ÇOCUKLARDA ZEHİRLENMELERE YAKLAŞIM Prof.Dr. M.Celal

advertisement
ÇOCUKLARDA ZEHİRLENMELERE
YAKLAŞIM
Prof.Dr. M.Celal Devecioğlu
Kaynak : Pediatri (O.Neyzi, T. Ertugrul) N.Uzel ,A. Çıtak
T.C. Sağlık Bakanlığı Birinci Basamağa Yönelik Zehirlenmeler Tanı ve Tedavi Rehberleri
Klinik Pediatri, Tekin D, Suskan E
Zehir
• Ağız yolu
(Gastrointestinal sistem)
• Absorbe
(Deri ve Mukozalar)
• İnhale
• Zerk
(Solunum sistemi)
(Parenteral)
veya
edildiğinde
– organizmaya zarar veren,
– toksik belirtilere yol açan,
– bazen de yaşamı tehdit eden bir madde olarak tanımlanır.
Türkiye genelinde zehirlenme nedeni;
%43.4 ilaçlar, %21.8 besin ve bitkiler,
%8.5 insektisit ve pestisitler, %8 karbonmonoksit,
%7.2 temizlik maddeleri, %5.4 hidrokarbon ve
%5.7 nedeni bilinmeyenler
Zehirlenme Nedenleri
6%
İlaçlar
5%
Besin ve bitkiler
7%
İnsektisit ve pestisitler
43%
8%
Karbonmonoksit
Temizlik maddeleri
9%
hidrokarbon
Nedeni bilinmeyen
22%
İlaç zehirlenmeleri arasında en sık ağrı kesici ateş
düşürücü ve sinir sistemine etki eden ilaçlar yer almaktadır
Zehirlenmeye yol açan etmenler
•
•
•
•
Ülkeye,
toplumun örf ve geleneklerine,
eğitim düzeyine ve
mevsime göre az çok değişiklik gösterir.
•
•
•
İlk yaşta anne ve babanın verdiği ilaçlar,
2-3 yaşlarında ev temizleme maddeleri,
3-5 yaşlarında ise dolapta saklanan ilaçlarla zehirlenmeler sıktır.
•
Okul çocukluğu ve ergenlik dönemlerinde ise
.
intihar amacıyla ilaç zehirlenmeleri ortaya çıkar
Zehirlenme
Toksik veya
Nontoksik bir maddenin Toksik
dozda
vücuda zarar verecek miktarda
alınması sonucu
organizmada bazı belirti ve bulguların
ortaya çıkmasıdır
Kapsadığı kitle bakımından;
- Yaygın
- Bireysel zehirlenmeler olarak sınıflandırılabilir
Oluş süresi bakımından;
- Akut
- Kronik
• Ülkemizde çocuklarda zehirlenmeler; trafik kazası, düşme ve
yanıklardan sonra 4. sırada görülen kaza çeşididir
• Zehirlenmeler ‘’Bildirimi Zorunlu Hastalıklar’’ listesinde yer
almaktadır
• Her ölen vakaya karşılık 200-900 kurtarılan veya sakat kalan
olduğu bildirilmiştir
•
Okul öncesi dönem, en sık görüldüğü yaş grubudur.
•
•
Vakaların %80'ini 5 yaşından küçük çocuklar.
Kaza sonucu olan zehirlenmelerin yaklaşık %87'si evde ortaya çıkar.
•
Gelişmiş ülkelerde kaza ve zehirlenmeler 1-14 yaş grubu ölüm
nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır.
•
Gelişmekte olan ülkelerde ise kaza ve zehirlenmeler sonucu ölüm oranı
yüksek olmakla birlikte,
•
1-14 yaş grubunda solunum yolu hastalıklar, gastroenterit gibi
enfeksiyonlar nedeniyle ölüm oranları daha yüksek olduğu için kaza ve
zehirlenmelerden ölüm ön sırada bulunmamaktadır,
Klinik Pediatri,2005,4(2) 41-45
TANI
• Anamnez çok yardımcı olur
• Çevrede araştırma yapmak
• Sistemlerle ilgili bulguların araştırılması
• Laboratuar incelemeleri
• Toksikolojik inceleme için örnek alma;
TANI
Anamnez alınamıyorsa şu özellikler zehirlenmeyi akla getirmelidir;
•
•
•
Akut başlangıç
Olgunun 1-5 yaşlarında olması
Pika varlığı veya eskiden geçirilmiş zehirlenme öyküsü
•
Çevre ile ilgili stres (aile geçimsizliği, yeni bir kardeş, okul başarısızlığı, yer değiştirme, vb)
•
•
Misafirliğe gitme,
evde toplantı gibi çocuğun gözetiminin azalmasına yol açabilen durumlar
•
Bir çok sistemi ilgilendiren bulguların varlığı
•
•
Bilinç düzeyinde belirgin değişiklik
Klinik tablonun bilmece gibi olması, belirli bir tanıya varılamaması.
•
Erken çocukluk çağındaki zehirlenmeler genellikle tek ilaçla olurken, intihar
amaçlı zehirlenmelerde sıklıkla birden fazla ilaç söz konusudur
• Bazen de aile zehirlenmenin farkında değildir veya
durumu gizler.
