KAFKASLAR`DAKİ NÜFÛS HAREKETLERİ G İ R İ Ş

advertisement
KAFKASLAR'DAKİ NÜFÛS HAREKETLERİ
NEDİM
İPEK*
G İ R İ Ş
1860'lı yıllarda, Kafkaslardaki Müslüman toplulukları, Ru­
meli ve Anadolu'ya göç ederken Kuzey - Anadolu'daki gayr-i Müslimlerin b i r kısmı da Kafkasya'ya göçmekteydi. Samsun limanı,
göçmenlerin hareket veya uğrak noktalarından birisi d u r u m u n ­
daydı. B u çalışma, arşiv vesikalarına istinaden söz konusu göçle­
r i n sebeplerini, göçmenlerin karşılaştıkları zorlukları ve geçici is­
kân bölgelerindeki durumlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Kafkasya, batıda Karadeniz sahillerinden doğuda Hazar Denizi'ne, kuzeyde Don ve Volga nehirlerinin birbirine yaklaştığı
noktadan güneyde Çoruh, Arpaçay ve Aras nehirlerine kadar uza­
nan bölgedir. Bölgeye adını veren Kafkas Dağları, Karadeniz'in
kuzey - doğusundaki Tamam yarımadasından Hazar Denizi'nin ba­
tısındaki Apşeron yarımadasına kadar kuzey-güney istikametin­
de uzanır. B u dağ silsilesinin kuzeyine Kafkas önü (Mâdûn-ı Kaf­
kas), güneyine ise Transkafkasya
(Mâverâ-yı Kafkas) denmekte­
dir. B u i k i bölgeyi, önem sırasıyla, Derbend, Daryal, Mamison ve
Avar geçitleri birbirine bağlamaktadır.
Kafkaslar'da bol su kaynakları mevcuttur. E n önemlilerini
Terek, Kuban, K u m a , Riyon ve Kür nehirleri teşkil eder. Kafkasönü, büyük b i r kısmında tahıl ekimi yapılan geniş düzlükler­
den oluşur. Güney Kafkasya ise, başta petrol, demir ve bakır ol­
mak üzere yeraltı kaynaklan bakımından zengindir. Öte yandan,
* Doç. D r . , Ondokuzmayıs Ünv. Eğitim Fakültesi, T a r i h A n a b i l i m
ö ğ r e t i m Üyesi.
Türkiyat
Mecmuası
Dalı
F. 18
274
N e d i m İpek
Kafkasya, Avrupa - Asya arasında, transit ticaret yollarının kesiş­
tiği b i r bölgedir. Kafkasya'nın bu özellikleri milletlerarası pek
çok rekabetin ve anlaşmazlığın ortaya çıkmasına vesile olmuştur.
Rus Çarlığı, coğrafî konumu gereği, önce Karadeniz'in k u ­
zeyini ele geçirmek sonra da batıda Boğazlara ve Balkanlara, do­
ğuda Kafkaslara h a k i m olarak güneye inmek siyasetini takip et­
miştir. Jeopolitik konumu itibarıyla Kırım, Rus topraklarının K a ­
radeniz ve Akdeniz havzasına açılmasının tek yoludur. B u gerçeği
gören Rusya, özellikle X V I I I . yüzyıldan beri Kırım, Karadeniz İstanbul ve buna eşdeğer Tuna nehir yolu ile Gürcistan - Tiflis
ve Fırat vadisi - Suriye yolunu ele geçirmeye çalışacaktır. Ancak,
Kafkasya, Rusya'nın Anadolu, İran, I r a k ve Suriye'ye inişini en­
gelleyen t a b i i b i r settir. Kafkaslar, b u özellikleri ile Ruslar için
askerî ve ticarî b i r öneme haizdir. B u nedenle Çarların b i r çoğu
bu geniş verimli sahayı Ruslaştırmayı ve ahâlisini kendine bağ­
lamayı ilke edinmiştir. Bununla birlikte, Kafkasların kuzeyin­
deki Türk-Rus mücâdelesi, Rusların güneye inmek siyasetlerim
tatbik etmelerini geciktirmiştir.
1
Rusya, Kazan (1552) ve Astırhan'ı (1556) hakimiyeti altına
aldıktan sonra Kuzey-Kafkasya'ya doğru ilerlemeye başlayacaktır.
B u i k i hanlığın zabtından sonra Ruslar, Kabartaylar üzerine yoğun
tarruz hareketine başladılar. B u taarruzlar neticesinde bölge iş­
gal edildi. Osmanlı Devleti, Küçük Kaynarca Andlaşması'yla (1774)
Kırım'ın müstakil olması yanı sıra Kabartaylar'm Rusya'ya terk
edilmesini de kabul etmek zorunda kaldı. Böylece, Rusya, yavaş
yavaş Kuzey - Kafkasya'ya sokulmaya başlayınca Rus - Çerkeş mü­
câdelesi patlak verdi. (1777). Öte yandan, Kırım'ın iltihakını mü­
teakip (1783) K u b a n nehrinin kuzeyindeki arâzî de Ruslar tara­
fından ilhak edilmiştir.
2
Ruslar, Kırım ve Kafkaslar'm kuzeyinde askerî harekâtları­
nın yanı sıra Kolonileştirrne eylemine de giriştiler. Rus kolonileştirme metodu, askerî harekât sonrası işgal sahalara kaleler inşâ
1 E d o u a r d D u l a u r t e r , « L a R u s s i e dans l e Caucase», Bévue
des, P a r i s 1860, X X V H , 772.
2
yaseti,
C e m a l Gökçe, Kafkasya
ve
îstanbul 1979, s . 1 8 - 1 9 , 41.
Osmanlı
İmparatorhtğu'nım
des deux
Kafkasya
Mon­
Si­
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
275
Hareketleri
etmek ve çevresine Kozakları ve Rusya'nın içerilerinden g e t i r t i ­
len Rus göçmenlerini iskân etmekti. Nitekim, ilhak sonrası K u ¬
ban bölgesindeki Müslümanlar genel b i r kıyıma maruz kalmış­
lardır. B u umumî sıngından k u r t u l a n Çerkeş ve Nogaylar, K u ¬
ban, nehrinin sol sahiline iltica ederken Nogaylarm bir kısmı
da, Ruslar tarafından Kırım Türklerinin terk ettiği topraklara
tehcir edildi. Kuban'da Müslümanların boşalttığı yerlere Kozak­
lar yerleştirildi. B u tedbirlerle yetinmeyen Rusya, aynı bölgeye
Rus göçmenleri ile Alman göçmenlerini de yerleştirdi. B u faali­
yetler sonucu, 1832 yılında Kuzey-Kafkasya'da tüm bölgeyi boy­
dan boya kateden birbirine kaleler ve tarımla uğraşan Hıristiyan
topluluklar ile bağlanan ünlü «Kozak Hattı» tamamlanacaktır.
Öte yandan, Ortodoks Kilisesi vasıtasıyla bölge halkının b i r kıs­
mı Hıristiyanlaştırılacak ve özellikle Ossetlere karşı misyonerlik
faaliyetleri yürütülecektir.
3
1
Rusya, bu niyetini Kafkaslar'ın güneyinde biraz farklı uy­
gulamıştır. Şöyleki, Rusya, halkının büyük bir bölümünün Hı­
ristiyan olmasından faydalanarak Gürcistan'ı elde etmiş ve Ana­
dolu ile İran üzerine yapacağı seferlerde burayı b i r üs olarak
kullanmayı tasarlamıştı. Nitekim, Gürcistan'ın ilhakı (1801) ile
Rus sınırları Türk ve İran topraklarına dayanmıştı. Rusya, Gür­
cistan'da da toprağa bağlı kölelik r e j i m i n i t a t b i k e t t i ve müstakil
Gürcü Ortodoks kilisesini, Rus kilisesine bağladı. Öte yandan,
Rus çarına sadık papaz ve münevver zümre yetiştirmek için ted­
risat Ruslaştırıldı. Böylece, Dağıstan ve Çerkesistan arkadan k u ­
şatılırken İran ve Osmanlı Devleti'ne karşı da kuvvetli bir hare­
kât üssü temin edilmiş oldu.
6
Rusya, 1826-1829 tarihleri arasında İran ve Osmanlı Devle­
ti'ne karşı girdiği savaşlarda sınırlarım güneye doğru genişletti.
17 M a r t 1828 t a r i h l i Çarhk Beyannâmesi ile işgal edilen Revan,
Nahcıvan ve havalisinde b i r Ermeni vilâyeti kuruldu. Öte yandan,
Osmanlı Devleti'nin ve İran'ın Rusya'ya müvacir sahalarında ya­
şayan Ermeniler, yeni kurulan vilâyet topraklarına göçürülerek
3
J o h n F . Baddeley,
BvMarm
Kafkasya'yı
İstilâsı
ve
Şeyh
Sedat Özden, İstanbul, s. 36 - 38, 45, 66, 70; C e m a l Gökçe, Aym
4
J o h n F . Baddeley, Aynı
5
M i r z a B a l a , «Gürcistan», ÎA,
eser,
Şamil,
Çev.
eser, s. 41 - 42.
s. 60.
İstanbul 1964, r v , 843. . .
N e d i m İpek
276
Ermeni kolonileri oluşturuldu." Böylece, Ruslar, Gürcü ve Ermeni
topluluklarına istinaden Kafkaslar'm güneyine nüfûz etmişler­
dir.
Kırım Savaşı sonrası kendisini Kafkaslar'da tamamen serbest
hisseden Rusya, Kafkas toplumuna karşı uzun yıllar sürecek
olan daimî taarruzlarını başlatacaktır. Rusların b u saldırılarına
karşı Şeyh Şamil'in liderliğindeki b i r avuç Müslüman mücâhidi
direnmiştir. Şeyh Şamil'in 1859 yılında teslim olmasıyla Müslü­
manların Ruslara karşı yaptıkları savunma harekâtı kuvvetin­
den çok şey kaybetmiştir. B u t a r i h t e n sonra mücâdele b i r süre
daha devam etmiş ise de 1863-1864'de Kafkaslar'daki genel d i ­
reniş sona ermiştir. B u tarihten itibaren Kafkaslar'dan Anado­
lu'ya ve Rumeli'ye yönelik kitle göçleri tekrar başlamıştır.
I — KAFKAS GÖÇÜ (1864)
A — GÖÇ SEBEBİ :
B u göçlerin sebep ve hattâ sonuçlarının açık b i r şekilde or­
taya konabilmesi için, her şeyden önce bölgenin nüfûs ve etnik
yapısının incelenmesi gerekmektedir. Aslında b u husus müstakil
bir çalışma konusu olup oldukça zor b i r iştir. Dolâyısıyla, burada
Kafkaslar'm nüfûsunu incelemek iddiasında değiliz. Amacımız
sadece okuyucuya b u hususta b i r f i k i r verebilmektir.
Kafkaslar'da
müteşekkildir :
yaşayan ahâli etnik bakımdan şu gruplardan
7
1 — Kafkas K a v i m l e r i : Kerkesler, Abhazlar, Çeçen-înguşlar
(Avarlar, Lezgiler, Laklar ve Derginler) ve Gürcüler.
2 — Türk K a v i m l e r i : Kumuklar, Karaçay, Balkar, Nogaylar,
Karapapaklar, Kundurlar, K a l m u k l a r ve Türkmenler.
6
Söz k o n u s u göçler hakkında geniş bilgi için tokz. Kemâl B e y d i l l i , «1828¬
1829 Osmanlı - R u s -Savaşında D o g u - Anadolu'dan.
niler», Belgeler,
7
tanbul
Rusya'ya
göçürülen
Eıme-
A n k a r a 1988, c. I I I , sayı. 17, s. 3 6 5 - 4 3 4 .
B u k o n u d a geniş b i l g i için tokz. İsmail B e r k o k , Tarihte
1958, s. 130 - 1 5 9 , 2 1 8 - 2 2 5 ,
Kafkasya,
İs­
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
277
Hareketleri
3 — Hint-Avrupa K a v i m l e r i : Ossetler, Ermeniler,
Farslar ve Alanlar.
Svanlar,
4 — Rus hakimiyeti döneminde bölgeye yerleştirilen Rus, Ko­
zak, Çingene, Rum, Yahudi ve Alman göçmenleri.
Kafkaslar'm X I X . yüzyılın i l k yarısındaki nüfûsu hakkında
verilen rakamlar i k i ile yedi milyon arasında değişmektedir. As­
lında b u rakamlar b i r t a h m i n i n ötesine geçememektedir. M. Klaproth, Karadeniz ve Hazar Denizi arasında yaşayan söz konusu
toplulukların nüfûsunu 527.887 hâne olarak göstermektedir. (Bkz.
T a b l o : I)
8
9
Tablo : I
Kavim
Çerkeş
Abaza
Çeçen
Lezgi
Nüfûs
(Hâne)
%
Kavim
Nüfûs
(Hâne)
%
51.130
10
Nogay
9.480
2
53.898
35.850
11
7
Türkmen
Osset
79.914
33.915
15
138.700
26
Gürcü
Toplam
125.000
527.887
6
23
(2.375.485)
Ahmed Cevdet'e göre Kafkasya'nın nüfûsu, aşağıdaki tablo
Il'den anlaşılacağı üzere, t a k r i b i 2.400.000'dir. Burada i l g i çeken
husus Cevdet Paşa'nm Kırım Savaşı sonrası Kafkas nüfûsu için
verdiği rakamlar M. K l a p r o t h ' u n savaş öncesi verdiği rakamlara
eşdeğerdir.
10
8
Aynı
Kafkasya'nın
eser,
B a l a , «Çerkesleı», İA,
Kafkasya
mûsü'l
nüfûsu
Baddeley'e
s. 2 5 ) ; L o r d P o n s o n b y ' y e
4.000.000
İstanbul 1967, I H , 3 7 6 ) ; gemseddin
3.937.425 ve K u z e y K a f k a s y a
Alam,
göre
F.
Baddeley,
3.183.944'dür.
(Mirza
S a m i ' y e göre Güney
(Şemseddin S a m i ,
Ka-
İstanbul 1314, V , 3545 - 3 5 4 6 .
9 J a m e s ıStanislas B e l l , Journal d'une Residence
annees 1837 - 1838 et 1839, P a r i s 1841, I I , 355 - 358.
10
(John
göre dört ile altı m i l y o n arasında
A h m e d Cevdet, Tezakir,
en Oircassie
pendant
les
1 - 1 2 , y a y . O a v i d B a y s u n , A n k a r a 1986, s. 94-99.
278
N e d i m İpek
Tablo: I I
Nüfûs (Hâne)
Ülke
Dağıstan
Kabartay
Çerkesistan
Gürcistan
Açıklama
B u n u n 10.000 hânesi Ermenidir.
270.000
60.000
100.000
100.000
86.000 hânesi Hıristiyan, 6.000 hâ­
nesi Müslüman, 8.000 hânesi put­
perest Osset ve Svan taifesidir.
Rus istatistiklerine nazaran ise XLX. yüzyılın i l k yarısında
bölgenin nüfûs yapısı aşağıdaki tablo IH'de gösterilmiştir.
