AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER

advertisement
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ġçindekiler
DÜNYA BASININDA BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI .................................................... 2
AVRUPA GÜNDEMİ ......................................................................................................................... 7
Almanlara sitem: Mülteciler için daha fayla dazanışma..................................................................... 7
Almanya’da Otomobiller için geçiş ücreti .......................................................................................... 8
Eski savunma bakanı Rühe askeri misyonları daha hızlı mümkün kılmak istiyor ............................... 8
Almanya Dışişleri bakanı Steinmeier,yeni bir barış girişimi başlattı ................................................. 8
Savunmada dev güç birliği .................................................................................................................. 9
Putin, Poroşenko'yu Fransa ve Almanya'yı dinlememekle suçladı ..................................................... 9
AB’de yeni dönem – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi .......................................................................... 9
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ........................................................................................... 11
Sykes-Picot, Orta Doğu'ya nasıl bir miras bıraktı? .......................................................................... 11
AB liderleri, Rusya ve Ukrayna ile görüştü....................................................................................... 11
'IŞİD'in Bağdat planı' ........................................................................................................................ 12
Fisk'ten İsrail'e eleştiri ...................................................................................................................... 12
İsrail'de cenazelerin sonrasında gerilim tırmanıyor ......................................................................... 12
Irak parlamentosu yeni liderini seçemedi ......................................................................................... 13
AFRİKA GÜNDEMİ ........................................................................................................................ 13
Güney Afrika’da metal işçileri greve gitti ......................................................................................... 13
Nijerya’nın kuzeydoğusunda patlama: 56 ölü ................................................................................... 13
ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ ......................................................................................................... 14
Hong Kong'da 511 kişi gözaltına alındı ............................................................................................ 14
Çin ile Hindistan arasında demiryolu gerginliği .............................................................................. 14
Tirajının yüzde 30'nu sivrisineklere borçlu ....................................................................................... 14
Afganistan’da intihar saldırısı: 8 ölü ................................................................................................ 14
ORTADOĞU GÜNDEMİ ................................................................................................................ 15
Maliki genel af ilan etti ..................................................................................................................... 15
Kudüs'te kaçırılan Filistinli genç ölü bulundu .................................................................................. 15
Operasyonlar devam edecek ............................................................................................................. 15
Mısır'da Sisi'ye karşı ayaklanma çağrısı ........................................................................................... 16
Ortadoğu barışını örgütleme zamanı - Chris Patten - Project Syndicate ......................................... 16
Irak’taki yeni saflaşmada Türkiye’nin yeri – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi ................................. 18
1
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
DÜNYA BASININDA BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI
Yabancı basın Erdoğan'ın AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması haberine
geniş yer verdi. Uluslararası haber ajansları Erdoğan'ın adaylığını flaş haber olarak
duyururken, birçok yabancı televizyon ve internet sitesi de habere ilk sıralarda yer verdi.
Ġngiltere Basını
İngiliz yayın kurumu BBC, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini,
"Erdoğan Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı için yarışacak" başlığıyla duyurdu. Haberde, 2003'ten
bu
yana
başbakan
olan
Erdoğan'ın,
"halk
tarafından
belirlenecek
ilk
cumhurbaşkanlığı yarışına" aday olduğuna vurgu yapıldı.
Cumhurbaşkanının daha önce parlamento tarafından belirlendiğine işaret edilen haberde, "AK
Parti ard arda altı kez ulusal ve yerel düzeyde seçimleri kazandı ve işçi sınıfından aldığı
sağlam desteği korudu" değerlendirmesi yapıldı. Haberde, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı
gösterilmesinin parti üyeleri tarafından "coşkuyla karşılandığı" belirtildi.
İngiliz Financial Times (FT) gazetesi de internet sitesinde, "Erdoğan Türkiye‟nin ilk
cumhurbaşkanlığı yarışına giriyor" başlığıyla yer verdiği haberde, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye‟nin Başbakanı Erdoğan ülkenin ilk doğrudan cumhurbaşkanlığı yarışına girecek.
Aylardır süren spekülasyonların ardından, Erdoğan‟ın adaylığı Ankara‟da 4 bin kişinin
katıldığı büyük bir toplantıyla duyuruldu. Son dönemde yapılan birkaç ankete göre Başbakan
Erdoğan‟ın cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50‟den fazla desteğe sahip olması, onu biri 10
Ağustos‟ta diğeri 24 Ağustos‟ta yapılması planlanan iki turlu seçim sürecinin favori adayı
olarak gösteriyor."
Almanya Basını
Almanya basını da Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını ilk sıralarda gördü.
Spiegel dergisi, "AK Parti Erdoğan‟ı cumhurbaşkanı adayı gösterdi" başlığıyla verdiği
haberde, "Başbakan Erdoğan‟nın görev süresinin bitmesinden sonra da ülkenin zirvesinde
kalmak istediği ve bunu da başaracak gibi görüldüğü" değerlendirmesini yaptı.
Partisinin kendisini cumhurbaşkanlığı görevi için aday gösterdiği, yapılan anketlerde de
Erdoğan‟ın önde olduğuna işaret edilen haberde, yapılan bir ankete göre Erdoğan‟ın ilk turda
seçimleri kazanabileceğini gösterdiği ifade edildi.
Haberde ayrıca muhalefet tarafından pazar günü aday gösterilen bilim tarihçisi ve diplomat
Ekmeleddin İhsanoğlu‟nun "daha az karizmatik olarak görüldüğü" kaydedildi.
Die Zeit gazetesi de "AK Parti, Erdoğan‟ı cumhurbaşkanı adayı gösterdi" başlıklı haberinde,
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçimlerinde aday olduğu, muhalefetin de karşı aday
gösterdiği ancak "rakip adayın Erdoğan karşısında daha az şansa sahip olduğu" yorumunu
yaptı.
2
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Haberde, cumhurbaşkanı seçimlerinde ilk kez yurt dışında yaşayan yaklaşık 2,5 milyon
seçmenin de oy kullanacağına işaret edildi.
Almanya'nın en çok satan gazetelerinden Bild ise "Erdoğan Cumhurbaşkanı seçimlerinde
aday oldu" başlığıyla duyurduğu haberde, Başbakan Erdoğan‟ın AK Parti‟nin adayı olarak
resmen açıklandığına vurgu yaptı.
Fransız basını
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığına, Fransız basını da geniş yer verdi.
Le Figaro gazetesi, Erdoğan‟ın en az 5 yıl daha Türkiye‟yi yönetmeye talip olduğunu yazdı.
Türkiye‟de ilk defa halk oylamasıyla bir cumhurbaşkanının seçildiğine değinilen haberde,
"Erdoğan‟ın son yapılan ankete göre yüzde 56‟dan fazla oy almasının beklendiğine" işaret
edildi.
Erdoğan‟ın ağustosta yapılacak seçimlerde AK Parti‟nin adayı olacağını duyuran Europe 1
radyosu da "son yerel seçimleri kazanan Erdoğan‟ın ilk turda ipi göğüsleyebileceği"
yorumunu yaptı.
France 24 televizyonu ise "AK Parti‟nin cumhurbaşkanı adayı Erdoğan" başlıklı haberinde,
"Erdoğan'ın seçimi kazanma şansının çok yüksek olduğu" ifade edildi. Erdoğan‟ın adaylığının
sürpriz olmadığı tespitine yer verilen haberde, seçilmesi halinde Erdoğan'ın, "Atatürk‟ten
sonra Türkiye‟yi en uzun süreyle yöneten kişi" olacağı vurgulandı.
