çankaya üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü kamu hukuku anabilim

advertisement
ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
GÖZALTINA ALMA VE TUTUKLAMA
Osman NAS
EKİM, 2012
ÖZET
Ceza muhakemesi hukukunun amacı; maddi gerçe÷i ortaya çıkararak úüpheli
veya sanı÷ın gerçekte suçlu olup olmadı÷ını araútırmak, suçlu ise onu cezalandırmak
ve ıslah etmek, suç ile bozulan ve sarsılan kamu düzenini korumaktır. øúte bu
amaçları gerçekleútirirken ceza muhakemesi hukukunun yararlandı÷ı araçlara
koruma tedbirleri adı verilmektedir. Koruma tedbirlerinin hepsi hüküm verilmeden
önce temel bir hakkı sınırlamaktadır. Koruma tedbirlerinden bazıları kiúi özgürlük
hakkını, bazıları özel hayatın gizlili÷i hakkını, bir kısmı konut dokunulmazlı÷ı
hakkını, bir kısmı da seyahat hakkı, mülkiyet hakkı ile kiúinin haberleúme
özgürlü÷ünü sınırlamaktadır. Bu sayılan haklar içerisinde belki de en temeli ve
önemlisi olan kiúi özgürlük hakkını kısıtlayan koruma tedbirleri gözaltına alma ve
tutuklama koruma tedbirleridir.
5271 sayılı yeni Ceza Muhakemesi Kanunumuz koruma tedbirlerine ayrı bir
önem vermiú, öncelikle kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan tedbirlerden baúlamak üzere bir
düzenleme yapmıú, kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan gözaltına alma ve tutuklama koruma
tedbirlerini sıkı úartlara ba÷layarak söz konusu úartlar gerçekleúmedikçe bu
tedbirlerin uygulanamayaca÷ını belirtmiútir.
Üç bölümden oluúan çalıúmamız, CMK’da düzenlenen gözaltına alma ve
tutuklama
koruma
tedbirlerini,
yeni
de÷iúiklikler
sonrasında
incelemeyi
amaçlamaktadır. Çalıúmamızın ilk bölümünde kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı ve
tarihsel geliúimi ile uluslar arası belgeler ve 1982 Anayasasında kiúi özgürlü÷ü ve
güvenli÷i hakkının görünümü ile ilgili incelemelerde bulunulmuútur. Bunun yanında
“koruma tedbiri” kavramının anlam ve içeri÷i açıklanmaya çalıúılmıú, koruma
tedbirlerinin genel ortak özellikleri ile koruma tedbirlerinin ön úartları incelenmiútir.
økinci bölümde ise; bir ceza muhakemesi koruma tedbiri olan gözaltına alma
ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Gözaltına almanın tarihsel geliúimi, bazı ülkelerde
iv
gözaltına alma tedbirinin nasıl uygulandı÷ı, gözaltına almanın úartları, gözaltı
süreleri, gözaltına alınan kiúinin hakları, gözaltına iúlemi sonrası yapılacak iúlemler,
gözaltı iúlemine karúı yargı yolu ve gözaltı tedbirinin sona ermesi konuları
incelenmiútir.
Üçüncü bölümde ise; koruma tedbirlerinden tutuklamanın tarihsel geliúimi,
úartları, tutuklama kararı ve bu karara karúı kanun yolu, tutukluluk süreleri, özel
tutuklama halleri, tutukluluk halinin sona ermesi ve sonuçları ile tutuklunun tabi
oldu÷u hükümlerin neler oldu÷u konuları üzerinde durulmuútur.
Sonuç bölümünde ise; gözaltına alma ve tutuklama tedbirlerine iliúkin
sorunlar ve bu sorunlara karúı çözüm önerilerimiz ortaya konulmaya çalıúılmıú.
Anahtar Kelime: Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkı, Koruma Tedbirleri,
Gözaltına Alma, Tutuklama.
v
ABSTRACT
The aim of the code of criminal procedure is to sustain the public order by
investigating whether the suspect or the accused is guilty or not through revealing the
material truth, to punish and rehabilitate if s/he is guilty. The tools which the code of
criminal procedure utilises to materialise abovementioned aims are called measures
of precaution. All of the measures of precaution restrict one of the fundamental
rights. Some of them restrict the right to personal liberty, some of them restrict the
right to privacy, a part of them the right to immunity of residence, while others
restrict the right to freedom of travel and information or the right to property. In the
abovementioned rights and freedoms perhaps the most fundamental and important of
all are the measures of precaution which restrict the right to personal liberty through
custody and detention.
The new Code of Criminal Procedure (no: 5271) attaches a detailed emphasis
upon the measures of precaution and makes a new regulation regarding the measures
restricting the right to personal liberty and other rights. The code introduces strict
provisions and states that the measures are not to be put into effect so long as the
abovementioned provisions do not materialise.
Our Code of Criminal Procedure (CMK) which consists of three parts aims to
observe the measures of detention and arrest which are regulated in the CMK after
the new amendments. In the first part of our work, the right to personal liberty and
security, international documents as well as the appearence of the right to personal
liberty and security in the constitution of 1982 are observed. Moreover, attempts to
explain the meaning and content of the concept “measures of precaution” is made.
The prerequisites of the measures of precaution and the general common
characteristics are examined.
In the second part, custody which is one of the measures of precaution that
vi
exist in the code of criminal procedures is discussed in detail. The historical
development of custody, how this measure is practised in different countries, the
conditions and custody periods, the rights of the person in custody, the procedures to
be followed after the custody, the procedures to apply to court against custody and
the procedures of terimination of this measure are observed.
In the third part detention (arrest) which is a measure of precaution is
discussed. The historical development, the conditions, the verdict to arrest and the
right to appeal against it, the detention period, the special conditions to arrest, its
termination and the provisions which the prisoner is subject to is examined.
In the conclusion part, problems regarding the measures for custody and
detention and attempts to solve these problems are conducted.
Key Words: The right to personal liberty and security, measures of
precaution, custody, detention (arrest).
vii
øÇøNDEKøLER
ETøK YAZISI ............................................................................................................ iii
ÖZET.......................................................................................................................... iv
ABSTRACT ............................................................................................................... vi
øÇøNDEKøLER ....................................................................................................... viii
KISALTMALAR .................................................................................................... xvi
GøRøù ......................................................................................................................... 1
BÖLÜM I
Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø øLE
KORUMA TEDBøRLERø
1.1. Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø ....................................................... 4
1.1.1. Kavram .................................................................................................... 4
1.1.2. Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi ................. 6
1.1.2.1.Dünya’da Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel
Geliúimi ........................................................................................... 6
1.1.2.2.Türkiye’de Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel
Geliúimi ........................................................................................... 8
1.1.3. Uluslararası Belgelerde Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkı ......... 15
1.1.3.1. ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi ....................................... 15
1.1.3.2. Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ............................................. 16
1.1.3.3. Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi................... 19
1.1.3.4. Amerikan ønsan Hakları ve Ödevleri Bildirgesi ...................... 20
1.1.3.5. Afrika ønsan ve Halklar Hakları ùartı ..................................... 21
1.2. KORUMA TEDBøRLERø ........................................................................... 21
viii
1.2.1. Kavram .................................................................................................. 21
1.2.2. Koruma Tedbirlerinin Ortak Özellikleri .......................................... 24
1.2.2.1. Hüküm Verilmeden Önce Temel Bir Hakkı Sınırlama ......... 24
1.2.2.2. Zorlama ....................................................................................... 25
1.2.2.3. Araç (Vasıta) Olma..................................................................... 25
1.2.2.4. Geçici Olma ................................................................................. 26
1.2.3. Koruma Tedbirlerinin Ön ùartları .................................................... 26
1.2.3.1. Kanuni Düzenleme (Yasallık) .................................................... 26
1.2.3.2. Suç ùüphelerinin Belli Bir Yo÷unlukta Olması ...................... 26
1.2.3.3. Bir Karara Dayanma ................................................................ 28
1.2.3.4. Görünüúte Haklılık ..................................................................... 29
1.2.3.5. Gecikmede Tehlike (Gecikemezlik) .......................................... 29
1.2.3.6. Orantılılık (Ölçülülük) ............................................................... 30
BÖLÜM II
YAKALAMA VE GÖZALTINA ALMA
2.1. YAKALAMA ................................................................................................ 32
2.1.1. Genel Olarak ......................................................................................... 32
2.1.2. Yakalamanın ùartları ........................................................................... 33
2.1.2.1. Herkes Tarafından Yapılabilecek Geçici Yakalama ............. 33
2.1.2.2. Kolluk Görevlileri Tarafından Yapılan Yakalama................ 35
2.1.2.3 ùikayete Ba÷lı Suçlarda Yakalama .......................................... 36
2.1.3. Yakalama Emri Ve Nedenleri ............................................................. 37
2.1.4. Yakalama Emrinin øçeri÷i.................................................................... 39
2.1.5. Yakalama Emrinin øcrası ..................................................................... 39
2.2. GÖZALTINA ALMA .................................................................................. 41
ix
2.2.1. Genel Olarak ......................................................................................... 41
2.2.2. Karúılaútırmalı Hukukta Gözaltına Alma .......................................... 43
2.2.2.1. Almanya ..................................................................................... 44
2.2.2.2. øngiltere ..................................................................................... 45
2.2.2.3. Fransa ......................................................................................... 47
2.2.2.4. øtalya ........................................................................................... 47
2.2.3. Gözaltına Almanın ùartları Ve Gözaltı Kararı .................................. 48
2.2.4. Gözaltı Süreleri ..................................................................................... 51
2.2.4.1. Anayasaya Göre Gözaltı Süresi ............................................... 52
2.2.4.1.1. Normal Durum ................................................................. 52
2.2.4.1.2. Toplu Suçlarda ................................................................. 52
2.2.4.2. Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Gözaltı Süresi ............... 53
2.2.4.2.1. Bireysel Suçlarda.............................................................. 53
2.2.4.2.2. Toplu Suçlarda ................................................................. 53
2.2.4.2.3. Bölge A÷ır Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren
Suçlarda ............................................................................ 54
2.2.4.3. Askeri Mahkemeler Kuruluú Ve Yargılama Usulü Hakkında
Kanuna Göre Gözaltı Süresi .................................................... 55
2.2.4.4. Sıkıyönetim Kanununa Göre Gözaltı Süresi .......................... 55
2.2.5. Gözaltına Alınan Kiúinin Hakları ........................................................ 56
2.2.5.1. Haklarını Ve Yapılan øsnadı Ö÷renme Hakkı ....................... 56
2.2.5.2. Yakınlarına Haber Verilmesini østeme Hakkı ....................... 56
2.2.5.3. Müdafiden Yararlanma Hakkı ................................................ 56
2.2.5.4. Susma Hakkı .............................................................................. 57
2.2.5.5. Delillerin Toplanmasını østeme Hakkı ................................... 57
x
2.2.5.6. Hakim Veya Bir Adli Makam Önüne Çıkarılma Hakkı ....... 57
2.2.5.7. Yakalama Ve Gözaltına Alma øúlemine øtiraz Hakkı ............ 58
2.2.6. Gözaltı øúlemi Sonrası Yapılacak øúlemler.......................................... 58
2.2.6.1. Yakınlara Ve ølgililere Haber Verme ..................................... 59
2.2.6.2. Sa÷lık Kontrolü ......................................................................... 60
2.2.6.3. Nezarethane øúlemleri ............................................................... 61
2.2.6.3.1. Nezarethaneye Alınacak Kiúinin Üzerinin Aranması ... 61
2.2.6.3.2. Gözaltına Alınan Kiúinin Parmak øzinin Alınması ....... 62
2.2.6.3.3. Gözaltına Alınan Kiúinin Konulaca÷ı Yer :
Nezarethaneler ................................................................. 62
2.2.6.3.4. Gözaltı øúlemlerinin Denetimi ......................................... 64
2.2.7. Gözaltı øúlemine Karúı Yargı Yolu ...................................................... 65
2.2.8. Gözaltı Tedbirinin Sona Ermesi .......................................................... 66
BÖLÜM III
TUTUKLAMA
3.1 GENEL OLARAK ........................................................................................ 69
3.1.1. Kavram .................................................................................................. 69
3.1.2. Tutuklamanın Niteli÷i Ve Amacı ........................................................ 71
3.1.2.1. Koruma Tedbiri Olması .............................................................. 71
3.1.2.2. Yasal Olması ................................................................................. 72
3.1.2.3. Kiúisel Olması .............................................................................. 72
3.1.2.4. Orantılı Olması ............................................................................ 72
3.2. TUTUKLAMANIN ùARTLARI................................................................. 73
3.2.1 Tutuklamanın Maddi ùartları .............................................................. 76
3.2.1.1 Kuvvetli Suç ùüphesinin Bulunması ........................................... 76
xi
3.2.1.2. Tutuklama Nedenlerinin Bulunması .......................................... 79
3.2.1.2.1. Genel Olarak ...................................................................... 79
3.2.1.2.2. ùüpheli veya Sanı÷ın Kaçması, Saklanması veya Kaçaca÷ı
ùüphesini Uyandıran Somut Olguların Bulunması .......... 80
3.2.1.2.3. ùüpheli veya Sanı÷ın Davranıúları..................................... 83
3.2.1.2.3.1. Genel Olarak .............................................................. 83
3.2.1.2.3.2. Delilleri Yok Etme, Gizleme veya De÷iútirme ......... 84
3.2.1.2.3.3. Tanık, Ma÷dur veya Baúkaları Üzerinde Baskı
Yapılması ..................................................................... 85
3.2.1.2.4. Delilleri Karartma ùüphesinin Takdiri............................. 86
3.2.1.3. Tutuklama Sebeplerinin Var Oldu÷una øliúkin Yasal
Nedenler ...................................................................................... 86
3.2.2. Tutuklamanın ùekli ùartları ................................................................ 90
3.2.2.1. Muhakeme ùartının Gerçekleúmiú Olması ................................ 90
3.2.2.2. Tutuklama Yasa÷ının Bulunmaması .......................................... 92
3.2.2.3. Sanı÷a Güvence Belgesinin Verilmemiú Olması ........................ 94
3.2.2.4. Tutuklama Kararının Ölçülü Olması ........................................ 94
3.2.2.5. Hakim veya Mahkeme Kararının Bulunması ........................... 95
3.2.2.5.1. Soruúturma Evresinde .......................................................... 95
3.2.2.5.2. Kovuúturma Evresinde ......................................................... 96
3.2.2.5.3. Kanun Yolları Evresinde ...................................................... 97
3.2.2.5.3.1. øtiraz øncelemesinde ...................................................... 97
3.2.2.5.3.2. østinaf øncelemesinde ..................................................... 98
3.2.2.5.3.3. Temyiz øncelemesinde ................................................... 98
3.3. SEVK TUTUKLAMASI .............................................................................. 98
xii
3.4. TUTUKLAMA KARARI .......................................................................... 100
3.4.1. Genel Olarak ..................................................................................... 100
3.4.2. Tutuklama Kararının Verilmesi ..................................................... 101
3.4.3. Tutuklama Kararının Gerekçeli Olması ........................................ 104
3.4.4. Tutuklama Kararının Bildirilmesi ................................................. 105
3.4.5. Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi ...................................... 108
3.5. TUTUKLAMA KARARINA KARùI KANUN YOLU ........................... 111
3.5.1. Genel Olarak .................................................................................... 111
3.5.2. øtiraz Edebilecek Kiúiler .................................................................. 112
3.5.3. øtirazı ønceleme Makamları............................................................. 113
3.5.4. øtiraz øncelemesi Ve Sonuçları ........................................................ 114
3.6. TUTUKLULUöUN DENETLENMESø................................................... 115
3.6.1. Genel Olarak ..................................................................................... 115
3.6.2. Soruúturma Evresinde ..................................................................... 115
3.6.3. Kovuúturma Evresinde .................................................................... 116
3.6.4. Kanun Yolları Evresinde ................................................................. 117
3.7. TUTUKLULUK SÜRELERø .................................................................... 118
3.7.1. Genel Olarak ..................................................................................... 118
3.7.2. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen øúlerde ................. 119
3.7.3. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde ........................ 119
3.7.4. Bölge A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúler ................ 120
3.7.5. Avrupa ønsan Hakları Mahkemesine Göre Tutukluluk Süresi ... 120
3.8. TUTUKLULUK HALøNøN SONA ERMESø VE SONUÇLARI........... 122
3.8.1 Genel Olarak ...................................................................................... 122
3.8.2.Tutuklamanın Sona Ermesi Halleri................................................. 122
xiii
3.8.2.1.Tutuklama Gerekçelerinin Ortadan Kalkması .................. 122
3.8.2.2.Kamu Davasının Açılmaması, Kovuúturmaya Yer
Olmadı÷ına Karar Verilmesi, Sanı÷ın Beraat Etmesi veya Davanın
Düúmesi .............................................................................................. 123
3.8.2.3.Tutukluluk Süresinin Dolması ............................................. 124
3.8.3. Salıverilmenin Yükümlülükleri ...................................................... 125
3.9. TUTUKLULUKTA GEÇEN SÜRENøN CEZAMAHKUMøYETøNDEN
øNDøRøLMESø ......................................................................................... 125
3.9.1. Genel Olarak ..................................................................................... 125
3.9.2. Mahsubun ùartları ........................................................................... 126
3.9.3. Mahsubun Yapılaca÷ı Mahkumiyet .............................................. 126
3.10. TUTUKLUNUN TABø OLDUöU HÜKÜMLER ................................. 127
3.10.1. Genel Olarak ................................................................................... 127
3.10.2.Hükümlüden Ayrı Yerde Barındırılma......................................... 128
3.10.3.Tutukevinde Yaúam ........................................................................ 129
3.10.3.1.Tutuklunun Giyimi ............................................................... 129
3.10.3.2.Tutuklunun Çalıúması .......................................................... 129
3.10.3.3.Tutuklunun Beslenmesi ........................................................ 129
3.10.3.4.Tutuklunun Tedavisi ............................................................. 131
3.10.4. Tutuklunun Dıú Dünya øle øliúkisi................................................. 131
3.10.4.1. Tutuklunun Ziyaretçi Kabulü ............................................. 131
3.10.4.2. Tutuklunun Müdafisi øle Görüúmesi .................................. 133
3.10.4.3. Tutuklunun Yazılı øletiúim Kurması .................................. 134
3.10.4.4. Radyo ve Televizyon Yayınları øle ønternetten
Yararlanma............................................................................ 135
3.13.4.5. Hediyeleri Kabul Etme ........................................................ 136
xiv
3.10.5. Tutuklu Hakkında Disiplin Tedbiri ve Kısıtlayıcı Önleme
Baúvurma ................................................................................. 136
3.10.5.1. Disiplin Cezaları ....................................................... 136
3.10.5.2. Kısıtlayıcı Önlemler ................................................. 137
3.11. KANUNA AYKIRI TUTUKLAMADAN DOöAN ZARARIN
GøDERøLMESø ........................................................................................ 138
3.11.1. Genel Olarak ................................................................................... 138
3.11.2. Tazminat Ödenecek Haller ............................................................ 139
3.11.3. ølgiliyi Uyarma Yükümlülü÷ü ....................................................... 140
3.11.4. Tazminat Talebinin ùartları .......................................................... 140
3.11.5. Tazminat Talebinin øncelenmesi ve Karar .................................. 141
3.11.6. Tazminatın Geri Alınması ............................................................ 142
3.11.7. Tazminat østenemeyecek Haller .................................................... 143
SONUÇ .................................................................................................................... 144
KAYNAKÇA .......................................................................................................... 147
ÖZGEÇMøù ............................................................................................................ 154
xv
KISALTMALAR
AAÖY
: Adli Arama ve Önleme Yönetmeli÷i
ACTYCøDY
: Askeri Ceza ve Tutukevlerinin Yönetimine ve Cezaların
ønfazına Dair Yönetmelik
A.e
: Aynı Eser
a.g.e
: Adı Geçen Eser
a.g.m
: Adı Geçen Makale
AøHM
: Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi
AøHS
: Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi
AMKYUK
: Askeri Mahkemeler Kuruluúu ve Yargılama Usulü Kanunu
AÜHFD
: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
AÜSBFD
: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi
Bkz.
: Bakınız
C.
: Cilt
CD
: Ceza Dairesi
CGK
: Ceza Genel Kurulu
CGTøK
: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanun
CøKYCGTøHT
: Ceza ønfaz Kurumlarının Yönetimi øle Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Tüzük
CMK
: Ceza Muhakemesi Kanunu
CMUK
: Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
CPT
: Avrupa øúkence ve ønsanlık Dıúı veya Aúa÷ılayıcı Muamele Ya
xvi
da Cezayı Önleme Komitesi
Çev.
: Çeviren
ÇKK
: Çocuk Koruma Kanunu
f.
: Fıkra
HPD
: Hukuki Perspektif Dergisi
HUMK
: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
øÜHF
: østanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
øÜHFM
: østanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
m.
: Madde
MEB
: Milli E÷itim Bakanlı÷ı
PVSK
: Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu
s.
: Sayfa
S.
: Sayı
SøDAS
: Suçluların øadesine Dair Avrupa Sözleúmesi
TBBD
: Türkiye Barolar Birli÷i Dergisi
TBMM
: Türkiye Büyük Millet Meclisi
TCK
: Türk Ceza Kanunu
TDK
: Türk Dil Kurumu
TMK
: Terörle Mücadele Kanunu
vd
: Ve devamı
Y
: Yıl
Yay.
: Yayınevi
YGøY
: Yakalama, Gözaltına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷i
xvii
xviii
GøRøù
ønsan hakları; insanların insan olmasından dolayı sahip oldu÷u haklardır.
ønsan haklarının büyük bir kısmı özgürlük temellidir ve özgürlük hakkından
türemiútir. Bu nedenle kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının di÷er insan haklarının
temeli oldu÷u ve özel bir yere sahip oldu÷u söylenebilir. Dar anlamda kiúi özgürlü÷ü
ve güvenli÷i hakkı; kiúinin haksız olarak yakalanmaması, gözaltına alınmaması,
tutuklanmaması ve özgürlü÷ünden yoksun kılınmamasıdır.
Temel amacı maddi gerçe÷e ulaúmak olan ceza yargılamasında, maddi
gerçe÷e ulaúılabilmesi için kiúi hak ve özgürlüklerine müdahale edilmesini
gerektirebilecek bir takım
tedbirlere ihtiyaç duyulabilir. Maddi gerçe÷i ortaya
çıkarmak, delillere ulaúmak ve delillerin karartılmasını önlemek, yapılan muhakeme
sonunda verilecek kararların yerine getirilebilmesi, muhakeme masraflarının
karúılanmasını sa÷lamak gibi amaçlarla, kural olarak ceza yargılamasında karar
verme yetkisine sahip yetkililer tarafından, gecikmede sakınca bulunan hallerde
geçici olarak baúvurulan ve hükümden önce bazı temel hak özgürlüklere müdahaleyi
gerektiren kanuni düzenlemelere koruma tedbirleri denir. Koruma tedbirleri ile
çeúitli temel hak ve özgürlüklere müdahale edilebilmektedir. Ancak kiúi özgürlü÷üne
yönelik olan yakalama, gözaltına alma ve tutuklama en a÷ır koruma tedbirleridir.
5271 Sayılı CMK'nın en önemli yenilikleri koruma tedbirleri bakımından
gerçekleúmiútir. Yeni CMK'da koruma tedbirlerinin sistematik olarak yerleri
de÷iútirilmiú; öncelikle kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan tedbirlerden baúlanarak
düzenleme yapılmıú ve tedbirler kendi içerisinde kronolojik bir sıralamaya tabi
tutulmuútur. Örne÷in; öncelikle yakalama tedbiri, daha sonra gözaltına alma ve en
son alarak da tutuklama düzenlenmiútir. Eski kanunda yer almayan bazı yeni koruma
tedbirlerine ilk kez yer verilmiútir. Koruma tedbirlerinin sonunda ortak hüküm
niteli÷inde olan hususlara yer verilmiú, en sonda ise, koruma tedbirleri nedeniyle
1
tazminat konusu düzenlenmiútir.
Kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan koruma tedbirlerinin baúında yakalama
gelmektedir. Yakalama; suç iúledi÷i yönünde hakkında kuvvetli iz, emare ve delil
bulunan kiúinin hakim kararı bulunmaksızın, Cumhuriyet Savcısı tarafından
gözaltına alınmasına veya serbest bırakılmasına kadar kiúi özgürlü÷ünün
kısıtlanmasıdır. CMK'nın 90. maddesine göre yakalanan kiúinin, Cumhuriyet
Savcısının kararıyla soruúturmanın tamamlanması amacıyla, soruúturma açısından
zorunlu olması ve kiúinin suçu iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin bulunması
halinde kiúinin özgürlü÷ünün geçici olarak kısıtlanmasına ise gözaltına alma denir.
1412 sayılı CMUK döneminde gözaltına alma yakalamanın devamı olarak kabul
edilmiúti. Yani kiúi yakalandı÷ı anda gözaltına alınmıú olmaktaydı. 5271 sayılı CMK
ise; yakalama ile gözaltına almayı birbirinden tamamen ayırarak yakalamayı ayrı bir
koruma tedbiri, gözaltına almayı ise ayrı bir koruma tedbiri olarak düzenlemiútir.
øleri bölümlerde yakalama ve gözaltına almanın úartları, süreleri, yakalanan ve
gözaltına alınan kiúinin hakları, yakalama ve gözaltına alma sonrası yapılacak
iúlemler, yakalama ve gözaltına alma iúlemlerine karúı yargı yolu ve sona ermesi
konularına ayrıntılı olarak de÷inilecektir.
Tutuklama ise, kiúi özgürlü÷üne müdahale eden en a÷ır koruma tedbiridir.
Anayasamızın 19. maddesinde tutuklamanın anayasal dayana÷ı yer almaktadır.
CMK' nın 100 ve 108. maddeleri arasında ise tutuklama ile ilgili düzenlemeler
mevcuttur. Tutuklama; ceza yargılamasının güvenli bir úekilde yürümesini ve
amacına eriúmesini sa÷lamaya yönelik suçlulu÷u hakkında somut olgulara dayalı
kuvvetli úüphe bulunan úüpheli veya sanı÷ın özgürlü÷ünün kanunda öngörülen úartlar
altında hakim kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır. Tutuklama, kanunda öngörülen
úartları gerçekleúmiú olsa dahi uygulanmasında hakime takdir hakkı veren bir
koruma tedbiridir. Tutuklama için maddi úartlar ve úekli úartlar úeklinde tasnif
edilebilecek bazı úartların gerçekleúmesi gerekir. Tutuklamanın maddi úartları;
kuvvetli suç úüphesinin bulunması, tutuklama nedenlerinin bulunması ve kanunda
belirtilen katalog suçların iúlendi÷i yönünde kuvvetli úüphenin bulunmasıdır. ùekli
úartlar ise;
muhakeme úartının gerçekleúmiú
olması,
tutuklama
yasa÷ının
bulunmaması, sanı÷a güvence belgesinin verilmemiú olması, tutuklama kararının
2
ölçülü olması ve hakim veya mahkeme kararının bulunmasıdır. Tutuklama kiúi
özgürlü÷üne müdahale eden an a÷ır koruma tedbiri oldu÷u için belli sürelere tabi
tutulmuútur. Ayrıca tutuklanan kiúinin bazı hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu
bilgiler ıúı÷ında çalıúmada tutuklamanın niteli÷i ve amacı, úartları, tutuklama
kararının verilmesi ve bu karara karúı kanun yolu, tutukluluk süreleri, tutuklunun tabi
oldu÷u hükümler, tutuk halinin sona ermesi ve sonuçları ile kanuna aykırı
tutuklamadan do÷an zararın giderilmesi konuları incelenmeye çalıúılmıútır.
Çalıúmanın faydalı olması dile÷iyle...
3
BÖLÜM I
Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø øLE
KORUMA TEDBøRLERø
1.1 Køùø ÖZGÜRLÜöÜ VE GÜVENLøöø
1.1.1. Kavram
ønsan hakkı; “hangi ulusal, etnik, dini, zümrevi veya mesleki topluluktan
olursa olsun, her kiúinin yalnızca insan olmak itibariyle sahip bulundu÷u de÷eri
korumaya dönük eylem potansiyelinin baúkalarınca tanınmasını ve her çeúit dıú
müdahaleye karúı korunmasını gerektiren en üstün ahlaki iddia veya taleptir”.1 ønsan
Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2. maddesinde insan hakları; insanın insan
olmasından dolayı istifade etti÷i haklar olarak tanımlanmıútır. ønsan haklarının öne
çıkan temel özellikleri; evrensellik, eskimezlik, de÷iúmezlik, üstünlük ve
devredilmezliktir. ønsan bu haklara do÷uútan sahiptir.2
ønsan haklarının kapsamı üzerinde tam bir görüú birli÷ine varılamamıú olsa
bile, bunların büyük bir kısmının özgürlük hakları oldu÷u bellidir. Ço÷u insan hakkı
insanın en temel ontolojik gerçekli÷i olan özgürlükten türer. ønsan haklarının
özgürlükten kaynaklaması, bu hakların kendisinden türedi÷i özün özgürlük oldu÷u
manasına gelir.3 Bu sebeple kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının, di÷er insan
haklarının baúında geldi÷i ve özel bir yere sahip oldu÷u söylenebilir.
Özgürlük; “kiúinin hayatını kendi tercihlerine göre kurma çabasının
baúkalarınca, özellikle siyasi otorite tarafından, keyfi olarak engellenmemesi
demektir”.4 Sözlük anlamında ise özgürlük; herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya
1
2
3
4
Erdo÷an Mustafa, “Anayasal Demokrasi”, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2001, s.122
Akıllıo÷lu Tekin, “ønsan Hakları I, Kavram, Kaynakları ve Koruma Sistemi”, AÜSBF ønsan
Hakları Merkezi Yayınları, No: 17, Ankara, 1995, s.1-3
Erdo÷an, a.g.e., s.121
Erdo÷an, a.g.e., s.121
4
ba÷lı olmaksızın düúünme veya davranma, herhangi bir úarta ba÷lı olmama durumu
olarak tarif edilmiútir.5 Kiúinin özgürlük ve güvenlik hakkı kapsamında “kiúi
özgürlü÷ü”, kiúinin fizik ya da beden özgürlü÷ü di÷er bir deyimle kiúinin yer
de÷iútirme serbestisi, bir yerde kapatılmaması, tutuklu bulunmamasıdır.6 Kiúi
güvenli÷i ise, kiúi özgürlü÷ünü ayakta tutan ve di÷er temel hakları koruyan bir hak
olup, kiúi özgürlü÷ünün hukuken güvence altına alınmasıdır.7
Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı; kiúinin keyfi olarak yakalanmamasını,
gözaltında
tutulmamasını,
cezalandırılmamasını,
hareket
serbestisinin
kısıtlanmamasını, istedi÷i yere gidip gelebilme ve dolaúabilme olana÷ının ortadan
kaldırılmamasını ve bu hakkın güvencesi altında yaúamını sürdürmesi ile
geliútirmesini ifade etmektedir. Bir baúka deyiúle, kiúinin kanunla sayılı haller
dıúında hareket serbestli÷i ve özgürlü÷ünden yoksun bırakılamamasıdır.8
Güneú kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının tanımı konusunda; kiúi özgürlü÷ü
ve güvenli÷ini: “kiúinin haksız olarak gözaltına alınmaması, tutuklanmaması ve
özgürlü÷ünden yoksun kılınmamasıdır. Kısacası, kiúiyi iradesi dıúında bir yerde
tutmamak ve alıkoymamak” olarak tanımlamıútır. Ancak bu tanımın kiúi özgürlü÷ü
ve güvenli÷inin sadece bir boyutunu yansıttı÷ını ve eksik kaldı÷ını, bu hakkın sırf
kiúinin hareket alanı yani bir yerde zorla tutulmak veya tutulmamak olayı ile sınırlı
olmadı÷ını belirterek söz konusu hakkın bu tanım ve unsurları aúan bir kavram
oldu÷unu belirtmiútir. Yukarıdaki tanımın dar anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i
hakkını tanımladı÷ını, bu hakkın geniú anlamda; “kiúinin, yaúama hakkına, özel
hayatının gizlili÷ine ve konutuna dokunulmaması, maddi ve manevi varlı÷ının
korunması, onuruna yakıúmayan muameleye, iúkence ve eziyete tabi tutulmaması,
haksız olarak ve hakim kararı olmadıkça gözaltına alınmaması, tutuklanmaması ve
5
6
7
8
Türk Dil Kurumu, “Türkçe Sözlük”, Türk Dil Kurumu Yayınları, 2005, s.1148
Gözübüyük ùeref – Gölcüklü Feyyaz, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve Uygulaması”, Turhan
Yayınevi, Ankara, 2003, s.221
Kuzu Burhan, “Ülkemizde Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i”, Filiz Kitabevi, østanbul, 1997, s.14
Keskin Serap, “Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkına øliúkin Anayasal De÷iúiklikler”, øÜHFM,
Cilt: 60, Sayı: 1-2, 2002, s.49; Kuzu, s.14-15
5
özgürlü÷ünden mahrum edilmemesi” úeklinde tanımlanmasının daha yerinde
olaca÷ını belirtmiútir.9
1.1.2. Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel Geliúimi
1.1.2.1.Dünya’da Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel
Geliúimi
Vatandaúın temel haklarını kendi devletine ve özgürlüklerini de devlet gücüne
karúı ileri sürebilmesi uzun bir süreç sonucunda ve belli ölçüde devrimsel bir yolla
mümkün olmuútur. Genellikle söylenilene göre devlete veya daha do÷rusu krala karúı
bu hakları ileri sürebilmek ilk kez 1215 tarihli øngiliz Magna Carta’sı ile
gerçekleúmiútir. Ancak bu tam anlamıyla do÷ru de÷ildir. Magna Carta ile sadece
tımar sahipleri (veya feodal beyler) krala karúı bazı haklar kazanmıú, kentli ve köylü
vatandaúlar bu mutlulu÷a eriúememiútir.10 Magna Carta kralın vergi salma ve benzeri
konularda yetkilerini kısıtlayan bir belge olarak kabul edilse de kiúi özgürlükleri ve
özellikle de kiúi güvenli÷i hususunda ilk büyük öncülü÷ü yapan belge oldu÷unu
söylemek mümkündür. Özgür kiúilerin can ve mal güvenlikleri teminat altına alındı÷ı
gibi bu kiúilerin ba÷lı bulundukları mahkemelerin kararı olmaksızın can ve mal
güvenliklerine dokunulmayacak, yani mahkeme kararı olmaksızın tutuklama, sürgün
ve mal müsaderesi yapılamayacaktı.11
Magna Carta’dan sonra øngiltere’de 1628 Haklar Dilekçesi (Petition Of
Rights), 1679 Habeas Corpus Act ve 1689 Haklar Bildirisi (Bill Of Rights) kabul
edilmiútir. Bu belgelerin ortak özelli÷i, kapsamlı bir haklar ve özgürlükler listesi
içermemeleri, kralın yetkilerini sınırlandırmaları ve sadece belli sınıflara
seslenmeleridir.12 Ancak bu sayılan belgelerden en önemlisi kiúi özgürlü÷ü ve
güvenli÷i hakkını kapsamlı olarak düzenledi÷i için 1679 tarihli Habeas Corpus
Act’tır. Bu belge; kiúinin krallık dıúında bir hapishaneye gönderilememesi,
9
10
11
12
Güneú Seyithan, “Teori ve Uygulamada Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvencesi”, Kazancı Yayınları,
østanbul, 1998, s.9-11
Doehring Karl, “Genel Devlet Kuramı(Genel Kamu Hukuku)”, Çev. Mumcu Ahmet, ønkılap
Kitabevi, østanbul, 2002, s.259
Güneú, a.g.e., s.15-16
Gemalmaz Mehmet Semih, “Ulusalüstü ønsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriú”, Beta
Yayınevi, østanbul, 2001, s.53-54; Doehring, s.260
6
gönderenlerin cezalandırılması, vatana ihanet ve cinayet suçunu iúledi÷i iddiası ile
alıkonulanların hızlı bir yargılama hakkına sahip olması, tutuklunun mahkeme önüne
çıkarılmasını
savsaklayan
görevlilerin
cezalandırılması,
tutuklanan
kiúilerin
durumlarının yakınlarına bildirilmesi, kiúilerin mahkeme önüne çıkarılması için
mahkemeden karar alınması ve vatana ihanet gibi a÷ır suçlar hariç para karúılı÷ı
salıverilme gibi güvenceleri içermektedir. Kiúileri keyfi tutuklamaya karúı koruyan
önemli bir belgedir.13
Amerika’da, 12 Haziran 1776 tarihli Virginia Anayasası ve 4 Temmuz 1776
tarihli Amerika Ba÷ımsızlık Bildirisinde; tüm insanların eúit yaratıldı÷ı, yaúam ve
özgürlük gibi vazgeçilmez haklara sahip oldukları, tarafsız makamca ve hızlı
yargılanma haklarının oldu÷u, yasa veya yetkili makam kararı olmadıkça özgürlü÷ün
alınamayaca÷ı gibi güvenceleri içermektedir. 1787 tarihli Amerika Birleúik
Devletleri Anayasası da Habeas Corpus Act güvencelerini kabul ederek bu
güvencelerin kaldırılamayaca÷ını belirtmiútir.14
Fransa’da ise Fransız Devrimi’nden sonra 1789 tarihinde ønsan ve Yurttaú
Hakları Bildirisi ilan edilmiútir. Bu belge ile insanların kutsal, zamanaúımı ile
yitirilmeyen, baúkasına devir ve terk edilmeyen do÷al haklarının açık ve kesin olarak
bilinmesi ile baskıcı ve keyfi yönetimlere engel olunabilece÷i ifade edilmiútir. Bu
bildirinin 7. maddesinde; “hiç kimsenin yasaların belirledi÷i durumlar ve biçimler
dıúında suçlanamayaca÷ı, tutulamayaca÷ı”, 8. maddesinde; “bir kimsenin, ancak
suçun iúlenmesinden önce onaylanmıú, yayımlanmıú, açıklanmıú ve usulüne göre
uygulanan bir yasa gere÷i cezalandırılabilece÷i” belirtilmiú, 9. maddesinde ise; “bir
kimsenin suçlulu÷u kanıtlanıncaya kadar masum sayıldı÷ı, tutulması gereken bir
kimsenin kaçmasını önlemek için o kimseye karúı gereksiz zor kullanmanın suç
sayılaca÷ı” hüküm altına alınmıútır.15
13
14
15
ùahbaz øbrahim, “Anayasa’da Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i”, Adım Yayıncılık, Ankara, 1994, s.
26-28; Gemalmaz, s.55-56; Kuzu, 24-25; Güneú, 19-21
Arslan Mustafa, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve Türk Pozitif Hukukunda Kiúinin Özgürlük
ve Güvenlik Hakkı”, Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
2006, s.16-18
Akın ølhan, “Kamu Hukuku”, 6. Bası, Beta Yay., østanbul, 1993, s.325, Metin için Bkz. Üçok
Coúkun, “Siyasal Tarih”, 3. Bası, Ankara 1980, s.18-20
7
1. ve 2. Dünya Savaúından sonra, bu dünya savaúlarında yaúanan büyük insan
hakları ihlallerinin de etkisiyle dünya devletleri insan hak ve özgürlüklerinin artık
uluslar arası alanda düzenlenmesi gerekti÷i konusunda fikir birli÷ine varmıúlar ve
bunun üzerine Birleúmiú Milletler Örgütü 1948 yılında ønsan Hakları Evrensel
Beyannamesi’ni kabul ederek yayınlamıútır. Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı da
ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer almıútır. Yine 1950 yılında kabul
edilen Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi’nde, 1966 tarihinde kabul edilen Medeni ve
Siyasal Haklar Sözleúmesi’nde de kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı düzenlenmiútir.
øslam’ın kiúilere tanıdı÷ı en önemli hak, kiúisel güvenlik hakkıdır. øslam
ülkelerinde yaúayan herkesin can ve mal dokunulmazlıkları a÷ır ceza tehdidi ile
güvence altına alınmıútır.16 Ne var ki, yurttaúların canları, devletin baúında bulunan
sultanın, dinden aldı÷ı güç ile, a÷zından çıkacak bir söze ba÷lıdır; kiúinin devlete
karúı ileri sürebilece÷i, do÷uútan sahip oldu÷u haklar düúüncesi øslam hukukunda
yoktur.17 øslam devleti içinde yaúayan gayri Müslimler ve köleler hukuk düzenince
ya kısmen korunurlar ya da hiçbir hukuki ehliyete sahip sayılmazlardı.18
1.1.2.2.Türkiye’de Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i Hakkının Tarihsel
Geliúimi
Osmanlı ømparatorlu÷u’nda insan hakları ve özgürlükler adına ilk geliúmeleri
içeren belge 1808 yılında padiúah ile ayanlar arasında imzalanan ve padiúahın
yetkilerini kısıtlayan Sened-i øttifak’tır. Ancak Sened-i øttifak’ta kiúi özgürlü÷ü ve
güvenli÷i ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.19
Osmanlı ømparatorlu÷u’nda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷inden ilk söz eden
belge; 1839 tarihli Gülhane Hattı Hümayunu (Tanzimat Fermanı)’dur. Bu ferman ile;
kiúilerin can ve mal güvenli÷i (müsadere yasa÷ı), úeref ve haysiyeti ile ırz ve
namusunun korunması, vergide ve askerlikte eúitlik sa÷lanaca÷ı ilan edilerek kiúi
güvenli÷i ile ilgili esaslara yer verilmiútir. Ayrıca kanunlara aykırı hareket edenlerin
rütbeye, hatır ve gönüle bakılmayarak cezalandırılmaları için bir ceza kanununun
16
17
18
19
Hatemi Hüseyin, “ønsan Hakları Ö÷retisi”, øúaret Yay., østanbul, 1988, s.250-287
Kapani Münci, “ønsan Haklarının Uluslararası Boyutları”, Bilgi Yay., Ankara, 1991, s.106-113
Khadduri Majit (Çev. Vehbi Belgil), “øslamiyet’te ønsan Hakları”, ønsan Hakları Aylık D, MEB
Basımevi, Ankara, 1949, s.29
Güneú, a.g.e., s.34
8
yapılması öngörülmüú, açık yargılama ve hakim tarafından verilmiú bir hüküm
olmadıkça hiç kimseye ceza verilemeyece÷i öngörülerek “cezaların kanunili÷i” ve
“yargılamasız ceza olmaz” ilkeleri gibi kiúi güvenli÷i açısından önemli geliúmeler
kaydedilmiútir.20
1856 tarihinde ilan edilen Islahat Fermanında; Tanzimat Fermanı ile getirilen
haklar tekrar edilmiú ve kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i ile ilgili olarak Müslüman
olmayanların hakları artırılarak, kimsenin keyfi olarak tutuklanmaması, iúkence ve
eziyet yapılmaması, Müslüman ile Müslüman olmayanlar arasındaki davalara karma
mahkemelerde bakılması, yargılamaların açık olması öngörülmüútür.21
1876 tarihinde Türk milletinin ilk yazılı Anayasası olan Kanun-i Esasi kabul
edilerek I. Meúrutiyet Dönemi baúlamıútır. 1876 Anayasa’sında; herkesin kiúi
özgürlü÷üne sahip oldu÷u ve buna kimsenin tecavüz edemeyece÷i, kiúi özgürlü÷üne
sadece kanunun belirledi÷i úekilde dokunulabilece÷i, kimsenin kanunda belirtilen
sebepler dıúında cezalandırılamayaca÷ı, herkesin kanun önünde eúit oldu÷u,
kimsenin kanun ile belirlenmiú mahkemesinden baúka bir mahkemeye gitmeye
zorlanamayaca÷ı, müsadere ve angarya ile iúkence ve her türlü eziyetin yasak oldu÷u
düzenlenerek kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını koruyan hükümlere yer
verilmiútir.22
1908 tarihinde ilan edilen II. Meúrutiyet’ten sonra, 1909 tarihinde 1876
Kanun-i Esasi’sinde bazı de÷iúiklikler yapılmıútır. Örne÷in; 1876 Kanun-i
Esasi’sinde yer alan kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını koruyan hükümleri adeta
yok eden padiúahın sürgün yetkisi yapılan de÷iúikliklerle kaldırılmıú ayrıca 1876
Kanun-i Esasi’sinde hiç kimsenin yasal neden olmaksızın ceza çekemeyece÷i esası
yer alırken, 1909 de÷iúikli÷iyle hem tutuklanamayaca÷ı hem de ceza çekemeyece÷i
esası getirilmiú ve böylece kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı güçlendirilmiútir.23
20
21
22
23
Tezcan Durmuú – Erdem Mustafa Ruhan – Sancakdar O÷uz, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi
ve Uygulaması”, Ankara Açık Cezaevi Yayınları, Ankara, 2004, s.21; Güneú, a.g.e., s.36; Tanör
Bülent, “Osmanlı – Türk Anayasal Geliúmeleri”, Yapı Kredi Yayınları, østanbul, 1998, s. 89-90
Kapani Münci, “Kamu Hürriyetleri” Yetkin Yayınları, 1982, s.100; Tanör, a.g.e., s. 96; Güneú,
a,g,e., s.38
Güneú, a.g.e., s.40; Arslan, a.g.e., s.21; Kuzu, a.g.e., s.60; ùahbaz, a.g.e., s.61
Kuzu, a.g.e., s.61; ùahbaz, a.g.e., s.62-63; Tanör, a.g.e.,s.196
9
Osmanlı ømparatorlu÷unda, Tanzimat Fermanına kadar øslam hukuku
kurallarına göre muhakeme yapılmaktaydı. øslam hukukunda suç iúlemek úüphesi
altında bulunan bir kiúinin bu úüphe üzerine, ihtiyaten hürriyetini tahdit, kazai, adli
bir tedbir olarak de÷il; idari ve siyasi bir tedbir olarak kabul edilmiútir. Bu sebeple
itham edilenin hapis yetkisi kadı yanında, müddeiumumiler, müstantikler ve zabıta
memurları gibi di÷er bir takım kiúilere de tanınmıútı.24 Osmanlı ømparatorlu÷unda da
özel hakkın ihlal edildi÷i birçok durumda bir sanı÷ın yakalanması ve tutuklanması
resmi mercilerin de÷il, bazı gerçek kiúilerin yetkisi içindeydi. Örne÷in; ölüm,
hırsızlık, kundakçılık olaylarında suçun iúlendi÷i bölgede yaúayan kiúiler sanı÷ı
bulmak ve teslim etmek durumundaydılar. Suç iúlendikten sonra baúka yere kaçanları
ise, kaçtıkları tımar ya da mülk sahipleri yakalayıp teslim etmek zorundaydılar.25
Osmanlı ømparatorlu÷unda bir dönüm noktası olan 1839 tarihli Tanzimat
Fermanında, 1856 tarihli Islahat Fermanında ve ilk anayasa olan 1876 Kanuni
Esasisinde de yakalama ve gözaltı ile ilgili hüküm bulunmamaktaydı. Yakalama ile
ilgili ilk hükümler, modern anlamda sahip oldu÷umuz ilk usul kanunu olan 1879
tarihli Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununda düzenlenmiútir.26 Bu kanunun 101.
maddesinde açıkça yakalama müessesesi düzenlenmiútir. Buna göre; hükümet
memurları ya da vatandaú tarafından suçüstü halinde veya izlenerek yakalanan veya
suç iúledi÷ini gösteren bir halde bulunan kiúilere karúı, fiil a÷ır cezayı gerektiren bir
suç ise, ihzar müzekkeresi olmaksızın yakalama mümkündü ve yakalanan kiúi savcı
önüne götürülmekteydi. Di÷er hallerde ise, müzekkere bulunması koúulu vardı.
Savcı, úayet sanık aleyhinde kuvvetli suçluluk emareleri varsa, onu yakalatıp gerekli
iúlemleri yaptırmak üzere kiúiyi sorgu hakimi önüne sevk edebiliyordu. Yine aynı
kanuna göre; sorgu hakiminin ihzaren getirtti÷i kiúi de, sorguya çekilinceye kadar (en
çok yirmi dört saat) tutukevine atılmayıp, gözaltında bulundurulacaktı. Bu yirmi dört
saatlik süre içinde sanık, ya polis nezaretinde tutulacak ya da istintak dairesinin özel
odasında bekletilecekti.27
24
25
26
27
Gölcüklü Feyyaz, “Ceza Davasında ùahıs Hürriyeti, Muvakkat Yakalama - Tevkif (Türk
Hukukunda)”, AÜSBF, Ankara, 1958, s.47
Centel Nur, “Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama ve Yakalama”, østanbul, 1992, s.30-31
ùahin ølyas, “Türk Ceza Yargılaması Hukukunda Yakalama ve Gözaltına Alma”, Seçkin
Yayınları, Ankara, 2004, s.50-51
ùahin ølyas, a.g.e., s.51-52; Centel, a.g.e 1992, s.32; Gölcüklü, a.g.e 1958, s.52-53
10
Osmanlı hukukunda hapis kavramı kural olarak tutuklama anlamında
kullanılmaktaydı. Bazı úer’iye sicillerinde zindana koymak veya zindan vermek
deyimlerine de rastlanılmaktadır.28
Osmanlı hukukunda kadı marifeti olmadan kimsenin hapsedilmemesi esastı.
Ancak bu kural mutlak de÷ildi. Osmanlı hukuku da øslam hukukunun uygulandı÷ı bir
alan oldu÷undan kadılar dıúında vali, hükümdar gibi kiúiler tarafından da tutuklama
yapılabilmekteydi. Bu durum katı bir kuvvetler ayrılı÷ı ilkesinin bulunmayıúı ve
1876 Anayasası’na kadar bu sayılan kiúiler gibi bazı kiúilerin de bir kısım yargı
yetkilerinin bulunmasıyla açıklanabilir.29
Ceza Muhakemesi Kanunu’na benzer anlamda ilk kanun olan 1879 tarihli
Usul-ü Muhakemat-ı Cezaiye Kanunu ile tutuklamaya iliúkin ilk defa ayrıntılı
düzenlemelere yer verilmiútir. Bu kanuna göre; hakkında hiçbir delil bulunmayan
kimse tutuklanamaz, yakalanmıúsa serbest bırakılır (m.123), özgürlü÷ü ba÷layıcı bir
cezayı gerektirmeyen suç, sanık belli günde yetkili mahkeme huzurunda hazır
bulunmak úartıyla serbest bırakılır (m.126). Tutuklama yetkisi kural olarak hakime
ait olmakla birlikte suçüstü hallerinde savcı da tutuklama kararı verebilirdi. Son
soruúturma aúamasında ise, tutuklama kararı vermeye sadece mahkeme yetkiliydi.30
Osmanlı hukukunda kefalet etkin bir biçimde kullanılmıútır. Kefalet; sanı÷ın
cezanın infazını bekleyen mahkumun ya da cezaevinden kaçmasından endiúe edilen
kiúinin istenildi÷inde hazır edilmesi olarak anlaúılıyordu. Kefalette, maddi teminat
yerine kiúisel teminat esas alınmaktaydı.31
Osmanlı ømparatorlu÷u’nun yıkılıúı ve Mustafa Kemal Atatürk önderli÷inde
kurtuluú mücadelesi ile yeni Türk Devleti kurma çabalarının devam etti÷i sıkıntılı
günlerde hazırlanan 1921 Anayasası (Teúkilat-ı Esasiye Kanunu) 23 maddelik çok
kısa bir anayasa olup, temel hak ve hürriyetlere iliúkin hiçbir düzenlemeye yer
verilmemiútir. 1921 Anayasası 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yi yürürlükten
28
29
30
31
Akman Mehmet, “Osmanlı Hukukunda Ceza Yargılaması”, østanbul, 2004, s.106
Avcı Mustafa, “Yeni Düzenlemelere Göre Tutuklama”, Yeni CMK Dosyası, Hukuki Perspektifler
Dergisi, Sayı: 3, østanbul, Nisan 2005
Gölcüklü, “Ceza Davasında ùahıs Hürriyeti Muvakkat Yakalama – Tevkif”, s.52 vd.