11
Tablo: I I I
Yer İsmi
Gürcistan
İmereti
Güril
Mingreli
Svanet
Abhaz
Ahıska Eyaleti
Ermeni İdaresi
Müslüman Eyaleti
«Talic» Eyaleti
«Tchari ve Bielokany»
Toprağı
Gence
«Bolgodar Toprağı»
Avar Hanlığı
Dağıstan
Yekûn
11
Nüfûs
380.000
100.000
36.700
68.600
30.000
52.300
70.000
158.000
250.000
30.000
40.000
18.000
32.000
31.000
252.000
1.548.600
J a m e s S t a n i s l a s B e l l , Aynı
eser,
Kavim
Gürcü
Ermeni
Lezgi
«Kistine»
Osset
Abaza
Tatar
Türk
İran
Çingene
Rum
Nüfûs
432.000
370.000
320.000
6.200
22.000
50.000
290.000
14.500
14.000
2.500
28
24
21
0.5
1.5
3
19
1
1
0.16
6.350
0.41
1.535.600
I I . , 358, 359.
%
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
279
Hareketleri
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Kafkaslar'm
nüfûsu hakkında farklı rakamlar verilmektedir. B u n u n en önem­
l i sebebi Kafkasya'nın coğrafî sınırlarının değişik şekillerde gös­
terilmesinden veya bazı kaynakların Kafkasya nüfûsu diye sade­
ce Kuzey - Kafkasya'nın nüfûsunu vermelerinden kaynaklanmak­
tadır. Ancak, bu nüfûs istatistikleri incelendiğinde, ahâlinin t a ­
mamının gayr-i Rus ve ezici çoğunluğunun ise Müslüman olduğu
görülür. B u yapıya sahip b i r bölgenin Rus idaresi altında t u t u l a ­
bilmesi için ne yapılmalıydı? Rus iskân metodu incelendiğinde
bu sorunun cevabı bulunacaktır. Rus iskân metodu bölgelere göre
değişiklik arz etmekle birlikte genelde Ruslar, ellerine geçirdiği
bölgelerde aşağıdaki hususları t a t b i k etmişlerdir.
12
1 — Müslüman veya putperest olan yerli ahâliyi tazyik, şid­
det, propaganda veya menfaat yoluyla Hıristiyanlaştırmaya te­
şebbüs etmek.
2 — Rus göçmenlerini, ticaret ve ulaştırma merkezlerine is­
kân ederek yerli ahâliye h a k i m kılmak.
3 — Yerli ahâlinin ziraî araç - gerecini, hayvanlarını ve hat­
tâ kendilerini Rus göçmenlerine yardıma ve angaryaya mecbur kıl­
mak.
4 — İskân m a h a l l i n i n verimli arâzîsini Rus göçmenlerine
tahsis etmek, eğer b u arâzî yerli ahâliye ait ise, bunları daha az
verimli kurak arâzî ile değiştirmek ve b u hususta şiddet k u l ­
lanmak.
5 — İskân edilen Rus göçmenlerinin h a l ve hareketini sü­
rekli kontrol altında tutmaktır.
Kısacası, Çarlık Rusyası, Kafkas topluluklarını i l k aşamada
Hıristiyanlaştırmaya ve i k i n c i aşamada Ruslaştırmaya çalışacak­
tır. Karşı çıkanlar ise katliâm, devlet terörü ve sürgün yoluyla
sindirilecektir. B u politikanın dünya literatüründeki adı «asimi­
lasyon» ve «soykırım» dır. Rusya, b u politikasında başarılı olabil­
mek için aşağıdaki vasıtalara baş vurmuştur, k i bunlar aynı za­
manda Kafkas göçlerinin sebeplerini teşkil eder.
12 V a n P . Goç, Beynelmilel
Usûl-i
A d e m , i s t a n b u l 1334, s. 1 2 5 - 1 2 6 .
temsil,
îshân-ı
Muhacirin,
Müt. H a b i l ,
N e d i m İpek
280
a — Hıristiy anlaştırma
Siyaseti:
1860'a kadar Rus memurları Kafkas göçlerini memnuniyetle
karşılıyorlardı. Zulm, ağır vergiler ve acımasızca ülkenin iç t a ­
raflarına ve Sibirya'ya yapılan sürgünler göç hareketlerini hız­
landırmıştı. Kafkas göçmenleri, Osmanlı Devleti'ne iltica ediyor­
du. Bâb-ı Âlî, b u göçmenleri Anadolu ve Rumeli'ye yerleştiriyordu.
Oysa, Rusya, ileriki yıllarda Tuna'dan Ege Denizi'ne kadar uza­
nan, kendine bağımlı büyük b i r Bulgaristan kurmayı plânlamış­
tı. B u nedenle, Kafkas göçmenlerinin b i r kısmının bugünkü B u l ­
garistan topraklarında yerleştirildiğini gören Rusya, derhal Kaf­
kas politikasını değiştirdi. Yeni plâna göre, yerli ahâli zorla Kaf­
kasya'da tutulacak ve baskı yoluyla dinleri değiştirilecekti. B u
politikaya karşı çıkanlar ise imhâ edilecekti.
Rusya, b u plânı Avrupa'nın gözlerinden uzak sessizce uygu­
lamaya koydu. B u plân, dinî yönü hariç bazı noktalardan Polon­
yalılara karşı uygulanan sisteme benziyordu. B u plân doğrultu­
sunda kitle göçü yasaklandı. Önceki seneler göç edip şahsî işlerini
veya ebeveynlerini görmek isteyenler engellendi." Böylece, Kaf­
kasya'nın dış dünya ile ilişiği kesildi ve Hıristiyanlaştırma faali­
yeti başladı. Küçük çocuklar eğitim yoluyla, yetişkinler ise devlet
zoruyla Hıristiyanlaştırılacaklardır. •
Her şeyden önce Ruslar, Rus olmayan ahâlinin isimlerini de­
ğiştirdiler. Yetişkin Hıristiyan ve Müslümanların isimleri VartanVartanof, Tarkan - Tarkanof ve Yusuf - Yusuvof şeklinde değişti­
riliyordu. B u değişim süratle yapıldı." Öte yandan, b i r Müslü­
man, yeni doğan çocuğunu nüfûsa kayd ettirmekle yükümlüydü.
Müslüman, resmî dairelere yaptığı müracaatta meselâ, çocuğun
13
K u b I r m a ğ ı kıyılarında göç i z n i elde e t m e k
için k a b i l e r e i s i
Yakub
B e y , M e h m e d A l i B e y , M â m B e y , To'hranoğlu A r s l a n B e y , M a n m u d B e y v e di­
ğerleri dilekçe v e r d i . Neticede
Documents
soumis
S i b i r y a ' y a sürüldüler.
à la Conférence
de Constantinotple,
B k z . Atrocités
Istanbul
Russes,
1988, s. 19 :
B u eser, İstanbul K o n f e r a n s i ' n a (187©) t a k d i m edilen K ı r ı m v e K a f k a s Müslü­
manlarının şikâyet v e protesto
lekçeler,
Rusların,
dEekçelerini i h t i v a e t m e k t e d i r . Söz k o n u s u d i ­
h a k i m i y e t l e r i altındaki
Müslümanları
Hıristiyanlaştırmak
v e Ruslaştırmak amacıyla İcrâ e t t i k l e r i baskı, z u l m , sürgün v e katliâmın de­
tayını
14
vermektedir.
E d o u a r d D u l a u r i e r , Aynı
makale,
s. 796 - 797.
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
281
isminin Mehmed olduğunu bildiriyordu. Görevli Rus papazı veya
Rus m e m u r u hiç b i r şey söylemeksizin Mehmed yerine İvan veya
diğer b i r Ortodoks ismi yazıyordu. B u n u müteakip, Rus Hükü­
meti, tesis ettiği okullar vasıtasıyla derhal Rus kültürünü yay­
maya çalışıyordu. Müslüman çocukları, anne - babalarından alı­
nıp, Ortodoks olarak yetiştirilmek üzere, Rus okullarına yerleş­
tirilmekteydi. Burada kendilerine Rusça ve Hıristiyanlığın pren­
sipleri öğretilmekteydi. Rusça öğretmek amacıyla, ailelerin iste­
ğine bakılmaksızın Müslüman okullarına Rus öğretmenler yerleş­
tirilmişti. Bunlara ödenen yüksek ücretler ise Müslüman aileler­
den tahsil edilmekteydi. Halk payına düşeni ödemez ise elindeki
her şeyi satılıyordu. Öte yanda, Müslüman ve Hıristiyanların ka­
rışık yaşadıkları tüm köylerde, karma okullar ve diğer eğitim k u ­
rumlarını idare etmek için Ortodoks misyonerler veya misyoner­
l i k topluluğunun himaye ettiği kişiler seçiliyordu. B u gibi kişile­
r i n teşebbüsleri sonucu dinî törenler yasaklandı. Ayrıca, Müslüman
çocuklarına, anadillerini konuşma yasağı getiriliyor ve bütün ço­
cuklar ebeveynlerinin d i n i n i horlayan, alay eden kitapları tahsil
etmek zorunda bırakılıyordu.
16
10
Rusların bölgedeki Müslüman d i n adamlarına da baskı yap­
tığını görüyoruz. Nitekim, Kazan'da 200 haneden küçük köyler­
de i m a m bulunması ve camii yapımı yasaklanmıştı. Öte yandan,
toplum içindeki etkinliklerini kırmak için imamlar, zorla askere
alınmışlardır. Askerlik ocağında domuz e t i yemeğe zorlanmışlar
ve horlanmışlardır. Kırım'da ise ulemaların sayısı azaltılmaya
çalışılmış ve Rusçayı bilmeyen i m a m ve hocalara görev verilme­
miştir.
17
18
Netice itibarıyla, Kırım, Kazan ve Kafkaslar'da toplumun
dinî bilgisi zayıflamıştır. Fanatik Ortodoks öğretmenlerden Rus­
ça eğitim alan ve Rus kültürüyle yetişen Müslüman ailelerin ço­
cukları, ebeveynlerinin dinini kötülemeye ve hattâ İslâmiyeti terk
ile, Hıristiyanlığı kabule başlıyorlardı. B u şekilde büyüyen kızlar
15
Atrocités
Russes
, s. 8 : (Hıristiyan olmaları için baskı yapılan Müs­
lüman ahâlinin dilekçesi.
16
Atrocités
Russes,
s. 8 - 9 .
17
Atrocités
Russes,
s. 7 : K a z a n Müslüman ahâlisinin dilekçesi.
18
Atrocités
Russes,
s. 3' : Kırım Müslüman ahâlisinin dilekçesi.
282
N e d i m İpek
Rusların evlenme t e k l i f i n i kabul ediyordu. Eğer reddederlerse zor­
la kaçırılıp Ruslarla evlendiriliyordu. Üstelik, direnmeyi salık ve­
ren ebevenyleri cezalandırılıyordu.
19
Eğitim çağındaki çocuklar b u şekilde Hıristiyanlaştırılıp Ruslaştırılmaya çalışılırken, yetiştin Müslümanlar da baskı yoluyla
din değiştirmeye zorlanmışlardır. Nitekim, Kafkas Müslümanlarını Hıristiyanlaştırmak amacıyla, Rus çarının himayesi altında
«Kafkas Müslümanlarını Hvristiyanlaştırma Cemiyeti» adı altın­
da b i r teşkilât kuruldu. B u teşkilâta üye olan misyonerler ve b u
teşkilâtın hamisi olan kişiler, Müslümanların meskûn bulunduğu
kazâlara idareci olarak t a y i n edildiler. Bunların faaliyetleri as­
kerî birlikler tarafından sürekli destekleniyordu. Hattâ, bazı Rus
askerî birlikleri, Müslüman köylüleri terör vasıtasıyla Hirıstiyan
olmaya zorlamakla yükümlüydü. B u baskılardan kaçıp k u r t u l ­
mak isteyenlerin cezası Sibirya'ya sürgündür. Tehcir kararma d i ­
renmenin cezası ise idam ve katliâmdır. Hıristiyanlaştırma poli­
tikasına karşı direnenler Ortodoks nüfûs arasına serpiştirilmektedir. Buna karşı çıkılması halinde erkek, kadın, çocuk, i h t i y a r de­
meden itiraz edenlerin tamamı katledilmektedir. Meselâ, söz ko­
nusu Rus askerî birliklerinin geleceğini öğrenen Klares'li 27 hâne
halkı göç izni almak için general Blandjoff'a müracaat etti. A n ­
cak, bunlar, sürüleceklerini anlayınca koruluk b i r yere sığındılar.
Burada son adamları da ölünceye kadar topa t u t u l d u l a r . Devlet
terörü sonucu Müslüman toplum, başka b i r kurtuluş yolu bula­
madığı için zahirî olarak Müslümanlığı terk etmiştir. Hıristiyan­
lığın kabul edildiği ilân edilir edilmez, askerler, yerlerini Rus
papazlarına terk ediyorlardı.- Rus Ortodoks d i n adamları ise çe­
şitli vasıtalarla Hıristiyanlığı yaymağa çalışıyorlardı.
20
21
2
b — Vergi
ve Angarya :
İstilâya maruz kalan kavimler, «Yasak» tabir edilen vergiyi
ödemekle mükelleftirler. B u verginin mikdarı ve ölçüsü Ruslara
19
Atrocités
Busses,
20
Atrocités
Busses,
s. 20.
s. 1T - 1 8 ,
v e r d i k l e r i dilekçe.
21
Atrocités
Busses,
s. 19.
22
Atrocités
Busses,
s. 9.
21 : Çerkeslerin
Istanbul
Konferansi'na
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
283
Hareketleri
boyun eğme derecesine göre değişirdi. «Yasaklı» tabir edilen vergi
mükellefi, sadece kendisi için değil, ailesinin yetişkin erkek üyele­
r i n i n hepsi için de vergi ödemeye mecbur t u t u l u r d u . Önce aile­
n i n her b i r üyesinden vergi alınırdı. Çocukluk, hastalık ve i h t i ­
yarlık gibi çalışmaya engel teşkil eden haller dikkate alınmazdı. "
Askerlik yapan kişinin şahsî vergileri babasına ödetilirdi. Hattâ,
vergi memurları, ölen şahısların vergilerini uzun yıllar tahsil et­
mişlerdir. Halk payına düşen vergiyi ödeyemez ise sahip olduğu
her şey satılırdı. Vergi mükellefi hiç bir şeye sahip değilse veya
ölmüş ise vergisi komşusundan tahsil edilirdi. Öte yandan, göç
etmek hususunda ısrarlı olanlardan on yıllık vergi toptan talep
edilmekte ve hattâ, tüm m a l varlığı müsadere edilmektedir. Sür­
gün, kırım ve göç sebebiyle b i r bölgenin nüfûsunun azalmasına
rağmen söz konusu bölgeden tahsil edilen vergi toplamı azalmıyordu.
2
24
Vergi mükellefleri aynı zamanda «devlettik hizmetler» namı
ile çeşitli angaryaları yapmakla mükelleftirler. Hükümet, onlara
istihkâmlar, tabyalar, kaleler inşâ ettiriyor, yollar yaptırıyor ve
buna karşılık olarak bazen vergiden muaf tutuyordu."" Dağıstan'­
da askerî yolların yapımı, taş kırmak ve benzeri işlerde Müslü­
m a n ahâli ücretsiz çalıştırılmıştır. Dağıstan'ın Kemra bölgesinde
meskûn 40 hâne halkı, b u işlere geç iştirak ettiği için Sibirya'ya
sürülmüş ve bütün m a l varlığı müsadere edilmiştir. Öte yan­
dan, askerî angaryalar için Müslümanların arabaları, sürüleri
gasb ediliyordu. Ayrıca, askerî birliklerin masrafları konakladık­
ları yerde meskûn bulunan Müslümanların omuzlarına yükleni­
yordu. Oysa, Hıristiyanlar, b u gibi angaryalardan muaf t u t u l u ­
yorlardı. Müslümanların, haksız vergi tahsili ve angaryalar h u ­
susunda yaptıkları itirazlar tehdid ve şiddet yoluyla önleniyordu.
