Evrenin Oluşum Teorileri ve Bilim İnsanları

advertisement
EVREN N OLU UM TEOR LER VE B L M NSANLARI
FEN VE TEKNOLOJ DERS PROJE GRUBU
5F SINIFI PROJE GRUBU
Yi it Yabaneri
Dilara Ballıo lu
Ekinsu Kadiro lu
Ege Ayyıldız
Kutay Güne
Tolga Çökmez
Danı man Ö retmen
Esra Da
ZM R / 2011
Ç NDEK LER
Giri
...............................................................................................................
3
Eski Uygarlıklardaki Geli meler……………………………........................
4
Aristo ve Batlamyus’un Dünya Merkezli Evreni……….............................
4
Müslüman Dünyada Bilimin Altın Ça ı………………………….……….......
5
Kilise Ve Kopernik le Ba layan Süreç ………………………….……………
5
Tycho Brahe Ve Kepler………………………………..................................
6
Galile le Zirveye Do ru Adımlar........................................................................
6
Devlerin Devi Newton………………………………………………………………….
7
Görseller…………………………………………………………………………………
8
Kaynaklar...........................................................................................................
10
2
GR
Evren hakkında ne dü ündü ümüz gerçekten de önemlidir. Evren hakkındaki görü ümüz,
evrenin bir parçası olan kendimiz hakkındaki görü ümüzü de olu turmaktadır. Günümüzde
on ya ında bir çocuk için bile sıradan olan bilgiler, eski ça ların insanları için çözülemez
bilmecelerdi. nsanların bilme arzusunu ço u zaman mitolojiler ve efsaneler kar ılıyordu. Bu
ilgi çekici konuyu ara tırarak ö rendi imiz yeni bilgileri sizlerle payla mak istedik.
Bilgilerinize katkıda bulunmak dileklerimizle…
3
ESK UYGARLIKLARDAK GEL MELER
Bugünkü bildi imiz anlamda bilimsel çabaya, tarihin bilinen dönemlerinin çok uzun bir
kısmında rastlayamıyoruz. Sümerler’in M.Ö. 3000 yılında teknik bilgiler elde ettiklerine,
bunları kendi refahları için kullandıklarına tanık oluyoruz. Sümerler’in yerini alan Babiller de
matematikte ve astronomide ilerlemeler kaydettiler.
Uzun ve dikkatli gözlemler sonucu ba arılı bir takvim olu turmayı ba ardılar ve bunu
tarımda kullandılar. Güne ’in her gün gökyüzündeki kapıların ayrı birinden girdi ini, ayrı
birinden çıktı ını söylediler...
Babiller’in gökyüzüyle ilgileri astronomi kadar astroloji merkezliydi, gökyüzünü
gözleyerek gelecek ile ilgili i aretler elde etmeye çalı ıyorlardı...
Mısır’da da matematik ile astronomi üzerine önemli geli melere rastlıyoruz... Eski Çin
ve Hint uygarlıklarının da matematik ve astronomi alanlarında ba arılı geli meler
kaydettiklerine tanık olmaktayız... Bunlar, günümüzün bilimsel anlayı ından farklı olarak,
daha
çok
günlük
ihtiyaçlara
yönelik
çalı malar
olarak
görünmektedir.
Bahsetti imiz medeniyetler gökyüzü cisimlerinin hareketlerini gözlemlediler; bu cisimler
arasında buldukları düzenli ili kilere dayanarak ileride olu acak durumları tahmin etmeye,
tarımda bunlardan faydalanmaya, astrolojik kehanetlerde bu verileri kullanmaya çalı tılar.
Bildi imiz kadarıyla onlar, günümüz bilimi gibi gözlem verilerini açıklama ihtiyacı
duymadılar, teorik temelde gözlemleri de erlendiremediler. Böyle olunca da astronomi
biliminde bugünkü anlamda bir ilerleme kaydetmeleri mümkün de ildi. Fakat
unu da
belirtmeliyiz ki son bulgular, bu medeniyetlerin bilim tarihi kitaplarında aktarılandan daha çok
ilerlediklerini, Eski Yunan’daki geli menin kökenini olu turduklarını ortaya koymaktadır. Bu
da bizi, bilim tarihini Eski Yunan’dan ba latan alı kanlı ın gözden geçirilmesi gerekti i
sonucuna götürmektedir.
