Kant

advertisement
KANT (1724-1801)
Tüm felsefe tarihinin en önemli filozoflarından biri, Alman Aydınlanmasının örnek filozofudur. Öyle ki
felsefe Kant öncesi ve Kant sonrası olarak ikiye ayrılmıştır. O’na göre felsefe yapmak, bilmeye cesaret
etmektir.
Eserleri: Prolegomena, Saf Aklın Eleştirisi, Pratik Aklın Eleştirisi, Yargı Yetisinin Eleştirisi,
Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi, Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine Gözlemler,
Eğitim Üzerine, Aydınlanma Nedir?
Kant Felsefesi; Eleştiri Öncesi Dönem ve Eleştirel Dönem olarak ayrılır.
Eleştiri öncesi dönemde, felsefesini Leibniz-Wolff geleneğine dayanarak ortaya koymuş, doğa
bilimleri ve teoloji konularında çalışmış, eserler kaleme almıştır.
Eleştirel dönem, Saf Aklın Eleştirisi’ni yayınladıktan sonraki dönemdir. Felsefe tarihinin temel
sorunlarını sistematik ve eleştirel bir şekilde ele alarak, devrim niteliğinde fikirler ortaya koymuştur.
Felsefe tarihi boyunca herkes, metafizik alanında ve bilgeliğin ne olduğu hakkında kimi yargılarda
bulunmuş fakat kimse metafizik diye bir şeyin gerçekten mümkün olup olmadığını sorgulamamıştır.
Bunun araştırılması Kant’ın temel hedeflerinden biridir. Bu doğrultuda üç ünlü sorusu gündeme gelir;
1)NEYİ BİLEBİLİRİM?
2)NE YAPABİLİRİM?
3)NE UMABİLİRİM?
Bu üç temel soru, bilgiye ulaşma iddiasındaki insan aklının sistematik eleştirilmesi planının temel
unsurlarıdır.
Kant’a göre; Bilginin olanağını sorgulamak demek, bu bilgiyi edinme iddiasındaki aklın yetilerini
sorgulamak demek olacaktır. Yani aklın yetilerinin neler olduğuna, neler yapabileceğine, nereye kadar
erişebileceğine dair formel ve güvenilir ölçütler belirlenmeden metafizik yapmak mümkün
olmayacaktır.
Yeniçağ Felsefesinde iki temel gelenek mevcuttur.
1)Rasyonalist gelenek: Descartes, Spinoza, Leibniz
2)Emprisist gelenek: Locke, Berkeley, Hume
Kant bir yandan emprisistlerin savunduğu gibi idelerimizin hammaddesinin bize duyular tarafından
verildiğini kabul etmekte, öte yandan rasyonalistler gibi duyu verilerini kendine özgü yasalarla ideler
haline getirenin akıl olduğunu kabul etmektedir.
AKLIN YETİLERİ:
1)SAF AKIL: Doğruyu; Yani teorik alanı işaret eder. Saf Aklın Eleştirisi’nde ele alınır.
2)PRATİK AKIL: İyiye; Yani pratik ve ahlaki alanı işaret eder. Pratik Aklın Felsefesi’nde açıklanır.
3)YARGI YETİSİ: Güzele; Yani estetik ve beğeni alanına ilişkindir. Yargı Yetisinin Eleştirisi’nde açıklanır.
Saf Aklın Eleştirisi ve bu kitabın açıklamasının yapıldığı Prolegomena adlı eser, Kant’ın bilgi sorununu
ele aldığı temel eserlerdir. Saf Aklın doğası, sınırları, neyi nasıl ve ne ölçüde bilebileceği, saf aklın
hangi yeti ve becerilerinin hangi işi gördüğü gibi sorulara yanıt vermek, bu yanıtlar üzerinden insanın
entelektüel hayatını meydana getiren unsurları ortaya koymak istemiştir.
SAF AKLIN ELEŞTİRİSİ, bilgi nedir sorusuna Kant’ın yanıtıdır.
