Çevre ve Meteoroloji Alanında İşbirliği Geliştirme Toplantısı

advertisement
“ÇEVRE VE METEOROLOJİ ALANINDA
İŞBİRLİĞİ GELİŞTİRME TOPLANTISI”
(TÜRKİYE-İRAN-IRAK-SURİYE)
PROF. DR. VEYSEL EROĞLU’NUN HİTAPLARI
29 Eylül 2010/TAHRAN
Saygıdeğer Bakanlar,
Değerli Katılımcılar,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünya nüfusunun hızla artması ve küresel ekonominin sürekli genişlemesi neticesi tabii
kaynaklar üzerindeki baskılar gün geçtikçe artmakta, aşırı tüketim ile birlikte temel çevre
göstergeleri giderek daha çok bozulmaktadır.
Günümüzde yaşanan tabii afetler ile kendisini hissettiren çevre meseleleri, küresel ve bölgesel
ölçekte ekosistemi ve hayat kalitemizi etkilemektedir.
Mücadele edilen çevre problemlerinin en başlarında; İklim Değişikliği, Kuraklık ve Çölleşme,
Ormanların tahribi, Biyoçeşitliliğin Azalması, Hava Kirliliği ve Asit Yağmurları, Su Kıtlığı,
Atıksu, Katı Atık ve Tehlikeli Atıklar gelmektedir.
Bölgesel ve küresel ölçekteki bu meselelerle de ancak bölgesel ve küresel ölçekte işbirliği ile
çözülecektir. Bu sebeple bölgemizdeki ülkelerin işbirliği büyük önem arz etmektedir. Bu
maksatla, Nisan ayı sonunda Ankara’da gerçekleştirilen “Çevre ve Meteoroloji Alanında
İşbirliği Toplantısı” bölge ülkelerinin meselelerin çözümünde birlikte hareket etme isteğinin
hayata geçirilmesindeki ilk adımı olmuştur.
Bilindiği üzere Toplantı da “Ankara Deklarasyonu” ile 2 yıllık bir Eylem Planı hazırlanması
kararı alınmıştır. Çevre, hava kalitesi, atmosferik toz taşınımı, rüzgâr erozyonu, kuraklık ve
çölleşme, ormancılık, erozyonla mücadele ve meteoroloji alanında bilgi, tecrübe ve veri
alışverişini kapsayan “Bölgesel Eylem Planı” ülkelerimizin değerli uzmanları tarafından
hazırlanmıştır.
Türkiye olarak çevre alanında son dönemde yapmış olduğumuz hukuki düzenlemeler ve
yatırımlar sonucu mahalli çevre problemleri ile mücadelede büyük ölçüde başarı sağlanmıştır.
Diğer taraftan, bölgesel ve küresel ölçekte yürütülen çalışmalara katılan ve destek olan
ülkemiz, bölgemizde önümüzdeki 100 yıllık dönemde yaşanması muhtemel çevre sorunlarını
tespit ederek, gerekli tedbirleri almaya çalışmaktadır.
Saygıdeğer Bakanlar,
Değerli Katılımcılar,
Özellikle son dönemde dünya üzerinde yaşanan küresel iklim değişikliği ve meteorolojik
karakterli tabii afetler, toplumların meteoroloji konusuna olan alakasını daha da artırmıştır.
Meteorolojik ve hidrolojik kaynaklı afetler, bütün dünyada çok sayıda insanın ölümüne ve
ciddi maddi kayıplara yol açmaktadır. Artan olağanüstü hava olayları, fırtınalar, seller ve
kuraklıklar, zirai verimliliği ve üretim miktarını da etkilemekte, bitki ve hayvanlardaki
hastalıkların artmasına sebep olmaktadır.
Bakanlığımın bağlı kuruluşu olan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, bilimsel
araştırmalar ve teknolojik yatırımlar sayesinde, hava tahminlerindeki doğruluk oranını %
90’lara ulaştırmıştır. İsabetli tahminler ve zamanında yapılan ikazlar, ülke genelinde yaşanan
olumsuz hava şartlarına karşı gerekli tedbirlerin alınmasına büyük katkı sağlamaktadır.
Küresel iklim değişikliği konusunda Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli tarafından son
yapılan tahminlere göre, 1990 - 2100 yılları arası dönemde, iklim değişikliğine sebep olan
faaliyetlere herhangi bir sınırlama getirilmediği takdirde, küresel sıcaklığın 2-4 °C arasında
artacağı tahmin edilmektedir.
İçinde bulunduğumuz Akdeniz Havzası, küresel iklim değişikliğine en hassas bölgelerden
biridir. Bölgemiz için yapılan bölgesel iklim modeli çalışmalarının neticeleri de gelecekte bu
değişikliklerin süreceğini ortaya koymaktadır.
