Behçet Hastalığında Göz Tutulumu

advertisement
Behçet Hastalığında Göz Tutulumu
ER
M
A
N
lüm ü
D
Kitap
Bö
Esra Ayhan Tuzcu, Nilüfer İlhan, Uğurcan Keskin
Giriş
Behçet hastalığı göz, cilt, genital, eklemler, gastrointestinal ve santral sinir sistemini etkileyen tekrarlayıcı vaskülit ile karakterize kronik bir hastalıktır. Behçet
hastalığının aynı anda birçok organı etkilemesinin temelinde kronik tıkayıcı tipte vaskülit yatmaktadır. Dermatolog Prof. Dr. Hulusi Behçet hastalığı oral aft, genital ülser ve iridosiklit üçlü triadı olarak tanımlamıştır.
Epidemiyoloji
Tarihi ‘İpek Yolu’ olarak tarif edilen Japonya’dan
Akdeniz’e kadar uzanan bölgelerde Behçet hastalığı
daha sık görülmektedir [1].
Behçet hastalığı genellikle 20-30 yaşlarında erkeklerde daha sık (Japonya’da 1:1 oranında, Türkiye’de 5:1
oranında) görülmekte ve ağır seyretmektedir. Yaşlılarda ve çocuklarda daha nadir görülmektedir [2].
Genetik
Hastalığın bazı bölgelerde daha sık görülmesi patogenezinde genetiğin önemli rol oynadığı düşündürmektedir. Behçet hastalığı HLA-B5 ve onun alt tipi HLA-B51,
HLA-B12, HLA-B27 ve HLA-B26 ile ilişkilendirilmiştir
DOI: 10.4328/DERMAN.3603
Received: 15.05.2015
Accepted: 22.05.2015
Published Online: 24.05.2015
Corresponding Author: Esra Ayhan Tuzcu, Göz Hastalıkları ABD, Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hatay, Türkiye. T.: +90 3262291000-3368 GSM: +905336139557
F.: +90 3262295654 E-Mail: [email protected]
36 Derman Tıbbi Yayıncılık
Derman Tıbbi Yayıncılık 1
[3-5]. HLA-B5 varlığında göz bulgularının prognozu kötüdür [6].
Patoloji ve İmmunoloji
Akut üveitin patolojisinde iris, silier cisim ve koroidte
difüz nötrofil, lenfosit, monosit ve mast hücre infiltrasyonu ile karakterizedir. Hastalığın kronik ve tekrarlayıcı olması kollajen artışına neden olmakta ve iris atrofisi, posterior sineşi, siklitik membran ve koroidal kalınlaşma meydana gelmektedir. Hastalığın arka tutulumda karakteristik bulgusu tıkayıcı vaskülittir. Damar tutulumu periflebit ve/veya arteritis obliterans şeklindedir. Retinal dokularda ve kan damarlarının çevresinde
çok sayıda lökosit ve plasma infiltrasyonu ile karakterizedir. Vaskülit ilerledikçe damarlarda fibrosis ve kalınlaşmaya yol açar. Vaskülite bağlı olarak optik nörit,
iskemi ve atrofi gelişir. Fotoreseptör tabakasında hasar sık iken, retina pigment epitelinde yıkım minimaldir. [7].
Behçet hastalığında aktif dönemde serum ve aköz hümörde nitrik oksid (NO) düzeyleri artmaktadır [8].
Behçet hastalarında tromboza eğilimde Faktör V Leiden mutasyonu ve hiperhomosisteinemi de suçlanmaktadır [9-12]. Çalışmalarda göz tutulumu Faktör V Leiden düzeyleri kontrol grubuna göre daha yüksek oranda olduğu ve yüksek değerin özellikle tıkayıcı retina
hastalığı olan olgularda olduğu gösterilmiştir [11,12].
Kim ve ark. Behçet olgularında çözünür Fas antijenini aköz hümörde yüksek olduğunu ve antijen miktarının üveitin şiddetiyle doğru orantılı olduğu bildirmiştir [13].
