinden de sorumlu tutularak Osmanlı devleti adına ‘‘münferid muhakeme’’ yetkisi ile donatıldı. Daha anlaşılır bir şekilde izah 221Haleva,‘’a.g.m.’’. 222Barnai, ‘’On the history of theJews…’’, 31. Barnai, ‘’The development of community…’’, 20. Avner Levy, ‘’Shavat Aniim: Social Cleavage, Class War and Leadership in the Sephardi Community‐The Case of Izmir’’, Ottoman and Turkish Jewry‐Community and Leadership,Bloomington1992,189‐191. 223Barnai,‘’Thedevelopmentofcommunity…’’,20. 224Tsadik, kelime anlamı bakımından; doğru, adil ve nazik olan inançlı kişidir. Bu kişi, insanlarakarşıvericibirgönültaşır,Tanrı’dankorkar.Yahudigeleneğinagörekendini bellietmemiş36Tsadikvardır.Bkz.YusufBesalel,YahudilikAnsiklopedisi,İstanbul(cilt 3)Mayıs2002,746‐747. 225Ekştayn,‘’a.g.e.’’,Ayrıcabkz.EncyclopediaJudeica,‘’Palache’’,17‐20. 94 SirenBora etmek gerekirse; Hayim Palaçi’ye, hem Şer’iye Mahkemeleri’nin hem de BeitDin’ingeçerlidiniyasalarıileyargılamaayrıcalığıtanınmıştı.Demekki HayimPalaçi,İslamhukuku(İslamŞeriatı)hakkındadabilgibirikimineve yeterlidonanımasahipti.Veanlaşılıyorki,Osmanlıcayıiyidüzeydeokuyup yazabiliyordu. 1862 yılında ise, yine Abdülmecit tarafından bu kez ‘’Dördüncü Rütbeden Mecidiye nişanı’’ ile ödüllendirildi.226 Kimi tarihçilere göre, gerek Padişah gerekse Osmanlı Müslim ve gayrımüslim cemaatleri tarafından, Palaçi’ye gösterilen saygı, güven ve itibarın büyüklüğü, onun, Osmanlı Hahambaşısı Yakir Geron 227 dahil pek çok Yahudi din adamı tarafından kıskanılmasına yol açacaktı. Üstelik Hahambaşı Geron, sadece kıskanmakla kalmayıp, aynı zamanda Palaçi’ye karşı muhalif bir tavır da sergilemeye başlayacaktı. Hatta bu kıskançlığın, Osmanlı padişahından onun cezalandırılmasını istemeye kadar vardığı ileri sürülmektedir.228 Kuşkusuz,HayimPalaçi’ninİzmirveİstanbulYahudiCemaatleritarafından çok sevilip sayılmasının nedenlerinden biri hatta belki en önemlisi, onu Hahambaşılığa götüren süreçte, İzmir’de meydana gelen cemaat kavgaları sırasında (yoksul ile zengin, reformist ile statükocu arasındaki kavgalar) sergilediği soğukkanlı ve adil tutumdur. Bu kavgaların en önemlilerinden biri, ‘’Şaavat Aniyim’’ (Yoksulların Feryadı)229 adlı risalede uzun uzadıya 226BOA,A.)DVN.MHM.35/100,1278(1862). 2271858‐1862yıllarıarası,OsmanlıYahudileriarasındareformistlerletutucularınşiddetli kavgalarına sahne oldu. Özellikle İstanbul Yahudi Cemaatinde yaşanan çatışma devlet yönetiminin müdahelesi ve zamanın Hahambaşı Yakob Avigdor’un görevden alınması sonucunudoğurdu.Yerine1863yılındaKaymakamsıfatıylaOsmanlıİmparatorluğu’nun HahambaşıvekiliolanYakirAstrükGerongetirildi.15Mayıs1865tarihindeyürürlüğe giren’’Hahamhane Nizamnamesi‘’ve 1896 yılında İstanbul’da ardından da İzmir’de hazırlanan ‘’cemaat tüzükleri’’ aracılığı ile cemaat yönetimindeki sorunların çözülmesi sağlanmaya çalışılacaktı. Bkz. Rodrigue, a.g.e., 68. Hahamhane Nizamnamesi için bkz. BOA,İradeŞurayıdevlet507.Düstur,Tertib‐ievvel,cilt2,962‐975. 228Hayim Palaçi’nin 1866 yılında ‘’Bağlı Bıçak’’ uygulamasına son vermesinden sonra Filistin’e sürmek istediği iki Şohet, Palaçi’yi İstanbul’daki Hahambaşı Yakir Geron’a şikayet etmişlerdi. Bunun üzerine Geron, Bab‐Ali’nin de isteği doğrultusunda HahambaşılıkSekreteriolanHahamŞimuelDanon’ukonuyuaraştırmagöreviileİzmir’e gönderdi.Danon’dabukonuileilgilibirraporhazırladı.Aynızamandaİzmir’li60kişinin imzasını taşıyan bu raporda, kentteki karmaşanın ancak Hayim Palaçi’nin İzmir Hahambaşılığı görevinden alınması koşulu ile düzelebileceği önerisi yer almaktaydı. Raporu onaylayan Hahambaşı Yakir Geron, kimi tarihçilere göre, İzmir Yahudi Cemaati’nin Palaçi’ye olan desteğini ve bağlılığını kıskanmıştı. Ayrıntılı bilgi için bkz. Ekştayn,a.g.e.,171‐173.Geron,Palaçi’ningörevindenalınmasınıistediisedeİzmirValisi bu talimatı yerine getirmedi; görevi bir süre askıya almakla yetindi.Hayim Palaçi, taraftarlarının İzmir ve İstanbul’daki büyük gösterileri nedeniyle, ömür boyu makamındakalmaküzeregöreveiadeedildi.Bkz.NaimGüleryüz,Bizans’tan20.Yüzyıla –TürkYahudileri,İstanbul2012,179‐180.Olaylarıngelişmesüreciniendişeileizleyen BarondeRothschild,HayimPalaçi’yeLondraHahambaşılığıgöreviniönermiş,ancakbu öneriPalaçitarafındankabuledilmemiştir.Bkz.Haleva,‘’a.g.m.’’. 2291847yılındaİzmir’de,‘’muhalifler’’denbiritarafındanbasıldı.Sekizsayfaolanburisale, ‘’Ladino’’olarakyazılmıştı.Levy’ninverdiğibilgiyegöre,teknüshasıİngilizMüzesinde, HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)95 anlatılannedeniisevergiyolsuzluğu(gabelileilgiliyolsuzluk)olanolaydı. İzmir’de,1847yılındapatlakveren’’sosyalçatlak’’,okadaruzunsürdüve cemaatüzerindeokadarderinyaralaraçtıki;HayimPalaçidahiolabilecek vahim olaylardan dolayı endişeye kapıldı. 230 Avner Levy’nin anlatımına göre; ‘’1840 ile 1842 yılları arasında, henüz mesleklerinde yeni olan genç Rabbiler Hayim Palaçi, Pinhas de Segura, Shelomo Krispin ve A. Eşkenazi yoksulları gözetip desteklediler ve et gabelinin yoksulların lehine düzenlenmesi kararını aldılar. Fakat aradan bir süre geçtikten sonra(1847 yılında), hepsi zenginlerin safhına geçtiler ve yoksullar aleyhine çalışmaya başladılar’’.231 Palaçi olaylar sırasında(1847 yılında), şer’i mahkemelerin yetkiveotoritesinesahip,ticari‐sivildavalarabakanBeitDin’inbaşkanıidi. 232 Nitekim Palaçi’nin önce, Beit Din başkanlığının ona tanıdığı yetkileri kullanarak et gabeli hakkında yoksullar lehine düzenlemeler yapmaya başladığıveetgabelininhükümsüzolduğunuilanettiğigörülmekteisede; buçalışmalarınzenginlerinonunfinansalkonulardakiyetkilerini kısıtlaması nedeni ile bir süre kesintiye uğradığı anlaşılmaktadır. Palaçi’nin çalışmalarınındurdurulması,olaylarıdahadaalevlendirmiştir.Yoksulların Beit Din başkanı tarafından alınan kararın uygulanamamasından dolayı duyduklarıhoşnutsuzluğuOsmanlıyönetimineaksettirdikleri,Meclis‐iVala tarafındanAydınVilayetinegönderilen,‘’şikayetlereyanıtniteliğindeki’’bir belgedegörülmektedir:25/Ş/1264(1847)tarihlibubelgede,uygulanması zenginlertarafındanengellenen‘’şurutnameninahkamınınicrası’’istenmekte fotokopisiiseKudüsBenTsviEnstitüsündebulunmaktadır.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Avner Levy,‘’a.g.m.’’. 230Hahambaşı Hayim Palaçi’nin cemaatteki sınıf çatışmalarından dolayı duyduğu endişeyi ve üzüntüyü eserlerinde yansıttığını, ondan alıntı yapan Avram Galante ve M. Franco’nun verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır. Bkz. Galante, Histoire de Juifs d’Anatolie…, 58‐62. M. Franco, Essai sur I’Histoire des Israelites de L’Empire Ottoman, Paris 1897, 197‐200. Nitekim Palaçi’ye ait iki kitabın içeriğinin, barış ve esenlik olduğunu biliyoruz: Sefer Hukot Hayim ve Hayim ve Şalom. Ayrıca Aydın Vilayet Yönetimi’nin de aynı endişeleri paylaştığı Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan belgelerden anlaşılmaktadır. Örnek verelim: Gabel Akçesinin yükseltilmesi nedeniyle aralarındahusumetoluşanİzmir’inyoksulvezenginYahudilerininarasınındüzeltilmesi için ne şekilde hareket edilmesi gerektiğinin bildirilmesine dair İzmir Muhassılı (Kaymakam) Osman’ın yazısı. BOA, Sadaret A.9 MKT. 121‐1 (10/Ca/1264). İzmir’de Yahudiler arasında zuhur eden münazaayla ilgili olarak Sabri efendi’nin görevlendirilmesi ile ilgili yazı. BOA., İ.HR. 45/2119 ( 22/Ca/1264). İzmir’de bulunan Yahudi milleti arasındaki kavganın tahkikine dair tezkire. BOA., İ.MVL. 123/3149 (15/Ş/1264).Ayrıcabkz.ŞimonAriLeyevEkştayn,a.g.e.,165‐172. 231AvnerLevy,‘’a.g.m.’’,196. 232Beit Din, Şeriat Mahkemelerinin yetki ve otoritesine sahip bir kurumdu. Yahudi Cemaatine ait sivil ve ticari davalara bakıyordu. Zaman zaman Yahudi olmayanlar da Yahudilerle aralarında oluşan sorunlar için bu kuruma başvuruyorlardı. Galante, a.g.e., 17‐19.Palaçi’ninİzmirveçevresindegüvenilirbirhakimolaraktanınıp,sevilipsayıldığı bilinmektedir. 96 SirenBora idi.233Öteyandan,A.Levy’ninaçıklamalarındananlaşıldığınagöre;‘’Palaçi, bir süre sonra otoritesini geri kazandı fakat et gabeli hakkındaki hükümsüzlük(ilga) kararını unuttu’’. 234 Hayim Palaçi kararını unuttu mu? Yoksa bilinçli olarak erteledi mi? Bilmiyoruz. O, her zaman yoksul sınıfın yanında yer alan, onları destekleyen ve gabel uygulamasının önemli bir parçası,‘’Şohet’’göreviniüstlenmişolanRabiDavidHazanileakrabaidi.235 Kanımızca, yoksulların korunması konusunda Palaçi’nin Hazan ile aynı fikirleripaylaşmaolasılığıçokyüksektir.‘’Barış’’yanlısıolanPalaçi,olayları yatıştırmak için ‘’uzlaşma yöntemini’’ yeğlemiş olması muhtemeldir. Başarılıoldumu?1865‐1866yıllarındaolaylarınhaladevamediyorolması ve İstanbul, Paris, Viyana’daki Yahudi gazetelerinde gündemi işgal etmesi, nihai çözümün sağlanamadığının, kısacası başarısızlığın kanıtlarıdır.236 1866yılındaetgabeliyolsuzluğunakarışanvergitahsildarları(Gabelleros), kaşer et kesimini yapanların (Şohetim) ve kasaplar Hahambaşı Hayim Palaçitarafındanuyarıldılar.Palaçi,uyarılarıişeyaramayınca‘‘BağlıBıçak’’ 237uygulamasınasonverecekti.238OlaylarınbaşlamasınanedenolanGabel, et,şarapvepeynirdenalınmakta;hastane,mezarlık,yoksullariçingiyecek, dini mahkemenin giderleri Talmidey Hahamim (Haham eğitimi alan öğrenciler) ve Asara Batlanim239 için kullanılmakta idi. A. Levy’nin Şaavat 233İzmir’deki Yahudilerin aralarında tatbik olunmak üzere kararlaştırılan ve cemaatin zenginlerince engellenen ‘’Şurutname’’nin ahkamının icrası talebi ve teferruatı. BOA, MVL.27‐56,25/Ş/1264tarihlibelge. 234Levy,‘’a.g.m.’’,197. 235RavHayimDavidHazan,BeitDinmensuplarınabirmektupyazarak,kenttesayıları2000 dolayında olanyoksul Yahudilere yardım etmeya karar verdiğini bildirmişti. Ona göre; eğeryardımvedestekalamazlarsapekçoğudindeğiştirebilirdi. 236Levy,a.g.m.’,189. 237‘’ Bağlı Bıçak’’ uygulamasında, ‘’Gabel’’ toplama hakkı açık arttırmaya çıkarılıyor ve en yüksek fiyatı veren Gabel toplama ayrıcalığını elde ediyordu. Cemaat yönetimi ile kontrat imzalayan vergi tahsildarları(Gabelleros), vaat ettikleri kira bedelini her hafta ödemekle yükümlü idiler. Cemaat yönetimi ise, gabelleros’un kira bedelini karşılamak içinyapabileceğiyolsuzluklarakarşıherhangibirönlemalmamıştı. 238Galante, a.g.e., 31‐32. Ekştayn, a.g.e., 168. Ayrıca bkz. İzmir’in yoksul Yahudilerine Dersaadet’den ‘’yardım akçesi’’ gönderilmesi ile ilgili yazı. BOA, MVL. 732‐66, 18/Za/1283. İzmir’de bulunan Yahudi milleti arasında tekevvün eden tartışmanın milletçe rüiyyeti için Hahambaşı tarafından gönderilen memura hükümetçe yardım olunmasıhakkındaemirname yazılmasıiçinHahambaşılıkKaymakamınıntakriri.BOA, MVL.736‐50,14/S/1284tarihlibelge. 239AsaraBatlanim,Onİşsiz;Batlanimiseişsizler,işsizgüçsüzbaşıboştakımı,kurukalabalık anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki yerleşim birimlerinde yer alan hemen her Sinagog ya da Yeşiva çevresinde gerektiğinde çağrılmayı bekleyen Batlanim’e rastlanılmaktadır. Tören esnasında Minyan’ı (10 kişiyi) tamamlamak HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)97 Aniyim’den aktardığına göre; şarap gabeli 25.000 lions(arayot) 240 idi. Anlaşıldığına göre, yoksulların isyan etmesine yol açan adaletsizlik tam burada, gabel dağılımında başlamakta idi: 25.000 arayot’un 20.000’i yoksullarca5000’izenginlerceödenmekteidi.Aynıdurumetgabeliiçinde geçerliidi.Ayrıcaetkesicilere(Şohetim)ödenenücret40.000arayotolup bunun tamamı yoksullardan tahsil edilmekte idi. Böylece yoksul Yahudi, hemetvergisihemdeŞohetücretiilebirlikteçift(ikikat)vergiödemekle karşı karşıya bırakılmakta idi. Buna karşın zengin sınıfa mensup olanlar Şohetiçintekbirkuruşödemeyapmıyorlardı. 241Elimizdekikaynaklardan anlaşıldığınagöre,anlaşmazlıklarbubağlamdayıllarcainişliçıkışlıdevam etti.242 Öte yandan, Hayim Palaçi’nin yoksulların haklarını gözetmesinin zengin sınıfın hoşuna gitmediği anlaşılıyor. Çünkü 1865 Hahamhane NizamnamesigereğinceoluşturulanİzmirYahudiCemaati’ninyeniyönetim kurulu (zengin tüccarlar arasından seçilen kişilerden oluşturulmuştu: BaşkanAbrahamEnrikes,Üyeler;YakoMelammed,MoşeMordoh,İsakSidi, David Cohen, Avraham Roditi, Moşe Sion, David Taranto, İsak Dannon ve Habib Nesim Crespin) ilk toplantıya Hayim Palaçi’yi davet edecek, ona Hahambaşının kararveimzayetkilerinisınırlayanbir’’bildiri’’imzalatacaktı. Kurulüyeleritarafındanhazırlananbubildiride,Hahambaşınıntümkararve imzaları için yönetim kurulunun onayı şartı getirilmişti. O sırada 78 yaşındaolanHayimPalaçi,M.Franko’nunyorumunagöre;‘’belkiisteyerek ya da belki istemeyerek (bu bilinmiyor) bildiriyi imzalamıştı’’. Yönetim kurulu, köklü değişiklikler yapmaya başlamış; bunun için hem idari personelideğiştirmişhemdeşarapveetgabeliileilgiliyenidüzenlemeler hazırlamıştı. Aldığı kararların resmileşmesi ve yaptırım gücünün artması için ise, İstanbul’da Hahambaşı Yakir Geron’a başvurarak desteğini talep etmişti. Ancak yönetim kurulunun ömrü kısa sürdü. Birkaç ay çalışıp feshedilince,Palaçi’ye(belki)emrivakiileimzalatılanbildiridefeshedilmiş oldu. Hayim Palaçi, ‘’hayatboyu kaydı ile‐yani ölünceye dek‐Hahambaşılık gerektiğinde,çoğunluklakulaktandolmadinselbilgiyesahipolanbuYahudilerbirücret karşılığındaeksiğitamamlamaküzereibadethaneyeçağrılmaktaidiler. 240 Arayot, Osmanlı altın kuruşu olup Aslanlı ya da Asadi olarak adlandırılmakta idi. Bir yüzündeaslanresmivardı.1kuruş=40paradır.Bkz.Levy,‘’a.g.m.’’,199. 241Levy,‘’a.m.’’,184‐186. 242 Kentte ard arda çıkan 1841 ve 1845 yangınları, İzmir Yahudi Cemaati’nin ekonomisini bozmuştu.A.Levy’egöre,Palaçi’ninbudönemleilgiliverdiğicemaatborcuolan500.000 arayot (Şaavat Aniyim’de verilen bilgilerle de örtüşüyor) 1841 ve 1845 yangınlarının verdiği zararın giderlerinin bilançosunu da de kapsıyor olsa gerek. Bkz. Levy, ‘’a.g.m.’’, 194. 98 SirenBora makamına atanırken, Gabel’i sömürü aracı olarak kullananlar Hahambaşı HayimPalaçi’denözürdilediler’’.243 Hayim Palaçi’nin karakteri ve kişisel özellikleri hakkındaki ipuçlarına, Palaçi’nin kitaplarından, oğulları Avraam Palaçi ile İtshak Palaçi’nin anılarından, gezgin Frankl’in gezi yazılarından, o dönemde yayınlanan‘’Halevanon’’(Lübnan) gazetesinde 244çıkan haberlerden ve araştırmacı M.Franko’nun verdiği bilgilerden ulaşılabilmektedir. 245 Şimon Ekştayn’ın verilen bilgi ve örneklerden çıkardığı sonuç şudur: Hayim Palaçi;246 Merhametlidir,‘’Gemilut Hesedim’’ (Hayırseverlik Hizmeti), özellikle yoksullarayardımedilmesikonusundasondereceduyarlıdır. Herinsanınyargılanmadanöncemasumolduğunainanır.Yargılarken, aynı zamanda adeta savunmayı da üstlenerek beraat ettirmek üzere yargılamayaözengösterir.Adildir. Ağzınısıkıtutar,dilinesahiptir. Herhaliylesafvesaydamdır.Dürüsttür. İmanıtamdır,Tanrıyabüyükbirinancıvegüvenivardır. Tevazusahibidir. Kanaatkârdır. “Haemet’’(Hakikat)sevgisivesaygısısonsuzdur. Hertürlüyağmaya,talanakarşıdikkatlivetedbirlidir. Herşeyiaffedenbağışlayıcıbiryapısıvardır. Konukseverdir. Sabırlıdır. İşininehlidirvekuvvetlibirhafızayasahiptir. Karaktersahibivegüvenilirdir. Şifayeteneğinesahiptir. 243Franco,a.e.,197‐199.İzmirYahudiCemaati,HahamhaneNizamnamesini1896yılından itibarenbenimseyipuygulamayabaşlayacaktır. Bu gazete, 1863 yılından itibaren İbranice olarak Kudüs’te, Eşkenaz Yahudileri olan Yehial Bril, Mihal Kohen, Yoel Moşe Salamon ve Meyer Markus Lehman tarafından yayınlanmaya başladı. Ayrıntılı bilgi için bkz. Hauniversita Haİvrit Yeruşalayim, Itonot İvritHistorit,jnul.huji.ac.il/dl/newspapers/index1024.html. 245 Palaçi’nin dürüstlüğü, güven telkin eden saygıdeğer görünümü ve cemaat üyelerine duyduğu sevgi, gerek gezgin Frankl’in anılarında gerek ‘’Halevanon’’(Lübnan) gazetesindesıksıkdilegetirilmiştir.Frankl,şöyleyazıyor:‘’…HiçbirimizTürkiyedebaşka birinitanımıyoruz.Günlerboyubilgidenvesağlıktanyoksunolanyetimleriçinağlayan…’’ Bkz. Ekştayn, a.g.e., 262‐263. M. Franko ise, 79 yaşındaki Hayim Palaçi’nin işine olan bağlılığından,geceyarılarınadeğinçalışmasındanvesaygınlığındansözetmektedir.Bkz. a.g.e.,265. 246Ekştayn,a.g.e.,282‐305. 244 HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)99 Elvevücuttemizliğineönemvermektedir.Titizdir. “Barış’’atutkuylasevdalıdır. Rüyalara,rüyayorumlarınaönemvermekteveinanmaktadır. İyiBirHakim’inSahipOlmasıGerekenNitelikler: YukarıdasayılanniteliklerindendeanlaşılacağıgibiHayimPalaçi’nin bir Hakim’in taşıması gereken ‘’ahlaki meziyetlere’’ sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu nitelikler, ‘’Geonim’’in sonuncusu fakat en önemlisi olarak tanınan Maymonides’in de(Rambam ya da İbni Meymun), ‘’Mişne Tora’’(Yad HaHazaka) adlı eserinde saydığı bir hakimin taşıması gereken niteliklerle, ‘’zeki, mütevazı, Tanrı saygısına, gerçek Tanrı aşkına, iyi bir şöhrete sahip olmak ve halk tarafından sevilmek’’ birebir örtüşmektedir.247 Nitekim Tora’nın çeşitli bölümlerinde de, Tora konusunda en üst düzey uzmanlığaerişmiş,herhangibirkonudayapılmasıgerekeniöğretmeyada birkararabağlamayetkisinesahipHahamlararasındanseçilenHakimlerin (Şofetim), dürüst ve adaletli yargılama yapmaları zorunluluğu sık sık vurgulanmıştır: “Yargıyı saptırma, ayrıcalık yapma ve rüşvet alma’’. Ve ‘’Adaleti–adaletitakipet...’’.248 “HayırseverlikHizmeti’’ve“Emuna’’: ‘’Gemilut Hesedim’’, ‘’sıkıntılı zamanlarında insanlara yardım etme’’ mitsva’sına (şer’i kuralına) bağlı bir gelenektir. Yahudiliğe göre, Tora ve ibadet ile birlikte gönüllü iyilik yapmaya yönelik işler (sadaka ve yardımlaşma, hasta ve taziye ziyareti, cenazeye katılma, ölü gömme, yas tutma,misafiriuğurlamagibifiiller)dünyanınüçtemeldireğini(sütununu) oluşturmaktadır. 249 Bu mitsvalar, Yahudi dini kuralları içinde yer alan ve Halaha’ya eşlik eden, daha çok toplumsal boyutun ağırlıkta olduğu ve toplumsal alanda yerine getirilen farz hükmündeki kurallardır ve iyilik, merhamet, doğruluk, tevazu, hayâ, dini samimiyet, Tanrı korkusu ile birlikte Yahudiliğin manevi ve etik boyutunu oluşturmaktadırlar.250 247Bkz.YusufBesalel,YahudilikAnsiklopedisicilt1,İstanbulMayıs2001,s.52.Maymonides hakkındaayrıntılıbilgiiçinbkz.HaticeDoğan,Maymonides’inHayatıveEserleri,İstanbul Mayıs 2010. Maymonides, ‘’Mişne Tora’’ (Tora Tahsili) adlı kitabını oluşturan 14 kitapçıktan ‘’Sefer Şofetim’’de (Yargıçlar Kitabında) Sanhedrin bölümünde Hakimlerin sahipolmasıgerekenniteliklerisaymaktadır.Bkz.a.g.e.,41. 248Tora Devarim 16:19‐20, 357‐361. Ayrıca bkz. ‘’Yargıda haksızlık yapmayın….Akranını adaletle yargılamalısın’’ Tora Vayikra 19: 15, 398‐399. Şemot’da ise mahkemeden söz edilmektedir.Bkz.ToraŞemot22:7‐8,264‐267. 249Besalel,a.e.cilt1,187.HayimPalaçi’yegöreHayatınaltısütunuvardır.Busütunlardan biri,‘’GemilutHesedim’’(HayırseverlikHizmeti)dir.Diğerleriise;‘’Tora,Çalışma,Yargı, Hakikat ve Barış’’dır. Bkz. Hayim Palaçi, Amuday Hayim, İzmir 5645 (1875). Hayim Palaçi’nin Gemilut Hesedim hakkında yazdıkları ile ilgili ayrıntılı bilgi için Bkz. Hayim Palaçi,TsadakaHayim,İzmir5618(1848). 250SalimeLeylaGürkan,Yahudilik,İstanbulHaziran2012(Gözdengeçirilmiş4.baskı),191. 100 SirenBora Yahudilikteki’’İman’’(Emuna)kavramıise,teorikanlamdaTanrı’nınvarlığı veya mahiyetiyle ilgili tanımlamaları kabulden ziyade, Tanrı’nın iradesine veişlerine‘’güvenmek’’anlamıtaşımaktadır.251 “Haemet’’(Hakikat)Sevgisi: Yahudilikte “Haemet’’ (Hakikat), hem birey hem de tüm Yahudi Cemaati için erişilmesi büyük bir ideal olan ahlaki bir değer olarak temsil edilmektedir. Temel öğreti şudur: “Dünya üç şey üzerinde yaşar: Hakikat, Adalet ve Barış. Ancak hakikat, hepsinden önemlidir ve sadece hakikatin olduğu yerde adalet ve barış yeşerebilir’’ .252 Yahudi inanç sistemine göre, Tanrı bütün âlemi “hakikat’’ üzerine yaratmıştır. Onun sözleri, en baştan hakikatintakendisiveyaradılışınözüdür.253 ŞifaYeteneği: Hayim Palaçi bir gün hasta bir Yahudiye çağırılarak onun için dua etmesi istenilmiştir. Palaçi bir süre yatağın başında durup düşüncelere daldıktan sonra, hastaya “Pidyon’’254 yapılıp yapılmadığını sormuş ve “Pidyon Aben’’ töreninde sorun olduğunu öğrenince de bir Kohen tarafından Pidyon yapılması talimatını vermiştir. Palaçi, kitaplarından birinde,buhastanıniyileşip20yıldahayaşadığınıyazmaktadır.255 251SalimeLeylaGürkan,a.g.e.,106‐109.SalimeLeylaGürkanbuolguyu,İbrahim’inTanrı’ya güvenmesiileörneklendirmektedir.Bkz.Başlangıç15:6‘’AbramYehova’yaimanettive Tanrı onu doğru bir kişi saydı’’. Kutsal Kitap‐Yeni Dünya Çevirisi, New York 2008, s. 23. Ayrıcabkz.JewishValues(IsraelPocketLibrary),Jerusalem1974,s36.JewishValuesadlı bukitap,‘’Encyclopaedia Judaica’’nınorijinalbasımındayer alanmateryallerdenalınan bilgilerden ve yapılan alıntılardan çıkarılan özetlerden derlenmiştir. Emuna, Tora Devarim’de şu şekilde açıklanmaktadır: “Emuna, yani inanç – iman sözcüğü, dayanıksız birinancıdeğil,söylenenşeydeneminolmayıbelirtir.”Bkz.ToraDevarim,Aazinu,755. 252Hakikat,İbranice“Emet’’kelimesiyleifadeedilmektedir.Bukelime,İbranialfabesininilk, ortavesonharflerindenoluşmaktadır(Alefmemvetet).Baştakialefharfisilindiğinde ya da düştüğünde kelime, mem ve tet harflerinden oluşan “Met’’(ölüm) anlamını kazanmaktadır.BirYahudiinanışınagöre,Hakikat,yani’’Emet’’,hayatınenindesonunda son bulacağını yani ‘’met’’I (ölümü) ifade etmektedir.İslamiyette de ölümün kaçınılmaz son olduğu Kur’anı Kerim’in çeşitli ayetlerinde vurgulanmıştır: “Ali İmran Suresi’’ 185. ayette ’’Her benlik ölümü tadacaktır’’ ve ‘’Ankebut Suresi’’ 57. Ayette ‘’Her can ölümü tadacaktır’’denilmektedir.Bkz.YaşarNuriÖztürk,Kur’anıKerimMeali(TürkçeÇeviri), İstanbul1994,78,366. 253“Roş dıvareha emet’’ (Sözünün özü hakikattir). Bkz. Mezmurlar 119:160, Kutsal Kitap – Yeni Dünya Çevirisi, New York 2008, S. 834. “Emet maaretz titzmeha’’(Hakikat yeryüzündefilizlenecek).Bkz.Mezmurlar85:11,a.g.e.,794. 254YahudilikteMitzvaPidyonAben,Yahudiannevebabadannormaldoğumladoğmuşolan ilkerkekbebeğin(behor)100gramsafgümüşkarşılığı5madeniparailekurtarılmasıdır. Bu inancın dayanağı, Torah’ta geçen “Ancak insan behorunu mutlaka kurtarmalısın’’ ayetidir. Bkz. Tora Bamidbar 18:11. 4.Kitap İstanbul Mayıs 2010. Öte yandan pidyon, “fidye”olaraktadüşünülebilir. 255Bkz.www.sevivon.com.HaftanınPeraşasıArşivi.AyrıcaBkz.RabbiHaleva,“a.g.m.’’. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)101 VücutTemizliğineVerdiğiÖnem: HahambaşıPalaçi’nintemizlikkonusundagösterdiğiözen,insanların ellerini sıkmamaya onların bedenlerine dokunmamaya kadar varmıştır. “Hayim ve Şalom’’adlı kitabından edinilen bilgiye göre; herhangi biri elini öperse hemen gidip ellerini yıkamayı alışkanlık haline getirmiştir. Hatta kazaeseridokunuşlardankendinikorumakiçineldivenledolaşmaktadır.256 Palaçi’nin yaşadığı dönem, İzmir’de salgın hastalıkların kol gezdiği dönemdir. 