Akdeniz iklim kuşağının özellikleri olan yaz kuraklığı, ani ve yoğun yağışlar, seller, sert
rüzgârlar, bu iklimin hüküm sürdüğü bölgeleri daha da hassas hale getirmektedir. Bu sebeple
hem tabii afetlerin risklerinin azaltılması, hem de erken ikaz sistemlerinin kurulabilmesi için
daha fazla bilgiye ve bölgesel işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır.
Toz taşınımı, Dünya ekosistemi için büyük önem taşımaktadır. Türkiye ve çevresindeki çöl
(Sahra, Arabistan gibi) ve yarı-kurak alanlardan kalkan toz aerosollerin taşınması, iklim, kara
ve deniz ekosistemleri ile insan sağlığı açısından büyük öneme sahiptir.
Bu maksatla geliştirilen “toz taşınım modelleri” ile yapılan tahminler, toz taşınım yollarının
belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması konusunda olumlu sonuçlar vermektedir.
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğümüz tarafından yürütülen Toz Taşınımı Tahmini
çalışmaları çerçevesinde, kullanılan tahmin modeli Temmuz ayında güncellenerek, tahmin
kalitesi artırılmıştır.
Meteoroloji alanında da uluslararası ve bölgesel işbirliğine büyük önem vermekteyiz. Bu
çerçevede, çok sayıda faaliyetimiz bulunmaktadır. Bu faaliyetlerimizden söz etmek gerekirse;
Yüksek Performanslı Bilgisayar kullanımı ile kısa ve orta vadeli tahminlerin tutarlılık oranları
yükseltilmiştir.
Ankara, İstanbul ve Antalya’da bulunan Dünya Meteoroloji Teşkilatı bünyesindeki Bölgesel
Eğitim Merkezlerimizde bugüne kadar 30 adet kursta, 84 ülkeden 358 kursiyere eğitim
verilmiştir.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Dünya Meteoroloji Teşkilatı VI. Bölge
bünyesinde Doğu Akdeniz Virtüel İklim Merkezi olarak kabul edilmiştir. Bu merkezde,
bölgemize yönelik iklim değişikliği izleme ve mevsimlik tahmin hizmetleri temin
edilmektedir.
15–24 Şubat 2010 tarihlerinde Antalya’da Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın büyük ölçekli
önemli toplantılarına ev sahipliği yaptık. Bunlar, “Değişen İklim ve Sürdürülebilir
Kalkınmaya Yönelik İklim Hizmetlerinin İhtiyaçları” konulu teknik konferans, Klimatoloji
Komisyonunun 15. Oturumu ve Ortak Bilim Komitesinin 31. Toplantısıdır. Bu toplantılara,
82 ülkeden 250’nin üzerinde uzman katılmıştır.
Diğer bir önemli faaliyet, 29 Mart - 31 Mart tarihlerinde yine Dünya Meteoroloji Teşkilatı
(WMO) ile birlikte, ABD Hidrolojik Araştırma Merkezi (HRC), ABD Uluslararası Kalkınma
Merkezi (USAID), ABD Ulusal Hava Servisi’nin (NWS) desteklediği Bölgesel Ani Sel
Kılavuz Sistemleri ilk çalıştayını gerçekleştirdik. Çalıştaya Karadeniz ve Ortadoğu
ülkelerinden Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Irak, Suriye, Bulgaristan ve Romanya’dan
temsilciler iştirak ettiler. Toplantı neticesinde, DMİ Genel Müdürlüğü “Karadeniz ve
Ortadoğu Bölgeleri Ani Taşkın Uyarı Merkezi” olarak seçilmiştir.
Ayrıca, uluslararası boyutta ülkemizde ilk defa 27-28 Mayıs 2010 tarihlerinde Bakanlığımız
himayesinde, "Sürdürülebilir Kalkınma ve Hayat için Meteoroloji" temalı I. Meteoroloji
Sempozyumu yapılmıştır.
Son olarak; 3 Eylül 2010 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri Ticaret ve Gelişme Ajansı
(USTDA) ile Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Hazine Müsteşarlığı arasında
imzalanan "Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi Projesi” Hibe Antlaşmasına değinmek
istiyorum.
Anlaşma ile teklif edilen "Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi" için bir fizibilite çalışması
gerçekleştirilecektir. Bu çalışma, Türkiye’de yüksek riskli alanlarda meydana gelen
taşkınlardan dolayı oluşan can, mal ve ekonomik kayıpları azaltmak maksadıyla, sistemi
uygulamaya koymaya yönelik bir yol haritasını ve ilave tahmin ve modelleme imkanlarının
geliştirilmesini ihtiva etmektedir.
Saygıdeğer Bakanlar,
Değerli Katılımcılar,
Çölleşme; kurak, yarı kurak, nemli alanlarda iklim değişmeleri ve insan faaliyetleri
neticesinde oluşan arazi bozunumu olarak tanımlanmıştır.