• Klinik ve laboratuvar muayeneleri ile diğer hastalık olasılıklarının
uzaklaştırılması sonucu tanı kuşkulu olarak konulur
KLİNİK
•
Genellikle patognomonik bulgu yoktur
•
Klinik belirtiler çoğu olguda 2-4 saat sonra ortaya çıkar
•
6-8 saat içinde klinik belirti görülmeyenlerde genellikle zehirlenme
olmadığı düşünülse de
•
bazı zehirlenmelerde klinik belirtilerin geç çıkabileceği unutulmamalıdır
(asetaminofen, talyum ve salisilat zehirlenmesi)
•
Temas ile başvuru veya semptomları ortaya çıktığı zaman arasında
geçen süre tedaviyi etkileyebilir.
•
Toksik maddenin alımından sonra semptomların hızla ilerlediği vakalar
genellikle daha ağır zehirlenmelerdir
• Zehirlenmelerin bir çoğu kendilerine Özgü Belirti ve bulgularla
kolayca tanınırlar. Bunlara toksidrom denir.
• Toksidromlar özgül bir toksinin anamnez ve laboratuvar
bulgularıyla doğrulanmasından önce erken tedavi girişimleri için
oldukça yol gösterici olabilir
Toksidromlar
Sempatomimetikler Antikolinerjikler Organofosfatlar
Mental durum
Kalp hızı
Kan basıncı
Vücut ısısı
Solunum
Ajitasyon,psikoz
Taşikardi
Hipertansiyon
Hipertermi
-
Pupiller
Midriyazis
Bağırsak sesleri Mevcut
Cilt
Terli
Psikoz,koma
Taşikardi
Hipertansiyon
Hipertermi
Midriyazis
Azalmış
Kuru, kırmızı
Opiyatlar
Konfüzyon,koma Somnolans,koma
Bradikardi,taşikardi Bradikardi
Hipotansiyon
Hipotermi
Taşipne
Azalmış
Miyozis
Artmış
Terli
Pinpoint
-
•
Zehirlenme kuşkulu ile getirilen her hasta dikkatle öncelikle temel
pediatrik ileri yaşam desteği prensiplerine göre değerlendirilir
•
Özellikle
•
Bilinç durumu Santral ve otonomik sinir sistemi bulguları,
•
Cilt rengi, kusmuk ve nefesin kokusu
– havayolu ve solunumun yeterliliği değerlendirilmelidir. Hava yolu
desteklenmeli, oksijenizasyon ve ventilasyon sağlanmalıdır
– Kan basıncı, nabız hızı,
– solunum hızı ve derinliği,
– vücut ısısı, pupillaların büyüklüğü ve reaksiyonu,
– terleme varlığı veya yokluğu,
– peristaltik aktivitelerin varlığı veya yokluğu gibi değerlendirmeler,
toksikolojik muayenenin temel öğeleridir.
•
Bir yandan özellikle acil girişim yapılırken, diğer yandan hasta veya
ailesinden anamnez alınmalıdır.
• Çocukluk çağı zehirlenmelerinin %90'ı toksik olmayan ya da çok
hafif bulgulara yol açan maddelere bağlıdır.
• Az sayıda zehirlenme vakasında tedavi edici girişimler gerekir.
• Sınırlı sayıda özgül antidot vardır.
Destekleyici tedavi zehirlenme
tedavisinin temelidir
• Zehirlenme yakınması ile getirilen çocukların
bazılarında klinik belirti bulunmaz.
• Bu durumda alınan maddenin
toksik olup olmadığına göre işlem yapılır.
• Tedavi acil serviste başlar, gerekirse yoğun bakımda devam
eder
• Hasta ile karşılaşan doktor önce yatıracak yer aramamalı,
hastaya ilk müdahale olarak ne yapacağına karar vermelidir
• Zehirlenme olgularının %80’i
•
1. veya 2. basamak sağlık kuruluşlarında tedavi edilebilir
• Zehirin değil
•
hastanın tedavi edilmesi gerektiği
unutulmamalıdır.
• Ölüm veya sakatlıkla sonlanan zehirlenme adli
bir olaydır. Bu nedenle her zehirlenme
durumunda tutanak hazırlanarak polise haber
verilmelidir
Öykü
• Zehirlenme veya kuşku varsa soruna yönelik tam bir öykü
alınmalıdır.
• Çocuğun yaşı ve ağırlığı belirlenmelidir.
• Öykü ile aşağıda sayılı sorulara yanıt alınmaya çalışılır
–
–
–
–
Toksinin tanımı
Alınan miktar
Temas zamanı
Özgeçmiş
Toksinin tanımı
•
Ürünün adı (marka, jenerik veya kimyasal) ve içeriği, konsantrasyonu
öğrenilmeli,
•
İçerdiği maddeler konusunda yeterli bilgi edinilemezse zehir danışma
merkezine başvurulmalıdır.
•
Toksik maddenin
–
–
–
–
–
–
–
•
toksisite dozu, ölümcül dozu,
yarılanma süresi,
metabolizma ve vücuttan atılım yolları,
semptomları, klinik seyri,
yol açabileceği laboratuvar değişiklikleri,
antidotu veya özgül tedavisi olup olmadığı,
semptomatik tedavisinin bilinmesi gerekir.
Elde edilen bilgiler yazılarak hasta tabelasına konur
Alınan miktar
• Alınan miktar mümkün olduğunca belirlenmelidir.
• Tablet ise kalan tabletler sayılır,
• sıvı ise geri kalan sıvının hacmi ölçülür.
• Bir çok ajanın toksisitesi doza bağlıdır.