Netice itibarıyla, Müslümanlıkta İsrar edenler ağır vergi ve an­
garyalarla bunaltılıyor ve eziliyordu. B u uygulamanın amacı, Hı28
23
Abdullah
B a t t a l T a y m a s , Kasem
24
Atrocités
Busses,
Türkleri,
Ankara
1966, s. 47.
s. 4, 7, 19.
25
Abdullah
B a t t a l T a y m a s , Aynı
26
Atrocités
Busses,
eser,
s. 47 - 48.
s. 28 : Dağıştan v e D o ğ u - K a f k a s y a Müslüman ahâ­
l i s i n i n İstanbul Konferansı üyelerine gönderdikleri
protesto.
N e d i m İpek
284
ristiyanlığı kabul etmeyenleri ekonomik açıdan yaşayamaz hâle
getirmekti.
37
Ruslar, Müslüman toplumun istiklâl mücâdelesini Önlemek
için Müslümanları askere almaya çalışıyorlardı. Meselâ, 8 Ocak
1864 t a r i h l i Takvim-i Vekayi gazetesinin haberine göre «Rusya,
kendisine tabi bulunan kabilelerden hâne başına b i r adam talep
etmişti. B u vesile ile nüfûsun en dinamik 70.000 kişisi Çerkesistan'dan çıkarılmış olacak ve böylece Çerkeslerin istiklâl mücâde­
lesi baltalanmış olacaktı.
28
Azerbaycan'daki Rus idaresinin esasını da Ruslaştırma siya­
seti teşkil eder. Çarlık Rusyası, Azerbaycan'da isnad edebileceği
bir sınıf meydana getirmek amacıyla, bölgedeki bey ve ağalara
işgal öncesi idare ettikleri hanlık topraklarını onların hukukî t a ­
sarruflarına mülkî olarak verdi. Köylüler, b u gibi kişilere vergi
vermeye ve hizmetçi ve işçi olarak angaryalarını yapmaya zor­
landılar. Buna karşılık, bey ve ağalar, i l k davette, Çarlık ordusu
saflarında yerlerini alacaklardı.
29
c — Sürgün ve Katliâm :
Rusya, yukarıda izah edilen baskılarına rağmen, Müslüman­
lıkta İsrar edenleri sindirmek için sürgün ve katliâm «metodunu»
da tatbik etmiştir. B u hususta en küçük b i r bahaneyi değerlen­
dirmekten geri durmayan Rus memurları, Müslümanları t u t u k l a ­
makta, Sibiryaya sürgün etmekte, direnenleri ise muhakeme et­
meksizin i d a m etmekteydi. Hattâ, hadiseden habersiz kişiler kat­
ledilmekteydi. B u hususta b i r kaç örnek vermekle yetineceğiz.
Dağıstan'ın K i a t şehrinde Ruslar, arasına b i r kilise inşâ et­
mek amacıyla b i r cami ve b i r evi yıktılar. B u uygulamaya itiraz
eden Hacı Murtaza, öfkeyle Şalikof adındaki bir memuru öldür­
dü. B u hadise üzerine mahallî Rus idaresi, sorgulama ve muha27 Atrocités Busses,
Çerkeslerin dilekçesi.
28
Takvim-i
29 Hüseyin
1975, s. 32 - 35.
Vekayi,
Baykara,
s. 7 :• K a z a n Müslüman ahâlisinin dilekçesi; s. 19 :
28 B 1280, N r 738.
Azerbaycan
İstiklâl
Mücâdelesi
Tarihi,
İstanbul
285
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
keme yapmaksızın hadiseden haberdar olmayan 40 Müslümanı
idam ederken 200 kişiyi de Sibirya'ya sürmüş ve bunların bütün
m a l varlıkları müsadere edilmiştir. Dağıstan'ın Yedi - toprak mev­
kiinde b i r Rus subayının i k i kişi tarafından öldürülmesi üzerine
çevredeki beş köyde m u k i m takriben 5.000 kişi tutuklanmış ve
Sibirya'ya sürülmüştür/' Ahâli, maruz kaldığı adaletsizliği Rus
askerî makamlarına bildirmesi durumunda mahallî Rus memur­
ları vasıtasıyla, şikâyet geri alınıncaya kadar Müslümanların ile­
r i gelenleri tevkif ediliyor ve döğülüyordu.'
0
11
Sivil b i r Rusa saldırının cezası sorgusuz sualsiz en az y i r m i
kişinin sürgün edilmesidir. Aynı suç b i r Rus memuruna karşı
işlenirse sürgün edilenlerin sayısı yüz kişiye çıkmaktaydı. Fakat,
bir Rus b i r Müslümanı öldürdüğü zaman herhangi b i r ceza almı­
yordu. Aksine ölen şahsın ebeveynleri, resmî makamlara yaptık­
ları şikâyetden vaz geçinceye kadar sorgulanıyor veya tehdid edi­
liyordu. Irzına tecavüz edilen b i r Müslüman kadın, kendine teca­
vüz edenleri öldürdüğü için, tutuklandıktan sonra işkenceye ma­
ruz bırakılmıştır. Buna benzer bir diğer hadisede Dağıstan Dargo
kazâsınm kaymakamı olan Prens Şatşavadze, Morkuk köyünden
Konjenya isimli kızı zorla beraberinde götürmek istemiş ve bazı
hadiselerin cereyan etmesine sebebiyet vermiştir. Adı geçen Prens,
daha sonra Kuzey - Dağıstan genel valisi t a y i n edilmiştir.
32
Mahallî Rus idaresi, 1866 yılında etrafta sevilip sayılan ve
eski hanlık soyundan gelen Ahmed Han'ı Derbend'de tutukladı.
B u hadise, ya muhtemel b i r karışıklığa yol açacaklara gözdağı
vermek, veyahud terör hareketiyle ahâliyi baskı altına almak fır­
satı kazanmak amacıyla yapılmıştı. B u hadise üzerine, Şilahi köyü
imamının teşebbüsleri sonucu çevre köylerden seçilen delegeler,
Ahmed Han'ın serbest bırakılması için mahallî idareye müracaat
etmeyi kararlaştırdılar. Mahallin Rus idaresi, b u karardan ha­
berdar olur-olmaz çevreden büyük askerî birlikler t e r t i p etti. B i r
kaç günde 26.000 asker kazâyı kuşattı. Ahâli, isyana teşebbüse
niyetleri olmadığını söylemek istedilerse de Ruslar, bunların üze­
rine ateş açtılar. Sonuçta, Şila'nm imamı ve dilekçeyi imza eden30
Atrocités
Russes,
s. 27.
31
Atrocités
Russes,
s. 5.
32
Atrocités
Russes,
s. 28 - 30.
286
N e d i m İpek
1er idam edildiler. Şila köyü yakılarak yerle b i r edildi. 800 hanelik
Şilâ köyünün ahâlisi Sibirya'nın köylerine dağıtılmak üzere sür­
gün edildi. Ancak, sürgün edilen ahâli, açlık ve sefalet nedeniyle
Sibirya'ya varamadan yollarda öldü. Zira, Müslüman sürgünler,
sürgün yolu üzerinde bulunan ahâliden, Hıristiyan sürgünler gibi,
yardım görecekleri yere sadece hakaretle karşılaşmışlardır. "
3
Kabartay bölgesinde Rus hakimiyeti altında yaşayan Çerkeslere Hıristiyan olmaları için baskı yapıldı. Çerkesler, b u baskılara
göğüs gererek direndiler. General Saganef, her yıl direnenler ara­
sında b i r kaç aileyi Rusya'nın içerilerine sürmek ve onları ora­
larda Ortodoks nüfûs arasına serpiştirmek emrini aldı. Çerkesler,
general Saganef'e karşı direndiler. Neticede, meydana gelen Çer­
keş-Rus çatışmasında 1.500 Rus askeri öldürüldü. B u n u n üzeri­
ne Müslümanlar, kadın, çocuk, i h t i y a r ayrımı yapılmaksızın is­
tisnasız katledildiler. Benzer b i r diğer hadisede, silahlarının top­
lanmasına karşı çıkan Kabartay - Fez ırmağı civarındaki kabile­
n i n mensubları yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın katledildiler.
Katliâm, Rus politikası ve icraatine karşı çıkmayan kabilelere kar­
şı da icrâ edildi. Meselâ, 1863 yılında Anapa yakınlarında mes­
kûn t a k r i b i 12.000 hânelik Naşak kabilesi Ruslarla sulh içinde
yaşıyordu. Buna rağmen Ruslar, sebepsiz yere b u kabileye ait
bütün köyleri yerle b i r ettiler. Söz konusu nüfûsun yarısı kılıç­
t a n geçirilirken diğer yarısı K u b a n yakınlarında, Kuzey - Kafkas­
ya eteklerinde iskân edildi.
34
d — Rus Göçmenlerini
İskân Siyâseti :
Ruslar, Kafkasya'ya müdâhale etmeleriyle birlikte iç bölge­
lerden g e t i r t t i k l e r i Rus göçmenlerini ve Kozakları, Kuzey - K a f r
kasya'ya yerleştirmeye çalışmıştır. Aynı zamanda bölgeye, Bulgar,
Rum ve Alman göçmnlerinin de iskân edildiği bilinmektedir. Gü­
ney - Kafkasya'da ise Gürcü ve kısa b i r süre önce bölgeye yoğun
olarak yerleştirilen Ermeni gibi Hıristiyan toplulukları vardır. B u
nedenle Ruslar, Güney - Kafkasya'ya k i t l e halinde Rus göçmeni
iskânına ihtiyaç duymamışlardır. Ancak bölgede Rusları temsil
33
Atrocités
Russes,
s. 31 - 33.
34
Atrocités
Russes,
s. 20 - 22.
Kafkaslardaki
Nüfûs
287
Hareketleri
ihtiyacı duyulmuş olduğundan Rus Hükümeti, bölgeye gidecek
olan göçmenleri bu hususta teşvik etmiştir.
B u şekilde gelen göçmenler, Kafkas köylerinin içinde veya ya­
nında iskân edilmişlerdir. Rus Çarlığı sınırları dahilindeki Rus
olmayan toplulukları Ruslaştırmayı amaç edinen «İslav İttihadı
Cemiyeti», bölgedeki Rus nüfûsunu artırmak için, Rus ailelerini
teşvik edici b i r takım tedbirler almıştır. B u meyanda, Rus göç­
menlerine geniş arâzîler veriliyor, ziraî araç - gereç yardımı yapı­
lıyor ve iskân mahallini terk etmek yasaklanıyordu. B u tedbirlere
rağmen Rusların yerleştirdiği göçmenler, bölgenin iktisadî ha­
yatına h a k i m olamadılar. Kafkasya'nın mahsulü yerli tüccarlar
tarafından değerlendiriliyordu. Yeraltı kaynakları ise Avrupalı
sermayedarların eline geçmişti. Rus göçmenleri, Kafkasya'da müs­
t a k i l bir iktisadî teşkilâta ve piyasaya sahip olamadılar.
35
Kafkas muhaceretinin ikinci safhasını ise İslav İttihâdı Cemiyeti'nin Kafkas şehirlerini Ruslaştırmak için teşebbüsde bulunmasıydı. B u gayenin i l k şartı da yüksek muhacerettir. Kafkasya
sınır üzerinde bulunduğundan ve daima ihtilafa müsaid olduğun­
dan şehirlerde çok mikdarda asker ve memur bulunuyordu. Ayrı­
ca, şehirdeki sanayii işletmek için göçmen getirtiyorlardı. Göç­
menlere herhangi b i r ücret alınmaksızın mesken tedarik ediliyor­
du. Söz konusu Cemiyet, bölgeye gelen müteşebbislere yardım edi­
yordu. Cemiyetin b u tavrı, bölgeye gelen göçmen sayısının artma­
sına sebebiyet veriyordu. "
3
Rusların bu politikaları sonucu Kafkaslar'da, ticarî münase­
betler ve Rus mektebleri vasıtasıyla Rusça ve Rus kültürü eğitimi
yaygınlaştı. Ancak, Rusların zannettikleri gibi mahallî lisan kay­
bolmadı. Aksine, mahallî d i l ve edebiyat varlığını muhafaza etti.
Rus valileri, b u d u r u m u ortadan kaldırmak için ahâliyi tazyik,
şiddet ve ekseriya zulm altında bulundurdular. B u durum, ahâli­
n i n yerini y u r d u n u terk ederek göç etmesine sebep oldu. Öte
yandan, aynı d i n ve mezhebe mensup Rus, Gürcü ve Ermeni m i l ­
letleri dinin himayesi altında birleşemediler. Rusya, Kafkasya'37
35
V a n P . Goç, İskâna
Muhacirin,
s. 134 - 137
36
V a n P . Goç, îskân-ı
Muhacirin,
s. 138 - 139.
37
V a n P . Goç, îskân-ı
Muhâcirîn,
s. 140 - 142.
Nedim
288
ipek
daki Hıristiyan nüfûsunu çoğaltmaktan ve bölgede Rus nüfûsu
bulundurmaktan başka b i r netice elde edememiştir.
Rus işgali altında uzun yıllar cereyan eden hadiseler netice­
sinde 1867'de 4.600.000'i biraz aşan Kafkas nüfûsu, resmî rakam­
lara göre 1882'de 7.000.000'a, 1914'de ise tablo IV'de görüleceği
üzere 12.000.000'a yaklaşmıştır.
38
Tablo : I V
Alm-İRum
Yahudi
Müslüman
Vilâyet
Baku
Karadeniz
Erivan
Sonum
kazası
Tiflis
Gence
Kutayis
Kars
Z a k a t a l kazası
Rus
—
'Ermeni
1.195
2.879
23.054
•—
1.067.486
707
20.912
—
2.888.884
1.610.029
1,618.692
247.600
11.918.853
74.514
27.451
114.427
7.511
15.396
640.000
19.310
405
307.717
44.000
18.043
79.799
13.203
170.000
136.213
554.105
914.758
1.174.000
34.798
1.107
177.596
1.500
23.454
936.365
3.969
256.000
41.592
13.332
62.619
73.000
298
4.458
2.824
9.361
19.597
161.000
1.973
Dağıstan
727.000
21.605
Terek
494.000
547.553
Kuban
138.000
2.729.265
4.679.487
3.763.045
Bulgar
—
—
—
—
—
•—
—
—
—
—
—
773.536
Batum
Toplam
Gürcü
55.852
—
903.902
164.785
967.432
155.045
1.775.076
1.387.501
965.288
373.543
80.580
191.931
749.800
Kafkaslar'm nüfûs istatistikleri mukayese edilirse Kafkasya'­
da işgal öncesi Rus nüfûs yok iken 1914'de 3.700.000'i aşkın Rus
varlığından söz edilir olmuştu. Yine, Ermenileri b i r araya topla­
ma siyaseti oldukça tutmuş ve Kafkaslar'daki Ermeni kolonileri­
n i n toplam nüfûsu 1.600.000'i biraz geçmiştir. Ayrıca, Alman, Ya­
hudi, Bulgar ve R u m gibi kolonistlerin nüfûsu 250.000'e yaklaş­
mıştır. Müslüman nüfûs, 1859 tarihinden itibaren bölgeyi terk
38
«Caucase», la Grande
şivi, (BA),
Harita
Katalağu,
Encylopedie,
P a r i s , I X , 883 - 884; Başbakanlık
N r . 8 0 / a ( K o d . C . 38 : 8 / 2 a ) .