Göz bulguları
Behçet hastalarının %70’inde oküler bulgular görülmektedir (Tablo) [13]. Göz bulguları erkek hastalarda
daha sık ve prognoz daha kötüdür. Genellikle cilt bulgularından yaklaşık 3-4 yıl sonra göz bulguları ortaya
çıkmaktadır [14]. Hastaların %10-13 oranında ilk bulgu
göz tutulumu olmaktadır [15]. Behçet hastalığında göz
Behçet Hastalığı
Derman
Tanı
Tıbbi
ve Tedavisi
Yayıncılık37
2
Tablo. Behçet hastalığında göz bulguları
Ön segmentte kalıcı olmayan değişiklikler
Ön segmentte kalıcı değişiklikler
Konjonktival hiperemi
Anterior sineşi ve posterior sineşi
Non-granülomatöz üveit
Pupiller membran
Hipopiyon
Komplike katarakt
Fibrin
Glokom
Konjonktiva ülseri (nadir)
Rubeosis iris
Keratit (nadir)
Fitizis bulbi
Episiklerit (nadir)
Arka segmentte kalıcı değişiklikler
Arka segmentte kalıcı olmayan değişiklikler
Vitreusta opasite
Vitritis
Retinal venlerde kılıflanma
Retinal peteşiyal hemorajiler
Optik atrofi
Retinal ödem
Makula ödemi sekeli
Optik disk ödemi
Makula iskemisi
Makula ödemi
Makular hol
Retinal ven dal tıkanıklığı
Damarlarda incelme
Retinal vaskülit
Makulada epiretinal membran
bulguları tek taraflı başlamasına rağmen daima her iki
gözü etkilemektedir [7].
Göz bulgularından en sık görüleni, 2-3 hafta içerisinde
tedavisiz de iyileşebilen, tekrarlayıcı iki taraflı granülomatöz olmayan ön üveittir [7]. Ön üveitte orbita çevresinde ağrı, konjonktival hiperemi, silier enjeksiyon, ön
kamarada hücre, flare, hipopiyon ve keratik presipitatlar görülmektedir. Behçet olgularında görülen hipopiyon tipik olarak hastanın baş pozisyonuna göre yer değiştirmekte ve mobil hipopiyon olarak adlandırılmaktadır. Türkiye’de yapılan bir çalışmada 1567 gözün yalnız %12’de hipopiyon tespit edilmiştir [16]. Silier enjeksiyonla birlikte görülen sıcak hipopiyon Behçet hastaların %24’ünde, silier enjeksiyonun olmadığı soğuk
hipopiyon %20’inde görülmektedir [17]. Behçet hastalığında göz bulguları atak ve remisyonlarla gitmekle birlikte, yapılan bir çalışmada 11 olgunun 5’inde periyodik muayenelerde tespit edilen sessiz üveit tespit
38 Derman Tıbbi Yayıncılık
Derman Tıbbi Yayıncılık 3
edilmiştir [18]. Günümüzde hipopiyon erken teşhis ve
tedavisi nedeniyle eskiye göre daha az bulunmaktadır.
Ön üveit, tekrarlayan ataklar sonucunda ön ve arka
posterior sineşi ve iris atrofisi gibi hasarlara neden olmaktadır. Kronik inflamasyonun kendisine veya uzun
süreli kullanılan steroide bağlı olarak sıklıkla katarakt
ve glokom gibi komplikasyonlar gelişmektedir.
Ön üveit en sık bulgusu olmasına rağmen, hastalığın
arka segment tutulumunda karakteristik bulgu retinal vaskülittir. Arka segment tutulumu ciddi komplikasyonlara neden olarak hastaların yaşam kalitesini
ağır bir şekilde düşürmektedir. Özdal ve ark. yaptıkları retrospektif bir çalışmada 131 hastanın 257 gözünde, %82,9 oranında arka segment tutulumu saptamışlar ve bu olguların %87’inde iki taraflı tutulum olduğunu ve %93’ünde vitritis bulunduğunu rapor etmişlerdir.
Olgularda vasküler kılıflanma (%23,7), makular ödem
(%11,3), retinal hemoraji (%9), retinal ödem (%6,6), retinal ven dal tıkanıklığı (%5,8), makulada skar (%8,2),
optik diskte solukluk (%7,4), optik disk atrofisi (%17,9)
tespit etmişlerdir. Kalıcı görme hasarının %54,1’inden
optik atrofi sorumlu tutulmuştur. Gözlerin %37’inde
görme düzeyi 1/10 olarak rapor edilmiştir [19].
Behçet hastalarında kalıcı görme kaybı, en sık makula
ve optik disk atrofisine bağlı gelişmektedir. Optik disk
atrofisi inflamasyona sekonder veya daha nadir olarak
papil ödemi, akut optik nöropatiye bağlı gelişmektedir.
Yapılan bir çalışmada 400 Behçet hastası 8 yıl takip
edilmiş ve 148 olguda (%37) optik disk tutulumu tespit edilmiş. Vakalarda optik disk tutulumu akut anterior nöropati, retrobulber nörit, papil ödem ve nöroretinit şeklinde bildirilmiştir [20]. Behçet olgularında papil ödemi ise intrakranial basınç artışı veya dural sinüs
trombozuna bağlı gelişebilir [21].
