Mayıs-1984 İSLAM`DA SPOR ***

advertisement
Mayıs-1984
İSLAM'DA SPOR
Seyfettin ERSOY
Raportör
Muhterem Müslümanlar!
İnsanlar bu dünyaya imtihan için gönderilmiştir.
Hem de dünya ve ahireti birlikte kazanma imtihanı için...
Yarın için bugünü faydalı hale getirme yarış ve çabası
için... Bu meşgale içerisinde insan zaman zaman yorulur,
sıkılır, bunalır, biraz rahatlama ve gevşeme ihtiyacı
hisseder. Büyük bir imtihan heyecanı ile yorulan ve
başarıya ulaşması neticesinde rahatlık hisseden kimsenin
duyduğu huzuru duymak ister. Bu huzuru o, bazen
yapmakta olduğu bir işi değiştirip başka bir işe
başlamakla elde eder, bazen de şöyle bir beş on dakika
istirahate, uykuya çekilmekle... Zira devamlı aynı işle
meşgul olan bir kişi bu uğraşısını bırakıp, başka bir işe
başladığında ruhi ve bedeni bir rahatlık hisseder. Çoğu
zaman bunlar da yetmeyerek bedenin fiziki hareketine,
organların çalıştırılmasına ihtiyaç duyar.
Aziz Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam, Müslümanların hayat
içerisinde
karşılaştıkları yorgunluk, üzüntü
ve
kederlerini hafifletmek amacı ile bir takım oyun ve
sporların yapılmasına müsade etmiş hatta teşvik etmiştir.
İslam'ın teşvik ettiği sporun çok değişik gaye ve
faydaları vardır. Ki bunlar bir taraftan Müslümanların
ibadetlerine ve diğer görevlerine daha kuvvetli bir arzu
ile sarılmalarına sebep olur. Diğer taraftan da yine
onların yurt savunmasına topyekün hazırlıklı olmalarını
sağlar. Bu tür oyunlar içerisinde sevgili Peygamberimiz
(s.a.v.) yüzme, atıcılık, binicilik, koşu (atletizm) ve
güreş gibi sporları tavsiye ve teşvik etmiş, hatta kendileri
de bizzat bunlarla meşgul olmuşlardır. (1) Nitekim
atıcılık, İslamiyette en fazla önem verilen spor
dallarından biri olmuştur. Kuranı Kerim'deki "onlara
(düşmanlara) karşı gücünüz nisbetinde kuvvet
hazırlayınız (2) mealindeki ayeti kerimede belirtilen
kuvvetin "atıcılık" olduğunu üç defa belirterek söyleyen
Peygamberimiz, (s.a.v.) (3) hem atıcılığın önemine hem
de günümüzde kullanılan her çeşit atış aletleri, atom,
roket, füze, top, tüfek vb. harb aletlerinin kullanılmasına
işaret etmiştir.
Ayrıca boş kalan, canı sıkılan ve dinlenme ihtiyacı
duyan kimselere hitaben de Peygamberimiz "Sizden
biriniz gam ve sıkıntı bastığı zaman, yayını kuşanıp
kederini onunla dağıtmasından başka yapacak bir şeyi
yoktur" buyurmuştur. (4)
Bir gün Peygamberimize, ashabı kiramdan bir
grubun eğlenmeye gittiği söylendiğinde, memnun
olmamış fakat "atışa" gittiklerinin söylenmesi üzerine
"Atış boş eğlence değildir atış vakit geçirdiğiniz
eğlencelerin en hayırlısıdır" buyurmuştur. (5)
Binicilik te dinimizde teşvik edilen spor dallarından
biridir. Kuranı Kerim'de yüce Allah buna işaretle
"Binmeniz için ve bir ziynet olarak atlan yarattık"
buyurmaktadır. (7) Peygamberimiz de (s.a.v.) "atıcılık
ve binicilik öğreniniz" (8) diyerek, binicilik öğrenmeyi
Müslümanlara tavsiye etmiştir. Matta biniciliği sadece
teşvik etmekle kalmamış, zaman zaman müsabakalar da
düzenleyerek bu müsabakalarda derece alanlara maddi
ödüller vermiştir. (9)
Aziz Müslümanlar!
