Yaz okulları - MG News – MG Haber

advertisement
Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org
13 Eylül 2013 — Sayı 22
Genel
Merkezimizden
Hac Görevlileri ToplandI
s. 6
Aile
Dünyadaki dengeyi koruyan en
önemli değer olan merhamet
sonradan öğrenilebilir mi?
s. 16
Camilerimiz
Belçika İslam Federasyonu:
Beringen Hz. Hamza Camii
s. 14
Yaz okulları
Avrupa’nın 45 noktasında düzenlenen yaz okulları başarıyla tamamlandı.
HASENE
Yetimlerin bayram sevinci
s. 21
s. 5
Kurban 2013
Almanya & Avusturya seçimleri
Kurban Kampanyası başladı
Oy kullanmak sorumluluktur
IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene, Ramazan Kumanya Kampanyası’nı başarıyla tamamlarken, Kurban Kampanyası’nın startını verdi.
Almanya ve Avusturya’da gerçekleştirilecek seçimler yaklaşırken siyasi
partiler de seçim kampanyalarına hız verdiler.
IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene’ye
bağışlanan yardımlar ramazan ayında üç
kıtada sevinç ve mutluluğa dönüştü. Hasene’nin 16 Mayıs’ta başlattığı Ramazan Kumanya Kampanyası’ndaki bağışlar, dünya
üzerinde 25 ayrı ülkede ihtiyaç sahiplerinin
sofralarına bereket olarak yansıdı. Başlangıçta 25 bin adet kumanya bağışı hedeflenirken, bağışçıların destekleriyle belirlenen
hedef aşılarak 40 binin üzerinde kumanya
paketi dağıtıldı.
Avrupa, Avustralya ve Kanada’dan bağışlanan yardım emanetlerini titizlikle yerlerine ulaştıran Hasene görevlileri, gittikleri
ülkelerde kumanya bağışlarını dağıtmanın
yanında yetimlerle bir araya gelmeyi de ihmal etmedi. Hasene’nin bakımını üstlendiği
yetimlerle buluşan görevliler, minik yavrulara hediyelerini, okul için kırtasiye malzemelerini teslim ederken, birçok ülkede düzenlenen Yetim Buluşması Programları ile
minik yetimlere özel faaliyetler düzenlendi.
Rahmet ve mağfiret ayı olan ramazanda
dünya üzerindeki muhtaçların sıkıntılarını
hafifletmek, onların mahzun gönüllerine
merhem olmak amacıyla faaliyetlerine devam eden Hasene, bağışlanan emanetleri
ulaştırma konusunda da özverili çalışmalarını devam ettirdi. “Ramazan berekettir”
sloganıyla yola çıkan Hasene, Mobil Fırın
uygulamasıyla Hatay Kırıkhan’daki mültecilere günlük ekmek dağıtırken de aynı so-
İki ülke vatandaşlarını yakından ilgilendiren seçimler Müslümanlar için de büyük
önem taşıyor; çünkü seçimlere katılımla
varlığımızı ve iddiamızı ortaya koyduğumuz
gibi iki ülkede de Müslümanların doğal
haklarının engellenmesi, artan İslamofobik
söylemler ve aşırı sağ görüşlere sandıkta cevap verme imkânı doğuruyor. Siyasi partiler
programlarında Müslümanları yakından
ilgilendiren konularla alakalı düzenlemelere yer verirken, IGMG de seçimlere katılımı destekleyen bir dizi çalışma yürütüyor. IGMG Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü
ile seçimlere katılımın olumlu sonuçları,
Müslümanların beklentileri ve IGMG’nin
seçimlere katılım çalışmaları hakkında ko-
rumluluk bilincini gözetti. Somali’de yine
Hasene tarafından açılan su kuyularını
denetleme imkânı bulan görevliler, savaşların, katliamların, yurtlarından çıkarılmak
zorunda bırakılmanın mağduriyetini en
derin şekilde yaşayan çocuklar, anneler ve
ihtiyarların bulunduğu sığınma kamplarını da ziyaret ettiler. Sadece maddi yardım
ulaştırmakla kalmayan, gittiği her ülke ve
şehirde ihtiyaç sahiplerinin yaralı gönüllerini teskin etme amacı taşıyan Hasene,
teslim edilen yardımlarla kalpten kalbe bir
köprü kurmuş, iç savaşlar, doğal afetler, kuraklık, açlık ve susuzluktan dolayı zor şartlar altında yaşayan mazlum ve mağdurlara
yalnız olmadıkları mesajını vermiş oldu.
2013 Ramazan Kumanya Kampanyası’nı
en güzel şekilde yerine getiren ve kendilerine ulaşan yardımları büyük bir sorumlulukla dünyanın her yerindeki muhtaçlara
ulaştıran Hasene, 2013 Kurban Kampanyası’nın da startını verdi. Kurban Kampanyası
ile daha fazla mağdur ve mazluma ulaşabilmenin hummalı hazırlığına girişen Hasene
görevlileri, 3’üncü Bölge Temsilciler Toplantısı’nda bir araya gelerek Kurban Kampanyası hakkında bilgilendirmede bulundular. Kampanya boyunca takip edilecek
stratejilerin belirlendiği toplantıda 134 bin
kurban bağışının hedeflendiği belirtilirken
kampanyanın tarihi 31 Ağustos – 13 Ekim
s. 19
olarak belirlendi.
nuştuk. Siyasi katılımın ve oy kullanmanın
bir yurttaşlık sorumluluğu olduğunu belirten Üçüncü, “Artık bize rağmen veya bizi
alet ederek değil, bizim de dahil olduğumuz
bir siyaset şart. Tribünlerden seyretmekten
ziyade artık biz de oyunda yerimizi almak
durumundayız.” dedi. Kalıcılığın yaşadığımız toprakların geleceği için kaygılanmak
ve sorumluluk üstlenmeyi gerektirdiğini
belirten Üçüncü sözlerine şöyle devam etti:
“Siyasete katılım ve oy kullanmak da bu sorumluluk bilincinin bir parçasıdır. Dünyaya
açık, inanç özgürlüğünü tesis etmede başarılı ve farklılıkları zenginlik olarak kabul
eden güçlü bir Almanya ve Avusturya için
s. 7
siyasi katılım sağlanmalıdır.”
Fıkıh Köşesi
Âdâb-ı Muâşeret
Hac İbadeti
Zemzem
Haccın sıhhatinin belli şartları
vardır. Bunun yanında haccın iki
rüknu ve dikkat edilmesi gereken
s. 13
vacipleri bulunmaktadır.
“Yeryüzünün en hayırlı suyu zemzemdir. Çünkü onda tadın tadı
(açlığı doyuran özelliği), hastanın
s. 13
şifası vardır.”
Ajanda Notları
13 Eylül
Hamburg - Bilgilendirme ve Tartışma Paneli.
“Seçimler Öncesi Müslümanlar”
Katılımcılar: Bettina Machaczek (CDU), Aydan
Özoğuz (SPD), Katherina Fegebank (Grüne), Dr.
Najib Karim (FDP), Cornelia Kerth (Die Linke), Michael Büker (Piraten)
Yer: Merkez Camii, Böckmannstr. 40, 20099
Hamburg, Saat: 17:00
13 - 15 Eylül
Norveç – Stavanger Şubesi. Geleneksel Türk
Kermesi Yer: Midjord Bydelshus, Stavanger,
Saat: 11:00-20:00
14 - 15 Eylül
Ingolstadt – IGMG Güney Bavyera Bölgesi, İngolstadt Şubesi. Aileler Günü, Sonbahar Festivali. Yer: Haus der Vereine. Rückerststr. 7, 85055
Ingolstadt.
Bilgi: [email protected]
15 Eylül
Kuzey Hollanda - Kadınlar Teşkilatı. Açılış ve Tanıtım Programı. Katılımcılar: Sevgi Alan Yer: Mevlana
Camii, Baas Gansendonckstraat. 2, 1061DA Amsterdam, Saat: 13:30-16:00
19 Eylül
Hannover - Nefs-i Huzur Sohbeti. Katılımcılar:
Selçuk Çiçek Yer: Weidendamm Ayasofya Camii,
Scheffelstr. 17, 30167 Hannover Saat: 17:00
Düsseldorf - Remscheid Şubesi. Tefsir Dersi Yer:
Ayasofya Camii, Honsbergerstr. 73, 42857 Remscheid, Saat: 18:30
22 Eylül
Eylül
Nürnberg – Gençlik Teşkilatı / ADAB Gençlik.
Gençlik Toplantısı Yer: Merkez Camii, Holbeinstr.
25, 90441 Nürnberg, Saat: 15:00
Belçika - Belçika İslam İlkokulu La Vertu Bilgi ve
Kayıt: Belçika İslam Federasyonu, Rue Kessels
28/30, 1030 Brüksel. E-mail: [email protected]
Çocuklu ailelere,
eğitmenler
eşliğinde kreş
hizmetleri...
Üniversitelilere
ve 25 yaş altı
gençlere özel
fiyatlar...
Almanca ve
Fransızca
rehberliğiyle
müstakil kafile...
55 yaş üstü
emeklilere
belirli tarihlerde
özel fiyatlar...
İslam Toplumu Millî Görüş - Hizmette Öncü Kuruluş
Islamische Gemeinschaft Millî Görüş
Hadsch-Umra Reisen GmbH
Boschstraße 61-65
D-50171 Kerpen
T +49 2237 9746-0
F +49 2237 656-319
[email protected]
igmgHacUmra
Türkiye Temsilciliği | Hennes Tour
T +90 332 3515055 (Konya)
T +90 212 6355593 (İstanbul)
[email protected]
igmgHacUmre | www.igmghacumre.com
camia | 13 Eylül 2013
Değerli
Kardeşlerim
İçindekiler
Tatil dönemini ve bütün dünyada Müslümanlar için ruhi arınma mevsimi olan ramazanı geride bıraktık. Genel Merkezimizden
en küçük cemiyetimize değin, kardeşlik ve
dayanışmanın doruğa ulaştığı programlarda
buluşurken dünya üzerinde kan ve gözyaşı
dökülen coğrafyalardaki kardeşlerimiz için de
dualar ettik. Suriye’de üç seneden beri devam
eden iç savaş yapılan kimyasal saldırı ile birlikte vahim bir hâl aldı. Bu saldırı neticesinde hepimizin yüreklerini burkan çok acı görüntüler
oluştu. Bu acı tablonun en kısa zamanda son
bulmasını ve hem Suriye’de, hem de dünyanın
diğer coğrafyalarında baskı ve zulüm altında yaşayan bütün insanların huzur ve barışa
kavuşmasını temenni ediyor, bu doğrultuda
kardeşlerimizi dualarımızda unutmamamız
gerektiğini belirtmek istiyorum.
Yaz tatili döneminde Eğitim Başkanlığımız
tarafından gerçekleştirilen yaz okulları, birçok
gencimize eğlenerek öğrenebilecekleri ortamlar sundu. Dinî bilgilerini geliştiren, yeni
şehirler görerek tecrübeler edinen çocuklarımızın ve velilerimizin memnuniyeti bizleri de
sevindirdi.
Kardeşlerim, yeni bir hizmet dönemine hac
ibadetinin heyecanıyla giriyoruz. Hac ve Umre
Birimimizin aylar öncesinden başladığı hazırlıklar tamamlandı. Bu hazırlıklar neticesinde
19 Eylül’de ilk hac kafilemiz yola çıkacak. Bu
vesileyle, hem hacı adaylarımızın, hem de kutsal topraklarda Allah’ın misafirlerine hizmet
edecek olan görevli kardeşlerimin ibadetlerinin makbul olmasını niyaz ediyor, orada edindikleri güzel hasletleri bütün hayatları boyunca muhafaza etmelerini Cenâb-ı Hakk’tan
temenni ediyorum.
Bunun haricinde Almanya ve Avusturya’da
seçimler yaklaşırken, bize de Müslümanlar
olarak yaşadığımız ülkelerde yurttaşlık sorumluluğumuzu yerine getirmek ve seçimlere
katılarak bulunduğumuz ülkelerin geleceği
hakkında söz sahibi olmak düşüyor. Bu anlamda tüm kardeşlerimize sosyal barışı önceleyen, din ve inanç özgürlüğünü güvence eden
adaylara oy vermelerini tavsiye ediyorum. Avrupa’da giderek yaygınlaşan İslam düşmanlığının ancak Müslümanların katılımıyla engellenebileceği, Müslümanların hassasiyetlerinin
siyasi alanda dikkate alınmasının da yine oy
kullanmakla mümkün olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle tüm kardeşlerimi yurttaşlık sorumluluklarını yerine getirmeye ve oy
kullanmaya davet ediyorum.
Gündemden
Aile
s. 4
Danimarka’da “İslamlaşma” korkusu
Hanau’da ilk tabutsuz defin
s. 16
Sonradan öğrenilen merhamet
s. 4
s. 4
İsviçre liselerinde başörtüsü serbest
Hedef başörtülü kadınlar
s. 4
Gençlik
Lisandan insana
Genel Merkezimizden
Gençlik ve ramazan
s. 6
“Hac görevlileri kalben hazır olmalıdır”
“Oy hakkı olan herkesin seçimlere katılması gerekmeks. 7
tedir”
Bölgelerimizden
La Vertu Okulu açıldı
BIG buluştu
s. 9
Haccın en güzel ikramı: Sohbetler
Fıkıh Köşesi / Âdâb-ı Muâşeret
Camilerimiz
s. 12
s. 13
s. 20
s. 21
s. 21
Kültür ve Sanat
Avrupa’da Meryem tasavvuru
s. 23
Fotoğraflarla Faaliyetler
s. 14
Bir dahaki sayıda buluşmak duasıyla…
Kemal Ergün
Herausgeber | Yayıncı
IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V.
İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018)
Abteilung für Verbandskommunikation
Kurumsal İletişim Başkanlığı
Mustafa Yeneroğlu (V. i. S. d. P.)
Boschstr. 61-65 • D-50171 Kerpen
T +49 2237 656-0 • F +49 2237 656-555 • www.igmg.org • [email protected]
Postanschrift | Adres
camia • Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21
Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni
İlknur Küçük
Redaktionsleiter | Yazı İşleri Müdürü
İlhan Bilgü
s. 19
s. 20
Kurban Kampanyası başladı
s. 11
Hayatın İçinden
Impressum | Künye
s. 18
Suriyeli mültecilere soframızı açtık
Yetimlerin bayram sevinci
s. 11
Beringen Hz. Hamza Camii
s. 18
Gençlik Stratejik Bölge Toplantısı
Mobil fırın
s. 10
Mısır’a destek mitingi
Besmele tazelediler
s. 18
Yüzbinlere ulaşan bereket: Kumanya
s. 8
Cemiyetlerimizde ramazan coşkusu
“Oyum kime?”
BYK ekibi kamptaydı
s. 18
Hasene
s. 8
Bölgeler yeni sezona hazır
s. 17
Nefs-i Huzur sohbetleri
s. 5
Yaz okulları: Eğlenerek öğrenmek
s. 17
Redaktion | Redaksiyon
[email protected] • T +49 221 942240-41/42/43 • F +49 221 942240-21
İlknur Küçük, Ilhan Bilgü, Rahime Söylemez, Elif Zehra Kandemir, Meltem Kural
Anzeigen | İlanlar
İ[email protected] • T +49 221 942240-41 • F +49 221 942240-21
Werbung | Reklam
[email protected] • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21
Distribution | Dağıtım
[email protected] • T +49 221 942240-30 • F +49 221 942240-21
Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı
99names communication GmbH
Merheimer Str. 229 • D-50733 Köln • T +49 221 942240-20 • F +49 221 942240-21
Auflage | Tiraj
51.650
Erscheint alle zwei Wochen Freitags.
İki haftada bir cuma günleri yayınlanır.
Im Auftrag der IGMG durch 99names communication GmbH erstellt.
IGMG adına, 99names communication GmbH tarafından hazırlanmıştır.
s. 24
4  |
Gündemden
camia | 13 Eylül 2013
Helal et tüketimi
İslami Defin
Danimarka’da
“İslamlaşma” korkusu
Hanau’da ilk
tabutsuz defin
Danimarka’da bazı hastane ve okullarda Müslümanların hassasiyetlerine uygun helal
et sunulması, ülkenin kendi geleneklerini kaybettiği yönünde popülist bir tartışmaya
dönüştü. Fotoğraf: Arbeiderpartiet
Hessen Eyaletinde 1 Mart 2013’te yürürlüğe giren Mezarlık ve Defin Yasası Değişikliği’nin ardından Hanau’da ilk kez tabutsuz defin gerçekleştirildi.
Danimarka’da yayın yapan bulvar gazetesi
Ekstra Bladet’in haberleriyle ülkede helal et
konusu tekrar gündeme geldi. Bu tartışmalarda, hastane ve okullarda Müslümanların özel
isteği üzerine yemeklerde helal et kullanılması, Danimarka’nın kendi özüne yabancılaşması olarak yorumlanırken, siyasilerin helal et
tüketimi hakkında yaptıkları açıklamalar da
konuyu tartışmalı bir boyuta taşıdı. Özellikle
Başbakan Helle Thorning- Schmidt’in, helal
eti Danimarka halkının kendi kültür ve geleneklerine karşı bir tehdit olarak algılaması ve
ülke halkının geleneklerini koruması gerektiği ile alakalı ifadeleri Müslümanlar ve diğer
sivil toplum kuruluşları tarafından tepkiyle
karşılandı. Ülkedeki Müslümanların, Danimarka’daki bütün et sektörünün helal hâle getirilmesi gibi bir talepleri olmamasına ve Danimarkalıların domuz eti tüketme haklarına
saygılı olmalarına rağmen, meselenin din ve
inanç özgürlüğü bağlamında tartışılmaması ve
helal et tartışmalarının, ülkede Müslümanlardan kaynaklanan bir “yabancılaşma” tehlikesi
algısıyla sunulması konunun suni gündem
olduğu konusunda şüpheler uyandırdı. Siyasi
girişimlerini “İslamlaşma korkusu” üzerinden
bina eden Danimarka Halk Partisi ise (DF),
okul ve hastane gibi kuruluşlarda helal et tüketimini yasaklayacak bir yasa tasarısı hazırladı.
Kasım ayında ülkede yapılacak yerel seçimler
öncesinde gündeme gelen helal et tartışmalarının, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi
bir seçim malzemesi olarak kullanılıp kullanılmadığı ise yine cevabı aranan sorulardan. Bunun yanında ülke Müslümanları, din ve inanç
özgürlüklerinin siyasi tartışmalarda kazanç
sağlamak için enstrümentalize edilmesinden
rahatsızlık duyduklarını belirtiyorlar.
Hessen Eyalet Parlamentosunda 2 Şubat
2013’te mevcut Mezarlık ve Defin Yasası’nın
değiştirilmesi ile eyaletteki Müslümanların,
senelerdir yaşadıkları topraklara kendi dinî
inançlarına uygun bir şekilde gömülmelerine de imkân tanınmıştı. 1 Mart’ta yürürlüğe
giren yasanın 18’inci paragrafının 2. maddesine göre Belediye Meclisi’nin, Sağlık Dairesi’nin onayından sonra dinî nedenlerden
ötürü tabutsuz defne izin verebileceği belirtilmişti.
İçinde Hanau İslam Cemiyeti’nin de bulunduğu çatı kuruluşu Hanau Müslüman
Çalışma Grubu (Muslimischer Arbeitskreis
Hanau), yürüttüğü çalışmalar neticesinde
tabutsuz defin için Hanau’da gerekli izinlerin alınmasına öncülük etti. Çalışma Grubu,
belediyenin Mezarlıklar İdaresi’ne ortaklaşa
yapılan resmî müracaatların sonunda bele-
diye mezarlık tüzüğünün değişmesini sağladı. Yapılan girişimlerin ardından mevcut
tüzük, İslami usullere uygun olarak defnedilmeye de imkân sağlayacak şekilde değiştirildi. Bu müracatın yapılmasının ve ilgili
değişikliğin ardından Ağustos ayında resmî
olarak ilk kez tabutsuz defin gerçekleştirildi.
Müslüman Çalışma Grubu Başkanı Behlül Yılmaz konu ile ilgili yaptığı açıklamada
Müslümanların kendi ülkeleri olarak gördükleri ve vefat ettikleri zaman da gömülmek istedikleri ülkenin definle ilgili yönetmeliklerinin İslami usullere uygun olarak
düzenlenmesinin sevinç verici olduğunu
kaydetti. Belediye’ye defin işlemleriyle alakalı başvuruda ortaklaşa hareket eden Müslüman kuruluşlara da teşekkür eden Yılmaz,
bu birlikteliğin diğer alanlarda da gerçekleştirileceğini umduğunu belirtti.
Başörtüsü hakkı
İslamofobi
İsviçre liselerinde
başörtüsü serbest
Hedef başörtülü kadınlar
İsviçre Anayasa Mahkemesi bazı kantonlarda ortaöğretim okullarında uygulanan başörtüsü yasağının din ve vicdan hürriyetini hedef aldığı ve hiçbir dayanağının olmadığı
gerekçesiyle uygulanamayacağına karar verdi.
İsviçre’nin Thurgau Kantonu, Burglen
kasabasında, 2011 yılında 14 yaşında iki
Makedonya asıllı öğrenci derslere başörtülü girmenin yasak olduğu gerekçesiyle
okuldan uzaklaştırılmıştı. Okul yönetimi
ders esnasında güneş gözlüğü, başörtüsü ve
şapka gibi şeylerin takılmasının okul kurallarına aykırı olduğunu belirterek başörtülü
öğrencileri okula almayı reddetmişti. Olay,
öğrenci velilerinin devreye girmesiyle yerel
mahkemeye taşınmış, mahkemenin okulu
haklı bulması üzerine ise aileler tarafından
Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüştü. İsviçre’nin en yüksek temyiz mahkesi Fede-
ral Mahkeme, uygulanan başörtüsü yasağının “inanç ve vicdan hürriyeti” ilkesiyle
ters düştüğüne kanaat getirerek, “Okulun
uyguladığı yasağın hiçbir yasal dayanağı
yoktur. Kızların okula başörtüsü ile girmeleri yasaklanamaz.” ifadesi ile lise düzeyi
okullarda uygulanan başörtüsü yasağını oy
birliği ile alınan bir kararla iptal etti. Buna
göre artık lise düzeyi ortaöğretim kurumlarında başörtülü öğrenciler sorun yaşamadan derslere katılabilecekler. Mahkemenin
verdiği ve benzeri davalara emsal teşkil
eden bu kararla İsviçre ortaöğretim okullarında başörtüsü serbest hâle geldi.
Fransa, İsveç, İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi birçok Avrupa ülkesinde Müslümanlara, özellikle başörtülü kadınlara yapılan İslamofobik saldırılarda artış gözleniyor.
Fotoğraf: Garry Knight
Avrupa’da camilere ve Müslümanlara yönelik İslamofobik saldırılara her gün bir yenisi
daha eklenirken, son yıllarda artış gösteren İslam karşıtı provokasyonlar özellikle başörtülü
Müslüman kadınları hedef alıyor. Fransa’daki
Müslüman derneklere dayandırılan verilere
göre sadece Fransa’da son bir yıl içerisinde saldırıya uğrayan 469 Müslüman’ın yüzde 85’ini
kadınlar teşkil etti. Bu saldırıların en son örneklerden biri geçtiğimiz ay Paris’in batısında
bulunan Trappes’te gerçekleşti. İki saldırgan 16
yaşındaki başörtülü bir genç kıza saldırıp başörtüsünü çıkarmış ve kızı bıçakla yüzünden yaralamışlardı. Genç kız olay mahallinden geçen
bisikletli bir kişinin olaya müdahele etmesiyle
kurtulmuştu. Yine Haziran ayında Paris’te başörtülü 4 aylık hamile bir kadın iki kişinin saldırısına uğramış, başörtüsü çıkarılmaya çalışıp
elbisesinin büyük bir bölümü kesilen kadın saldırı esnasında karın bölgesine aldığı tekmeler
sonucu çocuğunu kaybetmişti. Ağustos ayında
İsveç’in başkenti Stockholm’de Müslüman ve
7 aylık hamile bir kadın, polisin verdiği bilgiye
göre başörtülü olduğu için hakarete uğrayarak
bayılana kadar darp edilmişti. Ülkeyi ayağa
kaldıran hadise sonrasında içlerinde milletvekillerinin ve erkeklerin de bulunduğu binlerce
İsveçli, twitter ve facebook gibi sosyal paylaşım
ağları üzerinden başörtülü fotoğraflarını paylaşarak çirkin saldırıya tepkilerini göstermişti.