Behçet hastalığında görme keskinliğini azaltan nedenlerden birisi de makula iskemisidir. Yılmaz ve ark. Behçet tanısı almış 3 hastada makula iskemisi ve çevre retinada vaskülit tespit etmişlerdir. İki gözde tedavi ile
makula iskemisinin düzeldiğini, 1 gözde ise iyileşme olBehçet Hastalığı
Tanı
ve Tedavisi
Derman
Tıbbi
Yayıncılık39
4
madığını bildirmişlerdir [22].
Behçet hastalığında nadir görülen göz bulguları konjonktival ülser, keratit, episklerit, orbital inflamasyon,
extraoküler kas palsileri ve izole optik nörittir [23]. Hindistan bölgesindeki Behçet hastalarında konjonktival
ülser çok fazla olmasına karşın, diğer bölgelerde nadir görülmektedir [24]. Zamir ve ark. 6 olgunun 3’ünde
konjonktival ülser bildirmişler. Konjonktival ülser gelişen 2 olguda aylar-yıllar sonra üveit ve hastalığın diğer bulguları tespit edilmiştir. Konjontival ülser, tedavi
sonrasında skar bırakmadan iyileşmiştir [23]. Matsua
ve ark. 152 olgunun 4’ünde konjonktival ülser gözlemlemişlerdir [25]. Ekstraoküler kas palsileri, beyin sapının iskemik vasküler olaylarda etkilenmesine bağlı nadir olarak gelişmektedir [26].
Behçet hastalarında koroid neovaskülarizasyonu ve
diskiform skar gelişimi nadir olmasına görülebilmektedir [27].
Behçet hastalığı orbita hemodinamiğini de etkilemektedir. Çalışmalarda göz tutulumu olan olgularda, göz
tutulumu olmayan Behçet hastalarına ve kontrol grubuna göre santral retinal arter ve kısa silier arterlerin, ortalama tepe sistolik ve diastol sonu akım hızları daha düşük tespit bildirilmiştir [28,29]. Soylu ve ark.
göz tutulumu açısından aktif ve inaktif tutulumu, gözlerin kısa arter akım hızları açısından incelendiğinde
fark bulamamışlardır. Bu olgular kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, her iki grupta da kan akım hızları düşük tespit edilmiştir. Araştırmacılar hastalığın hem aktif hem de aktif olmadığı dönemde orbita hemodinamik değişikliklerin olduğu sonucuna varmışlardır [30].
Behçet hastalığında göz bulguları cinsiyetler arasında farklılıklar gösterebilir. Behçet hastalığında izole ön
üveit normalde nadir görülmesine rağmen, kadınlarda sık tespit edilmektedir. Erkeklerde panüveit ve ciddi göz bulgularına, görmeyi tehdit eden arka segment
bulguları ve komplikasyonlarına daha sık rastlanılmaktadır [31].
Çocukluk çağında başlayan Behçet olgularında üveit
40 Derman Tıbbi Yayıncılık
Derman Tıbbi Yayıncılık 5
daha sık tespit edilmektedir [32]. Çocukluk çağı Behçet
hastalarında göz bulguları, erişkinlerde olduğu gibi erkeklerde daha sık görülmektedir [31]. Çocuk çağındaki
göz bulguları sıklıkla panüveit veya posterior üveit şeklindedir [32,33]. Laghmari ve ark çocukluk çağı Behçet
tanısı alan 13 olguda yaş ortalamasını 13,9 yıl ve aile
öyküsünü %30,7 oranında bildirmişlerdir. Tüm olgularda oral aftı gözlemlerken, genital ülseri %76, göz tutulumunu %76 oranında bilateral ve panüveit şeklinde, eklem tutulumunu %30,7, nörolojik bulguları %46,
damar tutulumunu %38,4 oranında bulmuşlardır [34] .
Hamilelik ile Behçet hastalığı arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalarda Behçet hastalığının hamileliğin özellikle ilk trimestirinde progresyon gösterdiği tespit edilmiştir [35, 36]. Rabiah ve ark. gebelikte Behçet hastası
19 hamileden 10’unda üveit aktivitesini tespit etmişler. Bu hastalık aktivitesini özellikle ilk trimestirde olduğunu gözlemlemişler. Postpartum dönemde hastalığın alevlenmesi daha sık olduğunu bulmuşlardır [37].
