ttb sted mayıs 2006

advertisement
Birinci Basamakta Kadýn Cinselliðinin Deðerlendirilmesi
Evaluation of Female Sexuality in Primary Health Care
Dr. Esma Demirezen*
Öz
Kadýn cinselliði anatomik, psikolojik, fizyolojik,
týbbi ve sosyal komponentleri olan multifaktöryel bir
durumdur. Kadýnlarda cinsel fonksiyon bozukluðu,
erkeklerde görülen erektil disfonksiyona benzer,
toplumda oldukça yaygýndýr ancak çoðu zaman
tanýmlanmamýþ ve tedavi altýnda deðildir.
Günümüzde erektil disfonksiyon tedavisi alanýnda
saðlanan geliþmelerle birlikte kadýn cinsel fonksiyon
bozukluðuna da ilgi giderek daha fazla artmaktadýr.
Ancak konuyla ilgili veriler Türkiye ve yurt dýþýnda
artmakla birlikte henüz sýnýrlýdýr. Bununla birlikte
cinselliðe iliþkin toplumsal tabular gibi etmenler
kadýnlarýn cinsellikle ilgili sorunlarýný dile
getirmelerinde önemli bir engel oluþturmaktadýr.
Saðlýk çalýþanlarýnýn da bu konuya yeterince
eðilmemeleri ve hastalarý cinselliðe iliþkin sorunlarýný
ifade etmeleri konularýnda teþvik etmemelerinden
dolayý sorunun tanýmlanmasý yetersizdir. Ülkemizde
birinci basamak saðlýk merkezleri anne ve çocuk
odaklýdýr, dolaysýyla kadýnlar tarafýndan yoðun olarak
kullanýlmaktadýr. Bu yönüyle kadýn cinselliðinin
deðerlendirilmesinde kilit merkezler olabileceði
düþünülmektedir. Bu derlemede kadýnlarda cinsel
fonksiyon bozukluðu prevelansý, risk faktörleri,
tanýlama ve sýnýflandýrma sistemi belirtilmiþ ve
sorunun tanýmlanmasýnda birinci basamak saðlýk
merkezlerinin önemi vurgulanmýþtýr.
Anahtar Sözcükler: kadýn cinsel fonksiyonu,
cinsellik, kadýn saðlýðý, birinci basamak.
Kadýn cinsel fonksiyon bozukluðu yaþa
baðýmlý, progressif ve kadýnlarýn %30 - 50'sini
ilgilendiren, yaþam kalitesini olumsuz etkileyen
multifaktöryel bir sorundur. Erkek cinsel
fonksiyon bozukluðu konusundaki ilerlemelere
karþýn, kadýn cinsel fonksiyonu hakkýnda iyi bir
tanýsal sýnýflama sisteminin oluþturulamamasý
ve bu konuda sýnýrlý sayýda araþtýrma yapýlmasý
sonucunda, kadýn cinsel fonksiyon
patofizyolojisi, psikolojisi ve tedavisi tam
olarak aydýnlatýlamamýþtýr (1). Kadýn cinselliði
ile ilgili verilerin yetersiz olmasýný etkileyen
birçok etmen söz konusudur. Cinsellikle ilgili
sorunlarýn dile getirilmesinde toplumsal
deðerler ve normlar özellikle kadýnlarýn bu
konuyla ilgili sýkýntýlarýný saðlýk çalýþanlarýna
dile getirmelerinde önemli bir engeldir (2,3).
Bununla birlikte saðlýk çalýþanlarýnýn da
hastalarýný bu yönde deðerlendirmemeleri ve
*Arþ. Gör. MSci.; Ý. Ü. Florence Nightingale Hemþirelik YO,
Halk Sað. Hem. AD, Ýstanbul
Abstract
Female sexuality is a multifactorial concept with
anatomical, psychological, physiological, medical
and social components. Similar to erectile
dysfunction in men, female sexual dysfunction
(FSD) is highly prevalent but often unidentified and
untreated. Due to the development of successful
treatment for male erectile dysfunction in our times,
FSD is attracting more attention. However, although
the data on this subject is currently expanding in
Turkey and abroad, it is still limited. In addition,
when expressing sexual problems is an issue, factors
like social taboos about sexuality stand as important
barriers against women. Since health care
professionals do not pay enough attention to this
subject and do not encourage patients to express
their problems regarding sexuality, this problem is
inadequately identified. In Turkey, primary health
care centers are mother and child-oriented, and are
therefore frequently used by women. In this aspect,
it is thought that they can act as key centers for
evaluation of female sexuality. This paper presents
prevelance, risk factors and classification system of
FSD and emphasizes the importance of primary
health care centers in identifying the problem.
