yılan balığı biyolojisi ve yetiştirme teknikleri

advertisement
YILAN BALIĞI BİYOLOJİSİ VE YETİŞTİRİCİLİĞİ
Yusuf GÜNER, Ali KIRTIK
E.Ü. Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Ana Bilim Dalı 35100 Bornova/İZMİR
Giriş
Yılan balıkları eski yıllardan beri insanların ilgisini çekmiştir. Su bulunan bir çok yerde yılan
balığına rastlandığı halde yumurtlama ve yavrulama sırasında izlenememesi, yumurtalı veya
karnında yavru bulunan bir balığa rastlanamaması bu ilginin çok eskiden beri doğmasına
neden olmuştur.
Dünyadaki toplam yılan balığı istihsali; Avrupa yılan balığı (Anguilla anguilla ) (1990-1991)
23 950 ton, Japon yılan balığı ( Anguilla japonica ) 109 100 ton, Amerikan yılan balığı (
Angıilla rostrata ) 2 850 ton, diğer yılan balığı türleri ise 1 500 ton olup toplam 137 400
tondur. Dünya su ürünleri istihsalinde çok önemli bir yer tutan yılan balıkları ülkemizde
yetiştiricilikte bir yer bulamamıştır. İç su ve dalyanlarımızdan 400 ton yılan balığı
yakalanmıştır (DİE, 1997).
Yılan balıklarının büyük bir ekonomik önemi vardır. Özellikle fümesi sevilerek yenmekte
olduğundan Avrupa’ya ihraç edilmekte ve ülkemiz için önemli bir döviz kaynağı
oluşturmaktadır.
Bu çalışma, yılan balığı yetiştiriciliği için gerekli bilgilerin derlenmesi ile oluşturularak
ülkemiz için konunun önemini açıklanmıştır. Bu bilgilerin ışığında hiç de azımsanmayacak
potansiyele sahip olduğumuz yılan balığı yetiştiriciliği konusunda devlet desteği ile gerekli
girişimlerin yapılması önem arz etmektedir.
Yılan Balıklarının Sistematikteki Yeri
Yılan balıkları modern sınıflandırmada balıklar sınıfının Apodes takımından kemikli balıklar
alt sınıfı Anguillidae familyasına dahildirler. Günümüzde Anguilla cinsi içinde 19 tür
bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemli yılan balığı türleri :
Avrupa yılan balığı Anguilla anguilla
Amerikan yılan balığı Anguilla rostrata
Japon yılan balığı Anguilla japonica
Yılan balıkları gerçek bir balık türüdür. Diğer balıklar gibi galsamaları vardır. İskeletleri
balıklara özeldir. Omur sayılarından tür ayırımı yapılmaktadır. Omur sayıları Avrupa yılan
balığında ortalama olarak 115, amerikan yılan balığında 107 , japon yılan balığında ise 116
adet olarak tespit edilmiştir. Sadece karın yüzgeçleri yoktur. Göğüs ve sırt yüzgeçlerine
sahiptirler.
Pulları gelişmemiş ve pulsuz olarak kabul edilebilmekle birlikte vücutları üzerinde tek tük
dağılmış pullara sahiptirler. Deri kalındır ve üzerinde fazla miktarda mukus bulunur.
Çenelerde ve vomer kemiğinde gayet ince tarak gibi dişler bulunur. Ayrıca karın
yüzgeçlerinin yokluğu da yılan balıklarına özel bir durumdur. Yılan balıklarında diğer
balıklarda olduğu gibi pektoral yüzgeçleri ve göğüs kemikleri de vardır. Alt çene, üst çeneden
biraz daha uzundur. Baş solungaçların bulunduğu yarık ile son bulur. Solungaç kapağı
oldukça küçüktür. Kuyruk bölgesi ise anüs ile başlar ve kuyruk sonuna kadar devam eder.
Aynı tür içinde olmakla beraber bölgelere göre renk ve baş şekli bakımından birbirinden biraz
farklı olan yılan balıklarına sık sık rastlanır. Sonbaharda yakalanan büyük boylu yılan
balıkları genel olarak parlak renklidirler. Sırtları koyudur, yanlar bakırımsı alt kısımları ise
beyazımsı parlaktır. Bu balıklar cinsel olgunlaşma döneminde olan ve tatlı sulardan çıkarak
Sargossa körfezine doğru üreme için göçe çıkmış olan gümüşi yılan balıklarıdır. Bu yılan
balıklarından ayrı olarak pek parlak olmayan normal yılan balıkları yakalanır ki bunlar da sarı
yılan balıkları olarak tanımlanır. Bu balıklar cinsel bakımdan olgunlaşmamışlardır. Devamlı
yem almakta ve gelişme döneminde bulunmaktadırlar. Göç döneminde bulunan gümüşi yılan
balıklarının sindirim organları boştur. Bu üreme göçleri sırasında vücutlarında biriktirmiş
oldukları yağı, besin ve enerji kaynağı olarak kullanmaktadırlar. Avrupa yılan balıklarında baş
yapılarına göre de bazı farklılıklar bulunmaktadır. Renk ve baş yapısı gibi farklılıkların yem,
yaşadıkları ortam, cinsiyet, cinsel olgunluğa ulaşma dönemi gibi birçok faktör tarafından
etkilendiği saptanmıştır.
Coğrefik Dağılım
Avrupa yılan balıkları yayıldıkları bölgeler, Kuzeyde 71. Güneyde ise 23. enlemler arasında
bulunmaktadır. Kuzeye doğru çıkıldıkça da yılan balıklarına daha az rastlanır. Pratik olarak
yapılan yılan balığı avcılığı da 63. Enlem dairesine uzamaktadır. Kuzey Rusya ve Kuzey
Sibirya’da yılan balıklarına rastlanmaz. Afrika sahillerine bakıldığında ise , Cezayir
kıyılarında bulunmasına rağmen aynı sahilde bulunan Senegal’de görülmez. Bazı göllerde çok
az ve bazılarında ise hiç bulunmadıkları görülmektedir. Bu durum yılan balıklarının bu göllere
ulaşma imkanları ile ilgilidir. Yılan balığının yayıldığı bölgeler incelenirse pek çok yayılma
alanı görülür ve ulaşabildikleri yüksek sularda bile yaşadıkları saptanmıştır. En tuzlu suda,
tatlı kaynak sularında, bataklık az tuzlu sularda yaşama imkanı bulurlar.
Amerikan yılan balıklarının, Avrupa yılan balıklarının çoğaldığı bölgelerde çoğaldıkları kabul
edilmektedir. Kanada ve ABD kıyılarında yaygındırlar. Bu ülkelerde avcılık ve üretim az ve
benzer düzeydedir.
Japon yılan balığı doğu Asya kıyılarında bulunan bir türdür. Üredikleri alan kesin olarak
bilinmemekle birlikte Tayvan’ın güney kısımlarında çoğaldıkları tahmin edilmektedir.
Tayvan’da Taipei, İlan, Kan, Changua, ve Pingtung şehirlerine yakın nehirlerde fazla
miktarda elver yakalanmaktadır. Japonya’da ise Shizuoka bölgesi nehirlerinde elver avcılığı
yapılır. Japonya’da yılda 50 ton dolayında elver yakalandığı tahmin edilmektedir.
Avrupa Yılan Balığının Yaşam Döngüsü
Yılan balıklarının biyolojik döngüsünde başlıca üç nokta vardır.
- Bu üç yılan balığının yaşam süresi oldukça uzundur(Avrupa yılan balığında 15 yıla kadar)
- Yalnızca bir kez ürerler.
- Hayatlarının büyük bir kısmı tatlı sularda geçer. Denizde uzun bir göç süresi vardır.
Yumurtlama alanı
Yılan balıklarının doğal ortamda üremesi gözlemlenememiştir. Ancak markalanan bireyler
Atlantik okyanusunda takip edilmiştir (Tesch, 1973) ve pek çok avlama sahası ayrıntılı olarak
incelenmiştir. Danimarkalı Schmidt 1904-22 yılları arasında yaptığı çalışmalar sırasında
Avrupa yılan balığının yumurtalarını Meksika körfezine bıraktıklarını ispatlamıştır.
İlk göç
Avrupa yılan balıkları Bermuda adalarının güneydoğusunda tam olarak bilinmeyen bir
derinlikte üremektedirler. En küçük larvalara (7 mm) 75 ile 300 metre derinlikler arasında
rastlanmıştır. Leptosefalus larvaları ilk bahar başında yumurtadan çıkarlar ve Golfstrim
akıntıları ile Avrupa kıyılarına doğru göç ederler. Bu sırada 75 mm boya sahip olan
leptosefaluslar metamorfoz geçirirler ve söğüt veya defne yaprağı şeklinden yılan balığını
andırır silindirik bir şekil alırlar. Başlangıçta şeffaf bir görünümde olan yılan balıklarında , 78 ay sonra pigmentleşme gerçekleşir ve akarsulara girerler.
Hayatlarının ilk dönemine denizde başlarlar ve bu aşamada planktonik bir hayat sürerler.
Yavrular su hareketlerine karşı direnç gösteremezler. Yanlardan yassılaşmış bir vücuda sahip
olan leptosefalusler büyük gözlere ve büyük dişleri olan geniş bir ağza sahiptirler. Bu
aşamada karnivordurlar ve besinlerini zooplanktonlardan sağlarlar. Larvalar gece gündüz
periyodunda, farklı derinliklerde bulunurlar. Geceleri yüzeye yakın yerlerde (35-130 metre)
yakalanırken gündüzleri 300-600 metre derinlikler arasında dağılım gösterirler.
Leptosefaluslar Avrupa kıyılarına doğru yaklaştıkça büyümelerini tamamlamış olurlar.
İlkbahardan yaza kadar İspanyanın kuzey kıyısından, Feroe adalarının batı kıyılarına kadar
dağılım gösterirler. Metamorfozu başlamamış bireylere metamorfozu devam etmekte olan
bireylerin bulunduğu kıyılardan çok daha uzakta rastlanmıştır. Genel olarak leptosefaluslerin
kıta sahanlığına yaklaşmaları iki buçuk yıl sonra olur. Yumurtadan şeffaf elver konumuna
yaklaşık üç yılda gelmektedirler ( Tesch, 1987).