Behçet hastalığında göz bulgularının seyri ve prognozu
tutulum yerine göre değişmektedir. Ön üveitin ön planda olduğu hastalarda ve göz tutulumu geç ortaya çıkan hastalarda prognoz görme prognozunun daha iyi
olduğu bildirilmiştir [38]. Benezra ve ark. olguların göz
bulgularının başlamasıyla görme kaybı arasında geçen
süreyi 3,36 yıl olduğunu ve olguların %74’ünde 6-10 yıl
içerisinde yasal körlük geliştiğini bildirmiştir [18].
Tezel ve ark. göz tutulumu olmayan 57 Behçet olgusunu 5 yıl boyunca prospektif olarak incelemişler ve olguların %10,7’sinde göz tutulumu geliştiğini bildirmiştir. Göz tutulumu gelişen olguların %72,7’inde paterji
pozitifliği bulunmuştur. Paterji pozitifliği göz tutulumu
ihtimalini 7,5 kat artırdığını tespit etmişlerdir. Göz tutulumu gelişen olgularda gelişmeyenlere göre HLA B5
doku tipi ve aile öyküsü daha sık tespit edilmiştir. Çalışmada paterji testi pozitifliği ve HLA B5 birlikteliği
olan olguların %63,6 iken, gelişmeyenlerde %17,3 olduğu bildirilmiştir [16].
Behçet hastalığı özellikleri ülkeler arasında da farklıBehçet Hastalığı
Tanı
ve Tedavisi
Derman
Tıbbi
Yayıncılık41
6
lık göstermektedir. Türkiye’deki olgularda paterji pozitifliği %58 oranında görülürken, İngiltere ve ABD’de
paterji testinin tanısal önemi bulunmamaktadır [2].
Hindistan’daki Behçet olgularında konjonktiva ülseri
çok sık bir bulgu olmasına karşın diğer ülkelerde çok
nadir görülmektedir [24].
Oküler Görüntüleme
Behçet hastalarında arka segment tutulumunu değerlendirmek için optikal kohorens tomografi (OKT), floresein anjiografi (FA) ve indosiyanin yeşili anjiografiden (ICGA) yararlanılmaktadır. OKT yüksek çözünürlüklü kesitsel olarak retina kalınlığını ölçen invaziv olmayan bir metottur. Behçet hastalarında retina sinir lifi
tabakası kalınlığını ve kistoid makula ödemi takibinde
önemli bir görüntüleme yöntemidir. FA göz tutulumu
olan hastaların erken teşhisinde önemli bir görüntüleme yöntemidir. Olgularda görme keskinliği daha etkilenmeden, FA’de retina kapillerlerinden sızıntı tespit
edilebilir. Behçet hastalarında FA’de optik diskten ve
vaskülit gelişmiş damarlardan sızıntı, göllenme, damar
tıkanıklıkları, telenjektazi, iskemik alanlar, disk ve retina neovaskülarizasyonu, damar duvarında boyanma
gibi bulgular tespit edilebilmektedir [39]. ICGA koroidin vasküler yapılarını incelemek için kullanılan görüntüleme yöntemidir. Bazı olgularda ICGA’de koroid dolum defekti, koroid damar duvarında boyanma, koroid damarlarından sızıntı, düzensiz koroid dolumu tespit edilebilir [39].
Son yıllarda Behçet hastalarında ultrason biyomikroskopi ön segment, silier cisim ve pars plananın incelenmesinde önemli bir görüntüleme yöntemidir. Özellikle
pars plana bölgesinde opasitelerin tespitinde faydalı
olmaktadır.
Tedavi
Göz bulgularının tedavisinde amaç inflamasyonu baskılamak, relapsları azaltmak ve gelişebilecek oküler
hasarı en aza indirmektir. Behçet hastalarında göz bul42 Derman Tıbbi Yayıncılık
Derman Tıbbi Yayıncılık 7
guları yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediğinden
erken tanı ve tedavi önemlidir.
Akut ön üveit varlığında topikal steroid ve midriyatik
damlalar kullanılmaktadır. Üveit varlığında steroid tedavisine yüksek doz başlanıp, inflamasyon kontrol altına alındıkça doz azaltılarak kesilmelidir. Tedaviye ön
kamarada inflamasyon bulguları kaybolana kadar devam edilmelidir. Ön üveiti çok yoğun olan ve topikal
steroide cevap vermeyen olgularda perioküler kortikosteroid enjeksiyonları uygulanmaktadır. Lokal tedaviye cevap vermeyen olgularda 1-2 mg/kg/gün sistemik prednizolon tedavisi kullanılabilmektedir. Ağır ve
steroide cevap vermeyen ön üveitli olgularda ise kolşisin ve metotreksat tedavileri etkili olabilmektedir [39].
