BA⁄LANMANIN NÖROB‹YOLOJ‹S‹ Burcu ÖZBARAN*, Tezan B‹LD‹K** ÖZET Amaç: Ba¤lanma bak›m veren kifli ve çocuk aras›ndaki duygusal ba¤ olarak tan›mlanmaktad›r. ‹nsanlarda, annelik davran›fl› biliflsel, genetik, kültürel, sosyolojik, co¤rafi etmenlerin ve nörohormonlar›n etkisi ile flekillenmektedir. Ba¤lanman›n biyolojik yönleri incelendi¤inde oksitosin ve vazopresin dikkati çekmektedir. Bu yaz›da bak›m verme ve ba¤lanman›n nörobiyolojisi ile ilgili çal›flmalar›n gözden geçirilmesi ve ba¤lanma bozukluklar› ile ilgili ileri sürülen varsay›mlar›n incelenmesi amaçlanm›flt›r. Yöntem: Çal›flma, geriye dönük 68 adet kaynak taranarak yap›lm›fl, içlerinden 50 tanesinden al›nt› yap›lm›flt›r. Kaynaklar, Pubmed arama motoru ve “attachment, parenthood, maternal care, oxytosin, vasopressin, social recognition, social behavior, affiliation” anahtar kelimeleri kullan›larak elde edilmifltir. Ulafl›lan kaynaklardan ba¤lanma ve bak›m verme nörobiyolojisi ile ilgili olanlar seçilmifltir. Konuyla ilgili teoriler ve çal›flmalar gözden geçirilmifltir. Sonuçlar: Ba¤lanma ve bak›m vermenin nörobiyolojisi incelendi¤inde anatomik olarak ön singulat korteks, septal alan, stria terminalisin bed çekirde¤i, hipotalamusun medial preoptik alan› ve mezensefalik ba¤lar gibi beyin bölgeleri ile oksitosin, vazopressin ve prolaktin hormonlar› ile endojen opioidler karfl›m›za ç›kmaktad›r. Araflt›rmalardan elde edilen verilerden, do¤um s›ras›nda ve sonras›ndaki biyokimyasal de¤iflikliklerin anneyi anneli¤e haz›rlad›¤› ve ba¤lanmay› kolaylaflt›rd›¤› anlafl›lm›flt›r. Tart›flma: Ba¤lanma bozukluklar›, depresyon ve panik bozuklu¤un etiyolojisindeki nörobiyolojik ve nörokimyasal düzenekleri anlaman›n koruyucu çocuk, ergen ve eriflkin ruh sa¤l›¤› aç›s›ndan önemli oldu¤u ve bu konuda ileri çal›flmalar›n yap›lmas›n›n gerekti¤i düflünülmüfltür. Anahtar sözcükler: Ba¤lanma, bak›m verme, nörobiyoloji, annelik davran›fl›, annelik SUMMARY: THE NEUROBIOLOGY OF ATTACHMENT Objective: The emotional bond uniting the care giver and the child is defined as attachment. Maternal behavior of humans is shaped with the effects of cognitive, genetic, cultural, sociological, geoghraphic factors and neurohormones. Oxytocin and vasopressin are two hormones associated with the biology of attachment. The objective of this review was to overview the studies that had been performed on the neurobiological bases of mothering and attachment and the suggested hypothesis about the attachment pathologies. Method: For this review 68 references were searched and 50 of them were used. Pubmed search engine was used for the literature search and “attachment, parenthood, maternal care, oxytosin, vasopressin, social recognition, social behavior, affiliation” were used as key words. References about the neurobiology of attachment were used for the review. Results: The brain areas like anterior cingulate cortex, septal area, bed nucleus of stria terminalis, medial preoptic area of hypothalamus and mesencephalic junctions; and hormones like oxytocin, vasopressin, prolactin and endogen opioids have an important role on the neurobiology of attachment and care giving. Data of researches shows us that biochemical changes taking place in the biological systems of mothers before and during giving birth can prepare them for “mothering”. Discussion: It is important to understand the neurobiology and neurochemical circuits underlying attachment pathologies, depression and panic disorders for preventive mental health of children, adolescents and adults. Future studies will further help us to understand these issues. Key words: Attachment, care giving, neurobiology, maternal behavior, mothering G‹R‹fi Ba¤lanma, bireyin (veya hayvan›n) di¤eriyle kurdu¤u duygusal ba¤ olarak tan›mlanmaktad›r (Ainsworth 1973). Bak›m veren ile çocuk aras›nda geliflen ve insan hayat›ndaki di¤er iliflkilerin çekirde¤i olan “ba¤lanma” uzun y›llard›r incelenmekte olan bir konudur (Bowlby 1973, Bowlby 1983). Canl›larda ba¤lanma ve annelik davran›fl›n›n özellikleri türden türe de¤iflmektedir (Panksepp 2005b). Biliflsel, genetik, kültürel, *Uzm. Dr., Ege Üniv. T›p Fak. Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dal›, Bornova, ‹zmir. **Yrd. Doç. Dr., Ege Üniv. T›p Fak. Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dal›, Bornova, ‹zmir. sosyolojik ve co¤rafi etmenlerin etkisi nedeniyle insanlardaki ba¤lanma, di¤er canl›lardan daha karmafl›k davran›flsal süreçler içermektedir. ‹nsan beynindeki “bak›m verme” ile ilgili biyokimyasal döngüler, do¤um sonras› h›zla annelik davran›fl›na dönüflmekte ve annenin davran›fl da¤arc›¤›na eklenmektedir (Panksepp 2004b, Panksepp 2005b). Anababal›k ve bak›m verme süresi canl› türleri aras› de¤iflkenlik göstermektedir. Örne¤in, tavflanlar yavrular›n› günde sadece bir kere besleyip onlar›n daha h›zl› yuvadan ayr›lmas›na izin verirken, s›çanlar yavrular›n› daha s›k Çocuk ve Gençlik Ruh Sa¤l›¤› Dergisi : 13 (3) 2006 137 Ba¤lanman›n Nörobiyolojisi aral›klarla besleme ve daha uzun süreli bak›m verme e¤ilimindedirler (Panksepp 2004b). ‹nsanlarda bak›m verme davran›fllar› kültürden kültüre de¤iflebilmekte ve çevresel gerekliliklere göre flekillenebilmektedir (Panksepp 2005b). Örne¤in, Afrika kültüründe çocuk erken yafllarda ba¤›ms›zlaflmaya yönlendirilmektedir. Do¤u Afrika'da bir yafl›ndan büyük çocuklar›n bak›m› tüm köy halk› taraf›ndan üstlenilmektedir. Bat› kültüründe ise çocu¤un anneden ayr›mlaflma ve bireyselleflme süreci daha sonraki yafllarda tamamlanmaktad›r (Mahler 1968, Vahip 1993). ‹nsanlar›n çocuk bak›m›nda duygular›n yan› s›ra, ekonomik koflullar da etkili olmaktad›r (Panksepp 2004a). Böylesi bir “ekonomik” konu, asl›nda daha az geliflmifl canl› türlerinde de yer al›r. Hayvanlar›n zay›f ve hastal›kl› do¤mufl yavrular›n› öldürmeleri do¤ada s›kça rastlanan bir durumdur. Do¤ada ve insan yaflam›nda çevresel olanaklar›n artmas›, pratik yaflamda çocu¤un baflar›l› biçimde korunmas› ile sonuçlanmaktad›r (Panksepp 2004c). Kültürel, sosyolojik ve co¤rafi etmenler göz önüne al›nd›¤›nda, insanlarda di¤er canl› türlerine oranla çocuk yetifltirilmesine iliflkin daha fazla çeflitlilik bulunmaktad›r. Yani biyolojik yap› anababal›k ve bak›m verme davran›fllar›nda etkili olurken, ayn› zamanda çeflitli etmenlerden de etkilenmekte, biliflsel süreçlere göre de flekillenmektedir. (Panksepp 2003a, Panksepp 2003b). Annelik Davran›fl›nda Etkili Nörokimyasal Maddeler ve ‹liflkili Beyin Bölgeleri Canl›lardaki bak›m verme davran›fl›, baz› nörokimyasal maddelerin etkisindedir (Panksepp 2004b). Bu maddelerin evrimsel olarak öncülü vasotosindir. Vasotosin maddesi annelik davran›fl›n› düzenlemektedir. Örne¤in su kaplumba¤as›ndaki vasotosin düzeyi, kaplumba¤a yumurtlamak için kumsala var›nca yükselmeye bafllamakta, yumurtlama s›ras›nda pik yapmakta ve yumurtalar›n üstü kumla örtüldükten sonra en alt seviyelere ulaflmaktad›r. Böylece su kaplumba¤as› annelik görevini tamamlam›fl olarak tekrar suya dönebilmektedir (Panksepp 2004b). Memelilerde annelik, bak›m verme, çocu¤u koruma ve cinsellik gibi davran›fllarda etkili olan vasopressin ve oksitosin tek bir aminoasit de¤iflimi ile vasotosin maddesinden türemektedirler (Insel ve Harbaugh 1989). Fonksiyonel manyetik görüntüleme yöntemi kullan›larak yap›lan bir araflt›rmada beyindeki baz› cinsel davran›fl ile annelik davran›fl› ile iliflkili bölgelerin örtüfltü¤ü gösterilmifltir (Bartels ve Zeki 2004). Bu beyin bölgeleri septal alan, stria terminalisin bed çekirde¤i, preoptik alanlar, hipotalamik ba¤lant›lar ve lateral hipotalamus olarak say›labilir. Bu çal›flman›n bafll›ca bulgusu, insanlardaki “bak›m verme” ile ilgili beyin bölgelerinin ön singulat korteks, septal alan, stria terminalisin bed çekirde¤i, hipotalamusun medial preoptik alan› ve mezensefalik ba¤lar oldu¤u fleklinde özetlenebilir (Bartels ve Zeki 2004). Araflt›rmac›lar bu çal›flman›n sonuçlar›n›, sevginin her türünde beyindeki bak›m verme alanlar›n›n etkinleflti¤i yönünde yorumlam›fllard›r. Bak›m Verme Davran›fl›nda Cinsiyet Farkl›l›¤› Canl›lardaki annelik davran›fl› cinsiyet farkl›l›klar› yönünden incelendi¤inde de¤iflik davran›fl flekilleriyle karfl›lafl›lmaktad›r. Erkek ve kad›n davran›fl›, hemen hemen tüm türlerde farkl›l›k göstermektedir. Örne¤in Güney Afrika Titi maymunlar›nda babalar yavrular›n bak›m›n› üstlenirken, anneler ise daha çok yiyecek arama görevi ile ilgilenmektedirler. Bu maymunlarda annenin yavrular›ndan çok efline ba¤l› oldu¤u görülmektedir. Baz› bal›klarda baba tüm yavrulara bakarken; baz› kufllarda da baba bak›m görevini anneyle paylaflmaktad›r (Panksepp 2004b). Annelerin babalardan daha fazla bebekle ilgilenmelerinin ve daha do¤al bak›m verme davran›fl› sergileyebilmelerinin temeli kültürel, sosyal nedenler d›fl›nda nörobiyolojik farkl›l›klara da dayanmaktad›r (Panksepp 2005b). “Anne” beyni daha fazla bak›m verme için haz›rlanm›flt›r. Limbik sistemin evriminde diflilerin beyni bebe¤in stresli ça¤r›lar›na daha duyarl›l›k gösterme, çocuklarla daha yak›n iliflki içinde olma ve daha çok oyun oynamak