çevre faslı müzakerelere açıldı

advertisement
ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI
DEĞERLENDĐRME NOTU
2009
No:
13
Aralık 2009
Hazırlayan:
Mahir
ILGAZ
([email protected])
ÇEVRE FASLI MÜZAKERELERE AÇILDI
21 Aralık 2009 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirilen Bakanlar seviyesindeki Hükümetlerarası
Konferans’ta 27. müzakere başlığı olan Çevre faslı, müzakerelere açıldı. Avrupa Birliği
Heyetine Đsveç Dönem Başkanlığı adına Đsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt başkanlık ederken
Türkiye ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu liderliğinde 80 kişilik bir heyet ile temsil edildi
Çevre faslında tanıtıcı tarama toplantısı 3 – 11 Nisan 2006 tarihlerinde, ayrıntılı tarama
toplantısı ise 29 Mayıs – 2 Haziran tarihlerinde yapılmıştı. Bu kapsamda iki açış kriteri
belirlenmişti: (1) Müktesebatın kademeli olarak iç hukuka aktarılması, uygulanması ve
yürürlüğe girmesi için, kilometre taşlarının ve takvimin belirlendiği ve ulusal, bölgesel ve yerel
düzeylerde gerekli kurumsal kapasitenin ve mali kaynakların oluşturulmasına yönelik planları
da içeren kapsamlı bir stratejinin kabul edilmesi ve (2) Türkiye’nin AT – Türkiye Ortaklık
Konseyi kararları doğrultusunda Çevre ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesi. Bunların
yanı sıra, Türkiye’nin, AB’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaları imzalaması bekleniyordu.
Geçtiğimiz iki yıl içinde açış kriterlerinin yerine getirilmesi ve Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü
imzalaması üzerine Çevre faslının müzakerelere açılması gündeme gelmiştir. Bu noktada
önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekmektedir. Hatırlanacağı gibi, sekiz başlık Türkiye’nin
limanlarını GKRY’ye açmaması nedeniyle bloke edilmiş durumdadır. Bunların yanı sıra, dört
başlığın açılması da Fransa tarafından ‘tam üyelik ile ilgili oldukları’ gerekçesiyle
engellenmektedir. Son olarak, geçtiğimiz haftalarda yapılan AB liderler zirvesinde GKRY 6
başlığı daha bloke etmiştir.
Dolayısıyla şu aşamada siyasi engellemelerden dolayı Türkiye’nin açabileceği fazla fasıl
kalmamıştır. Çevre, açılan 12. fasıl olmuştur. Geriye çeşitli veto ve engellemelere tabi
olmayan sınırlı sayıda fasıl kalmaktadır. Bu bilgilerin ışığında çevre başlığının açılmasının biraz
da siyasi zorunluluklardan kaynaklandığını söylemek pek yanlış olmaz. Nitekim AB’ye daha
önce üye olan ülkelerin müzakere süreçlerine bakıldığında Çevre faslının genelde
müzakerelerin sonlarına doğru açılan bir fasıl olduğu görülmektedir.
Maliyet Büyük
Çevre faslı büyük mali yük ve geniş yükümlülükler getirmektedir. Türkiye için de bu gerçek
değişmeyecektir. Çevre faslında AB müktesebatına uyumun maliyeti için 40 milyar Avro’dan,
80 milyar Avro’ya birçok farklı tahmin ve öngörü yapılmaktadır. Ancak, Çevre ve Orman
Bakanlığı tarafından 2006 yılında hazırlanan ve Türkiye’nin 2007 – 2023 döneminde AB Çevre
müktesebatına uyumu için gerekenleri sıralayan AB Entegre Çevre Stratejisi (UÇES) raporuna
göre uyum için toplam maliyet 58.6 milyar Avro olarak verilmektedir. Bu maliyet sektörlere
göre bölüştürüldüğünde ortaya çıkan tablo şu şekilde olmaktadır:
Đktisadi Kalkınma Vakfı
www.ikv.org.tr
1
Sektörler
Su Sektörü
Katı Atık Sektörü
Hava Sektörü
Gürültü Sektörü
Kimyasallar Sektörü
Endüstriyel Kirlilik
Doğa Koruma Sektörü
TOPLAM
Yatırım Đhtiyacı (Avro)
33.969
9.560
37
0
0
14.755
264
58.585
Oran (%)
58
16
0
0
0
25
0
100
Kaynak: AB Entegre Çevre Stratejisi (UÇES), Çevre ve Orman Bakanlığı, 2006.