İlk Metamorfoz
Larvaların büyük bir çoğunluğu metamorfoz sürecini kıta sahanlığında, ağustos-eylül
aylarında tamamlarlar. Bu metamorfozda aşağıdaki değişikliklere rastlanmaktadır.
- Ağırlık ve boyda meydana gelen bir azalma. Örneğin leptosefalus safhasında olan (tanesi
yaklaşık 1,5 g) 75 mm boyundaki larvaların yaklaşık 700 tanesi 1 kg gelirken, elver haline
geçmiş aynı boy larvaların yaklaşık on misli vücut ağırlıklarından kaybettikleri ve 7 000
tanesinin 1 kg geldiği görülür.
- Morfolojik değişimi, Söğüt yaprağı şeklinde yassı olan leptosefaluslar silindirik bir yapıya
ulaşırlar. Bu şekildeki yılan balığı yavrularına elver adı verilir.
- Beslenme durur. Planktonik larvada bulunan dişler kaybolur.
- Ağırlığı azalır ve sindirim organları kısalır.
- Troid ve hipofiz etkinliğinin artması ile endokrin sistemin çalışmasının değişmesi, davranış
değişikliğine, Gel-git akıntılarına ve tatlı sulara olan duyarlılığın artmasına ve iç sulara göç
etmesine sebep olur.
Tatlı suya ilk göç (anadrom göç)
Şeffaf elverler su akıntılarını takip ederek kıyı sularında toplanırlar. Metamorfoz ergin yılan
balığına benzeyinceye kadar devam eder. Pigmentasyon sonucunda sırt kısmı zeytin yeşili
kahverengimsi, karın kısmı sarımsı beyaz rengi alır. Bu balıklara “sarı” yılan balığı denir.
Sarı yılan balıklarının tatlı suda büyümesi
On dört on beş yıl kadar süren bu aşamada sarı yılan balığı az-çok yerleşik olarak beslenir ve
barınır. Beslenmenin başlaması pigmentasyonun son safhasında ve ağırlık artışı başladığında
ortaya çıkar. Beslenme karnivor olarak bentik omurgasızlarla ve belli bir boyu aştıktan sonra
diğer balıklarla olmaktadır. Büyüme oldukça yavaştır. Yılan balığının gelişimi yaşadığı ortam
şartlarına bağlıdır. Dişiler, erkek bireylerden boy olarak daha uzun olup, erkekler 50 cm den
küçük, dişiler 45-150 cm arasında, nadiren 200 cm boy ve 4-6 kg ağırlığa kadar
ulaşmaktadırlar. Buna rağmen çoğunlukla, yakalanan dişilerde ağırlık 250-400 gram ve boy
70-80 cm kadardır. Gonatların dişi yönünde gelişmeye başlaması 15-20 cm. den itibaren
olmaktadır. Cinsel farklılaşmanın başlıca belirtileri cinsiyet organları üzerinde görülmez.
Büyümedeki farklılaşma ve erkek bireylerin nehir ağızlarında kalırken dişi bireylerin kaynağa
yakın yerlerde bulunması ile cinsiyet ayırt edilir. Göç etme eğilimindeki bu farklılaşma çok
erken safhalarda, şeffaf elver yada elver aşamasında görülür.
İkinci metamorfoz
Deniz suyuna geçmek üzere ikinci kez ortam değiştirmeleri sırasında yılan balıklarında oluşan
morfolojik değişiklikler beş başlık altında toplanabilir.
- Kahve rengi ve zeytin yeşili olan vücut rengi değişir, karın gümüşi beyaza döner. Sırt ve
yüzgeç rengi koyulaşır. Dalgalı renklenme kaybolur. Yılan balıklarının tüketici tarafından en
çok talep edildiği şekli gümüşi yılan balığı safhasıdır.
- Etlerindeki yağ oranı artarak vücut ağırlığının % 30’ unu geçebilir. Bu yağlanma yılan
balığının Saragossa’ya doğru yaptığı uzun göçe dayanmasını sağlar.
- Tesch’e göre göz çapı iki katı kadar artar. Bu sayede daha az riskli bir yolculuk yapar.
Bununla birlikte ışıktan kaçma davranışı ortaya çıkar.
- Pektoral yüzgeçler yuvarlak şekillerini kaybederek erken olgunluk döneminde sivrileşirler.
- Son olarak olgunlaşmanın ilerlemesi ile cinsel organlar gelişir. Vücutlarında çok fazla yağ
depolarlar. Diseksiyon yapılarak cinsiyet teşhis edilebilir. Gonatların gelişimi deniz ortamına
geçtikten sonra gerçekleşir.
İkinci göç ( katadrom göç)
Bu, yılan balıklarının doğduğu yere geri döndüğü üreme göçü olup, Anguilla anguilla için
5000 km. dir. Gümüşi yılan balıkları sonbaharda, tatlı suları terk ettiklerinde gonatlar hala tam
olarak olgunlaşmamıştır. Gümüşi yılan balığının denizdeki yaşamı çok az bilinmektedir. Tatlı
suda yakalanan örneklerde sindirim sisteminin köreldiği ve işlevini yitirdiği gözlenmiştir.
Gümüşi yılan balıkları Saragossa’da ki yumurtlama alanına ulaşıncaya ve gonatlarının tam
olgunlaştığı süreye kadar denizde beslenmeden hayatta kalabilmektedirler. Hayatlarında bir
kez yaptıkları üreme sonucunda yaşam süreçleri son bulur. Yılan balıklarının bu göç sırasında
yönlerini nasıl buldukları günümüzde hala bilinmemektedir.
Avrupa yılan balığı yetiştiriciliği
Yılan balığı yetiştiriciliğini etkileyen üç önemli zorluk bulunmaktadır.
· Damızlıktan itibaren üretimi gerçekleştirilememektedir. Bu yüzden yetiştiriciler doğal
ortamdan yakalanacak yavruları kullanmak zorundadırlar. Doğadan yakalanan yavru miktarı
da bir yıldan diğer yıla büyük oranda değişiklik gösterir. Yavruların yakalanması şeffaf elver
aşamasından itibaren başlamakta, daha sonraki aşamalarda da devam etmektedir. Örneğin,
Fransa’da Languedoc kıyılarında yaklaşık 25 g ağırlığında yılan balığı yavruları
yakalanmaktadır ( 9-13 Frank/kg ). Bu aşamada farklı yaş ve sağlık durumunda bireylerin
bulunması, balıkların aynı kökenden gelmemesi, yem dönüşüm katsayısını yükseltir. Bu da
besleme maliyetini artırmaktadır.
· Tür içi rekabet fazladır. Büyük bireyler özellikle yem alımı sırasında populasyon üzerine
baskınlık kurarak küçük bireylerin yeme ulaşmalarını güçleştirirler. Bu da stres olayının
ortaya çıkmasına sebep olur. Yetiştirici bu durumda boy dağılımının homojen olmasını
sağlamak için yavru aşamasında 3-5 haftada bir sınıflama yapmak zorundadır. Zira bu tür içi
rekabet kanibalizme kadar gidebilmektedir. Bunu ortadan kaldırmak için yapılan tüm
müdahaleler populasyonda belli bir strese yol açmaktadır.
· Yoğun yetiştiricilikte karma yemi en iyi şekilde ete dönüştürerek eşit büyüyen bireylerin
elde edilmesi gerekmektedir. Ancak bu pahalı bir besleme gerektirir. Yılan balığının çok
kaygan olması, avlanmasını ve el ile tutulmasını güçleştirir. Halbuki yılan balığı yetiştiriciliği
oldukça fazla el işçiliği gerektirir. Yılan balığı yetiştiriciliği özellikle Uzakdoğu’da önemli bir
yer tutmaktadır.
Ekstansif Yılan Balığı Yetiştiriciliği
Yılan balığı yetiştiriciliğini iki kısımda incelemek mümkündür. Bunlardan birincisi
Avrupa’da yapıldığı gibi yılan balığı yavrularının stoklanması ile üretim sağlanmasıdır. Bu
yol ekstansif üretim olarak adlandırılır. Satın alınan elverler çeşitli göl veya akarsulara
bırakılır. Bu yöntemle Hollanda ve Almanya’da yetiştiricilik yapılmaktadır.
Kuzey İtalya’da Venedik yakınlarında Comacchio gölü yetiştirme merkezidir. Burada etrafı
çevrili 32 000 hektar “valli”lerden 1 000 ton/yıl balık elde edilmektedir. Vallilere tatlı ve tuzlu
su girişi kontrollü olarak verilmektedir. Elverler buraya ya kendileri gelirler veya sahilden
yakalanarak getirilirler. Verimliliğin artırılması için yapay yemle beslemeye de başlanmış,
üretim veriminin 5-20 kg/dekar arasında olduğu bildirilmiştir. Kuzey İrlanda’da nehirlerde
tuzaklarla yakalanan elverler 38 000 hektarlık çeşitli göl ve göletlere bırakılarak yılda 800 ton
üretim sağlanmıştır. Macaristan’da İrlanda ve Fransa’dan satın alınan elverler, Balata,
Valence ve Ferta göllerine bırakılır. Stoklamanın hektara 400 elver olduğu 6 yıllık bir
gelişmeden sonra balıkların ortalama 650 grama ulaştığı bildirilmiştir. Fransa’da ise Marsilya
yakınlarındaki 8 000 hektarlık alanda 70 ton/yıl yılan balığı elde edilmiştir.
Ülkemizde çeşitli yerlerde avcılığı yapıldığı gibi bu yerlerde gelişen balıklar hasat edilerek
üretim sağlanır. İzmir körfezindeki bazı dalyan işleticileri güney bölgelerinden temin ettikleri
yılan balığı yavrularını dalyanlara bırakarak üretimi artırma girişiminde bulunmuşlardır.