Arka üveiti olan olgularda sistemik steroid tedavisi ile
hızlı cevap alınmaktadır. Bununla birlikte ağır olgularda ve remisyonu sağlamak için steroid tedavisine immünsüpresif tedaviler de eklenmelidir [7].
İntravitreal kortikosteroid enjeksiyonları ciddi göz tutulumu olan Behçet olgularında kullanılmaktadır. Kistoid makula ödemi ve ağır vitritisli Behçet olgularında
intravitreal triamsinolon asetonoid (İVTA) 40 mg/1mL
dozunda kullanılmaktadır. Bununla İVTA enjeksiyonu sonrasında glokom ve katarakt gelişimi sık görüldüğünden ve etki süresi geçici olduğundan son yıllarda yerini steroidli implantlara bırakmıştır [40]. Flusinolon asetonid implantı pars plana insizyonu ile skleraya sütüre edilir ve 3 yıl süre ile intravitreal salınmaktadır. Çok merkezli bir çalışmada enfeksiyöz olmayan
intermediyer, arka ve panüveitli üveit olgularda sistemik kortikosteroid tedavisi ile flusinolon asetonid tedavisi karşılaştırılmıştır. Çalışmada tüm olgularında 24
ay süre içinde düzelme görülmüş ve iki grup arasında
tedavi etkinliği ve yan etki açısından anlamlı bir fark
gösterilmemiştir [41]. Bir diğer implant 0,7 mg deksametazon içerir ve 22 gauge enjektör sistemi ile pars
plana bölgesinden uygulanmaktadır. Uygulama sonrası ilacın etkinliğinin pik dönemi ilk 2 ay olup 6 ay içerisinde etkinliği azalmaktadır. Üveitli olgularda yapılan
Behçet Hastalığı
Tanı
ve Tedavisi
Derman
Tıbbi
Yayıncılık43
8
bir çalışmada etkinliğinin diğer kortikosteroidlerle eşdeğer olduğu, yan etkilerinin ise minimal olduğu belirtilmiştir [42].
Azatiopürin (AZA), pürin analoğu olan bir ön ilaçtır.
DNA replikasyonunu ve RNA sentezini bozarak, lenfositlerinde dahil olduğu tüm bölünen hücrelerin çoğalmasını engelleyerek etki göstermektedir. Saadoun ve
ark. ciddi arka üveitli veya panüveitli 157 Behçet hastasına sistemik kortikosteroid ve AZA tedavisi uygulamışlar. Olguların %51,6’ında tam düzelme, %41,4’ünde
kısmi düzelme ve %7’inde düzelme olmadığını tespit
etmişlerdir [43].
Siklosporin A, fungal bir metabolit olup T-hücre aracılıklı immün yanıtı inhibe ederek etki göstermektedir. Siklosoporin A göz tutulumu olan Behçet hastalarında 2,5-5 mg/kg/gün dozunda kullanılmaktadır. Özdal ve ark. göz tutulumu olan 52 Behçet hastasını siklosporin A tedavisi ile 1 yıl takip etmişler ve hastaların %30’unda görme keskinliğinde artış, % 40’ında
stabil ve %30’unda kötüleşme bildirmişlerdir. Olguların %50’inde tedavi altında iken hiçbir akut alevlenme
tespit edilmemiştir [44].
Takrolimus, FK 506 olarak da bilenen bir makrolid antibiyotiği olup, CD4-pozitif T lenfosit proliferasyonunu
inhibe ederek etki göstermektedir. İlaç 0,03-0,05 mg/
kg/gün şeklinde, ikiye bölünmüş dozlarda kullanılmaktadır. Siklosporine cevap vermeyen olgularda kullanılabilmektedir [7].
İnterferon-α (INF-α), geleneksel immunsüpresif ajanlara dirençli Behçet hastalarında kullanılmaktadır. Sobacı ve ark. dirençli oküler Behçet olgularında INF-α
tedavisinin atak sayısını azalttığını tespit etmişlerdir
[45].
TNF-α inhibitörleri, immünsüpresif ajanlara dirençli oküler Behçet olgularında alternatif bir ilaçtır. İnfliksimab, insan mürin şimerik bir TNF-α inhibitörüdür.
Transmembran formundaki TNF-α molekülüne bağlanır ve bu molekülün TNF-α reseptörlerine bağlanmasını engelleyerek etki gösterir. İnfliksimab arka üveit, re44 Derman Tıbbi Yayıncılık
Derman Tıbbi Yayıncılık 9
tinal vaskülit ve makula ödemi olan olgularda, 5mg/kg
dozunda, intravenöz yolla, 0, 2, 6 ve 8 hafta aralıklarla
uygulandığında, immünsüpresif ajanlara dirençli olgularda kalıcı remisyon sağlamaktadır [46]. Görmeyi tehdit edici Behçet üveitinde tercih edilmelidir.