Akman Mehmet, “Bir Ceza Yargılaması Aracı Olarak Kiúiye Kefalet: Osmanlı Örne÷i”, Ankara,
2004, s.11
11
kaldırmamıútır, 1921 Anayasası ile çatıúmayan 1876 Kanun-i Esasi’nin hükümleri
geçerliliklerini korumuútur.32
Mustafa Kemal Atatürk önderli÷inde Kurtuluú Savaúı’nın kazanılması ve 29
Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanından sonra ikinci TBMM yeni bir anayasa yapma
sorunuyla karúı karúıya kalmıútı. Zira, 1876 Kanun-i Esasi’si resmen ilga edilmemiúti
ve 1921 Anayasa’sı da yeni bir devletin ihtiyaçlarını karúılayacak derecede uzun ve
ayrıntılı de÷ildi. Bu düúüncelerle 20 Nisan 1924 tarihinde økinci dönem Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından 1924 Anayasası kabul edilmiútir. 1924
Anayasası’nda temel hak ve özgürlükler 68 ve 88. maddeler arasında sıralanarak,
sadece adları sayılmak ve kısaca açıklanmakla yetinilmiútir. Temel hak ve
özgürlüklerin güvence altına alınması kapsamında bir düzenlemeye gidilmemiútir.33
Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı ile ilgili olarak; 72. maddede, kanunda yazılı hal
ve úekillerden baúka hiç kimsenin yakalanamayaca÷ı, gözaltına alınamayaca÷ı ve
tutuklanamayaca÷ı, 78. maddede, seferberlik ve sıkıyönetim halleri ile salgın
hastalıklardan dolayı kanun gere÷ince alınacak tedbirlerin gerektirdi÷i kısıntıların
dıúında yolculu÷un hiçbir kayıt altına alınamayaca÷ı, 76. maddede kanunda yazılı
usul ve haller dıúında kimsenin konutuna girilemeyece÷i ve üzerinin aranamayaca÷ı,
73. maddede, iúkence, eziyet, zoralım ve angaryanın yasak oldu÷u hususları
düzenlenmiútir.34
2. Dünya Savaúı’ndan sonra Birleúmiú Milletler ve Avrupa Konseyi gibi
uluslar arası örgütler tarafından hazırlanıp kabul edilen belgelerden ve Avrupa
ülkelerinin anayasalarından etkilenen 1961 Anayasası temel hak ve özgürlükler
alanında ayrıntılı bir düzenleme yaparak, son derece ileri adımlar atmıútır. Kiúi
özgürlü÷ü ve güvenli÷i alanında, Habeas Corpus anlamında kiúi özgürlü÷ü ve
güvenli÷inin temelleri 1961 Anayasası ile atılmıútır.35 1961 Anayasası’nın kiúi
dokunulmazlı÷ı baúlıklı 14. maddesinde; herkesin yaúama, maddi ve manevi varlı÷ını
geliútirme haklarına ve kiúi özgürlü÷üne sahip oldu÷u, kiúi dokunulmazlı÷ı ve
özgürlü÷ünün kanunun açıkça gösterdi÷i hallerde ve usulüne göre verilmiú hakim
32
33
34
35
Kuzu, a.g.e., s.62-63
Özbudun Ergun, “Türk Anayasa Hukuku”, Yetkin Yayınları, Ankara, 2005, s.31-35;
http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm, 1924 Anayasası, Eriúim Tarihi: 04.01.2011
Özbudun, a.g.e., s. 43-44
12
kararı olmadıkça kısıtlanamayaca÷ı, kimseye eziyet ve iúkence yapılamayaca÷ı,
insan haysiyetiyle ba÷daúmayan ceza verilemeyece÷i belirtilmiútir. Esas olarak kiúi
özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı 1961 Anayasası’nın 30. maddesinde kiúi güvenli÷i
baúlı÷ı altında düzenlenmiútir. Söz konusu maddede; suçlulu÷u hakkında kuvvetli
belirtilen bulunan kiúilerin belirli sebeplerle ve tutuklamayı zorunlu kılan kanunda
belirtilen di÷er sebeplerle ancak hakim kararıyla tutuklanabilece÷i, yakalamanın ise
kanunda belirtilen úartlarla gerçekleúebilece÷i, yakalanan veya tutuklanan kiúilere
yakalama ve tutuklama sebepleri ile haklarındaki iddiaların yazılı olarak hemen
bildirilmesi gerekti÷i düzenlenmiútir. Ayrıca yakalanan veya tutuklanan kiúilerin
hakim önüne çıkarılma süreleri 24 saat olarak düzenlenmiú ve bu kiúilerin hakim
önüne çıkarılınca durumlarının hemen yakınlarına bildirilece÷i ve maddede
belirlenen esaslar dıúında yakalanan ve tutuklanan kiúilerin her türlü zararlarının
kanuna göre devletçe ödenece÷i öngörülmüútür.36
1961 Anayasası’nın kiúi güvenli÷i baúlı÷ını taúıyan ve yukarıda belirtilen 30.
maddesinde, 12 Mart döneminde iki de÷iúiklik yapılmıú, yakalanan veya tutuklanan
kiúilerin en geç hakim önüne çıkarılma süresi, 24 saatten 48 saate, savaú ve
sıkıyönetim hallerinde ve toplu suçlarda ise bu süre 15 güne çıkarılarak madde son
halini almıútır.37
Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı, 1982 Anayasasının “Temel Hak ve
Ödevler” baúlıklı ikinci kısmının “Kiúinin Hakları ve Ödevleri” baúlıklı ikinci
bölümünde, “Kiúi Hürriyeti ve Güvenli÷i” madde baúlı÷ı altında 19. maddede
düzenlenmiútir.38 Bu madde ile kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i konusunda birtakım
36
37
38
http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa61.htm, 1961 Anayasası, Eriúim Tarihi: 06.01.2011
Gözübüyük ùeref, “Anayasa Hukuku”, Turhan Kitabevi, Ankara, 2002, s.168
Herkes kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷ine sahiptir. ùekil ve úartları kanunda gösterilen: Mahkemelerce
verilmiú hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme
kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülü÷ün gere÷i olarak ilgilinin yakalanması veya
tutuklanması; bir küçü÷ün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen
bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teúkil eden bir akıl hastası, uyuúturucu madde
veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kiúinin bir müessesede tedavi, e÷itim
veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usule
aykırı úekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dıúı etme yahut geri verme
kararı verilen bir kiúinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dıúında kimse hürriyetinden
yoksun bırakılamaz. Suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirti bulunan kiúiler, ancak kaçmalarını,
delillerin yok edilmesini veya de÷iútirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı
zorunlu kılan ve kanunda gösterilen di÷er hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. Hakim kararı
olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir;
13
güvenceler getirilmiútir. Buna göre; úekil ve úartları kanunda gösterilen úekilde kiúi
özgürlü÷ünün kısıtlanabilece÷i, yakalanan veya tutuklanan kiúilerin yakalama veya
tutuklama nedenlerini ö÷renme hakkı ile hakim önüne çıkarılması için geçebilecek
azami süre, yakalanan veya tutuklanan kiúinin bu durumunun derhal yakınlarına
bildirilece÷i ve tahliye hakkı ile bu iúlemin kanuna uygunlu÷unu yetkili bir yargı
merciine inceletmek hakkı, ayrıca maddede belirtilen esaslar dıúında iúleme tabi
tutulan kiúilerin tazminat isteme hakkı düzenlenmiútir.
Anayasamızın 19. maddesinde; kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı
tanımlanmamıú, herkes kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkına sahiptir denilmiútir.
Maddede; úekil ve úartları kanunda gösterilen úekillerde kiúilerin yakalanabilece÷i,
tutuklanabilece÷i ve özgürlüklerinden yoksun bırakılabilecekleri belirtilmiútir.
Çalıúmamızın ilk bölümünde dar anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkının;
kiúinin haksız olarak gözaltına alınmaması, tutuklanmaması ve özgürlü÷ünden
mahrum edilmemesi demek oldu÷unu belirtmiútik. øúte 1982 Anayasasının 19.
maddesi dar anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını düzenleyerek, kiúinin
cebren bir yerde alıkonulması hususu ile ilgilenmiútir.39
Anayasamızda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını dolaylı olarak düzenleyen,
baúka bir deyiúle geniú anlamda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını düzenleyen
baúka hükümler vardır. Anayasanın 10. maddesinde; kanun önünde eúitlik ilkesi, 17.
maddesinde; herkesin, yaúama, maddi ve manevi varlı÷ını koruma ve geliútirme,
vücut dokunulmazlı÷ı hakkına sahip oldu÷u, hiç kimsenin insan haysiyetiyle
39
bunun úartlarını kanun gösterir. Yakalanan veya tutuklanan kiúilere, yakalama veya tutuklama
sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde
sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir. (De÷iúik:
3/10/2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kiúi, tutulma yerine en yakın mahkemeye
gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırk sekiz saat ve toplu olarak iúlenen suçlarda en çok
dört gün içinde hakim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın
hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler ola÷anüstü hal, sıkıyönetim ve savaú hallerinde
uzatılabilir. (De÷iúik: 3/10/2001-4709/4 md.) Kiúinin yakalandı÷ı veya tutuklandı÷ı, yakınlarına
derhal bildirilir. Tutuklanan kiúilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruúturma veya
kovuúturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin
yargılama süresince duruúmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sa÷lamak için
bir güvenceye ba÷lanabilir. Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kiúi, kısa sürede
durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılı÷ı halinde hemen serbest
bırakılmasını sa÷lamak amacıyla yetkili bir yargı merciine baúvurma hakkına sahiptir. (De÷iúik:
3/10/2001-4709/4 md.) Bu esaslar dıúında bir iúleme tabi tutulan kiúilerin u÷radıkları zarar,
tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
Güneú, a.g.e., s.98-99
14
ba÷daúmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayaca÷ı, iúkence ve eziyet
yasa÷ı, 18. maddesinde; zorla çalıútırma ve angarya yasa÷ı, 20. maddesinde; özel
hayatın gizlili÷i, 21. maddesinde; konut dokunulmazlı÷ı, 36. maddesinde; hak arama
hürriyeti ve adil yargılanma hakkı, 37. maddesinde; kanuni hakim güvencesi, 38.
maddesinde; suçta ve cezada kanunilik ilkesi ile masumiyet karinesi düzenlenmiútir.
Dar anlamda yani do÷rudan, kiúi özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen
Anayasamızın 19. maddesi ile Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesinin 5. maddesi
birlikte incelenip karúılaútırıldı÷ında; Anayasamızda kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷ini
kısıtlayabilecek hallerin AøHS’deki haller ile çok benzeúti÷i ve AøHS’deki gibi
tahdidi olarak sayıldı÷ı görülecektir. Ayrıca özgürlükleri kısıtlanan kiúilerin,
özgürlükleri kısıtlandıktan sonra sahip olacakları haklar ve teminatlar da büyük
benzerlik göstermektedir. 19. maddede belirlenmiú olan gözaltı süreleri, makul
sürede yargılanma ve adil yargılanma hakkı, u÷radıkları zararlara karúı tazminat
hakkı gibi haklar Avrupa ülkeleri ile kıyaslandı÷ında, Anayasamızdaki düzenlemeler
AøHS’nin standartlarına uygundur.40
1.1.3. Uluslararası Belgelerde Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkı
1.1.3.1. ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Birleúmiú Milletler Antlaúmasını imzalayan devletler, antlaúmada öngörülen
amaçların gerçekleútirilmesi, insanlı÷a ve insan haklarına yapılan gelen saldırıların
önlenmesi amacı ile tüm halk ve ulusların benimseyece÷i kuralların saptanması için
yeni bir çaba içine girmiúlerdir. Bunun sonucu olarak da, 10 Aralık 1948’de
Birleúmiú Milletler Genel Kurulu tarafından “ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi”
kabul edilmiútir.41
ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi insan hakları ve temel özgürlükler
bakımından geniú bir alanı kapsamaktadır. Beyanname yalnız kiúisel ve siyasal
hakları içermekle kalmamıú, ekonomik, sosyal ve kültürel hakları da düzenlemiútir.42
40
41
42
Kuzu, a.g.e., s.246-249
Gözübüyük, a.g.e., s.291
A.e., s.291
15
Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı kapsamında; Beyannamenin 3. maddesinde
herkesin yaúama, özgürlük ve kiúi güvenli÷i hakkına sahip oldu÷u, 5. maddesinde hiç
kimseye iúkence yapılamayaca÷ı, zalimce, insanlık dıúı veya onur kırıcı
davranıúlarda bulunulamayaca÷ı ve ceza verilemeyece÷i, 8. maddesinde herkesin
anayasa veya yasayla tanınmıú temel haklarını çi÷neyen eylemlere karúı yargı yoluna
baúvurma hakkı oldu÷u, 9. maddesinde hiç kimsenin keyfi olarak yakalanamayaca÷ı,
tutuklanamayaca÷ı ve sürgün edilemeyece÷i, 10. maddesinde herkesin eúit bir úekilde
ba÷ımsız ve tarafsız bir mahkemece adil ve açık yargılanma hakkına sahip oldu÷u,
11. maddesinde de kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ile masumluk karinesi
düzenlenmiútir.
1.1.3.2. Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi
ønsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabulünden sonra insan haklarının
uluslararası düzeyde güvenlik altına alınması amacıyla Avrupa Konseyi, Avrupa
ønsan Hakları Sözleúmesi’ni hazırlamıú ve bu sözleúme üye devletlerce 4 Kasım 1950
tarihinde imzalanarak 3 Kasım 1953’te yürürlü÷e girmiútir. Türkiye de 10 Mart 1954
tarihinde 6366 sayılı yasayla sözleúmeyi onaylayarak iç hukukun bir parçası haline
getirmiútir.43
Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi, ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden
farklı olarak sadece kiúi hak ve hürriyetlerine yer vermiú, sosyal ve ekonomik haklar
hiç ele alınmamıútır. Ayrıca sözleúmede, Evrensel Beyannamenin aksine hak ve
hürriyetlerin sadece genel formüllerle açıklanması ile yetinilmeyerek bunların
mümkün oldu÷u kadar açık ve belirli bir úekilde tanımı ve sınırlarının tespiti yoluna
gidilmiútir. Bunlara ilaveten öngördü÷ü hakların gerçekleúmesini sa÷lamak amacıyla
uluslararası bir denetim mekanizması kurmuútur.44
Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi, kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını sadece
düzenlemekle kalmamıú aynı zamanda kullanma ve sınırlandırma kriterlerini de
belirlemiútir.
43
44
Güneú, a.g.e., s.61-62
Kuzu, a.g.e., s.41; Güneú, a.g.e., s.70
16
AøHS kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını direk olarak, özgürlük ve güvenlik
hakkı baúlıklı 5. maddesinde düzenlemiútir. Söz konusu maddede; herkesin kiúi
özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkına sahip oldu÷u belirtilerek, bu hakkın sınırlanmasına
izin veren istisnalar birinci fıkrada 6 bent halinde tek tek sayılmıútır. økinci, üçüncü
ve dördüncü fıkralarda özgürlü÷ü kısıtlanan kiúinin hakları, beúinci fıkrada ise bu
madde hükümlerine aykırı olarak özgürlü÷ü kısıtlanan kiúinin tazminat hakkı
düzenlenmiútir.45
AøHS’nin 5. maddesi, kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkını, özellikle Habeas
Corpus anlamında (haksız yakalama ve tutuklamaya karúı güvence için) birçok
unsurlarıyla düzenlemiútir. Madde, sadece kiúinin alıkonulması meselesi ile ilgilidir
ve kiúi güvenli÷inin dar anlamda ve sadece tutuklama ile yakalamaya iliúkin yönünü
kapsamaktadır. Dolayısıyla, hem özgürlü÷ü, hem de özgürlü÷ün tutuklama veya
yakalamayı gerektiren nedenlerle sınırlanmasını ve bununla birlikte sınırlamanın da
sınırını çizmiútir.46 AøHS uyarınca; kiúiyi özgürlü÷ünden mahrum etmeye yönelik
her türlü tedbir, çok kısa süreli de olsa özgürlü÷ün sınırlanmasına neden olabilir.
Nitekim; Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi 28.10.1994 tarihli Murray kararında,
45
46
1. Herkesin kiúi özgürlü÷üne ve güvenli÷ine hakkı vardır. Aúa÷ıda belirtilen haller ve yasada
belirlenen yollar dıúında hiç kimse özgürlü÷ünden yoksun bırakılamaz. a) Kiúinin yetkili mahkeme
tarafından mahkum edilmesi üzerine usulüne uygun olarak hapsedilmesi, b) Bir mahkeme
tarafından, yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koydu÷u bir
yükümlülü÷ün yerine getirilmesini sa÷lamak için usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulu
durumda bulundurulması, c) Bir suç iúledi÷i hakkında geçerli úüphe bulunan veya suç iúlemesine
ya da suçu iúledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunlulu÷u inancını do÷uran makul
nedenlerin bulunması dolayısıyla, bir kimsenin yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması
ve tutulu durumda bulundurulması, d) Bir küçü÷ün gözetim altında e÷itimi için usulüne uygun
olarak verilmiú bir karar gere÷i tutulu durumda bulundurulması veya kendisinin yetkili merci
önüne çıkarılması için usulüne uygun olarak tutulu durumda bulundurulması, e) Bulaúıcı hastalık
yayabilecek bir kimsenin, bir akıl hastasının, bir alkoli÷in, uyuúturucu madde ba÷ımlısı bir kiúinin
veya bir serserinin usulüne uygun olarak tutulu durumda bulundurulması, f) Bir kiúinin usulüne
aykırı bir surette ülkeye girmekten alıkonulması veya kendisi hakkında sınır dıúı etme ya da geri
verme iúleminin yürütülmekte olması nedeniyle usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulu
durumda bulundurulması, 2. Yakalanan her kiúiye, yakalama nedenleri ve kendisine yöneltilen her
türlü suçlama en kısa zamanda ve anladı÷ı bir dille bildirilir. 3. Bu maddenin 1.c fıkrasında
öngörülen koúullar uyarınca yakalanan veya tutulu durumda bulunan herkes hemen bir yargıç veya
adli görev yapmaya yasayla yetkili kılınmıú di÷er bir görevli önüne çıkarılır; kendisinin makul bir
süre içinde yargılanmaya veya adli kovuúturma sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır.
Salıverilme, ilgilinin duruúmada hazır bulunmasını sa÷layacak bir teminata ba÷lanabilir. 4.
Yakalama veya tutuklu durumda bulunma nedeniyle özgürlü÷ünden yoksun kılınan herkes,
özgürlük kısıtlamasının yasaya uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içinde karar vermesi ve yasaya
aykırı görülmesi halinde kendisini serbest bırakması için bir mahkemeye baúvurma hakkına
sahiptir. 5. Bu madde hükümlerine aykırı olarak yapılmıú bir yakalama veya tutulu kalma
iúleminin ma÷duru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır.
Güneú, a.g.e., s.63-64
17
gözaltına alınıp emniyete götürülerek burada sorulan sorulara cevap vermeyen ve
daha sonra salıverilen baúvuranın 2 saat 15 dakika karakolda tutulmasının kiúi
özgürlü÷üne müdahale oldu÷unu,47 24.04.1981 tarihli Mc Weight kararında, sadece
kendisinden bazı bilgiler almak için kiúinin gözaltına alınmasının kiúi özgürlü÷üne
müdahale oldu÷unu belirtmiútir.48 Yine AøHM, De Wilde, Ooms, Versyp kararında;
özgürlükten alıkoyulma durumlarında önemli ö÷enin kiúinin mecbur kılınması yani
bulundu÷u yeri terk edemeyecek olması oldu÷unu belirtmiútir.49 AøHM, 30.08.1990
tarihli Fox, Campbell ve Hartley kararında; yakalama nedenlerinin yakalanan kiúiye
en kısa zamanda bildirilmesi konusunda, yani ilk yakalanma ve açıklamanın
yapılması arasında geçen süreyi o davaya özgü koúullara ba÷lı tutmakla birlikte bu
sürenin birkaç saat oldu÷unu belirtmiú50, 21.02.1990 tarihli Van Der Leer kararında
ise; yakalama ve tutukluluk nedeniyle özgürlü÷ünden yoksun bırakılan herkesin bu
kısıtlamaların yasaya uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi aksi
halde serbest bırakılması için mahkemeye baúvurma hakkına sahip olması gerekti÷ini
ifade etmiútir.51
AøHS, 5. madde dıúında da kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷ini geniú anlamda
tamamlayan ve takviye eden birçok baúka hükümleri de içermektedir. Sözleúmenin 3.
maddesinde, iúkence ve kötü muamele yasa÷ı, 4. maddesinde zorla çalıútırma ve
angarya yasa÷ı, 6. maddesinde adil yargılanma hakkı ve masumiyet karinesi, 7.
maddesinde suçta ve cezada kanunilik ilkesi düzenlenmiútir.
Ayrıca Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi üye devletlere tutukluluk
hakkındaki R (80) 11 sayılı tavsiye kararında;52 tutuklamanın istisnai bir tedbir
47
48
49
50
51
52
Arslan, a.g.e., s.27
Malkoç øsmail – Yüksektepe Mert, “Açıklamalar ve Yorumlarla 5271 Sayılı Yeni CMK”, Malkoç
Kitabevi, Ankara, 2008, s.457
Arslan, a.g.e., s.27
Malkoç – Yüksektepe, s.451
A.e., s.463
Suçlulu÷u sabit oluncaya kadar kiúi masum sayılaca÷ından bir suçla itham edilen kiúi, durumlar
kesinlikle gerektirmedi÷inde tutuklanamayacaktır. O halde, tutuklama istisnai bir tedbirdir.
Mecburi de÷ildir ve tutuklamaya cezalandırma amaçlı olarak baúvurulamaz. Kendisine bir suç
isnat edilen ve hürriyetinden mahrum edilen kiúi derhal hâkim veya adli kuvvet kullanımı ile
yetkilendirilmiú di÷er bir kiúi huzuruna çıkarılabilir. Adli makamın huzuruna getirilen kiúi
hakkında atılı suçu iúledi÷ine yönelik makul úüphe veya bir tutuklama nedeninin varlı÷ı konusunda
kuvvetli sebepler var ise, tutuklama kararı verilebilir. Tutuklama nedenleri, kaçma tehlikesi,
adaletin iúleyiúine müdahale etme tehlikesi ve ciddi bir suç iúleme tehlikesidir. Ayrıca bu nedenleri
varlı÷ı saptanamadı÷ı ve fakat ciddi bir suç söz konusu oldu÷u takdirde kiúinin istisnai olarak
18
oldu÷unu, cezalandırılma amaçlı baúvurulamayaca÷ını, tutuklama nedenlerinin neler
oldu÷unu, tutuklama kararı verilirken göz önünde bulundurulması gereken hususların
neler oldu÷unu, tutuklama kararı verilebilecek durumlarda kiúinin kendisini temsil
ettirme ve tutuklama kararına karúı baúvuru hakkının bulundu÷unu, tutuklulukta
geçen sürenin mahkumiyetten indirilmesi gerekti÷ini belirtmiútir.
1.1.3.3. Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi
Birleúmiú Milletler teúkilatı tarafından kabul edilen ønsan Hakları Evrensel
Beyannamesi’nden
sonra
teúkilat
bünyesinde
yapılan
çalıúmalar
sonucu
beyannamede yer alan haklar ve ödevlerin daha ayrıntılı úekilde düzenlenmesi,
ortaya çıkan yeni talep ve ihtiyaçların karúılanması ve böylece beyannamenin
tamamlanması amacıyla Birleúmiú Milletler Genel Kurulunca 16 Aralık 1966
tarihinde Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi imzalanmıú ve 23 Mart
1976’da yürürlü÷e girmiútir.53
Kiúisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleúmesi; kiúi özgürlü÷ü ve
güvenli÷i hakkını 9. maddesinde,54 özgürlük ve güvenlik hakkı baúlı÷ı altında
53
54
tutuklanması da mümkün olmaktadır. Tutuklama kararı verilirken, isnat edilen suçun niteli÷i ve
ciddiyeti, kiúinin suç iúledi÷ine iliúkin delilin kuvveti, mahkûmiyet halinde hükmedilebilecek ceza,
kiúinin karakteri, geçmiúi, úahsi ve sosyal durumu ile toplumsal ba÷ları, kiúinin tutumu özellikle
önceki ceza yargılaması sürecinde tahmil edilen mükellefiyetleri nasıl yerine getirdi÷i gibi
hususlar göz önünde bulundurulmalıdır. Tutuklama kararları gerekçeli olmalı ve bu karar
tutuklanan kiúiye derhal bildirilmeli, bir örne÷i de kendisine verilmelidir. Tutuklama kararı
verilebilece÷i durumlarda kiúi kanuni olarak temsil edilme hakkından yararlandırılmalıdır. Ayrıca
tutuklanan kiúiye bu karara karúı salıverilmesi için baúvuruda bulunma hakkı tanınmalı bu hak da
tutuklanan kiúiye bildirilmelidir. Kiúi hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi halinde tutuklulukta
geçen süre ceza mahkûmiyetinden indirilmelidir. Tutukluluk durumu belirlenecek kısa aralıklarla
gözden geçirilmeli ve devam edip etmemesi gerekti÷i konusunda karar verilmelidir.
Kuzu, a.g.e., s.35-36
1. Herkes kiúi özgürlü÷ü ve kiúi güvenli÷i hakkına sahiptir. Hiç kimse keyfi olarak gözaltına
alınamaz veya tutulamaz. Hiç kimse hukukun öngördü÷ü sebepler ve usuller dıúında
özgürlü÷ünden yoksun bırakılamaz. 2. Gözaltına alınan bir kimse, gözaltına alınma sebepleri
hakkında gözaltına alındı÷ı sırada ve kendisine isnat edilen suçlar konusunda derhal bilgilendirilir.
3. Cezai bir fiilden ötürü gözaltına alınan veya tutulan bir kimse derhal bir yargıç veya hukuken
yargılama yetkisine sahip di÷er bir görevli önüne çıkarılır ve bu kimse makul bir sürede
yargılanma veya salıverilme hakkına sahiptir. Yargılanan bir kimsenin tutuklanması genel bir
kural olamaz; yargılamanın her aúamasında tutuklunun salıverilmesine karar verilebilir;
salıverilme bu kimsenin duruúmaya gelmesini sa÷lamak ve mahkum edilmesi halinde hükmün
infazını temin etmek için teminata ba÷lanabilir. 4. Gözaltına alınarak veya tutularak
özgürlü÷ünden yoksun bırakılan bir kimse, tutulmasının hukukili÷i hakkında hemen karar
verebilecek ve e÷er tutulması hukuki de÷ilse salıverilmesine hükmedebilecek bir mahkemeye
baúvurma hakkına sahiptir. 5. Hukuka aykırı olarak gözaltına alınmaktan veya tutuklanmaktan
ma÷dur olan bir kimse icrası mümkün bir tazminat hakkına sahiptir.
19
düzenleyerek; herkesi kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkına sahip oldu÷unu, kimsenin
keyfi olarak özgürlü÷ünden mahrum bırakılamayaca÷ını, gözaltına alınan kiúinin
derhal bilgilendirilme hakkı ile makul sürede yargılanma veya salıverilme,
mahkemeye baúvurma haklarının bulundu÷unu, hukuka aykırı olarak özgürlü÷ünden
mahrum bırakılan kiúilerin tazminat isteme haklarının bulundu÷unu belirtmiútir.
Sözleúmenin 10. maddesinde; özgürlü÷ünden yoksun bırakılanların insanca
ve saygılı muamele görece÷i, tutukluların mahkumlardan ayrı tutulaca÷ı ve muamele
görece÷i, küçüklerin yetiúkinlerden ayrı tutulaca÷ı ve çabuk yargılanmaları gerekti÷i
düzenlenmiútir. Bunlar dıúında kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı ile dolaylı ilgili 7.
maddede iúkence yasa÷ı, 8. maddede kölelik yasa÷ı, 14. maddede adil yargılanma
hakkı ve masumiyet karinesi, 15. maddede kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi
düzenlemiútir.
1.1.3.4. Amerikan ønsan Hakları ve Ödevleri Bildirgesi
Amerikan ønsan Hakları ve Ödevleri Bildirgesi 2 Mayıs 1948 tarihinde kabul
edilmiútir. Bildirgenin 1. maddesinde; “her insanın yaúam, özgürlük ve kiúi güvenli÷i
hakkı vardır.” denilerek kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı düzenlenmiútir.
Bildirgenin 2. maddesinde; herkesin yasa önünde eúit oldu÷u, 18. maddesinde; adil
yargılanma hakkı, 26. maddesinde; masumiyet karinesi ile suçta ve cezada kanunilik
ilkesi düzenlenmiútir.
Kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı açısından en dikkat çekici madde; “keyfi
gözaltına alınmaya karúı korunma” baúlı÷ını taúıyan 25. maddedir. Söz konusu
madde uyarınca;
Hiç kimse, daha önce yürürlü÷e konmuú yasayla öngörülen hallerde ve
usullere uygun olması hali hariç özgürlü÷ünden yoksun bırakılamaz.
Hiç kimse, yalnızca medeni hukuk/sözleúmesel nitelikte yükümlülüklerin
yerine getirilmemesinden ötürü, özgürlü÷ünden yoksun bırakılmaz. Özgürlü÷ünden
yoksun bırakılan her bireyin, gözaltına alınmasının hukuka uygunlu÷unun
mahkemece tasdik edilmesini ve yersiz gecikme olmaksızın yargılanmayı, hukuka
20
aykırılı÷ın saptanması durumunda ise, serbest bırakılmayı isteme hakkı vardır. Her
birey aynı zamanda, gözaltında tutuldu÷u sürede insanca muamele görmeye de hak
sahibidir.55
1.1.3.5. Afrika ønsan ve Halklar Hakları ùartı
Afrika’nın her biçimi ile sömürgecilikten arındırılması, Afrika halklarının
daha iyi bir yaúam sürebilmeleri, insan haklarını koruyabilme ve geliútirebilme
amaçlarıyla ønsan Hakları Evrensel Bildirgesini dikkate alan Afrika Birli÷i Örgütü
tarafından 21 Haziran 1981 tarihinde Afrika ønsan ve Halklar ùartı kabul edilmiútir.
1986 yılında yürürlü÷e giren bu úartın, 2. ve 3. maddelerinde her bireyin eúit oldu÷u,
5. maddesinde; sömürü ve aúa÷ılamanın, köleli÷in, iúkence, zalimane, insanlık dıúı
ceza ve muamelenin yasak oldu÷u, 6. maddesinde; her bireyin kiúi özgürlü÷ü ve
güvenli÷i hakkına sahip oldu÷u, hiç kimsenin yasa tarafından önceden düzenlenmiú
nedenler ve koúullar dıúında özgürlü÷ünden yoksun bırakılamayaca÷ı, özellikle hiç
kimsenin keyfi olarak gözaltına alınamayaca÷ı ve gözaltında tutulamayaca÷ı, 7.
maddesinde; masumiyet karinesi, adil ve makul sürede yargılanma hakkı, suç ve
cezada kanunilik ilkesi, düzenlenmiútir.
1.2. KORUMA TEDBøRLERø
1.2.1. Kavram
Ceza yargılamasının temel amacı maddi gerçe÷e ulaúmaktır. Ceza
muhakemesinde bireyin hak ve özgürlü÷ünün korunması ile muhakemenin sa÷lıklı
bir úekilde yapılması ve maddi gerçe÷in ortaya çıkarılması amacı arasındaki
çatıúmanın en belirgin oldu÷u alan, koruma tedbirleridir. Bir taraftan úayet tedbir
alınmazsa, muhakemenin sa÷lıklı bir úekilde iúlevini yerine getirmesi imkansız
olacak, di÷er taraftan da alınan tedbirlerle bireyin temel hak ve özgürlü÷üne
müdahalede bulunulacaktır.56
55
56
Kuzu, a.g.e., s.38
Aydıner Ömer Faruk, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve øç Hukukumuzda Koruma Tedbiri
Olarak Tutuklama”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s.13
21
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumuz, bir yandan temel hakları ve
özgürlükleri garanti ederken; maddi gerçe÷in, insan hakları ihlallerine yol açılmadan
bulunmasını sa÷lamaya çalıúırken, di÷er yandan da soruúturma ve kovuúturma
makamlarının elini, yeni delil elde etme imkanlarını sunarak, Kriminalistik bilimini
onların emrine vererek güçlendirmiútir.57
Ceza muhakemesinin yapılmasını veya yapılan muhakemenin sonunda
verilecek kararların ka÷ıt üzerinde kalmamasını ve muhakeme masraflarının
karúılanmasını sa÷lamak amacıyla, kural olarak, ceza muhakemesinde karar verme
yetkisini haiz olan yetkililer tarafından, gecikmede sakınca bulunan durumlarda,
geçici olarak baúvurulan ve hükümden önce bazı temel hak ve hürriyetlere
müdahaleyi gerektiren kanuni çarelere koruma tedbirleri denir.58
Türk doktrininde koruma tedbirleri terimi hakkında birlik yoktur. Bunlara;
Taner, ihtiyati tedbir; Erem, usul tedbirleri; Yüce, zorlayıcı önlem; Yurtcan, ceza
yargılaması önlemi; Tosun, Kunter, Yenisey, Öztürk, Centel, Hakeri, ùahin de
koruma tedbirleri terimini kullanmaktadır.59 Türk doktrininde koruma tedbirlerinin
böyle çeúitli isimlerle nitelendirilmesinin sebebi, 1412 Sayılı CMUK’un sistemsizli÷i
ile ilgilidir. Oysa, 5271 Sayılı CMK, açıkça “koruma tedbirleri” baúlı÷ı altında ve
olabildi÷ince sistematik bir biçimde konuyu düzenlemiú ve terim karıúıklı÷ına son
vermiútir.60
5271 Sayılı CMK’nın en önemli yenilikleri koruma tedbirleri bakımındandır.
Yeni CMK’da her úeyden önce koruma tedbirlerinin sistematik olarak yerleri
de÷iútirilmiútir. Bu de÷iúiklik iki úekilde ortaya çıkmıútır. Öncelikle kiúi özgürlü÷ünü
kısıtlayan tedbirlerden baúlamak üzere bir düzenleme yapılmıútır. økinci olarak ise,
tedbirler kendi içerisinde olabildi÷ince kronolojik bir sıraya göre düzenlenmiútir.
Buna göre; yakalama tutuklamadan, arama ise el koymadan önce gelmektedir. Yine
kiúi hakkında öncelikle adli kontrol uygulanacak bunun mümkün olmaması halinde
ancak tutuklanmasına karar verilebilecektir. Kanunda ilk defa yazılı olan bazı
57
58
59
60
Alan Esra, “Güncel Sorunlar Iúı÷ında Yakalama ve Gözaltına Alma”, Seçkin Yayıncılık, Terazi
Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 34, Haziran 2009, s. 51
Öztürk Bahri – Erdem Mustafa Ruhan,“Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku”,Seçkin
Yayıncılık, Ankara, 2006, s. 483
A.e., s.483
ùahin Cumhur, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2007, s.197
22
koruma tedbirleri de ilgili oldukları kısımda düzenlenmiúlerdir. Koruma tedbirlerinin
sonunda ortak hüküm niteli÷inde düzenlemeler yer almıú, en sonunda ise, koruma
tedbirlerinde tazminat konusu düzenlenmiútir.61
Koruma tedbirlerinin amacı, ceza muhakemesini yapılabilir kılmak ve
yargılama sonucunda verilecek hükmün yerine getirilebilirli÷ini güvence altına
almaktır. Delillere ulaúmak ve delillerin karartılmasını önlemek, úüpheli veya sanı÷ın
muhakeme sırasında veya hükmün infazı için hazır bulundurulmasını sa÷lamak üzere
bu tedbirlere baúvurulabilir.62
Koruma tedbirleri çeúitli temel hak ve özgürlüklere, henüz hüküm verilmeden
önce müdahaleyi gerektirmektedir. Kiúi özgürlü÷ü, vücut bütünlü÷ü, özel hayatın
gizlili÷i, seyahat özgürlü÷ü, mülkiyet hakkı ve konut dokunulmazlı÷ı gibi çeúitli
temel hak ve özgürlükler koruma tedbirleri yoluyla sınırlandırılabilmektedir.63
Koruma tedbirleri yöneldikleri de÷er, amaç, uygulandıkları kiúiler, karar
verme ve uygulama yetkisi açısından sınıflandırılabilir.
Yöneldikleri
de÷er
açısından
koruma
tedbirleri;
özgürlü÷e,
vücut
bütünlü÷üne, mülkiyet hakkına, zilyetli÷e, konut dokunulmazlı÷ına ve haberleúme
özgürlü÷üne yönelik olabilir. Örne÷in; yakalama, gözaltına alma ve tutuklama
özgürlü÷e yöneliktir. Üst araması ve vücut muayenesi vücut bütünlü÷üne yöneliktir.
El koyma mülkiyet ve zilyetli÷e, konutta arama konut dokunulmazlı÷ına,
telekomünikasyon yoluyla iletiúimin tespiti ve dinlenmesi ise haberleúme
özgürlü÷üne yöneliktir.
Amaçları açısından koruma tedbirleri; úüpheli veya sanı÷ın muhakemede
hazır bulunmasını sa÷lamaya, delilleri korumaya ve hükmün yerine getirilmesini
sa÷lamaya yönelik olabilir. Örne÷in; yakalama, gözaltına alma ve tutuklama bu
amaçların tümünü içeren koruma tedbirleridir.
61
62
63
A.e., s.197-198
A.e., s.197
Hakeri Hakan – Ünver Yener, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Adalet Yayınevi, Ankara, 2010,
s.312
23
Uygulandıkları kiúiler açısından koruma tedbirleri; úüpheli ve sanı÷a, tanı÷a
veya üçüncü kiúilere yönelik olabilir. Örne÷in; úüpheli veya sanı÷ın yakalanması,
gözaltına alınması, tutuklanması, telekomünikasyon yoluyla iletiúimin tespiti ve
dinlenmesi, arama, el koyma ve vücut muayenesi gibi tedbirler kural olarak úüpheli
veya sanı÷a yöneliktir. Tanı÷ın zorla getirilmesi ve tanıklı÷a zorlama için hapis
tanı÷a yöneliktir. Üçüncü kiúilerin araması, gözaltına alınması ve mallarına el
koyulması ise üçüncü kiúilere yönelik koruma tedbirleridir.
Karar verme ve uygulama yetkisi açısından koruma tedbirleri; mahkeme ve
hakimin yetkisinde olan, Cumhuriyet Savcısı ve kollu÷un yetkisinde olan ve herkesin
yetkili oldu÷u koruma tedbirleri úeklinde sınıflandırılabilir. Örne÷in; adli kontrol ve
tutuklama mahkeme ve hakimin yetkisindedir. Gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde arama ve el koyma Cumhuriyet Savcısı ve kollu÷un yetkisindedir. Suçüstü
halinde yakalamaya ise herkes yetkilidir.
1.2.2. Koruma Tedbirlerinin Ortak Özellikleri
Doktrinde koruma tedbirlerinin ortak özellikleri konusunda bir fikir birli÷i
olmasa da; hükümden önce temel bir hakkı sınırlama, zorlama, geçici olma ve araç
olma koruma tedbirlerinin ortak özellikleri olarak sayılabilir.
1.2.2.1. Hüküm Verilmeden Önce Temel Bir Hakkı Sınırlama
Koruma tedbirlerinin hepsi hüküm verilmeden önce temel bir hakkı
sınırlamaktadır. Koruma tedbirlerinden bir kısmı kiúi özgürlük hakkını, bir kısmı
özel hayatın gizlili÷i hakkını, bir kısmı konut dokunulmazlı÷ı hakkını, bazıları
seyahat hakkı ile haberleúme özgürlü÷ü hakkını, bir kısmı da mülkiyet hakkını
sınırlamaktadır.
Hakkında koruma tedbiri uygulanan kiúi daha suçlu olup olmadı÷ı
bilinmeyen, yani suçlu oldu÷u bir yargı kararıyla sabit hale gelmeyen bir kiúidir. Bu
kiúi hakkında yakalama, gözaltına alma veya tutuklama yapılarak kiúi özgürlü÷ü
hakkı sınırlanmakta, arama veya el koyma yapılmak suretiyle mülkiyet hakkı
sınırlanmakta, telefonları dinlenmek suretiyle de özel hayatına müdahale
24
edilmektedir. Hüküm verilmeden önce temel bir hakkın sınırlanması özelli÷i tüm
koruma tedbirlerinde, do÷rudan veya dolaylı olarak vardır.64
1.2.2.2. Zorlama
Koruma tedbirleri henüz hüküm verilmeden önce temel bir hakkı
sınırladıkları için, bu durum ço÷u kere tedbire maruz kalan tarafından bir zorlama
olarak algılanır. Koruma tedbirlerinin esasında zorlama niteli÷i vardır. Ancak bütün
koruma tedbirlerinde zor bulunmamaktadır. Örne÷in; yakalama, gözaltına alma,
tutuklama gibi tedbirlerle kiúi özgürlü÷ü sınırlandırılır ve bu durum genellikle
muhatap
kiúiyi
zorlayarak,
yani
cebren
uygulanarak
gerçekleúir.
Ancak
telekomünikasyon yoluyla iletiúimin tespiti ve dinlenmesi veya teknik araçlarla
izleme hallerinde herhangi bir zorlama bulunmamaktadır.65
1.2.2.3. Araç (Vasıta) Olma
Koruma tedbirleri, ceza muhakemesinin maddi gerçe÷i bulma amacının
yerine getirilmesi için araçtırlar. Koruma tedbirleriyle delillere ulaúılmakta, ulaúılan
deliller korunmakta ve hükmün infazı sa÷lanmaktadır. Bu tedbirler ceza
muhakemesinin hizmetinde olan araçlardır. Örne÷in; tutuklama sanı÷ın hazır
bulunmasının, delilerin korunmasının ve sonuçta verilecek bir cezanın infazının
aracıdır.66 Muhakemenin bütünü bakımından olan bu vasıtalık, bazı defa do÷rudan
do÷ruya, bazı defa dolayısı iledir. Dolayısı ile vasıta oluú, baúka bir vasıtanın vasıtası
oluútur. Örne÷in; yakalama gözaltının, yakalama ve gözaltı da tutuklamanın bir
aracıdır. Aynı úekilde arama sonucunda elde edilen delillere el konuldu÷unda, arama
el koymanın aracı olmuú olmaktadır.67
64
65
66
67
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.486
Özbek Veli Özer, “CMK øzmir ùerhi, Yeni Ceza Muhakemesi Kanununun Anlamı”, Seçkin
Yayınları, Ankara, 2005 s.311; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.312
Centel Nur – Zafer Hamide, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Beta Yayınları, 6. Bası, østanbul, 2008,
s.304; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.201; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.312
Kunter Nurullah – Yenisey Feridun, “Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi
Hukuku”, Beta Yayınları, 11. Bası, østanbul, 2000, s.593; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.313
25
1.2.2.4. Geçici Olma
Koruma tedbirleri, sürekli de÷il, geçicidirler; koruma tedbiri ile ulaúılmak
istenen amaç gerçekleúinceye kadar devam edebilirler. Bu amaçlar gerçekleútikten
sonra tedbire devam edilmesi, tedbiri hukuka aykırı hale getirir. Ço÷unlukla kanun,
bu amacın ne zaman gerçekleúmiú sayılaca÷ını, süreler ön görmek suretiyle
belirtmektedir. Örne÷in; gözaltı en yakın sulh ceza hakimine götürülmek için gerekli
süre hariç, en çok yirmi dört saat sürebilir. Yol süresi ise, on iki saatle
sınırlandırılmıútır (CMK m. 91/1). Keza tutuklama için de azami süreler
öngörülmüútür.68 Koruma tedbirlerinin hüküm verilinceye kadar devam etmesi diye
bir kural yoktur. Aksine bunların uygulanması, sadece amacın gerçekleúmesi ile
sınırlı olmak zorundadır.69
1.2.3. Koruma Tedbirlerinin Ön ùartları
1.2.3.1. Kanuni Düzenleme (Yasallık)
Koruma tedbirleri, temel hak ve özgürlükleri sınırlandırıcı nitelikte oldukları
için önem taúırlar ve yasayla düzenlenmeleri gerekir. Bu sebeple, baúta Anayasa’da,
AøHS’de ve CMK’da olmak üzere, ancak yasal olarak düzenlenmiú bulunan koruma
tedbirleri uygulanabilir. Yasal olarak düzenlenmemiú olan bir koruma tedbiri kıyas
yoluyla uygulanamayaca÷ı gibi, yasada yer alan bir koruma tedbiri için aranan úartlar
ve sebepler de kıyas yoluyla geniúletilemez.70
1.2.3.2. Suç ùüphelerinin Belli Bir Yo÷unlukta Olması
ùüphe; zihnin çeúitli alternatifler arasında seçme yapma konusunda tereddüt
etmesi, hangi seçene÷in do÷ru oldu÷unu kestirememesi halidir.71 Hukuk devleti
ilkesi esasları çerçevesinde yapılan bir ceza muhakemesinde delil olmadan úüpheden
68
69
70
71
Centel – Zafer, s.303-304; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.201; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.313
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.486
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.200
Tamöz Mehmet – Kocabey Hüseyin, “Türk Hukukunda Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan
Önleme ve Adli Amaçlı øletiúimin Denetlenmesi Gizli Soruúturmacı Görevlendirilmesi Teknik
Araçlarla øzleme”, Yaklaúım Yayıncılık, Ankara, 2009, s.49
26
söz edilemez; yani delil olmadan ceza muhakemesinin çarkları dönmeye baúlayamaz;
hiçbir ceza muhakemesi iúlemi yapılamaz.72
Ceza muhakemesinde soruúturma, failin suç teúkil eden bir hareketi yapıp
yapmadı÷ı konusunda úüphe ile baúlamakta, bu úüphe belirli bir a÷ırlı÷a ulaútı÷ında
kovuúturmaya geçilmekte, úüphenin yerini bellilik, kesinlik aldı÷ında muhakeme
sona ermektedir. Bu bakımdan úüphenin varlı÷ı ve kuvvet derecesi ceza muhakemesi
açısından büyük önem arz etmektedir.73 Çünkü bir ceza muhakemesi yapılmasının ve
böyle bir ceza muhakemesinin varlık sebebi suç úüphesidir. Bir hukuk devletinde
böyle bir úüphe ancak delillerle tarif edilebilir. Delillerin kuvveti, úüphenin kuvvetini
ortaya çıkarır. Eldeki deliller sayıca az veya sayıca az olmamakla beraber delil
kuvveti az ise basit úüpheden, eldeki deliller sayıca az de÷il ve/veya delil kuvveti
yeterli veya kuvvetli ise yo÷un úüpheden söz edilebilir. Yo÷un úüphe de yeterli úüphe
ve kuvvetli úüphe olmak üzere ikiye ayrılabilir.74
Kanunumuzda pek çok koruma tedbirine müracaat edebilmek için kuvvetli
úüphe aranmaktadır. Örne÷in, yakalama, tutuklama, taúınmazlara, hak ve alacaklara
el koyma gibi koruma tedbirlerinde kuvvetli úüphe gerekmektedir. Ancak arama, el
koyma gibi belli bazı koruma tedbirlerinde yeterli úüphe hatta bazen ispatı son derece
zor olan istisnai durumlarda, örne÷in organize suçların söz konusu oldu÷u hallerde
basit úüphe ile yetinilebilir. Basit úüphe; úüphenin en hafif derecesidir. Fiilin
soruúturulabilir nitelik arz etmesi halinde basit úüphenin varlı÷ından söz edilir.
Eldeki delillere nazaran, yapılacak muhakemede sonunda sanı÷ın mahkum olması
beraat etmesi ihtimalinden daha kuvvetli ise yeterli úüphe var demektir. Ancak
mevcut delillere nazaran, yapılacak muhakeme sonunda sanı÷ın mahkum olması
kuvvetle muhtemel ise kuvvetli úüphe var demektir. CMK pek çok koruma
tedbirinde kuvvetli úüphenin varlı÷ını aramıútır.75
72
73
74
75
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.485
Tamöz – Kocabey, a.g.e., s.49
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.485
Öztürk – Erdem, a.g.e.,s.485-486; Tamöz – Kocabey, a.g.e., s.49-51
27
1.2.3.3. Bir Karara Dayanma
Koruma tedbirlerinin kural olarak bir karara dayanması gerekir. Bazı
tedbirlere sadece hakim (veya mahkeme) karar verebilir. Örne÷in; tutuklama, adli
kontrol, taúınmaz, hak ve alacaklara el koyma, avukat bürolarında arama, el koyma,
úirket yönetimi için kayyım tayini, bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve
kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma gibi koruma tedbirlerine sadece hakim
(veya mahkeme) karar verebilir. Soruúturma evresinde koruma tedbirlerine karar
vermeye yetkili hakim sulh ceza hakimidir.76
Bazı koruma tedbirlerine karar vermeye kural olarak hakim, gecikmede
sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı yetkilidir. Örne÷in; postada el koyma,
iletiúimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruúturmacı görevlendirilmesi,
teknik araçlarla izleme gibi. Bazı koruma tedbirlerine karar verme yetkisi sadece
Cumhuriyet Savcısına aittir. Örne÷in; gözaltına alma. Bazı koruma tedbirlerine ise
hakim ve Cumhuriyet Savcısı yanında, Cumhuriyet Savcısına ulaúılamayan hallerle
sınırlı olmak üzere kolluk amiri de yetkilidir. Örne÷in; arama, el koyma. Hatta
suçüstü haline yakalama koruma tedbirini uygulamaya herkes yetkilidir.77
Soruúturma evresinde çok sayıda iúlem için hakim kararına ihtiyaç duyulması,
Cumhuriyet Savcısının konumu ve bazı ceza muhakemesi kurumları ile
ba÷daúmamaktadır. Gerçekten soruúturmada asıl yetkili ve sorumlu konumunda,
kapsamlı bir soruúturma çerçevesinde gerekli bütün delilleri toplamakla yükümlü
kılınan ve bunları yapmadı÷ı takdirde iddianamesi iade edilen kiúi Cumhuriyet
Savcısıdır. Cumhuriyet Savcısı, toplanması gereken delillerle ilgili olarak hakimi
karar vermeye zorlayamayaca÷ına ve hakim de önüne gelen her talebi kabul etmek
zorunda olmadı÷ına göre, sonuçta yeterli delil toplanmadı÷ı için ya iddianame
düzenlenemeyecek ya da delil bakımından yetersiz bulunan iddianame iade
edilecektir. øddianamenin iadesi kararı da sulh ceza hakimini ba÷lamayaca÷ından,
Cumhuriyet Savcısı yeniden delil toplama konusunda çaresiz kalacaktır. Bütün bu
nedenlerle, Anayasa ile temel hak ve özgürlüklere iliúkin uluslar arası
sözleúmelerden kaynaklanan zorunluluklar dıúındaki ceza muhakemesi iúlemleri
76
77
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.202
A.e., 202-203
28
bakımından hakim kararı alınmasından vazgeçilmeli ve Cumhuriyet Savcısı bu
konuda yetkili kılınmalıdır.78
1.2.3.4. Görünüúte Haklılık
Koruma tedbirine baúvurabilmek için görünüúte haklılık (hukuka uygunluk)
gerekli ve yeterlidir. En baútan itibaren hukuka uygunluk yoksa tedbire
baúvurulamayaca÷ı gibi, tedbire baúvurmak için kesin bir haklılıkta aranmayacaktır.
Koruma tedbirlerinin haklı olup olmadı÷ı ancak muhakeme sonunda belli olur. Fakat
bu tedbirlerin araç ve geçici olma nitelikleri dolayısıyla, bunlara bu haklılık daha
belli olmadan yani muhakemenin baúında baúvurma zorunlulu÷u bulunmaktadır.
Koruma tedbirlerinin kiúilerin hak ve özgürlüklerini sınırlandırdı÷ı açıktır. øúte bu
noktadaki muhtemel olumsuz sonuçları önlemek bakımından, bu tedbirlerin en
azından baúvuruldu÷u anda haklı görünmesi gerekir. Bu haklılık ise özde de÷il,
görünüúte haklılık olacaktır. ùayet kesin haklılık aranırsa, muhakeme bitmeden hiçbir
koruma
tedbirine
baúvurulamayacaktır.
Bu
sebeple
koruma
tedbirlerine
baúvurabilmek için görünüúte haklılık ile yetinmek zorunlulu÷u bulunmaktadır.79
1.2.3.5. Gecikmede Tehlike (Gecikemezlik)
Koruma tedbirleri hükümden önce temel hak ve özgürlüklere müdahale etti÷i
için ancak zorunluluk bulundu÷unda bu tedbirlere baúvurulmalıdır. Tedbire
baúvurulaca÷ı anda, tedbire baúvurulmamasında (gecikmede) bir tehlike yoksa
koruma tedbirine baúvurmaya da gerek yoktur. Gecikmeden maksat, o koruma
tedbirine baúvurulmadı÷ında meydana gelecek zaman kaybının muhakemeyi
güçleútirmesi, hatta olanaksız kılarak maddi gerçe÷e ulaúılamaması, delillerin elde
edilememesi veya sonuçta verilecek kararın yerine getirilememesi olabilir.80
5271 sayılı CMK’da koruma tedbirlerini düzenleyen birçok maddede
kullanılan “gecikmesinde sakınca bulunan haller” ifadesi bu hususu ifade etmek
üzere kullanılmıútır. Ayrıca 5271 sayılı CMK kapsamında düzenlenen Yakalama,
Gözaltına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷inin 4. maddesinde, gecikmesinde sakınca
78
79
80
A.e., s.203
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.315; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.201
Özbek, a.g.e 2005, s.312; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.314-315; Öztürk – Erdem, a.g.e., s.487
29
bulunan hal; “derhal iúlem yapılmadı÷ı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin
kaybolması veya úüphelinin kaçması veya kimli÷inin saptanamaması ihtimalinin
ortaya çıkması hali” olarak tanımlanmıútır.