Ülkemizde avcılığı yapılan yılan balıkları genel olarak bazı göl ve nehirlerden
sağlanmaktadır. Yılan balığı üretiminde önde gelen göl ve nehir dalyanları : Bafa gölü ve
buna bağlı Menderes nehri, Gölmarmara, az miktarda diğer sulardır. Yıllık yılan balığı
istihsalimiz DİE verilerine göre 1991 yılında 603 ton, 1995 yılında 780 ton, 1997 yılında ise
400 tondur.
Yılan balığı yetiştiriciliği Japonya’da 1970 li yıllarda başlamış olup karma yemlerin
kullanıldığı yoğun yetiştiriciliğe dönüşmüştür. 1990-91 yılı verilerine göre Japonya’da
Anguilla anguilla 1500 ton, A. japonica üretimi 40 500 ton olarak elde edilmiştir. Tayvan’da
da son yıllardaki üretim çalışmaları ile 52 500 ton A. japonica elde edilmiştir.
Almanya, Fransa ve İtalya’da yılan balığı yetiştiriciliği konusunda bazı girişimler yapılmışsa
da Uzakdoğu’da olduğu gibi yaygın bir gelişme ortamı sağlanamamıştır.
Avrupa Yılan balığı elverleri
Avrupa yılan balığına hemen hemen sıcak su akıntılarının ulaştığı tüm kuzey Avrupa
nehirlerinde rastlanılmaktadır. Ayrıca Akdeniz’de pek çok nehirde de görülür. Ülkemizde
Büyük Menderes nehri ve bu nehirle bağlantılı olan Bafa gölünde, Küçük menderes ve Gediz,
Bakırçay nehirlerinde, Adıyaman Gölbaşı, Silifke’de Göksu nehrinde, bu nehirle irtibatlı
Akgöl ve Kuğu göllerinde, Marmarada Kocabaş, Gönen ve Susurluk çaylarında yılan balığı
mevcuttur. Akdeniz ile irtibatlı nehirlerde görülen, yılan balığı tüm Cebelitarık boğazını
geçerek bu nehirlere ulaşmaktadır. İtalya’da özellikle Kuzey Adriyatik’te ve Venedik
yakınlarındaki dalyanlarda fazla miktarda yılan balığı bulunmaktadır. Elverlerin en çok
yakalandığı ülkelerden biride Fransa’dır. Özellikle Biskay körfezinde Loire ve Girondo
nehirlerine büyük miktarlarda girdikleri gözlenir. Fransa’nın yılda, bu bölgesinde 800 ton
dolayında elveri yakalayarak pazarladığı tahmin edilmektedir. İrlanda da Eire ve Shonnon
nehirlerinde yakalanan elverler, iç göllere stoklanmasında kullanılmaktadır. İngiltere’de
Severn nehri ve daha az olmak üzere Poraft nehirlerinde de elver avcılığı yapılır. Avrupa
kıtalarında elverlerin periyodik olarak görülmesi yıllık olmakla beraber Bertin isimli
araştırıcıya göre 6 yılda bir tekrarlanan durum arz etmektedir. Bir yıl az miktarda elver
avlanırsa gelecek yıl bir azalma olduğu belirtildiği gibi, 3 yıl bir yükselme izlenip bunu takip
eden 3 yılda ise bir azalma görülebildiği kaydedilmektedir.
Elverlerin leptosefalus safhasından yılan balığı şeklini almaları döneminde izlenen en önemli
değişiklikler şeffaflığın kaybolması ile uzunluk ve ağırlığın azalmasıdır. Kıyılara ulaşan
larvaların kıyılara ulaşma periyodunda ilk gelenlerin sonra gelenlerden daha iri cüssede
oldukları bilinen bir durumdur. Hatta ilk gelenlerin en son gelenlerden 6 mm daha kısa
oldukları saptanmıştır. İlk yakalandığında şeffaf olan elverlerin bir süre ışıklı ortamda
tutulduklarında vücutlarında hemen pigmentleşme başladığı ve renginin koyulaştığı
görülmektedir.
Elverlerin Göçüne etkili olan faktörler
Su Sıcaklığı
Elverlerin göç etmesine etkili olan faktörlerden biri su sıcaklığıdır. Ilık sularda elverlerin
nehirlere göçünün daha erken ve hızlı olduğu bilinmektedir. Sıcak denizlerde elver
görülmesinin, soğuk denizlere nazaran daha erken olduğu bilinmektedir. Fakat bazı yerlerde
bunun tersi durumlarda zaman zaman izlenebilmektedir. Avrupa kıyılarında elverlerin ilk
görüldüğü dönemlerde su sıcaklığının 4 °C dolayında olduğu ve su sıcaklığı 1 °C düştüğünde
hareketlerinin azaldığı gözlenmiştir. Havanın ılıklaşması elverlerin su yüzüne yaklaşmalarına
dolayısıyla avcılığının daha kolay olmasını sağlamaktadır.
Işık
Yılan balığı yavrularının nehirlere ilk ulaşmalarında ışığın dağıtıcı bir etkisi olduğu
görülmektedir. Sadece geçiş dönemlerinde ışığa doğru hareket ettikleri görülmektedir. Hatta
bazı balıkçılar, bu dönemde av yerinde elverleri su yüzeyine çekmek için ışık kullanırlar. Açık
bir ay ışığı gecesinde elverler zemine yakın derinlikte hareket ederler. Pratik avcılıkta avrupa
yılan balığı elverleri, genel olarak karanlık gecelerde yakalanır. Özellikle nehirlere girişlerin
en yoğun olduğu periyotta, gece elver avcılığı çok daha verimli olur. Fakat med-cezir
olaylarında su yükselmesinin en fazla olduğu günlerde, gündüzleri de elver göçü olur. Fakat
elver miktarı geceye oranla daha azdır. Elverler genel olarak gündüzleri kum içine girerek
yada kayarak, taşlar altında saklanarak günlerini geçirirler.
Med-cezir
Avrupa ve Japonya’da elverlerin en çok yakalandığı zaman genel olarak su yükselmesinin en
fazla olduğu dönemlerde, su yüzeyine yakın olan kısımlardır. Severn nehrinde su yükselmesi
ile elver girişi arasında ilişki olduğu bilinmektedir. Bunun yanında Akdeniz’de bir çok
nehirde med-cezir olayları az olmakla birlikte elver girişini sağlamaktadır.
Tatlı su
Elverlerin nehirlere girişi daima suyun tuzluluğunun azalması ile ortaya çıkar. Denizlerden
gelen elverler için nehirlerden gelen tatlı sular cezbedici bir rol oynar. Nehirlerin döküldükleri
noktada tuzluluğun düşmesi ve ani yağan yağmurlar ile nehir sularının artması, nehirlere olan
yönelişi daha da çabuklaştırır.
Rüzgar
Japonya’da, nehirlere elverlerin girişinde güney rüzgarlarının esmesi, su sıcaklığının 8-10 °C
olması ve bir gün önce yağmur yağmış olmasının etkili olduğu bildirilmektedir.
Elver Yakalama Yöntemleri
Elver yakalamada uygulanan yöntemler bakımından ülkeler bölgeler ve nehirler arasında
farklılıklar vardır. Bazı yerlerde kepçeler, bazı yerlerde tuzaklar, bazı yerlerde ise
ekosaundrlardan yararlanarak avcılık yapılır. İngiltere’de elverler 1 metre uzunluk 60 cm
genişlik ve 60-70 cm derinliği olan 1.5 mm göz açıklığında kepçelerle avlanırlar. Avcı
kepçeyi akıntı yönünde ve mümkün olduğu kadar kıyıya yakın tutarak yüzeye yakın su
sathında geceleri elver yakalamaya çalışır. Kepçe suda 5 dakika kadar tutulur ve sonra
kaldırılır. Daha sonra yakalanan elverler stok yerine alınarak pazara sevk edilirler.
Kuzey İrlanda da nehir yatağında yavrular belli bir alana yönlendirilir ve buradaki tuzaklarla
avlanır. Bu yöntemin en iyi tarafı bölgeden geçen elverlerin tümünü yakalayabilmesidir. Bonn
nehrinde bu yöntemle bir mevsimde 5-6 ton elver yakalanabildiği bildirilmektedir. Fransa’da
elver yakalama işleri büyük nehir ağızlarında bir motor ile hafifçe çekilen ağlar ile yapıldığı
gibi kıyılardan da yürütülmektedir. Bazı tekneler balık bulucu elektronik aletlerden
yararlanırlar.
Fransa’da yakalanan elverlerin çoğunluğu Japonya’ya ve bir kısmı da Avrupa ülkelerine ihraç
edilmektedir. Fransa genelindeki nehirlerde 1970 yılında toplam 1 345 ton yavru
yakalanırken, bu rakam 1982 de 500 ton dolaylarına düşmüştür. 1 kg da yaklaşık 3 000 adet
elver bulunmaktadır. Elverlerin nehirlere giriş zamanı tüm bölgelerde aynı değildir. örneğin
Avrupa’da batı İspanya sahillerine aralık-ocak, Severn nehrine ise nisan-mayıs aylarında,
Fransa Biscay ve Britany de ocak-mart aylarında girmektedirler.
Yılan balığı yavrularının belirli bölgelere farklı zamanlarda gelmelerinin iki esas nedeni
vardır. Birincisi üreme bölgelerine yakın olan bölgelere daha erken ulaşmasıdır. İkincisi ise
yılan balığı yavrularının sıcaklığı 8-10 °C den daha az olan nehirlere girmek istememeleridir.
Örneğin Avrupa yılan balıkları Atlantik kıyılarına aralık aylarında ulaştıkları halde suyun
soğuk olması nedeniyle nehirlere girmezler, suların ısınması için mart ayına kadar kıyılarda
beklerler. Tropikal bölgeler ele alındığında, genellikle yılan balığı yavrularının nehirlere girişi
ilkbahar başında olur. Nehirlere giren yavruların büyüklüğü bölgelere göre farklılık arz eder.
Leptosefalus safhasından metamorfoza uğrayarak normal yılan balığı şekline giren yavrular,
tatlı sulara girinceye kadar yem almazlar. Bu nedenle nehirlerin ısınmasını beklerken ağırlık
kaybederler. Bunun sonucu nehirlere geç giren yavrularda canlı ağırlık daha azdır.