Bununla birlikte, bu korkunç saldırıya tepkiler henüz dinmemişken şehrin göçmenlerin
yoğun olarak yaşadığı Haninge bölgesinde bir
başka başörtülü kadının saldırıya uğraması
Avrupa’da yükselen islamofobi tehlikesinin
boyutlarını gözler önüne seriyor. İngiltere’de
İslamofobiyle mücadele eden yardım kuruluşu Tell Mama’nın verilerine göre 2001’den bu
yana ülkede Müslümanlara ait 700 ibadethane
saldırıya uğrarken, son bir buçuk yıl içerisinde
İngiltere ve Galler’de toplam 1200 İslam karşıtı
saldırı gerçekleştirildi. Avrupa Türk İslam Birliği’nin verdiği bilgiye göre Almanya’da Müslümanlara yönelik her yıl gerçekleştirilen saldırı
sayısı ise 120. Kimi politikacıların İslam karşıtı
söylem ve tutumlarının İslamofobik düşünceleri cesaretlendirdiğini belirten Avrupalı Müslümanlar, hükümetlerin saldırıları kınamak
yerine bu tip saldırıları önlemeye yönelik ciddi
adımlar atmaları gerektiğini savunuyor.
Genel Merkezimizden
camia | 13 Eylül 2013
Eğitim Başkanlığı
Yaz okulları: Eğlenerek
öğrenmek
Geçtiğimiz yılın yorgunluğunu atabilmek ümidiyle geçirdiğimiz yaz tatili, çocuklarımız
için hem eğlenebilecekleri, hem de öğrenebilecekleri imkânları da beraberinde getirdi.
Cengiz Kadırgan
Bursa Yaz Okulu
Öğrencilerin tatillerinde temel dinî bilgilerinin geliştirilmesi, uygun ortamlarda dinlenmeleri ve sosyal aktivitelerle eğlenmeleri amacıyla düzenlenen yaz kurslarında Temel Eğitim
Müfredatı çerçevesinde seviyeye göre Temel
Bilgiler 1, 2, 3 kitapları okutuldu. Öğrenciler yaz
kurslarına katılımlarıyla yeni arkadaşlar edindiler, ayrıca okullar öğrencilerin birbirleriyle
kaynaşma ve paylaşma duygularının gelişimine
katkı sağladı. Bu kurslar, çocuklarımızın kimlik ve kişiliğinin oluşması açısından da büyük
önem taşıdı. Çocukların yeni eğitim sezonunda daha başarılı olmaları için eksiklikleri dikkate alınarak düzenlenen yaz okulu programı,
arkadaşlarla uyum ve dayanışmayı sağlamak
gibi önemli konuların da pratik edildiği yerler
hâline geldi. IGMG Teşkilatlarının tamamında,
cami ve eğitim merkezlerinde düzenlenen okul
derslerine yardım kursları gibi çalışmalarla
çocukların başarısının artırılması konusunda
büyük çaba sarfeden Eğitim Başkanlığının çocukların hem boş zamanlarını değerlendirmeleri, hem de sene içerisinde edindikleri bilgileri
pekiştirmek amacıyla düzenlediği kurslar, velilerden de büyük beğeni topladı.
IGMG Teşkilatları bünyesinde bütün cemiyet ve eğitim merkezlerinde organize edilen
yaz kurslarından bir çok çocuğumuz bu yaz da
İzcilik Yaz Kampı
faydalanma fırsatı buldu. Birçok bölgede cemiyet eğitim merkezlerinde hafta içi ve hafta sonu
gündüzlü ya da yatılı olarak düzenlenen bu
kurslara binlerce öğrenci katılım sağladı. Katılımcı sayısında geçen yıla oranla artış gösteren
yaz okulu çalışması, Avrupa genelinde 28 yerde
kız çocuklarına, 17 yerde de erkek çocuklarına
yönelik toplamda 45 noktada yatılı olarak gerçekleştirildi. Bu kurslarımızda 1.300 civarında
çocuğumuz eğitim aldı. Mekânları fiziki açıdan
yatılı kursa müsait olmayan bölgeler, otel veya
gençlik yurtları kiralayarak yaz okullarını düzenlediler. Bunun dışında örneğin Fransa’daki
bölgelerimiz bu sene 40 kız, 90 erkek olmak
üzere 130 kişilik katılımla Türkiye’de Bursa
Gemlik ilçesinde yaz okulu çalışmasını gerçekleştirirken, diğer bölgelerimizde de Kur’ân-ı
Kerîm, temel dinî bilgiler gibi derslerin yanında
spor aktiviteleri, gezi programları ile dolu, nitelikli yaz okulu çalışmaları başarıyla tamamlandı. Eğitim Başkanlığının geçen sene ilkini
düzenlediği Bosna Hersek Yaz Okulu’nun da
ikincisi bu yıl yoğun bir ilgi ve taleple, toplamda
70 kişilik bir katılımla gerçekleştirildi. Mahmut
Yavuz ve Ayşe Akova yönetiminde 6 eğitimci, 3
abla ve 3 ağabey bu çalışmada görev aldı. Bunun
haricinde Bosna Yaz Okulu’nda görev alan Abdurrahim Dursun, Rıdvan Tekir (Eğitmci) Zü-
beyde Akbaba, Hayrunnisa Asalıoğlu (Eğitimci),
Nisa Akyüz, Nurunnisa Erkmen, Betül Erkmen
(Abla), Burak Kılıç, Rıza Ertekin, Erkam İnam
(Abi) özverili çalışmalarıyla yaz okulu çalışmasının verimli geçmesini sağladılar.
Yaz okullarına iki yeni halka
Eğitim Başkanlığı tarafından organize edilen Marmara Yaz Okulu ve İzcilik Kampları da
bu yıl ilk olarak hizmet vermeye başladı. Marmara Yaz Okulu çalışması, düzenlendiği bölgenin zengin tarihsel mirası ve konumu itibariyle
Avrupa’da yaşayan öğrencilerimize gezerek
bilgilenme imkânı sundu. Eğitimcilerimiz de
Marmara Yaz Okulu’nda öğrencilerimize kent
kültürü, antik çağ, felsefe, tarih, din, Osmanlı
dönemi gibi pek çok konuda konuşma, tartışma ve bilgi aktarma şansına ulaştı. Avrupa’nın
farklı noktalarından katılım sağlayan toplamda
66 öğrencimizle Marmara Yaz Okulu, IGMG
Teftiş Başkanı ve Eğitimci Ramazan Başlık yönetiminde 4 eğitimci, 3 abla ve 3 ağabey eşliğinde gerçekleştirildi. İstanbul, Edirne, Çanakkale
ve Bursa’da olmak üzere birçok tarihî ve turistik
mekanların da ziyaretleri bu çalışma esnasında
yapıldı. Ramazan Başlık katıldığı çalışmadaki
izlenimlerini şöyle ifade etti: “Bu sene ilkini
gerçekleştirdiğimiz Marmara Yaz Okulu projesinin Avrupa’da doğup büyüyen çocuklarımız için önemli bir ihtiyaç olduğunu gördük.
Çocuklarımız bazı yaz tatillerinde aileleriyle
birlikte Türkiye’ye geliyor, burada bulunan ailelerini ve yaşadıkları yerleri ziyaret ediyorlar;
fakat bu ziyaretlerinde ülkenin değerlerini,
tarihini, kültürünü tanıma imkânı bulamıyorlar. Bu yaz kursunun özellikle Marmara’da düşünülmesinin amacı ise özellikle Osmanlı’ya
başkentlik yapmış olan Bursa, Edirne ve İstanbul’un yakından tanıtılmasının yanında, yakın
tarihimizde bir destan yazılmış olan Çanakkale’de bu maneviyatı hissedebilmek idi. Bunu
da öğrencilerimizle doya doya yaşadık. Elbette
bütün bunların yanında Eğitim Başkanlığımızın eğitimdeki ilk amacı olan Kur’an ve Sünnet
bilgilerinin çocuklarımıza aktarılması ve geliştirilmesi hedeflerimiz arasında yer aldı. 2013
Marmara Yaz Okulumuzu İstanbul’da Birikim
Hayat Koleji’nde gerçekleştirdik. İlk defa bizim
öğrencilerimizin kullandığı ve bu yıl yeni eğitim hayatına başlayacak olan kolejin son derece
gelişmiş teknik imkânlarını kullanma fırsatını
da bulmuş olduk. Bize bu imkânları sundukları
için Birikim Eğitim Kurumları’nın tüm çalışanları nezdinde Genel Müdür Ömer Faruk Yelkenci’ye teşekkürlerimizi sunarız.”
Marmara Yaz Okulu kadrosunda yer alan
Musa Şimşek (Türkiye Organizatörü), Emine
Batın (Kızlar Bölümü Organizatörü), Sinan İlhan, Mahmut Yavuz (Eğitimci), Rabia Gönül
İzcilik Yaz Kampı
|
5
Ataş, Nermin Nesibe Şeker (Eğitimci), Ayşe
Akgün, Şeyma Horasan (Abla), Burak Kılıç, Abdussamet Kotan, Nevzat Bölge (Abi) gibi değerli
idarecilerimiz de bu yeni çalışmanın başarıyla
tamamlanmasında büyük emek sarfettiler.
Kamp Ateşinde Eğitim: İzcilik
Eğitim Başkanlığının yeni projelerinden
olan ilk İzcilik Yaz Kampı, Ümraniye Kent
Ormanı’nda gerçekleşti. İzcilikte yılların tecrübesine sahip olan Türkiye İzcilik Federasyonu’nun ev sahipliği yaptığı kampa ilk defa
IGMG’den bir heyet katıldı. Özellikle 11-15 yaş
arası çocuklar için organize edilen kamplar
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle
gerçekleşti. IGMG bünyesinden de bir grup
aday izcinin ve 5 yetişkin izci liderinin katıldığı kampta çocuklar bir hafta boyunca hem
çeşitli alanlarda eğitim ve faaliyet gördüler;
aynı zamanda yetişkin liderler, sorumlu oldukları oba ve oymaklarda kamp organize ve
yönetim tecrübesi kazandılar. Kamp süresince
ormanda çadırlarda kalan izciler yaz tatillerini
çok farklı bir ortamda geçirme imkânı buldular. Uluslararası izcilerin de buluştuğu bu özel
kampta başta Mısır, Suriye, Libya, Balkanlar
ve Gürcistan olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden izciler tanışma ve birlikte faaliyet
yapma olanağına kavuştu. Her akşam gerçekleşen kamp ateşi faaliyetlerinde farklı ülkeler kendi kültürlerini tanıttı. Bir hafta süren
dönem kampında çocuklara hem iki günlük
İstanbul kültür gezisi, hem de doğal ortamda
çeşitli faaliyetler sunuldu. Bunların arasında
binicilik, yüzme, tırmanma, hafıza teknikleri,
çadır kurma, bisiklet sürme, kanu sürme, doğa
yürüyüşleri, telsiz kullanma, fonetik alfabe, ok
atıcılık gibi faaliyetler vardı.
IGMG Eğitim Başkanlığı İzcilik Proje Sorumlusu Aişe Akova bizzat katıldığı kamp
hakkındaki izlenimlerini şöyle ifade etti: “İzcilik kampları çocuklara kendi ayakları üzerinde
durmayı ve teknolojiden bağımsız bir şekilde
yaşamayı öğretiyor. Bu şekilde çocukların özgüveni artıyor ve farklı yetenekleri ortaya çıkıyor. Çocuklar dahil oldukları obalarda (6-8
kişilik izci grupları) ekip ruhunu ve paylaşmayı
öğreniyorlar. İzcilik eğitimi yaşayarak ve yaşatarak hayatı öğretiyor ve çocuklara iç disiplin
kazandırıyor. Bu özellikler Avrupa’da yaşayan
çocuklar için daha da önemli. Hedefimiz bu
kampları önümüzdeki çalışma döneminde
Avrupa’da hayata geçirmek.”
Bir hafta sonunda kamp ateşi programıyla sona eren dönem kampına IGMG Eğitim
Başkanı Ekrem Kömürcü ve Teftiş Başkanı
Ramazan Başlık da katıldılar ve davetlerinden
dolayı Türkiye İzcilik Federasyonu’na teşekkür ettiler.
6  |
Genel Merkezimizden
camia | 13 Eylül 2013
HAC 2013
“Hac görevlileri
kalben hazır olmalıdır.”
IGMG Hac – Umre Reisen GmbH, 2013 yılı Hac organizesindeki görevlileri bilgilendirmek amacıyla Kafile-Grup ve Hizmet Görevlileri Bilgilendirme Toplantısı düzenledi.
Toplantı, Kerpen’de Millî Görüş Genel Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Abdullah Yıldırım
Önümüzdeki haftalarda başlayacak olan
2013 Hac organizesinde 13 ülkeden katılan kafile, grup ve hizmet görevlileri kapsamlı bir toplantı ile bilgilendirildi. İki gün süren toplantı
kapsamında ilk gün kafile ve grup başkanları,
ikinci gün ise hizmet görevlileri ile sağlık ekibine yönelik bilgilendirmeler yapıldı.
Rhein Necker Saar Kafile Başkanı Nihat
Çiftçi’nin Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başlayan bilgilendirme toplantısında yoklamadan
sonra söz alan Hac 2013 Genel Sorumlusu ve
Hac-Umre Birim Başkanı Tahir Köksoy, görevlilerin organizasyondaki önemi konusuna değindi. Yapılan çalışmalar, hazırlıklar, yenilikler
ve genel organizasyon hakkında bilgilendirmede bulunan Köksoy, kafile ve grup başkanlarının öncelikle zihnen, kalben ve ruhen bu göreve hazır olması gerektiklerini vurgulayarak
şunları kaydetti: “Öncelikle bilgi bakımından
zor duruma düşürdüğünü, bütün planlamaların yeniden yapıldığını ve bölgelerimizde
dolan kontenjanlardan dolayı kuraların çekilmesinin ardından sıkıntıların atlatıldığını belirtti. Konuşmasında 2013 Hac organizesinde
uygulanacak yenilikler hakkında da bilgi veren
Köksoy, gezi otobüsleri ile ilgili yapılan çalışma neticesinde ikinci gezilerin masraflarının
da organizasyon tarafından üstlenileceğini ve
yolculuklarda hacıların rahat edebilmesi için
Mekke-Medine arası otobüslerinin yeni araçlar
olacağını belirtti. Geçen sene olduğu gibi bu
sene de hacılar daha yolculuğa çıkmadan, içinde 10 litre zemzem, ihram, valiz, hac rehberi
ve çeşitli hac malzemelerinden oluşan paketin
posta ile hacıların adreslerine gönderileceğini,
ayrıca yine kutsal topraklardaki hacılarımızın daha rahat okuyabilmeleri için 300 adet
Kur’ân-ı Kerîm, yasin ve dua kitabının yanında
Taşkıran, “Hacılarımızın sabır ve teslimiyetle
hac görevlerini yerine getirmeleri konusuna
vurgu yapılmalıdır.” dedi. Mekke Sorumlusu
İhsan Taşkıran’ın ardından söz alan Hac İrşad Birim Başkanı Cemal Bolat, haccın can
damarının irşad olduğunu, irşadsız bir haccın
düşünülemeyeceğini ifade etti. “Hacılarımıza
haccın manasını anlatmalıyız. Haccın turistik bir gezi olmadığı, ruhunu yaşayarak tavaf
yapmak gerektiği belirtilmelidir.” diyen Bolat,
bu seneki temel vurgunun Müslümanların sorumlulukları konusunda bilgi ve şuurlandırma
olacağını belirtti. “Haccın önemine, ihramın
yasaklarına, haccın farizasına önem verip,
ciddi şekilde hacılara anlatmalıyız.” diyerek
sözlerine devam eden Bolat, hacca gitmeden
önce görevlilerin, edindikleri tecrübe ne kadar fazla olursa olsun hacla ilgili kaynak kitap
okumaları gerektiğini vurguladı. Gerçekleşti-
lara bilgi veren IGMG Sosyal Hizmetler Başkanı Ali Bozkurt, “Yapılan hayırlı çalışmaları
hacılarımıza anlatarak onları bilgilendirmeli
ve bu hayırlı çalışmalara katılımlarını sağlamalıyız.” dedi. 2013 Hac organizesinde kadın
görevlilerin faaliyetleriyle ilgili bilgilendirmede
bulunan Kadınlar Teşkilatı Hac-Umre Sorumlusu Cahide Yılmaz, Mekke’de 3, Medine’de 2
merkez görevlisi olarak hizmet verileceğini ve
yoğun bir şekilde hanımlara hizmet etmek için
gayret edileceğini belirtti.
Toplantının ikinci gününde ise 2013 Hac
organizesinde görev alacak hizmet görevlileri
ve sağlık ekibi ile bir araya gelindi. Mekke Sorumlusu İhsan Taşkıran hizmet görevlilerinin
dikkat edecekleri hususlar hakkında bilgilendirmede bulunurken, İrşad Sorumlusu Cemal
Bolat haccın menasiki ve irşad çalışmalarının
hangi çerçevede gerçekleşeceğine ilişkin notlar
donanımlı olmak zorundayız. Bu ibadetin hem
menasiki, hem özü, hem de organizasyon ile
ilgili olarak yeterli ve donanımlı olarak hizmetimizi sürdürmeliyiz. Donanımlı olarak
hazır olmanın ön şartı bilgi bakımından hazır
olmaktır. Sizler aynı zamanda Avrupalı Müslümanların temsilcilerisiniz. Bu bilinçle hareket
etmeli, bu bilince yakışır tavırlar sergilemelisiniz.” dedi. Suudi Arabistan Hac Bakanlığı’nın
kontenjanları %20 oranında düşürmesi ile ilgili
bilgilendirme yapan Köksoy, tüm hazırlıkların
tamamlanıp, otellerin kiralanması, uçuşların
ayarlanması ve kayıtların kapanmasının ardından alınan böyle bir kararın, organizasyonu
çeşitli kitapların Mekke ve Medine’de hacıların
istifadesine sunulacağını belirtti. Konuşmasının sonunda, kontenjandan dolayı görevli
sayısında azalma olduğunu belirten Köksoy,
bu sene kafile ve grup başkanlarına çok büyük
görev düştüğünü, herkesin her zamankinden
daha fazla gayret göstermesi gerektiğini belirtip, görevlilere teşekkür ederek sözlerini bitirdi. Mekke ve Medine’deki hazırlıklarla ilgili
bilgilendirme yapmak üzere söz alan Mekke
Sorumlusu İhsan Taşkıran, tüm hazırlıkların
tamamlandığını, resmî ve fiili bütün işlemlerin
bitirildiğini belirtti. İnşaattan dolayı Mekke’de
birçok sıkıntı ve aksaklığın olduğunu belirten
rilecek irşad hizmetleri ile ilgili bilgiler veren
Bolat, mescidlerde her öğle namazından önce
sohbetler, namazdan sonra evrad-ı şerif okumaları, irşad çadırında her gün düzenlenecek
Maide-i Kur’an programlarında dünyanın tanınmış karilerinin Kur’ân-ı Kerîm tilavetleri,
ilahiler, değerli hatiplerle sohbet programları
gibi faaliyetlerle haccın irşad açısından zenginleştirileceğini, kafilelerdeki deneyimli ve
tecrübeli hocalardan da istifade edilip kapsamlı çalışmaların yapılacağını anlattı. Bunun
yanında kafile başkanları ile ortak çalışılıp gezi
programlarının organize edileceği de bildirildi.
Sosyal Hizmet çalışmaları hakkında katılımcı-
aktardı. Toplantıda, 2013 Hac Organizesi Sağlık
Sorumlusu ve Genel Merkez İdari İşler Başkanı
Zeki Toprak da 19 kişiden oluşan sağlık ekibi
ile birlikte yapılacak çalışmalar hakkında sağlık ekibini bilgilendirdi. Mekke ve Medine’de
verilecek sağlık hizmetleri, gerekli ekipman ve
medikal hizmetlerin hazır olduğunu aktaran
Toprak, “Tüm hacılarımızın sağlık ve sıhhat
içerisinde bir hac ibadeti geçirmesi en büyük
arzumuzdur.” dedi. 2013 hac ibadetinin tüm
Müslümanlar için ruhen ve bedenen faydalı
geçmesi amacıyla düzenlenen toplantılar, katılımcıların dilek ve temennilerinin ardından
Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile son buldu.
Hac & umre görevlileri
Genel Merkezimizden
camia | 13 Eylül 2013
|
7
“Oy hakkı olan herkesin
seçimlere katılması
gerekmektedir”
Almanya ve Avusturya’da gerçekleştirilecek seçimler yaklaşıyor. İslam Toplumu Millî
Görüş Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü ile Müslümanların siyasal katılımını ve bu katılımın sağlayabileceği katkıları konuştuk:
Eylül’de gerçekleşecek Almanya ve Avusgetirmelidirler.
turya Seçimleri’ne çok az bir süre kaldı. MüsGenellikle seçimler söz konusu olduğunda,
lümanların bu seçimlerde oy kullanmaları ne
“Benim oyumdan ne olur?” anlayışının hakim
gibi olumlu sonuçlar doğuracaktır?
olduğunu görüyoruz. Gerçekten de bir oy, tek
Herhangi bir olumlu sonuçtan bahsedebilbaşına yeterli değil mi?
mek için her şeyden önce oy hakkı olan herkeMısır’da verdikleri oylara sahip çıkmak issin seçimlere katılması gerekmektedir. Müsteyen insanlar hayatlarını kaybediyorlar. Bu
lümanların sayısı Almanya ve Avusturya’da
açıdan bakıldığında “Bir oydan ne olur?” cümmilyonları aşmış olmasına rağmen hâlâ onları
lesinin aslında sorumluluktan kaçmanın bir
görmezden gelen bir siyasetin uygulanması,
ifadesi olduğu açıktır. Herşeyden önce insan
seçimlere göstermiş olduğumuz ilginin yeteroyuyla kendi iradesini ortaya koymalıdır. Ayrısizliğinden kaynaklanıyor. Bu nedenle bizleri
ca sadece son eyalet ve belediye seçim sonuçetkileyen konularda söz sahibi olabilmek için
larına baktığımızda bile çok az oyla siyasetin
her şeyden önce seçimlere katılımı gerçekleşakışının değiştiğini görüyoruz. Örneğin Aşağı
tirmemiz şart.