• İnhalasyon yoluyla ya da oküler ve dermal temasla oluşan
zehirlenmelerde maddenin konsantrasyonu ve temas süresi
tayin edilmelidir.
Özgeçmiş
• Altta yatan bir hastalık çocuğu toksisitenin etkilerine karşı
daha duyarlı hale getirebilir.
• Kullanılan ilaçlar etkileşim ile prognozu ağırlaştırabilir
Klinik bulgular
• Ajan alındıktan sonra klinik bulgu olmaksızın 4 saat geçmişse
toksisite gelişmesi genelde olası değildir.
• Ancak enterik kaplı veya yavaş salınan ilaçlar bunun dışındadır.
• Küçük çocuklarda
yaratacak ilaçlar;
–
–
–
–
tek doz alımı dahi ciddi toksisite
oral antidiyabetikler,
trisiklik antidepresanlar,
kalsiyum kanal blokerler ve klonidindir.
Kostik-korozif maddelerin ve petrol ürünlerinin 1-2 ml içilmesi dahi
semptom oluşturabilir.
• Toksik bir maddeye maruz kalma öyküsü alınmayan bazı
zehirlenme vakalarında gelişen bulgu ve belirtiler sık görülen
hastalıkları taklit edebilir.
• Tam tersi de olasıdır.
• Acil birimde görevli hekim her zaman zehirlenme olasılığını
aklında tutmalıdır.
Yol Gösterici Laboratuvar Tetkikleri
•
•
•
•
Acil girişim açısından, kalitatif ilaç taramasının prognoz ve tedavi
yönünden yararı yoktur.
Kantitatif ilaç düzeyi tedaviyi düzenlemek için önemli ise ölçülmelidir.
Rutin olarak tam kan ,elektrolitleri, glükoz, hepatik ve renal fonksiyon
testleri Pıhtılaşma testleri,Kan gazları, ve idrar tetkiki yapılmalıdır.
EKG izlemi, aritmisi olanlarda ve/veya kardiyotoksik ilaç alımı şüphesi
varsa yapılmalıdır.
•
Radyolojik inceleme; Akciğer grafisi aspirasyon kuşkusu olan hastalarda, koma,
•
Batın grafisi ne olduğu bilinmeyen ilaç alanlarda, salisilat, Ca tuzları
ve Fe preparatları içenlerde istenmelidir.
EMG, EEG
•
•
salisilat, narkotikler, parakuat (tarımda kullanılan bir pestisid), sedatif hipnotikler gibi
nonkardiyojenik pulmoner ödem yapabilecek ilaç zehirlenmelerinde çekilmelidir.
Serum, dışkı, mide sıvısı, idrar, saç, tırnak, ve diğer dokularda toksik
madde araştırması
Kan düzeyi ölçülmesi gereken ilaçlar
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
İlaç/Toksin
Ölçüm zamanı (alımdan sonra)
Asetaminofen
Demir
Digoksin
Etil alkol
Etilen alkol
Fenobarbital
Karbamazepin
Karboksihemoglobin
Lityum
Metil alkol
Methemoglobin
Salisilat
Teofilin
4 saat
4 saat
2-4 saat
1/2 -1 saat
1/2 -1 saat
1-2 saat
2-4 saat
Hemen
2-4 saat
1/2 - 1 saat
Hemen
2-4 saat
1 -2 saat
•
Çocuklarda zehirlenmeler önlenebilecek bir durumdur.
•
Ebeveynler çocuklarını zehirlenmelerden korumak için uyarılmalı ve
eğitilmelidir.
• Herhangi bir zehirlenme olasılığında Ankara SB Zehir Kontrol
Merkezine telefonla başvurularak
(Tel: 114)
acil tedavi konusunda ayrıntılı bilgi alınabilir.
Akut Zehirlenme
Tedavisinde Genel İlkeler
•
Zehirle Temasın Kesilmesi(toksik maddenin vücuda geçişini
•
•
•
•
•
Ortamdan uzaklaştırma
Dekontaminasyon
Emilimin azaltılması
Spesifik Antidot Tedavisi
Emilen Maddenin Atılımının Arttırılması
•
•
•
•
Adsorban maddelerin kullanımı
Diyaliz, hemoperfüzyon
İdrar atılımının arttırılması
Semptomatik Destekleyici Tedavi
,Dolaşım desteği ve Vücut ısısının sağlanması)
•
•
önlemek),
Gözlem
Karar Verme
(Yaşam fonksiyonlarının sürdürülmesi; Solunum
Zehirli Maddelerle Deri Yoluyla Temas
•
•
Toksik veya korosif madde ve kontamine olmuş giysiler çıkartılır.
Deri bol su ile veya su ve sabunla yıkanır.
•
Fenol gibi suda erimeyen maddelerle temas edilmiş ise deri önce bol su
ile mekanik olarak yıkandıktan sonra alkol kullanılır.
•
Asit, alkali gibi korosif maddelerin deriye temasında kimyasal
antidotlar kullanılmaz. Açığa çıkan ısının reaksiyonu sonucu lezyon
yayılabilir.
•
Toksik maddenin göze temas edip etmediğini kontrol için göz muayenesi
yapılır. Temas varsa göz, akan suya 15 dakika tutulur.
