İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

advertisement
ĐSTANBUL TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ
TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA
TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE
YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER-BALAT ÖRNEĞĐ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
Begüm ŞĐŞMANYAZICI
Anabilim Dalı : Mimarlık
Programı : Mimari Tasarım
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hülya TURGUT YILDIZ
HAZĐRAN 2009
ĐSTANBUL TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ
TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA
TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE
YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER-BALAT ÖRNEĞĐ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
Begüm ŞĐŞMANYAZICI
(502061008)
Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 04 Mayıs 2009
Tezin Savunulduğu Tarih : 02 Haziran 2009
Tez Danışmanı : Prof. Dr. Hülya TURGUT YILDIZ (ĐTÜ)
Diğer Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Alper ÜNLÜ (ĐTÜ)
Prof. Dr. Nilgün ERGÜN (ĐTÜ)
HAZĐRAN 2009
ÖNSÖZ
Beni akademik dünya ile tanıştıran, öngörüleri ile yol gösteren ve yetkinliği ile
mesleki ufkumu geliştiren Sevgili Hülya Turgut’a teşekkürü bir borç bilirim.
Kentsel Yenileme Metodları Dersi çerçevesinde benimle yakından ilgilenen ve tüm
çalışmam süresince benimle kaynaklarını paylaşan Sayın Nilgün Ergün’e ve jürideki
katkılarından dolayı Sayın Alper Ünlü’ye çok teşekkür ederim.
Bu çalışmamda ve yüksek lisans eğitimimin her aşamasında yardımlarını ve
anlayışını esirgemeyen aileme, arkadaşlarıma ve Has Mimarlık ailesine teşekkürü bir
borç bilirim.
Alan çalışması kısmında bana zaman ayıran ve yardımcı olan herkese sonsuz
teşekkürler ederim.
Haziran 2009
Begüm ŞĐŞMANYAZICI
(Mimar)
iii
iv
ĐÇĐNDEKĐLER
Sayfa
ÖNSÖZ .................................................................................................................. iii
ĐÇĐNDEKĐLER .......................................................................................................v
KISALTMALAR ................................................................................................. vii
ÇĐZELGE LĐSTESĐ .............................................. Hata! Yer işareti tanımlanmamış.
ŞEKĐL LĐSTESĐ ................................................................................................... xi
ÖZET .................................................................................................................. xiii
SUMMARY ...........................................................................................................xv
1. GĐRĐŞ ..................................................................................................................1
2. KENTSEL YENĐLEME .....................................................................................5
2.1 Kentsel Yenileme Kavramı ..............................................................................5
2.2 Kentsel Yenilemenin Tarihsel Gelişimi ...........................................................7
2.3 Kentsel Yenileme Yöntemleri ........................................................................13
2.4 Bölüm Sonucu ...............................................................................................23
3. TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA............................25
3.1 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Tanımı .....................................26
3.2 Kentsel Yenileme ve Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin
Đlişkisi ...........................................................................................................33
3.3 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları ............................34
3.4 Bütüncül Yaklaşım: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Bileşenleri42
3.4.1 Sosyo-kültürel bileşenler ........................................................................42
3.4.2 Ekonomik bileşenler ...............................................................................51
3.4.3 Politik bileşenler.....................................................................................55
3.5 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Sonuçları..................56
3.6 Kavramsal Çerçeve: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Süreci
Etkileşim Sistemi ..........................................................................................59
3.7 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Dünyadaki Değişimi 63
3.8 Đstanbul’da Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma ...............................65
3.8.1 Ekonomik değişimler ve azınlıklara yönelik politikalarla şekillenen
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma .............................................65
3.8.2 Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi
..............................................................................................................69
3.8.2.1 Birinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
70
3.8.2.2 Đkinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
76
3.8.2.3 Üçüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
82
3.8.2.4 Dördüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
84
3.9 Bölüm Sonucu ...............................................................................................98
4. FENER-BALAT SEMTLERĐNDE YAŞANAN TOPLUMSAL ve
MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA ........................................................... 101
4.1 Fener-Balat Semtleri’nde Yaşanan Tarihsel Süreç ....................................... 104
4.2 Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi (3. Dalga) ............................................. 108
4.2.1 Rehabilitasyon Projesinin Amacı ve Hedefleri ...................................... 108
4.2.2 Rehabilitasyon Projesinin Aktörleri ve Finansmanı .............................. 110
v
4.2.3 Rehabilitasyon Projesinin Yöntemi ...................................................... 114
4.3 Fener-Balat Yenileme Projesi (4. Dalga) ..................................................... 117
4.3.1 Yenileme Projesinin Amacı ve Hedefleri.............................................. 117
4.3.2 Yenileme Projesinin Aktörleri ve Finansmanı ...................................... 119
4.3.3 Yenileme Projesinin Yöntemi .............................................................. 121
4.4 Fener-Balat Halkı ile Yapılan Görüşmelerin Tespitleri ................................ 124
4.5 Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projelerinin Karşılaştırılması ve
Değerlendirilmesi ....................................................................................... 134
4.6 Bölüm Sonucu ............................................................................................ 140
5. SONUÇ VE ÖNERĐLER ................................................................................ 143
KAYNAKLAR.................................................................................................... 149
EKLER ............................................................................................................... 159
vi
KISALTMALAR
ABD
IFEA
UNESCO
ECD
ĐBB
TOKĐ
KĐPTAŞ
T.M.Y.Y.
S.S.R.
: Amerika Birleşik Devletleri
: Institut Français d’Etudes Anatoliennes/ Fransız Anadolu
Araştırmaları Enstitüsü
: United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization/
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu
: Engineering Consulting Development/ Mühendislik Danışmanlık
Geliştirme
: Đstanbul Büyükşehir Belediyesi
: Toplu Konut Đdaresi
: Konut Đmar Plan Turizm Ulaşım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
: Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
: Social and spatial restructuring
vii
viii
ÇĐZELGE LĐSTESĐ
Sayfa
Çizelge 2.1 : Tarihsel süreçte kentlerin değişimi. ....................................................12
Çizelge 3.1 : Farklı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımları. ...............32
Çizelge 3.2 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma bağlamında kentsel
yenileme çalışmaları. ........................................................................40
Çizelge 3.3 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin sonuçları..........59
Çizelge 4.1 : Semt sakinlerinin coğrafi kökeni. ..................................................... 107
Çizelge 4.2 : Rehabilitasyon projesinin etapları ................................................... 114
Çizelge 4.3 : Fener-Balat’ta yaşama nedenleri. ..................................................... 126
Çizelge 4.4 : Fener-Balat’tan taşınma isteği. ......................................................... 126
Çizelge 4.5 : Mahallenin fiziksel ve doğal yapısından hoşnutluk düzeyi. .............. 127
Çizelge 4.6 : Hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyi. ............................................. 128
Çizelge 4.7 : Konutlardan hoşnutluk düzeyi. ......................................................... 128
Çizelge 4.8 : Uygulanacak bir yenileme projesinden beklentiler. .......................... 129
Çizelge 4.9 : Yenileme projesinin finansman seçenekleri. ..................................... 131
Çizelge 4.10 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin değerlendirilmesi. ............. 132
Çizelge 4.11 : Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri’nin karşılaştırılması
ve değerlendirilmesi. ...................................................................... 139
ix
x
ŞEKĐL LĐSTESĐ
Sayfa
Şekil 1.1 : Tez süreci. ............................................................................................xiv
Şekil 2.1 : Kentsel temizleme çalışmasını ifade eden karikatürler ...........................14
Şekil 2.2 : London City Hall ve Riverside Yeniden Geliştirme Projesi ....................16
Şekil 2.3 : Paris Marais Bölgesi . ............................................................................18
Şekil 2.4 : Pompidou Meydanı ................................................................................18
Şekil 2.5 : 1940’larda ve günümüzde Soho’dan bir görüntü ....................................19
Şekil 2.6 : Soho’da yer alan dükkan ve konutlar .....................................................19
Şekil 2.7 : Batı Dok Alanı’na ait görüntüler. ...........................................................22
Şekil 2.8 : Queen Meydanı .....................................................................................23
Şekil 2.9 : Liverpool’daki konutlar. ........................................................................23
Şekil 3.1 : Kentsel yenileme çalışmaları ile T.M.Y.Y. süreci arasındaki ilişki. ........33
Şekil 3.2 : Konsantrik Zon Modeli ..........................................................................35
Şekil 3.3 : Konsantrik Zon Modeli ..........................................................................35
Şekil 3.4 : Beyaz ırkın kent merkezine geri dönüşü. ................................................47
Şekil 3.5 : Amerikalı soylulaştırıcılar......................................................................48
Şekil 3.6 : Sanatçıların peşinden giden yeni orta sınıf. ............................................49
Şekil 3.7 : Sanatçıların değer artışına neden olması.................................................51
Şekil 3.8 : Kent mekanındaki ekonomik değişim döngüsü. .....................................54
Şekil 3.9 : Kavramsal çerçeve: toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin
etkileşim sistemi. ...................................................................................62
Şekil 3.10 : Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgaları.
..............................................................................................................69
Şekil 3.11 : Kuzguncuk. .........................................................................................72
Şekil 3.12 : Arnavutköy. .........................................................................................74
Şekil 3.13 : Ortaköy sahil şeridi ve meydanı . .........................................................76
Şekil 3.14 : Cihangir ...............................................................................................78
Şekil 3.15 : Galata . ................................................................................................79
Şekil 3.16 : Tünel ..................................................................................................81
Şekil 3.17 : Sulukule’nin yenileme çalışmalarından önceki hali . ............................88
Şekil 3.18 : Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi ......................................................89
Şekil 3.19 : Ayvansaray Projesi ile ilgili sunum ......................................................91
Şekil 3.20 : Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi .............................91
Şekil 3.21 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri. ...........................94
Şekil 3.22 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri ...........................95
Şekil 3.23 : Tarlabaşı Yenileme Projesi kapsamında planlanan avlular. ..................96
Şekil 3.24 : Đstanbul’da T.M.Y.Y. sürecinin değişimi..............................................97
Şekil 3.25 : Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin
değişimi ve alan çalışması.................................................................. 100
Şekil 4.1 : Alan çalışması yöntemi ...................................................................... ..103
Şekil 4.2 : Balat yangınlarından biri...................................................................... 104
Şekil 4.3 : Çalışma alanının havadan görünüşü ..................................................... 108
Şekil 4.4 : Balat Çarşısı’nın projeden önceki ve sonraki hali ................................. 109
xi
Şekil 4.5 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi’nin amaçları ................................. 110
Şekil 4.6 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi’nin aktörleri ................................ 111
Şekil 4.7 : Halkın katılımı ile gerçekleştirilen toplantılar ...................................... 112
Şekil 4.8 : Halkın katılımı ve projedeki belirleyiciliği........................................... 112
Şekil 4.9 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi yöntem ve aktörleri ...................... 116
Şekil 4.10 : Fener–Balat Yenileme Projesi’nin amaç ve hedefleri ......................... 119
Şekil 4.11 : Fener–Balat Yenileme Projesi’nin aktörleri ....................................... 119
Şekil 4.12 : Fener–Balat Yenileme Projesi yöntem ve aktörleri ............................ 123
Şekil 4.13 : Surlar üzerine inşa edilen yapılar ....................................................... 124
xii
TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA TOPLUMSAL VE MEKANSAL
YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER VE
BALAT ÖRNEĞĐ
ÖZET
Kentler canlı mekanizmalar olduğu için oluşumlarından itibaren bir yıpranma ve
yenilenme döngüsü içinde, sosyo-kültürel, ekonomik, fiziksel, politik ve teknolojik
birçok bileşenin etkileşimi ile biçimlenirler.
Her değişim kendi içindeki dönemin özelliklerine göre şekillenmekte ve bunun
sonucunda da kent mekanı farklı değişim süreçlerinden geçmektedir. Bu değişim
süreci içinde günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kentsel alanların, iyileştirme
çalışmaları ile kente kazandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Kentsel yenileme
olarak adlandırılan bu çalışmalarla, kent bütününden kopan parçaların kente
entegrasyonu sağlanmaktadır. Sanayinin kent dışına taşınması, banliyöleşme ve
yoğun göç ile çöküntü alanları haline gelen kent içi tarihi konut alanları da
1960’lardan sonra kentsel yenileme çalışmalarının odak noktası olmuştur.
Dünyadaki örneklerde 1960’larda başlayan değişim süreci, Türkiye’de 1980’lerde
kendini göstermiştir. 1980’lerde bireysel mücadelelerle gelişen rehabilitasyon
çalışmaları zamanla yerini daha örgütlü bir şekilde hazırlanan kamu projelerine
bırakmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde ise, tarihi kent içi konut alanlarında
gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının çok farklı bir döneme girdiği görülmektedir.
2005 yılında çıkartılan kanun ile yasal zemine oturtulan bu çalışmaların bütüncül
planlama anlayışından uzak, dönüşümün sosyal ve ekonomik boyutlarından
bağımsız, katılımın olmadığı projeler üzerinden hazırlandığı görülmektedir.
Kent içi konut alanında yaşanan fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimlerin
güncelliğini koruması ve Türkiye gibi tarihi değerler taşıyan bir ülkede yenileme
çalışmalarının oldukça önemli olmasından ötürü tez konusu olarak, tarihi kentsel
konut alanlarının yaşadığı değişim süreci seçilmiştir. Dünyada yaşanan bu değişim
süreci 1960’larda yaşanan sınıfsal değişimi vurgulamak amaçlı genelde soylulaştırma
(Đng. gentrification) sözcüğü ile ifade edilmektedir. Buna karşın tez genelinde,
zamanla sürecin belirtilen soylu sınıfla bir ilişkisi kalmamasından ötürü, süreç
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sözcüğü ile ifade edilmiştir. Böylece
değişimin arkasında yatan diğer bileşenler de vurgulanmıştır.
Tezin teorik kısmında, sürecin bileşenleri, aktörleri, dinamikleri, sonuçları ve
değişimi vurgulandıktan sonra, alan çalışmasında Đstanbul’daki tarihi kent içi konut
alanlarının yaşadığı değişim sürecini ortaya koymak amacıyla Fener-Balat’ta farklı
iki yaklaşımla tasarlanan projeler karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu projelerden
ilki olan rehabilitasyon projesi, kamu öncülüğünde önceden hazırlanmış projeler
üzerinden bütüncül bir bakış açısı ile hazırlanan çalışmaların yer aldığı üçüncü
dalgada gerçekleştirilmiştir. 2009 yılında proje hazırlıkları başlayan yenileme projesi
ise, noktasal çözümleri, koruma anlayışından kopuk oluşu ve yerel halkı arka planda
tutan tutumundan dolayı eleştirilen dördüncü dalgada yer almaktadır.
xiii
Bu iki farklı proje, bölge halkı ve proje temsilcileri ile yapılan görüşmeler ve
özellikle dördüncü dalgadaki yenileme projeleri ile ilgili akademik camia ve
mimarların eleştirileri ışığında karşılaştırılarak, önümüzdeki süreçte hazırlanacak
yenileme projeleri için çıkarımlarda bulunulmuştur.
Tez çalışması içinde incelenen başlıklar ve bu başlıkların incelenme yöntemlerini
içeren şekil aşağıda yer almaktadır:
T.M.Y.Y.
BĐLEŞENLERĐ
T.M.Y.Y.
AKTÖRLERĐ
Farklı aktör ve bileşenler açısından sürecin
sonuçları
KENTSEL
YENĐLEME
METODLARI
TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN
YAPILANMA
(T.M.Y.Y.)
T.M.Y.Y. SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM
DOKÜMANTER
ARAŞTIRMA
KARŞILIKLI
GÖRÜŞME
DÜNYADA T.M.Y.Y
SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM
iSTANBUL'DA T.M.Y.Y SÜRECĐNDEKĐ
DEĞĐŞĐM
ĐSTANBUL’DAKĐ
T.M.Y.Y. SÜRECĐNDE
3.DALGA
ĐSTANBUL’DAKĐ
T.M.Y.Y. SÜRECĐNDE
4.DALGA
FENER-BALAT
REHABĐLĐTASYON
PROJESĐ
FENER-BALAT
YENĐLEME
PROJESĐ
PROJELERĐN KARŞILAŞTIRILMASI
GÜNLÜK
GÖZLEM
DOKÜMANTER ARAŞTIRMA TEKNĐĞĐ ĐLE BĐLGĐ
EDĐNME
NĐTELĐKSEL KARŞILAŞTIRMALI ANALĐZ
YÖNTEMĐ ile ÖRNEK VAKA ĐNCELEMESĐ
ĐKĐNCĐ ADIM: Alan Çalışması
ĐLK ADIM: Kavramsal Çerçeve
NĐTELĐKSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMĐ
SONUÇLAR : Geleceğe yönelik öneriler
Şekil 1.1 : Tez süreci.
xiv
CHANGING PROCESS of the SOCIAL and SPATIAL RESTRUCTURING IN
HISTORICAL SITES: CASE OF FENER-BALAT
SUMMARY
Cities and towns have been shaped, influenced and changed since the times they
were first founded by numerous factors including technology, politics, economy,
geography and socio-culture. Each evolution is shaped in the context of its own time
period and thus each urban location is subject to different change processes. Cities
prolong their existences within a perpetual cycle of depreciation and renewal, based
on the fact that they are living mechanisms. In this context, efforts to incorporate
urban areas which fail at meeting the demands of the contemporary world into the
cities themselves are observed. These efforts, called urban renewal, allow the urban
pieces that at one time have been detached from the city be integrated back into it.
Inner city housing zones have become areas that have suffered economic, sociocultural and physical deposition, due to the late 1960’s relocation of industrial works
to outer skirts of the city, heavy migration to city’s inner layers and suburbanization.
Changing process that had started through examples in 60s worldwide took place in
1980s in Turkey. Mostly considered individual rehabilition efforts in 1980s turned
into better organised public efforts over the time.
However, during year 2000s, it is witnessed that inner city housing zones
rehabilitation works realised are entered into totally different era and period. Decree
legislated in 2005, which provided legal ground for further projects were not really
standing by on the side of totally integrated and planned approach, totally
independent from social aconomic aspects of the transformation and minimized
participation took place.
Changing process of the social and spatial restructurıng in historical sites as a thesis
topic was chosen due to socio-cultural, economic and pyshical changes in inner city
housing zones are contemporary issues currently and plays great role in Turkey,
which possess considerable historical value and importance. Experienced concept of
change process in the world in 1960s led to use the term “gentrification” to
emphasise evolution of hierarciachal class , however, the real implied meaning of
hierarciachal class seperation faded away over the time and no association to noble
class prevailed anymore and to serve this purpose, It will be used “toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma” (social and spatial restructuring) definiton instead of
“gentrification” in this dissertation to elaborate multilayer of process.
The projects conducted under two different approaches for Fener-Balat; is discussed
in order to manifest alternation processes of historical inner city residential areas
throughout the thesis on application samples.
xv
Rehabilitation project study was realised on the third wave through projects in the
leadership of public/state initiated projects in the light of integrated point of view.
Renewal project inaugurated in the early 2009 is placed on the fourth wave and was
criticized for its focal solution proposals, being far away from protective approach
and ignoring local people’s opinions.
These two seperate projects were compared with each other to derive conclusions for
future renewal projects on the basis of interviews with local public and project
representatives and also in the light of critics directed by academic people and
architechs especially related with fourth wave renewal projects.
All covered headings and themes in the dissertation and their research methodology
diagram is indicated below;
COMPONENTS OF
S.S.R.
ACTORS OF S.S.R.
LITERATURE RESEARCH
Effects of the process for different actors and
components
URBAN
RENEWAL
METHODS
SOCIAL AND SPATIAL RESTRUCTURING
(S.S.R.)
CHANGE IN THE PROCESS OF S.S.R.
IN ISTANBUL
3. WAVE IN
ISTANBUL IN THE
PROCESS OF S.S.R.
4. WAVE IN
ISTANBUL IN THE
PROCESS OF S.S.R.
FENER-BALAT
REHABILITATION
PROJECT
FENER-BALAT
RENEWAL
PROJECT
COMPARISON OF THE PROJECTS
CASUAL
OBSERVA
TION
LITERATURE
RESEARCH
INTERVIEW
IN THE WORLD
QUALITATIVE COMPARATIVE METHOD
SECOND PART: Case Study
FIRST PART: Conseptual Framework
QUALITATIVE RESEARCH METHOD
Results: Suggestions for the future projects
xvi
1. GĐRĐŞ
Dünya sosyo-kültürel, fiziksel, ekonomik, politik ve teknolojik dinamikler
çerçevesinde değişmekte, kentsel alanlar da bu değişimin yansıdığı mekanlar olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bu dinamiklerin karşılıklı etkileşimi ile şekillenen kent
mekanı, her çağda, her ülkede ve her şehirde bazı benzerlikler ve farklılıklar
içermektedir.
Bu
nedenle
de
hiçbir
şehir
bir
diğerinin
aynı
olarak
şekillenmemektedir. Buna rağmen, belli başlı olaylar çerçevesinde dünya üzerindeki
tüm şehirler genel olarak, benzer şekilde etkilenmiştir. Başlangıç tarihi her ülkede
farklı olmasına rağmen, genel olarak 1960’lardan itibaren kent içi alanların bir
kısmının orta ve üst sınıf tarafından terk edilerek yeni bir değişim sürecine girdiği
gözlemlenmektedir. Sanayinin de şehir dışına çıkması ile kent merkezleri iyice
boşalmış, bu boşalan mekanlar da kırsal alanlardan kent merkezine doğru yaşanan
başka bir göç dalgası ile daha alt sınıfa mensup insanlar tarafından doldurulmuştur.
Kent merkezleri bu etkilerle gün ve gün ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel bir
bozulma sürecine girmiştir. Ekonomik durumu kısıtlı olan kişiler yaşadıkları evlere
ve çevrelerine yatırım yapamadıklarından, birçok tarihi ve mimari değeri yüksek olan
kent içi konut alanları da zamanla bozulmaya başlamıştır.
Akademi dünyasının dikkatini çeken tarihi kent içi alanların yaşadığı bu değişimi
anlatmak üzere, ilk olarak 1964 yılında Glass “Londra’daki işçi mahallelerinin orta
sınıf tarafından yavaş yavaş ele geçirilmesi durumu”nu “soylulaştırma (Đng.
gentrification)” sözcüğü ile adlandırmıştır (Glass, 1964). Londra işçi mahallelerinde
yaşanan değişimi anlatmak üzere kullanılan sözcük zamanla tüm dünya kentlerinde
tarihi kent içi alanlarda yaşanan değişimi anlatmak üzere kullanılmaya başlanmıştır.
Kent içi mekanında yaşanan ve Glass tarafından ilk kez adlandırılan bu süreç için
yapılan ilk çalışmalar, 1979’a kadar talep yönlü yaklaşım çerçevesinde, süreçte görev
alan kişiler ve onların tercihleri üzerine yoğunlaşmıştır. 1979’dan sonra ise sürecin
oluşumuna neden olan ekonomik etmenler de, arz yönlü yaklaşımla yürütülen
çalışmalarda sorgulanmaya başlamıştır. Son dönemde yapılan araştırmalar ise,
sürecin çok boyutluluğu üzerinde durmaktadır.
1
Dünyada olduğu gibi Türkiye’deki tarihi konut alanları da içinde bulunduğu dönemin
özelliklerine bağlı olarak farklı süreçlerde değişiklik göstermiştir. 1980’lerde
Arnavutköy, Kuzguncuk ve Ortaköy zengin çevresel değerleri çerçevesinde bireysel
girişimlerle yenilenirken, 90’larda Beyoğlu mahallelerinin yoğun kültür ve eğlence
etkinlikleri çerçevesinde yenilendiği görülmektedir. 2000’li yıllarda ise, yenileme
çalışmaları tarihi yarımadaya kaymıştır. Önceki örneklere nazaran daha büyük
ölçekli ve planlı projeler üzerinden şekillenen süreçte kamunun etkisi de artmıştır.
2005 yılından sonra ise, özellikle çıkartılan 5366 sayılı kanun ışığında Türkiye’de
yenileme çalışmaları yeni bir boyut kazanmıştır. Son dönemde yenileme çalışmaları
kapsamında sosyal boyutun önemsenmediği, rant esaslı, noktasal çözümler ile
koruma ilkelerinden bağımsız çalışmaların yürütüldüğü görülmektedir.
Kent içi konut alanlarında yaşanan fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimlerin
güncelliğini koruması ve Türkiye gibi tarihi değerler taşıyan bir ülkede bu yenileme
çalışmalarının son derece önemli olmasından ötürü, tez konusu olarak tarihi kentsel
konut alanlarında yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılandırma süreci
seçilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye’deki tarihi kent içi alanlarının,
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci içinde, hangi bileşenlerin etkileşimi
ile nasıl bir değişim içine girdiğinin ortaya konulması ile sürecin çok boyutluluğunun
vurgulanmasıdır. Böylece, tarihi kent içi konut alanlarında uygulanacak yenileme
çalışmalarında tüm sorulara cevap verecek, geniş katılımlı, herkesin çıkarlarının
korunduğu, adil ve çok boyutlu projelerin uygulanması için çıkarımlarda
bulunulacaktır. Böylece özellikle 2000’li yıllardan sonra Đstanbul’daki çoğu tarihi
kent içi konut alanının değişimine neden olan bu süreç üzerinde düşünülmesi
sağlanacaktır.
Konu ile ilgili birçok bilimsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında sürecin
bileşenleri, aktörleri ve sonuçları genelde talep yönlü veya arz yönlü çalışmalarla tek
yönlü olarak ele alınmıştır. Bu çalışmaların belli bir bileşene odaklanması ve süreci
oluşturan etmenlerin birbirleri ile etkileşimini göz ardı etmesinden dolayı, zamanla
yerini tüm bileşenlerin bir arada ele alındığı bütüncül yaklaşımlı çalışmalara
bırakmıştır. Türkiye’de kent içi konut alanlarının değişimini konu alan çalışmalar ise
genelde belli bir alanda gerçekleşen değişimleri tespit etmek amaçlı alan çalışmaları
ile yürütülmektedir. Bu çerçevede, 2001-2006 arasında yapılan alan çalışmalarında
Kuzguncuk, Galata ve Cihangir en fazla ele alınan örnekler olmuştur (Uzun, 2001;
2
Đslam, 2003; Şalgamcıoğlu, 2005; Kütükoğlu, 2006). Bu araştırmalarda genel olarak,
yapılan anket çalışmaları ile fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimler tespit
edilmeye çalışılmıştır. Genellikle sürecin sonucunda yerinden edilen halk ile ilgili ve
onların istekleri ile ilgili bir çalışma yapılmamış, sadece var olan yapı tespit
edilmiştir. Bu nedenle tezin alan çalışmasında genelde üzerinde durulan aktör yerel
halk olmuştur. Onların istekleri, ihtiyaçları ve görüşlerine yer verilmiştir.
Tez, niteliksel araştırma yöntemi çerçevesinde iki adımda hazırlanmıştır. Bütüncül
bir bakış açısı ile yapılan çalışmanın ilk adımında, konunun teorik kısmı
oluşturulmuştur. Teorik kısımda kentsel yenileme yöntemlerine, toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecine, süreçin bileşenlerine, dinamiklerine,
sonuçlarına, dünyada ve Đstanbul’da sürecin değişen boyutuna yer verilerek,
Đstanbul’daki değişim süreci farklı dinamikler çerçevesinde örneklendirilmiştir.
Tezin ikinci adımı olan alan çalışması kısmında ise, Đstanbul’daki tarihi konut
alanlarında son dönemde yaşanan yenileme çalışmalarındaki değişimi vurgulamak ve
ileriye yönelik çıkarımlarda bulunmak için farklı dönemlerdeki farklı yaklaşımlarla
Fener-Balat’ta planlanan yenileme projeleri karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.
Bu kapsamda 1996 yılında çalışmaları başlanan ve 2008 yılında tamamalanan
rehabilitasyon çalışmaları ile 2009 yılında çalışmaları başlanan yenileme projeleri
incelenmiştir. Bu doğrultuda proje görevlilerinden alınan bilgiler ve son dönemdeki
yenileme çalışmaları hakkında mimar ve akademisyenlerin yaptıkları eleştiriler
üzerinden iki farklı proje özelinde iki dönemin karşılaştırılması yapılmıştır. FenerBalat sakinleriyle yapılan görüşmelerde de bölge halkının ihtiyaç ve istekleri
belirlenerek, tüm bu veriler ışığında herkesin çıkarlarının korunduğu çok boyutlu
yenileme projelerinin planlanması konusunda çıkarımlarda bulunulmuştur.
Yukarıda yer verilen amaç doğrultusunda ikinci bölümde toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma çalışmalarının kentsel yenileme çalışmalarının neresinde yer
aldığı, sürecin oluşmasındaki tarihsel nedenler ve hangi durumlarda başvurulan bir
yöntem olduğu açıklanmış ve alternatif kentsel yenileme yöntemleri tanıtılmıştır.
Üçüncü bölümde, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine farklı bakış
açıları getiren tanımlara değinilmiştir. Süreçle ilgili tanımlara yer verilirken, özellikle
son dönemde yapılan çalışmalarda kent mekanında yaşanan ve kentsel yenileme
çalışmalarının farklı yöntemlerine ışık tutan değişimlerin de aynı başlık altında
3
incelenmesinin doğruluğu sorgulanmıştır. 1920’lerden itibaren kent mekanının
değişimi ve gelişimini sorgulayan yaklaşımlara yer verilerek, bu yaklaşımların
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmaları nasıl
etkiledikleri üzerinde durulmuştur. Benimsenen bütüncül yaklaşım çerçevesinde
sürecin, sosyo-kültürel, ekonomik ve politik bileşenlerine değinilmiş ve sonuçlarının
farklı kişiler açısından olumlu ve olumsuz yönleri irdelenmiştir. Đstanbul’da yer alan
tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişimler yaşandığı alan, zaman ve farklı
dinamiklerden ötürü dört aşamada örnekler üzerinden incelenmiş, dünyada ve
Đstanbul’da tarihi konut alanlarının yaşadığı değişim sürecine yer verilmiştir.
Dördüncü bölümde tez genelinde teorik olarak ortaya konulan yenileme
çalışmalarındaki bütüncül yaklaşımın önemini uygulama örnekleriyle pekiştirmek ve
Đstanbul’da son dönemde yenileme çalışmalarının geçirdiği değişimi göstermek
amacıyla aynı alanda farklı iki yaklaşımla ele alınan Fener-Balat Rehabilitasyon ve
Yenileme Projeleri karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.
Tezin son bölümü olan 5. bölümde ise, ileride uygulanacak yenileme çalışmaları için
çıkarımlarda bulunulmuş ve yenileme çalışmalarında tüm bileşenlerin ele alındığı
bütüncül yaklaşımla hazırlanan projelerin yer aldığı yeni bir dönemin ihtiyacı
vurgulanmıştır.
4
2. KENTSEL YENĐLEME
Kent mekanının günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen parçalarının yeniden
yaşanabilir canlı alanlar haline getirilerek kente kazandırılması olan kentsel
yenileme, geçmişten günümüze çok boyutlu değişimlerin etkisi altında kalmıştır.
1950’lerin başında kentsel temizleme (Đng. urban clearance) olarak adlandırılan yıkıp
yeniden inşa etme süreci, çağdaş toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayan veya tam
olarak çalışmayan kent dokusunu yeniden hayata döndürmeyi amaçlayan kentsel
yenileme çalışmalarında hakim yöntem olmasına karşın, özellikle 1960’lardan sonra
korumacı anlayışın yaygınlaşması ile korumanın mümkün olduğu alanlarda yerini,
yeniden canlandırma, koruma ve rehabilitasyon çalışmalarına bırakmıştır. Son
dönemde ise, kentsel yenileme çalışmalarında yıkıp yeniden inşa etme ve koruma
yöntemlerinin her ikisine de başvurulduğu görülmektedir.
Bu bölümde, tarihi kentsel alanlarda yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma sürecindeki değişimi belirtmek amacıyla öncelikle kentlerin gelişim ve
değişimi incelenmiştir. Daha sonrasında ise, bu bağlamda değişen ve şekillenen
kentsel yenileme yöntemlerine yer verilmiştir.
2.1 Kentsel Yenileme Kavramı
Kentsel yenileme, sözlük tanımına göre, “mevcut kentleri ve merkezleri düzeltmek
ve günün gereklerine uydurmak amacıyla yeniden planlama ve bunu uygulamadır”
(Hasol, 1998). Kentsel yenileme çalışmalarında en önemli olan nokta ekonomik,
sosyal veya fiziksel olarak günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kent mekanlarının,
bu ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden planlanarak hayata döndürülmesidir. Özden ve
Narlı da, yaptıkları tanımlamalarda, kentsel yenileme çalışmaları ile kentin çöküntü
alanları olarak kabul edilen parçalarının, canlandırılıp hayata döndürülmesi sonucu
yeniden kente kazandırıldığının üzerinde durmuşlardır (Özden, 2008; Narlı, 2006).
Kent mekanı; ekonomik, politik, sosyal, kültürel, teknolojik birçok bileşenin etkisiyle
şekillenmektedir. Fiziksel çevre, insanların yaşadıkları çevreleri ve konutları için
yaptıkları harcalamalarla, politik olarak alınan kararlarla, kültürel etkilerle,
5
teknolojik değişikliklerle ve insanların kendi yaşam tarzlarına yakın sosyal gruplarla
birlikte yaşama istekleri ile biçimlenmektedir. Kentlerin yeniden planlanması olan
kentsel yenileme de Healey tarafından içinde ekonomik, politik ve sosyal birçok
bileşeni içeren ve günlük yaşamımızı çok farklı boyutlarda etkilemesinden ötürü
birçok disiplini ilgilendiren bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Healey, 1992). Bu
nedenle kentsel yenileme, birçok bileşenin etkileşimi ile oluşan çok boyutlu bir
süreci ifade etmektedir. Süreçteki çok boyutluluğu vurgulayan Erden, kentsel
yenilemeyi, “fiziksel ve sosyal açılardan çöküntü sürecine girmiş alanların;
ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarının gelişmesini sağlamak” olarak
nitelendirmektedir (Erden, 2006).
Kentsel yenileme çalışmaları, bazı hedefler etrafında şekillenmektedir. Aaen’e göre,
kentsel yenilemenin başlıca beş hedefi vardır. Bunlardan ilki, yapı-çevre
standartlarını iyileştirerek ve daha iyi bir yaşam kalitesi sunarak, alanda yaşayanlara
fayda
sağlanmasıdır.
Đkincisi,
konut
alanlarının
iyileştirilmesi
maliyetinin,
yerleşimde yaşayanlarca karşılanmasıdır. Bu nedenle de maliyet, sanayi sektöründeki
ortalama maaşların yüzde yirmisini aşmamalıdır. Üçüncü hedef, düşük gelirli ev
sahiplerini daha iyi konut standartlarına kavuşturabilecek konut yardımları
verilmesidir. Dördüncü hedef, mülk sahibi olma konusunda (alanda yaşayanlara
yapıların daha iyi bakımı ve daha iyi çevre yönetimi sağlanması açısından) teşvik
edici olmasıdır. Bu nedenle kentsel yenileme, aynı zamanda kiracıları ev sahibi
yapmayı hedeflemelidir. Ve son olarak da kentsel yenileme, uzun dönemde, kısmen
çevreyi iyileştirerek, sosyal aktiviteler, sosyal servisler sağlayarak kısmen de çocuklu
ailelere daha geniş konutlar temin ederek yaşam kalitesi daha yüksek, normal bir
nüfus yapısına ulaşmaya yardımcı olmalıdır (Aaen, 1999; Aktaran Özden, 2008).
Erden’e göre ise, kentsel yenileme süreci dört temel hedefi sağlamayı
amaçlamaktadır. Bunlar; “kentlerdeki fiziksel çöküşü durdurmak ve tarihi dokunun
sürdürülebilirliğini sağlamak, ekonomik yaşamı canlandırmak, kentsel yaşam
kalitesini arttırmak ve kültüre dayalı dinamikleri harekete geçirmek ve son olarak her
ölçekte katılımı sağlamaktır” (Erden, 2006). Kentsel yenileme çalışmaları, daha önce
vurgulandığı gibi, birçok disiplini ilgilendiren ve direk insan faktöründen etkilenen
bir süreci kapsadığından, bu çalışmalarda her ölçekte katılım son derece önemlidir.
Bu nedenle Kocabaş katılımın önemini vurgulamak amacıyla, kentsel yenilemeyi,
“ortaklık-tabanlı eylem programlarını uygulamayı hedefleyen, bütünleştirilmiş (Đng.
6
integrated) kamu sektörü öncülüğünde yürütülen bir süreç” olarak tanımlamaktadır
(Kocabaş, 2006).
Yukarıda belirtildiği gibi, kentsel yenilemenin ana hedefi, kentin fiziksel, sosyal,
kültürel ve ekonomik çöküşünü durdurarak, daha yaşanabilir ortamlar yaratmak,
bunu yaratırken de başta yerel halk olmak üzere her ölçekte katılımı sağlamaktır.
Yapılan incelemeler sonunda kentsel yenileme günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen
kentsel alanların mevcut yasalar çerçevesinde, kamu, özel sektör veya kamu-özel
işbirliği
ile,
fiziksel,
ekonomik
ve
sosyal
olarak
iyileştirilerek
kente
kazandırılmasıdır.
2.2 Kentsel Yenilemenin Tarihsel Gelişimi
Kentlerin dinamik bir organizmaya benzediği, zaman içinde sosyo-kültürel,
ekonomik, teknolojik ve fiziksel açılardan dönüşüme uğradıkları yadsınamaz bir
gerçektir. Kentlerin değişim ve dönüşümünde etkili olan dört kırılma noktasının
kentsel yenileme çalışmalarını da şekillendirdiği görülmektedir. Sanayi Devrimi ile
şehirlerin kalabalıklaşması, II. Dünya Savaşı ile özellikle Avrupa kentlerinin harap
olması, sanayisizleşme ve banliyöleşme ile kentlerin boşalması ve demografik
yapıda, meslek gruplarında ve kişisel tercihlerde değişim yaratan küreselleşme ile
ekonomik, sosyal ve fiziksel bozulma yaşayan kent alanlarının kente kazandırılması
için özellikle 1950’lerden sonra kentsel yenileme çalışmaları başlamıştır (Baransü,
1989; Ergün, 2006-2007; Thorns, 2004). Her dönemin kendine özgü verileri,
ihtiyaçları ve yaklaşımları çerçevesinde de kentsel yenileme çalışmaları farklı
şekillerde biçimlenmiştir. Bu nedenle, kentsel yenilemenin oluşumu ve zaman
içindeki değişimini anlayabilmek için sürecin öznesi olan kentlerin gelişimini
incelemek gerekmektedir.
Kentsel yenileme öncesi kentsel gelişimin tarihçesine baktığımızda, ilk dönem olarak
karşımıza şehirleşmenin statik dönemi çıkmaktadır. Bu dönemde şehirler
gelişmelerine karşın tüm nüfusun içinde şehirsel nüfusun oranı statik durumunu
korumuştur (Baransü, 1989). Ortaçağ kent merkezi, hem alanı hem de nüfusu
bakımından değişmeye ve gelişmeye kapalıdır. Đkinci dönem olan sanayi öncesi
döneme gelindiğinde ise, deniz aşırı ticaretin gelişmesi sonucunda liman şehirlerinin
önem kazandığı ve böylece 16 ve 17. yüzyıllarda ticaretle zenginleşmenin başladığı
gözlemlenmektedir.
Bu
dönemde
zenginleşmenin
7
etkileri
olarak
binaların
iyileştirildiği ve az da olsa kent merkezine göçlerin başladığı görülmektedir (Ergün,
2006-2007).
Sanayi çağına geldiğimizde, şehirlerdeki çekim gücünün arttığı, böylece kırsal
alanlardan kentlere göçlerin başladığı görülmektedir. “Bu göçler sonucunda; şehirsel
nüfus, tüm nüfusa oranla %80 civarına ulaşmıştır” (Baransü, 1989). Dünya Gelişme
Raporu’nda da görüleceği üzere 1850’lerde Sanayi Devrimi ile birlikte yaşanan bu
yoğun göç ile şehirlerin yapısı değişmiştir (World Development Report, 1999/2000).
1850’lerde Endüstri Devrimi ile başlayıp 1950’lerde modern kent oluşana kadar
geçen süreçte yaşanan yoğun göçler beraberinde barınma sorununu doğurmuştur.
Oluşan barınma sorununu çözmek amacıyla, fabrikaların ve yeni iş yerlerinin
yakınında çoğunlukla büyük apartman şeklinde konut alanları oluşturulmuştur. Göç
ve yoğun yapılaşma sonucu oluşan bu tip sağlıksız çevreler, zamanla insanların
sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir.
1939–1945 yılları arasında yaşanan II. Dünya Savaşı ile özellikle Avrupa kentlerinin
bombardımanlar sonucu tahrip olduğu görülmektedir. Savaş sonucu oluşan yıpranma
ve yıkılmalar sonucu kentler köhnemeye yüz tutmuştur. Özden’in de belirttiği gibi
bundan sonraki dönemde “yakılıp yıkılmış kentlerin yenilenmesi, tahrip olmuş
zengin kültür mirasının onarılması, ekonomik çöküntüye uğramış alanların yeni
fonksiyonlarla canlandırılması zorunluluğu ve insanların sağlıklı, yaşanabilir bir
çevrede ikamet etme arzusu, kentsel yenileme zorunluluğunu doğurmuştur” (Özden,
2008). Böylece sanayileşme sonucu oluşan yoğun göçler ve savaşın etkisi ile
gerileyen kent mekanlarının geri kazanılması için kentsel yenileme çalışmaları
başlamıştır.
1950 ve sonraki döneme gelindiğinde modern kentlerle karşılaşılmaktadır. Bu
dönemde kentsel mekanın kişilerin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırıldığı
görülmektedir. Ulaşım sistemleri geliştirilerek özellikle otomobil kullanımının
yaygınlaşması ile birlikte kent merkezinde yaşayan, sanayiden para kazanan orta ve
üst orta sınıf kişilerin, oturulacak alan olarak, kent dışındaki, insan sağlığına daha
uygun yeşil çevreleri seçtikleri görülmektedir. Bu durum kentsel mekanda yeni bir
kavram olan ‘banliyö’leri1 (Đng. suburb) doğurmuştur. Kurtuluş’un da belirttiği gibi
1
“Dünyada banliyöleşme (Đng. suburbia) ya da banliyö (Đng. suburb) denildiğinde ilk akla gelen,
kentin merkezi alanlarının dışında, orta sınıflar için planlı olarak kurulmuş yerleşmeler gelmektedir.
8
“sanayi öncesi kentlerde çekirdeği oluşan ve sanayi kentiyle birlikte yaygın
yerleşmeler haline gelen banliyöler, modern kentleşme literatürüne orta sınıfın
yarattığı bir mekansal farklılaşma biçimi olarak girmiştir. Banliyöleşme, özellikle
1950’lerden sonra kent merkezleri için bir dönüm noktası olmuş ve kent merkezleri
adeta terk edilmiş çöküntü alanları haline gelmiştir. Boşalan şehir merkezleri de
zamanla ticaret, ofis ve daha düşük gelirli halk için konut görevi görmeye
başlamıştır” (Kurtuluş, 2005). Kent içi konut alanlarının kullanımı, sanayileşmenin
etkisiyle kentsel alanlarda yaşanan yoğun göçle aynı zamana denk gelmektedir.
1950’lerde kent merkezlerinde yaşayan birçok kişi banliyölere giderken arkalarında
tarihi alanlarda kullanılmayan boş konut alanları bırakmışlardır. Aynı dönemde kent
mekanına dahil olan göçmenler de bu alanları yaşam mekanı olarak benimsemişlerdir
(Frieden, 1964). 1950’lerde özellikle göç sonucu, alt gelir seviyesinden kişilerin kent
içi alanlara yerleşimi ile çöküntü bölgeleri haline gelen mekanlar, kentsel yenileme
çalışmalarının ana öznesi olmuştur.
Kent içi alanlarda ki sosyo-kültürel, ekonomik ve fiziksel olarak bozulmuş çevreler,
yapıların yıkılıp yeniden inşa edidiği kentsel yenileme çalışmaları ile kente
kazandırılmaya çalışılmıştır. Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları başlarda,
bazı etnik gruplar için özellikle oluşturulan programlar olarak karşımıza çıkmıştır.2
1963 yılının 1960’lara kadar yıkıp yeniden inşa etme yöntemi ile sürdürülen kentsel
yenileme çalışmalarında, özellikle kişilerin evlerinden edilmesi sorunundan ve
kentsel temizleme sonucunda oluşan boş arazilere gerekli talebin olmamasından
ötürü, korunabilecek binaların korunup günün koşullarına uygun hale getirilmesinin
kentsel yenileme çalışmalarında en uygun yöntem olduğuna karar verilmiştir
(Anderson, 1964). Böylelikle kentsel yenileme çalışmaları 1960’lardan sonra farklı
bir boyut kazanmış, bu dönemden sonra yeniden canlandırma, rehabilitasyon,
koruma ve yeniden geliştirme programlarının yaygınlaştığı görülmüştür. Korumacı
anlayışın benimsenmesinde, kanunlar da büyük görev üstlenmiştir. Đlk olarak 1961
Banliyö olgusu daima, belirli ekonomi politikaları, sermaye birikim biçimi, toplumsal iş bölümü,
sınıfların konumu ve mekansal olumsallıklar gibi bağlamlara bağımlı mekansal farklılaşmayı ifade
etmektedir” (Kurtuluş, 2005).
2
Amerika’da yaşanan kentsel yenileme çalışmalarının başlarında, çoğunlukla göçmen zenci fakir
ailelerin yaşadığı alanların yıkılarak, bu kişilerin yerlerinden edildiği görülmektedir. Zenci azınlık
nüfusuna yönelik tutulan bu tavırdan ötürü kentsel yenileme başlığı altında Amerika’da yürütülen bu
çalışmalara “Zenci Nakil” (Đng. Negro Removal) programı adı da verilmiştir (Anderson, 1964).
9
yılında Hollanda’da gerçekleştirilen Eski Eserler Kanunu (Đng. Monument Act) daha
sonrasında Fransa’daki Loi Malraux tarafından devam ettirilmiştir. 1967’de
Đngiltere’de Kentsel Değerler Yasası (Đng. Civic Amenities Act), aynı yılda Đtalya’da
Kent Planlama Yasası (Đng. Urban Planning Act) ve 1973’de Türkiye’de ‘Eski
Eserler Kanunu’ile tarihi yapılar koruma altına alınmıştır (Tiesdell ve diğerleri,
1996).
Amerika’daki sürece baktığımızda ise, 1949 yılında Konut Kanunu’nun (Đng.
Housing Act) hakim olduğu görülmektedir. Bu kanuna göre, standart altı kötü
konutlar kentsel temizleme ile yok edilecek, konut açığını çözmek için konut üretimi
ve yeterli toplumsal katılım teşvik edilecek ve her Amerikalı aile için temiz bir ev ve
yaşanabilir bir çevre hedefi gerçekleştirilecektir (Anderson, 1964). 1966 yılına
gelindiğinde ise Amerika’da da Ulusal Tarihi Koruma Kanunu (Đng. National
Historic Preservation Act) ile korumacı anlayışın benimsendiği görülmektedir
(Tiesdell ve diğerleri, 1996).
1960-70’lerde başlayan korumacı anlayış milliyetçi, dini yaklaşımlara öncelik
vererek, bireysel binaları ve sanatsal değeri yüksek yapıları korumayı tercih etmiştir.
Korunan yapıların çoğu bir milletin tarihini anlatan figürler taşıyan yapılar veya
katedral/ kilise gibi dini yapılar olmuştur. Korumacı anlayışın ikinci dalgasında ise
tarihi yapı grupları ve bu alanların bulunduğu bölgelerde koruma yaygınlaşmıştır
(Tiesdell ve diğerleri, 1996).
Modern kentte 1980’lerle hız kazanan küreselleşme3 de, insanların yaşamlarını, hayat
tarzlarını, sınıfsal ilişkilerini, mesleklerini ve tüm bunlara bağlı olarak da yaşadıkları
çevreleri ve kentleri değiştirdiğinden kentsel yenilemeye yön veren başka bir dönüm
noktası olmuş ve kentlerin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Thorns,
küreselleşmenin dünyayı biçimlendiren, dönüştüren; sosyal, politik, ekonomik,
kültürel ve ekolojik süreçlerden oluşan bütünsel bir olgu olduğunu vurgulayarak, bu
küresel olguların kentlerin ölçek ve nüfus olarak büyüklüğü nedeniyle kentler
üzerindeki etkisine dikkat çekmiştir (Thorns, 2004).
3
“Küreselleşme ulus-devlet sınırlarını aşan yeni ilişki ve etkileşim biçimlerinin ortaya çıkması,
kentlerin ulusal-kültürel yerleşim sistemleri içindeki özerkliklerinin artması ve küresel ölçekte mal,
hizmet, bilgi ve sermaye akışında avantajlı konumda bulunan kentlerin ön plana çıkmasıdır” (Işık,
1995).
10
Nitekim Akın da kentsel mekan organizasyonlarında meydana gelen değişimlerden
bahsederken, küreselleşme sonucu işgücünün sektörel yapısında ve istihdam
olanaklarında farklılıklar meydana geldiğinden, hizmet sektörünün payının
arttığından ve bunun da gelir gruplarını, tüketim taleplerini ve yaşam alışkanlıklarını
değiştirerek, kentsel mekanda dönüşümlere sebep olduğundan bahsetmiştir (Akın,
2000). Küreselleşme ile birlikte özellikle 1980’lerin dönüşüm projelerinin odağı
kentin boşalmış, atıl ve çöküntü alanlarının yeniden canlandırılması olmuştur.
Avrupa’da ve Amerika’da bu dönüşüm projelerinin örnekleri olarak; Nottingham/
Lace Çarşısı, Birmingham/Jewellery Bölgesi, Bradford/Küçük Almanya gibi değerini
yitiren birçok endüstriyel ve ticari mekanın günün ihtiyaçlarına uygun şekilde
yenilenmesi gösterilebilir (Tiesdell ve diğerleri, 1996).
Aynı süreçte yeni orta sınıfın kent merkezlerindeki köhnemiş tarihi konut alanlarına
geri dönmeleri ve buraları kendi yaşam tarzlarına uygun hale getirerek bu
mekanlarda sosyal, ekonomik ve fiziksel değişimlerde bulunmaları kentsel yenileme
çalışmalarında korumacı bir anlayışın doğmasına yol açmıştır. Tiesdell, Oc ve
Heath’ın da belirttiği gibi, çoğu Avrupa ülkesinde ve Amerika’da, 1960 ve 70’lerden
itibaren “buldozerden kaçan” kent içi alanlarındaki tarihi yapılar rehabilitasyon,
akabinde de toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecine girmiştir (Tiesdell
ve diğerleri, 1996). Kişisel tercihler etrafında şekillenen kentsel yenileme
çalışmalarının hedeflerinden biri de, kent merkezlerindeki canlılığı arttırmak adına,
üst ve orta sınıfın bu alanlara çekilmesidir. Çünkü kentler, mali ve sosyal
canlılıklarını sürdürebilmek için ekonomik olarak farklı yapılara sahip, çeşitli
sınıflardan insan topluluklarına ihtiyaç duyarlar (Kingsley&Austin, 1993). Bu
nedenle de, kent merkezlerinden ayrılıp kentin dış çeperlerine taşınan kişilerin,
vergilerini bu alanlarda ödemelerinden ötürü üst ve orta sınıfın kent merkezlerinden
ayrılması arzu edilen bir durum değildir.
Çizelge 2.1’de tarihsel süreçte kentlerde değişikliğe yol açan Sanayi Devrimi, II.
Dünya Savaşı, banliyöleşme, sanayisizleşme ve küreselleşmenin doğurduğu fiziksel,
ekonomik ve sosyal sonuçlara yer verilmiştir.
Kentsel yenileme çalışmalarında Avrupa ve Amerika’daki örnekler incelendiğinde,
genelde yenileme çalışmaları ortak noktalar barındırmasına karşın temelde bazı
farklılıklar içermektedirler. Bu farklılıklar; kültürel birikim, aktörler ve etnik gruplar
olarak toplanabilir.
