Kisisel Gelisim ve Rehberlik Birimi Bülteni , ,

advertisement
Kisisel
Gelisim
,
, ve Rehberlik Birimi Bülteni
NİSAN BÜLTENİ
2012
Sevgili Velilerimiz,
Geçtiğimiz aylarda değerlerimiz, arkadaşlık, iletişim ve kaygı temalarımızın bültenlerini
sizlerle paylaşmıştık. Bu ayki temamız, bu konuları tamamlayacağını düşündüğümüz
“saygı ve özsaygı”. Sizinle paylaşacağımız saygı ve özsaygı kavramları sadece
çocuklukta değil hayatımızın tüm dönemlerinde kişiliğimizi, davranışlarımızı ve benlik
algımızı etkileyecek önemli kavramlardır. Bu sebeple bizler okulumuzda bu ay “saygı ve
özsaygı” kavramlarını ele alacağız.
Bu ay işlenecek olan “Saygı”, hayatımızın her döneminde önem verilen değerlerden
biridir. Sevgi ve bağlılık karışımı bir duygudur. Birisinin önemsenmesinden kaynaklanan
ve o kişiye değerini belirtecek biçimde davranılmasına neden olan duygudur. Saygı,
karşımızdakine onu düşündüğümüzü hissettirmektir. Ayrıca insanların dili, ırkı, cinsiyeti
ne olursa olsun, ayırmadan farklılıklarını kabul etmektir. Saygı, otomatik olarak gelen bir
değer değildir; kazanılması, üzerinde emek harcanması gerekir.
Unutmayın: Çocuklarımızın saygılı davranış göstermelerini desteklemek için GELİŞİM
OKULLARI” Kişisel Gelişim ve Rehberlik Birimi olarak bizler, sınıf ve branş
öğretmenlerimizin konu ile bağlantılı yapacağı çalışmalara ilaveten derslere girerek,
öğrencilerimize “Saygı” konusunda mesajlar veren filmler izleterek etkinlikler
düzenleyerek en önemli değerlerden biri olan “Saygı” kavramı ile ilgili farkındalıklarını
arttırmaya çalışacağız.
Sizlerden de evlerinizde aile bireylerinin birbirine saygılı davrandığı, kibar konuşmaların
desteklendiği ortamlar yaratmanızı istiyoruz. Hepinize saygı, sevgi ve hoşgörü ile
kuşatılmış günler diliyoruz.
ÇOCUKLAR “SAYGI”YI ÖĞRENİRLER…
Çocuklar saygılı olmayı bebeklikten
itibaren çevrelerinden öğrenmeye
başlarlar. Israrla elinizden bir şeyi
çekmeye çalışan çocuğa “lütfen”
diyerek almanız, saçınızı çekerken
“canımı acıtıyorsun” diyerek elini
açmanız şeklindeki davranışların tümü
ona kibar olmayı ve kibar davranmayı
öğretir. Çocuklar özellikle kendilerine
saygı duyulduğunu bilmeliler. Bunu
fark ettirmenizin yollarından bazıları,
onu sözünü kesmeden gözlerine
bakarak dinlemeniz, odasına girerken
kapıyı tıklatmanız, kararlar alırken
onun da fikrini sormanızdır.
Ayrıca tutumlarınızda kararlı olmanız
saygın
davranışlar
arasında
sıralanabilir.
Nezaket
kelimelerini
çocuğun yaşamında yerleştirmeyi
hedefleyebilirsiniz. Teşekkür ederim,
rica ederim, lütfen, evde bu kelimeleri
kullanan kişiye “Tebrikler” 1 puan
kazandınız derken, kullanılmadığı
zaman “farklı sinyaller” ile hatırlatmayı
planlayabilirsiniz. Çocuğunuz yanlış
yaptığında “kibar davranışlar nerde
“Kötümser
tüneli
kaldı?”,
“Şimdi yalnız
hemen
düzgün
oturuyorsun” gibi sert ifadeler onun
görür; davranışlardan soğumasına
saygın
neden
olabilir.tünelin sonundaki
iyimser,
ışığı görür;
gerçekçi, tünelle birlikte hem
Okul öncesinde çocuklar okuma yazma
bilmedikleri için sadece resim okuyabilirler.