Saksonya’da 400 oyla hükümet düştü ve yeni
Bunun haricinde seçmenler oy verdikten
bir koalisyon hükümeti göreve geldi. Partilerin
sonra da kendilerine verilen vaatlerin takipaldıkları oylar arasında çok küçük farkların olçisi olmalı. Özellikle yabancı düşmanlığına
duğu ve seçim sonuçlarının az sayıda oyla bile
karşı çözümler ya da çifte vatandaşlık gibi podeğişebileceği açıkken “Bir oydan ne çıkar?”
püler vaatlerin sözde kalmaması için seçmen
düşüncesinin hatalı olduğunu görmemiz geverdiği oyun karşılığını istemelidir. Müslürekiyor. Oylarımız değerli ve artık siyasi parmanların isteklerinin karar mekanizmalarıntiler de bu değerin farkında. Biz Müslümanlar
da temsil edilmesi ve problemlerin çözülmesi
bu gerçekten hareketle taleplerimizi belirleancak bu şekilde mümkün olabilir. Seçimin
meli ve bu talepleri siyasi muhataplarımıza
olumlu sonuçları, oy vermekle başlayıp aktif
iletmeliyiz.
katılımla devam eden bir süreç sonunda elde
IGMG, yaklaşan seçimler konusunda siyasi
edilecektir.
bilinçlenmeyi sağlamak amacıyla bir dizi çalışBazı araştırmalar özellikle Türkiye kökenma yaptı. Bunun haricinde seçimler konusunlilerin seçimler konusunda hevessiz olduklada teşkilatın ne gibi çalışmaları var?
rını ve oy haklarını çoğu zaman kullanmadıkMüslümanların meselelerini çözmek için
larını gösteriyor. Sizce seçimler Almanya ve
üstlendiğimiz iddia ve sorumluluk, onların
Avusturya Müslümanları için ne ifade etmeli?
meselelerini toplumda duyurmak gibi bir
Oy kullanmak bir ülkeyi benimsemenin
görevi de bize yüklüyor. Bu nedenle siyasal
ve katılımın en üst göstergesidir. Müslümankatılım çalışmaları, yürüttüğümüz diğer çalar artık bu ülkelerin vazgeçilmez unsurları,
lışmalardan tamamen bağımsız bir alan değil.
ama siyasi arenada henüz hak ettikleri yere
Bilakis seçimlere katılım, yürüttüğümüz çalışsahip değiller. Ben bunun seçimlere katılımla
maları kapsayan, kardeşlerimizin sorunlarını
da yakından alakalı bir husus olduğunu düşüçözmek için hepimize büyük fırsatlar sunan
nüyorum. Bu bağlamda başarı göstermemiz
bir mesele. Bu nedenle gerek bölgelerimizde,
gereken birinci husus
gerekse cemiyetinsanlarımızı sandılerimizde gerçekArtık
bize
rağmen
veya
bizi
alet
ğa gitme noktasında
leştirdiğimiz progikna etmek olacaktır.
ederek değil, bizim de dahil oldu- ramlarla seçimlere
Ancak bu ilk adımkatılımı teşvik ediğumuz bir siyaset şart.
dır; asıl mesele biraz
yoruz.
Tribünlerden
seyretmekten
ziyade
önce de bahsettiğim
Bölgeler düzegibi oy kullanmakla
yinde “Seçim Konartık biz de oyunda yerimizi
birlikte siyasete aktif
feransları Projesi”,
almak durumundayız.
katılımı teşvik etmek
seçmenle adayları
olacaktır. Artık bize
bir araya getirmerağmen veya bizi alet ederek değil, bizim de
yi amaçlayan çalışmalardan biri. Bu projeyle
dahil olduğumuz bir siyaset şart. Tribünlerhazırlanan konsepti bölgelere göndererek
den seyretmekten ziyade artık biz de oyunda
seçim öncesi Almanya’daki 15 bölgede siyasiyerimizi almak durumundayız. Zira kalıcılık
lerle diyaloğa geçilmesi konusunda çalışmaaynı zamanda yaşadığınız toprakların geleceği
lar yapıyoruz. Bu çalışma kapsamında uyum,
için kaygılanmak ve sorumluluk üstlenmeyi
çifte vatandaşlık, eğitim, kamu hizmetlerinde gerektirir. Siyasete katılım ve oy kullanmak
de şans eşitliği, kamu kuruluşlarının kültürda bu sorumluluk bilincinin bir parçasıdır.
lerarası yetkinliği gibi birçok konuda parti
Dünyaya açık, inanç özgürlüğünü tesis etmeprogramları incelendi, toplumumuzun kendi
de başarılı ve farklılıkları zenginlik olarak katercihlerini belirlemelerine yardımcı olmak
bul eden güçlü bir Almanya ve Avusturya için
amacıyla partilere ve adaylara yönelik sorusiyasi katılım sağlanmalı, Müslümanlar da bular oluşturuldu. Bölgelerimizde düzenlenen
lundukları ülkelerin geleceğine olumlu katkıkonferanslara adaylar çağırıldı ve bu sorular
da bulunabilmek için sorumluluklarını yerine
kendilerine yöneltildi. Böylece adaylar Müslü-
manların hassasiyetleri konusunda nasıl tavır
sergileyeceklerini açıklamış oldular. Bu projeyle bölgelerimizdeki seçmenlerin kendilerini
temsil edecek doğru adayı seçmelerine ve parti
programlarını değerlendirmelerine yardımcı
olduk.
Bunun yanında Perspektif dergisinde
“Partilerin Beyanat Karşılaştırmaları” dosyası
yayınlandı. Bunun için Almanya ve Avusturya’dan siyasi partilerle irtibata geçerek onlara Müslümanları ilgilendiren birçok konuda
sorular yöneltildi. Verilen cevaplar doğrudan
seçmenlerin istifadesine sunuldu. Bu çalışmanın da seçmenlerin karar vermesine fayda
sağlayacağını düşünüyorum.
Bu çalışmaların haricinde geçtiğimiz ay idrak ettiğimiz ramazan, siyasetçilerle bir araya
gelerek onların parti programları hakkında
bilgi sahibi olmak anlamında da faydalı oldu.
Cemiyetlerde birçok partiden temsilci iftar
sofralarında vatandaşlarımızla buluştu, böylece aralarında doğrudan bir iletişim oluştu.
İftar programlarının haricinde, sene içerisinde
cemiyetlerimizde ya da bölgelerimizde gerçekleştirilen mutat programlara da bildiğiniz
gibi siyasi temsilciler davet edilmekte, onların
Müslümanların sorunlarından, gündemlerinden haberdar olmaları sağlanmaktadır. Bu
buluşmaların, hem cemiyetlerimizdeki kardeşlerimizin siyasal katılımını artırması, hem
de siyasetçilerin Müslümanları daha yakından
tanımalarına olanak sağlaması açısından değerli olduğunu düşünüyorum.
IGMG’nin seçmenleri doğrudan herhangi
bir siyasi partiye destek vermek konusunda
yönlendirmediğini de belirtmekte fayda görüyorum. Gerçekleştirdiğimiz bütün çalışmalarda seçmenlere doğru bilgiler sunarak
onları parti temsilcileriyle buluşturmak ve
siyasal haklarını kullanmalarına yardımcı olmak amacı taşıyoruz. Ancak bu durum Müslümanların menfaatleri doğrultusunda tercihimizin olmadığı manasını taşımaz. Partilerin
Müslümanların meselelerine yaklaşımları,
ortaya koydukları hassasiyet ve samimiyet elbette çok önemli. Bu yaklaşımların bilinçli bir
seçmenin dikkatinden kaçması zaten mümkün değil. Bu açıdan Perspektif dergisinin
sorularına verilen cevaplar ilgiyle okunmalı.
Ancak esas olan, Müslümanların tüm partilere
katılımda bulunması ve böylece parti politikalarının Müslümanların hassasiyetlerini daha
fazla dikkate almalarının sağlanmasıdır.
Önümüzdeki seçimlere baktığımızda,
hangi konuların bilhassa Müslümanlar açısından önem taşıdığını düşünüyorsunuz?
Müslümanların cemaat olarak karşılaştıkları problemlerin bir çoğu, dinî cemaatlerin
kamu erkiyle iletişimi, var olan birçok kurumsal hakkın Müslümanlardan esirgenmesi,
örneğin İslam inancına uygun defin meselesi,
okullarda inanç bazlı din eğitimi meselesi, ilahiyat fakülteleriyle ilgili çıkmazlar, radyo televizyon üst kurullarında temsil, helal sertifika-
landırma sorunu gibi somut sorunların büyük
bir kısmı, Müslümanların dinî cemaat olarak
doğal haklarının göz ardı edilmesiyle alakalıdır. Bu açıdan bu mesele bir neticeye bağlanmalı, İslami cemaatlerin dinî cemaat olarak
haklarının reddedilmesi süreci artık sona erdirilmelidir. Bunun yanında bir takım görsel
haklardan ziyade hastanelerde manevi destek
hizmetleri, mezarlıklarla ilgili yasal düzenlemeler gibi günlük hayata ve pratiğe yönelik
çözümlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Yine Müslümanların toplum içerisinde kabul
edildikleri duygusunun verilmesi, bu amaçla
İslamofobi düşüncesinin engellenmesi için
Müslümanların güvenlik sorunu olarak algılanması gibi sıkıntıların günlük yaşantıdan
tamamen uzaklaştırılması gerekiyor. İslam,
Almanya’da güvenlik problemi olarak görülmemeli ve karşılıklı katılımın sağlanması için
uygun ortam hazırlanmalıdır. Bunun yanında
başörtülü kadınların okul ve iş hayatlarında
ayrımcılığa uğramalarının önüne geçilmeli,
Almanya’nın anayasasına aykırı olan yasaklar
ve Müslümanlara yönelik daha birçok ayrımcı
düzenleme ve uygulama kaldırılmalıdır.
Özellikle Almanya’da önümüzdeki seçimler öncesi partilerin göçmen kökenli milletvekili adaylarını listelerine koyduklarını görüyoruz. Sizce bu neyin göstergesi ve seçmen
sadece bu nedenle bir partiye oy vermeli mi?
Oy verilecek partinin sunduğu adaylar
önemli, ancak partilerin genel politikalarının
adaleti, sosyal barışı öncelemesi ve Müslümanlara yaklaşım daha da önemli. Bu bakımdan partilerin, Müslümanların meselelerine
bakışlarını içeren dosya çalışmamız büyük bir
boşluğu dolduruyor. Bilinçli bir seçmen, seçimlerde öne sürülen adayları mutlaka partilerin programlarıyla karşılaştırmalı ve partilerin
bizi ilgilendiren meselelere yaklaşımlarını esas
almalı. İşte bu noktada göçmen kökenli olmak
bir adayı tercih etmekte yegâne belirleyici unsur olmamalı. Ancak siyasi partilerin göçmen
kökenli aday sayısı şüphesiz bu toplum kesimine yaklaşımların samimiyeti ile ilgili ciddi bir
gösterge.
Müslümanların hakları konusunda bazı
eyaletler ciddi adımlar attı veya atmaya hazırlanıyor. Gidişat hakkında genel bir değerlendirme yapacak olursanız, Müslümanların hakları konusunda geleceğe nasıl bakıyorsunuz?
Doğrusunu söylemek gerekirse atılan
adımların başlangıç olarak önemli, ama yetersiz olduğuna inanıyoruz. Biz dinî bir cemaat
olarak Müslümanların bu toplumda diğer dinlerin mensuplarıyla aynı haklara sahip olmaları için mücadele ediyoruz. Elbette ayrımcılık
ve İslam düşmanlığı gibi ümidimizi gölgeleyen gelişmeler olmuştur. Ancak şu bir gerçek
ki artık Avrupa’nın geleceğini Müslümanlar
olmadan veya Müslümanlara rağmen tasavvur
etmek mümkün değil. Önemli olan çoğunluk
toplumların bu gerçeği hızlıca kavramaları ve
bu gerçeğe uygun bir siyaset üretmeleri.
8  |
Bölgelerimizden
camia | 13 Eylül 2013
2013 SEZON AÇILIŞI
Bölgeler yeni sezona hazır
Okulların tatile girmesi ve ramazan ayının gelmesiyle birlikte çalışma sezonuna ara veren bölgelerimiz yeni sezona açılış programlarıyla başladı. Geçen sezonda başarıyla yürütülen faaliyetlerin yorgunluğu tatil döneminde giderildikten sonra bölgeler ve cemiyetler yeni sezona heyecanla girdi. Abdulhamit Irmak , Önder Karaca
Bremen Bölgesi
Bremen Bölgesi
Bremen Bölgesi 25 Ağustos 2013 tarihi itibariyle 2013-2014 çalışma yılına kaldığı yerden
başladı. Cengiz Taşkınsoy’un sunduğu ve Bilal
Güney’in Kur’ân-ı Kerîm tilavetiyle başlayan
toplantı, Bölge Teşkilatlanma Başkanı Halil
Altuntaş’ın okuduğu yoklama ile devam etti.
Daha sonra söz alan Bölge Başkan Vekili Eyüp
Ertuğrul, IGMG Eğtim Başkanı Ekrem Kömürcü ve IGMG Sosyal Hizmetler Başkanı Ali Bozkurt’a teşekkür ederek, 2013-2014 dönem çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kadınlar Teşkilatı
ve Gençlik Teşkilatının çalışmalarının da aynı
güzellik ve içtenlikle devam etmesi dileğinde
bulunan Ertuğrul sözlerine şöyle devam etti:
“Dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen katliamların sorumlulularını kınıyor, hayatlarını
kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.” Programda konuşma
yapan Ekrem Kömürcü, çalışmalarda dikkat
edilmesi gereken hususları konu eden konuş-
masında bütün idarecilerin bilinçli ve eğitimli
olması gerektiğine değindi. Daha sonra Eğitim,
Gençlik Teşkilatı, Hac ve Umre Sorumlusu,
Dış İlişkiler Başkanı, İrşad Başkanı ve Muhasebe Birimlerinin başkanları yaptıkları ve yeni
sezon için planladıkları çalışmalar hakkında
bilgilendirmede bulundu. Sinevizyon gösterisinden sonra bir selamlama konuşması yapan
Sosyal Hizmetler Başkanı Ali Bozkurt şu sözlerde bulundu: “Sosyal Hizmetler Başkanlığı,
teşkilatımızın mazlum ve mağdurun yanında
olma ilkesini uygulayan bir birimdir. Rabbimiz
bizlere kötülükte ve düşmanlıkta değil, iyilik ve
takvada yardımlaşmamızı emrediyor. Bu ayeti
referans alan bizler, iyiliği emredip kötülükten
men etme noktasında maddi olarak yardım
yapmayı ön plana çıkarıyoruz. Bu dinî sorumluluğun yerine getirilmesinde Müslümanları
teşvik ediyoruz.” Dilek ve temennilerin değerlendirildiği program Fatih Tosun’un Kur’ân-ı
Kerîm tilaveti ile son buldu.
Hannover Bölgesi
Hannover Yeni Nesil Eğitim Merkezi
2013-2014 yılının açılışını yaptığı açılış programı ile başlattı. Kur’ân-ı Kerîm’le başlayan
programda söz alan Yeni Nesil Eğitim Merkezi Müdürü Hafız İbrahim Kıdık konuşmasında eğitimin önemine değinerek öğrenme
sürecinin anne karnında başlayıp ölünceye
kadar devam ettiğini, bu nedenle eğitimin
yaşı olmadığını belirtti. Yeni dönemde öğrencilere daha iyi eğitim verebilmenin gayreti
içinde olacaklarını belirten Kıdık, Hannover’in farklı yerlerinde yeni eğitim merkezleri
açılacağının müjdesini verdi. Kıdık, Eğitim
Merkezinde şu an itibari ile hafta sonları 400,
hafta içinde 200 öğrenciye ders verdiklerini
ve hâlihazırda 300 öğrencinin de kayıt için
sırada beklediğini ifade etti. Açılış programı,
yapılan toplu duanın ardından öğrencilerin
sınıflarına gitmeleriyle sona erdi.
Hannover Şubesi ise yeni sezona yeni
başkanı ile başladı. Geçen sezon sonunda
şube başkanı değişikliğinde Ayhan Aydın’dan
bayrağı devralan Mehmet Zeki, ilk toplantısını Genişletilmiş İdareciler Toplantısı olarak
gerçekleştirdi. Toplantı açılış Kur’ân-ı Kerîm’i
ile başladı. Ardından söz alan Zeki, öncelikle
katılımın tam olmasından dolayı tüm idarecilere teşekkür etti ve idarecilere görevlerini hatırlattı. Daha sonra söz alan Hannover
Bölge Başkanı Davut Toklu ise konuşmasında yeni başkana ve ekibine başarılar dileyerek ramazan ayında faaliyetlerde gösterilen
başarıyı kurban sezonunda da görmeyi arzu
ettiğini belirtti. Toplantıda daha sonra tüm
idareciler söz alarak dilek ve temennilerini
belirttiler. Toplantı Hafız İbrahim Kıdık’ın
Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile son buldu.
Hannover Şubesi
Hannover Yeni Nesil
Belçika Bölgesi
La Vertu Okulu açıldı
Açık Cami Günü için Almanca tanıtım materyallerimizi www.igmg.org/tom adresinden sipariş
edebilirsiniz!
Dokuz ay önce bina alım sözleşmesi imzalanan La Vertu (Erdem) Okulu, kapılarını minik
öğrencilere açtı. Haber: Haşim Angın / Fotoğraf: Akın Akıncı
Belçika İslam Federasyonu (BİF) tarafından alındıktan sonra kısa zamanda yapılan
yenileme çalışmaları neticesinde okul, eğitime hazır hâle getirildi. Anasınıf öncesi,
anasınıf 1-2-3 ve ilkokul 1’inci sınıf olmak
üzere toplam 8 sınıf ve 10 öğretmenle hizmete başlayan La Vertu Okulu’nun açılışına BİF Başkanı Mehmet Şenel ve BİF İslam
Okulları Sorumlusu Mehmet Zeki Bayraktar da iştirak ettiler.
Mehmet Zeki Bayraktar bu tarihî gün ile
alakalı olarak, “Allah (c.c.)’ın nasip etmesiyle yıllarca özlemini çektiğimiz okulumuza
kavuştuk. Allah (c.c.) daha çok okul açmayı
bizlere nasip etsin, herkese hayırlı mübarek
olsun.” ifadelerini kullandı. BİF Başkanı
Mehmet Şenel ise okulun açılışından duyduğu memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi:
“Çok uzun zamandan beri merakla, hasretle
beklediğimiz okulumuzu açmış bulunuyoruz. Şu an içinde bulunduğumuz anasınıfı
içerisindeki ağlayan, gülen, oynaşan çocukların ve heyecanlı annelerin görüntüsü bizleri hakikaten duygulandırıyor. Açılan bu
okulumuzun bütün camiamıza ve içinde
bulunduğumuz topluma fayda sağlamasını Cenâb-ı Hakk’tan temenni ediyoruz. Bu
çerçevede emeği geçen, başta okul sorumlumuz Zeki Bayraktar olmak üzere, bütün
kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Rabbim
hepisinden ayrı ayrı razı olsun.”
Türk ve Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı Brüksel’in Schaerbeek semtinde açılan İslam Okulu La Vertu, 4200m²
kapalı alan üzerine kurulu olup ilerde 400
öğrenciye eğitim sağlayabilecek.
şürleri
nıtım Bro
apçıkları
ıtım Kit
İslam Tan
Serisi
IGMG Ta
hberi
ACG Re
KRM
Koordinationsrat der Muslime
TOM Ma
gazin 20
10/2012
İslam Tan
ıtım Broş
ürleri Ser
isi
Cami Tanıtım Afişleri
Teppich
Verzierungen
In der Mitte oder im hinteren Bereich des Gebetsraums befindet
sich eine leicht erhöhte Stufe, die
Dikka genannt wird. Dies ist der
Platz des Muezzins, des Gebetsrufers.
Der Gebetsraum ist mit einem
Teppich ausgelegt und wird unter anderem aus hygienischen
Gründen ohne Schuhe betreten.
Das Teppichmuster zeigt
in Richtung Kaaba.
Gott kann nicht in Bilder gefasst werden.
Auch soll sich der Gläubige beim Gebet
nicht vor einem Geschöpf, sondern nur
vor dem Schöpfer verbeugen. Deshalb
gibt es in der Moschee weder Bildnisse
noch Skulpturen.
Die Dikka wurde erstmals im 9. Jahrhundert
errichtet. Sie kam insbesondere in größeren Moscheen vor, in denen der Imam in der
Menge der Betenden nicht gut zu hören war.
Der Muezzin diente in diesem Fall als „Übermittler“ und wiederholte von seinem erhöhten Platz aus die Bewegungen sowie den
Gebetstext und erleichterte es so den
Betenden in den hinteren Reihen, dem
Gebet zu folgen.
Zu Zeiten des Propheten wurden Matten
als Gebetsteppiche verwendet. In den
Jahrhunderten danach kamen immer
mehr nach den Regeln der Teppichkunst verzierte Kilims oder kleine
Teppiche zum Einsatz. Der Farbe
und dem Muster des Teppichs
sind keine Grenzen gesetzt, so
dass auch in den Moscheen
Deutschlands zahlreiche
Variationen vorzufinden
sind.
Dikka
Auch wenn diese Aufgabe des Muezzins heute zumeist über Mikrofone gewährleistet wird, ist dieser
Platz trotzdem oft in einer Moschee zu finden. Denn neben
seiner Übermittlerfunktion hat
der Muezzin auch die Aufgabe, den Gebetsruf und
einige andere Gebete und
Formeln zwischen den
Gebeten zu sprechen.
igmgorg | www.igmg.org | [email protected]
Aus diesem Grund werden die Wände des Gebetsraumes
und die Kuppel meistens mit Kalligrafien verziert, auf denen Koranverse dargestellt sind.
Noch häufiger sind kalligrafische Darstellungen der
Worte „Allah“ und „Muhammad“ zu sehen. In größeren Moscheen stößt man aber auch auf kunstvolle
Ornamente. Beliebt und verbreitet ist auch das
Ausschmücken der Moschee mit kunstvoll geformten Lampen und Glaselementen.
Die Verzierungen in der Moschee haben
nicht nur eine gestalterische Funktion. Sie
sollen mit ihrem textlichen Inhalt und ihrer
Form an die Allgegenwärtigkeit Gottes
erinnern.
Mihrab
Minbar
Tasbîh
Minarett
Muslime beten in Richtung der Kaaba
in Mekka. Die Gebetsrichtung (Kibla)
wird in der Moschee durch den
Mihrab (Gebetsnische) angezeigt.
Während des gemeinsamen
Gebets stellt sich der Imam vor
den Mihrab und leitet von dort
aus das Gebet.
Rechts neben der Gebetsnische befindet sich
in der Regel der Minbar (Kanzel). Von hier
aus hält der Imam die
Freitags- bzw. Festtagspredigt.
Ein Tasbîh ist eine Gebetskette,
aufgeteilt in drei Abschnitte mit
je 33 Perlen.
Das Minarett ist der Turm, von dem
der Muezzin die Gläubigen fünfmal täglich zum Gebet ruft. Wörtlich bedeutet Minarett „Turm“ bzw.
„Leuchtturm“.
Die Gebetsnische ist meist eine halbkreisförmige Nische in der Kibla-Wand. Sie ist aufgrund ihrer Funktion der wichtigste und in vielen Moscheen der am reichsten geschmückte
Teil des Innenraumes. Sie zeigt den Betenden
in der Moschee die Richtung der Kaaba und
damit die Gebetsrichtung an. Zugleich trägt
sie aufgrund ihrer Form zur besseren Akustik im Gebetsraum bei.
Der erste Mihrab wurde Überlieferungen
zufolge in der Umayyadenzeit (661750 n. Chr.) gebaut. Zu Lebzeiten des
Propheten wurde die Kibla durch
eine Markierung gekennzeichnet,
entweder mit einer Bemalung oder
einer mit Zeichen versehenen
Steinplatte.
Die Nutzung des Minbars
geht auf den Propheten
zurück. Dieser setzte sich
anfangs auf einen Palmstumpf, damit er während
seiner Reden von allen
gesehen werden konnte. Laut Überlieferung
ließ sich der Prophet
später eine Kanzel
aus Holz errichten.
Daraus wurde dann
ein um zwei Stufen
erhöhter Sitz. Mit
der Zeit entstand
der Minbar, wie
wir ihn in der
heutigen Form
kennen.
Zu Lebzeiten des Propheten verwendete man
statt einer Gebetskette die Fingerballen oder
kleine Steine. Die Gebetskette kam später hinzu und dient als praktische Zählhilfe.
Der Empfehlung des Propheten folgend,
sprechen die Gläubigen nach den Gebeten
dreimal je 33 Lobpreisungen an Gott. Der
Gesandte Allahs sagte: „Wenn jemand nach
jedem Gebet 33 Mal ‚Subhânallâh‘ (gepriesen sei Allah), 33 Mal ‚Alhamdulillâh‘ (dank
gilt Allah) und 33 Mal ‚Allâhu akbar‘ (Allah
ist größer) spricht, 99 Male insgesamt,
und zur Vollendung der 100 sagt:
‚Es gibt keinen Gott außer Allah, er
hat keinen Partner, ihm gehört die
Herrschaft und ihn zu preisen ist
unsere Aufgabe und er hat die
Macht über alles‘, dann werden ihm seine Sünden vergeben, selbst wenn diese sehr
viel sind.“
In der Frühzeit des Islams wurde von einer
Mauer oder dem Dach der Moschee zum
Gebet gerufen. Der genaue Entstehungszeitpunkt des Minaretts ist jedoch unbekannt,
als Entstehungsort gilt Syrien. In vorislamischer Zeit diente das Minarett für profane
Zwecke, so beispielsweise als Wachund Signalturm, der den Karawanen
Orientierung gab. Daher auch die
Bedeutung „Leuchtturm“. Seit
der Umayyadenzeit (661-750 n.