11
Çizelge 2.1 : Tarihsel süreçte kentlerin değişimi.
SANAYĐ
DEVRĐMĐ
1850
FĐZĐKSEL
SOSYAL
EKONOMĐK
- Sağlıksız yaşam
alanları
(dar sokaklarkalabalık konutlarbüyük
apartmanlar-hava
kirliliğikanalizasyon ve su
şebekelerinde
yetersizlikler)
- Đşçi sınıfının
doğması
- Burjuva
sınıfının yapısal
değişimi
- Kentlerde nüfus
artışı
- Orta sınıfın
zenginleşmesi
II. DÜNYA
SAVAŞI
1939/1945
- Binalarda
yıpranma ve
yıkılmalar
BANLĐYÖLEŞME
1950
- Şehrin banliyö
alanına doğru
büyümesi
- Banliyölerde insan
sağlığına daha uygun
yeşil alanlarda alçak
katlı konut üretimi
- Kent
merkezlerinde
terketmeye ve
yatırımsızlığa bağlı
fiziksel bozulmalar
- Erkek
nüfusunun
savaştan dolayı
azalması
- Savaştan
dolayı
ekonomik
zayıflama
- Fiziksel olarak
bozulan alanların
yıkılarak yeniden
inşası
- Düşük gelir sınıfının
kent merkezlerine,
üst-orta sınıfın
banliyölere kayması
(sınıfsal değişim)
- Yatırımın şehir
dışına kayması
- Kent merkezlerinin
ekonomik olarak
zayıflaması (vergi ve
yatırımsızlık)
SANAYĐSĐZLEŞME
KÜRESELLEŞME
1970& sonrası
- Şehrin banliyölere
doğru büyümesi ve
insan sağlığına uygun
yeşil alanlarda alçak
katlı konut
üretimine devam
- Sanayinin şehir
dışına çıkması
sonucunda boşalan
alanların yenilenerek
şehir yaşantısına
katılması
- Fiziksel mekanda
koruma bilincinin
yaygınlaşması
- Küreselleşme ile,
meslek gruplarında ve
tüketim
alışkanlıklarında
değişim
(yeni orta sınıf)
- Ekonomik olarak
yeni orta sınıfın
doğması
- Gelir eşitsizliği
Avrupa kentlerindeki kültürel birikimin Amerika’ya göre daha yoğun olması,
Kentsel yenileme çalışmalarında korumacı bilinci daha etkin kılmıştır (Ergün, 20062007). Avrupa şehirlerindeki yenileme hareketlerinin II. Dünya Savaşı sonrası bir
patlama şeklinde ortaya çıkmasının en önemli nedeni de şehirlerin bombardımanlar
sonucu tahrip edilmiş olmasıdır (Baransü, 1989). Tahribat sonrasında, Avrupa
şehirlerindeki kültürel birikim, yıkılan yapıların asıllarına uygun olarak yeniden
12
inşası ile korunmuştur. Bazı şehirlerde ise savaş sonrasında, kentsel yenileme
çalışmaları ile farklı yerleşim alanları yaratıldığı görülmektedir.
Avrupa’daki kentsel yenileme çalışmalarının Amerika’dakilerden bir farkı da,
Amerika’da federal hükümet ile yerel hükümetin birlikte çalışmasına karşın,
Avrupa’daki örneklerde çoğunlukla projelerin halk tarafından yürütülmesi olmuştur
(Ergün, 2006-2007). Bu nedenle Avrupa ve Amerika’daki kentsel yenileme
çalışmaları süreçte rol oynayan aktörler açısından farklılıklar içermektedir.
“Eski köle kültürünün bir yansıması olarak, ortaya çıkan ve etnik gruplara karşı
takınılan itici tavır, ABD’de gecekondulaşmayı (Đng. slum) güçlendirmiştir.
Avrupa’da etnik nedenlere dayalı yabancılaşma büyük şehirlerde mevcut olmakla
birlikte, hiçbir zaman ABD’deki boyutlara ulaşmamıştır” (Baransü, 1989).
Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları özellikle ilk dönemlerinde, daha önce
belirtildiği gibi bazı etnik gruplar için oluşturulan programlar çerçevesinde
şekillenmiştir. Bu nedenle Amerika’daki kentsel yenileme çalışmalarında etnik
grupların rolü oldukça yüksektir.
2.3 Kentsel Yenileme Yöntemleri
“Kentsel yenileme, kentin kendi dinamiklerine ve içinde barındırdığı çeşitli
özelliklerine göre farklı müdahale türlerini gerektirmektedir. Kentte ekonomik
anlamda bir çöküş yaşandığında ekonomik canlanma hedefine yönelik tedbirler
alınmaktadır. Sosyal anlamda bir çöküntü söz konusu ise sosyal yapıyı iyileştirici
yöntemlere başvurulmaktadır. Fiziksel anlamda bir eskimişlik, köhnelik durumunda
teknik tedbirlerle yenileme sağlanmaya çalışılmalıdır. Çoğu zaman da bunların
birkaçı birden aynı alanda çözümlenmek durumundadır” (Özden, 2008). Çünkü daha
önceden de belirtildiği üzere, kentsel yenileme içinde birçok olguyu barındıran bir
kavramdır.
Uygulanacak alanın yerel özelliklerine, aktörlerine ve ihtiyaçlarına göre o alan için
doğru yöntemin belirlenmesi gerekir. Bu nedenle hangi durumda hangi kentsel
yenileme yönteminden faydalanılacağına karar verilebilmesi için tüm türlerin
özelliklerinin ve oluşması düşünülen sonuçlarının
incelenmesi gerekmektedir.
Kentsel yenileme çalışmaları incelendiğinde, kentsel alanların ya kentsel temizleme
veya yeniden geliştirme çalışmaları ile yıkılıp yeniden yapılandırıldığı ya da yeniden
13
canlandırma, rehabilitasyon, sağlıklaştırma çalışmaları ile korunarak yeniden
yapılandırıldığı görülmektedir. Bu uygulamaların yanı sıra, yıkıp yeniden yapma ve
koruma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı yeniden üretim çalışmaları da
görülmektedir. Bu çerçevede kentsel yenileme yöntemleri beş ana başlıkta
incelenmiştir.
•Kentsel temizleme (Đng. urban clearence): Kentsel temizleme, “çöküntüye
uğrayan bir kentsel alan parçasındaki fiziksel dokunun tümüyle yıkılıp yerine
yeni bir doku getirilmesi” olarak tanımlanmaktadır (Özden, 2008). Özellikle
1950’lerin son yarısında, birçok ülkede gecekondu ve standart altı konut
alanlarında, kentsel temizleme çalışmalarının uygulandığı görülmektedir
(Bellush&Hausknec, 1967). 1960’lara gelindiğinde korumacı yaklaşımın
benimsenmesi ile yerini mevcut yapıların iyileştirilmesi çalışmalarına bıraksa
da halen daha uygulamalarına rastladığımız bu yöntemin daha ne kadar
tartışılacak ve uygulanacak olduğu bilinmemesine karşın, yüksek maliyeti,
sosyal sorunlar oluşturması ve bazı durumlarda önemli tarihi yapıların
kaybedilmesine neden olmasından ötürü koruma çözümü olmayan alanlarda
uygulanması
arzu
edilmektedir.
Aşağıdaki
karikatürlerde
kentsel
temizlemenin yerinden edilme ile eşdeğer bir olgu olduğu çarpıcı bir biçimde
anlatılmıştır. Đlk şekilde kentsel yenileme çalışmalarındaki yıkım, buldozer ve
ondan kaçan insan figürü ile resmedilmiştir. Đkinci şekilde ise, Gecekondu
Temizleme Departmanı (Đng. Slum Clearance Department) ile Evsizlere
Yardım Departmanı (Đng. Homeless Aid Department) düşündürücü bir
şekilde yan yana resmedilmiştir (Şekil 2.1).
Şekil 2.1 : Kentsel temizleme çalışmasını ifade eden karikatürler (Url-1).
14
Diacon’a (1991) göre bir alanda temizleme kararı alınabilmesi için gerekli
ölçütler sırası ile insan yaşamı için uygun olmayan yapıların bulunması; kötü
yerleşim düzeni, dar ya da kötü düzenlenmiş ara sokaklar nedeniyle insan
sağlığı için tehlikeli ya da zararlı yapıların bulunması; alandaki kötü
koşullarla başa çıkmanın en etkin yolunun, alandaki tüm konutları ve diğer
yapıları yıkıp alanı temizlemek olması; alandan taşınacak olanlar için emin ve
uygun bir yerleşim yerinin temin edilebilmesi ve son olarak temizleme
programını yürütecek yeterli kaynağın var olmasıdır (Özden, 2008). Bu
noktada en önemli ölçüt kuşkusuz alanda uygulanacak en etkin yolun ne
olduğudur. Çünkü tüm olumsuz sonuçlarına rağmen bazı durumlarda kentsel
temizleme en etkin yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak böyle
zamanlarda, Diacon’un da belirttiği gibi yeterli maddi kaynak ile yerli halk
için emin ve uygun bir yerleşim alanı sağlanmalıdır. Ayrıca yerli halkın tercih
ve ihtiyaçları ön planda tutularak, seçilecek yerleşim alanının uygunluğu
özellikle test edilmelidir.
1930 yılında Đngiltere’de çıkartılan Gecekondu Temizleme Kanunu (Đng.
Slum Clearance Act) doğrultusunda birçok yerleşimde kentsel temizleme
haritaları (Đng. slum clearance map) oluşturularak, temizleme çalışmalarının
yapıldığı görülmektedir Londra Homerton’daki Nisbet Sokağı da 1935-36
yılları arasında kentsel temizleme çalışmalarının uygulandığı alanlardan biri
olarak karşımıza çıkmaktadır (Url-2).
Đngiltere’de 1930’lu yıllarda yürütülen kentsel temizleme çalışmalarından biri
de Brighton Borough Gecekondu Temizleme Konseyi Programı (Đng.
Brighton Borough Council Slum Clearance Programı) doğrultusunda
yürütülmüştür. Bu program çerçevesinde, Đngiltere’deki insan sağlığı için
problem teşkil eden çoğu yapı yıkılarak, yenilenmiştir. Projeyle sadece
konutlar yıkılarak yenilenmemiş, aynı zamanda 1884 yılında çıkarılan
Brighton Geliştirme Kanunu (Đng. Brighton Improvement Act) çerçevesinde
kanalizasyon sistemleri de kurulmuştur (Url-3).
•Yeniden geliştirme (redevelopment): Yeniden geliştirme; “uzun dönemde
arazi kullanışı ve nüfus politikalarını yansıtan, kent ölçeğinde bir nazım plana
uygun olarak evvelce inşa edilmiş bir alanı istimlak etme, bu alanı temizleme
ve yeniden yapma, mevcut arazi kullanışını ve nüfus dağılım şeklini
15
değiştirme ve elden geçirme olayı” olarak açıklanmaktadır (Çetiner, 1981).
Keleş’e göre burada dikkat edilmesi gereken, kazanılan toprağın yeni
kullanışlara ayrılmasıdır (Keleş, 2000). Eğer alanın genel yapısı ve binaların
düzeni ekonomik aktivite için veya yeterli yaşam şartı için imkan vermiyorsa
ve yapılar gerçek anlamda bir bozulma sürecine girmişse, bu alanlarda
yeniden
geliştirme
yöntemine
başvurulması
gerekmektedir
(Bellush&HausknecM, 1967). Smith, toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma çalışmalarını, yeniden geliştirme çalışmalarından ayrı tutarak;
yeniden geliştirme çalışmalarının eski yapıların rehabilitasyonunu değil daha
önceden geliştirilmiş alanlarda yeni inşaatı kapsadığını belirtmektedir (Smith,
1982).
Kanada, Vancouver’de yer alan Fairview Slope Bölgesi’nde gerçekleştirilen
kentsel
yenileme
projeleri,
yeniden
geliştirme
çalışmalarına
örnek
gösterilebilir. 1970’lerde Fairview’deki çoğu su kenarı yerleşimi, endüstrinin
şehir dışına kayması sonucu, yeniden geliştirme çalışmaları çerçevesinde açık
alışveriş ve kültür alanına dönüştürülmüştür. Mevcut binalar yıkılarak yerine
apartmanlar yapılmış, böylece başlarda endüstri şehri olan Fairview zamanla
kültürel ve ticari aktivitelerin yer aldığı, yüksek katlı yapılaşması olan yeni
bir kimliğe bürünmüştür (Lees ve diğerleri, 2006).
Şekil 2.2 : London City Hall ve Riverside Yeniden Geliştirme Projesi (Url-4).
Yeniden geliştirme çalışmalarına Londra’nın Riverside Bölgesi’nde yaşanan
değişiklikler de örnek olarak verilebilir. Nehir kıyısında yer alan eski endüstri
arsaları, proje kapsamında konut, kültür, eğlence ve ticaret aktivitelerinin yer
alacağı yeni bir kimliğe bürünmektedir (Lees ve diğerleri, 2006).
16
Yeniden geliştirme çalışmaları örneklerden de anlaşılacağı üzere çoğunlukla
eski işlevini yitiren ve korunması gerekli olmayan endüstri alanlarının farklı
fonksiyonlarla tekrar kent yaşamına katılmasında uygulanmaktadır.
•Yeniden canlandırma (revitalization): Yeniden canlandırma, “sosyo-kültürel,
ekonomik ya da fiziksel açılardan çöküntü süreci yaşamakta olan kentsel alan
parçalarının, çöküntüye neden olan faktörlerinin ortadan kaldırılması ya da
değiştirilmesi sonucu, tekrar hayata döndürülmesi ve canlandırılması” olarak
tanımlanmaktadır (Narlı, 2006). Özden de yeniden canlandırmayı benzer
şekilde, “ekonomik, sosyal ya da fiziksel açılardan bir çöküntü dönemi
yaşayan ya da bu çöküntü dönemi sonucunda terk edilmiş, başıboş bırakılmış
kent parçalarının, özellikle de kent merkezlerinin, çöküntünün kaynağı olan
faktörlerin ortadan kaldırılması ya da değiştirilmesiyle tekrar hayata
döndürülmesi” olarak açıklamaktadır (Özden, 2008).
Yeniden canlandırma çalışmaları ile kent yaşamından kopan alanların kente
kazandırılmasındaki önemi Tiesdell ve diğerleri şu şekilde vurgulamışlardır:
“Çoğu şehirler, bünyesinde barındırdığı tarihsel ve kültürel bileşenlerinden
ötürü ‘mekan duygusu’ ve ‘kimlik’ kazandıran alt birimlerden oluşur.
Genellikle bu birimler şehir merkezlerinde yer alır ve bu bölgelerin yeniden
canlandırılması; yatırımcı ve girişimcileri buna bağlı olarak da turistleri ve
halkı, bu bölgelere çekerek tüm şehrin yeniden canlanmasına neden olur.
Böyle alanlar müze veya müze çevreleri olamaz. Bu nedenle yeniden
canlandırma çalışmalarının, kent bütününden kopan alanları şehir yaşantısına
bağlaması gerekmektedir” (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Yeniden canlandırma
çalışmalarında en önemli nokta, yöntemin isminden de anlaşılacağı üzere,
kentten kopan parçaların yeniden canlandırılarak kente entegre edilmesidir.
Bu sayede sadece fiziksel yenileme ile kentten kopuk bir müze çevresi
yaratmanın önüne de geçilmiş olur.
Keleş’e göre yeniden canlandırmada dikkat edilmesi gereken husus,
“yapıların
özgün
işlevlerini
yitirdikleri
halde,
yapı
olarak
sağlam
bulunmalarına karşın, değerlerinin türlü nedenlerle azaldığı durumlarda
ortaya çıkan bir gereksinme olmasıdır” (Keleş, 2000).
17
Paris’in Marais Bölgesi’ndeki çalışmalar konut temelli yeniden canlandırma
projelerine örnek olarak verilebilir (Şekil 2.3). Fransız Devrimi’ne kadar
Marais soylu ve burjuva kesiminin yaşadığı canlı ve popüler bir konut alanı
iken, daha sonrasında işçi sınıfı ve Yahudiler’in konut alanına dönüşmüştür.
Bu süreçte bölge, ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziki anlamda bir bozulma
yaşamıştır. 1970’lerde Pompidou Meydanı’nın inşası ve Eski Et Pazarı Les
Halles’in kültürel ve ticari bir mekana dönüştürülmesi ile alanda ekonomik ve
sosyal anlamda yeniden canlanma çalışmaları başlamıştır (Smith, 1996).
Şekil 2.3 : Paris Marais Bölgesi (Url-5).
Yeni ve eski mekanların bir arada oluşturduğu etki ve bu alanlarda yapılan
yeniden canlandırma çalışmaları, yeni orta sınıfın bu alana geri dönmesine
neden olmuştur. Böylelikle konut alanları yenilenmiş ve yeni orta sınıf için
yeni yaşam alanlarına dönüşmüştür (Smith, 1996). Bu örnekte Marais’te
uygulanan canlandırma çalışmalarının tarihi kent içi konut alanlarında sınıfsal
bir değişimi tetiklediği ve bunun da beraberinde sosyal, fiziksel ve ekonomik
bir dönüşüm yarattığı görülmektedir.
Şekil 2.4 : Pompidou Meydanı (Url-6).
18
New York’un Soho Bölgesi de konut temelli yeniden canlandırma projelerine
örnek olarak gösterilebilir. (Tiesdell ve diğerleri, 1996) 1940’lara kadar
dökme demir antrepo ve fabrika binalarından oluşan bir endüstri bölgesi olan
Soho, endüstrinin bu alandan taşınması ile birlikte bozulma sürecine
girmiştir. 1960 ve 70’lere gelindiğinde bu binalar, ucuz maliyetlerinden ve
sanatçıların sanatlarını icra etmek ve eserlerini saklamak için gereksinim
duydukları yüksek tavan, açık plan ve büyük pencereli yapılar olmalarından
ötürü uygun bir çalışma mekanı olarak, sanatçıların yaşam ve çalışma
alanlarına dönüşmüştür (Url-7).
Şekil 2.5 : 1940’larda ve günümüzde Soho’dan bir görüntü (Url-8).
Şekil 2.6 : Soho’da yer alan dükkan ve konutlar (Url-9,10).
19
Soho zamanla pahalı giysilerin satıldığı dükkanları, restoranları, butikleri ve
hoş eski yapıları ile turistleri ve yeni orta sınıfı içine çeken bir bölgeye
dönüşmüştür (Url-7). Böylelikle yeniden canlandırma çalışmaları ile kentten
kopan bölge, tekrar kent yaşamına katılmıştır.
Konut temelli yeniden canlandırma çalışmalarına Glasgow/The Merchant
City, London/Shad Thames gibi örnekler de verilebilir. Bu örneklerin yanı
sıra konut alanlarını içermeyen turistik ve kültürel mekanlarda yeniden
canlandırma
çalışmaları
(Castlefield/Manchester,
Temple
Bar/Dublin,
Lowell/Massachusetts) olabileceği gibi, endüstriyel ve ticari mekanlarda da
yeniden canlandırma çalışmaları yapılabilir. (The Lace Market/Nottingham,
The Jewellery Quarter/Birmingham, Little Germany/Bradford) (Tiesdell ve
diğerleri, 1996)
•Rehabilitasyon/eski haline getirme (rehabilitation): Sözlük tanımına göre
rehabilitasyon, “harap ya da terk edilmiş eski yapıların, tarihsel çevrelerin,
değişen gereksinimleri karşılayacak biçimde onarılarak çağdaş yaşama
katılmasının sağlanması, iyileştirmedir” (Hasol, 2008). Rehabilitasyon
Özden’e göre “bozulmaların, sağlıksız ve niteliksiz gelişmelerin başladığı,
ancak özgün niteliğini henüz kaybetmemiş olan kentsel alanların yeniden eski
haline kavuşturulmasıdır” (Özden, 2008). Kişilerin yerinden edilişi ve evsiz
kalışı üzerine 1960’lardan sonra, kentsel yenileme çalışmaları başka bir boyut
kazanmış ve bu çerçevede var olan yapıların korunarak iyileştirilmesini
amaçlayan
rehabilitasyon
programları
yaygınlaşmıştır
Rehabilitasyon,
yaşamak için daha uygun mekanlar yaratmak adına konutların ve
mahallelerin
iyileştirilmesi
anlamına
gelmektedir.
Müdahale
zamanı
açısından farklı bir yöntem olarak yorumlanan rehabilitasyon, asıl
fonksiyonunu kaybeden veya ekonomik aktivitelerde ve yaşam şartlarında
gerileme olan ya da bakımsızlıktan dolayı genellikle yapısal gerileme yaşanan
alanlarda uygulanır (Bellush&Hausknec, 1967). Bu yöntem için çok büyük
miktarda devlet yardımı gerekmektedir. Ayrıca sürecin yönetimi karışıktır ve
fazla zaman almaktadır.
Barselona’da yer alan Citutat Vella Bölgesi’nde yapılan çalışmalar
rehabilitasyon projelerine, örnek olarak gösterilebilir. 19. yüzyılın ortalarına
kadar Ciutat Vella Bölgesi Barselona’nın politik, endüstriyel ve finansal
20
merkezi iken daha sonrasında sosyal, ekonomik ve fiziksel çöküntü yaşayan
bir bölgesi haline gelmiştir. Bu çerçevede, alandaki sorunları ortadan
kaldırmak ve bu alanı tekrardan kent yaşamına dahil etmek için 1986 yılında
Ciutat Vella Rehabilitasyon Projesi başlatılmıştır (Url-11).
•Yeniden üretim (regeneration): Yeniden üretim; ekonomik aktivitenin
kaybolduğu alanlarda ekonominin tekrardan canlandırılması, toplumsal
işlevin bozulduğu durumlarda restore edilmesi veya sosyal bir azalmanın
olduğu yerlerde sosyal artırımın sağlanması; çevresel kalitenin yenilenmesi
veya ekolojik dengenin kaybolduğu yerlerde ekolojik dengenin sağlanması
olarak ifade edilmektedir. Bu nedenle yeniden üretim, yeni kentleşme
planlama ve geliştirmenin aksine var olan şehir bölgelerinin yönetimi ve
planlanmasını içerir. Bundan önceki müdahaleler kentsel temizleme ve
ulaşım
altyapılarını
geliştirmeyi
kapsamasına
rağmen
yüzyılın
son
çeyreğinde, yeniden üretim yaklaşımının hakim olduğu görülmektedir.
Yeniden üretim bir alan için geliştirilen; sosyal, ekonomik, politik ve çevresel
hedefleri karşılamak için gerçekleştirilir (Couch ve diğerleri, 2003). Narlı’ya
göre yeniden üretim, “tümüyle yok olmuş, bozulmuş, köhnemiş, dolayısıyla
çöküntü bölgesi haline gelmiş alanlarda yeni bir dokunun yaratılması ya da
mevcudun iyileştirilmesi ile bu alanların kente kazandırılması anlamlarını
içermektedir. Dilimizde daha çok kentsel dönüşüm olarak kullanılan kavram
budur” (Narlı, 2006).
Yeniden üretim çalışmaları incelendiğinde aslında bu yöntemin birden fazla
kentsel yenileme yöntemini bünyesinde barındırdığı görülmektedir. Çoğu
yeniden üretim projesinde yıkıp yeniden yapma ve koruma uygulamalarını
içeren farklı yöntemlerin birarada kullanıldığı görülmektedir.
Londra’nın Doklar Bölgesi’nde 1981 ve 1998 tarihleri arasında yeniden
üretim projeleri gerçekleştirilmiştir. 1805 yılında inşa edilen ilk rıhtımla
birlikte Doklar Bölgesi hızla gelişmiştir. Ancak 1950’lere gelindiğinde
fiziksel olarak kirlenen ve terk edilen bu alan, adeta bir çöküntü bölgesi
haline dönüşmüştür.
Londra’nın problem noktası olarak görülen, kentten kopan ve işlevini yerine
getirmeyen bu alanın, kentle bağlantısını kurmak ve canlandırmak amacıyla
21
1981 yılında kamu ve özel sektörün işbirliği ile Doklar Bölgesi Yeniden
Üretim Projesi başlatılmıştır (Ergün, 2006-2007). Aşağıdaki resimlerde Batı
Dok Alanı’nın yeniden üretim projesi öncesi ve sonrasındaki durumu
gösterilmektedir (Şekil 2.7).
Şekil 2.7 : Batı Dok Alanı’na ait görüntüler (Url-12).
Resimde de görüldüğü üzere, 1980’lerde çevresel, ekonomik ve sosyal olarak
bozulmuş olan Doklar Bölgesi, yeniden üretim projesi kapsamında
yenilenerek kente geri kazandırılmıştır.
Doklar Bölgesi’nde yaşanana benzer bir yeniden üretim projesi Liverpool’da
da gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında Queen Meydanı düzenlenmiş ve
kent yaşamına geri kazandırılmıştır (Şekil 2.8). Projede aynı zamanda bazı
konutların korunarak yenilendiği, bazı konutların ise yeniden inşa edildiği
görülmektedir (Şekil 2.9).
22
Şekil 2.8 : Queen Meydanı (Url-13).
Şekil 2.9 : Liverpool’daki konutlar (Couch, C., ve diğerleri, 2003).
2.4 Bölüm Sonucu
Kentler, değişen ekonomik, politik, teknolojik, kültürel, sosyal ve siyasi koşullara
paralel olarak dönüşüm ve değişim geçiren, yaşayan organizmalardır. Kentsel
yenileme, kent mekanının günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen parçalarını yeniden
yaşanılabilir canlı alanlar haline getirerek bu mekanların yeniden kente
kazandırılmasıdır. Bu amaca hizmet eden çalışmalar için ilk zamanlarda, yıkıp
yeniden inşa etme yöntemi tercih edilirken, korumacı anlayışın benimsendiği, son
23
dönemde ise uygulanan alana bağlı olarak her iki yönteme de başvurulduğu
görülmektedir.
Bu bölümde, farklı kentsel yenileme yöntemlerine, yöntemlerin zaman içindeki
değişimine ve uygulanmış somut örneklerine yer verilmiştir. Küreselleşme sonucu
demografik ve mesleki yapısı değişen orta sınıfın, banliyöleşme ve sanayisizleşme ile
boşalarak çöküntü haline gelen tarihi kent içi alanlarına yerleşmesinin bu alanların
şekillenmesine neden olduğuna değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise, bu bölümde
anlatılan kentsel yenileme yöntemlerinin sonucunda oluşan toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma sürecine yer verilecektir.
24
3. TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA
Tarihi kent içi alanlar, ikinci bölümde değinilen bir dizi olay sonucunda toplumsal ve
mekansal bir yeniden yapılanma sürecine girmiştir. 1960’larda etkisini gösteren
yeniden yapılanma ile birlikte, çöküntü bölgesi haline gelmiş kent içi konut alanları,
yeni orta sınıfın yerleşimi ile birlikte, fiziksel, sosyo-kültürel ve ekonomik
değişimler yaşamıştır. 1960’lardan itibaren tarihi kent içi alanlarının kaderi haline
gelen ve kentsel yenileme çalışmalarının çoğunun sonucu olarak karşımıza çıkan
tarihi konut alanlarının rehabilitasyon çalışmaları ile geri kazandırıldığı bu süreç, ilk
olarak ‘soylulaştırma (Đng. gentrification)’ olarak adlandırılmıştır. Soylulaştırma
terimi yabancı ve yerli kaynaklarda sınıfsal bir çağrışım yapmasından ötürü çoğu
zaman benimsenmemiş ve yerine yeni karşılıklar arayışına gidilmiştir. Yabancı
çalışmaların bazılarında kente geri dönüş hareketi olarak adlandırılan süreç, bazı
çalışmalarda da mahallenin canlandırılması (Đng. neighborhood revitalization) olarak
adlandırılmıştır. Aynı şekilde sürecin zaman zaman başka kentsel yenileme
yöntemlerinin adı ile de anıldığı görülmektedir. Halk tarafından da benimsenmeyen
soylulaştırma sözcüğü yerine fiziksel yapıyı anlatan New York’ta kahverengi yapı
taşlı sıra/ teras ev (Đng. brownstoning), Baltimore’da kendine yeterli (Đng.
homesteading), Toronto’da beyaz badanalı (Đng. whitepainting) veya beyaz duvar
(Đng. whitewalling), San-Francisco’da da kırmızı tuğla bina (Đng. red-brick chic)
sözcüklerinin kullanıldığı görülmektedir (Lees ve diğerleri, 2006). Yabancı
kaynakların yanı sıra yerli kaynaklarda da terim için ortak bir karşılık
bulunamamıştır. Çoğunlukla soylulaştırma sözcüğünün kullanıldığı kaynaklara
rastlansa da, mutenalaştırma (Keyder, 2000), sosyo mekansal yenileme (Uzun,
2006a), kentsel sızma (Ünlü, 2005), gentilizasyon (Bektaş, 1996), burjuvalaştırma
(Köksal, 2006) gibi sözcüklerin de yer yer kullanıldığı görülmektedir. Tez genelinde;
sürecin 1964 yılında belirtilen soylu sınıfla bir ilişkisi kalmamasından ötürü, sürecin
çok bileşenli yapısını tarif etmek amacıyla soylulaştırma yerine toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sözcüğü kullanılacaktır.
25
Bu bölümde, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine farklı bakış açıları
getiren tanımlara değinilecektir. Kentsel yenileme çalışmaları ile toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma süreci arasındaki ilişki irdelenerek, kentsel yenileme
çalışmalarının farklı sonuçlarına değinilecektir.
1920’lerden itibaren kent mekanının değişimi ve gelişimini sorgulayan yaklaşımlara
yer verilerek, bu yaklaşımların toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci
üzerine yapılan çalışmaları nasıl etkiledikleri üzerinde durulacaktır. Benimsenen
bütüncül yaklaşım çerçevesinde sürecin sosyo-kültürel, ekonomik ve politik
bileşenlerine değinilecek, sürecin sonuçlarının farklı kişiler açısından olumlu ve
olumsuz yönleri irdelenecektir.
Dünyada olduğu gibi Đstanbul’da da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma sürecinin yaşadığı değişim incelenerek, her dönemin kendi özelliklerine
yer verilecektir. Yaşandığı bölge, zaman ve süreci oluşturan etmenler açısından dört
ana dalgada incelenen Đstanbul’daki süreç için farklı örnekler de toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecinin farklı dinamikleri çerçevesinde irdelenecektir.
3.1 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Tanımı
Tezde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma olarak da adlandırılan soylulaştırma
(Đng. gentrification) sözcüğü, ilk olarak, sosyolog Glass tarafından 60’lı yılların
başında “Londra’daki işçi mahallelerinin orta sınıf tarafından yavaş yavaş ele
geçirilmesi” ile sosyal yapıda ve konut piyasasında yaşanan değişiklikleri ifade
etmek için kullanılmıştır (Glass, 1964). Glass, yaşanan bu değişimi o güne kadar
yaşananlardan farklı tutarak, süreci gerçekleştiren aktörlere gönderme yapmak
amacıyla sözcüğü soylu (Đng. gentry) kökünden türetmiş ve böylece soylu sınıfa
kültürel olarak eklemlenmeye çalışan ‘yeni bir soylu kesimin’ çıkışını alaycı bir
şekilde gözler önüne sermiştir (Yavuz, 2006). “Sözcüğün kökü, asillerden sonra
gelen iyi sosyal pozisyona sahip kişi anlamına gelmekteyken, mastar hali olan
soylulaştırmak (Đng. gentrify) orta sınıfa uygun olacak şekilde, bir yerin veya bir
yapının restore edilmesi, iyileştirilmesi anlamına gelmektedir” (Cowie, 1989).
Londra’da yaşanan değişimi tarif etmek için bu sözcüğün seçilmesinden de
anlaşılacağı üzere, belli bir sınıfa ait kişiler sürecin oluşmasında son derece etkili
olmuştur.
26
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin oluşmasında etkili olan
aktörler, başta Glass tarafından Đngiliz soylu sınıfı olarak belirtilmesine karşın zaman
içinde yerini, sanatçılara ve özellikle de küreselleşme sonucu oluşan yeni orta sınıf
profesyonellere bırakmıştır.
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın sözlük anlamı “Kötüleşen ya da son
zamanlarda yenilenmiş şehir alanlarına, orta sınıfa mensup insanların dışarıdan gelip
yerleşmesi durumudur” (Merriam-Webster, 1989). Süreç başka bir sözlükte, “Bir
semtin, çoğunlukla çöküntü halindeki konut alanlarının kültürel pazarlama stratejileri
ile ya da yeni gelen daha varlıklı kişilerce yenilenmesi ve fiziksel olarak
iyileştirilmesi süreci” olarak açıklanmaktadır (Hasol, 2008). Sürecin sonuçlarını
içeren bir başka sözlük tanımına göre ise, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
“Orta sınıf ailelerin kent mekanına gelişi ile, mülkiyet değerlerinde artışa ve ikincil
olarak da fakir ailelerin yerinden edilmesine neden olma” olarak ifade edilmektedir
(Oxford American Dictionary, 1980).
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, birçok bilim dalının ilgi alanına giren
karmaşık bir süreç olduğundan, kaynaklarda konu ile ilgili farklı tanımlara rastlamak
mümkündür. Behar’ın da vurguladığı gibi “bu kadar çok sayıda disiplini ve mesleği
bir masa etrafında buluşturan az sayıda kavram bulunmaktadır. Toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma teorisine katkıda bulunan ekonomistler, sosyologlar,
şehir plancıları veya coğrafyacıların her biri olgunun değişik yönleriyle ilgilenmekte
veya aynı yönlerini değişik kavramsal araçlarla incelemektedirler” (Behar, 2006).
Konuyla alakalı yerli kaynakların çoğu şehir planlamacılarına aitken, (Uzun, Đslam,
Ergun, Erden, Yavuz) yabancı kaynaklarda coğrafyacıların (Smith, Slater, Hamnett,
Ley) çoğunlukta olduğu görülmektedir.
Konu ile ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde, farklı bakış açılarına göre aynı
başlık altında birçok değişik tanım yapıldığı görülmektedir. Hamnett’in ‘Kör Adam
ve Fil: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanmanın Açıklanması’ (Đng. The Blind
Men and The Elephant: The Explanation of Gentrification) kitabında, yaşanan bu
tanım karmaşası, filin neye benzediğini tam olarak tarif edemeyen kör adamlara
benzetilerek vurgulanmıştır (Hamnett, 1991).
Konu üzerine yapılan çalışmalar incelendiğinde, sürecin genellikle birbirinden farklı
üç bakış açısı doğrultusunda tanımlandığı görülmektedir. Liberal hümanistler,
27
sürecin toplumsal boyutunu ön plana çıkartırken, yapısalcı marksistler sürecin
ekonomik yapısını ön planda tutmaktadır. Son yıllarda ise, sürecin tüm boyutlarını
ele alan bütüncül bakış açısı ile yapılmış tanımlara rastlanmaktadır. Bu farklı
metodolojik çerçeveler konunun farklı sonuçlarını gözler önüne sermektedir.4
Liberal hümanistler toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin,
küreselleşme sonucu yaşam kriterleri, hane halkı yapısı ve tüketim kalıpları değişen
yeni orta sınıfın tercihleri üzerinden şekillendiğini belirterek, talep yönlü
tanımlamalar (Đng. demand-side explanations) ile süreci açıklamaya çalışmışlardır.
Talep yönlü yapılan çalışmalar, sürecin oluşmasında etkili olan aktörlerin kimler
oldukları, nereden geldikleri ve neden yaşamak için kent merkezlerini tercih ettikleri
sorularını yanıtlamaya çalışmıştır.
Lyons, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı kendini diğer insanlardan farklı
hissetmek adına seçilen bir yaşam biçimi olarak görmekte ve “bizim gibi” insanlarla
bir arada yaşama isteğine bağlamaktadır (Lyons, 1995). Genellikle bu noktada
sanatçılar büyük rol oynamaktadır. Çünkü farklı yaşam biçimlerinden dolayı,
sanatçıların yaşadığı tarihi konut alanları adeta farklı yaşam biçimi simgeleri haline
gelmiştir. Bunun yanısıra, değişen tarihi konut çevreleri genelde sınıfsal açıdan
homojen olarak geliştiğinden kişilerin aynı sosyal statüden kişilerle birlikte yaşama
isteğine de cevap vermektedir.
Konuyu mülkiyet ve ekonomi temelli ele alan yapısalcı marksistler toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecinin, rant farkı (Đng. rent gap) ve değer farkı (Đng.
value gap) teorileri, arsa ve konut pazarı ve artan ulaşım maliyetleri üzerinden
şekillendiğini belirterek, arz yönlü tanımlamalar (Đng. supply-side explanations) ile
süreci açıklamaya çalışmışlardır.
Sürecin ekonomik etkileri üzerine yoğunlaşan Smith’e (1979, 1987, 1996) göre
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, özel yatırımla, orta sınıf konut alıcılarının
ve kiracılarının akını sonucu şehir içi alanlardaki fakir işçi sınıfı mahallelerinin
yenilenmesini içeren bir süreçtir. Smith, kent içi alanların yaşadığı bu süreci “20.
yüzyıl kentsel teorilerinin öngördüğü gibi, şehir içi alanlarının ve kent merkezlerinin
4
Bu bölümde kısaca toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımları farklı bakış açıları altında
incelenecek, “3.3. Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları” bölümünde ise bu farklı
yaklaşımlar daha ayrıntılı şekilde irdelenecektir.
28
kaderi” olarak nitelendirmektedir (Smith, 1996). Smith yaptığı çalışmalarda Ley ve
arkadaşlarının savunduğu talebin de süreçte önemli olduğunu, ancak bunun asıl
neden olmadığını vurgulamaktadır (Smith, 1986).
Ergün’e göre konuyu arz yönlü ele alan çalışmalarda toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma “bazı alanlarda uzun bir yatırımsızlık sonucu doğan yeniden yatırım
süreci” olarak tarif edilmektedir (Ergün, 2006).
Hamnett, talep yönlü ve arz yönlü yapılan tanımlamaların tek tek süreci açıklamakta
yetersiz kaldıklarını vurgulamış (Butler and Hamnett, 1994) ve bu farklı bakış açıları
ile yapılan tanımların birbirleriyle çelişen değil birbirlerini var eden çalışmalar
olduklarını belirtmiştir (Hamnett, 1991). Lees de toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanmanın karmaşık coğrafyasının, farklı bakış açıları ile yapılan bu çalışmaları
bir araya getirdiğini vurgulamıştır (Lees, 2000). Bu noktada asıl önemli olan nokta,
Ley’in de belirttiği gibi sürecin oluşumunda hangi nedenin üstün geldiği değil, nasıl
bir arada çalışarak sonuçta bu süreci doğurduklarıdır (Ley, 2002). Çünkü farklı
bileşenler birbirine vuran bilardo topları gibi birbirini tetiklemekte ve sürecin
sonuçları da bu etkileşimden doğmaktadır.
Smith’in arz yönlü ekonomik açıklamaları ve Ley’in talep yönlü kültürel açılımları
politikanın, politikacıların ve devletin süreçteki etkisini göz ardı etmelerinden dolayı
eksik kalmıştır. Bu nedenle yapısalcı marksistler tarafından benimsenen rant farkı ve
liberal hümanistler tarafından benimsenen kültürel farklılık (Đng. cultural distinction)
teorileri devletin kent yaşamına olan etkisini (alt yapı, eğitim, ulaşım, kültür ve
güvenlik hizmetleri) dikkate almamalarından dolayı eleştirilmiştir (Slater, 2006).
Bunun sonucunda, sürecin farklı bileşenlerine odaklanarak yapılan tanımlamalar son
yıllarda yerini fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel ve politik bileşenlerin bütüncül bir
bakış açısı ile ele alındığı tanımlamalara bırakmıştır.
Süreci çok boyutlu ele alan çalışmaların öncülerinden Hamnett süreci, “önceden işçi
sınıfı mahalleleri veya işgal edilmiş çöküntü bölgeleri olan alanların orta sınıf veya
üst gelir seviyesine sahip gruplar tarafından istilası sonucu, çoğu yerli halkın yer
değiştirmesine veya yerinden edilmesine neden olan eş zamanlı fiziksel, ekonomik,
sosyal ve kültürel bir fenomen” olarak açıklamaktadır (Hamnett, 1984). Soyso-
29
mekansal yaklaşım5 ile toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, ekonomik, sosyal
ve kültürel bileşenleri bir araya getiren bir süreç olarak görülmektedir (Smith and
Butler, 2007). Benzer bir bakış açısıyla Smith ve Williams da işçi sınıfı konutlarının
ve terk edilmiş konutların rehabilitasyonunun sürecin sadece bir boyutu olduğunu
belirterek, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın bünyesinde ekonomik,
mekansal ve sosyal bileşenler içeren bir yeniden yapılanma süreci olduğunu
belirtmişlerdir (Smith and Williams, 1986).
Hamnett’e göre, doğru ve eksiksiz bir toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
tanımı, ‘nerede, niçin ve ne zaman’ sorularına yanıt vermelidir (Hamnett, 1984).
Yapılan incelemeler sonunda bu sorulara yanıt verecek ve tüm bileşenleri içerecek
şekilde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, uzun yatırımsızlık döneminden
sonra yatırımcılar için yüksek kar potansiyeli taşıyan alanları, çoğu zaman devlet
politikalarıyla, yeni orta sınıfın yaşam tercihlerine uygun hale getirmek için
yürütülen; fiziksel, ekonomik ve en önemli olarak da sosyo-kültürel bir değişim
süreci olarak tanımlanabilir. Bu çerçevede ikinci bölümde yer verilen, kentsel
yenileme yöntemleri ile yaşanan ekonomik, fiziksel ve sosyal değişim toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecini ifade etmektedir.
Bazı kaynaklarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın diğer kentsel
yenileme yöntemleriyle birlikte değerlendirildiği görülmektedir. Kimine göre, bu
süreç yeniden canlandırma çalışmalarının içinde bir alt başlık olarak ele alınırken
(Carmon, 2004), kimilerine göre ise yeniden canlandırmayla eş anlamlı olarak, “bir
kentsel alandaki ekonomik faaliyetlerin veya konut stoğunun yenilenmesi ve
iyileştirilmesini” tanımlamak için kullanılmaktadır (Ergün, 2006). Kimi zaman da
yarattığı olumsuz etkileri örtmek amacıyla yapılan çalışmaların yeniden üretim
olarak adlandırıldığı görülmektedir (Smith, 2008; Shaw, 2008). Toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma kent mekanında gerçekleştirilen yeniden yapılanma
çalışmalarının sonucu olmasından ve kelime anlamı olarak sınıfsal bir değişimi
yansıtmasından ötürü devlet politikası olarak da genellikle farklı kentsel yenileme
yöntemlerinin adları ile anılmaktadır.
5
Sosyo-mekansal yaklaşım, kent mekanında yaşanan değişim ve dönüşümü önceki yapılan
çalışmalardan farklı olarak, bütüncül bir bakış açısı ile ele almaktadır. Bu yaklaşıma tezin “3.3
Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları” bölümünde detaylıca yer verilecektir.
30
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmaları farklı kentsel yenileme
yöntemleri ile anılırken, son dönemde yapılan çalışmalarda T.M.Y.Y.sözcüğüne
getirilen farklı ön adlar ile yeni yöntemlerin yaratıldığı düşünülmektedir. Ancak bu
yeni olduğu düşünülen yöntemler, ya T.M.Y.Y. sürecini ya da ikinci bölümde yer
verilen kentsel yenileme yöntemlerini ifade etmektedir.
Örneğin yapılan bazı çalışmalarda kent içi ticaret alanlarında yaşanan değişim, ticari
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. comercial gentrification) olarak
adlandırılmıştır. Park Slope ve Prag’da yapılan çalışmalar incelendiğinde ticari
alanlarda yaşanan değişimin konut alanlarında yaşanan değişimden daha fazla olduğu
görülmektedir. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, tarihi kent içi alanlarda
yaşanan fiziki ve sosyal değişime bağlı olarak ekonomik değişimi de içermektedir.
Bu nedenle bu alanlarda ticari bir değişimin de yaşanması kaçınılmazdır. Eğer bu
alanda yaşanan değişimi konut bölgesinde yaşanan değişimden ayrı tutmak istersek
de kentsel yenileme yöntemlerinden biri olan yeniden canlandırma bu örnekleri tarif
etmek için kullanılabilir.6 Aynı şekilde, New Orleans-Vieux Carre Bölgesi’ndeki
turistik bölgelerde ve eğlence alanlarında yaşanan değişim de Gotham (2005)
tarafından adlandırıldığı gibi turistik toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng.
tourism gentrification) değil, yeniden canlandırma çalışmalarının örneklerindendir.
Đngiltere’nin güney kıyısında yer alan Brighton ve Hove kıyı bölgelerinde yaşanan
değişimi Griffith (2000), kıyı alanlarında toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
(Đng. coastal gentrification) olarak adlandırmıştır. Birçok kıyı bölgesinde (Doklar
Bölgesi, Baltimore, Barcelona Limanı) yaşanan ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel
değişim genellikle tarihi konut alanlarının rehabilitasyon çalışmalarını da içermesine
rağmen, kapsamlarından ötürü yeniden üretim çalışmaları arasında sayılmaktadır.
Kent dışı alanlarda yaşanan değişimi de Parsons’un belirttiği gibi kırsal alanlarda
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. rural gentrification) başlığı altında
değil, ele alınan projenin özelliklerine göre yeniden üretim veya yeniden geliştirme
çalışmaları başlığı altında ele almak daha doğrudur. Son çalışmalarda yer verilen
yeni üretim toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Đng. new-built gentrification)
olarak adlandırılan, ıslah edilmiş endüstri alanlarında yeni konut üretimi ise, sürecin
yapısına en ters olan tanımlamadır. Zaten yeni üretim toplumsal ve mekansal yeniden
6
Đkinci bölümde kentsel yenileme yöntemlerine detaylıca yer verilmiştir.
31
yapılanma çalışmalarına örnek olarak gösterilen; Fairview Slope-Vancouver yeniden
geliştirme, Newcastle yeniden üretim ve Riverside-Londra da yeniden geliştirme
projeleri arasında sayılmaktadır.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
sözcüğüne getirilen ön adlar ile ifade edilmeye çalışılan yenileme çalışmaları, 3.1
nolu çizelgede “içerik, dünyadan örnekler ve asıl işaret ettiği kentsel yenileme
yöntemleri” başlıkları altında özetlenmiştir.
Çizelge 3.1 : Farklı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımları.
FARKLI TOPLUMSAL
VE MEKANSAL
YENĐDEN YAPILANMA
TANIMLARI
TANIMIN ĐÇERĐĞĐ
Ticari Toplumsal ve
Mekansal Yeniden
Yapılanma
(Commercial GentrificationBoutiqueification-Retail
Gentrification)
- Tüketici tercihleri
çerçevesinde konut
mekanları yerine ticari
mekanların yenilenmesi
- Yeni ve daha karlı
dükkan, restoran ve kafe
gibi ticari mekanların
açılması
- Park Slope
- Prag
Yeniden
Canlandırma
(Revitalization)
Turistik Toplumsal ve
Mekansal Yeniden
Yapılanma (Tourism
Gentrification)
- Bir mahallenin eğlence
ve turistik faaliyetler
çerçevesinde yenilenmesi
- New OrleansVieux Carre
Yeniden
Canlandırma
(Revitalization)
Kıyı Alanlarında
Toplumsal ve Mekansal
Yeniden Yapılanma
(Coastal Gentrification)
- Kıyı bölgelerinin
turistik ve ticari
fonksiyonlar çerçevesinde
yenilenmesi
- Brighton and
Hove
(Đngiltere Güney
kıyısı)
Kırsal Alanlarda
Toplumsal ve Mekansal
Yeniden Yapılanma (Rural
Gentrification)
- Kent mekanına özgü
olan sürecin, insanların
sakin yeşil alanlarda
yaşamak istemelerinden
ötürü kent dışı-kırsal
alanlara kayması
- Adirondack State
Park-New York
- Hebden Bridge
Bölgesi-Doğu
Yorkshire
Yeniden
Canlandırma
(Revitalization)
- Islah edilmiş endüstri
alanlarında yeni konut
inşatı
- Newcastle
- Fairview SlopeVancouver
- RiversideLondra
Yeniden
Geliştirme
(Redevelopment)
Yeniden Üretim
(Regeneration)
Yeni Üretim Toplumsal ve
Mekansal Yeniden
Yapılanma (New-built
Gentrification)
32
DÜNYADAN
ÖRNEKLER
ASIL ĐŞARET
EDĐLEN
KENTSEL
YENĐLEME
YÖNTEMĐ
Yeniden Üretim
(Regeneration)
Yeniden Üretim
(Regeneration)
3.2 Kentsel Yenileme ve Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin
Đlişkisi
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, “yeni bir kentsel araştırma alanı açmak
isteyen akademisyenler, bir hikaye oluşturmak ve kent yaşamındaki yeniliklere
yönelmek isteyen medya, farklılığı kullanarak alıcıları ve kiracıları kent merkezlerine
çeken emlak komisyoncuları ve kendileri için narsist bir koşu içinde olan yeni orta
sınıf tarafından oluşturulan entelektüel, politik ve ekonomik bir strateji” (Lees, 1994)
olabileceği gibi, kentsel alanlarda gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının önceden
tasarlanan veya tasarlanmayan bir sonucu olarak da karşımıza çıkmaktadır. Đster
planlı bir strateji isterse, kendiliğinden oluşan bir süreç olsun kentsel alanlarda
gerçekleştirilen her yenileme çalışması o alanda değer artışı yaratmakta bu durum da
beraberinde bu alanlarda sınıfsal değişimin yaşandığı toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma sürecini doğurmaktadır. Bu bağlamda kentsel yenileme çalışmaları ile
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci arasında yakın bir bağ
bulunmaktadır.
YIKIP – YENĐDEN
ĐNŞAA ETME
KENTSEL TEMĐZLEME
(URBAN CLEARANCE)
YENĐDEN GELĐŞTĐRME
(REDEVELOPMENT)
KORUMA
REHABĐLĐTASYON
(REHABILITATION)
T.M.Y.Y.
SÜRECĐ
YENĐDEN CANLANDIRMA
(REVITALIZATION)
KARMA
YENĐDEN ÜRETĐM
(REGENERATION)
Şekil 3.1 : Kentsel yenileme çalışmaları ile T.M.Y.Y. süreci arasındaki ilişki.
Kentsel yenileme çalışmaları alınan kararlar açısından üç başlıkta incelenmektedir.
Daha önce de yer verildiği üzere, yenileme çalışmalarında ya yenileme yapılacak
alanın yıkılıp yeniden yapılandırıldığı, ya korunarak sağlıklaştırıldığı ya da bu iki
yöntemin de bir arada kullanılarak yenilendiği görülmektedir. Bu üç farklı uygulama
biçiminde de gerçekleştirilen çalışmaların sonucunda fiziksel, sosyal ve ekonomik
değişime bağlı olarak istemli veya istemsiz bir şekilde toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma süreci yaşanmaktadır.
33
3.3 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları
Kentlerin yaşadığı değişim ve dönüşümler ile bunların altında yatan nedenler
üzerine, 1920’lerden günümüze kadar birçok farklı yaklaşımda çalışma yapılmıştır.
Kentsel yenileme üzerine yapılan bu çalışmalar, temelde değişen kent mekanını
incelemelerinden ötürü daha sonra toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine
yapılan çalışmalara da ışık tutmuştur. Bu nedenle, toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma özelinde yapılan çalışmalara geçmeden önce kentsel yenileme
çalışmalarının incelenmesinde fayda vardır.
1970’lerden sonra toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine yapılan
çalışmalara kadar kent mekanındaki değişim üzerine birçok farklı yaklaşımda
çalışma yapılmıştır. Bunlardan ilki 1920 ve 1930 tarihleri arasında hakim olan
ekolojik yaklaşım iken, ikincisi 1930’lardan sonra hakim olan neo-klasik ekonomik
yaklaşımdır. 1970’lere gelindiğinde siyasi ekonomik ve neo-weberian yaklaşımla
yapılan çalışmalar görülmektedir. 1970’lerden sonra ise, toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma üzerine yapılan çalışmalarla eşgüdümlü olarak sosyolojik
yaklaşımlar içeren çalışmalar yapılmıştır.