Key Words: Female sexual function, sexuality,
women's health, primary health care.
cinsellikle ilgili sorunlarýný dile getirmelerine
teþvik etmemelerinden dolayý raporlandýrma
oldukça yetersizdir (2). Ancak son yýllarda,
kadýn cinsel fonksiyonu üzerine gösterilen
ilginin ve bu konudaki çalýþmalarýn artmasý
sonucunda elde edilen bulgular, gerek
fizyolojisi gerekse tedavi konusunda önemli
adýmlar atýlmaya baþlanmasýna yardýmcý
olmaktadýr (1,4).
Kadýn Cinsel Fonksiyon Bozukluðu
Çalýþmalarý
Kinsey'in 1950'li yýllarda ve Masters ile
Johnson'ýn 1960'lý yýllarda yaptýklarý çalýþmalar
kadýn cinsel fonksiyonu ile ilgili öncü
çalýþmalar olup, cinsel fonksiyonda normal
sýnýrlar ve uyarýlmaya zemin oluþturan
fizyolojik süreçler üzerine önemli bilgiler
edinilmesini saðlamýþtýr. Kadýn cinsel fonksiyon
bozukluðu insidans ve prevelansý ile ilgili
veriler sýnýrlý olmakla birlikte, %76 gibi
oldukça yüksek prevelans oranlarý
bildirilmektedir. Rosen ve arkadaþlarý ise,
• 2006 • cilt 15 • sayý 5 • 79
kadýnlarýn daha yüksek oranlarda cinsel
fonkiyon bozukluðu bildirmelerine karþýn
%68'inin cinsel iliþkilerini çok tatmin edici
bulduklarýný belirtmektedir. Dolaysýyla kadýnlar
için cinsel iliþki tatminkarlýðý, yalnýzca cinsel
fonksiyon ile sýnýrlý olmamakta ya da çeþitli
etmenlerin nedeni ile bir sorun olarak
görülmektedir. Spector ve Carey'in 1990
öncesi çalýþmalarý derledikleri yazýlarýnda,
orgazm bozukluklarýnýn klinik çalýþmalarda
%18 - 76 arasýnda, toplum temelli
çalýþmalarda ise %5 - 20 arasýnda olduðunu
bildirmiþlerdir. Lauman, Park ve Rosen (5) ise
toplum temelli çalýþmalarda seksüel
disfonksiyonun her iki cinste yaygýn olduðunu
ve erkeklerde %10-52, kadýnlarda ise %25 63 arasýnda deðiþtiðini belirtilmektedir.
Cinsel fonksiyon bozukluðu ile ilgili oranlar
ülkeler arasýnda farklýlýklar göstermektedir.
Amerika'da saptanan %43'lük orana karþýn;
Ýngiltere'de %33, Ýzlanda'da ise %22 oranlarý
bulunmuþtur. Amerika ve Ýngiltere'de yapýlan
geniþ serilere sahip epidemiyolojik
çalýþmalarda, cinsel fonksiyon bozukluklarýnýn
kadýnlarda erkeklerden yaklaþýk 1.5 kat daha
fazla görülmekte olduðu ortaya çýkmýþtýr.
Kadýn cinsel fonksiyon bozukluðu prevelansý
ile ilgili en geniþ seriye sahip çalýþmalardan
biri, Amerikan Ulusal Saðlýk ve Sosyal Yaþam
Araþtýrmasý verilerinin derlendiði çalýþmadýr. Bu
çalýþmada, yaþlarý 18 - 59 arasýnda deðiþen
1749 kadýndan elde edilen veriler toplanmýþ
ve erkeklerde cinsel sorun görülme oraný %31
iken, kadýnlarda %43 olarak saptanmýþtýr.
Çalýþmaya dahil edilen kadýnlarda azalmýþ
cinse istek prevelansý %22, orgazm sorunlarý
prevelansý %14 ve cinsel iliþki sýrasýnda aðrý
prevelansý ise %7 olarak bulunmuþtur (1).
Türkiye'de Kadýn Cinsel Fonksiyon
Bozukluðu
Ülkemizde kadýn cinsel fonksiyonu ile ilgili
çalýþmalar sýnýrlý olmakla birlikte giderek
artmaktadýr. Konu ile ilgili bazý çalýþma
sonuçlarý þöyledir (1);
- Çayan ve arkadaþlarý 179 kadýn üzerinde
yaptýklarý çalýþmalarýnda, sigara kullanýmý,
evlilik süresi, geçirilmiþ pelvik operasyonlar ve
kontrasepsiyon yöntemlerinin cinsel fonksiyon
bozukluðu üzerine anlamlý etkisi
saptanmazken; ileri yaþ, düþük eðitim düzeyi,
çalýþmama, kronik hastalýk öyküsü, çok sayýda
doðum varlýðý ve menapozun kadýnlarda cinsel
fonksiyonu olumsuz etkilediðini bildirmiþlerdir.