Chr.) erfüllt es seinen heutigen
Zweck.
In der islamischen Welt gibt
es sehr unterschiedliche
Minarette. Dabei folgt die
Gestalt oft der traditionellen, landesüblichen
Turmarchitektur.
Als Kunstwerk wird der Mihrab
in verschiedenen Materialien wie Marmor, Stuck, Holz
oder Fayencen gestaltet.
Zudem wird er zumeist mit
Versen aus dem Koran
ausgeschmückt.
igmgorg | www.igmg.org | [email protected]
igmgorg | www.igmg.org | [email protected]
igmgorg | www.igmg.org | [email protected]
igmgorg | www.igmg.org | [email protected]
igmgorg | www.igmg.org | [email protected]
igmgorg | www.igmg.org | [email protected]
Bölgelerimizden
camia | 13 Eylül 2013
Ramazan 2013
Cemiyetlerimizde
ramazan coşkusu
Ramazan-ı şerîf, bütün dünyada olduğu gibi Avrupa’daki Müslümanlar için de kardeşlik ve
dayanışmanın doruğa ulaştığı bir zaman dilimi oldu. İslam Toplumu Millî Görüş cemiyetlerinde ifa edilen ramazan programları ile her din ve milletten insan iftar sofralarında buluştu.
Rhein Neckar Saar
Ruhr A
Ludwigshafen
Worms
Hanau
Hannover
Hollanda İslam Federasyonu
Alpes
Düsseldorf
Dortmund - Mengede
RNS - Bayram Buluşması
Freiburg - Bayram Buluşması
Como
Imperia
M. Calay, A. Şahin, Ş. Genç, M. Satılmış, M. Pala, A. Atik, R. Demiray, E. Bayraktar, B. Yılmaz, F. Kalyon
Rhein Neckar Saar (RNS) - RNS Bölgesi iftar programı Bölge Yönetim Kurulu üyeleri,
Kadınlar ve Gençlik Teşkilatları, cemiyet başkanları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Ludwigshafen
Alem-i İslam Camii’nde yoğun katılım ile
idrak edilen Kadir Gecesi programı, cemiyetin ramazan boyunca her akşam verdiği
iftarın ardından Cemiyet İmam Hatibi Hüsnü Öz’ün sohbetleri ile huşu içinde geçirildi.
Programda Bölge Başkanı Şerif Aslan ve Cemiyet Başkanı Sami Değirmenci konuşma
yaptı. Worms Fatih Camii’nde geleneksel
hâle getirilen ramazan çadırı programları bu
sene de sürdürüldü. Cemiyetin eski Başkanı
Hüseyin Koşar ve idareciler tarafından beş
sene önce başlatılan bu program, Mainz Başkonsolosu Muavini Osman Acar, Worms emniyet görevlileri, siyasi parti liderleri, belediye
yetkilileri ve diğer sivil toplum kuruluşlarının
katılımıyla gerçekleştirildi. Frankenthal Hicret Camii’nde gerçekleşen iftar programına,
cemiyette göreve yeni başlayan İmam Hatip
Mural Altun’u ziyaret amacıyla DİTİB Germersheim Camii gençleri de iştirak etti.
Hannover ve Garbsen - Bölge Başkanı Davut Toklu’nun katılımıyla gerçekleştirilen iftar davetlerine çok sayıda işveren ve cemaat
mensubunun yanısıra siyasi simalar da katıldı. Garbsen’de verilen iftar yemeğine ise Cemiyet Başkanı Veysel Ekinci ve cemiyet idarecilerinin yanısıra Garbsen Belediye Başkanı
Alexander Heuer, Garbsen İl Genel Meclis
Üyesi Orhan Akdağ ve Yeşiller Partisi Garbsen Başkanı Hans-Peter Wendorff katıldı.
İtalya - İtalya Müslümanları, akşamlarını iftar, teravih ve sahur programlarıyla değerlendirdiler. Cemiyetlerdeki iftar programlarında
dünyanın dört köşesinden insanlarla buluşup
dostluk ve kardeşlik atmosferi yaşanırken,
hatim ve mukabeleler de büyük ilgiyle takip
edildi. IGMG Gençlik Teşkilatı Başkanı İsmail Karadöl’ün de katıldığı, “Hayırlı Gece”
sloganıyla Imperia’da gerçekleştirilen sahur
programının ardından, Como ve Milano’da
da aynı formatta programlar düzenlendi.
Düsseldorf - Bölgenin verdiği iftara sivil
toplum temsilcileri, bölge idarecileri, dernek
ve cemiyet temsilcileri ve işadamlarının da
aralarında bulunduğu çok sayıda misafir katıldı. Davetlilere seslenen Bölge Başkanı Yaşar Erim, dünya üzerinde zor durumda olan
Müslümanları hatırdan çıkarmamak gerektiğini ifade ederken, ramazanda israf konusuna
değindi.
Hanau - Hanau İslam Cemiyeti tarafından
şehir meydanında üç gün boyunca düzenlenen iftar yemeği, günlük iki bin kişinin katılımıyla müthiş bi etkinlik hâline geldi. Farklı
din ve inançlardan insanların bir araya gelerek tanışma imkânı bulduğu iftar programına siyasi temsilciler de katıldı.
Alpes - CIMG Alpes Bölgesi Annemasse Şubesinde, beldede oturan yabancılara yönelik
iftar yemeği düzenlendi. Cemiyetin faaliyetlerinin anlatıldığı ve İslam ile ilgili bilgilerin
sunulduğu programda, Şube Başkanı Alpaslan Ekinci ve Bölge Başkanı Emir Demirbaş
selamlama konuşmalarında diğer sivil toplum kuruluşlarıyla daha fazla işbirliği tesis
edilmesinin gerekliliği üzerinde durdu.
Ruhr A - Geleneksel bölge iftarına yaklaşık
1200 kişi katıldı. IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün ve Bölge Başkanı Özcan Kuri’nin
katıldığı programda yapılan konuşmalarda
tüm dünya genelinde yaşayan mazlum ve
mağdurlara değinildi. Dortmund Mengede
Şubesi iş adamı Gafur Karakuş’un katkılarıyla
iftar programı düzenledi. Çeşitli sivil toplum
kurumlarından temsilcilerin katıldığı iftarda
ramazanın paylaşma ve dayanışma ayı olduğu belirtildi.
Belçika İslam Federasyonu - BIF Kadınlar Teşkilatı, ramazan ayı boyunca Kur’ân-ı
Kerîm ile hemhâl oldu. Kadınlar Teşkilatı
tarafından düzenlenen tefsir halkaları, Ankara İlahiyat Fakültesi mezunu Yasemin
Okutan’ın öğretmenliğinde bölge binasında,
Stroombeek ve Zaventem şubelerinde düzenlendi.
Hollanda İslam Federasyonu (NIF) - Hollanda Diyanet Vakfı ve Rotterdam Başkonsolosluğu’nun birlikte tertip ettikleri iftara NIF
Başkanı Mehmet Erdoğan ve Başkan Danışmanı Hasan Hüseyin Göğüş de katıldı. Programda birlik ve beraberlik mesajları verildi.
Güney Bavyera - Güney Bavyera Bölgesi
Kadınlar Teşkilatı idarecileri iftar ve irşad
programında buluştu. Genel Merkez Sosyal
Hizmetler Biriminin organizesi ile düzenlenen program Fürstenfeldbruck Şubesinde
gerçekleştirildi.
|
9
10  |
Bölgelerimizden
camia | 13 Eylül 2013
Okuyucularımızdan Gelenler
“Oyum kime?”
Neden oy kullanayım ?
Türkiye kökenli siyasetçilerimizin desteklenmesi söyleniyor her kesimden, her fırsatta. İlk etapta doğru
gibi görünen bu söylemin, biraz irdelendiğinde bizleri
yanılgıya düşürecek, yanlış yola yönlendirecek bir tez
olduğu ortaya çıkıyor. Bizim siyasi anlamda katkıda bulunmak için büyük umutlarla verdiğimiz oylar, aslında
bizim ilgilerimizi hiç de temsil etmeyen adaylara gidebilir bu teze göre. Nasıl mı? Mesela aday Türk kökenlidir, adı soyadı Türkçe’dir; lakin en azılı İslam düşmanıdır. Vurduk mu kendimizi o zaman tam canevimizden! Hem
de kendi elimizle ve kendi oylarımızla...
Ben bu söylemin şöyle değiştirilmesinden yanayım: Din
ve vicdan özgürlüğünü savunan, çok kültürlü toplumu içselleştirmiş, etnik kökeni ne olursa olsun bütün adayları destekleyelim.
Oyum kime?
Şu sıralar sağ-sol, hemen hemen bütün partiler seçim
listelerinin en alt sıralarına birer tane Türk adayı
koyarak akıllarınca Türkiye kökenli seçmenlere, “Bakın
sizden birini aday gösterdik. Hadi gelin oyunuzu bize
verin.” mesajı veriyorlar.
Aslında böylelikle hem o adayla, hem de Türkiye kökenli seçmenle alay etmiş olmaktadırlar.
Barış ve uyum içinde birlikte yaşamak
Hep böyle ezberlenmiş şeylerden bahsederler siyasiler
her fırsatta; ama maalesef bu bir slogan olmaktan öteye
gidememektedir pratik yaşamımızda.
14 - 16 Haziran 2013’te Nürnberg Westpark’ta “FamilienFest” (Aile Şenliği) programı yaptık. O gün bu
gündür sürekli kamu kuruluşlarının baskısı altındayız.
En önemli gerekçelerden birisi, “Çok gürültü yaptınız,
mikrofonunuzun sesi çok yüksekti.” Sözlü ve yazılı olarak iki sefer, “Eğer öyle ise özür dileriz.” dememize
rağmen...
26 Temmuz 2013 Cuma günü Nürnberg Büyükşehir Belediye
Başkanı Sayın Dr. Ulrich Maly’in, T.C. Nürnberg Başkonsolosu Sayın Ece Öztürk Çil Hanımefendi onuruna vermiş
olduğu yemeğin ardından, saat 23’ü geçmiş olmasına rağ-
men, hemen bütün siyasilerin ve bürokratların birarada
bulunduğu belediye binasının önünde Bardentreffen denilen bir programdaki yüksek mikrofon sesinden ise nedense
kimse rahatsız olmadı.
Sahibini arayan oy
Ramazan ayı ikram ayıdır, fakir-fukarayı sevindirme
ayı, fitre ayı. Zekât ayı olmamakla birlikte yine de
herkesin zekâtını en çok verdiği bir aydır Ramazan ayı.
Yani özünde ihtiyaç sahipleri ile yardımlaşma, dayanışma ayıdır.
Ancak nedense bu ayda hep sivil toplum kuruluşları,
siyasiler, yani aslında hiç de böyle yardımlara ihtiyacı
olmayan kurum ve kuruluşlar birbirlerini iftara davet
ederler. Bunlar olmasın mı? Olsun tabii, olmalıdır da
hem de. Ama maksat amacından sapmadan olmalıdır; yani
esas öne çıkarılması gereken ihtiyaç sahipleridir.
Yine böyle bir iftar yemeğinde bir siyasi aday seçmenlerle sohbet etmektedir. Bu adaya, “Buyrun 25 Haziran
2013 Perşembe günkü IGMG’nin Merkez Camisi’ndeki iftar
programına katılın.” dediğimde, “Yok, ben oraya gelemem. Oralara geldiğimde bana baskı yapılıyor.” dediğini
hayretler içinde duydum.
Buyrun cenaze namazına... Şimdi kimi seçsin bu seçmen?
Camisine gidip, ibadetini yapmaktan başka derdi olmayan,
başkalıklarımız olmasına rağmen başkalaşmak istemeyen,
barış ve uyum içinde birlikte yaşamak isteyen seçmen
kimi seçsin şimdi? Ben kimi seçeyim şimdi? Oyum kime?
Daha seçim öncesi benim bulunduğum alana gelip oy isteme cesareti gösteremeyen aday, acaba seçildikten sonra gelir mi dersiniz bulunduğum alana? Hiç sanmam! Çünkü
şimdiye kadar seçilmişler de gelmediler de onun için
söylüyorum bunu.
Seçim sırasında, seçim öncesinde ve seçimden sonra
seçmenin bulunduğu alanlara gelmekten korkmayan, seçmenin ibadetine, giyim ve kuşamına karşı çıkmayıp, bilakis
onları destekleyen ve herkesin vicdan ve ibadet özgürlüğünü savunan, çok kültürlü toplum gerçeğini idrak etmiş
adayları destekleyelim derim. Ali Vuranoğlu/Nürnberg
Bölgelerimizden
camia | 13 Eylül 2013
KUZEY & Güney Hollanda
Mısır’a destek mitingi
Haber: Zeynel Abidin Kılıç / Resimler: Adnan Şahin
Hollanda’nın Lahey kentinde, Mısır’ın seçimle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin askerî darbeyle görevden
uzaklaştırılmasına karşı çıkmak, Adeviyye ve
Nahda meydanlarındaki katliamı kınamak
için Hollanda İslam Federasyonu tarafından
“Mısır için el ele” mitingi düzenlendi. Yaklaşık
bin beş yüz kişinin katıldığı mitingde darbeye
ve yapılan katliamlara tepki gösterilirken, katılımcılar rabia işareti ile Mısır halkının yanında olduklarını dünyaya duyurdular.
Lahey Malieveld Meydanı’nda gerçekleştirilen mitinge Güney Hollanda Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan ve Kuzey Hollanda
Bölge Başkan Vekili Fatih Yıldırım da katıldı.
Arnhem Ayasofya Camii Başkanı Bahaeddin
Budak’ın sunumuyla başlayan program, Ali
Rıza Yaman tarafından okunan ikindi ezanı ve
Fetih Suresi ile devam etti. Mehmet Erdoğan
ve Fatih Yıldırım’ın sloganlarla kesilen konuşmalarında Mısır halkına karşı gerçekleştirilen
şiddet eylemleri kınanırken, Mısır ordusunun
silahını kendi halkına doğrulttuğu, masum
insanlara ağır silahlarla saldırmanın kabul edilemeyeceği vurgulandı. İçlerinde kadın ve çocukların da olduğu binlerce kişinin ölümüne
sebep olan saldırılara karşı bütün insanlığın
cephe alması gerektiği belirtildi. Alanı dolduranların da iştirak ettiği duanın ardından miting sona erdi. Mitingten sonra içlerinde bölge
başkanlarının da olduğu bir heyet, Lahey’de
bulunan Mısır Elçiliği binası önünde basın bildirisi okuyup çelenk bıraktılar ve saldırıların
sorumlularının cezalandırılmasını istediler.
Hamburg Bölgesi
BIG buluştu
Kuzey Almanya İslam Toplumu (BIG) 2013-2014 çalışma yılının açılışını 1. Genişletilmiş BYK ve ŞYK Toplantısı ile yaptı.
Sunuculuğunu Bölge Teşkilatlanma Başkanı Fatih Yıldız’ın yaptığı toplantı, Hamburg
Merkez Camii İmam Hatibi Münir Çamlı’nın
Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile başladı. Bölge ve
şube idarecilerinin katılımıyla gerçekleşen
toplantıda Gençlik Teşkilatı ve Eğitim Başkanlığı birim sunumlarını yaparak özellikle
yeni çalışma yılında yapılacak çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu. Bölge Gençlik
Teşkilatı Başkanı Berati Aksu, huzur-u humayun tefsir dersleri, 29 Eylül’de yapılacak olan
Hamburg Gençlik Şöleni ve Abi-Kardeş projesi üzerinde durdu. IGMG Eğitim Başkanı
Ekrem Kömürcü konuşmasında, yapılan çalışmaları takdir ederek Millî Görüş olarak nasıl
bir çalışma sergilenmesi gerektiğini açıkladı.
Genel Merkez Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Mehmet Ateş ise konuşmasında Hamburg
Bölgesinin bir değerlendirmesini yaparak Genel Merkeze üyelik konusunda en başarılı bölge olması hasebiyle tebrik etti. Programda böl-
gedeki çalışmaların değerlendirilmesi sonucu
dört idareciye başarılı çalışmalarından dolayı
takdirname verildi. Böylece Küçük İstanbul
Cemiyet İmamı Cihan Yılmaz’a başarılı Kur’an
eğitimi için, Hamburg Üniversiteliler Başkanı
Baki İnce’ye üniversitede açık hava çadır iftarı,
ADABI mezuniyet töreni, üniversitede yapılan
İslam Kültür ve Sanat Haftası ve STUDYDAY
gibi başarılı faaliyet ve projeler için, Kiel Üniversiteliler Başkanı Muhammed Reçber yine
üniversitede öğrencilere yönelik düzenlediği
program ve faaliyetler için ve son olarak Billstedt Kadınlar Teşkilatından Fatma Kestel’e
semtteki tüm insanlara sunmuş olduğu hizmet ve projeler ile toplumsal uyum sağlaması ve önyargıların kalkmasındaki başarısı için
takdirnamaler verildi. Kapanış konuşmasını
yapan Bölge Başkanı Ramazan Uçar 22 Eylül tarihinde yapılacak olan Almanya Federal
Meclis Seçimleri’ne değinerek Müslümanların
mutlaka oy haklarını kullanmalarını istedi.
“ Her nef is
mutlaka ölümü
tadacaktır.”
Jede Seele
”wird den Tod
erfahren.“
Sure Anbiyâ, 21:35
En acılı
gününüzde
sizinleyiz.
Beistand,
wenn er am
nötigsten ist.
IGMG Bestattungshilfeverein e. V.
IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği
Boschstraße 61-65 · D-50171 Kerpen
T +49 2237 97930-22/-33 · F +49 2237 97930-30
www.igmgukba.org · [email protected]
| 11
12  |
Hayatın İçinden
camia | 13 Eylül 2013
Haccın en güzel ikramı:
Sohbetler
Cemal Bolat (Mekke İrşad Sorumlusu)
Mekke-i Mükerreme’yi Kur’ân-ı Kerîm “Ümmülkurâ”, “Beledülemin” olarak tanımlıyor.
Mekke, coğrafyası ve iklimi ile kendine mahsus özelliklere sahip bir şehir. Aslında iklim ve
coğrafya olarak bizlerden binlerce kilometre
uzakta olmasına rağmen bu şehre hemen alışıveriyorsunuz. Bu şehirle Müslümanlar arasında
Kur’an’ın ifade ettiği “ana” mefhumuna benzer
duygusal bir bağlantı var. Mekke, Müslümanın
vahye teslim olmasıyla tanıdığı, huzur ve sükunet bulduğu muazzam bir şehir.
Hac ise uluslararası İslami bir platform.
Müslümanların ruhlarının tazelendiği ilahi bir
organizasyon, küllî aklın sahibi olan Allah
Teâlâ’nın sevk ve idare ettiği, hikmet dolu bir
ibadet... Küllî iradenin her hâlükârda kendini
hissettirdiği, cüz’î irade sahiplerinin teorik bütün
planlarının iflas ettiği ve kulların, “Allah’ım sana
geldim, emrine amadeyim.” diye yakardıkları bir
ibadet... Mekke’yi zihinlere nakşeden ve orayı
her daim sevdirecek olan en kutsi ibadetlerden
birisi olan haccı taçlandıran en önemli alanlardan birisi de, o şehre ait bilinçlenmenin bir tezahürü olan sohbetlerdir. Sohbet, ashâb-ı kirâmın
yetişme modelinin günümüze yansıyan nebevi
“Vahyin indiği beldelerde, özellikle Mekki surelerde dikkat çekilen
itikadi konular, ahiret bilinci ve sağlam imanın önemini yeniden
kavramak, bütün bu konular üzerinde yeniden düşünmek hacılarımızın gönül dünyalarında yeni ufuklar açar.”
boyutlarından birisidir.
Millî Görüş Teşkilatının hac organizasyonu ile çok yönlü olarak sunulan tebliğ ve irşad
faaliyetleri de bu nebevi soluğu hac esnasında hissetmemize neden oluyor. Mekke İrşad
Heyeti’nin, merkez hatiplerinin ve günün yirmi
dört saati dört mezhep fıkhına göre verilen hac
kuralları ile ilgili fetvaların, kafile başkanları ve
grup başkanlarının üstün gayretlerle sundukları ibadet ve ziyaret hizmetlerindeki mesailerinin
saygı ve dua ile anılması gerekmektedir. Mekke
İrşad Geceleri adı altında yapılan “İrşad Çadırı Sohbetleri” hacılara ayrı bir mana ve vizyon
sunar. Konferans, seminer, sohbet, ilahi, salât,
selam, telbiye ve tekbirlerle manen şarj olan hacılar program akabinde harem-i şerife giderek
geceyi tavaf, Kur’an ve dua ile taçlandırır, sabah
namazının fecrinde insan vahiy beldesindeki
yeni bir güne huzurla başlar.
Hac ve umre zamanlarında hatipler ve hocalar kutsal topraklardaki misafirlere, “Nereden,
nereye, niçin geldik; burada neler yapacağız;
nelerle donanıp hangi yeni vasıflarla memleketlerimize döneceğiz ve bundan sonraki hedeflerimiz neler olacak?” sorularının kapsamlı
cevaplarının öğretildiği çalışmalar yaparlar. Bu
sohbetler, hacılarımıza hac ibadetinin turistik
bir ziyaret olmadığı bilincini vermek için lüzumludur. Vahyin indiği beldelerde, özellikle Mekki
surelerde dikkat çekilen itikadi konular, ahiret
bilinci ve sağlam imanın önemini yeniden kavramak, bütün bu konular üzerinde yeniden düşünmek hacılarımızın gönül dünyalarında yeni
ufuklar açar.
Mekke’de gece serinliğinde, tavaftan geldikten sonra otellerin önünde hacıların kendi
aralarında konuşmaları, çeşitli ülkelerden gelenlerin dinî ve sosyal hayata ilişkin sohbetleri, birbirlerinin adreslerini alarak münasebetlerini güçlendirecek ilk adımları atmalarına bir de hac sohbeti
görevini üstlenmiş hocalar sohbetlere iştirak ederek Kur’an ayetleri ile katkıda bulunduğunda işte
gecenin en unutulmaz anı gönüllere kazınır. Dış
giysilerin nerdeyse tamamına yakını beyaz olan
hacılarımız, sanki iç dünyalarının zahirlerine yansıma şekli olan bu giyimleri ile madden ve manen
temizlenmiş olmanın güzelliğini, Allah Resülünün
hac ve umrenin geçmiş günahlara keffaret olduğu
müjdesine mazhar olmanın huzurunu ancak bu
topraklarda ve bu topraklarda yapılan sohbetlerde doyasıya yaşarlar.
Mekke İrşad Gecelerinde yapılan sohbetlerde sunulan ilahi sofra, manevi ikramlarla doludur.
Herkes kabının büyüklüğüne göre bu manevi ziyafetten istifade ederek kutlu beldeden ikamet
ettikleri memleketlerine, vahiy beldesine yeniden
gelebilmenin hasretiyle, özlenen sohbetlere yeniden ulaşabilmek arzusuyla ayrılır. Bizlere Mekke’yi, Kur’an’ı, Resûlullahı sohbetler tanıtır ve
sevdirir. Mekke-i Mükerreme’de sohbette ve sohbetten sonra tavafta buluşmak duasıyla...
İhramın anlam
ve önemi
Abdulhalim Öner
Her ibadetin mü’minlerin hayatında farklı
bir değeri vardır. İbadetler, kul ile Allah arasındaki sıkı bağın temelini oluşturur ve Allah’a yürekten teslimiyeti esas alır. Hemen her ibadet
için bir takım şekiller ve kurallar belirlenmiştir.
Söz konusu kurallar, bir taraftan mü’minler arasındaki iletişimi kurup kardeşlik duygularını geliştirirken, diğer taraftan da insanlara bir takım
ulvi mesajlar sunmaktadır.