Akdeniz’de İtalya nehirlerine giren elverlerin canlı ağırlığı, yaşıtları olan İspanya nehirlerine
girenlerden daha azdır. Elverlerin nehirlere girişi özellikle suların yükselmesi sırasında en
fazla olur. Elverler sadece geceleri yüzerler ve kıyılara yakın hareket ederler. Severn
nehrindeki bir balıkçının sadece bir kepçe ile bir seferde 25 kg yılan balığı yavrusu tuttuğu ve
bu miktar yavrunun 87 500 bireyden oluştuğu bildirilmiştir. İrlanda’da ise Bonn nehrinde
kurulan özel avlanma yerinde yılda 23 milyon adet elver yakalandığı kaydedilmişti. Elverler
oldukça nazik canlılardır. El ile tutulmamaları gereklidir. Kepçe ile yakalanan yavruların
hemen bir ağ kafese veya bir tanka alınarak temiz suda bekletilmeleri ve süratle
yetiştirilecekleri yerlere ulaştırılmaları gereklidir. Aralık-şubat aylarının soğuk günlerinde
yakalanacak yavruların taşınmasında dikkatli olmak gereklidir.
Elverlerin Bekletilmesi ve Taşınması
Elverler yakalandıktan sonra pazara veya yetiştirme yerlerine nakledilmeden önce özel
tanklarda bir süre tutulurlar. Bu hem yeterli miktarda yavrunun toplanabilmesi için yeterli
zamanın sağlaması, hem de yeni ortama konulmadan önce gerekli uyum ortamını oluşturmayı
sağlar. Ayrıca bu sırada dayanıksız balıklar ölür sağlıklı ve kuvvetli balılar kalır. Yavrular
elver tanklarında en az iki en çok beş gün kalırlar. Daha erken nakillerde ölüm oranı artar.
Elverleri bu tanklarda uygun ortamda tutabilmek için devamlı akan tatlı suya ve
havalandırmaya ihtiyaç vardır. Tankların üzeri örtülü olmalıdır. Bu amaçla yavruların
duvarlara tırmanarak kaçmasını önlemek için, fiberglas tanklar kullanılmalıdır. 2x2x0.6 m
boyutlarındaki böyle bir tanka 100-125 kg elver konulabilir. Günlük veya saat başına bakım,
beyaz denen ölü balıkların tanklardan alınmasıdır. Ölüm oranı % 5 veya daha fazla olabilir.
Ölümün çok olması elverlerin tanklara konulmadan ve soğuk bir gecede kova ve leğenlerde
uzun süre tutulmasından ileri gelebilir. 2-5 gün içinde ölüm nedeniyle toplam ağırlığın % 15 i
kaybedilebilir. Nakilden bir gün önce yemleme kesilir. Yılan balığı yavrularının taşınmasında
bir kaç yöntem uygulanır. Birincisi özel havalandırılabilen tankerlerle yapılan taşımacılıkta
ortalama 17 tonluk bir su kütlesi ile 1 ton elver taşınabilir. Taşıma suyunun yarı tuzlu olması
faydalıdır. İkincisi, dip kısmı bezli kutular veya içinde oksijen ve su konulmuş naylon
torbalarla taşıma yapılabilir. Üçüncüsü ise hava yolu ile yapılan taşımacılıkta genel olarak
strafordan yapılmış malzemeler kullanılır. Bu malzemeler hafif olduğu gibi yavruları ani
sıcaklık değişimlerinden korur. Her biri 0.5 kg bir tavada 1 kg elver taşınabilir. Bu
taşımacılıkta buz kullanılmaz. Nakilde önce elverler 6 °C ye kadar soğutulurlar ve ıslak
kalmaları için çok az su ilave edilir. Yılan Balığı yetiştirme Yöntemleri
Yılan balığı kültüründe beş ayrı metot kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları deneme
çalışmaları olup büyük ölçüde yetiştiricilikte kullanılmamaktadır.
Durgun Su Yöntemi
Japonya ve Tayvan’da kullanılan en eski ve yaygın olan metottur. Balıkların oksijen
ihtiyaçlarını su içindeki fitoplanktonlar ile karşılanması bu yetiştirmenin temel
prensiplerinden biridir. Geceleri oksijen miktarını çok dikkatli bir şekilde takip edilmesi
gerekir. Özellikle fazla balığın stoklandığı, suyun sıcaklığının fazla olduğu dönemlerde,
konunun önemi daha da artmaktadır. Suya oksijen kazandırmak için suyu karıştıran makineler
yada basınçlı hava veren düzenek kullanılır. Bu yetiştirme yönteminde havuzlara çok az
(%10) su verilir. Verilen suyun havuz suyunu karıştırmaması havuzun bir köşesinden girip,
diğer köşesinden dışarı çıkması sağlanır. Böylece havuzdaki plankton varlığının korunması ve
suyla sürüklenip gitmesi önlenmiş olur. Bu yetiştirme yönteminde metre karede 2- 4 kg balık
yetiştirilebilir. Başarılı bir yetiştirme için su sıcaklığının 23-30 °C arasında olması gereklidir.
Bu şartlarda iki yıl veya daha az sürede 150-200 grama ulaşması gerekir. Bu ağırlığa
Tayvan’da 1,5 yılda , İngiltere’de 4 yılda, Japonya’da 2 yılda ulaşır. Güney Ege ve
Akdeniz’de yılın 8-9 ayı su sıcaklığı 20 °C den yukarıda tutulabileceğinden yılan balığı
yetiştiriciliği bu bölgelerimizde karlı olabilir. Yılan balıklarına 12 °C nin altında yem verilse
dahi gelişme olmaz. Bu yetiştirme yönteminde havuz alanı 3-4 dekar arasında tutulur.
Akarsu Yöntemi
Akarsu yönteminde havuzların alanı 150-300 m² dir. Bu yöntemin uygulanacağı yerde fazla
miktarda tatlı su veya deniz suyunun olması gerekir. Birim sahada yetiştirilebilecek balık
miktarı verilebilecek oksijene, dolayısıyla suya bağlı olarak değişir. Yöntemin başarılı
olabilmesi için su sıcaklığının 23 °C üzerinde olması gerekir. Bu yetiştirme yönteminde
üretime alınacak balıkların başlangıç olarak ağırlıklarının yaklaşık 30 g. olması tavsiye
edilmektedir. Çünkü suyun hızla değiştiği ortamda yavrularda gelişme iyi olmamaktadır. Bu
yöntemle yetiştiricilik yapan işletme sayısı oldukça azdır.
Ağ Kafeslerde Yetiştirme Yöntemi
Japonya’da ağ kafeslerde yapılan sazan ve alabalık yetiştiriciliğinin aynısıdır. Bu amaçla bu
havuzlar iç sularda ve göllerde kullanılmaktadır. Japonya’da Şizouka balıkçılık deneme
istasyonunda derinliği 1,5 m olan 8 mm göz açıklığında ağlar ile ağ havuzlarda yapılan
deneme oldukça olumlu sonuçlar vermiştir. Bu denemede toplam 23,3 kg yılan balığı
konulmuş, 38 gün sonra 38,6 kg balık, ortalama 180 g ağırlıkta hasat edilmiştir. Bu çalışmada
dondurulmuş uskumru eti kullanılmış olup, yem dönüşüm katsayısı 7,35 bulunmuştur. Bu
denemede ortalama su sıcaklığının 25,5 °C, tuzluluğun %0 21, birim alandaki verim 7,7 kg
olarak tespit edilmiştir.
Tünel Yöntemi
Bu metotla ticari bir işletme kurulmamış olmakla beraber tünel yöntemi ile yılan balığı
yetiştirilebileceği denemelerle gösterilmiştir. Bunda amaç, yılan balığının karanlık saklanacak
yeri bulunan doğal ortamına benzeyen bir alanın sağlanmasıdır. Bunun için balıkların gündüz
saklanmasının mümkün kılacak karanlık tüneller suya yerleştirilir. Havuzlarda ılık akarsu
yöntemi kullanılmıştır.
Tablo 1 : Tünel yöntemi ile yılan balığı yetiştiriciliği yapılan bir denemede gelişme
sonuçları.
Yetiştirme
Periyodu
30 gün
30 gün
30 gün
30 gün
Başlangıç Ağırlığı
Hasat
(kg)
ağırlığı (kg)
11.0
15.6
15.6
21.6
15.5
18.3
13.1
17.0
Verilen Yem
Miktarı (kg)
22.4
26.6
20.8
14.1
Artış
% si
142
138
118
130
Yem
değerlendirme
4.87
4.43
7.43
3.62
Sirkülasyon Yöntemi
Devamlı olarak sirküle edilen suyun kullanılması, yetiştirme çalışmalarında olumlu sonuçlar
alınmıştır. Bu tür bir çalışmada iki adet havuz kullanılır. Bunlardan biri yetiştirme havuzu
diğeri filtre havuzudur. Yetiştirme havuzunda kullanılan su devamlı olarak bir motopomp
vasıtası ile filtre havuzuna gönderilir. Filtre havuzunda suyun fiziksel temizlenmesinin yanı
sıra biyolojik temizleme de gerçekleşir. Filtre kumu ve taşlarındaki bakteriler balıkların
atıklarındaki nitrit, nitrat ve amonyak gibi toksik kimyasal bileşikleri azota kadar indirgeyerek
zararsız hale getirirler. Bu tür bir çalışmanın başarılı olabilmesi için kullanılan havuzların
kapasitesi, filitrasyon yüzeyi, filtre yapan temizleyici kütlenin kalınlığı, kullanılan pompaların
kapasitesi, su kalitesi, sudaki oksijen miktarı, sıcaklık ve artık yemlerin temizlenmesi gibi pek
çok konuyla ilgilidir. Bu tür bir yetiştirme yöntemi, ancak kullanılacak suyun kısıtlı olduğu
yerlerde düşünülebilir. Bu yöntemle küçük bir alanda fazla miktarda balık üretimi mümkün
kılınabilir.
