Ben Platon`um, yazı`nın eski tan- rısı. Ama tanrı demem seni

advertisement
Ben Platon'um, yazı'nın eski tanrısı. Ama tanrı demem seni yarultmasın:
ölümsüz değilim, ôliimliıyiim. O ölümsüz tanrılardır ki hakikati bir tek onlar
bilirler ve yalnız onlar bilgedirler. Ben,
yazı'nın hakikati bilen değil, hakikati
araştıran tanrısıyım (Symposion 204ab); bunun içindir ki ben yazı'nın bilge
tanrısı değilim, bilgeliği-seven, bilgelikpeşinde-koşan
filozof tanrısıyım
(phaidros 278b-c).
Filozof olarak çıktığım hakikat
yolculuğu sürekli bir yolculuktur; bunun
içindir ki bu yolculukta vardığım her durak, başka bir yolculuğumun başladığı
noktadır ancak. Hakikat yolculuğumda
hiçbir zaman tek başına değilimdir: ya
daha önce hakikat yolculuğu yapmış birinin kılavuzluğunda yol almaya çalışan
yolcuyumdur, ya daha önce hakikat yolculuğu yapmış biri olarak, yolcumun kılavuzuyumdur; ya sorular sorar onlara
yanıtlar beklerim, ya sorular bekler onlara yanıtlar veririm. Kılavuzluğumla ya
hakikat yolculuğuna çıkmış birine kendi
hakikat yolunda ilerlemesine yardımcı
olmaya çalışırım, ya hakikat arayışı için. de olmayanların, kendi ulaştığım hakikatlerden yola çıkarak gündelik hayatlarında doğru ve adil kararlar vermelerini,
iyive güzel şeyler yapmalarını sağlamaya
Bibliotech LL/LA
i
çalışının. (Devlet V-VII. Kitaplar)
Bakmayın kitaplar yazdığıma. Aslında konuşmayı yazmaya tercih ederim.
Yazmaktan çok konuşmayı tercih ederim, çünkü yazı bir kez yazıldı mı artık
sağda solda dolaşmaya başlar ve onu
anlayabilecek olanın da anlayamayacak
olanın da eline geçer (phaidros 275e).
Yazmaktan çok konuşmayı tercih ederim, çünkü yaptığım hakikat yolculuklarını yazarak kayıt altına aldığırnda. hakikatin ne olduğunu bilmeyen, onun sürekli araştırılması gereken bir şey olduğunun farkında olmayan bilgisizler, yazdıklarımı okuduklarında hakikati elde
ettiklerini sanırlar ve bir daha onun araştınlmasını istemezler ve yazıyla kayıt
altına alınmış olanı sorgulamaya kalkanlar çıkarsa onları gençleri baştan çıkarmakla suçlar, en ağır cezalara çarptırmaya uğraşırlar (phaidros 275a-b, Politikos
295b vd). Konuşmayı yazmaya tercih
ederim, çünkü yazdığım Yazı ben olmadan ne kendini savunabilir ne beni: biri
çıkıp ona sorular soracak olsa, ondan
anlatılanları daha açık anlatmasını istese
yazılı olanın dışında tek bir söz bile söyleyemez; biri çıkıp ona saldıracak, ona
haksızlık edecek olsa saldırıya karşılık
veremez, kendini savunamaz -hep benim yardımıma muhtaçtır (phaidros
275d-e). Yalnızca konuşmadır kendini
ve beni savunabilecek güçte olan, yalnızca konuşmadır kimi muhatap alması
kimi muhatap almaması gerektiğini bilen. Yazı onun gölgesinden başka bir şey
değildir(phaidros 276a).
Ama yine de yazmaktan kendimi
alamam. çünkü bilirim ki yazı söylediğim sözü kayıt altına alır (phaidros 274e,
Politikos 295e), böylece onun urıutulmasını önler, hatırlanmasını sağlar; onu
geleceğe, bulunmadığım yerlere, karşılarında olmadığım insanlara taşır (Phaidros 274e-275a; Politikos 295c-d, 300cd): yaşım iyice ilerlediğinde ona bakıp
geçmiş hakikat yolculuklarımı hatırlarım; benden sonra izimden yürümek isteyenler ona bakıp izimi bulurlar (Phaidros 276d, Politikos 295d, 300c-d).
Şan, şöhret ya da para kazanmak
değil, yalnızca hoşça vakit geçirmek ve
geçirtmek için yazarım (Phaidros 276b,
d,e).