Bu çalýþmadan elde dilen sonuçlara göre; arzu,
uyarýlma, lubrikasyon, orgazm ve memnuniyet
ileri yaþlarda azalýrken, aðrý yaþ ile birlikte
artmaktadýr.
- Yeni ve arkadaþlarý ise, 134 evli hemþire
grubunda yaptýklarý araþtýrmada; sorunlarýn
daha çok istek ve orgazm bozukluklarý üzerine
yoðunlaþtýðýný ve yaþla birlikte özellikle
orgazm bozukluklarý ön plana geçtiðini
vurgulamýþlardýr.
- Ülkemizde bunlarýn dýþýnda tip 2 diyabet
ve kronik böbrek yetmezliði gibi kronik
hastalýklar ve gebelik gibi bazý spesifik
konularýn kadýn cinsel fonksiyonlarý üzerine
etkileri araþtýran çalýþmalarda, hem diyabet
hem kronik böbrek yetmezliði, hem de
gebelikte cinsel fonksiyonlarýn azaldýðý
bulunmuþtur.
- Erol ve arkadaþlarý ise tip ll diyabetik
kadýnlarda cinsel fonksiyonlarý sorgulamýþlar
ve en sýk görülen belirtinin libidoda azalma
(%77) olduðunu, bunu sýrasýyla klitoral
duyarlýlýkta azalma (%62.5), orgazm
bozukluðu (%49), vajinal rahatsýzlýk hissi
(%41.6) ve vajinal kuruluk (%37.5) belirtilerin
izlendiðini ve tüm bunlarýn yaþam kalitesini
olumsuz etkilediðini vurgulamýþlardýr.
- Toplum temelli çalýþmalar ülkemizde
sýnýrlýdýr. Demirezen ve arkadaþlarý (3) birinci
basamak saðlýk merkezine gelen 40 yaþ altý
123 genç kadýnda cinsel disfonksiyon
prevelansýný %67.5 olarak belirlemiþ ve yaþ,
eðitim düzeyi, ekonomik durum ile cinsel
fonksiyon bozukluðu arasýnda iliþki
bulmuþlardýr.
Cinsellik ve Risk Faktörleri
Amerikan Ulusal Saðlýk ve Sosyal
Araþtýrmasý verilerine göre, kadýn cinsel
fonksiyon bozukluðu üzerine çeþitli risk
faktörlerinin etkileri de araþtýrýlmýþtýr.
- Saðlýk sorunun olmasý cinsel iliþki
sýrasýnda aðrýya neden olmaktadýr
- Üriner sistem belirtileri cinsel iliþki
sýrasýnda aðrý ve uyarýlma sorunlarýna yol
açmaktadýr
- Sosyoekonomik durum diðer bir risk
faktörüdür ve ekonomik durumda gerileme
cinsel fonksiyon bozukluðuna neden
olabilmektedir.
- Tecavüz, cinsel taciz gibi travmatik olay
yaþayan kadýnlarda, uyarýlma sorunu ortaya
çýkmakta ve bu olaylarýn cinsel fonksiyon
üzerine uzun yýllar olumsuz etkileri sürmektedir,
• 2006 • cilt 15 • sayý 5 • 80
- Menapoz, kadýnlarda cinsel fonksiyon
üzerine olumsuz etkisi olmaktadýr. Menapoz
sonrasý orgazm sorunlarý, lubrikasyon azalmasý
ve aðrýlý cinsel birleþme sorunlarý ortaya
çýkmaktadýr.
- Üriner inkontinans ve pelvik organ
prolapsusu kadýn cinsel fonksiyonlarýný
olumsuz etkilemektedir. Vajinal innervasyonun
bulunduðu anterior vajinal duvarý ilgilendiren
vajinal operasyonlarýn da cinsel fonksiyonlar
üzerine potansiyel olumsuz etkileri vardýr.
- Partner ve partnerin seksüel sorunlarý,
çalýþma yaþamý, stres ve günlük yaþam
sorunlarý gibi pek çok etmen, kadýn cinsel
fonksiyonlarýný dolaylý olarak etkilemektedir(1).