Kant’a göre, bir şeyin bilgi olabilmesi için öncelikle bir yargı olması gerekir. Yani bir özne ve bir
yüklemden oluşmalıdır. Her bilgi bir önerme ya da yargıdır. (Her yargı bir bilgi değildir)
Kant, yargıları analitik ve sentetik yargılar olmak üzere ikiye ayırmıştır.
ANALİTİK YARGILAR: Bir kavrama, o kavramda bulunmayan yeni bir şey katmaz yani bilgimizi
genişletmez. Sadece kavramı çözümlemeye, analiz etmeye yarar. (Örn. Tüm nesneler yer kaplar)
SENTETİK YARGILAR: Bir kavrama, o kavramda bulunmayan yeni bir şey katan ve dolayısıyla bilgimizi
çoğaltan ve genişleten yargılardır.(Örn. Bazı nesneler ağırdır)
Kant sadece sentetik yargıların bilgi oluşturacağı düşüncesine varır. Bir yargının bilimsel anlamda bir
bilgi oluşturabilmesi için onun her koşulda doğru olması ve bu yargıda özne ile yüklem arası
bağıntının zorunlu olması gerekir. Örneğin;
Hava sıcaktır—Sentetik aposteriori yargı—Bilimsel bilgi değildir
Sıcak genleştirir—Sentetik apriori yargı----Bilimsel bilgidir.
KANT’IN BİLGİ NEDİR SORUSUNA YANITI; Bilgi sentetik apriori yargıdır…
Sentetik apriori yargıların alanı, saf matematik, fizik ( doğa bilimleri) ve metafiziktir.
Tıpkı matematik ve fizikte olduğu gibi bilimsel olan bir metafizik olanaklı mıdır? Kant bu sorgulama
işini eleştirel felsefesinin öncelikli görevi olarak kabul etmiştir. Bu sorun bağlamında oluşturduğu
sisteme, bilginin öğelerini içeren TRANSENDENTAL ÖĞELER ÖĞRETİSİ adını vermiştir.
APRİORİ NEDİR SORUSUNA KANT’IN YANITI; Apriori terimi yargılara uygulandığında mantıksal
zorunluluğa işaret eder. Aynı zamanda tikel duyumlardan üretilemeyen anlamını taşır. Apriori bütün
tecrübemizde önceden varsayılan şeye işaret eder ve son olarak apriori bizim tarafımızdan katılmış
olan şeydir.
Kant, metafizik bilginin (sentetik apriori bilginin) olanağını sorgulama işini eleştirel felsefesinin
öncelikli görevi olarak kabul etmiştir. Transendental felsefe yöntemi aklın doğasını ve işlevlerini
incelemeye yönelik bir yöntem olarak, bilginin sınırlarını belirlemeye çalışır, bilginin kendisini
inceleyen bir yöntemdir.
TRANSENDENTAL ESTETİK; transendental felsefenin yapı iskelesi görevindedir. Estetik, eski Yunanca
duyum,duyumsama, duyu algısı anlamındadır. Transendental estetik, temel olarak insan duyarlığının
deneyimden bağımsız ya da deneyim öncesi unsurlarının, yani apriori öge ve ilkelerinin araştırılması
işidir. Kant şunu ortaya koymak istemiştir; Tüm deneyimimizin ve bilgimizin nesnesi görüngülerdir ve
bilgiler saf sezgiden hareketle düşünce yoluyla edinilirler. Ancak zihnimizi etkilediği haliyle görüngü,
şeylerin esas doğaları hakkında bilgi edinmemize olanak vermez. Bilgilerimizi ancak şeylerin bizi
etkiledikleri yani verili oldukları koşullar altında ediniriz.
Kant’ın Transendental Estetik anlayışı ile vardığı temel sonuç:
BİLGİMİZ NESNE İLE ÖZNE ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BİLGİSİDİR VE ANCAK BU İLİŞKİYİ KAPSAR, NESNEYE
AİT İÇ DOĞAYI YANİ KENDİNDE ŞEYİ DEĞİL…
KOPERNİK DEVRİMİ VE KANT
Kopernik nasıl dünyayı evrenin merkezi yapan sistemi değiştirmiş ve merkeze güneşi koymuşsa,
Kant’ta özne ile nesne arsındaki nihai uyum düşüncesini değiştirmiş ve nesnenin özneye zorunlu
tabiyeti ilkesini koymuştur. Buradaki temel buluş, bilgi yetisinin yasa koyucu olduğu, bilgi yetisinde
yasa koyan bir şey olduğudur. Böylece akılsal varlık yeni güçleri olduğunu keşfeder. Kopernikçi
devrimin bize öğrettiği ilk şey, buyrukları verenin biz olduğumuzdur.