Ya kendim için yazarım, ya başkaları için. Kendim için yazdığımda öncelikli amacım hakikati araştırmaktır. Başkaları için yazdığımda ya benim gibi hakikat yolculuğuna çıkmış olanlara (ya da
en azından bu yolculuğa çıkabilecek yetenekte olduğunu düşündüklerime) yazarım, ya böyle bir yolculuğa yeteneği
olmayan ama yaşarlarken erdemli davranıp doğru ve adil kararlar vermek, iyi
ve güzel işler yapmak isteyenler için yazarım. Benim gibi hakikati araştıranlara
yazarken çıktıkları hakikat yolculuklarında onlara yol göstermeye, hakikati
aramayan ama erdemli bir yaşamları
olsun isteyenlere yazarken onların doğru ve adil kararlar verip iyi ve güzel işler
yapmalarını sağlamaya çalışıtım.
Kendim için hakikati araştırırken,
benim gibi hakikati araştıranlara yol
göstermeye
çalışırken toplamalar
ve
bölmeler yaparım: yani önce birbirinden ayrı tek tek şeyleri tek bir kavram
altında toplayıp tanımlamalar yaparım,
arkasından da o tek kavramı ve tanımı
en uygun biçimde en son öğelerine kadar ayırmaya çalışının (Phaidros 26Sde). Çünkü bilirim ki, yaptığım kavramlaştırma ve tanımlama doğru, yaptığım
bölümleme yerinde olduğu oranda yazı
benim yokluğumda kendini ve beni en
çok savunabilen yazı olacaktır (phaidros
26Sd).
Hakikati araştırmak gibi bir kaygıları olmayan ama erdemli bir hayat sürmek isteyenlere yazarken yazdığım yazının ikna edici olmasına çalışının. Bunun
için, yazıya konu ettiğim şeye ilişkin
araştırmalarımın
sonuçlarıyla
birlikte
insan ruhunun yapısına ilişkin araştırmalarımın sonuçlarını dikkate alırım.
İlkine bakarak ne yazacağıma, ikincisine
bakarak nasıl yazacağıma karar veririm.
İlkiyle yazıya konu olan şeyle ilgili vermeleri gereken doğru ve adil kararın,
yapmaları gereken iyi ve güzel şeyin
hangisi olduğunu belirlerim; ikincisiyle
onları kendilerine vermelerini tavsiye
ettiğim kararın doğru ve adil, kendilerinden yapmalarını beklediğim işin iyi ve
güzel olduğuna inandırmakta hangi insanları tanık göstermemin, hangi olayları örnek vermemin, hangi dili kullanıp
hangi söz sanatlarına başvurmaının etkili olacağına karar veririm. (phaidros
260d vd, 266d vd)
Kendime ve hakikat yolculuğuna
çıkmış olanlara yazdığım her yazı, kendi
hakikat yolculuğumun belirli bir anının
kaydından başka bir şey değildir. Hakikati araştırmayan ama erdemli bir yaşamları olsun isteyen bilgisiz insanlara
yazdığım her yazı ise gündelik yaşamla
bağlantılı belirli bir konuda onlardan belirli bir ruh yapısına sahip olanlara erdemli bir yaşam yolunda verdiğim bir
tavsiyenin kaydı olarak düşünülmelidir.
Hakikat yolculuğumun belirli bir anında
kayda geçirdiklerimi, bu yolculuğumun
daha sonraki bir anını kayda geçirirken
olumsuzlayabilir, düzeltebilir, ya da geliştirebilirirn. Bunun gibi, erdemli bir
hayat için vermiş olduğum bir tavsiyenin kaydı da gündelik yaşamda karşılaşılabilecek her koşulda, sahip olunması
mümkün her ruhsal yapıda verilecek değişmez bir tavsiye olarak düşünülmemelidir. Başka başka koşullarda, başka
başka insanlar için, başka başka erdem
reçeteleri verebilirim. Bunun içindir ki,
ne kadar yazdığıma bakmayın: ben aslında ömrüm boyunca tek bir yazı yazarım. (politikos 29Sa vd)
Beni yazının sahtekar ölümlü-tanrılarıyla da karıştırma, soytarı ölümlütanrılarıyla da. Yazının o sahtekar ölümlü-tanrılarıdır
ki, hakikati araştırırlar
ama vardıkları sonuçları, hakikati araştırmayan, araştırmak gibi bir kaygısı da
olmayan, ama erdemli bir hayat sürmek,
yaşarken doğru ve adil kararlar verip iyi
ve güzel işler yapmak isteyenleri kendi
çıkarları doğrultusunda
etkilemek için
kullanırlar (Phaidros 243a, 262c-d, 277e
-278a), bu yolda, muhatap aldığı in~anların doğruyu, adil olanı, iyiyi ve güz
a/)
değil doğru, adil, iyi ve güzel görü Sen
hoşlanmalarından
(Phaidros
262b)
yararlanarak yanlışı doğru, adil olmayanı
adil, kötüyü iyi, cirkini güzel diye göster,
i (Phaidr
242)
me k ten ce kin mez er
al os
e .