1.2.3.6. Orantılılık (Ölçülülük)
Koruma tedbirleri; hükümden önce baúvurulan ve kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i
hakkını sınırlayan tedbirlerdir. Aynı zamanda bu tedbirler amacı maddi gerçe÷e
ulaúmak olan ceza muhakemesinin en önemli araçlarındandır. Burada amacı maddi
gerçe÷e ulaúmak olan ceza muhakemesi önlemlere baúvurmayı mecbur kılmakta bir
yandan da bu önlemler kiúi özgürlüklerine müdahale ettikleri için sürekli bir çatıúma
durumu söz konusu olmaktadır. Orantılılık ilkesi iúte bu durumda önem taúımaktadır.
Koruma tedbirleri orantılılık ilkesine uygun olmalıdır. Koruma tedbirlerine
baúvurulurken orantılılık ilkesinin gözetilmesi, yani bu tedbirlere baúvurmak
suretiyle elde edilecek yarar ile bu suretle ortaya çıkacak zarar arasında bir denge,
oran bulunması gerekmektedir. Burada verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri
ile koruma tedbiri arasında bir oran bulunması aranmaktadır.81
Adalet Komisyonu Raporunda orantılılık ilkesi; “Hukuk devletinin bir baúka
yönü, eylem ve iúlemlerinde ölçülü (oranlı) davranan devlet olmasıdır. Gerçekten
oranlılık ilkesi, hukuk devletine hakim olan aúırılık yasa÷ının bir bölümünü
oluúturur. Bu ilkeye göre, Ceza Muhakemesi Hukuku iúleminin yapılması ile
sa÷lanması beklenen yarar ve verilmesi ihtimal dahilinde bulunan zarar arasında
makul
bir
oranın
(ölçünün)
bulunmasını,
oransızlık
durumunda
iúlemin
yapılmamasını ifade eden ilkeye oranlılık (ölçülülük) ilkesi denir.” úeklinde
açıklanmıútır.
Orantılılık ilkesinde ölçüyü bazen kanun koyucu koyar. Bu durumda koruma
tedbirine baúvurma yasa÷ı vardır. Örne÷in, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa
göre; “on beú yaúını doldurmamıú çocuklar hakkında üst sınırı beú yılı aúmayan
hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemez.” (ÇKK
81
Hakeri – Ünver, a.g.e., s.315; Öztürk – Erdem, a.g.e., s.487
30
m.21)82 Yine CMK 91/2. maddesinde; “gözaltına alma, bu tedbirin soruúturma
yönünden zorunlu olmasına ve kiúinin bir suçu iúledi÷ini düúündürebilecek
emarelerin varlı÷ına ba÷lıdır”. CMK 100/1. maddesinde; “iúin önemi, verilmesi
beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı
verilemez” ve CMK 100/4. maddesindeki; “sadece adli para cezasını gerektiren
veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı
verilemez”. hükümleri de tedbirle muhtemel yaptırım arasındaki orantının
gözetilmesinin bir ifadesidir.
82
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.487
31
BÖLÜM II
YAKALAMA VE GÖZALTINA ALMA
2.1. YAKALAMA
2.1.1. Genel Olarak
Yakalama; suç úüphesi altında bulunan kiúinin, hakim kararı bulunmaksızın
C.savcısı tarafından gözaltına alınmasına veya serbest bırakılmasına kadar kiúi
özgürlü÷ünün sınırlandırılmasıdır.83 Yakalama kiúinin hareket özgürlü÷ünün
sonlandırılmasıdır.84 Ancak kiúiyi geçici olarak durdurup kimli÷ini sormak gibi çok
kısa süreli kiúi özgürlü÷ü kısıtlamaları yakalama sayılmaz.85
Kolluk kuvvetlerinin idari görevleri çerçevesinde toplumu tehdit eden
tehlikelerden korumak, kamu düzenini ve kiúilerin emniyetini sa÷lamak amacıyla
yaptıkları yakalama “önleme yakalama”sı; suç iúlendikten sonra ya da úüphelinin ele
geçirilmesi amacıyla yapılan yakalama ise “adli yakalama” olarak adlandırılır
.86CMK' nın 90.vd maddelerinde düzenlenen “adli yakalama”dır. Önleme yakalaması
ise PVSK' nun 13. maddesinde düzenlenmiútir.
Kiúi özgürlü÷ünü sınırlayan bir koruma tedbiri olan yakalama, Anayasamızın
Kiúi Özgürlü÷ü ve Güvenli÷i ile ilgili 19.maddesinde ve AøHS ‘nin 5.maddesine
uygun olarak CMK 'nın 90. vd maddelerinde düzenlenip CMK ‘nın 99.maddesi
gere÷ince çıkarılan 1 Haziran 2005 tarihli Yakalama, Göz Altına Alma ve øfade
Alma Yönetmeli÷inde ayrıntılı bir úekilde düzenlenmiútir.
83
84
85
86
Öztürk Bahri-Tezcan Durmuú-Erdem Mustafa Ruhan-Sırma Özge-Saygılar, Yasemin F.-Alan,
Esra, ”Nazari ve Tatbiki Ceza Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2009, 1.basım,
s.385
Soyaslan Do÷an,”Ceza Muhakemesi Hukuku”, Yetkin Yayınları, 3.baskı, Ankara, 2007, s.300
Kunter Nurullah-Yenisey Feridun-Nuho÷lu Ayúe,”Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza
Muhakemesi Hukuku”, Arıkan Yayıncılık, 14.basım, østanbul, 2006, s.810
Arslan Sadettin, ”Soruúturma Evresi”, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2007, s.221
32
Yakalamanın tanımı CMK 'nın 90. maddesinde düzenlenmemiútir.1 Haziran
2005 tarihli, Yakalama, Göz Altına Alma ve øfade Alma Yönetmeli÷i'nin
4.maddesinde yakalamanını tanımı yapılmıútır. Buna göre yakalama;suç iúledi÷i
yönünde hakkında kuvvetli iz,eser,emare ve delil bulunan kiúinin gözaltına alınma
iúleminden önce özgürlü÷ünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına
alınmasıdır.
Yakalamanın amacı; kiúinin kaçmasına engel olmak, yetkili makamlara
götürülerek yakalama iúleminin yapılmasını gerektiren ceza muhakemesi iúleminin
bir an önce yapılmasını sa÷lamak, kiúinin tutuklanmasını mümkün kılmak, delillerin
karartılmasını önlemek ve son olarak da kararın infaz edilebilirli÷ini sa÷lamaktır.87
Yakalama bir koruma tedbiri oldu÷undan di÷er koruma tedbirlerinin ortak
özellikleri olan geçici olma, ölçülü olma, hüküm verilmeden önce telem bir hakkı
sınırlama, zorlama, araç olma, görünüúte haklılık gibi özelliklere sahiptir.
Yakalama bir ceza olmayıp koruma tedbiri oldu÷undan ceza muhakemesinin
yapılabilmesini, di÷er koruma tedbirlerinin uygulanabilmesini ve muhakeme
sonunda verilecek cezanın infaz edilebilmesini sa÷layan geçici nitelikte bir araçtır.88
2.1.2. Yakalamanın ùartları
2.1.2.1. Herkes Tarafından Yapılabilecek Geçici Yakalama
Kural olarak suç iúleyenleri yakalamak ve adli mercilere teslim etmek kolluk
kuvvetlerinin görevidir. Ancak, Kanun bazı durumlarda herkese yani resmi sıfatı
bulunmayan vatandaúlara da suç iúleyenleri yakalama ve kolluk kuvvetlerine teslim
etme yetkisi vermiútir. Bu durumda kolluk kuvvetlerinin de evleviyetle yakalama
yetkisi vardır.89
87
88
89
Özbek Veli Özer, a.g.e. 2005, s.315
Ocak Ümit, “ønsan Hakları Açısından Ceza Muhakemesinde Kiúi Özgürlü÷ünü Sınırlayan
Koruma Tedbirleri”, Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
2006, s.29
Parlar Ali – Hatipo÷lu Muzaffer, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu”, Yayın
Matbaacılık, Ankara, 2008, s.411
33
CMK’nın 90. maddesinin 1. fıkrası ile herkesin yakalama yapabilece÷i haller
düzenlenmiútir. Buna göre aúa÷ıda belirtilen hallerde herkes tarafından geçici olarak
yakalama yapılabilir:
a) kiúiye suçu iúlerken rastlanması,
b) suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kiúinin kaçma olasılı÷ının bulunması
veya hemen kimli÷ini belirleme olana÷ının bulunmaması.
CMK’nın 2. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde suçüstünün tanımı
yapılmıútır. Buna göre suçüstü; iúlenmekte olan suçu, henüz iúlenmiú olan fiil ile
fiilin iúlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya baúkaları tarafından
takip edilerek yakalanan kiúinin iúledi÷i suçu, fiilin pek az önce iúlendi÷ini gösteren
eúya veya delille yakalanan kimsenin iúledi÷i suçu ifade eder.
Görüldü÷ü üzere CMK herkes tarafından yapılabilen yakalama yetkisini
sadece iúlenmekte olan suç ile sınırlamamıútır. Kanuna göre; suçu iúlerken veya
iúledikten hemen sonra yakalanamayan failin de izlenerek yakalanması mümkündür.
Ancak failin izlenmesi suçun iúlenmesi ile birlikte baúlamalıdır aksi halde suçun
iúlenmesinden saatler sonra suçun iúlendi÷ini gören birisinin ihbarı ile yapılan izleme
bu kapsamda de÷ildir, yine izleyenin mutlaka suçun iúlendi÷ini gören kiúi olması
gerekmeyip, önemli olan izlemenin suçun iúlenmesiyle birlikte baúlamıú olmasıdır.90
Herkes tarafından yapılabilecek yakalama yetkisinin úartlarından biri de;
suçüstü bir fiilden dolayı izlenen failin kaçma olasılı÷ının bulunması veya failin
hemen kimli÷ini belirleme imkanının bulunmamasıdır. Failin kaçma olasılı÷ının
bulundu÷unu gösteren somut olguların bulunması herkes tarafından yakalamanın
yapılabilmesi için gerekli olup, failin kaçma olasılı÷ının tahmine dayalı olması
yeterli de÷ildir. Yine failin kimli÷inin belirlenememesi suçüstü halinde izlenen
kiúinin kimli÷ini söylemekten kaçınması halinde de herkes tarafından yakalama
yapılabilir.91
90
91
Centel – Zafer, a.g.e., s.331
A.e., s.331
34
Herkesin yakalama yetkisine sahip oldu÷u durumlarda yakalama yapan
kiúiler, yakalanan úahsın kaçmasını engelleyecek ölçüde zor kullanma yetkisine
sahiptirler. Bu kapsamda makul derecede yakalanan úahsa yönelik cebir kullanılabilir
ise de, silah kullanılamaz.92
Yukarıda belirtilen úartların bulunması durumunda herkes tarafından
yapılabilen yakalama halinde yakalanan úahıs yakalama yapanlar tarafından kolluk
kuvvetlerine teslim edilir. Yakalanan úahsı, yakalayan kiúilerden teslim alan kolluk
kuvvetleri yakalayan ve yakalanan úahısların kimlikleri ile yakalama nedenini bir
tutanak ile tespit eder.93
2.1.2.2. Kolluk Görevlileri Tarafından Yapılan Yakalama
Kolluk görevlileri de herkesin yakalama yetkisine sahip oldu÷u durumlarda
yakalama yetkisine sahiptirler. Ayrıca CMK’nın 90. maddesinin 2. fıkrasında sadece
kolluk görevlilerine tanınan yakalama yetkisi düzenlenmiútir. Bu haller:
a) Tutuklama kararı verilmesini veya yakalama emri düzenlenmesini
gerektiren hal; CMK’nın 100 ve devamı maddelerinde tutuklama kararı verilmesini
gerektiren haller düzenlenmiútir. Buna göre, ileride ayrıntılı olarak açıklanaca÷ı
üzere kuvvetli suç úüphesini gösteren olguların varlı÷ı ve bir tutuklama nedeninin
bulunması halinde úüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir.
Yakalama emrinin úartları ise; CMK’nın 98. maddesinde düzenlenmiútir. Bu halde
de, düzenlenen yakalama emrinin yakalama emri düzenlenmesini gerektiren úartların
gerçekleúip gerçekleúmedi÷ini kolluk görevlileri de÷erlendirecektir. Bu úartların
varlı÷ı halinde kolluk görevlileri faili yakalama yetkisine sahiptirler. Yakalanan kiúi
hakkında yakalama emri zaten düzenlenmiúse bu takdirde yakalama CMK’nın 98.
maddesine göre yapılacaktır.94
b) Gecikmede tehlike bulunması; yakalama yapabilmek için mahkeme
kararının beklenmesi halinde yakalama ile gerçekleúmesi beklenen amaç tehlikeye
düúecek ise, gecikmede tehlike var demektir.
92
93
94
Kunter Nurullah – Yenisey Feridun – Nuho÷lu Ayúe, “Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza
Muhakemesi Hukuku”, Arıkan Yayıncılık, 14. Bası, østanbul, 2006, 51.4
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.442
Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.412
35
Yakalama ve Gözaltına Alma Yönetmeli÷inin 4. maddesine göre;
“gecikmesinde sakınca bulunan hal, derhal iúlem yapılmadı÷ı takdirde suçun iz,
eser, emare ve delillerinin kaybolması veya úüphelinin kaçması veya kimli÷inin
saptanamaması ihtimalinin ortaya çıkması” úeklinde tanımlanmıútır.
Kolluk görevlisi gecikmesinde sakınca bulunan hali takdir ederken somut
olayın durumuna göre, kendi takdiriyle yakalamanın sonucunun tehlikeye girip
girmedi÷ini de÷erlendirip, yakalama amacının tehlikeye girmesi ihtimali varsa
yakalama yoluna baúvurmalıdır.95
c) Cumhuriyet Savcısına veya kolluk amirlerine derhal baúvurma olana÷ı
bulunmaması; kolluk görevlileri Cumhuriyet Savcısına veya kolluk amirlerine derhal
baúvurma olana÷ına sahip oldukları durumlarda, yakalama yoluna gitmeyip mevcut
durumu Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amirine iletmekle yetinmelidirler.96
2.1.2.3 ùikayete Ba÷lı Suçlarda Yakalama
Soruúturulması ve kovuúturulması úikayete ba÷lı olan suçlarda úikayet
koúulunun gerçekleúmemesi halinde yakalama yapılamaz. (CMK 90/3) Bu úart
kolluk tarafından yapılabilen yakalama bakımından arandı÷ı gibi herkes tarafından
yapılabilen yakalama halinde de aranacaktır. Suçun soruúturması veya kovuúturması
úikayete tabi olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalı÷ı, malullük veya
güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karúı iúlenen suçlarda
kiúinin yakalanması úikayete ba÷lı de÷ildir. Ancak kanunumuz bunun için suçüstü
halinin varlı÷ını aramıútır. Suçüstü hali yoksa bu kiúilere karúı iúlenen suçlarda
suçtan zarar gören kiúinin úikayetiyle yakalama yapılabilmesi mümkündür.97
ùikayete ba÷lı olan suçlarda, CMK’nın 90/3. maddesi uyarınca úikayet hakkı
kullanılmadan úüpheli yakalanmıú olursa, úikayet hakkına sahip olan kiúi veya birden
fazla ise bu kiúilerden birine úüphelinin yakalandı÷ı bildirilir (CMK m.96).
95
96
97
Centel – Zafer, a.g.e., s.333
A.e., s.333
Öztürk – Tezcan – Erdem – Sırma – Saygılar – Alan, s.391, Bu hükmün suçtan haberi olmadı÷ı
için úikayete yetkili olna kiúinin úikayet hakkını kullanamaması durumunda uygulama alanı
bulaca÷ı görüúü için bkz. Soyaslan, Yakalama, s.665.
36
2.1.3. Yakalama Emri Ve Nedenleri
CMK’nın 98. maddesinin ilk üç fıkrası; yakalama emrinin hangi hallerde
çıkarılaca÷ını ve bu hususta yetkili mercileri düzenlemiútir.
1412 Sayılı CMUK’ta yer alan gıyabi tutuklama kararı 5271 Sayılı CMK’da
kaldırılmıú, istisnai olarak da do÷abilecek sakıncaları önlemek amacıyla CMK’nın
248/5. fıkrası hükmü uyarınca, kaçak sanık hakkında CMK’nın 100 ve devamı
maddeleri gere÷ince sulh ceza hakimi veya mahkeme tarafından yoklu÷unda
tutuklama kararı verilebilece÷i kabul edilmiútir. 5230 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun Yürürlük ve Uygulama ùekli Hakkında Kanunun 5. maddesine göre;
“Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu yürürlükteyken verilmiú gıyabi tutuklama
kararları, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlü÷e girmesiyle, 248. maddesinin
yabancı ülkede bulunan kaçaklarla ilgili 5. fıkrası hükmü ayrık olmak üzere
yakalama emri niteli÷ine dönüúür. Ceza Muhakemesi Kanununun 248. maddesinin 5.
fıkrası hükmü sadece yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında uygulanır.” Bu
hükme göre, CMK’nın 248/5. fıkrasında belirtilen úüpheli veya sanıkların
yokluklarında tutuklama kararı verilebilmesi, sadece yurt dıúında bulunan kaçaklarla
ilgili olarak uygulanabilecek; yurt içinde olan ancak bulunamayan veya kendisine
ulaúılamayan kiúiler hakkında yokluklarında tutuklama kararı verilemeyecektir.98
Yakalama emrinin düzenlenebilece÷i durumlar kanunda aúa÷ıdaki esaslara
göre belirlenmiútir:
a) Soruúturma Evresinde; ça÷rı üzerine gelmeyen veya ça÷rı yapılamayan
úüpheli hakkında Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından
yakamla emri düzenlenebilir.
Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii
tarafından úüpheli hakkında yakalama emri düzenlenebilir. Örne÷in; úüphelinin
tutuklanması talebinin sulh ceza hakimi tarafından reddi halinde; úüphelinin serbest
bırakılması kararına karúı Cumhuriyet Savcısı o yer Asliye ceza mahkemesine itiraz
edebilir.
98
øtirazın
uygun
bulunması
halinde,
CMK
ile
gıyabi
tutuklama
Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.427
37
kaldırıldı÷ından
huzurda
bulunmayan
úüpheli
hakkında
tutuklama
kararı
verilemeyecek ve úüpheli hakkında yakalama emri çıkarılacaktır. Bu yakalama
emriyle yakalanan kiúi de huzura alınarak tutuklanmasına karar verilecektir.
Yakalama emri üzerine yakalanan úüpheli, yakalama emrini düzenlemiú olan itiraz
mercii huzuruna çıkarılmalı ve bu merci tarafından úüphelinin tutuklanmasına karar
verilmelidir.
b) Kovuúturma Evresinde; CMK’nın 247/1 maddesine göre; hakkındaki
soruúturmanın veya kovuúturmanın sonuçsuz kalmasını sa÷lamak amacıyla yurt
içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından
kendisine ulaúılamayan kiúiye kaçak adı verilir. 5320 sayılı kanununun 5. maddesine
göre; ancak yurt dıúında bulunan kaçak sanıklar hakkında yoklu÷unda tutuklama
kararı verilebilece÷i belirtildi÷inden; yurt içinde olan ancak bulunamayan veya
kendisine ulaúılamayan sanık hakkında, CMK’ nın 98/3 maddesine göre kovuúturma
evresinde resen veya Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine mahkeme tarafından
yakalama emri düzenlenebilecektir.99
Bu maddeye göre yakalama emri düzenlenmesinde bir suç sınırlaması
bulunmayıp, mahkeme tarafından belirtilen koúulların varlı÷ı halinde her türlü suç
için
yakalama
emri
düzenlenebilir.
Mahkeme,
sanı÷ın
yakalama
emriyle
yakalanmasına her zaman karar verebilecektir (CMK m.199).
Hakim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruúturma
veya kovuúturma evresinde yakalanan kiúi en geç yirmi dört saat içinde yetkili hakim
veya mahkeme önüne çıkarılır, çıkarılamıyorsa aynı süre içinde en yakın sulh ceza
hakimi önüne çıkarılmalıdır. Mahkeme tarafından bu kiúi serbest bırakılmadı÷ı
takdirde yetkili hakim veya mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere
hakkında sevk tutuklaması iúlemine baúvurulur. Sevk tutuklaması genel tutuklamanın
úartlarına tabi de÷ildir.100
c)
Cumhuriyet
Savcısı
ve
Kolluk
Kuvvetlerinin
Yakalama
Emri
Düzenleyebilece÷i østisnai Durumlar; CMK’nın 98. maddesinin 2.fıkrasına göre
99
100
A.e., s.428
Bıçak Vahit, “Suç Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayınları, 1. Baskı, Ankara, 2010, s.487
38
yakalanmıú iken kolluk görevlisinin elinden kaçan úüpheli veya sanık ya da tutukevi
veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet
Savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilir. Bu hüküm úüpheli,
sanık, tutuklu veya hükümlü için geçerlidir.
d) Cumhuriyet Savcısının “ønfaz” øçin Yakalama Emri Düzenleyebilece÷i
Durum; CGTøK’nin 19. maddesine göre; “Hükümlü hapis cezası veya güvenlik
tedbirinin infazı için ça÷rı ka÷ıdı gönderildi÷i halde, 10 gün içinde gelmez, kaçar ya
da kaçaca÷ı úüphesini uyandırırsa Cumhuriyet Savcısı yakalama emri çıkarır. 3
yıldan fazla hapis cezalarının hapis cezalarının infazı için ise do÷rudan yakalama
emri çıkarılır.”
2.1.4. Yakalama Emrinin øçeri÷i
CMK’nın 98. maddesinin 4. fıkrasında yakalama emrinin ne gibi kayıtları
içerece÷i belirtilmiútir. Buna göre; yakalama emrinde kiúinin açık eúkali, biliniyorsa
kimli÷i, yüklenen suç ile yakalandı÷ında nereye gönderilece÷i açıkça gösterilir.
CGTøK’nin 19. maddesine göre ise; Cumhuriyet Savcısınca infaz için
düzenlenen yakalama emrinde; hükümlünün eúkali, kimli÷i ve infaz için yakalama
emrinin çıkartıldı÷ı ve yakalandı÷ında nereye gönderilmesi gerekti÷i belirtilmelidir.
2.1.5. Yakalama Emrinin øcrası
Yakalama; hakim kararıyla, Cumhuriyet Savcısının emriyle veya kolluk
kuvvetiyle ya da vatandaúlar tarafından yapılabilir.
Suçüstü hali veya suçüstü bir fiilden dolayı izlenen bir kiúinin kaçma
ihtimalinin bulunması veya hemen kimli÷ini belirleme imkanının bulunmaması
nedeniyle baúkaları tarafından yakalanıp kolluk görevlilerine teslim edilen veya
belirtilen hallerde do÷rudan do÷ruya kolluk görevlilerince yakalanan ya da
haklarında tutuklama kararı veya yakalama emrini düzenlenmesini gerektiren ve
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde; Cumhuriyet Savcısına veya kolluk
amirlerine derhal baúvurma imkanı bulunmaması sebebiyle kolluk görevlilerince
yakalanan kiúi ve olay hakkında Cumhuriyet Savcısına derhal bilgi verilir.
39
Cumhuriyet Savcısının sözlü emri do÷rultusunda iúlem yapılır, Cumhuriyet Savcısı
tarafından verilen sözlü emir en kısa zamanda yazılı hale dönüútürülerek en kısa
sürede ilgili kollu÷a bildirilir. Ancak kolluk görevlisi emrin yazılı hale getirilmesini
beklemeksizin gere÷ini yerine getirir (YGøY m.8).
YGøY’nin 6. maddesinde; yakalanan kiúinin ilk olarak üst aramasının
yapılaca÷ı ve bu sayede kendisine veya baúkalarına zarar verebilecek silah gibi
unsurlardan arındırılmasının sa÷lanaca÷ı, yakalama sırasında suçun iz, emare, eser ve
delillerinin yok edilmesini veya bozulmasını önleyecek tedbirlerin alınaca÷ı
düzenlenmiútir. Yine aynı maddede yakalama sırasında yakalanan kiúiye suç ayrımı
gözetilmeksizin yakalanma sebebi ve hakkındaki iddialar ile susma ve müdafiden
yararlanma, yakalanmaya itiraz etme hakları ile di÷er kanuni hakları ve itiraz hakkını
nasıl kullanaca÷ının yazılı olarak, bunun hemen mümkün olmaması halinde ise sözlü
olarak derhal bildirilece÷i düzenlenmiútir. Söz konusu maddede, yakalama iúleminin
bir tutana÷a ba÷lanaca÷ı ifade edilmiútir. Uygulamada yakalama tutana÷ı adı verilen
bu tutanakta, yakalananın hangi suç nedeniyle, hangi koúullarda, hangi yer ve
zamanda yakalandı÷ı, yakalamayı kimlerin yaptı÷ı, hangi kolluk mensubunca tespit
edildi÷i, haklarının tam olarak anlatıldı÷ı açıkça yazılır, bu tutana÷ın bir sureti
yakalanan kiúiye verilir. Bu kiúiye, ayrıca haklarının yazılı olarak bildirildi÷ini ve
kendisi tarafından da bu hususun anlaúıldı÷ını belirten “Yakalama ve Gözaltına Alma
Tutana÷ı ùüpheli ve Sanık Hakları Formu” düzenlenerek imzalı bir örne÷i úüpheliye
veya sanı÷a verilir.
Yakalan veya tutuklanarak bir yerden di÷er bir yere nakledilen kiúilere,
kaçacaklarına ya da kendisi veya baúkalarının hayat ve beden bütünlükleri
bakımından tehlike arz etti÷ine iliúkin belirtilerin varlı÷ı halinde kelepçe takılması
mümkündür. (YGøY m.7)
Yakalama iúlemi bir zaman sınırlamasına tabi olmadı÷ından gündüz
yakalama yapılabilece÷i gibi gece de yakalama yapılabilir.
Yakalanan kiúi, Cumhuriyet Savcısının emri ile serbest bırakılmazsa,
soruúturmanın tamamlanması için gözaltına alınır (YGøY m. 6/9). Yakalanan kiúi
gözaltına alınır veya zor kullanılarak yakalanırsa hekim kontrolünden geçirilerek
40
yakalanma anındaki sa÷lık durumu belirlenir. (YGøY m. 9)
2.2. GÖZALTINA ALMA
2.2.1. Genel Olarak
Gözaltına alma koruma tedbiri 5271 sayılı CMK’nın 91. maddesinde
düzenlenmiútir. Söz konusu maddede; “yukarıdaki maddeye göre yakalanan kiúi,
Cumhuriyet Savcılı÷ınca bırakılmazsa, soruúturmanın tamamlanması için gözaltına
alınmasına karar verilebilir. Gözaltına alma, bu tedbirin soruúturma yönünden
zorunlu olmasına ve kiúinin bir suçu iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin
varlı÷ına ba÷lıdır.” denilerek düzenlemiútir. Maddede gözaltına almanın süreleri,
karara karúı itiraz durumu gibi hususlar düzenlenmesine ra÷men gözaltına almanın
tanımı yapılmamıútır.
Gözaltına almanın tanımı 01.06.2005 tarihli Yakalama, Gözaltına Alma ve
øfade Alma Yönetmeli÷inin 4. maddesinde yapılmıútır. Buna göre; “kanunun verdi÷i
yetkiye göre, yakalanan kiúinin hakkındaki iúlemlerin tamamlanması amacıyla,
yetkili hâkim önüne çıkarılmasına veya serbest bırakılmasına kadar kanuni süre
içinde sa÷lı÷ına zarar vermeyecek úekilde özgürlü÷ünün geçici olarak kısıtlanıp
alıkonulmasına gözaltına alma denir.” Hem kanun hem de yönetmelik birlikte
de÷erlendirildi÷inde gözaltı, soruúturma yönünden zorunlu olması ve kiúinin bir suç
iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin bulunması durumunda, yakalanmıú olan
kiúinin hakkındaki iúlemlerin tamamlanması amacıyla Cumhuriyet Savcısının
kararıyla kanunda yazılı süreler çerçevesinde özgürlü÷ünün kısıtlanması olarak
tanımlanabilir.
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda gözaltına alma,
yakalamadan ayrı bir tedbir olmayıp onun devamı olarak kabul edilmiútir.
Yakalamanın do÷al sonucu gözaltına alma olmaktaydı.101 Yani kiúi yakalandı÷ı anda
gözaltına alınmıú olmaktaydı. Gözaltı, yakalanan kiúinin içinde bulundu÷u hukuki
durumu ifade etmekteydi. Bu durumun do÷al bir sonucu olarak, yakalama yetkisine
101
Kunter - Yenisey, a.g.e 2000, s.654-655
41
sahip olan kolluk aynı zamanda gözaltına alma yetkisine de sahipti.102 5271 sayılı
CMK, 1412 sayılı CMUK’tan farklı olarak yakalama ile gözaltına almayı birbirinden
tamamen ayırarak, yakalamayı 90. maddede ayrı bir usul iúlemi gözaltını ise 91.
maddede ayrı bir usul iúlemi olarak düzenlemiútir.103 Bunun sonucu olarak yakalama
yetkisine kural olarak kolluk sahip iken, yakalamanın sonucu olan gözaltında ise
artık kollu÷un yetkisi bulunmamakta ve gözaltı sadece Cumhuriyet Savcısının
yetkisinde olan ba÷ımsız bir koruma tedbiri olmaktadır.104 Artık yeni CMK’ya göre,
yakalama iúlemi zorunlu olarak kiúinin gözaltına alınmasını gerektirmemektedir.
Yani, yakalanan kiúi Cumhuriyet Savcısının kararıyla gözaltına alınabilece÷i gibi,
yine Cumhuriyet Savcısının kararıyla serbest de bırakılabilir.105
Gözaltına almanın amacı; maddi gerçe÷e ulaúmak için, soruúturmanın daha
sa÷lıklı ve etkili yapılması, delillere ulaúmak ve delillerin karartılmasının önlenmesi,
úüphelinin soruúturma sırasında hazır bulundurulmasının sa÷lanması yani kaçmasının
önlenmesi olarak sayılabilir. Yine Cumhuriyet Savcısı úüphelinin tutuklanmasını
talep etmeden önce, úüphelinin gerçekten bu suçu iúleyip iúlemedi÷i konusunda ek
bilgi sahibi olmak, soruúturmayı geniúletmek ve olayı daha çok aydınlatmak
isteyebilir. Tüm bunları gerçekleúebilmesi için de úüphelinin bir süre Cumhuriyet
Savcısının kontrolü altında yani gözaltında bulunması gerekir.106
Günümüzde özellikle basın ve yayın organları tarafından gözaltına alma
kavramı ile gözlem altına alma kavramının birbirine karıútırıldı÷ı görülmektedir.
Gözlem altına alma úüpheli veya sanı÷ın úuurunun incelenmesine yönelik bir bilirkiúi
incelemesidir. CMK’nın 74. maddesinde düzenlenen gözlem altına alma tedbirine;
fiili iúledi÷i yolunda kuvvetli úüpheler bulunan úüpheli veya sanı÷ın akıl hastası olup
olmadı÷ının, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta oldu÷unun tespiti ve bu
durumun kiúinin davranıúları üzerindeki etkilerinin saptanması için baúvurulabilece÷i
belirtilmiútir. Görüldü÷ü gibi yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmaya çalıúılan
gözaltına alma kavramı ile úüpheli veya sanı÷ın akıl hastası olup olmadı÷ının
102
103
104
105
106
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.204
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.839
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.332
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.204
Soyaslan Do÷an, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Yetkin Yayınları, 3. Baskı, Ankara, 2007, s.304
42
tespitini düzenleyen gözlem altına alma kavramı birbirlerinden tamamen farklı
kavramlardır.
2.2.2. Karúılaútırmalı Hukukta Gözaltına Alma
Gözaltına alma kurumuyla ilgili de÷iúik ülkelerin mevzuatları incelendi÷inde
ülkeler arası farklılıklar oldu÷u görülmektedir. Bu farklılıklar genellikle gözaltı
süreleri, gözaltına alınan kiúinin hakları ve gözaltına alma kararı verme yetkisi
konularında toplanmaktadır.
Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi’nin gözaltına alma ve tutuklama kurumunu
düzenleyen 5/3. maddesine göre; “ Bu maddenin 1/c fıkrasında açıklanan úartlara
göre tutuklanan veya gözaltına alınan herkes hemen bir yargıç veya adli fonksiyon
yapmaya kanunla yetkili kılınmıú di÷er bir görevli önüne çıkarılır. Kendisinin makul
bir süre içinde muhakeme edilmeye veya adli kovuúturma sırasında serbest
bırakılmaya hakkı vardır. Salıverme, ilgilinin duruúmada hazır bulunmasını
sa÷layacak bir teminata ba÷lanabilir”. 5/4. maddesi gere÷ince; “ Tutuklanma veya
gözaltına alınma nedeniyle özgürlü÷ünden yoksun kılınan herkes, özgürlük
kısıtlamasının kanuna uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesini ve
kanuna uygun görülmemesi halinde serbest bırakılmasını sa÷lamak için mahkemeye
baúvurma hakkına sahiptir”. 5/5. madde gere÷ince de; “ Bu maddenin hükümlerine
aykırı olarak bir tutuklama veya gözaltına alınma iúleminin ma÷duru olan herkesin
tazminat istemeye hakkı vardır”107. Maddede geçen hemen kavramı ülkeden ülkeye
farklı düzenlemelere konu olmuútur. Ancak Avrupa Konseyine üye olan ülkelerin
ço÷unda gözaltına alınan kiúinin yetkili mahkeme önüne çıkarılma süresi yirmi dört
saat olarak düzenlenmiú, bir kısmında ise kırk sekiz saat veya doksan altı saat olarak
belirlenmiútir. Teröre iliúkin suçlar ile sıkıyönetim ve ola÷anüstü hallerde yedi ila on
güne kadar uzayan gözaltı süreleri bulunmaktadır108. Avrupa ønsan Hakları
Komisyonu ve Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi verdikleri kararlar ile maddede
geçen hemen kavramını adi suçlar için dört gün olarak belirlemiúler ve dört günü
aúan
107
108
gözaltı
süresini
AøHS’nin
5/3.
maddesindeki
hakkın
ihlali
olarak
Http://www.todaie.gov.tr/ihadm/avrupa/aihs, eriúim tarihi: 16.05.2011.
ùahin ølyas, a.g.e., s.56-57.
43
belirtmiúlerdir109. Yine Konseye üye olan ülkeler, AøHS’de düzenlenen serbest
bırakılmayı
sa÷lamak
için
mahkemeye
baúvurma
hakkını
mevzuatlarında
düzenlemiúlerdir.
Karúılaútırmalı hukukta gözaltı süresinin kısa tutulması genel kural olarak
gözükmektedir. Bazı mevzuatta bir tek süre kabul edilmiútir ve uzatılmamaktadır:
Kanada’da yirmi dört saat, Almanya’da kiúinin yakalandı÷ı günü izleyen günün
sonuna kadardır yani kırk sekiz saattir. Rusya’da ise bu süre yetmiú iki saate kadar
uzayabilmektedir. Hollanda’da üç defa yirmi dört saat olabilmektedir.110
Bunların dıúında hemen hemen bütün ülkelerde gözaltına alınan kiúinin
aydınlatılma, susma, avukata baúvurma, doktor muayenesinden geçme ve yakınlarına
haber verme gibi hakları oldu÷u konusunda farklı düzenlemeler bulunmaktadır.
ùimdi konuyla ilgili daha iyi de÷erlendirme yapabilmek amacıyla gözaltına alma ile
ilgili bazı ülkelerdeki düzenlemeleri açıklamaya çalıúaca÷ız.
2.2.2.1. Almanya
Almanya’da bir kiúinin adli bir suç nedeniyle yakalanabilmesi için kural
olarak mahkeme kararı gerekir. Ancak gecikme tehlikesi olması, úüphelinin kaçma
ihtimali bulunması hallerinde savcılık ve polis memurları da yakalama yetkisine
sahiptirler. Hatta suçüstü halinde veya yeni iúlenmiú bir suç sırasında takip edilen bir
kiúinin kaçma úüphesi varsa veya kimli÷i derhal tespit edilemiyorsa herkes yani sivil
kiúiler de yakalama yetkisine sahiptir111.
Alman Ceza mevzuatı uyarınca on dört yaúından küçüklerin cezai ehliyetleri
bulunmadı÷ı için bu kiúilerin gözaltına alınmaları mümkün de÷ildir. Yine özel idari
kabahatlerden dolayı, hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmeyen basit suçlarda, para
cezası ve muhtemel yargılama giderleri bakımından teminat gösterilmesi
durumlarında yakalama ve gözaltına alma iúlemi yapılamaz112.
109
110
111
112
Avrupa ønsan Hakları Komisyonunun Hollanda aleyhindeki 1966 tarih ve 2894/66 sayılı ve
Belçika aleyhindeki 1973 tarih ve 4960/71 sayılı baúvurular üzerine verdi÷i kararlar.
ùahin Cumhur, “CMK Gazi ùerhi”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2005, s.278
ùahin ølyas, a.g.e., s. 60-61
A.e., s. 62-63
44
Yakalanan veya gözaltına alınan kiúinin ne ile suçlandı÷ını bilme hakkı
vardır. Bu konuda kendilerine yakalandıkları zaman ne ile suçlandıklarını gösteren
bir yakalama belgesi verilir. Polis tarafından gerçekleútirilen ilk sorguda kiúiye isnat
edilen suçun ne oldu÷u, isnat ile ilgili sorulan sorulara cevap vermeyi reddetme ve
susma hakkı oldu÷u, her aúamada bir avukata baúvurma ve avukatla özel olarak
görüúme haklarının oldu÷u, yakalanan veya gözaltına alınan kiúinin akrabasına veya
kendisi tarafından seçilen bir kimseye yakalandı÷ını ve gözaltına alındı÷ını bildirme
hakkı oldu÷u konusunda bilgi verilir. Gözaltına alınan kiúi yeterince neden
göstermek koúuluyla her zaman doktor gözetiminden geçmeyi talep edebilir. Yine
kiúi kendine kötü muamelede bulunuldu÷u iddiasında ise ve bunu gösteren emareler
varsa hemen bir doktor muayenesine alınır113.
Almanya’da gözaltına alınan kiúi serbest bırakılmadı÷ı takdirde en geç
yakalamayı takip eden günün ertesi günü yakalama iúleminin gerçekleúmiú
bulundu÷u yerdeki hakimin önüne çıkarılmalıdır. Hakim yakalamayı ve gözaltına
almayı haklı bulmaz veya bu sebeplerin ortadan kalkmıú oldu÷una kanaat getirirse
kiúinin serbest bırakılmasını emreder. Alman hukukunda gözaltı süresi kırk sekiz
saati
geçemez.
Gözaltı
süresi
bakımından
ferdi
suç,
toplu
suç
ayrımı
yapılmamıútır114.
2.2.2.2. øngiltere
øngiliz hukukunda yakalama, müzekkereli veya müzekkeresiz olabilir.
Müzekkeresiz yakalama hem kanun hem de adet hukukunda öngörülmüútür.
Müzekkeresiz yakalamada iki temel kural vardır. ølki, tutuklama iúleminin
yapılabilece÷i
bir
suçu
iúleyen
veya
iúleme
úüphesi
altında
olanların
yakalanabilmesidir. økincisi ise, aslında tutuklama iúleminin yapılamayaca÷ı fakat
olayın mahiyeti icabı kiúilerin yakalanmasıdır115.
øngiltere’de 1984 yılında yapılan köklü de÷iúiklikler ile gözaltı memuru
görevlisi kurumu düzenlenmiútir. Gözaltı memurunun görevi, gözaltına alınan kiúinin
sa÷lı÷ı ve durumundan sorumlu olmak, gözaltına alınan kiúiye yasalara uygun
113
114
115
A.e., s. 63-65
A.e., s. 60
A.e., s. 67
45
davranılmasını sa÷lamak ile soruúturmanın sonunda bir gözaltı raporu hazırlamak
olarak belirlenmiútir116.
Yakalanan kiúi karakola getirildi÷inde gözaltı memuru, kiúinin ilgili suçla
suçlanması için yeterli delil olup olmadı÷ına bakar. E÷er yeterli delil yoksa gözaltı
memuru, kiúinin sorguya çekilip çekilmemesine karar verir. Yaptı÷ı inceleme
sonucunda yakalama iúlemini yapan memurun iddiasını yetersiz bulursa, kiúiyi
serbest bırakır, úayet yeterli delil varsa suçlama iúlemi yapılır. Bir kiúi suçlama
olmaksızın yakalanmasından itibaren yirmi dört saatten daha fazla gözaltında
tutulamaz. Ancak delillerin toplanabilmesi için bu süre yetmeyecekse veya delillerin
korunması ve karartılmasının önlenmesi gerekiyorsa, kiúinin gözaltında tutulmasına
neden olan suç tutuklanabilir a÷ır nitelikli bir suç ise komiser tarafından bu süre otuz
altı saate kadar uzatılabilir. ùayet daha fazla süreye ihtiyaç duyuluyorsa, süre ancak
mahkeme kararıyla uzatılabilir. Ancak mahkeme kararı ile de olsa, toplam gözaltı
süresi hiçbir úekilde doksan altı saati geçemez. Yakalanan kiúi terörist faaliyetlerde
bulunma úüphesi olan biri ise, hakim kararı olmaksızın kırk sekiz saat gözaltında
tutulabilir117.
Yakalanan kiúiye gözaltına alındı÷ı (yakalandı÷ı) mümkün olur olmaz
bildirilir ve yakalama nedenleri yakalama anında veya daha sonra mümkün olur
olmaz bildirilir. Aksi takdirde yakalama yasal olmaz. Yakalanan kiúinin durumundan
istedi÷i kiúilere haber verilmesini isteme hakkı, gözaltı aúamasında hem müdafie
danıúabilme hem de gözaltında iken yapılan sorgusunda yanında avukat
bulundurabilme hakkı bulunmaktadır. øngiltere’de sorgu sırasında sorulan sorulara,
kaba ve yanıltıcı davranıúlara veya bu tarz durumlara karúı avukatın müdahalesi
kabul edilmiútir. Yine gözaltına alınan kiúi susma hakkına, gözaltı kararına karúı
itiraz hakkına, gözaltında iken kendisine karúı yapılan muamelenin hukuka aykırı
oldu÷u kanaatinde ise úikayet hakkına ve tıbbi yardımdan yararlanma hakkına
sahiptir118.
116
117
118
A.e., s. 66-67
A.e., s. 67-70
A.e., s. 72-74
46
2.2.2.3. Fransa
Fransız hukukunda, hakkında bir suç iúledi÷i ya da iúlemeye teúebbüs etti÷i
kanısını uyandıran belirtiler bulunan her kiúi soruúturma gere÷i için gözaltına
alınabilir. On yaúından küçük çocuklar hiçbir úekilde gözaltına alınamazlar. On
yaúından on üç yaúına kadar olan çocuklar ise, istisnai olarak gözaltına alınabilirler.
Gözaltına alma konusunda adli polis memurlarının karar verme yetkilileri yoktur.
Gözaltına alma kararı verme yetkisi adli polis amirlerine aittir. Bunların da en kısa
sürede Cumhuriyet Savcısını haberdar etmeleri gerekmektedir 119.
Fransa’da polis yakaladı÷ı kiúileri serbest bırakmaması durumunda, adli polis
amirinin kararı ve en geç sürenin sonunda savcı huzuruna çıkarmak úartı ile yirmi
dört saat gözaltında tutabilir. E÷er bu süreden daha fazla gözaltında tutmak isterse,
gözaltına alınan kiúiyi dinledikten sonra Cumhuriyet Savcısının önüne götürmek
mecburiyetindedir. Cumhuriyet Savcısı, ilgiliyi dinledikten sonra gözaltı süresinin
yirmi dört saatten fazla olmamak üzere uzatılmasına yazılı olarak izin verebilir.
østisnai olarak ilgili dinlenmeden de uzatılma kararı verilebilir. Terörizm ve
uyuúturucu madde suçlarında kırk sekiz saatlik gözaltı süresi, Cumhuriyet Savcısının
talebi üzerine Asliye Mahkemesi baúkanının kararıyla kırk sekiz saat daha
uzatılabilir. Bu úekilde bu suçlarda gözaltı süresinin toplam dört güne kadar
uzatılabilmesi imkanı tanınmıútır. Devlet güvenli÷ine karúı iúlenen suçlarda ise,
ola÷an zamanlarda gözaltı süresi altı güne; ivedi durumlarda da on iki güne
çıkarılabilir120.
Gözaltına alınan kiúinin, yakınlarına haber verme, tıbbi muayeneden
yararlanma, avukat yardımından yararlanabilme ve susma hakları bulunmaktadır121.
2.2.2.4. øtalya
øtalya Ceza Yargılaması Hukuku ceza soruúturmalarının savcı tarafından veya
onun denetiminde adli polis tarafından yapılaca÷ını öngörmüútür. Polisi kontrol
etmek, delillerin adil ve dürüst bir úekilde alındı÷ını denetlemek, soruúturma
119
120
121
A.e., s. 76
A.e., s. 75-77
A.e., s. 77-79
47
sürecinde elde edilen delillerin kabule úayan olup olmadı÷ını de÷erlendirmek,
soruúturma süreci içinde kollu÷un aktivitelerini düzenlemek savcının görevidir. Bu
ba÷lamda kollu÷un ceza soruúturmalarıyla ilgili ortaya çıkan sorunları, soruúturulan
suçun gerekli yönlerini ve elde ettikleri delilleri gecikmeksizin savcıya bildirmek
yükümlülükleri bulunmaktadır. Kollu÷un olay hakkında savcıya rapor vermesiyle
hazırlık soruúturması resmen baúlamıú olur. Yakalanan kiúi varsa savcı bunun adını
resmi kayda geçirir. Suçüstü halinde úüpheliyi kamu görevlisi olsun ya da olmasın
herkes yakalama hakkına sahiptir122. Savcı da úüpheli hakkında kaçma tehlikesine
iliúkin
emarelerin
oldu÷u
durumların
yanı
sıra
delillerin
toplanmasının
engellenece÷ine dair tehlike olması, suçun savaú silahlarını veya patlayıcıları
ilgilendirmesi gibi durumlarda yakalama kararı verebilir123.
øtalya’da polis úüpheliyi yirmi dört saat gözaltında tutabilir. Bu süre içinde
úüpheliyi savcı önüne çıkarmak zorundadır. Savcının úüpheliyi kırk sekiz saat
gözaltında tutma yetkisi bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda savcı ya úüpheliyi
serbest bırakacak ya da hâkim önüne sevk edecektir. Hâkim ise úüpheliyi kırk sekiz
saat gözaltında tutma hakkına sahiptir. Bu süre sonunda hâkim ya úüpheliyi serbest
bırakacak ya da tutuklanmasına karar verecektir124.
Gözaltına alınan kiúinin polis tarafından ifadesinin alınmasına izin
verilmemiútir. Ancak olay henüz gerçekleúmiú ise veya suçun gerçekleúti÷i yerde
veya suçun iúlenmesinden hemen sonra polis úüpheliyi dinleyebilir. Polis tarafından
savcı gözetiminde olmaksızın alınan ifadelerin geçerlili÷i kanun ile kısıtlanmıútır.
Sorgu savunma avukatının yoklu÷unda alınmıú ise kaydedilemez ve yargılama
sürecinin herhangi bir aúamasında kullanılamaz. Sadece hâkim veya savcı huzurunda
verilmiú ve avukatın hazır bulundu÷u ifadeler delil olarak kullanılabilir125.
2.2.3. Gözaltına Almanın ùartları Ve Gözaltı Kararı
Herhangi bir úekilde yakalanmıú olan kiúinin Cumhuriyet Savcısının
kararıyla,
122
123
124
125
soruúturma
açısından
zorunlu
olması
ve
bir
suç
iúlendi÷ini
A,e., s.86-87
Prof. Do÷an SOYASLAN’ın Adalet Bakanlı÷ı için yaptı÷ı tercümeden, s.3
ùahin ølyas, a.g.e., s.87
A.e., s. 88-89
48
düúündürebilecek emarelerin bulunması halinde belirli bir süre hareket özgürlü÷ünün
kısıtlanması iúlemine gözaltına alma denir126.
CMK 90/5. maddesi uyarınca kolluk, resmi sıfatı bulunmayanlar tarafından
yakalanıp kendisine teslim edilen veya do÷rudan do÷ruya kendisinin yakaladı÷ı kiúi
ve olay hakkında Cumhuriyet Savcısına bilgi vermek ve onun emri do÷rultusunda
iúlem yapmakla yükümlüdür. Kural olarak bu bilgi yazılı úekilde verilir ancak acele
durumlarda ve yazılı úekilde bilgi verilmesi mümkün olmayan hallerde sözlü olarak
da bilgi verilmesi mümkündür. Olay kendisine bildirilen Cumhuriyet Savcısı,
yakalananın
serbest
bırakılmasına
karar
verebilece÷i
gibi;
soruúturmanın
tamamlanması amacıyla yakalananın gözaltına alınmasına da karar verebilir (CMK
91/1)127. 5271 sayılı CMK’nın, 1412 sayılı CMUK’tan farklı olarak yakalama ile
gözaltına almayı birbirinden tamamen ayırarak, gözaltına alma koruma tedbirini
yakalamanın do÷al bir sonucu olmaktan çıkardı÷ını daha önce belirtmiútik. Yeni
kanun uygulamasında yakalama, gözaltına alınmanın ön aúaması haline gelmiútir.
Buna göre her yakalanan kiúinin gözaltına alınması da zorunlu de÷ildir. Gözaltına
alma artık yakalamanın otomatik bir sonucu olmayıp, Cumhuriyet Savcısının kararı
üzerine kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan yakalamadan sonraki süreci ifade etmektedir.
Yakalama özgürlü÷ün kısıtlanmasıyla, gözaltı ise Cumhuriyet Savcılı÷ınca
úüphelinin bırakılmaması üzerine verilecek gözaltı kararıyla baúlamaktadır128.
Yakalama,
Gözaltına
Alma
ve
øfade
Alma
Yönetmeli÷i’nin
13/1.
maddesinde; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 90. maddesine göre
yakalanan
kiúi
Cumhuriyet
Savcısı
tarafından
bırakılması
emredilmezse,
soruúturmanın tamamlanması için gözaltına alınır.” denilmektedir. Gerek CMK
gerekse YGøY birlikte de÷erlendirildi÷inde gözaltına alma kararını Cumhuriyet
Savcısının verebilece÷i anlaúılmaktadır. Ancak ne kanunda ne de yönetmelikte
gözaltına alma kararını verecek makam ayrıca ve açıkça gösterilmiú de÷ildir.
Cumhuriyet
Savcısının
kararı
olmaksızın,
soruúturma
sürecinde
kollu÷un
kendili÷inden gözaltı kararı vermesi ve kiúileri gözaltında tutması mümkün
126
127
128
Soyaslan Do÷an, a.g.e 2007, s.304; Bıçak, a.g.e., s.490; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.211
Soyaslan Do÷an, a.g.e 2007, s.304; Centel – Zafer, s.313; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.332
Turhan Faruk, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Asil Yayıncılık, 1. Baskı, Ankara, 2006, s.210-211;
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.333
49
de÷ildir129. YGøY ’nin 5. maddesinde; “Kolluk görevlileri, kimli÷ini bir belgeyle
veya kolluk kuvvetince tanınmıú veya güvenilir kiúilerin tanıklı÷ı ile ispat
edemeyenlerle, gösterdikleri belgelerin do÷rulu÷undan úüphe edilen kiúileri, aranan
kiúilerden olup olmadıkları anlaúılıncaya veya gerçek kimli÷i ortaya çıkıncaya kadar
yirmi dört saati geçmemek üzere, yakalama ve muhafaza altına almaya yetkilidir. Bu
kiúilere kimliklerini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.” hükmü
bulunmaktadır. Maddede bahsi geçen ve kolluk görevlilerine kiúileri yirmi dört saate
kadar tutma yetkisi veren bu kurum, bir gözaltına alma koruma tedbiri de÷ildir.
Yukarıda bahsedildi÷i gibi ve CMK 90 ve 91. maddeler ile YGøY 13. maddeleri
birlikte de÷erlendirildi÷inde gözaltına alma kararını verebilme yetkisi münhasıran
Cumhuriyet Savcısına ait bir yetkidir.
