İŞİTME KAYIPLARI ve ÖLÇÜMÜ

advertisement
Dr. Cuneyt Kucur
İŞİTME SİSTEMİ
 Kulak (odituar sistem)
işlevsel olarak sesi
algılayan ve işlemden
geçiren sensorinöral
parça: sensorial organ
(Korti organı) ve onun
nöral bağlantıları ile
sesi iç kulağa ileten
iletim sisteminden
(aurikula, dış kulak
kanalı, timpanik
membran, orta kulak
boşluğu ve içeriği,
östaki tüpü, labirintin
pencereler, iç kulak
sıvıları) ibarettir
İŞİTMENİN ÖLÇÜMÜ
 Buna paralel olarak da işitme
kayıpları iki tiptir: iletim tipi
işitme kaybı (İTİK) ve
sensöri-nöral işitme kaybı
(SNİK) . Bazı kulaklar da bu
her iki tip işitme kaybını
birlikte gösterirler. Buna da
karma ya da “mixed” tip
işitme kaybı denir.
İŞİTME KAYIPLARI KLİNİĞİ
 İşitme kayıplı hastalar genellikle sessiz bir ortamda ve yüz
yüze iletişim kurmaya çalışırlar. Ancak, bir hasta grubu
(İTİK olan) genellikle arka planda ses bulunduğunda daha
iyi duyduklarını ifade ederler. Bu fenomene “parakuzi”
denir (otoskleroz)
 İTİK’nın diğer bir özelliği, işitme kaybına neden olan
patolojinin kökeninin mekanik olması nedeniyle tedavi
edildiğinde (genellikle cerrahi olarak) hastanın işitmesi
genellikle normale döner.
 Bu hastalar, işitme cihazından SNIK lı hastalara oranla
daha iyi yararlanırlar, çünkü konuşmayı ayırt etme eşiğinde
olumsuz bir etkilenme olmamıştır
İŞİTME KAYIPLARI KLİNİĞİ
 Konuşmayı algılama ve ayırt etme eşiklerinde yükselme: hastalar sesi
duyarlar, ancak yorumlamakta ve ayırt etmekte güçlük çekerler
 “Rekruitman” fenomeni: Hastaların işitme eşikleri yüksek olmakla
birlikte, bu eşiğin üzerine çıkıldığında “gürültü” algısında anormal bir
artış olması; yüksek seslerden rahatsız olma. Bu olgu kokleanın nonlinear sistemlerinde hasar oluştuğunu gösterir. Bu nedenle hastalar
konuşma sesindeki iniş ve çıkışları (-ki bazen 30 dB’e kadar çıkabilir)
algılamakta zorluk çekerler. Bu da konuşmayı ayırt etmede bozulmaya
neden olur. Hastalar özellikle gürültülü ortamlarda konuşmayı
anlamakta zorluk çekerler .
 SNIK’nın diğer bir özelliği ise çoğunlukla yüksek frekansları tutmakta
olmasıdır. Bu nedenle yüksek ritimli konuşma sesindeki yüksek
frekanslı (tiz)sesler, düşük frekanslı (pes) sesler tarafından baskılanır.
İŞİTME KAYIPLARI KLİNİĞİ
 Normal işiten kişiler kendi konuşmalarını büyük oranda
hava, kısmen de kemik yoluyla işitirler ve konuşma
şiddetlerini buna göre ayarlarlar. İTİK’lı hastalarda hava
yolu işitmesi azalacağı için kemik yolu işitmesi göreceli
olarak artacaktır. Bu nedenle kendi seslerinden rahatsız
olma ve alçak sesle konuşma eğilimindedir. Bu hastaların
(özellikle otosklerozluların) konuşmaları gürültülü
ortamlarda oldukça zayıf şiddettedir.
 SNIK’lı hastalar kendi seslerini yeterince duyamayacakları
için oldukça yüksek sesle konuşabilirler.
İŞİTMENİN TEST EDİLMESİ
 Hastanın öyküsü genellikle işitme kaybının tipi ve derecesi
hakkında fikir verir.
 Fısıltı testi. Standardizasyon çok mümkün olmadığı için
günümüzde artık nadiren kullanılmaktadır.
 Diyapazon testleri
 Saf Ses Odyometrisi ve Konuşma Odyometrisi
 Objektif İşitme Testleri
ODYOMETRİ
 Konvansiyonel saf ses
odyometrisi 125-8000 Hz
arasında birbirinin katı olan
belli frekanslarda (125-250500-1000-2000-4000-8000
Hz) eşikler tayin edilir. Bazen
ara frekanslar (1500, 3000 ve
6000 Hz) de test edilir.
ODYOMETRİ
 Yüksek frekans
odyometrisi: 8000 Hz’in
üzerindeki frekanslar test
edilir. Genellikle
deneyseldir ve rutin
kullanımı yoktur
 8-20 kHz arasındaki
frekansların 2 kHz lik
aralıklarla (10-12-14..kHz)
test edilir
ODYOMETRİ
 Klasik bir odyometre cihazı -10 – 120 dBHL arasında saf ses
üretebilir ve bu saf sesler her bir frekans için 5dB’lik
artışlarla hastanın kulağına verilir.
 Sesler her iki kulağa hava yoluyla ayrı ayrı sunulur. Aynı
işlemler kemik yolu için de tekrarlanır.
 Hava yolu için normal kulaklık kullanılırken kemik yolu
için kemik yolu kulaklığı (bone conducter) kullanılır.
 Odyometri cihazlarının hem devamlı hem de aralıklı sinyal
verme özellikleri vardır. “Adaptasyon” fenomeni ve bazı
hastalarda tinnitus olabilmesi nedeniyle “aralıklı” olan
daha çok tercih edilir.