AR STO VE BATLAMYUS’UN DÜNYA MERKEZL EVREN
Aristo, Dünya’nın sabit merkez oldu unu; bütün gezegenlerin, yıldızların, Güne ’in ve
Ay’ın, Dünya’nın çevresinde döndüklerini savunuyordu. O’na göre yıldızların ham maddesi ve
Dünya’nın ham maddesi birbirlerinden tamamen farklıydı. Yıldızlar ezeli bir yakıtla
yakılmı lardı. Bunlar hem ezeli, hem de ebediydi. Oysa Dünya, kusurlu ve eksikti, yıldızlar
gibi mükemmel de ildi.
4
Daha sonra Batlamyus, Aristo’dan aldı ı mirası kullanarak, Eudoks’un ve
Hipparkus’un görü lerinden de yararlanarak astronomik bir model ortaya koydu. Bu modele
göre Dünya merkezdeydi. O dönemde bilinen be gezegen Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter,
Satürn ve onlarla beraber Ay ve Güne , Dünya’nın etrafında dönüyordu. Yıldızlar ise en
dı arıdaki en geni halkadaydılar. Bu Batlamyus’un kullandı ı mirasın sahipleri olan
Pisagor’un, Platon’un, Aristo’nun be enece i bir modeldi; evren dairelerle ve kürelerle
tanımlanıyordu.,
MÜSLÜMAN DÜNYADA B L M N ALTIN ÇA I
Özellikle 8. yüzyılla 13. yüzyılın arasındaki dönem, Müslüman dünyanın bilimde
zirvede oldu u dönemdir.
Bu dönemde Müslüman toplumlar, ba ta Grek mirası olmak üzere, Hint ve ran
mirasını kullandılar. Tüm bu medeniyetlerin eserlerini çevirdiler, kendileri de bilimsel
ara tırma ve gözlemleriyle önemli atılımlar gerçekle tirdiler. Bugünkü anlamda rasathane ilk
olarak Meraga’da 1259 yılında kuruldu. Buradaki çalı malarıyla Nasreddin Tusi, Batlamyusçu
evren modelinin eksikliklerini ele tirdi. Harezmi, Bitruci ve Biruni gibi birçok bilgin de
astronomiye önemli katkılarda bulundu...
K L SE VE KOPERN K LE BA LAYAN SÜREÇ
Batlamyus’un sistemi, ilk ortaya konmasından sonra 1500 yılı a kın bir süre ba ta
Hristiyan toplumları olmak üzere geni bir kitle tarafından, astronominin temeli olarak ele
alındı.
Bu sistemin geçersiz olması sürecini ba latan Kopernik(1473-1543) oldu. O, Dünya
yerine, Güne her eyin merkezi yapıldı ında, bu sistemin, gözlenen evrenle daha uyumlu
olaca ını ortaya koydu. Bin yılı a kın süredir geçerli olan Batlamyus sistemine kar ı bu itiraz,
önceleri Kilise’yi tela landırmadı. Fakat sonra bu fikir, Katolik kilisesi tarafından oldu u gibi,
Luther ve Calvin tarafından da reddedildi. Onlara göre, Dünya’nın evrenin merkezi olmaması
dü ünülemezdi.
5
TYCHO BRAHE VE KEPLER
Teleskobun icadından önce bilinen en ciddi gözlemleri Tycho Brahe (1546-1601)
gerçekle tirdi. Danimarka kralının deste ini alan Brahe, gökyüzünün haritasını detaylı bir
ekilde çıkarmı tı. Brahe’nin çok önemli gözlemleri Kepler’in (1571-1630) teorisyenli iyle
bulu tu. Kepler çok iyi bir matematikçiydi, Brahe’nin gözlemlerini de erlendirerek Kopernik’in
sistemindeki eksiklikleri düzeltti. Kopernik, gezegenlerin hareketinin dairesel oldu unu
sanıyordu, oysa Kepler, yörüngelerin elips
eklinde oldu unu ortaya koydu. Kepler, bir
yandan Kopernik’in sistemini düzeltirken, bir yandan da O’nun, Güne merkezli sisteminin
do rulu unu onayladı. Tüm bu geli meler olurken hala Batlamyus’un sistemi genel kabul
görüyordu, hala Kilise’de bir tela göze çarpmıyordu.