“İhram”, yapılmasında sakınca olmayan
bazı söz, fiil ve davranışların bir süreliğine yasaklanması sürecidir. Bu yasaklar, hac veya
umre için niyet edip ihrama girmekle başlar; bu
ibadetlerin bitiş simgesi olan saçı traş etmekle
son bulur. İhram, diğer ibadetlerdeki şekillerden
farklı olarak, iki beyaz renkli havludan (peştemal) ibarettir. Elbise yerine sadece iki havlu ile
örtünmek tevazu ve zühdü, havluların beyaz
renkli olması ise temizlik, incelik ve zerafeti ifade eder. Giyilen giysilerin, psikolojik olarak insanı etki altında bıraktığı bir hakikattir. Son derece
pahalı bir elbise giyen bir insanın dilenmesi zor
olacağı gibi, basit yırtık ve ucuz bir elbise giyen
kişinin de gururlanıp kibirlenmesi gülünçtür. Bu
sebebten dolayıdır ki, ihramın bir çok hikmetinin olduğunu görmemiz mümkündür. Bunların
“İhram, sabrı öğretir. O, bir okuldur. Bu okulda milyonlar aynı zaman
ve mekânı kavgasız ve tartışmasız paylaşmayı öğrenir.”
başında Mekke-i Mükerreme’nin dokunulmazlığı ve saygınlığına halel getirilmemesi gelir. Yani
ihrama giren insanın bir takım yasaklara dikkat
etmesi, örneğin, ihramlı olduğu müddetçe av
hayvanlarına dokunmaması, güzel kokulardan
uzak durması ve diğer yasaklardan kaçınması, mikatten itibaren telbiyeler getirmesi, insana
harem bölgesine ve Kâbe’ye hürmet etme esasını aşılamaktadır.
İhramın bir başka özelliği ise, ihramlı mü’minin, Allah (c.c.)’a karşı tevazusunu ve boyun
eğmesini simgelemesidir. Diğer yandan insanın
süslü giysi ve diğer makyajlardan uzak kalması
onun Allah (c.c.)’a karşı her türlü gurur ve kibirden uzaklaşmasını sağlar. Bir bakıma kul içinde
bulunduğu giysi ile kendi hiçliğini, Allah (cc)’ın
ise azamet ve kibriyasını farkeder. İhramlı Müslüman, sosyal ve ekonomik statüsünü gösteren
dünyevi elbiselerini, makam ve mevkisini ortaya
koyan üniformalarını, zevk, kültür ve karakterini yansıtan her türlü göstergeyi ihramla bırakır;
Allah önünde herkesin eşit olduğunu sembolize
eden iki basit giysiye bürünmüş olur. Yani ihram
ilk önce, Allah katında malın, paranın, makamın
ve mevkinin hiçbir değerinin olmadığını ortaya
koyar; bütün Müslümanların bu kutsal beldede
eşit ve kardeş olduğunu ifade eder. Zira artık elbise ve üniformalar çıkartılmış, sadece kişilikler
ortaya konmuştur.
Hac veya umre için ihram, namaz için iftitah
tekbiri niteliğindedir. İftitah tekbiri ile konuşma,
yeme ve içme gibi davranışlar nasıl bırakılırsa,
ihrama giren Müslüman da, kendisi ile Rabbi
arasına girecek, onu meşgul edecek bir takım
hâllerden uzaklaşarak, Rabbi ile olan konsantrasyonunu sağlamış olacaktır.
Bunların yanında rengi ve tipi belli bir elbisenin giyilmesi Mekke-i Mükerreme’ye gidişin alameti olmuştur. Bu sebeble de ihram giyen kişiyi
görenler onun amacını bilir ve bundan dolayı
ihramlıya saygı duyarak onunla tartışmamaya,
cedelleşmemeye gayret eder. Çünkü ihramlı kişi dünya ile arasına bir mesafe koymuştur.
Onu ne mal, ne de makam artık meşgul etme-
yecek; tek isteği Rabbi ile Beytullah’ta manen
buluşmak, hasretini, derdini, isteklerini, hiçliğini
Rabbiyle paylaşmak olacaktır.
İhram, sabrı öğretir. O, bir okuldur. Bu okulda milyonlar aynı zaman ve mekânı kavgasız ve
tartışmasız paylaşmayı öğrenir. İhram dinî şiar;
yani semboldür. Her dinin kendisine göre sembolü vardır. İhram ise tevazunun, zengin ile fakiri
eşitlemenin, dünya süsünü arka plana atmanın
ve insanı yüceliklere iletmenin sembolüdür.
İhram ile başlayan yasaklar, telbiyeler eşliğinde dil, göz, kulak ve yürek, yani tüm azalar
zikirlere iştirak edecek, kul ulvi bir aleme yükselecektir. Bu yükseliş, hayatının her aşamasında
hissedilecektir. İhramın sona ermesi, yani hac
veya umre ibadetinin son bulması ile elde edilen manevi atmosferin, yücelen ruhun, gösterilen sabrın, tahammül ile göğüslenen sıkıntıların,
tevazunun, paylaşma gibi ihram süresince elde
edilen güzel değerlerin mutlaka etkileri devam
edecek ve böylece âdeta bir eğitime tabi tutulan
hacı veya umre yolcusunun söz konusu bu değerleri canlı tutması ve birer melekeye dönüştürmesi kolaylaşacaktır. Allah (c.c.) bütün ümmet-i
Muhammed’e böyle bir saadeti nasip ve müyesser kılsın.
Hayatın İçinden
camia | 13 Eylül 2013
Fıkıh Köşesi
Âdâb-ı Muâşeret
Hac Menasiki
Zemzem içme adabı
Bilal Kaçmaz
Hac kimlere farzdır? Örneğin borcu olan bir kimsenin üzerine hac görevi
düşer mi?
Hac Müslüman, akıllı, büluğa ermiş, özgürlüğü elinde olan, hac amacına kendisini ulaştıracak maddi-manevi imkân ve araçlara sahip olan, haccın farziyeti kendisine tebliğ edilmiş, vücut sağlığı yerinde olan, yol emniyeti bulunan kadın-erkek herkese farzdır. Her ne kadar ertelenebilirse de bir an evvel yapmak evladır.
Borcu olan kimse eğer borcu özel kişiye ise kişiden izin alır; alamaz ise hac için
ayırdığı parayla borcunu öder. Bu takdirde haccın seneye ertelenmesinde bir
beis yoktur.
Haccın sıhhatinin şartları nelerdir?
Haccın sıhhatinin üç şartı vardır. Bunlar, hac niyetiyle ihram, zamana (Arefe günü)
ve mekâna (Arafat meydanı); bu zaman ve mekânda gerçekleştirilecek ibadetlere
riayettir. Bunun yanında haccın iki rüknu vardır. Bunlar da arafatta vakfe ve bayram günü farz tavafı yapmaktır. Safa- Merve arasında koşturmak, Müzdelife vakfesi, Mina’da şeytan taşlamak, traş olmak, veda tavafı yapmak, ihrama mikattan
girmek, ihram yasaklarına dikkat etmek, tavafa Hacerül-Esved’den başlamak,
tavaf namazı kılmak, kurban kesmek haccın vaciplerindendir.
Haccın çeşitleri nelerdir?
Hac esas itibariyle iki kısımdır: İlki küçük hacdır, ki buna umre denir. İkincisi ise
büyük hacdır, buna da Haccetül-İslam denir; fakat haccı-Ekber denmesi de doğrudur. Büyük haccın çeşitleri hacc-ı ifrad (sadece hac), temettu (aynı dönemde
ayrı ayrı bir umre ve bir hac yapılması) ve kırandır (aynı dönemde birbirine bitişik
bir umre bir hac).
Mikat nedir, mikat sınırları nasıl belirlenmiştir?
İhram platformlarına mikat denir. Bir başka ifadeyle mikat, harem gümrükleridir. Hacca ve umreye giden kimse bu gümrüklere kadar ihramsız gidebilir, bu
gümrüklere varınca mutlaka ihram giymelidir. Bunlar beş tanedir: 1. Zülhuleyfe:
Kuzeyden gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 450 kilometredir. 2. Zâtü-ırk:
Kuzeydoğudan gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 95 kilometredir. 3. Cuhfe: Batı ve kuzeybatıdan gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 320 kilometredir. 4. Karnü’lmenâzil: Doğudan gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı 45
kilometredir. 5. Yelemlem: Güneyden gelenlerin mikatıdır; Mekke’ye uzaklığı
50 kilometredir.
Hacda yapılması günah olan şeyler nelerdir? Hacıların nelere dikkat etmesi gerekir?
Hac niyyetiyle ihrama girip telbiyeyi getirdikten sonra şu hususlar yasaktır:
Cinsî münasebet ve bunları çağrıştıran şeyler / Sair bütün günahlar / Birileriyle
tartışmak / Dikişli elbise giymek / Güzel koku kullanmak / Traş yapmak, tırnak
kesmek / Yaş bitki koparmak / Başları ve ayakları örtmek. Hacılar bu hususlardan kaçınmalı ve haccın sınırlarına dikkat edilmelidir.
Ziyaret tavafının başlama vakti ne zamandır?
Ziyaret tavafı bayramın birinci günü Mina’da büyük şeytana yedi taş attıktan sonra başlar ve bayram günlerinde de devam eder.
Banka kredisiyle hacca gidilebilir mi?
Bankadan herhangi bir ticari alışveriş olmaksızın faizli para almak caiz değildir.
Böyle bir parayla hacca gidenin haccı caiz olmakla birlikte bu günahının cezasını
ayrıca çeker.
Borç para ile hac ibadeti yapılır mı?
Eğer aldığı borca mahsub geride malı-mülkü yahut kefili varsa borç alarak hacca
gidilebilir. Örneğin günümüzde insanların borcu var, fakat aynı zamanda bu borçların birer ödeme planı dahilinde karşılıkları da var.
Bir başkasının yerine hacca giden kişi aynı anda kendisi içinde hac yapabilir mi?
Kendisi hac yapmamış kimse başkalarının yerine hacca gidemez. Başkasının
yerine hacca giden baştan sona bu vekaleti yerine getirmeli, aldığı emanete ihanet etmemelidir. Aynı anda kendi yerine de hacca niyyet edemez. Başkasına
vekil giden kimse aynı anda kendisine de niyet ederse bu iki niyet de fasit olur.
Diğer taraftan başkası adına hac yapan kimse sevab kazanır; yerine gittiği kişinin
sevabı eksilmez.
M. Hulusi Ünye
Zemzem, Kâbe’nin yakınında, Hacerülesved’e onbeş-yirmi metre uzaklıkta
bulunan kuyudan çıkartılan suyun adıdır. Arapça asıllı bir kelime olan zemzem,
“alçak sesle konuşma” anlamına geldiği gibi, atların çıkardığı kısık sese de zemzem denir. Ayrıca herhangi bir şeyi muhafaza etmek ve saklamak için de yine bu
tabir kullanılır. 1
Zemzemle alakalı Efendimiz (s.a.v.)’den nakledilen hadîs-i şeriflere göre İbrahim (a.s.) Mekke’ye gitmek ve oğlu İsmail (a.s.) ile eşi Hacer’i oraya yerleştirmek
üzere Allah’tan emir alır. Uzun bir yolculuktan sonra nihayet Mekke topraklarına
varırlar. O tarihte Mekke’de hiç kimse, hatta içecek su bile yoktur. İbrahim (a.s.)
eşi Hacer ve oğlu İsmail (a.s.)’i buraya bırakır. Yanlarında yalnız bir su kırbası ve
biraz hurma vardır. Sonra İbrahim (a.s.) Şam’a gitmek üzere geri döndüğünde
Hacer onun peşine takılır ve, “Ey İbrahim, bizi bu ıssız yere bırakıp nereye gidiyorsun? Bizi kime teslim ediyorsun?” diye sorar. Defalarca böyle sormasına rağmen, İbrahim (a.s.) dönüp bakmaz. Nihayet Hacer validemiz, “Yoksa bunu sana
Allah mı emretti?” diye sorunca, İbrahim (a.s.) “Evet, Allah emretti.” diye cevap
verir. O zaman Hacer validemiz, “Öyle ise git. Allah bize yeter. O bizi korur.” cevabını verir. İbrahim (a.s.), onları şimdiki zemzem kuyusunun üst tarafında, Kâbe’nin
bulunduğu yerin biraz yukarısındaki bir ağacın altına bırakır ve yola çıkar. Bugün
de Seniyye diye bilinen yere gelince Kâbe tarafına döner ve ellerini açarak dua
eder. Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de bunu şu şekilde haber vermiştir: “Ey Rabbimiz!
Ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin
Beytülharâm’ının (Kâbe’nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim.
Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler.” 2
Bir müddet sonra Hacer validemizin yiyeceği ve içeceği tükenir. Susuzluktan
hâlsiz düşer, İsmail (a.s.) de açlıktan kıvranmaya başlar. Onun acı hâlini görmeye
dayanamayan annesi, yanından uzaklaşarak hemen yakınında bulunan Safâ tepesine çıkar. Belki çevrede birini görürüm diye etrafına bakınmaya başlar. Ondan
sonra Safâ tepesinin karşısında bulunan Merve tepesine geçer ve bu iki tepe
arasında yedi defa gidip gelir; iki tepenin arasındaki çukur yeri koşarak geçmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) onun bu hatırası üzerine, “İnsanlar bu sebeple Safâ
ve Merve arasında koşmaktadırlar.” diye buyurmuştur.
Hacer validemiz, çocuğunun hâlini görmek için onun yanına döndüğünde,
bir ses duyar ve sesin geldiği tarafa doğru yönelerek, “Ey sesin sahibi, sesini
duyurdun! Eğer sen bize yardım etme kudretine sahip isen, bize yardım et!” diye
çağrıda bulunur. Bunun üzerine zemzem kuyusunun bugünkü yerinde yeri eşeleyen Cebrail (a.s.)’i ve eşelediği yerden çıkan suyu görür. Hacer (a.s.), su akarak
yok olmasın diye etrafını kumla çevirerek havuz gibi yapar; ondan hem içer, hem
de kırbasını doldurur. Su her defasında alındıkça, yerinden kaynamaya devam
etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu hususta şöyle buyurmuştur: “Allah
(c.c.), İsmail’in annesi Hacer’e rahmet etsin! O, zemzemi kendi hâline bıraksaydı,
suyun etrafına kum yığarak havuz yapmaya kalkışmasaydı, muhakkak zemzem
akar ve bir ırmak olarak devam eder giderdi.” 3
İslam’a göre ayakta su içmek mekruh, oturarak içmek ise sünnettir. Fakat
İbn Abbas (r.a.)’tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) zemzemi ayakta
içmiştir. 4
Hz. Peygamber (s.a.v.), “Yeryüzünün en hayırlı suyu zemzemdir. Çünkü onda
tadın tadı (açlığı doyuran özelliği), hastanın şifası vardır.” 5 buyurmuştur. Zemzem
içerken şu şekilde dua edilebilir: “Allahümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rızkan
vâsian ve şifâen min kulli dâin ve sakamin.” Yani; Allah’ım! Senden faydalı ilim,
bol rızık ve her türlü dert ve hastalık için şifa niyaz ediyorum.” Zemzem içerken
kıbleye dönmek, üç nefeste içmek, her içişte besmele çekmek, her nefesten
sonra “Elhamdülillah” demek, sağ el ile içmek, zemzemi kaburga kemikleri arası
doluncaya kadar yani, mümkün olduğu kadar çok içmek ve içtikten sonra yukardaki duaya benzeyen dualarla dua etmek adap kurallarındandır.
1
İbn Manzûr, Lisanu’l-Arab, Beyrut, 1956, XII, 237 vd
2
3
4
5
İbrahim suresi, 14:37
Buharî, Şirb, 10; Enbiya, 9
Zebîdî, a.g.e., XII, 54
Tebarani, Hadis no: 5712, Nureddin Ali b. Ebi Bekr el-Heysemi,
Mecma’z-Zevaid ve Menba’l-Fevaid, Beyrut, 1994, III/621;
Siz de fıkıh köşesinde cevaplandırılmasını istediğiniz
soruları [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
Rudani, Hadis Kulliyatı, II/1687 Nûr suresi; 24:23-25
| 13
14  |
Camilerimiz
camia | 13 Eylül 2013
Belçika İslam Federasyonu
Beringen
Hz. Hamza Camii
Belçika’da ikinci, Flemenk eyaletinde ise ilk kurulan teşkilat olma
özelliğini taşıyan Beringen Millî Görüş Teşkilatı, faaliyetlerine 1982
yılında Hz. Hamza Camii ismiyle başlamıştır.
Fatih Kaymaz
Teşkilat kurulmadan önce bölgede bulunan Müslümanlar ibadetlerini birbirlerinin
evlerinde gerçekleştiriyorlardı. Bu şekilde
ibadetlerine devam eden Müslümanların
ülkedeki nüfusları da giderek artmaya başlamıştı. Nitekim kısa bir süre sonra Müslümanların sayılarının artmasıyla birlikte evlerdeki ibadet mekânları yeterli olmadı ve bu
duruma çözüm bulmak için bir istişare gerçekleştirildi. İstişareleri yürüten Beringen
Millî Görüş Teşkilatı’nın kurucularından
olan Torun Kaymaz ve Emin Demirtaş’ın girişimleriyle bir binanın alınmasına karar verildi. Fakat bu binanın alınması pek de kolay
olmadı; bölgede Müslümanların rahatça ibadet edebilecekleri bir caminin kurulabilmesi
adına cemaatten kimisi aylık maaşını, kimisi
memlekete gitmek için biriktirdiği paraları
ya da diğer birikimlerini bağışladı ve en nihayetinde vefakâr cemaat üyelerinin destekleriyle teşkilat binasını satın almak için gereken meblağ biriktirildi; böylece satın alma
işlemi tamamlandı.
Avrupa’da hizmetlere öncü cemiyet
30 senelik bir geçmişe sahip olan Beringen Cemiyeti ilk olarak 1982 yılında Hz.
Hamza Camii ismi ile Stationsstraat 97 adresinde kurulur ve ilk namazı Torun Kaymaz
kıldırır. O zamanlar ilk üyeler listesinde 11
kişi bulunmaktadır: Torun Kaymaz, Emin
Demirtaş, Abdullah Temirhan, Mehmet Ali
Kaymaz, Selahattin Efe, merhum Mehmet
Aktaş, Mehmet Güney, Adem Aktürk, Şeref
Şerefli, Remzi Şimşek ve Emrullah Dinçer.
Şu anda ise ana teşkilat 85, Gençlik Teşkilatı 75, Kadınlar Teşkilatı ise 45 üyeye sahiptir. 1982 yılında ilk başkan Torun Kaymaz
aynı zamanda cami imamlığını da yapar
ve 1989 yılına kadar görevini sürdürür. Sırasıyla başkanlık bayrağını devralanlar ise
1988 - Kur’an kursu
Emin Demirtaş (1989-1997), Remzi Şimşek
(1997-2000), Mehmet Ali Kocabey (20002011) olmuşlardır. Şu anda ise Mehmed Teke
2011’den beri başkanlık görevini başarıyla
yürütmektedir. Günümüze kadar Gençlik
Teşkilatı başkanlığı yapan kardeşlerimiz ise
sırasıyla; Şeref Şerefli (1982-1983), Necmettin Efe (1983-1988), Mustafa Bilican (19881990), Yakup Aldemir (1990-1995), Kasım Akdeniz (1995), Hasan Kodalcı (1995), Mustafa
Yücel (1996-2000), Muhammed Demirtaş
(2000-2002), Emrullah Bilce (2002-2005),
Ali Sevindik (2005-2007), Mücahit Kaymaz
(2007-2009), Nurullah Bilce (2009-2013) ve
son olarak hâlâ görevde olan Bekir Şahin’dir
(2013-). 1990 yılında kurulan Kadınlar Teşkilatının ilk başkanı ise merhum Zeynep Demirtaş olmuştur.
1990’lı yıllardan beri süregelen ev sohbetleri, sahip olduğu manevi anlamdan dolayı
cuma günleri akşam namazını müteakiben
yapılmaktadır. Gerek Gençlik Teşkilatı ve
Kadınlar Teşkilatı, gerekse Ana Teşkilatımız
her hafta düzenli olarak ev sohbetlerini aynı
ciddiyet ve muhabbetle icra etmektedirler.
2000 yılında Beringen Millî Görüş Teşkilatı’nın tüm Avrupa’da ilk olarak başlattığı
geleneksel Anma Günleri bugüne kadar hâlen aynı ciddiyetle ve aynı özveriyle devam
etmektedir; 2013 yılında 13’üncü Anma Günü
de başarıyla gerçekleştirilmiştir. Fikrin öncüsü olan Mehmet Ali Kocabey başkanlığında; Beringen halkından ahirete irtihal eden
merhum ve merhumelerin ruhlarına ithaf
edilmek üzere Kur’ân-ı Kerîm ve Yasîn okunup, Beringen şehrinin en görkemli salonunda bin 200 kişilik bir katılımla ahde vefa
yapılmış, böylece hem vefat edenlerin ruhlarına aziz Kur’an ayetleri hediye edilmiş, hem
de cemiyetin öncüleri ve büyükleri anılmış-
Remzi Şimşek (1997-2000) (sol), Hacı Emin Demirtaş
(1989-1997) (sağ) | Eski cemiyet başkanları
tır. Bu güzel çalışma daha sonra diğer şube
teşkilatlarına ilham olmuş ve Beringen’den
sonra diğer şubeler de Anma Günleri’ni geleneksel hâle getirmişlerdir.
Teşkilat bünyesi içerisinde 100 talebe
hafta sonları dinî eğitim almaktadır. Bu dinî
eğitim; Elif-bâ, Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs gibi
temel eğitimlerden oluşmaktadır. Cemiyetimizde şu anda 60 kız öğrenciye bayan
hocalar tarafından ve 40 erkek öğrenciye de
erkek hocalar tarafından eğitim verilmektedir. Okul dönemi boyunca var olan tatiller
ve yaz tatilinde Kur’an Kursu hizmetleri de
devam etmektedir. Sunulan bu kaliteli eğitim faaliyetleri, cemiyetimize olan mevcut
talebi artırmış, öyle ki teşkilatımızın fiziki
yapısı, talebe yoğunluğundan dolayı yetersiz
gelmeye başlamıştır. Bu sebeple 2012 yılının
sonbaharında teşkilatın mevcut bahçe arsasına 2 derslik ek sınıflar inşa edilmeye başlanmıştır.
Açık Cami Günleri
Cemiyetimizin verimli faaliyetlerle kendisini gösterdiği ve çevre halkından takdir
gördüğü bir diğer faaliyet ise, Açık Cami
Günleri’mizdir. Tanıtma Başkanlığı tarafından organize edilen Açık Cami Günleri büyük bir kitle tarafından rağbet görmüştür.
Geçtiğimiz senelerde bu programlar düzenlendiği esnada teşkilat binamızın bulunduğu
cadde trafiğe kapatılırken cadde üzerine çadırlar, standlar ve çocuklara yönelik eğlence
içerikli aktiviteler kurularak şehir ve bölge
halkının kullanımına sunulmuştur.
Teşkilat binamızın içine ise tanıtım panolarıyla birlikte İslam dinini anlatan Flemenkçe metinler ve fotoğraflar yerleştirilerek 5 donanımlı rehber tarafından gelen
misafirlere İslam anlatılmıştır. Açık Cami
Günü kapsamında cemiyetimizi ziyarete ge-
2006 yılında cemaatimizden bir kare
len gayrimüslim misafirlerimize teşkilatımız
tarafından her yıl İslam diniyle alakalı tanıtıcı broşür ve kitaplar hediye edilmektedir.
Yardımlaşma Sandığı
Beringen Cemiyeti, sadece dinî eğitim
faaliyetlerinin değil, aynı zamanda sosyal
yardımlaşmanın da adresi olmuş; üyeleri
arasında tesis edilen muhteşem kardeşlikle
başarılı faaliyetlere imza atmıştır. Bu çalışmalardan biri olan ve 1983-1984 çalışma yılında hayata geçirilen Yardımlaşma Sandığı,
Müslümanların birbirlerine faizsiz kredi imkânı sunabilmeleri için kurulmuştur.