Lyon merkezli haber kanalı Euronews ise haberinde, 11 yıldır Türkiye‟yi yöneten Erdoğan‟ın
popülaritesini koruduğu ve "anketlere göre seçimleri kazanmasının kaçınılmaz olduğu"
değerlendirmesine yer verdi.
Avusturya Basını
Avusturya medyası da Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını flaş haber olarak
duyurdu.
Der Standard gazetesi, "Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
altı hafta içinde yapılacak seçimlerde devlet başkanı olmak istiyor" ifadelerini kullandı.
Kurier gazetesi de "Erdoğan şimdi resmen cumhurbaşkanı olacak" başlığını kullandığı
haberinde, Başbakan Erdoğan'ın Viyana'ya yaptığı ziyaretin büyük bir heyecan yarattığı
vurgulandı. Haberde, Başbakan Erdoğan için "Boğaz'ın güçlü adamı" ve "Türk
Cumhuriyeti'nin en etkili figürü Recep Tayyip Erdoğan" ifadeleri kullanıldı.
Österreich ve Heute gazetesi ise "Erdoğan'ın adaylığı kesinleşti" başlığıyla duyurduğu
haberinde, "Erdoğan‟ın cumhurbaşkanı olarak ülkeyi bir 10 yıl daha yönetmek istediğini"
yazdı.
3
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Danimarka basını
Başbakan Erdoğan‟ın cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması Danimarka basınında geniş
yer buldu.
Ülkenin
en
büyük
gazeteleri Politiken,
Ekstra Bladet, Jyllands Posten, Information, Kristelig Dagblad ve
ekonomi
gazetesi Börsen ile haber ajansı Ritzau tarafından servis edilen haberlerde "Türkiye‟nin
güçlü adamı cumhurbaşkanı olmak istiyor" denildi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‟in makam değişiklerini ön plana çıkartan BT gazetesi
ise Erdoğan‟ın da Putin gibi başbakanlıktan cumhurbaşkanlığı makamına geçeceğini yazdı.
Türkiye‟de ilk defa cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın oy kullanılacağına işaret edilen
haberlerde, son 1 yıl içinde hükümetin çok fazla eleştiri almasına rağmen halkın yerel
seçimlerde Erdoğan‟a destek verdiği ifade edildi.
Erdoğan‟ın, cumhurbaşkanlığı seçiminde favori olduğu vurgulanırken, cumhurbaşkanlığı
makamını daha güçlü yapmak istediği belirtildi.
Norveç basını
Norveç gazetelerinden Dagbladet, Erdoğan'ın adaylığını açıklamasının sürpriz olmadığını
yazdı. Gazete, Erdoğan'ı seçimin favorisi olarak da gösterdi.
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamının sembolik bir değere sahip olduğunu ancak
Erdoğan'ın seçilmesi durumunda kanun değişikliği yapılarak daha fazla yetkiye sahip bir
makama dönüşeceği görüşünün hakim olduğunu aktaran gazete, Türkiye uzmanı Daniella
Kuzmanoviç'in "Eğer Erdoğan seçilirse ki öyle görünüyor, ülkeyi tekrar Ortadoğu'da önemli
bir aktör haline getirecektir. Rakipleri tarafından otoriter bir yönetim anlayışına sahip olduğu
gerekçesiyle eleştirilen Erdoğan, İslami taban tarafından sevilen bir isim" yorumuna yer verdi.
Çin basını
Çin'in resmi ajansı ġinhua, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı
olmasını flaş haber olarak duyurdu.
"Türkiye Başbakanı Cumhurbaşkanlığı için yarışacak" başlığını kullanan Şinhua, Erdoğan'ın
uzun zamandır beklenen adaylığının bugün Ankara'da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin tarafından açıklandığı bilgisini verdi.
Balkan Basını
Bosna Hersek'in en köklü gazetelerinden biri olan ''Oslobodjenje''nin haber sitesinin
manşetinde yer alan haber, ''Erdoğan, Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu''
başlığı ile yayımlanırken, haberin detayında Erdoğan'ın, Türkiye'de cumhurbaşkanının ilk kez
halk tarafından doğrudan belirleneceği seçimlerde yarışacağına vurgu yapıldı.
4
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Balkanlar'ın en önemli medya kuruluşlarından biri olan Bosna Hersek merkezli El Cezire
Balkans da ''Erdoğan, Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday'' başlığını kullandı.
Haberin detayında ise AK Parti'nin bugün resmen cumhurbaşkanı adayını kamuoyuna
duyurduğu, yeni cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından seçileceği ve görev süresinin beş
yıl olacağı vurgulandı.
Bosna Hersek'in önemli televizyonlarından biri olan FACE TV de Başbakan Erdoğan'ın
adaylığını bültenin ilk sırasında duyurdu. ''Erdoğan, resmen Türkiye Cumhurbaşkanlığına
aday'' başlığını kullanan televizyon, AK Parti'nin Başbakan Erdoğan'ın adaylığını oybirliği ile
kabul ettiğine vurgu yaptı.
Sırbistan'ın önde gelen gazetelerinden ''Kurir'' de Başbakan Erdoğan'ın adaylığını
okuyucuları ile paylaştı. ''Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanlığına aday'' başlığı
kullanılan haberde, Başbakan Erdoğan'ın adaylığının AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin tarafından duyurulduğu ve seçimlerin ilk turunun 10 Ağustos'ta yapılacağı
ifade edildi.
Sırbistan'ın resmi haber ajansı TANJUG da "Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanlığına aday''
başlığını tercih etti. Ajans, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yeniden aday olmayacağına dair
yaptığı açıklamaya da yer verdi.
Azerbaycan basını
Azerbaycan basını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini
flaş haber olarak duyurdu.
APA haber ajansı, Erdoğan'ın adaylığı ile ilgili verdiği haberde, adaylık açıklamasının 4 bin
kişinin katıldığı törende yapıldığına dikkat çekti.
Yeni Müsavat Gazetesinin internet sitesi ise "AK Parti cumhurbaşkanı adayının ismini
açıkladı: Recep Tayyip Erdoğan" başlığıyla hazırladığı haberi manşetten verdi.
Rusya Basını
Rus resmi haber ajansı Ria-Novosti, adaylık haberini son dakika olarak verirken,
"Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açacak" başlığıyla verdiği
haberde, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarına geniş yer ayırdı.
Ġtar-Tass haber ajansı da oldukça geniş bir haber yayınlarken, Türkiye'de cumhurbaşkanlığı
adayları ve seçimler hakkında bilgi verdi.
Rusya'nın önemli gazetelerinden Kommersant, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı
olmasını beklendik bir gelişme olarak görerek,"Erdoğan, Türkiye'nin en parlak politikacısı.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasıyla, Türkiye parlamenter sistemden cumhurbaşkanın
yetkisinin daha geniş olduğu bir sisteme geçecek" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı, Rusya'nın diğer önemli gazetelerinden
Gazeta.ru, Vedomosti ve İzvestiya'nın isternet sitelerinde de yer aldı.
5
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Ġran basını
Başbakan Erdoğan‟ın cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanmasına İran basını da geniş yer
ayırdı.
İran‟ın İngilizce yayın yapan televizyon kanalı Press Tv, "Başbakan Erdoğan‟ın seçimleri
kazanması ve siyasi liderliğini 2019‟a kadar sürdürmesinin beklendiğine" yer verildi.
