İmmün Sistem Kaynak

advertisement
İMMÜN SİSTEMDE DEĞİŞİM
YAŞAYAN BİREY VE AİLENİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Doç. Dr. Sultan Kav
21 Ekim 2013
Hedefler

İmmün sistemde yer alan çeşitli doku,
organ ve hücrelerin işlevlerini
açıklayabilme

Hümoral ve hücresel immün yanıtı
tanımlayabilme

İmmün yanıtta değişim sonucu ortaya
çıkan bozuklukları sıralayabilme
İmmün sistem
İmmün sistem merkezi ve periferal lenfoid dokuları
içerir ve immün hücreler vücuda giren mikrop ve
yabancı maddelere karşı koruma sağlar
İmmün sistem antijen olarak adlandırılan yabancı
maddeleri tanıma özelliğine sahiptir
İmmün sistemdeki koordine ve kollektif etkileşim
ve yabancı maddeyi antijen olarak tanıması ve
immün yanıt/tepki olarak adlandırılır.
Primary &
Secondary
Lymphoid
Organs
İmmün Sistem Doku ve Organları
Majör lenfoid organ ve
dokular
Timus ve kemik iliği primer/birincil (santral)
lenfoid organlar olarak bilinir. T ve B
hücrelerinin olgunlaştığı bölgelerdir.
Hücresel ve hümoral yanıt sekonder/ikincil
(periferal) lenfoid organ ve dokularda
gerçekleşir.
Majör lenfoid organ ve
dokular
Sekonder lenfoid organlar savunmadaki vücut
bölümlerine göre sınıflanabilir. Dalak kandaki
antijenlerden sorumludur. Lenf nodları cilt ya da
mukozadan giren lenf sistemindeki antijenlere
yanıt verir. Mukozal bariyerlerden giren antijenlere
yanıt veren tonsiller, Peyer's plakları, ve diğer
mukoza ile ilişkili lenfoid dokular (MALT).
Kemik iliği hem pirmer hem de sekonder lenfoid
organdır, çünkü B ve NK hücrelerini arttırır, B
hücrelerin (uzun süre canlı kalan plazma
hücreleri) olgunlaştığı bölgedir.
Timus
Timus, insanda mediasten boşluğunun üst kısmında,
sternum kemiği arkasında yer alır. Doğumdan
itibaren gelişmeye başlar, ergenlik çağında en büyük
şeklini alır, ileri yaşlarda tekrar küçülür. Anatomik
olarak iki loblu ve kapsül ile çevrilidir.
Kapsülün içe doğru uzantıları
ile loblar daha küçük
bölümlere (lobüllere)
ayrılırlar. Her lobül korteks
(kabuk) ve medulla (ortada
iliksi bölge) olmak üzere iki
kısımdan oluşur.
Timus
Kortekste hücre yoğunluğu fazladır ve bunlar Kİ'den
gelen olgunlaşmamış lenfosit (timosit) kümeleridir.
Hızla çoğalırlar ancak büyük bir kısmı (%95’den
fazlası) uygun tipte antijen üretmediği için hemen
ölür. Yalnızca yabancı antijenleri tanıyan ve kendi
antijenlerine reaksiyon göstermeyen hücrelerin
olgunlaşmasına izin verilir. Bu süreç timik
seleksiyon olarak isimlendirilir. Olgun
immünkompetan T hücreleri timusta 2-3 gün
kaldıktan sonra kan dolaşımıyla periferal lenfoid
dokulara girer.
Dalak
Dalak vücuttaki en geniş lenfoid organdır
Karında sol üst köşede yer alır ve 100-200 gr ağırlığındadır
Kapsül ile çevrilidir ve bu kapsülün içe doğru uzantıları
bulunur.
Dalak kesitinde koyu renkli kısımlara kırmızı pulpa denir.
Bunlar venöz sinüzoidlerden oluşmuştur ve içlerinde bol
miktarda harabolmuş eritrosit bulunur.
Dalak kesitinde soluk renkte görünen kısımlara beyaz pulpa
denir. Beyaz pulpa, dalağa giren atardamarın en son uç
kısımları olan arteria centralis çevresindeki lenfoid dokudur.
Bu dokuda arteriolün hemen çevresinde T-lenfositler
kümelenmiştir. Ayrıca beyaz pulpa içinde B-lenfositlerin
oluşturduğu foliküller bulunur.