Yakalanan kiúinin Cumhuriyet Savcısı tarafından gözaltına alınmasına karar
verilmesi ile úüpheli için gözaltı denilen bir süreç baúlamıú olmaktadır. Ancak
Cumhuriyet Savcısının yakalanan kiúi hakkında gözaltına alma kararı verebilmesi
için, CMK 91/2. maddesi uyarınca iki úartın bir arada bulunması gerekmektedir.
Bu úartlardan biri; kiúinin bir suçu iúledi÷ini düúündürebilecek emarelerin
bulunmasıdır. Buna göre, gözaltına alınacak kiúinin gözaltına alınmayı gerektirecek
suçu iúledi÷ini düúündürebilecek deliller bulunmaması halinde gözaltına alma kararı
verilemeyecektir. Bir kiúinin suç iúledi÷ini düúündürebilecek delil ise, suçu ana
hatlarıyla ortaya koyan delildir. Örne÷in; polisin gerçekleútirdi÷i bir kontrol sırasında
bir kiúinin üzerinde üç kilo eroin bulunması, bu kiúinin uyuúturucu madde ticareti
suçunu iúlemiú olabilece÷ini düúündürür. Burada delillerin suçun iúlendi÷ini ana
hatlarıyla ortaya koyup koymadı÷ını de÷erlendirecek olan Cumhuriyet Savcısıdır.
Deliller, örnekte oldu÷u gibi iz ve eser úeklinde olabilece÷i gibi, tanık açıklaması
veya belge úeklinde klasik delillerden de olabilir130.
økinci úart ise; gözaltına alma tedbirinin soruúturma yönünden zorunlu olması
úartıdır. CMK’ya göre, yakalanmıú olan kiúinin gözaltına alınabilmesi için elde delil
bulunması yetmez, bununla birlikte gözaltına almanın soruúturma yönünden zorunlu
olması da gerekir. Gözaltına alma iúleminin soruúturma yönünden zorunlu olması
129
130
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.212
Öztürk – Erdem, s.494-495; Turhan, a.g.e., s.211
50
demek, gözaltına alma iúlemi yapılmadı÷ında soruúturma hiç yapılamayacak veya
yapılsa dahi maddi gerçek ortaya çıkarılamayacak, adil yargılanma tehlikeye girecek
demektir. Örne÷in; kasten öldürme suçunda, úüpheli sayısı fazla ise veya úüphelinin
kaçma ihtimali veya delilleri karartma ihtimali var ise, gözaltına alma koruma tedbiri
uygulanmalıdır.
Çünkü
soruúturmanın
selameti
açısından
zorunluluk
bulunmaktadır131.
Cumhuriyet Savcısı CMK’nın getirmiú oldu÷u bu iki kritere göre yapaca÷ı
de÷erlendirme ile yakalanan kiúinin gözaltına alınıp alınmayaca÷ına karar verecektir.
Bu kriterler ile gözaltına alma kararının verilmesi bakımından keyfilik önlenmeye
çalıúılmıú ve gözaltına alma kararının denetlenmesi de objektif kriterlere ba÷lanmak
istenmiútir132.
2.2.4. Gözaltı Süreleri
Gözaltı süreleri, úüpheliyi ellerinde bulunduran adli makamlara úüpheli ile
yapılacak olan úüphelinin kimli÷ini tespit etme, úüphelinin ifadesini alma, yer
gösterme iúlemini yapma, parmak izi alma gibi adli iúlemlerin yapılması ve
soruúturmanın tamamlanması için tanınmıú sürelerdir133.
Gözaltı süreleri, kiúilerin özgürlüklerinin kısıtlanabilece÷i azami sürelerdir.
Bu sürelerin mutlaka sonuna kadar kullanılmaları gerekmez. Bu husus YGøY’nin
13/3 ve 4. fıkralarında da belirtilmiútir. Buna göre; “Gözaltı süreleri azami süreler
olup, gözaltına alınan kiúilerin iúlemlerinin en kısa sürede bitirilmesi esastır.
Gözaltına alınanlar, iúlemleri bitirildikten sonra gözaltı süresinin dolması
beklenmeksizin kolluk kuvvetince ilgili Cumhuriyet Baúsavcılı÷ına derhal sevk
edilir.”
Kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanmasının kural olarak hakim kararı ile olması
gerekti÷ini daha önce belirtmiútik. Yakalama ve gözaltına alma da hakim kararı
olmaksızın kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanması oldu÷u için, gözaltı sürelerinin mümkün
oldu÷unca kısa tutulması gerekmektedir. Bir devletin insan haklarına saygısının
131
132
133
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.495
Özbek, a.g.e 2005, s.328; Turhan, a.g.e., s.211
Centel – Zafer, a.g.e., s.315
51
ölçütlerinden bir tanesi de gözaltı süresidir. Çünkü, yakalama ve gözaltına alma
tedbirleri ile hakim kararı olmadan kiúi özgürlü÷ünün kısıtlanmasının hakim
tarafından denetlenmesi en temel insan hakları güvencelerinden biridir. Tüm bu
sebeplerden dolayı devletler gözaltı sürelerinin uzun sürmesini önlemek amacıyla
baúta anayasaları olmak üzere birçok kanunlarda gözaltı sürelerine iliúkin açık
hükümler koymuúlardır134. Türk hukukunda da, baúta Anayasamız olmak üzere,
CMK’da, Askeri Mahkemeler Kuruluúu ve Yargılama Usulü Kanununda,
Sıkıyönetim Kanununda gözaltı sürelerine iliúkin açık hükümler bulunmaktadır.
2.2.4.1. Anayasaya Göre Gözaltı Süresi
2.2.4.1.1. Normal Durum
Gözaltı
süresi,
1982
Anayasasının
19.
maddesinin
5.
fıkrasında
düzenlenmiútir. Buna göre; “Yakalanan veya tutuklanan kiúi, tutulma yerine en yakın
mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırk sekiz saat içinde hakim
önüne çıkarılır.”
2.2.4.1.2. Toplu Suçlarda
Anayasanın 19. maddesinin 5. fıkrasında 2001 yılında yapılan de÷iúikli÷e
kadar toplu olarak iúlenen suçlarda yakalanan veya tutuklanan kiúilerin, tutulma
yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç on beú gün içinde
hakim önüne çıkarılmaları gerekiyordu. 2001 yılında yapılan de÷iúiklikle gözaltı
süresi on beú günden dört güne indirilmiútir.
Anayasamızda hangi suçların toplu suç sayılaca÷ına iliúkin herhangi bir
düzenleme bulunmamaktadır. Hangi suçların toplu suç sayılaca÷ına iliúkin
düzenleme CMK’nın 2. maddesinde yer almıútır. Buna göre; “aralarında iútirak
iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kiúi tarafından iúlenen suç” toplu suçtur.
CMK’nın 2. maddesindeki toplu suç hakkındaki bu düzenleme Anayasa açısından da
geçerlidir.135
134
135
Turhan, a.g.e., s.211-212
A.e., s.212
52
2.2.4.2. Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Gözaltı Süresi
2.2.4.2.1. Bireysel Suçlarda
CMK’nın 91/1. maddesine göre; “Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın
hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından
itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye
gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.”
Buna göre, bireysel suçlarda gözaltı süresi yakalama anından itibaren yirmi
dört saattir. Ancak bu yirmi dört saatlik süreye, yakalama yerine en yakın hakim
veya mahkemeye gönderilme için zorunlu olan süre dahil de÷ildir. Bu süre, yani
yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu olan süre
de on iki saati geçemeyecektir.136 Burada dikkat edilmesi gereken konu; yirmi dört
saatlik sürenin hakim veya mahkeme önüne çıkarılmak için azami süre, on iki saatlik
sürenin ise (úayet gerekli ise) yol için kullanılabilecek süreler oldu÷udur.137
Gerçekten ülkemizin co÷rafi durumu, úüphelinin yerleúim yerlerinden çok uzak
mesafede yakalanması, úüpheliyi nakledecek araç ve personel bulunamaması gibi
durumlarda yol süresine ihtiyaç duyulabilmektedir. Dikkat edilmesi gereken bir
baúka konu ise; gözaltı süresinin, kiúinin gözaltına alınmasına karar verildi÷i andan
itibaren de÷il, yakalama iúleminin yapıldı÷ı andan itibaren baúlamıú oldu÷udur.
Yakalama anı ise; úüphelinin kolluk kuvvetlerinin kontrolü altına alındı÷ı andır.138
2.2.4.2.2. Toplu Suçlarda
CMK’nın 91/3. maddesine göre; “Toplu olarak iúlenen suçlarda, delillerin
toplanmasındaki güçlük veya úüpheli sayısının çoklu÷u nedeniyle, Cumhuriyet
Savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle
uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.”
Buna göre toplu suçlarda Cumhuriyet Savcısı delillerin toplanmasındaki
güçlük veya úüpheli sayısının çoklu÷u sebepleriyle, gözaltı süresini her defasında bir
136
137
138
Centel – Zafer, a.g.e., s.315; ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.213
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.337
Soyaslan, a.g.e 2007, s.305
53
günü geçmemek üzere üç gün süre ile uzatabilir. Bunun için Cumhuriyet Savcısı
tarafından yazılı olarak emir verilmesi gerekir. Cumhuriyet Savcısı bir defada gözaltı
süresinin üç gün uzatılmasına karar veremez. Her defasında bir günü geçmemek
üzere gözaltı süresini uzatabilir ve ancak üç defa uzatma kararı verebilir. Her uzatma
iúleminde úüphelinin Cumhuriyet Savcısının huzuruna getirilmesi úart de÷ildir. Buna
göre, toplu suçlarda gözaltı süresi çekirdek süre ve uzatmalarla birlikte en fazla dört
gün olabilir.139
2.2.4.2.3. Bölge A÷ır Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren Suçlarda
Yürürlükten kaldırılan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görevine giren
suçlara CMK’nın 250. maddesi uyarınca a÷ır ceza mahkemelerinin bu iúle
görevlendirilmiú dairelerince bakılaca÷ı hükme ba÷lanmıútı ve bu mahkemeler ise,
özel yetkili a÷ır ceza mahkemeleri olarak adlandırılmaktaydı. 02.07.2012 tarih ve
6352 Sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılan bu mahkemelerin yerine, 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesinde sayılan suçlara bakmak üzere Adalet
Bakanlı÷ının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi
birden çok ili kapsayabilecek úekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek a÷ır ceza
mahkemelerinde bakılaca÷ı düzenlenmiútir.
Bölge a÷ır ceza mahkemeleri olarak adlandırılabilecek olan bu mahkemelerin
görev alanına giren suçlarda; söz konusu suçlar bireysel olarak iúlendiklerinde
gözaltı süresi (azami on iki saatlik yol süresi hariç) kırk sekiz saattir. Söz konusu
suçlar toplu olarak iúlenmiúse; kırk sekiz saat olan temel gözaltı süresi, Cumhuriyet
Savcısının yazılı emriyle her defasında bir günü geçmemek üzere iki kez olmak
üzere yani toplam dört güne kadar uzatılabilir.140 6352 Sayılı Yasa de÷iúikli÷inden
önce CMK’nın 251. maddesinin 5. fıkrası uyarınca; bu dört günlük süre de,
Anayasa’nın 120. maddesine göre ola÷anüstü hal ilan edilen bölgelerde yakalananlar
için Cumhuriyet Savcısının talebi ve hakim kararıyla yedi güne kadar
uzatılabilecekti. Bu halde gözaltı süresinin yedi güne kadar uzatılması Avrupa insan
hakları Sözleúmesi’ne aykırılık teúkil etmemekte idi, çünkü burada gözaltı süresinden
139
140
Bıçak, a.g.e., s.491; Soyaslan, a.g.e 2007, s. 306; Centel – Zafer, a.g.e., s.315
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.339; Bıçak, a.g.e., s.491
54
bahsediliyor olsa da, aslında hakim kararı ile bir uzatma oldu÷u için daha çok
tutuklama niteli÷inde bir hakim kararı söz konusuydu.141
2.2.4.3. Askeri Mahkemeler Kuruluú Ve Yargılama Usulü Hakkında
Kanuna Göre Gözaltı Süresi
Askeri Mahkemeler Kuruluú ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 80.
maddesine göre; “yakalanan kiúi askeri savcı veya Cumhuriyet Savcısı tarafından
bırakılmazsa soruúturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilir.
Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın askeri mahkeme veya sulh hakimine
gönderilmesi için zorunlu süre hariç yakalama anından itibaren yirmi dört saati
geçemez. Yakalama yerine en yakın askeri mahkeme veya sulh hakimine gönderilme
için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz. Toplu olarak iúlenen suçlarda, suçun
niteli÷i, delillerin toplanmasındaki güçlük veya úüpheli sayısının çoklu÷u nedeniyle;
askeri savcı veya Cumhuriyet Savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü
geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.”
Görüldü÷ü gibi Askeri Mahkemeler Kuruluú ve Yargılama Usulü Hakkında Kanunda
2006 yılında yapılan de÷iúiklikle gözaltı süreleri 5271 sayılı CMK ile paralel olarak
düzenlenmiútir.
2.2.4.4. Sıkıyönetim Kanununa Göre Gözaltı Süresi
Sıkıyönetim Kanunu’nun uygulama alanına giren suçlardan yakalanarak
gözaltına alınan kiúiler, askeri güçlerin gözetimi altında tutulur. Sıkıyönetim
komutanı bu kiúileri hakim önüne çıkarmadan on beú gün süreyle gözaltında tutabilir.
Ancak delillerin araútırılıp tespitinin uzun süre alması sebebiyle, sanıkların bu süre
içinde hakim önüne çıkarılması mümkün olmadı÷ı takdirde, soruúturmanın bitiminde
ve en geç otuz güz içinde yetkili hakim önüne çıkarılmalıdır.(Sıkıyönetim Kanunu
m.15/son)
141
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.339; Çolak Haluk – Taúkın Mustafa, “Açıklamalı – Karúılaútırmalı
– Uygulamalı CMK”, Seçkin Yayınları 1. Baskı, Ankara, 2005, s.303
55
2.2.5. Gözaltına Alınan Kiúinin Hakları
2.2.5.1. Haklarını Ve Yapılan øsnadı Ö÷renme Hakkı
Gerek AøHS, gerek Anayasamızın 19/4. maddesinde; yakalanan veya
tutuklanan kiúilerin, yakalama veya tutuklama sebepleri ile haklarındaki iddiaların
neler oldu÷unu ö÷renme haklarının bulundu÷u açıkça belirtilmiútir. CMK’nın 90/4.
ile 147/1-b maddelerinde de, yakalanan kiúiye haklarının derhal bildirilece÷i ve
kiúiye kendisine yüklenen suçun anlatılaca÷ı düzenlenmiútir. YGøY 6/4. maddesinde
de; yakalanan kiúiye yakalama sebebi ve hakkındaki iddialar ile sahip oldu÷u kanuni
hakların neler oldu÷u yazılı olarak, bunun hemen mümkün olmaması halinde ise
sözlü olarak derhal bildirilece÷i hükme ba÷lanmıútır.
2.2.5.2. Yakınlarına Haber Verilmesini østeme Hakkı
Anayasamızın 19/7. maddesinde; kiúinin yakalandı÷ı veya tutuklandı÷ının
yakınlarına
derhal
bildirilece÷i,
CMK’nın
95.
maddesinde
de;
kiúinin
yakalandı÷ında, gözaltına alındı÷ında veya gözaltı süresi uzatıldı÷ında, Cumhuriyet
Savcısının emriyle bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye gecikmeksizin haber
verilece÷i hükme ba÷lanmıútır. Bu hükümlere paralel olarak, YGøY 8. maddesinde
de kiúinin yakalandı÷ının, gözaltına alındı÷ının veya gözaltı süresinin uzatıldı÷ının
bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye nasıl ve hangi yollarla haber verilece÷i
ayrıntılı olarak düzenlenmiútir.
2.2.5.3. Müdafiden Yararlanma Hakkı
ùüpheli veya sanık savunmasını bizzat yapabilece÷i gibi savunmasını avukat
yani müdafi yardımıyla da yapabilir. Bu husus AøHS’nin 6. maddesinde de
düzenlenmiútir. Müdafiden yararlanma hakkı CMK’nın 149. maddesinde; úüpheli
veya sanı÷ın soruúturma ve kovuúturmanın her aúamasında bir veya birden fazla
müdafiin yardımından yararlanabilece÷i ve soruúturma ve kovuúturma evrelerinin her
aúamasında müdafiin, úüpheli veya sanıkla görüúme, ifade alma veya sorgu süresince
yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkının engellenemeyece÷i,
kısıtlanamayaca÷ı úeklinde düzenlenmiútir. 147/1-c maddesinde ise; úüphelinin veya
56
sanı÷ın müdafi seçme hakkının oldu÷u, onun hukuki yardımından yararlanabilece÷i
ve müdafiin ifade veya sorguda hazır bulunabilece÷inin kendisine bildirilece÷i
hükme ba÷lanmıútır. Yine 148/4. maddede; müdafi olmadan kolluk tarafından alınan
ifadenin, hakim veya mahkeme huzurunda úüpheli veya sanıkça do÷rulanmadıkça
hükme esas alınamayaca÷ını belirterek büyük bir güvence getirmiútir. YGøY’de
CMK’da düzenlenen hükümlere paralel olarak 20,21,22 ve 23/1-c ve d maddelerinde
daha ayrıntılı düzenlemeler yapılmıútır.
2.2.5.4. Susma Hakkı
Susma hakkı, úüpheli veya sanı÷ın sadece ifade vermek isteyip istememesi
bakımından de÷il, ayrıca ne zaman ve nasıl ifade verece÷i kararında da serbest
olması demektir.142 Susma hakkı, Anayasa’nın 38/5. maddesinde; hiç kimsenin
kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu
yolda delil göstermeye zorlanamayaca÷ı belirtilerek düzenlenmiútir. CMK’nın 147/1e ve YGøY 23/f maddelerinde susma hakkı; yüklenen suç hakkında úüpheli veya
sanı÷ın açıklamada bulunmama hakkının oldu÷u belirtilir denilerek düzenlenmiútir.
2.2.5.5. Delillerin Toplanmasını østeme Hakkı
CMK’nın 147/1-f maddesinde; úüphelinin úüpheden kurtulması için somut
delilerin toplanmasını isteme hakkı oldu÷u ayrıca aleyhine var olan úüphe
nedenlerini ortadan kaldırma, aleyhindeki delilleri çürütme ve lehine olan hususları
ileri sürme hakkının oldu÷u düzenlenmiútir.
2.2.5.6. Hakim Veya Bir Adli Makam Önüne Çıkarılma Hakkı
AøHS’nin 5. maddesinde; yakalanan veya tutuklanan herkesin hemen bir
hakim veya adli görev yapmaya yasal olarak yetkili olan di÷er bir memur önüne
çıkarılmayı isteme hakkı oldu÷u belirtilmiútir. CMK’nın 91/6. maddesinde de;
gözaltına alınan kiúinin, en geç kanunda belirlenen gözaltı sürelerinin sonunda sulh
ceza hakiminin önüne çıkarılıp sorguya çekilece÷i hükme ba÷lanmıútır. Ayrıca
CMK’nın 94. maddesinde ve YGøY’nin 16. maddesinde de; hakim veya mahkeme
tarafından verilen yakalama emri üzerine soruúturma veya kovuúturma evresinde
142
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.140
57
yakalanan kiúinin en geç yirmi dört saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne
çıkarılması gerekti÷i bunun mümkün olmaması halinde ise en yakın sulh ceza hakimi
önüne çıkarılması gerekti÷i düzenlenmiútir.
2.2.5.7. Yakalama Ve Gözaltına Alma øúlemine øtiraz Hakkı
AøHS’nin 5. ve Anayasa’nın 19/6-7. maddelerinde; yakalama veya tutuklama
nedeniyle özgürlü÷ünden mahrum bırakılan her kiúinin özgürlü÷ünün kısıtlanmasının
yasaya uygunlu÷u hakkında kısa bir süre içerisinde karar verilmesi amacıyla, yetkili
makamlara itiraz etme hakkına sahip oldu÷u belirtilmiútir.
CMK’nın 91/4. maddesi ile YGøY’nin 15. maddelerinde de; yakalama
iúlemine, gözaltına alma iúlemine ve gözaltı süresinin uzatılmasına iliúkin
Cumhuriyet Savcısının yazılı emrine karúı, yakalanan kiúinin, müdafiinin veya
kanuni temsilcisinin, eúinin ya da birinci veya ikinci dereceden kan hısımlarının,
hemen serbest bırakılmayı sa÷lamak için sulh ceza hakimine baúvurabilecekleri
belirtilmiútir. Sulh ceza hakimi de incelemeyi evrak üzerinden yaparak derhal ve
nihayet yirmi dört saat dolmadan baúvuruyu sonuçlandırır ve yakalamanın, gözaltına
almanın veya gözaltı süresinin uzatılmasının yerinde oldu÷u kanaatine varırsa
baúvuruyu reddeder ya da yakalananın derhal soruúturma evrakı ile birlikte
Cumhuriyet Savcılı÷ında hazır bulundurulmasına karar verir.
Ayrıca CMK’nın 91/5 ve YGøY’nin 18. maddeleri uyarınca; “gözaltı
süresinin dolması veya sulh ceza hakiminin kararı üzerine serbest bırakılan kiúi
hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve
Cumhuriyet Savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama iúlemi
uygulanamaz.”
2.2.6. Gözaltı øúlemi Sonrası Yapılacak øúlemler
Gözaltına alma kararı verildikten sonra yapılacak olan iúlemlerin neler oldu÷u
CMK’da düzenlenmemiú, bu durumda yapılacak iúlemler Yakalama, Gözaltına Alma
ve øfade Alma Yönetmeli÷inde (YGøY) ayrıntılı olarak belirtilmiútir. Buna göre
gözaltı iúlemi sonrası yapılacak olan iúlemler úunlardır.
58
2.2.6.1. Yakınlara Ve ølgililere Haber Verme
CMK’nın 95. maddesine göre; “ùüpheli veya sanık yakalandı÷ında, gözaltına
alındı÷ında veya gözaltı süresi uzatıldı÷ında, Cumhuriyet Savcısının emriyle bir
yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye gecikmeksizin haber verilir. Yakalanan veya
gözaltına alınan yabancı ise, yazılı olarak karúı çıkmaması halinde, durumu
vatandaúı oldu÷u devletin konsoloslu÷una bildirilir.”
YGøY’nin 8. maddesinde yakınlara haber vermenin usulü ayrıntılı olarak
düzenlenmiútir. Buna göre; “Yakalanan kiúinin; a) kendisi ile birlikte bir kiúi varsa
bu kiúi vasıtasıyla, b) suçun iúlendi÷i veya yakalandı÷ı yerde ikamet ediyorsa ve
haber verece÷i yakınının telefon numarasını biliyorsa ya da kolluk vasıtasıyla sair
suretle tespit edilebiliyorsa telefon ile, c) haber verece÷i yakınının telefon
numarasını bilmiyorsa ilgili yer kollu÷u vasıtasıyla, d) konutu suç yeri dıúında ise
telefonla veya kiúinin adresinin bulundu÷u yerle iliúki kurulmak suretiyle,
yakalandı÷ı, gözaltına alındı÷ı veya gözaltı süresinin uzatıldı÷ı Cumhuriyet
Savcısının emriyle gecikmeksizin bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye haber
verilir. Yakalanan veya gözaltına alınan kiúi yabancı ise, yazılı olarak karúı
çıkmaması
halinde,
durumu
vatandaúı oldu÷u
ülkenin
büyükelçili÷i
veya
konsoloslu÷una bildirilir.”
Yine PVSK’nın 13. maddesinde de; kiúinin yakalandı÷ının, istedi÷i kanuni
yakınlarına derhal bildirilece÷i açıkça düzenlenmiútir.
Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçların soruúturulmasında;
soruúturmanın amacını tehlikeye düúmesi tehlikesi var ise, yakalanan veya gözaltına
alınan veya gözaltı süresi uzatılan kiúinin durumu hakkında Cumhuriyet Savcısının
emriyle sadece bir yakınına bilgi verilece÷i belirtilmiútir. Ancak, kiúinin
yakalandı÷ının yakınlarından istedi÷ine haber verilmesi soruúturmanın kapsam ve
konusunun açı÷a çıkması bakımından kesin bir sakınca do÷uruyorsa, haber vermeyi
engelleyen bu husus tutana÷a geçirilir ve istenilen bu kiúilere bildirim yapılmaz.143
143
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.476
59
Her ne kadar kanunlarda ve yönetmeliklerde yakalama ve gözaltına alma ayrı
ayrı zikredilmiú ise de, yakalama halinde haber verilmesine gerek yoktur. Çünkü,
CMK’nın 90/5. maddesine göre, yakalanan kiúi hakkında Cumhuriyet Savcısına bilgi
verilecek ve verece÷i emir do÷rultusunda iúlem yapılacaktır. Cumhuriyet Savcısının
emri ise, ya kiúinin gözaltına alınması ya da serbest bırakılmasıdır. Cumhuriyet
Savcısı kiúinin serbest bırakılmasına karar verirse, haber verme gereksiz olabilir,
çünkü bu halde haber verme kiúinin yakalandı÷ını ve hemen serbest bırakıldı÷ını
bildirmekten ibaret olacaktır. Bu sebeple, haber verme ancak yakalama iúleminin
gözaltı ile sonuçlanması halinde bir anlam ifade edecektir.144
2.2.6.2. Sa÷lık Kontrolü
CMK’nın 99. maddesi; sa÷lık kontrolünün nasıl yapılaca÷ını yönetmelik
hükümlerine bırakmıútır. YGøY’nin sa÷lık kontrolü baúlı÷ını taúıyan 9. maddesine
göre; yakalanan kiúinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması
hallerinde hekim kontrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sa÷lık durumu
belirlenir. Gözaltına alınan kiúinin herhangi bir nedenle yerinin de÷iútirilmesi, gözaltı
süresinin uzatılması, kiúinin serbest bırakılması veya adli mercilere sevk edilmesi
iúlemlerinden önce de sa÷lık durumu hekim raporu ile belirlenmelidir. Tıbbi
muayene, kontrol ve tedavi adli tıp kurumu veya resmi sa÷lık kuruluúlarınca yapılır
ve hekim muayene sırasında TCK’nın 94. maddesinde belirtilen iúkence, 95.
maddede belirtilen neticesi sebebiyle a÷ırlaúmıú iúkence ve 96. maddesinde belirtilen
eziyet suçlarının iúlendi÷i hususunda herhangi bir bulguya rastlaması halinde,
durumu derhal Cumhuriyet Savcısına bildirir.
CMK’nın 77. maddesinde; kadının muayenesinin istemi halinde ve imkanlar
elverdi÷inde bir kadın hekim tarafından yapılaca÷ı belirtilmiútir. Bu hükme paralel
olarak YGøY’de de; kadının muayenesinin talebi halinde ve imkanlar elverdi÷inde
bir kadın hekimce yapılaca÷ı, muayene edilecek kadının talebine ra÷men kadın
hekimin bulunmaması durumunda, muayene sırasında hekim ile birlikte sa÷lık
mesle÷i mensubu bir kadın personelin bulundurulmasına özen gösterilece÷i
belirtilmiútir.
144
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.216
60
2.2.6.3. Nezarethane øúlemleri
YGøY’in
4.
maddesinde;
yakalanan
kiúinin
hakkındaki
iúlemlerin
tamamlanarak adli mercilere sevk edilmesine veya serbest bırakılmasına kadar
kanuni süre içinde gözaltı birimi adı verilen ve onu gözaltında tutmakla yetkili ve
görevli kolluk birimleri tarafından yerine getirilece÷i; gözaltına alınan kiúilere
haklarının okunmasını, kayıtların tutulmasını ve kanunlara uygun davranılmasını
sa÷lamak amacıyla, ilgili karakol, birim veya bot komutanı, amiri veya büro amiri
tarafından görevlendirilen personele gözaltı ve nezarethane sorumlusu tarafından
yerine getirilece÷i belirtilmiútir. Bu düzenlemelere göre; gözaltı ve nezarethane
iúlemlerinin tek elden ve bu konuda yetiútirilmiú görevliler tarafından yürütülece÷i
hükme ba÷lanmıútır.
2.2.6.3.1. Nezarethaneye Alınacak Kiúinin Üzerinin Aranması
ùüpheli veya sanı÷ın gözaltına alınabilmesi için Cumhuriyet Savcısının sözlü
emri yetti÷i için, Cumhuriyet Savcısının bu emrinin kiúinin üzerinde silah ve benzeri
úeylerin araútırılması amacıyla detaylı üst aramasının yapılmasını da kapsadı÷ı kabul
edilmektedir.145
YGøY’nin 10. maddesine göre gözaltı birimine getirilen kiúinin güvenlik
aramasına tabi tutulaca÷ı düzenlenmiútir. Buna göre; “a) nezarethaneye veya zorunlu
hallerde bu amaca tahsis edilen yerlere konulmadan önce usulünce aranır. Kadının
üst veya vücudunun aranması, bir kadın görevli veya bu amaçla görevlendirilecek
di÷er bir kadın tarafından yapılır, b) kendisine zarar verebilecek kemer, kravat, ip,
kesici ve delici alet gibi nesnelerden arındırılır, c) üzerinden çıkan eúya ve para
muhafaza altına alınır. Paranın nevi, seri numarası ve miktarı, eúyanın vasıfları ve
markasını belirten bir tutanak düzenlenir ve bu tutana÷ın bir sureti üstü aranan
kiúiye verilir.”
Yine Adli Arama ve Önleme Aramaları Yönetmeli÷i (AAÖY)’nin 8/c
maddesine göre; “gözaltına alınan kiúinin, nezarethaneye konmadan önce yapılan
üst aramasında, ayrıca bir arama emri ya da kararı aranmaz.”
145
Özbek, a.g.e 2005, s.330
61
2.2.6.3.2. Gözaltına Alınan Kiúinin Parmak øzinin Alınması
Gözaltına alınan kiúi ile ilgili yapılacak olan iúlemlerden bir tanesi de,
gözaltına alınan kiúinin parmak izinin alınmasıdır. CMK ve YGøY’de bu konuda
herhangi bir hüküm olmamasına ra÷men, PVSK’nın 5. maddesinde; gözaltına alınan
kiúilerin parmak izlerinin alınaca÷ı, alınan parmak izinin, ait oldu÷u kiúinin kimlik
bilgileri ile birlikte, ne zaman ve kim tarafından alındı÷ı belirtilmek suretiyle, bu
amaca özgü sisteme kaydedilerek saklanaca÷ı ancak parmak izinin hangi sebeple
alındı÷ının sisteme kaydedilmeyece÷i belirtilmiútir.
2.2.6.3.3. Gözaltına Alınan Kiúinin Konulaca÷ı Yer : Nezarethaneler
Kiúinin güvenlik araması yapıldıktan sonra, Nezarethaneye Alınanların
Kaydına Ait Deftere kaydı yapılarak kiúi nezarethaneye alınır. YGøY’in 12.
maddesine göre; Nezarethaneye alınanların kaydına ait defterde, gözaltına alınan
kiúinin kimlik bilgileri, gözaltına alınmasına esas bilgiler, giriú iúlemleri, úüpheli ile
ilgili iúlemler, çıkıú iúlemleri ile bunların dıúında gerekli görülen di÷er bilgililere de
yer verilir.
YGøY’nin 11.maddesine göre; “Nezarethane iúlemlerinde; a) Aynı suçla
ilgisi olanlar, birbirine hasım olanlar, erkek ve kadınlar bir araya konulmazlar,
çocuklar yetiúkinlerden ayrı tutulurlar. b) Nezarethanede zaruri haller dıúında
beúten fazla kiúi bir arada bulundurulmaz. c) Tuvalet, temizlik gibi zorunlu
ihtiyaçların giderilmesi görevli memurun gözetiminde sa÷lanır. d) Yiyecek ve
içecekler önceden kontrol edilir. e) Gözaltına alınan kiúi saldırgan bir tutum
sergilemeye baúladı÷ı veya kendisine zarar vermeye kalkıútı÷ı takdirde önce sözle
kontrol altına alınmaya çalıúılır. Bu mümkün olmadı÷ı takdirde, hareketini giderecek
derecede kuvvet kullanılabilir. Ancak zaruri olmadıkça gerek kendisinin gerek
baúkasının hayatı, vücut bütünlü÷ü veya sa÷lı÷ı tehlikeye girmedikçe kuvvet
kullanılmaz. f) Saldırgan tutum ve davranıúları kontrol altına alınamayan kiúiler
tıbbi müdahalede bulunulması için sa÷lık kuruluúlarına gönderilir. g) Gözaltına
alınan kiúilerin yaúama haklarını koruyucu gerekli önlemler alınarak, bu amaçla
ilgili gözetlenebilir. Gözetleme iúlemi teknik imkanlar ölçüsünde kayda alınabilir. h)
gözaltındaki kiúinin beslenme, nakil, sa÷lı÷ının korunması ve gerekti÷inde tedavisi,
62
yakalandı÷ının yakınlarına haber verilmesi giderleri ile ilgili birimin ba÷lı oldu÷u
Bakanlı÷ın bütçe ödeneklerinden karúılanır.”
Nezarethanelerde bulunması gereken standartlar, Avrupa øúkence ve ønsanlık
Dıúı veya Aúa÷ılayıcı Muamele ya da Cezayı Önleme Komitesi (CPT) tarafından
belirlenmiútir. Buna göre; nezarethaneler içinde bulundurulacak kiúi sayısına göre
makul büyüklükte olmalı ve gerekli ıúıklandırma (uyku süresi hariç, okumaya
yetecek kadar ıúık) ve havalandırma úartlarına sahip olmalıdır. Ayrıca dinlenme
imkanı olmalı ve nezarette gece kalmak zorunda olan kiúilere temiz úilte ve battaniye
verilmelidir. Nezaretteki kiúiler gerekti÷inde temiz ve düzgün úartlarda do÷al
ihtiyaçlarını karúılayabilmeli ve uygun yıkanma imkanlarına sahip olmalıdır. Bu
kiúilere uygun zamanlarda her gün en az bir tam ö÷ün (sandviçten daha doyurucu bir
úey) olmak üzere yemek verilmelidir. Nezarethanelerin makul büyüklü÷ünün ne
olması gerekti÷i konusunda CPT; 7 metrekare civarında, duvarlar arasında 2 metre
veya daha çok, tavan ve taban arasında 2,5 metre mesafe olması gerekti÷ini
belirtmiútir.146
CPT’nin yukarıda belirtilen standartlarına uygun olarak düzenlenen
YGøY’nin 25. maddesine göre; “Nezarethaneler en az 7 metrekare geniúli÷inde, 2,5
metre yüksekli÷inde ve duvarlar arasında en az 2 metre mesafe olacak úekilde
düzenlenir. Yeterli do÷al ıúıklandırma ve havalandırma imkanları sa÷lanır. Ancak,
úüpheli sayısının çoklu÷u sebebiyle nezarethane imkanlarının yetersiz olması
durumunda, nezarethaneler için öngörülen fiziki úartlara sahip baúka yerler de
kullanılabilir. Nezarethanelerde gözaltına alınan kiúilerin yatmaları ve oturmaları
için yeteri kadar sabit ve dayanıklı oturma yerleri bulundurulur. Mevsim ve gözaltı
yerlerinin maddi úartları da dikkate alınarak, geceyi gözaltında geçirecek úahıslar
için yeterli miktarda battaniye ve yatak temin edilir. Tuvalet, banyo ve temizlik
ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler alınır. Nezarethane giriúine,
onaylanmıú nezarethane talimatı asılır. øç ve dıú emniyeti sa÷lanmıú, özel surette
hazırlamıú, teknik donanımlı, ba÷ımsız yerlerin ifade alma odası olarak
kullanılmasına özen gösterilir. Mevcut nezarethane ve ifade alma odalarının
standartlara uygun hale getirilmesi bütçe imkanları çerçevesinde sa÷lanır.”
146
http://www.cpt.coe.int/turkish.htm , eriúim tarihi: 21.05.2011
63
Jandarma Teúkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun ek 4. maddesi ile
PVSK’nın ek 2. maddeleri uyarınca; gözaltına alınanların yeme, içme ihtiyaçlarına
ve nakillerine ait masrafların Jandarma Genel Komutanlı÷ı ve Emniyet Genel
Müdürlü÷ünün bütçelerine konulacak ödenekle karúılanaca÷ı hükme ba÷lanmıútır.
2.2.6.3.4. Gözaltı øúlemlerinin Denetimi
ùüpheli, yakalandı÷ı andan itibaren kolluk kuvvetlerinin yani devletin
elindedir. Bu andan itibaren úüphelinin sa÷lı÷ı ve güvenli÷inden, úüpheliye karúı
hukuka uygun olarak hareket edilip edilmedi÷inden, hukuk devleti ilkelerinin
úüpheliye uygulanıp uygulanmadı÷ından artık kolluk kuvvetleri ve kolluk
kuvvetlerinin amiri durumunda olan Cumhuriyet Savcısı sorumludur.147
Ülkemizin insan hakları ihlalleri konusunda geçmiú yıllarda yaúadı÷ı
sıkıntılardan etkilenen kanun koyucu yeni CMK’nın düzenlenmesine insan hakları
ihlallerini önlemek için gözaltı iúlemlerinin denetimi konusuna büyük önem
vermiútir.148 Gerçekten CMK’nın 92. maddesine göre; “Cumhuriyet Baúsavcıları
veya görevlendirecekleri Cumhuriyet Savcıları, adli görevlerinin gere÷i olarak,
gözaltına alınan kiúilerin bulundurulacakları nezarethaneleri, varsa ifade alma
odalarını, bu kiúilerin durumlarını, gözaltına alınma neden ve sürelerini, gözaltına
alınma ile ilgili tüm kayıt ve iúlemleri denetler; sonucunu Nezarethaneye Alınanlar
Defterine kaydederler.” CMK’nın 92. maddesine paralel olarak YGøY’nin 26.
maddesinde de; nezarethaneler ile ifade alma odalarının standartlara uygunlu÷unu
sa÷lamak için kolluk kuvvetlerinin yetkili birimleri tarafından denetleme yapılaca÷ı
ve Cumhuriyet Baúsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet Savcıları
tarafından da denetim yapılaca÷ı düzenlenmiútir.
Gözaltına alınan kiúilerle ilgili, karakolda veya gözaltı biriminde hukukun
gereklerinin yerine getirilebilmesi ve meydana gelebilecek bazı hukuka aykırılıkların
önlenebilmesi için Cumhuriyet Savcısının soruúturma iúlemlerini bizzat idare ederek
veya bu iúlemleri denetleyerek kanuna aykırı bir yakalama oldu÷unda, ifade alma ve
gözaltı durumlarında hukuki sınırların dıúına taúma oldu÷unda, Cumhuriyet Savcısı
147
148
Soyaslan, a.g.e 2007, s.308
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.500
64
olaya do÷rudan müdahale etmelidir. Çünkü CMK 92 ve YGøY’nin 26. maddeleri
uyarınca, Cumhuriyet Savcılarının adli görevlerinin gere÷i olarak gözaltı iúlemleri,
nezarethane ve nezarethane iúlemlerini denetleme yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu
ba÷lamda bu iúlemlerde herhangi bir sorun çıktı÷ında kolluk ile birlikte Cumhuriyet
Savcılarının da sorumlulukları bulunmaktadır.149
CMK’ nın 92. maddesi ile YGøY’nin 26. maddeleri hükümleri genel olarak
yerinde ve konuluú amaçlarına uygundur. Bu úekilde Cumhuriyet Savcıları denetim
görevlerini yerine getirmiú olacaklar, böylece hem yerli yersiz öne sürülen iúkence
iddiaları ortadan kaldırılarak kolluk kuvvetlerinin asılsız iddialardan korunmaları
sa÷lanmıú olacak hem de gözaltına alınan kiúilerin haklarının korunması ve
nezarethanelerde insan haklarına aykırı davranıúların yapılmasının önüne geçilmiú
olacaktır. Ancak, Cumhuriyet Baúsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet
Savcılarının maddelerde belirtilen yerleri hangi sürelerde denetleyecekleri veya yılda
en az kaç kere denetleyeceklerinin açıkça düzenlenmemiú olması büyük bir
eksikliktir ve maddelerden beklenen iúlevin yeterince gerçekleúmemesine sebep
olmaktadır.150
2.2.7. Gözaltı øúlemine Karúı Yargı Yolu
CMK’nın 91/4 ve YGøY’in 15. maddelerine göre; “Yakalama iúlemine,
gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına iliúkin Cumhuriyet Savcısının yazılı
emrine karúı, yakalanan kiúi, müdafii veya kanuni temsilcisi, eúi ya da birinci veya
ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sa÷lamak için sulh ceza
hakimine baúvurabilir.” ayrıca yine CMK 91/4 maddesi hükmüne göre; “Sulh ceza
hakimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhal ve nihayet yirmi dört saat
dolmadan baúvuruyu sonuçlandırır. Yakalamanın veya gözaltına alma veya gözaltı
süresini uzatmanın yerinde oldu÷u kanısına varılırsa baúvuru reddedilir ya da
yakalananın derhal soruúturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılı÷ında hazır
bulundurulmasına karar verilir.”
149
150
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.468-469
Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.421; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.336; Malkoç – Yüksektepe, a.g.e.,
s.469
65
Yukarıda belirtilen hükümlere göre; denetim mercii sulh ceza hakimidir. Sulh
ceza hakimi incelemeyi duruúma açmaksızın evrak üzerinden yaparak; oranlılık
ilkesinin göz önünde bulundurulup bulundurulmadı÷ını ve kiúinin suç iúledi÷ini
düúündürebilecek emarelerin var olup olmadı÷ını araútırarak kararını verecektir.151
CMK ve YGøY’de yakalama ve gözaltı iúlemi ile gözaltı süresinin uzatılması
iúlemlerine karúı itiraz etme hakkının yakalanan ve gözaltına alınan kiúiden baúka,
yakalanan ve gözaltına alınan kiúinin müdafii veya kanuni temsilcisi ile eúi ya da
birinci veya ikinci dereceden kan hısımlarına da verilmesi, kiúinin soruúturma baskısı
ve kolluk kuvvetlerinin etkisi ile bu hakkını kullanamaması gibi durumlarda denetim
imkanı ve soruúturmanın kurallara uygunlu÷u açısından önemlidir.
2.2.8. Gözaltı Tedbirinin Sona Ermesi
Gözaltı tedbiri; gözaltı süresinin dolması, gözaltına alınmasını gerektirecek
sebebin ortadan kalkması sonucu Cumhuriyet Savcısının serbest bırakma emriyle
veya gözaltına alınan kiúinin sulh ceza hakiminin önüne çıkarılmasıyla sona erer. 152
YGøY’nin 17.maddesine göre; “Yakalanan kiúi, gözaltına alınmasını
gerektirecek bir nedenin tespit edilememesi veya yakalama sebebinin ortadan
kalkması halinde Cumhuriyet Savcısının emri ile kolluk kuvvetice derhal salıverilir.”
Buna göre Cumhuriyet Savcısı CMK’nın 91/2. maddesinde sayılan gözaltına alma
úartlarının mevcut olmadı÷ı veya sona erdi÷i kanaatine varırsa úüpheliyi serbest
bırakabilir.
Yakalama ve gözaltına alma iúlemine ve gözaltı süresinin uzatılmasına iliúkin
Cumhuriyet Savcısının yazılı emrine karúı, sulh ceza hakimine yapılan baúvuru
üzerine verilen serbest bırakma kararı derhal uygulanır.(YGøY 17) Burada yakalama
ve gözaltına alma iúlemine karúı harekete geçirilen denetim mekanizması sonucu,
sulh ceza hakiminin verece÷i serbest bırakma kararı üzerine úüphelinin salıverilmesi
durumu söz konusudur. Bu durumda sulh ceza hakimi, CMK 91/4. maddesi
gere÷ince yakalanan kiúinin derhal soruúturma evrakı ile birlikte Cumhuriyet
Savcılı÷ında hazır bulundurulmasına da karar verebilir.
151
152
Özbek, a.g.e 2005, s.331; Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.343
Bıçak, a.g.e., s.496
66
Di÷er bir ihtimalde gözaltı süresinin dolmasıdır. CMK 91/3. maddesinde
belirlenen gözaltı sürelerinin dolması halinde úüpheli otomatik olarak serbest
bırakılır.153
ùayet gözaltına alınan kiúi CMK’nın 91/3. maddesinde belirtilen sürelerin
sonunda bırakılmazsa; CMK 91/6. maddesi uyarınca; en geç bu süreler sonunda sulh
ceza hakimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. Sorguda müdafii de hazır bulunur.
Cumhuriyet Savcısı, úüphelinin sadece sorguya çekilmesini talep edebilece÷i gibi,
sorgu sonunda tutuklamaya karar verilmesini de sulh ceza hakiminden isteyebilir.154
CMK 91/6 uyarınca burada zorunlu müdafilik durumu bulunmaktadır. Çünkü
CMK bulunabilir de÷il, sorguda müdafii hazır bulunur diyerek, emredici bir
düzenleme ortaya koymuútur ve bu kuralın bir istisnası da yoktur. Müdafii olmadan
sorgu yapılması kanuna aykırıdır ve bu úekilde elde edilen deliller de kanuna aykırı
elde edilen yasak delillerdendir ve ceza muhakemesinde kullanılamaz.(CMK
217/2)155
CMK’nın 91/5. maddesi ve YGøY’nin 18. maddesine göre; “Gözaltı
süresinin dolması veya sulh ceza hakiminin kararı üzerine serbest bırakılan kiúi
hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve
Cumhuriyet Savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama iúlemi
uygulanamaz.” Bu hükmün konulma amacı; gözaltı süresinin kısalı÷ı öne sürülerek
kiúilerin tekrar tekrar gözaltına alınarak, gözaltı sürelerine iliúkin kuralların ardından
dolanılmasının önüne geçilmek istenmesidir.156 ùüphelinin aynı soruúturma
kapsamında yeniden yakalanabilmesi ve gözaltına alınabilmesi için iki úartın birlikte
gerçekleúmesi gerekmektedir. ølk olarak, yeni ve yeterli delil elde edilmiú olmalıdır.
økinci olarak ise; Cumhuriyet Savcısının kararı bulunmalıdır. Burada bahsedilen
yeterli delil kavramı, kamu davasının açılması için aranan yeterli delil olmayıp
yeniden yakalama yapılması için gerekli olan delildir.157 Bu úekilde artık kolluk
kuvvetlerinin kendili÷inden aynı fiilden dolayı ikinci bir yakalama yaparak,
153
154
155
156
157
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.842-843
Centel – Zafer, a.g.e., s.340
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.503
Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.418; Bıçak, a.g.e., s.496
Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.418-419; Özbek, a.g.e 2005, s.332
67
Cumhuriyet Savcısı veya hakim tarafından serbest bırakılan kiúileri tekrar
yakalayarak yetkisini kötüye kullanmasının önüne geçilmek istenmiútir.158
Son olarak; gözaltına alma koruma tedbiri kiúi hürriyetini ba÷layıcı bir
koruma tedbiri oldu÷u için, gözaltına alınan kiúinin gözaltında bulunduruldu÷u
sürenin hükmolunan hapis cezasından mahsup edilmesi gerekmektedir. Nitekim
TCK’nın mahsup baúlıklı 63. maddesinde de; “hüküm kesinleúmeden önce
gerçekleúen ve úahsi hürriyeti sınırlama sonucunu do÷uran bütün haller nedeniyle
geçirilmiú süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir.” hükmü gere÷ince de
gözaltında geçirilen sürelerin hükmolunan cezadan mahsup edilece÷i düzenlenmiútir.
TCK’nın 63. maddesinde belirtilen úahsi hürriyeti sınırlama do÷uran bütün haller
kavramına sadece gözaltına alma de÷il; tutuklama, yakalama, gözetim altında
bulundurulma, adli tıp müúahedesinde bulundurulma, güvenlik kuvvetlerince
götürülürken yolda geçen süre ve bunlar gibi hürriyetin sınırlandırıldı÷ı tüm halleri
kapsamaktadır. Sanık ne zaman serbest hareket etme yetene÷inden yetkili mercii
kararıyla yoksun bırakılmıúsa, yani bu yetene÷i sınırlanmıúsa, o durum mahsup için
bir sebeptir.159
158
159
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.345
Yaúar Osman – Gökcan Hasan Tahsin – Artuç Mustafa,“Yorumlu Uygulamalı Türk Ceza
Kanunu” Adalet Yayınevi, Ankara 2010, Cilt 2, s.2151
68
BÖLÜM III
TUTUKLAMA
3.1 GENEL OLARAK
3.1.1. Kavram
Anayasa’da, 5271 sayılı CMK’da ve uluslararası hukuk metinlerinde
tutuklamanın tanımı yapılmamıú, bu metinlerde tutuklamaya iliúkin genel esaslar ve
olması gereken hususlar belirtilmiú ancak tutuklamanın tanımı ö÷retiye bırakılmıútır.
Sözlük anlamı olarak tutuklama; “yasada gösterilen koúullar gere÷ince ve
hakimin yazılı buyru÷u ile sanı÷ı tutukevine kapatıp geçici olarak özgürlü÷ünü
kaldırma” olarak tanımlanmıútır.160
Birleúmiú Milletler ønsan Hakları Evrensel Beyannamesi, “kimse keyfi olarak
tutulamaz, alıkonulamaz veya sürülemez” demekle yetinmiú, beyannamede kanuna
aykırı tutuklama yapılamayaca÷ı vurgulanmıútır.161
AøHS’nin 5. maddesinde; “her ferdin hürriyete ve güvenli÷e hakkı vardır”
denildikten sonra, kanuni usuller dıúında hiç kimsenin hürriyetinden mahrum
edilemeyece÷i düzenlenmiútir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2004/8-30 Esas, 2004/49 sayılı kararında
“tutuklama, ceza yargılamasının güvenli yürümesini ve amacına eriúmesini
sa÷lamaya yönelik ve yargılama hukuku açısından zorunlu hallerde hakimin verdi÷i
karara dayanan bir önlemdir. Yargılamadaki amaca göre önleyici bir koruma önlemi
160
161
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=tutuklama&ayn=tam(eriúim tarihi:
10.06.2011)
Özbek Veli Özer, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2006, s.179-183;
Reiso÷lu Safa “Uluslararası Boyutlarıyla ønsan Hakları”, Beta Yayınevi, østanbul, 2001, s.96-102
69
oldu÷u kadar kiúi özgürlü÷ünü kısıtlayan bir içerik de taúımaktadır.” úeklinde
belirtilmiútir.162
Ö÷retide de tutuklamanın birçok tanımı yapılmıútır.
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu’na göre tutuklama; “muhakeme hukuku
açısından zorunlu hallerde hakimin verdi÷i karara dayanılarak henüz bir yargı ile
hürriyeti kaldırıcı cezaya mahkum olmadan bir sanı÷ın kiúi hürriyetinin kaldırılması,
di÷er deyiúle tutuk durumuna sokulmasıdır.”163
Centel – Zafer’e göre tutuklama; “suçlu oldu÷u konusunda henüz kesin
hüküm bulunmayan, ancak suç iúledi÷i úüphesi kuvvetli olan kiúinin özgürlü÷ünün
hakim kararıyla geçici olarak kaldırılmasıdır.”164
Yurtcan’a göre tutuklama; “bir yargıç kararıyla Anayasa’da ve yasada
belirtilen koúulların gerçekleúmesiyle, bir kiúinin henüz suçlulu÷u hakkında kesin
karar verilmeden önce özgürlü÷ünün kaldırılmasıdır.165
Kantar’a göre tutuklama; “ülkedeki ceza kovuúturmasının amacı açısından
sanı÷ın hükümden önce özgürlü÷ünün kısıtlanmasıdır.”166
Öztürk’e göre; “úüpheli veya sanı÷ın kiúi hürriyetinin hakim kararıyla
sınırlandırılarak tutukevi adı verilen yere konulmasıdır.”167
Malkoç – Yüksektepe’ye göre tutuklama; “ceza olmayıp delillerin
karartılması, úüpheli veya sanı÷ın kaçmasını önlemek üzere zorunlu nedenle
uygulanabilen bir önlemdir ve zorunlulu÷un gerektirdi÷i ölçüde kullanılmalıdır.”168
Özbek’e göre; “kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren olguların ve bir
tutuklama nedeninin bulunması halinde, úüpheli veya sanı÷ın özgürlü÷ünün hakim
kararıyla sınırlandırılarak tutukevi denilen yere konulmasıdır.”169
162
163
164
165
166
167
168
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2004/8-30 Esas, 2004/49 Karar sayılı kararı
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.774
Centel – Zafer, a.g.e., s.326
Yurtcan Erdener, “CMK ùerhi”, 4. Basım, Beta Yayıncılık, østanbul, 2008, s.243
Kantar Baha,”Ceza Muhakemeleri Usulü”, Ankara, 1957, s.114
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.506
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.483
70
Soyaslan’a göre;’’tutuklama,istisnai bir koruma tedbiri olup koruma
tedbirlerinin
içinde
en
a÷ır
olanıdır
ve
tutuklanan
kiúi
özgürlü÷ünü
kaybetmektedir.’’170
Ö÷retide yapılan tüm tanımlar birlikte de÷erlendirildi÷inde tutuklamada ortak
olan husus; suçlulu÷u hakkında somut olgulara dayalı kuvvetli úüphe bulunan úüpheli
veya sanı÷ın özgürlü÷ünün yasalarda öngörülen koúullar altında, hakim kararıyla
geçici olarak kaldırılmasıdır.