•
Toksik etkili bir ilacın derialtına enjeksiyonla verilişi durumlarda veya
zehirli hayvan sokmalarında etkenin girdiği yerin proksimal kısmına
turnike uygulanarak emilim yavaşlatılabilir
ZEHİRLENMELERE YAKLAŞIM
Zehirle temasın sonlandırılması
•
Oral yolla olan zehirlenmelerde hastanın oral alımı durdurulur.
•
Toksik madde kusturma veya gastrik yıkama ile uzaklaştırılır.
•
Barsak pasajının hızlandırılması amacıyla laksatif verilir.
•
Aktif kömür birçok maddeyi bağlayarak emilimini azaltabilir.
Solunum Yoluyla Olan Zehirlenmeler
• İnhalasyon yolu ile olan zehirlenmelerde hastanın kontamine
ortamdan uzaklaştırılır
• Vücudu sıkan giysiler çıkartılır.
• Suni solunum veya gerekirse ağızdan solunum, ambu ve
respiratörle pozitif basınç uygulanır.
• Hasta pnömoni ve pulmoner ödem gelişmesi açışından, gözlenir.
Hava yolunun korunması
- Mental durumda değişiklik veya öğürme refleksi deprese
olmuş hastalarda, gastrik lavaj öncesi endotrakeal tüp
yerleştirilmesi gastrik lavajın aspirasyonunu önleyecektir
- İlerleyici solunum yetersizliği riski yüksek hastalarda (derin
koma) da erken entübasyon yapılması gerekmektedir.
Yaşam Fonksiyonlarının Sürdürülmesi
•
Solunumun devamı için ilk iş hava yolunu açık tutmaktır.
•
Hastayı yan veya sırtüstü yatar durumda Trendelenburg konumuna getirmek,
başı boynu ekstansiyonda tutmak
•
•
Orofarengiyal ve nazofarengiyal hava yollarının açık olduğundan emin olmak
Gerekirse hava yollarını aspire etmek
•
Şuur düzeyi (Glasgow) değerlendirilmelidir.
•
Pupil büyüklüğü ve ışığa yanıtına bakılmalıdır.
TOKSİK MADDENİN VÜCUDA GEÇİŞİNİ ÖNLEME
Sindirim Yolu ile Alınan Toksik Maddeler
• Toksik maddeler çoğunlukla ağız yoluyla alınırlar.(%75)
• Midede henüz absorbe olmamış toksik maddenin uzaklaştırılması
için hasta kusturulur ve midesi yıkanır.
• Ancak son yıllarda mide boşaltılması konusu tartışmalıdır.
• İpeka kullanımı giderek azalırken kusturmadan ve mideyi
yıkamadan yalnızca aktive karbon kullanımı artmaktadır.(1)
•
(1) Amerikan klinik toksikoloji,Avrupa zehirlenme birliği,Klinik toksikologlar raporu(1997)
Kusturma yapılmaması gereken durumlar
• Bilinç bozukluğu ve konvülziyon geçiren hastalarda
• Asit ve alkali alımı
• Nörolojik belirtilerin ortaya çıkması
• Hasta 6 aylıktan küçükse
• Hidrokarbon zehirlenmesi
• striknin zehirlenmelerinde
• Ağır kalp ve solunum sistemi hastalıkları
Kusturma
• Kusturma işlemi;
– Daha büyük partiküller çıkartılabilir
– Ters peristaltizm ile duedonum ve jejunumdaki maddeler çıkarılabilir
• Kusturmanın etkin olabilmesi için toksik maddenin alınmasından
girişim yapılana dek geçen sürenin kısa olması gerekir.
• Bu süre ilacın emilim hızına, midenin dolu veya boş olmasına,
emilim yerine (mide veya bağırsak) göre değişir
•
•
Genellikle ilk saat içinde yapılan kusturma etkin olur.
Toksik maddenin %8-30'u kusturma yoluyla atılabilir.
•
Ancak tek başına kusturmanın zehirlenmelerin morbiditesini ve
mortalitesini azalttığını gösteren çalışma yoktur.
•
En etkin kusturma aracı ipeka şurubudur.
– 9-12 aylık çocuklara 10 mL,
– 1-10 yaş arası 15 mL,
– 10 yaşından büyüklere 30 mL içirilir.
•
Kusma olmazsa 20 dakika sonra aynı doz tekrarlanır.
•
Deneysel çalışmalarda ipeka şurubunun temizlediği toksin miktarının
oldukça değişken olduğu ve zamanla azaldığı gösterilmiştir.
•
Klinik çalışmalarda da zehirlenme vakalarında prognozu iyileştirdiğini
gösteren veri yoktur.
•
İpeka şurubu ileti bozukluklarına ve miyokardite yol açabilir.
•
Bu nedenle ipeka şurubu zehirlenme olgularında rutin olarak
verilmemelidir
•
Tuzlu su içirilerek veya orofarinksi parmakla uyararak kusturma
girişimleri güvenilir değildir ve zararlı olabilir
Dilüsyon
•
Dilüsyon (su ya da süt) sadece korozif maddelerle olan zehirlenmelerde
kullanılabilir.
•
Süt ağır metal, korosif madde ve deterjan zehirlenmelerinde
sulandırıcı ve adsorban olarak etki yapar.
•
Küçük miktarlarda içirilmelidir.
•
Fazla miktarı toksik maddenin bağırsağa geçişini hızlandırır.
•
Ağır hastada ve koma durumunda kontrendikedir
•
İlaç zehirlenmelerinde absorbsiyonu artırdığı yada gastrointestinal
sistemde geçişi hızlandırdığı için yapılmamalıdır.