19. yüzyıl boyunca kentteki veba ve kolera salgınlarının yol açtığı kitlesel ölümler dikkate alındığında Hayim Palaçi’nin sağlık konusunda oldukça bilinçli hareket ettiği sonucu çıkarılabilir. “Tora Vayikra’’dave“Devarim”de;“Tsaraat”başlıklarıaltında,“adeta”,bakteriyel etkenlerleortayaçıkmışbulaşıcıbirhastalığınsaptanması,ondankorunma yollarıveKarantinauygulamalarıileilgiliayrıntılıaçıklamaveemirleryer almaktadır. 257 Öte yandan, Yahudi geleneğinde hijyen konusu, “Temizlik kutsallığa denktir’’ şeklinde ifade edilmektedir. Ritüel temizliği sağlamak için belli uygulama biçimleri söz konusudur: “Netilat yadayim’’ (elleri yıkama ameliyesi) ve “mikve’’ (ritüel temizlik havuzları) gibi. Bu işlemler, Tora’nınbedenselveruhsaltemizlikemirleriçerçevesindedir.258 “Barış’’Sevgisi: İbranice’de barışkelimesininkarşılığıolan“Şalom’’,bütünlüğüifade etmektedir ve Yahudilikte Amida, Kadiş, Birkat Hamazon gibi belli başlı dualarda barış vurgulanmaktadır.259 Palaçi’nin “barış’’ tutkusu ise, onun karakterinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Kentte tartışma veya 256Hayim Palaçi, Hayim ve Şalom, İzmir 5642(1872), madde 17 sayfa 79. Ayrıca Bkz. Ekştayn,a.g.e.,291. 257ToraVayikra13:37‐44,3.Kitap,İstanbulNisan2006,213‐239.ToraDevarim107:8‐9,5. Kitap, İstanbul Temmuz 2009, 536‐537. Tsaraat, cüzzam (lipra) olarak tercüme edilmekteisede,aslındabubölümdeTsaraatkelimesi,”LaşonAra”yanidedikodu’yuya da gıyabında konuşmayı ifade etmektedir. Tora’da kan dökmekle eşdeğer sayılan dedikoduyu yapan kişi, bakteriyel bir hastalığın (o dönemde en tehlikeli ve bilinen bulaşıcıhastalıkcüzzam’dır)arazlarınıtaşımaktadıryadataşıyacaktır.Burada,Moşe’nin ablası Miryam’ın kardeşi hakkında Aron ile yaptığı konuşmaya atıfta bulunularak, dedikodu’nun bir salgın hastalık kadar bulaşıcı, ölümcül ve çok acı verici olduğu vurgulanmakta; manevi temizlik ile maddi temizlik arasında doğrudan bir bağ kurularak,herikitemizliğindeeşgüdümlüolduğununaltıçizilmektedir. 258Gürkan, a.g.e., 186‐187. Besalel, a.g.e. cilt 2, 444. Tora’da yer alan ayrıntılı hijyen kuralları, Ortaçağ Avrupasının salgın hastalıklarından Yahudileri büyük ölçüde korumuştur. 259Besalel, a.e. cilt 3, 660‐661. Amida, Sinagoglarda ibadetin ayakta yapılan bölümüdür. Kadiş, Tanrıyı öven ve kutsayan Aramice bir duadır. Birkat Hamazon ise, yemeklerden sonraTanrıyaverdiğinimetleriçinteşekküretmekamacıylaokunmaktadır.a.g.e.cilt1, 61ve124.a.g.e.cilt2,305. 102 SirenBora kavga çıkmasını önlemeyi garanti altına almak amacıyla cemaat üyelerini adeta gözlem altında tutmakta ve denetlemektedir. Bu çabalarını, “Hukot Hahayim’’ kitabında şöyle betimlemektedir: “…Bu benim sürekli izlediğim yoldu. … Kalıcı barışı sağlamak için öyle çok uğraştım ve yoruldum ki.’’. Ve şöyle devam etmektedir: “Hep beraber arkadaşlar ve eşler arasında barışı sağlamak için gayret edelim. Çünkü ancak bu şekilde, barışın kentte kalıcı halegelmesikonusundabaşarılıolabiliriz’’.260 HayimPalaçi’ninsadeceİzmirkentindedeğil,kentdışındahattaçok uzaklarda yaşayan Yahudilerin barış ve esenliği için duyarlı davrandığı elimizdeki bilgilerden anlaşılmaktadır. Nitekim Palaçi’nin, Mısır idaresi altında olan Şam’da 1840 tarihinde meydana gelen ‘’Kan İftirası Olayı’’ ile yakındanilgilendiğinibiliyoruz.261BuolayınŞam’lıYahudilereherhangibir zarar gelmeden yatışması için, Osmanlı Yahudileri (özellikle İstanbul ve İzmir Yahudileri) Fransız ve İngiliz Yahudileri ile birlikte koordineli çalışmışlardı. Avram Kamondo, Moses de Montefiore ve Baron de Rothschildkadaretkinolmasabile,PalaçideMısır’dakitanıdıklarıaracılığı ileçözümekatkıdabulunmayagayretetmiştir.HayimPalaçiileMontefiore ve Rothschild arasındaki dostluğun, Şam olayları sırasında gelişip pekişmesi kuvvetle muhtemeldir. Dünya Yahudilerin hafızalarına yerleşen kan iftirası olayının, Hayim Palaçi’nin kitabı ‘’Yimtsa Hayim’’de dile getirildiğini görmekteyiz. Palaçi, Ladino dilinde yazdığı bu kitapta 1840 Şam Kan İftirası Olayının yatışması için yardım eden İngiltere Kraliçesine olanhayranlığınıveminnettarlığını,övgülereşliğindekalemealmıştır.262 İzmir’deMeydanaGelen“1859Kanİftirası’’Olayı: Hıristiyanlar tarafından Yahudileri hedef alan ve onları suçlamak ya dakaralamakamacıilekullanılansonuçtada“kötübirfenomene’’dönüşen “kaniftirası’’nıntamolaraknezamanbaşladığıhakkındaelimizdekesinbir veri yoktur. Dünyada daha çok Katolikler Yahudi aleyhtarı iddiaları dile getirilmişlerdir. Hıristiyanlara göre Yahudiler, “Kurtarıcının katilleri’’ dir. Paskalyalarda,İsahakkındayapılankonuşmalarda,hepbukonugündeme 260HayimPalaçi,HukotHaHayim,İzmir5643(1873).HayimPalaçi,HayimveŞalom,Helek alef(Birincibölüm)İzmir5642(1872).AyrıcaBkz.Ekştayn,a.g.e.,163. 261Bkz. Rabbi Haleva, ‘’a.g.m.’’. Bu olay ve aynı dönemde patlak veren Rodos Kan İftirası Olayıileilgiliayrıntılıbilgiiçinbkz.AronRodrigue,TürkiyeYahudilerininBatılılaşması‐ Alliance Okulları 1860–1925, Ankara 1997, 1– 6. Osmanlı Yahudilerine yönelik Kan İftiralarıileilgiliayrıntılıbilgiiçinisebkz.YakobBarnai,‘’BloodLibelsintheOttoman Empire of the fifteenth to nineteenth centuries’’, AntiSemitizm Through The Ages, The HebrewUniversityofJerusalem(Ayrıbasım).Galante,HistoiredesJuifsd’Anatolie–Les Juifsd’Izmir(Smyrne),188‐192. 262RabbiHaleva,‘’a.g.m.’’.AyrıcaBkz.HayimPalaçi,HafetsHayim,İzmir5650(1880). HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)103 getirilmiştir.15.yüzyıldaKatolikİspanya’dabenzerithamlarınkullanıldığını görüyoruz.1460yılındaAlonsodeSpinaadlıbirpapaztarafındanLatince kaleme alınan bir kitapta Yahudiler aleyhinde şu iftiralara yer verilmektedir:263 Yahudilerkuyularazehiratıyorlar. MasumHıristiyançocuklarınıöldürüyorlar.Buiddia,genellikleşu şekilde ifade ediliyordu: “Yahudiler Hamursuz (Pesah) bayramı öncesi bir Hıristiyan çocuğunu ya da gencini öldürüp kanını bayramda yenecek olan Matsa’nın(Hamusuzekmeği’nin)yapımındakullanıyorlar’’.264 Vebayıyayıyorlar. Yağmavesoygunlarıözendiriyorlar. Osmanlı Devleti hakkında yapılan tüm araştırma ve incelemeler, 16. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında devletin sınırları içinde Yahudilere yönelik olarak tam 80 adet “Kan iftirası’’ olayının meydana geldiğini göstermektedir.OlaylardahaçokHıristiyan(Katolik)yerleşimininözellikle de Rum yerleşiminin yoğun olduğu İstanbul, İzmir gibi kentlerde yaygın olarak meydana gelmiştir. Hıristiyanlar tarafından ortaya atılan Kan İftiraları’nın küçük bir bölümünden Ermeniler, büyük bir kısmından ise Rumlar sorumludur. 265 15. yüzyılda meydana gelen Kan İftirası olayları, genel olarak, Osmanlı otoriteleri tarafından bastırıldı denilebilir. Nitekim Osmanlı arşivleri, Kan İftiraları aleyhinde yayınlanan fermanlara ev sahipliğiyapmaktadır.26619.yüzyıl’dakiKanİftirasıolaylarıise,ikiönemli faktörünetkisialtındameydanagelipyayıldı: Osmanlı devleti’nin zayıflaması ve gerilemesi; buna karşın Osmanlı kentlerinde Avrupa’nın ve Avrupalı’nın nüfuzunun artması. Bu nüfuz, modern Antisemitizmin eşliğinde özellikle Osmanlı devleti’nin kıyı kentlerinde Katolik Fransız Konsolosları aracılığı ile (kültürel ve finansal sektörleryardımıile)yaygınlaşmıştı. 18. yüzyılın sonunda başlayan ve 1830’lardaki Yunan Bağımsızlığı’nakadaruzananTürk‐RumSavaşları.BöyleceOsmanlıtebaası olan Rumlar, Yahudilerden farklı olarak Osmanlı devleti için, “tahrik potansiyali olan’’ bir unsur haline geldiler. Nitekim Osmanlı yönetimi de, 263AbrahamLeonSachar,HistoryofTheJews,NewYork1967,210. 264Bkz. Galante, Histoire des Jufs d’Anatolie –Les Juifs d’ızmir (Smyrne), 188‐192. Bora, a.g.e.,91‐93.Barnai,“BloodLibelsintheOttomanEmpireofthefifteenthtonineteenth centuries”, (reprinted from) Antisemitism Through the Ages, The Hebrew University of Jerusalem, 190‐191. Henri Nahum, Les Juifs de Smyrne a la fin du XIX. eme siecle et au debutduXX.emesiecle,(yayınlanmamışDoktoraTezi),Paris1990,167‐170. 265Jakob(Yakob)Barnai,“BloodLibels…’’,189‐191. 266Barnai, Kan İftirası aleyhinde Osmanlı otoriteleri tarafından yaklaşık 10 fermanın yayınlandığınıbelirtmektedir.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.‘’a.g.m.’’,189 104 SirenBora daima,Yahudilereyönelikolarak,toleranslıvesempatibesleyenbirtutum izlemeyiyeğleyecekti.267 19.yüzyıldaözellikleyüzyılınikinciyarısında,Osmanlıekonomisinin bazı ana sektörlerinde Yahudi sayısının yavaş yavaş fakat sürekli artışı olgusu, Hıristiyan antisemit politikasında da eşgüdümlü bir tırmanışa yol açtı. Yahudiler, Osmanlı sanayisinde üreterek (sigara kâğıdı, iplik üretimi, tuğla,tütünambalajıyapımı),ticaretteisezıraiürün,hammaddeihracedip mamulmaddeithaledereketkiliolmayabaşlayınca;gayrımüslimcemaatler arasındaekonomikrekabetkızıştı.İzmirveİstanbulkentleriise,Yahudiler ile Rumlar ve Ermeniler arasındaki rekabetin en yoğun yaşandığı merkezler haline gelecekti. 268 Yahudi mesleklerinden biri olan “gezici ticaret’’de,Hıristiyanhalkırahatsızetmekteidi.Onlaragöre,Yahudiseyyar satıcılar,paçavratoplayıcılar,tenekecilerveayakkabıtamiredeneskiciler en az Çingeneler kadar tehlikeli idiler. Aynı zamanda, salgın hastalıkları yaymakla da suçlanıyorlardı. Taşıdıkları balyalarda çalınmış mal sakladıkları, çocukları dağa kaldırdıkları hikâyeleri her yerde anlatılıyor; herhangi bir yerde bir olay olduğu zaman adeta “şamar oğlanı’’ gibi onlar suçlanıyorlardı.269 İşte bu dönemde, Avrupalı Yahudilerin Osmanlı kentlerindeki Kan İftirası olaylarına müdahele etmeye başladıkları görülmektedir. Alliance Israelite Universelle’in yöneticileri, Montefiore, Cremieux,BarondeRothschildveBaronHirscholaylaresnasındadevreye girip ‘’Yahudi tarafı’’ olacaklardır. Öte yandan, Avrupa Konsoloslarının reaksiyonları birbiri ile özdeş olmadığı gibi farklı farklı şekillerde yansıtılmakta idi. Protestan Konsoloslar özellikle İngiltere ve Almanya konsolosları Kan İftiralarına karşı çıkarak tepki gösterirken; Katolik ülke konsoloslarıki;bukonudaverebileceğimizbaşlıcaörnek,Fransa’dır.Genel olarak Fransa konsolosları, Kan İftiralarını ortaya atanlara sahip çıkıp onları desteklediler. 270 Galante’nin verdiği bilgilere göre, 1864 ile 1921 yılları arasında İzmir’de, Rumların Yahudileri hedef aldığı tam 9 adet Kan 267“a.g.m.’’,192. 268Bora, a.g.e., 91‐92. Kan İftiraları da söz konusu rekabet ortamında Yahudilere karşı kullanıldı. 269PaulDumont,“JewishCommunitiesinTurkeyduringthelastdecadesofthenineteenth centuryintheLightoftheArchivesoftheAllianceIsraeliteUniverselle’’,Christiansand JewsintheOttomanEmpire,vol1,NewYork1982,224. 270Barnai, ‘’a.g.m.’’, 192. Bu konuda en bariz örnek; 1840 Şam Kan İftirası Olayı sırasında Fransa ile İngiltere’nin hükümet ve konsoloslarının birbirine tamamen zıt düşen tutumlarıdır.GerekİngilizhükümetivegerekİngiltereKraliçesiolayınYahudilerlehine yatışması için çaba sarfetmişken, Fransa hükümeti Şam konsolosunun olay sırasında Şam Yahudilerini suçlamasını kınamayı ve çözüm için çalışan Fransız Yahudilerinini yardımricalarınıreddetmişti.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.AronRodrigue,a.g.e.,1‐6. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)105 İftirasıolayımeydanageldi.271Kanımızca,İzmir’liRumlarınkentteyaşayan Yahudilerle ilgili duygularını ifade eden şu betimlemeler, konuya biraz daha açıklık getirecektir. H. Nahum’un Gaston Deschamps, İzmir ve çevresinde gezerken kendisine rehberlik yaptığı anlaşılan yaşlı Rum Manoli’nin Yahudiler hakkında “cehalet ve dinsel fanatizm’’ kokan izlenimlerini aktarmaktadır: “…Mösyö, geceleri İbraniler toplanıp küçük çocuklarınkanınıiçiyorlar.AynızamandaYahudilereğertoprağabirbuğday tanesi atarlarsa o bölge kurur ve bitkiden arınır. Eğer bir Yahudi kayığa biner ve kürekleri sudan kurtarmak isterse deniz ona itaat etmez ve kayık hareketsizkalır.’’272 Bizim bu bölümde söz edeceğimiz olay, “1859 İzmir Kan İftirası Olayı’’dır. Olayın ayrıntılarını aktarılırken, yukarıda kısaca özetlediğimiz unsurların (Rumlar, Yahudiler, kentteki Fransız ve İngiliz Konsolosları, yerel yöneticiler ve güvenlik güçleri, Avrupalı zengin Yahudiler, Payitaht) tek tek devreye girdiğine şahit olunacaktır. Olay’ın başlaması ve gelişimi, Hahambaşı Hayim Palaçi tarafından şöyle anlatılmaktadır: “... 17 Mart sabah saat 11.00’de Yahudi Mahallesi’ndeki Çalgıcı Sokak’ta273 Yahudi kadınlar işleri ile meşgulken bir adamın sesini duymuşlar. Seslerin geldiği yere baktıkları zaman biri kanlar içinde diğeri kaçan iki adam, bir de et satıcısı olan Rum’u görmüşler. Rum’un bıçağı kan içinde imiş. Polise haber vermişler, Rum et satıcısı yakalanmış. Fransız ve İngiliz gözetmenler, araştırmalarısırasındaRum’unaleyhindedelillerintoplandığınısaptamışlar. Bütün araştırmacılar cinayetin adı geçen Rum tarafından işlenmiş olduğu konusundafikirbirliğinesahip.FakatöldürülenFransızoesnadabirYahudi terziilebirlikteidi.Terzibirembesil.Süreklimeslekdeğiştirenbirembesil.O kadarçokişdeğiştirdiki,öldürülenFransızlabirliktekasaplıkbileyaptı.Hiç anlaşamazlardı. Kasap dükkânında sürekli kavga ederlerdi. Şimdiye kadar yapılan araştımalara göre, toplanan deliller Rum’un suçlu olduğunu gösteriyor. Şu anda milletimiz bir kaos içinde.’’274 Elimizdeki belgelerden anlaşıldığına göre olaylar şu şekilde devam etmektedir: Önce, yerel güvenlik görevlileri tarafından şüpheli iki kişi; Rum Paçacı Dimitri ve Yahudi Simsar Avram gözaltına alınıyor. Öldürülen Fransa vatandaşı olduğu için, soruşturma heyetine Fransa Konsolosluk görevlileri de 271Galante,a.g.e.,188‐192. 272Nahum,a.g.e.,165. 273Çalgıcı Sokak, yaklaşık olarak Kahramanlar ile Basmane arasındaki alanda; tahminen Hurşidiye mahallesi içinde yer almaktadır. Eski İzmir haritalarında, Kahramanlar’a ve ErmeniileRummahallelerineyakınolarakgösterilmiştir. 274BOA,HR.SFR.3.,52/61860.HahambaşıHayimPalaçitarafından29Mart1859tarihinde BaronLioneldeRothschild’eyazılan“özel”ibarelimektup. 106 SirenBora katılıyor. O sırada kentteki Rum nüfus 60.000.275 Comte de Chambord’a göre, 1861 yılında İzmir Yahudi nüfusu 15.000 olduğuna göre (kentin toplam nüfusu ise 150.000 idi), 276 demek ki, 1859‐1860 yıllarında İzmir RumlarınınsayısıYahudilerindörtkatıkadar.KenttekiRumlar,cinayetten birRum’unsorumlututulmasınıhazmedemiyorvekatilin,gözaltınaalınan “şüpheli’’ Yahudi Avram olduğunu iddia ediyorlar. Bu arada Hahambaşı HayimPalaçi’yegöreeldeedilendeliller“Rum’’unaleyhindeiken; 277Rum Patriğine göre, gözaltına alınan Rum Kasap Dimitri’ye iftira atılmış olup deliller “Yahudi Avram’’ın aleyhinde.278Üstelik kentteki Katolikler, Ortodokslar ve yerel gazeteler, Rumları ve iddialarını destekliyorlar. Bu arada, Rumların tacizi ve saldırılarından dolayı Yahudiler evlerinden çıkamaz duruma geliyorlar. Hatta Rumların saldırıları sonucu yaralanan Yahudiler oluyor. Kentteki zengin Rumlar (Hacı Çiro ve Papazoğlu adlı Rumlar) nüfuz ve paralarını yerel yöneticiler üzerinde, gözaltındaki Rum lehine baskı kurmak amacı ile kullanıyorlar. Baron Lionel de Rothschild, HahambaşıHayimPalaçi’ninondanyardımtalepedenmektubunu(29Mart 1859tarihlimektup)alıralmaz,Londra’dakiOsmanlıelçisi“MusurusBey’’e mektupyazıyor(22Mayıs1860)veondanRumbaskısıaltındaolanİzmir Yahudileri’nin haklarının korunması konusunda Payitahta yazı yazmasını ricaediyor.22Mayıs1860ile22Ağustos1860tarihleriarasındaMusurus Bey ile Baron Rothschild mektuplaşıyorlar.279Anlaşılıyor ki, Rothschild’in ricasıkarşılıksızkalmamışveMusurusBeyolayıntakipçisiolmuş.Nitekim hem Osmanlı’nın Londra Elçisi’nin özel ilgisi hem de İzmir’deki olayların tırmanması sonucunda; İstanbul’dan İzmir’deki yerel yöneticilere, “Kentteki cinayetten Yahudilerin sorumlu olmadığına”280 ve “Kentteki Rum MilletiileYahudimilletiarasındakiuygunsuzluklarıngiderilmesiveasayişin korunmasına‘’281 dair talimatlar gönderiliyor. Başbakanlık Arşivi’nde yer 275Aynımektup. 276ComtedeChambord,VoyageenOrient(1861),Paris1885.1835ile1891yıllarıarasında, İzmir’e gelen Fransız gezginlerin kentin nüfusu ve cemaatlere göre dağılımı ile ilgili verdiğirakamlartutarlılıkgöstermektedir.BuyüzdenComtedeChambord’unnüfusile ilgiliverdiğirakamlarıdoğrukabulediyoruz.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Bora,a.g.e.,s.30.19. yüzyılda İzmir kenti ve bu kentte yaşayan Müslim ve gayrımüslim cemaatlerin nüfus oranları hakkında bkz. Hasan Zorlusoy, (XVII.Yüzyıldan Günümüze) Fransız Gezginlerin Gözüyleİzmir,İzmirŞubat2013,151‐159. 277HayimPalaçi’ninmektubu. 278BOA,MVL.584/51(24/N/1275).RumPatriği’ninOsmanlıotoritelerineyazdığımektup. 279BkzBOA,HR.SFR.3.,53/17veBOA,HR.SFR.3.,52/6. 280BOA,HR.MKT.284/98.(13/N/1275). 281BOA,A.)MKT.UM.348/31.(09/N/1275).BOA,HR.MKT.283/11(25/Ş/1275). HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)107 alanbirbelgedenanlaşıldığınagöre,gözaltındatutulan“YahudiAvram’’bir şekilde ölüyor ya da öldürülüyor ve geriye tek şüpheli olarak “Paçacı Dimitri’’kalıyor.282 Müslüman Türkler, Yahudilere karşı Hıristiyanlara nazaran daha fazla tolerans sahibi idiler. Kan İftirası, Müslüman Türkler’in bazıları arasında kabul görmekte ise de; padişah dahil olmak üzere halkın genel kanısı,Yahudilerin‘’masumvemağduredilmişbircemaat’’olduğuşeklinde idi. 283 1859 Olayı ile ilgili olarak İzmir’li Müslüman Türk halkın tutumu hakkında en güzel yorumu Hayim Palaçi yapmaktadır. Bu yüzden, Palaçi’nin yorumunu aşağıda aynen vermekle yetiniyoruz:284 ”.Müslüman Türkler Yahudilere inanıp güveniyorlar. Bizi Rum milletinin fantastik hikâyelerininmağdurlarıolarakgörüyorlar…’’. İzmir’dekiYahudiEğitimKurumlarınaOlanKatkısı: Hayim Palaçi İzmir’de sayısal olarak çoğunluğu oluşturan yoksul Yahudilerinsosyoekonomiksorunlarınındabilincindeydivebusorunların, kurulacak modern meslek okulları aracılığıyla çözümlenebileceğinin farkındaydı. Kanımızca bu yüzden, modern eğitim kurumlarının İzmir kentindeaçılmasınamuhalefetetmeyipdestekledi.Fakatbudestek,sadece vesadecemeslekieğitimlesınırlıkaldı. Palaçi, bir yandan kente yerleşmek üzere gelen dindar Yahudilerle kentteki genç Yahudi nesil arasında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren sürtüşmelerin varlığı, öte yandan yoksul Yahudilerin artan ekonomik sorunları nedeniyle büyük kaygılar taşıyordu. Üstelik kentteki Hıristiyan misyoner etkinliklerinin varlığı ve bu etkinliklerin pek çok yoksul Yahudinin din değiştirmesini sağlaması da kaygılarını arttırmaktaydı. Böylece bu kaygı onu, Yahudi genç neslinin eğitimi ile ilgili bir dizi önlem almayayöneltti: Önce, Yahudi çocuklarının eğitim ve öğretim programını düzenledi. Bu programı düzenlerken gerçekçi olmaya gayret etti. Küçük çocukların Talmud’un kutsallığını ve duaların (Tefillot) temellerini öğrendiktensonrasanateğitimigörmelerinizorunluhalegetirdi.Palaçi’ye 282BOA,MVL.837/124.(27/N/1276). 283 Dumont, “a.g.m.’’, 224. Dumont, Osmanlı devletinin sınırları içerisinde yaşayan Müslüman Türkler ile Yahudiler arasındaki ilişkiler hakkında; “Otuz yıllık süreyi kapsayan kayıtlar üzerinde yaptığimiz incelemelere göre, Müslümanlarca Yahudilere yönelmişolaniddialar,2‐3tür.Genelolarak,MüslümanlarınYahudilerhakkındabeslemiş oldukları, bazı kötü düşünceler, hiçbir zaman küçük endişe ve olayların ötesine geçmemiştir.’’yorumunuyapmaktadır. 284BOA,HR.SFR.3,52/6.HahambaşıHayimPalaçitarafından1859tarihindeBaronLionel deRothschild’eyazılan“özel’’ibarelimektup. 108 SirenBora göre, “Yahudi gençlerin duaların hepsini sırasıyla öğrenmeden sanat (meslek)eğitimigörmeleriuygundeğildi’’.285 Sonra, yoksul Yahudi ailelerin çocuklarının eğitim finansını sağlamak üzere “Pakidey Hatalmud’’ (Talmud Görevlileri) seçip, göreve atadı. Onlar aracılığı ile Yahudi eğitim kurumlarının gereksinmelerinin karşılanmasıiçinparatoplanmaktaydı. AyrıcaPalaçi,“MahzikeyAniyim’’(YoksullaraDestek)kurumunun, yoksulçocuklarıneğitimsorunlarınıngiderilmesiileilgiliçalışmasınakarar verdi. Bu kurumun görevi de, yoksul aileleri, çocuklarının eğitime kavuşturulmasıkonusundaiknaetmek(çocuklarınçoğuevleriningeçimini sağlamak amacıyla çalışmak zorundaydı) ve bu çocuklara parasız yatılı eğitimisağlamaktı.286 Palaçi, hem Yahudi genç nesle meslek (sanat) eğitimi verilmesi içinhemdeYahudilerinkültürelvesosyalyaşamındadinivecibelerintam vekusursuzyerinegetirilmesiiçinçalışmıştır.Buyüzden,meslekeğitimine ‘’muhalefet eden tutucu hahamlardan’’ tamamen farklı bir tavır sergilemektedir. Fakat öte yandan, yabancı felsefelerin, modern müziğin öğrenilmesine veya Sinagoglarda Osmanlı makamları ile dua okunmasına karşı çıkmaktadır. Nitekim onun, özellikle Yunan felsefesinin öğretilerinin öğrenilmesinetepkigösterdiğini,öğrencilerininhembukonuhemdediğer dinlerin felsefeleri ile ilgili kitaplar okumasını yasakladığını biliyoruz. 287 Sinagoglardaki ayinlerde dini metinlerin Osmanlı klasik müziğine uygun şekilde icrasına da (Maftirim)288 karşı çıktığını ‘’Kaf Hahayim’’ adlı kitabında yazdıklarından öğreniyoruz: “Şarkıcıları ve şairleri Kadiş ve 285Şimon Ekştayn’ın, Hayim Palaçi’nin “Kaf Hahayim’’ kitabından aktarıldığına göre. Bkz. Ekştayn, a.g.e., 157. Toplumların yaşamsal asli unsurlarından biri olan eğitimin ya da diğer bir deyişle, “olmazsa olmazı eğitimin’’ bilincinde olan Hayim Palaçi, “Raa Hayim’’adlı kitabında, yetersiz eğitim veren Beit Midraşların geliştirilmesi için ne yapılması gerektiğini ve “Sefer Hayim Beyad’’ adlı kitabında, öğrencilere bu okullarda nasılbirToraeğitimiverilmesigerektiğiniuzunuzadıyaanlatıpayrıntılıbilgivermiştir. Bkz. Hayim Palaçi, Raa Hayim, Helek alef (Birinci bölüm) Selanik 5630(1860). Hayim Palaçi,SeferHayimBeyad,İzmir5648(1878). 286Ekştayn,a.g.e.,158. 287HahamMotiKatanileyaptığımızsöyleşidenedinilenbilgiyegöre. 288Maftirim,kutsalİbranişiirinindinitoplantılardaOsmanlıklasikmüziğineuygunşekilde yaratılmasınaveicrasınaadanmışbirYahudişair,bestekarveşarkıcılarişbirliğidir.17. yüzyılda, müziğin makam stilinde kompozisyonu ve icrası Osmanlı Yahudileri için önemli bir meslek haline gelmiştir. Bkz. Edwin Seroussi, “Maftirim Olgusuna Tarihsel Genel Bakış’’, www.Türkyahudileri.com. Kadiş, Aramice kökenlidir. Kadiş duasında Tanrınınyüceliğidilegetirilmektedir. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)109 Keduşayı Yahudi olmayanların tarzında makamla söylememeleri yönünde ayıranveuyaranlar,bilinirkimakamsöylemekşeytaniniyetleregötürür’’.289 1856 yılında İzmir’i ziyaret eden Frankl’e göre, bu tarihte kentte İbranice ve Talmud okutan yirmi beş okul vardı.290 Osmanlı İmparatorluğunda geleneksel Yahudi eğitimi öncelikle dine dayalıydı. Kız çocukları herhangi bir resmi eğitim görmezken, erkek çocuklar önce anaokullarında (maestra) duaları öğreniyorlar, yedi yaşına geldiklerinde ilkokula gönderiliyorlardı. İlkokul işlevini gören iki kurum vardı: 50‐60 kadar çocuğun geniş bir salonda yoksul bir hahamın (öğretmenin) etrafındadersaldığı“meldar’’larvebirdenfazlasınıfa,dahaileribireğitim seviyesine, zengin kütüphanelere sahip olan, çocuğu hahamlık eğitimine hazırlayan “Talmud Tora’’lar. Bir üst eğitim veren kurumlar ise, Beit Midraş’larvehahameğitiminiveren“Yeşiva’’lardı.19.yüzyılagelindiğinde Talmud Tora eğitimi geriledi ve meldar ile arasındaki eğitim farkı da ortadankalktı.Gelenekseleğitimsistemibüyükbirçöküntüiçinegirerken iyice yoksullaşan Yahudi Cemaati, okullarına yardım amacıyla bir fon oluşturmaktan dahi aciz hale geldi. Genel olarak Yahudi ilkokullarının (meldarlar) esas işi, İbranice kutsal metinlerini okutmaktı. Yine bu okullarda hem dinsel nedenlerden dolayı hem de toplumsal dayanışma duygusunugüçlendirmekiçingünlükdualardaöğretiliyor,çocuklarYahudi toplumsal hayatına büyük ölçüde yön veren Sinagogların ruhani ortamına girmeye hazır hale getiriliyordu. Ekonomik kriz ortamında yozlaşan TalmudTora’lar,meldar’larınverdiğieğitimi,yanisadeceokumayazmaile İbranice olan kutsal metinlerin Ladino’ya çevrilmesini içeren meldar eğitiminin tekrarını vermekle yetinmeye başladılar. Böylece geleneksel eğitim, beşeri hayat için yararlı olacak becerilerin öğrenilmesini veya bir bilgiedinmesürecinigerekligörmeyenbirhalegetirildi. 291Ayrıca,yoksul Yahudiailelerinçocuklarıekonomikkrizdendolayıailelerinedestekolmak amacıyla çalışmak zorunda idiler. Böylece yukarıda söz ettiğimiz yetersiz eğitim dahi, kesintiye uğramaktaydı. Osmanlı Yahudilerinin ya da Doğu Yahudiliğinin sosyo‐ekonomik kalkınmasını sağlamayı amaçlayan Batılı Yahudiler, çözümün eğitimin ıslahı ile olacağının bilincindeydiler. Bu 289 Seroussi, “a.g.m.’’.Seroussi’nin verdiği bilgiye göre, Palaçi’nin kitabı, Kaf Hahayim Selanik’te1859/1860yıllarındabasılmıştır. 290 Aron Rodrigue, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması‐Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara 1997,60. 291AronRodrigue,a.g.e.,57‐59,s.61.OsmanlıYahudilerininkonuştuğudil,İbranicedeğildir. Judeo İspanyol ya da Ladino denilen (İspanyolca, İbranice, Türkçe karışımı) bir dili kullanmaktadırlar. Bu yüzden Yahudi okullarında Yahudi kutsal metinleri İbraniceden Ladino’yaçevrilmektedir. 110 SirenBora yüzden öncelikle “eğitim misyonu’’ nu üstlendiler ve bu konuda Osmanlı İmparatorluğu nezdinde 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren ard arda girişimlerde bulunmaya başladılar. Batılı Yahudilerin eğitim misyonu ile ilgiligirişimleri,dörtaşamalıdır:İlki,1839TanzimatFermanınınardından 1840 yılında Montefiore’nin İstanbul’a gelişi ve Osmanlı kentlerindeki Yahudilerin Türkçe öğrenmeye başlaması için yaptığı çalışmalardır.292 İkincisi,Rothchild’insekreterive“Comitedebienfaisance’’ın293başkanıolan Cohn’un Yahudilerin yaşadığı Osmanlı kentlerini ziyareti ve 1854 yılında İzmir,Kudüs,İskenderiye,İstanbul’daokullaraçmasıdır.294Üçüncüsü,1856 Islahat Fermanı’nın ilanı esnasında Rothchild’in İstanbul’a gelmesi ve Yahudi eğitiminin yeniden düzenlenmesi ile ilgili yaptığı çalışmalardır. 295 Dördüncüsü, 1860 yılında kurulan Alliance Israelite Universelle ve onun Doğu Yahudiliğini kalkındırma faaliyetleridir. Batılı Yahudilerin bu dört aşamalıeğitimmisyonundakibaşlıcadestekçileriise,Akdenizhavzasındaki büyük kentlerde yerleşmiş olan ve Osmanlı İmparatorluğundaki yabancı konsoloslukların himayesi altında bulunan İtalyan kökenli Yahudi tüccar sınıfı(Frankos’lar)olacaktır.296 1860 yılında Paris’te bir grup Yahudi genci tarafından kurulan Alliance Israelite Universelle’in amacı, Yahudiler arasında ülkelere göre değişen sosyo ekonomik ve kültürel alanlardaki bölgesel farklılıkları ortadan kaldırmak ve Yahudilerin bilinçlenmesini, manevi değerlerinin gelişmesini sağlamaktı. Karanlıktaki Doğu Yahudiliğinin sefalet ve cehaletten teknik ilmi çalışma, eğitim ve nüfus planlaması ile kurtulacağı inancındaidi.297Onlaragöre,erkenevliliklerdendoğanaşırınüfusartışı,298 292 Montefiore ve sekreteri Dr. Loewe, İstanbul’da Yahudi Cemaati’nin ileri gelenleriyle yaptıkları bütün toplantılarda Yahudilerin Türkçe öğrenmesinin önemini vurgulamışlardır. Ayrıca Montefiore, bu konuda Hahambaşı Moşe Fresko’nun da desteğinitalep etmişveHahambaşı,Montefiore’ninzorlamasısonucu28 Ekim1840’ta bir bildiri yayınlamıştır. Bildiride, Yahudi eğitim kurumlarında Türk dilini öğretecek üstünnitelikliöğretmenlerinçalıştırılmasıistenmektedir.Ancakbuistekolanaksızlıklar nedeniyle olumlu bir sonuç vermeyecektir. Ayrıntılı bilgi için bkz, a.g.e., 6‐7, 61. Montefiore,Doğu’yayaptığıseyahatlerdenbirinde,İzmir’euğramışveRabiHayimPalaçi iledostluğunugelştirmişti.Bkz.RabbiHaleva,“a.g.m.’’ 293 Paris’te kurulmuş olan bu komite, tüm dünyadaki muhtaç Yahudiler için toplanan yardımlarındağıtımındansorumluidi.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Rodrigue,a.g.e.,10‐11. 294Rodrigue,a.g.e.,25. 295Rodrigue,a.g.e.,65. 296İstanbul,SelanikveİzmirCemaatlerindeYahudiseçkinzümresininöndegelenkesimini oluşturan çoğu İtalyan kökenli yabancı Yahudiler Avrupai eğitimin Osmanlı Yahudilerinin hayatına sokulmasında önemli bir rol oynadılar. Ayrıntılı bilgi için bkz. Rodrigue,a.g.e.,62‐74. 297AllianceIsraeliteUniversellehakkındaayrıntılıbilgiiçinbkz.HenriNahum,LesJuifsde Smyrne a la fin du XIX. Eme siecle et au debut du XX.eme siecle, (yayılanmamış doktora HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)111 cehalet ve işsizlik sorunlarının çözümü, meslek eğitimi veren okullardı. 1862 yılından itibaren başta Bağdat, Edirne, İstanbul, İzmir olmak üzere YahudiCemaatlerininyaşadığıkentlerdeardıardınaçıraklıkokulları,ziraat okulları, modern okullar açıldı. 299Söz konusu okullar sayesinde zamanla Yahudi Cemaati’nin kültürel ve ekonomik düzeyinde göreceli bir artış oluşacaktı.300Fakat öte yandan öyle anlaşılıyor ki, kimi din adamları üzerinde, haham kontrolü altındaki din eğitiminin Alliance Israelite Universelle kontrolü altına girmesinin yeni gelişen nesillere dinin temel öğretilerinin yeterince aktarılamaması sonucunu doğuracağını düşüncesi hakimdi.NitekimAlliancegörevlilerininmerkezegönderdikleriraporlarda ve Alliance çalışmaları hakkında yapılan bilgilendirme toplantılarında, özellikle bu konu (hahamların muhalefeti) sıkça dile getirilmektedir. Kanımızca Hayim Palaçi, işte tam bu noktada görüşleri ve faaliyetleri ile diğer pek çok hahamdan ayrılmaktadır. İzmir Yahudi Cemaati’nin sosyo‐ ekonomik sorunlarının çözümlenmesi konusunda kendini bireysel olarak sorumlu hisseden Palaçi, dini kurumların kontrolünde olan Tsedaka veHesed Vakıfları (Yoksullara Yardım Kurumları), özellikle “Mahzikey Aniyim’’(YoksullaraDestek)aracılığıileTalmudToraokullarındakieğitimi güçlendirmeye yönelik çözümler üretmeye çalışmış, eğitim programında yaptığı değişikliklerle cemaat okullarında okuyan öğrencilere tıpkı tezi ) Paris 1990, 100‐110, 131‐144. Aron Rodrigue, French Jews, Turkish Jews The AllianceIsraeliteUniverselleinTurkey1860‐1914,(Ph.deissertation)HarvardUniversity 1985. 298PaulDumont’unAlliance’ınİzmir’dekiokulmüdürlerininraporlarındanaktardığınagöre, 19. yüzyıl sonlarında İzmir’de 29 yaşında büyükbaba olan Yahudiler vardı. Bkz. Paul Dumont,‘’JewishcommunityinTurkeyduringthelastdecadesofthenineteenthcentury inthelightofthearchievesoftheAllianceIsraeliteUniverselle’’,ChristiansandJewsin theOttomanEmpire,NewYork1982vol.1,s.211.Nahum,a.g.e.,129. 299M.JacquesBigart,‘’L’ActiondeL’AllianceIsraelite…’’,10. 300Bkz.AvramGalante,TürklerveYahudiler,İstanbul1947,163.AslındaAlliance’ınOsmanlı İmparatorluğundaki çalışmaları başlamadan önce,1862 yılında İstanbul’da Piripaşa’da ilk modern Yahudi ilkokulu(Avraam Kamondo okulu) açılmıştı.Kamondo, bu okulun kurulmasıiçinhahamlarakarşıbüyükbirmücadelevermişti.Olay,reformistYahudilerle tutucuYahudilerarasındakikavganınkıvılcımlarındanbirinioluşturdu.Galante,Histoire des Juifs…, 116. Bigart, ‘’a.g.e.’’, 10. Aron Rodrigue, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması‐ Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara 1997, 64‐68. Tanzimat (1839) döneminden farklı olarak, 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı’ndan sonra eğitim reformuna özel bir yer ayrıldı. Bir yandan herkese açık eğitim sistemi yerleştirilip gayrımüslimlerin Rüşdiyelerde okumasına olanak sağlanırken öte yandan cemaatlerin kendi kültür ve dillerini diledikleri gibi öğretmelerine izin verildi. Bkz. Bayram Kodaman, Abdülhamit DevriEğitimSistemi,İstanbul1980,43.CemilKoçak,‘’Tanzimattansonraözelveyabancı okullar’’,TanzimattanCumhuriyeteTürkiyeAnsiklopedisi,cilt2,485. 112 SirenBora Alliance’ın okullarında olduğu gibi meslek eğitimi verilmesini sağlamıştır. Hahambaşı Hayim Palaçi ile Alliance, Yahudi gençlere meslek eğitimi verilmesikonusundafikirbirlikteliğinesahipolmasınarağmen,aralarında, Yahudilerineğitimpolitikasıileilgiliçeşitlisürtüşmelerçıkacaktır.301 İzmir’deYahudiHastanesi’ninKurulmasıİçinYaptığıÇalışmalar 19. yüzyıldan itibaren İzmir, sanayileşmeye başlayan Avrupa ülkelerinin yayılma alanı olarak seçtiği Osmanlı Devleti’nin, Ege Bölgesinden dışa açılan kapısı haline gelecektir. Bu dönemde kent, Doğu Akdeniz’in önemli bir liman kenti olma statüsünü kazanacak ve dışarıdan gelecekhertürlüetkiyekarşı‐kibunasalgınhastalıklardadahildir‐açıkve korunmasızkalacaktı.302 Özellikle veba ve kolera salgınları, yol açtıkları kitlesel ölümler nedeni ile bir yandan İzmir’in nüfus yoğunluğunu azaltırken öte yandan kent hakkında dünyada olumsuz izlenimlerin, ‘’salgın hastalıkların kol gezdiği bir yerleşim merkezi’’ imajının oluşmasına neden oldu.303 İzmir’de 1678 yılında 30000 kişinin ölümüne yol açtığı iddia edilen büyük veba 301Bkz.AvramGalante,TürklerveYahudiler,İstanbul1947,163.AslındaAlliance’ınOsmanlı İmparatorluğundaki çalışmaları başlamadan önce,1862 yılında İstanbul’da Piripaşa’da ilk modern Yahudi ilkokulu(Avraam Kamondo okulu) açılmıştı.Kamondo, bu okulun kurulmasıiçinhahamlarakarşıbüyükbirmücadelevermişti.Olay,reformistYahudilerle tutucuYahudilerarasındakikavganınkıvılcımlarındanbirinioluşturdu.Galante,Histoire de Juifs…, 116. Bigart, “a.g.e.’’, 10. Aron Rodrigue, Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması‐ Alliance Okulları 1860‐1925, Ankara 1997, 64‐68. Tanzimat (1839) döneminden farklı olarak, 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı’ndan sonra eğitim reformuna özel bir yer ayrıldı. Bir yandan herkese açık eğitim sistemi yerleştirilip gayrımüslimlerin Rüşdiyelerde okumasına olanak sağlanırken öte yandan cemaatlerin kendi kültür ve dillerini diledikleri gibi öğretmelerine izin verildi. Bkz. Bayram Kodaman, Abdülhamit DevriEğitimSistemi,İstanbul1980,43.CemilKoçak,‘’Tanzimattansonraözelveyabancı okullar’’,TanzimattanCumhuriyeteTürkiyeAnsiklopedisi,cilt2,485. 302 İzmir, bölgeye özgü hastalıklarlar olan sıtma, çiçek ve kızamık salgınları ile M.S. 5. yüzyıldanitibarenyüzyüzegelmeyebaşlamıştı.16.yüzyılınsonlarındanitibaren,çevre yerleşimbirimlerindebaşlayanvebasalgınlarıİzmir’ideetkiledi.19.yüzyıldanitibaren isekent,veba,koleravefrengihastalıklarıilemücadeleedecekti.Ayrıntılıbilgiiçinbkz. Rauf Beyru, 19. Yüzyılda İzmir’de Sağlık Sorunları ve Yaşam, İzmir (İzmir Büyükşehir BelediyesiKültüryayını)Mart2005. 30319.Yüzyılınİzmirkenti,hernekadarvebavekolerasalgınlarıileözdeşleştirilmekteise de,sözkonusudönemdekentveçevresindeyöreselkabuledilebilecekhastalıkdavardı. Sıtmaveçiçek,hernekadar,kitleselkabuledilebilecekölümlereyolaçmışlarsada;asla 19. Yüzyılın İzmir’i ile ilgili anlatımların odağında yer almamışlardı. Ayrıntılı bilgi için bkz. Rauf Beyru, ‘’XIX. Yüzyıl İzmir’inde Salgın Dönemleri ve Yaşam’’, İzmir’in Sağlık TarihiKongresi1‐3Aralık2005‐Bildiriler,İzmirEylül2005,280. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)113 salgınından sonra,304 1708 ile 1800 yılları arasında yedisi çok ciddi, beşi çok korkunç, farklı boyutlarda toplam elli dört veba salgını yaşandı. 305 Hayim Palaçi’nin çocukluk dönemine rast gelen 1791, 1792, 1793 yıllarındaki “epidemi’’ şekline dönüşen büyük veba salgınları nedeni ile hastaneler adeta dolup taşmış, limandaki gemiler boşaltılmış, hastaların hastanelereyatırılmasıkonusundaciddisorunlarlakarşıkarşıyakalınmıştı. Elimizdebulunanbilgileregöre,sözkonusutarihlerdeİzmir’debirYahudi hastanesivardı.306İzmir’de,1809’dayaşananveetkisioldukçaşiddetliolan veba salgınından sonra, 1812 yılında başlayıp 1816 yılına kadar süren ve 45.000 kişinin ölümüne yol açan, ardından da 1826’da çıkan, 1837’de tekrarlayanve1849’datekrargörülendörtvebasalgınıdahayaşandı.307 Anlaşıldığına göre 1826 tarihli veba salgınının ardından, somut önlemler almanın gerekliliğini kavrayan İzmir Yahudi Cemaati Yönetimi, 1827 yılında, Yeşua Kuriel’e ait olan Kortejo’yu (Yahudihane) satın alarak yenibirhastanekurdu.Vebailletininetkilerihenüzatlatılmamıştıki,1831 yılında,İzmirkolerahastalığıiletanıştı.1830‘daRusya’dabaşlayanhastalık salgın haline dönüşmüş ve ticaret gemileri aracılığı ile İzmir kentine taşınmıştı. 308 Bu arada Yahudi Cemaati Yönetimi, 1837 yılındaki veba salgınısırasında,Hahambaşılığınyakınındabulunanbirbinayısatınalarak mevcut hastanenin alanını büyüttü.309 Elimizdeki bilgiler, 19. yüzyılın başlarında, kentteki Yahudi hastanesi dahil Müslüman ve gayrımüslimlere 304Beyru,“a.g.m.’’,281‐282. 305 Sabri Yetkin, “İzmir’de Veba Salgını (Mayıs – Ağustos 1900)’’, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi cilt 1 sayı 3 İzmir 1993 (DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsüyay.),371. 306 Stephen Schultz, 1752‐1753 yıllarında “…Her milletin, Hollandalı, İngiliz, Fransız, Rum, ErmeniveYahudilerinhastanelerivar.Hepsiçoktemizvegüzel…”demektedir.Akt.İlhan Pınar,“BirÖnyargınınYükselişiveDüşüşüyada AvrupalıSeyyahlarınBakışAçısından Osmanlı Dönemi İzmir’inde Türklerin Veba ile Mücadeleleri”, İzmir’in Sağlık Tarihi Kongresi 1‐3 Aralık 2005 ‐ Bildiriler, İzmir Eylül 2009, 304. Öte yandan, İzmir’den Venedik’egemiileseyahatedenJohnHoward’ınİzmirYahudilerihakkındakianlatımları da, Schultz’un verdiği bilgiyi onaylamaktadır. Howard’a göre; 1786 yılında İzmir’de Yahudilere ait bir hastane vardır. Bkz. John Howard, An Account of The Principal Lazarettos in Europe; with various papers relative to the plague: Together with further observationsonsomeforeignprisonsandhospitalsandadditionalremarksonthepresents state of those in Great Britain and İreland, London(The second additions with additions)1789,63,www.books.google.com.tr/ 307SabriYetkin,a.g.m.,372. 308SabriYetkin,KoleraGünlerindeİzmir,www.İzmirkitap.com 309AvramGalante,HistoiredesJuifsd’Anatolie‐LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,49. SirenBora,İzmirYahudileriTarihi(1908‐1923),İstanbul1995,69. 114 SirenBora ait hastanelerin tümünün donanımının büyük çaplı epidemiler veya pandemiler karşısında yetersiz kaldığını göstermektedir. Nitekim 1833 yılında İzmir halkını veba hastalığı hakkında bilgilendirmek görevi ile FransaDevletitarafındanİzmir’egönderilenve1837vebasalgınısırasında kentte incelemeler yaparak bu alanda bir kitap yayınlamış olan Floransa Bilim Akademisi üyesi Dr. Bulard de Méru’nun İzmir’in hastaneleri hakkındaki izlenimleri son derece karamsardır:’’ İzmir hastaneleri hem idari hem tıbbi olarak çok yetersiz …’’. Gayrımüslim hastaneleri ile ilgili gözlemleriiseşöyledir:‘’Birdefabuhastaneyedüşenhastaylaailesiarasına hiç de sağlıklı olmayan bir duvar çekiliyor. Böylece hastalar, kendisini daha baştanölüolarakgörenvepayınadüşecekmallarınhesabınıyapaninsafsız ve soyguncu hasta bakıcıların ellerine düşüyor. Hastanın bir yandan ailesi tarafından terk edilmesi ve buna bağlı olarak aç gözlü insanların eline düşmesi yetmiyormuş gibi, hasta bir de üstüne üstlük doktorsuz, ilaçsız pisliğin içinde bırakılarak ölüme terk ediliyor. Leş gibi kokan ve havalandırılmayanodalardaüstüsteyatıyorlar…Kısacaİzmir’dehastaneler, mezarlıklarınbeklemeodasıgibibirşey…’’.310 Bu karamsar tabloya, İzmir Yahudi Hastanesi’nin içinde bulunduğu koşulların da dahil olduğu anlaşılmaktadır. Aynı dönemde Yahudi Hastanesi,“tekkatlıvehepsibirkoridoraaçılanodalardanoluşandörtköşe bir binadır. Odaların döşemeleri ahşaptandır. Ancak her türlü donanımdan yoksundur.Odalardakaryolayoktur.Herhangibirtıbbialetvemalzemeyede rastlanmamaktadır.Hasta,halısınıyadadöşeğinievindengetirmektedir.”311 Öte yandan, kentteki Yahudi Cemaati’nin özellikle de yoksul Yahudilerin yaşamkoşullarıhakkındada,ayrıntılıvenet birtabloyasahibiz:Butablo, sayıca İzmir Yahudi nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan yoksul Yahudilerin Yahudi hanelerde (Kortejolar’da), her türlü temel gereksinmeden ve hijyenden yoksun (Yahudihanelerde yaşayanlar su gereksinimini avludaki tek bir tulumbadan karşılıyor, birlikte yemek pişiriyorveortaktuvaletikullanmakzorundakalıyorlardı),küçükodalarda üst üste adeta yığınlar halindeki yaşamını tasvir etmektedir. Bu tasvirler sayesinde, İzmir kentindeki salgın hastalıklar sırasında oluşan toplam can 310 Pelin Böke, “İzmir’de Karantina Teşkilatı’nın Kuruluşu ve Faaliyetleri (1840‐1900)’’, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, VIII/18‐19 (2009/Bahar‐Güz), 146. Rauf Beyru’ya göre, Dr. Bulard de Méru’nun kitabı, “salgının etkileri konusunda dayanabileceğimiz bazı bilgileri daha bilimsel nitelikte veren tek kaynak olarak”’ görülmektedir.Bkz.Beyru,“XIX.Yüzyılİzmir’indeSalgınDönemleriveYaşam’’,İzmir’in SağlikTarihiKongresi1‐3Aralık2005‐Bildiriler,İzmirEylül2009,283. 311RaufBeyru,19.Yüzyıldaİzmir’deSağlıkSorunlarıveYaşam,s.66. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)115 kaybı sıralamasında, Yahudilerin Müslümanlardan sonra ikinci sırada yer almasınınsebebinianlayabilmekteyiz. 312Ancak,bütünbuolanaksızlıklara rağmenhastalıklamücadelekonusunda,İzmirYahudilerinin19.yüzyılınilk yarısından itibaren önemli bir avantaja sahip oldukları kanısındayız. Bu avantaj;Fransa’nınCezayir’iişgalindensonraDoğuYahudileriileyakından ilgilenmeye başlayan ve 1840 tarihli Şam Kan İftirası olayından sonra, Osmanlı Yahudileri ile ve özellikle, Rav Hayim Palaçi sayesinde313 İzmir Yahudileri ile sıkı ilişkiler kuran Rothschild, Montefiore, Cremioux gibi Batılı zengin Yahudilerin varlığıdır. Nitekim 1841 tarihli İzmir Yangını sırasında yanan “Lazaretto” binası da,314 Rotschild, Montefiore ve Cremioux’un mali katkıları ile 300 odalı büyük bir yapı olarak tekrar inşa edilecektir.Öteyandan,“KutsalKitap‐Tora’’nınbedenselveruhsaltemizlik emirleri, “Tora Vayikra’’da bulaşıcı hastalıkların saptanması ve Karantina uygulamaları hakkındaki açıklamalar (toplam 66 sayfadır).315 Yahudileri salgınhastalıklardankorunmakonusundauyarmaktadır.316 İzmir Yahudi Cemaati Yönetimi, 1837 tarihli veba salgını sona erdikten sonra Yahudi hastanesinin mali gereksinmelerini karşılamak üzere “Midraş Kadoş Ospital’’i (Kutsal Hastane Enstitüsünü) kurdu.317 Bu kurum,bizzatHayimPalaçi’ningirişimleriilekurulmuştu.Buaradakentte, salgın hastalıkların yol açtığı ölümler devam etmekte idi. 1848 yılında ikinci kolera salgını ve ardından da 1849 tarihli veba salgını başlamıştı. 1865kolerasalgınıise,çokağırsonuçlardoğurmuştu.Yaklaşıküçaysüren salgında, 3500 kişi hastalığa yakalanmış ve 1950 kişi ölmüştü.318 Salgın sırasında L. de Rothschild, yanında bir doktorla birlikte İzmir’e bizzat gelerek para, ilaç ve tıbbi malzeme yardımında bulunmuş; İngiltere’ye 312Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Beyru,“a.g.m.’’,283‐284. 313 1840 Şam Kan İftirası sırasında, Hayim Palaçi ile L. De Rothschild ve M. Montefiore arasındayakınbirdostlukkurulmuştur. 314 Lazaretto, Batı dillerinde cüzam veya veba gibi salgın hastalıklar sırasında kurulan Karantinabinalarınaverilenaddır.19.yüzyılınilkyarısındakentteayrıca,Grek,Avrupa veOsmanlıKarantinabinalarıbulunmaktadır. 315Tora Vayikra 13: 37‐44, 213‐279. Bu bölümde, “Tsaraat Kanunları’’ başlığı altında Tsaraat(Cüzzam)hastalığınınsemptomlarıvehastalıktankorunmayöntemlerihakkında sondereceayrıntılıbilgilerverilmektedir. 316Gerçi betimlemelerin hepsi, manevi temizliğe atıfta bulunmakta ve manevi temizliği vurgulamaktadır. Tsaraat kelimesi ile atıfta bulunulan ise, Musa’nın Mısır’dan çıkışı öncesinde, Mısır’ın başına ard arda gelen belalardır. Ancak, Tora‐Vayikra’da verilen öğütler ve getirilen yasaklamalar, maddi bir bela olan veba salgınlarında uygulanabilecekderecedeniteliklivebilimseldir. 317Galante,a.g.e.,49‐50.Bora,a.g.e.,69. 318Yetkin,KoleraGünlerindeİzmir. 116 SirenBora döndükten sonra ise, 2000 lira’nın üzerinde bir bağışın toplanarak İzmir Yahudi Cemaati’ne gönderilmesini sağlamıştı.319 Rothschild’in yakın ilgisinin başlıca nedeni; Rav Palaçi ile aralarında kurulmuş olan sevgi ve saygıyadayalıdostluktu. Öte yandan, toplu ölümler toplu definlere yol açmaktaydı. İzmir Hahambaşılığı, her veba ve kolera salgını sırasında, salgın hastalıkların yayılmasınıönlemekkaygısınıdataşıyarak,yaşamınıyitirenkişileriayrıbir yere topluca gömmeyi yeğlemekte idi. Hayim Palaçi’nin Hahambaşılığı döneminde,BahriBabaolarakbilinenbölgedeyeralanYahudiMezarlığına (Maşatlık)ilavetenyenibirmezarlıkalınmışvesalgınhastalıklarsırasında ölenler bu mezarlığa topluca defnedilmeye başlanmıştı. 1856 yılında kullanılmakta olduğunu saptadığımız mezarlığın, “Gürçeşme Yahudi Mezarlığı’’olduğukanısındayız. İzmir Yahudi Cemaati’ne hizmet etmeyi, “bir misyon’’ olarak üstlenmiş olan Hayim Palaçi, Yahudi hastanesinin gereksinmelerinin karşılanabilmesi için önce, cemaatin zengin mensuplarından yardım toplamaya çalıştı; bu kafi gelmeyince, Leon Adut aracılığı ile Baron de Rothschild’in mali desteğini almayı başardı. Haleva’ya göre, Palaçi ayrıca Sir Moses Montefiore’nin de hastaneye mali yardımda bulunmasını sağlamıştı. 3201874 yılında ise, Rothschild ailesinden gönderilen yardımlar aracılığı ile hastane büyütüldü ve hastaneye “Rothschild Hastanesi’’ adı verildi. Posek(Müçtehid)Yönü Hayatıboyunca,72eserkalemealdığıbilinenHayimPalaçi(bunların 26 tanesinin, Selanik ve İzmir matbaalarında basıldığı bilinmektedir), sadece yazar kimliği ile değil aynı zamanda Responsa üzerinde uzman bir Posek 321olarakkarşımızaçıkmaktadır.BuniteliğiilePalaçi,hem19.yüzyıl İzmirYahuditarihineışıktutmaktahemdeHalaha(Yahudidinihukukuya daYahudiŞeriatı)ileilgiliverdiğideğerlibilgilerveyorumlarıylakendine, 319Raif Nezih, İzmir Tarihi, 13 forma İzmir 1926, 9 (31 Ağustos 1865 tarihli Ruzname‐i Ceride‐iHavadis’ten).Ayrıcabkz.Beyru,19.Yüzyıldaİzmir’deSağlıkSorunlarıveYaşam, 95‐96. Raif Nezih haberi, “Musevilerin koruyucusu olarak bilinen İngiliz Avam Kamarası üyelerinden birinin” geldiği şeklinde nakletmektedir. Sözü geçen kişi, İngiliz Avam KamarasınaüyeolanilkYahudiolaraktarihegeçen,LionelldeRothschild’dir. 320RabbiHaleva,‘’a.g.m’’. 