Ar­
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
289
Hareketleri
ederek göç etmelerine, Rusların Hıristiyanlaştırma, sürgün ve
katliâm metodlarma rağmen Kafkaslar'daki varlığım koruduğu
anlaşılmaktadır. Nitekim, Rusların 1914 t a r i h l i Kafkas Salnâmesi'ne göre, Kafkaslar'daki Müslüman nüfûsu 4.600.000'i biraz aş­
maktaydı. Aslında, Rus nüfûs sayımlarının Müslümanlar için ver­
diği rakamları şüphe ve tereddütle karşılamak gerekmektedir.
Zira, Müslüman ahâli, askere alınmaktan ve toprak mükellefi­
yeti ile vergilerin ağırlaşmasından korktukları için sayımda ya­
zılmaktan i m t i n a ediyorlardı. Ayrıca, göçebe olanlar, sayım za­
manında yaylalarda bulunuyorlardı. Rus memurları, b u husus­
ları bilerek görmezlikten geliyorlardı. B u şekilde bazı Müslüman
gruplarının sayıma dahil olmaması sonucu, Kafkas nüfûsu içinde
Müslüman nüfûsunun oranı % 50'ııin altına inmiş gibi görün­
mektedir. Oysa, arşiv kayıdlarma nazaran, Dağıstan vilâyetinde­
k i kabilelerin büyük b i r kısmı Türk ve Lezgilerden müteşekkildi.
B u vilâyetin nüfûsu 1.000.000'dan fazla olup Zakatal kazâsmm
Müslüman nüfûsu ise 100.000'i aşmaktaydı. Ruslar, Bakû, Erivan
ve Gence" vilâyetlerindeki Türk nüfûsu olduğundan daha az
göstermek için sünni Türk nüfûsu, «Tatar» ve «Tacik» gibi ayrı
ayrı isimlerle zikr etmeyi tercih etmişlerdir. Öte yandan, Çerkeş
nüfûsu da gösterilen sayıdan çok daha fazladır. Netice itibarıyla,
Kafkasya'da sakin Müslümanların nüfûsu, teferruatı tablo V'de
görüleceği üzere 7.000.000'a yakındır/
38
40
12
39
1859-1900 yılları arasında K a f k a s l a r ' d a
için b k z . A b d u l l a h
Saydam,
Kırım
ve
Kafkas
c e r e y a n eden göç h a r e k e t l e r i
Göçleri,
(1856-1876),
1992, Basılmamış, d o k t o r a t e z i ; N e d i m İpek, K a f k a s l a r ' d a n
(1877-1900), Eğitim
40
Fakültesi
Dergisi,
B u sebebledir k i , 2.150.000' o l a n Azerbaycan'ın nüfûsu resmî i s t a t i s t i k ­
B a k û v e G e n c e vfflâyetleriyle
E r i v a n vüâyetinin
kazâları v e Z a k a t a l b b l g e s i K u z e y - A z e r b a y c a n
s e y i n B a y k a r a , Aynı
42
Göçler
S a m s u n 1991, sayı. V I , s. 97-134.
lerde 1.805.788 o l a r a k gösterilmiştir. B k z . Hüseyin B a y k a r a , Aynı
41
Samsun
Anadolu'ya
BA,
Harita
eser,
Zengezur
eser,
s. 54.
ve
Şarur
arazîsini teşkil eder. B k z . H ü ­
s. 17.
Katalogu,
N r . 80/1, ( K o d . C . 3 8 : 8 / 2 ) .
Türkiyat
Mecmuası
F. 19
N e d i m İpek
290
Tablo: V
Vilâyet
Nüfûs
Vilâyet
1.500.000
30.000
1.500.000
150.000
700.000
200.000
300.000
Bakû
Karadeniz
Gence
Zakatal kazâsı
Erivan
Tiflis
Kuban
B — GÖÇ ve GÖÇ
Kars
Sonum Kazâsı
Dağıstan
Batum
Terek
Kütayis
Toplam
Nüfûs
300.000
44.000
1.450.000
161.000
500.000
25.000
6.860.000
YOLLARI
1859 yılında Şâmil'in düşüşü, Rusya'nın Kırım ve Kafkasya'daki Türk ve Müslüman toplulukları üzerindeki dinî ve siyasî
baskıları artırması sonucunu doğurdu. 1864'te Kafkasya'yı t a ­
mamen işgal eden Rusya, Çerkesleri vatanlarını terk etmeye zor­
ladı. Nitekim, Rusya, Çerkesistan üzerinde baskısını artırıp Ab¬
zahlarm meskûn olduğu yerleri istilâ edince kendilerine emniyet
duymadığı gerekçesiyle b u kabile mensuplarım K u b a n bölgesine
yerleştirmek istedi. Kabile mensuplarının b i r kısmı b u uygulama­
ya riayet ederken, takriben 50.000 kişi de Türk topraklarına göç
etmek istedi. Hattâ, 5.000 kadarı, Bâb-ı Âlî'nin kararını bekle­
meksizin Trabzon'a geldi.* B u tarihden sonra Kırım ve Kafkas
toplulukları, hür olmak, can, m a l ve ırz güvenliklerini teminat
altına alabilmek amacıyla göç kararı aldılar.
43
1
Göç etmeye karar verenler, taşınabilir ve taşınamaz m a l var­
lıklarını hiç b i r tazminat almaksızın Ruslara terk ederek köyle­
rinden ayrıldılar. Kadın, çocuk, i h t i y a r binlerce kişi, kitleler ha­
linde dağlardan inerek Karadeniz sahillerinde b i r i k t i . Buralarda
43
Takvimi
Vekayi,
29 M 1281, N r . T 5 5 : D o r d tNapir'den K o n t R u s e l l ' e
gönderilen m e k t u b u n tercümesi, (23 M a y ı s 1864).
44
kiresi.
BA,
Meolis-l
Mahsus
(MM),
N r . 1189 : A r a l ı k 1863 t a r i h l i A r z T e z ­
291
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
kış ortamında korunmasız ve giyeceksiz uzun b i r süre beklemek
zorunda kaldılar. Ekserisi mahv ve telef oldu.
45
Kırım Savaşı ile başlayan Kafkas göçleri, 1859-1860 yılla­
rında hızlanmıştır. 1859 -1860 yıllarında, 300.000 kişi göç etmek
üzere Kırım'ı terk etmiştir. Bunların çoğunun iskân mahalleri­
ne ulaşamadan öldükleri anlaşılmaktadır. Zira, Osmanlı resmî is­
tatistiklerine göre 1855 -1864 yılları arasında Çerkesistan ve Kı­
rım'dan toplam 311.333 kişi, 1864'te Kafkasya'nın tamamen düş­
mesini müteakip 1864'ün Ağustos ayma kadar 283.000 kişi vë
1865'te 87.000 kişi Türk iskân noktalarına ulaşabilmiştir. 1865'ten sonra kitle göçü durmuş ve göç hareketi münferid olarak de­
vam etmiştir. 1856 - 1876 seneleri arasında göç edenlerin m i k darmı kesin olarak ortaya koymak mümkün görünmemektedir.
B u hususta verilen rakamlar 600.000 i l a 2.000.000 arasında de­
ğişmektedir. 93 H a r b i n i müteakip göç yine hızlanmış ve 1877 1900 yılları arasında Doğu - Anadolu ve Kafkaslar'dan en az
300.000 kişi göç etmiştir.
46
417
48
49
50
Bâb-ı Âlî, «Saltanat-ı Seniyye'nin tebeası yeterli olmakla bir­
likte, iltica emeliyle vatanlarını terk edenleri reddederek Rusya'­
nın kahr ve şiddetine bırakmayı Hilâfetin şanına muvâfık bul­
madığı» için göçmenlerin kabul edilmesini kararlaştırmıştır.
51
45 M i r z a B a l a , «Çerkesler», İA, s . 384; Osman
Türkiye ve Kafkasya,
A n k a r a 1992, s. 313.
Çelik, İngiliz
Belgelerinde
46
Atrocitée
Russes,
s. 3.
47
Takvim-i
Vekayi,
8 Ağustos 1864, N r . 760.
48
A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
eser,
s. 152.
49
A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
eser,
s. 148-245.
50
M i r z a B a l a , « Ç e r k e s l e r . M , s. 376; Osmanlı topraklarında b i r m i l y o n a
1
yakın Çerkeş'in v a t a n bulduğuna d a i r tokz. Atrocités
Aynı
Saydam,
eser,
Göçleri
(1817-1890),!
1867'de
Paris'de
neşr
s, 150-152; N e d i m
stanbul
500.000'den f a z l a
Oacaubon,
La
Turquie
BA,
MM,
nazaran
olmak
vis a vis des Puissances
N r . 1189.
makale,
s. 2 3 ; A b d u l l a h
Anadolu'ya
s. 133.
Türk
basılmaktadır.),
s. 5;
595.000 Balkanlaı'a
üzere t o p l a m
bir
Cazautoon,. b u t a r i h t e n , s o n r a
Osmanlı D e v l e t i ' n e
1886, s. 4 8 ; 'Nedim İpek, Aynı
51
topraklarına
edilmiştir. Léonce
göçmenin
Russes,
Rumeli'den
1991, ( T T K . tarafından
edilen b i r istatistiğe
413.000 Anadolu, v e s a i r Tüık
aşkın göçmen iskân
îpek,
sığındığını z i k r . eder.
Européennes
ve
milyonu
takribi
Léonce
en 188S, P a r i s
292
N e d i m İpek
Kafkaslar'm Karadeniz sahillerinde biriken göçmenler, i l k
etapta bulabildikleri sandal, kayık, vapur ve benzeri şeylerle Trab­
zon'a geliyorlardı. Buradan Osmanlı Devleti'nin kendilerine t a h ­
sis ettiği deniz vasıtaları ile Varna, Köstence, Bergos, L o m gibi
Rumeli limanlarına taşınmışlardır. B u limanlarda birikenler ise
Tuna nehir yolu, demiryolu ve karayolu vasıtalarıyla Rumeli'nin
iç kesimlerine sevk edilmişlerdir. Göçmenlerin taşınmasında Fevaid-i Osmaniye, Tersane-i Amire, Tuna Kumpanyası, Bursa Şir­
keti ve Rus Kumpanyası'na, ait vapurların yanı sıra tüccar sefine­
lerinin de kiralanması yoluna gidilmiştir.
52
Anadolu'ya yerleştirilecek olan göçmenler ise iskân bölgesi­
ne en yakın Karadeniz limanına taşınıyordu. B u limanlar, başta
Trabzon olmak üzere, Samsun, Sinop ve İnebolu i d i . Bursa Şirketi
ve sair vapurlarla Sinop'tan İstanbul'a oradan da İzmir'e ve
Trabzon ile Samsun'dan İstanbul'a göçmen n a k l edilmiştir.
53
54
Bazı göçmen grupları ise, Karayolu ile Türk topraklarına gi­
riş yapmıştır. Bunlar daha ziyade beraberlerinde sürülerini getir­
mek isteyenlerdir. Meselâ, Eylül 1864'de 15.000 kişilik b i r Abaza"Çerkes grubu beraberlerinde yedi sekiz b i n kadar keçi, koyun ve
sığır olduğu halde B a t u m üzerinden gelerek Lazistan Sancağı'mn
iskâna elverişli bölgelerine yerleştirilmişlerdir. 1865 yılında ise
Çeçenler, karayolu ile Anadolu'ya gelmek istiyorlardı. Bunlar, be­
raberinde 690 baş hayvan olduğu hâlde 150'şer hânelik gruplar
halinde Gümrü-Kars üzerinden Anadolu'ya geleceklerdi. Rusya,
bunların göç etmesini, sınırdaki eyaletlere yerleştirilmemeleri şar­
tıyla kabul etmişti. B u şekilde gelmesi t a h m i n edilen 5.000 hâneden 2.500 hâne Diyarbakir ve Siirt Sancaklarında, 1.000 hâne Harput ve Sivas'da ve geri kalanların da Muş ve Van Sancıkları ile
Hınıs ve Bayburd gibi bazı büyük kazalarda yerleştirilmesi uy­
gun görülmüştü. Söz konusu göçmenlerin işlerini tanzim etmek
üzere, refakatinde subaylar olduğu halde, Nusret Paşa'nm Kars'a
55
52
Ba, Meclis-i
N r . 36153; BA,
Vâlâ, N r . 26010, 26182, 19676; BA,
Ayniyat
Defteri
(AD),
1281, N r . 760:
53
BA,
MV,
N r . 26010; BA,
54
BA,
MV,
N r . 23167.
55
A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
MM,
eser,
trade-Dahiliye
N r . 1143/42-2; Takvim-i
N r . 1189.
s. 240.
Vekayi,
(ÎD),
5 RA
293
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
gönderilmesi kararlaştırılmıştır. 27 Mayıs 1865'te 3.000 Kafkas
ailesi başta Kundukhov olduğu hâlde Anadolu'ya göçe yöneldi.
Bunların ne kadarının geldiğini şimdilik bilemiyoruz. 1869'da ka­
rayoluyla Kars'a gelip burada geçici olarak iskân edilen Kabartay göçmenleri, bulundukları yerde iskân edilmeyi talep etmişler­
dir. 1872 t a r i h l i b i r arşiv kaydına nazaran, Dağıstan'dan Batüm'a 140.000 göçmen geleceği söylentileri üzerine Sadaret, her
ihtimale karşı tedbir alınmasını Muhâcirlerîn İdaresi'nden iste­
yecektir. B u mikdar göçmenin gelip gelmediğine dair elimizde
herhangi bir kayıt yoktur. Ancak, daha önceden 1870 yılında Er­
zurum'a gelen Dağıstanlı 180 kişinin Sivas'a yerleştirildiği b i l i n ­
mektedir." 1874 yılında ise bazı Dağıstan göçmenleri, yerleşmek
amacıyla, Aydın vilâyet Earuhan Sancağına gitmişlerdir. Kezâ,
1874 yılında 6 hânede 31 nüfûs Şirvan göçmeni iskân edilmek üze­
re Malatya'ya gönderilmiştir.
56
57
58
59
0
61
62
C — GEÇİCİ İSKÂN BÖLGELERİ
ve İSKÂN
FAALİYETLERİ
a — İstanbul
Göçmenler, 1864 yılma kadar Karadeniz limanlarının yanı
sıra daha ziyade İstanbul'a geliyorlardı. Kasım 1858 - Aralık 1859
tarihleri arasında İstanbul'da 11.309'u Nogay ve 5.694'ü Çerkeş ve
Abaza olmak üzere 17.000'i aşkın göçmen birikmişti. Nogaylar,
genellikle Dobruca'ya, Çerkesler ise Anadolu'daki eyâletlere sevk
edilmiş ve 1859 sonlarında İstanbul'da 2.400 göçmen kalmıştı.
1860'a kadar taşraya sevk edilen Nogaylarm mevcudu 17.000'i b u 03
56
BA,
57
General
MM,
N r . 1264 : 3 0 N i s a n 1864 t a r i h l i A r z T e z k i r e s i .
Musa
Kundukhoıo'un
Anıları,
Çev.
Murat
Yağan.
İstanbul
1978, s . 68.
58
BA,
AD,
59
BA,
AD,
N r . 1141/61-1.
Nr.
1136/263-1: M u h a c i r i n
idaresine
4 Eylül
1872 t a r i h l i
Tezkire.
60
BA, AD,
N r . 1141/56-2 : S a d a r e t t e n M u h a c i r i n İdaresine 27 Şubat 1807
tarihli tezkire.
.
sevk
61
BA,
AD,
N r . 1143/80-1 : M u h a c i r i n İdaresine T e z k i r e (1 A r a l ı k 1874).
62
BA,
AD,
N r . 1143/54-3.