İlk yıllarda Emrullah Dinçer ve Mehmet
Ali Kaymaz’ın başkanlığını yaptığı bu çalışma şu anda Mehmet Ali Kaymaz öncülüğünde aynı titizlikle yürütülmektedir.
Gençlerimiz övünç kaynağımız
Beringen Millî Görüş Teşkilatı, kurulduğu günden bu yana toplam 3 nesle hizmet
etmiştir. Şu anki Gençlik Teşkilatı yönetiminin hemen hemen bütün üyeleri 3’üncü
nesildendir. Bu nesil, Ana Teşkilatımızın
düzenlediği anma programları, Açık Cami
Günü, şenlikler gibi etkinliklerde teşkilat organizasyonlarının belkemiğini oluşturmaktadır. Bu gençler sabahın erken saatlerinden
gecenin geç vakitlerine kadar sadece Allah rızasını gözeterek, takdire şayan hizmetleriyle
övünç duyduğumuz gençlerdir. Bu kapsamda cemiyetimizde aktif olarak hizmet veren
Gençlik Teşkilatımız faaliyetleriyle bölge
Müslümanlarının sosyal, kültürel ve dinî ihtiyaçlarını giderme gayreti göstermektedir.
Bu anlamda her yıl ramazan ayında Gençlik
Teşkilatımız tarafından İhya Geceleri düzenlenmektedir. Bu programlarda, teravih
namazı kılındıktan sonra, ramazanın feyzinden ve bereketinden çokça faydalanabilmek
için sahur vaktine kadar mescidimizde soh-
Camilerimiz
camia | 13 Eylül 2013
| 15
1986 - Eski teşkilat binamız
bet verilmekte, Kur’an ziyafeti, tefsir dersi ve
tesbih namazları ile manevi iklimin azami
düzeyde yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Bu gecelerde gerçekleştirilen ibadetlerin
ardından cemaatle beraber sahur yemeği ve
sabah namazı ile gece sonlandırılmaktadır.
Hafta sonlarında da düzenlenen iftar sofraları, cemaatimiz ve lokal misafirlerimiz için
büyük bir özveriyle süslenir. Bunun dışında
cemiyetimizde yıl boyunca pazar günleri
sabah namazına müteakip haftalık zikir ve
tefsir dersleri yapılmakta, bu derslerin ardından her hafta katılımcılara çorba ikram
edilmektedir.
Cemiyetimiz tarafından her yıl Sokak
Şenliği adı altında bir diğer faaliyet daha
yürütülmektedir. Bu faaliyet, bir önceki
Gençlik Teşkilatı Başkanı Nurullah Bilce
tarafından başlatılmıştır. Her yıl Ramazan
Bayramı’ndan sonra düzenlenen bu şenlikler, Avrupa’da yetişen gençlerin ve özellikle
de çocukların dinî bayramlarımızın daha
iyi idrak edebilmeleri ve bayram coşkusunu doyasıya yaşayabilmeleri için düzenlenmektedir. Bu zamanlarda teşkilat binamızın
bulunduğu cadde trafiğe kapatılırken cadde
üzerine yiyecek ve içecek standları kurul-
makta, çocuklar için kültürel faaliyetler düzenlenmektedir.
Sosyal yardım çalışmaları kapsamında
dünya üzerindeki bütün muhtaçların ihtiyaçlarını kendisine dert edinen cemaatimiz,
cemiyetimizin açtığı stantlarla bilgilendirme
çalışmaları yapmakta ve daha fazla insanın
bu sosyal yardım faaliyetine katılmaları konusunda çalışmalarını sürdürmektedir.
“Muhakkak ki, biz Allah (c.c.)’dan
geldik ve muhakkak ki, ona döneceğiz.”
Bakara [2:156]
Vefat eden
IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği
üyelerimiz
İsmiVefat tarihi
Şubesi
İzzet Çakmak
09.07.2013
Buxtehude
Serike Mouminoglou
10.07.2013
Du-Meiderich
Emina Sabanov
10.07.2013
Langen
Yahya Alptekin
11.07.2013
Hannover
Salih Tüysüz
12.07.2013
Brucksal
Mustafa Dereli
16.07.2013
Wangen
Sait Avşar
18.07.2013
Do - Anadolu
İsmail Çağlak
20.07.2013
Zürich
Atike Kavakli
22.07.2013
Wangen
Ahmet Kurt
22.07.2013
Nürnberg -Merkez
Mazhar Üçüncü
28.07.2013
Hamm-Pelkum
Cemaleddin Ademi
30.07.2013
B-Blumenthal
Nazmi Gashi
30.07.2013
Sinsheim
Raif Moustafa Şerif
30.07.2013
Fürth
Adnad Muminoğlu
31.07.2013
Mg- Rheydt
Arafa Çiğci
01.08.2013
Salzgitter-Watten
Müfide Sancar
03.08.2013
Hamm Pelkum
Hüseyin Seker
05.08.2013
Nordenham
Azize Abdijoski
09.08.2013
Krefeld
İdris Meriç
11.08.2013
Hamburg Merkez
Özgür Atak
12.08.2013
Sindelfinden
Sıddıka Mutluerulu
12.08.2013
Hamburg Merkez
İbrahim Hamdan
14.08.2013
Garbsen
Safiye Kaya
14.08.2013
Kreuzberg-Me
Elif Korkmaz
16.08.2013
M- Pasing
Mehmet Dincel
19.08.2013
Ratingen
Ali Yavuz
21.08.2013
Hamburg Merkez
Hajredin Halimi
Süleyman Simsek
Ayse Erkılıç
Hatice Kırık
Uğur Gün
Kemal Özdemir
Ican Avcı
Battal Şimşek
Emir Korkmaz
Hanım Koç
M.Ata Kudat
Tayyar Afsin
Bakiye Erdinç
İsmet Eski
Ismail Ismail
Nurettin Yılmaz
Yakup Tozun
Ali Güneş
21.08.2013
23.08.2013
23.08.2013
24.08.2013
27.08.2013
27.08.2013
27.08.2013
29.08.2013
29.08.2013
29.08.2013
30.08.2013
30.08.2013
31.08.2013
01.09.2013
01.09.2013
04.09.2013
05.09.2013
05.09.2013
Mühldorf
Ulm
Garbsen
Ge-Merkez
Ulm
Stolberg
K-Weidenpesch
Kreuzberg-Me
Achern
Kassel
Kervan-Gençlik
Darmstadt
Lübeck
Saarbrücken lt.
Elsenfeld
Essen-Merkez
Kerpen
Brucksal
Vefat eden
CIMG Cenaze Fonu
üyelerimiz
İsmiVefat tarihi
Şubesi
Zübeyir Çakar
Ömer Halbas
Mehmet Ali Kösenli
Mathieu Altıparmak
Ömer Kahraman
İsmail Şimşek
Osman Cini
09.07.2013
15.07.2013
16.07.2013
03.08.2013
09.08.2013
21.08.2013
05.09.2013
Darul-bekâya irtihal eden merhum ve merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret,
sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.
Montbelliard
Belfort
Peage
Venissieux
Peage
Blois
Montbelliard
16  |
Aile
camia | 13 Eylül 2013
Sonradan öğrenilen
merhamet
Rahime Söylemez
Merhamet duygusu dünyayı ayakta tutan
Merhamet din, dil, ırk tanımaz. Bazen bir tebessümle, bazen de yüz
ve dünyadaki asıl dengeyi koruyan değerlerin arasında önemli bir yer kaplar. Sözlükte
ifademize yansıyan yürek sancısıyla gösterir kendini. Merhametli
“Bir kimsenin veya bir başka canlının karşıinsan bakışlarından anlaşılır; başkalarının hâl ve durumlarını sezinler
laştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma” olarak geçen merhamet duygusu,
ve onlara karşı empati gösterebilir.
esasında acımaktan ziyade kişinin muhtaç
ve güçsüz olan kişiye vicdanı ile yaklaşması
çıkartan bir adam yerleştirirler. “Acaba stres
ve empati kurması demektir. Merhamet, acıetmelidir.
altında kalan öğrenciler yardıma muhtaç
mak değildir; zira acıma duygusu içerisinde
Merhamete muhtaç olan kişi karşısındaolan adama yardım edecekler mi?” sorusuna
ufak da olsa bir küçümseme payı barındırır.
kinin vicdanını tahrik eder, vicdan da kalbi
cevap arayan Darley ve Batson’un deneyi şöyAcıyan kişiler bir nevi kendi üstünlüklerini
tahrik eder, kalp ise sahibini tahrik eder. Böyle sonuçlanır: Her iki gruptaki öğrencilerin
hissederler. Örneğin hasta olmayan kişi, haslece merhamet eden kişi, imkânı dahilinde
sadece %10’u yardıma muhtaç olan adama
ta olana nazaran gaflete kapılarak kendini
merhamete muhtaç olan ile bu güzel duyguyardım etmişlerdir. Bu şu demektir: Öğrensağlıklı olması sebebiyle üstün görür ve hasyu paylaşır ve onu anlamaya çalışır.2
cilerin sunumları için hazırladıkları her iki
Merhamet birçok duyguyu beraberinde
taya merhamet etmek yerine acımaya başlar.
konu, yani İncil’de geçen merhametli Samarigetirir. Merhamet eden ve merhamet olunan
Normalde hasta olan birisine merhamet ve
ter veya teologların mesleki beklentileri, yarkişiler arasında bir yakınlaşma ve sempati
empatiyle yaklaşılması gerekirken ona acıyadıma muhtaç olan adama yardım etmek kogerçekleşir. Merhamet, şefkat duygusunu da
rak bakmak, hastanın da kendisine hakaret
nusunda etkili olmamıştır. Deneyde stresin
içinde besler. Şefkat duygusu insanın başkaedilmiş gibi hissedip aşağılanmasına sebep
ve zaman baskısının önemli rol oynadığı gölarının iyiliğinden rahatlık duymasına, başkaolur.
rülmüştür. Stres altında olmayanların %45’i
larının kötülüğünden kederlenmesine neden
Merhamet duygusu evrenseldir ve kaynayardım etmiş, biraz daha zamanları olanların
olur. Bu bakımdan merhamet insanın üzünğı hiç şüphesiz rahman ve rahim olan Allah
ise %63’ünün yardım ettiği görülmüştür. Dartülü hâlinde ortaya çıkarken, şefkat sevinç
Teâlâ’dır. Nitekim Allah Teâlâ’nın rahmeti
ley ve Batson’un değerlendirmelerine göre
hâlindeyken görülür. İslam medeniyetinde
her şeyi kuşatmıştır (Â’raf suresi, 7:156). Bir
merhametli olmak insanın şahsı ile değil, dış
de bu kavramların büyük yer tuttuğu görühadîs-i şerifte Allah Resulü şöyle buyurur:
etkenlerle ilgilidir. Bu açıklama, belki de inlür. Buna göre Osmanlı İmparatorluğu’nun
“Cenâb-ı Hakk rahmetini yüz parçaya ayırdı,
sanın merhametli olmak konusunda üzerine
kurucusu olan Osman Bey’in oğlu Orhan
doksan dokuz parçasını kendi yanında tuttu,
düşen görevi yerine getirmesi açısından kolaBey’e bıraktığı vasiyetnamenin birinci madbir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir
ya kaçmak olarak da algılanabilir. Sadece dış
desinde şöyle denmektedir: “Allah’ın yaratparça rahmet sebebiyle yaratıklar birbirine
etkenlere bağlı bir merhamet duygusu, örnetığı her şeye karşı şefkatli
merhametli
davranır.
ğin yolda giderken yardıma muhtaç olan ve
ol.” Bu tavsiyede mealen;
Hatta yavrulu hayvan, bir
bize yol soranlara acelemiz olduğundan dola“Her
şeye
karşı
merhatarafını incitir endişesi ile
Merhamet kabarıp coşan
yı yardım etmemeyi de meşru kılar. Bu da, inmetli ol. Hayvana insana,
ayağını yavrusundan sabir nehir gibi tüm varlıklara kurda, kuşa, böceğe karşı sanın diğer insanlara nazarı dikkatle bakması
kınır.” 1
yöneltilmelidir.
gerekliliğini, kişinin içinde bulunduğu şartlaşefkatini göster, çevreyi
Merhamet din, dil, ırk
rı bahane ederek askıya almaya sebep olur ki;
koru ve sahiplen.” mesajı
tanımaz. Bazen bir tebesböyle bir düşünce sorumluluktan kaçmak anverilmektedir.
sümle, bazen de yüz ifalamına geleceğinden bir Müslüman’ın sarılaMerhamet, dış koşullara mı bağlı?
demize yansıyan yürek sancısıyla g ö s t e r i r
bileceği bahaneler arasında yer almamalıdır.
1973’te Princeton Üniversitesi’nde merkendini. Merhametli insan bakışlarından
Kişi, şartlar ne olursa olsun merhamet sahibi
hametle ilgili bir araştırma yapılır. Psikolog
anlaşılır; başkalarının hâl ve durumlarını
olmalı, içinde bulunduğu zor şartları ekarte
John Darley ve Daniel Batson, teoloji öğrenisezinler ve onlara karşı empati gösterebilir.
ederek etrafına daima merhamet nazarıyla
mi gören 47 üniversite öğrencisiyle bir deney
Merhamet duygusu aynı zamanda adalet
bakmalıdır.
yaparlar. Deneyde bu 47 öğrenci iki sınıfa ayve eşitlik duygusunu da içinde besleyen bir
Merhametin dış etmenlere bağlı olup, inrılır. Birinci sınıftaki öğrencilere İncil’de bahduygudur. Başkalarıyla ilgilenmek, yardımsanın içinde alevlendirmek zorunda olduğu
si geçen “merhametli Samariter” hakkında
larına koşmak ve merhamet beslemek belbir olgu olmadığı savı, çocukların merhameti
bir sunum hazırlamaları gerektiği söylenir.
li bir nizam içerisinde yapıldığında adalet
öğrenmeleri örnek gösterilerek çürütülebilir.
Diğer sınıftakilerden ise teologların mesleki
duygusunun ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Çocuk ve merhamet
beklentilerini, yani merhametle alakasız olan
Fakat merhamet, adaleti de aşan bir boyuta
Merhamet duygusu her ne kadar fıtri
bir konuyu ele almaları istenilir. Birinci gruba
sahiptir; zira insana hak ettiğini vermek adaolarak insanda varsa da, çocuklar bu duysunumları için belli bir süre tayin edilirken,
let duygusundan, çok daha fazlasını vermek
guları (merhamet, şefkat, sevgi vs.) davraikinci gruba süre verilmez. Deneyi yürüten
ise merhametten kaynaklanır. Bu yüzden
nışları gözlemleyerek öğrenirler. Çocuklara
Darley ve Batson, öğrencilerin sunumlarını
merhamet duygusunun, karşıdaki insanın
baktığımızda, merhametin çok net olarak
gerçekleştirecekleri amfi için uzak bir yer sekişiliği gözetilmeksizin herkese eşit dağıtılan
onlarda barındığını görebiliriz. Bir çocuğun
çerler ve böylelikle birinci grup sunumlarını
bir duygu olması gerekir ki adı “merhamet”
dünyaya gelmesi, büyümesi, gelişmesi ve bu
vaktinde sunmak için acele etmek zorunda
olsun. Merhametin azı çoğu olmaz; o insanın
süreç içerisinde kendi ihtiyacını kendi gikalır. Bu arada amfiye giden binanın önüne
içinde kabarıp coşan bir nehir gibi tüm vardermesi hep başkasına bağlı, yani yardıma
yardıma muhtaç, ayyaş olan ve inilti sesleri
lıklara yöneltilmeli ve adaletsizliği bertaraf
muhtaç olduğundan yetişkinlerde merhamet ve şefkat duygusunu uyandırdığı bariz
bir şekilde görülür.
Prof. Dr. Hayati Hökelekli çocuklarda
merhamet duygusunun nasıl geliştirilmesi gerektiğini şu şekilde açıklar; “Şefkat ve
merhamet duygularını geliştirmenin en iyi
yolu, toplumda yardıma muhtaç, zor durumda olan kimselerin varlığının farkına
varmak, onlarla iç içe olmak ve onların hayatını kolaylaştıracak yararlı işler yapmaktır. Aynı çevrede, hemen yanı başımızda aç
ve yoksul, kimsesiz ve çaresiz, engelli ve yaşlı kimselerin ya da hayvanların da olduğunu
görüp, zaman zaman onlara küçük de olsa
bir hizmette bulunmaya alıştırılan çocukların masum vicdanlarında büyük bir merhamet ve şefkat tohumunun yeşereceğini söylemek yanlış olmaz.”
İslamiyetin insanlar arasındaki ilişkiyi ve
dengeyi merhamet ile koruduğunu görürüz.
Cahiliyye toplumunu merhamet ve şefkatle
dize getiren Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur; “(...) Merhamet edin ki, merhamet bulasınız. (...)”3, “Merhamet etmeyene
merhamet edilmez.”4
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; merhamet duygusu insanın fıtratında var olan bir
duygudur. Bu duyguyu geliştirmek için kişi
etrafında merhamet gösteren insanları örnek almalı ve içindeki merhamet duygusunu beslemelidir. Etrafında yardıma muhtaç
olanların farkına varmalı ve topluma faydalı
olmayı yeğlemelidir. Nitekim merhamet
duygusu sipariş verilecek bir duygu değildir.
Bu duygu daima beslenmelidir ki bir çiçek
gibi açıp güzelliğini gösterebilsin. Merhamet duygusu ya hissedilir, ya da hissedilmez; ama bu duyguyu hissetme yeteneği her
insan için bir görev olarak görülmelidir ki,
insanlar arasında merhamet duygusu yayılabilsin. Bu bağlamda ebeveynler çocuklarına
merhamet duygusunu kazandırabilmek için
bilhassa kendileri merhamet göstermeliler.
Örneğin bir baba ailesine merhamet gösteremiyorsa bunu çocuktan beklemesi doğru
olmaz. Dolayısıyla babasının merhamet gösterdiğini görmeyen çocuğun da merhametli
olmayı öğrenmesi beklenemez. Bu nedenle
ebeveynler çocuklarına örnek olmalı ve çocuklarına merhamet gösterebilecekleri imkânı sağlamalıdır.
1
Buhâri, Edeb 19; Müslim, Tevbe 17
2
Esmâ-i Hüsnâ, I. M. İslamoğlu
3
Câmiu’s-Sağir 1/38
4
Buhârî, Edep 18
Gençlik
camia | 13 Eylül 2013
| 17
EVLİYA ÇELEBİ DİL KURSU
Lisandan insana
IGMG Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Birimi’nin bu sene “Lisandan insana,
ademden aleme” sloganıyla düzenlediği Evliya Çelebi Dil Kursları üç farklı
ülkede, üç farklı dille gerçekleştirildi. Hamza Kuri
Talebin yoğun olduğu Evliya Çelebi Dil
Kursları, Kahire’de Arapça, Brighton ve
Londra’da İngilizce, Strasbourg’ta ise Fransızca ile sürdürüldü. Geniş bir katılımdan
dolayı kontenjan engeline takılan kişiler
olurken, katılımı Avrupa’da üniversite okuyan gençler ile yine Avrupa’da doğup büyüyen fakat üniversite öğrenimlerine Türkiye’de devam eden kardeşlerimiz oluşturdu.
Avrupa’daki üniversitelerin ve Türkiye’deki
üniversitelerin yaz tatillerinin farklı olması
ve teşkilatımızda büyüyüp Türkiye’de üniversite öğrenimine devam eden öğrencilerin de bu projeden yararlanması amacıyla
proje iki gruptan oluştu. Birinci grup Haziran ayı ortası ile Temmuz ayı başından
itibaren, ikinci grup ise Temmuz ayı sonu
ile Ağustos ayı başından itibaren başlayarak, ülkeye göre 1 veya 1,5 aylık gruplarda
dil eğitimi gördü. Yetkin hocalar tarafından
verilen dil eğitimi, pratik ağırlıklı gramer
ve okuma-yazma bölümlerinden oluştu.
Kahire’de Arapça dil eğitiminde bulunan öğrencilerin ağırlıklı İlahiyat öğrencileri olmaları sebebiyle dil kursuna paralel
olarak İslami İlimler dersleri de müfredata
dahil edildi. Temel hedef olan Arapça dil
eğitimiyle birlikte, Kur’ân-ı Kerîm, mahreç,
hadis usulü, tefsir gibi dersler de öğrencilerin istifadesine sunuldu. Ayrıca Kahire’de
dil kursuna katılan öğrenciler sanatsal anlamda hat ve makam derslerinden de faydalanma imkânı elde ettiler.
Dil kursu programında haftanın beş
günü yoğun tempoda derslerle geçerken,
haftanın bir günü kültürel gezilere ve bir
günü de istirahate ayrıldı. Bu anlamda ülkede tarihî, kültürel ve sanatsal anlamda
önemli bulunan yerler öğrencilerle birlikte
gezildi. Londra’da Big Ben, Buckingham Palace, Tower Bridge, Kahire’de Ezher Camii,
Piramitler ve Mısır Müzesi, Strasbourg’ta
ise Pavillon Josephine gezilen yerlerden
sadece bazıları oldu. Yine Evliya Çelebi Dil
Kurslarımıza katılan öğrencilere gittikleri ülkelerin kültürünü de yakından görme
imkânı sunuldu. Bu anlamda programa
katılan öğrenciler yabancı bir dili öğrenmenin yanında o dili konuşan insanları, örf
ve adetlerini, yemek kültürlerini ve hayat
şartlarını görmüş oldular.
Ramazan ayını Kahire’de geçiren kursiyerler, böylece Mısır gibi manevi havanın,
ibadet ruhunun ve ramazan atmosferinin
yoğun yaşandığı bir ülkede teravih, mukabele, camilerde cemaatle kılınan namazlardan sonra halka açık hadis, tefsir dersleriyle ve yine zenginlerin halka açtığı sahur ve
iftar sofralarıyla dil kursu programına katılan öğrenciler farklı bir ramazan yaşama
İngiltere - Londra
Mısır - Kahire
olanağı buldular.
Özellikle Kahire’de dil kursumuz devam
ederken, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan darbenin ardından
olayları yakından takip eden sorumlularımızın nezaretinde programımız aralıksız
ve sonuna kadar devam etti. Ülkede emni-
Ramazan 2013
Gençlik ve ramazan
Gençlik ve Kadınlar Gençlik Teşkilatları, cemiyet ve bölgelerde gerçekleştirdiği çalışmalara ramazanda da hız kesmeden devam etti.
Musa Gür, Necla Aslan, Rümeysa Evlice
Württemberg - 11 seneden beri Bölge GT ve
KGT Üniversiteliler Birimi tarafından organize edilen üniversiteliler iftarı bu sene de
yoğun bir katılımla tertip edildi. Yaklaşık 300
kişinin hazır bulunduğu program Kur’ân-ı
Kerîm tilaveti ile başlayıp GT Başkan Vekili
Fatih Şahin’in selamlama konuşmasıyla devam etti. Bölge Eğitim Başkan Yardımcısı İlhami Yaşar ramazanın manevi iklimiyle ilgili
bilgilere yer verdi. Üniversiteliler Birimi tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin tanıtıldığı program, ud ve ney dinletisinin ardından
misafirlerin diş kiralarını alarak ayrılmalarıyla sona erdi.
Hamburg - Hamburg Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı ramazan ayında yaklaşık 350 kişilik bir iftar çadırı düzenledi. Çeşitli standların bulunduğu programda farklı milletlerden
kişilerin katılımına özen gösterildi. En yoğun
ilgiyi fotoğraf standı toplarken, ebru standı
da katılımcılardan yoğun ilgi gördü. IGMG
Sosyal Yardım Derneği Hasene’nin de stand
açarak yardım faaliyetleri hakkında bilgilendirmede bulunduğu programda ezan sesinin
duyulmasıyla hep birlikte oruçlar açıldı. Düzenlenen bu faaliyetin geleneksel olarak yapılması hedefleniyor.