Çocuklara nerelerde teşekkür etmeleri gerektiği
sorulabilir. Ayrı ayrı zamanlarda bu durumların
resimlerini çizmeleri istenebilir. Yapılan resimler
hatırlatıcılar olarak evde bir yerlere asılabilir.
Çocuklar zaman zaman çok konuşarak
çevrelerini rahatsız edebilirler. Bu durum onların
saygınlıklarını zedeler. Zaman zaman sessiz
kalmaları gerektiğini öğrenmeleri gerekir. Bunun
için “Sessizlik Saati” oyunu oynayabilirsiniz. Bu
oyunda birlikte belirlenmiş bir vakitte aile
bireyleri sessiz kalmayı başarabilmelidirler.
Okulun başlamasıyla birlikte evde olan kurallar
okulda da görülmeye başlar. Çocuklara sık sık
kurallar olduğunu hatırlatmak onları sıkar.
Bunun yerine kuralların yaşamımıza sağladığı
kolaylıkları
paylaşabilirsiniz.
Örn:
kaba
davranışlarda bulunmak başkalarının bize olan
saygısını azaltıyor. Örneğin dün yaşadığın olay
gibi örnek verebilirsiniz
Saygılı Çocuklar
Yetiştirmek İsteyen
Anne- Babaların Tutumları
Nasıl Olmalıdır?
•Çocuğunuza
teşekkür etmeyi ve özür
dilemeyi öğretebilirsiniz. Özür dileme ve
teşekkür etme alışkanlığını kazandırmak için
yeri geldikçe özür dileyip siz de teşekkür
edebilirsiniz.
•Küçük
yaştan itibaren sadece diğer
insanlara değil, çocuğunuzun çevresindeki
bütün
varlıklara
saygı
duymasını
öğretebilirsiniz.
•Çocuklar
özellikle
kendilerine
saygı
duyulduğunu
bilmelidirler.
Bunu
fark
ettirebilmeniz için; sözünü kesmeden, gözlerinin
içine bakarak dinleyebilir, odasının kapısını
tıklatarak girebilir, kararlar alırken ona da fikrini
sorabilirsiniz
•Gazete
ve dergilerdeki resimlerde saygılı
davranışlar sergileyen resimleri birlikte
bulmaya çalışabilirsiniz. Bulduktan sonra da
‘Sence neden saygın görünüyor?’ diye
sorabilirsiniz. Böylelikle hem çocuğunuzun
Doğru karar ve davranışlarında onu takdir
edip yanlışlarında da yanında olduğunuzu
hissettirebilirsiniz.
‘Saygılı olmak’ ifadesinden ne anladığını
öğrenirsiniz hem de siz anlaşılması gerekeni
ifade etmiş olursunuz.
•Çocuğunuzun
her insanın farklı özelliklere
sahip olsa da eşit haklara sahip olduğunu
anlamasına yardımcı olabilirsiniz.
•Sizin insanlara her zaman saygılı olduğunuza
dair çocuğunuzun tanık olacağı bir ortam
oluşturarak
ona,
doğru
rehberlik
yapabilirsiniz.
•Başkalarına
karşı
kaba
ve
saygısız
davranışları için konuyla ilgili farkındalık
kazandırmaya çalışarak yaptığının neden
yanlış olduğunu anlatabilirsiniz.
•
Çocuğunuzun yanlış davranışlarını eleştirirken
kişiliğine değil, davranışlarına odaklanarak
kendine saygı duyması konusunda ona
yardımcı olabilirsiniz.
SAYGIDAN
ÖZSAYGIYA…
Saygı
başkalarına
verdiğimiz
değerin
göstergesidir, özsaygı kendimizi ne kadar
değerli hissettiğimizdir.