Ağustos ayında yapılacak seçimlerin Türkiye‟de bir ilk olduğuna yer verilen haberde,
cumhurbaşkanının ilk defa parlamento tarafından değil doğrudan halk tarafından
belirleneceğine vurgu yapıldı.
Fars Haber Ajansı da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‟ün aday olmayacağını açıklamasının
ardından, Erdoğan'ın adaylığının "sürpriz olmadığını" yazdı.
İran basınında yer alan haberlerde, Erdoğan‟ın cumhurbaşkanlığı yarışındaki rakiplerinin
Ekmeleddin İhsanoğlu ile Selahattin Demirtaş olduğu ancak kamuoyu yoklamalarının "yarışı
Erdoğan‟ın kazanacağını gösterdiği" yorumları yapıldı.
ABD basını
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, Erdoğan'ın adaylığını, "Protesto
gösterileri ve soruşturmalar sonrasında hayatta kalan Erdoğan, cumhurbaşkanlığına aday"
başlığıyla duyurdu.
Erdoğan'ın bu kararının, kendisini büyük olasılıkla gelecek yıllarda Türkiye'nin baskın siyasi
figürü haline getireceğini belirten gazete, "Erdoğan, 10 yıldan fazla sürdürdüğü iktidarıyla
şimdiden Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten sonraki en önemli siyasi lider
olarak kabul ediliyor. Cumhurbaşkanı olması durumunda Atatürk'ün mirasının bile ilerisine
geçebilir" ifadelerine yer verdi.
Analistlerin yorumlarına da yer veren gazete, Erdoğan'ın kazanmasına kesin gözüyle bakan
uzmanların, Erdoğan'la birlikte cumhurbaşkanlığı makamının, temsili öneminin ötesinde çok
daha güçlü bir makam haline gelmesini beklediklerini belirtti.
Başbakan
Erdoğan‟ın
AK
Parti
tarafından
cumhurbaşkanı
adayı
olarak
açıklanmasına Washington Post da geniş yer verdi. AP haber ajansından alıntılar yapan
gazete, haberi, “Türkiye Başbakanı, cumhurbaşkanlığı makamına talip” başlığıyla duyurdu.
Haberde, Başbakan Erdoğan‟ın Türkiye‟de ilk kez halk tarafından belirlenecek
cumhurbaşkanlığına adaylığının, binlerce destekçisi önünde duyurulduğu belirtildi. Gazete,
“Bu adım, Türk politikasına 10 yılı aşkın süredir hükmeden Erdoğan‟ı ülkenin „dümeninde‟
en azından 5 yıl daha tutabilir” yorumuna yer verdi.
2003 yılından itibaren iktidarda olan Erdoğan'ın, parti içi kurallar nedeniyle tekrar başbakan
seçilmesinin engellendiği bilgisi verilen haberde, “Türkiye‟nin ekonomik yükselişine
başkanlık eden ancak aynı zamanda son dönemde gittikçe artarak otoriterleşen bir yön
6
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
izleyerek öfkeyi kışkırtan liderin cumhurbaşkanlığı sevdası, uzun süredir konuşuluyordu”
ifadesine yer verildi.
Gazete haberinde “Türkiye‟deki cumhurbaşkanlığının büyük ölçüde sembolik bir makam
olduğu ancak Erdoğan‟ın, cumhurbaşkanına daha fazla güç veren bir sistemi desteklediğini
söylediği” kaydedildi. Gazete, Erdoğan‟ın “Kendisine oy verseler de vermeseler de seçilmesi
durumunda herkesin cumhurbaşkanı olacağım” sözlerini kullandı.
Wall Street Journal gazetesi de internet sitesinde, “Erdoğan cumhurbaşkanlığı için aday”
başlıklı haberinde, şu ifadeye yer verdi:
“Aylardır süren spekülasyonların ardından, Başbakan Erdoğan salı günü Türkiye‟nin en kötü
gizlenen siyasi sırrını açıklığa kavuşturdu: Erdoğan, engin gücünü yaymak ve diğer bir 10 yıl
daha ülkeyi yönetmesi için tasarlanmış adımla, ülkenin ilk doğrudan cumhurbaşkanlığı
seçimleri yarışına girecek."
Ankara‟da 4 bin parti üyesi ve hükümet yetkilileri önünde yapılan duyurunun, 10 Ağustos‟ta
doruğa ulaşacak yarışın başlangıcının işareti olduğu kaydedilen haberde, Başbakan
Erdoğan‟ın seçim için çok popüler olduğu vurgulandı.
Gazete, “12 yıldır iktidarda bulunan, bir yıldır seyrek görülen hükümet karşıtı gösterilere ve
yolsuzluk skandalına rağmen popülerliğini kaybetmeyen” Erdoğan‟ın, parti içi kurallar
nedeniyle tekrar başbakanlık koltuğuna oturamayacağını belirtti.
Amerikan haber sitesi Daily Beast, Erdoğan‟ın adaylığının açıklanmasına ilişkin haberinde,
Türkiye‟de cumhurbaşkanlığı makamının sembolik olduğu ancak “Erdoğan‟ın gücünü önemli
derecede genişletebileceğinden şüphe edildiği” iddiasında bulundu.
Yarı resmi haber ajansı NRK'de yer alan haberde ise adaylığını açıklayan
Başbakan Erdoğan'ın popüler bir politikacı olduğu ancak muhalefetin, Erdoğan'ın seçilmesi
halinde otoriter bir devlet anlayışının hakim olacağını savunduğu belirtildi.
AVRUPA GÜNDEMİ
Almanlara sitem: Mülteciler için daha fayla dazanıĢma
FOCUS Online
Cumhurbaşkanı Gauck‟un görev aldığı zamanda merkez temalardan biridir: Mülteciler için
daha fazla yardım ve saygı-ister Suriye‟den olsun ister başka ülkelerden.
Gauck önemli ölçüde mültecilerin akımından dolayı Avrupa ülkelerine seslenir. Yardım
arayanların tedavi edilmesine ve haklarına saygı duyulmasına değinir.Aynı zamanda pazartesi
Berlin‟de gerçekleşen toplantıda Avrupa ülkeleri arasında sorumlulukların bölünmesine
çağrıda bulundu.
7
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Almanya’da Otomobiller için geçiĢ ücreti
FOCUS Online
Otomobiller için geçiş ücreti hız kazanmaktadır. FOCUS-Online‟a göre Ulaştırma Bakanı
Alexander Dobrindt bugün Brüksel'e gitti. AB Ulaştırma Komiseri Siim Kallas ile
Almanya'da otomobiller için bir geçiş ücreti uygulanması için planlarını görüşmek istiyor.
Yolculuk bir sürpriz olarak gelir. Göreve başladığından bu yana Dobrindt yarım senden fayla
Brüksel'de Komisyona shunned etmişti.Bakan AB gereklilikleri ile konseptini engellemek
istemiyordu. Ayrıca Dobrindt sonbaharda AB Ulaştırma Komiseri üstündeki resmi bir durum
değişikliğini istemiştir. Kallas'ın halefi,ücretli mevzuat sonbaharda başlasa, uzlaşma için belki
de daha istekli olurdu. Aynı zamanda Dobrindts‟in planları Alman Malize Bakanı Wolfgang
Schauble tarafından kontrol edilmektedir,çünkü federal hükümet motorlu taşıt vergisinden
sorumludur. Ayrıca Federal Sayman AB‟ne yasal olarak uyumlu ve ayrımcı olmayan bir
çözüm aramaktadır,çünki araç geçiş ücreti saade yabancılar için geçerlidir.