Cerrahi tedavi:
Üveiti olan Behçet hastalarında cerrahi tedavi katarakt, glokom ve vitre içi kanama nedeniyle yapılmaktadır. Bu gibi olgularda cerrahi tedavide, cerrahi öncesinde, esnasında ve sonrasında göz içi inflamasyon kontrol altına alınmalıdır. Cerrahi en az 3 aylık inflamasyonun olmadığı dönemde yapılmalıdır. Cerrahiden önce
ve sonra sistemik, topikal, perioküler steroid tedavileri
ve immunsüpresif ilaçlar kullanılmalıdır.
Behçet hastalarında ortaya çıkan kataraktta, katarakt
cerrahisi ve lens implantasyonu en az 3 ay inflamasyonun olmadığı dönemde yapılarak komplikasyon riski en aza indirilmelidir. Cerrahiden sonraki görsel sonuçlar arka segmentin durumuna bağlı değişmektedir
[47-49].
Glokomun başlangıç tedavisinde ise topikal antiglokomatöz ilaçlar kullanılmaktadır. Tedaviyi dirençli olgularda antimetabolitli trabekülektomi ve drenaj sistemleri uygulanmaktadır [7].
Behçet üveitinde sık görülen diğer komplikasyon vitre
içi hemorajidir. Bu hastalarda vaskülopatiye bağlı olarak retinal hipoksi ve vasküloendotelyal büyüme faktörü salınmasıyla retinal neovaskülarizasyon gelişebilir. Retinal neovaskülarizasyon gelişen olgularda erken
tanı ve laser fotokoagülasyon komplikasyonları engelleyebilir [7]. Bununla birlikte Tuğal-Tutkun ve ark. retinal neovaskülarizasyon tedavisinde INF-α etkinliğinin
laser fotokoagülasyona göre daha iyi olduğunu bildirmişlerdir [50]. Tekrarlayan vitre içi hemoraji ve traksiyonel retina hastalığının hasarını önlemek için pars
plana vitrektomi cerrahisi düşünülmelidir [7]. Son yıllarda vitreoretinal cerrahi teknolojisi ve tekniklerinin
ilerlemesi ile beraber Behçet hastalarında görsel sonuBehçet Hastalığı
Tedavisi 45
DermanTanı
TıbbiveYayıncılık
10
cun daha iyi olduğu bildirilmiştir [7].
Kaynaklar
1. Ohno S: Behçet’s disease in the world. In Lehner T, Barnes CG: Recent advances in Behçet’s disease, Royal Society of Medicine Services, London
1986,181-6.
2. Atmaca LS, Sönmez PA. Behçet hastalığında göz tutulumu. Ret – Vit.
2004;12:77-86.
3. Mizuki N, Ohno S, Ando H, et al. A strong association between HLA-B*5101
and Behçet’s disease in Greek patients. Tissue Antigen 1997:50(1):57–60.
4. Ohno S, Ohguchi M, Hirose S, Matsuda H, Wakisaka A, Aizawa M. Close association of HLA-Bw51 with Behçet’s disease. Arch Ophthalmol
1982;100(9):1455–58.
5. Mishima S, Masuda K, Izawa Y, Mochizuki M, Namba K. The eighth Frederick H. Verhoeff Lecture. presented by saiichi mishima, MD Behçet’s disease
in Japan: Ophthalmologic aspects. Trans Am Ophthalmol Soc 1979;76:225–79.
6. Lehner T, Barnes CG. Criteria for diagnosis and classification of Behçet’s
syndrome. In: Lehner T, Barnes CG, editors. Behçet’s Syndrome: Clinical and
Immunological Features. Proceedings of a Conference Sponsored by Royal Society of Medicine, February 1979. London: Academic Press 1979;1–9.
7. Zakka FR, Chang PY, Giuliari GP, Foster CS. Current trends in the management of ocular symptoms in Adamantiades-Behçet’s disease. Clin Ophthalmol 2009;3:567-79.
8. Keskin U, Ayıntap E, Öztürk OH, Özyurt H, Coşkun M, İlhan Ö ve ark. Behçet
hastalarında oksidatif stress ve antioksidan savunma mekanizması. Tıp Araştırmaları Dergisi 2011;9(3):155-160.
9. Okka M, Öztürk M, Koçkar MC, Bavbek N, Rasier Y, Gunduz K. Plasma homocysteine level and uveitis in Behçet’s disease. Isr Med Assoc J 2002;11:931934.