321 Ayrıntılı bilgi için bkz., Ekştayn, ‘’a.g.e.’’, 207‐231. Posek, Halaha hakkında karar ve hükümvermeyetkisinesahipuzmandinadamıanlamınagelir.İslamdinindekiMüçtehid ile eş anlamlıdır. Geonim devrinden sonra son zamanlara kadar varlığını sürdürmüş büyük din bilginlerine Posek adı verilmektedir. Geonim (Gaon’un çoğulu) ise, Talmud (Hadisler) hakkında içtihat yapabilen büyük Yeşiva başkanlarıdır. Bkz. Yusuf Besalel, YahudilikAnsiklopedisi,cilt2,511‐512. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)117 Yahudidintarihiiçindetartışılmayacakkadarönemlibiryeredinmektedir. Bugün,İzmirYahudileriningelenektirdiyerek(hiçbirbilgiyeveyabelgeye dayanmadan) uygulamakta oldukları bazı dinsel ritüellerin, aslında bu bilgeinsanınYahudiliğearmağanıolmaolasılığıçokyüksektir.18.yüzyılile 20. yüzyıl arasında, İzmir‘in yetiştirdiği Yahudi din bilginlerinin ve onlar tarafından yazılan eserlerin sayısı; üstelik bu eserlerin bir bölümünün de, bu kentteki matbaalarda basıldığı göz önüne alındığında, İzmir özellikle Responsaaçısından‘’verimlibirkenttir’’sonucunuçıkarabiliriz.Nitekim18. yüzyıl ile 20. yüzyılın başları arasında Yahudi dünyasına armağan edilen Responsa’nın büyük bir kısmı, İzmir Yahudi Cemaati hahamlarına aittir. Sözkonusu hahamların büyük bir çoğunluğu da Sefarad ve Halaha Posek’idir.322 İzmir’de 18. yüzyılın ortalarından 19. yüzyılın ortalarına kadar 65 Haham tarafından 153 kitap; 19. Yüzyılın ikinci yarısında ise 24 Hahamtarafındantam55kitapyazılmıştır. 323Midraşderlemelerininçoğu, 19. yüzyılda yaşayan Palaçi ailesinin üyelerine aittir. Örneğin, “Likutey Agada’’ların (Agada Antolojilerinin) bir bölümü Palaçi ailesine mensup hahamlar tarafından kaleme alınmıştır.324 Böylece İzmir kenti, Osmanlı Devleti’nin sınırları dahilinde ve dışında yaşayan Yahudi Cemaatleri için İbrani ve Ladino dilinde pek çok dini içerikli kitabın basıldığı önemli bir merkezolmaniteliğinikazanmıştır.325 Saygın din adamları yetiştiren tanınmış bir aileden gelen326 Hayim Palaçideyaşadığıdönemde,bir‘’Posek’’olarakbüyükbirünesahipti.Ünü İzmir sınırlarını aşmış, tüm Yahudi dünyasında hızla yayılmıştı. Sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içindeki yerleşim birimlerinden değil aynı zamanda sınırları dışından Kuzey Afrika, Orta doğu hatta Avrupa kentlerinden ona, Halaha ile ilgili görüşlerini almak isteyen hahamların soruları gönderilmekteydi. Soruların gönderildiği başlıca yerleşim birimleri: Adrianopol (Edirne), İstanköy, Alcir veya Arcil (Cezayir olmalı), Almedya (İspanya’da), Amsterdam, Aramtsova (Halep), Bağdad, Bukaraşt (Bükreş),Burunabad(Bornova), Birgama (Bergama), Berayla, Brusa(Bursa), Galipoli (Gelibolu),Griyeva (Krayova), Durgutlu(Turgutlu‐Kasaba), Damask 322LeahBornstein‐Makovetsky,‘’RabbinicScholarship:TheDevelopmentofHalakhahinTurkey, GreeceandTheBalkans,1750‐1900’’(ayrıbasım),6‐7. 323LeahBornstein‐Makovetsky‘’a.g.m.’’,3. 324 Makovetsky, ‘’a.g.m.’’, 11. Midraş, Yahudilikte kutsal metinlerin haftalık Sinagog toplantılarında okunması ve dinleyicilere yapılan açıklamalarla oluşturulan külliyattır. İslam’daki‘’tefsir’’ileeşdeğerdedir.Agadaise,YahudilikteMedeniHukukveCezaHukukuile ilgilikanunlarıiçerenTalmud’unüçüncüvesonbölümüdür. 325RabbiNaftaliHaleva,‘’RabbiHayimPalaci(1788‐1868)RabbiofIzmir’’,www.jewishideas.org. 326 Palaçi adına ilk kez Palyaj olarak İspanya’da rastlanılmaktadır. Daha sonraki tarihlerde bu aileninbireylerininFas,HollandaveOsmanlıİmparatorluğusınırlarıiçindekiçeşitlikentlerde yaşadığıgörülmektedir.Aile,pekçokünlüdinadamıyetiştirmiştir.Bkz.www.JewishVirtual Library.org,‘’Palache’’. 118 SirenBora (Şam), Vahran, Zanti, Tarablus (Trablusgarp), Tarapolitza (Trablusgarp) Tiberya, Tahran, Tetuan (Fas’ta), Yüzilhisar (Güzelhisar), Yanina (Yanya‐ Yunanistan’da), Yeruşalayim (Kudüs), Kiyu (Kios adası), Kalkülta (Kalküta), Knia(Giritadası)‐Kandiya,Magnatziya(Manisa),Magdalis(Çanakkale),Milas, Milamin (Menemen), Mitsraim (Mısır), Naamon (Kahire), Samakaf, Paduva (İtalya’da), Filibi (Filibe), Paris, Korfu, Kuşadası, Kuşta (İstanbul), Rodoscık (Tekirdağ),Rodis(Rodos),Selanik,Tunis(Tunus)veTirya(Tire)idi.327 Palaçi kitaplarında, ona gönderilen soruları üç farklı gruba ayırarak sınıflandırmıştır: Birinci gruptaki sorular, Yeşivalardaki eğitim programı ile ilgili onun tarafından yapılan yorum ve verilen hükümlerin uygulanması hakkındatereddütyaşayanhahamlarınbaşvurularıdır.Palaçi’ningörüşlerine güvenen hahamlar, bu konulardaki sorularını ona göndermiş ve yorum yapmasınıtalepetmişlerdir. İkincigruptakisorular,çeşitlikonularhakkındayolgöstermesini talep eden başvurulardır. Bu iş sahibi sade bir insanın “yargılanma durumundaneyapmalıyım’’şeklindekisorusudaolabilmektedir.Yadadini hükümlerden biri değiştirildiği zaman uygulamada tereddüt yaşayanlar tarafından Palaçi’nin görüşünü almak amacıyla sorulan bir soru da olabilmektedir. Üçüncü gruptakiler ise, daha önce yorumu yapılmamış, hüküm verilmemiş konularla ilgili sorulan sorulardır. Ekştayn’ın betimlemesi ile “Palaçi adeta bir mikroskopla inceler gibi’’ soruyu incelemekte ve bu konuda yol göstermektedir. Ayrıca, dini meselelere açıklık getirmek amacıylakendikendinesorusormaveyanıtınıaramaalışkanlığıdavardır. Genellikle sorularına şu kelimelerle başlamaktadır: “İzahını kendime göndereceğim’’, “Bu araştırmayı kendime izah etme zamanı’’, “Hayim’in sorusu’’(yadaHayatınsorusu).328 Rüyalara ve onların içerdiği anlamlara önem veren Palaçi, rüyaları yorumlar ve gerektiğinde “Taanit Halom’’ (Rüya orucu) tutardı. “Nefeş kol Hay’’ adlı kitabında rüyalarının çoğuna yer vermişti. 329 Bu kitabın ikinci bölümünde“Brit’’(Ahit)ve“Tora’’adlıikimakalesinde,gördüğürüyalarve yorumlarıyeralmaktaidi.330Seksenyaşına yaklaştığında,“Kol Hahayim’’i 327 Ekştayn, a.g.e., 443‐460. Saptayabildiğimiz kadarı ile,yerleşim birimlerinin bugün kullanılmakta olan adlarını parantez içinde belirttik. Bu kentlerin yer aldığı coğrafi bölgelerin çeşitliliği, Hayim Palaçi’nin hem Sefarad hem de Eşkenaz Cemaatleri ile yazıştığınıbizekanıtlamaktadır. 328 Hayim Palaçi, Neşamat Kol Hay, Selanik 5602(1832), Birinci bölüm, madde 3. Hayim Palaçi, Neşamat Kol Hay, Selanik 5612(1842), İkinci bölüm, madde 47. Ayrıca Bkz. Ekştayn,a.g.e.,179‐181. 329HahamMotiKatanileyaptığımızsöyleşidenedinilenbilgiyegöre. 330 Yahudi inanç sisteminde rüyalar ve rüya yorumları önemli bir yer tutmaktadır. Bu tür deneyimlere Tora’da ve Tanah’ta, seçkin bireylere özgü vizyonlar veya bir rüyada söylenmişsözlerolarakdeğinilmektedir.Bkz.ToraBereşit15:1s.99.KutsalKitapSayılar HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)119 yayınladı. (Hayim Palaçi tarafından kaleme alınan son kitabın, ya Kol HaHayim ya da Simna deHaye olduğu tahmin edilmektedir). Kol Hahayim’de, 70 yaşına gelmiş bir insanın okuması gereken dualar yer almaktaydı. Kitabın bir bölümünde, insanın kendisini ölüme nasıl hazırlamasıgerektiğianlatılmaktaydı.Palaçi’nin,yaşadığıheryılınkarşılığı olarak 80 farklı görüşe yer verdiği bu kitaptaki bilgilerin çoğu, büyük bilginlerin hayat hakkındaki öğretilerinden alıntılardı. Kitabın yazımını, ölmeden üç ay önce bitirebilmişti. 331 Ekştayn’a göre, Palaçi’nin son kitabının ne olduğu konusunda tereddütler vardır. “Simna deHaye’’ adlı kitabın,HayimPalaçiveyaoğluAvraamPalaçitarafındanyazıldığıileilgili farklıgörüşlerilerisürülmektedir.Ekştayn,kitabınbirbölümününbabaH. Palaçi bir bölümünün de oğul A. Palaçi tarafından yazılmış olabileceği olasılığınıdilegetirmektedir.HayimPalaçi’ninkitaplarınınsayısıkonusundaki en geçerli bilgi, oğlu Avraam Palaçi tarafından verilmektedir. Avraam Palaçi’yegöre,babasınınyazdığıkitaplarınsayısı,72dir.332 Günümüzde, İstanbul ve İzmir’de Yahudi din adamlarınca kaleme alınanPeraşa’larda,333sıksık,HayimPalaçi’ninkitaplarındanalıntılarayer verilmektedir. Bu alıntılardan edindiğimiz bilgilere göre, Hayim Palaçi’nin Tora’da yer alan emirlerle Hayat (Yahudi hayatının) arasındaki ilişki ile ilgiligörüşlerinişöylesıralayabiliriz: Tora’nınHayatlaOlanİlişkisi RavİzakAlaluf’unİzmir’indeğerliHahamlarındanŞimuelKohen’den aktardığınagöre,HayimPalaçi’ninTora‐hayatilişkisihakkındakigörüşleri şöyledir: “Şavuot bayramının334 mezmuru olan 68 numaralı Tehillim mezmurunu335 Gimatriya336 açısından değerlendirirsek ortaya HAYİM yani 22:20 215. Tora ve Tanah’ta yer verilen en önde gelen iki rüya yorumcusu ise, Yosef(Yusuf) ve Daniel’dir. Bkz. Tora Bereşit 37:5‐11 293‐295 ve 41:1‐56 327‐339. KutsalKitapDaniel2:1‐23,1144‐1146. 331HahamMotiKatanileyaptığımızsöyleşidenedinilenbilgiyegöre. 332Ekştayn,a.g.e.,366. 333 Yahudilikte Peraşa, İslam’da Kur’anı Kerim’de yer alan surelerle eş değerlidir.Babil Sürgünüsonaerdiktensonra,Yahudigeleneğindekendisinebüyükbirönemvekutsiyet atfedilen Ezra tarafından Tora (ilk beş kitap), haftalık okuma parçalarına (paraşa) ayrılmıştır.Ezra,biryandanTora’nınkutsalmetinolarakbugündekabuledildiğişekle dönüşmesini sağlarken öte yandan Tora’nın halkın anlayabileceği hale getirilmesi ile ‘’Tora’nın mesajının hayata geçirilmesini sağlamıştır’’. Bkz. Salime Lecyla Gürkan, Yahudilik, İstanbul Haziran 2012 (Gözden geçirilmiş 4. Baskı), 98. Günümüzde, 54’e bölünmüş olan Tora, her hafta başında(Cumartesi günü), o haftaya düşen bölüm “Haftanın Peraşası ‘’ adı altındaYahudidinalimleriningörüşlerindenörneklerlezenginleştirilerekişlenmektedir. 334 Yahudilikte, “üç ayak’’ ya da "üç hac’’ bayramı olarak bilinen Şaloş Regalim’in (Pesah‐ Şavuot‐Sukot) ikincisi Şavuot (Haftalar) bayramıdır. Pesah (Hamursuz) bayramının ikincigünündenitibarengeçenyedihaftayısimgeler. 335David(Davud)Peygamberin150MezmurundanoluşanTehillim,Ahd‐iAtik’teDavid’eait bölümde yer almaktadır. Meth‐i sena ya da İlahiler olarak ta bilinmektedir.Zebur ise, TehillimbölümüneTürkçedeverilenisimdir. 120 SirenBora hayatsözcüğüçıkar.Budahayat,iyivegüzelhayatisteyeninyoluTora’dan geçeranlamındadeğilmidir?’’.337 Lanetokunmasıilehayatınilişkisi Palaçi, ‘’Tohahat Hayim’’ adlı kitabında ‘’kişinin özellikle ağzından lanetçıkarmamakkonusundaçokhassasolmasıgerektiğini,ağzındanlanet çıkaran kişinin aslında kendisini lanetlediğini bunun hayatını olumsuz etkileyebileceğini’’yazmaktadır.338 Tora’nınhayatıöğretenöğretmenniteliği Tora’da Tanrı’nın emirlerini uygulayanlarla uygulamayanların yollarının farklı olduğu belirtilmektedir. Seçim ise, kişiye aittir. “Tohahat Hayim’’ kitabında Palaçi, “Tora’yı okuyan, bilen ve anlayan kişi için doğru yolu yani hayat yolunu bulmak zor olmaz. Hangi insan hayatı arzular mutluluğu tatmak için günler ister. İşte bu insan Tora’nın bir hayat rehberi olduğunun bilincinde olan insandır. Ancak Tora okumayan, bilmeyen ve bu konudabilgisiolmayanlarınmutlakakendilerineToraöğretecekvegitmeleri gerekenyoluizahedecekbirbilginedanışmalarıgerekir.Çünküinsanbazen istemedendeolsayanlışbiryolagirebilirvebuonunbütünhayatınıetkiler…’’ yorumunuyapmaktadır.339 YahudilikteveYahuditoplumununhayatındakadınlar Hayim Palaçi, Tanah340 açıklamalarını verdiği “Tenufa Hayim’’ kitabında, kadın peygamber Devora’nın341 adının Kumandan Barak’ın adından önce yazılmasının nedeni olarak, ‘’Devora’nın inancının ve peygamberliğinin Barak’ınkine oranla daha üstün olması’’ açıklamasını yapmaktadır.342 336 Gimatriya, sözcükler ve sayılar üzerine yapılan, Kabalistik çalışmalarla da ilgili bir uzmanlıkalanıdır.İbranialfabesindeherharfesayısalbirdeğerverilmektedir. 337Bkz.www.Şalomcom.tr.,RavİzakAlaluf,’’BuHaftaPeraşa‐Aazinu’’. 338 Bkz. www.Şalom com.tr., Rav İzak Alaluf, ‘’Bu Hafta Peraşa‐Tetsave:Ziller ve Sessiz Püsküller‐ŞabatZahor’’. 339 Bkz. www.Şalom com.tr., Rav İzak Alaluf, ‘’Bu Hafta Peraşa‐Nitsavim‐Vayeleh Moşe RebenuİyiBirÖğretmendir’’. 340 Tanah; Tora, Neviim(Peygamberler),Ketuvim’den(Kutsal Yazılar’dan) oluşan ve üçünün başharflerininbileşimindenmeydanagelmişözelisimdir.24kitaptanoluşmaktadır. 341 İsrail ulusu arasında putperestlik yaygınlaşınca, Tanrı onları Kenanilerin boyunduruğu altına alarak cezalandırdı. Devora(Kadın peygamber) halkının lideri oldu ve ordu komutanı Barak’a düşmanla savaşma emri verdi. Sonuç zaferdi. ‘’Aftara’’ ise, zafer sonrasındaDevora’nınsöylediğişarkıyaverilenaddır. 342 Bkz. www.Şalom com.tr, Rav İzak Alaluf, ‘’Bu Hafta Peraşa‐Beşalah’’. Başlangıçtan itibaren Tanah’ta, kadınla ilgili farklı profiller ve farklı tavırlarla karşılaşılmaktadır. Havva’danbaşlayıpkadınİbraniatalar,peygamberlervekurtarıcılarladevamedipbilge, pasif,sadakatsizkadıntiplemelerinekadartambirmotifçeşitliliğinerağmen,Halahasöz HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)121 Kâinat,İnsanveHayat Hayim Palaçi, Kâinatın insan için yaratıldığını, insanın da görevinin Tanrı’nınemirleriniizlemekolduğunubelirtmektedir.Onagöre,‘’Kainatda bizler de bu amaç için yaratıldık. Bu amaca ulaşabilmek hem hayatı anlamayıkolaylaştıracakhemdeçokdahaanlamlıkılacaktır’’.343 Filistin’dekiYahudilereYapılanYardımlardakiRolü İzmir Yahudi Cemaati’nin Filistin’deki Yahudilerle olan ilişkisinin başlangıç tarihi, İzmir kentinin Anadolu’da önemli bir ticaret merkezi haline gelmeye başladığı 16. yüzyıldır. Bu dönemde, Safet’ten kente gelip yerleşen Yahudi dokuma tüccarları aracılığıyla başlayan ilişkiler(1599), YosefEskapa’nın(1570‐1662)İzmirHahambaşılığıyaptığıdönemsırasında veSabetayTsevi(1626‐1676)olayındansonrazirveyeulaştı.17.yüzyılile 18.yüzyıllararasında,İzmirkentindeyaşayanYahudilerinFilistinveorada yaşayan Yahudilerle olan ilişkileri, farklı süreçlerden geçerek inişli çıkışlı devametti: 17. yüzyıldan itibaren, cemaat hahamları ve cemaatin ileri gelenleri tarafından kutsal topraklara kutsal ziyaretler‐“ziyara’’lar düzenlenmeye başlandı.344 Bu ziyaretler, 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sistematik hale geldi, periyodikleşti. Her yıl yaz sonunda, büyük bayram öncesi (Yom Kipur öncesi), İstanbul’daki yetkililer tarafından kiralananbirgemiİzmir,Selanik,İstanbulhattabazenİtalya’danyolcualıp Filistin’egidiyordu.345 Pekçokİzmirlihaham,yalnızyadaaileleriylebirlikteFilistin’egöç edip(Aliya)orayayerleşmeyiyeğledi.İzmir’inünlüRavlarıYaakovAlgazi, Rafael Taribis, Hayim Abulafya ve ailesi, David Hazan ve İtshak Hakohen RapaportKudüs’e,Tsafet’eveTiberya’yayerleşmişlerdi.346 İzmir’dehahameğitimialanöğrencilereğitimlerininbirbölümüne Filistin’dedevamediyorlardı.347 Filistin’den İzmir’e gelip çalışan görevli hahamlar veya haham elçilerivardı.348 konusu olduğunda, Yahudi kadını adına ikincil role sahip bir portreden bahsetmek kaçınılmazdır.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Gürkan,a.g.e.,217. 343Bkz.www.Şalomcom.tr.RavİzakAlaluf,“BuHaftaPeraşa‐BereşitDeraşa’’. 344 Yakob Barnai, ‘’Letoledot hakeşerim şebeyn Yahudi İzmir leyahudi Eretz İsrail bemea haşevaasaravehaşmoneasara’’,Şalem,5(1987),95‐97. 345Barnai,‘’Thedevelopmentofcommunity.’’,15. 346Barnai,‘’LetoledothakeşerimşebeynYahudiİzmir’’,101. 347Barnai,‘’a.g.m.’’,100. 122 SirenBora 18.yüzyıldaİzmirlizenginYahudiailelerinbirkısmıFilistin’egöç edip orada yerleşmeyi yeğlediler. Onların bu kararı almaları, İzmir’de meydana gelen yangın, deprem ve salgın hastalıkların Yahudi Cemaati’nin sosyoekonomikyapısıüzerindekiolumsuzsonuçlarınınyansımasıidi.349 Diaspora Yahudilerinin Filistin’e gidip yerleşmesi olgusu, 19. yüzyılda Rusya ve Doğu Avrupa’dan olan Yahudi göçleriyle güç kazanarak devam edecekti. İzmir Yahudilerinin, Filistin ve orada yaşayan Yahudilerle olan ilişkileri, karşılıklı seyahatler, ziyaralar ve aliyalardan ibaret değildi. Aynı zamanda,oradakiYahudilerininsancayaşamasıvekalkınmasınısağlamak içinparayardımıyapılıyordu.Üstelikbuyardımlar,sadeceİzmirYahudileri tarafından değil aynı zamanda tüm Osmanlı yerleşim birimlerindeki YahudilerveAvrupalıYahudilertarafındanyapılmaktaidi.İzmirkentiise, gönderilen yardım paralarının toplandığı ilk istasyon olma özelliğini taşımaktaydı.Filistin’deyaşayanYahudileringelenekselyardımalmayolu, ‘’Haluka’’lar (Filistin’deki Yahudilere destek amacıyla oluşturulan fonlar) idi. Buradaki Yahudi yerleşim birimlerinde yaşayanlar ve Rabbinik Akademiler(Yeşivot),sadeceibadetveöğrenimlemeşgulolduğuiçinayakta kalmaları Haluka’ya bağlıydı.350 ‘’Şaavat Aniyim’’ adlı risaleye göre, 1847 yılında Kutsal Topraklara gönderilmek üzere İzmir Yahudi Cemaati’nin topladığı Haluka miktarı, 6000 arayot’tu. 351 17. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında, yardım paralarının toplanması sırasında üç farklı yöntem kullanıldı: 1‐HaşaliyahBerabanan’ın352TopladığıYardımlar Filistin’den Tire’ye 1610 yılında ilk “şaliyah berabanan’’, Rabi Elişa Galiko; İzmir’e ise 1660 yılında ilk ‘’şaliyah berabanan’’, Rabi Şemtov Pilo geldi.353 348 Barnai, ‘’a.g.m.’’, 102‐103. 1688 İzmir depreminde ölen, Haham R. Aharon N. Hayim Filistin’denİzmir’egelengörevli(elçi)idi. 349ALevy,‘’a.g.m.’’,193.Arayot,Osmanlıaltınkuruşudur.1kuruş=40paradır.Bkz‘’a.g.m.’’,199. 350Barnai,‘’a.g.m.’’,102. 351Rodrigue, a.g.e., 26‐27. Rodrigue, Osmanlı Yahudilerinin Filistinperver tutumuna şöyle açıklıkgetirmektedir:“BuFilistintutkusuna,Yahudilerinatayadigarıtopraklardaulusal kurtuluşa kavuşacakları şeklindeki inançları saik olmuş değildi. Hedef, kutsal topraklardaki Yahudi Cemaatini geçmişin onurunu yaşatacak bir biçimde modern ve üretken bir topluluk halinegetirmekveböyleceonunnihaidönüşümünügerçekleştirmekti’’.‘’a.g.e.’’,27. 352Filistin’dekiYeşivalardayoğundinieğitimgörenHahamlartarafındanOsmanlısınırları içinde özellikle Yahudilerin yoğun olarak yaşadığı yerleşim birimlerine ‘’Haşaliyah beRabanan’’ adı verilen Yahudi din görevlileri (elçiler) gönderilmesi geleneği vardı. Şaliyah, temsilci, ulak, mesaj getiren anlamındadır. Milattan önce 700 den güncel zamanlara dek, Diaspora Yahudi Cemaatlerinin topladıkları yardımlaşma fonundaki parayı ‘’Filistin’’deki (Eretz İsrael’deki) yoksul Yahudilere ve Yeşivalara nakleden seyyahı tanımlamakiçinkullanılmıştır. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)123 2‐“Pakidim’’in(Tahsilâtyapangörevliler)hizmetleriveyaptığı tahsilâtlar. Filistin’dekiYahudileregönderilennakitpara,yabağışkampanyaları ya da kitzba (Yahudi zekâtı) aracılığı ile toplanmaktaydı. Görevliler, Osmanlıyerleşimbirimlerinitektek dolaşarakbağışlarıtoplamaktave bu paraları onları nakletmek üzere kurulan örgüte “Pakidey Kuşta’’ya354 getirmekteydiler. Bağışların taşınması sırasında güvenliğinden sorumlu olan görevlilere “Hapolisot’’ deniliyordu. Örneğin, 1728 yılında Osmanlı Yahudileri’nin Pakidey Kuşta’ya bir yılda gönderdiği kitzba miktarı 1200 gruş,bağışmiktarıise300gruşidi.Kitzba’nın300gruş’uvebağışların75 gruş’u İzmir Yahudi Cemaatinden toplanmıştı.355 Eliezer Bashan’ın verdiği bilgilere göre; “Eretz İsrael’’in İstanbul Komitesi görevlilerinin İstanbul Ermeni Patriği ile dostça yakın ilişkileri vardı ve her yıl Ermeni Hacı grupları, “kutsal topraklar’’daki Yahudilere gönderilmek üzere toplanan parayardımlarını,İstanbul’danFilistin’eberaberlerindegötürüyorlardı.356 3‐İzmir’denFilistin’e“Nakledilen’’BağışlarveParalar 1748 ‐ 1749 yılları arasında İzmir’de toplanan bağışları Filistin’deki Yahudilere aktarmak için İzmir’de ‘’Pakidey Eretz İsrael’’(İsrail Yurdu Görevlileri)adıylabirörgütkuruldu. 19.yüzyılınilkyarısındaise,İstanbul’da‘’Va’adPakideyYeruşalayim Bakuşta’’(İstanbul’daki Kudüs Görevlileri Komitesi) adlı örgütün Diaspora Yahudilerinin bağışlarını toplamakla görevlendirilmek üzere kurulduğunu görüyoruz. Nitekim Livorno, Amsterdam gibi Avrupalı zengin Yahudilerin yaşadığı kentlerden ve Osmanlı Yahudilerinden alınan bağışlar bu örgüt görevlileri aracılığı ile toplanıp, nakledilmekteydi.357 1730’larda Filistin’e göç edecek olanlara rehabilitasyon yapma görevini de üstlenen örgütün çalışmaları,VakayıHayriye(1826‐YeniçeriOcağı’nınkaldırılması)sonucu Osmanlı İmparatorluğundaki Yahudi banker, tüccar hakimiyetinin sona ermesiyle birlikte bir süre kesintiye uğradı. Fakat bu kesinti fazla uzun sürmeyecek ve İstanbul’daki yardım kurumu ilerideki yıllarda tekrar 353Barnai,‘’LetoledothakeşerimşebeynYahudiİzmir’’,103. 354Yahudiler tarafından, Konstantinopol’ün kısaltılmış adı, ‘’Kuşta’’ kullanılmaktadır. ‘’Pakidey Kuşta’’,İstanbulGörevlileriyadaOsmanlıGörevlilerianlamınagelmektedir. 355Barnai,‘’a.g.m.’’,104‐109. 356Eliezer Bashan, ‘’Relations between Jews, Armenians and Greeks in Anatolia, The Balkans and The Greek Islands during the Ottoman Empire’’, Türkiye’de Yahudiler‐500 YıldırPaylaşılanTarihSempozyumu,İstanbul31Mayıs‐4Haziran1992(yayınlanmamış bildiri),7. 357‘’a.g.m.’’,106‐108. 124 SirenBora çalışmaya başlayacaktı. Aynı dönemde(19. yüzyılın ilk çeyreğinde), Kudüs’teki Sefaradi Cemaatinin (İspanya ve Portekiz kökenli Yahudiler) ekonomik durumu da hızla geriledi. Bütün bunlar, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerdeki Yahudi Cemaatlerinin içine girdiği çıkmazla bağlantılıydı.358 Fakat tüm olumsuzluklara rağmen, 1831 yılında İzmir’de, bizzat Hayim Palaçi’nin girişimleriyle, Filistin’e giden göçmenlere bağış toplamak amacıyla bir örgüt, “Kupat Eretz İsrael’’ (İsrail Yurdu Fonu) kuruldu. Palaçi’ye göre, İzmir kenti, ‘‘Eretz İsrael Katan’’ (Küçük İsrail Yurdu) idi ve Filistin’de yaşayan yoksul kardeşlerine maddi yardımda bulunmak, İzmir kentinde yaşayan Yahudilerin en önemli yükümlülüklerindenbiriydi.359 19. yüzyılın ikinci yarısı, Doğu Avrupa’dan ve Rusya’dan Osmanlı kentlerine özellikle Filistin’e, yoğun Yahudi (Eşkenaz) göçünün başladığı dönemdir ve bu göç dalgaları zaman içinde gittikçe artarak devam edecektir. 1853‐1855 tarihli Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki Kırım savaşı, 1876‐1877 Osmanlı Rus savaşı ve 1881 yılından itibaren Rusya’daYahudilerihedefalanpogromlar(katliamlar),RusyaYahudilerini de (Eşkenaz) tıpkı Doğu Avrupa Yahudileri gibi Osmanlı kentlerine göç etmeyezorladı.Rusya’dangelengöçmenlerinbirkısmıkesin,birkısmıise geçiciolarakİzmir,İstanbul,SelanikgibiYahudinüfusununyoğunyaşadığı kentlereyerleştirildiler.Geçiciolarakyerleşenlerise,birsürebukentlerde kaldıktan sonra Filistin’e göç edip orada kalmayı yeğlediler.360 Filistin’e gitmedenöncebirsüreİzmir,İstanbul,SelanikveyaYahudicemaatlerinin yaşadığı diğer Anadolu kentlerindeki misafirhanelerde kalıp, büyük bir olasılıkla sistemli bir rehabilitasyon programından da geçmekteydiler. 