Eski savunma bakanı Rühe askeri misyonları daha hızlı mümkün kılmak istiyor
Zeit Online
Eski savunma bakanı Rühe Bundeswehr ve Parlamento arasındaki ilişkiyi yeniden
tanımlamak istiyor.Bundeswehr'in Uluslararası misyonları kolaylaştırılmalıdır.
Askeri birimlerin kullanımı için , Parlamento onayı gereklidirm ve gereklide olmalıdır.Ama
Bundestag‟ın hayır demesi özellikle ciddi bir adım olacaktır.
Rühe‟ye göre Avrupa silahlı kuvvetlerin entegrasyonu ve bunların güvence durumu birbirine
aittir.
Avrupa orduları arasında misyonların kendi aralarındaki bölünmesi nedeniyle , alman
kapasitesinin hazırlanması için özel bir güven durumu sağlanması gerekir .
CDU politikacısı Nisan ayından bu yana ,meclis onayının yeniden tasarımı üzerinde çalışan
bir komisyonu yürürlüğe geçirmiştir.
Almanya DıĢiĢleri bakanı Steinmeier,yeni bir barıĢ giriĢimi baĢlattı
Die Zeit
Almanya Ukrayna'da yeni bir diplomatik girişim ile barış müzakerelerini getirmek istiyor.
Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier (SPD) Berlin'deki bir toplantıya Rusya, Ukrayna ve
Fransa'dan meslektaşlarını davet etti.Toplantının amacı, krizin tırmanmasını engellemek .
Bakanlar toplantısında , Süddeutsche Zeitung gazetesine göre, hedef güven artırıcı önlemler
müzakere etmektir.Toplantı Dışişleri Bakanlığında yapılacaktır. Rusya Dışişleri Bakanı
Sergey Lavrov, yeni Ukrayna Dışişleri Bakanı Pawel Klimkin ve Fransa bölüm başkanı
Laurent Fabius davetlidir. Toplantının sebebi çeşitli tarafların büyük ölçüde anlaştıkları için
bir kağıt temeli olabilir. Steinmeier‟in söylemesine göre, uluslararası barış anlaşması dar
şekilde başarısız oldu.
8
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Savunmada dev güç birliği
Deutsche Welle
Almanya merkezli Krauss-Maffei Wegmann (KMW) ile Fransız şirketi Nexter birleşme kararı
aldı. Kant adı verilen holdingin kuruluş sözleşmesi dün Paris'te imzalandı. Yönetim kurulu
başkanlığını Alman ve Fransız işletmecilerin paylaşacakları holdingin merkezinin hangi
ülkede olacağına daha sonra karar verileceği bildirildi. Tarafların uzun vadede iki şirketi
birleştirmeyi
hedeflediği
vurgulandı.
Hisselerinin tamamı Fransız devletine ait olan Nexter'de yaklaşık 2 bin 800 kişi çalışıyor.
Özel Alman şirketi KMW ise 9 farklı ülkede 3 bin 200 civarında kişi istihdam ediyor. KMW
Leopard, Nexter ise rakip Leclerc tanklarını üretiyor.
Putin, PoroĢenko'yu Fransa ve Almanya'yı dinlememekle suçladı
Euractive
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukraynalı mevkidaşı Petro Poroşenko'yu ülkenin
doğusundaki ateşkesi sürdürmesi için kendisinin, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ve
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın verdiği tavsiyeleri dinlememekle suçladı. Putin,
bundan sonra Ukrayna'da barışın sağlanamamasının tek sorumlusunun Poroşenko olacağını
söyledi.
AB’de yeni dönem – Beril Dedeoğlu – Star Gazetesi
AB Komisyon başkanının nitelikleri ve görüşleri, AB‟nin önümüzdeki yıllarda kendisine
biçtiği rolü göstermesi bakımından önemlidir. Bu nedenle Avrupa Komisyonu başkanı seçilen
Jean-Claude Junker‟in, hem Avrupa hem de dünya kamuoyunda tartışılması doğal. Ne de olsa
Junker dört yıl boyunca AB yürütme organının başkanlığını sürdürecek ve AB‟yi dünyada
temsil edecek.
Junker, Prusya ve Doğu Avrupa‟da yaşayan ve Alman İmparatorluğu döneminde büyük siyasi
gücü bulunan toprak sahibi sınıfa verilen bir admış. Sadece soyadıyla bile asaletini ortaya
koyan yeni Komisyon başkanı, on sekiz yıl boyunca Lüksemburg Başkanlığı yapmış biri.
Gerçi Lüksemburg gibi küçük, sorunsuz ve zengin bir ülkede başbakanlığı bu kadar uzun
zaman yapmış olmak büyük bir nitelik midir bilinmez. Zira Lüksemburg‟u yönetmek
Türkiye‟deki büyük bir aşireti yönetmekten daha kolay olabilir.
Junker‟in esas özelliği, Lüksemburg değil AB tecrübesine dayanıyor. 1997‟den beri AB‟nin
yetkili organlarında görev almış ve muhtemelen ömrünün uzun bir dönemini Brüksel‟de
geçirmiş. Diğer bir ifadeyle AB kurumlarını, esas müzakerelerin yapıldığı koridorlarını,
bürokrasisini gayet iyi tanıyor. Ancak bundan önemlisi, AB ile ilgili yaklaşımları.
9
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Büyük tartıĢma
Junker AB‟nin daha fazla bütünleşmesini, Euro‟nun güçlendirilmesini, tüm üyelerin Euro
bölgesine katılmasını ve genişlemeye son verilmesini savunan görüşlerin temsilcisi
niteliğinde. Bu yaklaşım, AB organlarının üye devletleri daha fazla belirleyecek kararlar
almasını savunmak anlamına geliyor.
AB ile ilgili yapılan tartışmaları, kabaca ikiye ayırmak mümkün. Bazı devletler ve siyasi
eğilimler, ki başını Britanya‟nın çektiği söylenebilir, AB‟nin sorunlarının fazla
bütünleşmekten kaynaklığını savunuyor. Merkezileşme eğilimi arttıkça, bütünleşmenin
esnekliğini kaybettiğini, tüm siyasilerin Avrupalı bürokratlara teslim olduğunu, halkların
tercihlerinin dikkate alınmadığı gibi ekonominin liberal düzenden de giderek uzaklaştığı ileri
sürülüyor.
Öte yandan bu eğilimin tam tersinde yer alan görüş ise AB‟de yaşanan hemen her sorunun
yeterince bütünleşmemekten, üyelerin Brüksel kurallarına uymamalarından kaynaklandığını
ileri sürüyor. Başını Almanya‟nın çektiği bu gruba göre AB daha federal olmalı, tüm üyeler
Euro‟ya ve Schengen bölgesine katılmalı, AB‟nin ordusu olmalı ve tabi genişlemekten de
vazgeçmeli.
Yeni Komisyon başkanı, bu ikinci gruba dahil; dolayısıyla AB‟nin dünyaya verdiği mesaj
gayet açık.
Ġngiliz-Alman çekiĢmesi
Daha fazla bütünleşmeye ve merkezileşmeye zorlanan bir AB‟de, merkezkaç eğilimlerin daha
açık biçimde ortaya çıkması kaçınılmaz olabilir; ki Britanya‟da tartışılan tam da bu. Cameron
liderliğindeki hükümet, AB‟den ayrılmanın zamanı geldiğini ileri sürüyor; kamuoyu
yoklamaları da İngiltere‟de toplumun yarısının bu fikre sıcak baktığını gösteriyor.