•Ekolojik Yaklaşım: 1920 ve 1930 tarihleri arasında ekolojik yaklaşım,
kentlerin gelişimi ve değişimi üzerine yapılan çalışmalarda hakim yaklaşım
olmuştur. Chicago ekolünün sosyologları Park ve öğrencileri Burgess ile Mc
Kenzie, ekolojik yaklaşımın öncülerindendir. Bu yaklaşım, kentsel alandaki
insan yerleşimlerini biyoloji ve ekolojiden ödünç alınan kavramlarla
anlamaya ve açıklamaya çalışmıştır. Park, sosyal yapı ile konut seçimi ve
mekan kullanımı arasındaki bağın ne olduğuyla ilgilenmiş ve sınıflar, etnik ve
dinsel gruplar arasındaki çatışmaların arazi kullanımında da çatışmalar
doğurduğunu vurgulamıştır (Gottdiener and Hutchison, 2006; Thorns, 2004).
Park’a göre kişisel zevkler ve konfor, mesleki ve ekonomik tercihler, büyük
şehirlerin nüfuslarını sınıflandırmakta ve birbirinden ayırmaktadır (Park,
1925-1967).
Park ve Burgess tarafından kentlerin değişimi ve gelişimini anlatmak üzere
Konsantrik Zon Modeli oluşturulmuştur. Kent, bu modele göre kent beş adet
ortak merkezli halkanın iç içe geçmesinden oluşmaktadır. Bu halkalar en
içten dışa doğru; merkezi iş alanı, boş ve bozulmuş yapılar ile fabrikaların
34
bulunduğu geçiş alanı, işçi sınıfı alanı, konut alanı ve banliyö alanlarıdır.
Aşağıdaki şekilde Park ve Burgess tarafından oluşturulan Konsantrik Zon
Modeli yer almaktadır.
Şekil 3.2 : Konsantrik Zon Modeli (Url-14).
Konsantrik Zon Modeli’nde merkezden dışa dağılım (Đng. decentralization)
ve merkezde toplanma (Đng. concentration) terimleri üzerine yoğunlaşılmıştır.
Bu terimler, şekil 3.3’te görüldüğü gibi daha sonraları kent merkezlerinden
dışa dağılım (Đng. suburbanization) ve kent merkezlerine geri dönüş (Đng.
gentrification) süreçlerini açıklamada da kullanılmıştır.
Şekil 3.3 : Konsantrik Zon Modeli (Url-15).
Ekolojik yaklaşımla yapılan çalışmalar, daha çok kişilerin özellikleri ve
onların tercihleri üzerine yoğunlaşıp, sürecin temelinde yatan ekonomik
etmenleri, gayrimenkul piyasasını ve politik etmenleri göz ardı etmeleri
nedeniyle eleştirilmiştir (Gottdiener and Hutchison, 2006). Ayrıca bu
yaklaşım, Uzun’un da aktardığı gibi, “değişimin arkasındaki dinamikleri
açıklamakta ve toplumda yer alan yerel gelişmelerle sosyo-ekonomik ve
35
kültürel değişimlerin arasındaki bağlantıyı ayrıntılı olarak ele almakta
yetersiz kalmıştır” (Uzun, 2001)
•Neo-klasik Ekonomik Yaklaşım: Kent mekanının gelişimi ve değişimi üzerine
yapılan çalışmalarda 1920 ve 30 tarihleri arasında hakim olan ekolojik
yaklaşım, 1930’lardan sonra yerini neo-klasik ekonomik yaklaşıma
bırakmıştır. Cadwallader’e göre neo-klasik ekonomilerde temel bakış açısı,
“bireysel tercihlerin, hem ekonominin doğasının hem de bu ekonominin yer
aldığı toplumun yapısının şekillenmesine yardım etmesidir” (Cadwallader,
1996). Bu yaklaşım Uzun’a göre, “yerleşim alanlarının gelişimini ve yeniden
yapılanmasını, arazi kullanımı ile kentsel fonksiyonların dağılımı gibi sınırlı
bir çerçevede ele alınmasından ötürü son dönem kentsel yeniden yapılanma
çalışmalarını açıklamakta sınırlı kalmıştır. Ekonomik bazlı teoriler, insanları
ve insanların yaşam tarzları gibi sosyal bileşenleri dışarıda bırakmasına
karşın, neo-klasik yaklaşım insanların seçimlerinin önemini vurgulayarak,
bireysel tercihlerin analizinde küçük de olsa bir yol kat edilmesine neden
olmuştur” (Uzun, 2001). Kişilerin tercihlerinin, mekanın şekillenmesinde
etkili olduğunun görülmesi daha sonraki çalışmalarda toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanmanın ana bileşenlerinden biri olan kişisel tercihlere ışık
tutmuştur.
1960’lara gelindiğinde Glass, Londra’daki işçi sınıfı mahallerinde ekonomik,
sosyal ve fiziksel olarak yaşanan değişimi tarif etmek amacıyla ilk kez
özünde soylu sınıfa atıfta bulunan soylulaştırma (Đng. gentrification)
kavramını ortaya atmıştır (Glass, 1964). Glass’ın çalışmasını kendisinden
önce yapılan çalışmalardan ayıran özelliği, süreci kentsel yenilemenin altında
da olsa farklı bir tanıma yerleştirmesi, süreci oluşturan kişileri ortaya koyması
ve sürecin nedenlerini de vurgulaması olmuştur.
Şen’e göre başta Londra olmak üzere çeşitli kentlerin yaşadığı bu değişim
üzerine yapılan ilk dönem çalışmaları “sürecin nerede meydana geldiği, nasıl
yayıldığı ve aktörlerin kimler olduğu gibi ampirik sorular üzerinde
durmuştur. Kentlerin yaşadığı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
süreci üzerine yapılan ilk dönem çalışmaları daha çok eleştirel yaklaşımdan
uzak, orta sınıfı analiz etmeye yönelik olup, yerinden edilen işçi sınıfı
üzerinde durmamıştır” (Şen, 2005).
36
•Siyasi Ekonomik Yaklaşım: 1970’lerden bu yana, hem kültürel faaliyetlerde
hem de siyasi ekonomik faaliyetlerde köklü bir değişim yaşanmıştır.
1970’lerin
kentsel
yeniden
yapılanmasını açıklamak için
yeni bir
paradigmaya ihtiyaç duyulmuş ve kapitalist toplumda üretim, dolaşım,
tüketim ve karşılıklı değişim süreçleri ile bunların kent bağlamında nasıl
işlediğiyle ilgilenen, siyasi ekonomik yaklaşım doğmuştur (Harvey, 1997).
Değişen kentsel formu, sermayenin birikimi ve sınıf mücadelesi ile
açıklaması ve merkezlere yeniden dönmenin arkasında yatan politik sebepleri
vurgulamasından ötürü siyasi ekonomik yaklaşım, toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmalarda birçok soruya yanıt
vermiştir.
•Neo-Weberian Yaklaşım: Kent mekanında yaşanan değişim ve dönüşüm
üzerine yapılan çalışmalarda, 1970’lerde hakim olan diğer bir yaklaşım da
neo-weberian yaklaşım olmuştur. Neo-weberian yaklaşımın öncüsü olan
Weber’e göre sınıflar, mal ve işgücü piyasasındaki ekonomik güçleri ile
benzer yaşam tarzlarını benimseyen kişilerin kümelenmesi ile oluşmaktadır.
Bunun sonucunda da benzer yaşam tarzlarını benimseyen kişilerin bir arada
yaşama isteği konut bölgelerini şekillendirmektedir (Saunders, 1979). “Neoweberian yaklaşım üzerinden çalışmalarına devam eden Rex ve Moore,
Birmingham’ın
iç
bölgelerinde
konut
tahsisinde
değişen
düzeni
incelemişlerdir” (Thorns, 2004). Rex ve Moore kent merkezlerindeki boş ve
eski konut alanlarında oturmaya zorlanan göçmenleri araştırarak, sınıfsal
farklılıkların konut seçimindeki önemini vurgulamışlardır. Konut alanlarının
şekillenmesinde benzer yaşam tarzları olan kişilerin bir arada yaşama isteği
ve sınıfsal kümelenmelerin önemini vurgulaması açısından neo- weberian
yaklaşım, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine yapılan
çalışmalara ışık tutmuştur.
•1970 Sonrası Sosyolojik Yaklaşımlar: 1970 sonrası döneme gelindiğinde kent
mekanındaki değişimi açıklamak için üç farklı sosyolojik yaklaşım
geliştirilmiştir.
Büyüme
Mekanizması
Yaklaşımı:
Geliştirilen
üç
sosyolojik
yaklaşımdan ilki Logan ve Molotch tarafından oluşturulan büyüme
mekanizması yaklaşımıdır. Bu yaklaşıma göre, “her mekan, bu alanı
37
kullanmak isteyenlerle, bu alandan kar sağlamayı amaçlayan kişiler
arasında çatışma çıkarma potansiyeli taşımaktadır. Bu durumda da
büyüme mekanizmasının üyeleri ile bu çevrede yaşayanlar arasında
çatışmalar başlamaktadır” (Uzun, 2001). Molotch tarafından ortaya
konan büyüme mekanizması yaklaşımı, toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma sürecinde yeni orta sınıf kadar bu süreçten kar
sağlamayı amaçlayan kişilerin de varlığını açıklamak ve sürecin, bu
iki tarafın etkileşimi sonucu oluştuğunu vurgulamak için önemli bir
yaklaşım olmuştur.
Sosyo-Mekansal Yaklaşım: Đkinci sosyolojik yaklaşım ise, Gottdiener
tarafından geliştirilen sosyo-mekansal yaklaşımdır. Sosyo-mekansal
yaklaşım, kent mekanında yaşanan değişim ve dönüşümü, önceki
yapılan çalışmalardan farklı olarak, bütüncül bir bakış açısı ile ele
almaktadır. Gottdiener’e göre gayrimenkul gelişimi, hükümet
yardımları, kültürel ve
global ekonomik değişimlerin tümü,
metropolitan alanda değişime neden olmaktadır. Bu nedenle de sosyomekansal yaklaşıma göre politik, ekonomik ve sosyo-mekansal
faktörlerin (insanların yaşam tarzları ve diğer insanlarla olan ilişkileri)
hepsi mekan kullanımını etkilemektedir (Gottdiener and Hutchıson,
2006). Bu yaklaşım önceki çalışmaların aksine kent mekanının
şekillenmesinde tüm bileşenlerin bir arada değerlendirilmesinin
gerekliliğini savunarak, özellikle son dönem toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma çalışmalarında oldukça etkili olmuştur.
Kentsel Mekanın Ayrılması Yaklaşımı: Kentsel değişimdeki üçüncü
sosyolojik yaklaşım Marcuse tarafından geliştirilmiştir. Kent,
Marcuse (1989, 1995) tarafından kullanıcılarına göre dört farklı
bölüme ayrılmıştır. Marcuse, güçlü sosyal gruplar ve aktörler
tarafından sosyal olarak kapsanma ve dışlanma eylemleriyle ayrılmış
farklı alt alanların olduğundan bahsetmiştir. Ona göre bu alanlar kendi
aralarında
görünmez
duvarlarla
ayrılmıştır
(Thorns,
2004).
1970’lerden sonra Marcuse tarafından şehrin ekonomik ve sosyal
nedenlerle sınıflara ayrılması, şehirlerde bu kadar kesin sınırlarla
38
ayrılmış homojen yapılar olmadığı halde, sınıfların konut seçimindeki
etkisini göstermesi nedeniyle etkili bir teori olmuştur.
Kentlerin değişim ve dönüşümlerini araştırmak üzere 1920’lerden bu yana
geliştirilen yaklaşımlar, bu yaklaşımların özellikleri ve toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmalara katkısı 3.2 nolu çizelgede
özetlenmiştir.
•Talep Yönlü Yaklaşım: Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin,
tüketici kısmın istekleri (Đng. consumer side-demand) doğrultusunda
şekillendiğini savunan kişilerden bazıları; Ley, Hamnett, Butler ve Lees’dir.
Bu araştırmalarda sürecin gerçekleşmesindeki ana nedenlerin sosyo-kültürel
yapıdaki değişimden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Birey odaklı insancıl
yaklaşım olarak da nitelendirilen bu yaklaşım, Toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanmayı açıklamak için ilk olarak, Ley tarafından kullanılmıştır.
Ley, bu yapılanmada yeni orta sınıfın etkisini aşağıdaki şekilde vurgulamıştır.
“Yeni orta sınıf, son zamanlarda büyük bir büyüme yaşamıştır. Yaşanan bu
büyümenin coğrafi dağılımı çoğu metropolitan alandaki iş profilinin yeniden
yapılanmasına neden olmuştur. Aynı zamanda yeni sınıfın büyük çoğunluğu
şehir içi konut alanlarını yaşam yeri olarak tercih etmiş, bu durum da
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı doğurmuştur” (Ley, 1993).
1979’a kadar toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma ile ilgili yapılan
çalışmalarda, süreçte görev alan kişiler ve onların tercihleri üzerinde
yoğunlaşılmıştır. Ley’in başını çektiği talep yönlü araştırmalar; daha çok
değişen demografik yapı, değişen hane halkı sayısı, değişen yaşam tarzları,
değişen iş olanakları ve farklılaşan tercihlerin ışığında kent merkezlerinin
dönüşümünü incelemiştir. Talep yönlü yaklaşım, 1930’larda hakim olan Neoklasik yaklaşmın bir devamı niteliğinde sürece tek taraflı bakmakta ve sadece
sürecin talep eden veya tüketen kısmını açıklamaktadır. Sürecin oluşmasında
tüketen kadar önemli görev alan üretenler göz ardı edildiğinden, bu yaklaşım
kapsayıcı bir yaklaşım olmaktan uzaktır.
•Arz Yönlü Yaklaşım: Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini
etkileyen bileşenlerden ikincisi, başta Smith olmak üzere; Hamnett , Weesep
ve Musterd gibi kişilerin ileri sunduğu konunun üretim tarafıdır (Đng.
39
Çizelge 3.2 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma bağlamında kentsel yenileme çalışmaları.
40
production side-supply). Wassenberg’in de vurguladığı gibi arz yönlü
yaklaşım ile yürütülen çalışmalarda, toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanmanın
ortaya
çıkışında
ekonomik
nedenlerin
esas
olduğu
düşünülmektedir (Wassenberg, 2002 ).
Smith’in 1979 yılında yaptığı çalışma, bu yaklaşımın ilk ve en önemli
araştırmalarındandır. Arz yönlü yaklaşım ile tanımlayacağımız bu çalışmalar
genel olarak, konut piyasasındaki yeniden yatırım olanakları ile sermaye
birikim süreci ilişkisine dair genel toplumsal dinamiklerin analiz edilmesini
ön planda tutarken, siyasi ekonomik bakış açısını arka planda kullanmaktadır.
“Arz
yönlü
yaklaşım,
toplumsal
ve
mekansal
yeniden
yapılanma
oluşumundaki belirleyici dinamikleri, yeniden yatırımın konusu olan arazi ve
mülkiyet değerlerinin belirlenmesi üzerinden açıklamaya çalışmaktadır” (Şen,
2005). Lambert ve Boddy’e göre sürecin üretim kısmında, merkezi alanlarda
yaşanan emlak piyasasındaki değişim, ekonomik değişiklikler, konut
piyasasındaki bazı düşüş ve değer kaybetmeler önemli yer teşkil etmektedir.
Bunun sonucunda da bu alanlara yeniden yatırım yapılması ve bu alanların
yeniden yapılandırılması gündeme gelmektedir (Lambert and Body, 2002).
Hamnett, Smith’in arz yönlü çalışmaları “sürecin neden üretim temelli
ekonomiden servis temelli ekonomiye geçilen alanlarda gözlemlendiği,
sürece ihtiyaç duyan birileri olmadan bu sürecin nasıl gerçekleşeceği, sürecin
neden bazı alanlarda görülmesine karşın diğer alanlarda görülmediği,
etkilerinin neden belirli bir zamandan sonra görülmeye başladığı ve bireysel
olarak gerçekleşip gerçekleşemeyeceği” gibi soruları cevapsız bıraktığı için
eleştirmiştir (Hamnett, 2003).
Hamnett’e ilave olarak, Smith’in açıklamaları Şen tarafından da fazlasıyla
ekonomik temelli olması, sürece dahil olan kişilerin kimliği ve tercihleri
hakkında bilgi vermemesi ve kuramın sadece Amerika’daki örneklere dayalı
olarak oluşturulması ile Avrupa gibi diğer ülke örneklerini açıklamada
yetersiz kalması nedeniyle eleştirilmiştir (Şen, 2005).
Yukarıda da belirtildiği gibi, arz ve talep yönlü yaklaşımlara getirilen ortak
eleştiri, bu yaklaşımların belirli konulara yoğunlaşıp, belirli noktaları dışarıda
bırakmalarıdır.
41
Her iki yaklaşıma bakıldığında da bu bileşenlerin birbirinden bağımsız
şekilde hareket edemeyecekleri görülmektedir. Bu durumda birbirinden farklı
yaklaşımlarla ortaya konan aktörler ve olaylar aslında birbirini destekler ve
var eder niteliktedir. Bu noktada esas olan, arz-talep ilişkisidir. Toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecinin oluşumunda; şehrin değişen
demografik profili, değişen hane halkı yapısı, ekonomik değişim, iş gücü
piyasasının yeniden yapılanması, değişen tüketim anlayışları ve tercihleri gibi
talebe yönelik nedenler rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra, merkezi
alanlardaki değişen gayrimenkul piyasası, ekonomik değişimler, değer
düşüşleri gösteren arazi piyasası ve politik nedenler gibi arza yönelik
nedenler de bu sürecin oluşumunda yer almaktadır. Toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma sürecinin tüketim kısmında yer alan aktörler, dünyanın
her yerinde, yeni orta sınıf iken, üretim kısmında yer alan aktörler ise rant
peşindeki girişimciler, inşaat şirketleri ve sigortacılardır.
Rose (1984) sürecin bu farklı bileşenlerinin bir arada kaotik bir yapı
oluşturduğundan bahsetmektedir. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
kaotik bir kavram ve kent içinde birçok bileşeni barındıran bir yapılanma
olmasından ötürü, süreci geçiren alanlarda meydana gelen değişimler;
ekonomik, sosyo- kültürel, politik bileşenlerden biri veya birkaçı ile değil,
hepsinin bütüncül yaklaşımı ile incelenmelidir.
3.4 Bütüncül Yaklaşım: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Bileşenleri
Kent, birçok bileşenin etkileşimi ile şekillenen canlı bir mekanizma olduğundan,
Healey kentsel yenilemenin-dönüşümün ekonomik, sosyal ve politik bileşenler
üzerinden incelemesinin daha doğru olduğunu vurgulamıştır. (Healey, 1992)
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma birçok bileşenin karşılıklı etkileşimi
sonucunda kendiliğinden veya planlı bir strateji olarak doğmasından ötürü, kentlerin
değişimine neden olan bu sürecin de, bütüncül bir bakış açısı ile sosyo-kültürel,
ekonomik ve politik bileşenleri çerçevesinde incelenmesinde fayda vardır.
3.4.1 Sosyo-kültürel bileşenler
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın sosyo-kültürel bileşeni, yeni orta
sınıfın tüketim kalıpları, değişen demografik yapısı ve yaşam şekli; kültürel faktörler;
42
sanatçıların yaşam şekli; cinsiyet ve eğitim gibi başlıkları içermektedir. Sosyokültürel bileşenin ana aktörleri yeni orta sınıf profesyoneller ve sanatçılardır.
•Yeni orta sınıf ve değişen demografik özellikleri: 1960’lardan sonra yaşanan
sanayi sektöründe azalma, finans ve hizmetler sektöründe artışa neden olmuş
ve küreselleşme ile üretim temelli endüstriden hizmet temelli endüstriye,
mesleki sınıf yapısında da işçi sınıfından beyaz yakalı profesyonellere
geçilmiştir. Myles’in da belirttiği gibi 1960 ve 80 yıllarının verilerine göre,
kalifiye
mesleklerin
artan
bir
hızla
yayılması,
yeni
orta
sınıf
profesyonellerinin ve yönetimsel mesleklerin artmasına neden olurken, işçi
sınıfının azalmasına neden olmuştur (Myles, 1988). “Küresel sermayenin
dünya üzerindeki örgütlenme şekli, orta sınıfa finans, emlak, hukuk, eğitim,
bilim ve ticaret hizmetlerinde çalışan beyaz yakalı işçilerden oluşan yeni bir
toplumsal katmanın eklenmesine neden olmuştur” (Harvey, 1997). Beyaz
yakalı profesyoneller, önceki orta sınıftan farklı olarak çoğunluğu üniversite
mezunu, geç evlenen ve geç çocuk sahibi olan, farklı tüketim kalıpları ve
yaşam tarzları olan yeni bir orta sınıftan oluşturmaktadır (Hamnett, 2003;
Ley, 1981- 1996). Yeni oluşan bu sınıfı, önceki orta sınıftan ayırmak için de
“genç profesyoneller (Đng. yuppie- young urban professional/young
upwardly-mobile professional)” (Ley, 1996) ve “ayrı kadro (Đng. distinctive
codre)” (Ley, 1994) gibi farklı terimler kullanılmıştır.
Keyder, “oluşan bu yeni toplumsal katmanın, kendi kültürel sermayesini
kendisinden önceki orta sınıfların kullandığından daha farklı bir şekilde
kullanmak niyetinde olmasından ötürü kendisini bir şekilde farklı seçimlerle,
farklı tüketim kalıplarıyla, farklı aile yapısıyla ve farklı işlerde çalışarak, bu
kişilerden ayrıştırmaya çalıştığını” vurgulamıştır ( Keyder, 2006). “Tek aileli
evler ve çocuksuz çiftlerin ortaya çıkmasına neden olan gelişmiş dünyada
doğum oranının azalması ve ileri yaşta evlilik daha önceki nesillere göre
oldukça farklı ‘ev oluşturma’ uygulamaları ve etkinlikleri doğurmuştur”
(Thorns, 2004). Bu noktada değişen demografik özelliklerin konut alanını
nasıl etkilediği görülmektedir. Böylece, 1940’larda ‘Đngiliz soylu sınıfı’
tarafından değişikliğe uğrayan tarihi kent içi konut alanları, zamanla yeni orta
sınıfın tercihleri etrafında şekillenmeye başlamıştır.
43
•Yeni orta sınıfın konut tercihi: Değişen yaşam ve çalışma koşulları
beraberinde farklı konut seçimlerini de getirmiştir. Kendini, önceki orta
sınıftan yaşam şekli olarak ayırmaya çalışan yeni orta sınıfın, konut
tercihlerine baktığımızda, üç farklı konut tipine rastlanmaktadır. “Bunlardan
ilki, kentin çeperlerine kayan, bahçe içinde yaşama imkanı sunan, kapısında
güvenlik elemanı duran, dışa kapalı sitelerde yer alan lüks villalardır. Đkincisi,
kent merkezine daha yakın alanlarda konumlanan, kapısında güvenlik
elemanı bulunan lüks rezidanslardır. Üçüncüsü ise, kent merkezine yakın,
köhneleşmiş; ancak tarihi değerleri ve eski mahalle yaşantısı ile kişilere farklı
bir yaşam tarzı sunan, yenilenen konutlardır. Bu üç konut tipinin de ortak
özelliği, küreselleşmenin sonucu doğan, yeni orta sınıfın ihtiyaçlarını
karşılamalarıdır” (Keyder, 2000). Bu konut tiplerinden, yaşam alanları olarak,
çalışma mekanlarına ve kentsel yaşamın dinamik ve çok kültürlü yapısına
yakın olan tarihi kent içi alanları tercih eden kısmı, Şen’in de vurguladığı gibi
“küresel kültürün taşıyıcısı olma niteliğiyle ayrıcalıklı bir kimliğe sahip”
olmaktadır (Şen, 2005). Diğer kişilerden ayrıcalıklı bir kimliğe sahip olmak
isteyen yeni orta sınıf, yaşam alanlarında da bu ayrımı açık bir şekilde
sergilemek ister. Keyder, “yeni orta sınıf için kentin, değer verilmesi gereken
kültürel bir miras, çeşitliliği ve toplumsal heterojenliği üzerine titrenmesi
gereken değerler” olduğunu belirtirken, kent merkezindeki tarihi konut
alanlarının bu kişilerin konut tercihindeki önemini vurgulamıştır (Keyder,
2000). Tarihi kent içi konut alanları, barındırdıkları tarihi ve mimari değerle,
kültürel aktivitelere ve eğlence mekanlarına yakınlıkları ile yeni orta sınıfın
ayrıcalıklı kimlik arayışına en iyi cevap veren yaşam mekanlarıdır. Çünkü
Ley, Butler ve diğerleri sınıf kompozisyonunda oluşan bu değişime bağlı
olarak kültürel yönelmelerde ve tercihlerde de değişiklikler olduğunu
belirterek, insanların bu nedenle şehir dışında (Đng. suburb) yaşamak yerine
şehir merkezilerinde yaşamayı tercih ettiklerini belirtmiştir (Hamnett, 2003).
Ley, şehir içi alanları banliyö yaşamına ve banliyölere doğru genişlemelere
karşı oluşturulan “muhalefet mekanları (Đng. oppositional spaces)” olarak
nitelendirirken, bu alanları “sosyal olarak çeşitli, farklılıklara açık, hoşgörülü,
yaratıcı, eskiyi değerlendiren, el hüneri, kişileştirilen, otoritenin hiyerarşik
çizgilerine uymama” sözcükleri ile ifade etmektedir (Ley, 1996).
44
Yeni orta sınıfın çöküntü alanlarına yerleşim tercihi, Zukin (1988)’e göre
“moda hayat tarzlarına ve yüksek kültüre meraklı tüketicilerin artan sayısına
ve yüksek öğrenimine dayalı dönüşümsel tüketime” bağlıdır. Şen’e göre
“mekanın sosyo-ekonomik olarak yenilenmesi, işlevinin yeniden üretilmesi
ve bu mekansal ortamların tüketicisi olmak yeni orta sınıfın kendi
ihtiyaçlarına uygun fiziksel nitelikteki evlerin varlığı ile mümkün olabilecek
bir dönüşümdür” (Şen, 2005).
•Bebek patlaması (baby boom): Bebek batlaması (Đng. baby boom)7 döneminde
doğan kişilerin olgunlaşması, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
sürecinin oluşumunda son derece etkili olmuştur. 1930’lu yılların küresel
ekonomik durgunluğu ve 2. Dünya Savaşı sonrası doğan çocuklar kıtlık
yılları arkasındaki bolluğu yaşamışlardır. Bu dönemde çocuklarının
büyümesinde aileler büyük özverilerde bulunmuş, kendi yaşayamadıklarını
çocuklarına yaşatmaya çalışmışlardır. Bu nedenle, bu dönemin çocuklarının
çoğu üniversite mezunu, yüksek tahsilli, hayattan zevk almayı bilen
kişilerden oluşmaktadır. Buna bağlı olarak, hayatı özgürce yaşama arzusu, bu
kişilerin geç evlenmesine ve çocuk sahibi olma çağına geldiklerinde de kendi
ebeveynlerinin aksine daha temkinli davranmalarına neden olmuştur. Munt,
farklı yaşamlarından dolayı, bebek patlaması döneminde doğanların
olgunlaşmasının, konut piyasasında bir baskı oluşturduğunu ve toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanmaya neden olduğunu ifade etmiştir (Munt, 1987).
•Kadınların işgücüne katılımının artması ve işe yakınlık: Banliyö yaşamının
tersine evin işe yakın olması, yeni orta sınıfı özellikle de kadınları şehir içi
alanlara çekmektedir. Warde’ye göre, kadınlar için evin işe yakın olması
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini pekiştirmektedir. Çünkü
kent merkezine yerleşme, işe ve eve ulaşım problemlerine çözüm bularak,
zamanın daha verimli kullanılmasını sağlamaktadır (Warde, 1991). Kent
merkezinde yaşam, “işe yakın, üretken işler için etkin ve izole edilmemiş
7
Baby boom: Đkinci Dünya Savaşı’nda ciddi nüfus kayıpları yaşayan ve savaşın ardından devlet
politikası ile üremeye teşvik edilen ABD ve Avrupa halkları, nüfus patlaması (baby boom) dönemi
yaşamıştır. Nüfus artışı hızı savaş sonrasında yükselmiş, 1945-50 arasında yüzde 2.17’ye, 1950-60
arasında ise yüzde 2.81'e kadar tırmanmıştır. Bu kuşağın gençlik dönemleri 1968 öğrenci olaylarına,
olgunluk dönemleri ise, 1990 sonrası büyük değişim dönemine denk gelmiştir. Nüfustaki bu artış,
1930’lu yılların küresel ekonomik durgunluğunun ve savaşa bağlı evlilik ve çocuk doğumlarında
meydana gelen gecikmenin bir sonucudur (Thorns, 2004).
45
çevreler sağlayarak, kadınlar için arkadaşlıkların kurulabildiği sosyal ve
destekleyici bir ortama
imkan vermektedir” (Rose,
1984). Çünkü
banliyölerde kişiler özellikle de konutta daha çok vakit geçiren kadın ve
çocuklar, kent içi alanlarda yaşayanlara nazaran dış yaşamdan daha kopuk,
izole bir yaşam sürmektedirler. Bu durum da eski komşuluk ve mahalle
ilişkilerini özletmekte ve kişileri kent merkezlerine çekmektedir.
Bondi (1991), Warde (1991), Buttler/Hamnett (1994), Mc Dowell (1997) gibi
kişiler toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde etkili olan,
kadınların çalışmaya başlamasına bağlı “çift gelirin oluşması” ve “evin işe
yakın olması” konuları üzerinde durmuşlardır. Bondi; Rose, Ley, Smith ve
Short’un
çalışmalarını özetleyerek,
toplumsal
ve
mekansal yeniden
yapılanmanın, kadınların işgücüne katılımının artması ile kuvvetlendiğini
(özellikle evli kadınlar) vurgulamıştır (Bondi, 1991).
Ayrıca kent
merkezlerinde olan ancak banliyölerde olmayan, hayatı kolaylaştıran destek
servislerinin çeşitliliği orta gelir seviyesindeki profesyonelleri, özellikle de
kadınları ve çocuksuz aileleri bu alanlara çekmektedir (Rose, 1984). Bu
nedenle şehir içinde yaşamanın en cazip tarafı, yeni orta sınıfın sosyalleşme
sürecinin içinde aktif olarak yer almasına imkan vermesidir.
•Cinsel farklılıklar (gay-lezbiyen): Toplumun genelinden farklı cinsel tercihleri
olan gay ve lezbiyenler bu farklılıklarını konut mekanına da yansıtarak
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin oluşumuna yardımcı
olmaktadır. Gayler kendileri için oluşturdukları konut çevrelerinde özel
barlar, spor kulüpleri gibi mekanlar yaratarak kendi aralarında sosyal bir alan
oluştururlar. Örneğin San Francisco’da Victorian tarzdaki yapıların, gaylerin
bu alanı kendi konut alanları olarak benimsemesi ile korunduğu
görülmektedir. Aynı şekilde New York-Park Slope’da gerçekleşen toplumsal
ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde de lezbiyen yoğunluğunun önemli
etkisi olmuştur (Lees ve diğ., 2006).
•Irk: Özelikle Amerika’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
çalışmalarında ırk, çok önemli bir bileşen olmaktadır. Çünkü toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecinde genellikle istenmeyen ırklara mensup
kişilerin bilinçli olarak yerlerinden edildiği görülmektedir. Şekil 3.4’te yer
alan karikatürde beyaz ırkın başlarda kent merkezinden dış alanlara doğru
46
yayılımı, son zamanlarda ise kent merkezine geri dönüşü çarpıcı bir şekilde
gösterilmiştir. Şekilde azınlıkların şehir merkezlerine taşınması ile beyaz
ırkın başta medeniyetin simgesi olarak gösterilen şehir merkezlerinden dış
alanlara doğru taşındığı görülmektedir. Kent merkezinden dış kısımlara doğru
taşınan beyaz ırk, en son olarak da başta medeniyetin simgesi olarak belirtilen
kent merkezine geri dönmektedir.
Amerika’da yayınlanan aylık bir dergide, Amerikalı soylulaştırıcılar
aşağıdaki resimde yer aldığı gibi genç, beyaz tenli ve çocuklu bir aile olarak
resmedilmiştir. Bu durum da, kent mekanının değişimine neden olan
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın, özellikle Amerika’da,
genellikle belirli bir ırk çerçevesinde şekillendiğini veya dolaylı yönden
şekillendirildiğini göstermektedir.
•Yeni orta sınıfın tüketim tercihleri: Yeni orta sınıfın talep ettiği sermaye,
mekanın belirleyicisi olmaktadır. Harvey’in “sembolik sermaye” olarak
tanımladığı bu birikim, “sahibinin zevkinin toplumda ne kadar sivrilmiş
Şekil 3.4 : Beyaz ırkın kent merkezine geri dönüşü (Url-16).
47
Şekil 3.5 : Amerikalı soylulaştırıcılar (Stay Free, 2004).
olduğunun kanıtı olabilecek lüks mallar koleksiyonudur. Üstün zevk kıstasları
üzerinden edinilmek istenen büyük karlar, bu yeni orta sınıfın beğenisini
oluşturur. Bu beğeni moda olanda, nostaljide8, benzeşimde ve kitsch’te
yoğunlaşır” (Harvey, 1997). Bunun sonucunda da tüketim toplumu
doğmaktadır. Artık gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrım
kalkmakta ve tüketimin toplumsal bir ayrıcalık getirdiğine inanılmaktadır.
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, küreselleşme ile doğan kültür
endüstrisi ışığında, yeni orta sınıfa kaybolan veya kaybolmakta olan özlem
duydukları tarihlerini, kültürlerini yeniden yaşatmak için hazırlanan bir
eskiye dönüştür.
•Sanatçılar: Eskiye dönüşte yeni orta sınıfa ışık tutan bir kesim bulunmaktadır.
Çünkü yeni orta sınıfın ‘farklı yaşam tarzı’ isteği, sanatçıların yaşam
tarzlarını benimsemelerine neden olmaktadır. Sadece yaptıkları eserlerle değil
8
Renato Rosaldo’ya göre, nostaljinin bir tanımı, insanın kendi elleriyle tahrip ettiği şeye duyduğu
özleme gizemli, akılla açıklanamaz bir anlam vermesidir (mistifikasyon). Nostaljinin bir başka tanımı
ise, kendisi bir aldatmaca, bir kurgu olan ideolojinin bir parçası olduğudur (Yavuz, 2006).
48
yaşam tarzları ile de farklılıklar sunan sanatçılar genellikle entelektüel, belirli
bir hayat görüşü olan ve kültürlü kişilerin kapsadığı kesimi ifade etmektedir.
Kendini bu insanlardan biriymiş gibi hissetmek isteyen veya farklı birer birey
olduklarını ifade etmek isteyen kişiler de, onların yaşam biçimlerine benzer
bir yaşam tarzı benimseme yoluna gitmektedirler. Sanatçıların tarihi kent içi
konut alanlarına yerleşmesinde ‘düşük maliyet’ ve ‘farklı yaşam tarzı’ son
derece etkili olmuştur. Sanatçılar, kent merkezinde yer alan tarihi konut
alanlarını, düşük maliyetleri nedeniyle kendi yaşam koşullarına uygun
bularak, buraları kendi kimliklerine uyan mekanlar haline dönüştürmüşlerdir.
Kuşkusuz, başlarda kimsenin ilgilenmediği, sırt çevirdiği, hatta düşük statü
gösteren mekanlar olarak nitelendirilen bu alanlar, özellikle sanatçıların
yerleşimi ile birlikte farklı yaşam tarzları benimseyen yeni orta sınıf için
yüksek statü göstergesine dönüşmüştür. Bu durum da yeni orta sınıfın neden
çöküntü haline gelmiş tarihi konut bölgelerini yeni yaşam alanları olarak
tercih ettiklerini açıklamaktadır.
Şekil 3. 6’da Behiç Ak’ın sanatçıların peşinden giden yeni orta sınıfı çarpıcı
bir şekilde anlatmak için çizdiği karikatür yer almaktadır.
Şekil 3.6 : Sanatçıların peşinden giden yeni orta sınıf (Behar, D., Đslam, T., 2006).
“Ticari alanlar estetik düzen için, ticarileştirilmiş sanat gibi anlamdan
soyutlanmış kısır alanlar olarak görülmektedir. Banliyöler ve alışveriş
merkezleri, insani zevklerin yok edilişinin ve toplu pazarın sembolleridir. Bu
nedenle zamanla, ticari olarak sömürülen bu mekanlar veya durumlar,
49
sanatçılar tarafından reddedilen alanlar haline gelmiştir” (Ley, 2002). Bu
durumda da, tarihi kent içi alanların yaşam alanı olarak tercih edilmesinde
“kültürel sermaye bakımından zengin, ekonomik sermaye bakımından fakir
sanatçılar” büyük rol almış ve toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
“ekonomik sermayeye daha zengin kesimden takipçiler getiren sanatçıların
kültürel yetkinliklerinin toplumsal değerlendirilmesi” olarak tanımlanmıştır
(Ley, 1996).
Sanatçıların yeni orta sınıfı kent merkezine çekmesine verilecek en iyi örnek,
New York’un Soho Bölgesi’nde yaşanan olaydır.9 Soho, 1940 yılında düşük
maliyetinden ve sanatçıların yaşam tarzlarına olan uygunluğundan dolayı
sanatçılar tarafından konut bölgesine dönüştürülmüştür. 1973 yılında da bir
kültür merkezi etiketi ile sunulmaya ve pazarlanmaya başlanmıştır. Bu
dönemde, sanatçılara devlet ve belediyeler tarafından maddi destekler
verilmeye başlamış ve bu desteklerle birçok eski bina, sanat atölyesi ve
sanatçılar tarafından yürütülen etkinlik alanlarına dönüştürülmüştür. Fakat bir
yandan da sanatçılara Soho’daki mekanların dönüşümü ile ilgili söz hakkı
verilmemiş ve bu semtin pazarlanmasında, etiketlenmesinde sanatçılar ve
sanat üretimi çekici bir pazarlama stratejisi olarak kullanılmıştır. Bu
durumdan da anlaşılacağı üzere, sanatçılar toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma sürecinde sadece ortamı hazırlayan, bir nevi katalizör görevi gören
kişilerdir.
Ley’e göre toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, sürece farklı
aşamalarda katılanların tanımladığı iki aşamalı bir süreçtir. Birinci aşamada
öncüler kent merkezindeki alanları, alanın tarihi ve kültürel değerleri ile
yaşam tarzlarına uygunluğu nedeniyle tercih etmektedirler. Bu grupta daha
çok sanatçılar yer almaktadır ve yatırım amaçları bulunmamaktadır. Đkinci
aşamada ise birtakım riskleri göze alıp kent merkezine yatırım amacı ile
yerleşen yeni orta sınıf bulunmaktadır. Zaman içinde ikinci aşamada ilk
öncülerin yerlerinden edilmesi de söz konusu olabilmektedir (Ley, 1996;
Aktaran Uzun, 2006b).
9
New York’un Soho Bölgesi’nde yaşanan yenileme çalışmaları ikinci bölümde, yeniden canlandırma
örnekleri arasında gösterilmiştir.
50
Şekil 3. 7’de Behiç Ak tarafından çizilen karikatürde, sanatçıların süreçteki
durumu “Sorma ünlü ve parasız bir insanım. Her gittiğim yerde kiraların
artmasında neden oluyorum. Kendi yüzümden kendi kiramı ödeyemez hale
gelip başka bir yere taşınıyorum.” cümleleri ile vurgulanmıştır.
Şekil 3.7 : Sanatçıların değer artışına neden olması (Behar, D., Đslam, T., 2006).
Özetle, Ley ve arkadaşlarının çalışmalarında yer verdiği, kişisel tercihler ve değişen
yaşam tarzları, kişilerin yaşam alanlarının şekillenmesinde son derece etkili
olmuştur. Değişen hane halkı yapısı, tercihler ve çalışma şartları yeni orta sınıfın
neden tarihi kent merkezlerini yaşam alanı olarak tercih ettiklerini açıklamaktadır.
Yeni orta sınıfla doğan ve çoğunlukla sanatçılar gibi farklı yaşam tarzını benimseyen
bir kesim tarafından şekillenen yeni yaşam koşulları ve tercihleri, toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecini meydana getiren sosyo-kültürel bileşenleri
doğurmuştur. Kuşkusuz bu bileşenler sürecin oluşmasında etkili olan zincirin bir
halkasıdır ve süreç diğer halkaların da zincire katılması ile oluşmaktadır.
3.4.2 Ekonomik bileşenler
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın ekonomik bileşenleri; ekonomik değer
farklılıkları, arsa ve konut pazarı, ekonomik yeniden yapılanma, yeni konut üretimi
ve ulaşım maliyetleri gibi başlıkları içermektedir. Ekonomik bileşenlerin ana
aktörleri; yatırımcılar, arsa sahipleri, emlakçılar ve kredi sağlayan bankalardır.
51
•Yeni konut üretimi ve ulaşım maliyetleri: Toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma üzerine yapılan çalışmalarda konunun ekonomik bileşeni üzerine
yoğunlaşan Smith’e göre, savaş sonrası kentlerde yeni konut üretim
maliyetlerinin hızla artması ve yeni yapılaşmanın kent merkezinden
uzaklaşması, kent merkezlerindeki konut alanlarının rehabilite edilmesini
daha ekonomik kılmıştır. Çünkü Smith’e göre banliyöleşme ile artan ulaşım
maliyetleri insanların kent merkezini tercih etmelerinde etkili olmuştur
(Smith, 1996). Sosyo-kültürel bileşenlerde yer verilen evin işe yakın olması
kişisel bir tercih olarak görülmesine karşın, Smith’ in vurguladığı gibi,
konunun ekonomik bir boyutu da bulunmaktadır.
•Rant Farkı-Değer Farkı Teorileri: Smith’e göre insanları kent merkezinde
yaşamaya iten en önemli nedenlerden biri de, rant farkı teorisi (Đng. rent gap
theory) olarak adlandırdığı, “bir alanın yatırımsızlık dönemi ile yatırım
yapıldığı süreç arasında oluşan değer farkı”nın fazla olmasıdır. Süzülme
sürecinin (Đng. filtering theory)10 gerçekleşmesi ve mahallelerin çöküntü
alanları haline gelmeleri ile rant farkı daha da artmaktadır. Rant farkının
arttığı durumlarda yatırımcı yapıları daha ucuza almakta, yenileme için
devletten yardım almakta ve sonucunda oluşan satışta da değer artışından
dolayı kar etmektedir. Böylece Smith’ e göre rant farkının fazla olduğu
alanlarda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, arsa ve konut pazarının
beklenen bir sonucudur. Bu nedenle süreci sadece kişilerin tercihlerine
bağlamak, sürecin oluşmasında son derece etkin rol oynayan inşaatçıları,
yatırımcıları, arsa sahiplerini, konut kredisi sağlayan bankaları, emlakçıları,
kısacası süreci oluşturan diğer aktörleri göz ardı etmek olur (Smith, 1996).
Sykora’nın da vurguladığı gibi süreç, rant farkının en fazla olduğu alanlarda
yani mülkiyetin geliştirilmesi ile elde edilecek karın maksimum olduğu
alanlarda gerçekleşmektedir. Büyük kar oranları; terk edilen, bozulan, iyi
konumda olan ve konut çevresi için çekici bileşenleri olan alanlarda
10
Süzülme süreci (Đng. filtering theory): “Süzülme sonucu bir ekonomik grubun boşalttığı alana daha
alt gruptan bir nüfus hareketidir” (Özden, 2008). Böylece orta ve yüksek gelir konutlarının boşalması
ile fakirler ve piyasaya ilk girenler için konut sağlanacağı düşünülmektedir (Thorns, 2004).
52
sağlanmaktadır. Başka bir deyişle rant farkı, gecekonduların olmadığı
metropolitan alanda çok düşük kira seviyelerine sahip olmayan alanlarda en
fazladır (Sykora, 2005).
Smith tarafından geliştirilen rant farkı teorisinin Amerika’da yaşanan süreci
açıklamasına rağmen Avrupa gibi diğer ülke örneklerindeki süreci
açıklamakta yetersiz kalması üzerine, Hamnett tarafından bütünleyici bir
kuram olan değer farkı teorisi (Đng. value gap theory) geliştirilmiştir. “Değer
farkı teorisi, binanın boş hali ile kiralanarak oluşan yatırım değeri (Đng.
tenanted investment value) arasındaki değer farkını ifade etmektedir”
(Hamnett, 1984). Özellikle Avrupa kentlerinde yaşanan Kira ve Đskan
Kanunlar’ı kişilerin kiralık konutlarından beklenen geliri elde edememelerine
neden olmuş ve yapıların bakımsızlığından dolayı da mal sahipleri sorumlu
tutulmuştur. Buna ek olarak konut alımında artan devlet desteğiyle birlikte
kiralık konutlar, satılık konutlar haline gelmiştir. Hamnett tarafından ortaya
atılan değer farkı teorisi de Avrupa’da kiralık bir evin satın alınması için
oluşan baskıyı açıklamakta kullanılmıştır (Lees ve diğ., 2006).
Bir alanın toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini yaşayabilmesi
için öncelikle uzun bir yatırımsızlık dönemi geçirmesi gerekmektedir.
Yerleşim alanları bu dönemden sonra yoğun yatırımların yapıldığı bir sürece
girmektedir. Çoğunlukla, yoğun yatırım süreci de arkasından durgunluk ve
tekrar bir yatırımsızlık süreci ile başa geri dönmektedir. Kent mekanında bir
döngü
şeklinde
yaşanan
bu
oluşumlar
kaçınılmazdır.
Yatırımsızlık
döneminde konut fiyatlarının düşüklüğü nedeniyle bazı konutların satın
alınarak rehabilite edildiği görülmektedir. Bu daha çok bireysel ve küçük
çaplı bir değişim olduğundan etkileri algılanmayacak kadar küçüktür. Çünkü
bu durum sadece sürecin oluşmasında bir kıvılcım niteliğindedir. Daha sonra
çöküntü haline gelen yerleşim alanları bünyesinde barındırdığı kar
potansiyeli, yeni orta sınıfın talepleri ve hükümet yardımlarıyla özellikle
yatırımcıları bu alanlarda yatırım yapmaya çeker ve bu safhada yenilenen
konutlarla yenilenmeyen konutlar arasında Smith’in de vurguladığı gibi rant
farkı büyür. Kent mekanında bir döngü şeklinde yaşanan bu ekonomik
değişim şekil 3.8’de şematik olarak gösterilmiştir.
53
YATIRIMSIZLIK DÖNEMĐ (KÖHNEME)
Ekonomik bileşen:
Arazi-konut fiyatları düşer.
Fiziki bileşen:
Fiziki yapı bozulur.
Sosyo-kültürel bileşen:
Düşük gelir seviyesindeki kişiler çoğunluktadır.
RANT
FARKININ
(RANT GAP)
MAX. OLDUĞU
ARALIK
YATIRIM DÖNEMĐ
Ekonomik bileşen:
Arazi-konut fiyatları
artar.
Fiziki bileşen:
Fiziki yapı iyileşir.
Sosyo-kültürel bileşen:
Düşük gelir seviyesinden
orta-üst sınıflara doğru
değişim görülür.
DURGUNLUK DÖNEMĐ
Ekonomik bileşen:
Arazi-konut fiyatları sabit
kalır/ azalabilir.
Fiziki bileşen:
Fiziki yapı yavaş yavaş
eskimeye başlar.
Sosyo-kültürel bileşen:
Sosyal yapı sabit kalır/
yavaş yavaş düşük gelir
seviyesine doğru değişim
görülebilir.
Şekil 3.8 : Kent mekanındaki ekonomik değişim döngüsü.
•Ekonomik yeniden yapılanma ve kutuplaşma: Sassen’e (1991) göre, “sosyoekonomik ve maaş kadrosu olarak iki uç noktada yer alan meslekler
arasındaki yoğunlaşma, ekonomik olarak yeniden bir yapılanmayı doğurmuş
bu olay da sosyo-ekonomik bir kutuplaşma yaratmıştır” (Lyons, 1995).
Kutuplaşmanın bir ucunda yüksek gelire sahip kişilerin istila (Đng. invasion)
ettikleri alanları ıslah etmesi ve bu alanların değerini arttırması yer alırken,
diğer ucunda da artan değerleri karşılayacak ekonomik durumu olmayan
kişilerin yerlerinden edilmesi bulunmaktadır. Bu nedenle de Marcuse’a
(1986) göre, “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma kentin coğrafyasına
damgasını vuran bir kutuplaşma” olarak tanımlanabilir (Marcuse, 1986;
Aktaran Lyons, 1995).
•Vergi ve ekonomik yeniden canlanma: Toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma, konut mekanında sosyal bir dönüşüm yaratmakla birlikte mekanın
ekonomik olarak dönüşmesine de neden olmaktadır. Magnusson’un da
vurguladığı gibi üst ve orta sınıf, vergi gelirleri üzerinde son derece etkilidir.
Bu sınıfların banliyölere gidişleriyle birlikte ekonomik olarak zorlanan kent
merkezlerinde yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci, bu
alanların ekonomik olarak yeniden canlandırılması açısından son derece
54
etkilidir (Magnusson, 2005). Çünkü üst ve orta sınıfın kent merkezine
taşınması, vergilerini de bu alanlara yatırmalarına neden olmaktadır.
3.4.3 Politik bileşenler
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmanın politik bileşeni, devlet politikalarıyla
şekillenmektedir. Politik bileşenin aktörü devlettir.
“Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, önceleri olduğu gibi, sıra dışı birkaç
yerel yerleşim alanını kapsayan bir olay olmaktan çıkıp zamanla global kentlerin
yaşadığı daha sistematik ve kapsamlı bir devlet politikası haline dönüşmüştür”
(Smith, 2008).
Vergi elde etme ve kentsel yayılımı durdurma, kentsel yenileme politikalarının temel
hedeflerinden biri haline gelmiştir. Bu çerçevede, kent merkezlerinde yaşanan
boşalma sürecini tersine çevirmek, yerel yönetimlerin temel uğraş alanlarından biri
olmuştur. Bu nedenle de yerel yönetimlerin birçoğunun, daha fazla nüfusu kent
merkezlerine çekmenin yollarını aradıkları bilinmektedir. “Merkezlere gelmesi
istenen nüfus hiç de rastlantısal olarak davet edilmemektedir. Yerel yönetimlerin, bu
nüfusu belli bir program dahilinde, farklı sosyal gruplar içinden, belli bir denge
doğrultusunda seçip belirlediği görülmektedir. Bu sosyal gruplar arasında mülk
sahibi kullanıcılar, hükümetten para yardımı alan kiracılar, diğer kiracılar, çocuksuz
genç yetişkinler, yaşlılar ve çocuklu aileler bulunmaktadır. Yerel yönetimler, kent
merkezine bu sosyal grupların her birinden belli oranlarda nüfus çekerek, merkezleri,
hedefledikleri misyonuna kavuşturmayı ummaktadırlar” (Özden, 2008).
Bu çerçevede, kent merkezlerine yatırımı teşvik etmek ve kentten kırsal alanlara
doğru kentsel yayılımı (Đng. urban spraw) engellemek için hükümetler çeşitli
politikalar üretmektedirler. Bu politikaların içinde kent merkezinde yatırım yapacak
kişilere sağlanan vergi kolaylıkları olabileceği gibi kredi imkanları da yer almaktadır.
Devletin yatırımcı ve yeni orta sınıfı, kent merkezine çekmeye çalışmasındaki en
büyük nedenlerden biri, tüm gününü kent merkezinde geçiren kişilerin vergilerini
banliyö belediyelerine yatırarak bu mekanlarda yapılacak yatırımlar için devleti zor
durumda bırakmasıdır. Ayrıca yatırımsızlık süreci geçiren alanların suç işlenen
mekanlar haline gelerek sosyal refahı bozması da bir başka nedendir ( Bellush ve
Hausknecht, 1967).