Dalak
Dalağın görevleri;
Bir immün sistem organı olarak hücresel ve
hümoral bağışık yanıt oluşturarak vücut
savunmasına katılır.
Ayrıca güçlü fagositik işlevi ile kanı yabancı
ve zararlı parçacıklardan (özellikle
mikroorganizmalardan) temizler.
Damar yapısı ile portal kan akımını düzenler
Soru?
Dalak herhangi bir nedenle hasarlanır
(örneğin travma ya da enfeksiyon
nedeniyle ) ya da işlevi azalırsa ne olur?
İmmün Sistem Hücreleri
Lenfositler (kan lökositlerinin %25-35’ini oluşturur)
T lenfosit (Kan lenfositlerinin %60-70)
B lenfosit(Kan lenfositlerinin %10-20)
non-lenfoid hücreler (yardımcı hücreler)
mononükleer fagositler
dendritik hücreler
antijen sunumunda yardımcı diğer hücreler
NK (Natural Killer: Doğal Öldürücü) Hücreler
İmmün Sistem Hücreleri
Hücre tipi
Makrofajlar
İşlevi
Hücresel artıkları içine alır, yabancı protein ya
da antijenleri lenfositlere sunar. Fagositik
hücreler vücudun her yerinde bulunabilir.
Nötrofiller
Hasarlanmış doku bölgesine hareket
eder.baketeriyel kolonizasyon ve infeksiyonlara
karşı önemli savunuculardır
Eozinofiller
Parazitif infeksiyonları önlemede önemlidir.
Adaptif immünitede aktiftir.
Bazofiller
Mukozal yüzeyleri korur. İnflamatuvar yanıtı
destekleyen hücre mediatörlerini salgılar.
İmmün yanıtı sürdüren ve destekleyen hücresel
mediatörleri sağlar.
Mast
hücreleri
İmmün Sistem Hücreleri
Hücre tipi
İşlevi
B lenfositler Antikor üretir. Konakçı hücrenin dışında bulunan
antijenler için özgül immünite sağlar.
Antikorlar
(immünglobulinler)
Özgül antijenlere bağlanır ve fagositik hücreleri
çekerek inflamasyonu destekler.
IgG: infeksiyona yanıtta en yaygın antikordur
IgA: dışa açılan boşluklar yoluyla organizmaların girişini
önler
IgM: primer yanıtta aktiftir; sitotoksik yanıta aracılık eder.
IgE: alerjik yanıtta aktiftir
IgD:işlevi bilinmemektedir
T lenfositler
Üç ana işlevi vardır: yardımcı, öldürücü ve
baskılayıcı. Antijenleri yok edebilir ve diğer immün
sistem hücrelerinin aktivitesini düzenler
İmmün Hücrelerin gelişimi
• Tüm hücreler hematopoetik kök hücreden oluşur.
• Polimorfonükleer granülositler ve monositler dolaşımdan
dokulara geçer
• Mast hücreleri tüm dokularda tanımlanabilir/bulunur
• B hücreler fetal dönemde karaciğerde ve memelilerde
kemik iliğinde olgunlaşır, T hücreler ise timusta olgunlaşır.
• NK hücrelerle büyük granüler lenfositlerin aktivitesi kemik
iliğindedir.
• Lenfositler sekonder lenfoid dokulara tekrar sirküle olur.
• Dendritik hücreler sekonder lenfoid dokularda antijen
sunan hücreler gibi etki eder.
İmmün Hücrelerin gelişimi
Kemik İliği
Lenfoblastlar
Kemik iliği
matürasyonu
B Lenfositler
Bellek
hücreleri
Plazma
hücreleri
Timus
Regülatör
T hücreleri
Yardımcı T
hücreleri
effektör T
hücreleri
Baskılayıcı
T hücreleri
Sitotoksik
T hücreleri
Antikorlar
Hümoral Yanıt
Hücresel (hücre-aracılı) Yanıt
Beyinde mikroglial hücreler
Akciğerlerdeki alveoler makrofajlar
Karacigerdeki Kupffer hücreleri
Dalak ve lenf dügümlerindeki
makrofajlar
Böbrekte mezangial makrofajlar
Kandaki monositler
Seroz boşluklardaki makrofajlar
Kemik dokudaki osteoklastlar
Bağ dokusu histiositleri
Tüm bu hücrelerin oluşturduğu topluluk mononükleer fagositik sistem
veya retiküloendotelial sistem (RES) olarak da adlandırılır.