İngiltere‟nin fazla merkezileşmiş AB‟ye karşı çıkmasının siyasi ve ekonomik anlamda haklı
nedenleri bulunuyor. Ancak bunun dışında bir konuya daha itiraz ettikleri düşünülebilir. Daha
merkezi ve bütünleşmiş bir AB, üyelerin dış ilişkilerini de sınırlar. Almanya‟nın daha
bütünleşmiş bir AB‟yi savunup durması, diğer ülkelerin dış ilişkilerini önce AB‟ye oradan da
kendisine bağlama beklentisi olabilir.
Diğer ülkelerin dış ilişkileri AB‟ye bağlanınca nasıl dolaylı olarak Almanya‟ya da bağlanır
diyenler olabilir. Euro‟nun belirlediği bir alan söz konusuysa, Almanya da Euro‟nun
neredeyse patronu durumundaysa ve AB ekonomisi Almanya‟nın eline bakıyorsa, pekala
olabilir. Boşuna Junker‟e sorulan sorulara Merkel yanıt vermiyor. Dolayısıyla tartışma,
AB‟nin geleceğinden çok İngiltere ile Almanya‟nın geleceği ile ilgili gibi gözüküyor.
NOT: Gazetemin açtığı ve kullanıcı adı @berildedeoglu olan dışında başka twitter adresim
yoktur; adıma açılmış diğer hesap(lar) bana ait değildir.
10
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ
Sykes-Picot, Orta Doğu'ya nasıl bir miras bıraktı?
BBC
20'inci yüzyılda yağlı kalemle çizilen harita, İngiliz ve Fransızların, günümüzün Orta
Doğu'sunun yaratılmasına yardımcı olma amacı güden 100 yıllık planlarına dair hırslarını ve
çılgınlıklarını gösteriyor. Düz çizgiler, tamamlanmamış sınırları gösteriyor. İngiltere
hükümetini temsil eden Mark Sykes ve Fransa hükümetini temsil eden Francois GeorgesPicot'un 1916 yılında uzlaşıya vardığı çizgilerinin çoğunun düz olması da büyük olasılıkla bu
sebepten kaynaklanıyor.
Sykes ve Picot, "imparatorluğu içselleştirmiş kişiler." Her ikisi de sömürge yönetiminde
yetişmiş, bölge halkının Avrupa imparatorluğu altında daha iyi koşullarda olabileceğine
inanan aristokratlar. Her ikisi de Orta Doğu'ya dair derin bilgilere sahip. Birinci Dünya
Savaşı'nın yarattığı karmaşanın ortasında alelacele yürüttükleri müzakerelerde varılan
anlaşmanın prensipleri bugün de Orta Doğu'yu etkilemeye devam ediyor.
Sykes-Picot'un düz çizgileri, 20. yüzyılın ilk yarısında İngiltere ve Fransa'ya önemli ölçüde
yardımcı olsa da, bu çizgilerin bölge halkına etkisi çok daha farklı oldu.
Gizli anlaşma
İki kişinin çizdiği bu harita, 16'ıncı yüzyılın başından beri Osmanlı idaresinde olan toprakları
parçalayıp yeni ülkelere böldü ve siyasi oluşumları iki etki alanına dâhil etti.
AB liderleri, Rusya ve Ukrayna ile görüĢtü
BBC
Avrupa Birliği (AB) liderleri, bugün ateşkes süresinin sonuna yaklaşılan Ukrayna'daki krizi
masaya yatırmak üzere Ukrayna ve Rusya Devlet Başkanlarıyla iki saatten uzun süren
telekonferans görüşmesi yaptı.
Bugünkü görüşme, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı François
Hollande'ın Poroşenko'yla bir hafta içinde yaptıkları ikinci görüşme oldu. Elize Sarayı'ndan
yapılan açıklamada, "ülkenin istikrara kavuşması, güvenliğin sağlanması, ateşkesin uzatılması
ve barış planının uygulamaya konmasının önemi vurgulandı" dendi.
Avrupa Birliği, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ayrılıkçı gruplara silahlarını bırakma
çağrısı yapmazsa Rusya'ya yaptırımlarını arttıracakları tehdidinde bulunuyor. Merkel, barış
planında bir ilerleme kaydedilmezse Rusya'ya 'AB'nin güçlü önlemler almaya' hazır olduğunu
söyledi.
11
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
'IġĠD'in Bağdat planı'
Financial Times
Finacial Times'ta Borzou Daragahi imzasıyla yayınlanan ve IŞİD'in Bağdat'ı işgal planını ele
alan bir analiz dikkat çekiyor. Daraghi'ye göre saldırı emri geldiğinde IŞİD'in 2000 kişilik
özel savaşçı birliğinin kentin doğusundaki Adhamiye ve batısındaki Gazaliye gibi Sünni
mahallerinde bir isyanı ateşlemesi bekleniyor.
Bir askeri sözcüye göre IŞİD'in bu uyuyan hücrelerinin amacı Bağdat'ta kaos yaratmak ve
kent dışındaki grupların kent içine girmesini sağlamak. Daraghi'ye göre böyle bir durumda
IŞİD'e katılacak isyancılar arasında muhtemelen Saddam Hüseyin döneminin yetkililer de
olacak.
Fisk'ten Ġsrail'e eleĢtiri
Independent
Independent'ın deneyimli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk bugünkü yazısında, kaçırılan üç
İsrailli gencin ölü bulunması üzerine İsrail'in ortaya koyduğu tavrı ele alıyor. Fisk, İsrail'in
'terörizmle mücadele' adına tarihinde, birçok sivilin ölümüne sebep olan operasyonlar
gerçekleştirdiğini yazıyor.
Üç İsrailli gencin ölümünün korkunç, acımasız ve bağışlanamaz olduğunu belirten Fisk
bununla birlikte İsrail'in geçmişindeki 'teröristlere karşı operasyonlarında' çocukları ve
sivilleri öldürmesinden konuşulmadığını söylüyor. Fisk, 1996 yılında İsrail'in Lübnan'daki
Kana'da en az 37'i çocuk 109 sivili katlettiğini belirtiyor.
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in İsrail'in teröristleri cezalandıracağı yönündeki
açıklaması karşısında 'medya ahalisinden' hiç kimsenin Perez'in 1996'da başbakan olduğunu
ve '1996'daki terörizme karşı savaşıyla Kana katliamına liderlik yaptığını' hatırlatmadığını da
belirtiyor.
Ġsrail'de cenazelerin sonrasında gerilim tırmanıyor
The Wall Street Journal
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, kabinesiyle üç gencin ölümüne verilecek yanıtı
tartışırken, binlerce İsrailli, Filistin militanları tarafından öldürüldüğü tahmin edilen gençlerin
cenaze töreninde buluştu.
Netanyahu'nun gençlerin ölümünden sorumlu tuttuğu Hamas'tan intikam alacağını söylemes
ve İsrail kabinesinin bazı üyelerinin çağrılarına rağmen, İsrail'in 'ölçülü bir yanıt' vereceği
sinyalleri gelmeye başladı.
12
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Güvenlik konularında etkili bir ses olan İsrail Savunma Bakanı Moshe Yaalon, cenazelerin
ardından katıldığı basın konferansında İsrail'in 'sorumlu' ve 'içgüdüsel olmayan' bir yanıt
vereceğini söyledi. Yaalon'un sözleri, İsrail'in krizi tırmandırmaya çalışmayacağı şeklinde
yorumlandı.