10. Er H, Evereklioğlu C, Cumurcu T, Türköz Y, Ozerol E, Sahin K, et al. Serum
homocysteine level is increased and correlated with endothelin-1 and nitric
oxide in Behçet’s disease. Br J Ophthalmol 2002;86:653-7.
11. Verity DH, Vaughan RW, Madanat W, Kondeatis E, Zureikat H, Fayyad F, et
al. Factor 5 Leiden mutation is associated with ocular involvement in Behçet’s
disease. Am J Ophthalmol 1999;128:352-6.
12. Batıoglu F, Atmaca LS, Karabulut HG, Beyza Sayin D. Factor V Leiden and
prothrombin gene G20210A mutations in ocular Behçet’s disease. Acta Ophthalmol Scand 2003;81:283-5.
13. Kim WU, Chung SM, Han TW, Sah WJ, Kim MH. Elevated soluble Fas in aqueous humor of patients with Behçet’s uveitis: correlation with uveitis severity.
Jpn J Ophthalmol 2002;46:18-23.
14. Benamour S, Zeroual B, Bennis R, Amraoui A, Bettal S. Behçet’ disease. 316
cases. La Presse Med. 1990;19(32):1485–9.
15. Dilsen N, Konice K, Aral O. Risk factors for vital organ involvement in
Behçet’s disease. In: Godeau P, Wechsler B, editors. Behçet’s Disease. New
York: Elsevier Science. 1993;165–9.
16. Tugal-Tutkun I, Önal S, Altan Yaycioglu R, Huseyin Altunbas H, Urgancioglu M. Uveitis in Behçet’s disease: an analysis of 880 patients. Am J Ophthalmol. 2004;138(3):373–80.
17. Benezra D, Cohen E. Treatment and visual prognosis in Behçet’s disease.
Br J Ophthalmol 1986;70-589-92.
18. Tezel TH, Tezel G. Behçet hastalığında oküler tutulum: Sıklık ve risk faktörleri. Oftalmoloji 1993;2:242-9.
19. Ozdal PC, Ortac S, Taskintuna I, Firat E. Posterior segment involvement in
ocular Behçet’s disease. Eur J Ophthalmol 2002;12:424–31.
46 Derman Tıbbi Yayıncılık
Derman Tıbbi Yayıncılık 11
20. Lamari H, Baha AT, Benhaddou M, Alikane O, Hamdani M, Zaghloul K, et al.
Involvement of the optic nerve in the course of Behçet’s disease (presentation
of 148 cases). Bull Soc Belge Ophthalmol 2003;289:9–14.
21. Siva A, Altintas A, Saip S. Behçet’s syndrome and the nervous system. Curr
Opin Neurol 2004;17:347–57.
22. Yılmaz G, Akova Y, Aydın P. Macular ischaemia in Behçet’s disease. Eye
2000;5:717-20.
23. Zamir E, Bodaghi B, Tugal-Tutkun I, See RF, Charlotte F, Wang RC, et al.
Conjunctival ulcers in Behçet’s disease. Ophthalmology 2003;110:1137–41.
24. Rohatgi J, Singal A. Ocular manifestations of Behçet’s disease in Indian patients. Indian J Ophthalmol 2003;51:309–13.
25. Matsuo T, Itami M, Nakagawa H, Nagayama M. The incidence and pathology of conjunctival ulceration in Behçet’s syndrome. Br J Ophthalmol
2002;86:140-3.
26. Aydin MD, Aydin N. A neuro-Behçet’s lesion in oculomotor nerve nucleus.
Acta Neurol Scand 2003;108:139–41.
27. Michelson JB, Michelson PE, Chisari FV. Subretinal neovascular membrane and disciform scar in Behçet’s disease. Am J Ophthalmol 1980;90:182-5.
28. Duranoğlu Y, Apaydın C, Karaali K, Yücel I, Apaydin A. Color doppler imaging of the orbital vessels in Behçet’s disease. Ophthalmologica 2001;215:815.
29. Çelebi S, Akfırat M, Çelebi H, Alagöz G. Color doppler ultrasonography in
ocular Behçet’s disease. Acta Ophthalmol Scand 2000;78:30-3.
30. Soylu M, İşigüzel Y, Demircan N. Behçet hastalığının oküler tutulumunda
görülen hemodinamik değişiklikler. TOD XXX. Ulusal Kongre Kitabı, ed. Gülcan
Kural, Sunay Duman cilt 3 s. 130-3.
31. Ucar-Comlekoglu D, Fox A, Sen HN. Gender differences in Behçet’s disease
associated uveitis. J Ophthalmol. 2014;2014:820710.