Hannover - Hannover Bölgesi Kadınlar
Gençlik Teşkilatı, gençlerin mübarek ramazan ayını en verimli şekilde geçirmelerine
yardımcı olmak ve bu ayın herkes için manevi açıdan bereketli olmasını sağlamak için
bir kitapçık hazırladı. “Her Müslüman’ın ramazan ayı için bir ibadet programı olmalı.”
düsturundan hareketle hazırlanan kitapçığın
içerisinde ramazan hakkında genel bilgilerin
yanısıra ramazanda beslenme ile ilgili öneri-
ler ve Hannover Bölgesinin ramazan faaliyetlerini tanıtan bir yazı da yer aldı. Gençler tarafından ramazan ayı boyunca baş ucu kitabı
hâline gelen ve içinde gençlerin ramazanın
her günü için doldurabilecekleri bir çetelenin
bulunduğu kitapçıkta ayrıca nafile ibadetlere
örnekler ve nefsi terbiye konusuna dair öneriler yer aldı. İbadetlerin daha disiplinli yerine getirilmesi ve maneviyatın güçlendirilmesi ümidi ile hazırlanan kitapçık gençlerden de
büyük beğeni topladı.
Alpes - CIMG Alpes Bölgesi Gençlik Teşkilatı (GT) ramazan ayında Nantua Şubesinde bir voleybol turnuvası düzenledi. Alpes
Bölgesinden toplam 8 takımın katıldığı turnuvaya Annecy, Grenoble, Sallanche, Nantua ve Oyonnax cemiyetlerinden katılım
olurken, Nantua, Grenoble ve Oyonnax’dan
gelen takımlar yarı finale kaldı. Turnuvanın sonunda yarı final, turnuvaya ev sahipliği yapan Nantua-1 ve Nantua-2 takımları
arasında oynandı. Sonuç olarak Nantua2 birinciliği alırken, Nantua-1 ikinci ve Oyonnax takımı üçüncü oldu. Turnuvanın sonunda dereceye giren takımlara kupaları takdim
edilirken, diğer takımlara da katılımlarından
dolayı teşekkür edildi. IGMG Gençlik Teşkilatı Başkanı İsmail Karadöl ve Teşkilatlanma
Başkanı Abdullah Saral’ın da katıldığı programda Karadöl, gençliğin büyük bir nimet olduğunu, gençlerin şubelerimizin gelecekteki
idarecileri olacaklarını ve bu nedenle cami ve
cemaatten ayrılmaksızın azimle çalışmalara
devam edilmesi gerektiğini belirtti. Birlikte
yapılan iftar sonrasında başlayan program
yine beraberce yapılan sahurun ardından
sona erdi.
Alpes
Württemberg
Hamburg
yetin tesis edilmesinin zorlaşması ve olası
iç savaş nedeni ile Kahire’de düzenlenmesi planlanan ikinci grup başlamadan iptal
edildi. Beklentilerin hassasiyetle karşılandığı ve öğrencilerin son derece memnun
olduğu program büyük özverilerle tamamlandı.
18  |
Gençlik
camia | 13 Eylül 2013
Hannover Bölgesi
Nefs-i Huzur sohbetleri
BYK ekibi kamptaydı
Hessen Bölgesi Gençlik Teşkilatı Bölge Yönetim Kurulu (BYK) ekibi, yeni
sezona hızlı ve daha verimli bir başlangıç yapmak için Freiburg Bölgesinde kampa girdi. Abdullah Toklu
Enise Şahin
Hannover Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı’nın düzenlediği Nefs-i Huzur haftalık
sohbetleri, yaz döneminin ardından farklı
hatibeler ve hocaların eşliğinde devam ediyor. Her hafta perşembe günü düzenlenen
sohbet halkasında her derste gençlerin ilgi
duyduğu farklı konular işleniyor. Bu çerçevede en son Mısır ve diğer Müslüman ülkeler hakkında bilgiler verilirken, daha öncesinde de hayırda yarışmak, dua ve tevekkül,
ideal Müslüman kadın, uyum, Almanya’da
İslam, genç ve Müslüman, İslam’da kadı-
Hessen Bölgesi
BYK ekibinin tüm birimlerinin hazır bulunduğu yatılı kamp Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ve
Ahmet Sertkaya’nın konuşmasıyla başladı. Ardından tüm birim başkanları geniş bir şekilde
sunum yapıp bölge çalışmalarında meydana
gelebilecek sorun ve çözüm yolları konusunda
fikir alışverişi yaptılar. Teşkilatlanma Birimi
tüm şubelerin genel değerlendirmesini yaparken, Eğitim Birimi şubelerdeki ev sohbetleri
hakkında bilgi verdi. Ortaöğretim Birimi gençlik çalışmalarını, Tanıtma Birimi yapılacak
önemli faaliyetler ve konseptlerini, Sosyal İşler
Birimi de kurban ve önümüzdeki çalışmaları
katılımcılarla paylaştı. Ev sahipliği yapan Freiburg Bölge Başkanı Ahmet Ölmez ve Bölge
Gençlik Başkanı Ahmet Koç, Hessen BYK’sını
güzel bir şekilde ağırladılar ve gündem içerisin-
de selamlama konuşmaları ile yer aldılar. Pazar
günü sabah namazı ve spor ile başlayan kamp
çalışmalarında Sertkaya, genel bir değerlendirme konuşması yaptı. “Gençlik Teşkilatı olarak
çok önemli ve güzel çalışmalara imza atacağız.”
diyen Sertkaya, Kur’an ve Sünnet önderliğinde,
kardeşlik ruhu içerisinde çalışmalara devam
edileceğini belirtti; işkence ve zulüm altında
yaşayan Müslümanlar için dua etti.
Tüm katılımcıların heyecan, enerji ve azmi
ile motivasyonun en üst düzeyde olduğu kampın ardından, Freiburg Bölge Başkanı Ahmet
Ölmez Hessen GT BYK ekibine yeni bölge
merkezi binasını ve eğitim merkezini gezdirdi.
Kardeşlik ruhu, dayanışma ve muhabbet içerisinde geçen BYK programı, gayet güzel ve verimli bir atmosferde sona erdi.
çimleri, Gençlik Şöleni ve Sosyal Hizmetler
Birimi, Kurban Kampanyası ve “Her ŞYK’nın
bir yetimi olsun” çalışmaları hakkında şubeleri bilgilendirdiler.
Şube başkanlarının temennilerinden
sonra kapanış konuşması için söz alan Bölge
Gençlik Başkanı Berati Aksu, yeni kurulan
Yeni Bayazıd Gençlik Teşkilatı ve başkan değişikliğine gidilen Stade Şubesi başkanlarına çalışmalarında başarılar diledi. “İşimizi, yaptık-
larımızı ciddiye almamız gerekir” diyen Aksu,
“En büyük emniyet çalışmaktır, ev sohbetlerimiz birer Dar’ul Erkam, cami ve lokal derslerimiz bir Ashab-ı Suffa ciddiyetinde yapılacak
ve önemsenecek.” diyerek inançla çalışmalara
devam edilmesi gerektiğini belirtti. Görevini
Davud Yılkın’a devreden Ortaöğretim eski
Başkanı Recep Yılkın’a da yaptığı güzel çalışmalar için teşekkür edildikten sonra, toplantı
birlikte yapılan dua ile nihayete erdirildi.
nın önemi ve eş seçimi, iman ve ibadet gibi
gençlerin günlük hayatta sıkça karşılaştıkları ve bilgilenme ihtiyacı duydukları konular işlendi. Her hafta farklı konular eşliğinde her kesimden insana açık olabilmek
ve geniş bir kitle tarafından ilgi duyulan
konuların tartışılmasını sağlamak amacını
taşıyan sohbetler gençler tarafından da büyük ilgi görüyor. İdareciler ve Hannover’de
yaşayan gençlerin katıldığı sohbetler, her
hafta yaklaşık 50 kişilik katılımla gerçekleştiriliyor.
Hamburg Bölgesi
Besmele tazelediler
Hamburg Bölge Gençlik Teşkilatı 2013-2014 çalışma yılının ilk Şube Başkanları Toplantısı’nı 1 Eylül Pazar günü yoğun bir katılımla gerçekleştirdi.
Muhammed Yusuf Kalemdar
Merkez Camii Sarı Salonu’nda şube başkanlarının katılımı ile gerçekleşen toplantı
Yeni Beyazıd Gençlik Teşkilatı Orta Öğretim
Başkanı İsmail Cengiz Topçu’nun Kur’ân-ı
Kerîm tilaveti ile başladı. Yoklamanın akabinde açılış konuşması için söz alan Bölge
Gençlik Başkanı Berati Aksu, şube gençlik
başkanlarına katılımları ve ramazan ayında
gerçekleştirilen güzel çalışmalardan dolayı teşekkür ederken, bir önceki çalışma sezonu ve
şubelerin performanslarını değerlendiren bir
konuşma yaptı. İslam’a ve Müslümanlara hizmet etme noktasında plan ve program sahibi
olup, çalışma fırsatının bir kez daha verildiğini, bu nimetin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Aksu, “Dün tecrü-
bedir, öğren! Yarın tahmindir, planla! Bugün
fırsattır, kullan!” prensibine sadık kalınarak
çalışılması gerektiğini hatırlattı. Teşkilatlanma, Üniversiteliler, Ortaöğretim, Yıldız Genç,
Eğitim, Tanıtma ve Sosyal Hizmetler Birim
başkanlarının da birer sunum yaptığı toplantıda 2013-2014 çalışma yılı hedefleri şubelere
verildi. Teşkilatlanma Birimi; ŞYK dersleri,
üye toplantıları ve şubelere yönelik BYK hizmet projesi, Üniversiteliler Birimi; yeni sezonun okuma grupları, İslami kültür ve sanat
haftası gibi yeni çalışmaları, Ortaöğretim Birimi; şube ortaöğretim çalışmaları, fütüvvet
kampları, Eğitim Birimi; ev sohbetleri, lokal
dersleri, huzur-u humayun tefsir dersleri ve
tefsir günleri, Tanıtma Birimi; Almanya se-
Hannover Bölgesi
Gençlik Stratejik Bölge Toplantısı
Sinan Uzuner
Hannover Gençlik Teşkilatı Bölge Yönetim Kurulu, yeni sezonda çalışmalarda yürütülecek strateji ve yeni faaliyetlerin planlarını
gerçekleştirmek için Hamburg’ta buluştu.
Hamburg bölge binasında gerçekleşen toplantıya Hannover Bölge Gençlik Teşkilatı
Başkanı Hasan Ali Durhan ve Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Toplantıda geçen sene
hedeflenen vizyonlar gözden geçirilip ulaşılması gereken konum tekrar hatırlatıldı.
Abi-Kardeş çalışması ile alakalı planların ve
değişikliklerin planlandığı toplantıda Durhan, bu çalışmanın yeni bir formata girmesi
gerektiğine dikkat çekerek çalışmaya GT’de
görev yapmış eski ve tecrübeli idarecilerin
dahil edilmesinin lüzumuna değindi. “Ben
de abi-kardeş çalışmasıyla elinden tutulmuş
bir gencim.” diyen Durhan, “Kardeşlerimizi gelişigüzel değil, belli çerçeveler eşliğinde
yetiştirmek istiyoruz.” dedi. Hamburg’ta gerçekleştirilen toplantı, 8 saatlik bir fikir alışverişinin ardından sona erdi.
Hasene
camia | 13 Eylül 2013
| 19
Uganda - Kumanya Dağıtımı
Ramazan 2013
Yüzbinlere ulaşan bereket: Kumanya Kampanyası
IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene olarak “Ramazan berekettir” sloganıyla yürüttüğümüz 2013 Ramazan Kumanya Kampanyası’nı
başarıyla tamamladık. Murat Kubat
Gana - Kumanya Dağıtımı
Sierra Leone - Kumanya Dağıtımı
Mübarek ramazan-ı şerîfte dünya üzerindeki muhtaçlara yardım amacıyla çıktığımız yolda IGMG Sosyal Yardım Derneği
Hasene’ye bağışlanan yardımlar, üç kıtada
berekete, sevince ve ekmeğe dönüştü. 16
Mayıs’ta startını verdiğimiz kampanya aracılığıyla dünya üzerinde 25 ülkeye, Türkiye’de ise 25’den fazla şehre 25 bin kumanya
götürmeyi ve böylece yüzbinlerin gönlünü
kazanmayı hedeflemiştik. Bağışçılarımızın
desteği, gönüllülerimizin ve gözlemcilerimizin gayretiyle belirlediğimiz hedefleri
aşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Başlangıçta belirlediğimiz 25 bin kumanya bağışı,
40 bini aşarak yüzbinlerce ihtiyaç sahibinin
sofrasına bereket oldu.
3 kıtada, 81 gözlemcinin nezaretinde
Avrupa’dan, Avustralya’dan, Kanada’dan
bağışlanan yardım emanetlerini ihtiyaç
sahiplerine teslim ederken gittiğimiz yerlerde ihtiyaç sahibi bir kişiye daha ulaşabilmek arzusuyla binlerce kilometre yol
yaptık. Zor şartlar altında yaşayan insanlara ulaşabilmek amacıyla kumanya paketi
dağıtımı yapmak için tespit edilen yerleşim
yerlerine ulaştık. Bu esnada yollarda açtırmış olduğumuz su kuyularını görmek bizlere duygulu anlar yaşattı. Su kuyusu açılan yerleşim yerlerindeki kardeşlerimizin
temiz suya ulaşabilmek için artık kilometrelerce yol katetmek zorunda kalmayacaklarını bilmek bizlere huzur verdi. Yaptıkları
yardımlarla kurak coğrafyalarda su kuyusu
açtıran hayırseverlerimizin su kuyularını
yerinde denetledik.
Kumanya paketleri ülke ve bölgelere
göre değişen içeriği ile dünyanın değişik
coğrafyalarındaki mazlum ve mağdur ihtiyaç sahiplerinin iftar ve sahur sofralarına katkı sağladı. Yapılan her bir kumanya
bağışı farklı coğrafyalarda, farklı nedenlerle yardıma muhtaç kimselerin hanelerine
girdi. Kumanya dağıtımı yaptığımız bölgeler içerisinde en mağdur yerleşim yerlerini
seçtik. Karşılaştığımız mağduriyet tabloları
karşısında çoğu zaman şaşırdık; insan onuruna yakışmayan şartlarda yaşam mücadelesi verildiğine şahit olduk. Tenekeden
evler içerisinde yaşayan, evler arasından
akan pis derelerde yiyecek arayan çocuklarla karşılaştık. Karşılaştığımız insanların
sıkıntılarını bir nebze de olsa giderebilmek,
onların eksikliğini duydukları temel gıda
maddelerini onlara ulaştırmak, ihtiyaç sahibi insanların sorunlarına karşı duyduğumuz sorumluluğun bir tezahürü oldu.
Bunun yanında Ramazan Kumanya Kampanyası bize, 15 ülkede Hasene’nin destek-
çisi olduğu yetimlerle biraraya gelme, onların hüzünlü gönüllerini teskin etme imkânı
da sundu.
Mazlum ve mağdurların yanında yer
alan Hasene, kumanya paketleriyle hanelere girmekle kalmadı, gönüllerde de yerini aldı. Yardımları ulaştırdığımız ihtiyaç
sahipleri, kumanya bağışlayan herbir yardımsever için dua etti. Kumanya paketlerini teslim etmek için kapısını çaldığımız
hanelerdeki ziyaretlerimizde, kendilerine
yardım eli uzatılan insanların duydukları
sevinç ve memnuniyet bu yardımları ulaştırmak için özveriyle çalışan gönüllülerimizi fazlasıyla mutlu etti.
Mültecileri ziyaret ettik
Rahmet ve mağfiret ayı olan ramazanda
iç savaşlar, doğal afetler, kuraklık, açlık ve
susuzluktan dolayı zor şartlar altında yaşayan mazlum ve mağdurlarla da buluştuk. En
temel insani ihtiyaçları ellerinden alınan,
yerlerinden ve yurtlarından edilen mülteciler arasında çaresiz, kendilerine ulaşacak
yardım elini bekleyen insanlar gördük. Savaşların, katliamların, yurtlarından çıkarılmak zorunda bırakılmanın mağduriyetini
en derin şekilde yaşayan çocuklar, anneler
ve ihtiyarların sığınma kamplarında çektikleri zorlukları hafifletebilmek adına gerçekleştirdiğimiz ziyarette bir dilim ekmeğe
muhtaç olan, çocuklarının üzerine giydirecek elbiseyi bulamayan kardeşlerimize yardım ettik.
Son günlerde bütün dünya kamuoyunun
vicdanında yara açan Suriyeli mülteciler
de ziyaret ettiklerimiz arasındaydı. Hatay
Kırıkhan’da açılan iftar çadırında binlerce
Sierra Leone - Kumanya Dağıtımı
Suriyeli mülteci kardeşimiz iftar yaptı. Hizmete geçirdiğimiz Mobil Fırın projesiyle
ramazan boyunca üretilen binlerce ekmek,
mültecilerin sofralarının bereketi oldu.
Kuraklıktan bitap düşmüş, açlık ve susuzlukla imtihan olunan Somalili kardeşlerimizle birlikte iftarlarımızı açtık. Yardımlarımız sevince, sevinçler duaya dönüştü.
İnançlarından dolayı yerlerinden ve yurtlarından sürülmüş, evleri, iş yerleri ve hatta ibadethaneleri yıkılmış, yakılmış Myanmarlı mültecileri de teselli ettik, kumanya
paketlerimizi teslim ettik. İhtiyaç sahibi
kardeşlerimize bağışlanan her bir kumanya paketi yüzlerde tebessüme, yüreklerde
duaya vesile oldu. Mazlum ve mağdurların
dualarını aldık, ulaştırdığımız yardımlarla
kardeşlerimizi unutmadığımızı ve onların
yalnız olmadıklarını göstermiş olduk.
Hasene olarak gittiğimiz her ülke ve
bölgede farklı insanlarla, farklı hikayelerle
karşılaştık. Her hikayenin mağduriyet gibi
temel bir ortak paydası vardı. Yapmış olduğumuz yardımlarla yaşanılan mağduriyeti
tamamen ortadan kaldırmak belki mümkün değildi; fakat mağdur insanların yanında olmanın, onlara destek vermenin onların
acılarını hafiflettiğini, onlara güç kattığını
gözlemledik.
Bir Ramazan Kumanya Kampanyası’nı
daha başarıyla tamamlerken Kurban Kampanyası’yla daha fazla mağdur ve mazluma
ulaşabilmenin hummalı hazırlığı içerisindeyiz. Ramazan Kumanya Kampanyası’yla
yüzbinlerce gönülden aldığımız dua desteği ile Kurban çalışmalarımızda milyonlara
ulaşmanın gayretini taşıyoruz.
20  |
Hasene
camia | 13 Eylül 2013
RAMAZAN 2013
Suriyeli mültecilere soframızı açtık
Suriye’de başlayan iç savaş milyonlarca insanı mağdur etti. Sayıları on milyona varan Suriyeliler ülke içerisinde yer değiştirirken, iki milyondan fazla kişi
ise Suriye’den kaçmak zorunda kaldı. Hasene Derneği evlerini terk ederek Hatay’ın Kırıkhan ilçesine gelen binlerce Suriyeliyi Ramazan ayında yalnız
bırakmadı. Murat Kubat
Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde Hasene tarafından açılan iftar çadırında Ramazan
boyunca Suriyeli mültecilere sıcak yemek
dağıtımı gerçekleştirildi, günde 1000 kişiye
5 çeşitten oluşan iftar yemeği verildi. Böylece Hasene iftar çadırında bir ay boyunca
30 binden fazla kişi iftar yapmış oldu. Ayrıca 2000’e yakın kumanya kolisi de ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. İftar çadırındaki
ilk günkü programa Kırıkhan Kaymakamı
Fikret Fecri Çelik, Saadet Partisi İl Başkanı
Necmettin Çalışkan ve Kırıkhan Belediye
Başkanı Murat Sakman katıldılar. Yapılan
çalışmalardan övgüyle bahsedilirken, Kırıkhan Kaymakam Vekili Bülent Tekbıyıkoğlu
gerçekleştirilen faaliyetlere teşekkür anlamında Hasene Derneği’ne plaket verdi.
Hasene tarafından gerçekleştirilen çalışmalara yerli halktan da büyük ilgi gösterildi. Mobil Fırın aracı üzerindeki irtibat
bilgilerimizden bize ulaşan Kırıkhanlı bir
genç, Hasene’yle birlikte Kırıkhan’a gelen
paylaşma sevinci için teşekkür ederken, yerel gazetelerde de derneğin çalışmalarından
övgüyle bahsedildi. Rahmi Vardı, Hasene
Derneği’nin Kırıkhan’da yaptığı çalışmaların farklılığını şu cümlelerle özetledi: “Son
dönemlerde Kırıkhan ilçemize Suriyeli muhacirlerin birden bire akın etmesi sebebiyle
yardım derneklerinin çalışmalarını yakından takip etme imkânı bulduk. Kırıkhan’a
yardım getiren dernekler içerisinde Hasene
Hatay Kırıkhan - İftar çadırı
Derneği’nin hakkını teslim etmek gerekir.
Bu derneğe destek veren tüm hayırseverler
müsterih olabilirler, çünkü en önemli hayır bu kardeşlere nasip oldu. Hasene Der-
neği’nin yalnızca yardım yapma önceliği ve
hassasiyetini bizzat gözlemledim. Kısacası
Hasene iş yaptı. Yaptıkları hizmetlerden
dolayı Allah kendilerinden razı olsun.” Biz
RAMAZAN 2013
Mobil Fırın
Murat Kubat
Suriye’de devam eden iç karışıklık ülkeden kaçışı da artırmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)’nin verilerine göre Suriyeli
mülteci sayısı 2 milyona yaklaştı. 500 bine
yakın Suriyeli mülteci Türkiye’de bulunurken, Lübnan, Irak ve Ürdün’de de binlerce
sığınmacı var. Hatay Kırıkhan’daki Suriyeli
mülteci sayısı ise 30 bini buldu. Kırıkhan’da
herhangi bir kampın olmaması buraya sığınan insanları biraz daha zor durumda bırakıyor.
Ramazan çalışmalarımız kapsamında ziyaret ettiğimiz Hatay Kırıkhan’da her gün
verilen iftarın dışında yaklaşık 30 bin mültecinin bulunduğu şehirde mobil fırın uygu-
lamasını da hayata geçirdik. Hasene Derneği’nin İslam Toplumu Millî Görüş ile birlikte
organize ettiği mobil fırın çalışmasıyla ramazan ayı boyunca her gün 7 bin ekmek çıkartılarak Kırıkhan’daki mültecilere ve ihtiyaç
sahiplerine dağıtıldı. “Ramazan berekettir”
sloganı ile yürütülen Ramazan Kumanya
Kampanyası’nda bir ekmeği paylaşmanın,
kardeşlik ve dayanışma duygularımızı harekete geçirmenin simgesi hâline gelen mobil
fırın, Bolu, Aksaray, Adana ve İskenderun’u
geçerek Hatay Kırıkhan’a ulaştıktan sonra 16
mahalle temsilcisi vasıtasıyla ekmek dağıtımında bulundu. Mobil fırın, gittiği her yerde
ihtiyaç sahiplerine sıcak ekmek dağıtmanın
yanında herkesten büyük takdir topladı.
Mobil frın - Ekmek pişirme yeri
de savaşın bütün dehşetini görüp sıcak bir
yuva bulmak umuduyla başka ülkelere göç
eden kardeşlerimizin acılarını bu güvenle
paylaştık.
Hasene
camia | 13 Eylül 2013
| 21
RAMAZAN 2013
Yetimlerin bayram sevinci
15 ülkede 2.500’den fazla yetime sahip çıkan derneğimiz, ramazan ayı içerisinde düzenlediği Yetim Buluşması ile yetimleri biraraya getirdi.
Gambiya - Yetim buluşması
Yetim Buluşması programı çerçevesinde
yetimlerimizle bir araya gelerek, onlara kıyafet ve kırtasiye malzemelerinden oluşan
hediyelerini verdik. Hazırladığımız hediyeler yetimlerimize bayram sevincini yaşatırken, ramazan ayının huzur ve saadetini
onlarla birlikte yaşamak, onların gözlerinden okunan sevinç ve mutluluğu paylaşmak bizlere de farklı bir atmosfer yaşattı.