Irak parlamentosu yeni liderini seçemedi
The Wall Street Journal
Anayasaya göre parlamentosunun dün gerçekleştirilen oturumda yeni bir meclis sözcüsü,
cumhurbaşkanı ve başbakan seçmesi gerekiyordu. Fakat haftalardır bu pozisyonları kimin
doldurması gerektiğine dair görüşmeler gerçekleştiren yasa yapıcılar Nuri Maliki'nin bir
dönem daha görevde kalmak istemesiyle kilitlendiler.
Obama hükümeti Irak parlamentosunu hızlı bir şekilde yeni bir hükümet kurması yönünde
teşvik ederken, birkaç hafta önce başlayan Sünni isyanının katılımcı yeni bir hükümet
olmadan durdurulamayacağı uyarısında bulundu. ABD ve diğerleri isyanların çıkmasından
dolayı Maliki ve hükümetini sorumlu tutarken, Şiilerin kontrolündeki hükümetin ülkenin
diğer azınlıklarını temsil etmediğini söylediler.
Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest, "Şu anki durumun hak ettiği bir hızda Iraklı liderlerin
hareket etmesi gerekiyor. Irak ülkesi bir var olma tehdidi yaşıyor" ifadelerini kullandı.
AFRİKA GÜNDEMİ
Güney Afrika’da metal iĢçileri greve gitti
Dünya Bülteni
Maaşlarına zam ve konut yardımı ödeneği isteyen binlerce Ulusal Güney Afrika Metal İşçileri
Sendikası (NUMSA) üyesi, Güney Afrika Cumhuriyeti‟nin Johannesburg kentinde gösteri
düzenledi. Kırmızı tişörtler giymiş, bazılarının ellerinde sopalar bulunan işçiler, kentteki Mary
Fitzgerald Meydanı‟ndan bir araya gelerek dans edip şarkılar söyledi. İşçiler,
Johennesburg‟un yanı sıra Durban, ve Cape Town‟ın da aralarında bulunduğu 6 büyük kentte
daha gösteri yürüyüşü yaptı.
Nijerya’nın kuzeydoğusunda patlama: 56 ölü
Euronews
Nijerya‟nın kuzeydoğusunda dün gece bombalı bir saldırı düzenlendi. Maiduguri şehrinin
merkezinde pazar yerinde meydana gelen patlama en az 56 kişinin ölümüne yol açtı. Olayın
arkasında, nisan ayında 200 kız öğrenciyi kaçıran Boko Haram örgütünün olduğu sanılıyor.
13
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Gün içinde radikal İslamcı Boko Haram üyesi bazı militanların gözaltına alındığı
duyurulmuştu.
ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ
Hong Kong'da 511 kiĢi gözaltına alındı
Trt Türk
Hong Kong'da dün on binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen demokrasi yürüyüşünün
ardından kentin iş yerlerinin yoğun olduğu bir kesiminde toplanan ve güvenlik güçlerine
direnen 500'den fazla göstericinin, gözaltına alındığı bildirildi.
Çin ile Hindistan arasında demiryolu gerginliği
Dünya Bülteni
Çin, Pakistan ile Doğu Türkistan'ı demiryolu ile birbirine bağlayacak yeni bir proje geliştirdi.
Azad Cammu ve Keşmir'de başlayacak demiryolu, Pakistan'ın liman şehri Karaçi ve başkenti
İslamabad'dan da geçerek Doğu Türkistan'daki Kaşgar şehrinde son bulacak.
1800 kilometre olarak planlanan demiryolu projesine Hindistan karşı çıkıyor. Keşmir'i
yıllardır işgal altında tutan Hindistan, Çin'in projeyi buradan başlatmasına tepki gösteriyor.
Çinli yetkililerden yapılan açıklamada projenin geliştirilmesi için ciddi miktarda kaynak
aktarıldığını belirtti. Projenin olgunlaşması durumunda ise Hindistan'ın nasıl bir tavır
sergileyeceği merak ediliyor.
Tirajının yüzde 30'nu sivrisineklere borçlu
Dünya Bülteni
Sri Lanka‟da yayımlanan Mawbima gazetesi, kağıdında kullandığı "sitronella yağı" sayesinde
okurlarını ölümcül sivrisineklerden koruyor.
İngiliz The Independent gazetesinde yer alan habere göre, kağıdında mürekkebin yanı sıra
"sitronella yağı" da kullanan Mawbima gazetesi birçok okur tarafından "sineksavar gazete"
olarak anılıyor.
Ülkede yaygın olan dang humması hastalığına karşı çare arayan insanlar, sineklerin yoğun
olduğu sabah ve akşam saatlerinde gazeteyi almak için büfelere akın ediyor.
Afganistan’da intihar saldırısı: 8 ölü
Euronews
Afganistan‟ın başkenti Kabil‟de gerçekleştirilen intihar saldırısından 8 kişi yaşamını
yitirirken, 13 kişi de yaralandı. Olay sabah saatlerinde kentin sıkı korunan Kabil Üniversitesi
yakınındaki merkezinde, üzerine patlayıcı bağlı bir militanın asker taşıyan servisin yanında
kendini havaya uçurmasıyla meydana geldi. Adayalar tarafından ortaya atılan ve bir seçim
14
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
komitesi yetkilisinin istifa etmesine neden olan usulsüzlük iddiaları nedeniyle çarşamba günü
açıklanması beklenen sonuçların ertelenmesine kesin gözüyle bakılıyor.
ORTADOĞU GÜNDEMİ
Maliki genel af ilan etti
AA
Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, devlete karşı savaşan kişiler ve aşiret mensuplarından "eli
kana bulaşmamış" olanlarına genel af ilan etti.
Haftalık televizyon konuşmasında açıklamalarda bulunan Maliki, Irak ordusuna gönüllü
olarak katılımların sürdüğünü ve bunun toplumun bir kesimiyle sınırlı kalmadığını, tüm
kentlerden, Enbar, Selahaddin ve Musul'dan, Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı savaşmak
için gönüllülüğe rağbet olduğunu belirtti.
"Emniyet güçleri IŞİD militanlarının ele geçirdiği yerlerin tamamını geri alıyor" diyen
Maliki, Irak'taki krizin sonlanmasının ardından bütün askeri birliklerin kendi yerlerine geri
döneceğini ifade etti.
Orduya karşı savaşanlarla ilgili de konuşan Maliki, "Elleri kana bulaşmamışlar hariç, devlete
karşı savaşan kandırılmış kişilere ve aşiret mensuplarına genel af ilan ediyorum" dedi. Eli
kana bulanmışları af kapsamı dışında tutan Maliki, bunun nedenini ise, "dökülen kanın sahibi
ondan sorumludur" diyerek açıkladı.
Kudüs'te kaçırılan Filistinli genç ölü bulundu
AA
Kudüs'te Yahudi yerleşimciler tarafından sabah kaçırılan bir Filistinli genç ölü olarak
bulundu.
İsrail emniyet sözcüsü yaptığı açıklamada " Bugün sabah saat 04.00'te polise bir Filistinli
gencin kaybolduğu bildirildi. Olaydan bir saat sonra ise bir kişi olarak ölü bulundu. Kaçırılan
kişi ve olay arasında bir bağ olup olmadığını araştırıyoruz. Öldürülen kişinin 16
yaşındaki Muhammed Ebu Kadir olduğu anlaşıldı. Gencin üzerinde adli tıp araştırması
yapılıyor" diye konuştu.
Olayın ardından Kudüs'te Safat bölgesine toplanan Filistinlilerle İsrail polisi arasında çatışma
çıktı. Çatışmalar halen devam ediyor. Doğu Kudüs'e tramvay ve otobüs seferleri durduruldu.