Katartikler
•
Bağırsaklardan geçişin hızlandırılması gastrointestinal arındırma
yöntemlerinden biridir.
•
•
Müshil olarak en fazla sorbitol (maks. doz 1 g/kg) ve
magnezyum sülfat (maks. doz 250 mg/kg) kullanılmaktadır
•
Katartiklerin gastrointestinal geçiş zamanını kısaltarak toksin emilimini
azalttığını gösteren çok az veri vardır .
Katartikler (müshiller) nadiren aktif kömür ile birlikte toksinin
bağırsaktan atılımını artırmak amacıyla kullanılmaktadır.
•
Ancak ciddi su ve elektrolit düzensizliğine yol açabileceğinden, özellikle
küçük çocuklarda çok dikkatli olunmalıdır.
Bağırsak Yıkama
Tüm bağırsak irigasyonu:Son yıllarda tabletlerin GİS’ de itilme sağlamak için
– dengeli polietilen glikol elektrolit solüsyonları
– büyük miktarda oral yolla ya da
– NG sonda ile verilerek tüm bağırsak irigasyonu yapılmaya başlamıştır
•
Bağırsak yıkama işlemi etkili gastrointestinal arındırma yöntemidir.
•
Fakat uzun ve zahmetli bir işlem olduğu için aktif kömürle adsorbe
olmayan, yavaş salınan ve enterik kaplı ilaç zehirlenmelerinde
düşünülmelidir, toksik madde alımından 12-16 Saat geçmiş olsa bile
bağırsak yıkama işlemi yapılmalıdır.
Gastrik lavaj/mide yıkama
•
İlk 1 saat içinde gastrik lavaj yapılırsa yararlı olabilir.
•
Mide lavajı için olabildiğince büyük çaplı NG sonda kullanılır.
•
Salisilat, trisiklik antidepresan, antikolinerjikler gibi emilim süresi uzun
olan hastalarda 12-24 saat sonra bile mide lavajı yapılmalı
•
•
Bu yöntemin klinik sonucu iyileştirdiğini gösteren kesin bir bulgu yoktur.
Bu nedenle rutin olarak uygulanmamalıdır.
•
Toksik miktarda madde alımı kuşkusunda veya alınan maddenin trisiklik
antidepresan, metil alkol gibi morbidite ve mortalite riski yüksek ise
uygulanır.
•
•
•
Çocuk yarı oturur pozisyonda tutulur veya yan yatırılır.
Baş hiperekstansiyona getirilir.
Sondanın ucu ıslatılarak buruna veya ağıza sokulur, sonra arkaya ve
aşağı doğru itilir.
•
Sondanın midede olup olmadığı kontrol edildikten sonra mide yıkama
işlemine başlanır.
•
•
•
Elektrolit kaybını önlemek için lavaj SF veya 1/2 SF ‘le yapılır.
Lavaj sıvısı olarak aktive edilmiş karbon da kullanılabilir.
Verilen sıvı vücut ısısında olmalıdır.
•
Etkili mide yıkama sıvısı verilmeden önce mide içeriği aspire edilmelidir
•
İlk alınan örnek tetkik için saklanmalı
•
•
Bir defada 150-200 mL'den (15-20 mL/kg) fazla sıvı verilmemelidir.
Uygulama, her defasında verilen ve alınan sıvı eşit volümde olacak
şekilde yapılmalıdır.
•
Mideden alınan sıvı berrak olana dek mide yıkama işlemi sürdürülür
Aktive kömür (karbon medisinal)
•
Aktive kömür birçok ilaçla ve toksik maddelerle kimyasal kompleks
yaparak bunları absorbe olmayan, absorbe olsa bile toksik olmayan bir
bileşime dönüştürür (dekontaminasyon).
•
Aynı zamanda fiziksel kompleks yaparak toksik maddeyi adsorbe eder.
•
Aktif kömür emilmeyen(inert) bir madde olduğundan ,midede bulunan
toksik maddeleri bağlar, ayrıca barsaklara geçmiş maddeleri de
yakalayıp bağlayarak emilmeyen bir bileşiğe dönüştürür ki buna Catch up
fenomeni denir
•
Toksik yapıda olmadığı için nedeni bilinmeyen bir madde alındığında
kusturma işlevinden veya mide lavajından sonra verilir.
•
Son yıllarda kusturma ve mide lavajı yapılmadan, zehirlenmeye neden
olan maddeyi uzaklaştıracak tek tedavi olarak uygulanması
önerilmektedir.
•
Metallere, inorganik tuzlara (lityum, arsenik), etil, izopropil ve metil
alkole, alkali ve asitlere karşı etkili değildir.
•
Char Flo 240 ml 50gm aktif carbon 96gm sorbitol
•
Aktive kömür,
– organik materyalin 500-900°C kadar yüksek ısıda
– buhar, hava, karbondioksid, oksijen,
– çinko klorür, sülfürik asit, fosforik asit ya da bunların bir arada etkilerine
maruz bırakılarak parçalanması (pyrolysis) ile elde edilen suda erimeyen
bir tozdur.
•
Ticarette bulunan aktive kömür, bu şekilde parçalanarak yüzey alanı
genişletilmiş (950 m2/g) karbondur.
•
Son yıllarda yüzey alanı daha da genişletilmiş (2000 m2/g) "süperaktive
kömür" preparatları da imal edilmiştir.