üzere yap›lanm›flt›r (Panksepp ve ark. 1984, Panksepp ve Burgdorf 2003). Çal›flmalar difli farelerin beyinlerinde daha genifl “bak›m sistemleri” oldu¤unu göstermektedir, ancak erkek fareler de uygun koflullar sa¤land›¤›nda -özellikle de genç olan erkek farelerannelik tipi davran›fl flekilleri sergilemekte ve bak›m verme davran›fl›n› ö¤renebilmektedir (Fahrbach ve ark. 1985, Insel ve Harbaugh 1989, Panksepp 2004b). Laboratuar çal›flmalar›nda, hiç do¤um yapmam›fl difli farelerin, di¤er fare yavrular›yla vakit geçirdiklerinde annelik davran›fl›na karfl› duyarl›l›k 138 ÖZBARAN VE B‹LD‹K gelifltirdikleri (sensitizasyon) gözlenmifltir. Bu duyarl›laflma süresinin diflilerde (3-4 gün) erkekten (6-8 gün) daha k›sa oldu¤u, yani diflilerin erkeklerden daha h›zl› annelik davran›fl› sergilemeye bafllad›klar› saptanm›flt›r. Bunun beyindeki prolaktin ve oksitosin sentezindeki de¤iflikliklere ba¤l› oldu¤u düflünülmektedir (Fahrbach ve ark. 1985). Daha önce do¤um yapm›fl ve anne olmufl farelerde ise, anneli¤e yeniden duyarl›laflma en h›zl›d›r ve bazen bir gün içerisinde bile olabilmektedir. Yani prati¤e aktar›lacak olursa, asl›nda babalar da bak›m verme davran›fl› sergileyebilmektedir, ancak buna bafllamak için gereken süre annelerden daha fazla olmaktad›r (Gaineve ve Wray 1994). Vasopressin - Oksitosin: Cinsel Davran›fl ve Sald›rganl›k Vazopressin ve oksitosin erkek ve difli beyninde farkl› davran›fl flekillerine neden olmaktad›r. Oksitosin, vazopressine göre daha çok diflilerin cinsel ve sosyal davran›fl›nda etkiliyken; vasopressin ise erkek cinsel davran›fl›nda daha fazla etkili olmaktad›r ve daha çok sald›rganl›k ile iliflkilidir (Insel 1992). Oksitosin, babalar›n çocuklar›na karfl› daha az sald›rgan ve destekleyici olmas›n› sa¤larken; vasopressin ise annelik davran›fl›n›n daha sald›rgan yan› ile ilintilidir, bu durum annenin çocu¤unu kötülükten korumas›na yard›mc› olma fleklinde aç›klanabilmektedir (Ferris ve ark. 1992). Erkek flempanzeler yiyecek ve cinsel amaçlar için sald›rganl›k sergilemektedir, difliler ise daha besleyici ve sosyal yönelimlidir. Çal›flmalar, sald›rganl›¤›n köken ald›¤› temporal lob bölgelerinin erkekte; beslenme, sosyal ve duygusal yolaklar›n bulundu¤u singulat alanlar›n da diflilerde daha aktif oldu¤unu göstermektedir (Carter ve Altemus 1997). Oksitosin ayr›ca erkekte ejekülasyonda ve endojen opioidlerin de rol ald›¤› orgazmda da etkili olmaktad›r. Erkekte cinsel davran›fl sonucu ortaya ç›kan sald›rgan olmayan, “bak›m verici” tutumlar, oksitosin ve vazopressin maddeleri ile oluflmaktad›r (Insel 1992, Insel ve ark. 1998). Oksitosin hem difli hem de erkekte dikkatli olmay› sa¤layan bir hormondur (Insel 1992). Diflilerde oksitosinin fazlal›¤› görecelidir ve etkisi östrojen kontrolündedir. Oksitosin, östrojen varl›¤›nda hipotalamus ventromedial çekirde¤inde anatomik ve nörokimyasal de¤ifliklikler oluflturarak difli cinsel davran›fl›n› kontrol etmektedir (Carter ve Altemus 1997). Amigdala, septal alan, ön hipotalamik alanda bulunan vasopressin reseptörlerinin miktar›, ergenlikle birlikte testosteron etkisiyle cinsel iste¤e paralel olarak artmaktad›r. Diflide sosyal bellekte etkili olan ve erkekte sadece görece fazlal›¤› olan vasopressinin cinsel istek üzerine etkisi erkekte difliden daha fazla olmaktad›r (Popik ve ark. 1992). Erkek cinsellik hormonu olarak tan›mlanabilecek vasopressin, kad›nda özellikle do¤umdan sonra cinsel iste¤i azalt›c› etki göstererek, daha çok sald›rganl›k e¤ilimlerini artt›rmaktad›r (Insel ve ark. 1998). Birçok çal›flmada, oksitosinin s›çanlara damar yoluyla verilmesinin çok güçlü olarak sald›rganl›¤› azaltt›¤› belirtilmektedir (Insel 1992, Insel ve ark. 1998). Hayvan çal›flmalar›n›n yap›ld›¤› laboratuar ortam›ndaki kafeslerde bulunan erkek s›çanlar›n, zaman zaman di¤er kafeslere sald›rarak, bu kafeslerde bulunan s›çan yavrular›n› öldürdükleri gözlenmifltir. Çal›flmalarda, bu erkek s›çanlara oksitosinin santral veya periferik yollardan verilmesiyle bu sald›rma ve öldürme eylemlerinin azald›¤› gösterilmifltir (Insel 1992). Cinsel davran›fl›n erkek beyninde de oksitosin salg›lanmas›na neden oldu¤u (Insel ve ark. 1998) bilgisine dayanarak, cinsel iliflkinin sald›rgan davran›fl›n ortaya ç›kmas›n› engelledi¤i söylenebilir. Çal›flmalarda erkek s›çanlardaki bu sald›rgan davran›fl e¤iliminin özellikle cinsel birleflmenin üçüncü haftas›nda, yani gebeli¤in sona erip, erkek s›çanlar›n olas› kendi yavrular›n›n dünyaya geldi¤i zamanda daha da azald›¤› gösterilmifltir (Francis ve ark. 