Operasyonlar devam edecek
AA
15
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu, Yahudi yerleşimcilerin cesetlerinin bulunmasıyla ilgili
yaptığı yazılı açıklamada, kaçırma ve cinayet olayına karışanların ve olayla ilgisi bulunanların
hesaba çekilmesinin görevleri olduğunu kaydetti.
Bu işe karışanların bulunmadan durmayacaklarını, sakinleşmeyeceklerini belirten Netanyahu,
"Saklandıkları yer ne olursa olsun, eninde sonunda bulacağız. Bu yerine getireceğimiz ilk
görevimizdir. İkinci olarak Hamas'ın Batı Şeria'daki militanlarını ve altyapısını vuracağız. Bu
ikinci görevimizdir" ifadelerini kullandı.
Batı Şeria'da Hamas'a bağlı yüzlerce kişinin gözaltına alındığı, kurumlarının kapatıldığı,
evlerine baskın düzenlendiğini kaydeden Netanyahu, bu operasyonların devam edeceğini
belirterek Gazze'de de Hamas'a karşı çalışmaların süreceğini belirtti.
Mısır'da Sisi'ye karĢı ayaklanma çağrısı
Dünya Bülteni
Mısır'da 3 Temmuz 2013'te ordunun yönetime el koymasının yıl dönümü öncesinde bazı
kentlerde darbe karşıtı gösteriler düzenledi. Başkent Kahire'deki gösterilerde eylemciler,
"darbenin mimarı" Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi aleyhine sloganlar attı. Görevinden
uzaklaştırılan cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin fotoğraflarını taşıyan göstericiler,
Mursi'nin görevine geri dönmesini talep etti.
Eylemde ayrıca darbenin yıl dönümü 3 Temmuz'da, Sisi'ye karşı ayaklanma çağrısı yapıldı,
"Halk, rejimin düşmesini istiyor" yazılı pankartlar taşındı. İskenderiye, Eş-Şarkiyye, Dimyat,
Kefer eş-Şeyh, Ed-Dekahliye, Süveyş ve Beni Süveyf kentlerde de darbe karşıtı eylemler
yapıldı.
Ortadoğu barıĢını örgütleme zamanı - Chris Patten - Project Syndicate
Bertolt Brecht‟in 'Cesaret Ana ve Çocukları' adlı savaş karşıtı muhteşem oyununda,
karakterlerden biri şöyle der: "Barışın sorunu nedir biliyor musun? Düzen olmaması".
Oyun, 17. yüzyılın ilk yarısında Avrupa'yı kasıp kavuran ve 1648-Westphalia Barışı ile sona
eren Otuz Yıl Savaşları sırasında geçer. Protestanlar ile Katolikler arasında bir din mücadelesi
olarak başlayan savaş, hızla bir dönüşüm geçirerek, Habsburglar ve Kutsal Roma
İmparatorluğu ile Kardinal Richelieu'nun Fransa'sı başta olmak üzere, rakip ülke ve
hanedanlar arasında uzun soluklu bir çatışmaya dönüştü.
O yüzden bugün bir cadı avı dalgasıyla Mezopotamya ve Batı Asya'nın genelini etkisi altına
alan Sünni-Şii çatışmasının, Otuz Yıl Savaşları ile kıyaslanması sürpriz değil. Zira tıpkı Otuz
Yıl Savaşları gibi günümüzün Sünni-Şii çatışması da çok sayıda insanın hayatını
kaybetmesine, salgın hastalıklara, ekonomik yıkıma ve toplumsal çalkantılara yol açmıştı.
16
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Aslında Otuz Yıl Savaşları patlak vermeden yarım yüzyıl önce, barışın örgütlenmesine
yönelik bir girişim kapsamında bir barış anlaşması yapılmıştı. Kutsal Roma İmparatoru
Şarlken'in öncülüğünde hayata geçen 1555-Augsburg Barışı, bağımsız devletlerin
Hristiyanlığın hangi mezhebini benimseyeceklerine kendilerinin karar vermesi fikrine
dayanıyordu. Anlaşma bozulunca katliam başladı.
Peki şu anda Irak, Suriye ve diğer yerlerdeki kanlı ve çalkantılı sürecin öncülü olan "örgütlü
barış" neydi? Yanıt, ne kadar geriye gittiğinize bağlı.
Osmanlı İmparatorluğu (1918-Birinci Dünya Savaşı sonunda) parçalanırken, bölge haritasını
yeniden çizmeye soyunan Batılı güçler, burada kendilerine tabi yeni rejim ve devletler
kurmaya, nüfuz alanları oluşturmaya ve önemi gittikçe artan petrol kaynaklarına erişimlerini
güvence altına almaya başladı.
Ardından Mağrip ve Levant (yani Bilâdü'ş-Şâm) bölgelerindeki devletlerin tutumunu, İsrail'in
Filistin'e yönelik tavrı ve Filistin'in yaşayabilir bir devlet olma iddiası hakkında diplomatik
(veya başka) açıdan sorun çıkarıp çıkarmadıklarına göre değerlendirme şeklinde devamlı bir
eğilim baş gösterdi.
Diğer yandan, İran'da demokratik seçimle iş başına gelmiş Başbakan Muhammed
Musaddık'ın gizli bir operasyonla devrilmesinden tutun, Irak'ta çeyrek milyon insanın
ölümüne yol açan askeri operasyona varıncaya dek, çeşitli açık müdahaleler de oldu.
Lakin Batılı ülkeler, 2002 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından
hazırlanan bir rapordada belirtilen bölge gerçekleri ile yüzleşme konusunda isteksiz davrandı.
Raporu hazırlayan Arap bilim adamları ve politika belirleyicileri tarafından otoriter hükümet
yapısı, ekonomik zafiyet, yüksek işsizlik ile siyasetin aşırı derecede mezhepçi hale gelmesi
arasındaki bağlantıya dikkat çekiyordu. Bölgede siyaset diktatörleştikçe – hem işsiz kalan,
hem de ifade özgürlüğünden mahrum bırakılan – gençler, büyük bir dinin saptırılmış haline,
yani aşırılık ve şiddet yanlısı bir İslamcılık anlayışına yöneldi.
Ne yapılmalı?
İşte bugün bulunduğumuz noktaya böyle geldik. Şimdi "Peki bu durumda ne yapmak lazım?"
diye soruyoruz. Sorunun yanıtı ise meşhur İrlandalı çiftçi fıkrasındaki çiftçinin, kendisine yol
tarifi soran birine "Ben olsam buradan başlamazdım." demesindeki gibi bariz, ama bir o kadar
da yetersiz.
Ne yazık ki, bu, yakın geçmişin tekrar sahneye konmasını savunan ABD Eski Başkan
Yardımcısı Dick Cheney gibilere karşı kullanılabilir bir karşı atak olsa da, esasen bir yanıt
değil. Öyle görünüyor ki, gerçekleri inkar eden Amerikalı ve İngiliz neocon'lara göre, son
dönemde yaşanan gelişmeler, Irak'ta savaş yönünde kullandıkları tercihin savaş sürseydi
büyük bir başarıya ulaşacağı şeklindeki görüşlerini doğruluyor.
Fakat neoconlar tamamen yanlış da değiller. ABD Eski Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice'ın
haklı olarak ileri sürdüğü üzere, çok uzun bir süre 'demokrasi pahasına istikrar' peşinde koşan
ABD, sonunda 'ikisini de elde edemedi.'