19. yüzyıl boyunca göçmen gruplarının yoğunluğu ile yüz yüze gelen İzmir 358Yahudileriçin,hiçdehayırlıolmayanVakayiHayriyesırasında,İstanbulVa’adHapakidim Kuşta Kurumu’nun başkanlığını yapmakta olan Yahudi banker Bohor İzak Karmona, Padişah buyruğu ile öldürülmüştü. Vakayi Hayriye ve Karmona’nın öldürülmesi, Yahudiler açısından iki önemli sonuç doğurdu: a‐ Osmanlı İmparatorluğundaki Yahudi bankervetüccarhakimiyetisonaererkenyerleriniErmeniveRumtüccarlar,bankerler doldurdu. b‐ Filistin’deki Yahudilere yapılan yardımlar bir süre kesintiye uğradı.Çalışmaları kesintiye uğrayan İstanbul’daki örgütün görevini Asterdam’da yeni kurulmuşolanVa’adHapakidimÖrgütüüstlendi.Bkz.Rodrigue,a.g.e.,44‐45,57. 359HayimPalaçi,“Küçükİsrail’’tanımlamasını,“AratzotHayim’’adlıkitabındayapmaktadır. Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Ekştayn,a.g.e.,314. 360AvramGalante,HistoiredesJuifsd’Anatolie‐LesJuifsd’Izmir(Smyrne),İstanbul1937,s.89. Ayrıca, Rusya’dan göç eden Yahudilerin İzmir, İstanbul, Selanik ve Filistin’e iskan edilmeleri ile ilgili bkz. BOA, BEO (Dahiliye, Zabtiye) 478‐35834(19/Ra/1311).BOA, HR.HMŞ.İŞO. 175‐52/A (02/Ca/1308). BOA., DH.MKY. 1985/10 (15/M/1310) tarihli belgeler. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)125 Yahudilerinin (önce Filistin’den gelenler sonra doğu Avrupa’dan ve Rusya’dan gelen Yahudi göçmenler), gerek gelip kalmayı yeğleyenlerin ve gerek bir süre kalıp Filistin’e geçenlerin gereksinmelerini (barınma, yiyecek, hatta psikolojik gereksinmeler) karşılayabilmek amacıyla değişik etkinliklerdebulunduğuveönlemleraldığıgörülmektedir: İzmir’degöçmenleriçin yardımkurumlarıoluşturuldu.Bunlardan biri Hahnasat Orehim (Konukseverlik), diğeri ise Rusya’dan göç eden ailelerdeki kadınlara yönelik Bayanlar Kurumu dur. Palaçi, kentteki Yahudilerin yardımını da sağlayarak Hahnasat Orehim’i, kurum kimliğine kavuşturdu. Hayim Palaçi’ye göre, kente gelen göçmenler kurumun misafirhanesindehemkalıpdinlenecek,hemüzüntüleriniunutacakhemde hastalıklardankorunacaklardı.Ayrıcabukurum,SefaradEşkenazayrılığını daortadankaldıracaktı.361 1831 yılında bizzat Hayim Palaçi’nin girişimleri ile ‘’Kupat Eretz İsrael’’ (İsrail Yurdu Fonu) kuruldu.362 Barnai’nin verdiği bilgiye göre, 19. yüzyılda Filistin’e giden göçmenler, hem ‘’Pakidey Eretz İsrael’’ in(İsrail Yurdu Görevlileri) hem de ‘’Pakidey Kuşta’’nın (İstanbul Görevlileri) toplayıp Filistin’e yolladığı bağışlar sayesinde yerleştikleri yerlerde yaşamlarınısürdürebildiler.363 İzmir’de Yahudi mahallesinde Eşkenaz göçmenler için bir ibadethane oluşturuldu.364 Dini vecibelerini yerine getirmeleri için oluşturulan bu ibadethane geçici miydi, yoksa kalıcı mıydı? Bu konuda yeterlibilgiyesahipdeğiliz. 361Ekştayn,a.g.e.,162. 362İzmirKupatEretzİsrael’inKuruluşBeyannamesivekurallarıileilgiliayrıntılıbilgiiçin bkz.YakobBarnai,‘’KupatEretzİsraelBeİzmirbameahey‐19’’,Transitionandchangein modern History, Jerusalem 1987, 141‐148. Belgenin sonunda Rav Hayim Palaçi, Rav YoşuaB.YahudaAvrahamveRavŞlomoŞişon’unimzalarıbulunmaktadır.YoşuaYahuda B.YahudaAvraham,örgütün,bağışlarıtoplamaktansorumluolangörevlisidir. 363 Barnai, ‘’a.g.m.’’, 136. Kutsal topraklara ve Kudüs’e atfedilen tüm öneme rağmen Rabbiler(Yahudi din alimleri), bu bölgeye Yahudi toplu göçünü hoş karşılamamışlar; Yahudilerin kutsal topraklarda tekrar hakimiyet elde etmelerini, beklenen kurtarıcı Mesih’in gelişi ve Mesihi dönemi başlatmasıyla gerçekleşecek mucizevi bir olay olarak görmüşlerdir.Nitekim, Yahudi Mesihçiliği, Yahudilerin karizmatik bir kurtarıcı(Mesih) tarafından yabancı boyunduruğundan ve sürgünden kurtarılıp Filistin’de dini ve siyasi bağımsızlık kazanmak suretiyle eski ihtişamlarına kavuşmalarına yönelik inanç ya da doktriniifadeetmektedir.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Gürkan,a.g.e.,128ve150‐159. 364 BOA, İ. AZN. 42/6, 12/M/1319 . BEO., 1655‐124074, 16/M/1319. DH. MKT. 2484/85, 25/M/1319. İzmir’de Musevi mahallesinde 11 numaralı hanede Eşkenaz muhacirleri içinittihaz olunacak İbadethane hakkındakibelgeler. Musevi mahallesitanımlaması ile kastedilenyer,Çavezmahallesidir. 126 SirenBora Eserleri Neyazıkki,HayimPalaçi’ninyazdığıkitaplarıntoplamsayısıileilgili elimizdeki bilgi sınırlıdır. Bu bilgi, Hayim Palaçi’nin ve oğlu Avraam Palaçi’nin kitaplarında, Hayim Palaçi’ye ait olduğu vurgulanarak verilen kitapadlarındanvekitapsayılarındanibarettir.Çıkarılansonuçşudur:16 yaşından ölünceye dek tam 65 yıl kitap ve çeşitli risaleler kaleme aldığını saptadığımız Hayim Palaçi’nin eserlerinin sayısı toplam 72 dir ve bu eserlerin 26’sı Selanik ve İzmir matbaalarında basılmıştır. Hayim Palaçi, kitaplarına başlık seçerken, çoğunlukla ‘’Hayim’’ kelimesinin geçtiği adları kullanmayıyeğlemiştir.Böylecekitaplarınınadıokunduğuzamanikifarklı anlam ortaya çıkmaktadır: Örneğin, kitaplarından biri olan ‘’Aratsot HaHayim’’, hem ‘’Hayat Yurtları’’ hem de ‘’Hayim’in Yurtları’’ anlamına gelmektedir. Ya da ‘’Gnizey Hayim’’, hem ‘’Hayat Hazineleri’’ hem de ‘’Hayim’inHazineleri’’anlamınagelmektedir.KanımızcabuyöntemleHayim Palaçi, ya ‘’alegorik’’(simgesel) bir yazım tekniği uygulamış, ya da kâinattaki ‘’gizemi’’, ‘’dualizmi’’ veya belki de ‘’ insanın hakikat’i algılama becerisinin insanın zihinsel algı kapasitesi ve zihinsel eğilimi ile doğru orantılı olduğu gerçeğini’’ vurgulamak istemiştir. Ya da, Haleva’nın da vurguladığıgibi,“HayatkaynağıolanTora’yaatıftabulunmuştur.’’365 Ekştayn, Palaçi’nin kitaplarının adlarının sıralamasını yaparken, ‘’Simna DeHaye’’adlı kitabın sonunda yer alan listelerden yararlandığını belirtmektedir. Ekştayn’ın kitabında, iki farklı kitap listesi; ayrıca Hayim Palaçi’ye ait olduğu tahmin edilen kitaplar ve bu kitapların adlarının yer aldığı kaynak kitapların listesi yer almaktadır. Biz listeleri karşılaştırdık, aralarındaki benzerlikleri ve farklılıkları saptadık. Birinci listeye göre, HayimPalaçi’ninyazdığıkitaplarınadlarıaşağıdaverilmiştir:366 1. AratsotHaHayim(HayatYurtları) 2. AviHanahal(YöneticiBabam) 3. BerahotMuadeLeHayim(HayatınMuayyenDuaları) 4. GnizeyHayim(HayatHazineleri) 5. DereheyHayim(HayatYolları)RabiMeiri’nin‘’BeitAvot’’uilebirlikte. 6. DerehavLeMoşe(Musa’yaYollar) 7. HaHafetsHayim(HayatınÖzlemi) 8. HakatuvLeHayim(HayataYazılar) 9. HaHayimYoduha(HayatSeniÖvsün) 10. UbahartaBeHayim(HayatıSeçeceksin) 11. ZekiraLeHayim(HayatınZikrettikleri) 365RabbiHaleva,‘’a.g.m.’’ 366Ekştayn,a.g.e.,368‐375. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)127 12. HayimBeyad(EldeHayat) 13. HayimveŞalom(HayatveEsenlik) 14. HayeUhamra(ZorHayat) 15. HukotHaHayim(HayatKuralları) 16. HakkayLev(KalbinTahkiki) 17. HayimLeroş(BaştaHayat) 18. HayimveMeleh(HayatveKral) 19. HalakimBaHayim(HayatınSafhalarıyadaHayatınBölümleri) 20. HayimTehila(BaşlangıçtaHayat) 21. HayimLegufa(BedeninHayatı) 22. HayimUmazon(HayatveBeslenme) 23. HukeyHaHayim(HayatKurallarıyadaHayatHükümleri) 24. HayimTovim(İyiHayat) 25. HayimTohahot(HayatKanıtı) 26. ToamyaHayim(HayatınLezzetiyadaHayatınTadı) 27. YismahHayim(HayatNeşelensin) 28. YimtsaHayim(HayatBulsun) 29. KfarLeHayim(KöydeHayat) 30. KafHaHayim(BirAvuçHayat) 31. KolHaHayim(BütünHayat) 32. LevHayim(HayatınGönlü) 33. LeHayimBeYeruşalayim(Kudüs’teHayat) 34. LuahErez(SedirAğacındanLevha) 35. MiHahesed(KimYardımsever) 36. MoedLekolHay(HayatınVadesi) 37. MoşeHayim 38. NefeşHayim(HayatınNefsi) 39. NefeşKolHay(TümHayatınNefsi) 40. NeşamatKolHay(TümHayatınCanı) 41. SmihaLeHayim(HayattaMutluluk) 42. SimnaDeHaye(HayatBelirtisiyadaHayatİşareti) 43. SefereyHayim(HayatınKitapları) 44. AteretHaHayim(HayatınTacı) 45. AmudayHayim(HayatınSütunları) 46. EyneyKolHay(Canlılarıngözleri) 47. PeilotTsadikLeHayim(HayatınAdilEylemleri) 48. PeneyHayim(HayatınYüzleri) 49. ParAhad(Birİnek)367 367Ekştayn’a göre ‘’Par Ahad’’ın konusu, kurban hakkında bilgi ve yorumlardır. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Ekştayn, a.g.e., 420. Elimizde, bu kitabın içeriği ile ilgili yeterli bilgi 128 SirenBora 50. 51. 52. 53. 54. 55. 56. 57. 58. 59. 60. 61. TsavaaMeHayim(HayattanSonArzuyadaVasiyetname) TsadakaHayim(HayattaSadaka) TsadakaLeHayim(HayattaSadaka) KolHaHayim(HayatınSesi) RehamimLeHayim(HayatınRahmeti) RefuaveHayim(SağlıkveHayat) RuahHayim(HayatınRuhu) ŞanotHayim(HayatınYılları) TohahatHayim(HayatKanıtı) TnufaHayim(HayatınHızıyadaHayatınİvmesi) ToraveHayim(ToraveHayat) TeşuvaMeHayim(HayatınYanıtı) Her iki listede de, şu kitaplar hariç, aynı kitapların adları sıralanmıştır: Teşuva MeHayim’in (Hayatın Yanıtı) ikinci listede; Sefer Hayim(Hayat Kitabı) ve Raa Hayim’in (Hayat Görüşü) ise birinci listede kaydı yapılmamıştır. Ayrıca adı yukarıda verdiğimiz listede yer almayan, ancak Hayim Palaçi tarafından kaleme alınan kitapların içinde adlarından söz edildiği için varlığı saptanabilen, 11 adet kitabın adları ve söz edildikleriyerleraşağıdaverilmiştir:(161)368 1‐ Eretz HaHayim (Hayat Yurdu): Adından Hayim Palaçi’nin Nefeş Hayimadlıkitabındasözediliyor. 2‐ Dereh Emuna(İman Yolu): Adından, Hayim Palaçi’nin Aratsot Hayimadlıkitabındasözediliyor. 3‐ Doreş Mişpat(Hüküm Talebi): Adından, Hayim Palaçi’nin Yismah HayimveNefeşHayimadlıkitaplarındasözediliyor. 4‐ Yikare DeHaye (Hayatın İlkeleri): Adından Hayim Palaçi’nin TohahatHayimadlıkitabındasözediliyor. 5‐NişmataDeHaye(HayatınCanı):AdındanHayimPalaçi’ninGnizey HayimveNefeşHayimadlıkitaplarındasözediliyor. 6‐ Kontares Hahaskamot (Anlaşmaların Anlatımı): Adından Hayim Palaçi’ninRuahHayimadlıkitabındasözediliyor. bulunmamaktadır. Kutsal Kitap’ta ‘’Kutsal İnek Yasası’’ adlı bir kural yer almaktadır. Mantığıaçıklanamayanbukuraldasözedileninek,belirginkırmızıbirrengesahipderisi olan ve bir cesetle temasta bulunmuş bir kişi veya eşyanın ritüel açıdan arınması için kullanılan suya külleri katılan inektir. Bu ineğin bulunmasının zor ve pahalı olduğu açıktır. Burada vurgulanmak istenen asıl amaç, ineğin bulunması değil kirlenenlerin ‘’arınma suyu’’ ile temizlenmesi gerektiğidir. Arınmayan kişinin kurban kesmesi ya da kutsal yerlere girmesi yasaktır. Ayrıca bu kural, Yahudi tarihinde zaman zaman putlaştırılan inek figürüne de atıfta bulunuyor olabilir. Kutsal Kitap, Sayılar 19: 1‐22, 265‐266.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Besalel,YahudilikAnsiklopedisicilt2,332. 368a.g.e.,434‐435. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)129 7‐ Kontares Gadol İnyaney Hakurbanot (Kurbanlar konusunda Anlatılar): Adından Hayim Palaçi’nin Gnizey Hayim adlı kitabında söz ediliyor. 8‐ Kontares Gematriyot BeTanah Midraşey Hazal ve Haznak (Eski HahamlarınTanah’tayeralantefsirlerininnumerolojikanlatımı):Adından HayimPalaçi’ninNefeşHayimadlıkitabındasözediliyor. 9‐ Torat Hayim(Hayatın Tora’sı): Adından Hayim Palaçi’nin Nefeş Hayimadlıkitabındasözediliyor. 10‐ Minhat Zikaron (Hatıraları Bereketlendirsin ve Sevapları Bizim ÜzerimizeOlsun):AdındanHayimPalaçi’ninAmudeyHayimadlıkitabında sözediliyor. 11‐ Amudim Hayim(Hayat Sütunları): Adından Hayim Palaçi’nin NefeşKolHayadlıkitabındasözediliyor.Ayrıca,basımlarıİzmirveSelanik kentlerindeyapılmışolanüçkitap,birrisalevebunlarıniçeriklerihakkında bilgiyesahibiz. Bunlar:369 1‐ SeferAvodaveHodaa(İbadetveŞükranDüzeni) Bu kitap, Kfar LeHayim kitabının adeta ikinci baskısı gibidir. Çünkü aynı konulara değinmektedir. Kitapta, İbadet ve Büyük Alel 370 ile igili kurallaryeralmaktadır. 2‐ AlelHagadol(BüyükAlel):BukitaptanH.Palaçi’ninYimtsaHayim veKfarHayimkitaplarındasözedilmektedir.Birkaçkezİzmir’debasılmıştır. 3‐ SamHayim(HayatınSonu):Hayatta zorluklarlakarşılaşıldığında, yapılabileceklerle ilgili önerileri içermektedir. 5642 (1882) yılında basılmıştır. 4‐ Hukey Hahayim kitabı içinde yer alan ve görgü kuralları ile ilgili bilgileri içeren bölümler, ayrı bir kitapçık halinde Ladino’ya çevrilerek basılmıştır. ÖlümüveCenazeTöreni Hayim Palaçi, 1868 yılında, bir Pazartesi günü İzmir’de vefat etti.371 Ölmeden 15 gün önce, kan zehirlenmesi teşhisiyle bir süre hasta yatmış, fakat hastalığı sırasında dahi çalışmaya ve yazmaya devam etmişti. 369a.g.e.,433. 370Alel,Tanrı’yaövgüleriçerenparçalardanoluşanve‘’Mezmurlar’’113ile118’ikapsayan dualardır. Bkz. Kutsal Kitap‐Yeni Dünya Çevirisi, New York 2008, 823‐826. Sukot Bayramında(ÇardaklarBayramı)hersabahokunanbuduaile,tümbolluğunTanrı’nın bereketi sayesinde var olduğu kabul edilerek onun yüksek takdirinin bahşettiği muhteşemgüzellikleriçinTanrı’yaşükredilir.SukotBayramıileilgilibilgiiçinbkz.Yusuf Besalel,YahudilikAnsiklopedisi,cilt3,İstanbulMayıs2002,647‐649. 371M.Franko,HahambaşıHayimPalaçi’ninölümtarihini9Şubat1869olarakvermektedir. Bkz. Franko, a.g.e., 199. Hahambaşı Hayim Palaçi’nin mezar kitabesine göre ise, ölüm tarihi17Şevat5628Pazartesi’dir.Butarihimiladiyılaçevirdiğimizzaman,Şubat1868 tarihinedenkgelmektedir. 130 SirenBora Ölümünden iki gün önce, Şabat (Cumartesi) günü, evinde cemaatin ileri gelenleri ve Hahamlar ile birlikte bir toplantı düzenledi ve onlara, bizzat elleriileyazdığıveölümündensonratümİzmirSinagoglarındaokunmasını istediği‘’vasiyetnamesi’’ni iletti. Pazar günü ise, on öğrencisini yanına çağırarak onlara, ‘’Mesirat Modaa’’yı (Son sözlerini) söyledi. Ertesi gün, uykusunda hayata gözlerini yumdu. Ölüm haberi duyulduğu zaman, Vilayetinyöneticileri,devletinilerigelenleri,askeriyetkililer,gayrımüslim cemaatlerin başkan ve yöneticileri, yabancı devlet konsolosları ve komşu yerleşim birimlerinin ileri gelenleri cenazeye katılma arzularını İzmir YahudiCemaatiYönetiminebildirdiler.Cenazetöreni,Palaçi’ninölümünün ertesigünü(Salıgünü)yapıldı.SultanAbdülaziz’inemriilePalaçiiçinresmi törendüzenlendi.Törenesnasındaoluşturulankortejinenönünde,tektip üniformaları ile uygun adım yürüyen askeri tabur yer aldı. Onları, cemaat yöneticileri,ilerigelenler,elçiler,konsoloslar,AydınVilayetiValisivediğer vilayetgörevlileritakipetmekteidi.Hemenarkalarında,HahambaşıHayim Palaçi’nin kitaplarını ellerinde taşıyan ‘’Talmidey Hahamim’’(Haham eğitimi gören öğrencileri) ve onların arkasında, Palaçi’nin naaşını taşıyan Rabiler ve Hahamlar yer almakta idi. En arkada ise, sessiz ve büyük bir kalabalık yürüyordu. Kortej, önce Palaçi’nin son yıllarında her gün gidip ibadetini yerine getirdiği Portugal Sinagogu’na uğradı;372 en sonunda da, Hahambaşı Hayim Palaçi’yi toprağa vermek üzere Bahribaba’daki Yahudi Mezarlığı’na (Maşatlık) gidildi. Bugün mezarı, Gürçeşme Yahudi Mezarlığındabulunmaktadır. Sonuç Tarihsel süreç boyunca Yahudilik ve Yahudi Tarihi, birbirleri ile kesintisiz ve karşılıklı etkileşimi içeren bir seyir izlemektedir. Çünkü her ikiside,taenbaşındanitibarendinileetnikkimliğiniçiçegeçtiğibiryapıyı barındıran topluma, ‘’Yahudi toplumuna’’ özgüdür. Her ne kadar, Tora’nın emirvekurallarıdiğermilletlerdenveonlarıninanç,yaşayışşekillerinden uzakdurulmasınıöngörüyor,YahudiolanveYahudiolmayanayırımıileiki grup arasındaki ilişkileri kısıtlıyor ve kimi zaman Ortaçağ Avrupasında olduğu gibi dışarıdan baskılara maruz kalınıyor ise de, 4000 yıllık Yahudi tarihi boyunca Yahudi toplulukları, soyutlanma refleksine değil adaptasyona dayalıolarakdinlerinivekimliklerinikorudukları,hattaçevrekültürlerden aldıklarıunsurlarıkendibünyelerinekatarakvarlıklarınıdevamettirdikleri bir sürece sahiptir. Böylece Yahudi topluluklarının yapısı, konuştukları 372Ekştayn,a.g.e.,175‐177. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)131 dillerden giydikleri giysilere, yaptıkları mesleklerden uyguladıkları ritüellerekadar,kültürel,coğrafivedönemselfarklılıklarasahipolmuştur. Başlangıçtan beri, Yahudi dininin asli unsuru olarak vasıflarını koruyan “Tora’’ hariç; Yahudi topluluklarının dini, tarihi, siyasi ve kültürel deneyimlerininürünüolanYahudilikde,sözkonusufarklılıklardannasibini almıştır.373Yukarıdaizahettiğimizfarklılıklardanbiriolan,yadabaşkabir deyişle Osmanlıya ve Türklüğe özgü renkleri bünyesinde özümseyerek farklılaşan İzmir Yahudi Cemaati ve onun tarihsel gelişimi, “din alimi’’ Hahambaşı Hayim Palaçi’nin yaşamını izah ederken değindiğimiz Yahudi tarihinin ve Yahudiliğin evriminin o küçücük bölümü, aslında “Sürgündeki bir toplumun‐Diasporanın‐evriminin bir parçasıdır’’. Yahudilik olgusu kapsamındabütündünyadakibuetnik,coğrafiayrışmalarınvemesafelerin varlığına rağmen; dünya Yahudi tarihi süreci boyunca tüm ‘’Yahudi din alimleri’’ninortakçabası,“Ahityoluylabirbirinebağlanmıştekbirtopluluk, tekbirkavimolmaidealini’’gerçekleştirmekolacaktır. Amentü’den 374 ve merkezi dini otoriteden yoksun olarak gelişen Yahudiliğin her şeyden önce bir “eylem’’ ve “gelenek’’ dini olduğunu vurgulamakgerekir.Yahudilik,budininteolojikvefelsefiboyutunakarşılık gelenAgada’dan(Talmud’unsonbölümü)çok,pratikboyutunuifadeeden Halaha (Yahudi Dini Hukuku) üzerine kurulu bir sistem olmuştur. Bu nedenle Yahudi tarihi boyunca ortaya çıkan gruplaşmalar, salt inançtan dolayı Tora ve Halaha’ya yönelik farklı bakış açılarından kaynaklanmış; Halaha’nın kurallarının uygulanışı esnasındaki tereddütler de Yahudi din alimlerini “rehberlik’’ misyonunu üstlenmeye yönlendirmiştir. Kaldı ki, Yahudilik ve Yahudi tarihindeki gelişmeler de onların bu misyonunu ‘’yasalaştıracaktır’’. Bu bağlamda Yahudilerin “Babil Sürgünü’’ miladi bir niteliktaşımaktadır.TümDiasporaYahudileri’ninveYahudidinalimlerinin ortak endişesi haline gelecek olan “Yahudi kimliğinin kaybedilme endişesi’’ ve ortak arzusu haline gelecek olan “Yahudi halkının dini‐etnik topluluk olarak devamını sağlama arzusu’’, aile ve neseb ilişkisini öne çıkarmakla başlayıp yüzyıllarca süren bir dizi dini yapılanma çalışmalarıyla devam 373Gürkan,a.g.e.,13‐14. 374Yahudilikte,Neviim(Peygamberler)ileGeonimdönemiarasındakidönemdeoluşturulan sistemegöre,birYahudisorgusuzsualsizinanmalıdır.Tevhidinancınasahipolunduğu için,budönemde“Şem’aDuası’’yeterligelmiştir:“Şem’aİsraelYehovaEloheynuYehova Ehad’’ ‘’Dinle İsrail Tanrımız Rab Tek Rabdir’’ ya da ‘’Dinle İsrail Haşem Tanrımızdır; Haşem Birdir’’). Bkz. Tora Devarim 6:4, 128‐129. Bu sistem, “Emuna’’ (İman) olarak açıklanmaktadır. Salime Leyla Gürkan’a göre, Yahudilikte İbranice Emuna kelimesi, imandan çok “güven’’ ve “bağlılık’’ ifade etmektedir. Tanah’ta ise daha çok, “Şeriat’’ anlamındakullanılmıştır.Bkz.Gürkan,a.g.e.,15. 132 SirenBora edecek olan önlemlerin alınmasına neden olacaktır.375 Tora hükümlerinin sistematik hale getirildiği Mişna’nın derlenmesi ile, Mişna’nın yorumu niteliğindeki Talmud 376 literatürünün oluşturulma aşaması ise; hem Kohenlerin 377 yerini Rabbi olarak isimlendirilen din alimlerinin aldığı (Rabbani Dönem), hem de Yahudi Fetva Literatürü olarak adlandırılan ‘’Responsa’’ geleneğinin temellerinin atıldığı dönemdir. Nitekim Mişna derlemeleri, iki din aliminin birbirine sorusu ve yanıtı şeklinde başlayıp gelişmektedir. Ancak, özellikle vurgulamak gerekir ki; “Yahudi din alimlerinin sorduğu sorular ve bunlara yine Yahudi din alimleri tarafından verilenyanıtlardizini’’olarakbetimlenenResponsa’nınoluşturulmasıaslen Babil Rabbilerinin eseridir. 11. yüzyıldan itibaren Tevrat’ı yorumlamanın yanı sıra yeni durum ve şartlar karşısında hüküm verme görevini de üstlenerek Yahudi topluluğunun hem “manevi lideri’’ hem de “baş hakimi’’ pozisyonunueldeedendönemininenbilgiliBabilRabbilerine,diğerYahudi topluluklarına mensup din alimleri tarafından soruların sorulması ve sorularayanıtlarınverilmesiile“ResponsaGeleneği’’başlayıpyaygınlaşmıştır. Diaspora’dakiYahuditopluluklarındanbiriolarakdatanımlayacağımız İzmir Yahudi Cemaati’nin, 1827 yılından ölümüne dek sırasıyla, ‘’Dini hakimlik,BaşHakimlik,Toraeğitmenliği,DiniKurulBaşkanlığı,Yeşivaların Başhahamlığı ve en son 1856 yılından itibaren Hahambaşılığı’’ 375Babil Sürgünü sırasında başlayan dini yapılanma, sürgün sonrası II. Mabet Döneminde de devam etmiştir. Filistin’e dönen Yahudilerin lideri olan Ezra, Tora’nın Yahudi geleneğindeki mevcut şeklini almasını sağlamış onu Yahudi toplumuna tekrar kazandırmıştır. Bu dönemde Tora’nın emir ve kurallarının uygulanması ile ilgili zıt fikirler Yahudilik bünyesinde gruplaşmalara neden olmuştur(Ferisiler, Sadukiler ve Esseniler). Sözlü Tora’nın gerisinde yer alan ikincil manasını ortaya koyma iddiasıyla ‘’YorumGeleneği’’nibaşlatanYahudiDinMahkemesi,‘’Sanhedrin’’,döneminürünüdür. Gerek Filistin ve gerek Babil’de kurulan din akademilerinde Tora’yı yorumlamak suretiyleYahudisözlügeleneğininTalmudolarakşekillenmesinisağlayanaynızamanda bugünkü şekliyle Sinagoglarda icra edilen düzenli ibadet geleneğini başlatan din alimi sınıfı; önce Filistin sonra da Babil Talmudunu oluşturmuşlardır. Bütün bu gelişmeler esnasında Filistin toprakları ve Yahudiler,Grek, Mısır merkezli Ptolemi Krallığı, Suriye merkezliSelevkosKrallığıveensonRomahakimiyetinegirmişlerdir.II.Mabet’deRoma hakimiyetialtındaikenyıkılacaktır.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.Gürkan,a.g.e. 376Yahudiinanışınagöre,MusaPeygamber,Sina’dabiriyazılıdiğerisözlüikiToraalmıştır. “YazılıTora’’(Toraşebihtav)tanımı,Musa’yaverilen5kitap,Peygamberler(Neviim)ve KutsalYazıları(Ketuvim)içerenEskiAhit(Ahd‐iAtik)intamamıiçinkullanılmaktadır. “Tanah’’,buliteratürünİbraniceisimlerininbaşharflerindentüremişbirkalıptır.Gürkan, a.g.e., 91‐92. “Sözlü Tora’’(Tora şebealpe), Musa’dan itibaren nesiller boyunca şifahi olarak aktarılan ve miladi 3. yüzyılda derlenen Mişna ve Mişna yorumu şeklindeki Filistin ve Babil Talmudlarını ifade etmektedir. a.g.e., 101. Bu yorumları yapan din alimleriTannaimolarakadlandırılmıştır.İkincinesildinalimleriise(Amoraim),Mişna olarakadlandırılanyazıyageçirilmişsözlügeleneğinyorumunu(Gemara)yapmışlardır. Geonim dönemine kadar yaşayan din alimleri (Tsaboraim) ise, Talmud’daki çelişkileri ortadan kaldırmışlardır. “Halaha’’da (Yürümek‐lalehet‐fiilinden), Yahudi yaşamının hemenhementümyönlerinielealanYahudiDinHukuku’nunuygulamalarıdır. 377II. Mabet Dönemine damgasını vuran “Mabet‐ Kurban İbadeti‐Kohen Sınıfı’’nın yerine “Tora‐Sinagogİbadeti‐Rabbiler’’yerleşmiştir.Bkz,a.g.e.,40. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)133 görevlerinde,ölünceyekadaryaklaşıkolarak40yılboyunca,hukukivedini liderliğini üstlenen Rav Hayim Palaçi, çağdaş bir tanımlama ile “adeta bir toplum mühendisi ve vizyon sahibi bir devlet adamı gibi’’ çalışmıştır. Bir yandan, İzmir Yahudi Cemaatinin “manevi lideri’’ ve “baş hakimi’’ olarak aşağıdasıraladığımızsorunlarlauğraşmıştır: Kenti ardı ardına pençesine alan yangınlar, depremler ve salgın hastalıklar sonucu dağılan, güç kaybeden ve yoksullaşan İzmir Yahudi Cemaati’ninsorunları. Yoksul Yahudilerin vergi yolsuzlukları ile ilgili şikâyetleri, buna bağlı oluşan yıllarca süren cemaat kavgaları ve cemaatin iki farklı gruba bölünmesisorunu. Yoksullaşan cemaatin eğitim kurumlarının verdiği eğitimin, özellikledinieğitiminyozlaşmasısorunu. Yahudilerin meslek sahibi olmamaları nedeni ile ortaya çıkan sorunlar. Yoksullaşan Yahudilerin çaresizliğinden yararlanarak onları din değiştirmeye özendiren Hıristiyan misyoner etkinliklerinin yol açtığı sorunlar. Hıristiyanlar tarafından Yahudiler üzerine atılan ‘’Kan İftira’’larınınyolaçtığısorunlar. Doğu Avrupa ve Rusya’dan katliamlar nedeniyle kaçıp gelen ve bir bölümü İzmir’e yerleşen göçmenlerin (Eşkenazim) barınma ve beslenmesorunları. Kutsal Topraklardaki (Filistin’deki) Yahudilere verilmek üzere toplanan bağışlar ve bunların güven içinde nakledilmesi esnasında karşılaşılansorunlar. İzmir Yahudi Cemaati içinde reformist ve statükocu (ya da tutucu)olarakayrılanikigrubunkavgalarınınyolaçtığısorunlar. İzmir Cemaat Yönetimi ile İzmir Hahambaşılığı arasında yetki paylaşımıkonusundaçıkananlaşmazlıklarınyolaçtığısorunlar. İstanbul’daki Yahudi dini yetkilileriyle (Örneğin Hahambaşı Yakir Geron)HayimPalaçiarasındaçıkansürtüşmelerinnedenolduğusorunlar. Öte yandan Responsa üzerine uzman bir Posek statüsünde, Halaha hakkında ona yöneltilen soruları içeren sayısız mektubu yanıtlamıştır. Bunlarailaveolarak,“Yahudilik’’ileilgiligörüşlerininveyorumlarınınyer aldığı tam 72 kitap ve kaç adet olduğunu bir türlü belirleyemediğimiz “risaleler’’ kaleme almıştır. Bu kitap ve risaleler, okuyanlara hoşça vakit geçirtmek amacıyla yazılmamıştır. İçlerinde yer alan bilgiler, yararsız ve boşfikirlerdenibaretdeğildir.Bubilgiler,nesadeceherhangibirYahudinin 134 SirenBora karşılaşabileceği güncel sorunların çözümü ile ilgili önerileri, ne de İzmir Yahudi Cemaati’nin dönemsel sorunları ile ilgili Halaha üzerine görüşleri içermektedir. Ayrıca bu bilgiler, sadece Lurianik Kabala378 ve Zohar’ın ışıltısının yansımalarından ibaret de değildir. Üstelik kitaplarında, 19. yüzyılda hem İzmir Yahudi Cemaati’nin hem de Osmanlı Yahudilerinin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yapısında meydana gelen değişiklikler,İzmirkentiniuzunsüreetkileyendoğalafetlerayrıntılıolarak ele alınmakta işlenmektedir. Dolayısı ile Palaçi’nin kitapları ve risaleleri, aynı zamanda tarih ilmi açısından önemli birer kaynak kitap niteliğini taşımaktadırlar. Kanımızca, hayatını Yahudiliğe ve Yahudi toplumuna vakfetmiş bir alim olan Hayim Palaçi, içinde biriktirdiği, barındırdığı zenginliklerin tümünü, bu kitaplar ve risaleler aracılığı ile çağının ve geleceğinYahuditoplumlarıilepaylaşmıştır. İzmir Yahudi Cemaati, tarihi boyunca önemli din adamları yetiştirmiştir: Rav Yosef Eskapa, Rav Hayim Yaakov Abulafya, Rav Hayim İzak Algazi, Rav Avraam Benezra, Rav Hayim Benveniste ve Rav Aron Lepapa gibi. Cemaatin yaşadığı kent İzmir, her nekadar, uzun bir dönem yoğun Yahudi nüfusu barındıran İstanbul, Selanik, Tsafet, Kudüs, Granada yadaBabilkentlerikadartanınmışdeğilisede,Yahudilikadınaönemlibir dinimerkezolmaniteliğiniyıllarcakorumuştur.Üstelik17.yüzyılda,dünya YahudiliğinietkileyecekvepeşindesürükleyecekolanSabetayTsevi(sahte Mesih)bukenttedoğmuş,eğitimalmışveYahudiMistikHareketibukentte başlamıştır. Ne de olsa İzmir, uzun yıllar önemli bir Kabala merkezi olma özelliğitaşıyan“Tsafet’’inYahudilerininveAvrupadakiKabbalistlerleyakın ilişkileri olan Portekizli Yahudilerin (Marranos‐Converso) 16. Yüzyıldan itibaren göçmen olarak gelip yerleşmeyi yeğlediği başlıca kentlerden biridir. Her ne kadar bazı Yahudi eğitimciler ve araştırmacılar, “18 ve 19. yüzyıllardaDoğuYahudiliğininkaydadeğerbirşahsiyetyetiştiremediğini’’379 iddia ediyorlar ise de; Hahambaşı Hayim Palaçi, Geonim dönemi 13. Yüzyılda sona ermiş olmasına rağmen, tam 600 yıl sonra, “19. Yüzyılda yaşayan bir Gaon’’ izlenimi uyandıran eylemleri ve eserleri ile Doğu Yahudiliğininyetiştirdiği‘’EnSonDevRabbi’’ünvanınasahipolmayıvebu ünvanlaanılmayıhaketmektedir. 378Lurianik Kabala, Haham İsak Luria (1534‐1572) tarafından, Zohar ile ilgili yorumları, çağdaşteolojivefelsefeüzerindekigörüşleriharmanlanarakoluşturulmuştur.Gershom Scholem’e göre, İzmir’de başlayan Sabbetay Tsevi Olayı, Lurianik Kabala’nın etkisi altındameydanagelmiştir.Ayrıntılıbilgiiçinbkz.GershomScholem,SabbataiSevi:The Mystical Mesiah, Princeton University Princeton 1973, 427‐430. Yakob Barnai de Scholem’in bu görüşünü desteklemekte ve Gerschom Scholem’in tezi için “Yahudi tarihindeki Yahudi mistisizminin durumunu ortaya koyan önemli görüşlerden biridir’’ yorumunuyapmaktadır.Bkz.YakobBarnai,“Thedevelopmentofcommunity’’,9. 379Bigart,a.g.e.,6. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)135 KAYNAKÇA ARŞİVKAYNAKLARI BAŞBAKANLIKOSMANLIARŞİVİ(İSTANBUL): A.)DVN.MHM,35/100 A.MKT.UM,262/99,569/12 BEO,245/18318,246/18319,249/18429,258/14347,478/35834,1655/124074 C.ADL.980,101/6074 C.DH.38/1856 C.ML.198/8211 DH.MKY.1985/1 DH.MKT.2484/85 Hatt‐ı Hümayun 1330/51866, 52783/A‐135, 1330/51866‐A, 1321/51551, 524/25575 HR.MKT.283/11,284/98,344/85 HR.SFR.3.52/6,53/17 İrade,Şura‐yıdevlet507 İ.AZN.42/6 İ.HR.44/2073,45/2119 İ.MVL.123/3149 MVL.736/50,732/66,721/36,27/56,837/124,584/51 Sadaret,A.)MKT.MHM.338/39 SadaretA.9MKT.121/1 YıldızPRK.UM.5/28 İZMİRYAHUDİCEMAATİARŞİVİ(İZMİR): Palaçi,Hayim,AmudayHayim,İzmir5645(1875). ___EyneyKolHay,İzmir5648(1878). ___HafetsHayim,İzmir5650(1880). ___HayimveŞalom,İzmir5642(1872). ___HukotHaHayim,İzmir5643(1873). ___LeHayimBeYeruşalayim,İzmir5648(1878). ___LevHayim,Helekgimel(Üçüncübölüm),İzmir5660(1890). ___NeşamatKolHay,Helekalef(Birincibölüm),Selanik5602(1832). ___NeşamatKolHay,Helekbet(İkincibölüm),Selanik5612(1842). ___RaaHayim,Helekalef(Birincibölüm),Selanik5630(1860) ___RuahHayim,Helekalef(Birincibölüm),İzmir5635(1865). ___SeferHayimBeyad,İzmir5648(1878). 136 SirenBora ___SeferToratHayim,Selanik5621(1851). ___SmihaLeHayim,Selanik5596(1826). ___TsadakaHayim,İzmir5618(1848). ___YismahHayim,İzmir5644(1874). KUTSALKİTAPLAR: Kur’anıKerimMeali(TürkçeÇeviri),İstanbul1994(Çev.YaşarNuriÖztürk). KutsalKitap‐YeniDünyaÇevirisi,NewYork2008. ToraBereşit,1.KitapİstanbulEylül2002. ToraŞemot,2.KitapİstanbulKasım2007(2.Baskı). ToraVayikra,3.KitapİstanbulNisan2006. ToraBamidbar,4.KitapİstanbulMayıs2010. ToraDevarim,5.KitapİstanbulTemmuz2009. ANSİKLOPEDİLERveRESMİYAYINLAR: Düstur,Tertib‐iEvvel,cilt2. JewishValues(IsraelPocketLibrary),Jerusalem1974. İzmirTarihi,RaifNezih,İzmir. EncyclopediaJudaica,‘’Palache’’. KİTAPLAR,MAKALELERveDİJİTALKAYNAKLAR: Alaluf, Rav İzak, ‘’Bu Hafta Peraşa’’, www.Şalom com.tr, 23 Nisan 2008, 8 Ekim 2008,21Eylül2011,10Ekim2012ve20Şubat2013tarihliyazıları. Barnai, Yakob, ‘’Anusi Portugal beİzmir bemea heyyudzayn’’, Nation and History, vol.1Jerusalem1983. ___,‘’BloodLibelsintheOttomanEmpireofthefifteenthtonineteenthcenturies’’, (reprinted from Antisemitism Through the Age, The Hebrew University of Jerusalem,189‐194. ___, ‘’Le Toledot hakeşerim şebeyn Yahudi İzmir leYahudi Eretz İsrael bemeot haşeva‐asaravehaşmone‐asara’’,Şalem,5,(1987). ___,‘’LeToledot haSabetayot vemakoma behaya haYahudim beİmperya haOtomanit’’,Peamim,3(1979),59‐71. ___, ‘’Kupat Eretz İsrael bamea hey‐19’’, Transition and change in Modern History, Jerusalem1987. ___, ‘’On the History of the Jews in the Ottoman Empire’’, Sephardi Jews in the Ottoman Empire‐ Aspects of material Culture (ed. Esther Juhasz), New York 1990. ___,‘’RaşithakehilahayahuditbeİzmirbetkufahaOtomanit’’,Peamim,12(1982). HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)137 ___, ‘’Ştey teudot leToledot haSabetayot beTunis ve beİzmir’’, Hateuda, 52(1987), 191‐202. ___, ‘’The development of Community Organizational Structure’’, Türkiye’de Yahudiler‐ 500 Yıldır Paylaşılan Tarih Sempozyumu, İstanbul(31 Mayıs‐ 4 Haziran1992),(yayınlanmamışbildiri). Bashan, Eliezer, ‘’Contacts between Jews in Smyrna and the Levant Company of Londonintheseventeenthandeighteenthcenturies’’,JewishHistoricalStudies‐ TransactionsoftheJewishHistoricalSocietyofEngland29(1988). ___,‘’RelationsbetweenJews,ArmeniansandGreeksinAnatolia,TheBalkansand theGreekIslandsduringtheOttomanEmpire’’,Türkiye’deYahudiler–500Yıldır Paylaşılan Tarih Sempozyumu, İstanbul 31 Mayıs‐4 Haziran 1992(yayınlanmamışbildiri). ___, ‘’Sırefot ve Reidot adama beİzmir bemea heyyudzayn‐ yudtet ve teuda al haeşematyahudimbehetzta’’,MiggedemUmiyyam2(1986),s.13‐27. Besalel,Yusuf,YahudilikAnsiklopedisi,cilt1(A‐J),İstanbulMayıs2001. ___,YahudilikAnsiklopedisi,cilt2(K‐R),İstanbulEkim2001. ___,YahudilikAnsiklopedisi,cilt3(S‐Z),İstanbulMayıs2002. Beyru,Rauf,18ve19.Yüzyıllardaİzmir,İzmir1973. ___, 19. Yüzyılda İzmir’de Sağlık Sorunları ve Yaşam, İzmir(İzmir Büyükşehir BelediyesiKültüryayını)Mart2005. ___, ‘’XIX. Yüzyıl İzmir’inde Salgın Dönemleri ve Yaşam’’, İzmir’in Sağlık Tarihi Kongresi1‐3Aralık2005–Bildiriler,İzmirEylül2009,s.280‐289. Bigart,Jacque,‘’L’ActiondeAllianceIsraeliteenTurquie’’,ConferenceFaiteaParis 24Mai1913,AL’UniversitePopulaireJuive. Bora,Siren,İzmirYahudileriTarihi(1908–1923),İstanbul1995. Bornstein‐Makovetsky,Leah,“RabbinicScholarship‐ThedevelopmentofHalakhah inTurkey,GreeceandTheBalkans1750‐1900’’,(yayınlanmamışbildiri). Böke,Pelin,“İzmirKarantinaTeşkilatı’nınKuruluşuveFaaliyetleri(1840‐1900)’’, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, VIII/ 18‐19 (2009/Bahar‐Güz), 137‐ 159. Braude,Benjamin,“OsmanlıMilletDüzenininKuruluşEfsaneleri’’,TarihveToplum, cilt7. Details donnes Par les Seurs de Smyrne sur les Ravages de L’Incendie du 3 Juillet 1845,Paris1845. Doğan,Hatice,Maymonides’inHayatıveEserleri,İstanbulMayıs2010. Dumont, Paul, ‘’Jewish community in Turkey during the last decades of the nineteenth century in the light of the archieves of the Alliance Israelite Universelle’’,ChristiansandJewsintheOttomanEmpire,vol1,NewYork1982. 138 SirenBora Ekştayn, Şimon Ari Leyev, Sefer Toledot Hahabif – Toledot Hayav ve Paulav şel RabbeynuHayimPalaçi,Yeruşalayim1999. Epstein, Mark A. ‘’The Leadership of the Ottoman Jews in the fifteenth and sixteenthcenturies’’,ChristiansandJewsintheOttomanEmpire,vol1,NewYork 1982. Franko,M.,EssaisurL’HistoiredesIsraelitesdeL’EmpireOttoman,Paris1897. Galante, Avram, Histoire des Juifs d’Anatoli‐ Les Juifs d’Izmir(Smyrne), Volume 4, İstanbul1937. ___,LesJuifssousladomunationdesTurcsSeldjoukides,İstanbul1941. ___,TürklerveYahudiler,İstanbul1947. Goffman, Daniel, Izmir and the Levantine World 1550‐1650, University of WashingtonPres.1990. Güleryüz,Naim,Bizans’tan20.Yüzyıla–TürkYahudileri,İstanbul2012. Gürkan,SalimeLeyla,Yahudilik,İstanbulHaziran2012(Gözdengeçirilmiş4.Baskı). Haleva, Rabbi Naftali, ‘’Rabbi Hayim Palachi(1788‐1868)‐Rabbi of Izmir’’, www.jewishideas.org. Howard,John,AnAccountofThePrincipalLazarettosinEurope;withvariouspapers relative to the plague: Together with further observations on some foreign prisons and hospitals and additional remarks on the presents state of those in Great Britain and İreland, London(The second additions with additions)1789, www.books.google.com.tr Kodaman, Bayram, “Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi’’, Tanzimattan Cumhuriyete TürkiyeAnsiklopedisi,cilt2. Kuzucu, Kemalettin, “1845 İzmir Yangını’’, Toplumsal Tarih Dergisi, sayı: 62, İstanbul1999,20‐25. Levy, Avner, “Shavat Aniim‐Social Cleavage Class War and Leadership in the Sephardi Community‐The Case of Izmir’’, Ottoman and Turkish Jewry ‐ CommunityandLeadership,IndianaUniversityTurkishStudies12,Bloomington 1992(ed.AronRodrigue). Lewis,Bernard,TheJewsofIslam,PrincetonNewJersey1984. Nahum,Henri,LesJuifsdeSmyrnealafinduXIX.EmesiecleetaudebutduXX.Eme siecle,(yayınlanmamışdoktoratezi),Paris1990. Öztürk, Yaşar Nuri, Kur’anı Kerim Meali (Türkçe Çeviri), İstanbul 1994 (Hürriyet yayını). Pınar,İlhan,“BirÖnyargınınYükselişiveDüşüşüyadaAvrupalıSeyyahlarınBakış AçısındanOsmanlıDönemiİzmir’indeTürklerinVebaileMücadeleleri”,İzmir’in SağlıkTarihiKongresi1‐3Aralık2005‐Bildiriler,İzmirEylül2009,302‐320. RaifNezih,İzmirTarihi,İzmir1926. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)139 Rodrigue, Aron, French Jews, Turkish Jews The Alliance Israelite Universelle in Turkey1860‐1914,(Ph.deissertation),HarvardUniversity1985. ___,TürkiyeYahudilerininBatılılaşması‐AllianceOkulları1860‐1925,Ankara1997. Rozanes,Ş.DivreyyimeyİsraelbeTogarmo,helekrişon,TelAviv1930. Sachar,AbrahamLeon,HistoryoftheJews,NewYork1967. Seroussi,Edwin,‘’MaftirimOlgusunaTarihselBakış’’,www.Türkyahudileri.com. Sharon,MosheSevilla,TürkiyeYahudileri‐TarihselBakış,Yerushalayim1981. Scholem,Gershom,SabbataiSevi:TheMysticalMessiah,PrincetonUniversityPress Princeton1973. Turhan, Yusuf, “İzmir(Hicri: 5/N/1260‐29/C/1263 Miladi: 18/Eylül/1844‐ 13/Haziran/1847), Akademik Tarih‐Tarih’e Işık Tutalım, www.akademiktarih. com. Yetkin, Sabri, “İzmir’de Veba Salgını (Mayıs – Ağustos 1900)’’ Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, cilt 1 sayı 3 İzmir 1993 (DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp TarihiEnstitüsüyay.),371‐385. ___,KoleraGünlerindeİzmir,www.İzmirkitap.com. Zorlusoy, Hasan, (XVII. Yüzyıldan Günümüze) Fransız Gezginlerin Gözüyle İzmir,İzmirŞubat2013. 140 SirenBora EKLER BELGELER: BELGE NO 1: Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan Hahambaşı Hayim Palaçi’nin elyazısı ile yazılmış imzasını taşıyan Osmanlıca belgenin çevirisi.(Kaynak:BOA,A.MKT.UM.262/99,11.R.1273. BELGE NO 2: 1278 tarihinde Padişah Abdülmecit tarafından Haham Hayim Palaçi’ye iyi hizmetlerinden dolayı dördüncü rütbeden Mecidiye Nişanı verildiğini gösteren belgenin çevirisi.(KAYNAK: A.) DVN. MHM. 35/100,Şubat1278. BELGE NO 3: İzmir’de Yahudilere yönelik Kan İftirası olayı ile ilgili olarak 29 Mart 1859 tarihinde Hahambaşı Hayim Palaçi tarafından Baron Lionel de Rothschild’e yazılan Fransızca “özel’’ ibareli mektup (KAYNAK: BOA,HR.SFR.3.52/6. BELGE NO 4: 22 Mayıs 1860 tarihinde Lionel de Rothschild tarafından Osmanlı Devleti’nin Londra Büyükelçisi Musurus bey’e yazılan mektup.KAYNAK:BOA,HR.SFR.3.,52/6. BELGENO1: Hakipa‐yıhacet‐reva‐yımüşiranelerinema’ruz‐ıkullarıdırki Bundan ellibeş altmış sene akdem vefat eden Acemoğlu Yako nam kimesne hal‐i hayatında otuz kırk bin guruş mikdarı akçe bırakub vakf eylemiş meblağ‐ı mezkûrun gallesinden fukaradan olan yetim kızlar çerağ oldukda iane olunmak üzere ve Hahamlara ve bayramca arifesinde dahi fukaradan olan kimesnelere vakf‐ı izn olan yetim çocuklara beher sene verilmekdeolubvebuakçetarih‐imezburdanberumilletsandıkındaolubve her bir hizmeti icra içün başkaca vekilleri olub bu minval üzere icra olunmakdaolubvemeblağ‐ımezkûrusandıkdanbaşkamahalleverilmemek üzere şart‐ı vakf eylemiş vakf‐ı mezkûr banisinin iki kız evladlarından hal‐i hayatta evladları olub evlad‐ı vakf bulunanlardan çend nefer kimesneler bu hususda bir hakları olmadığını her vechle ma’lumları olduğundan bu ana kadar bir şey deyüb yalnız Lion Ribi nam kimesne çend seneden berü taciz eylemekde olub ve mersum fukaradan bulunmuş olduğundan vakf‐ı mezkûrdan her sene iane gitmiş arzuhal takdim eyleyüb taciz etmiş olduğundan husus‐ı mezkûrun hakkında mektub‐ı sami getirmiş olmağla husus‐ımezkûrahakkaniyetüzererü’yetolunmasıiçüncanib‐ihükümetden HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)141 millet cemaatlerine emir buyrulmuş olmağla cemaatler ile husus‐ı mezkur rü’yet olunmuş bu hususda mersum Lion Ribi nam kimesnenin bir hakkı olmayub kadimden berü vakf‐ı mezbur bu vechle idare olunmakda olub evladiyyet üzere meşruta eylediğine dair yedimizde bir vakıfname olmayub buvechlevakıfname‐yimersumunyedindevarisemersumkendiibrazeylesün buvechlevakıfnameibrazedemediğihaldemersumunbirhakkıolmadığına mübeyyin ariza‐yı abdidaimi hakipa‐yı müşiranelerine takdimine cesaret kılındı.Bakielemrhazret‐imenlehül‐emrindirBende HayimPalaçi,Haham‐ıİzmir,Aydın,Mağnisavetevabii BELGENO2: Nişan‐ıHümayunoldurki İzmirHahamıişburafi’itevki’irefi’işan‐ıhakaniHayimPalaçitebaa‐yı şahanemden olarak umur‐ı mezkuresinde meşhud olan hüsn‐i hizmeti cihetiyletaltifat‐ıseniyye‐işahanemekisb‐iistihkakeylemişidüğünebinaen müteallik ve şerfsüdur olan emr‐ü ferman–ı meali‐fevan‐ı padişahanem mucibincekendüsüneMecidiyenişan‐ıümayunumundördüncürütbesiinayet veihsankılnmışolmağlaişbuberat‐ımehasin‐işehriyaranemtasdirveısdar kılındıFievasıt‐ıŞubatsene78 MehmedFuad,Vezir‐iAzam 142 SirenBora BELGE 1: Hayim Palaçi’nin elyazısı ile yazılmış imzasını taşıyan belge. (Kaynak: BOA,A.MKT.UM.262/99,11.R.1273. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)143 BELGE 2: 1278 tarihinde Padişah Abdülmecit tarafından Haham Hayim Palaçi’ye iyihizmetlerindendolayıdördüncürütbedenMecidiyeNişanıverildiğini gösteren belge’nin çevirisi.(KAYNAK: A.) DVN. MHM. 35/100, Şubat 1278. 144 SirenBora BELGE 3: İzmir’de Yahudilere yönelik Kan İftirası olayı ile ilgili olarak 29 Mart 1859 tarihinde Hahambaşı Hayim Palaçi tarafından Baron Lionel de Rothschild’e yazılan Fransızca ‘’özel’’ ibareli mektup üç sayfadır. (KAYNAK:BOA,HR.SFR.3.,52/6. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)145 146 SirenBora HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)147 BELGE 4: 22 Mayıs 1860 tarihinde Lionel de Rothschild tarafından Osmanlı Devleti’nin Londra Büyükelçisi Musurus bey’e yazılan mektup. KAYNAK:BOA,HR.SFR.3.52/6. 148 SirenBora RESİM 1: Hahambaşı Hayim Palaçi’nin oğlu Hahambaşı Avraam Palaçi. (Bazı araştırmacılar tarafından, bu resmin Hahambaşı Hayim Palaçi’ye ait olduğu iddia edilmektedir.) KAYNAK: Profesör Dov Cohen ve Profesör YaronBenNaeh HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)149 RESİM2:HahambaşıHayimPalaçi’ninoğluHahambaşıAvraamPalaçi KAYNAK:ProfesörDovCohenveProfesörYaronBenNaeh 150 SirenBora RESİM 3: Hahambaşı Hayim Palaçi’nin Gürçeşme Mezarlığında bulunan Kabri (Fotoğraf:Ağustos2014) “BirkişihakkındaTanrıkorkusubilgeliğindenöncegeldiğindebilgeliği varolursözüsöylendiğindeokişiTora’nıntacına,iyiisimtacınaveidaritaca sahip olur ve ismi bütün ülkelerde söylenir. Büyük bilge bütün İsrael toplumlarındaneslinmucizesi,güzelliği,neslindetek,olarakbilinirdünyanın dört bir yanından ondan Tora ve bilgelik istenir. O aynı zamanda öğretmenimiz ve bilgemiz, neslin tek ismi, yargının efendisi, bilge ve bilgiye doymuştahtınaoturmuşbirkralgibibilinir.OnunhayatındayediSeferTora çıkmasınatanıkolmuşturveonlarıonaylamıştır.Buonuniyidavranışlarının meyveleridir ve gelecek dünyadaki hakkı mahfuzdur. Kimse bunu görmemiş sayılmasımümkündeğildir.NasılkiTorabilgisininbüyüklüğü,dürüstlüğüve iyiliğisayılamazsakiocömertvemerhametlidir.Yardımıvehediyevermeyi sevendir. Çağlayan bir kaynak gibi kurtarmaya koşandır. Bilgelerin tacı, yetimlerin babası ve dulların koruyucusudur. Sazlık gibi yumuşak ve her yerde elinden gelenin fazlasını yapandır. Mütevazı olanları, doğru söyleyen dürüstleri ve iyilik yapanları sevendir, Tanrı ve insanlar tarafından da sevilendir. Herkesi hoşgörü ile neşeli bir kalp ve güler yüzle, karşılayandır. Görüntüsü melek gibidir. Güçlü ve gösterişlidir. Sınırlarını birçok öğrenciyle HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)151 büyütmüştür. Ve toplumunu otuz sene boyunca toplumsal ihtiyaçlar, yapılacakveyapılmayacaklarlavemaddikonularkonusundaidareetmiştir. Geleceği rüyalarda ve rüyetlerde görmüştür mucizelere hakimdir. Son gecesinde bile az uyku uyumuş ve gecenin yarısını geçirmemiştir. Zaman zaman göklere çıkan taanitler yapan Ki o başımızın tacı, yüksek bilge, öğretmenimiz ve üstadımız Hayim Palaçi (hatırası kutsal olsun)(mekânı cennet olsun). Lev Hayim gibi birçok değerli kitabın yazarı ve sahibidir ki onun değerli elinden belli zamanlarda çıkmışlardır. İlkler döneminde büyük üçbilgeolanRabenuŞlomobenAvraamBenAderet,RabenuMenahemlebet Meir ve büyük bilge Hikre Lev onu cennetin bahçesinde nehirler gibi karşılamayaçıkmışlardır.YaakovRabiAviTsadikderkiçocukkenmutlulukla yaşadı hesap günü geldiğinde günlerini gün be gün ay be ay tamamlamak üzereydi.KiÇarşambagünü19ŞevatgünüdoğduvePazartesigünü17Şevat 5628 günü Tanrı’ya erişti. Ve ertesi gün 18 gecesi Tanrı’nın yanına yaşam ülkesinegeldi(defnedildi). Onun yaptığı sevaplar bu şehri ve çevresinde yaşayanları özellikle evininhalkınıveailelerinikorumaktadır. Kionunsevaplarıkötüyargıyıuzaklaştırırvegünahlarıkefareteder.” Sene5628 RESİM4:RabiHayimPalaçi’nin“SeferNeşamatKolHay’’adlıkitabı,Helekalef’den sayfalar.(KAYNAK:İYCA). Hahambaşı Hayim Palaçi’nin Mezartaşı kitabesinin serbest çevirisidir. (Türkiye hahambaşılığımensubuRavİsakAlaluftarfındanyapılmıştır.) 152 SirenBora RESİM 5: 1856 yılında İzmir’de Hahambaşı Hayim Palaçi ile görüşen Ludwig August Frankl’e ait taş baskı resim (1856). Kaynak: GALLİCA‐ BibliotegueNationaledeFranceLudwigAugustFrankl(1810‐1894) RESİM 6: Beit Hille’e ait resim. Beit Hille’e ait resim. Hangi tarihte çekildiğini bilmediğimiz (tahminen 1980’ler) resmin altında “Palaçi ailesinin evi’’ açıklaması yapılmaktadır. Ancak bina, İzmir havralarından biri olan ‘’Beit Hillel’’ in resmidir. Kanımızca, ya resmin altında yanlış bir açıklama yapılmıştır ya da Beit Hillel, önce Eliezer Behor (Behar) Menuah Hillel’in Yeşivası, sonra Palaçi Ailesi’nin konutu daha sonra da İzmir Yahudi Cemaati’nin havrası olarak hizmet vermiştir. HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)153 RESİM7:BeitHille’inrestoreedildiktensonradışgörünüşü(2014). 154 SirenBora RESİM 8: Hahambaşı Avraam Palaçi ve İzmir Yahudi Cemaati üyelerinin 1896 yılında (Avraam Palaçi ölmeden dört yıl önce) İzmir Talmud Tora bahçesindebiraradaçektirdiğifotoğraf.(KAYNAK:ProfesörDovCohen veProfesörYaronBen‐Naeh). HahambaşıHayimPalaçi’ninHayatıVeKitaplarıIşığındaİzmirYahudiCemaati’ninTarihi(1788‐1868)155 RESİM 9: Hahambaşı Avraam Palaçi.(1896 yılı olmalı.) (KAYNAK: Profesör Dov CohenveProfesörYaronBen‐Naeh). 