55
Ekonomik, fiziksel ve sosyal olarak çöküntü yaşayan kent içi alanlar, zamanla suç
oranlarının da artması ile kent içinde kapalı gettolar haline gelmiştir. Bu durum da bu
alanların kente kazandırılması ihtiyacını doğurmuştur. Bunun sonucunda da kişisel
tercihleri nedeniyle yeni orta sınıfın ve ekonomik karlılığı nedeniyle de girişimci ve
yatırımcıların ilgisini çeken kent içi alanlarını canlandırmak kentsel yenileme
politikalarının ana hedeflerinden biri haline gelmiştir.
Ticari olarak zayıflayan bir alandaki ticari aktiviteyi arttırmak da devlet politikaları
arasında sayılmaktadır. Kentsel yenileme çalışmaları ile yaşanan sınıfsal değişim
ticari mekanlarda da bir değişim yaratmaktadır.
Kısacası devlet, uzun süre yatırım yapılmayan köhnemiş kent içi alanlarda yaşanan
vergi oranlarındaki düşüş, suç oranlarındaki artış ve ticari aktivitelerdeki bozulma
nedenlerinden ötürü, yaptığı yardımlarla ve politikalarla bu alanları tekrar kazanma
yoluna gitmektedir.
Tüm bu verilerden anlaşılacağı üzere, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
sürecinin gerçekleşebilmesi için dünyanın her yerinde aynı olan bileşenler; köhnemiş
ancak mimari değeri olan yapıların bulunduğu boş veya kendini savunacak ekonomik
ve siyasi gücü olmayan kişilerin yaşadığı bir alan, ortamı hazırlayan ve çekici kılan
sanatçılar, entelektüeller, harcayabilecek parası olan yeni orta sınıf, rant kaygısı
güderek sürecin üretim kısmında görev alan kişiler (girişimciler, sigortacılar, inşaat
şirketleri) ve kent merkezlerini yeniden canlandırmak isteyen devlet ve bu amaçla
uygulanan kamu politikalarıdır.
3.5 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Sonuçları
Yaşanan değişimler göz önünde bulundurulduğunda sürecin, hem pozitif hem de
negatif sonuçları olduğu gözlemlenmektedir. Çünkü toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma farklı kişiler için farklı anlamlar içeren karmaşık ve çok boyutlu bir
süreçtir. 1985’te New York Times’ta “Soylulaştırma Kötü Bir Kelime mi?” (Đng. Is
Gentrification a Dirty Word?) başlıklı bir makale yayınlanmıştır. Bu makaleye göre,
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma kimine göre geliştirilmiş konut alanı iken,
kimine göre ekonomik olarak karşılanamayacak konut alanı demektir. Kimine göre
güvenli sokakları ve yeni ticari fonksiyonları ifade ederken, kimine göre homojen bir
sosyal dokuyu ifade etmektedir. Bazıları için konut sahipliğine geçiş iken, bazılarına
56
göre de yüksek kira oranı demektir (The New York Times, 1985). Çünkü önemli
olan nokta, sürecin kimin için değerlendirildiğidir. Freeman’a göre de toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma farklı kişileri hatta zaman zaman aynı kişileri bile farklı
şekillerde etkilemektedir (Freeman, 2008). Genel hatları ile bakılacak olursa, sürecin
sonunda fiziksel iyileşme, sınıfsal değişim, kiracılıktan konut sahipliğine geçiş,
konut ve arazi değerlerinde artış gözlemlenir.
Slater’e göre “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma, kentlerin fiziksel ve sosyal
yapısına şekil vermede önemli rolü olan çekici, güçlü ve bazen de korkutucu
derecede hızlı olan bir süreçtir” (Slater, 2002). Konu üzerine yapılan çalışmalardan
bazılarında süreç, yapılı çevrenin yenilenmesi olarak görülürken, bazılarında ise
büyük sosyal zararlar oluşturan ve alt tabakadan kişilerin yerinden edilişine neden
olan bir süreç olarak görülmektedir. Birçok çalışmanın ana konusunu, sürecin en çok
eleştirilen sonucu olan yerinden edilme (Đng. displacement) oluşturmaktadır.
Hamnett, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmayı, “işçi sınıfı mahallelerinin ya
da çok kullanıcılı köhne mekanların, orta veya daha üst sınıf grupları tarafından istila
edilmesi ve eski kullanıcıların yerlerinden edilmesi eylemlerini içeren bir süreç”
olarak tarif etmektedir (Hamnett, 1984). Benzer yaklaşımla Kennedy’e göre de “üst
gelir düzeyine mensup hane halkının, alt gelir düzeyine mensup hane halkı ile yer
değiştirerek mahallelerin esas karakterinde ve yapısında oluşturdukları değişimi
içeren bir süreçtir” (Kennedy and Leonard, 2001). Sosyolog Đlyasoğlu ve Soytemel
süreci, “orta ve üst-orta sınıf kentlilerin, kent merkezlerinde, daha önce çalışan
sınıfların oturduğu mahallelere doğru yerleşme eğilimi gösterme trendi” olarak
açıklamaktadır (Đlyasoğlu ve Soytemel, 2006). Atkinson’a göre, “yaşanan sosyal,
ekonomik ve fiziksel değişimle birlikte kendilerini artık evlerinde hissetmeyen
kişiler; mağazaların yapısının değişmesi, komşularının taşınması gibi nedenlerden
ötürü sosyal olarak soyutlanmamak için bu alanlardan ayrılmaktadırlar” (Atkinson,
2002). Marcuse da “mahalledeki destek servislerinin, ulaşımın ve kamusal
hizmetlerin değişimini” insanların yaşadığı alanları terk etmesi için bir neden olarak
görmektedir (Marcuse, 1985). Sykor’a göre sürecin sonunda, yapılı çevrenin
yenilenmesiyle birlikte sınıfsal bir değişim yaşanmaktadır. “Toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma, şehir merkezlerinde yer alan eski yapıların fiziksel olarak
yenilenmesi ve yerel halkın onlardan daha üst gelir düzeyine sahip kişilerle yer
değiştirmesini içeren eşzamanlı bir süreçtir” (Sykora, 2005). Benzer yaklaşımla
57
Lyons’a göre ise, “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma şehir içinde yaşanan,
yüksek sosyo-ekonomik statüden hane halkının düşük sosyo-ekonomik statüden
kişilerle yer değiştirmesini ve fiziksel iyileşmeyi içeren bir süreçtir” (Lyons, 1995).
Sürecin sonuçlarını yapılan farklı tanımlar üzerinden yorumlarsak, eğer toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma (Smith’in vurguladığı gibi) bir yeniden yatırım süreci
ise, sürecin olduğu yerlerde harap konut stoğuna yatırım yapılmasını gerektirir, bu da
değer artışına neden olur. Eğer toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma (Ley’in
vurguladığı gibi) yeni orta sınıfın kişisel tercihleri etrafında şekilleniyorsa, sürecin
yaşandığı yerlerde sosyal değişim gözlemlenir. Eğer toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma (Zukin’in vurguladığı gibi) kültürel değerlerin tüketimi ile ortaya
çıkıyorsa, sürecin sonunda kültürel bir değişim gözlemlenir ( Bernt and Holm, 2005).
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini olumlu açıdan değerlendiren
Lees’in, azat etme teorisine (Đng. emancipatory theory) göre, “bu süreç insanları kent
merkezinde bir araya getirerek; sosyal bütünlük, tolerans ve kültürel çeşitlilik
sağlamaktadır” (Lees, 2000). Yine sürece olumlu açıdan bakan Kennedy’e göre,
başlarda özel sektör tarafından yatırım yapmakta tereddüt edilen ve riskli bulunan
kent içi tarihi alanlara, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmaları ile
yatırımın teşvik edildiği görülmektedir. Kennedy, sürecin yaşandığı alanlarda
yapıların ve sokakların iyileştiğini, toplumda iş ve servis imkanının yaratıldığını,
istihdamın yükseldiğini ve suç oranının düştüğünü belirterek sürecin sonucunda
yaşanan fiziki, ticari ve sosyal değişimlere ışık tutmuştur (Kennedy, 2002).
Shaw ise bu süreci hem pozitif sonuçlarıyla, yani yeni yatırım, fiziki iyileşme, konut
sahipliği oranında artma11 olarak, hem de negatif yönleriyle yani fakir hane halkının
yerinden edilmesi, sosyal homojenlik ve düşük fiyatlı konut bulma imkanında azalma
olarak değerlendirmektedir (Shaw, 2005). Bu yaklaşımın bir benzeri de Bourne’da
görülmektedir. Bourne’ya göre “şehir içi alanlarda yaşanan toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma; konut kalitesini, sosyal servis düzeyini ve yerel vergileri arttırır,
düşük kiralı konut stoğunu azaltır ve yerinden edilmeye neden olur” (Bourne, 1993).
11
Bir alanda konut sahipliği oranı ne kadar fazla ise, o alanda toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma sürecinin yaşanma ihtimali o kadar düşüktür.
58
Smith’in, intikam alma teorisine (Đng. revanchist theory)12 göre ise, toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma “şehrin çalınmasına karşı orta sınıf tarafından
oluşturulan bir reaksiyon” olarak görüldüğünden, olumsuz bir süreç olarak ifade
edilmektedir (Smith, 1996).
Çizelge 3.3 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin sonuçları.
Kaynak: (Atkinson, R., and Bridge, G., 2005)
POZĐTĐF
Çöküntü alanlarının stabilizasyonu
Artan emlak değerleri
Yerel vergilerde artış
Đleriki gelişmeler için yüreklendirme ve finansal
kapasitenin artması
Merkezi alanlardan kent dışına yayılımın
engellenmesi
Sosyal kaynaşmanın artması
Devlet yardımı almadan veya alarak
rehabilitasyon
NEGATĐF
Değer artışından dolayı yerinden edilme
Yerinden edilmenin psikolojik etkileri
Halkta çatışmalar
Elde edilebilir konut sayısında azalma
Karşılanamayacak değerde emlak fiyatlarında
artış
Evsizlik
Kulisler için yerel harcamalar yapılması
Ticaretin ve endüstrinin yerinden edilmesi
Yerinden edilme ve çevredeki ucuz alanlarda
konut talebi
Sosyal çeşitliliğin yok oluşu
Nüfus azalımı
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin pozitif ve negatif sonuçlarını
özetlemek için, Atkinson ve Bridge tarafından oluşturulan 3.3 nolu çizelgeden
yararlanılabilinir.
3.6 Kavramsal Çerçeve: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Süreci
Etkileşim Sistemi
Kent mekanının değişim ve dönüşümü üzerine yapılan çalışmalarda geliştirilen
yaklaşımlar genelde konuyu bir veya iki bileşen üzerinden irdelemiştir. Ekolojik
yaklaşım, neo-klasik ekonomik yaklaşım, neo-weberian yaklaşım, sosyolojik
yaklaşımlardan
sosyo-mekansal
yaklaşım
ve
kentsel
mekanının
ayrılması
yaklaşımları, sosyo-kültürel bileşenlere ışık tutarak, 1970’lerden sonra toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma üzerine geliştirilen talep yönlü yaklaşımları
şekillendirmiştir.
12
Revanchist kelimesi Fransızca intikam anlamına gelen “revanche” sözcüğünden gelmektedir.
Revanchist, 19.y.y.’ın sonlarında 2. Cumhuriyet’in liberalizmine karşı oluşan milliyetçi orta sınıf
grubunu ifade etmektedir (Smith, 1996).
59
Aynı şekilde, neo-klasik ekonomik yaklaşım, politik ekonomik yaklaşım, neoweberian yaklaşım, sosyolojik yaklaşımlardan sosyo-mekansal yaklaşım ve büyüme
mekanizması yaklaşımları da ekonomik bileşenleri konu etmesinden ötürü toplumsal
ve mekansal yeniden yapılanma üzerine geliştirilen arz yönlü yaklaşımları
şekillendirmiştir.
Kent mekanının değişimi ve dönüşümü üzerine geliştirilen yaklaşımlardan, politik
ekonomik yaklaşım ve sosyo-mekansal yaklaşımlar da politik bileşenlere ışık
tutmuştur.
Geliştirilen bu yaklaşımlar üzerinden şekillenen ve toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanmayı sosyo-kültürel ya da ekonomik bakış açısı ile inceleyen çalışmalar çok
bileşenli olan yapıyı açıklamada yetersiz kalmıştır. Bu nedenle sürecin oluşmasında
etkili olan sosyo-kültürel bileşenler (yeni orta sınıfın tüketim kalıpları, değişen
demografik yapısı ve yaşam şekli; kültürel faktörler; cinsiyet; ırk ve eğitim),
ekonomik bileşenler (ekonomik değer farklılıkları, arsa ve konut pazarı, ekonomik
yeniden yapılanma, yeni konut üretimi ve ulaşım maliyetleri) ve politik bileşenler
(devlet politikaları ve devlet yardımları) birarada değerlendirilmelidir. Ayrıca sürecin
fiziksel bir değişim yaratması ve tarihsel süreçte birçok olayın sonucu olarak
şekillenmesi de süreçteki öteki bileşenleri oluşturmaktadır. Bu nedenle bileşenleri
açısından ‘kaotik’ olan bu yeniden yapılanma süreci tüm bileşenleri doğrultusunda
bütüncül bir bakış açısı ile irdelenmelidir.
Bir alanda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin varlığı sosyal,
ekonomik ve fiziksel bazı dinamiklerle test edilmektedir. Bu dinamikler sürecin
yaşandığı alana bağlı olarak değişmesine karşın, temel olanlarına aşağıda yer
verilmiştir.
Sınıfsal değişim ve bölge halkının yerinden edilmesi bu dinamiklerden ilki olan
sosyal dinamikler arasında sayılabilir. Artan değerleri karşılayamayan alt gelir
seviyesindeki kişilerin sürecin sonunda yerlerinden edildikleri ve bunun da sınıfsal
değişimi ve sınıfsal homojenliği doğurduğu gözlemlenmektedir. Bu durum yerinden
edilen kişilerde olumsuz psikolojik sonuçlar yaratmaktadır. Genelde devlet politikası
olarak teşvik edilen bu süreç, banliyöleşme ile oluşan kentsel yayılımı engellemekte
ve sınıfsal değişim ile birlikte suç oranında da azalma gerçekleştirmektedir. Ancak
unutulmamalıdır ki süreci yaşayan alanda azalan suç oranları, kişilerin çevre alanlara
60
itilmesi ile yeni suç alanları oluşturmaktadır. Sosyal homojenlik, yeni orta sınıfın
benzer kişilerle yaşama arzusunu desteklemesi açısından da hem yeni orta sınıf hem
de bunu bir pazarlama stratejisi olarak gören yatırımcılar için olumludur.
Değer artışı ve ticaretin yapısında yaşanan değişim ise, sürecin ekonomik dinamikleri
arasında sayılabilir. Köhnemiş tarihi konut alanlarında yaşanan fiziksel iyileşme
sonucu, bu alanlarda değer artışı gözlenmektedir. Oluşan değer artışı mal sahibi ve
yatırımcılar için olumlu bir sonuç yaratmaktayken, aynı değer artışı alt gelir
seviyesindeki kişiler için elde edilebilir konut sayısını azaltmakta ve kiracıların
yerinden edilmesine neden olmaktadır.
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci sonunda, konutlarda olduğu kadar
ticari alanların yapısında da değişim ve dönüşüm görülmektedir. Mahalle bakkalları,
küçük atölyeler ve dükkanlar yavaş yavaş yerlerini sanat galerilerine, lüks restoran,
kafe ve dükkanlara bırakmaktadır. Sınıfsal ve ticari değişim beraberinde yerel mali
gelirde de artış getirmektedir. Böylece önceden devleti ekonomik olarak zorlayan bu
sorun sürecin sonunda çözülmektedir.
Alanda yer alan yapıların fiziksel iyileşmesi de fiziksel dinamikler arasında
sayılabilir. Yapılan yenileme çalışmaları ile alanda yaşanan fiziksel iyileşme, yerli
halk için yaşanılabilir sağlıklı alanlar yaratırken, yeni orta sınıf için statü göstergesi
ve kar aracı olmaktadır. Aynı zamanda yapıların yenileme çalışmaları ile korunması
deprem vb. risk alanlarında, tarihi yapıların sürdürülebilirliği ve risksiz yaşam
alanları oluşturmak açısından da önemlidir.
Yukarıda sayılan dinamikler bir alanda toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
sürecinin yaşandığının göstergesidir. Eğer bir alanda sınıfsal bir değişim, değer artışı
ve buna bağlı yerinden edilme, ticari yapının değişmesi ve fiziksel iyileşme
yaşanıyorsa o alanda T.M.Y.Y. sürecinin yaşandığından bahsetmek mümkündür.
Sürecin pozitif veya negatif olarak değerlendirilmesi daha önce de belirtildiği üzere,
bu değerlendirmenin kimler için yapıldığında gizlidir. Çünkü toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma yeni orta sınıf, yatırımcılar ve devlet için çoğunlukla olumlu bir
süreç iken sürecin sonuçları açısından değerlendirildiğinde, yerli halk için olumsuz
bir süreçtir.
Şekil 3.9’da Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanama süreci etkileşim sistemi yer
almaktadır. Bu sistemde, farklı bileşenlerin etkisinde şekillenen T.M.Y.Y.
61
KENTĐN BÜYÜMESĐ VE DEĞĐŞMESĐ ÜZERĐNE GELĐŞTĐRĐLEN YAKLAŞIMLAR
TEK YÖNLÜ YAKLAŞIMLAR
BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
TALEP YÖNLÜ
YAKLAŞIM
T.M.Y.Y.
BĐLEŞENLERĐ
T.M.Y.Y.
AKTÖRLERĐ
SOSYOKÜLTÜREL
BĐLEŞEN
-Yeni orta sınıf
profesyoneller,
Sanatçılar,
-Yerli halk
ARZ YÖNLÜ
YAKLAŞIM
SOSYOKÜLTÜREL
BĐLEŞEN
EKONOMĐK
BĐLEŞEN
-Yatırımcılar,
Arsa sahipleri,
Emlakçılar, Kredi
sağlayan bankalar
-Yeni orta sınıf
profesyoneller,
Sanatçılar,
-Yerli halk
EKONOMĐK
BĐLEŞEN
-Yatırımcılar, Arsa
sahipleri,
Emlakçılar, Kredi
sağlayan bankalar
POLĐTĐK ve
YÖNETĐMSEL
BĐLEŞEN
-Devlet
-Merkezi ve yerel
yönetimler
TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA
Sınıfsal değişim
Emlak değerlerindekiralarda artış
Ticaretin yapısında değişim
Kendine yakın kişilerle bir arada
yaşama isteği
Statü /kar
Tercihleri doğrultusunda yeni bir
ticari alanın kurulumu
Mimari değeri yüksek konut
Dışlanma/yerinden edilme/
sosyal yapıda çöküş
Elde edilebilir konut
sayısında azalma/ yerinden
edilme
Mevcut ticaretin yerinden edilmesi
Yaşanabilir sağlıklı çevre ve
konutlar
Pazarlanabilirlik
Kar
Kar
Pazarlanabilir konut çevreleri
Kent merkezlerinin, yüksek
vergi getiren üst ve orta sınıfa
bırakılması
Kent merkezinde vergi
artışı
Kent merkezinde vergi artışı
Sürdürülebilir –risksiz konut
T.M.Y.Y. DĐNAMĐKLERĐ
YENĐ ORTA SINIF
YERLĐ HALK
T.M.Y.Y.
AKTÖRLERĐ
YATIRIMCILAR
DEVLET
Fiziksel iyileşme
Şekil 3.9 : Kavramsal çerçeve: toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin etkileşim sistemi.
62
sürecine ve sürecin sonucunda doğan dinamiklere yer verilmiştir. Sürecin varlığına
işaret eden dinamikler farklı aktörler açısından ayrı ayrı irdelenmiştir.
3.7 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Dünyadaki Değişimi
Kentlerin değişimine neden olan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci,
sürecin oluşmasına neden olan aktörlerin, bu aktörlerin rollerinin, ekonomik
yapılanmanın veya politik kararların değişmesiyle zaman içinde farklıklar
göstermiştir. Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yaşadığı bu
değişim özellikle son yıllarda yapılan çalışmaların ana konusu olmuştur.
Đlk olarak 2000 yılında Hackworth ve Smith, dünyada yaşanan bu değişimi
göstermek amacıyla toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin farklı
etaplarını içeren bir model oluşturmuşlardır. Daha çok New York’ta yaşanan süreci
anlatan modelde süreç üç ana, iki geçiş dalgasına ayrılmıştır (Hackworth and Smith,
2001).
•1. Dalga (1950-1973): Geliştirilen modele göre 1950-73 yılları arasında
yaşanan süreç “tek tük ve devlet odaklı toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma
(Đng.
sporadic
and
state
led
gentrification)”
olarak
adlandırılmaktadır (Hackworth and Smith, 2001). Sürecin ilk zamanlarında,
özel şirketler tarafından kent içi konut alanlarına yapılan yatırım riskli
görüldüğünden projeler daha çok devlet tarafından az sayıda ve küçük
ölçeklerde gerçekleştirilmiştir. Bu dönemin gelişmesinde Đngiltere’de ev
geliştirme izinleri (Đng. house improvement grants) ve Amerika’da 1949-54
yılları arasında geçerli olan konut kanunu (Đng. housing act) etkili olmuştur
(Hackworth and Smith, 2001).
Geçiş dönemi (1973-1977): Çoğu ülkede yaşanan ekonomik kriz ile
ucuzlayan konut, dükkan ve ofis alanları yatırımcılar için cazip bulunmuş, bu
durum da 1980’lerde yaşanan değişim sürecine zemin hazırlamıştır
(Hackworth and Smith, 2001).
• 2. Dalga (1978-1988): Genişleme ve karşıkoyma süreci olarak adlandırılan
ikinci dalgada, devlet birinci dalgadan farklı olarak süreçte ana aktör olmak
yerine sadece özel sektörün işini kolaylaştırıcı bir şekilde görev almıştır. Bu
dönemde devletin rolü, kent yönetiminden kent girişimciliğine doğru kaymış
63
ve özel kamu işbirliği ile gerçekleştirilen projelerde yatırımcıların rolü
artmıştır (Hackworth and Smith, 2001).
Başlarda Amerika ve Đngiltere özelinde ilerleyen süreç, 1980’lerde global
olmayan şehirlere de kaymıştır. Bu dönemde toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanmanın etki alanının genişlemesiyle, sürecin en eleştirilen sonucu olan
yerli halkın yerinden edilmesine karşı büyük ayaklanmalar başlamıştır.
Ayrıca bu dönem, sanatçıların toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
süreci üzerindeki etkileri açısından da oldukça önemlidir. New York’da yer
alan Soho, Tribeca ve Lower East Side bu dönemde sanatçıların etkisi ile
dönüşmüş yerlere örnektir (Hackworth and Smith, 2001).
Geçiş dönemi (1989-1983): Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
sürecinin yavaşladığı dönemdir.
• 3. Dalga (1994-1999): Durgunluk sonrası yaşanan bu dönemde süreci
yönlendiren ekonomik faktörler, kültürel faktörleri gölgede bırakmıştır.
Çünkü bu dönemde holding yatırımcılarının sürece dahil olduğu ve devletin
artan yardımlarıyla büyük ölçekli projeler gerçekleştirdiği görülmektedir. Bu
dönemde
özellikle
özel-kamu
işbirliği
ile
farklı
kentsel
yenileme
çalışmalarının uygulandığı ve buna bağlı olarak da farklı toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma süreçlerinin yaşandığı görülmüştür. Bu
dönemde sürecin dünya üzerindeki etkisi oldukça artmış ve çok uzak yerlerde
de sürecin örnekleri görülmeye başlamıştır (Hackworth and Smith, 2001;
Lees ve diğ., 2006).
Hackworth ve Smith’in 2000 senesinde geliştirdikleri modele ek olarak Lees, Slater
ve Wyly de 2002 yılından itibaren sürecin farklı bir boyut kazandığını vurgulayarak,
modele dördüncü bir dalgayı eklemişlerdir. Bu yeni dönem Lees ve Slater’e göre
sadece Amerika’ya özeldir ve Đlgiltere’de yaşanan ulusal şehirleşme politikasının
gelişmesinin ve kuvvetlenmesinin bu süreçle bir ilişkisi yoktur (Lees ve diğ., 2006).
• 4. Dalga (2002- ): 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz özellikle varlıklı
kişilerin konut pazarına ‘alternatif yatırım aracı’ olarak bakmasına neden
olmuştur. Ekonomik trendler süreci daha çok şehrin yatırım yapılmayan
alanlarına doğru kaydırmıştır. Bu durum da düşük gelirli kiracıları ve konut
sahiplerini daha fazla zorlamaya başlamıştır. 1990’larda süreç daha olağan bir
64
şekilde ilerlerken, yıllar süren politik ekonomik çalışmalar sonucunda süreç
daha programlı bir hal almış ve ulusal politikalar, maddi olarak daha üst
sınıfta yer alan kişileri daha fazla kollar hale gelmiştir (Lees ve diğ., 2006).
3.8 Đstanbul’da Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma
Tarihi kent içi alanlarda yaşanan değişim, 1980’lerin başında Đstanbul’da da etkisini
yavaş yavaş hissettirmeye başlamıştır. Đstanbul’da kent içi alanlarda yaşayan,
ekonomik durumu iyi olan azınlıklar, özellikle 1950’lerden sonra yaşanan bir dizi
olay sonucu yaşadıkları alanları terk etmiş veya terk etmek zorunda kalmışlardır.
Azınlıkların terk ettiği bu konut alanları, alternatif konut alanlarının gelişimi
(Nişantaşı, Şişli, Kadıköy) ve kent dışı alanlarda başlayan bahçeli konut alanlarının
oluşumu ile zamanla üst ve orta sınıfın da terk ettiği alanlara dönüşmüştür. Kent içi
konut alanları, yaşanan bu boşalma ile aynı dönemde, Đstanbul’a iş bulmak amacıyla
değişik köylerden gelen birçok göçmen için alternatif konut alanı olmuştur.
Göçmenlerin yerleştiği bu alanlar da zamanla fiziksel, ekonomik ve sosyo- kültürel
açıdan “çöküntü bölgeleri” haline gelmiştir.
3.8.1 Ekonomik değişimler ve azınlıklara yönelik politikalarla şekillenen
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
Kent içi mekanlarda yaşanan değişim ve dönüşümler daha önce de belirtildiği üzere
çok boyutlu bir sürece işaret etmektedir. Bu nedenle bu alanların gerilemesi ve
yeniden canlanması sadece fiziksel bileşenlerle değil bunun yanı sıra ekonomik,
politik ve sosyo-kültürel bileşenlerle de açıklanmalıdır. Đstanbul’daki tarihi kent içi
yerleşimleri Osmanlı Dönemi’nden başlayarak, Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanan
birçok olayla da beslenerek varlığını günümüze kadar devam ettirmiştir. Đstanbul’da
yer alan; Arnavutköy, Ortaköy, Kuzguncuk, Galata, Cihangir, Tünel, Tarlabaşı
semtleri ve tarihi yarımadada yer alan bir çok tarihi kent içi konut alanı, toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma sürecini geçirmiş veya geçirmektedir. Bu alanların
farklı coğrafi, ekonomik, sosyo-kültürel, fiziksel bileşenleri olmasına karşın hepsinde
bulunan ortak özellik, eskiden gayrimüslim olan kesimin yoğunluklu olarak
yaşadıkları yerler olmalarıdır.
“Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet sonrası bu semtlerdeki en önemli değişim,
siyasal nedenlerle Ermeni, Rum ve Musevi halkın yaşadıkları yerleri terk etmek
65
durumunda kalmaları olmuştur. Yerli halkın buradan gitmesiyle boşalan konut ve
işyeri mülkiyetlerinin el değiştirme süreci ve biçimi ise dönemin politikaları
açısından çarpıcı bir örnektir. Bu dönemde aynı zamanda kamulaştırmalarla devlet,
elindeki mülkiyetlerin miktarını da arttırmıştır. Sonuç olarak bu dönem sonunda
devletin izlediği yerleşim politikaları, bugün toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanmaya konu olan mülkiyetlerin yasal tarihi açısından önemli bir aşamayı
tanımlamaktadır” (Şen, 2005). Yavuz’un da belirttiği gibi “azınlıkların terk ettiği
bölgelerdeki konutlar haraptır, boştur, boşaltılabilirdir, mülkiyet durumları Osmanlı
Đmparatorluğu’nun çözülmesinden bu yana yaşanan çeşitli zorunlu göçler nedeniyle
karmaşıktır, çetrefillidir ve bu durum çeşitli aracılar tarafından el konulmaya zemin
hazırladığı gibi, mülklerin ucuza elden çıkarılmasına da yol açmaktadır” (Yavuz,
2006). Bu nedenle, Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
sürecinde azınlıklara uygulanan politikalar son derece etkili olmuştur.
Azınlıklara yönelik politikalarla yaşanan süreç ve Türkiye’de yaşanan ekonomik
politikalar kronolojik olarak aşağıda özetlenmiştir:
1923-1950 Devlet Egemenliğinde Yaşanan Model (State-Dominated
Model): Bu dönemde hızlı sanayileşme yaşanmıştır. Yaşanan Büyük Buhran
(Đng. Great Depression) ve 2. Dünya Savaşı, Türkiye’nin de ekonomisini
olumsuz yönde etkilemiştir (Uzun, 2001). Bu dönemde azınlıklara yönelik
uygulanan
politikalar
Ergün
(2004)
tarafından
aşağıdaki
şekilde
sıralanmaktadır:
1914-1924: Azınlık nüfusunun siyasal nedenler ile ülkeyi terk etmesi
1923-1924: Yunanistan ile olan zorunlu nüfus mübadelesi13
1942: Varlık Vergisi14 uygulaması ve buna bağlı mülkiyetin el
değiştirmesi
1948: Đsrail Devleti’nin kuruluşu ve Yahudi grupların göçü
13
Nüfus Mübadelesi: 1923 yılında Lozan Antlaşması’na ek protokol uyarınca Türkiye’deki Rumların
Yunanistan'a, Yunanistan’daki müslümanların Türkiye’ye zorunlu göçü sürecine verilen addır (Url17).
14
Varlık Vergisi: 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin
adıdır (Url-18).
66
1950-1960 Liberalleşme: Bu dönemde tarımda makineleşmeye geçilmiş,
endüstriyel ve finansal yatırım artmıştır. Tarımda makineleşme beraberinde
kırsal alanlardan kentlere yoğun göçe neden olmuştur. 1923-50 arası
dönemde yaşanan olayların etkisiyle nüfus kaybederek boşalan kent içi
alanları, 1950 sonrasında Đstanbul’un bir sanayi merkezi olarak gelişmeye
başlaması ve aynı dönemde tarımdaki kapitalistleşmeyle göçün artması ile
kente gelen göçmen nüfus için alternatif konut alanı olmuştur. Bu dönemde
azınlıklara yönelik uygulanan politikalar Ergün (2004) tarafından aşağıdaki
şekilde sıralanmaktadır:
1950’li yıllar: 6-7 Eylül olayları
1960’lı yıllar: Rum göçü
1974 Kıbrıs Đşgali: Rum göçü
1960-1980 Đkame Modeli (Substitution Model): Bu dönemde iç pazar
arttırılmaya çalışılmıştır. 1950-80 arasında, kırsal yerleşimlerden kent
alanlarına yaşanan göç sebebi ile hızlı bir nüfus artışı olmuştur. Bu nüfus
artışı beraberinde kent içi alanlarda yeni sorunlar doğurmuştur. 1970’lerde
özel araba kullanımının artması ile birlikte üst sınıf kent içi alanlarda yaşanan
problemlerden kurtulmak amacıyla kent dışı alanlara taşınmıştır (Uzun, 2001,
2006b). “Kent dışı alanlara yeni orta sınıfın göçünün yanında, 1950’lerden
sonra sınıfsal ve kültürel özellikleri ile daha homojen nitelikte olan Nişantaşı,
Şişli, Bakırköy, Yeşilköy, Kadıköy gibi örneklerde, 1960’larda kat mülkiyeti
kanunuyla ve orta sınıfın ekonomik açıdan iyileşmesiyle apartmanlaşma
hızlanmıştır” (Şen, 2005). Böylelikle 1970’lere gelindiğinde apartmanlaşarak
gelişen orta sınıf semtlerine ve orta sınıfın kent dışına göçü ile gelişen
banliyö alanlarına karşılık eski kent içi alanlardaki yoksullaşma daha da
artmıştır.
1980 Sonrası Özelleşme Modeli (Privatization Model): “1980’lerde
yaşanmaya başlayan küreselleşme sonucuna koşut olarak Türkiye’de ithalata
dayalı bir ekonomik model yerine özel sektörün önderliğinde ihracatı
destekleyen bir ekonomik model benimsenmiştir. Esnek ve gelişmiş
teknolojinin sanayi işletmelerinde üretimin verimliliği ve yüksek ücretli
67
profesyonellerin yer aldığı hizmet sektörünün özellikle tüketici hizmetlerinde
uzmanlaşan dallarının gelişimi hız kazanmıştır” (Uzun, 2006b).
Narlı, 1980’lerde Türkiye ekonomisinde yaşanan değişimleri aşağıdaki
şekilde ifade etmektedir:
“Anavatan Partisi genel başkanı Turgut Özal’ın 1983 yılında başbakan
olmasıyla başlattığı ihracata yönelik, dışa açılımı getiren, güçlü bir özel
sektör yaratmayı amaçlayan ve devletin ekonomi üzerindeki müdahalesini
sınırlandıran liberal ekonomik model, Đstanbul’un ekonomik gelişmesini
yeniden şekillendirmiştir. Bu program ile dışa açılan ve dünya piyasalarının
talebine göre üretimini yönlendiren Đstanbul, gelişmiş ve dünya ekonomisine
eklemlenmiştir. Geçmişte tereddüt eden yabancı yatırımcılar Türkiye’de
yatırım yapmaya başlamışlar ve Đstanbul’a şirketler açmışlardır” (Narlı,
2006).
Bali’ye göre de “1980’lerde serbest piyasa ekonomisine geçiş sadece bir
ekonomik program değişikliği değil, devletçiliğin, tekelciliğin sona
ereceğinin, batılı yaşam tarzının mağaza vitrinlerinden, basından ve siyah
beyazdan renkliye dönüşecek televizyon ekranlarından evlerin içine kadar
nüfuz edeceğinin işaretiydi” (Bali, 2006).
“Ekonomik yeniden yapılanma, üretimin yeni örgütlenme biçimleri ve hizmet
sektörünün bilgiye dayalı yeni dalların da eklenmesi ile artan önemi çalışan
nüfusun kompozisyonu ve yapısında değişikliklere yol açarken, toplumun
giderek birbirinden kopan ve farklılaşan gruplarının farklı yaşam alanlarını
tercih etmesi özellikle ekonomik faaliyetlerin yığıldığı kentlerde yaşam
alanlarının dönüşüm ve farklılaşmasına da yol açmıştır” (Uzun, 2006b).
“1980 sonrası uluslar arası ticaret, parasal sermaye ve buna bağlı olarak
bankacılık, sigorta kurumları ve aracı kurumlar ile mali yatırım ve
danışmanlık kurumları, halkla ilişkiler, reklam-pazarlama alanındaki artan
yeni istihdam olanakları yeni orta sınıfın oluşumunda ve ekonomik anlamda
güçlenmesinde etkili olmuştur. Đstihdamdaki payı artan hizmet sektörü, yeni
orta sınıfın genişlemesine neden olurken yarı zamanlı ve geçici çalışma
seçeneği genç bir çalışan profili ile kadın emek gücünü arttırmıştır” (Şen,
2005). 1980 sonrası, kent içinden kentin çevresine doğru olan nüfus
68
hareketinin yanı sıra kentin gerilemiş eski semtlerine yeni bir nüfus
hareketinin yaşanmaya başladığı bir dönem olması açısından da son derece
önemlidir.
3.8.2 Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi
Đstanbul’da tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişim süreci, özellikle 1980
sonrası ekonomik yeniden yapılanma ile oluşan toplumsal ve mekansal dinamikler
çerçevesinde oluşmuştur. Arnavutköy, Ortaköy, Kuzguncuk, Galata, Cihangir, Tünel,
Tarlabaşı, Fener-Balat, Sulukule, Süleymaniye gibi tarihi kent içi alanlar merkezi iş
alanlarına, kültürel ve eğlence mekanlarına olan yakınlıkları, barındırdıkları mimari
potansiyel ve eski mahalle yaşamına duyulan özlem ile 1980’lerden sonra yeni orta
sınıf için alternatif konut alanlarına dönüşmüştür.
Đstanbul’da yaşanan bu toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci, süreci
oluşturan etmenler, yaşandığı bölge ve zaman açısından, dört ana dalgada
incelenebilir. Đstanbul’da dört dalga halinde yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma süreci şekil 3.10’da özetlenmiştir.
: Birinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
: Đkinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
: Üçüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
: Dördüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
Şekil 3.10 : Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgaları.
69
Đstanbul’da yaşanan her toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgasının
arkasında farklı bir itici kuvvet bulunmaktadır. Đlkinde zengin çevresel değerler
çerçevesinde bireysel girişimlerle şekillenen süreç, ikincisinde yoğun kültür ve
eğlence etkinlikleri çevresinde şekillenmiştir. Üçüncü dalgada, süreç daha organize
bir şekilde hazırlanan kamusal yatırım projeleri üzerinden biçimlenmiştir. Dördüncü
dalgada ise, kamulaştırma çalışmaları ile etki alanı daha geniş ancak sosyal yönü
oldukça zayıf projeler hazırlanmaya başlamıştır. “Yerel farklılıklar yüzünden bu dört
dalga arasında hatta aynı dalga içinde bile (Galata ve Cihangir arasında olduğu gibi)
sürecin hızı ve kapsamı farklılık göstermektedir” (Đslam, 2006).
Aşağıda Đstanbul’da dört dalgada incelenen tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan
değişim, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci dinamikleri üzerinden
somut örneklerle tarif edilmektedir. Örnekler, sınıfsal değişim ve kiracıların yerinden
edilmesi gibi sosyal dinamikler, emlak-kira değerlerinin artışı ve ticaretin yapısının
değişmesi gibi ekonomik dinamikler ve fiziksel iyileşme gibi fiziksel dinamikler
çerçevesinde incelenmektedir.
3.8.2.1 Birinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin birinci dalgasında yer alan
Kuzguncuk, Arnavutköy ve Ortaköy gibi Boğaz semtlerinde gerçekleştirilen
yenileme çalışmaları, daha çok konut rehabilitasyonunu içermektedir. Ortaköy’de
uygulanan rehabilitasyon çalışmaları, sonrasında bu alanda ticari bir canlanmayı da
doğurmuştur. Bu durumda da, sürecin sonunda Ortaköy’de ticari ve turistik bir
yeniden yapılanma süreci yaşanmıştır.
Kuzguncuk, Arnavutköy ve Ortaköy konut alanlarında yaşanan bu değişim, orta sınıf
ve üst sınıf tarafından bireysel girişimlerle plansız ve kontrolsüz olarak başlatılan ve
oldukça yavaş ilerleyen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde
gerçekleştirilen yenileme çalışmaları daha çok zengin çevresel değerler çerçevesinde
kültürel ve fiziksel dinamikler etrafında şekillenmiştir.
•Kuzguncuk: “Kuzguncuk’ta Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaklaşık 1.350
hanenin sadece yetmişini Müslümanlar oluştururken, 1950’lerin başında
gayrimüslim nüfusun kendi ülkelerine dönmeye başlaması ile bu oran
giderek artmış ve günümüzde gayrimüslim nüfus yok denecek kadar azalarak
yerini Anadolu’dan göç eden nüfusa bırakmıştır. Zaman içinde buradaki eski
70
evlerin bazıları apartmanlara dönüşürken, bazıları da sahiplerinin başka
yerlere gitmesi veya ölmesi nedeniyle boşalarak bakımsız kalmıştır” (Uzun,
2001). “Evlerin bakımsız kalarak köhnemesinin diğer bir nedeni de 1983
yılında çıkan Boğaz Geliştirme Yasasıdır. Bu yasa ile birlikte binaların
iyileştirmesine yönelik kısıtlamalar getirilmiştir. 1979 yılında, Mimar
Cengiz Bektaş’ın bu mahalleye yerleşmesi ve satın aldığı evi yenilemesiyle
Kuzguncuk’ta yenileme çalışmaları başlamıştır. Bektaş’ı arkadaşları
izlerken, Kuzguncuk zamanla, Đstanbul’un Anadolu yakasının önemli bir
merkezi olan Üsküdar’a yakın olması ve diğer yerlere ulaşım kolaylığıyla
kent içi bir bölge olarak mimarlar, sanatçılar ve yazarlar tarafından tercih
edilen bir yerleşim alanı olmuştur” (Uzun, 2006a).
Sosyal dinamikler: “Kuzguncuk’ta bilinçli bir yenileme ile toplumsal
ve mekansal bütünlüğün korunmuş olması ve yenilenen evlerin
çoğunlukla sahipleri tarafından çeşitli sebeplerle daha önceden terk
edilmiş olması nedenlerinden ötürü, alanda sürecin sonunda yaşanan
yerinden edilme diğer örneklerdeki boyutlara ulaşmamıştır” (Uzun,
2006b). Kuzguncuk’ta toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
sürecinden sonra yaşanan sosyal değişim, diğer Đstanbul semtlerine
oranla daha az yaşansa da, Uzun’un gerçekleştirdiği alan çalışmasında
Kuzguncuk ve Cihangir’de sürecin sonunda ortaya çıkan ve sayıları
giderek artan yeni bir orta sınıftan bahsedilmektedir (Uzun, 2001). Bu
nedenle de sosyal statüde yaşanan bu değişim, Kuzguncuk’ta bir
toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin yaşandığını ve
yaşanmakta olduğunu göstermektedir. Bu çerçevede Kuzguncuk
örneğinde sürecin ana dinamiklerinden olan sınıfsal değişim
yaşanmasına karşın yoğunluğu diğer örneklere nazaran oldukça azdır.
Kuzguncuk’taki kiralar dışarıdan bakıldığında yüksek görünmesine
karşın, diğer yenilenen semtlerden farklı olarak yerli halkın halen
daha Kuzguncuk’ta barınabilmesi bir çelişki yaratmaktadır. Bu
çelişkiyi hem Morgül hem de çevrede bulunan emlakçılar,
Kuzguncuklulara farklı kira uygulanması şeklinde açıklamaktadır
(Morgül, 2006). Bu da mahallelinin kendi içinde kendi imkanlarıyla,
sürecin sonunda yaşanan yerinden edilme sorununa buldukları çözüm
71
olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle alanda yenileme çalışmalarından
önce
yaşayan
kiracıların
süreçten
çok
fazla
etkilenmediği
görülmektedir. Bu durum ile toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma sürecinin dinamiklerinden biri olan kiracıların yerinden
edilmesinin az da olsa önüne geçilmiştir.
Şekil 3.11 : Kuzguncuk (Url-19).
Semtte yaşanan yenileme çalışmaları ile 1997 yılında Kuzguncuk’ta
Kuzguncuklular Derneği kurulmuştur. Bu dernek, “Kuzguncuk’a,
Kuzguncuk olduğu için yerleşen ve semti korumayı amaçlayan yeni
yerleşimcilerle, yıllardır bu mahalleyi ve mahallenin sosyal kültürel
dokusunu korumak için emek verenlerin bir araya geldiği işlevsel bir
alandır” (Morgül, 2006). Kuzguncuk’ta kurulan bu dernek ve
yürüttükleri
“Đlya’nın
Bostanı’nı
Koruma
Eylemi”15
Kuzguncuklular’ın semtlerine olan bağlılıklarının bir kanıtıdır. Yerli
halkın semtine bağlı olması ve bunun için mücadele etmesi toplumsal
ve mekansal yeniden yapılanma sürecini yavaşlatan bir etkidir. Çünkü
sosyal değişim daha çok mahallesini koruyabilmek için politik veya
ekonomik
gücü
olmayan,
yapılanlara
ses
çıkartmayan
veya
çıkartamayan yöre sakinlerinin olduğu alanlarda gerçekleşmektedir.
15
“Đlya’nın Bostanı, son Rum sahibi Đlya ile anılan; Kuzguncuk’un meyve ve sebze yetiştirilen tarihi
bostanıdır. Kuzguncuk’un ender yeşil alanlarından olan Đlya’nın Bostanı yerine, özel bir diyaliz
hastanesinin yapılacağı haberi üzerine semt sakinleri ayağa kalkmış ve bostanın savunulması yıllarca
bu derneğin esas çabası olmuştur” (Mills, 2006).
72
Ayrıca bu dernek, yerel halk ile proje sonrasında alana gelen kişilerin
bir arada çalıştığının, ortak bir noktada birşeyler paylaştıklarının ve
birbirlerinden rahatsız olmadıklarının da bir göstergesidir. Yeni gelen
kişiler ile yerel halkın anlaşması da toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma süreci açısından ender rastlanan bir durumdur. Çünkü
genellikle süreç sonunda sınıfsal çatışmalar yaşanmaktadır.
Ekonomik dinamikler: Kuzguncuk’ta yaşanan değişim, Arnavutköy ve
Ortaköy’de yaşanandan farklı bir şekilde ilerlemiştir. “Kuzguncuk’un
diğer iki mahalleden farklı olarak sahile yakın bir merkez olmaması
ve coğrafi olarak, denize dik olan Đcadiye Caddesi üzerinde
konumlanması alanda yeni ticari bir mekanlaşmayı engellemiştir”
(Morgül, 2006).
Yaşanan değişimle birlikte emlak değerlerinde de bir artış olduğu
gözlemlenmektedir. “1990’larda fiziksel yenilemenin yanı sıra
yaşanan sosyal ve buna bağlı ekonomik değişim alanda yaşama
talebini doğurmuş ve bu durum da kira ve satış fiyatlarının artmasına
neden olmuştur” (Uzun, 2006b). Ancak sosyal dinamiklerde
bahsedilen farklı kira uygulaması yöntemi alanda sosyal bir değişim
yaşanmasını biraz da olsa engellemiştir.
Fiziksel dinamikler: Kuzguncuk’ta yer alan tarihi yapıların genellikle
yenileme çalışmaları çerçevesinde bireysel girişimler ile satın alınarak
rehabilite edildiği görülmektedir. Bu rehabilitasyon çalışmaları
çerçevesinde, çoğu atıl durumda olan tarihi yapı korunarak
yenilenmiştir. Bu durum da bir döngü şeklinde daha fazla kişinin
ilgisini bu alana çekmiş ve tarihi çevrelerde yaşamak isteyen orta sınıf
bu alanda konut almaya başlamıştır.
•Arnavutköy: “Arnavutköy’de yaşayan azınlık nüfus, Cumhuriyet sonrası
yaşanan olaylardan çok etkilenmemiştir. Ancak 1950’li yıllardan sonra ve
özellikle 1974 Kıbrıs sorunu etkisi ile Arnavutköy’de yaşayan Rum nüfusu
oldukça azalmıştır. 1998’de semtte sadece 15-20 Rum ailesi kalmıştır. Ülke
dışına çıkan nüfusun yerini ise, çoğunluğu Karadeniz’den gelen göçmenler
almıştır” (Keyder, 2000). Đstanbul’un diğer tarihi kent içi alanlarında olduğu
gibi, azınlıkların yerine gelen düşük ekonomik ve sosyo-kültürel seviyeden
halkla birlikte, Arnavutköy de zamanla eskimiş ve köhnemiştir. Keyder’in
73
belirttiği gibi bu alandaki yapıların eskimesinin diğer bir nedeni de “1980’den
sonraki yeni mevzuat ile tarihi evlerin korunması amacıyla evlerin dış
görünüşlerinin değişmesine getirilen katı kurallar olmuştur. Bu çerçevede
tarihi yapıların korunması yoksul ailelere ait yapıların üst sınıflarca ele
geçirilmesinin reçetesi haline gelmiştir” (Keyder, 2000).
Şekil 3.12 : Arnavutköy (Url-20).
Sosyal dinamikler: Arnavutköy’ün toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma süreci tamamlanmadığından, semt nüfusu halen daha
sınıfsal açıdan karma bir yapıyı yansıtmaktadır. Sınıfsal olarak
heterojen bir yapının bulunması da alanda yaşanan sınıfsal değişimin
sınırlı sayıda olduğunu göstermektedir. Daha çok sahil kısmında
yaşanan fiziksel ve ekonomik değişim bu alanda sınıfsal bir değişim
yaşanmasına neden olurken, iç kısımlarda halen daha emlak
değerlerinin çok artmadığı gözlemlenmektedir. Bu durum da
kiracıların yerinden edilmesi durumuna diğer örneklere nazaran daha
az neden olmaktadır.
Ekonomik dinamikler: Deniz kıyısında yer alan konutların çoğunun
restorana dönüşmesinden ötürü, alanda ticari bir yapılanmadan
bahsetmek mümkündür. Kuzguncuk’a nazaran coğrafi konumu
Arnavutköy’ün sahil kısmının bu şekilde dönüşmesine imkan
vermektedir. Bu durum da bu alanın hem bu alanda yaşayanlar hem
74
de dışarıdan gelen kişiler açısından yoğun olarak kullanılmasına
neden olmaktadır.
Alandaki
emlak
değerlerine
bakıldığında
ise,
rehabilitasyon
çalışmaları ile yenileme yapılan mekanlarda zamanla bir değer artışı
olduğu gözlemlenmektedir.
Fiziksel dinamikler: Arnavutköy’de yer alan tarihi yapılar bireysel
çalışmalarla yenilenmiştir. Yapıların yenilenmesinde Kuzguncuk
örneğinde olduğu gibi yapıların korunarak rehabilite edilmesi yöntemi
uygulanmıştır. Çevrenin ve binaların tarihi ve mimari değeri yaşanan
değişim için oldukça önemli dinamikler olmuştur.
•Ortaköy: “Ortaköy Meydanı ve çevresi 1989 yılında yerel belediye tarafından
başlatılan proje çalışmaları ile 1992’de yeniden düzenlenmiştir. 1970’lerin
ortalarında Ortaköy Meydanı’nın tarihi kentsel sit alanı olarak ilan edilmesi,
buranın tarihsel birikiminin korunması açısından ilk yasal adım olmuştur.
Daha sonra ise bunu Turizme Teşvik Kanunları izlemiştir” (Şen, 2005).
Sosyal dinamikler: Başlarda meydanın çevresindeki tarihi konut
alanlarını restore ederek Ortaköy’e yerleşen yeni orta sınıf, daha
sonrasında alana getirilen eğlence mekanları ile birlikte bu alanda
yaşayamaz duruma gelmiştir. Böylece tarihi konut alanlarında
yaşanan ve yerli halkın yerinden edilmesine neden olan süreç, burada
zamanla ticari yaşamın canlanması ile yeni orta sınıf konut alanlarını
da etkileyen bir boyut kazanmıştır. Bunun sonucunda da fonksiyon
değişikliğine bağlı olarak Ortaköy’de konut alanlarının sayısı giderek
azalmıştır.
Đstanbul’da yaşanan diğer toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
süreçlerinden farklı olarak bu alanda konut fonksiyonunun azalması
ve yaşanan değişikliklerle ilişkili olarak herhangi örgütlü bir yapının
kurulmaması, bu alandaki ekonomik değişimi kolaylaştırmıştır.
Ekonomik dinamikler: Rehabilitasyon çalışmaları ile konut alanlarında
yaşanan sınıfsal ve fiziksel değişim zamanla ticari ve turistik
mekanların da değişmesine neden olarak, öncesinde Arnavutköy ve
Kuzguncuk’ta yaşanan değişimden daha farklı bir boyut kazanmıştır.
Konutların çoğu ticari ve turistik faaliyetlerin etkin bir şekilde
75
yürütüldüğü
mekanlara
dönüşmüştür.
Bu
nedenle
de
alanın
dönüşmesinde ekonomik dinamikler oldukça etkili olmuştur.
Şekil 3.13 : Ortaköy sahil şeridi ve meydanı (Url-21, 22).