2002). Yani, do¤a bir flekilde erkek s›çanlar›n kendi bebeklerini öldürmesini nörokimyasal olarak da düzenlemifl durumdad›r. Özetle, cinsellik erkekte bak›m verici ve sald›rganl›¤› azalt›c› bir kimyasal etki yarat›rken, bu sistem diflide zaten bafltan beri bulunmaktad›r (Carter ve Altemus 1997, Francis ve ark. 2002, Winslow ve Insel 2002). Do¤um Öncesi ve Sonras› Biyokimyasal De¤ifliklikler Gebelik s›ras›nda ve sonras›nda annelerde baz› biyokimyasal ve hormonal de¤ifliklikler meydana gelmektedir (Gaineve ve Wray 1994). Do¤um yaklaflt›kça, gebelik süresince yüksek düzeylerde seyreden progesteron azalmaya, öncelikle östrojen olmak üzere östrojen ve prolaktin de artmaya bafllamaktad›r. Oksitosinin memelilerde uterin kas›lmay› sa¤lamak, do¤um sonras› sütün gelmesini sa¤lamak, annelik davran›fl›n› 139 Ba¤lanman›n Nörobiyolojisi kolaylaflt›rmak ve annenin duygulan›m›n› düzenlemek gibi görevleri vard›r (Numan 1994). Do¤umun biyokimyasal haz›rl›¤›, östrojen ve progesteron de¤iflimlerinin kontrolünde olmaktad›r. Bu hormonlar daha bebek gelmeden önce anneyi “anneli¤e” haz›rlamaya bafllamaktad›r. Anneler ilk çocuklar›n›n do¤umu öncesinde bebeklerine nas›l bakacaklar›yla ilgili kayg›lar yaflayabilir. Ancak do¤um sonras› her fley yolunda ise, bu kayg›lar azalmaktad›r. Bu rahatlama durumu oksitosin, prolaktin ve endorfinler gibi endojen opioidler sayesinde olmaktad›r (Fahrbach ve ark. 1985). Hayvan deneyleri sosyal aktivitelerde, iletiflim, oyun ve cinsellikte de bu nörokimyasal maddelerin etkili oldu¤unu göstermektedir. Bu nörokimyasal de¤iflikliklerin çocukta temel güven duygusu geliflimine de etkili olabilece¤i bildirilmektedir (Gordon ve ark. 2003, Panksepp 2004a). Biliflsel süreçlerin etkisiyle insanlar daha bebek do¤madan haz›rl›¤a bafllasa da, asl›nda bu davran›fla birçok hormonun katk›da bulundu¤u bildirilmektedir (Panksepp 2005a). Hayvan çal›flmalar›nda hiç do¤um yapmam›fl difli farelere prolaktin verildi¤inde, bu farelerin yuva yapma, do¤um haz›rl›¤› yapma davran›fl› sergiledikleri gözlenmifltir (Winslow ve Insel 2002). Do¤umun hemen öncesi ve ilk emzirme günlerinde östrojen kontrolünde, beyindeki oksitosin reseptör say›s› artmaktad›r. Hipotalamustaki oksitosin reseptörü içeren sinir hücreleri gevflek ba¤lant›larla (gap junction) dolays›z olarak birbirleriyle ba¤lant›ya ve etkileflime geçmekte, bu da kolay emzirmeyi sa¤lamaktad›r. Bu süreçte oksitosinin yan›nda prolaktin hormonu da etkili olmaktad›r. Özetle oksitosin annelik davran›fl›n›n bafllat›rken; prolaktin ve endojen opioidler de süreklili¤i sa¤lamaktad›r (Winslow ve Insel 2002). Do¤umdan sonra oluflan biyokimyasal süreçler de türden türe farkl›l›k göstermektedir. Örne¤in baz› türlerin “ba¤lanma penceresi” olarak tan›mlanan, kendisinin do¤urmad›¤› bir yavruya bak›m verme ve ona ba¤lanma aral›¤› uzun, kimisininki k›sa sürelidir (Kendrick 2000). ‹nsan ve farelerde bu süre uzundur, ba¤lanma penceresi uzun süre aç›k kalmaktad›r. Bu süre canl› türünün bedensel geliflim olgunlu¤una ba¤l›d›r. Bedensel geliflim bak›m›ndan olgun do¤an türlerin ba¤lanma aral›klar› k›sad›r. Örne¤in, fareler do¤um yapt›ktan hemen sonra yanlar›na verilen yabanc› fare yavrular›na bakmakta, koyunlar ise reddetmektedirler. Ancak koyun anneler vajinoservikal uyaran ile uyar›l›r veya beyin yap›lar›na oksitosin verilirse, yabanc› bir yavru koyuna bak›m vermeyi kabullenmektedirler (Kendrick 2000, Panksepp 2004b). Önemli olan bir di¤er nokta da annelik davran›fl›n›n devam› için, sürekli bir oksitosin art›fl›n›n gerekli olmamas›d›r. Çünkü oksitosin, sosyal etkileflim s›ras›nda al›nan duygusal doyumun devaml›l›¤›n› sa¤lamakta ve annelik davran›fl›n›n zaman içinde azalmas›n› engellemektedir (Insel ve Young 2000). Deneysel olarak, oksitosinin salg›land›¤› periventriküler sinir hücrelerinin hasarlanmas›ndan sonra bile beynin bu bölgeyi onard›¤› gösterilmifltir. Hasarlanman›n hemen sonras›nda annelik davran›fl›nda bir azalma gözlenmifl, ancak daha sonra bu davran›fl›n normale döndü¤ü kaydedilmifltir (Bartels ve Zeki 2004). Oksitosinin, endojen opioidlere karfl› geliflebilecek tolerans› engelledi¤i ve bu flekilde annelik davran›fl›n›n sürdürülmesini sa¤lad›¤› düflünülmektedir (Insel ve Young 2000). Çal›flmalar doyum alman›n oksitosin antagonistleriyle engellendi¤i durumlarda bile annelerin bak›m verme sorumlulu¤undan vazgeçmedi¤ini göstermektedir. Bu gözlem, “ilk emzirmeyle sosyal ba¤lanman›n sa¤land›¤› ve bu durumun biliflsel olarak da devam ettirildi¤i” biçiminde aç›klanmaktad›r (Insel 2003). Çocu¤un Anneye