Özsaygıyı kişinin güçlü ve zayıf yönleriyle
kendini kabul etmesi ve değerli görmesi olarak
tanımlayabiliriz. Bu noktadan bakıldığında
özsaygı ile ilgili iki nokta dikkatimizi çeker.
Birincisi güçlü ve zayıf yönlerimizle kendimizi
kabul etmek, ikincisi var olan yönlerimizle
kendimizi değerli hissetmektir.
Özsaygı
(self-esteem),
çocuğun
hem
yetişkinlerden hem de akranlarından kabul
gördüğü ve değer verildiğini hissettiği ölçüde
gerçekleşir. Olumlu / olumsuz benlik algısının
gelişimi çok komplekstir. Kişinin içsel
süreçleriyle
ve
çevresindeki
insanların
tutumlarıyla etkileşerek şekillenir. (Katz, 1995).
Kendi yaşamını yönetme becerileri, duyguları,
düşünceleri, aldığı kararlar güçlü bir benlik
algısının oluşumundan ileri gelir. Zorluklarla
baş edebilmesine yardımcı olur.
Benliğin gelişiminin safhaları vardır. Bu da
deneyimlerle mümkündür. Güven hissinin
gelişimi, bebeklikten itibaren ebeveynlerinin
gösterdiği ilgi ile başlar. Çocuklar başkalarına
güvenmeyi öğrenerek kendilerine de güvenmeyi
öğrenirler. Şefkat dolu dokunuşlar, sıcak ilgi,
dinleyen ve anlayan tutumda olan ebeveynler
çocuklarına istendikleri, değer gördükleri,
sevildikleri algısını yaratırlar. Emeklemeye ve
yürümeye başlayan bebek, kendine güvenli,
destekleyen bir çevre arayışına girer. Yaşı
ilerledikçe,
bağımsızlaşma
ihtiyacı
kuvvetlenmeye başlar. Bu bağımsızlaşma
ihtiyacını gören öte yandan sınırları net
çizerken
güç
çatışmalarına
girmemeyi
başarabilen ebeveynler, çocuklarının özerklik
becerilerini kazandıklarını göreceklerdir.
Özsaygı düzeyleri düşük çocuklar kendilerine
daha az güvenirler ve onlardan kendilerinden
isteneni başaramayacakları duygusunu daha
sık yaşarlar. Özsaygısı güçlü olan çocuklar
kendi isteklerini ve ihtiyaçlarını rahatlıkla ortaya
koyan, ve başkalarının haklarının bilincinde
olan çocuklardır. Kendisi ile barışıktır ve
kendinden memnundur.
Çevreye karşı
uyumludur, çevresindeki kişilere ve olaylara
yaklaşımı olumludur. İyi deneyimle yaşama ve
bunlardan olumlu sonuçlar çıkarma çabası
vardır. Kendilerinin olumlu ve olumsuz yönlerini
bir bütün olarak gerçekçi bir şekilde
değerlendirebilirler. Güçlü yanlarıyla birlikte
zayıf yanlarının farkında olup kabul eder ve
zayıf yanlarını geliştirmeye çalışırlar. Çok fazla
müdahale edilen çocukların duygusal zekaları
ve empati yetenekleri gelişememektedir.
Duygusal zekanın gelişmediği çocuklarda hayat
başarısı düşmektedir. Oysa çocukların hareket
alanlarını geniş tutmak ama sınırlarını iyi
çizmek, sorumluluk almalarına destek olmak
onların başarı güdülerini güçlendirmektedir.
Büyümekte olan çocuk, “ben”i “öteki”nden
ayırmaya başlar. Bugüne kadar bağımlı
olduğunu hissettiği ailesinden kendini ayrı tutar.
Ben merkeziyetçi tutumlar oldukça sık rastlanır.