Yerküredeki 4 milyar hektardan fazla alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar nüfusun
hayatını doğrudan tehdit eden çölleşme ve kuraklık sadece çevresel bir problem olmayıp,
ekonomiyi ve kalkınmayı da menfi yönde etkilemektedir. Eğer tedbir alınmazsa insanlığın
hayat ve destek sistemi olan yerkürenin ekosistemi bozularak dünyamız yaşanamaz bir hale
gelecektir. Bizler bugünden yarınlarımız için gerekli tedbirleri almak mecburiyetindeyiz.
Birleşmiş Milletler Çölleşme İle Mücadele Sözleşmesi kapsamında Türkiye, hem ulusal hem
de uluslararası alanda çölleşme ve erozyonun yol açtığı olumsuzluklarla mücadelede etkin bir
rol üstlenmiştir. Ülkemizde bugüne kadar bozulan tabii dengeyi yeniden kurmak ve
sürdürülebilir hale getirmek için bugüne kadar yaklaşık 6 milyon hektar alanda ağaçlandırma,
ormanların iyileştirilmesi ve erozyon kontrolü çalışması yapılmıştır.
Dünyada orman varlığının azalmasına mukabil, envanter sonuçlarına göre son 30 yılda orman
varlığımız 1,2 milyon hektar artarak 21,4 milyon hektara ulaşmıştır. Ülkemiz büyük ölçekli
ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmaları yürütmektedir. Bu gaye ile, “Milli
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği” başlatılmıştır.
Hazırlanan Eylem Planı ile 2008 – 2012 yılları arasında 2,3 milyon hektar alanda
ağaçlandırma, ormanların iyileştirilmesi ve erozyon kontrolü çalışması planlanmış olup
2,3 milyar fidan toprakla buluşturulacaktır. Yürütülen çalışmalar neticesi, belirlenen hedefler
aşılarak; 2008, 2009 yıllarında planlanmış olan toplam 860.000 hektar erozyon kontrolü,
rehabilitasyon, ağaçlandırma programına karşılık 964.979 hektar gerçekleşme sağlanmış,
566 milyon adet fidan dikilmiştir.
Saygıdeğer Bakanlar,
Değerli Katılımcılar,
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu tehlikeler ile baş edebilmenin tek yolu, ülkelerin karşılıklı
işbirliği içerisinde etkin eylemler gerçekleştirmesi ve ortak problemler karşısında birlikte
hareket edebilme kabiliyetini kullanabilmesidir.
Bölge ülkeleri Türkiye, Irak, İran ve Suriye’ öncelikleri arasında;
 Toz ve kum fırtınası ile mücadele ve zararlarının azaltılması,
 Meteorolojik afetlerden daha az etkilenmek için isabetli hava tahmini ve erken uyarı
yapacak sistemlerinin geliştirilmesi,
 Afet Risk Yönetimi,
 Hava kalitesi ve meteorolojik gözlemlerin yaygınlaştırılması
 Su ve hava kalitesinin artırılması, atık su yönetimi,
 Çevre ve Meteoroloji, alanında kurumsal kapasitelerin artırılması ve bilgi ve uzman
değişimi
 Çevre ve Meteoroloji alanında ortak projeler geliştirilmesi
 gibi konular sayılabilir.
Türkiye, Irak, İran ve Suriye’nin bölgesel işbirliğinin maksadı ;
 “Çölleşmeyle Mücadele, Ormancılık, Toprak Islahı ve Toprak Erozyonunun Kontrolü
ile Toz ve Kum Fırtınası”,
 “Meteoroloji”,
 “Çevre, Hava Kalitesi Yönetimi ve İklim Değişikliği”
 alanlarında işbirliğini geliştirerek, daha yaşanabilir çevre, tabii afetlerdeki daha az can
ve mal kaybını sağlamaktır.
Bölge Ülkeleri için öncelikli problem olan “Toz ve Kum Fırtınasını önleyici tedbirler
içersinde” toprak erozyonunun kontrol etmek, çölleşmeyle mücadele etmek, ağaçlandırmak,
orman yangınları ile mücadele etmek, toprağı ıslah etmek gibi tedbirler sayılabilir. Yine toz
ve kum fırtınasının zararlarını azaltmak için, önceden toz ve kum fırtınasını yerel bazda
miktarı ve süresine kadar tahmin ederek özellikle insan sağlığı ve ulaşım açısından çeşitli
tedbirler almak mümkündür.
Bölgemiz için oldukça önemli olan çevre meseleleri ile mücadele konusunda, sahip
olduğumuz tecrübeleri dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaya hazır olduğumuzu ifade etmek
isterim.
Netice olarak; toplantı sonucunda oluşturulan Bölgesel Eylem Planının ve alınan kararların,
ülkelerimiz arasında geleceğe dönük müşahhas projelerin hayata geçirilmesi açısından önemli
katkılar sağlayacağı ümidiyle, sizlere ve bütün heyet üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum.
Download