Ba¤lanmas› ve Sosyal Ba¤lanma Bir kiflinin (veya hayvan›n) di¤eriyle kurdu¤u duygusal ba¤ olarak tan›mlanan ba¤lanman›n psikiyatrik aç›dan önemi büyüktür (Crittenden 1992). Ba¤lanma ile ilgili sorunlar oldu¤unda, organizma tüm hayat› boyunca zorluk çekebilmektedir. Sa¤l›kl› bir ba¤lanma sonucunda çocuk kendine ve baflkalar›na güvenebilecek, dünyay› keflfedebilecek ve karfl›laflt›¤› hayat de¤iflikliklerine uyum sa¤lamay› ö¤renebilecektir. Benzer flekilde, Bowlby (1973, 1983) bir kiflinin, çocuklukta güvenli ba¤lanma gelifltiremezse, hayat›n›n geri kalan›ndaki iliflkilerde de güvensizlik ve duygusal güçlükler yaflayabilece¤ini vurgulamaktad›r. Sosyal ba¤lanman›n iki yönünden bahsedilmektedir; biri davran›flsal olan ve ayr›l›¤›n s›k›nt›l› duygular oluflturmas›yla ilgili yönü; di¤eri de sosyal ödül ve iliflkiden zevk al›nan, cinsellik ve annelik davran›fl› ile ilgili yönüdür (Hensen ve ark. 1993). Yaz›nda oksitosin, prolaktin ve endojen opioidlerin sosyal ba¤lanmada etkili oldu¤u bildirilmekte ve bu nörohormonlardaki bir 140 ÖZBARAN VE B‹LD‹K bozuklu¤un ba¤lanma sorunlar›na yol açabilece¤inden bahsedilmektedir (Insel 2003). Bu hormonlar›n duygular›n derinli¤ini, kabullenmeyi, bak›m verme ve sevgiyi sa¤lad›¤›n› gösteren çal›flmalar yap›lm›flt›r (Bartels ve Zeki 2004, Panksepp ve Moskal 2005). Sosyal iliflkilerin haz veren, olumlu yönleri beyindeki endojen opioidlerin sal›n›m› ile ortaya ç›kmaktad›r (Nelson ve Panksepp 1998). Birçok insan sosyal iliflkiyi biliflsel olarak deneyimleyebilse de, bu nörohormonlar›n etkisi ile duygusal derinlik sa¤lanabilmektedir (Panksepp 2005b). Özellikle do¤um sonras› geliflebilen depresyon, psikoz, antisosyal kiflilik bozuklu¤u ve otizm gibi psikiyatrik bozukluklarda, duygular›n derinli¤i ve sosyal ba¤lanma ile ilgili konular dikkati çekmifl ve bu bozukluklar›n nörohormonal sistemlere ba¤l› oldu¤u varsay›m›na dayanan araflt›rmalar yap›lm›flt›r (Insel 2003, Panksepp 2005b). vazopressin düzeylerinin yükselmesini sa¤layan farelerle sonradan daha fazla vakit geçirdikleri belirlenmifltir. Yani e¤er bir ikilinin sosyal iliflkisi oksitosin, vazopresin ve opioid düzeylerinde yükselmeye yol aç›yorsa, bu ikilinin daha sonra da vakit geçirdikleri saptanm›flt›r (Young 2002, Winslow ve Insel 2004). Bu bulgu araflt›rmac›lar taraf›ndan sosyal ba¤lanmada olumlu duygular ortaya ç›kmas›n› sa¤layan hormonlar›n, ayn› zamanda bu duygular›n belle¤e kaydedilmesini de kolaylaflt›rd›¤› fleklinde yorumlanmaktad›r (Young 2002, Winslow ve Insel 2004). Arkadaflça sosyal iliflki ve cinsel davran›fllar› kolaylaflt›ran bu maddeler, ayn› zamanda da bu iliflkilerin sonucu oluflan an›lar› da güçlendirmektedir. Bellek ifllevlerinde önemli bir yeri bulunan hipokampusun, oksitosin ve vazopresin hormonlar›na karfl› yüksek oranda duyarl›l›¤› belirlenmifltir (Panksepp 2005b). Çeflitli deneylerle anatomik olarak incelenen ba¤lanmada en önemli beyin bölgelerinin amigdala, septal alan ve singulat korteks oldu¤u bildirilmifltir. (Winslow ve ark 1993, Insel 2003). Sosyal ba¤lanman›n ba¤›ml›l›k ile iliflkisini inceleyen bir çal›flmada, yapay opioidlerden morfinin hayvanlar›n ayr›l›¤a ba¤l› a¤lamas›n› azaltt›¤›, bunun da opioidlerin mü reseptörleri arac›l›¤›yla yapt›¤› gösterilmifltir (Insel 2003). Canl›larda mü reseptörü ile en çok etkileflen, yani ayr›l›k s›k›nt›s›n› en fazla azaltabilen madde, endojen opioid benzeri bir molekül olan beta endorfindir. Yaz›nda, yapay opioidlerin sosyal iliflkiyle sa¤lanan doyum ve haz duygular›na benzer duygular oluflturarak ba¤›ml›l›k yapt›klar› ve opioid ba¤›ml›l›¤›n›n temelinde, sosyal iliflki ve kiflisel yaflant›lardan elde edilen doyumun duyumsanamay›p, bu duygular›n yapay farmakolojik ajanlar ile sa¤lanmaya çal›fl›lmas›n›n yatt›¤› varsay›m› ileri sürülmektedir (Insel 2003, Panksepp 2005b). Farmakolojik olarak bu etki elde edildi¤inde sosyal izolasyon meydana gelmekte, tam tersi olarak opioid etkisinde azalma sonras› da sosyal arkadafll›k için istek artmaktad›r. Deneysel olarak arkadafl ortam›ndan uzaklaflt›r›lan farelerde opioid kullan›m s›kl›¤›n›n artt›¤› gösterilmifltir (Panksepp ve ark. 2002, Panksepp ve Moskal 2005). Insel (2003), çal›flmalar›yla ilgili yorumlar›nda, opioid veya madde ba¤›ml›l›¤›n› “sosyal ba¤›ml›l›¤a” benzetmekte ve ba¤›ml›l›ktaki madde yoksunlu¤unun yaratt›¤› gerginli¤in ayr›lma s›k›nt›s› ile benzerli¤ine dikkat çekmektedir. Sosyal ba¤lanma ve duygular›n laboratuar ortam›nda incelenmesi oldukça zor olmakla birlikte, bu konularla ilgili yaz›nda birçok çal›flma