GALILE LE Z RVEYE DO RU ADIMLAR
Kepler
yeryüzündeki fizik yasalarını gökyüzündeki cisimlere ilk uygulayan ki iydi.
“Astronomi fizi in bir parçasıdır” diyen Kepler’i, bu yüzden ilk astro-fizikçi kabul edenler
vardır.
Bilimin, Kepler’le zirveye do ru tırmanı ı, Galile(1564-1642) ile devam etti. Galile
hareket yasalarını ke fetti. Teleskobu onun bulup bulmadı ı tartı malı olmakla beraber,
teleskobu kullanarak ilk ciddi yıldız gözlemlerini onun gerçekle tirdi i herkesçe kabul
edilmektedir.
Galile, teleskopla yaptı ı gözlemleri de de erlendirerek, Batlamyus’un evren
modeline ölümcül darbeyi vurdu. Bu sefer Kilise, Galile’ye, Kopernik ve Kepler’e davrandı ı
kadar yumu ak davranmadı.
Kilise, Galile’yi, Engizisyon mahkemesinde yargıladı ve Galile, hayatını kurtarmak için
Dünya’nin hareket etti i ve Güne ’in, evrenin merkezi oldu u fikirlerinden vazgeçti ini
söylemek zorunda kaldı. Galile, Aristo’dan beri gelen anlayı ı iyice sarstı. Do ayı kelimelerle
de il, matematiksel kesinlik ve objektiflik çerçevesinde anlamamız gerekti ini ortaya koydu.
Kopernik’in ve Kepler’in gösterdi i Güne merkezli sistem, Galile’nin gözlemleri ve
fizi e yakla ımı, evrenin daha iyi anla ılmasını sa lıyordu. Fakat gezegenleri neyin
yörüngede tuttu u, Dünya’nın altındakilerin neden dü medi i gibi sorular cevaplarını
bulamamı tı.
te tüm bu soruların yerine oturması için bir dev gerekiyordu.
Newton’du.
6
O dev de
DEVLER N DEV NEWTON
Bir çok ki iye göre bilim tarihinin gelmi geçmi en önemli ki isi Newton’dur. Onun bu
konudaki tek rakibi Einstein’dır. Newton, a açtan elmayı dü üren kuvvetin, aynı zamanda
Ay’ı Dünya’mıza do ru çekti ini ortaya koydu. Bu yasa sayesinde Dünya’nın altındakiler(!)
dü müyordu, bu yasa sayesinde tüm gezegenler yörüngelerinde hareket ediyordu. Bu
“evrensel çekim yasası” idi. Newton bu yasayı matematiksel denklemleriyle ortaya
koydu. Newton’dan sonra Kant (1724-1804), daha sonraysa Laplace (1749-1827),
Newton’un kanunları çerçevesinde, mekanik yasalarla, gaz bulutlarından gezegenlerin
olu umunu tarif ettiler. Bu çalı malarda yıldızların ve gezegenlerin yerçekimi etkisiyle gaz
bulutlarından olu ması tarif ediliyordu, fakat daha öteye gidilemiyordu.
Atom-altı parçacıklar, atom ve gaz bulutlarından yıldızların olu umuna kadar tam
detaylı bir ekilde bilimsel bir kozmoloji ve kozmogoni, ilk olarak Big Bang teorisi ile ortaya
konacaktır. Ama bunun için yeni devlere ihtiyaç vardır. Einstein-Hubble ve Lemaitre,
Dünya’nın bekledi i bu devlerdir...
7
GÖRSELLER
8
9
KAYNAKLAR
Big Bang ve Tanrı, Caner Taslaman
lk Üç Dakika, Steven Weinberg
http://bilimseven.tr.gg
htpp://www.canertaslaman.com
Htpp://www.bigbang.gen.tr
10
Download