63
BA,
edilen
Yıldız
Esas
göçmenlerin
Evrak
.(YEE),
mıkdarmı
Nr.
gösteren
18-553/151-93-34 :
pusula.
İstanbul'dan
Nedim İpek
294
luyordü. B u sevkıyata rağmen M a r t 1860 t a r i h i itibarıyla İstan­
bul'da 14.000 Çerkeş ve Nogay göçmeni mevcuddu. Aralık 1863
t a r i h l i b i r vesikaya nazaran İstanbul'a 1.000 kadar göçmen gel­
miştir. B u t a r i h t e n itibaren göçmen sayısı hızla artınca, göç­
menler, en kısa yoldan iskân mahalline sevk edilmek üzere Kara­
deniz limanlarına gönderildiler. B u meyanda Akdeniz sahiline gi­
decek olanlar İstanbul'a çıkarılıyordu. Kumkapı sahillerinden İs­
tanbul'a çıkarılan göçmenlerin mikdarım ve hastalarını tespit
edip deftere kaydetmek ve sair işlerini görmek üzere E m i n Efen­
di, Rifat Ağa, i k i tercüman ile göçmenlerin ikamet e t t i k l e r i Kılıçhâne'yi ve elbiselerini temizlemek üzere i k i hademe görevlen­
dirildi.
04
65
86
Göçmenler, iskân edilecekleri vilâyetler tespit edilinceye ka­
dar İstanbul'da misafir ediliyorlardı. Şehirde, öncelikle, k a m u b i ­
naları, atıl d u r u m d a k i binalar, askerî kışlalar ve hanlar göçmen­
lere tahsis edilmiştir. Buraları yeterli gelmediği zaman ahâlinin
ihtiyaç fazlası meskenleri kiralanıyor veya onların yanma birer
ikişer misafir olarak veriliyorlardı. Hattâ, zaman zaman çadır
kampları kurulmuştur.
67
İstanbul'daki göçmenlerin h a n ve mesken kiraları, elbise i h ­
tiyaçları, ekmek, kömür ve nakliyat gibi sair masrafları devlet
tarafından karşılanmıştır. Öte yandan, göçmenlerin sağlık işle­
riyle de yakından ilgilenilmiştir. Nitekim, hasta erkek göçmenler,
Gureba Hastahânesi'nde tedavi görüyorlardı. Hasta kadın göç­
menler için Yenibağçe Hastahânesi'nde b i r koğuş tahsis edilmiş
.ve 300 kuruş maaşla b i r hademe ve b i r de tercüman görevlendi­
rilmişti. B u tedbirlere rağmen, özellikle göçmenlerin İstanbul'da
yoğun olarak bulundukları dönemlerde temizlik kurallarına ria­
yet edilememesinden dolâyı, salgın hastalıklar ortaya çıkıp yayı68
89
70
64
BA,
MM,
N r . 723, L,ef. 1.
65
BA,
MM,
N r . 1189.
MV,
N r . 23167 : 19 Ağustos 1864 t a r i h l i A r z T e z k i r e s i ,
66
BA,
67
B k z . BA,
68
BA,
MV,
MM,
Nr.
N r . 1189.
25844 : 26 Ağustos 1867 t a h i h l i A r z T e z k i r e s i ; BA,
MM,
N r . 723 : 28 O c a k 1869 t a r i h l i A r z T e z k i r e s i .
kire.
69
BA,
AD,
.Nr. 1141/14-3 : Muhâcirîn İdâresine Şukka (14 K a s ı m 1867)
70
BA,
AD,
N r . 1141/90-1 : M u h a c i r i n İdâresine 3 Mayıs 1871 t a r i h l i T e z ­
295
K a f k a s l a r ' d a k l Nüfûs H a r e k e t l e r i
labiliyordu. Meselâ, 1860 yılında tifo, göçmenler arasında yaygın
bir h a l almıştı. B u gibi hallerde göçmenler, süratle taşraya sevk
edilmek suretiyle İstanbul'un nüfûs yoğunluğu azaltılmaya ça­
lışılıyordu.
71
İstanbul'daki göçmen işleri 1860 yılma kadar Şehremaneti va­
sıtasıyla yürütülüyordu. Ancak, göçmen sayısı ve dolâyısıyla göç­
men işleri artınca Şehremaneti b u işi yürütemez oldu. B u n u n üze­
rine Ocak 1860 tarihinde «Muhâcirîn Komisyonu-» k u r u l d u . Ko­
misyon, sabık Trabzon valisi Hafız Paşa'nm riyasetinde, sabık t i ­
caret m u a v i n i Remzi Efendi, Dar-ı Şûrâ-yı Askerî azası Refik
Bey, Gürcü İsmail ve Hacı Pir Efendi'den müteşekkildir. Komis­
yonun vazifesi, göçmenlere yapılan yardımları toplayıp sarf. et­
mek, yardım-severlerin isimlerini Takvim-i Vekayi ve Ceride-i Ha­
vadis gazetelerinde neşrettirmek, göç işlerinin yazışmalarım yü­
rütmek, göçmenleri İstanbul'da yerleştirmek, tayinat dağıtmak
ve iskân mahallerine sevk etmektir. 1865 yılı sonlarına doğru
mevcud göçmenlerin 2/3'sinin yerleştirilmiş olması ve kitle göç­
lerinin durması üzerine Muhâcirîn Komisyonu lağv edildi. (27
Kasım 1865). B u t a r i h t e n itibaren göçmen işlerini tanzim yetkisi
zabtiye nezareti ve Meclis-i Vâlâ'ya devr edildi.
72
73
b —
Trabzon:
1863 yılının ortalarında Kafkasya'nın Karadeniz sahillerin­
de 100.000 göçmen birikmiş ve kısa sürede b u rakamın 170.000'e
çıkacağı t a h m i n edilmekteydi. B u göçmenler, kendilerine en ya­
kın Türk limanlarından birisi olan Trabzon'a akın etmekteydi­
ler. Daha, Ağustos 1863'de Trabzon'da 25.000'i aşkın göçmen b i ­
rikmişti. 1863 yılının sonuna kadar b u sayıya 9.000 göçmeni de
ilave etmek gerekecektir. Kafkasya'da cereyan eden hadiseler
üzerine 1864'te göç hareketi birden hızlandı. Sonuçta, Ağustos
1864'te Trabzon'daki göçmen mevcudiyeti 116.000'i aşıyordu.
74
75
71
BA,
MM,
N r . 762 : 9 M a r t 1860 t a r i M i A r z T e z k i r e s i . •
72
BA,
MM,
N r . 696 : 4 O c a k 1860 t a r i h l i A r z T e z k i r e s i . "
73
Abdullah
74
BA,
75
Abdullah
İD,
S a y d a m , Aynı
eser,
s. 187.
N r . 36128; BA,
MM,
Nr. 1189.
S a y d a m , Aynı
eser,
s. 224 - 225.
N e d i m İpek
Trabzon'un fizikî coğrafyası, gelen göçmenleri, geçici de olsa
barındıracak durumda değildi. B u n u n üzerine çeşitli tedbirler
alınmıştır. 1863 yılında, Trabzon'daki göçmenlerin işlerini düzene
koymak üzere Muhacirin Komisyonu beş kâtibi Yaver Efendi, be­
raberinde sabık Zabtiye müsteşarı Tevfik Efendi, i k i kâtib, b i r
kaç zabit ve 20 - 30 Zabtiye neferi olduğu halde Trabzon'a gönde­
rilmesi kararlaştırıldı. Öte yandan, Kapdan Paşa'dan göçmen nak­
liyâtında kullanılmak üzere vapur tedarik etmesi istendi. B u
tedbirler sonucu, Trabzon'daki göçmenlerden 23.000'i Sarıdere'ye
17.000'i Akçakale'ye, 1.300'ü Giresun'a, 4.8000'ü Sinop'a, 5.000'i
İnebolu, Rumeli ve İstanbul'a ve 70.000'i de Samsun'a gönderil­
miştir.
70
77
B u tedbirlerin alınması sonucu, Trabzon göçmen aktarma
merkezi h a l i n i alacaktır. Yani, Kafkaslar'dan gelen göçmenler, şe­
hirde bekletilmeksizin geçici iskâna elverişli yerlere veya doğru­
dan doğruya iskân mahalline sevk edileceklerdi. Geçici iskân
bölgelerinden birisi de Samsun'dur.
78
e
• Samsun :
Samsun kasabasının karayoluyla Anadolu'nun iç kesimleri­
ne bağlanması ve diğer Karadeniz limanlarına nazaran İçanadolu'ya geçişte kolaylık arz etmesi ve kasabanın j evresinde göçmen
iskânına elverişli sahaların bulunması sebebiyle özellikle Anado­
lu'da yerleşmek isteyenlerin uğraş noktası olmuştur.
Samsun'a, Trabzon'un yanı sıra, denizyolu ile Kafkaslar'dan
da göçmen gelmekteydi. Kafkas göçmenleri, gemilere hiçbir şe­
kilde eşya kabul edilmediği için sadece üzerlerindeki elbiseler ve
ellerindeki silâhlarıyla geliyorlardı. Hergün 500'den fazla göçmen
kasaba nüfûsuna dahil olmaktaydı. B u göçler sonucu 10.000 nüfûslu Samsun kasabasının 1864 yılındaki nüfûsu aynı yıl Sam­
sun'da bulunan H. J . Lennep'e göre 45.000'i aşmıştı. İtalya'nın
76
BA,
İD,
77
BA,
MM,
78
30 N i s a n
N r . 36128.
N r . 1189; A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
eser,
s. 2 2 4 - 2 2 5 .
1865 t a r i h l i a r z terkiresüKİe belirtildiği üzere
E r z u r u m ' a s e v k edilen 4.500 hâne halkı iskâna elverişli y e r l e r e
tir. B k z . BA,
MM,
N r . 1264.
Trabzon'dan
yerleştirilmiş­
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
297
Hareketleri
Samsun Konsolosu ise 1864 yılında kasabada 42.000 göçmenin
bulunduğunu belirtmektedir.
70
Samsun'a gelen göçmenler, kasabada kendilerine tahsis edi­
len han, medrese gibi yerlere yerleştirildiler. Arşiv kayıdlarmdan
anlaşıldığına göre, göçmenlerin tamamı kasabada iskân edilemeyince kasabanın sahili ile kasabaya hemcivar Kılınçdede, Kurupelid, Dereköy, Derbend ve Kumcağız mevkiilerinde göçmen kamp­
ları kurulmuştur.
Samsun çevrede sıtması ile meşhur b i r yerdi. Toprağın batak­
lık olması, sıtmanın hızla yayılmasına neden olmaktaydı. Bundan
dolâyı ölüm vak'aları hayli yüksektir. Çarşamba ve Akçay'dakiler
de dahil olmak üzere, söz konusu kamplarda Nisan 1864-Ocak
1865 tarihleri arasında 13.558 ölüm vak'ası tespit ettik. (Bkz.
Tablo : VI) Hiç şüphesiz, gerçek ölü sayısı b u n u n çok üzerindedir.
Zira, Samsun'dan gönderilen 30 Temmuz 1864 t a r i h l i mektup,
günlük 300 ölüm vak'asmdan bahsetmektedir.
80
81
Devlet, Samsun'daki sağlık problemini çözmek, ölüm oranım
düşürmek için bazı tedbirler almıştır. B u tedbirlerin eri önemlisi,
kasaba civarında göçmenler için b i r hastahânenin açılmasıdır.
Ayrıca, sadece göçmen hastalarına bakmak üzere tabib ve hade­
meler görevlendirilmiştir. Öte yandan, göçmen çocuklarını aşı­
lamak ve mevcud hastalara bakmak üzere Mahmud Yusuf Efen­
d i görevlendirilmiştir. -'
82
811
8
Samsun'daki göçmenlerin sorunlarım çözümlemek için 1864
yılında hususi memurlar görevlendirilmiştir. Aslında, daha 1860
79
Sevgi
Çözümlemesi,
Aktüre, XIX.
Ankara
1864 t a r i h l i bir m e k t u b a
m a n Çelik, Aynı
80
Maliye
eser,
Sonunda
göre k a s a b a d a
Anadolu
Samsun'dan
Kenti
Mekansal
gönderilen
30
100.000 göçmen m e v c u d d u .
Yapı
Temmuz
Bkz. Os­
s. 316.
B u hususta tabloyu
- Masraf
Yüzyıl
1981, s. 101 - 1 0 2 ;
Defterleri,
hazırlarken
(ML-MSF),
şu k a y n a k l a r d a n
faydalandık :
BA,
N r . 17110, 17589, 17481, 17336, 17524,
17801, 17439, 17440, 17458, 17506, 17470, 17754, 17916, 17324, 17448, 17753.
81
O s m a n Çelik, Aynı
82
BA,
ML-MSF,
83
BA,
ML-MSF,
mesârif hakkında BA,
84
BA,
MV,
eser,
s. 316.
N r . 17589, s. 18.
N r . 17494; A y r ı c a b k z . E t i b b a ve h a d e m e y e
Cevdet
- Dahiliye,
(CD),
N r . 5748.
N r . 23171 : 22 Ağustos 1864 t a r i h l i irâde.
yapılan
Nedim
298
İpek
Tablo : V I
Mevkii
Tarih
Samsun kasabası
ve sahili
Kmnçdede
Kurupelid
Dereköy (Bafra)
Derbend
Kumcağız (Bafra)
Çarşamba
Terme - Akçay
Ölü Sayısı
13 N i s a n - 4 Mayıs 1864
13 E k i m 1864 - 12 Ocak 1865
19 Ağustos-11 Eylül 1864
25 Nisan -19 Mayıs 1864
13 Eylül - 12 E k i m 1864
20 -29 Mayıs 1864
19- Kasım 1864 t a r i h l i defter
13 Haziran - 10 Temmuz 1864
15 -16 Temmuz 1864
17 Temmuz - 2 Ağustos 1864
12 Ağustos - 20 Eylül 1864
16, 18, 21 Eylül 1864
25 Mayıs -18 Eylül 1864
Ağustos 1864
13 E k i m 1864 -12 Ocak 1865
13 Ağustos-12 Eylül 1865
13 Mayıs-12 Temmuz 1864
Temmuz - Ağustos - Eylül 1864
867
220
409
984
538
107
209
1.177
3
762
416
35
2.480
1.364
2.007
341
539
1.44İ
yılında göçmenlerin ikamet ve iskân mahallerini düzenlemek üze­
re liva meclisi azası Numan Ağa, beraberinde b i r kâtib ve b i r ter­
cüman olduğu hâlde Mutasarrıflık tarafından görevlendirilmişti.
Ancak, Bâb-ı Âlî, b u gibi işlerin mahallî memurların vazifelerin­
den olduğu gerekçesiyle yürütmeyi durdurmuştu. Bununla be­
raber, göçmen işlerinin mahallî memûrlarca yürütülemeyecek
oranda artması üzerine, Binbaşı Davud Efendi, 1861 yılında Sam­
sun'a gönderildi. 1863 yılında Sivas ve Samsun'dagöçmen işle­
r i n i Salih Bey'in organize ettiğini görüyoruz. 1864 yılında göç­
men işlerinin oldukça yoğunlaşması ve Samsun'daki göçmen sa85
86
87
85
BA,
86
A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
MV,
87
BAMM,
N r . 19371.