156 SirenBora İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(157‐164),2015 EGEKÜLTÜRTARİHİNİNBİLİNMEYENBİRHİZMETKÂRI PROF.DR.ALİYARDIM MehmetDemirci* Prof. Dr. Ali Yardım (Alanya, 1938‐İzmir, 02.01.2002) Dokuz Eylül ÜniversitesiİlahiyatFakültesiHadishocasıydı.Vaktiylekendisiyleyaptığım söyleşide Hadis’in anlamı ve kültürümüzdeki yerini şöyle ifade etmişti: “Hadis,PeygamberbilgisivePeygambermîrâsıanlamınagelmektedir.Hadis bir bakıma, Kur’an’ın prensiplerinin, Peygamber Efendimiz tarafından hayata uygulanmış şeklidir. Millet olarak, bizim ahlâk anlayışımızda, görgü kurallarımızda, örf, âdet ve geleneklerimizin oluşmasında, atasözlerimizde, sanatımızda ve kısaca millî ve manevî değerlerimizin oluşmasında ve yaşatılmasında,hadislerinçokbüyükkatkısıolmuştur.”380 Ali Yardım’ın sağlam bir Hadis bilgisi vardı, alanının en iyilerinden biriydi. O sâdece kitap sayfaları arasında gömülüp kalmadı. Hadisçi kimliğininbiruzantısıolarakmimarieserlere,taşlara,mermerlereyazılmış eserleri incelemeye girişti. Çeyrek asır boyunca yılın iki ayını, Temmuz‐ Ağustos aylarını tamamen Anadolu’daki mimâri eserlerimizin yazıları ile yazma eser kütüphanelerindeki yazmaların incelenmesine ayırmıştı. Uzun sürelibirprojegeliştirerek,“AnadoluSelçuklularıveBeyliklerDevriMîmâri Eserlerinde Kitâbeleşen Hadisler” başlığı altında, mimâri eserlere yazılan gelenhadisleriyerindegörmeyeçalıştı.BunlardanbirkısmınıDokuzEylül ÜniversitesiRektörlüğü’nündesteklediğiprojelerdi.Vefâtındanikiyılönce şöyledemişti:“Bumaksatlamisâk‐ımillîsınırlarımıziçindekitârihiyerleşim birimlerini dolaştım. Türkiye’nin bütün etnoğrafya müzelerini planlı bir şekilde inceledim. Sonuçta çok zengin bir kültür malzemesi biriktirdim. Bunların bir kısmı yayımlanmışsa da, büyük çoğunluğu, biraz da maddi imkânsızlıkdolayısıyla,hâlâyayımlanmamıştır.” Ali Yardım Anadolu’yu karış karış gezerek, taşlara ve kitâbelere işlenmişhadisleribirbirtesbitetti.Fikr‐itakipsâhibibirkimseydi.Nihâyet bu kitâbe hadislerinin toplandığı kaynak kitabı buldu: Kuzâî’nin (ö. 454/1062) “Şihâbü’l‐Ahbar”ı. Bu değerli eseri, metni tercümesi ve çeşitli *EmekliProfesör,DokuzEylülÜniversitesiİlahiyatFakültesi. 380MehmetDemirci,“BirKültürHizmetkârı,YeniAsırgazetesi,13Kasım2004 158 MehmetDemirci açıklamalarla ilmî bir şekilde neşretti381. Oradaki her bir hadîsin adresini sürdü, onların kullanıldığı kitâbeleri Mesnevî ve benzeri ortak kültür eserlerimizdeki yerlerini gösterdi. Böylece Anadolu’daki millî kültür eserlerimizindînîtemellerindenbirinedikkatleriçekti. AliBeymemleketvemilletsevgisiyledolubirinsandı.Yaptığıkültür gezileriyle ilgili şu ifadesi dikkat çekicidir: “Bu tür araştırma gezileri çok riskli ve çok meşakkatlidir. Aynı zamanda çok zevkli ve doyurucudur. Bu araştırmalarım sırasında, sadece târihi kültür ve sanat malzemelerini toplamakla kalmadım, coğrafyamızı daha yakından görmüş oldum; millet olarakinsandokumuzutanıdım;sanatdeğerlerimizitanıdım,hayalettiğimin üstünde güzellikler, hiç ummadığım uygunsuzluklar müşâhede ettim. Bilgimin yanında, görgüm de gelişti. Kitaplardan okuduğumuz ve uzaktan uzağa duyduğumuzun çok ötesinde, cennet gibi bir vatanımız, son derece âlicenap bir milletimiz ve o ölçüde de sanat değerleriyle bezenmiş bir târihimiz olduğunu gördüm. Bir ilim adamı olarak, bu araştırmalar beni dahadagüçlendirdi.” Anadoluilealâkalıyaptığıçalışmalardansadeceüçübasılmaşansına kavuştu.DokuzEylülÜniversitesi’nekabulettirdiğibiraraştırmaprojesini Alanya Belediyesi’nin kısmî desteğiyle beş yıl boyunca devam ettirdi. Asistanları ve gönüllü yardımcıları ile yaz günlerinde sıcak havada toz toprak içinde çalıştı. Sonunda bir âbide eser meydana çıktı: “Alanya Kitâbeleri”.382 Ali Bey, kültürümüz ve târihimizle ilgili çalışmaları sırasında yerel yöneticilerle,vâlivekaymakamlarlaçoksıcakilişkileregirmeyebaşarmıştı. Bunun sonucu olarak Amasya Valiliği onun iki emsalsiz çalışmasını bastırdı: 1‐ Amasya Kaya Kitâbesi383, 2‐ Amasya Burmalı Minâre Câmii ve Kitâbeleri384.Bunlarsanattârihibakımındanoldukçadeğerliçalışmalardır. AliYardım’ınbilimseltitizliğiniyansıtmayanındayineonuntakibiylevücut bulankalitelibirerbaskıyasahiptir. I.İzmir’eDâir Prof.Yardım35yılınıgeçirdiğiİzmir’eolanborcunufazlasıylaödedi. Bu konudaki en önemli çalışması “İzmir Milli Kütüphanesi Yazma Eserler Kataloğu”nu hazırlamaktır. Eser dört cilt halinde (yaklaşık 2100 sayfa) 381Bk.AliYardım,Şihâbü’l‐AhbârTercümesi,Damlayayınevi,1999 382Bk.AliYardım,AlanyaKitâbeleri,İstanbulFetihCemiyetiyayını,İstanbul,2002 383AliYardım,AmasyaKayaKitâbesi,AmasyaValiliğiyayınları,Ankara,2004. 384 Ali Yardım, Amasya Burmalı Minâre Câmii Kitâbeleri, Amasya Valiliği yayınları, Ankara, 2004. EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârıProf.Dr.AliYardım159 yayımlandı385.Kitaplarlavekütüphanelerleilgisiveünsiyetiçocukluğunda başladı ve ömrü boyunca devam etti. İzmir dışında Kastamonu, Sivas, Amasya, Tavşanlı vb. yerlerde de kütüphanelerdeki el yazmalarıyla ilgili çalışmalaryaptı. İzmir Milli Kütüphanesi’nde Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi dillerinde kaleme alınmış 4000 civarında el yazması eser vardır. XII. Asırdan XIX. Asra kadar sekiz yüz senelik döneme ait bu yazmaların bazılarıünik(dünyadateknüsha)dır.AliYardımeskilerin“elsine‐iselâse” dedikleriArapça,FarsçaveTürkçeilehaşırneşirbirisiolarak,fâsılasızüç yıllıkbirçalışmasonucukitabınbasımsafhasınagelebildi. En büyük sıkıntı da bu noktada oldu. Doksanlı yıllarda bilgisayar teknolojisi şimdiki kadar gelişmiş değildi. Kataloğun bilgisayarda yazımı sırasında Arap harfleri ve Türk harflerinin birlikte kullanılmasını yapabilecekinsansayısıyokdenecekkadarazdı.AyrıcaAliBey’inözelimlâ vemizanpajınıuygulamakzordu.Yazımvetashihisabırlavetirizlikletakip ederek kolay takip edilebilen bir eserin ortaya çıkmasını sağladı. Günlük hayatındatemiz,titizvemükemmeliyetçiydi. Ali Yardım İlâhiyat Fakültesi dışında, vefâtına kadar 20 yıl boyunca DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümünde Epigrafi (Kitâbe) ve Yazma Eserlerin Çözümlenmesi derslerini okuttu. Bu konularla ilgili, birçok öğrencisinin mezuniyet tezini (Diploma Çalışması) yönetti. Gayrıresmî olarak bir kısım lisan üstü çalışmalara rehberlik etti. Danışmanolarakyaptırdığıtezçalışmalarışunlardır: II‐LisansTezleri 1. İzmir Kemeraltı Sadrazam Hacı Sâlih Paşa Şadırvan Kitâbeleri. Hazırlayan: A. Mirat Özkarabacak, Danışman: Prof. Dr. Ali Yardım, İzmir, 1994(DEÜG.SanatlarFakültesiKütüphanesi:GTES.1994/16) Kemeraltı Çarşısı içinde kaderine terk edilmiş mücevher gibi bir Osmanlı şadırvanı var. Kitâbeleri tek tek incelenmiş, bu vesîleyle daha bakımlıhâlegetirilmesiiçinönerilergetirilmiştir. 2. İzmir Halimağa Çarşısı Çolakoğlu Hanı Çeşme ve Sebil Kitâbeleri. Haz: Ünal Erdinç, Danışman: Prof. Dr. Ali Yardım, İzmir, 1995 (DEÜ G. S. FakültesiKütüphanesi:GTES.1995/13) Osmanlı Türk sanatında su mîmârisinin müstesnâ bir yeri vardır. Çeşmeler, sebiller, şadırvanlar yapılmıştır. Bu eserlere, anlamı ve sanat 385 İzmir Milli Kütüphanesi Yazma Eserler Kataloğu I‐IV, Hazırlayan: Ali Yardım, İzmir Milli KütüphaneVakfı,İzmir,1992‐1997 160 MehmetDemirci değeri yüksek kitâbeler konmuştur. Bu çalışmada hanın giriş kapısının iki yanındayeralançeşmevesebilkitâbelerikonuedilmiştir. Hanın kendisi ve içi büyük bir yapıdır. Ne yazık ki, kaderine terk edilmiş durumdadır. İçine girilmeye korkulan bir mezbelelik görünümündedir.Senelerdirrestoreedileceğisöylenmesinerağmenbirşey yapılmamış,sadecesebilveçeşmeninrestorasyonuylayetinilmiştir. 3. Bergama Ulu Camii ve Şadırvan Yazıları, Haz.: Özkan Birim, Dan.: Prof. Dr. Ali Yardım, İzmir, 1995 (DEÜ G. S. Fakültesi Kütüphanesi: GTES. 1995/12) Bergama Türk‐İslâm eserlerinden önemli örneklerin yer aldığı bir ilçemizdir. Ulu Cami 1399’dan kalmadır. Çalışmada câmi hakkında genel bilgi verildikten sonra, câmi ve şadırvanda bulunan levha ve kitâbeler incelenir. 4. Bergama Arkeoloji Müzesinde Bulunan XVIII. Yüzyıla Ait Lahid Mezar (Abdülfettah Kızı Hafza Hanım), Haz.: Betül Bozkurt, Dan.: Prof. Dr. Ali Yardım, İzmir, 1996 (DEÜ G. Sanatlar Fakültesi Kütüphanesi: GTES. 1996/2) Bir bayana âit her yanı mücevher gibi işlenmiş, yazı ve motiflerle süslenmiş bir lahitmezarın tanıtımı. Hanımlar için yapılan mezarların taşlarıvelahitlerinindahasüslüolduğubilinmektedir. 5. İzmir’in Mîmârî Yapılarındaki Mâşâallah İstifleri, Haz.: Hande Demir,Dan.:Prof.Dr.AliYardım,İzmir,199(DEÜGüzelSanatlarFakültesi Kütüphanesi:GTES.1997/5) Çalışmada çoğu sivil yapılarda olmak üzere 41 adet “Mâşâallah” kitâbesielealınmış.Bununiçinİzmir,sokaksokakdolaşılmışolmalıdır. “Mâşâallah” yazıları en çok itibar gören kitâbe ve levhalardır. Arka planında yatan inanç, Allah’ın irâdesine inanıp güvenme ve bu yazıların nazarıönlediğidüşüncesidir.386 6. İzmir Millî Kütüphanesi’ndeki Bâzı Tezhipli Yazma Eserelerin TahribatDurumları,haz:SeçilSever,Dan:Prof.Dr.AliYardım,İzmir,2002 (DEÜG.SanatlarFakültesiKütüphanesi:GTES.2002/21). Çalışmada önce İzmir Millî Kütüphanesi’nin kısa târihi ve yazma eserlerinyıpranmasebepleri,bunlarıntâmirvebakımınınnasılyapılacağı, koruma yöntemleri üzerinde durulur, ardından esas konuya geçilir. Tez, bilgilendirici,ciddîvehacimlibirçalışmadır. 386Bk.MehmetDemirci,“Mâşallah”,40Levha40Yorum,KubbealtıNeşriyatı,İstanbul, EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârıProf.Dr.AliYardım161 III.YüksekLisansTezi 1.Bergama Kitâbeleri, Haz. Özkan Birim, Danışman: Prof. Dr. Ali Yardım,İzmir,2002. Bergama deyince hatıra daha çok antik döneme âit eserler gelir. O devirdenkalmagerçektendeğerlihâtıralarvardır. Ancak eskilerle yarışan, hattâ onları aşan seviyede Türk dönemi eserleri de bulunmaktadır. XIII. Asrın başından beri Bergama Selçuklu ve OsmanlıTürkleritarafındanimaredilmiştir.ÖzkanBirim,1383târihinden başlamak üzere, Bergama’daki mevcut kitâbeleri tespit edip değerlendirmeye tâbi tutmuştur. Bunlar arasında köprü, han, cami, sebil, çeşme,şadırvanvedükkânkitâbeleribulunmaktadır. Özkan Birim’in de belirttiği gibi: “Kitâbeler, dünü bugüne bağlayan, geçmiş hakkında bize bilgiler veren ve ışık tutan mîmârî sanat şaheserleridir.”AliYardımhocayaptırdığıbuçalışmalarlaİzmir’inkültürve sanat târihine önemli katkıla sağlamıştır. Kitâbelerin çözümlenmesi, oralardaki metinlerin âit olduğu kültür ve inanç dünyasını tanımak, öğrencilereodünyânınkapısınıaçmakayrıbirkazançtır. Aynı birikime, ilim ve kültür aşkına sâhip başka kimselerin çıkıp onun yolunu devam ettireceği ümîdinde değilim. Özellikle İzmir’in içinde târihî eser sayısı fazla sayılmaz. Mevcutlar da bakımsız veya hoyrat bir işgale maruz durumdadır. Prof. Ali yardım, öğrencilerine çalışma konusu yaptırarak, bunları dikkatlere sunmuş oldu. Böylece tamâmen kaybolmalarınıönlemekonusundabirhizmetibulunduğumuhakkaktır. IV.KültürGezileri Yerli ve milli kültürümüzün hayranı ve hizmetkârı olan A. Yardım, aynı zamanda iyi bir gezi rehberidir. Öğrencileriyle Manisa, Akhisar, Kula, Selçuk,Tire,Birgi,Menemen,Bergamagibiçevreyerleşimbirimlerineders ve kültür gezileri yapardı. Bu sırada çok değerli târihi malzeme tespit edilmiştir. Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki öğrencileri, bunlardan çok yararlanmıştır. Klasik sanatlarımızın modernize edilmesinde becerili olan bazıöğrenciler,değerliçalışmalarortayakoymuşlardır. Onun ifadesine göre, “İzmir’in, târihi dokusu yok edilmemiş bölgelerinde; ilim, kültür ve sanat çevrelerine ışık tutacak çok miktarda değerlimalzemebulunmaktadır.Nevarki,farkındaolmasıgerekenler,bu işinpekdefarkındadeğillerdir.” Bunlardandikkatçekicibirkaçörneğişöylesıralar: “BirgiAydınoğluMehmetBeyCamii’ninahşapminbervekapıkanatları çokdeğerlidir.SelçukİsaBeyCamii’ninyıpranmamışkısımlarıileBalatİlyas 162 MehmetDemirci BeyCamiibirersanatharikasıdır.İzmir’inmerkezindekiSadrazamHacıSalih Paşa Şadırvanı, Çakaloğlu Hanı girişindeki sebil ve çeşme, Hatuniye Camii yanındaki Dönertaş diye bilinen çeşme, süsleme sanatı yanında yazı sanatı açısındandaçokdeğerlidir.”387 V.ŞehitlerAbidesi Yeşildere’den gelip Halkapınar’a dönünce 1558. Sokağın başında Halkapınar Şehitliği bulunur. Halk bu semte Şaraphane der. Bakımlı bir yeşil alanın ortasında mermer bir anıt yükselir. Üzerinde nefis bir sülüs hatla“VatanveNamus”yazar. Önünden hep araçla geçtiğimiz için dikkatimizi çekmez. Ancak millî bayramlarda ve 9 Eylül törenlerinde ziyaret edince hatırlarız. Oysa burası İzmir’inkurtuluşundaönemlibirnoktadır. Yunanordusu15Mayıs1919’daİzmir’iişgaletti.Şehirüçbuçukyıla yakınacıçekti.Artıksonayaklaşılmıştı.26Ağustos1922’deBüyükTaarruz ile düşman ordusu dağıtıldı. 2 Eylül’de askerlerimiz Uşak’a girdi. Türk birlikleriİzmir’edoğruilerledi. İzmir Hükümet Konağı’na Türk bayrağını dikmekle görevlendirilenlerden biri Yüzbaşı Şerafettin’dir. 9 Eylül sabahı, emrindeki süvari birliğiyle Bornova’ya girdi. Halkapınar’a doğru ilerledi. Mersinli’yi geçtiler, bir Ruma ait un fabrikasından ateş edilmeye başlandı. Dört erimiz şehitoldu.Hemenoracıktagömüldüler.BirlikyolunadevamettiveKonak’a ulaştı. Sonra oraya bir şehitlik yapıldı, şehit erlerimizin isimleri mermere yazıldı: Akşehirli Mehmet Çavuş, Antalyalı İbrahim Hakkı Çavuş, Nevşehirli Seyit Ahmet,388 İzmirli Veyis. Millî duyarlığı ileri seviyede olan Prof. Ali Yardım,buâbideningözönündebiryerdebulunursadahaçokilgigöreceğini düşünmüşolmalıkidevrinEgeOrduKomutanıOrgeneralHurşitTolon’abu isteğinibildirenbirmektupyazmıştır. Mektupşöyle: İzmir,13Nisan2004 SayınOrgeneralHurşitTolon, EgeOrduKomutanı, Paşam, son günlerdeki konuşmalarınızı ve okullara yönelik faaliyetlerinizi ilgi ile takip ediyorum. Sizin “Vatan” konusundaki 387“BirKültürHizmetkarı,YeniAsırgazetesi,13Kasım2004 388 Kemal Arı, Üçüncü Kılıç, İzmir’in Kurtuluşu ve Yüzbaşı Şerafettin, Zeus kitabevi, İzmir, 2012,211;Akgün,İzmir’inKurtarılışı,JandarmaMatbaası,1925,20;TürkİstiklalHarbiII (BatıCephesi),6/3kitap,Genelkurmayyayını,Ankara,1995,173;FahrettinAltay,İstiklal HarbimizdeSüvariKolordusu,İnselyay.1949,66 EgeKültürTarihininBilinmeyenBirHizmetkârıProf.Dr.AliYardım163 hassasiyetiniz,Türkmilletinin“güven”duygusunda,psikolojikgüçlübirtesir göstermiştir. Milletçe, “ne olacak bu memleketin hali!” şeklindeki ümitsizlik emareleri gösterildiği dönemlerde; tok, gür, inançlı ve cesur seslere ihtiyaç duyulmaktadır. Değerli Paşam, özellikle “Vatan”ın batı bölgelerinin korunması görevi sizinomuzlarınızdadır.Fikrenvezihnenfazlacadünyevîleşirgibiolduğumuz şu günlerde, “Vatan” fikrinin, manevi değerlerimizin yaşatılmasında çok önemlibirunsurolduğugerçeğininönplanaçıkarılmasıgerekmektedir.İşte bu amaca hizmet edebileceğini düşündüğüm bir fikrimi zat‐ı alinize arz etmekistiyorum: İzmir’in Şaraphane semtinde bir “Şehitler Abidesi” vardır. Ben, planlı bir şekilde, Anadolu’daki bütün kitâbeleri gördüm ve müzeleri gezdim. Söz konusu Şehitler Abidesi’ndeki iki kelimelik kitâbe kadar vecizini ve anlamlısınıgörmedim.:VATANVENAMUS”!Sütunşeklindebirmermereeski yazı celi sülüs hatla yazılan kitâbe metni, sonradan altına yeni yazıyla da yazılmıştır. İstiklal Harbi sonrasında İzmir’in kurtuluşu vesilesiyle yaptırılan bu anlamlı anıtın aynısının, orijinal haliyle, Konak meydanındaki “İlk Kurşun HasanTahsinAnıtı”önünedikilmesi,İstiklalHarbisonundadüşmanındenize döküldüğü meydanı ve ilk kurşun kavramını daha da manalandırmış olacaktır. Bu duygularımı Büyükşehir Belediye Başkanı’na yazmayı düşündümse de,mektubunesasmuhatabınınTolonPaşaolduğuhissiuyandıiçimde. İlgileneceğinizümidiylegereğinibilgilerinizesaygıylaarzederim. Prof.Dr.AliYardım389 İmza Ali Yardım’ın bu konuda Hurşit Tolon’la görüşmeleri olmuşsa da, sanırımbirkaçaysonra1.OrduKomutanlığınaatanarakİzmir’denayrıldığı için,konuöylecekalmışgörünüyor. 389BabasınaaitbumektubunbirkopyasınılütfedenM.SinanYardım’ateşekkürederim. 164 MehmetDemirci İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(165‐172),2015 ÇEVİRİLER/TRANSLATIONS İZMİR* SuraiyaFaroqhi İzmir,eskiYunancaSmyrnaismininTürkçeşeklidir.DoğuAkdeniz’in büyük ticaret kentlerinden biridir. Batı Anadolu’da, İzmir Körfezi’nin ağzında yer alır ve eski şehir, aslî olarak, Kızılçullu (eski Melas) nehrinin küçük deltasında bulunur. İzmir’in tarihi, beş bin yıl geriye gider. Arkeolojik kazılar, ilk çağdaş yerleşimi ortaya çıkarmıştır. En eski tabakanın Bronz çağının başında (yaklaşık M.Ö. 3000) Truva şehriyle çağdaş bir şehir olduğunu göstermiştir. Yunan iskânı yaklaşık M.Ö. 1.000 yıllarına tarihlenir ve Heredot, şehrin, Aeolians’lar** tarafından kurulduğunu, daha sonra İyonyalılar tarafından ele geçirildiğini söyler. Güzel bir şehir haline geldi. Muhtemelen M.Ö. 334’te Büyük İskender tarafından yeniden inşa edilmiştir. Romalıların idaresi altında, Asya Eyaletinin halka açık piskoposluk bölgesi haline gelmiş ve Hıristiyanlığın ilk makamlarından biri olmuştur. Bizans zamanında metropolit merkezi olarak devam etmiştir ve Sisam’ın denizle ilgili bölgesinin başkenti olmuştur. On birinci yüzyılın sonuna doğru Türkmenlerin Anadolu’yu istilasıyla, Türk emiri Çaka/ Zaças, 1081’de, İzmir’de karargâh kurdu ve buradan Ege adalarına akınlar yaptı. Ama 1097’de Türkler İznik’ten atıldıktan sonra, İzmir, 1098’de Bizans’ın idaresine geri döndü. İki yüz yıl sonra Aydınoğulları’nın fethetmesiyle (716‐17/1317’de Kadife Kale; 729‐ 30/1329’daAşağıKale)tekrarTürklerinkontrolüaltınagirdi.390Tahmini 1331yılındaziyaretettiğinde,IbnBattuta,İzmir’ibüyükharabeyedönmüş biryerolarakgördü.KadifeKale,Aydınoğulları’nınelindeydiveburadaen birzaviyebulunuyordu.391 AydınoğullarıvedahasonraOsmanlılar,KadifeKale’yi(veyaHisar’ı) ellerinde tutmalarına rağmen, şehir, 28 Ekim 1344’te Rodos Şövalyeleri tarafından ele geçirildi. Şövalyeler, nihayet, 804‐5/1402’de Timur tarafından kovuldu. Timur, aynı yıl, Aşağı Hisarı aldı ve burayı hemen Aydınoğulları’naiadeetti. * Encylopedia of Islam’ın ikinci edisyonunun ek cildinde 477‐480. sayfaları arasında bulunan‘Izmir’maddesininM.AkifErdoğrutarafındanyapılançevirisidir. ** YunanmitolojisindeRüzgarTanrısı’nınsoyundangeleneskibirYunankabilesi. 390TuncerBaykara,İzmirşehrivetarihi,Bornovaİzmir1974,28.Ufaktefekfarklıtarihler içinbak.IreneMélikoff‐Sayar,Ledestand’UmurPacha,Paris1954,40. 391Rihla,II,310‐312,İngilizce’yeçeviren:Gibb,II,445‐7. 166 SuraiyaFaroqhi İzmiroğlu olarak bilinen son Aydınoğlu beyi Cüneyd, Sultan I. Mehemmed tarafından mağlup edilince, İzmir, 817/ 1414‐15’te Osmanlı hâkimiyeti altına girdi.392 Eski Bulgar çarı Şişman’ın Müslümanlığı kabul etmiş olan oğlu, buraya yeni vali olarak atandı. Ama, şehri tanımlayan mevcut ilk tahrir, 935/1528‐29 yılına aittir. 393 15.‐16. yüzyıllarda İzmir, küçük bir yerleşim yeriydi. 1530’da, hem vergiden muaf olan hem de olmayan 304 yetişkin erkek kayıtlıydı. Bunların 42’si Hıristiyan’dı.394 Beş mahalledendahafazlasıyoktuki,bunlardanbiri,limanınhemençevresinde yer alıyordu. Bu mahalle, şehir küçük olmasına rağmen, epeyce faaldi. 1575‐76’ya kadar İzmir, 8 mahallelik 492 hanelik nüfusa ulaştı. Buna ek olarak, bir grup eski İzmirli, Boynuzsekisi köyü yakınında yerleştiler, ama vergilerini İzmir nüfusu içinde ödemeye devam ettiler.395 İzmir limanının aslîgörevlerindenbiri,İstanbul’uniaşesiiçin,hububat,kuruüzüm,pamuk vediğertarımsalürünlerisağlamasıydı.396Ama,İzmir’ingerçektendikkate değer bir şekilde büyümesi, 16. yüzyılın sonunda başladı. Pamuk, pamuk ipliği ve bölgenin diğer ürünleri Fransız, İngiliz, Hollandalı ve Venedikli tacirlerikendineçekmeyebaşladı.İzmir,böyleceOrtaçağ’dakumveçakılla limanının dolmasından dolayı, önemini kaybeden Ayasluğ’un (Efesus, Altiluogo)yerinialdı.397Önceyasalolmayanpamukihracatı,1623’teyasal hale geldi. 398 17. yüzyılda İzmir ve çevresine, başka eyaletlerden, Makedonya’daki pamuk endüstrisinin azalan gelirinden ve artan haraçlardan kaçan Selanikli Yahudiler de dahil olmak üzere, çok sayıda göçmen yerleştirildi.399 Yüzyılın sonuna doğru J.B. Tavernier, şehrin nüfusunu yaklaşık 90.000 olarak tahmin etti.400 Rumlar 15.000, Ermeniler 8.000,Yahudiler6‐7.000iken,Türklerbüyükçoğunluğu,yaklaşık60.000’i oluşturmuştur. 392HimmetAkın,Aydınoğullarıtarihihakkındabiraraştırma,Ankara1968,80.SonOsmanlı fethiiçindahageçbirtarih,kısacası828‐29/1425yılıiçinbkz.D.Goffman,‘İzmir.From villagetocolonialportcity’,TheOttomancitybetweenEastandWest,ed.EthemEldem, GoffmanveB.Masters,Cambridge1999,86. 393Başbakanlık Arşivi, İstanbul, Tapu Tahrir no. 148. İlk defterlerin fiziksel tahrifata uğraması,buyokluğuizahediyor. 394İsmetBinark(ed.)166NumaralıMuhasebe‐iVilayet‐iAnadolu(937/1530),Ankara1995, 392. 395TapuveKadastroGenelMüdürlüğü,Ankara,Kuyud‐ıKadime,No.167,varak3b. 396ZekiArıkan,‘AMediterraneanport.Izmirinthe15thand16thcenturies’,Threeagesof Izmir,palimpsestofcultures,ed.EnisBatur,İngilizce’yeçev.VirginiaT.Saçlıoğlu,İstanbul 1993,59‐70. 397D.Goffman,IzmirandtheLevantineworld,1550‐1650,SeattleveLondon1990. 398SuraiyaFaroqhi,TownsandtownsmenofOttomanAnatolia,Cambridge1984,136‐7 399D.Goffman,aynıeser,97‐102 400LessixvoyagesenTurquie&enPerse,ed.St.Yérasimos,Paris1981,I,138.17.yüzyılda Avrupalılarınİzmirtanımlamalarıylailgiligenelbirbakışiçinbakınız:SoniaAnderson, AnEnglishConsulinTurkey,Oxford1989,1‐18. Çeviriler/Translatıons167 1688’de büyük bir deprem şehri harabeye çevirdi. En ağır tahribat, denizkıyısındakimahalledeoldu.Ama,burasıhemenyenideninşaedildi.401 İran’ın ham ipeği, İzmir vasıtasıyla, Avrupa’ya büyük ölçekte ihraç edildi. Böylece, bu liman, daha eski bir ticaret merkezi olan Halep ile başarılı bir rekabetegirdi.402Osmanlı‐İransınırındakidağlıkbölgelerdengelendüzenli kervanlar gösteriyor ki, şehir sadece gemi kargolarından ve tayfalarından değil, aynı zamanda karayolu ile yapılan ticaretten dolayı da, sari hastalıklara (veba) maruz kalmıştır.403 18. yüzyılın başlarında, Safevilerin yıkılmasını neden olan savaşlar ipek üretimine darbe vurduğu için, İran ipeğiİzmir’dedahaazsıklıklagörülüroldu.Bundanbaşka,İngiliztacirler, Bengal ve Çin’deki alternatif kaynaklara erişim sağladılar. İpeği ticarileştirmede ustalaşmış olan İngiliz tacirler, Levant’taki ticaretten büyük ölçüde vazgeçtiler. Özellikle Fransız tacirler, bu bölgede faaliyetlerini sürdürdüler. 17. yüzyılın başında İzmir ve İskenderun, Marsilyaticaretiniilgilendirdiğikadarıyla,büyükihraçmerkezlerioldular. Yüzyılın sonunda İskenderun oldukça geriye düştü. İzmir rakipsiz bir şekilde, Fransız ihracatının çok büyük çoğunluğunu eline aldı.404 Belirli yıllardaMarsilya’yagemilerlegönderilentümOsmanlımallarının%45’ten fazlası,İzmiryoluylagitti.Ankarasofu,ipek,pamuk,hemeğirilmişpamuk ipliğihemdehampamukveyündeihracatadâhildi.İthalmallararasında, sadece Osmanlı pazarları için özel olarak imal edilmiş Languedoc yünlü iplikleri vardı.405 Bunlara ek olarak, İzmir, şeker, Karayip kahvesi ve çivit (mavikumaşboyası)ithaletti. Osmanlı İzmiri’ndeki çok sayıdaki kamu binasından çok azı ayakta kalmıştır. 