bulunmaktad›r. Örne¤in s›çanlarla yap›lan çal›flmalarda, oksitosinin bebe¤in anneye ba¤lanmas›nda da etkili oldu¤u gösterilmifltir (Insel ve Winslow 1991, Panksepp 2005b). Oksitosin ve vazopressinin annelik davran›fl› ve cinselli¤e etki eden hormonlar olmalar›n›n yan› s›ra, birçok türde de ayr›l›k s›k›nt›s›n›n (separation distress) yaratt›¤› a¤lamalar› (distress vocalization) azaltt›klar› bildirilmektedir (Jürgens ve Pratt 1979, Popik ve ark. 1992, Insel ve ark. 1998). Oksitosin üzerine yap›lan bir laboratuar çal›flmas›nda, oksitosin reseptörleri ç›kart›lm›fl anne farelerin (oxytocin knockout mouses) yavrular›na iyi bak›m veremedikleri ve iyi bak›m alamayan fare yavrular›n›n da, oksitosin reseptörleri sa¤lam olmas›na karfl›n, bir sonraki nesil yavrulara iyi bak›m veremedikleri belirlenmifltir (Winslow ve Insel 2002). Vazopressin de ayr›lma s›k›nt›s›n› azaltmakta ve sosyal belle¤e etkide bulunmaktad›r (Popik ve van Ree 1991). Erkek tarla farelerinin birbirleriyle oyun oynama ve arkadafll›k etmeleri s›ras›nda, vazopressin düzeylerinde yükselme belirlenmifltir. ‹lginç olan, tarla farelerinin oyun s›ras›nda Opioid antagonistlerinin (Naloxane) sosyal güdülenmeyi artt›rd›¤› deneysel olarak gösterilmifltir (Insel 2003). Bu görüfl temel al›narak, otizmde opioid antagonistleri ile ilgili çal›flmalar yap›lm›flt›r (Panksepp ve ark. 1991); bu araflt›rmalarda sosyal 141 Ba¤lanman›n Nörobiyolojisi ba¤lanma ve arkadafll›kta etkili limbik sistem sinir hücrelerinin, otistik bozuklu¤u olanlarda küçük hacimli oldu¤u üzerinde durulmufltur (Young ve ark. 2001). Oksitosinin ayn› zamanda beyin opioid sisteminin hassasiyetini artt›rd›¤›, böylece organizman›n opioid tolerans›n› azaltt›¤› gösterilmifltir (Insel 2003). Bu bulgu, annelerin çocuklar›yla büyüdüklerinde de ilgilenebilmesini ve onlarla vakit geçirmekten haz alabilmesini sa¤lamaktad›r fleklinde yorumlanabilir (Taylor 1999, Insel 2003). Sosyal ba¤lanman›n ele al›nd›¤› bu çal›flmalar sonucunda, bak›m verenleri taraf›ndan yeteri kadar bak›m, sevgi ve destek alan çocuklar›n ba¤›ms›z ve iliflkilerinde güvenli eriflkinler olmas›n›n temellerinin nörobiyolojik dengelerde bulundu¤u söylenebilir (Francis ve ark. 2002, Gordon ve ark. 2003). Bir karfl›l›kl›l›k içeren anne çocuk iliflkisinde, e¤er çocuk iyi bak›m al›rsa beyin de biyokimyasal düzenini “her fley yolunda” olarak oluflturmakta ve kaydetmekte, e¤er çocuk reddediliyor veya ihmal ediliyorsa nöronal düzenekler de ona göre oluflmaktad›r (Bowlby 1973, Bowlby 1983, Taylor 1999, Winslow ve Insel 2002, Tucker ve ark. 2005). Bebe¤in Ça¤r›s› ve Annenin Yan›t› Di¤er türlerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda daha fazla bak›m alma gereksinimi ile do¤an insan bebekleri, geliflimlerini yeterince tamamlanmadan ayr›l›k s›k›nt›s›n› uygun biçimde ifade edememekte ve ac›, açl›k gibi olumsuz alg›lar›n› a¤lama yan›t› ile belirtmektedirler (Panksepp 2005b). Annelerin görece oksitosin fazlal›¤› gibi baz› nörokimyasal ve nörobiyolojik farkl›l›klar nedeniyle bu a¤lama yan›t›na babalardan daha güçlü tepki vermektedir (Carter ve Altemus 1997, Panksepp ve Burgdorf 2003). Canl›lar›n ac›, a¤r›, yaln›zl›k, tehlike gibi olumsuz uyaranlar karfl›s›nda duyumsad›¤› kayg› yat›flt›r›lamad›¤›nda, ortaya ç›kan yaflant› “panik” olarak tan›mlan›r (Last 1996). Panik yaflant›s›nda etkili olan en önemli beyin bölgesi, orta beyindeki periakuaduktal gri alan olarak belirtilmektedir (Panksepp 2005a). Di¤er beyin bölgeleri de orta diensefalon, dorsomedial talamus, stria terminalisin bed çekirde¤i, ventral septal alan ve preoptik aland›r ki; bu son iki alan ayr›l›¤a ba¤l› a¤lama yan›t›nda (distress vocalization) etkili olan bölgelerdir (Panksepp 2004c, Burgdorf ve Panksepp 2005). Bu bölgelerin anatomik olarak birbirleriyle yak›n olmalar›, canl›lar›n panik yaflant›s›na karfl› kolayca a¤lama yan›t› verebilmesini sa¤lamaktad›r fleklinde yorumlanmaktad›r (Panksepp 2005b). Panik yaflant›s›n›n organizmalar›n birbirine bakmas›, bak›m vermesinde önemli görevi bulundu¤u belirtilir (Panksepp 2005b). Farelerle yap›lan bir çal›flmada, kortikotropin sal›n›m faktörünün (CRF) fareye d›flar›dan verilmesi ile stres a¤lamas›n›n (distres vocalization) artt›¤› ve anne farede bebe¤in a¤lama sesinin benzer bir s›k›nt› yaratt›¤› kaydedilmifltir (Cicocioppo ve ark. 2003, Panksepp 2005b). Bak›m veren canl›n›n yavrusunun panik yaflant›s›na karfl›l›k olarak verdi¤i en güçlü yan›tlardan biri fiziksel temast›r (Knutson ve ark. 2002, Panksepp 2005b). Dokunma, endojen opioidleri etkinlefltirerek