Bu çerçevede, gerekli yatırımların büyüklüğünden dolayı, Çevre faslında AB müktesebatına
uyum göz korkutmaktadır. Ancak, konuya yaşamın sürdürülebilirliği, doğanın korunması ve
insan sağlığının herhangi bir maliyet ile kıyas kabul etmediği unutulmamalıdır. Kaldı ki Avrupa
Birliği’nin yeni uygulamaları, düşük çevre standartlarına sahip ülkelere ticarette dezavantaj
getirmektedir. Örneğin, kimyasallar ve kimyasal içeren ürünlerin ihracatı için AB’nin yeni
REACH yönetmeliği gereği bir kayıt sistemi oluşturulmakta ve bu sistemin gereklerini
karşılamayan firmalar ürünlerini ihraç edememektedir.
Çevre faslı altında gerekli maliyetin yaklaşık %80’inin kamu kaynaklarından, %20’sinin ise
özel sektör tarafından karşılanacağı öngörülmektedir. Özel sektör için en fazla maliyet
getirecek müktesebat arasında Entegre Kirlilik Yönetimi Direktifi ve Atık Yönetimi alanları
bulunmaktadır.
Çevre Faslı Ne Đçeriyor
Çevre faslı 300’ü aşkın ve toplamı binlerce sayfa eden tüzük ve yönetmelik kapsamaktadır. Bu
kapsamda sektörel olarak sınıflandırılmış bazı önemli müktesebat şu şekilde öne çıkmaktadır:
Su Kalitesi
Su Çerçeve Yönetmeliği
Kentsel Atık Su Yönetmeliği
Đçme Suyu Yönetmeliği
Suya Salınan Tehlikeli Maddeler Yönetmeliği
Nitrat Yönetmeliği
Yüzme Suyu Yönetmeliği
Atık Yönetimi
Atık Çerçeve Yönetmeliği
Katı Atık Düzenleme Depolama Yönetmeliği
Tehlikeli Atık Yakma Yönetmeliği
Ambalaj Atığı Yönetmeliği
Atık Su Çamuru
Hava Kalitesi
Hava Kalitesi Çerçeve Yönetmeliği
Büyük Yakma Tesisleri Yönetmeliği
Yakıt Kalitesi Yönetmeliği
Uçucu Organik Maddeler Yönetmeliği
Endüstriyel Kirlilik Yönetimi
IPPC(Endüstriyel Kirlilik Önleme ve Kontrolü) Yönetmeliği
Seveso II Yönetmeliği
Đktisadi Kalkınma Vakfı
www.ikv.org.tr
2
Bunlara ek olarak, tüm sektörleri ilgilendiren bir alan olduğundan, Çevresel Etki
Değerlendirme (ÇED) yatay mevzuat kapsamında ele alınmaktadır. Her ne kadar bu alanda
prosedürel olarak AB müktesebatı ile uyum sağlanmış olsa da, uygulama da ciddi sorunlarla
karşılaşılmakta ve etki değerlendirme raporları bazen amacına hizmet etmemektedir. Bu
çerçevede, yapılacak uyum çalışmaları sırasında bu noktaya dikkat edilmeli ve uygulama
güçlendirilmelidir.
Bundan Sonrası
AB ile üyelik müzakerelerinin çeşitli siyasi engellemeler nedeniyle yavaş ilerlediği şu günlerde
Çevre faslının açılması olumlu bir gelişmedir. Ancak, bu faslın tüm müzakere sürecinin en
zorlu ve maliyetli başlıklarından biri olduğu unutulmamalıdır. Bu çerçevede, başlığın
açılmasından çok kapanmasının daha önemli olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Uyum süreci
doğru bir şekilde yürütüldüğe takdirde Türkiye şu an uyguladığından çok daha yüksek çevre
standartlarına kavuşacaktır.
Đktisadi Kalkınma Vakfı
www.ikv.org.tr
3
Download