Bunların 'bazıları vardır ki, önce savundukları düşünceyi söyler, arkasından da
o düşünceyi destekleyen kanıtları ve tanıkları sıralarlar; ama böyle en sonda
söylenmesi gerekeni en başta söyleyerek
güçlü ve sağlam olmaktan uzak yazılar
vücuda getirirler (phaidros 237~, 2~3d264b); başka bazıları vardır ki, on ce
hakkında tavsiyede bulunduğu şeyin ne
"
.. 1
k
d d h
o Id ugunu soyer, ar asın an a ep onu
göz önünde tutarak verilecek karar ya da
yapılacak işle ilgili kendi tavsiyelerini ortaya koyarlar; ama bunu yaparken tavsiyede bulundukları şeyle ilgili kendi çıkarlarına uygun bir tanımla başlar ve
onu kendi cıkarlarina
uygun bir biçimde
'
öğelerine
ayırırlar (Phaidros
242e-
243a). Bu ikinciler, birincilerden daha
güçlüve daha~
yazılar vücuda getirirle1;:ama sonuçta tıpkı birinciler gibi
çirkin ve utanılacak tavsiyelerde bulunurlar (phaidros 243c, 277d).
Yazının o soytarı ölümlü-tanrılarıdır ki, hakikati araştırmaya güçleri yoktur ama hakikati bildiklerini sanırlar
(phaidros 270d-e); hakikat yolculuğunun her insanın kendi yolcuğu olduğunu, bu yolculukta seçilen kılavuztın yolcuya hakikati değil, ona giden yolu gösterdiğini bilmezler; kendilerine kılavuz
seçtikleri insanların kitaplarından öğrendiği, hakikate varmak için gerekli
birtakım ön-bilgileri hakikatin kendisi
sanırlar ve bu ön-bilgileri bir araya getirerek onlarla insanları doğru ve adil
kararlar verip iyi ve güzel şeyler yapmaya
sevk edebileceklerini
düşünürler;
bu
yolla şan ve şöhret elde etmeye, para
kazanmaya çabalarlar (phaidros 268a269b, 278d-e).
Benim yerimi almak, yazı'nın yeni
fılozof tanrısı mı olmak istiyorsun? Beni yazı'nın eski filozof tanrısı yapanlar
nelerse, seni de yazının yeni fılozof tanrısı onlar yapacaktır:
için hakikati
bildirmek
Yazmak benim
değil, hakikati
araştırmak ve hakikati arayanlara hakikate giden yolu tarif etmekti; senin için
de okumak hakikati öğrenmek değil, hakikati araştırmak ve hakikate giden yolu
bulmaya çalışmak olmalı. Kendi okumalarını ka t altına aldı" ında ada ba _
yı"
g
y
Ş
kalarıyla paylaştıgında da amacın aynı
şekilde hakikati bildirmek değil, başka
hakikat yolcularına kılavuzluk etmek 01malı. Yazmak benim için ben yokken
hem kendilerini hem tanrısı olarak beni
mümkün olduğunca savunacak evlatlar
bırakmak demekti; okumak da senin
için hem seni hem kendilerini mümkün
o Id"ugunca co k savunaca k ev ia tl ar b ıra k k d
k' lmalı Y dı"
h ki
ma
erne o
. az gım er tap
....
.. ....
.
benim ıçın bır omur suren hakikat yolculuğunun anlık duraklarıydı, yaptığın
her okuma da senin için ömür boyu siirecek kendi hakikat yolculuğunun anlık
duraklarından başka bir şeyolmamalı.
•H acettepe U"nı.. Feı sere
1: B "ı D
o.
oç. D r.
Bibliotech ll/ll
i
Download