Bu süreç 7 yaşına kadar devam eder ancak bu
özellikler ergenlik döneminde tekrar karşımıza
çıkacaktır. Bu safhalar aileler için sabırlı
olmaları gereken kritik bir süreçtir. Aileler,
çocuklarının beklendik davranışları ortaya
çıkarmaları için ayna görevi üstlenmelidirler.
Bu süreç 7 yaşına kadar devam eder ancak bu
özellikler ergenlik döneminde tekrar karşımıza
çıkacaktır. Bu safhalar aileler için sabırlı
olmaları gereken kritik bir süreçtir. Aileler,
çocuklarının beklendik davranışları ortaya
çıkarmaları için ayna görevi üstlenmelidirler.
Çocuğa özsaygı kazandırma, çocuğun
öğrenme, sevme ve yaratma yeteneğini
geliştirir. Araştırma sonuçlarına göre
özsaygı düzeyi yüksek olan çocuklar gerek
sosyal
ilişkilerinde
gerekse
okul
çalışmalarında daha girişimci ve daha
güvenlidirler. Yeni şeyler öğrenmeye
meraklıdırlar ve yeni ortamlara girmekten
zevk alırlar.
ÇOCUKLARIN ÖZSAYGI
GELİŞTİRMELERİNE
DESTEK OLMAK İÇİN NELER
YAPILABİLİR?
Özsaygı gelişiminin birinci koşulu çocuğunuzu
olduğu gibi kabul etmenizdir. Öncelikle var olan
yetenek ve kapasitesini kabul etmeniz ve güçlü
yönlerini fark edip gelişmesi gereken yönlerine
destek olmanız yeterli olacaktır.
-Çocuğun kendisini rahat ifade edebileceği bir
ortamda hissetmesi önemlidir. Çocuklarınızla
doğru ve etkili iletişim kurmanız, onları etkin
dinlemeniz ve yanıt vermeniz, özsaygılarının
gelişmesini destekleyecektir. Çocuğunuz size
bir şey anlatırken dinleyemeyecek durumda
olursanız bunu açıklayabilir konuşmanızı daha
sonraya erteleyebilirsiniz. Bu durum başka bir
işle uğraşırken aynı anda onu dinlemenizden
daha yararlı olacaktır. Çünkü çocuklar
gerçekten dinlenildiğini ve anlaşıldıklarını
hissettiklerinde kendilerini değerli görürler ve
böylece özsaygıları desteklenir.
-Başarmaya çalıştığı konularda sonuçtan öte
sürece yönelik geri bildirimleriniz özsaygı
gelişimi için önemlidir. Sonuçtan öte çaba sarf
etmesi, yaptığı çalışmalarda başarıyı elde
etmeye yönelik çabalarını ve özsaygı gelişimini
destekleyecektir.
ERGENLİK DÖNEMİ
Ergenlik dönemi çocuğunuzun kendini, dünyayı
yeniden anlama çabasına girdiği bir dönemdir.
Bu nedenle de özsaygısıyla ilgili yeni bir karara
varabilme ihtiyacı duyan çocuğunuz kendi
özünü bir nesne gibi ele alıp değerlendirecek bu
değerlendirmenin sonucunda da kendisi
hakkında bir tutum geliştirecektir. Özsaygı
gerçekliğe dayanır. Bireyin diğer insanlar kadar
iyi olduğunun, başka bir insandan daha
değersiz ya da daha değerli olmadığının farkına
varmasıdır. Bu gerçekçiliği oluşturması için
çocuğunuzun kendisi hakkındaki fikirlerini
yargıda bulunmadan dinlemeniz çok önemlidir.
Kendi değerlendirmelerini yaparken gerçekçi
olmayan düşüncelerinin farkına varmasında
onu tarafsız dinleyerek çok önemli bir rol
oynayabilirsiniz.
Birey, özsaygıya sahip olduğunda, kendisi
olmaktan hoşnuttur ve seçme şansı verilse bile
başka biri olmayı istemez. Ergenlik dönemi
çocuğunuzun kim olmak istediğini düşünmeye
başladığı bir dönemdir. Bu dönemde sporculara
sanatçılara ya da arkadaşlarına benzemeye
çalıştığını gördüğünüz çocuğunuzla, benzemek
istediği kişinin hangi özelliklerinin ona çekici
geldiğini konuşabilir ve bu özellikleri kendinde
nasıl geliştirebileceğini tartışabilirsiniz.