Atıcılık ve binicilik yanında İslamiyette koşunun da
tavsiye edildiğini ve ashabı kiramın buna gereken önemi
verdiğini görüyoruz. Peygamberimiz (s.a.v.) bu hususla
da "İki hedef arasında koşan kimsenin her adımı için bir
hasene (iyilik) vardır" (10) buyurmuşlardır. Bir başka
sözünde de, "ok yarışı yapın, vücutça sertlesin, yalın
ayak yürüyün" dediği rivayet edilir. (11)
Güreş de, Sevgili Peygamberimizin bizzat yaptığı
sporlar arasındadır. Rivayete göre Peygamberimiz,
Pehlivan Rukane ile defalarca güreşmiş ve her defasında
onu yenmiştir. (12)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.) ümmetine her konuda
güçlü olmalarını tavsiye ettiği gibi, yukarıda sözünü
ettiğimiz ve benzeri spor dallarında da güçlü olmalarını
istemiştir. Sadece istemekle kalmamış, zaman zaman
kendisi de buna katılmak suretiyle önderlik etmiştir.
Bununla beraber, "boş vakit ve sıhhatin insanların
çoğunun değerlendiremediği iki büyük nimet" (13)
olduğunu söyleyerek, yapılan bu spor dallarında, faydalı
daima önde tutmuş, dünyasına ve ahiretine faydalı işlerle
uğraşmayı
kişinin
Müslümanlığının
güzelliğinden
saymıştır.(14) Boş ve faydaSız oyunlar için yaratılmadık
(15) diyerek, büyüklerin maksatsız sadece hoş vakit
geçirmeye yönelik eğlence ve sporlarını da doğru
bulmamıştır. Ayrıca bu sporların; insanı yorucu ve bitkin
hale getirici olmamasına da önem gösterilmiştir.
Aziz Müslümanlar, şurası bir gerçektir ki; bugün
toplumumuzda rağbet gören ve uygulanan bütün spor
dalları, .Peygamberimiz zamanında yoktu. Bu sebeble
bunlardan her biri hakkında Peygamber (s.a.)'in teşvikini
nakletmek mümkün değil ise de, her Müslümanın,
bünyesine uygun bir spor dalı ile uğraşmasına hiçbir dini
engel yoktur. Ancak, bu sporlar yapılırken dini görevleri
aksatıcı, ilmi ve mesleki çalışmaları engelleyici, ahlaki
kıymetleri zedeleyici olmamasına dikkat edilmelidir.
Ömrün en kıymetli bir hayat sermayesi olduğu göz
önünde bulundurulursa, Müslümanların vakitlerini
lüzumundan fazla spora ayırmaları da uygun değildir.
Yapılan sporların Müslümanın dünyasına ve ahiretine
faydalı olmasına dikkat etmelidir.
Hutbemizi,
Sevgili
Peygamberimiz
(s.a.)'in
mübarek bir sözü ile bitirelim:
Beş şey gelip çatmadan şu beş şeyin kıymetini iyi
bil:
1 Ölüm gelmeden önce hayatın,
2 Hastalıktan önce sıhhatin,
3 Meşguliyetinden önce boş vaktin,
4 İhtiyarlıktan önce gençliğin,
5 Fakirlikten önce zenginliğin.(16)
***
1- T aberâni. fedâilu'r-Remy: 5/b; Müslim imaret: 168 (3-1522, 1918 H)
Ebû Dâvût, cihad: 23 (3.132513 H); a.g.e. cihad: 68 (3.29.2578 H)
2- 8. Enfâl: 60
3- Riyâzüssalihin tere: 2/563
4- T aberani, Ebu'l-Kâsım Süleyman ibn Ahmed (v.360);
Hz.Peygamberimizin Sünnetinde terbiye: 255 Diy.Yay.
5- Kenzu'l-ummal: 4,292; Fz.kadir: 4.59
6- Dârimi: 2,124. 2410 H
7- Nahl: 8
8- Riyâzüssalihin: 2/1564; Dârimi: 2,124,2410 H.
9- Nesei, Hayl: 14 (6.226)
10- T aberani, Fadbir-Remy: 23/a
11- Mecmau'z-Zevaid (Heyremi) 5/136
12- ibnu Hişam: 1,390-91
13- Buhari, tecrid-i Sarih tercümesi: 12/177,357
14- İbnu Mâce, Sünen: Fiten 12 (2.3976 H)
15- Al Muttaki, al-Hindi, Kenzu'l-ummal: 4/292
16- Fethu'l-Kebir, Celal Suyûti, 1/203, Hâkim, Ahmed ibn Hanbel,
Zühd.
Download