•
Süperaktive kömürün, aktive kömüre kıyasla daha etkili, aynı zamanda
alımının daha kolay olduğu bildirilmektedir
Aktive karbonun adsorbe ettiği ilaç ve kimyasal maddeler
Analjezikler ve antienflamatuarlar
• Aspirin, Fenilbutazon, Indometasin, Mefenamik asit,
• Morfin, Opium, Parasetamol, Propoksifen
Antikonvülzif ve hipnosedatifler
• Barbitüratlar Diazepam Fenitoin
• Karbamazepin Sodyum Valproat
Diğer ilaçlar ve kimyasal maddeler
• N-asetilsisteın (Mucomyst), Amfetaminler, Atropin, Cıva klorür ,
• Digitalis glikozitleri, Fenil propanolamin, Fenottalein, Fenol,
• İpeka, İyot, Kâfuru, Kinin, Klorfeniramin
• Kokain,Kolşisin, Metilen mavisi, Muskarin
• Nikotin, Oksalatlar,Parakuat,Paration, Penisilin,
• Promazin,Propantelin,Striknin,Teofilin,Tetrasiklin
• Tolbutamid,Trisiklik antidepresan
•
Aktive kömür, bebeklerde 0.5-1 g/kg,
– 1-12 yaş arası çocuklarda 25-50 g,
– büyüklerde 60-100 g dozunda verilir.
•
Sulandırılarak içilir ya da nazogastrik sonda ile verilir.
•
•
Zehirlenmeyi izleyen en kısa sürede verilmesi ile en iyi sonuçlar alınır.
Bunun için daha hasta nakil sırasında uygulanması önerilmektedir.
– Doz(0.5g/kg) 2-6 saat aralarla tekrarlanır.
•
Dışkıda kömür görüldüğü zaman işlem sonlandırılır.
•
Mültipl doz verilmesiyle özellikle karbamazepin, dapson, fenobarbital,
kinin ve teofilin zehirlenmelerinde tek doza göre daha iyi sonuçlar
alınmıştır.
•
Toksik madde alımından ilk yarım saat sonra uygulandığında oldukça
etkilidir(toksinin %69.1 ini bağlar) 1.nci saatte 34.4 e düşer
•
Yapılan çalışmalarda sadece aktif kömür ile tedavi edilen hasta grubu ile
aktif kömür ve mide yıkamasının birlikte uygulandığı hasta grubu
arasında klinik sonuç bakımından belirgin farklılık bulunmamıştır.
Hasta…?
Toksin …?
•
•
Aktif kömür sorbitol gibi katartiklerle hem konstipasyon riskini azaltmak
hem de fekal toksin atılımını hızlandırmak için verilebilir.
GASTROİNTESTİNAL DİALİZ
• Bu yöntemde her 4-6 saatte bir 0.5-1 gr/kg dozunda aktif
kömür verilerek sabit konsantrasyon gradienti oluşturulur.
• Böylece ilaç periluminal kapiller kandan bağırsak lumenine
geçerek daha çok aktif kömüre bağlanır ve serbest ilaç
konsantrasyonu düşer.
• Toksik madde enterohepatik dolaşıma giriyorsa uygulanabilir.
• Bu tedavi yönteminin güvenli ve etkili uygulanabilmesi için aktif
peristaltizm bulunmalı, öğürme refleksi güçlü olmalı ve hava yolu
korunmuş olmalıdır.
• Entero hepatik siklusa giren,
–
–
–
karbamazepin, teofillin,
digoxin, barbutirat ,salisilat,
fenilbutazon, fenitoin, piroksikam ve
yavaş salınan ilaçlar
gibi zehirlerin tekrar emilimini engellemektedir.
• Ayrıca emilip dolaşıma karışmış olan toksinlerin bir kısmını
barsak lumenine çekip bağlayarak atılımını sağlamaktadır.
• Hava yolu koruyucu reflekslerinin azaldığı yada kaybolduğu
• Ciddi korozif madde alımından sonra olduğu gibi gastrointestinal
sistem mukozasının bütünlüğünün bozulduğu durumlarda,
• Hidrokarbon zehirlenmeleri gibi aspirasyon riski ve ciddiyetinin
.
arttığı durumlarda AKTİF KÖMÜR kontrendikedir
•
Çok nadir olarak istenmeyen etkilere neden olabilir.
•
Mide içeriğinin aspirasyonuyla ya da nazogastrik tüpün yanlışlıkla bronşa
sokulmasıyla akciğer dokusu ile temas eden kömürün ölümcül
lezyonlara neden olabildiği bildirilmiştir.
•
Birkaç vakada da gastrointestinal (bağırsak tıkanması) ve metabolik
(hiperMg, hiperNa) komplikasyonlar gözlemlenmiştir.
•
Katartiklerle birlikte verilince su-elektrolit dengesi bozulabilir
• Günümüzde travma cerrahisinde
– eritrosit süspansiyonu ne kadar önemli ise,
– toksikolojide de aktive kömür o derece önem taşıyan
– bir tedavi aracı olarak değerlendirilmektedir.
ANTİDOT İLE TOKSİK ETKİYİ ÖNLEME
•
•
•
•
•
Kimyasal,
fizyolojik,
farmakolojik,
antimetabolik özellikleri ile
toksik bileşikleri zararsız duruma getirirler,
• Özgül antidotlar da toksik reaksiyonlara yol açabileceğinden
dikkatli kullanılmalıdır.