3.1.2. Tutuklamanın Niteli÷i Ve Amacı
3.1.2.1. Koruma Tedbiri Olması
Günümüz ceza yargılamasının amacı; sanı÷ı cezalandırmak de÷il, insan
haklarına saygılı bir biçimde maddi gerçe÷i ortaya çıkartmaktır. Ceza davasında
tutuklama bir amaç de÷il, ceza davasının yürütülmesini ya da ceza davası sonucunda
verilecek hürriyeti ba÷layıcı cezanın yerine getirilmesini sa÷layan geçici bir
araçtır.171
Günümüzde insan haklarının uluslararası anlamda kabul edilen ilkelerine göre
ceza yargılamasında, úüpheli suçlulu÷u kesinleúinceye dek cezalandırılamaz. Sadece
yargılamanın sa÷lıklı bir úekilde yürütülmesini sa÷lamak amacıyla, úüphelinin
özgürlü÷ü tedbir olarak kısıtlanabilir. Bu anlamda tutuklamanın son çare (ultima
ratio) olarak uygulanması gerekir.172
Bu haliyle de÷erlendirildi÷inde tutuklama bir koruma tedbiridir ve özelli÷i
gere÷i geçici olarak uygulanmalıdır. Tutuklama, hükümlülükten farklı olarak
‘araç’tır. Bu araç ile beklenen amaç; delillerin elde edilebilmesi, delillerin yok
edilmemesi, tanıklar üzerinde baskı yapılmaması, úüphelinin kaçmaması ve ileride
verilecek hükümlülü÷ün yerine getirilebilmesi úeklinde sıralanabilir.
169
170
171
172
Özbek, a.g.e 2005, s.346
Soyaslan Do÷an,’Ceza Muhakemesi Hukuku’’, Yetkin Yayınları,2. Baskı, Ankara, 2006,s.306
ùentuna Mustafa Tarık, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Tutuklama ve Adli Kontrol”,
Adalet Yayınevi, 2. Bası, Ankara, 2007, s.34
Gökcan Hasan Tahsin, “Tutuklama”, YD, C.XXIV, Sayı 1-2, s.44
71
Tutuklamadan asıl iúlevi dıúında yararlar beklendi÷i de görülmektedir. Bu
kapsamda; toplumda büyük yankı uyandıran suçlarda tutuklamanın toplumu
yatıútıraca÷ı ya da baúka suçların iúlenmesini engelleyici veya genel önleme aracı
olabilece÷inin düúünüldü÷ü görülmüútür.173
Tutuklama; bir kimsenin hürriyetini kısıtlayarak mahkum olmasına benzer
sonuçlar do÷urdu÷undan ancak yasada öngörülen úartlar gerçekleúti÷inde, sadece
hakim kararı ile verilebilir ve bu kuralın hiçbir istisnası yoktur.174
3.1.2.2. Yasal Olması
Soruúturma ve kovuúturma aúamasında verilecek tutuklama kararının mutlaka
yasal olması gerekip, sadece yasada belirtilen koúullar somut olayda gerçekleúti ise
tutuklama kararının verilmesi gerekir
3.1.2.3. Kiúisel Olması
ùüpheli ve sanık konumunda olmayan ve üzerine atılı suçu iúledi÷ine dair
kuvvetli suç úüphesini gösterir somut olgular bulunmayan bir kimsenin hakkında
keyfi olarak tutuklama koruma tedbirinin uygulanamaması demektir.
3.1.2.4. Orantılı Olması
Tutuklamanın sa÷layaca÷ı faydayı, CMK’daki baúka bir koruma tedbiri
sa÷lıyorsa artık tutuklama koruma tedbirine baúvurmak do÷ru olmayacaktır.
Hukuk devleti olmanın gereklerinden biri, eylem ve iúlemlerinde ölçülü
(orantılı) davranan devlet olmaktır. Bu ilkeye göre; Ceza Muhakemesi Hukuku
iúleminin yapılması ile sa÷lanması beklenen yarar ve verilmesi ihtimal dahilinde
bulunan zarar arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir hukuk devletinde
ceza vermeye yetkili makamların, bir ceza muhakemesi iúlemi yaparken devleti veya
ferdi ‘kayırması’ hukuk devleti ilkesi ile ba÷daúmaz. Çünkü, devlet düzeninde ferdin
kayrılması anarúiye, devletin kayrılması da totaliter yönetime yol açabilir. Böyle bir
173
174
Köksal Ayhan, “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Tutuklama ve 1961 Anayasası”, øÜHFM,
Cilt 30, Sayı 1-2 (1964), s.101
Hakeri Hakan - Ünver Yener, “Ceza Muhakemesi Hukuku Temel Bilgiler”, Ankara, 2008, s.169
72
devlette insan haysiyeti, insan hakları, temel hak ve hürriyetler gibi konular önemli
olmadı÷ından, ya sanı÷a hiçbir hak tanınmaz ya da bazı haklar hatta tüm haklar
tanınır; fakat úüpheli ya da sanık bu hakları uygulamada, özellikle de iktidar
çıkarlarının söz konusu oldu÷u durumlarda kullanamaz.175
Amacı maddi gerçe÷in ortaya çıkarılması olan ceza yargılamasında;
bireylerin hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı müdahalelerde bulunulabilir. Ancak
maddi gerçek ortaya çıkarılırken, haklar orantılı bir biçimde kısıtlanmalıdır.176
Baúvurulan önlemin a÷ırlı÷ı, sanı÷ın üzerine atılı suçun vahameti ve o eylem
nedeniyle sanı÷a verilecek ceza ile orantılı olmalıdır.177
3.2. TUTUKLAMANIN ùARTLARI
Tutuklama, kanunda öngörülen úartları gerçekleúmiú olsa da baúvurulma
konusunda hakime takdir hakkı veren bir koruma tedbiridir. 178
AøHS’nin 5/1-c maddesinde; “Bir suç iúledi÷i úüphesi altında olan yahut suç
iúlemesine veya suçu iúledikten sonra kaçmasına mani olmak zarureti inancını
do÷uran makul sebeplerin mevcudiyeti dolayısıyla yetkili adli makam önüne
çıkarılmak üzere yakalanması ve hapsi dıúında hiçbir kimsenin sebepsiz yere
özgürlü÷ünden alıkonulamayaca÷ı…” düzenlenmiútir. 179
1982 Anayasası’nın 19. maddesinin 3. fıkrasında; “Suçlulu÷u hakkında
kuvvetli belirti bulunan kiúiler ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya
de÷iútirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve
kanunda gösterilen di÷er hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir.” úeklinde bir
düzenleme getirilerek tutuklamanın anayasal úartları belirlenmiútir.
175
176
177
178
179
Genel Gerekçe øçin bkz. Osman Yaúar, “Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu,
Ankara, 2005,s.45; Ayrıca Tutanaklarla CMK Adalet Bak. Yayın iúleri Dairesi Búk. Yay. Ankara,
2005
Yenisey Feridun, “Uygulanan ve Olması Gereken Ceza Muhakemesi Hukuku Hazırlık
Soruúturması ve Polis”, Beta Yayınevi, østanbul, 1993, s.219
ùentuna, a.g.e., s.36
Hakeri -Ünver, a.g.e 2010, s.351
Ünal ùeref,”Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi”,Ankara, TBMM Basımevi, 1995, s.135
73
Tutuklama úartları CMK ’nın 100. maddesinde düzenlenmiú olup, bu úartların
düzenlenmesinde Anayasa’nın 19. maddesi ile AøHS ’in 5. maddeleri dikkate
alınmıútır.
CMK ’nın 100. maddesinde tutuklamanın ön úartı olarak; “kuvvetli suç
úüphesinin varlı÷ını gösteren olgu” aranmıú, bu ön úartın gerçekleúmesi halinde de
ikinci úart olarak aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarında düzenlenen 'bir tutuklama
nedeninin varlı÷ı aranmıútır. Ancak bu iki úartın gerçekleúmesi halinde dahi hakim
veya mahkeme CMK 100/1. maddesindeki “tutuklama kararı verilebilir” hükmü
karúısında geniú bir takdir hakkına sahip olup, tutuklama kararı vermeyebilir.
CMK 100, AøHM kararlarında özellikle yer tutan “kamu yararı” konusuna
iliúkin bir düzenleme getirmemiútir. Oysa bazı mahkeme kararlarında, tutuklamanın
aynı zamanda kamu yararına da yönelik olması gerekti÷i vurgulanmıútır.180 Nitekim
CMK tasarısında 15.06.2000 tarihli Fransız Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan
de÷iúikliklerden de esinlenerek “kamu düzenini korumak”, “úüpheli ve sanı÷ı
korumak”, “suçlara son vermek” ve “suçun yinelenmesini engellemek” úeklinde
tutuklama nedenlerine de yer verilmiúti.181 Tasarıda Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu (CMUK) m. 104’ten farklı olarak “úüpheli veya sanı÷ın saklanması”, “kamu
düzeninin suçun neden oldu÷u ve olabilece÷i a÷ır zararlardan korunması”, “úüpheli
veya sanı÷ın kendilerine karúı geliúebilecek hukuka aykırı tepkilerden korunması”,
“suça son verilmesi” ve “suçun yinelemesine engel olunması” tutuklama nedenleri
yer almaktaydı. Ancak meclisteki yasa görüúmeleri sırasında tasarının 119.
maddesinde bulunan bu tutuklama nedenleri yasada yer almamıútır.
Suça son verilmesi, kamu düzenin korunması maddi ceza hukukunun görevi
ve amacı olup bu tutuklama nedenlerinin anayasal dayana÷ı yoktur.182 Bu nedenleri
tutuklama nedeni kabul edersek; iúlenen her suçta kamu düzeninin bozuldu÷u,
tutuklama ile aslında güvenlik güçlerince sa÷lanması gereken “suçsuz toplum”
idealinin tutuklama tedbiri nedeniyle sa÷lanılabilece÷i düúünülür ki bu durum hukuk
devletinin gerekleri ile ba÷daúmamaktadır. Yine cezalandırma gücünü elinde
180
181
182
Leiellier/Fransa 12369/86, 26 Haziran 1991 sayı ve tarihli kararı
Ülgen Celal, “Ceza Muhakemesi Kanunu”, østanbul: øBY, 2005, s.170
Centel Nur, “Koruma Tedbirlerinde Geliúmeler”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk
Araútırmaları Dergisi, Cilt:9, Sayı:1-3, østanbul, 1994, s.92
74
bulunduran devlet “úüpheli ve sanı÷ın güvenli÷ini” sa÷lamak zorundadır ki sırf bu
nedenle úüpheli veya sanı÷ı tutuklamak hukuk devleti ilkesi ile ba÷daúmayacaktır.
Son olarak “suçun yinelenmesine engel olunması” tutuklama nedeni, úüpheli veya
sanı÷ın iúlemedi÷i ancak iúleyebilece÷i suçlara engel olmak ve toplumu suçludan
korumak amacı gütmektedir ki, bu husus ceza muhakemesi hukukunun iúlenmiú suç
ve suçluyla ilgilenme amacıyla çeliúmektedir.183 Bu nedenle bu tutuklama
nedenlerinin yasadan çıkarılması hukuk devletini sa÷lamak ve maddi ceza
hukukunun amacını gerçekleútirmek için yerinde bir düzenleme olmuútur.
Uygulamada genellikle birbirlerinin yerine kullanılsa da, tutuklama nedeni ve
tutuklama úartı birbirinden farklı kavramlardır.184 Tutuklama úartı, tutuklama
nedenini içinde barındıran üst bir kavram olup, tutuklama nedeni tutuklama
yapılabilmesi için aranan maddi úartlardan biridir. CMK 100/1 maddesinde,
tutuklama úartları belirtilmiútir: Buna göre; kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren
somut olguların, bir tutuklama nedeninin, ölçülülük ilkesinin varlı÷ı ve adli kontrol
tedbirlerinden birine karar verilememesi halinde ve úüpheli ya da sanık huzurunda
tutuklama kararı verilebilecektir.185
Tutuklamanın úartları iki ana baúlık altında incelenmiútir.186 Bu úartlar; maddi
ve úekli úartlardır. Aúa÷ıda ayrıntılı olarak açıklayaca÷ımız üzere maddi úartlar;
olguya dayanan kuvvetli suç úüphesi ve CMK.’da gösterilen tutuklama
nedenlerinden birisinin gerçekleúmesidir187. Tutuklama nedenleri; úüpheli veya
sanı÷ın kaçması, saklanması veya kaçaca÷ı úüphesini uyandıran somut olguların
varlı÷ı (kaçma úüphesi) ile úüpheli veya sanı÷ın davranıúları ile delilleri yok
edece÷ine, gizleyece÷ine, de÷iútirece÷ine veya tanık ve baúkaları üzerinde baskı
giriúiminde bulunaca÷ına dair kuvvetli úüphedir. (delilleri karartma úüphesi) (CMK
m.100/1-2).
183
Erem Faruk, “Diyalektik Açısından Ceza Muhakemesi Hukuku”, Iúın Yayınevi, Ankara,1986,
s.447; Centel Nur, “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 2000 Tasarısına Eleútirel Yaklaúım”,
DEÜHFD, 2001, s.517
184
Aynı yönde görüú için bkz. Öztürk, “Tutuklama Sebepleri I”, Manisa Barosu Dergisi, S: 24 (Ocak
1988),Y:7,S:24(Tutuklama Sebepleri I) ,s.3
185
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.508; Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.773-774
186
Centel, a.g.e 1992, s.39
187
Koparan, a.g.e., s.157-160
75
Tutuklamanın úekli úartları; muhakeme úartının gerçekleúmiú olması,
tutuklama yasa÷ının bulunmaması, sanı÷a güvence belgesi verilmemiú olması,
tutuklamanın ölçülü olması ve hâkim veya mahkeme kararının bulunmasıdır.
Tutuklama tedbiri uygulanmasında hakim veya mahkemeye takdir hakkı
verilmiútir ancak bu takdir hakkı sınırsız olmayıp kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ı,
úüphelinin kaçma veya delilleri karatma ihtimali, iúlenen suçun a÷ırlı÷ı ve orantılılık
ilkesine göre kullanılabilecektir.188
3.2.1 Tutuklamanın Maddi ùartları
3.2.1.1 Kuvvetli Suç ùüphesinin Bulunması
øddianamenin düzenlenmesi için yeterli úüphe aranır. CMK sistemati÷inde ise
hakim veya mahkeme tutuklama için kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını gösteren
olguları aramıútır. Bu nedenle, tutuklama halinde, suçun iúlendi÷i yönündeki úüphe,
iddianamenin düzenlendi÷i andan daha güçlü olmalıdır.
ùüphe; iki anlama gelen bir kelimedir. Bunlardan ilki; “belle÷in çeúitli
alternatifler arasında seçme yapma konusunda tereddüt etmesi, hangisinin do÷ru
oldu÷unu kestirememesi”, ikincisi ise; “bir úeyin olup olmadı÷ı hakkında tereddüte
düúme” dir.189
Ceza yasalarımızda úüphe; basit, yeterli ve kuvvetli olarak üçe ayrılmıútır.
Basit úüphe, suç iúlendi÷i izlenimini veren bir durum ile suçun iúlendi÷i konusunda
soruúturma evresini baúlatacak olguların varlı÷ını ifade eder.190
Mevcut delillere göre, yapılacak yargılamada sanı÷ın mahkum olması
ihtimali beraat etmesi ihtimalinden daha kuvvetli ise “yeterli úüphe”den söz edilir ve
iddianame düzenlenmesi için yeterli úüphenin varlı÷ı aranır.
ùüphelinin veya sanı÷ın suçu iúledi÷i konusundaki basit ve olguya
dayanmayan soyut úüphe, tutuklama kararı verilebilmesi için yeterli olmayıp, bu
188
189
190
Soyaslan, a.g.e 2006, s.308
Bkz., Develio÷lu F., “Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat”, østanbul,1981, s.402
Centel - Zafer, a.g.e., s.85-86
76
karar için tutuklamanın talep edildi÷i andaki delillere göre, kiúinin suçu iúledi÷i
ihtimali büyük olmalıdır.191
Kuvvetli úüphe, tutuklamanın talep edildi÷i ana kadar yapılan soruúturma ve
kovuúturma ile elde edilen bilgilerin ıúı÷ında úüpheli veya sanı÷ın üzerine atılı suçu
iúledi÷inin büyük bir ihtimal göstermesidir.
Kuvvetli suç úüphesi; kiúinin suçu iúlemiú oldu÷u konusunda objektif bir
gözlemciyi iknaya yeterli olgu ve bilgilerin var olmasını gerektirir.192
Soyaslan'a göre kuvvetli suç úüphesi; günlük hayat deneyimlerine göre
úüphelinin suçu iúledi÷inin kesin gibi olmasıdır.193
Öztürk ve Erdem’e göre kuvvetli suç úüphesi, eldeki delillere göre yapılacak
bir duruúmada, sanı÷ın veya úüphelinin mahkum olmasının kuvvetle muhtemel
olması halidir.194 Centel ve Zafer'e göre kuvvetli suç úüphesi, tutuklama kararı
verilebilmesi için, tutuklama kararı verildi÷i andaki delillere göre, kiúinin fail veya
suç orta÷ı olarak bir suçu iúledi÷i konusundaki ihtimal büyük olmalıdır.195
Kuvvetli suç úüphesi CMUK 104.maddesinde “suçlulu÷u hakkında kuvvetli
belirti bulunma”, CMK 100 maddesinde ise, “kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ını
gösteren olguların bulunması” úeklinde ifade edilmiútir.
Anayasanın 19/3. maddesine göre, sadece suçlulu÷u hakkında kuvvetli belirti
bulunan kiúilerin, di÷er tutuklamayı zorunlu kılan nedenlerin bulunması halinde
tutuklanabilece÷ini belirtilerek, tutuklama için “kuvvetli úüphe”nin gereklili÷i açıkça
belirtilmiútir.
AøHS.’nin 5/1. maddesinde de; ancak suç iúledi÷i úüphesi altında bulunan
kiúilerin tutuklanabilece÷i hükme ba÷lanarak CMK ve Anayasamızdan farklı olarak
tutuklama için “makul úüphe” aranmıútır.
191
192
193
194
195
A.e., s.85-86
Malkoç - Yüksektepe, a.g.e., s.484
Soyaslan, a.g.e 2006, s.306
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.512-513
Centel – Zafer, a.g.e., s.350
77
Daha önce de bahsedildi÷i gibi, CMK iddianamenin düzenlenmesi için yeterli
úüpheyi ararken, tutuklama için kuvvetli suç úüphesinin aranması gerekti÷ine
hükmetmiútir. Kuvvetli úüphe ifade edildi÷i gibi, mevcut deliller ıúı÷ında sanı÷ın
mahkum olması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması iken, yeterli úüphe; mevcut
deliller ıúı÷ında yapılacak bir yargılamada sanı÷ın mahkum olması ihtimalinin beraat
etmesi ihtimalinden daha kuvvetli olması demektir.196 Bu ba÷lamda görülmelidir ki,
kuvvetli úüphe yeterli úüpheyi barındırır. Kuvvetli úüpheye dayanılarak yapılan
iúlemler, yeterli úüphenin arandı÷ı iúlemler için de yapılabilir. Bu nedenle;
tutuklamanın yapılması için gerekli úüphenin varlı÷ı halinde Cumhuriyet Savcısının
iddianame düzenlemesi için gerekli 'yeterli' úüphenin var oldu÷unu kabul etmek
gerekir. Ancak uygulamada úüpheli tutuklanmakta, ardından soruúturmaya kalındı÷ı
yerden devam edilerek iddianame düzenlemek için yeterli úüphe oluúturacak deliller
toplanılmaya çalıúılmaktadır. Bu durum, uygulamada tutuklama için kuvvetli úüphe
arayan CMK’nın tersine bir algılama oldu÷unun göstergesidir. Bu yöndeki
uygulamalar, CMK 141 gere÷ince koruma tedbirlerinin haksız uygulanması sonucu
devletin tazminat ödemesini gerektirmektedir.
AøHM, özgürlükten yoksun bırakmaya yol açan úüphenin makul olmasını,
úüphelenilen kiúi ile suç arasında objektif bilgilere ve gerçeklere dayalı bir iliúkinin
olması gerekti÷ini, söz konusu kiúiyi do÷rudan suçla iliúkilendirilecek eylemlere ait
delil, belge veya bu tür adli bulguların olması gereklili÷ini vurguladıktan sonra, suç
iúlendi÷ine gösterge olarak ne kadar güvenilir olursa olsun duygu, içgüdü, varsayım
ya da ön yargılara dayandırılan bir gerekçeyle özgürlükten mahrumiyetin
gerçekleútirilmesini, örne÷in; kiúinin geçmiúte benzer suç iúlemiú olmasını úüphe için
yeterli olmadı÷ından, hukuka uygun olmadı÷ına karar vermiútir. Yine AøHM,
30.08.1990 tarihinde verdi÷i Fox, Campbell ve Hartley øngiltere (12244/86)
kararında; “úüphelilerin daha önce terör suçundan mahkum olmalarının tekrar aynı
suçu iúleyeceklerine dair makul úüphe oluúturmayaca÷ını” belirterek makul
nedenlerin nasıl anlaúılması gerekti÷ine ıúık tutmuútur197.
196
197
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.485-486
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s. 485
78
3.2.1.2. Tutuklama Nedenlerinin Bulunması
3.2.1.2.1. Genel Olarak
Kuvvetli suç úüphesini gösteren olguların varlı÷ı tek baúına tutuklama
tedbirinin uygulanabilmesi için yeterli de÷ildir. Kuvvetli suç úüphesi ön úartının
gerçekleúmesi halinde hakim veya mahkeme CMK 100.maddesinde belirtilen
tutuklama nedenlerinden birisinin varlı÷ını araútırmak zorundadır. Bu nedenler;
CMK.’da sınırlı olarak sayılmak suretiyle belirtilmiútir. Bu sebeple geniúletici yorum
yasa÷ına tabidir.198
Bütün bu úartların gerçekleúmesi halinde dahi hakim veya
mahkeme tutuklama kararı verip vermeme hususunda takdir hakkına sahiptir.
Nitekim Yargıtay bir kararında; tutuklama konusunda hakimin takdir hakkını
yerinde kullanmadı÷ına iliúkin kanun yararına bozma de÷erlendirmesinde, tutuklama
konusunda hakimin takdir yetkisinin oldu÷unu ve bu nedenle hakim kararı hakkında
yazılı emir yoluna baúvurulamayaca÷ını belirtip talebin reddine karar vermiútir.199
CMUK, 6 aydan fazla hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektiren suçlar bakımından
iki tutuklama nedeni öngörmüútü. Bunlar; kaçma úüphesi ve delilleri karartma
úüphesidir. CMK ise; 6 ay kriterini terk etmiú ve tüm suçlar bakımından uygulanması
gerekli iki tutuklama nedeni öngörmüútür.200
CMK 100. maddesine göre; sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis
cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı
verilememektedir. 25.05.2005 tarih ve 5353 sayılı Kanun ile CMK’ nın Mecliste
kabul edilip yayınlandı÷ı süreçte iki yıl olan üst sınır bir yıla indirilmiútir. Bu sınırın
bir yıla çekilmesi, kiúi özgürlü÷ü ve güvenli÷i hakkı bakımından olumlu bir geliúme
olmamıútı.201 Nitekim CMK ‘da 02.07.2012 tarihinde 6352 Sayılı Yasa ile yapılan
de÷iúiklik ile bir yıla indirilen üst sınır tekrar iki yıla çıkarılmıútır.
CMK ’da sayılan tutuklama nedenleri; “úüpheli veya sanı÷ın kaçması,
saklanması veya kaçaca÷ı úüphesini uyandıran somut olguların varlı÷ı ile úüpheli
198
199
200
201
Centel – Zafer, a.g.e., s. 351
Yargıtay 8. CD, 28.02.1986, 1605/1425 sayılı kararı
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.512-513
Özbek, a.g.e 2005, s.350
79
veya sanı÷ın davranıúlarıyla delilleri yok edece÷ine, gizleyece÷ine, de÷iútirece÷ine
veya tanık, ma÷dur ve baúkaları üzerinde baskı giriúiminde bulunaca÷ına dair
kuvvetli úüphe uyandırmasıdır (CMK m.100/2).
3.2.1.2.2. ùüpheli veya Sanı÷ın Kaçması, Saklanması veya Kaçaca÷ı
ùüphesini Uyandıran Somut Olguların Bulunması
CMK 247/1 maddesine göre; “Hakkındaki kovuúturmanın sonuçsuz kalmasını
sa÷lamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle
mahkeme tarafından kendisine ulaúılamayan kiúiye kaçak denir.”
CMK 244/1 maddesine göre de; “Bulundu÷u yer bilinmeyen veya yurt
dıúında bulunup da yetkili mahkeme önüne getirilemeyen veya getirilmesi uygun
bulunmayan sanık gaip sayılır.” Kaçaklıkla gaiplik birbirinden farklı kavramlardır.
ùüpheli veya sanı÷ın yoklu÷u iradesi dıúında gerçekleúmiúse ve sanı÷ın hakkında
devam eden kovuúturma iúlemlerinden haberi yoksa gaiplikten, úüpheli veya sanı÷ın
yoklu÷u kendisi hakkında yapılan kovuúturma iúlemlerini etkisiz kılmak amacıyla
bilinçli olarak yapılıyorsa kaçaklıktan söz etmek gerekir.202 CMK 244.maddesi ve
devamı maddelerinde gaip ve kaçakların yargılanması hususunda özel düzenlemeler
getirilmiútir.
ùüpheli veya sanı÷ın kaçması, saklanması veya kaçaca÷ı úüphesini uyandıran
somut olguların varlı÷ı hem Anayasa'da hem de CMK' da yer alan bir tutuklama
nedenidir.
Di÷er
koúullar
yerine
getirilmiú
olsa
bile
úüpheli
kaçmayacak,
saklanmayacak, delilleri yok etmeyecek, gizlemeyecek, de÷iútirmeyecek, tanı÷a,
ma÷dura veya baúkalarına baskı yapma giriúiminde bulunmayacaksa tutuklama
kararı verilmeyecektir. ùüphelinin kaçaca÷ı ya da saklanaca÷ı hususunda somut
olguların bulunması gerekmektedir.203
Örne÷in; bilet alarak ya da adına sahte pasaport temin ederek yurt dıúına
çıkmaya hazırlanması, sürekli yer de÷iútirmesi, sahte kimlikle ev kiralaması, sınıra
202
203
Centel – Zafer, a.g.e., s. 832 vd.
Malkoç-Yüksektepe, a.g.e., s.487
80
yakın bir yere yerleúmesi, üzerinde yüklü miktarda döviz taúıması, yabancı dil
ö÷renmeye yönelik çalıúmalarda bulunması gibi haller kaçaca÷ına yönelik somut
olgulardandır.204
Kiúinin ailevi sebeplerden ötürü bulundu÷u yerde kalmak zorunda oldu÷u ya
da en azından kaçma ihtimalinin düúük oldu÷unu gösteren olgular olabilir. Ayrıca
kiúinin karakteri, ahlak anlayıúı, sorumlulukları205 ve statüsü, geçmiúte benzer
durumda serbest bırakıldı÷ında gösterdi÷i tavırlar206, geride bırakmak zorunda
oldu÷u varlı÷ı hususları dikkate alındı÷ında ise kiúinin kaçma úüphesi düúük olabilir.
Tüm bu kaçma kaçmama úüphesini gösterir somut olgular her olayın ve sanı÷ın
özelli÷ine göre de÷erlendirilerek tutuklama kararı verilmelidir.
AøHM’ ye göre; kaçma tehlikesinin yalnızca muhtemel suçun ciddiyetine
göre de÷il, kaçma tehlikesinin mevcudiyetini do÷rulayan veya kiúiyi gözaltına alacak
kadar büyük olmadı÷ını gösteren di÷er etmenler de göz önüne alınarak
de÷erlendirilmelidir. Bu ba÷lamda özellikle ilgili kiúinin karakteri, ahlak yapısı, mal
varlı÷ı, aleyhinde takibatta bulunulan devlet ile ba÷lantıları ve uluslararası
ba÷lantıları göz önünde tutulmalıdır.207
Yerel mahkemeler, baúvuranın kaçma olasılı÷ını “suç orta÷ının” saklanmakta
olmasına ba÷lamıútır. AøHM, suç orta÷ının tutumunun, tutuklunun kaçma riskinin
de÷erlendirilmesinde
belirleyici
bir
faktör
olamayaca÷ı
kanısındadır.
Bu
de÷erlendirme ile tutuklama úahsi koúullara ba÷lanmalıdır.208
204
205
206
207
208
ùentuna, a.g.e., s.47
Bkz. Letellier – Fransa davası, Matznetter – Avusturya davası, Ya÷cı ve Sargın – Türkiye davası
(Bu davada baúvuru sahipleri haklarında takibat açılması riskinin farkında olmalarına ra÷men
kendi istekleriyle ülkelerine geri dönmüúlerdir.) Avcı Gökmen, “Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi
Kararları Çerçevesinde Ceza Muhakemesi Kanunundaki Tutuklama Kurumunun øncelenmesi”,
Seçkin Yay., Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 41, Ocak 2010, s.108
Bkz. W – øsviçre davası, http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr, eriúim tarihi: 30.10.2011
Neumeister – Avusturya 27.06.1968 tarihli kararı, http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr, eriúim
tarihi: 30.10.2011
Mamedova – Rusya, 1 Haziran 2006 tarih ve 7064105 sayılı kararı, http://www.inhakbb.adalet.gov.tr, eriúim tarihi: 30.10.2011
81
Adli mercilerin úüpheli veya sanı÷ı soruúturma ve kovuúturma amaçlı
davetini veya di÷er yargılama iúlemleri için hazır bulundurmasını kasten imkansız
hale getirmesi durumu kaçma veya saklanma olarak de÷erlendirilebilecektir.209
Kaçma kavramı hem yurt içinde bulunulamayacak bir yerde saklanmayı hem
de yurt dıúına kaçmayı ifade eder. Kanun koyucu madde metninde kaçma ve
saklanma ifadelerine birlikte yer vererek, úüpheli veya sanı÷ın saklanması halinde de
yoruma gerek olmaksızın kaçması gibi düúünülerek tutuklama kararı verilebilece÷ine
hükmetmiútir. 210
ùüpheli veya sanı÷ın iúlenen suç nedeniyle kaçması veya kiúiye bu nedenle
ulaúılamaması halinde do÷rudan tutuklama kararı verilemeyecek, ancak öncelikle
yakalama kararı verilip úüpheli yakalandıktan sonra hakim önüne çıkartılarak
hakkında tutuklama kararı verilebilecektir. 211
Her ne kadar önceki CMUK döneminde gıyabi tutuklama kurumu var ise de,
yeni kanunda bu kurum kaldırılmıú ve yerine yakalama kurumu getirilerek
savunması alınmadan úüpheli veya sanı÷ın tutuklanması engellenmeye çalıúılmıútır.
CMK’daki uygulamaya göre; ça÷rı üzerine gelmeyen veya ça÷rı yapılamayan úüpheli
veya sanık hakkında sulh ceza hakimi tarafından talep üzerine yakalama emri
düzenlenir. Bunun üzerine yakalanan úahıs hakim önüne çıkarılarak sorguya çekilir
ve hakkında tutuklama veya serbest bırakma kararı verilebilir. 212
CMUK’un uygulandı÷ı dönemde kanuni bazı kaçma karineleri söz konusu
idi. Gerek 1992 tarihli 3842 sayılı Kanun de÷iúikli÷i öncesinde ve gerekse 3842
sayılı Kanun ile CMUK’ta de÷iúiklik yapıldıktan sonraki dönemde sanı÷ın
kaçaca÷ına karine teúkil edebilecek bazı durumlar mevcuttu.213
3842 sayılı Kanun öncesi dönemde CMUK 104/3. maddesinde yer alan;
“Suçun a÷ır cezalık olması,
209
210
211
212
213
Centel, a.g.e 1992, s.43
Erem,”Diyalektik Açısından Ceza Muhakemesi Hukuku”, Iúın Yayınevi, Ankara, 1986, s.444
Albayrak Mustafa, “Notlu – Atıflı – Uygulamalı Ceza Muhakemesi Kanunu”, Adalet Yayınevi,
Ankara, 2011, s.147 – 151, CMK 90. madde
A.e., CMK.90 maddesi vd. Maddeleri, s.147 v.d.
Özbek, a.g.e 2005, s.349
82
Sanı÷ın ikametgah veya meskeninin bulunmaması ya da serseri ve
úüpheli takımından olması veya kim oldu÷unu kanıtlayamaması,
Sanı÷ın yabancı olup da, hakimin davetine veya verilecek hükmün infazına
gelece÷inden úüphe uyandıracak ciddi nedenlerin bulunması” úeklindeki hallerin
varlı÷ı halinde sanı÷ın daima kaçacak oldu÷u varsayılmaktaydı. Tutuklama kararını
verecek hakim veya mahkemenin CMUK'ta sayılan bu gibi hallerin mevcudiyetini
tutuklama kararında göstermesi yeterli olabilecekti.214 Bu nedenle 3842 sayılı Kanun
öncesindeki CMUK 104/3 maddesinin, yasadan çıkarılması gerekti÷i, uygulamada
hakim tarafından baúkaca hiçbir araútırma yapılmaksızın maddede sayılan bu
hallerde kaçma úüphesinin somut olayda mevcudiyeti aranmadan tutuklama kararı
verilebilece÷i, bu durumun da tutuklamanın ihtiyarili÷i ile tedbir niteli÷inde olması
özelli÷i ile ters düútü÷ü yönünde düúünceler ileri sürülmüútür.215
3842 sayılı Kanun ile CMUK m. 104 de÷iútirilerek, suçlulu÷u hakkında
kuvvetli belirti bulunan kiúiler bakımından;
“Soruúturma konusu olan suçun, kanunda öngörülen cezasının üst sınırının
yedi yıldan az olmayan hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesi, sanı÷ın ikametgahı
veya meskeninin bulunmaması, sanı÷ın kim oldu÷unu ispat edememesi” hallerinin
mevcudiyeti durumunda, sanı÷ın kaçaca÷ı, delilleri yok edece÷i, de÷iútirece÷i,
gizleyece÷i, úeriklerin uydurma beyana veya tanıkların yalan tanıklı÷a veya
tanıklıktan kaçınmaya sevk edilece÷i veya bilirkiúilerin etki altına alınmaya
çalıúılaca÷ını gösteren hallerin mevcudiyeti varsayılabilecekti.
3.2.1.2.3. ùüpheli veya Sanı÷ın Davranıúları
3.2.1.2.3.1. Genel Olarak
ùüpheli ya da sanı÷ın davranıúları delilleri yok etme, gizleme veya de÷iútirme
úeklinde olabilece÷i gibi tanık, ma÷dur veya baúkaları üzerinde baskı yapılması
giriúiminde bulunma úeklinde de ortaya çıkabilir. Bu hususların varlı÷ı konusunda
kuvvetli úüphe varsa tutuklama nedeni varsayılabilecektir.
214
215
Centel, a.g.e 1992, s.45
A.e., s.46
83
3.2.1.2.3.2. Delilleri Yok Etme, Gizleme veya De÷iútirme
Tutuklama nedeni olarak kaçma úüphesi, ceza yargılamasında úüpheli veya
sanı÷ın hazır bulunmasını sa÷lama amacına yönelik iken, delillerin karartılması
úüphesi nedeni ile tutuklama, úüpheli veya sanı÷ın delilleri etkileyerek ceza
yargılamasının temel amacı olan maddi gerçe÷in ortaya çıkmasını engellemeye
yöneliktir.216
Delillerin yok edilmesi, de÷iútirilmesi ve gizlenmesi, maddi gerçe÷e
ulaúılmasını engellemek amacıyla sahte delil hazırlanması hususlarında kuvvetli
úüphe oluúturuyorsa delillerin karartılması úüphesi söz konusudur.217
Suça ait delillerin korunması amacıyla tutuklama kararı verilebilecektir. Bu
hususta da bir takım maddi vakıaların aranması gerekecektir. Sırf sanı÷ın delillere
zarar verebilece÷i soyut düúüncesiyle bu ek koúulun gerçekleúti÷i kabul edilemez.
ùüpheli veya sanık, serbest bırakılması halinde kolaylıkla tanıklara baskı
yapabilecek, suç delillerini yok edebilecek, gizleyebilecek, de÷iútirebilecek veya
soruúturma ile kovuúturmayı kesintiye u÷ratacak yöntemlere baúvurması olanaklarına
sahip olabilecek ve bu yöntemlere baúvurabilece÷i yönünde davranıúlarda bulunuyor
veya bulunmaya kalkıúıyor ise ve bu hususta da úüphelinin veya sanı÷ın kuvvetli
úüphe uyandıran davranıúları nedeniyle ceza yargılaması yürümeyecek ve sonucunda
maddi gerçe÷e ulaúılamayacaksa, úüpheli veya sanı÷ın tutuklanması yoluna
gidilebilecektir.218
Bazı AøHM kararlarında delillerin gizlenme, de÷iútirilme veya yok edilme
úüphesinin mevcudiyeti halinde tutuklama kararı verilmesi haksız bulunmamıútır.
‘”…yakalandıktan sonra tutuklanması için kaçma tehlikesinin bulunması
veya suç iúlemeye devam etme riskinin bulunması yanında delillerin yok edilmesi
veya karartılması durumlarının var olması gerekti÷i.”219 16.06.1971 tarihli
Ringeisen/Avusturya kararı.
216
217
218
219
ùahin Cumhur, a.g.e 2005, s.293-295
Koparan, s.159-160; Centel, a.g.e 1992, s.50
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.488
Avcı Gökmen, a.g.e., s.108
84
Ayrıca baúvuranın tutuklanmasından öncesinde ve sonrasında davranıúı, sahte
hesap oluúturmak ya da hesapları yok etmek gibi sistematik olarak tüm olasılık
delillerini ortadan kaldırma niyetini gösteren kiúili÷ini de gerekçe olarak sunmuútur.
“…øddia heyeti, çeúitli eylemlerle yeniden kazandı÷ı özgürlü÷ünü kötüye
kullanabilece÷ine iliúkin endiúeyi haklı çıkaran belirli göstergeler oldu÷u
kanaatindedir. W./øsviçre.14379/88.26 Ocak 1993 sayı ve tarihli kararı”220
3.2.1.2.3.3. Tanık, Ma÷dur veya Baúkaları Üzerinde Baskı Yapılması
Delil karartma úüphesine konu olabilecek di÷er bir eylem, “tanık, ma÷dur
veya baúkaları üzerinde baskı yapılması giriúiminde bulunma” dır.
Sanık veya úüpheli serbest bırakıldı÷ında aleyhinde tanıklık yapacak kiúilere
karúı rahatlıkla baskı yapabiliyor, bu kiúilere taktik verebiliyor, bu úekilde
soruúturma ve kovuúturmayı kesintiye u÷ratacak yöntemlere baúvuruyor veya
baúvurabilecek durumda ise, bu baskıları engellemek ve maddi gerçe÷in ortaya
çıkmasını sa÷lamak için úüpheli veya sanık tutuklanabilir.221
Bilirkiúiler ve suç ortakları “baúkaları” kavramına dahil edilmiútir.222 ùüpheli
veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için, tutuklama kararı verildi÷i
anda bu kiúilerin tanık, úerik veya bilirkiúi olmaları úart de÷ildir. ùüphelinin veya
sanı÷ın, ileride kanunda sayılan bu kiúiler yani tanık, ma÷dur, bilirkiúi gibi kiúilerin,
soruúturmada veya kovuúturmada bu sıfatlardan biri ile yer alaca÷ını tahmin etmesi
yeterlidir. Ancak delilleri karartma úüphesinin varlı÷ından söz edebilmek için, sanık
tarafından
söz
konusu
bu
kiúilere
hakkındaki
ceza
yargılamasının
lehe
sonuçlanmasını sa÷layacak úekilde etkide bulunulması úarttır. Bu anlamda CMK' da
yer alan düzenleme CMUK'a oranla daha ileri bir düzenleme olmuútur. Öyle ki,
CMUK'ta sadece bilirkiúilerin etki altına alınmaya çalıúılmasından bahsedilmiútir.
CMK' da ise sadece bilirkiúiler de÷il, tanık, ma÷dur veya baúkaları üzerinde baskı
yapma giriúimi tarzındaki hareketlerden bahsedilmiú, böylece etki altına almaya
çalıúmak úeklindeki soyut ve keyfiyete yol açabilecek bir düzenleme kaldırılarak
220
221
222
A.e., s.108
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.488
Yurtcan Erdener, “Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ve Yorumu”, Vedat Kitapevi, 2005, s.66
85
bunun yerine sayılan kiúilere baskı kurmak úeklinde daha dar ve somut bir
düzenlemeye yer verilmiútir
3.2.1.2.4. Delilleri Karartma ùüphesinin Takdiri
ùüpheli veya sanı÷ın delilleri karartaca÷ı hususunda somut olgu ve olaya
dayanan kuvvetli suç úüphesinin bulunması aranmaktadır.223 Delillerin karartılması
úüphesinin somut olayda bulunup bulunmadı÷ı olayın özellikleri, sanı÷ın veya
úüphelinin
kiúili÷i,
iliúkileri,
yaúam
koúulları
göz
önüne
alınarak
de÷erlendirilmelidir.224 Sanı÷ın veya úüphelinin konuúmaktan kaçınması, suçunu
inkar etmesi, daha önceki ikrarından geri dönmesi veya kan örne÷i vermek
istememesi gibi davranıúları delilleri karartma kavramına girmemelidir.225
Delilleri karartma úüphesinin varlı÷ını kabul etmek için úüphelinin veya
sanı÷ın bu yöndeki mevcut giriúimi gerekmemektedir. ùüphelinin veya sanı÷ın Bu
türden bir hazırlı÷ı var ise, bu hazırlık delil karartma úüphesinin göstergesidir.
Üçüncü kiúilerin delil karartma giriúimleri ve bu yöndeki faaliyetleri ise tutuklama
nedeni sayılamaz.226
Maddi olay tümüyle aydınlatılmıú, deliller toplanıp emniyet altına alınmıú
veya deliller zaten karatılmıú ise, delil karartma úüphesi nedeniyle herhangi bir
tehlike söz konusu olmayaca÷ından tutuklama tedbirine baúvurulmamalıdır.227
3.2.1.3. Tutuklama Sebeplerinin Var Oldu÷una øliúkin Yasal Nedenler
Yukarıda bahsedilen tutuklama nedenlerinden birisi bulunmasa dahi CMK
'nın 100/3 maddesinde yer alan katalog suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda
kuvvetli suç úüphesinin varlı÷ı halinde tutuklama nedeninin bulundu÷u var
sayılabilir. Yasada “sayılır” ibaresi yerine “sayılabilir” ibaresi kullanılarak hakime
takdir yetkisi tanınmıú, hakimin CMK 100/3. maddesinde sayılan suçlardan birinin
iúlenmesi halinde dahi tutuklama kararı verme zorunlulu÷unun bulunmadı÷ı
223
224
225
226
227
Karagülmez Ali, “Tutuklama Nedenleri ve Tutuklama østeminin Reddi Kararına øtiraz Konusunda
5271 sayılı CMK’nın øncelenmesi”, TBBD, Y: 18, S: 58, Mayıs – Haziran, 2005, s.121-122
Centel, a.g.e 1992, s. 50-51
Öztürk, a.g.m 1988, s. 5-8
Öztürk, a.g.m 1988, s.5-8
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.488
86
belirtilmiútir. Ancak uygulamada yasal neden olarak öngörülen “katalog suç”lardan
birinin
iúlendi÷i
hususunda
kuvvetli
suç
úüphesinin
mevcudiyeti
halinde
tutuklamanın zorunlu oldu÷u hususunda bir anlayıúının yerleúti÷i görülmektedir.
Tutuklama bir ön ceza olmadı÷ı için, sanı÷a verilecek olası cezanın peúinen
çektirilmesi tutuklamanın niteli÷iyle ve hukuk devleti kavramı ile ba÷daúmaz.228
CMK, CMUK’un aksine “ Kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan
az olmayan hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesi veya sanı÷ın ikametgahı veya
meskeninin bulunmaması veya kim oldu÷unu ispat edememesi “ úeklindeki
tutuklama nedenini yasada düzenlememiú, bunun yerine katalog suçlar sistemini esas
almıútır. Eski CMK uygulamasında, soruúturma ve kovuúturma konusu suçun yedi
yıl veya daha fazla hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirdi÷i hallerde tutuklama kararı
verilmesi zorunlulu÷u ilkesi yaygındı. “…kanunda öngörülen cezasının üst sınırı
yedi yıldan az olmayan hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesi durumunda kaçma
úüphesinin veya delillerin karartılaca÷ını gösteren bir halin bulundu÷u varsayılabilir”
hükmü karúısında; soruúturma konusu suçun, üst sınırının yedi yıl veya daha fazla
hürriyeti ba÷layıcı cezayı gerektirmesinin otomatik olarak sanı÷ın kaçaca÷ına veya
delilleri karartaca÷ına iúaret etti÷i ve tutuklama nedeninin var sayıldı÷ı kabul
edilmiúti. Yerinde bir düzenleme ile, CMK’da bu uygulama terk edilmiú ve CMK'nın
100/3. maddesinde sınırlayıcı bir biçimde belirtilen suçlardan birinin iúlendi÷i
hususunda kuvvetli suç úüphenin varlı÷ı halinde tutuklama nedeninin var
sayılabilece÷i hükme ba÷lanmıútır. Böylece CMK 100/3 maddesinde sayılan
suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli suç úüphesi mevcut ise, úüphelinin
veya sanı÷ın kaçaca÷ı, saklanaca÷ı veya delilleri karartaca÷ı úüphesinin varlı÷ı kabul
edilebilecektir.229
CMK m.100/3’te sayılan katalog suçlar úunlardır:
“-26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı TCK’da yer alan;
• Soykırım ve insanlı÷a karúı suçlar (m.76, 77, 78),
• Kasten öldürme (m.81,82, 83),
228
229
Centel – Zafer, a.g.e., s. 353
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.517
87
• Silahla iúlenmiú kasten yaralama (m.86/3-e) ve neticesi sebebiyle
a÷ırlaúmıú, kasten yaralama (m.87),
• øúkence (m.94, 95),
• Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, m.102),
• Çocukların cinsel istismarı (m.103),
• Hırsızlık (m.141, 142) ve ya÷ma (m.148, 149),
• Uyuúturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (m.188),
• Suç iúlemek amacıyla örgüt kurma (m.220/ iki, yedi ve sekizinci fıkralar
hariç),
• Devletin güvenli÷ine karúı suçlar (m.302, 303, 304, 307, 308),
• Anayasal düzene ve bu düzenin iúleyiúine karúı suçlar (m.309, 310, 311,
312, 313, 314, 315),
•10.07.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateúli Silahlar ve Bıçaklar ile Di÷er Aletler
Hakkında Kanunu’nda tanımlanan silah kaçakçılı÷ı suçları (m.12),
•18.06.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 22’inci maddesinin
(3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
•10.07.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda
tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar,
•21.07.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tâbiat Varlıklarını Koruma
Kanunu’nun 68 ve 74’üncü maddelerinde tanımlanan suçlar
•31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 110’uncu maddesinin
dört ve beúinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
Hemen belirtilmelidir ki, kanunun ilk metninde yukarıda sayılan silahla
kasten yaralama, neticesi sebebiyle a÷ırlaúmıú kasten yaralama, hırsızlık ve ya÷ma
88
suçlarına yer verilmemiúti. Yo÷un eleútiriler sonucu bu suçlar, kanun metnine
6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı kanun ile CMK 100/3. maddesine eklenilmiútir.230
Bu katalog suçlar listesinin hazırlanıúında hangi kriterlerin esas alındı÷ının
bilinemedi÷i vurgulanmıútır.231 CMK Adalet Komisyonu görüúmeleri ile Meclis
görüúmeleri sırasında katalog suçların tamamen madde metninden çıkartılması
gerekti÷i ya da bazı suçların da katalog suçlar arasına alınması gerekti÷i
(dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık gibi) ileri sürülmüú, bu görüúmelerde katalog
suçlar arasında yer almayan suçlar aleyhine bir durumun yaratıldı÷ı ifade
edilmiútir.232
CMK 100/3. maddesinde katalog halinde sayılan bazı suçların iúlendi÷ine
veya iúlenmesine teúebbüs edildi÷ine iliúkin kuvvetli úüphe söz konusu oldu÷unda,
tutuklama nedenlerinin mevcut oldu÷u uygulamada varsayılmaktadır. Ancak kanun
“tutuklama nedeni varsayılır’’ demek suretiyle ‘’tutuklama mecburiyeti’’nin kabul
edilmedi÷ini; katalog suçlardan birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli úüphenin
bulunması halinde dahi kaçma ve delilleri karartma úüphesini hakimin somut olayda
takdir ederek buna göre tutuklama kararı verebilece÷ini hükme ba÷lamıútır.233
Yukarıda sayılan katalog suçlardan birinin mevcudiyeti halinde tutuklama
nedeninin otomatik olarak varsayıldı÷ı kabul edilmiútir. Yani iúlenen suç, CMK
100/3. maddesinde sayılan suçlardan birisi ise, úüphelinin kaçaca÷ı, saklanaca÷ı,
delilleri gizleyece÷i, de÷iútirece÷i, tanıklara ya da ma÷durlara baskı yapaca÷ı
varsayılmaktadır. E÷er bu halde dahi baúka tedbirlerle amaca ulaúmak ve ceza
yargılamasının sonuçlanmasını ve hükmün yerine getirilmesini sa÷lamak mümkünse,
ölçülülük ilkesi gere÷i tutuklama kararı verilmeyebilir.234
230
ùahin Cumhur, “CMK Uygulamasının Bir Yılı”, HPD, S: 7, Temmuz 2006, s.9; Sözüer Adem –
Dursun Selman, “TCK, CMK ve Kabahatler Kanunundaki Son De÷iúiklikler Ne Getiriyor?”, HPD,
S: 9, Aralık 2006, s.210
231
Özbek, a.g.e 2005, s.349
232
CMK Meclis Tutanakları,Adalet Bakanlı÷ı,Yayın øúleri Dairesi Baúkanlı÷ı yay.5560 sy iliúkin
Meclis Tutanakları www.tbmm.gov.tr ,eriúim tarihi:05.11.2011
233
Hakeri - Ünver, a.g.e 2010, s.356; Karagülmez, a.g.e., s.58; Öztürk - Erdem, a.g.e., s.518; Özbek,
a.g.e 2005 s.349-350; Çolak – Taúkın, a.g.e., s.325; ùentuna, a.g.e., s.55
234
Çolak – Taúkın, a.g.e., s.448-451
89
3.2.2. Tutuklamanın ùekli ùartları
3.2.2.1. Muhakeme ùartının Gerçekleúmiú Olması
Tutuklama, ceza yargılamasının sa÷lıklı bir biçimde yürütülmesini ve
yargılama sonucu verilecek kararın uygulanmasını sa÷lamak amacıyla baúvurulan bir
koruma tedbiri oldu÷una göre, bu tedbirin korumaya çalıútı÷ı bir ceza yargılamasının
mevcut olması gerekir. Yani devam eden bir ceza yargılaması yoksa tutuklama
tedbirine baúvurulamaz. Ceza yargılamasının yapılabilmesi bir úarta ba÷lıysa bu úart
gerçekleúmeden tutuklama yapılamaz.235 Bu nedenle, muhakeme yapabilme úartı,
tutuklamanın úekli úartıdır.236 Ceza muhakemesi úartlarından biri gerçekleúmedi÷i
için yargılama yapılamıyor ise tutuklamaya baúvurmak haksız ve gereksiz
olacaktır.237
Muhakeme úartları; izin, talep, karar ve úikayettir. øzin veya talep Ceza
sistemimizde Adalet Bakanı tarafından verilen ve suç hakkında kamu davası açmaya
yetkili savcıya hitap eden bir irade beyanıdır.238 Hangi suçlarda izin veya talep
gerekebilece÷i TCK ’nın 12, 13, 299, 305 ve 306. maddelerinde belirtilmiútir.