N r . 1189
eser, s.181
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
29Ö
Hareketleri
yısmm artması üzerine, muhacir işlerini halletmekte deneyim sa­
h i b i olan Yaver Efendi, Amasya ve Canik'e «İskân-ı
Muhacirin
Me'mûru» ünvamyla gönderildi. Kendisine verilen talimata göre,
vakit kaybetmeksizin görev mahalline gidecek olan Yaver Efendi,
mevcud göçmenleri, süratle yerleştirerek öküz, t o h u m l u k ve ziraî
malzeme ihtiyaçlarını temin edecek, i l k hasadı elde edenlerin yev­
miyelerini kesecek ve daha sonra gelecek olanların iskân mahal­
lerini tesbit edecekti.
38
Samsun'a gelen göçmenler, gerek Sancağa bağlı kazâlarda ve
gerek komşu sancak ve vilâyetlerde yerleştirilmişlerdir. Nitekim,
sandallarla Samsun kasabasından Çarşamba'ya göçmen nakledil­
miştir. Ancak, göçmenlerin bulunduğu bazı kayıkların batması
üzerine göçmenlerin Çarşamba'ya karayoluyla gönderilmesi yet­
kililere tavsiye edilmiştir. B u şekilde Çarşamba'ya gelen göçmen­
ler, iskâna elverişli yerlerde geçici veya daimi olarak yerleştiril­
mişlerdir. Öte yandan Bafra-Engiz çiftliğine göçmen yerleştiril­
meye çalışılmıştır. Ayrıca, Terme, Akçay, Havza, Lâdik, Merzi­
fon, Çorum, Amasya ve Erbaa'nın merkez ve köylerine de geçici
veya daimî statüde göçmen yerleştirildiğini tespit etmiş bulunu­
yoruz.
89
90
01
Sancak ve kazâ merkezleri ile köylerde geçici olarak yerleşti­
rilen göçmenlerin yiyecek ve sair ihtiyaçları yerli ahâli ve Hazine
tarafından karşılanmıştır. Misafir suretiyle yerleştirilenler, daha
92
88
A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
89
BA,
AD,
eser,
s. 1185 - 186.
N r . 932/89 : T r a b z o n
rıflıklarına 20 O c a k
Vilâyetine, C a n i k ve B a t u m
1874 t a r i h l i t e z k i r e ; B A , AD,
Mutasar­
N r . 1143/12-1 : Muhâcirîn
İdaresine t e z k i r e (26 Şubat 1874).
90
Söz k o n u s u göçmenlerden 15.079 kişiye Ağustos 1864 t a r i h i i t l b a r i y l a
108.453 guıuş 10 paralık y e v m i y e
dağıtılmıştır. B k z . BA,
CD,
Nr.
9203 : 12
Ağustos 1864 t a r i h l i A ı z t e z k e r e s i .
91
B u uygulamaya
söz k o n u s u
çiftlik arazîsinde
kiacrı o l a r a k
eden v e çiftçilik y a p a n 66 hâne halkı i t i r a z etmiştir. B k z . BA,
2 2 - 1 : Muhâcirîn i d a r e s i n e S a d a r e t T e z k e r e s i (10 N i s a n
92
BA,
AD,
ikamet
N r . 1143/
1874).
OD, N r . 8210; 6832 : C a n i k Sancağı'nda iskân edilen göçmenlerin
1280 - .1281 v e 1282 malî senelerimde t a y i n a t , b a r g i r , v a p u r v e kayık ücretleriyle
muhâcirîn
mamuı
guruş 6 p a r a s a r f
v e ketebe
maaşları
edilmiştir. B k z . BA,
A r z T e z k i r e s i ; Meeidözü v e A m a s y a ' d a
lere yapılan m a s r a f l a r
için b k z . BA,
için M a l
MV,
Sandığı'ndan
3 yük
47.539
N r . 25514 : 3 M a r t 1867 t a r i h l i
misafir olarak bulundurulan
OD, N r . 10027, 10069, 10072.
göçmen­
N e d i m İpek
300
sonra daimî iskân bölgelerine gönderiliyorlardı. Bunların yol mas­
rafları ise konakladıkları Sancakların M a l Sandığından karşılan­
maktaydı.
93
1865 yılından sonra Samsun'a yönelik göçler, münferid ola­
rak devam edecektir. Bununla birlikte, Ocak 1874'te Samsun yo­
luyla gelen 2.000 göçmen Sivas ve Aziziye Sancaklarında, 400
göçmen ise Çarşamba ve Bafra'da iskân edilecektir.
01
95
Arşiv kayıdlarma istinaden tesbit edebildiğimiz kadarıyla Ter­
me, Akçay ve Havza'nın göçmen yerleştirilen köyleri Tablo : VII'de
gösterilmiştir.
Tablo: V I I
Kazâ
Akçay
K ö y İsmi
Kazâ
Doğan Avcı
Terme
Köy İsmi
Kazâ
Köy îsmi
Şeyhlü
Havza
Karagöçmiş
Hüseyin M e s c i d i
Hülya
înebeli
Küreküs
Kamlik
Nefs-1
Kal'a
Havza
Sakarlu
Çiftliği
Havza
Saray
Arslançayırı
Lerdöğe
Tutbıçağı
Mismilağaç
Karahalü
Aşağı
Ağçamahmud
Kemerez( ? )
Turnik
Karamahmud
Elmaköy
Çeltek
Belek
Köybaçağı
Salaric
Elmacık
İmanalisi
Boyalıca
Oakıralanı
Karabağçe
Alişar
Yavicek
Kidirli
Mürsel
Derehoy
Süleymanli
Kayacık
Dere
Koyunlu
Hilyas
Sjvrikise
Emir
Yenice
Şeyh S a f i
Karaeavirantaş
Kerem
Kerfi
Yusuf
Karacaviranabad
Bekdiğin
93
Şeyhler
Susuz
Emir
Karga
Meselâ, 1864'ün y a z a y l a u n d a ıSamsun- A n k a r a üzerinden Kütahya'ya
s e v k edilen 185 kişi, A n k a r a Sancağı dahilinde konaklamıştır, Bunların
nat, a r a b a , ücretleri v e v u k u b u l a n vefeyâtm teçhiz v e t e k f i n mesârifi
Sancağı v e r g i gelirinden karşılanmıştır. B k z . BA,
94
BA,
AD,
95
Abdullah
tayi-
Ankara
OD, N r . 1175.
N r . 1143/5 - 3 : Muhâcirîn İdâresilne T a k r i r (24 O c a k 1874).
S a y d a m , Aynı
eser,
s. 245.
301
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
d -r- Varna :
Göçmenlerin Rumeli'de i l k uğrak noktaları Varna idi. Bura­
ya gelen göçmenler, geçici olarak şehirde misafir ediliyordu. B u
göçmenlere şehirde bulundukları sürece tayinat verilmiş,, elbise
dağıtılmıştır. Ayrıca, hasta ve bakılmaya muhtaç göçmenler için
şehrin Çatalçeşme mevkiinde baraka inşâ edilmiş, çadır kurulmuş
ve çardaklar yapılmıştır. Burada hastalara devletçe görevlendiri­
len doktorlar bakmıştır.""
Nusret Paşa, Rumeli'de iskân faaliyetlerini yürütmek üzere
«îskân-ı Muhacirin
Me'mûru» olarak Varna'da görevlendirilmiş­
t i r . Nusret Paşa, i l k önce iskân mahallerini tespit ediyor ve daha
sonra Varna'da biriken göçmenleri buralara sevk ediyordu. Göç­
men sayısının çok olduğu dönemlerde, Varna'nın yanı sıra Kös­
tence, Bergos ve Lom gibi limanlara da göçmen çıkarılmaktaydı.
07
Haziran 1864'te Varna'dan V i d i n ve Niş eyâletlerine 12.000
hâne göçmen sevk edilmiştir. Temmuz 1864'te Varna'ya gelen
göçmen sayısı 30.000'e," 18 Temmuz'da Köstence'dekilerle birlik­
te 60.000'e, Ağustos 1864'te 70.000'e ulaşmıştır. Öte yandan,
Ağustos 1864'te L o m iskelesinde biriken 15.000 göçmen, BüyükBalkan yoluyla özellikle, Bulgarların yardımlarıyla, Niş ve Kosova'ya taşındı. 1864 yılında, iskân edilmek üzere Rumeli'ye sevk
edilen göçmenlerden 6.000 hâne, Bergos iskelesinden Edirne ve
îslimye'ye, 6.000 hâne, Varna iskelesinden Şumnu ve Silistre üze­
rinden Vidin eyâletine, 12.000 hâne, Kosova, Vasvik ve îştib'den
Niş, Sofya ve Berkofça Sancaklarına kadar uzanan sahaya yerleş­
tirilmiştir. Vidin Sancağı ve Lofça'ya dahi 7.500 hânenin yerleş­
tirilmesine başlanmıştır. Öte yandan, Ağustos 1864'ten sonra gön­
derilecek göçmenler için Niğbolu, Ziştovi, Rusçuk, Silistre, Dob08
100
101
102
96
Takvim-i
97
BA,
Vekayi,
Buyruldu
29 M u h a r r e m
Defteri
Eylül 1861) A y r ı c a b k z . BA,
(BD),
MM,
1281, N r . 755.
N r . 5/1-2 : M e c l i s - i V â l â Mazbatası (18
N r . 1189 : 11 A r a l ı k 1863 t a r i h l i A r z T e z ­
kiresi.
98
Takvim-i
Vekayi,
7 Muharrem
99
Takvim-i
Vekayi,
29 M u h a r r e m
100
Takvim-i
Vekayi,
13 S a f er 1281, N r . 757.
1281, N r . 752.
1281, N r . 755.
101
Takvim-i
Vekayi,
Safer
102
Takvim-i
Vekayi,
28 S a f e r 1281, N r . 759.
1281, N r . 759.
302
N e d i m îpek
ruca, Tolcu ve Varna'da 10.000 hâne (50.000 nüfûs) göçmenin
yerleştirileceği mesken tedarik edilmiş ve b i r kış idare edecek ka­
dar zahire ektirilmiştir. Rumeli'ye toplam 175.000 Kafkas göç­
meni yerleştirilmiştir.
Öte yandan, daha sonraki yıllarda Ye­
nişehir ve Tırhala havalisine de göçmen yerleştirilmeye teşebbüs
edildiğine dair arşiv kayıdları mevcuddur.
103
104
105
Göçmenlerin bir kısmı mevcud iskân birimlerine dağıtılırken
bir kısmı da yeni teşkil edilen köy ve kasabalara yerleştirilmiştir.
Rumeli'nin genelinde kurulan göçmen köyleri ve mahalleleri ile
i l g i l i elimizde henüz yeterli malzeme bulunmamaktadır. Bununla
birlikte, Plevne kazâsı dahilinde k u r u l a n köyleri ve mahalleleri
tespit etmiş bulunmaktayız.
Plevne, 44 köyden müteşekkil b i r kazânm merkezidir. B u köy­
lerde 1.774 Müslim ve 4.976 Hıristiyan hânesi olmak üzere toplam
6.750 hâne mevcuddur. Göçmen iskânı sonucu kazânm sınırları
dahilinde beş mahalleden müteşekkil Aziziye kasabasının yanı şıra
Tablo VIH'de görüleceği üzere toplam 1.185 hânelik 27 köy teşek­
kül etmiştir. Plevne'de de b i r göçmen mahallesi mevcuddur.
106
D — GÖÇMENLERE
YAPILAN
YARDIMLAR
:
Kırım ve Kafkaslar'dan Rumeli ve Anadolu'nun Karadeniz
iskelelerine gelen göçmenler, önceki bölümlerde izah edildiği üze­
re söz konusu şehir ve kasabalar ile bunların civarlarına geçici
olarak yerleştiriliyordu. Vilâyet, sancak ve kazâ merkezlerinde b i ­
riken çiftçi göçmenler bir i k i hâne olarak iskâna elverişli boş arâzîsi olan köylere dağıtılıyordu. Daimî iskân bölgeleri tespit edilir­
ken göçmenlerin, iklimine u y u m sağlayabilecekleri ziraate elve­
rişli, su, mera ve orman bulunan iskân mahallerine gönderilmesi
ilke olarak kararlaştırılmıştı. B u meyanda, Hazinece istifâde olun103
Takvim-i
104
N e d i m İpek, Aynı
105 B k z . BA,
b a t 1874).
106
BA,
BD,
Vekayi,
AD,
N r . 5.
28 S a f e r
eser,
1281, N r . 759.
s . 6.
N r . 1 1 4 3 / 1 0 - 1 : M u h a c i r i n İdaresine T e z k i r e (19 Şu­
303
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
Tablo: V I I I
Kasaba
Mahalle
Aziziye
Ali
125
Paşa
Rüşdü
Plevne
Hâne
Kazâ
Plevne
100
Paşa
Mehmed A l i Paşa
100
Namık Paşa
F u a d Paşa
100
100
Hâne
Mamuriye
18
Aşariye
15
Mansuriye
18
10
Tevfikiye
Mustafa
54
Fatihiye
Köy
Hâne
Efendi
24
Nasriyye
21
Şakiriye
50
Hasan Efendi
40
Kaza
Köy
Plevne
Saidiye
19
Mibteniye
Kâmü Paşa
25
Nafıa
17
Melik B e y
20
Muradiye
Hamidjye
14
11
Zerafiye
25
Hamidiye
32
Mehmed Paşa
19
Ahmediye
63
Fethiyye
10
Sıddıkiyye
35
Nusretiye
60
Farukiyye
15
Karye-i Ali
10
Hüsniyye
22
Osmaniye
16
11
Rahmaniye
Lom
( ?)
40
(?)
İzzeddin
350IOT
mayan çiftlikler, mütegallibenin gasp ettiği mesken ve arazîler,
bunların elinden alınıp göçmenlere verilecekti. Göçmen yerleştir­
me işi bitinceye kadar iskâna elverişli boş arâzîlerin yerli ahâliye
dağıtılması önlenecekti. 1877 yılma kadar göç eden Çerkeş, Kı­
rım ve Nogay göçmenlerine, tespit edilen yerleşime müsaid ara­
zîlerden Arâzî K a n u n u ' n a göre arâzî tevzi edilmiştir. Bununla bir­
likte, özellikle müteferrik olarak gelenlere yeterli mikdarda arâzî
tahsis edilememiştir.
108
109
107
BA,
BD,
Nr. 5 / 1 - 2 :
18 Eylül 1861 t a r i h l i M e c l i s - i V â l â
mazbatası.
Ayrıca, S i l i s t r e ' n i n K o l p m a r v e U ğ u r l u köylerinde de muhâcir meskûndur. B k z .
BA,
OD, N r . 4428 : S i l i s t r e kaymakamlığına 10 E k i m 1873 t a r i h l i t e z k i r e .
108
Böricek çiftliğinde 170 hâne N o g a y göçmeni iskân edilmiş olup, 110
hânenin d a h a yerleştirilmesine teşebbüs edilmiştir. B k z . BA,
109
B k z . A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
eser,
s. 235.
İD,
N r . 30903.
N e d i m İpek
304
Yerleşim bölgelerinde, göçmenlerin iaşe masrafları yerli ahâli
tarafından karşılanıyordu. Halkın yardım elini uzatamadığı fakir
göçmenlere ise, iskânları tamamlanıp mahsul almaya başlayınca­
ya kadar mîrîden yevmiye veriliyordu. B u meyanda, 1864 yılma
kadar gelen göçmenlerin yarısı fakir kabul olunup, bulundukları
kazâ emvâlinden yevmî yarımşar kıyye ekmek,, ayni veya bedeli
nakdî olarak verilmekteydi.