Yılan Balığının Durgun Su Yöntemi ile Üretimi İçin Alan Seçimi
Yılan balığı yetiştiriciliği yapılacak bir alanda aşağıdaki koşullar aranır:
- Öncelikle yeterli su bulunmalıdır. Bu su bir nehirden veya yeraltından sağlanabilir. Basit bir
ifade ile 10 ton balık üretimi için günde 250 ton su gerektiği söylenebilir.
- Su berrak veya az bulanık olmalı, ancak herhangi bir kirlenme söz konusu olmamalıdır. Az
alkali veya nötr sular tercih edilir. Asitli sular yılan balığı için uygun değildir. içerisinde doğal
olarak yılan balığı bulunan nehir veya göl suyunun ideal olduğu söylenebilir.
- Arazini konumu havuzlardaki suyun tam olarak boşaltılabilmesini mümkün kılmalıdır.
- Toprak az geçirgen olmalıdır. Bu nedenle tabanın killi olması istenir.
- Üretim havuzlarının iyi güneş alması oksijen üretici fitoplanktonların üremesi bakımından
yararlı olur.
- Üretim alanının rüzgarlara açık olması suyun yüzeyi ile oksijen alışverişini kolaylaştırır.
- Enerji sağlamada ve ulaşım şartlarında zorluk olmamalıdır.
- Herhangi bir sel tehlikesi olmamalıdır.
Japonya’da yılan balığı üretimine uygun olan su kaynağı ve nehir yakınlarında çok geniş yılan
balığı yetiştirme alanları oluşmuştur. Bir çok işletmenin yan yana olması ekonomik ve diğer
konularda faydalar sağlamıştır. Özellikle kurulmuş olan kooperatifler, işletmelerin pek çok
ihtiyacını karşılamakta ve ürünün kar getirecek fiyatta satılmasını sağlamaktadır. Ayrıca
bölgelerde devletin açtığı deneme istasyonları üreticinin sorunları yönünde çalışmalar yaparak
devlet desteği sağlamaktadır.
Yılan Balığı İşletmelerinin Kurulması
Yılan balığı üretiminde çok başarılı olan uzak doğuda genel olarak durgun su yöntemi
kullanıldığından bu yetiştirme yöntemi hakkında bilgi sunarak konu açıklanmaya
çalışılacaktır. Yılan balığı üretiminde kullanılan havuzları dört grupta toplayabiliriz. Bunlar :
1. Birinci elver havuzları ( genellikle sera içerisinde )
2. İkinci elver havuzları ( genellikle sera içerisinde )
3. Yavru balık havuzları
4. Üretim havuzları
Birinci ve İkinci Elver Havuzları
Bu havuzlar genellikle sera içinde inşa edilir. Su sıcaklığı 25 °C de sabit tutulur. Böylece
ilkbaharda yakalanan yavruların ilk gelişme dönemlerinin hızlı olmasına çalışılır. Yeni
yakalanan elverler bu havuzlarda bir ay süre ile yetiştirilebilirler. Havuzlar 60 cm derinlikte
ve 5 m çapında yapılır. Havuza verilen su kenardan ve hızlı olarak verilerek havuz içinde
dairesel bir hareket elde edilmeye çalışılır. Havuzun orta kısmındaki bir boru ile fazla su
tahliye edilir. Bir aylık dönemini burada tamamlayan elverler ikinci elver yetiştirme havuzuna
alınırlar. İkinci elver havuzuna alınan yavrular 8-12 cm boyundadırlar. Havuzların ölçüsü 30100 m. civarında olabilir. Derinlikleri ise 1 m dir. Her iki elver yetiştirme havuzuna da bol
miktarda hava verilir. Elver havuzlarına verilen suların çok temiz olması gerekir. çünkü
elverler çok hassastır. Yılan balığı yaşlandıkça dayanıklılığı artar.
Yavru Balık Havuzları
Yavru balık havuzları genellikle yuvarlak yapılır. Genişlikleri 200-300 m derinlikleri ise 1 m
tutulur. Dip yapısının çamur olması gerekir. Yağmurlu gecelerde yılan balığı yavrularının
kaçmaması için havuz kenarlarının beton olması arzu edilir. Özellikle küçük yavrularda
kaçma eğilimi fazladır. Bu nedenle küçük yavruların bulunduğu havuzun kenarları içe doğru
meyilli yapılarak kaçmaları engellenmeye çalışılır. 20 cm yi geçen yılan balığı yavruları pek
fazla kaçma eğilimi göstermezler.
Üretim Havuzları
Bu havuzlar Japonya’da eskiden 6-10 dekar veya daha geniş şekilde yapılırlardı. Fakat son
yıllarda daha küçük 2-3 dekarlık havuzlar tercih edilmektedir. Buna neden olarak yemleme ve
hastalıklarla mücadelenin küçük havuzlarda daha kolay olması gösterilmektedir. Hatta son
yılarda havuz alanı 500-1 000 m2 ye kadar küçük tutma eğiliminin arttığı gözlenmektedir.
Özellikle Tayland’da bu eğilim daha fazladır. Doğal olarak akarsu yönteminin uygulandığı
üretimlerde havuzlar durgun su yöntemine oranla daha küçük tutulur.
Üretim havuzlarının derinliği 80-100 cm dolayında olmalıdır. Bu derinlik suyun girdiği
bölgede 80-100 cm, suyun boşaltılacağı yerde 120 cm dolayında olabilir. Kenarları balıkların
toprağı oyarak kaçmalarını engelleyecek şekilde taş, beton veya briketten yapılmalıdır.
Havuz tabanının balıkların oyup girebileceği şekilde çamurlu olması uygun olur. Daha önceki
bölümlerde belirtildiği gibi havuzun bir köşesinde su giriş ve çıkışının yapıldığı bir kısım
bulunur. Suyun boşaltılmasında özel sistemler uygulanması lazımdır. Çünkü yılan balıkları
kaçma eğilimi çok fazla olan ve fırsat bulduğu her yerden geçebilen balıklardır. Bu nedenle
dikkatli olmak gereklidir. Aşağıda bu amaçla kullanılan bir su tahliye sistemi sunulmuştur.
Durgun su yönteminin uygulandığı yılan balığı işletmelerinde verilen su miktarı çok az
olduğundan su tahliyesinin kontrolü kolaylıkla yapılabilir.
Bazı işletmelerde su boşaltımı havuzun sonundaki bir boru ile yapılır. Bu boru sayesinde
hasat zamanında balıkların kolayca toplanmasında da yararlanılabilir. Bazı işletmelerde ise su
boşaltım yeri yapılmaz. Bu tip işletmelerde her gün motopomp ile fazla su boşaltılır.
Yılan balığı üretim havuzu kıyısında bir adet yemleme yeri yapılması gereklidir. Bu kısım
3x3 m ebadında ve üzeri kapalı olarak yapılır. Bu yemleme yerinin alt kısmı su yüzeyine
doğru açıktır. Buradan bir kap içine konulan balık yemi suya sarkıtılır. Balıklar gündüzleri
dahi loş olan bu yere gelerek rahatça yem alırlar. Bu yemleme yerleri genellikle su
çalkalanmasının fazla olduğu aeratörlerin yanına kurulur. Böylece yemleme zamanında bu
kısımda fazla miktarda toplanan balıkların artan oksijen ihtiyaçları karşılanmaya çalışılır.
Elverlerin beslenmesi
Yılan balığı üretiminin gerçekleştirilememesi nedeniyle, yetiştirilecek yavrular doğadan
yakalanmak zorundadır. Ön büyütmede elverlerin mümkün olan en kısa sürede doğal yemden
karma yeme geçişi gerekmektedir. Yetiştiricilik şartlarına en iyi uyum sağlayanlar
seçilmelidir. Ergin yılan balıkları ile yavru yılan balıklarının beslenmeleri arasında önemli
farklılıklar vardır. Özellikle ergin yılan balığı yeminde yağ oranı yüksek tutulması gerekirken,
yavru balık yeminde bunun tersi bir uygulama vardır. Özellikle yeni yakalanan ve 6 000-7
000 tanesi 1 kg gelen elverlerin ağızları küçük olduğu için her yemi almak istemezler ve
karma yem almaları ilk günlerde zor olmaktadır. Doğal ortamdan havuzlara alınan yılan
balıkları doğrudan bu rasyonlarla beslemeye alınmaz. Şeffaf elverden, elver konumuna
geçinceye kadar, yılan balıklarının yapay yeme adaptasyonu için taze sardalye kullanılması
sık görülen bir uygulamadır. Başlangıçta sardalyeler bütün olarak, daha sonra balık unu ile
karıştırılarak verilmektedir. Karışımdaki taze sardalye oranı tedrici olarak azaltılır ver birkaç
hafta sonunda karışımdan tamamen çıkarılır. Diğer bir yöntem de ise başlangıçta küçük toprak
solucanları küçük karidesler, tubifeks ve dafnia gibi canlı yem kaynaklarından yararlanır. Bu
yemler tercihen geceleri bir sepet üzerine konularak verilir.
Yemlemenin sabah 8:00 ile öğleden sonra 14:00 arası yapılması en uygundur. Elverlere
tubifeks verilmeden bir saat süre ile %0 2 oranındaki sulfamonomethoksine solüsyonunda
tutulur ve yıkandıktan sonra kullanılır. Bir kaç günlük veya tercihen haftalık bu tür
beslemeden sonra diğer yemlere geçilmeye çalışılır. Elver yemlemesinde önemli bir konu da
elverlerin aynı boylarda olmasıdır. Eğer küçük ve büyük balıklar aynı yerde kalırsa
kanibalizm başlar. Aynı zamanda büyük balıklar küçük balıkların yem almasına da engel olur.
Suyun Fiziko-kimyasal özellikleri
Sıcaklık
Su sıcaklığı büyüme oranını etkileyen en önemli faktördür. Yılan balığının 12 °C nin altında
yem almadığı havuz tabanında hareketsiz kaldığı bilinmektedir. Bu sıcaklığın üzerinde balıkta
yem alma arzusu artar ve gelişme hızlanır. Yem dönüştürme oranının en iyi olduğu sıcaklı 23
°C dir.