Fiziksel dinamikler: Alanda bulunan yapıların bireysel çalışmalarla
rehabilite edildiği görülmektedir. Bu konutlar ticari mekanlara
dönüştürülürken fonksiyon değişikliğine bağlı olarak bazı durumlarda
plan, statik ve cephe olarak değiştirildikleri gözlemlenmektedir.
Yapıların tarihi ve mimari özellikleri ile coğrafi konumu, bu alanın
seçilmesinde ve ticari olarak dönüştürülmesinde oldukça etkili
olmuştur.
3.8.2.2 Đkinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
1990’ların başında toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin Cihangir,
Galata ve Asmalımescit’te yaşanmaya başladığı görülmektedir. Bu örneklerde, daha
çok sanatçı ve entelektüellerin ışığında, bireysel mücadelelerle bir değişim süreci
yaşanmıştır. Ortaköy örneğinde olduğu gibi bireysel rehabilitasyon projeleri
sonrasında bu alanlarda da ticari ve turistik bir değişim oluşmuştur. Bu nedenle ilk
dönemde olduğu gibi bu dönemde de yenileme çalışmaları daha çok kültürel ve
fiziksel dinamikler etrafında şekillenmiştir.
•Cihangir: “20. yüzyılın başında Cihangir’de yaşayanların büyük bir bölümünü
gayrimüslimler oluştururken, 1950’lerin sonunda çoğunun ülkelerine
76
dönmesi ile Cihangir’de boşalan konutlara Anadolu’dan göç eden düşük
gelirli nüfus yerleşmeye başlamıştır. 1970’lerde kent merkezinin Beşiktaş,
Mecidiyeköy yönüne
doğru
yayılmasıyla Beyoğlu ve çevresindeki
mahallelerin önemi giderek azalırken kısa bir süre içinde Cihangir’in de
içinde bulunduğu bölge bir çöküntü alanı haline gelmiştir” (Uzun, 2006b).
Sosyal dinamikler: Cihangir’in dönüşmesinde sanatçılar büyük rol
oynamıştır. Özellikle kendini yaşam biçimi olarak farklı gören
sanatçılar için tarihi ve mimari değeri olan çevrelerde yaşama isteği
bu alanın yenilenmesinde oldukça etkili olmuştur. 1990 sonrasında
buraya ilk yerleşenler arasında olan sanatçılar Beril ve Oktay
Anılanmert, satın aldıkları apartmanın özgünlüğünü bozmadan
yenileyerek, bu alanda yaşamaya başlamıştır. Daha sonrasında ise
onları birçok sanatçı, akademisyen, mimar ve profesyonel izlemiştir.
Bu nedenle de 1990’ların başında mahalleye olan talebin artması ile
Cihangir’deki nüfusun yapısı hızla değişmeye başlamıştır. Artan
emlak ve kira değerleri özellikle kiracıların bu alandan gitmesine
neden olmuştur. Zamanla alanda yaşanan sınıfsal değişim, gözle
algılanacak boyutlara gelmiş ve Cihangir yeni orta sınıfın aktif olarak
kullandığı bir alana dönüşürken, bölge halkı da çevre alanlara doğru
kaymak zorunda kalmıştır.
1995 yılında, Cihangir Güzelleştirme Derneği’nin kurulması ile
alandaki yenileme çalışmaları bireysellikten çıkıp daha örgütlü bir
yapıya
kavuşmuştur.
akademisyenler,
Cihangir’de
mimarlar,
yeni
profesyoneller
yaşamaya
ve
eski
başlamış
mahalle
sakinlerinden oluşan derneğin amacı mahallenin tarihi yapısının
korunması ve yaşam çevresinin kalitesinin yükseltilmesi olmuştur
(Uzun, 2006b; Şen, 2005). Cihangir Güzelleştirme Derneği,
Kuzguncuklular Derneği gibi semt adına toplu kararlar alınması için
kurulmuştur.
Ekonomik dinamikler: Cihangir’de yaşanan süreç Kuzguncuk’tan biraz
farklı olarak ilerlemiştir. Cihangir’de konut alanlarında yaşanan
değişim kadar ticari alanlarda da büyük bir değişim olmuş,
1990’lardan başlayarak mahallede kafeler, restoranlar, antikacılar ve
oteller açılmıştır. Bu nedenle, alanın dönüşmesinde fiziksel ve
77
kültürel dinamikler kadar ekonomik dinamiklerin de etkili olduğundan
bahsetmek mümkündür.
Alandaki emlak değerleri ve kiralar da yapılan yenileme çalışmalarına
bağlı olarak büyük bir artış göstermiştir. Bu durum da sosyal
dinamiklerde yer verildiği üzere, yerel halkın alanda yaşamasını
oldukça zorlaştırmıştır.
Şekil 3.14 : Cihangir (Url-23).
Fiziksel dinamikler: 1950’lerde Cihangir’de başlayan değişim ve
köhneme, 1980’lerin sonuna gelindiğinde, eski yapılara olan talebin
hızla artması ile birlikte farklı bir döneme girmiştir. Boğazı ve tarihi
yarımadayı gören bir tepede olması, kent merkezine yürüme
mesafesinde olması, kentin diğer bölümlerine ulaşımın kolay olması
ve Cumhuriyet dönemi mimarisini yansıtan tarihi yapıların varlığı bu
mahalleyi özellikle öğrenci, öğretmen ve akademisyenler ile çeşitli
sanatçılar açısından çekici kılmıştır. (Uzun, 2001- 2006a). Özellikle
90’lı yıllardan sonra bölgedeki çoğu konut satın alınarak rehabilite
edilmiş, sokaklarda yenileme çalışmaları yapılmıştır.
•Galata: “Galata’nın ticari hayatı Đstanbul’da yer alan kent içi alanların değişimi
ve dönüşümüne neden olan politik ve ekonomik bileşenlerin yanı sıra,
merkezi iş alanının 1950 sonrasında başka merkezlere kayması ve 1970’lerde
Mecidiyeköy-Şişli hattının önem kazanmasıyla büyük ölçüde zayıflamıştır.
Bunun yanı sıra 1990 sonrası zorunlu göçle yoksul bir nüfusun buraya
78
yerleşmesi ile Galata’da toplumsal sorunlar da yaşanmaya başlamıştır” (Şen,
2005).
Şekil 3.15 : Galata (Url-24).
Sosyal dinamikler: Galata’da toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanma
süreci
ilk
olarak
1980’lerin
sonunda
görülmeye
başlamıştır. “Süreç, New York’un Soho16 Bölgesi’nde yaşanan
değişimler gibi, mimarların ve sanatçıların burada atölye olarak
kullanmaya uygun, mimari özelliği olan, yüksek tavanlı fakat
bakımsızlıktan dolayı ucuz olan binaları satın alması veya kiralaması
ile başlamıştır” (Đslam, 2002). Alana yerleşen öncüler, diğer
örneklerde görüldüğü gibi çok kısa sürede organize olarak çevrelerini
güzelleştirmek için bir dernek kurmuştur. Derneğin organize ettiği
festivaller vb. kültürel aktiviteler de insanları bu semte çekmekte
büyük rol oynamıştır (Đslam, 2002).
Alanda
gerçekleştirilen
yenileme
çalışmaları
oldukça
yavaş
ilerlediğinden alanda büyük bir sınıfsal değişim henüz yaşanmamıştır.
Tek tük yapılan yenileme çalışmalarıyla alanın değerinin giderek
16
Soho’da yaşanan değişimler, ikinci bölümde yeniden canlandırma çalışmaları kapsamında
irdelenmiştir.
79
artmasına karşın, sosyal dokunun halen daha heterojen yapısını
koruduğundan bahsetmek mümkündür. Sürecin yavaş ilerlemesine
bağlı olarak da değer artışı henüz kiracıların büyük bir oranda
yerinden edilmesine neden olacak boyutlara gelmemiştir.
Ekonomik dinamikler: Galata’nın Beyoğlu’na ve turistik birçok
mekana yakın olması alanın ticari ve turistik olarak yeniden
yapılanmasına da neden olmuştur. Özellikle son dönemde açılan
restoran ve dükkanlar ile alanın yeni bir sürece girdiğinden bahsetmek
mümkündür.
Sosyal dinamiklerde bahsedildiği üzere gerek alanın büyüklüğüne
gerekse sürecin yavaş ilerlemesine bağlı olarak yaşanan emlak
değerlerindeki artış diğer örneklere nazaran sınırlı sayıda kalsa da
çevrenin yeniden yapılandırılmasına bağlı olarak bir artış yaşandığı
gözlemlenmektedir.
Fiziksel dinamikler: Galata, Cihangir gibi Beyoğlu mahallelerinden biri
olmasına karşın Cihangir’e nazaran değişim sürecini oldukça yavaş
yaşamaktadır. Galata ile karşılaştırıldığında, Cihangir’in, daha iyi
manzara noktalarına sahip olması, Đstiklal Caddesi’ne ve Taksim
Meydanı’na daha yakın olması, araba ile daha rahat ulaşılabilir daha
geniş yollara sahip olması17 ve Galata’da apartmanların zemin
katlarında faaliyet gösteren çok sayıda imalat atölyesinin bulunması
(yarattıkları kirlilik, pis koku ve endüstriyel gaz tüpü kullanımından
doğan potansiyel risklerle konut yaşamını sağlıksız etkilemektedir)
Galata’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini
yavaşlatmıştır (Đslam 2003a, 2003b, 2006). Tüm bu süreci yavaşlatan
etmenlere karşın, alanın sahip olduğu mimari özellikler özellikle
yabancılar, sanatçılar ve akademisyenler için alanın dönüşmesinde
etkin rol almaktadır. Bu özellikler çerçevesinde konutların yavaş
yavaş rehabilite edildiği görülmektedir.
17
Orta ve üst-orta sınıfın arabaya düşkünlüğü göz önünde bulundurulursa, alanda geniş yolların
bulunması, alanın seçilip yenilenmesinde oldukça önemli bir faktördür.
80
•Tünel:
Şekil 3.16 : Tünel (Url-25).
Sosyal dinamikler: “1980’li yıllarda ticari hayatın durma noktasına
gelmesi kiraların düşmesine neden olunca özellikle sanatçılar,
Tünel’in tarihi evlerine yerleşmeye başlamışlardır” (Ergün, 2006). Bu
nedenle Tünel’de yaşanan değişim sanatçıların etkisi açısından
Cihangir’de yaşanan sürece benzemektedir. “Alana ilk yerleşen
sanatçı, ressam Muzaffer Akyol’dur. Akyol, 1987 yılında kiracı
olarak oturduğu evi, 1995 yılında satın almış ve aslına uygun olarak
restore ederek, atölye ve yaşam alanına çevirmiştir. Akyol’u birçok
sanatçı izlemiştir” (Đnce, 2006). Tünel ölçek olarak diğer alanlara
göre oldukça küçük bir yer olmasına karşın, Beyoğlu’nun diğer
sokaklarında
yaşanması
muhtemel
değişimi
gözler
önüne
sermektedir. Beyoğlu çevresindeki yapıların genellikle boş olması bu
alanda yaşanacak yenileme çalışmaları sonucu oluşacak sınıfsal
değişimi
belli
oranda
engellemektedir.
Ancak
Beyoğlu
ve
çevresindeki yaşanan değişim çoğunlukla eğlence alanlarının
yoğunluğu sebebiyle ticari bir değişim şeklinde geliştiğinden,
Tünel’de de yaşandığı gibi zamanla konut fonksiyonunun bu alanda
barınmasını engellemektedir.
81
Böyle
alanlarda,
farklı
bir
sınıfsal
değişimden
bahsetmek
mümkündür. Çünkü Tünel özelinde birçok tarihi sokak yenileme
çalışmalarından önce herkes için ortak kullanılan bir alan iken,
restoranların masalarını sokaklara çıkartması ile aslında belirli bir
sınıfın oturup eğlendiği bir ortama dönüşmüştür. Bu nedenle burada
da sınıfsal bir değişim yaşandığından bahsetmek mümkündür.
Ekonomik dinamikler: “Tünel’de sanat evi, galeri gibi kültürel
aktiviteler için açılan mekanların etrafında kaliteli kafelerin, barların
ve restoranların da açılması, yayaları Taksim’den Tünel’e doğru
çekmiştir” (Ergün, 2006). Bu yaşanan ticari değişim de bu alanın
dönüşmesinde oldukça etkili olmuştur.
“Tünel’de kafe, bar, restoran gibi mekanların açılması ile oluşan
canlılık beraberinde bina spekülasyonlarını gündeme getirmiş ve
Tünel yaşayanların istememesine rağmen giderek pahalı ve moda bir
mahalle olmaya başlamıştır” (Ergün, 2006). Sosyal dinamiklerde yer
verildiği üzere alanda çok fazla eğlence yerinin açılmasıyla zamanla
Ortaköy’de yaşanan değişim burada da yaşanmış ve çevredeki konut
alanları azalmıştır.
Fiziksel dinamikler: Tünel’in yenilenmesinde de diğer örneklerde
olduğu gibi alanın mimari ve tarihi değeri oldukça etkili olmuştur.
Başlarda yapıların sahip olduğu özellikler nedeni ile birçok sanatçının
atölye ve evine dönüşen yapılar, daha sonrasında ticari mekanların
artması nedeniyle yerini kültürel dinamikler çerçevesinde şekillenen
ticari mekanlara bırakmıştır. Tarihi bir çevrede saatlerini geçirmek
isteyen birçok kişi için de Tünel’de yer alan restoranlar vazgeçilmez
alanlar olmuştur.
3.8.2.3 Üçüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
1990’ların sonlarında toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin, şehrin en
yoksul tarihi konut alanları olan tarihi yarımadada yer alan Fener-Balat semtlerine
kaydığı görülmektedir. 1998 yılında fizibilite çalışmaları ile başlayıp, 2008 yılında
tamamlanan Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi üçüncü dönemde gerçekleştirilen
yenileme çalışmalarındandır.
82
Bu dönemde tarihi kent içi konut alanlarının, kente geri kazandırılması için
rehabilitasyon projeleri hazırlanmış ve yenileme çalışmaları daha çok sosyal
dinamikler üzerinden şekillenmiştir. Çünkü projede sosyal dokunun kentle
bütünleşmesi fiziksel iyileşme kadar hedeflenen bir nokta olmuştur.
Bu örneği diğer dalgalardaki örneklerden ayıran en önemli özellik, sürecin kurumsal
müdahale ile önceden hazırlanmış mimari projeler üzerinden yürütülmesi olmuştur.
Böylece, 1980’lerin başında bireysel müdahalelerle başlayan ve birkaç girişimciyatırımcının görev aldığı süreç, zamanla yerini daha fazla kişinin katılımı ile önceden
planlanan bir sürece bırakmıştır.
•Fener-Balat/ Fener Balat Rehabilitasyon Projesi : Fener-Balat semtleri
yaşanan bir dizi olay sonucu18 fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel
bozulmalar yaşamıştır. 1996 yılında II. Habitat Kent Zirvesi’nde tarihi ve
mimari değerler taşıyan bu semtlerin korunmasının gerekli olduğu
vurgulanmış ve bu çerçevede Fatih Belediyesi ile Avrupa Komisyonu
ortaklığında bir rehabilitasyon projesi hazırlanmıştır.
Sosyal dinamikler: Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi kapsamında,
fiziksel olarak yıpranan ve bozulan yapıların rehabilitasyonu
hedeflendiği gibi, sosyal yapının iyileştirilerek kadın ve çocukların
topluma kazandırılması da hedeflenmiştir. Bu çerçevede projede iki
adet sosyal merkez açılarak, bu merkezlerde halkın eğitilmesine ve
geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Proje kapsamında
uygulama öncesi alan çalışmaları ve fizibilite çalışmaları yapılmıştır.
Yapılan çalışmalarda alanın fiziksel, sosyal ve ekonomik verileri elde
edilmiş ve proje bu veriler üzerinden şekillenmiştir. Böylece projenin
oluşmasında bölge halkının ihtiyaç ve istekleri oldukça etkili
olmuştur.
Yenileme çalışmaları sonrasında oluşacak değer artışına bağlı
yerinden edilmenin önüne geçmek amacıyla proje kapsamında bazı
önlemler de alınmıştır. Bu önlemler çerçevesinde yerel halkın başta da
kiracıların hakları korunmuştur. Fener-Balat’ın kültürel, fiziksel,
18
Fener-Balat semtlerinin değişmesine neden olan olaylara, “4.1. Fener-Balat Semtlerinde Yaşanan
Tarihsel Süreç” bölümünde yer verilecektir.
83
ekonomik olarak kalkınması için çalışmalarda bulunan Balat-Fener
Kültür ve Güzelleştirme Derneği de projede etkin görev almıştır.
Ekonomik
dinamikler:
faaliyetlerin
Projenin
canlandırılarak
hedeflerinden
ekonomik
biri
iyileşmenin
de
ticari
sağlanması
olmuştur. Bu kapsamda Tarihi Balat Çarşısı rehabilite edilmiştir.
Proje ile alanda emlak değerlerinin artması kaçınılmazdır. Sadece
projenin duyulması ile birlikte birçok sanatçının, profesyonelin FenerBalat’a yerleştiği görülmektedir. Ancak proje kapsamında yenilenen
yapılara getirilen kısıtlamalar19 biraz da olsa bu sosyal değişimi
engellemiştir. Bu nedenle de proje sonrasında alandaki sosyal doku
halen daha heterojen özelliğini korumaktadır.
Fiziksel dinamikler: Alanın yenilenmesinde ve Unesco ile uluslar arası
bir çalışmanın yapılmasında asıl neden, sadece Türkiye için değil
birçok açıdan dünya için de önem taşıyan bu tarihi çevrenin
korunması olmuştur. Bu nedenle de alanın yenilenmesinde fiziksel
dinamikler oldukça etkili olmuş ve proje çerçevesinde 210 yapının
rehabilitasyon çalışması gerçekleştirilmiştir.
3.8.2.4 Dördüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası
Đstanbul’daki kent içi konut alanlarının, 2005 yılında çıkarılan 5366 sayılı “Yıpranan
Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak
Kullanılması
Kanunu”
çerçevesinde,
farklı
bir
yenileme
sürecine
girdiği
gözlemlenmektedir. Sulukule Projesi ile başlayan dördüncü dalgadaki yenileme
çalışmaları, Tarlabaşı Yenileme Projesi ve tarihi yarımadayı içine alan bir çok
yenileme projesi ile devam ettirilmektedir. Devlet bu projelerde daha çok ihaleyi
açarak özel bir firmaya planlama ve uygulama işini devreden organ olarak görev
almaktadır. Böylece tarihi kent içi konut alanlarında uygulanan yenileme
projelerinde devletin rolü son dönemde giderek azalmıştır.
Son dönemde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlanan projelerde, yerel halkın
geleceği ile ilgili kararların alınmadığı ve bu nedenle yerel halk açısından kontrolsüz
19
Proje çerçevesinde yenilenen konutların beş yıl süre ile satılması ve kiraların enflasyon değerinin
üstünde arttırılması yasaklanmıştır.
84
bir sürecin yaşandığı görülmektedir. Bu yenileme projelerinde ekonomik kalkınma
ve rant en büyük dinamiği oluştururken, yatırımcılar süreçte en büyük rolü
üstlenmektedir.
Tarihi kent içi konut alanlarının yenilenmesi sürecinde sosyal, fiziksel, ekonomik ve
politik birçok çözümsüzlük sunan son dönem çalışmaları beraberinde konuyla ilgili
eleştiri ve yorumları da gündeme getirmiştir. Son dönemde planlanan yenileme
projeleri ve özellikle bu projelerin uygulanmasını kolaylaştıran, projelerin yasal
dayanağı olan 5366 sayılı kanun hakkında birçok tartışma yapılmış ve halen daha
yapılmaktadır.
Yapı dergisi; Akın, Okyay,
Kuban,
Hasol,
Çeçener,
Gülersoy
gibi
birçok
akademisyen ve mimarın bu konu hakkındaki görüşlerine yer vermiştir. Dergide
dördüncü dönemde sur içinde yapılacak ve ilk aşamada Süleymaniye ve Haliç
arasında gerçekleştirilicek Đstanbul Müze-kent Projesi büyük bir tarihsel ve
tasarımsal yanılgı olarak nitelendirilirek aşağıdaki şekilde eleştirilmiştir:
“Dünyanın hiçbir ülkesinde bu büyüklükte bir koruma ve yenileme projesinin,
devletin bütün bürokratik örgütleri dışında, çok sayıda mimarı bir çatı altında
toplayıp bir araya getirerek ve bütün uluslararası koruma kurallarını çiğneyen, amaca
uygun bir yasayı, hiçbir uzman kuruluşa danışmadan hazırlayarak, bir oldu bittiye
getirerek gerçekleştiği görülmemiştir. Oysa geçmiş ne kadar uzun ve yoğunsa, onun
maddi verilerini koruma süreci de o kadar duyarlılık ve dikkatle yapılır” (Yapı
Dergisi, 292).
Đstanbul Müze-kent Projesi kapsamında geliştirilen yenileme çalışmalarını eleştiren
Kuban, “bu kadar ağır bir mirasın çekirdeğine uydurma tarihi mahalleler yapmayı
düşünmek tanımlanması zor bir davranıştır” ifadesini kullanmıştır. Ayrıca Kuban
Süleymaniye özelinde son dönemde gerçekleştirilen yenileme çalışmalarını, “bu
kadar güçlü bir geçmişten bu kadar az nasiplenmek ortalama toplumsal cehaletin
yaygınlığının ve korkunç bir tarih bilinci yokluğunun ifadesidir” sözleri ile
eleştirmiştir (Kuban, 2005).
Dördüncü dalgada 5366 sayılı kanun çerçevesinde planlanan yenileme projeleri,
Akın, Dinçer, Özden ve Demirdizen tarafından, “uluslararası koruma kurallarını
çiğneyen, koruma kanunlarıyla çok ilişkili olduğu halde ona referanslar vermeyen,
önceden alınmış koruma kararlarını gözardı eden, yeni koruma kurulları oluşturan ve
85
böylece
yetki
karmaşası
doğuran,
katılımın
olmadığı,
bütüncül planlama
anlayışından uzak sadece bina ölçeğinde parçacıl ve noktasal çözümleri teşvik eden,
yenileme ve dönüşümün sosyal ve ekonomik boyutlarından bağımsız sadece fiziksel
yenileme çalışmaları yapan, kamulaştırılan alanların tekrar satışını olanaklı kılan,
korumadan çok yeni yapılaşmayı teşvik eden, bölgede yaşayan nüfusun mülkiyet
haklarını ihlal eden ve uygulama sonunda bölgede mülk sahipleri ile kullanıcıları
yerinden eden, onaylanacak yenileme projelerinin hangi üst ölçek karara bağlı
onaylanacağına dair bir ifade bulunmamasından ötürü karar alma süreçlerini kişisel
değerlendirme normlarına terk eden” boyutları nedeniyle eleştirilmiştir (Url-26).
Özden yukarıda sayılan eleştirilere ilave olarak, dördüncü dalgada yasal sürecin çok
hızlı oluşturulmasına karşın, planlama çalışmalarının son derece yavaş ilerlediğini
vurgulamıştır (Özden, 2008). Tanyeli ise, hızlı ilerleyen bu yasal sürecin Tarlabaşı
gibi mülkiyeti çok belirli olmayan yerlerde uygun olduğunu ancak uygulamada
sorunlarla karşılaşıldığını belirtmiştir (Url-26).
Akın, Süleymaniye’yi yeniden yaparak ‘tarihi görünümlü’ yeni bir mahalleye
dönüştürmenin korumayla herhangi bir ilgisi olmadığını belirterek, Sulukule
Yenileme Projesi’yle geleneksel yapıyı boşaltıp semti bambaşka bir kesimin
kullanımına açmanın ve sokak dokusu, eski yapı adası, parsel ilişkileri
umursanmadan, sanki boş bir alanda yeni bir düzen öneriliyormuş gibi projenin
şekillenmesini eleştirmiştir. Akın’a göre, tarihi çevrelerde gerçekleştirilen projelerin
yeni yerleşme alanlarından farklı planlanması gerekmektedir (Url-27).
Son dönemde planlanan yenileme projeleri UNESCO’nun da eleştirilerine odak
olmuştur. Đstanbul’un, dünya kültür mirası listesinde kalıp kalmayacağını
belirleyecek raporda, bu projeler aşağıdaki şekilde eleştirilmiştir:
“Tarihi yarımadadaki önemli altyapı projeleri ile kent topraklarını kullanıma açmaya
odaklanan ve dolayısıyla dünya mirası listesindeki önemli bölgeler için uygun
olmayan kentsel yenileme projeleri hakkında kaygı devam etmektedir. Bu projeler
bir dünya mirası varlığı ile bağdaşacak koruma planlarını içerecek şekilde
düzeltilmemiştir. 5366 sayılı kanunun tatbikatta uygulanması dünya miras
listesindeki önemli bölgelerin varlığı ve bütünlüğü için tehdit oluşturmaktadır” (Url28).
86
Kısacası son dönemde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler tarihi
kent içi alanlarda geriye dönüşü olmayan sosyal, fiziksel, tarihi ve kültürel tahribatlar
yaratmaktadır. Bu durum da son yıllarda yenileme çalışmalarının sonuçlarının önceki
dönemlere nazaran, hem yasal boyutuyla hem de projelerin ölçeğine bağlı olarak etki
alanının artması ile birlikte daha ağır olduğunu göstermektedir. Planlanan projelerin
yıkıp yeniden inşa etme yöntemi üzerine kurulması da çok uzun yıllar önce zararlı
etkileri nedeniyle yenileme çalışmalarında vazgeçilen bir yöntem olmasına rağmen,
son dönemde koruma çalışmaları içerisinde kendini göstemektedir. Koruma
yöntemiyle bağdaşmayan bu uygulamanın da tarihi çevreleri yok edici etkisi gün ve
gün artmakta ve var olan yapılı çevreler bozularak yerine uydurma dekor niteliğinde
alanlar yaratılmaktadır.
Dördüncü dalgada yer verilecek yenileme çalışmaları örnekleri, Fatih ilçesi sınırları
içinde tasarlanan projelerle başlanıp, Eminönü sınırları içerisinde olan diğer
projelerle devam edecektir. Son olarak da alan çalışması kapsamında detaylıca
incelenen Fener-Balat Yenileme Projesi’ne ve bu proje ile benzerlikler gösteren
Tarlabaşı Yenileme Projesi’ne yer verilecektir. Örneklerin sayısı arttırılabilecek
olmasına karşın, çalışma kapsamı aşağıdaki örneklerle sınırlı tutulmuştur. Bu
bölümde incelenen projelerden sadece Sulukule projesi uygulanmıştır. Diğer örnekler
henüz proje aşamasındadır. Bu nedenle, veriler daha çok projelerin ve ilgili
belediyelerin internet sitelerinden elde edilen bilgilerle sınırlıdır.
•Sulukule/ Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi : “1453’te Đstanbul’un
fethinden sonra şehri canlandırmak amaçlı, farklı bölgelerde yaşayanları
Đstanbul’a çekme politikası ile Romanlar Sulukule’ye yerleştirilmiştir.
Menderes döneminde Vatan Caddesi yapılırken, Edirnekapı’da surların bir
bölümü ile Sulukule’de 29 ev yıkılmıştır. Neredeyse yarısı yok olan Sulukule,
biraz daha surlara doğru kayarak, sur boyuna yerleşmiş olan Haticesultan ve
Neslişahsultan mahalleleri ile kaynaşmıştır. 1985 yılında, Sulukuleliler,
Turizm Bakanlığı’na ‘Gösteri Evleri Projesi’ ile başvurmuştur. Bakanlıktan
olumlu yanıt alan proje, yerel belediye tarafından onaylanmadığı için
yasallaşamasa da, ‘Eğlence Evleri’ Sulukule’de faaliyete geçmiştir. Yaklaşık
3500 kişinin çalıştığı eğlence evleri, mahallenin ekonomik kalkınmasını
olumlu yönde etkilemiştir. Ancak 1992’de Eğlence Evleri’nin büyük bir
çoğunluğunun ve 1994’te de kalan birkaç tanesinin kapatılması ile bölge
87
büyük ve hızlı bir çöküşe uğramıştır. 3500 kişinin işsiz kaldığı, esnafın iş
yapmadığı bu dönemde, bölge fakirliğe teslim olmuştur” (Url-29).
Sulukule halkının ekonomik olarak zayıflaması bu alanın kentten
soyutlanmasına neden olmuş, sonucunda da Sulukule zamanla fiziksel ve
sosyo-kültürel olarak çöküntü yaşayan bir alana dönüşmüştür. Mahalleyi
içinde bulunduğu bu durumdan kurtarmak amacıyla; Đstanbul Büyükşehir
Belediyesi, Fatih Belediyesi ve Toplu Konut Đdaresi (TOKĐ) işbiriliğiyle,
Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi gerçekleştirilmiştir.
Şekil 3.17 : Sulukule’nin yenileme çalışmalarından önceki hali (Url-30).
Sosyal dinamikler: Proje kapsamında bölge sakinlerinin evleri satın
alınmış ve karşılığında yaşayanlara üç seçenek sunulmuştur. Bu
seçeneklerden biri evlerini satıp başka bir alana taşınmak, ikincisi
evleri için belirlenen bedeli peşinat olarak saydırıp, oturmakta
oldukları konutların yerine yapılacak yeni konutlar için belirli bir
programa bağlı olarak para ödemeye devam etmek; üçüncü alternatif
ise TOKĐ’nin başka bir projesinden konut sahibi olmak için anlaşma
yapmaktır. Yerli halkla anlaşılamama durumunda ise, 5366 sayılı
kanun çerçevesinde devletin kamulaştırma hakkı bulunmaktadır. Tüm
bu seçenekler ve yerli halkın sınırlı maddi imkanları göz önünde
bulundurulursa, Sulukule’nin kullanıcı profilinin proje ile değişeceği
açıktır. Çünkü proje sonrasında artan kiraları karşılayamayan
88
kiracıların ve projenin masraflarını karşılayamayan mülk sahiplerinin
alanda yaşama şansı yoktur.
Ayrıca projenin üstü kapalı olan bir amacı da devlet tarafından
dışlanan bir topluluğun bu alandan şehrin uzak noktalarına atılmasıdır.
Kent bütününden kopan kişilerin kente kazandırılmak yerine başka
alanlara itilmesi, sorunu çözmeyeceği gibi hem bu kişileri daha
çözümsüz bir yaşama itmekte hem de kent için başka sorunlar
yaratmaktadır.
Şekil 3.18 : Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi (Url-30).
Ekonomik dinamikler: Gerçekleştirilen proje ile birlikte alandaki
emlak değerlerinin artması kaçınılmazdır. Çünkü proje yeni orta
sınıfın ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiş ve onların alım gücüne
89
göre finanse edilmiştir. Bu çerçevede de sosyal dinamiklerde de
belirtildiği gibi artan emlak ve kira bedelleri yerel halkın bu alanda
yaşamasını imkansızlaştırmaktadır.
Fiziksel dinamikler: Tarihi kent içi konut alanlarından biri olan
Sulukule’de gerçekleştirilen projede, yenileme çerçevesinde ele alınan
yapılı
çevre;
sosyal
yapısından,
tarihi
verilerinden,
alansal
özelliklerinden soyutlanarak, herhangi bir alanda da uygulanabilecek
Sulukule’ye özgü olmayan veriler üzerinden şekillendirilmektedir.
Proje çerçevesinde birçok tescilli yapı yıkılmakta ve alanda farklı bir
doku oluşturulmaktadır. Mevcut doku korunmadığından Sulukule’nin
yenilenmesinde alanın tarihi özelliğinin etkisinden bahsetmek
mümkün değildir.
Sulukule Projesi hem içeriği, hem yerel halkın projedeki yeri hem de
yürütülüşü açısından detaylıca incelenmesi gereken bir projedir.
•Ayvansaray/ Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi: “Kara
Surları ile Haliç Kıyı Bandı arasında yer alan Ayvansaray Mahallesi tarihi
dokusuyla çok özel bir konuma sahiptir. Sahip olduğu kültürel zenginliğe
rağmen, göçle gelenlerle gelişen olumsuz sosyo-ekonomik durum ve kültürel
mirası koruma bilincinin eksikliği bu bölgenin zamanla çöküntü bölgesi
haline gelmesine neden olmuştur. Bu sorunu çözmek için, Ayvansaray
Mahallesi Fatih Belediyesi tarafından 2005 yılında, kentsel yenileme alanı
olarak ilan edilmiştir” (Url-30).
Şekil 3.19’da Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi kapsamında
yapılan çalışmalar yer almaktadır.
Sosyal dinamikler: Yenileme çalışmaları sonrasında oluşan değer
artışına bağlı yaşanan yerinden edilme sorununa proje kapsamında
herhangi bir önlem alınmadığından, proje sonrasında alanda sınıfsal
bir
değişim
yaşanılması
kaçınılmazdır.
Yenileme
çalışmaları
sonrasında proje maliyetlerini ödeyemeyen mülk sahipleri gibi artan
kiraları ödeyemeyen kiracılar da bu durumdan olumsuz yönde
etkilenecektir. Böylece proje sonrasında alanda yeni bir sosyal doku
oluşacaktır. Ayrıca proje kapsamında sosyal olarak çöküntü yaşayan
90
halkı kente kazandırmak amaçlı çalışmaların yapılmadığı da
görülmektedir. Bu durum da hem ekonomik hem de sosyal olarak
bölge halkını dışlayan bir etki oluşturacak ve yerli halkın başka
alanlara gitmesine neden olacaktır.
Şekil 3.19 : Ayvansaray Projesi ile ilgili sunum (Url-30).
Ekonomik
dinamikler:
Proje
için
yapılan
çalışmalar
henüz
onaylanmadığından proje yayınlanmamıştır. Ancak internette proje
hakkında verilen ön bilgilerde proje kapsamında konut fonksiyonu
yanında otel ve ofis fonksiyonlarının da düşünüldüğü belirtilmektedir.
Bu durum da alanın ekonomik olarak yeniden yapılandırılacağını
göstermektedir. Ayrıca projenin ‘belirli bir sınıfın’ ihtiyaçları
doğrultusunda
hazırlanması
da
artacak
emlak
değerlerinin
habercisidir.
Şekil 3.20 : Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi (Url-31).
91
Fiziksel dinamikler: Daha önce de belirtildiği üzere, resmi olarak
yayınlanmamasına karşın projeyi hazırlayan mimarlık ofisinin
açıklamalarına göre proje, 16 adet eski binanın röleve-restorasyonrestitüsyon ve 32 adet yeni yapının hazırlanması çalışmalarını
kapsamaktadır (Url-31). Ayvansaray Mahallesi’nin sahip olduğu
kültürel ve mimari değer, bu alanın yenileme alanı seçilmesinde ve
yenileme çalışmaları başlatılmasında oldukça etkili olmuştur. Ancak
projelerin şekillenmesinde bu özelliklerin ne oranda etkili olduğu
düşündürücüdür.
•Süleymaniye/
Süleymaniye
Yenileme
Alanı
ve
Kültürel
Varlığın
Korunması Projesi: Süleymaniye semti de, Đstanbul’un diğer tarihi konut
alanları gibi ağır ve yıpratıcı süreçlerden geçerek bugünkü haline gelmiştir.
Süleymaniye’yi içinde bulunduğu fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel
çöküntüden
kurtarmak
amacıyla
Büyükşehir
Belediye’si
tarafından
Süleymaniye Yenileme Alanı ve Kültürel Varlığın Korunması Projesi
hazırlanmıştır. Đstanbul’u “müze kent yapma” sloganı ile başlayan yenileme
çalışmaları dördüncü dalgada yer alan diğer yenileme çalışmalarında olduğu
gibi bölgenin fiziksel, sosyal ve ekonomik yapısı için birçok çözümsüzlük
oluşturmaktadır.
Sosyal dinamikler: Proje hakkındaki veriler henüz tam olarak
açıklanmamasına karşın, projenin internet sitesinde sosyal halkın
geliştirilmesine
ve
topluma
kazandırılmasına
yönelik
hiçbir
çalışmanın planlanmadığı görülmektedir. Ayrıca yerel halkın başta da
kiracıların proje sonrasında alanda yaşayabilmesi için hiçbir önlem
alınmamıştır. Bu çerçevede Süleymaniye’de proje sonrasında sınıfsal
bir değişim yaşanması kaçınılmazdır.
Ekonomik dinamikler: “Proje maliyetinin %40’ı taşınmaz kültür
varlıklarının korunmasına katkı payı nedeniyle Đl Özel Đdaresi
tarafından karşılanmakta; geri kalan %60’ını ise ĐBB üstlenmektedir.
Yapım maliyetinde ise yine %40’nın Đl Özel Đdaresi tarafından, geriye
kalan kısmının ise TOKĐ’nin mülk sahiplerine uzun vadeli ve düşük
faizli kredi vermesiyle karşılanması programlanmaktadır” (Url-32).
92
Sınırlı maddi olanakları olan halk düşünüldüğünde kişilerin bu faizleri
nasıl ödeyecekleri sorusu doğmaktadır.
Projeye katılmamayı tercih edenleri ise iki seçenek beklemektedir. Đlki
evlerini KĐPTAŞ’a satmak, ikincisi ise buna da razı olmazlarsa “acil
kamulaştırma” kapsamında belediye tarafından uygun görülen bedel
karşılığında mülklerini terk etmeleridir (Url-33).
Fiziksel dinamikler: Projenin asıl amacı Süleymaniye’de “Osmanlı
mahallesi”
kimliğinin
yeniden
canlandırılmasıdır.
Bu
amaç
doğrultusunda alandaki mevcut ahşap yapıların proje kapsamında
yıkılarak
çelik
konstrüksüyon
ile
yeniden
inşa
edileceği
görülmektedir. Projenin tarihi çevredeki bu “sözde koruma” yaklaşımı
projenin komite üyeleri tarafından da eleştirilmektedir. Komite üyeleri
Akın ve Đncedayı, Osmanlı ahşap mimarisinin en güzel örneklerinin
bu projeyle birlikte tamamen ortadan kaldırılacağını ifade ederek,
komitenin projeyle ilgili detayları basından öğrenmek durumunda
kaldığını belirtmişlerdir. Bir başka komite üyesi ve Ulusal Ahşap
Birliği üyesi Erdoğmuş ise projenin Süleymaniye’yi “müsamere
dekoru”na dönüştüreceğini söylemiştir (Url-33).
•Tarlabaşı/ Tarlabaşı Yenileme Projesi: “Tarlabaşı, 1535’te Fransızlarla
başlayan ülkelerarası elçilik bulundurma uygulaması sonucunda Beyoğlu’na
yerleşen elçiliklerde çalışan üst düzey görevlilerin ve bunlara ek olarak
Beyoğlu’nda
yaşayan
Levantenlerin
ve
gayrimüslimlerin
işyeri
ve
konutlarında çalışanların konut alanı olarak kurulmuştur” (Url-34).
Tarlabaşı diğer Đstanbul kent içi konut alanlarında olduğu gibi, azınlıklara
yönelik geliştirilen politikalar ve Türkiye’de yaşanan ekonomik uygulamalar
çerçevesinde bir değişim sürecine girmiştir. Bu politikaların yanı sıra
Tarlabaşı’nda yaşanan değişimde, 1980’lerde Dalan döneminde Tarlabaşı
Caddesi’ndeki birçok nitelikli yapının yıkılarak yerine, Tarlabaşı Bulvarı’nın
açılması da son derece etkili olmuştur. Bu yıkımla birlikte bölge, Taksim’den
tamamen koparak içine kapalı bir alan haline gelmiştir (Keyder, 2000).
Zamanla ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel olarak köhneme yaşayan semt,
suç oranlarının yüksek olduğu ve sadece Doğu-Güneydoğu Anadolu ve
93
Güney Afrika’dan gelen fakir insanların barınabildiği bir alana dönüşmüştür.
Tarlabaşı’nda yaşanan bu değişimler, beraberinde bu alanda uygulanacak
yenileme çalışmaları ile bu alanın kente geri kazandırılmasını da gündeme
getirmiştir.
Sosyal dinamikler: Projenin temel hedefi mülk sahiplerinin yenileme
sonrasında da alanda yaşamaya devam etmeleri olmasına karşın;
önerilen projede mevcut küçük konutların yerine oldukça lüks ve
geniş konutların tasarlanması ve alanda düzenlenecek yeni ticari
mekanlarla sağlanacak ekonomik canlanma, semtte sınıfsal bir
değişimi kaçınılmaz kılmaktadır. Bu olumsuzluklara ek olarak bölge
halkının kent yaşamına kazandırılmasına yönelik hiçbir çalışmanın
yapılmadığı da görülmektedir.
Alanda gerçekleştirilecek yenileme çalışmaları kiracılar için de büyük
sorun
taşımaktadır.
Çünkü
proje
sonrasında
artan
kiraları
kaşılayamayacak kiracılar alanı terk etmek zorunda kalacaktır. Bu
nedenlerden ötürü proje sonrasında alanda sınıfsal bir değişim
kaçınılmazdır.
Şekil 3.21 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri (Url-35).
Ekonomik dinamikler: Proje kapsamında öngörülen yeni bir ticari
doku bulunmaktadır. Bu durumda alanda bulunan küçük dükkanlar,
büyük ve daha üst sınıfa hizmet veren ticari mekanlarla yer
94
değiştirmek zorunda kalacaktır. Bu durum da küçük dükkanların
çalışanlarını ve sahiplerini olumsuz yönde etkileyecektir.
Ayrıca proje kapsamında emlak değerlerinin de artması kaçınılmazdır.
Çünkü projede alana gelmesi düşünülen orta ve üst sınıflara yönelik
lüks konutlar planlanmaktadır. Bu durum da emlak değerlerini
arttırmaktadır.
Fiziksel dinamikler: Proje, Haziran 2005’de yürürlüğe giren “Yıpranan
Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve
Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” çerçevesinde daha çok
yenilenerek koruma çalışmaları içermesinden dolayı büyük tepki
görmüştür. Çünkü proje kapsamında çoğu tescilli yapının sadece
cephe olarak korunurken, arkasında bambaşka bir dünya yaratıldığı
görülmektedir. Projede alanın dokusuna uymayan tamamen yeni bir
yerleşim alanı yaratılması da koruma yöntemi açısından oldukça
düşündürücüdür.
Şekil 3.22 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri (Url-35)
95
Proje genelinde tarihi yapıların cephelerinin korunarak, yapıların cephe arkasından
birleştirilmesi ve avlulu sistem önerilmesi Akın tarafından da aşağıdaki şekilde
eleştirilmektedir: “Projelerde plan tipolojilerinin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Kültür varlığını, bir bütün olarak cephesiyle, planıyla ve parsel düzeniyle korumak
zorundadır. Önerilen projeler Tarlabaşı morfolojisinin kalan izlerini de tamamen
ortadan kaldırmaktadır. Cepheler korunmakta ve arkalarına onlarla hiçbir ilgisi
olamayan
Đstanbul’un herhangi bir bölgesinde
yapılabilecek yeni bloklar
gelmektedir. Önerilen avlulu sistemler de Tarlabaşı’nın özgün fiziksel yapısını
tamamen değiştirmektedir. Sokakla doğrudan ilişkili yapı düzenlerinden kalabilenler,
hiçbir şekilde bölgeye ait olmayan yeni bir kurgunun içinde zayıf birer dekor
niteliğine bürünmektedir” (Akın, 2008). TMMOB Şehir Plancıları Odası Đstanbul
Şubesi’nin, Tarlabaşı’ndaki yenileme-dönüşüm sürecini tartışmak üzere 26 Haziran
2008 tarihinde ĐTÜ Taşkışla Kampüsü’nde düzenledikleri panelde de genel olarak
5366 sayılı kanun çerçevesinde parçacıl ve parsel bazında alınan önlemlerle, yerel
halkı ve korumacılık ilkelerini göz ardı eden bir yenileme projesinin tasarlandığı
belirtilmiştir (Url-26).
Şekil 3.23 : Tarlabaşı Yenileme Projesi kapsamında planlanan avlular (Url-35).
•Fener-Balat / Fener Balat Yenileme Projesi: 2005’li yıllara geldiğimizde,
Fener-Balat
Rehabilitasyon
Projesi’nden
sonra
Tarlabaşı
Yenileme
Projesi’ndekine benzer bir yenileme yaklaşımıyla, bölgenin yeni bir sürece
girdiği görülmektedir. Bu projede, rehabilitasyon çalışmaları yerini
yenileyerek korumaya bırakmıştır.
96
Sosyal dinamikler: Fener-Balat Yenileme Projesi kapsamında yerel
halkın
topluma
kazandırılması
için
hiçbir
sosyal
proje
öngörülmemiştir. Ayrıca projenin belirli bir sınıfın ihtiyaçları
doğrultusunda planlanması ve yerel halkın proje sonrasında alanda
kalması için hiçbir önlemin alınmamasına bağlı olarak da proje
sonrasında sınıfsal bir değişimin yaşanması kaçınılmazdır.
1.DALGA
2.DALGA
1980
ARNAVUTKÖY
KUZGUNCUK
BĐREYSEL
REHABĐLĐTASYON
1980
1990
ORTAKÖY,
CĐHANGĐR,
TÜNEL,
GALATA
BĐREYSEL
REHABĐLĐTASYON
Kontrolsüz değişim
Bireysel müdahale
Kontrolsüz değişim
Bireysel müdahale
YENĐDEN
CANLANDIRMA
3.DALGA
1996
FENER-BALAT
2000
’li
yıllar
SULUKULE
2005
sonra
sı
TARLABAŞI
FENER-BALAT
AYVANSARAY
SÜLEYMANĐYE
ÖRGÜTLÜ
REHABĐLĐTASYON
Kontrollü değişim
Kamu müdahalesi
YENĐDEN
GELĐŞTĐRME
Kontrolsüz değişim
Kamu müdahalesi
YENĐDEN ÜRETĐM
Kontrolsüz değişim
Kamu müdahalesi
4.DALGA
Tarihi kent içi konut
alanlarında yaşanan
kentsel yenileme
çalışmalarındaki
değişim
Şekil 3.24 : Đstanbul’da T.M.Y.Y. sürecinin değişimi.
97
T.
M.
Y.
Y.
S
Ü
R
E
C
Đ
Ekonomik dinamikler: Proje çerçevesinde alanda çeşitli restoran, kafe,
dükkan gibi ticari fonksiyonlu alanlar tasarlanmaktadır. Bu durumun,
alanda yeni bir ticari yapılanma oluşturması kaçınılmazdır. Ayrıca
yapılan yenileme çalışmalarının alandaki mülkiyet değerlerini de
arttıracağı açıktır.
Fiziksel dinamikler: Proje; tarihi yapıların korunması, restorasyonu,
restitüsyonu ve yeni yapılar yaratma gibi birçok mimari yaklaşımı
içermektedir. Statik olarak ayakta durabilen tescilli yapılar, projede
restorasyon tekniğine uygun olarak yenilenecektir. Ancak eğer,
yapılarda statik olarak bir problem varsa, bu durumda da tescilli
yapılar yıkılarak, aslına uygun şekilde yeniden yapılacaktır.
Tescilli yapıların küçük olmasından ötürü kullanım alanlarını
arttırmak amacıyla yapıların iç kısımlarının birleştirilmesi ve yapıların
cephelerinin korunarak iç kısımlarının yeniden oluşturulması koruma
açısından sorgulanması gereken noktalardır.
Şekil 3.24’te kentsel yenileme çalışmaları ile sonucunda yaşanan toplumsal ve
mekansal yeniden yapılanma süreci arasındaki yakın ilişkiye yer verilmiş ve sürecin
Đstanbul’da yaşadığı değişim örnekler üzerinden irdelenmiştir.
3.9 Bölüm Sonucu
Üçüncü bölümde ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel olarak bozulmalar yaşayan ve
kentin diğer parçalarından kopan tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişim
süreci incelenmiştir. Tez genelinde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma olarak
adlandırılan bu süreç ile yeni yapılan bir yerleşim alanını, ticari bir dönüşümü veya
kırsal alanlarda yaşanan bir değişimi aynı başlık altında incelemenin kent içi tarihi
konut alanlarına özgü olan bu yapılanmanın içeriğini değiştireceği belirtilmiştir. Bu
çerçevede kentsel yenileme yöntemleri ile toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
süreci arasındaki yakın ilişki ortaya konmuş ve toplumsal ve mekansal yeniden
yapılanmanın kentsel yenileme çalışmalarından sonra alanda oluşan planlı veya
plansız bir değişim süreci olduğuna vurgu yapılmıştır.
Bu bölümde kentlerin değişmesi ve gelişmesi üzerine yapılan yaklaşımlar incelenmiş
ve bu yaklaşımların çoğunun sürecin sadece bazı bileşenlerine ışık tuttuğu
98
gözlemlenmiştir. Tarihi konut alanlarında yaşanan değişimin, aktörler ve bileşenler
açısından çok boyutlu bir süreç olduğu vurgulanarak, yapılan incelemelerin tüm
aktörler ve bileşenler çerçevesinde bütüncül bir bakış açısı ile yapılmasının daha
doğru olacağı belirtilmiştir.
Tarihi kent içi konut alanlarında gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının yaşadığı
değişim için son yıllarda Amerika özelinde oluşturulan toplumsal ve mekansal
yeniden
yapılanma
süreci
değişim
modeli
incelenmiş,
sürecin
devletin
egemenliğinden özel sektörün egemenliğine geçişi ile ölçeğinin ve etki alanının
arttığına vurgu yapılmıştır.
Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci de dünyadaki
sürece paralel olarak, dört aşamada incelenmiştir. Arnavutköy, Ortaköy ve
Kuzguncuk gibi Boğaz kıyılarını içeren birinci dalga ile Tünel, Galata ve Cihangir
gibi eski şehir merkezlerini içeren ikinci dalganın, daha çok bireysel müdahaleler
sonucu oluştuğu ortaya konulmuştur.
Fener-Balat’ta 1996 yılından sonra yaşanan rehabilitasyon çalışmaları, kurumsal
müdahale içermesinden ötürü üçüncü dalga başlığı altında incelenmiştir. 2000’li
yıllara gelindiğinde ise, süreçte devletin azalan, özel sektörün artan rolü ile farklı bir
döneme girildiği gözlemlenmiştir. Tarlabaşı ve tarihi yarımadada gerçekleşmesi
planlanan sosyo-kültürel, ekonomik ve fiziksel yeniden yapılanma çalışmalarını
içeren bu projeler, diğer kentsel yenileme çalışmalarının yer aldığı dönemlerden ayrı
tutularak dördüncü dalga kapsamında incelenmiştir.
Đstanbul’da 2000’li yıllardan sonra tarihi kent içi konut alanlarında uygulanması
düşünülen projeler, önceki çalışmalardan ve özellikle tez genelinde savunulan
bütüncül planlama anlayışına yakın rehabilitasyon projesinden oldukça farklı bir
sürece girdiğinden, yenileme çalışmalarının geçirdiği bu değişim sürecini belirlemek
ve tarihi kent içi konut alanlarında uygulanacak yenileme projeleri için çıkarımlarda
bulunmak adına, dördüncü bölümde Fener-Balat’ta üçüncü dalgada gerçekleştirilen
rehabilitasyon projesi ile son dönemde uygulanması planlanan yenileme projesi
karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.
Aşağıdaki şekilde Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma
süreci
ve
dördüncü
bölümde
incelenen
99
alan
çalışması
özetlenmiştir.
ĐSTANBUL’DA TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA
1.DALGA
BOĞAZ KIYILARI
2.DALGA
BEYOĞLU
3.DALGA
TARĐHĐYARIMADA
KURUMSAL MÜCADELE
BĐREYSEL MÜCADELE
ARNAVUTKÖY
ORTAKÖY
KUZGUNCUK
ASMALIMESCĐT
GALATA
CĐHANGĐR
4.DALGA
TARĐHĐYARIMADA
FENER-BALAT
TARLABAŞI
FENER-BALAT
SULUKULE
AYVANSARAY
SÜLEYMANĐYE
Şekil 3.25 : Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi ve alan çalışması
100
5.DALGA
ORTAK
MÜCADELE
4. FENER-BALAT SEMTLERĐNDE YAŞANAN TOPLUMSAL ve
MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA
Đstanbul tarihi yarımadada yer alan Fener-Balat semtleri, bu alanlarda yaşayan
azınlıklara yönelik politikalar ve sonrasında yaşanan köyden kente göç dalgaları ile
birlikte büyük bir değişim geçirmiştir. Bu değişim sürecinde hızlı bir şekilde kimlik
değiştiren; ekonomik, sosyal, kültürel ve fiziksel olarak gerileme yaşayan FenerBalat, ilk olarak Habitat II sonrası planlanan Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile
birlikte, bir yenilenme sürecine girmiştir. Rehabilitasyon çerçevesinde başlayan ve
fiziksel iyileşme kadar sosyal iyileşmeyi de ön planda tutan bu yenileme çalışmaları
2008 yılında tamamlanmıştır.