Cinsellikte Tanýlama ve Sýnýflandýrma
Kadýnlarda cinsel fonksiyon bozukluðunu
tanýlanmasýnda kadýnlarda cinsel fonksiyon
indeksi (Brief Sexual Function Index for
Women, BSFI-W), Kadýn Cinsel Fonksiyon
Indeksi (Female Sexual Function Index- FSFI),
Cinsel Fonksiyon Anketi (Sexual Function
Questionaire-SFQ) gibi geçerli ve güvenilir
birçok araç kullanýlmaktadýr (6). Ülkemizde
yapýlan çalýþmalarda kadýn cinsel fonksiyonun
istek, uyarýlma, kayganlýk, orgazm,tatmin ve
aðrý alt boyutlarýnda sorgulandýðý FSFI ile
deðerlendirilmektedir.
Amerikan Ürolojik Hastalýklar Kurumu
(American Foundation of Urologic Disease)
tarafýndan kadýn cinsel fonksiyon
bozukluðunu 1998 yýlýnda yedi ayrý sýnýfta
incelemiþtir. Bu sýnýflandýrma temel alýnarak
Uluslar arasý Kadýn Cinsel Saðlýk Çalýþmalarý
Derneði (International Society for Study of
Women's Sexual Health, Amsterdam 2003)
yýllýk kongresinde yeniden düzenlenmiþ ve
aþaðýdaki biçimde yeniden deðiþtirilmiþtir.
Buna göre kadýn cinsel fonksiyon
bozukluklarý;
- Cinsel istek bozukluklarý (hipoaktif cinsel
istek, tiksinti),
- Uyarýlma bozukluklarý,
- Subjektif cinsel uyarýlma bozukluðu,
- Genital uyarýlma bozukluðu,
- Kombine uyarýlma bozukluðu,
(subjektif+genital),
- Persistan uyarýlma bozukluðu,
- Orgazm bozukluklarý,
- Disparoni,
- Vajinismus,
- Cinsel aversiyon (tiksinti) bozukluklarý,
- Non-koital genital aðrý bozukluðu olarak
sýnýflandýrýlmaktadýr (1).
Birinci basamak saðlýk hizmetleri
kapsamýnda tüm ülke genelinde bulunan
Saðlýk Ocaklarý ve Ana Çocuk Saðlýðý
Merkezleri ülkemizde kadýn ve çocuk odaklý
hizmetlerin sunulduðu dolaysýyla daha çok
kadýnlar tarafýndan kullanýlan önemli
merkezlerdir. Bu özelliðinden dolayý bu
birimlerin kadýn cinsel saðlýðýnýn
deðerlendirilmesi, saðlýk eðitim programlarý ile
kadýnlarda bu konuda bilinç oluþturulmasý, bu
konuda sorun yaþayan kadýnlarýn erken
dönemde belirlenerek ayrýntýlý tetkik ve tedavi
için uygun merkezlere sevk edilmesinde kilit
noktalar olabilecekleri düþünülmektedir. Bu
amaçla bu birimlerde çalýþan saðlýk
profesyonellerinin ve özellikle kadýn saðlýk
çalýþanlarýnýn kadýn populasyonuna daha rahat
ulaþabilmelerinden dolayý saðlýk
profesyonellerinin bu konuda bilgili olmalarý,
birime gelen kadýnlarýn risk faktörleri açýsýndan
deðerlendirilerek cinselliðe iliþkin öykü
alýnmasý büyük önem taþýmaktadýr.
Ýletiþim: Dr. Esma Demirezen
E-posta: [email protected]
Kaynaklar
1- Önem K, Ahmedov I, Kadýoðlu A. Kadýn
Cinsel Fonksiyonun Patofizyolojisi, Erkek ve
Kadýn Cinsel Saðlýðý, Ed. Kadýoðlu A, Baþar
M, Semerci B, Orhan Ý, Aþcý R, Yaman
M.Ö., Çayan S, Usta MF, Kendirci M, Türk
Androloji Derneði Yayýný, Istanbul, 2004, s.
620 - 629.
2- Jyoti Y, Gemnarelli LA, Ratakonda U.
Female sexuality and common sexual
dysfunction and management in a primary
care setting, Prim Care Update Ob/Gyns
2001; 8 (1): 5 - 11.
3- Demirezen E, Erdoðan S, Önem K. 6.
Ulusal Androloji Kongresi, 8-11 Haziran
2005 Ýzmir, Kongre Özet Kitabý, s. 27.
4- Anastasiadis AG., Davis AR, Ghafar MA,
Burchart M, Shabsigh R.The epidemiology
and definition of female sexual disorders,
World J. Urol 2002; 20: 74 - 78.
5- Lauman ED, Paik A, Rosen RC. Sexual
Dysfunction in the United States,
Prevalance and Predictors, JAMA 1999,
281 (6): 5537 - 5544.
6- Rosen RC. Assesment of Female Sexual
Dysfunction: Review of Validated
Methods, Fertility and Sterility 2002,
77(4): 89- 93.
• 2006 • cilt 15 • sayý 5 • 81
Download