Elverlerin gelişmesi 15 ile 25 °C arasında gerçekleşmektedir. Avrupa yılan balığı için
optimum sıcaklık 23 °C , Japon yılan balığı için 26-27 °C dir (Querellou, 1974). Avrupa yılan
balıkları yaşları ilerledikçe daha düşük sıcaklıkları tercih ederler.
Descampes ve diğ. (1980), atom enerjisi santrali soğutma suyunda yaptıkları bir çalışmada,
15-27 °C arasında tutulan havuzlarla başlangıç ağırlıkları 13 g olan yılan balıkları 25 ay
sonunda 210 g, ısıtma uygulanmayan kontrol grubunda ise (7-19 °C arası) 64 g canlı ağırlığa
ulaşmışlardır. Isıtılan havuzlardaki biyomas 4 k/m3 den 34 m3 e ulaşmıştır. Başka bir önemli
sonuç da ısıtılan havuzlardaki balıkların boy dağılımının homojenliğini kaybetmesidir.
Uygulamada yetiştiriciler tesis yeri seçerken su sıcaklığının 20 °C nin üzerinde olduğu ay
sayısını hesaplarlar. Uzak doğuda bu süre beş ay olup mayıs-eylül ayları arasına denk
gelmektedir. Bazı üreticiler bu süreyi uzatmak için özel düzenekler yaparlar. Japonya ve
Tayvan’da elverler için kapalı binalar özel ısıtma düzenleri kullanılır. Isıtma işlemi, elverlerin
geldiği ilk ay olan kasımdan başlar nisana kadar devam eder. Dışarıda su sıcaklığı 5 °C iken
içeride 20-25 °C dolayında tutulmaya çalışılır. Dışarıda su sıcaklığı 20 °C ye ulaşınca bütün
ısıtma cihazları kapatılır. Yavrular dış havuzlara aktarılır. Son zamanlarda Avrupa ve
Avustralya’da aynı uygulamalara başlanmıştır.
Oksijen
Yılan balıkları özellikle oksijen konsantrasyonu düşük olan kötü ortam şartlarına
dayanıklıdırlar. Bazı araştırmacılar yılan balıklarının farklı oksijen ihtiyaçları olduğunu
belirtmişlerdir.
- Querellou, 1974 : 100 g ortalama ağırlıktan fazla olan bireyler için, oksijen tüketimi
100mg/saat/kg;
- Fish culture, 1972: 100 g ortalama ağırlıktan fazla olan bireyler için, oksijen tüketimi
4mg/saat/kg olduğunu bildirmişlerdir.
Havuz suyundaki oksijen kaynağı fitoplanktonlar ve su girişidir. Özellikle gece solunumla su
içindeki oksijen miktarı 1-2 mg/l seviyesine düşerse yılan balığı başını sudan çıkarmaya
başlar. Bunu ölüm takip eder. Uygulamada yetiştiriciler, oksijen konsantrasyonunun 3 mg/l
nin üzerinde olmasını isterler. Su içindeki oksijen seviyesini artırmak için suyu karıştırma ve
havalandırma düzenekleri yerleştirilir. Özellikle gece su akışının, havuzun bir köşesinden
fazla miktarda verilerek tüm havuzu karıştırmadan diğer bir köşeden tahliyesi yapılır. Böylece
yılan balıklarının bu ortama gelerek oksijen ihtiyaçlarını karşılamaları sağlanır. Elverlerin
oksijen ihtiyacı büyük balıklardan daha fazladır. Bu nedenle havuzlara devamlı akan su ve
basınçlı hava verilmesi gereklidir.
pH
Ph değeri fotosentez sonucu oksijen miktarını, balık ve plankton solunumu sonucu sudaki
karbonik asit miktarındaki azalma ve çoğalmaya bağlı olarak değişir. Gündüzün pH optimum
değeri 8-9 arasıdır. Gece fotosentez olmadığından pH 7 ye düşer. PH değeri 4,5-6,5 olan asitli
sularda yılan balığı yetiştiriciliği iyi sonuç vermez. Ayrıca PH ın amonyak indirgenmesi
üzerine etkisi olup bu kirleticinin toksisite düzeyini belirler.
Tuzluluk
Yılan balıkları çok farklı tuzluluk şartlarına adapte olabilirler. Bu olayda iki organ önemli rol
oynar. Deniz ortamında ( hipertonik) solungaçlar, aşırı miktardaki tuzların atılımını sağlar.
Tatlı suda ( hipotonik), böbrekler üriner boşaltımla organizmada su girişlerini dengeler.
Euryhalin özellik yetiştiricilik açısından bir sorun oluşturmaz. Bir günlük periyot içinde çoğu
kez ara tuzluluktaki suları tercih ederler. Genç ve yetişkin yılan balıklarında bu euryhalin
özellik hastalıklara karşı yapılacak olan uygulamalarda deniz suyu kullanılmasına izin verir
(Querellou, 1974).
Uygulamada yetiştiriciler, yetiştiricilik başarısının tatlı suda acı sudan daha fazla olduğunu
belirtmişlerdir. Bu durum yılan balıklarının gelişmesi ve fizyolojik olgunlaşması için
kendiliğinden nehirleri aramaları ile açıklanabilir.
Fitoplankton
Normal sağlıklı yılan balığı havuzu fitoplankton nedeniyle yeşil görünür. Durgun su
havuzlarında fitoplanktonların, suyun oksijenini kontrol etmek, fotosentez yoluyla pH
seviyesini etkilemek ve büyüme sırasında balık artıklarını absorbe etmek gibi önemli
görevleri vardır. Ancak havuzda çok fazla miktarda fitoplankton birikmesine izin vermemek
gereklidir. Uygun bir seviyedeki fitoplankton ile havuzdaki organik sedimantasyonun, dipteki
bakteri faaliyetleri ile çözünmüş maddelerin absorbsiyon oranını kontrol etmek mümkündür.
Kapalı günlerde ve gecelerde fotosentez yapamadıklarından balığın büyümesine olumsuz etki
yaparlar. Fitoplanktonlar havuz zemininde organik maddelerin bozulması düzenli bir şekilde
olmuyorsa gerekli büyümeyi yapamaz veya bol miktarda besin tuzları bulunmasına karşın,
suda yeterli karbonik asit bulunmazsa büyüme durur ve bunu ölüm takip eder. Çok miktarda
zooplankton üremesi de havuzdaki fitoplanktonları bitirebilir. Normal bir havuzda
fitoplankton/zooplankton oranı 97:3 tür.
Havuzda çok çeşitli fitoplankton bulunmaktadır. Her biri iklim,sıcaklık,diğer mevsimsel
değişikliklere göre havuzun kimyasal dengesine etkide bulunur. Scenedesmus,Pediastrum ve
Chlorella yeşil algleri ilkbahar ve sonbaharda ortaya çıkarlar. Microcystis ve Chlorococcus
ilkbahar ve yazın, Anabaena ve Oscillatoria sonbaharda havuzlarda görülen mavi-yeşil
alglerdir. Havuz suyunda daha çok Scenedesmus bulunursa yılan balıkları yemlerini daha
iştahla yemektedirler. Pediastrum , Chlorella veya Oscillatoria, Anabaena çoğunlukta olduğu
zaman iştah azalır. Havuzda bulunan zooplanktonların çoğunluğunu rotifer ve su pireleri
teşkil eder.
Fitoplankton ölümü,dışarıdan havuza bakıldığında rengin yeşilden koyu kahverengine veya
açık renge dönüşmesiyle kolayca fark edilir. Renk değişimi aynı zamanda su kalitesinin
değişimi demektir. Su yüzünde oksijen arayan balıklar daha sonra iştahlarını kaybederler.
Çoğu zaman bunu toplu ölümler takip eder. Su kalitesindeki değişimler yağışlı havalarda da
olmaktadır. Ph değeri sabah 9.5 üzerinde,öğleden sonra 7' nin altında seyretmesi suda
amonyak formunda 3ppm azot bulunması su kalitesinin bozulduğunu göstermektedir.
Su kalitesindeki değişimleri önleyebilmek için sezon başında ve sonunda havuzlara su
doldurmadan önce 60-100gr/m2 sönmemiş kireç serpilir. Kireç zemin toprağını ve zemine
yakın suyun kalitesini arttırır. Havuz suyunda zooplankton artışı olmaya başladığında organo
fosforik asit esterleri (Dipterex) 0.2-0.3 ppm kullanılarak ortamdaki zooplankton gelişimi
önlenmiş olur. Çok ileri safhalardaki su kalitesi bozukluklarında,havuz boşaltılır,balıklar
başka havuza alınır. Boşaltılan havuzun dibi kurutulur. Boşaltma mümkün değilse, uygun
fitoplankton gelişimi sağlanıncaya kadar havuzda karıştırıcı pedallar kullanılır.
Havuz atığı
Havuzda çürüyen plankton, yem ve balık artıkları kontrol edilmelidir. Çürüme ve bozulmanın
ürünü olan amonyak balığı rahatsız eder, iştahını olumsuz yönde etkiler. Amonyak oksijen
olmaması halinde ortaya çıkar. Her yıl havuz boşaltılarak zeminde toplanan artıklar havuzdan
alınır. Bunun takiben toprak kurutulur ve kireçlenir.
Sülfür
Sülfat indirgeyici bakteriler suda bol bulunan sülfatları hidrojen sülfite dönüştürürler. Bu
durumda balılar yetersiz oksijen nedeniyle başlarının su yüzeyine çıkarırlar. Bu şartların
devam etmesi durumunda büyük kayıplar olabilir. Su demir ihtiva ederse zararsız olan
demirsülfit ortaya çıkar. Bu nedenle hidrojensülfitin etkisini azaltmak için bir kaç haftada bir
havuz suyuna demir oksit serpiştirilir.
Azot,Fosfat, Potasyum
Bu elementler fitoplanktonların gelişmesi için gereklidir. Başlangıçta yeni havuzlar
gübrelenir. Bu elementlerin optimum miktarları azot için 12,7 ppm fosfat için 1,3 ppm,
potasyum için 0,1 ppm dir.