B Hücreleri
B lenfositler hümoral (antikora dayalı)
immüniteden sorumlu hücrelerdir. Kuşlarda
Fabricius kesesinde, memelilerde kemik iliğinde
olgunlaşırlar. Kandaki lenfositlerin %25'i,
dalaktakilerin %50'si B-lenfosittir.
Her bir B hücresi genetik olarak özel bir antijen için
bir yüzey reseptörü oluşturmak için
programlanmıştır. Bu antijen reseptör molekülü
antikor olarak isimlendirilir.
B Hücrelerinin klonlaşması
Her B hücre antijen reseptörü gibi
kullandığı yalnızca bir antikor (özel
tek bir antijene özgü) oluşturur.
Antijen yalnızca spesifik antikoru
olan B hücresine bağlanır(bu
örnekte 2 nolu), bu hücreleri
plazma hücreleri ve bellek
hücrelerine farklılaşmaya ve
bölünmeye götürür, tüm bunlar
orginal B hücre ile aynı özelliğe
sahiptir. Böylece bir antijen
kendisine karşı reaksiyon
gösterebilen B hücreleri klonlarını
seçer.
İmmünglobulinler
Sınıfı (%)
fonksiyonları
IgG (%75): Antiviral, antitoksin ve antibakteriyel
özellik gösterir; plesenta yoluyla geçen tek Ig
dir; yeni-doğanın korunmasından sorumludur;
kompleman tarafından aktive olur ve
makrofajlara bağlanır.
IgA (%15): Tükrük, burun ve solunum
sekresyonları gibi vücut sıvılarında ve anne
sütünde bulunur; mukoz membranları korur
İmmünglobulinler
Sınıfı (%)
fonksiyonları
IgM (%10): ABO kan antijenleri gibi doğal
antikorlardır; erken immün yanıtta görev alır;
IgD (%0.2): B lenfositlerde bulunur; B
hücrelerinin olgunlaşması için gereklidir
IgE (%0.004): mast hücreleri ve bazofillere
bağlanır; parazitik infeksiyonlara, allerjik ve
hipersensitivite reaksiyonlarına katılır
Antikor mikroba ve fagosite
bağlanan bir adaptör gibi etki eder
Antikor antijen
bağlayıcı bölgesini
kullanarak mikrop
yüzeyinde bulunan
antijenin belli bir
bölgesine (epitope)
bağlanır. Bu bölgeler
antikorun “Fab”
kısmındadır.
Antikorun gövdesi
“Fc” kısmı fagosit
yüzeyindeki
reseptöre tutunabilir.
T Hücreleri
T lenfositler hücresel tipte immün yanıttan sorumludur.
Kemik iliğinde yapılan T öncü hücreler timusta olgun T
lenfosit haline gelirler. Bu olgunlaşma sırasında T
lenfosit yüzeyinde pek çok reseptör yerleşir.
T-hücre yüzeyinde yüzey immünglobulini bulunmaz.
Bunun yerine antijenleri özgül olarak tanıyan "T hücre
reseptörü = TCR" bulunur.
Bir T lenfositi sadece tek bir çeşit antijen için TCR taşır ve
B lenfositlerinde olduğu gibi immün sistemde zaman
içinde karşılaşma ihtimali olan onbinlerce çeşit antijene
yanıt verebilecek onbinlerce çeşit T lenfositi bulunur.
Çeşitli fonksiyonları olan farklı
tipte T hücresi vardır:
Bir grup mononükleer fagositlerle etkileşir ve intraselüler
patojenlerin yok edilmesine yardım eder. Bu hücreler tip
I yardımcı (Hepler) T hücreleri ya da TH1 hücreleridir.
Diğer grup B hücreleri ile etkileşir ve B hücrelerinin
bölünmesine, farklılaşmasına ve antikor yapmalarına
yardım eder. Bu hücreler tip 2 yardımcı (Hepler) T
hücreleri ya da TH2 hücreleridir.
Üçüncü grup T hücreleri virüslerle ya da diğer intraselüler
patojenler tarafından infekte olmuş konakçı hücrelerinin
yok edilmesinden sorumludur. Bu etki sitotoksisite
olarak isimlendirildiği için bu T hücreleri sitotoksik T
lenfositleri ( Tc hücreler) olarak söylenir.
T lenfositleri uzun ömürlüdür.
Bellek T lenfositleri ise antijeni tanımış
olan çok uzun ömürlü ve antijenle tekrar
karşılaştığında çok hızlı ve güçlü immün
yanıt oluşturan hücrelerdir.