Kovuúturma için karar gereken suçların baúında ise milletvekili ve parlamento üyesi
olmayan bakanların geçici yasama dokunulmazlıklarına giren suçlar gelir. Bu
suçlarda Anayasanın 83. maddesine göre meclis tarafından o milletvekili hakkında
dokunulmazlı÷ın kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Ayrıca 4483 sayılı
Memurların ve Di÷er Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a göre de,
görev suçu iúleyen memurların yargılanabilmeleri için kanunda belirtilen mercilerce
izin verilmesi gerekir.239 Kovuúturma úartlarından olan úikayet ise; suç ma÷durunun
iradesini açıklamasını bekleme sebebine dayanır. ùikayete ba÷lı suçlarda suç, kamu
235
Yurtcan Erdener, “Cumhuriyet Savcısının ve Ceza Yargıcının El Kitabı”, Melisa Matbaacılık,
Ankara, 2002, s.236
236
Ceza yargılamasında yargılama úartları; sanı÷ın hazır bulunması, sanı÷ın akıl hastası olmaması,
bekletici sorunun çözümünün beklenmesi ve sanı÷ın geçici yasama dokunulmazlı÷ının
bulunmasıdır.
Bkz. Öztürk - Erdem, s.94 vd.
237
Centel, a.g.e 1992, s.66-67
238
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.84-85
239
Centel – Zafer, a.g.e., s.593
90
yararı kadar, belki daha da çok kiúi yararına zarar verir. Muhakeme úartlarına, dava
süresi, zamanaúımı, af ve akıl hastalı÷ı da eklenebilir.240
Geçici yasama dokunulmazlı÷ı bir yargılama úartı olup, dokunulmazlık
kaldırılmadıkça yargılama yapılamaz ve tutuklama kararı verilemez. Anayasanın
83/2.maddesine göre, “Seçimden önce veya sonra bir suç iúledi÷i ileri sürülen bir
milletvekilli, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz
ve yargılanamaz…”. Bu kuralın istisnası maddenin devamında belirtilmiútir.
Anayasanın m.83/2-2.maddesine göre “…A÷ır cezayı gerektiren suçüstü hali ve
seçimden önce soruúturmasına baúlanılmıú olmak kaydıyla Anayasanın 14’üncü
maddesindeki durumlar bu hükmün dıúındadır. Ancak, bu halde yetkili makam
durumu derhal do÷rudan do÷ruya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirmek
zorundadır.”
Bu nedenle milletvekilleri hakkında seçimden önce veya sonra iúledikleri bir
suç ile ilgili TBMM’ce alınmıú dokunulmazlı÷ın kaldırılması kararı olmadıkça
tutma, sorguya çekme, tutuklama ve yargılama yapılamaz. A÷ır cezayı gerektiren bir
suçüstü hali mevcut ise veya soruúturmasına seçimden önce baúlamıú olan ve
Anayasa 14. maddesi kapsamında bir suçlama mevcut ise milletvekillerinin
dokunulmazlıkları bulunmamaktadır.241
Soruúturulması ve kovuúturulması úikayete ba÷lı küçükler, beden veya akıl
hastalı÷ı, malullük veya güçsüzlükleri nedeni ile kendilerini idareden aciz
bulunanlara karúı iúlenen suçlarda úüphelinin yakalanması için úikayet úartı
aranmamaktadır (CMK m.90/3).Bu halde, yakalanan kiúilerin iúledi÷i suçlar
bakımından yakalanma anında úikayet úartı aranmadı÷ından gözaltı iúleminin
ardından úüpheliler, sorgu için sulh ceza hâkiminin önüne çıkarılmakta ve
tutuklanabilmektedir. ùikayet süresi olan altı ay içerisinde (TCK m.73/1) herhangi
bir úikayet olmaz ise bu úekilde muhakeme úartı gerçekleúmeden tutuklamaya
baúvurulmuú olunmaktadır.242
240
241
242
Uçdu ølker, “Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir, 2007, s.93
Bıçak, a.g.e., s.339
Centel – Zafer, a.g.e., s.354
91
3.2.2.2 Tutuklama Yasa÷ının Bulunmaması
CMK m.100/4. maddesinde “sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis
cezasının üst sınırı bir yıldan fazla olmayan suçlar” için tutuklama yasa÷ı
bulunmaktadır. Tutuklama yasa÷ı ile ilgili olarak aranan ceza üst sınırı, CMK ’nın
5353 sayılı Kanun’la de÷iúikli÷inden önce “iki yıl” olarak düzenlenmiúti. Yeni
düzenlenmenin bu süreyi bir yıla indirmesi, hem kapsamı hem de anlamı
daraltmıútı.243 Ancak 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı yasa ile madde de belirtilen üst
sınır tekrar iki yıla çıkarılmıútır.
5237 sayılı TCK ile kabahatler suç olmaktan çıkarıldı÷ı için artık kabahatler
hakkında tutuklama kararı verilip verilmeyece÷i tartıúması sona ermiútir. 765 sayılı
Türk Ceza Kanunu döneminde kabahat sayılıp, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na
aktarılmayan bazı eylemler, yeniden 5237 sayılı TCK’ da suç sayılmıútır. (TCK
m.105, 123, 170, 175 ile 181, 183, 194, 222, 228, 229 ve 280) Kabahatler
Kanunu’nda düzenlenen ve idari yaptırımı gerektiren fiiller bakımından tutuklama
kararı verilemeyece÷i ortadadır.244 Ancak bu durumun bir istisnası olup, o da
Kabahatler Kanunu 40. maddesinde düzenlenen “kimli÷i bildirmeme” fiilidir. Madde
metninden, kiúinin kimli÷i açık bir úekilde anlaúılıncaya kadar gözetim altına
alınabilece÷i ve gerekirse tutuklanabilece÷i, gözaltına alma ve tutuklamaya karar
verme
yetkisi
ve
usulü
bakımından
da
genel
hükümlerin
uygulanaca÷ı
anlaúılmaktadır. Ancak “kimli÷i bildirmeme” nedeni ile tutuklama teknik anlamda
bir tutuklama sayılmayıp, kiúinin kimli÷inin belirlenmesi halinde tutuklu kiúi derhal
serbest kalmaktadır.245
Adli kontrol hükümlerine bilerek ve isteyerek uymayan sanık veya úüpheli
hakkında alabilece÷i olası ceza süresi ne olursa olsun hemen tutuklama kararı
verilebilece÷i CMK 112. maddesinde belirtilmiútir. Bu durumda tutuklama yasa÷ı
bulunmamaktadır.246
243
244
245
246
Özbek, a.g.e 2005, s.350; Centel, a.g.e 1994, s.91,92.
Özbek, a.g.e 2005, s.351
Bkz.,5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 40.madde
Kunter Nurullah – Yenisey Feridun, “Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku
Ek Kitap” østanbul, Arıkan Yayınevi, 2005, s.294-295
92
Mevzuatımızdaki bir di÷er tutuklama yasa÷ı ise on beú yaúını doldurmamıú
çocuklar ile ilgilidir. Çocuk Koruma Kanunu’nun 21. maddesine göre; “On beú
yaúını doldurmamıú çocuklar hakkında üst sınırı beú yılı aúmayan hapis cezasını
gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemez”. Ancak bu durum
çocukların iúledi÷i bütün suçları de÷il, üst sınırı beú yılı aúmayan hapis cezasını
gerektiren fiilleri ifade etmektedir. On beú yaúından büyük çocuklar, büyüklerin
tutuklama úartlarına tabidirler. Ancak bu çocukların gözaltında ve tutukevinde
büyüklerden ayrı yerlerde tutulmaları gerekir.
Askeri
Mahkemeler
Kuruluúu
ve
Yargılama
Usulü
Kanununun
71.maddesinde, sırf askeri suçlar bakımından kanunda öngörülen cezanın üst sınırı
bir yıldan az olsa dahi tutuklama kararı verilebilece÷i belirtilmiútir. Sırf askeri suçlar
bakımından tutuklama yasa÷ı yoktur.
Tutukluluk süreleri bakımından çocuk úüpheli ve sanıklar da CMK 102.
maddesinde yer alan hükümlere tâbi olacaklardır.247
ÇKK 21. maddesine göre; on beú yaúını doldurmamıú çocuklar bakımından
öngörülen tutuklama yasa÷ının söz konusu olabilmesi için çocu÷un suçu iúledi÷i
tarihteki yaúı göz önünde bulundurulmalıdır.248
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanun’un 116. maddesine
göre, hükümlüler hakkında uygulanan belirli kurallar ve hükümlülerin tutukluluk
haliyle uzlaúır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilecektir.
CGTøK’nin 16. maddesine göre; akıl hastası olan tutuklunun iyileúinceye kadar
hakkında verilmiú tutuklama kararının uygulanmaması gerekir. Bu kiúilerin TCK’nın
57. maddesinde belirtilen yüksek güvenlikli sa÷lık kurumlarında koruma ve tedavi
altına alınması gerekecektir. Tutuklunun bu süreleri ceza evinde geçirdi÷inin kabul
edilmesi gerekir.
247
248
Tasarıda çocuklar bakımından sürdürülen yargılamalarda çocuk úüpheli/sanıklar bakımından
CMK m.102’den farklı olarak ayrı tutuklama süreleri öngörülmüútü: ÇKK Tasarı m.21: (1) 15
yaúını doldurmamıú çocuklar hakkında üst sınırı on yılı aúmayan hapis cezasını gerektiren
fiillerden dolayı tutuklama kararı verilemez. Çocu÷un suç ve benzeri tehlikelerden korunması için
uygun destekleyici ve koruyucu tedbirler alınarak, gerekti÷inde çocu÷a gözetim uygulamasına
karar verilir.
Solmaz Yusuf, Balo,“Uluslararası ølkeler Iúı÷ında Çocuk Koruma Kanunu ve Uygulaması”,
Ankara, A÷ustos, 2005, s.282
93
3.2.2.3. Sanı÷a Güvence Belgesinin Verilmemiú Olması
CMK’ nın 246/1. maddesine göre; “Mahkeme, gaip olan sanık hakkında
duruúmaya gelmesi halinde tutuklanmayaca÷ı hususunda bir güvence belgesi
verebilir ve bu güvence belgesi koúullara ba÷lanabilir.”
Güvence belgesi, gaip veya kaçak sanı÷ın ortaya çıkmasını ve muhakemede
hazır bulunmasını sa÷lamak amacı ile baúvurulan ve sanı÷ı tutuklanmaktan kurtaran
bir belgedir. CMK’ da, “güvence belgesi verilmesi” daha çok gaip sanıklar için
düúünülmüútür.(CMK m.246). Ancak kaçaklar hakkında CMK’ nın 246. ve 248/7.
maddesine göre de güvence belgesi verilebilir.249
Sanık hapis cezası ile mahkum olur veya kaçma hazırlı÷ında bulunursa veya
güvence belgesinin ba÷lı oldu÷u koúullara uymazsa güvence belgesinin hükmü
kalmaz.250 Güvence belgesinin verilebilmesi için sanı÷ın istekte bulunması úart
olmayıp, Cumhuriyet Savcısının da talebi aranmaz.
Güvence belgesi ancak gaip sanı÷ın tutuklanması mümkün olan hallerde
verilebilir. Gaiplik belgesini mahkeme verebilir. Cumhuriyet Savcısının güvence
verme yetkisi yoktur. 251 Güvence teminatı olarak nakit para gösterilebilir.
Suça güvence belgesi, sanı÷ın iúledi÷i iddia edilen suç veya suçlar için
dikkate alınır ve güvence belgesi hangi suç için verilmiú ise sanı÷ı ancak o suçtan
tutuklanmaktan kurtarabilir. Bu nedenle iki suçtan yargılanan sanık hakkında iúledi÷i
suçun biri için verilen güvence belgesi sonucu sanık mahkemeye çıkmıú ise, di÷er
suçtan tutuklanmasında bir engel yoktur.252
3.2.2.4. Tutuklama Kararının Ölçülü Olması
Ölçülülük ilkesi ceza muhakemesi hukukumuza 3842 sayılı Kanunla, 1992
yılında girmiútir.253 CMUK m.104/sona göre “soruúturma konusu fiilin önemi veya
249
250
251
252
253
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.524-525
Özbek, a.g.e 2005, s.932
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.104
Parlar – Hatipo÷lu, a.g.e., s.1537
Hafızo÷ulları Zeki. “Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Yapılan De÷iúiklikler Üzerine”,
AÜHFD, Ankara, Cilt:45, Sayı:6, 1993, s.35-46.
94
uygulanabilecek ceza veya emniyet tedbiri dikkate alındı÷ında, tutuklama haksızlı÷a
sebep olabilecekse veya tutuklama yerine bir baúka yargılama önlemi ile amaca
ulaúılabilecek ise tutuklamaya karar verilemez.” denilmiútir. Bu husus CMK'nın
100/1-2 maddesinde; “iúin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile
ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez” olarak belirtilmiútir.
Tutuklama istemi gelen önüne hakim olayda öncelikle CMK' nın 100.
maddesindeki úartların varlı÷ına bakacak ve tüm úartların gerçekleúmesinden sonra,
verilecek tutuklama kararının; eylemin önemi, verilmesi beklenen ceza veya
güvenlik tedbiri ile ölçülü olup olmadı÷ını de÷erlendirecek, úayet ölçülülük yok ise
tutuklama kararı veremeyecektir. Bu norm emredici niteliktedir.
03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun ile yapılan de÷iúiklikle Anayasamızın
da 13. maddesine açıkça girmiú olan ölçülülük ilkesi anayasal çerçevede de güvence
altına alınmıútır.
ùüpheli veya sanık hakkında güvenlik tedbirine baúvurulabilecek hallerde de
tutuklama yapılabilmesinin mümkün kılınmıú olması ölçülülük ilkesine aykırı
görünmektedir254. Akıl hastanesine yatması gereken ve bu yönde karar verilmesi
gereken bir kiúinin tutuklanması halinde tutuklamadan beklenen faydaya ulaúılamaz.
3.2.2.5. Hakim veya Mahkeme Kararının Bulunması
Tutuklama kiúi özgürlü÷üne yönelik en a÷ır koruma tedbiridir. Tutuklama
kararını sadece hâkim veya mahkeme verebilir. Cumhuriyet Savcısı, kolluk, adli ya
da idari amir tutuklama kararı veremez. Bu durum, Anayasa m.19/3’te de güvence
altına alınmıútır.
3.2.2.5.1. Soruúturma Evresinde
CMK 101/1 gere÷ince soruúturma evresinde tutuklama kararı, Cumhuriyet
Savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından verilir. Tutuklama kararını
vermeye yetkili olan hâkim, suçun iúlendi÷i veya sanı÷ın yakalandı÷ı yer sulh ceza
hâkimidir. Zira CMK 12/1 uyarınca; davaya bakmak yetkisi suçun iúlendi÷i yer
254
Aynı yönde görüú için; bkz. Özbek, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, s.347
95
mahkemesindedir. Ancak CMK 13/1.maddesine göre; suçun iúlendi÷i yer belli
de÷ilse, úüpheli veya sanı÷ın yakalandı÷ı yer mahkemesi yetkilidir. Yetkiye iliúkin
bu kuralın tutuklamaya yetkili hâkim için de geçerli olması gerekir. Baúka bir ifade
ile aynı anda birden çok mahkemenin (hâkimin) yetkili olması de÷il, kademeli yetki
söz konusudur.255
Kovuúturma evresinden farklı olarak soruúturma evresinde, sorgu hâkimli÷i
olan sulh ceza mahkemesi kendili÷inden tutuklamaya karar veremez. Ancak, CMUK
zamanında sulh ceza hâkiminin böyle bir yetkisi mevcuttu. 5237 sayılı CMK ile sulh
ceza hâkiminin tutuklamaya karar verebilmesi için Cumhuriyet Savcısının istemi
olmalıdır. Ancak Suçüstü hali ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde,
Cumhuriyet Savcısına eriúilemiyor veya olay geniúli÷i itibari ile savcının iú gücünü
aúıyor ise sulh ceza hakimi de istisnai olarak re'sen tutuklama karar verebilir.256 E÷er
bir yerin savcısı yoksa o yerin sulh ceza hakimi savcı görevini de görür, o zaman
resen tutuklama talep etmeye de gerek yoktur.
3.2.2.5.2. Kovuúturma Evresinde
CMK' nın 101/1. maddesi gere÷ince kovuúturma aúamasında sanı÷ın
tutuklanmasına Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine veya resen mahkeme
tarafından karar verilir. Mahkeme, iddianamenin kabulü kararını veren ve sanı÷ın
yargılamasını yürüten mahkemedir.257
Kovuúturma evresinde tutuklu olmayan sanı÷ın duruúmaya gelmesi halinde
verilecek tutuklama kararlarında sanı÷ın müdafiinin de duruúmada hazır bulunması
gerekir. Sanı÷ın müdafisi veya vekili yoksa veya tutuklama tedbirine baúvurulacak
duruúmada hazır de÷ilse, sanık hakkında tutuklama karanının verilebilmesi için
sanı÷a müdafi atanması ve sanı÷ın tutuklamaya iliúkin savunmasının ayrıca alınması
gerekir.258
255
256
257
258
Feyzio÷lu Metin,”Tutuklama”(Yayınlanmamıú Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1992, s.29
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.360
ønci Zekiye Özen, “Bir Koruma Tedbiri Olarak Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama”,
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir,2008, s.134-135
Donay Süheyl, “Açıklamalı Ceza Muhakemesi Kanunu”, Vedat Yayınevi, østanbul, 2005, s.124
96
Kovuúturma aúamasında, soruúturma aúamasında oldu÷u gibi Cumhuriyet
Savcısının tutuklama talebinde bulunması úart de÷ildir. Ancak Cumhuriyet
Savcısının CMK' nın 33. maddesi uyarınca tutuklama konusundaki mütalâası
alınabilir.
Duruúma sırasında bir suç iúlenmesi halinde, hakim veya mahkeme CMK 'nın
205. maddesi gere÷ince duruúma sırasında iúlenecek suçu mahkeme tespit edecek ve
bu hususta düzenleyece÷i tutana÷ı yetkili makama gönderecektir. Ancak gerekli
görürse de failin tutuklanmasına karar verilebilecektir.
Anayasa Mahkemesinin Yüce Divan sıfatıyla yaptı÷ı yargılamalarda,
yürürlükteki kanunlara göre duruúma yapılaca÷ı ve hüküm verilece÷i 2949 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluúu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 35/1.
Maddesi ile düzenlendi÷inden Anayasa Mahkemesinin Yüce Divan sıfatıyla yaptı÷ı
yargılamalarda CMK 'nın 100. ve devamı maddeleri gere÷ince sanıklar hakkında
tutuklama kararı verebilecektir.
3.2.2.5.3. Kanun Yolları Evresinde
3.2.2.5.3.1. øtiraz øncelemesinde
Soruúturma aúamasında tutuklama talebinde bulunan Cumhuriyet Savcısı,
tutuklama talebinin reddi halinde kararı veren sulh ceza hakimine itiraz edebilir.
Kararı veren sulh ceza hâkimi, itirazı inceleyip kararı haklı bulursa söz konusu kararı
düzeltir ve sanı÷ın yoklu÷unda tutuklama kararı verilemeyece÷inden “yakalama
emri” düzenler. Sulh ceza hakimi tutuklama isteminin reddi kararına itirazı yerinde
görmezse, en geç üç içinde itirazı incelemeye yetkili mercie itiraz konusunda karar
vermek üzere gönderir.
Tutuklama kararını veren mahkeme Sulh Ceza Mahkemesi ise itirazı
incelemeye yetkili merci yargı çevresinde bulundukları Asliye ceza mahkemesi;
tutuklama kararını veren mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi ise incelemeye yetkili
merci A÷ır Ceza Mahkemesi iúlerini gören mahkeme baúkanıdır. A÷ır Ceza
Mahkemesinin tutuklama kararı vermesi halinde, o yerde a÷ır ceza mahkemesinin
97
birden çok dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye,
son numaralı daire için birinci daireye, o yerde a÷ır ceza mahkemesinin tek dairesi
var ise, en yakın a÷ır ceza mahkemesine itiraz edilebilir.259
3.2.2.5.3.2. østinaf øncelemesinde
østinaf, verilen bir kararın, maddi ve hukuki yönlerinin bir baúka makam
tarafından incelendi÷i kanun yoludur. østinaf incelemesi yapacak olan Bölge Adliye
Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin yaptı÷ı tüm yargılama iúlemlerini yapmaya
yetkili oldu÷undan, sanık hakkında tutuklama úart ve nedenlerinin istinaf yargılaması
aúamasında oluúması halinde, tutuklama kararı verme yetkisinin kabulü gerekir.
3.2.2.5.3.3. Temyiz øncelemesinde
Temyiz aúamasında Yargıtay'ın tutuklama kararı verme yetkisi yoktur.
Yargıtay’daki yargılama sırasında da tutuklamaya yetkili makam, kovuúturma halen
devam etti÷inden kovuúturmaya yetkili mahkeme yerel mahkemedir.260 Ancak yerel
mahkemenin hükmü vermekle dosyadan elini çekti÷ini ileri sürüp temyizle birlikte
dosyayı inceleme yetkisinin artık Yargıtay’da oldu÷unu savunan yazarlar da
bulunmaktadır.261
Yargıtay inceleme sırasında tutuklama kararı veremese de, CMK’ nın 104/3.
maddesi gere÷i tutuklulu÷un kaldırılması kararı verebilir.262
3.3. SEVK TUTUKLAMASI
5271 sayılı CMK ile kural olarak gıyabi tutuklama kaldırılmıú olsa da,
sanıklara ulaúılamayan bazı hallerde yakalama emri düzenlenerek sanı÷ın yetkili
hakim önüne çıkarılması sa÷lanmaktadır.
Bu do÷rultuda CMK’ nın 98. maddesine göre; soruúturma evresinde ça÷rı
üzerine gelmeyen veya ça÷rı yapılamayan úüpheli hakkında, Cumhuriyet Savcısının
259
260
261
262
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.363
Bu yönde görüú için bkz. Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, s.790. Kunter – Yenisey – Nuho÷lu bu
görüúüne gerekçe olarak Yargıtay 1. CD’nin 13.07.1959 tarih ve 753/2841 sayılı kararını
göstermiútir.
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.363, Özbek, a.g.e 2005, s.357
Hakeri – Ünver, a.g.e 2010, s.363
98
istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yakalama emri düzenlenir. Kovuúturma
evresinde ise; kaçak sanık hakkında resen veya Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine
hakim veya mahkeme tarafından yakalama emrinin düzenlenebilir.
CMK’ nın 94. maddesine göre ise; hakim veya mahkeme tarafından verilen
yakalama emri üzerine soruúturma veya kovuúturma evresinde yakalanan kiúi, en geç
24 saat içinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde
en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılır. Yakalanan kiúi serbest bırakılmadı÷ı
takdirde yetkili hakim veya mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere
tutuklanır.
Yukarıda belirtilen bu süreler úüpheli veya sanı÷ın hakim veya mahkeme
önüne götürülmesi için öngörülmüútür.263 Sevk tutuklaması tamamen kiúinin
mahkemeye baúvurusunu sa÷lamaya yöneliktir. Sevk tutuklaması úekli bir karar olup,
hakkında yakalama emri bulunan kiúiye ait bilgilerin, yakalanan kiúiye uyup
uymadı÷ına bakılmalı, uyuyorsa sevk tutuklaması kararı verilecek ve kiúi derhal
yetkili hakim veya mahkemeye gönderilecektir.264
Nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesi son içtihatlarında; úüpheli veya sanı÷ın
aynı gün içerisinde yakalamayı çıkaran mercie çıkarılması mümkün iken hakkında
sevk tutuklaması yapılması amacıyla cezaevine konulup on, on iki gün süre ceza
infaz kurumunda tutulmasının makul süre olarak de÷erlendirilemeyece÷ine
hükmetmiútir.265
CMK 196. maddesine göre; sanı÷ın, alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis
cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilmesi
mümkündür. Bu nedenle istinabe suretiyle sorguya çekilebilmesi mümkün olan sanık
veya úüpheli için yol tutuklaması yapılmadan önce istinabenin mümkün olup
olmadı÷ı o yer sulh ceza hakimince de÷erlendirilmelidir.266
263
264
265
266
Centel – Zafer, a.g.e., s. 258
ønci, a.g.e., s.67
Yargıtay 12. CD, 2011/20114 Esas ve 2011/15700 Esas nolu içtihatları
Koparan, a.g.e., s.163
99
3.4. TUTUKLAMA KARARI
3.4.1. Genel Olarak
ùüpheli veya sanı÷ın tutuklanması için hakim veya mahkemenin verdi÷i
karara tutuklama kararı denir.267
CMK’nın 100. maddesinde belirtilen tutuklama sebeplerinin varlı÷ı halinde
úüphelinin tutuklanmasına soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısının istemi
üzerine sulh ceza hakimi, kovuúturma evresinde de mahkeme veya hakim karar verir.
(CMK 101/1)
Tutuklama, úüpheli veya sanı÷ın úahsi hürriyetine çok a÷ır müdahale eden bir
tedbir oldu÷undan, buna hakimin karar vermesi anayasal teminat olarak
düzenlenmiútir. (AY m.19/3)
CMK m.101/1’e göre; Cumhuriyet savcısının tutuklamaya iliúkin istemi ve
mahkemenin buna dair verdi÷i karar gerekçeli olmak zorundadır. Gerekçeler
arasında adli kontrol tedbirinin yetersiz kalaca÷ını belirten hukuki ve fiili nedenler de
yer almalıdır.268 “Tutuklama kararı”, “tutuklamanın reddi kararı”, “tutuklulu÷un
devamı kararı ya da “tahliye isteminin reddi kararı ” nda kuvvetli suç úüphesini,
tutuklama nedenlerinin varlı÷ını, tutuklama tedbirinin ölçülü oldu÷unu gösteren
deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. (CMK m.101/2).
Kararın içeri÷i úüpheli veya sanı÷a sözlü olarak bildirilir ve ayrıca bir örne÷i de
yazılmak sureti ile verilir ve bu husus kararda belirtilir. ùüpheli veya sanı÷ın
yoklu÷unda karar verilmesi halinde, tutuklama nedenleri ve suçlamalar derhal
bildirilemeyebilir.269 Tutuklama kararında; úüpheli veya sanı÷ın bilinen açık kimli÷i,
yüklenilen ve suç teúkil etti÷i bildirilen eylem, tutuklamanın hukuki ve fiili nedenleri
ile gerekçeleri gösterilir.270
267
268
269
270
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.490
Yaúar Osman, “Uygulamalı ve Yorumlu 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu”, Cem Ofset
Yayınevi, Ankara, 2005, s.467
Baytar Serdal, “Koruma Tedbirlerinden Do÷an Zararın Karúılanması”, Ankara, TBBD, Yıl: 18,
Sayı: 61, Kasım – Aralık 2005, s.362-363
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.490
100
CMK ile mülga CMUK 158. maddesindeki soruúturma evresinde sulh ceza
hakiminin resen tutuklama kararı verme yetkisi nedeni anlaúılamayan biçimde
ortadan kaldırılmıútır (CMK 163/1). Buna karúılık kovuúturma evresinde
mahkemenin resen tutuklama yetkisi halen devam etmektedir (CMK.101/1).
Tutuklama isteminin reddi halinde úüpheli veya sanık derhal serbest bırakılır.
Derhal ile kastedilen hemen olmayıp, úüpheli veya sanı÷ın kolluktaki eúyalarını
alabilmesi için kolluk merkezine gitmesi gerekebilir. Ancak bu süre, makul olan en
kısa süre olarak anlaúılmalıdır.271
Tutuklama isteminde úüpheli ve sanık kendisine müdafi seçmez ise baro
tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır. Kanun koyucu
kanunda belli hallerde zorunlu müdafili÷i öngörmüútür. Tutuklama isteminde
bulunulması da bu hallerden biridir.
Tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına iliúkin her karardan tutuklunun
bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye, hakimin kararıyla gecikmeksizin haber
verilir. Ayrıca soruúturmanın amacını tehlikeye düúürmemek kaydıyla, tutuklunun
hakkındaki tutuklama kararını bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye bizzat
bildirmesine de izin verilir.272
øúlenen suç hafif bir suç olup da; delil durumu itibariyle úüpheli
tutuklanmamıú olsa bile, savcı iddianame ile úüpheli hakkında kamu davasını
açabilecektir.273
3.4.2. Tutuklama Kararının Verilmesi
CMUK m.106/1’de; “tutuklanması talep edilen sanık hazırsa karardan önce
dinlenir, hazır bulunan sanık isterse sorgu sırasında vekaletname aranmaksızın
müdafii de hazır bulunabilir ve karar verilmeden önce Cumhuriyet Savcısı ile hazır
olan müdafi dinlenir” úeklinde bir hüküm bulunmaktaydı.
271
272
273
Özbek, a.g.e 2006, s.355; Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.490-492
Çalıúkan Bilal, “Avrupa ønsan Hakları Mahkemesine Göre Tutuklama”, Adalet Dergisi Sayı: 37,
Ankara, s.6
Soyaslan, a.g.e 2006, s. 309
101
CMK’ nın; “tutuklama istemi ile hâkim veya mahkeme önüne çıkarılan kiúi
hakkında verilen kararın içeri÷i ilgiliye sözlü olarak bildirilecektir” (CMK m.101/2)
hükmü ve “tutuklama talep edildi÷inde úüpheli veya sanık, kendisinin seçece÷i veya
baro tarafından görevlendirilecek bir müdafinin yardımından yararlanır” úeklindeki
düzenlemesi (CMK m.101/3) ile tutuklama kararının yüze karúı verilebilece÷i
anlaúılmaktadır.274
“Tutuklama isteminin reddi” kararına karúı yapılan itiraz üzerine itiraz mercii
tarafından, “tutuklama isteminin reddi” kararı kaldırıldı÷ında, úüpheli ya da sanık
hakkında 'gıyapta tutuklama' kararı verilemeyece÷inden úüphelinin veya sanı÷ın
duruúmaya davet edilmesi, gelmez ise yakalanması gerekecektir. Bu úekilde davet
edilen ya da yakalandıktan sonra tutuklama istemi ile hâkim önüne çıkarılacak
kiúiye, Cumhuriyet Savcısının itiraz dilekçesi ve “tutuklama isteminin reddi kararının
kaldırılması” kararı tebli÷ edilmelidir.275
Tutuklama bakımından 5271 sayılı CMK ile getirilen en önemli
yeniliklerden biri gıyabi tutuklama kararının istisnai hallerde düzenlenmiú olmasıdır.
Buna göre; úüpheli veya sanı÷ın yoklu÷unda (CMK m.195), yabancı ülkede bulunan
kaçaklar hariç gıyabi tutuklama kararı verilemeyecektir. (CMK m.248/5)276
CMK uyarınca gıyabi tutuklama kararı kaldırıldı÷ından serbest olan úüpheli
veya sanık hakkında tutuklama kararı verilmesi için artık yakalama emri
çıkarılabilecektir. Soruúturma evresinde ça÷rı üzerine gelmeyen veya ça÷rı
yapılamayan úüpheli hakkında, Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine sulh ceza
hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir.(m.98/1).
Kovuúturma evresinde ise, kaçak sanık hakkında yakalama emri resen veya
Cumhuriyet
Savcısının
istemi
üzerine
hâkim
veya
mahkeme
tarafından
düzenlenebilir (m.98/3). Yakalama emri; soruúturma evresinde Cumhuriyet
Savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından çıkarılmıúsa, úüpheli bu
yakalama emrini düzenleyen sulh ceza hâkimi önüne çıkarılmalıdır. E÷er yakalama
274
275
276
Özbek, a.g.e 2006, s.357-358
Özbek, a.g.e 2006, s.358
Feyzio÷lu Metin, “5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Hakkında Bazı Tespit ve
De÷erlendirmeler”,TBBD, Yıl: 19, Sayı: 62, Ankara, 2006, s.53-55
102
emri kovuúturma evresinde davaya bakmakla görevli olan hakim veya mahkeme
tarafından verilmiúse; yakalanan sanık, kararı veren bu hakim huzuruna
çıkarılmalıdır.
Hakkında yakalama emri çıkarılmıú olan úüpheli veya sanık yakalama emrini
çıkaran hâkim veya mahkemenin yargı çevresi dıúında bir yerde de yakalanmıú ise;
yakalanan úüphelinin veya sanı÷ın öncelikli olarak ve en geç yirmi dört saat içinde
kararı veren hâkim veya mahkeme huzuruna çıkarılması sa÷lanmalıdır. Bu
sa÷lanamıyorsa, yakalanan kiúi yirmi dört saat içerisinde en yakın sulh ceza hâkimi
huzuruna çıkarılmalıdır. Kiúi serbest bırakılmadı÷ı takdirde, sevk tutuklaması üzerine
yakalama emrini veren yetkili mahkemeye en kısa zamanda gönderilmek üzere
tutuklanır.277 Burada CMUK’taki gıyabi tutuklamanın vicahiye çevrilmesi örne÷inde
oldu÷u gibi sulh ceza hâkimi, úüpheli veya sanı÷ın yakalanması ve önüne getirilmesi
gereken kiúi olup olmadı÷ını kontrol edecek ve e÷er, do÷ru kiúi de÷ilse serbest
bırakacak, do÷ru kiúi ise sevk tutuklaması yapacak ve yakalanan kiúi en kısa
zamanda yakalama emrini veren yetkili mahkeme önüne çıkarılacaktır.
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu 'na göre; söz konusu düzenleme sorunlu olup,
hakkında yakalama emri infaz edilen úüpheli veya sanı÷ın yetkili mahkeme huzuruna
çıkarılması için uzun bir bekleme süreciyle karúılaúmasına neden olmaktadır.278
Ancak kanun koyucunun temel amacı; yakalanan kiúilerin öncelikle hakkında
yakalama emrini veren, úüphelinin dosyasını bilen ve úüpheli veya sanı÷ı serbest
bırakma olasılı÷ı olan yetkili mahkeme huzuruna çıkarılması, bunun mümkün
olmadı÷ı durumlarda da kiúinin en yakın sulh ceza mahkemesine çıkarılmasıdır. Sevk
tutuklamasının temel amacı, kiúinin uzun süre hâkim güvencesinden yoksun bir
úekilde gözaltında kalmasını önlemek ve yine yakalanan kiúinin yakalama emrinde
gerçekten adı geçen úahıs olup olmadı÷ını tespit etmektir.279
5320 sayılı CMK ’nın Yürürlük ve Uygulama ùekli Hakkında Kanun’a göre;
CMUK yürürlükte iken verilmiú olan gıyabi tutuklama kararları CMK ’nın yürürlü÷e
girmesi ile, m.248/5 (yabancı ülkede bulunan kaçaklar) hükmü ayrı olmak üzere
277
278
279
Öztürk – Erdem; bu tutuklamaya; “sevk tutuklaması” demektedir.
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.794
Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.75
103
yakalama emri niteli÷ine dönüúmüútür. CMK m.248/5 maddesi hükmü sadece
yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında uygulanmaktadır. Feyzio÷lu; böyle bir
düzenlemenin yürürlük kanunu ile yapılmıú olmasını yasa yapma tekni÷i açısından
eleútirmektedir.280
3.4.3. Tutuklama Kararının Gerekçeli Olması
Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Bütün mahkemelerin her
türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” CMK m.34 uyarınca da; hâkim veya
mahkemelerin karúı oy dâhil her türlü kararının, gerekçeli olarak yazılması gerekir.
Buna göre; tutuklama istemi yazısı, tutuklama kararı ve tutuklama halinin devamına
iliúkin hâkim veya mahkeme kararlarının da mutlaka gerekçeli olması gerekir.
Nitekim, CMK’nın 101. maddesinin 2. fıkrası uyarınca da; tutuklamaya,
tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine iliúkin
kararlarda, kuvvetli suç úüphesini, tutuklama nedenlerinin varlı÷ını ve tutuklama
tedbirinin ölçülü oldu÷unu gösteren delillerin somut olgularla gerekçelendirilerek
açıkça gösterilmesi gerekti÷i belirtilmiútir.
Bu genel düzenleme yanında tutuklama kararının gerekçeli olması hususunda;
CMK m.101/1,2’de de; “istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adli kontrol
uygulamasının yetersiz kalaca÷ını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer verilir.
Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine
iliúkin kararlarda hukuki ve fiili nedenlerle gerekçeleri gösterilir” denilmektedir.
AøHM tarafından, ulusal hukukta bireyi özgürlü÷ünden yoksun bırakan
önlemin AøHS 'in 5. maddesi anlamında bireyin keyfiliklere karúı korunmasını
sa÷layacak biçimde somut gerekçelere dayanması gereklili÷inin amaçlandı÷ı
belirtilmiútir.281
AøHM çeúitli kararlarında, tutuklama kararının gerekçeli olmaması nedeniyle
ülkeleri mahkum etmiútir. AøHM 'ye göre; tutuklanan kiúinin, bir suç iúlemiú
oldu÷una iliúkin duyulan makul kuúkuların sürmesi, o kiúinin tutuklulu÷unun
devamının geçerlili÷i açısından onsuz olmaz (sine qua non) bir koúul oldu÷u; ancak
280
281
Feyzio÷lu, a.g.e 2006, s.55
Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararlar Bülteni C:1, Sayı: 3-4, s.72
104
bu koúulun, belli bir süreden sonra yeterli olamayaca÷ı bu durumlarda, yargısal
makamlar tarafından özgürlükten yoksun bırakmayı haklı kılmak için belirtilen
gerekçelerin devam edip etmedi÷ine karar verilmesi gerekir.282 Tutukluluk
gerekçeleri “ilgili” ve “yeterli” ise, AøHM bu durumda, yetkili ulusal makamların
yargılamanın yürütülmesi sırasında “gerekli özeni” gösterip göstermediklerini saptar.
Tutuklama kararının gerekçeli olması sayesinde, tutuklamanın kanuna uygun
yapılıp yapılmadı÷ı anlaúılacak, bu durum da úüpheli ve sanık ile müdafiinin
tutuklama nedenini ö÷renip savunma yapmasına, itirazı inceleyecek merciin ise
denetim yapabilmesine olanak sa÷layacaktır.283
Cumhuriyet Savcısı da, adli kontrole tabi suçlarda tutuklama isteminde
bulunurken, adli kontrol uygulamasının yetersiz kalaca÷ını belirten hukuki ve fiili
nedenleri göstermelidir.284
“Tutuklamanın devamı” ve “tahliye isteminin reddi” ne iliúkin kararlar da
tutuklama kararı olup, bu hallerde de bu kararları gerektiren, hukuki ve fiili nedenler
ile gerekçe göstermek zorunlulu÷u vardır.
3.4.4. Tutuklama Kararının Bildirilmesi
Anayasa m.19/4’e göre; “ Yakalanan veya tutuklanan kiúilere, yakalama veya
tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar her halde yazılı ve bunun hemen
mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim
huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir”.
Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi m.5/2’de de; “tutuklanan her ferde,
tutuklanmasını gerektiren nedenler ve kendisine karúı yapılan bütün suçlamalar en
kısa zamanda ve anladı÷ı bir dilde bildirilir” denilmiútir. Bu düzenlemenin temel
amacı, tutuklama ile do÷abilecek muhtemel maddi hataların engellenmesinden
ziyade, tutuklamaya karúı yapılabilecek itiraz hakkının etkin bir biçimde
282
283
284
Wemhoff v./Almanya kararı, Ringeissen v./Avusturya kararı
Centel – Zafer, a.g.e., s.358
Özbek, a.g.e 2006, s.273
105
kullanılabilmesini sa÷lamak ve yine tutuklanan kiúinin etkin ve silahların eúitli÷i
prensibine uygun olarak ona kendisini savunma olana÷ını sa÷lamaktır.285
AøHM kararlarında da belirtildi÷i gibi, bir kimsenin özgürlü÷ünden yoksun
bırakıldı÷ı ilk zamanlar, kötü muameleye maruz kalma riskinin en yo÷un oldu÷u
zamanlardır. øúkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) de bu konuda sürekli yaptı÷ı
ziyaretler sonucunda ülkelere tavsiyelerde bulunmaktadır. Özgürlü÷ünden yoksun
bırakılan kiúilerin avukat yardımından yararlanması, yakınlarına haber verilmesi ve
bir hekimin kontrolünden geçmesi temel güvencelerdendir286.
Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki tahliye isteminin
reddine iliúkin kararlar, hukuki ve fiili nedenleri ile birlikte úüpheli veya sanı÷a sözlü
olarak tutuklama oturumunda bildirilmelidir (CMK m.101). Ayrıca soruúturmanın
amacını tehlikeye düúürmemek kaydıyla tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya
belirledi÷i bir kiúiye bizzat bildirmesine de izin verilir. ùüpheli veya sanık yabancı
oldu÷unda, tutuklama durumu yazılı olarak karúı çıkmaması halinde vatandaúı
oldu÷u devletin konsoloslu÷una da bildirilir.(CMK. m107/3)
CMUK m.107’de de, CMK’daki düzenlemenin benzeri bir düzenlemeye yer
verilmiúti. CMUK m.107/1 'de tutuklamadan ve tutuklamanın uzatılmasına iliúkin
her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye, hâkimin kararıyla
gecikmeksizin haber verilece÷i, CMUK m.107/2'de ise, soruúturmanın amacını
tehlikeye düúürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirledi÷i
bir kiúiye bizzat bildirece÷i belirtilmiútir.
Anayasa m. 19/6’ya göre; “kiúinin tutuklandı÷ı yakınlarına derhal bildirilir”.
CMK m.107'ye göre de; “tutuklama ve tutuklulu÷un uzatılmasına dair verilen her
karar tutuklunun bir yakınına veya belirledi÷i bir kiúiye, hâkim veya mahkeme
kararıyla gecikmeksizin haber verilir.”
285
286
Gölcüklü Feyyaz, “Kiúi Özgürlü÷ü ve Kiúi Güvenli÷i”, ønsan Hakları Kurallarının øç Hukukta
Uygulanması, AÜSBF øHM Yayınları, Ankara, 1992, s.209
Gemalmaz Mehmet Semih, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi (Madde 3/øúkence Yasa÷ı
Analizi)”, Ankara Barosu Yayınları, Ankara, 2006
106
Anayasa ve CMK'da da belirtilen yakınları kavramına akraba, eú, ortak,
patron, sözlü, niúanlı, arkadaú vs. girmektedir. Yakın kavramından güvenilen kiúiyi
anlamak gerekir.287
Bildirim zamanı Anayasa’da “derhal” ve CMK’da “gecikmeksizin” olarak
düzenlenmiútir. Bildirim vakit geçirilmeksizin en seri müdahale araçları ile
yapılmalıdır. Bildirimde yetki, tutuklama kararını veren mahkeme veya hâkimdedir
Tutuklanan kiúinin, tutukluluk durumunu yakınlarına bizzat bildirmesi,
soruúturmanın amacını tehlikeye düúürecek ise yani kiúilere veya eúyaya karúı
önlemlerin etkisiz kalmasına yol açacak, bazı deliller karartılacak, bazı bilgilere
ulaúılamayacak ise CMK’nın 107/2. maddesinde belirtilen istisnai durumdan
bahsedilir.288
Kiúinin tutuklandı÷ının veya tutukluluk halinin devamına iliúkin kararın
tutuklanan kiúi tarafından belirledi÷i bir kiúiye bizzat bildirilmesinin, soruúturmanın
amacını tehlikeye düúürece÷i konusunda takdir yetkisi hakkında kanunda bir açıklık
bulunmamakla birlikte bu yetkinin tutuklama kararı veren hâkim veya mahkemeye
ait oldu÷u289 görüúü oldu÷u gibi hakimin bildirmede sakınca bulunması halinin
devam etti÷ini tespit etme, izleme olana÷ı bildirimde sakınca bulunması durumunun
devam edip etmedi÷i daha sonra infaz hâkimi tarafından denetlenmelidir görüúü de
bulunmaktadır.290
Türkiye Cumhuriyeti vatandaúı tutuklular bakımından bildirim zorunludur.
Tutuklanan kiúi yabancıysa, vatandaúı oldu÷u ülkenin büyük elçili÷ine veya
konsoloslu÷una haber verilir. Ancak yabancı sanık karúı çıkarsa bu bildirim
yapılmaz. Tutuklandı÷ının konsoloslu÷a bildirilmesinin istenmesi úeklindeki sanık
isteminin yazılı olması gerekir. Yabancı tutukluya tutuklandı÷ının bildirilmesi
hususunda tercümanı aracılı÷ı ile bu bildirime karúı çıkma hakkı anlatılmalıdır.
287
288
289
290
Centel, a.g.e 1992, s.86
Centel – Zafer, a.g.e., s. 360
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.792; Özbek, a.g.e 2005, s.369; Centel – Zafer, a.g.e., s.360
Gülüúür Emre, “Koruma Tedbirlerinden Tutuklama”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010, s.75
107
Yabancının tutuklandı÷ının bildirilmesinde, soruúturmanın amacını tehlikeye
düúürme úartı aranmamaktadır.291
CMK'nın 107/3. maddesi ile düzenlenen yabancı tutuklunun vatandaúı oldu÷u
ülkenin
büyük
elçili÷ine
veya
konsoloslu÷una
bildirilir
hükmü
Türkiye
Cumhuriyeti’nin de taraf oldu÷u 24.04.1963 tarihli Konsolosluk øliúkileri Hakkında
Viyana Sözleúmesi'nin 36/1-b maddesinde düzenlenilmiú olup, bu madde gere÷ince;
“ilgili talep etti÷i takdirde, kabul eden devlet'in yetkili makamları gönderen Devlet'in
bir uyru÷unun gönderen Devlet Konsoloslu÷u görev çevresinde tutuklanmasından,
hapsedilmesinden veya önleyici mahiyette veya herhangi bir úekilde gözaltına
alınmasından vakit geçirmeksizin söz konusu konsoloslu÷u haberdar edeceklerdir.
Tutuklanmıú, hapsedilmiú veya önleyici mahiyette veya herhangi bir úekilde gözaltına
alınmıú olan kiúiden konsoloslu÷a hitaben sadır olmuú her türlü haber, keza, anılan
makamlarca derhal konsoloslu÷a intikal ettirilecek ve yine bu makamlar, bu bentle
tanınmıú olan haklar hakkında ilgili kiúiye gecikmeksizin bilgi vereceklerdir.”
3.4.5. Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi
Tutuklama kararı, tutuklamaya karar vermeye yetkili merciler tarafından
úüpheli veya sanı÷ın sorgusunun yapılmasından sonra verilecektir. Tutuklama kararı
verildi÷inde úüpheli veya sanık hakkında yeterli kadar tutuklama müzekkeresi
düzenlenecek ve bir örne÷i de úüpheli veya sanı÷a verilecektir. Tutuklama kararı
“tutuklama müzekkeresi” ile yerine getirilir.292 Hakkında tutuklama kararı verilen
úüpheli veya sanık kararı veren hakim veya mahkeme tarafından tutukevine
gönderilmek üzere kollu÷a teslim edilecektir.
Tutuklama kararının yerine getirilmesi hakkında CMK’ da düzenleme yoktur.
Bu husus 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanun
(CGTøK) m.111 ve devamı maddelerinde düzenlenmiútir.293 Bu kanunun yanı sıra
tutuklama kararının yerine getirilmesi hususunda ayrıca AMKYUK m.244/son, Ceza
ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında Kanunu’nun uygulama koúullarını
291
292
293
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.508
Toroslu Nevzat – Feyzio÷lu Metin, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, Savaú Yayınevi, Ankara, 2009,
s.199
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.527
108
belirten Ceza ønfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı
Hakkında Tüzük 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu m.39 ve Askeri Ceza ve Tutuk
evlerinin Yönetimine ve Cezaların ønfazına Dair Yönetmelik’te (ACTYCøDY)
düzenlemeler bulunmaktadır.
Tutuklama kararı verildi÷inde düzenlenen tutuklama müzekkerelerinden biri
Cumhuriyet Savcılı÷ına gönderilir ve Cumhuriyet Savcılı÷ı tarafından verilen
talimatlar üzerine úüpheli veya sanık tutuk evine gönderilir ve bu úekilde úüphelinin
veya sanı÷ın tutuk evine konulması ile tutuklama kararı yerine getirilmiú olur.294
Soruúturma, bizzat sulh ceza hakimi tarafından yapılıp da, bu soruúturma
sonucunda hakim tutuklama kararı da vermiúse hakim aynı zamanda soruúturma
makamını da temsil etti÷inden verdi÷i kararın infazı için do÷rudan kollu÷a
göndererek yerine getirilmesini isteyebilir.295
Tutuklama kararının infazı için yasalarımızda herhangi bir zaman sınırlaması
olmayıp, gece gündüz, hafta içi hafta sonu, bayram ve tatil günlerinde de tutuklama
kararı yerine getirilebilir.296
Sanık veya úüpheli hakkında aynı anda birden çok tutuklama kararı verilmiúse
veya baúka sanı÷ın bir suçtan mahkûmiyet kararı varsa, hangi kararın önce yerine
getirilece÷i sorunu ortaya çıkabilir. Bu kararların hepsi aynı anda infaz
edilemeyece÷inden infazda öncelik 'hükme' tanınmaktadır. Uygulamada tutuklama
kararları, tutuklama kararının veriliú tarihine göre veya tutuk evi kayıt sırasına göre
yapılmaktadır.297
Bazı durumlarda tutuklama kararının infazı ertelenebilir. Örne÷in; Anayasa
m. 83/2’ye göre, úüpheli durumunda olan milletvekili için tutuklama kararının infazı
kural olarak Meclis dokunulmazlı÷ının kaldırılmasına kadar ertelenir.
CGTøK 116. maddesinin yollamasıyla, CGTøK m.16'ya göre; akıl hastalı÷ına
yakalanan tutuklunun tutuklama kararının infazı tutuklu iyileúinceye kadar
294
295
296
297
Toroslu – Feyzio÷lu, a.g.e., s.199
Centel, a.g.e 1992, s.81
Centel, a.g.e 1992, s.81
Yurtcan, a.g.e 2002, s.236-237
109
ertelenebilir. Bu halde tutuklu, TCK m. 57’de belirtilen sa÷lık kurumunda koruma ve
tedavi altına alınır. Tutuklunun sa÷lık kurumunda geçirdi÷i süreler ceza evinde
geçmiú sayılır. CGTøK m.16/2 uyarınca; akıl hastalı÷ı haricindeki hastalıklar
bakımından da tutuklamanın infazı tutuklu için kesin bir hayati tehlike teúkil ediyorsa
tutuklulu÷un infazı iyileúinceye kadar ertelenebilir. Yine CGTøK 116. madde
yollamasıyla CGTøK 6/4. maddesine göre; gebe olan veya do÷urdu÷u tarihten
itibaren altı ay geçmemiú bulunan tutuklu kadınlar hakkındaki tutuklama kararının
infazı da ertelenebilir. Çocuk ölmüú veya anasından baúka birine verilmiú ise,
do÷umdan itibaren iki ay geçince tutuklama kararı infaz olunur.
Tutuklama kararının infazının ertelenmesine yönelik bu hükümler aslında
hükümlüler için düzenlenmiú ise de; tutuklamayla ba÷daútı÷ı ölçüde tutuklular
bakımından da uygulanmalıdır. Zira hakkında ceza yargılaması yapılıp da ceza
verilmiú ve bu cezası kesinleúmiú olan hükümlüye tanınan bu hakların, masumiyet
karinesinden yararlanabilen ve yargılama sonrasında beraat etme ihtimali bulunan
tutuklu hakkında evleviyetle uygulanabilmesi gerekir.298
CGTøK 111/1. maddesine göre; “Tutuklular iç ve dıú güvenlik görevlisi
bulunan, firara karúı teknik, mekanik, elektronik veya fiziki engelleri olan, 34 üncü
maddede sayılan haller dıúında oda ve koridor kapıları sürekli olarak kapalı tutulan
ve yasal zorunluluklar ayrık, dıúarıyla irtibat ve haberleúme olana÷ı bulunmayan
normal güvenlik esasına dayalı tutuk evlerinde veya maddi olanak bulunmadı÷ı
hallerde di÷er kapalı ceza infaz kurumlarının bu amaca ayrılmıú bölümlerinde
tutulurlar.”
Tutuklu ve hükümlünün ayrı yerlerde tutulması zorunludur. Zira tutuklu bile
olsa
úüpheli
veya
sanık
hakkında
kesinleúmiú
bir
mahkumiyet
hükmü
bulunmadı÷ından masum sayılır ve Anayasa'daki masumiyet karinesinden yararlanır.