2009 yılına gelindiğinde ise, Fener-Balat semtlerini koruyup iyileştirmeyi amaçlayan
rehabilitasyon projesinin yerini yeni fiziksel, sosyal ve ekonomik bir doku
oluşturmak isteyen ve kamulaştırma kanunu çerçevesinde yasal bir tabana
oturtulmaya çalışılan Fener-Balat Yenileme Projesi almıştır. 1900’lü yılların sonunda
başlayan ve 2000’li yılların başına kadar devam eden rehabilitasyon çalışmaları,
ardından yerini yenileme çalışmalarına bırakmıştır. Böylece tarihi kent içi konut
alanlarının kente eklemlenmesi çalışmaları diğer süreçlerden farklı bir döneme
girmiştir.
Niteliksel karşılaştırmalı analiz yöntemi ile örnek vaka incelemesi kapsamında
kentsel yenileme çalışmalarının Đstanbul’un tarihi kent içi konut alanlarındaki
değişimi ve günümüzde oynayacağı rol ele alınmıştır. Bu kapsamda sosyal, politik,
ekonomik ve fiziksel yapıya dair öneriler getirilmiştir. Böylece, kentsel yenileme
çalışmalarının son iki dönemi olan üçüncü ve dördüncü dalga arasındaki farklılıklar
ortaya konulmuştur.
Aynı alan için planlanan iki farklı çalışmanın artı ve eksi yönleri ile sonucunda
yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreçleri belirlenerek tez
genelinde savunulan bütüncül yaklaşım çerçevesinde tüm bileşenlerin eksiksiz olarak
ele alındığı, tüm aktörlerin çıkarlarının korunduğu daha sağlıklı yenileme
projelerinin nasıl yapılacağı sorgulanmış ve yeni bir dalganın ihtiyacı vurgulanmıştır.
101
Örnek vaka incelemesinde, veri toplarken ilk olarak gözlem tekniğinden
yararlanılmıştır. Đncelemenin ilk safhalarında, Fener-Balat semtlerinde yaşanan
eksiklikler ve Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin sonuçları, mülakatlarda
sorulacak soruları şekillendirmesi amacıyla günlük gözlem tekniği ile incelenmiştir.
Veri toplamada başvurulan tekniklerden ikincisi dokümanter araştırma tekniğidir.
Dokümanter araştırma tekniği ile öncelikle Fener-Balat’ın tarihsel geçmişi hakkında
ilgili kitaplardan ve internetten bilgi edinilmiştir. Daha sonrasında bilimsel
makaleler, kitaplar, yazılı ve görsel yayınlar (dergi, tv, gazete) ve internet
aracılığıyla; projelerin aktörleri ve görevleri, yöntemi, hedefleri, finansmanı ve
sınırları hakkında bilgi edinilmiştir. Özellikle ikinci proje olan yenileme projesi,
henüz uygulanmadığı için projenin sonuçlarının alanda gözlemlenmesi ve halkla
yapılan görüşmelerde kişilerin proje hakkındaki fikirlerinin tespiti oldukça zordur.
Bu nedenle yenileme projesinin verilerini tespit etmek için, genel olarak son
dönemde planlanan yenileme projeleri ile ilgili akademik camianın ve mimarların
eleştirilerine yer verilmiştir.
Son olarak, veri toplamada üçüncü teknik olan görüşmeden yararlanılmıştır. Projeler
hakkında daha detaylı bilgi almak amacıyla projelerde görev alan aktörlerle aynı
başlıklar altında (projenin aktörleri ve görevleri, projenin yöntemi, hedefleri,
finansmanı ve sınırları) yüz yüze yapılandırılmamış sorular (Đng. informal question)
üzerinden görüşmeler yapılmıştır. Böylece, genel olarak projeler hakkında bilgi
edinilmiş ve bu çerçevede ikinci görüşmede sorulacak sorular hazırlanmıştır. Đkinci
görüşmede yapılandırılmış
açık uçlu sorular (Đng. formal open-ended question)
üzerinden projede görev alan aktörlerle görüşmeler yapılarak bazı konular hakkında
daha derinlemesine bilgi edinilmiştir.
Projelerin diğer bir aktörü olan bölge halkı ile de yapılandırılmış açık uçlu ve kapalı
uçlu sorular üzerinden karşılıklı görüşmeler yapılmıştır. Alandaki otuz kişi ile
yapılan karşılıklı görüşmeler yoluyla bu insanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta
oturduğu, yaşamak için neden burayı tercih ettiği, bu alanda yaşadığı sorunlar ve
beklentileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra alanda uygulanmış ve
uygulanması düşünülen projeler amaç ve hedef, aktör, finansman ve yöntem
açısından irdelenmiş ve projelerde bölge halkının katılımı sorgulanmıştır.
Sonuç olarak, projelerin aktörlerinden elde edilen veriler ve akedemik camia ve
mimarların eleştirileri ışığında iki projenin bütüncül bakış açısı ile karşılaştırılması
102
yapılmıştır. Bu sayede de projelerdeki olumlu ve olumsuz yönler ortaya
konulmuştur. Şekil 4.1’de iki projenin karşılaştırılmasında izlenen yöntem şematik
olarak açıklanmıştır.
NĐTELĐKSEL KARŞILAŞTIRMALI ANALĐZ YONTEMI
(Qualitative Comparative Method)
ÖRNEK VAKA INCELEMESI (case study)
3. DALGA
4. DALGA
FENER-BALAT REHABĐLĐTASYON
PROJESĐ
FENER-BALAT YENĐLEME
PROJESĐ
VERI TOPLAMADA BAŞVURULAN TEKNIKLER (data collection)
•
•
GÜNLÜK GÖZLEM
(Casual Observation)
DOKÜMANTER
ARAŞTIRMA
(Literature Search)
GÖRÜŞME (interview)
Yapılandırılmamış Sorular
Üzerinden
Fener-Balat
Bilimsel makaleler, kitaplar,
yazılı ve görsel yayınlar
(dergi, tv, gazete) ve internet
Proje temsilcileri
Fener-Balat
semtlerinde yaşanan
eksiklikler
Fener-Balat
Rehabilitasyon
Projesi’nin sonuçları
•
•
•
•
Fener-Balat’ın tarihsel
geçmişi
Projenin amaç ve
hedefleri
Projenin aktörleri ve
finansmanı
Projenin yöntemi
•
•
•
Projenin amaç ve
hedefleri
Projenin aktörleri ve
finansmanı
Projenin yöntemi
Đkinci mülakatlar için sorular hazırlanmıştır
GÖRÜŞME (interview)
(Yapılandırılmış Sorular Üzerinden)
Proje temsilcileri ve belediye
•
•
•
Projenin amaç ve hedefleri
Projenin aktörleri ve finansmanı
Projenin yöntemi
Bölge halkı
•
•
•
Yaşayanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta
oturduklarının, mülkiyet durumlarının ve neden
yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin tespiti
Yaşayanların ihtiyaçlarının tespiti
Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi
düşünen projeler ile ilgili görüşlerin tespiti
Şekil 4.1 : Alan çalışması yöntemi.
103
4.1 Fener-Balat Semtleri’nde Yaşanan Tarihsel Süreç
Fener-Balat semtleri, Đstanbul’un diğer tarihi semtlerinde olduğu gibi bir dizi olay
sonucu kentsel çöküş ve ekonomik tecrit yaşamıştır. Habitat II sonrası planlanan
Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’ne kadar, Fener-Balat’ta yaşanan bu değişimlere
neden olan gelişmeler, aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
•Đskan politikaları: “15.yüzyılda Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan
politikaları ile Anadolu’dan getirilen Müslümanlar ve gayri- Müslimler Haliç
bölgesinde iskan edilmişlerdir. Müslümanlar iç kesime, gayri-Müslimler ise
kıyılara yerleştirilmişlerdir. Rumlar Fener’e, Kırım’dan gelen Ermeniler
Unkapanı ve Balat arasındaki kıyı bölgesine, 15. yüzyılın sonu ve 16.
yüzyılda Đspanya ve Portekiz’deki engizisyondan kaçan Museviler ise
Balat’a yerleştirilmiştir” (Narlı, 2006). Böylece Balat, kökleri Bizans
dönemine kadar uzanan bir Musevi Mahallesi’ne; Fener de Bizans
döneminden beri Rumlar’ın baskın olarak yaşadığı bir bölgeye dönüşmüştür
(Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998).
Şekil 4.2 : Balat yangınlarından biri (Url-36).
•Deprem-yangınlar ve toplu ölümler: “1894 yılındaki depremin ve semti kasıp
kavuran birçok yangının ardından, semt sakinlerinin en zengin kesimi bugün
de Hahambaşılık ve büyük sinagoglar gibi bütün Musevi kurumlarının
bulunduğu Galata’ya taşınmak üzere Balat’ı terk etmişlerdir” (Balat ve Fener
Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). “1865 yılında yaşanan kolera salgını
ve 1874 yangını da Balat’ta yaşayan çok sayıda Musevi’nin ölmesine neden
olmuştur” (Narlı, 2006). Aşağıdaki resimde Balat’ta yaşanan yangınlardan
biri görülmektedir.
104
•Fener dışı göç: “Fener’in varlıklı aileleri 19. yüzyılda Tarabya, Kuruçeşme,
Ortaköy
ve
Arnavutköy’e
yerleşmeye
başlamışlardır.
Türkiye
Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonraki yıllarda bazı zengin Musevi ve Rum
aileler Beyoğlu’nda ikamet etmeyi yeğlemişlerdir” (Narlı, 2006). Memur,
zanaatkarlar ve küçük tüccarlar da, yangından sonra Fener’deki sıra evlere
yerleşmişlerdir (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998).
•Nüfus mübadelesi: “Zenginlerin Şişli, Nişantaşı gibi yeni şık semtlere akını
sürerken, Cumhuriyet’in kurulmasından sonra nüfus mübadelesi programı
sonucu Fener’de ve diğer semtlerde yaşayan Rum nüfusun büyük bir kısmı da
Yunanistan’a göç etmiştir” (Narlı, 2006).
•Haliç kıyılarının sanayiye açılması: 1940’larda mimar ve şehirci Henri Prost
tarafından hazırlanan planlar ile Haliç kıyıları sanayiye açılmıştır. Böylece
kısa zamanda Haliç kıyıları antrepolar, fabrikalar, atölyeler ve depolar ile
kaplanmıştır. Haliç çevresi için yıkıcı ve boş olan alanları yok edici bu
uygulama ile semtin merkezi ile deniz kıyısı arasındaki bağlantı koparılmıştır.
Sanayi alanlarının oluşturdukları atıklar kıyıları kullanılamaz hale getirmiştir
(Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Buna karşın, bu
dönemde Fener-Balat’taki ticari yaşam oldukça hareketli ve renklidir. Balat
Çarşısı da en yoğun zamanlarını yaşamaktadır.20
•Varlık vergisi: “Azınlıklara uygulanan Varlık Vergisi (1942) Balat ve Fener’de
yaşayan çok sayıda Rum ve Musevi’nin bu alandan ayrılmasına neden
olmuştur” (Narlı, 2006).
•Đsrail Devleti’nin kurulması: “Đsrail Devleti’nin 1948 yılında kurulması ile
Đstanbul’dan ayrılan Musevilerin sayısı artmıştır” (Narlı, 2006). Balat’ın
nüfusunun yaklaşık dörtte biri de Balat’ı terk etmiştir (Balat ve Fener
Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998).
•6-7 Eylül Olayları-1974 Kıbrıs Barış Harekatı: Yaşanan iki siyasi gelişme de
Rumlar’ın bu bölgeden ayrılmasına neden olmuştur.
20
Fener-Balat’ta 19 Nisan 2009 tarihinde halkla yapılan görüşmelerde, Haliç kıyılarının sanayi amaçlı
kullanıldığı dönemlerde, ticari yaşamın son derece aktif olduğu belirtilmiştir. Ancak o dönemde
sanayiye bağlı yaşanan sorunlar, bölge halkı tarafından yoğun koku ve sağlıksız yaşam çevreleri
olarak dile getirilmiştir.
105
•Birinci göç dalgası: Yukarıda sayılan çeşitli nedenlerle boşalan Fener-Balat
semtleri, 1960’lardan sonra yaşanan göç ile özellikle Karadeniz Bölgesi’nden
gelen göçmenlerin yeni yerleşim alanı olmuştur.
•Haliç kıyılarının düzenlenmesi: 1984-89 yılları arasında, Haliç kıyılarının
düzenlenmesi programı çerçevesinde Haliç Tersanesi Tuzla’ya taşınmış,
1970’li yılların ortasından itibaren yeni sanayi bölgelerine taşınmaya
başlayan Haliç kıyısındaki küçük ve orta ölçekli sanayi tamamen kaldırılmış
ve 18.yüzyıla ait son taş binaların büyük kısmı da buldozer darbeleri ile
yıkılarak geniş ölçekli kamulaştırmalar ile Haliç kıyılarına park alanları
yapılmıştır (Narlı, 2006; Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu,
1998). Haliç kıyılarında yaşanan bu değişim ile birlikte sanayi alanlarının
oluşturduğu negatif etkilerin önüne geçilmesine karşın, alandaki ticari aktivite
giderek bozulmaya başlamıştır.21
•Ticari yaşam: Fener-Balat’ta yeni bir yatırım yapılamadığı için işyerleri
kapanmış, ticaretle uğraşan kişiler bölgeyi terk etmiş ve kalanlar da
insiyatiflerini
yitirerek
kendi
kabuklarına
çekilmişlerdir.
Bölgede
16.yüzyıldan beri var olan Balat Çarşısı eski ticari yaşamını kaybetse de
günümüzde halen faaliyet göstermektedir.
•Sit alanı: Bölgenin sit alanı olarak ilan edilmesi ve buna bağlı olarak imar izni
verilmemesi nedeniyle bölge, her türlü yapılaşmaya ve yatırıma kapanmıştır.
Bu durum da yapıların gün ve gün yıpranmasına neden olmuştur.
•Đkinci göç dalgası: 1990’lı yılların başlarında yaşanan siyasal çalkantılardan ve
varolan yoksulluktan kaçarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden FenerBalat’a birçok göçmen gelmiştir. Bunun sonucunda da Fener-Balat,
öncesinde Karadeniz, sonrasında da Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen
göçmenlerin yeni yaşam alanı haline gelmiştir.
Çizelge 4.1’de yer alan grafikte Fener Balat Rehabilitasyon Projesi
çerçevesinde yapılan çalışmalarda tespit edilen Fener-Balat semt sakinlerinin
coğrafi kökenleri yer almaktadır. Kasım 1997’de Narlı tarafından yapılan bu
21
Fener-Balat’ta 19 Nisan 2009 tarihinde halkla yapılan görüşmelerde, Haliç kıyılarının düzenlenmesi
ile ticari yaşamın zayıfladığı, bu durumun da halkın ekonomik yapısını olumsuz yönde etkilediği
vurgulanmıştır.
106
çalışmaya
göre,
bölgede
yaşayan birinci önemli
grubu
Karadeniz
Bölgesi’nden gelenler, ikinci önemli grubu Marmara Bölgesi’nden gelenler,
üçüncü önemli grubu ise, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelenler
oluşturmaktadır (Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998).
Çizelge 4.1 : Semt sakinlerinin coğrafi kökeni. Kaynak: (Balat ve Fener Semtleri
Rehabilitasyon Raporu, 1998)
Fener-Balat semtleri, yukarıda yer verilen bir dizi olay sonucu değişmiş ve zamanla
fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel olarak zayıflamıştır. Azınlıklara yönelik
geliştirilen politikalar; yangın, deprem vb. gibi dış etkenler ve kırsal alanlardan kent
mekanına yaşanan göç dalgaları ile sosyal doku ve buna bağlı olarak da ekonomik
yapı zamanla değişmiştir. Ekonomik durumu zayıf insanların yerleşmesi ve Haliç
kıyılarının sanayisizleştirilmesi ile birlikte bölgede ticari aktiviteler iyice azalmış ve
bölge fakirleşmiştir. Kişilerin ekonomik durumlarına bağlı olarak konutlarına ve
çevrelerine yaptıkları yatırımlar da sınırlı kalmıştır. Ekonomik durumla birlikte, sit
alanında yapılara müdahale zorlukları da politik olarak bölgenin fiziksel anlamda
gerilemesine yol açmıştır.
Alanın ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel olarak bozulması, beraberinde bu
alanlarda uygulanacak yenileme projelerinin gerekliliğini gözler önüne sermiştir.
107
4.2 Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi (3. Dalga)
1985 yılında Đstanbul’un UNESCO Dünya Kültür ve Doğa Mirasını Koruma
Sözleşmesi’ne dahil edilmesinden sonra yapılan ilk çalışma, Fener-Balat semtlerinin
rehabilitasyon projesi olmuştur. Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi kapsamında
birçok aktörün; Fener-Balat’ta yaşanan ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel
çöküntüyü durdurmak amacıyla bir araya geldiği görülmektedir. Proje, uluslar arası
birçok aktörü aynı amaç çerçevesinde biraraya getirmesi, tarihi konut alanlarında
uygulanan bireysel çalışmaları kamu mücadelesine dönüştürmesi, yöntemi,
finansmanı ve hedefleri ile örnek bir proje olarak gösterilmektedir. Program, konut
restorasyonu, sosyal rehabilitasyon, Tarihi Balat Çarşısı’nın canlandırılması ve katı
atık yönetimi başlıklarıyla sıralanabilecek, dört değişik konuda çalışma yürütmüştür.
Programın en önemli yaklaşımı ise, semt halkının kararlara ve uygulamaya etkin
katılımını öngörmesi ve proje sonrasında doğacak değer artışlarından yaşayanların en
az derecede etkilenmesi için çeşitli önlemler almasıdır.
Şekil 4.3 : Çalışma alanının havadan görünüşü (Balat ve Fener
Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998).
Şekil 4.3’te çalışma alanının havadan görünüşü yer almaktadır. Kırmızı renkle
işaretlenen alan, rehabilitasyon projesinin sınırlarını ifade etmektedir.
4.2.1 Rehabilitasyon Projesinin Amacı ve Hedefleri
Rehabilitasyon projesinin amacı Fener-Balat semtlerinde yaşanan sosyo-kültürel,
ekonomik ve fiziksel yıpranmayı durdurmaktır. Bu çalışmalarda “Đstanbul’un tarihi
merkezinin geleceğinin basit ve yanıltıcı bir yenileme ile turistik özellikli restoran ve
108
seçenekleri arasında sıkışıp kalmadığını kanıtlamak” oldukça önemlidir. (Balat ve
Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998).
Projenin birinci hedefi, konutların iyileştirilmesidir. Bu faaliyetin amacı, yapıları
korumak ve yapılaşmayı içinde rahatlıkla oturulabilir bir hale getirmektir. Projenin
ikinci hedefi, altyapı çalışmaları (ulaşım şebekesi, doğal gaz, elektrik, temizlik,
yağmur sularının tahliyesi) ile semt sakinlerinin yaşam düzeyini iyileştirmektir.
Projenin üçüncü hedefi, gençlerin istihdamı ve kadınların eğitimi için toplumsaleğitsel tesisler oluşturmaktır. Böylece kent bütününden kopan sosyal dokunun kente
geri kazandırılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede 2004 yılında alanda yaşayan
kadınların ihtiyaçlarını, taleplerini ve kapasitelerini belirlemek amacıyla yürütülen
saha çalışması ile 1997 yılında elde edilen sosyo-ekonomik veri tabanı
güncellenmiştir. Halen belediyenin binasını sağladığı, teknik destek ekibinin de
restorasyon çalışmalarını tamamladığı iki sosyal merkezde belirlenen ihtiyaç ve
taleplere yönelik kadınlara ve çocuklara eğitimler verilmektedir (Url-37).
Projenin dördüncü hedefi de ekonomik faaliyetlere (zanaat ve ticaret) yeniden
hareketlilik kazandırmaktır (Balat- Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu, 1998). Bu
kapsamda Balat Çarşısı’nın canlandırılmasına yönelik alt yapı ve restorasyon
çalışmaları yapılmıştır. Görsel bütünlük için tarihi çarşının iki ana caddesindeki
dükkanlarda aynı saçak ve aydınlatma elemanları uygulaması kullanılmıştır. Şekil
4.4’te Balat Çarşısı’nda yapılan rehabilitasyon çalışmalarına yer verilmiştir.
Şekil 4.4 : Balat Çarşısı’nın projeden önceki ve sonraki hali (Url-37).
Projenin hedeflerinden en önemlisi de, yerli halkın proje sonrasında da alanda
yaşamasının devam etttirilmesidir. Yenileme çalışmaları sonrası oluşan değer artışına
bağlı yerinden edilme problemini önlemek amacıyla yapılan çalışmaları ve alınan
109
önlemleri projenin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi aşağıdaki
şekilde özetlemiştir:
“Yerli halkın daha rahat ve sağlıklı yaşaması için konutların iyileştirilmesi
hedeflenmiş ancak başka kişilerin yaşam tarzlarına uyması için konutlarda herhangi
fazladan bir yeniden yapılandırma çalışması yapılmamıştır. Proje sonrasında
oluşabilecek spekülasyonları engellemek amacıyla, 5 yıl süre ile yenilenen konutların
satılamaması ve enflasyon değerleri üstüne kiralanamaması şartı getirilmiştir. Ayrıca
projede çalışacak kişilerin 10’undan 1’inin yerel halktan olma zorunluluğu da
getirilmiştir. Böylece yerel halkın da projeden ekonomik olarak faydalanması
sağlanmıştır. Örneğin çatılarda kullanılan çinkolar, evi ve dükkanı proje kapsamında
restore edilen bir kişinin dükkanından sağlanmıştır.”22
Projenin hedeflerinden de anlaşılacağı üzere proje hem fiziksel, hem ekonomik hem
de sosyal bir yeniden yapılanmayı planlayan çok boyutlu bir projedir. Projenin
amaçları şekil 4.5’te özetlenmiştir.
FĐZĐKSEL DOKUNUN
ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ
KONUTLARIN VE
ALTYAPININ
ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ
VALTYAPI
SOSYAL DOKUNUN
ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ
KADINLARIN VE
ÇOCUKLARIN TOPLUMA
KAZANDIRILMASI
EKONOMĐK DOKUNUN
ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ
TARĐHĐ BALAT
ÇARŞISI’NIN
REHABĐLĐTASYONU
Şekil 4.5 : Rehabilitasyon projesinin amaçları.
4.2.2 Rehabilitasyon Projesinin Aktörleri ve Finansmanı
Fener-Balat Rehabilitasyon Proje’si 1988’de Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası
Listesi’ne alınan Fener ve Balat semtlerinde, yaşanan yıpranmayı durdurmak
amacıyla Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediyesi’nin ortaklaşa yürüttüğü bir
çalışmadır. Projede yer alan birçok aktör, aynı amaç doğrultusunda koordineli bir
şekilde birarada çalışmıştır. Şekil 4.6’da projenin aktörleri yer almaktadır.
•Fatih Belediyesi: Fatih Belediyesi projenin başlatılmasında, planlanmasında,
yürütülmesinde, kontrolörlüğünde ve onaylanmasında bizzat görev alıp,
koordinasyonu sağlayan merkezi bir rol üstlenmiştir. Belediye, fizibilite
22
Rehabilitasyon projesinin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 17 Mart 2009’da
yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır.
110
çalışmalarında görev almış, Avrupa Komisyonu ile finans anlaşması
imzalamış, teknik destek ekibi ile birlikte halkın bilinçlendirilmesine ve
katılımına
çalışmış,
mimari-sosyal
ölçüt
ve
puanlama
sisteminin
oluşturulmasında kontrolörlük yapmış, ev sahipleri ile sözleşmeler
imzalamış, projenin hazırlanmasında (kontrolör olarak) ve onaylanmasında
görev almış ve proje uygulamasını kontrol etmiştir. Ayrıca, finansör olarak
da projede altyapı çalışmalarının karşılanmasında görev almıştır.
UNESCO
FATĐH
BEL.
FATĐH
BEL.
TEKNĐK
EKĐP
UZMANLAR
IFEA
KORUMA
KURULU
FĐZĐBĐLĐTEALAN
ÇALIŞMASI
DERNEKLER
ve SĐVĐL
TOP. KUR.
AVRUPA
KOMĐSYONU
PROJENĐN
HAZIRLANMASI
FĐNANS
ÇALIŞMALARI
AVRUPA
KOMĐSYONU
FATĐH BEL.
HAZĐNE
MÜSTEŞARLIĞI
TEKNĐK DESTEK
EKĐBĐ
FATĐH BEL.
YÜKLENĐCĐ
PROJENĐN
UYGULAMASI
Şekil 4.6 : Rehabilitasyon projesinin aktörleri.
•UNESCO Dünya Mirası Merkezi: UNESCO, Kültür Bakanlığı ve tarihi
kültürel mirasın korunmasından sorumlu makamlar nezninde; denetim,
uzmanlık ve danışmanlık fonksiyonlarını yerine getirmiştir.
•Bölge halkı: Bölge halkı projenin kurgulanmasında, biçimlenmesinde, karar
aşamasında ve uygulanmasında bizzat görev almıştır. Proje kapsamında
rehabilite edilecek binalar saptanmadan önce, ev sahipleri ile ‘restorasyon
niyet formu’ çalışması yapılmıştır. Bu çalışma kapsamında, kişilerin
binalarında ne tür bir onarıma ihtiyaç duydukları ve böyle bir çalışmada ne
derece istekli oldukları tespit edilmeye çalışılmıştır. Restorasyon niyet formu
çalışmasından sonra; teknik destek ekibi tarafından mimari-sosyal ölçüt ve
puanlama
çalışmaları
yapılarak,
hangi
binalarda
öncelikli
rehabilitasyon çalışmasının yapılması gerektiği belirlenmiştir.
111
olarak
Elde edilen bu veriler alt alta sıralanarak, bölge halkıyla toplantılar
yapılmıştır. Bu bağlamda, UNESCO’dan, Fatih Belediyesi’nden ve Avrupa
Komisyonu’ndan ilgili kişilerin katılımıyla proje, halka tanıtılmaya
çalışılmıştır. 150-200 kişilik çok katılımlı görüşmelerle başlayan toplantılar,
yerini mahalle muhtarlarının öncülüğünde mahalle toplantılarına son olarak
da birebir gerçekleştirilen ev ziyaretlerine bırakmıştır. Bu nedenle halkın
katılımı ve projedeki belirleyiciliği son derece önemli olmuştur. Bu durum
Şekil 4.8’de özetlenmiştir.
Şekil 4.7 : Halkın katılımı ile gerçekleştirilen toplantılar (Url-37).
BÖLGE HALKININ PROJEYE KATILIMI VE PROJEDEKĐ BELĐRLEYĐCĐLĐĞĐ
1.ETAP
“restorasyon niyet
formu”
2.ETAP
kişilerin binalarında ne tür bir onarıma ihtiyaç duydukları
ve böyle bir çalışmada ne derece istekli oldukları tespit
edilmeye çalışılmıştır
hangi binalarda öncelikli olarak rehabilitasyon
çalışmasının yapılması gerektiği belirlenmiştir
“sosyal- mimari ölçüt
formu” ve puanlama
UNESCO, Fatih Bel. ve Avrupa Komisyonu’ndan ilgili
kişilerin katıldığı
geniş katılımlı toplantılar
3.ETAP
toplantılar ile bölge
halkının
bilgilendirilmesi ve
projeye katılımının
sağlanması
Mahalle muhtarları öncülüğünde, mahalle toplantıları
Birebir görüşmelerin yapıldığı ev ziyaretleri
Anlaşılan mülk sahipleri ile sözleşme imzalanması
Şekil 4.8 : Bölge halkının katılımı ve projedeki belirleyiciliği.
112
Komisyonu:
•Avrupa
Avrupa
Komisyonu
rehabilitasyon
giderlerinde,
rehabilitasyon işlerinde çalışacak teknik personelin giderlerinde, eğitim ve
kadro yetiştirme giderlerinde ve işletme giderlerinde sübvansiyon sağladığı
için projenin finansal boyutunda etkin rol oynamıştır.
•Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı: Avrupa Komisyonu ve Fatih
Belediyesi ile finans anlaşması imzalanmıştır.
•Fransız Anadolu Araştırma Enstitüsü (IFEA)- yerel ve yabancı uzmanlarsivil toplum örgütleri- Fener-Balat dernekleri: UNESCO ve Fatih
Belediyesi fizibilite çalışmalarında birlikte çalışmıştır. Yerel uzmanlar
mimari analizlerde, piyasa analizlerinde, rehabilitasyon maliyeti hesabında,
sosyolojik analizlerde ve hukuki analizlerde görev alırken, yabancı uzmanlar
şehirsel analiz ve şehirsel düzenleme çalışmalarında, programlamada ve
rehabilitasyon ihtiyaçlarının belirlenmesi çalışmalarında görev almışlardır.
•Teknik destek ekibi: Barselona Belediyesi’nin kısmen sahip olduğu bir yapım
şirketi olan FOMENT Ciutat Vella SA liderliğindeki bir konsorsiyum ile
imzalanan hizmet sözleşmesi uyarınca görevlendirilen uzmanlardan oluşan
bir teknik destek ekibi, Fatih Belediyesi’ne programın uygulanmasında
yardımcı olmuştur.
•Koruma Kurulu ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu: Koruma
Kurulu ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu hazırlanan projenin
Fatih Belediyesi ile birlikte kontrol edilip onaylanması kısmında görev
almıştır.
•Yüklenici firma: Yüklenici firmalar; ayrı ayrı üç etap halinde gerçekleştirilen
yapım ihalesini kazanarak projeyi uygulayan firmalardır. Projenin etapları ve
her aşamada gerçekleştirilen çalışmalara çizelge 4.2’de yer verilmiştir.
Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi için Avrupa Komisyonu, Fatih Belediyesi ve
Türkiye
Cumhuriyeti
Hazine
Müsteşarlığı
arasında
finans
anlaşması
imzalanmıştır. Bu anlaşma çerçevesinde projenin giderleri, Avrupa Komisyonu
ve Fatih Belediyesi tarafından karşılanmış, yerli halktan rehabilitasyon projeleri
çerçevesinde hiçbir ücret talep edilmemiştir.
113
Çizelge 4.2 : Rehabilitasyon projesinin etapları (Url-38).
4.2.3 Rehabilitasyon Projesinin Yöntemi
•Fizibilite–alan çalışmaları: 1988’de Fener ve Balat semtlerinin
Unesco
tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmasından sonra Fatih
Belediyesi öncülüğünde; UNESCO, Fransız Anadolu Araştırma Enstitüsü,
sivil toplum örgütleri ve yerli-yabancı uzmanlar, Fener-Balat semtlerinde
fizibilite çalışmaları başlatmıştır. Fizibilite çalışmaları kapsamında; Fener ve
Balat semtlerinin kentsel durumu (bölgenin karakteri, yapıların fiziksel
durumu, yapılması gereken restorasyon çalışmalarının türü, bölgenin tarihi
mirası, yapı malzemeleri, işlevsel dağılım, konutlardaki konfor koşulları ve
eksiklikler, uyarlanmış kamu alanları, yolların ve altyapı çalışmalarının
durumu, ekonomik faaliyetler), semt halkının özellikleri (köken, demografik
özellikler, sosyo-ekonomik özellikler, eğitim düzeyi) ve semt sakinlerinin
ihtiyaçları araştırılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda düzenleme şeması ve
planı oluşturulmuş, sokak düzenlemeleri ve yağmur suyu kanalları, şehir suyu
ve kanalizasyon, doğalgaz şebekesi ve ulaşım düzenlemesi paftaları
hazırlanmıştır. Yapılan bu çalışmalar 1998 yılında, rapor haline getirilmiştir.
Alanda proje öncesinde yerli halkın durumu ve ihtiyaçlarını tespit etmek
amaçlı yapılan fiziksel çalışmaların yanısıra sosyal içerikli çalışmaların da
yapılması ve projenin bu veriler ışığıda şekillenmesi projenin yaşayanlara
verdiği önemi ve projenin sosyal boyutunu gözler önüne sermektedir.
•Projenin finans modeli: Fizibilite çalışmalarının ardından, projenin finansal
planlanmasına geçilmiştir. Bu aşamada; Avrupa Komisyonu, Türkiye
Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı ve Fatih Belediyesi arasında bir finans
anlaşması
imzalanmıştır.
Bu
anlaşmaya
114
göre;
Avrupa
Komisyonu;
rehabilitasyon
giderlerinde,
rehabilitasyon
işlerinde
çalışacak
teknik
personelin giderlerinde, eğitim ve kadro yetiştirme giderlerinde ve işletme
giderlerinde sübvansiyon sağlarken; Fatih Belediyesi de alt yapı çalışmalarını
üstlenmiştir.
•Projenin hazırlanması: Finans anlaşması imzalandıktan sonra, 2002 yılında
Avrupa Komisyonu, hizmet ihalesi açmıştır. Hizmet sözleşmesi uyarınca
görevlendirilen uzmanlardan oluşan bir teknik destek ekibi, Fatih
Belediyesi’ne programın uygulanmasında yardımcı olmuştur. Bu ekip, Fatih
Belediyesi
öncülüğünde
mimari-sosyal
ölçüt
ve
puanlama
sistemi
hazırlayarak, hangi evlerin restore edilmesinin gerekli olduğunu belirlemiştir.
Restorasyon çalışması kapsamında tutulan binalar için, ev sahipleri ile
görüşmeler yapılmış ve bu görüşmelerin neticesinde de sözleşmeler
imzalanmıştır.
Kişilerle görüşmeler ve ikna etme çalışmaları, politik siyasi bazı
nedenlerden23 ve mülkiyet sorunlarından ötürü oldukça zorlu geçmiştir.
Teknik destek ekibi, belediyenin kontrolörlüğünde hazırladığı rehabilitasyon
projelerini Koruma Kurulu, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ve
Fatih Belediyesi’nin onayına sunmuştur.
•Projenin uygulanması: Projeler onaylandıktan sonra, Fatih Belediyesi ve ECD
bir yapım ihalesi açmıştır. Yapım ihalesini kazanan firmalar, üç etap24
halinde belediye ve teknik destek ekibinin kontrolörlüğünde projeleri
uygulamışlardır.
Proje çerçevesinde yürütülen çalışmalar şekil 4.9’da özetlenmiştir.
23
Yaşayanların çoğu bazı kişilerin kışkırtmasına gelerek, proje çerçevesinde çıkarılan “patrikanenin
evlere el koyacağı” söylentilerine inanıp, projeye katılmak istememişlerdir (Projenin restorasyon işleri
koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 17 Mart 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır).
24
Proje, halkın güven probleminden dolayı üç etapta gerçekleştirilmiştir. Böylece kişilerin somut
örnekleri görüp, ikna olmasına çalışılmıştır (Projenin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip
şefi ile 21 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır).
115
Fatih
Belediyesi
UNESCO
Yerel ve
Yabancı
Uzmanlar
Fransız
Anadolu
Araştırma
Enstitüsü
Fener-Balat
Dernekleri +
Sivil Toplum
Örgütleri
Fizibilite çalışması yapılmıştır
Balat ve Fener Semtleri Rehabilitasyon Raporu hazırlanmıştır (1998)
Türkiye Cumhuriyeti Hazine
Müsteşarlığı
Avrupa Komisyonu
Fatih Belediyesi
Finans Anlaşması yapılmıştır
Avrupa
Komisyonu teknik
destek ekibi için
Hizmet Đhalesi
Đhaleyi alan
teknik destek ekibi
çalışmaya başlamıştır.
(2003)
açmıştır (2002)
Konsorsiyum üyeleri:
-Foment Ciutat Vella SA
-IMC Danışmanlık Şirketi (Đngiltere)
-GRET (Fransa)
-Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı
Halk+ Topluluk Katılım Forumu + Semt Meclisleri
Semt halkının program hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olmasını, program
bileşenleri hakkında görüşünü ortaya koyup tartışmalara ve kararlara katılmasını
sağlamak amacıyla toplantılar gerçekleştirilmiştir
Teknik destek ekibi
Fatih Belediyesi
Mimari ölçüt ve
puanlama sistemi
Ev
sahipleri
Sosyal ölçüt ve
puanlama sistemi
Fatih
Belediyesi
Sözleşme imzalanmıştır
Teknik destek ekibi –
Fatih Belediyesi kontrolünde
Koruma
Kurulu
Restore edilecek evler
belirlenmiştir
Projeyi hazırlamıştır
Ü
Ç
Fatih
Belediyesi
Avrupa Komisyonu Türkiye
Delegasyonu
Proje onaylanmıştır
Yapım Đhalesi
(ECD+ Fatih Belediyesi)
Yüklenici Firma
seçilmiştir
Fatih Belediye’si ve Teknik
Destek Ekibi denetim ve kabulü
Proje uygulanmıştır
E
T
A
P
T
A
Şekil 4.9 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi yöntem ve aktörleri.
116
4.3 Fener-Balat Yenileme Projesi (4. Dalga)
Fener-Balat semtleri yürütülen rehabilitasyon çalışmalarından sonra ikinci bir
projeye ev sahipliği yapmaktadır. Fatih Belediyesi öncülüğünde daha önce Avrupa
Komisyonu ile yürütülen ortaklaşma restorasyon çalışmaları bu proje ile yerini, özel
şirket ve belediye arasında yürütülen yenileme çalışmalarına bırakmıştır. Fener-Balat
Yenileme Projesi, rehabilitasyon projesinden farklı olarak avan proje evresindedir ve
avan proje de henüz Kültür Bakanlığı’ndan onay almamıştır. Bu nedenle bu proje ile
ilgili bilgiler internet sitesinde yayınlanan veriler ve projelerin danışmanlarının
görüşmeler esnasında verdikleri bilgilerle sınırlıdır.
4.3.1 Yenileme Projesinin Amacı ve Hedefleri
Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanına göre projenin amacı, “kentin
çöküntü haline gelen alanlarını yeniden kente kazandırarak bu alanları yeniden
yaşanabilir yaşatılabilir hale getirmektir.”25 Đhaleyi kazanan firmanın internet
sitesinde de projenin amaçları aşağıdaki şekilde tarif edilmektedir:
“Đstanbul’un tarihi-kültürel mozaiği açısından en önemli bölgelerinden biri olan
yenileme alanının daha güvenli, sağlıklı, yaşanabilir, kentle bütünleşmiş bir yaşam
alanı olmasını sağlamak, altyapı ve ulaşımı geliştirmek, sosyal refahı ve kent içi
yaşam kalitesini arttırmak, bir iç deniz olan Haliç ile kıyı bandında yaşayanların
ilişkisini güçlendirecek yeni kamusal fırsat alanları oluşturmak, bir deprem bölgesi
olan Đstanbul’da depreme ve tabii afet risklerine karşı tedbirler almak ve dayanıklı
yapılar oluşturmaktır” (Url-39).
Projenin hedeflerinden biri olan “ağırlıklı olarak yer alan konut karakterinin turistik
ve ticari işlevler ile desteklenmesi ve zenginleştirilmesi”, ihaleyi kazanan firmanın
proje koordinatörü tarafından aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır:
“Projede, turizm fonksiyonu ile yarı kamusal mekanlar oluşturulacak ve mevcut
konut stoğu aynen muhafaza edilecektir. Haliç Kültür Vadisi Projesi kapsamında
doğacağı öngörülen konaklama ihtiyacı ve bölgenin turstik değerleri nedeniyle
alanda bir konaklama mekanı tasarlanacak ve 20 yapı adasından 1’i turizm
fonksiyonuna ayrılacaktır. Balat Çarşısı’na alternatif bir ticari yaşam önerilmeyerek,
25
15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanının projenin amaç ve
hedefleri ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır.
117
mevcut ticaret devam ettirilecektir. Sadece imalathaneler26 kaldırılacak ve nitelikli
ticaret aynen korunacaktır. Örneğin bu alana özgü piyano satıcıları aynen korunacak
buna ilave sahil şeridinde zemin katlarda kafe, restoran ve banka gibi bazı ticari
faaliyetler düzenlenecektir. Ticaretin korunması uzlaşma süreci için de son derece
önemlidir. Çünkü projede işyeri olan mülk sahiplerine işyeri, konutu olan mülk
sahiplerine de konut verilmelidir. Ticaret ayrıca, bu alanın gece gündüz yaşam
dengesi için de son derece önemlidir. Çünkü projenin hedeflerinden biri de, bu alanın
gece ve gündüz yaşamasıdır.”27
Projenin diğer bir hedefi olan “bir iç deniz olan Haliç ile kıyı bandında yaşayanların
ilişkisini güçlendirecek yeni kamusal fırsat alanları oluşturmak” için yaptıklarını
projenin
koordinatörü;
“Haliç
kıyı
bandının
düzenlenmesi,
belediyenin
sorumluluğundadır. Ancak ihaleyi kazanan firma, projede su sporları için bir merkez
önermiştir. Bu merkezde kürek ve yelken sporlarının yapılması hedeflenmiştir. Su
sporları için oldukça verimli olan Haliç’in sahil şeridinde, hangi sporların nerelerde
yapılabileceği
hakkında
Boğaziçi
Üniversitesi’nden
danışmanlardan
bilgiler
alınmıştır. Ayrıca sahil şeridinde tekne çekçek yerleri ve rekreatif düzenlemelere de
yer verilmiştir. Sahil şeridinde oluşturulacak kafe ve büfe gibi ticari fonksiyonlar için
raylı sistem ve vapurdan ulaşımda, alanın girişi kabul edilen Balat Đskelesi ile Tarihi
Balat Kapı’sı arası ayrılmıştır. Bu alanın dışı tamamen rekreatif alan olarak
değerlendirilmiştir. Sahil kesimi ile Fener-Balat’ta yaşayanlar, geniş yaya yolları ile
bağlanmıştır. Böylelikle, mevcutta kent bütününden kopan, güvenli olmayan ve bu
nedenle kullanılmayan sahil şeridi tanımlı hale getirilerek, kent yaşamına dahil
edilmiştir.”28 şeklinde açıklamaktadır. Fatih Belediye’si yenileme projeleri danışmanı
26
Đmalathanelerin kaldırılması projede öngörülen bir konu değildir. Koruma Kurulu’na göre Haliç
kıyısı imalathanelerden temizlenmelidir. Bu alanda yer alan bütün imalathaneler kanuna aykırıdır.
Ayrıca Fener-Balat’ta halkla yapılan görüşmelerde de herkes imalathanelerin kaldırılmasının gerekli
olduğunu savunmuştur.
27
16 Nisan 2009 tarihinde proje koordinatörünün, projenin amaç ve hedefleri ile ilgili sorulara verdiği
yanıtlardan alınmıştır.
28
16 Nisan 2009 tarihinde proje koordinatörünün, projenin amaç ve hedefleri ile ilgili sorulara verdiği
yanıtlardan alınmıştır.
118
da, sahil şeridinin kamusal, sadece demontable yapılardan oluşan yeşil bir alan olarak
düzenlendiğini vurgulamıştır.29
Şekil 4.10’da yenileme projesinin amaç ve hedefleri özetlenmiştir.
FĐZĐKSEL DOKUNUN
YENĐLENMESĐ
SOSYAL DOKUNUN
YENĐLENMESĐ
EKONOMĐK DOKUNUN
YENĐLENMESĐ
KONUTLARIN
ĐYĐLEŞTĐRĐLMESĐ VE
YENĐDEN YAPILMASI
ÜST VE ORTA SINIFTAN
KĐŞĐLERĐN ALANA
YERLEŞMESĐ ĐÇĐN
DÜZENLEMELER
YAPILMASI
YENĐ TĐCARĐ MEKANLAR
YARATILMASI
Şekil 4.10 : Fener-Balat Yenileme Projesi’nin amaç ve hedefleri.
4.3.2 Yenileme Projesinin Aktörleri ve Finansmanı
Proje, özel sektör ve kamu ortaklığına dayanmaktadır. Aşağıdaki şekilde projede
görev alan aktörlere yer verilmiştir.
FATĐH BEL.
DANIŞMAN
LAR
DANIŞMANLAR
MĐMARĐ
GRUPLAR
BÖLGE HALKI
MĐMARĐ
GRUPLAR
ĐHALEYĐ
KAZANAN
FĐRMA
ĐHALEYĐ
KAZANAN FĐRMA
FATĐH
BEL.
KORUMA
KURULU
ALAN
ÇALIŞMASI
PROJENĐN
HAZIRLAN
MASI
ĐHALEYĐ KAZANAN FĐRMA
PROJENĐN
FĐNANSMANI
ĐHALEYĐ KAZANAN FĐRMA
PROJENĐN
UYGULANMA
SI
Şekil 4.11 : Fener-Balat Yenileme Projesi’nin aktörleri.
•Fatih Belediyesi: Kamu, projenin bileşenlerini, arsa sınırlarını, projenin
içeriğini ve yöntemini belirleyerek, ihaleyi açmaktadır. Fatih Belediyesi,
Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nde aktif rol almasına karşın, bu projede
kuralları belirleyip özel şirkete devreden birim durumundadır. Belediye
sadece projenin her aşamasında kontrolör olarak yer almaktadır.
•Özel sektör-Đhaleyi kazanan firma: Yerel halka projeden en fazla pay veren
özel şirket belediyenin açtığı ihaleyi almaktadır. Đhaleyi kazanan firma,
29
15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanının, projenin amaç ve
hedefleri ile ilgili sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır.
119
kamunun kaynaklarını kullanmadan; avan proje, uygulama projesi, projenin
inşaatı, tüm altyapı çalışmaları ve sahil şeridini yapmaktadır. Đhaleyi kazanan
firma Fatih Belediyesi kontrolörlüğünde çalışmalarına devam etmektedir.
Kültür Bakanlığı tarafından onaylanan projeler daha sonrasında, firma
tarafından uygulanacaktır.30
•Mimari gruplar ve danışmanlar: Projenin hazırlanması aşamasında, çeşitli
mimari gruplar ve üniversitelerden danışman hocalar görev almaktadır.
•Kültür ve Turizm Bakanlığı: Projenin onaylanması kısmında ise, Kültür ve
Turizm Bakanlığı devreye girmektedir.
•Bölge halkı: Yerel halka en fazla pay veren inşaat şirketinin ihaleyi almasına
rağmen, proje kapsamında sadece mülk sahiplerine yaşam imkanı
sağlanmaktadır. Bu kapsamda geliştirilen finans modelinin maddi durumu
kısıtlı olan mülk sahipleri için ne derece uygun olduğu ve onlara ne derece
yaşam imkanı sağladığı da tartışmalara açıktır. Bu nedenle yaşayanların
projedeki yeri düşündürücüdür.
Buna paralel olarak belediyenin yenileme projeleri danışmanı, projede yaşam
imkanı sunulan kişileri, “Fener-Balat gibi tarihi konut alanlarında mülkiyet
sorunu yaşanmaktadır. Bir yapı için bazı durumlarda otuz varisin bile
bulunduğu görülmektedir. Böylesine, parçalı mülkiyet yapısında da kimse
yapılarla
ilgilenmemiş,
kurul
da
tarihi
yapılara
müdahaleye
izin
vermediğinden alan iyice çöküntü bölgesi haline gelmiştir. Bu proje
kapsamında asıl hedef, asıl mülk sahiplerine ulaşılmasıdır. Bu nedenle de
projede kiracılar veya işgalciler için bir çözüm önerilmemiştir.” şeklinde
açıklamaktadır.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, yerel halk sürece dahil edilen bir aktör
değildir. Çünkü proje, bölgeye gelmesi planlanan yeni bir sınıf doğrultusunda
şekillenmektedir.
Projenin
finansmanı
ihaleyi
kazanan
firma
tarafından
karşılanmaktadır.
Rehabilitasyon projesinden farklı olarak, finansmanı karşılayanın özel bir şirket
30
15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı, 30 Mayıs ve 16 Nisan 2009
tarihinde de projenin koordinatörü ile gerçekleştirilen görüşmede, bu yetkililerin aktörlerle ilgili
sorulara verdikleri yanıtlardan alınmıştır.
120
olmasından ötürü, yenileme çalışmaları karşılıksız olarak yapılmamaktadır. Projenin
finansmanı projenin koordinatörü tarafından aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır:
“Đhale aşamasında %42’lik oranı belediyeye bırakıp, geri kalan kısmıyla da inşaatı
yapmayı öneren firma, projeden belediyeye en fazla oranı veren şirket olmasından
ötürü ihaleyi kazanmıştır. Projede mülk sahiplerinin proje sonunda alacakları değeri
bulmak amacıyla gayrimenkul değerlendirme şirketleri ile birlikte çalışılmıştır.
Bunun için, arsa değeri (imar hakları, konumu, büyüklüğü), bina değeri (bina
büyüklüğü,
kullanımı,
amortismanı,
teknik
altyapısı
vb.),
piyasa
değeri
(emlakçılardan genel beklenti tespiti, gerçekleşen reel satış değerleri, ihaleler vb.)
başlıklarından değer biçilip, bu değer üzerinden mülk sahiplerine pay verilmesi
öngörülmüştür. Proje kapsamında bu alanda genellikle biçilen değer %100 ile % 60
arasında değişmektedir.”31
Bu kapsamda, konut ve işyeri sahipleri ile anlaşma yoluna gidilmektedir. Bu
anlaşmaya göre, mal sahipleri evlerini, iş yerlerini satıp başka bir alana taşınacak
veya evleri için belirlenen bedeli peşinat olarak saydırıp, oturmakta oldukları
konutların yerine yapılacak yeni konutlar için belirli bir programa bağlı olarak para
ödemeye devam edeceklerdir. Mülk sahipleri ile anlaşılamaması halinde ise, 5366
sayılı kanun çerçevesinde belediyenin kamulaştırma yetkisi bulunmaktadır. Burada
asıl sorgulanması gereken konu, 5366 sayılı kanundur. Çünkü yerel halka seçme
hakkı eğer bu kanun çerçevesinde sağlanırsa bu hakkın ne derece bir “seçme hakkı”
olacağı düşündürücüdür. Çünkü bu şartlar altında, yerel halk kuşkusuz iki seçenekten
birini benimsemek zorundadır. 5366 sayılı kanun ile ilgili halkla yapılan
görüşmelerde de kanun; “çaresizlerin/haksızların eline silah”, “insanlık dışı”, “örneği
yok”, “devlet istediğini alır yaklaşımı”, “el koyma politikası, iyi niyet yok” sözleri ile
eleştirilmiştir.32
4.3.3 Yenileme Projesinin Yöntemi
•Fizibilite-alan çalışmaları: Projenin ilk safhasında Fatih Belediyesi, ihaleyi
kazanan firma, mimari grup ve danışmanlar tarafından analitik etütler
yapılarak; sosyal profil analizi, fiziksel yapı analizleri, envanter ve rölöve
31
16 Nisan 2009 tarihinde projenin koordinatörünün, projenin finansmanı ile ilgili sorulara verdiği
yanıtlardan alınmıştır.
32
Fener-Balat’ta halkla yapılan görüşmelerde elde edilmiştir.
121
çalışmaları yapılmıştır. Tarihi haritalardan (pervitiç-sigorta haritaları)
yararlanılarak alanın mevcut durumu, koruma planlarının öngördüğü durumu
ve eski durumu ile ilgili veriler elde edilmiştir.
•Projenin hazırlanması: Avan projenin analitik etütler kısmı tamamlandıktan
sonra, mimari avan proje sürecine geçilmiştir. Avan proje sürecinde dört ay
boyunca; mimari gruplar, üniversitelerden danışman hocalar ve belediyeden
ilgili kişiler ile atölye çalışmaları yapılmıştır. Avan proje tamamlandıktan
sonra proje, Kültür Bakanlığı’nın onayına sunulmuştur. Đki yıldır avan
projenin Kültür Bakanlığı tarafından onaylanması beklenmektedir. Projenin
onayı alındıktan sonra, aynı firma tarafından gerçekleştirilen Tarlabaşı
Yenileme Projesi’nde olduğu gibi, projeler internet sitesi ve sergi aracılığıyla
herkesle paylaşılacaktır. Bu adımda, uzlaşma sürecine başlanacaktır. Bu
süreçte belediye, bölge halkı ile mülkiyet görüşmeleri yapacak ve bu
görüşmelerle birlikte uygulama projeleri çizilmeye başlanacaktır.