NK (Natural Killer) Hücreleri
T, B ve monosit-makrofajlardan yapısal ve fonksiyonel
olarak farklı lenfositlerdir.
NK hücresi virüsle infekte hücreleri ve tümör hücrelerini
öldürebilen nonspesifik effektör bir hücredir.
Natural Killer yani doğal öldürücü olarak
adlandırılmalarının nedeni, sitotoksik T hücrelerine
benzemeksizin, aktive olmadan önce spesifik antijeni
tanımaya gerek duymazlar
NK ve T sitotoksik hücrelerinin ikisi de hedef bir hücre
ile temas sonrası öldürür.
Clusters of Differentiation (CD):
Olgun T ve B hücreleri CD olarak adlandırılan yüzey
molekülleri gösterir.
Bu moleküller ait oldukları hücrenin fonksiyonlarını
tanımlamada kullanılır örneğin CD4+ T yardımcı
hücreleri ve CD8+ T sitotoksik hücreleri gibi.
Birçok hücre yüzeyindeki CD molekülleri immün
hücreler üzerinde ayırt edilmesi bilim adamlarına bu
hücreler tarafından gösterilen normal ve anormal
süreçleri çalışma fırsatı vermişir.
AIDS e neden olan HIV (Human Immünodeficiency
Virüs) virüsü CD4+ yardımcı T hücrelerini yok eder.
Major histocompatibility Complex
(MHC) molekülleri
İmmün hücreler tarafından kendi ve kendi
olmayanın ayırt edilmesi/tanınması Major
histocompatibility Complex (MHC) molekülleri
sayesinde olur.
MHC molekülleri virüsle infekte ve anormal
hücreyi normal hücreden ayırt eden (MHC I)
ve immün hücreleri diğer tip hücrelerden ayırt
eden (MHC II) moleküllerdir.
…Major histocompatibility
Complex (MHC) molekülleri
İnsan MHC proteinleri ilk olarak beyaz kan hücreleri
üzerinde belirlendiği için insan lökosit antijenleri
(HLA) adlandırılır.
Bu moleküller transplant rejeksiyonunda rol oynar
ve immünolojik testlerle belirlenir, yaygın olarak
antijen olarak söylenir.
İnsan MHC I molekülleri HLA-A, HLA-B, ve HLA-C
olarak üçe ve MHC II molekülleri ise HLA-DR,
HLA-DP ve HLA-DQ olarak ayrılır.
İmmün Tepki /Yanıt
İmmün sistem bileşenleri ve yabancı bir
patojen olan antijen arasındaki karmaşık bir
dizi etkileşimi içerir
Pasif immünite başka bir kaynakla taşınan
geçici tip immünitedir (anneden çocuğa
taşınan antikorlar)
Aktif immünite bireyin immün sisteminin
yanıtına bağlı olarak hastalığı geçirerek ya
da immünizasyon yoluyla kazanılır
İmmün Tepki / Yanıt
Hümoral immünite kanda dolaşan ve antikor
üreten plazma hücrelerinden elde edilen B
lenfositlerle sağlanır ve hücre yüzeyindeki ve
dolaşımdaki antijenlerle etkileşir
Hücre aracılı immünite virüsle enfekte ya da
kanser hücrelerine karşı koruma sağlayan
sitotoksik T hücreleri tarafından sağlanan
korumadır.
İmmün yanıtın aşamaları
Recognition (Tanıma/ayırt etme) Aşaması: immün
sistemin antijeni yabancı ya da kendinden
olmayanı tanıma yeteneğidir. Herhangi bir immün
reaksiyonu başlatıcı bir olaydır. Lenf nodları ve
lenfosit taramasını kullanarak tanıma gerçekleşir.
Proliferasyon Aşaması: Antijenik mesaj taşıyan
dolaşımdaki lenfosit en yakın lenf noduna döner.
Nod içerisinde duyarlı hale gelmiş olan lenfosit
burada yerleşik olan lenfositi uyararak genişleme,
bölünme, çoğalma ve T ya da B lenfositine
ayrışmalarını sağlar.
İmmün yanıtın aşamaları
Response (Yanıt) Aşaması: Bu aşamada değişime
uğramış lenfosit hümoral ya da hücresel tarzda
fonksiyon görecektir.