298
Centel – Zafer, a.g.e., s.368-369
110
3.5. TUTUKLAMA KARARINA KARùI KANUN YOLU
3.5.1. Genel Olarak
Tutuklama kararına, tutuklu÷un devamı kararına, tutuklulu÷un kaldırılmasına
veya adli kontrol tedbiri uygulanmasına iliúkin hâkim ve mahkeme kararlarına karúı
itiraz edilebilir. Bu husus Anayasa m.19/8’de de ”Her ne sebeple olursa olsun,
hürriyeti kısıtlanan kiúi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu
kısıtlamanın kanuna aykırılı÷ı halinde hemen serbest bırakılmasını sa÷lamak
amacıyla yetkili yargı merciine baúvurma hakkında sahiptir” úeklinde düzenlenerek
tutuklama kararına itiraz hakkı anayasal bir güvenceye kavuúturulmuútur.
Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi m.5/3’e göre de; “Sözleúmeye uygun olarak
tutuklanan kiúinin, hemen bir hâkim veya adli görev yapmaya yetkilendirilmiú di÷er
bir memur huzuruna çıkarılmaya ve özgürlü÷ünün kısıtlanmasının incelenip bu
hususta kısa bir sürede karar verilerek, durumunun kanuna aykırı görülmesi halinde
tahliyesine karar verebilmek için bir mahkemeye itiraz hakkı vardır.
CMK 263. maddesi uyarınca; tutuklu bulunan úüpheli veya sanık, zabıt
katibine veya tutuklu bulundu÷u ceza infaz kurumu ve tutuk evi müdürüne beyanda
bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek hakkında verilmiú tutuklama
kararına itiraz edebilir. Zabıt katibine veya kurum müdürüne baúvuru halinde
baúvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedilip, bu hususları belirleyen bir
tutanak örne÷i derhal tutukluya verilir. Bu tutanak ve dilekçe derhal ilgili
mahkemeye gönderilir. Zabıt katibi veya kurum müdürünce bu iúlemlerin yapıldı÷ı
tarihte, itiraz için belirlenen süreler kesilmiú sayılır.299
Kanunda yazılı istisnalar dıúında tutuklama kararına itiraz incelemesi
duruúma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılır. Ancak gerekli görülürse Cumhuriyet
Savcısı ve müdafi de dinlenebilir. øtiraz hakkında karar, mümkün olan en kısa sürede
verilmelidir. øtirazı yerinde gören merci, itiraz konusu hakkında da karar verir. øtiraz
299
ùentuna, a.g.e., s.84
111
merciinin verdi÷i kararlar kesin olup, istisnası ilk defa merci tarafından verilen
tutuklama kararlarına karúı itiraz yoluna gidilebilecek olunmasıdır.300
3.5.2. øtiraz Edebilecek Kiúiler
ùüpheli veya sanık, CMK.101/1'e göre hakkında verilen tutuklama kararına
itiraz edebilir. Cumhuriyet Savcısının tutuklama istemi sulh ceza hakimi tarafından
yerinde görülmezse Cumhuriyet Savcısı tarafından da bu karara itiraz edilebilir.
Tutuklama kararına karúı itiraz, Cumhuriyet Savcısının veya tarafların kararı
ö÷rendi÷i günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe
veya tutana÷a geçirilmek üzere zabıt katibine yapılacak bir beyanla olur. CMK
268.maddesine göre kararına itiraz edilen mahkeme itirazı yerinde görürse kararını
düzeltir. Yerinde görmezse en geç üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili mercie
gönderir.(CMK. m. 104-105)
Tutuklama ve tutuklamama kararları itiraz merciince yerinde görülürse, bu
kararlar kesindir. CMK 98/1'in son cümlesine göre; ”tutuklama isteminin reddi
kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafında da yakalama emri düzenlenebilir”.
Ret kararı veren hakim veya itirazı incelemeye yetkili merci, Cumhuriyet Savcısı
tarafından yapılan tutuklama isteminin reddi kararına itirazı inceleyecek, tutuklama
úartlarının gerçekleúti÷ine iliúkin kuvvetli úüpheye ulaúması halinde úüpheli hakkında
yakalama emri düzenleyebilecektir. Buradaki yakalama emri CMK 90. maddesindeki
yakalama tedbiri olmayıp, úüphelinin hakim huzuruna çıkarılıp yoklu÷unda
tutuklama kararı verilmesini önlemeyi amaçlamaktadır.301
Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklama isteminin reddi kararına itiraz
halinde mercii, dosya üzerinden inceleme yaparak CMK m. 98/1'e göre yakalama
emri düzenleyebilecektir. Bu kararı tutuklama talebini reddeden hakim veya
tutuklama isteminin reddini incelemeye yetkili itiraz mercii verebilir. CMK 271/4'de
300
301
ùentuna, a.g.e., s.84-85; Özbek, a.g.e 2005, s.357
Malkoç - Yüksektepe, a.g.e., s.493
112
gösterilen tutuklama kararı yoklukta verilemeyece÷inden itiraz mercii, yakalanıp
savunması alınan úüpheli hakkında tutuklama kararı verebilecektir.302
Cumhuriyet Savcısının, úüpheli veya sanı÷ın salıverilme talebinin reddi
üzerine yapılan itirazın kabulü ile verilen tahliye kararına karúı itiraz yetkisi
bulunmamaktadır.(CMK 105)
3.5.3. øtirazı ønceleme Makamları
Sulh ceza hâkiminin tutuklamaya dair kararlarına yapılan itirazı inceleme
yetkisi yargı çevresinde bulunan asliye ceza mahkemesine aittir. Asliye ceza
mahkemesinin tutuklamaya dair kararlarına yapılan itirazı inceleme yetkisi, yargı
çevresinde bulundukları a÷ır ceza mahkemesine aittir. Sulh ceza iúleri, asliye ceza
mahkemesi tarafından yapılıyor ise itirazı inceleme yetkisi a÷ır ceza mahkemesi
baúkanına aittir. (CMK 268/3)
A÷ır ceza mahkemesi baúkanı ile a÷ır ceza mahkemesinin tutuklamaya dair
kararlarına yapılan itirazı inceleme yetkisi, o yerde a÷ır ceza mahkemesinin birden
çok dairesinin bulunması halinde numara olarak kendisini izleyen daireye; son
numaralı daire için birinci daireye; o yerde a÷ır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa
en yakın a÷ır ceza mahkemesine aittir. (CMK 268/3)
Yargıtay Ceza Dairelerinin kararları ile Bölge Adliye Mahkemesi Ceza
Dairelerinin kararlarına yapılan itirazlarda yetki; kararı veren üyenin kararında
görevli oldu÷u dairenin baúkanına, daire baúkanı ile ceza dairesinin kararına karúı
numara itibari ile izleyen ceza dairesine; kararı veren daire son numaralı daire ise
birinci ceza dairesine aittir.
Yargıtay'a yapılan tutuklulu÷a itirazlar CMK m. 104/3 gere÷i dosya
üzerinden incelenerek karar verilir. Hükmü veren mahkeme vermiú oldu÷u hüküm ile
birlikte dosyadan el çekmiú oldu÷u için, hükmen tutuklu sanıkların yapmıú oldukları
tutuklulu÷a itirazları inceleme yetkisi Yargıtay’dadır. Nitekim Yargıtay 1. Dairesi bir
kararında; Yargıtay’a yapılan tahliye isteminde temyiz incelemesi sırası gelmeyen
302
ùen Ersan – Özdemir Bilgehan, “Tutuklama, Uygulamada ùüpheli ve Sanık Haklarının
Korunması”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2011, s.99
113
dosyayı tahliye talebi ile sınırlı olmak üzere inceleyerek sanık hakkında hükmolunan
ceza miktarına ve tutuklulukta geçen süreye göre tahliye isteminin reddine karar
vermiútir.303
3.5.4. øtiraz øncelemesi Ve Sonuçları
Sulh ceza hakimi, Cumhuriyet Savcısının tutuklama talebi karúısında kabul ya
da ret kararı verebilecektir. Sulh ceza hakiminin tutuklama talebinin reddine iliúkin
kararına itiraz üzerine, merci tutuklama kararı verebilecektir. Merciin verdi÷i
tutuklama kararına karúı itiraz mümkündür. Tutuklama talebinin reddine dair merci
kararı ise kesin karardır.304 ølk defa merci tarafından verilen kararlara itiraz mümkün
olup, itiraz edilebilir. Yani Cumhuriyet Savcısının tutuklama talebi ile sulh ceza
hakimi önüne çıkan úüpheli veya sanık tutuklanmazsa Cumhuriyet Savcısı bu karara
itiraz edebilir. Cumhuriyet Savcısının itirazını incelemeye yetkili merci tutuklama
kararı verirse, merci tarafından ilk defa verilen bu tutuklama kararına karúı itiraz
mümkündür.305
ùüpheli veya sanık hakkında birden çok tutuklama kararı verilmiú olup da,
bunlardan infaz edilemeyen tutuklama kararlarına karúı da itiraz edilebilir.
ùüphelinin veya sanı÷ın tutuklulu÷a itiraz etti÷i sırada, sanık hakkında verilmiú
mahkumiyet hükmü kesinleúirse, tutuklama artık mahkumiyete dönüúece÷inden itiraz
istemi konusuz kalacaktır.306
Tutuklama sebeplerinin ortadan kalkması halinde tutuklama kararı veren
hakim veya mahkeme resen veya talep üzerine tutuklama kararını geri alabilir.
Soruúturma safhasında Cumhuriyet Savcısı ve tutuklu úüpheli ya da úüpheli müdafii
de tutuklu úüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza
hakiminden isteyebilirler.307 ùüpheli hakkında Cumhuriyet Savcılı÷ı tarafından
kovuúturmaya yer olmadı÷ına karar verilmesi halinde úüpheli serbest kalacaktır.
(CMK 103/2)
303
304
305
306
307
Yargıtay 1. CD, 2005/3139 Esas, 2006/79 Karar sayılı kararı
Özbek, a.g.e 2006, s.284
Özbek, a.g.e 2006, s.357
Centel – Zafer, a.g.e., s.364
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.526
114
3.6. TUTUKLULUöUN DENETLENMESø
3.6.1. Genel Olarak
Cumhuriyet Savcısı soruúturmanın etkin süjesi olarak tutuklama tedbirinin
gereksiz oldu÷una kanaat getirdi÷inde úüpheliyi 'resen' serbest bırakabilir.
(CMK.163) Tutuklu÷un denetlenmesi yöntemlerinden biri bu úekilde Cumhuriyet
Savcısının tutuklulu÷u resen denetlemesi olup, ayrıca Cumhuriyet Savcısının istemi
üzerine hakim veya mahkeme tarafından (CMK m. 103, 108), úüpheli veya sanı÷ın
istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından (CMK m. 104, 108), en son olarak da
hakim veya mahkeme tarafından da resen tutuklulu÷un denetlenmesi mümkündür.
Aúa÷ıda ayrıntılı úekilde tutukluluk halinin devamının yetkili merciler tarafından
kendili÷inden denetimi incelenecektir.
3.6.2. Soruúturma Evresinde
Soruúturma evresinde úüphelinin tutuk evinde bulundu÷u süre içinde CMK.
m.108/1'e göre; en geç otuzar günlük süreler itibari ile tutukluluk halinin devamının
gerekip gerekmeyece÷i hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza
hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar
verilecektir. Soruúturma aúamasında tutuklu bulunan úüpheli de hakkındaki
tutuklama kararının gözden geçirilmesini isteyebilir.308
Tutuklama nedenlerinin otuz günlük süre dolmadan önce sona erdi÷i yolunda
ciddi belirtilerin bulunması halinde, Cumhuriyet Savcısı sulh ceza hâkiminden
tutuklama kararının incelenmesini talep edebilir. Otuz günlük süre dolmadan önce
tutuklama kararının incelenmesinin talep edilmesi için tutuklama nedenlerinin
ortadan kalktı÷ına iliúkin ciddi ibarelerin bulunması gerekir.309
CMK m.103/2 uyarınca; soruúturma evresinde úüpheli hakkında tutukluluk
halinin gereksiz oldu÷u kanaatine varan Cumhuriyet savcısı úüpheliyi kendili÷inden
serbest bırakabilir.310 ùüphelinin tutukluluk halinin devamı konusunda kanaate sahip
308
309
310
Koparan, a.g.e., s.171
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.798-799
Centel – Zafer, a.g.e, s.364-365
115
olan Cumhuriyet Savcısı ise; tutuklulu÷un devamı talebini sulh ceza hakimine
bildirir. Sulh ceza hâkimi dosya üzerinden yaptı÷ı inceleme sonucunda tutuklama
úart ve nedenlerinin halen mevcut oldu÷u kanısına varırsa tutuklulu÷un devamına
karar verir. Bu tutuklulu÷un devamı kararı, ilk tutuklama kararının yerine geçen bir
tutukluluk kararı olup, úüpheliye tefhim ve tebli÷i gerekir.311 Tutuklulu÷un devamı
kararı itiraza tabidir.
Otuz günlük süre gün hesabıyla yapılır. ùüpheli tutuklandı÷ı gün otuz günlük
süreye dahil olmayıp tutuklama kararından sonraki gün otuz günlük süre iúlemeye
baúlar.
Tutuklulu÷un devamı konusunda sulh ceza hakiminden bu hususta talep
yetkisine sahip olan Cumhuriyet Savcısı, e÷er tutuklama úart ve nedeninin ortadan
kalktı÷ı kanısında ise tutukluyu kendili÷inden serbest bırakma yetkisine sahiptir
(CMK’nın 103/2). Ayrıca sulh ceza hakiminden tutuklunun serbest bırakılmasını
istemesine gerek yoktur. Tutuklulu÷a iliúkin inceleme istemi, úüpheli veya müdafi
tarafından da yapılabilir.312
Cumhuriyet Savcısı, úüpheli ve müdafii de aynı süre içinde sulh ceza
hakiminden,
úüphelinin
adli
kontrol
altına
alınarak
serbest
bırakılmasını
isteyebilir.313
3.6.3. Kovuúturma Evresinde
CMK’nun 108/3 maddesine göre;hâkim veya mahkeme, tutuk evinde bulunan
sanı÷ın tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyece÷ine her oturumda veya
koúullar gerektirdi÷inde oturumlar arasında ya da CMK m. 108/1’de öngörülen süre
içinde Cumhuriyet Savcısı, sanık veya müdafiin talebi olmaksızın da resen karar
verir. Kovuúturma evresinde; her oturumda tutuklu sanı÷ın tutukluluk durumunun
gözden geçirilmesi gerekir.
311
312
313
Özbek, a.g.e 2006 , s.274-275.
Centel – Zafer, a.g.e., s.365
ùahin Cumhur, a.g.e 2007, s.230
116
Kovuúturma aúamasında hakim veya mahkeme önceki tutuklama nedeninin
sona erdi÷ini ancak tutuklu hakkında yeni bir tutuklama nedeninin ortaya çıktı÷ı
kanaatine varırsa, sanı÷ı eski tutuklama nedeninden tahliye edip, yeni ortaya çıkan
nedenden dolayı tutuklama kararı vermelidir.314
3.6.4. Kanun Yolları Evresinde
østinaf aúamasında tutuklama úart ve nedenlerinin oluúması halinde istinaf
mahkemeleri tutuklama kararı vermeye yetkilidir.
CMK 104/3.'e göre; istinaf incelemesi sırasında, mahkemenin salıverme
talebini inceleme ve bu konuda karar verme yetkisi oldu÷u gibi, bu durumu resen
inceleme yetkisi de vardır. østinaf yargılamasında deliller tekrar toplanabilir, tanıklar
istinaf mahkemesince dinlenebilir, sanı÷ın da tekrar sorgusu yapılabildi÷i için; istinaf
yargılaması ikinci bir yargılama niteli÷inde olup bu aúamada hüküm henüz
kesinleúmemiú oldu÷undan kovuúturma aúaması da devam etmektedir. Bu sebeplerle,
sanık hakkında otuz gün incelemesinin istinaf aúamasında yapılması gerekir.
ølk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında tutuklu bulunan,
kesinleúmemiú hükümle birlikte tutukluluk hali sona erdirilmeyen tutukluya
“hükmen tutuklu” denir.315
Hükmen tutuklu sanıkların, tutukluluk halinin temyiz aúamasında da
denetlenmesi zorunludur. Temyiz aúamasında tutuklama úartlarını denetlemeye ve
tutukluyu serbest bırakmaya Yargıtay yetkilidir. Ancak Yargıtay, ilk derece
mahkemeleri gibi tutuklulu÷un devamı konusunda otuzar günlük inceleme
yapmamakta, mahkumiyet hükmünün bozulması halinde tahliye veya tutuklulu÷un
devamına iliúkin karar vermektedir.316
Kanunda Yargıtay'ın tahliye kararı verebilece÷ini öngören açık bir düzenleme
yoktur. Ancak, Yargıtay içtihatlarıyla, temyiz incelemesinde Yargıtay’ın tahliye
314
315
316
Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.119
Günay Erhan, “Uygulamalı, øçtihatlı, Notlu Türk ønfaz Hukuku”, Seçkin Yayıncılık, Ankara,
1996, s.42
A.e., s.47
117
kararı verebilece÷i açık bir biçimde kabul edilmektedir.317 Yargıtay uygulamada otuz
gün incelemesine iliúkin kendisini yetkili görmemekte, sanı÷ı tahliye etme yetkisini
kural olarak mahkûmiyet hükmünü bozarken kullanmaktadır.
3.7. TUTUKLULUK SÜRELERø
3.7.1. Genel Olarak
Tutuklama kiúi özgürlü÷üne en yo÷un müdahale eden bir koruma tedbiri
oldu÷undan, keyfili÷in önlenmesi için belli sürelere tabi tutulmuútur.
Anayasa'nın 19. maddesine göre; tutuklanan kiúinin makul süre içinde
yargılanmayı ve soruúturma veya kovuúturma sırasında serbest bırakılmayı isteme
hakları vardır.
1412 sayılı CMUK'ta 3842 sayılı yasa de÷iúikli÷inden önce tutuklama için bir
üst sınır yoktu. 3842 sayılı yasa de÷iúikli÷i ile CMUK 110'a göre, hazırlık
soruúturmasında tutukluluk süresi en çok 6 ay olabilirdi. Tutuklu sanık hakkında
dava açılmıúsa; tutukluluk süresi hazırlıkta geçen süre ile beraber en çok 2 yıldı.
Soruúturmanın veya yargılamanın özel zorlu÷u veya geniú kapsamlı olması nedeni ile
kamu davasının açılamaması ve hüküm tesis edilememesi hallerinde, suçun cezasının
alt sınırı yedi seneden az ise tutukluluk hali kaldırılmakta, yedi seneden fazla ise
tutuklama sebebi, delil durumu ve sanı÷ın úahsi halleri dikkate alınarak tutukluluk
halinin devamına ya da sona erdirilmesine karar verilmekte ve bu gibi durumlar için
gerekti÷inde nakdi kefalette aranmaktaydı. Yani suçun cezasının alt sınırı yedi yıl ve
daha az olan suçlarda tutuklama üst sınırı belli de÷ildi.318 Bu durum da uygulamada
ceza
mahkûmiyetinden
daha
fazla
süren
tutukluluk
sürelerine
sebebiyet
319
vermekteydi.
5320 sayılı CMK Yürürlük Kanunu 12. maddesi gere÷ince; Ceza
Muhakemesi Kanununun 102. maddesi, aynı kanunun 250. maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yazılı suçlar ile a÷ır ceza mahkemesinin görev alanına giren
317
318
319
Aynı yönde görüú için bkz. A.e., s.47
Özbek, a.g.e 2006, s.282
Eleútiri için bkz; Centel, “Tutuklama ve Yakalama”, s.159-160
118
suçlar bakımından, 31 Aralık 2010 tarihinde yürürlü÷e girer. Bu süre zarfında 1412
sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 110 uncu maddesinin uygulanmasına
devam olunur.
3.7.2. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Girmeyen øúlerde
5271 sayılı CMK' da tutukluluk süreleri açıkça belirlenmiú olup, bu sürelerin
belirlenmesinde suçun a÷ır ceza mahkemesinin görevine girip girmedi÷i kriteri esas
alınmıútır.320 Buna göre, a÷ır ceza mahkemesinin görevine girmeyen iúlerde
tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Zorunlu hallerde gerekçe gösterilmek sureti ile bu
süre altı ay daha uzatılabilmektedir. Maksimum tutukluluk süresi bu durumda on
sekiz ay olabilmektedir.
A÷ır ceza mahkemelerinin görevine girmeyen suçlar bakımından geçerli olan
tutukluluk süresi, 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun ile de÷iútirilmiú olup,
de÷iúiklikten önce tutukluluk süresi altı ay olarak öngörülmüú, zorunlu hallerde
gerekçesi de gösterilerek dört ay daha uzatılabilece÷i kabul edilmiúti. De÷iúiklikten
önce tutukluluk süresi uzatma ile birlikte toplam 10 ay iken, de÷iúiklikten sonra 18
ay olmuútur.
Belirtilmelidir ki; cezanın alt sınırının belirlenmesinde kural olarak
iddianamedeki eylem esas alınır. Ancak mahkeme suçun hukuki nitelendirmesinin
de÷iúebilece÷inden bahisle ek savunma vermiú ise; ek savunmaya esas alınan
nitelendirme göz önüne alınabilir.321
3.7.3. A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde
CMK. 102/2 maddesine göre;a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren iúlerde
tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Yine zorunlu hallerde ve gerekçe gösterilmek
sureti ile bu süre üç yıl daha uzatılabilmektedir. Uygulamada uzatma sürelerinin
toplamının mı 3 yılı geçemeyece÷i, yoksa asıl süre ile birlikte toplam 3 yılı mı
geçemeyece÷i yönünde bir tartıúma baúlamıútır. E÷er uzatma süresinin toplamının 3
yılı geçmeyece÷i kabul edilecek olursa, tutuklama süresi en fazla 2+3=5 yıl olabilir.
320
321
Centel – Zafer, a.g.e., s.361
A.e., s.362
119
Buna karúılık ifade, asıl tutuklama süresi olan 2 yıl ile birlikte toplam 3 yılı
geçemeyecek úeklinde kabul edilecek olursa, uzatma süresi 1 yıl úeklinde
anlaúılmalıdır.(2+1=3) Ancak uygulamada a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren
iúlerde toplam tutukluluk süresi beú yıl olarak kabul edilmektedir.322
CMK 2001 tasarısında tutukluluk süresi 2 yıl iken, alt komisyon a÷ır cezalık
iúler için bu süreyi iki artı bir olarak, yani toplam tutukluluk süresini üç yıl olarak
belirlemiútir. TBMM Adalet Komisyonu, üç artı bir formülünü, yani toplam üç yıllık
tutuklama süresini az bularak, iki artı üç formülünü kabul ederek, toplam tutukluluk
süresini beú yıla çıkartmıútır. Bu düzenlemeler ile uzatma süreleri temel sürelerden
daha uzun olarak belirlenmiútir.
3.7.4. Bölge A÷ır Ceza Mahkemesinin Görevine Giren øúlerde
Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesi kapsamına giren suçların iúlenmiú
olması halinde CMK m.102’den farklı tutukluluk süreleri kabul edilmiú olup,
TMK’nın 10. maddesine göre, “Türk Ceza Kanununun 305, 318, 319, 323, 324, 325,
ve 332. maddeleri hariç olmak üzere, økinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beú, Altı
ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda
öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.” Bu nedenle; bölge a÷ır ceza
mahkemelerinde görülen TMK m.10 kapsamındaki suçlar bakımından tutukluluk
süresi dört yıl, uzatma süresi de altı yıl olmak üzere toplam tutuklulukta geçecek süre
on yıl olarak uygulanır.
Tutukluluk sürelerinin dolması ile úüpheli veya sanı÷ın tutuklama kararını
veren merci tarafından derhal serbest bırakılması gerekir. Kanunda öngörülen
tutukluluk süresinin dolması halinde úüpheli/sanı÷ın kendili÷inden serbest kalması
mümkün de÷ildir.
3.7.5. Avrupa ønsan Hakları Mahkemesine Göre Tutukluluk Süresi
AøHS’nin 5/3. maddesi gere÷ince tutuklanan kiúi makul bir süre içinde
yargılanma veya adli soruúturma sırasında serbest bırakılma hakkına sahiptir.
322
Malkoç – Yüksektepe, a.g.e., s.496; Centel – Zafer, a.g.e., s.361-362; Öztürk – Erdem, a.g.e.,
s.520; aksi görüú için Özbek, a.g.e 2005 s.361, Kunter – Yenisey, a.g.e 2005, s.302
120
AøHS'de tutuklulukta makul süre ise Sözleúme’nin 5/3 maddesinde
düzenlenmiútir.
AøHS metninde tutukluluk süresi ile ilgili kesin bir süre koyulmamıú ve
AøHM de çeúitli kararlarında tutukluluk süresi bakımından iç hukukumuzdaki gibi
gün, hafta ay veya yıl bazında üst bir sınır belirlemiú de÷ildir. Makul süre kavramını
açıklamıútır. Buna göre mahkeme, tutukluluk süresinin makul sınırı aúıp aúmadı÷ını
her somut olayın özelliklerine göre de÷erlendirecektir.
AøHM tutuklamayla ilgili ilk kararlarından olan 27.06.1968 tarihli
Wemhoff/Almanya
kararında
taraf
devlet
tutuklu
kimseyi
makul
sürede
yargılayamıyorsa, tutukluyu salıvermekle yükümlü oldu÷undan maddenin ihlal
edildi÷i iddiasını “saf lafzi yorum” olarak görerek baúvuruda ihlal olmadı÷ına karar
vermiútir. AøHM 'ye göre; makul süreyi aúmaması gereken sanı÷ın tutuklulu÷udur,
yargılama süresi de÷ildir.
Bu úekilde AøHM; tutuklunun makul sürede salıverilme hakkının ihlal
edildi÷ine dair bir iddiayı incelerken, önce baúvurucunun “tutukluluk süresini” tespit
etmekte,
daha
sonra
bu
tutukluluk
süresinin
“makul”
olup
olmadı÷ını
incelemektedir.323
AøHM tutukluluk süresinin makullü÷ünü her olayın özel úartlarına göre
incelemektedir. Bu inceleme iki konuda olmaktadır. ølkinde sanı÷ın tutuklu
kalmasının devamında kamu yararı bakımından geçerli sebepler bulunup
bulunmadı÷ını; daha sonra ise tutuklu sanık hakkındaki yargılamanın makul olarak
beklenenden daha az hızla gerçekleútirilmiú olup olmadı÷ıdır. Bu iki durumdan
birinin varlı÷ını tespit eden mahkeme tutuklunun makul sürede salıverilme hakkının
ihlal edildi÷ine karar verir.
323
Çalıúkan, a.g.e., s.10
121
3.8. TUTUKLULUK HALøNøN SONA ERMESø VE SONUÇLARI
3.8.1. Genel Olarak
Tutuklama bir koruma tedbiri oldu÷undan geçicidir ve tüm koruma tedbirleri
gibi bir süre sonra sona erer. Soruúturma ve kovuúturma aúamasında tutuklulu÷u sona
erdiren koúullar ortaya çıktı÷ında kiúi özgürlü÷üne en a÷ır müdahale eden koruma
tedbirine derhal son verilmeli ve úüpheli veya sanık serbest bırakılmalıdır.
3.8.2.Tutuklamanın Sona Ermesi Halleri
3.8.2.1.Tutuklama Gerekçelerinin Ortadan Kalkması
Soruúturma ve kovuúturma aúamasında her zaman tutuklama sebepleri
ortadan kalkabilir. Bu durumda soruúturma ya da kovuúturma devam etse dahi
úüpheli veya sanı÷ın tutuklulu÷una derhal son verilmelidir.324
Tutuklama kararını veren merci, kural olarak tutuklama kararını kaldırması
gereken mercidir. Ancak kanunda bu hususta istisnalar da mevcut olup, bu konu
aúa÷ıda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
Tutuklama kararını veren hâkim veya mahkeme CMK m.108’de belirtilen
sürelere ba÷lı olarak otuz günde bir veya itiraz üzerine tutukluluk halini gözden
geçirerek tutuklama úartlarının devam edip etmedi÷ini inceler. Bu incelemeyi yapan
hakim veya mahkeme tutuklama úartlarının ortadan kalktı÷ı kanısında ise úüphelinin
veya sanı÷ın tutukluluk haline derhal son verir. Kovuúturma evresinde; istinaf
incelemesi yapan Bölge adliye mahkemesi ile, temyiz incelemesinde bulunan
Yargıtay ilgili ceza dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından da tutukluluk
halinin sona erdirilmesi mümkündür (m.104/3).
Hâkim veya mahkeme tutuklamayı sona erdirirken, bunu mutlaka bir kararla
tespit etmelidir.325 Tutuklama kararını geri alırken hakim veya mahkeme,
Cumhuriyet Savcısının mütalaasını isteyebilirse de, tutuklama kararını sona
erdirirken veya tutuklulu÷un devamına karar verirken bu mütalaayla ba÷lı de÷ildir.
324
325
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.804
Centel, a.g.e 1992, s.161.
122
Cumhuriyet Savcısı da, tutuklamadan bekledi÷i sonuçlara adli kontrol altına
alınma kararıyla da ulaúabilece÷ine kanaat getirirse, soruúturma evresinde sulh ceza
hakiminden úüphelinin adli kontrol altına alınması koúuluyla serbest bırakılmasını
isteyebilir.326
Soruúturma evresinde tutuklama kararı Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine
sulh ceza hâkimi tarafından verilse de; soruúturma evresinde Cumhuriyet Savcısı
tutuklamanın artık gereksiz oldu÷u kanısına varırsa úüpheliyi resen serbest
bırakabilir.327(CMK m.103/2)
3.8.2.2.Kamu Davasının Açılmaması, Kovuúturmaya Yer Olmadı÷ına
Karar Verilmesi, Sanı÷ın Beraat Etmesi veya Davanın Düúmesi
Cumhuriyet Savcısı tarafından soruúturma tamamlandı÷ında ya iddianame
düzenlenip úüpheli hakkında kamu davası açılmasına ya da yeterli úüphe oluúturacak
delil elde edilememesi veyahutta kovuúturma olana÷ının bulunmaması nedeniyle
kovuúturmaya yer olmadı÷ına karar verilecektir. Cumhuriyet Savcısı tarafından
kovuúturmaya yer olmadı÷ına karar verilirse úüpheli serbest kalır. (m.103/2)328
Yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında beraat hükmü verilmesi halinde
de sanı÷ın tutukluluk hali kendili÷inden son bulacaktır. Ancak sanı÷ın serbest
kalması için; beraat hükmünün tutuklu kalınan olaya iliúkin olması gerekmektedir.
Beraat eden tutuklu sanı÷ın serbest kalması için, hakkında verilen beraat hükmünün
kesinleúmesi aranmaz.329
Yargılama sonunda sanı÷a verilen Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri
Bırakılması Kararları da sanı÷ın tutukluluk halini ortadan kaldırır.330
CMK m.223/8 gere÷ince; TCK’da öngörülen düúme sebeplerinin varlı÷ı ya
da soruúturma veya kovuúturma úartının gerçekleúmeyece÷inin anlaúılması
hallerinde,
326
327
328
329
330
davanın
düúmesine
karar
verilir.
Ancak,
soruúturmanın
veya
Öztürk – Erdem, a.g.e., s.526
Centel – Zafer, a.g.e., s.365
A.e., s.365
Centel, a.g.e 1992, s.161
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.805
123
kovuúturmanın yapılması úarta ba÷lı tutulmuú olup da úartın henüz gerçekleúmedi÷i
anlaúılırsa, gerçekleúmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu gibi hallerde
yargılama mahkûmiyet hükmü dıúında esastan bir kararla sona erdi÷inden tutukluluk
hali de kendili÷inden sona erecektir.331
CMK m.223/7’ye göre; aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiú
bir hüküm veya açılmıú bir dava varsa davanın reddine karar verilir. Bu hükme göre
de sanık hakkında açılan davanın reddine karar verildi ise sanı÷ın tutukluluk hali de
son bulacaktır.332
3.8.2.3.Tutukluluk Süresinin Dolması
Tutuklama bir koruma tedbiri olup geçici nitelikte oldu÷undan yukarıda
tutukluluk süreleri baúlı÷ı altında inceledi÷imiz tutuklulukta üst sınırların dolması
halinde úüphelinin veya sanı÷ın mevcut tutukluluk hali herhangi bir hâkim veya
mahkeme kararı aranmaksızın kendili÷inden son bulacaktır.
3.8.3. Salıverilmenin Yükümlülükleri
CMK m.106'ya göre; salıverilmeden önce úüpheli/sanık, yetkili yargı
merciine ve tutuk evinin müdürüne adresini ve varsa telefon numarasını bildirmekle
yükümlüdür.
ùüpheli veya sanı÷a soruúturmanın veya kovuúturmanın sona erdirilece÷i
tarihe kadar, yeniden beyanda bulunmak suretiyle veya iadeli taahhütlü mektupla
önceden verdi÷i adreslerdeki her türlü de÷iúiklikleri bildirmesi ihtar olunur; ayrıca,
ihtara uygun hareket etmedi÷inde, önceden bildirdi÷i adrese tebligatın yapılaca÷ı
bildirilir. Bu ihtarların yapıldı÷ını belirten ve yeni adresleri içeren tutanak veya tutuk
evi müdürünün düzenleyece÷i belgenin aslı veya örne÷i yargı merciine gönderilir.
(m.106/2)
331
332
Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.141
Feyzio÷lu, a.g.e 1992, s.141
124
Bu hükümle kanun koyucunun amacı, tutuklu kaldıktan sonra salıverilen
úüpheli veya sanı÷a tebligat yapılamama nedeniyle soruúturma veya kovuúturmanın
uzatılmamasıdır.
3.9. TUTUKLULUKTA
GEÇEN
SÜRENøN
CEZA
MAHKUMøYETøNDEN øNDøRøLMESø
3.9.1. Genel Olarak
Yapılan yargılama sonucunda sanı÷a hürriyeti ba÷layıcı ceza verilecek ise,
soruúturma ya da kovuúturma aúamasında tutuklu kalmıú sanı÷ın tutuklu kaldı÷ı
süreler TCK 63. maddesi gere÷i bu hürriyeti ba÷layıcı cezasından mahsup edilir.
TCK madde 63’e göre; hüküm kesinleúmeden önce gerçekleúen ve úahsi
hürriyeti sınırlama sonucunu do÷uran bütün haller nedeniyle geçirilmiú süreler
hükmolunan hapis cezasından indirilir.
Özgürlükten mahrum kalınan sürenin ceza mahkûmiyetinden mahsubu
konusunda çeúitli mahsup sistemleri bulunmaktadır. Bu sistemler;“hukuki sistem”,
“siyasal sistem”, “ampirik sistem” ve “karma sistem”dir. Bunlardan siyasal sistem;
tutuklulu÷un mahkumiyetten indirilmesini hiçbir úekilde kabul etmemekte,
tutukluluk infazının mahkûmiyet infazına oranla daha yumuúak olması nedeni ile bu
süresinin uzatılmaya çalıúılaca÷ı ve di÷er hükümlülerin bu durumdan ma÷dur olaca÷ı
düúüncesinden hareket edilmektedir333. Hukuki sistem, özgürlükten mahrum kalınan
sürenin zorunlu olarak ceza mahkûmiyetinden mahsubunu kabul eden sistemdir334
Ampirik sistem, mahsup konusunda hâkime takdir yetkisi veren sistemdir. Karma
sistemde; failin kusuru yoksa muhakeme aúamalarına göre farklı olmak üzere tutuklu
kalınan sürenin mahkumiyetten indirimi kabul edilmektedir. TCK, zorunlu mahsup
sistemini benimsemiútir.335
Ceza mahkûmiyetinden mahsup edilecek olan sadece tutuklulukta geçirilen
süreler de÷il, yakalama, gözaltına alma, gözlem altına alma veya tedavi için
333
Centel, a.g.e 1992 ,s.213.
Feyzio÷lu, Metin, “Tutuklamadan Do÷an Zararın Giderilmesi”, Ankara Barosu Dergisi, Yıl 50,
Ankara, 1993/1, s.113
335
Centel – Zafer, a.g.e., s.378
334
125
hastanede geçirilen süreler gibi úahsi hürriyeti sınırlama sonucu do÷uran bütün
hallerdir.336
3.9.2. Mahsubun ùartları
Mahsup
yapılabilmesi
için
öncelikle
verilen
ceza
mahkûmiyetinin
kesinleúmiú gerekir. Yabancı ülkede geçirilen tutukluluk süresi de Türkiye’de verilen
ceza mahkûmiyetinden mahsup edilecektir.(TCK m.16)
Yargılama sonunda adli para cezasına hükmedilmesi halinde de gözaltında
veya tutuklulukta geçirilen sürelerin hükmedilen adli para cezasından mahsup
edilmesi gerekir. Burada mahsup iúlemi, bir gün yüz lira olarak hesaplanması
suretiyle gerçekleútirilir.(TCK. m 63)
Yargıtay øçtihadı Birleútirme Kurulunun 06.03.1940 gün ve 1940/5-68 sayılı
kararına göre; mahsubun söz konusu olaca÷ı suçun, özgürlükten mahrumiyete sebep
olan ve beraatle sonuçlanan suçtan dolayı verilen beraat hükmünün kesinleúmesinden
önce iúlenmesi gerekmektedir.337
A÷ırlaútırılmıú müebbet hapis veya müebbet hapis cezalarında da koúullu
salıverilme söz konusu olabilece÷inden mahsup mümkündür.
Sanı÷ın beraat etti÷i hallerde veya sanık hakkında açılan kamu davasının
düúmesine karar verildi÷i hallerde, mahsup mümkün olmaz. Ancak, sanık hakkında
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi÷i hallerde, daha önceden
gözaltında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin, cezadan mahsubu mümkündür.338
3.9.3. Mahsubun Yapılaca÷ı Mahkumiyet
Sanık hangi suç nedeniyle özgürlü÷ünden mahrum olmuúsa, ve o suçtan
mahkum olursa, bu suç nedeni ile verilen cezadan özgünlükten mahrum kalınan süre
mahsup edilir. Sanı÷ın birden fazla suçtan yargılanması halinde; fail aynı dosya
nedeniyle yargılanıp da özgürlü÷ünden mahrum edildi÷i suçtan beraat edip de di÷er
336
337
338
A.e., s.378-379
Centel – Zafer, a.g.e., s.378-379
Yaúar – Gökcan – Artuç, a.g.e., Cilt:2, s.2150
126
suçtan mahkum olursa suç tarihi aynı oldu÷u için, bu cezadan tutuklulukta geçirdi÷i
süre mahsup edilir.
Fakat sanık bir suçtan tutuklanıp da o suçtan beraat ederse ve daha sonra
mahkumiyeti ortaya çıkarsa; sanı÷ın beraat etti÷i suçtan dolayı tutuklu kaldı÷ı süre,
beraat kararının kesinleúmesinden önce iúlemiú oldu÷u di÷er bir suç için verilen ceza
süresinden mahsup edilmesi gerekir. Beraat kararı kesinleúmesinden sonra iúlenen
suç nedeni ile alınan mahkumiyetten, beraat etti÷i suçtan kaldı÷ı süreler mahsup
edilemez.339
Sanı÷a hem hapis cezası hem de adli para cezası verilmiú ise, infazda mahsup
öncelikle hapis cezasından yapılır.
3.10. TUTUKLUNUN TABø OLDUöU HÜKÜMLER
3.10.1. Genel Olarak
Tutukluların tabi oldukları rejim CMUK’tan farklı olarak, CMK’da
düzenlenmemiú, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı Hakkında
Kanunun 111-116. maddelerinde ayrıntılı úekilde düzenlenmiútir. 06.04.2006 tarihli
Resmi Gazete de yayınlanıp yürürlü÷e giren, Ceza ønfaz Kurumlarının Yönetimi ile
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin ønfazı hakkında Tüzük ile de bu konuda
düzenlemeler yapılmıútır.
Tutukluların tâbi oldu÷u rejime iliúkin kurallar uluslararası alanda da
düzenlenmiútir. Birleúmiú Milletler tarafından 1957 yılında kabul edilen “Hükümlü
ve Tutukluların Tretmanında Taban Kurallar” ve yine buna ek olarak Avrupa
Konseyi tarafından 1.2.1962 yılında kabul edilen “Hükümlü ve Tutukluların Seçim
Hakları ile Medeni ve Sosyal Hakları Hakkındaki Tavsiye Kararı” ve 1973 tarihli
“Hürriyetleri Kısıtlananların Tretmanı Konusunda Taban Kurallar Hakkındaki
Karar” bunlara örnek olarak gösterilebilir.340
339
340
Yaúar – Gökcan – Artuç, Cilt:2, s.2152
Kunter – Yenisey – Nuho÷lu, a.g.e., s.796-797
127
3.10.2. Hükümlüden Ayrı Yerde Barındırılma
Tutuklanan kiúiler, henüz haklarında kesinleúmiú mahkumiyet hükmü
bulunmadı÷ından hükümlüler ile ayrı yerlerde barındırmaları gerekir. CGTøK
m.111'e göre; tutuklular, tutuk evlerinde veya maddi olanak bulunmayan hallerde
kapalı ceza infaz kurumlarının bu amaca ayrılmıú bölümlerinde tutulurlar. Kadın
veya çocuklar için ba÷ımsız tutuk evleri kurulabilir. Maddi olanak yoksa tutuklu
kadın veya çocuklar, kapalı ceza infaz kurumlarının tutuklulara ayrılan bölümlerinde
tutulurlar.
Tutuklanan kiúiler, iç ve dıú güvenlik görevlisi bulunan, firara karúı teknik,
mekanik, elektronik veya fiziki engelleri olan, CGTøK m.34’te sayılan haller dıúında
oda ve koridor kapıları sürekli olarak kapalı tutulan ve yasal zorunluluklar ayrık
olmak üzere, dıúarıyla irtibat ve haberleúme olana÷ı bulunmayan normal güvenlik
esasına dayalı tutuk evlerinde veya maddi olanak bulunmadı÷ı hallerde di÷er kapalı
ceza infaz kurumlarının bu amaca ayrılmıú bölümlerinde tutulurlar (CGTøK
m.111/1). Belirtilmelidir ki; bu düzenlemelerin “maddi olanakların elverdi÷i
ölçüler”e ba÷lanması, kanunun yasal istisnalarla kiúi aleyhine sınırlandırılabilmesi
demektir. Halen masumiyet karinesinden yararlanabilen kiúilerin psikolojik yaúamını
etkileyecek husustaki uygulamalara “maddi olanakların elverdi÷i ölçüler” úeklinde
istisnaların getirilmesi yerinde olmamıútır.341
Tutuklular, tutuk evlerinde yer bulunmaması halinde hükümlülerle ba÷lantısı
olmayacak úekilde, ceza infaz kurumlarının kendilerine ayrılan bölümlerinde
tutulabilmektedir (CøKYCGTøHT m.180/2).
Tutuklular, maddi olanaklar elverdi÷ince suç türlerine ve taúıdıkları güvenlik
riskine göre ayrı odalarda barındırılırlar. Aralarında husumet bulunanlar ile iútirak
halinde suç iúlemiú olanlar aynı odalarda barındırılmazlar ve birbirleri ile temas
etmelerini engelleyecek tedbirler alınır. (CGTøK m.113)
341
Centel, a.g.e. 1992, s.103
128
Sanı÷ın tutuk evine konulması için, hakim veya mahkeme tarafından verilmiú
bir tutuklama kararı bulunmalıdır. Tutuklunun tutuk evine konuldu÷u tarih, kararı
veren hakim veya mahkemeye gün ve saati bildirilerek verilir.
3.10.3.Tutukevinde Yaúam
3.10.3.1.Tutuklunun Giyimi
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Ceza evi
Kuralları Hakkında REC(2006)2 sayılı Tavsiye Kararı’nın 7. bölümüne göre, e÷er
ceza evinde giyilmesi uygunsa tutukluların kendi giysilerini giymelerine izin
verilmelidir.
Ülkemizde
tutukluların
tek
tip
kıyafet
giyme
zorunlulu÷u
bulunmamaktadır.
CGTøK m.64'e göre muhtaç tutuklulara talepleri halinde, idare tarafından
iklime ve sa÷lı÷a uygun giysiler verilir. Tutukluların giysileri iç ve dıú güvenlik
görevlilerinin giymekte oldu÷u üniformalara benzer úekil ve renkte olamaz.
3.10.3.2.Tutuklunun Çalıúması
CGTøK
’nin
114/1.
maddesine
göre;
tutuklulardan
çalıúmaları
istenebilecektir. Ancak tutuklu kiúiler istekleri olmadan çalıúmaya zorlanamazlar.
Tutuklu kiúi istedi÷inde idare, imkan verildi÷i ölçüde tutuklunun barındı÷ı odada
çalıúmasına izin verir. Tutuklunun odada çalıúma imkanı yoksa tutuklu kiúinin iú
yurtlarında çalıúmalarında izin verilebilir. Bu úekilde çalıúan tutuklular hakkında
çalıúmakta olan hükümlüler hakkında rejim uygulanır.
3.10.3.3.Tutuklunun Beslenmesi
Hükümlülerin beslenmelerine iliúkin kurallar CGTøK’ nin 72. maddesinde
düzenlenmiú olup, CGTøK’ nin 116. maddesi gere÷ince hükümlülerin beslenmesine
iliúkin hükümlüler, tutuklular bakımından da uygulanır.
Tutuklulara Adalet ve Sa÷lık Bakanlıklarınca birlikte belirlenecek kalori
esasına göre, sa÷lıklı ve güçlü kalması için nitelik ve nicelik olarak besleyici, sa÷lık
koúullarına uygun, makul çeúitlilikte, yaú, sa÷lık, çalıútı÷ı iúin özelli÷i, dini ve
129
kültürel gerekleri göz önünde tutularak besin verilir ve içme suyu sa÷lanır.
Tutuklular, kendisine verilen günlük besin ve ihtiyaç maddeleri dıúındaki
ihtiyaçlarını kurum kantininden sa÷layabilir. Kantini bulunmayan kurumlarda, bu
maddeler, idarenin izin ve kontrolü altında dıúarıdan sa÷lanabilir.
Yine kurumda annesi ile birlikte kalan çocuklara ve çocu÷unu emziren
annelere uygun gıda verilmesi gerekir.
Tutukluların beslenmesi konusunda uygulamada karúılaúılan en önemli
sorunlardan biri açlık grevleri ve ölüm oruçlarıdır. Tutuklu úahıs hakkında henüz
verilmiú ve kesinleúmiú bir mahkumiyet hükmü bulunmadı÷ına göre; masumiyet
karinesinden yararlanmaya devam edecektir. Bu durumda açlık grevi yapan ve
beslenmeyi reddeden tutukluya müdahale edilmesi Anayasa’ya aykırıdır. Zira,
Anayasanın 17/2. maddesi gere÷i tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller
dıúında, kiúinin vücut bütünlü÷üne dokunulamaz. Açlık grevi yapan tutuklulara kural
olarak rızası bulunmadan tıbbi müdahale yapılamaz. Ancak açlık grevi yapan kiúinin
hayatına zarar vermeye baúladı÷ı, örne÷in açlık grevi yapan kiúinin bilincinin
kapandı÷ı andan itibaren tıbbi zorunluluk do÷muú olup bu halde grevcinin rızası göz
önüne alınmadan müdahale etmek mümkündür.342 Bu halde tıbbi müdahale
varsayılan rıza esasına göre yapılır.343
Tutuklunun kendisine verilen yiyecek ve içecekleri reddetmesi hali CGTøK
m.82'de düzenlenmiútir. Tutuklu, hangi nedenle olursa olsun kendisine verilen
yiyecek ve içecekleri sürekli olarak reddederse, bu hareketinin kötü sonuçları ile
bırakaca÷ı bedensel ve ruhsal hasarlar konusunda ceza infaz kurumu hekimince
bilgilendirilir. Psiko-sosyal hizmet birimince de bu hareketlerinden vazgeçmeleri
yolunda çalıúmalar yapılır. Sonuç alınamaması halinde, tutuklunun zorla
beslenmesine kurum hekimince belirlenen rejime göre ve uygun ortamda baúlanır.
Beslenmeyi reddederek açlık grevi veya ölüm orucunda bulunan tutukluların,
alınan tedbirlere ve yapılan çalıúmalara ra÷men hayati tehlikeye girdi÷i veya
342
343
Soyaslan, Do÷an, “Türk Hukuk Düzeni ve Açlık Grevi Yapan Kiúilere Müdahale Sorunu”, YD,
C:16, S:3, Temmuz 1990, Ankara, s.273-274
Hakeri Hakan, “Tıp Hukuku Temel Bilgiler”, Ankara, 2009, s. 192
130
bilinçlerinin bozuldu÷u hekim tarafından belirlenirse, isteklerine bakılmaksızın
kurumda, olanak bulunmaması halinde ise derhal hastaneye kaldırılmak suretiyle
muayeneye yönelik tıbbi araútırma, tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sa÷lık ve
hayatları için tehlike oluúturmamak úartıyla uygulanır (m.82/2).
3.10.3.4.Tutuklunun Tedavisi
CGTøK’de
hükümlülerin
tedavisine
iliúkin
düzenlemeler
tutuklular
bakımından da uygulanır (m.116). Buna göre, kurumun sa÷lık koúullarının
düzenlenmesi, tutuklunun acil veya ola÷an muayene ve tedavisi kurum hekimi
tarafından yapılır. Sa÷lık Bakanlı÷ı ve Çalıúma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı÷ı ile
üniversitelerin sa÷lık kuruluúları, hükümlülerin tedavileri bakımından gerekli
yardımları yapmakla görevlidirler.
Kurum hekimi, kurumu ayda en az bir kez denetleyerek genel ve özel önlem
alınması gereken hastalıklar ile kurumda sa÷lık koúulları yönünden alınması gereken
önerileri içeren bir rapor düzenler ve kurum yönetimine verir (m. 79).
Tutuklunun sa÷lık nedeniyle hastaneye sevkine gerek duyuldu÷unda durum,
kurum hekimi tarafından derhal bir raporla kurum yönetimine bildirilir (m.80).
CGTøK’nin 78/3. maddesi gere÷i rızası olsa bile hiçbir hükümlü veya tutuklu
üzerinde tıbbi deney yapılamaz.
3.10.4. Tutuklunun Dıú Dünya øle øliúkisi
3.10.4.1. Tutuklunun Ziyaretçi Kabulü
Tutuklu belgelendirmek koúulu ile eúi, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın
hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından haftada bir kez veya ayrıca kuruma
kabullerinde, zorunlu haller dıúında bir daha de÷iútirilmemek üzere ad ve adreslerini
bildirdi÷i en fazla üç kiúi tarafından yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak
üzere çalıúma saatleri içinde ziyaret edilebilir. (CGTøK m.83/1)
Tutuklunun
belirtilen
kiúiler
haricindeki
kimselerle
görüúmesi
için
Cumhuriyet Baúsavcılı÷ı tarafından yazılı olarak izin alınması gerekir (CGTøK
131
m.83/2).
CGTøK’ nin 114/2. maddesi gere÷ince; soruúturma veya kovuúturmanın
selametinin tehlikeye düúece÷i bazı hallerde, soruúturma evresinde Cumhuriyet
Savcısı, kovuúturma evresinde ise hakim veya mahkeme tarafından ziyaretçi kabulü
yasaklanabilir veya bazı kısıtlamalar getirilebilir.
Konusu suç teúkil etmemekle birlikte kuruma sokulması yasak olan her türlü
eúya, çıkıúta sahibine verilmek üzere idare tarafından muhafaza altına alınır (CGTøK
m.86/5).
Kurumun düzen ve güvenli÷ini, tutukluların sa÷lı÷ını bozabilecek nitelikteki
eúya ve maddeler ile her türlü iletiúim araçları ve taúıma izni olsa da silahlar kuruma
sokulamaz. Ziyaret ve görüúlerde tutuklulara para, kıymetli evrak ve eúya verilemez
(CGTøK m 86/2).
Görüúme hakkına sahip özel kiúilerin kurum güvenli÷inin korunması
amacıyla alınan tedbirlere aykırı davranıúları ve istekleri nedeniyle görüúme hakları,
kurumun en üst amirince bir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir.
Yabancı tutukluları vatandaúı oldu÷u devletin diplomatik temsilcili÷i veya
konsoloslu÷u ziyaret edebilir.344 Bu birimlerin bulunmaması halinde, mültecilerin
veya vatansız tutukluların yararlarını koruyan devletin diplomatik temsilcili÷i veya
tutukluları koruma görevini üstlenmiú ulusal ve uluslararası kuruluúlar CGTøK
m.83’teki usul ve esaslar dairesinde yabancı tutukluyu ziyaret edebilirler.
Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeli÷in 26.
maddesi gere÷ince, tutuklunun, bilimsel araútırma yapanlar veya görsel veya yazılı
basın mensupları, Adalet Bakanlı÷ı’nın izni ile tutuklu ile görüúebilirler.