•Projenin uygulanması: Proje, avan ve uygulama projesini hazırlayan firma
tarafından uygulanacaktır.33 Proje çerçevesinde yürütülen çalışmalar 4.12
nolu şekilde açıklanmıştır.
Projede, tarihi yapıların korunması, restorasyonu, restitüsyonu ve yeni yapılar
yaratma gibi birçok mimari yaklaşımda çalışma yapılmaktadır. Proje alanındaki
tescilli yapılar statik olarak ayakta durabiliyor ise, restorasyon tekniğine uygun
olarak yenilenecek, statik olarak bir problem varsa, yıkılarak aslına uygun bir
şekilde yeniden yapılacaktır. Yapıların statik durumunun belirlenmesi için Đstanbul
Teknik Üniversitesi uzmanlarından statik rapor alınacaktır. Tescilli yapıların
korunmasındaki yöntemi şekillendiren bir başka nokta, anıt eser ile sivil mimari
örnekler arasındaki ayrımdır. Projede anıt eser teşkil eden yapılar, plan şeması ve
cephesi ile aynen korunacaktır. Buna karşın, mimari olarak tek başına değeri
olmayan, ancak sahip olduğu cepheyle, gabariyle, oranlarla ve sokağa kattığı değerle
korunması gereken yapılarda sadece cephenin korunmasına gidilecektir. Tescilli
33
15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı ve 30 Mayıs ve16 Nisan
2009 tarihinde de projenin koordinatörü ile gerçekleştirilen görüşmede, yetkililerin yöntemle ilgili
sorulara verdikleri yanıtlardan alınmıştır.
122
olmayan yapılarda ise, etrafındaki yapıları ön plana çıkartacak şekilde, yeni yapılar
tasarlama yoluna gidilecektir.34
1.Aşama
Fatih
Belediyesi
projenin bileşenleri, arsa sınırları, projenin
içeriği, yöntemi
Đhale Açılıyor
Fatih Belediyesi
2.Aşama
Đhaleyi Kazanan
Firma
Mimari Gruplar
Danışmanlar
3.Aşama
4.Aşama
5.Aşama
6.Aşama
A
V
A
N
P
R
O
J
E
Sosyal Profil Analizi
Fiziksel Yapı Analizleri
Envanter Çalışması +
Rölöve
Mimari Avan Proje
Kültür ve
Turizm
Bakanlığı
Mimari Avan Projenin
onaylanması
Đhaleyi Kazanan
Firma
Đnternet sitesi + sergi
Fatih Belediyesi
Uzlaşma Süreci
Mimari Gruplar
Uygulama Projesinin
hazırlanması
Đhaleyi Kazanan
Firma
Projenin Uygulanması
Şekil 4.12 : Fener-Balat Yenileme Projesi yöntem ve aktörleri.
Projenin koordinatörü, Haliç kıyısında yer alan yapıların cepheleri için getirdikleri
öneriyi şu şekilde açıklamaktadır:
“Eskiden sahil şeridinin sanayi alanı olmasından ötürü, şuan ki Haliç kıyılarındaki
çoğu yapıda yaşam alanlarının iç kısma baktığı ve sahil kısmı boyunca yer alan
34
15 Nisan 2009 tarihinde Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı, 30 Mayıs ve 16 Nisan 2009
tarihinde de projenin koordinatörü ile gerçekleştirilen görüşmede, yetkililerin yöntemle ilgili sorulara
verdikleri yanıtlardan alınmıştır.
123
cephelerde de çoğunlukla küçük tuvalet camlarının yer aldığı görülmektedir. Bu
nedenle tescilli yapıların asıl mimari değeri sokak içinde kalan cephelerdir. Bu
nedenle bu kısımda yeni bir yaklaşım getirilerek, yapıların iç sokağa bakan cepheleri
aynen korunmuş, Haliç’e bakan cepheler ise yeniden yorumlanmıştır. Ayrıca
mevcutta surların üzerine inşaa edilen birçok yapı da yıkılarak, yeni yapılar surun
arkasında tasarlanmıştır.”35 Aşağıdaki şekilde surların üzerine inşa edilen ve proje
kapsamında yıkılması düşünülen yapılar yer almaktadır.
Şekil 4.13 : Surların üzerine inşa edilen yapılar.
Daha önce de belirtildiği üzere, avan proje henüz onaylanmadığından yenileme
projesi ile ilgili verilere ulaşmak mümkün değildir. Ancak aynı firmanın Tarlabaşı
Yenileme Projesi kapsamında tarihi konut çevrelerinde yaptığı çalışmalar göz
önünde
bulundurulduğunda
yukarıda
belirtilen
amaçların
karşılanmadığı
görülmektedir.
4.4 Fener-Balat Halkı ile Yapılan Görüşmelerin Tespitleri
Yenileme ve rehabilitasyon projelerinin en önemli aktörlerinden biri olan FenerBalat halkı ile de alan çalışması kapsamında görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler için
seçilen 30 kişinin bir kısmının doğma büyüme Fener-Balat’lı bir kısmının da
özellikle son 13 yıldır alana yerleşen kişilerden olmasına dikkat edilmiştir. Çünkü
35
16 Nisan 2009 tarihinde ihaleyi kazanan firmanın koordinatörünün, projenin yöntemi ile ilgili
sorulara verdiği yanıtlardan alınmıştır.
124
böylece hem bölgede uzun süredir yaşayan kişilerden alanın eksiklikleri öğrenilecek,
hem de yenileme çalışmaları sonrasında bu bölgeye yerleşen kişilerin bu alanı
seçmelerindeki nedenler tespit edilecektir.
Bölge halkı ile karşılıklı görüşmelerde sorulacak sorular kendi içinde gruplara
ayrılmıştır36. Üç grupta incelenen bu sorulardan birinci grup, yaşayanların ne kadar
süredir Fener-Balat’ta oturduklarının, mülkiyet durumlarının ve neden yaşam alanı
olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin tespitine yönelik sorulardır. Alan çalışması
kapsamında görüşülen kişilerden %42’si kiracı iken % 58’i mülk sahibidir. Bu
kişilerden %74’ü, doğma-büyüme Fener-Balat’lı kişilerdir. Bunun asıl nedeni, uzun
yıllardan beri bölgede yaşayan kişilerin alana bağlılıklarının daha fazla olmasından
ötürü ihtiyaçları daha iyi belirleyecek olmalarıdır. Buna ek olarak, yakın zamanda
özellikle yenileme projeleri ile alana (1-13 yıl arası) taşınan kişilerle de (%26), bu
alana gelmelerinde etkili olan nedenler üzerinden görüşmeler yapılmıştır.
Görüşülen kişilere Fener-Balat’a gelmeden önce nerede yaşadıkları sorulmuştur.
Böylece daha önce oturdukları alanlarla kişilerin yaşam tercihleri arasında bağlantı
kurulacaktır. %74’lük bir oranın dışında kalan kişiler çoğunlukla Đstanbul’un
Karagümrük, Ortaköy ve Bahçeşehir semtleri ile Ağrı ve Kastamonu illerinden
gelmiştir. Bu soruya verilen yanıtlar bu alana gelen kişilerin öncesinde ortak bir
yaşam tercihi olmadığını göstermektedir. Çünkü Fener-Balat, birbirinden oldukça
farklı özellikleri bulunan, kendi gibi tarihi değerleri yüksek olan Ortaköy’den ve
Karagümrük’ten, yeni bir yaşam çevresi olan Bahçeşehir’den ve Karadeniz ile Güney
Doğu Anadolu Bölgeleri’nden kişileri bu alana çekmiştir.
Kişilerin Fener-Balat’ta yaşamalarının nedenlerinin başında, daha önce ailelerinin de
burada yaşaması bulunmaktadır. Bu nedenle bölgeyi kendilerine ait bir yaşam alanı
olarak benimsemektedirler. Bunun yanı sıra, komşuluk ilişkileri ve “büyük bir
metropolde küçük bir kasaba yaşamı” da kişilerin yaşam mekanı olarak bu alanı
tercih etmelerinde oldukça etkili olmuştur.
Bölge halkı yaşadıkları alanın tarihi ve mimari özelliklerinin farkında ve bu
özellikler ile gurur duymaktadırlar. Görüşülen kişilerden bir kısmının yaşam alanı
olarak Fener-Balat’ı seçmelerinin nedenlerinden biri de alanın mimari ve tarihi
özellikleridir. Yalnız bu kişiler belirli ekonomik seviyenin üstünde olan kişilerdir.
36
Ekler kısmında Fener-Balat halkına sorulan sorular yer almaktadır.
125
Daha sınırlı maddi imkanları olan kişiler için ise; öncelikle emlak ve kira
bedellerinin bütçeye uygunluğu, ikinci olarak bölgenin merkezi alanlara yakınlığı ve
çevresel verileri bu alanın seçiminde etkili olmaktadır.
Çizelge 4.3 : Fener-Balat’ta yaşama nedenleri.
Fener-Balat'ta yaşama nedenleri
8
8
Komşuluk
8
7
6
Bütçeye uygunluk
5
5
Đşyeri / okula yakınlık
5
Tarihi ve mimari değer
4
3
2
Fener-Balat doğumlu veya uzun süreli
(çocukluğundan beri) yaşıyor olması
2
2
Çevresel veriler
1
0
Alan çalışması kapsamında sorulan ikinci grup sorular yaşayanların ihtiyaçlarını
tespit etmeye yöneliktir. Görüşülen kişilerden %93’lük bir kısım yaşadıkları çevreyi
ve konutu değiştirmek istememektedir.
Çizelge 4.4 : Fener-Balat’tan taşınma isteği.
Fener-Balat'tan taşınma isteği
7%
Hayır
Olabilir
93%
Bu kişiler genel olarak başta sayılan nedenlerden ötürü Fener-Balat’ı seven ve
yaşamak için bu alanı tercih eden kişilerdir. %7’lik kiracıların içinde bulunduğu bir
kısım da daha iyi bir yaşam alanı ve konut bulduklarında bu alandan
taşınabileceklerini belirtmişlerdir. Yaşam koşullarının çok parlak olmamasına karşın
126
alandan taşınma isteğinin bu kadar az olmasının nedeni yukarıda da vurgulanan
Fener-Balat’a bağlılıkla ilişkilidir.
Görüşülen kişiler, ticari aktivitelerin zayıflığını ve kişilerin işsizliğini semtin en
büyük sorunu olarak belirtilmiştir. Kahvehanelerin iş saatindeki yoğunluğu da bu
durumu desteklemektedir. Ayrıca dar sokaklara bağlı otopark yetersizliği de alanın
önde gelen sorunları arasında sayılmıştır.
Fener-Balat’ın sahil şeridinde yer alan yeşil dokuya rağmen görüşülen kişilerin yarısı
bölgeyi yeşil alan ve oyun alanı olarak eksik bulmuştur. Bunun başlıca nedeni sahil
şeridi ile bölgenin kopukluğu ve yeşil alanların tanımsızlığı olarak ifade edilmiştir.
Altyapı sorunu uzun yıllar Fener-Balat’ın en büyük sorunlarından biri olmasına
karşın çoğunluğun altyapının son hali ile ilgili fazla sorunlar yaşamadığı
görülmektedir. Bunun en büyük nedeni de kuşkusuz, rehabilitasyon çalışmaları
çerçevesinde yapılan altyapı projeleridir. Genel olarak çevre temizliği ve toplu
taşıma konularında da bölge halkının önemli bir sıkıntısının olmadığı tespit
edilmiştir.
Çizelge 4.5 : Mahallenin fiziksel ve doğal yapısından hoşnutluk düzeyi.
Mahallenin fiziksel de doğal yapısından hoşnutluk düzeyi
80%
70%
60%
50%
Yeterli
40%
Yetersiz
30%
20%
10%
0%
Toplu
Taşıma
Çevre
temizliği
Yeşil Alanoyun alanı
Ticari
aktiviteler
Altyapı
Otopark
imkanı
Görüşülen kişiler çoğunlukla eğitim ve kültür alanlarının yetersizliğine vurgu yapmış
ve kütüphane eksikliğinden bahsetmiştir. Gazeteci yazar ve doğma büyüme Balat’lı
olan bir kişi37 “Murat Molla” kütüphanesinin restorasyonu ile ilgili çalışmaları
başlattıklarını ve bu çalışmalar çerçevesinde en kısa zamanda alanda bir kütüphane
açılacağını belirtmiştir. Bölge halkı genel olarak son dönemde belediye tarafından
37
19 Nisan 2009’da Balat’ta yaşayan bir kişi ile gerçekleştirilen görüşmenin notlarından alınmıştır.
127
açılan dispanserler nedeni ile sağlık konusunda oldukça memnundur. Ayrıca alışveriş
alanı olarak da genelde kendi kendine yeten bir dokudan bahsedilmiştir.
Çizelge 4.6 : Hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyi.
Hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyi
80%
70%
60%
50%
Yeterli
40%
Yetersiz
30%
20%
10%
0%
Eğitim alanları
Sağlık alanları Kültürel alanlar Eğlence alanları Alışveriş alanları
Konut memnuniyeti araştırıldığında, kişilerin küçük alanlı, ıslak hacimleri ortak
kullanılan konutlarda yaşamalarına rağmen ısınma ve su yalıtımı sorunları dışında
genel olarak konutlarından memnun oldukları görülmüştür.
Çizelge 4.7 : Konutlardan hoşnutluk düzeyi.
Konutlardan hoşnutluk düzeyi
120%
100%
80%
Yeterli
60%
Yetersiz
40%
20%
0%
Büyüklük
Islak hacimler
(tuvalet-mutfak)
Konutların
ısınması
Su yalıtımı
Strüktürel
sağlamlık
Hem çevre hem de binalar için zararlı etkileri olan imalathanelerin bölgeden
uzaklaştırılması çalışmaları halk tarafından da desteklenmektedir. Çünkü yapılan
görüşmelerde 30 kişi de imalathanelerin kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
Alan çalışması kapsamında sorulan üçüncü grup sorular ise, yaşayanların FenerBalat’ta gerçekleştirilen veya gerçekleştirilmesi düşünülen yenileme projeleri ile
ilgili görüş ve önerilerini tespit etmeye yöneliktir. Görüşülen kişilerden alanda
128
gerçekleştirilmesi düşünülen bir yenileme projesinden beklentilerini tercih sıralarına
göre dizmeleri istenmiştir. Bu çerçevede ilk sırada işaretlenen tercihler aşağıdaki
tabloda özetlenmiştir.
Çizelge 4.8 : Uygulanacak bir yenileme projesinden beklentiler.
Uygulanacak bir yenileme projesinden beklentiler
Binanın dış tadilatı
0%
Binanın iç tadilatı
33%
Ticari canlanma - Đş imkanları
yaratılması
Hizmet alanlarının iyileşmesi
53%
Kadınların ve çocukların topluma
kazandırılması
14%
Bölge halkının alanda uygulanacak bir projeden ilk beklentisi projenin sosyal bir
proje olması olarak tasarlanması ve uygulanmasıdır. Görüşülen kişiler halkın
özellikle de çocukların çok kötü bir ortamda suçun içinde yaşadıklarının altını
çizerek, öncelikle kadın ve çocuklara yönelik geliştirilecek projelerle halkın
kazanılması gerekli olduğunu
vurgulamışlardır.
Yerel
halka
göre,
alanda
gerçekleştirilecek bir projede yaşayan halk korunmalı ve Fener-Balat’ı sevenler proje
sonrasında da bu alanda kalmalıdır. Fener-Balat Güzelleştirme Derneği Yöneticisi;
“Devlet buradaki halkı buraya yakıştıramamakta ve onları buraya yakıştırmaya
çalışmak yerine onları bu alandan gitmeye zorlamaktadır. Aynı durum Sulukule’de
de yaşanmıştır. Bazı sorunları çözmek yerine, onları başka alanlara atmak ve
görmezden gelmek çözüm değildir. Bu alanda ciddi bir potansiyel bulunmaktadır. Bu
potansiyel kullanılarak, kalıcı çözümler yaratmak da mümkündür.”38 sözleri ile
insanın olmadığı bir projenin mükemmel olamayacağına vurgu yapmıştır. Böylelikle
görüşülen kişilerin %53’lük bölümü proje kapsamında kadınların ve çocukların
topluma kazandırılmasını ve yerel halkın bilinçlendirilerek proje sonrasında da
alanda kalmasını bir yenileme projesinden ilk beklentileri olarak ifade etmiştir.
38
Fener-Balat Güzelleştirme Derneği Yöneticisi ile 16 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından
alınmıştır.
129
Görüşülen kişilerin %33’lük kesiminin yenileme projelerinden ilk beklentileri alanda
ticari canlanma yaratılması ve buna bağlı olarak da yaşanan işsizlik sorununun önüne
geçilmesidir. Bölge halkına göre, buraya gelen turistler bu alanı yaşamadan gitmekte
ve bu nedenle de alandaki ticari potansiyel kullanılamamaktadır. Bölgenin
tanıltılması ve kişilerin organizasyonu ile bu durumun önüne geçileceği ve birçok
kişi için iş imkanı yaratılacağı düşünülmektedir.
Bu konu ile ilgili rehabilitasyon projesinin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari
ekip şefi, bölgenin turistik özelliğinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, bunun
halkın yararı için kullanılmasının gerekli olduğunu savunmuştur. Ancak ona göre,
alanın kimliğini bozarak yaratılacak yeni bir ticari doku, bu alanı yaşamak için
buraya gelen kişileri olumsuz yönde etkileyecektir. Bu nedenle, ayakkabı tamircisi,
borucu vb. gibi bu alanda var olan ticari yapılar korunmalıdır. Ayrıca, rehabilitasyon
projesi kapsamında oluşturulan sosyal merkezde kadınların el işi, tahta boyama gibi
konularda eğitilmesine çalışıldığını belirterek, halkta olan bu potansiyelin, merkezi
bir yapı (kooperatif, dernek vb.) veya belediye tarafından devam ettirilirse, bölge için
yararlı olacağını da vurgulamıştır.39
Görüşülen kişilerin %14’lük kısmı da yenileme projelerinin ilk önceliklerinin hizmet
alanlarının iyileştirilmesi olması gerektiğini vurgulamıştır.
Yapıların oldukça bakımsız olmasına karşın, kişilerin projelerin sosyal ve ekonomik
boyutunu fiziksel boyutundan ön planda tutmaları oldukça önemlidir. Bu nedenle bu
soru ve alınan yanıtlar alanda gerçekleştirilmesi düşünülen bir yenileme projesinin
önceliklerini belirlemek açısından oldukça önemlidir.
Mülk sahiplerine, gerçekleşecek bir proje ile değer artışı olursa evlerini satıp başka
bir alana yerleşmeyi düşünüp düşünmeyecekleri sorulduğunda, görüşülen kişilerden
hiç kimsenin bu alandan taşınmak istemediği tespit edilmiştir. Çünkü onlara göre,
Fener-Balat onların doğup büyüdükleri ve/veya ölmek istedikleri topraklardır. Değer
artışına
bağlı
olarak
daha
üst
sınıftan
kişilerin
gelmesine
ise,
sıcak
bakmamaktadırlar. Çünkü onlara göre, Fener-Balat yerel halkı ile bir bütündür.
Halkın cahil ve bilgisiz olduğunu kabul etmelerine karşın, yaşayanların sosyal
anlamda kalkındırılabileceklerini düşünmektedirler.
39
Rehabilitasyon projesinin restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da
yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır.
130
Kiracılar ise, bu alandan genel olarak taşınmak istememelerine karşın, eğer bir değer
artışı yaşanırsa başka bir seçenekleri kalmayacağından taşınmak zorunda olacaklarını
belirtmişlerdir.
Yenileme projelerinde halkın katılımı oldukça önemlidir. Görüşülen kişiler de eğer
belirttikleri hedeflere uygun bir yenileme projesi gerçekleştirilirse projede başından
sonuna kadar görev alacaklarını belirtmişlerdir.
Görüşülen kişilere örnek bir yenileme projesi kapsamında üç adet finans seçeneği
sunulmuştur. Son dönemde gerçekleştirilen yenileme projelerinin finans modeli olan
seçeneklerden, borçlanarak taksit taksit ödeme, mülkiyetin özel bir şirketle
paylaşılması ve mülkün yenileme çalışması yapılacak şirket tarafından satın alınması
seçenekleri hiç kimse tarafından benimsenmemiştir.
Çizelge 4.9 : Yenileme projesinin finansman seçenekleri.
Yenileme projesinin finansman seçenekleri
120%
100%
100%
80%
60%
40%
20%
0%
0%
0%
Borçlanarak taksit
taksit ödeme
Mülkiyetin özel bir
şirketle paylaşılması
Mülkün yenileme
çalışmasını yapacak
şirket tarafından satın
alınması
0%
Hiçbiri
Benimsenmeyen bu finans seçeneklerine karşın görüşülen kişiler alternatif finans
seçenekleri sunmuştur. Bunlardan ilki kişilere meslek edindirilerek, onların
ekonomik özgürlüklerinin sağlanması ve arkasından rehabilitasyon çalışmalarının
kısmen devlet tarafından yardım ve kısmen de devlete borçlanma şeklinde
yürütülmesidir. Bu çerçevede yürütülen çalışmalarda hem sosyal dokunun
kazanılacağı hem de kişilerin kendi imkanları ile gerçekleştirdikleri bir projeye daha
bağlı olacakları düşünülmektedir.
Đkinci bir finansman önerisi de bölgenin tarihi ve kültürel özelliklerinden
faydalanarak alanda festivaller düzenlemektir. Bu sayede alandaki ticari aktivite
yoğunluğu arttırılacak ve elde edilen olanaklar da alanın güzelleştirilmesi için
131
kullanılacak, alan güzelleştikçe daha çok insan bu alana gelecek ve bu bir döngü
şeklinde ilerleyecektir.
Görüşülen kişilerden %60’lık kısım 2005 yılında çıkarılan 5366 sayılı kanundan
haberdar değildir. Haberdan olan 9 kişi de (%30) , kanunu “devlet istediğini alır
mantığı”, “insanlık dışı”, “çaresizlerin/haksızların eline silah”, “örneği yok”, “el
koyma politikası” gibi sözlerle ifade etmiştir.
Uygulanan Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi hakkında yaşayanlara sorular
sorulduğunda, %67’lik bir kısım proje kapsamında yapılan çalışmaların başarılı
olduğunu belirtmiş ve kendilerine böyle bir imkan tanınırsa, hemen başvuracaklarını
belirtmişlerdir. Ancak bazı kişiler de (%33) projenin sadece yapıların dış
cephelerinde kaldığını ve projenin başta öngörülen sosyal ayağının zayıf kaldığını
belirterek projeyi başarısız bulmuştur.
Bu bağlamda görüşülen kişilerden Balat’ta yaşayan bir avukat, çalışmaların sadece
basit onarım seviyesinde kaldığını, çok vakit kaybedildiğini ve bu nedenle de sosyal
çalışmaların beklenilen ölçülerde gerçekleştirilemediğini belirtmiştir.40
Çizelge 4.10 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin değerlendirilmesi.
Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi'nin değerlendirilmesi
33%
Başarılı
Başarısız
67%
Uygulanması
düşünülen
Fener-Balat
Yenileme
Projesi
hakkında
sorular
sorulduğunda, proje hakkında bilgisi olan kişilerin sınırlı sayıda olduğu
gözlemlenmiştir. Bilgisi olan kişilerden bir kısmı da sadece söylenti olarak konudan
haberdar olduklarını, ancak proje ile ilgli detaylı bilgilerinin olmadığını
belirtmişlerdir.
40
Balat’ta yaşayan bir kişi ile 19 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır.
132
Fener’de yaşayan ve çalışan bir kişi41 yenileme projesindeki bilgilendirme
eksikliğini; “Proje hakkında aldığım bazı duyumlardan sonra, benim evimin de proje
alanında yer almasından ötürü, belediyeye defalarca
dilekçe yazdım ve
bilgilendirilmeyi talep ettim. Ancak belediyeden hiçbir geri dönüş olmadı. Kimse bu
konu hakkında bir açıklamada bulunmuyor.” sözleri ile vurgulamıştır.
Bölge halkı ile yapılan görüşmeler sonucunda, alanda uygulanacak yenileme projesi
ile ilgili çıkarımlarda bulunulmuştur:
•Alanda yaşanan başlıca sorunlar, eğitim seviyesinin düşük olması, eğitim
alanlarının yetersiz olması ve buna bağlı sosyal yapıda bozulma
yaşanmasıdır. Bu nedenle alanda gerçekleştirilecek bir yenileme projesinin
önceliği sosyal dokunun iyileştirilmesine yönelik olmalıdır. Bu çerçevede,
başta kadın ve çocukların topluma kazandırılmasına yönelik projeler
geliştirilmelidir.
•Sosyal doku ile birlikte alanda ekonomik kalkınma da sağlanmalıdır. Mevcut
ticari yapı hareketlendirilmeli ve işsizlik sorununun önüne geçilmelidir.
•Çevresel bazı düzenlemeler yapılmalı, bu çerçevede otopark alanları, yeşil
alanlar ve oyun alanları düzenlenmelidir. Bunun için alanın kıyı şeridinde
yer alan yeşil alan tanımlanmalı ve alanla yaşayan bir kimliğe
büründürülmelidir.
Çevrede
sağlıksız
koşullar
yaratan
imalathaneler
kaldırılmalıdır.
•Konutlar mevcut hali ile korunmalı ve depreme karşı güçlendirilmelidir.
Koruma çalışmalarında yapıların özgünlüğünün bozulmamasına özen
gösterilmelidir. Ayrıca konutlarda ısı ve ses izolasyonu sağlanmalıdır.
•Uygulanacak bir yenileme projesine bağlı doğacak değer artışı sonucunda
yaşanan yerinden edilme sorununa çözüm bulunmalı, bölge halkının proje
sonrasında da alanda yaşayabilmesi sağlanmalıdır.
•Yenileme projesinde finans modeli oluşturulurken, bölge halkının sınırlı maddi
olanakları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çerçevede devlet yardımları ve
teşvikler ön planda tutulmalı, alanın turistik verileri proje giderleri için
kullanılmalıdır.
41
Balat’ta yaşayan ve çalışan bir kişi ile 16 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır.
133
•Bölge
halkı
projelere
başından
itibaren
katılmalı,
proje
hakkında
bilgilendirilmeli ve projede söz sahibi olmalıdır. Yaşayanların ihtiyaçları
doğrultusunda proje şekillenmelidir.
Yukarıda belirtilenler çerçevesinde hazırlanacak bir yenileme projesi bölgenin
sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak iyileştirilmesinde oldukça önemlidir. Bu nedenle
Fener-Balat’ta uygulanacak yenileme projesi dördüncü dalgada planlanan projeden
farklı bir bakış açısı ile düzenlenmeldir.
4.5 Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projelerinin Karşılaştırılması ve
Değerlendirilmesi
Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri birçok açıdan farklılıklar
içermektedir. Bu farklılıkların tespitinde, uygulanan bir yenileme projesi ile henüz
plan aşamasında olan bir yenileme projesinin birebir karşılaştırılması imkansızdır.
Bu çerçevede uygulanan rehabilitasyon projesi hakkında elde edilen bulgular ile
yenileme projesi hakkındaki bulgular eş değerde değildir. Çünkü üçüncü dalgada
yaşanan yenileme çalışmaları ile ilgili hem projeye hem de alanda projenin
sonuçlarına ulaşmak mümkünken, dördüncü dalgadaki yenileme projeleri hakkındaki
veriler oldukça sınırlıdır. Bu nedenle iki projenin karşılaştırılmasında hem projelerin
aktörlerinden alan çalışması kapsamında elde edilen bilgilerden hem de özellikle
dördüncü dalgadaki çalışmalar için 3.8.2.4. bölümde yer verilen akademik camia ve
mimarların görüşlerinden yararlanılmıştır.
Đki projenin farklılıklarının başında, projelerin amaç ve hedefleri gelmektedir.
Rehabilitasyon projesinin ana amacı birçok anlamda çöküntü yaşayan sosyal, fiziksel
ve ekonomik bir iyileşme sağlamaktır. Bu çalışmalar kapsamında özellikle mevcut
sosyal, fiziksel ve ekonomik dokunun korunarak nasıl kent yaşamından kopan
yapının kente geri kazandırılacağı üzerine çalışmalar yapılmıştır. Bu çerçevede bölge
halkı sosyal projelerle topluma kazandırılmış, binalar ve çevresi iyileştirilmiş ve
ekonomik yapının canlandırılmasına çalışılmıştır.
Yenileme projelerindeki ana amaç ise, bölgede sosyal, ekonomik ve fiziksel bir
yeniden yapılandırmadır. Bu amaçtaki yeniden yapılandırma alanda yeni sosyal,
fiziksel ve ekonomik bir doku oluşturmayı ifade etmektedir. Bu çerçevede çevre,
yapılar ve ticari aktiviteler yeni bir sosyal tabaka için yeniden oluşturulmaktadır. Đki
134
projenin amacında yer alan “koruyarak iyileştirme” ve “yeniden yapılandırma” fikri
iki projenin en farklı yanlarıdır.
Tarihi konut alanlarında uygulanacak yenileme projeleri sosyal, fiziksel ve ekonomik
iyileştirmeyi hedeflemelidir. Çünkü tarihi çevrelerde ve yeni bir alanda uygulanacak
yenileme projelerinin ana farkı bu hedefte yatmaktadır.
Sosyal iyileştirme ve sosyal yeniden yapılandırma iki projenin hedeflerindeki
farklılıklardan biridir. Rehabilitasyon projesi kapsamında, yerel halkın, başta kadın
ve çocuklar olmak üzere, eğitilmesi amaçlanmış ve bu kapsamda sosyal projeler
hazırlanmıştır. Yerel halkın güven eksikliğinden dolayı bu projeler istenilen ölçüde
uygulanamasa da bu kapsamda birçok çalışma yürütülmüştür. Yenileme projesinde
ise, yerli halkın sosyal rehabilitasyonuna yönelik çalışmalar bulunmamaktadır. Bu
durumu Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı bu projenin sosyal bir proje
olmadığını belirterek açıklamaktadır42. Oysaki, böylesine fiziki bozulma kadar sosyal
bozulmanın da yaşandığı bir alanda öncelikle sosyal yapının iyileştirilmesi
gerekmektedir. Çünkü kişiler kazanıldıktan sonra, onların ekonomik imkanları
arttırılabilir ve buna bağlı olarak da fiziksel çevre iyileştirilebilir. Halkla yapılan
görüşmelerde de kişilerin bu alanda uygulanacak projelerden ilk beklentileri bu
yönde çıkmıştır Unutulmaması gereken nokta bileşenlerin bir zincir halinde birbirini
etkilemesidir. Çünkü zincirin bir halkasının eksik kalması durumunda, bu döngü
sağlanamaz.
Hedeflerdeki farklılıklardan biri de fiziksel iyileştirme ve fiziksel yeniden
yapılandırmadır. Rehabilitasyon projesi çerçevesinde mevcut yapının iyileştirilerek
korunduğu
görülmektedir.
Yenileme
çalışmalarında
ise,
fiziksel
dokunun
iyileştirilmesinde yeni bir sosyal tabakanın ihtiyaçları ön planda tutulmaktadır. Bu
kapsamda da yeni fiziksel mekanlar oluşturulmaktadır. Tarihi konut alanlarında
mevcut dokunun olabildiğince korunması asıl hedef olduğundan, fiziksel iyileşme
sağlanmalıdır.
Hedeflerdeki bir diğer farklılık da ekonomik iyileştirme ve ekonomik yeniden
yapılandırmadır. Ticari yapının kurgulanmasında da projeler bazı farklılıklar
içermektedir. Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nde ticari mekanlarda değişim değil
42
Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı ile 15 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından
alınmıştır.
135
canlanma hedeflenmiştir. Bu çerçevede Tarihi Balat Çarşısı’nda restorasyon ve
altyapı çalışmaları yapılmıştır. Balat Çarşısı’nın giriş noktaları, görülebilirliği ve
semte
bağlantısı
şekillendirilmiştir.
ile
ilgili
Yenileme
tespitler
yapılmış
projesinde
ise,
ve
alanın
bu
çerçevede
turizm
projeler
potansiyelinden
faydalanmak amaçlı; zemin katlarda kafe, restoran, banka, dükkan vb. gibi ticari
aktivitelerin önerildiği görülmektedir.
Ticari yapılanma, bölgenin ekonomik olarak güçlenmesinde son derece etkilidir.
Çünkü işsizlik sorunun çok fazla olduğu bir alanda ticari yapının güçlendirilmesi ve
yerel halkın çalışmasının arttırılması, bölgeyi her anlamda kalkındıracaktır. Yalnız
burada dikkat edilmesi gereken konu, mevcut dokunun bozulmadan, bu imkanların
yerel halk yararına kullanılmasıdır. Bu nedenle, oluşturulacak ticari aktivitelerde
yerel halkın çalışmasına imkan verecek ortamlar yaratılmalı, halk bu konuda
bilinçlendirilmeli ve örgütlenmelidir. Ayrıca mevcutta yer alan ticari yapı (Balat
Çarşı’sı) bozulmamalı, tersine hareketlendirilmelidir.
Projelerdeki diğer bir fark da aktörler ve aktörlerin görevlerinde ortaya çıkmaktadır.
Rehabilitasyon projesi Avrupa Komisyonu ve belediye ortaklığında yürütülen uluslar
arası bir projedir. Özel şirket sadece projenin uygulama safhasında belediyenin
kontrolünde devreye girmektedir. Buna karşın, yenileme projesinin en çok
sorgulanan
tarafı
özel
bir
inşaat
firmasının
projenin
hazırlanmasında,
uygulanmasında ve binaların satılmasında tek kişi olarak görev almasıdır. Bu durumu
rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi; “Bu proje
kapsamında projeyi uygulayan, hazırlayan ve binaları satan şirket aynı şirkettir. Bu
durumda da kuvvet ayrımı olmamaktadır ve kendilerinin koydukları kuralları
kendileri uygulamaktadır.” sözleri ile eleştirmiştir.43. Bu nedenle uygulanacak
projelerde kuvvet ayrımına dikkat edilmeli ve gerçek anlamda birbirini denetleyen
bir yapının oluşmasına önem verilmelidir. Bu nedenle rehabilitasyon projesi farklı
aktörlerin aynı amaç doğrultusunda koordinasyonunun sağlanması açısından örnek
teşkil etmektedir.
Aktörlerdeki en büyük farklardan biri de yerel halkın projeye katılımı, proje
üzerindeki belirleyiciliği ve proje sonrasındaki durumudur. Rehabilitasyon
43
Rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da
yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır.
136
projesinde; “rehabilitasyon niyet formları” sonrasında yapılan sosyal-mimari ölçüt ve
puanlama çalışmaları ve genelden özele gerçekleştirilen toplantılarla projenin en
başından itibaren halkın bilgilendirilmesine ve etkin katılımının sağlanmasına
çalışılmıştır. Ancak yenileme projesi kapsamında, yerel halktan kopuk çalışmalar
yürütüldüğü görülmektedir. Bunun en büyük kanıtı da projenin saha çalışması ve
avan projesi kısmı tamamlanmasına rağmen tezin alan çalışması safhasında
görüşülen kişilerin büyük çoğunluğunun projeden haberdar olmamasıdır.
Rehabilitasyon projesinde projenin başından itibaren halkın etkin katılımı
sağlanmasına rağmen, yenileme projesinde halk proje kuruldan onaylatıldıktan sonra
(Tarlabaşı projesinde olduğu gibi), internet ve sergi aracılığıyla bilgilendirilecektir.
Ancak herşey tamamlandıktan ve proje kuruldan onaylandıktan sonra halkla
paylaşılmasının ne derece yaşayanları projeye kattığı tartışmalara açıktır. Ayrıca,
yapılan bu bilgilendirme çalışmalarının da bir sunum mu yoksa ötesinde bir fikir
alma mı olduğu zamanlaması ve yöntemi açısından sorgulanmalıdır. Zaten Fatih
Belediyesi yenileme projeleri danışmanı da projelerin yerel halka özel olarak
tasarlanmadığını vurgulamıştır.
Alan çalışmasında yapılan görüşmelerde bir kişi; daha öncesinde azınlıklara
uygulanan politikanın bu proje ile bir benzerinin şuanki Fener-Balat halkına
uygulanacağını ve alanda ikinci bir ‘gönderme dalgası’ yaşanacağını belirtmiştir44.
Çünkü devlet, burada yaşayan halkı ‘sorunlu’ olarak kabul ederek, onları başka bir
alana göndermenin senaryosunu yazmaktadır. Ancak unutulmamalıdırki, sorunları
görmezden gelip başka bir alana kaydırmak, sorunları çözmediği gibi tam tersine, bu
durum her zaman yeni sorunlar da doğurmaktadır. Bu nedenle rehabilitasyon
projesinde olduğu gibi yenileme projelerinin de yerel halkla birlikte oluşturulması,
yürütülmesi ve uygulanması son derece önemlidir. Çünkü bölge halkının yenileme
projelerinin planlanmasında ve uygulanmasında etkin rol alması projelerin gerçekçi
ve ihtiyaca yönelik olması açısından oldukça önemlidir.
Mevcut konut alanlarında yapılan yenileme çalışmaları ile suni değer artışları
yaratılmaktadır. Bu suni değer artışlarından yaşayanların en az şekilde etkilenmesi de
projelerin ana hedefi olmalıdır. Bu bağlamda, rehabilitasyon projesi kapsamında yerli
halkın proje sonrasında oluşacak değer artışlarından etkilenmemesi için çeşitli
44
Balat’ta yaşayan bir kişi ile 19 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır.
137
önlemler alınmıştır. Ancak yenileme projesinin, proje sonrasında yaşayanların bu
alanda kalması gibi bir amacı olmadığı için böyle önlemler almadığı görülmektedir.
Buna karşın, yenileme projelerinde ana hedef alanın sosyal dokusu ile birlikte
korunması olmalıdır. Çünkü mekan kullanıcıları ile bir bütündür.
Finansman olarak da iki projede farklılıklar bulunmaktadır. Avrupa Komisyonu’ndan
hibe yoluyla elde edilen maddi olanaklar, yenileme projesinde özel bir şirket
tarafından karşılanmaktadır. Bu durum da bu projeyi ister istemez bir rant projesine
dönüştürmektedir. Yenileme projesi kapsamında oluşturulan finans modeli bu alan
için oldukça zorlayıcıdır ve yerli halk için birçok çözümsüzlük yaratmaktadır. Bu
nedenle bu alanda uygulanacak projede kamu daha farklı bir yöntem çizip,
rehabilitasyon projesinde olduğu gibi sadece uygulama safhasında özel bir şirketle
çalışsaydı, bu alan için daha uygun bir model oluşturulabilirdi. Bunun için de kamu
kendi imkanlarından, konut vergilerinden45 ve uygun kredilerden yararlanarak daha
uygun bir model üretebilirdi. Böylesine tarihi değerleri nedeniyle tüm dünya için
korunması gereken alanların, yaşayan halkın sınırlı gelirleri doğrultusunda
korunması için alternatif finans modelleri önerilmelidir. Bu çerçevede alternatif
finans modellerinde de devlet yardım ve teşviklerine yer verilmelidir.
Yöntem olarak iki proje karşılaştırıldığında, koruma tekniği olarak ikisinin de
konuya farklı yaklaştığı görülmektedir. Rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde
yapılarda basit ve kapsamlı onarım çalışmaları yapılmıştır. Yenileme projesinde ise,
statik olarak ayakta duran tescilli yapılar aynen korunacak, statik olarak sorun
yaşayan yapılar da yıkılıp, aslına uygun olarak yeniden yapılacaktır. Statik olarak
yapıların durumunu rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari
ekip şefi; “Fener-Balat doldurma bir alan olduğundan bu alandaki çoğu yapı depreme
karşı dayanıklı değildir. Bu nedenle raporlara bakılırsa her 10 yapıdan 1’inin
yıkılması gerekecektir. Ancak bu proje çerçevesinde 10 yapıdan 9’unun yıkılacağı
görülmektedir. Önemli olan bazı sistemlerle zeminin güçlendirilmesi ve yapıların
sağlamlaştırılarak mevcut hali ile korunmasıdır.”46 şeklinde açıklamaktadır.
45
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8. ve 18. maddeleri uyarınca mükellef hakkında tahakkuk
eden emlak vergisinin %10'u "Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı" olarak
ayrılmış ve bu payın Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve
değerlendirmesi amacıyla kullanılması öngörülmüştür.
46
Rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da
yapılan görüşmenin notlarından alınmıştır.
138
Çizelge 4.11 : Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri’nin
karşılaştırılması ve değerlendirilmesi.
REHABĐLĐTASYON
PROJESĐ
AMAÇ VE
HEDEFLER
AKTÖRLER
FĐNANSMAN
YÖNTEM
YENĐLEME
PROJESĐ
DEĞERLENDĐRME
Sosyal, fiziksel ve
ekonomik iyileştirme
Sosyal, fiziksel ve
ekonomik yeniden
yapılandırma
Tarihi konut alanlarında
uygulanacak yenileme projeleri
sosyal, fiziksel ve ekonomik
iyileştirmeyi hedeflemelidir.
Çünkü tarihi çevrelerde ve yeni
bir alanda uygulanacak
yenileme projelerinin ana farkı
bu hedefte yatmaktadır.
Avrupa Komisyonu ve
Fatih Belediyesi’nin
ortaklaşa çalışmasıdır.
Fatih Belediyesi ile özel
bir inşaat firmasnın
ortaklaşa çalışmasıdır.
Kuvvet ayrımı var.
Kuvvet ayrımı yok.
Birinci projede her aktörün
farklı görevleri olmasına karşın
ikinci projede özel bir firma
projenin hazırlanmasından
satılmasına kadar her aşamada
görev almaktadır. Oysaki,
kuvvet ayrımı projenin doğru ve
sağlıklı yürütülmesinde çok
önemlidir.
Bölge halkı projede etkin
rol oynamıştır.
Bölge halkı projede görev
almamıştır.
Bölge halkının yenileme
projelerinin planlanmasında ve
uygulanmasında etkin rol
alması projelerin gerçekçi ve
ihtiyaca yönelik olması
açısından oldukça önemlidir.
Yerli halkın proje
sonrasında da alanda
yaşayabilmesi için
önlemler alınmıştır.
Yerli halkın proje
sonrasında bu alanda
yaşamaya devam
edebilmesi için önlem
alınmamıştır.
Yenileme projelerinde ana
hedef alanın sosyal dokusu ile
birlikte korunması olmalıdır.
Çünkü mekan kullanıcıları ile
bir bütündür.
Avrupa Komisyonu ve
Fatih Belediye’si projenin
finansmanını
karşılamaktadır.
Đhaleyi kazanan firma
daha sonrasında halktan
almak şartı ile finansmanı
karşılamaktadır.
Yenileme projeleri maddi
durumu sınırlı bölge halkı
düşünülerek finanse edilmelidir.
Bu çerçevede devlet yardım ve
teşviklerine yer verilmelidir.
Mevcut yapıların basit
onarım veya kapsamlı
onarım ile
rehabilitasyonunu
içermektedir.
Statik olarak ayakta
durabilen tescilli yapılar
aynen korunacak, statik
olarak zarar görmüş
tescilli yapılar yıkılıp
aslına uygun yapılacaktır.
Tescilli bina dışındaki
yapılar ise, yeniden inşa
edilecektir.
Tarihi çevrelerde yapılar
olabildiğince mevcut hali ile
korunmalıdır. Bu çerçevede
günün teknolojik getirileri
yapıların korunması için
kullanılmalıdır.
139
Yenileme projesinde statik raporlar yapıların geleceği açısından oldukça önemlidir.
Bu nedenle rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip
şefinin de belirttiği gibi bu yapıların analizinde dikkatli davranılmalı, farklı
çalışmalarla yapıları yıkılmadan korunabiliyorsa bu yöntemler araştırılmalıdır.
Fener-Balat gibi tarihi çevrelerde, yapılar olabildiğince mevcut hali ile korunmalıdır.
Kuşkusuz koruma körükörüne yapının yapıldığı dönemin özelliklerini kullanmak
değildir. Çünkü önemli olan günün imkanlarını geçmişi en iyi şekilde yansıtmak için
kullanmaktır. Bunu yaparken mevcut dokuyu bazı farklı yaşam istekleri çerçevesinde
şekillendirerek dekor alanlar yaratmanın doğruluğu da tartışılmalıdır. Çünkü, FenerBalat büyük iç planlarla değil küçük parsellerle geçmişi yansıtmaktadır. Bu nedenle
de proje çerçevesinde alandaki tescilli yapılarda küçük mekanları büyütmek amaçlı
yapıların içten birleştirilmesi ve yeni mekanlar yaratılması sorgulanmalıdır.
Çizelge 4.11’de farklı yenileme dalgalarında yer alan rehabilitasyon ve yenileme
projelerinin karşılaştırılması yapılmıştır.
4.6 Bölüm Sonucu
Dördüncü bölümde tarihi yarımadada yer alan ve bir dizi olay sonucu kentin en
yoksul tarihi konut alanlarından birine dönüşen Fener-Balat’ta yaşanan değişim
öyküsü incelenmiştir.
Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan politikaları ile Musevi ve Rumların konut alanı
haline gelen semtler; yaşanan deprem, yangın gibi etkilerle yıpranmış ve azınlıklara
uygulanan politikalar ile zamanla Karadeniz ve daha sonrasında da Marmara ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen yoksul göçmenlerin yeni yerleşim alanı
olmuştur. 1980’lerde Haliç kıyılarının düzenlenmesi kapsamında yapılan yeşil alan
düzenlemeleri ve sanayinin kaldırılması çalışmaları ile daha bölgede daha sağlıklı bir
çevre yaratılmıştır. Ancak sanayinin kaldırılması semtlerde yaşanan ticari aktiviteyi
olumsuz yönde etkilemiş ve düşük gelirli kişilerin alana yerleşmesi ile de ekonomik
bir çöküntü yaşanmıştır. Ekonomik çöküntü beraberinde kişilerin konutlarına ve
çevrelerine yaptıkları yatırımları etkilemiş ve tarihi çevrelerde yasalarla getirilen
kısıtlamalar da bu alanların zamanla fiziksel olarak çöküntü bölgeleri haline
gelmesine neden olmuştur.
140
Sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak kent bütününden kopan Fener ve Balat semtleri,
Đstanbul’un 1985 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür ve Doğa Mirasını Koruma
Sözleşmesi’ne dahil edilmesinden sonra yeni bir sürece girmiştir. Tarihi çevrelerde
gerçekleştirilen yenileme projelerinde üçüncü dalgada incelenen rehabilitasyon
projesi çerçevesinde, alan değişmeye ve dönüşmeye başlamıştır. Sosyal, fiziksel ve
ekonomik iyileşmeyi hedefleyen bu proje kapsamında, bölge halkını topluma geri
kazandırmaya yönelik projeler gerçekleştirilmiş, yapılar iyileştirilerek korunmuş ve
ticari yaşam canlandırılmaya çalışılmıştır.
2009 yılına gelindiğinde ise, kent bütününden kopan Fener ve Balat semtlerini kente
geri kazandırmak amacı ile yeni bir projenin planlandığı görülmektedir. Sosyal,
fiziksel ve ekonomik yeniden yapılanma hedefleyen bu proje mevcut dokunun
iyileştirilmesinin hedeflendiği rehabilitasyon projesinden oldukça farklıdır. Amaç ve
hedef, aktör, finansman ve yöntem açısından farklılıklar içeren bu proje tarihi
çevrelerde gerçekleştirilen yenileme projelerinde dördüncü dalgada incelenmektedir.
Böylece, Đstanbul’da ki tarihi konut çevreleri 2000’li yılların başında yeni bir
değişim sürecine girmiştir. Dördüncü dalgada, bir ve ikinci dalgada kişisel girişimler
ile yavaş yavaş ilerleyen süreçten ve üçüncü dalgada kamusal mücadele ile önceden
planlanmış rehabilitasyon projeleri üzerinden yürütülen çalışmalardan daha farklı bir
sürece girilmiştir.
Dördüncü dalgada incelenen bu yenileme çalışmaları, kamu özel sektör işbirliğine
dayanan, büyük ölçekli rant projelerinden oluşmaktadır. Devlet bu süreçte üçüncü
dalgadaki etkinliğini bırakarak, sadece özel sektörün işini kolaylaştırıcı bir şekilde
projelerde görev almaktadır. Bu kapsamda devlet, 2005 yılında çıkardığı kanun ile
kamulaştırmanın önündeki engeli kaldırarak, özel sektör için ‘daha açık ve fedakar’
bir şekilde süreci kolaylaştırmıştır.
Dördüncü dalgada yer alan yenileme projelerinde özel sektörün yapısı ve yatırımları
da şekil değiştirmiştir. Öncesinde sadece birkaç binanın yenileme çalışmalarında
görev alan özel sektör, bu dalgada projelerin her aşamasında görev alarak, yenileme
projelerine büyük yatırımlar yapmaktadır. Bu durum yenileme projelerinin rant
projelerine dönüşmesine neden olmaktadır. Bu çerçevede öncesinde daha çok
kültürel faktörler üzerinden şekillenen süreç zamanla yerini ekonomik faktörlerin
tekeline bırakmıştır.
141
Dördüncü dalgada da, üçüncü dalganın öncesinde olduğu gibi sosyal bir değişimin
yaşanması kaçınılmazdır. Çünkü projelerde bölge halkını koruyucu ve topluma
kazandırıcı hiçbir çalışma yürütülmemektedir. Ayrıca birinci ve ikinci dalgada
yaşanan ticari dokudaki değişim, bu dalgada yeniden gündeme gelmiştir. Fiziksel
olarak ise diğer tüm dalgalardan farklı olarak önceden hazırlanmış projeler üzerinden
yeniden yapılandırma çalışmaları yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalar koruma
yerine yeniden yapılandırmaya öncelik vermesi nedeniyle de diğer dalgalardan
farklıdır.
142
5. SONUÇ VE ÖNERĐLER
Kültür mirasının yaşatılarak korunması ve kent bütününden kopan tarihi alanların
kente geri kazandırılması, kültürel sürdürülebilirlik açısından oldukça önemlidir.
Tarihi konut alanları yapıldığı dönemin mimari yapım tekniklerini, malzemelerini ve
özellikle de konut alanı olduğu için yaşam biçiminlerini yansıtmaktadır. Çünkü
kültürel miras, yaşam kültürünün zenginliğinin ve geçmişte varılan teknik düzeyin
belgesidir. Bu nedenle kültür varlıklarının sahip olduğu birçok değerin yitirilmemesi
için korunmaları gerekmektedir. Bu çerçevede, bu çevreleri nesiller boyu aktarmak
herkesin görevi olmalıdır. Bu nedenle, kültürel sürdürülebilirlik ve mevcut yapılarla
barınma ihtiyacına çözüm bulmak için tarihi konut alanları yaşatılarak korunmalıdır.
Tarihi konut çevreleri zamanla değişerek, günün ihtiyaçlarına cevap veremeyecek
duruma gelmiştir. Buna ek olarak alternatif yaşam alanlarının çıkması ile de tarihi
konut çevreleri ekonomik olarak daha alt sınıftan kişilerin konut alanlarına
dönüşmüştür. Kişilerin sınırlı maddi imkanlara sahip olmaları ve tarihi çevrelerde
uygulanan katı kanunlar, bu alanları adeta çöküntü bölgeleri haline getirmiştir. Bu
durumun yanı sıra, çoğu tarihi konutun boş bırakılarak kendi kaderine teslim edildiği
de görülmektedir.
Konut alanlarında gerçekleştirilen yenileme uygulamaları, ilişkilerin içiçe girdiği en
karmaşık türdür. Bu mekanların kente kazandırılması ekonomik, yasal ve fiziksel
birçok sorun yarattığı gibi insan faktörü ve barınma gereksinimi de süreci oldukça
karmaşıklaştırmaktadır.