Ancak, daha sonra gelenler önce­
kiler gibi vatanlarmdaki emlâklarım ve sair eşyalarını satamayarak terk etmiş olmaları cihetiyle bunların yarısını fakir kabul edip
yardım edilmesi usûlüyle geçimlerini temin edemedikleri anlaşıl­
mıştır. B u nedenle kazâ meclislerince göçmenlerin miktarı tespit
edilerek fakir olanlara ekmek tevzi edilmesi kararlaştırılmıştır.
B u karara göre, 0-10 yaş grubuna 100'ar dirhem ve daha büyük­
lerine yarımşar kıyye ekmek verilecekti.
110
111
Köylüler, göçmenleri barındırmak, t a m i r edecekleri terk edil­
miş meskenlere yerleştirmek ve boş arâzîden tarla tahsis etmekle
mükelleftiler. Hattâ, mevcud köylerde, yeni meskenler dahi yapıl­
mıştır. Meselâ, 1877 yılında, Mecidözü'ne bağlı üç köyde toplam
18.000 kuruş sarf edilerek 40 mesken inşâ edilmiştir. Müceddeden köy teşkiliyle yerleşmek isteyenlere münasip mevkiilerde, kazâ
ahâlisi tarafından meskenler inşâ edilerek köyler teşkil edilmiştir.
Ahâli, genelde inşâ ettiği mesken mescid ve camii gibi binaları
göçmenlere hibe etmiştir. ' Ahâlinin inşâ ettiği meskenler yeter­
l i , gelmez ise devlet maliyeti 250 kuruşu geçmemek üzere mesken
112
11 1
B u h u s u s t a b k z . BA,
110
(Şubat 127&) BA,
OD,
N r . 12020 : Tolçu Mutasarrıfının
OD, N r . 8378 : İskân-ı M u h a c i r i n
nunla birlikte A k s a r a y
Tezkiresi
Me'mûrunun t a k r i r i ; B u ­
v e Kırşehir kazalarındaki göçmenlere
talimat
gereği
M a l sandığmdan büyüklere i k i v e küçüklere b i r e r kuruş y e v m i y e verildiği be­
lirtilmektedir.
B k z . BA,
t a k r i r . (14 N i s a n
BA,
111
MV,
OD,
1861; BA,
N r . 8596 : A k s a r a y
kazası müdür v e k i l i imzalı
OD, N r . 8597 : 10 Kasım 1861 t a r i h l i t a k r i r .
N r . 24269, L e f . 2 : M u h a c i r i n e
Muavenet Talimatnamesi, md.
5; B u h u s u s t a 1864 öncesi) v e sonrası u y g u l a m a l a r için b k z . BA,
837; BA,
tezkire
ML-MSF,
(10 E k i m 1 8 7 3 ) ; BA,
r e s i ; BA,
112
N r . 16816; BA,
OD,
OD, N r . 9203,
OD, N r . 4428 : Siliştre Kaymakamlığına
N r . 12008 : K i l i kazası i d a r e m e c l i s i t e z k i ­
CD, N r . 10035 : 16 Eylül 1862 t a r i h l i t a k r i r .
BA,
OD, N r . 10027 : M u h a c i r l e r e
yapılan yardımı gösteren
113 BA, MV, N r . 24615 : A r z t e z k i r e s i ( M a r t 1 8 6 6 ) ; BA,
A r z t e z k i r e s i (Kasım 1865).
MV,
cedvel.
N r . 24400 :
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
305
Hareketleri
inşâ edecekti. B u husus, toplu iskâna elverişli arâzî bulunduğu
müddetçe uygulanmıştır.
111
B u şekilde yerleştirilen çiftçi göçmenlerden yardıma muhtaç
olanlarına çift edevâtı temin edinceye kadar ortakçılık ve amele­
l i k yaptırılacak veya hali v a k t i yerinde olan yerli ahâli tarafından
ihtiyaçları temin edilecekti. Öte yandan, b i r defaya mahsus ol­
mak üzere, tarlaları sürdürülecek ve beş kişi b i r hâne itibarıyla
i k i hâneye b i r çift öküz verilecektir. Ancak, b i r hanenin 10 kişi
olması durumunda yalnız b i r hâneye b i r çift öküz veyahud 3 - 4
hanenin hüfûsu bu mikdar olursa bunların tamamına b i r çift
öküz ve beş kile tohumluk zahire verilecekti.
115
Hoca, i m a m ve sanat erbabı olan göçmenler ise mesleklerini
icra etmek üzere şehir ve kasabalara yerleştirilmişlerdir. Ayrıca,
servet sahibi olup şehirde ikamet etmek isteyenler şehir ve kasa­
balara yerleştirilmiştir. " Öte yandan, ulemâ ve sanat erbabına
150'şer kuruş kredi verilmiştir.
11
117
Osmanlı sınırları dahilinde yerleştirilen göçmenlere, geçimle­
r i n i temin edinceye ve maddî açıdan kuvvet kazanmcaya kadar
vergi ve kur'a muafiyeti tanınmıştır. Göçmenler, i l k etapta 10 sene
aşar ve tekâlif-i örfiyyeden ve 25 sene askerlikten muaf tutulmuş­
lardır. Ancak, 1864 yılından itibaren göçmen sayısının hızla art­
ması üzerine, söz konusu masraflar karşılanamaz oldu. B u n u n üze­
rine, önceki yönetmelik iptal edilerek «Muhâcirîne
Muavenet»
namı ile vali, mutasarrıf ve kaymakamlara yeni b i r talimatnâme
gönderildi. B u talimâtm altıncı maddesine göre, iskân t a r i h i n ­
den üç sene geçen göçmenlerin mahsulatından aşar alınarak yeni
gelen ve henüz mahsul alamayan göçmenlerin ekmek ve tohum
ihtiyacının karşılanması yoluna gidilecekti.
118
114
D k z . BA,
AO,
N r . 1141/94 - 4 : M u h a c i r i n
İdaresine T e z k i r e
(8 K a ­
sım 1869).
115
Muhacirine
Muavenet Talimatnamesi,
m d . 2, 3, 4; B u m e y a n d a ,
Sa-
m a k o kazası dahilinde 'bulunan Çerkeslere öküz v e ziraî edevat yardımı yapıl­
mıştır. BA,
ML - MSF,
N r . 17986.
116
Muhacirine
117
A b d u l l a h S a y d a m , Aynı
118
BA,
MV,
Muavenet Talimatnamesi,
eser,
m d . 9.
s. 238.
N r . 24269, L e f . 2 : Muhacirime
M u a v e n e t Talilmâtnâ.mesi.
Türkiyat
Mecmuası
F. ¡30
Nedim
306
ipek
I I — ANADOLU'DAN KAFKASLAR'A GAYR-Î MÜSLİM
GÖÇÜ
1860'lı yıllarda, Kafkaslar'dan Anadolu'ya Müslüman toplu­
luklar göç ederken Trabzon, Gümüşhane, Canik ve Sinop sahi­
linde meskûn Osmanlı tebeası bazı gayr-i müslim gruplar da Kafkaslar'a göç etmekteydiler. Bunları göçe iten sebepler aşağıda
açıklanacağı üzere iktisadî ve içtimaî şartlardan kaynaklanmıştır.
Gümüşhane civarından göç edenler, müflis madenci ve kö­
mürcüler olup, Rusya'ya gelip - gitmeyi «medâr-ı taayyüş» edin­
miş b i r takım derbeder ve «bî-vâye» kişilerdir. Bunlar, vergilerin
artması ve madenlerin kapanması üzerine iktisadî sıkıntıya düş­
müşlerdir. Giresun M a l Kâtibi refiki Hacı Yusuf Efendi'nin ver­
diği raporda ifade ettiği gibi, göç etmek isteyenlerin ekserisi gö­
çebe olup zraat etmek için tarla ve arazîleri yoktu. Madenci ve
«kömürkes» ismiyle şunun b u n u n arâzîsini y u r t edinen b u gibi
kişiler, arâzî sahibine hizmet etmekte ve kira vermekteydiler.
Tanzimât'm bölgede t a t b i k i üzerine, devlet bunlardan «aşar» ve
«îâne-i Askeriyye» adı altında vergi almaya başlamıştı. Ayrıca,
b u gibi kişiler, mülk sahibine «îcâre-i zemin» adı altında para
ödemekteydiler. Kısacası, arâzî ve mülk sahibi olamadıkların­
dan yerleşik topluma dahil olamamışlar ve alman vergiler sebe­
biyle de içinde bulundukları iktisadî sıkıntı iyice artmıştı. Mese­
lâ, Canik Sancağı, Kurşunlu Çiftliği köyünde meskûn Ermeniler­
den b i r kısmı, arâzî darlığı sebebiyle Trabzon tüccarından Serkez
Ağa'nın Bafra kazasında k a i n çiftliğine n a k l edilmişti. B u çift­
liğe yerleşenler, Tersane-i Amire'nin ihtiyacı için Canik livâsmdan her sene istihsal olunan kendir mürettebâtı bedelinden 1865 1866 senelerine mahsuben hisselerine isabet eden bir yük 37.642
kuruşu ödeyememişlerdi. Öte yandan, bazı bölgelerde meskûn
gayr-i müslim tebea ise Çerkeslerin tecavüzlerine maruz kalmıştır.
Rusya'nın, Kafkaslar'da Müslüman göçmenlerin boşalttığı yerleri
bayındır b i r hâlde tutabilmek ve bu bölgenin gelişmesini temin
edebilmek için çiftçi ve gayr-i müslim insan gruplarına ihtiyacı
vardı. Rusya, b u insan açığım kapatmak amacıyla, Rus, Kazak,
Ermeni ve Alman göçmenlerinin yanı sıra Kuzey - Anadolu'da
119
119
BA,
MM,
N r . 21649, L e f . 1.
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs
Hareketleri
307
meskûn gayr-i müslimleri de Kafkasya'ya göç ettirmeyi plânladı.
B u nedenle Rusya, konsoloslukları ve Ortodoks Papazlar vasıtasıy­
la, yukarıda izah edildiği üzere iktisadî ve içtimaî sıkıntı içinde
olan gayr-i müslim tebeayı Kafkaslar'a göç etmeye teşvik ve t a h ­
r i k etti. B u çalışmalar neticesinde, bazı R u m ve Ermeni reâya,
göçetmeye karar vermiştir. Hattâ, iktisadî ve içtimaî sıkıntı için­
de olmadığı halde, papazların teşvik ve t a h r i k l e r i neticesinde göç
etmek isteyenler de olmuştur.
120
Rus sefâreti, b u gibi sebeplerden dolâyı hâne ve emlâklarını
satıp göç etmek isteyenlerin Rusya'ya gitmelerine izin verilmesini
Bâb-ı Âlî, daha 16 E k i m 1861'de kendi talep ve rızalarıyla emlâk­
larını tamamen satıp terk-i vatan ve hicrette İsrar edenlerin ceb­
ren tutulamayacağı ve gitmelerine izin verilmesini kararlaştır­
mıştı. Bununla birlikte, Bâb-ı Âlî, söz konusu göçlerin sebeplerini
ortadan kaldırmaya çalışacaktır. Nitekim, Hacı Yusuf Efendi, layihâsmda göç etmek üzere Karahisar'dan Giresun'a gelen göçe­
belerin parası olanlardan b i r mikdar alınarak ve olmayanlara kar­
şılıksız olmak üzere arazî verilecek olursa hem boş arâzî ihtiyaç
sahibine satılmış ve hem de hicretin önünün alınacağı görüşün­
dedir. Ancak, boş arâzî yeter derecede değil ise, o zaman kendi
idaresinden fazla emlâk ve arâzîye sahip olan ahâlinin arâzîsinden ve sair münasip mahlûl yerlere bunların yerleştirilmesi tek­
lif ediliyordu. Bâb-ı Âlî, Karahisar, Ordu ve civar Sancaklara gön­
dermiş olduğu tamimlerde b u hususların icrâ edilmesini istiyor­
du. Ayrıca, 1847-1850 tarihleri arasında Karahisar'dan Giresun ve
Bucak taraflarına gelip yerleşenlerin her i k i tarafa vergi ödeme­
mesi için vergi kayıtlarının düzeltilmesi hususu Sadarete öneril­
miştir. '
1 21
Çerkeş göçmenlerin asayiş altına alınması hususunda çeşitli
tedbirler alınmıştır. Söz konusu Çerkeş tecavüzleri Çeçen ümera­
sından M i r l i v a Musa Paşa'nm tanzim ettiği layihâya göre iskân
işlerinin düzenli yürütülmemesi ve b u hususta meydana gelen ak­
saklıklardan kaynaklanmaktaydı. B u nedenle, henüz iskân edile120 BA, MV, N r . 21649 : Kethüda M e h m e d Beyefendi'min halkhâne m a d ­
desine dair. BA, AD, N r . 929/64 : K a s t a m o n u vilâyetine t a k r i r ; BA, AD, N r .
928/16T : T r a b z o n vilâyetine t e z k i r e ( 2 2 C 1286).
121
BA,
MV,
N r . 21649.
N e d i m îpek
308
meyenlerin, b i r an önce iskân edilmesi, iskân edilenlerin ise nok­
sanlarının giderilmesi, Çerkeslerin silahlı gezip-dolaşmalarınm ön­
lenmesi, şekavette bulunanların kabilelerinden uzak iskân mer­
kezlerine dağıtılıp yerleştirilmesi, suçluların muhakeme edilerek
cezalandırılmaları ve en kısa sürede göçmenlerin üretici hâle ge­
tirilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması yoluna gidilmiştir. Hat­
tâ, suçlu göçmenlerin şerren ve kanunen muhakeme edilerek ce­
zalarının icrası için IV. Ordu-yu Hümâyûn Müşirliğine mezuniyet
verilmiştir. Ancak, b u gibi tedbirlerle R u m ahâlinin göçü tama­
men durdurulamamıştır. Nitekim, Bâb-ı Âlî, 1878 tarihinden i t i ­
baren Trabzon vilâyeti dahilinde b i r sene müddetle göçmen sevkiyatmı yasaklarken, gayr-i müslimleri göçe zorlayan şartları orta­
dan kaldırmaya ve Rumlara boş arâzîden yer vermeye çalışacak­
tır. B u tedbirlere rağmen göç yine de önlenememiştir. Meselâ,
1890'lı yıllarda Gümüşhâne civarında meskûn 2.000 R u m reâya
hânesi aynı sebeplerden dolâyı göç edecektir.
122
123
Kafkasya'ya yönelik göçleri teşvik ve t a h r i k edenlerin tespit
edilerek yakalamlmasma çalışılmıştır. Nitekim, Sadaretin Trab­
zon vilâyetine gönderdiği 28 Şubat 1869 t a r i h l i şukkadan, Bâb-ı
Âlî'nin b u çeşit göçleri önlemek istemesinin sebeplerinin tama­
men insanî duygulardan kaynaklandığını öğreniyoruz. Söz konu­
su şukkada gitmek isteyenleri cebren alıkoymak mecburiyeti yok­
sa da bunların sefâlet ve zaruret çekmemeleri Osmanlı Devleti'n i n şiâr-ı celîl-i tebeaperverliği iktizâsından olduğu» gerekçesiyle
Trabzon vilâyeti makamından tahrikçi ve fesadcılarm faaliyet­
lerine son verilmesi ve b u gibi kişilerin yakalanması istenmek­
teydi. Bâb-ı Âlî'nin benzer tedbirleri daha önceki tarihlerde de
almaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
124
125
B u tedbirlere rağmen gayr-i müslim tebeadan Kafkasya'ya
göç edenler olmuştur. Meselâ, Tokad ahâlisinden Seferyan Hacı
Karabet ve Samsun'daki Rus konsolosunun teşvik ve tahrikleri
sonucu, Eylül 1867 tarihinde b i r grup R u m ahâli Samsun sahilin122
BA,
123
N e d i m İpek, Aynı
124
BA,
125
B k z . BA,
Sadaret
M-MA
AD,
Şukkası,
Nar. 1481 : 1 Eylül 1868 t a r i h l i A r z t e z k i r e s i .
makale,
s. 131n.