Effektör Aşama: Bu aşamada hümoral yanıtın
antikoru ya da hücresel yanıtın T hücreleri yabancı
objenin yüzeyindeki antijenle birleşir. Sonuçta
antijenler antikor, kompleman, makrofaj ve
sitotoksik T hücrelerinin etkisi aracılığıyla
toksinlerle nötralize edilir ya da yok edilir.
4.
Primary & Secondary Immunity
İmmün Yanıtın Düzenlenmesi
Kendini düzenleme immün sistem için temel
bir özelliktir
Bu düzenleme immün yanıtın tüm yönlerini
(antijen, antikor, sitokinler, düzenleyici T
hücreleri ve nöroendokrin sistem) içerir ve
çok iyi anlaşılmamıştır
Antijene maruziyetle birlikte immün sistem
aktive olacak immün sistem dalını, immün
yanıtın süresini ve genişliğini belirler.
Tolerans
İmmün sistemin yabancı antijenlere immünite
oluştururken kendi antijenlerine reaksiyon
göstermeme yeteneği olarak tanımlanır
Kendi antijenlerine tolerans bireyi zararlı
otoimmün reaksiyonlardan korur
Yabancı antijenlere maruziyet toleransa ve
infeksiyona yol açabilen potansiyel
patojenlere yanıtta yetersizliğe neden
olabilir
İMMÜN YANITTA DEĞİŞİKLİK
Allerji ve hipersensitivite reaksiyonları
Transplantasyon İmmünopatolojisi
Otoimmün hastalıklar
İmmün eksikliği durumları
Hipersensitivite Reaksiyonlarının Sınıflandırılması
Tip
Nedeni
I-Ani/
Anaflaktik
IgE
Patolojik Süreç
Mast hücrelerinin
degranülasyonu
Reaksiyon
Anaflaksiler
Cilt reaksiyonları
Histamin ve lökotrien
salınımı
II-Sitolitik
III-İmmün
kompleks
IgG
IgM
Kompleman fiksasyonu
Kompleman
Hücre ölümü
Antijenantikor
kompleksi
Damar ve doku
duvarlarında depozisyon
İnflamasyon
IVGecikmiş
Duyarlı T
hücresi
Lenfokin salınımı
ABO uyumsuzluğu
İlaçla ilişkili
hemolitik anemi
Vaskülit
Serum Hastalığı
SLE
AGN
Tüberküloz (PPD +)
Kontak dermatit
Transplantasyon İmmünopatolojisi
Transplante dokunun yabancı ya da kendi olarak
tanınmasını sağlayan yüzey antijenlerine, majör
histocompatibility compleks (MHC) antijenleri ya
da Human Lökosit Antijenleri HLA) denir.
Transplante doku; dönor ve alıcı akraba ya da
akraba dışı ama HLA tipleri benzer ise allojeneik,
dönor ve alıcı ikiz ise sinjeneik, dönor ve alıcı
aynı birey ise otolog olarak adlandırılır.
Solid organ nakillerinde (karaciğer, kalp, böbrek
gibi) dönor canlı ya da ölü olabilir.
Transplantasyon İmmünopatolojisi
Yabancı MHC antijenleri doğrudan hücreler
transplante edildiğinde alıcının immün sistemi
donör hücrelerini atmaya ya da yok etmeye
çalışır, bu sürece host-versus-graft disease
(HVGD): Grafta- karşı- konak hastalığı denir.
Tam tersi olarak transplante dokunun hücresel
bağışıklığı alıcının dokusuna saldırabilir. Buna da
graft-versus-host disease (GVHD): konağakarşı-graft hastalığı denir.
Rejeksiyon (doku reddi) olasılığı alıcı ile donör
arasındaki HLA ya da MHC uyumunun derecesi
ile ilişkilidir.
GVHD
Kemik iliği nakli olan ve HLA uyumsuz lenfosit
içeren kan ürünleri verilen ciddi
immünkompramize hastalarda meydana gelir.
Lenfoid hücrelerden zengin solid organ
transplanları (örn. Karaciğer) ve ışınlanmamış
kan transfüzyonları nedeniyle de meydana
gelebilir.
GVHD
GVHD gelişimi için 3 temel gereksinim vardır:
1- Dönor kemik iliğinin fonksiyonel hücresel
immün komponenti,
2- Alıcı’nın dokusunun donör dokusunu
antijen olarak tanıması
3- Alıcının immünitesinin transplante edilen
hücreleri yok edemeyecek kadar
baskılanmış olması
Download