sosyal ba¤lanmay› da artt›rmaktad›r (Winslow ve ark. 1993). D›flar›dan opioid verilen hayvanlar›n dokunulma gereksiniminin azald›¤› belirlenmifltir (Sachsse 2003, Panksepp 2005a). Özetlenecek olursa, canl›lar›n yavrular› s›k›nt›l› durumlarda a¤layarak annelerini veya bak›m verenlerini ça¤›rmakta ve böylece gereksinimleri karfl›lanmakta ve kayg›lar› giderilmektedir. Bu durum canl›l›¤›n ve hayat›n sürdürülmesi aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Ba¤lanman›n biyolojisine bu flekilde bak›ld›¤›nda hayat›n süreklili¤i aç›s›ndan önemi bir kez daha karfl›m›za ç›kmaktad›r. SONUÇ Araflt›rmalardan elde edilen veriler do¤rultusunda ba¤lanman›n biliflsel süreçler yan›nda nörohormonlar›n etkisiyle de flekillendi¤i anlafl›lmaktad›r. Bu sonuçlar, ba¤lanma bozukluklar›n›n baz› nörohormonal düzensizliklere ba¤l› olabilece¤i ve gelecekte bu düzensizliklerin baz› ilaçlarla sa¤alt›labilece¤i varsay›mlar›na yol açmaktad›r. Tart›fl›lmas› gereken bir di¤er durum da bunun tam tersi olarak ba¤lanma sorunlar› nedeniyle de baz› nörohormonal düzensizliklerin meydana gelebilmesi olas›l›¤›d›r. Ba¤lanma sorunlar›n›n kiflinin hayat›ndaki etkileri göz önüne al›nd›¤›nda bu konular›n titizlikle çal›fl›lmas› gerekti¤i görülmektedir. Do¤um sonras› geliflen depresyon ve psikozun nörokimyas›, ayr›l›k anksiyetesi bozuklu¤unun ba¤lanma ile ilgili yönlerini irdeleyen gelecekteki çal›flmalar›n koruyucu ruh sa¤l›¤› ad›na büyük katk› sa¤layaca¤› düflünülmektedir. Ba¤lanma ve ba¤lanma bozukluklar›n›n çocuk, 142 ÖZBARAN VE B‹LD‹K ergen ve eriflkin ruh sa¤l›¤› alan›nda hem sa¤alt›m yönünden hem de koruyucu ruh sa¤l›¤› aç›s›ndan önemli oldu¤u ve bu alanda nörobiyoloji ve nörokimya temel al›narak biliflsel süreçlere katk›da bulunabilece¤i düflünülmektedir. KAYNAKLAR Ainsworth MDS (1973) The development of infant-mother attachment. Review of Child Development Research içinde, BM Caldwell ve H Ricciuti (ed), University of Chicago Press, Chicago,s:1-94. Bartels A, Zeki S (2004) The neural correlates of maternal and romantic love. Neuroimage 21:1155-1166. Bowlby J (1973) Attachment and Loss. vol 2: Separation, New York Basic Books Hensen S, Bergvall AH, Nyiredi S (1993) Interaction with pups enhances dopamine release in the ventral striatum of maternal rats: a microdialysis study. Pharmacol Biochem Behav 45:673-6. Insel TR (1992) Oxytocin - a neuropeptide for affiliation: Evidence from behavioral, receptor autoradiographic, and comparative studies. Psychoneuroendocrinol 17:3-35. Insel TR (2003) Is social attachment an addictive disorder? Physiol Behav 79:351-357. Insel TR, Harbaugh CR (1989) Lesions of the hypothalamic paraventricular nucleus disrupt the initation of maternal behavior. Physiol Behav 45:1033-1041. Insel TR, Winslow JT (1991) Central oxytocin modulates the infant rats response to social separation. Eur J Pharmacol 203:149-152. Bowlby J (1983) Attachment and Loss. vol 1: Attachment, second edition, New York Basic Books. Insel TR, Winslow JT, Wang Z ve ark. (1998) Oxytocin, vasopressin, and the neuroendocrine basis of pair bond formation. Adv Exp Med Biol 449:215-224. Burgdorf J, Panksepp J (2005) The neurobiology of positive emotions. Neurosci Biobehav Rev Aug 11; epub ahead of print. Insel TR, Young LJ (2000) Neuropeptides and evolution of social behavior. Curr Opin Neurobiol 10:784-789. Carter CS, Altemus M (1997) Integrative functions of lactational hormones in social behavior and stress management. Ann NY Acad Sci 807:164-74. Cicocioppo R, Fedeli A, Economidou D ve ark. (2003) The bed nucleus is a neuroanatomical substrate fort he anorectic effect of corticotropin-releasing factor and for its reversal by nocioceptin/orphanin. J Neurosci 23:94459451. Crittenden PM (1992) Treatment of anxious attachment in infancy and early childhood. Dev Psychopathol 4:575602. Fahrbach JE, Morrell JI, Pfaff DW (1985) Possible role for oxytocine in estrogen-facilitated maternal behavior in rats. Neuroendocrinol 40:1033-1041. Ferris CF, Foote KB, Meltser HM ve ark. (1992) Oxytocine in the amygdala facilitates maternal aggression. Ann NY Acad Sci 652:456-457. Francis DD, Young LJ, Meaney MJ ve ark. (2002) Naturally occuring differences in maternal care are associated with the expression of oxytocine and vasopressin (V1a) receptors: Gender differences. J Neuroendocrinol 14: 349353. Gaineve H, Wray S (1994) Cellular and molecular biology of oxytocine and vasopressin. The Physiology of Reproduction içinde, Knobil E ve Neill JD (ed). Raven Pres, New