344
Yokuú Handan, “Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararları Iúı÷ında Tutuklu ve Hükümlülerin
Dıú Dünya ile øletiúimi”, AÜEHFD. Cilt.7, Sayı. 3-4, Ankara, 2003, s.375-377
132
3.10.4.2. Tutuklunun Müdafisi øle Görüúmesi
CGTøK’nin 114/4. maddesi gere÷ince, tutuklu, savunması için istedi÷i müdafi
seçmek ve görevlendirmek hakkına sahiptir. Her dereceden kurum görevlileri bu
hususta
tutukluya
tavsiyelerde
bulunamaz.
Tutuklunun
müdafi
ile
olan
haberleúmesine ve kurum düzeni çerçevesinde temas ve görüúmelerine hiçbir suretle
engel olunamaz ve kısıtlamalar konulamaz. Yasa'da tutuklunun vekaletname
aranmaksızın müdafi ile konuúulanları hiç kimsenin duymayaca÷ı bir ortamda, her
zaman görüúebilece÷i düzenlenmiútir. Müdafi ile yazıúmaları da denetime tabi
tutulamaz.(CMK m.154)
Tutuklunun müdafi ile görüúebilmesi savunma hakkının kısıtlanmaması için
önemlidir.345 AøHS m.6/3-b-c'ye göre; her sanı÷ın savunmasının hazırlamak için
gerekli zamana ve kolaylıklara, kendini bizzat veya avukat yardımıyla savunma
haklarına sahip olması öngörülmektedir.
ønfaz kurumuna giren avukatlarca savunmaya iliúkin oldu÷u bildirilen ve
yazılı olarak beyan edilen belge ve dosyalar incelemeye tâbi tutulamaz (CGTøK
m.86/4). Ancak; suç iúlemek amacıyla örgüt kurmak, devletin birli÷ini ve ülkenin
bütünlü÷ünü bozmak, düúmanla iúbirli÷i yapmak, devlete karúı savaúa tahrik, temel
milli yararlara karúı faaliyette bulunmak için yarar sa÷lama, yabancı devlet aleyhine
asker toplama, askeri tesisleri tahrip ve düúman askeri hareketleri yararına anlaúma,
düúman devlete maddi ve mali yardım, Anayasa’yı ihlal, Cumhurbaúkanı’na suikast
ve fiili saldırı, yasama organına karúı suç, hükümete karúı suç, silahlı örgüt, silah
sa÷lama ve suç için anlaúma suçlarından tutuklu olanların avukatları ile
görüúmesinde, savunmaya iliúkin oldu÷u beyan edilen belge ve dosyalar fiziki olarak
aranabilir. Konusu suç teúkil eden fiilleri iúledi÷ine, infaz kurumunun güvenli÷ini
tehlikeye düúürdü÷üne, terör örgütü veya di÷er suç örgütü mensuplarının örgütsel
amaçlı haberleúmelerine aracılık etti÷ine iliúkin bulgu veya belge elde edilmesi
halinde, Cumhuriyet Baúsavcılı÷ının istemi ve infaz hâkiminin kararı ile bir görevli
görüúmede hazır bulundurulabilece÷i gibi tutukluların avukatlarına verdi÷i veya
avukatlarınca tutuklulara verilen belgeler, infaz hâkimi tarafından incelemeye tabi
345
Er Deniz Erol, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi Iúı÷ında Hukukumuzda Sanık Hakları”, Yetkin
Yayınları, Ankara, 2002, s.261
133
tutulabilir. ønfaz hâkimi belgenin kısmen veya tamamen verilmesine veya
verilmemesine karar verdi÷inde bu karara karúı ilgililer 4675 sayılı ønfaz Hâkimli÷i
Kanunu m.6 gere÷ince itiraz edebilir. Avukat ile tutuklu arasında tutuk evinde
yapılmıú görüúmeler sırasında avukat tarafından elle tutulan ve konuúulanları
yansıtan kayıtlar hakkında da aynı hükümler uygulanmaktadır.(CøKYCGTøHT
m.84/2).
Tutuklunun, resmi makamlara veya savunması için avukatına gönderdi÷i
mektup, faks ve telgraflar da denetlenemez.(CMK.m126)
Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeli÷in 24.
maddesi gere÷ince, avukatların vekaletnamesi olsa dahi birden fazla hükümlü ve
tutuklu ile aynı anda görüúme yapma imkanı yoktur.
3.10.4.3. Tutuklunun Yazılı øletiúim Kurması
CGTøK m.68’de tutuklunun mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme
hakkı belirtilmiútir. Buna göre; tutuk evi asayiú ve güvenli÷ini tehlikeye düúüren,
görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı veya di÷er suç örgütü mensuplarının
haberleúmelerine neden olan, kiúi veya kuruluúları pani÷e yöneltecek yalan ve yanlıú
bilgileri, tehdit ve hakaret içeren mektup, faks ve telgraflar tutukluya verilmez. Bu
tarz mektup, faks ve telgraflar tutuklu tarafından yazılmıú ise gönderilmez.
Tutuklunun, bu kısıtlamalar dıúında, kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları
alma ve ücretleri kendisince karúılanmak koúuluyla, gönderme hakkına sahiptir.
Tutuklu tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup, faks ve telgraflar;
mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyonca, bulunmayanlarda
kurumun en üst amirince denetlenir.
Tutukluların yazılı haberleúmeleri ile telefonla görüúmeleri soruúturma
evresinde Cumhuriyet Savcısı, kovuúturma evresinde hâkim veya mahkemesince
kısıtlanabilir.(CGTøK m.114/3)
Sakıncalı görülen mektuplar, komisyonca görüldükten sonra en geç yirmi dört
saat içinde disiplin kuruluna verilir. Disiplin kurulunca kısmen veya tamamen
134
sakınca görülmesi halinde, aslı tutuk evi idaresinde kalmak üzere kısmen sakıncalı
olan mektupların sakıncalı bölümleri çizilmek suretiyle tutukluya verilir;346 tamamen
sakıncalı görülenler ise, bu konudaki disiplin kurul kararı tutukluya tebli÷ edilmek
suretiyle tutukluya verilmemektedir. Tebli÷ tarihinden itibaren tutuklunun infaz
hakimli÷ine baúvurması için gerekli süre beklenir. ønfaz hakimli÷ine baúvurulmamıú
ise; disiplin kurulu kararı yerine getirilir. ønfaz hakimli÷ine baúvurulmuú ise; infaz
hakimli÷i kararının tebli÷inden itibaren itiraz süresi beklenir. ønfaz hakimli÷i
kararına itiraz edilmemiú ise bu karara göre; itiraz edilmiú ise itiraz konusunda kararı
veren mahkeme kararına göre iúlem yapılır.
3.10.4.4. Radyo ve Televizyon Yayınları øle ønternetten Yararlanma
Tutuklunun radyo, televizyon gibi aletleri edinmesi düúünceyi açıklama ve
yayma özgürlü÷ünün düzenlendi÷i Anayasa m. 26 kapsamındadır.347
CGTøK m.67’e göre; tutuklu tutuk evinde merkezi yayın sistemi bulundu÷u
takdirde radyo ve televizyon yayınlarını merkezi yayın sistemi yoluyla izleyebilir;
tutuk evinde merkezi yayın sistemi bulunmuyorsa zararlı yayınlar önlenmek suretiyle
ba÷ımsız anten kullanılarak televizyon ve radyo imkanlarından yararlanabilir. Bu
cihazların bedeli tutuklularca karúılanmak üzere tutuklu adına tutuk evi idaresince
satın alınır. Her ne surette olursa olsun dıúarıdan gelen bu türden cihazlar ve
bilgisayarlar tutuk evine alınmaz.
Kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk e÷itim evlerinde ancak, e÷itim
ve iyileútirme programları çerçevesinde tutuk evi yönetimince belirlenen yerlerde
görsel ve iúitsel e÷itim araç ve gereçlerinin kullanımına izin verilebilir. E÷itim ve
iyileútirme programları gerekli kıldı÷ı takdirde tutuklular denetim altında internetten
yararlanabilir, ancak tutuklu odasında bilgisayar bulunduramaz. Tehlikeli halde
bulunan tutuklular veya örgüt mensubu tutuklular bakımından bu hakkın
kısıtlanabilece÷i de aynı maddede belirtilmiútir.
346
347
Yokuú, a.g.e., s.349-350
Centel – Zafer, a.g.e., s.373
135
3.10.4.5. Hediyeleri Kabul Etme
CGTøK’nin 69. maddesine göre; tutuklu, dini bayram, yılbaúı veya kendi
do÷um günlerinde, dıúarıdan gönderilen ve kurum güvenli÷i için tehlikeli olmayan
bir hediyeyi kabul etme hakkına sahiptir. Hediye kabul etme hakkının esas ve
usulleri CøKYCGTøHT m.92’de düzenlenmiútir. Tüzükte ziyaretçi tarafından verilen
veya posta ve kargo yoluyla gönderilen sadece giyim eúyası ve kitapların hediye
olarak kabul edilebilece÷i düzenlenmiútir.
Tutuk evinde annesi ile birlikte kalan çocuklara durumlarına uygun gıda
maddesi, ihtiyaca uygun eúya ve tutuk evine girmesi yasak olan oyuncaklar hariç
di÷erleri, hediye olarak gönderilebilir veya verilebilir. Hediye eúyanın tahmini
de÷eri, tutukluların haftalık olarak yanlarında bulundurabilecekleri miktardan fazla
olamamaktadır.
3.10.5. Tutuklu Hakkında Disiplin Tedbiri Ve Kısıtlayıcı Önleme
Baúvurma
3.10.5.1. Disiplin Cezaları
Tutuklu her ne kadar suç iúledi÷i sabit olmasa da, tutuk evinde bulundu÷u
süre içinde infaz kurallarına uyması gerekir. Bu nedenle tutuklu hakkında, durumları
ile ba÷daútı÷ı ölçüde hükümlüler hakkında uygulanan yükümlülükler aynen
uygulanır.348
Tutuk evinde düzenli bir yaúamın sürdürülmesi, güvenli÷in ve disiplinin
sa÷lanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emretti÷i
veya gerekli kıldı÷ı davranıú ve tutumları kusurlu olarak ihlal eden çocuklar
dıúındaki tutuklular eylemlerinin niteliklerine göre; kınama, bazı etkinliklere
katılmaktan alıkoyma, ücret karúılı÷ı çalıúılan bir iúten yoksun bırakma, haberleúme
ve iletiúim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama, ziyaretçi kabulünden yoksun
bırakma ve hücreye koyma disiplin cezaları ile cezalandırılabilirler (CGTøK m.37).
Çocuk tutuklular ise; uyarma, kınama, onarma, tazmin etme ve eski hale getirme,
teúvik esaslı ayrıcalıkları geri alma, harcamalarına sınır koyma, bazı etkinliklere
348
Demirbaú Timur, “ønfaz Hukuku”, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2008, s.176
136
katılmaktan alıkoyma, teúvik esaslı ayrıcalıkları geri alma, iznin ertelenmesi, kapalı
ceza infaz kurumuna iade ve odaya kapatma disiplin cezaları ile cezalandırılabilirler
(CGTøK m.46).
Uyarma, kınama ve bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezaları, tutukevi
müdürü tarafından verilip uygulanmaktadır. Savunma almadan disiplin cezası
verilemez. Kurum amirince verilebilecek disiplin cezaları dıúında kalan disiplin
cezaları disiplin kurulunca verilir.
Tutukluların disiplin cezalarını gerektiren eylemlerinin ö÷renilmesinden
itibaren derhal ve en geç iki gün içinde soruúturma yapılıp, yedi gün içerisinde de bu
soruúturma tamamlanır. Soruúturma süresi eylemin ve soruúturmanın niteli÷ine göre
infaz hakiminin yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilir. Tutuklunun savunması
alınmadan kendisine ceza verilemez. Soruúturma neticesinde disiplin kurulu, 3 gün
içerisinde evrak üzerinden karar vermektedir. Bu karar “disiplin cezası
uygulanmasına” ve “disiplin cezası verilmesine yer olmadı÷ına” úeklindedir.
3.10.5.2. Kısıtlayıcı Önlemler
CGTøK m.115’de, tehlike halinde bulunan, delil karartma tehlikesi olan,
soruúturmanın amacını veya tutuk evinin güvenli÷ini tehlikeye düúüren veya suçun
tekrarına olanak verecek davranıúlarda bulunan tutuklulara, soruúturma evresinde
Cumhuriyet Savcısı, kovuúturma evresinde hâkim veya mahkemece bazı tedbirler
uygulanabilece÷i belirtilmiútir.
Bu tedbirler kanunda sayılmıútır:
a) Tutuklunun tek baúına, sıkı bir rejim altında muhafaza edilmesi ve kaldı÷ı
odanın kamera ile izlenmesi.
b) Belirli süre ile dıúarıyla iliúkisinin, ziyaretçi kabulünün ve telefon
görüúmelerinin kısıtlanması.
c)Gerekiyorsa kendisine veya baúkalarına zarar vermesini önleyici biçimde
hazırlanmıú özel bir odada barındırılması ve kaldı÷ı odanın kamera ile izlenmesi.
137
d) Saldırganlık göstermesi hâlinde belirli süreyle kelepçelenmesi veya
hareketlerinin engellenmesi.
e) Yüksek güvenlikli bir kuruma nakledilmesi
Bu
tedbirlerin
uygulandı÷ı
sırada
tutuklunun
savunma
hakkı
kısıtlanmamalıdır.
3.11. KANUNA AYKIRI TUTUKLAMADAN DOöAN ZARARIN
GøDERøLMESø
3.11.1. Genel Olarak
Soruúturma iúlemlerinde baúvurulan tedbirlere “mutlak haklılık” nedeniyle
de÷il, “görünüúte haklılık” nedenleriyle baúvurulur. Bu sebeple bu iúlemlerin mutlak
ve kesin olarak hukuka uygunlu÷u belirlenemez. Soruúturma aúamasının sonunda
verilen kovuúturmaya yer olmadı÷ı kararı ile kovuúturma aúamasında verilen beraat
kararı gibi kararlar, baúvurulan koruma tedbirinin aslında haklı olmadı÷ını ortaya
koyabilir. Baúka bir halde de koruma tedbirleri için öngörülen koúullara riayet
edilmeksizin ya da uygulanması esnasında gerekli yükümlülüklere uyulmaksızın
koruma tedbirlerine baúvurulmuú olabilir. Bu gibi hallerde; koruma tedbirleriyle
temel hak ve özgürlüklerine müdahale edilen kiúiler, maddi ve manevi zarara
u÷ramıú olabilirler.349
Kanun dıúı yakalanan veya tutuklananlara tazminat verilmesi düúüncesi, kiúi
güvenli÷ini sa÷layan güvencelerden biri olarak düúünülmüú ve anayasalarda yer
almıútır. 1884 yılında Portekiz, 1886 yılında øsveç, 1887 yılında Norveç, 1888
yılında Danimarka, 1892 yılında Avusturya, 1898 yılında Almanya hukuk
sistemlerine bu konu, yasal düzenlemelerle girmiú bulunmaktadır.350 Türk hukuk
sisteminde haksız tutuklama tazminatını açıkça kabul eden ilk hüküm, 1961
Anayasası’nın “Kiúi Güvenli÷i” üst baúlı÷ını taúıyan 30. maddesinin son fıkrasıdır.
1982 Anayasası’nın “kiúi hürriyeti ve güvenli÷i” kenar baúlı÷ını taúıyan 19.
maddesinin son fıkrasında da haksız olarak tutuklanan ve yakalanan kimselere
349
350
Centel – Zafer, a.g.e., s.430
Köro÷lu Hasan , “Haksız Tutuklama Tazminatı”, Adil Yayınevi, Ankara, 1996, s.25
138
devletçe tazminat ödenece÷i hüküm altına alınmıú, bunun usul ve esasları da
07.05.1964 tarih ve 466 sayılı Kanun Dıúı Tutuklanan ve Yakalanan Kimselere
Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun'da gösterilmiútir. AøHS m.5/5’te, Sözleúme
hükümlerine aykırı olarak yapılmıú bir tutuklama iúleminin ma÷duru olan her úahsın
tazminat isteme hakkını do÷urdu÷u belirtilmiútir.351
5271 sayılı CMK'nın 141.maddesinde de koruma tedbirleri nedeniyle
ma÷duriyete u÷rayanların tazminat istemlerine iliúkin düzenleme yapılmıútır.
CMK'da düzenlenen tazminat konusu “koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
baúlı÷ında düzenlenmiú olsa da, tüm koruma tedbirlerine hukuka aykırı biçimde
baúvurulmasından
kaynaklanacak
zararların
giderilmesi
madde
kapsamına
alınmamıútır. 466 sayılı yasadan farklı olarak arama ve el koyma dolayısıyla ortaya
çıkabilecek zararlar eklenmiútir. Maddeye göre; haksız tutuklama, arama, el koyma,
yakalama tedbirleri devletin tazminatla yükümlü oldu÷u koruma tedbirleridir.352
3.11.2. Tazminat Ödenecek Haller
Tazminat istenebilecek haller CMK. m.141/1'de sınırlı olarak belirtilmiútir.
Yasa'ya göre, tazminat istemi úu hallerde mümkündür; Suç soruúturması ve
kovuúturması sırasında, 1) yasal koúullar dıúında yakalanan, tutuklanan veya
tutuklulu÷un devamına karar verilen, 2) yasal gözaltı süresi içinde hakim önüne
çıkarılmayan, 3) yasal hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından
yararlandırılma iste÷i yerine getirilmeden tutuklanan, 4) yasaya uygun olarak
tutuklandı÷ı halde, makul sürede yargılama merci önüne çıkarılmayan ve bu süre
içinde hakkında hüküm verilmeyen, 5) yasaya uygun olarak yakalandıktan veya
tutuklandıktan sonra haklarında kovuúturmaya yer olmadı÷ına veya beraatlerine
karar verilen, 6) mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdi÷i süreleri
hükümlülük sürelerinden fazla olan veya iúledi÷i suç için yasada öngörülen cezanın
sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan, 7)
yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine yazıyla
351
352
Demirbaú Timur, “Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi øle Karúılaútırmalı Olarak Haksız Yakalama
ve Tutuklama”, øzmir Barosu Dergisi, Sayı: 3, øzmir, 1996, s.34-35
Centel – Zafer, a.g.e., s.431
139
veya bunun hemen olanaklı olmadı÷ı hallerde sözle açıklanmayan, 8) yakalanmaları
veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen, 9) hakkındaki arama kararı ölçüsüz
bir úekilde gerçekleútirilen, 10) eúyasına veya di÷er malvarlı÷ı de÷erlerine, koúulları
oluúmadı÷ı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da
eúyası veya di÷er malvarlı÷ı de÷erleri amaç dıúı kullanılan veya zamanında geri
verilmeyen kiúiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını Devlet'ten dava edebilir ve
isteyebilirler.
Ayrıca AøHS’nin 22.11.1984’te imzaya açılan ønsan Haklarının ve Temel
Özgürlüklerinin Korunmasına øliúkin Sözleúmeye Ek 7. protokolü ile tazminatın
ödenmesi úu úartlara ba÷lanmıútır. Buna göre; 1) bir adli hata yapıldı÷ı yeni olay
veya eski olayın sonradan ö÷renilmesi nedeniyle anlaúılmıú olmalı 2) bu nedenle
kesinleúmiú bir ceza mahkumiyeti iptal edilmeli ya da bu konuda özel bir af
çıkarılmalı 3) bu mahkumiyet yüzünden bir kiúi ceza çekmiú olmalı 4) bu kiúi
bilinmeyen olayın zamanında ö÷renilmesinden kısmen veya tamamen sorumlu
bulunmamalıdır. Söz konusu protokol Türkiye Cumhuriyeti tarafından 14.03.1984
tarihinde imzalanmıú ancak halen onaylanmamıútır.353
3.11.3. ølgiliyi Uyarma Yükümlülü÷ü
CMK' ya göre; kiúinin kanuna uygun olarak yakalandıktan veya
tutuklandıktan sonra hakkında kovuúturmaya yer olmadı÷ına veya beraatine karar
verilmesi ya da kiúinin mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdi÷i sürelerin,
hükümlülük süresinden fazla olması veya iúledi÷i suç için kanunda öngörülen
cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla
cezalandırılması hallerinde kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakkı
bulundu÷unu bildirme ve bu hususu verdikleri karara geçirme yükümlülü÷ündedir.354
3.11.4. Tazminat Talebinin ùartları
Tazminat talebinde bulunmanın ilk úartı; ilgili kiúi hakkındaki kararın
kesinleúmesidir.
353
354
Feyzio÷lu, a.g.e., 1993, s.113-141
Centel –Zafer, a.g.e., s.433
140
økinci úart ise; CMK. m.142'ye göre; karar veya hükümlerin kesinleúti÷inin
ilgilisine tebli÷den itibaren üç ay içinde tazminat talebinde bulunulmalıdır. Her
halde, karar veya hükümlerin kesinleúme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat
isteminde bulunulabilme hakkı düúer.
Üçüncü úart; talebin zarara u÷rayanın oturdu÷u yer a÷ır ceza mahkemesine
yapılmasıdır. Ancak, o yer a÷ır ceza mahkemesi tazminat konusu iúlemle iliúkili ise
veya aynı yerde baúka bir a÷ır ceza dairesi yoksa, en yakın a÷ır ceza mahkemesine
talep sunulur.
Dördüncü úart; tazminat talebinin yazılı olarak yapılmasıdır. Tazminat talep
eden kiúi dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara u÷radı÷ı iúlemen ve zararın
nitelik ve niceli÷ini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir.
Dilekçesinde bilgi ve belgelerin eksikli÷i halinde mahkeme, eksikli÷in 1 ay
içerisinde giderilmesini, aksi halde istemin reddedilece÷ini ilgiliye duyurur.
Süresinde eksikli÷i tamamlayamayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak
üzere reddolunur.
Beúinci úart; tazminat talepli davanın devleti temsilen hazine adına
açılmasıdır. Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterlili÷ini belirledi÷i dilekçe ve
eki belgelerin bir örne÷ini devlet hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine
tebli÷ ederek, varsa beyan ve itirazlarını on beú gün içinde yazılı olarak bildirmesini
ister.(CMK. m.142/5)
østemin ve ispat belgelerinin de÷erlendirilmesinde ve tazminat miktarının
saptanmasında mahkeme gerekli gördü÷ü her türlü araútırmayı yapmaya veya
hakimlerden birine yaptırmaya yetkilidir. Mahkeme kararını duruúmalı olarak verir.
østemde bulunan ve hazine temsilcisi açıklamalı ça÷rı ka÷ıdına ra÷men gelmezlerse
yokluklarında karar verilebilir. Karara karúı istemde bulunan, Cumhuriyet Savcısı
veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna baúvurabilir.
3.11.5. Tazminat Talebinin øncelenmesi ve Karar
Haksız
tutuklamadan
kaynaklanan
maddi
zarar
kavramı
geniú
141
yorumlanmalıdır. Maddi zarar, kar kaybı úeklinde gerçekleúen, kiúinin haksız
tutuklanma veya yakalanma dolayısıyla u÷radı÷ı kazanç kaybıdır. Yakalanan veya
tutuklanan kiúinin mesle÷ine göre u÷rayabilece÷i her türlü kayıp, maddi zarar
kapsamındadır. Ayrıca tutuklama ve yakalamadan do÷an giderler, söz gelimi vekalet
ücreti de bu kapsamdadır. Ancak, ileride do÷ması muhtemel zararlar, soyut zararlar
nedeniyle maddi tazminat talep edilemez.355
Maddi tazminat davalarında tazminat miktarının hesaplanması, bunlardan
yapılacak yasal kesintilerin belirlenmesi uzmanlı÷ı gerektirdi÷inden, maddi tazminat
miktarlarının ço÷u zaman uzman bilirkiúi incelemesi ile saptanması gerekir.356
Manevi zarar ise, tutuklanan kiúinin sosyal çevresinde itibarının sarsılması,
hürriyetinden yoksun kalması nedeniyle duyulan elem ve ruhsal sıkıntıların
giderilmesine yöneliktir. Ancak u÷ranılan manevi zararın tamamen giderilmesi
olanaksızdır. Tayin edilecek manevi zarar, kiúinin acı ve elemlerinin dindirilmesinde,
sıkıntılarının azaltılmasında etkili olabilecek yeterlili÷e sahip olmalıdır.
3.11.6. Tazminatın Geri Alınması
CMK 143/1'e göre; verilen tazminatın bazı hallerde geri verilmesi
mümkündür. Buna göre; kovuúturmaya yer olmadı÷ına iliúkin karar sonradan
kaldırılarak hakkında kamu davası açılan ve mahkum edilenlere verilen tazminatlar
ile yargılamanın aleyhte yenilenmesi ile beraat kararı kaldırılıp mahkum edilenlere
ödenmiú tazminatların mahkumiyet süresine iliúkin kısmı geri alınır.
Geri alınma talebi Cumhuriyet Savcısı tarafından yazıyla tazminata karar
verilen mahkemeye yapılır. Mahkemenin tazminatın geri alınmasına iliúkin kararı,
kamu alacaklarının tahsiline iliúkin mevzuat hükümleri uygulanarak verilir. Bu
karara itiraz mümkündür.
Devlet, ödedi÷i tazminattan dolayı koruma tedbiriyle ilgili olarak görevini
kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu eder. øftira konusunu oluúturan suç veya
355
356
Bıçak, a.g.e., s.591
CGK,13.03.2007,8/63
142
yalan tanıklık nedeniyle gözaltına alınma ve tutuklanma halinde Devlet, iftira eden
veya yalan tanıklıkta bulunan kiúiye de rücu eder.357
3.11.7. Tazminat østenemeyecek Haller
CMK 144'.maddesine göre; bazı kiúiler koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
isteyemez. Bu kiúiler úunlardır; 1) gözaltı ve tutukluluk süresi baúka bir
hükümlülü÷ünden indirilenler, 2) tazminata hak kazanmadı÷ı halde, sonradan
yürürlü÷e giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gere÷i, durumları tazminat
istemeye uygun hale düúenler, 3) ölüm, genel veya özel af, úikayetten vazgeçme,
uzlaúma gibi nedenlerle hakkında kovuúturmaya yer davanın ortadan kaldırılmasına
veya düúmesine karar verilen veya kamu davası ertelenenler veya düúürülenler, 4)
kusur yetene÷inin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadı÷ına
karar verilenler, 5) adli makamlar huzurunda gerçek dıúı beyanla suç iúledi÷ini veya
suça katıldı÷ını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.
357
Centel – Zafer, a.g.e., s.435
143
SONUÇ
Ceza muhakemesinin amacı; maddi gerçe÷i ortaya çıkararak úüpheli veya
sanı÷ın gerçekte suçlu olup olmadı÷ını araútırmak, suçlu ise onu cezalandırmak ve
ıslah etmek, suç ile bozulan kamu düzenini korumaktır. Koruma tedbirlerinden olan
gözaltı ve tutuklama da bu amaca hizmet eder.
Uygulamada insan hakları ihlallerinin ve ihlal iddialarının önüne geçmek için
kolluk amir ve memurlarının teknik olarak geliútirilmesi ve özellikle insan hakları
konusunda e÷itilmesi gereklidir. Bu noktada daha bilinçli hareket etme ve
soruúturmaların usulüne uygun, güvenli bir úekilde yürütülmesini sa÷lamaya yönelik
olarak, 5271 sayılı CMK’nın 164 ve devamı maddeleri ile kurulması öngörülen adli
kolluk teúkilatı ka÷ıt üzerinde kalmadan bir an önce hayata geçirilmelidir.
Genel olarak kolluk kuvvetlerinin kiúilere iúkence ve kötü muamelede
bulunmalarının temelinde delil elde etme düúüncesi vardır. Bunun önüne geçilmesi
için kolluk görevlilerinin delil elde etme yolunda teknik imkanlarının iyileútirilmesi,
gerekli teçhizat ve donanımların sa÷lanması, yeterli sayıda uzman ve teknik
personelin yetiútirilmesi gerekir. Bu nedenle Cumhuriyet savcısının vermiú oldu÷u,
gözaltı emrini uygulayan birim olan kolluk kuvvetlerinin yerine, adli konularda özel
e÷itim almıú adli kolluk teúkilatının kurulması gereklidir. Ayrıca gözaltı odalarının
ya da kollu÷un gözaltı birimlerinin fiziki úartlarının düzeltilmesi, gözaltı
kurumlarında 24 saat kamera çekiminin olması ve bu çekiminin aynı anda adliye
ortamına da aktarılıp kaydedilmesi, bu úekilde adli yönden kollu÷un amiri
durumunda olan Cumhuriyet Baúsavcılı÷ının gözaltı birimlerinde olanları denetim
altında tutabilmesine ve asılsız iúkence ve insan hakları ihlali iddialarının da önüne
geçilmesini sa÷layabilecektir.
5271 sayılı CMK’nın 91/1.
maddesine göre gözaltı süresinin yakalama
anından itibaren 24 saati geçemeyece÷i, yine aynı maddenin 3. fıkrasına göre de
144
toplu olarak iúlenen suçlarda delillerin toplanmasındaki güçlük ve úüpheli sayısının
çoklu÷u nedeniyle Cumhuriyet Savcısının gözaltı süresinin uzatılmasına karar
verebilece÷i düzenlenmiútir. Buna göre; Cumhuriyet Savcısı iúlenen suçun niteli÷i ne
olursa olsun suçun toplu suç olması halinde gözaltı süresinin uzatılabilmesine karar
verebilecektir. Ancak; a÷ır ceza mahkemesinin görevine giren
ve tek bir kiúi
tarafından iúlendi÷i takdirde, böyle bir suçta Cumhuriyet Savcısının gözaltı süresini
uzatamaması ve belki de suçla ilgili tüm delilleri toplayamadan úüpheliyi serbest
bırakmak veya tutuklamaya sevk etmek zorunda kalması uygulamada büyük bir
eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Burada bireysel suç-toplu suç kriterinden ziyade
iúlenen suçun niteli÷i veya yasada öngörülen ceza miktarının göz önüne alınarak
Cumhuriyet Savcısına bu konuda takdir hakkının verilmesi daha yerinde olacaktır.
Tutuklama da gözaltı gibi bir koruma tedbiri oldu÷u olup,
bir ön ceza
de÷ildir. Bu anlamda 5271 sayılı CMK’nın 102. maddesinde belirtilen a÷ır ceza
mahkemesinin görevine giren iúlerde uzatma süresi ile birlikte toplam tutukluluk
süresinin 5 yıl olarak belirlenmesi, tutuklamanın koruma tedbiri niteli÷i ile
ba÷daúmamaktadır. Yine 5237 sayılı TCK’nın 63.maddesinde düzenlenen mahsup
kurumu ile úüphelinin veya sanı÷ın tutuklu kaldı÷ı süre, sonuçta verilecek cezasından
indirilmek suretiyle adeta tutuklama bir ön cezalandırılma kurumuna dönüúmüútür.
CMK’nın 100/3. maddesinde katalog suçlar belirtilmiú,bu katalog suçlardan
birinin iúlendi÷i hususunda kuvvetli úüphenin varlı÷ı halinde úüpheli veya sanık
hakkında tutuklama nedeni var kabul edilerek, uygulamada C.savcısı ve hakim
üzerinde ‘tutuklama mecburiyeti’ varmıú gibi baskı kurulmuútur..Yine üst sınırı üç
yıla kadar hapis cezasını gerektiren ve CMK. 100/3 maddesinde katalog suçlardan
sayılan hırsızlık ve silahla kasten yaralama suçlarının katalog suçlardan sayılması,
uygulamadaki tutuklamalar dikkate alındı÷ında bu suçlardan tutuklu kalınan süreler
ile ceza yargılamasının sonunda sanık hakkında verilecek ceza, adeta infaz
edilmektedir. Halbuki bu suçlar için kanunda öngörülen ceza süreleri dikkate
alındı÷ında yargılama neticesinde verilecek hapis cezalarının ertelenmesi veya
hükmün açıklanmasının geri bırakılması úartları oluútu÷unda imkan dahilindedir. Bu
nedenle bu suçların katalog suçlar arasından çıkarılması gerekmektedir.
145
Anayasa’nın 141/3 maddesine göre bütün hakim veya mahkeme kararları
gerekçeli olmalıdır. Tutuklama da bir hakim kararı oldu÷una göre úüphesiz ki
gerekçeli olması gerekir. Buna karúılık uygulamada tutuklama gerekçesi olarak
‘’suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu…’’ gibi kalıplaúmıú cümleler ile
tutuklama kararları gerekçelendirilmektedir ki, bu úekilde verilen tutuklama kararları
Anayasa ve kanuna aykırıdır. Her bir úüpheli ve her bir somut olaya göre
de÷erlendirme yapılmalı, bu de÷erlendirme hakim tarafından tutuklama kararının
gerekçesi olarak tutuklama kararına yansıtılmalıdır.
Uygulamada ‘’hükmen tutuklama’’ adı verilen sanı÷ın,verilen hükümle
birlikte tutuklanmasına dair kararlara itirazın hangi mercie yapılaca÷ı konusunda
kanunda net bir düzenleme bulunmadı÷ından karıúıklık bulunmaktadır.Bu hususun
kanunda açık bir úekilde düzenlenmesine ihtiyaç vardır.Ülkemizde sanık hakkında
verilen kararın kanun yolunun uzun sürdü÷ü dikkate alındı÷ında,hükmen tutuklanan
ve ilk derece mahkemesince verilen kararın denetimine kadar tutuklu kalan
sanı÷ın,ileride beraat edebilece÷i ihtimaliyle tutuklulu÷una karúı yapılan itirazın
sonuçlanmasına kadar tutuklu kaldı÷ı süre ma÷duriyetine neden olacaktır.
5271 sayılı CMK ’nın getirmiú oldu÷u en büyük yeniliklerden birisi úüphesiz
gıyabi tutuklamanın kaldırılmıú olmasıdır. Ancak bu konuda yakalama emri ile bu
boúluk doldurulmaya çalıúılmaktadır. CMK ’nın 94. maddesine göre hakkında
çıkarılan yakalama emri ile sevk tutuklamasına baúvurulan úüpheli veya sanık en geç
24 saat içerisinde yetkili hakim veya mahkeme önüne çıkarılmakta, çıkarılamıyorsa
en yakın sulh ceza hakimi önüne çıkarılıp hakkında sevk tutuklaması kararı
verilmelidir. Hakkında sevk tutuklaması kararı verilen úüpheli veya sanık tutukevine
konulmamalı, derhal yakalama kararını veren mahkeme önüne çıkarılmalıdır. Ancak
uygulamada sevk tutuklaması kararı verilen úüpheli veya sanı÷ın haftalarca hatta
aylarca tutukevinde bekletildi÷i görülmektedir ki, bu durum úüphesiz ki kanunun
amacına aykırıdır.
Bir bütün olarak de÷erlendirildi÷inde CMK, CMUK’a göre insan hakları ve
kiúisel özgürlükler açısından daha lehedir; ancak AøHM içtihatları ve insan
haklarının evrensel ilkelerine göre yine de kat edilmesi gereken mesafe vardır.
146
KAYNAKÇA
[1] ALDIKAÇTI, O. (1966), Anayasa Hukukumuzun Geliúmesi ve 1961
Hüsnü Tabiat Matbaası, østanbul.
Anayasası,
[2] AKBULUT, ø. (1994), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Tutuklama, YD,
C: 20, S: 1-2, Ocak – Nisan, Ankara.
[3] AKILLIOöLU, T. (1995), ønsan Hakları I, Kavram, Kaynakları ve Koruma
Sistemi, AÜSBF ønsan Hakları Merkezi Yayınları, No: 17, Ankara.
[4] AKIN, ø. (1971), Temel Hak ve Özgürlükler, øÜHF Yay. No: 347, østanbul.
[5] AKIN, ø. (1993), Kamu Hukuku, Beta Yay., 6. Bası, østanbul.
[6] AKMAN, M. (2004), Bir Ceza Yargılaması Yargılaması Aracı Olarak Kiúiye
Kefalet; Osmanlı Örne÷i, 75. Yaú Günü øçin Prof Dr. Baki Kuru Arma÷anı,
Ankara.
[7] AKMAN, M. (2004), Osmanlı Devletine Ceza Yargılaması, Eren Yayıncılık,
østanbul.
[8] ALAN, E. (2009), Güncel Sorunlar Iúı÷ında Yakalama ve Gözaltına Alma,
Seçkin Yayıncılık, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 34.
[9] ALBAYRAK, M. (2011), Notlu – Atıflı – Uygulamalı Ceza Muhakemesi
Kanunu, Adalet Yayınevi, 5. Baskı, Ankara.
[10] ARSLAN, M. (2006), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve Türk Pozitif
Hukukunda Kiúinin Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, yayımlanmamıú Yüksek Lisans
Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli.
[11] AVCI, M. (2005), Yeni Düzenlemelere Göre Tutuklama, Yeni CMK Dosyası,
Hukuki Perspektifler Dergisi, Sayı: 3, østanbul.
[12] AVCI, G. (2010), Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde
Ceza Muhakemesi Kanunundaki Tutuklama Kurumunun øncelenmesi, Seçkin
Yayıncılık, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 41,
[13] AYDINER, Ö. F. (2007), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi ve øç
Hukukumuzda Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama, yayımlanmamıú Yüksek
Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
[14]
BALO, Y. S. (2005), Uluslararası ølkeler Iúı÷ında Çocuk Koruma Kanunu Ve
147
Uygulaması, Ankara.
[15] BAYTAR, S. (2005), Koruma Tedbirlerinden Do÷an Zararın Karúılanması,
TBBD, Yıl: 18, Sayı: 61. Ankara.
[16]
BIÇAK, V. (2010), Suç Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara.
[17] CENTEL, N. (1992), Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama Ve Yakalama,
østanbul.
[18] CENTEL, N. (1994), Koruma Tedbirlerinde Geliúmeler, Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araútırmaları Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1-3,
østanbul.
[19] CENTEL, N. (2001), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 2000 Tasarısına
Eleútirel Yaklaúım, DEÜHFY, øzmir.
[20] CENTEL, N., ZAFER H. (2008), Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları,
6. Bası, østanbul.
[21] ÇALIùKAN, B. (2010), Avrupa ønsan Hakları Muhakemesine Göre
Tutuklama, Adalet Dergisi, Sayı: 37, Ankara.
[22] ÇOLAK, H., TAùKIN, M. (2005), Açıklamalı – Karúılaútırmalı –
Uygulamalı CMK, Seçkin Yayınları, 1. Baskı, Ankara.
[23]
DEMøRBAù, T. (1979), Kiúi Güvenli÷i, øÜHFM, C: XLIII, S: 1-4,
østanbul.
[24] DEMøRBAù, T. (1996), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi øle Karúılaútırmalı
Olarak Haksız Yakalama Ve Tutuklama, øzmir Barosu Dergisi, Sayı: 3, øzmir.
[25]
DEMøRBAù, T. (2008), ønfaz Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara.
[26]
DEVELøOöLU, F. (1981), Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lügat, østanbul.
[27] DOEHRøNG, K. (2002), Genel Devlet Kuramı (Genel Kamu Hukuku), çev.
A., Mumcu, ønkılap Kitapevi, østanbul.
[28] DONAY, S. (2005), Açıklamalı Ceza Muhakemesi Kanunu, Vedat Yayınevi,
østanbul.
[29] ER, D. E. (2002), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi Iúı÷ında Hukukumuzda
Sanık Hakları, Yetkin Yayınları, Ankara.
[30]
ERDOöAN, M. (2001), Anayasal Demokrasi, Siyasal Kitapevi, Ankara.
[31] EREM, F. (1986), Diyalektik Açısından Ceza Muhakemesi Hukuku, Iúın
Yayınevi, Ankara.
148
[32] FEYZøOöLU, M. (1992), Tutuklama, Yayınlanmamıú Yüksek Lisans Tezi,
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
[33] FEYZøOöLU, M. (1993), Tutuklamadan Do÷an Zararların Giderilmesi,
Ankara Barosu Dergisi, 1993/1, Yıl50, Ankara.
[34] FEYZøOöLU, M. (2006), 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Hakkında Bazı
Tespit Ve De÷erlendirmeler, TBBD, Yıl: 19, Sayı: 62, Ankara.
[35] GEMALMAZ, M. S. (1997), Ulusalüstü ønsan Hakları Hukukunun Genel
Teorisine Giriú, Beta Yayınevi, østanbul.
[36] GEMALMAZ, M. S. (2001), Ulusalüstü ønsan Hakları Hukukunun Genel
Teorisine Giriú, Beta Yayınevi, østanbul.
[37] GEMALMAZ, M. S. (2006), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi (madde
3/øúkence Yasa÷ı Analizi), Ankara Barosu Yayınları, Ankara.
[38]
GÖKCAN, H. T. Tutuklama, YD, C: XXIV, Sayı: 1-2, Ankara.
[39] GÖLCÜKLÜ, F. (1958), Ceza Davasında ùahıs Hürriyeti Muvakkat
Yakalama – Tevkif (Türk Hukukunda), AÜSBF, Ankara.
[40] GÖLCÜKLÜ, F. (1992), Kiúi Özgürlü÷ü ve Kiúi Güvenli÷i, ønsan Hakları
Kurallarının øç Hukukta Uygulanması, AÜSBF øHM Yayınları, Ankara.
[41]
GÖZE, A. (1995), Siyasal Düúünceler Ve Yönetimler, Beta Yay. østanbul.
[42]
GÖZÜBÜYÜK, ù. (2002), Anayasa Hukuku, Turhan Kitapevi, Ankara.
[43] GÖZÜBÜYÜK, ù., GÖLCÜKLÜ, F. (2003), Avrupa ønsan Hakları
Sözleúmesi Ve Uygulaması, Turhan Yayınevi, 4. Bası, Ankara.
[44] GÜLÜùÜR, E. (2010), Koruma Tedbirlerinden Tutuklama, Yüksek Lisans
Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
[45] GÜNAY, E. (1996), Uygulamalı øçtihatlı, Notlu Türk ønfaz Hukuku,Seçkin
Yayıncılık, Ankara.
[46] GÜNEù, S. (1998), Teori Ve Uygulamada Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvencesi,
Kazancı Yayınları, østanbul.
[47]
HAKERø, H. (2009), Tıp Hukuku Temel Bilgiler, Ankara.
[48] HAKERø, H., ÜNVER, Y. (2008), Ceza Muhakemesi Hukuku Temel Bilgiler,
Ankara.
[49] HAKERø, H., ÜNVER, Y. (2010), Ceza Muhakemesi Hukuku, Adalet
Yayınevi, Ankara.
149
[50]
HATEMø, H. (1988), ønsan Hakları Ö÷retisi, øúaret Yay., østanbul.
[51] HAFIZOöULLARI, Z. (1993), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda
Yapılan De÷iúiklikler Üzerine, AÜHFD, Cilt: 45, Sayı: 6, Ankara.
[52] øNCø, Z, Ö. (2008), Bir Koruma Tedbiri Olarak Türk Ceza Muhakemesi
Hukukunda Tutuklama, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, øzmir.
[53]
KANTAR, B. (1957), Ceza Muhakemeleri Usulü, Ankara.
[54]
KAPANø, M. (1982), Kamu Hürriyetleri, Yetkin Yayınları,
[55] KAPANø, M. (1991), ønsan Haklarının Uluslararası Boyutları, Bilgi Yay.,
Ankara.
[56] KARAGÜLMEZ, A. (2005), Tutuklama Nedenleri Ve Tutuklama østeminin
Reddi Kararına øtiraz Konusunda 5271 Sayılı CMK’nın øncelenmesi, TBBD, Y:
18, S: 58, Ankara.
[57] KESKøN, S. (2002), Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i Hakkına øliúkin Anayasal
De÷iúiklikler, øÜHFM, Cilt: 60, Sayı: 1-2, østanbul.
[58] KHADDURø, M. (1949), øslamiyette ønsan Hakları, çev. V. Belgil, ønsan
Hakları Aylık D., MEB Basımevi, Ankara.
[59] KOPARAN, M. R. (2006), Bir Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama, TBBD,
Y: 19, S: 65, Ankara.
[60] KÖKSAL, A. (1964), Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Tutuklama Ve
1961 Anayasası, øÜHFM, Cilt: 30, Sayı: 1-2, østanbul.
[61]
KÖROöLU, H. (1996), Haksız Tutuklama Tazminatı, Adil Yayınevi, Ankara.
[62] KUNTER, N., YENøSEY, F. (2000), Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza
Muhakemesi, Beta Yayınları, 11. Bası, østanbul.
[63] KUNTER, N., YENøSEY, F. (2005), Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza
Muhakemesi Hukuku Ek Kitap, Arıkan Yayınevi, østanbul.
[64] KUNTER, N., YENøSEY, F., NUHOöLU, A. (2006), Muhakeme Hukuku
Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Arıkan Yayıncılık, 14. Bası, østanbul.
[65] KUZU, B. (1997), Ülkemizde Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i, Filiz Kitapevi,
østanbul.
[66] MALKOÇ, ø., GÜLER, M. (1998), Uygulamada Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu, Adil Yay., Ankara.
[67]
MALKOÇ, ø., YÜKSEKTEPE, M. (2008), Açıklamalar Ve Yorumlarla 5271
150
Sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu, Malkoç Kitapevi, Ankara.
[68] OCAK, Ü., (2006), ønsan Hakları Açısından Ceza Muhakemesinde Kiúi
Özgürlü÷ünü Sınırlayan Koruma Tedbirleri, Yayınlanmamıú Yüksek Lisans
Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kütahya.
[69] ÖZBEK, V. Ö. (2005), CMK øzmir ùerhi, Yeni Ceza Muhakemesi Kanununun
Anlamı, Seçkin Yayınları, Ankara.
[70]
ÖZBEK, V. Ö. (2006), Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara.
[71]
ÖZBUDUN, E. (2005), Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara.
[72] ÖZTÜRK, B., ERDEM, M. R. (2006), Uygulamalı Ceza Muhakemesi
Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
[73] ÖZTÜRK, B. (1988), Tutuklama Sebepleri, Manisa Barosu Dergisi, Yıl: 7,
Sayı: 24, Manisa.
[74] PARLAR, A., HATøPOöLU, M. (2008), 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu Yorumu, Yayın Matbaacılık, Ankara.
[75] REøSOöLU, S. (2001), Uluslararası Boyutlarıyla ønsan Hakları, Beta
Yayınevi, østanbul.
[76] ùAHBAZ, ø. (1994), Anayasada Kiúi Özgürlü÷ü Ve Güvenli÷i, Adım
Yayıncılık, Ankara.
[77] ùAHøN, ø. (2004), Türk Ceza Yargılaması Hukukunda Yakalama Ve
Gözaltına Alma, Seçkin Yayınları, Ankara.
[78]
ùAHøN, C. (2005), CMK Gazi ùerhi, Seçkin Yayınları, Ankara.
[79]
ùAHøN, C. (2006), CMK Uygulamasının Bir Yılı, HPD, S: 7,
[80]
ùAHøN, C. (2007), Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara.
[81] SAö, M. (1996), 3842 Sayılı Yasa De÷iúikli÷i Iúı÷ında Tutuklama,
Yayınlanmamıú Yüksek Lisans Tezi, østanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, østanbul.
[82] SAVCI, B. (1963), Türk Devletinde Tarihi Akıú øçinde ønsan Hakları,
AÜSBFD, C: XVIII, No: 2, Ankara.
[83] ùEN, E., ÖZDEMøR, B. (2011), Tutuklama, Uygulamada ùüpheli Ve Sanık
Haklarının Korunması, Seçkin Yayınları, Ankara.
[84] ùENTUNA, M. T. (2007), 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda
Tutuklama Ve Adli Kontrol, Adalet Yayınevi, 2. Bası, Ankara.
[85]
SOYASLAN, D. (1990), Türk Hukuk Düzeni Ve Açlık Grevi Yapan Kiúilere
151
Müdahale Sorunu, YD, C: 16, S: 3, Ankara.
[86] SOYASLAN, D. (2006), Ceza Muhakemesi Hukuku, Yetkin Yayınları, 2.
Baskı, Ankara.
[87] SOYASLAN, D. (2007), Ceza Muhakemesi Hukuku, Yetkin Yayınları, 3.
Baskı, Ankara.
[88] SÖZÜER, A., DURSUN, S. (2006), TCK, CMK ve Kabahatler Kanunundaki
De÷iúiklikler Ne Getiriyor?, HPD, S: 9.
[89] TAMÖZ, M., KOCABEY, H. (2009), Türk Hukukunda Telekomünikasyon
Yoluyla Yapılan Önleme Ve Adli Amaçlı øletiúimin Denetlenmesi Gizli
Soruúturmacı Görevlendirilmesi Teknik Araçlarla øzleme, Yaklaúım Yayıncılık,
Ankara.
[90] TANøLLø, S. (1976), Anayasalar Ve Siyasal Belgeler, Sulhi Garan Matbaası,
østanbul.
[91] TANÖR, B. (1998), Osmanlı Türk Anayasal Geliúmeleri, Yapı Kredi
Yayınları, østanbul.
[92] TEZCAN, D., ERDEM, M. R., SANCAKDAR, O. (2004), Avrupa ønsan
Hakları Sözleúmesi Ve Uygulaması, Ankara Açık Cezaevi Yayınları, Ankara.
[93] TOROSLU N., FEYZøOöLU, M. (2009), Ceza Muhakemesi Hukuku, Savaú
Yayınevi, Ankara.
[94] TURHAN F. (2006), Ceza Muhakemesi Hukuku, Asil Yayıncılık, 1. Baskı,
Ankara.
[95]
TDK (Türk Dil Kurumu). (2005), Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları.
[96] UÇDU ø. (2007), Ceza Muhakemesi Hukukunda Tutuklama, Doktora Tezi,
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, øzmir.
[97]
Ü, COùKUN. (1980), Siyasal Tarih, 3. Bası, Ankara.
[98]
ÜÇOK COùKUN, M. A.(1993), Türk Hukuk Tarihi, Ankara.
[99]
ÜLGEN, C. (2005), Ceza Muhakemesi Hukuku, øBY., østanbul.
[100] ÜNAL, ù. (1995), Avrupa ønsan Hakları Sözleúmesi, TBMM Basımevi,
Ankara.
[101] YAùAR. O., GÖKCAN, H. T., ARTUÇ, M. (2010), Yorumlu Uygulamalı
Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınevi, Ankara.
[102] YAùAR, O. (2005), Uygulamalı Ve Yorumlu 5271 Sayılı Yeni Ceza
Muhakemesi Kanunu, Cem Ofset, Ankara.
152
[103] YENøSEY, F. (1993), Uygulanan Ve Olması Gereken Ceza Muhakemesi
Hukuku, Hazırlık Soruúturması Ve Polis, Beta Yayınevi, østanbul.
[104] YOKUù, H. (2003), Avrupa ønsan Hakları Mahkemesi Kararları Iúı÷ında
Tutuklu Ve Hükümlülerin Dıú Dünya øle øletiúimi, AÜEHFD, Cilt: 7, Sayı: 3-4,
Ankara.
[105] YURTCAN, E. (1974), Yakalanan Veya Tutuklanan Kiúilerin Hakim Önüne
Çıkarılmaları Konusunda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Yapılan
De÷iúiklikler, øÜHFM, C: XL, C: 1-4, østanbul.
[106] YURTCAN, E. (2002), Cumhuriyet Savcısının Ve Ceza Yargıcının El Kitabı,
Melisa Matbaacılık, Ankara.
[107] YURTCAN, E. (2008), CMK ùerhi, Beta Yayıncılık, 4. Basım, østanbul.
[108] YURTCAN, E. (2005), Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu Ve Yorumu, Vedat
Kitapevi, østanbul.
[109] YÜCE, T. T.(1980), Ceza Yargılaması Hukukunda Zorlayıcı Önlem Teorisi,
EÜHFD, C:1
http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm.
http://www.cpt.coe.int/turkish.htm
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kelime=tutuklama&ayn=tam
http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr,
http://www.belgenet.com.
http://www.todaie.gov.tr.
153
EK-1
ÖZGEÇMøù
KøùøSEL BøLGøLER
Soyisim, øsim
: NAS, OSMAN
Uyru÷u
: T.C
Do÷um Tarihi ve Yeri
: 12.07.1979, Manisa/Alaúehir
Medeni Hali
: Evli
Tel
: 0533 561 5125
E-Posta
: [email protected]
EöøTøM
DERECE
KURUM
MEZUNøYET TARøHø
Lisans
Marmara Üniversitesi
2002
Lise
Söke Lisesi
1997
øù DENEYøMø
YIL
YER
POZøSYON
2005-2009
Nas Hukuk Bürosu
Avukat
2009-2011
Adalet Bakanlı÷ı
Hakim Adayı
2011- Halen
Adalet Bakanlı÷ı
Cumhuriyet Savcısı
YABANCI DøL
øngilizce – Orta Seviyede
HOBøLER
Futbol Oynamak, Film øzlemek
154
Download