Đstanbul’daki tarihi konut çevrelerinde yaşanan yenileme çalışmaları 1980’lerden
günümüze kadar bir değişim sürecinde ilerlemiştir. Đlk başlarda bireysel mücadeleler
çerçevesinde tek tük rehabilitasyon çalışmaları ile başlayan süreç zamanla yerini
devletin daha etkin katılımıyla gerçekleştirilen büyük ölçekli rehabilitasyon
projelerine bırakmıştır.
143
Son dönemde ise, tarihi kent içi konut alanlarındaki sosyal ve fiziksel doku için
sorunlar yaratacağı düşünülen yeni bir yenileme sürecine girilmiştir. Sadece fiziksel
ve ekonomik bir yeniden yapılanmayı hedefleyen, sosyal dokuyu yok edici etkileri
olan bu süreçte, devletin rolü giderek azalmış ve sadece süreçte etkin rol oynayan
özel sektörün işini kolaylaştıran bir hal almıştır. Đstanbul’daki tarihi kent içi konut
alanlarında son dönemlerde yaşanan bu değişim fiziksel olduğu kadar sosyal birçok
sorunu da beraberinde getirmiştir. Her proje ile daha fazla çözümsüzlükler doğuran
bu yeni süreç, toplumdan dışlanan ve kentin başka alanlarına itilen yeni bir sosyal
doku oluşturmaktadır. Fiziksel olarak da tarihi, mimari ve kültürel birikimimize
yapılan bu geri dönüşü olmayan tahribat en kısa zamanda önlenmelidir. Bu
çerçevede de yeni bir dönemde, bütüncül bir bakış açısı ile sosyal yönü kuvetli,
ekonomik ve fiziksel iyileşmeyi hedefleyen ve herkesin çıkarlarının savunulduğu
yenileme projelerinin yapılması şarttır. Bu durum yenileme çalışmalarında beşinci
bir dönemin gerekliliğini vurgulamaktadır.
Konut alanlarının yenilenmesinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri, konunun
sosyal boyutudur. Çünkü genellikle ucuz maaliyetlerinden ötürü, altgelir grubuna
mensup kişiler tarafından konut alanı olarak seçilen bu alanlarda, yerleşik nüfusun
geleceğine karar vermek oldukça önemlidir. Ancak konut alanlarında gerçekleştirilen
çoğu proje, yaşayanları gözardı etmekte hatta bu kişileri alandan gitmeye
zorlamaktadır. Bu nedenle de beşinci dalga çerçevesinde konut alanlarında yapılacak
yenileme çalışmalarının, yerleşik nüfusun çıkarlarını gözetmesi ve ihtiyaçlarını
karşılaması gerekmektedir.
Yenileme üzerine yapılan çalışmalarda çoğunlukla sorgulanan soru yerleşik nüfusun
projeler kapsamında yerinden mi edildiği yoksa yer mi değiştirdiğidir. (Đng.
displacement or replacement) Çoğunlukla bu çalışmalarda kiracıların yerinden
edildiği mal sahiplerinin ise, yer değiştirdiğinden bahsedilmektedir. Çünkü yenileme
sonucu oluşan değer artışı, mal sahipleri için de bir anlamda kar aracı demektir.
Burada kilit nokta sürecin farklı kişiler için farklı sonuçlar doğurmasında gizlidir.
Gerçekleştirilen yenileme projelerinde sadece bazı kişilerin çıkarlarının gözetildiği
görülmektedir. Projelerin genellikle ekonomik durumu iyi kişiler için düzenlendiği,
girişimci ve inşaatçıların maksimum kar alabileceği düzeyde planlandığı ve
belediyelerin çıkarları doğrultusunda şekillendiği görülmektedir. Buna karşın,
yaşayanların tamamen gözardı edildiği ve projede hiç söz sahibi olmadığı
144
anlaşılmaktadır. Oysaki, beşinci dalgada gerçekleştirilecek yenileme çalışmaları
herkesin, en başta da alanda yaşayan nüfusun beklenti ve ihtiyaçlarına en adil şekilde
cevap vermelidir.
Yenileme projelerine, sadece fiziksel veya ekonomik bir yeniden yapılanma olarak
bakılmamalı, bu projelerde sosyal yapının da iyileştirilmesi hedeflenmelidir. Yerel
halka yönelik bilgilendirme ve eğitim programları yapılarak sosyal kalkınma
sağlanmalı ve yaşayanların topluma kazandırılmasına çalışılmalıdır. Bu noktada
Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi kapsamında planlanan ve uygulanan çalışmalar
oldukça önemlidir. Çünkü sosyal yapı olarak kent yaşamından kopan kişilerin kente
kazandırılması bu projenin hedeflerinden biri olmuştur. Bu bağlamda beşinci dalgada
kişileri görmezden gelip başka alanlara itmek yerine, onları eğitim programları ile
bilgilendirmek, eğitmek, onlara meslek edindirmek ve onları topluma kazandırmak
gerekmektedir. Çünkü bu sayede, kişiler sosyal olarak kent yaşamına kazandırıldığı
gibi, meslek edindirilerek ekonomik olarak da kent yaşamına dahil edilmektedir.
Ekonomik olarak kalkınma da dolaylı olarak kişilerin çevrelerine yaptıkları
yatırımları etkilemektedir. Bu nedenle bu bileşenlerin birbirini etkilediği gözardı
edilmeden projelerin tasarlanması gerekmektedir
Ayrıca beşinci dalgada uygulanacak projelerde yerel halkın etkin katılımı ve
bilgilendirilmesinin sağlanması, hem projenin doğru şekillenmesi hem de
yaşayanların hakkı olması sebebiyle de şarttır. Bu bağlamda, Fener-Balat
Rehabilitasyon çalışmaları kapsamında yerel halkın her aşamada bilgilendirilmesine
karşın yenileme projesinde kişilerin projeden habersiz oldukları gözlemlenmiştir.
Yenileme projelerinde karşılaşılan en büyük sorunlardan bir tanesi de halkın güven
sorunudur. Bu nedenle beşinci dalga yenileme projelerinde özellikle de konut
alanlarında birebir kişilerle görüşülmeli, kişiler bilgilendirilmeli, güvenmeleri
sağlanmalı ve ihtiyaçları doğrultusunda projeler şekillendirilmelidir. Halktan kopuk
olarak planlanan ve yürütülen projelerin sorunsuz olması imkansızdır. Çünkü o
alanın tüm verileri orada yaşayanlarda gizlidir. Bu alanları boş mekanlardan ayıran
en önemli özellik de, o alanda yaşayan sosyal dokudur.
Tarihi konut alanlarında yaşanan en büyük sorunlardan biri de yasal sorunlardır.
Çünkü
bu
alanlarda
parçalı
mülkiyet
yapısına
bağlı
mülkiyet
sorunları
yaşanmaktadır. Birden fazla varisi olan konutlarda (bu sayının otuzlara çıktığı
145
durumlarla bile karşılaşılmaktadır) anlaşma/ uzlaşma büyük sorun teşkil etmektedir.
Çoğu projenin bu nedenle gerekleştirilemediği veya planlandığı gibi uygulanamadığı
görülmektedir. Tarihi çevreler, içinde yaşayanların olduğu kadar kültürel
sürdürülebilirlik açısından dünyada yaşayan herkesin de malıdır. Yenileme
projelerinde ana hedeflerden biri yaşayanların ihtiyaçları ve beklentilerinin
karşılanmasıdır. Ancak dünya için oldukça önem taşıyan bu alanların da mülkiyet
veya anlaşılamama sorununa bağlı kaderine terk edilmesi de olanaksızdır. Bu
çerçevede beşinci dalgada uzlaşmaya yönelik çalışmalar geliştirilmelidir.
Yenileme projelerinde yaşanan, kiracıların yerinden edilmesi sorununun da önüne
geçilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede beşinci dalgada geliştirilecek kiracıları
koruyan
kanunlar
ve
kiranın
enflasyon
değerinin
üstünde
arttırılmasının
engellenmesi sosyal sorunlarda da altı çizilen kiracıların yerinden edilme problemine
çözüm bulmada yardımcı olacaktır. Çünkü yenileme projelerinin dayandığı yasal
çerçeve herkesin çıkarlarını en adil şekilde gözetmelidir.
Yenileme projeleri kapsamında doğan ekonomik gereksinmeler, yaşayanların maddi
olarak kısıtlı imkanları göz önünde bulundurulduğunda ciddi sorunlar yaratmaktadır.
Bu nedenle beşinci dalgadaki projeler kapsamında, yaşayanlara ve mülk sahiplerine
uygun finans modelleri oluşturulmalıdır. Bu oluşturulan finans modellerinde devletin
ve yerel yönetimin yardımları ve devletin teşvikleri büyük rol oynamalıdır. Çünkü
kişilere sınırlı maddi olanaklarından dolayı yardım edilmesi gerekmektedir. Emlak
vergisinin Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı olarak ayrılmış
%10'luk kısmı bu kapsamda etkin olarak kullanılabilir. Önemli olan kamunun,
kaynaklarını en doğru ve adil şekilde herkesin yararına kullanmasıdır. Aynı zamanda
devlet bazı teşviklerle de yenileme projelerinde kolaylıklar sağlayabilir.
Kamu, son dönem yenileme projelerinde kilit görev üstlenmeli ve projeleri herkesin
çıkarları doğrultusunda hazırlamalıdır. Tarafsız bir şekilde projeyi hazırlatan,
uygulatan ve her aşamada kontrol eden safhada yer almalıdır. Özel sektörü ise,
projenin hazırlanması veya uygulanması safhasında çalışan olarak sürece katmalıdır.
Çünkü burada önemli olan nokta kuvvet ayrımıdır. Kişilerin kendi koyduğu kuralları
kendilerinin uygulamasının önüne geçilecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.
Tarihi çevrelerin yenilenmesinde başvurulacak yöntemler de son derece önemlidir.
Bu yöntemlerde esas önemli nokta ‘koruma’dır. Korumanın nasıl yapılacağı ise
146
projenin gerçekleştiği alana ve o alanın özelliklerine göre değişebilir. Hangi
yöntemin uygulanacak alan
için daha uygun olduğuna karar vermede, alanda
yaşanan sorunlar ve kişiler son derece önemli olmaktadır.
Beşinci dalgada fiziksel olarak yıpranmanın önüne geçilirken mevcut dokunun doğru
bir şekilde korunması ve gelecek kuşaklara geçmişi yansıtacak şekilde iletilmesi esas
olmalıdır. Bunu yaparken günümüzün gerekleri çerçevesinde şekillenen yaşanabilir
mekanlar yaratmak gerekmektedir. Çünkü tarihi çevreleri müze alanından ayıran
özellik, bu alanların aktif kullanımında gizlidir. Ancak bu uygulamalar esnasında asıl
karaktere en az zarar verecek şekilde düzenlemeler yapılması şarttır.
Tarihi konut alanlarında yaşanan sosyo-kültürel, ekonomik, politik ve fiziksel
sorunlara yanıt arayacak projeler gerçekleştirilmelidir. Bu uygulamalar esnasında
sosyal dokunun korunması da ana hedef olmalıdır. Bu nedenle konut alanlarında
yaşanan doğru proje, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma projelerinin
rehabilitasyon projelerine dönüşmesinde gizlidir. Çünkü toplumsal ve mekansal
yeniden yapılanma süreci sınıfsal bir değişimi ifade etmektedir.
Yukarıda sayılan tüm sorunlara cevap verecek, çok katılımlı, herkesin çıkarlarının
korunduğu, adil ve çok boyutlu yenileme projelerinin planlanması ve uygulanması
oldukça önemlidir. Bu bağlamda son dönemde yürütülen çalışmalarda, konuya üst
ölçeklerden bakan bütüncül bir bakış açısı ile düzenlenen projeler kullanılmalıdır.
Çünkü ancak bu taktirde herkesin mutlu olduğu, tarihi değerleri ile nesiller boyu
sürdürülen çevreler yaratılabilir.
147
KAYNAKLAR
Aaen, S., 1999. National Strategies For Urban Renewal And Housing Rehabilitation
in Normay, p. 203-216, Eds. Andersen, H. S. and Leeather, P.,
Housing Renewal in Europe, The Policy Pres, Great Britain.
Akın, N., 2008: “Bir Sergi Üzerine Görüşler: Tarlabaşı Geleceğini Paylaşıyor”,
Mimar. ist Mimarlık Kültür Dergisi, Sayı: 29, s. 13-14.
Akın, O., 2000. Küreselleşme Olgusu ve Kent Mekanı Üzerindeki Etkileri: Đstanbul
Metropoliten Alanı, 3. Bin Yılda Şehirler: Küreselleşme-MekanPlanlama, s.141-165, Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu, YTÜ
Bas.Yay. Mer. Matbaası, Đstanbul, Kasım 1999.
Anderson, M., 1964. The Federal Buldozer, A Critical Analysis of Urban Renewal
1949-1962, The M.I.T. Press.
Atkinson, R. and Bridge, G., 2005. Gentrification in a Global Context: The New
Urban Colonialism, Routledge, London.
Atkinson, R., 2002. Does Gentrification Help or Harm Urban Neighbourhoods?, p.
6-14, An Assessment of the Evidence- Base in the Context of the New
Urban Agenda, CNR Paper 5, University of Glasgow. Retrieved
Decembre 21,2006,from http://www.bris.ac.uk/sps/cnrpaperspdf/
cnr5pap.pdf.
Balat ve Fener Semtlerinin Rehabilitasyonu (Đstanbul Tarihi Yarımadası)
Raporu, 1998.
Bali, R., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s. 203-210, Ed.
Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Baransü, B., 1989. Şehir Yenileme, Reyo Basımevi.
Behar, D., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s.75-81, Ed.
Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Bektaş, C., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s. 169-203,
Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,
Đstanbul.
Bellush, J. and Hausknecht, M., 1967. Urban Renewal: People, Politics and
Planning, Garden City, N.Y.
Bernt, M. and Holm, A., 2005. “Local limits to gentrification, Implıcations for a
new urban policy”, p.106-121, Eds. Atkinson, R. and Bridge, G.,
Gentrification in a Global Context: The New Urban Colonialism,
Routledge, London.
Bondi, L., 1991: “Gender divisions and gentrification: A critique”, Transactions of
the Institute of British Geographers, 16, p. 290-298.
149
Bourne, L. S., 1993: “The Myth and Reality of Gentrification: A Commentary on
Emerging Urban Forms”, Urban Studies, Vol. 30, no.1, p.183-189.
Butler, T. and Hamnett, C., 1994: “Gentrification, class and gender: some
comments on Warde’s gentrification as consumption”, Environment
and Planning D: Society and Space, 12, p. 477- 493.
Cadwallader, M. T., 1996. Urban Geography: An Analytical Approach, New
Jersey: Prentice Hall.
Carmon, N., 2004. Neighbourhood: general, p.10493, Eds. Smelser, N. J. and
Baltes, P., International Encyclopedia of the Social & Behavioral
Sciences, Elsevier, Oxford.
Couch, C. ve diğ., 2003. Urban Regeneration in Europe, Blackwell, Oxford.
Cowie, A. P., 1989. Oxford Advanced Learner’s Dictionary of Current English,
Oxford University Pres-Walton Street, Oxford.
Çetiner, A., 1981. Şehir Yenilemenin ve Korumanın Prensipleri, Đstanbul
Sempozyumu, 20-21 Kasım 1981, SĐSAV Yay., Đstanbul.
Diacon, D., 1991. Deterioration of the Public Sector Housing Stock, Gower
Publishing Comp. Ltd., England.
Erden, D., 2006. “Kentsel Yenileşme Projelerinin Gentrification Hedefleri ve
Etkileri”, s.71-75, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da
Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları, Đstanbul.
Ergün, N., 2006. “Gentrification Kuramlarının Đstanbul’da Uygulanabilirliği”, s.7581, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin
Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Ergün, N., Ders Notları, 2006-2007. Kentsel Yenileme Metotları, ĐTÜ.
Ergün, N., 2004: Gentrification in Đstanbul, Cities_The International Journal of
Urban Policy and Planning, Vol:21, no.5, s.391-405, Elsevier.
Freeman, L., 2008: “Comment on ‘The Eviction of Critical Perspectives from
Gentrification Research’”, International Journal of Urban and
Regional Research, Volume 32.1, p. 186-191.
Frieden, B. J., 1964. The Future of Old Neighborhoods, The M.I.T. Press.
Glass, R., 1964. Aspects of Change, in Centre for Urban Studies London, p.18,
Macgibbon and Kee, Londra.
Gotham, K. F., 2005: “Tourism gentrification: The case of New Orleans’ Vieux
Carre ( French Quarter)”, Urban Studies 42, 7, p. 1099-1121.
Gottdiener, M. and Hutchıson, R., 2006. The New Urban Sociology, Westview
Press.
Griffith, D., 2000: “Social capital and economic apartheid along the coasts of the
Americas”, Urban Anthropology 29, 3: p. 255-284.
Hackworth, J. and Smith, N., 2001: “The changing state of gentrification”,
Tijdschrift voor Economische en Sociale Geografie, 22, p. 464-477.
Hasol, D., 1998. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, YEM Yay., Đstanbul.
150
Hasol, D., 2008. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, YEM Yay., Đstanbul.
Hamnett, C., 1984: “Gentrification and residential location theory: a review and
assessment”, p.283-319, Eds. Herbert, D. and Johnston, R. J.,
Geography and the Urban Environment: Progress in Research and
Applications ,Wiley and Sons, New York.
Hamnett, C., 1991. The Blind Man and The Elephant: The Explanation of
Gentrification, Đngiltere Coğrafya Uzmanları Enstitüsü Tutanakları,
16, 2.
Hamnett, C., 2003. Gentrification and the Middle-Class remaking of Inner London,
1961-2001, Urban Studies, 40, 12, p. 2401-2426.
Harvey, D., 1997. Postmodernliğin Durumu, Metis Yayınları, Đstanbul.
Healey, P., 1992. Rebuilding the city : property-led urban regeneration, E.&FN
Spon, London.
Işık, O., 1995. 1980 Sonrası Türkiye’de Kent ve Kentleşme Cumhuriyet Dönemi, s.
782-797, Türkiye Ansiklopedisi, 13, Đstanbul.
Đlyasoğlu, A. ve Soytemel, E., 2006. “Balat Semtinde Yerel Değişim ve Yenileşme
Süreci Đçinde Balatlılar: ‘Bizim Mahalle’ye Yeni Gelenler ve Farklı
Stratejiler’”, s.127- 143, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da
Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, , Đstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları, Đstanbul.
Đnce, A., 2006. “Asmalımescit’te Kültür Endüstri Destekli ‘Yer Değişim’”, s.99113, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin
Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Đslam, T., 2002. “Genrification in Đstanbul: A Comparison of Different Cases”,
yayınlanmamış konferans bildirisi, Upward Neighbourhood
Trajectories: Gentrification in a New Centry, Glasgow, Đskoçya, Eylül
2002.
Đslam, T., 2003a. “Đstanbul’da Soylulaştırma: Galata Örneği”, yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, YTÜ.
Đslam, T., 2003b. “Galata’da Soylulaştırma: Soylulaştırıcıların demografik ve
kültürel özellikleri üzerine çalışma”, s. 159-172, TMMOB Şehir
Plancıları Odası Kentsel Dönüşüm Sempozyumu, YTÜ Yayınları,
Đstanbul, Haziran 2003.
Đslam, T. ve Behar, D., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri,
Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Keleş, R., 2000. Yerinden Yönetim ve Siyaset, Cem Yayınevi, Đstanbul.
Kennedy, M. and Leonard, P., 2001. Dealing with Neighborhood Change: A
Primer on Gentrification and Policy Changes, A Discussion Paper
Prepared for the Brookings Institution Center on Urban and
Metropolitan Policy.
Kennedy, M., 2002. “Gentrification: Practice and Politics”, Upward Neighbourhood
Trajectories: Gentrification in a New Centry Conference, September
26-27, University of Glasgow.
151
Keyder, Ç., 2000. Đstanbul Küresel Đle Yerel Arasında, Metis Yayınları.
Keyder, Ç., 2006: “Soylulaştırma, Kapıtalizmin Kentsel Mekan Düzeyinde
Yansımasıdır”, Mimar. ist Mimarlık Kültür Dergisi, Sayı:21, s: 46- 51.
Kingsley, T. G. and Turner, M. A., 1993. Housing Market and Residential
Mobility, Wahington, The Urban Institute Press.
Kocabaş, A., 2006. Kentsel Dönüşüm (/Yenileş(tir)me): Đngiltere Deneyimi ve
Türkiye’den Beklentiler, Literatür, Đstanbul.
Köksal, A., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s. 194-197,
Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,
Đstanbul.
Kuban, D., 2005: “Đstanbul 1600 Yıllık Bir Müzedir”, Yapı Dergisi, Sayı 288.
Kurtluş, H., 2005. Đstanbul’da Kentsel Ayrışma, Bağlam Yayıncılık, Ankara.
Kütükoğlu, Đ., 2006. “Mimarlıkta Seçkinleştirme: Cihangir Örneği”, yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, ĐTÜ.
Lambert, C. and Boddy, M., 2002. “Transforming the City: Post-recession
gentrification and re-urbanisation”, Upward Neighbourhood
Trajectories: Gentrification in a New Centry Conference, September
26-27, University of Glasgow.
Lees, L., 1994: “Rethinking gentrification: beyond the positions of economics or
culture”, Progress in Human Geography 18, 2, p. 137-150.
Lees, L., 2000: “A Re-appraisal of gentrification: towards a geography of
gentrification”, Progress in Human Geography, 24: 3, p. 389-408.
Lees, L. ve diğ., 2006. Gentrification, Routledge.
Ley, D., 1981: “Inner-city revitalization in Canada: a Vancouver case study”,
Canadian Geographer, 25, p.124-148.
Ley, D., 1993: “Gentrification in Recession: Social Change in Six Canadian Inner
Cities, 1981-1986”, Urban Geography, 13 (3), p. 230 -256.
Ley, D., 1994: “Gentrification and the Politics of the New Middle Class”,
Environment and Planning D: Society and Space, Vol. 12, p.53-74.
Ley, D., 1996. The New Class and the Remaking of the Central City, Oxford
University Yayınları, Oxford.
Ley, D., 2002: “Artists, aestheticisation, and the field of gentrification”, Urban
Studies, Vol. 40, 2003, p. 2525- 2542.
Lyons, M., 1995: “Employment, Feminisation and Gentrification in London, 198193”, Environment and Planning A 1996,Vol. 28, p. 341-356.
Magnusson, L., 2005: Gentrification- The Prospect For European Cities?, Open
House International ,Vol. 30, no.3, p.54-60.
Marcuse, P., 1985: “Gentrification abandonment, and displacement: connections,
causes and policy responses in New York City”, Journal of Urban and
Contemporary Law 28, p. 195-240.
152
Marcuse, P., 1986. “Abandonment, gentrification and displacement- the linkage in
New York City”, p.153-177, Eds. Smith, N. and Williams, P.,
Gentrification of the City, Unwin Hyman, London.
Marcuse, P., 1989: Dual City: A Muddy Metaphor for a Quartered City,
International Journal of Urban and Regional Research, 13, p. 697708.
Marcuse, P., 1995. “Not Chaos, but Walls: Postmodernism and the Partitioned
City”, Eds. Watson, S. and Gibson, K., In Postmodern Cities and
Spaces, Oxford, Blackwell.
Mc Dowell, L., 1997. Capital Culture: Gender at Work in the City, Oxford,
Blackwell.
Merriam-Webster Dictionary, 1989. Franklin Launguage Master Dictionary
Thesaurus and Gramer Guide, Franklin Electronic Publisher Inc.,
Burlington, N. J. 08016-4907, ABD.
Mills, A., 2006. “Đlya’nın Bostanını Korumak: Kuzguncuk’ta Bir Mahalle
‘Landscape’i Özlemini Gerçekleştirmek”, s.87-99, Ed. Behar, D. ve
Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri,
Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Morgül, T., 2006. Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, s.169-200,
Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,
Đstanbul.
Munt, I., 1987: “Economics Restructuring, Culture, and Gentrification: a Case Study
in Battersea, London”, Environment and Planning A, 19, p. 11751197.
Myles, J., 1988: “The Expanding Middle: Some Canadian Evidence On the
Deskilling Debate”, Canadian Review of Sociology and Anthropology
25, p. 335-364.
Narlı, N., 2006. “Tecride Uğrayan Bir Bölgede Yaşayan Ailelerin Soylulaştırma
Projesine Yaklaşımı: Balat- Fener Vaka Çalışması”, s.113-127, Ed.
Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin Yeni
Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Oxford American Dictionary, 1980. Oxford University Press.
Özden, P. P., 2008. Kentsel Yenileme, Đmge Kitabevi, Ankara.
Park, R. E., 1967. The City, In: R.E. Park, E.W. Burgess and R.D. McKenzie, The
city: With an introduction by Morris Janowitz, p. 1-46, Chicago:
University of Chicago University Press, 5th Impression. (First
impression in 1925).
Rose, D., 1984: Rethinking Gentrification : Beyond The Uneven Development of
Marxist Urban Theory, Envirement and Planning D: Society and
Space, Vol: 1, p. 47-74.
Sassen, S., 1991. The Global City: New York, London, Tokyo, Princeton University
Yayınları, Princeton, Mew Jersey.
Saunders, P., 2007. Urban Politics, A Sociological Interpretation, Routledge,
London (First impression in 1979).
153
Shaw, K., 2005. “Local limits to gentrification, Implıcations for a new urban
policy”, p. 168-185, Eds. Atkinson, R. and Bridge, G., Gentrification
in a Global Context: The New Urban Colonialism, Routledge,
London.
Shaw, K., 2008: “A Response to the ‘Eviction of Critical Perspectives from
Gentrification Research’”, International Journal of Urban and
Regional Research, Vol: 32.1, p. 192- 4.
Slater, T., 2002: Looking at the ‘North American City’ Through The Lens Of
Gentrification Discourse, Urban Georaphy 23: 2 , p. 131-153.
Slater, T., 2006: “The Eviction of Critical Perspectives from Gentrification
Research”, International Journal of Urban and Regional Research,
Vol: 30. 4, p. 737-57.
Smith, N., 1979: “Toward a theory of gentrification; a back to the city movement by
capital not people”, Journal of the American Planning Association 45,
p. 538-548.
Smith, N., 1982: “Gentrification and uneven development”, Economic Geography
58, p.139-155.
Smith, N., 1986. “Gentrification, the frontier and the restructuring of urban space”,
p.15-34, Eds. Smith, N. and Williams. P., Gentrification of the City,
Unwin Hyman, London.
Smith, N., 1987. “Gentrification and the rent-gap”, Annals of the Association of
American Geographers, 77 (3), p.462-465.
Smith, N., 1996. The New Urban Frontier: Gentrification and the Revanchist City,
Routledge, Londra.
Smith, N., 2008: “On ‘The Eviction of Critical Perspectives’”, International Journal
of Urban and Regional Research, Vol: 32. 1, p.195-197.
Smith, N., 1986. “Gentrification, The Frontier and The Restructuring of Urban
Space”, p. 1-15, Eds. Smith, N. and Williams, P., Unwin Hyman,
London.
Smith, D. P. and Butler, T., 2007: Conceptualising the Sociospatial Diversity of
Gentrification: ‘To Boldly Go’ into Contemporary Gentrified Spaces,
the Final Frontier?”, Environment and Planning A, 39. 1, p: 2-9.
Stay Free Magazine, 2004. “American Gentrifier”, Brooklyn Edition.
Sykora, L., 2005. “Gentrification in post-communist cities”, p. 90-105, Eds.
Atkinson, R. and Bridge, G., Gentrification in a Global Context: The
New Urban Colonialism, Routledge, London.
Şalgamcıoğlu, M. E., 2005. “Cihangir’in Kentsel
yayınlanmamış yüksek lisans tezi, ĐTÜ.
Sızma
Dinamikleri”,
Şen, B., 2005. “Soylulaştırma: Kentsel Mekanda Yeni Bir Ayrışma Biçimi”, s.127161, Ed. Kurtuluş, H., Đstanbul’da Kentsel Ayrışma, Bağlam
Yayıncılık, Ankara.
The New York Times, 1985. “Is Gentrification a Dirty Word”, December 23.
154
Thorns, D. C., 2004. Kentlerin Dönüşümü (Kent Teorisi ve Kentsel Yaşam), Çev.
Nal, E. ve Nal, H., Soyak Yayınları, Đstanbul.
Tiesdell, S., ve diğ., 1996. Revitalizing Historic Urban Quarters, Architectural Pres,
Oxford.
Uzun, N., 2001. Gentrification in Đstanbul: A diognostic study, Nederlandse
Geografische Studies 285.
Uzun, N., 2006a. “Đstanbul’da Seçkinleştirme (Gentrification): Örnekler ve
Seçkinleştirme Kuramları Çerçevesinde Bir Değerlendirme”, s.75-81,
Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da Soylulaştırma Eski Kentin
Yeni Sahipleri, Đstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Đstanbul.
Uzun, N., 2006b. “Kentsel Dönüşümde Yeni Bir Kavram: Seçkinleştirme”, s.340361, Ed. Eraydın, A., Değişen Mekan, Dost Kitabevi Yayınları,
Ankara.
Ünlü, A., 2004. Avrupa Birliği Uyum Programları Kapsamında Pilot Bölge Olarak
Beyoğlu Çöküntü Alanlarının Aktif Kullanım Amaçlı Rehabilitasyon
Projesi, TMMOB Mimarlar Odası Đstanbul Büyükkent Şubesi, Çizim
Basım Yayın.
Warde, A., 1991: “Gentrification as consumption: Issues of class and gender”,
Environment and Planning D: Society and Space 9, p. 223-232.
Wassenberg, F., 2002. “Is gentrification a way to improve large-scale post-war
neighbourhoods?”,
Upward
Neighbourhood
Trajectories:
Gentrification in a New Centry Conference, September 26-27,
University of Glasgow.
World Development Report, 1999-2000. Entering The 21.st Century, Published for
the World Bank Oxford University Press.
Yavuz,
N.,
2006. “Gentrification Kavramını Türkçeleştirmekte Neden
Zorlanıyoruz?”, s.59-71, Ed. Behar, D. ve Đslam, T., Đstanbul’da
Soylulaştırma Eski Kentin Yeni Sahipleri, , Đstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları, Đstanbul.
Yapı Dergisi, 2006. “Đstanbul Müze-kent Projesi Kapsamında Gözlemler”, Ed.
Kuban, D., sayı 292.
Zukin, S., 1988. Loft Living , Radious, London.
Url-1 <http://www.cartoonstock.com>, alındığı tarih 08.10.2008.
Url-2 <http://www.locallocalhistory.co.uk/municipal-housing/slum-cleance/index.
htm>, alındığı tarih 23.11.2008.
Url-3 <http://www.mybrightonandhove.org.uk >, alındığı tarih 23.11.2008.
Url-4 <http://flickr.com/photos/11602696@N00/2536876374/>, alındığı tarih 11.10.
2008.
Url-5 <http://www.insecula.com/musee/M0109.html/>, alındığı tarih 11.10.2008.
Url-6 <http://www.freewebs.com/jannekevanderlinden/pompidou01.jpg>, alındığı
tarih 11.10.2008.
Url-7 <http://en.wikipedia.org/wiki/SoHo>, alındığı tarih 23.11.2008.
155
Url-8 <http://www.nytimes.com/2007/03/18/realestate/18SCAP.html?fta=y>,
alındığı tarih 23.11.2008.
Url-9
<http:/upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/9/9e/NYC_SoHo_Green_
Street.jpg>, alındığı tarih 23.11.2008.
Url-10 <http://www.nycvp.com/NYCVP/Soho%20shopping_500px.jpg>, alındığı
tarih 23.11.2008.
Url-11 <http://www.eaue.de/winuwd/172.htm>, alındığı tarih 23.11.2008.
Url-12 <http://www.lddc-history.org.uk/lddcachieve/index.html>, alındığı tarih
23.11.2008.
Url-13 <http://www.barsofliverpool.com/queensquare.html>, alındığı tarih 23.11.
2008
Url-14 <http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/1a/Burgess _
model1.svg/300px-Burgess_model1.svg.png>, alındığı tarih 08.10.
2008.
Url-15 <http://www.ac.wwu.edu/~stephan/Sociology/302/park/park.html>, alındığı
tarih 08.10.2008.
Url-16 <http://www.joeydevilla.com/wordpress/wp-content/uploads/2006 /07/ toles
_gentrification_comic.jpg>, alındığı tarih 08.10.2008.
Url-17<http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiyeYunanistan_N%C3%BCfus
_M%C3%BCbadelesi>, alındığı tarih 6.12.2008.
Url-18 <http://tr.wikipedia.org/wiki/Varl%C4%B1k_Vergisi>, alındığı tarih 6.12.
2008.
Url-19 <http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=5832&start=30>, alındığı
tarih 6.12.2008.
Url-20 <http://www.istanbulfotograflari.org/data/media/41/Arnavut4.jpg>, alındığı
tarih 6.12.2008.
Url-21 <http://www.istanbul-rehber.com/images/Harita/Đstanbul%20Gezi/Boğaziçi/
ortakoy- mosque.jpg>, alındığı tarih 6.12.2008.
Url-22 <http://www.enhr2007rotterdam.nl/documents/W11_paper_Coskun_ yalcin.
pdf >, alındığı tarih 6.12.2008.
Url-23 <http://wowturkey.com>, alındığı tarih 6.12.2008.
Url-24 <http://img.blogcu.com/uploads/BaYaNLuLu_galata.jpg>, alındığı tarih 6.12.
2008.
Url-25 <http://thegate.boyut.com.tr/ImageDisplay.asp?imgID=26600>, alındığı tarih
6.12.2008.
Url-26 < http://www.mimdap.org/w/?p=8170>, alındığı tarih 9.01.2009.
Url-27 < http://www.yapi.com.tr/Haberler/Iliskili_bprofdrnur-akin-istanbul-rantlasiradanlasiyorb_729.html?KaynakID=59745>, alındığı tarih
9.01.2009.
Url-28 < http://www1.cnnturk.com/2009/turkiye/06/24/unescodan.istanbula.agir.
elestiri /532183.0/index.html>, alındığı tarih 9.01.2009.
156
Url-29 <http://www.mimarizm.com/kentintozu/Makale.aspx?id=338&sid=328>,
alındığı tarih 03.04.2009.
Url-30 <http://www.fatih.bel.tr/kate_detay.asp?id=46&tur=387>, alındığı tarih 03.
04.2009.
Url-31 <http://www.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=16799>,
alındığı tarih 03.04.2009.
Url-32 <http://www.planlama.org/new/planlama.org-yazilari/kentsel-koruma-veyenileme-sorunlarini-ornekler-uzerinden-tartismak-suleymaniye-vetarlabasi.html>, alındığı tarih 03.04.2009.
Url-33 < http://bianet.org/bianet/bianet/113695-osmanlilastirilan-suleymaniye>,
alındığı tarih 03.04.2009.
Url-34 <http://tr.wikipedia.org/wiki/Tarlaba%C5%9F%C4%B1,_Beyo%C4%9Flu>,
alındığı tarih 13.12.2008.
Url-35 <http://www.tarlabasiyenileniyor.com>, alındığı tarih 13.12.2008.
Url-36 <http://www.kesfetmekicinbak.com/atlasdan/eskiatlas/00180/>, alındığı tarih
13.12.2008.
Url-37 <http://www.fenerbalat.org>, alındığı tarih 03.04.2009.
Url-38 <http://www.mimdap.org/w/?p=9114>, alındığı tarih 03.04.2009.
Url-39 <http://www.gapinsaat.com/tr/KDBalat.aspx>, alındığı tarih 03.04.2009.
157
158
EKLER
EK A.1 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile ilgili sorular
(Restorasyon işleri koordinatörü, mimari ekip şefi ve Fatih Belediyesi’nden
yetkili kişilere sorulan sorular)
SORULARIN GRUPLANDIRILMASI:
1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri
2.grup sorular: Projenin yöntemi
3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri
4.grup sorular: Projenin finansmanı
5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen
projeler ile ilgili görüşlerin tespiti.
Not: 5. grup sorular; 1.,2.,3. ve 4. grup soruların hepsini kapsamaktadır.
1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri
1) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nde görev alan aktörler kimlerdir? Bu
aktörlerin görevleri ve birbirleri ile ilişkileri hakkında bilgi verir misiniz?
Yerli halk bu projeye nasıl dahil edilmiştir, projede nasıl görev almıştır?
2.grup sorular: Projenin yöntemi
2) Projenin yöntemi hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl bir çalışma süreci
yaşanmıştır?
3) Proje kapsamında yürütülen saha çalışmalarında hangi noktalara dikkat
edilmiştir ve elde edilen bulgular projeye nasıl yansıtılmıştır? Yenileme
projelerinden önce yapılan saha çalışmalarının önemini nasıl açıklarsınız?
4) “Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi”ni Đstanbul’da uygulanan diğer yenileme
projelerinden ayıran en önemli özelliği projenin; ekonomik, fiziksel ve sosyal
tüm bileşenleri bir arada ele almasıdır. Genellikle yenileme projelerinde
sosyal boyutun göz ardı edildiği görülmektedir. Bu nedenle bu projenin
sosyal boyutu hakkında bilgi verir misiniz? Projede neler öngörüldü, neler
sağlandı?
5) Projenin tasarım ve uygulama aşamasında karşılaştığınız sorunlardan
bahsedebilir misiniz? Tarihi konut alanlarında yaşanan mülkiyet sorunu bu
alanda nasıl aşılmıştır?
3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri
6) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin amacının, “Đstanbul’un tarihi
merkezinin geleceğinin basit ve yanıltıcı bir yenileme ile turistik özellikli
restoran ve seçenekleri arasında sıkışıp kalmadığını kanıtlamak” olduğu
vurgulanmıştır. Bu noktada aynı alanda uygulanması düşünülen Fener-Balat
Yenileme Projesi’nin “yer alan konut karakterinin turistik işlevler ile
desteklenmesi ve zenginleştirilmesi” amacını nasıl değerlendiriyorsunuz?
159
7) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile yerli halkın topluma kazandırılmaya
çalışıldığı gibi proje sonrasında da bu alanda yaşamaya devam etmesi
sağlanmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede proje sonrasında yerli halkı korumak
amaçlı alınan; yenilenen konutların 5 yıl süre ile satılamaması, kiraların
enflasyon değerinin üzerinde arttırılamaması, konutların iç düzenlemelerinde
konfordan ziyade ihtiyaçların önem kazanması ve yeni ticari fonksiyonların
oluşturulmaması önlemlerinden bahsedebilir misiniz? Sizce bu önlemler
yeterli midir? Başka ne gibi önlemler alınabilirdi?
4.grup sorular: Projenin finansmanı
8) Eğer Unesco’nun sağladığı maddi yardım olmasaydı, benzer bir proje için
finansmanı nasıl sağlardınız? Sizce Fener-Balat Yenileme Projesi, Tarlabaşı
Yenileme Projesi gibi projelerde son dönemde geliştirilen finansman
modelleri bu semtler için uygun mudur?
5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen
projeler ile ilgili görüşlerin tespiti.
9) Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi ile Tarlabaşı ve Fener-Balat Yenileme
Projeleri’ni yöntem, hedef ve aktörler açısından karşılaştırabilir misiniz?
10) Fener-Balat semtlerinde “Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi” kapsamında
yenilenen 38 evin Fener-Balat Yenileme projesi sınırları içinde kalmasını
nasıl değerlendiriyorsunuz?
11) Sizce tarihi konut alanlarında uygulanacak projeler amaç, hedef, aktör ve
yöntem açısından nasıl olmalıdır?
12) 5366 sayılı "Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek
Kanunu’nu
nasıl
Korunması
ve
Yaşatılarak
Kullanılması"
değerlendiriyorsunuz? Sizce olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
13) Bu proje sonucunda edindiğiniz deneyimler ışığında sizce planlama ve
uygulama esnasında nelere dikkat etseydiniz proje daha başarılı olurdu?
160
EK B.2 : Fener-Balat Yenileme Projesi ile ilgili sorular
(Đhaleyi kazanan firmanın koordinatörüne ve Fatih Belediyesi yenileme projeleri
danışmanına sorulan sorular)
SORULARIN GRUPLANDIRILMASI:
1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri
2.grup sorular: Projenin yöntemi
3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri
4.grup sorular: Projenin finansmanı
5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen
projeler ile ilgili görüşlerin tespiti.
Not: 5. grup sorular; 1.,2.,3. ve 4. grup soruların hepsini kapsamaktadır.
1.grup sorular: Projenin aktörleri ve aktörlerin görevleri
1) Projede görev alacak aktörler kimlerdir? Bu aktörlerin görevleri ve birbirleri
ile ilişkileri hakkında bilgi verir misiniz? Yerli halk bu projeye nasıl dahil
edilmektedir?
2.grup sorular: Projenin yöntemi (Bu kısım sadece ihaleyi kazanan firmanın
koordinatörüne sorulacaktır)
2) Proje, internet sitesinde bahsedildiği gibi, yöntem olarak tarihi yapıların
korunması, restorasyonu, restitüsyonu ve yeni yapılar yaratma gibi birçok
mimari yaklaşımı barındırmaktadır. Hangi durumlarda hangi yönteme
başvurulacaktır ve yeni yapılar yaratmada öngördüğünüz yöntem nedir?
Tarlabaşı projesi ile yöntem olarak karşılaştırır mısınız?
3) Proje kapsamında saha çalışmaları yapılmış mıdır? Yapıldıysa saha
çalışmalarında nasıl bir yöntem izlenmiş ve nelere bakılmıştır? Mevcut
verilerden nasıl yararlanılmıştır?
3.grup sorular: Projenin amaç ve hedefleri
4) “Fener-Balat Yenileme Projesi”nin amacı, hedefleri ve kapsamı hakkında
bilgi verir misiniz? Projenin öncelikli hedefi “bölgenin fiziksel
yenilenmesinin yapılması ve sosyal yapının kapasitesinin artması” olarak
belirlenmiştir. Projede sosyal yapının kapasitesi hangi çalışmalarla
arttırılacaktır?
5) Genellikle yenileme projelerinde sosyal boyutun göz ardı edildiği
görülmektedir. Bu nedenle bu projenin sosyal boyutu hakkında bilgi ver
misiniz? Projede yerli halk için neler öngörülmüştür?
6) Projede alınan kararlar kimin daha iyi koşullarda yaşaması üzerine
oluşturulmuştur?
7) Projede Fener-Balat bölgesinde şu anda ağırlıklı olarak yer alan konut
karakterinin turistik işlevler ile desteklenmesi ve zenginleştirilmesi
amaçlanmaktadır. Alana getirilecek turistik fonksiyon mevcut konut
dokusunu ve yerel halkı ne yönde etkileyecektir? Değer artışından dolayı
oluşabilecek yerinden edilmeler nasıl engellenecektir?
8) Projenin hedeflerinden “bir iç deniz olan Haliç ile kıyı bandında yaşayanların
ilişkisini güçlendirecek yeni kamusal fırsat alanları oluşturmak” nasıl
161
sağlanacaktır? Bu alanların kullanımı için kimin istekleri ön planda
tutulacaktır?
9) Projede hedefiniz aşağıdakilerden hangisidir?
a) Yerli halkın daha sağlıklı bir ortamda yaşaması ve tarihi yapıların
sürdürülebilirliği için fiziksel ve sosyal iyileştirme.
b) Fener-Balat Semti’ni içinde bulunduğu fiziksel ve ekonomik
çöküntüden kurtarmak adına yapıların iyileştirilmesi ve farklı ticari
bir yapının oluşturulması.
4.grup sorular: Projenin finansmanı
10) Projenin finansmanı için geliştirilen model sınırlı maddi olanağı olan yerli
halk için uygun mudur? Projenin finansmanı hazırlanırken nelere dikkat
edilmiştir?
5.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen
projeler ile ilgili görüşlerin tespiti.(Bu kısım sadece Fatih Belediyesi’ne sorulacaktır)
11) Projenin adının “Fener-Balat Yenileme Projesi” seçilmesinin nedenleri
nelerdir? Projede “yenileme” olarak yeni bir yaşam alanı oluşturmak mı
vurgulanmaktadır?
12) Projenin diğer bir amacı olan, “kent dokusu ile kıyı bandı arasındaki ilişkinin
güçlendirilmesi” nasıl sağlanacaktır? Böyle bir düşüncede neden projenin
sınırları sadece sahil kesimi ile sınırlandırılmıştır?
13) Fener-Balat semtlerinde “Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi” kapsamında
yenilenen 38 evin Fener-Balat Yenileme projesi sınırları içerisinde kalmasını
nasıl değerlendiriyorsunuz?
14) Neden Fener-Balat Rehabilitasyon projesinden sonra, aynı alan için farklı bir
yöntemde yenileme çalışmaları başlattınız? Bunda diğer projede gördüğünüz
eksiklikler mi neden oldu yoksa aynı alanda yeni bir yöntem mi
deniyorsunuz?
15) Sizce Tarihi konut alanlarında uygulanacak projeler amaç, hedef, aktör ve
yöntem olarak nasıl olmalıdır?
162
EK B.3 : Fener-Balat halkının sorunlarının ve beklentilerinin tespiti ile ilgili
sorular ( Fener-Balat’ta yaşayanlara sorulan sorular)
SORULARIN GRUPLANDIRILMASI:
1.grup sorular: Yaşayanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta oturduklarının,
mülkiyet durumlarının ve neden yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin
tespiti.
2.grup sorular: Yaşayanların ihtiyaçlarının tespiti.
3.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen
projeler ile ilgili görüşlerin tespiti.
1.grup sorular: Yaşayanların ne kadar süredir Fener-Balat’ta oturduklarının,
mülkiyet durumlarının ve neden yaşam alanı olarak Fener-Balat’ı seçtiklerinin
tespiti.
1) Evinizin mülkiyet durumu nedir?
2) Aileniz ne kadar süredir Fener-Balat’ta yaşamaktadır?
3) Daha önce nerede oturuyordunuz?
4) Fener-Balat’a gelmenizde-oturmanızda etkili olan nedenler nelerdir?
Komşuluk ilişkileri, evin/çevrenin kalitesi, ailenize uygunluğu, bütçenize uygunluğu,
işyerinize- çocuklarınızın okuluna yakınlığı, alanın ileride değerlenme potansiyeli
taşıması, tarihi ve mimari değerinin yüksek olması, gibi nedenlerden hangileri sizin
bu alanda yaşamanıza neden olmuştur? Bu nedenler hakkındaki görüşlerinizi alabilir
miyim? Başka bu alanda yaşamanızda etkili olan nedenler nelerdir?
2.grup sorular: Yaşayanların ihtiyaçlarının tespiti
5) Yaşadığınız alanı veya evinizi değiştirmeyi düşünür müsünüz? Değiştirmeyi
veya değiştirmemeyi düşünmenizin nedenleri nelerdir?
6) Mahallenizin fiziksel ve doğal yapısından hoşnutluk düzeyinizi aşağıdaki
kriterlere göre belirtiniz. Kısaca hangi açılardan yeterli veya yetersiz
bulduğunuzu açıklar mısınız?
Yeterli
Yetersiz
Toplu taşıma
Çevre temizliği
Yeşil alan-oyun alanı
Ticari aktiviteler
Altyapı
Otopark imkanı
7)Mahallenizde yer alan hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyinizi aşağıdaki
kriterlere göre belirtiniz. Kısaca hangi açılardan yeterli veya yetersiz
bulduğunuzu açıklar mısınız?
Yeterli
Yetersiz
Eğitim alanları
Sağlık alanları
Kültürel alanlar
Eğlence alanları
Alışveriş alanları
163
8)Konutunuzdan hoşnutluk düzeyinizi aşağıdaki kriterlere göre belirtiniz. Kısaca
hangi açılardan yeterli veya yetersiz bulduğunuzu açıklar mısınız?
Yeterli
Yetersiz
Büyüklüğü
Islak hacimler(tuvaletwc)
Konutların ısınması
Su yalıtımı
Strüktürel sağlamlık
9)Sizce Fener-Balat’taki imalathaneler çevreyi ne yönde etkilemektedir?
Kaldırılmasını ister misiniz?
3.grup sorular: Fener-Balat’ta gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi düşünülen
projeler ile ilgili görüşlerin tespiti.
10)Sizce Fener-Balat’ta gerçekleşmesi düşünülen projenin ; binaların çatı ve
cephelerinin tadilatı, binaların içlerinin tadilatı,ticari canlanma, hizmet
alanlarının (eğitim, kültürel, sağlık vb.. alanlarda) iyileştirilmesi, iş imkanı
yaratılması, kadınların ve çocukların bilinçlendirilmesi ve topluma
kazandırılması hedeflerini tercih sırasına göre dizer misiniz? Başka FenerBalat’ta uygulanacak bir projeden beklentileriniz nelerdir?
Not: Kirada oturanlar için12 nolu soru geçilecektir.
11)Mahallenizde gerçekleşen proje sonrasında bu alanda değer artışı yaşanırsa ve
buna bağlı komşularınız değişirse, evinizi satıp başka bir alana yerleşir
misiniz?
Evinizi satıp taşınmanızın nedenleri; çevrenizin, komşularınızın, alıştığınız
çevrenizin değişmesi mi yoksa artan değerden dolayı buradaki konutu satıp başka
bir yerde daha iyi bir konut elde etme olasılığınızın olması mı olur? Başka
nedenleri de var mıdır?
Başka bir alana yerleşmeyi düşünmemenizin nedeni farklı kişilerle Fener-Balat
daha iyi olacağını düşünmeniz midir? Sizce Fener-Balat’ta yaşayan kişiler nasıl
olmalıdır?
Not: Mülk sahipleri için 13 nolu soru geçilecektir.
12)Mahallenizde gerçekleşen proje sonrasında bu alanda değer artışları yaşanırsa
ve buna bağlı olarak kiralar artarsa bu durum sizin buradan gitmenize neden
olur mu?
Kira değişimi sizi etkilemese, Fener-Balat sizce yeni gelen farklı kişilerle daha
mı iyi olacaktır? Sizce Fener-Balat’ta yaşayan kişiler nasıl olmalıdır?
13)Eğer belirlediğiniz hedeflere uygun bir proje gerçekleştirilirse, projede görev
alıp destekler misiniz? Katılımınız ne yönde olur?
14)Eğer mahallenizde bir proje gerçekleşseydi ve size özel bir şirkete
borçlanarak taksit taksit ödeme, mülkiyetin özel bir şirketle paylaşılması veya
mülkün yenileme çalışmasını yapacak şirket tarafından satın alınması gibi üç
seçenek sunulsaydı hangisini seçerdiniz ? Lütfen nedenlerini belirtiniz.
164
15) 2005 Haziran ayında çıkartılan “YıprananTarihi ve Kültürel Taşınmaz
Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki
Kanun” ile ilgili bilginiz var mıdır?
Not: 6 yıldan fazla süredir bu alanda yaşayanlar için aşağıdaki sorulara
geçilecektir.
16)Fener-Balat Rehabilitasyon projesi uygulanmadan, önce konutunuzun veya
işyerinizin bu proje kapsamında rehabilite edilmesini istemiş miydiniz? Sizce
projenin Fener-Balat için olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? Şimdi size
böyle bir fırsat verilse evinizin veya işyerinizin Fener-Balat Rehabilitasyon
Projesi ile yenilenmesini ister miydiniz? Neden?
17)Fener-Balat semtinde gerçekleşmesi öngörülen Fener-Balat Yenileme Projesi
hakkında bilginiz var mıdır? Sizce nasıl bir projedir?
165
ÖZGEÇMĐŞ
Ad Soyad: Begüm Şişmanyazıcı
Doğum Yeri ve Tarihi: Đstanbul, 23.12.1983
Adres: Lütfübey Sok. Tavukçuoğlu Apt. No.2/5 Moda-Đst.
Lisans Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi (Bölüm ve fakülte üçüncüsü)
Mesleki Deneyim: 2007 Haziran-halen, Has Mimarlık.
Yayın Listesi:
Şişmanyazıcı, B., 2008, “2010 Kültür Başkentliğinde Kültürsüzleşmeye Doğru”,
Yapı Dergisi 317, s.36.
167
Download