York, s:1099-1129. Gordon NS, Burke S, Akil H ve ark. (2003) Sociallyinduced brain 'fertilization': play promotes brain derived neurotrophic factor transcription in the amygdala and dorsolateral frontal cortex in juvenile rats. Neurosci Lett 341(1):17-20. Jürgens U, Pratt R (1979) Role of periaquaductal gray in vocal expression of emotion. Brain Res 167:367-378. Kendrick KM (2000) Oxytocin, motherhood and bonding. Exp Physiol 85:111-124. Knutson B, Burgdorf J, Panksepp J (2002) Ultrasonic vocalizations as indices of affective states in rats. Psychol Bull 128:961-77. Last CG, Beidel DC, Perin S (1996). Anxiety. Section II. Development of symptoms. Child and Adolescent Psychiatry A Comprehensive Textbook içinde, Lewis M (ed), second edition, Williams and Wilkins, Baltimore USA, s: 291-300. Mahler MS (1968) On human symbiosis and the vicissitudes of individuation. International Universities Press, New York. Nelson EE, Panksepp J (1998) Brain substrates of infantmother attachment: contributions of opioids, oxytocin, and norepinephrine. Neurosci Biobehav Rev 22:437-52. Numan M (1994) Maternal behavior. The Physiology of Reproduction içinde, Knobil E ve Neill JD (ed). Raven Pres, New York, s: 222-302. Panksepp J (2003a) At the interface of the affective, behavioral, and cognitive neurosciences: decoding the emotional feelings of the brain. Brain Cogn 52: 4-14. Panksepp J (2003b) Feeling the pain of social loss. Neurosci 302:237-239. Panksepp J (2004a) The Varieties of Love and Lust: Neural Control of Sexuality. Affective Neuroscience: The Foundations of Human and Animal Emotions. Oxford University Press, USA, s:273-300. 143 Ba¤lanman›n Nörobiyolojisi Panksepp J (2004b) Love and The Social Bond: The Sources of Nurturance and Maternal Behavior. Affective Neuroscience: The Foundations of Human and Animal Emotions. Oxford University Press, USA, s: 306-321. Popik P, van Ree JM (1991) Oxytocin but not vasopressin facilitates social recognition following injection into the medial preoptic area of the rat brain. Eur Neuropsychopharmacol 1:555-560. Panksepp J (2004c) Loneliness and The Social Bond: The Brain Sources of Sorrow and Grief. Affective Neuroscience: The Foundations of Human and Animal Emotions. Oxford University Press, USA, s: 329-355. Popik P, Vetukani J, Van Ree JM (1992) Low doses of oxytocin facilitate social recognition in rats. Psychopharmacol 106:71-74. Panksepp J (2005a) Why does separation distress hurt? Comment on MacDonald and Leary (2005). Psychol Bull 131:224-30; author reply 237-40. Comment on: Psychol Bull 131:202-23. Panksepp J (2005 b) Affective consciousness: Core emotional feelings in animals and humans. Conscious Cogn 14:30-80. Panksepp J, Burgdorf J (2003) “Laughing" rats and the evolutionary antecedents of human joy? Physiol Behav 79:533-47. Panksepp J, Knutson B, Burgdorf J (2002) The role of brain emotional systems in addictions: a neuroevolutionary perspective and new 'self-report' animal model. Addiction 97:459-69. Sachsse U (2003) One cannot be careful enough in the choice of one's parents - on the biopsychosocial development of adaptation systems for distress in Homo Sapiens. Prax Kinderpsychol Kinderpsychiatr 52:57894. Taylor M (1999) Imaginary companions and the children who create them. Oxford University Pres, New york. Tucker DM, Luu P, Derryberry D (2005) Love hurts: The evolution of emphatic concern through the encephalization of nociceptive capacity. Dev Psychopathol 17:699-713. Vahip I (1993) Ayr›lma Bireyleflme Kuram›. Türk Psikiyatri Dergisi 4:60-66. Winslow JT, Insel TR (2002) The social deficits of the oxytocin knockout mouse. Neuropeptides 36:221-229. Panksepp J, Moskal JR (2005) Loving opioids in the brain. Behav Brain Sci 28:361-2. Winslow JT, Insel TR (2004) Neuroendocrine basis of social recognition. Curr Opin Neurobiol 14:248-253. Panksepp J, Lensing P, Leboyer M ve ark. (1991) Naltrexone and other potential new pharmacological treatments of autism. Brain Dysfunction 4:281-300. Winslow JT, Shapiro L, Carters S ve ark. (1993) Oxytocin and complex social behavior. Species comparisons. Psychopharmacol Bull 29:409-414. Panksepp J, Siviy S, Normansell L (1984) The psychobiology of play: theoretical and methodological perspectives. Neurosci Behav Rev 8:465-492. Young LJ, Lim MM, Gingrich B ve ark. (2001) Cellular mechanism of social attachment. Horm Behav 40:133-8. Young LJ (2002) The neurobiology of social recognition, approach, and avoidance. Biol Psychiatry 51:18-26. 144