Yılan balığı yavrularının beslenmesi
Yılan balkıları diğer pek çok balığa nazaran farklı özellik gösterirler. Genelde geceleri yem
alma alışkanlığı olan türlerdir. Uzakdoğu’da yılan balığı yetiştiriciliğinin başlaması ile birlikte
pek çok besleme yöntemleri denenmiştir. Bunlar ipek böceği pupu ile besleme, taze balık eti
ile besleme ve karma yem ile beslemedir. Bu yemleme yöntemleri ayrı ayrı uygulanabildiği
gibi karışık olarak da ele alınabilir.
İpek böceği pupları Tayvan ve Japonya’da uzun süre yılan balığı yetiştiriciliğinde başarı ile
kullanılmış ise de daha sonra ekonomik nedenlerle diğer maddelerle besleme ipek böceği
pupları ile yemlemenin yerini almış bulunmaktadır. Yapılan hesaplara göre 1 kg canlı ağırlık
artışı için 10 kg dolayında ipek böceği pupu harcanmıştır. Uzakdoğu’da günümüzde tek
başına ipek böceği pupu ile yılan balığı besiciliği hemen hemen kalmamıştır.
Özellikle Japonya’da insan gıdası olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan balık etleri ile
yılan balığı besisi yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu balıkların başında okyanus uskumrusu
gelmektedir. Ayrıca orkinos gibi iri balıkların temizlenmesi sırasında elde edilen kafa ve iç
organlar gibi artıklar da yemlemede yararlanılmaktadır. Yılan balıklarına diğer balık etleri
kıyılarak veya bütün halinde verilir. İri balıklar gözlerinden veya solungaçlarından bir tel
üzerine dizilir ve havuza yem olarak asılır. Bu yemler verilmeden önce derilerine yumuşaması
için bir kaç dakika kaynar suya batırılır. Bu yapılamazsa yılan balıkları, balıkların derisini
parçalayamadığından deriye yapışmış şekilde olan et değerlendirilemez. Bu da havuzda
kirlenme sorunları ortaya çıkarır. Bazı işletmelerde her türlü balık ve balık artığı mikserlerle
parçalanarak hamur haline getirilir ve tel sepetlerle havuza sarkıtılarak yem olarak kullanılır.
Hamur yapma işleminden önce balıkların pişirilmesi ve kılçıklarından temizlenmesi ile havuz
dibine çöküp kokuşması önlenir. Japonya’da balık etleri ile besleme ipek böceği pupuna göre
daha başarılı olmuştur. Ancak balık etinin temini, depolanması, hazırlanması ve beslemedeki
kirlilik problemleri yetiştiricileri karma yemle beslemeye yöneltmiştir.
Japonya’da yılan balığı yetiştiriciliğinde günümüzde karma yem kullanım oranı % 80’ e
ulaşmış bulunmaktadır. Karma yemler diğer hayvansal yemler gibi balık unu, diğer yem
maddeleri vitamin ve yem karışımından oluşur. Un şeklinde pazarlanır. Yılan balığının yoğun
yetiştiriciliğinde kullanılan yemlerin protein oranları çok yüksektir. Elver ve büyük balıklarda
en üst düzeyde gelişmeyi sağlayabilmek için karma yemdeki protein oranı değişmekte olup %
45 ile % 59 arasında bulunmaktadır. Tayvan’da yapılan bir araştırmaya göre karma yeme
katılacak balık ununun beyaz renkli olmasının daha iyi sonuçlar verdiği saptanmıştır. Balık
unları % 4 oranında morina karaciğer yağı ve %30-50 su ile ıslatıldıktan sonra yoğrularak
elde edilir, ve canlı ağırlığın % 2-8 oranında verilir. Japonya’da karma yeme yağ katma oranı
%10’a kadar çıkabilmektedir. Yapılan hamur bir tel sepet içerisinde havuzun yüzeyine yakın
daldırılır ve 10-15 dakika süre ile balıkların yemesi için bırakılır. Bu süre sonunda
tüketilmeyen yemlerin havuz suyunu kirletmemesi için ortamdan uzaklaştırılır. Yılan balıkları
geceleri yemlenen tür olduklarından aydınlık yerlerde yem almaktan hoşlanmazlar. Bu
nedenle havuz kenarlarına üstü kapalı yemleme yerleri yapılır.
Yapılan çalışmalar göstermiştir ki sudaki oksijenin yükselmesi ile birlikte balıkların iştahları
da artmaya başlar. Bu nedenle yemlemenin havuz içindeki fitoplankton varlığı nedeniyle
sabah güneşin doğması ile birlikte başlaması gerekmektedir. Bazı işletmelerde suda oksijen
çözünmesini sağlayan aeratörler yemleme zamanında devamlı olarak çalıştırılır. Yılan
balıkları yemleme yeri ve zamanını öğrenebilen verilen yemi çok iştahla tüketen canlılardır.
Yem almaları suyun sıcaklılığına, havanın bulutlu olmasına bağlı olarak değişir. Su sıcaklığı
23-28 °C arasında yem alımı en üst düzeydedir. Son yıllarda 1,5 kg karma yem ile 1 kg canlı
ağırlık artışı sağlanabilmektedir. Küçük yavrularda yem oranı büyüklere nazaran daha fazla
olur. Yaşlı yılan balıkları gençlere nazaran yağlı yemleri daha iştahla tüketirler. Genel A, D3,
E, vitaminleri içeren ve bitkisel yağlar pahalı balık yağlarına tercih edilir. Sıcaklık ve
balıkların gelişme dönemine göre verilecek olan yem ve yağ miktarları tablo-2,3 de
verilmiştir. Yeme katılan mineral madde miktarı da büyümeyi etkileyen önemli bir faktördür.
Karma yemde mineral madde oranı % 5 den daha az olmamalıdır. Mineral medde ihtiva
etmeyen veya çok az içeren yemlerle yapılan beslemede yılan balıklarının iki hafta içinde
zayıflamaya başladıkları ve daha sonra kitle halinde öldükleri saptanmıştır. Bu nedenle karma
yemlerde yapılan çalışmalar sonucu % 8 mineral madde katkısı en iyi sonucu vermiştir.
Tablo 2: Balık Ağırlığa Göre Günlük Yem Miktarı (%)
Sıcaklık (°C)
Elver
Büyük balık
18
3.5
2.0
18-23
3.5-5.0
2.0-2.8
23-28
5.0-6.0
2.8-3.2
28 +
3.5-5.0
2.0-2.8
Tablo 3:Yeme katılacak yağ miktarı (%)
Sıcaklık (°C)
Elver
Büyük balık
18
0
0
18-23
0-5
5-7
23-28
3-5
7-10
28 +
0-3
5-7
Tablo 4: Uzakdoğu’da kullanılan yılan balığı yem formülü.
İçerik
Protein
Yağ
Selüloz
Mineral madde
Nem
Elver Yemi (%)
48
4
1
13
12
Büyük Balık Yemi (%)
46
2
1
13
13
Tablo 5 : İtalya’da yem fabrikalarında kullanılan bir yem rasyonu
toplam protein, en az
yağ, en az
selüloz, en fazla
mineral maddeler, en fazla
nem, en fazla
A vitamini
D vitamini
E vitamini
% 49
%6
%2
% 13
% 10
2 000 000 IU ( 100 kg için )
200 000 IU “
5g
- İçerik: balık unu, et unu, yarı pişmiş nişasta unu, tahılların çözünebilir distilatları, NaCl,
metionin, butiloksitoluen
Tablo 6: İtalya’da yem fabrikalarında kullanılan bir yem rasyonu
protein
yağ
selüloz
mineral maddeler
nem
% 58.5
% 7.3
% 0.5
% 14.5
% 13
Kg yeme vitamin ve mineral madde içeriği
A vitamini
10 000 IU
D3 vitamini
B1 vitamini
B2 vitamini
B12 vitamini
C vitamini
E vitamini
K vitamini
PP vitamini
Pantotenik asit
inositol
kolin klorür
demir
çinko
manganez
iyot
kobalt
1 000 IU
5 mg
20 mg
0.04 mg
100 mg
20 mg
2 mg
150 mg
50 mg
100 mg
1 000 mg
120 mg
27 mg
25 mg
0.9 mg
0.2 mg
Yılan Balığı Yetiştirme ve İdaresi
Stoklama yoğunluğu, ağırlık veya sayı olarak birim alana birim alana konulan balık miktarı
olarak tanımlanır. Uygulanan kültür metoduna göre, yoğunluk bir tesisten diğerine göre
değişir.
Japonya’da 1 kg ağırlıkta her biri 0,17 g gelen 6 000 adet elver bulunur. Her elver tankına 3,5
x 6 000 elver konur (m² ye 2 000 adet yada 400 g elver ). Bu oldukça fazla bir miktardır. Bu
nedenle elver tanklarına daha fazla oksijen verilir. Çalışmalar büyümeye izin veren belli bir
alt sınırı olduğunu göstermiştir. Bir başka deyişle stoklama çok seyrek olursa gerekli büyüme
sağlanamaz.
Isıtılan havuzlarda elver ağırlığı başlangıç ağırlığının üç katına çıkar. Bu noktada yoğunluk
çok fazladır. Balıkların seyreltilmesi gerekir. 1 kg ağırlıkta 1 500 elver olan balıklardan 400
m² alana 150 000 adet konulur. Buna göre m² ye 400 adet yada 100 g yavru düşer.
Tablo 7 : Havuz stoklama yoğunluğu
Havuz tipi
Elver tankı
Yavru havuzu
Büyütme havuzu
Boyutlar (m) Alan (m²)
2.5 x 4
10 x 40
33 x 20
10
400
660
Havuz başına
konulan (kg)
3.5
100-150
300 a 100/kg veya
Havuz başına alınan
(kg)
1500-2000 kg/adet
100 kg/adet
5 kg/adet
900 a 30/kg
Büyüme sırasında sık sık boylama yapılır. Bu şekilde büyüme daha iyi olur. Yetiştiriciliğin
son safhası büyütme havuzlarında gerçekleşir. 660 m² havuza her biri 10 g olan ( 100 adedi 1
kg ) 300 kg balık yani m² ye 50-60 balık konur. Burada amaç 150-200 g ağırlığında
pazarlanacak bireyler elde etmektedir.