Sık kullanılan antidotlar
•
İlaç
Narkotikler
Siyanür
Asetaminofen
Antikolinerjikler
Kolinerjikler
Karbonmonoksid
Fenotiyazinler
Metanol
Methemoglobin
Organofosfatlar
Antidot
Nalokson
Amil nitrit, sodyum nitrit (%3), hiperbarik oksijen
N-asetil sistein
Fizostigmin
Atropin sülfat,
Oksijen, hiperbarik oksijen
Difenhidramin
Etanol
Metilen mavisi
Atropin, pralidoksim
TOKSİK MADDENİN VÜCUTTAN ATILMASI
•
İlaçların vücuttan atılmasında kc ve böbrekler önemli rol oynar.
• İlaçların büyük bir çoğunluğu karaciğerde çeşitli enzimlerin etkileriyle
kısmen veya tamamen yıkıma uğrayarak metabolitlerine dönüşür.
• Bu metabolitler böbreklerle atılır ya da yeniden dolaşıma geçebilir.
•
Bazı ilaçlar ise hiçbir değişime uğramadan idrarla atılır.
•
Toksik maddenin vücuttan atılmasını kolaylaştıran başlıca yöntemler
• zorlu (forse) diürez,
• diyaliz,
• hemoperfüzyon,
Forse diürez
•
•
Bir ilacın iyonize durumu devam ettirildiğinde idrarla atılımının da
devam edeceği ilkesine dayanan bir yöntemdir.
Ve vücuttan idrarla atılan maddeler için etkilidir.
•
•
•
Yağda eriyen,
karaciğer yoluyla atılan ya da
proteinlere kolayca bağlanan maddeler forse diürez yoluyla vücuttan
uzaklaştırılamaz.
•
Ayrıca forse diürezin sakıncalı bir yönü, sıvı yüklenmesine ve alkali
diürezde hipopotasemiye neden olabilmesidir.
•
Bu nedenle en fazla uygulandığı durumlar olan salisilat ve fenobarbital
zehirlenmelerinde bile kullanılması bugün tartışmalıdır.
•
•
Salisilat ve barbitürat gibi ilaçların iyonizasyonu alkali ortamda artar.
Bu tür zehirlenmelerde forse diürez uygulanmadan, yalnızca idrarın
alkalileştirmesinin yeterli olacağı ileri sürülmektedir.
•
İdrar pH'sını >7.5 yapmak (Ph‘ının 7.5-8.5 arasında olması) için bir
saatlik IV solüsyona 4-5 mEq/kg dozda NaHC03 ilave edilir.
•
•
Hasta idrar yaptıktan sonra solüsyona 30-40 mEq/L K ilave edilir.
Sık aralarla idrar pH'sı izlenerek verilen miktarın yeterliliği kontrol
edilir.
•
Amfetamin, fenisiklidin gibi ilaçların iyonizasyonu asit ortamda artar,
ancak idrar pH'sını asit tarafa kaydırarak asit diürez uygulamak
miyoglobinüri, methemoglobinemi gibi komplikasyonlara yol
açabileceğinden kontrendikedir.
Zorlu diürez
•
Sıvı yükleyerek GFR artırmak ve diürezi 2-3 katına çıkarmak için yapılır.
•
Böylece alınan ilacın distal tübülde rezorpsiyon yerleri ile olan temas
süresini kısaltmak amaçlanır
- Aktif olarak böbrekten atılan ilaçlarda yararlıdır.
- Metabolize olarak atılan ilaçlarda yararı yoktur.
- Büyük çocuklarda 5-7 L/m2/ gün,
»
80 ml/kg/8 saat SF verilir
»
5-10 ml/kg/saat idrar amaçlanır.
- Küçük çocuklarda 3-5 ml/kg/ saat idrar amaçlanır
Konjestif Kalp yetmezliği ya da pulmoner ödem riski olan hastalarda verilen
total sıvıya ve sodyum yüküne dikkat edilmelidir
Diyaliz
• Bir maddenin diyaliz yoluyla vücuttan uzaklaştırılabilmesi için
–
–
–
–
kolayca proteine bağlı duruma gelmemesi,
suda iyi çözünür olması,
vücutta dağılımının çok yaygın olmaması ve
moleküler yapısının diyaliz membranlarından kolayca geçebilecek
nitelikte olması gerekir.
Diyalize olabilen toksik maddeler
Sedatifler- Hipnotikler
• Alkol, Etanol, Etilen glikol, Fenobarbital, kloralhidrat
• Metanol, meprobamat (Equanil),Paraldehid
Narkotik olmayan analjezikler
• Parasetamol, Aspirin, Fenasetin, metil salisilat
Amfetaminler
Ağır metaller
• Arsenik(BALdan sonra)
• Cıva (BALdan sonra)
• Demır (Deferoksamin'den sonra)
• Kurşun (EDTA'dan sonra)
Diğer metaller
• Kalsiyum, Lityum, Magnezyum,Potasyum
Diyalize olabilen toksik maddeler
Halojenler
• Bromürlü, Florlu, İyotlu bileşikler
Alkoloidler
• Kinidin, Kinin, Striknin
Diğer
• Anilinler, Antibiyotikler,Boratlar, Borik asit
• Dikromat, Ergotamin, Fenitoin (Epdantoin)
• İzoniazid,Karbontetraklorür, Kloratlar
• Mantar, Nitrobenzenler, Nitrofurantoin
• Sulfonamidler
Diyalize olmayan toksik maddeler
•
•
•
Amitriptilin (Laroxyl), Antikolinerjikler
Antidepresanlar, Antihistaminler
Atropin, Diazepam (Diazem), Digital
•
•
•
Difenoksilat (Lomotil),Eroin, opium türevleri
Fenotiazinler
Glutetimid (Doriden)
•
•
Halüsinojenler, Imipramin (Tofranil)
Klordiazepoksid (Librium)
•
•
Metakualon,Metilprilon,Nortriptilin
Okzazepam (Serepax), Propoksifen (Darvon)
Diyaliz
• Ciddi zehirlenme vakalarında ya da renal yetmezlik durumunda
kullanılır.