Kant’a göre bilgimizin iki büyük kaynağı vardır.
1) Duyarlılık:Tasarımları alma kapasitesi 2)Anlama yetisi: Bu tasarımlar aracılığıyla nesneyi bilme gücü
Transendent:Tecrübenin mümkün nesnesi olmayan şey! Kant için transendent bilgi imkansızdır.
Transendental: Tecrübenin zorunlu koşullarına işaret eder. Mümkün bilgidir.
Transendental Diyalektik(transendental yanılsama) saf aklın üç temel idesini varsayar ve bunlarla
ilgilenir. Bu ideler: Tanrı, evren ve ruh ideleridir. Metafizik teoriler:
Rasyonel psikoloji: Saf aklın metafizik ruh teorisi
Rasyonel kosmoloji: Empirik olmayan saf akla dayalı evren hakkında teoriler
Rasyonel teoloji: Saf akıl yoluyla sadece Tanrınınvarlığı hakkında kurulan metafizik teoriler
KANT’IN AHLAK ANLAYIŞI
Kant’a göre ahlaki bilgi, insan davranışlarından bağımsız a priori bilgidir. Dünyada iyi bir istemeden
başka kayıtsız şartsız iyi sayılabilecek hiçbir şey düşünülemez. Ne amaç ne de amaca götüren araç
mutlak anlamda iyi olabilir. Ahlaki olarak kendi başına iyi olan tek şey tüm diğer iyi şeylerin zorunlu
koşulu olan ve kendisi koşulsuz olan iyi iradedir. İyi irade ise ahlaki ödevinin ne olduğunu bilen, başka
bir deyişle pratik aklın buyruklarını tanıyan, ödevi bir amaç uğruna değil, ödev olduğu için yapan
iradedir. Kant, mutluluğu nihai amaç olarak gören doğalcı, hazcı, yararcı ahlak anlayışlarına karşı çıkar.
O’na göre ahlaklılık ile mutluluk arasında zorunlu bir ilişki kurmak mümkün değildir.
Kant’a göre ahlak yasası, doğa yasası gibi istisnasız herkes için buyuran ve geçerli olan evrensel
yasadır. Ancak şu fark vardır; İnsan doğa yasasına bilinçsiz ve zorunlu bir şekilde uymak
durumundadır. Fakat bir akıl varlığı olarak insan özgür iradesi ile ahlak yasasına saygı duyarak
eylemde bulunur. Eylemlerin ahlaki değeri, onların sonuçlarından değil, kişinin kendi eylemine temel
yaptığı ilkeden kaynaklanır.
Bir kişi ahlaki bir karar verme durumunda kaldığı her seferinde kendisine şu iki soruyu sormalıdır;
1)Eylemimin temelinde yatan ilkenin mahiyeti nedir?
2)Bu ilke, bütün insanların uyacakları evrensel bir ahlak kuralı olabilir mi?
Koşulsuz buyruk (AHLAK) Kendi içinde hiçbir çelişki içermemeli, tutarlı olmalı ve evrensel olmalıdır.
Kant’ın ahlak yasası şöyle formüle edilebilir: ‘’ Öyle bir eylemde bulun ki, eyleminin ardında yatan ilke
herkes için geçerli evrensel bir yasa olsun’’
Kant’ın estetik anlayışı
Beğeni, bir nesne üzerine hiçbir karşılık gözetmeksizin hoşlanma ya da hoşlanmama ile yargıda
bulunma yetisidir. Böyle bir hoşlanmanın konusuna da güzel deriz. Güzel, kavramsız bir şekilde genel
olarak hoşa giden şeydir.
Download