Büyüme oranı
Japon yılan balıklarının ilk yıl içindeki büyüme oranları tablo x de verilmiştir. Balıkların
büyütüldüğü havuz suyunda ısıtma işlemi uygulanmadığından büyüme oranı düşük çıkmıştır.
Havuz suyunu ısıtarak yetiştiricilik yapan bazı işletmelerde, 7-9 ay sonunda 150-200 g canlı
ağırlık elde edilebilmektedir.
Geleneksel yöntemin uygulandığı daha basit şartlarda yetiştiricilik yapan işletmelerde
yetiştiricilik süresi 2 yıla kadar uzar. İlk yılda 30-40 g gelen elverler hedeflenir. Boylama
yapılamazsa boylar arasında büyük farklar ortaya çıkar. Bunun sonucu bazı balıklar 120 g
ağırlığa ulaştığında bazıları hala 2 g ağırlıkta kalabilir. İyi bir yönetim uygulanmazsa ilk 3-4
ay içinde çok yüksek bir ölüm oranı görülür. Ölüm sebebi iyi yem alamamak ve hastalıktır.
Tablo 8 : İlk yıl yılan balıklarının ortalama büyümeleri
Ay
Şubat
Mart
Mayıs
Haziran
Ağırlık (g)
0.18
0.30
0.64
2.72
Ağırlık (g)
Ay
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
5.48
15.00
23.9
29.00
30- 40 cm ye kadar erkek ve dişi bireyler arasında büyüme bakımından bir fark yoktur. Bu
uzunluktan sonra özellikle avrupa yılan balığı erkek bireylerin büyümesinde bir düşüş görülür
(Şekil x ). Erkekler en fazla 50 cm büyürler. Bu boydaki ağırlık 100-120 g dır. Dişi bireyler
50-70 cm ye kadar boya ve 300-500 g ağırlığa kadar büyüyebilirler. Erkek dişi arasındaki
oran erkek lehine 20:1 dir. Cinsiyet farklılaşması 14-20 cm arasında olur. Bu boya kadar balık
aynı zamanda hem erkek hem de dişi cinsiyet hücrelerini taşır.
Verim
Japonya’da yılan balığı Pazar ağırlığı 150-200 g dır. Durgun su kültüründe yetiştirme havuzu
verimi 4 kg/m²/yıl dır. Bu verim 20 x 200 g/m²/yıl veya 40 ton/hektar/yıl şeklinde ifade
edilebilir. Verim takip edilen uygulamalara, üreticinin işletmesini idare etmedeki bilgi ve
becerisine göre değişir. Bazı işletmelerde 8 kg /m²/yıl verim sağlanırken bazı işetmelerde bu
verim 1 kg / m²/yıl gibi düşük kalmaktadır. Bazı çiftlikler yavru yetiştirme konusunda
ihtisaslaşırlar. “Futo” adı verilen bu çiftçiler balıklarını diğer yetiştiricilere satarlar. Yavru
yetiştiriciliğinde amaç en kısa zamanda 10-40 g a gelen balık elde etmektir.
Teorik olarak 1 kg elverden 1 ton balık elde etmek mümkündür. Teori, 1 kg balıkta 6000
elver, yaşama oranının % 80 ve yaşayan her balığın ortalama 200 g olduğu varsayımına
dayanır. Fakat uygulamalardan elde edilen sonuçlar teorinin oldukça gerisine düşüldüğünü
göstermiştir.
Günlük bakım
Su ürünleri yetiştiriciliğinde koruyucu tedbirler almak, tedaviden hem daha kolay hem de çok
daha ucuza mal olur. Bu durumda kayıplar da en aza indirilmiş olur. Çok küçük kalan yada
fungi taşıyan balıklar bu amaçla havuzdan ivedilikle uzaklaştırılır.
Her gün suyun pH ve sıcaklığı (en düşük ve en yüksek değerleri) fitoplanktonların seviyesi (
secchi disk ile ), suyun oksijen miktarı ölçülmelidir. Tesis günde bir kaç kez dolaşılarak
kontrol edilmelidir. Her havuzdaki balık sayısı dikkatle takip edilir. Her iki haftada bir örnek
alınarak balık ağırlığı hesap edilir. Verilen ve artan yem miktarı hakkında kayıt tutulur.
Balık hasadı ve ayrımı
Havuz durumuna göre balıklar galsama ağları, kepçe ağlar ve havuzun boşaltılması ile
yakalanır. Boşaltma sıcak rüzgarsız bir günde yapılır. Şayet havuz suyu tuzlu ise, hidrojen
sülfitin toksik etkisini gidermek için bir gün önceden demir oksit serpiştirilir. Boşaltma günün
erken saatlerinde başlar. Ve havuz yarıya indiğinde bütün boşaltma sistemleri açılarak su
akıtılır. Boşaltma yapılırken balıkların bir kısmı yakalanır. Boşaltmanın erken yapılmasının
nedeni gece su içinde dolaşan balıkların bazılarının gün başladıktan sonra zemin çamuruna
gömülmesine müsaade etmeden su içinde yakalamaktır. Yakalanan ballıklar boylama
kasalarından geçirilerek ayrılırlar. Büyük balıklar pazara gönderilir, küçükler havuza geri
atılır.
Japonya’da iç tüketimin % 50 si Tokyo’da, % 30 u Osaka’da geri kalanı ise diğer bölgelerde
olur. 1960 yılından beri her yıl % 15 oranında artmaktadır. Japon yılan balığı Avrupa türlerine
tercih edilir.
Nakil öncesi aç bırakma
Nakilden 3-4 gün önce yemleme tamamen kesilir. Bu sırada balıklar küçük bir yerde tutulur.
Bunu yapmaktaki amaç yağ miktarını azaltmak, balık sindirim sisteminde bulunan ve ileride
ortaya çıkabilecek artıklardan kurtulmaktır. Bu işlem verimliliği artırır, balığı nakil
koşullarına hazırlar. Aç bırakmada üç metot kullanılır.
1 Balıklar elver tanklarında tutulur. Bol hava ve su verilir
2 Sepete konulan 20 kg balık tatlı su tankına konur. Bu amaçla kuyu suyu kullanılabilir.
3 Her biri 3 kg balık taşıyan sepetler üst üste konur. En yıkardan balıklar duşa tutulur. Bu
işlem sonunda balık ağırlığı % 8 fire verir.
Tablo 9 : 20 ton yılan balığı yetiştirmek için 50 kg elver ile çalışmaya başlanır. Entansif
yılan balığı yetiştiriciliğinde 20 ton balık üretmek için Japonya’da kullanılan havuz miktarı
ve ölçümleri
Stoklanan
balık
Başlangıç ve
bitiş ağırlığı
Elver
50 kg
Yavru elver
150 kg
150 kg
Yavru balık
400 kg
0.4 ton
Başlangıç ve
Stok başlangıç
Havuz sayısı
bitiş boy
Havuz alanı
ve bitişi
ve su durumu
ölçüsü
0.16 g-6 cm
0.4 kg/m2
125 m2
20 m2 lik 6
havuz akarsu
yöntemi
0.5 g- 8 cm
1.2 kg/m2
0.5 g- 8 cm
0.5 kg/m2
300 m2
40 m2 lik 8
havuz akarsu
yöntemi
1.3 g- 12 cm 1.6 kg/m2
1.3 g- 12 cm 0.4 kg/m2
800 m2
80 m2 10
havuz durgun
Ergin balık
2 ton
2 ton
6.5 g- 20 cm
6.5 g- 20 cm
2.0 kg/m2
0.4 kg/m2
20 ton
200 g- 70 cm
4 kg/m2
5 000 m2
su
200 m2 25
havuz durgun
su
Tablo 10: Japonya’da yılan balığı kültüründe kullanılan havuzlar
Balık
Boyu
1m
Açık
veya
Kapalı
beton sera
içinde
beton sera
içinde
toprak açık
1m
toprak açık
Havuz
Derinlik Zemin
Ölçüsü
Yeni
20
0.6 m
elver
8-12 cm 30-100 1 m
12-20 cm 200300
20-70 cm 5001000
Su
Sıcaklık
Verme
(°C)
Şekli
25-26
akarsu
ısıtma
25-26
akarsu
ısıtma
doğal ısı durgun
su
doğal
durgun
su
Not
Kullanım
Periyodu
havalandırma mart
var
havalandırma nisan mayıs
var
yeşil su
haziran
temmuz
yeşil su
ağustos sonu
ve gelecek
yıl
KAYNAKLAR
Alpbaz, A.,Hoşsucu, H., 1988, İç Su Balıkları Yetiştiriciliği, Ege Üniv. Su Ürünleri Y.O. Yay
No:12, 1-98 s. İzmir.
Anonim, 1985, Yılan Balığı, T.C. Ziraat Bankası Ege Bölge Müdürlüğü, Su Ürünleri
Çalışmaları/1, (Çev) Hakkı Çakır, 62 s., İzmir.
Çelikkale, M.,S., 1994, İç Su Balıkları ve Yetiştiriciliği, Cilt 1, 2. Baskı, Karadeniz teknik
Üniv. Sürmene Den.Bil Fak. Yay NO: 2, 337-362 s Trabzon.
DİE., 1991, Su Ürünleri İstatistikleri, TC. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Yay, No:
1583, Ankara
1995, Su Ürünleri İstatistikleri, TC. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Yay, No: 1995,
Ankara
1997, Su Ürünleri İstatistikleri, TC. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Yay, No: 1995,
Ankara
Gault, J., 1986, L’élevage de l’anguille,(in) Aquaculture, (ed) Barnabe, G., Technique et
Documantation-Lavoisier, 739-771 pp, Paris.
Geldiay,R., Balık, S., 1996, E Ege Üniv. Su Ürünleri Fakültesi, Yay No:16, 2. Baskı, E.Ü.
Basımevi, 204-209 s, İzmir.
Tesch, F.,W., 1983, Der Aal, Biologie und Fischerei, Verlag Paul Parey, 340p, Hamburg und
Berlin.
Usui, A., 1974, Eel Culture, Fishing News (Books), Ltd.,186 p, England.
Download