1- Uzamış koma durumunun önceden tahmin edilmesi
2- Böbrek yetmezliğinin gelişmesi yada normal atılım yollarının
bozulması
3- İlerleyici klinik kötüleşme
Diyaliz
•
Genelde toksik maddenin uzaklaştırılmasında periton diyalizine göre
hemodiyaliz daha etkin bir yöntemdir,
•
Ancak uygulama kolaylığı açısından küçük çocuklarda periton diyalizi
daha fazla kullanılmıştır.
•
Bugün hemodiyaliz nadiren ve selektif olarak çocuklarda da
kullanılmaktadır ve
•
ağır zehirlenme durumlarında yaşam kurtarıcı olabilmektedir.
Diyaliz
•
Standart tedaviye yanıt vermeyen
– ağır salisilat zehirlenmesi;
– metanol ve etilen glikol ile ağır zehirlenmeler (kan düzeyi > 20 mg/dL
ve asidoz varsa),
– teofilin zehirlenmesi, hemodiyaliz için başlıca endikasyonları oluşturur
Hemoperfüzyon
•
Aktive kömür ya da reçinelerden yararlanılarak yapılan hemoperfüzyon
da daha çok erişkinlerde uygulanmıştır.
•
Kanın reçine yapısındaki kolonlardan geçirilerek, temizlenmiş kanın
hastaya döndüğü ve ilacın vücuttan atılmasında oldukça etkili olan kan
temizleme yöntemlerinden biridir.
•
•
Birçok ajan için hemodiyalizden daha etkilidir.
Endikasyonları hemodiyalize benzer.
•
Çocuklarda nadir durumlarda kullanılabilecek bir yöntemdir.
Hemoperfüzyon
•
Başlıca endikasyonları
– standart tedaviye yanıt vermeyen teofilin,
– salisilat, barbitürat, karbamazepin, fenitoin, zehirlenmeleridir.
•
Trisiklik antidepresan, parasetamol, digoksin zehirlenmelerinde
etkisizdir
DESTEKLEYİCİ SEMPTOMATİK TEDAVİ
• Tedavinin en önemli yönüdür.
• Çoğu kez tek tedavi şeklidir ve giderek önem kazanmaktadır.
• Esas amaç;
– kritik dönem süresince
– yaşam işlevlerinin devamının sağlanmasıdır.
Solunum desteği
Solunum yolu açık tutulmalı ve gerekirse oksijen verilmelidir.
• Öğürme refleksi baskılanmış veya olmayan hastalarda
aspirasyonu önlemek için ET intübasyon yapılır.
• MSS'yi baskılayan zehirlenmelerde mekanik ventilasyon
gerekebilir.
Kalp desteği
Hipotansiyon veya şoku düzeltmek için IV kristaloid sıvı tedavisi ve kalp
yetmezliği ve şok yönünden dikkatli olmak gerekir
•
Miyokard depresyonu varsa inotropik ajanlar kullanılır.
•
Kardiyak aritmi gelişmişse disritminin özelliğine göre antiaritmik ilaçlar
verilir.
Sıvı homeostazı: Kayıpları ve elektrolit düzensizliğini, asidozu, hipoglisemi,
hiperglisemi gibi metabolik bozukluklar düzeltecek IV sıvı tedavisi
yapılır.
Hematolojik destek: Hemolitik anemi varsa eritrosit transfüzyonu veya
kan değişimi yapılır.
Merkezi sinir sistemi desteği: MSS depresyonu ve konvülziyon olabilir.
Konvülziyon varsa benzodiazepin, fenitoin, fenobarbital kullanılabilir.
Beyin ödemi varsa 0.5-1 g/kg/dozda mannitol başlanır, gerekirse tekrar.
Böbrek yetersizliğinde destek: Renal toksisitesi olan ilaçlarla
zehirlenmelerde böbrek fonksiyonu izlenir. Hemodiyaliz
gerekebilir.
Enfeksiyonların kontrolü: Hayvan veya insan ısırmaları gibi
enfeksiyon olasılığının yüksek olduğu durumlarda ve uzayan
komada nozokomiyal enfeksiyon yönünden hasta izlenir.
Gerekirse antibiyotik tedavisi yapılır
Beslenme desteği: Semptomatik kostik zehirlenmelerde ve uzayan
komada parenteral veya enteral beslenme yapılır
.
Zehirlenme olgularında
• Hastaların çok azı spesifik tedavi gerektirir.
• Büyük bir kısmı genel önlemlerle tedavi edilebilir
• Zehirlenmelerde prognozu belirleyen en önemli faktörlerden
birisi başlangıçla tedavi arasında geçen süredir.
• Bu nedenle hasta oyalanmamalıdır
Download