ODYOMETRİ
ODYOMETRİ
 Teste daha tanıdık bir konuşma frekansı ile (genellikle
1000Hz) başlanır. Daha sonra 2000, 4000, 8000, 500,
250, 125 Hz sırası izlenir. Teste hastanın duyduğu
tahmin edilen eşiğin genellikle oldukça üzerinde bir
ses şiddeti ile başlanır. 10 dB lik artışlar, 5 dBlik
düşmeler yapılarak hastanın her bir frekans için
duyabildiği en düşük ses şiddeti tayin edilir. Eşik
tayininde her bir frekansta sesin veriliş sayısının
%50’sinde hastanın duyması gerekir.
ODYOMETRİ
Semboller
İŞİTME KAYIPLARI
Derecelendirme (Katz’dan)
0-25 dB: Normal
25-40 dB: Hafif derecede işitme kaybı
40-55 dB: Orta derecede işitme kaybı
55-70 dB: Orta derecede ileri işitme kaybı
70-90dB: İleri
90 üzeri: Derin, çok ileri
EŞİK ÜSTÜ TESTLER
 Sensörinöral işitme kayıplarında eşik üstü seslerle
yapılan testlerdir. Tek başlarına fazla bir anlam
taşımazlar. Komple bir test bataryasının parçası olarak
kullanılırlar.
 Rekruitman gürültü algısında sesin fiziksel
şiddetindeki artışıyla orantısız ölçüde fazla bir artış
olmasını ifade eder. Özellikle koklear patolojilerin
göstergesidir. Rekruitman birkaç kriterle tayin edilir:
EŞİK ÜSTÜ TESTLER
Gürültü Eşiği Farkları: rekruitman bulunan kulak
ses şiddetinde normal kulakların algılayamayacağı
küçük artışları algılayabilir.
 SISI (Short increment sensitivity index): 1 dB lik
artışlar verilir, normal kulaklar bunun %20-30’unu
algılarken rekruitmanlı kulaklar %40-100’ünü
algılarlar.
EŞİK ÜSTÜ TESTLER
Subjektif Gürültü Algısı: bir eşik üstü saf ses
prosedürüdür. Merkezi frekanslarda (500-1000-20004000 Hz) tedirgin edici ya da rahatsız edici ses şiddeti
bulunur ve işitme eşiği bundan çıkarılarak dinamik
aralık bulunur. Normalde bu fark 90-110 dB
arasındadır, rekruitmanlı kulaklarda bu aralık oldukça
daralmıştır.
OBJEKTİF ODYOMETRİ
ORTA KULAK KOMPLİANS ÖLÇÜMÜ
 Hava basıncı dış kulak yolundaki atmosferik basınçla aynıdır. Bunu sağlayan da
Östaki kanalıdır.
 Normal kulak zarı bu nedenle gelen havadaki ses dalgalarına direnç göstermez,
ancak küçük bir kısmı yansıtılır:kulak zarı düşük bir impedans ve yüksek
kompliansa sahiptir.
 Eğer orta kulakta bir negatif basınç varsa kulak zarında geriye doğru çekilme ya
da retraksiyon oluşacaktır. Bu da impedansta artışa neden olacaktır. Valsalva
manevrası ile bunun düzeliyor olması sorunun östaki tüpü seviyesinde
olduğunu gösterir.
 Orta kulak boşluğunda sıvı bulunması ya da kemikçik hareketliliğinin azalması
kompliansı azaltan diğer nedenlerdir.
 Timpanometri işte bu kompliansın ölçüldüğü testtir. Orta kulak mekaniği
hakkında bilgi verir.
TİMPANOMETRİ
 Dış kulak yoluna kanalı
tamamen tıkayan bir prob
yerleştirilir.
 Bu prob’dan düşük frekanslı
(genellikle 226 Hz) bir ses
verilir. Bu prob’dan aynı
zamanda kulak zarından geriye
yansıtılan ses basıncı kaydedilir.
 Aynı prob aracılığı ile kulak
zarına pozitif ve negatif basınç
uygulanır (-400 ile +200
mmH2O arası). Sağlıklı bir
kulakta belli bir zaman
aralığında ve aralıksız olarak
yapılan bu basınç değişiklikleri
sonucunda “0”mmH2O
seviyesinde tepe (pik) yapan
simetrik bir eğri elde edilir:
TİMPANOMETRİ
TİMPANOGRAM
Stapez Refleks Testi
 500, 1000, 2000 ve 4000 Hz lerde ölçülür
 Normalde saf ses işitme eşiğinin 80-85 dB üzerinde
alınır. İpsi ve kontra olarak test edilir. (Şek-14)
 Götürücü yolu 8, getirici yolu 7nci kafa çiftidir. Orta
kulak, koklea, kafa tabanı, santral işitme yolları ve 7nci
kafa çifti patolojilerinde anormal sonuçlar alınabilir.
STAPEDİAL REFLEKS
İşitsel Beyin Sapı Cevapları (ABR)
 Öncelikle kulağa yüksek frekans seslerin karışımından
oluşan bir “click” stimulus verilerek odituar sinirden
işitme yollarının “inferior colliculus” seviyesine kadar
beyin sapında oluşan elektriksel aktiviteler ilk 10
msn’de kaydedilir. ABR’de genellikle 5 dalga ayırt edilir.
İşitsel Beyin Sapı Cevapları (ABR)
 1nci dalga: odituar sinir
 2nci dalga: koklear nukleus
 3ncü dalga: superior olivar
nukleus
 4ncü dalga: lateral lemniscus
nukleusu
 5nci dalga: inferior colliculus
 Akustik nöroma gibi beyin
sapını tutan lezyonlarda dalga
latanslarında uzama, SNIK da
dalgaların elde edilememesi
gibi sonuçlar alınır (eşik
tayini).
Download