32. Kadayifcilar S, Eldem B, Tumer B. Uveitis in childhood. J Pediatr Ophthalmol Strabismus 2003;40:335–40.
33. Tugal-Tutkun I, Urgancioglu M. Childhood-onset uveitis in Behçet’s disease: A descriptive study of 36 cases. Am J Ophthalmol 2003;136:1114–9.
34. Laghmari M, Karim A, Allali F, Elmadani A, Ibrahimy W, Hajjaj Hassouni N,
et al. Childhood Behçet’s disease: clinical and evolutive aspects. About 13 cases. J Fr Ophtalmol 2002;25:904-8.
35. Jadaon J, Shushan A, Ezra Y, Sela HY, Ozcan C. Behçet’s disease and pregnancy. Acta Obstet Gynecol Scand. 2005 Oct;84(10):939-44.
36. Uzun S, Alpsoy E, Durdu M, Akman A. The clinical course of Behçet’s disease in pregnancy: a retrospective analysis and review of the literature. J Dermatol. 2003;30(7):499-502.
37. Rabiah PK, Vitale AT. Noninfectious uveitis and pregnancy. Am J Ophthalmol 2003;136:91–8.
38. Kural-Seyahi E, Fresko I, Seyahi N, Ozyazgan Y, Mat C, Hamuryudan V, et al.
The long-term mortality and morbidity of Behçet syndrome: a 2 decade outcome survey of 387 patients followed at a dedicated center. Medicine (Baltimore) 2003;82:60-76.
39. Evereklioglu C. Ocular Behcet disease: current therapeutic approaches.
Curr Opin Ophthalmol 2011;22:508–16.
40. Tuzcu EA, Tuzcu K, Basarslan F, Motor S, Coskun M, Keskin U, et al Protective effects of n-acetylcysteine on triamcinolone acetonide–induced lens damage in rats. Cutan Ocul Toxicol 2014;33(4):294-8.
41. Multicenter Uveitis Steroid Treatment (MUST) Trial Research Group, Kempen JH, Altaweel MM, Holbrook JT, Jabs DA, Louis TA, Sugar EA, et al. Randomized comparison of systemic anti-inflammatory therapy versus flucinolone asetonide implant for intermediate, posterior, and panuveitis the multicenter uveitis steroid treatment trial. Ophthalmology 2011;18(10):1916-26.
DermanTanı
TıbbiveYayıncılık
12
Behçet Hastalığı
Tedavisi 47
42. Lowder C, Belfort R Jr, Lightman S, Foster CS, Robinson MR, Schiffman
RM, et al; Ozurdex HURON Study Group. Dexamethasone intravitreal implant for noninfectious intermediate or posterior uveitis. Arch Ophthalmol.
2011;129(5):545-53.
43. Saadoun D, Wechsler B, Terrada C, Hajage D, Le Thi Huong D, RescheRigonM, et al. Azathioprine in severe uveitis of Behc¸ et’s disease. Arthritis
Care Res. 2010;62:1733–8.
44. Ozdal PC, Ortac S, Taskintuna I, Firat E. Long term therapy with low dose
cyclosporin A in ocular Behçet’s disease. Doc Ophthalmol 2002;105:301–12.
45. Sobaci G, Erdem U, Durukan AH, Erdurman C, Bayer A, Köksal S, et al.
Safety and effectiveness of interferon alpha-2a in treatment of patients
with Behçet’s uveitis refractory to conventional treatments. Ophthalmology
2010;117:1430–35.
46. Zeghidi H, Saadoun D, Bodaghi B. Ocular manifestations in Behçet’s disease. Rev Med Interne 2014;35(2):97-102.
47. Sullu Y, Oge I, Erkan D. The results of cataract extraction and intraocular
lens implantation in patients with Behçet’s disease. Acta Ophthalmol Scand
2000;78(6):680–3.
48. Berker N, Soykan E, Elgin U, Ozkan SS. Phacoemulsification cataract extraction and intraocular lens implantation in patients with Behçet’s disease.
Ophthalmic Surg Lasers Imaging 2004;35(3):215–8.
49. Kadayifcilar S, Gedik S, Eldem B, Irkec M. Cataract surgery in patients with
Behçet’s disease. J Cataract Refract Surg 2002;28(2):316–20.
50. Tugal-Tutkun I, Onal S, Altan-Yaycioglu R, Kir N, Urgancioglu M. Neovascularization of the optic disc in Behçet’s disease. Jpn J Ophthalmol.
2006;50(3):256–65.
48 Derman Tıbbi Yayıncılık
Derman Tıbbi Yayıncılık 13
Download