Minik yetimlerimizle kardeş olmanın, bir
araya gelmenin hazzını yaşadık. Mahrumiyet içerisinde gözlerini dünyaya açan miniklerimizin yaşamları zor şartlar altında
devam ederken masumiyetlerinden, saflık
ve doğallıklarından bir şey yitirmediklerine
şahit olduk. Tüm olumsuz şartlara rağmen
yetimlerimizin yüzlerindeki tebessüm, sevinç ve mutluluk hiç eksik olmuyordu. Ku-
rak topraklarda gösterdiğimiz ilginin bizlere sevgi ve muhabbet olarak döndüğünü
müşahade ettik. Ziyaret ettiğimiz, başlarını
okşadığımız, sevgimizi gösterdiğimiz yetimlerin sevgilerini kazanmak zor olmadı,
karşılaştığımız bütün yetim yavrularımız
Hasene’ye ve bağışçılara dua ettiler. Kimi
ülkelerde yüzlerce yetimle birlikte pazara
giderek onları tepeden tırnağa giydirdik.
Murat Kubat
Düzenlediğimiz yetim buluşmalarını bazı
ülkelerde başkentlerde gerçekleştirdik;
böylece birçok yetimimiz şehre, başkente
ilk defa gelme imkânını elde ettiler. Yetim
Buluşması programını düzenlediğimiz ülkelerde ülke idarecileri ve Türkiye başkonsolosları da programlarımıza katıldılar;
bu programlarda yetimlerimiz hediyelerini bizzat devlet yetkililerinin ellerinden
aldılar.
Hasene olarak anne-baba sıcaklığını kısa
süreli de olsa hissettirebilmek adına ilgi,
şefkat ve sevgiye ihtiyacı olan yetimlerimizi
bağrımıza bastık; balonlar, şekerlerle yüzlerinde bayram sevinci görmek adına çabaladık. Kendisi de bir yetim olan Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yetimleri ümmetine emanet
edişini hatırlarcasına minik yavrularımızla
bir arada bulunmak bizlere huzur verdi.
Onlarla aynı sofrada iftarı beklemenin, iftar
sevincine yetimlerle bir arada olmak bahtiyarlığını eklemenin hazzını yaşadık. İlgi ve
şefkate ihtiyaç duyan yetimlerimiz yanımızdan hiç ayrılmadı ve heyecanlarını bizlerle
paylaştılar. Uganda gözlemcimiz Uğur Çıtak’a bir yetimin de söylediği gibi: “Bugün
çok güzel bir gün. Sanki bayram havasında
geçiyor. Bizim için geldiniz, bize hediyeler
getirdiniz. Sizleri çok seviyoruz.” Yetim buluşmamızda yetimlerimizin yaşadığı mutluluktan çok daha fazlası, bu sözleri onların
ağzından duymak oldu.
Kurban 2013
Kurban Kampanyası başladı
31 Ağustos’ta Kerpen’de gerçekleştirilen 3’üncü Bölge Temsilciler Toplantısı’nda 2013 Kurban Kampanyası’nın startı verildi.
Murat Kubat
Bölge Temsilciler Toplantısı
Ramazan Kumanya Kampanyası gözlemcilerinin ve IGMG Sosyal Yardım Derneği Hasene bölge temsilcilerinin katıldığı
programda gözlemciler gittikleri ülkeler ve
çalışmalar hakkında kısa değerlendirmelerde bulundu. Ardından Kurban Kampanyası
hakkında bilgilendirme yapılırken takip edilecek stratejiler konuşuldu. Toplantıda kısa
bir selamlama konuşması yapan Hasene Başkanı Mesud Gülbahar, bölge temsilcilerine
ve ramazan kumanya gözlemcilerine kampanya süresince göstermiş oldukları gayretten dolayı teşekkür ederek sözlerine başladı.
Dünyada açlık, susuzluk, yetersiz beslenme
ve sağlıksız koşullardan dolayı insanlar ölürken çok büyük paraların silah ve savunma
sanayisine yatırıldığını söyleyen Gülbahar,
bu durumun devam ettirilemez bir aşamaya
geldiğini belirtti. Gülbahar sözlerini şöyle
sürdürdü: “Maalesef açlık ve savaş birbiriyle
orantılı bir şekilde büyüyor. Savaşın olduğu yerde açlık, açlığın olduğu yerde ise savaş var. İsteğimiz sorumluların akl-ı selim
üzerine hareket etmesi ve savaşların bir an
önce sona ermesidir.” Gülbahar cümlelerini
Mısır’daki insan hakları ihlaline değinerek
ve Suriye’deki iç savaşın onbinlerce insanın
hayatına mal olduğunu, milyonlarca insanı
mağdur ettiğini söyleyerek tamamladı. Daha
sonra Hasene Başkan Yardımcısı Mustafa
Uyanık 2013 Kurban Kampanyası hakkında bölge temsilcilerini bilgilendirdi. Hasene Derneği’nin kurulduğu 2010 yılından bu
yana toplam 6 kampanya gerçekleştirildiğini
ve her kampanyada belirlenen hedefleri aştıklarını söyleyen Uyanık, bu sene Kurban
Kampanyası için 134 bin kurban bağışı toplamayı hedeflediklerini ifade ederek şu bilgileri verdi: “Kampanyamızı değişik ülke ve
bölgelerimizden özel olarak seçtiğimiz 350
gözlemci nezaretinde gerçekleştireceğiz. Bu
sene kampanyamızı yürüteceğimiz ülke sayımızı artırdık. Kampanyamız 4 kıtada 70
ülkede yürütülecek. Geçen sene gittiğimiz
ülkelerin yanında ayrıca Arjantin, Uruguay,
Cezayir, Orta Afrika, Irak, Yunanistan ve
Fildişi Sahili yer alıyor. Türkiye’de ise 50 ilde
Kurban Kampanyası’nı yürüteceğiz.”
Kampanya tarihini 31 Ağustos – 13 Ekim
olarak belirlediklerini ifade eden Uyanık,
organizenin büyüklüğüne dikkat çekerek
kurban bağışı yapacak hayırseverlerin bağışlarını son güne bırakmamaları hususunda
bölge temsilcileri tarafından bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kurban Kampanyası için belirlenen hedefleri yakalayabilmek
için bölgeleri ve şubeleri yarıştırdıklarını
söyleyen Uyanık, bu konuya dair şunları
dedi: “Kampanyayı yürüttüğümüz her ülke
ve bölgeye hedefler verdik ve bu hedefler
doğrultusunda çalışmaların takibini yapıyoruz. Ayrıca ülkelere göndereceğimiz 350
gözlemcimizin her biri kendi yakın ve uzak
çevresinde kampanyamızın tanıtımı noktasında aktif çalışacak. Yine geçen sene bizlere
kurban bağışlarını emanet eden herbir hayırseverimizi bu güzel kampanyaya destek vermeye davet ediyorum.”
Kültür Sanat
camia | 13 Eylül 2013
| 23
Avrupa’da Meryem
tasavvuru & gelenekleri
Hz. Meryem, Hristiyanlık ve Müslümanlıkta kendisine çokça önem atfedilen, saflığı, Allah’a teslimiyeti ve inancıyla bütün inananlara örnek teşkil eden bir
şahsiyettir. Öyle ki, kendisinden sonra gelen birçok kültürde onun temel alındığı gelenekler oluşmuştur. Elif Zehra Kandemir
Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak,
diğer din mensuplarınca mühim addedilen
önemli günleri yaşıyor, yine onlarca çokça
önem atfedilen mimari eserlerin yanından
geçip gidiyoruz. Peki içinde bulunduğumuz
ülkelerde de kendisine büyük saygı duyulan
Hz. Meryem’in Avrupa toplumlarında algılanışı nasıl? Bu sayıdaki yazımızda, bu algının
ufak iki tezahürünü, yani Hristiyan kültüründe Meryem’in göğe yükselişi kutlamalarını (diğer bir deyişle Mariä Himmelfahrt’ı) ve
bulunduğumuz şehirlerde hergün muhakkak
bir tanesine denk geldiğimiz pietà’ları konu
edineceğiz.
Hz. Meryem, Kur’an’da kendisinden övgüyle bahsedilen ve ismiyle anılan yegâne
kadındır. Ayrıca Kur’an’da Meryem isminde
mustakil bir sure bulunmakta, bu surede İslam’ın Hz. Meryem ve Hz. İsa tasavvuru açıklığa kavuşturulmaktadır. Nitekim Kur’ân-ı
Kerîm’de iffet ve Allah’a kendini adayışın
simgesi olarak nitelendirilen ve birçok yerde
övülen Hz. Meryem’e ve onun oğlu Hz. İsa’ya
dair yanlış bir tasavvurun dehşeti şu ayet ile
vurgulanmaktadır: “Doğrusu siz öyle dehşet
verici bir iddiada bulundunuz ki; bundan
dolayı neredeyse gökler paramparça olacak,
yer yarılacak ve dağlar toz duman olacaktı!”
(Meryem suresi; 19: 89-90) Ayette bahsedilen
dehşet verici iddia, Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın
insani vechelerini kabul etmeyip onlara tanrısal özelliklerin atfedilmesidir.
Kur’an’ın bu ikazının yanında Hz. Meryem, Hristiyanlık’ta merkezî önem taşımaktadır. Hristiyanlığın tarih sahnesine çıkışının ilk yıllarında o, sadece Hz. İsa’nın annesi
olması sebebiyle ilgi görmüşse de, ilerleyen
zamanlarda yaşamı, inanış ve kendini Allah’a
adayış biçimi farklı şekillerde yorumlanmış,
bu anlamda Hristiyanlığın farklı mezheplerinin oluşturduğu gelenek ve bu dinin yaygın
olarak yaşandığı ülkelerdeki kültür bu farklı
yorumlardan etkilenmiştir. Bunun belki de
en önemli nedeni, Hz. Meryem’in zamanla insani özelliklerinden soyutlanarak teslis
inancına eklemlenmesi, tabiri caizse insanüstü bir karakter biçilerek bu karakterin kilisece belirlenen çerçevesinin bir iman meselesi
hâline getirilmesidir.
Hz. Meryem hakkındaki birbirleriyle çelişir nitelikteki bilgiler ve onun şahsi yaşamı
hakkındaki verilerin Hristiyanlıkta farklı itikadi mezheplerin doğmasına yol açması, Hz.
Meryem’in hayatı hakkında herkesçe kabul
gören verilerin ortaya çıkmasına da engel olmaktadır. Nitekim Katolikler, Ortodokslar,
Protestanlar, Lutheranlar ya da Calvinistler,
Hz. Meryem’in aslî günahtan uzak olup olmadığı ya da hayatı boyunca muhafaza ettiği
sürekli bakireliği gibi konularda ayrılmışlar,
farklı yorumlarda bulunmuşlardır. Bununla
birlikte Yeni Ahit, İnciller ya da diğer apokrif1
eserlerde ismi sıkça anılan Meryem hakkında
varılan temel mutabakat, onun –haşa- Theotokos2 olduğu, kutsallığı, bakireliği, günahsız doğması ve semaya çıkmasıdır. Öldüğü
Bu Hristiyan geleneğinin arka planında Meryem’in göğe yükselişi
esnasında etrafa bir çiçek buketinden güzel kokuların yayıldığı ya
da Meryem’in mezarı açıldığında içerisinin güller veya diğer güzel
kokulu bitkilerle dolu olduğu inancı yatmaktadır.
yerin, vefat ediş şeklinin, sürdüğü yaşamın
Hristiyanlık içerisinde teolojik bölünmeler doğurduğu bu konu hakkında bütün bu
kapsamlı tartışmaları dillendirmektense, Hz.
Meryem’in şahsiyet ve yaşamının Avrupa kültür ve sanatındaki yansımalarına göz atmak
daha isabetli olacaktır. Nitekim geçtiğimiz
Ağustos, Avrupa’da kutlanan dinî bir bayramı
geride bıraktık. “Meryem’in göğe yükselişi”,
“semaya çıkması”, “cennete kabul edilişi” gibi
anlamlara karşılık gelen; Paskalya ve Hamsin yortusu ya da İsa’nın göğe yükselişi gibi
önemli diğer Hristiyan bayramları arasında
yer alan bu ritüel, hepimizin içinde yaşadığımız toplumlarda neler olup bittiğini, hangi
günlerin hangi saiklerle kutlandığını bilmemiz açısından da önem arz ediyor. Özellikle
yaşadığımız mahallede bu bayram kutlanırken, “Acaba bugünü hangi amaçla kutluyorlar, ben de bu kutlamalara katılabilir miyim?”
gibi soruların hepimizin aklına geldiğini, yerli halktan birilerine sorduğumuzda da onların bu geleneğin tam olarak ne anlam ifade
ettiğini açıklayamadıklarını görüyoruz.
Meryem’in semaya çıkması / Mariä Himmelfahrt / Assomption de Marie / Assunzione di
Maria
Biraz önce ifade edildiği gibi, Hz. Meryem
hakkında Hristiyanlığın temel eserlerindeki
bilgiler farklı farklıdır. Söz gelimi Hz. Meryem’in vefat yılı, nasıl öldüğü ve nereye
gömüldüğü gibi hususlar milattan sonraki
yüzyıldan beri tartışılan konulardandır.
Havarilerden en çok yaşayan Yuhannâ
ile birlikte Efes’e gittiğini ve
orada ölüp, oraya gömüldüğünü belirten
kaynakların aksine
yaygın kanaat, Hz.
Meryem’in
Kudüs’te vefat ettiğidir. Bu konu
hakkında kesin
bir yargıya varılmasa
da Hz.
M e r yem’in
vefatı-
nın ardından gerçekleştiğine inanılan doğa
üstü olay, günümüzde de 15 Ağustos’ta Avrupa’nın neredeyse tamamında kutlanan farklı
bir gelenek oluşturmuştur: Meryem Ana’nın
göğe yükselişi.
Bu inanışa göre Hz. Meryem’in vefatı esnasında orda olmayan Yuhannâ, Meryem’in
gömülen cesedini son bir kez de olsun görmek istemiş, fakat mezar havariler tarafından
açıldığında Hz. Meryem’in cesedinin orda
olmadığı görülmüştür. Bu olaydan hareketle miladın ilk yıllarında Hz. Meryem’in göğe
yükseldiği inancı ortaya çıkmış; Papa XII. Pie,
1 Kasım 1950’de Meryem’in vefatının ardından bedeniyle birlikte semaya çıktığı dogmasını ilan etmiştir.
Hz. Meryem’in günahsız olduğu, bu nedenle herhangi bir sorgulamaya gerek duymaksızın Tanrı ile buluştuğuna inanılan bu
günde Hristiyanlar; şifalı bitkiler, buğday
başakları ve meyveler toplayarak bir buket
yapar. Bu buket daha sonra kilisedeki sunaklara konularak kutsanır, kutsanma işleminden sonra ise evlere götürülüp ters bir şekilde
asılır. Kökü derinlere kadar uzanan bu “kutsanmış yeşillik” (Kräuterweihe) geleneğinde
buketler belli sayılardaki çiçek ve yeşilliklerden oluşturulmakta, böylece bu “tılsımlı” sayıların (örneğin 7, 9, 12, 14, 24, 72 ve 99 gibi)
temsil ettiği anlamlarla bazı musibetlere karşı korunma sağlandığına inanılmaktadır. Katolikler
tarafından gerçekleştirilen bu
uygulamada, farklı şifalı bitkilerden oluşan buketlerin tütsülenmesi ile hastalıklara,
büyülere ve mahsüllerin
az olmasına karşı tedbir alındığına inanılmaktadır. Bayramın
15 Ağustos’ta, yani
birçok bitki ve otun
yeşillendiği
bir
zamanda
yapılması
ise bu otların rahatça
toplanmasına imkân tanımaktadır. Bu geleneğin arka planında Meryem’in göğe yükselişi esnasında etrafa bir çiçek buketinden güzel
kokuların yayıldığı ya da Meryem’in mezarı
açıldığında içerisinin güller veya diğer güzel
kokulu bitkilerle dolu olduğu inancı yatmaktadır. Bunun yanında ilk olgunlaşan fındık ve
cevizlerin çocuklara dağıtılması, çeşitli çiçek
ve böceklere Hz. Meryem’in isminin verilmesi de diğer Hristiyan âdetlerindendir.
İslam’ın övdüğü ve iffet sembolü olarak
Müslümanlara örnek gösterdiği Hz. Meryem
tasavvurundan tamamen farklı olan bu algı,
içerisinde çok tanrılı ve diğer ilkel dinlerden
esintiler barındırmaktadır. Mahsüllerin artması, büyükbaş hayvanların hastalıklardan
korunması gibi saiklerle derlenen buketlerle
Hz. Meryem, neredeyse tabiat ana mertebesine yükseltilmiş, böylece başta Kur’ân-ı
Kerîm’de ifade edilen “dehşet verici iddia”nın
farklı bir boyutu daha ortaya çıkmıştır.
Pietà
Hz. Meryem’in milattan birkaç yüz yıl
sonra Hristiyanlıkta temel figürlerden biri
hâline geldiğini ifade ettik. Kiliselerdeki
Meryem ikonları, ayrı Meryem duaları ve ona
adanan kiliseler bu temel figürün yansımalarından ibarettir. Bunun yanında yaşadığımız
mahallelerde bazen yol kenarlarında, bazen
de resim ve kiliselerde sıkça karşılaştığımız
bir manzara tasviri daha vardır: Kucağında
İsa’yı tutan Meryem.
İsa’nın çarmıhtan çıkarıldıktan sonra
Meryem’in kucağına verildiği anlara verilen
isim olan pietà, İtalyanca’da “merhamet, ibadet” gibi anlamlara gelmekte, aynı zamanda
Hristiyanlıkta ibadet amaçlı kullanılan resimlere de pietà denilmektedir. 14. yüzyıldan itibaren Avrupa kilise mimarisinde sıkça
kullanılan figürlerden olan pietà’larda, Hz.
İsa’nın çarmıhta çektiği acı ve Hz. Meryem’in
ona duyduğu merhamet resmedilmekte, böylece çarmıh algısının zihinlerde diri tutulması amaçlanmaktadır. En ünlü pietà, Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’nda bulunan
ve Michelangelo tarafından yapılanıdır. 15.
yüzyılda mermerden yapılan bu heykel, diğer
pietà’ların aksine Hz. Meryem’i yüzünde huzurlu bir ifade ile tasvir etmekte, ayrıca diğer
eserlere nazaran daha genç ve güzel tasvir
edilen Meryem, Hz. İsa’nın neredeyse yaşıtı
gibi yansıtılmaktadır.
İslam geleneğinde, Hz. Meryem’in iffet
ve Allah’a olan sadakati veya Hz. İsa’nın peygamber olarak Allah yolunda sarfettiği enerjinin anılması ve hatırlanması için bu tarz
tasvirlere gerek olmasa da, içinde bulunduğumuz toplumlarda sıkça rastladığımız bu
kavramları bilmenin fayda sağlayacağını düşünüyorum.
1
Hristiyanlık’ta kutsal metinler arasında
yer almayan metinler.
Michelangelo’nun Aziz Petrus Bazilikası’ndaki pieta’sı
2
Theotokos: Grekçe’de “Tanrı annesi”
anlamındaki ifade.
24  |
Fotoğraflarla Faaliyetler
camia | 13 Eylül 2013
Köln Bölgesi
Son 15 yıldır IGMG ve DITIB cemaati
tarafından bayram arefelerinde gerçekleştirilen mezar ziyaretleri bu yıl
da devam etti. Osendorf’ta bulunan
Müslüman mezarlığına kalabalık bir
cemaatle yapılan ziyarete Barbaros,
Kuba ve Ömerül Faruk Cemiyetleri
de katıldı. Ziyarette Kur’ân-ı Kerîm
okunurken, mezarların başında topluca dua edildi.
Rhein Neckar Saar Bölgesi
Rhein Neckar Saar Bölgesi
Frankenthal şehrinde Dernekler Günü’nün 7’ncisi büyük bir katılımla
gerçekleştirildi. Yirmi dokuz derneğin
katıldığı programda IGMG Rhein Neckar Saar (RNS) Bölgesi Frankenthal
Hicret Camii de stant açtı. Gerçekleştirilen faaliyetlerin tanıtımını yapan
Hicret Camii, Kurban Bayramı’nın
yaklaşması sebebiyle stantta bu konuya ağırlık verdi.
RNS Bölgesine bağlı Alem-i İslam
Cemiyeti mensupları Ramazan
Bayramı arefesinde şehirde bulunan Müslüman mezarlığını ziyaret
etti. 2004 yılı Ramazan bayramından beri yoğun katılımla gerçekleşen kabir ziyareti artık her sene
gerçekleştirilerek geleneksel hâle
geldi. Belediye mezarlığına defnedilmiş Müslümanların kabirlerini
garip bırakmamak amacıyla yapılan ziyaretler, unutulmuş bir geleneğin canlandırılması hasebiyle
diğer Müslümanlardan da büyük
takdir gördü. Her sene bayram
arefelerinde gerçekleştirilen ve
en son Ramazan bayramı arefesinde kalabalık bir grupla yapılan
kabir ziyareti, Cemiyet İmam Hatibi Hüsnü Öz tarafından okunan
Kur’ân-ı Kerîm’in ardından dualarla son buldu.
Hannover Bölgesi
Rhein Neckar Saar Bölgesi
Hannover Şubesi Gençlik Teşkilatı
(GT) sezonu açtı. Yeni sezona çok
güzel bir program ile giriş yapan
Hannover Gençlik Teşkilatı, “Biz
Bize” programında her yaş grubunu birleştirdi. Caminin gençlik bölümünde düzenlenen program çok
beğeni aldı. Çalışmalarında örnek
şube olan Hannover, yeni sezonda daha başarılı bir grafik çizmeye
hazır.
Germersheim Şubesi’nin düzenlemiş olduğu üç günlük kermes
yoğun katılımla gerçekleşti. Bölge
Başkanı Şerif Aslan ve Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz’ın katıldığı
programda beşeri ilişkilerde ölçülü
olmak ve gençlere iyi örnek olmak
konularına değinildi. Ayrıca gençlere dünyadaki olayları takip etmeleri
konusunda tavsiyelerde bulunuldu.
Hamburg Bölgesi
Yeni Beyazıd Cemiyeti’nde yeni GT
Başkanı Murat Koçak ve ŞYK üyeleri görevlerine başladılar. Bölge
GT ve Cemiyet Başkanı Abdulkadir
Namlı’ nın katıldığı toplantıda, fikir
alışverişi yapıldı. Toplantı Müslüman olup, Hamza ismini alan ve
Şube tanıtma komisyonunda görev
alan Jean Josef Fuhrmann’a hediye takdimi ile son buldu.
Württemberg Bölgesi
Bölge Gençlik ve Kadınlar Gençlik
Teşkilatı (KGT) Üniversiteliler Birimi
tarafından düzenlenen Mezuniyet
Töreni (ADABI), 200 kişilik yoğun
bir katılımla gerçekleştirildi. Öğrenci ve ailelere mezuniyet heyecanını yaşatmak amacıyla düzenlenen
törende Lise ve Meslek Lisesi mezunlarının yanı sıra Yıldız Gençlik
Programı kapsamında eğitim gö-
ren gençler de diplomalarını aldılar.
Programda gençlerin dış etkenlerden sıyrılıp kabiliyetleri yönünde
hedefler belirlemeleri gerektiği belirtilirken, başarılı olmak için gerekli
şartlar da vurgulandı. Konuşmaların
ardından stand-up gösterisi ve Geeflow’un konserleriyle katılımcıların
beğenisini kazanan ADABI mezuniyet töreni, mezunlara diploma ve
hediyelerin verilmesinin ardından
son buldu.
Hannover Bölgesi
Hannover Şubesi Kadınlar Gençlik
Teşkilatı 12 kişilik idareci grubuyla IGMG Genel Merkez binasını
ziyaret ederek buradaki çalışmaları yakından görme fırsatını elde
etti. Köln şehrini gezen idareciler,
IGMG Genel Merkez birimlerini ziyaret ederek KGT Başkanı Fatma
Gündüz ve Teşkilatlanma Başkanı
Semra Şimşek ile de buluştu.
Download