1671’de İzmir’i ziyaret eden Evliya Çelebi, deniz kenarındaki Hisar Kapısı’nda bulunan bir kadın yüzü kabartmasını beğendi. 1688’deki depremdeharapolacakolanBıyıklıoğluCamiiniövdüvebirdeİzmir’inen eski camilerinden biri olan Faik Paşa Camiinden bahsetti.406 Evliya’nın tanımlamaları, 1657‐58’de İsmail Paşa adındaki birinin emriyle yapılmış bir tahriri bilen Osmanlı memurları tarafından toplanmış veriyi kısmen 401N.N. Ambraseys ve C.F. Finkel, The seismicity of Turkey and adjacent areas: a historical review1500‐1800,İstanbul1995,90‐91. 402NecmiÜlker,‘TheemergenceofIzmirasaMediterraneancommercialcenterforFrenc andEnglishinterests,1698‐1740’,InternationalJournalofTurkishStudies,I,1987,1‐37. 403D.Panzac,‘LapesteáSmyrne’,AnnalesE.S.C.,1973,1071‐93. 404ElenaFrangakis‐Syrett,ThecommerceofSmyrnaintheEighteenthCentury(1700‐1820), Atina1992,257‐9. 405Cl.Marquié,L’industrietextilecarcassonnaiseauXVIIIsiècle…,Carcassonne1993. 406Seyahatname,IX,İstanbul1935,88‐100 168 SuraiyaFaroqhi yansıtmaktadır.407 İzmir tarihinde farklı zamanlarda 25 medrese faaldi.408 Evliya, ayrıca, hanların çokluğundan söz eder.409 18. yüzyılın sonunda ve 19. yüzyılın başlarında İzmir’deki belli başlı binalar, kalem‐işi kabartma tekniğiyle, yerel camiler ve başka binaların stilize edilmiş resimleriyle süslenmiştir. Halkın zevkine uygun bu süslemeler, hayırseverlerin şehrin zenginliğindenduyduklarıgururugösterebilir. 410Canlıticaretsonucunda, yabancı konsoloslar burada ikamet etmeye başlamışlardır. İngiliz tarihçi PaulRycaut,1667‐68yıllarıarasındaII.Charles’intemsilcisiolarakburada görev yapmıştır.411 Buna karşın, Osmanlı merkezi idaresi, sadece, gümrük vergileri ile diğer aidatları toplayan bir mültezim ile bir kadı tarafından temsil edilmiştir. Diğer Osmanlı ticari merkezlerinin aksine, yabancı tacirler, burada hanlarda ikamete mecbur tutulmamışlar, ama deniz kıyısında,çoğununiskelesiolanevlerdeoturmuşlardır.‘Frenk‐hâne’olarak bilinenbukiralıkevler,biryatırımolarakOsmanlıilerigelenleritarafından inşa edilmiş ve bazen bir vakfa devredilmiştir. Böylece, deniz kıyısındaki mahalle, ‘Frenk Sokağı’ olarak bilinir olmuştur. Daha sonra da, bunların burada kilise sahibi olmalarına izin verilmiştir. Fransız tapınağı olan St. Polycarpe’ın, 18. yüzyıl ve sonrası dönemlere ait papaz kayıtları, bugüne kadargelmiştir.412 Balolar ve hatta 17. yüzyılda Fransız konsolosluğunda icra edilmiş oyunlar, yarı‐halka açık bir özellik taşır. Yüz yıl sonra Yahudi cemaati de oyunlarsahneyekoymuştur.413Resmibiçimdeifadeedilirse,neFransız,ne de İngiliz tacirlerin eşlerini getirmeleri beklenmezdi. Çok azı, mahalli Hıristiyankadınlarlaevlendi.Bundandolayı,Sultan’ınreayasıolabilirlerdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda geçici ikamet, geçici bir işi gerektirirdi. Uygulamada, belli İngiliz ve Fransız aileleri, nesiller boyu, bu şehirde yaşadılar ve Fransız erkeklerinin, Katolik Rum veya Ermeni geçmişi olanlarla evlenmesi, epeyce yaygındı. Evliya Çelebi, bir kısmı gümrük 407Bubelgeileilgiliekbilgiiçinbak.Faroqhi,Towns,276 408MünirAktepe,‘Ottomanmedresesinİzmir’,ThreeagesofIzmir,85‐99 409Münir Aktepe,’ İzmir hanları ve çarşıları hakkında ön bilgi’, Tarih Dergisi, XXV, 1971, 105‐54; W. Müler‐Wiener, ‘Der Bazar von Izmir’, Mitteilungen der Fränkischen GeographischanGesselschaft,XXVII‐XXVIII,1980‐81,420‐54. 410AydaArel,‘Imagearchitecturaleetimageurbainedansunesériedebas‐reliefsottomans delarégionégéenne’,Turcica,XVIII,1986,83‐118. 411Anderson,AnEnglishConsul,aynıyer. 412MarieCarmenSmyrnelis,‘Colonieseuropéennesetcommunutésethnico‐confessionelles á Smyrne: coexistence et réseaux de sociabilité’, Vivre dans l’Empire ottoman, ed. F. GeorgeonveP.Dumont,Paris1997,173,194. 413EftalSevinçli,‘TheaterinIzmir’,ThreeagesofIzmir,370. Çeviriler/Translatıons169 ücretlerinden bir kısmı da kabul ettiği hediyelerden kaynaklanan, muazzam bir servete sahip olan İzmir kadısıyla övünür. 414 Ama 18. yüzyıldabölgedekiasılOsmanlıvarlığıkadılardeğil;birmültezimailesive valilerin yokluğunda valiler adına aidat toplama faaliyet gösteren ve Kara Osmanoğullarıolarakbilinenaileidi.Buaileyemensupmühimkimselerin ekonomik gücü, pamuk pazarlamacılığı ile yabancı ihracatçılar için yerel köylülerden topladıkları başka tarımsal ürünlerden kaynaklanıyordu.415 Siyasigüçvekonumları,KaraOsmanoğulları’nınsıkıpazarlıklaryapmasına izin verdi. Böylece, köylüler, mallarını satmaları için bu aileye emanet ettiler. Sosyo‐politik konumları, ayrıca, bu ailenin bu bölgede kurdukları çok sayıdaki vakıf ile belgelenmiştir. İki farklı Kara Osmanoğulları tarafından İzmir’de iki han inşa edilmesi, gelir kazanç elde ettiklerini gösterir.416 19. yüzyılda, İzmir, yabancı ticarette uzmanlaşmış bir şehir olarak işlevini sürdürdü. Bununla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa tarafından hükmedilen kıta ötesi bir ekonomiyle gitgide bütünleşmesiyle, ticaretin hacmi sürekli olarak genişlerken, bu ticaretin özelliği değişti. Hububat, kuru üzüm (19. yüzyılın sonunda en değerli ürün), incir, susam, meşe palamudu, haşhaş ve ekşilik veren sumak, hepsi, İzmir’in ‘centilmen tüccarlarının’depolarınageldi.TüccarlarınçoğuGayrimüslimdi,amahepsi de değildi. Osmanlı tüccarları, Avrupalı tacirlerin ihracatına bağlı komisyoncularolarakçalıştılar.417İzmir’inbirihracatmerkeziolarakrolü, demiryolu inşasına yatırım yapmayı teşvik etti. Böylece, ilk Anadolu demiryollarından biri, İzmir‐Turgutlu (sonradan Kasaba adıyla bilinen) hattı ile İzmir‐Aydın bağlantılı başka bir demiryolu hattı, inşa edildi. Bununla beraber, ithalat ve ihracatla meşgul olan tacirlerin ihtiyaçlarına göre şekillenmesi, demiryollarının verimli çalışmasını sınırlandırdı. 418 1867‐75 arasında rıhtımlar ve dalgakıran inşa edilerek, İzmir limanı modernizeedildi.419 414Seyahatname,IX,89. 415 G. Veintein, ‘Ayan’ de la région d’Izmir et le commerce du Levant (deuxiéme moitié du XVIII’siécle)’,ROMM,XX,1975,131‐46.Zıtbiryorumiçin,gerçektopraksahibleriolarak ailenin rolü vurgulanması için bkz. Yuzo Nagata, Tarihte Ayanlar, Karaosmanoğulları üzerindebirinceleme,Ankara1997,89‐122. 416 İnci Kuyulu, Kara Osman‐oğlu ailesine ait mimari eserler, Ankara 1992, zengin bir bibliyografyaile. 417HalitZiyaUşaklıgil,KırkYıl,5.cilt,İstanbul1936,KırkYıl’danbirpasajaatıftabulunanve İngilizceyazanC.Issawi,TheeconomichistoryofTurkey1800‐1914,ChicagoveLondra, 1980,72‐3;V.Cuinet,LaTurqued’Asie,Paris1892‐4,III,362. 418OrhanKurmuş,İmperyalizminTürkiye’yeGelişi,İstanbul1974. 419 Mübahat Kütükoğlu, ‘İzmir rıhtımının inşaatı ve işletme imtiyazı’, Tarih Dergisi, XXXII, 1979,495‐558. 170 SuraiyaFaroqhi Tarımsal malları ihracata hazırlamak amacıyla, birkaç endüstriyel teşebbüstebulunuldu.Zeytinyağı,susamvediğernebatiyağlarınçoğuhalâ eski usul değirmenlerde imal ediliyordu. Modern tarzda fabrika kurmak için, Osmanlı azınlıklarına mensup üyelerin girişimi, hatta bazı İngilizler tarafından üstlenilmiş birkaç teşebbüs vardı. 420 İthalat sektöründe, yaklaşık 1840 sonrasında tekstile büyük önem atfedilir. İngiliz‐Osmanlı ticaret anlaşması, gümrük aidatlarını düşük seviyede sabitlediği ve tekelleşmeyi yasakladığından dolayı, herhangi bir koruyucu gümrük vergisiyle engellenmediği için, bu devirde İngiliz pamuk fabrikalarının mamulâtı İzmir pazarına akmaya başladı.421 Bununla beraber, ev mefruşatına yönelik canlı bir tekstil endüstrisinin doğmasını engellemedi.422Bundanbaşka,ViktoryaÇağı’nınbiçimseltercihlerininyanı sıra, Avrupalı orta sınıf arasında yaşam standardının yükselmesiyle, halılara yönelik yüksek bir talep ortaya çıktı. Halı daha önce pazarların ihtiyacını zor karşılayan lüks bir ticaret iken, 1900’ler civarında, çalışan sınıf da, çok zengin bir sektör olan halı ticaretine girmeye başladı. Bu halılar, Ege bölgesindeki küçük kasabalarda dokunurdu. Başta, Avrupa’da İzmirhalılarıolarakbilinenUşakdokumaları,hemİzmirlimanıvasıtasıyla ihraç ediliyor, hem de bu girişimi organize eden tüccarlar, önemli bir konumişgaledenİngiliztacirler,sıklıklaİzmir’debulunuyorlardı.423 Ticaretvefaalbirhalkidaresi,ondokuzuncuyüzyılınsonunakadar, şehrin büyümesini teşvik etti. İzmir’in nüfusu 200.000 sınırına ulaştı. Yaklaşık 89.000’i Müslüman Türk ve 59.000’i Ortodoks Rum’du. 36.000’in üzerinde sakin, yabancı pasaport taşırdı.424 Buharlı gemi hatları ve bir tramvay,şehiriçiulaşımısağladıve1905’teelektrikiletanıştı.Şehir,orta dereceli dokuz devlet okulu ile bir eğitim merkezi oldu. Rumlar’ın ‘EvangelikOkulu’yüksekeğitimseviyesiyleünkazandı.Çoksayıdayabancı okulaekolarak,özellikleFransızeğitimkuruluşlarımevcuttu. Birçok genç erkek orduya ve amele taburlarına alınmasına rağmen, İzmir, I. Dünya Savaşı esnasında doğrudan etkilenmedi. Ancak, 1919’da Osmanlı İmparatorluğu’nun mağlup olması ve İstanbul’un Müttefikler tarafından işgal edilmesiyle, Yunan hükümeti, İngiliz Başbakanı Lloyd 420AbdullahMartal,Değişimsürecindeİzmir’deSanayileşme,19.yüzyıl,İzmir1999,144‐5. 421Martal,Sanayileşme,123‐5. 422Cuinet,III,429. 423 D. Quataert, ‘Machine breaking and the changing carpet industry of western Anatolia, 1860‐1908’, yeniden basım şu eserde: Workers, peasants and economic change in the OttomanEmpire1730‐1914,İstanbul1993,117‐36. 424 Cuinet, III, 440; büyük ölçüde salnamelerden toplanmış istasitikî ek bilgi için bak. Anonim,İzmir,YurtAnsiklopedisi,Türkiyeilil,dünü,bugünü,yarını,4271‐87. Çeviriler/Translatıons171 George’undesteğiyle,İzmir’easkerçıkardıve1922’yekadarşehriişgaletti. 1922’de, İstilacılar, Mustafa Kemal Atatürk’ün komutası altındaki Milliyetçilertarafındanatıldı.HemYunanİşgalihemdedahasonraYunan kuvvetleriningeriçekilmesi,İzmir’denbüyükölçeklibirkaçışıberaberinde getirdi. Buna ek olarak, Eylül 1922’de büyük bir yangın felaketiyle şehir harap oldu.425 1923 Lozan Anlaşmasıyla kararlaştırılan mübadele, kalan Rumnüfusuntoplugöçünügerektirdi.Bunlarınyerleri,Yunantopraklarını terkezorlanmışTürklere(mübadeleilegelen)verildi. 1960’lardaİzmir,ziraîbirartbölgeyehizmetedenbirithalat‐ihracat merkezi olarak, geleneksel rolüne yeni işlevler eklemeye başladı. Küçük ölçekli endüstri gelişti ve otomobil taşımacılığında, çok sayıda küçük az sermayelimüteşebbisdefaaldi.TümbüyükTürkkentlerindekigibi,kırsal alandangöç,İzmir’deaceleileyapılangecekondutarzıevinşasınavebüyük bir ‘gayrı resmî sektörün’ doğmasına neden oldu. 426 1980’e kadar, ziyadesiyle kentlileşmiş varoşlarla çevrili, yarım milyonun üstünde sakini olan bir şehre dönüştü. Şehir ekonomisinde turizm önemli bir rol oynar. Yatırım ürünleri sanayisi ve tütün işleme fabrikalarının kurulması haricinde, yağlar ve meyveler, yerel özel ürün olmaya devam etmektedir. İki üniversitesiyle İzmir, Türkiye’nin eğitim merkezlerinden de biri haline geldi. Bibliyografya için metinde verilenden başka J.H. Mortmann’ın Leiden’de çıkan İslam Ansiklopedisi’nin ilk edisyonundaki ‘İzmir’ maddesinebakılmalıdır. 425M.L. Smith, Ionian vision, Greece in Asia Minor 1919‐1922, gözden geçirilmiş edisyon, London1998. 426MübeccelKıray,ÖrgütleşemeyenKent,İzmir’deişhayatınınyapısı,Ankara1972. 172 SuraiyaFaroqhi İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(173‐174),2015 BİRGİ* V.J.Parry Batı Anadolu’da Küçük Menderes vadisinde bulunan bu küçük kent, İzmir ili Ödemiş kazasına bağlı bir nahiye merkezidir (bazen Bergi veya Birki olarak da geçer). Lidya’daki antik Dios Hieron burada ayaktadır. Bu kent, Bizans zamanında Hristopolis ve Puriov olarak bilinirdi. 1193‐1199 arasında metropolitliğe bağlı piskoposluk statüsüne yükseltildi. Böylece EfesKilisesi’nindenetimindenkurtulmuşoluyordu.Ama1387’de,birkere daha, Efes’e bağlı yardımcı papazlık haline geldi. Roger de Flor komutasındakiKatalanlar,1304’teTürklerikenttenattılarveaynızamanda kenti yağmaladılar. Bundan sonra Birgi, Aydın’ın Türk beylerinin eline geçti. Aydın idaresi devrine tarihlenen kitabeler‐başta Ulu Cami kitabesi‐ kentte halâ görülebilir. Birgi, 1391’de Osmanlıların denetimi altına girdi. Osmanlıların elinde kaldı. Daha sonra, kısa bir süreliğine, bir kere daha, 1402‐1425 yılları arasında, Timur Bey tarafından güçlendirilen Aydın Beyliğinin şehzadelerinin elinde kaldı. Kent, Batı Anadolu’da Türkler ve Yunanlılar arasında devam eden savaş esnasında, 1920‐22 yıllarında, önemlitahribatauğradı.1945’teyaklaşık2150sakinivardı. BİBLİYOGRAFYA Al‐‘Umari,Mesalikal‐Absar,ed.F.Taeschner,I,Leipzig,1929,45; Ibn Battuta, Tuhfat al‐Nuzzar, ed. Defrémery ve Sanguinetti, Paris 1853‐1859, II, 295; EvliyaÇelebi,Seyahatname,IX,İstanbul1935,173; Pachymeres,Bonn1835,II,436; Dukas,Bonn1834,83; W. Tomaschek, Zur historischen Topographie von Kleinasien im Mittelalter (SBAk., Wien,Phil.Hist.Cl.,Bd.CXXIV),Vienna1891,I,34,91; J.KeilveA.VonPremerstein,BerichtübereinedritteReiseinLydien(Akad.D.Wiss. inWien,denkschriften,Phi.‐Hist.Kl.,Bd.57/I)Vienna1914,62; F. Taeschner, Das anatolische Wegenets nach osmanischen Quellen (Türkische Bibliothek,Bd,23),Leipzig,1936,I,176,II,39; * Leiden’deçıkanEncylopediaofIslam’ınikinciedisyonundaki‘Birge’maddesi(1234‐ 1235)M.AkifErdoğrutarafındançevrilmiştir. 174 V.J.Parry R. M. Riefstahl, Turkish Architecture in Southwestern Anatolia, Cambridge (Mass.), 1931,I,24‐32,II,102‐106;(Inscriptions,ed.P.Wittek); P.Lemerle,L’Emiratd’Aydin,Byzanceetl’Occident:Recherchessur‘LaGested’Umur Pacha’(BibliothéqueByzantine;Etudes,no:2),Paris1957,21,258; M.FuadKöprülüzade,AydınOğullarıTarihineAid,TürkiyatMecmuası,II,İstanbul 1928,422; İ. H. Uzunçarşılı, Kitabeler (Anadolu Türk Tarihi Vesikalarından İkinci Kitap), İstanbul1929,105; Himmet Akın, Aydın Oğulları Hakkında bir Araştırma, (Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafyaFakültesiyayınları,no:60),İstanbul1946,104; V.Cuinet,LaTurqued’Asie,III,Paris1894,516; Sami,Kamusal‐A’lam,II,İstanbul,Hicri1306,1285; AliCevad,TarihveCoğrafyaLügatı,İstanbul,Hicri1313‐1314,169; Pauly‐Wissowa,‘Christopolis’maddesi,II/I,1899, _____________‘DiosHieron’maddesi,III/1,1905, BesimDarkot,‘Birgi’maddesi,İslamAnsiklopedisi İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(175‐176),2015 YENİKİTAPLAR/NEWBOOKS 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu, 30 Ekim‐1 Kasım 2013, Bodrum, Bildiriler, 2 cilt, Haz: M. Akif Erdoğru, Ahmet Özgiray, İzmir 2014, Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını, ISBN: 978‐605‐338‐052‐8 (Tk.), 978‐605‐338‐054‐2 (2.c.),16,5X24cm,967sayfa 3. Uluslararası Her Yönüyle Bodrum Sempozyumu, 30 Ekim‐1 Kasım 2013 tarihleri arasında Bodrum’da Salmakis Otel’de gerçekleştirildi. İlk Bodrum Sempozyumun bildirileri 2008 yılında, ikinci Bodrum Sempozyumunun tebliğleri de 2011 yılında kitap halinde yayımlanmıştı. Üçüncü Bodrum Sempozyumunda sunulan tebliğler, toplam çeşitli bilim dallarına ait 59 adet tebliğ, iki cilt halinde, Bodrumlu işadamı Tuncay Karakaya’nın mali desteğiyle yayımlanmış bulunuyor. Sempozyum, Sosyal Bilimcilerin tümüne açıktır. Amaç, Bodrum ve yakın çevresiyle ilgili her türlü sözel ve arşiv bilgisini biraraya getirmektir. Bu bildiri kitabında bulunan sözlü bildiri konularında arasında; Mübadele ile Bodrum’da yerleştirilen muhacirler, özellikle Girit muhacirleri, Bodrum turizmi, Bodrumtürküleri,Bodrumevlerininmimarisi,Bodrumileilgiliyağlıboya resimler, Turgut Reis, Bodrum Yahudileri, Bodrum fotoğrafları, Bodrum’a yapılan sürgünler, Bodrum vakıfları, Bodrum Halkevi, Bodrumlu Cevat Şakir Kabaağaç, Bodrum’u gezen seyyahların verdiği bilgiler, Büyük İskender’inBodrumseferi,HalikarnasBalıkçı’sınınromanlarındaBodrum; BodrumKızılayCemiyeti,BodrumSualtıMüzesi,Bodrumlularınkullandığı kişi adları, II. Dünya Harbi’nde Bodrum’un vaziyeti, sari hastalıklar, mezartaşları, Bodrum civarındaki deniz fenerleri, Neyzen Tevfik, Bodrum Masalları, Bodrum civarındaki antik kentler, Bodrum’daki mektepler ve medreseler ve Bodrum efsaneleri gibi konular bulunmaktadır. Bodrum ile ilgili bilgi edinmek isteyenlerin ellerinin altında bulundurmaları gereken birbildirikitabıdır. Ömer Bıyık, Defter‐i Evkaf‐i Valide Sultan der Mağnisa, Ayşe Hafsa Valide Sultan Vakfı ve XVI. Yüzyılda Urla, İzmir 2014, Ege ÜniversitesiİzmirAraştırmaveUygulamaMerkeziYayını,20X28cm, ISBN:978‐605‐338‐088‐7,157sayfa Dr. Ömer Bıyık tarafından yayıma hazırlanan el yazması bu defter, Kanunî Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan adına 1523 yılında Manisa'da kurulan Valide Sultan İmaret Vakfı'nın Urla ve köylerindeki gelir 176 YeniKitaplar/NewBooks kaynaklarınıiçerir.XIV.yüzyıldanitibarenTürklerinyoğunolarakyaşadığı birşehirolanUrla,hızlayükselerekbölgedeönemlibiryerleşimyerihaline gelmiş, Osmanlı hâkimiyetinde de bu yükselişini sürdürmüştür. Defterde, XVI. yüzyılda Urla ve yöresinin sosyo‐ekonomik yapısı hakkında detaylı bilgiler sunulmaktadır. Özellikle Urla ve yakın çevresinde yaşayan Müslüman halkın ve Gayrımüslimlerin demografik yapısı ile konar‐göçer aşiretvecemaatleriniskânınadair bilgilerbulunur.Ayrıca,bubölgede on altıncı yüzyılda yeni kurulan yerleşim birimleriyle ilgili kıymetli veriler sunulur. M. Akif Erdoğru, Fazlullah bin Abdüsselam, Defter‐ı Evkâf‐ı Mekke‐i Mükerreme ve Medine‐i Münevvere der Birgi (Metin ve İnceleme),İzmir2014,EgeÜniversitesiİzmirAraştırmaveUygulama Merkezi Yayını, toplam 115 sayfa, 20 X 28 cm, ISBN: 978‐605‐338‐ 089‐4. On altıncı yüzyılda Batı Anadolu’da Küçük Menderes vadisinde bulunanBirgikadılığınabağlıbirkaçköyilebubölgedekışlayanbazıYörük aşiretlerinin devlete ödemek zorunda oldukları kimi örfî ve şer’i vergiler, MekkeveMedineEvkafı’natahsisedilmiştir.Bumünasebetle,hembuvakfa bağlıreaya,hemdeonlarınödeyeceklerivergilerinmiktarları,1589yılında DarüssaadeağasıMehmedağatarafındanbirdeftereyazdırılmıştır.Birgive Ödemiş civarından toplanan ayni ve nakdi gelirler, İzmir’den İstanbul’a götürülür, oradan da surre alayları ile Mekke ve Medine’ye ulaştırılırdı. 1589yılında,III.Murad’ınsultanlığıdöneminde,Darüssaadeağasıveaynı zamandaHaremeynevkâfınâzırıolanHabeşîMehmedAğa’nıntalimatıyla, BirgikadısıFazlullahbinAbdüsselamtarafındanhazırlanmışolanMekkeve Medine Evkâfına ait el yazması defter, Prof. M. Akif Erdoğru tarafından yayına hazırlamış bulunmaktadır. Bu elyazması defter, uzun yıllar önce, İstanbul Tapu Müdürlüğü Arşivi’nden alınarak, Ankara’da Tapu ve KadastroGenelMüdürlüğüKuyud‐ıKadimeArşivi’nedevredilmiştir.Bugün, adıgeçenarşivde,Vakf‐ıCedidDefterleriTasnifi’de(eskinumaraları:2237, 2183, 65; yeni numarası: 166) kayıtlı bulunmaktadır. Şimdiye kadar yayınlanmadan kalmıştır. Bu kıymetli evkâf defterinin hem dijital görüntüsünü, hem Latin harfleri ile okunuşunu kısa bir değerlendirme yazısı ile birlikte bu kitapta verilmiştir. Bu neşriyat ile Mekke ve Medine vakıflarının tarihinin yanı sıra, Birgi, Bademiye, Genev ve Ödemiş’in on altıncı yüzyıl tarihinin farklı ve yeni bir yönü de ortaya çıkar. On altıncı yüzyılın sonunda Küçük Menderes vadisinin tarihi ile ilgilenenler için önemlibirbaşvurueseridir. YasinÖZDEMİR İzmirAraştırmalarıDergisi,Sayı:1(177‐179),2015 HABERLER 1. Bornova Araştırmaları Sempozyumu, 5‐6 Kasım 2014, Bornova,İzmir Bornova Kaymakamlığı ile Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin ortak katkılarıyla, 5‐6 Kasım 2014 tarihleri arasında, Ege Üniversitesi Kampüsünde bulunan MÖTBE amfisinde, 1. BornovaAraştırmalarıSempozyumubaşarıylagerçekleştirilmiştir. Bornova’nındeğerliKaymakamıSayınKadriCananBey,2014yılının Bahar aylarının birinde, kamu‐üniversite işbirliği çerçevesinde, üniversitemizi ziyaret etmişlerdir. Bu ziyaret esnasında, Merkez olarak, kendilerineböylebirsempozyumaihtiyaçolduğunu;birliktebirsempozyum düzenlenmesigerektiğiMerkezimiztarafındanteklifedilmiştir. Sempozyumda, Üniversitemizin de üzerinde bulunduğu İzmir’in metropol ilçesi, hoşgörü kenti Bornova’nın tarih, kültür, coğrafya ve arkeolojisi üzerine çalışan bilim adamları, kendi konularında değerli bildirilersunmuşlardır. 5 Kasım günü yapılan açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediyesini temsilenDr.SırrıAydoğan,BornovaBelediyeBaşkanıOlgunAtila,Bornova Kaymakamı Dr. Kadri Canan, Ege Üniversitesi Rektörlüğünü temsilen rektör yardımcısı Prof. Dr. Atilla Silkü ve Merkez adına Prof. Dr. M. Akif Erdoğru hazır bulunmuşlar ve birer konuşma yapmışlardır. Ayrıca, Edebiyat Fakültemizin dekanı sayın Prof. Dr. Ersin Doğer ile Eğitimi FakültemizindekanısayınProf.Dr.SüleymanDoğandateşrifetmişlerdir. İki gün boyunca yoğun bir şekilde süren sempozyumda, tarih alanında10;ekonomialanında1;coğrafyaalanında1;arkeolojialanında2; sanat tarihi alanında 1; siyaset alanında: 1, sosyoloji alanında 1; tarım alanında1;çevrevekentleşmealanındada3olmaküzeretoplam21bildiri sunulmuştur. Bilim adamları, öğrenciler, meraklı izleyiciler, iki gün boyunca, birbirleri ile görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Sunulan bildiriler,kalıcıolmasıamacıyla,kitaphalindeyayınlanacaktır.Sempozyum yerelbasındadaolumluyankıbulmuştur. Sempozyumdanbirfotoğraf:5Kasım2014,FenFakültesiMötbeAmfisi. 178 Haberler Haberler179 DergiYayınİlkeleri Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin yayın organı olan İzmir Araştırmaları Dergisi, ulusal, hakemli, bilimsel bir dergidir. Yılda iki sayı yayımlanır. Dergimizde, özgün araştırma‐inceleme makaleleri,çeviri,kitaptanıtma,biyografi,kongre‐sempozyumhaberlerive ölümhaberleriyayımlanır.Yazılarınbilimselaraştırmaölçütlerineuyması, alana yenilik getirmesi ve başka bir yerde yayımlanmamış olması gerekir. DergininaslidiliTürkçe’dir.GerektiğindeyaygınBatıdillerindedemakale yayımlanabilir. Makale ve çevirilerde, metinden bağımsız olarak 100‐150 kelimeyi aşmayacak Türkçe ve İngilizce özet ile anahtar kelimeler bulunmalıdır. Gelen yazılar, incelendikten sonra, tek bir hakemin değerlendirmesi sonucunda basılır. Yayın Kurulu, gerektiğinde yazıların yazım şekli üzerinde küçük düzeltme ve değişiklikler yapabilir. Metne eklenmesi istenen resim, çizim, harita veya belgeler yüksek çözünürlükte (JPG) teslim edilmelidir. Resim ve belge türünden tüm materyaller numaralandırılmalı;üstüneveyaaltınaaçıklamalarıyazılmalıdır. SayfaDüzeni: Üst:3cm,Sol:2cm, Alt:3cm,sağ:2cm, Boyut:16,5X24cm, Üstbilgi:2cm, Altbilgi:2cm, Makalebaşlığı:16cm, Yazaradı:12punto,Cambria, Metinyazıtipi:Cambria,11punto, Tümyazışmalarvemakaleleriçinadres: Ege Üniversitesi İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi, Ege ÜniversitesiEdebiyatFakültesi,2.Kat,35100,Bornovaİzmir Fax:0232.3881102 Tlf :0232.3113937 E‐mail:[email protected];[email protected]