N r . 029/64 : T r a b z o n vilâyetine 28 Şubat 1869 t a r i h l i Şukka.
AD,
N r . 929/52 : T r a b z o n vilâyetine 23 A r a l ı k 1868 t a r i h l i
309
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
de toplanmıştı. Bunlar, Samsun sahillerinde açık havada 40 gün
beklemelerine rağmen Rus konsolosunun vaad ettiği vapurun gel­
memesi üzerine, 110.000 kuruş navlun ücretini kendileri ödeyerek
i k i Yunan gemisiyle Samsun'dan hareket etmişlerdir. '
1 26
B u şekilde Kafkasya'ya göç edenler, aradıkları ve bekledikleri
huzur ve asayişi bulamayarak yine «mevâ-yı kadîmlerine» geri
dönmeye çalışmışlardır. Nitekim, bunlardan 50 kadarı Kere va­
puruyla Batum'a gelmiştir. Öte yandan 500 kişi de Soğucak iske­
lesinde sefil ve perişan b i r halde vatanlarına geri dönmek için
beklemekteydiler.
127
Trabzon vilâyetinin emri üzerine Bâb-ı Âlî'nin Kere Şehben­
derlik kâtibi İspadoni Nuruseskiye, bunların geri dönüş sebepleri­
n i tahkik edecektir. Söz konusu kâtibin tahkikatına nazaran Rus­
ya Devleti, R u m göçmenlere, tayinat olarak, aydan aya cüzî m i k darda çavdar u n u vermekte olup, iskânlarına tahsis olunan yerler
dağ tepelerinde çorak ve kıraç arâzîden ibaretti. R u m göçmenleri,
geri dönmelerine izin verilmesi halinde, kendilerine yapılacak tüm
masrafları beş altı ay içinde ödemeyi taahhüd etmişlerdi. B u n u n
üzerine, söz konusu göçmenlerin Anadolu'ya geri dönmelerine izin
verilip verilmeyeceği hususu Rusya'nın Kafkas valisi Belinko'dan
soruldu. Alman cevapta, çavdar ve hastahâne masrafı olarak ya­
pılan toplam 6.000 rublelik masrafın tediyesi şartıyla, geri dön­
melerine müsaade edileceği belirtiliyordu. Bunun üzerine, Kere
Şehbenderliği, Hariciye Nezaretine gönderdiği 23 M a r t 1869 t a r i h ­
l i arîzasmda, «ilerüde Anadolu'dan hicret edeceklere ibret-i mü­
essire olmak ve bunları sefil durumdan kurtarmak üzere söz ko­
nusu 6.000 ruble ile Samsun'a kadar yapılacak masrafların öden­
mesi için Sadaret emrinin beklendiği belirtilmiştir.
128
Sadaret, Trabzon vilâyetine gönderdiği 9 Şubat 1869 t a r i h l i
şukkasıııda Bâb-ı Âlî'nin b u husustaki tavrını belirtmektedir. Şöyleki, «söz konusu kişilerin maruz kaldığı sefalet, kendi hareket126
BA,
İrade - Hariciye
(İH),
N r . 13998, L e f . 1 : H a r i c i y e N e z a r e t i n e 23
M a r t 1869 t a r i h l i K e r e Şehbenderliğinin Arîzası.
127 BA, İH, N r . 13998, L e f . 7 : T r a b z o n -valisi M u h l i s Paşa'nm
1869 t a r i h l i m e k t u b u n u n s u r e t i .
128
BA,
İH,
N r . 13998, L e f . 1.
20 O c a k
S1Û
N e d i m İpek
lerinin b i r sonucudur. Bununla birlikte sefil bir halde kalmaları
Hilâfetin şanına lâyık bulunmamış olduğundan sarfiyatça b i r güna
istimalata meydan bırakılmamak ve tasarruf usullerine riayet
olunmak üzere mevcud masrafların tesviyesi ile aslî vatanlarına
geri dönmeleri t e m i n edilsin.» Öte yandan Sadaret, 11 Nisan
1869 t a r i h l i arz tezkiresinde, «söz konusu göçmenler, vatan-ı as­
lîlerinde iken Türkiye'de nail oldukları nimet ve asayişin k a d r i n i
Rusya'da kısa müddet ikametleri esnasında gereği gibi anlaya­
rak yine Osmanlıya sığınmak üzere avdet etmek niyazında b u ­
lunmuş olduklarına ve maruz kaldıkları felakete nazaran avf edil­
meleri iktizâ-yı şân ve merâhim-i nişân-ı cenâb-ı velinimetten
bulunduğuna binâen zikr olunan Ruble vesâir mesârifin havale
ve tediye kılınması Maliye Nezaretine havalesi ve mezkûr ahâli­
n i n münâsib sefinelerle Samsun'a iâde edilmesinin Şehbendere
ve geldikleri mevâ-yı kadimlerine iskân olunmaları hususu Trab­
zon vilâyeti makamına tebliği» arz olundu. 12 Nisan 1869 t a r i ­
hinde b u hususta irâde çıktı.
129
130
Batum'da bulunan 50 Rum, navlun ücretleri devlet tarafın­
dan ödenmek suretiyle Trabzon üzerinden Samsun'a gönderildi.
B i r gece Samsun'da misafir edilen Rumlar, kendilerine hayvan
ve tayinat verilmek suretiyle, «mevâ-yı kadîmleri» olan Bafra
kazâsınm Selamelik, Örencik, Boyalı, Azay, Muğamlı ve Sam­
sun'un Kızılgöl ve Eldavud köylerine gönderildi.
131
Söz konusu Rumların eski mekanlarına yerleştirilmesine, göç
esnasında terk ettikleri arâzîlerin kendilerine iadesine, ziraat iş­
lerinde komşularının kendilerine yardımcı olmasına, i l k hasadı
elde edinceye kadar ihtiyaçlarının teminine ve hattâ, göç eder­
ken sattıkları eşyalarından mümkün olanların istirdadıyla ücre­
t i n i n münasip taksitlerle ödenmesine çalışılmıştır. Ayrıca, söz ko­
nusu iskelelerde sefalet içinde geri dönecek olanlara, geri dönüş­
lerinde kolaylık sağlanması hususunda Hariciye Nezareti vasıta-
129
BA,
AD,
130
BA,
İH,
N r . 929/61 : T r a b z o n
vilâyetine şukka
(9 Şubat 1869).
N r . 13998 : A r z T e z k i r e s i .
131 BA, İH, N r . 13998, L e f . 4 : B a f r a kazâsmdan R u s y a ' y a h i c r e t edip g e r i
dönenlerin listesi^
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfus
311
Hareketleri
sıyla Sohum ve Kere şehbenderliklerine gerekli talimatlar veril­
miştir.
132
Buna benzer göç hareketlerine daha sonraki tarihlerde de
rastlamak mümkündür. Nitekim, Haziran 1869'da aynı tarzda 154
kişi geri dönmüştür. Kezâ, Sivas Dereköy'e dönenler, Çerkesler
tarafından zabt olunan hâne ve sair emlâklarmı geri alabilmiş­
lerdir.
133
134
S O N U Ç
Göç, şahısların bir iskân ünitesinden diğerine yerleşmek su­
retiyle yaptıkları coğrafî yer değiştirme hareketidir. B u hareket,
tabii âfet ve kıtlık gibi tabü sebeplere veya iktisadî, dinî ve siyasî
baskı gibi sosyal sebeplere bağlıdır. Savaş sıralarında ve müteakip
devirlerde galiplerden bazılarının mağluplara reva gördükleri sert
muameleler sonucu yerli ahâlinin b i r kısmı veya tamamı kendi­
lerini daha emniyetli hissedecekleri diyarlara göç eder. Oysa, k i ­
şilerin, insan olarak taşıdıkları değerin sömürü, baskı, kıyım ve
her türlü tabii güç karşısında korunması en doğal haklarıdır.
İnsan hakları, temelde devlet gücünü sınırlayan kanunî ve
ahlâkî düzenlemeleri i h t i v a eden genel ve evrensel ilkelerdir. K i ­
şiler, d i n , d i l ve ırk ayrımı yapılmaksızın k a n u n karşısında bir­
birine eşittir. B u ilke, insanların doğal eşitliği inancına dayanır.
.Eşitlik de hürriyet gibi insan yapısından ayrılamaz. Kısacası, b i ­
reyin içinde bulunduğu içtimaî ve iktisadî şartlar ne olursa ol­
sun insan olarak herkesin eşit değer ve saygıya ihtiyacı vardır.
Ancak, k a n u n karşısında eşitlik ilkesi, bireylerin içinde bulun­
duğu içtimaî ve ekonomik şartların ortaya çıkardığı eşitsizlikler­
le ilgilenmez. Yalnız, vatandaş, her ünvana, her mevkiiye, her
memurluğa adaydır. Eşitlik ilkesinin yanı sıra, bireyler d i n ve
132
BA,
tine t a k r i r .
kire,
AD,
134
tos
N r . 13998, L e f . 3 : C a n i k Mutasarrıflığından T r a b z o n
Lef. 2 : Trabzon
valisi Muhlis'ten
vilâye­
Sadarete
tez­
( 1 0 Şubat 1 8 6 9 ) .
133
BA,
İH,
(2 Şubat 1 8 6 9 ) ;
BA,
AD,
N r . 928/14 : T r a b z o n
N r . 928/139 : T r a b z o n
BA,
1869).
AD,
vilâyetine t a k r i r
(5 T e m m u z
vilâyetine şukka (6 H a z i r a n
N r . 1141/70-2 : Muhâciırîn K o m i s y o n u n a
1869);
1869).
Tezkire
(30 A ğ u s ­
312
N e d i m İpek
inanç hürriyetine sahiptir. Yani dinî inançlarından dolayı horlanamaz, aşağılanamaz ve devlet vatandaşına dinî baskı yapamaz.
Öte yandan, bireylerin, can, m a l ve ırz güvenliğinin temin edil­
mesi gerekir. Zira, bunlar insanın en t a b i i haklarıdır. Buna göre,
hiç kimse yasada belirli haller dışında suçlanamaz ve tutuklana­
maz. K a m u yararına olmaksızın ve t a m karşılığı önceden öden­
meksizin kişi, en kutsal hakkı olan mülkiyet hakkından m a h r u m
bırakılamaz. Kısacası, devlet, bireylerin can, m a l ve ırz güvenliği­
n i temin etmekle mükelleftir. Buna karşılık bireyin de devlete
karşı, askere gitmek ve vergi vermek gibi çeşitli sorumlulukları
vardır. Zira, kamu gücünün korunması ve devamı ile idarenin gi­
derleri için ortak b i r vergi toplanması zorunluluğu vardır. Ancak,
vergi, vatandaşlar arasında ekonomik güçleri ile orantılı ve eşit
bir biçimde toplanmalıdır. Kısacası, vergi eşitliği temin edilme­
lidir.
Rusya, 1860'lı yıllarda Kafkasya'yı kontrol altına almış ve
sınırlarına dahil etmiştir. Ancak, Kafkaslar'm b u tarihlerdeki nü­
fûs yapısı incelendiğinde ahâlinin tamamının gayr-i Rus ve ezici
çoğunluğunun ise Müslüman olduğu görülür. B u yapıya sahip b i r
bölgenin Rus idaresi altında tutulabilmesi için ne yapılmalıydı?
B u sorunun cevabı arandığı zaman Kafkas göçlerinin sebepleri
ortaya çıkar. Çarlık Rusyası, yukarıdaki ilkeleri görmezlikten ge­
lerek Kafkas topluluklarını i l k aşamada Hıristiyanlaştırmaya ve
i k i n c i aşamad Ruslaştırmaya çalışacaktır. Karşı çıkanlar ise kat­
liâm, devlet terörü ve sürgün yoluyla sindirilecektir. B u politika­
nın dünya literatüründeki gerçek adı asimilasyon ve soykırımdır.
Ruslaştırma politikası neticesinde, Kafkaslar'daki Rusça ve Rus
kültürü eğitimi yaygınlaştı. Bununla birlikte mahallî d i l ve ede­
biyat varlığını muhafaza etti. Aynı d i n ve mezhebe mensup Rus,
Gürcü ve Ermeniler, Hıristiyanlık çatısı altında birleştirilemedi.
Göçlere rağmen, Müslümanların genel nüfûs içindeki payı % 50'n i n altına çekilemedi. Kısacası, Rusya, bölgedeki Hıristiyan nüfû­
sunu çoğaltmaktan ve bölgede Rus nüfûsu bulundurmaktan baş­
ka b i r netice elde edemedi.
İnsana ve insan haklarına saygılı olan Osmanlı Devleti, hiç
bir zorunluluğu olmamasına rağmen, vatanlarını terk eden yüzbinlerce Kafkas göçmenini kendi sınırları dahilinde yerleştirme
K a f k a s l a r ' d a k i Nüfûs H a r e k e t l e r i
313
külfetine katlandı. Öte yandan, tebeasmı rahat ettirmeyi prensip
olarak kabul eden Bâb-ı Âlî, Anadolu'dan Kafkaslar'a yönelik göç­
lerin sebeplerini ortadan kaldırmak suretiyle din, mezhep ve ırk
ayrımı yapmaksızın vatandaşlarının huzur ve refah içinde yaşa­
malarını temin etmeye çalışacaktır. Hattâ, sadece insanperverliğinden dolâyı Kafkaslar'a göç etmiş olup Türkiye'de n a i l olduğu
nimet ve asayişin kadrini Rusya'da kısa müddet ikametlerinde
anlayıp geri dönmek isteyen Rumları terk ettikleri köylere yerleş­
tirmiştir. Fakat, söz konusu Rumlar ve bunların torunları, daha
sonraki yıllarda meskûn oldukları bölgelere göçmen yerleştiril­
mesine karşı çıkacak ve Millî Mücâdele yıllarında Türklere karşı
Pontusculuk faaliyetlerine başlayacaklardır.
Kafkaslar, coğrafî konum itibarıyla önemli b i r mevkiide b u ­
lunmaktadır. B u nedenle, bölgeyle ilgili devletlerin Kafkasları her
yönüyle incelemesi ve çeşitli politikalar üretmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde cereyan edecek hadiseleri seyretmek durumunda ka­
lacaktır. Nitekim, Bâb-ı Âlî, Kırım Savaşı sonrası Kafkaslar'da
cereyan eden hâdiseleri yakından takip etmemiş ve göçler baş­
ladığı zaman nasıl b i r politika izleyeceğini hemen tespit edeme­
miştir. Aynı şekilde, Sovyet-Rusya sisteminin dağılması ve Kaf­
kaslar ile Orta-Asya'daki değişiklikler karşısında Türkiye Cumhu­
riyeti aynı akibete maruz kalmıştır. B u zafiyetin giderilmesi ve
ileriki tarihlerde de buna benzer durumlarla karşılaşılmaması için,
«Kafkas Araştırmaları Enstitüsü» adı altında ilmî b i r müessese­
n i n kurulmasının isabetli olacağı açıktır. Kütüphânesi, teknik
personeli ve i l i m adamlarıyla faaliyete geçirilecek olan böyle b i r
Enstitünün, bölgenin tanınmasını, tarihî araştırmasını üstlenme­
sine ve dolâyısıyla gerekli politikaların üretimine zemin hazırla­
yacağı inancındayız.
Download