Birey,
başkalarının
kendisine
gösterdiği
tutumların
ışığında
kendisi
hakkında
düşünmeye başlar. Sosyal çevre ile kurduğu
iletişimle diğer insanların değerlendirmelerini
öğrenir. Sosyal çevrenin değerlendiriş biçimi
bireyin özsaygısını etkilemektedir. Bu nedenle
çocuğunuzun
arkadaş
çevresiyle
ilgili
anlattıklarını önemsemelisiniz. Bu arkadaşlık
grubunda kendisine ait yorumlamaları anlatışı
ve bu konudaki duyguları yol gösterici olabilir.
Bu konuda çocuğunuzun kurduğu iletişim
biçimi, çevresine kendini nasıl gösterdiğinin
işaretidir. Birlikte etkili iletişim yolları ve
çocuğunuzun bu konudaki becerileri üzerine
söyleşi yapabilirsiniz. İyi örnekler ve kötü
örnekler yoluyla kendini rahat hissettiği ve
kendini iyi ifade edebileceği yollar bulmasında
destek olabilirsiniz.
Kişisel hedefini belirlemesinde farklı alanları
değerlendirmek, tartışmak bir film karakterinden
ya da bir kitaptan yola çıkarak örnekler sunmak
onun kendi kişisel kriterlerini oluşturmasını
sağlar.
Bireyin önem verdiği kişilerden gördüğü sevgi,
saygı ve kabul, benlik saygısının oluşumunda
önemli rol oynar. Çocuğunuz sizden koşulsuz
kabul ister. Kendisi olduğu için sevilmeyi ve
kabul edilmeyi bekler. Onu koşulsuz kabul edip
sevdiğinizde negatif değerlendirmelerden ve
hata yapmaktan korkmayacaktır.
Yapılan bir araştırmada özsaygı düzeyi yüksek
çocukların aileleri, çocuklarını kabul eden,
çevreyi çocuğa göre düzenlemek ve ona
özgürlükler vermekle beraber çocuğa uymak
zorunda olduğu kesin kurallar koyan, doğru
davranışı ödüllendiren, çocuklarının beklentilere
uygun başarılar ortaya koyacağına inanan
ailelerdir.
Çocuğunuza
kendini
ortaya
koyabileceği fırsatlar yarattığınızda, onun
yaşamı algılamasında sohbet edebileceği annebaba dışında rol modellerle tanıştırdığınızda
özsaygısını geliştirmesine olanak sağlayan
alanlar da yaratmış olursunuz.
Kaynakça:
Kaya, Alim., 2007, Grupla Psikolojik Danışma ve
Rehberlik Programları, Alim Kaya Pegem Yayıncılık.
Loomans, Diana & Loomans Julia., 2005, Çocuklara
Özsaygıyı ve Değerleri Öğretmenin 100 Yolu. Ege
Beta Yayınları.
Rutledge Tom., 2000, Önyargıdan Özsaygıya Bir
Gelişim Yolculuğu, Kuraldışı Yayınevi, İstanbul.
Baltaş, Acar., Özgüven mi özsaygı mı? Makale.
Koç, Saim & Gün, Nil., 2006, Özsaygı Öncelikler
Listesinde Kaçıncı Sıradasın? Kuraldışı Yayınları,
İstanbul.
Karatekin, N., 2005, Karakter Okulu Aile Seti,
İstanbul, Nobel Yayın Dağıtım.
Bluestein, Jane., (2000), Ana Babaların Yapması ve
Yapmaması Gerekenler, Ankara, HYB Yayıncılık.
Perese Karakter Okulu Öğretmen Kitabı, 2005,
Ankara, Nobel Yayın Dağıtım.
Download