Rice'ın bu ifadesi, 2002 tarihli BM Kalkınma Programı raporunu kaleme alanların da
aralarında yer aldığı kişilerin benimsediği, çoğulcu değerlere uzun vadelde bağlı kalmaya
17
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
devam edilmesi yönünde kuvvetli bir argüman. Batı, bu ilkelerin uygulanması konusunda
tutarsız davrandı; zaman zaman bunları zorla empoze etmeye çalıştı (ve felakete yol açtı); söz
konusu ilkeleri destekleme amaçlı para ve mekanizmaları etkili bir biçimde kullanamadı.
Avrupa Birliği'nin (AB) Akdeniz çevresindeki ticaret ve işbirliği anlaşmalarının berbat
neticelerini buna örnek göstermek mümkün.
Batı, silahlı Şii-Sünni mücadelesinin ana sponsorları İran ve Suudi Arabistan'ın karşılıklı
olarak anlaşmaya varmasını sağlamak için elindeki tüm diplomatik kaynakları kullanmalı.
Kendi bölgelerinin yangın yerine dönmesi, ne İranlıların ne de Suudilerin lehine olacağı
ortada. Her iki ülke de aralarındaki ilişkiyi onarmaya başlamalı ki, (son dönemde sekteye
uğrayan) böylesi bir süreç, Mayıs 2014'te gerçek bir ihtimal gibi görünüyordu.
Irak; ABD ve Türkiye'nin yardımıyla, Kürtlerin, Sünnilerin ve Şiilerin isteklerine saygılı,
federal bir devlet yapısına doğru yönlendirilmeli. Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed hâlâ
koltuğunda oturmakla beraber gücünü koruduğunu söylemek güç. Esed'e bağlı ordu
muhtemelen galip durumda ama çatışmalar sürüyor. Romalı tarihçi Tacitus'un, "Bir çöl
yaratıp adına da barış diyorlar." sözü, muhtemelen Suriye'deki mevcut durumu en iyi anlatan
ifade olabilir.
Dış unsurların etkili bir askeri müdahale olasılığını değerlendirmesi için artık çok geç. Ancak
BM Güvenlik Konseyi'nin desteğiyle, dünya çapındaki insani gayretler daha yoğun ve hedef
odaklı hale getirilmeli ki, muhtaç durumdaki 11 milyon Suriyeli mülteciye daha fazla yardım
edilebilsin.
Son olarak, çözüme kavuşturulamayan İsrail-Filistin çatışmasının bitmeyen zehirleyiciliğini
de göz ardı etmemeliyiz. Zira bu sorun, siyasi aşırıcılığı beslemeye devam ederken, Batı'nın
insan haklarına bağlılığı konusunda da ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Bölge dışındaki ülkelere düşen bir diğer görev de, gençleri, İslam adına iç savaşa gitmekten
caydırmak. Kendi ülkem Britanya'da da böyle bir sorun var. Bell ki, bu gençlerin ailelerini
Britanya'ya getiren değerleri, bazı toplumlara iyi bir şekilde anlatıp benimsemelerini
sağlayamamışız.
Gerçek ve kalıcı barışın yolu uzun ve karmaşık. Mutlaka planlar yapılması gerekiyor ki,
bunların hayata geçirilmesi yıllar alacaktır. Eğer hemen işe koyulmazsak, siyaset ve dinin
körüklediği bu yangın her yere yayılacak; alevler içinde kalan tek yer de Ninova olmayacak.
Irak’taki yeni saflaĢmada Türkiye’nin yeri – Sami Kohen – Milliyet Gazetesi
Dünkü yazımızda Irak‟ta güç dengelerinde meydana gelen son değişiklikler karşısında kimin
kimden yana veya kime karşı bir tutum aldığını incelemiş ve bu yeni saflaşmanın bir
arapsaçına dönüştüğünü belirtmiştik.
Bu önemli değiĢiklikte Türkiye nerede duruyor?
İlk bakışta hükümet Irak politikasındaki temel ilkeleri ve parametreleri uygulamayı
sürdürüyor. Geçen hafta Ankara‟da yapılan resmi açıklamalarda bunlar tekrarlandı: Ankara
Irak‟ın “toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin” devam etmesini, mezhepsel veya etnik
ayrışmalara ve çatışmalara son verilmesini ve toplumun çeşitli kesimlerini temsil eden geniş
tabanlı bir hükümetin kurulmasını istiyor.
18
AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI
Türkiye IŞİD‟in Musul dahil birçok stratejik bölgeyi ele geçirmesinden sonra, bu örgüte karşı
net bir tavır aldı. Örneğin geçmişteki tereddütlerinden vazgeçip bu örgütü terörist listesine
aldı.
Türkiye bu tutumuyla uluslararası camianın geniş bir kesiminin safında yer almış oldu. Dün
de belirttiğimiz gibi, aralarında ABD, Rusya, İran, Suudi Arabistan gibi belli başlı aktörler
IŞİD‟i ciddi bir tehdit olarak görüyorlar. Ancak IŞİD‟in durdurulması, veya yok edilmesi için
şu anda üzerinde anlaşılmış bir ortak strateji yok.
***
Türkiye benimsediği “ilkesel tutum”u ile, yukarıda saydığımız ülkelerin safında yer almakla
beraber, onun durumunu diğerlerinden farklı kılan ve de zorlaştıran üç önemli faktör var.
1) IŞİD Musul‟daki Türk Başkonsolosluğunu basıp diplomatları, personeli ve ailelerini, aynı
şekilde yakaladığı Türk şoförlerini rehin almakla, Türkiye‟ye karşı başka hiçbir ülkeye
göstermediği ölçüde bir düşmanlık sergiledi. Türkiye basına yayın yasağı getirmek pahasına,
bu hassas sorunu “sessiz diplomasi” ile halletmek çabasında. Türk yetkililer rehinelerin
hayatını tehlikeye düşürmemek için söylem ve davranışlarında azami dikkat gösteriyorlar.
2) IŞİD‟in giriştiği eylem, Irak‟ı fiilen böldü, ele geçirdiği bölgeyi Bağdat‟tan kopardı. Bugün
gelinen noktada artık Irak‟ta “toprak bütünlüğü ve siyasi birlik”, sadece bir prensip olarak
kâğıt üstünde kalıyor.
Kuzey Irak‟taki Kürdistan Özerk Yönetimi de şimdi bağımsızlığını ilan etmeyi planlıyor.
Türkiye son dönemde Irak Kürdistanı ile sıkı ilişkiler kurdu. Ancak Ankara Kürdistan‟ın
bağımsızlığı konusuna sıcak bakmıyor. Bu da azami dikkat ve de esneklik gerektiren yeni zor
bir durum.
3) Irak‟taki Türkmenler IŞİD‟in son saldırılarından direkt olarak etkilendiler. Bir kısmı
kaçmak, Kürt bölgesine sığınmak zorunda kaldı. Bir kısmı IŞİD‟e karşı direniyor. Türkiye
Türkmenlerin güvenliğini garantileyen bir ülke olarak, bu konuda daha duyarlı davranmak
zorunda...
***
Kısacası Irak‟taki yeni gerçekler, Türkiye‟nin “ilkesel tutum”unun ötesinde, yeni şartlara ayak
uydurmasını gerektiriyor.
Komşu ülkede oluşan yeni tehditler karşısında artık güvenlik stratejisinde, ayrıca ileriye
dönük siyasi planlamada değişikliklere ihtiyaç vardır.
19
Download